Intown 20

Page 1

Nisan-Mayıs 2016 Sayı 20

www.intowndergisi.com

NÜ HAPPY MUTFAK İLE MUTLULUK KEŞFI 23 NİSAN’DA ŞEHİRDE NELER OLUYOR? AZ BİLİNEN AVRUPALILAR

MANZARA VE YEMEK Mİ DEDİNİZ?

N¡L KARA¡BRAH¡MG¡L “İçimde bir sürü Nil var,

hepimiz aynı çatı altında geçinip gidiyoruz”


BÜYÜKDERE SEDATKENT SİTESİNDE 5 ODA 2 SALON 550 M2 BOĞAZ MANZARALI VİLLA 10.000 USD

SELENIUM COUNTRY SİTESİNDE 5 ODA 1 SALON 301 M2 ÖZEL DEKORASYONLU BAHÇE TRİPLEKSİ 890.000 USD

KEMER COUNTRY’DE 6 ODA 1 SALON 450 M2 TAM MÜSTAKİL VİLLA 2.900.000 USD

KEMER COUNTRY’DE 5 ODA 2 SALON 450 M2 BÜYÜK BAHÇELİ VİLLA 8.000 USD

SIRA EVLER SİTESİNDE 4 ODA 2 SALON 330 M2 TERASLI EN İYİ KONUMDA ÇATI DUBLEKSİ 630.000 USD

ARKETİP EVLERİ 2.ETAP’TA 3 ODA 1 SALON 178 M2 BÜYÜK BALKONLU 600.000.-USD

KEMER COUNTRY’DE 7 ODA 2 SALON 800 M2 TAM MÜSTAKİL VİLLA 4.800.000 USD

KEMER LİFE 21’DE 4 ODA 1 SALON 187 M2 BÜYÜK YAN TERASLI ARA KAT 725.000 USD

KEMER HİLL SİTESİNDE 3 ODA 1 SALON 210 M2 ÇOK BAKIMLI 650.000 USD

İSTANBUL ZEN SİTESİNDE 4 ODA 1 SALON 220 M2 BAHÇE DUBLEKSİ 840.000 USD

KEMER CITY 1. ETAP’TA ÇOK BAKIMLI 4 ODA 1 SALON 230 m2 ÇATI DUBLEKSİ 550.000 USD

intown

1



Canlı müzik performanslarına, özel davetlerinize ve etkinliklerinize ev sahipliği yapıyoruz.

od o G music

&

food

d o o G

&

music food

Kemerlife Çarşı Göktürk

322 48 22

Tüm programlarımız hakkında güncel bilgi almak için bizi arayınız.

Paket servisimiz vardır



WOODS HOME

www.woodsnikikurt.com

İstanbul Cad. Telekom Sok. Göktürk Merkez Mah. No: 3/1 Arcadium Avm, Eyüp / İstanbul Tel: +90 (212) 322 00 55-56


10. yılımızda büyüyoruz!

Her gün daha iyiye gelişim

10. yılımıza girerken “Her gün Daha İyiye Gelişim” anlayışı ile 140 m2’lik eski çalışma alanımızdan ayrılıp 250 m2’lik yeni yerimize taşındık. Yeni yerimizde göze çarpan ilk değişim dekorasyonumuz oldu. Loft/wintage mimarisi ile müşterilerini ağırlayan yeni salonumuz, çeşitli hizmetler veren odalarımıza ilerledikçe klasikleşen bir dekorasyona sahip. Eski hizmetlerimize ek olarak Kaizen cafe, medikal oda, kalıcı makyaj (long time liner ve microblading), cilt bakım odası ve masaj hizmeti ile Göktürk’ün en yoğun, en büyük ve 30 çalışanı ile en geniş ekibine sahip salonu olduk.

kaizen_turkiye

kaizenhairdressing

www.kaizenhairdressing.com R

Göktürk Mah. İstanbul Cad. Artell Forum Çarşı No: 38/U Eyüp / İSTANBUL

0 212 322 62 00 - 01 - 02



VitrAilehayallerinitasarla.com

vitra.com.tr #hayallerinitasarla / VitrATurkiye / VitrATurkiye Danışma hattı: 0850 311 70 70


İÇİNDEKİLER 22 Ajanda 26 Röportaj

Nil Karaibrahimgil

34 Gündem

40

NİL

28

KARA İBRA HİM GİL

44

50

54

62

ALIŞVERİŞ

44 DEKORASYON

62

16 intown

70

Blogger’ların Nü Happy Mutfak ile Mutluluk Keşfi Akortsuz Düşünceler Göktürk Ruhu Dekorasyon Kitaplıklarda Bahar Havası Essin Eğitim Bir İnsan Değişir, Dünya Değişir Z Kuşağı Bayram Geldi, Hoş Geldi! Alışveriş Bayram Çocukları İçin...

Yayın Sahibi Nü Medya Estetik Hizmetleri Ltd.Şti. info@intowndergisi.com Genel Yayın Yönetmeni Sim Yener sim@intowndergisi.com Editör Başak Duru (Sorumlu) basak@intowndergisi.com Sanat Yönetmeni Metin Özkan Halkla İlişkiler Gülşah Aynacı Müşteri Temsilcisi Çisil Çalı Katkıda Bulunanlar Leyla Asena Arıca, Gül Bozantı, Fırat Karaca, Mehmet Sırıklıoğlu, Renin Esmer, Hande Kurdoğlu, Cem Bakaçhan, Bahadır Geliş, M. Fırat Bingöl, Zeynep Şen, Gökçe Gökçeer, Elçin Onat, Hayri Zorlu, Doç. Dr. İhsan Hanson Fotoğraf Editörü Fiona Akkohen Yönetim Yeri Nü Medya Estetik Hizmetleri Ltd.Şti. İstanbul Cad.Gökofis İş Merkezi K.2 Göktürk - Eyüp / İstanbul Tel: 0212 322 23 71 - 322 63 76 Baskı Yeri Portakal Basım Matbaacılık San.Tic. A.Ş. Huzur Mah. Tomurcuk Sok. No: 5/1 4 Levent - İstanbul Tel: 0212 332 28 01

Güncel Anneysen Çarşı İle Annelerin İşi Artık Daha Kolay!

72

Genç Kalem

Reklam ve rezervasyon için; (0212) 322 23 71 - (0212) 322 63 76

Sokak Röportajı Neşe Doluyor İnsan!

info@intowndergisi.com www.intowndergisi.com

78

Bizim Cemiyet

Yayın Türü 2 aylık süreli, yerel Basım Yeri ve Tarihi İstanbul, Nisan 2016

74

Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve illüstrasyonların her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz. Yazıların sorumluluğu yazarlara, yayınlanan ilanların sorumluğu ise sahiplerine aittir.

intowndergisi www.KATİA.com.tr

Göktürk merkez mah.İstanbul cd Panayır Çayırı sok.no.1/14 Göktürk/İSTANBUL


İÇİNDEKİLER

GEZİ 84

84

Gezi Az Bilinen Avrupalılar

88 Moda

HERKES BODRUM’A YERLEŞİR

Bazıları hayallerine...

Gucci Gerçeği

94 Araştırma 97 Sağlık 108 Gusto 116 En İyi 5 120 İş Dünyası 124 Tavanarası

124

İSTANBUL’UN TANRISIZ TAPINAKLARI:

KAHVEHANELER

120

İstanbul’un Eski Kahvehaneleri

130 Yaratıcı Anne 132 İyi Yaşam 136 Perspektif 138 Yollarda 140 Minik Dostlar 142 Briç 144 Kitap 146 Beyazperde 150 Kısa Kısa 158 Göktürk Rehberi

88

Elysium Miramar

MANZARANIN ZİRVESİNDE, BODRUM’UN MERKEZİNDE ELYSIUM MİRA M AR BODRUM. Bodrum Kalesi’nden Kos Adası’na uzanan uçsuz bucaksız manzarası, sıra dışı çizgilerdeki modern mimarisiyle Elysium Miramar Bodrum, size ayrıcalıklı ve farklı bir Bodrum sunuyor. Merkezi konuma, özel havuzlara ve akıllı ev teknolojilerine sahip villalarıyla, yaz-kış yaşanacak, hayallerdeki gibi bir yaşamın kapılarını aralıyor. Bodrum’a yerleşmekten ötesini, en iyisini isteyenlere!

MAYIS 2016’DA TESLİM SADECE 46 ADET DUBLEKS VİLLA VE 4 ADET PENTHOUSE

18 intown ofton.com.tr | elysiummiramar.com | 444 5 350 |

/oftoninsaat


EDİTÖR

www.carters.com.tr

Pratik alt değiştirme sağlayan çıtçıtlı ağ kısım (Çıtçıtlar oksitlenme ve kopma yapmaz.)

ATTRAVERSIAMO “Eat, Pray, Love” kitabını okuyan ya da filmini izleyenler “Attraversiamo” kelimesini hatırlar. Her şeyin özeti tek bir sözcük olabiliyor bazen, anlamı bu kadar derin ve değerliyse… İtalyanca olan bu kelimenin İngilizce karşılığı, “Let’s cross over”. Türkçeye çevirmek istersek de şöyle: “Hadi karşıya geçelim”. Hangi dilde olursa olsun içindeki o derinliği kaybetmeyen bir sözcük “Attraversiamo”… Hayatının bu şekilde olmaması gerektiğine karar veren bir kadının yeni bir ruh arayışına girme hikayesini anlatıyor kitap. Yani kısaca içe yapılan en güzel yolculuğu. Karakter bununla da kalmayıp İtalya, Hindistan ve Endonezya yollarına düşüyor üstelik. Tedbil-i mekanda her zaman ferahlık vardır, biliriz. Sonu da elbette mutlu son. Her içe yapılan yolculuk gibi… Hayatımızın istemediğimiz şekilde devam etmesine bir dur deme hali kısaca bu hikaye… Kıştan sonra baharın geleceğini bildiğimiz gibi nefes almaya devam etmek ve kimseyi beklemeden, kendi kendimize “Hadi karşıya geçelim” demek, kendimize yapacağımız en büyük iyilik. Hele ki kötü haberlerle güne uyanmaktan, kötülükten şikayet etmekten, kötüyü konuşmaktan gündem bizi alıkoymazken belki de yapacağımız aynı anda en akıllıca şey bu! Günler uzuyor, havalar ısınmaya başlıyor. Doğanın değişimi sanki bize kendimizi iyi hissetmemiz için türlü türlü fırsatlar sunuyor. Intown’ın 20’nci

20 intown

sayısında sizinle baharı karşılamak istedik. Bu yüzden kapağımızda varlığıyla içimizde kelebekler uçuşmasına sebep olan Nil Karaibrahimgil’i konuk ettik. Kulak kesilince hak vereceksiniz, onun ruhunun gerçekten kanatları var… Madem yola düşme zamanları kapıda, az bilinen Avrupa köylerini Gezi sayfalarımıza taşıdık. 23 Nisan’a kayıtsız kalamazdık. Çocuklar için keyifli önerileri sıraladık. Manzara ve yemek denildiğinde akla gelen mekanlar En İyi 5 sayfalarımızda sizi bekliyor. Mevsim itibarıyla tabakların daha da yeşillenmesini fırsat bilip Göktürk’ün yeşil tabaklarını keşfe çıktık. Ve elbette Göktürk’te ne olup bittiğini yine ilk ağızdan sizinle paylaşmak istedik. Bu sayımız iki önemli güne denk geldi. Şimdiden 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Anneler Günü’nünüz kutlu olsun… Yeni bir ruh arayışına girmek isteyenleri “Attraversiamo” demeye davet eder ve iyi okumalar dilerim.

Tüm kıyafetlerimiz vücudu tamamen sarar ve vücuda göre şekil alır.

Carter’s Rahatlığı Body’ler %100 PAMUK VE GENİŞLEYEN ZARF YAKA

Body: Carter's bodylerinin en önemli özelliği vücudu tam olarak sarması ve yaka kısmının bebeklerin omuzlarını açıkta bırakacak şekilde genişlememesidir. Carter's bodylerinin en önemli diğer özelliği ise beden boyunun uzun olmasıdır. Bu sayede uzun süre kullanılabilir. Bodylerin zarf yaka olması bebeğin kafasının rahat geçmesini sağlar. Bodyler bebeğin bezinin kaymasını önlediği gibi ayrıca belinin açılmasını da önler. Tuvalet eğitimi verilinceye kadar kullanılabilir. Tulumlar: Yenidoğan tulumlarımızın en belirgin özelliği kol kısmında bulunan kesedir. Bu kese ters çevrildiğinde eldiven olarak kullanılır. Bebekler için patikli tulumlarımız da anneler için vazgeçilmezdir. Uyku Tulumları: 2 yaşına kadar boğulma tehlikesine karşı yorgan kullanımı yasak olduğundan, uyku tulumlarımız pamuklu ürünler üzerine giydirilerek kullanılabilir.

Çizilmeleri engelleyen el keseleri


AJANDA KONSER TİYATRO ATÖLYE GÖSTERİ

NİSAN 2016

Şehirde neler var?

6 Nisan

CEYLAN ERTEM Ceylan Ertem, “Bile İsteye Yandım” dediğinde pek de kayıtsız kalamazsınız. Üstelik bir de bunu Ses 1885 Orta Oyuncular Tiyatrosu sahnesinde söylüyorsa… Cover parçalara kattığı ruhuyla deyim yerindeyse “hadi bakalım aşk acımızı birlikte yaşayalım” diyen Ertem, “Amansız Gücenik” albümünden parçalarla yine harika bir konsere imza atmaya hazırlanıyor. www.biletix.com

12

34

16 Nisan

BUDAPEŞTE GYPSY SENFONİ ORKESTRASI 1985 yılında kurulan Budapeşte Gypsy Senfoni Orkestrası, Ülker Sports Arena’da! Liszt, Bartõk, Kodaly, Hubay, Erkel, Brahms, Tchaikovsky, Sarasate, Strauss’un çalışmalarını içeren klasik sanat eserlerinin yanı sıra Macar Çigan Müziği, Macar melodileri ve halk şarkıları da çalan orkestra, 1985’ten bu yana 21 CD, beş DVD çıkarmasının yanı sıra platin ve altın disk ödüllerini de kazandı. Dünyanın beş kıtasında konser veren Budapeşte Gypsy Senfoni Orkestrası’nın konserini kaçırmayın. www.biletix.com

22 intown

9 Nisan

ATHENA Türkiye’de punk ve ska akımının ilk ve tek başarılı ismi Athena Dorock XL sahnesinde... Hakan ve Gökhan Özoğuz tarafından kurulan Athena, 1998 yılından beri yurt içinde ve yurt dışında sayısız konser ve festivalde yer alarak eğlenmeye tam gaz devam ediyor. Enerjisi düşmeyen grup, ezbere alınan şarkıları birlikte söylemek için Athenaseverleri bekliyor. Konser biletleri için: www.biletix.com

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

23 Nisan

ÇOCUKLARLA NEŞELİ TABAKLAR

“Çocuklarla Neşeli Tabaklar” workshop’u 14:00–16:00 saatleri arasında Eataly Mutfak Atölyesi’nde minikleri bekliyor. Eataly’nin şefi ile çocuklarınızla birlikte hem eğlenmeye hem de lezzetli ipuçları öğrenmeye hazırsanız, bu atölye tam size göre! Kurbağa şeklinde bir hamburger, kedi köfte, çılgın spaghetti ve daha fazlası için kısa süreli bu workshop’u sakın kaçırmayın. Hem tabaklarınızda çocuklarınızın bayılacağı tasarımları birlikte yaratın hem de bu neşeli tabakların lezzetine birlikte varın. www.biletix.com


AJANDA KONSER TİYATRO ATÖLYE GÖSTERİ

MAYIS 2016

Şehirde neler var?

19-22 Mayıs

CAPPADOX Bu yıl 19–22 Mayıs 2016 tarihleri arasında düzenlenen Cappadox, Kapadokya’nın özel doğasında, Uçhisar, Göreme ve yakın çevresinde gerçekleşiyor. Geçtiğimiz yıl üç gün boyunca müzik, çağdaş sanat, gastronomi, açık hava deneyimlerinde buluşturan Cappadox’ta Türkiye’den ve yurt dışından katılımcılar konserler, gün doğumu etkinlikleri, doğa yürüyüşleri, çağdaş sanat performansları ve sergilerle Kapadokya’yı keşfetti. Cappadox, bu yıl tohumların ekildiği ortak bir mirasın izini sürmeye hazırlanıyor. Etkinliklerini “Gelin bahçemizi ekelim” teması altında toplayan Cappadox bu coğrafyanın geçmişinden ve doğasından yola çıkarak günümüzün hızlı yaşamına alternatif bir pencereden hıza ve küresele karşı, doğanın ritmini, insani ölçeği ve yereli merkeze alıyor. Festivalin ayrıntıları ve bilet için: www.cappadox.com

28 Mayıs

BEIRUT

12

34

Indie-rock grubu Beirut, yeni albümü “No No No” ile 28 Mayıs’ta KüçükÇiftlik Park’ta sahne alıyor. Zach Condon’un kurucusu olduğu ve farklı kültürlerden gelen müzisyenlerin oluşturduğu yüksek müzik kalitesine sahip Beirut, Batı Avrupa ve Balkan müziğini kendi yorumlarıyla harmanlıyor ve folk müziği ile caz arasında özgün bir sound’u müzikseverlerle buluşturuyor. www.biletix.com

24 intown

28-29 Mayıs

CHILL-OUT FESTIVAL İSTANBUL Bu yıl da yine Life Park’ı dev bir festival kasabasına dönüştürecek olan Chill-Out Festival Istanbul için geri sayım başladı! Geçtiğimiz Mayıs ayında 10. yılını 20.000’e yakın müzikseverin katılımıyla kutlayan ve 2006 yılından beri müzikal kalitesi ve doğa içerisindeki özgün atmosferiyle müzik severler için bir bahar klasiği haline gelen Chill-Out Festival Istanbul, caz’dan soul ve funk’a, electronica ve house’dan indie’ye uzanan müzikal seçkisi, konsept sahneleri, kültürel ve sanatsal aktiviteleri, eşsiz doğası ve bu yıl da farklılaşarak sunacağı sıra dışı atmosferiyle, festival tutkunlarını iki gün süresince büyüleyici bir yolculuğa davet ediyor. www.chilloutfest.com

31 Mayıs’a dek

THE ART OF BANKSY

Dünyanın en ünlü Kırmızı Balonu’ndan Banksy’nin Zihnine Yolculuk, 31 Mayıs’a dek Global Karaköy’de… Gizemli sokak sanatçısı Banksy’nin dünyaca ünlü eserlerini bir araya getiren en büyük koleksiyon “The Art of Banksy”, izleyiciyi Londra sokaklarında büyüleyici ve unutulmaz bir yolculuğa çıkartıyor. Küratörlüğünü Steve Lazarides’in üstlendiği The Art of Banksy’de sanatçının farklı dönemlerine ait özel koleksiyonlar ve enstalasyonlar, modern teknoloji eşliğinde sergileniyor. www.biletix.com


RÖPORTAJ

NİL

BUNDAN 14 YIL ÖNCE REKLAMLARDA PEK DE ALIŞIK OLMADIĞIMIZ BİR TARZLA ÇIKTI KARŞIMIZA. “ÖZGÜR KIZ”I ÇOK SEVDİK; EN ÇOK DA KENDİNİ SEVDİRMEK İÇİN BİR ÇABASI OLMAMASINI, OLDUĞU GİBİ OLMASINI… BUGÜN GELDİĞİMİZ NOKTADA ŞARKILARIYLA TATLI RÜZGARLAR ESTİREN, RENKLİ KİŞİLİĞİYLE HEP MERAK EDİLEN, YAZILARIYLA İYİ HİSSETTİREN BİR ANNE NİL KARAİBRAHİMGİL. HİSAR OKULLARI KÜLTÜR MERKEZİ’NDEKİ KONSER ÖNCESİ GÖKTÜRK’TE BULUŞTUK; KENDİNİ SEVEN, DÜNYAYI SEVEN, OLDUĞU GİBİ OLMAYI BIRAKMAYAN BİR KADIN VAR KARŞINIZDA…

“İçimde bir sürü Nil var, hepimiz

aynı çatı altında geçinip gidiyoruz”

KARA İBRA HİM GİL

Röportaj: Sim Yener Ankara doğumlusunuz. Nasıl bir çocukluk, nasıl bir genç kızlık yaşadınız? Müzisyen bir ailede büyümüşsünüz. Babanızın beline kadar saçları varmış. Ailenizin farklı olduğu kesin. Barda evlenmişler. Sizin özgür kız ruhunuz genlerinizin mi etkisi? Bence evet. Özellikle babam çok sıra dışı biri. Ruhumda, şarkılarımda onun etkisi var. Anneannemle babaannemin de var bence hiç tanımamış olsam da... Anneannem felsefe öğretmeniydi, babaannem şair. İkisi de özgür ruhlu güçlü kadınlar. Bayrağı bana devretmişler gibi hissediyorum.

26 intown

O dönemde babanızın bestelerin kıymeti bilinememiş, anlaşılamamış. Bugün geldiğiniz nokta müzik geçmişi olan bir anne-baba için gurur verici. Kendi başarısızlıklarına rağmen sizi müziğe yönlendirdiler mi, yoksa siz içinizi sesini dinleyerek mi başardınız? Babanızın müzik karmasının sizde devam ettiğini düşünüyor musunuz? Kesinlikle babamın rüzgârıyla yola çıktım. Çok güzel ve kendine has şarkılar yazar, sesi de harikadır… Babam diye söylemiyorum tanıdığım en orijinal insanların başında gelir. Başarı tuhaf bir kavram. Kendisine sormak lazım, kendini başarmış addediyor olabilir. Böyle şeyleri her zaman kişinin kendisine sormak iyidir.

intown 27


RÖPORTAJ “AVUCUNA KONDUĞUNUZ KİŞİ AVUCUNU KAPAMIYORSA, YUKARIDA GÖKYÜZÜ OLMAYA DEVAM EDER.” “Özgür kız” evlendikten sonra kendini kapana sıkışmış hissetti mi? Hayır. Çünkü bu kiminle evlendiğinize bağlı. Avucuna konduğunuz kişi avucunu kapamıyorsa, yukarıda gökyüzü olmaya devam eder. “Serdar benim kanatlarımı açmama vesile olmuş bir şans meleğidir” diyorsunuz. Sizce eşiniz olmasaydı yolunuzu bulamaz mıydınız, kanatlar açılmaz mıydı? Açılırdı. Kanatlı yaratılmışım. Uçmayan kuş olmaz. Ama Serdar yolun başında bana, “Hadi uç kanatlarını merak ediyorum, uçuşunu izlemek istiyorum” dedi. Aşkının rüzgârı, kanatlarımı doldurdu. 17 Ekim’de 40’lı yaşlarla tanışacaksınız. Çoğu kadın için dönüm noktasıdır. Hiç büyümeyen, anne olmanın bile büyütemediği kadın imajınızda bir değişiklik olur mu sizce? Ne zaman büyümeyi düşünüyorsunuz? Hiçbir zaman. Bunu bekleyenler yaşlarımı boşuna saymasınlar. Yoksa gözlerine gitgide tuhaf görünürüm. “Bir gün ünlü olup sahneye çıkacağımdan emindim’’ diyorsunuz. Bu his nasıl oluşmuştu, neydi sizi bu düşünceye iten? Çekim yasası mıdır hayallerinizi gerçek gerçekleştiren? Şans mı, alın yazısı mı? Bir şekilde biliyordum. Belki de herkes hikayesini çocukken duyup unutuyordur.

28 intown

“‘Kanatlarım Var Ruhumda’yı 7,5 aylık hamile halimle yazıp, klip çektiğimde aklımın ucundan geçmezdi Youtube hitinin 50 milyon olacağı... Ama oldu, çok da mutluyum. Oğlumun uğuru herhalde dedim.”

Sadece müzik yaparak, sansasyona karışmadan 14 yıldır müzik dünyasında yer bulan bir sanatçısınız. Hem gündemde bu kadar şarkılarıyla olup, aynı zamanda bu kadar geri planda kalmayı nasıl başardınız? İşlerimi ışıkların altına koydum, kendimi koymadım. Özel hayatımda özgür olmak en büyük lüksüm oldu. Bilinmeyen yönleri nelerdir Nil’in? Nasıl yaşar, neler yapar üretmediği, şarkı söylemediği zamanlarında? Çocuk bakar, jingle yapar, spor yapar, arkadaşlarını görür, kitap okur. Normal biri… Yüzünüzde devamlı bir mutluluk ve tebessüm hali var. Sizi hiç mutsuz görmedik, bu biraz doğal gelmiyor insana. Siz gerçekten böyle misiniz? Yoksa saklıyor musunuz mutsuzluklarınızı? Hep böyle olmak biraz gerçeklerden kaçış oyunu mu? Tuhaf ama neden hakkımda böyle bir algı var anlamıyorum. Herkes gibi iniş çıkışları olan ama ibresi biraz daha pozitife donuk biriyim aslında o kadar.

Herkes sizin “Özgür kız” olarak tanıdı. Biraz geriye gidelim, çocukken çok yaramazmışsınız. Hatta anneniz “Senden sonra bir daha çocuk doğurmam” diye serzenişlerde bulunurmuş. Aziz Arif nasıl bir çocuk, çocukluğunuza benziyor mu? Çok benziyormuş ama onun adı başka. Aziz ve Arif o. Benden daha oturaklı birine benziyor. Lüzumsuz tutturmaları yok. Annelik nasıl bir duygu? Annelikten sonra daha mı üretken, daha mı duygusal, daha mı anaç, daha mı farklı hissediyorsunuz? Nasıl tarif edersiniz şu anda hissettiklerinizi? Eski kabuğumu bıraktım, yeniden bir kelebek olarak doğdum. Tırtılmışım. Kanatlarım oğlumla açıldı. Daha üretken hissediyorum. Türkiye’de çocuk yetiştirirken gelecek ile endişeniz var mı? Var tabii. Bir sürü endişem var. Hangi anne rahat ki? Yine de elimden gelen en güzel dünyayı ona sunmaya çalışacağım. Görevim bu. “Çocuk da yaparım kariyer de” dediniz. Aileyi geliştirmeyi Aziz Arif’e kardeş yapmayı düşünüyor musunuz? Şimdilik üçümüz mutluyuz. Gelecek ne getirir göreceğiz. Kardeşi olsun isterim ama onu doya doya tanımaya zaman ayırmak da çok cazip.

“OLDUĞUM YER BANA HEP TAMAM.” Hem ailemizden biri gibi, son derece samimi ama bir o kadar da farklı, zaman zaman uçuk, zaman zaman da yere basan biri olarak tanıdık sizi. Farklı kişilikler mi taşıyorsunuz, yoksa şarkı yazarken o günlerdeki duygularınızı mı yansıtıyorsunuz? Benim dışarıdan net bir görünüşüm yok. Joker gibiyim biraz. Her an çok akıllı ya da çok şapşal görünebilirim. Umursamıyorum nasıl göründüğümü, nasıl hissettiğim ve hissettirdiğim daha önemli. İçimde bir sürü Nil var, Nil Hanım var. Çoluk çocuk Niller var. Hepimiz aynı çatı altında geçinip gidiyoruz. Hiç isyan edip farklı bir yerde, farklı bir kimlikte olmayı, farklı şeyler yapmayı hayal ettiniz mi? Hiç etmedim. Hep olmak istediğim yerdeyim. Daha doğrusu olduğum yer bana hep tamam. Reklam müziklerinde sık sık sesinize, şarkılarınıza rastlıyoruz. Marş olmuş jingle’lar var kulaklarımızda. Bu işin sırrı nedir? Nasıl yakalıyorsunuz bu tınıyı? Reklam jingle’ı yazmaya devam edecek misiniz? Ismarlama şarkı yazarken zorlanıyor musunuz? Zorlanmıyorum, jingle yapmak benim için çok eğlenceli. Yeni jingle’lar geliyor.

“Uçmayan kuş olmaz. Ama Serdar yolun başında bana, ‘Hadi uç kanatlarını merak ediyorum, uçuşunu izlemek istiyorum’ dedi. Aşkının rüzgârı, kanatlarımı doldurdu.”

intown 29


RÖPORTAJ Nilinişleri diye bir stüdyomuz var. Şarkıları da, jingle’ları da oradan yolluyoruz evrene. Boğaziçi Üniversite’nde atılma noktasına kadar gelip, bir öğretmenin odasından kovalaması ile hırslanıp Uluslararası İlişkiler bölümünü bitirmişsiniz. Daha sanat ağırlıklı bir eğitim alsaydınız farklı mı olurdu? Boğaziçi Üniversitesi’nin bugünkü Nil’in olmasında ne kadar etkisi var? Bunu hiç bilemeyiz ama merak ediyorum şu eski “Fame” dizisindeki gibi danslı, müzikli bir konservatuara gitseydim ne olurdu diye... Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun olmanın bana verdiği en büyük üç şey: İngilizce okumak, her şeye soru işareti koyabilmek ve kendine güven oldu.

“Eski kabuğumu bıraktım, yeniden bir kelebek olarak doğdum. Tırtılmışım. Kanatlarım oğlumla açıldı. Daha üretken hissediyorum.”

HAYATINIZ AZIZ ARIF’TEN SONRA NE KADAR DEĞIŞTI? EVLI, MUTLU, ÇOCUKLU OLUP ÖZGÜN KALINABILIYOR MU? Özgünlüğün dış etkenlerle bir ilgisi yok. Göz, kaş rengi gibi. Doğuştan. Evlenince saç rengin değişmiyorsa o da değişmez. BAHAR SIZE NE ÇAĞRIŞTIRIYOR? Çiçek, böcek, etek. HISAR OKULLARI’NDA VERECEĞINIZ KONSERLE ILGILI BILGI ALABILIR MIYIZ? Konser veriyorum, tek bilgim bu benim de. (gülüyor)

“GÖRDÜKLERİMİZİN ÇOK SINIRLI OLDUĞUNU HİSSEDİYORUM.” “Meleklerim olup, beni koruduklarına inanıyorum” diyorsunuz. Spiritüel yaşama ne kadar yakınsınız? Nasıl gelişti bu ilgi? Her kadın kadar yakınım. Gördüklerimizin çok sınırlı olduğunu hissediyorum. Ötesi var. Fazlası var. Dahası var. Köşe yazarlığı fikri nereden çıktı? Edebiyata ilginiz de var. Neleri okursunuz, hangi yazarları beğenirsiniz? Fikir benden değil, 2004 yılında Hürriyet’ten çıktı. İyi ki de evet demişim. Bugün “Kelebeğin Hayat Sırları” kitabı en çok satan kitapsa, bunda 12 yıl her pazartesi buluşmamızın etkisi var. Bir gün çocuk romanları yazmak istiyormuşsunuz. Ne tür bir roman olacak? Güzel bir şey. Her yaştan insanın okuyabileceği bir şey olmasını hayal ediyorum. Çok kontrollü olduğunuzu biliyoruz. Bir yandan kontrollü bir yandan çılgın… Bu iki karakter aynı bedende yormuyor mu? Kalıplara sokulması pek de kolay olmayan bir insansınız. Tutarlılığı sevmeyen, içinde bin bir kadın var duygusu karmaşa yaratmıyor mu? Bu halinizden mi besleniyorsunuz? Evet, içimdeki karmaşa bende anlatma duygusu yaratıyor. Albüm, konser, reklam, dizi müziği… Bu kadar farklı işler ruhunuzun farklı yansımaları mı, yoksa hayat nereye sürüklüyorsa onlar mı gerçekleşiyor? İkisi de. Hayat davet ediyor, ben de hay hay diyorum diyelim. Hayata kattığınız değerlerin yeterli olduğuna inanıyor musunuz? Daha yapmak istediğiniz neler var? Yeterli değil, daha çok şey katabilirim. Mesela kız çocukları ve kadınlar için daha çok şey yapmak isterim.

30 intown

“Nil Dünyası”, “Nil Kıyısında” albüm isimleri… Nil Nehri’nin kıyısında evlendiniz. Bu kadar Nil’i biraz narsist bir yaklaşım olarak görüyor musunuz? İsimlerin insan karakterlerine ne kadar etkisi var sizce? Oğlunuza ismini koyarken ne düşündünüz? Narsizm değil kişisellik. Kendin olmaktan korkmamak... Bu mesajı vermeyi önemsiyorum. İsimler önemli. Aziz Arif’i çok aradık. Haftalarca sözlük okuduk. Ben Türkçe, Serdar Arapça sözlük okuduk. Eski ve anlamı güzel kelimelerle çağrılsın istedik. Aziz ve Arif’i bulduk. Dilerim Aziz olsun, Arif olsun.

Türkiye’nin ve dünyanın gidişatında sizi rahatsız eden neler? Neleri değiştirmek isterdiniz? Özgür kız olarak sizce dünyamız ne kadar özgür? Özgür değil ama içinde özgürlük alanları yaratma yolunu bulmalı insan. Sosyal sorumluluk projeler olarak neler yapıyorsunuz? Çeşitli projelere sesimi şarkılarımı veriyorum. Nefes üflüyorum elimden geldiğince. Sertap Erener’le nasıl ilişkileriniz? Birlikte bir proje yapmayı düşünüyor musunuz? Çok yakınız, tabii ki yaparız ve yapacağız da. Göktürk’ü nasıl buluyorsunuz? Pek bilmiyorum ama her şey var değil mi? Şehir oldu.

intown 31


DENİZE SIFIR YAŞAM ALANI

FLIPPER RESIDENCE CLUB FLIPPER, BODRUM’DAKİ YENİ PROJESİ “FLIPPER RESIDENCE” İLE DENİZE SIFIR BİR KONFOR SUNUYOR

Bodrum’un en köklü tesislerinden Club Flipper’ın yeni projesi olarak sunduğunuz Flipper Residence projesinin detaylarını paylaşır mısınız? Club Flipper ülkemizin ilk, en köklü ve en büyük uluslararası devremülk tesisidir. Bunun yanı sıra otel ve rezidanslara da sahip olan bir markadır. Ancak uluslararası devremülk konusunda o kadar tanınmıştır ki bir çok kişi şirketimizin aynı zamanda bir oteli ve rezidansı olduğunu bilmemektedir. Son dört yılda Flipper Turizm Yatırımları A.Ş. üç yeni yatırıma daha imza atmıştır, fakat bu üç projenin de satış ve pazarlamasını kendi iç bünyesindeki müşterilere yaptığı için pek duyulmamıştır. C

Projenizin devremülk sisteminden farkı nedir? Bu projenin devremülklerle hiçbir ilgisi yok. Hepsi kendi içinde kat mülkiyeti tapusuyla normal bir daire satışı olarak yapılıyor. Tesisinizde ne tür hizmetler olacak? 2014 yılında 80 odalı dört yıldızlı otelimiz tamamen yenilenerek 47 tane suitten oluşan lüks bir butik otele dönüştürüldü. Bu rezidansta yaşayan seçkin kişiler diledikleri takdirde otelden housekeeping, teknik servis, havaalanı transferi,vale parking servislerinin yanı sıra oteldeki SPA, fitness, çocuk kulübü, restoranlar ve günlük geziler gibi her türlü imkandan yararlanma hakkına sahip… Daire tipleri ve metrekareleri hakkında bilgi verir misiniz? Dairelerimizin 1 tanesi 4+1 bahçe dubleksi geri kalanların tamamı 2+1bahçe ve teras katlarıdır.36 dairelik sitemizin 21 dairesi satılmış durumda. Ara kat dairelerin tamamı satıldığından bahçe katı ve teras katı dairelerin satışına devam etmekteyiz. Bahçe katı 2+1 daireleri brüt 120m², net 90 m²’dir. Dairenin konumuna göre 60 m² ile 120 m² arasındaki bahçelerin kullanımı da bu dairelere tahsis edilmiştir.Teras daireleri ise brüt 115 m² net 85m² dir. Ayrıca 85 m² teras alanı da bu dairelerin kullanımına tahsis edilmiştir. 4+1 bahçe dubleksi brüt 160 m² net 140 m² artı bahçe kullanımı bulunmaktadır. Fiyat aralıkları ve ödeme seçenekleri nelerdir? Teras dairelerin satış fiyatları yine dairenin konumuna bağlı olarak 450.000 Dolar civarında olup, bahçe katları ise 500.000-550.000 Dolar arasında değişmektedir. Ödeme seçenekleri ise Denizbank ile yapmış olduğumuz işbirliği çerçevesinde %40’ı peşin kalanı Türk lirası bazında 12 eşit taksitte faizsiz kredilendirilmektedir.%0.6 aylık faizle 24

32 intown

M

Y

CM

MY

aya kadar vade, %0.9 faizle de 36 aya kadar yine Türk Lirası bazında vade yapılmaktadır. Bu daireler denize sıfır mıdır? Eski imardan yararlanılmış olduğu için tüm daireler ön sıradadır ve denize sadece 20 adım mesafededir, yani koltuğunuzdan kalktıktan sonra 20 adım atıp kendi özel plajınızda denize girebiliyorsunuz. Bence tüm otel servisinin yanı sıra en büyük konfor budur. Ayrıca yaklaşık 4 büyük yat,16 sürat teknesi bağlamaya müsait iskelemiz bulunmaktadır.

CY

CMY

K

Projenin yatırım değeri nedir? Kısa vadede ne öngörüyorsunuz? Şu anda net metrekare fiyatlarımız 5.500-6.000 Dolar arasında. Çevredeki diğer projelerin satış aralıkları 8.00012.000 Dolar arasında olduğu için fiyat anlamında da uygun bir proje olduğunu söyleyebiliriz. Bunun yanı sıra Eylül 2017’de inşaatına başlanacak olan Flipper Residence’ın 3. etap projesi ise metrekaresi 8.000 Dolar olarak satışa sunulacak. Bu şekilde de 6-7 ay içerisinde %30 değer artışı garantilenmiş olacak.

Bodrum Yalıkavak 36 daireli butik site Denize 20 adım Otelimizin tüm servisleri emrinizde

(2+1) ve (4+1) 80m2 - 140m2 daireler DAİRE VE TAPUNUZ HEMEN TESLİM

Mimosa Gayrimenkul’ün bu projedeki rolü nedir? Mimosa Gayrimenkul projemizin Göktürk’teki yetkili ofisidir. Ofis brokerı Ceyda Atalay’la satış temsilcileri Amila Asena ve Mery Alkota Göktürk’teki yatırımcılara gerekli hizmeti herhangi bir hizmet bedeli almaksızın vermektedirler.

Bu bir advertorialdır.

