Nalbur Teknik Mayıs'16

Page 1

Mayıs-May/2016














İmtiyaz Sahibi İSTMAG Magazin Gazetecilik H. Ferruh Işıkik m.tr İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına Genel Müdür

Mehmet Söztutan mehmet.soztutan@img.com.tr

Yayın Editörü

Emine Korkmaz emine.korkmaz@img.com.tr

Mayı sayısı ile hırdavat sektörünün nabzını tutuyoruz

Reklam Müdürü Zülküf Karadayı zulkuf.karadayi@img.com.tr Sanat Yönetmeni İsmail Gürbüz ismail.gurbuz@img.com.tr

Sorumlu Müdür Cüneyt Aktürk cuneyt.akturk@img.com.tr Dış İlişkiler Müdürü Hakan Kurt hakan.kurt@img.com.tr Ebru Pekel Kurumsal İletişim Müdürü ebru.pekel@img.com.tr

Kurumsal İletişim Müdürü Mustafa Aktaş mustafa.aktas@img.com.tr

Abone İsmail Özçelik ismail.ozcelik@img.com.tr

İhlas Gazetecilik A.Ş. CTP-Baskı Merkez Mahallesi 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No:11 A / 41 Yenibosna-Bahçelievler/İstanbul Tel: 0 212 454 30 00

Adres Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B Blok No:1 Kat:4 Güneşli-Bağcılar / İstanbul Tel: +90 212 604 50 50 Faks: +90 212 604 50 51 www.nalburteknik.com

Nalbur Teknik Dergisi’nde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. Nalbur Teknik Dergisi’nin bütün yayın hakları İSTMAG Magazin Gazetecilik İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan Nalbur Teknik Dergisi ayda bir yayınlanır.

EDİTÖRDEN

Grafik Tasarım Şükrü Karşıyaka sukru.karsiyaka@img.com.tr

Nalbur Teknik Mayıs sayısında siz okuyucularımız ile buluşurken, dolu dolu bir içerikle daha karşınızdayız. Bu sayıda yine hırdavat ve nalbur sektörünün çeşitli kollarından kurumların haber ve röportajlarına yer vererek sektörü yakından takip ettik. Yapı kimyasalları alanında Emülzer ve Akfix yetkilileri ile detaylı bir söyleşi yaparak hem yapı kimyasalları sektörünü hem de firma bazında yeniliklerini ve çalışmalarını konuştuk. Akabinde ziyaret ettiğimiz Automechanika İstanbul fuarında el aletleri alanınıda katılım gösteren Reis Makina, Retta ve Ataman ile fuara dair söyleşiler gerçekleştirdik. Yine sektörün en eski firmalarından biri olan Kırmak Makine ile röportaj yaparak Genel Müdür Hüseyin Kırat ile geniş bir söyleşi yaptık. Bu özel çalışmaların dışında firma haberleri, ürün tanıtımları ve genel ekonomik haberler ile siz okuyucularımızın karşısındayız.

Emine Korkmaz


Emülzer Proje ve Teknik Satış Müdürü İnş. Yük. Müh. Cem Ercan Mega projelere Emülzer damgası

Taştan Makina İş Geliştirme Müdürü Doğan Taştan Retta, Automechanika İstanbul’dan memnun ayrıldı

Akfix Yapı Kimyasalları Ürün Grubu Müdürü Mete ÖZTÜRK “Kazandırırsak kazanacağımızın bilincindeyiz”

Ataman Grup Genel Müdürü Murat Ataman Ataman Grup Automechanika Istanbul fuarındaydı

Yurtbay Yapı Kimyasalları Genel Koordinatörü Tolga Sarı Yurtbay Yapı Kimyasalları 23 İl, 29 Seminer ile 3.000 usta ile buluşuyor

Akkim Yapı Kimyasalları A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Hazreti Akdemir Business İstanbul ile Türkiye’nin en büyük ofis projelerinden biri gerçekleşecek

Reis Makina ilk kez Automechanika İstanbul fuarındaydı

Kırmak Makine Genel Müdürü Hüseyin Kırat “Hırdavat sektörü olmadan sanayi sektörü olmaz”

İNDEX

3M...................................................37 CENTER.....................................A.K.İ.K GEZER................................. İÇ İNSÖRT REİS MAKİNA................................. Ö.K ABONE FORMU..............................137 CERMİX...........................................89 İSTANBUL HIRDAVAT FUARI...... 15-143 RIDGID.............................................35 ABUDABİ HIRDAVAT FUARI.............133 ÇELİK HORTUM İÇ İNSÖRT

İSTANBUL PLASTİK........................117 RİTİM.............................................113

AKFİX...............................................49 DEKOR.............................................85 KALEKİLİT........................................39 SEDA END...................................... 8-9 ASKAYNAK.................................. Ö.K.K EGELİ............................................. 6-7 KAMİLTÜRK....................................121 SELSİL........................................... 2-3 ATAMAN.........................................105 EMEKLASTİK....................................93 KANCA...........................................103 SERTEL TOOLS..............................115 ATEŞ İNŞ.........................................95 EMÜLZER.........................................23 KARBOSAN.................................... A.K TEKSAN...........................................33 AYVAZ..............................................57 ER-EL........................................ 82-83 KARCHER.........................................61 TÜRK BARTER................................131 BOSCH......................................Ö.K.İ-1 ERKALIP...........................................87 KARKİM................................... 91-109 VİKO................................................99 BURLA MAKİNA............................. 4-5 FİLLİ BOYA................................. 17-45 MAGMAWELT...................................21 YAPI FUARI.....................................135 BUSİNESS........................................29 GATA KİMYA...................................107 MANO............................................127 YURTBAY YAPI KİM..................... 52-53


EKONOMİ

Hisarcıklıoğlu: Dünya 2.’liği için odağımız üretim olmalı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, risklere değil fırsatlara odaklanılması ve olumlu düşünülmesi gerektiği belirterek, “Türkiye 2015’te yüzde 4, krizden sonraki 20082015 döneminde ortalama yüzde 3,4 büyüdü. Bu yıl yüzde 4’ün üzerinde, yüzde 5’e yakın bir ortalama yakalayacağımızı düşünüyorum” dedi. Hisarcıklıoğlu, Ekonomi Gazetecileri Derneğinin (EGD) bu yıl 12’ncisini düzenlediği Kartepe Ekonomi Zirvesinde, “Dünyada ve Türkiye’de Ekonomik Görünüm” başlıklı bir sunum yaptı. Kısa bir süre önce açıklanan Türkiye’nin 2015 büyüme verilerine değinen Hisarcıklıoğlu, 2016’nın kolay bir yıl olmayacağını, gelişen ülkelerdeki ekonomik sıkıntıların devam ettiğini, Türkiye’nin en uzun sınır hattını bulunduğu Suriye’de çatışmaların sürdüğünü söyledi. Kötümserliğin bulaşıcı olduğunu ve salgın hastalık haline getirilmemesi gerektiğini dile getiren Hisarcıklıoğlu, “Türkiye zor bir coğrafyada ve zor bir dönemden geçiyor. Böyle dönemlerde ülkenin

12

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

meselelerini daha orta vadeli bir perspektiften bakmanın daha sağlıklı olacağını düşünüyorum. Hadiselere ‘zoom’ yapmak yerine genel trendlere bakmak daha faydalı. Tek tek ağaçlar yerine ormanın tümüne bakmalıyız. Bugünlerde tam da böyle bir dönemdeyiz. 2016 kolay bir yıl olmayacak. Ancak yarın neyi daha iyi yapabileceğimize, risklere değil fırsatlara odaklanmalıyız. Fırsatlara odaklanırsak başarırız” diye konuştu. Hisarcıklıoğlu, dünya ekonomisine dair pek çok rakam olduğunu, kendisinin özel sektörün başkanı olarak sık sık iş makineleri satış rakamlarını incelediğini kaydederek, bu rakamların dünyadaki altyapı yatırımlarının durumunu gösterdiğini anlattı. İş makinelerinde başı çeken şirketin Caterpillar olduğunu anımsatan Hisarcıklıoğlu, bu firmanın satışlarında son 3 yıldır gerileme yaşandığını dile getirdi. Hisarcıklıoğlu, 21’inci asırda ilk defa 2015’te gelişmiş ülkelerin büyüme hızının Çin ve Hindistan hariç gelişen ekonomilerin üzerine çıktığını ifade ederek, “Fakirin zengine yaklaşmasını

engelleyen durum. Küresel gelir eşitsizliğini azaltmak için gelişmekte olan ülkelerin daha hızlı büyümesine ihtiyaç var. Hindistan ve Çin’i çıkardığımızda gelişmiş ülkeler gelişen ülkelerin üzerinde büyümüş” ifadelerini kullandı. Hisarcıklıoğlu, Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ülkelerde sıkıntı olduğunu aktardı. “Küresel kriz gelişmekte olan ülkeleri fazla etkiledi” Hisarcıklıoğlu, küresel krizin gelişen ülkeleri daha çok etkilediğinin görüldüğünü belirterek, gelişmiş ülkelerin 2005-2007 büyüme hızının yüzde 2,7 iken son 3 yılda bu hızın yüzde 1,6 ya düştüğünü bildirdi. Hisarcıklıoğlu, söz konusu dönemde gelişen ülkelerin büyüme hızının yüzde 7,9’dan yüzde 4,7’e düştüğünü ifade ederek, küresel krizin gelişmekte olan ülkeleri daha fazla etkilediğini, belirtilen dönemde büyüme farkının gelişmekte olan ülkelerde daha yüksek olduğunu söyledi. “Küresel ekonomi toparlanıyor” Küresel ekonominin geçen


yıl yüzde 3,1 büyüdüğünü ve toparlanmanın görüldüğünü dile getiren Hisarcıklıoğlu, 2016’da dünya geneli büyümenin binde 3’lük bir toparlanma ile yüzde 3,4 olarak gerçekleşmesinin beklendiğini anlattı. Hisarcıklıoğlu, “2016’da gelişmiş ülkelerin büyüme oranı yüzde 1,9’dan yüzde 2,1’e, gelişen ülkelerinki ise yüzde 4’ten yüzde 4,3’e çıkacak. AB ekonomisi 1,7 büyüyecek. 2015’te yüzde 1,5 büyümüştü. Bu güzel bir gelişme. Bizim en önemli pazarımız” diye konuştu. Küresel ticaret hacminin 2015’te yüzde 2,8 arttığını belirten Hisarcıklıoğlu, 2016’da da yüzde 2,8 artmasının beklendiği bilgisini verdi. “Son 1 ayda gelişmekte olan ülkelere para girişi var” Gelişmiş ülkelerin ithalatının 2015’te yüzde 0,2 arttığını, bu yıl söz konusu rakamı yüzde 1,8 yükseleceğini belirten Hisarcıklıoğlu, “Bu bizim için önemli. İhracatımızı genel olarak bu pazarlara yapıyoruz. Bizim için iyi olan petrol fiyatların yüzde 18’lik düşme öngörülüyor” dedi. Hisarcıklıoğlu, avro bazlı faizlerde sıfıra doğru gidişin görüldüğünü ifade ederek, avro bölgesinde bankaların kredi hacminin uzun dönem sonra artmaya başladığını ve bunun güzel bir gelişme olduğunu bildirdi. Son dönemde gelişmekte olan ülkelere para girişi olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, “Bunun altında Fed’in faiz artışını yavaşlatması, Avrupa Merkez Bankasının faizi sıfıra yakınlaştırması yatıyor. Gelişmekte olan ülkelere 37 milyar dolar para girdi. Bunun 1 milyar doları ülkemize dışarıdan

geldi.” ifadelerini kullandı. “Başbakanımız işi sıkı tutuyor” Hisarcıklıoğlu, 2016 yılı için Türkiye ekonomisine bakıldığında risklerin de fırsatların da görüldüğünü belirterek, “Risklerimizin herkesin bildiği gibi coğrafyamızdaki karışıklık, terör olayları, Fed kaynaklı belirsizlik, petrol ihraç eden ülkelerin alım gücünün zayıflaması ve özel sektörün borçluluk oranının yüksekliği” diye konuştu. Türkiye’nin fırsatlarına işaret eden Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hükümet eylem planına odaklandı. Geçen hafta son 3 ayda gerçekleşen reformlar açıklandı. Başbakanımız bu işi sıkı tutuyor. AB sürecinin canlanması, petrol ve doğalgaz fiyatlarının düşmesiyle azalan enerji maliyetleri, kamu disiplininin sürmesi bizim için büyük fırsat. Özel sektör borcuna karşılık risk yönetiminde tecrübelendi. Reel sektör olarak söylüyorum; odaklanmamız gereken riskler değil fırsatlar. Kötümser baktığınızda etrafınızdaki herkes negatif enerji alıyor ve herkes olumsuz bakıyor. Fırsatlara odaklanmıyoruz. Türkiye yüzde 4’lük büyüme yakaladı. Dünya ortalaması yüzde 3,1. Gelişen ülkeler ortalaması yüzde 4. Bu yıl yüzde 4’ün üzerinde bir büyüme bekliyorum. Krizden sonra 2008-2015 döneminde büyümede yüzde 3,4 ortalama yakaladık. Bu yıl yüzde 4’ün üzerinde, yüzde 5’e yakın bir ortalama yakalayacağımızı düşünüyorum.” “Yüzde 4’ün üzerinde büyüyen sektörlere odaklanılmalı” Hisarcıklıoğlu, büyümede

sektörel katkılara da yoğunlaşılmasının önemine değinerek, genel olarak yüzde 4 büyümenin tartışıldığını, sektörel olarak bakıldığında daha yüksek büyüme rakamını rakalayan sektörlere odaklanılması gerektiğini vurguladı. Geçen yıl 2014’e göre finans sektöründe yüzde 10, tarımda yüzde 7,6, turizmde yüzde 4,6, eğitimde yüzde 5,4’lük büyüme yakalandığı bilgisini veren Hisarcıklıoğlu, sanayinin Türkiye ortalamasının altında yüzde 3,8 büyüdüğünü aktardı. Hisarcıklıoğlu, yüzde 4’lük büyümenin 3,7’sinin iç tüketimden geldiğini kaydederek, yatırımların katkısının yüzde 0,9, ihracatın katkısının yüzde -0,3 olduğunu, başarılı bir büyüme için bu 3 kalemin dengede olması gerektiğini vurguladı. “İstihdamda özel sektörün katkısı çok yüksek” Özel sektör makine teçhizat yatırımlarının 2015’te tekrardan büyüme trendine girdiğini belirten Hisarcıklıoğlu, “Bu gerçekten çok önemli. Kişi başına düşen özel sektör makine teçhizat yatırımları tekrar yukarıya doğru çıkmaya başladı.” dedi. Hisarcıklıoğlu, geçen yıl iş gücü piyasasına 892 bin kişinin katıldığından bahsederek, “2015’te 688 bin kişi işe başlamış. Bunun 611 bini özel sektör. Kamu kaynaklı istihdam ise 77 bin. Bu çok güzel. Ayrıca kayıt dışılık azalıyor, özel sektör kayıt altına giriyor. İstihdam hizmetler sektöründe rekor düzeyde 658 bin artmış. En üzüldüğümüz yer sanayi, artış 16 bin. İnşaatta 2 bin, tarımda 13 bin istihdam artışı var.” ifadelerini kullandı.


EKONOMİ

Kamu bütçesinin çok iyi yönetildiğini dile getiren Hisarcıklıoğlu, bu alanda Avrupa Birliğinin 28 ülkesinin 22’sinden iyi konumda olduklarını, 2015’te bir önceki yıla göre bütçe gelirinin yüzde 14, bütçe giderinin ise yüzde 13 arttığını anlattı. Hisarcıklıoğlu, “Burada faiz giderleri ne kadar artarsa bize vergi olarak dönüyor. Bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 1,2. Bu bütçenin iyi yönetildiğini gösteriyor.” değerlendirmesinde bulundu. Çeklere barkod geliyor Reel sektöre ilişkin değerlendirmelerde bulunan Hisarcıklıoğlu, 2015 yılında sorunlu kredilerde yüzde 31, karşılıksız çeklerde yüzde 37 artış yaşandığını söyledi. Ödenmeyen çeklerde hapis cezasının kalktığını anımsatan Hisarcıklıoğlu, hükümet, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı ile gerekli görüşmelerin tamamlandığını, 1 Ocak 2017’de çeklerin barkodlu olacağını dile getirdi. Hisarcıklıoğlu, firmaların çekleri zamanında ödemeleri konusunda değerlendirmelerinin yapılacağını ve çeklerin üzerinde “çek endeksi”nin yer alacağını kaydederek, buna göre çekin güvenli olup olmadığının anlaşılacağını aktardı. Hisarcıklıoğlu, “Ona göre çekin güvenli olup olmadığını göreceksiniz. Bütün çekler barkodlu olacak ve bu dünyada bir ilk. Çek sahteciliği de bitecek.” diye konuştu. Kapanan şirketlerin kurulan şirketlere oranının 2015’te en düşük seviyeye gerilediğini bildiren Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:

14

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

“Bu oran yüzde 18’lere düştü. Yani kurulan her 100 şirket karşılığında 18 şirket kapanmış. Eskiden bu rakam 24’tü hatta 36’lara kadar çıkmıştı. Cumhuriyet tarihinde 1 milyon 164 bin şirket kurmuşuz. AŞ ve LTD olarak, şahıs değil. Şirketlerin 5 yıl hayatta kalma oranı yüzde 67,5, 10 yıl hayatta kalma oranı yüzde 42,6, 20 yıl hayatta kalma oranı yüzde 35,8. Bu oranlar İngiltere, ABD gibi Anglosakson hukukunun olduğu ülkelere göre çok yüksek. Anglosakson ülkelerdeki şirketlerin kapanma hızı bizden hızlı. Şirketleri yaşatıyoruz ama büyütmekte sıkıntı çekiyoruz. Şirketlerimizi nasıl büyüteceğimizi öğrenmeliyiz. Ayakta tutmayı başardık.”

böylece yerel kalkınmada ortak akıl, ortak istişare mekanizması kurmaya başladıklarını bildirdi. Mecidiyeköy’de yaşanan asansör kazasından ciddi ders aldıklarını, Mesleki Yeterlilik ve Belgelendirme Merkezlerini kurduklarını anlatan Hisarcıklıoğlu, “Artık ‘Ben her işi yaparım’ anlayışı bitecek. Mesleki Yeterlilik Belgesi olmayan hazirandan sonra çalışamayacak. Bundan sonra inşaata adam aldınız hem sıvacı hem duvarcı olup her şeyi yapmayacak” dedi. Hisarcıklıoğlu, asansör bakım ve onarımcısı, duvarcı, sıvacı, betoncu, metal saç işlemecisi gibi farklı alanlarda uluslararası geçerliliği de olan sertifika vereceklerini aktardı.

Türkiye CERN’e katkı yapmaya başladı Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’ne (CERN) katkı vermeye başladığını ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu: “Bu çok önemli, yıllardır takip etiğimiz işti. CERN’in irtibat ofisini TOBB merkezinde açtık. Dünyada ne kadar belge varsa var hepsi hikaye. Sen şirket olarak ‘Ben CERN’e bunu yaptım’ diyorsan başka bir şeye gerek yok. Türk firmalarının CERN mal ve hizmet alım ihalelerine girmelerini kolaylaştırıyoruz. 14 Nisan’da ikinci toplantıyı yapacağız. 879 milyon dolarlık 2 dev projenin tanıtımını yapacağız. Ankara OSTİM’de bir şirket CERN’in kalite ve standardında ürün yapabiliyor.” Hisarcıklıoğlu, üniversiteler ile iş dünyasını buluşturmak istediklerini, her ilde bir tane akademik danışman görevlendirdiklerini belirterek,

Gazze’ye üst düzey ziyaret TOBB olarak yurt dışı ile ilgili önemli bir adım attıklarını ve Gazze’ye ziyaret gerçekleştirdiklerini belirten Hisarcıklıoğlu, 2012’den sonraki en yüksek düzeyli ziyaretin yapıldığını söyledi. Hisarcıklıoğlu, ziyaret kapsamında Hamas Siyasi Büro Başkan Yardımcısı İsmail Haniye ile de görüştüklerini, bu geziyi basına çok yansıtmadıklarını kaydederek, , Filistin’de organize sanayi bölgesi yapma projeleri olduğunu, şu anda temellerin atılma noktasına geldiğini, ortamın normalleşmesi halinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile temelleri atmak istediklerini aktardı. Gazze’nin yeniden imarı konusunda 5 milyar dolarlık bir potansiyel olduğunu ve Türk özel sektörünün burada daha aktif olması gerektiğini bildiren Hisarcıklıoğlu, ancak Gazze’ye kesinlikle maddi bakmadıklarını, buraya yaklaşımlarının



EKONOMİ

duygusal olduğunu, Gazze’nin kendilerinde farklı bir yeri bulunduğunu ifade etti. “Yüksek teknoloji ihracatına odaklanmalıyız” Kişi başına düşen milli gelirde 2001’den sonra 2008’e kadar güzel bir ivme yakalandığını, ancak ondan sonra dalgalı bir seyir izlediklerini dile getiren Hisarcıklıoğlu, dünyanın en büyük 18’inci ekonomisi olmaya devam ettiklerini, bunu korumanın güzel olduğunu ancak daha da ileriye gidilmesi gerektiğini vurguladı. Hisarcıklıoğlu, rekabetçilikte, inovasyonda, iş yapma kolaylığında iyileşme bulunduğunu, ancak bu alanlardaki dünya sıralamalarında daha yukarılara çıkmaları gerektiğini ifade ederek, ihracatta ileri teknolojik ürünlerin payının sadece yüzde 5 olduğunu, OECD ortalaması olan yüzde 19’un altında kaldığını anlattı. Yüksek teknoloji ihracatında 2000-2014 döneminde Hindistan’ın 2 milyar dolardan 17 milyar dolara, Çin’in 42 milyar dolardan 580 milyar dolara, Polonya’nın 1 milyar dolardan 12 milyar dolara çıktığından bahseden Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin ise sadece 2 milyar dolardan 3 milyar dolara çıkabildiğinin, bu işe odaklanarak daha yüksek artış sağlanabileceğinin altını çizdi. Hisarcıklıoğlu, ISO-500 listesinde yüksek teknoloji üreten firma sayısının sadece 12 olduğuna dikkati çekti. “E-ticareti kullanmalıyız” Sanayide geleceğin 3 temel teknoloji etrafında şekilleneceğine değinen Hisarcıklıoğlu, bunların

16

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

“biyoteknoloji”, “nanoteknoloji” ve “bilgi-iletişim teknolojisi” olduğunu bildirdi. Hisarcıklıoğlu, Türkiye’deki KOBİ’lerin bulut teknoloji kullanma oranının çok düşük olduğunun altını çizerek, “E-ticarette bütün dünya ayağının ucuna geliyor. Türkiye’de e-ticaret kanallarını kullanan şirketlerin oranı OECD ortalamasının çok gerisinde. Bunu bütün dünya kullanıyor biz neden kullanmıyoruz. E-ticaret ile bütün dünyaya mal satabiliyorsunuz. Neden kullanmıyoruz” diye konuştu. “Türkiye en çok büyüyen ikinci ülke olabilir” Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin 2014-2020 döneminde ne kadar büyüyeceğine dair iki farklı sıralama olduğunu kaydederek, şunları söyledi: “Bu iki çalışma da dünyanın itibar ettiği çalışmalar. Harvard, ‘Türkiye kendi liginde 2020’ye kadar dünyanın en hızlı büyüyen ikinci ülkesi olacak’ diyor. IMF ise ‘13’üncü ülke olacak’ diyor. Biz içimize kapanıp kavga edersek IMF’nin tahmini tutar. İçimize kapanmayıp üretime odaklanırsak Harvard’ın tahmini tutacak. Harvard potansiyele bakıyor. Türkiye’nin ‘dünyanın en hızlı büyüyen ikinci ülkesi olma’ potansiyeli vardır. Ne olur kavga etmeyelim. Harvard senin benim hatırıma potansiyelimizin olduğunu söylemiyor. Olumlu bakalım geleceğimize odaklanalım. Türkiye, mevcut potansiyelini kullanabilirse hızlı bir büyüme performansı gösterecek. Türkiye bundan daha iyi olmaya aday. Buna da katkı sağlayabilirsek ne mutlu bize.” “İflas ertelemede açıklar düzeltilmeli”

Hisarcıklıoğlu, iflas ertelemeye ilişkin bir soru üzerine, bu konunun kamuoyunda çok tartışıldığını, ilgili yasanın 2004’te çıktığını, 2015’te iflas erteleme isteyen firma sayısının 492 olduğunu söyledi. Bu rakamı Ticaret Sicil Gazetesinden öğrendiklerini dile getiren Hisarcıklıoğlu, “İflas erteleme bir ihtiyaç. Buradaki eksik ve noksanların düzeltilmesi konusunda Adalet Bakanlığı ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile çalışıyoruz” değerlendirmesinde bulundu. Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin yeni başarı hikayelerinden birisinin reformlar olduğunu vurgulayarak, hükumetin sözünü verdiği reformların sıkı takipçisi olunması gerektiğini aktardı. Doğu ve Güneydoğu’da şu anda bir istikrarsızlık olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, Güneydoğu’daki odalar ile batıdaki odaları bir araya getirerek “Kardeş Odalar” projesini başlattıklarını dile getirdi. Hisarcıklıoğlu, “Bu odalar birbirlerinin potansiyelini keşfedip pazar oluyorlar. Bingöl ile Afyon odaları kardeş. Birbirlerinin tecrübesini tamamlayan pazarlar.” diye konuştu. Terörün bütün dünyada yaşanabildiğine değinen Hisarcıklıoğlu, vicdani noktada nerede olursa olsun yaşanan hiçbir terör olayına taviz verilmemesi, Brüksel’de patlayan bombaya kendileri ne kadar üzülüyorsa oradakilerin de Ankara’dakine o kadar üzülmesi gerektiğini sözlerine ekledi.



HABER

Makina İhracatçıları Birliği Başkanı Adnan Dalgakıran:

“ABD pazarında kâr marjları yüksek”

Makine İhracatçıları Birliği ve Makine Tanıtım Grubu Başkanı Adnan Dalgakıran, makine ihracatçılarının ABD pazarını dikkatle incelemeleri gerektiğine belirterek, “burası çok büyük bir Pazar, teşvikleri bol ve kar marjları yüksek” değerlendirmesinde bulundu.

yüzünden ihracatımızın zor olduğunu belirten Makine Tanıtım Grubu Başkanı Adnan Dalgakıran: “Dünya üretiminin yarısını oluşturan bu pazarları bu şekilde bir kenara koyunca, diğer yarıya bakmamız gerekiyor. İhracatımızı en hızlı geliştirebileceğimiz komşularımızla olan dış ticaret ilişkimiz de bölgesel gelişmeler nedeniyle öngörülebilir olmaktan çıktığı için, geriye ABD ve Avrupa pazarları kalıyor.” dedi.

akine Tanıtım Grubu tarafından İstanbul’da organize edilen “ABD Pazarı Bilgilendirme Toplantısı”nda Makine sektöründe yer alan meslek kuruluşları temsilcilerine ve birlik üyelerine hitap eden Dalgakıran, dünyadaki gelişmelerin ABD pazarının önemini artırdığını vurguladı. Çin, Hindistan, Brezilya gibi dünyadaki pek çok büyük pazara, koruma tedbirleri

“Perakende mantığıyla makine satılmaz” İhracata nasıl bakılması gerektiği konusunda da görüşlerini dile getiren Dalgakıran, ihracatın bir sonuç olduğunu ve Türkiye’nin Makinecileri’nin bu sonucu elde etmek için ürününün kalitesine ve standardizasyonuna güvenmesi gerektiğini belirtti. Dalgakıran: “Eğer doğru ürünü yaptıysak, her pazar bizim için iyi pazar. Rakiplerimizi çok iyi bilmeliyiz. Biz daha ucuza satıyoruz demekle ürünümüzü satamayız.

M 18

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

Ürünümüzü satarken ne kadar enerji harcadığını, problem yaşandığında servis sorununu nasıl çözeceğimizi bilmeliyiz. Bu konuları çözmeden perakende mantığıyla makine satmaya çalışmamalıyız,” dedi. Türkiye’nin başarılı olması için makine sektörünün başarılı olması gerektiğinin altını çizen Adnan Dalgakıran “Makine sektörünün başarılı olması için de önce kafa yapımızı değiştirmemiz, rant ekonomisini bir kenara koyarak, insanımızda sanayide çalışma arzusu uyandırmamız gerekiyor. Eğitim sistemini yeniden düzenlememiz ve doğru insan kaynağını oluşturmamız gerekiyor.” diyerek sözlerine son verdi. İlki, 2015 yılında, “ABD Pazarına Giriş” başlığı altında düzenlenen toplantı, bu sene de katılımcı firmalar tarafından ilgi gördü. Türkiye ve ABD’den katılan konu ile ilgili uzmanlar ve deneyimli firmalar, toplantıda, ABD pazarı ve pazara giriş yöntemleri, ABD’de hukuki konu ve prosedürler ve ABD standartları ile ilgili sunumlar yaptı.


5 adımda ABD pazarına giriş: 1. DANIŞMANLIK ALIN: Girişimi planlama aşamasında bir hukuk bürosundan; marka patent koruma, şirket kurulumu ve birleşmeler, sözleşmeler ve müzakereler konusunda danışmanlık alın 2. EYALETLER ARASI FARKLARA DİKKAT: ABD’de her bir eyalette farklı pazar dinamikleri, alım yapıları ve iş yapma yöntemleri vardır, bunları dikkate alın. 3. KÜLTÜREL FARKLILIKLARA DİKKAT: ABD’li iş adamları için zaman para demektir, randevu saatlerinize sadık olun. 4. HAZIRLIK: Yürüteceğiniz her türlü görüşmeye en üst seviyede hazırlık yaparak gidin. Ürününüzü çok iyi tanıyın, farklarını kısa sürede açıklamaya hazır olun. 5. SATIŞ SONRASI SERVİS: ABD pazarında süreklilik önemlidir. Satış sonrası servis hizmeti konusunda yeterli altyapıyı oluşturun.

