Mechanic 8. Sayı

Page 1

SAYI

MECHANIC DERGİSİ

AĞUSTOS 2014

PROFESYONEL ÇÖZÜMLER www.mechanic.com.tr

ÖMER KAYA YÜKSEK BİNALARDA DEPREM VE TİTREŞİM YALITIMI KONDENSTOP KAÇAKLARI

Ağustos 2014 • Sayı: 8

AVRUPAʼNIN EN RENKLİ ŞEHRİ

AMSTERDAM HER YAŞIN SPORU: TENİS





başyazı

Başyazı

Merhabalar;

1

999 yılında 17 Ağustos sabahı yerel saatle 03: 02’de gerçekleşen, Kocaeli Gölcük merkezli depremde resmi raporlara göre ülkemizde 17.480 kişi öldü, 23.781 kişi yaralandı. Bu felaketin ardından yaşanan can ve mal kayıpları sadece deprem bölgesinde yaşayan insanları değil, tüm ülkedeki insanları ve ekonomiyi olumsuz yönde etkiledi. Üzerinden 15 yıl geçmesine rağmen Türkiye’de deprem bilincinin hala yeterli seviyeye gelmediğini görüyoruz. Bu bilincin artmasına yönelik depremi yaşamış biri olarak, Mechanic dergisinde çeşitli makalelere yer veriyor, daha dayanıklı binaların yapılmasına yönelik bilgi paylaşımında bulunuyoruz. 15 yıl önce yaşadığımız bu doğal afette yakınlarını kaybetmiş tüm okuyucularımıza baş sağlığı diliyor, bir daha tekrarlanmamasını diliyoruz. Mechanic dergisinde en çok geri dönüş aldığımız okuyucularımızın merakla takip ettiği sektöre yön verenlerde, son beş sene içerisinde 2016 yılında da yapılacak projelerle 1 milyon metrekareye ulaşan inşaat üretimi yapan NEF Gayrimenkul Geliştirme Yapı ve Yatırım A.Ş. Mekanik İşler Müdürü Ömer Kaya ile NEF projelerinde mekanik tesisat seçimlerini konuştuk. Yapılan araştırmalara göre, iş kazaları ve meslek hastalıklarının %98’i önlem alındığı takdirde oluşumu engellenebilir. Bu nedenle iş sağlığı ve güvenliği makalemizde “önlemek ödemekten daha ucuzdur” diyerek işverenlere önleyici tedbirlerin arttırılması konusunda çağrıda bulunuyoruz. Mechanic Dergisi Ağustos sayımızda bir yandan sektör ve yeni ürün haberlerine göz atarken sıcak ve sektör haberlerinden bunalmaya başladığınız anda Avrupa’nın en renkli şehri Amsterdam’a yolculuğa çıkabilir, her yaşın sporu tenis ile canlanabilir, uzman diyetisyen Nazlı Acar’dan kilo düşmanı besin tüyoları alabilir, güneşin ve yazın tadını çıkarmanızı sağlayacak hayata dair sayfalarımızda konser, sinema, kitap etkinliklerine göz atabilir, eğlenceli zeka soruları ile tebessüm edebilirsiniz. Sizin için hazırladığımız yeni sayımızı keyifle okumanızı diliyor, dergimizde emeği geçen herkese ve tüm okurlarımıza teşekkür ediyor, bir daha ki sayımızda tekrar görüşmeyi diliyoruz.

Genel Yayın Yönetmeni Makina Mühendisi

3


DEKOMEDYA A.Ş ADINA İmtiyaz Sahibi

EVREN DEMİRCİ Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Genel Yayın Yönetmeni EVREN DEMİRCİ Teknik Danışmanlar CEVAT TANRIÖVER, ZÜHTÜ FERAH Yayın Danışmanı EMİNE BANKOĞLU Yeşil Bina Danışmanı CEMİL YAMAN Leed Faculty, Breeam Assesor

içindekiler

MECHANIC Yıl: 1 Sayı: 8

10

Genel Koordinatör ÖZGÜR PARLAK Yayın Koordinatörü ASUMAN DEMİRCİ

22

Yayın ve Web Editörü HAKAN ARSLAN hakan@dekomedya.com

24

Görsel Yönetmen ÖZGÜ URAL Reklam Müdürü SELÇUK BENLİ selcuk@dekomedya.com

26

Müşteri İlişkileri İREM KALENDER irem@dekomedya.com

28

Katkıda Bulunanlar SELCEN PARLAK, GENCAY TATLIDAMAK, EVREN UYGUR, ONUR ŞAHİN, EMRE ÖZMEN, SMMM HASAN KARAGÖZ, AV.MURAT BİLİR, SERDAR AYDIN, ÖZLEM YASMUT

30 32

Yönetim Yeri

14

Deko Medya A.Ş. Vişnezade Mah. Prof. Dr. Alaattin Yavaşça Sokak Efe Apt. No:6 D:4

Akaretler 34353 Beşiktaş/İSTANBUL Tel: (0212) 236 53 30 Faks:(0212) 236 53 31 www.mechanic.com.tr info@mechanic.com.tr

Yayın Türü Yaygın Süreli

Baskı - Cilt Dünya Yayıncılık A.Ş. Globus Dünya Basınevi 100.yıl mh. 34204 Bağcılar / İstanbul 0212 440 24 24

Dağıtım Dünya Süper Dağıtım A.Ş Globus Dünya Basınevi 100.yıl mh. 34204 Bağcılar / İstanbul 0212 440 24 24 Mechanic Dergisi aylık olarak yayımlanan bedelsiz süreli bir yayın organıdır. Mechanic Dergisi, basın-meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir. Dergide yer alan yazı ve fotoğraflar kaynak gösterilerek kullanılabilir.

4

06 08

Frankische Türkiye’de Çebi Yapı Yazıhane Projesi’nde Form Solar imzası 10 Somuncu Baba iklimlendirme sistemi ile doğaya dost cami oldu 12 Danfoss’un Türkiye’ye yatırımları devam edecek 14 Nef Projeleri’nde mekanik tesisat seçimi 20 Park Vera Alışveriş Merkezi’nde tercih Atlantik Grup oldu

34 36 38 40 42 44

Kalitesiz hava astım krizlerini tetikliyor Ayvaz, Indoor-flex doğalgaz tesisat hortumunu Ankara’da tanıttı Üçay Mühendislik gözünü ısı pompasına dikti Form VRF sistemlerinden bölge servislerine teknik içerikli eğitim Su yalıtımı olmayan bina depreme karşı direnemiyor PD Fittings, boru bağlantı elemanları ihtiyaçlarınız için güvenilir ve doğru tercihtir Baymak anahtar teslimlerine devam ediyor Mai Residence’da Mas imzası Buderus Logamax Plus GB162 duvar tipi yoğuşmalı kazan ve kaskad sistemler WILO’nun sirkülasyon pompası Yonos-MAXO kullanıcıların gözdesi oldu REFLEX SERVITEC hava ayrıştırma ve su doldurma sistemleri Korozyon ve donmayı önleyici fonksiyonel kimyasallar “Antifrogen”


REKLAM DİZİNİ

36 A.K.İ. AIRONN

ACO ışık bacası sistemi ile bodrum katları hem aydınlık hem de güvenli

48

42

Schmidt’ten plakalı eşanjörde endüstriyel uygulamalara yönelik

50 52

80 82 84 87

ATLAS

77

CİVA

21

DAF ENERJİ

41

DAİKİN

29

DARHAN

19

DEKO GROUP

2

DUYAR

33

EBITT

69

GIACOMINI - UNIVAL INVENTTR

genişletti

39

IŞIK ENDÜSTRİYEL-FRESE

SFA Sanihydro WC öğütücüleri

11

JOHNSON CONTROLS

7

KLİMATEKNİK

25

MİTSUBİSHİ ELECTRİC

67

KONTROLMATİK

23

LOWARA

47

MAS-DAF

51

NORM KELEPÇE

53

ONEFLEX-DAS YALITIM

27

OVENTROP

Yüksek binalarda deprem

78

Önlemek ödemekten daha Türkiye yangınla mücadele

80

61

PREIS - AYDIN GROUP

73

PROKONTROL

standardı

43

REHAU

Kondenstop kaçakları ile oluşan

Ö.K.İ - 1 RES

mali kayıplar

9

TA HYDRONICS

37

TAMPERA

49

TEKNOGEN

mevzuatı ve TSEN12845

76 78

65

35

ucuzdur

74

ARI YANGIN

Eryap, Bonuspan ailesini

önlemlere ASHRAE yaklaşımı

68

ALTERM

71

A.K. GRUNDFOS

titreşimi yalıtımı ile ilgili

66

57

optimum çözümler

ve pompaları

56

AIRPLUS

REKLAM DIZINI

46

13

Elektriksel sürdürülebilirlik Avrupa’nın en renkli şehri:

82

31

TEKNOKLİMA

Amsterdam

72

ÜÇAY MÜHENDİSLİK

Her yaşın sporu: Tenis

45

ÜNTES

Kilo düşmanı besinler

63

VENTAS

59

VİCTAULİC

Hayata dair Eğlenceli zeka soruları

5


Haberler

Platech, ISO 9001 kalite yönetim sertifikası aldı Bir dünya markası olma yolunda sağlam adımlarla ilerleyen Platek, uluslararası standartlara uygun olarak gerçekleştirdiği süreç ve kalite yönetimi çalışmaları ile ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi belgesi almaya hak kazandı. ULUSLARARASI alanda akreditasyonu bulunan TUV AUSTRIA firması tarafından denetlenerek ISO 9001 belgesi almaya hak kazanan Platek’in Genel Müdürü Murat Orman, 2007 yılından beri özellikle plakalı ısıtma ve soğutma teknolojileri ve plakalı pastörizasyon sistemlerinde makine sektörüne yeni bir soluk ve anlayış getirdiklerini ve her yıl bir öncekine göre bir adım daha ileri gittiklerini belirterek, “Her adımını koşulsuz müşteri memnuniyeti ilkesiyle planlayan firmamız teknolojik alt yapısına yaptığı önemli yatırımların ardından ISO 9001 Kalite Belgesi de alarak kurumsallaşma yolunda önemli

bir mesafe daha aldı. Gerekli olan uluslararası kalite belgelerini de alarak müşteri memnuniyeti odaklı işletme anlayışını bir sistematiğe bağlayarak kurum kültürü haline getirme yolunda önemli bir adım atmış olduk. Markaların uluslararası arenada söz sahibi olmasını sağlayan ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi belgesi, dünyada 500 binden fazla işletmede kabul görerek başarıyla uygulanmaktadır. Platek olarak biz de bu firmaların arasına girmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Kalitemizden ödün vermeden dünya firması olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Bu belge de bunun ilk anahtarı olmuş oldu” diye konuştu.

