Nebevi Hayat Dergisi 58. Sayı (2017)

Page 7

lara bahşettiği hilâfet ve iktidar nimetinin fıtri ve şer'i bir gereği/gayesi vardır ki; o da bütün yönleriyle Allah'ın kulları arasında adaleti tahkim etmek, dini ve dünyevi maslahatlarını gözetmektir. Şayet iktidar sahibi olan yöneticiler, iktidar nimetinin bu şükrünü edâ etmez ve iktidarı Allah’ın kullarına zulmetmenin bir aracı haline getirecek olurlarsa, bu nimete nankörlük etmiş ve bu değerli nimeti zayi ederek israf etmiş olurlar. Bu gayeden uzaklaşma ölçüsünde israfın boyutu da büyür ve nihayet iş küfür ve şirk bataklığına düşmeleri için icbâr etmeye varınca, artık Firavunca bir müsriflik meydana gelmiş olur. Nitekim Allah Azze ve Celle Firavun ve çevresini zemmederek şöyle buyurmaktadır: "Firavun ve yakın çevresinin işkencesinden korktukları için, Mûsâ’ya, kendi kavminden genç bir nesil dışında iman eden olmadı. Çünkü Firavun o ülkede hem üstün bir güce sahipti ve hem de haddi aşan azgınlardan/müsriflerdendi." (Yunus; 83) Diğer taraftan Allah Teâlâ, insanlık neslinin devamı gayesiyle erkekler için tertemiz eşler yaratmıştır. Bu iki çiftin bir araya gelmesi için de iki tarafa da şehvet nimetini musallat kılmıştır ve helal olan nikâh yoluyla bu duygunun tatmin edilmesini ve neslin devamının sağlanmasını emretmiştir. Fıtrata uygun olan budur. Dolayısıyla buna aykırı olan her türlü cinsel sapıklık, bu büyük nimete karşı bir nankörlük ve fıtrat sınırını aşan bir israftır. Bundan dolayıdır ki Kur’an-ı Kerim’de Lût kavmi, haddi aşan müsrifler olarak kınanmışlardır. Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Lût’u peygamber olarak gönderdiğimizde, o da kavmine şöyle dedi: “Dünyada sizden önce hiç kimsenin yapmadığı iğrenç bir işi nasıl yaparsınız? Kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Doğrusu siz, haddi aşan azgın/ müsrif bir kavimsiniz.” (A’râf; 80-81)

ki; o da dünyada ve ahirette insanoğlu için saâdeti temin edecek vesilelere teşebbüs etmesini sağlamaktır. Akıl ve ilmin insanlık âlemine fayda sağlayacak konularda kullanılması yerine, insanlık âleminin dünyasını harabeye ve ahiretini de cehenneme çevirecek hususların geliştirilmesi için kullanılması da, akıl ve ilim nimetlerine karşı büyük bir nankörlük ve bu nimetleri fesada aracı kılarak zayi eden korkunç bir israftır. İnsanın iman etmesine ve salih ameller işlemesine vesile olması gereken akıl ve bilim, şayet insanın küfre düşmesine ve isyan bataklığında boğulmasına aracı kılınmışsa; sefihlik demek olan korkunç bir akıl israfı ve cahiliyye demek olan dehşet verici bir ilmi israf sözkonusudur. Allah Azze ve Cellenin insanoğluna lütfettiği en önemli nimetlerden biri de sıhhat ve boş vakit nimetidir. Bu değerli nimetlerin şükrünü eda edebilmek için, bu nimetleri gereği gibi değerlendirmek ve bunları salih ameller işlemek için fırsat bilmek gerekir. Sıhhat ve afiyetini Allah’ın bir lütfu bilerek, sıhhatli bedenle Allah’a itaat edilmesi gerekir. Meşguliyetlerin vakti gelmeden önce boş vakti de güzel bir şekilde değerlendirmek ve güzel amellerle doldurmak gerekir. Ne yazık ki insanların çoğunluğu bu

İsraf, haddi aşmaktır. Fıtrata ters hareket etmektir. Allah Azze ve Celle’nin bahşetmiş olduğu nimetlerini, O’nun razı olmadığı ve veriliş gayesine aykırı olan yerlerde hoyratça tüketmektir. İsraf, nimete karşı bir nankörlük ve şükürsüzlük halidir.

5

ZİLKA'DE 1438

Aynı şekilde Allah Azze ve Celle’nin, insanoğluna lütfettiği en büyük nimetlerden olan akıl ve ilim nimetinin bir gayesi ve hikmeti vardır


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.