Nalbur Teknik Dergisi Kasım 2016 Sayısı

Page 1

Kasım/2016
















SEKTÖRÜN NABZI İSTANBUL HIRDAVAT FUARINDA ATACAK! İstanbul Hırdavat Fuarı, Dünya’da ve Türkiye’de nalbur ve hırdavat sektörüne ilişkin çok çeşitli ürünlerin sergileneceği bir fuar olarak, dünya devlerini ağırlamaya hazırlanıyor. 23 – 25 Mart 2017 tarihlerinde kapılarını ilk kez açacak olan İstanbul Hırdavat Fuarı, Türkiye’nin hırdavat ve nalbur alanındaki tek organizasyonu olma özelliğini taşıyor. Son zamanlarda siyasal konjonktürde yaşanan sıkıntılarında etkisiyle ekonomik anlamda bir daralma söz konusu. Fuarların bu anlamda sektörü hareketlendirmek hususundaki etkisi yadsınamaz. Nalbur ve hırdavat sektörünün kendini tam anlamıyla ifade edebileceği üretici ve esnafın bir arada bulunacağı eşsiz bir platform sunacak olan Hırdavat Fuarı ile birlikte sektörün tekrar canlanacağını ümit ediyoruz. Kasım sayımızda çeşitli illerden esnaf görüşlerine yer verdiğimiz ‘Esnafın Sesi’ köşemizde yine sektörü farklı bölgelerden inceledik. En güncel haberleri de siz değerli okuyucularımızla paylaştığımız sayımızda, İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar’ın karşılıksız çek oranının yüzde 3.2’ye düştüğünü belirttiği açıklaması gündemdeydi. Kredi Kayıt Bürosu Genel Müdürü Kasım Akdeniz’in yorumlarını da paylaştığımız haberde karekodlu çek sayesinde güvenli ticaretin önünün açıldığının sinyalleri verildi.

İmtiyaz Sahibi İSTMAG Magazin Gazetecilik İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına H. Ferruh Işık Genel Müdür Mehmet Söztutan mehmet.soztutan@img.com.tr Yayın Editörü Gizem Yıldız gizem.yildiz@img.com.tr Reklam Müdürü Zülküf Karadayı zulkuf.karadayi@img.com.tr Sanat Yönetmeni İsmail Gürbüz ismail.gurbuz@img.com.tr Grafik Tasarım Berkan Kesgin berkankesgin@gmail.com Sorumlu Müdür Cüneyt Aktürk cuneyt.akturk@img.com.tr Dış İlişkiler Müdürü Yusuf Okçu yusuf.okcu@img.com.tr Kurumsal İletişim Müdürü Ebru Pekel ebru.pekel@img.com.tr Muhasebe Müdürü Mustafa Aktaş mustafa.aktas@img.com.tr Abone İsmail Özçelik ismail.ozcelik@img.com.tr CTP-Baskı

İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL Tel: +90 212 454 30 00 Fax: +90 212 454 34 94 www.ihlasmatbaacilik.com

Adres Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B Blok No:1 Kat:4 Güneşli-Bağcılar / İstanbul Tel: +90 212 604 50 50 Faks: +90 212 604 50 51

Keyifle okumanız dileğiyle… Nalbur Teknik Dergisi’nde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. Nalbur Teknik Dergisi’nin bütün yayın hakları İSTMAG Magazin Gazetecilik İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan Nalbur Teknik Dergisi ayda bir yayınlanır.


İSTANBUL HIRDAVAT FUARI 2017’YE HAZIR!

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK HIRDAVAT FUARININ PLATİNUM SPONSORU BOSCH ELEKTRİKLİ EL ALETLERİ OLDU!

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK HIRDAVAT FUARININ GOLD SPONSORU, BURLA MAKİNA OLDU!

EGEBANT; “GENİŞ ÜRÜN PORTFÖYÜ VE KALİTELİ HİZMET ANLAYIŞIMIZ İLE BÜYÜMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

GÖÇMAKSAN OPTİMUM KALİTEYLE SEKTÖRDE ÇITAYI YÜKSELTİYOR

KARCHER’DEN PRO HD SERİSİ İLE ÜSTÜN TEMİZLİK PERFORMANSI

ABONE FORMU.........................149 ALSALAR................................68-69 ASKAYNAK......................Ö.K.K-A.K ATEŞ İNŞ....................................107 AYVAZ.........................................119 BİG 5 DUBAİ...............................137 BOSCH SİA.......................23-25-27 BOSCH.................................Ö.K.İ-1 BURLA MAKİNA.4-5-10-11-29-31-33 CENTER................................A.K.İ.K CERMİX........................................95 ÇELİK HORTUM..................112-113 EGEBANT................................41-45 EGESAN....................................7-37

ER KALIP ...................................131 FOSTER...................................76-77 GATA KİMYA.................................61 GEZER........................................123 HENKEL SİSTA........................48-49 HENKEL WD 40......................80-81 İHLAS KOLEJİ............................147 İLPEN KALEMCİLİK ...................141 İSTANBUL HIRDAVAT FUARI.6-17-151 KALEKİLİT.....................................53 KAMİLTÜRK..................................93 KANCA..........................................85 KARCHER.....................................83 KARKİM........................................89

MAGMAWELD.......................Ö.K-35 MANO.........................................127 RİTİM............................................99 SELSİL.........................................2-3 SERTELTOOLS...........................105 TİGİAD........................................143 TÜM PLASTİK.........................66-67 TÜRK BARTER...........................133 VİKO BY PANASONİC..................59 WİN FUARI.................................145 YDS..............................................73 YILMAZ MAKİNA........................109


SEKTÖREL HABER

İSTANBUL HIRDAVAT FUARI 2017’YE HAZIR! İstanbul Hırdavat Fuarı, Dünya’da ve Türkiye’de nalbur ve hırdavat sektörüne ilişkin çok çeşitli ürünlerin sergileneceği bir fuar olarak, dünya devlerini ağırlamaya hazırlanıyor.

14

2

3 – 25 Mart 2017 tarihlerinde kapılarını ilk kez açacak olan İstanbul Hırdavat Fuarı, Türkiye’nin hırdavat ve nalbur alanındaki tek organizasyonu olma özelliğini taşıyor. İstanbul’un jeopolitik konumundan da faydalanarak ulusal ve uluslararası alanda yeni iş imkanı oluşturacak olan İstanbul Hırdavat Fuarı; sektörün ticari köprüsü olmayı hedefliyor. 2017 yılında ilki gerçekleştirilecek olan İstanbul Hırdavat Fuarı, 23 – 25 Mart

• Kasım 2016

tarihlerinde kapılarını ziyaretçilerine açacak. İlgili sektörler içerisinde geniş müşteri portföyüne erişim olanağı sağlayan İstanbul Hırdavat Fuarı, yeni iş fırsatları ile sektörün ilgi odağı olacak. Avrupa ve Asya’nın birleştiği tek lokasyon olan İstanbul’un jeopolitik konumundan da faydalanarak Ortadoğu pazarına açılmak isteyen ülkelerin de ilgi odağı olacağı İstanbul Hırdavat Fuarı, uluslararası arenada da adından söz ettirecek. İstanbul Hırdavat Fuarı, katılımcı

firmaları, hedef ziyaretçi kitleleriyle buluşturmanın yanı sıra, sektörün kendi içinde yeni iş bağlantıları kurmaları adına mükemmel bir platform oluşturacaktır. Ayrıca fuar; sanayi ve endüstriyel tesisler, gemi tersaneleri, konutlar, mimarlık ve inşaat firmaları, kamu kurum ve kuruluşları ile sektöre tedarik imkanı sunan toptancı, ara toptancı ve yapı marketler ile nalbur ve hırdavat malzemelerinin kullanıldığı temel kitleyi aynı çatı altında toplayan eşsiz bir organizasyon olacak.


Fuar, sektörün uzun zamandır beklediği gerçek ticari bir arena olacak! Elektrikli ve mekanik el aletleri ve aksesuarlarından zımba ve çivi makinaları ve aşındırıcılara; lazer aletleri ve ekipmanlarından izolasyon, yalıtım ve tecrit malzemelerine, boyacı ve kilit aksesuarlarına kadar 100’e yakın ürün çeşitliliğini fuarın çatısı altında bir arada gözler önüne sermeyi hedefliyor…

yöneticileri, teknik departman yöneticileri, satın alma müdürleri, akademisyenler, mühendisler ve öğrenciler olacak. Nalbur Teknik dergisi olarak nalbur ve hırdavat sektörünün tek yayını olmanın avantajı ve ağır sorumluğu ile üretici, ithalatçı, toptancı – ara toptancı ve yapı market esnafı arasındaki bağı güçlendirerek sektöre katkı sağlamak için ekip arkadaşlarımız ile birlikte var gücümüzle çalışıyoruz.

Fuarı ziyaret edecek kişilerin büyük çoğunluğu, sektördeki yeni teknolojileri yakından görmek, ürün ve hizmetler hakkında bilgi sahibi olmak isteyen; üretici ve toptancı firmaların CEO’ları, genel müdürleri, genel müdür yardımcıları, finansman

İstanbul Hırdavat Fuarı’nın Çalışmaları Heyecanla Sürüyor, Dünya Markaları İstanbul’da Buluşuyor! Sektörün büyüklüğü göz önüne alındığında eksikliği çok net hissedilen İstanbul Hırdavat Fuarı nihayet 2017 yılında yerli ve yabancı katılımcı

ve ziyaretçileri bir araya getirecek. Türkiye pazarına girmek isteyen yabancı katılımcıların sektöre daha yakından bakmasına, rakiplerin yeniliklerini öğrenmesine ve potansiyel müşterileriyle yüz yüze görüşebilmesine imkan tanıyacak eşsiz bir fırsat. Dünyanın dört bir yanından sektör temsilcilerinin bir araya geleceği İstanbul Hırdavat Fuarı’nın Platinum Sponsoru Bosch Elektrikli El Aletleri, Gold Sponsoru ise Burla Makina… Aynı çatı altında tüm sektörü bir araya getirme imkanı sunan İstanbul Hırdavat Fuarı, Bosch Elektrikli El Aletleri’nin Platinum sponsorluğunda ve Burla Makina Gold sporsorluğunda endüstri

SEKTÖREL HABER

Voli Fuar organizasyonunda ve Nalbur Teknik dergisi ana basın sponsorluğunda, Bosch Elektrikli El Aletleri’nin Platinum sponsorluğunda ve Burla Makina Gold sporsorluğunda gerçekleştirilecek olan fuar, hırdavat ve nalbur alanında Türkiye’nin tek fuarı olma özelliğini taşıyor.

15


SEKTÖREL HABER 16

yelpazesinde geniş müşteri portföyüne erişim olanağı tanıyarak, fuara katılan tüm firmaların üretim verimliliğini artırmayı hedefliyor. Resmi Havayolu Partneri olarak, Star Alliance ile anlaşan İstanbul Hırdavat Fuarı’nda da uçak biletlerinde %20’ye varan indirimlerden faydalanma imkanı da mevcut. Uluslararası Medya Kurumları, İstanbul Hırdavat Fuarı’nı Destekleyen, Basın Ortakları Arasında Yer Alıyor… Asya Pasific bölgesinin en önemli web portallarından ve dergilerinden biri olan, fastener 007, B2Benchmark. com, Çin’deki Uluslararası Otomasyon Fuarı, Romanya’da yayınlanan Bricoretail,

• Kasım 2016

Ortadoğu ve Afrika’da fuarlar düzenleyen Expo Group, İstanbul Hırdavat Fuarı’nın medya sponsorları olarak yer

alıyor. Oldukça ciddi tanıtımlar yapan kurumlar, fuarın dünya çapında duyulması için çalışıyorlar.



SEKTÖREL HABER 18

• Kasım 2016


PLATINUM

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK HIRDAVAT FUARI’NIN PLATİNUM SPONSORU, BOSCH ELEKTRİKLİ EL ALETLERİ OLDU! 23-25 Mart 2017 tarihleri arasında IFM’de gerçekleştirilecek, dünyanın dört bir yanından sektör temsilcilerinin bir araya geleceği İstanbul Hırdavat Fuarı’nın Platinum Sponsoru Bosch Elektrikli El Aletleri oldu.

2

3-25 Mart 2017 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde (IFM) gerçekleştirilecek, dünyanın dört bir yanından sektör temsilcilerinin bir araya geleceği, Türkiye’de ilk ve tek olma özelliği taşıyan İstanbul Hırdavat Fuarı’nın Platinum Sponsoru Bosch Elektrikli El Aletleri oldu. Elektrikli el aletleri, aksesuarları ve ölçme aletleri konusunda dünya

lideri olanBosch Elektrikli El Aletleri, dört ürün grubuyla her yıl pazara 100’den fazla yeni ürün sunuyor. Bosch,Dremel ve Sia gibi markaları pazarda temsil eden Bosch Elektrikli El Aletleri, müşteri odaklılığı ve yüksek mühendislik gelişmelerini temsil etmenin yanı sıra yenilikçilik gücü ve hızıyla da ön plana çıkıyor. Aynı çatı altında tüm sektörü bir araya getirme imkanı

sunan İstanbul Hırdavat Fuarı, Bosch Elektrikli El Aletleri’nin Platinum sponsorluğunda, endüstri yelpazesinde geniş müşteri portföyüne erişim olanağı tanıyarak, fuara katılan tüm firmaların üretim verimliliğini artırmayı hedefliyor. Fuar aynı zamanda dünyanın dört bir yanından üst düzey yöneticilerle görüşme fırsatları sunuyor.

SEKTÖREL HABER

SPONSOR

19


SEKTÖREL HABER 20

• Kasım 2016


GOLD

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK HIRDAVAT FUARI’NIN GOLD SPONSORU, BURLA MAKİNA OLDU! 23-25 Mart 2017 tarihleri arasında IFM’de gerçekleştirilecek, dünyanın dört bir yanından sektör temsilcilerinin bir araya geleceği İstanbul Hırdavat Fuarı’nın Gold Sponsoru Burla Makina oldu.

1

911 yılından beri Türk ticaret hayatının öncü firmalarından olan Burla Makina; Elektrikli El Aletleri, Takım Tezgahları, Teknik Hırdavat Ürünleri ve Pil, Aydınlatma ve Elektrik Malzemeleri, Deniz Motorları gibi birçok üründe geniş bayi ve distribütör ağı ile beraber faaliyetine devam etmektedir. Burla Makina ayrıca, satış sonrası bakım ve teknik servis

hizmeti verilmesi gereken ürünlerde gelişmiş servis ağları ile beraber üst seviyede Satış Sonrası Hizmet ve Teknik Servis Hizmeti vermektedir. Burla Makina yenilikçi ve girişimci ruhuyla, üstün nitelikli ürün satışı ve satış sonrası hizmetler sunarak müşteri memnuniyetini sürekli kılmak ve tercih ve takip edilen bir grup olmaktır. Aynı çatı altında tüm sektörü

bir araya getirme imkanı sunan İstanbul Hırdavat Fuarı, Burla Makina’nın Gold sponsorluğunda, endüstri yelpazesinde geniş müşteri portföyüne erişim olanağı tanıyarak, fuara katılan tüm firmaların üretim verimliliğini artırmayı hedefliyor. Fuar aynı zamanda dünyanın dört bir yanından üst düzey yöneticilerle görüşme fırsatları sunuyor.

SEKTÖREL HABER

SPONSOR

21


İTO BAŞKANI ÇAĞLAR: DÜNYANIN PARASI İSTANBUL’A AKACAK

AKTÜEL

İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar

22

İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar, “Finans Merkezi ile İstanbul dünyada fon akımlarının ana yollarından biri olacak. Dünyanın parası İFM ile İstanbul’a akacak” dedi.

İ

stanbul uluslararası finans merkezi olma yolunda çok önemli bir dönemeci daha geride bırakmaya hazırlanıyor. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) öncülüğünde inşa edilecek Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) binaları için start verilecek. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, “Finans Merkezi ile İstanbul dünyada fon akımlarının ana yollarından biri olacak. Dünyanın parası İFM ile İstanbul’a akacak” dedi. Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde İstanbul’un küresel finans merkezi olması yolunda çok önemli bir adım atıldığını belirten Çağlar, “Yıllardır el birliği ile geliştirdiğimiz küresel İstanbul markasının finans ayağı da böylece tamamlanmış olacak.

• Kasım 2016

İstanbul; Londra, Frankfurt, New York gibi önemli bir finans merkezi haline dönüşecek” dedi. “Finansa erişim İstanbul’da şekillenecek” Başkan İbrahim Çağlar, “İFM’de Ziraat Bankası, Halkbank, Vakıfbank gibi dev kamu bankalarının sağlayacağı finansal hareketliliğin yanı sıra BDDK, TMSF, SPK gibi otoritelerin varlığı İstanbul’un bir küresel finans merkezi olma vizyonuna ciddi katkı sağlayacak. Kamu ve özel sektörün finans politikalarını ve stratejilerini belirleyip uyguladığı merkezlerden biri İstanbul olacak” değerlendirmesini yaptı. “Özel bir teşvik mekanizmasında fayda var” Çağlar, İstanbul’un Avrupa

ve Asya’yı birleştiren köprü olmasının yanında 4 saatten kısa bir süre içinde 56 ülkeye uçuş imkanı sunduğunu vurguladı. İbrahim Çağlar, Finans Merkezi’nin tüm unsurlarıyla tamamlandığında ülkemize global fon akışını artıracağını, önemli bir istihdam sağlayacağını ayrıca hukuk, sigorta gibi yan sektörleri de besleyerek ekonomiye kaldıraç etkisi oluşturacağını belirtti. İTO Başkanı Çağlar, İFM’nin rakip kentlerdeki finans merkezleri içinde öne çıkabilmesi için pozitif ayrımcılığa tabi tutulmasının yararlı olacağını ifade etti. Çağlar, “Fiziki altyapının yanında yasal altyapı olarak da özel bir teşvik mekanizmasının kurgulanmasında büyük fayda var. Özellikle İFM dahilindeki finansal ve mali hizmetlerin vergisel ve ticari yapılarında yeni bir kurgu gerekli. Finansal ürün sayısı artmalı. İhtisas mahkemeleri de bu piyasa için olmazsa olmazlardan” dedi.



AKTÜEL

2. ULUSLARARASI İŞ MAKİNELERİ KONGRESİ TAMAMLANDI

24

Türkiye’de 2023 yılına kadar dev projeler dahil 750 milyar dolarlık, alt yapı, ulaşım, enerji ve kentsel dönüşüm yatırımı planlanıyor. Bu potansiyel iş makineleri sektörünün de iştahını kabartıyor. 20-21 Ekim tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleşen “2. Uluslararası İş Makineleri Kongresi” de sektörün geleceği için büyük önem arz ediyor.

T

ürkiye’de 3.5 milyar dolarlık pazar büyüklüğüne ulaşan iş makineleri sektörü, Türkiye İş Makineleri Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER) önderliğinde, 20-21 Ekim 2016 tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen ‘2. Uluslararası İş Makineleri Kongresi’nde bir araya geldi. İş makineleri sektöründe dünyanın en hızlı büyüyen 3. ülkesi ünvanına

• Kasım 2016

sahip Türkiye, 2023 yılına kadar ticaret hacmini 30 milyar dolara, ihracatını ise 10 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor. Türkiye iş makineleri ve ekipmanları ihracatında Avrupa’da 4. Sırada yer alırken, sektör 127 ülkeye ihracat gerçekleştirmektedir. İMDER Yönetim Kurulu Başkanı Halil Tamer Öztoygar yaptığı açılış konuşmasında

“120’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştirilen, 2023 stratejisine göre 10 milyar dolar ihracat ile 30 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşacak sektörümüzde, 2015 yılı itibariyle 240 bin kişi istihdam edilmektedir” dedi. Yabancı yatırımcıları Türkiye’ye davet ediyorum Bugün iş makineleri sektörünün yıllık 1.2 milyar dolarlık ihracatı bulunduğunu belirten Öztoygar, bunu 2023 yılında 10 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Yıllık 10 milyar dolarlık ihracat için, Türkiye’de 13.5 milyar dolarlık üretim kapasitesi gerektiğine vurgu yapan



AKTÜEL

milyar dolar büyüklüğe ulaşan 1.000 dev yatırım planlanıyor. Bu potansiyel hem yerli hem de yabancı sektör oyuncularının iştahını kabartıyor. Türkiye’de 2023 yılına kadar sadece ulaşım alanında 250 milyar dolar, enerji alanında 140 milyar dolar ve kentsel dönüşüm kapsamında da 400 milyar doları bulan yatırım planlanıyor. Bu yatırım rakamları sektörün 2023 yılına kadar yüzde 1oo’ün üzerinde büyümesi anlamına geliyor.

26

Öztoygar, bu vesileyle yabancı iş makineleri firmalarını Türkiye’de yatırıma davet etti. Öztoygar ayrıca ihracat için yeni pazar arayışlarını da sürdürdüklerini belirterek “İran, Rusya, Malezya, Singapur gibi yakından takip ettiğimiz pazarlar var. Aynı zamanda Hindistan, Güney Amerika gibi pazarlarda da heyetlerimizin görüşmeleri söz konusu. Tüm bunlarla beraber Afrika kıtası da ulaşmayı hedeflediğimiz noktalardan birisidir” dedi. Sürdürülebilir bir gelecek vurgusu 2. Uluslararası İş Makineleri Kongresi Başkanı Cüneyt Divriş, kongrede yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Tekerleğin icadından bu yana insanoğlunun doğayı kendi ihtiyacı doğrultusunda yapılandırma süreci hiç sonlanmadı. Yollar, köprüler, su kemerleri, binalar ve birçokları. Bu serüven iş makinesi teknolojisinde sağlanan ilerleme ile yıllar boyutundan aylar boyutuna inmiştir. İş makinesi, görünen yüzü ile genelde yıkıcı özellikleriyle ön plana çıkmış, bir nevi

• Kasım 2016

toplumun gözünde çevreye verilen tahribatın sorumlusu olarak görülmüştür. Bir insan yapısı olan iş makineleri gücü temsil eder ve yine insanın elinde nasıl kullanıldığına bağlı olarak asgari seviyede doğal tahribata yol açarak insanlığın gelişimine katkı sunar. İşte bu amaçla 2. Uluslararası İş Makineleri Kongremizin temasını ‘sürdürülebilir bir gelecek için iş makinesi’ olarak belirledik.” 1.000 dev yatırım hayata geçecek Türkiye’de 2023 yılına kadar 750

Hindistan yatırım açısından avantajlı Uluslararası Pazar araştırma ve yönetim danışmanlığı şirketi Off Highway Research Genel Müdürü David Phillips yaptığı konuşmasında sektörün 5 yıllık geleceğiyle ilgili görüşlerini dinleyicilerle paylaştı. Türkiye’de ekonomik bir kargaşanın söz konusu olduğunu vurgu yapan David Phillips; “Öncelikli olarak Suriye ve Irak’ta yaşanan problemlerin çözülmesi gerekiyor. Sektör küresel krizden çok etkileniyor. Çin’de çok ciddi bir büyüme yaşanırken Avrupa ülkelerinde



AKTÜEL 28

dalgalanmalar söz konusu. İspanya ve İtalya sektörel olarak krizden en çok etkilenen ülkelerin başında geliyor. Kuzey Amerika’ya bakıldığında ise muğlak bir durum söz konusu. Amerika seçimlere odaklanmış durumda. Her şey seçimlere bağlı ve her an bir facia yaşanabilir. Hindistan ise gerçekten çok güçlü ve geleceğe yönelik yatırımlar açısından avantajlı bir ülke. İmalat açısından yatırım yapmaya değer özelliklere sahip. İç pazar rekabetinin yoğun olduğu Çin’de en yüksek satış rakamlarını gözlemliyoruz fakat Çin uluslararası dağıtımda sorun yaşıyor. Kötü müşteri desteği ve kalitesi kötü ürünleri

• Kasım 2016

var.” dedi. Kongrede Türkiye ekonomisinin son durumunu mercek altına alan Prof. Dr. Asaf Savaş Akat daha sonra panelin moderatörlüğünü yürüttü. İş Makineleri ve Ekonomik Sürdürülebilirlik panelinde konuşan Hidromek’in danışmanı Merih Özgen; “ Türkiye olarak toprak taşıma sektöründe 1.3 milyon dolarlık bir pazara sahibiz. Türkiye’deki en önemli yükleyiciler Backhoe Loader’lar. Asfalt ekipmanları pazarında

düşük bir ithalat ve ihracat var. Ancak beton ekipmanlarında 214 milyon dolarlık bir pazar söz konusu. Bu rakam oldukça büyük bir rakam... İthalata gelince iş makinelerinde 321 milyon dolarla en çok Japonya’dan ithalat yapıyoruz. Ardından Almanya, İngiltere ve Çin geliyor. İhracatta ise en çok ihracat yaptığımız ülke 43 milyon dolarla Cezayir, ardında Suudi Arabistan, Türkmenistan ve Rusya geliyor.“ dedi. Sektörle ilgili büyüme oranı tahminlerini belirten Özgen; “2003 ve 2015 arasında ortalama yüzde 15’lik bir büyüme gerçekleşti. 2023 hedeflerimizi dikkate alırsak ortalama 1.2 milyar dolarlık gayri safi iç hasıladan bahsedebiliriz. 2023’e kadar ortalama yüzde 10’luk bir büyüme bekliyoruz. Bu da 3.8 milyar dolarlık bir pazara sdenk geliyor. 2023 hedefimiz 10 milyar dolarlık ihracat bunu gerçekleştirebiliriz. Pazarımızı her sene yüzde 26 büyütüyoruz, bu bizim için ulaşılabilir bir hedef.” dedi. Etkinliğin sonunda IMDER tarafından her konuşmacı adına TEMA Vakfı’na bağışlanan fidanlar için sertifika takdim edildi.



İlk 8 ayda İstanbul’da 199 milyar liralık çek kesildiğini belirten İTO Başkanı Çağlar:

“KARŞILIKSIZ ÇEK ORANI YÜZDE 3.2’YE GERİLEDİ, KAREKODLA DAHA DA DÜŞECEK” İstanbul’da ilk 8 ayda 199 milyar liralık çek kesildiğini belirten İTO Başkanı İbrahim Çağlar, “Karşılıksız çek oranı Ocak-Ağustos döneminde yüzde 3.2’ye geriledi, karekodla daha da düşecek” dedi.

AKTÜEL

İ

30

stanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, Türkiye genelinde bankalara ibraz edilen çeklerin adet olarak yüzde 30’unun, tutar olarak ise yüzde 43’ünün İstanbul’da olduğuna dikkat çekerek, bu yılın ilk 8 ayında İstanbul’da 199 milyar liralık çek kesildiğini ve bu miktarın yüzde 3.2’sinin karşılıksız çıktığını söyledi. Geçen yılın sonunda bu oranın yüzde 3.3 olduğunu belirten Çağlar, “Karşılıksız çek oranı Ocak-Ağustos döneminde yüzde 3.2’ye geriledi, karekodla daha da düşecek” dedi. Başkan Çağlar’ın verdiği rakamlara göre İstanbul, karşılıksız çek oranı sıralamasında 81 il içerisinde 58’inci oldu. İstanbul 2015 sonunda 27’nci sırada bulunuyordu. Diğer yandan Türkiye genelinde ilk 8 ayda kesilen çek miktarının 465 milyar lira olduğunu belirten Çağlar, karşılıksız çek tutarının ülke genelinde de yüzde 3.9’a gerilediğini kaydetti. Geçen yılın sonunda bu oran yüzde 4.1’di. İTO ile Kredi Kayıt Bürosu’nun (KKB) ortaklaşa düzenlediği piyasadaki çek sahtekarlığının önlenmesi ve karşılıksız çek sayısının azaltılmasını hedefleyen uygulamaların anlatıldığı “Karekodlu Çek Uygulaması ve Çek Kanunu’nda Yapılan Son Değişiklikler” konulu seminerin ardından açıklamalarda bulunan Çağlar, “Yapılan Kanun değişikliği ile çeke kaybolan itibarı yeniden iade edildi. Karekodlu çek gibi • Kasım 2016

uygulamalarla, çekte güvenilirliğin daha da pekişeceğine inanıyorum” dedi. Karekod ile sahtekarlık azalacak Seminerde bir sunum gerçekleştiren Kredi Kayıt Bürosu Genel Müdürü Kasım Akdeniz’de 1 Ocak 2017’den itibaren zorunlu olan karekodlu çek uygulaması hakkında İstanbul Ticaret Odası üyelerine bilgi verdi. Kredi Kayıt Bürosu Genel Müdürü Kasım Akdeniz, alacak riskini yönetemeyen kişi ve kurumların gelecekte rekabet şanslarının olmayacağını ve işini geleceğe güvenle taşımanın yolunun riski doğru yönetmekten ve müşterileri tanımaktan geçtiğini belirtti. Akdeniz, şunları söyledi: “Kredi Kayıt Bürosu olarak tüccarın risklere karşı kendilerini

koruyabileceği en etkin araç olan karekodlu çek sayesinde güvenli ticaretin yolunu açıyoruz. KOBİ’lerimiz başta olmak üzere şirketlerin birçoğunun sermayesi yetersiz ve birkaç çekini bile tahsil edemediğinde kendi borçlarını da ödeyemiyor. Borçlarını ödeyemediğinde de ticari itibarı sıfıra iniyor ve iflasa kadar gidebiliyor. O yüzden çekini alacağımız müşterilerimizi iyi seçmek zorundayız. Bunun yolu da karekodlu çekten geçiyor. Hem keşideciye hem de hamile fayda sağlayan karekodlu çek ile keşideci, güvenilirliğini karşı tarafa rahatlıkla gösterebilirken, mal ve hizmet alımlarında pazarlık gücünü de artırabiliyor. Hamil açısından da çeki düzenleyen keşidecinin ne kadar güvenilir olduğu, piyasaya olan ödemelerin hangi oranda yapıldığı kolayca anlaşılabiliyor.”



AKTÜEL

ÇELİK İHRACATÇILARI BİRLİĞİ ABD İLE TİCARETİ GELİŞTİRMEYE KARARLI

32

Çelik İhracatçıları Birliği’nin Ur-Ge projesi kapsamında ABD’ye düzenlediği ticaret heyetine 13 firmadan 16 sektör temsilcisi katıldı. Heyet programı kapsamında uluslararası çelik ticaretinin önemli merkezlerinden Chicago ve Houston’ı ziyaret ederek görüşmeler gerçekleştiren çelik sektörü temsilcileri, her iki ülkedeki sektörel gelişmeleri yakından izleme olanağı buldu. Resmi ziyaretlerin yanı sıra ABD’li meslektaşları ile bir araya gelen heyet, yaklaşık 30 firma ile 160 iş görüşmesi yaptı. Toplantıların ana gündemini, ülkeler arasındaki ticaretin yanı sıra her iki ülkede gerçekleştirilecek ortak yatırımlar ve işbirliği fırsatları oluşturdu.