Mery ALKOTA : 0532 211 98 16 Amila ASENA : 0532 631 49 64 www.flipperresidence.com

480.000 - 950.000 USD %40 Peşin Bakiye Türk Lirası 12 Taksit % 0 Faiz 24 Taksit % 0.6 Faiz 36 Taksit % 0,9 Faiz


GÜNDEM

BLOGGER’LARIN NÜ HAPPY MUTFAK İLE

mutluluk keşfi YEMEK BLOGGER’LARINI BİR ARAYA GETİREN NÜ HAPPY MUTFAK, UZMAN ŞEFLERİN SUNDUĞU SAĞLIKLI PAKETLER SAYESİNDE DİYET YAPMAYI MUTLULUĞA DÖNÜŞTÜRMEYİ HEDEFLİYOR. DÜZENLENEN ETKİNLİKTE “NÜ HAPPY MUTFAK: KİŞİYE ÖZEL MUTLU SAĞLIKLI YAŞAM PROGRAMI’NDA ÖLÇÜMLERİ YAPILAN BLOGGER’LAR, HEM KENDİ VÜCUT ANALİZ KARNELERİNİ ALDI HEM DE DİYET MENÜSÜNÜN TADIMINI YAPARAK SİSTEMİ YERİNDE DENEYİMLEDİ

(0212) 322 23 71 – (0541) 360 33 24 www.nuhappymutfak.com www.nudayspa.com

Hazırlayan: Zeynep Şen Nü Happy Mutfak diyet yapanların kendilerini iyi hissetmelerini sağlamayı amaç edinen, bunun için de kişiye özel destek programı ile sağlıklı ve mutlu yaşamı bir bütün olarak ele alan bir sistem… Amerika’da Houston Üniversitesi’nde Human Nutrition and Foods “Beslenme ve Gıda” eğitimi alan, Baylor College of Medicine’da araştırmacı olarak çalışan ve Türkiye’ye döndükten sonra ise çeşitli görevlerde bulunmasının ardından yolu Sim Okay Yener ile kesişen Göknel Dumanlı, Yener ile ortak bir konsepte imza atarak “mutlu diyet” programını hayata geçirdi.

DIYETI, ZEVKLI VE SAĞLIKLI BIR YEMEK YEME ALIŞKANLIĞINA DÖNÜŞTÜRMEYI HEDEFLIYORLAR Mevsim sebze ve meyvelerini kullanarak insanların beslenme alışkanlıklarını değiştiren bu programın kilo verdirmek için sihirli bir formülü yok. Çünkü programın temelinde yatan şey, sağlıklı beslenip, yaş ilerledikçe kalori azaltmak prensibi… Kapıya teslim diyet yemeklerini kişiye özel bir programla sunan Nü Happy Mutfak’ta, öncelikle uzmanlar, danışanlarla birebir görüşüp ihtiyacı ve hedefi belirliyor, ardından da destek programı hazırlıyor. Program süresince sürekli takip ve destek sunuluyor. Eve teslim sağlıklı beslenme paketlerinin yanı sıra kilo kaybına yardımcı ve formda bir bedene kavuşmak için de son teknoloji kontur ve şekil verme, ödem attırıcı makineler, masaj, spor ile destekleme programı tamamlanıyor.

BLOGGER’LAR NÜ HAPPY MUTFAK’IN TADIM ETKINLIĞINDE BULUŞTU Oya Emerk organizasyonu ile Sibel Yalçın, Emel Yılmaz Akan, Dilek Yılmaz Durgüt, Selma Mollaoğlu, Zübeyde Saraçoğlu, Belgin Binici, Rabia Çalhan, Saynur Ülgez, Birgül Erdoğan, Fatoş Yağcı ve Başak Sake’den oluşan yemek yazarlarına tadım menüsü öncesinde Nü Day SPA’da sistem hakkında

34 intown

bilgiler verildi. Programın parçası olan bölümlendirilmiş vücut analizi yapıldı. Yemek blogger’ları karnelerinde vücut kitle indeksi, yağ oranı, su oranı, segmental vücut kompozisyon analizi ve bazal metabolizma hızlarını öğrenme imkanı buldular ardından Nü Happy Mutfak, ekibin gurme diyet menüsünü tatmak üzere sofraya geçtiler. Menüde başlangıç olarak zerdeçallı kabak çorbası (115 kalori), avokadolu kinoa salata (100 gr 106 kalori), amaranth salata (100 gr 179 kalori), deniz mahsullü pazı bohça (269 Kalori), renkli biberli siyah pirinç pilavı (100 gr 140-150 kalori), probiotik cheesecake (porsiyon 82 Kalori) ikram edildi. Yemeklerin bu kadar leziz ve hafif olması konusunda fikir birliğine varan blogger’lardan Oya Emerk blog’unda duygularını böyle paylaştı: “Diyet listelerine, diyet eziyetlerine, ne yiyelim kabusuna, kısacası ‘Diyete son verin’ diyen bir yer burası. Neden mi? Çünkü “Mutlu” kelimesi var firmanın isminde… “Çünkü mutlu yemekler, mutlu diyetler, mutlu insanlar, sağlıklı paketler, uzman şefler” sloganları ile yola çıkmışlar ve her gün değişen özel menülerle yemekleri insanların kapılarına kadar getiriyorlar. Amaç insanları sağlıklı kiloya ulaştırmak ya da sağlıklı ve düzgün beslenmelerini sağlama yolunda onları üzmeden, sıkmadan, mutlu olacakları şekilde yol arkadaşlığı yapmak. İnternet sitemde yazdığım mekan yazılarında da bildiğiniz gibi dolaştığımız yerlerde hep çok güzel yemekler yedik şimdiye kadar. Özenli, özel ve lezzetli. Ama diyet yemeklerinin de bu kadar lezzetli olabileceğini söyleseler ben inanmazdım doğrusu. Harika bir grupla, harika bir ortamda harika bir zaman geçirdik. Çok sağlıklı ve yararlı bilgilerle, nefis gurme diyet yemekleri yedik... Ne mutlu bize ‘Nü Happy Mutfak’ ile tanıştık!’’

SAYNUR ÜLGEZ www.benimdiyetyemeklerim.com “Diyet yemekleri üzerine bir internet sayfam var, sıklıkla diyet yemekleri paylaşmaya çalışıyorum. Her zaman dediğim gibi diyet yemek yemenin sadece haşlanmış sebzelerden ibaret olmadığını, aslında ultra lezzetli sağlıklı yiyecekler yapabilmenin mümkün olduğunu göstermek amacım. Evet, diyet yaparken yemek yapmak zor oluyor. Hele bir de çalışan bir bayansanız, ya da evde sizden yemek bekleyen başkaca kimseler varsa, bir tık daha zor. Bunların üstesinden gelen, hem lezzetli hem size sadece ısıtma görevini yükleyen bir işletme ile tanıştım: Nü Happy Mutfak. İşletme Sahibeleri Sim Yener ve Diyetisyen Göknel Dumanlı. İkisi de dünya tatlısı işletmeciler. Nü Happy Mutfak’ın amacını, sağlıklı yaşama insanları yönlendirmek olarak açıklıyorlar ve bunun için mutlu diyet öneriyorlar. Zayıf ama mutsuz olmak yerine, zayıf, sağlıklı ve mutlu insanlar olabilmenin de altını çiziyorlar. Nü Happy Mutfak’ta işleyiş ise şu şekilde gerçekleşiyor; önce ölçüm ardından liste hazırlanıyor ve yemekler Nü Happy Mutfak’ta pişip, paketlenip bir gün önceden adresinize telim ediyor. Size sadece ısıtıp yemek kalıyor. İşte bu kadar basit!”

EMEL YILMAZ AKAN www.eymininmutfagindan.blogspot.com.tr “Sonuçta hizmet alan da hizmeti veren de mutlu. Diyetlerde en büyük zorluk o vaktinde yenmesi gerekenler ve bugün ne yapsam da yesem diye düşünmek zorunda kalmak. Hep o pazartesi itibariyle sözde başlanan diyetler ve başlanıldığında mutsuz, bezgin olan insanlar. Hızlıca verilen kilolar ardından diyet bırakıldıktan sonra geri alınan kilolara karşı savaşılabilecek en iyi yardımcı güç, Nü Happy Mutfak diye düşünüyorum ki, bu davete katılana kadar tadı tuzu olmayan ve çeşitli karışımların sunulacağı yasaklar listesinin elimize tutuşturulacağı bir durum belirivermişti kafamda ama tam aksi durumlarla karşılaştım. Kafamdaki onlarca soru o leziz kabak çorbasını tattığım anda yanıt buldu bir anda, tabii biz blog’canlar için hazırlandığından dolayı önce ağzımız tatlanacak ardından gelen diyet menüsü beni hüsrana uğratacak diye düşünmedim de değil hani… Neden bir anda tüm düşüncelerin değişiverdi diye soracak olursanız Sim Hanım ve Göknel Hanım’ın bizlere aktardıkları bilgilerin büyük önemi var elbette. Kişiye özel oluşturulan listelerde hiçbir besin öğesinin yasaklanmıyor oluşu, rahatsızlık ve eğilimleriniz doğrultusunda oluşan mutlu menüler, sağlıklı malzemelerle konusunda uzman mutfak ekibi tarafından size özel hazırlanarak kapınıza kadar gelen yemekler ardından hedeflediğiniz kiloya ulaşmak… Daha ne olsun değil mi ama?”

intown 35


GÜNDEM

OYA EMERK www.oyascuisine.com

SELMA MOLLAOĞLU www.mutfakvetatlar.blogspot.com.tr “Nü Happy Mutfak geçtiğimiz günlerde Sevgili Oya Emerk’in davetiyle katıldığımız sağlıklı yaşam adına bilgilendiğimiz verimli bir etkinlik oldu... Nü Day Spa’nın Kurucusu Sim Okay Yener ve ortağı Beslenme Uzmanı Göknel Dumanlı bizlere Nü Happy Mutfak’ı anlattılar... Yemek öncesi bizlerin kas ve yağ ölçümleri yapıldı. Ölçüm sonrası bazılarımızın biraz morali bozuldu tabii ki ama sağlıklı yaşam hakkındaki bilgiler ışığında bizler de mutlu diyet mutlu insanlar arasında katılmayı hedefliyoruz.”

“Neden mi ‘mutlu’ kelimesi var firmanın isminde? ‘Çünkü mutlu yemekler, mutlu diyetler, mutlu insanlar, sağlıklı paketler, uzman şefler’ sloganları ile yola çıkmışlar ve her gün değişen özel menülerle yemekleri insanların kapılarına kadar getiriyorlar. Amaç insanları sağlıklı kiloya ulaştırmak ya da bulundukları kiloyu korumalarını sağlamak ya da sağlıklı ve düzgün beslenmelerini sağlama yolunda onları üzmeden, sıkmadan, mutlu olacakları şekilde yol arkadaşlığı yapmak.”

DILEK YILMAZ DURGÜT www.dilekita.com/etkinlikler “Nü Happy Mutfak’ı tavsiye ediyor olmamın sebeplerinden biri, sahiplerinin çok tatlı ve içten olmaları. Kendilerine gelenleri ‘müşteri’ olarak değil, ‘insan’ olarak görüyorlar ve sağlıklı bir yaşama kavuşması için ellerinden gelenin en iyisi için uğraş veriyorlar. Diyet yaparken en önemli unsur sağlam bir iradeye sahip olmak. Kimimiz bu iradeye sahip olamıyoruz, misal ben! Bu zor zamanlarda biri bana 7/24 destek olsa, tatlı krizlerimi çok rahat atlatabiliyorum. Vakit daralıyor bayanlar, acele etmekte fayda var!”

BIRGÜL ERDOĞAN www.birgulunlezzetleri.blogspot.com.tr “Nü Happy Mutfak sizlere sağlıklı, düşük kalorili ve lezzetli yemeklerinizi günlük olarak kapınıza kadar getiriyor. Sizin bu gün ne yiyeceğim, nasıl hazırlayacağım, şimdi alışverişi kim yapacak gibi düşüncelere kapılmanıza meydan vermeden her işi üstlenen kolaylıkları var. İsterseniz alerjik durumunuza veya en çok hoşlandığınız yiyecekleri belirterek, kendinize özel menüleri de yaratabilirsiniz.”

SIBEL YALÇIN www.sibelyalcin.com.tr RABIA ÇALHAN www.stilika.com “Bu kadar şey yiyip içtikten sonra ‘bunun neresi diyet oluyor’ diye sorarsanız tüm menünün toplamda 700 kaloriyi geçmediğini söylemeliyim. Uyguladıkları diyet programına da ‘Mutlu Diyet’ adını veriyorlar. Yoksunluk hissedilmeyen, açlık çekilmeyen, diyet psikolojisini zevkli bir deneyime dönüştürmeyi amaçlayan diyetleriyle İstanbul’da geniş bir kitleye menü hazırlıyorlar. Mutfak kısmında da Emrah Bey var ve bu kadar lezzetli yemekleri, tatlıları hazırlayan da kendisi. Gerçekten bu kadar geniş bir menünün nasıl bir porsiyon su böreği kadar (700 kalori) olabildiğini hala tam anlayamadım. Yağ, şeker gibi bir çok etken yemeklerin kalorisini fırlatıyor onu biliyorum sadece. Her şey fit olmak değil ki, sağlıklı bir vücut, bizi rahatsız etmeyecek bir imaj, obeziteden korunmak, çocuklarımızı obeziteden korumak… Aslında bu fit olmak, kırışıksız genç kalmak, yaşlanma fobisi gibi konularda pazarlama metası olmadan kilo vermek istiyor binlerce insan. Kendinle mutlu olabildiğin bir bedenin, o bedeninle kendini ifade edebildiğin bir hayatın varsa gülerek bile biraz yağ yakabilir insan!”

36 intown

ZÜBEYDE SARAÇOĞLU www.zubeydesaracoglu.com “Nü Happy Mutfak, sevgili Sim Yener ve Diyetisyen Göknel Duman’ın bir araya gelerek kilosunu korumak, sağlıklı beslenmek ya da diyet yapmak isteyenlere sağlıklı seçenek sundukları bir marka. Bu müthiş ikiliye mutfakta da Emrah Bey yardım ediyor. Amaç tek ve çok net: kendilerine danışanları mutlu diyet ile mutlu insanlar haline getirmek. Çünkü diyet yapma fikrinin bile yeterince mutsuzluk yarattığı, diyetlerden sonra hızlıca verilen kilolardan daha fazlasının geri alındığı gerçeği göz önüne alınırsa, mutlu diyet oldukça zor bir iddia gibi görünüyor gerçekten. Ama biz bu işleyişi öğrenirken menüdeki yemekleri birebir tattığımız için bunun gerçekten yapılabilir olduğunu gördüm. Örneğin; sadece hiçbir besin grubunun yasaklanmıyor olması bile işin mutluluk kısmını teyit ediyor. Elbette kişiye uygun yemek listeleri oluşturuluyor.”

“Bu muhteşem menüyü yedikten sonra akşam hiç acıkmadım. Aslında biraz irade ile bu işin üstesinden gelmek çok kolay. Tabii bir uzman eşliğinde. Bu harika günde bizlerle ilgilen ve emeği geçen herkese tek tek teşekkür ederim. Sevgiyle kalın…”

BELGIN BINICI www.instagram.com/askiseker “Sağlıklı bir etkinlik.. Bugün sevgili Oya Emerk’in d avetiyle Göktürk’te Nü Happy Mutfak’ta kas ve yağ ölçümü yaptırdıktan sonra kurucusu Sim Yener ve diyet uzmanı Göknel Dumanlı’nın lezzetli ve düşük kalorili yemeklerini tadıyoruz. Yağsız, tuzsuz ve şekersiz olmasına rağmen her şey son derece lezzetli.”

FATOŞ YAĞCI www.instagram.com/fatosyagci “Nü Happy Mutfak’ta Kinoa salatası, zerdaçallı kabak çorbası. Sağlıklı harika lezzetler tattık bugün.”

intown 37


990 TL (ILK 10 KIŞI IÇIN)

14 • • • • • •

E D N GÜ

KAYIT VE DETAYLI BILGI IÇIN:

(0212) 322 23 71 (0541) 360 33 24

“YENİ BİR BEDENE” HAZIR MISIN?

14 günlük Nü Happy Mutfak eve teslim yemek paketi İki kez Diyetisyen Göknel Dumanlı ile birebir görüşme Bütünsel vücut analizi Haftada üç kez Fitbox'da piloxing grup antrenmanı (30 dakika) Haftada üç kez Nudayspa'da pressoterapi-lenf drenaj (30 dakika) Diyetisyen Göknel Dumanlı ile haftalık motivasyon grubu sohbeti

MEDICAL DAY SPA

İstanbul Caddesi, Gökofis İş Merkezi, Kat: 4 (İş Bankası üstü) Göktürk Minimum 3 - maksimum 10 kişilik grupların başlama tarihleri 04 Nisan - 11 Nisan - 18 Nisan - 21 Nisan - 28 Nisan


AKORTSUZ DÜŞÜNCELER HISAR OKULLARI VE KÜÇÜK PRENS Uzun zamandır “Küçük Prens” müzikalini Hisar Okulları Kültür Merkezi’ne getirmeye çalışıyoruz, fakat benim duyduğum Belediye’nin desteği bu konuda yetersizmiş. Bu yazı bir yerlere ulaşırsa lütfen dikkate alsınlar. Bu oyunu Göktürk ve Kemerburgazlı çocuklarla buluşturalım. Hologram bir oyun olduğu için ekibi ve masrafı çok büyük. Ancak Belediye’nin desteği veya bir sponsorla yapabiliriz bunu. Merak edenler şimdilik Mall Of İstanbul’daki Moi sahneden takip edebilir. Kim bilir belki siz bu yazıyı okuduğunuzda prensimiz çoktan geçmiş olur Göktürk’ten…

GÖKTÜRK RUHU Ferman Akgül fermanakgul@06records.com

HERKESE MERHABA. ARTIK BENIM YAZILARIMI DA BU SAYFALARDA BULACAKSINIZ. KIMINIZ BENI MANGA’NIN SOLISTI KIMINIZ ISE SADECE BIR GÖKTÜRKLÜ OLARAK BILIYOR. KIMILERINIZIN ISE “KIMSIN BE ADAM” DEDIĞINI DUYAR GIBIYIM. ÜÇ SENEDIR AILEMLE BU MAHALLEDE YAŞAYAN BIR İSTANBUL AŞIĞI OLARAK KENDIMI BIR GÖKTÜRKLÜ OLARAK DUYURMAKTAN GURUR DUYUYORUM. ÇÜNKÜ BURAYA TAŞINMAK VE BURAYI SEVMEK HEM CESARET GEREKTIRIYOR HEM DE AYRICALIK.

40 intown

Peki, neden Göktürk? Ankara’dan buraya grubumla albüm çıkartmak için geldiğim 2003 yılından bu yana altı semt ve dokuz ev değiştirdim. Derdim neydi mi? Hiç… Sadece değişiklik arayışı diyelim. Beşiktaş Çırağan’da Boğaz manzaralı bir çatı katı, ardından Baltalimanı’nda yine Boğaz manzaralı yüz elli yıllık ahşap kokuları, sonrasında Şişli’de bahçelerle çevrili kurtarılmış bir site, Alibeyköy’de çevre yolu gürültüsünden pencereleri açılamayan bir daire, Maslak’ta Atatürk Oto Sanayii içinde New York’taki abilerine özenen bir loft, Bomonti’de Boğaz’a kuşbakışı bakan otel odası kıvamında bir rezidans ve en sonunda Bettina (eşim) ile birlikte Göktürk. Sonrasında aramıza bir de dokuz aylık Aaron’umuz katıldı. Burası ile ilgili çok güzel gelecek hayallerimiz var. Mesela kendi evimizi inşa etmek bunlardan biri... Artık toprak, yer bulmak imkansız gibi ama vazgeçmek yok. Bir mimar olarak bunun heyecanı çok ayrı içimde. Şişli’deki evimizden piknik yapmaya Belgrad Ormanları’na gelirken keşfetmiştik burayı. İsmini hep duyuyorduk ama şehirden uzak kalma fikrinden dolayı yanaşmıyorduk. Buradaki mimariyi, modern mahalle yaşamını görünce vurulduk. Adete bir kurtarılmış bölgeydi. İşten eve gelirken iki kemer arasına ulaştığınız zamanki huzur hissini sanırım bir çoğunuz paylaşıyordur benimle. Şimdilerde şehirden bir arkadaşınız “nerede oturuyorsun” diye sorduğunda aldığı “Göktürk” cevabı suratında hemen “ooo” gibi bir ifadeye çarpıyor.

Burasının çok uzak olduğu ile ilgili ön yargı, saatlerce köprü ve şehir trafiğinde bunalan şehirlilerin üzerine anlamsızca yapışmış durumda. İyi ki de öyle. Az insan, öz insan gelsin buralara. Gerçi şu üç senede bile trafiğin, insan kalabalığının artışı inanılmaz hız kazandı. İspark da her yerdeki gibi tüm yolları tutmaya başladı. İlk zamanlarda pek duymadığımız korna sesleri, yayalara yol vermeyen sürücü sayısındaki artış, havaalanı ve köprü rüzgarının kiraları yükseltmesi, buranın üç-beş sene sonraki geleceği için korku dolu sinyaller vermeye başladı bile. İşte bu noktada burada yaşayan herkese büyük görev düşüyor. Bu özel mahalleyi de lütfen şehirdeki yozlaşmış yerlere döndürmeyelim. Mümkün olduğu kadar az araba kullanıp, mümkün olduğu kadar yayalara saygı gösterelim. Az korna çalalım, hatta ne azı, hiç çalmayalım. Farklı olan “Göktürk ruhu” lütfen devam etsin. Tek temennim bu. Bu noktada muhtara ve belediyeye de büyük iş düşüyor. Yapılacak yeni binalar, yollar, açılacak yeni barlara, restoranlara dikkat edilmeli. Uzun lafın kısası; Göktürk demek huzurlu bir kaçış demek bizim için. Şehir hayatının da artık yaşanmaya başladığı huzurlu bir kaçış. Şimdi tek hayalimiz, yapılaşmanın durduğu ve kamyonların kaldırdığı tozların bittiği günlerin gelmesi. Dibimizdeki orman, izin verirsek havayı eski haline döndürecektir zaten...

CARLUCCIO’S GITTI, GEZI İSTANBUL GELDI Mahallenin en gürültülü köşesine açılmıştı Carluccio’s. Hani derler ya kapı ağzı. Bir yanı benzinlik, diğer yanı göbek, kornalar vs. Buna rağmen hem çalışanları, hem kalite fiyat dengesi hem de güzel yemekleri yüzünden sıklıkla gidiyorduk. Ama bahçesinde oturmak veya içeride otururken karmaşadan görsel olarak uzak durabilmek mümkün değildi. Mimari tasarımında fonksiyonel sıkıntılar vardı. İçerideki tasarım öğlen için mükemmeldi ama akşamları bir şeyler soğuk kalıyordu. Hem yüksek kiradan hem de müşterinin ilgisini kaybetmesinden kapanmak zorunda kaldı. Gerçekten çok üzüldüm, hatta Kanyon’a gidip sitem bile ettim zamanında. Onun yerine gelen Gezi İstanbul ise hiç aratmadı geçmişi. Kısa sürede Göktürk’ün en iyi mekanı oldu bizim için. Fiyatları, yemekleri, çalışanlarının nezaketi, bahçe-yol ayrımındaki usta ve nazik mimari dil, dışarıda otururken bile içerideymişsiniz hissini veren tasarım, şarap menüsünün fiyat ve çeşit konusundaki dengesiyle oldukça keyif veren bir mekan. Bir de gece çalan müzikler konusunda bir istikrar sağlayabilirlerse daha tadından yenmez hale gelecek. Tebrikler Gezi İstanbul!

PURO KOKUSU Arkadaşlarım sayesinde iyisi ile kötüsü arasındaki farkı az çok anlayabildiğim, nasıl içildiği konusunda başlangıç bilgilerine sahip olduğum bir zanaattır kendisi. Fakat fazla derinine inemem. Ritüellerini bilmem. Zaten pek de içmem, içemem. Ama çok iyi bildiğim bir şey varsa o da yemek yenilen bir yerde, özellikle tam yemek saatinde puro yakmanın pek de uygun olmadığıdır. O kadar yoğun bir koku eserken masanıza, ne şarabınızdan ne de yemeğinizden tat almanız mümkün olamıyor. Normalde, özellikle iyi bir puro yakıldıysa oldukça hoş olan o koku, yemek ortasında oldukça rahatsız edici olabiliyor. Uzun lafın kısası, sevgili “puro” aşığı Göktürklüler, ne olursunuz yan masanızda yemek yeniyorken yakmayın purolarınızı. En azından saatin 22:00 olmasını beklerseniz herkes daha mutlu olacaktır. Hatta o sırada ben varsam yan masada, belki tanırsınız ve bir tane ikram edersiniz, hem yemeğin hem de bu yazının üzerine...

MAHALLE’DEN NOTLAR • North Shield fıçı bira çeşidindeki artışla gönlümü bir kez daha kazandı. Tek eleştirim pub’ın vazgeçilmezi hot dog konusunda. Daha yenilebilir boyut ve kolaylıkta servis edilebilir diye düşünüyorum. • Pierre Antakya Cuisine, hiç yabana atılmayacak ustalıkta yapıyor mezeleri. Eve servis için kullandıkları malzemeler çok güzel. Oldukça mutluyum açılmış olmalarından dolayı. • Buradaki köpek sevgisi takdire şayan… Fakat lütfen alerjisi olanları, fobisi olanları da düşünelim. • Esenler Belediyesi’nin piknik alanında dışarıdan güzel görünen bir restoran yapılmış, ahşap. B ebek arabasıyla veya tekerlekli sandalye ile girmek mümkün değil. Bir çözümleri var da biz mi fark etmedik, bilemiyorum. Ama merakım kursağımda kaldı. • Sevgili Esenler Belediyesi, gölün etrafını tehlike yüzünden tellerle kapattınız anlıyorum fakat boyutu ve tarzı öyle mi olmalıydı? Tüm doğallığı gitti ormanın. • Wagamama’nin çorbalarını özledim… • Bir basketbol kulübü açmak istiyoruz burada, ne dersiniz? Yoksa var da bizim mi haberimiz yok? Düzenli oynamak isteyenler varsa lütfen mail atsın.

intown 41



DEKORASYON

Mevcut TV ünitenizin etrafına kendi renklerinize uygun açık raflar koyabilirsiniz. Bu raflarda kitaplarla beraber dekoratif objeleri de kullanabilirsiniz.

KİTAPLIKLARDA BAHAR HAVASI ESSİN BAHAR GELDİ. HEPİMİZ DOĞAYLA BERABER CANLANIYOR, YENİLENİYORUZ. EVLERİMİZDE KÜÇÜK DEĞİŞİKLİKLER, YENİLİKLER YAPMA ZAMANI. YAŞAM ALANLARINA İLAVE EDİLECEK KİTAPLIKLAR DA BUNUN EN KEYİFLİ YOLLARINDAN BİRİ. PAYLAŞACAĞIM UYGULAMALARDAN BİRİSİ DE BELKİ SİZE İLHAM OLUR… 44 intown

Mimar Gül Bozantı


DEKORASYON Kitaplar bizim için her zaman vazgeçilmez bir dost ve hayatımızı renklendirmenin yollarından biri olmuştur. Onlarla bambaşka dünyalara gider, hiç karşılaşmadığımız insanların hayatlarını öğrenir, hiç tecrübe etmediğimiz deneyimler kazanırız. Stephen King “kitaplar her biri eşsiz, birer seyyah tılsımdır” demiş… gerçekten de hayatımızı etkilemiş kitaplar yok mudur? Okumak kadar güzel bir eylem var mıdır? Kitaplarımız yıllar içinde birikmeye başlayıp, çoğaldıkça evlerimizde onlara da uygun alanlar yaratmak gerekir. Ben yaptığım dekorasyonlarda, her zaman kitap ve kitaplıkların çok güzel dekoratif alanlar yarattığını düşünürüm. Hem yaşanılan alana çok sıcak bir etki verir, hem yaşanmışlık hissi hem de zarafet... Günümüzde birçok firma, farklı malzeme ve tarzlarda kitaplıklar üretmekte... Bunlardan bazıları TV üniteleriyle beraber de kullanılıyor. İsterseniz tamamen kendi ölçüleriniz ve zevkinize göre imalat da yaptırabilirsiniz.

Pencerenizin etrafına oluşturacağınız kitaplık ünitesi, hem dekoratif görünecek hem de okuma için yeterli doğal ışığı verecektir.

Özellikle küçük alanlarda çok amaçlı raflar kullanmak sıkça görülen bir uygulama…

46 intown


DEKORASYON

BAHAR AYI GELİNCE:

Atölye Bis

Özel tasarlanmış kitaplık üniteleri hem eğlencelidir hem de şıklık ve farklılık yaratır.

Yemek bölümünde oluşturulacak açık raflı ve alışılmışın dışındaki bu tasarım, bir kitaplık olmanın yanı sıra sanatsal bir obje görevi de görüyor.

Baharda, rengarenk açmış çiçek dalları, cıvıldayan kuşlar ve yerinde durmak istemeyen bizler, tıpkı doğadaki gibi canlanırız, güzel bir enerji ile dolarız.

Evin kapalı dolap bölümünün de bir köşeyi açık raflı kitaplık haline getirebilirsiniz.

Ne mutlu ki bizlere, bahar ayını karşılarken, bir dolu kutlanacak gün var. 23 Nisan, 19 Mayıs ve tabi fedakar annelerimize armağan ettiğimiz 8 Mayıs Anneler Günü... Hem baharı karşılamak hem de bu güzel günleri ayrıca kutlayıp, çocukları ve anneleri sevindirmek için ne kadar güzel bir sebep. Tabi biz de Atölye Bis olarak boş durmadık. Bu kadar kutlamaya değer güzel günler varsa, bizim de Göktürklü çocukları ve anneleri sevinderecek farklı ve eğlenceli atölyelerimiz var. Haydi gelin hem birlikte kutlayalım, hem birlikte üretelim. Kim bilir belki yaptıklarınızı, sevdiklerinize hediye etmek istersiniz. Sabırsızlıkla bekliyoruz...

NİSAN ve MAYIS ayında Düzenli olarak Her cuma ve cumartesi çocuklar için Art&Craft zamanı, Hafta içi yetişkinler için temel dikiş bilgileri ile Patchwork, bez bebek yapımı , Quilling atölyeleri devam etmektedir,

Evin herhangi bir yerine konacak böyle bir hazır ünite, çok pratik ve şık olur.

48 intown

Bunların yanı sıra; 2 Nisan, Arts&Crafts for Kids (Ingilizce) 5 Nisan, Dekoratif Çiçek Atölyesi 22 Nisan, Taş Boyama Atolyesi 26 Nisan, Deniz Karadeniz ile bebek ve çocuklarda ilkyardım 30 Nisan, Çocuklar için Gökçe Gökçeer ile Köpeklerle Doğru İletişim atölyesi 6 -7 Mayıs, Anneler Gününe özel Anneli Çocuklu Dikiş Etkinlikleri 17 Mayıs, Çocuk Odası İçin Dekoratif Yastık Yapımı Atölyesi.

Çamlık Cad. No: 40 Göktürk (0212) 322 36 22 / (0530) 353 36 22 www.atolyebis.com / atolyebis@gmail.com Instagram: atolye_bis / Facebook: atölye bis


EĞİTİM

BİR İNSAN DEĞİŞİR, DÜNYA DEĞİŞİR STEFAN ZWEIG’IN BİR SÖZÜ VARDIR: “DÜNYAYI DEĞİŞTİREMİYORSAN DÜNYANI DEĞİŞTİR, HEPSİ BU.” BURADAN YOLA ÇIKARAK BİZ DE DİYEBİLİRİZ Kİ, “BİR İNSAN DEĞİŞİR, DÜNYA DEĞİŞİR”. EĞİTİMİN ÖNEMİ HER GEÇEN GÜN DAHA DA ANLAŞILIR SEVİYEYE GELİYOR. “ÇOCUKLARIN KÖKLÜ BİR EĞİTİM İLE DÜNYA VATANDAŞI OLARAK YETİŞTİRİLMESİ, ONLARA VERECEĞİNİZ EN KIYMETLİ HEDİYE.” DİYEN FUTUREMINDS EDUCATIONAL’IN KURUCUSU ÖMÜR YEĞİNSU, İNGİLTERE’DEKİ EĞİTİM SİSTEMİNİN DÜNYA VATANDAŞI OLMA YOLUNDA NASIL BİR ADIM OLACAĞINI ANLATIYOR Röportaj: Başak Duru

“Toplumun her kesiminde, özellikle gençlerde, müthiş bir marka merakı ve bağımlılığının yaratıldığı aşikar. Bu bağlamda eğitimin de çok önemli bir marka olduğunu fark edebilmek tüm hayatınızı değiştirecek derecede öneme sahip bir konu. Hayat boyu bu marka ile yaşayıp sizi değişimlere uğratacağını ve geleceğinizde sizin dışınızda tüm çevrenizi etkileyeceğini fark edip bu bilinçle hareket etmeniz, kısaca eğitiminize yatırım yapmanız, tüm hayatınızda olumlu anlamda kelebek etkisi yaratan bir değişim sürecini başlatacaktır.” diyor Ömür Yeğinsu… Boğaziçi Üniversitesi’nin İşletme bölümünden mezun olan Ömür Yeğinsu, bilinçli olarak alınacak bir eğitim ve oluşturan yol haritasıyla dünya vatandaşı olunabileceğinin altını çiziyor. İstanbul-Londra hattı üzerinde ve Futureminds Educational çatısı altında mentorluk çalışmaları yürüten Yeğinsu ile İngiltere’deki eğitim sistemini ve marka eğitim pasaportu oluşturmanın önemini konuştuk. Londra’ya yerleşme kararını nasıl aldınız? 1987’den bu yana Londra’da yaşıyorum. Buraya yerleşme

50 intown

sebebim, bu yıllarda global gücün ülke güçlerinin öne geçeceğini görmem ve 1980 yılından itibaren doğan çocukların köklü bir eğitim ile dünya vatandaşı olarak yetiştirilmesinin çocuklarımıza vereceğimiz en kıymetli hediye olacağına duyduğum inançtı. 80’li yıllarda doğan oğlum Can Yeğinsu ve kızım Ceylan Yeğinsu için kimliklerimizi kaybetmeden yaşayabileceğimiz ve yıllarca eğitimin beşiği olarak bilinen İngiltere’nin bizim için doğru zamanda, doğru adres olduğunu biliyordum. Bu alanda danışmanlık yapmaya karar verme sebebiniz neydi? Eğitim konusunda verdiğim danışmanlıkla ülkemin gençlerini kaliteli eğitim adreslerine yönlendirirken, onların

bugünün dünyasında güçlü kimliklerle, global platformda ayaklarının üzerinde durduklarını görmek, bana umut veriyor. Birçok hayata dokunup, farkındalık yaratabilmenin yolu, eğitim hayatınızı A’dan Z’ye tasarlayarak geleceğinizi şekillendirmekten geçiyor. Mentorluk verdiğim öğrenciler, her ay yaptığım kişiye özel bu toplantılar sonucunda geleceklerini doğru biçimde şekillendirme fırsatı buluyor. İngiltere’deki eğitim sisteminden söz edebilir misiniz? İngiltere’deki eğitim sistemini anlatmak için öncelikle İngiliz sisteminin yatılı okul konusuna değinmek isterim. 13 rakamı pek çoğunuza farklı şeyler çağrıştırabilir ama söz konusu İngiltere’de eğitim olunca 13 rakamının tartışmaya çok da açık olmayan bir anlamı var. Çin felsefesine göre insan yaşamı her 12 yılda bir dönüm noktasına giriyor ve her 12 yılda bir geçirdiğimiz değişim, geleceğimizi şekillendiriyor. 12 yaşındaki bir bireyin en önemli yapı taşı eğitim. Çağımızda anne ve babaların en büyük arzuları, evlatlarının çağa ayak uyduracak kaliteli eğitim alarak başarılı olmaları, mutlu ve kendinden emin bireyler olarak dünyanın her yerinde kabul gören bir saygınlık kazanmaları. Değerli eğitimin kişinin hazinesi olduğu ve iyi bir temel atıldığı müddetçe, şartlar ne olursa olsun, bu eğitimin o kişiden asla geri alınamayacağı hepimiz tarafından biliniyor. O halde bu yaştan itibaren alınacak eğitim kişinin kendine ve hatta çevresine yapabileceği en iyi yatırım… 13-18 yaş arası alınan eğitim yalnızca üniversitedeki başarınıza imza atmaz, dünyaya açılmanızı sağlarken geleceğinizi de şekillendirir. Eğitim, bir öğrencinin geleceğini şekillendirirken onu bir üst platforma taşımak için farkındalık yaratmalı. Lise diplomanız size dünyanın en iyi üniversitelerinin kapılarını açabilmeli. İngiliz yatılı okullarının, dünyanın saygın üniversitelerinin ve iş dünyasının aradığı çok yönlü, zeki, yaşadığımız çağın kültürel ve sosyo-ekonomik yapısını, değerlerini özümsemiş bireyleri yetiştirme konusunda çok köklü bir tarihleri ve buna paralel olarak gelişen eğitim tecrübeleri var. İngiliz eğitim sisteminin temelde dayandığı prensipler neler? Sistemi köklü kılan nedenlerden biri, öğrencinin güçlü olduğu yanları tespit edip bireyi adım adım başarıya ulaştırması... Doğru öğrencinin, doğru zamanda, doğru okula yerleştirilmesi İngiliz eğitim sistemi için son derece önemli. Bu sistemin en önemli yapı taşları ise akademik ders programı, yaratıcılık, müzik, spor, felsefe, Fransızca ve Latince. Bu eğitim sistemi, dünyadaki gelişmeleri gözden kaçırmadan bireyleri hayattaki güçlüklere karşı hazırlıyor. Danışanlarınız bu sistem hakkında neler düşünüyor? İngiltere’ye ülkemizden yerleştirdiğimiz öğrencilerimizin eğitim profili, kısa sürede yükselen bir başarı grafiği çiziyor. Henüz 12 yaşındaki öğrenciler dahil mentorluk yaptığımız tüm öğrenciler, eğitim sohbetlerimizde yerleştirdiğimiz okullara ve İngiliz eğitim sistemine ilgi ve saygı duyduklarını dile getiriyor. Info@futureminds-educational.com +447802419781