Fränkische Türkiye’de Almanya Schweinfurt’ta 1906 yılında kurulan Fränkische Rohrwerke Gmbh, 1 Temmuz 2014 tarihinden itibaren Türkiye pazarında faaliyet göstermeye başladı. 1900’LÜ yılların başında Fränkische sadece yalıtım malzemeleri, metal kanallar ve aksesuarlarını üretmekteydi. 1959 yılında Fränkische dünya çapında plastikten yapılan elektrik borularını sürekli üreten ilk üretici haline geldi. İki yıl sonra, ilk sert PVC’den yapılan sürekli üretim korige drenaj borusu piyasaya sürüldü. Sarı drenaj borusuyla birlikte Fränkische tamamen yeni bir alana girdi ve drenaj teknolojisinde bir devrim yarattı. Bugün, Fränkische dünya çapında üretim tesislerine ve satış ofislerine sahip bir firmadır. Müşterilerin ihtiyaçlarına uygun ürün ve çözümler geliştiren Fränkische’ nin başarısının anahtarı, inovatif bir firma olmasıdır.

6

İlk etapta Bina Tekniği kısmı ile ilgili ürünleri Türkiye pazarına sunan Fränkische çok katmanlı kompozit boru sistemlerinde ve sert plastik borularda uzman bir firmadır. Türkiye’de tesisatçılara kullanım suyu, ısıtma ve gaz tesisatı ile kontrollü ev havalandırması için olgun ve kusursuz eşleşen ürünler ve sistem çözümleri sunmaktadır. Ürünler ve sistemler daima birbiriyle rekabet eden değil birbirini tamamlayan ve genel ilerleme sağlayan ürün ve sistemler şeklinde geliştiriliyor. Ürünleri sürekli optimize ediyor ve güvenlik ile kullanım kolaylığına en büyük öncelik veriliyor. Ürün portföyü pazarın ihtiyaçlarına ve sunduğu hizmetlerle uyumlu hale

getirilmektedir ve piyasada kendini kanıtlamış sistem bileşenlerinin yanı sıra çeşitli çözümlerle tesisatçıların şantiyedeki işlerini kolaylaştırmaktadır. Kullanım suyu tesisatları, ısıtma tesisatları, tek ailelik ve çok ailelik konutlarda gaz tesisatları, kontrollü ev havalandırması alanlarında yenilikçi sistem çözümleri sunar. Döşemeden ısıtma ve serinletme sistemleri, özel uygulamalar için ise esnek katı plastik ve çok katmanlı kompozit borular sunmaktadır. Büyüme odaklı ve giderek uluslararası varlığını artıran bir şirket olarak bölgedeki varlığını hızlı ve etkili bir şekilde geliştirmeyi hedefliyor.



Haberler

Çebi Yapı “Yazıhane” projesinin güneş enerjisi sisteminde FORM SOLAR imzası Türkiye’nin LEED belgeli ilk HOME-OFFICE projesi YAZIHANE’nin güneşten elektrik üreten sistemleri, FORM SOLAR tarafından projelendirildi ve kurulumu yapıldı. ÇEBİ YAPI tarafından inşası tamamlanan ve E-5 karayoluna çok yakın bir konumda olan YAZIHANE Beylikdüzü 12 ofis, 2 mağaza ve 4 otopark katıyla birlikte toplamda 18 kattan oluşuyor. Türkiye’de yalnızca tarihi eserlerde ve çok özel kamu yapılarında ve bazı yüksek katlı binalarda uygulanan Nonlinear Performance Analysis yöntemiyle tasarlanan “Yazıhane” projesinde enerji ihtiyacının bir kısmı, çatı üzerine monte edilen ve panel gücü 255 wp olan 176 adet Yingli Solar marka güneş paneliyle sağlanıyor. Ayrıca güneş enerjisi sisteminde toplam gücü 45 kW olan 2 adet 20 kW’lık SMA marka inverter kullanılıyor. Projeyle ilgili bir değerlendirme

yapan Form Temiz Enerji Genel Müdürü Enis Behar, “Türkiye’nin LEED belgeli ilk home office projesi “Yazıhane” ’de Form Solar olarak yer almaktan mutluyuz. Umuyorum ki LEED sertifikası olan ve enerjisini güneşten karşılayan çevre dostu binalar daha da yaygınlaşacak. Yeni inşaatlarda güneş enerjisinin devlet tarafından zorunlu hale getirilmesini öneriyoruz.“ dedi. FormSolar ve çözüm ortakları, Türkiye’nin her bölgesinde güneş enerjisini elektrik enerjisine çeviren sistemleri anahtar teslim projelendiriyor. Leasing, Turseff, Kalkınma Bankası ve diğer kredilendirme opsiyonları ile halen Türkiye’nin en geniş alternatif ödeme seçeneklerini müşterilerine sunuyor.

Oneflex yalıtım ürünleri, yeni Konya Stadyumu’nda tercih edildi DIŞ cephesi yeşil-beyaz mebranla kaplı futbol topu görünümündeki 42 bin kişilik Yeni Konya Stadyumu, 400 bin metrekarelik bir alana oturuyor. Yeni Konya Stadyumu, 90 bin metrekare kapalı alana sahip. Tamamı kapalı tribünlerden oluşacak stadyumda, zeminden ısıtmalı futbol sahası, ısıtmalı koltuklar, localar, alışveriş merkezleri, restoranlar, amatör spor kulüplerine tahsis edilecek antrenman alanları, ofisler, 84 turnike, 22 asansör bulunuyor. Yüksek teknolojiye sahip Elastomerik Kauçuk Köpüğü Yalıtım Levhaları, Elastomerik Kauçuk Köpüğü Yalıtım Boruları ve Formix Kontakt Yapıştırıcı / Kauçuk Bant / Oneflex PVC Bant gibi yardımcı ürünleri ve yeni Ses Yalıtım ürünü Fonec ile Oneflex, yurt dışında 32 ülkede tercih edilmesinin yanısıra yurt içinde de iddialı. Yüksek ısı yalıtım değerine sahip olan Oneflex elastomerik kauçuk köpükler suya ve buhara karşı dirençli olmalarının yanı sıra, UV (Ultra Violet-Mor Ötesi) ışınlarına, zorlu hava koşullarına, yağlara karşı da direnç özelliği taşımakta. Oneflex elastomerik kauçuk köpüğü olağanüstü esneklik

8

ve elastikiyet özelliği sayesinde tüm tesisat hatlarında ve dirsek T gibi yalıtımın zor uygulandığı yüzeylerde bile kolay ve hızlı montaj, yatırımcı ve uygulayıcısına zaman ve işçilikten tasarruf sağlıyor. Oneflex’in malzeme ve hücresel yapısı, su buharı geçirimine, uzun vadeli ve yalıtım verimliliğini garanti ederek yüksek direnç gösteriyor. Yangına karşı dirençli olup alevin yatay ve düşey yönde ilerlemesine izin vermiyor. Das Yalıtım, mekanik tesisat sektöründe ısı yalıtımı amaçlı olarak kullanılan elastomerik kauçuk köpüğü üretiminde Bursa Fabrikası ve İstanbul Merkezli yönetimi ile faaliyet göstermektedir.



Haberler

Somuncu Baba iklimlendirme sistemi ile

doğaya dost cami oldu Külliyeye yapılan Ek Cami ve Sosyal Tesisler Projesi’nde, enerji tasarrufu ve konfor sağlayan Mitsubishi Electric Su Soğutmalı VRF Sistemler kullanıldı SOMUNCU Baba Külliyesi’nin Ek Cami ve Sosyal Tesisler Projesi’nde ziyaretçi sayısındaki artışa cevap vermek ve misafirlerinin ziyaretlerini daha rahat bir ortamda gerçekleştirebilmelerini sağlamak amacıyla Mitsubishi Electric Klima Sistemleri’nin Su Soğutmalı VRF Sistemleri kullanıldı. Soğutmada yaklaşık yüzde 55 enerji tasarrufu sağlayan Mitsubishi Electric Su Soğutmalı VRF Sistemler ve projenin tüm mekanik sistemlerinin tasarımı aşamasında da her türlü desteği sağlayan Mitsubishi Electric Klima Sistemleri sayesinde bölgenin doğaya dost cami projesine imza atılmış oldu.

Tohma Çayı’nın suyundan faydalanıldı, soğutma maliyeti yaklaşık yüzde 55 düşürüldü Malatya’nın Darende ilçesinde bulunan Somuncu Baba Külliyesi, ek cami ve sosyal tesisleri ile beraber yaklaşık 7 bin metrekare alan üzerine kurulu. Cami ve sosyal tesislerin Tohma Çayı’nın kıyısında olması nedeniyle projede soğutma sezonu boyunca ortalama 14 derece su sıcaklığına sahip Tohma Çayı suyundan faydalanıldı. Hava soğutmalı sisteme göre ısı atılacak ya da ısı çekilecek ortamdaki su sıcaklığının daha stabil olmasını sağlayan Mitsubishi Electric Su Soğutmalı VRF Sistemler sayesinde soğutmada enerji maliyetleri yaklaşık yüzde 55 oranında azaltıldı.

22 derecelik kaynak suyu kullanılarak ısıtmada yaklaşık yüzde 35 enerji tasarrufu sağlandı Projede, ısıtma sezonu için bölgeden çıkan ve yıl boyunca ortalama sıcaklığı 22 derece olan kaynak suyundan yararlanıldı. Isı çekilecek kaynak olarak

10

su yerine hava kullanılması durumunda, dış üniteler kış sezonu boyunca havadan ortalama 5 derece ısı çekmek durumunda kalacak ve dış ünite üzerinde oluşabilecek muhtemel buzlanmayı çözmek için de bir miktar ısıtma kaybı oluşacaktı. Kış aylarında ısıtma çalışması için kaynak suyunun kullanılması sayesinde hem buzlanma (defrost) riski ortadan kaldırıldı hem de yaklaşık yüzde 35 oranında enerji tasarrufu elde edildi. Mitsubishi Electric’in Su Soğutmalı VRF Sistemleri sayesinde, kazan destekli su soğutmalı bir sisteme göre enerji maliyetleri soğutmada yaklaşık yüzde 30, ısıtmada ise yaklaşık yüzde 6 oranında düşürüldü.

Yerden serinletme sistemi ile yoğunluğun arttığı ibadet saatlerinde bile ideal konfor Hydrodan kullanılarak sıcak ve soğuk suyun elde edildiği projede, ana camide yerden ısıtma ve yerden serinletme yapıldı. Yerden serinletme sistemi ile soğutma sezonu boyunca caminin kullanılmadığı saatlerde ortam iç sıcaklığının belli bir sıcaklık değerinin

üzerine çıkması engellendi. Böylece ortam soğutma yükünün en üst seviyeye ulaştığı ibadet saatlerinde, çok kısa bir sürede kanallı ve dört yöne üflemeli VRF iç üniteleri ile ortamın konfor ısısına getirilmesi sağlandı. Ana caminin alt katında bulunan bayanlar bölümü ise dört yöne üflemeli VRF iç üniteler ve yüzde 100 taze havalı gizli tavan tipi iç üniteler ile iklimlendirildi.