Y

eni ve modern çelik üretim teknolojisi, Dünya Ticaret Örgütü kuralları çerçevesinde adil ticarete bağlılığı ve rekabetçi fiyat yapısıyla uluslararası çelik sektöründe saygın bir konuma sahip olan Türk çelik

• Kasım 2016

sektörü, ABD ile var olan ticaret ilişkilerini geliştirmek üzere harekete geçti. Çelik İhracatçıları Birliği, Ekonomi Bakanlığı’nın URGE Projesi kapsamında uluslararası çelik ticaretinin önemli merkezlerinden Chicago

ve Houston’a Türk çelik sektöründen 13 firma ve 16 temsilcinin katıldığı sektörel ticaret heyeti düzenledi. Heyet boyunca Amerikalı çelik firmaları ile bir araya gelen sektör temsilcileri yaklaşık 30 firma ile 160 iş görüşmesi yaptı. Türkiye ve ABD arasında gerçekleştirilen ticaret içerisinde Türk çelik ürünlerinin çok önemli bir payı bulunuyor. 2015 yılında ABD’nin Türkiye’den yaptığı çelik ithalatı miktarda 2,61 milyon ton, değerde ise 1,63 milyar dolar oldu. Bu miktar ile Türk çelik ürünleri ABD ithalatından yüzde 5,4’lük



AKTÜEL

sektörünün dünyadaki yerini katılımcılarla paylaştı.

34

pay aldı. Çelik İhracatçıları Birliği’nin 2016 yılı dokuz aylık verilerine göre ise; ABD’ye ihracat miktar bazında yüzde 5 azalış ile 1,7 milyon ton, değer bazında ise yüzde 17 azalış ile 793 milyon dolar olarak gerçekleşti. ABD ile var olan güçlü ticaret ilişkilerini geliştirmek isteyen çelik sektörü ticaret heyeti, ABD programı kapsamında ilk olarak Chicago’da ABD’li firmalar ile ikili iş görüşmeleri gerçekleştirdi. Heyet Başkanı Namık Ekinci ise Chicago

Başkonsolosu Umut Acar ile resmi temaslarda bulundu. İleri teknolojili üretim tesisleri sayesinde rekabetçi fiyatlarda ticaretini yapabildiği ürünleri ve her zaman adil ticaretten yana tutumu ile dünya pazarlarında kendini ispatlayan Türk çelik sektörünün temsilcileri Chicago’da CRU tarafından düzenlenen 10. North American Steel Konferansı’na da katıldı. Konferans programı kapsamında Çelik İhracatçıları Birliği adına Arent Fox firmasından Matthew Nolan bir konuşma yaptı ve Türk çelik

Çelik sektör heyeti, Chicago’nun ardından yakından izledikleri uluslararası çelik ticaretinin en önemli liman şehirlerinden biri olan Houston’a geçerek ABD’li firmalarla ikili iş görüşmelerine devam etti. Heyet Başkanı Namık Ekinci, Houston Başkonsolosu Ferhat Alkan, Houston Ticaret Ataşesi Deniz Şenyurt, Associated Builder and Conractors, ABD Ticaret Bakanlığı Houston Ofisi, Greater Houston Partnership ve Houston Belediyesi ile yaptığı resmi görüşmelerde lobi çalışmaları yaparak Türk çelik sektörünün daima adil ticaretten yana olduğunu vurguladı ve ortak yatırım olanakları için görüş alışverişinde bulundu. Heyetin son gününde Houston Limanı’nda; Houston Başkonsolosu Ferhat Alkan, Houston Ticaret Departmanı Genel Müdürü John Moseley, American Institute for International Steel’i temsilen Başkan John Foster, Körfez Bölgesi Başkan Yardımcısı Richard Brazzale ve Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı Namık Ekinci ile Türk ve ABD’li firmaların katıldığı bir de panel düzenlendi. Panelin ardından heyet ABD’li firmalarla iş görüşmeleri gerçekleştirdi. Söz konusu etkinliğe 49 adet ABD’li firma katıldı. Heyetin başkanlığını yürüten Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, “Heyetimizin, her iki ülkenin çelik sektörü temsilcilerini bir araya getirerek birbirlerini tanımaları,

• Kasım 2016



AKTÜEL 36

ihtiyaçlarını anlamaları ve bu ihtiyaçlara uygun çözümlerini sunmaları bakımından güçlü bir zemin hazırladığına inanıyoruz. Ayrıca dostluk ilişkileriyle birbirine sıkı sıkıya bağlı iki ülke arasında ticari ve ekonomik işbirliğinin güçlenmesi adına çok önemli bir adım attık. Türkiye ve ABD arasındaki bağları pekiştirdik, her iki ülkenin temsilcilerinin iki pazarı da yakından tanımalarını sağladık. Yapılan her görüşmenin önümüzdeki dönemde olumlu sonuçlarla geri döneceğini ve gelişen ticaret hacminin iki ülke arasındaki bağları daha da güçlendireceğini düşünüyoruz. Aynı zamanda bu ticaret heyeti ile kendimizi de anlatma fırsatı bulduk. Özellikle ABD’li yerli üreticilerin açtıkları davalarda firmalarımızı haksız yere suçladıklarını bir kez daha dile getirmiştik olduk” dedi. Namık Ekinci, “Çelik sektörümüz Türkiye’den ABD’ye ihracat yapabilme gücüne sahip birkaç sektörden biri ve iki ülke arasında gerçekleştirilen ticaret içerisinde Türk çelik ürünlerinin çok önemli bir payı bulunuyor. ABD kaynaklarına göre 2015 yılında ABD’nin ülkemizden yaptığı çelik ithalatı miktarda 2,61 milyon ton, değerde ise 1,63 milyar dolar. Bu miktar ile Türk çelik ürünlerimizin ABD ithalatı içerisinden aldığı pay yüzde 5,4 oldu. En önemli girdilerimizden birini oluşturan hurdayı ABD’den ithal ediyoruz. Türkiye’nin 2015 yılında toplam hurda ithalatı 16,3 milyon ton iken, ithalatın yüzde 23,6’sı ABD’den gerçekleşti. ABD’nin 2015 yılındaki 12,8 milyon ton seviyesindeki hurda

• Kasım 2016

ihracatının yüzde 31’lik kısmını oluşturan 3,96 milyon ton hurda Türkiye’ye ihraç edildi. Rakamlardan da anlaşıldığı üzere her iki ülke birbiri için hem ticari hem de dostluk bağları çerçevesinde oldukça

değerli konumda. İlerleyen dönemde heyet görüşmelerimiz neticesinde işbirliklerimizi daha da artıracağımıza ve yeni yatırımları hayata geçireceğimize inanıyoruz” diyerek sözlerine son verdi.



YENİ ÜRÜN

AKÜLÜ TEKNOLOJİSİYLE ÖNE ÇIKAN METABO’DAN BİR İLK DAHA: MATKAP VE VİDALAMA ÖZELLİKLİ, AKÜLÜ KILAVUZ ÇEKME…

38 Bol becerili akülü GB 18 LTX BL Q I dünyadaki ilk aynı zamanda matkap ve vidalama işlevi olan akülü kılavuz çekme aletidir. Bu alet ile Metabo tek makinede metal sektörü kullanıcılarına güçlü, kompakt ve çok kullanımlı bir çözüm sunuyor.

M

etabo piyasaya tanıttığı aynı zamanda matkap ve vidalama olarak da kullanılabilen akülü kılavuz çekme ile akülü serisini daha da genişletti. GB 18 LTX BL Q I kılavuz çekme ile metal sektörü kullanıcıları tek alet

• Kasım 2016

ile delik delme, vidalama ve kılavuz çekme yapabilecekler. Metabo bu ürün ile 3 özelliği hiçbir ödün vermeden tek makinede birleştiriyor. Akülü kılavuz çekme Metabo’nun profesyonel LTX serisinin en yeni ürünü. Bu makine ile metal yüzeylerde 13mm

çapa kadar delik delinebiliyor ve hızlı bir uç değişimi ile hemen açılan deliğe kılavuz çekilebiliyor. Patentli mandreninde M18-M12 kılavuzların yerleşebileceği kare bir mil sayesinde kılavuz çekerken kılavuz ucu kaymıyor ve işlenen ürünü ve makineyi koruyor. Kullanıcılar ayrıca matkap mandrenine daha küçük kılavuz uçları ile 1.5mm’den -13mm’e kadar matkap uçları da takabilirler. Özellikle kullanışlı: Quick


sistemi sayesinde anahtarsız kılavuz çekme mandreni, Metabo’nun Quick sistemindeki tüm mandrenlerle değiştirilebiliyor ve GB 18 LTX BL Q I ile kullanılabiliyor. Çeşitli uygulama alanları ve kolay kullanım Kullanıcılar GB 18 LTX BL Q I matkap, vidalama ve kılavuz çekmeyi türlü uygulamalarda kullanabilirler. Sadece hafif itme veya çekme ile kılavuz ucunun dönme yönü değiştirilebiliyor ve bu süreçte malzemede veya kullanılan uçta hiçbir hasar meydana gelmiyor. Bu özellik sayesinde, kullanıcılar işleri bölünmeden, hızlı bir şekilde kılavuz çekme işlemlerini tamamlayabilmenin yanı sıra daha önce kılavuz çekilmiş ve boyanmış kılavuzları da temizleyebiliyorlar.

Kullanıcılar için bir avantaj daha; Kılavuz çekme ayarında iken 10 kademeli tork ayarı sayesinde her işin ihtiyacı olduğu kadar tork ayarlanarak hassas çalışma fırsatı sunar. Kullanıcı delme/vidalama işine geçtiği zaman da normalde kullandığı matkap/vidalama kullandığı gibi seri delik açma veya seri vidalama yapabilir. Impuls özelliği sayesinde düz yüzeylerde hassas delikler delinebilir veya sıkışmış vidalar gevşetilebilir. 18 Volt ile çalışan yeni kılavuz çekme, güçlü ve verimli kömürsüz motoru ve kompakt LiHD aküsü çok hafif ve dayanıklıdır. Kullanıcılar birinci viteste 600 RPM, ikinci viteste 2,050 RPM hızı sayesinde kullanıcılar bu yeni makine ile delerken de, kılavuz açarken de, vidalama yaparken

Kullanıcılar kılavuz ucunun dönüş yönünü makineyi işlenen malzemeye bastırarak veya geri çekerek değiştirebilecek. GB 18 LTX BL Q I ile kullanıcılar aralıksız ve hızlı bir şekilde temiz kılavuzlar açabilecek ve aynı zamanda işlenen malzemeyi de koruyabilecek. GB 18 LTX BL Q I kılavuz çekme ile metal sektörü kullanıcıları tek alet ile delik delme, vidalama ve kılavuz çekme yapabilecekler. Metabo bu ürün ile 3 özelliği hiçbir ödün vermeden tek makinede birleştiriyor.

YENİ ÜRÜN

de verimli çalışabilecekler. GB 18 LTX BL Q I Kasım ayı itibari ile raflarda yerini alacak. Seç + Karıştır sistemi ile yeni dayanıklı ve güçlü LiHD aküleri ile de kullanılabilecek. Metabo’nun yeni ürünü GB 18 LTX BL Q I ile kullanıcılar delik delip hızlı bir şekilde temiz kılavuz çekebilirler, zaman kazanırlar ve işlerini kusursuz yapabilirler. Makine aynı zamanda kullanıcıların ihtiyacı olabilecek tüm kuvvetli matkap/vidalama özelliklerine de sahiptir.

39


Egebant Satış Müdürü Cem BİLGE;

DOSYA

“GENİŞ ÜRÜN PORTFÖYÜ VE KALİTELİ HİZMET ANLAYIŞIMIZ İLE BÜYÜMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

40

Aşındırıcılar, yapışkanlı bantlar ve iş güvenliği alanlarında faaliyet gösteren Egebant, 1969 yılında kurulmuş köklü bir firmadır. Egebant 3M, Klingspor, Honeywell, Sicad, Osborn gibi uluslararası birçok firmanın distribütörlük ve bayiliklerini yürüten Egebant’ın Çayırova TAYSAD Organize Sanayi Bölgesi ve Şanlıurfa Organize Sanayi Bölgesi’nde üretim tesisleri de bulunmaktadır. Firmayı daha yakından tanımak ve faaliyet alanlarını aktarmak adına Egebant San. Tic. A.Ş. Satış Müdürü Cem BİLGE ile bir araya geldik.

S

ektöründe lider konumdaki üretici firmaların ürünlerini profesyonel bir ekiple müşterilere ulaştırmaya gayret ettiklerini belirten Bilge, “Ürünlerimiz hemen hemen tüm sektörlere hitap ettiği için, otomotiv, gemi inşaa, beyaz eşya, mobilya, inşaat, lojistik, metal sanayi gibi birçok alanda

• Kasım 2016

müşterilerimiz bulunmaktadır. Aşındırıcı ürünler üzerine kurulan firmamız uzun yıllar bu ürün grubu üzerine yatırımlar yapmıştır. Aşındırıcı grubunda farklı formlar ve farklı ölçülerde ürün üretebilme kabiliyetine sahiptir. Geniş bant zımpara, velcro diskler, mop zımparalar, çift ekli kalibre zımparalar gibi çok çeşitli ürünlerde üretim

yapabilmektedir. Yapışkanlı bantlar konusunda da son 15 yıl içinde yapmış olduğu yatırımlar ile büyük bir aşama kaydetmiştir. Rulo, kiss cut, die cut gibi özel kesim teknikleri de kullanarak özel ölçülü ve şekilde ürün üretebilme kabiliyetine sahiptir. Aynı zamanda bu yetenekleri sayesinde beyaz eşya yan sanayisi olarak da faaliyet göstermektedir” açıklamasında bulundu. İş güvenliği konusunda uzun yıllar bayi ve distribütörlük kanalı ile faaliyet gösterdiklerini ancak 2015 yılında başlatılan Ar-Ge çalışmaları sonucunda eldiven üretimi ile iş güvenliği konusunda da üretici



şeklinde ifade etti.

DOSYA

Egebant San. Tic. A.Ş. Satış Müdürü Cem BİLGE

konumuna geçtiklerini ifade eden Bilge, 15 farklı ülkeye yaptıkları ihracatı yurtdışı fuarlarına katılım sağlayarak pekiştirdiklerini belirterek, ülke ekonomisine katkı sağlamak adına bu tür etkinliklerin kıymetli olduğu mesajını verdi. Hedef; 100 bayi Cem BİLGE uzun vadedeki hedeflerini; “2014 yılında almış olduğumuz kararla bayi satış bölümü kurulmuş olup, satıcı firma ve bayilerimize daha iyi hizmet kalitesi sunmak hedeflenmiştir. Şuan

42

• Kasım 2016

8 kişilik bir ekiple birlikte Türkiye geneline hizmet verme gayreti içindeyiz. Bayilerimize yüksek kalitede rekabetçi ürünler sunarak sürekliliği sağlamaya çalışmaktayız. Türkiye genelinde toplamda 100 bayi hedefimiz bulunmaktadır. Bunun için hedeflerimiz doğrultusunda aktif olmadığımız illerde çalışmalarımız devam etmektedir. Her geçen gün daha rekabetçi ve bayilerimize daha geniş portföy sunabilmek adına ürün çeşitliliğini artırmaya yönelik çalışmalar yapmaktayız”

‘Egebant Sanayi Günleri’ 2017 yılında da devam edecek Bayilere ürün sunmanın yanında, müşteri ziyaretleri gerçekleştirerek, uygun ürün seçimi, demo çalışmaları ve saha analizleri alanında teknik destek sunduklarının altını çizen Bilge, ayrıca bayi showroomlarına stand, afiş gibi materyallerle destek olduklarını belirtti. Kocaeli, Bursa, Kayseri, Adana, Konya, Eskişehir ve Gaziantep olmak üzere 7 farklı ilde bu yıl pilot olarak gerçekleştirilen ‘Egebant Sanayi Günleri’ çalışmasının 2017 yılında da devam edeceğini açıklayan Bilge, çalışma hakkında “Bu çalışma ile bayilerimizin müşterilerine tüm ürün gruplarının ulaştırılması ve birlikte demo çalışmaları yapılması sağlanmıştır. Oldukça yüksek katılıma sahip bu organizasyon, ses getirmiş olacak ki yerel gazetelerde önemli haber olarak duyurulmuştur. 2017 yılı için bayilerimizin talepleri, bu organizasyonun verimli olduğunun en büyük ispatıdır. 2017 yılında en az 12 farklı lokasyonda bu organizasyonları gerçekleştirerek çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bayilerimiz ile sürekli iletişim halinde olarak, sektörel eksiklikleri inceleyerek, ürün çalışmaları ve Ar-Ge çalışmalarına ara vermeden devam edeceğiz” şeklinde bilgi verdi. Aşındırıcı, yapışkanlı bantlar ve iş güvenliğinde rekabetçi ve kaliteli ürünler sunmak adına yatırımlarının bir kısmını 2016 yılında tamamladıklarını belirten Bilge, aşındırıcı konusunda flap disk üretimi


Renkli maskeleme bantları çok yakında müşterilerle buluşacak… “Yapışkanlı bantlar konusunda da geniş ürün portföyüne yeni ürünleri ekleyerek çözüm sunmaya devam eden Egebant, bunun bir örneğini de Kasım

ayı içinde müşterileri ile buluşturacağı renkli maskeleme bantları ile sunacaktır. Farklı ölçü ve özel kesim teknikleri ile hızlı ve uygun çözümler üretmeye devam ediyoruz” açıklamasıyla sözlerine devam eden Bilge, iş güvenliği

konusunda ilk üretim olma özelliği taşıyan eldiven tesisinin Şanlıurfa’daki fabrikada 2016 yılı içerisinde faaliyete girmiş olduğunu ve mevcutta iki farklı ürün üretimi gerçekleştirdiğini söyledi. Eldiven için gerekli olan kumaşın üretildiği

DOSYA

yaparak farklı segmentlerde 9 adet ürün ile çözüm sunmayı hedeflediklerini dile getirdi. Ürün çeşitliliğinin önemine de değinen Bilge, “Farklı üretim ve malzemeler üzerinde en uygun çözümleri sunabilmek adına çeşitlilik sağlamaktayız. Şuan Şanlıurfa fabrikamızda üretmiş olduğumuz flap diskler alüminyum oksit, zirkonyum, seramik minerallerinden oluşmaktadır. Yine bu ürün grubunda sektörel çalışmalar yaparak farklı performans değerlerine sahip ürünlerde üretmekteyiz” ifadesinde bulundu.

43


DOSYA 44

entegre tesiste yeni eldivenler için Ar-Ge çalışmalarının devam ettiğini vurgulayan Bilge, hem bölge hem de ülke ekonomisine destek sağlayacak bu tesisin yatırımlarına hız kesmeden devam edeceğini belirterek açıklamasına şu şekilde devam etti; “Kullanıcıya konforu ve kalitesi ile uzun süre kullanım sağlayan bu ürünlere ek, üretim bantlarında yapacağımız yatırımlar ile kapasitemizi arttırarak hem yurt içi hem de yurt dışında ki talepleri karşılamaya devam edeceğiz. CE ve EN 388 belgelerine sahip olan bu ürünler kişisel koruyucu ekipman yönetmeliklerine de uygundur. Şuan sarı ve mavi renkte olmak üzere 2 çeşit olarak üretilen eldivenlerimizde 2017 yılı içinde daha yüksek performanslara ve özelliklere sahip yenileri de eklenecektir.”

• Kasım 2016

“Sander markalı eldivenlerimizin sayısı 12’ye ulaşacak” Her geçen gün Sander markasına olan talebin arttığını, artık bilinen ve aranan bir marka olduğunu ifade eden Bilge, “Bu bilinçle yaptığımız çalışmalar neticesinde Kasım ayı içinde, Sander markalı ürünlere poliüretan kaplı hassas montaj eldivenleri, poliüretan ve nitril kaplı kesilme direnci 3 ve 5 olan eldivenler eklenecektir. Bu ürünlerinde eklenmesi ile Sander markalı eldivenlerimizin sayısı 12’ye ulaşacaktır. Kaynaktan kimyasala, kesilmeye, montaja ve yağa dayanıklı ürünler temin edilebilecektir” dedi. Cem BİLGE sözlerini şöyle sonlandırdı; “Müşterilerimizin ihtiyaçları ve beklentileri bizim için her zaman belirleyici olmuştur. Egebant’ın en önemli özelliği müşterilerinin problemlerine ve isteklerine hızlı ve güvenilir çözümler

üretebilmesidir. Birlikte çalıştığımız dünyanın önemli markalarının yenilikçi ve teknolojik ürünlerini, en rekabetçi şartlar ve profesyonel yaklaşımla müşterilerimizin hizmetine sunmaktayız. Egebant olarak gelişen çağa ayak uydurarak sosyal medyada facebook, twitter, linkedin, instagram ve youtube kanallarında aktif rol almaktayız. Bayilerimize ve müşterilerimize sosyal medya üzerinden yeni gelişmeleri, kampanya ve duyurularımızı paylaşımlar yaparak duyurmaktayız. Bu kanallar üzerinden de bizleri takip etmelerinin, hızlı haber edinmeleri konusunda fayda sağlayacağını düşünmekteyiz. Tüm bayi ve Müşterilerimize sürekli gelişen ve büyüyen geniş ürün portföyü ve kaliteli hizmet anlayışımız ile 47 yılı aşkın bir süredir, başarıyla ve büyüyerek yolumuza devam edeceğiz.”



AKTÜEL

PLASTİK TANITIM GRUBU İÇİN PLASTİK SEKTÖRÜNDE YILLIK 10 MİLYON TL KESİNTİYE SON

46

Halihazırda İhracatçı Birliği’ne tanıtım amaçlı giderlerin de içinde bulunduğu nispi aidat ödeyen plastik sektörü, Plastik Tanıtım Grubu adı altında yapılan ek kesintilere tepki gösterdi. Yüzlerce farklı sektör ve üründe kullanılan plastiğin tek çatı altında tanıtılamayacağını belirten sektör temsilcileri 22 Kasım’da PTG’yi kapatmak için toplanacak.

1

7 Mayıs 2016 tarihinde İstanbul Kimyevi Madde ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) öncülüğünde kurulan Plastik Tanıtım Grubu (PTG), plastik sektöründe tepkilere neden oldu. Tepkilerin odağında PTG’nin kurulmasıyla birlikte plastik ihracatçılarından yapılan ve içerisinde tanıtım giderlerinin de yer aldığı zorunlu kesintinin

• Kasım 2016

iki katına çıkması yer alıyor. Plastikçinin satışından yapılan kesinti yüzde 100 arttı PTG’nin plastik sektöründen haksız kesintiler yaptığını belirten Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı Başkanı Yavuz Eroğlu, “Sektör olarak zaten yaptığımız her ihracat başına İhracatçı

Birliği tarafından zorunlu kesilen nispi aidatı ödüyorduk. Üstelik bu aidatın içerisinde tanıtım giderleri de yer alıyor. Kurulan Plastik Tanıtım Grubu nedeniyle kesilen bu para yüzde 100 oranında artarak iki katına çıktı ve toplam ihracat başına kesinti binde 1 seviyesine geldi” diyor ve ekliyor: “PTG’nin kapatılmaması durumunda kesinti yüzde 600 artışla altı katına kadar (binde 3,5’e) çıkabilecek. Bu kabul edilemez bir durumdur.” Plastikçiler yıl sonu kârlarına PTG’yi ortak etmek zorunda PTG’nin kurulduğu 17


Mayıs’tan bugüne kadar plastik ihracatçılarından yapılan toplam kesinti 2 milyon 300 bin TL’ye ulaştı. Kesintilerin yıl sonunda yaklaşık 10 milyon TL’ye ulaşabileceği tahmin ediliyor. Kesinti toplam satış rakamı üzerinden yapıldığı için, kârlılık oranlarının en yüksek yüzde 10 seviyesinde olduğu plastik sektöründe faaliyet gösteren bir şirket, yıl sonu ihracat kârının yüzde 1’ini İKMİB ve PTG kesintisine aktarmak durumunda kalacak. Dünyada örneği yok Plastik Tanıtım Grubu’nun en çok tartışılan yanlarından biri de plastik tanıtımının nasıl yapılacağı üzerine yoğunlaşıyor. Sektör temsilcileri plastiğin, tanıtım grubu bulunan fındık, narenciye, deri gibi ihracat ürünlerinden çok farklı olduğunu vurguluyor. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, “Poşet, boru, şırınga, gıda ambalajı, mutfak eşyası, araba tamponu gibi doğrudan plastik ürünler olabildiği gibi, küçük ev aletleri, beyaz eşya, otomotiv ve elektrik/elektronik gibi birçok sektörde plastiğin yarı mamul olarak kullanıldığı yüzlerce ürün bulunmaktadır. Hatta plastik hammaddeler ve plastik

hurdalar da bu PTG grubunun içerisindedir. İKMİB, birbirinden bu kadar farklı ürün, yarı mamul, hammadde ve hurdanın “Plastik Tanıtım Grubu” adı altında tek çuvala konulup, tamamından kesinti yapılarak tanıtılacağını iddia ediyor. Örneğin otomobillerdeki vites kutusuna plastik başlık üreten bir şirketimiz de PTG kapsamındaki kesintilere kaynak aktarmak zorunda kalıyor. Plastik evrensel bir üründür. Türk Plastiği, Alman Plastiği, Japon Plastiği gibi bir tanımlama yapılamaz. Dünyada da ihracatçıdan zorunlu kesinti yapılarak kurulan böyle bir plastik tanıtım grubu örneği yoktur” diyor. Bakan Zeybekçi, “Plastik Tanıtım Grubu mu olur” dedi Sektörün tepkileri üzerine Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’yi makamında ziyaret ettiklerini belirten PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, “TOBB Plastik, Kauçuk, Kompozit Sektör Meclisi gibi sektörün güçlü sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle ve Meclisimizin kararıyla Ekonomi Bakanımız Sayın Nihat Zeybekçi’yi ziyaret ederek görüşlerini sorduk. Sayın bakanımızın yorumu

Olağanüstü Genel Kurul 22 Kasım’da PTG için toplanacak İKMİB Başkanlığı, sektörden gelen yoğun tepkiler üzerine 22 Kasım’da Olağanüstü Genel Kurula gidileceğini ve PTG’nin kapatılmasının görüşüleceğini açıkladı. Genel Kurula katılmak isteyen firmaların 17 Kasım’a kadar kongreye katılım evrakını tamamlamaları gerekiyor. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, “Sektörün tepkisine rağmen İKMİB Başkanlığı’nın bu Olağanüstü Genel Kurul öncesinde Plastik Tanıtım Grubu’nun yönetimine getirdiği dernek ve federasyon üzerinden kesintinin devam etmesi yönünde çalışmalar yapmakta olduğu duyumlarını almaktayız. Oysaki sektörümüzün asıl ihtiyacı Ar-Ge, inovasyon ve eğitim projeleriyle katma değeri artırmak ve sektörümüzü dünya standartlarının üzerine çıkarmaktır. Bu sebeple 22 Kasım’da Genel Kurulda olacağız ve bu içi boş oluşumun dayattığı zorunlu kesintilere ‘dur’ diyeceğiz. PTG’nin kapatılmasının ardından, bugüne kadar PTG adı altında ihracatçımızın haklı kazançlarından yapılan kesintilerin iade edilme sürecinin de sonuna kadar takipçisi olacağız” açıklamasını yaptı.

AKTÜEL

‘Plastik Tanıtım Grubu mu olur arkadaşlar? Bu iş başka yere gidiyor’ şeklinde oldu. Başta Plastik Tanıtım Grubu olmak üzere tüm tanıtım gruplarının acilen mercek altına alınması ve amacından sapanların kapatılması talimatı vererek, bizlere büyük destek verdi. 29833 Numaralı Tebliğ kapsamında yapılan değişiklikle sektörel tanıtım gruplarının bakanlık kararıyla doğrudan kapatılmasının önü açılmış oldu” diye konuştu.

47






DOSYA

GÖÇMAKSAN OPTİMUM KALİTEYLE SEKTÖRDE ÇITAYI YÜKSELTİYOR

50

“Demiri Dize Getiren Güç” olarak inşaat demiri bükme ve kesme makineleri konusunda sektörün vazgeçilmezlerinden olan GÖÇMAKSAN, geniş ürün gamı ve kapsamlı Ar-Ge yatırımlarıyla teknolojiye yön veriyor. Sektöründe global bir firma olan GÖÇMAKSAN’ın sektörel faaliyetlerini dinlemek adına Yönetim Kurulu Üyesi Efe Murat GÖÇMEN ile bir araya geldik. GÖÇMAKSAN’ın tarihsel yolculuğunun 1960 yılında Arif GÖÇMEN ile başladığını ifade eden Efe Murat GÖÇMEN; “Ulaştığımız bu noktada en önemli sermayemiz ve en büyük gücümüz itibarımızdır” açıklamasında bulundu.

Ö

ncelikle firmanızın gelişim sürecini, müşterilere sunduğunuz ürün gruplarını özellikleriyle birlikte anlatır mısınız? GÖÇMAKSAN’ın yolculuğu 1960 yılında Dedem Arif GÖÇMEN’in Ankara’da kurduğu küçük bir atölyede başladı. Onun alın teri ve sabrıyla bu yapının temelleri atılmıştır. Dönemin en iyi

• Kasım 2016

demir ustalarından biri olan Arif Göçmen sıcak demir atölyesinde yaptığı el aletlerini yerel pazarda satıyordu. Firmamız onun önderliğinde büyüdü ve bugün o aramızda olmasa bile onun gösterdiği yolda emin adımlarla ilerliyoruz. GÖÇMAKSAN Türkiye’de pek çok ilke imza atmıştır. Eşsiz makine parkı, teknolojik alt yapısıyla örnek bir tesis inşa ettik. Rakip

tanımadık ve kendi kendimize yarıştık. Ulaştığımız bu noktada en önemli sermayemiz ve en büyük gücümüz itibarımızdır. Sektördeki sayılı firmalar arasında öncü kimliğe sahip olan firmamız, her zaman takip edilen, zaman zaman taklit edilmeye çalışılsa da kalitesi ve kurumsal kimliği ile ayırt edilen tescilli ve alanında öncü bir markadır. Bugün inşaat demiri kesme ve inşaat demiri bükme makineleri denildiğinde ilk akla gelen GÖÇMAKSAN olmuştur. Bu mutluluğu bize yaşatan tüm sevenlerimize teşekkürlerimizi sunarız. Markanız için yapmış olduğunuz çalışmalar nelerdir? GÖÇMAKSAN kurulduğu


Efe Murat GÖÇMEN Yönetim Kurulu Üyesi

günden bu yana üretim, pazarlama-satış ve satış sonrası faaliyetlerini hizmet verdiği firmanın ihtiyaç ve beklentilerine odaklanmıştır. Müşteri ilişkileri formasyonunu güven üzerine inşa eden firmamız, müşterilerinin güvenini kazanmak ve korumak için tüm enerjisi ile işine odaklanır. Müşteri ilişkilerini anlık değil uzun vadeli düşünün profesyonel ekibimiz müşterilerin ihtiyaç ve

Satış pazarlama faaliyetlerinizi nasıl yürütüyorsunuz? Bayilik yapılanmanız hakkında bilgi verir misiniz? Satış sonrası hizmetleriniz nelerdir? Dünyanın dört bir yanında, inşaat demiri bükme ve kesme makineleri konusunda, GÖÇMAKSAN’ın tercih edilmesindeki önemli etkenlerden biri satış sonrası hizmetlerinin kapsamı ve kalitesidir. GÖÇMAKSAN satış sonrasında hizmetin sürekliliği, güvenirliği, eğitimli, güler yüzlü servis teknisyenleri, ekonomik yedek parça temini ve uygun servis ücretleriyle farkını yansıtmaktadır. Firmamız değişkenlik gösteren tüketici taleplerine en uygun şekilde cevap verebilecek alt yapıya ve teknik donanıma

sahiptir. Ülke çapındaki kesintisiz hizmetlerinin yanı sıra, yurt dışındaki tüm müşterilere de tam donanımlı servis hizmeti sağlanmaktadır. Yurt dışı satış bağlantıları ve distribütörlük yapılanmasında, potansiyel iş ortaklarının GÖÇMAKSAN’ın satış sonrası hizmet standartlarına uygun olmalarına, eğitimli ve uzman teknisyeni istihdam etmelerine öncelik verilmektedir. Firmamız yenilikçi ve üstün çalışma şekliyle sektörün hizmet standartlarına yeni bir anlayış getirmiştir. GMS’nin mobil servis ekipleri, sistemli bir program dahilinde Türkiye’nin dört bir yanını dolaşarak kullanıcıları ziyaret etmektedir. Muadil firmalar sizi neden tercih etmelidir? Firmamız saygınlığı, köklü geçmişi, teknolojik üretim yapısı, mühendislik bilgisi, deneyimi, kalite anlayışı, kalifiye iş gücüyle kendi alanında önder ve zirvede rakipsizdir. Biz her zaman en iyi olmak ve en iyi kalmak için hep kendimizle yarışırız. Bizim için rekabetin tek hedefi kazanmaktır. Kısa ve uzun vadede hedef ve projeleriniz nelerdir? Gelişim doğal bir süreç değildir, bir seçenektir. GÖÇMAKSAN inşaat demiri kesme ve bükme makineleri konusunda en kaliteli ürünleri üreten, satış ve satış sonrası hizmetler konusunda iddialı çalışmalarıyla uzmanlaşmış ülkemizin lider firması olmak hususunda kararlıdır. Kendi alanının global markalarından biri olan GÖÇMAKSAN, Türk makine sanayini yüz akı

DOSYA

beklentilerini doğru analiz eder, akılcı çözümler üretir. Güçlü organizasyon yapısı sayesinde müşterilerimiz ile kurduğumuz karşılıklı güven ortamının sürekliliğini sağlamaktayız ve sağlamaya da devam edeceğiz.