“EĞİTİMDE KARANLIĞIN SİLİNMESİ, UMUTTAN IŞIĞA YÜRÜNMESİ BİLİNÇLİ VE PLANLI BİR EĞİTİMDEN GEÇER.” Eğitimde bir markanın peşinden gitme kavramını açıklayabilir misiniz? Rekabetin kıyasıya hüküm sürdüğü bu dünyada evlatlarınızın iletişim kurma yeteneğine, çok yönlü düşünme gücüne, takım ruhuna, dünyada kabul gören bir lise diplomasına, sarsılmaz bir güven duygusuna ve analitik düşünce yapısına sahip olmasının yolu İngiliz eğitim sisteminden geçiyor. Çünkü İngiliz eğitim sistemi, akademik ve kişisel marka yaratabilen bir adres. Türkiye’de lise diplomanızla İngiliz Üniversitelerine ulaşmak ise ayrı bir yolculuğu gerektiriyor. İngiltere’de üniversite eğitimine başlayıp devam etmek için lisenin son iki yılında yapacağınız ön hazırlıklar sizi İngiltere ve dünyanın en iyi üniversitelerine taşıyabilir. Futureminds Educational olarak nasıl bir yol izliyorsunuz? Londra’daki Futureminds Educational şirketimizin çalışmaları, benim her ay İstanbul ziyaretimde yaptığım mentorluk görüşmeleri ve köprünün iki ayağının İngiltere-Türkiye üzerine oturması, eğitim haritalarının hedeflerde iyi sonuçlara varılması konusunda büyük önem taşıyor. Türkiye’de mentorluk alan öğrenciler İngiltere’ye geldiklerinde eğitim mentorluğunun devamını isterlerse bu konudaki çalışmamıza devam ediyoruz. Danışanlarınızın başarı grafikleriyle ilgili örnek verebilir misiniz? İstanbul’da özel bir okulda okuyan, 12 yaşındaki Kaan’dan örnek vermek isterim. Kaan, bilgisayar oyunları ve internet bağımlısı olmasının yanı sıra aynı zamanda TEOG sisteminin kıskaçlarında kendisini başarısız hisseden pırıl pırıl bir öğrenciydi. Radikal bir kararla kısa bir sürede önce İngiltere’de bir hazırlık okuluna, sonra da sınavla ana okula girişi kazandığında TEOG’un neden olduğu sıkıntılar, bilgisayar oyunları ve internet bağımlılıklarının yerini mutlu, kendine güvenen, insan ilişkileri kuvvetli bir genç aldı. Akademik konuda fen ve bilgisayar derslerinde yıldız olduğunu hissettiğinde ise geleceğindeki ışıklı yollara adım atmaya karar verdi. TEOG sisteminin yan etkilerinin en güzel test edildiği yerin İngiltere olması ise bana ayrı bir açıdan öğrencilerimi değerlendirme konusunda yardımcı oldu. “Eğitimde karanlığın silinmesi umuttan ışığa doğru yürünmesi bilinçli ve planlı bir eğitimden geçiyor. Gençlere yatırım yapmak ve değer vermek ise onlara bireysel olarak dokunabilen, yeteneklerini fark ederek açığa çıkmasını teşvik eden, potansiyellerini en doğru şekilde kullanmaları için onlara destek olan eğitim sistemleri ile gerçekleşiyor.”

www.futureminds-educational.com 0532 233 39 15

intown 51


İN ÇOCUKLAR İÇ

ÜCRETSİZ

ATÖLYELER

ETKİNLİK

23 NİSAN CUMARTESİ SAAT 11:30'DA BAHCEMİZDE

z u r o y u ş u l bu

0-6 rası tüm çocuklar davetlidir yaş a

d. No: 7 Göktürk Mah. Köprübaşı Ca 64 25 Eyüp-İSTANBUL Tel: 0(212) 227 Gsm: 0542 894 18 95

m info@kidscountrypreschool.co m www.kidscountrypreschool.co

• • • • • • •

Acık büfe ikramlar 23 Nisan dansları Atölyeler Satranc turnuvası Yarışmalar Müzik Sınırsız eğlence

• • • • • • •

Oyuncak Oyun hamuru Yüz boyama Maske Kitap Dünya Cocukları spatula kuklalar Taş boyama

SPONSORLAR SPONSORLAR

• Artölye • Jovi • Alex Oyuncak • Figür satranc akademi • Kitap Kumbaram • Muzipo kids • Torte • Dondurmacci • Onur et


Z KUŞAĞI

Bayram geldi, hoş geldi! ARTIK BAYRAM KUTLAYANA DELI DIYECEKLER NEREDEYSE, ÖYLE BIR HAL ALDI HAYATIMIZ… OYSA INADINA DAHA DA KUTLAMALI. HER GÜNÜ BAYRAM GIBI YAŞAMALI HATTA. İŞTE SIZE VE ÇOCUKLARINIZA BAYRAMI BIR NEBZE DAHA EĞLENCELI GEÇIRECEK BIRKAÇ ÖNERI. Yazı: Gökçe Gökçeer

HURAFE DIŞARI, BILIM IÇERI! Her çocuğun gönlünde bir bilim insanı yatıyor bana sorarsanız. Onlara uygun ortam sağlandığında yaptıkları deneylerden aldıkları keyif ise hiçbir şeye benzemiyor. Yıl boyu birbirinden güzel atölyelere imza atan BASF Kids’ Lab, 23 Nisan’da da İstanbul Modern’de çocuklara keyiften coşacakları bir bilim ortamı sunuyor. Kimya şirketi BASF tarafından gerçekleştirilen atölyelerde çocuklar özel eğitmenler eşliğinde, zararsız maddelerle interaktif ve eğlenceli deneyler yapma şansını yakalıyor, daha ne olsun! Saat 10.00’da başlayan, 11.00, 13.00, 14.00 ve 15.00’te tekrarlanan atölyede kirli suyu arıtıp temiz su üretmek, hiç bu kadar eğlenceli olmamıştı. Meclis-i Mebusan Cad. Eminönü (0212) 334 73 00

54 intown


İz bıraktığımızın farkındayız

Z KUŞAĞI ORMAN ÇOCUĞU’YLA SINEMA KEYFI Çocukken Orman Çocuğu’nu okumayan var mıdır? Varsa, şimdi bile okuyabilir, geç kalmış sayılmaz. Rudyard Kipling’in muhteşem klasiğini okuduktan sonra bir de vizyona yeni giren filmini izlemek nefis bir bayram hediyesi. Ailesini kaybeden Mowgli’nin vahşi bir ormanda; bir ayı, bir panter ve bir kurt sürüsü tarafından sahiplenilmesinin büyülü hikayesi Orman Çocuğu. Kurtlar tarafından yetiştirilen Mowgli evini, yuvasını terk etmek zorunda kalınca, yepyeni bir arayışa çıkıyor. Acaba neler oluyor? Filmin kadrosunda Scarlett Johansson, Idris Elba, Bill Murray, Christopher Walken, Lupita Nyong’o ve Giancarlo Esposito gibi efsane isimler var. İyi bayramlar, iyi seyirler.

20 YILDIR...

Gelişim sürecinde oyunun yerine inanıyor ve oynarken öğrenilen bilginin hayat boyu unutulmayacağını savunuyoruz,

‘’DEĞIŞIK ŞEYLER’’ ATÖLYESI DE NESI?

Öğretme telaşı ve kaygısı olmadan,

Özel Yetenekliler Derneği, özel yetenekli bireyleri ve yeteneklerini keşfedip ihtiyaçları olan eğitimi sunmak için dişe dokunur işler yapıyor. Türkiye’de bir ilk olan “Yetenek Bazlı Atölyeler” özel yetenekli bireylerin ihtiyaçlarına ve ilgi alanlarına yönelik atölye çalışmaları gerçekleştiriyor. 3D Printer Atölyesi, Hayatımız Zeka ve Akıl Oyunları Atölyesi, Eğlenceli Bilim Atölyesi, Robot Atölyesi, Model Uçak Başlangıç Atölyesi gibi birçok etkinliğe imza atan dernek, Değişik Şeyler Atölyesi adı altında yepyeni bir konsept başlattı. Bireyin araştırmasına, bilim ve bilginin gelişmesine yardımcı olan etkenlere baktığımızda, merak duygusunun önemi ortaya çıkıyor. Yetenekli çocukları, merak ettikleri şeylerle ilgili uzman kişilerle buluşturan çalışma; güncel bilim ve teknoloji alanındaki gelişmeler, tarihi süreç ve değişimler, ürün ortaya koyma ve patent tescil süreci, bilim insanları ve buluşları, gezegenler ve uzay gibi konuları kapsıyor. Saat 10.00’da başlayan atölye, farklı bir deneyim yaşatabilir.

çocuklarla beraber eğlenirken; açık havada çocuklarımıza problem çözme, hayatı hayatın içinde yaşama konusunda deneyim kazandırmayı hedefliyoruz.

Çift dilli eğitim ile çocuklarımızın, ingilizce düşünme ve konuşmalarını, hayatlarının doğal akışına katarak

Önay Garden Residence Cumhuriyet Mah. Hürriyet Cad. No: 15 Beylikdüzü (0505) 207 26 34

sağlıyoruz.

KEMERBURGAZ Çiftalan Yolu, Kızılağaç Sokak, No:12 Kemerburgaz T: 0212 360 15 38 // 0212 360 05 98 kemer@bilgikozasi.com.tr ETİLER Albay Nail Gönenli Sokak, No:26 Etiler T: 0212 265 56 97 // 0212 263 22 90 etiler@bilgikozasi.com.tr bilgikozasianaokulu bilgikozasi


Z KUŞAĞI XTREM AVENTURES ILE ÇOCUKLARA ADRENALIN DOPINGI Üzerimizdeki uyuşukluğu atmanın zamanı geldi. Dünya çapında ün yapan macera parkları ve yüksek ip parkurlarıyla Maslak dolaylarında bizi selamlayan Xtrem Aventures; sadece Türkiye’de değil 15 farklı ülkede çocukları eğlendiriyor. Son şubesini Maslak Uniq İstanbul’da açan bu muazzam açıkhava mekanı, çocuklar için cazip görünse de, aslında her yaştaki macera tutkunu için ideal. Bünyesinde 4-8 yaş grubuna özel koruyucu ağla çevrilmiş 20 oyun parkuru, 8 yaş üstü ve yetişkinler ip parkurları ve halat kaydıraklar bulunduran Xtrem Aventures; Tarzan Sarmaşığı, Fare Tüneli ve Paten Köprüsü adı verilen birbirinden heyecan verici macera duraklarına sahip. Şimdi evde oturma değil, daldan dala uçma zamanı o halde… Huzur mah. Maslak Ayazağa Cad. 2 B Şişli (0212) 328 28 50

KÖPEKLERLE DOĞRU ILETIŞIM KURMAYI BILIYOR MUSUNUZ? Bu sayfanın yazarı olarak, kendi atölyemden bahsetsem ayıp olmaz sanıyorum. Zira birçok köpekle birlikte yaşadığımız Göktürk’te en başta çocukların köpeklerle doğru iletişim kurmayı öğrenmeleri gerektiğine inanıyorum. Bir süredir farklı mekanlarda ve okullarda gerçekleştirdiğim Köpeklerle Doğru İletişim Atölyesi, 23 Nisan’da Kidsnook’ta… Daha önce de aynı mekanda birkaç kez gerçekleştirdiğimiz ve büyük ilgi gören atölyede; çocuklara köpeklere nasıl yaklaşmaları, onları nasıl sevmeleri ve sevmemeleri gerektiğini, ilk tanışma anının inceliklerini, asla yapılmaması gereken davranışları ve bunun gibi temel bilgileri anlatıyorum. Harika bir sohbet eşliğinde devam eden atölye, resimli kitap serim Pöti’nin kahramanları Pöti ve Dede’yle uygulama yaparak sona eriyor. Çocuklar, Pöti ve Dede’yle ilk kez tanışırken nasıl davranmaları gerektiğini daha iyi kavrıyor. Rezervasyon gerektiğini belirtir, saat 13.00’te hepinizi bekleriz! Yıldırım Oğuz Göker Sok. No: 11 Akatlar (0212) 324 07 06

KIBRITÇI KIZ’LA MÜZIKALDE BULUŞMAK… Çocukluğumuzun en hüzünlü masallarından biridir Kibritçi Kız… Sonunda hüzün olsa da, özünde yaşama sevincini anlatan nefis bir Andersen masalıdır. Bu ünlü kahramanı, bu kez bambaşka bir yorumla yad etmek ister misiniz? Yepyeni bir uyarlamayla karşımıza gelen müzikal, 5 yaş ve üzeri için uygun. Birçok ödülün de sahibi olan Kibritçi Kız’la bayram haftanızı renklendirebilirsiniz. Bu kadar hüzünle nasıl renkleneceğiz diye kaygılanmayın.. Dedim ya, bambaşka bir yorum bu… . Zorlu Çocuk Tiyatrosu, Kibritçi Kız’ı mutlu bir sonla bitiriyor. 23, 24 ve 30 Nisan’da yakaladınız yakaladınız, yoksa uzun süredir sahnelenen müzikali kaçırmanız işten bile değil. Zorlu Center PSM Levazım Mah. Koru Sokak Beşiktaş (0850) 222 67 76

58 intown


UÇAN BALON ANAOKULU SİBEL ONUR TUNCAY KİMDİR? 31 yaşında, bir çocuk annesiyim. Uzun yıllar uluslararası bir finans şirketinde yönetici olarak çalıştım. Oğlum dünyaya geldiğinden beri ona, onun ve diğer tüm çocukların hak ettikleri hayatı yaşatabilmek için neler yapmalıyız diye düşünürdüm. Dünyanın en masum ve savunmasız varlıkları onlar çünkü. Oğlumun kreş zamanı geldiğinde ise çeşitli semtlerde mevcut kreşlerin maalesef çok yetersiz olduğunu üzülerek gördüm. Bir senede dört okul değiştirdi oğlum. Aradığım gibi bir yer bulamıyordum. Kayıt görüşmelerinde her şey çok güzel bir şekilde anlatılıyordu ancak uygulamaya geçtiğinde hiç de öyle olmadığını farkettim. Ve dedim ki benim bir anaokulum olsa adından cok söz ettiren bir okul olurdu. Çünkü bir anne ne bekler orada onun cevabı olurdu. (Yalansız- dolansızgerçekçi ve şeffaf) Uzun yıllardır hayalini kurduğum bu projeyi Uçan Balon’u devralarak gerçekleştirmiş oldum.

NEDİR BU PROJE?

NEDEN UÇAN BALON ANAOKULU? Göktürk bölgesinde uzun süren araştırma çalışmalarım oldu. Uçan Balon Anaokulu Göktürk’ün en eski anaokullarından. Sekiz sene önce cok daha büyük bir yere sahipken zamanla küçülmeye gitmiş ama ismini hiç kaybetmemiş ve cok iyi anılan bir okul. Okuldaki çocuklarımızın birçogu birbirlerinin arkadaşları-akrabaları veya kardeşleri. Anaokullarında tavsiye ve referans cok önemlidir. Uçan Balon bu zamana kadar hep iyi referans olmuş ve olmaya da devam edecek.

YAZ OKULU PROJESİ: Birbirinden keyifli ve heyecanlı bir projeyle sürekli aktivitelerle dolu bir program ile sizleri bekliyor. • Haftanın beş günü yoga, • Haftanın iki günü yüzme, • Haftanın iki günü at binme, • Haftanın bir günü doğayla içiçe piknik, doğada yürüyüş, doğada spor, gezi. • OKULUMUZ 16 KAMERA ILE DONATILDI VE PROFESYONEL BIR ALARM ŞIRKETI TARAFINDAN DÜZENLI OLARAK TAKIP EDILIYOR. ŞEFFAF, AÇIKLANABILIR VE GÜVEN VERICI BIR ALTYAPI ÜZERINE ATIYORUZ TÜM ADIMLARIMIZI. • EĞITIM SISTEMIMIZI EZBERE DAYALI DEĞIL, ÇOCUKLARI ÖĞRENME KONUSUNDA HEVESLENDIREREK, SEVDIREREK IŞLIYORUZ. • YOĞURDUMUZ ÇIÇEK MANDIRA’ DAN TEMIN EDILIYOR.

PROFESYONEL KADROMUZ VE SICAK AILE ORTAMIMIZ ILE SIZLERI ARAMIZDA GÖRMEKTEN KEYIF ALACAĞIMIZI BILMENIZI ISTERIZ.

• YEMEK LISTEMIZ BESLENME UZMANI TARAFINDAN ÇOCUKLARIN ALMALARI GEREKEN KALORILER HESAPLANARAK HAZIRLANIYOR.

Bu bir advertorialdır.

İçeride her şeyin ahşap olduğunu düşünün. Çocuklar plastiklerle değil ahşapla oyun oynuyorlar. Plastik oyun hamurları yerine kinetik kumla zaman geçiriyorlar. Tüm öğretmenler ilkyardımcı sertifikalarına sahip. Ufak kazalara ilk müdahaleyi öğretmenler yapıyorlar. Eğitim sistemi ezbere dayalı değil uygulayarak öğrenmeye dayalı. Her işlenen konuyla ilgili mutlaka bir gezi düzenleniyor. Tüm gün çocuklarını emanet edip özleyen, akşama kadar göremeyen anne babaya saat başı çocuğunun fotoğrafı gidiyor. Yemek yiyip yemediğini merak eden annelere düzenli olarak yemek saatlerinde video gidiyor. Tabii tüm bunlar çocuklara hissettirmeden yapılıyor. Bu ve bunun gibi daha birçok projem var. Bir anne ne bekler onun cevabı olacak demiştim ya yukarıda. İşte bir anne bunları bekler. Ve cevapları Uçan Balon Anaokulu’ nda.


ALIŞVERİŞ

BAYRAM ÇOCUKLARI İÇİN...

B&G STORE

HER BAYRAM İÇİMİZDE ÇOCUKÇA SEVİNÇLER YAŞATIR AMA BU BAYRAM BAŞKA! 23 NİSAN ÖNCESİ ALIŞVERİŞ YAPMAK İSTEYENLER İÇİN GÖKTÜRK SOKAKLARINI GEZDİK VE BAKIN SEPETİMİZE NELER ALDIK... Hazırlayan: Fiona Akkohen Ayakkabı 199 TL

ALP KIDS

Hırka 129 TL Tişört 49 TL

KATIA

NANU Pijama takım 64.90 TL

Smokin takımı 399 TL Papyon 39 TL Kuşak 49 TL

Terlik 89 TL

Rüzgarlık 59 TL Tişört 25.19 TL Pantolon 62.99 TL

Rüzgarlık 89.89 TL Tişört 23.75 TL Pantolon 53.99 TL

Minder 39.90 TL

Melodik Soul Compass 299 TL

Aydınlatan Soul Compass, altın 372 TL

Bebek havlu ve terlik seti 210 TL

Çift taraflı rüzgarlık 112.15 TL Gömlek 54.85 TL Pantolon 29.70 TL

62 intown

SAUL COMPASS

Gecelik 79 TL

Boxer 99 TL Bebek Soulcompasslar 245 TL Erkek çocuk çorap 4.90 TL

Yoga patiği 9.90 TL

intown 63


ALIŞVERİŞ MİNİ MİDİ MODA

Bere 18 TL Zıbın 14.90 TL

Işıklı ayakkabı 69.90 TL

Pantolon 40 TL

Hasır şapka 19.90 TL

PANÇO

Parfüm 12.70 TL’den itibaren

Ceket 79.80 TL Gömlek 55.90 TL Tütü etek 48.90 TL

64 intown

Yağmurluk 109.50 TL Tişört 45.50 TL

Elbise 179.50 TL


ALIŞVERİŞ

CARTER’S

KIKIMOMO

3’lü set 84.90 TL

Erkek 2’li set 69.90 TL

Elbise 129 TL

Küçük valiz 199 TL

Çift taraflı rüzgarlık 149 TL Tişört 59 TL

66 intown

Kız-erkek önlük 34.90 TL


MASLAK: Hamidiye Mah. Anadolu Caddesi No:50 Kağıthane / İstanbul Tel: 0212 223 19 23 - 0530 016 90 02 KAĞITHANE: Büyükdere Caddesi No:241 Maslak / İstanbul Tel: 0212 343 19 23 - 0532 131 20 54 www.cumhuriyetkoleji.com

HER BIREY DEĞERLIDIR”

2013 YILINDA TEMELLERİ ATILAN CUMHURİYET OKULLARI, SORAN VE SORGULAYAN BİR NESİL YETİŞTİRMEYİ AMAÇ EDİNEN BİR KURUM… OKULDA YÜRÜTÜLEN EĞİTİM SİSTEMİNİ VE ÖĞRENCİLERE SAĞLANAN İMKANLARI, CUMHURİYET OKULLARI GENEL KOORDİNATÖRÜ RAHŞAN ÇAPAN’DAN DİNLİYORUZ…

Sizi tanıyabilir miyiz? Gazi Üniversitesi Okul Öncesi Bölümünden mezun oldum. İstanbul’un en önemli özel okullarında görev yaptım. Bu kurumlar benim ikinci, üçüncü üniversitem oldu. Fakat gelişen dünyada kendinizi durmadan geliştirmek ve yenilikler katmak zorundasınız. Liderlik, Empati, Kurum Dili ve Yönetim Becerileri Eğitimleri aldım. Bugün bu eğitimlerin gerçekten bir yöneticiye neler kattığını daha iyi anlıyorum. Bugün Türkiye’de büyük bir hızla yükselen ve birçok başarıya imza atan Cumhuriyet Okulları’ndayım; dinamik ve yenilikçi bir yönetimin içinde olmak büyük keyif. Hep birlikte çocuklarımızın geleceği için gece gündüz çalışıyoruz. Cumhuriyet Koleji hakkında bilgi alabilir miyiz? Ne zaman kuruldu? 2013 yılında bünyesinde anaokulu, ilkokul ve ortaokulu barındıran Kağıthane kampüsümüz açıldı. 2014 yılında ise bünyesinde anaokulu, ortaokul ve liseyi barındıran Maslak kampüsümüz açıldı. Böylece Cumhuriyet Koleji anaokulundan liseye eğitim zincirinin halkalarını tamamlamış oldu. 2015 yılında bu halkaya Vadistanbul anaokulumuz katıldı. “ÖĞRENCİLERİMİZE, BÜYÜK VE RENKLİ BİR DÜNYA SUNUYORUZ” Eğitim modelinizi paylaşabilir misiniz? Eğitim modelimizi en iyi şekilde ifade eden kavram olarak Cumhuriyet ismini tercih ettik. Çünkü Cumhuriyet herkesin ortak değeridir ve erdemli insanların yetişmesine ortam hazırlar. Bugün okullarımızda öğrencilerimize, yoğun akademik programın yanı sıra büyük ve renkli bir dünya sunuyoruz. Soran ve sorgulayan öğrenciler bizim için çok önemli. Merak uyandıran ortamlar sağlayarak, “denemelerini” istiyoruz. Pek çok etkinliğe yer vererek her konuda fikir sahibi olmalarına yardımcı olmaya çalışıyoruz. Önemli olan, her alanda yaratıcı düşünceye sahip bireylerin yetenekleri yönünde ve seviyesinde gelişmesi için uygun eğitim ortamının sağlanmış olmasıdır. Öğrencilerimizin akademik başarılarını sosyal ortamlarla zenginleştirip her yönden dünya vatandaşı bireyler olmalarına gayret ediyoruz.

68 intown

Anaokulundan itibaren yoğun yabancı dil eğitimimiz var, 4 ve 5 yaş grubunda çift dilli eğitim veriyoruz. Anadili öğrenme modeli ile tüm gün dili konuşarak ve uygulayarak edinmelerini sağlıyoruz. Beşinci sınıfta ve lise öncesinde hazırlık programı uyguluyoruz. Beşinci sınıftan itibaren ikinci yabancı dil olarak Almanca, Fransızca veya İspanyolca dillerini haftada 4 saat veriyoruz. Akademik başarıyı önemsiyoruz ve ortaokuldan itibaren okul kabul sınavı ile öğrenci alıyoruz. Liselere hazırlık (TEOG) ve üniversite hazırlık (YGS-LYS) sınavlarında başarılı sonuçlar aldık. TEOG hazırlık için 7 ve 8. sınıflarda, YGS-LYS hazırlık için 11 ve 12. sınıflarda 6 gün eğitimimiz var. Danışmanlık sistemi sayesinde öğrenci, veli ve öğretmen arasındaki etkili iletişimin öğrenci başarısını arttırdığına inanıyoruz. Okulun ilkelerinden bahsedebilir misiniz? Doğru okulu tercih etme süreci her veli ve öğrenci için endişeli bir dönemdir. Eşe dosta sorulur, güvenilir eğitimcilere danışılır, forumlar ve web siteleri didik didik edilir. Ve tercih; vizyon sahibi, yenilikçi, dünyaya ayak uyduran, güvenilir bir kurumdan yana kullanılır. Cumhuriyet Okulları olarak; özgüveni yüksek, toplumla ilgili, sosyal, ana diline hakim, dil becerileri gelişmiş, ilgi ve yeteneklerinin farkında, değerlerine sahip, araştıran, sorgulayan, Atatürk ilkelerini benimsemiş cumhuriyetine ve yurduna yürekten bağlı, mutlu dünya vatandaşları yetiştirecek hayalinizdeki okulu oluşturmuş olmanın gururunu yaşıyoruz. Kısa sürede

İstanbul’da yaşayan tüm ailelerde olduğu gibi trafik hayatı ciddi şekilde etkiliyor. Çocuklarımızın güvenli ve kolay bir şekilde okula gidip gelmeleri tabi ki aileler için ön sıralarda yer alıyor. Bunun hemen yanında akademik ve sosyal başarılar var. Göktürk’te oturan öğrenci sayımız hayli fazla. Velilerimiz başarı ve yakınlığı birleştirerek daha mutlu bir ortamda olduklarının farkındalar. Okulumuza geldiğinizde öğrencilerimizin öğretmenleri ile olan özel bağına hayran kalacak, onların keşfetme heyecanına ve başarı sevincine ortak olacaksınız. Gelecek için çok önemli olan bu dönemde Cumhuriyet Koleji’ni tercih ettiğinizde yaşam boyu hatırlayacağınız çok özel anılar oluşacaktır: mutlu zamanlar, aşmayı başardığınız zorluklar, yaptığınız çalışmalar... Sağlam dostluklar kuracak ve Cumhuriyet ailesinin bir üyesi olmanın gururunu ömür boyu hissedeceksiniz.

Öğrenciler nasıl bir ortamda yetişiyor? Okullarımızı çocukların gözüyle bakarak şekillendirdik. Miniklerimiz buz pateni sahamızda milli sporcu hocalarıyla uluslararası yarışmalara hazırlanırken dinlenme saatlerinde 3D sinemamızda film izliyorlar. Okullarımızın konferans salonları çocuklarımızın gösterilerini sahneleyebilecekleri tüm donanıma sahip. Ses kayıt odası, müzik grubu öğrencileri ve radyo yayını yapacak öğrencilerimiz için dizayn edildi. Fuaye Cafe ise, yoğun tempoda olan lise öğrencilerimiz için keyifli bir mekân.

programlarına hazırlıyoruz. Önümüzdeki yıl için Türkiye’de ‘’Yaratıcı Dramayı’’ kuran Ekol Drama’yı da bünyemize katacağız. İyi bir eğitimci bireye yönelik çalışandır diye düşünüyorum. Çocuklar 6 yaşına kadar karakterinin ve gelişimlerinin birçoğunu oluşturuyor. Ülkemizdeki eğitim sistemi yaratıcılığı ciddi derecede kısıtlıyor. Anaokullarında doğru bir şekilde uygulanan programlar yaratıcılığı bu denli zenginken, ilkokula geçtiği anda bunların nasıl yerle bir edildiğine yıllarca şahit oldum. Çocuklar ortaokul ve liseye geldiklerinde sadece beyinleri bilgi dolu ama düşünemeyen ve fikir üretemeyen bireyler topluluğunu oluşturuyorlar bu çok üzücü. Biz Cumhuriyet Okulları olarak anaokulu ve ilkokul entegrasyonuna çok önem veriyoruz. Öğretmenlerimizin işbirliği içinde yürüttüğü programlar geçişte kolaylık sağlarken çocuklarımızın başarısına büyük ölçüde etkiliyor.

“ANAOKULU VE İLKOKUL ENTEGRASYONUNA ÇOK ÖNEM VERİYORUZ” Sosyal yönlerini geliştirecek ne gibi aktiviteler yapılıyor? İlgi ve yeteneklerinin farkında, gelişen dünyaya uyum sağlayacak şekilde kendini sürekli geliştiren, üretken, Cumhuriyet değerleriyle donanmış, “dünya vatandaşı” bireyler yetiştirmeye çalışıyoruz. Lise ve üniversite sınavlarında çocuklarımızın göstermiş olduğu başarılar, sanat ve spor alanlarında aldıkları ödüllerle birleşince doğru yolda olduğumuzu görüyoruz. Cumhuriyet Okulları’na başlamadan önce üç yıl Güzel Sanatlar yöneticiliği yaptım ve Türkiye’de Çocuk Sanat Programları adı altında bir proje hazırladım. Amacım, çocukların elinden tutarak oradan oraya koşuşturan ailelerin, bu yolda doğru adımlar atmasını sağlamaktı. Program çok başarılı oldu. Birçok aile en azından ne istediğini bilen çocuklarla yola devam ettiler. Okulumuzda bu projeyi bu yıl başlattık. Konservatuar mezunu ve doktoralı hocalarımızla müzik bölümlerimizi kurduk. Türkiye’nin en iyi dans okulu olan Yılmaz Köksal Bale ve Dans Okulu ile anlaştık. Öğrencilerimize London College Of Music, Bacalorya ve Royal Academy gibi sertifika

Öğrenci ve öğretmen ilişkilerinde neler ön planda tutuluyor? Nasıl bir iletişimleri var? Öğrencilerimizi yakından takip etmenin yanı sıra veli öğretmen dayanışması bizler için çok önemli. Çocuklarımızı okulda gözlemlemek eğitimin yarısı diye düşünüyoruz. Ev ortamı başarı ve mutluluğu ciddi şekilde etkilediği için birebir takip çok işe yarıyor. Velilerimiz de bu durumdan çok memnun. CK Ailesi olarak yaşıyoruz. Sık sık yaptığımız kahve sohbetlerinde çocuklarımızı konuşuyor, mutlu oluyoruz. Öğretmenler çocuklarla arkadaş gibi ama saygı her zaman yerini koruyor. En iyi motivasyon kaynağımız öğrenci ve velilerimizin eğitim kadrosu ve kuruma duyduğu güvendir. Bunun yanında çocuklarımızın güvenliği de bizim için ilk sırada yer alıyor. Okulların Genel Koordinatörlüğünün yanında Çocuk Suçları Önleme Derneği Bşk. Yrd. yapıyorum. Türkiye genelinde verdiğim eğitimlerde tabii ki öncelik kendi okulumuzda. Amerika ve dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde uygulanan anaokulundan liseye ‘’Güvenlik Eğitimi Projesini’’ uygulamaya başladık. Öğrencilerimiz ile birlikte velilerimize de bu konuda eğitimler veriyoruz. Amacımız, çocuklarımızın dış dünyada kendilerini nasıl koruyacaklarını öğretmek ve farkındalık yaratmak.

spordan sanata birçok yarışmada, ulusal ve uluslararası projelerde ve özellikle TEOG sınavında elde ettiği, Türkiye dereceleriyle kendisinden bahsettirmeyi başaran Cumhuriyet Koleji’nin renkli dünyasında kocaman bir aile olarak yaşıyoruz. Okulumuzu ziyaret ettiğinizde mutlu öğrenciler ve mutlu çalışanlarla karşılaşacaksınız.

intown 69

Bu bir advertorialdır.

“CUMHURİYETTE

OKULLARINIZ GÖKTÜRK’E YAKIN BİR LOKASYONDA YER ALIYOR. BU DURUM TERCİH SEBEBİ OLUYOR MU?


GÜNCEL

ANNEYSEN ÇARŞI İLE ANNELERİN İŞİ ARTIK DAHA KOLAY! 2010 YILINDAN BERİ YAYINDA OLAN, GÖKTÜRK MERKEZDE OFİSLERİ BULUNAN, ANNE, BEBEK VE ÇOCUK BİLGİ VE PAYLAŞIM PLATFORMU ANNEYSEN.COM’UN KURUCULARI İLE BİRLİKTEYİZ. PINAR ŞİMŞEK VE AYLİN ÇAKIR, GÖKTÜRK’TE 2 GİRİŞİMCİ ANNE OLARAK KURDUKLARI VE SONRASINDA DA GÜÇLÜ BİR EKİP OLUŞTURARAK BÜYÜTTÜKLERİ ANNEYSEN.COM’UN İLK GÜNLERİNDEN BU YANA GELDİĞİ AŞAMALARI ŞÖYLE ÖZETLİYORLAR…

Anneysen.com’un ortaya çıkış hikayesini paylaşabilir misiniz? Aylin Ç: Ben de anneyim, ortağım Pınar da. Biz kendi bilgi ve paylaşım ihtiyaçlarımızdan yola çıkarak anneysen.com’un ilk adımlarını attık. 2010 yılından beri her yıl tekil ziyaretçi sayımızda % 100 büyüme gerçekleştirerek, Mart 2016 verilerine göre günde 50.000 anneye ve ayda 1,5 milyon tekil ziyaretçiye eriştik. Verdiğimiz hizmetleri biraz açmak istiyorum. Anneysen.com hamilelik öncesinden başlayıp, çocuklar yuvadan ayrılana kadar geçen süre boyunca, annelerin merak ettiği; hamilelik, doğum, bebek gelişimi, bebek bakımı, çocuk sağlığı, çocuk eğitimi, anne psikolojisi, bakım ve güzellik gibi tüm konularda uzman bilgileri içeren bir yapıya sahip. Sitenin anlaşmalı olduğu, konusunda eğitim ve tecrübeye sahip 100’e yakın uzman belirttiğim konularda yazılar ve videolar yayınlıyor, hatta daha da özel verdiğimiz bir hizmet olarak, annelerin sorularına bire bir cevap veriyor. Sitede yayınlanmış binlerce uzman yazısı, yüzlerce video ve on binlerce uzman soru cevabı mevcut. Paylaşım noktasında ise bir annenin, aklına takılan herhangi bir konuda, sitedeki diğer annelere sorular sorup, annelerin tecrübelerinden faydalanmalarını ve annelik yaparken yalnız hissetmemelerini sağlıyoruz. Sitede kayıtlı on binlerce anne sorusu ve cevabı bulunuyor. Hamilelikte yaşanabilen sorunlardan tutun da doğuma, bebek sağlığına, çocuk gelişimine, okul seçimine, ev dekorasyonuna ve güzellik tüyolarına kadar pek çok farklı alanda soru ve cevaplarımız mevcut. Anne-çocuk internet siteleri arasında sizin verdiğiniz hizmetleri veren diğer sitelerden farklarınız var mı? Aylin Ç: Uzmanların ve annelerin interaktif olarak birbirleriyle iletişime geçiyor olmaları bizim sunduğumuz en büyük farklılıklardan biri. Sektöre getirdiğimiz bu yenilikler nedeniyle kurulduğumuzdan bu yana 2’si yabancı, 3’ü yerli olmak üzere 5 ödül kazandık. 2010 yılında, Türkiye’de

70 intown

internet ekosistemini geliştirmeye yönelik çalışan E-Tohum organizasyonu tarafından 1500 fikir içinden “Yatırım Yapılabilecek” ilk 15 fikirden biri olarak seçildik. Dünya genelinde en başarılı teknoloji, medya ve iletişim girişimlerini belirlemeyi hedefleyen Innovate!2010 yarışmasında Türkiye birincisi seçildik. JCI -Genç Girişimciler ve Liderler Derneğitarafından girişimciliği ve inovasyonu geliştirmek amacıyla düzenlenen Yaratıcı Genç Girişimci Yarışmasında Türkiye ikincisi olduk. İş ve Meslek Sahibi Kadınlar Derneği BPWTürkiye İstanbul Kulubü tarafından “Yılın Başarılı Kadınları” ödülüne layık bulunduk. Beykoz Rotary Klubü tarafından “Bilişim Meslek Hizmet Ödülü”ne layık bulunduk.

“2016 NİSAN AYINA GELDİĞİMİZDE, ANNEYSEN ÇARŞI PLATFORMUNDA KAYITLI 268 ADET FİRMAMIZ BULUNUYOR. AMACIMIZ GÜNDE 50.000 AYDA 1,5 MİLYON TEKİL ZİYARETÇİMİZ OLAN ANNELERİMİZLE HİZMET VEREN FİRMALARI BUGÜN DAHA ÇOK İSTANBUL’DA ANCAK PEK KISA BİR ZAMANDA TÜM TÜRKİYE ÇAPINDA ANNE VE ANNE ADAYLARIMIZLA BULUŞTURMAK.”

Anneysen.com’un yatırımcı ortakları olduğunu biliyoruz, yatırımcılarınız kimler ve neden anneysen.com’a yatırım yaptılar? Pınar Ş: Kuruluşumuzun 3. yılında, Enuygun.com kurucusu ve internet sektöründe pek çok girişimin yatırımcı ortağı Çağlar Erol melek yatırımcı olarak anneysen.com’a ortak oldu. Bundan bir yıl sonra ise Aslanoba Capital sahibi Hasan Aslanoba, anneysen.com’a ortak oldu. Türkiye’nin anne, bebek, çocuk internet sektöründe lider pozisyonda olmamız ve sektörün talepleri doğrultusunda kendimizi devamlı geliştirmemiz bu yatırımların en önemli sebebi oldu. Anneysen.com’un geçtiğimiz yılını değerlendirecek olursanız hizmet çeşitliliğinizde ve size ulaşan anne sayılarda gelişmeler oldu mu? Pınar Ş: 2015 Ocak ayı, anneysen.com için önemli bir kilometre taşıydı. Sitenin tasarımı ve teknik altyapısı baştan sona yenilenerek, mevcut tüm içeriklerin korunması sağlanarak, yeni bir tasarımı ve yapıyı devreye aldık. Anneysen.com’a çok önemli bir platform daha kattık. O da Anneysen Çarşı Platformu. Biliyorsunuz, anneler bilgi ve paylaşıma ihtiyaç duydukları kadar, ürün ve hizmetlere ve bu

ürün ve hizmetlerle ilgili bilgilere de ihtiyaç duyuyorlar. Kimi zaman bir çocuk etkinlik atölyesi, doğum günü parti merkezi, kimi zaman da artık biraz büyümüş olan bebekleri için oyun grubu, kimi zaman da bir hobi kursu, spor merkezi veya eğlence mekanı arıyorlar. Anneysen ÇARŞI platformu ile 38 farklı alanda hizmet ve ürün sağlayan firmaları annelerimiz için listeliyoruz. Listelemelerimizde il ve ilçe filtreleme imkanı sunuyoruz. Böylece bize gelen ziyaretçi anne, örneğin Göktürk’te hizmet vermekte olan anne, çocuk firmalarına ulaşabiliyor. Anneysen ÇARŞI aynı zamanda firmalar için birer mikro site de oluşturuyor. Bu mikro sitede firmanın detaylı bilgileri, görselleri, iletişim bilgileri ve annelerin firmaya ulaşması için bir fiyat talep formu bulunuyor. Böylece üye annelerimiz ile ÇARŞI firmalarımız ortak bir noktada buluşmuş oluyor. 2016 Nisan ayına geldiğimizde, Anneysen ÇARŞI Platformunda kayıtlı 268 adet firmamız bulunuyor. Amacımız günde 50.000 ayda 1,5 milyon tekil ziyaretçimiz olan annelerimizi ve anne adaylarımızı bugün daha çok İstanbul’da ancak pek kısa bir zamanda tüm Türkiye çapında hizmet veren firmalarla buluşturmak.