Hydrodan sıcak su üniteleri ile kış aylarında sıcak su konforu Abdesthane kısmında kullanılan Hydrodan sıcak su üniteleri ile ibadet için gelen ziyaretçilerin kış mevsimi boyunca sıcak su ile abdest almaları sağlandı. Ayrıca bay-bayan abdesthane ve WC bölümü 11 adet yüzde 100 taze havalı gizli tavan tipi iç ünite ile şartlandırıldı. Proje kapsamında toplam 29 adet su soğutmalı dış ünite, 5 adet orta ve yüksek statik basınçlı gizli tavan tipi iç ünite, 14 adet yüzde 100 taze havalı gizli tavan tipi iç ünite, 16 adet duvar tipi iç ünite, 27 adet dört yöne üfleme kaset tipi iç ünite, 4 adet kasetli döşeme tipi iç ünite ve 5 adet Hydrodan sıcak su ünitesi kullanıldı.


Enerji Tasarrufu mu Arıyorsunuz ? Etrafınızda bu kadar çok enerji tasarrufu yöntemi ve seçeneği bulunurken karar vermeniz oldukça zor olabilir. Ancak doğru cevaplarla işletme maliyetleriniz düşer ve işletmenizin sürdürülebilirliği artar. 120 yılı aşan bir süredir insana ve teknolojiye yatırım yapan Johnson Controls, doğru yanıtları bulabilmenizde size yardımcı olacak tecrübeye, teknik birikime ve öngörüye sahiptir. Biz işletmenizde verimliliğini arttırmanın, sürdürülebilirlik hedefinize ulaşmanızı sağlamak için en önemli adım olduğuna inanıyoruz. Zor sorulara aydınlatıcı cevaplar için bize ulaşabilirsiniz.

Johnson Controls Klima ve Soğutma, Servis, Sanayi Tic. A.Ş. Merkez: Saray Mah.Dr.Adnan Büyükdeniz Cad.No:2 Akkom Ofis Park 3.Blok 6.Kat 34768 Ümraniye İstanbul Tel : +90 (216) 636 53 00 Faks : +90 (216) 636 53 65

Ankara Bölge Müdürlüğü: Çetin Emeç Bulvarı Cevizlidere Cad.No:1/8 06520 Öveçler Ankara Tel: +90 (312) 405 00 07 Faks : +90 (312) 472 61 16

Adana Bölge Müdürlüğü: Reşat Bey Mah.Fuzuli Cad.Gürcan Apt. No:67 K:4/16 Adana Tel: +90 (322) 459 86 89-91 Faks : +90 (322) 459 27 62

İzmir Bölge Müdürlüğü & Üretim: Muradiye Sanayi Bölgesi Dr.Orhan Aksoy Cad.No:14 45140 Muradiye, Manisa Tel: +90 (236) 226 88 00 Faks : +90 (236) 214 06 80


Haberler

PA-FLEX markalı elastomerik kauçuk köpüğü üretimine, ekim ayında başlanacak Paralel İnşaat Kauçuk San. İç ve Dış Tic. A.Ş. sektöre hızlı bir giriş yaparak, PA-FLEX markası altında elastomerik kauçuk köpüğü üretimine başlama kararı aldı. Ekim ayı içerisinde üretime geçilmesi planlanıyor. PARALEL İnşaat Kauçuk San. İç ve Dış Tic. A.Ş. Satış ve Pazarlama Müdürü Cafer BASIK, yeni firma ve marka hakkında şu değerlendirmelerde bulundu: “Uzun araştırmalar ve görüşmelerin ardından, iklimlendirme ve soğutma sektöründeki 15 yılı aşkın tecrübemiz, % 100 yerli sermaye ile Paralel İnşaat Kauçuk San. İç ve Dış Tic. A.Ş. olarak PA-FLEX markası altında elastomerik kauçuk köpüğü üretimine girme kararı alınmıştır. Isıtma, soğutma tesisatı, havalandırma sistemlerinde, endüstriyel proseslerde, tüm inşaat ve endüstriyel uygulamalarda elastomerik kauçuk köpüğü levha ve boru izolasyonu kullanılmaktadır. Ayrıca yardımcı ürünlerin (kauçuk bant, folyo bant, PVC bant ve yapıştırıcılar) temini de bünyemiz içerisinde yapılacaktır. Türkiye’de 4’üncü üretici olarak fabrikamız Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’nde müstakil 5 bin metrekareyi aşkın kapalı alanı ile Ekim ayı içerisinde kurulumu tamamlanacak olup, aynı ay içerisinde üretime başlanması öngörülmektedir. İlk etapta yıllık üretim kapasitesi olarak 6 bin ton ön görülmektedir. Üretim tesisimiz ve depomuzun İstanbul’da olması pazarda termin ve nakliyeden dolayı bayi ve müşterilerimize büyük bir avantaj sağlayacaktır. Olmazsa olmazlarımızın başında gelen müşteri memnuniyeti, kalite, termin, kabul edilebilir fiyat politikası ile sektörde sizlerin de desteği ile kısa süreler içerisinde pazarda sektöre yön veren geliştiren firmalar arasında yer almayı planlıyoruz. Türkiye genelinde ve yurt dışında bölge bayilikler verilecektir.”

12

Danfoss’un Türkiye’ye yatırımları devam edecek Danfoss Isıtma Çözümleri Başkanı Kim Christensen, Danfoss Bölgesel Isıtma Başkanı Lars Tveen ve Danfoss Güç Elektroniği Başkan Yardımcısı Marco Airola; Türkiye’deki başarılı organizasyonu yerinde görmek ve geleceğe yönelik yenilikleri ve stratejileri belirlemek için Danfoss Türkiye’yi ziyaret ettiler. DANFOSS Akademi’de, çalışanlar ile bir araya gelen yöneticiler; Danfoss’un yatırım ve büyüme stratejilerinde Türkiye’nin önemli bir yeri olduğunu belirterek, Danfoss Türkiye organizasyonunu desteklemeye devam edeceklerini söylediler. Danfoss Isıtma Çözümleri Başkanı Kim Christensen yaptığı konuşmada; ‘Türkiye’de, Danfoss’un yenilikçi ve üstün teknolojili ürünleri dışında, müşterilerine fark yaratan ve artı değer katan hizmetlerin de sunumu için yatırımlarını sürdüreceklerini’ ifade etti. Başarılı geçen ilk 6 ay sonuçları için Danfoss Türkiye ekibine teşekkür eden Kim Christensen; ‘Danfoss Türkiye’nin başarı ivmesinin yükselerek süreceğine inançlarının tam olduğunu ve bu konuda gereken tüm desteği vereceklerini’ söyledi.



Söyleşi

Ömer Kaya NEF Gayrimenkul Geliştirme Yapı ve Yatırım A.Ş. Mekanik İşler Müdürü

14


Bu sayımızda son beş sene içerisinde, 2016 yılında da yapılacak projelerle 1 milyon metrekareye ulaşan inşaat üre mi yapan NEF Gayrimenkul Geliş rme Yapı ve Ya rım A.Ş. Mekanik İşler Müdürü Ömer Kaya ile geçmişten günümüze bir yolculuğa çık k. Keyifle okumanızı dileriz.

NEF projelerinde mekanik tesisat

seçimi

Bize kendinizi kısaca tanıtır mısınız? 1993 İTÜ Sakarya Mühendislik Fakültesi, makine mühendisliği bölümünden mezunum. Uzun süre 2005 yılına kadar yurtiçinde taahhüt sektöründe, proje ve kontrol müh. şantiye şefi ve proje koordinatörlüğü görevlerinde yer aldım. 3 sene kadar, 2005-2008 yılları arasında Rusya, St. Petersburg şehrinde Energostroy firmasında elektromekanik teknik müdürlüğü görevinde bulundum. 2008-2013 yılları arasında inşaat sektöründe masanın yatırımcı tarafında mekanik grup şefi olarak görev yaptım. Son 1,5 senedir yeni bir nefesle, Nef Gayrimenkul Geliştirme Yapı ve Yatırım A.Ş. de mekanik işler müdürü olarak görev yapmaktayım. Nef’i neden tercih ettiniz? Nef, bir yatırımcı ve sektörde marka oluşturmak için çalışıyor. Özel projeleri var. İstanbul, Türkiye’nin tarihi şehirleri ve Amerika projeleri son derece özel. Genel olarak Nef, bir daire veya ofis satın alana birçok ortak mekânlar da kullanım hakkı veriyor. Özel tasarım yapılarda tüm konfor düşünülmüş. Nef hızlı büyüyen enerjik bir firma. Nef yapıları hakkında bilgi verebilir misiniz? Son beş sene içinde yapılan ve 2016 tarihine kadar yapılacak projelerle birlikte 1 milyon metrekareye ulaşan inşaat üretmiş olacağız. Konut satışlarında en iyi satış yapan firma ödülünü almaya hak kazandık. • Nef 04, Nef 163 den sonra son 1,5 sene içinde 5 adet daha bina bitirdik.

• Nef 11, Kağıthane’de. Konut, ofis, ticari alanların olduğu karma bir proje. • Nef 10, tek blokluk konut. Bu sene ağustos ayında teslim edilecek. • Nef 02 Edirnekapı projemiz (Haliç) 4 blok ve 312 daireden oluşuyor. Teslim edildi. • Nef 47, projemiz Nef 02’ nin yanında olup geçen sene tamamlandı. • Nef 03 Levent ofis projemiz geçen sene tamamlandı. • Nef 09, 4. Levent’te, 2 blok ofis proje. Ağustos, eylül aylarında tamamlanacak. • Nef 22 projemizin yakında inşaatına başlanıyor. 6 bloktan oluşan Nef Ataköy projesi. Karma bir proje olup 1 blok otel, 4 blok konut, 1 blok ofisten oluşuyor. toplamda 185 bin metrekare alana sahibiz. • Nef 12- Nef 13, birbirine yakın projeler, Topkapı’dadır. Nef 12, 60.000 m2 otel, yurt, konut; Nef 13 ise 4 blok konut + 1 blok ofis olup toplam 85 bin metrekare civarında. Kazı ve hafriyatı devam ediyor. Yakın zamanda kaba inşaatına başlanacak. • Kağıthane 03 projesi, biz ona Nef 03K diyoruz, 1 blok ofis, 1 blok konut ile 60 bin metrekare alanı kaplıyor. • Kağıthane Adalar adında parsellerden oluşan her biri 9-12 bin metrekare olan 6 adet projemiz var. Kentsel dönüşüme katkı sağlayan projelerimizdir. Şu anda 18 adet projemiz var, bina olarak 50 adedi geçer.

15


Söyleşi

Nef projelerinin ortak özellikleri neler? Baktığınızda Nef, genelde konut+ofis projeleri yapıyor. Müşteri talebine göre 1+1, 2+1, 3+1 esnekliğini sağlayabiliyoruz. Ortak alanlarda, playground, sinema, sanat odası, fitness, misafir odaları, toplantı odaları, spor tesisleri, vb. imkanlar sağlayabiliyor. Yurt ve sosyal tesisler de yapıyor. Nef projeleri kültürel bakış açısı da sunuyor. Her şehrin özelliğine göre proje hazırlanıyor.