51


DOSYA 52

olarak yurt içi ve yurt dışındaki faaliyetlerini de arttırarak sürdürecektir. Firmamız bu uğurda yorulmadan çalışmaya ve üretmeye devam edecektir. 15 Temmuz süreci sizi nasıl etkiledi? Ekonomik daralma yaşanan bu süreci nasıl yönettiniz? Sürecin etkileri devam ediyor mu? Ülkemiz tabi ki çok sıkıntılı bir süreçten geçti ve henüz de bu süreç bitmiş değil. Ama gördük ki, milletimizin iradesi ağır bastı. Umuyoruz ki böyle bir şey bir daha asla yaşanmaz. Tabi ki sektörde daralmalar oldu ama önemli olan ülkemizin birliği ve beraberliğidir, konu ‘vatanımız’ olduğu zaman akan suların durduğunu düşünüyorum. Bizleri de kimsenin yıkabileceğini düşünmüyorum açıkçası. Para kazanılır, kaybedilir bunlar olabilir ama vatanımız bölünürse bunu geri dönüşü olmaz.

• Kasım 2016



RÖPORTAJ

VİKO, GENİŞ ÜRÜN GAMIYLA EFEKTİF ÇÖZÜMLER SUNUYOR

54

VİKO by Panasonic Pazarlama Direktörü Aysel ÖZALTINOK; “Panasonic profesyonel el aletleri ürünlerinin T şeklinde bir tasarımı var. Bu dizayn ilk defa Panasonic tarafından Japonya’da geliştirildi. Bu tasarım nedeniyle ürünün ağırlık merkezi uygun bir noktaya geliyor. Böylelikle kullanıcı, ürünü kullanırken çok fazla ağırlık hissetmiyor.”

Ö

ncelikle şirketinizi kısaca tanıyabilir miyiz? VİKO, Panasonic ile 2013 yılı sonlarında stratejik ortaklık sürecine girmişti ve 2014 yılının Mart ayında Panasonic’in bünyesine katıldı. Bu süreçten sonra pazar beklentileri ve müşteri ihtiyaçları doğrultusunda Panasonic ürünleri arasında,

• Kasım 2016

Türkiye pazarına getirilmesi en uygun ürünlerden birinin profesyonel el aletleri olduğunu gördük. Panasonic, 1900’lü yılların başında VİKO gibi elektrik tesisat malzemeleriyle üretime başlamış bir firma. Nitekim şu anda elektrik anahtar priz pazarında dünya ikincisi... El aletlerini tercih etmemizin nedeni, sektörümüze yakın

olması ve müşteri grubumuzun da bu ürünü kullanabilecek olmasıydı. El aletleri sektörüne 1979 yılında giren Panasonic, bu alanda yaklaşık 36 yıllık bir deneyime sahip. El aletleri sektöründe kablosuz ve akülü ürünleri üretiyor. Marka, edindiği farklı tecrübeleri bu ürünlere yansıtmış. Örneğin telefon ya da tıraş makinesi gibi farklı ürünlerde edindiği teknoloji deneyimi, el aletleri ürünlerine de yansıttığını görebiliyorsunuz. Panasonic, pil üretiminde de dünyanın önde gelen markalarından biri. Bu alanlardaki tecrübesini birleştirdiğinizde profesyonel,


VİKO by Panasonic Pazarlama Direktörü Aysel ÖZALTINOK

kullanımı ergonomik ve performansı yüksek olan Panasonic Profesyonel El Aletleri ortaya çıkıyor. Tüketicilerin kablosuz ürünleri tercih etmesinin nedeni, performansın yüksek olması. Profesyonel el aletleri pil yapısı nikel kadmiyumdan lityum iyona geçerek son halini bulmuştur. Teknolojinin gelişmesiyle lityum iyon bataryalara geçildi. Panasonic, diğer alanlardaki inovasyonu, el aletlerine de yansıtarak bugünkü Panasonic Profesyonel El Aletleri’ni oluşturmuş bulunuyor. Pazardaki ürünler, akülü ve kablolu olmak üzere ikiye ayrılıyor. Biz akülü ve kablosuz ürünleri pazara sunuyoruz. Kullanıcı tercihlerine bakıldığında akülü el aletlerine olan ilginin arttığı gözlemleniyor. Pazarda akülü ürün oranı %30’un üzerinde... Bu oran her geçen gün artıyor. Çünkü kablosuz ürünlerin performansı kablolu ürünleri yakalamış

Yapı Sektörüne sunmuş olduğunuz ürün ve hizmetlerinizden biraz bahseder misiniz? Panasonic, akülü el aletlerinde geniş bir ürün gamına sahip. Vidalama, matkap vidalama, somun sıkma, kırıcı, delici ve testere gibi farklı ürünler var. Bu ürünlerin hepsini VİKO satış kanalı üzerinden Türkiye pazarına sunuyoruz. Ürünlerimizin en önemli özelliklerinden biri, ihtiyaca göre batarya alternatiflerinin değişebiliyor olması. 1,5 amperden 4,2 amper saate kadar değişen farklı kapasitelerde bataryalarımız var. Motor güç değerlerimiz de genel olarak ürün gamımıza baktığımızda 3,6 volttan 28,8 volta kadar değişebiliyor. Bu sayede biz farklı kullanıcı ihtiyaçlarına yanıt vermiş oluyoruz. Mesela mobilya ustasının ihtiyaç duyduğu ürünle, duvarda delme işi yapacak olan ustanın ihtiyaç duyduğu ürün aynı değil. Bu iki farklı işlemde uygulanacak ürünün performansında farklılık var. Biz de müşteri ihtiyaçlarına doğru cevap verebilmek için ürün yelpazesini geniş tutuyoruz. Kablosuz el aletlerinde, ağırlıklı olarak matkap vidalama ürünleri tercih ediliyor. Bu çözümler bizde zaten bulunuyor. Mevcut ürün gamımızla elektrik, inşaat ve

mobilya gibi farklı sektörlere çözümler sunuyoruz. Türkiye Elektrikli / Mekanik El Aletleri pazarını bir iki cümleyle değerlendirsek, neler söylemek istersiniz? Elektrikli ve mekanik el aletleri pazarı, günümüz ekonomisinde oldukça önemli bir yere sahip. Yapı ve üretim sektöründe artık vazgeçilmez malzemeler olan bu ürünler, iş gücü ve süre bakımından avantaj sağladıkları için değerlerini kaybetmeyecek olduğunu ispatlamış durumda. Yapı ve üretim sektörünün hacminin artmasına bağlı olarak, bu sektör her geçen gün yerini daha da sağlamlaştırıyor. Ayrıca her geçen gün yenilenen motor teknolojileri ve akü üniteleriyle verim artarken, şarjlı grup olarak adlandırdığımız akülü el aletleri de pazarda kendini göstermeye başladı. En çok tercih edilen ürünleriniz hangileri? Bu tercihlerin sebepleri sizce nelerdir? Günümüzde kullanıcıların tercihi daha çok kablosuz akülü ürünlere kaydı. Bunun nedeni elektriğin her yerde bulunmaması ve akülü ürünlerin kullanımda daha fazla özgürlük ve esneklik sağlaması. Ayrıca müşterilerin el aletlerinden beklediği performans, pilin dayanıklılığı ve ömrü gibi birtakım özellikler var. Panasonic Profesyonel El Aletleri’nin bu beklentileri karşıladığını görmekteyiz. Özellikle de uzun çalışma süresi, üstün performans ya da ürünün dayanıklılığı, müşterilerimiz tarafından geri verilen bildirimlerde belirtilen

RÖPORTAJ

durumda. Pil gücünün ve ömrünün artmasıyla dayanıklı ve performansı yüksek ürünler ortaya çıktı. Ayrıca performansın artmasıyla özellikle de elektriğe ulaşılamayan yerlerde kablosuz ürünler daha fazla tercih edilmeye başlandı.

55


RÖPORTAJ 56

konular. Panasonic, özellikle pil konusunda kendini sürekli geliştiriyor. Pilin teknolojisi ve özelliği kablosuz ürünlerde çok önemli; çünkü pilin ömrü ve performansı ne kadar iyi ise sahada o kadar iyi sonuç alıyorsunuz. Bu yüzden ürünlerimizi, test ederek geliştirmeye devam ediyoruz. El aletlerinin ergonomisi sahada çok önemli… Çünkü ürünü, saatlerce elinizde taşımanız ve kullanmanız gerekiyor. Örneğin çalışma süresini ve verimliliği artırmak için ürünün el yapısına uygun olması ve elin çalışma esnasında kavrama yerlerine teması oldukça önemli. Panasonic Profesyonel El Aletleri ürünlerinin T şeklinde bir tasarımı var. Bu dizayn ilk defa Panasonic tarafından Japonya’da geliştirildi. Bu tasarım nedeniyle ürünün ağırlık merkezi uygun bir noktaya geliyor. Böylelikle kullanıcı, ürünü kullanırken çok fazla ağırlık hissetmiyor. Ayrıca ürünlerimiz suya ve toza karşı oldukça dayanıklı. Su ve toza karşı üstün dayanıklılığın yanında ürünün sahip olduğu sensörler sayesinde ürün çalışma esnasında da kendini koruma altında tutuyor. Örneğin lityum iyon pillerin hiçbir zaman tamamen boşalmaması gerek. Pil tamamen boşaldığında ürünün ömrüne zarar veriyor. Bunu engellemek için ürünün içinde sensör bulunuyor. Batarya belirlenen minimum seviyeye geldiğinde, batarya ile ürün ilişkisi kesiliyor. Böylelikle pilin ömrünün uzamasına katkı sağlanıyor. Öte yandan çok aşırı kullanıldığında pil zaman zaman ısınabiliyor. Bu

• Kasım 2016

ısı, ürüne zarar verebiliyor. Bir diğer özellik ise pilde yer alan sensörün, aşırı ısınma durumunda pilin çalışmasını durdurarak ürünün zarar görmesini engellemesi... Dolayısıyla Panasonic, bu tip teknolojilerle ürünlerin daha uzun ömürlü olmasını sağlıyor. Kullanım alanına göre, her ürünün farklı teknik özelliği bulunuyor. Bu teknik özelliklere, kataloglarımızda değiniyoruz. Piyasadaki ürünlerinizin uzun vadede varlığını sürdürebilmesi için ne gibi konulara önem veriyorsunuz? Panasonic olarak öncelikli hedefimiz, akülü el aletleri ile iş gücünü ve süreyi azaltarak, yüksek verimli bir çalışma sağlayacak ürünlerle müşterilerimize hizmet vermek. Bilindiği üzere günümüz şartlarında “zaman” en önemli rekabet konularından biri. Çalışanlar için hem tüketilen iş gücünü azaltan hem de süre olarak pratik çözümler sunan ürünler tercih sebebi olmaya başladı. Panasonic el aletleri, akülü grubu ürünleri ile kablosuz olarak yüksek verim sunuyor. Çalışma alanlarında herhangi bir elektrik kablosuna bağlı olmadan çalışma kolaylığı sağlıyor. Üstün Japon teknolojisine sahip motor yapıları ve batarya üniteleri sayesinde çalışma sürelerinde kullanıcılara ayrıcalıklar vadediyor. Önümüzdeki günlerde piyasaya sunacağınız yeni ürünler olacak mı? Elektrikli / mekanik el aletleri pazarında Panasonic olarak bizim odaklandığımız Pazar,

akülü el aletleri grubundan oluşuyor. Mevcut ürün gamımızla bir yılı geride bıraktık. Yeni ürün olarak önümüzdeki süreçte dahil etmeyi düşündüğümüz ürünler, yine akülü ürün grubundan olacak. Daha verimli ve üstün performans sunan ürünler oluşturma hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu bağlamda önümüzdeki süreçte batarya kapasitesi artmış ürünlerle pazardaki payımızı artırmayı hedefliyoruz. Firma olarak sektördeki gelişmeleri nasıl takip ediyorsunuz? Değişen talepleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Yalnızca Türkiye’de değil dünya inşaat sektöründe birtakım değişimler yaşanıyor. Panasonic bu tür değişiklikleri izleyerek, yeni bir ürünün pazara sunulması gerektiğini ya da üründe yapılması gereken bir yenilik olup olmadığını araştırıyor. Bu araştırmaya göre de yenilikler geliştiriyor. Değişen standartlar ya da gelişen malzemeler doğrultusunda da gerektiği zamanda yeni ürünleri pazara sunuyoruz.


tanıttığımız ve kullanıcılara tecrübe ettirdiğimiz farklı seminerler düzenledik. Bu seminerlere 2 binden fazla kişi katıldı. Önümüzdeki yıl bu seminerlere devam edeceğiz. Çünkü kullanıcılara kablosuz el aletlerinin önemini anlatmak ve Panasonic ürünlerini kullanıcılarla tanıştırmak bizim için önemli. Panasonic El Aletleri’ni deneyen kullanıcılar, üründeki farkı anladıklarına ve markamızı kullanmaya karar verdiklerine yönelik düşüncelerini bizimle paylaşıyor. Ar-Ge çalışmalarınıza ne ölçüde bir kaynak ayırıyorsunuz? VİKO, kurulduğu günden bu yana Ar-Ge ve tasarım çalışmalarını odak noktası olarak görmüş ve bu alana ayrı bir önem vermiştir. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından da onaylı olan Ar-

RÖPORTAJ

Satış sonrası müşterilerinize ne gibi hizmetler sunuyorsunuz? Panasonic Profesyonel El Aletleri, pazara performansı ve kanıtlanmış batarya yapısıyla üstün özelliklere sahip ürünler sunuyor. El aletlerinin, tozlu ya da nemli ortamlarda çalışması gerekebiliyor. Bu ortamda çalışabilecek dayanıklı ürünlere sahibiz. Ürünün kalitesi kadar servis hizmeti de önemli. Bu hizmeti sağlayabilmek adına Türkiye’de, 21 noktada servis noktası oluşturduk. Hedefimiz, müşteri beklentisi doğrultusunda bu sayıyı artırmak. İşinde uzman olan servisleri seçerek anlaşmalar gerçekleştirdik. Ayrıca garanti süresi iki yıl olan ürünlerimizin, bu süresini bir yıl daha uzatabiliyoruz. Müşterilerimiz, web sitemize girerek satın aldıkları ürünün garanti süresini bir yıl daha uzatabiliyor. Bu yıl 13’ten fazla ilde, ürünlerimizi

Ge merkezimiz ile yetenekli insan kaynağımız, her ülke insanı için ayrı düşünüp üreten hız ve donanıma sahiptir. VİKO’nun ürün çeşitliliğini inovasyon ve kalite ile buluşturabilmedeki bu hızı, global tercihlere cevap verebilme yeteneği olarak önemli bir avantaja dönüşmekte ve yeni ürün sunma dinamiklerimizi olumlu etkilemektedir. Yaklaşık 70 çalışanımızın hizmet verdiği Ar-Ge merkezimiz için ayırdığımız bütçenin ciromuzdaki payı %3,4 civarındadır ve bu oran Türkiye ortalamasının oldukça üzerindedir. Patent sayısı bakımından da 27 başvuru ile 19. sırada yer aldığımız düşünüldüğünde ülkemizde oldukça iyi bir noktada olduğumuzu belirtmeliyim. VİKO Ar-Ge Merkezi, inovasyon boyutları yüksek, TÜBİTAK destekli TEYDEP projeleri ve üniversite-sanayi iş birliği kapsamında San-Tez projeleri gerçekleştirmeye devam etmektedir. Panasonic grubuna dâhil olduktan sonra Ar-Ge merkezimiz, Panasonic Ar-Ge takımları ile pek çok farklı proje üzerinde çalışmaya başlamıştır. Bunların arasında özellikle geleceğin akıllı şehirlerinin alt yapısını oluşturacak olan akıllı şebekelerin temel taşı niteliğindeki “Akıllı Sayaçlar ve PLC Teknolojili Uzaktan Okuma Sistemleri’ni örnek verebiliriz. Bu projenin hayata geçmesi, ülkemiz için hayati önem taşıyan enerjinin verimli kullanımı ve yönetilmesi, kayıp ve kaçakların izlenmesi gibi pek çok konuda önemli katkı sağlayacaktır.

57


SEKTÖREL HABER

METSAN, İRAN HVAC FUARI İLE MARKALARINI GÜÇLENDİRDİ

58

18-21 Ekim tarihleri arasında düzenlenen Uluslararası İran HVAC&R fuarında katılımcı olarak yer alan METSAN, oldukça yoğun bir fuar süreci geçirdi…

F

uarın en çok ziyaretçi çeken standı olan METSAN, özellikle boru sızdırmazlık ürünleriyle yakın ilginin hedefiydi. Fuarda İran ülke temsilcisi olan İran METSAN firmasının genç ve dinamik kadrosu standı ziyaret

• Kasım 2016

eden misafirleri büyük bir özveri ve hassasiyetle karşıladı. Standı ziyaret eden katılımcılar kullandıkları METSAN ürünlerinin performansından çok memnun kaldıklarını dile getirdi. METSAN, bu etkileşim sonrasında gücüne

ve geleceğine inandığı İran pazarıyla ilgili motivasyonunu artırdığını açıkladı. Fuar sonrası İran pazarı için belirlemiş oldukları stratejileri ülke temsilcisiyle gözden geçiren ve gelecek 10 yıl için bir perspektif belirleyerek hedeflerini oluşturan METSAN, dünya pazarında markalarını güçlendirecek bu fuarlar serisini önümüzdeki dönem de sürdürecek.



SEKTÖREL HABER

CHAMELEON SPREY BOYA İLE RENKLER DÜNYASINA HOŞ GELDİNİZ

60

Bugüne kadar herkesten farklı bir formül ile kalite farkımızı ortaya koyduk ve vazgeçilmez bir marka haline geldik diyen Gata Kimya Genel Müdürü Turan Gümüşkesen; Chameleon markası ile ilgili bilgiler vererek şunları açıkladı: “Chameleon Boya garantimizdir. Parlaklık, pusluluk, örtücülük, darbe direnci, sertlik, korozyon, UV, soluma, kronik bükme gibi deneylerden geçmiş olması verdiğimiz bu garantinin nedenidir. Bu yıl yeniliklerimizi sıralamak gerekirse; çeşitlerimizi arttırdık, daha parlak ve daha canlı renkler ile kusursuz bir hizmet vermek için kollarımızı sıvadık.”

K

urumsal yapısı ve aile sıcaklığını bir araya getiren Gözegirin grup şirketlerinden biri olan Gata Kimya; ikinci nesil yönetimi hem aileden hem de profesyonellerden oluşuyor. Amatör ruhu ile profesyonel bir takım oluşturan Gata Kimya geniş ürün yelpazesi ile daima güçlü, dinamik ve yeniliklere açık bir şirket. Araştırma ve geliştirmeyi şirket politikası haline getirerek; 12 farklı markası ve hammadde tedarikinden, üretim, satış ve kalite anlayışı ile pazarın beklentilerinin bir adım önünde. Gata Kimya Genel Müdürü Turan Gümüşkesen, Gata Kimya ve hedefleriyle ilgili; “Gata Kimya bir GözegirGrup şirketidir. Gözegir Grup ayakkabı üretimi ile 1955 yılında kurulmuştur. O günden bu yana birçok sektörde yatırımlarını gerçekleşmiştir. Bugün kimya, kozmetik, gıda, ayakkabı üretimleri ve ayrıca

• Kasım 2016

mağazacılık, inşaat, otelcilik ve sağlık olarak iştiraklerimizi sıralayabiliriz. Pazarlama ve satış ağlarımız sektördeki payımızı önemli bir noktaya getirdi. Üretim tesislerimizden yurtiçi satış ve ihracata, dağıtım şirketlerimizden bayilerimize kadar uzanan faaliyetlerimiz sonucunda bugün pazarda kalıcı ve güvenilir marka olduk. Dünya çapında, ne zaman Aerosol dolum akla geldiğinde referans gösteriliyoruz. Gata Kimya ve Kozmetik 2006 yılında kurulmuştur ve kendimize ait 12 markamız bulunuyor. Üretim zincirinin tüm aşamalarında; hammadde tedarikinden, üretim, satış ve kalite anlayışı ile pazarın beklentilerinin bir adım önündeyiz” açıklamasında bulundu. Boyanın sprey hali Chamelon Sprey Boya Gata Kimya’nın ürün gamı hakkında

da bilgi veren Gümüşkesen sözlerini şöyle noktaladı; “Chamelon Sprey Boya Firmamızın kozmetik ve kimya tesislerinde ayrıca gıda tesislerinde üç ayrı grupta ürün sunuyor. Gıda, kozmetik ve kimya alanında oda spreyi, doğal özlü haşere kovucu, ev grubu diye adlandırdığımız mobilya cilası, fırın temizleyici, çelik parlatıcı, ütü kolası gibi ürünler ve oto grubu olarak da fren temizleyici, jant temizleyici, lastik parlatıcı, motor temizleyici, buğu önleyici, kokpit parlatıcı, kumaş ve deri temizleyici ürünlerini üretmekteyiz.”



DOSYA

KOÇEL MÜŞTERİ MEMNUNİYETİYLE MARKA DEĞERİNİ YÜKSELTİYOR

62

Koçel, 40 yıldır bitmeyen bir yenilik tutkusu ve yüzde 100 müşteri memnuniyeti çizgisiyle nalbur sektörüne değer katıyor. Ülke olarak sıkıntılı bir ekonomik süreçten geçtiğimiz şu günlerde hem firmanın mevcut durumunu öğrenmek hem de faaliyet alanlarını aktarmak adına Koçel Firma Yetkilisi Hülya Karadeniz ile bir araya geldik. Markayı büyütmek adına çalışmalar gerçekleştirdiklerini belirten Karadeniz, nalbur ve hırdavat sektöründe süreç yönetiminin önemini vurguladı.

Ö

ncelikle firmanızın gelişim sürecini, müşterilere sunduğunuz ürün gruplarını özellikleriyle birlikte anlatır mısınız? Firmamız; bir fabrikanın metal mobilya anlamında ihtiyacı olan tüm ürünleri kendi bünyesinde üretmektedir.

• Kasım 2016

Ürün gruplarımızı kısaca; çekmeceli dolaplar, CNC takım dolapları, çalışma masaları, avadanlık kutulu sistemler (civata standları), personel dolapları, arşiv sistemleri, takım arabaları, raf sistemleri olarak sıralayabiliriz. Markanız için yapmış

olduğunuz çalışmalar nelerdir? ‘KOÇEL’ markasını korumak için, marka tescillerimizi sürekli güncel tutuyoruz, ayrıca reklam destekleriyle marka bilinirliğini arttırmaya çalışıyor, sosyal medya ile de destekliyoruz. Satış pazarlama faaliyetlerinizi nasıl yürütüyorsunuz? Bayilik yapılanmanız hakkında bilgi verir misiniz? Satış sonrası hizmetleriniz nelerdir? Türkiye’nin yaklaşık 20 farklı ilinde bölgesel bayiliklerimiz bulunmaktadır. Bayilerimize sürekli teknik destek sağlayarak, katalog ve reklam çalışmalarıyla onları da destekliyoruz. Ürün satışını gerçekleştirdikten sonra,


Muadil firmalar sizi neden tercih etmelidir? Biz müşterilerimize şunun garantisini veriyoruz; ‘ürünü satana kadar değil, kullandığınız sürece biz ürünümüzün arkasındayız.’ Bir tüketici olarak düşündüğüm zaman, bana hangi satıcı firma bu garantiyi verirse tercihimi ondan yana kullanırım.

Kısa ve uzun vadede hedef ve projeleriniz nelerdir? Koçel olarak öncelikli hedefimiz ihracat rakamlarımızı her geçen gün artırarak ülke ekonomisine katkıda bulunmaktır. Bunun dışında üretimde her geçen gün makineleşme konusundaki fikrimiz daha da oturuyor. İnsan faktörü her zaman risk teşkil ediyor çünkü insan duygusal bir varlık. İnsana bağlı çalıştığınızda, her personelin bir yedeğini bulundurmanız gerekiyor. Özellikle organize sanayi bölgesine geldikten sonra bu fikrimiz daha da sabitleşti. Nalbur ve Hırdavat sektörü ile ilgili yaşanan sıkıntılar nelerdir? Bu konuda çözüm

DOSYA

firmalarla iletişimde kalarak müşteri memnuniyetlerini ölçüyoruz. Firmamız büyük oranda referansla çalışmaktadır yani başka bir deyişle memnuniyeti sağlanmış bir müşteri beraberinde başka müşteriler getiriyor. Yıllardır değişmeyen felsefemiz çalışma hayatımız boyunca bize doğru yolda olduğumuzu gösterdi.

önerilerinizi sıralayabilir misiniz? Nalbur ve hırdavat sektörü aslında sanayinin can damarıdır. En ufak bir bağlantı parçası olmadığı zaman ya da hatalı olduğunda yaptığınız bütün üretim, harcadığınız iş gücü neredeyse boşa gidiyor. Bu sektör aslında biraz da hizmet sektörü diye bakıyorum olaya. Çünkü istediğiniz malzemenin tedarik süresi, personelin yaklaşımı, yoğun zamanlarda tedarik sıkıntısı yaşatmaması biz üreticiler açısından çok önemli. 15 Temmuz süreci sizi nasıl etkiledi? Ekonomik daralma yaşanan bu süreci nasıl yönettiniz? Sürecin etkileri devam ediyor mu? 15 Temmuz süreci her firmada olduğu gibi bizde de bir takım sıkıntılar oluşturdu. Çünkü bizim ürünlerimiz yatırım malzemesi, zorunluluk arz etmiyor. Durum böyle olunca da fabrikalar satın alma haklarını zorunlu malzemeden yana kullanıyorlar ve bizim gibi yatırım malzemesi üreten firmaları bir adım geride bırakıyor. Tabi bu gibi durumları fırsata çeviren firmalarda yok değil. Piyasanın durgun zamanlarında, kendi bünyelerinde bir takım tadilat, iyileştirme vs. işlere başlıyorlar. Bu durumda biz devreye giriyoruz. Anadolu’da bulunan bayilerimizde bu gibi zamanlarda bize destek oluyorlar. Şu an hala bu süreç geçmiş değil, 2015 yılı son 3 ayı ile kıyasladığımızda piyasa, olması gereken orandan yüzde 20 düşük seyrediyor. Tabi bu kendi sektörümüzle ilgili öngörümüzdür.

63


MAKALE

KENDİNDEN EMİŞLİ SANTRİFÜJ POMPALAR

64

K

endinden emişli pompa demek, pompa emiş su seviyesi,

• Kasım 2016

pompa seviyesinden aşağıda olduğunda emiş hattı ucuna çekvalf konulmadan suyun

emilip basılması demektir. Bu işlemi başarabilmesi için pompanın emiş tarafında yeterli miktarda su rezervi olmalıdır. Pompa çalıştırılmadan önce pompa ve öndeki rezerv (ön filtre) sıvı ile doldurulmalıdır. Emiş borusunda çekvalf olmadığı için boru boş kalacaktır. Pompa çalıştırıldığında çark öndeki sıvıyı basma hattına sevk eder. Çarkın emiş tarafı ile basma tarafındaki sıvı arasında kot farkı meydana gelir. Emiş tarafında bir miktar negatif basınç oluşurken hattaki hava çarka girer.


Çark hava ile suyu karıştırır. Hava sıvı karışımının özgül ağırlığı sıvınınkinden daha düşük olduğundan karışım basma hattının üst tarafında kalır. Ayrışan hava basma hattı tarafından kaçar. İşlem emiş tarafındaki hava tamamen çıkana kadar devam eder. Bu zaman alan bir süreçtir. Hava bittiğinde normal çalışma başlamış olur. Bir pompanın kendinden emişli olduğunun doğruluğu NFS/ANSI 50-2009a standardının Ek C3 bendine göre kontrol edilir. Ön filtresi yani önünde gereği gibi su haznesi olmayan, emme borusu pompa emiş ağızı seviyesinde ve pompaya doldurulan sıvı önde birikim yapmadan akıp gidiyorsa bu pompa kendinden emişli olamaz. Ön filtreli NOZBART pompaların tamamı kendinden emişlidir. Seminer diye yapılan bir reklam toplantısında söylenenin tam aksine pompanın difizörlü, salyangozlu, kapalı veya açık çarklı olmasının

kendinden emişli olmasına hiçbir etkisi yoktur. Çarkın kanatları üzerinde kendisine bağlı kapak varsa buna kapalı çark, kanatların üzerinde kapak yoksa buna açık çark denir. Difizör bir pompa elemanıdır. Pompanın kapalı veya açık çarklı olmasıyla bir alakası yoktur. Mecbur kalmadıkça pompa emişinde negatif basınç oluşturacak tesisat yapılmamalıdır. Emmedeki net pozitif yük (NPSH) pompa üreticisinin verdiği değerin altına düşerse kavitasyon oluşur. Kavitasyon; mutlak basıncın sıvının buharlaşma basıncının altına düştüğünde meydana gelir. Sebepleri; 1 – Emme yüksekliği 2 – Sıvının sıcaklığı 3- Çark tasarımı 4- Motorun devir sayısı 5- Pompanın çalıştığı rakım

Kavitasyon oluştuğunda; a- Debi düşer, basınç düşer b- Pompa verimsiz çalışır c- Çark kanatlarında darbeler meydana gelir. Bu darbelerin sebep olduğu basınç 1000 kg / cm2 ‘yi aşabilir. Cidarda oyuklar oluşur, kanat kırılabilir. Kısa zamanda büyük korozyon oluşur. d- Gürültü meydana gelir e- Titreşimler pompanın ömrünü kısaltır. Akışkanlarda hız değişimi basınç değişimine, basınç değişimi de hız değişimine sebep olur. Akışkan kesiti gittikçe büyüyen bir kanal içinde akıyorsa hızı gittikçe azalacak basıncı yükselecektir. İşte difizörler de bu işlemi yaparak hızı basınç enerjisine çevirirler. Salyangozlu pompalarda bu işlemi salyangoz yapar. Salyangoz, santrifüj pompalarda tercih edilen en uygun tek kanatlı bir difizördür.