“INTOWN OKUYUCUSU ANNELERE ULAŞMAK İSTEYEN FİRMALARA DA BİR SÜRPRİZİMİZ VAR. BİZE INTOWN DERGİSİ ARACILIĞI İLE ULAŞTIĞINI BELİRTEN FİRMALARA % 25 İNDİRİM VE KENDİLERİNE ÖZEL AVANTAJLAR SAĞLAYACAĞIZ. DETAYLI BİLGİ ALMAK İÇİN BİZE (0212) 322 62 33 NUMARALI OFİS NUMARAMIZDAN VEYA CARSİ@ANNEYSEN.COM E-MAİL ADRESİMİZDEN ULAŞABİLİRLER. DETAYLI BİLGİ ALMAK İÇİN MÜSAİT OLDUKLARINDA BİR KAHVEMİZİ İÇMEYE OFİSİMİZE DE BEKLERİZ.”


GENÇ KALEM

DÜNYANIN GERÇEK YÜZÜ

Fırat Karaca

Benim adım Chris Jones. 16 yaşındayım. Ve bana söyleyenlere göre ünlü milyoner, Bilim Adamı Edward Jones’un oğluyum. Babam ben dört yaşındayken savaşta öldürülmüş.

72 intown

Bir amacım vardı. Herkesin bir amacı olmalıydı. Ama o amacı nasıl gerçekleştireceğimi bilmiyorum… Aslında çok az şey biliyorum. Benim adım Chris Jones. 16 yaşındayım. Ve bana söyleyenlere göre ünlü milyoner, Bilim Adamı Edward Jones’un oğluyum. Babam ben dört yaşındayken savaşta öldürülmüş. Çok sormama rağmen bana annemle ilgili hiçbir şey anlatmadılar. Ve bana ne olduğunu sorduğumda ise küçük bir hafıza kaybı geçirildiğimi söylediler. Bunları söyleyen kimdi diye sorarsanız, bilim adamlarıydı. Uyandığımda bir laboratuvarın içinde, tüpteydim. Korkudan bir saat titrediğimi hatırlıyorum. Ve sonra beni psikoloğa gönderdiklerini. Oradaki bir-iki testten sonra laboratuvara geri döndüm ve herkese soru sormaya başladım. En sonunda bana her şeyi anlattılar... Aslında buranın arkasında bir bölge olduğunu ve o bölgede Frisater adında bir ruhun, insanlara bir video izleterek onların akli dengesini bozduğunu, o adamların içeride birbirlerini keserek ya da yiyerek öldürdüklerini... Normalde bunun bir panzehri varmış ama nasıl yapıldığını sadece babam biliyormuş. Beni yardım için çağırmışlar ve çözüm bulmamı istiyorlarmış. Hepsi bu. ** Chris başlamadan önce laboratuvarı gezmek ister. Burası aşırı büyük ve ortasında bir cam oda olan bir laboratuvardır. Odaya tam girerken arkasından bir ses gelir: “Bunu ödeyeceksin Chris!” “Aaaaa! Bırakın!” İçeriye bir adam girer. Adamın bir kolu ve bir gözü yoktur. Sonra Chris’i cam odaya sokup, ayaklarını yere yapıştırırlar. Bir anda cam oda titremeye başlar. Adam odadaki camı kırıp, bir cam parçasını kafasına saplar ve orada ölür. Chris şaşkınlıkla neler olduğunu sorar. Frisater’in oradakileri delirtmekle kalmadığını, bazılarının içine girip ruhlarını ele geçirdiğini öğrenir. Bunun üzerine Chris, “Peki, o deli adımı nereden biliyor?” diye sorar. Bu soruya kimse cevap veremez. Laboratuvara beyaz önlüklü biri girer. Giren kişi Doktor Matt, Chris’in sorusunu yanıtlar: “Delilerin yüzde 20’si seni tanıyor çünkü aslında onlar senin ailen. Anneannen, deden, amcan, teyzen...” Chris sonra hikayenin devamını öğrenir. Babasının aslında kötü bir insan olduğunu ve ailesi üzerinde testler yaptığı sırada Frisater’ın onları köle yaptığını... Öğrendikleriyle ne yapacağını bilemeyen Chris’e, Doktor Matt yalnız kalabilmesi için laboratuvarda bir oda ayarlar. Oda onun olur. Artık her yere istediğini çizebilir, her istediğini bu odada yapabilir. Ama hiçbir şey yazmaz ya da çizmez. Odada sadece bir yatak ve havalandırma vardır. Havalandırmanın üstünde ise bir sürü kilit. Chris bir-iki saat sonra sakinleşip odadan çıkar. En çok istediği şey, babasının mezarını ziyaret etmektir. Doktor Matt doğum gününde onu babasının mezarına götüreceğine söz verir. Ama bir şartı vardır: Panzehri bulmalarına yardım etmesi gerekir. Chris kabul eder ve birlikte panzehri aramaya başlarlar. Günler, haftalar, aylar geçer. Chris canını dişine takar ama yine de bulamazlar panzehri. Chris’in doğum günü geldiğinde Doktor Matt sözünü tutar ve Chris’i babasının mezarına götürür. Mezarın normal bir mezardan farkı olmadığını görünce Chris çok şaşırır. Çünkü babasının mezarını diğer mezarlardan daha özel olacağını

hayal eder. Ama sonra özel olmamasını çok umursamaz. Babasının mezarının önünde diz çöküp ağlamaya başlar. Orada bir süre kaldıktan sonra laboratuvara geri döner. Laboratuvarın darmadağın olduğunu ve ortalıkta kimsenin olmadığını görür. Bir anda içeri bir deli girer. Doktor Matt ve Chris çok korkar. Doktor Matt cebinden bir şişe çıkarıp ona fırlatır ve bir anda saldırgan deli erimeye başlar. Chris tam o iksir neydi diye soracakken başka bir deli, Doktor Matt’e arkadan saldırıp onu öldürür. Hemen laboratuvardan kaçan Chris, dışarı çıktığında etrafta kimsenin olmadığını fark eder. Ve o an anlar, bütün herkesin şehirden gittiğini... Şehirde sadece o ve deliler vardır. Chris o kadar koşar ki, laboratuvar uzakta kalır. Durduğu sırada yerde gördüğü çakmağı alıp, cebine atar. Yakındaki evlerden birine geceyi geçirmek için girer. Çok açtır ama evde sadece su olduğunu görür. Suyu içip uyur. Sabah kapıdan gelen seslerle uyanır. Dışarıdaki 16 delinin kapıyı kırmaya çalıştığını görür. Kaçmak için hemen bir yol arar ama bulamaz. Sonra aklına bir fikir gelir. Odada bir soba vardır. Sobanın içinden bir odun alıp cebindeki çakmakla tutuşturur. Sonra camı açıp ateşli odunu delilerin ortasına atar ve bütün deliler etrafa kaçışır. Chris en sonunda delilerin ateşe dayanamadıklarını anlar. Birkaç gün geçer. Chris hala açtır. Delileri kontrol etmek için camdan dışarı baktığında dışarıda bir sürü deli olduğunu görür. Delilerin her yeri ele geçirdiğini anlar! Tam ne yapacağını düşünürken bir çıtırtı duyar. Chris çıtırtıya yaklaşır ve orada küçük bir kız çocuğu görür. Chris çocuğa sorar: “Senin adın ne?” Çocuk cevapsız kalır. Chris bir daha sorar ve bu kez çocuk cevap verir:

“Benim adım Emily.” Bir-iki dakika konuştuktan sonra onun da laboratuvardan olduğunu ve kaçarken buraya geldiğini anlar. Laboratuvarda arka bölgeye giden özel bir demir kapı olduğunu ve delilerin yaklaşık üç yıldır o kapıyı açmaya çalıştıklarını anlatır Emily. Ve bir gün delilerden birinin bunu başardığını, bütün deliler oradan çıktığını söyler. Pek çoğu başka ülkelere gider ama Emily gitmek istemez. Chris ve Emily dışarı bakıp dışarıda kimsenin olmadığını görürler. Panzehri bulmak için laboratuvara giderler. Laboratuvarda da şanslarına kimse yoktur. Tam panzehri aramaya başladıklarında bir ses gelir. Delilerden biri Chris’i alıp arka bölgeye götürür. Onu bir dolaba kapatır. Chris korkudan bayılır. Uyandığında dolaptan çıkmaya çalışır. Bir süre uğraştıktan sonra dışarı çıkar ve onu bekleyen bir sürü deli olduğunu görür. Hemen cebindeki çakmağını çıkarıp yakar. Deliler kaçışır ama Chris nereye gittiklerini göremez. Çünkü bulunduğu yer çok karanlıktır. Sadece çakmak ile görmesi mümkündür. Chris hemen kaçış yolunu aramaya koyulur. Etrafında olduklarını biliyor ama ama ateş yüzünden kimse yanına yaklaşamaz. Sonra bir kapı fark eder. Kapıdan girer ve odada delilerin bir adamı öldürdüklerini görür. Çok korkar ve hemen oradan uzaklaşır. Yürürken gördüğü yük asansörüne binerek yukarı çıkmaya başlar. Kaçış yolunu bulur. Tam inecekken bir deli asansörün halatını keser. Chris boşluğa düşer ve bacağı çok kötü yaralanır. Bir-iki saat sonra çok zor bir şekilde ayağa kalkar ve çıkış yolu aramaya başlar. Yaklaşık yarım saat sonra bir yol bulur ama bu yol çok tehlikelidir. Etraftaki duvarların arasından geçip yukarı doğru yürümeye çalışır ve başarır. Ancak

delilerin yukarıda olduğunu unutmuştur. Yukarı adım attığında bütün deliler ona saldırır. Bir şekilde kaçmayı başarır ve sonra yanında çakmak olduğunu hatırlar. Hemen çakmağı yakar ve deliler koşarak uzaklaşır. Chris çıkış yoluna doğru gitmeyi sürdürür. O sırada bir deli görür. Tuhaf bir şekilde deliyi bir şey hareket ettiriyordur. Yerde gördüğü bir kamerayı alıp onların onların fotoğrafını çeker. Fotoğrafta Frisater’ı görür. Koşmaya başlar. Frisater, siyah ve çok korkunç bir ruhtur... Koşarken gördüğü bir odaya girer. Bir anda kapılar kapanır. Sonra odadan bir duman çıkar ve Chris korkudan kapıyı kırıp tekrar çıkışa doğru koşmaya başlar. Tam çıkacakken Frisater, Chris’in içine girer ve Frisater onu kontrol etmeye başlar. Chris kendini çok zorlayıp çıkışa doğru yürümeye çalışır. Bu arada beyni bazen kendi kontrolünde bazen de Frisater’ın kontrolünde çalışır. En sonunda Chris zorlanarak çıkışa ulaşır. Çıkış bir anda açılır ve bilim adamları Chris’e bir iğne batırır. Chris daha sonra hastanede gözlerini açar. Şaşkın bir şekilde “Bana ne yaptınız?” diye sorar. Bilim adamları açıklamak zorunda kalır. Frisater aslında Chris’in annesinin ruhu ve panzehir de Chris’in annesidir. Bu nedenle bilim adamları Chris’i yem olarak kullanır. Dört-beş gün sonra tedavisi bitince hastaneden çıkıp laboratuvara gider ve panzehirle geri kalan ailesini delilikten kurtarır. Sonra ailesini alıp başka bir ülkeye gider. Ama her ne kadar belli etmese de intikam almak için geri döneceğini bilir. Çünkü sonunda hayata gelme amacını anlar. Laboratuvarda olan her şeyin raporunu tutar. Bunları tüm dünyaya açıklayıp ölen anne ve babasının intikamını bu şekilde almayı planlar.

intown 73


SOKAK RÖPORTAJI

23 NİSAN23 NİSAN23 NİSAN23 NİSA NEŞE DOLUYOR İNSAN! “ULUSAL EGEMENLİK” İLE “ÇOCUK” KAVRAMLARINI BİR ARAYA GETİRMEK NASIL BÜYÜK BİR BEYNİN İŞİDİR DİYE HER BAYRAM DÜŞÜNÜRÜM... ATATÜRK DIŞINDA DÜNYADAKİ HİÇ BİR LİDERİN O KADAR BAŞARIYI KAZANIRKEN, BİR ZAFERİ DE ÇOCUKLARA ARMAĞAN ETMEYİ DÜŞÜNMEDİĞİNİ VE BU NEDENLE ATATÜRK’ÜN YEGANE OLUŞUNU HER YIL BİZE HATIRLATAN, ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI’MIZ BAKALIM DÜNÜN ÇOCUKLARI, BUGÜNÜN GENÇLERİ İÇİN NELER İFADE EDİYOR? 23 NİSAN’LA İLGİLİ EN EĞLENCELİ, EN KOMİK ANILARINI ANLATMALARINI İSTEDİK, YANITLADILAR... Hazırlayan: Renin Esmer

EFE AŞKIN

23 Nisan gelince akıma direkt resim dersi gelir. İlkokulda her sene 23 Nisan haftası resim dersinde öğretmenimiz bizden çocuk bayramı temalı resim yapmamızı isterdi. Ben de müthiş sanatsal yeteneğimi kullanarak gökyüzünü kırmızı Türk bayrağı yapıp alta da çimenlerde el ele tutuşan çocuk resmi yapardım, sonra da sanki çok yaratıcı bir şey yapmışçasına öğretmenimin yanına gidip “Benim resmime hiç bakmıyorsunuz, en güzelini ben yaptım, bana pekiyi vermelisiniz, adımın yanına fosforlu yıldız koymalısınız, sınıfta en yetenekli öğrencim Efe demelisiniz!” diye hayıflanırdım. Sene sonu geldiğinde ise bütün sene boyunca sınıfta en iyi resimleri ben yaptım, yine de resim dersinden 5 alamadım diye üzülür ağlardım. Sırf bu yüzden 23 Nisan’lar benim için bayram, şenlik ve eğlenceden çok kabus gibi olurdu. Notlar hep 4, hep 4.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kurulduğu tarihe ithafen Atatürk tarafından tüm dünya çocuklarına armağan edilen evrensel bayram günü benim için tam anlamıyla nostaljik bir dokunuş demektir. 23 Nisan benim için çocuk olmasam da gene çocukluğumdaki gibi eğlendiğim, milli düşüncelerimi kabarttığım yani Türklüğümü en içten yaşadığım günlerden biri. Gençlik çağlarımda yani lisedeyken bile tüm arkadaşlarım 23 Nisan tatillerini yaparken ben gönüllü olarak lisemi temsil etmek için Ankara’ya gitmiştim. Anıtkabir’e gittim, törenleri izledim, Türkiye’ye gelen yabancı öğrencilerle tanıştım ve onlara Ankara’yı gezdirdim. Ailem benimle gurur duymuştu. En anlamlı 23 Nisan’ım oydu diyebilirim.

GİZEM YAZICIOĞLU

SELİN GÜRSEL

Çocuk bayramı denince aklıma ilk gelen herhalde daha 6-7 yaşındayken yazlıkta yaptığımız dans ve defile gösterileriydi. Sitede 4 kız buluşup sabahtan akşama kadar provalar yapar sonra da sitedeki herkesi toplayıp onlara gösteri yapardık. O kadar çalışmışız, kıyafetler yapılmış, ponponlar hazırlanmış falan, gösteri de öyle bedava olmayacaktı tabii, o kadar zaman harcadık değil mi? Bir de utanmadan eşe dosta bilet satardık zorla! En kötüsü de bayram bitiminde annemlerin herkesten topladığımız bilet paralarını geri iade ettirmesi olurdu. Şu günlerde annem her fırsat bulduğunda o eski video’ları açıp benle dalga geçer.

74 intown

ÇETİN KOLUKISAOĞLU

Çocukluğumun en komik anılarından biri, ailemin beni 23 Nisan’da Tatilya’ya götürmüş olmalarıydı. Tatilya’daki trene ilk defa binecektim, çok heyecanlıydım, binmeden önce yüreğim ağzıma gelecek gibiydi, hayatım en çılgınca şeyini o gün yapacakmış gibi hissediyordum. Çok küçük olduğumdan boyum hız trenine binmek için gereken boy sınırına ulaşmıyordu o yüzden annemin de benimle beraber binmesini şart koştular. O kadar istekli olduğum ve de o gün 23 Nisan olduğu için beni kırmayan annem benimle birlikte bindi. Annem biner binmez otomatik pilota alınmış gibi çığlıklar atmaya başladı ve sanırım o korkunç çığlıkları atmaya başladığında tren henüz 10 km hızla bile gitmiyordu. Trenden çok annemin çığlıklarından korkmaya başlamıştım. Hız treni tam en yukardan aşağıya inme noktasındayken annem çığlık atarken bayıldı ama tam aşağı indiğimizde ayıldı. Bayılması 3 saniye sürmüştü. Annemin beyazdan mora doğru durmadan değişen surat rengine bakmaktan ve annemin çığlıklarından dolayı kulağımı kapatmaktan dolayı bindiğim hız treninden hiçbir şey anlamamıştım. O zaman için bana korkutucu gelen bu olayı şu an aklımıza geldikçe aile arasında kahkahalar atarak konuşuruz.

ASLI GÜRSEL

23 Nisan ile ilgili en komik anılarımdan biri, okul dans takımı olarak okul şenliklerindeki step dans gösterilerine ve okullararası dans yarışmalarına hazırlanmaktı. Tüm sene boyunca kostümler hazırlanır, haftalarca provalar yapılır, gösteri tarihi yaklaştıkça solaryuma girilir (evet, gerçekten süt beyaz kızlar bir hafta içinde Bahamalar’dan yeni dönmüşçesine kararırdı), abuk sabuk tüm rejimler uygulanarak zayıflamaya çalışılır ve bol bol eğlenilirdi; yeter ki o dans gösterisi mükemmel geçsin. Okulun en havalı kızları olduğumuzu düşünerek saçlar savrula savrula girdiğimiz salonda izleyici kalabalığını görünce heyecandan bayılmaya yüz tutmuş hale gelsek de, her sene gerçekten güzel performanslar sergiler ve yarışmalarda ödülleri toplardık. Ama bir 23 Nisan şovumuz vardı ki hala her aklıma geldiğinde kahkaha atıyorum. Sahnede gösterimizi yaparken koreografinin en can alıcı yerinde şarkı takıldı. Müziğin “Ai ai ai ai yaa” olan nakarat kısmı tekrar edip dururken, biz de seyirciler de birbirimize şaşkın şaşkın bakakaldık. Derken takımdan bir arkadaşımız öne koşturup müziğin “ai ai ai” ritmiyle alkış tutmaya başladı. O alkışladıkça seyirciler de kahkaha atıp müzikle birlikte alkışlamaya başladı. Takımın tamamı da seyircilere eşlik etti ve dans gösterimiz inanılmaz komik bir hal aldı. Biz dansın sonunu o tekrar eden nakarat eşliğinde saçma sapan bir koreografiyle bitirebildik ama bu durum seyircilerin çok hoşuna gitmişti. Her 23 Nisan dediklerinde o günü hatırlayıp, gülerim.

intown 75


SOKAK RÖPORTAJI

23 NİSAN23 NİSAN SELİM YAHNİ

Her 23 Nisan’da gerçekten de neşeyle dolarım çünkü 23 Nisan’ı aşırı eğlenceli kılan bazı anılarım vardır. Daha çok küçüktük, ilkokul sıralarındaydık. 23 Nisan bilincini bize yerleştirmek adına öğretmenimiz her 23 Nisan’da stada gidin, gösterileri izleyin veya televizyondaki gösterileri izleyin, neler yapıldığını yazın sınıfta anlatacaksınız derdi. Böyle bir dayatmayla bizim 23 Nisan’ı kutlamamızı isterdi ama biz Türk genciyiz ya, 23 Nisan’da tatilin de etkisiyle koşar futbol topunu kapar, maçlar yapardık. Akşam olunca da defterimize hep aynı şeyleri yazardık: “Askerler Türk bayrağı ile birlikte paraşütle indi, uçaklar şov yaptı, çocuklar dans etti eğlendi, herkes çok mutluydu, biz de çok eğlendik, Ata’mıza çok teşekkür ederiz bugünü bize armağan ettiği için...” Öğretmen de inanırdı bize. Derken Mehmet adında başka okuldan bizim sınıfa gelmiş bir arkadaş, öğretmenin televizyonda izlediklerinizi yazın isteği üzerine hareketle bir şey yazıp sınıfa gelmişti. Söz hakkı kendisine geldiğinde tahtaya çıkıp yazdıklarını okumaya başladı: “Sezercik çok cesur bir çocukmuş, Türkiye’yi düşmanlar sarmış, Sezercik de gitmiş ...” İçimizden “Ne diyor bu çocuk?” demiştik. Daha sonra fark ettik arkadaş 23 Nisan günü televizyonda verilen “Sezercik Küçük Asker” filmini izleyip gelmiş, televizyonda izlediğim gösteri diyerek onu anlatmıştı bize. Baştaki şaşkınlığı attıktan sonra bütün ders kahkahalar atmıştık. O günden sonra Mehmet’in adı aramızda “Sezercik” olmuştu.

EFE ERSAN

23 Nisan bir nevi baharın ve güzel havaların, en önemlisi de yaz tatilinin ilk habercisi olarak çocukluğumda beni acayip mutlu hissettirirdi. 23 Nisan günü törende, gösterilerde görev alıyor olmak ise iki hafta boyunca gösterilere hazırlanmak için derslerden izinli sayılmak demekti. O nedenle iki ulusal bayramdan biri olan ve o yaşlar için en zevklisi, en eğlencelisi olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı hevesle beklenirdi. Görev bitiminde ya da törene katılım sonrasında ise eve gelip TRT kanalında o güne özel ne kadar çocuk programı varsa izlenip yurtdışı, bilhassa Afrika ve Asya’dan gelen yaşıtlarımızın yöresel gösterilerini heyecanla beklerdim. Ama 23 Nisan’ın en güzel yanı ilkokul aşkımın pembe beyaz tütü eteğiyle bale gösterisini izlemekti ve hatta şansım yeterince yaver gitmişse dans gösterisinde çift olarak onunla eşleşmekti.

76 intown

ELİF AKBAŞ

İlkokul 4. sınıfa gidiyordum. Anlamı ve manevi değeri bakımından çok büyük olan ama kutlama törenleri bakımından en klişe gösterilerin yapıldığı gün olan 23 Nisan’da öğretmenimiz farklı bir gösteri hazırlamamızı istemişti. Alışılagelmiş, sıkıcı, hemen hemen her sene aynı protokolün izlediği, aynı hareketlerin tekrarlandığı bir gösteri hazırlamak yerine, her öğrenciye farklı bir şarkıcı taklidi yapma görevi vermişti. Ben de sarı saçlarım, çıtı pıtı fiziğimle tabii ki Yonca Evcimik olmaya uygun görülmüştüm. Sahneye çıkıp “Aboneyim aboneee, biletlerim cebimde, ballı lokma tatlısıııı....” diye bağıra çağıra şarkımı söyleyerek dan settiğimi hatırlıyorum. Gerçekten çok eğlenceli bir gösteriydi ve velilerimiz kahkahalar atarak izlemişti bizleri.


Kahvaltıya bekliyoruz...

BİZİM CEMİYET Hazırlayan: Hayri Zorlu

BIZZ PUB

ABANT ÇİFTLİĞİ ’nin birbirinden lezzetli ve sağlıklı ürünleriyle, her cumartesi ve pazar saat 09.00’dan itibaren kahvaltıya davetlisiniz.

ANIL YALNIZ

LEVENT UÇAK

MERT GÜRSOY, MERT YILMAZ, HASAN ADANUR

TARKAN AKYÜZ

SEDA ÖZZENGIN, TULES AKYÜZ, AYŞE KADAIFÇI, TUĞGEN CORA, AYSUN TARHAN, DERYA YÜKSEL, AYSUN ŞERIT, ÇAĞLA KELER

SAMI USLU, SEÇIL USLU, IPEK USLU, KADIR USLU, SEHER USLU, GÜLSÜM DELILOĞLU, FERDA ÖZ

Kemerlife Çarşı Göktürk

322 48 22

RÜZGAR CEREN

78 intown

AHMET ORKUN

OSMAN ŞERIT, ALP KELER, EMRAH CORA, TARKAN AKYÜZ, SINAN KADAIFÇI, GÖKHAN YÜKSEL, MELIH TARHAN,LEVENT ÖZZENGIN

&

ABANT ÇİFTLİĞİ


BİZİM CEMİYET LOKANTA 18

fırından çıktığı anda ister masanda ister kapında

KAMILE ÇELEBI, DENIZ ORKUS, GÜNEŞ YAVUZER

ELIF EDGÜER, ERDAL TOKCAN, EVRIM TÜMER, CAN-CANAN GÜMÜŞÇÜOĞLU

orjinal lezzetler şimdi Göktürk’te VAROL SEVIM, AKIN-AYŞE AKMANOĞLU, EFSUN-BURAK AYGÜN, EBRU SEVIM, GÜLGÜN SOMER, GÜLŞEN-FIKRET COŞAR

İstanbul Caddesi Arcadium Life 2 Avm No:19 Göktürk / İstanbul 80 intown


BİZİM CEMİYET CARRÉ

ANGEL-SALVO BAHAR

SEDAT ESKINAZI, EYLEM ÖZKAN

GEZİ İSTANBUL

DENIZ KOÇAK, SEVGI FOLTRAN

YASEMIN TOKAT, SALVO BAHAR, FABIO FOLTRAN-FERIT MIMAR

PİERRE ANTAKYA CUISINE MURAT AVŞAR, TUNÇ AVŞAR, MURAT BÜYÜKERK, NATAVAL AVŞAR, BURAK AVŞAR

ECEM EMIL, ESIN BAŞEKEN, ALI ŞARKIŞLA, SINAN BORA ÖZIŞIK, OZAN ZÜLAL

MONKEY

LÜTFI DURMAZ, AYŞEGÜL ÇOBAN, EMRE KOKULU

GÖKNEL DUMANLI, ÖNDER GÜVEN, MURAT DUMANLI, ARDA KAAN GÜVENBAS, ÖNDER GÜVENBAŞ

AKSEL, KURTULUŞ, ANI ANIL

82 intown

TUĞRUL AHACIOĞLU, ILAYDA AHACIOĞLU, DORUK BAYKAL, YILDIZ ARSLAN

ARDA KAAN GÜVENBAS, ÖNDER GÜVENBAŞ

intown 83


GEZİ

AZ BİLİNEN

AVRUPALILAR

YURTDIŞI SEYAHATLERİNİZ HEP BİLİNEN GÜZERGÂHLAR MI? SOKAKLARDA KAYBOLMAYI, DAHA AZ BİLİNEN YERLERE GİTMEYİ, YENİ KEŞİFLER YAPMAYI TERCİH ETMEYENLERDEN MİSİNİZ? BU SORULARA YANITINIZ EVETSE, BU YAZI PEK SİZE GÖRE DEĞİL. ZİRA YAZININ DEVAMINDA ÖNERİLEN YERLER, HER 10 GEZİ SİTESİNİN 10’UNDA DA YER ALAN, ÇOK TURİSTİK YERLER DEĞİL. BİRAZ DAHA AZ BİLİNEN, ALIŞTIĞIMIZIN DIŞINDA ÖZELLİKLERİ OLAN, FARKLI KEŞİFLER YAPACAĞINIZ YERLER İÇİN BUYURUN SİZE ÖNERİLERİMİZ…

Hande Kurdoğlu

RONDA, İSPANYA Tarihi MÖ 6. yüzyıla kadar giden bir belde Ronda. İspanya’da Malaga kentinde bulunuyor. Kelt kabileleri, Fenikeliler, Roma İmparatorluğu, Vizigot Krallığı, Kurtuba Emirliği ve nihayet İspanyolları göreceğiniz uzun bir geçmişi var. Yüksek bir kayalık vadi üzerine kurulmuş olan Ronda’nın sembolü haline gelmiş olan, La Cuidad (Eski Şehir) ile Er Marcedillo’yu birbirine bağlayan, 100 metre yüksekliğindeki Puente Nueva (Yeni Köprü) ilk göreceğiniz yer olabilir. Köprüyü görmeye niyetliyseniz elbette ki Ronda’nın tarihi, kültürel ve turistik yerlerini barındıran La Cuidad’ı (Eski Şehir) görmeyi sakın ama sakın atlamayın. Araç trafiğine kapalı, ortaçağ Kişisel olarak Boğa Güreşlerine sıcak bakmasam ve hatta kınasam da kaçınılmaz başka bir öneri de İspanya’nın en eski ikinci arenası olan Plaza de Toros olacak. Evet, boğa güreşleri hâlâ devam ediyor. Arena’da aynı zamanda Boğa Güreşi Müzesi de bulunuyor. 19. Yüzyıldan kalan Alameda Del Tajo parkı, Ronda Şarap Müzesi, Mondragon Sarayı, Arap Hamamı gibi yerler gezi listenizde bulunsun. Nisan-Kasım ayları arası ziyaret için en uygun zamanlar.

84 intown

intown 85


GEZİ

CORINALDO, İTALYA

BRUGGE, BELÇİKA

İtalya’da yaşayan bir arkadaşım burada en ufak deliğin bile görülmeye ve keşfedilmeye değer olduğunu söylüyor. Bu sefer hedefimiz Pisa Kulesi, Collesium ya da gondolla Venedik kanallarında dolaşmak değil. Corinaldo, İtalya’da Marche bölgesindeki Ancona şehrinde bulunuyor. Bir tarafı Alplere bir tarafı Adriyatik Denizine bakıyor. Neoklasik ve Rönesans stili binalarıyla ilgi çeken bir mimarisi var. Azizlik payesi verilen en küçük yaştaki kişi olan ve 11 yaşında trajik bir şekilde ölen Aziz Maria Goretti’nin de doğum yeri aynı zamanda. Her yıl St. Maria anısına bir festival düzenleniyor. Corinaldo bir çok dini ve tarihi bina barındırıyor. Suffragia ve Addolorata kiliseleri, Claudio Ridolfi sanat galerisi, Carlo Goldoni tiyatrosu hem binaların kendisi hem de içlerindeki eserler açısından görülmesi gereken yerlerden. Neoklasik mimari örneği için Palazzo Communale ya da Belediye binası ilginizi çekebilir. Sperone Kulesi 18 metrelik yüksekliği ve beşgen yapısıyla listede görülmesi gereken başka bir yer. Caz Festivali gibi müzik etkinliklerine de gitmeden önce bir göz atın.

13. yüzyıldan kalma, 800 metrelik bir kayalık üzerine savunma amaçlı yapılmış olan kalesi, su sarnıçları ve kilisesiyle ortaçağdan kalma bir atmosferde tatil yapmak isterseniz Portekiz’in Alentejo bölgesine bağlı Alto Alentejo alt bölgesinde ve New York Times’ın “Ölmeden Önce Görmeniz Gereken 1000 Yer” listesinde yer alan, Dünya Mirası listesine aday Marvao’ya gidebilirsiniz. Bu bozulmamış ortaçağ atmosferi tek neden değil buralara gitmek için. Nerede dursanız harika bir manzarası ile sarılacağınız bu köy São Mamede dağları yakınlarında ve içinde çok çeşitli bitki ve hayvan çeşidi barındıran büyük bir doğal yaşam parkının kalbinde. Bu büyüleyici atmosferde klasik müziğe ne dersiniz peki? 22–31 Temmuz 2016 tarihleri arasında Uluslararası Klasik Müzik Festivali var. Tatilinizi bu tarihlere denk getirirseniz festivale katılmayı atlamayın.

86 intown

MARVÃO, PORTEKİZ

Belçika’nın kuzeyinde gidenlerin “rüya gibi şehir” diye adlandırdıkları yere bir bakalım şimdi. Az bilinen yerler dedik ama Brugge’ye haksızlık etmeyelim. Her sene 2 milyona yakın turist ağırlıyor bu ortaçağ havası taşıyan kent. Dünya Mirası listesinde yer alıyor. Unesco tarafından koruma altında. Dediğimiz gibi ortaçağda adeta donup kalmış. Brugge’nin kalbi Markt Meydanı. Buradaki kafelerden birine oturup renkli binaların gözlerinizi kamaştırmasına izin verin. Bu kalbe giden damarlar (kanallar) ise Brugge’nin bir nevi Belçika’nın Venedik’i olmasının nedeni. O yüzden kanallarda tekne gezisi yapmayı atlamayın. Belfort Çan Kulesi, 112 metrelik kulesiyle Onze Lieve Vrouwekerk (Bizim Leydi Kilisesi), İlk Dönem Flaman Resmi ressamlarından Hans Memling Müzesi, Sint-Salvatorskathedraal Katedrali, Jeruzalemkerk Kilisesi, Historium Müzesi, Holly Blood Bazilikası mutlaka görülecek yerler. Denilen o ki şehir çikolata kokuyor. Kendinizi kaybetmemeye özen gösterip çeşit çeşit çikolatalar alabilirsiniz. Artık televizyon üstü dantel modası geçti belki ama Brugge’ye kadar gelip biraz dantel alışverişi yapmamak da olmaz.

GRUYERES, İSVİÇRE

Çikolata ve şarap derken bir de peynir diyelim Gravyer peyniri düşkünüyseniz Gruyeres size çok bilinmedik bir yer değildir. Tabii Gruyeres’e sadece gravyer peyniri için gidilir diyemeyiz. Gezmeye Gruyeres Şatosu’ndan başlayabilirsiniz. Şatonun alt katlarında gösterilen belgesel bölgenin tarihçesi hakkında güzel bilgiler veriyor. Şatodan çıkışta La Maison de Gruyere’de geleneksel gravyer peyniri nasıl yapılır öğrenebilir, fabrikayı gezerken tadım yapabilir ve mağazasından peynir alışverişi yapabilirsiniz. Gruyeres’de görülecek en ilginç yerlerden biri, tabii eğer ilginizi çekiyorsa H.R. Giger müzesi. Hans Rudolf Giger “Alien” (Yaratık) filmi için tasarladığı Alien karakterini ile Görsel Efekt dalında Oscar ödülü kazanmış, ressam, heykeltıraş, set tasarımcısı. 1998 yılında burada bir bina alarak müzesini kuruyor. Müzede baştan aşağı bilim kurgu yaratıkları ve onların kullanımı için tasarlanmış eşyalarla ilgili resimler, heykeller mekanik tasarımlar var. Üst kat çocuklar için sakıncalı. Peynir dışında çikolata (ki burada Gruyeres Çikolata Fabrikası’nı da gezmeyi unutmayın) yapacağınız alışveriş listesinde bulunsun.

SAINT EMILION, FRANSA Avrupa’da başka bir Orta Çağ şehrinde, şarap mabedi bir kentteyiz. Konum olarak Bordeaux bölgesi dememiz yeterli sanırım. Burası da Unesco koruması altında. Ancak şaraptan önce şehrin altındaki 200 km’lik yeraltı galerilerinden bahsetmeyi unutmamak lazım. King’s Tower, Kral Kulesi, 13 yüzyıldan kalma ancak kim, nasıl, ne için yaptırmış bilinmiyor. Monolithic (Yekpare) Kilise Avrupa’nın en büyük tek taştan yapılmış kilisesi. Kilisenin Çan Kulesi ise 196 basamak tırmanmayı göze alırsanız St Emilion’un en yüksek noktası. Collegiate Kilisesi ve kilisenin manastırı burada görebileceğiniz başka bir etkileyici yer. Sokaklarda gezerken karşısına eskiden (19. yy) çamaşır yıkamak için yapılan, günümüzde rengarenk çiçekleri barındıran havuzları görebilirsiniz. Genelde uzak doğuda göreceğinizi düşündüğünüz tuk-tuk’larla (elektrikle de çalışanları olan küçük, motorlu araçlar), şarap bağlarını gezebilirsiniz. Ya da ayaklarınıza güveniyorsanız bu turu yürüyerek de yapabilirsiniz. Yine benzer bir bağ gezisi ve tadım için küçük trenler de var. Bu tip rehberli geziler için turist bürolarından faydalanabilirsiniz. Doğal olarak St. Emilion’daki bir çok şarapevinden bir şişe şarap almadan dönmeyin.


MODA Guccio, Gucci Ailesi, Tom Ford ve Frida devirleri... 19. yüzyılda Gucci serüvenine çok yerel olarak başlamış. Markanın kurucusu Guccio Gucci, 1921’de Floransa’da bir deri tüccarının oğluymuş ve Milano’daki yüksek zümrenin saraçhane ihtiyaçlarını gidermek için tasarıma başlamış. Binicilik sektöründen sonra deri çanta, valiz şapka ve diğer deri eşyalara yönelinmiş. Mokasen ayakkabıların üzerlerine koydukları kumaş tokalar ikonik hale gelmiş ve marka adını böylece resmen duyurmuş.

GERÇEĞİ Leyla Asena Arıca

BU SAYIDA SİZE İNANILMAZ BÜYÜK BİR BAŞARI HİKAYESİ VEYA SIFIRDAN NASIL OLUR DA EFSANELEŞİLİR GİBİ BİR ŞEYLER ANLATMAK NİYETİNDE DEĞİLİM. TAMAMEN SİSTEMLİ VE ZEKA ÜRÜNÜ BİR DÜNYA DEVİNDEN SÖZ EDECEĞİZ. KISACA GEÇECEĞİM TARİHSEL GEÇMİŞİNDEN SONRA YENİLİKLERİ KONUŞALIM. GUCCI KENDİNİ HİÇ OLMADIĞI KADAR ÇOK GÖSTERİYOR VE GÖSTERECEK DE… ÇÜNKÜ O KÖKTEN DEĞİŞİM YAŞAYAN BİR MARKA

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra deri sıkıntısı çekilmeye başlanınca kanvas üzerine monogram tasarımlar kullanılmaya başlanmış ve çok sevilmiş. GG logosu da bu sayede ortaya çıkmış. Guccio Gucci’nin çocukları Aldo ve Rodolfo, 1953’te New York City’de mağaza açmışlar ve jet-set Hollywood endüstrisine ürünlerini beğendirmeyi başarmışlar. Marka uluslararası çapta bir ün kazanmış ve statü sembolü haline gelmiş. Ardından markayı Rodolfo Gucci’nin oğlu Maurizio Gucci, Bahreyn kökenli bir şirkete satmış ve hemen sonrasında suikaste kurban edilmiş. Bu sırada Aldo Gucci vergi kaçırmaktan cezaevine girmiş. Dizi filmleri aratmayan bu karışıklıklardan sonra aile avukatı Domenico de Sole, Gucci’nin yürütme kurulunda patron olmuş ve yeni yatırımcılar arama sürecine girilmiş. Tasarımcı ve editör (ve perakende devi Bergdorf Goodman’ın Kurucusu) Dawn Mello, markayı satın almış ve 1990’da marka imajını korumak ve yenilemek adına Tom Ford’u kreatif direktörlüğe getirmiş. 1997’de 76 tane Gucci mağazası açarak Gucci Group olunmuş ve bünyesine markalar almaya başlamış. Gucci, şu anda Fransız menşeili Pinault-Printemps-Redoute (PPR)‘nin altındaki şirketlerden biri... Bu arada 2005’te Tom Ford’la olan işbirliği, onunla birlikte çalışan Frida Giannini’nin aynı göreve gelmesiyle son bulur. 2015 Ocak’ta da Fendi’den sonra 12 yıl Gucci’nin tasarım ekibinde yer alan Alessandro Michele baş tasarımcılık görevine getirilir.