Yönetim Kurulu Başkanımız Erdem Timur’un bir sözü var. “ Kentlerin sesi var, bir kent ne istiyorsa onu yapmak zorundasınız “. Nef’in diğer bir özelliği de sosyal sorumluluk anlayışı. Anaokulları, ilkokullar, öğrenci yurtları, camiler de yapılıyor, bunlar MEB ve belediyelere devrediliyor. Nef’in başka inşaat firmaları ile ortak projeleri var mı? İŞ GYO ile Nef Topkapı projesi ortak projedir. Şişecam Fabrikası’nın alanında ki projenin yüzde 25 ‘i Nef’in. 350 bin metrekare inşaat içinde 4 etapta yapacağımız 4.000 konut ve çarşı mağazalarından oluşan bir projedir. Çok lüks olmayan ancak standartların çok

16


üzerinde özel bir projedir. İç dizaynı da mükemmel. Bir başkası ise Anadolu yakasında Beykoz’da 2B den yararlanan vatandaşların oluşturduğu arazi geliştirme üzerine lüks konut sınıfında yeni bir Nef projemiz daha olacak. Diğer kentlerde de projelerimiz olacak. Bu kentlerin dokusuna uygun çalışmalar gerçekleştirilecek. Yurt dışında Amerika’da New York Manhattan’da gerçekleşecek 60 katlı bir otel ve konut projesine ise 2015 yılında başlanıyor. Kullanılacak tüm ürünler ise ülkemizden gidecek. Tasarım çalışmaları ve partner firmalarınız hakkında bilgi verir misiniz? Nef’in tasarım ayağı en önemli bölümdür; Hok, Foster and Partners, Som, Perkinswill, Tago gibi ünlü firmalar ile çalışılıyor. İç tasarımın bir kısmını Autoban firması ile gerçekleşiyor. Dome, Alan ve Açık mimarlık grubu’da diğer partner firmalarımızdır. Özellikle ortak mekanlar, lobiler, koridorlar, daire içleri, kapı kollarına varıncaya kadar her projede farklı ve özel tasarımlar yapılıyor. NEF Ataköy 22 projesi ve mekanik tesisatı hakkında bilgi verir misiniz? NEF Ataköy 22 Prestijli projelerimizden biridir, 25 bin metrekarelik arsa alanında yer alıyor, toplamda 185.000 m2, 18 katlı konut ve ofis ile alışveriş merkezinin bulunduğu 6 bloktan oluşuyor. Foldhome ve Foldoffice üniteleri ile Foldlife hizmeti farklı ihtiyaçlara cevap verecek. Mekanik tesisat konusunda Deko Mühendislik ile çalışıyoruz, Makina Mühendisi Evren Demirci ile yine birçok projemizin çalışmaları devam ediyor.

Nef Grubu olarak her zaman son teknolojiyle iç içe olmaya çalışıyoruz. Mekanik proje müellifi olarak Deko Mühendisliği seçmemizdeki en önemli kriterlerden biriside akıllı yapı bilgi sistemi(Bim) ‘ in bir parçası olan 3 boyutlu tasarım programı revit ile projelerimizi tasarlamalarıdır. Hataları minimize ederek uygulamada sorunsuz projeler gerçekleştirebiliyoruz. Bu projede Leed Gold Sertifika alma hedefimiz var, gereklerini yerine getiriyoruz. Mekanik sistem dizaynalarını projenin başında tartışıyoruz. Konutlarda işletmeyi ve COP’ yi düşünerek sulu VRF sistemi kullanacağız. Merkezi ısıtma sisteminide mimari ve çevresel faktörlerden dolayı bodrum katına aldık, kendinden yoğuşmalı kazan kullanacağız. Seçtiğiniz sistem ve markaları tercih nedenleriniz nelerdir? En iyi servis ve hizmeti verecek markaları tercih ediyoruz. Enerji Performans Yönetmeliği kriterlerini dikkate alarak sistemi dizayn etmeye çalışıyoruz. Aldığımız malzemeler de öyle oluyor. Radyatörü, termostatik vanası, pompası, FCU, Chilleri, AHU, VRF si, tüm mekanik sistemi partner olabilecek arıza bakımından minimum geri dönüşlü ekipmanları tercih ediyoruz. Tüm sistemlerde enerji verimliliğinin üzerinde hassasiyetle duruyoruz. Firmalar bu nedenle ürünleri ile yaptığımız Nef projelerini tercih ediyor. Nef 22 ‘de ticari ve ofis alanlarda 4 borulu fan coil ve taze hava sistemini seçtik. Hem ticari hem ofiste, sistemi shell&core (çekirdek tesisat), olarak tesisat ağızlarını bırakıyoruz. Ticari ve ofis olarak kiralayan kendi iç dizaynını yapıyor. Kulelerde su soğutmalı VRF, fold

17


Söyleşi

kısımlarında ise hava soğutmalı VRF kullanıyoruz. Binanın ergonomik yapısıda değerlendiriliyor. Sistem seçimini yaparken bizi etkileyen unsurlar da var. Mimari olarak, mekanik oda olsun veya dış ünite, chiller olsun, soğutma kulesi olsun hacimlerin az olmasından dolayı işletmeye yönelik çalışıyoruz. Özetle projelerimize göre sistem seçimi yapılıyor. Katlarda yangın güvenliği hakkında bilgi verir misiniz? Biz projelerimizde daima yangın danışmanı kullanırız, burada da bir yangın güvenliği danışmanımız var. Otomatik sprinkler sistemlerimiz mevcut. Katlarda yangın dolapları, itfaiye su alma ağızları, dışarıda su verme ağızları, hidrant sistemleri, daire içlerinde sprinkler sistemlerimiz mevcut. Kat koridorlarında duman tahliye sistemleri var. 5. Bodrum katta yangın pompa odası ve su depolarımız olacak. Otoparklarda aldığınız önlemler nelerdir? Otoparklarda montaj kolaylığı ve efektif çalışmayı sağlayan jet fan sistemleri kullanıyoruz. Jet fanlar birinci kademede otopark havalandırması için, ikinci kademede duman tahliyesi için çalışacak olup, ana axial fanlarımız, şaftlarda ve çatıda olup, her biri 300 santigrat dereceye 2 saat dayanımlı olarak yerleştiriliyor. Bina otomasyonu hakkında bilgi verir misiniz? Mekanik otomasyonla ekipmanları; arıza-durum bilgilerini, start-stop, kirlilik, basınç, sıcaklık ve nem gibi bir çok parametrelerden veri alarak kontrol edebileceğiz. Sayaç otomasyonu ile de harcanılan enerjinin, soğuk ve sıcak su sarfiyatının ölçülüp faturalandırılmasını sağlayacağız. Sıcak su temini merkezi boyler ile olacaktır. Çevre faktörlerini nasıl değerlendirmeyi düşünüyorsunuz? Leed ‘in kapsamı geniş. Bu projede arazinin yüzde 95’ine oturuyoruz. Uygun alanı bulduğumuz zaman tüm kriterleri gerçekleştirmek hedefimizdir. Gri su konusunda ilave şaft gerekecektir, yağmur suyunun toplanmasında uygun alanı bulduğumuzda gerçekleştireceğiz. Ofis cephesinde uygun alan varsa doğal havalandırma da yapıyoruz. Zaten şartlandırılmış taze hava veriyoruz. Daha önce yaptığımız Nef 09 ofis projesinde cepheden doğal havalandırma sağlanmaktadır. Dinamik projeler gerçekleştiriyoruz. Proje konseptine uygun ise yenilenebilir enerji sistemlerini kullanıyoruz. Örneğin termal su olan bir yerde bundan mutlaka yararlanıyoruz, yine rüzgar şartları sürekli ve yüksek yerlerde bu imkanları değerlendiriyoruz. 3-5 bin konutluk yerlerde kojenerasyon ilave soğutma sistemi olursa trijenerasyon yapabiliyoruz. VRF’lerde hava soğutmalı dış üniteleri koyacağınız yerler olmadığı için kat bazında sorunu çözeceğiz. 3 borulu VRF kullanacağız. Özellikle geçiş mevsimlerinde bir mahal ısıtmaya ihtiyaç duyarken diğeri soğutma gereksinimi içinde olabiliyor. Burada ısı geri kazanımı ile ısı transferi yapılabiliyor. Nef projelerinde satışlar hakkında neler söyleyebilirsiniz? Sanırım bu konuda ülkemizin en iyi grubuyuz. Projelerimiz bitmeden tamamına yakını satılıyor. Bu konuda ödüllerimiz var. Nedeni de tasarım ve konsept projelerimizdir.

18



Haberler

Park Vera Alışveriş Merkezi’nde soğutma kulesi ve su kaynaklı ısı pompalarında tercih

ATLANTİK GRUP oldu İnşaatına 2012 yılında başlanan, dört kat ve 40.000 m2 kiralanabilir alan üzerinde faaliyet gösterecek olan yaklaşık 100 mağaza, yeme-içme alanı, kafe/restoranlar ile 2.500 araç kapasiteli otoparktan oluşacak olan Park Pera Alışveriş Merkezi ATLANTİK GRUP’un distribütörlüğünü yaptığı MARLEY marka NCF serisi değişken debili soğutma kuleleri ile AIRWELL marka EWH serisi ısı pompalarını tercih etti. PROJE için temin edilen 2 adet 1600 kW kapasitede NC8403 model su soğutma kuleleri FRP yapıda olup AVM ‘de kullanılacak olan su kaynaklı ısı pompalarıyla ile entegre çalışacaktır. Fiberglas kasa suyun aşındırıcı etkilerine karşı paslanmaz çelik kadar dayanıklıdır. NCF model soğutma kuleleri değişken debi özelliği sayesinde su ve elektrik tüketimini düşürerek binanın enerji verimliliğine katkı sağlamaktadır. Sistemin gereksinimi olan su debisinin azalmasıyla birlikte, sisteminin ihtiyaç duyduğu hava debisi azalmakta ve bunun neticesinde fan hızları düşmektedir. Marley NC model soğutma kulelerinde su debisi %30.. %100 arasında ayarlanabilmektedir. Fanların çektiği güç, hızının küpüyle ters orantılıdır. Örneğin, değişken debili bir kulede fan hızının yarı hıza düşmesi durumunda fanların elektrik tüketimi geleneksel sisteme göre %75 oranında azalmaktadır. Proje kapsamında AIRWELL marka EWH serisi ısı pompalarından 167 adet kullanılmıştır. 3-45Kw kapasite aralığında üretilen , R410A soğutucu akışkan kullanılan ısı pompalarında EER 4 ve üzerinde olup, işletme maliyetleri

20

minimum seviyedir. Öte yandan ses basınç seviyeleri orta hızda 40-48 dB(A aralığında olup muadillerine göre ortalama 10 dB(A) daha düşüktür. Bu özelliğiyle ofis uygulamalarında da kullanılabilmektedir. Değişken fan hız kontrolü , faz koruma rölesi, termostad üzerinden 21 adet arıza kodunun görülebilmesi standart özellikler olarak sunulmaktadır.