MAKALE

İbrahim Hakkı UYSAL Genel Müdür Makine Yüksek Mühendisi

65






Kanca Ar-Ge Müdürü Taner MAKAS;

RÖPORTAJ

‘SICAK DÖVMEYE GENEL BAKIŞ’ ADLI KİTABIYLA SEKTÖRE HEYECAN GETİRDİ

70

K

anca’da Ar-Ge Müdürü olarak görev yapan Taner Makas, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Malzeme Bilimi ve Mühendisliği Bölümü içerisinde düzenlenen “Dövme Teknolojisi ve Otomotiv Sektöründeki Yeri” konulu seminerde sektör üzerine değerli paylaşımlarda bulundu. Türkçeye çevirdiği Almanya Dövmeciler Birliği tarafından hazırlanan sektör

• Kasım 2016

tanıtım videoları, Türkiye genelinde meslek liselerine dağıtıldı. Akabinde piyasaya sunulan, dövme parçanın kullanım alanları ve metal şekillendirmenin teorik temelleri hakkında bilgilerin yer aldığı ‘Sıcak Dövmeye Genel Bakış’ isimli kitabını Taner Makas’tan dinledik. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 1973, Kütahya - Simav

doğumluyum, Simav’daki ilk ve orta öğrenimimden sonra Bursa Işıklar Askeri Lisesinden mezun oldum. Lisans eğitimimde ODTÜ Makine Mühendisliği Bölümünden mezun olduktan sonra 1996 yılında Kanca A.Ş.’de Ar-Ge Mühendisi olarak çalışmaya başladım. Aynı yıl, ODTÜ Makine Mühendisliğinde başladığım yüksek lisans eğitimimi Türkiye’de ilk defa


uyguladığımız soğuk dövme teknolojisi üzerine bir tez ile bitirdim. 2002 yılında İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadı Enstitüsünde Yönetici Geliştirme Programını tamamladım. Kanca’daki görevime, 2005 yılından beri Ar-Ge Müdürü olarak devam ediyorum. 1998 yılından beri Uluslararası Soğuk Dövme Grubu üyesiyim, 2010 yılında Atılım Üniversitesi Metal Şekillendirme Mükemmeliyet Merkezi kurucu yönetim kurulu üyeleri arasında yer aldım. Halen Uluslararası soğuk dövme grubu, TAYSAD bünyesinde Ar-Ge Çalışma grubunun bir üyesiyim. Evliyim ve birlikte vakit geçirmekten büyük zevk aldığım bir kızım ve bir oğlum var. Kitap fikrinin doğuşu ne şekilde gelişti? Dövmecilik hakkında kitap yazma önerisi yaklaşık bir yıl önce Genel Müdürümüz Alper Bey’den geldi. Alper

Kitap içeriği hakkında bilgi verebilir misiniz? Kitapta ilk olarak dövmeciliğin tarihi gelişimi hakkında kısa bir bilgilendirmeden sonra dövme parçanın kullanım alanları ve metal şekillendirmenin teorik temellerine değindik. Çeliği anlatmadan olamazdı, bu nedenle çeliğin üretim süreçlerini ve kullandığımız başlıca çelik alaşımlarını da anlattık. Dövme tezgâhları üzerine başlı başına bir kitap yazılabilir, biz sadece en yaygın kullanılan dövme tezgâhlarının özelliklerine değindik. Bu tezgâhlarda yapılan değişik dövme

işlemleri, bunlar için kullanılan kalıp ve aparatlar, en sık karşılaşılan hata türleri ve kalite temin süreçleri ayrı ayrı bölümlerde ele aldığımız konular oldu.Özellikle müşterilerimiz için bir dövme parçanın geliştirilmesi sürecinde dikkate alınması gereken önemli konulara da ayrı bir başlıkta yer verdik. Kısacası, dövme parça ile ilgili A’dan Z’ye her konuya dokunduk ve bilgi vermeye çalıştık. Kitabın hazırlanış sürecinden bahsedebilir misiniz? İlk baştaki amacımız dövme teknolojisini tanıtım amacıyla yazılan Almanya Dövmeciler Birliğinin “Massivumformung kurz und bündig” isimli kitabını tercüme ederek yayımlamaktı. Gönüllü arkadaşlardan oluşan bir ekip içinde bu kitabın değişik bölümlerini paylaşarak tercüme ettik. Bu arada bu kitap içinde bazı bölümlerin geliştirilmesi gerektiğini düşündük. Farklı kaynaklardan alıntılar yaptık, bazı bölümleri ise tamamen yeniden yazdık, sayfa sayısı olarak baktığınız zaman kabaca yüzde 70 derleme yüzde 30 bizim özgün katkımızla oluştuğunu söyleyebilirim. Kitabı kimler okumalı, kimler faydalanabilir? Kitap adından da anlaşılacağı gibi sıcak dövmeye genel bakış olarak detaya girmeden sıcak dövme teknolojisi hakkında, çelik üretiminden tutun bitmiş ürünün kalite kontrolüne kadar birçok konuda bilgiler içeriyor.

RÖPORTAJ

Kanca Ar-Ge Müdürü Taner MAKAS

Bey’in Avrupa Dövmeciler Federasyonu (Euroforge) Başkan yardımcılığındaki ilişkileri sayesinde daha öncesinde Almanya Dövmeciler Birliğinin (IMU – Industrieverband Massivumformung e.V.) hazırladığı bir tanıtım videosunu Türkçeleştirmiş ve Türkiye genelinde meslek liselerine dağıtmıştık. Okul müdürlerinden ve meslek öğretmenlerinden gelen teşekkür yazılarının birçoğu, Anadolu’nun ücra köşelerinde eğitim gören meslek lisesi öğrencilerine bu videonun aktardığı bilginin ne kadar değerli bir hizmet olduğundan bahsediyordu. Anladık ki, ata zanaatı olan ‘dövmecilik’ konusunda ülkemizde eğitim amaçlı her türlü çalışma büyük bir ihtiyaçmış. Eğitimcilerden gelen bu yazılar bize daha da güç ve heyecan verdi. Kolları sıvadık, işimizi yani ‘dövme teknolojisini’ anlatacak bir kitap yazmaya karar verdik.

71


RÖPORTAJ 72

Dövme teknolojisi yüksek emniyet, dayanım gerektiren savunma, otomotiv ve havacılık sanayi parçalarının üretiminde en fazla fark oluşturan teknolojilerden birisidir. Binlerce yıldır süre gelen bir gerçektir ki metale şekil verme teknolojilerinde üstün olan toplumlar diğerlerine göre her zaman daha önde yol almışlardır. Tarım toplumu sıcak dövme ile üretilen el aletleri ile gelişme gösterebilmiştir. Kazanılan büyük savaşları incelediğinizde arkasında dün kılıç, bugün namlu, mühimmat vs olarak gördüğümüz birçok silahın üretiminde kullanılan gelişmiş dövme teknolojisini görebilirsiniz. Dövme teknolojisi, sanayi devrimi ile birlikte “dünyayı değiştiren makine” olarak anılan otomobilin alt bileşenleri motor, aktarma organları ve şasi parçaları üretiminde vazgeçilemez bir teknolojidir. Bu kadar önemli bir teknolojinin tanınması, yayılması için, bu alanda ilgili insan kaynağını geliştirmek için 50 yıllık tecrübemizi paylaşmak istedik. Kitabımızın, dövme parça üretim süreçlerini tanımak isteyen müşterilerimiz, dövme sektöründe iş hayatına yeni başlayan genç meslektaşlarımız, bu alanda ders programları olan orta ve yükseköğretim kurumları, hatta dövme sektörüne makine, takım, sarf malzemesi vs. üreten tedarikçilerin ilgisini çekebileceğini düşünüyorum. Kısacası dövme parça ile ilgili herkesin faydalanabileceği bir kaynak kitap hazırladık diyebilirim.

• Kasım 2016

“Büyük emekle ortaya çıkardığınız değerli eser için en içten dileklerimle kutluyorum. Okullarda metal şekillendirme dersi alan öğrencilere sanayideki uygulamaları anlatan faydalı bir kitap olduğuna inanıyorum” ODTÜ-BİLTİR Merkez Başkanı Prof. Dr. Mustafa İlhan GÖKLER “... Çok güzel bir eser, sektörümüzde gençlerin eğitimi için çok faydalı bir hizmet ortaya koymuşsunuz. Keşke herkes sizin, her firma Kanca gibi olabilse! ...” ISUZU Genel Müdür Yrd. A. Fatih TAMAY



SEKTÖREL HABER

AKILLI SENSÖRLERLE MAKİNE TAKİBİ

74

Bosch’un liderliğinde AMELI 4.0 projesinin ortakları, geleceğin endüstri sensörlerini geliştiriyor. Modifiye edilen MEMS sensörleri, makinelerin sesini ölçerek çalışma durumunu takip ediyor. Sistem, harici enerji kaynaklarına ihtiyaç duymadan makinelerin durmasını önlüyor ve bakım sürecini iyileştiriyor.

B

osch’un liderliğinde 7 şirket, ağa bağlı üretime veya bir başka deyişle Endüstri 4.0’a yönelik geleceğin sensör sistemini geliştirmek üzere AMELI 4.0 isimli bir projede işbirliği yapıyor. Bu sensör sistemi, makineleri takip ediyor ve çalışmalarında meydana gelen sapmaları anında tespit ediyor. Sistemin sağladığı yardımla fabrikalar, makinelerin planlanmayan arızalarını önleme konusunda önemli bir adım atabilecek. Bakım aralıklarına

• Kasım 2016

bağlı kalmak yerine şirketler, ekipmanlarına bakıma ihtiyaç olduğunda müdahale edebilecek. Bu yaklaşımın, makinelerin bakım, inceleme ve tamir maliyetlerini yüzde 30 oranında azaltması bekleniyor. AMELI 4.0, Endüstri 4.0 ile ilgili olarak Alman şirketlerinin pazardaki konumunu arttırmayı hedefliyor. Bu nedenle proje, Almanya Federal Eğitim ve Araştırma Bakanlığı (BMBF) tarafından “IKT 2020 - İnovasyon İçin Araştırma” programının bir

parçası olarak 3,84 milyon Euro finansman ile desteklendi. Sensörlere yönelik zorlu talepler Sensörler, makinelerin durumları ve performansları hakkında bilgi toplarken ve üretilecek parçaların yapay “gözleri ve kulakları” olarak Endüstri 4.0’ın önemli aktörlerinden biri konumundadırlar. Üretimde akıllı yönetim ve bağlanabilirliği kolaylaştırmak üzere sensörler, gerçek zamanlı olarak çok yüksek miktarda veriyi toplamak ve bunları işlemek zorundadır. Buna ek olarak, mümkün olduğunca fazla enerji verimliliğine sahip olmalıdırlar ve karmaşık üretim sistemlerine kolaylıkla entegre edilebilmelidirler. Piyasada


Endüstriye yönelik MEMS sensörleri AMELI 4.0 araştırma projesinin hedeflerini yerine getirmek üzere araştırmacılar, ağa bağlı dünyanın en önemli teknolojilerinden birine başvuruyor: MEMS sensörleri (MEMS, mikro elektro mekanik sensörlerin kısaltmasıdır). Şu anda bile MEMS sensörleri olmadan otomobilleri ve tüketici elektronik ürünlerini hayal etmek imkansızdır. Örneğin, kaymayı önleyen ESP sisteminin temel bileşenidir ve akıllı telefonlarda ise cihaz döndürüldüğünde ekranın dönmesini sağlar. Geleneksel endüstriyel sensörlerle karşılaştırıldığında MEMS sensörler küçüktür, akıllıdır, enerji verimliliğine sahiptir ve ekonomiktir. Ancak pek çok açıdan, endüstriyel bir ortamın taleplerini karşılamaya yetecek kadar sağlam veya güçlü değillerdir. Bu, üretim sistemlerinde makinelerin durumunu takip etme konusunda uygulamaya

yönelik potansiyelin bir kısmının kullanılmadığı anlamına gelmektedir. AMELI 4.0 araştırma ekibi, MEMS sensörlerini endüstriyel uygulamalara uygun hale getirmek üzere daha fazla geliştirmeyi planlıyor. Enerji temini burada önemli bir rol oynuyor: yeni sistem, elektrik kablolarından veya pillerden gelecek olan güce ihtiyaç duymayacak. Yeni sistem, gerekli olan gücü makinelerin titreşiminden üreterek (enerji toplama) kendi kendisine tamamen yetecek şekilde tasarlandı. Fark sağlayan şey sestir Makinelerin takip edilmesinde yeni sensör sistemi, iki çeşit sesi ölçecek: makinenin içerisindeki titreşimle bağlantılı yapıdan kaynaklı sesler ve makine tarafından yayılan akustik ses. Bir makine planlandığı şekilde çalışmadığında, normal çalışma anında olandan farklı bir titreşim ve sese neden olur. Sistem, ölçülen sinyalleri kayıtlı profillerle karşılaştırır. Öğrenmeye devam eder ve sadece sinyallerdeki değişimlerin bir arıza veya aşınma ve yıpranma gösterdiği zaman tedbir alır. Sonuç olarak sensör sistemi gelecekte, bir makinenin bakım ya da tamire ihtiyaç

duyduğu zamanı tespit edebilecek. Daha karmaşık sistemlerde bu akıllı değerlendirme, sensörlerin verileri ileteceği bir ağ geçidi (veya kimi zaman anıldığı şekilde router) ya da üretim tesisinin bilgisayar ağı aracılığıyla yönetilebilecek. Ağ araştırması AMELI 4.0 projesi, sensör teknolojisi, sistemler ve makine mühendisliği, makinelerin durum takibi, enerji dönüşümü ve miktoteknoloji gibi alanlarda global liderler olan enstitüleri ve endüstri ortaklarını inovasyonları ileriye taşıma konusunda bir araya getiriyor. MEMS sensörleri alanında pazar lideri olan Robert Bosch GmbH, projeye liderlik ediyor. Projenin diğer ortakları ise Siemens AG, Hahn Schickard Gesellschaft, Fraunhofer Institute for Production Systems and Design Technology IPK, Binder-Elektronik GmbH, Schaudt Mikrosa GmbH ve Stackforce GmbH. AMELI 4.0 adı, Endüstri 4.0’da durum takibine yönelik mikro elektro mekanik sistemin kısaltmasıdır. 2015 yılının Aralık ayında başlatılan projenin 2018 yılının sonunda sonuçlanması planlanıyor.

SEKTÖREL HABER

kullanılan endüstri sensörleri, Endüstri 4.0’a sağladıkları faydalar açısından sınırlıdır. Pek çok uygulama açısından yeterince akıllı veya esnek değillerdir, çok fazla enerji tüketirler ve çok pahalıdırlar.

75




SEKTÖREL HABER

EVİNİZİN, İŞ YERİNİZİN, AİLENİZİN CAN VE MAL GÜVENLİĞİ İÇİN VİKO KAÇAK AKIM KORUMA RÖLELERİ

78

VİKO Kaçak Akım Koruma Röleleri; güvenilir ve sağlam yapısıyla, sistemde ve elektrikli cihazlarda oluşabilecek kaçak akım riskine karşı önemli bir koruma görevi üstleniyor.

E

lektrikli cihazlarda ve devrede oluşabilecek kaçak akım, her zaman toprağa ulaşma eğilimindedir. Kaçak akıma doğrudan ya da dolaylı olarak maruz kalındığında, akım insan vücudundan geçerek ciddi bir elektrik şokuna neden olabilir. Kaçak akım, insan vücudunda doku yanıklarının yanında, kas spazmları, nefes alma zorluğu, kalp ritim

• Kasım 2016

bozukluğu, bilinç kaybı ve ağır yaralanma gibi hayati tehlikesi bulunan sonuçlar doğurabilir ve ölüme sebep olabilir. Yaşam alanlarında ve çalışma mekânlarında oluşacak kaçak akımlar, insan hayatını tehdit eder ve yangın tehlikesi taşırlar. Sevdiklerinizin ve sizin kendi güvenliğiniz için kaçak akım rölesi kullanılması son derece önemlidir. Kaçak akım koruma rölesinin

görevi, yalıtım hatasından kaynaklanan kaçak akımı algılamak ve algılanan kaçak akımın belirli değerlerin üzerinde olması durumunda bağlı bulunduğu devreyi kesmektir. Kaçak akım röleleri devreye girençıkan akım eşitliği esasında çalışmaktadır. Elektrik sistemine giren ve çıkan akımın eşit olmadığı durumlarda, VİKO Kaçak Akım Rölesi, sistemdeki gerilim eşitsizliğinden mevcut kaçağı hassaslıkla algılamakta ve sorunsuz şekilde enerjiyi kesmektedir.


akım koruma rölesi; yalıtım hatalarından kaynaklanan yangın riskini önleme amacıyla tercih edilmelidir. Kaçak akıma karşı üstün ve hassas koruma… Güvenli tasarımı ile birlikte basit ve sağlam bir çalışma mekanizmasına sahip olan VİKO Kaçak Akım Röleleri, yenilik ile verimliliği, esneklik ile işlevselliği birleştirerek konut, ticari ve endüstriyel sektörde kullanım için tasarlanarak üretilmektedirler. VİKO Kaçak Akım Koruma Röleleri; 30mA’da Hayat (İnsan Koruma), 300mA’da da Tesisat (Yangın Koruma) koruma için çalışırlar. Kaçak akım röleleri; topraklama sistemi ve sigortalarla birlikte sistem tamamlayıcısı olarak kullanılmalıdır. VİKO Kaçak Akım Koruma Röleleri, otomatik sigortalar ile tasarımsal uyumluluğu sayesinde, iğne ve çatal tipi busbar bağlantısına uygun terminalleriyle özellikle pano uygulamalarında hızlı ve kolay montaj özellikleriyle müşterilerine çözüm sunmaktadır. Düzenli kontrol için aylık test butonu ve IP20

sınıfı elle temasa karşı yüksek korumalı bağlantı terminalleri de VİKO Kaçak Akım Koruma Rölelerinin özellikleri arasında yer almaktadır. Teknik olarak ise 2 veya 4 kutup, 30mA ve 300mA hata akım kesme değeri, 25A - 80A arası beyan akım değerleri ve 6kA kısa devre kesme kapasitesi, VİKO Kaçak Akım Rölelerinin diğer özelliklerinden birkaçı... Teknik Özellikler - 2 veya 4 kutup - 30mA ve 300mA hata akım kesme değeri - 25A, 32A, 40A, 63A, 80A beyan akım değerleri - 6kA kısa devre kesme kapasitesi Yapısal Özellikler - Basit ve sağlam çalışma mekanizması - Kablo, iğne ve çatal tipi busbar girişine uygun bağlantı terminalleri - Düzenli kontrol için aylık test butonu - Elektrik şokları ve yangına karşı üstün koruma - IP 20 sınıfı elle temasa karşı yüksek korumalı bağlantı terminalleri

SEKTÖREL HABER

Neden 30mA? İnsan vücudunun elektrik akımından zarar görme eşiği 30mA’dır. 30mA’ya kadar olan kaçak akım değerleri insan vücudu için büyük risk taşımazken, bu değer üzerindeki akımlar siz ve sevdikleriniz için tehlike oluşturmaktadır. 30mA eşik değeri olarak belirlenen ve elektrik tesisatına bağlı olması gereken kaçak akım röleleri, kaçak akımı bu değer üzerine çıkmadan algılar ve tehlikeyi engeller. Evlerde ve iş yerlerinde kaçak akım röleleri mutlaka kullanılmalı, hayati önem taşıdığı için ne olursa olsun devre dışı bırakılmamalıdır. Kaçak akım koruma rölesi, insanların elektrikle doğrudan ve dolaylı temaslarına, cihazların da yalıtım hatalarına ve yangın riskine karşı korunabilmesi için kullanılması zorunlu bir cihazdır. Kaçak akımın derecesi insan vücuduna etki etmeyecek kadar küçük olabileceği gibi çok yüksek değerlerde olup, ağır yaralanmalara ve ölümlere de yol açabilir. 30mA değerinde kaçak akım koruma rölesi; insan hayatını korumak, 300mA değerinde kaçak

79






SEKTÖREL HABER

AYVAZ’IN EĞİTİME DESTEK FAALİYETLERİ SÜRÜYOR

82

Sosyal sorumluluk faaliyetlerine önem veren Ayvaz, eğitime destek faaliyetleri kapsamında Büyükçekmece’deki bir liseye Atatürk büstü yaptırdı.

T

esisat sektörünün köklü firmalarından Ayvaz, eğitime destek faaliyetlerine bir yenisini ekleyerek Büyükçekmece’de bulunan Tepekent Anadolu Lisesi’nin talebi üzerine okula bir Atatürk büstü inşa ettirdi. Daha önce farklı okullarda uzun yıllar çalışan deneyimli idareci Mehmet Nasip Sırnaç, Temmuz ayında okul müdürü olarak göreve başladığı Tepekent Anadolu Lisesi’ni “nasıl güzelleştirebiliriz” diye düşündü ve bahçedeki eski Atatürk büstünün yenilenmesi için araştırma yapmaya başladı. Bu süreçte bazı firmalarla iletişim kurdu. Okul Müdürü Sırnaç’ın ilettiği destek talebine olumlu yanıt veren Ayvaz İcra Kurulu Başkanı Serhan Alpagut, okulun ihtiyaç duyduğu yeni Atatürk büstünün inşa edilme sürecini başlattı. Büstün yapım sürecinde okul yönetimiyle birlikte sürekli iletişim halinde hareket eden Ayvaz yetkilileri, farklı mekanlarda inşa

• Kasım 2016

edilmiş örnekleri inceleyerek okul müdürü Mehmet Nasip Sırnaç’la paylaştı. Tasarımına karar verilen büstün inşası yaklaşık 2 hafta sürdü. Büstün yapım süreciyle ilgili bilgi veren okul müdürü Sırnaç, Ayvaz firmasının okullarına verdikleri bu destekten dolayı çok mutlu olduklarını, bu gibi faaliyetlerin diğer firmalara da örnek olmasını dilediklerini söyledi. Sırnaç “Bugüne kadar öğretmen olarak görev aldığım her okulda, bir şeyleri nasıl daha iyi yapabiliriz diye hep düşünmüşümdür. Tepekent Anadolu Lisesi’nde Müdür olarak göreve başladığım ilk günden beri de aynı şeyi düşünüyorum. Öğrencilerin daha güzel, daha donanımlı ve daha bakımlı bir eğitim ortamında yetiştiğini görmek beni mutlu ediyor” dedi. Okulun bakımsız ve eski bir Atatürk büstü olmasından rahatsız olduğunu, fakat yeni bir büst inşa etmek için de maddi olanakların yetersiz

olduğunu gören Sırnaç, Ayvaz yetkilileriyle irtibat kurarak bu desteği rica ettiğini bildirdi. Destek talebinin hemen onaylandığını ve sürece hızla başlandığını dile getiren Okul Müdürü, “Bu sürecin başından sonuna kadar büyük ilgi gösteren Ayvaz yetkililerine teşekkür etmek istiyorum. Özel sektörün eğitime destek faaliyetlerinin günden güne artmasını ve Ayvaz’ın bu girişimlerinin örnek olmasını diliyorum” dedi. Konuyla ilgili açıklama yapan Ayvaz İcra Kurulu Başkanı Serhan Alpagut, “Daha iyi yetişmiş nesiller için eğitime yatırım yapmalıyız diye düşünüyoruz. Bugüne kadar Van’da konteynır kentlerde yaşayan çocuklara moral olması için oyuncaklar gönderdik, İstanbul’un yoksul semtlerindeki çocuklara kıyafet yardımları yaptık, sayısını hatırlamadığım kadar çok okula destek faaliyetinde bulunduk. Bunları söylemekten çekinmiyoruz, çünkü bu faaliyetlerin yaygınlaşmasını istiyoruz. Sektördeki tüm şirketleri sosyal sorumluluk kampanyalarına destek olmaya davet ediyoruz” diyerek eğitime destek çağrısında bulundu.



TAYSAD BAŞKANI ALPER KANCA, EUROFORGE BAŞKANLIK GÖREVİNİ DEVRALDI… Avrupa Dövmeciler Birliğinin bu sene Torino da yapılan Genel Kurulunda, Türk dövme sektörünün lider firmalarından, KANCA Dövme Çelik’in Genel Müdürü Alper Kanca, Avrupa Dövmeciler Birliği (EUROFORGE)’ nin Başkanlık görevini üstlendi.

SEKTÖREL HABER

A

84

vrupa Dövmeciler Birliği (EUROFORGE), dünyanın önde gelen otomotiv markaları başta olmak üzere makine, savunma, enerji sektörlerinin üretimlerinde vazgeçilmez ve büyük önem taşıyan dövme parçaları üreticilerini aynı çatı altında toplayan Avrupa’nın tanınmış ve etkin bir meslek örgütüdür. Türkiye, 2000 yılından sonra gözlemci olarak faaliyetlerine katıldığı Avrupa Dövmeciler Birliği (EUROFORGE)’ ne 2006 senesinde Dövme Sanayicileri Derneği (DÖVSADER) ile resmen üye oldu. 2010 yılına gelindiğinde ise, Türk dövme sanayisi, iş hacmi, bilgi birikimi, teknolojisi ve Avrupa’ya olan ihracatı sayesinde EUROFORGE derneği içinde saygın bir yer edindi. Bunun bir göstergesi olarak da, 2010 yılında Brüksel’de yapılan Genel Kurulunda Alper Kanca, Avrupa Dövmeciler Birliği (EUROFORGE)’nin Başkan Yardımcılığı görevine getirilmişti. Alper KANCA 7 Ekim de yapılan Genel Kurul da ise katılan tüm üyelerin oybirliği ile Başkanlık görevine seçildi. Böylece Dövme Sektöründe Avrupa’daki tek federasyon olan Euroforge da ilk defa bir Türk sanayicisi bu derece üst bir görev üstlenmiş oluyor. Avrupa’nın saygın meslek kuruluşlarından birinde bir Türkün böylesi önemli bir göreve gelmesinin önemli olduğunu belirten Alper KANCA şunları söyledi:

• Kasım 2016

“Eskiden Avrupa’daki meslek örgütlerine üye olmak istediğimizde bile sorunlar çıkartıyorlardı, bahane arıyorlardı. Hiç bir şey bulamasalar Derneğinizin merkezi İstanbul’un hangi tarafında? Asya tarafında ise sizi üyeliğe alamayız “ diyorlardı. Özellikle de Türkiye algısının bozulduğu, gerek siyaset gerekse iş dünyasında Türkiye’ye yönelik endişelerin ortaya çıktığı bir dönemde, Avrupa’nın değişik ülkelerinden meslektaşlarımızın ısrarla beni başkanlık için önermelerini, ittifakla aday göstermelerini önemsiyorum. Türk Sanayicileri olarak işkolumuzdaki en iyi firmaların bulunduğu Avrupalı bir meslek örgütünde kendimizi kanıtlamış, kabul ettirmiş olmanın gururunu yaşıyorum. Bu sadece benim şahsi olarak başarım değil, aynı zamanda Avrupalı iş ortaklarımızın Türk Sanayiine duydukları güvenin ve saygının da bir işaretidir. Türkiye’nin doğru şekilde tanıtılması, uğradığı haksızlıkların anlatılması için daha fazla İş insanının Avrupa’daki derneklerde, federasyonlarda görev almasını önemli görüyorum. Türkiye algısını düzeltmek, hak ettiği yere getirmek sadece siyasetçilerin görevi değildir. Daha fazla sanayicinin, iş dünyası temsilcisinin de benzer görevler almasını diliyorum. Alper KANCA Özgeçmişinde birçok başarı barındırıyor

Taysad Başkanı Alper KANCA

1963 Trabzon, Sürmene doğumlu olan Kanca, Orta ve Lise tahsilini İstanbul-Çavuşoğlu Kolejinde, İşletme lisans ve Yüksek Lisansını Viyana İktisat Üniversitesi’nde tamamlamıştır. 1991-2007 Yılları arasında aile şirketi Kanca Dövme Çelik AŞ.’de muhtelif sorumluluklar aldıktan sonra, 2008 yılından itibaren Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini üstlenmiştir. Yurt içinde ve yurt dışında birçok mesleki kuruluşlarda üyelikleri vardır. Dövmeciler Derneğinde (Dövsader) Yönetim Kurulunda yer almaktadır. Kocaeli Sanayi Odası (KSO) Otomotiv Meslek Komitesi ve Meclis Üyeliği dışında, üyesidir. Ayrıca TAYSAD Organize Sanayi Bölgesinin (TOSB) Başkan vekili ve Yönetim Kurulu Üyesidir. Alper KANCA Mart 2016’dan itibaren Türk Otomotiv Tedarik Sanayinin tek temsilcisi olan Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği’nde (TAYSAD) Başkanlık görevini de yürütmektedir. Evli, iki çocuk babası olan Kanca, Almanca ve İngilizce bilmektedir.



YENİ ÜRÜN

FİLLİ BOYA’NIN “İPEKSİ MAT “ PARLAKLIĞINDAKİ DIŞ CEPHE BOYASI AMPHİBOLİN SİLK

86

AmphiSilan’ın üreticisi Filli Boya, yepyeni dış cephe boyası sunuyor. İpeksi mat parlaklığındaki dış cephe boyası AmphiBolin Silk, Türkiye’nin ilk Silikon Modifiye Saf Akrilik dış cephe boyası olma özelliği taşıyor. AmphiBolin Silk, yeni nesil silikon modifiye saf akrilik yapısı sayesinde binaların daha canlı ve estetik bir görünüme kavuşmasını sağlayarak sektörde fark sağlamaya hazırlanıyor.

korunmasını sağlayan AmphiBolin Silk, UV etkilere karşı renk dayanımının yanında parlaklık dayanımı ile dış cephe boyalarından beklenenden çok daha fazlasını sunuyor.