Sorun yaşamamak için: • Gönderilecek makineleri, ülkenin ve bölgelerin şartlarına göre test edin • Ürünlerle ilgili satış sonrası hizmet altyapısını güçlü kurun. Depolama, yedek parça, servis meselelerini önceden planlayın, gerekiyorsa yerel servis sağlayıcı ile anlaşın • Aktif pazarlama faaliyetlerine (reklam, web sitesi tasarımı vb.) önem verin • Taleplere gerçek zamanlı geri dönebilmek üzere yeterli stok bulundurmaya özen gösterin • İş yaparken oluşabilecek ek maliyetlere (ürün sigortaları, kur farkları, gümrük vergileri, eyalete göre değişen perakende satış vergileri vb.) dikkat edin • sABD makine standartlarını dikkate almadan üretim (metrik ölçü farkları vb.) yapmayın • Sertifikalandırma işlemlerini unutmayın

ABD Pazarı, Kısa Kısa • ABD genel ithalatında Türkiye 38. sırada • İki ülke arasındaki ticaret hacmi toplam 19 milyar USD • 2015’te Türkiye ABD’den toplam 11,1 milyar USD’lik ithalat gerçekleştirildi • 2015’te Türkiye’den ABD’ye toplam 6,2 milyar USD’lik ihracat gerçekleştirildi • Türkiye’nin ABD’ye ihracatında ilk altı eyalet: Texas, New Jersey, New York, Michigan, California, Florida* *US Census Bureau verilerine göre • ABD’nin ithal ettiği başlıca ürün fasılları: o Elektrikli makine ve cihazlar, aksam/parça o Nükleer reaktörler, kazanlar, makineler, mekanik cihazlar, aksam/parça o Motorlu kara taşıtları, traktörler, bisiklet, motosiklet, aksam/parça • ABD Makine ve Ekipman sektörü, sektörün dünyadaki üçüncü büyük tedarikçisidir. • ABD piyasasında satılan makinelerin %40`ı ithal makinelerdir. Bu makinelerin % 12`si Almanya’dan ithal edilmiştir. • ABD Tarım Bakanlığı verilerine göre; tarımsal üretimin bu yıl % 13 oranında büyümesi beklentisi tarım makinelerine olan talebi artıracaktır. • T.C. Ekonomi Bakanlığı tarafından, New York, Teksas, Kaliforniya, Illinois, Georgia ve Florida hedef eyaletler olarak belirlenmiştir. • ABD iş yapma kolaylığı açısından 189 ülke arasında 7. sırada* * Dünya Bankası 2015 verilerine göre • ABD’nin tüm dünyaya ihracatı 1,5 Trilyon USD (2015) • ABD’nin tüm dünyadan ithalatı 2,24 Trilyon USD (2015)


HABER

Bileşik Endeks Faaliyetlerin Artışı ve İyimser Beklentiler İle Hızla Toparlanıyor

B

ileşik Endeks Faaliyetlerin Artışı ve İyimser Beklentiler İle Hızla Toparlanıyor Mart ayında İnşaat Malzemeleri Sanayi Bileşik Endeksi mevsimsellik etkisi ve yaşanan iyimserlik sonucu artan faaliyetler nedeniyle yükselişini sürdürmüştür. Endeks Mart ayında 2,6 puan artmış ve 100 puan seviyesine çok yaklaşmıştır. Bileşik Endeks Mart ayında yurtiçi ve yurtdışında oluşan iyimser beklentilerden olumlu etkilenmiştir. Hava koşullarının iyi gitmesi de iç piyasa faaliyetlerini olumlu etkilemiştir. Bileşik Endeksi oluşturan üç alt endeks birlikte artış göstermiştir. Faaliyet Endeksi Mart ayında en çok artan alt endeks olmuştur. Güven endeksinde artış Mart ayında kuvvetlenmektedir. Beklenti endeksinde ise tüm alt unsurlara dayalı bir artış yaşanmıştır. Faaliyetlerde İç Pazar Destekli İyileşme Yaşanıyor Faaliyetler Mart ayında artışını sürdürmüştür. Mevsimsellik etkisi kuvvetlenmektedir. İnşaat malzemeleri sanayi faaliyet endeksi Mart ayında 3,6 puan artmıştır. Mart ayında hemen

20

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

tüm faaliyetlerde toparlanma yaşanmıştır. Yurtiçi satışlarda Mart ayında bir önceki aya göre önemli bir artış olmuştur. İhracat Mart ayında da bir önceki aya göre artmıştır. Üretim ve cirolar özellikle iç satışlardaki artışa bağlı olarak hızla yükselmiştir. Mevsimsellik ile ekonomide göreceli iyimser beklentiler faaliyetleri Mart ayında çok olumlu etkilemiştir. Böylece Mart ayında faaliyet endeksi geçen yılın Mart ayının 5,0 puan üzerinde gerçekleşmiştir. Güven Endeksi Dip Seviyelerinden Toparlanma Eğilimine Girdi Dip seviyelere inen Güven endeksi Şubat ayından sonra Mart ayında da artmıştır. Güven endeksi Mart ayında bir önceki aya göre 1,5 puan yükselmiştir. Küresel dalgalanmanın azalması, döviz kurlarındaki gerileme ve jeopolitik risklerin durağanlaşması Mart ayında güveni artırmıştır. Güven endeksini oluşturan alt değerlerin tamamında sınırlı artışlar yaşanmıştır. Türkiye ekonomisinin genel gidişatına ilişkin güven uzun süre sonra ilk kez 0,9 puan artmıştır. Ancak ekonomiye güven halen kırılgandır. İnşaat sektörüne ve inşaat malzemeleri sanayine

yönelik güven de uzun süre durağan kaldıktan sonra artış eğilimine girmiştir. Yurtiçi ve ihracat pazarlarına yönelik güven toparlanma arayışını sürdürmektedir. Beklentilerde Uzun Süre Sonra Hissedilir İyileşme Beklentiler Endeksi faaliyetlerdeki toparlanma ve yaşanan iyimserlik ile birlikte 2,6 puan artış göstermiştir. Beklentiler uzun süre sonra ilk kez iki ay üst üste iyileşmiştir. Türkiye ekonomisine ilişkin beklentilerde çok uzun süre sonra başlayan iyileşme sınırlı da olsa Mart ayında da sürmüştür. Ekonomik beklentilerin iyileşmesi sektörü de destekleyecektir. Önümüzdeki üç aya ilişkin alınan yurtiçi sipariş beklentilerdeki çok önemli bir artış yaşanmıştır. Önümüzdeki üç ayın üretim beklentisi ise en hızlı artış gösteren kalem olmuştur. Bahar aylarında kuvvetli üretim artışı beklenmektedir. Faaliyetler ile güven ve beklentilerdeki toparlanma daha kalıcı olmaya başlamıştır. Yılın ikinci çeyreğinde daha iyi bir performans gösterme olasılığı artmıştır.



SEKTÖREL

YAPI KİMYASALLARI

1947 İnönü’den, 2016 Vodafone Arena’ya

Emülzer

E

mülzer kırmızı/ beyaz yalıtım bayrağını Vodafone Arena’ da siyah/beyaz Beşiktaş bayrağının yanına gururla dikti. Türk futbolunun heyecan ile beklediği BJK Vodafone Arena Stadı inşaatı tamamlandı. 1947 yılında inşa edilen İnönü Stadyumu’nun yalıtımında Emülzer ürünleri kullanılmıştı. 2016 yılında inşaatı tamamlanan BJK Vodafone Arena Stadyumu’nun tribün altlarında ve otopark üstlerindeki su yalıtımı uygulamaları, ISOBAU Mimarlık tarafından, yine Emülzer ürünleri kullanılarak yapılmıştır. Öncelikle betonarme betonu üzerine meyil şapı atılmıştır. Şap üzerine astar olarak Emülzer İzola astar 0,400 kg/m2 sarfıyatla kullanıldı. Bitüm-kauçuk esaslı, tek bileşenli, elastik ve kolay uygulanan Elastokote 1K astar üzerine uygulandı. Elastokote 1K, 3 kat halinde 4,5 kg/m2 olarak uygulandı. Katlar arasında güçlendirme amacıyla 50 gr/m2 ağırlığında yalıtım filesi kullanıldı. Yapılan su yalıtımı uygulamasını korumak amacıyla üst üste 2 kat 500 gr/m2 Geotekstil serildi. Zemin kaplaması olarak granit tercih edildi. Bu amaçla kuru harç yapılarak granit kaplamalar yapıştırıldı.

22

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

Su Yalıtım detayı • Beton • Meyil Şapı • Emülzer İzola astar ( 0,400 kg/m2) • Elastokote 1K (3 kat 4,5 kg) • Su Yalıtım Filesi 50-65 gr/m2 • Geotekstil keçe 500 gr/m2 • Geotekstil keçe 500 gr/m2 • Harç • Granit Kaplama



SEKTÖR

YAPI KİMYASALLARI

Emülzer Proje ve Teknik Satış Müdürü İnş. Yük. Müh.

Cem Ercan

Mega projelere Emülzer damgası Yalıtım sektörünün ilk firması olmasının yanı sıra %100 yerli üretim ile de Türkiye ekonomisine katkı sunan Emülzer; Boğaz Köprüsü, Gebze-İzmir Otoyolu projesi, 3. Havalimanı projesi, Gebze-Halkalı Hızlı tren projeleri, Vodafone Arena BJK Stadyumu İnşaatı vb. mega projelerde tercih edilerek kalitesi ile bir kez daha adından söz ettirdi. Emülzer Proje ve Teknik Satış Müdürü İnş. Yük. Müh. Cem Ercan, Nalbur Teknik dergisine Emülzer’in bu başarıları ile ilgili bilgi verirke sektörün gelişimi hakkında da açıklamalarda bulundu.

24

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16


Ürettiği yüksek teknolojili ürünlerle yaklışık 80 yıldır Türkiye ekonomisine katkı sunan, su yalıtımı alanında ülkemizdeki en geniş ürün yelpazesine sahip Emülzer Asfalt Evi’nin yeni Proje ve Teknik Satış Müdürü İnş. Yük. Müh. Cem Ercan’dan faaliyetleri hakkında bilgiler aldık.

F

irmanız hakkında genel bir bilgi verir misiniz? ‘Türkiye’de yalıtım sektörünün ilk firması olan Emülzer, 1935 yılından beri su yalıtımı için en kaliteli ve güvenilir likit yalıtım ürünleri üretmektedir. %100 Yerli Türk malıdır. 1935 yıllarında at arabalarıyla yapılan sevkiyatlar yerini lojistik depolarına, yapılan üretimlerde kullanılan ufak metal kazanlar ise yerini otomatik, reaktörlere bırakmıştır. Emülzer, geleneksel kalite ve istikrarlı çalışma anlayışı yanında, yıllar içinde sürekli geliştirdiği ürünleriyle de Türkiye’de likit yalıtım teknolojisinin öncüsü olmuştur. Üretimini, en yüksek teknolojiyi kullanarak ve ISO-9001:2008 sertifikasıyla sürdürmekte olan Emülzer, su yalıtımı alanında ülkemizdeki en geniş ürün yelpazesine sahip firmalar arasındadır. Firmamız, yalıtım uygulamaları ve saha çalışmalarındaki deneyimiyle inşaat sektörünün değişen ihtiyaçları doğrultusunda yeni ürünler geliştirmektedir. Emülzer, doğru insan kaynağını kullanarak, birikimini yenilikçi çözümler üretmekte kullanmaktadır. Ürün gamınız nelerdir? Bu yıl özellikle öne çıkan bir ürününüz var mı? 8 farklı ürün grubunda yaklaşık 200 adet ürünümüz bulunmaktadır. Ayrıca fason (private label) müşterilerimiz de bulunmaktadır. Güçlü

bir Araştırma Geliştirme ve Üretim Geliştirmeye sahibiz. Müşterilerimizin talepleri üzerine, niş projeler geliştirerek, özel ürünler üretmekteyiz. Ana başlıklar altında ürün gruplarımız aşağıdadır. • Bitümlü Likit Su Yalıtım Malzemeleri • Derz Dolgu ve Sızdırmazlık Ürünleri • Harç Katkıları • Çimento Esaslı Yalıtım Malzemeleri • Su Yalıtım Membranları • Renkli ve Şeffaf Su Yalıtım Malzemeleri • Epoksi Zemin Kaplamaları • Yardımcı Yalıtım Ürünleri Emülzer için piyasa algısı ‘’ Arapça karşılığıyla ziftçi, alafranga karşılığıyla da bitümcü’’ olarak yerleşmiştir. Ancak bu algı poliüretan esaslı Purready, yine poliüretan esaslı iki bileşenli Pu-Coat II, hibrid esaslı Pur-Wet, su ile şişen bant Swell-Flex üretimleri ile kırılmıştır. Emülzer su yalıtımındaki sürdürülebilir başarısını, pazara farklı ürünler sunarak geliştirmiştir.

Satış sonrası hizmetleriniz ile ilgili çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Öncelikle, satış öncesi verdiğimiz hizmetlere daha da önem vermekteyiz. Çünkü; detayları baştan görüşerek doğrusunu müşterimize önerirsek, satış sonrası olabilecek olumsuzlukları bertaraf etmemiz, daha kolay olmaktadır. İlk defa ürün veya firma ile tanışan müşterilerimizde ürünün doğru kullanılması çok önemlidir. İlk uygulamada servis ve ürün hizmeti müşterinin ihtiyaçlarını karşılarsa, tüketici başka bir ürün veya firma tercih etmemektedir. Müşterilerimiz ayrıca yakın çevresine de firmamız hakkında olumlu referanslarda bulunuyorlar. Şayet bu hassasiyete karşın bir sorun olmuş ise, öncelikle sorunu analiz ederek problemi bulmaya çalışmaktayız. Kalite Kontrol bölümünde, giden ürünlere ait numuneler saklanmaktadır. Sahadan da örnek alınarak karşılaştırmalar yapılmaktadır. Ancak, genelde satış sonrası yaşanan sorunlar uygulama hatalarını kapsamaktadır. Satış sonrası oluşabilecek her türlü olumsuzlukta biz


SEKTÖR

ürünümüzün arkasındayız. Bununla birlikte Emülzer markalı tüm ürünler, uluslararası bir sigorta firması tarafından uzunca bir süreden beri sigortalanmaktadır. Yapılan bu sigortaya, bir tek başvuru dahi olmamıştır. Her sene hasarsızlık indirimi almaktayız. Yapı Kimyasalları sektöründe pek rastlanmayan bu ürün sigortası müşterilerimize bir güvence vermektedir. Markalarınız genel olarak hangi projelerde tercih ediliyor? Proje bedeli yaklaşık olarak 500.000.000 USD üzerinde olan, ulusal ve uluslararası birçok projelerde ürünlerimiz kullanılmaktadır. Örneğin; 3. Boğaz Köprüsü, Gebze-İzmir Otoyolu projesi, 3. Havalimanı projesi, Gebze-Halkalı Hızlı tren projeleri, Vodafone Arena BJK Stadyumu İnşaatı vb. başlıca sayacağımız projelerdir. Bu ve bunun gibi birçok mühendislik yapılarında tercih edilmekteyiz. Ayrıca marka konutlar, AVM’ler, havuz, arıtma tesisi ve su depoları gibi projelerde de kullanılmaktadır. Bazı nihai tüketiciler de web sayfamızdan ulaşarak veya danışarak kendi ürününü kendisi seçip kullanabiliyor.

26

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

YAPI KİMYASALLARI

Ürün geliştirirken öncelikleriniz neler oluyor? Su Yalıtım pazarını, şantiyeleri ve bayilerimizi çok sık ve koordineli olarak takip etmekteyiz. Pazardan aldığımız verileri, ARGE’ye numune ve fiyatları ile birlikte ulaştırmaktayız. Yönetim ve ARGE tarafından, fizibilitesi yapıldıktan sonra ürün geliştirilmekte veya geliştirilmemektedir. Şayet ürün geliştirilecek ise mutlaka saha denemeleri yapılmaktadır. Saha denemeleri tamamlandıktan sonra ürün pazara sunulmaktadır. Tübitak, Kosgeb gibi kuruluşlardan destek alarak, yeni ürünler geliştirmekteyiz. ARGE’ ye yatırım yaparak yeni test cihazları almaktayız. Bu deney aletleri ayrıca, tedarikçilerimizi daha iyi denetlememizi sağlamaktadır. Kullanılması tasarlanan, bazı farklı hammaddelerin testleri de yapılmaktadır. Böylece farklı hammaddeleri deneyerek kullanma imkanı bulmaktayız. Bu yatırımlar, ürünlerin performansını ve verimliliğini de arttırmaktadır.

Yapı Kimyasalları sektörü 2016 yılı ilk 3 ayını nasıl değerlendiriyorsunuz? 2016 yılı için beklentileriniz nelerdir? Bu yılı, diğer yılların çok üzerinde bir ciro ile kapatmayı hedeflemekteyiz. İlk 3 ay içindeki veriler de bunu kanıtlayacak niteliktedir. Yatırımların çoğu baraj, tünel, metro, ulaşım gibi altyapı projeleridir. Bu alanlar çok daha başarılı olduğumuz iş alanlarıdır. Bu mega projelerin başlaması satışlarımızı olumlu yönde etkilemektedir. Projelerin çoğu devlet tarafından yapılmakta veya yap-işletdevret tarzıdır. Yatırımlar tamamlandığında, diğer ticaret grupları da gelişecektir. Özellikle karayolları projeleri çok önemlidir. İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde arsa maliyetleri oldukça yükseldi.. Büyükşehirlerin diğer illerle olan entegrasyonu, maliyetleri düşürecektir. Yatırımlar diğer illere doğru kayacaktır. Oteller, hastaneler, okullar, alış veriş merkezleri vb. inşa edilecektir. Bunun sonucunda kullanılacak yapı kimyasalları daha da artacaktır. Her sektörde olduğu gibi Yapı Kimyasalları sektöründe de maalesef merdiven altı üretimler yapılıyor. Merdiven altı üretimlerin engellenmesi ve kalite standartlarına uygun üretim yapılabilmesi için devlet denetimi var mı? Sektörün kalite standartları konusunda ki değerlendirmeleriniz, görüş ve önerileriniz nelerdir? Ülkemizde, toz ürünlerden ısı yalıtımı yapıştırıcısı, sıvası, dekoratif sıvası, fayans yapıştırıcısı ve derz dolgusu üreten, 800 den fazla yapı kimyasalları üreticisi var. Bu kadar üretici hiçbir Avrupa


Su yalıtımı uygulamaları ikiye ayrılmaktadır; a) Ürünlerin bir kısmını tüketici kendisi uygulayabilir. (Do it your self). Poliüretan mastik, tek bileşenli çimento esaslı ürünler vb.. Bu ürünleri seçerken ve kullanmadan önce, üreticinin beyan ettiği ürünün teknik bilgi föyü ve güvenlik bilgi föyü mutlaka okunmalıdır. Her ürünün farklı uygulama seçenekleri olabilir.

ülkesinde bulunmamaktadır. Çimento esaslı ürünleri üretmek çok fazla bir bilgi birikimi (knowhow ) ve sermaye istemiyor. Oysa teknik ürünleri üretmek, ciddi bir bilgi birikimi, tecrübe ve finans gerektirmektedir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Yapı Malzemeleri ile ilgili denetimi artmış ve yerindedir. Ambalajlar, ürünler pazardan toplanıyor, iş güvenliği tedbirleri kontrol ediliyor, gerekirse üretim durduruluyor. Bu denetimler, yeni yapı kimyasallarına girmeye çalışan üreticileri, caydırmaktadır. Türkiye’de en az 20 yıllık daha bir su yalıtım pazarının olduğu aşikardır. Ancak bu süre zarfında kendini geliştirebilen, pazarlamaya ve markaya önem veren, Arge yapan firmalar başarılı olacaktır. Bir ürünün üreticisi arttığı takdir de o ürünün fiyatı da düşüyor. Çok uluslu firmalar karlılığı düşük olan, bazı yalıtım pazarı segmentinden çekiliyor veya kapasitesini düşürüyor. Kar marjı yüksek, daha teknolojik ürünleri pazara sürerek, yıllık hedeflerine ulaşmaktadırlar. Şüphesiz marka bilinirliği de bir avantaj oluşturmaktadır. Yerli firmalar da kendi ürünlerinin

performansını arttırarak, hatta istenen kalite standartlarının çok üzerinde üretimler yapmak zorundadırlar. İnşaat sektöründe çağdaş yapılaşmanın hareketlilik kazanması üretici ve tüketicinin bilgilenmesi bilinçlenmesi yapı kimyasalları sektörü için oldukça önemli. Bu noktada Yapı kimyasalları kullanımdaki bilinçlenmeyi yeterli buluyor musunuz. Bu konuda neler yapılmalı-yapılıyor? Yapı Kimyasalları ehil bir işçilikten sonra nihai/bitmiş bir ürün haline gelmektedir. Ürün seçimi ve uygulama noktasında bilinçlenme artmaktadır. Tüketici, temelden çatıya kadar yaptıracağı yalıtım ürününü ve firmayı seçebilmektedir. Bu duruma mutlaka iletişim araçlarının ve internetin yaygın kullanılmasının çok faydası olmuştur. Doğru ürünün seçilerek, doğru kişiler tarafından kullanılmasında nihai tüketicilerin, üreticilere ulaşmaları gerekmektedir. Üreticilerin çoğunun web sayfalarında ürünler, satıcı veya uygulayıcı bayilerin listeleri yer almaktadır.

b) Bazı su yalıtım ürünlerinde ise profesyonel uygulamacılar gerekmektedir. Tüketici, su ve ısı yalıtımını gerektiren bir sistem detayı isteyebilir. Bu tarz durumlarda nihai tüketiciler, üreticileri arayarak uygulamacı talep etmelidirler. Uygulamacı bayiler ve personeli üreticilerden Su Yalıtımı Eğitimi almışlardır. Ayrıca ticari olarak uygulayıcı bayilerin, üreticilere teminat mektubu, ipotek, doğrudan borçlandırma sistemi (DBS) gibi bazı sorumlulukları vardır. 5544 sayılı kanun kapsamında Çalışma ve Güvenlik Bakanlığınca yayımlanacak tebliğlerde yer alan ‘’Tehlikeli ve çok tehlikeli işler sınıfındaki meslekler’’ de, Mesleki Yeterlilik Belgesi (MYK) alınması zorunlu hale getirilmiştir. Serbest olarak çalışan veya bir firmada çalışan bir su yalıtım ustası, 2016 yılı mayıs ayına kadar belgeyi almak zorundadır. Bu konu ile ilgili 6645 sayılı kanun 25/05/2015 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Bakanlık, tebliğ ile belgenin alınması için 12 ay bir süre tanımlanmıştır. Çıkarılan bu kanuni zorunluluk ile asgari su yalıtımında yapılması gerekli işlemler ‘’ Su Yalıtımcısı İşçiliği’’ nin standardı belirlenmiştir. Uzun periyotlu bir uygulama olmasına karşın geri dönüşümü çok faydalı olacaktır.


SEKTÖR

Sektör ile ilgili gelecek öngörüleriniz nelerdir? Kamu projelerinde halen su yalıtımı ürünü olarak ‘’ bitüm esaslı membranlar’’ kullanılmaktadır. Bitüm esaslı ürünlerin kullanılmasında hem ürün hem de uygulama standardının olması ön plana çıkmaktadır. Yeni ürünlere yapılan ürün ve uygulama standartları ile, sürme esaslı likit membranlar, poliüretan esaslı vb .diğer ürünlerin önü açılmaktadır. Ülkemizde, yalıtım pazarı büyük ve daha yapılacak birçok iş vardır. Maalesef su yalıtımı olarak halen, sıva, şap, büyük ölçüde seramik kullanılmaktadır. Bu uygulama bölgesel olarak da değişmektedir. Bazı bölgelerde şap, su yalıtım malzemesi olarak görülüyor ve şap üstüne şap atılarak yalıtım yapıldığı sağlanıyor. Yaygın bir şekilde fayans, seramik malzemesi de su yalıtım malzemesi olarak kullanılıyor. Su sorununu çözmek için tüketici fayans üzerine fayans yapıyor. Şantiyelerde iki-üç kat seramik üstü seramik yapılmış yerler görüyoruz. Oysa seramik, fayans bir zemin kaplama malzemesidir. Seramik bir su yalıtım malzemesi

28

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

YAPI KİMYASALLARI

değildir. Seramiğin derzi istenildiği kadar geçirimsiz olsun/ flex olsun, seramik kendi içinde de çatlıyor. Çatladığı zaman aşağıya suyu veriyor. Eskiden seramik uygulaması yapılmadan önce seramikler ıslanırdı. Belli bir su muhteviyatına ulaşan seramik, zemine veya duvara döşenirdi. Günümüzde daha büyük ebatlı, seramik, granit veya granit seramikler kullanılmaktadır. Bu ürünler daha gevrek (esnek değil) olduğu için çok çabuk kendi içinde kırılıyor. Mutlaka bu zemin kaplamalarının altına uygun bir su yalıtımı ürünü uygulanmalıdır Sektörün en büyük sıkıntısı, çözüm önerileri ve eklemek istedikleriniz nelerdir? Bir yapının musluğunu değiştirebilirsiniz, kapısını, penceresini değiştirebilirsiniz. Rengini beğenmediğiniz bir parkeyi kaldırıp yerine, farklı bir parke döşetip, kullanabilirsiniz. Ancak konstrüktif yapıyı değiştiremezsiniz. İnşaatı tamamlanan betonarme bir yapının, betonunu eski haline getiremez, demiri çıkarıp yerine başka donatı ikame edemezsiniz.

Yapılarda yalıtımı; su, ısı, ses ve yangın diye 4 sınıfa ayırmaktayız. Isı yalıtımı yapılması zorunluluğu, yayımlanan TS 825, uygulamaya alınan BEP TR ile eski ve yeni yapılarda uygulanmaktadır. Yapının türüne, kullanılan yapı malzemelerine göre ‘’Isı Yalıtımı Projesi’’ çıkarılarak, Yapı Denetim firmalarının kontrollüğünde Belediyeler vasıtasıyla uygulatılmaktadır. Bir yapıda ‘’Isı Yalıtımı Projesi’’ yok ise ruhsat verilmemektedir. Devlet tarafından ‘’su yalıtımı yapılması zorunluluğuna’’ yönelik çalışmaların tamamlanması faydalı olacaktır. Çünkü devlet tarafından istenmediği taktirde, bir bağlayıcılığı yok diye su yalıtımı yapılmıyor veya gerekli önem verilmiyor. Milli bir ‘’su yalıtımı yönetmeliği’’ çıkarılması gerekmektedir. Yapı türüne, yapının fonksiyonlarına ait ‘’ Su Yalıtımı Projesi’’ belediyelerce istenmelidir. Proje yoksa veya uygun değil ise, ısı yalıtımında olduğu gibi yapı ruhsatı verilmemelidir. Su Yalıtım Yönetmeliğinin çıkarılması için üreticiler, sivil toplum kuruluşları tarafından, bazı girişimler yapılmaktadır. 2014 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yapı Malzemeleri Dairesi Başkanlığı, Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü Yapı Malzemeleri Daire Başkanlığınca, Su Yalıtımı Yönetmeliğinin hazırlanması yönünde büyük uğraşlar verildi. Her firmanın kendisine uygun sistemi ve formülü olmasına karşın, ortak bir paydada görüş birliğine varıldı ve genel hatları ile sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla Bakanlığa sunuldu. Umarız ki 2016 yılında su yalıtım yönetmeliği yayımlanır ve uygulamaya geçer.



RÖPORTAJ

Akkim Yapı Kimyasalları A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Hazreti Akdemir

Business İstanbul ile Türkiye’nin en büyük ofis projelerinden biri gerçekleşecek Yapı kimyasalları sektöründe isim yapmış, 100’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiren yüzde yüz yerli sermayeli Akkim Yapı Kimyasalları; yatırım planlarını yapı sektörüne de aktararak iş dünyasına büyük katma değer sağlayacak. Akkim Yapı Kimyasalları A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Hazreti Akdemir ile yaptığımız söyleşide Business İstanbul ile ilgili detaylı bilgiler alarak projeyi yakından inceledik.

30

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16


Y

apı kimyasalları sektöründe isim yapmış bir kuruluşu yönetirken inşaat sektörüne yönelmeniz hakkında neler söylemek istersiniz? Gayrimenkul sektörü aslında bir anlamda içinde yer aldığımız ve yakından tanıdığımız bir sektördü. Yapı kimyasalları sektöründe büyürken, özellikle yatırım açısından dikkat çeken, iş geliştirme potansiyeli yüksek iş alanlarını da yakından takip ediyorduk. Türkiye’nin özellikle son 10 yıllık ekonomik gelişimine bakıldığında inşaat sektörünün giderek ön plana çıktığı bir gerçek. Yapı kimyasalları sektörü de bu süreç içinde hızlı bir gelişim kaydetti. Bizler de yatırım planlarımızı bu yönde gözden geçirerek ve çeşitli projeler geliştirerek yapı sektörüne adım attık. Süreç nasıl gelişti? Büyük bir konsorsiyumun ortağı olarak süreç içinde yer aldık. Kurucusu olduğumuz Aksun Gayrimenkul Yatırım ve İnşaat A.Ş. ile Almanya merkezli Rochel Gayrimenkul A.Ş. ve Horizon Gayrimenkul şirketlerinden oluşan bir konsorsiyum olan SVR Group’un bünyesinde yer alarak Türkiye çapında bir projeyi gerçekleştirmek üzere çalışmalarımıza başladık. Projemizde hızla ilerliyoruz. Türkiye’nin en büyük ofis projesini gerçekleştiriyorsunuz. Business İstanbul projeniz hakkında bilgi verir misiniz? Business İstanbul, Kadıköy’de kent yaşamının en merkezi konumunda bulunan, yenilikçi mimari tasarımı ile öne çıkan ve ileri teknolojik ofis donanımı ile iş dünyasına konforlu ve verimli bir çalışma ortamı sunan büyük

B

usiness İstanbul, Kadıköy’de kent yaşamının en merkezi konumunda bulunan, yenilikçi mimari tasarımı ile öne çıkan ve ileri teknolojik ofis donanımı ile iş dünyasına konforlu ve verimli bir çalışma ortamı sunan büyük bir proje. Türkiye’nin en büyük A plus modern ofis projesi olmasıyla iş dünyasına büyük katma değer sağlayacak

bir proje. Türkiye’nin en büyük A plus modern ofis projesi olmasıyla iş dünyasına büyük katma değer sağlayacak. Göztepe E-5 üzerinde gerçekleştirilen büyük ölçekli kentsel dönüşüm projesinin tek ofis projesi olan Business İstanbul’u, İki adada altı blok olarak inşa ediyoruz. Tamamlandığında toplam 270 bin m² inşaat alanında 150 bin m² kiralanabilir alana sahip olacak. Yüksek tavanlı, ferah çalışma ortamı sunan modern ofis katlarını “Shell&Core” tarzında tasarlıyoruz. Business İstanbul sahip olduğu sosyal imkanlarıyla da fark yaratacak. İşi hayata, hayatı işe getiren Business İstanbul, fitness center, eğlence merkezi, çarşısı, restoranları ve her türlü ihtiyacı karşılayan mağazaları ile ofis çalışanlarının hayatını kolaylaştırırken, İstanbullular için de yeni bir cazibe merkezi olacak. Kafe ve restoranlardan eczaneye, kuru temizlemeden kırtasiyeye, terziden kuaföre, butik mağazalardan spor imkanlarına kadar tüm hizmetlerin yer aldığı Business İstanbul, yeni iş konseptini büyük kent yaşamının imkanlarıyla buluşturacak.

Proje hangi kullanıcıya hitap ediyor? Projeye olan talepler nasıl? Türkiye’nin en büyük ofis projesi Business İstanbul ile iş dünyasına yatırım yapmak isteyenlere karlı ve garantili yatırım imkanı sunuyoruz. İstanbul’da kent yaşamının en merkezi konumunda yer almak isteyen firmalar için farklı bir mimari yaklaşımla tasarladığımız Business İstanbul, iş dünyasına sayısız avantajı beraberinde getiriyor. Çünkü Business İstanbul’un konsepti yalnızca kent merkezinde olmaya değil, ticaretin, üretimin, gelişmenin ve hayatın tam merkezinde yer almaya dayanıyor. Bununla birlikte, ofis yaşamına dair en ileri teknolojik olanaklara ev sahipliği yapan Business İstanbul, aynı zamanda firmalara iş modeli kadar esnek seçenekler de sunacak.


HABER

Teksan ailesi buluştu Son yıllarda ürettiği yeni ürün çeşitleriyle dikkatleri üzerine çeken ve Türkiye’nin ilk yerli su sayacı üreticisi olan Teksan A.Ş.; bu yıl on ikincisini düzenlediği geleneksel bayi buluşmasını büyük bir coşku ile gerçekleştirdi.

S

ektöründe pek çok yeniliğin öncülüğünü yapan Teksan A.Ş., geçirdiği 2015 yılının değerlendirmesini yapmak amacıyla, Türkiye’nin dört bir yanından gelen 500’e yakın bayisi ile Antalya’da buluştu. Geleneksel hale gelen ‘Teksan Bayi Buluşması’ bu yıl 21-25 Nisan tarihleri arasında AntalyaBelek Papillon Ayscha Hotel’de gerçekleşti. Geçen senelerde olduğu gibi bu sene de bayiler

32

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

bu büyük buluşmaya eşleri ve çocukları ile beraber katıldı. Büyük bir aile havasında geçen bu buluşmada bayiler, hem yeni çalışma dönemi için moral depoladı, hem de yeni ürün projeleri hakkında bilgi sahibi oldu. Geçen yıl da olduğu gibi, 5 gün süren bayi toplantısında, 4 gün boyunca bayilerle özel oturumlar gerçekleştirildi. Özel oturumlarda, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Fatih Şahin ve Yurtiçi Satış Müdürü Uğur Tascı; bayilerin bölgelerinde yürüttükleri çalışmaları dinlediler ve 2015 yılının genel değerlendirmesi yaptılar. Yine 5 gün boyunca kurulan ürün standında mekanik sayaçlardan, yeni nesil elektronik ve ultrasonik sayaç çeşitlerine ve toplu okuma sistemlerine kadar pek çok ürünü toplu halde inceleme olanağı bulan bayiler; ürünler hakkında çok daha ayrıntılı bilgi

sahibi oldular. Bayi toplantısında yüksek moral ve motivasyonu da hedefleyen Teksan; küçük yarışmalar, çocuklara özel aktiviteler, tavla turnuvası gibi sosyal etkinliklerle de farklı bölgelerden gelen bayilerin ve ailelerinin birbirleriyle daha çok kaynaşmasını sağladı. Hopdedik Ayhan lakabıyla bilinen Ayhan Güngör’ün sunuculuğunu üstlendiği gala gecesinde, Teksan A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Fatih Şahin konukları selamlayan kısa bir konuşma yaptı. Röportaj ve video gösterimlerinin yapıldığı galada, sanatçı Murat Kurşun sahne aldı. Teksan A.Ş. yönetimi ve bayilerinin beraber pasta kesip aile fotoğrafı çektirdiği gece, bütün konukların topluca şarkılar söylemesiyle oldukça keyifli bir şekilde son buldu.



SEKTÖREL

BOYA

“Boyada Son Moda” Alligator Boya tuğlalar ve ahşaplarınızın her türlü ihtiyacını karşılayan ahşap koruma sistemi ürünleri bu renkli dünyanın seçenekleri arasında. Sağlıklı Ürün Serisi: Alligator Boya, ELF serisi ile sağlıklı ve çevreye duyarlı ürün ve renkler sunarak yaşam alanlarınıza değer katıyor, ailenizin sıhhatini güvence altına alıyor.

Modern tasarımlara dekoratif fikirler sunan Alligator boya, geniş ürün yelpazesiyle farklı bir bakış açısı getirerek “Boyada Son Moda” fikrini yaratıyor. Boyada trendleri yepyeni uygulamalarla harmanlayan Alligator, boya haricindeki ürünleriyle de yaşam alanlarına değer katarak boyadan daha fazlasını sunuyor.

2

004 yılından bu yana Türkiye’deki faaliyetlerini sürdüren Alligator Boya, daha nitelikli ve prestijli ürünlere arzu duyan tüketici grubunun ihtiyaçlarını karşılayacak üst düzey hizmet anlayışı ile sektöre yeni bir soluk getiriyor. Bir boya markası olmasının yanında, trendleri yakından takip ederek geliştirilen Alligator, boya haricindeki ürünleriyle de yaşam alanlarına değer katıyor. Renk Atölyeleri gibi uygulamaları ile kişisel özel tercihleri ön planda tutan Alligator, stil sahibi mekanlara ilham veriyor.