Haberler

Kalitesiz hava

astım krizlerini tetikliyor Okullar, hastaneler, alışveriş merkezleri, kamu binaları, ofisler gibi kapalı ve kalabalık ortamlardaki havasızlık astım krizlerini tetikliyor. RAMAZAN ile birlikte daha fazla etkilemeye başlayan kirli hava ve buna bağlı havasızlık özellikle astım hastalarının yaşam kalitesine zarar veriyor. Astımı ve alerjik rahatsızlıkları olan hastaların kirli ve kalitesiz havanın bulunduğu ortamlarda yeteri kadar nefes alamamaları ataklara yol açabiliyor. Temiz hava ihtiyacının özellikle kapalı mekânlarda daha fazla olduğunu dile getiren havalandırma sektörünün öncü kuruluşu AFS Yurtiçi Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Bahadırhan Tari, “İç ortam havası dış ortamdan 2-5 kat daha kirlidir. Temiz hava temini için iç ortam şartlarını bozmadan dışarıdan aldığımız havayı iyi filtre etmemiz gerekir.” diyor.

Bahadırhan Tari

‘Türkiye’nin Greenguard sertifikalı ilk ve tek hava kanalı üreticisiyiz’

Facia yaşamamak için havalandırma kullanılmalı Hayatımızın önemli bir bölümünü ev, ofis gibi kapalı ortamlarda geçirdiğimizi söyleyen Tari, “Yaşadığımız ortamlar iyi havalandırılmadığında aslında her gün Soma faciasında olduğu gibi havasızlık sorunu yaşıyoruz. Ani gelişen durumlarda can ve mal kaybı yaşamamak için önlem alınmalı” açıklamasında bulunuyor. Kapalı alanlara taze hava verirken iç ortam hava kalitesi standartlarına uygun Greenguard (İç Ortam Hava Kalitesi) sertifikalı alüminyum flexible hava kanallarının tercih edilmesi konusunda uyarıda bulunan Tari, görüşlerini şöyle açıklıyor:” İç ortam hava kalitesini bozucu faaliyetlerden kaçınmalıyız. Yüksek iç ortam hava kalitesi dış ortam havasının korunmasına bağlıdır. Aksi takdirde yapılan çalışmaların çok bir anlamı olmayacaktır.”

22

Temiz hava ihtiyacı duyanların yüreğini evlerden ticari işletmelere kadar hemen her alanda kullanılabilen GREEN izolesiz alüminyum flexible hava kanalları ferahlatıyor. Greenguard sertifikalı ürünlerin hava kalitesini yükselterek daha sağlıklı bir iç ortam oluşmasını sağladığını dile getiren Tari, “alerjik ya da alerjik olamayan astımlı kişilerde herhangi bir duman solunması, tozlu ortamlarda bulunma ve bazen güçlü kokular nedeniyle astım belirtileri şiddetlenebilir. Bu nedenle ev, ofis alanlarının yanı sıra kreş, okul ve hastane gibi hassas bölgelerde de kullanılabilme standardına sahip green ürünler tercih sebebidir. “diyor.

En fazla etkilenenler astım hastaları Kirli havanın ısınma, sanayi ve motorlu taşıtlar gibi birçok nedenle oluşabileceğine değinen Tari, havasızlıktan en fazla etkilenecek olan kişilerin hassas yapılarından dolayı astım ve alerjik rahatsızlıkları olan hastalar olduğunu söylüyor.

İç ortam hava kalitesinin yetersizliğinin kısa ve uzun vadeli pek çok sağlık problemine neden olduğunu kaydeden Tari, “Eviniz, işyeriniz ve özellikle soluduğunuz hava için sağlıklı ürünler tercih etmeniz gerekiyor. Bu anlamda Amerika ve Kanada dışında Greenguard sertifikasyonuna sahip ilk ve tek flexible hava kanalı üreticisi olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” diyerek sözlerini sonlandırıyor.



Haberler

Ayvaz, Indoor-flex doğalgaz tesisat hortumunu Ankara’da tanıttı Ayvaz, rijit boruya alternatif olarak geliştirdiği Indoor-flex bina içi doğalgaz tesisat hortumunu Ankara’da düzenlediği seminerde uygulamacılara tanıttı.

BİNA içi doğal gaz tesisatlarında rijit boruya alternatif olarak “fleks” yani esnek metal hortum kullanımına imkan tanınmasıyla birlikte öne çıkan Ayvaz Indoor-flex doğal gaz tesisat hortumu, 4 Ağustos’ta Ankara’da gerçekleştirilen seminerde uygulayıcı kişilere tanıtıldı. TS EN 15266 standardının, Indoor-flex sisteminin ve avantajlarının anlatıldığı; ayrıca katılımcılara uygulama yapma şansının da verildiği seminere Ankara ve çevre illerden yaklaşık iki yüz kişi katılım gösterdi. Eğitimin sonunda isteyen katılımcılara sertifika verilen organizasyon, canlı müzik eşliğindeki akşam yemeği ile son buldu. Konuyla ilgili açıklama yapan Ayvaz A.Ş. İcra Kurulu Başkanı Serhan Alpagut, “Geleneksel rijit borularla daire içi doğal gaz tesisatı kurmak; zaman, işçilik ve maliyet açısından gerçekten büyük bir iş. Ayrıca bu sistemler, Türkiye gibi deprem kuşağında yer alan ülkelerde pek güvenli değil. Esnek bir yapıya sahip olmadıkları için, herhangi bir depremde gaz sızıntısına neden olabilir. Japonya ve Amerika tam 30 yıldır rijit boruya alternatif olarak fleks hortum kullanıyor.

24

Ülkemizde de artık bu avantajlı sistem mevcut” dedi. Sistemin yaklaşık 4 yıldır Avrupa’da da kullanıldığını söyleyen Alpagut, Avrupa Kompansatör ve Esnek Metal Hortum Üreticileri Birliği üyesi tek Türk şirketi olan Ayvaz’ın bu ülkelere de başarılı satışlar gerçekleştirdiğinin altını çizdi. Ayvaz’ın komple paslanmaz çelik malzeme kullanarak, Avrupa Standardı TS EN 15266’ya uygun olarak ürettiği Indoor-flex sistemi ile bina içi doğal gaz tesisatında yeni bir devrin açıldığını söyleyen Alpagut, “Indoor-flex sistemi, rijit boruya oranla çok hafif ve ergonomik. Tek bir kişinin kolayca taşıyabileceği kangal veya makara formundaki hortum ve basit aparatlardan

oluşan sistem, depolamada ve nakliyede kolaylık sunuyor. Indoor-flex sayesinde daire içi doğal gaz tesisatı, geleneksel sistemlere oranla çok daha hızlı ve pratik şekilde yapılabiliyor. Yani zamandan ve işçilikten büyük tasarruf sağlarsınız. Ayrıca Indoor-flex sistemi basit kesme ve sıyırma aparatları kullanılarak kolayca uygulanabilecek bir çözüm. Ölçme, kesme, diş çekme, boru sabitleme gibi yoğun iş gücü gerektiren konularda da büyük avantajlar sunuyor” diyerek sistemin avantajlarını sıraladı. Sistemin ayrıca hortumları gizleyen kanallar sayesinde dekoratif de olduğunu sözlerine ekleyen Alpagut, Ayvaz’ın Indoor-flex eğitimlerinin ülke çapında artarak devam edeceğini belirtti.



Haberler

Üçay mühendislik gözünü

ısı pompasına dikti Enerji verimliliğinin önemini her alanda dile getiren Üçay Mühendislik, yaptığı Verimli Enerji Çözümleri ( V.E.Ç. ) açılımı ile hizmet çeşitliliğini arttırmış ve Türkiye’nin her kesimine, her ihtiyaca uygun çözümler sunmaya odaklanmıştır. Bu bağlamda yıllardır Avrupa’da yaygın olarak kullanılan ve ülkemizde de bilinirliğini arttırmaya başlayan Isı Pompası Çözümleri’ne de yönelmiştir. ÖZELLİKLE ülkemizin Ege ve Akdeniz Bölgeleri gibi ılıman iklim kuşağına sahip olan yerlerinde avantajlı bir çözüm olarak sunulan ısı pompaları, kullanıcıların ısıtma – soğutma ve sıcak su ihtiyaçlarını karşılamaktadır. “Doğru Yere Doğru Proje“ prensibini benimseyen Üçay Mühendislik yetkilileri, yapmış oldukları çözümlemelerde Isı Pompası Sistemleri’ne oldukça fazla yer verdiklerini belirtmektedirler. Bünyesinde kurulan V.E.Ç. Departmanı ile bu alanda oldukça aktif rol oynama niyetinde olan ÜÇAY, grup firmalarıyla beraber kadrosunda bulunan 120’nin üzerindeki satış personeline bu anlamda ciddi eğitimler vermektedir. Teknik bilginin önemini her platformda dile getiren firma, Isı Pompası ve diğer konularla ilgili olarak çalışmalarına devam edeceğini ifade etmektedir. Üçay Mühendislik, sahip olduğu tecrübeli teknik ve satışçı kadrosu ile mühendisliği kurum kültürünün merkezine koyarak, ülkemizde doğru bilinen yanlışların düzeltilmesi ve enerji verimliliği bilincinin oluşturulması noktasında emin adımlarla ilerleyişini sürdürmektedir.

26



Haberler

Form VRF Sistemleri’nden bölge servislerine teknik içerikli eğitim Form VRF Sistemleri San. Tic. A.Ş, Adana, İzmir, İstanbul, Bursa, Antalya ve Ankara illerinde hizmet veren VRF Bölge servislerine yönelik bir dizi teknik içerikli eğitim düzenlendi. HAZİRAN tarihleri arasında Adana Hilton, Wyndham Otel İzmir ve Form Şirketler Grubu Maslak Merkez Ofis’te gerçekleşen eğitimlere 93 servis firmasından 200’ün üzerinde kişi katıldı.

Eğitimlerde; Form VRF servis yapısı ve şantiyeler, Mitsubishi Heavy Industries yeni KXZ cihazlarının tanıtımı ve yeni fonksiyonları, Form VRF Mitsubishi Heavy montaj kuralları ve uygulama örnekleri ile DX Klima Santrallari hakkında bilgilendirme yapıldı. Eğitimlerle ilgili bir değerlendirme yapan Form VRF Sistemleri San. Tic. A.Ş Genel Müdür Yardımcısı Selahattin Telatar, “Firmamızın müşterilerine sağladığı yüksek kaliteli ürün yelpazesinin yanısıra satış sonrası servis hizmetlerinin de sektörel gelişimdeki en önemli unsurlardan biri

olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle yetkili servislerimizin eğitim ve gelişimlerine çok önem veriyoruz. Verdiğimiz eğitimlerle sahip olduğumuz deneyimi teknik servislerimizle paylaşarak hizmet kalitemizi arttırmayı hedefliyoruz” dedi. Form VRF Sistemleri A.Ş’nin Türkiye’de tek yetkili distribütörü olduğu Mitsubishi Heavy Industries KX serisi VRF klima sistemleri, dayanıklılığı, yüksek enerji verimliliği, sessiz ve her mimariye uygun iç üniteleri ile yaşam alanlarınızda rahat nefes almanızı sağlarken konforlu bir hayatın da kapılarını aralıyor.