Onu görmemek imkansız!

GUCCIO GUCCI

88 intown

Sezonu çok sıkı takip eden bir kreatif direktörle karşı karşıyayız bir kere. Her öngörüsüne iyi çalışmış, riskleri çok iyi almış sağlam bir karakter Alessandro Michele. Bizi yıllardır süregelen

intown 89


MODA tekdüzelikten ve markanın Türk futbolcularının en iyi arkadaşı havasından kurtardı resmen. Dünyada da benzer bir durum var ama özellikle Türkiye’de Gucci denilince akıllara en çok para kazanan transfer futbolcuların spor çantaları, ayakkabıları ve kırmızıyeşil bilumum aksesuarları gelirdi ya da çok da rafine zevki olmayan pahalı çanta tutkunu olan anneler de klasik bambu saplılardan edinir, veli toplantılarında boy gösterirlerdi. Tam da Gucci de böyleymiş derken marka 2015 yılından beri resmen patlıyor. Tüm moda çekimlerindeki her karede en iyi parçaya bakıyorum, Gucci istisnasız denecek istikrarda hep ilk sırada. Peki, nedir bu kilit parçaların sırrı?

birbirinin benzerlik açısından devamı niteliğinde olmuş. Renklerin kullanımı ve iddialı kumaşlar tasarımlardaki ilk vurucu detay oluyor. Pembe genellikle kırmızı ve açık maviyle; yeşil, açık maviyle kombinlenmiş ya da renkler paltodan çoraba kadar aynı olarak karşımıza çıkıyor. Her parça o kadar romantik ama aynı zamanda modern ki, her duruma uyum sağlayabilecek nitelikte. Pilili lame midi eteği ister toplantıya ister partiye giyebiliyorsunuz ya da kırmızı elbiseyi de aynı şekilde. Parçalar çok ready-to-wear ama aynı zamanda bir o kadar haute-couture. Bu özellik bana ilk kez bir markanın değerliliğinin sebebini hissettiriyor. Başka bir marka şimdilerde bu dengeyi bence pek kuramadı. Gelelim tüylü misafir terlikleri meselesine...

“Gucci’de çalışmaya başladığım gün, kelimenin tam anlamıyla her şeyi yok etmeye çalıştım.”

Siyah deri ve gümüş metal Gucci tokalı babaların evde giydikleri terliklerin taban kısımlarına kürk eklenti yapılarak tasarlanan bu terlikler tabir-i caizse yarım sezondur gözde ve it-shoe haline geldi. Defilelerde erkeklere de mokaseni giydirilen bu terlikler moda haftalarında sokak modasında karşımıza o kadar çok çıktı ki, neredeyse tüm blogger’ların giymesiyle bu değişik ayakkabı normalleşiverdi. Markanın eklektik tarzını tam anlamıyla yansıtan ürün, lokomotif oldu ve koleksiyonu daha da anlamlandırdı. Terlikten sonra ponponlu ve bağcıklı uzun ayakkabılar, renkli tül elbiseler, kırmızı volanlı formlar, renkli katlar, çarliston gömlekler de göze çarptı ama her zaman vintage optik gözlüklerle. Vintage, işin aksesuar kısmıydı ve bu bize sadece neyin neyle giyilmesi gerektiğini anlatan küçük bir not gibiydi. Ayrıca marka yenilikleri çok seviyor. Bir Snapchat hesabı olan Gucci, yeni koleksiyonunu oradan da paylaştı.

“Vintage görünümlü olmaları ama vintage olmamaları.” diyor Michele ve ekliyor: “Vintage’dan ilham almış olsam da, vintage shop’larda bulunamayacak ürünler”. Zaten 2015 Kış Koleksiyonu’ndan beri sırasıyla 2016 Cruise, Bahar/Yaz ve 2016 Sonbahar/Kış koleksiyonu

Tom Ford ve Frida Giannini gibi geleneksel ve belli tabusal endişeleri olan tasarımcılardan sonra Alessandro Michele, artık kadınların sokak modasıyla yaşadıklarını ve sokakta çok güzel görünmek istediklerini biliyor, dahası görüyor. Şahsi fikrim geçtiğimiz kıştan itibaren ne Chanel, ne Prada ne de Dior, moda haftalarında en iyi her yönüyle istisnasız Gucci’ydi, ayrıca buna ek olarak marka tüm zamanlarının altın çağını yaşadı. Ne diyelim, Gucci’nin karşımıza daha çok çıkması ve bizlere her daim ilham kaynağı olması dileğiyle, yenilikleri merakla beliyoruz...

90 intown


AKUAMARIN

e f a C

AKUAMARIN

Catering, davet, organizayson Sektörde altı yıllık geçmişi ve deneyimli personelimizle beraber hijyenik koşullarda kaliteli toplu yemek, catering, davet organizasyon hizmeti sunmaktayız. Uluslararası standartlara, iş, çevre sağlığı ve güvenliği mevzuatlarına uygun olarak ISO 9001, ISO 22000 belgelerimizle beraber siz değerli müşterilerimizin hizmetindeyiz.

www.akuamarincatering.com

Merkez Mah. Göktürk Cad. No:42 Göktürk-Eyüp/İstanbul

(0212) 322 80 60 - 322 07 07 (0530) 265 14 98


ARAŞTIRMA “GÖKTÜRK’ÜN PARLAYAN YILDIZI GÖKTÜRKSARAY FUTBOL KULÜBÜ” Röportaj: Sim Yener

GÖKTÜRK SARAY KULÜBÜ, GÖKTÜRK’TEKİ ÜÇ SPOR KULÜBÜNDEN BİRİ. KULÜBÜN BAŞKANI SEBAHATTİN GÜREL’E BİR SORDUK, BİN AH İŞİTTİK. BÖLGEMİZDE BİR KAPALI FUTBOL SAHASININ OLMAMASI, ÇOCUKLARIMIZIN KONTEYNERLERDE SOYUNMASI EN BÜYÜK SORUNLARI. AİLELERİ KULÜBÜNE DAVET EDEN GÜREL, SPOR SAYESİNDE ÇOCUKLARIMIZIN UYUŞTURUCUDAN, BİLGİSAYARDAN, OBEZİTEDEN KURTULACAĞINI SÖYLEDİ.

Sizi tanıyabilir miyiz? Aslen Sivaslıyız ama ben Almanya doğumluyum. İlk giden gurbetçi bir ailenin çocuğuyum. Ben ikinci kuşağım Almanya’daki. Başarılı olmuş sayılı ikinci kuşaktan birisiniz sanıyorum… Evet, maalesef Almanya’da beş milyon Türk yaşıyor. Bunlardan üst düzeye gelmiş yönetici ya da başarılı olmuş insan sayısı az ne yazık ki. Ne zaman döndünüz Türkiye’ye? Yedi yıl önce çalıştığım Nolte firması aracılığıyla Türkiye’ye döndüm. 2009 yılında Nolte Türkiye’yi kurduk, o günden bugüne buradayız. Göktürk’e taşınma hikayeniz nasıl oldu? Aslında üç alternatif vardı. Almanya’ya benzesin istedik. Ailem en çok burayı sevdi üç yıldır Göktürk’te yaşamaktan mutluyuz.

Mekan: Big Chiefs

Göktürk Saray Futbol Kulübü Başkanlığı süreci nasıl oldu? Neler yaptınız? Oğlum zaten Göktürk Saray’da oynuyordu. Kulüp oranın Futbol Koordinatörü Okan Buruk’un kuzeni, Hakan Buruk’tur. Sürekli beni teşvik etmeye çalıştı. Almanya’da da futbol kulüplerinde yöneticilik yapmıştım. Üç ay önce kabul ettim. Başladığımda 150 kişiydi üyemiz, şimdi 220. Sporcularımızı taşıyacak bir araç alıyoruz. Tüm sporcuların bir örnek giyinebilecekleri forma ve eşofman yaptırdık. Daha önce köy takımı gibiydiler. Hoca sayısını arttırdık. Eğitimci gibi spor sahasının içinde ve dışında davranış eğitimi veriyoruz. Çocuklarımızı sokaklardan alıp, kötü alışkanlıklardan kurtarıp, iyi bir sporcu yetiştirmek için çalışıyoruz. Kulübünüzün ana felsefesi nedir? Ahlaklı sporcu yetiştirmek tek felsefemiz.

94 intown

Göktürk’te yaşayanların ilgisi nasıl futbol kulüplerine? Üç kulübümüz var Üç kulübümüz var ama Göktürk bu kulüplerle ilgilenmiyor. Spor yaptırmaya değil futbola para kazanmak için getiren çok aile var. Aslında bu yanlış. Çoğunun gönlünde Arda Turan gibi bir futbolcu olmak yatıyor. Ailelerin bir kısmı çocukları para kazansın istiyorlar. Halbuki önce spor olmalı amaç. Binlerce futbolcu var, kaç tane Arda Turan var? Bu da bir yerde piyango gibi. Biz önce iyi bir insan, ahlaklı insan olması için çalışıyoruz. İyi futbolcu olduğu zaman Galatasaray altyapısına vereceğiz. Bu sene bir oyuncumuzu veriyoruz. Her sene 3-4 oyuncuyu büyük kulüplerin altyapısına vermeyi hedefliyoruz. Göktürklüler’den destek ve ilgi bekliyoruz. Spor kulüplerine sahip çıksınlar, en azından maçlarımıza gelsinler.

Kulübün sıkıntıları nelerdir? Eksiklerden başlamak istiyorum. Öncelikle Göktürk’te üç kulüp var ve üç kulübün ihtiyacı aynı, alt yapı yani kapalı saha eksiğimiz var. Göktürk’ün doğru düzgün bir stadı olmalı. Çocuklar konteynerde soyunuyor. Antrenman sahası çok büyük sorun. Bir açık sahamız var, onu Göktürk’te üç kulüp paylaşıyoruz. Soyunma kabini, duş yapacağı bir yer yok. Kar oldu mu antrenman yapacak alan yok, çünkü saha açık. Bizim 220 tane çocuğumuz var. Üç kulübün toplam 400-450 çocuğu antrenman yapmaya çalışıyor. Bazen sahayı dörde bölüyoruz. Bu çağda, böyle bir beldede bu imkansızlık şaşırtıyor. Saha eksiği için neler yaptınız? Eyüp Belediyesi’ne başvurduk, ‘’Bize bir yer tahsis edin, biz sahayı yapmaya hazırız’’ dedik. Eğer olmazsa Ali Rıza Özderici Lisesi veya Hisar Okulları’nın kapalı sahalarını bizim çocuklara antrenman için kullandırsınlar. Kışın 2-3 hafta antrenman yapamadığı zaman dağılıyorlar, inanılmaz zor oluyor tekrar toparlamak. 100-120 metrekare bir alan olsa saha için yeterli. Kendi imkanlarımızla bunu yapmaya hazırız, yeter ki çocuklarımız mahzun olmasın. 30.000-40.000 nüfuslu bir yerde yaşıyoruz ama bir kapalı sahamız olmaması Göktürk’ün büyük ayıbı.

intown 95


GUSTO

96 intown

intown 97


ARAŞTIRMA CİLT HAFTADA EN AZ 2 SAAT GÜNEŞ GÖRMELİ

Uzm. Dr. Emine Burcu Uprak Tellioğlu İç Hastalıkları Uzmanı Bundan sonrası için neler planlıyorsunuz? Anneleri babaları maçlara gelmeye teşvik etmek istiyoruz. Türkiye’deki maçlara aileler gitmiyor, halbuki spor bir aile kültürüdür. Ne kadar aileler maçlara giderse sahadaki küfürler azalır. Şampiyon olmak önemli değil. Spor yapan çocuk uyuşturucudan, obeziteden, stresten uzak durur, okul hayatında da daha başarılı olur. Problemli çocukları da topluma kazandırmaya çalışıyoruz. Ayrıca kızlara da spor dalı açmayı istiyoruz. Futbol oynamak isteyenler siz nasıl başvuruyorlar? Ücreti nedir? Sahamıza gelsinler, Hakan Hocamıza başvursunlar. Bizde 5-17 yaş arasında. Ücreti ise imkanı olandan alıyoruz, olmayandan almıyoruz. Yaş grubuna göre ücret değişiyor, 100 TL’den başlıyor. Sadece yüzde 20-30 çocuktan ücret alıyoruz, diğer yüzde 70-80 çocuğun ücretini kulüp karşılıyor. Sporun Robin Hood’uyuz. Yaş grubuna göre haftada minimum iki, maksimum dört kez antrenman yapıyorlar. Kulübün başarısı var mı? Bu yıl üç takımız Bölge Şampiyonu ve İstanbul Şampiyonu oldu. Bir takım Türkiye Şampiyonasına gidecek. Göktürk’te yaşayanların ilgisi nasıl futbol kulüplerine? Üç kulübümüz var ama Göktürk bu kulüplerle ilgilenmiyor. Spor yaptırmaya değil futbola para kazanmak için getiren çok aile var. Aslında bu yanlış. Çoğunun gönlünde Arda Turan gibi bir futbolcu olmak yatıyor. Ailelerin bir kısmı çocukları para kazansın istiyorlar. Halbuki önce spor olmalı amaç. Binlerce futbolcu var, kaç tane Arda Turan var? Bu da bir yerde piyango gibi. Biz önce iyi bir insan, ahlaklı insan olması için çalışıyoruz. İyi futbolcu olduğu zaman Galatasaray altyapısına vereceğiz. Bu sene bir oyuncumuzu veriyoruz. Her sen 3-4 oyuncuyu büyük kulüplerin altyapısına vermeyi hedefliyoruz. Göktürklü’lerden destek ve ilgi bekliyoruz. Spor kulüplerine sahip çıksınlar en azından maçlarımıza gelsinler.

96 intown

Günümüz modern toplumunda çoğumuz dört duvar arasına sıkışmış halde yaşıyoruz. Gün boyu iş yerlerimizde kapalı alanlarda koşturup, ancak çalışmadığımız boş vakitlerimizde hava da güzelse kendimizi açık alanlara atıyoruz. Bunu yaparken de mümkün olduğunca güneşin tepede olmadığı saatleri tercih ediyor ya da cilt kanseri olmamak adına güneş koruyucu kremlerimizi sürüp çıkıyoruz. İşte içinde yaşadığımız bu modern toplum bunun kaçınılmaz bir sonucu olarak bize yeni bir sağlık sorunu sunuyor: D vitamini eksikliği. Yeni olan aslında D vitamini eksikliği değil elbette. Fakat hastalık oluşturmayan (bizim subklinik olarak adlandırdığımız) D vitamini eksikliğinin görülme sıklığı, yukarıda bahsettiğim sebep nedeniyle günümüzde % 70-80’lere varmış durumda. D vitamini başta kemikler olmak üzere vücudumuzun pek çok yerinde önemli görevleri olan bir vitamin: Diyetle alınan kalsiyum ve fosforun bağırsaklardan emilmesini ve vücuttaki dengesini sağlamak, bağışıklık sisteminin düzenlenmesine yardımcı olmak, metabolizmanın ve kalp damar sisteminin normal işlev görmesine yardımcı olmak bunların başlıcaları… D vitamini eksikliği veya yetersizliği, iskelet sistemimizle ilgili erişkinde osteomalazi ve osteoporoz, çocukta ise raşitizm nedeni. İskelet sistemi dışı kimi hastalıklardaki rolü ise halen üzerine birçok çalışma yürütülen konulardan. Bunların üzerinde en çok durulanlarından biri kronik yorgunluk sendromu, diğer bir deyişle kas güçsüzlüğü. Bir diğeri bağışıklık sistemi hastalıkları, ki bunların başında allerjik astım, egzama ve multipl skleroz (MS) geliyor. D vitamini eksikliğinin birçok kanser türüyle de ilişkisi olduğu saptanmış durumda, 10’dan fazla kanser türünde çalışmalar var, fakat en çok üzerinde durulanlar meme, kalın bağırsak ve prostat kanseri. Ayrıca hipertansiyon ve kalp damar hastalıkları ile de ilişkisi saptanmış durumda. Yine nöropsikiyatrik (örneğin depresyon ve anksiyete bozuklukarı gibi) bozukluklarda da D vitamini eksikliğinin rolü araştırılıyor.

D vitamini eksikliği ve etkilerinden nasıl korunabiliriz? Öncelikle, D vitamini eksikliğini önlemek için en önemli kaynak güneş. Bazı gıdalarda da D vitamini bulunmasına karşın, cildimizde güneş ışınları aracılığıyla sentezlenen D vitamini en önemli kaynak. Deride yeterli D vitamini oluşumu için haftada en az iki kez (saat 10:00 ile 15:00 arası hariç, çünkü bu saatler arasındaki güneş ışınları deri kanseri olasılığını artırır) yüz, kollar, bacaklar ve sırtın güneş koruyucu sürülmeden 20-30 dakika gün ışığına maruz bırakılması yeterli olmakta. Gerekli güneş ışığı miktarı, kişini yaşı, deri rengi, maruziyet süresi ve varsa diğer tıbbi sorunlara göre değişir. D vitamininin deride yapımı yaşla giderek azalır. Deri rengi koyu olan kişilerde yeterli D vitamininin deride oluşması için özellikle kış aylarında uzun süreli gün ışığına gereksinim vardır. Güneş koruyucu kullananlarda (faktör 20 ve fazlası) deride D vitamini oluşamaz. D vitaminin bir diğer kaynağı da gıdalar… Bunlar; tereyağ, süt, yulaf, tatlı patates, yumurta sarısı, sıvı yağlar, karaciğer, özellikle yağlı olan tuzlu su (deniz) balıklarından somon, sardunya ve ton balığı, bitkilerden maydanoz, ısırgan otu ve yonca. Bazı ülkelerde süt ve süt ürünleri, ekmek ve tahıllar D vitamini ile zenginleştirilmekte fakat ülkemizde henüz böyle bir uygulama yok. Güneşle temas etmeme ve gıdalarla alım eksikliği dışında bazı hastalıklar ve ilaçlar da bağırsaklarda D vitamini emilimini engeller. Çölyak hastalığı, Crohn hastalığı ve kistik fibrozis bu hastalıklar arasında sayılabilir. Kronik karaciğer ve böbrek hastalıklarında D vitamini aktif forma dönüşemez ve eksikliği gelişir. Mide veya bağırsakların bir kısmının çıkarıldığı veya aşırı şişmanlık tedavisinde uygulanan gastrik- bypass ameliyatları sonrasında da D vitamini eksikliği görülebilir. İlaçlardan ise kortizon, bazı kolesterol ilaçları ve epilepsi ilaçları D vitamini metabolizmasını olumsuz yönde etkiler. Bu hastalıklarda ve ilaç kullanımı durumlarında, D vitamini düzeyleri düzenli olarak takip edilmelidir.


SAĞLIK HER BELİRTİ HEMOROİDE İŞARET ETMEZ

SAĞLIKLI LOHUSALIK DÖNEMİ İÇİN ÖNERİLER

Anal bölgeyi ilgilendiren şikayetlerde kişilerin ruh hali (çekinme, utanma, sıkılma vb.)doktora başvuruyu sıklıkla geciktirmektedir. Genellikle kolay tedavi edilebilecek hastalıklar bu nedenle kronik rahatsızlıklara dönüşmektedir. En sık yapılan yanlış tüm şikayetleri kolayca tek tanıda “Hemoroid” olarak birleştirmektir.

Prof. Dr. Ahmet Onat Arınç Genel Cerrahi

Halbuki:

• İç ve Dış Hemoroidler • Anorektal Abse ve Fistüller • Fissür ve Anal Ülserler • Proktit ve Dermal şikayetler • Pruritis ve seksüel yolla bulaşan hastalıklar • Değişik nedenlerle görülen kan bulguları • Tümoral oluşumlar • Pilonidal hastalıklar • Prolapsus Rekti ve İnkontinans şikayetleri ile diğer bazı az görülen hastalıklar da bu bölge hastalıklarıdır.

LÜTFEN DOKTORUNUZLA GÖRÜŞÜN. Sağlıklı günler dileğiyle…

Uzm. Dr. Ahmet Varolan Kadın Hastalıkları Uzmanı

Hamilelikte oluşan değişikliklerin yavaş yavaş ortadan kalktığı bu dönem bir yandan bebeğinizle uğraşırken, bir yandan da çeşitli yakınmalarla karşılaştığınız bir dönemdir. Altı hafta süren bu süreçte bir bölümü olağan olan, ancak ciddiye almayı gerektirecek birtakım şikayetlerle de karşılaşabilirsiniz. Doğum sonrası belirgin olarak fark edilen ilk değişiklik hamilelikte 20 kat büyüyen rahimin doğumdan hemen sonra hızla küçülmeye başlamasıdır. Altı hafta sonunda rahim gebelik öncesi boyutuna döner. Doğumdan sonra özellikle bebeği emzirme sırasında salgılanan oksitosin hormonu rahimde kasılmalara neden olur ve bu kasılmaların yarattığı ağrılar “son ağrıları” olarak bilinmektedir. Ağrıların sıklığı ve şiddeti ilk gün daha fazladır, 2-3 gün içinde kaybolur. Ayrıca normal doğum esnasında bir bebeğin geçebileceği kadar açılan rahim ağzı (10 cm) bir hafta sonunda 1 cm e kadar kapanır. Ancak doğumda esneyen vajina dokusu genellikle doğumdan önceki gerginliğine ulaşamaz. Doğumdan sonra rahim içinden gelen akıntıya “loşi” denir. Başlangıçta kanlı bir yapısı olan loşinin miktarı birkaç gün içinde azalır ve rengi açılır. Yaklaşık dört hafta sonra bu akıntılar kesilir. Emzirmeyen annelerin büyük bir kısmında doğumdan altı hafta sonra 40 başı kanaması denilen bir adet kanaması olur. Ancak iyi emziren kadınların adeti bir yıla kadar gecikebilir. Her ne kadar emzirmenin gebelik olasılığını azalttığı bilinse de yine de korunma gereksinimi vardır. Lohusalık döneminde ilk 24 saatte kanama olasılığına karşı hastaların hastanede gözetim altında olması uygun olur. Bu dönemde ilk 24 saatten sonra lohusalık ateşi denen ciddi infeksiyonlarla da karşılaşılabilir. İnfeksiyon idrar yollarından, meme dokusundan veya rahimden kaynaklanabilir. Antibiyotiğin olmadığı dönemlerde kötü hijyenik koşullarda gerçekleşen doğumlarda ölümcül olabilen infeksiyonlara rastlanırdı. Günümüzde tıbbi gelişmeler sonucunda infeksiyon sorunu giderek azalmaktadır. Eve döndükten sonra lohusalar doğum şekli ne olursa olsun mümkün olduğunca dinlenmelidir. Ancak bu sürekli hareketsizlik şeklinde değil, ev içinde hafif aktivitelerde bulunmak, basit ev işleri ve elbette bebek ile ilgilenmek şeklinde olmalıdır. Zaten lohusalığın arttırdığı bacak damarlarında pıhtı oluşma riskini hareket ederek azaltmak uygun olacaktır. Süt veren annelerin ortalama 2500-2600 kalori almaları önerilir. Protein içerikli gıdalar, taze meyve-sebzeler ve tabii ki bol sıvı tüketmek sütün miktar ve kalitesini arttıracaktır. Lohusalar doğum şekline bakılmaksızın ikinci günden itibaren ayakta duş şeklinde banyo yapabilir. Sezaryen veya vagen kesilerinin bakım ve temizliği konusunda doktorunuz size bilgi verecektir. Lohusalık dönemi bir kadının duygusal açıdan en hassas olduğu dönemlerden biridir. Anne bir yandan bebek bakımına adapte olmaya çalışırken bir yandan da fiziksel ve ruhsal değişimlere göğüs germektedir. Bu nedenle lohusalık dönemindeki kadının eşinden, ailesinden pozitif yaklaşım ve yardım ihtiyacı vardır. Tüm bunlara karşın bebeğinin sıcaklığı ve sevgisi lohusa kadının en büyük ve önemli güç kaynağı olacaktır. Sağlıklı günler dilerim…

100 intown

intown 101


SAĞLIK KOLLARINDAN ÇEKMEK ÇOK TEHLİKELİ

DAHA GENÇ VE SAĞLIKLI BİR GÖRÜNÜM İÇİN ALTIN İĞNE

Dadı dirseği ve bakıcı dirseği adı da verilen çekilmiş dirsek, genellikle 5 yaşın altındaki çocuklarda görülen bir yaralanmadır. Dirsek ekleminde bulunan radius kemiğini yerinde tutan bağın kaymasıyla çıkık oluşur. Çekme tipi yaralanmadır. Genellikle dirsek açıkken kolu ani bir çekmeyle veya çocuk tek kolla kaldırıldığında oluşur. Çocuklardaki kas, kemik ve ligamanlerın gelişmesi tam olmadığından çok az kuvvetle yapılan hareketlerde bile yaralanma oluşabilir. Yaralanma oluşan dirsekte hareket kısıtlığı mevcuttur. Şişlik, morarma ve deformite yoktur. Teşhis genelde sağlık merkezinde muayene ile konulur. Çocuk, ebeveynin kucağına oturtulur. Doktor tarafından eklem yerine yerleştirilir. Bu esnada çoğunlukla tıklama sesi duyulur. Çocuk rahatlar. 5-10 dk sonra kolunu oynatmaya başlar. İşlem sonrası genellikle atele veya tespite gerek yoktur. Ancak bir ay içinde tekrarlayabileceği ve ona göre davranılması gerektiği aileye anlatılır. Özellikle yaralanma sonrasında ilk hafta dikkat edilmelidir. Eğer tekrarlayan çıkıklar oluşursa atel veya tespit gerekebilir.

Uzm. Dr. Salim Sırrı Türker Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı

NASIL ÖNLENİR? 1. Çocuğu kaldırırken el ve kollardan ziyade koltuk altından tutmak gerekir. 2. Çocuğun bir yöne gitmesini veya kaçmasını önlemek için ters yöne doğru kolundan çekmemek gerekir. 3. Ellerden ve kollardan tutarak çocuğa salıncak hareketi yaptırılmamalıdır. 4. Çocuğun el ve kollarını kullanarak asılma hareketi yapmamasına dikkat edilmelidir.

Uzm. Dr. Seher Arı Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı

Bugün estetik ve dermokozmetik uygulamalar, insanların yaşam kalitesini iyileştiren tıbbın önemli bir branşı olma yolunda. Cilt gençleştirme, dolgu uygulamaları, botulinum toksin enjeksiyonu, teknolojik uygulamalarla ameliyatsız cilt germe, yüz ve saç mezoterapileri gibi cerrahi olmayan birçok minimal invazif yöntem anestezi ve sedasyon gerektirmeden poliklinik şartlarında uygulanabilmektedir. Bireyler için hem günlük hayattan alıkoymaması hem de uygulamanın daha konforlu olması bu yöndeki talebi artırmakta bu da bu alandaki sürekli gelişmeyi tetiklemektedir. Günümüzde mevcut cilt gençleştirme uygulamalarının en etkililerinden biri de radyofrekans sistemleridir. Radyofrekans sistemi cerrahi uygulamalardan cilt gençleştirmeye kadar uzun yıllardır farklı alanlarda kullanılan yaygın bir tedavi tekniğidir. Son yıllarda özellikle estetik uygulamalarda kullanımı yoğunlaşmıştır.

ALTIN İĞNE NE DEMEK? Radyofrekans uygulamasında cihazın altın iğneli başlığı cilde temas ettiğinde altın uçlu mikro iğnelerle cilt üstünde fraksiyonel mikro kanallar oluşur ve tüm iğne boyunca değil sadece iğne ucundan gönderilen radyofrekans enerjisi ile deri içinde istenen derinlikte kollajen ve elastin üretimi tetiklenirken cilt yüzeyi korunur. Bu sayede hedef dokuda düzelme elde edilirken çevre alanlarda yan etki riski engellenmiş olur.

NERELERDE KULLANILIR? • Cilt gençleştirme ve kırışıklık tedavisi, • Gözenek sıkılaştırma, • Sivilce izleri, • Ameliyat izleri, • Çöküntülü yara izleri • Boyun sarkması, • Cilt çatlakları • Ciltteki yüzeysel lekelerin tedavisinde kullanılır. Altın iğne yüzde göz çevresi, dudak üstü, yanaktaki ince çizgileri, boyun ve dekolte bölgesindeki kırışıklıkları ve sarkmaları azaltmada, cildi gerginleştirme ve sıkılaştırmada oldukça etkili bir tedavi yöntemidir. Altın iğnenin en sık kullanım alanlarından bir tanesi sivilce izlerinin tedavisidir. Bu izlerin çapları küçülür, derinlikleri azalır, hafif olan izler iyileşir, gözenekler küçülür cilt daha canlı ve sağlıklı bir hale gelir. Ayrıca ameliyat ve yara izlerinin direk içine yapıldıklarında oldukça etkili olmakta ve izleri daha iyi daha kabul edilebilir bir hale getirmektedir.

KAÇ SEANS UYGULANMASI GEREKİR? Başarılı bir sonuç elde etmek için 4-6 hafta ara ile 3 seans yapmak uygun olacaktır.

ALTIN İĞNENİN LAZER TEDAVİSİNE GÖRE AVANTAJI VAR MI? Evet, var. En büyük avantajı lazer sistemlerindeki gibi kızarıklık, pullanma, kabuklanma ve soyulmanın olmamasıdır. Genellikle kişide 4-5 saatlik geçici bir pembelik oluşacak ve kişiyi günlük yaşantısından alıkoymayacaktır. Deri yüzey dokuları hiç etkilemediği için işlemden sonra lazerlerde olduğu gibi güneşten uzun süre korunmak gerekmez. Lekelenme riski yoktur. Yaz ayları dahil 12 ay boyunca uygulanabilir.

102 intown

intown 103


SAĞLIK DİŞ BAKIMININ PÜF NOKTALARI 1. DİŞLERİMİ HER GÜN 3-4 KEZ FIRÇALADIĞIM HALDE NEDEN SARARIYORLAR? Çok fazla ve sert fırçalamak, temizleyici maddeler kullanmak diş ve dişetlerini aşındırır, aşınmış yüzeyler daha çok kirlenir. Dişler sabah kahvaltıdan sonra ve akşam yatmadan önce günde iki kere, mercimek tanesi kadar macun kullanarak, dişetinden dişe doğru tek yönlü süpürme hareketiyle fırçalanmalıdır.

2. DİŞLERİMİ DÜZENLİ FIRÇALADIĞIM HALDE NEDEN ÇÜRÜYORLAR? Diş çürüğü ile dişeti hastalıkları en çok dişler arası bölgede başlar. Diş fırçası ulaşabildiği yerleri temizler, dişler arası bölgeye diş fırçası ulaşamaz. Bu bölgeler ancak diş ipi kullanımı ile temizlenir. Diş ipi kullanımı en az diş fırçalamak kadar önemlidir. Diş ipi kullanmıyorsanız ağız bakımınız yetersiz demektir.

3. HANGI MACUNU KULLANMALIYIM? DT. Avi Karako Ağız ve Diş Sağlığı

Diş macunlarının çoğunun özelliği aynıdır. Belli oranlarda florid içerirler. Floridin diş sert dokularını çürüğe karşı koruyucu özelliği vardır. Yutulmadığı sürece zararı yoktur. Bu yüzden yutmalarını engelleyemediğimiz küçük çocuklara çocuk macunları önerilir. Bunun dışında diş hekiminiz, duyarlılığı engelleyici veya dişeti hastalıklarının tedavisine yardımcı macunları kısa süreliğine önerebilir.

DÜNYA’NIN HER NOKTASINDA DÖRT MEVSİMİ YAŞATAN DAIKIN KLİMA

ŞİMDİ GÖKTÜRK’TE! “Uzman keşif ekibimizle”, aynı gün içinde keşif hizmeti verilir.

4. DIŞ FIRÇAM NASIL OLMALI? Düz saplı, ağzın her tarafına ulaşabilecek boyutta, orta sertlikte, kılları çok sıkışık olmayan fırçalar seçilmeli. Fırçalar 3-4 ayda bir değişmeli. Fırça kullanılırken ıslatılmamalı ve kuruması için açıkta ve dik duracak şekilde bekletilmelidir.

5. ELEKTRIKLI DIŞ FIRÇASINI NASIL KULLANALIM? Döner başlıklı elektrikli diş fırçalarında görülen en büyük hata diş ve dişetlerine aşırı yük bindirilerek aşındırmaya neden olunmasıdır. Bu fırçaları kullanırken temizlenen bölgeye fırçayı temas ettirin bırakın görevini kendi yapsın, ilave basınç veya ileri geri hareket uygulamayın.

6. DİŞ İPİNİ NASIL KULLANMALIYIM? Diş ipi 30-40 cm kadar koparılmalı, iki orta parmağa dolanmalı işaret ve baş parmakla kontrol edilerek kullanılmalıdır. Dişler arasına temas yüzeylerine paralel olacak şekilde sokulmalıdır. Her bir yüzeye ayrı ayrı yaslayıp yukarı aşağı hareketlerle ara yüz temizlenmelidir. Yine ara yüze paralel olacak şekilde çıkartılıp diğer aralığa geçilmelidir. Geniş aralıkların olduğu veya köprü gibi ara yüzlerin kapalı olduğu durumlar için geliştirilmiş ara yüz fırçaları veya özel diş ipleri de bulunmaktadır Sağlıklı dişler…

104 intown

Göktürk Merkez Mahallesi Göktürk Caddesi No: 54/A Eyüp İstanbul GSM: 0 506 128 95 49 Tel: 0 212 322 63 60


Tereyağlı İskender

ÖĞLEN

Tombik Döner

MENÜS

Porsiyon Döner

322 34 42 322 35 42

Restoran servislerinde salata ve kutu içecek ikramımızdır.

Ü


GUSTO

GÖKTÜRK’TE

TABAKLAR YEŞİLLENDİ! Hazırlayan: Gülşah Aynacı - Çisil Çalı

KEMER COUNTRY ROKALI PATLICAN SALATASI Malzemeler: 2 kemer patlıcan, 1 kırmızı kapya biber, 1 bağ roka, ceviz içi, nar, zeytinyağı, dereotu, sarımsak, tuz, limon suyu, beyaz peynir, tahin Hazırlanışı: Patlıcan ve kırmızı kapya biberleri ızgarada közlenir ve kabukları soyulduktan sonra küp doğranır. Zeytinyağı, sarımsak, limon suyu, tahin ve tuz ile lezzetlendirilir. Dereotu doğranıp karıştırılır. Servis ederken temizleyip ince doğranan roka tabağa koyulur ve rokanın üstüne kalıp ile patlıcan salatayı eklenip, üzerine ceviz, nar ve beyaz peynirler serpiştirilir. Sızma zeytinyağı gezdirilip servis edilir.

(0212) 239 70 10

BIZZ PUB Malzemeler: 50 gr haşlanmış nohut, 30 gr haşlanmış yeşil mercimek, 30 gr haşlanmış buğday, 15 gr kapya biber, bir tutam maydanoz, bir porsiyon Akdeniz yeşilliği, 50 gr lor peyniri

(0212) 322 48 22

MADO MADO KEÇİ PEYNİRLİ BAHÇE SALATASI

KARAFIRIN ENGİNARLI ROKA SALATA Malzemeler: Kurutulmuş domates, taze enginar, çeri domates, Trakya eski kaşar, göbek salata, balzamik sirke Hazırlanışı: Tüm malzemeler karıştırılıp, balzamik sirkeyle soslandırılarak servis edilir.

(0212) 322 43 34

GEZİ İSTANBUL

Tezgah’ın Keçi Peyniri Fırın Pancarlı Masculen Salatası lezzetli, sağlıklı, hafif ve doyurucu bir salata… Masculen yeşillikler üzerinde fırınlanmış pancar, turp havuç salatası ve ince keçi peyniri dilimleri ile hazırlanan salata, Tezgah’a özel salata sosu ile birlikte servis ediliyor.

(0212) 924 99 85

TAHILLI SALATA

Hazırlanışı: Nohut, mercimek ve buğdayı ayrı ayrı haşlayıp soğumaya bırakın. Karıştırma tencereside yıkayıp kuruttuğumuz Akdeniz yeşilliğinin içine bakliyatlarımızı da ilave edin. Yağ ve limon sos ile soslayıp tabağa alın. Üzerine lor peynirini ve taze naneyi ekleyerek servis edin.

TEZGAH

Malzemeler: 5 ml nar ekşisi, 3 ml pekmez, 5 ml zeytinyağı, 150 gr taze roka, 10 gr yeşil mercimek, 10 gr buğday, 10 gr nohut, 2 adet kiraz domates, 10 gr salatalık, 50 gr tuzsuz keçi peyniri, İnce çubuk grissini, 2 adet kuru kayısı, Pul biber kekik nane, Nak ekşisi limon suyu zeytinyağı Hazırlanışı: Nar ekşisi ve zeytinyağı ile harmanlanmış çıtır taze roka yaprakları ve Akdeniz yeşilliği 25 cm lik çukur salata kasesine konulur. Üzerine domates salatalık ve kuru kayısı konur. Önceden haşlanmış yeşil mercimek buğday ve nohut ilave edilir. Tuzsuz keçi peyniri malzemelerin üzerine koyulur. Baharatlar ve soslar isteğe göre ilave edilir.

(0212) 322 33 20

PANCARLI KEÇİ PEYNİRLİ SEMİZOTU SALATASI Malzemeler: Pancar, taze kekik, zeytinyağı, tuz, toz karabiber, roka, tane, hardal, limon, sarmısak, kanola yağı, maydanoz, keçi peyniri, semizotu Hazırlanışı: Servisten önce bütün yeşillikler yıkanmış olarak dolapta muhafaza edilir. Sipariş gelince önceden hazırlanan keçi peynirini dilimlenmiş baget ekmeğin üzerine koyup fırına alarak ısınması ve kızarması sağlanır. Salata kabına roka, semizotu ve taneli hardal sosu alınır. Servis tabağına haşlanmış ve dilimlenmiş pancarı dizilir. Pancarın üzerine rokalı semizotu koyulur. Tabağın kenarlarına fırında ısıtılan keçi peyniri ilave edip servis edilir.

444 76 39

108 intown

intown 109


GUSTO AKUAMARINE AKUAMARINE SALATA Malzemeler: Ispanak, Akdeniz yeşillikleri, bilumum yöresel otlar, nar, mısır Hazırlanışı: Yöresel otlar ve Akdeniz yeşillikleri karıştırılır. Üzerine mevsimine göre meyvelerle tatlandırılmış Akuamarine özel sosu ilave edilir.