F

Dış Cephelerin yeni dokusu İpeksi Mat AmphiBolin Silk‘in eşsiz ipeksi mat dokusu ile dış cepheler göz alıcı parlaklığa kavuşurken aynı zamanda zarif bir dokuya da sahip oluyor. Sağlanan en iyi parlaklık sayesinde renkler daha canlı, yüzeyler daha estetik bir görünüm elde ediyor.

illi Boya, Türkiye’de yine bir ilki gerçekleştirerek, renk ve parlaklık koruma garantisini tüketicilerine sunuyor. Filli Boya’nın dış cephelerdeki tartışmasız lideri AmphiSilan’ın üstün teknolojisi ve tecrübesinden yararlanılarak geliştirilen AmphiBolin Silk ile organik esaslı pigment olan

• Kasım 2016

canlı renkler, inorganik renkler kadar solmaya karşı direnç gösteriyor. Dış Cephelerde solmayan, uzun süren parlak doku! Güneşin yıpratıcı UV ışınlarına karşı son derece dirençli yapısı ile boya tabakasının ilk günkü canlılığının yıllarca


YENİ ÜRÜN Nefes alma ve su iticilikte mükemmel dengenin yanı sıra karbondioksit geçirimsizliği üstün koruma sağlıyor AmphiBolin Silk, Filli Boya’nın özel olarak geliştirdiği silikon modifiye saf akrilik bağlayıcı teknolojisi sayesinde yüksek nefes alma kabiliyeti ve üstün su iticiliğe sahip olma özelliği taşıyor. Özel yapısı ile duvardaki nemi dışarı atarak boyanın dökülmesini tamamen engellemiş oluyor. Ağır iklim şartlarına karşı geliştirilen formülü sayesinde de uygulanan boya yüzeyle bütünleşiyor, uzun yıllar zorlu koşullara direnç gösteriyor. Aynı zamanda karbondioksit

bariyeri oluşturan AmphiBolin Silk, karbondioksit geçirimsizliği sayesinde yapı içerisinde metallerin korozyonunu engelleyerek betonu koruyor, tüm ısı yalıtım sistemleri üzerinde güvenle kullanım sağlıyor. Elastik yapı, yüksek örtücülük, farklı desen uygulaması AmphiBolin Silk, içeriğindeki teknoloji sayesinde boyanın yüzey ile paralel bir şekilde esnemesine olanak vererek, dış cephenin en büyük sorunlarından biri olan yüzeyde oluşabilecek mikro ve kılcal çatlakları engelliyor.

Ayrıca üstün yayılma özelliği ile son derece örtücü bir kullanım sağlarken, iki farklı desen uygulamasıyla düz boya olarak uygulanabileceği gibi, inceltilmeden uygulandığında tekstürlü son kat boya olarak da kullanılabiliyor. Renxmatik Renklendirme Sistemi’nden de sınırsız renk seçeneği sunuyor.

87


YENİ ÜRÜN

KARCHER’DEN PRO HD SERİSİ İLE ÜSTÜN TEMİZLİK PERFORMANSI

88

Alman temizlik devi Karcher, PRO HD serisi basınçlı yıkama makineleri ile profesyonel bir temizlik performansı sunuyor. Karcher HD serisi profesyonel basınçlı yıkama makinelerinden sonra PRO HD serisi ile bayiler, hırdavat, nalburiye ve yapı marketler kanallarında da kullanıcılarıyla buluşuyor.

L

ider temizlik markası Karcher, PRO HD serisinde bulunan yüksek performans, pratik kullanım ve kolay taşınabilme özellikli basınçlı yıkama makineleri ile hayatınızı kolaylaştıracak profesyonel temizlik çözümleri sunmaya devam ediyor. PRO HD 600, PRO HD 400 ve PRO

• Kasım 2016

HD 200 modelleri, bayiler, hırdavat, nalburiye ve yapı marketler kanallarında da satışa sunuluyor. Kullanışlı ve kolay taşınabilir formatlı basınçlı yıkama makineleri PRO HD basınçlı yıkama makineleri serisinde yer

alan PRO HD 600, PRO HD 400 ve PRO HD 200 modelleri, ihtiyaca göre 200 bar basınca kadar profesyonel kullanıcılarına uygun temizlik çözümleri sunuyor. Kompakt yapısı, hafifliği ve akıllı aksesuar deposu özellikleri sayesinde kolay taşınabilen PRO HD serisi, en dar alanlarda bile kullanım pratikliği sağlıyor. Karcher PRO HD serisi, artık hırdavat, nalburiye ve yapı marketlerde satış noktalarında da profesyonel temizlik arayanların çözüm ortağı oluyor.



SEKTÖREL HABER

TÜRK BOYA SEKTÖRÜNDE DEV ORTAKLIK…

90

Türk kimya sektörünün öncü isimlerinden Polisan Holding, yüzde 100 oranında iştiraki olan Polisan Boya’nın yüzde 50 oranındaki hissesini dünyada ilk 10’da yer alan, Japonya’nın ise lider boya üreticisi olan Kansai Paint’e 113,5 milyon USD’ye sattı. Anlaşmayla birlikte bundan sonra Polisan Boya yönetiminde her iki taraf eşit söz sahibi olacak.

P

olisan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Necmettin Bitlis; “Her şey, hayal etmekle başlar. Hayal etmek yetmez, kafanızda tecessüm edeceksiniz. Sonrası kolay… Mütevazi bir aile şirketi olarak kurulan şirket büyüdü, artık iştiraklerinin her biri yabancı ortaklı ya

• Kasım 2016

da yabancı yatırımcıların radarında olan çok güçlü bir şirket oldu. Bugün Japon Kansai ile ortaklık anlaşması imzalayarak gücümüze güç katıyor, dünya markası olma yolunda bir adım daha atıyoruz” dedi. Polisan Holding CEO’su Erol Mizrahi, Kansai Paint

ile ortaklığın Polisan Boya için bir dünya markası olma yolundaki emin adımları simgelediğini belirterek, “İştiraklerimizin her birini geleceğe taşıyacak adımlar atarak Polisan Holding’in bir dünya markası olmasını hedefliyoruz. Böylelikle öncelikli olarak Polisan Holding hisselerinin global piyasalarda tercih edilmesini arzuluyoruz” diye konuştu. Türkiye’nin lider boya markası Polisan Boya ile Japonya’nın lider boya üreticisi Kansai Paint, boya sektöründe dev bir ortaklığa imza attı.


Polisan Holding CEO’su Erol Mizrahi

Polisan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Necmettin Bitlis

Polisan Holding’in yüzde 100 oranında iştiraki olan Polisan Boya ile dünyanın ilk 10 boya üreticisinden biri olan ve Japonya’nın da lider boya üreticisi konumundaki Kansai Paint Co. Ltd. arasındaki ortaklık anlaşması, Çırağan Sarayı’nda, 31 Ekim 2016 tarihinde düzenlenen törenle Polisan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Necmettin Bitlis ve Kansai Paint Başkanı Hiroshi Ishino tarafından imzalandı. Törene Polisan Holding Yönetim Kurulu

Başkanı Necmettin Bitlis, Polisan Holding CEO’su Erol Mizrahi, Kansai Başkanı Hiroshi Ishino katıldı. Ortaklık anlaşmasıyla Kansai Paint, Polisan Boya’nın yüzde 50 oranındaki payı için 113,5 milyon USD ödeme yapacak. Ödemenin 68,5 milyon USD’si Polisan Holding’e hisse bedeli olarak ödenirken 45 milyon USD’si de Polisan Boya’ya sermaye artırımı olarak enjekte edilecek. Hisse transferi, Rekabet Kurumu’nun onayının

Necmettin Bitlis: “Daha güçlü bir Polisan için…” İmza töreninde konuşan Polisan Holding’in kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Necmettin Bitlis, sözlerine, “1942 yılında Malatya’dan İstanbul’a geldiğim günlerden bu yana unutmadığım iki özelliğim ticareti sevmek ve hayal kurmaktır” diyerek başladı. Polisan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Necmettin Bitlis, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Her şey, hayal etmekle başlar. Hayal etmek yetmez, kafanızda tecessüm edeceksiniz. Sonrası kolay… Kumaş ticaretiyle uğraşan bir ailenin ferdi olarak 1945 yılında Zeytinburnu’nda kiraladığım fabrika ile iş hayatım başladı. O dönemlerde ülkemizin en çok ihtiyacı olan şey, üretmekti. Tekstil alanındaki faaliyetlerimizi büyüttükten sonra tutkal üretimi üzerine

SEKTÖREL HABER

ardından Aralık 2016 itibarıyla gerçekleşecek.

91


SEKTÖREL HABER

fabrika açtık. Bu fabrika, Polisan Kimya’nın temellerini oluşturdu. Yıllar, yıllar geçti; mütevazi bir aile şirketi olarak kurulan şirketimiz büyüdü. Bugün iştiraklerinin her biri yabancı ortaklı ya da yabancı yatırımcıların radarında olan çok güçlü bir şirket olduk. Yunanistan’daki fabrika yatırımımızla bir Türk şirketi olarak Avrupa’ya açıldık. Daha güçlü bir Polisan için imzaladığımız Japon Kansai ortaklığının vatana ve millete hayırlı olmasını diliyorum.”

92

Erol Mizrahi: “Polisan Holding’in bir dünya markası olması için var gücümüzle çalışıyoruz” Ortaklık anlaşmasına ilişkin detayları paylaşan Polisan Holding CEO’su Erol Mizrahi, Japonya’nın lider boya üreticisi Kansai Paint’in 113,5 milyon USD karşılığında, eşit ortaklık – eşit yönetim ilkesi çerçevesinde Polisan Boya’nın yüzde 50’sini satın aldığını vurgulayarak, şöyle konuştu: “Bu zorlu dönemde Türkiye’ye yabancı sermayenin gelmesine vesile olmaktan ayrıca mutluluk duyuyoruz. Kansai firmasının 2009 yılından beri Türkiye’nin saygın girişimcilerinden Altan Ailesi ile ortaklığı bulunuyor. Kansai Altan çatısı altında devam eden bu faaliyetin ana konusu özellikle otomotiv ve sanayi boyalarıdır. Bu deneyimleri bizimle ortaklık yapılarındaki intibak süresini kısaltacak ve her iki tarafa da avantaj sağlayacaktır. Bu ortaklık ile beraber Polisan, bir dünya markası olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Kimya konusundaki aktivitelerimizden

• Kasım 2016

Rohm&Haas iştirakimizde dünyanın 2. büyük kimya şirketi olan Dow Chemical ile ortaklığımız bulunuyor. 2013 yılında Yunanistan’ın liman şehri Volos’ta satın aldığımız PET reçinesi fabrikası ise dünyaya açılmamızda köprübaşı görevi görüyor. Bu vesile ile Avrupa Birliği’ne şimdiden girmiş olduk. Şimdi, yeni bir dünya devi ile ortaklığa başlıyoruz. Hedefimiz iştiraklerimizin her birini geleceğe taşıyacak adımlar atmak, Polisan’ı bir dünya markası yapmak. Bu vesileyle Polisan Holding şirketlerinin daimi olma yeteneklerini geliştirmek ve kurumsallığı pekiştirmek amacıyla hisselerimizi 2012 yılında halka arz ettik. Borsa İstanbul’da POLHO kodu ile işlem görüyoruz. Hedefimiz, hissedarlarımız için sağladığımız değeri sürekli artırmak. Arzumuz ise, öncelikli olarak Polisan Holding hisselerinin global piyasalarda tercih edilmesi ve ilerleyen zamanlarda da dünya borsalarında işlem gören prestijli hisseler arasında yerini almasıdır.” Hiroshi Ishino: “Polisan’ın marka değeri, üretim hacmi ve pazardaki hakimiyeti, Kansai Paint için önemli” Kansai Paint Başkanı Hiroshi Ishino da “Türkiye’de yarım asırlık tarihi olan değerli “Polisan” markası çatısı altıdaki Polisan Boya ile güçlerimizi birleştirmekten mutluyuz. Sayın Bitlis, Sayın Mizrahi, Sayın Yemeniciler, Sayın Altan, Polisan ve Kansai Altan çalışanlarına bu süreçte desteklerinden dolayı çok teşekkür ederim” diyerek

Kansai Paint Başkanı Hiroshi Ishino

başladığı konuşmasında şunlar değindi: “Sektörümüze, ‘Ev Kozmetiği’ konseptini tanıtan Türkiye dekoratif boya pazarı lideri Polisan Boya, bizim için de Türkiye’de köprübaşı görevi üstlenecek. Polisan Boya’nın güçlü yönetimi, geniş satış ağı, inovatif ürün ve hizmetleri, ve kurulmakta olan tesisi ile Doğu Avrupa pazarında büyüme stratejimiz için en mükemmel ortak. İnovatif ürün ve hizmetlerimiz ile bu ortaklıktan çok güzel bir sinerji elde edeceğimizi ve bu ortaklığın paydaşlarımız için değer yaratmamıza katkıda bulunacağına inanıyoruz” dedi.



MAKİTA DTS141RFE; YENİ NESİL

YENİ ÜRÜN

‘YAĞ DARBE SİSTEMLİ’ AKÜLÜ VİDALAMA

94

Ç

alışma ortam ve koşullarınızı ürettiği her yeni modeliyle daha iyi seviyeye çıkarmayı hedefleyen Makita, yeni geliştirdiği DTS141RFE modeliyle sese duyarlı, gürültü olmaması gereken mekan ve iş ortamlarında ses seviyesini 77 dB seviyesine indirerek ev ve ofis ortamında kullanıma uygun hale getirilmiştir. Hemen hemen evlerde kullanılan elektronik eşyaların desibel seviyelerine yaklaşarak çalışılan yerde ses kaynaklı rahatsızlıkların önüne geçilmiştir. Dünya’nın En Hafif ve Küçük Yağ Darbe Sistemli Vidalaması Yeni Makita DTS141RFE sese ekstra duyarlı olmasının yanı sıra 1.5 Kg ağırlığı ve 136mm’lik boyuyla dünyanın en küçük yağ darbe sistemli vidalaması konumundadır. Kullanıcılar için uzun çalışma saatlerinde 1.5Kg’lık ağırlığı sayesinde

• Kasım 2016

kol ve elleri yormadan çalışmaya olanak sağlar. Ayrıca 136mm’lik uzunluğu özellikle kullanıcılar için problem oluşturan dar alanlarda vidalama işlemi yapılmasına olanak sağlayarak, en büyük problemlerinden bir tanesini ortadan kaldırır. Yağ Darbe Sistemi Yeni geliştirilmiş yağ ünitesi darbe mekanizmasının yerine kullanılarak diğer darbeli vidalama modellerine göre ses seviyesi oldukça düşürülmüştür. Yağ darbe sistemi ısı kaynaklı enerji kaybını minimum seviyeye indirerek yüksek hızda sürekli vidalama işlemine olanak sağlar. Ayrıca diğer

vidalama makinelerine göre çok daha az vibrasyon üreterek 1 devirde 2 kat fazla darbe oluşturur ve vidalama işlemi çok daha rahat ve kolay şekilde tamamlanır. Makita DTS141RFE Üstün Vidalama Teknolojisi Makita DTS141RFE modelinde geliştirilen ‘T modu’ sayesinde iş parçası ve vidanın kullanımı sırasında oluşabilecek hatalara engel olunur. Ayrıca elektronik 3 darbe gücü seçim modu sayesinde istenilen darbe gücü kullanılan iş sert/orta/yumuşak olarak seçilerek iş parçasına optimum güç kullanılır ve maksimum verimlilikle vidalama işlemi tamamlanır.



YENİ ÜRÜN

ECZACIBAŞI-LİNCOLN ELECTRİC ASKAYNAK’TAN VRTEX® MOBİLE KAYNAK EĞİTİM SİMÜLATÖRÜ

96

Türkiye’nin lider kaynak uzmanı Eczacıbaşı-Lincoln Electric Askaynak, portföyünü Vrtex® Mobile Kaynak Eğitim Simülatörü ile genişletti. Her ortamda maliyetsiz ve teknolojik kaynak eğitimi imkanı sunan ürün, kolay taşınabilir yapısı ve kullanım seçenekleriyle kaynak eğitiminde ekonomik çözüm sunuyor. Geleneksel kaynak eğitimini desteklemek ve geliştirmek amacıyla tasarlanan Vrtex Mobile, eğitim, yetenek değerlendirme, işe alım ve detaylı inceleme için en ideal seçenek olarak öne çıkıyor.

• Kasım 2016

E

czacıbaşı-Lincoln Electric Askaynak, portföyünü Vrtex® Mobile Kaynak Eğitim Simülatörü ile genişletti. Öğrencilerin ve operatörlerin temel kaynak becerilerini gelişmiş bir seviyeye çıkarmak üzere, kendi yeteneklerini değerlendirebildiği interaktif bir öğrenme ortamı sunan simülatör, ideal bir kaynak deneyimi kazandırıyor. Kompakt ve kullanıcı dostu tasarımı sayesinde kolayca taşınabilen Vrtex


YENİ ÜRÜN görüntüsü ve ark sesleri eşliğinde, kaynak becerilerini güvenli bir ortamda test etme imkanı sunuyor. Vrtex Mobile ayrıca, öğrencilere ve operatörlere edindikleri kas refleksi ve tecrübeyi gerçek kaynak uygulaması alanında kullanabilmelerini sağlıyor.

Mobile, sanal gerçeklik kaynak maskesi ile kullanıcılara gerçekçi kaynak banyosu

Kaynak Sırasında Görsel İpuçları Öğrencilerin doğru kaynak tekniklerini daha iyi anlamalarını sağlamak amacıyla kaynak sırasında ilerleme hızı, konum, çalışma açıları ve serbest tel mesafesi gibi görsel ipuçlarının bulunduğu gerçek zamanlı geri bildirimler sunan

Vrtex Mobile, hatayı anında işaret ederek kullanıcılara anbean eğitim veriyor. Kaynak sırasında yapılan hataların sonuçları, değerlendirme ekranında kullanıcıya sunuluyor. 2,4 x 2,4 x 2,4 metre kurulum alanına ihtiyaç duyan Vrtex Mobile’ın üzerinde 17 inç LCD dokunmatik ekranlı monitör, sanal kaynak maskesi, gazaltı kaynak torcu, elektrot pensesi, 3 adet kaynak malzemesi (kupon) ve ayrıca 2 adet eğitmen kitabı, 3 adet proje çalışma kitabı da yer alıyor. Ürün, Türkçe ve İngilizce başta olmak üzere 12 dil desteği ile birlikte geliyor.

97


“FUARLARDA ESNAFIN KATILIMI ADINA İYİ BİR HABERLEŞME AĞI KURULMALIDIR”

ESNAFIN SESİ

Tophan Makina Firma Yetkilisi Ahmet TOPHAN

98

Geniş ürün gamını aktif e-ticaret sitesiyle ulaşılabilir kılan Tophan Makine, her daim kalite odaklı hizmetleriyle göz dolduruyor. Tophan Makina Firma Yetkilisi Ahmet Tophan ile firmayı daha yakından tanımak adına röportaj gerçekleştirdik.

1

950 yılında kurulan Tophan Makine’nin 3. kuşak temsilcileriyle 65. hizmet yılını doldurmanın haklı gururunu yaşadığını belirten Tophan, firmanın Isparta merkez dışında Yalvaç ilçesi ve Antalya merkez ile birlikte 3 ayrı şubede hizmet verdiğini dile getirdi. “Bölge ihlallerinin takip edilmesi önemli!” Tarım, orman ve bahçe makine teknik hırdavat satışı yaptıklarını ifade eden Tophan, Semak makine oleo-mac, Oregon, Felco, Bertoloni, Palmera, Efco ve Honda Campagnola markalarının bölge bayiliğini yaptıklarını ekledi. Teknik hırdavat alanında Bosch, Makita, Metabo, Einhell, Zargana ve Rico markalı ürünlerin toptan dağıtımını gerçekleştirdiklerini de söyleyen Tophan, bayiliği yapılan markalarla ilgili dikkat edilmesi gereken en önemli hususu bölge ihlallerinin sıkı takip edilmesi olarak değerlendirdi. Üretici firmalardan beklentilerini

• Kasım 2016

kalite odaklı çalışmak ve ihraç gelen malların her daim kontrollü getirilmesi olarak sıralayan Tophan, sektöre yeni giren makinelerin demo çalışmaları yapıldığı takdirde pazarda daha sağlam bir yere sahip olduğunu dile getirdi. Nalbur ve hırdavat sektörünün inşaat sektörüyle entegrasyonunu; “İnşaat sektörünün Türkiye bölge pazarındaki payı küçümsenmeyecek kadar çoktur” şeklinde değerlendiren Tophan, bölgedeki hırdavat ve nalbur sektörünün rekabeti hakkında; “Bölgemde 300 e yakın hırdavat ve nalbur var fakat işini teknolojik olarak sistemli takip eden firmalar her zaman fark sağlıyor” açıklamasında bulundu. Her zaman doğru bilgi aktarımı sağlayarak ve satılan ürünün arkasında durarak rekabette fark oluşturduklarının altını çizen Tophan, ithal ürünlerde gelen gümrük vergisi ve birçok ürünün Türkiye pazarına girişinin engellenmesinin nalbur sektörünü olumsuz etkilediğini belirtti.

E-ticaret ile 5000 kalemden fazla ürün satışı… Ahmet Tophan, Yapı marketlerin büyük şehirlerde etkili olabildiğini fakat fiyat politikalarının sanayi esnafının tekrar esnaf tarafına dönmesini sağladığını ifade ederek, sektörel fuarları kıymetli bulduğunu ve mevcutta Antalya Expo ve Isparta tarım fuarına katıldığını belirtti. Tophan, mevcut fuarların iyileştirilmesi adına daha dikkat çekici firmaların katılım sağlaması ve esnaf bilgilendirilmesi konusunda daha iyi bir haberleşme ağının kurulması gerektiğine dikkat çekti. E-ticaret ile 5000 kalemden fazla ürün satışı yapmakla birlikte diğer internet sitelerine ürün tedarikçiliği ve sanal mağazacılık yaptıklarını dile getiren Tophan sözlerini şöyle sonlandırdı; “Fakat e-ticaret deyince her esnaf yaptırayım bir ticari program bende satarım zihniyeti ile yola çıkmakta ve bir sonuç elde edememektedir. Bilindiği üzere firmamız 5 yıldan fazla süredir internet mağazacılığı yapmakta ve cirosal olarak büyük işler yapmaktadır. Profesyonel uzman ekip tarafından güvenilir satıcı olarak internette Türkiye’deki sektör firmaları tarafından bilinmekte ve kullanılmaktadır.”



ESNAFIN SESİ

DERİNÖZ İNŞAAT; “UYGUN FİYAT, BOL ÇEŞİT VE GÜVEN…”

100 Niğde temelli kurulan ve faaliyet gösteren Derinöz İnşaat’ın Satınalma Departmanı Sorumlusu H. İbrahim AK ile bölge üzerine bir sektör değerlendirmesi yaptık. Bölgedeki sektörel faaliyetler ve yaşanan sıkıntılar üzerine yönelttiğimiz sorulara samimi cevaplar veren Ak, “Hırdavat Fuarı’nda bilmediğimiz, hayatı kolaylaştıracak, yeni ve teknik ürün guruplarını görmeyi tercih ederiz” açıklamasında bulundu.

Ö

ncelikle firmanızın kuruluşu ve gelişim süreci hakkında bilgi verir misiniz? Firmamız 1980’li yıllarda inşaat, hırdavat ve nalburiye

• Kasım 2016

sektöründe Derinöz Ticaret adı altında ticari faaliyetine başladı. Ocak 1995 tarihinden itibaren ise Derinöz İnş. Mlz. Tic. San. Ltd. Şti. adı altında ticari faaliyetimize

devam etmektedir. Öncelikle sadece perakende alanında ilimize hırdavat nalburiye sektöründe hizmet vermekte iken süreç içerisinde inşaat müteahhitliği perakende mağazacılık ve hatta toptan tedarikçilerimize mal ve hizmet sunma noktasına gelmiş durumdayız. Firmanızın ürün gamı hakkında bilgi verebilir misiniz? Hangi markaların satışını


Derinöz İnş. Mlz. Tic. San. Ltd. Şti. Satınalma Departmanı Sorumlusu H. İbrahim AK

gerçekleştiriyorsunuz? Merkez şubemizde, tesisat, hırdavat, nalburiye, boya, mekanik tesisat, ısıtma iklimlendirme alanlarında sektöründe lider firmalar ile müşterilerimize hizmet vermekteyiz. Fırat Plastik Kauçuk A.Ş., Ege Yıldız Pazarlama A.Ş., Polisan Boya A.Ş. ana bayiliğini yaptığımız markalardır. Ayrıca Dekor, Hassan, Akfiks, Akçalı Boya, Favori Boya, İzeltaş, Makita, Eca, Demirdöküm, Bosch el aletleri ürünleri ana dallar olmak üzere binlerce ürün çeşitliliği ile toptan ve perakende müşterilerimize hizmet vermekteyiz. Seramik sağlık gereçleri alanında 2016 yılı içerisinde perakende sektöründe hizmet vermek üzere 1.000 m2 kapalı alanda müşterilerimize hizmet vermek üzere şube açmış bulunmaktayız.

Bayiliğini yaptığınız markalarla ilgili yaşanan sıkıntılar nelerdir? Bayiliğini yaptığımız markalarla ilgili yaşanan sıkıntıları sıralayacak olursak; Modaya bağlı değişimlerin inşaat sektörüne yansımasından dolayı çok sık ürün ve ebat değişimi hurda stok yığılmasına yol açmakta bu da totalde ciddi bir maliyet olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca arızalar için her üründen stokta bulundurmazsanız bir tadilat anında müşterinizi mağdur etmek durumunda kalırsınız bu sebeple sektör, ciddi bir stok alanını gerekli kılmaktadır. Yoğun rekabet şartları ve pazarın küçülmesi her tedarikçinin her ürünü değişik yerlerden bulma imkanı bayiliğin maliyetlerini gün geçtikçe büyütmektedir. Satış hedefleri ve şartlar bazen plansız ve aşırı stok yapmayı zorunlu kılmakta bu da stok maliyetlerinin ve kontrol maliyetlerinin artmasına neden olmaktadır. Bazen bayiliğini yaptığınız için satmadığınız bir ürünün teknik desteğini sunmak zorunda kalmanız zaman ve enerjiyi boşa harcamamıza neden olmaktadır. Bazı bayiliği yapılan ürünlerin diğer satıcılara aynı şartlardan ulaşması olayına

sıkça rastlamaktayız. Temel olarak bu tarz sorunlarla karşılaşıyoruz. Üretici firmalardan beklentileriniz nelerdir detaylı bir şekilde bahseder misiniz? Yeni ürünlerle ilgili teknik olarak detaylı bilgiye ulaşabiliyor musunuz? Üretici firmaların, öncelikle ürettikleri ürünlerde modaya bağlı değişimlerde müşteri ihtiyaçlarına cevap vermek adına modası geçen ürünleri dahi en az 2 yıl süre ile tedarik edebilme imkanı sağlamaları işlerimizi biraz kolaylaştıracaktır. Keskin çizgilerle ayrılmış marjinal ürün çeşitliliğinde ikame ve sorun çözme imkanlarını bünyelerinde barındırmaları işlerimizi kolaylaştırır. Yeni ürünlerle ilgili teknik olarak detaylı bilgiye ulaşmamız genellikle gecikiyor. Bazen bir takım bilgilere firma temsilcisinden önce ulaştığımıza şahit oluyoruz. Hatta nadiren de olsa bize müşterilerin bilgi verdiği durumlar ile dahi karşılaşabiliyoruz. Üretici firmanın tanıtım, reklam ve kampanyaları satışlarınızı ne derece etkiliyor? Üretici firmanın tanıtım ve reklam çalışması, bölgemizde bayi hedef gösterilerek yapıldığı zaman faydalı olduğu durumlar şüphesiz vardır. Ayrıca ürüne talep oluşturulması ve ürünün seçici olması adına reklam çalışmalarının faydalı sonuçlar doğurduğunu düşünüyoruz.

ESNAFIN SESİ

Şubemizde Kütahya Seramik, Vitra, Artema, Penta Grup gibi seçkin marka ve ürünleri ile müşterilerimize hizmet vermeye devam ediyoruz. Ayrıca konut imalatı alanında inşaat müteahhitliği ile şehrimizde müşterilerimize kaliteli yaşanabilir konutlar üretmeye devam ediyoruz.

101


ESNAFIN SESİ

Bölgenizin ekonomisi ve sanayi gelişim hızı ile ilgili neler söylemek istersiniz? İnşaat sektörü ile nalbur ve hırdavat sektörünün gelişimi doğru orantıda ilerliyor mu? Ülkemizde olduğu gibi ilimizde de inşaat sektörü diğer bütün sektörlere fark atar şekilde gelişim göstermektedir. Nalbur ve hırdavat sektörü bir miktar gelişim gösterse de bilinçli ve uzun vadeli bir devamlılık sağlamakta başarısız olmaktadır.

102

Bölgenizde hırdavat ve nalbur sektöründe rekabet ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz? İlinizde size göre tahmini olarak kaç hırdavat ve nalbur dükkanı var? Bölgemizde hırdavat ve nalbur sektöründe acımasız bir rekabet ortamı vardır. İlimizde 5-10 civarında hırdavat nalburiye alanında yıllardır faaliyet gösteren firma olmasına karşın küçük ölçekli firmaları da kattığımızda bu rakamın 100’lerle ifade edileceğini düşünüyorum. Hırdavat sektöründe kayıt dışı ile etkin mücadele haksız rekabetin önüne geçecektir. Rekabette fark oluşturmak için neler yapıyorsunuz? Müşterileriniz sizi neden tercih ediyor? Rekabette fark oluşturabilmek için, güçlü bir stok, zamanında teslim ve müşteriler sattığımız ürünün kendi garantisinden çok firmamızın verdiği garantiye güvenmesi bizi diğer satıcılardan ayırdığını düşünüyoruz. Uygun fiyat,

• Kasım 2016

bol çeşit ve güven… Nalbur ve Hırdavat sektörü ile ilgili yaşanan sıkıntılar nelerdir? Madde olarak sayar mısınız? Bu konuda çözüm önerileriniz nelerdir? İthal ürünlerin fazla olması, aşırı fazla ürün çeşitliliği, fiyat ve rekabet sıkıntısına yol açmaktadır. Düşük fiyatlı ürünlerin olması, kalite ve sağlık sorunu riskini taşıma ihtimalini artırmaktadır. Ürün çeşitliliğinin çok olması

sebebiyle, talepte bulunan müşteriler ve bizler yeterli bilgiye sahip olamıyoruz. Çözüm önerilerine gelince; Öncelikle ithal edilen küçük ürünlerin tam anlamı ile sağlıklı olduğunun güvencesinin verilmesi gerekmektedir. Kayıt dışı ile etkin mücadele edilmeli, piyasaya sürülen ithal ürünler sıkı denetime tabi tutulmalıdır. İnsan sağlığının söz konusu olduğu usulsüzlükler


Sektörün geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz? Teknoloji ve bilimsel gelişmeler sektörün gelecekte iddialı bir şekilde var olmasını gerekli kılıyor. Hırdavat malzemeleri aslında insan hayatını güzelleştiren neticelere ulaşmada ustaların işini kolaylaştıran olmazsa olmaz ekipmanlardan oluşmaktadır. Sektör gelişmeye ve değişime açıktır.

için para cezasından daha ağır müeyyideler uygulanmalıdır. İnsan sağlığı ile oynamanın cezası para ile geçiştirilmemelidir. Büyük yapı marketleri yerel esnafı etkiliyor mu? Büyük yapı marketler perakende alanında bizleri kısmi olarak etkilemektedir. Müşterilerimiz yapı marketin sunamadıklarını bizlerin sunmasından dolayı tercihini bizlerden yana kullanmaktadır. Örneğin 5 yıl veya 10 yıl bire bir değiştirme ürün garantisi veren bir yapı market varsa da bunu bilen

müşteri yok. E- satış siteleri (nalburhırdavat malzemeleri üzerine) hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? Bu konuda faaliyet gösteren bir firma olarak e-ticaretin size sunduğu avantajlardan bahseder misiniz? E-Satış siteleri üzerinden satış yapmıyoruz. İnternet ve sosyal medyayı tanıtım aracı olarak kullanmayı uygun görüyoruz. Satış cirosu yüksek olan ürünler internet üzerinden satılmayan ürünler olması nedeniyle e-ticareti şimdilik düşünmüyoruz.