Termo Teknik taahhütçü bayileri Kıbrıs’ta bir araya geldi “Satış ve Hizmet Kampanyası” kapsamında başarı kazanan Termo Teknik taahhütçü bayileri Kıbrıs’ta ağırlandı. İNGİLTERE merkezli ısıtma sistemleri devi Ideal Stelrad Group’un (ISG) Türkiye’deki iştiraki olan Termo Teknik, “Satış ve Hizmet Kampanyası” kapsamında başarı gösteren Ankara ve çevresindeki bayilerini Kıbrıs’a götürdü. Akdeniz’in üçüncü büyük adası Kıbrıs’ta ağırlanan firma temsilcileri ile birlikte Beşparmak Dağları, Magosa, Çıkartma Plajı, Manastırlar gibi doğal ve tarihi yerler de ziyaret edildi. Termo Teknik Yurtiçi Satış ve Pazarlama Koordinatörü Erol Porsemay, gezi esnasında yaptığı konuşmada takım çalışması ve motivasyona büyük önem verdiklerini, bayiler ile bir araya gelme fırsatı buldukları böyle organizasyonlarda çok mutlu olduklarını belirtti. Bu tip motivasyon organizasyonları ile Termo Teknik bayilerinin sezona da hazırlandığını ve birlikte iş dışında vakit geçirme fırsatına da sahip olabildiklerini kaydeden Porsemay, uzun süreli iş birliklerini hayata geçirmenin ve sürdürmenin; bayilerine hem iş hem de bireysel hayatlarında her zaman destek olmanın kendileri için çok önemli olduğunu dile getirdi.

28



Haberler

Su yalıtımı olmayan bina depreme karşı direnemiyor Eryap A.Ş. CEO’su ve XPS Isı Yalıtımı Sanayicileri Derneği Başkanı Emrullah Eruslu, 17 Ağustos deprem haftasına özel yaptığı açıklamada, “17 Ağustos 1999 Marmara depreminden sonra yapılan incelemelerde yıkılan binaların yüzde 64’ünde su yalıtımı olmadığı görüldü. DEPREME karşı bina taşıyıcı sisteminin en önemli koruyucu kalkanı olan su yalıtımı, bina taşıyıcı donatısını korozyondan yani paslanmaktan koruyor. Depreme dayanıklı binalarda yaşamak için binaların su yalıtımı mutlaka yapılmalı. Aksi takdirde bina 10 yılda taşıma kapasitesinin yarısını kaybediyor.” dedi. Eryap CEO’su Emrullah Eruslu 17 Ağustos Deprem Haftası nedeniyle yaptığı açıklamada nüfusunun yüzde 95’i deprem tehdidi altında yaşayan ülkemizde, 19 milyonu aşan yapı stoğunun yüzde 67’sinin ruhsatsız ve kaçak binalardan, yüzde 60’ının da 20 yaş üzeri konutlardan oluştuğunu belirtti. Eruslu, “Yapı Denetim Yasası’ndaki değişiklikler ve kentsel dönüşümle yapılan çalışmalar olumlu ancak yetersiz denetim nedeniyle sonuçlar beklenen seviyede gerçekleşmiyor. 17 Ağustos Marmara Depremi ve 2011 Van depremindeki acı sonuçları tekrar tekrar yaşamamak için tüketicilerin de bilinçli olması ve binalarının deprem güvenliğini sorgulaması gerekiyor“ dedi.

Yalıtımsız bina 10 yılda taşıma kapasitesini kaybediyor Yalıtım eksikliğinin, yapılarda korozyonun oluşmasındaki en önemli etken olduğunu belirten Eruslu, şu uyarıda bulundu: “Yapılar; yağmur ve kar gibi yağışlar, toprak tarafından emilen yağış, kullanma suları, yer altı suları ve banyo, tuvalet gibi ıslak hacimlerde su kullanımı nedeniyle suya maruz kalıyor. Yapıya sızan su; yapıların taşıyıcı donatıları korozyona yani paslanmaya uğratarak kısa sürede yük taşıma kapasitesinin

30

Emrullah Eruslu

ciddi miktarlarda düşmesine, beton bütünlüğünün bozularak çatlak ve kırılmaların oluşmasına yol açıyor. Örneğin 10 yıl sonra bir yapıdaki donatı başlangıçtaki taşıma kapasitesinin, belli koşullarda yaklaşık olarak yüzde 66’sını korozyon nedeniyle kaybediyor ve donatının başlangıçtaki hesap değerlerini karşılayamamasına neden oluyor. Su

yalıtımı olmayan binaların taşıyıcı sistem içindeki donatı demir yıllar içinde korozyon yani paslanma nedeniyle çürüyerek kesit daralması oluşuyor. Yani binanız içten içe çürümeye başlıyor. Bu da olası bir depreme karşı binanın dayanıklılığım düşürüyor. Bu tespit İstanbul’da 1999 depreminin ardından Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı araştırmayla da raporlandı. Yıkılan binalarda gerçekleştirilen denetimlerde binaların yaklaşık yüzde 70’inde korozyon nedeniyle taşıyıcı donatıda aşırı kesit kaybı tespit edilmiştir. “ Su yalıtımının inşaat aşamasındaki maliyetinin, toplam bina maliyetinin yalnızca yüzde 3’ü kadar olduğunu açıklayan Eruslu, yapı güvenliği söz konusu olduğu için bunun fazladan bir maliyet olarak görülmemesi gerektiğini vurguladı. Eruslu, “Isı ve yangın yalıtımından sonra su yalıtımının da acilen zorunlu hale gelmesi gerekiyor, aksi takdirde bir deprem ülkesi olan Türkiye’de can ve mal kayıpları kaçınılmaz olacak. Ayrıca kentsel dönüşüm sürecinin de bu açıdan önemli bir fırsat olacağına inanıyoruz. ‘’ dedi.



Haberler

PD Fittings, güvenilir ve doğru tercihtir PD’NİN bu güvenilirliğinin arkasında, üretimindeki kalite ve titizlik yatmaktadır. PD fittings, temper veya sfero döküm olarak DIN (EN), İngiliz ve Amerikan standartlarına uygun olarak üç farklı diş standartında, 1/8” ila 6” arası çap ölçülerinde gerek siyah gerekse daldırma galvaniz olmak üzere çok geniş bir yelpaze çeşitliliğinde üretilmektedir. Üretim; son teknolojik işleme ekipmanları ile yapılmakta, üretim boyunca yapılan sıkı gözetim ve denetleme sayesinde mükemmel ürün kalitesi sağlanmaktadır. Üretimi tamamlanmış PD Fittingsler, sevkiyattan önce tek tek hidrostatik basınç testine tabii tutulmakta, sızdırmazlığı kontrol edilip, olası

imalat hatalarına karşı kontrol edilerek mekanik tesisat sektörünün kullanımına sunulmaktadır. Ayrıca üretimin farklı aşamalarında, döküm kalitesinin mükemmeliyetini sağlamak üzere tesisin teknolojik laboratuvarların da farklı kimyasal analizler uygulanmaktadır. Türkiye fittings pazarında en ucuz değil ancak kalite/fiyat oranı açısından en iyi marka olan PD fittingsleri, ileri teknolojik üretim teknikleri ile ekonomik ve kaliteli ürünleri mekanik tesisat sektörünün kullanımına sunup güçlü stok, ürün çeşitliliği, doğru ve zamanında sağladığı hizmet anlayışı ile en iddialı fittings markalarındandır. PD mekanik tesisat sektörünün fittings ihtiyaçlarını

takip ederek bu doğrultuda gelecek talepleri karşılama yeteneğini sürekli geliştirmektedir. PD müşteri memnuniyetini sürekli sağlamaya çalışan, işbirliği yaptığı firmalara saygı duyan ve devamlı kaliteyi ilke edinen güçlü bir markadır. Gazmer sertifika takip sistemine kayıtlı PD fittingsleri TSE belgesinin yanında Gost ( Rusya federasyonu) ve UKR Sepro1-UKR Sepro2 (Ukranya Cumhuriyeti) belgelerinin yanında özel ve farklı standartlarda üretilen ürünlerin konusunda da ayrıca hizmet vermektedir. PD Fittings, ABD merkezli PARKER DAVIS HVAC INTERNATIONAL, INC. firmasının tescilli markasıdır.

TJN Jet Nozüller ile konforlu iklimler JET nozüller, besleme havasının tahliye noktasından işgal edilen bölgeye büyük mesafe kat etmek zorunda olduğu durumlarda tercih edilen çözümlerdir. TROX şimdi gelişmiş, akustik ve teknik olarak optimize edilmiş jet nozülü sizlere sunmaktadır. Yeni TJN jet nozüller, başarılı TROX DUK jet nozüllerden üretilmiştir. Yeni ürün türü, estetik olarak çekici olmasının yanında, daha fazla enerji tasarrufu ve gelişmiş akustik özellikler sağlar. Jet nozül tamamıyla yüksek nitelikli polimerden yapılmıştır ve RAL beyaz alüminyum veya saf beyaz olarak sunulmaktadır. Çok yönlü jet nozüller farklı sıcaklık koşullarında dahi geniş iç mekanlarda konforlu bir iklim yaratır. Opsiyon olarak sunulan ve kolayca takılabilen swirl ünitesi teknik bir yeniliktir. Tahliye aralığının iki aşamalı olarak %80 veya %60’a düşürülmesini sağlar ve küçük alanlar için idealdir Benzersiz testere dişi uçlara sahip hava kontrol klapeleri sayesinde önemli akustik optimizasyon sağlanır. Besleme hava akımı veya jet için dönüş açısı +30° ile -30° aralığında 5°’lik aralıklarla ayarlanabilir; açı aynı zamanda sınırlanabilir. Bu yenilikçi özellik

32

sayesinde, TJN jet nozül, istenen dönüş açısına hassas olarak ayarlanabilir ve hedeflenen konfor kriterlerine fiilen ulaşılır. Bir başka yenilik de biçim bellekli alaşımla (SMA) otomatik ayarlamadır. Aynı zamanda bellekli metaller olarak da anılan biçim bellekli alaşımlar, orijinal şekillerini anımsarlar ve ısıtıldıklarında önceki deforme şekle dönerler. Kompakt biçim bellekli servomotor, besleme havası sıcaklığındaki değişikliklere hemen reaksiyon gösterebilecek biçimde doğrudan jet nozülün hava akışına yerleştirilir. SMA etkisi ile, jet nozülün dönüş açısı yaklaşık 18 °C ile 28 °C sıcaklık aralığında otomatik olarak ayarlanır; sonuç olarak işgal edilen bölgedeki konfor kriterleri sağlanır. Ayarlama, konvansiyonel genişleme malzemelerinden daha hızlı gerçekleşir. Servomotora veya geniş kablolamaya ihtiyaç yoktur.