34

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

Dekorasyonda Yeni Bir Anlayış: Alligator Renk Atölyeleri Tüm ürün ve hizmetlerin bir arada sunulduğu Alligator Renk Atölyeleri’nde, yapının iç ve dış mekanıyla ilgili tüm projeler için boya ve renk seçimi yapılabiliyor. Alligator’ün sınırsız renk dünyasından tercih edilen tonlar, daha doğru karar verebilmek için projeye uygulanabiliyor. İstenilen rengin istenilen miktarda anında özel olarak üretildiği Renk Atölyeleri’nde talep edildiği takdirde sertifikalı Alligator Uygulama Ekipleri proje sahiplerine yapı ve dekorasyonla ilgili destek verebiliyor. Her Türlü İhtiyaca Yönelik Benzersiz Ürün Çeşitliliği Alligator Boya’da Alligator Boya tüketicisine, üstün kaliteli iç ve dış cephe ürünlerinin yanı sıra farklı dekorasyon alternatifleri de sunuyor. Birbirinden şık efektleriyle evinize bambaşka bir atmosfer kazandıran dokulu boyalar, özel formülleri sayesinde çocuklarınız başta olmak üzere tüm ailenizin yaşam kalitesini artıran sağlıklı seriler, dilediğiniz gibi renklendirebileceğiniz boyanabilir duvar kağıtları, İngiliz evlerinin asaletini taşıyan dekoratif

Dekorasyonda yeni bir alternatif: Creative Effect Serisi İç ve dış mekanlarda yaratıcı çözümler arayanlara farklı tekniklerin ve çözümlerin yer aldığı eşsiz bir dünya sunan Creative Effect grubu ürünleri, duvarlara sedef, saten, mermer, metalik, toprak ve sim efektleri vererek mekanlarınız için sıra dışı alternatifler yaratıyor. Ahşabın Dilinden Anlayan Ahşap Koruma Sistemi Alligator Boya, doğal bir yapı malzemesi olan ahşabın zorlu iklim şartları, su, nem ve biyolojik zararlılara karşı maksimum korunmasını sağlamak için uzmanlığını konuşturuyor. Magic Layer Boyanabilir Duvar Kaplamaları ile Büyülenmeye Hazır Olun Mekanlar artık Magic Layer Boyanabilir Duvar Kaplamaları’nın birbirinden şık desenleriyle hayat buluyor. Dünyanızın Kapılarını Asalete açın: Alligator Dekoratif Tuğlalar Alligator Dekoratif Tuğlalar dekorasyonda yeni bir çığır açıyor, iç ve dış cepheler estetik ve doğal doku ile buluşuyor.



HABER

3M™ Aura™ 9300+ solunum maskeleriyle rahatlık ve güvenlik bir arada

K

3M Türkiye Güvenlik ve Grafik Ürünleri Ülke Direktörü Kerem Kürklü

Fabrikaların veya madenlerin zorlu ve kirli ortamlarında çalışanlar için güvenlik ve rahatlık çok önemlidir. Koruyucu bir solunum maskesinin zorunlu olduğu bu ortamlarda kullanılan maskelerin kişiye rahatlık sağlayamaması ise oldukça sık görülen bir durum. 3M, geliştirdiği 3M™ Aura™ 9300+ solunum maskeleriyle bu soruna çözüm getirdi. Bilimi günlük yaşama ve çalışma hayatına uygulayan 3M’in bilime dayanan, yenilikçi bir teknoloji ile geliştirdiği 3M™ Aura™ 9300+, çalışanlara en zorlu çalışma koşullarında bile maksimum güvenlik ve rahatlık sağlıyor.

36

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

ullanıcı deneyimleri 3M için çıkış noktası oldu Yeni solunum maskelerinin geliştirilmesi sürecinde 3M, bilime dayanan inovasyonu için kullanıcı deneyimlerini başlangıç noktası olarak aldı. Kullanıcılar, solunum maskesi takma gerekliliğinin farkında olsa da, rahatsız oldukları için genellikle maske takmayı tercih etmiyorlar. Bu sorunu çözmek için 3M™ Aura™ solunum maskeleri, ileri elektrostatik güç ile geliştirildi. Benzersiz üretim süreci sırasında, açık biçimde düzenlenmiş mikrofiberlere yüksek seviyede elektrostatik güç enjekte ediliyor, böylece daha fazla hava geçişine izin veriliyor. Dolayısıyla, kullanıcının solunumu büyük ölçüde iyileştirilmiş oluyor. Nefes almada kolaylık sağlayan teknoloji 3M™ Aura™ 9300+ 3M’in elektret partikül filtre malzemesinin yararlarını ileri düzeyde düşük soluma dirençli filtre teknolojisi ile birleştiriyor. Dolayısıyla düşük solunum direnci sağlayarak nefes alıp vermeyi kolaylaştırıyor. 3M™ Cool Flow™ Ventil, ısı birikimini etkili şekilde ortadan kaldırıyor ve daha serin ve daha rahat bir kullanım sunuyor. Verilen havayı

dışarı çıkararak gözlüklerin buğulanması riskini de en aza indiriyor. Böylece kullanıcılar en zorlu koşullarda bile rahatlıkla nefes alabiliyor. 3M™ Aura™ Solunum Maskesi ile daha açık görüş Göz koruyucusunun buğulanmasını azaltmaya yardımcı olan Kabartmalı Üst Panel ile 3M™ Aura™ Solunum Maskesi daha açık görüş sağlıyor. Özel şekilli burun paneli ve kavisli, düşük profil tasarım buruna ve göz konturlarına mükemmel uyum sağlıyor. Ayrıca, iyi bir görüş alanının sağlanmasına ve göz koruyucu ile uyumlu kullanıma yardımcı oluyor. 3M Türkiye Güvenlik ve Grafik Ürünleri Ülke Direktörü Kerem Kürklü, “3M tarafından gerçekleştirilen inovasyonlar, kullanıcıların rahatlığını büyük ölçüde arttırdı. Konforda sağlanan iyileşmelerin, iş yerinde koruyucu maske kullanımına yönelik itirazları azaltacağını düşünüyoruz. 3M olarak 3M bilimi ile daha güvenli ve daha iyi bir iş yeri oluşturmaya büyük katkı sağlıyoruz.” diyor. Bugüne kadar 105.000 yenilikçi patenti ile 3M, 70 ülkede 90.000’i aşkın çalışanı ile 200’den fazla ülkede hizmet veriyor ve günlük hayatı daha iyi hale getiriyor.



HABER

Kale Kilit anahtarcıları bir çatı altında kurumsallaştırıyor

Türkiye’de güvenliğin lideri Kale Kilit, anahtarcıların yapısını kurumsallaştırmaya yönelik girişimlerine bir yenisini daha ekledi. Türkiye’de anahtarcıları tek bir çatı altında toplayan ‘Kale Anahtarcılar Kulübü’nü kuran Kale Kilit, Anahtarcılar Semineri’nin ana sponsorluğunu üstlendi.

S

ektörün gelişimine katkı sağlamak amacıyla yıllardır ürün, hizmet ve çözümler geliştiren Kale Kilit, iş ortaklarını bir çatı altında toplamaya

38

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

yönelik çalışmalarına devam ediyor. Anahtarcılık sektörünü kurumsal bir yapıya ulaştırmayı hedefleyen Kale Kilit, 2015 yılında ‘Kale Anahtarcılar Kulübü’nü kurarak sektörde bir ilke imza attı. Türkiye’nin kilit ve çelik kapı sektörünün öncü ve lider firması Kale Kilit, şimdi de anahtarcı ve çilingir sektörünü bir araya getirmek amacıyla 22-23-24 Nisan 2016 tarihinde Gorrion Hotel İstanbul’da düzenlenen Anahtarcı & Çilingirler 12. Eğitim ve Teknoloji Semineri’ne ana sponsor oldu. Anahtarcı ve çilingirler için yapılan tek organizasyon olan Eğitim ve Teknoloji Semineri’nin ana sponsoru olan Kale Kilit, üç günlük seminer programı gerçekleştirdi. Sektörü tek çatı altında toplamayı hedefleyen Kale Anahtarcılar Kulübü’nün hedefleri, sektör açısından önemi ve faaliyetleri

ile ilgili bilgiler verildi. Ayrıca Kale Kilit’in özel tasarım standında ürün olarak; KİS, ASM, PVC/Alüminyum Kilitleri ve Silindir Grubu ürünleri ile Kale Alarm ürünleri sergilendi. Kale Dış Ticaret tarafında ise Lüks seri ve elektronik kilitler yer aldı. Ayrıca 2 gün boyunca Kale Kilit dışında Kale Kilit Dış Ticaret ve Kale Alarm tanıtım sunumları da gerçekleştirildi. Anahtarcı & Çilingirler 12. Eğitim ve Teknoloji Semineri, yurt içi ve yurt dışındaki sektör temsilcilerini bir araya getirdi. Seminer süresince; anahtarcı ve çilingirlerin, yurt içi ve yurt dışı güncel gelişmelerden haberdar olabilmesini, meslekteki yenilikleri tanımasını ve yeni teknolojileri kullanmayı kolaylaştıracak bilgilerin paylaşılmasını sağlayacak etkinlikler düzenlendi.



RÖPORTAJ

Kırmak Makine Genel Müdürü Hüseyin Kırat

“Hırdavat sektörü olmadan sanayi sektörü olmaz” Kırmak Makine 4 kuşaktır hırdavat sektöründe etkin bir şekilde varlığını sürdürürken kalite temel anlayışı ile her geçen gün piyasada etkinliğini arttırıyor. Kırmak Makine’yi yakından tanımak adına Kırmak Makine Genel Müdürü Hüseyin Kırat ile gerçekleştirdiğimiz röportajda Kırat: “Hırdavat sektörü olmadan sanayi sektörü olmaz” diyerek genel sektörel bilgiler verirken Kırmak Makine ile ilgili de bilinmeyenlerden bahsetti.

40

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16


A

ile şirketinin yanı sıra kurumsal bir yapı da mevcut Dedemiz İsmail Kırat 1928 yılında ticaret hayatına cam sektörü ile başladı. Daha sonra camcılık inşaat malzemesi, nalburiye ve hırdavat olarak devam etti. 1978 yılında babamız Mahmut Kırat tarafından şirketimiz Kırmak Makine kuruldu. Bizlerde kardeşim Mustafa Kırat ve ben bu aile şirket içerisinde ticaret hayatımızı sürdürüyoruz. Son iki yıldır da oğlum ve kızım bu aile şirket çatısı altında yapımızı güçlendiriyoruz. Kırmak Makine 88 yıllık bir geçmişin emaneti bize. Bizden sonraki nesillere bırakmak ve bu geleneksel yapıyı bozmamak için elimizden geleni yapıyoruz. Aile şirketi olmamızın yanı sıra zamanın gerekliliklerinden olan kurumsallaşmayı da göz ardı etmiyoruz. İthalat yaparken temel kriterimiz kalite Ürün grubumuzu Teknik hırdavat diye değerlendiriyoruz. Teknik hırdavat deyince bunun içine el aletleri ve mekanik aletler giriyor. Bu konuda ürün çeşitliliğimizi belirlerken ağırlıklı olarak Avrupa ülkeleri ile çalışıyoruz. Uzun süredir İspanya firması olan SüperEgo ile iş birliğimiz bulunuyor. Bu markanın Türkiye’ye ithalatını yapıyoruz. SuperEgo dünya genelinde boru paftası, su tesisatı konusunda önde gelen bir firma olmanın yanı sıra Türkiye’de de marka bilinirliği yüksek. Ürünlerin ithalatını yapıp satıcılara

“Kendi üretimimiz maalesef yok. Maalesef diyorum çünkü üretimi aslında arzu ediyorum. Ticarette çoğu zaman geldiğiniz noktalar sizin seçiminiz dışında kaderiniz de olabiliyor. Umarım gelecek zaman içerisinde onu da yapabiliriz.”

ulaştırıyoruz. Anadolu’daki ve İstanbul’daki hırdavatçılar bizim müşteri portföyümüzde yer alır ya da hedef müşterilerimizdir. SuperEgo’nun dışında İsviçre’den gazla kesim ve kaynak yapan Gloor firması var. Dünya genelinde alanında en iyi firmalardan bir tanesidir. Gloor firmasınında Türkiye temsilciliğini yapıyoruz. Yine Alman markası olan Heyco firması ile çalışıyoruz. El aletleri üretiminde bulunan Heyco markası da dünya genelinde alanında tercih edilen ürünlerden bir tanesi. Bu güçlü markalarla birlikte şu anda; Bohle, Wolf’s Head, Muzi, Pressol, Resiflon, Dress, Taube, Matsumoto, Robtol, San Ou, Britool, Gordonx, Torin, Sipl, Vola, Gelg, Assist, Flexovit, Ncg, Tayrex, Keil, Super Expert, markalarının ithalatını yapıyoruz. Bir çok ülkeden ürün getiriyoruz ve ürünleri getirirken temel kriterimiz kalite oluyor. Bunlarla birlikte Çin başta olmak üzere Uzakdoğu’dan da ithalatlarımız oluyor. Çin’den de ürün getirirken bir kısmını kendi markamızla bir kısmını da firmaların kendi markaları ile ithal ediyoruz. Biraz öncede söz ettiğim gibi ürün seçerken kriterimiz, getirmiş olduğumuz ürünün son kullanıcının aldıktan sonra çöpe atmayacağı ve

doğru düzgün kullanabileceği ürünler olmasıdır. Bu kriterleri belirlemek ve tespit etmek de bizler için çok zor bir durum değil çünkü bu ürünlerin kalitesinin belirlenmesi konusunda bizlerin deneyimi var. Deneyimi olmayan insanlar bu işi yaptığı zaman ortaya ticaret açısından çok da hoş olmayan sonuçlar çıkıyor. Kullanıcı markasız bir ürünü gidip satın aldığında bakış noktası fiyat oluyor. En ucuz malı aldığınız zaman da en düşük kaliteli ürünü baştan aldığınızı kabul etmiş oluyorsunuz. En kötü kalite ürünü de aldığınız zaman o ürün çöpe atmaktan başka bir yol bulamazsınız. Yani bu durum hem alıcı için hem ülke için zor bir duruma giriyor. Üretim kazandıran bir model Kırmak Makine’ye ait olan tescilli 6 marka bulunuyor. Bu markalarda Çin’den getirdiğimiz ürünlerde mevcut. Kendi üretimimiz maalesef yok. Maalesef diyorum çünkü üretimi aslında arzu ediyorum. Ticarette çoğu zaman geldiğiniz noktalar sizin seçiminiz dışında kaderiniz de olabiliyor. Umarım gelecek zaman içerisinde onu da yapabiliriz. Üretim modelinde nasıl gelişmeler


RÖPORTAJ

olur tecrübem olmadığı için bir öngörüde bulunamam fakat şunu belirtmeyelim ki üretim kazandıran bir model. Bu iş yerinde şu anda 4. kuşak çalışmalarına devam ediyor ve en eski firmalardan bir tanesiyiz. 40 yıl önce bizlerden daha küçük sermayelerle üretime girmiş meslektaşlarımız var. Şu anda bu arkadaşlar piyasamızda marka oldular ki iftihar da ediyoruz onlarla. Bizde aynı piyasa kulvarlarında koştuk onlarda aynı piyasa kulvarlarında koştu. Fakat üretimden dolayı bazıları çok daha fazla mesafe aldılar ki dediğim gibi bu arkadaşlarımın bazıları ile de iftihar ediyoruz. Öteden beri imalatın zorluklarından bahsedilir fakat bu işe gönül verdiğiniz sürece üstesinden geleceksinizdir. Rahmetlik babam müteşebbis bir

42

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

insandı. Onun döneminde küçük ortaklıklar üretim iştirakleri oldu fakat daha sonra bu ortaklıklar bozularak üretim modeli terk edildi. Umarım bir gün gereken zaman ve enerji oluşturarak bizlerde üretim aşamasına geçeriz. Kurulduğumuz günden bugüne hiç değişmeyen müşterilerimiz var Kırmak Makine olarak son kullanıcılara yönelik ürünler vermiyoruz sadece satıcılara yönelik ürünler veriyoruz. Bayiler aracılığı ile satış yapıyoruz. Bayililerimizde aslında çalıştığımız firmalar sözleşmeli firmalarımız değiller. Yani mutlaka bizle çalışma zorunlulukları olan bir sistemimiz yok. Ama Kırmak’ın kurulduğu günden bu güne hiç değişmeden gelen müşterilerimiz var. 2-3 neslin değişti fakat aradaki ticaretin ve dostluğun halen

değişmediği müşterilerimiz var. Hiçbir sözleşme olmamasına rağmen yıllardır birbirimizle iş yapar ve güven duyarız. Yıllardır aramızda yaşanan güvenin yanı sıra bayilerimize sağladığımız bazı avantajlarımızda var. Bu avantajları satış ekibindeki arkadaşların bizlere söylemiş olduğu tabir ile sizlere söyleyeyim: Bayilere bizlerden ürün gittiği zaman şunu belirtiyorlar “Kırmak getirdiyse kalitelidir”. Dediğim gibi bu geri dönüşleri satış ekibimiz aracılığı ile alıyoruz. Bu nedenle en büyük avantajımız güvenirliliğimizdir. Güvenirliliğin yanı sıra müşterilerimize krediler ve vadeler veriyoruz. Vadeler son yıllarda maalesef sürekli uzama eğiliminde. Bu durum firmaların taşıyabilme kapasitesi ile alakalı. Çok şükür taşıma imkanımız var ki firmalarımıza bu şekilde


yardımcı oluyoruz. Servis hizmetleri İthal ettiğimiz ürünlerin ithalatına başlamadan önce o ürünün olası arıza yapabilecek parçalarını bizler baştan tespit ediyoruz. O ürün geldiği zaman bize mutlaka yedek parçaları ile birlikte gelir. Şirketimizin içinde bu iş için çalışan mekanik ustalarımız var. Yedek parça stokumuzu da olabildiğince her ürün için tutuyoruz. Zaten yedek parçanız varsa işi çözmüş olursunuz. Sattığımız ürünlerin arkasındayız. Zorunlu garanti verilmesi gereken ürünler vardır zaten bunları da laiki ile yerine getiriyoruz. Kırmak olarak zaten bizler bir ürüne garanti verilmesi koşulunun zorunluluk olup olmamasına bakılmadan ürünlerimizin arkasında duruyoruz. Makul fiyatı ve makul kaliteyi buluşturabilmek gerekiyor Ofisimiz iki yıl öncesine kadar Karaköy’deydi. Karaköy’e göre oldukça geniş bir mekanımız vardı. Daha sonra şu an bulunduğumuz yeri satın alarak yeni bir bina yaptık. Bodrumlar dahil 6 katlı binamızda 3 kapalı depo alanı olmak üzere showroom, ofis katı ve en üst kata seminer salonu bulunuyor. Bu geniş ortamda daha rahat bir çalışma alanına kavuşunca tabii ki ürün gamımıza yeni ürünler kattık ve katmaya devam edeceğiz. Yeni ürün geliştirme tabii ki çok kolay bir hadise değil. Detaylı bir şekilde süzgeçten geçirip, hem ürünün kalitesini hem fiyatını harmanlamanız gerekiyor. İkisini bir araya getirmek her zaman çok kolay

olmuyor. Çok iyi bir ürün seçebiliyorsunuz fakat fiyatı çok yüksek oluyor piyasa kabul etmiyor. Çok ucuz bir ürün olursa zaten biz orada yokuz çünkü kalite düşüyor. Yani makul fiyatı ve makul kaliteyi buluşturabilmek gerekiyor. Hizmet bayilerimizin ayaklarına kadar gidiyor Şu anki toplantı salonlarımız 20-30 kişiye kadar müsait bir ortam. Yakın zamanda cam grubu ile bir seminerimiz oldu. Su tesisatçıları ile yine yakın zamanda bir seminerimiz olacak. Çalışmalarımız bu yönde devam ediyor. Bu seminerlerde yeni ürünlerin tanıtımı, kullanımı gibi konularda bayilere bilgiler veriliyor. Bayilerimiz ile toplu bir seminer ya da toplantı yapma fırsatımız olmuyor maalesef. Çünkü hem çok dağınıklar hem de zaman sıkıntısı yaşıyoruz. Birde açıkçası bayilerimiz bizlere fiyat ya da diğer konularla ilgili bir şeyler paylaşma gereği duymuyorlar. Çünkü bu tür konuları onları sıklıkla ziyaret eden satış ekibimizle hallediyorlar. Yani hizmet bayilerimizin ayaklarına kadar gidiyor. Hırdavat sektöründe ürün çeşitliliği fazla olmak zorunda Ürün çeşitliliğinin bu kadar çok olması çok da avantajlı bir durum değil aslında. Neticede cam sektörüne yönelik bir ürününüz varken su tesisatçılarını, otomobil sektörünü de ilgilendiren ürünleri aynı anda satıyorsunuz. 3 bin 500 ürün çeşitliliğimiz

var. Bu durum bize tanıtım konularında eksiklik yaratıyor. Son kullanıcıya ürünümüzü tanıtalım, demo arabaları yapalım, ürün tanıtımlarına girelim gibi konulara giremiyoruz. Her biri ayrı ürün grubu olduğu için farklı ekipler oluşturmanız demek ve ayrı ayrı masraflar demek. Tek bir ürüne de yönelemiyorsunuz çünkü hırdavat sektöründeki cirolar kapasitemizi doldurmuyor. Bu durum da kendi ürün dağınıklığını beraberinde getiriyor. Peki bu durumu nasıl kompanse ediyoruz? Teknik hırdavat piyasasında ki hırdavatçılar zaten bir çok sektöre hitap ediyor. Dolayısı ile istedikleri ürünü bizden bulabiliyorlar. Bu noktada da hem bizler hem de müşterilerimiz de sıkıntı çekmemiş oluyor. Ürün çeşitliliğini kendi içimizde çeşitli programlar ile basite indirgemeye çalışıyoruz. Stok durumu vs. gibi konuları bu programlardan takip ediyoruz. Tabii her zaman programlara göre hareket etmiyoruz. Neticede bir


RÖPORTAJ

ürünün normalden fazla satışı olduğunda ve siz o ürünün satışını normal satış gibi değerlendirip stok durumunu yığarsanız yıllarca o stokla baş başa burada beklersiniz. Bu durumu da tecrübelerimiz ile öngörüyoruz. Yani aslında bizler hırdavat sektörün karmaşasını tecrübe ve teknoloji ile çözümlüyoruz. İşimizi yaşıyoruz. Hırdavat sektörü olmadan sanayideki hiç bir sektör olmaz Bildiğimiz üzere uzun yıllardan beri dünya üzerinde global bir kriz mevzu bahisti. Türkiye bu krizden son 10 yılda azami şekilde etkilendi. Bildiğimiz üzere Türkiye etrafında da bir savaş söz konusu. Ülkemiz içerisindeki çatışmalar olmasa yine yakın ülkelerdeki savaşlar son bulsa Türkiye ekonomik olarak çok daha iyiye gidecektir. Ekonomik anlamda bazı sektörler olmazsa olmaz

44

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

konumundadır. Hırdavat sektörü de olmazsa olmaz alanlardan bir tanesi. Neden, çünkü bizlerin sattığı hiç bir ürün keyfi ve eğlence sektörünü ilgilendiren olmasa da olur ürünlerden değil. Hırdavat sektörü olmadan sanayideki hiç bir sektör olmaz. Bugün satmış olduğumuz ürünler inşaatta da sanayide de her sahada kullanılan ürünler. Biz çalışıyorsak sanayide çalışıyor, inşaatta çalışıyor demektir. Bu anlamda hırdavat sektörü de bitmeyecek her zaman var olacak sektörler arasındadır. Yerel hırdavatçıya mesajlar Yerel hırdavatçılara tavsiyemi satış personelim aracılığı ile de zaman zaman iletiyorum. Her zaman işlerini ürün bazında iyi öğrenmelerini tavsiye ediyorum. Yani sattıkları ürünün neye yaradığını bilmeleri lazım. Gelen müşterinin ihtiyacına göre ürün satmaları ve

sattıkları ürünün kalitelerini artırmaları gerekir. Sattığı ürünün kalitesini artırmak bazı satıcılara külfet gibi gelir çünkü ucuz mal satmanın her zaman kolay olduğunu düşünüyorlar. Yine ucuz mal satarken kar marjını çok daha yüksek zanneder. Kalitesiz bir ürün sattığınız zaman memnun olmayan bir müşteri olur karşınızda. Kaliteli bir ürün sattığınız zaman size sadık ve bağlı bir müşteri kitlesi yaratırsınız ki bundan güzel bir şey olamaz. Ömür boyu para kazanmak kısa karlara bakmamak gerekli. Müşteriyi kazanmak içinde müşteriye kaliteli ürün vermek lazım. Son kullanıcı bir ürün alacağı zaman yakın çevresindeki hırdavatçılara gidiyor ve arasından seçim yapıyor ve maalesef satıcının fiyat odaklı satışlarından dolayı ürünün kötüsüne mahkum kalıyor.



RÖPORTAJ

YAPI KİMYASALLARI

Akfix Yapı Kimyasalları Ürün Grubu Müdürü Mete ÖZTÜRK

“Kazandırırsak kazanacağımızın bilincindeyiz”

A

kdemir Grup markalarından biri olan Akfix Yapı Kimyasalları Türkiye’de ki pazar payını giderek artırmaya devam ediyor. Akfix Yapı Kimyasalları Ürün Grubu Müdürü Mete ÖZTÜRK ile yaptığımız söyleşide Öztürk; yakın dönemdeki projelerinden ve piyasada etkinliğini sürdüren ürün gruplarından bahsederken Akfix’in kurumsal yapısı ile ilgili bilgiler verdi.

46

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16


F

irmanız hakkında bilgi alabilir miyiz? Öncelikli olarak içinde bulunduğumuz şirketimiz ile ilgili olarak kısaca bilgi vermek isterim: Akfix Yapı Kimyasalları markamız, 1989 yılında kurulan Akdemir Grubu markası olup, 2006 yılından itibaren İstanbul Hadımköy’de kendi tesislerinde faaliyetine devam etmektedir. Yapı Kimyasalları alanında, önceliği ihracat olmak üzere üretimini iç piyasanın yanısıra 100’den fazla ülkeye ihraç eden, 800’e yakın kişiye istihdam sağlayan ve ülkemiz için değer üreten bir marka olarak yoluna devam etmektedir. Ürün çeşitlerinizden bahseder misiniz ? AKFİX markalı ürün gamımızı 5 Ana başlık ta toplayabiliriz: 1-Poliüretan Köpükler 2-Silikonlar ve Mastikler 3-Yapıştırıcılar 4-Teknik Aerosoller 5-Sprey Boyalar Kısaca Yapı Kimyasalları dersek neler söylersiniz? -Türkiye’de %100 yerli sermaye ile, yürürlükte olan kriterlere tam uyum sağlayarak, sağlık ve çevre konusunda farklı ülkelerin uyguladığı uluslararası standartları da dikkate alarak

kendi tesislerimizde üretim yapmaktayız. -Ana Markamız Akfix olup pazara sunduğumuz farklı markalar da bulunmaktadır. (Eurofix ) -Bu gün itibarı ile 105 ülkeye ihracatımız mevcuttur.( Belirtmek isterim ki ülke bazlı normlar (Kalite standartları ve yönetmelikler) birbirleri ile farklılık göstermektedir. Bu farklılıklara uyum sağlıyor olmamız ise birçok sorunun cevabı niteliğindedir. Ürünlerimiz Amerika’dan Uzak Doğu’ya kadar geniş bir coğrafi alanda ve gelişmiş ülkeler olarak nitelendirilen pazarlarda da müşterilerin beğenisine sunulmakta olup, bu ülkelerin sağlık ve çevre koruma kurallarına uyum sağlamaktadır. -8 ayrı ülkede temsilciliklerimiz bulunuyor. (Temsilciliklerimiz nezdinde yapılan çalışmalar ülke bazlı önemli başarıları da beraberinde getirmektedir.) -Grup şirketimiz nezdinde Türkiye’nin İlk 500 Büyük Sanayi Kuruluşundan biri olmak bizlere gurur vermektedir. -Ürün gamımızın genişliği sektörel bazda dikkat çekicidir. - Türkiye’nin kendi konusunda uzman olan Ar-Ge kadrosu ile yaptığımız çalışmalar; yeni ürünler, ürün geliştirmeler, teknolojinin takibi konularında bizlere büyük getiriler sunmaktadır. -Türkiye genelinde geniş ve uzman

bir bayi yapımız bulunmakta. -Bölgesel personellerimiz ile kaliteli hizmet veriyoruz -Güçlü bir lojistik yapımız var. (Zamanında tedarik) -Çevre ile dost ürünler üretiyoruz. (Her ürünümüz gerekli olan kalite belgelerine sahiptir) -PU Mastik üretimi Türkiye’nin en büyük üretim yatırımıdır. Ürün grubu müdürlüğünüz hakkında neler söylemek istersiniz? Akdemir Grubu bünyesinde bulunan tüm sektörel markalarımıza ayrı ayrı önem veriyoruz ve her birini sektörün en iyisi yapmayı hedefliyoruz. Bunun için çalışmalarımıza devam etmekteyiz. 2015 yılında ürün grubu odaklı yeni bir organizasyon yapısı kuruldu ve Yapı Kimyasalları Ürün Grubu Müdürlüğü oluşturuldu. Böylece Akfix markamızın geliştirilmesi ve istikrarlı büyümesinin sağlanması hedeflenmiştir. Genel pazarlama stratejiniz ve yol haritanız hakkında bilgi verirseniz neler söylemek istersiniz? Yapı kimyasalları olarak ürün gamımızın genişliği, farklı sektörlere hitap etmesi, sektörel çalışmalarımızı da tetiklemektedir. Ürün gamımızın çeşitliliği, bizleri sayılı firmalardan biri yaparken bayi yapımız açısından da önemli bir artı değerdir. Bilindiği üzere ürünlerimizin en ücra noktalara ulaşmasında, bayi yapımızın önemi açıktır. Bayilerimize daha iyi hizmet vermek için her geçen gün bölgesel çalışmalarımız artarak devam etmektedir. Yapı kimyasallarımızın olmadığı noktalarda bayilerimiz ile müşterek çalışmalar yapıp sonuca ulaşmak, bizler için önem arz etmektedir.


RÖPORTAJ

Kısaca Güven ve İstikrar bizlerin Temel amacıdır. Kazandırır isek kazanacağımızın bilincinde olduğumuzun altını önemle çizmek isteriz. Yerinde uygulamalarımız, tanıtımlarımız, kampanyalarımız, bayi toplantılarımız gibi faaliyetlerimiz ise her geçen gün artarak devam edecektir. 2016 yılı içerisinde müşterilerinizin beğenisine sunduğunuz ya da sunacağınız yeni ürünler var mıdır ? İnovasyon ve Ar-Ge alanındaki çalışmalarınız nelerdir ? Sürekli olarak ürün geliştirme çalışmalarımız devam etmektedir. Gurur ile belirtmek isteriz ki: Ar-Ge faaliyetlerine yaptığımız yatırımlar neticesinde uzman bir kadro yönetiminde, sektörde ki en önemli labaratuvar ortamına sahibiz. Tüm bu süreç dahilinde üniversitelerimizden ve TÜBİTAK’tan önemli destekler aldığımızı da belirtmek isterim. Her yıl ürün gamımıza farklı ürünler dahil edilmekte ve tüketicilerimizin hizmetine sunulmaktadır. 2016 Yılı içerisinde ürün gamımıza dahil olan yeni ürünlerimizden birkaç örnek vermek gerekir ise: - PU GAZBETON VE TUĞLA YAPIŞTIRICI - YANGINA DAYANIKLI MS POLİMER ALL BOND - YANGINA DAYANIKLI AKRİLİK MASTİK - SES İZOLASYONU AKRİLİK MASTİK - DEVRE TEMİZLEYİCİ SPREY Ayrıca 2015 yılında eklenen SPREY BOYA ürünlerimizin çeşitleri geliştirilmiştir. • Tüm ürünlerimiz ile ilgili olarak özel kalite kriterlerine uygunluk belgeleri temin edilmektedir. ( Örneğin: Ayna

48

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

silikonumuz, şişe cam onay belgesine sahiptir.) • Değerli müşterilerimizin ürünlerimiz ile ilgili tüm bilgilere ve tanıtım videolarına anında ulaşabilmesi için Google Play ve App Store uygulamalarımız start almıştır. Sizce her şey Fiyat mıdır? Ya da Fiyat Tercihlerde ki tek etken midir? Rekabetin olduğu bir pazarda şüphesiz ki fiyat önemli bir etkendir. Belirtmek isterim ki merdiven altı firmaların kontrolsüz ve sistemsiz çalışmaları, kaliteden uzak olmaları tüketicileri bilinçlendirmekte ve ürün tercihlerinde fiyat beklentisini tek kıstas görmemelerini sağlamaktadır.(Fiyat odaklı yapılan alımlarda yaşanacak sorunların maliyeti üst seviyelerde olabilmektedir.) Tüketicilerin her geçen gün bilinçlenmekte olduğunu memnuniyet ile belirtmek isterim. Doğru ürünü doğru yerde kullanma adına yapılan çalışmalar meyvelerini vermekte ve tüketicilerden doğru ürün talepleri bizlere ulaşmaktadır. Sürekli olarak eğitim seminerleri ile tüketicileri bilinçlendirmeye tüm gücümüz ile çalışıyoruz. Biliyoruz ki; fiyat her şey değildir. Doğru yapılacak olan tanıtımın, ürünün, satış ortamının ve satıcının fiyattan daha belirleyici unsurlar olduğu açıktır. Ülkemizde yaşanan gelişmeler, ticari hayatınızı ne yönde etkiledi? Birçok ülkeye ulaşan bir firma olarak bu konuda neler söylemek istersiniz? Grubumuz ülkemiz ekonomisine olan inancını hiçbir zaman kaybetmemiştir. Bu inançla yatırımlarımız artarak devam etmektedir. Ülkemizin geleceğinin açık olduğunu düşünüyoruz.