(0212) 322 80 60

VINCOTTO INSALATE VIVA (KİNOA SALATASI) Malzemeler: 150 gr kırmızı kinoa, 150 gr siyah kinoa, 25 gr maydanoz, 3 dilim avokado, 2 dilim hellim peyniri, 8 parça kurutulmuş domates, 100 gr roka, 5 adet cherry domates, Glaze sos Hazırlanışı: Beyaz ve kırmızı kinoa yı 10 dk haşlayın. Süzdükten sonra soğuk su ile soğutun. Maydanoz, 50 gr zeytinyağı , 40 gr nar ekşisi, 40 gr limon suyu, 25 gr soya sosunu ilave edip karıştırın. Rokaları tabağa serpiştirin. Hazırlamış olduğunuz kinoayı bir kase ile tabağın ortasına yerleştirin. Üzerine kurutulmuş domates, kızarmış hellim parçaları ve avokadoyu zevkinize göre yerleştirin. Son olarak tüm tabağın üzerine glaze sosu şeritler halinde gezdirin.

SUSHICO Sushico’nun favori salatası, taze doğranmış yeşillik ve salatalık yatağında ponzu sosu ile lezzetlendirilen Wakame Salata…

(0212) 322 31 81

(0212) 322 27 62

CARRÉ Carre’nin en çok tercih edilen salatası, Akdeniz yeşilliği, yağ, limon sos, çeri domates, kapari, kırmızı soğan, enginar kalbi ve ızgara somon içeren Izgara Somon Salata…

(0212) 239 63 09

110 intown


GUSTO WAGAMAMA Wagamama’nın favori salatası, Orange and Sesame Chicken Salad. Taze sebzeler ile haşlanmış tavuk göğsü içeren salatada; Akdeniz yeşillikleri, taze nane, fesleğen, edamame taneleri, taze soğan, portakal dilimleri ve karamelize kırmızı soğan bulunuyor. Susam taneleri ve ceviz ile servis edilen salatada portakallı susamlı salata sosu kullanılıyor.

(0212) 322 15 87

WESTSIDE Westside’ın en çok tercih edilen salatası, bir Amerikan-İtalyan klasiği olan ve içinde kızarmış ekmek, taze domates, zeytin, beyaz peynir, fesleğen, limonlu sos bulunan Panzanella Salad.

NORTH SHIELD ÇITIR TAVUK SALATA Malzemeler: 100-150 gr tavuk göğüs, karışık Akdeniz yeşilliği, yarım kırmızı soğan, piyazlık doğranmış, 2-3 adet kokteyl domates, 1 yemek kaşığı parmesan peyniri, 1 yumurta yarım kase un, yarım kase galete unu, 1 yemek kaşığı zeytinyağı, 1 tatlı kaşığı bal, 1 tatlı kaşığı hardal, tuz, karabiber kızartmalık ayçiçek yağı Hazırlanışı: Tavuk göğüsleri ince dilimler halinde doğrayın. Sonra una, tuz ve karabiber ekleyin. Daha sonra tavuk dilimlerini önce una, sonra çırpılmış yumurtaya, sonra da galeta ununa batırın. Daha sonra orta yükse ateşte yağda kızartın. Bu sırada zeytinyağı, bal ve hardalı bir kasede iyice karıştırın ve içine biraz tuz karabiber ekleyin. Domatesleri dörde bölün, Akdeniz yeşillikleri ve soğanla beraber bir kaba alıp sosla iyice karıştırın. Üzerine kızarmış tavuk dilimlerini koyun ve parmesan peyniri de serperek servis edin.

(0212) 322 44 80

112 intown

(0545) 328 93 78


GUSTO ICHIBAN Ichiban’ın favorisi, Kaisen Salata (Çiğ Deniz Ürünleri Salatası). Akdeniz ve mevsim yeşillikleri üzerine balık çeşitlerinden dilimlenmiş ton balığı, somon, levrek, uskumru, yengeç, karides, yılan balığı, tobiko denilen uçan balık yumurtasıyla koyularak servis ediliyor. Sos olarak ise zencefilli sos kullanılıyor.

(0212) 322 43 34

EATERS Eaters’ın en sevilen salata çeşidi, Izgara Bonfile ve Avokado Salatası. Salata; Akdeniz yeşillikleri, ızgara bonfile, avokado, çeri domates, baby patates, közlenmiş kırmızı biber ve balzamik sirkeyle sunuluyor.

(0212) 322 42 44

ZANZİ BALKABAKLI ROKA SALATASI Malzemeler: Roka, 20 gr ceviz içi, 10 gr kabak çekirdeği, 50 gr arpacık soğan, 80 gr kabak (8 adet iri küp şeklinde doğranmış), 20 gr yaprak parmesan, iki yemek kaşığı yağ-limon, 1 çay kaşığı balsamik sirke.

Hazırlanışı: Küp şeklinde doğranmış kabağı hafif yağlayarak, 220 derecelik fırında kızartın. Daha sonra soğan, nar ekşisi ve yağ ile harmanlayarak tekrar 220 derecelik fırına koyun. Rokayı elle parçalayarak kabak, ceviz, kabak çekirdeği, soğan ve soslarla karıştırın.Tabağa yerleştirirken önce yeşil tarafını alta, malzemeyi ise üste koyun ve parmesanı en üste yerleştirerek servis edin.

444 89 69 114 intown


EN İYİ 5

MANZARA VE YEMEK Mİ DEDİNİZ? Yazı: Başak Duru MADEM İSTANBUL’DA YAŞIYORUZ, O HALDE DÜNYANIN TÂ NERELERİNDEN GÖRÜLMEYE GELİNEN O MANZARAYI YAŞAMAMIZ GEREK! BU MANZARA İYİ YEMEKLE BİRLEŞTİĞİNDE İSE BIRAKALIM DA KUŞ SÜTÜ EKSİK KALSIN… ARADAKİ “VE” EKİNİ KALDIRIP, “MANZARA YEMEK” DENİLDİĞİNDE AKLA GELEN İLK BEŞ MEKANI KEŞFE ÇIKTIM

360İSTANBUL Beyoğlu’nun en nadide apartmanlarından birinde, Mısır Apartmanı’nın en üst katında yer alan 360İstanbul, açıldığı 2005 yılından bu yana hem İstanbulluların hem de yerli-yabancı turistlerin favorisi! Lokasyon, bir mekanın iyiler arasına girmesinde başlıca etken. Ancak buna bir de nefes kesici bir manzara eklendiğinde durum 1-0 önde başlıyor. Burada her an her şey olabilir diyebiliriz. Çünkü sürprizlere açık, çünkü siz yemeğinizi yerken her an bir trapezciyle burun buruna gelebilirsiniz. Tavandan üzerinize bir ajan inebilir, duvarda insanlar dolaşmaya başlayabilir. Tüm bunlar olurken üstelik yemek yeme keyfi de devam edebilir. Müdavimlerin alışık olduğu bu durum, mekanın en sevilen yönlerinden biri. 360İstanbul’un hem ortağı hem de şefi olan Mike Norman, mekanın konseptini oluştururken burayı birçok şeyi aynı çatı altında bulundurabilen bir yer olarak hayal etmiş. Türk mutfağı, yabancı mutfaklarla yoğrulup farklı bir şekilde sunuluyor. Ahtapotlu kuru fasulye bunun en iyi örneği. Tattıktan sonra bugüne kadar neden kemikli et ya da pastırmayla yedim diyebilirsiniz. Bu ilginç fasulye deneyimini kuzu kafes konfit ve dana kaburga takip ediyor. Kapalı dolma şeklinde servis edilen, şefin dahi pişirme aşamasında açmadığı asma yaprağında çupra ile sushi gibi çiğköfte mutlaka denenmesi gerekenler arasında. Tatlı kapanış için Norman yorumlu Hindistan cevizli sütlacı deneyebilirsiniz. Perşembe, cuma ve Cumartesi günleri gece yarısından sonra kulübe dönen mekanda hem şov hem de DJ performansı devam ediyor.

3

1

TOMTOM MAH. İSTIKLAL CAD. ESKI ÇIÇEKÇI SOK. MISIR APT. KAT:8 BEYOĞLU

THE SOFA HOTEL, TEŞVIKIYE MAH. TEŞVIKIYE CAD. NO:41, NIŞANTAŞI

SUNSET GRILL&BAR 21 yılı geride bırakan Sunset Grill&Bar, 1999 yılından bu yana Chaîne des Rôtisseurs Üyesi. Yani burada sıradan bir gastronomi deneyimi yaşamanızdan söz etmek mümkün değil. Avrupa’nın en iyi restoranları arasına girmeye hak kazanan mekanın enerji dostu olduğunun ayrıca altını çizmesek olmaz. Yıllardır enerji ihtiyacını yenilenebilir rüzgar enerjisinden üretilen temiz enerjiden karşılayan mekanın, bu yıl itibarıyla sürdürülebilir hayata destek olmak adına başlatılan “Yeşil Nesil Restoran Hareketi”nin de öncülerinden olması bizi şaşırtmadı. Yeşil Nesil Restoran sertifikasıyla yola devam eden Sunset’in en çok tercih edilen lezzetlerinden bazıları şöyle: sushi çeşitleri, Alaska yengeç tartar, Pekin stili çıtır ördek, kömürde pişirilen kuru dinlendirilmiş steak çeşitleri. Eşsiz Boğaz manzarası karşısında dört farklı mutfak deneyimiyle misafirlerini ağırlayan mekanın mutfağında Yaratıcı Mutfak Direktörü Şef Fabrice Canelle ile Executive Şef Hiroki Takemura var. Dünyanın en iyi şarap menüsüne sahip 850 restoranı arasında bulunan Sunset’te, gece 22:30’dan sonra müziğin sesi biraz daha yükseliyor ne sahne ünlü DJ’lerin performanslarına bırakılıyor.

116 intown

2

KURUÇEŞME MAH. ADNAN SAYGUN CAD. YOL SOK. NO:2 BEŞIKTAŞ

FRANKIE İSTANBUL İyi yemek, iyi müzik, iyi servis. Bu üçlü şehrin en işlek caddelerinden birinde bir araya geliyor ve Frankie İstanbul’un iyi mekan olma konusundaki iddiasını destekliyor. Mekanın Şef Serdar Madakbaş yönetimindeki Akdeniz ve geleneksel lezzetlerin sunulduğu menüsünün ileri gelenleri şöyle: Risotto, dana kaburga, kuzu küşneme, lagos, Chardonnay yaprak çorba, tatlı olarak ise kadayıf rulo ile çıtır kabak. Chaîne des Rôtisseurs ve The World’s Finest Clubs Üyesi olan mekanın zengin şarap menüsünün yanı sıra kokteyl seçkisi de denemeye değer. Yemek ya da yemek sonrası keyifli bir akşam geçirme arayışında olanların tercih ettiği mekanın hafta içi “Black Nights”ları artık bir klasik. Cumartesileri müzik performansları hız kesmeden devam ederken pazar günleri ise ayda bir olmak üzere “Timeless Moments” konseptinde zamana meydan okuyan isimler sahne alıyor. Bu arada Frankie’ye pazartesi günü yolunuz düşerse caz dinleyebilirsiniz.

intown 117


EN İYİ 5 FERAHFEZA Karaköy’de muazzam bir manzara eşliğinde yemek yemek istiyorsanız Ferahfeza en doğru adres. Mimarlar Odası’nın terasında konumlanan mekânın konsepti, samimi ve rahat olarak özetlenebilir. Tarihi Yarımada ve Galata Kulesi’ne hakim iki cepheli terasının dışında mekânın dekorasyon detaylarında Karaköy’ün zanaat kültürünü yansıtan ahşap, taş ve pirinç unsurlar dikkat çekiyor. İşe bir de yüksek tavan olgusu ekleniyor ve mekânın adına yakışır cinsten ferah bir ortam yaratılıyor. Ferahfeza’nın mutfak felsefesi Lübnan kıyılarından Portekiz’e kadar uzanan geniş Akdeniz coğrafyasının lezzetlerinin Türk damak tadıyla harmanlanması üzerine kurulu. Türkiye’nin değişik bölgelerindeki lokal lezzetler farklı tekniklerle hazırlanarak sunumlarda yer buluyor. Mevsimsellik önemseniyor. Acı biberli karides, ballı pekmez ve kavrulmuş susam ile sunulan yufkada ızgara keçi peyniri, kuru bakla püresi üzerinde servis edilen ahtapot, fırında kuzu kol ve ördek göğsü mekânın spesiyalleri arasında. Aynı zamanda iyi bir müzik repertuarına sahip Ferahfeza, özellikle cuma ve cumartesi akşamları çok yoğun oluyor.

CROSSFIT& BOXING GYM

4 KEMANKEŞ KARAMUSTAFA PAŞA MAH. KEMANKEŞ CAD. NO:31 KARAKÖY

NICOLE Paris’te eğitim görmüş Aylin Yazıcıoğlu’nun ellerinden çıkan menü damaklarda harikalar yaratıyor. Tomtom Suites’in atmosferindeki mekanın menüsünün altı haftada bir değişmesi, farklı lezzet arayışı peşinde olanlar için biçilmiş kaftan. À la carte yerine “Keşif” ve “Nicole” isimli iki farklı tadım menüsü servis ediliyor. Her iki servisin de özelliği, masanın tüm gece size ait olması… Bir taraftan muazzam bir manzara eşliğinde zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz diğer taraftan da şato tarzı şarap kavıyla farklılaşan gecenin keyfine varıyorsunuz. Çünkü Nicole’de şarap, neredeyse tabağın bir parçası olarak hayal ediliyor. Dolayısıyla bu aşamada kendinizi sommelier’in şarap eşleşmesine bırakmanız işten bile değil. Mevsimselliğe önem veriyorlar. Dinamik menü tercihleri de bu yüzden. Bu sayede kısa süreli, hemen kaybolan lezzetleri yakalayabiliyor, aynı zamanda her gün karşılarına çıkan yeni lezzetleri de sunuyorlar. Semt pazarları uğrak yerleri. Henüz tam anlamıyla organik ürünlere geçemeseler de Feriköy Organik Pazarı’ndan alışveriş, olmazsa olmazları. Nicole’de her menünün gözdeleri var. Ancak şefe sorarsanız o, kuzudan, sakatattan ve çikolatadan vazgeçemiyor.

118 intown

TOMTOM SUITES, TOMTOM MAH. BOĞAZKESEN CAD. TOMTOM KAPTAN SOK. NO:18 BEYOĞLU

5

Iletisim Istanbul caddesi Suda kebap üstü

çok yakında göktürk’de açılıyoruz. intown 119


İŞ DÜNYASI “MÜCEVHER TASARLAMAK VE ÜRETMEK,

MEDİTASYON GİBİ BİR ŞEY…” GÖKTÜRK’TEKİ LARUS PALAS’TA KENDİ ADIYLA AÇTIĞI MAĞAZASIYLA MÜCEVHER TUTKUNLARINI AĞIRLAYAN ERHAN GÜRŞEN, DEYİM YERİNDEYSE SIFIR NOKTASINDAN ZİRVEYE YÜKSELEN BİR İSİM… MARKANIN YOLCULUĞUNU VE GELECEK PLANLARINI GÜRŞEN İLE KONUŞTUK

TASARIMLARINIZI ALMAK İSTEYENLER NERELERDEN ULAŞABİLİR? ŞU ANDA GÖKTÜRK’TEKI MAĞAZAMIZDAN ULAŞABILIRLER YA DA NIŞANTAŞI MAĞAZAMIZA GELEBILIRLER. AMERIKA’DA BIRÇOK DEĞIŞIK SATIŞ NOKTAMIZ VAR, O ADRESLERDEN ULAŞABILIRLER. ONLINE ALIŞVERIŞ IÇIN DE ŞU AN ALTYAPI ÇALIŞMASI HAZIRLIYORUM. MUTLAKA EYLÜL AYINDA YENI KOLEKSIYONUMUN ÇIKIŞI ILE BIRLIKTE INTERNET ORTAMINDAN KOLEKSIYONUMA ULAŞABILME IMKANI DA YARATILACAKTIR.

Röportaj: Renin Esmer Fotoğraflar: Fiona Akkohen büyüktür, ilk göz ağrısı sonuçta. 2006’da Amerika’daki pazarımızla birlikte kendi adımı öne çıkarmaya ve tasarımlarımın adımla anılmasını istediğime karar verdim. Orada büyük tasarımcıların bu sektörde hep kendi isimleriyle tanındıklarını fark edince Erhan Gürşen ismini Likya’nın önüne çıkardık. Mücevher koleksiyonlarınızın ayrı ayrı hikâyeleri var mı? Koleksiyonlarınızı hazırlarken tarihsel öğelerden, dönemlerden, toplumlardan etkileniyor musunuz? İlham kaynağınız nedir? Tabii ki var. Örneğin Likya’da o eski Anadolu uygarlıklarından esintiler, mozaikler, motifler hepsi işin işindeydi. Likya markam zaten başlı başına tarihsel öğelerden, dönem ve toplumlardan etkilendiğimin bir göstergesi ve imzasıdır. koşullarda, çok mütevazi bir yerdi. Nişantaşı sakinlerinin ve o civardaki kuyumcuların tamiratlarını ve özel siparişlerini yapardım. Kendi markanızı kurmak nasıl bir süreçti? Kendiliğinden gelişen olağan bir süreçti aslında. 2000 yılında koleksiyonumu yarattım ve ilk lansmanımı yaptım. Tabii 1992-2000 yılları arasında kazandığım tüm paralar, koleksiyonumu oluşturacağım sürecin temel direği oldu. Koleksiyon yaratmak kolay iş değildir, arkanızda çok ciddi bir finansörünüzün olması gerekir. Kısaca sizi tanıyabilir miyiz? Takı tasarımı yolculuğunuz nasıl başladı? Mücevherlere olan ilginizin çok küçük yaşta başladığını okumuştum, 12 yaşında bir çocuğun takılara ilgisi nasıl doğar ? 12 yaşında bir çocuk nasıl olur da annesinin takılarına o kadar ilgi duyar ve o takıların nasıl yapıldığını kafasında çözmeye çalışır diye hep sormuşlardır bana ama gerçekten bu benim açıklayabileceğim bir şey değil, doğamda vardı bu. Kimi çocuk pilot olmaya heves eder uçakları görüp kimisi astronot... Beni de hep vitrinlerin önünden geçerken o ışıltı içine çekerdi. Bu ilgimi fark ettikten sonra 12 yaşında Malatya’da bir kuyumcuda çırak olarak başladım çalışmaya. O çıraklık dönemi 3-4 sene sürdü ve A’dan Z’ye her şeyi öğreniyordum. Ama

120 intown

fark ettim ki orada öğrenebileceklerim sınırlı. Önümdeki örnekler de pek iç açıcı değildi, benden çok daha önce girmiş 8-10 sene çalışmış kişiler hala aynı yerdelerdi oysa ki benim hayallerim büyüktü. 16 yaşımda İstanbul’a geldim. Kapalıçarşı’da çalıştım. Ve en sonunda 1992 senesinde Nişantaşı’nda kendi dükkanımı açtım. Malatya’dan İstanbul’a gelip sonra kendi mağazanızı Nişantaşı gibi bir semtte açabilmek kolay iş değildir. Kim destek oldu size? Kimse destek olmadı. Çok yüksek gelirli bir aileden gelmiyorum bu nedenle onların çoğunlukla manevi desteğini alabildim. Kendi yerimi açtım dediysem tabii böyle bir mücevher mağazası hayal etmeyin. Çok basit

Sizin öyle değildi yani? Hayır hiç değildi. Ben her şeyi kendi çabamla, kendimi işime adamışlığımla başardım.

“LİKYA BANA ÇOK ŞANS GETİRDİ.” Markanızın adı neden Likya? Nasıl bir marka yaratmak istediniz? 1995 senesinde Anadolu Medeniyetleri ile çok haşır neşirdim, acayip bir ilgim vardı. Hatta bunu kızıma da aşıladım, şu an kızım Sanat Tarihi okuyor. Likya da Anadolu’da yaşamış medeniyetlerden biri. İsim olarak hafızada kalıyor olması çok güzel. Ve Likya bana çok şans getirdi. Likya’nın bendeki yeri çok

Takı tasarımı için ne tür eğitimler aldınız? Bugüne gelene kadar farklı teknikler denediniz mı? Hiç bilmeyenlere basitçe nasıl anlatırdınız? Ben alaylı olarak bu işin eğitimini aldım zaten. Türkiye’de bu işin okulları bile yeterince kaliteli eğitim veremiyor diye düşünüyorum. Ben de aldığım eğitimin üstüne hep bir şeyler koymaya çalıştım. Hiçbir zaman yerimde saymadım. Tabii ki farklı teknikler denedim, hala da deniyorum. Şu anda tabii artık eğitim alma değil, eğitim verme tarafındayım (gülüyor). Geçmişte şu an çok ünlenmiş fakat belki benim isimlerini vermemden rahatsız olabileceklerini düşündüğüm iki öğrencim oldu. İsterim yani, bildiklerimi aktaracağım ve bunu sünger gibi emmeye meraklı insanlara bir şeyler öğretebilmek. Kimisi bunu mesleğe döndürmeyi düşünmese bile öğrenmek isteyenlere de kapımız açık. İncik boncukla takı yapmayı öğretmiyoruz biz. İyi bir kuyumcudan alınan güzel bir mücevheri yapmayı öğretiyoruz. Mücevher tasarlamak ve üretmek meditasyon gibi bir şey, sabır gerektiriyor, dinginlik ve sakinlik veriyor. Mücevher ve takı tasarlarken yalnızca ona konsantre oluyorsunuz. Bu işten keyif alacak herkesle birlikte çalışmaya gönüllüyüz. Göktürk’te de çok fazla talep aldığım için yakında kurslara da başlayacağım.

intown 121


İŞ DÜNYASI Müjdeli haber yani! Aynen öyle... İlerde Erhan Gürşen Akademisi bile açabilirim. Mücevher ve takı markaları özellikle son dönemde büyük sıçrama Kaydetti diye düşünüyorum. Gün geçmiyor ki yeni bir insan, yeni bir koleksiyon hazırlamasın. Yeni tasarımcıları nasıl buluyorsunuz? Kendimi anlatmam çok doğru olmaz ama sektörden insanlara sorulduğunda vizyonum ve duruşumun ölçüsünü ancak onlar belirleyebilirler. Buna güvenerek diyebilirim ki bir çoğunu çok yetersiz buluyorum. Şu anda o tasarım yapan insanların bir çoğu çok eksik. Kendileri çizmiyor, çizdiriyorlar. Hayal etmiyor, hayal çalıyorlar. Pinterest’te bir tasarım, bir mücevher, bir eser görüyor ve onun bir yerini değiştirip ya da rengini değiştirip bu benim tasarımım diyorlar. Tasarım öyle olmaz. Tasarım hakikaten bir konsept çalışması yaptıktan sonra, hedef kitle ve fiyat skalalarına göre oturup, düşünüp beyinde maket çizilip sonradan üretilerek yapılan bir şeydir. Şımarıklık yapmaya ve maceraya yer yoktur bu işte. Mücevherlerinizi genelde cemiyetten simalar mı satın alıyor? Erhan Gürşen mücevherlerini tercih edenlerin bir kesişim kümesi var mı? Eskiden high-end’di. Gerçekten çok ünlü, çok sosyetik simaların durak adresiydim. Şu anda müşteri skalamı daha geniş açılı tutabildiğime inanıyorum. Herkes kendine göre bir şey bulabilir diyebilirim.

“FORBES DERGİSİNİN SEÇTİĞİ EN İYİ 40 TASARIMCI İÇİNDE BEN DE VARDIM.” “Tasarımlarım daha çok dış piyasada keşfedildi.” diyorsunuz. Nasıl oldu bu süreç? İç piyasada hak ettiğiniz ilgi ve övgüyü alamadığınızı mı düşünüyorsunuz? Dış piyasa tasarımı ve tasarımcıyı daha fazla takdir ediyor. Burada kaç gram altın diye sorarlarken orada el işçiliğinin değeri daha çok biliniyor. Orada mesela koleksiyon ürün alma - sırf tasarımcı imzasıyla ürün alabilmek için para ödeme kültürü var. Burada tabi şov da önemli satış faktöründe. 2008 yılında Forbes dergisinin seçtiği en iyi 40 tasarımcı içinde Cartier, Bulgari, Armani gibi markaların yanında ben de vardım. Bunlar hiç şova dökülmedi tabii. Belki de orada hata yaptım Türkiye için. Ama dış piyasada bu tür şovlara ihtiyaç duymadan isim yapmış ve ismimi koruyabilmişsem orada kıymetimin daha çok bilindiğini söylemek de doğal hakkım.

122 intown

Başarıyı nasıl tanımlıyorsunuz? Kendinizi başarılı buluyor musunuz? Evet, buluyorum. Malatya’da doğdum, büyüdüm, şimdiyse tasarımlarım New York’ta. Bu başarı değil midir? Dışardan bir göz olarak bakınca evet, buluyorum. Kendi kendimi eleştirmeye kalkışırsam daha da ilerde olmam gerektiğini söyleyebilirim. Kendi kulvarınızda yurt dışından başarılı bulduğunuz, çalışmalarından etkilendiğiniz isimler var mı? Ben takılarımda mümkün olduğunca başkalarından etkilenmemeye ve de esinlenmemeye özen gösteriyorum. Eğer benim fikrim, başkasının fikriyle benzerlik gösteriyorsa bile mutlaka ama mutlaka onu değiştiririm. Tasarım özgün ve tekdir. Böyle olmadığında David Durman’ı çok başarılı buluyorum. Ama kesinlikle etkilenmiyorum. Daha bir çok başarılı bulduğum, yaptıkları işleri takdir ettiğim kişiler sayabilirim. Fakat tasarımlarımda onlardan sesler, tizler duyamazsınız. Türkiye’de giyimin yanında doğru takı kullanma bilinci sizce oluşmuş mu? Çok rüküş giyinen bir kadının mücevherlerinizi taktığını görseniz rahatsız olur muydunuz? Parasını öder geri alırım. Bu tam Cemil İpekçi’ye sorulacak bir soru aslında (gülüyor). Türkiye’de çok ufak bir kitle kıyafetle doğru takı kombini yapıyor. Onu biraz daha zor aşabiliriz. Milli gelirimiz de 30.000 Dolar seviyesine gelince kültürümüz de değişecek, artacak, o zaman göz zevki, giyim zevki, mücevher zevki ve uyumu gibi konularda da gelişim sağlanacaktır. Şu anki durumu da yadırgamamak gerekir.


TAVAN ARASI İSTANBUL’UN TANRISIZ TAPINAKLARI:

Doç. Dr. İhsan Hanson

KAHVEHANELER

PEHLİVANLAR, BALIKÇILAR, HOROZ DÖVÜŞTÜRENLER VE KÖÇEKLER KENDİ KAHVELERİNDE DOĞDULAR, HATIRALARINI DA BU KUTSAL YERE GÖMDÜLER. SATRANÇ, DAMA VE TAVLA OYNAYANLAR, TÖMBEKİ İÇENLER, DEVLET SOHBETLERİNİ KAÇIRMAYANLAR, İLK ORTA OYUNU İZLEYENLER, KANTO DİNLEYENLER, KAPISINDA KELLESİNİ BIRAKANLAR, MUAMMA ÇÖZENLER, DİŞ ÇEKTİRENLER, HARABAT ŞAİRLERİ, TİPİK KAHVE MÜŞTERİSİYDİ... KÜLTÜR TARİHİMİZİN EN RENKLİ SAYFALARINI, KAHVEHANELERDE ORTAKLAŞA YAZMIŞLARDI... Kahve, Habeşistan’da (Etiyopya) keşfedilmiş ve başlangıçta yiyecek olarak tüketilmiştir. Daha sonraları meyvelerinin kaynatılan suyu tıbbî maksatlarla kullanılmış ve kahve “sihirli meyve” olarak adlandırılmıştır. 15. yüzyılın başlarında Yemen’de de tanınan kahve, yüzyılın sonlarına doğru bu coğrafyada yaygın olarak kullanılmıştır. 16. yüzyılın başlarında Mekke ve Kahire’ye götürülen kahve, aynı yüzyılın ortalarında Habeşistan Valisi Özdemir Paşa tarafından İstanbul’a getirilmiştir. Kahve İstanbul yoluyla 17. yüzyılın ortalarından itibaren (İkinci Viyana Kuşatmasını takiben) önemli Avrupa merkezlerine ulaşmıştır.

RİVAYETE GÖRE… Kahvenin bulunuşuyla ilgili meşhur bir rivayet vardır: Yemen’in yüksek yaylalarında yaşayan “Halidi” adında bir çoban, keçilerinin bir ağacın kırmızı meyvelerinden yedikten sonra dinçleştiğini, hareketli hâle geldiğini ve geceleri çok az uyuduğunu fark eder. Çoban, daha sonra o meyvelerden hem kendisi yer, hem başkalarına verir. Arapçada “uyaran, dinçleştiren” mânâlarına gelen “kahveh” kelimesiyle isimlendirilen bu bitki, daha sonraları bir içecek olarak kullanılmaya başlanmıştır. Kahvenin, adını ilk bulunduğu yer olan Etiyopya’nın “Kaffa” köyünden aldığını iddia edenler de vardır. Türkiye’de ilk kahvehanenin açılışı, 1554 yılında İstanbul Tahtakale’dedir. Biri Şamlı, diğeri Halepli iki kişi tarafından açıldı. Kısa süre içinde tanınıp yayılan kahvehanelere din çevrelerinden tepki gelmesi de gecikmedi. Şeyhülislam Ebusuud Efendi fazla kavrulmuş ve yanmış maddelerin dinen caiz olmadığından, haram olduğu konusunda fetva verince Galata Rıhtımı’nda bekleyen iki gemi batırılarak kahveler imha edildi. Aynı tarihlerde Papa kahveyi bir Müslüman içkisi sayarak içenleri aforoz edeceğini duyurmuştur. Avrupa ve Osmanlı dünyası, keyif verici maddeleri yasaklamada birleşmişlerdir. 1591’den sonra Bostanzade’nin verdiği manzum fetva ile yaygınlaşan kahveler, toplanılarak günlük siyasal olayların konuşulduğu, hükümetin eleştirildiği yer olması bakımından yetkililerin hoşuna gitmeyince, III. Murat ve I.Ahmet zamanında yasaklar getirildi. Yasaklara uyulmadığından

124 intown

intown 125


TAVAN ARASI ÜÇ KUŞAKTIR SEKTÖRDE:

1982 yılında, Aksaray Vatan Caddesi’ndeki mağazasıyla sektöre giriş yapan Koçyiğit Grup, 2011 yılında Kemerburgaz mağazasını hizmete alarak üç kuşaktır sektörde var olmayı sürdürüyor. Brisa bünyesindeki Lassa, Bridgestone, Dayton marka lastikleri ve Energizer akülerinin bayiiliğini yürüten marka aynı zamanda www.lastiknoktasi.com üzerinden hizmet veriyor. • Lastik Değişimi • Lastik oteli • Lastik tamiri • Balans ayarı • Rot ayarı • Nitrojen hava • Jant düzeltme • Far ayarı • Oto yıkama • Aksesuar • Bridgestone markalı aksesuarlar • Sawax car care oto yıkama hizmeti • Hunter rot ayarı • Hunter balans ayarı

KÜLTÜRÜMÜZDEKİ YERİ

Kahve, kültürümüzde mühim bir yere sahiptir. Günün ilk yemeğine “kahvaltı” (kahve altı) denmesi de, sabahları kahve öncesi yenen yemek olmasındandır. Dilimizde kahveyle alâkalı “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır”, “Acı kahvesini içmek”, “Gönül, ne kahve ister ne kahvehane; gönül sohbet ister, kahve bahane” gibi deyim ve atasözleri vardır.

126 intown

kahveler yeniden açılmaya başlandı. Günde bir iki altın vergi alındığından sadrazamlar kahvelerin açılmalarını teşvik bile ettiler. IV. Murad bir fermanla kahve ve tütünü yasak etti. 1633’de büyük yangın bahane edilerek kahvehaneler kapatıldı. Yeryüzünün ilk evrensel yurttaşları tiryakilerdir. İlk başkaldırıcıları da... Azledilen devlet görevlileri, şiir ve sanata düşkün tarikat ehli, hatta mahalle imamları tiryakilerin öncülerindendir. Baskılara dayanamayan IV. Mehmed kahvenin sokaklarda satılmasına izin vererek serbest bıraktı. Bu dönemde İstanbul’da kahve satıcıları ortaya çıktı. Evliya Çelebi’ye göre bunlar büyük bezirganlar olup depo sahibi, 500

Samet ‹brahim Koçyi¤it

kişiydiler. Mısır ve Sana’da da ortakları vardı.

AVUSTURYA’YA UZANAN SERÜVEN Kahvenin Avusturya’ya giriş hikâyesi de oldukça ilginç. İkinci Viyana Kuşatması sonrası Osmanlı orduları geri çekilirken geride çuvallar dolusu kahve bırakır. Avusturyalılar, çuvalların içindeki kahveyi, bilmediklerinden bir şeye benzetemez ve yakarlar. Şehri müthiş bir kahve kokusu sarar. Osmanlı sarayında tercüman olarak bir dönem çalışan Georg Kolschitzky, kokuyu duyunca diğer çuvalların yakılmadan kendine verilmesini ister ve bunları sermaye yaparak Viyana’da kahve içilen bir yer açar. Böylece Avusturyalılar da kahve ile tanışır.

Samet ‹brahim Koçyi¤it ve Süleyman Koçyi¤it

MERKEZ: Vatan Cad. No: 31/B Aksaray-Fatih/‹stanbul Telefon: (0212) 533 67 87 - 523 57 19 - 491 00 03 Fax: (0212) 621 10 84 UBE: -Eyüp/‹stanbul Telefon: (0212) 360 34 10-11 Fax: (0212) 360 34 12


TAVAN ARASI Osmanlı’dan bu yana kız isteme esnasında, gelin adayı, kahveleri ikram edip elinde tepsiyle kahveler bitinceye kadar bekler, bu şekilde gelin adayı görücüler tarafından daha iyi görülür. Bazı yörelerde sabrını ölçmek için damada bol tuzlu kahve ikram edilir.

Tarihte kahvehane ile ilgili yasaklara II. Mahmut döneminde de rastlıyoruz. Bu dönemde kahvelerde siyasetten söz ederek, devlet sohbeti yapmak yasaklanmıştır. Bu yüzden iki kişi asılmıştır. Kahve ve kahvehanelerin sosyal hayatın ayrılmaz bir parçası olmasıyla birlikte dünyada hiçbir içeceğin sahip olamadığı yaygınlıkta bir kahve kültürü doğmuştur. İlk kaynaklarda kahveden; “Türklerin içtiği, siyah renkli, yemeklere asla eşlik etmeyen, ağır yudumlarla tadına varılan ve arkadaş toplantılarından eksik olmayan bir içecek” şeklinde bahsedilir. Türk edebiyatı ve folklorunda önemli yeri olan kahve ile ilgili pek çok söz söylenmiş, şiir yazılmış, “Kahve Yemen’den gelir” şeklinde türküler yakılmıştır.

SARAYDAN HALKA 19. yüzyıl sonlarına kadar Türk kahvesi, çiğ çekirdek olarak satılıyor, evlerdeki kahve tavalarında kavrulduktan sonra el değirmenlerinde çekilerek içilebiliyordu. Bu durum 1871 yılında Mehmet Efendi’nin çiğ kahveyi kavurup öğüterek müşterilerine hazır olarak satmaya başlamasına kadar sürdü. Böylece İstanbul Tahmis Sokak’ta taze kavrulmuş kahvenin kokusu da çevreye yayılmaya başladı. Kahveyi hazır olarak kahve severlere sunan Mehmet Efendi, kısa sürede tanınarak “Kurukahveci Mehmet Efendi” diye anılmaya başlandı. Tiryakileri tarafından “kara inci” olarak nitelenen kahve, zamanla saray mutfağının ve evlerin vazgeçilmezleri arasında yerini almaya ve çok miktarda tüketilmeye başlanmıştır. Türk kahvesinin lezzeti ve ünü gerek İstanbul’a yolu düşen tüccar ve seyyahlar, gerekse Osmanlı elçileri sayesinde önce Avrupa’yı, sonra da bütün dünyayı sarmıştır.

128 intown

Osmanlı’da kahve sunumu

Osmanlı’da kahvenin ikram edilmesi de ayrı bir özellikti. Bazı yerlerde misafirlere kahveden önce lokum veya şekerleme türü bir tatlı ikram edilir, onun tadı geçmeden acı bir kahve sunulurdu. Kahve, bayramlarda, kulpsuz fincanın kendine uygun bir fincan zarfına konulmasıyla diğer günlerde ise tabaklı fincanlarda ikram edilirdi. Bazen kahveye farklı bir tat kazandırmak için kahvenin içine çiçek suyu, “ak amber” veya “kâküle” katılırdı.

“Türk kahvesi”, klasik müzikte de unutulmazlar arasına girmiştir. J. S. Bach, o ünlü Kahve Kantatı’nı bir kahve tutkunu olduğu için bestelemiştir. Türklere sevgisiyle bilinen Fransız romancı Pierre Loti, kahveye ve İstanbul’a olan sevgisinden dolayı kahvehanelere sürekli gitmiştir. En sevdiği semt olan Eyüp’te bir kahvehane bugün onun adıyla anılmaktadır. 17. yüzyıl ve sonrasında Türk kahvesi tutkunu ünlü isimler arasında Victor Hugo, Alexandre Dumas, Moliare, Balzac da vardır.

İYİ BİR KAHVENİN SIRRI İyi bir kahve hazırlamak için suyun klorsuz ve soğuk olması gerekir. Kahve tiryakileri, kahvenin mangalda, küllü kömür ateşiyle 15–20 dakikada pişmesi gerektiğinde birleşirler. Dibi kalın bakır cezvede soğuk suya salınan kahve, birkaç kere karıştırılarak ateşe konur ve fazla karıştırılmaz. Her fincan için iki çay kaşığı kahve, iki çay kaşığı şeker ilâve edilir. Köpüklenince ateşten çekilen cezvenin ilk köpüğü, fincanlara pay edilir ve kahve yeniden ateşe sürülür. Kalan kahve bir taşım daha pişirilir ve fincanlara boşaltılır. Türk kahvesinin en önemli özelliklerinden biri de bol köpüklü olmasıdır. Birkaç dakika şekli bozulmadan kalabilen bu leziz köpük, kahvenin bir süre sıcak kalması için örtü vazifesi görür. Kahveyi sade içmek, Türk kahvesinin gerçek tadını almak isteyen kahve tiryakilerinin birleştiği ortak noktadır. Kahve ile birlikte ikram edilen su önceden ağızda kalmış bütün tatların giderilip, sadece kahve tadının alınması içindir.

