160
olacaktır.
Folie’lerin
yıkıp
geçen,
anarşik,
nihilistik bir varoluşu olmadığını ya da yeni bir düzen
icat
etmediğini
hatırlatmak
gerek.
Folie’ler mimarlığa dıştan gelen dayatmaları kabul etmez. Fonksiyona, ekonomiye ya da estetiğe göre yapılmayı reddeder. Dayatılan normlara, çeviri ve dönüşüm baskısına karşı mimarlığın
özüne
ve
kendisine
dönülerek
yeniden kurulması önerilir. Temsili olmayan, otonom bir varoluş aranır. Bunun için mimarlığı olaylarla ve maintenant kavramıyla birlikte düşünmek gerekimektedir. Folie’ler deneyimler dizisi sunarak olayları sorgulamamızı sağlar. Yeni deneyleri mümkün kılan noktalı grid şansa, dönüşüme fırsat verir. Folie’ler asemantiğin deliliğini mümkün kılarak ortak anlama karşı çıkar, yapısöker. Yapısöken bir mimarlık nasıl mümkün
olabilir,
yapısökümün
dili
hangi
stratejilerle nasıl kurulur? Semantiğin analiz edilmesi, disiplinin ve ideolojinin eleştirilmesi gerekir. Ancak yapısöküm, yeniden ‘yapmazsa’ güçsüz kalacaktır. Folie’lerden oluşan grid, farklı aktiviteler için mekanlar üretir. Bu grid bir bütünlük sağlamaz, sadece geçip giden bir dokudur. Mimar bu dokuyu dokuyan, ağı ören kişidir. Dokuma her yönde sonsuza gider, her