Son olarak neler eklemek istersiniz? Zaman hazinedir ve bol keseden harcadığımız zamanın alternatif maliyeti vardır. Fuarlar yapı fuarıyla aynı zamana denk gelirse il dışından gelecekler için zaman tasarrufu sağlanmış olur. Hırdavat sektöründe kayıt dışı dolaşımda bulunan kontrolsüz ürünler sağlık riskini de beraberinde getirmekte ve bu riske dolaylı da olsa aracı olma endişesi taşımaktayız. Firma olarak toptancı ve tedarikçilerin beyanlarına inanmak ve güvenmek zorunda kalıyoruz. Düşünce ve beyanlarımızın olumlu bir etki bırakmasını umuyor, çalışmalarınızda kolaylıklar diliyoruz.

ESNAFIN SESİ

Üretici ile satıcı arasında bir buluşma noktası olan İstanbul Hırdavat Fuarı’nda özellikle hangi ürün gruplarını görmek istersiniz? Üretici ile satıcı arasında buluşma noktası olan Hırdavat Fuarı’nda bilmediğimiz, hayatı kolaylaştıracak, yeni ve teknik ürün guruplarını görmeyi tercih ederiz.

103


E-TİCARET GİRİŞİMCİLERİNE 5 ALTIN ÖNERİ Kendinize şu soruyu sorun: Çok başarılı olacağını düşündüğünüz siteler neden başarılı olmadı?

AKTÜEL

Ü

104

lkemizde 30 milyar TL hacme yaklaşan e-ticaret sektörü, her geçen yıl birçok yeni oyuncuya ev sahipliği yapsa da, bu girişimlerin çok küçük bir kısmı başarılı oluyor. Günlük satışı 1-2 siparişten fazla olan e-ticaret sitelerinin henüz bin rakamına ulaşmadığını söyleyen ETİD Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Orhun, şirketini büyütmek isteyen girişimciler için önemli ipuçları verdi. E-ticaret, Türkiye’deki toplam perakendenin yüzde 2’sinin üzerinde bir hacme sahip. Gelişmiş ülkelerde bu oranın, Türkiye’dekinin 4-5 katı olduğu göz önünde bulundurulduğunda, sektörün birçok yeni oyuncuya ve büyümeye açık olduğu görülüyor. Ancak günümüzde birçok kişi e-ticaret girişiminde bulunsa da, küçük bir kısmı başarılı oluyor. Sektörün yüzde 90’ından fazla cirosuna sahip, Türkiye’nin önde gelen e-ticaret sitelerinden oluşan 40’ı aşkın üyesi bulunan ETİD’in (Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Orhun, e-ticaret sektöründe olan girişimcilerin, şirketlerini büyütmeleri için gerekli olan ipuçlarını paylaştı: Ekip Ne iş yaparsanız yapın, o işi yapanın aslında bir ekip olduğunu unutmayın. Mükemmel bir ekip hedefi ile olanakların size sağladığı en iyi çalışanlara sahip olun. Bunlara ek olarak, ekibin liderini seçerken iki kat fazla düşünün. E-ticaret çok dinamik bir alan ve bu alanda başarıya ulaşmak için analitik, kendini sürekli geliştiren ve diğer tüm yöneticilik vasıflarına

• Kasım 2016

sahip bir e-ticaret yöneticisine sahip değilseniz, başarılı olma şansınız çok düşecektir. İş planı ve operasyonel süreçleri atlamayın E-ticaret çok hızlı gelişen bir alan ve aynı zamanda da, çok hızlı aksiyon gerektiren bir yönetim gerektiriyor. Bu nedenle, ilk siparişinizi almadan çok iyi bir iş planı yapmak şart. Bu iş planı en az üç yıllık hedeflerinize giden yolları tanımlamıyorsa, başarınız bir tesadüf olacaktır. Bu süreç, bütün iş yapış şeklinizi, markanızı, müşteriye kattığınız değerleri, pazarlama sürecinizi, operasyonel etkinliklerinizi gibi bütün detayları tanımlamalıdır. İşe başladıktan sonra başınızın ağrımasını istemiyorsanız bu süreçler ve prosedürlerin tamamı hazır olmalı. Eğer bunu yapabilecek yetkinlikte değilseniz, işe koyulmadan danışmanlıklar alın. Omnichannel ile her alanda kaliteyi yakalayın Eğer halihazırda mağazalarınız varsa, mağazalarınızla web sitenizi bütünleştirirken doğru adımları atmanız, size çok önemli avantajlar sağlayacaktır. E-ticaret mağazanızı açarak yeni bir mağaza değil, yepyeni bir kanal oluşturuyorsunuz. Bu nedenle, konuyu geniş düşünmek gerekiyor. Omnichannel ile sadece mağazadan iade veya teslimat düşünmekle kendinizi sınırlandırmayın. Omnichannel ile her iki kanala daha fazla trafik yaratmayı ve daha fazla değer katmayı hedeflemelisiniz. Emek harcayın E-ticaretin en güzel yanlarından bir

tanesi, ne kadar emek verilirse, o kadar başarıya ulaşmanın mümkün olmasıdır. Bunu kendiniz için bir avantaj haline getirin. Çünkü, halihazırda rakipleriniz bunu yapıyor veya kısa zamanda bunu yapan bir rakiple karşılaşacaksınız. Ne satıyorsanız onu çok iyi anlatın, avantajlı olduğunuz ürünleri çok iyi pazarlayın ve giderlerinizi hep çok sıkı kontrol edin. Maliyet avantajlarınızı fiyatlarınıza yansıtarak çok önemli hacimler yakalayabilirsiniz. Kendinizi geliştirin Bu işe soyunduysanız, kendinizi büyük bir denizdeki küçük bir sandalda bulacaksınız. Eğer kendinizi sürekli geliştirip deneyimlerinizden iyi dersler çıkartır ve doğru analizler yaparsanız, altınızdaki sandal koca bir transatlantiğe dönüşecek ve siz, dalgalarla boğuşmak yerine onlarla dans edeceksiniz.



YENİ ÜRÜN

VİKO’DAN HEM YAŞAM HEM ÇALIŞMA ALANLARINA, ÇOK ÖZEL LED AYDINLATMA…

106

Elektrik anahtar ve priz sektörünün lider ismi VİKO by Panasonic, birbirinden kaliteli ürünleriyle aydınlatma alanında da adından söz ettiriyor. Yuvarlak ve kare sıva altı LED ürünlerin yanı sıra sıva üstü LED ürünlerle de aydınlatma sektörüne yeni standartlar getiren marka; evler, ofisler, salonlar, vitrinler, okullar, oteller, hastaneler, sergiler, koridorlar ve asansörler için en ideal seçenekleri sunuyor.

V

İKO by Panasonic en uygun aydınlatma seçeneklerini sunuyor… Kapalı alanlarda, özellikle de yaşam alanlarında konforlu zaman geçirebilmek için ışığın rengi ve konumlandırılması büyük önem taşıyor. Öte yandan aydınlatma ürünleri de hoş bir atmosfer oluşturmakta etkin rol oynuyor. İyi aydınlatma, mekan kullanıcılarının ruhsal yapısının istenildiği noktaya çekilmesini sağlayabiliyor. Mimaride değişen trendler de artık tavanın ortasına asılan

• Kasım 2016

bir lamba ile tüm odanın aydınlatılması anlayışını çoktan geride bırakmış durumda. Yaşam alanının uygun noktalarındaki aydınlatmalar ile mekanın ve mobilyaların karakterleri çok daha iyi yansıtılabiliyor. Sürdürülebilir ve aydınlık bir gelecek için yeni nesil teknolojiler ve ürünler geliştiren VİKO by Panasonic, şimdi yenilikçi felsefesini aydınlatma ürünlerinde de ortaya koyuyor. Güçlü kuruluş, Yuvarlak ve kare sıva altı LED ürünlerin yanı sıra sıva üstü LED ürünlerle ister yaşam ister çalışma alanları için en

uygun aydınlatma seçeneklerini sunuyor. Üstün teknoloji, VİKO by Panasonic ile aydınlatma ürünlerinde… VİKO by Panasonic tarafından geliştirilen LED aydınlatma ürünleri, dahili plug-in soketi ile yüksek verimli sürücüye sahip bulunuyor. Bu sayede kolayca monte edilebilirken, bakım ve onarım da kolaylaşıyor. TUV, CE ve RoHs sertifikasyonları ile onaylı gerçek değerler sunuluyor. Ayrıca ürünler 3 yılı simüle eden yaşlandırma testlerine tabi tutulup başarılı olduktan sonra satışına onay veriliyor. Bununla birlikte ürünlerin yüksek renksel geriverim doğruluğu Ra > 80 olarak ifade ediliyor. Ürünlerin bir diğer özelliği ise yüksek enerji verimliliği ile çalışması (Yüksek güç faktörlü LED ürünler Pf > 0.95)…



AKTÜEL

FİLLİ BOYA’DAN 1.250’DEN FAZLA OKULA RENKSEL DÖNÜŞÜM

108

Filli Boya, hayata geçirdiği “Filli Okul” projesi kapsamında, 2008 yılından bugüne kadar yüzlerce ton boya ile 3.7 milyon m’2 den fazla alanı renklendirerek 600 binden fazla öğrencinin eğitim gördüğü 1.250’den fazla okulun boyanmasına destek oldu.

T

ürk boya sektörünün lideri Filli Boya’nın çağdaş eğitime verdiği büyük önem ve değeri yansıtan “Filli Okul” projesi; 2016 yılında 235 okulun daha boyanmasıyla devam etti. Filli Boya, çocukların daha iyi şartlarda eğitim almalarını desteklemek amacıyla 2008 yılında hayata geçirdiği “Filli Okul” projesi kapsamında Anadolu’da sosyo-ekonomik açıdan zor durumda olan küçük

• Kasım 2016

il, ilçe ve kırsal kesimdeki okulların boyanmasına katkı sağlıyor, çocukları geleceğe hazırlayan okulları yeni eğitim öğretim yılına hazır hale getiriyor. Türkiye’nin dört bir yanındaki okulların sağlıklı ve modern eğitim şartlarına kavuşturulması için oluşturulan projede bu güne kadar yüzlerce ton boya ile 3.7 milyon m’2’den fazla alan renklendirilerek 600 bini aşkın öğrencinin eğitim gördüğü yaklaşık 1.250’den fazla okul boyandı.

İyi Şartlarda Eğitim Herkesin Hakkı Filli Boya’nın örnek kurumsal sorumluluk projelerinden biri olmayı başaran “Filli Okul” projesi kapsamında yaz aylarında okulların boyanmasıyla çalışmalar gerçekleşiyor. Öğrenci ve eğitimcilerin, öğrenme ve öğretme isteklerine olumlu yönde katkı sağlanarak, çocukların hak ettikleri şartlarda eğitim görmeleri hedefleniyor. Filli Boya, topluma ve çağdaş eğitime katkı amacıyla gerçekleştirdiği sosyal sorumluluk projelerine gelecek dönemde de devam etmeyi planlıyor.



YENİ ÜRÜN

HİLTİ’NİN 4 YENİ ÜRÜNÜ SEKTÖRE DAMGA VURACAK

110

İnşaat sektöründe fark yaratan ürünleriyle dikkat çeken Hilti, 4-6 Ekim tarihlerinde gerçekleştirdiği ‘Pazarlama Dalgası’ etkinliği ile 4 yeni ürününü tanıttı. Hilti DD 200 Karot Makinası, Hilti PR 3 Eksenel Lazer, Red Dot 2016 ödüllü Hilti SF 8M-A22 Kablosuz Vidalama Makinası ve Hilti TE 30 ATC Delici Kırıcı ürünlerini piyasayla buluşturan Hilti, inovatif ürünlerine yenilerini eklemeye devam ediyor.

Ü

stün performans ve dayanıklılığa sahip ürünleriyle inşaat sektörüne yüksek katma değer sağlayan Hilti, yılda dört kez yeni ürünleri için satış ekibine özel olarak düzenlediği ‘Pazarlama Dalgası’ (Marketing Wave) etkinliğinin 2016 yılındaki son ayağını 4-6 Ekim tarihlerinde Viaport Crowne Plaza’da gerçekleştirdi. Etkinlikte yeni ürünleri Hilti

• Kasım 2016

DD 200 Karot Makinesi, Hilti PR 3 Eksenel Lazer, Red Dot 2016 ödüllü Hilti SF 8M-A22 Kablosuz Vidalama Makinesi ve Hilti TE 30 ATC Delici Kırıcı’yı tanıtan Hilti, Ar-Ge temelli kaliteli ürünleriyle fark sağlamaya devam edeceğini bir kez daha kanıtladı. Gücüyle adından söz ettiren Hilti DD 200 Yeni Karot Makinesi Hilti DD

200 ile yüzde 100’e kadar daha uzun ömür ve 3200 watt yeni HPD motoru sayesinde yüzde 20 daha güçlü performans imkanı sunan Hilti, bu yeni nesil ürünüyle 35-500 milimetre arasında delim yapmayı mümkün kılıyor. Büyük tasarımı sayesinde dayanıklı şaft ve 300 saatten fazla karbon fırça ömrü sunan Hilti DD 200 Karot Makinesi, hızlı değişebilen karbon fırça ve güç kablosu ile hızlı tamir olanağı da sağlıyor. Led ışık göstergeleri ile kullanıcıyı yönlendiren Hilti DD 200 Karot Makinesi, az tecrübeli kullanıcılar için bile kullanım kolaylığı sunuyor.


koruma teknolojisiyle alçıpan tozlarına bile dayanıklı bir yapı sergiliyor.

Hilti TE 30 ATC ile en iyi performans! Kompakt ve hafif yeni Hilti TE 30 ATC Kırıcı Delici, en iyi performansı maksimum kullanım kolaylığıyla sunuyor. Hilti’nin patentli sistemleri içinde yer alan delici ucun sıkışması halinde anında gücü kesen Aktif Tork Kontrol (ATC) sistemine sahip olan

Hilti TE 30 ATC Kırıcı Delici, ergonomik yumuşak malzemeli tutma kolu, ters dönme modu ve uzun ömür vaadiyle de dikkat çekiyor. Kömürsüz motora ve azaltılmış tamir sıklığına sahip olan Hilti TE 30 ATC Kırıcı Delici, çok daha düşük titreşim değeri ile kullanıcı dostu uygulamalara imkan tanıyor.

YENİ ÜRÜN

4 kat daha fazla görülebilen Hilti PR 3 Eksenel Lazer Hem yatay hem dikey hem de eğim verilebilen yeşil lazer teknolojisiyle fark oluşturan yeni Hilti PR 3 Eksenel Lazer, 4 kat daha fazla görülebilme özelliğiyle dikkat çekiyor. Daha uzun kullanım ve şarj için Hilti Li Ion 12V pil kullanılan ve kolay kullanıcı ara yüzü sayesinde uygulamalara ekstra kolaylık getiren Hilti PR 3 Eksenel Lazer, toz

Red Dot ödüllü Hilti SF 8MA22 Dayanıklılığı sayesinde uzun ömürlü ve 4 vitesi ile maksimum verimli yeni Hilti SF 8M-A22 Kablosuz Vidalaması Makinesi, en yüksek sıkma gücü ile metal ve ahşap yüzeylerde yüksek performanslı vidalama imkanı sunuyor. Ayrıca “Red Dot 2016 Ürün Tasarımı” ödülüne layık görülen Hilti SF 8MA22 Kablosuz Vidalaması Makinesi, dakikada 2 bin 150 devir yapması ve kolay vites değiştirme özellikleriyle de tercih sebebi.

111






AKTÜEL

İNŞAATIN YOL HARİTASI: KARBONU AZALT, İNOVATİF YAKLAŞ, GELECEĞİ PLANLA!

Türkiye İMSAD organizasyonuyla düzenlenen Uluslararası SBE16 İstanbul Konferansı tamamlandı.

114

T

ürkiye’de ilk kez, Türkiye İMSAD organizasyonuyla gerçekleştirilen SBE Konferansları serisinin İstanbul ayağı SBE16 İSTANBUL Konferansı, derinlemesine ele aldığı inşaat, sürdürülebilirlik ve çevre konuları, bildiriler, oturumlar ve katılımcılarıyla yılın en etkili organizasyonlarından biri oldu. Konferans, alışılagelmişin dışında organizasyonu ve içeriğiyle Seri’ye yeni boyut kattı. Türkiye İMSAD, AB ülkeleri gibi üyeleri ile birlikte emisyon salınımını 2030 yılına kadar yüzde 40 oranında azaltma sözü verirken, konferans çerçevesinde yapılan

• Kasım 2016

“Sürdürülebilir Yapılı Çevreye Geçiş Sürecinde Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlıklı çalıştay çarpıcı sonuçlarıyla inşaat sektörü için kamu, sektör, üniversite ve STK’ları bir araya getirmeyi zorunlu kılan referans yol haritasını ortaya koydu. Türkiye’de yapı malzemesi üreticilerinden bilim insanlarına, uygulayıcıları ve mimarlardan müteahhitlere, akademisyenlerden devlet kurumlarına ve STK’lara kadar toplum, inşaat sektörü ve çevrenin tüm paydaşlarını bir araya getirerek bir ilke imza atan SBE16 İstanbul Konferansı, 15 Ekim Cumartesi günü yapılan kapanış konuşmalarıyla

son buldu. “Akıllı Metropoller – Sürdürülebilir ve Akıllı Binalar ile Akıllı Şehirler için Entegre Çözümler” temasıyla hayata geçirilen konferans 3 gün sürdü. Pek çok ülkeden ve Türkiye’den 40 davetli konuşmacının yer aldığı konferans boyunca 30 oturum gerçekleştirildi ve 113 bildiri sunuldu. Akıllı şehir, akıllı bina, akıllı malzeme, akıllı ulaşım, ekolojik hassasiyet, kalifiye işçi, ithalat ve ihracat, kentsel doku, kaynak verimliliği, performans göstergeleri ile sosyal, kültürel ve finansal yaklaşımlar gibi pek çok konu konferansta masaya yatırıldı.


Fethi Hinginar: “En başarılı konferanslardan biri oldu” SBE16 İstanbul Konferansı’nın başarısına değinen Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı F. Fethi Hinginar, “Bugüne kadar gördüğüm en başarılı çalışmalardan biri oldu. Türk inşaat sektöründe hep söylediğimiz gibi sadece inşaat malzemesi değil, yapı kalitesinin ve ona bağlı olarak da insanlarımızın yaşam kalitesinin yükselmesi için çalışmalar yapıyoruz. Bu nedenle SBE16 İstanbul Konferansı bu konuda son

Nils Larsson: “SBE16 İstanbul beklentilerimizi aştı” iiSBE (International Initiative for a Sustainable Built Environment) Direktörü Nils Larsson, Sürdürülebilir Yapılı Çevre Konferanslar Serisi’nin İstanbul ayağını konular ve araştırmalar bakımından “Alışılagelmişin dışında bir seri” olarak yorumladı. Larsson, “Gerek konuşmacılar, gerek sunulan yüzlerce bildiri, sektörün tüm birimlerinden katılan profesyonellerce yapılan çalıştay ve ortaya çıkan

Gordon Falconer: Akıllı şehir inşasında ‘Boş Sayfa’ yaklaşımı Konferansın en çok ilgi gören isimlerinden aynı zamanda ana konuşmacılar arasında yer alan Schneider Elektrik Akıllı Şehirler Global Direktörü Gordon Falconer, akıllı şehir inşa etmenin en ideal yolu olan boş sayfa yaklaşımını açıkladı: “‘Akıllı şehir’, kavramı şehir gelişimi için önemli olan birtakım temel unsurları içermektedir. Bu açıdan, öncellikle akıllı şehir kavramının tanımı yapılmalı ve şehri oluşturmak için planlama ilk adım olmalıdır. İkinci adım ise akıllı şehir teknolojileridir. Bir akıllı şehir inşa etmek için ideal olan ‘boş sayfa’ yaklaşımı zordur ve işin sırrı kamu tarafından geliştiricilerin teşvik edilmesidir. ‘Akıllı’ ifadesi mevcut sistemler üzerinde işletim ve kontrol stratejilerinin geliştirilmesi anlamına gelir. Mevcut sistemleri bertaraf ederek yenisini oluşturmak veya sadece mevcut altyapıya bir sensor eklemekten ibaret değildir. Gerçek anlamda ‘akıllı şehir’ yetersiz veri akışı olan mevcut sistemi “büyük

AKTÜEL

yılarda yapılan en başarılı ve etkin çalışma oldu. Bizim bütün amacımız inşaat sektörünün tüm katmanlarını malzeme üretiminden projecilere, mimar, mühendis, uygulayıcı, müteahhit, üniversiteler ve kamu gibi bir araya getiren bir Türkiye yapısı ekolünün mevcut durumdan daha iyiye nasıl dönüşeceği konusunda bir tartışma ve fikir geliştirme ortamı yaratmaktı. Bu çalışmalarla bu amacımıza bir ölçüde ulaştık. Umarım Türkiye İMSAD’ın çabaları örnek alınır ve bu tip konferansların etkinliği artırılır” dedi.

sonuçlar gerçekten de tüm seriler içinde alışageldiğimizin dışında kaldı, beklentilerimizi geçti. Özellikle çalıştay sonuçlarına dair söylenecek tek şey ise ‘mükemmel özet’ olur. Hedefimiz burada çıkan sonuçların bir yol haritasıymışçasına sektörün tüm birimleri tarafından önemle ele alınması, uygulanmasıdır. Çünkü hepiniz tek ve özelsiniz. Hem sektörünüzün, hem şirketinizin hem de sağlıklı bir yaşam için sürdürülebilir sonuçlar almanın tek yolu bu” dedi.

115


veriler – big data” sağlayacak şekilde yenileyerek şehirleri yeniden oluşturmak amacı taşır. Ticari binalar bu sistemin nasıl olduğunu gösteren somut örneklerdir. Bu binalarda toplam enerji tüketiminin yüzde 70’ni oluşturan ısıtmahavalandırma-soğutma (HVAC) ve aydınlatma sistemleri, akıllı sıfatı ile yüzde 30 oranında azalır.

AKTÜEL

Benzeri somut örnekler ile şehri akıllı hale getirmek kolaylaşacaktır. Ancak unutulmamalıdır ki, bölgelere göre farklılık gösterebilen bazı önemli ticari kaygıların aşılması, mevcut binaların iyileştirilmesi ile sağlanacak faydaların daha net ortaya çıkmasını sağlayacaktır.

116

Ünlü Japon Mimar Iwamura: Yaşamın güvenliği için yapılı çevreye esneklik entegrasyonu Mimari ve kentsel bütünsel sürdürülebilirlik konusunda uzman olan aynı zamanda 2003 yılında Dünya Habitat ödülü, AIU 2003 Ödülü, JIA Çevre Mimarlık ödülleri sahibi 14 kitabı bulunan Iwamura Atelier Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Kazuo Iwamura, özellikle doğal afetlerle ilişkilendirerek yaptığı sunumda yaşam güvenliği ve çevresel entegrasyon konusuna değindi. Nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu 21. Yüzyıl şehirlerinde küresel ısınma, doğal afetler, yaşlanma, sağlık sorunları, anlaşmazlık, terör ve altyapı yetersizlikleri gibi belirsiz risklerin yükseldiğine ve buna karşılık geliştirilen ‘Yapılı çevreye esneklik entegrasyonu’ kavramına dikkat çeken Iwamura, “Esneklik ifadesi, 1970’li yıllarda çevrebilim dünyası tarafından

• Kasım 2016

ortaya konan, bozulma ya da karışıklık durumlarında bakım ya da düzeltme için sistem kapasitesini tanımlamak amacıyla ortaya atılmıştı. Bu yaklaşımın şehir ve binalara (yapılı çevre) uygulanabilirliği öngörüldü, çünkü bunlar değişen durumlara sürekli adapte edilecek karmaşık sistemlerdi. ‘Esnek yapılı çevre’ fikri gelişerek, sürekli gerginlik ya da ani şoklarla tehdit edilen yaygın bozulma ya da fiziksel veya sosyal sistemin çöküşü gibi durumlarla kavramsal olarak alakalı oldu. ‘Yapılı çevreye entegre esneklik’ kavramı sonuç olarak, işlevini yerine getirecek olanların kapasitesini tarif eder. Böylece orada

yaşayan ve çalışan insanlar – bilhassa fakir ve savunmasız olanlar – hangi stres veya şokla karşılaşırlarsa karşılaşsınlar hayatta kalıp, başarabilirler. Japonya’da yaşanan afetler gibi tüm dünyada şahit olduğumuz durumlar en iyi örneklerdir. Bu bakımdan insan güvenliğini ilgilendiren böylesine bir amaç, mesleğimizin dünya çapında sosyal sorumluluk anlayışını formüle eden yüksek öncelik olmalıdır” dedi. Çalıştayda ortak karar: Yenilik ve doğaya uyum şart! SBE16 İstanbul Konferansı çerçevesinde yapılan, Enerji ve Çevre Bakanlıkları, sektör temsilcisi STK’lar ve şirket


temsilcilerinin katıldığı çalıştay, konferansın en önemli adımlarından biri oldu. Çalıştayda “Sürdürülebilir Yapılı Çevreye Geçiş Sürecinde Sorunlar ve Çözüm Önerileri” profesyoneller tarafından tartışıldı. Çalıştayda Bütünleşik Tasarım, Mevzuat (destekler, standartlar, genelge ve yönetmelikler), Sürdürülebilir yapılı çevre sertifikasyonu (bina-çevre-denetim), Malzeme sertifikasyonu – çevresel ayak izi – performans, Finansal araçların geliştirilmesi, Binalarda enerji verimliliği – yenileme – kapsamlı yenileme ve Kentsel dönüşüm ile ilgili yapı sektörüne ait sistemsel sorunlar başlıkları altında sorunlar belirlenerek çözüm önerileri sunuldu. Çalıştay’da öne çıkan başlıklar şöyle: Bütünleşik Tasarım Gerek konut, gerek bina ve gerekse çevre için bütünleşik tasarım yöntemlerinin

uygulanmasının ve üniversitelerde eğitim programının önemi vurgulandı. Mevzuat Konferansta mevzuatlarda yapılması gereken değişiklikler değerlendirildi. Yapı yasasının acilen çıkarılması gerektiğinin üzerinde duruldu. Bu konuda gerekli çalışmaların tamamlanarak konferans sonuçları ile birlikte ilgili bakanlıklara sunulması planlandı. Sürdürülebilir Yapılı Çevre Sertifikasyonu (Binaçevre-denetim) Kentlerin çevreyle dost bir şekilde gelişmesi için neler yapılması gerektiği tartışıldı. Konunun sadece bina olmadığı, ulaşım, iletişim, kültürel aktiviteler sosyal yaşam dahil bütüncül bir açıyla ele alınması gerektiği vurgulandı. Malzeme Sertifikasyonu 2015 Paris Anlaşması kapsamında verilen

Finansal araçlar geliştirilmesi Binalarda enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kullanımıyla ilgili Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından ölçme, değerlendirme ve doğrulamayla ilgili bir yönetmelik çıkarılması gerektiğine ve aynı zamanda enerji verimliliği projelerinin hızlanması için devlet desteğinin önemine dikkat çekildi. Binalarda Enerji Verimliliği – Yenileme – Kapsamlı Renovasyon Binalarda enerji verimliliğini artırıcı projelerin finanse edilmesi için mevcut araçların aslında yeterli olduğu ancak belirli sorunlar nedeniyle istenen sonuca ulaşılmakta güçlük çekildiği gözlemlendi. Ve mekanizmanın hızlanması için çözümler belirlendi. Kentsel Dönüşüm ile ilgili Yapı Sektörüne ait Sistemsel Sorunlar Kentsel dönüşüm, konferans konusu kapsamında geniş bir çerçevede değerlendirildi. Bu konuda yapı sektörüne ait sistemsel sorunlar ve çözüm önerileri belirlendi.

AKTÜEL

taahhütlerin yerine getirilmesi için izlenecek yollar görüşüldü. Bu hedeflere ulaşılabilmesi için yeni yapıların sıfıra yakın enerji tüketen yapılar olması gerekliliği vurgulandı. Mevcut yapı stokunun da hızla daha çevre dostu, uluslararası yükümlülüklere uygun hale getirilmesi için yapılası gerekenler belirlendi. Sübjektif değerlendirmelerin önüne geçilebilmesi için malzeme sertifikasyonunun önemi vurgulandı.

117


SEKTÖREL HABER

YAPI SEKTÖRÜNÜN EN SON ÜRÜN VE HİZMETLERİ 29. YAPI FUARI - TURKEYBUILD ANKARA’DA SERGİLENDİ!

118

Ankara ve bölgesinin en büyük yapı fuarı, Yapı Fuarı – Turkeybuild Ankara sona erdi. Congresium, ATO Kongre ve Sergi Sarayı’nda bu sene 29. kez düzenlenen fuarda Türk yapı sektörünün en son ürün, hizmet ve teknolojileri sergilendi.