Bu konuda zerre kadar endişe duymadığımızın da altını çizmek isteriz. Bu inançla, çevremizde oluşan problemlere değil işimize odaklanarak istikrarlı ve verimli çalışmalarımız ve yatırımlarımız artarak devam edecektir. Son olarak neler söylemek istersiniz? Yapı Kimyasalları grubu olarak Akfix markasını Türkiye’nin markası yapmak ana hedefimizdir. Konuşmamın sonunda bu yolda sürekli yanımızda olan, desteğini esirgemeyen değerli bayilerimize, ürünlerimizi tercih eden profesyonel ve amatör kullanıcılara şahsım ve Akdemir Grubu adına teşekkür ediyorum. Ayrıca Nalbur Teknik Dergisi’ne yayın hayatında başarılar diliyorum. Önümüzdeki günlerin hepimiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum.



SEKTÖREL

YAPI KİMYASALLARI

Yurtbay Yapı Kimyasalları

Yurtbay Yapı Kimyasalları Genel Koordinatörü Tolga Sarı

23 İl, 29 Seminer ile 3.000 usta ile buluşuyor

Yurtbay Yapı Kimyasalları kısa adı ile “YYK” , Türkiye çapında 23 ilde 29 seminer düzenleyerek 3.000 usta ile buluşuyor.

Y

apı Kimyasallarına adım attığı günden bugüne nihai tüketici ile firmalarını buluşturma temel hedefi ile ilerleyen Yurtbay Yapı Kimyasalları, YYK Usta Kulübünü kurarak bu hedefi bir adım öteye taşıdı. Konu hakkında detaylı bilgi aldığımız Yurtbay Yapı Kimyasalları Genel Koordinatörü Tolga Sarı; YYK Usta Kulübü’nün tahminlerinin üstünde ilgi gördüğünü belirtti. Sarı: “Sektöre girdiğimiz günden beri firmamızı ve ürünlerimizi nihai tüketici ile buluşturan

50

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

ustalarımıza oldukça önem veriyoruz. “YYK Usta Kulübü” de bunun en önemli göstergesi. Bu organizasyon tahminlerimizden çok daha büyük bir ilgi ve talep görüyor.” dedi. “www.yurtbayclub.com sitesinde toplamda 500’ün üzerinde farklı alanlarda içerik gösteren promosyon ve hediye seçeneğinin mevcut olduğunu belirten Tolga Sarı: “Ustalarımız satın aldıkları ürünlerden topladıkları puanları YYK kulüp kartlarında biriktirerek hediye kataloğumuz

ve internet üzerinden biriktirdikleri puanları çok daha kolay ve çağdaş teknolojik yollar ile kullanabiliyorlar. Şu anda YYK kulüp kartı olan ve aktif kullanan 3000’in üzerinde ustamız mevcut. Bu ustalarımızın hepsine ulaşabiliyoruz. Buda bu projede kısa sürede oldukça başarılı olduğumuzun en önemli göstergelerinden. “YYK Usta Kulübü” faaliyetlerinde asıl önem verdiğimiz bir diğer önemli nokta ustalarımızın işlerini ve uygulamalarını geliştirecek


ekipman ve el aletleri konularında onlara destek sağlamak. Projemizde bu konu ile oldukça ilgiliyiz. Geçen yıl sadece Yurtbay Club sitemizden 500 bin TL üzeri çeşitli hediye ve usta el aleti dağıttık. Bayilerimiz aracılığı ile ulaştırdıklarımız el aleti toplamı ile yaklaşık 1 milyon TL’yi buldu.” Dedi. Yoğun ilgi bizleri daha da heyecanlandırdı Yurtbay Club’a olan ilgi ve talebin kendilerinde heyecan yarattığını açıklayan Tolga Sarı sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu doğrultuda 2016 yılı içinde ürünlerimizi, usta kulübümüzü ve firmamızı daha fazla ustaya ulaşabilmek için Türkiye çapında büyük bir seminer atağına girdik. 23 ilde 29 seminer düzenleyerek 3.000 ustaya daha ulaşmayı hedefliyoruz. Şu ana kadar bu seminerlerden 20’sini gerçekleştirdik ve 2400 ustaya ulaştık. Bunun yansımalarını satışlarımız ve çalışmalarımızda şimdiden görmeye başladık. Açıkçası bu durum bizi daha da heyecanlandırdı. Türkiye’de şu an 160 ana bayimiz var. Alt bayilerimiz ile bu sayı 500 ‘ü buluyor. Ürün tekniği ve satış etkinliği anlamında bayilerimizin pazarda elini kuvvetlendirecek önemli bir proje Yurtbayclub ve Yurtbay Usta Seminerleri Serisi. Geçen yıl YYK olarak cirosal anlamda % 24 bir büyüme gerçekleştirdik. Genç ve dinamik Yurtbay Yapı Kimyasalları markası hızla sektörde üst sıralarda yerini alıyor. Bu yıl yine % 25 gibi iddialı bir büyüme hedefi ile yola çıktık. İlk 4 ayda da hedeflerimiz tam anlamı ile tutturabildik…”




HABER

Sistemlerine “Marka Bağımsız” Bakım ve Teknik Servis Hizmeti Veriyor Emo Ayvaz Genel Müdürü Hatice Zehra Tonyal

A

yvaz ve Emo Mühendislik’in yangın sistemleri konusunda uzman bir oluşum yaratmak için bir araya gelerek kurdukları Emo Ayvaz, yangın algılama ve söndürme sistemlerinde tüm gereksinimleri tek elden sağlamak misyonuyla hareket ediyor. 2015 yılında vizyonunu tazeleyen firma, dünya kalitesinde yangın önleme sistemlerini optimum maliyetlerle sunmayı hedefliyor. Enerji, lojistik, ulaşım, gaz ve petrokimya gibi sektörlerdeki yüksek riskli endüstriyel tesislere odaklanan şirket, yurt içinde ve yurt dışında yüzlerce firmaya dünya standartlarında hizmet veriyor.

54

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

Konuyla ilgili açıklama yapan Emo Ayvaz Genel Müdürü Hatice Zehra Tonyalı; şirketlerinin projelendirme, keşif, malzeme temini, montaj ve devreye alma süreçlerinin yanı sıra bakım ve onarım gibi satış sonrası hizmetleri de verdiğini söyledi. Yangın söndürme sistemlerinde “sıfır hata” ile sektörde yer alan tek firma olduklarını dile getiren Tonyalı “Yangın sektörü, en üst düzeyde güvenlik standartlarının olması gereken bir sektör. Emo Ayvaz olarak yurt dışı proje çalışmalarından kazandığımız tecrübemizi yurt içi projelerimize de yansıtıyoruz. Bu sayede ihtiyaç duyulan yüksek standartlarda hizmet verebiliyor ve kalite konusunda çıtayı hep yükseltiyoruz” diye ekledi.

Emo Ayvaz olarak yangın algılama ve söndürme sistemlerinin mükemmel çalışması için bakım süreçlerinin de mükemmel işlemesi gerektiğini söyleyen Genel Müdür, “Türkiye çapında marka bağımsız birçok yangından korunma sisteminin teknik bakımını üstleniyor ve yangın anında çalışır vaziyette olmasını garanti altına alıyoruz. Profesyonel teknik ekibimiz ile tamirden yedek parça değişimine kadar tüm hizmetleri eksiksiz sunuyoruz” diyerek hizmet alanlarını özetledi. Sistemler teslim edilirken çalışma senaryolarının, detay projelerin ve devreye alma sırasında yapılan testlerin yazılı olarak kaydedilmesi ve saklanması gerektiğini


vurgulayan Tonyalı, tüm bakım ve kullanım kılavuzlarının da müşteriye teslim edilmesi gerektiğini de belirtti. Yangın konusunda işletmelerin geçmişe oranla daha bilinçli olduğunu dile getiren Tonyalı, firmaların yatırım maliyetlerinin artışına paralel olarak yangın algılama ve söndürme çözümlerine de daha yüksek bütçeler ayırdığını söyledi. Bugüne kadar yüzlerce dev projeye hizmet verdiklerini ve “sıfır hata” geçmişine sahip olduklarını vurgulayan Tonyalı, kurulu yangından korunma sistemlerinin marka bağımsız bakım ve teknik servisleri konusunda da uzman olduklarının altını çizdi. Geçen yıla yeni bir sloganla adım attıklarını sözlerine ekleyen Genel Müdür, “Sloganımız ‘sıfır

hata, sıfır risk’. Bugüne kadar kusursuz çözümler ürettiğimiz projelerin tecrübesi üzerine kurulu bir slogan bu. Yangın algılama ve söndürme konusuna bakış açımızın, daha doğrusu iş yapış biçimimizin özeti. Bu yılın başından itibaren ekibimize yeni katılan eğitimli ve genç personelimizle birlikte taçlandırdığımız bir bakış açısı. Bu bakış açısıyla yola devam ediyoruz ve sektörün öncü firması olarak sorumluluğumuzun farkındayız” dedi. Endüstriyel pazarda faaliyet gösteren yangın firmaları arasında ilk 3’te olduklarını ve kalite çıtasını hep yukarı doğru taşıdıklarını belirten Hatice Zehra Tonyalı, amaçlarının rakiplerinin de standartlarını da geliştirerek müşterilerine daha doğru hizmet verebilmek olduğunu

söyledi. Yangın algılama ve söndürme sistemleri sektörünün gelişen ve sürekli büyüyen bir sektör olduğunu dile getiren Tonyalı, yüksek riskli endüstriyel tesis yatırımları devam ettiği sürece bu sektörün gelişmeye devam edeceğini belirtti. Sektörün gelişiminde fuarların da büyük rol oynadığını dile getiren Tonyalı, “Bu sene 4-7 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen ISK-SODEX fuarında yer alarak ürünlerimizi, hizmetlerimizi ve farklarımızı tüm sektörle paylaşma imkanı bulacağız. Mekanik sektöründeki her kesimden farklı vizyona sahip kişi ve kuruluşları bir araya getiren bu önemli organizasyona herkesi davet ediyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.


HABER

BTM Uluslararası Yapı Fuarı’nda yeni ürünlerini tanıtacak

Y

alıtım sektörünün öncü firması BTM, 10-14 Mayıs tarihleri arasında İstanbul Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek olan Uluslararası Yapı Fuarı’na katılıyor. Yapı Fuarı’nın düzenlenmeye başlandığı ilk yıllardan beri katılımcı olarak fuarda yer alan BTM, yapmış olduğu yeni yatırımlar sayesinde hayata geçirdiği yeni ürünlerini fuarda tanıtacak. Yönetim Kurulu Başkanı Levent Ürkmez 2015 yılında planladıkları yatırımları gerçekleştirdiklerini belirtti ve ekledi “BTM olarak 2015 yılında hem 40.yılımızı kutladık hem de planlamış olduğumuz yatırımları hayata geçirerek, yeni ürünlerimizi piyasaya sürüyoruz. Oluklu bitümlü çatı kaplama levhası ürünümüz Corrubit artık yeni yüzü ile çok daha uzun ömürlü çok daha şık” dedi. Ürkmez PVC/TPO Su Yalıtım ve Çatı Membran Üretim Hattı yatırımı ile Yalıtım dergisinin

56

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

düzenlediği Yılın Yatırımı dalında aday olduklarını da sözlerine ekledi. BTM, PVC ürün gamını genişleten bu yatırım ile yeni ürünlerini fuarda profesyoneller ile paylaşacak. BTM bu yıl standında 2014’te piyasaya sürülen ve yapı profesyonelleri tarafından oldukça beğenilen ürün gurubu, Yeni Nesil Su yalıtım Malzemeleri’ni de yeni eklenen ürünler ile meraklıları ile buluşturacak. Yeni eklenen ürünler arasında bulunan BTMSEAL Alfa Hibrit HB F ürünü Yalıtım dergisinin düzenlediği 2015 Başarı Ödülleri “Yılın Su Yalıtım Ürünü” kategorisinde aday. Geçen yıl Yeni Nesil Yapı Kimyasalları kategorisinde bulunan BTM Seal Alfa Hibrit ürünü rakiplerini geride bırakarak Çatı Cephe Dergisi’nin organize ettiği yarışmada Yılın Çatı Sistem Bileşeni Ürün ödülünü almıştı. Ve yine her yıl olduğu gibi, bu yıl da BTM Shingle, Polpan, Polyplan ve Bahçe Çatı Sistemleri’ni de

inceleyebilecek olan ziyaretçiler, ürünler ile ilgili merak ettikleri konuları birebir BTM’nin ürün uzmanları ile konuşabilecekler. BTM 3.SALON STAND NO321’de ziyaretçilerini bekliyor olacak BTM tam 41 yıldır, Kemalpaşa’daki tesislerinde 7 ayrı üretim tesisinin entegre edildiği, rakiplerine göre sektördeki en fazla çeşit ürün üretebilme kabiliyeti ile 1200’den fazla ürünü hayatımıza katmıştır. BTM’nin ürün gamında; Bitümlü su yalıtım membranları, asfalt shingle, oluklu bitümlü çatı kaplama levhaları, PVC membranlar, XPS levha, bitümlü likitler, PU/AlfaHibrit gibi ürünler bulunmaktadır. BTM, yapı profesyonellerine 41 yıldır sadece ürün satmakla kalmayıp, onlara teknik anlamda da destek olmuştur. Yurt çapında eğitimler düzenlemiş, tecrübesini ise 40.yılında yayımladığı “Mimari Yapılarda Su Yalıtımı” kitabı ile taçlandırmıştır.



RÖPORTAJ

EL ALETLERİ

Deha Teknik Genel Müdürü Ömer Faruk AĞKURT

Prox Elektrikli El Aletleri sektörüne hızlı bir giriş yaptı

D

ht El Aletleri ve Prox markası ile öne çıkan Deha Teknik El Aletleri Türkiye’nin her noktasına hizmet verme yolunda ilerliyor. Geniş bir müşteri portföyü ile servis alanında da iddialı olan Deha Teknik’i yakından tanımak adına Genel Müdür Ömer Faruk AĞKURT ile söyleşi gerçekleştirdik.

58

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16


Deha Teknik’in iddialı markası PROX 1988 yılından bu yana hırdavat, bağlantı elemanları sektörünün içindeyiz. İlk yıllar bölgesel toptancı olarak faaliyet gösterdik. 2007 yılında el aletleri konusunda kendi markamız olan DHT’yi piyasaya sunduk. 2016 yılı itibari ile elektrikli el aletleri konusunda yine kendi markamız olan PROX‘u piyasaya sunduk. 2014 yılında İstanbul/İstoç şubemizi açtık bu yılın başında ise şirketimizin merkezini İstanbul/ İkitelli’ye taşıdık yaklaşık 30 yıldır ticaretin içindeyiz. Geniş bir müşteri portföyüne sesleniyor Mevcut ürün gruplarımızı hem manuel el aletleri hem de elektrikli el aletleri olarak birlikte düşünecek olursak geniş bir alanda hizmet verdiğimiz rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunlar başlıca imalat, sanayi, inşat otomotiv, mobilya ve tarım ana sektörlerle birlikte bir çok farklı alt sektörlere de hizmet sunmaktayız . Ürün gruplarımızdan ayrı ayrı bahsedecek olursak DHT marka el aletleri grubumuz tamamen profesyonel kullanıcıları hedef müşteri grubu olarak görmektedir. Bu grup müşteri talepleri değerlendirilmekte olup ürün çeşitliliği gelen müşteri talepleri ile değerlendirilmekte ve piyasaya sunulmaktadır. Ayrıca bu grupta TSE kalite belge sertifikasyon föyümüz dahilin de şuan TS81, TS3794,TS2725 ve TS3315 bulunmaktadır. Elektrikli el aletlerine markamıza gelecek olursak bizim için çok emek vererek hazırladığımız bir süreç oldu yaklaşık 1,5 yıl gibi bir


RÖPORTAJ

EL ALETLERİ

tedarik ve satış sonrası hizmet veriyoruz ayrıca sürekli müşteri ziyaretleri yapıyoruz. Komplike hizmet firmayı öne çıkarıyor Elbette ki pazarda herkes kendini farklılaştırmaya ve özel kılmaya çalışıyor bu çok kolay olamayan bir şey bununla birlikte itimat edilebilir olma, süreklilik oluşturma, kalite anlayışı doğru fiyatlama gibi değerlerin hepsi birlikte değerlendirilip bir firma kimliği ortaya çıkıyor yani tek faktörlü bir şey değil bunların tamamını yapan firmalar doğal olarak öne çıkıyorlar.

zamanımızı aldı tamamen endüstriyel kullanıcıların talepleri düşünülerek oluşturuldu, hiçbir detayı gözden kaçırmamaya çalıştık, geri dönüş müşteri memnuniyeti oldukça sevindirici ayrıca fiyat/kalite açısından bakacak olursak çok iddialı bir ürün olduğunu söyleyebiliriz. Yeni ürünler yolda Şu anda DHT ürün grubu içinde küçük bir çeşitle bulunan havalı ele aletleri grubunu ciddi anlamda büyütmeyi düşünüyoruz. Bununla birlikte otomotiv sektörüne yönelik olarak servis ve garaj ekipmanlarında bazı çalışmalarımız var. Ayrıca elektrikli ele aletleri marka portföyümüz de bulunan yeni bir markayı hobi amaçlı kullanım olan DIY(kendin yap) sektörüne yakında

60

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

sunacağız burada ciddi bir pazar olduğunu düşünüyoruz yine bunda da kalite/fiyat konusunda iddialı bir giriş yapacağımıza inanıyoruz. “Ürünlerimiz Türkiye’nin her noktasında” Ürünlerimizin çok yaygın bir pazarda olduğunu söyleye biliriz. Türkiye coğrafyasının her yerinde olduğumuzu düşünüyoruz. Toptancı bayi kanallarını da düşünecek olursak ciddi bir rakama tekabül eder sayı olarak çok net bir şey söyleyemeye biliriz fakat Türkiye’nin her il ve ilçelerinde ürünlerimiz satılıyor. “Elektrikle grubunda 70’e yakın servisimiz var” Elektrikli grubumuz için şuanda 70’e yakın servisimiz var ve ilerleyen zamanlarda ürün yaygınlaşması ile birlikte servis ağı sayımızı artırmayı planlıyoruz yedek parça

Ekonomik değerlendirme Tabi piyasanın genel sorunları devam ediyor bununla birlikte bizim temel sorunumuz ithalatta uygulanan yüksek fonlar ve zorlaştırıcı tedbirler elbette bu tür uygulamaları bir manasıyla anlayabiliyoruz. Devletin iç üreticiye korumacı yaklaşmaları cari açık sorunu gibi ama bunlar bir tek boyutuyla değerlendirilebilecek konular değil bir taraftan bunları yaparken bir taraftan büyük bir kayıt dışılığı oluşturabilirsiniz ve maalesef böyle bir durum var ve bu durum devam edecek gibi görünüyor ve devlet kayıt dışı ticaretin önünü açıyor bu konuların hak ettiği şekilde bürokraside değerlendirilmediğini düşünüyoruz . 2016 yılı değerlendirmesine gelince gecen 4 aylık dönemde henüz bir canlanma gelişmedi bunun birden çok sebebi olabilir önümüzdeki aylar için umudumuzu koruyoruz



FUAR VİZYON

AUTOMECHANIKA İSTANBUL

Reis Makina ilk kez Automechanika İstanbul fuarındaydı

A

utomechanika İstanbul fuarına Reis Makina ve KNIPEX olarak ilk kez katıldık. Bu fuarın otomotiv sektörü için gerçekten çok değerli bir fuar olduğunu biliyorduk. Aynı zamanda sektöre yönelik ürünler pazarlayan firmalar için Automechanika İstanbul fuarı bir fırsat. Bu noktada fuarda KNIPEX firmasından yetkililerin de katılımıyla kapsamlı ürün teşhirinin ve demo çalışmalarının

62

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

yapılabildiği bir stand kurduk. Fuar oldukça verimli geçti Yapmış olduğumuz tanıtım ve kurumsal firma görüşmeleriyle beklentilerimizin karşılandığı bir etkinlik oldu. Ziyaretçilere, Reis Makina Marka Yöneticileri tarafından ürünler hakkında detaylı teknik bilgiler aktarıldı. Ayrıca ürünlerin kullanımı, demo uygulamalarıyla ziyaretçilere gösterildi. Özellikle otomotiv sektörüne yönelik yeni ürünlerin yoğun ilgi gördüğü standımızı

ziyaret eden misafirlere, ürünlerle zenginleştirilen kataloglar ve çeşitli eşantiyonlar dağıtıldı. Ürün kalitesi ve çeşitliliği ile KNIPEX yoğun ilgi gördü Automechanika fuarına; 25 yılı aşkın bir süredir distribütörlüğünü yapmakta olduğumuz KNIPEX firması ile katıldık. %100’ünün Almanya üretimi olduğu KNIPEX, ürün geliştirmeye ve inovasyona fazlasıyla önem veren bir firma.


Dolayısıyla Reis Makina olarak müşterilerimize her yıl düzenli olarak sunabileceğimiz yenilikler oluyor. KNIPEX’in bu yıl başlıca inovasyonları; 4 farklı kelepçeyi tek pense ile açabilen 85 51 250A ve yine kelepçeler için farklı bir çözüm olan 85 51 250C idi. Bir diğer yenilik ise yan keskimizdi. Piyasanın hali hazırda zaten en iyisi olan standart yan keskimizi daha da geliştirdik. Seneye satışa çıkacak olan yan keskimiz eski versiyonuna oranla %25 daha güçlü ve çok daha dayanıklı. Bunların yanı sıra KNIPEX 48 ve 49 serisi segman penselerin fuarda tanıtımına oldukça önem verdik. Çünkü bu segman penselerin uçları soğuk dövmeli ve piyasada bulunan standart segman penselerine kıyasla uçları 10 kat daha uzun ömürlü. İstikrar ve hedefler sektöre pozitif katkı sağladı Hırdavat ve nalburiye sektörü bizim gibi güçlü ve büyüyen ekonomimiz içerisinde en önemli sektörler arasında yer almaktadır. Bölgemizde yaşanan olumsuzluklar ve terör olayları yılın ilk çeyreğinde tüm sektörlerde olduğu gibi bizim sektörümüzü de olumsuz olarak etkilemeye devam etmektedir. Ancak siyasi istikrarın tesis edilmesi ve başta 2023 hedefleri doğrultusunda hız kazanan büyük projeler olmak üzere yatırımların devamı yılın ilk çeyreğinde sektörümüzü pozitif olarak etkilemiştir. Yılın ilk çeyreği Reis Makina için oldukça iyi geçti ve ilk çeyrekte sene başında hedeflediğimiz rakamlara ulaştık. Türkiye önümüzdeki seçimsiz 4 sene fırsatını çok iyi değerlendirmeli ve ilerleyen günlerde Türkiye’nin gündeminin sakinlemesiyle özellikle de Suriye meselesinin çözüme ulaşmasıyla birlikte piyasanın daha da canlanacağına inanıyoruz.


RÖPORTAJ

Gezer Ayakkabı Genel Müdür Yardımcısı(Satış) Korhan Kürklü:

“Çizme bot üretiminde yıllık 3 milyon çift ile sektörün açık ara lideri konumundayız”

T

erlik ve ayakkabı sektöründe 48 yıldır faaliyet gösteren Gezer Ayakkabı sektörde kaliteli ürünü uygun fiyata sunma hedefi ile yatırımlarına devam ediyor. İş ayakkabıları alanında da üretim yapan Gezer Ayakkabı’yı daha yakından tanımak ve özellikle iş ayakkabıları alanındaki faaliyetlerini incelemek için Gezer Ayakkabı Genel Müdür Yardımcısı(Satış) Korhan Kürklü ile bir röportaj gerçekleştirdik. Kürklü; Çizme bot üretiminde yıllık 3 milyon çift ile sektörün açık ara lideri konumunda olduklarını belirterek çelik burunlu iş ayakkabıları ile bu kulvarda da iddialı bir konuma gelmeyi hedeflediklerinden bahsetti.

64

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16


Ö

ncelikle Gezer’in kuruluş ve bugünlere geliş süreci hakkında bilgi verir misiniz? Terlik ve ayakkabı sektöründe faaliyetlerimizi 48 yıldır sürdürüyoruz. İşe ilk olarak 1968 yılında İstanbul Gaziosmanpaşa’da küçük bir atölyede ahşap terlik ve ökçe üreterek başladık. Takip eden yıllarda sektörde yaşanan büyüme ve işimize yaptığımız yatırımlar ile Gezer Ayakkabı, 160.000 m2 kapalı alanda yıllık 100 milyon çift üretim kapasitesine sahip, bünyesinde 2.350 kişinin çalıştığı ayak giyiminde Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük üreticilerinden biri olmayı başardı. Bizim en önemli hedefimiz, kaliteli ürünleri uygun fiyatla son tüketiciye ulaştırmak, bu hedef doğrultusunda kurumsallaşma ve Ar-Ge çalışmalarına büyük önem veriyor ve bu alanda da sürekli yatırım yapıyoruz.1.000 m2 kapalı alanda, 75 kişilik uzman ekibiyle ARGE departmanımız, ayak sağlığına uygun, kullanıcıların kendilerini rahat ve özgün hissedebilecekleri tasarımlar ortaya çıkarabilmek için yurt içinde ve yurt dışında çalışmalarını sürdürüyor. İş ayakkabıları alanındaki ürün gruplarınızdan bahseder misiniz? Hangi sektörlere ağırlıklı olarak seslenmektesiniz? Gezer, ayak giyiminde PU, PVC ve EVA hammaddeli terlik, ayakkabı, çizme ve bot üretmektedir. Hırdavat sektörüne yönelik olarak PVC, Eva ve kauçuk esaslı özel hammaddeli çizme ve bot üretimi gerçekleştiriyoruz. Ayrıca, S4 ve S5 kriterlerine uygun çelik burunlu ya da çelik burun, çelik tabanlı çizmelerde ürün gamımızda yer alıyor. Çizme bot üretiminde yıllık 3 milyon çift ile sektörün açık ara lideri konumundayız.

ARGE alanındaki faaliyetleriniz nelerdir? Ürün geliştirirken öncelikleriniz neler oluyor? Biz sahadan, müşterilerimizden gelen talepler doğrultusunda ve buna paralel olarak uluslararası arenadaki çalışmaları da yakından izleyerek yeni ürün gruplarına yönelik fizibilite çalışmaları yapmaya ya da var olan ürün gruplarımızda gerekli iyileştirme ve geliştirmelere karar veriyoruz. Süreçlerimizi dinamik ve inovatif bir yapıda tutmaya gayret ediyoruz. Yeri gelmişken söyleyelim, fizibilite çalışmalarını bitirdiğimiz, seri üretime geçmeye hazırlandığımız çelik burunlu iş ayakkabıları ile bu kulvarda da iddialı bir konuma gelmeyi hedefliyoruz. İnşallah önümüzdeki günlerde bu gruptaki ürünlerimizi de müşterilerimizin beğenisine sunacağız. Satış pazarlama stratejileriniz ne şekilde ilerlemekte? Temeldeki satış stratejimiz gerek ürün grubu, gerekse de ürün kalitesi ve rekabet koşullarına göre fiyat ilişkisi ile sürdürülebilir iş ve başarı ilişkisi oluşturacak iş ortakları ile bir aile oluşturmak. Temel esaslarımızdan biriside karşılıklı kazan kazan mantığıdır. Gezer Ayakkabı olarak, Türkiye’nin önde gelen hırdavat toptancıları ile uzun yıllardır birlikte çalışıyoruz. Bu firmalar ile yıllardır sürdürdüğümüz iş ilişkisi, hem ticari olarak hem de insani olarak doğru temellere oturttuğumuz için çok sıkı, sürdürülebilir dostluklar kazanmamıza da vesile oldu. Bayi seçerken nelere dikkat ediyorsunuz? Bayilerle ilgili çalışma prensiplerinizden bahseder misiniz? Biz yaptığımız işte sektörün lideri durumdayız, bu bağlamda çalıştığımız firmalar da hem


RÖPORTAJ

alındığında sektörün çizme-bot grubunda sektörü yönlendiren, şekillendiren firmayız. Yaptığımız ARGE çalışmaları ile her geçen gün sahadan gelen taleplere cevap vermeye çalışıyoruz.

sektörün ticari olarak önde gelen aktörleri, hem de kurumsal olarak birbirimizi anlayabileceğimiz vizyon, misyon sahibi firmalar. Bu frekans yakalandıktan sonra zaten kurulan iş ilişkileri de uzun soluklu oluyor. Satış sonrası hizmet faaliyetlerinizden bahseder misiniz bu konuda bayilere nasıl bir avantaj sağlıyorsunuz? Gezer Ayakkabı, sattığı her ürünün arkasında duran, müşteri memnuniyeti konusunda ciddiyetten asla ödün vermeyen bir firma. Ulusal ve uluslararası tüm sertifikaları bünyesinde barındırıyor ve bu kriterlere uygun üretim yapıyoruz. Karşılaşılabilecek en küçük sorun dahi Kalite Güvence departmanımız tarafından titizlikle inceleniyor, sorunun giderilmesi ve daha iyisini üretebilmek için bu raporlar ARGE ye ışık tutuyor

66

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

İş ayakkabıları alanında ihracatınız ile ilgili bilgi alabilir miyiz? Hırdavat sektörüne satışını gerçekleştirdiğimiz ürün gruplarında; Almanya, Hollanda, İsviçre, Macaristan, Romanya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesine, Balkanlara, Kuzey Afrika ülkelerine ihracat yapıyoruz. Gezer olarak iş ayakkabıları alanında nasıl bir eksikliği dolduruyorsunuz? Yenilikçi ve inovatif bir yaklaşımla ihtiyacı doğru bir şekilde belirleyerek kalite ve fiyat endeksi ile bütünleştirip tüketicinin üründen beklediği performansı maksimize ettiğiniz zaman pazardaki önemli bir boşluğu doldurmuş oluyorsunuz, tabi ki bunu yaparken de son kullanıcıdan ilk tasarıma kadar tüm süreçleri bir bütün olarak düşünmekteyiz. Bunun la birlikte; Pazarda üretim rakamları göz önüne

İş güvenliği alanında ürün tercih edilirken Türkiye’de özellikle seçim kriterleri neler oluyor? Tüketici bir ürünü satın alırken ödediği bedel karşılığında maksimum faydayı almak ister, buna bir de yasal düzenlemelerin getirdiği zorunlulukları da ilave ederseniz ki bunlar insan sağlığı açısından son derece önemli hususlardır, talebi yüksek ürünü zaten üretmiş oluyorsunuz. Bu alanda yasal kriterler çok açık belirlenmiş durumda. Sektörü şekillendiren ulusal ve uluslararası belgeler var ve piyasada var olmak istiyorsanız bu belgelere sahip olmak durumundasınız. 2016 yılı için genel ekonomik ve sektörel değerlendirmeleriniz nasıl olur? 2016 yılı için yol haritanız nedir? Ülkenin içinde bulunduğu şartlar düşünüldüğünde elbette herkes tedbirli hareket etmek durumunda, lakin inşaat sektörünün hız kesmeden devam etmesi, terörle mücadele edilen bölgelerde ve komşularımızda yaşanan yeniden yapılanma süreçleri sektöre ivme kazandıracaktır. Bence 2016 yılında umutsuz olmayı gerektirecek bir tablo yok. Sektörün en büyük sıkıntısı, çözüm önerileri nelerdir? Vadelerin çok uzun olması, beraberinde bir takım finansal riskleri beraberinde getirmektedir, penetrasyon hızımızı arttırdıkça vadelerimizi aşağıya çekmeye başardık, daha da etkin ve efektif bir yaklaşım ile minimum düzeye indirgemeyi planlıyoruz.



