
5 minute read
TİM Yıllık Üyelik Aidatını Kaldırıyor GÜNCEL
İş Dünyası Mardin’e Çıkarma Yaptı
Küresel rekabetin önemli oyuncularından olan ve Türkiye ekonomisine can veren KO-
Advertisement
Bİ’lerin kapasitelerini geliştirmek için
TÜRKONFED, Visa ve UNDP iş birliği ile hayata geçirilen “İşimi Yönetebiliyorum” projesinin beşinci eğitimi,
DİCLESİFED desteği ve MARSİAD ev sahipliğinde Mardin’de düzenlendi.
Toplantı, Mardin Valisi Mustafa Yaman, UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi
Claudio Tomasi, TÜRKONFED Başkanı
Orhan Turan, DİCLESİFED Başkanı Kemal Bilim, MARSİAD Başkanı Abdülnasır Duyan ve Mardin TSO Başkanı
Mehmet Ali Tutaşı’nın açılış konuşmalarıyla başladı. Hedefler için İş Dünyası Platformu Başkanı Ümit Boyner ve yönetim kurulu üyelerinin de katıldığı açılış toplantısı ile başlayan iki günlük eğitim programı ile KOBİ’lere, finansal raporlamadan dijital pazarlamaya, e-ticaretten sosyal medyaya yenilikçi iş modelleri hakkında kapsamlı bilgiler verildi. Türkiye’den 27 bankanın bir araya gelerek desteklediği “İşimi Yönetebiliyorum” projesi ile üç yılda, 18 kentte 3 bin KOBİ’ye ulaşılması hedefleniyor.
Akıllı Üretim Senaryoları 5G İle Test Edildi
Aralarında Universal Robots’un da bulunduğu 13 şirket tarafından geliştirilen ve ilk kez WIN EURASIA’da sergilenecek “Akıllı Üretim için 5G” vizyonu kapsamındaki uygulamalar, düzenlenen toplantı ve imza töreni ile tanıtıldı. “Yerli ve Milli 5G Network”, “Tümleşik Dijitalizasyon ve Endüstri 4.0” ve “İnsan Robot Etkileşimi” senaryolarının Türkiye’de ilk kez 5G ile canlı olarak test edildiği lansmanda Universal Robots, üretim sürecinin merkezine insanı alan kolaboratif robotu UR5e ile yer aldı. Etkinlikte konuşan Universal Robots Türkiye ve MEA Ülke Müdürü Kandan Özgür Gök, “5G hayatın her alanını yeniden şekillendirecek. Universal Robots olarak, üretimin merkezine insanı alan kolaboratif robotlarımızla bu sürece katkı sunmaya ve Türk sanayisinin gelişimini desteklemeye devam edeceğiz” dedi. WIN EURASIA, 12-15 Mart 2020 tarihleri arasında TÜYAP’ta düzenlenecek.

TİM Yıllık Üyelik Aidatını Kaldırıyor
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), ihracatın finansmanına yönelik çalışmalarına bir yenisi daha ekleyerek, ihracatçıların yıllık üyelik aidatını kaldırma kararı aldı. Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan TİM Başkanı İsmail Gülle,
“Ticaret Bakanımız Sayın Ruhsar Pekcan’ın destekleriyle TİM olarak birliklerimizle ile birlikte inisiyatif alarak; ihracatçılarımızdan artık yıllık aidat alınmaması kararını aldık. Yönetim Kurulu ve İhracatçı Birlikleri ile yaptığımız değerlendirmeler sonucunda TİM için önemli bir gelir kalemi olan yıllık aidatları ihracatçılarımız için hem maliyet unsuru hem de bürokratik bir yük olması nedeniyle kaldırdık. Böylelikle toplamda 20 milyon TL’lik kaynağı ihracatçılarımıza bırakmış olacağız. TİM olarak, firmalarımızın ihracata başlamalarını ve halen devam edenlerin de dış satımlarını artırmalarını özendirecek adımlar atmaya devam edeceğiz” diyor.