TJN jet nozülün avantajları • Optimum nozül konturları sayesinde DUK jet nozüllerden 6 dB’ye kadar daha az gürültü • Jet açısı ayarlanabilir, sınırlanabilir ve sabitlenebilir • Daha küçük alanlar için tahliye aralığının iki aşamalı düşürülmesi • RAL beyaz alüminyum veya saf beyaz yüksek nitelikli polimer • Tahliye segmanındaki bayonet aksesuarı sayesinde kolay montaj • Biçim bellekli alaşımdan yapılan servomotor sayesinde kısa tepki süresine sahip kendinden ayarlanabilir model • Düz harici motor, kompakt montaj ve artan enerji verimliliği sağlar • TROX Sıcaklık Farkı Kontrol (TDC) ile motorlu nozül için kontrol giriş sinyali ve gerekirse ölçüm ve kontrol sistemleriyle entegrasyon • Kanal (dikdörtgen veya daire) veya direkt bağlantı için beş ebat • Tüm modeller için görünür alanlarda dış gövde seçeneği



Haberler

Baymak anahtar teslimlerine devam ediyor Baymak, 2014’de düzenlediği kampanya kapsamında otomobil almaya hak kazanan bayilerinin anahtar teslimlerini yapmaya devam ediyor. BELİRLENEN yıllık satış hedeflerine ulaşan yetkili bayiler, 27 Haziran 2014 tarihinde Baymak Genel Merkezi’nde düzenlenen muhteşem bir kokteyl eşliğinde anahtarlarını teslim aldılar.

Değişim her alanda hissediliyor Baymak araç kampanyası kapsamında, 2014 model 20 Tata ve 20 Renault Symbol markalı araçlar sahiplerini buldu. Tüm anahtar teslimleri, bizzat Baymak Genel Müdürü Ender Çolak tarafından yapılırken, bayiler bu özel etkinlikte yer almanın keyfini çıkardılar. Araç teslim töreninde Baymak Genel Müdürü Ender Çolak şunları dile getirdi; ‘’ Baymak olarak bayilerimiz ve bayilerimizle olan sağlam ilişkilerimiz bizim için her zaman çok önemli olmuştur. Şüphesiz Baymak’ın yakaladığı başarı grafiğinde en büyük pay sahipleri onlardır. Hedefini gerçekleştiren bayilerimizin bugün araç teslimlerini yapıyor olmaktan dolayı gururluyuz. Baymak markasının ayrılmaz parçası olan bayilerimize her alanda kendilerini özel hissettirmek bizim ana amacımızdır. İşte bu nedenle, bugün bu araç teslimini farklı bir seremoniye çevirdik ve Baymak’ın yaşadığı değişimi her alana taşımak istedik. Baymak, Avrupa’nın 3. Dev ısıtma grubu olan BDR THERMEA Grup şirketi olduktan sonra, kalıcı liderlik için 5 ana ilkeyi kendine esas aldı, bunlar: ‘’Ürün gamını genişleterek tüketiciye seçim yapmasını kolaylaştıracak sayıda ve üstün kalitede ürünler sunmak, kullanıcının ve servis sağlayıcının ürünü kolayca kullanmasını sağlayan tüketiciodaklı akıllı tasarımlar yaratmak, ürün gamının ve uygulamalarının hibrit-yani

34

konvansiyonel yöntemlerle, yeni enerji yöntemlerini birlikte değerlendiren biçimde olması, yenilenebilir enerji kaynaklarının çok daha fazla kullanılması ve son olarak Baymak ürünlerin en iyi fiyat-performans oranına sahip olması.’’ İşte bu ilkeler ışığında Baymak’ı beraberce daha da güçlendirmeye ve bir lidere yakışır şekilde sektöre yön

vermeye devam edeceğiz.’’ Baymak’ın uzun yılladır düzenlediği araç kampanyası, bayiler tarafından hem oldukça ilgi görüyor, hem de tüm bayiler hedeflerini tamamlar tamamlamaz araçlarına kavuşmanın keyfini yaşıyorlar. Baymak 2014 yılının ilk yarısında 140 araç vermiş olup, anahtar teslimlerini sürdürecek.



Haberler

Mai Residence’da Mas imzası FER Yapı; dünyanın en büyük Adalet Sarayı’na ev sahipliği yapan, hızla gelişen ve Anadolu yakasının yeni Ataşehir’i olma yolundaki Kartal’da konumlandırdığı Adalar manzarasına sahip Mai Residence projesinde Mas Pompa sistemlerini tercih etti. Projede; NFPA 20’ye uygun olarak seçilen Yangın Pompa grubunda bir adet asıl, bir adet yedek elektrikli ve jokey pompa bulunmaktadır. Ana pompalar çift emişlidir. Sızdırmazlık yumuşak salmastrayla sağlanmaktadır. Her tip pompa için ayaklı tip, sesliışıklı uyarı sistemi ve otomatik test sistemine sahip pano bulunmaktadır. Ayrıca çok pompalı dik milli paket hidroforlarda proje kapsamında kullanılmıştır.

Trabzon Havalimanı Mas Pompa’yı tercih etti. TÜRKİYE’NİN denize paralel tek havalimanı niteliğinde olan Trabzon Havalimanı’nda Mas Pompa kalitesi tercih edildi. Şehir merkezine çok yakın olan havalimanında 9.710 m²`si Dış Hatlar terminali, 14.035 m²`si İç Hatlar terminali olmak kaydıyla toplam 1.377.244 m² kurulu alan ve toplam 23.745 m²`lik 3.5 milyon Yolcu/Yıl kapasiteli 2 adet terminal mevcuttur. Projede NFPA 20’ye uygun Yangın pompa grubu kullanılmıştır. Bir asıl ve bir adet yedek dizel tahrikli olan pompalar uçtan emişlidir. Mili AISI 316 paslanmaz çelik malzemeden, gövdeler GG25 döküm malzemeden, çarkları ise bronz malzemeden üretilmiştir. Sızdırmazlık yumuşak salmastrayla sağlanıyor. Her pompa için ayaklı tip, sesli-ışıklı uyarı sistemi ve otomatik test sistemine sahip pano bulunmaktadır.

36



Ürün

Buderus Logamax Plus GB162 Duvar tipi

Yoğuşmalı Kazan ve Kaskad Sistemler Günümüz koşullarında merkezi ısıtma sistemleri enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik konularında çözümler sunar. Buderus kaskad sistemler de ısınmada tasarruf sağlayan kazanlarıyla enerji verimliliğine destek olur ve esnek merkezi ısıtma çözümleriyle ısıtma ihtiyacını sağlar. BUDERUS GB162 duvar tipi yoğuşmalı kazanlar, eşanjör borularının özel iç yapısı sayesinde yüksek ısı transferi gerçekleştirilerek, küçük boyutlarda 100kW kapasiteyle %110 verime ulaşır.

Uzun cihaz ömrü ve bakım aralıkları Eşanjör üzerindeki Plazma Polimerizasyon kaplaması yüksek kimyasal dirence sahiptir. Koruyucu bir tabaka oluşturularak, eşanjör yüzeyinde alüminyum oksitlerin oluşması önlenir. Bu sayede, hem cihazın ömrü hem de bakım aralıkları uzar. Ayrıca bakım, kolay ve hızlı bir şekilde yapılabilir. Eşanjör temizliği sadece su ile sağlanabilir. Kazan içindeki tüm komponentlere önden ulaşım mümkün olduğu için tamiri ve bakımı da kolaydır. Modülasyonlu pompa kontrolü, kazan kumanda paneli üzerinden yapılabilir. Bu durumda, pompa debisi kazanın azalan kapasitesi ile birlikte azaltılır, hidrolik denge kabı ile birlikte işletimde dönüş sıcaklığının yükselmesi önlenir. Böylece, kapasiteye uygun debi ile çalışma sayesinde yakıt ve elektrik tüketiminde azalma sağlanır. Konvansiyonel sistemlere göre, çok düşük baca gazı sıcaklıkları sayesinde baca kayıpları da düşük olur. Kaskad sistemler az yer kaplar, kazanların duvara ya da bir askıya sırt sırta ve yan yana montajı yapılabildiğinden yer sorunu olan kazan dairelerinde avantaj sağlar. Kazanların, boyutlarının küçük olması ve düşük ağırlıkları sayesinde taşınması, montajı ve bakımları kolaydır.

38

Buderus GB162 Kaskad Sistemler

Kaskad sistemlerde her bir kazan, sistemdeki diğer kazanları yedeklediğinden ekstra kapasiteye ihtiyaç yoktur. Kazanların kurulumu ve projelendirmesi açısından karşılaştırıldığında yer tipi kazanlarda kullanılması gereken emniyet ekipmanlarına, duvar tipi kaskad sistemlerde gerek olmadığından, maliyet açısından da avantaj sağlanır. Sistemde, istenilen oda sıcaklığının hassas kontrolü ve kazanın modülasyonu ve yakıt tasarrufu mümkündür. Tüm kazanlar kendi brülör, pompa ve kumanda ünitesine sahiptir. Her bir

kazan bağımsız çalıştığından toplam sistem kapasitesi farklı olsa da sistemin minimum kapasitesi tek bir kazanın minimum kapasitesi kadardır. Isıtma ihtiyacının düşük olduğu durumlarda sistem, duvar tipi kaskad sistemlerde ihtiyaç duyulan kadar ısı üretimi gerçekleşeceğinden, yer tipi kazanlara göre, verimin daha yüksek olmasını ve yakıt tüketiminin düşük olmasına olanak sağlar. Kaskad sistemler, 16 kazana kadar yapılabilir. Sistemdeki 16 kazan, ihtiyaç duyulan ısıl kapasitesini sağlayabilmek için sıralı bir biçimde devreye girer.