HABER

MÜSİAD ‘İnşaat Sektöründe Uzun Ömürlü Ortaklık Kültürü’ paneli düzenledi

M

ÜSİAD İnşaat, Çevre ve Yapı Malzemeleri Sektör Kurulu tarafından ‘İnşaat Sektöründe Uzun Ömürlü Ortaklık Kültürü’ konulu panel düzenlendi. MÜSİAD İnşaat, Çevre ve Yapı Malzemeleri Sektör Kurulu Başkanı Raha Yeltekin’in moderatörlüğünde yürütülen panele, Asteknik Mühendislik Ltd. Şti. Genel Müdürü M. Nurdoğan Ural, Ak Yapı AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı

68

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

ve İGİAD Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Dinçel katıldı. Panelin açılış konuşmasını yapan MÜSİAD İnşaat, Çevre ve Yapı Malzemeleri Sektör Kurulu Başkanı Raha Yeltekin,” Yaşım itibariyle uzun yıllar ortaklık kültürüyle yönetilmiş şirketleri göremedim. Panelimizde, İnşaat Sektöründe Uzun Ömürlü Ortaklık Kültürünün nasıl yaşatılacağını sorgulayacağız. Bugün burada bu işi yaşayarak başarmış üstatlardan bu işin

sırlarını ve püf noktalarını öğreneceğiz” dedi. ‘Ortaklıklarda Güven Çok Önemlidir’ MÜSİAD İnşaat, Çevre ve Yapı Malzemeleri Sektör Kurulu tarafından organize edilen ‘İnşaat Sektöründe Uzun Ömürlü Ortaklık Kültürü’ paneline konuşmacı olarak katılan Asteknik Mühendislik Ltd. Şti. Genel Müdürü M. Nurdoğan Ural, sahip olunan birçok değeri kaybedince, devşirilmiş değerleri almak için çaba sarf edildiğini



HABER

belirtti. Ortaklık kültürünün temelinin Peygamber efendimizin hadislerinde ve İslam dininin özünde yer aldığını söyleyen Ural, “Ortaklık kurulurken tüm kavgalar yapılıp, ihtilaflı konular halledilmeli süreç sulh ile sürdürülmelidir” dedi. Ortaklıklarda güven duygusunun çok önemli olduğuna değinen Ural, ” Okul arkadaşımla ben 22 yıl ortaklık yaptık. Ortaklığımız zarar görmesin diye şirketimize, aile bireyleri de dâhil kimseyi ortak olarak dâhil etmedik” diye konuştu. ‘Dünyayı Ülkeler Değil Şirketler Yönetiyor’ Ak Yapı AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı ve İGİAD Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Dinçel panel oturumunda yaptığı konuşmasında ortaklık

70

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

konusunun günümüzde sıkça gündeme geldiği ifade etti. Uzun ömürlü ortaklıklarla kurulan şirketlerin günümüzde sağlam yapılarıyla birçok şirkete örnek olduğuna vurgu yapan Dinçel, küreselleşmeyle dünyayı artık ülkelerin değil şirketlerin yönettiği sözüne katıldığını beyan etti. Şirketlerin başarılarıyla artık ülkelerini kalkındırdığını ve devlet başkanlarının da artık uluslararası arenada boy gösteren şirketlerle iş yapmak için görüşme yaptığı yönünde tespitte bulunan Dinçel, uluslararası piyasada istikrarlı dönemlerde şirketlerin ve ortaklıkların arttığını, istikrarsız dönemlerde sayının azaldığını söyledi. ‘Ortaklıklar Evlilik Gibidir’ İnşaat sektöründe proje

bazlı ortaklıklıların çok sık görüldüğünü ve bu sektörün ortaklık kurmaya en elverişli sektör olduğunu ifade eden Dinçel, projelerde yaşanacak en ufak bir başarısızlığın ortaklıkları bozduğunu dile getirdi. Ortaklığı evliliğe benzeten Dinçel, “ Uzun soluklu ortaklıkların olabilmesi için en önemli kural dengedir. Emekte, sermayede, harcamalarda, yatırımda v.b konularda denge çok önemlidir. Ticari bir misyon üzerinden kurullar belirlenip kırmızı çizgilerle belirlenen yolda hareket edilmelidir” şeklinde konuştu. Program, soru cevap kısmının ardından panelistlere armağan verilmesi ve hatıra fotoğrafı çekimiyle son buldu.



FUAR VİZYON

AUTOMECHANIKA İSTANBUL

Taştan Makina İş Geliştirme Müdürü Doğan Taştan

Retta, Automechanika İstanbul’dan memnun ayrıldı

G

ünümüzde tüm pazarlarda oldukça yoğun bir rekabet yaşanmakta ve bu rekabet ortamında ticari ihtisas fuarlarına katılım, firmalara hem pazarlama hem de tanıtım aktivitelerini bir arada yürütmelerine olanak sağlamaktadır. Automechanika fuarı tüketicilerin zihninde farklı bir konum ve değer oluşturabilmemiz için fırsat yaratmakta ve işletmemizin pazardaki payını koruyabilmesi aynı zamanda ilerleme kaydedebilmesine çok yardımcı olmaktadır. Fuarın katılımcı profiline göz attığımızda büyük çoğunluğun son kullanıcı

72

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

ve son tüketici olması, firmamız ile asıl kullanıcının yüz yüze bir ilişki kurması sağlandı. Fuar alanında firmamız için anahtar konumda olan müşterilere gösterilen konukseverlik, bu kimselerle fuar dönemi boyunca yakından ilgi, birebir yapılan toplantılar ile mevcut ilişkilerin sağlamlaştırılması yönünde önemli adımlar atıldı. Aynı zamanda ilerde iş bağlantıları kurabilme ihtimali olan potansiyel müşteriler ile de tanışma fırsatlarına sahip olduk. Geçmiş dönemlere oranla çok daha yoğun ziyaretçi katılımı mevcuttu. Yerli ziyaretçinin yanı sıra birçok yabancı ülkeden satın almacılar da firmamızı

ziyaret ettiler. Bu fuar ile istediğimiz hedeflere ulaşma yolunda yeni bir adım atmış olduk. Seneye de Automechanika İstanbul fuarında yerimizi alacağımızı şimdiden söyleyebiliriz. Retta özel ürünlerle ziyaretçi karşısına çıktı Genel anlamda Otomotiv Ana Sanayii ve Yan Sanayiinde kullanılan ürünler ile fuar alanında yer aldık. Özellikle 2016 yılında geçtiğimiz yeni tesisimizde başlattığımız üretim programımız nezdinde yerli üretimine başladığımız Allen Anahtar ve Tornavida gruplarımız öne çıkardığımız ürünlerimiz olmuşlardır. Bu yıl ortasında piyasaya çıkacak olan tüm yerli ürünlerimizin


full kapasite, tam otomatik tesisimizde hangi koşullarda üretildiğini birebir tanıtma fırsatı bulduk. Aynı zamanda 2016 kataloğumuzda ürün çeşitliliğini arttırdığımız Genel Bakım Aletleri ve Otomotiv Özel Ekipmanları ile Automechanika Istanbul fuarında ziyaretçilerin karşısına çıktık. 2016 yılı Ocak ayı itibariyle daralmada kademeli olarak azalma başladı Sektörümüz özellikle 2015 yılının ikinci yarısında getirilen ithalat ek vergilerinden sonra çalkantılı bir sürece adım attı ve 2016 yılı başlarına geldiğimizde yavaş yavaş toparlanma gösterdi. Fakat geçmiş senelere baktığımızda yapılan değerlendirmeler sektörel olarak bir daralma olduğuna işaret etmektedir. 2016 yılı Ocak ayı itibariyle daralmada kademeli olarak azalma başladı. Gelecek aylarda piyasaların oturacağı ve daralmanın yavaşlayacağını düşünmekteyim. Bu dönemde, küresel ticaretin zayıf seyri ve bazı ihraç pazarlarında yaşanan olumsuz gelişmeler nedeniyle ihracatta belirgin ölçüde gerileme görülmesi, Rusya, Azerbaycan gibi yakın çevre pazarlarındaki olumsuz gelişmelerde sektörü sıkıntıya sokmuştur. Aynı zamanda 2016 yılı başında istihdam üzerindeki yüksek vergi ve sosyal güvenlik yükleri maliyetleri artırmakta ve sektörün dünya üzerindeki rekabet edebilirliğini olumsuz yönde etkilemektedir. Nisan ayının 2016 geçmiş aylarına göre daha hareketli ve daha canlı geçeceği, piyasalardaki ılımlı havanın ticarete olumlu yansıyacağını düşünmekteyim.




FUAR VİZYON

AUTOMECHANIKA İSTANBUL

Ataman Grup Genel Müdürü Murat Ataman

Ataman Grup Automechanika Istanbul fuarındaydı

F

uar izlenimleri Ataman Grup, otomotiv ve yan sanayi sektörüne yönelik ürün geliştirmeye iki yıldır son sürat devam ediyor. Geniş ürün grubumuz ve uzman kadromuzla Automechanika Istanbul fuarına katıldık. Fuara dair izlenimlerimi şu şekilde belirtmek isterim. Öncelikle Asya ülkelerine olan ilgi azaldı. Türkiye’nin önüne geçebileceği düşünülen Asya ülkeleri gibi görünse de artık onların da bazı kriterlerin farkına vardılar ve artık eskisi gibi düşük kalite, çok ucuz olamayacaklarını anladılar. İş kaliteden geçince de maliyetler artıyor ve tabii ki eskisi gibi çok ucuz Çin menşei mallara rağbet kalmadı. Fuarda birçok Çin firması vardı

76

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

ancak gereken ilgi kendilerine gösterilmedi. Yerli ve yabancı konuklar Türk firmaları ile oldukça ilgiliydiler. Bu konuda Türkiye’nin her zaman birinci tercih olacağını düşünüyorum. Ülkemizin stratejik konumu ve eğitimli genç nüfusa sahip olması avantajlarımız. Ayrıca hiç unutmamamız gereken muhteşem bir özelliğimiz olan misafirperver ve arkadaş canlısı olmamız açısından tercih edilmekteyiz. Bizlerde, yerli ve yabancı birçok misafirimiz ile tanıştık ve yeni iş bağlantıları kurduk. Yeni ürünlerimiz sergiledik, markalarımızı tanıttık. Fuarlar herkes için çok farklı tecrübeler kazandırmaktadır. Ataman Grup firması olarak fuar ve tanıtım çalışmalarında çok

ilgiliyiz. Standımızı ziyaret eden değerli iş ortaklarımıza sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. Ataman Grup’un öne çıkan ürünleri Ataman Grup, kuruluşundan günümüze 200 bin ürün yelpazesi ile otomotiv, inşaat ve makine sektörlerine öncülük etmeye devam edecektir. 2014 yılı itibari ile teknik kimyasal üretim konusunda ve 2013 yılı itibaren kaynak makina üretimlerimiz ile kendi markalarımızı ön plana çıkartarak sektörlerde adından söz ettirmeye hızlı bir şekilde devam edeceği inancındayız. Ataman olarak alanında uzmanlaşmış, ekip ruhuna sahip takım arkadaşları ile ATAMAX – ATM TECH – ATM TAPE – İMBAT – ATM – ATM WELD – ATM


FLEX – ATM LIGHT markalarımız ile birçok sektöre yönelik gerek ithalat gerekse kendi üretim tesislerinde ki çalışmalarımız ile değerli sektörlere ışık tutmaktadır. • ATAMAX; Gücü seven sektörü, kullanıcılara kuvvet olmayı planlamaktayız, • ATM TECH; Teknik kimyasal sektöründe yüksek kalite – ulaşılabilir fiyat ile ürünler sunmaktayız, • ATM TAPE; Bant ve yapıştırıcıların kullanıldığı sektörlere yönelik uzun yollarda yarıştayız, • İMBAT; Sağlıkla yapılan işleri desteklemek düşüncesi içerisindeyiz, • ATM; Misyon ve vizyonumuzu ön planda tutarak, yapılacak olan çalışmaları sunmak istemekteyiz, • ATM WELD; Kaynak sektörü olarak güven ve titizlikle işleri gerçekleştirecek kişileri destekleme niyetindeyiz, • ATM FLEX; Aşındırıcı gücün kalite ve verim ile birleşmesini, kullanıcı dostları ile buluşturma çabasındayız, • ATM LIGHT; Ürünlerimiz ile birçok bölgede ışık olmayı planlamaktayız. Otomotiv sektörünü ise, tekerlek döndüğü müddetçe dönecek ve asla tükenmeyecek bir sektör olarak görüyorum. Bu nedenle umudun asla tükenmeyeceğini düşünmekteyim Ekonomik değerlendirmeler 2016 yılında yaşanan ekonomik gelişmelerin sektörümüzü yakından etkilemeye devam edeceği kanaatindeyim. Bu durumun bizleri yerli üretime iterek yurt dışı pazar araştırmaları ile ihracat oranlarımızı yukarıya taşımamıza vesile olacaktır diye düşünüyorum. Ataman olarak, önümüzdeki uzun vadeli hedeflerde ülke ekonomisine, çevremize ve toplumumuza fayda sağlayarak kararlı bir şekilde ilerlemeyi hedefliyoruz. Aynı zamanda kurum kültürümüzü geliştirerek kararlı bir şekilde ilerlemeye devam ediyor olacağımızı belirtmek isteriz.




AYIN TOPTANCISI

Pazarın gelişmesinde en önemli unsur kurumsallaşmadır

2007 yılında Samsun’da 4 firmanın birleşmesi ile oluşan Kartek Hırdavat Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Makine Mühendisi Ali Kemal Gündoğdu ile söyleşi gerçekleştirdik. Gündoğdu: Bayilerin bize yaptığı kampanyaları anında müşteriye bizden de bir şeyler katarak yansıtmaktayız.” diyerek firma stratejileri ile ilgili bilgiler verdi.

H

er yıl Pazar payımızı artırıyoruz 2007 yılının başlarında Samsun’da 4 büyük hırdavat toptancısı piyasada oluşan aşırı rekabetten ve kar marjlarının düşmesinden etkilenerek çözüm üretmek için bir araya gelmeye karar verdi. Bunun için 6 ay süren toplantılar sonucunda kurulacak şirketin alt yapısı hazırlanarak ekim 2007’de Kartek Hırdavat ve Nalbur Ltd. Şti. kuruldu. Firmamız Örnek Sanayi Sitesi’nde ilk başlarda 2 bin 400 metrekare alanda; Şuanda 4 bin 800 metrekare kapalı alanda,

80

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

5 kişilik saha satış elemanı ile toplamda 24 kişilik ekibiyle hizmet vermektedir. Ortakların birbiriyle uyumu, çalışanların tecrübesi, müşterilere malzeme tedariğindeki hız ve ürün çeşidiyle bölgesinde hatırı sayılır bir pazar payına ulaşmıştır. Bu ivmeyle de her yıl pazar payını artırarak ve büyüyerek yoluna devam etmektedir. Zengin ürün çeşidi ile hizmet veriyor Firmamız hırdavat ve nalbur ağırlıklı geniş ürün yelpazesine sahiptir. Bunun yanında elektrikli el aletleri, yalıtım malzemeleri, iş güvenliği ekipmanları,

naylon branda ve çeşitleri, su hortumları, merdiven ve tekerlek çeşitleri ile hizmet vermektedir. Firmamız Kale Kilit, Samet, Cat El Aletleri, Meridyen Vida, İzofalt Yalıtım, Özcanlar Kapı Kolları, Atlas Zımpara, Dekor Rulo, Hassan El Aletleri, Doğuş Fırça, Türk Henkel, Master Ürünleri, Karbosan, Yakar El Aletleri, Yaparlar bayilikleriyle hizmet vermektedir. Malzemeleri eksiksiz gidermeye çalışıyoruz Bayi seçerken dikkat ettiğimiz hususların başında; geçmişi ve sermayesi olan müşteriler üzerinde yoğunlaşıyoruz. Yeni


iş yeri açacak müşterilere biraz mesafeli durmaya çalışıyoruz. Kendi bayisi olduğumuz firmaların bize tanıdığı imkanları biraz daha geliştirerek müşterilerimizi alt bayi yapmaya çalışıyoruz. Kapasiteli müşterilerimizin malzeme tedariğinde daha dikkatli ve hassas davranarak malzemesini eksiksiz gidermeye çalışıyoruz. Müşteriyi her türlü yeniliklerden haberdar ediyoruz Günümüzde gelişen teknolojiyle müşterinin hizmet alımı ve alternatifi çoğaldı. Bu yüzden sattığımız ürünleri ve piyasaya yeni çıkan ürünleri bayisi olduğumuz firmalarla birlikte hareket ederek müşteriye tanıtarak müşteriyi her türlü yeniliklerden haberdar ederek elimizde tutmaya çalışmaktayız. Bayilerin bize yaptığı kampanyaları anında müşteriye bizden de bir şeyler katarak yansıtmaktayız. Satış sonrası hizmetlerde en çok miadlı malzemeler ve elektrikli aletlerin arızası konusunda sıkıntı yaşamaktayız. Bunları da en hızlı şekilde çözmeye çalışıyoruz. Mart ayı ile birlikte satışlarda artış oldu 2016 yılının ocak-şubat aylarının satışları diğer yıllara göre kış şartları ve ekonomik sebepler dolayısıyla beklentilerin altında gerçekleşti. Mart ayından itibaren birikmiş siparişler ve mevsimsel etkilerle satışlarda yükseliş trendi başladı. Bu sefer de işimizin yoğunluğunu ve oluşturan metal fiyatlarındaki yükseliş fiyatlara zam olarak yansımaya başladı ve bunu da anında müşteriye yansıtmaya zorlanmaktayız. 2016 yılının ticari anlamda sıkıntılı bir yıl olacağı görünüyor. Bunun en başlıca sebeplerinden biri

büyük firmalarda görülen iflas ertelemelerin artması ve bununda o yörede silsile yoluyla tüm ticareti etkilemesi. En büyük sıkıntı sermaye sıkıntısı Hırdavat sektörünün en büyük sıkıntılarının başında sermaye kısıtlığı geliyor. Yeterli sermayesi olmayıp toptancılık yapmaya çalışan firmalar, giderleri karşılamak için malzeme bozdurup nakit sıkıntısı aşmaya çalışıyor bu da sektöre çok ciddi manada zarar veriyor. Firmaların kurumsallaşamaması aile şirketlerinde ciddi sorunlara yol açıyor, çok fazla firmanın olması da rekabeti artırıyor bu da ciddi manada karsızlığa yol açıyor. Sektörümüzün en ciddi sorunlarından biri de son bir iki yılda vadelerin uzaması ve ödeme şartlarında meydana gelen daralmadır. Pazar kurumsallaşarak gelişir Firmamız bölgesinde pazar payı olarak iyi bir yerdedir, oran olarak bir ölçümüz yok. Pazarın gelişmesinde en önemli unsur kurumsallaşmadır. Kurumsallaşarak firmalar yeniden yapılanmalı güçlü bir finans yapısı kurulmalı yine kendi markaları oluşturulmalıdır. Kartek Hırdavat ailesi olarak; bilgi birikimimizle, tecrübemizle bize destek olan tedarikçilerimize, bizi tercih eden müşterilerimize, bu malzemeleri kullanan amatör kullanıcılara, nalbur teknik dergisine sonsuz sevgi ve saygılarımızı sunarız.




ESNAFIN SESİ

Yapı marketler ile servis ve ürün gamı açısından farklı kulvarlardayız

İstanbul’da faaliyet gösteren Ak Hırdavat ve Nalburiye 25 yılı aşkın süredir ticari hayatına devam ediyor. Ak Hırdavat ve Naburiye yetkilileri ile yaptığımız söyleşide 8-10 bin kalem ürün çeşidi ile hizmet verdiklerini belirterek firmaları ile alakalı değerlendirmelerde bulundular.

2

5 yıldır faaliyet gösteriyoruz 25 yılı aşkın bir süredir NalburiyeHırdavat sektöründe faaliyet gösteren firmamız kurucusu ve sahibi Eyup Turan Reyhan’dır. Küçük yaşlardan itibaren, babasının inşaat işlerine yardımcı olmaya başlamış, bir yandan da eğitimine devam etmiştir. Takiben Perşembe Pazarı’nda bir dükkân açarak işe başlamış ve yıllardır meslekte başta dürüstlük, doğruluk ve insan sevgisi ile sayılı firmalar arasında yerini almıştır. Halen beş katlı, kendi binamızda İstanbul’un piyasanın nabzını tutan Unkapanı semtinde faaliyetimizi sürdürmekteyiz.

84

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

8-10 bin kalem ürün çeşidimiz var Nalburiye Hırdavat sektöründe ürün gamımız çok fazla; rahatlıkla neredeyse 8-10 bin kalem diyebiliriz. Özellikle teknolojinin son derece geliştiği günümüzde her gün daha kolay kullanılabilen, daha yararlı bir ürün piyasaya çıkmakta. Biz tüm yeni gelişmeleri anında izliyoruz ve piyasanın nabzını tutuyoruz. Hem yerli üreticilerin ürettikleri ürünleri ve hem de kendi markamızla ürettirdiğimiz ürünlerin satışını gerçekleştirmekteyiz. Üretim aşaması, başından sonuna kadar takibimizde ve kontrolümüzde olması

nedeniyle müşterilerimizden şikâyet almamaktayız. Perakende satışı ayrı bir iş kolu Pazarlama stratejimize gelince; biz daima müşterilerimizi kendi dükkânlarında ziyaret etmekteyiz. Uzun yılların verdiği karşılıklı iyi niyet, dürüstlük ve samimiyet sonucunda birlikte daima bir adım ileriye gitmekteyiz. Perakende olarak hiçbir satışımız yoktur. Perakendeciliğin tamamen ayrı bir iş kolu olduğunu düşünmekteyiz. Satış sonrası destek Başarımızın bir diğer faktörü de tüm sattığımız ürünlerin tarafımızca garanti ediliyor olmasıdır.



ESNAFIN SESİ

Satışını gerçekleştirdiğimiz ürünlerin kalitesine o denli güvenmekteyiz ki; neredeyse hiç şikâyet gelmemektedir. Çok az da olsa, kullanıcı hatalarından kaynaklı sorunları dahi hemen çözüme kavuşturmamız, ayrıcalığımızdır. Tüm Türkiye’ye hitap ediyoruz Firma olarak tüm Türkiye’ye hitap etmekteyiz. Elbette ekonomik sıkıntılar ve tam rekabet piyasası işlerimizi olumsuz yönde etkilemektedir. Tam rekabet piyasasında olmamızdan ötürü, piyasayı bizler kadar bilmeyen ve aşırı kar elde etmeyi arzulayan bir kısım firmalar maalesef kalitesiz ürünleri piyasaya sunmakta ve bu da bizleri sıkıntıya sokmaktadır. Ne var ki, bu tür firmaların ömürleri fazla olmamaktadır. Zaten yıllardır işbirliği içerisinde bulunduğumuz dostlarımız bu tür kişi ve kuruluşlara itibar etmemektedir. Teknolojiyi takıp ediyoruz Müşterilerimizin istemleri

ve piyasanın koşulları doğrultusunda ürün gamımızı arttırmaya devam edeceğiz. Yeniliklere tümüyle açık ve piyasanın nabzını tutan bir firma olmamızdan ötürü, daima teknolojik gelişmelerin yanında ve bu gelişmelerin sonucunda ortaya çıkan verimliği müşterilerimize hızla taşımaktayız.

E-ticaret yolu ile faaliyet

Yapı marketler ile servis ve ürün gamı açısından farklı kulvarlardayız Yapı Marketler, çoğunlukla amatör ve hobi amaçlı ihtiyaçları karşılamaktadır. Teknik destek verilmesi gereken ürün guruplarında yapı marketlerin fazlaca bir etkinliğinden söz edemeyiz. Ayrıca, ülkemiz gerçekten çok büyük. Yeniliklere açık ve özellikle Anadolu’muzda saygın, bilinen sanki ailelerinin bir ferdi konumunda olan firmalar da bizimle ticaret yapmayı tercih etmektedir. Başarımızın bir diğer nedeni de budur.

çalışma prensiplerinin

gösteriyoruz Teknolojik gelişmelerin sonucu olarak internet sitelerinde gerçekleştirilen e-ticaretin profesyonel çalışan firmalara olumsuz bir etkisi olmayacağı görüşündeyiz. Elbette internette firma tanıtımının, ürün gamının, duyurulmasından yanayız. Tanıtımın önemini çok iyi bilmekteyiz. Ne var ki; perakende satışımızın olmaması ve özellikle profesyonellere hizmet sunmamız bizce e-ticaret yolu ile faaliyet göstermemizi gerektirmemektedir. Firmalar açısından iç huzurun olması, beraberinde başarıyı tetikliyor Firmamız iç bünyesinde çalışan arkadaşlarımız birbirleri ile çok iyi anlaşmaktadırlar. Dostluk, saygı ve sevgi çerçevesinde asla kırıcı olmayan kardeşçe bir düzen içerisindeyiz. Tüm sorulara derhal cevap verebilecek profesyonel ekibimiz işlerini severek yapmaktadır. Elbette firmalar açısından iç huzurun olması, beraberinde başarıyı tetiklemektedir. Bizlere bu fırsatı tanıdığınız için sizlere teşekkür ediyor, tüm çalıştığımız kişi ve kuruluşlara teşekkürlerimizle saygılar sunuyoruz.

86

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

İSTANBUL



HABER

“Yeni Normalleşme”nin olmazsa olmaz politikası Yurtta Sulh Cihanda Sulh Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD), 2016 yılının ilk Gündem Buluşmaları Toplantısı’nda dünya ve Türkiye ekonomisini ve siyasi gelişmeleri gündeme taşıdı. Küresel ekonomik krizlerin ardından yaşanan köklü değişimlerle gündeme gelen yeni normalleşme sürecine ilişkin, üretim ekosisteminde süpersonik dijitalleşme, terör ve mülteci sorunları ile küresel iklim değişikliği gibi konular masaya yatırıldı.

T

ürkiye İMSAD, yılda dört kez düzenlediği Gündem Buluşmaları Toplantısı’nın 2016 yılındaki ilk toplantısı Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı F. Fethi Hinginar, Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanları Prof. Dr. Kerem Alkin ve Dr. Can Fuat Gürlesel ile Bloomberg HT Haber Koordinatörü Ali Çağatay katılımıyla 7 Nisan Perşembe günü düzenledi. “Dünya Ekonomisinde Yeni Normalleşme Arayışları” başlığıyla düzenlenen toplantıda Küresel ekonomideki gelişmeler çerçevesinde yeni normalleşme yaklaşımı, yeni pazarlar ve 2016 vizyonu ele alındı.

88

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

Hinginar: “Güven ve beklentiler noktasında sektör temkinli davranıyor” Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı F. Fethi Hinginar, 2015 yılı ve 2016 ilk çeyrek değerlendirmesi ile başladığı konuşmasında inşaat sektörünün 2015’te yüzde 4 oranında büyüdüğünü, bu büyümede 3. Boğaz Köprüsü, 3. Havalimanı ve İzmit Körfez geçişi gibi yüksek bütçeli yatırımların etkisi olduğunu söyledi. Güven ve beklentiler noktasında sektörün temkinli olduğuna dikkat çeken Hinginar, “Güven ve Beklenti endekslerimizde, ölçümlemeye

başladığımız Ağustos 2013’ten bu yana devam eden aşağı yönlü hareketin Eylül 2015 itibariyle 1-2 puanlık oynamalarla yatay seyirde ilerlediğini görüyoruz. Bunu bir anlamda inşaat malzemesi sektöründe ‘yeni normalleşme’ sürecinin Eylül 2015 itibariyle başladığının göstergesi olarak yorumlayabiliriz dedi. Hinginar: “Malzeme fiyatlarındaki artış enflasyonun altında” Türkiye’deki konut fiyatlarındaki artışa da değinen Fethi Hinginar, konut fiyatlarındaki artışın sürekli malzeme fiyatlarındaki artışa bağlanmasının gerçeği



HABER

yansıtmadığına dikkat çekerek, “2015 yılında inşaat malzemeleri fiyatları yüzde 5,9 artmış. Yani enflasyonun bile altında bir artıştan bahsediyoruz. 2014 yılında yüzde 10,7’lik bir artış yaşanmıştı. Dolayısıyla son yıllarda özellikle İstanbul gibi şehirlerde yüzde 40’lara varan konut fiyatlarındaki artışı baz alırsak, malzeme fiyatlarındaki artışın neredeyse hiç etkisi yok diyebiliriz. Her zaman da dile getiriyoruz, konut fiyatlarındaki artışın en büyük nedeni, arazi fiyatlarındaki ranttır” dedi. Hinginar: “Yeni normalleşme döneminde işbirliği şart” Son dönemde yakın coğrafyada yaşanan savaşların etkisi aynı zamanda Rusya krizi, seçim süreçleri ve terör olaylarının etkisiyle inşaat malzemeleri sektörünün 2015 ihracat hedeflerini gerçekleştiremediğine dikkat çeken Hinginar, şunları söyledi:

hedef ve beklentilerimizi sekteye uğratıyor ancak tablo hepten karanlık değil. İran’a ambargoların kalkması, İsrail ile ilişkilerin son dönemde normalleşmeye başlaması ve Rusya’nın, iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden normal seyrine dönebileceğine dair sinyaller vermesi gibi olumlu gelişmeler yaşıyoruz. Bu ülkenin sanayicileri olarak, yarattığımız her birim katma değer ile ulusal büyümede büyük bir rol oynuyoruz. Sektör olarak, kararlılıkla bu gelişmeleri fırsata çevirmeli, dünyadaki bu ‘yeni normalleşme’ sürecinde, daha fazla birlik ve beraberlik göstermeli, daha gerçekçi hedeflerle yol haritamızı belirlemeliyiz. İhracatta rekabette başarılı olabilmek için paydaş sektörlerle işbirliği içinde hareket etmeliyiz. Bu konuda en somut adımı İran pazarında atabileceğimize inanıyorum.”

“İnşaat malzemesi ihracatında 2015 yılını yüzde 19,8’lik gerilemeyle 17 milyar dolarla kapattık. 2016 yılı sonunda da 2013-2014 yıllarındaki ihracat rakamlarına ulaşabileceğimizi öngörmüyoruz. Mevcut pazarlardaki daralmalar da

Dr. Gürlesel: “Hükümetin 2016 ekonomik büyüme beklentisi iyimser bir senaryo” Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel, 2015 yılında inşaat sektöründeki büyümenin kamu yatırımları sayesinde olduğuna

dikkat çekerek, ileriye dönük beklentilerini şöyle paylaştı: “Türkiye ekonomisi 2015 yılında yüzde 4,0 büyümesine karşın inşaat sektörü yüzde 1,7 büyüdü. Türkiye ekonomisindeki büyümeye baktığımızda üretim ve sanayi ağırlıklı olmadığını görüyoruz. 2015 yılı inşaat sektörü ile genel ekonomik büyüme ilişkisinin yine zayıf ve hatta kopuk olduğu bir yıl oldu. 2015 yılında inşaat sektöründeki büyümeyi kamu kurtardı. 2015 yılında yaşanan iki seçim nedeniyle kamu inşaat harcamaları arttı ve yüzde 8,4 büyüdü. Buna karşın iki seçimin yarattığı belirsizlik özel sektörü olumsuz etkiledi ve özel sektör inşaat harcamaları yüzde 1,2 küçüldü. 2016 yılında ise ekonomik büyüme ile inşaat sektöründeki büyümeyi küresel ekonomik gelişmeler, yeni Merkez Bankası yönetimi ve politikası, Anayasa çalışmaları ile oluşacak siyasi süreç, terör olayları ve güneydoğudaki gelişmeler ile Suriye odaklı dış politik gelişmeler belirleyecektir. Hükümetin ekonomideki yüzde 4,5 ve inşaat sektöründeki yüzde 4,0-5,0 aralığındaki büyüme beklentisi iyimser senaryoyu temsil ediyor. Referans senaryoda ise, ekonomide yüzde 3,5-4,0, inşaat sektöründe ise yüzde 2,0-2,5 büyüme olabilecek. İnşaat malzemeleri sanayi ise yine daha çok iç pazara ağırlık verecektir.” Çağatay: “Türkiye ihracatta bölgesel lider” Bloomberg HT Haber Koordinatörü Ali Çağatay, Türkiye’nin gelecek dönem için sanayicilere umut verici bir vizyon çizerken, sanayicilerin artık yeni bir seviyeye geçmeleri gerektiğinin de

90

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16



HABER

altını çizdi. Çağatay, Türkiye’nin bölgesel gücünü ve gelişimini sürdürdüğünü belirterek şöyle konuştu: “Şu anda bölgesel güç olarak Rusya, Türkiye ve İsrail liderliği paylaşıyor. Ancak Rusya enerji ihracatçısı odaklı liderliğini, doğal kaynakları Türkiye’ye kıyasla kat kat yüksek olmasına rağmen sanayileşme atılımını gerektiği ölçüde yapamadığından, gelecekte zor günler bekliyor. Türkiye ise bölgenin sanayi devi. Rusya’dan daha iyi durumdayız. Çünkü sanayici çalışıyor. Büyüyen ve istikrarlı bir davranışa sahip. Bulunduğumuz coğrafi bölgede Türkiye ihracat lideri. Son dönemde pazarlarımızı da çeşitlendiriyoruz. Sanayici yeni pazarlar arayıp bulma noktasında elinden geleni yapıyor. Ancak tüm bu iyi görüntüye rağmen rehavete kapılmayı önleyecek bazı riskli durumlar da var. Bölgesel olarak büyük gücüz ancak dünyada yokuz. Çünkü genel olarak dünyanın yükselen sektörlerinde hali hazırda yatırımlarımız eksik ya da yok. Markalaşma eksik. Hala fason üretimle varlık sürdürülebilir ancak gelecek için artık bir adım ötesine geçmek gerekiyor” dedi. “Yeni normal”de Türkiye’yi neler bekliyor? Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Prof. Dr. Kerem Alkin, “eski normal” süreçlere ve “yeni normal” senaryolarına değindi. Alkin, yeni normalleşme trendlerini ve bu süreçte yaklaşımların nasıl olması gerektiğini şöyle özetledi: • Barışçıl politika: Ekonomik dengelerin değişmesiyle birlikte değer kaybeden ya da trend gerisinde olan veya bugüne kadar sadece hammadde

92

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

ihracatıyla geçimini sağlamış ülkelerin yaratabileceği ajite davranışlar, savunma harcamalarının daralması ya da savaş endüstrisinden para kazanmaya çalışmak gibi durumlara maruz kalmamak için yurtta sulh, cihanda sulh görüşünün korunması ve sürdürülmesi gerekliliği.