EBBE GÖKTÜRK Göktürk Merkez Mah. Belediye Cad. Kemerlife Çarşısı No: 26/250

0212 322 86 87


YARATICI ANNE

PRATİK YARATICI BAHAR KÖŞESİ VE KAPI SÜSÜ

Elçin Onat, Parti Tasarımcısı www.hayalurunleri.net yaraticiannevlog@ gmail.com

BAHAR HEYECANINI YAŞAMAYA BAŞLADIK. BAHAR DEYİNCE AKLINIZA NE GELİYOR? BENİM MOR, LİLA RENKLER, LAVANTALAR VE KELEBEKLER. BU AY EVİMDE BİR BAHAR KÖŞESİ VE BAHARI SELAMLAMAK İÇİN BİR KAPI SÜSÜ HAZIRLADIM. KONSEPT RENKLERİM DİNLENDİRİCİ ETKİSİ OLAN LİLA VE MOR TEMAM İSE KELEBEKLER. HOŞ GELDİN BAHAR…

130 intown

Ahşap eskitilmiş bir merdiven aldım. Amacım uzun zamandır dağınık duran eşime aldığım kitapları bir düzene sokmaktı. Bu merdiven raf çok kullanışlı oldu. Üzerine Beşiktaş’tan aldığım succulent çiçeklerimi koydum. Kelebekler ve mumlarla bir fanus oluşturdum. Onlar ayrı bir renk kattı. Son olarak kağıttan kelebekler yapıp, mor, lila renkli kağıt ponpon çiçeklerle köşemi tamamladım. Aynı konsepte baharın gelişini selamlamak için bir mor, lila tonlarında kelebekli kapı süsü hazırladım. Siz de kendi yaratıcılığınızla dilediğiniz renk ve temada hazırlayabilirsiniz.


İYİ YAŞAM “ÖNEMLİ OLAN İÇİNDEKİ HİNDİSTAN’I, NEPAL’İ BULABİLMEK VE ONU HER YERE GÖTÜREBİLMEK”

NERELERDE DERS VERİYORSUNUZ?

Salı ve Perşembe günleri Göktürk’teki Zone Club’ta, onun dışında ise tüm hafta Cihangir Yoga’nın üç şubesinde ders veriyorum. Bir de yine Göktürk’teki Karma Kids Anaokulu’nda çocuklarla yoga yapıyoruz.

muhakkak. Hal böyleyken geniş kitlelere hitap ediyor olması birazcık da aslında bilgiyle alakalı. İnternetin de etkisiyle insanlar artık yogayla ilgili çok fazla bilgi sahibi. Aslında bu çok da iyi bir şey değil. Çünkü beklentiyi getiriyor. Birçok şeyde olduğu gibi... O bilginin ulaştığı her insan da denemek istiyor.

Röportaj: Başak Duru

SİZ DE KENDİNE İYİLİK YAPANLARDAN MISINIZ? BENİM YOGA TANIMIM BÖYLE, KENDİME YAPTIĞIM BİR İYİLİK… NEREDE, NASIL YAPTIĞINIZIN, NASIL BAŞLADIĞINIZIN BİR ÖNEMİ YOK. YOLA ÇIKMAYA KARAR VERİN YETER! SONRASINDA BIRAKIN YOL SİZİ KENDİ İÇİNİZDE BİLMEDİĞİNİZ YÖNLERİNİZİ GÖRECEĞİNİZ BİR KEŞİF TURUNA ÇIKARSIN. GÖKTÜRK’TEKİ ZONE CLUB’TAN TANIYACAĞINIZ HAKAN AKTÜRK İLE BU YOLCULUĞUN BİZİ NERELERE GÖTÜREBİLECEĞİNİ KONUŞTUK

Herkesin bir hikayesi vardır. Sizinki nasıl? Yoga ile nasıl tanıştınız? Hatha Yoga ile 2007’de bir spor salonunda tanıştım. Bir gün bir ilan astılar, hatha yoga dersi var diye. Merak edip girdim. Aslında 2005 yılından beri Kundalini Yoga yapıyordum; nefes ve meditasyon ağırlıklı bir yoga… Kundalini’de mantralar söylüyorduk ama yoganın hareket alanını henüz keşfetmemiştim. O hareket alanını keşfedince çok heyecanlandım. İlk dersten sonra eve gidip elimi, kolumu, bacağımı seyrettiğimi hatırlıyorum. Bunlar var, benimle beraber yaşıyorlar diye… Öyle bir farkındalık uyandırmıştı bende. O dönem başka bir işte mi çalışıyordunuz? Kurumsal bir işte çalışıyordum. Yoga beni çok etkilemişti ama bu denli hayatımın içinde değildi. Turisttim yani… 2004 yılında Hindistan’a uzun seyahatlerim olmuştu. Yoga ile ilgilenmemiştim ama orada bir hal vardı. O hal beni çok etkilemişti. Sonradan anladım ki, meğer ben yoganın hareketinden önce kendine gitmişim. Hareketi keşfetmek zaman aldı. Kurumsal şirkette çalışmaya devam ettim. 2009 yılında bir gün dedim ki, bu daha ne kadar devam edebilir benim için? Çünkü çok mutsuzdum. Üzerime o takım elbiseyi giydiğimde- ki daha işe gitmemişim ya da çok dinlenerek gitmişim- bedenim ağrımaya başlıyordu. O kadar güzel bir farkındalıktı ki bu benim için. Ve o gün bu iş benim için bitti dedim. Ama hemen bitiremiyorsunuz tabii. 2012 yılına kadar işyerini hep finansal tampon olarak kullandım kendime. Elimden geldiği kadar kurumsal fikrin içinde kalıp, yoga hayatıma devam ettim. Bir anlamda

132 intown

içerisindeydim ama aynı zamanda çok acı çekiyordum. Ama oradan şifalanacağımı da biliyordum. Bir gün işyerine gidip istifamı verdim. O gün yataktan kalktığımda bunu yapacağımı bilmiyordum. Başka da bir planım yoktu. Kendi kendime şunu söyledim, hiçbir planım yok, ne yapacağımı bilmiyorum, tek bildiğim artık çok daha rahat yoga yapabileceğim. Eğitim süreci nasıl işledi? Eğitimimi Zeynep Aksoy’dan aldım. Şu anda Türkiye’deki yoga hocalarının yüzde 80’inin eğitmeni ve hala da çalışmalarına devam ediyor. Sonra ileri seviye eğitimler almaya başladım, başka eğitmenlerden. Şu anda da yine Amerikalı bir hocayla bir yıldır çalışıyorum. Yakında eğitimin bitiyor. Çeşitli workshoplar yaptım. Çocukluk travmalarını şifalandırma, yoga hocalığı konusunda derinleştiren workshoplar, aile dizimleri gibi. Hala daha grup derslerine katılıyorum. Kendi pratiğim de devam ediyor ve dört yıldır ders veriyorum. Yoga bize tam olarak ne yapıyor? Çok zor bir soru sordun. Bedensel anlamda soruyorsan bununla alakalı bir şey söyleyemem. Ama hocam şöyle derdi ve bende bunu kendimde deneyimledikçe farkına vardım; yoga bizi herhangi bir hastalık ve zorluğa karşı zihinsel ve bedensel olarak hazırlıyor. Güçlü olmayı, merkezlenmeyi ve köklenmeyi öğretiyor. Yan etkileri de var. Esnemek gibi, kas olarak güçlenmek gibi, denge ve gün içinde farkına varamadığın duyguların farkına varmak gibi. Gün içinde yapmış olduğun ve kısırdöngüye yol açan

kullandığın cümlelerin farkına varmana yol açıyor. Hep duyarız sağdan soldan, bir cümle değiştir ve hayatın değişsin. Yoga bunu sağlıyor.

“İLK ÖNCE O KARANLIK TARAFA DOĞRU GİTMELİYİZ.” Ruhu iyileştirici özelliği de var… Evet çünkü meditasyonla destekleniyor. Ama bu şu demek değil, bir ay yoga ve meditasyon yapıp mutlu olacağım. İnsanlar böyle bir beklentiyle gelip o karanlık tarafla yüzleşmeye başladıklarında bazen yanıldıklarını düşünüp mutsuz olmaya başlıyor. O durumda da yoga bana yaramadı deyip kaçıyorlar. Halbuki mutluluk oradan geliyor. İlk önce o karanlık tarafa doğru gitmeliyiz. O yöne doğru dönüp tabiri caizse halının altına süpürülmüşleri, hiç açmadığımız çekmeceleri açıp, ha burada bunlar var, diyebilmeliyiz. Bir tür kendini bulma durumu. Tefekkür… Acının içinden geçe hali. Nerdeyse tüm dünya hemfikir. Herkes yoga yapmalı deniyor. Sık sık filmlerde de görüyoruz. İnsanların bir şekilde yoga ve meditasyon yapıyor. Dünya değişiyor, bununla mı alakalı? Neden herkes böyle bir enerjiye kapılma ihtiyacı hissediyor? Fazla göz önünde olan şeyleri insanların talep etmeleri normal. Biraz daha popüler kültürün içinde olmaya başladı ki, hiç problem değil, bu olsun zaten. Yoga, insanların neden geldikleriyle pek ilgilenmiyor. Spor yapmak, zayıflamak, esnemek için gelebilirsin. Her ne için gelirsen gel, seni zaten kendi olgusunun içerisine çekiyor

Nefes, yoga ve meditasyonu ayırmak pek mümkün değil. Egzersiz öncesi ve sonrası yapılan meditasyonun bize olan etkisi ne? Meditasyonla başta kapıyı açıp sonra da kapıyorsunuz gibi… En başta bir merkezlenme yapıyoruz. Kapıdan içeri girip matın üzerine oturduğunuzda zihin hala soyunma odasında karşılaştığın hoşuna gitmeyen kişide kalabiliyor, evin uzaktaysa trafiği düşünüyorsun ya da çok başka bir şeyi. Oraya geldiğinde “artık buradayım” demek için yapıyoruz. Daha sonra hareket başladığında yine içinde nefes çalışması var. Çünkü zaten pozları nefesle yapıyorsun. O kaldığın süreç içerisinde bedeninde hissettiklerin ve ortaya çıkan duygular zaten meditasyon. Her dersi meditasyonla başlayıp, bitirmekten hoşlanıyorum. Bu benim öğrendiğim tarz. Binlerce yıldır böyle yapılıyor. Ben aydınlanmaya giden yolun bedenden geçtiğine inananlardanım. Önce bedeni eğiteceğiz ki daha sonraki yolculuk bizi nereye götürecekse o yöne doğru kalbimizi açabilelim. Bakalım kalbimiz nereden çiçek açacak, nereden meyve verecek… Yoga değişimin bir parçası. Bana göre “bir iyilik hareketi”. İnsanın kendine yapacağı bir iyilik hareketi. İnsanda farkındalık yaratması bu yüzden mi? Yani iyi şeylere ihtiyacımız olduğu için mi iyi hissettiriyor yoga? Çok güzel söyledin. Yoganın iyilik hareketi olduğunu ben derslerimde kullanmak istiyorum. Evet, tam da böyle, yoga kendine yaptığın bir iyilik. Klasik olacak ama bir hayat hikayemiz var ve bu hikayenin yazarı biziz. Ve lütfen bu hikayeyi güzel şeylerle dolduralım. Bu güzelliklerin içerisinde bence en çok dikkat çeken, iyi gelen kısım yoga. Çünkü mutlaka dokunuyor. Bir ailede bir kişiye dokunduğunda bütün aile şifalanıyor. Zincirleme. Tıpkı tam tersinde olduğu gibi. Onun da yayılması hızlı oluyor. Hayvanlar bunu doğalarında yapıyor. Biz de bunu 3,5-4 yaşına kadar doğalında yapıyoruz. Bebekler 1.5 yaşından itibaren kendi tavrı olmadığı için anne babanın tavrıyla

intown 133


İYİ YAŞAM hareket eder evin içerisinde. Daha sonra biraz daha etrafını fark etmeye başladığından artık travmalar başlar. Anne-baba müdahalesi de buna en derin katkılardan biridir. O yüzden yoganın böyle bir etkisi de var, bizi o dönemlere götürüyor.

“YOLCULUKLARDA KENDİNE MÜSAADE ETTİĞİN KADAR KABUKLARINI KIRIYORSUN.” Bir de uzaklara gitme konusu var. “Eat, Pray, Love” filmindeki gibi. Özellikle Hindistan ve Nepal, yoga yapanların uğradıkları önemli duraklar. Peki, yoga yapanların yola düşme sebebi ne? Buna genel bir cevap veremem ama benim için şunu diyebilirim, beni orada bir şey çağırdı ve ben orada kendimi buldum. Ve yıl 2004’tü. Yogayla alakam yoktu. Oradaki tecrübelerime dayanarak şunu söyleyebilirim, o bölgelerde yaptığın tek gecelik bir tren yolculuğu bence batıdaki bir eğitim süreci kadar değerli, hatta bazen daha da önemli olabilir. Doğu’da yaptığın bir yolculuk Batı’da yaptığından çok daha değişik. Çünkü gerçekten tüm insani duygularını, vermiş olduğun kararları, Batı’da öğrendiğin bütün ahlaki değerleri, kuralları, hatta renk ve koku algısını kıran bir durum söz konusu. Şöyle düşün, 30 yaşında bir yolculuğa çıkıyorsun ama ilkokula yeniden başlıyorsunuz gibi aslında. İnsanlar bunu yaşamaya gidiyor. Belki de yoga o alana, tekrar öğrenmeye seni biraz daha hazırladığı için insanlar gitmek istiyor. Fark etmek ve görmek için gidiyorlar yani… Yaşantıları tekrar görmeye. Çünkü bize hep bir çeşit yaşam varmış gibi gösteriliyor, halbuki öyle değil. Öğrendiğin kırmızı aslında kırmızı olmayabilir. Öğrendiğin her sosyal davranışın tam tersi bir yaşam da var. Mesela insanlar şehirlerin içerisinde giyinmeden de dolaşabiliyor. Böyle bir yaşam tarzı var, burada senin ayıp gördüğün bir şey orada bir yaşam tarzı olup saygı duyulabiliyor. Öğrenmiş ve görmüş olduğun ritüeller zihnine doğru olarak işleniyor. Bunu kırmak da o kadar kolay değil. Yolculuklarda kendine müsaade ettiğin kadar kabuklarını kırıyorsun. Demiştim ya, yoga bizi güçlendirip herhangi bir şeyle karşılaştığımızda korkmamamızı sağlıyor diye… Bu nedenle öğrendiğinden ziyade başka bir şey gördüğünde korkmuyorsun ve kabul ediyorsun, bu da böyle bir şey diyorsun. Bu arada entelektüel anlamda da bir yolculuk yaşanabilir. Bir yogi sadece fotoğraf çekmek için de gidebilir uzaklara. Aslında lokasyonun çok da önemi yok içe yolculukta. İngiltere’ye gittiğimde bunu yaşadım mesela. Önemli olan içindeki Hindistan’ı, Nepal’i bulabilmek ve onu her yere götürebilmek. En basiti Göktürk’ten Taksim’e giderken bile gözlerini kapatıp, kendine izin verip, nefesini izleyebiliyorsan, işte al sana Hindistan… Vardık mı cümlesini bu yüzden çok sevmiyorum.

MAYIS AYINDA BİR YOGA KAMPINIZ OLACAK…

18-21 Mayıs tarihleri arasında Datça Ovabükü’nde yine çok keyifli bir yoga kampı yapacağız. Gelmek isteyenleri deniz-kum-güneşin yanında sabah ve akşam olmak üzere günde üç saatlik yoga bekliyor. Katılmak isteyenler benimle iletişime geçebilir. capatirice@gmail.com

DONDURMALARIMIZ KALİTESİNDE VE BİR O KADAR DA LEZZETİLİ % 100 SAF MANDA SÜTÜNDEN “MOZZERELLA”, “BURRATA”, “RİCOTTA” PEYNİRLERİ İLE YOĞURT VE KAYMAK

“KENDİMİZİ AFFETMEYİ SEVMİYORUZ.” Sürekli bir koşturma halindeyiz. Yoga bu anlamda bize yavaşlamamızı hatta durmamızı söylüyor. Pratik sırasında gülebiliyor ya da ağlayabiliyoruz. Hepsi bir yana ben orada ağlayabiliyorsam demek ki öncesinde kendime bir kötülük yapmışım gibi hissediyorum. Çünkü bir çözülme yaşıyorum. Ruhsal tarafına değinmek gerekirse siz nasıl bakıyorsunuz bu duruma? Ben de her insan gibi ağlayabiliyorum ya da kahkahalarla gülebiliyorum yoga yaparken. O kendiliğinden oluyor. Kendime kötü davranmışım diyorsun ya, bunu sen yapmamış olabilirsin. Biri sana kötü davranmış olabilir ya da sosyal durumun sana öyle yaklaşmış olabilir. Etraf çok önemli bence. İnsanın büyüdüğü ortam çok önemli. Mahalle, aile, yaşadığı kültürel toplum, ailenin inanışları, bu inançları yaşayış şeklini çocuğa yansıtma çabası insanlarda belirli kırgınlıklar yaratabiliyor. Sebebi bu olabilir. Belki de sen çok iyi davranmışsındır kendine, kendini kıracak bir şey yapmamışsındır. Tabii bazı tercihlerde seçimlerimizin yanlış olduğunu hikayenin sonunda görebiliyoruz. Bu tarafta yoga kendini affetmeyi de öğretiyor. Çünkü kendimizi affetmeyi sevmiyoruz. Kurban rolünü oynamayı o alanda kalmayı ve oradan beslenmeyi seviyoruz. Yoga pratiği bize o kurban rolü oynamayı bırakma gücünü verip, karşımızdaki insana teşekkür etmemizi sağlıyor. Tabii ki affetmek karşımızdakini sarılıp teşekkür ederim deyip onunla tekrar hayatına devam etmek değil. Kısaca yoga hem zihinsel hem bedensel hem de ruhsal istikrarsızlıklara birebir! Yoganın bir sürü çeşidi var. Neden ayırmışlar? Hepsi Hatha Yoga aslında. Amerika’ya gidince böyle olmuş. Başlangıçta böyle bir ayrım yokmuş. Değişime uğrayınca kategorilere ayrılmış. Tedavi olarak kullanıyor mu? Özellikle nefes çalışmaları konusunda… Eski yogiler kullanmışlar. Hastalıklara şifa olduğu bir gerçek. Özellikle farkındalık meditasyonu ile bir çok hastalığın tedavisinde kullanılıyor.

SATIŞINA BAŞLADIK istanbul caddesi arcadium life II no:26 dükkan no:20 göktürk

134 intown

0212 322 81 80 www.dondurmacci.com


PERSPEKTİF Bağıran Adam - Londra/İngiltere

Fotoğraflar: Mehmet Fırat Bingol

Boyacı Adam - İstanbul/Türkiye

136 intown


YOLLARDA

HONDA CRF1000L AFRICA TWIN

HONDA, 2015’IN SONUNDA AVRUPA’DA SATIŞA SUNULMASI PLANLANAN YENI CRF1000L AFRICA TWIN MODELINI DUYURDU. BILINEN ÖNCÜLLERI GIBI CRF1000L AFRICA TWIN MODELI, 70 KW (95.1 PS) VE 98 NM TORKA SAHIP KOMPAKT PARALEL IKIZ MOTORUNU IÇEREN YENI 1000 CC’LIK MACERA MOTOSIKLETI, YOLDA VEYA ARAZIDE KITALARI AŞMAYA HAZIR GÜÇLÜ MOTORU VE DINAMIK ŞASISIYLE GERÇEK MACERALAR IÇIN “ISTEDIĞIN YERE GIT” KONSEPTI ILE TASARLANDI

138 intown

“İstediğin yere git” konsepti, arazi koşullarının yanı sıra yolda uzun mesafeli gezintilerde ve tüm mola yerlerinde üstün performans göstermesi gereken motorla başlar. CRF1000L Africa Twin modelinin 1000 cc’lik paralel çift motoru, Honda’nın CRF250R/450R arazi yarış motosikletleri deneyiminden yararlanmakta ve kompakt genel boyutları için aynı dört supaplı Unicam silindir kapağı tasarımını kullanıyor. CBR1000RR Fireblade ile aynı, hafif döküm eksantrik mili supap takımını çalıştırırken her bir yanma odasındaki yakıt/hava karışımı ikiz bujiler tarafından ateşleniyor. Kuvvetli, lineer güç ve tork her devir aralığında anında tepki veriyor ve buna devir arttıkça tatmin edici, karakterli motor sesi eşlik ediyor. 270° fazlı krank mili, güç dağıtımına farklı bir karakter verirken arka teker itişi için mükemmel bir his sunuyor. Çift eksenli ana denge milleriyse titreşimi önlüyor. Gerçek bir macera makinesi için başka bir diğer ön koşul da yerden yüksekliktir. Motorun kısa yüksekliği CRF1000L Africa Twin modelinin üstün yerden yüksekliğine katkıda bulunuyor. Hem dinamik hem estetik etki için akıllı bileşen grubu da kullanılıyor. Su pompası debriyaj muhafazası içinde yer alıyor ve su ile yağ pompaları ortak bir denge mili tarafından tahrik ediliyor. Motor boyutunun daha da küçültülmesi için, yağı depolayan ve basınç beslemeli pompayı da içinde barındıran alçak krank mili haznesi tasarlandı. “Sınırsız macera” tasarım temasına uygun olarak Africa Twin, sürücü için hem hava koruması sağlayan hem de zarif ve çevik bir his sunan güçlü, hafif bir iskelet içinde minimum kaportayla tasarlandı. Çift farlar, orijinal modelin temel görüntüsünü korurken sele yüksekliği 20 mm’lik kademelerle 870 mm veya 850 mm’ye ayarlanabiliyor.


MİNİK DOSTLAR

KÖPEK EĞİTİMİ NE ZAMAN BAŞLAR? Cem Bakaçhan, Kurucu ve Baş Eğitmen

BİZ EĞİTMENLERE EN SIK SORULAN SORULARDAN BİRİDİR BU… KONUYU UZUN UZADIYA ELE ALMAK İSTEDİĞİM İÇİN BU SAYIDA SİZİNLE YAVRU KÖPEK EĞİTİMİNDE NELERE DİKKAT ETMENİZ GEREKTİĞİ KONUSUNDAKİ BİLGİLERİN BİRİNCİ BÖLÜMÜNÜ AKTARACAĞIM

Biz eğitmenlere en sık sorulan sorulardan biridir bu. 10 yıl öncesine kadar kullanılan eğitim tekniklerinin negatif ağırlıklı olmasından dolayı kopeklerin eğitilmesine 1 yaşından önce başlanmazdı. Çünkü eğitim rutini içerisindeki negatif pekiştireçler çoğu yavrunun sinir sistemi ve anatomisinin kaldıramayacağı türdendi. Günümüzde ise yeni teknikler ile ortalama temel itaat yaşı 6 ay civarına kadar indi. Bu düşünüldüğünde moral verici bir gelişme. Fakat eğitim rutininin sadece temel itaat içindeki otur – yat gibi gündelik komutlardan oluştuğu kanısı, yavru programının önemini unutturmakta ve bu da inşa edilmesi gereken bazı sistematiklerin atlanmasına sebep olmakta. Dolayısı ile buradan da şöyle bir sonuç çıkmakta:

EĞİTİM EVE GELDİĞİ ANDA BAŞLAR Yavrunun sağlıklı bir anne babadan doğduğu ve üreticinin doğum ve doğum sonrası süreci düzgün planladığı düşünülürse (problemli bir doğum ve sonrası dönem yaşamış yavru, konunun uzmanı olmayan kişiler için uygun değildir) süreç şu şekilde yürür: • Yavrunun yaşam alanının organize edilmesi • Yavrunun günlük programının organize edilmesi • Yavrunun tasma ve sevk kayısına alıştırılması • Sosyalizasyon • Yavrunun yalnızlığa alıştırılması • Yavrunun oyun güdüsünün geliştirilmesi • Tuvalet eğitimi

YAVRUNUN YAŞAM ALANININ ORGANİZE EDİLMESİ Hepimiz köpekleri sevdiğimiz için alır ve özellikle yavruyken eve ilk geldiğinde kucağımızdan indirmez, koltuklar yataklar dahil tüm yaşam alanımızı onlara açar ve yalnız kalmalarına pek müsaade etmeyiz. İlk günler yavru anne ve kardeşlerinden yeni ayrılmış olduğundan yanımızdan pek ayrılmasa da kendine olan güveni yerine geldikçe ve yaşadığı alanda rahatlamaya başladıkça kendisi için olağan, bizim için problem sayılabilecek aktivitelere başlar. 2-3 odalı bir apartman dairesi, iki katlı bir ev, 4-5 odalı bir ofis yavru için sıkıldıkça keşfe çıkılacak, ganimetlerle dolu bir maceradır. Yeni dostumuza bu kadar geniş bir alan sunup, devamlı çiş-kaka, eşyaları kemirme vb. problemlere davetiye çıkartmaktansa, ona kendisi için uygun bir yaşam alanı sunup, bu alanı yaşı ilerledikçe yavaş yavaş genişletmek en doğrusu olacaktır. Bu alan bazı yavrular için bir kafes (vari-box tarzı taşıma kafesleri), bazıları için kendi bahçelerinde bir kulübe, bazıları için evin ufak bir odası olabilir. Yavru siz gece uyku halindeyken ve dışarıda olduğunuz anlarda bu alanlara kısa zaman dilimleri içerisinde zaman geçirebilir, sizler evde olduğunuz süreler içerisinde sizin yönlendirmeleriniz ile dilediğiniz alanlarda serbest dolaşabilirler. Bu sistem sizin yokluğunuzda oluşabilecek istenmeyen davranışların önüne geçecek ve bunların kemikleşmesine mani olacaktır. Yaşadığımız tüm alanı tamamen hangi aylarda onların kullanımına açacağımızın cevabı ise yavrunun karakteri, ona vereceğiniz eğitim ve bu konuda edineceğiniz tecrübeye bağlıdır.

GÜNLÜK PROGRAMININ ORGANİZE EDİLMESİ Yavrular günün büyük kısmında uyurlar çünkü yavru uyuyarak büyür. Öncelikle ona ayırdığınız yaşam alanında yavruyu rahatsız etmeyin, bırakın düzgün uyusun. Olduğu yere devamlı birilerinin girip çıkması, sürekli uyku esnasında uyandırılıp kucağa alınması, bu düzeni bozacak ve gelişimini olumsuz etkileyecektir. Yavrular 2 ay civarı anneden ayrılır ve mama yemeye başlar. Eğer yavruyu bu donemde aldıysanız günde 4 oyun mama vermelisiniz. Bu öğünler; 4. ayda 3, 6. ayda ise 2 öğüne düşebilir. Mama ve suyun yavrunun devamlı şekilde önünde durması düzgün bir beslenme alışkanlığı kazanmasına mani olacaktır. Yavru yemeği, çerez gibi dilediği zaman gelip yiyebileceği duygusuna kapılacak, bu da hem ileride yapılacak çalışmalarda motivasyon amacıyla kullanılacak ödül mamalarının değerini düşürecek hem de

140 intown

boşaltım sistemini sürekli çalıştırarak tuvalet eğitimi almasını zorlaştıracaktır. En doğrusu bu öğünlere birer saat verip bozmadan devam etmektir. Yavrunun günlük programının en önemli parçalarından biri de oyun zamanlarıdır. Yavrunun diş ve çene yapısına uygun olarak alacağınız oyuncaklar ile gün içerisinde 10-15 dakikalık kısa oyun zamanları enerjilerini atmaya ve yerlerinde rahat uyumalarını kolaylaştıracaktır. Yavruların parke tarzı kaygan zeminlerde oynatılmaması, ön ayaklarını havaya kaldırıp bekletilmemesi, kendinden büyük kopeklerle yuvarlanmaması kalça ve eklem problemleri yaşanmaması açısından önemlidir.

TASMA VE SEVK KAYIŞINA ALIŞTIRILMASI Yavru eve gelir gelmez boynuna bir tasma takılması fakat bir kaç hafta kadar kullanılmadan durması daha sonra sevk kayışı ile yapılacak gezintiler için hazırlık niteliği taşıyacaktır. Yalnız sevk kayışını boyun tasması ile birlikte kullanmadan önce, geçişi göğüs tasması ile yapmak en doğrusudur. Yavruya rahat edebileceği bir göğüs tasması takın ve ufak gezintiler yapmaya başlayın. İlk günler çok kalabalık, çok gürültülü, kedi köpeğin bol olduğu alanları tercih etmeyin. Geceleri çıkmayın. Onun yaşam alanına yakın sakin bölgelerde yürüyün. Eğer herhangi bir şeyden çekinir takılır kalırsa, kayış ile zorlamayın, yere çömelin ve size doğru gelmesi için onu cesaretlendirin. Her seferinde kucağınıza almayın, kendi size gelsin ki yavaş yavaş cesaretlensin. Takıldığı yerlerde mama motivasyonu da kullanabilirsiniz. Yürüyüşleri fazla uzatmayın ve iyice rahatlamadan çis kaka yapması için boşuna beklemeyin. Saatlerce bekleyecek ve kendini rahat hissettiği yere dönüp hemen yapacaktır. Yani kendi yaşam alanına…

SOSYALİZASYON Sosyalizasyon eşiği yavru için çok kısa bir süreçtir. Doğduğu an başlar 7-8 aylık olunca büyük kısmı sona erer. Bu dönem sonrasında yapılmaya çalışılan çalışmalar az randıman verir ve çok zaman alır. Yavrunun sosyalleşmesi önüne gelen herkese köpek sevdirmek ya da her kopek ile oynatmak demek değildir. Yavru diğer canlılardan iyiyi öğrendiği gibi kötüyü de öğrenir. Trafiğin yoğun olduğu caddelerde yürüyüşler yapmak, yürüyen merdiven, asansör, kalabalık caddelerde yürüyüşler, kendi yaş ve ebadında köpekler ile oyun oynamak işin bir parçasıdır. Ayrıca evinizde ara sıra televizyon ve ya radyonun sesini yükseltip belli seslere karşı alışkanlık sağlamaya da başlayabilirsiniz.

intown 141


BRİÇ KUZEY-GÜNEY ZONDA

642

Atak 6’lı Trefl

KJ1052 974 K3

976 53 A3 1087642

K B G

K1083

D

Q987 K2 963

AQJ5 A4 QJ10865 AQ GEÇEN SAYIDAKI PROBLEMIN CEVABI: Trefl atağından sonra karoları sağlamak için vakit yok. Trefl atağına yerden ruayı gir, pik empası yap, sonra elden as kör yerden ruayı al, vale körü çevir elden as trefliyi kaç. Dam körü alan doğu trefliyi yere vermez. Pik gelirse tekrar empas yap, karoları sağla ve dokuz löveye ulaş.

DOĞU – BATI ZONDA

K987

Dağıtan Güney

42 A432 A65 654 J10863 J8 Q310

K B G

Q310

D

Q10965 K7432

A32 AKQ975 K7 98 Turnuvaya katılmak, briç öğrenmek ya da briçlerini geliştirmek için ders almak isteyenler Mehmet Sırıklıoğlu ile iletişime geçebilir. (0535) 431 05 82

142 intown

Dam trefl atağından sonra güneyden 4 kör oyununu planlayın.

TIRAŞ SANATI Anıl Yalnız

1989 istanbul doğumluyum. Kendimi bildim bileli Kemerburgaz ve Göktürk’te hem yaşamakta hemde çalısmaktayım. Ailem yaklaşık 60 yıldır bölge sakini olarak yaşamaktadır. 1999 yılında sektöre herkes gibi alt basamaktan başladım. Önce alaylı diye tabir ettiğimiz eğitim biçimi ile yetiştirildim. Sonradan da profesyonel seminer ve akademi eğitimleri alarak mesleğimde gelişimimi sağladım. Göktürk bölgesinde 17 yıldır köklü kuaför salonlarında servis vererek, severek yaptığım mesleğimi icra ettim. 2016 yılı başında 17 yıllık bilgi birikimimi ve tecrübelerimi hayallerim ile birleştirmeye karar vererek TIRAŞ SANATI markası ile sektörde yeni döneme girdim. Vizyon, misyon ve etik değerlerimize bağlı kalarak tüm Göktürk ve Kemerburgaz sakinlerine hizmet vermekteyiz.

Göktürk merkez mah. Cami sokak Nef 04 sitesi

instagram/tiras_sanati

02123226308 / 05321686101


KİTAP

DEĞİŞİM ÇIN’IN EN ÜNLÜ VE NOBEL ÖDÜLLÜ YAZARI MO YAN, “DEĞIŞIM” ADLI UZUN ÖYKÜSÜNDE ÜLKESINDEKI TOPLUMSAL VE SIYASAL DEĞIŞIMLERI OKUYUCUYLA BULUŞTURUYOR…

Time dergisi tarafından “Çin’in en ünlü, en sık yasaklanan ve en çok korsan baskısı yapılan yazarlarından biri” olarak tanımlanan Mo Yan, 2012 Nobel Edebiyat Ödülü’nü almaya layık görülmüştü. Yazarın otobiyografi tarzındaki “Değişim” adlı kitabında, Çin edebiyatındaki çoğunlukla siyasal olaylara odaklanan tarihsel anlatıların tersine insanların tarihi ele alınıyor. Tabandan yukarıya bakan bir yaklaşımın temsil eden kitapta Mo Yan, okuyucusunu zamanda yolculuğa çıkarıyor. Zaman içinde yaptığı bu gelgitlerle sıradan insanların yaşamına ışık tutan yazar, tarihe de yeni bir soluk katıyor. Yazarın başlıca romanları arasında, “Kızıl Darı Tarlaları”, “Sandalağacı Azabı”, Yaşam ve Ölüm Yorgunu”, “Kırk Bir Havan Topu”, “Sarmısak Baladı”, “İçki Cumhuriyeti” bulunuyor.

144 intown


BEYAZPERDE ALICE IN WONDERLAND: THROUGH THE LOOKING GLASS Harikalar Diyarı, beklenmedik bir misafirin ziyaretine uğruyor ve misafiri bu büyülü evrenin işleyişini ve ev sahiplerini yavaş yavaş keşfetmeye başlıyor. Mad Hatter ise tüm çılgınlığıyla adalet ve tabii ki dostluk için orada bekliyor. Tam her şey bitmiş, ortalık fazlasıyla karışmışken gerçekliğe giden yolda bir kez daha krallığın kurtuluşu için bir araya geliniyor. Tim Burton’ın yönetmenliğini yaptığı 2010 yapımı “Alice in Wonderland”in devamı niteliğinde olan filmin yönetmen koltuğunda bu kez “The Muppets” serisiyle sinemaya giriş yapan James Bobin var. Johnny Depp ve Mia Wasikowska’nın başrollerini paylaştığı filmin senaryosu ise Linda Woolverton’a ait.

CAPTAIN AMERICA: CIVIL WAR Marvel alemi için sivil savaş alarmı verildi! Süper kahramanların kimliklerinin akıbetinin ne olacağı konusunda meraktayız. “Captain America: Civil War”, süper kahramanları, öykü evreninin en önemli konusunda karşı karşıya getiriyor. Chris Evans’ın dördüncü defa Captain America kostümünü giyeceği filmde, yönetmen koltuğuna yeniden Russo Kardeşler oturuyor. Başrollerde göreceğimiz isimler ise şöyle: Robert Downey Jr., Scarlett Johansson, Chris Evans, Gwyneth Paltrow, Jeremy Renner.

THE JUNGLE BOOK Yönetmenliğini Jon Favreau’nun yaptığı “The Jungle Book”ta Bagheera, Mowgli’ye akıl hocalığı yapıyor. Disney’in bu yeni canlıaksiyon epik macerasında, kurtlar tarafından yetiştirilen ve evi bildiği tek yeri terk etmek zorunda kalınca kendini keşfetmek için arayışa çıkan Mowgli’nin hikayesi anlatılıyor. Bu fantastik animasyonun seslendirme kadrosunda ise; Scarlett Johansson, Christopher Walken, Ben Kingsley, Bill Murray, Idris Elba yer alıyor.

GÖKTÜRK CINEPORT SINEMASI İstanbul Cad. Telekom Sok. Sinasos İş Merkezi No:2/1 Göktürk (0212) 3104 146322 intown

THE HUNTSMAN WINTER’S WAR Chris Hemsworth ve Kristen Stewart’ın başrolünde oynadığı 2012 yapımı fantastik aksiyon filmi Pamuk Prenses ve Avcı’nın devam filmi olan yapımın başrollerinde; Chris Hemsworth, Jessica Chastain, Emily Blunt, Charlize Theron, Sam Claflin’i izliyoruz. Buz Kraliçesi Freya, kız kardeşi Ravenna’nın öldüğünü öğrenince onu hayata döndürebilmek için Büyülü Ayna’yı kullanabilecek son büyücünün yardımına başvurur ve Ravenna, aynanın altından derinliklerinden geri gelir. Şimdi ikisi güçlerini birleştirip çok daha tehlikeli olmuştur. Onları durdurabilmenin tek yolu, bizzat Freya’nın yetiştirdiği ancak “kalplerini aşka kapatma” emrine itaat etmeyen Eric ve Sara’nın başını çektiği avcıların sürüldükleri ülkelerden gelip yeniden güçlerini birleştirmesidir.


DEĞİŞİM

TÜKENMİŞLİK SENDROMU TESTİ

PRODENT DİŞ KLİNİĞİ SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ Bahadır Geliş, Psikolog

AŞAĞIDAKI SORULARI KENDINIZE UYGUN OLACAK BIR ŞEKILDE SAMIMI OLARAK IŞARETLEYINIZ.

Göktürk’te 8 yıldır ağız ve diş sağlığı hizmeti sunmakta olan Prodent Diş Kliniği, Mart ayı içinde bölgemizde önemli bir sosyal sorumluluk projesi gerçekleştirdi. Prodent Diş Kliniği ekibi, Yeniköy Rotary Klübü ile işbirliği içinde, Koruncuk Vakfı Bolluca Çocuk Köyün-

1- Yoğun çalışmanıza rağmen çok az kazandığınızı mı

6- Çevrenizdekilerden daha fazla üzülen bir kişi misiniz?

de ikinci kez diş taraması ve diş sağlığı eğitimi yaptı.

a- Sık sık

İlki 2013 yılında gerçekleştirilen etkinlikte, Prodent

a- Pek değil

b- Bazen

dişhekimi, köyde yaşayan çocukların ağız ve dişlerini

b- Bazen

c- Pek değil

muayene ederek tedavi ihtiyaçlarını belirledi. Bu sıra-

düşünüyorsunuz?

da, çocuklara, diş fırçası ve diş macunu hediye edildi.

c- Sık sık 2- Kolay yoruluyor musunuz?

7- Arkadaşlarınızı ya da aile üyelerinizi eskisinden daha

Daha sonra, çocuklara ve bakıcı annelere ağız ve diş

mı az görüyorsunuz?

sağlığının korunması ile ilgili bir eğitim verildi. Ço-

a-Pek değil

a-Sık sık

cuklara, dişlerini nasıl fırçalamaları gerektiği görsel

b-Bazen

b- Pek değil

araçlarla anlatıldı ve diş ipi kullanmanın önemi vur-

c- Sık sık

c- Bazen

gulandı. Sağlıklı ağız ve dişlere sahip olmak için sağlıklı beslenmek gerektiği belirtildi. Eğitim sırasında,

3- Sebepsiz yere karamsarlık yaşıyor musunuz?

