1 00
TANRILAR, MEZARLAR VE BİLGİNLER
muştu) ve bugün de yeniden Serapeion'un üzeri ni kaplayan, oldum olası hareket halindeki kum lardan temizlediğinde, sfenksli yolla birlikte, adı hep söylenen başka bir şeyi de buldu: Kutsal Apis boğalarının mezarlarını! Bu, Mısırlıların bir tür inançlarına derinliğine bakış sağlayan bir buluştu; bizim için yabansı, ürkünç, daha eski Yunanlılara bile, yolculuk anılarında alışılmadık, garip bir şey olarak yazacakları gibi yabansı, ürkünç gelen bir ınanç. Mısır tanrıları ancak sonraları insan kılığına girmişlerdir. Eskilerin dinsel bilinçlerinde onlar, işaretler, bitkiler ve hayvanlarla biçim almışlar Apis boğası. Stilize "karta/ kanat/an ", güneş, uraeus yılanı dı. Tanrıça Hathor bir ılgın ağacında yaşıyordu. ve alındaki üçgen leke onun Tanrı Nefertem'e lotus çiçeğinde, Tanrıça Neith'e kutsallığının simgeleriydi. çaprazlama iki ok mıhlanmış bir kalkanda tapılırdı. Fakat tanrılar her şeyden çok hayvan kılı ğında gösterilirdi. Tanrı Chnum bir teke kılığındaydı. Tanrı Horus bir atmaca, Thout bir ibis, Suchas bir timsah, Bubastis'in tanrıçası bir kedi, Buto'nunki bir yılan dı. Bu hayvan biçimli tanrıların yanında, eğer belirli bir işaret taşıyorlarsa, doğ rudan doğruya hayvanlara tapılırdı. Bunların en ünlüsü, tapılışı yeryüzünde hiç bir dönemde hiçbir hayvana karşı gösterilmeyen görkemlikte olanı, Mısırlıların "Tanrı Ptah'ın uşağı" saydıkları Memphis'in kutsal bağası Apis'ti. Tapınak bu kutsal hayvanın bulunduğu yerdi. Papazlar ona bakarlardı. Ölülerse büyük bir törenle mumyalanır ve gömülürdü. Yerini de yine o işaretle ri taşıyan başka biri alırdı. Bunlar için tanrılara ve krallara yaraşır mezarlar yapıl mıştı. Bubastis ve Benihasan'daki kedi mezarları, Ombos'taki timsah mezarları, Aşmunen' deki ibis mezarları, Elephantine' deki teke mezarları hep böyle hayvan mezarlıklarıdır. Bunlar bütün ülkeye yayılan, Mısır tarihi boyunca birçok değişik liklere uğrayan, belirli bir yere bağlı oldukları için bazen büyük bir parlaklığa ka vuşan, sonra yeniden yüzyıllarca silinip giden kültlerdi. Bunları çok garip bulan lar, hatta gülenler varsa onlar yabancı kültür çevrelerinden kişiler için, örneğin bi zim bakire Meryem ve lekesiz gebe kalma inancımızın ne denli anlamsız gelece ğini düşünmelidirler. Mariette kutsal Apis boğaları mezarlarının üzerine gelmişti! Tıpkı büyüklerin mezarlarında olduğu gibi bunun giriş yerinin üstünde de bir tapınak vardı. Bir eğik rampa, Büyük Ramses döneminden başlayarak bütün Apis boğalarının bir arada uyurlukları mahzenlere iniyordu. Yüz metre uzunluğunda bir galeriye me zar odaları açılıyordu. Ta Ptolomaioslar dönemine dek giden genişletme işlerinde galeriler üç yüz elli metre uzunluğa erişmişti. Ne inanç! Mariette, meşalelerin titrek ışığında, arkasında fısıltı ile konuşmayı bile göze alamayan işçiler, mezar odasından mezar odasına dolaştı. Boğaların yattıkları taş