LEGRAND TÜRKİYE VİTES BÜYÜTTÜ
Bina, elektrik ve dijital altyapılar için ürün ve sistemler geliştiren Legrand, Türkiye’deki yatırımını artırma hedefiyle iş süreçlerini yönetiyor. Şirket, bünyesinde yer alan İnform’un yeni fabrikasını 5 milyon 500 bin euroluk bir bütçeyle hayata geçirdi. Son teknolojiyle donatılan ve 28 bin metrekaresi kapalı olmak üzere toplam 28 bin 500 metrekarelik bir alana konumlanan bu fabrika, UPS sektöründe tüm üretim süreçlerini kendi bünyesinde bulundurmasıyla öne çıkıyor. Sargılı elemanlar, dış etkenlerden izole edilmiş elektronik kart dizgi tesisi, mekanik üretim atölyesi ve montaj hatlarının yanı sıra Ar-Ge ve Müşteri Hizmetleri merkezini bünyesinde barındıran tesis, 300 kişilik alanında uzman profesyonel bir ekiple yönetiliyor. Teknolojisinin yanı sıra Endüstri 4.0 yaklaşımı ile inşa edilen yeni fabrika, çevre dostu ve enerji tüketimi düşük ekipmanlara ev sahipliği yapıyor. Yüksek verimli trafo, LED aydınlatmalar, hareket ve varlık sensörleriyle sürdürülebilir dünyaya katkı sağlayan İnform’un yeni fabrikası, her bir dağıtım panosunda tüketimi izleyip aksiyon alabilen güç analizörleri ve gün ışığından yararlanmayı sağlayan çatı tasarımıyla öne çıkıyor.

PEPSICO TÜRKİYE’DEN GÜNEŞ ENERJİSİNE YATIRIM
Fabrikalarında sürdürülebilirliği en önemli gündem maddelerinden biri haline getiren PepsiCo Türkiye, sıfır atık, enerji ve su kullanımının düşürülmesi gibi projelerle çevre bilincinin artırılmasına destek oluyor. Son 10 yılda birim ürün başına enerjide yüzde 30, su kullanımında yüzde 25 tasarruf sağlayarak, bu alanda PepsiCo’nun Avrupa’nın ilk üç fabrikası arasına girmeyi başaran Tarsus fabrikası, yenilenebilir kaynaklara dayalı yatırımlarıyla da dikkat çekmeyi sürdürüyor. Elektrik tüketiminin yüzde 40’ını yenilenebilir kaynaklardan karşılayan PepsiCo Türkiye Tarsus fabrikası, bunun yüzde 6’lik kısmını (687 MWh) çatılara yerleştirilen güneş enerjisi panellerinden karşılıyor. Güneş enerjisi yatırımı ile yılda 8 bin 26 ağaç dikimine eşdeğer 485 bin 404 kilogram karbon salımını engelleniyor. 2020’de Manisa ve Suadiye fabrikalarında GES (PV Solar panel) kurulumu gerçekleştirmeyi planlayan PepsiCo Türkiye, ayrıca 2021’de Manisa fabrikasında kurmayı planladığı kojenarasyon tesisi ile elektrik üretmeyi hedefliyor. Şirket, Suadiye fabrikasında da 800kWe gücünde bir kojenarasyon tesisi kurmayı planlıyor.

KURUMSAL İTİBAR VE MARKALAŞMA
Serap Öcal
Step Media Reklam ve Pazarlama Kurucusu
Bugün kurumların sahip olduğu en önemli soyut değerlerin başında gelen itibar, kurumun karşı karşıya kaldığı tüm risklerden etkileniyor. Çalışanların niteliklerinden ürünlerin kalitesine, finansal performanstan kurumsal kültüre kadar birçok faktör, kurumsal itibar yönetimi için önem arz ediyor.
