Cyril mango bizans yeni roma imparatorluğu

Page 11

Giriş

Erken Bizans dönemi, iki büyük güç arasındaki bir denge olarak görülebilir­ se, Orta dönem de, bir uzun kenarı (İslam) ile iki kısa kenarı (sırasıyla Bizans ile batı Avrupa) bulunan bir üçgene benzetilebilir. İslam dünyası, hem Roma ve İran'ın miraslarını özümsedi, hem de, İspanya'dan Hindistan sınırlarına dek uzanan bir alanı tek bir 'ortak pazar'da birleştirmekle, alışılmadık canlılıkta bir kent uygarlığı yarattı. Uluslararası ticaretin önemli yollarından kopan, düşman­ ları tarafından sürekli tacize uğrayan Bizans devleti, her şeye rağmen büyük bir etkinlik sergilemeyi ve yitirdiği topraklardan bazılarını yeniden ele geçirmeyi başardı. Ama artık farklı bir yöne bakmak zorundaydı -'klasik topraklara' değil, barbar kuzeydoğuya yöneldi: Şimdi Slavların ve diğer yeni gelenlerin yerleştiği, Karadeniz'in kuzey kıyısında Hazar devleti ile onun ötesinde, 9. yüzyılda Rus devletine dönüşecek toprakların uzandığı Balkanlara. Böylelikle yeni manzara­ lar açılmış oldu ve misyoner etkinliğin öncülük ettiği Bizans nüfuzu, Moravya ve Baltık bölgelerine dek yayıldı. Daha geniş bir tarihsel perspektiften bakıldığında, Orta Bizans döneminin başlıca katkısı burada yata r. Geç dönem de bir üçgen olarak değerlendirilebilir, ama farklı bir konfigüras- " yon söz konusudur. Artık hem Bizans hem de Arap dünyası kargaşa içindeyken, batı Avrupa yükseliyordur. Bu son evreye damgasını vuran başlıca gelişmeler, Anadolu'nun büyük bölümünün Selçuklu Türklerine kaptırılması ile eş zamanlı olarak deniz ulaşımının İtalyan kent devletlerinin eline geçmesiydi. Bundan sonraki yüzyıl boyunca, Bizans birliğini ve saygınlığından bir şeyleri muhafaza etmeyi hala sürdürüyordu; ama yaklaşık l 180'den itibaren, binanın her yanı dökülmeye başladı. Bunun sonucu olarak ortaya çıkan parçalanma -Konstanti­ nopolis'in Dördüncü Haçlı seferi şövalyeleri tarafından zaptı, Levant'ta (Doğu Akdeniz) Latin prensliklerinin kurulması, Trabzon, İznik ve Epirus'da bağımsız küçük Grek devletlerinin oluşması, 1261'de Konstantinopolis İmparatorluğunun soluk bir benzerinin yeniden yaratılması- son derece karmaşık ve heyecanlı bir öykü oluşturur.. Gene de, Bizans tarihinin bu döneminin evrensel anlamda önem taşıdığını söylemek olanaksızdır; temel güç ve uygarlık merkezleri artık yer de­ ğiştirmiş durumdadır. Ana hatlarıyla Bizans tarihinin temel evreleri böyledir. Bu nedenle, araştır­ ma konumuzun, hem zaman içinde çok uzun yayılımı, hem de sürekli değişen bir coğrafi bağlamı var. Erken dönemde, neredeyse tüm Akdeniz havzası konu­ muzun kapsamına giriyor; Orta dönemde, güney İtalya ve Sicilya dışında, Batı araştırma alanımızdan çıkarken, ilgi odağımız Anadolu ve Balkanlar'a kayıyor; son olarak, Konstantinopolis ile, Anadolu ve Yunanistan'da süreklilik gösterme­ yen dağınık topraklarla baş başa kalıyoruz. Yörenin çeşitliliği, halkın çeşitliliği 11


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.