• Küresel yoksullukla mücadeledeki önlenemeyen zafiyetin tetiklediği terör ve mülteci sorunu: Bugün yaşadığımız terör ve mülteci sorunları, yakın gelecekte daha da fazla artabilir.

• Çin nerede olacak?: Çin, 1978’de dünya mal ve hizmet üretimindeki rolünü yüzde 2 kaybedince, tarihi bir adımla komünist rejim içinde devlet kapitalizmi modelini oluşturdular. Bu model günümüzde Çin’in dünya mal ve hizmet üretimindeki rolünü yüzde 19’a taşıdı. Ancak şu anda Çin bu modeli revize ederek şimdi kendine özgü bir devlet kapitalizmine geçiyor. Bu da Çin’in birçok sektörde kapasite indirimine gideceği anlamına geliyor. Ülkelerin imalat sanayinde yüze yakın sektörde kapasiteyle ilgili limitleri vardır. Bu limitleri bilerek strateji yaratmak ve yatırım yapmak gerek. Kısacası yeni normalde imalat sanayinde kapasiteler azaltılacak, Türkiye’nin buna da hazır olması lazım.

• Küresel iklim değişikliği, temiz su ve çevre

• Üretim ekosisteminde süpersonik dijitalleşme: Dijitalleşme her alanda yükselen ivmeyle ilerliyor. Bu hızla giderse, teknolojinin imalat sanayinde mal ve hizmet üretiminde inanılmaz boyutlara gelecek. • İnternet ile gelen yönetilemez şeffaflaşma: Wikileaks, Snowden ve Panama Papers skandalları gibi dünya üzerindeki gizlilikleri ortaya çıkaran sistemler bulunuyor. Yeni normaldeki bu şeffaflığı da Türkiye’nin göz önünde bulundurması gerekiyor.

• Küresel ölçekte yaşlanma ve insan kaynakları

̇ SBE 2016’da İlk Kez Türkiye’de Düzenlenecek Gündem Buluşmaları Toplantısı’nda Türkiye’de ilk kez yapılacak önemli bir etkinliğin de müjdesi verildi. 2000 yılından bu yana dünyanın 50’den fazla ülkesinde yapılan The Sustainable Built Environment Conference Series çerçevesinde, SBE16 ISTANBUL Konferansı Türkiye İMSAD’ın ev sahipliğinde Türkiye’de ilk kez 2016’nın Ekim ayı içerisinde gerçekleştirilecek. Ülkemizin önde gelen üniversiteleri ve sivil toplum örgütleri tarafından desteklenen ve ana teması “Akıllı Metropoller – Sürdürülebilir ve Akıllı Binalar ile Akıllı Şehirler için Entegre Çözümler” olarak belirlenen konferans, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı işbirliğinde gerçekleştirilecek.



SEKTÖREL

Starline Kaydırmaz Bant Starline Kaydırmaz Bantlar kaygan zeminlerde kaydırmazlık sağlar. Kaymadan kaynaklanabilecek kazaları engellemek için idealdir. Su, temizlik malzemeleri ve UV ışınlarına karşı dayanıklıdır. Yoğun ve uzun süreli kullanıma uygundur.

Kullanım Alanı

Basamaklar, rampalar, merdivenler, bina girişleri, tekneler, su sporları ile ilgili donanımlar...

Renk: Sarı/Siyah . 25mm x 15mt. . 50mm x 15mt. Renk: Siyah . 25mm x 15mt. . 50mm x 15mt. SUYA KARŞI DAYANIKLI! 94

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16



SEKTÖREL

ELEKTRİKLİ EL ALETLERİ

Yeni SHOCKWAVE™ darbeli bits uçlar: Üst düzey dayanıklılık ve sağlamlık

H

er defasında profesyonel kullanıcıların aradığı olağanüstü performansa ve aynı zamanda dayanıklılığa sahip mükemmel çözümler sunan Milwaukee® ikinci jenerasyon Shockwave™ darbeli bits uçlarını tanıtmak için oldukça heyecanlı.

En Ağır Uygulamalarda En Yüksek Dayanıklılık İçi ̇n Di ̇zayn Edı ̇lmi ̇ş Yeni ̇ Shockwave™ Bi ̇ts Uçlar, Sektörün Memnuni ̇yet Çıtasını Oldukça Yukarı Taşımış Durumda. Basitçe yeni nesil Shockwave™ bits uçlar, sahip olduğu özel patentli çeliği sayesinde her türlü zor işin karşısında kolaylıkla durabilmekte. Profesyonel kullanıcılar özellikle diğer rakiplerinden 30 kata kadar daha uzun ömürlü olan yeni nesil bits uçları tercih edecekler gibi gözüküyor. Bits Uçların özellikle yeni optimize edilmiş ve genişletilmiş Shockzone kısmı ile 3 kat daha fazla Tork kuvvettine karşı dayanım gösterebilmekte ve perfromansını ve verimliliğini arttırmaktadır. Genellikle 2. Kalite bitsler vida uçlarından kırılmaya meyillidirler. Bu problem ve bunun dışında kayma ve sarsılma sorunları da Shockwave’s Precise Fit Custom Machined Tip™ (tüm makinelere uygunluk sistemi) tarafından ortadan kaldırılmıştır. Ayrıca geleneksel 76 çelik alaşım ve tescilli ısıl işlem prosesi darbe ve dış etkilere karşı dayanımı maximize etmektedir. Daha etkili ve daha hızlı kullanıma izin vermesinden dolayı kullanıcılar işlerini daha büyük bir dikkat ve özveriyle yapabilmektedirler. Bunlara ek olarak birbirleriyle uyumlu kalite ve esnekliklerle bir çok farklı geometrik şekilde işlere uygun ürünler vardır. Milwaukee® inovasyon konusunda kendi dallarında öncü bir rol oynayıp, içinde bulunduğu sektörün ileri gitmesinde önemli bir role sahiptir. Bu konulardan biride yeni nesil Shockwave™ bits uçların rakiplerinden %30 daha uzun kullanım ömrüne sahip olmasıdır. Editörün Notu Milwauke dünya genelinde elektrikli el aletler ve aksesuarları konusunda profesyonel kullanıcılar için önde gelen üreticilerden biridir.Şirket kurulduğu 1924 yılından beri kendi sektöründe dayanıklılık ve performans alanında , sektörünün yönlendirici markasıdır. Değişmez bir yorum ile Milwaukee inovasyon ve ticari – özel çözümler konusunda liderliğine devam etmektedir. Milwaukee Quality Kalite bizim ilk önceliğimizdir. Elektrikli el aletleri kullanıcılarının ihtiyaçlarını göz önüne alarak işe başlarız , kalite üstün nitelikli ürün dizaynlarıyla şekillenir. Bileşenler ve prosesler yüksek kalitede materyaller ve tedarikçilerimizle şekillenir ve en zorlu alanlarda test edilir. Proses Profesyonel elektrikli el aletleri ve aksesuarları kullanıcılarının ihtiyaçları ve talepleri doğrultusunda tamamlanır. Kalite Milwaukee®’nin itibarını 1924 yılından beri inşa eden kelimedir ve Milwaukee’nin bu itibarını sürdürmesini hala sağlamaktadır.

96

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

Yeni Nesil Shockwave™ bits uçları, daha fazla tork emilimi, daha fazla dayanıklılık sağlar.


Sınıfının tek kömürsüz motorlu kırıcı delicisi DH 52ME

E

lektrikli el aletleri konusunda, dünyanın en saygın ve kaliteli markalarından biri olan Hitachi elektrikli el aletleri pazarında profesyonellerin tercihi olmaya devam ediyor. Özellikle KırıcıDelici ve Kırıcı katagorisinde öne çıkan Hitachi inovasyon eksenli çalışmaları ile pazar payını her geçen gün arttırmaya devam ediyor.

Eczacıbaşı-Lincoln Electric Askaynak distribütörlüğünde bulunan Hitachi Elektrikli El Aletleri sadece profesyonel kullanıcılara hitap eden kalite ve performans değerleri üst seviyede olan yeni ürününü piyasaya sunmaktadır. Ürün özellikleri Sınıfının En Yüksek Kırma ve Delme Performansı DH 52ME Sınıfında tek kömürsüz AC motora sahiptir. Sınıfının tek kömürsüz motorlu kırıcı delicisi Sınıfının en yüksek darbe kuvvetine sahip kırıcı delicisi Kömürsüz olması sebebiyle uzatma kablosu ve jeneratörle kullanımlarda minimum performans düşüşü. (Kömürlü motorlarda bu oran %25 civarındayken bu modelde %7 civarında) böylelikle tamir-bakım masrafını azaltır. AHB (Aluminium Housing Body) sayesinde yüksek dayanımlı ve geç ısınan gövdeye sahip.


SEKTÖREL

D

Ustalar için en iyisi, Panasonıc ey7880 kırıcı ve delici

ünyaca ünlü marka PANASONIC, profesyonel el aletlerinde de ustalığını gösteriyor. Ülkemizde VİKO by PANASONIC satış kanalı ile pazara sunduğu profesyonel el aletleri serisinde teknoloji ve kaliteyi bir araya getiren marka, akülü kırıcı ve delici ürünleriyle gücünü bir kez daha ortaya koyuyor. İnşaat, elektrik tesisatı, su tesisatı ve ısınma uygulamalarının yanında vidalama, iç rötuş, çerçeveleme, kapı/ cam montajı, bakım, çelik imalat uygulamalarında da rahatlıkla kullanılabilen PANASONIC kırıcı ve delici

98

ELEKTRİKLİ EL ALETLERİ

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

ürünleri, performansıyla tüm beklentileri karşılıyor. PANASONIC’in EY7880 kırıcı ve delici modeli, 3.85 kg’lik ağırlığı ve 319 mm’lik uzunluğu ile sınıfının en hafif ve en kompakt aletlerinden biri olarak öne çıkıyor. Ayrıca tasarımı ile sınıfının lider soğutma ve toz geçirmezlik özelliğine sahip olan ürün, esneklikle kombine edilmiş dayanıklılık ve performansı da birleştirmeyi başarıyor. Farklı malzemelerde en iyi sonuçları elde etmek için sert ve yumuşak darbe modunun yanı sıra yavaş ve yüksek hızda delme modu da ürünün en önemli özellikleri arasında öne çıkıyor.

Uygulamaya göre tasarlanmış PANASONIC EY7880 kırıcı ve delici modeli, müthiş tutma ve kavrama kolaylığı ile eşsiz delme/vidalama özelliğini ikili voltaj esnekliği ile mükemmelleştiriyor. Yeni yüksek performanslı 3.0Ah Li-Ion akü seti ile kullanılan ürün, 60 dakika kullanılabilirlik ve 80 dakika tam şarj edilebilirlik özelliği ile de farkını ortaya koyuyor. VİKO by PANASONIC, profesyonel el aletlerine 3 yıl garanti verirken, Türkiye genelinde oluşturulmuş 21 yaygın servis noktası ağı ile de satış sonrası destek sağlıyor.



SEKTÖREL

ELEKTRİKLİ EL ALETLERİ

Evinin Ustası Babalara Hilti’den Yeni Ürün İnşaat el aletleri sektörünün önde gelen markası Hilti’nin yeni ürünü Hilti TE 3 Delici Kırıcı, küçük delim ve kırım işlerinde evinin ustası babaların en büyük yardımcısı olacak.

A

r-Ge temelli kaliteli ürünler geliştiren inşaat ve el aletleri sektörünün global jenerik markası Hilti, yeni ürünü Hilti TE 3 Delici Kırıcı ile Babalar Günü için en iyi hediye alternatiflerinden biri

100

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

olarak dikkat çekiyor. Küçük çaplı delim ve kırım işlerinde babaların sağ kolu olmaya aday olan Hilti TE 3 Delici Kırıcı, kendi sınıfındaki ürünlerden yaklaşık yüzde 20 daha hızlı performans ve daha uzun süre dayanıklılık gösteriyor. En “baba” özellikler bu üründe buluştu Marka vaadi “Hilti. Üstün Performans. Üstün Dayanıklılık.” olan Hilti’nin yeni ürünü Hilti TE 3 Delici Kırıcı ile usta babalar zorlu uygulamaların bile üstesinden rahatlıkla gelecek. Hilti TE 3 Delici Kırıcı, toz toplama

adaptörü ile baş üstü uygulamalarda da babalara ekstra kolaylık sunacak. Tamir servisinde verimlilik ilkesiyle tasarlanan Hilti TE 3 Delici Kırıcı, düşüp kırılma, suya girme ve hatalı kullanım dışında “2 yıl masraf yok” uygulaması kapsamında garanti altında sunuluyor. Ergonomik tutma kolu tasarımıyla evinin ustası babalara rahat uygulama imkanı sunacak olan yeni nesil Hilti TE 3 Delici Kırıcı, Hilti Center’lardan veya hilti.com. tr internet adresinden temin edilebiliyor.


Eczacıbaşı-Lincoln Elecric Askaynak’ın

Harris Model 801 Regülatörleri Artık Korumalı

Harris Gaz Ekipmanları ürün grubunda bir yenilik daha gerçekleşiyor 2011 yılından beri Harris Gaz ekipmanlarını Türkiye pazarına sunan Eczacıbaşı-Lincoln Electric Askaynak, oksi-gaz uygulamalarındaki gaz basıncını düzenleyen Harris Model 801 Oksijen, Asetilen, Argon, Karbondioksit ve Azot tüp basınç regülatörlerini fiyat artışı ve ürün kodlarında değişiklik olmadan artık üzerinde renkli koruma aparatları ile pazara sunuyor. Gaz cinslerine göre renklendirilen koruma aparatları: • Oksijen Regülatörü için Lacivert • Asetilen Regülatörü için Kırmızı • Azot Regülatörü için Yeşil • Argon Regülatörü için Gri • Karbondioksit Regülatörü için Gri Koruma aparatları, regülatör manometrelerini dışardan gelebilecek darbelere ve zorlamalara karşı koruyarak daha uzun bir kullanım ömrü sağlamaktadır.


HABER

Yapı–Endüstri Merkezi 2016 ilk çeyrek dönem verilerini açıkladı

Türkiye’de ‘Yapı dünyasının bilgi merkezi’ olma işlevini 48 yıldır sürdüren YapıEndüstri Merkezi, ‘Türk Yapı Sektörü Raporu 2015’in son çeyrek verilerini açıkladı. Toplam inşaat harcamalarının 175 milyar TL’ye ulaştığı 2015 yılında kamu inşaat harcamaları yüzde 8,4 büyürken özel sektör yüzde 1,2 düştü.

Y

apı-Endüstri Merkezi (YEM), 48 yıldır ‘Yapı dünyasının bilgi merkezi’ olma işlevini sürdürüyor. 21 yıldır düzenli olarak yayımladığı ‘Türk Yapı Sektörü Raporu’ ve yılda dört kez her çeyrek dönemde güncellediği ara raporlarla yapı sektörünün nabzını tutan, sektörün dinamiklerini yorumlayan YEM, son olarak Türk Yapı Sektörü Raporu 2015’in son çeyrek verilerini de güncelleyerek 2016 yılı ilk çeyrek dönem verilerini açıkladı.

102

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

Rapora göre Türkiye ekonomisinin toplamda yüzde 4 büyüdüğü 2015’in dördüncü çeyreğinde büyüme yüzde 5,7’ye ulaştı. Buna karşın Türkiye ekonomisinin lokomotifi olarak görülen inşaat sektörü 2015’te sadece 1,7 oranında büyüdü. İnşaat sektörünün dördüncü çeyrekteki büyümesi ise yüzde 5,4 olarak kayıtlara geçti. Bu büyüme içinde büyük rolü bulunan kamu inşaat harcamalarının 2015 yılında bir önceki yıla kıyasla yüzde 8,4 büyüme gösterdiği gözlemlendi. Özellikle sadece kamu inşaat harcamalarında son üç çeyrek dönemde gerçekleşen büyümenin nedenleri arasında 2015 yılının ikinci yarısında yapılan iki genel seçimin olduğu düşünülmekte. Eşzamanlı olarak özel kesim inşaat harcamaları ise 2015 yılında yüzde 1,2 oranında küçülme gösterdi. Toplam inşaat harcamaları rakamları ise 2015 yılında 175 milyar TL’ye ulaşarak bir önceki yıla göre yüzde 7,8 oranında artış gösterdi. İnşaat harcamalarının yükselmesindeki en büyük

pay sahibi ise kamu inşaat harcamalarındaki artış oldu. Rapora göre 2014 yılından itibaren Türkiye’de konut satışlarının rekor seviyelerde devam etmesine karşılık 2015 yılına ait inşaat malzemeleri sanayisinde ihracat oranları yüzde 19,8 oranında geriledi. İnşaat malzemeleri sanayi üretimi ise 2015 yılında sınırlı olarak, sadece yüzde 0,8 oranında arttı. Yabancıların gayrimenkul alımları ise 2015 yılında yüzde 3,8 düşerek 4,16 milyar USD’ye indi. Yurt dışında üstlenilen müteahhitlik hizmetlerinde de benzer şekilde küçülme oldu: Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri 2015 yılında yüzde 25,3 oranında azaldı. 2016 yılı öngörüleri, büyüme ivmesi, gayrimenkul sektörü, inşaat malzemeleri sanayisine ait üretim, tüketim, ihracat ve ithalat büyüklükleri gibi çok çeşitli verinin önceki yıllarla karşılaştırmalı olarak analiz edildiği raporun dijital versiyonuna yapı sektörünün haber portali yapi.com.tr adresinden yıl boyunca ulaşma imkânı bulunuyor.



EKONOMİ

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi

TİM: Dijitalleşme ile ihracat kalıcı ve sürekli artacak TİM, Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı’nda Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci’yi ağırlayarak 56 maddeden oluşan sorun ve çözüm önerilerini paylaştı.

T

ürkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), nisan ayı Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı’nda Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci’yi ağırladı. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin yanı sıra ihracatçı birlikleri başkanları ile yardımcıları ve sektörler konseyi başkanlarının katıldığı toplantıda Bakan Tüfenkci ihracatçıların 56 maddeden oluşan sorunlarını ve çözüm önerilerini dinledi. TİM Başkanı Büyükekşi, amaçlarının ihracatçıların küresel gücünü artırmak olduğunu vurgulayarak, taleplerinin hayata geçirilmesiyle ihracatçının zaman kazanacağını ve rekabet gücünün artacağını dile getirdi. Bakan Tüfenkci de ihracatçının

104

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

gümrüklerdeki şeffaf ve tam otomasyonla kağıtsız işlemlerin yıl sonuna doğru gerçekleşebileceğini dile getirdi. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın özellikle ticaret hayatında düzenlemeler öngören çalışmalarını yakından takip ettiklerini ve olumlu bulduklarını kaydeden Büyükekşi, dünyada gümrüklerin modernizasyonu ile gümrük işlemlerinin hızlanabilmesiyle ticarette zaman kayıplarının ve maliyetin azalacağına değindi. Büyükekşi, ihracatçıların taleplerini Bakan Tüfenkci’ye şöyle sıraladı. “Gümrük İdareleri ve İhracatçı Birlikleri arasındaki bilgi akışının tek pencere sistemi çerçevesinde elektronik olarak sağlanmalı. Gümrük kapılarındaki altyapı eksiklikleri giderilmeli. Liman ücretleri konusundaki haksız uygulamalara son verilmeli. İhracat süreçlerinin iyileştirilmesi ve daha fazla kağıtsız ortamda işlem yapılabilmesi sağlanmalı. Kırmızı hat uygulamalarının asgari düzeye indirilmeli. Gümrüklerde 7/24 çalışma esasına geçilmeli ve fazla mesai ücretlerinin ihracatçılarımız tarafından karşılanmaması taleplerimiz arasında yer alıyor.” Dijitalleşme ile ihracat kalıcı ve sürekli artacak Taleplerinin gerçekleşmesi ile ihracatçıların maliyet avantajı sağlayacağına işaret eden Büyükekşi, “Basitleşecek olan işlem süreçleri ile bürokrasinin azalması mümkün olacak. Zaman kayıpları azaltılacak. Dijitalleşme ve süreç iyileştirmeleriyle ihracatımızda kalıcı ve sürekli bir artış sağlanabilecek. Dolayısıyla, ihracatçılarımızın dünya pazarlarında rekabet gücü

artacaktır” dedi. Toplartıda dünyadaki hızlı değişime dikkat çeken Büyükekşi, Türkiye’nin bu değişimi yakalayamaması halinde olası sorunlara dikkat çekti. Özellikle Endüstri 4.0 adı ile anılan endüstriyel strateji planın altını çizen Büyükekşi, “Eğer bu konuda doğru hamleleri zamanında gerçekleştiremezsek, Biz de dünyayı gelecekte geriden takip etmek zorunda kalırız. Bu bağlamda, son olarak yürürlüğe giren Ar-Ge kanunu çok önemli buluyoruz” diye konuştu. İç pazar ihmal edilmemeli İhracatçıları dinleyen Bakan Tüfenkci de daralan küresel piyasalarda daha rekabet edebilir şekilde girilmesi gerektiğinin altını çizerek, “O piyasalarda önünüzü açmamız ve uluslararası piyasalarda daha iyi rekabet edebilmeniz için çalışıyoruz. Yeni sanayi devrimini, inovasyonu ve bilgi teknolojilerini asla ihmal etmememiz lazım. Önce üretimimizi sağlıklı bir şekle kavuşturmamız ve artırmamız lazım. Yeni pazarlara yönelik ihracat yapmamız lazım. Bunun için bizim de size destek vermemiz lazım. Bizim dış pazarlarda güçlü olmamız için iç pazarda da dinamik olmalıyız. Asla iç pazarımızı ihmal etmemeliyiz” şeklinde konuştu. Tüfenkci ayrıca belli seviyede ticaret yapan firmaları Singapur gibi belli yerlerde toplayarak sağlıklı şekilde depolama ve yurtiçi ve yurtdışı dağıtım kanalları oluşturmak için çalışmalar yürüttüklerini de anımsattı. Bakan Tüfenkci, “Bu şekilde bir takım gümrük ve vergi avantajları sağlayacak düzenleme için çalışıyoruz. Biz istiyoruz ki ticaret yapan erbabımız da büyüsün. Üretim yapamıyorsa bu yolla sizin aranıza katılmasını istiyoruz” dedi.



EKONOMİ

Kentsel Dönüşüme Torba Kanun Dopingi

Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Gürsel Öngören: “Torba Kanun ile 6306 sayılı Kanunda yapılan değişiklikler kentsel dönüşümü uçuracak”

Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Prof. Dr. Gürsel Öngören

İ

lki riskli alanda uzlaşmayan parselin, arsanın 2/3 çoğunluk kararıyla satılması, İkincisi riskli alan ilanında % 65’lik ruhsatsız yapı kriteri , Üçüncüsü riskli alanlarda yeni inşaat yapımının 2 yıllık yasaklanması kararları. Bu üç temel değişiklik kentsel dönüşümü kolaylaştıracak, daha cazip hale getirecek. Özellikle riskli alanda 2/3 kararıyla uzlaşmayan parsellerin il müdürlüklerinde birkaç ay içinde müteahhit ve yatırımcı şirketlere satışı değişikliği kentsel dönüşümü uçuracaktır” diyerek sözlerini sürdüren Öngören; “apartmanlarda dönüşüme karşı çıkanların daireleri nasıl satılıyorsa şimdi de riskli alanda dönüşüme karşı çıkan arsaların veya binaların adadaki diğer maliklere ve yatırımcı şirketlere satılacağını ve bu değişikliğin riskli alan dönüşümlerinin süresini bir ya da iki yıl kısaltacağını” ekledi. Eskiden sadece acele kamulaştırma ile uzlaşmayan, direnen kişilerin tasfiye edildiğini bunun da süreci bir iki yıl uzattığını ve dönüşüm heyecanının ortadan kalktığını; yatırımcı müteahhitlerin bu ek sürelerde ek kira ödeme

106

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

riski altında kaldığını ve hesapların şaştığını söyleyen Öngören, riskli alanda dönüşümün yatırımcılar açısından çok cazip hale geldiğini ancak Danıştay ve mahkemelerin durdurma ve tedbir koyma ihtimallerinin düşünülerek yatırımcı şirketlerce dönüşüm süreçlerinin dikkatle planlanması ve hazırlanması gerektiğini vurguladı. Platform Başkanı Öngören; riskli alanlarda Danıştay’ın iptal kararları doğrultusunda % 65 oranında ruhsatsız veya kaçak yapılaşma kuralı ile özellikle çarpık kentleşen alanların kolayca kentsel dönüşüme katılabileceğini; bu yeni hüküm sonucu Güneydoğuda terör kapsamındaki alanlarda da kentsel dönüşümün kolayca uygulanacağını ve acele kamulaştırmada ortaya çıkan tepkilerin ve sorunların ortadan kalkacağını belirtti. Değişiklik sonucu; üzerindeki toplam yapı sayısının en az yüzde 65’i imar mevzuatına aykırı olan veya yapı ruhsatı alınmaksızın inşa edilmiş olmakla birlikte sonradan yapı ve iskan ruhsatı alan yapılardan oluşan alanlar da riskli alan olarak ilan edilebilecek. Değişiklikler Diğerleri Kadar Önemli Torba Kanunla getirilen üçüncü

önemli değişikliğin de diğerleri kadar önemli olduğunu söyleyen Öngören; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ veya belediyelerin, riskli alanlarda ve rezerv yapı alanlarında her türlü imar ve yapılaşma işlemlerini 2 yıl süreyle geçici olarak durdurabileceğini, uygulamanın gerektirmesi halinde imar ve yapılaşma işlemlerinin durdurulmasının 1 yıl daha uzatılabileceğini belirterek; riskli alan ilan edilen yerlerde alınan inşaat ruhsatlarının hükmünün kalmayacağını, başlayan inşaatların da kentsel dönüşümde yapılacak ana projeyi engellememesi için durdurulacağını ilave etti. Öngören, Torba Kanun ile getirilen diğer değişikliklerin ise riskli binalar açısından uygulamayı daha da kolaylaştırma ve hızlandırma amaçlı olduğunu söyledi. Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Gürsel Öngören; 6306 sayılı Kanunda hala birkaç değişikliğe daha ihtiyaç bulunmasına rağmen, Torba Kanun vesilesiyle yapılan değişiklikle, Fikirtepe, Gaziosmanpaşa gibi diğer 179 riskli alanda dönüşümlerin artık bir iki yılda tamamlanacağını; Torba Kanun’un kentsel dönüşüme doping yaptığını belirtti.



SEKTÖREL

BOYA

DYO Yapı Fuarı’na renk katacak Yapı sektörünün en büyük buluşma noktası Yapı Fuarı bu yıl 39’uncu kez kapılarını açmaya hazırlanıyor. Türkiye’nin yanı sıra Avrupa, Ortadoğu ve Avrasya’dan sektör temsilcilerini aynı çatı altında bir araya getiren Yapı Fuarı, 10 – 14 Mayıs tarihlerinde TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek. Boya sektörünün öncü markası DYO, dekoratif boyalar ile ısı yalıtımındaki geniş ürün yelpazesini ziyaretçilerin beğenisine sunacak. Boya sezonunu A Milli Takıma verdiği destekle açan DYO’nun fuardaki ziyaretçilerini bir de renkli bir oyun sürprizi bekliyor.

108

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

T

ürkiye boya sektörünün öncü markası DYO, yapı sektörünün tüm bileşenlerini bir araya getiren ve bu yıl 39. kez gerçekleştirilecek Yapı Fuarı’ndaki yerini almaya hazırlanıyor. 10-14 Mayıs 2016 tarihleri arasında TÜYAP’ta gerçekleştirilecek fuarda DYO, dekoratif boyalar ve Klimatherm markası altında sunulan ısı yalıtımı çözümlerini ziyaretçiler ile buluşturacak. DYO’nun dekoratif boyalar kategorisinde Nanoteknoloji, PTFE ve Hybrid teknolojisine sahip iç ve dış cephe boyaları ile kaplamaları, sorunlu yüzeylere özel geliştirilen Dr. DYO serisi, Massiveline markalı su bazlı ahşap vernik ve koruyucular gibi geniş bir ürün gamı bulunuyor. Isı yalıtımında kaliteli ürün ve hizmetleri ile öne çıkan

Klimatherm ise kışın doğalgaz, yazın klima kaynaklı elektrik kullanımında yüzde 50’ye yakın enerji tasarrufu sağlıyor. Dekoratif boyalar pazarında; iç ve dış cephe son kat boyalar, astarlar ve ahşap vernikleri ile ısı yalıtımından oluşan geniş ürün yelpazesi ile faaliyet gösteren Casati markası da 39. Yapı Fuarı’nda olacak. Boya sezonuna Türkiye Futbol Federasyonu ile imzaladığı anlaşmayla damgasını vuran DYO, Yapı Fuarı’nın da en renkli ve eğlenceli standı olmaya aday… DYO, Casati ve Klimatherm ürünlerini daha yakından tanımak ve keyifli oyun sürprizine göz atmak için 3. Salon 441 no’lu DYO standına uğrayabilirsiniz.



MAKALE

Az Tehlikeli Sınıfta ve 10’ dan Az Çalışanı Olan İşyerlerinde İşveren veya İşveren Vekili Tarafından Yürütülecek İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerine İlişkin Eğitim

1

0 ‘dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği hizmetlerinin yürütülebilmesine ilişkin usul ve esaslara ilişkin yönetmelik 29 Haziran 2015 tarih 29401 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yayımlanan yönetmelik 20/06 /2012 tarih ve 6331 sayılı iş sağlığı ve Güvenliği kanununun 6. Maddesi uyarınca 10‘dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri ile işveren vekillerini kapsamaktadır. 02 Agutos 2013 tarih ve 6495 sayılı R. Gazetede yayımlanan (torba yasa ) madde 56 da 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanunun 38. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi 6 ve 7. maddeleri az tehlikeli iş yerlerinde iş güvenliği uzmanı ile iş yeri hekimi bulundurma zorunluluğu 1 temmuz 2016 tarihinden itibaren başlayacağından 10’ dan az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan iş yerlerinde iş veren veya işveren vekilleri iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini kendileri üstlenmek istemeleri halinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca ilan edilen eğitimleri tamamlamak şartıyla işe giriş ve periyodik muayeneler ve tetkikler hariç İş Sağlığı

Sadettin SEZGİNER Kimya Mühendisi/ A Sınıfı İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı sadosezginer@hotmail.com

ve Güvenliği Hizmetlerini yürütebileceklerdir. Ayrıca yönetmelikte belirtildiği üzere işveren veya işveren vekilleri iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin tamamını ya da bir kısmını hizmet alımı yoluyla da temin edebilirler. İş Güvenliği uzmanlığı veya işyeri hekimliği belgesi sahibi olan işveren veya işveren vekilleri iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı uyarınca çalışanlara verilecek iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerini kendileri verebilecektir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Anadolu Ünversitesi arasında 9 Ekim 2015 tarihinde imzalanan iş birliği protokolü kapsamında Anadolu Ünversitesi nce yürtülen e-sertifika programıyla 10’dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan iş yerlerinde işveren veya işveren vekillerine iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütebilmelerine ilişkin sertifikalı eğitim programı için başvuruların internet ortamında 15 ocak 2016 tarihinde http//esertifika. anadolu.edu.tr adresinden yapılabileceği ve kayıt bedelinin 250 TL olduğu belirtilmiştir. e-sertifika programında katılımcı kursiyerlere iş sağlığı ve güvenliği alanında 12 haftalık eğitim düzenlenecek, her yıl bahar, yaz, güz dönemleri olmak üzere yılda üç kere açılacak e sertifika programı


MAKALE

uygulanacak, e-sertifika programlarına kayıt yaptıran katılımcılar Açık Öğretim Fakültesi bürolarından temin edecekleri eğitim tekniklerine göre tasarlanmış ders kitabı ve internet ortamında sunulan hizmetlerden yararlanarak eğitim tamamlama sınavına hazırlanacaklardır. Ders kitabı 15 şubat 2016 tarihinden itibaren 81 ildeki Açık Öğretim Fakültesi bürolarından temin edilecektir. 07 Mayıs 2016 tarihindeki Eğitim Tamamlama Sınavı’na hazırlanacaklar sınavda 100 üzerinden 50 ve üzeri puan alan katılımcılar “İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HİZMETLERİNİN YÜRÜTÜMÜNE İLİŞKİN

İŞVEREN VEYA İŞVEREN VEKİLİ EĞİTİMİ TAMAMLAMA BELGESİ” almaya hak kazanacaktır. Sınavdan 15 gün sonra adayların başarı durumunu gösteren “sınav sonuç belgesi “ internette yayınlanacaktır. Sınav sonuçları ayrıca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bildirilecektir. Kendi işyerinin İSG hizmetlerini üstlenmek isteyen ve sınavı kazanan işveren ve işveren vekilleri İSG –KATİP sistemine internet üzerinden elektronik olarak kayıtlarını yapmaları halinde işyerlerinde işe giriş ve periyodik muayeneler hariç olmak üzere iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütebileceklerdir. İş yerinin kapsam dışında kalması: işyerinin tehlike

sınıfının değişmesi ve/ veya çalışan sayısının 10 ve üzeri ne çıkması durumlarında altmış gün içersinde 29/12/2012 tarih ve 28512 sayılı resmi Gazete’de yayımlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri yayımlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri yönetmeliği hükümleri doğrultusunda görevlendirmeler yapılır. İşveren veya işveren vekilinin İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetini üstlenmek istememesi halinde yönetmelik hükümleri doğrultusunda görevlendirmeler yapılması gerekmektedir.