Y

EM Fuarcılık tarafından düzenlenen Türk yapı sektörünün İç Anadolu Bölgesindeki en büyük fuarı olan Yapı Fuarı – Turkeybuild Ankara sona erdi, fuarı 13.843 kişi ziyaret etti. Yapı sektöründeki en son ürün, hizmet ve teknolojilerin sergilendiği fuar, 28,9 milyar TL’lik inşaat harcamasıyla Türkiye genelindeki inşaat harcamalarından yüzde 16,5 oranında pay alan Ankara ve bölgesi sektör temsilcilerini bir araya getirdi. Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden biri olan yapı sektörünün temsilcilerini aynı platformda bir araya getirdiklerini vurgulayan ITE Turkey ve YEM Fuarcılık Genel Müdürü Burcu Başer, “YEM Fuarcılık olarak, 39. Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’un ardından Ankara’da düzenlediğimiz 29. Yapı Fuarı – Turkeybuild Ankara, bölgenin inşaat malzemeleri pazarına yönelik, bu yıl da önemli bir rol üstleniyor. Yapı Fuarı – Turkeybuild Ankara’da da temel motivasyonumuz, bir sergi alanı sağlayıcılığının çok ötesinde, hitap ettiğimiz kesimlere profesyonel bir iş

• Kasım 2016

ve iş geliştirme platformu sağlayarak katma değer sağlamaktadır. Bu katkıya zemin hazırlamak, ortak olmak ve sektörün gelişimini yakından takip etmek de bize gurur veriyor” dedi. Yapı Fuarı – Turkeybuild Ankara, sektörün bölgedeki tüm oyuncularını bir araya getirdi. Yapı Fuarı – Turkeybuild Ankara, yapı sektörünün en son ürün, hizmet ve teknolojilerini 13.843 ziyaretçi ile buluşturdu. Fuar bu yıl da özellikle kamu yatırımlarında yer alan karar vericilere sektörün dev markalarındaki gelişme ve yenilikleri görme imkânı sağladı. 1988 yılından bu yana düzenlenen ve bölgenin en büyük ticaret platformlarından biri olan Yapı Fuarı – Turkeybuild Ankara, başkent başta olmak üzere tüm bölgedeki firmaları, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile yatırımcıları, sektör profesyonelleriyle iletişime geçirerek, yeni iş ve yatırım olanakları yaratacak büyük fırsatlar sunuyor. En iyi standlar ödüllerini aldı! Altın Mıknatıs Ödülleri fuarda verildi… Yapı Fuarı – Turkeybuild’in geleneksel

“Altın Mıknatıs Stand Tasarım Ödülleri” de fuar kapsamında sahiplerini buldu. Doç. Dr. Ayşe Tavukçuoğlu, Buket Çelik, Yasin Coşar Yağcı ve Yiğit Acar’dan oluşan seçici kurul, fuarda yer alan stantları; “Standın ürünle kurduğu bağlantı, standın ürünün belirtilmek istenen niteliklerini en iyi şekilde vurgulaması, standın üç boyutlu tasarım nesnesi olarak düzenlenmesi, stanttaki görsel malzeme kullanımındaki estetik kriterler” gibi özelliklerine göre değerlendirmeye tabii tuttular. Seçici kurulun değerlendirmesi sonucunda birincilik ödülü, tasarımını Tepe Betopan’ın yaptığı Vendoks Mimarlık firmasına verildi. İkincilik ödülü, tasarımı kendilerine ait olan Yağmur İskele İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. firmasına verildi. Üçüncülük ödülü tasarımı kendilerine ALN Ofis Mobilyaları Dekorasyon İnş. San. Tic. Ltd. Şti firmasına verildi. Mansiyon ödülüne de tasarımı BTL Reklam firmasına ait olan Akkaşlar Dayanıklı Tüketim Malzemeleri standı, YEM Fuarcılık Özel ödülüne ise tasarımı kendilerine ait olan Kingspan Yapı Malzemeleri Aş. standı değer görüldü. Yapı Fuarları – Turkeybuild’in 2016 yılının son buluşması 3 - 6 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek 22. Yapı Fuarı – Turkeybuild İzmir olacak.



AKTÜEL

MİMAR BENİM İLE YAŞAM ALANLARINIZIN RENGİNİ SEÇMEK ÇOK DAHA KOLAY…

120

Sektörde bir ilk olarak hayata geçirilen Mimar Benim; son teknoloji fonksiyonları, yepyeni özellikleri, en trend renk ve kartelaları ile yaşam alanlarınızın rengini belirlemeyi sizler için çok daha kolay hale getiriyor.

F

illi Boya’nın mobil devrimi ‘Mimar Benim’ uygulaması, kullanıcılara yaşadıkları yerin mimarı olma imkânı sunuyor. En son teknolojilerle geliştirilen renklendirme

• Kasım 2016

modülü sayesinde sektörde bir ilk olan ‘Mimar Benim’, kullanıcıların yaşam alanlarını ışık ve gölgelendirme esas alarak gerçeğe en yakın şekilde boyamasına olanak sağlıyor. Gerek görselleri, gerek içeriği,

gerek kullanımı açısından Türkiye’nin en çok beğenilen uygulamaları arasında yer alan ‘Mimar Benim’, yaşam alanlarının kolayca ve istenildiği gibi renklendirilmesine imkân tanıyor. ‘Mimar Benim’ in yeni versiyonuyla yaşam alanınızı kolayca renklendirin… Yepyeni özellikleri sayesinde çok daha kolay ve hızlı bir


AKTÜEL 121 şekilde yaşam alanlarının yeni renkleriyle görüldüğü uygulamada, yüzlerce renk alternatifinden kolayca faydalanılabiliyor. Mimar Benim aynı zamanda renk uzmanları tarafından önerilen renk tarzları ile uyumlu renklerin denenmesine de olanak sağlıyor. ‘Mimar Benim’ uygulaması, kullanıcıların tercih ettiği dört renklendirme alternatifini kolaj yaparak sosyal medya mecralarında paylaşma ve arkadaşlarından fikir alma

imkanı da sunuyor. Ayrıca projenin öncesi, planlanan hali ve uygulama sonrasındaki hali fotoğraf olarak paylaşılabiliyor. Filli Boya’nın getirdiği mobil yenilik ile yaşam alanlarının oluşturulmasında kolaylık sağlayan ‘Mimar Benim’ uygulaması online ve offline olarak kullanılabiliyor. Beğendiğiniz renkler için ne kadar boya almanız gerektiğini hesaplayan basit ‘Boya Hesabı’ modülü ve projeniz için hangi ürünleri ve malzemeleri

ne kadar almanızı gösteren yardımcı ‘Alışveriş Listesi’ sayesinde de ihtiyacınız olan her şey bu uygulamada mevcut. Mimar Benim uygulaması içinde yer alan ‘En Yakın Bayi’ modülü sayesinde en yakın Filli Boya bayisinin iletişim bilgilerine ve yol tarifine de hemen ulaşmak mümkün. Yardımcı asistan ve nasıl uygulanır videoları Mimar Benim kullanımı konusunda size yönlendirirken, akıcı flat tasarım özellikleri de yenilenmiş yapısının içinde uygulamaya farklılık katıyor.


YENİ ÜRÜN

KALEKİM’DEN ISLAK MEKANLAR İÇİN MÜKEMMEL SU YALITIMI: ‘İZOLATEX PLUS’

122

Yapı kimyasalları sektörünün öncü firması Kalekim, yapılarda en fazla suya maruz kalan alanlar için geliştirdiği ‘İzolatex Plus’ ile ideal bir su yalıtımı sağlıyor.

K

alekim, yüksek tutunma gücüne sahip ekstra esnek su yalıtım ve beton koruma harcı ‘İzolatex Plus’ ile havuz, su deposu, teras, balkon ve banyo gibi ıslak mekanlarda mükemmel çözümler sunuyor. Ekstra elastik, tuzlara karşı etkin bir engel oluşturan, çimento esaslı toz bileşen ve emülsiyon polimer esaslı sıvı bileşenden oluşan İzolatex Plus, yüksek

• Kasım 2016

performansıyla su yalıtımı problemlerine son veriyor. Su depoları için güvenilir çözüm İçme suyu depolarında da kullanıma uygun olan İzolatex Plus, klor iyonlarına karşı yüksek dirence sahip olduğu gibi, betonda karbonatlaşmayı da engelliyor. Donma ve çözünmeye karşı dayanıklı yapısıyla öne çıkan İzolatex

Plus, kalsiyum ve sodyum klorür gibi buz eritici tuzlara, deniz suyuna ve karbondioksit gazına karşı betonu koruyor. Sağlıklı ve güvenli yaşam alanları Kalekim geliştirdiği su yalıtımı çözümleri ile ayrıca, yapılara zarar veren, yapıların güvenliğini ve konforunu olumsuz etkileyen su ve nem unsurlarının önüne geçerek sağlıklı yaşam alanları sağlıyor. Su yalıtımı sayesinde taşıyıcı sistemleri korunan binalar, depreme dayanıklı hale geliyor.



DURACERAM İLE ZARAFET VE KALİTE BİR ARADA Duravit hassas ve ayrıntılı bir çalışma sonrası ince görünüme sahip, çok dayanıklı ve aynı zamanda zarif görünüm elde ettiği Duraceram adını verdiği yeni bir malzeme geliştirdi.

YENİ ÜRÜN

Ç

124

ok yönlü tasarım ve hassasiyet Seramik, evlerde ve kamu alanlarında üstün özellikleriyle kullanımı tercih edilen bir materyaldir. Pürüzsüz ve hiyenik yüzeyi son derece sağlam, çizilmeye ve aşınmaya dayanıklıdır. Alerjiye yol açmaz, ışık geçirmezdir. Geleceğin Malzemesi DuraCeram Geleneksel seramiğin yapım aşamasında, fırınlandıktan sonra gerekli mukavete sahip olabilmesi için 12 ila 14 mm kalınlığında olması gerekir. Duravit bu aşamalara ek olarak, hassas ve ayrıntılı bir çalışma sonrası ince görünüme sahip, çok dayanıklı ve aynı zamanda zarif görünüm elde ettiği Duraceram adını verdiği yeni bir malzeme geliştirdi. Bu şekilde zerafetten ödün vermeden kaliteli, sağlam ve kolayca temizlenebilen tasarım çeşitliliğine yeni bir boyut kattı. DuraCeram’ın bir diğer avantajı ise hem çok hafif hem de üretimi sırasında daha az enerji tüketerek ve karbon dioksit emisyonu azaltılarak üretimi gerçekleşir.

• Kasım 2016

Hassas form: Philippe Starck lavabolar Cape Cod lavabo Philippe Starck’ın ayırt edici karakteristik ince kenar tasarımına sahiptir. Yuvarlak ve kare modellerinde bataryalar, lavaboya entegre bir seramik platform üzerine monte edilir. Duraceram teknolojisi sayesinde hassas

batarya uyumu ve montajı sağlanmıştır. Yeni c-bonded teknolojisi: Net ve kesin uyum Yenilikçi materyal anlayışı aynı zamanda c-bonded teknolojisinde de kullanılır. Banyo mobilyaları ile tam uyum sağlayarak görünmez bir


Yüzde 50 daha ince bir yapı Geleneksel banyo seramiklerinin dayanıklılığı kalınlığına bağlıdır. Eğer seramik fırınlanma sırasında çok ince olursa deforme olma olasılığı yüksektir. Buna karşılık, DuraCeram lavabo üretiminde yüzde 50 daha ince yapısı ile bile dayanımı kaybetmeden kullanılabilir.

YENİ ÜRÜN

şekilde birbirine uyması bu yüzdendir. Net ve kesintisiz biçimde birbirine oturan bağlantı teknolojisi sayesinde, seramik ve mobilya birleşimi tek parça halinde gözükür.

125


KALE ALARM İLE AKLINIZ EVDE KALMASIN!

KISA KISA

Okullar açıldı ve her sabah çocuğunuzu uğurladıktan sonra sizin de işinize mi gitmeniz gerekiyor? Evden her çıkışınızda, aklınız, okul çıkışında eve dönecek olan

çocuğunuzda mı kalıyor? En değerli varlığınızın güvenliğinden emin olmak için sürekli telefonla kontrol etmek zorunda mı hissediyorsunuz? Oysa Kale Alarm ile tüm bu tedirginlikten kurtulabilir, çocuğunuzun eve girdiği andan itibaren eve giriş sinyalini mobil uygulamanızdan kontrol edebilir, tam anlamıyla güvenliğinden emin olabilirsiniz. Türkiye’de güvenliğin adresi olan Kale Alarm ile siz evinizdeyken ya da dışarıdayken, hem sevdiklerinizi hem de eşyalarınızı kötü niyetli kişi ya da kişilere karşı koruyabilirsiniz. Üstelik evinizi Kale Alarm güvencesiyle tam kapsam koruma altına alırken, yaşam standardınızdan ödün vermenize de gerek kalmaz. Kale Alarm ile evinizi korurken aynı zamanda; yangın, sağlık problemleri, gaz kaçağı, panik ve tehdit gibi acil müdahale gerektiren durumlara karşı da önlem almış olursunuz. Kale Alarm sistemini, kablolu ya da kablosuz olarak seçebilirsiniz.

ÇOCUĞUNUZUN HAYAL DÜNYASINA KAPI AÇIN! Yanınızdan bir saniye bile ayırmak istemeyeceğiniz bebeğiniz büyüdü de kendi odasında uyuyacağı yaşa geldi bile. Çocuğu yeni odasına alıştırmak kimi zaman oldukça uzun ve yıpratıcı bir süreci kapsayabiliyor. Çocuğun kendi odasına alışması için duvar renginden beşik seçimine kadar en küçük detayların düşünülerek tasarlandığı çocuk odalarında kapı tercihi çoğu zaman göz ardı edilebiliyor. Ahşap kapı üretiminde Türkiye’nin en önemli markalarından biri olan Artella Ahşap Kapı Sistemleri, “Lucent” serisiyle Türkiye’de ilk kezçocuklara renkli bir dünyanın kapısını aralıyor. Hello Kitty, Spiderman, Sünger Bob, Pepe gibi çocuğunuzun en sevdiği çizgi film karakterleri artık çocuğunuzun oda kapısında yerini alarak, çocuğunuzun odası için hayalini kurduğunuz dekorasyonu destekleyecek.

126

• Kasım 2016



ODE BAYİLERİ İLE BİRLİKTE BÜYÜYOR Üç yıldır devam eden Bayi Rekabet Gücü Gelişim Programı kapsamında 100’ün üzerinde bayi çalışanına eğitim verildi.

YENİ ÜRÜN

Y

128

alıtımda dünya markası olma vizyonu doğrultusunda her alandaki yatırımlarına ara vermeden devam eden ODE, bayi ve iş ortaklarının rekabet gücünü artırma hedefiyle hayata geçirdiği Bayi Rekabet Gücü Gelişim Programı ile sektöründe öncü uygulamalara imza atmaya devam ediyor. Profesyonel yönetim danışmanlık şirketleri tarafından yürütülen program kapsamında performans güçleri değerlendirilen ODE bayileri, ihtiyaç alanlarına özel olarak oluşturulan farklı gelişim programlarına katılarak rekabette bir adım öne çıktılar. 3 yıldır devam eden program süresince; 100’ün üzerinde bayi satış personeline eğitimler verilirken, 15 firma sahibine özel gelişim programı, 4 bayiye de özel danışmanlık hizmeti verildi. Program önümüzdeki dönemde, hem yurtiçindeki bayiler hem de ODE’nin yurtdışı iş ortaklarıyla devam edecek. Yalıtım sektörünün önde gelen şirketlerinden ODE tarafından, global marka olma yolunda bayilerinin rekabet gücünü artırma hedefiyle 3 yıl önce başlatılan Bayi Rekabet Gücü Gelişim Programı devam ediyor.

• Kasım 2016

Yönetim danışmanlık şirketleri tarafından yürütülen program kapsamında öncelikle performans güçleri belirlenen ODE bayileri, daha sonra ihtiyaç alanlarına uygun olarak 3 ana başlıkta belirlenen eğitim ve gelişim programlarına katılıyor. ‘Firma Sahiplerine Özel Eğitim ve Gelişim Programları’, ‘Bayi Satış ve Pazarlama Ekiplerine Özel Eğitim ve Gelişim Programları’ ile ‘Bayilere Özel Uygulama Projeleri’ başlıkları altında oluşturulan programlardan hem firma sahipleri hem de firma çalışanları yararlanıyor. Üç yıldır devam eden program kapsamında Türkiye genelinde 100’ün üzerinde bayi satış personeline eğitim verilirken, 15 firma sahibine de özel gelişim programı uygulandı. Programın 2015 / 2016 dönemi de 4 ildeki 4 ODE bayisinin katılımıyla tamamlandı. Program kapsamında firma sahipleri şirket stratejilerini ve vizyonlarını oluştururken, bayi çalışanları da satış ve pazarlama yetkinliklerini geliştirerek daha kurumsal ve rekabetçi bir firma olma yolunda önemli adımlar attı. Diğer taraftan ‘Stratejik Yönetim’, ‘İnsan Kaynakları Yönetimi’, ‘Finansal Yönetim’,

‘Satış ve Pazarlama Yönetimi’ konularında hayata geçirilen özel uygulama projeleri sayesinde eğitimde aldıkları bilgileri pekiştirme fırsatı yakaladı. Bir şirketin global olması için önce kendi ülkesinde güçlü bir marka olması gerektiğinin altını çizen ODE Yalıtım Genel Müdürü Ali Türker: “Bayi ve iş ortaklarımızın rekabet gücünün yüksek olmasını bizim de global arenada daha güçlü durmamız açısından son derece önemsiyoruz. Bu kapsamda çeşitli alanlardaki yatırımlarımızın yanı sıra, Bayi Rekabet Gücü Gelişim Programı adı altında bayilerimize yönelik de bir dizi eğitim ve gelişim programı hayata geçirdik. Bayilerimizden aldığımız olumlu geri dönüşler ile kurumsallaşma ve rekabetçilik düzeylerini önemli ölçüde artırmayı başardığımızı görüyoruz. ODE olarak, önümüzdeki dönemde özellikle teknik yalıtımda 30 yıllık deneyimimizin sağladığı birikim ile daha da derinleşerek, daha güçlü bayi ve iş ortaklarımız sayesinde dünya çapında ciddi bir güç haline gelmeyi hedefliyoruz” dedi. ODE bayileri daha rekabetçi hale geldi ODE Bayi Rekabet Gücü Gelişim Programı’na katılan bayiler; program sayesinde hem kendi firmalarını


Gülyapan Yapı sahibi Ayhan Gülyapan: “Kurulduğumuz 2008 yılından bu yana ODE ile çalışıyor ve birlikte büyümemizi sürdürüyoruz. ODE Bayi Rekabet Gücü Gelişim Programı, firmamızın gelecek yıllarını şekillendirecek ve işlerimizi daha da ileriye götürecek bir bakış açısı sundu. İlk iki toplantı sonrasında firma yapımızın ana hatları belirlenirken, yönetim ve organizasyon şemamız yeniden şekillendi ve tüm personel için görev tanımlamalarımız yeniden belirlendi. Daha sonraki toplantılarda firmamıza ait verilerin üzerinden geçilerek, stok-cari çalışmalara ağırlık verilip, firmamızın bütün işleri sayısallaştırıldı. Bu programın 2017 yılında şirketimize önemli bir katma değer sağlayacağına ve kurumsallaşma yolunda süreklilik arz eden bir yapıya kavuşturacağına inanıyorum.” ODE Yalıtım Genel Müdürü Ali Türker

daha önemli bir rekabetçi güç haline getirecek bilgilerden yararlanmaktan, hem de kurumsallaşmalarını hızlandırarak ODE’yi global marka olma yolunda desteklemekten memnuniyet duyduklarını belirttiler. Yapınet Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Koordinatör İsmail Vatansever: “ODE Bayi Rekabet Gücü Gelişim Programı sayesinde güçlü ve zayıf yönlerimizi fark ettik; firma stratejisi oluşturmada ve vizyonumuzu geliştirmede çok önemli bir destek aldık. Özellikle satın alma prosedürü, satış prosedürü, market dizaynı, muhasebe raporlama, yeni yönetim şeması ve görev tanımları ile ilgili aksiyonlarımızı çok daha çabuk hayata geçirdik. Şimdi hedefimiz Yapınet’i 3 yıl içinde bölgesinde satışını yaptığı ürünlerde ve uygulamada lider bir firma haline getirmek.” Pelenkoğlu Nakliyat Satınalma Uzmanı Gizem Pelenkoğlu: “ODE Bayi Rekabet Gücü Programı mevcut işleyen sistemimizde geliştirilmesi

Mun İnşaat sahibi Mustafa Kutlu Özcan: “ODE Bayi Rekabet Gücü Gelişim Programı sayesinde firmamızla ilgili genel analizleri ve raporlamaları daha rahat alabilme ve inceleyebilme şansımız oldu. Ayrıca piyasa geneli hakkında genel karşılaştırmalar yaptık. Program kapsamında müşteri risk tanımlamalarını ilave ettik. Aylık geçmiş yıllar ile şimdiki zamanın karşılaştırmalarını, müşteriler ve ürünler bazında geçmiş ve şimdiki zaman karşılaştırmalarını rahat yapabilir hale geldik. Gelir ve giderlerle ilgili yıllık bütçe hazırlayıp, bunların denetimini de yapmaya başladık. Firmamızın tüm çalışanlarının dahil olduğu bu program neticesinde, yılın faaliyetlerini tamamlayıp sonuçlarını değerlendirmek yerine, önceden hedefler ve bütçeler belirledik. Bu kapsamda önümüzdeki 3 yıl içerisinde yeni alanımız olan ısı ve ses yalıtımında pazarda en büyük paya sahip olmayı hedefliyoruz. ODE’nin yaptığı yatırımlarla Türkiye’nin en büyük üreticisi olurken, biz dağıtıcılarını da daha rekabet edebilir konuma getireceğine inanıyoruz.”

YENİ ÜRÜN

gereken noktaları saptamak, bu noktalardaki eksikliklerimizi gidermek ve geliştirmek hususunda yolumuzu aydınlattı. Bu sayede kurumsallaşma alt yapısının oluşturulması üzerine ciddi adımlar attık. Aldığımız bu güçle firmamızın bölgedeki liderliğini Türkiye’ye taşımayı ve bir sonraki nesle daha çok hizmet üreten bir firma teslim etmeyi hedefliyoruz.”

129


ASLA ESKİMEYECEK ŞEYLER VAR…

S YENİ ÜRÜN

iyah ve beyazın asaletini, altının göz alıcı rengiyle harmanlayan Antik, tasarımda klasik çizgileri tercih eden modern zaman romantikleri için, antik banyo takımını tasarladı... Nostaljik olduğu kadar elegant bir duruş sergileyen Antik, geçmiş zamanlara özlem duyanların banyolarında göz

130

• Kasım 2016

kamaştıracak. Antik serisi tasarlanırken tüm detaylara önem verildi ve banyo mobilyası, lavabo, klozet, aksesuar gibi ürünleri, Antik serisinin elegant çizgisi ile kombin oluşturacak şekilde özenle bir araya getirildi.Antik banyo takımları siyah, beyaz ve siyah-beyaz renk seçenekleri ile farklı dekorasyon olanakları sunarken, MDF üzerine

lake özelliğiyle uzun ömürlü kullanım olanağı veriyor. 80 ve 100 cm’lik iki farklı boy seçeneği sunan Antik takım, geniş iç hacimli boy dolabı ile de banyoda tasarımı bütünleyen bir saklama çözümü sağlıyor. Antik, yavaş kapanır kapakları ve dokunmatik led ayna özelliğiyle, klasik tasarımını modern standartlarla tamamlıyor.



TÜRK BARTER’DAN GÜVENLİ TİCARET Türk ekonomisine kriz sonrası barter sistemini kazandıran Türk Barter, etkin büyümesini her geçen gün daha büyük hedeflerle sürdürüyor. İdeal hizmet şekli ve güvenli çalışma prensibiyle, yerli-yabancı bir çok kurumsal üyeyi bünyesinde bulunduran Türk Barter; sadece bulunduğu coğrafyada değil global alanda da başarısını sürdürüyor.

T AKTÜEL

ürk Barter; İstanbul, Adana, Ankara, Antalya, Bursa, İzmir, Kayseri ve Konya’da bulunan şubeleriyle üyelerine daha hızlı, verimli hizmet sunuyor. Tüm sektörlerin iş hacmini göz önüne alarak ticaretlerini yönetebilmeleri amacıyla onlara alternatif finansal çözümler üretiyor.

132

Güvenli ticaret alternatifi sunuyor Türk Barter, firmaları Barter Sistemi’ni kullanmaya davet ederken firmaların işlem kapasitesi ve arzlarını analiz ederek Barter Sistemi’ne dâhil eder. Böylece firmaların Barter Ortak Pazarı’ndaki işlem hacmi hesaplanır. Türk Barter, konusunda profesyonel kadrosu ile tüm sektörlerde çok sayıda firmayı Barter Ortak Pazarı’nda buluşturup, ulusal ve uluslararası Barter işlemleri yapıyor ve firmaların atıl kapasitesini alternatif bir finans modeli olarak kullanabilmeyi sağlıyor. Kredili işlemlerde firmanın riskini minimuma düşüren sistem ile üye firmalar, borçlarını stokları ile yapılandırma imkanı buluyorlar. Üye firmaların sunduğu ürün ve hizmetlerin tanıtım, planlama ve uygulanmasında üyelerinin stratejik iş ortağı olarak hareket eden Türk Barter, bünyesinde bulunan medya firmalarıyla da bu sistemi destekliyor. Böylelikle işlemlerin kolay takibi sağlanırken, Türk Barter her müşteriye güvenli ticaret avantajı sunuyor. Alternatif pazarın büyümesine yardımcı oluyor BarterShop, Alışveriş Merkezi’nde şu an on binlerce ürünü müşterilerine sunmaktadır. Her geçen gün ürün yelpazesini daha da genişleten BarterShop, Parasız Alışveriş Merkezi olarak anılıyor. Ürün çeşitliğinin

• Kasım 2016

çok olmasının yanı sıra yüzde 100 barter ile ödeme imkânı sunan Türk Barter, alternatif pazarın büyümesine yardımcı oluyor. Beyaz eşyadan promosyon ürünlerine kadar bir çok sektörün ürünlerini değerli müşterilerine sunan Türk Barter, ayrıca tüm bu ürünlerini web sitesinden de alma imkanı sağlıyor. Barterın öncü ismi Türk Barter, üye olan şirketlere dev bir Pazar imkânı sunuyor. Barter Ortak Pazarı’na katılan firmalar, Pazar paylarını sistemden gelen müşterilerle büyütüp, satışları ve kârlarını barter sistemi ile artırıyor ve ihtiyacı olan pek çok ürün ya da hizmeti barter sistemi içinde bulabiliyor. Ayrıca alacaklarınızı tahsil etmekte, ticaretinizi büyütmekte, yeni müşteriler kazandırmakta, borçlarınızı öderken stoklarınızı eritmekte, atıl kapasitenizi eritirken satış ve kârınızı artırmakta en etkili yol barter sistemi. Krizi fırsata değil ticarete dönüştürüyor ‘’Krizi fırsata değil; ticarete dönüştürüyoruz!’’ sloganıyla yola çıkan Türk Barter 10.000’i aşkın üyesiyle şirketlere risk yönetim hizmeti sunmaktadır. Türk Barter’ın arz eden ve talep eden firmayı bir araya getirmesi ve tüm alışverişlerin garantörü konumunda olması dolayısıyla; güven problemi asla yaşanmıyor. Her sektörde kullanılabilen barter sistemi ile firmalar, bir araya geldikleri ve birbirleriyle alışveriş yapabildikleri Barter Ortak Pazarı’nda satın aldıkları mal ya da hizmetin bedelini para ile değil; üretilen mal veya hizmetle ödüyor. Bu sistem ile firmalar, hem stoklarını eritme fırsatı yakalıyor hem içinde bulundukları ekonomik çıkmazı kolaylıkla atlatıyor, hem

de yatırımlarını tamamlayıp yeni yatırımlara başlayabiliyor. Benzersiz bir finans sistemi olan Barter’ı kullanarak nakit ödeme yapmadan ürün ya da hizmet alan firma, enflasyondan ve likidite sıkışıklığından etkilenmeden, güvenli ve sürekli satış yapma olanağını elde ediyor. Türk Barter, KOBİ’leri nefes almaya davet ederek, KOBİ’lere özel kredi paketi ile Türk iş dünyasının sırtındaki yükü azaltmayı hedefliyor. Türk Barter tüm sektörlerde hizmet veriyor Türk Barter sektörel anlamda birçok dalda hizmet vermektedir. Turizm, Tekstil, Gayrimenkul, Elektronik, Mobilya, Turizm, Medya, Emlak, Sağlık, Otomotiv, İnşaat, Eğitim, Gıda, Lojistik, Telekomünikasyon sektöründe ve daha birçok alanda on binlerce ürünün kurumsal firmalar arasında Barter işlemlerini gerçekleştirmektedir. Atıl kapasitelerini eritmek isteyen, satış ve kârını artırmayı amaçlayan, yeni müşteriler arayan firmalar, Türk Barter Ortak Pazarı’nda güven ile ticaret yapıyor. 10 bini aşkın firmanın tüm ürün ve hizmetlerini diğer tüm üyelere sunduğu Barter arzları ile büyük bir tanıtım kapasitesi oluşturuluyor.



AKTÜEL

İKMİB VE PAGDER K FUARI’NA MİLLİ KATILIM DÜZENLEDİ

134

Sağladığı katma değer ile kimyanın en önemli ürün gruplarından birini oluşturan plastik sektörü, alanında dünyanın en büyük fuarı olan K Fuarı’nda yerini aldı. Üretim kapasitesiyle dünyada yedinci, Avrupa’da ise ikinci sırada yer alan Türk plastik sektörü temsilcileri, K International Trade Fair Plastics Rubber’da ürünlerini sergiledi. Plastik sektörünün ihracat hedeflerini destekleyen İKMİB, 19-26 Ekim 2016 tarihlerinde Almanya’nın Düsseldorf kentinde düzenlenen fuara PAGDER işbirliğiyle milli katılım organizasyonu gerçekleştirdi. Türk pavilyonunda 45 firma fuarın ziyaretçileri ile buluştu.

T

ürk plastik sektörü dinamik ve hızla gelişen yapısıyla dünya sıralamasındaki yerini güçlendirmeye devam ediyor. İKMİB (İstanbul Kimyevi

• Kasım 2016

Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği) ve Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) sektörün ihracat performansını artırmak amacıyla dünyanın en büyük plastik fuarı olan

K International Trade Fair Plastics Rubber’a milli katılım organizasyonu düzenledi. Plastik sektörünün üç yılda bir gerçekleşen bu dev buluşmasına 25 firma İKMİB-PAGDER milli katılım organizasyonuyla katılırken Gaziantep Sanayi Odası’nın UR-GE projesinde yer alan 20 firma da milli katılım organizasyonunda ürünlerini fuarın ziyaretçileri ile buluşturdu. K Fuarı’nda 86 firma da bireysel katılımla temsil edildi. Bu yıl 20.’si düzenlenen K Fuarı’nda; plastik işleme


makineleri, plastik ve plastik ürünler, teçhizat, hammadde, yardımcı malzemeler ve aletler sergilendi. Dünya plastik sektörünün en prestijli buluşması olarak kabul edilen K Fuarı’nda yerlerini alan Türk firmaları; ürünlerini ve şirketlerini tanıtma, sektördeki en son yenilikleri görme ve yeni bağlantılar kurma fırsatı yakaladı. Plastik sektörünün kimyanın olduğu gibi Türkiye ekonomisinin de büyüme hızında önemli bir paya sahip olduğunu belirten İstanbul Kimyevi Madde ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, şunları söyledi: “K Fuarı sektör firmalarımızın Türkiye ve dünyadaki rakiplerinin hangi noktada olduklarını görmeleri açısından çok iyi bir fırsat sunuyor. Özellikle

bu sektörde büyümek isteyen küçük ölçekli şirketler için büyük önem taşıyor. Plastik sektörünün kimyadaki gelişimi son derece dikkat çekici ve dünyanın bu alandaki en büyük etkinliği olan K Fuarı da plastik ihracatına pozitif etki edecek önemli bir organizasyon niteliğinde. İKMİB olarak şimdiye kadar olduğu gibi plastik sektörümüzün ihracatını artırması ve 2023 hedeflerine ulaşması için yurtdışında aktif tanıtıma devam edeceğiz. Türkiye plastikte önemli bir üretim ve ihracat üssü konumunda bulunuyor. Bu gücü yurtdışı tanıtım etkinlikleri ile pekiştirmemiz, kendimizi daha iyi anlatmamız lazım. Sektörümüzden gelen talep doğrultusunda İKMİB öncülüğünde kurulan Plastik Tanıtım Grubu bu açıdan önemli bir hamle niteliğinde. Sektörel güç birliği sağlayarak

Plastik Tanıtım Grubu ile ilgili de açıklamalar yapan PAGDER Başkanı Gür, Türk plastik sektörünün ihracat pazarlarından kaynaklı sorunlar nedeniyle yaşanan kayıpların telafisi için sektörün yol haritasına ihtiyaç duyduğunu, Plastik Tanıtım Grubu’nun bu açıdan da önem taşıdığını söyledi. Reha Gür, “Plastikte ihracat yaptığımız ülkelerde yaşanan sorunlar nedeniyle kayıplar yaşıyoruz. Kısa vadeli çözümler ile bir yere ulaşmamız zor. Sektörü gelecekte görmek istediğimiz yeri iyi çizmemiz ve doğru hedefler koymamız gerekiyor. Plastiğin farklı ürün grupları olmasına rağmen bütüncül bir yaklaşımla yapılan tanıtım faaliyetlerinin sektöre kat kat geri döneceğine inanıyoruz. Plastik Tanıtım Grubu kurulma çalışmalarının da asıl gayesi sektörün geleceği için güç birliği yapılması ve aktif tanıtıma ağırlık vermesidir. Hemen hemen tamamı KOBİ olan bir sektörün bunu tek başına yapması mümkün değil” diye konuştu.