8- Vücudunuzda ağrı ya da fiziksel rahatsızlıklar sıkça

bakıcı annelerin de bilinçlenmesi ve çocukların ağız

a- Sık sık

oluyor mu?

ve diş sağlığını yakından takip etmeleri hedeflendi. Bu

b- Bazen

a- Sık sık

etkinliğin devamında, Prodent Diş Kliniği, köyde ya-

c- Pek değil

b- Bazen

şayan çocukların tedavi ihtiyaçlarını üstlendi ve

c- Pek değil

Göktürk Kliniğinde bu tedavilere başlandı.

4- Randevuları, toplantıları ya da kişisel eşyalarınızı unutuyor musunuz? a- Sık sık

Biz de InTown Dergisi olarak, bölgemizde 9- Size şaka yapıldığı zaman gülmekte zorlanıyor

bu anlamlı projeye ikinci kez imza atan

musunuz?

Prodent Diş Kliniği ekibini kutluyoruz.

b- Pek değil.

a-Bazen

c- Bazen

b-Pek değil c-Sık sık

5- Artan bir rahatsızlık duygusu içinde misiniz? a-Sık sık

10 Seks size zevkten çok zorunluluk gibi mi geliyor?

b- Bazen

a-Sık sık

c- Pek değil

b- Bazen c- Pek değil

Değerlendirme Yukarıdaki testi cevapladıktan sonra her bir soru için verdiğiniz cevabın karşılığını toplayın. A şıkkı için 3, B şıkkı için 2 ve C şıkkı için 1 puan verin. Toplam değer 25-30 arasında ise aşırı derecede tükenmişlik sendromu yaşıyorsunuz ve yaşam tarzınızı gözden geçirmeli, birkaç geri adım atmalı ve biraz ara vermelisiniz. 20-30 arası ise fark edilir şekilde yorgunsunuz ve bazı işlerinizi yeniden gözden geçirmelisiniz. 15-20 arası enerjinizi biraz dikkatli kullanın. 10-14 arası ise herhangi bir sıkıntınız yok.

148 intown


KISA KISA

ART HOUSE ATÖLYELERİ Profesyonel resim eğitimini Ressam ve Doç. Dr. Teymur Rzayev’den almanın ayrıcalığını yaşayacak öğrenciler, çizim teknikleri, perspektif, gölge-ışık eğitimlerinin yanı sıra portre ve anatomi tekniklerini de öğrenecek, canlı manken ile çalışma fırsatını yakalayacaktır. Bu sınıf; portfolyo hazırlamak isteyen sanat öğrencileri, üniversitelerin Görsel Sanatlar sınavlarına hazırlananlar ve resim yeteneğini sağlam bir teknik alt yapı ile geliştirmek isteyenler için ideal… n Arthouse’ta yenilikçi bir yaklaşımla Sanat Tarihi sohbetleri verecek olan İrem Ela Yıldızeli, her ay farklı bir sanat dönemini, akımını yada sanatçıyı ele alacak. n Güzel Sanatlara yatkın olan çocukların şimdiden doğru eğitimi alabilmesi adına Arthouse’ta 8-12 yaş arası çocuklara eğitim verecek olan Resul Rzayev, 2.5 saat arası sürecek bu dersle çocuklara başlangıç seviyesi sanat eğitimi vermeyi, resme ilgisi ve yeteneği olan çocukları doğru temellere oturtmayı hedeflemektedir. n 4-6 yaş grubu resim öğretmeni Sheila Yildizeli’nin Arthouse’ta İngilizce olarak vereceği dersinde çocuklarınız bir yandan sanatın renkli dünyasını keşfederken, diğer yandan İngilizcelerini de pratik etme ve geliştirme şansını yakalayacaktır. (0535) 479 12 01

150 intown

GALERİSTANBUL FURNITURE GÖKTÜRK’TE Mimari hizmetten mobilya dekorasyonuna evinizin tüm ihtiyaçlarını A’dan Z’ye kalite ve titiz işçilikle birleştiren GALERİSTANBUL faaliyetlerine Göktürk’te başladı. Firma ortağı Kadir Özçelik markayı şöyle özetliyor: “Bir müşteri ev aldığında ihtiyaçları inşaattan başlıyor; odaların şeklini değiştirmekten, duvar dekorasyonuna hepsi renk, kumaş, duvar kâğıdı gibi akla gelebilecek her türlü değişiklik, tablodan, aksesuara her obje bir uyum içinde olmalıdır. Müşterini zevki ve kararları doğrultusunda beraber keyifli vakit geçirebilecekleri mekânlar için hizmet vermekteyiz. Yemek odası, yatak odası, koltuk takımı, mobilya ürünlerimizle beraber talebe göre A’dan Z‘ye hizmet sunuyoruz. Yıllardır hizmet verdiğimiz müşterilerimiz var. Biz müşterilerimizle genelde aile bağı gibi sağlam bir ilişki içindeyiz. Satış sonrası bir eksikliğimiz olmadığından dolayı ürünlerimiz ömür boyu garantili demek daha doğru aslında…” (0212) 322 86 94


KISA KISA MASALSI DÜĞÜNLER FRANSIZ BAHÇELERİ’NDE YAŞANIR

ÜCRETSIZ DENEME DERSLERI IÇIN RANDEVU ALIN...

MajeurGroup’un 20 yılı aşkın tecrübesini, kusursuz hizmet anlayışıyla yansıttığı Fransız Bahçeleri,masal tadında düğünlere ev sahipliği yapıyor. Kapıdan içeri ilk girdiğiniz andan itibaren kendinizi sadece mutluluğa bırakacaksınız. Fransız Bahçeleri’nin profesyonel düğün uzmanları, A’dan Z’ye her şeyi hesaplayarak, hiçbir detayı atlamadan hayallerinizdeki düğünleri gerçeğe dönüştürüyor. İstanbul’un seçkin noktası Tarabya’da, 57 dönümlük alan üzerinde konumlanan Fransız Bahçeleri, 3000 kişiyi ağırlayabilecek kokteyl alanı ve 750 kişiye hizmet verebilecek oturmalı yemek alanı ile tüm sevdiklerinizin yanınızda olmasını sağlıyor.

DAIKIN’DEN KADIN GİRİŞİMCİLERE DESTEK İklimlendirme sektörünün öncü kuruluşu DAIKIN, Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ve Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) işbirliği ile yaşama geçirdiği bu program ile üniversite mezunu, girişimcilik potansiyeli olan kadınların, bu potansiyellerini ortaya çıkararak geleceğin iş kadınlarını ülke ekonomisine kazandırıyor. Üç yılda 100 kadın girişimciyi iş hayatına kazandırmayı hedefleyen Daikin Sakura Programı’nın ilk etabını tamamlayan 8 kadın girişimciden biri olan Melek Demircan, iş yaşamına Göktürk’te başlamanın heyecanını yaşadığını ifade ediyor. Demircan, “Girişimci ruha sahip genç kadın arkadaşlarıma DAIKIN Sakura Projesi’ne başvurmalarını tavsiye ediyorum. Zor ve sabır gerektiren bu sürecin beni daha da motive ettiğini söyleyebilirim. Başarıya giden yol yokuş olabiliyor önemli olan sizin bu yolda düşmeniz değil her düştüğünüzde ayağa kalkabilmeniz. Hayatımı kendim inşa etmek istiyorum diyorsanız bu proje tam size göre. İstediğiniz zaman Göktürk Showroom’u ziyaret edebilir bilmek istediklerinizi ilk ağızdan duyabilirsiniz.” diyor. (0212) 322 63 60

DUATE MÜZİK ATÖLYESİ Duate Müzik Atölyesi’nin amacı, çocukların müziksel algılarını ölçmek , yetenekleri doğrultusunda gelişimi sağlamak ,konsantrasyon ve birlikte iş yapabilme becerilerini artırmak… Atölyedeki çalışmalar her yaşta müziğe gönül vermiş kişilere açık olup, eğitim kadrosu kendilerini sanatsal alanda kanıtlamış ve yıllardır bu işi büyük bir titizlikle sürdüren usta eğiticilerden oluşuyor. (0212) 322 46 22

D N E R T N O SPORDA S PILOXING I D A L Ş A B I R E L S R E D P GRU

B2 SANAT’TA RESİM DERSLERİ BAŞLADI Üniversitede resim dersleri veren hocalar tarafından yağlı boya, kara kalem ve sulu boya resim dersi verilen B2 Sanat’ta siz de grup ya da bireysel resim derslerine dahil olup kendi çalışmalarınızı oluşturabilirsiniz. Ayrıca Akademik düzeyde Güzel Sanatlar lise ve fakültelerine hazırlık özel resim dersi verilmekte… (0534) 653 67 03 – (0212) 293 03 43

152 intown

KICBOKS, BIREYSEL, ÇOCUK VE GENÇ GRUPLARI Fitbox bir Nügrup kuruluşudur.

(0212) 322 23 71 - (0541) 360 33 24

İstanbul Cad. Gökofis İş merkezi No: 20/1


KISA KISA ASTROZENITH DANIŞMANLIK’I KEŞFEDİN

O ZAMAN ŞARKI SÖYLEMEK LAZIM!

Kişisel gelişim ve bireysel danışmanlık şirketi olan Astrozenith Danışmanlık bünyesinde psikolojik astroloji danışmanlığı, seminer ve atölye çalışmaları düzenleniyor. Meral Erduran Ilgaz tarafından kurulan şirket kişisel gelişim faaliyetleri yürütüyor. Danışmanlıklarında, psikolojik astrolojinin kişiyi yönlendirmek yerine yol gösteren metodunu kullanarak, danışanlarına zorlandıkları noktalarda rehberlik desteği veren Erduran Ilgaz ,klasik astrolojinin, kadersel ön görümlerinden farklı olarak psikolojik astroloji, kişiye yol göstererek rehber olabileceğini ifade ediyor. Astrozenith Danışmanlık bünyesindeki güncel seminer etkinliklerini www.astrozenith.comweb sitesinden takip edebilirsiniz. (0212) 322 35 03 – (0212)322 35 04

5 yaş ve üzeri çocuklara şarkı söyleme becerilerinin öğretiminin yanı sıra gençler ve yetişkinler öğretiminde de uzman olan VOKALTURKIYE. COM; sizin için veya çocuğunuz için uygun şarkıyı dikkatle seçiyor, seçilen şarkının detaylarını inceliyor, bu şarkı için solunum ve vokal cihazı üzerinde çalışıyor, diksiyon ve ritim duygusu üzerinde çalışarak aynı zamanda mikrofon ile çalışmayı ve sahne hareketi ve oyunculuk temellerini uygulamayı öğretiyor. (0212) 963 08 16

NANU BEDTIME GÖKTÜRK MAĞAZASININ 1. YAŞINI KUTLUYOR 0-12 yaş bebek/çocuk pijama, nevresim, uyku seti, yatak örtüsü, yatak odası mobilyası, beşik, antialerjik halı, duvar kağıdı, perde, uyku oyuncakları gibi tamamen uyku ürünlerine odaklanmış ilk ve tek uluslararası Türkiye markası olan NanuBedtime, tam 1 yıl önce ilk mağazasını doğduğu yerde, Göktürk’te açmıştı. Göktürk’teki ilk mağazalarından 1 sene gibi kısa bir sürede çok büyük beğeni toplayan ve gerek hediye, gerekse çocuklarının ihtiyaçları konusunda annelerin ve hamilelerin uğrak adresi haline gelen Nanu, ikinci mağazasını çok yakında Kanyon’da açacağı haberini de ilk olarak İntown dergisi ile paylaştı. Yine aldığımız haberlere göre, doğumgününü içerin Mayıs ayı boyunca mobilya dahil mağazada satılan tüm ürünlerde bugüne kadar hiç yapmadıkları indirim, çeşitli hediyeler ve sürprizler ile Nanu severler ile kutlayacağını müjdeledi. www.nanubedtime.com (0212) 322 86 22

BACKHAUS LEZZETLERİ GÖKTÜRK’TE…

MESA’DAN 8 MART KUTLAMASI

Türkiye’nin en yenilikçi fırını Backhaus, yeni şubesini İstanbul Göktürk’te açtı. Modern ve şık tasarımıyla Backhaus Göktürk şubesi, ekmeklerden pastalara, kuru pastalardan makaron ve yemek çeşitlerine kadar özenle hazırladığı bütün lezzetleri ile misafirlerini ağırlıyor. Cumhuriyet Caddesi’nde 3M Migros’un hemen yanında olan Backhaus Göktürk şubesinde, açılışa özel kampanya kapsamında al-git siparişlerde çay 1TL, sabah 10.00’a kadar kahve ise 5TL olarak satışa sunuluyor. (0212) 322 16 29

Mesa Studio Plaza AVM 8 Mart Kadınlar Günü’nde AVM’yi ziyaret eden tüm kadınlara gül hediye etti. İstanbul Cad. No:42 Göktürk (0212) 322 33 20

NAZAR İŞKEMBE SALONU AÇILDI İşkembe, tuzlama, paça çeşitleri ile kokoreç, ciğer, ızgara köfte, tavuk şiş çeşitleri ile 7/24 hizmet veren Nazar İşkembe Salonu Çamlık Caddesi’nde açıldı. Meraklısına duyurulur: Paket servisi mevcuttur. (0543) 377 02 90

ÜNLÜ İSİMLER ORGAN BAĞIŞI İÇİN “İYİLİK BEBEKLERİ”NE HAYAT VERDİ! Ülkemizin en önemli sorunlarından biri olan “organ bağışı” konusunda toplumsal farkındalık yaratmak amacıyla çalışmalarını ulusal ve uluslararası platformlarda aralıksız sürdüren Organ Nakilleri Bilinçlendirme ve Geliştirme Derneği, bu yıl çocukluk dönemi organ nakillerinin önemine “İyilik Bebekleri” ile dikkat çekiyor. “Hayata İyilik Kat” sloganından yola çıkılarak gerçekleştirilen “İyilik Bebekleri” projesine, 41 ünlü isim destek verdi. Piangel İletişim ve Prestige&Premium Brands ortak çalışması olan ve Memorial Sağlık Grubu’nun katkıları ile gerçekleştirilen projenin yapımcılığı Zuhal Ceran tarafından gerçekleştirildi.

addresistanbul’da İLHAM VEREN KUTLAMA addresistanbul’un 10. yıl kutlamaları kapsamında dün açılışı gerçekleştirilen (Re)Happyning Sergisi’nde 60’a yakın ünlü ismin kendilerine ilham veren eşyaları sergilenmeye başladı. Açılışa aralarında Ajda Pekkan, Demet Evgar gibi pek çok ünlü isim katıldı. 10 yıldır tasarımın tek adresi olan addresistanbul, misafirlerine lunapark heyecanı ile çocukluk dönemlerindeki coşkuyu anımsatan eğlenceli bir gün yaşattı. 28 Şubat Pazar günü başlayan etkinliklerde, misafirler atlı karıncadan oyun makinelerine kadar çeşitli oyuncakların bulunduğu rengarenk bir lunaparkta heyecanlı bir gün geçirdiler. (Re)Happyning Sergisi’nde ise Ajda Pekkan, Altan Erkekli, Arzu Sabancı, Arzu Kaprol, Demet Evgar, Dilek Hanif, Pınar Sabancı, Saffet Emre Tonguç, Şebnem Çapa, Nejat Çuhadaroğlu, Tuvana Büyükçınar Demir gibi 60’a yakın ünlü ismin ilham aldıkları objeler sergileniyor.

YURTBAY EN YENİLERİYLECOVERINGS CHICAGO’DA Yurtbay Seramik, doğal taş sektöründe 3,4 milyar dolarlık ithalat değeri ile dünyadaki en büyük pazar olan ABD’nin en büyük fuarı konumundaki CoveringsFuarı’na katılacak. 18-21 Nisan tarihlerinde ABD’nin Chicago şehrinde düzenlenecek fuarda 6304 no’lu stantta en yeni ürünlerini sergileyecek.


CANLAR DEKORASYON

KISA KISA BAHÇELERE RETRO ESİNTİSİ

SEDNA İLETİŞİM AÇILDI

Sağlamlık ve kaliteyi estetikle buluşturan bahçe mobilyaları markası L’unica, 70’li yılların berjerlerinden esinlenilerek tasarlanan ve fonksiyonelliğiyle ön plana çıkan Vogue Oturma Grubu ile bahçelerde konforu yeniden tanımlıyor. Özel örgü tekniği kullanılarak retro bir form kazandırılan L’unica Vogue Oturma Grubu’nda, doğadaki en sert ağaçlardan biri olan ve zorlu hava şartlarına yüksek direnç gösterebilen teak ağacı, hafif ve kaliteli bir malzeme olan sentetik rattan ile bütünleşiyor.

Türk Telekom bayii Sedna İletişim Göktürk Country Life’ta hizmete girdi. Adres: Göktürk Mah. istanbul Cad. No:32 C10 (0212) 809 22 19

 Havuz kenarı kaplaması  Mutfak  Banyo  Özel ölçüye göre dolap imalatı  Merdiven  Ahşap parke,boya  Elektirik su tesisatı  Çatı izolasyon  Bahçe çiti

GÖKTÜRK PİLAVCISI AÇILDI

BU TOSTLAR BİR BAŞKA! “Tostoyovski, Tost musun düşman mı, İyi gün tostu, Bi tost ne cheddar” gibi eğlenceli isimlerle 13 çeşit tost servis eden Bi Tost, Göktürk’te açıldı. Haftanın 7 günü sabah 08:00 ile gece 01:00 saatleri arasında açık olan mekan aynı saat aralığında paket servis hizmeti de veriyor. (0542) 424 86 78

EBBE IKINCI ŞUBESIYLE GÖKTÜRK’TE

40 yıllık deneyimi ile Sebahattin Usta ile Göktürk Caddesi Çamlık Sokak’ta açılan Göktürk Pilavcısı, sabah 8.30 akşam 19.30 arasında hizmet veriyor. (0552) 212 63 64

UNUTULMAZ DÜĞÜNLERİN ADRESİ: ULUS TEPE MAJEUR Şehrin en seçkin ve özel noktası Ulus Tepe Majeur, çiftlerin en romantik gününe, kusursuz hizmet kalitesiyle eşlik ediyor. Türkiye’nin ilk profesyonel catering firmalarından Elchyn Catering’in yeni mekanı Tepe Majeur, hayallerdeki düğünü gerçeğe dönüştürüyor. Tepe Majeur, şehrin tam merkezinde, ağaçların içerisinde, havuz başında, kır düğünü alternatifi de sunuyor. İsterseniz muhteşem dekorasyona sahip davet salonunda isterseniz de yeşilin ve mavinin iç içe geçtiği bahçede, dünya evine adım atmak… Karar size kalmış!

Ayakkabı ve çantada tarzıyla dikkat çeken Ebbe, Beşiktaş’tan sonra ikinci şubesini Göktürk Kemerlife Çarşı’da açtı. (0212) 322 86 87

Çeşmebaşı Caddesi Çimen Sokak No:2

156 intown

0536 562 50 74

HER TÜRLÜ AHŞAP IŞI YAPILIR


GÖKTÜRK REHBERİ Göktürk’e dair her şey

GÖKTÜRK POLİS KARAKOLU

Uzm. Dr.Mürsel İnanç Tel:212 3227983

Tel:212 3603075-212 3603636

Uzm. Dr.Tülay Çağlar Tel:212 3221808

Nanu Bed GSM:5324789748

Tel:212 3225596-212 2397144

Ruck&Maul Tel:212 3225820

Parti Dünyası Tel: 212 3222623

Genç Kulis Hair/Make-up Studio Tel: 212 322 77 99

Rose Tel:212 3222881

SPA VE ESTETİK MERKEZİ

Parti Sanatı Tel:2123228449

Kaizen Tel:212 3226201

Stylish Tel:212 3226111

Nü Day Spa

Tellioğlu Ozalit Tel:212 3223702

La beaute Tel: 0212 322 83 59

Tchibo Tel:212 3222524

DİYETİSYEN

Gsm: 541 360 33 24

Toyland Tel:212 3228547

Makas Tel:212 3228074

Yest Tel:2123224859

Göknel Dumanlı Tel:212 3222371

Tel: 212 322 23 71 - 322 63 76

Dr. Faid Hasan Tel:212 3600312 JANDARMA KEMERBURGAZ Tel:212 3601303 İTFAİYE Tel:212 3221800

GÖKTÜRK BELEDİYESİ Tel:212 322112

GÖKTÜRK ZABITA Tel:212 3221113

GÖKTÜRK NOTER Tel:212 3222356

HUKUK BÜROSU Av. Savaş Yener & Av. Battal Yörük Tel:212 2782444

Pretty Women Tel:212 3223665

SPOR GİYİM

SPOR

OKULLARI

Renova Kuaför Tel:212 322 87 88

Adidas Tel:212 3227670

VETERİNER

Fitbox Dövüş Sporları Merkezi

Açı Tel:212 3494550

Toni&Guy Tel:212 3222902

Golf store Tel:212 3226320

Animal Life Tel:212 322 68 81

Tel:212 3229089-3222371

Ada Ana Okulu Tel:212 3226342

Saloon Reti Mari Tel: 212 3226755

Run Up Tel:212 3222013

Berilyum Tel:212 3222093

CrossFit Mugen Tel: 0530 500 12 67

Amerikan Kültür Kids Tel:212 3226005

Erkek

Countryvet Tel:212 3224888

Fit in Time Tel:212 3221002

Ark Ana Okulu Tel:212 3602643

Adres Mümin Aşık Tel:212 3221845

TAKI&GÖZLÜK-KOZMETİK

Çizmeli Kedi Veteriner Kliniği

Göktürk Pilates Tel:212 9314492

Bilgi Kozası Anaokulu Tel:212 3601538

Bir Berber Tel:212 3225048

Altuğ Optik Tel:212 3225630

Tel:212 3223627

Kemer Golf&Country Club

Doğa Koleji Tel:212 3221500

İbrahim Acunman Tel:212 3227495

Atasay Tel: 212 3226296

Dingo Tel:212 2396019

Tel:212 2397010

Düşler Şatosu Tel:212 2026550

Ekip by Erdem Kıramer

Simurg Gümüş Tel:212 3223576

Göktürk Veteriner Kliniği Tel:212 3227822

Pilates with Gerda Tel:212 3227493

Evin Oyun Evi Tel:212 3226342

Tel:212 3225596-212 2397144

Takıntı Gümüş Tel:212 3224616

Luna Veteriner Kliniği Tel: 0212 3225808

Private Powerplate Studio

Eyüboğlu Kemerburgaz Tel:216 5221278

Tıraş Sanatı Tel:212 322 63 08/0532 168 61 01

Tel:212 3229089-212322371 HAYVAN BARINAKLARI

Tel:212 3223350

Hasdal Rehabilitasyon Merkezi Tel:212 3602919

KEMERBURGAZ MUHTARLIĞI KÖPEK EĞİTİM MERKEZİ Von Bakaçhan Tel: 212 7972079 HASTANE-POLİKLİNİK &LABORATUAR Acıbadem Göktürk Tıp Merkezi Tel:212 3225660

Murat Güldemir Tel:212 3222455 GÖKTÜRK VE KEMERBURGAZ

Sezen Çetinkaya Tel: 2123226376

GÖKTÜRK MUHTARLIĞI

Tel:212 3600333-212 3601330

Şifa Eczanesi Tel:212 3222100

PET OTEL

Biruni Laboratuarı Tel:212 3226822

Duygu Pet Otel Tel:212 3222311

Florence Nightingale Tıp Merkezi Tel:212 3226322

Pet Otel Tel.212322 8011

Kemerburgaz Sağlık Ocağı Tel:212 3601311 İntermed Tel:444 1 633

PET MARKET

Göktürk Sağlık Ocağı Tel:212 3220016

PetZone Tel:212 3227080

Özel Begüm Sağlık Kabini Tel:212 3224825

Superslowe Zone Tel:212 3227301 Xbody Tel:212 3226008 V3 Fitness Tel:212 3630480 Yogaia Tel:212 3222242 Zone Tel:212 7776600 GELİŞİM&HOBİ&DANS& OYUN ATÖLYELERİ Art House Tel:535 479 12 01 Bahadır Geliş GSM: 531 257 38 76 Dimensional Danışmanlık Tel:212 3224742 Esen Fakıoglu GSM:533 2840205 Gymboree Tel:212 3224459 İsmek Göktürk Tel:212 3221222 Just Kidding Tel: 212 322 8384 Kidsville Tel:2122397010

ECZANELER

Krem Karamel Tel:212 3224434

Göktürk Sınav Lisesi Tel:212 322 74 74

Çocuk

Deniz Soydemir Tel:212 3225746

Helen Doron Tel:212 3600878

Bir Berber Tel:212 3223313

İnci Fotoğrafçılık Tel:212 3221886 Photoxi Hüseyin Kerem Yılmaz Tel:212 3223600

Hisar Okulları Tel:212 3640000 Joyfull House-Kemerburgaz

GİYİM

Neşe Erberk Anaokulu Tel:212 3602472

Alp Kids GSM:5336611879

SİNEMA

Karma Çocuk Gsm:530 1161141

BG Store:Tel:2123224017

Cineport Tel:212 3223104

Kids Country Tel:212 2276425

Beyliss Tel:212 3227134

Küçük Şeyler Anaokulu Tel:212 3600204

Bob Tel:212 3227599

DEKORASYON

Mavi Göktürk Tel:212 3226687

Boutique74 Tel:2122627147

Atölye Bis Tel:212 322 3622

Mutlu Adımlar Anaokulu Tel:212 3600066

Carnevale Tel:212 3226017

Başboğa Çadır & Branda Tel:4442642

Nobel Bridges School Tel:212 2895005

Carter’s Tel: 212 3222969

Bretz Tel.212 3602131

Okyanus Koleji Tel:4441098

Çiğdem Genç GSM:5325949611

Butik Art Tel:212 3220888

Uçan Balon Anaokulu Tel:05306010005

Ebbe Tel: 212 322 86 87

Canlar Dekorasyon Tel:0536 562 50 74

Famili Collection Tel:212 3226793

City Döşeme Tel:212 3227112

OKUL SONRASI &DİL &MÜZİK OKULLARI

Gen by Figen Özdenak Tel:212 3228955

Çağdaş Yapı Tel: 2123226290

Amerikan Kültür Dil Okulu Tel:212 3228283

İpekyol Tel:212 3680101/1122

Designof Tel:212 2027557

Katia Tel:212 3221504

Doğuş Cila Tel:212 2953591

Kedico Tel:212 3228070

Elba İnşaat Dekorasyon Tel:212 3221068

Kikimomo Tel:212 3223870

Elite Mobilya Tel:212 3223978

Koton Tel:212 3228855

Galeri İstanbul: Tel:212 3228694

Mini Midi Moda Tel:0850 677 84 71

Göktürk Dekorasyon Tel:2123228594

Mavi Jeans Tel:212 3227670

Gül Bozanti Mimarlik Tel: 2122525023

Nar Shop Tel:212 3226089

Karaca Home Tel:2123228729

Next Accessory Tel:212 3224717

Levent Antik Mobilya 0212 3228705

NG Style Tel:212 3228772

MDA Art Tel:2123 221220

Panço Tel: 212438 07 27

Mukaza (timeless home) Tel:212 3222740

Peros Tel:212 3225321

Starkuş Otomatik Panjur ve Kepenk Sistemleri

AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI

Arcadium Eczanesi Tel:212 3220087

Rapıp Savaş Sanat Akademisi

Acıbadem Göktürk Tıp Merkezi Dr.Avi Karako

Banu Eczanesi Tel:212 3227952

Tel:212 3228080

Tel:212 3225660

Çamlık Eczanesi Tel:212 3227211

Muzipo Tel: 212 322 8281

Figür Akıl Akademisi Tel:212 2941662

Doç .Dr.Atilla Gökhan Özyeşil Tel:212 3222400

Dinç Eczanesi Tel:212 3225651

My Gym Tel:212 3229024

Mega Aritmetik Tel:212 3220657

Cosmodent Tel:212 3224004

Deniz Eczanesi Tel:212 3225651

Nefes Atölyesi Tuba Kaytaş

Sonay Akçen GSM:5416502195

Dr Ercüment Sucu Gsm:539 9561010

Derya Eczanesi Tel:212 3223223

GSM :5337084755

Utku Ünal Müzik Atölyesi GSM:532 6447337

Prodent Tel:212 3226999

Flora Eczanesi Tel:212 3222276

Yedi Kültür Sanat

Dr.Tolga Karaköse Tel:212 3223828

Meltem Eczanesi Tel:212 3220489

Gsm:5324635987-532 4118689

KUAFÖRLER

Müge Eczanesi Tel:212 3227740

PARTİ& OZALİT&OYUNCAK

Kadın

DOKTORLAR

Narçiçeği Eczanesi Tel:212 3228668

Alex Tel:212 3222579

Before&After Tel:212 7777000

Uzm. Dr.A Müge Kardaş Tel:212 3222921

Sedef Eczanesi Tel:212 3225922

Balon evi Tel:212 3228864

Ebil Saç Tasarım Tel:212 3223722

Uzm. Dr.Demet Elvan Tel:212 3229178

Sibel Eczanesi Tel:212 3221159

Joker Tel:0850 2001297

Ekip by Erdem Kıramer

158 intown

FOTOĞRAF STÜDYOSU

Fen Bilimleri Tel: 322 59 29

Jüpiter Eğitim Tel:212 3222009


Tel:212 3221322

Read&Rest Tel:212 3223118

Tel:212 3220125

Ceviz Tel:212 3222664

BEYAZ EŞYA KLİMA KOMBİ SERVİSİ

BANKALAR

Tantitoni Tel:212 3220069

Onur Et Tel:212 3224001

Sampi Pide Tel:212 3227787

Dondurmaccı Tel.212 3228180

Daikin Klima Tel: 212 322 63 60

Akbank Tel:212 3223692

Ufuk Perde Tel:212 3226030

Pierre Antakya Cuisine Tel:212 322 3433

Subway Tel:212 3226660

Fırın İstanbul Tel:212 3225405

Servis point Tel:212 3228999

Saludos Tel: 08507338238

Sultanahmet Köftecisi Tel:212 3223424

Gezi İstanbul Tel:212 3224540

ÇİÇEK-PEYZAJ

Suda Kebap Tel:212 3221733

Şampiyon kokoreç Tel:212 3227575

Girendola Tel: 0212 322 4774

BİLGİSAYAR

Arelia by Hüseyin Avni Özkan

Sushico Tel:212 3223181

Tike Tel:212 3223244

Jean Pierre Patisserie

Çözüm bilgisayar Tel:212 3220404

Flowers &Events Tel: 0 212 322 1880

Vincotto La Cucina Tel:212 3222762

Uzunlar Kebap Tel:212 3220463

Tel:212 3221363

Göktürk bilgisayar Tel:212 3225555

HSBC bankası Tel:212 3227295

Gsm: 0532 215 48 39

WagamamaTel:212 3221587

Wrapper Tel:212 3227020

Karafırın Tel:212 3224334

Netem bilgisayar Tel:212 3226690

Ing bank Tel:212 3222710

Belgras Çiçek Evi Tel:212 3600891

Zanzi Kitchen Tel:444 8969

Komşufırın Tel:850 2003059

Reinabi Apple Servis Tel:212 322 5951

Teb 212 7774000

Çiçekçe Tel: 212 3228515

MARKET-ŞARKÜTERİ&KASAP

Özsüt Tel:212 3227343

Denizbank Tel:212 3484030 Finansbank Tel:212 3223191 Garanti bankası Tel:212 3223172

Türkiye iş bankası Tel:212 3223258

Esosh Butik Çiçek Tel:212 3220200

DİYET YEMEKLERİ

Abant Çiftliği Tel:212 3224848

Pelit pastanesi Tel:212 322 5610

ÇİLİNGİR

Piante Peyzaj Mimarlık

Nü happy mutfak Tel:212 3222371

Carrefoursa Tel:212 3223207

Venüs pastanesi Tel:212 3220555

By demir GSM:536 6352800

Çamlık Market Tel:212 3225071

Yasemin Tuncel Tel:2123224264

CATERING

Kemer Gurme Kasap Tel: 2123220091-92

Beylerbeyi Profiterol Tel: 212 3221918

Akuamarin Tel:212 3228060

İskender et&tavuk Tel:212 3220950

HAVUZ SİSTEMLERİ

Alkanat Tel:212 3603056

Mahallenin Kasabı Tel:2123220741-42

HALI YIKAMA

World havuz Tel:212 3227991

Chez Bruno Tel: 212 3228023

Migros Tel:212 3228427

Kernek Tel:212 3603844

Çağdaş Havuzculuk Tel: 212 322 75 45

Delicious Tel:212 3226901

Makro Tel:212 3229127

Kemer Catering Tel:212 2906250

Night day 7/24 Tel:212 3226655

KURU TEMİZLEME

RESTAURANT-BAR&CAFE

Tezgah Tel:212 9249985

Gourmet Garage Tel:212 3223100

Değişim Kuru Temizleme Tel:212 3225210

TERZİ

KARGO

444 döner Tel:212 322 34 42

Westside Cafe&Bistro Gsm: 0545 3289378

Tel:212 3693656 Woods Tel:212 3220055

Aquamarin Cafe Tel:212 322 80 60/322 07 07

Vakıfbank Tel:212 3225283 Yapı kredi bankası Tel:212 3222396

LOSTRA

Ziraat Bankası Tel:212 3224756

Kemer lostra Tel:212 3224102 DÖVİZ BÜROSU TESİSAT Mete Tesisat Tel:212 3227008

Döviz Bürosu Tel:212 3228242

Dry Center Tel:212 7777464

Değişim terzi Tel:212 3224344

AKTAR-KURUYEMİŞ

Aras Tel:212 3223349

Lavita Tel:212 3220035

İmaj terzi Tel:212 3224070

MNG Tel:212 3226675

Backhaus Tel: 212 322 16 29

FAST FOOD

Boğaziçi Kuruyemiş Tel:212 3228197

Mevsim Kuru Temizleme Tel:212 3225812

Terzi Hikmet Tel:212 3225848

Balıkçı Tel:212 3224909

Bizim Lahmacun Tel:212 322 8400

Güven Kuruyemiş Tel:212 3221217

Titiz Kuru Temizleme Tel:212 3223345

Terzi Hilal Tel:212 3220217

Bent Cafe&Restaurant Tel:212 360 24 25

Burger King Tel:212 322 4823

Salkım Söğüt Tel:212 3220337

White Center Tel:212 3220834

Bi tost Tel:0542 424 86 78

Cafe Elera Tel:212 322 8994-95

Big Chefs Tel:212 3226800

Domino’s Pizza Tel:212 322 2535

ORGANİK MARKET

Biz Pub Tel:212 3224822

Dürümlife Tel:212 322 5334

City Farm Tel:212 3224122

Brokoli Tel:212 322 50 30

Egg&burger Tel:212 322 2200

Organicasa Tel:212 3228228

Cooking Salad Tel:212 322 12 04

Etiler Marmaris büfe Tel:212 322 1798

Cundalı Cemil Tel:212 3220462

Hamaset Köfte Salonu Tel:212 322 4507

SÜT ÜRÜNLERİ

Carré Tel:2122396309

Heybe Tel:212 2945056

Sütçü Tel: 4445788

Cool Bar Tel:212 3227535

İşkembahçe:Tel:212 3601209

Sütist Tel:212 4943141

Dardenia Tel:2125001438

İzmir Pide Lahmacun Tel:212 3224049

Sürat Tel:212 3601033 Yurtiçi Kargo Tel:212 3226675

LASTİK HİZMETLERİ

İLAÇLAMA

Berklass Lastik Tel:212 3601695

SÜRÜCÜ KURSU

Mega İlaçlama 0212 3227414

Koç yiğit Otomotiv Tel:212 360 34 10

Göktürk Sürücü kursu Tel:212 3226244

TEMİZLİK HİZMETLERİ

OTO YIKAMA

Zela Temizlik Tel:212 3695650

Kışlalı oto yıkama Tel:536 3540509 Oto dünyası Tel:212 3222523

BEYAZ EŞYA&KLİMA &ELEKTRONİK

Zen Cars Oto Yıkama Tel:212 3222546

Kabiller Tel:212 3228620

Koç yiğit Otomotiv Tel:212 360 34 10

SERVİS Aktaş Turizm GSM:5072422475-5357761035

TAKSİ

Dürüm park Tel:212 360 00 15

Kfc Tel:4443555

BUTİK PASTA

Eaters İstanbul Tel:212 3224244

Konyalım Etli Ekmek Tel:212 3223477

Annas bakery Tel:212 3227832

Gezi İstanbul Tel:212 3224540

Köefteque Tel:212 3224048

La bakery Tel:212 3225516

K-Brasserie Tel:212 3226900

Köfteci Şaban Usta Tel:212 322 1611

Le fırın Tel:212 3223080

ELEKTRİK

Buzdağı Tel:212 3228058

Kaşıbeyaz Tel: 4441040

Mado Tel:2123225272

Mulino bakery Tel:212 3224136

As elektrik Tel:212 3229161

Çobanpınar: Tel:2123222151

VİP TAKSİ

Lokanta 18 Tel:2123228041

Marmaris büfe Tel:212 3227411-25-32

Pöti’nin Atölyesi GSM:538 3141717

Değişim elektrik Tel:212 3222244

Dağdelen Tel:212 3224523

Tuaş Tel.:212 2128827

Mado Tel: 212 3228880

Meşhur Çiğköfteci Tel:212 3225617

Torte Tel:0850 6445498

Göknur elektrik Tel:212 3225247

Erikli Tel:212 322 3674

Meat inn Tel: 0212 322 63 28

Mc donald’s Tel:4446262

Göl elektrik Tel:212 3222545

Güvenpınar Tel:212 3220565

Meydan Restaurant Tel:212 2397010

Padok Tel:538 5019372

PASTANE-DONDURMA

Kanaat elektronik Tel:212 3222864

Saka su Tel:212 3221662

Motto Tel: 212 3225052

Papa Johns pizza Tel:212 3222258

Aslı Börek Tel:212 3220202

Özcan elektromarket Tel:212 3223430

Sırma su Tel:212 322 5756

Aida Turizm Tel: 212 3224390

Pizzaria Tel:212 3221220

Pınarbaşı kebap lahmacun

Bolulu Hasan usta Tel:212 3222288

Eti elektromarket Tel:212 322 8031

Tas testi Tel: 212 3221052

B2B Travel Tel:2123229211

160 intown

Oktay DTM - Hotpoint Tel:212 3220083 Teknosa Tel:212 3225760

SU İSTASYONLARI Başpınar su Tel:212 2397879

Göktürk Merkez Taxi: 212 3221007 GSM:532 7998249

TURİZM ACENTA


HAYATINIZA MODERN DOKUNUȘLAR

Göktürk Merkez Mah. İstanbul Cad. Palmiye Sok. Göktürk Suit 2 / E-f (Shell benzinlik karşısı) Eyüp / İstanbul 0212 322 86 94

info@galeristanbul.com.tr / www.galeristanbul.com.tr /

Instagram/galeristanbul

intown 163



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.