HABER

E- ticarette keşfedilmemiş kıtalar: Yeni alan adı uzantıları

E-ticaret girişimlerinin olmazsa olmazı iyi bir alan adına sahip olmak. Ancak dijital alemde .com ya da .net gibi alan adı uzantılarında iyi bir adı boş bulmak çok zor. Durum böyle olunca kullanıcılar yeni alan adı uzantılarına yöneldi. Yeni alan adı uzantıları keşfedilmeyi bekleyen bir kıta gibi, en değerli ve verimli isimlerini kullanıcıların hizmetine sunmaya hazırlanıyor.

S

adece geçen yıl internet kullanıcılarının sayısı tüm dünyada 525 milyon arttı. Global Web Index verilerine göre artık dünyada 3 milyar kişi internete bağlanabiliyor. Türkiye’de de internet kullanıcılarının sayısı her geçen gün artıyor. TÜİK araştırmasına göre Türkiye’nin yarısından fazlasının yani yüzde 55.9’unun internete erişimi var. Hal böyleyken internetten alınan hizmetlerde de bir artış söz konusu. Online dünyanın hayatımıza girmesiyle eticaret de her geçen gün

112

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

büyüyor. Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği’nin (ETİD), açıklamasına göre eticareti tercih eden tüketici sayısı son 6 yılda 3 kat artış gösterdi. Öyle ki e-ticaret sektörünün ciro olarak büyüklüğünün 25 milyar lirayı geçmesi bekleniyor. İnternetten alışverişin her geçen gün büyümesi girişimcilerin de bu alana yönelmesini sağlıyor. Ancak başarılı bir e-ticaret sitesi kurmanın olmazsa olmazı kullanıcının aklında kalacak iyi bir alan adı bulmak... Başarılı bir alan adı sahibi olmak Nişantaşı, Bağdat caddesi

ya da Tunalı gibi güzel bir lokasyonda dükkan açmak gibi önemli bir durum. Tercih nedeni Alan adı dijital dünyadaki kimliğiniz… Dolayısıyla e-ticaret sitesi değil de diyelim ki bir projeniz için ya da kişisel uğraşınız için bir site açmak istiyorsunuz. Her durumda da sitenizin başarılı olabilmesi için bu ismin mümkün olan en çarpıcı ve akılda kalıcı isme sahip olması gerekiyor. Çünkü alan adınız ne kadar güçlüyse sitenizin ziyaretçi sayısı o kadar iyi olabilir… Başarılı bir alan adı, kullanıcıların



HABER

sitenizi daha kolay akıllarında tutmalarını sağlar. Marka bilinilirliğini daha kolay oluşturur, özellikle jenerik alan adlarının doğrudan ziyaretçileri vardır. İyi bir alan adıyla Google’da daha üst sıralarda çıkabilirsiniz, ayrıca yaptığınız iş ve sattığınız ürün ile ilgili fikir verebilmesi açısından doğrudan etkili olabilir. Kısa ve bilindik web sitesi isimlerinin müşteriler tarafından hatırlanma ve benimsenme oranı fazla. Bu da müşterinin sizin sitenizi tercih etmesini kolaylaştırır. Boş isim bulmak zor Ancak .com ya da .net gibi çok kullanılan alan adı uzantılarını düşündüğümüzde istediğimiz alan adını satın alabilmek hiç de kolay değil. Çünkü istediğimiz alan adlarının çoğunun başkası tarafından alınmış olduğunu görürüz.

114

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

Boş alan adı bulmak çok zor. Bu soruna çare bulmak için artık yeni alan adı uzantıları tercih ediliyor. Bu alan adı uzantıları faaliyet gösterilen sektöre, yapılan işe ya da bulunulan lokasyona göre değişiyor. Lokasyon bazlı alan adı uzantıları da trend olmuş durumda. New York.’tan, Berlin’e dünyanın gözde şehirleri varlıklarını alan adı uzantılarıyla dijital platforma taşıdı. Son dönemde internette alan adı uzantısıyla varlık gösteren dünya şehirleri arasına .istanbul ve .ist alan adı uzantıları ile tarihi metropol İstanbul’da katıldı. İstanbul uzantısı dijital platformlarda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, 27 Ocak’ta .ist ve .istanbul alan uzantılarını hizmete

sundu. Türkiye’nin milli ve ilk olan alan adı uzantılarına büyük kuruluşların, global ve kurumsal şirketlerin ilgisi büyük oldu. İstanbul markasını dijital platforma taşıyan Nokta İstanbul’un yeni döneminde ise açık artırma ile ön kayıt dönemi var. Buna göre .ist ya da .istanbul uzantılı alan adlarına sahip olabilmek için 5 Mayıs’a kadar www.nic.istanbul adresinde belirtilen kayıt operatörlerine başvuru yapılacak. Başvuruların bitiminde bir alan adı için birden fazla talep olması durumunda, 5-10 Mayıs tarihleri arasında online müzayedeye gidilecek. Bu sürede yapılacak online açık artırmanın ardından ismin kimde kalacağı 10 Mayıs’ta belli olacak. .ist ve .istanbul uzantılı alan adları 10 Mayıs’tan sonra ise halka sunulacak.



EKONOMİ

“Eğitimde kalite şart” diyen PAGDER’in Plastik sanayisinde maliyet yönetimi seminerine yüksek katılım Alanında dünyanın önde gelen uzmanlarından olan Dr. Robin Kent seminerde; maliyet yönetim tekniklerine ve stratejilerine odaklanarak, başta en önemli maliyet kalemi olan enerji olmak üzere tasarruf sağlamanın yollarını bulma ve incelikleri konusunda somut katkılar sağlayacak çözüm yollarını anlattı.

P

AGDER (Plastik Sanayicileri Derneği) organizasyonuyla 2014’te de İstanbul’a gelen ve “Plastik Sanayinde Enerji Verimliliği Semineri” vererek katılımcıların bu seminerden somut, uygulanabilir bilgilerle ayrılmasını sağlayan Dr. Robin Kent, PAGDER’in yine önemli bir semineri için yeniden İstanbul’daydı. Eğitimin kalitelisi gerekli! “Plastik Sanayinde Maliyet Yönetimi” seminerini

116

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

düzenleyen ve bu alanın uzman ismi Dr. Robin Kent’i yeniden İstanbul’a getiren PAGDER’in Yönetim Kurulu Başkanı Reha Gür; 21 Nisan 2016 tarihinde, İstanbul’da düzenlenen seminerin açılış konuşmasında şunları söyledi: “Sektörümüze, sanayicilerimize doğrudan katkı sağlayacak faaliyetlerimiz arasında oldukça önemli bir yer tutan eğitimde de, kaliteli eğitime odaklanıyoruz; çünkü sektörümüzde başka birçok eğitim veriliyor ama kaliteli eğitim sektörümüzün eksiklerinden biri… Kaynakları en doğru, verimli kullanmanın sırlarının uygulamalı olarak sektör mensuplarımıza anlatılacağı bu seminerimiz ile kaliteli eğitimin bir örneğini daha sunmuş olacağız.” Plastik sektörü, çok ağır rekabet koşullarıyla çalışan bir iş kolu! Eğitim-seminer programlarını kalite odaklı, uzun süren çalışmalardan sonra yapılandırdıklarını paylaşan Gür, “Somut, uygulanabilir eğitimlere, seminerlere ağırlık veriyoruz. Bazı eğitimlere

özellikle uygulama boyutunu ekleyerek sağladığımız olumlu katkıyı daha etkin hale getirmeyi hedefliyoruz. Dr. Robin Kent’in semineri de, 2016 eğitim – seminer programımız içinde önemli bir yer tutuyor. 2014 yılındaki seminerde de deneyimlediğimiz gibi, Dr. Robin Kent’in bu yeni semineri de, sanayicilerimiz için doğrudan fayda sağlayacak, somut katkılar alabileceğimiz ve uygulamaya koyabileceğimiz bir seminer olacak” dedi. Sanayinin her kolunda ama özellikle plastik sanayisinde enerji verimliliği ve genel olarak verimliliğinin hayati bir konu olduğunu belirten Reha Gür, “Çok ağır rekabet koşullarıyla çalışan bir iş koluyuz. Üstelik hammaddede zorunlu olarak dışa bağımlı bir sektördeyiz ve hammadde giderleri de çok ciddi bir maliyet kalemi. Hammaddede en ufak kayıp dahi gözden çıkarılmaz. Dr. Kent’in başta enerji ve hammadde olmak üzere tasarruf ve verimliliği artırmaya yönelik çok faydalı, kaliteli bir seminer programı hazırladığını söyleyebilirim”


dedi. Her türlü kaos ortamına rağmen benzer işbirlikleri yapılmalı! Seminere işbirlikçi kuruluş olarak destek veren İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Selçuk Aksoy da seminerde yaptığı konuşmada, dünyanın ve Türkiye’nin bulunduğu bölgedeki kaos ortamına rağmen PAGDER ile işbirliği yaparak plastik sektörüne önemli katkılar sağlayacak bu seminerde yer almaktan memnuniyet duyduklarını aktardı. İKMİB’in sektörün gelişimine

katkı sağlayacak her çalışmaya destek verdiğini paylaşan Aksoy, 25 - 28 Nisan 2016 tarihleri arasında Çin’in Şanghay kentinde düzenlenecek Asya’nın en büyük, dünyanın ise 2. Büyük Plastik ve Kauçuk Fuarı olan “Chinaplas 2016” fuarına Türkiye tek yetkili temsilcisi PAGDER ile birlikte katılarak Türk plastikçilerinin seslerini dünyaya duyurmalarına yardımcı olacaklarını söyledi. Kaynakları en doğru, verimli kullanmanın sırları plastik sanayicilerine anlatıldı! Dr. Robin Kent’in “Plastik Sanayinde Maliyet Yönetimi” başlıklı seminerinde, modeller yardımıyla imalat

süreçlerinde kaynakların gerçek maliyetlerinin belirlenmesi ve katılımcıların plastik imalatını tüm yönleriyle tanıması sağlandı; iş modellerinden tasarıma, malzemeden insan kaynağına, fabrika yapılandırmadan atık yönetimine kadar imalatın unsurlarını içeren başlıklar da detaylı olarak incelendi. Dr. Kent’in grup çalışmaları ve gerçek olay incelemeleri de (case study) sunduğu seminerin düzenlenmesinde PAGDER’e işbirlikçi kuruluş olarak İKMİB katkı sağlarken, TSP Makina, Engel Enjeksiyon, Ser Rezistans, Aksoy Plastik, Şenmak Makine de ayrıca destek verdi.


MAKALE

Yeni Afrika’nın İnşasında Yapı Kimyasallarına Genel Bir Bakış

118

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16


Afrika Danışmanı Alper F. Abidin www.afrikadanismani.com info@afrikadanismani.com

Afrika’nın yapı kimyasalları pazarı gün geçtikçe dikkat çekmektedir. Doğrudan yabancı yatırımcılara yönelik hükümet politikaları geçmişten çok daha kolaylaşmıştır ve yabancı yatırımcıların kıtadaki sayısı da gün geçtikçe artmaktadır. İnşaat sektöründeki yükseliş yapı kimyasalları talebini de beraberinde arttırmaktadır. Büyük uluslararası yapı kimyasalları tedarikçileri bu yükselen talebi fark etmişlerdir ve bu doğrultuda aktif hatlarını büyütmeye ve Afrika’da yeni üretim hatlarını kurmaya devam etmektedirler. Kıta genelinde aktif büyük projeler yapı kimyasallarının inşaat öncesi ve sonrası inşaat aşamalarında geniş kullanımına yol açacaktır. 2014 sonu itibariyle kıtada 300’den fazla 50 milyon$ üzerinde aktif proje vardır. Bu da toplamda 250 milyar $’dan fazla hacim demektir. Projeler gayrimenkul, enerji, ulaştırma, petrol ve gaz alanlarındadır. Projelerin

kıta genelindeki dağılımına bakacak olursak; Batı, Kuzey ve Orta Afrika sırasıyla %21, %7 ve %5 ile, Doğu Afrika %29 ve Güney Afrika %38 ile bu projelere ev sahipliği yapmaktadır. Yapı kimyasalları sektörü genel olarak Güney Afrika ve Doğu Afrika merkezli yürümektedir. Afrika yapı kimyasalları pazarında büyümede anahtar inşaat sektörü önümüzdeki 20 yıl içinde Afrika ekonomisinin %7 yıllık bir büyüme öngörmektedir. Bu büyüme Çin’in büyümesinden daha yüksektir. IMF‘ye göre 2001 ile 2010 arasında dünyada en hızlı büyüyen 6 ülke ekonomisi Afrika kıtasındadır. Bu rakam 2010 ile 2020 arasında 7’nin üzerine çıkacaktır. Afrika’nın yapı kimyasalları pazarında beklenen büyümenin arkasında diğer önemli bir itici güçte daha iyi bir yaşam için kentsel alanlara göç oranındaki artıştır. Geçtiğimiz yıl raporlarına göre, Afrika’da 1 milyondan fazla nüfusu olan şehir

sayısı artmaktadır. 2010’da bu rakam 51 iken 2040’da bu rakamın 100’den fazla olacağı öngörülmektedir. 10 milyon’dan fazla nüfusu olan şehir sayısı da 7’yi aşacaktır. Kıtada şehirleşmenin getirdiği basınç hızla hissedilmektedir. Kenya’daki Konza ve Tatu City, Gana’daki City of Light-Accra ve King CityTakoradi gibi yeni şehirler geliştirilmektedir. Nijerya’da Greater Port Harcourt City ve Eco Atlantic City ıslah edilmiş deniz üzerine inşa edilmektedir. Yeni şehirler metropol şehirleri rahatlatmak ve ihtiyaç oldukça sakinlerini merkeze gitmeye kolaylaştırılmaya yönelik gelişmektedir. Kentleşmede artan bu eğilim, inşaat sektöründeki hükümet düzenlemeleri ve artan yabancı sermaye yatırımları ile de tetiklendikçe bölgelerde yapı kimyasalları içinde talepte artışa sebep olmaktadır. Çimento katkı maddeleri, yer altı madencilik için kimyasallar, su yalıtım


MAKALE

sistemleri, izolasyon maddeleri, beton onarım ve koruma sistemleri, performans harçları, performans döşeme sistemleri, kiremit sistemleri, genleşme kontrol sistemleri ve ahşap koruma sistemleri gibi alt birçok kalemi içeren yapı kimyasalları konusunda uluslararası şirketlerden BASF, SIKA, GRACE ve RPM gibi şirketler pazarın hakim isimleridir. Çimento taşıma maliyetleri ve enerji maliyetleri özellikle Sahra-altı ve Doğu Afrika’da dünya normlarının üzerinde seyretmektedir. Dolayısıyla beton maliyetini çimento katkı maddeleri ile m3’de 5-10 kg/ gibi tasarruflara getirebilmek büyük avantajlar sağlayabilmektedir. Ayrıca betonun sahaya iletilmesi süresinde geçen zamanda önemlidir. Gün geçtikçe kalabalıklaşan şehirlerde yol ağlarının tıkanıklığı 1 saatlik süreleri 4 saate çıkardığından, beton katkı maddeleri betonun kurumaması için büyük önem teşkil etmektedir. Bu da çimento katkı maddelerinin öneminin artırmaktadır.

120

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

Dış cephe kaplamaları ve izolasyon konusunda Afrika’da yapı sektörünün hızlanması ile beraber ihtiyaç ve taleplerde artış göstermektedir. Bu konuda inovatif ürünler başarılı olmaktadır. Özellikle Orta ve Doğu Afrika’da sıtmanın hakim olduğu ülkelerde sivrisinek ve böcek kovucu ev boyaları gibi farklı ürünler dikkat çekici olmaktadır. Bu konuda bir Türk firmasının pazara yönelik çalışmaları oldukça başarılı olmuştur. İç ve dış cephe boyları konusunda çeşitlilik ve fiyat rekabeti göz önüne alındığında değerlendirmelerin bu doğrultuda yapılması gerekir. İzolasyon kimyasallarına baktığımızda Sahra-altı Afrika ve Doğu Afrika ‘da pazarda büyüme görülmektedir. Örneğin, Mayıs 2014 ‘de Kenya’da ticari petrolün bulunması ile ülkenin zaman içinde Toluen ve PE ‘e bağımlılığı azalacağından bu kalemlerde ithalatı azalacaktır. Uluslararası şirketler hızlı bir şekilde ülkedeki yatırımlarını bu doğrultuda geliştirmektedir.

Kenya’da inşaat sektöründe son 2 yılda istikrarlı bir büyüme kaydedilmiştir. Sızdırmazlık maddelerinde küresel talebin %3’ü sahraaltı Afrika’dır ve bu oran kentleşme hızıyla beraber artmaktadır. Başka bir örnekte, Nijerya da ise Dangote’nin yüksek kapasiteli bir rafineri inşası vardır. 2017’de işlevsel olacağı tahmin edilen günde 650.000 varil işleme kapasitesi ile dünyanın en büyük rafinerileri arasına girecektir. Bu tip projelerin hammadde kaynağı oluşturması beklenmektedir. Petrol türevlerinin asfalt yapımında kullanıldığını hatırlarsak bu konuda yapılacak yatırımlar gerek Nijerya ve takibinde yakın petrol ülkesi Gana’da da akıllı yatırımlar olacaktır. Afrika kıtasının enerji, suç, yolsuzluk gibi problemlerle anılması artık geride kalmıştır. Kıtada başarı elde etmiş iş modelleri incelenerek bu riskler aşılabilir. Afrika pazarına girmek isteyen firmalar coğrafi genişleme, birleşme ve satın almalar ile bu sektörde yer alabilir. Afrika kıtası kentleşme oranının %50’leri geçtiği topraklar haline gelmektedir. Bazı bölgelerde bu oran %90’ları bulmaktadır. Pazarın Batı Avrupa ve ABD pazarının iki katı olduğu belirtilmektedir. Sahra-altı Afrika’nın nüfus artışı ve kentleşme oranı göz önüne alınarak Türk firmaların bu pazara özellikle Batı Afrika’ya analizlerini yaparak adım atmalarıyla karşılığını fazlasıyla alacaktır.



KISA KISA

Bien’in Alaturca Serisi İle Nostaljik Mekanla Etnik motiflere ve Osmanlı temasına yönelen ilgi ile yeniden canlanan çini motifleri, Bien Alaturca serisi ile mekanlara nostaljik bir görünüm kazandırıyor. Yenilikçi ve çevre dostu marka Bien, Osmanlı ve eski Türk motiflerinin ruhunu yansıtan yeni serisi Alaturca ile, yaşam alanları yerel ve sıcak bir görünüm kazanıyor. Eski dönemlerde çok yaygın olarak kullanılan fakat üretimi ve yapımı vakit alıp, emek isteyen çini motifleri Bien’in Alaturca serisinde hayat buldu. Alaturca serisi adından da anlaşılacağı gibi geleneksel Türk motiflerinin izlerini taşıyan, tarihi ve özel görünümü günümüzde de yaşatmak isteyenlere alternatif oluşturan bir koleksiyon. NEDEN BİEN ALATURCA? Günümüz koşullarında hijyen önemli, zaman değerli ve para kıymetli. El işçiliği gerektiren ve üretimi zahmetli ve vakit alan çinilerin yerini yine o dönemin çini motiflerini yansıtan seramik seriler aldı. Bien Alaturca tam böyle bir seri. Temizliği kolay ve pratik. Ayrıca dayanıklılığı sayesinde uzun süre kullanılabilir olması ekonomik açıdan avantaj sağlıyor.

“A’desıgn Award” Ödüllü Creavit

Tasarım sürecine verdiği değerin karşılığını alan Creavit çocuklara özel tasarladığı “Ducky Çocuk Banyo Takımı Serisi” ile dünyanın en prestijli tasarım yarışmalarından biri olan A’Design Award tarafından ödüle layık görüldü. Bu sene 22.’si düzenlenen A’Design Award’a tasarımcıları Mehmet Oğuz ve Fatih Şen’in tasarımları “Ducky Çocuk Serisi” ile katılan Creavit, hayatı kolaylaştıran ve fonksiyonelliği ile öne çıkan ürünlerine ödüllü bir tasarım ekledi. Tasarım çalışmalarını 7’den 70’e her yaş gurubundaki kullanıcının hayat standartlarını yükseltmek üzere ilerleten Creavit, minik dostlarımızın tuvalet eğitimlerine yardımcı olmak için “Ducky Çocuk Banyo Takımı Serisini” tasarladı. Tuvalet eğitim sürecini oyun ile birleştirerek eğlenceli bir hale dönüştüren Creavit’in bu düşünceli yaklaşımı A’Design Award tarafından taçlandırılırken, Creavit yakın zamanda ebeveynler ve

minik kullanıcılarından da oldukça alkış toplayacağının sinyalini şimdiden verdi.

122

Nalbur Teknik.com / Mart’16


KISA KISA

Duravit’ten yenilikçi bir yöntem Banyo tasarımında en çok ihtiyaç duyulan eksikleri karşılamak amacıyla, Duravit mükemmel bir bütün oluşturmak üzere seramik etajerli lavaboyu, lavabo altı dolap ünitesinin yüzeyi ile birleştirerek tam anlamıyla çığır açan yenilikçi bir yöntem geliştirdi. Tamamıyla yeni olan bu görünümle yıkama alanı bir tasarım harikasına dönüşüyor. Bu teknolojinin, Duravit’in “c-bonded” olarak adlandırdığı yeni versiyonunda, etajerli lavabo ile lavabo altı dolap ünitesi bütünleşik bir düzen ile kusursuz bir şekilde bir araya getiriliyor. Eksiksiz ve tam uyumlu birleşme teknolojisi sayesinde, bir bütün oluşturması amacıyla seramik ve mobilya aynı anda kullanılmakta. Lavaboda kullanılan malzemenin kalınlığı gizlenerek ve serin, pürüzsüz seramik ile ahşabın doğal yapısı arasındaki geçişte benzersiz bir his uyandırarak kenarları kusursuz hale getirildi.

E.C.A. Slim duş başlıklarında fonksiyonellik, tasarımda şıklıkla buluştu Ürünlerinde ileri teknoloji, fonksiyonellik ve estetik görünümü bir araya getiren E.C.A, lüks konut projeleri ve oteller için geliştirdiği Slim duş başlıkları ile beğeni kazanıyor. Yuvarlak ve kare formlu tasarımlarıyla dikkat çeken ürünler ince yapılarıyla da ön plana çıkıyor. Fonksiyonellik ve estetiğin yanı sıra uzun kullanım ömrü ve çevre dostu olma ilkesiyle tasarımlarını gerçekleştiren E.C.A, Slim duş başlıkları ile banyolara zarif bir görünüm kazandırıyor. Özgün ve şık çizgiye sahip başlıklar 30, 40 ve 50 cm olarak üç farklı incelikte müşterilerin beğenisine sunuluyor.

123

Nalbur Teknik.com / Mart’16


KISA KISA

Mutfakların yeni trendi mangan rengi; Blanco’dan Lıvıa – S modeli Özgün tasarımlarıyla mutfakları hayal gücünün dokunduğu en özel alanlar haline getiren BLANCO, yeni ürünü LIVIA - S armatür ile mutfaklarda kusursuzluğu yeniden yorumluyor. Mangan rengi yeni ürün, markanın yüksek tasarım bilgisini bir kez daha gözler önüne seriyor. Koyu renk efekti yaratan mangan, özellikle mutfak dekorasyonundaki açık renklerle hoş bir kontrast yaratıyor. Mutfağınızda sıcak tonlar hakimse, yine LIVIA - S armatürün mangan rengiyle dekorasyonunuzu tamamlayabilirsiniz. Geleneksel tasarım ve modern çizgilerin buluştuğu BLANCO LIVIA - S, mangan rengini mutfakların yeni trendi haline getiriyor. Ayrıca özel alaşım elementi ile çelik malzemenin sertliğini ve dayanıklılığını artırdığı tespit edilen mangan rengi, modelin çok uzun bir süre ilk günkü gibi yeni kalmasını sağlıyor. Mutfak dekorasyonunuza ve eviye seçiminize rengiyle uyum sağlayan yeni model, estetik ve fonksiyonellik arasında da olağanüstü bir denge kuruyor. BLANCO LIVIA - S, kendine özel çizgisi ve formu ile mutfaklara sınıf atlatırken şık tasarımı ile de standartların ötesine geçiyor. Uzun boynu sayesinde kolay ve rahat kullanım olanağı sunan armatür, sıvı sabunluk ve sifon kontrol başlığı ile de bir bütünlük oluşturuyor.

Kale, yeni serisi ‘Zeus’ ile tarz sahibi banyolar oluşturuyor Bütünsel banyo çözümlerinin en güzel örneklerini hayata geçiren Kale, alışılmış klasik stilin dışında tasarıma sahip yeni serisi ‘Zeus’ ile kullanıcılara ayrıcalıklı banyolar sunuyor. Kale, estetik ve fonksiyonelliğin harmanlandığı tasarım anlayışı ile ürettiği yeni serilerini tüketiciyle buluşturmaya devam ediyor. Zeus’un banyo mobilyasını Ece Yalım Design Studio, vitrifiyelerini ise Nilo Gioacchini’nin tasarımıyla hayata geçiren Kale, banyolarda bütünsel çözümün iddialı bir örneğini daha kullanıcının beğenisine sunuyor.

124

Nalbur Teknik.com / Mart’16


KISA KISA

Fawori, yeni dış cepheleri yeni ürünü Fenomen ile renklendirecek Fawori, yeni dış cepheleri yeni ürünü Fenomen ile renklendirecek Geniş ürün yelpazesi ve güçlü dağıtım kanalıyla Türk boya sektörünün önemli markası Fawori, “hem iyi kalite, hem de iyi fiyat” yaklaşımı ile ürün gamına eklenen yeni ürünü “Dış Cephe Silikonlu Fenomen” ile tüketicilere alternatif fırsatlar sunuyor. Kalitesi ve fiyat stratejisi ile “hem iyi kalite, hem de iyi fiyat” yaklaşımını benimseyen Türk boya sektörünün önemli markalarından Fawori, dış cephe ürün gamına eklediği yeni Silikonlu Fenomen ile tüketicilere alternatif çözümler sunuyor. İpeksi mat dokusuyla daha canlı renkler elde edilebilen Fenomen, ekstra su itici özellikleri ve elastromerik yapısı ile diğer ürünlerden ayrışıyor. Dokusundaki farklı özellikler, uygun fiyat ve ipeksi mat parlaklığıyla daha canlı, binlerce renk seçeneği sunan Fenomen, UV ışınlarına karşı 10 yıl garantili yüksek renk dayanımı sağlıyor. Elastromerik yapısı sayesinde ani ısı değişimleri ve bina oturmaları nedeniyle yüzeyde oluşan kılcal çatlakları köprüleme özelliğine sahip Fenomen, iyi kalite ve iyi fiyat ile dış cephelerde yepyeni bir alternatif sunarken tüketiciler ve ustalar için en iyi çözümü geliştiriyor.

ODE, Ürünlerine Tip III EPD Çevre Etiketini Alan İlk Türk Firması Oldu Global bir marka olma yolunda önemli bir adım daha atan ODE, Çorlu tesislerinde üretmiş olduğu ısı ve su yalıtımı ürünlerine tüm pazarlarda geçerli uluslararası onaylı ve Avrupa standartları uyumlu 4 adet Çevresel Ürün Beyanı – Environmental Product Declaration (EPD) belgesini alarak, çevreye olan duyarlılığını bir kez daha gösterdi. Sektöründe üretmiş olduğu tüm ürünlerine EPD belgesi alabilen tek firma olan ODE, bu sayede Avrupa’da da sayılı üreticiler arasına girmeyi başardı.

125

Nalbur Teknik.com / Mart’16


HABER

İş Sağlığı ve Güvenliği Büyük Ödülü Akçansa’nın İş Sağlığı ve Güvenliği alanında en yüksek uluslararası standartları uygulayan Akçansa, HeidelbergCement Grubu tarafından düzenlenen yarışmada Garipçe Hazır Beton Tesisi ile İş Sağlığı ve Güvenliği Büyük Ödülü’ne layık görüldü.

A

kçansa’nın, çalışma hayatının en temel ve önemli konularından biri olan İş Sağlığı ve Güvenliği alanındaki hassas yaklaşımı ve gerçekleştirdiği

126

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

yatırımlar, HeidelbergCement Grubu tarafından düzenlenen “Safe Work Healthy Life Awards” yarışmasında birincilikle ödüllendirildi. HeidelbergCement Grubu’nun 22 farklı ülkede 625 tesisi arasından gerçekleştirdiği İş Sağlığı ve Güvenliği yarışması kapsamında, Akçansa’nın faaliyet gösterdiği 44 lokasyon toplam 353 defa denetime girdi. Her denetim sonucunda sahalara iş güvenliği performans puanları verilerek tesisler değerlendirildi. İş kolları için ayrı ayrı yapılan değerlendirmeler sonrasında en yüksek puanı alan tesisler, Londra’da büyük ödül için yarıştı.

Akçansa, Betonsa 3. Köprü Garipçe Hazır Beton Tesisi ile HeidelbergCement Grubu’nun 625 tesisi arasından birinci seçilerek, İş Sağlığı ve Güvenliği Büyük Ödülü’nü almaya hak kazandı. Büyükçekmece ve Saray tesislerine mansiyon ödülü Denetimler sonucunda en yüksek puanı alan Garipçe Hazır Beton Tesis Şefi Hayri Pirgon, ödülü, T.E.A.M. Area HeidelbergCement CEO’su Daniel Gauthier’in elinden aldı. Türkiye’de Çimento ve Agrega iş kollarının kazananları olan Büyükçekmece ve Saray tesisleri de mansiyon ödüllerinin sahibi oldu.



MAKALE PAZAROLA

Bırakmadan Kavuşulmaz, Satmadan Alınmaz

H

erkes dünyayı kendi etrafında döner sanırmış. Bizimki de o hesap. Gözümüzde bir gözlük, etrafı çarşı-pazar görüyor, pazarlamayla yatıp, pazarlamayla kalkıyoruz. Yıllardır da, sadece işletme okullarında değil, bütün fakültelerde, meslek okullarında, liselerde pazarlama okutulsun, ahali pazarlama okur-yazarlığı eğitimi alsın diyoruz. Sebepsiz değil, tabiî.

Prof. Dr. İsmail Kaya

* ismail.kaya@gmail.com üzerinden ulaşılabilir, http://www.pazarola.blogspot.com ve http:// www.pazarlamabitanedir.blogspot.com blogları ziyaret edilebilir.