Günümüzün küresel ortamında, rekabetçi avantaj açısından kurumların sahip oldukları soyut değerlerin, somut değerlerden daha önemli hale geldiğini söyleyebiliriz. Kurumların sahip olduğu en önemli soyut değerlerin başında gelen itibar, paydaşları ile olan ilişkilerinde stratejik bir anlam ifade ediyor ve bu paydaşlar nezdinde farklılaşmalarında önemli bir rol üstleniyor. İtibar, kurumun karşı karşıya kaldığı tüm risklerden etkileniyor. Bu doğrultuda kurumlar, sürekli değişik risklerin altında olan itibarlarını korumak için ileriye dönük stratejik bir bakış açısıyla kurumun tüm fonksiyonlarını kapsayan sistemli çalışmalar gerçekleştirmeli; kendilerine özgü bir kurumsal risk yönetim planı geliştirmelidirler. Bu noktada kurumların halkla ilişkiler çabaları, kurumun paydaşları ile olan çift yönlü, tutarlı ve sürekli iletişim sağlama becerilerinden ötürü, itibar riski yönetim sürecinin her aşamasında amaçların gerçekleştirilmesi açısından önemli bir rol üstlenir.
Şirketlerin Karlılık Oranını Yüzde 76 Etkiliyor Weber Shandwick, KRC Research iş birliğiyle gerçekleştirdiği “The State of Corporate Reputation in 2020: Everything Matters Now/ Kurumsal İtibarın 2020’deki Durumu: Artık Her Şeyin Önemi Var” araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Çevrimiçi anket metoduyla yapılan araştırmaya dünya genelinde 22 ülkede hizmet veren firmaların üst düzey yöneticileri katıldı. Anketle, bir şirketin itibarını neyin tetiklediği, yüksek saygınlığın neden önemli olduğu ve güçlü bir kurumsal itibara sahip olmanın getirdiği faydalar incelendi. Çalışma aynı zamanda kurum kültürü, CEO ve çalışan aktivizmi, kriz ve risk gibi konulara da değiniyor. Araştırma, kurumsal itibarın, şirketlerin kârlılığı üzerinde çok etkili olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmaya katılan yöneticiler, şirketlerinin piyasa değerinin yüzde 63’ünün şirketlerinin genel itibarına bağlı olduğunu düşünüyor. Ayrıca, piyasa değerlerinin en az yüzde 76’sını şirket itibarına bağlayan önemli bir yönetici segmenti de bulunuyor. Bu grup, araştırmada “yüzde 76’lık kesim” olarak adlandırılıyor ve şirket itibarlarını maksimum finansal getiri için kullanan şirketleri temsil ediyor.
Markalaşmanın Olmazsa Olmazı “İtibar” Araştırmadan elde edilen bir diğer önemli bulgu, itibarın çok yönlü olduğu. Başka bir deyişle, bir şirketin itibarı çeşitli faktörlerden etkileniyor ve bu faktörlerin hepsi eşit öneme sahip. Bu faktörler arasında net bir ayrım yapılamaması, kurumsal itibar alanında şirketlerin artık birçok faktöre eşit seviyede önem verdiğini gösteriyor. Bugün çalışanların niteliklerinden ürünlerin kalitesine, finansal performanstan kurumsal kültüre kadar birçok faktör, kurumsal itibar yönetimi için önem arz ediyor. Rakiplerinden faklı olmak isteyen işletmelerin marka imajlarını da farklılaştırmaları gerekiyor.
Sosyal Medya Bir Statü Sembolü Olabilir Günümüzde kurumlar, markalaşma ve itibar yönetiminde sosyal medyanın gücünden de yararlanıyorlar. Sosyal medya, kurumun imajını ve kimliğini güçlendirebilir ve kurum için bir statü sembolü olabilir. Kurumlar hedef kitleleri ile sosyal medya aracılığı ile iletişim kurabilirler. İşletmelerin sosyal medya içerikleri, hem markalaşma hem de itibar yönetimini destekleyebilecek biçimde oluşturulmalıdır. Bu nedenle, kurumsal iletişim sürecinde sosyal medya kullanılırken, abartılı ve yönlendirici bilgi verilmemeli ve gerçeklerin kısa zamanda gün yüzüne çıkacağı unutulmamalıdır. Bunun yanı sıra kurumsal olarak markalaşmak isteyen işletmeler, birlikte çalıştıkları ve desteklerine ihtiyaç duydukları hedef kitlelerini iyi tanımalıdırlar.