| Sadrettin Hocaefendi tevazılığından dolayı adeta gizli bir üniversite idi.
ferasetli tahlilleri vardı. O klasik bir
Tefsir, hadis, fıkıh, usuller, akaid, siyer-İslam tarihi, hilaf-cedel ilmi, belağa vb. hasılı usulde ve furu’da, İslami ilimlerin her sahasında, belagatte ve fesahatta yetkin bir allame gibiydi. Özellikle Sahih-i Buhari gibi sahih hadis dalında üstattı, hüccetti.
Fıkıhta da içtihadi mahiyette istidlal-
Klasik metin-senet taşıyıcılığından ziyade “Fıkhul Hadis” anlayışında ve ehliyetinde idi. Sadece İslami ilimlerde değil, çağdaş hukuk dalında fakülte seviyesi, batı dillerinde konuşma pratiği, günümüz fikir hayatında da özgün isabetli ve
‘molla‘ değil “zülcenaheyn” idi. leri vardı. Akaid’de hem selefin hem halefin akidesini mecz etmiş bir âlim idi. İçi boşaltılmış, delilsiz ve ilhami mistik bir 'ehlisünnet' anlayışı yerine; müdellel, canlı, güncel meselelere ışık tutan; tepkici, tekfirci, tefrikci olmadan, inşacı, icmacı, insafcı toplayıcı ve toparlayıcı, ümmetçi, batıni olmayan bir ehli kıbleci, hakiki tam bir “ehlisünnet” âlimi idi. Allah Sana Rahmet Eylesin.
Ramazan 1439
35