AKTÜEL

yurtdışı tanıtım seferberliği başlatacağız.” Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Reha Gür ise “Bu yıl 20. kez düzenlenen K Fuarı, köklü yapısıyla uluslararası alanda ticari ilişkileri ve işbirliklerini geliştirmek açısından büyük önem taşıyor. Bir yandan firmalarımızın kendilerini tanıtmasına olanak sağlarken diğer yandan iş bağlantıları ve dostluklar kurulmasına da aracılık ediyor. Dünyada hızla büyüyen Türk plastik sektörü, fuarda son teknolojik gelişmeleri de yakından izleme imkânı yakaladı” dedi.

135


AKTÜEL

İZODEMİ, EĞİTİMLERİYLE SEKTÖRÜ BİLİNÇLENDİRMEYE DEVAM EDİYOR

136

İzocam’ın her yıl bayi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediği İzodemi eğitimleri bu yıl da Eylül, Ekim ve Kasım aylarında gerçekleştirilecek. Her yıl farklı bir temayla verilen İzodemi eğitimlerinin 2016 yılının konusu “Kazandıran Müzareke” olacak.

B

u sene altıncısı düzenlenen İzodemi eğitimleri ile müşteri ihtiyaçlarının doğrultusunda doğru ürünü sunarak, etkili müzakere yöntemleriyle satış becerilerinin geliştirilmesi amaçlanıyor. Eğitimin içeriğinde ‘Müzakere nedir?’, ‘Başarılı müzakerenin tanımı’, ‘Müzakere yol haritası’, ‘Algılama ve akılcı barış’, ‘Güç dengesi’, ‘Müzakere stratejileri’,

• Kasım 2016

‘Telefonla müzakere’, ‘E-posta ile müzakere’, ‘Müzakerede taktikler’, ‘Olumlu ya da olumsuz davranışlar’ gibi konu başlıklarının yanı sıra vaka çalışmaları ile ilgili faydalı bilgiler de yer alıyor. Eğitimler 29 Eylül Antalya, 11 Ekim Bursa, 26 Ekim İzmir, 27 Ekim İstanbul, 03 Kasım Denizli, 09 Kasım Ankara, 10 Kasım Konya,

17 Kasım Erzurum, 23 Kasım Adana ve 30 Kasım Eskişehir’de gerçekleştirilecek. İş süreçlerinde eğitimin gücüne inanan İzocam, sektörünün gelişimine katkıda bulunmak amacıyla her yıl farklı bir temada eğitim düzenlemeye devam ediyor. Bu eğitimlerle sektör temsilcilerini bilinçlendirmeyi ve kapasitelerini geliştirerek yetkinliklerini artırmayı amaçlıyor. İzocam’ın her yıl bayi ve bayi müşterilerine yönelik düzenlediği eğitimlerden biri olan İzodemi eğitimleri kapsamında bugüne kadar 128 eğitim verildi ve yaklaşık 2800 kişiye ulaşıldı.



YENİ ÜRÜN

KALE, DÜNYANIN EN BÜYÜK SERAMİK FUARI CERSAİE’DE YENİ ÜRÜNLERİNİ SERGİLEDİ

138

Kaleseramik, seramik sektörünün dünyadaki en önemli buluşma noktası olan Cersaie’de, ilk kez görücüye çıkardığı yeni ürünleri ile fark sağladı.

Ç

anakkale Seramik’, ‘Kalebodur’ ve ‘Kale’nin yanı sıra İtalya’da satın aldığı ‘Edilcuoghi’, ‘Edilgres’ ve ‘Campani’ markalarıyla uluslararası seramik pazarının en önemli oyuncularından biri haline gelen Kaleseramik; 2016-2017 koleksiyonuna ait toplam 23 yeni serisinin dünya lansmanını, seramik ülkesi

• Kasım 2016

İtalya’da gerçekleştirdi. Seramik vadisi olarak bilinen Bologna/ İtalya’da düzenlenen Cersaie Fuarı’na, Kaleseramik ve Kale Italia tesislerinde tasarlanan seramik koleksiyonları ile katılan Kaleseramik, yapıların her türlü ihtiyacına yönelik işlevsel ve estetik çözümlerini sergiledi. Fuara katılan Türk firmaları arasında

en büyük alana sahip olan Kale stantlarının tasarımı, ünlü İtalyan tasarımcı Paolo Cesaretti tarafından yapıldı. Ziyaretçiler için rahat dolaşım alanları oluşturulan stantlarda sergilenen ürünlerin, alternatif kullanım alanlarından da örnekler sunuldu. “Cersaie’ye yeni bir soluk getirdik” Kaleseramik’in, Cersaie Fuarı’na katılan ilk Türk firması olduğunu vurgulayan Kale Yapı Ürünleri Grubu Batı Yarı Küre


Kale Yapı Ürünleri Grubu Batı Yarı Küre İhracat Satış Başkan Yardımcısı Selman Tarmur

İhracat Satış Başkan Yardımcısı Selman Tarmur, “1987 yılından bu yana Cersaie Fuarı’nda yer alan Kaleseramik’in, İtalya’daki seramik endüstrisi ile uzun yıllara dayanan köklü işbirliği, ülkenin seramik üssünde yaptığı marka yatırımıyla daha da güçlendi. Bugün uluslararası seramik pazarında, değişen tüketici tercihlerine daha geniş

Kaleseramik’in fuarda sergilediği yeni serilerinden bazıları şöyle; Çanakkale Seramik; Wabi, Vera, Vivien, Village, Vernis. Kalebodur; Malachite, Onyx, Elegant Marbles, Val di Susa, Uptown, Juutan, Fishwood, Uddo, Woodstone. Edilcuoghi; Wornwood, Welcome, Everyday. Edilgres; Lin Side, E Street, Factory (Folio 6.0), Faber (Folio 6.0) Campani; Letavole, Listoni. Çanakkale Seramik, ‘Wabi’ koleksiyonu ile evinizde bütünlük sağlıyor Çanakkale Seramik, rektifiyeli 34x111 cm boyutlu yeni duvar karosu koleksiyonu ‘Wabi’yi fuarda ziyaretçilerin beğenisine sundu. İlk kez bu yıl, bu ebatta üretilen ve

lansmanı da Cersaie’de yapılan Wabi koleksiyonu, malzeme çeşitliliği, farklı renk, yüzey ve tipolojisi ile mekanlara bütünlük kazandırıyor. Koleksiyonun Koru, Maburu, Shiro, Iwa serileri, rektifiyeli 34x111 ebatlı düz fon karoları ve kalıplı dekorları ile öne çıkıyor. Ayrıca 4 duvar karosu serisinin tamamlayıcısı olarak sunulan 60x60 cm yer karoları da, rektifiyeli olarak tüketiciyle buluşuyor. Modern renkler ve yumuşak tonların müthiş uyumu Çanakkale Seramik’in yeni serilerinden Vera, modern renkler ve yumuşak romantik tonlar arasında uyum sağlıyor. Yeni rustik desenli seri, 30x60 cm ebatlı rektifiyeli duvar ve yer dekorları ile ön plana çıkıyor. Vera serisi, iki renkte tamamlayıcı 30x60 cm boyutlu duvar karosu ve 60x60 ve 45x45 cm rektifiyeli yer karoları ile stil sahibi mekanlar oluşturuyor. Vivien, pastel renklerin canlandırıcı etkisini yansıtıyor Pastel renklerin canlandırıcı etkisi Vivien serisi ile duvarları sarıyor. Yeni seri, 30x60 cm rektifiyeli duvar karoları ve 60x60 cm rektifiyeli yer karoları ile mekanlarda etkileyici bir görünüm oluşturuyor. Gri, kahve ve kemik renklerinde beton tuğla etkili dekorlar bulunan Vivien serisi, mavi ve mürdüm renklerinde çizgisel baskın renkli dekorlarıyla da göz dolduruyor. Vivien, ayrıca parlak yüzeyiyle kullanıcının beğenisine sunuluyor. Onyx taşının en doğal yansıması mekanlarda Adını onyx taşının en doğal yansımasından alan ‘Onyx’

YENİ ÜRÜN

bir ürün yelpazesiyle hitap ediyoruz. Trend belirleyici, işlevsel, çevre dostu, kaliteli ve özgün tasarım anlayışını simgeleyen ürünlerimizle Cersaie’ye yeni bir soluk getirdik” dedi.

139


serisi, şık desenlere sahip 60x120 ve 60x60 cm ebatlı fullbody porselen parlatılmış yüzey karolarıyla yeni yaşam trendini mekanlarınıza getiriyor.

YENİ ÜRÜN

Balıksırtı desen Fishwood serisinde ahşap görünümle buluşuyor Balıksırtı desenin ahşap görünümle buluşmasından doğan Fishwood serisi, yaşam alanlarınıza özel bir tarz getiriyor. 60X120 cm boyutlu full-body porselen karo, döşemesinde oluşturduğu balıksırtı görünümle ön plana çıkıyor. Fishwood serisi, açık ve koyu olmak üzere iki renk seçeneği ile sunuluyor.

140

Uddo serisi, İlhamını Uzak Doğu esintilerinden alıyor Uzak Doğu doğasından ilham alan Uddo serisi, karolara en saf ve en doğal ahşap görünümünü kazandırıyor. 20x120 cm ebadıyla, mekanlara modern bir hava katan Uddo serisi, aynı zamanda, Çanakkale Seramik Wabi koleksiyonunun tamamlayıcısı ahşap yer karosu olarak da tüketicinin beğenisine sunuluyor. Elegant Marbles serileri, mermerin doğallığı ve ihtişamını yansıtıyor Doğadan en şık mermerlerle, yeni 80x160 cm boyutunun ihtişamının hissedildiği iddialı koleksiyon Elegant Marbles, tüketiciyle buluşuyor. Koleksiyonun içinde yer alan 3 seri Core White, Silver River ve Savana, kullanıcının kendi mekanını tamamlaması ve farklılaştırması için Open Book dekor alternatifi sunuyor. Bu 3 seri; büyük ebat, parlak yüzey ve Open Book konseptiyle öne çıkıyor.

• Kasım 2016

Kalesinterflex yeni boyut ve yüzeyi ile ilgi odağı oldu Dünyanın en büyük, en esnek ve en ince porselen seramiklerinden Kalesinterflex, 1x3 metrelik ebadı, 3 ve 5 milimetrelik inceliği sayesinde mimariye özgürlük kazandırdı. Kale Italia tarafından Edilgres markası için yeni tasarlanan, ince karo yeni seriler ise 100x300 ve 80x240 cm ebatları ile Folio Koleksiyonunun içerisinde tüketici ve mimarların beğenisine sunuldu. Wornwood’un çağdaş yüzeyi İtalyan dokunuşu ile evinizde Edilcuoghi’nin yeni ürünü Wornwood, zanaatkâr geleneğinin tipik kavram ve malzemelerinin yorumlanmasından doğan orijinal bir seri olarak sunuluyor. Daha sonra aşınma sonucu silinen, üst üste binmiş malzeme ve renkler, ağaç damarlarıyla harmanlanarak karoyu yaratıcı ve çağdaş bir yüzeye dönüşüyor. Güç ve kişilik dolu yeni doğallık Edilgres’in yeni serisi Lin Side’da,

seramikler güç ve kişilik dolu yeni bir doğallık duygusuna selam duruyor. Lin Side’ın dokunması hoşa giden yumuşak yüzeyi, karakteristik yumuşak tonlarıyla, çimento zeminle karışmış keten dokuların mikro dalgalanmalarını yansıtan bir kumaştan yapıldı. Zemin ve duvarlara incelik ve zarafet katan, aynı zamanda farklı yaşam ve tarzlara uyum sağlayan seri, kullanıcıya büyük bir hafiflik hissi veriyor. Letavole, ahşabın doğallık ve uyumunu yansıtıyor Her ahşap döşemenin kendi öyküsü vardır. Letavole serisinin doğallık ve uyumu, en soylu ağaçların tipik doğal özlerinin tonlarını, farklı stiller uyarlamaya ve son derece rahat, özel mekanlar tanımlamaya olanak sağlayan zamanın ötesindeki yalınlığı birleştiriyor. Letavole’nin büyük 20x120 formatındaki yumuşak, canlı ağaç damarları, sonsuz ilham kaynağı olan doğaya, gerçek tutkunun ifadesidir.



YENİ ÜRÜN

ÇATINIZ KIŞA HAZIR MI?

142

Çatıların yağmur, kar, rüzgar, dolu ve don gibi zorlu hava koşullarına kış gelmeden hazır olması sorunsuz bir mevsim geçirilmesinde büyük önem taşıyor. Uzun ömürlü çatılara sahip olabilmek için çatıda bölgenin iklim koşulları göz önüne alınarak seçilmiş doğru ürünlerin, doğru uygulama yöntemleri ile birlikte kullanılması gerekiyor. Braas Çatı Sistemleri, kullanıcıların çatı konusunda en doğru ve en güncel bilgiye sahip olmaları amacıyla çatının mevcut durumunu ayrıntılı olarak analiz ediyor; sorunlara yönelik sağlıklı, uzun ömürlü ve konforlu çözümler sunuyor.

Ç

atıların temel fonksiyonlarından biri de, yapıyı yağmur, kar, rüzgar, dolu ve don gibi doğal etkilerden korumaktır. Yağmur ve kar suyunun çatı içine sızmasına neden olabilecek çatı tasarımından kaynaklı sorunlar, çatıdaki yapısal bozukluklar ve yanı sıra rüzgar gibi dış etkenler buna ilave olarak yüzey kaplamasının bozulmasına neden olabilen dolu ve don; kışın çatı kaplamasının performansında rol oynayan başlıca etkenlerdir. Kışın ve özellikle geçiş mevsimlerinde çatılarda karşılaşılan en yaygın sorunlar arasında, kaplama altı ile dış ortam arasındaki ısı farklılığı gibi sebeplere bağlı olarak oluşan yoğuşma, çatılarda doğru ve yetersiz ısı

• Kasım 2016

yalıtımı yapılmadığında ortaya çıkabilen ısınma sorunları, özellikle yağmurlu havalarda çatıda görülen sızıntı ve akmalar yer alıyor. Binalarda duvar ve pencerelerden sonra en fazla ısı kaybı ya da kazancının görüldüğü bölümlerden biri de çatılardır. İlave masraf ve beklenmedik sorunlardan uzak bir kış geçirebilmek için çatıların çevresel etkilere hazır olup olmadığının kış gelmeden kontrol edilmesi gerekiyor. Bu süreçte, öncelikle, mevcut çatının neye ihtiyacı olduğu doğru tespit edilmeli; uzman kaynaklara danışılarak çatıda aktarma işlemi mi yoksa yenileme mi yapılacağına karar verilmelidir. Yenileme gereken bir çatıda, sadece onarım yapmak, sonrasında farklı sorunlarla

birlikte çatının ilave masraf çıkarmasına ve yenileme için ayrılacak bütçenin çok daha üzerinde bir harcama yapılmasına neden olabilir. Braas bu nedenle, çatılarda önce doğru teşhis, sonra doğru planlama ile uzun ömürlü çözümler kullanılmasını tavsiye etmektedir. Braas Çatı Sistemleri, mevcut çatının masrafsız, keyifli bir yaşam alanına dönüştürebilmesi için hem bireysel hem de profesyonel kullanıcılara yardımcı oluyor. Braas’ın “Çatı Sağlık Raporu” hizmetinde kullanıcıdan gelen talep doğrultusunda çatı, yerinde incelenerek, mevcut durumu ve sorunları uzman bir kadro tarafından teşhis ediliyor ve raporlanıyor. Kiremitten ısı ve su yalıtım ürünlerine; baca ve duvar dibi çözümlerinden saçak detaylarına, yağmur indirme sistemlerine kadar geniş bir ürün gamı ile çatıyı bir sistem olarak ele alan Braas, birbiriyle tam uyumlu ürünlerden oluşan zengin ürün gamı ile kullanıcıların sorunlarına yönelik uzun ömürlü, estetik ve fonksiyonel çözümler sunuyor.



GELECEĞİN YAPILARINA YÜKSEK PERFORMANSLI PROFESYONEL ÇÖZÜMLER

YENİ ÜRÜN

zeminler için ideal seçenekler sunuyor. Genel kullanım amacı ile geliştirilen E225 ve E160 zemin şapları, şantiye karışımlarına göre daha yüksek performans gösteriyor. Projeler için makine ile hızlı uygulama sağlayan E225 zemin şapında, ambalajlı olması nedeni ile minimum ürün kaybı yaşanıyor. C20-F5 sınıfı bir ürün olan E225, tüm uygulamalarda herhangi bir katkı maddesi ilavesine gerek kalmaksızın uygulanabiliyor.

144

1

00 yılı aşkın bir süredir kuru harç üretiminin vermiş olduğu uzmanlıkla geliştirilen Baumit Zemin Sistemleri, kullanıldığı alanları geleceğe taşıyacak şekilde formüle ediliyor. Komple bir sistem sunan Baumit zemin sistemleri, standardize edilmiş ürün kaliteleri ile her türlü zemine hızlı uygulama ve yüksek performans avantajı sunuyor. Rahat işlenebilen, şekillendirilebilen ürünler Kullanım alanına göre uygulama esnasında rahat işlenebilir ve şekillendirilebilir ürünlere ihtiyaç duyulur. Üretilen çimento esaslı zemin sistemleri ürünleri, plastik kıvamı ile rahat şekil verilebilen, katılaştığı zaman ise dayanım kazanarak uzun ömür ve sağlamlık sunan ürünlerdir. Özellikle alışveriş merkezleri, iş merkezleri, karma projeler için tercih edilen Baumit zemin şapları, yoğun yüke maruz kalan

• Kasım 2016

Yüksek mukavemet Zemin sistemlerinin çimento esaslı şap ürünleri Baumit E160 ve Baumit E225 projelerde kullanılmak üzere geliştirilmiş, maksimum performansın sürekli sağlanabildiği, farklı iki basma dayanımına sahip ürünlerdir. Şantiyede manuel olarak hazırlanan kum, çimento karışımı şaplarda ise istenilen basma ve eğilme dayanımının sürekli aynı değerlerde sağlanması pek olası değildir. Ayrıca şantiye karışımı üretilen şaplarda kullanılan kumun menşei de çok önemlidir. Barındırdığı tuz oranı elde edilecek mukavemet değerlerini ciddi ölçülerde değiştirmektedir. Baumit, taş ocaklarından temin ettiği doğal taş agregayı kendi taş kırma ünitelerinde öğüterek, istenilen tane boyutu ve şekillerde üretiyor. Böylece E160 ve E225 ürünlerinin performans değerleri sürekli izlenebilir olarak projelere sunuluyor. Her noktada yüksek kalite sunan E160 zemin şapı, iç ve dış mekânlarda kullanılabiliyor. C16-F4 sınıfı

bir malzeme olan E160, yerden ısıtmalı döşemeler ve ıslak hacimler için de kullanılabiliyor. Küçük metrajlarda hazırlanabilen ve kullanım kolaylığı sunan ürünün bir avantajı da paletli olarak depolanabilmesi. Baumit Hazır Beton ürünleri sadece ev değil, bahçe uygulamalarında da kullanılabiliyor. Beton B20 ve Beton B30 ürünleri, yüksek mukavemetli ve dona karşı dayanıklı olmalarından dolayı hem küçük hem de büyük alanlarda tercih edilebiliyor. Özellikle beton santrallerinin girmesinin sıkıntılı olduğu alanlarda, alışveriş, iş merkezi ya da konut projelerinde sıklıkla kullanılıyor. Ürünlerin hazır ambalajlı olması kolay taşınmasını sağlayarak kullanıcıların hayatını kolaylaştırıyor. Ambalajlı ürünlerde pazarın en yüksek basma kuvvetine sahip Beton B30, sadece dolgu amaçlı değil, üzerinde gezinilen yüzeylere de uygulanabiliyor. Ayrıca paletli depolama avantajı da sunuyor. Sıfır çatlak Baumit’ in iç mekân zeminlerinde kullanılmak üzere geliştirdiği Kendinden Yayılan Zemin Şapı Nivello Quatro, 20 mm’ye kalınlığa kadar tek seferde uygulanabiliyor ve ürün döküldükten 3-4 saat sonra üzerinde yürünebiliyor. Oluşturduğu homojen üst yüzey ve “sıfır” çatlakla 72 saat (5 mm kalınlık için) içerisinde üzerine döşeme yapılmasına olanak sağlıyor.



DEKORASYONDA FARK OLUŞTURAN TASARIM BTICINO AIR

KISA KISA

Konut, ev otomasyonu ve interkom sistemlerinde yenilikçi çözümleriyle elektrik altyapı ve tesisatında öncü marka İtalyan BTicino, yaşam alanlarına küçük dokunuşlar yapmak isteyenlere modern çözümler sunuyor. Farklı dokulardaki renk seçenekleri, zarif estetik çizgisi ve dikdörtgen formuyla İtalyan tasarımını yaşam alanlarına taşıyan Bticino Axolute Air ve Livinglight Air, duvarlarında zarif ve estetik bir görünüm isteyenlerin tercihi oluyor. BTicino Axolute Air kullanıcısına dört farklı renk seçeneği sunarken, Livinglight Air serisi ise 14 farklı renk seçeneğiyle renklerin kusursuz uyumunu duvarlara taşıyor. Öte yandan her iki Bticino Air serisinde de bulunan monochrome çerçeveler, modern dünyanın yalın ve minimal çizgilerini tek renkte buluşturuyor.

SUR ÇELİK KAPI’DAN EZBER BOZACAK BİR SERİ ALYA İnovatif ürünleriyle güvenlik sistemlerinde adını sıkça duyuran Sur Çelik Kapı’nın, modern bakış açısıyla hazırladığı Alya, cam modeliyle çelik kapıya yepyeni bir soluk getiriyor. Mükemmel görsel tasarımın, kolay kullanım ve üst düzey güvenlik sistemiyle buluştuğu Alya, evinizin güzelliğini dışa yansıtıyor. Geliştirdiği yüksek güvenlik sistemleriyle kullanıcısına rahat bir hayat sunan Sur Çelik Kapı, modern tasarımı son teknolojiyle buluşturduğu Alya serisiyle şık, kaliteli ve sıradanlıktan uzak bir deneyim sunuyor.

146

14’lü merkezi sistem Cam panelli çelik kapı üzerine bombeli alüminyum giydirme tasarımıyla dikkatleri üzerine çeken Alya serisi, 14’lü merkezi kilit sistemiyle sağladığı üst seviye güvenlik sistemi sayesinde kullanıcısından tam not alıyor.

• Kasım 2016



SEKTÖREL HABER

VİKO BY PANASONIC, 36. KURULUŞ YIL DÖNÜMÜNÜ KUTLADI…

148

Japon teknoloji devi Panasonic’e bağlı olarak faaliyet gösteren ve anahtar-priz sektörünün de lider kuruluşu olan VİKO by Panasonic, 36. Kuruluş Yıl Dönümü & Bizden Bize Paylaşım Toplantısı kapsamında tüm çalışanlarının katılımı ile önemli bir organizasyon gerçekleştirdi. “İlke ve değerlerimizi hep birlikte yaşatıyor, el ele başarı öyküleri yazmaya devam ediyoruz” teması ile gerçekleştirilen programa, Yönetim Kurulu Başkanı Toshihide Arii, Başkan Yardımcısı Takaki Oguri, CEO Nusret Kayhan Apaydın, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler, çalışanlar ve aileleri katıldı.

İ

şimizi yaparken amacımız, topluma katkı sağlamak olmalı…” VİKO by Panasonic Endüstriyel Tesisleri’nde gerçekleştirilen organizasyonda, 900 çalışan aileleri ile birlikte hazır bulundu. Program, CEO Nusret Kayhan Apaydın’ın açılış konuşması ile başladı. Apaydın konuşmasında “Artık gelenekselleşen bu organizasyonumuz ‘Çalışan Odaklılık’ değerimizin adeta bir yansıması gibi oldu. Panasonic’in

• Kasım 2016

7 temel ilkesinden birisi olan ‘Gelişim İçin Yılmadan Çaba Göstermek’ tüm çalışanlarımızla birlikte daima içselleştirmemiz gereken kavramlardan birisi. İşimizi yaparken önemli bir amacımız da topluma katkı sağlamak olmalıdır. İşte bu katkımızı artırabilmenin yolu, yeteneklerimizi sürekli geliştirme çabasından geçer. Ancak bu tükenmez çaba sayesinde, vizyonumuza doğru yol alabiliriz.” dedi.

102 ödül sahibini buldu, çalışanlar VİKO Müzik Grubu’nun şarkıları ile coştu… VİKO Tanıma Takdir Ödüllendirme Sistemi’ne göre belirlenen “Kıdem-Teşvik” değerlendirmesi kapsamındaki 102 ödül, 36. kuruluş yıl dönümü kutlamalarında sahiplerini buldu. VİKO’da 5, 10, 15 ve 20. yılını dolduran çalışanlara üst yönetim tarafından birer plaket takdim edildi, aileleri ile birlikte sahneye çıkan çalışanların yaşadığı gurur ve mutluluk ise görülmeye değerdi. VİKO çalışanlarından oluşan müzik grubunun sahne aldığı organizasyonda, 36. kuruluş yıl dönümü için hazırlanan özel pastanın kesilmesiyle birlikte ortaya çıkan görüntü günün en anlamlı karelerinden birini oluşturdu.



TEKNO-PAZARLAMA

MAKALE

Pazarlama artık teknolojik bir disiplindir.

150

Prof. Dr. İsmail Kaya

• Kasım 2016

Pazarlama ve teknoloji oldum olası birbiriyle içli dışlı iki dost. Her değer ve güç gibi, teknoloji de pazarlamaya muhtaç ve pazarlama sayesinde etkisini arttırıyor, kendine pazarlar ve gelişme imkanları buluyor. Pazarlama da teknolojiden güç alıyor, sayesinde önemli sıçramalara zemin hazırlıyor, insan hayatını daha derinden etkileyebiliyor. Scott Brinker, “A New Brand Of Marketing” kitabında teknolojiyle güçlendirilmiş bir disiplin olarak günümüzdeki pazarlamayı, pazarlama stratejilerini ve yönetimini şekillendiren 7 Meta Trend’den bahsediyor. Meta trendler, trend ötesi, trend üstü trendler olarak, onlarca yıl etkisi hissedilecek uzun soluklu gelişmeler olarak tanımlanıyor. 21. Yüzyıl başlamadan az önce, pazarlama dünyası adeta yeni bir doğuma sahne oldu. Web denilen bir bebek doğmuştu. Doğumuyla birlikte dünyayı, işleri ve iş yapma biçimini altüst edecek çapta değiştirebileceğine dair ipuçlarını da beraberinde getirmişti. Ve değişimler öngörülemeyecek bir hızla peşpeşe hayata geçmeye başladı; bir tür alt-üst oluş yaşandı. Pazarlama da, bu alt-üst oluştan, büyük patlamadan nasibini almakta gecikmedi. Uzun zamandır, pazarlama işin ve işletmelerin bir köşesinde, bir kenarında, pek de saygı ve sevgi uyandırmayan ekstra bir faaliyet olarak görülegelmişti. O, yani pazarlama, bazılarının ancak ‘mecbur kaldıklarında kabullendikleri’ bir meslek idi, sanki. Ne zamanki, Web, insanlara ve dolayısıyla tüketicilere o güne kadar hiç farkında olmadıkları ve hiç tatmadıkları bir güce sahip olduklarını hissettirdi, o zaman, dünya da, işletmeler de, pazarlama işleri ve konuları da, çarpıcı değişimlere sahne olmaya başladı. Bu bir devrimdi. Zira geçmişte sahip oldukları bilgi asimetrisi sayesinde müşteriler üzerlerinde kurdukları hakimiyet ve güç, firmaların elinden kaymaya, egemenlik el değiştirmeye başlamıştı. Zira firmalar kadar

müşteriler de bilgiye ulaşabiliyordu. Firmalar müşterilerin saflığından ve bilgisizliğini istismar edemez, kendi lehlerine kullanamaz olmuştu. Adeta bir bilgi demokrasisi doğmuştu. Zira firmalar kadar müşteriler de, aralarında haberleşebilir, etkileşebilir, toplu hareket edebilir ve işbirliği yapabilir hale gelmişlerdi. Küçücük girişimler, ufacık adımlar, büyük sonuçlar doğurabiliyor, kocaman rakipleri zora sokabiliyordu. Firmalar ve markalar, sadece ürün/hizmetleriyle değil, müşterileriyle etkileşimlerinde gerçekleştirebildikleri kalitelerle, müşteri deneyimleri üzerinden rekabet etmeye başladılar. Daha ileri giderek, müşteri kazanmak ve satış yapabilmek için, sundukları ürün ve hizmetlerden ve rakiplerinden önce müşterinin zihinlerine ve hayatına girebilmek gerektiği gerçeğiyle yüzleştiler. Bunun için de, müşteri deneyimlerinin bir parçası, müşterileriyle buluşma noktaları ve araçları olarak kendi özel ‘aplikasyon’larını satmaya giriştiler. Ortaya ‘Aplikasyon Pazarlama’ gibi kavramlar çıktı. Açık bilgi, açık iletişim ve müşteri deneyimi üçlüsünün bir araya gelmesiyle birlikte ortaya çıkan manzara yarım asırdır beklenen bir yeniden doğumu da beraberinde getirdi. Peter F. Drucker’ın altmış yıl önceki “İşletmelerin yalnızca iki fonksiyonu vardır: Inovasyon ve Pazarlama” sözleri, nice yıllar sonra haklılık kazanmaya, taraftar bulmaya başladı. Çok şükür. Teknoloji, pazarlama ile inovasyonu evlendiren bir güç, ikisini buluşturan bir köprü oldu. Ve şimdi pazarlama artık kendini ‘teknolojik bir disiplin’ olarak kabul ettirmeye hazırlanıyor. Evet, pazarlama, teknolojik bir disiplin olarak, hayatın ve bütün işlerin özünü, omurgasını, omuriliğini oluşturuyor. Pazarlama, bir yandan işletmelerde çoktan hak ettiği pozisyonu bütün birikimleriyle ve bileğinin hakkıyla kazanma imkanı buldu. Öte yanda da teknoloji, pazarlamadaki oyun alanını genişletip, güçlendirmeye başladı.






Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.