Bu dünyada herkes bir iş ve meslek peşinde koşuyor. Hepsi de en çok kazanacakları alanlara yöneliyor, bir işin erbabı olmaya bakıyor. Ama bir meslekte kazanmak, başarılı olmak ve sivrilmek için, meslekte tecrübe, uzmanlık, ustalık, derinleşme yetmiyor. Her ne olursa ve ne düzeyde olursa olsun, işleri ve mesleği, bir pazarlamacının gözü, bilgisi, birikimleri ve yetkinliğiyle yapmak, ilişkileri “müşteri yönlü” yürütmek” icabediyor. Bizim açıdan bakınca, her alanda ve her işin ucunda bir müşteri görürüz. Bize göre, her iş müşteriyle başlar, müşteride biter. Müşteri varsa, çoksa ve memnun edilmişse işler yolunda gider. Müşteri yoksa iş de yoktur, kazançta... Bidayetten beri, hepimiz doğuştan satışçıyız. Doğuştan itibaren ağlayarak, kıpırdaşarak, gülücükler dağıtıp, mırıldanarak müşteri ve taraftar toplamaya başlarız. Etraftaki “müşterilerimizin” varlığımızı

hep hatırlamaları, dikkatlerini hep bize yöneltmeleri, bizden başka şeylerle ilgilenmemeleri, bütün emir, istek, dilek, arzu ve heveslerimizi anında yerine getirmeleri için bize doğuştan bahşedilen bütün beşerî hünerlerimizi kullanırız. Maksadımıza ve muradımıza ulaşmak için nelerin işe yaradığına, sonuç verdiğine; nelerin çalışmadığına, neler yapınca insanların nasıl tepkiler verdiğine bakarak, hiç farkında olmasak da, satıcılıkta, yani insanları etkileme mesleğinde kariyer yapmaya başlarız. Müşterisi, takımları ve seyircisi kuvvetli olanların, kişi olsun kurum olsun, daha çok kazandığını farkeder, pazarlamaya daha sıkı sarılırız. (Ama nedense, sonraki yaşlarımızda, satıcılıkta kariyer yapma fikrini beğenmez, değersiz bulur, satıcılığı seviyesiz bir iş gibi görürüz.) İster inanın ister inanmayın ama, aslında hepimiz bir şeyler “satarız”. “Satmaya” çalışırız. Satmazsak yaşayamayız. Hayatımızı satarak kazanır, sattıkça kendimizi iyi hissederiz. Satabilirsek arzu ettiklerimize kavuşabilir, mutlu oluruz. Satamazsak bize verilenlerle yetinmek zorunda kalır, huzursuz-hırçın oluruz. Diğer taraftan pazarlama için herkes aynı zamanda bir müşteri ve dünya adeta müşteri kaynıyor. Yeryüzüne dağılmış milyarlarca insan hayatlarını bir yandan satıcı bir yandan da müşteri olarak yaşıyor. Daha iyi yaşamak için, hem satmaları hem de


MAKALE

almaları gerekiyor. Satmak için almak, almak için satmak şart. Alamayan satamıyor, satamayan alamıyor. Satamayan alamıyor, bırakamayan kavuşamıyor. Müşterilerimizin büyük çoğunluğunu biz kendi tercih ve gayretlerimizle arar, bulur, özgür irademizle kendimiz seçeriz. Beğenmediğimizden kaçar, beğendiklerimize yönelmeye çalışırız. Hayatlarımızın kalitesinin bu tercihlerimizle, bu tercihleri ne derecede isabetle yaptığımıza bağlı olduğunu anlar, titizlenir, “aman yanlış yapmayalım” telaşına düşeriz. Sosyal çevremizdeki ilişkilerimiz dahil, müşterilerle ilişkilerde iki grup müşteri var. Bunların bazıları, ilişkilerinde devamlı, bağlı ve sadık kalırlarken; diğerleri ise, gel-geç, yüzergezer bir davranış sergiliyorlar. Arada bir de kararsızlık yaşayanlar var. Kararsızlar üzerinde yapılan ve onların “gizli motiflerini” (farkına varılmamış, ifade edilmemiş, dile getirilmemiş endişe, beklenti, korku, duygu, düşünce ve yaklaşımlarını)

öğrenmek için yürütülen projeksiyon teknikleri sayesinde, bu müşterilerin aslında ne kararsız, ne de fikirsiz oldukları, sadece kendi içlerinde gizli, özel bazı psiko-duygusal değerlemeler yapmada kararsız kaldıkları anlaşılmış. Araştırmacılar, bu psikolojik durumların altında yatan gerçek motifin yakalanabilmesi halinde, kararsız görünen müşterilerin davranışlarının % 97 isabetle tahmin edilebileceği görüşündeler. Müşterilerin belli bir tercihe yönelmelerinin altında üç temel etki söz konusu. Birinci etki düzeyi, insan tabiatı olup bu düzeyde insanları etkilemek, değiştirmek neredeyse imkânsız. İkinci etki düzeyi, kültürel düzey olup, toplumun ve kitlenin fikirlerinin zaman içinde değişmesine ihtiyaç duyulur. “Atomu parçalamaktan zor” olsa da özel yöntem ve araçlarla bunu başarmak da mümkündür. Üçüncü düzey ise seçim/ tercih düzeyidir ki, bu alanda yapılabilecekler derya deniz sayılır. Bu düzeydeki etkiler,

birbirine yakın seçenekler arasında kararsız kalınan durumlarda işe yarar. Her durumda belli bir yönde çalışan bir etki, bir motif, bir dürtü mutlaka vardır. Tam karar anında insanları ve bu dürtülerini sloganlarla, sembollerle ve motiflerle manipüle etmek mümkün ve nispeten kolaydır. Pazarlama profesyonelleri çoğunlukla işte bu alanda faaliyet gösterir ve bizleri, “niye satınalacağımız” konusunda iknâya çalışırlar. Etrafımızı kuşatan amatör ve profesyonel, büyük ve küçük, meslekten veya meslek dışından, vs. herkese, bir şey yapmalarını, önerdiğimizi kabul etmelerini sağlamaya çalışırken, zihinlerindeki olayları, onları harekete geçiren etkileri, “Niye alayım ki?” sorusuna nasıl yaklaştıklarını anlayabilmek önem taşıyor. Yaşananlar gösteriyor ki, Ne? ve Nasıl? sorularından ötede ve öncesinde, müşterilerinin zihnindeki Niçin? sorusunun dürtüsünü açıklayabilenler daha başarılı oluyor.


SEKTÖREL

BOYA

Marshall’dan hayatı kolaylaştıran yeni ürünler SİL-PAK ve Antibakteriyel ve Marshall Antibakteriyel’i tanıttı. Üstün Ar&Ge çalışmaları ile geliştirilen Marshall Sil-Pak ve Marshall Antibakteriyel, tüketicilerinin hayatına konfor, özgürlük ve aynı zamanda güven getiriyor.

AkzoNobel Marshall, 13 Nisan Çarşamba günü Tarihi Hüsrev Kethüda Ortaköy Hamamı’nda düzenlediği etkinlikle, yılın en iddialı yeni ürünleri Marshall SİL-PAK ve Marshall Antibakteriyel’i tanıttı. Marshall’ın yeni ürünlerinin hayatı nasıl kolaylaştırdığını anlattı.

130

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

Renklendir Hayatı” sloganı ile insanların hayatına renk katan Marshall, tüketicilerinin ihtiyaçlarına uygun ve hayatı kolaylaştıracak yeni ürünler sunmaya devam ediyor. Marka, 13 Nisan 2016 Çarşamba günü Tarihi Hüsrev Kethüda Ortaköy Hamamı’nda düzenlediği etkinlikle, sektörde çığır açacak yeni boyaları Marshall SİL-PAK

‘Teknolojik altyapı ile desteklenmiş ürünler hayata renk katıyor!’ AkzoNobel Marshall Genel Müdürü Petros Katsampouris etkinlikte yaptığı konuşmada, “‘Renklendir Hayatı’ sloganımızla, 60 yılı aşkın süredir olduğu gibi 2016’da da yenilikçi yaklaşımlarımızla, tüketiciyi önemseyen ve onların hayatını kolaylaştıran ürünler sunmaya devam ediyoruz. Tüketici ihtiyaçlarına göre, üstün teknolojik altyapımızla geliştirdiğimiz hayatı kolaylaştıran yepyeni ürünlerimizle yine sahnedeyiz. Bugün burada Türkiye’de Leke Tutmayan Teknoloji ile geliştirilmiş Marshall SİL-PAK ile bakterilere karşı %99 koruma sağladığı Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanan Gümüş İyonlu Marshall Antibakteriyel’i tüketicilerimizin beğenisine sunmanın gururunu yaşıyoruz.” dedi. ‘Marshall’ın yepyeni ürünleri ile önlemi duvarda alın! ” Ürün geliştirirken ideal boya nasıl olmalı sorusunun cevaplarını arayarak çalışmalara başlandığının altını çizen AkzoNobel



YENİ ÜRÜN

Marshall Pazarlama Müdürü Pınar Adabağ, tüketicilerin kolay silinebilir, leke tutmayan, silerken zarar görmeyen ve parlak görünümünü kaybetmeyen bir boyaya ihtiyaç duyduğunu tespit ederek, tüm bu ihtiyaçları en tatmin edici şekilde karşılayan, Marshall SİL-PAK’ı geliştirdiklerini belirtti. Adabağ, yılın diğer iddialı ürünü Sağlık Bakanlığı onaylı, %99 bakterilere karşı koruma sağlayan gümüş iyonlu Marshall Antibakteriyel’in ise hijyenin önem kazandığı tüm mekanlar için vazgeçilmez bir ürün olacağını belirterek, tüketicileri lekelere ve bakterilere karşı önlemi duvarda almaya davet etti. Yepyeni “Leke Tutmayan Teknoloji” SİL-PAK’ta “Silip geçmek bu kadar kolaysa bizden bilin” diyen Marshall’ın hareketli yaşayan evler, çocuklu mekanlar için geliştirdiği yılın ürünü “Kolay Temizlenen SİL-PAK” sayesinde, duvarlara artık su bazlı ne dökülürse dökülsün lekesi kalmıyor. Yepyeni “Leke Tutmayan Teknoloji” ile geliştirilen ve kolayca temizlenen Marshall SİL-PAK, hareketli ve yaşayan evlerin vazgeçilmezi olacak. Boya üzerinde oluşan film tabakası sayesinde su bazlı lekeler duvara nüfuz etmiyor. Üstün su itme özelliği ile de sıvılar boya üzerinde boncuklanma efekti oluşturarak, yayılmadan boncuklanarak akıyor ve dolayısıyla duvar boyası üzerinde oluşabilecek lekeleri de bu sayede minimuma düşürüyor. SİL-PAK’la

132

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

boyanmış duvarlara dökülen kahve, çay, kola, meyve suyu gibi lekelere ek olarak toz, kir, ketçap ve hatta pastel boya ve ruj lekeleri de kolayca temizleniyor. Bakterilere karşı %99 koruma Antibakteriyel Hijyen’de Yeni Marshall Antibakteriyel Hijyen ise, yüksek örtücülüğe sahip, silinebilir bir boya. Hijyenin önem kazandığı mekânlarda kullanılmak üzere geliştirilen Marshall Antibakteriyel bu konuda hassas olan tüm tüketiciler için çok önemli bir ürün olacak. Artık sadece duvar boyası ile de hijyenik bir ortam yaratmak mümkün hale gelecek. Antibakteriyel etkisi Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan testler sonucunda sertifikalandırılan ürün, insan sağlığına zarar vermeden içerdiği gümüş iyonları sayesinde, bakterilere

karşı %99 koruma sağlamakla birlikte küf ve mantar oluşumuna da karşı dirençli. Ürünün avantaj sağlayan üstün özelliklerinden bir diğeri ise, Antibakteriyel Hijyen’in bir sonraki boya işlemine kadar antibakteriyel özelliğini koruyor olması. Etkinliğe katılan başarılı iş kadını ve 5 çocuk annesi Ayşe Kucuroğlu ise, “Duvarlarınızı Marshall’a bırakın; size hayatın keyfini çıkarmak kalsın” diyerek hareketi bol olan evlerde Marshall sayesinde lekelenen, kirlenen duvarların artık soru olmaktan çıktığını ve de hijyen sağlayan duvarlarla dekorasyona çok farklı bir boyut kazandırıldığını vurguladı.



SEKTÖREL

YAPI KİMYASALLARI

Terraco, Türkiye’de hedef büyüttü

Teracco Genel Müdürü Bulut Uzun

D

ünyada 14 ülkede 17 üretim tesisi ile hizmet veren Terraco Group, 1988 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet gösteriyor. 1980 yılında İsveç’te faaliyetlerinde başlayan ve dünya markası olmayı başaran şirket, önümüzdeki 5 yıllık süreçte Türkiye’de yatırımlarını arttırarak yüzde 400 büyüme oranına ulaşmayı hedefliyor. Grup olarak 3 binden fazla çeşitte ürünü bulunan şirket, Türkiye’de 250 farklı ürün gamı ile hizmet veriyor. Dış cephelerde yeni ürünleriyle trend yaratan Terraco Türkiye, önümüzdeki 5 yılda projelere özel çözümler sunarak, çatlak köprüleme konusunda yapısal çözüm getiren derz dolgu macunları, elastomerik boyaları ve dekoratif boyaları, ahşap, seramik vb. cephelere alternatif olarak sunulabilecek daha ekonomik, daha kolay uygulanabilen boyalar gibi özel ürünlerini ön plana çıkararak farklılığını

134

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

sürdürmeyi planlıyor. 28 yıldır Türkiye’de Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde üretim yapan şirket, Türkiye’de 100’ün üzerinde bayisi ve 200’ün üzerinde de kayıtlı uygulama bayisi ile yer alıyor. 81 ilin tümünde olan ilçelere dahi ulaşabilen bir marka olmayolunda emin adımlar ilerleyen grup, beş yıllık genişleme planı kapsamında farklı illerde yatırım yapmayı hedefliyor. Uluslararası firma olmanın gereklerinden faydalanılarak her sene yeni ürünleriyle farklı çözümler sunma hedefiyle yola çıkan Terraco Group, 2015 yılı içerisinde İrlanda’da devreye aldığı AR-GE merkezi ile ürün kalite sistemlerini ve yeni ürün geliştirme çalışmalarına hızla devam ediyor. ̇ “Isı yalıtımıyla her yıl 10 milyar dolar tasarruf” Teracco Genel Müdürü Bulut Uzun, ısı yalıtım sektörünün yarattığı istihdam ve iş hacminin yanında ülke ekonomisi ve ülkenin büyümesinde öncelikli sektör olarak değerlendirilmesi

gerektiğini belirtiyor. Ülkemizde mevcut yapı stoğunun yalnızca yüzde 10–15’inin ısı yalıtımına sahip olduğuna dikkat çeken Uzun, ülkede tüm binaların ısı yalıtımı tamamlanmış olsa her yıl ithal edilen enerjiden yapılacak toplam tasarrufun 10 milyar dolar civarında olacağını kaydediyor. Konforlu ve sağlıklı bir yaşam alanı yaratılması, enerji kaynaklarının korunması, hava kirliliğinin azaltılması, binaların korunması, ısıtma ve soğutma giderlerinin düşürülmesini sağlamanın optimal bir ısı yalıtımının en önemli avantajlarından olduğunu bildiren Uzun, Nüfus artış oranı ve kentselleşme oranının artış hızını düşündüğümüzde inşaat sektörünün önümüzdeki 10 yıl içinde lokomotif sektör olma özelliğinin devam edeceğini öngörüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.



SEKTÖREL

BOYA

Çevreci Polisan Karbon Zirvesi’nde Yer Aldı

Boya sektöründe, Çevresel Ürün Beyanı veren ilk firma olan Polisan, şirketlerin küresel ısınmayla mücadelede nasıl bir rol oynayacağının konuşulduğu 3. Karbon Zirvesi’nde, sürdürülebilir kalkınmanın önemine dikkat çekti

büyük görevler düştüğünü bildiren Sarıaslan, “Polisan Holding olarak biz de gelecek nesillere yaşanılabilir bir dünya bırakabilmek için stratejilerimizi bu yönde belirliyor ve karbon emisyonumuzu azaltacak uygulamaları hayata geçiriyoruz ve çevre için elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz. Öncelikli hedefimiz de sürdürülebilirlik kültürünü evlere taşımak” diye konuştu.

ürkiye’nin sürdürülebilir dünya hedefindeki rolünün nasıl şekilleneceğinin tartışıldığı 3. Karbon Zirvesi’nin daimi destekçisi Polisan Holding, sürdürülebilirlik politikalarını açıkladı. Polisan Holding Kalite ve Çevre Müdürü Dilek Sarıaslan, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin etkilerinin her geçen gün daha iyi hissedildiğinin belirterek, bu konuda 7’den 70’e herkesin birlikte hareket etmesi gerektiğini ifade etti. Bu süreçte şirketlere

Polisan için çevre beşikten mezara bir süreç Çevre performansını artırmak için beşikten mezara prensibiyle ürünün üretim aşamasındaki tüm çevresel boyutları değerlendirip ele alan Polisan, çevre üzerindeki etkilerini minimize etmek için projeler hayata geçiriyor. Geri kazanım olmazsa olmazı Polisan’da, birincil ve ikincil ürün nakliye ambalajlarında geri dönüștürülmesi kolay olan malzemeler seçiliyor ve 10 yıldır ÇEVKO ile iș birliği içinde piyasaya sürülen ikincil

T 136

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

ambalajlar toplanarak ekonomiye kazandırılıyor. Tehlikeli atıkların Polisan Boya’da yüzde 75’i, Poliport Kimya’da ise yüzde 50’si gibi ciddi bir oranı geri kazanım sürecine dahil ediliyor. Polisan tehlikeli atıkların geri kazanımı konusundaki teknolojik alt yapısı ve çevresel duyarlılığıyla da sektöre örnek oluyor. Türkiye’nin ilk ‘Çevre Ürün Beyanlı’ boya firması Polisan Çevresel Ürün Beyanı - Environmental Product Declaration (EPD) Belgesi’ni alabilen sektöründe Türkiye’de ilk, Avrupa’da ise ilk üç üreticiden biri olmaya 2015 yılında hak kazandı. Bu vizyonunu tüm süreçlerine yansıtan Polisan, 2016 yılında sürdürülebilirlik raporunu da kar amacı gütmeyen global bir kuruluş olan Global Reporting Initiative (GRI) tarafından onay alarak yayınlama kararı aldı. Böylelikle Polisan’ın çevresel performansı şeffaf bir şekilde tüm paydaşlarına sunulacak.



MAKALE

Sahi İş Ahlakı Neydi?

Bir mandıracının ya da sokakta süt satan kimsenin sattığı süte su karıştırarak satması doğru mudur? Manavdan aldığınız bir kilo elma ya da portakalı eksik tartan manavcının bu davranışı doğru mudur? Pazarda “seçmece yok deyip çürük domatesleri düzgün domateslerle birlikte tartıp satmak ne kadar doğru bir davranıştır? Sattığı ayıplı malı daha sonra “satılan mal değiştirilmez” deyip değiştirmek istemeyen mağaza sahibinin bu davranışı doğru mudur? Bir zengin işadamının emekli bir generali ya da emekli tanınmış bir eski bürokratı “Ankara Temsilcisi” diye atayıp, başkentte hükümet ve bürokraside işlerini takip ettirmesi –örneğin, devletten teşvik elde edilmesi yönünde lobicilik yapılması- ahlaki bir davranış mıdır? Bir işadamının bir milletvekiline gizliden maaş bağlayarak

138

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

parlamentoda “kanun simsarlığı” yaptırması doğru bir davranış mıdır? Bu örnekleri çok daha artırmak mümkündür. Ancak tüm bu örneklerin iş ahlakı ile ilgili olduğuna şüphe yoktur.” (Prof. Dr.C.C.Aktan) Iş hayatında ve günlük yaşantımızda sıklıkla duyduğumuz; iş ahlakı, işe saygı, iş etiği, hizmet anlayışı gibi çeşitli kavramlar yukarıda soru ile belirtilen cümlelerin birer cevabı niteliğinde aslında. Kimi zaman hizmet alan ile hizmet verenin, kimi zaman ise hizmet veren ile iş verenin sorumluluklarının çatışması ve birbirleri ile uyuşmaması sonucunda yaşanan olaylar silsilesi de diyebiliriz en genel anlamıyla. Türkiye’de iş ahlakının hep sıkıntılı bir kavram olduğunu ve ticaretle doğan ikili ilişkilerde sorumlulukların yerine getirilemediğinden dem vurulur ve bu konuda Almanya, Japonya örnekleri önümüze serilir. Hatta

Japonların yarım kalan ya da sıkıntılı işler sonucunda Harakiri adında bir intihar biçimleri vardır ki yere göğe sığdıramayız. Yurt dışındaki iş ahlakı ya da etiği bu denli övülürken acaba Türkiye bu kavramların neresinde? Aslında Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde hepimizin bildiği Ahilik Teşkilatı vardır ki sayfalarca anlatmaya çalışacağımız kavramların vücut bulmuş halidir. Örneğin ahiliğin 7 kuralı anlatmak istediklerimizin özeti niteliğindedir. Ahiliğin 7 kuralı 1. Cimrilik kapısını bağlamak, lütuf kapısını açmak 2. Kahır ve zulüm kapısını bağlamak, hilim ve mülâyemet kapısını açmak 3. Hırs kapısını bağlamak, kanaat ve rıza kapısını açmak 4. Tokluk ve lezzet kapısını bağlamak, riyazet kapısını açmak 5. Halktan yana kapısını bağlamak, Hak'tan yana kapısını açmak 6. Herze ve hezeyan kapısını bağlamak, Marifet Kapısını açmak 7. Yalan kapısını bağlamak, doğruluk kapısını açmak Bu maddeleri gördükten sonra neden olmasın umudu beliriyor içinizde biliyorum. Ahilik temelli ya da iş hukuku çerçeveli bir düzen Türkiye’de neden olmasın. Öncelikli siyasi güruh içinde yer alan kitle sonrasında ticari olarak hizmet verenlerin ve diğer grupların iş ahlakını en kısa sürede benimsemesi dileği ile. Şimdi İGİAD’ın yayınladığı İş Ahlakı Raporu’nu sizlere sunuyoruz.


İGİAD İş Ahlakı Raporu 1 Kısım, Tanımlar Temel Kavramlar ve İş Ahlâkının Kaynakları Geçmişten günümüze ahlâk ve iş ahlâkı tartışma konusu olmaktadır. İnsan davranışının odak noktasında olduğu her türlü davranış, özellikle toplumsal ahlaki ve kültürel değerlerin zayıflamasıyla birlikte, ahlaki açıdan sorgulanabilir nitelik taşımaktadır. Toplumlar siyasi ve ekonomik buhranlar yaşadıkları gibi, zaman zaman ahlaki bunalımlar da yaşarlar. Dolayısıyla, iş dünyasında ahlaki açıdan sorgulanabilir ve sorunlu davranışlarla karşı karşıya kalınabilmektedir. Başka bir deyişle, geçmişte olduğu gibi bugün de iş ahlâkını ilgilendiren olumsuzluklarla karşı karşıya kalınmaktadır. Karşılaşılan olumsuzlukların yoğunluğu ya da toplumsal etkilerinin çokluğu, ahlaki değerlerdeki yozlaşma veya zayıflamayla paralellik göstermektedir. İş Ahlâkı İş ahlâkı, insanların örgütlenme ve ekonomik faaliyette bulunmalarıyla eş zamanlı bir kavram olarak değerlendirilebilir. İşle ilgili her türlü davranış iş ahlâkının konusu içerisinde yer alır ve bu durum insanlık tarihi kadar eskilere götürülebilir. Buna göre, çiftçilerin nadasa bırakması gereken toprağı işlemesi, yağ üretiminde uygun olmayan katkı maddeleri kullanması, bakırcı veya sıva ustasının yaptıkları işin gereğini yerine getirmemesi iş ahlâkı problemleridir. Bugün açısından baktığımızda, iş

almak veya mal satmak için rüşvet vermek, bir makinede bağımlılık sağlayabilmek için eksiklikler bırakmak, tamir gelirlerini artırmak amacıyla imalatta kasıtlı kusurlara göz yummak ya da hizmet sözleşmelerine aykırı uygulamalar da iş ahlâkına uygun olmayan davranışlara örnek verilebilir. İş ahlâkı, iş dünyasında hüküm süren doğru ve yanlış davranışları ele alır ve dürüstlük sorunu ile uğraşır. Bu çerçevede iş ahlâkı demek, sözünde durmak demektir. Kısaca iş ahlâkı, dürüstlük, güven, saygı ve hakça davranmak demektir. İş ahlâkı genel ahlâktan ayrı ve sadece işletmeler için uygulanan bir ahlaki fikirler seti değildir. Eğer dürüst olmamak ahlâkî olmayan bir davranışsa işletmedeki herkesin çalışanlar, müşteriler, pay sahipleri veya rakiplere karşı dürüst olmamayı ahlâk dışı olarak görmesi gerekir. Genel olarak ahlâkın hayatı düzenlemede önemli katkısı

olduğu gibi, iş ahlâkının da bu anlamda kanunların ötesinde ve onların sınırlarından çok daha geniş olarak iş hayatının düzenlenmesi üzerinde olumlu etkileri olduğu söylenebilir. Kanun, her şeyden önce kötüye engel olur. Ahlâk ise, iyi olanı tahakkuk ettirmek ister. Ahlâk olmadığında insanlar, genel olarak diğer varlıklarla olan ilişkilerinde, özel olarak da karşılıklı taahhütlere dayalı işlerin yerine getirilmesinde çok büyük maliyetlere katlanmak zorunda kalırlar. Çünkü birebir tüm ilişkilerde tarafların birbirlerini aldatmalarının önüne geçmek için çok büyük miktarda işlem maliyetine katlanmak gerekir. Böyle bir durum ise, işletmelerin ve genel olarak da ekonominin gerçek işlevini yapacak kaynaklarının başka alanlara aktarması anlamı taşıyacaktır. İşletme eylemi gerçekte bir insan eylemi olduğu için, insan eylemlerini değerlendirebildiğimiz gibi


MAKALE

işletme eylemleri de ahlâkî açıdan değerlendirilebilir. Örneğin, işverenler çalışanların firmadan çalmamalarını ümit eder; sözleşme yapan grupların her biri diğer grubun sözleşmeye bağlı kalacağını umar; bir ürün satın alan eve gidip paketi açtığında onun reklamdaki gibi olmasını bekler. Pek çok örnekte bu beklentiler karşılanır. İşletmede herhangi birinin satıcılar, alıcılar, üreticiler, yönetim, çalışanlar ve müşteriler karşısında ahlâk dışı davranması işletmeyi zora sokar. Ahlaklılık toplumun yapıştırıcısı olduğu gibi işletmenin de dişlilerinin yağıdır. Bu anlamda iş ahlâkı, gerek insan ve gerekse toplum hayatı açısından, üzerinde

140

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

durulması gereken, önemli ve vazgeçilemeyecek bir konu olarak karşımıza çıkar. İş ahlâkında, işletmelerde kişilerin davranışlarının ahlâk prensipleri karşısında bir değerlendirilmesi söz konusudur. Bu açıdan iş ahlâkı, işletme kararlarını alan ve uygulamaya geçiren yöneticilerle diğer çalışanların yükümlülükler ve ahlâkî sorumluluklarının açıklandığı uygulamalı bir ahlâk türüdür. Tüm bu tanımlardan hareketle iş ahlâkını şu şekilde tanımlamak mümkündür, “İş ahlâkı, belirli bir zaman diliminde evrensel kabul görmüş ya da belirli bir toplumda geçerliliği olan ahlâkî değerler ve normlar çerçevesinde iş yaşamına ait işletme içi ve dışı çevresel faktörlerle etkileşime açık her

türlü faaliyet ve davranışa yön verecek ahlâkî yargılar geliştirme ve uygulama biçimidir”. Meslek Ahlâkı Toplumsal hayatın sürdürülebilirliği, paylaşımla ve dolayısıyla farklı kişilerin farklı görevleri yapmasıyla mümkündür. Her bir farklı görev ise değişik mesleklerin oluşmasına yol açar. İnsan ihtiyaçlarının değişmesi ve iş yapma biçimlerinin farklılaşması yanında gelişen teknoloji ile meslekler de zamanla çeşitlenir. Bazı mesleklere olan ilgi azalırken bazı meslekler daha fazla öne çıkabilir. Meslek seçiminde güdülecek ahlâkî gaye, insanlara o yolda daha faydalı olmaktır. Bu gayeye ulaşabilmek


üzere her meslek dalı kendi içinde bir “ahlâk düzeni” oluşturmaya çalışır ki, buna “meslek ahlâkı” denmektedir. Toplum içinde meslek seçiminde ve mesleklerin kendi meslek ahlâklarını oluşturmada bireylerin mesleğe ilgisi, mesleğin toplum içindeki saygınlıkları ve mesleği icra edenlerin topluma hizmet bilinçlerinin de rolü vardır. Meslek ahlâkının oluşturulması ve geliştirilmesinde insanlara hizmet ve mesleğin gereklerinin yerine getiriliyor olma bilincinin önemi göz ardı edilmemelidir. Aksi halde, salt parasal getirilerine bağlı meslek seçimi ve mesleki itibar sıralamaları ortaya çıkar ki, bu durumda meslek ahlâkı olması gereken bağlamından uzaklaşır. Bu konuda üzülerek söylemek gerekirse; ülkemizde özellikle son yirmi yıllık süreçte, “hayali ihracatlar”, “hızlı köşe dönmecilik”, şeklinde ifade edilebilecek çok para adına meslek saygınlığının göz ardı edildiği ve bunlara karşılık, öğretmenlik, öğretim üyeliği ve din hizmetleri gibi mesleklerin da az paralarla talip olunan saflık olarak nitelenebildiği sıkça gözlenmektedir. Oysa toplumsal hayatın sürdürülebilirliği bakımından her meslek saygın olarak görülmeli ve her mesleğin ahlaki değerleri üstün tutulmalıdır. Meslek ahlâkının iki temel boyutu şu şekilde ifade edilebilir. Mesleki yeteneklerin kazanılması ve geliştirilmesi ve meslek onurunu zedeleyici davranışlardan kaçınılmasıdır. Her mesleğin kendine özgü bir takım gereklilikleri ve

nitelikleri olduğu açıktır. Meslek ahlâkı her şeyden önce, o mesleği icra edenlerin mesleğin gerektirdiği nitelik ve özelliklere ne derece sahip olup olmadığıyla yakından ilgilidir. Bu konuda, ahilik kurumunun özel bir yeri olduğu çok açıktır. Ahilikte kişinin kendisine uygun bir sanat (meslek) seçmesi ve bu seçimden sonra da sabır ve sebatla tam bir olgunluğa veya başka ifadeyle tam bir sanatkârlığa ulaşması fikri sadece ferdi bir ihtirastan değil, aksine geniş ölçüde bir meslek kaygısından (kollektif sanat şuurundan) kaynaklanır. Sanatkâr, maddi ve manevi varlığı ile katıldığı adeta kişiliğini içinde erittiği sanatının şerefini her şeyin üstünde tutmakla mükelleftir. O nedenle, ortaya koyduğu eser her bakımdan mesleğin yüzünü ağartacak bir mükemmellikte olmalıdır. Herhangi bir mesleği icra eden bireyin menfaatleri, üyesi bulunduğu grubun menfaatleri ile her zaman aynı olmayabilir. Fertle sosyal menfaatler arasında uyuşma olmadığı durumlarda kişi, çoğu zaman sosyal menfaatleri ya görmezden gelir ya da farkına varmaz. Bu nedenle bireyi sosyal menfaatleri hatırlamaya ve uygun davranmaya zorlayan bir kurumsal düzenlemeye ihtiyaç vardır. Bu düzenleme, bir ahlâk disiplininden başka bir şey değildir. Meslek mensubu olarak bireyin genel ahlâkî disiplin yanında elbette mesleğiyle ilgili ahlâk kurallarına da ihtiyacı vardır. Meslek ahlâkı ilkeleri hukuk kuralları gibi yaptırım gücüne sahip olmayıp, mesleği icra edenlerin

vicdanlarına seslenir. Bu yönüyle, meslek ahlâkının ilkelerinin meslek onurunu korumada meslektaşlara bazı yükler getirdiği açıktır. Bu anlamda, ahilik kurumunda çıraklığa kabul, çıraklıktan kalfalığa ve kalfalıktan da ustalığa yükselmelerle ilgili merasimlerin özel bir önemi vardır. Dinlendirici, hatırlatıcı ve eğitici özellikleri olan Ahi merasimlerinin günümüzün pek yaygın olan diploma törenlerinin ötesinde çok anlamlı ve çok kapsamlı özellikleri söz konusudur. Bu merasimlerde, hem meslek ve hem de ahlâk açısından meslek kuruluşu ve mensuplarıyla veliler gözü önünde bir yandan adayı öğretici ve onurlandırıcı söz ve gösteriler, diğer yandan da adayı tanıtıcı ve eğitici uygulamalara yer verildiği görülmektedir. Ahilikte mesleki şerefin korunmasına yönelik anlayışın yansıması en geniş anlamda üretilen ürünler üzerinde yoğunlaşır. Özellikle günümüz tüketicisinin beklediği kalite, mal ve hizmetlerde kişisellik ve ilgi gibi hususlar dikkate alındığında, aslında bu beklentilere karşılık ahilik kurumunun önemli bir meslek ahlâkı örneği sunduğu söylenebilir. Meslek ahlâkı dendiğinde genellikle iş ahlâkına yönelik konular akla gelmektedir. Oysa meslek ahlâkı sadece ticari meseleleri ve meslekleri kapsayan bir bakış açısına hapsedilemeyecek kadar geniş bir alanı ilgilendirmektedir. Bu nedenle meslek ahlâkı sadece iş ahlâkı boyutuyla değil; siyaset, medya ve akademik yönlerden de ele alınmalıdır.


MAKALE

Örneğin siyaset alanı bir ülkenin yönetim biçimiyle ilgili temel kararların alındığı ve uygulandığı bir alandır. Sonuçları itibariyle toplumun tüm kesimlerini doğrudan ilgilendirmektedir. Devletin uygulamaları diğer pek çok aktörün uygulamalarına da yön göstermektedir. Böyle bir alanda siyasetçilerin sahip olması gereken meslek ahlâkının çerçevesi de önem taşımaktadır. Siyaset alanında meslek ahlâkı sadece seçilmişleri değil, seçenleri, yani seçmenleri ve diğer çıkar gruplarını da kapsamalıdır. Diğer taraftan ahlaki çerçevelerin oluşturulması, tartışılması ve yaygınlaştırılmasında temel bir rolü olan eğitim kurumlarının, özellikle de

142

Nalbur Teknik.com / Mayıs’16

siyasetten görece bağımsız olan akademik alanda hizmet veren insanların meslek ahlâkı da bir diğer önemli boyutu oluşturmaktadır. Bilginin gerek üretimi gerekse aktarımında üniversitelere düşen rol hayati niteliktedir. Bilimsel bilginin üretiminde intihal gibi meslek ahlâkına yakışmayacak davranışlar kimi zaman ülkemiz adına yüz kızartıcı sonuçlara da yol açabilmektedir. Yine son günlerde Marmara depreminden en fazla etkilenen illerimizden birindeki bir devlet üniversitesi öğretim elemanlarının çürük binalara sağlam raporu vermekte oldukları ile ilgili haberler gündeme gelmiştir. Medya ise özellikle

iletişim teknolojilerinin kapsayıcılığının bu denli arttığı bir dünyada neredeyse ahlâkın belirleyicisi durumuna gelmektedir. Bu durum, yani medyanın bir yandan ahlâkın belirleyicisi konumuna yükselirken diğer yandan da “basın ahlâk ilkeleri” veya “tarafsızlık” gibi söylemlerle belli ahlaki ilkelere uymaya çalışıyor gibi yapması aslında bu araştırmanın sonuçlarına da yansıyan bir kafa karışıklığına yol açmaktadır. Bundan sonraki sayımızda, “Pabucu Dama Atıldı” atasözünün çıkışını ve esnaflık eğitimindeki yeri ile raporun diğer bölümlerine yer vereceğiz.






Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.