Ürün

WILO’nun sirkülasyon pompası Yonos-MAXO kullanıcıların gözdesi oldu Pompa sistemlerine ihtiyaç duyulan her alanda profesyonel çözümler sunan WILO, kullanıcılarının hayatlarını kolaylaştırmaya devam ediyor. WILO’nun frekans konvertörlü sirkülasyon pompası Yonos-MAXO, birçok özelliği bir arada sunarak sektörün son dönemdeki gözde ürünü oldu. WILO Yonos-MAXO, kolay kullanımı ve ekonomik fiyatının yanı sıra enerji tasarrufu yapması ile de dikkat çekiyor. POMPA sistemleri sektörünün lider markası WILO’nun son dönemlerde en çok tercih edilen frekans konvertörlü sirkülasyon pompası, WILO Yonos-MAXO oldu. Apartmanlarda, sitelerde, endüstriyel tesislerde, hastanelerde, okullarda en çok tercih edilen sirkülasyon pompası olan WILO-Yonos MAXO, sahip olduğu birçok özellikle beraber hem kolay kullanımı hem de ekonomik fiyatı ile kullanıcının kısa sürede gözdesi olmayı başardı. Nominal çapı 1” ölçüsünden DN65’e kadar montaj aralıklarına sahip olan WILO Yonos-MAXO pompasını geniş akışkan sıcaklık aralıklarında kullanabilmek mümkün. ECM motor teknolojisine sahip frekans konvertörlü bir pompa olan Yonos-MAXO, ıslak rotorlu pompalar için enerji verimlilik endeksi değeri (EEI) olan 0,23’ten küçük değerlerle hizmet veriyor. Bu değerler, özellikle kısmi yüklerde minimum güç çekişi sağlayarak pompanın minimum enerji tüketmesine yardımcı oluyor. Senkron motor teknolojisi ve çok kuvvetli mıknatıslı rotoru sayesinde minimum enerji tüketen WILO Yonos-MAXO kullanıcıya, fark basınç sabit (∆Pc) ve fark basınç değişken (∆P-v 2) olmak üzere iki farklı kontrol

40

modu seçimi sunuyor. Bu kontrol modları sayesinde debi ihtiyacı ne kadar değişirse değişsin ayarlanan basınçta pompa basıncı sabit tutulabiliyor (∆P-c), ya da debi ihtiyacı azaldığında tesisatta ses olmaması ve daha ekonomik çalışma sağlaması nedeniyle basıncın pompa tarafından otomatik ayarlanması (∆P-v) sağlanabiliyor. WILO Yonos-MAXO ayrıca LED ekranı ile kontrol modu seçimi, basma yüksekliği ayarı görüntüleme ve hata kodu görüntüleme özellikleri de taşıyor. Ayrıca basma yüksekliğinin 0,5 m adımlarla ayarlanabilmesi ile frekans konvertörlü pompaya sahip olmanın ekonomik ve kullanım rahatlığı avantajlarını bir arada sunuyor. WILO’nun özel tasarımına sahip WILO-Plug ile elektrik bağlantısı, kurulumu ve bakımı hem çok kolay hem de hızlı olan WILO Yonos-MAXO ile birlikte ısıtma sistemlerinde kullanılan termal ısı gömleği de aksesuar olarak sunuluyor. Kullanıcılar, WILO YonosMAXO’nun ikiz tip pompa versiyonu olan WILO-Yonos MAXO-D ile de tüm bu özelliklere sahip olabilirler. WILO kullanıcılarının hayatına değer katan ürün ve hizmetleriyle sektörüne öncülük etmeye devam edecek.



Ürün

RES ENERJİ REFLEX SERVİTEC hava ayrıştırma ve su doldurma sistemleri ile ömür boyu sistem koruması Isıtma ve soğutma tesisatlarında hava sorunları ister uygulamacı, ister proje tasarımcısı olsun herkes tarafından yaşanmaktadır. DRESDEN Teknik Üniversitesi’nin araştırmalarına göre kurulu olan tüm kapalı sistemlerin yaklaşık %50’sinden çoğu bu sorundan etkilenmektedir. Reflex Servitec, vakumlu püskürtme borusuyla tesisatların en üst noktasında bulunan ve en uç yerlere kadar sızmış olan havanın atışını otomatik olarak sağlar. Reflex Servitec antifriz (glikol) ilaveli veya ilavesiz kapalı ısıtma ve soğutma sistemlerinde 100 m³ su hacmine kadar olan sistemler için standart olarak üretilmekte olup, 10.000 m³ su hacminin üzerindeki sistemler için de özel üretimler yapılmaktadır.

Servitec çalışma prensibi Reflex Servitec, ısıtma veya soğutma sisteminde devridaim edilen su veya su-glikol karışımı olan ısı taşıyıcı akışkandan bir kısmi hacim alır. Kirlere karşı dayanıklı bir motorlu küresel vanalı boşaltma tertibatı, gaz bakımından zengin olan suyu bir başlık üzerinden vakum püskürtme borusuna aktarır. Boru doldurulduktan sonra özel olarak donatılmış olan pompa çalışır ve suyu püskürtme borusuna aktarır. Servitec, püskürtme başlığı üzerinden gelen ve pompadan akan su miktarını kontrol eder. Böylece pompanın aktardığından daha az su gelir. Bunun sonucunda boruda hızlı bir şekilde bir vakum oluşur. İnce püskürtülen su damlaları ile birlikte çözülen gazlar hızlı bir şekilde sıvıdan atılır ve su seviyesinin üstündeki püskürtme borusunda birikir. Pompa durur. Sistem suyu, boru tekrar dolana dek otomatik

42

olarak sabit vakuma püskürtmeye devam edilir. Dolum tamamlanmadan kısa süre önce, su seviyesinin üstünde biriktirilen gaz miktarı, püskürtme borusunun üst kısmındaki otomatik hava purjöründen dışarı atılır. Püskürtme borusunda yine sistem basıncı mevcuttur. Borudaki sistem suyu şimdi neredeyse gazsızdır ve pompa yeniden başlatıldığında şebekeye geri aktarılır. Yeni bir devir başlar ve bu devir sürekli

olarak devam ettirilebilir (sürekli gaz alma). Sistem kapasitesine ve ihtiyaca bağlı olarak, periyotlu gaz alma veya sonradan besleme suyu gaz alma modunda da işletim mümkündür. “Servitec”, sistem suyunun sonradan beslenmesini de üstlenir. Bu, sisteme bağlı olan genleşme kaplarıyla veya seviyeye bağlı olarak basınç koruma istasyonlarıyla gerçekleşir.



Ürün

Botes Mühendislik’ten korozyon ve donmayı önleyici fonksiyonel kimyasallar

“Antifrogen” Antifrogen nedir? Korozyon ve donmayı önleyici ısı transfer sıvısıdır.

Başlıca özellikleri • Korozyon önleyici katkılı, ısı transferi sağlayan ve soğutma aracı olarak kullanılmak üzere geliştirilmiştir. • Su ile her ortamda karışarak değişik donma derecelerine uygun tesisat sıvısı elde etmek mümkündür. • Karışımda donma noktasına yaklaştıkça ayrışma olmaz. Bu nedenle tesisatlarda patlamaya sebebiyet vermez. • Karışımın donma direnci, yıllarca kullanımdan sonra bile değişmez. Konsantrasyon sabit kalır. • Korozyon engelleyiciler içerir, bu özelliği sayesinde soğutma ve ısıtma sistemlerinin hatta bileşik metallerin metal aksamlarını korozyona karşı sürekli korur ve büyük ölçüde bakım ve onarım masraflarını azaltır.

• ASTM D 1384-94 metoduna göre yapılan deneylerde ½ Antifrogen/Su karışım, Muadillerine göre dünyadaki en az korozyon etkisi yapan tesisat sıvısı olarak belirlenmiştir. • Antifrogen/Su karışımı kullanılan ısıtma ve soğutma sistemindeki sirkülasyon pompalarının sorunsuz çalıştığı ve bu pompalarda yaygın olarak kullanılan plastik ve elastomer (conta, orink, vb.) elamanlara uygun olduğu ispatlanmıştır. • Antifrogen /Su karışımı oksijen geçirimini azalttığı için tesisat içerisindeki kirlenme, çamurlaşma ve yosunlaşmayı engeller, bu nedenle de sensör arızalarını minumuma indirir . • Antifrogen / Su karışımının ısı transfer katsayısı suya çok yakındır. Bu nedenle, ısı radyatörler ile ortama taşınıyorsa radyatör alanının değiştirilmesine gerek yoktur.

Antifrogen grubu ürünler • Antifrogen N • Antifrogen L • Antifrogen Sol HT • Antifrogen KF • Protectogen Ürün çeşitlerimiz uygulamada kullanılan sıcaklık şartlarına göre belirlenir.

Antifrogen kullanım alanları • Sıcak sulu ısıtma sistemlerinde • Güneş enerjili (solar ) ısıtma sistemlerinde • Isı pompası uygulama sistemlerinde • Isı geri dönüşüm sistemlerinde • Soğutma sistemlerinde • Yangın hattı sistemlerinde tesisat sıvısı olarak kullanılır.

44

Antifrogen grubu ürünlerin kısaca tanıtımı Antifrogen N Monietilen glikol bazlı çok yönlü ve yüksek kaliteli ısı transfer sıvısıdır. Isıtma ve soğutma sistemlerini korozyona karşı korur. Aynı zamanda güvenilir donma koruması sağlar. Paslanmayı önleyen katkılar içerir. Berrak açık sarı renktedir. Minimal kullanım yoğunluğu; % 20 v/v Devamlı kullanım sıcaklıkları; yaklaşık-35 ila+150 C Kapalı devre ısıtma ve soğutma sistemleri için uygundur.

Başlıca kullanım alanları Ferdi ve merkezi sistem ile ısıtılan ve soğutulan konutlar, iş merkezleri, AVM ler, Oteller, Hastaneler, Spor salonları, İbadethaneler , tekstil ve matbaa makinaları soğutma üniteleri, çift cidarlı yakıt tankları koruma üniteleri, yangın tesisatlarında su depolama, boru hattı ve sprinklerin koruma üniteleri vb yerlerde , korozyon ve donmayı önleyici fonksiyonel kimyasallar olarak kullanılmaktadır.



Ürün Su taşmalarına ve karanlık bodrum katlarına en estetik çözüm

ACO ışık bacası sistemi ile bodrum katları hem aydınlık hem de güvenli Su yönetiminde dünya lideri olan ACO’nun geliştirdiği ‘ışık bacası sistemi’ ile bodrum katlarında yaşanan su taşma/sızma, kirlenme, havalandırma ya da karanlık gibi problemler ortadan kalkıyor. ACO, geliştirdiği yeni ürünü ışık bacası sistemi ile bodrum katlarında yaşanan sorunlara çözüm oluyor. Binaların zemin altı katlarında doğal ışık ve havalandırma sağlamak için kullanılan ışık bacası sistemi, zemin yüzeyinin altındaki pencerelerde de uzatma parçaları sayesinde kullanılabiliyor. Ürünün gövdesi, cam elyaf ile güçlendirilmiş polypropylen (PP-GF) malzemeden üretiliyor. Suya karşı yüzde yüz dayanıklı olan bu malzeme, aynı zamanda hafif ve geri dönüşümlü. Bina yapımında kullanılan betondan klasik kuranglez yapımında karşılaşılan işçilik, maliyet, sızıntı ve bakım gibi sorunları en aza indiren ACO ışık bacası sistemi, kolay montajı, dayanıklılığı ve uygun fiyatı ile ön plana çıkıyor. En alttaki su çıkış deliğinden yağmur suyu drene edilebilen ışık bacası sistemi’nin zemin yüzeyinden farklı derinliklere sahip yerlere uygulanması için uzatma parçaları mevcut. Hırsızlığa karşı kilit sistemi ve yangın anında kaçış olarak kullanılabilmesi gibi özellikleri ile daha cazip hale gelen ACO ışık bacası sistemi, değişik ölçüleri ve aksesuarlarıyla kullanıcılara sunuluyor.

46



Ürün

Schmidt’ten plakalı eşanjörde endüstriyel uygulamalara yönelik optimum çözümler Kurucularının uzun yıllara dayanan bilgi birikimi ve tecrübesi ışığı altında 2007 yılında İstanbul’da kurulan ve “Güvenilir, kaliteli ürünler ve projelerle yarınlara ulaşıp bir dünya markası olma ” misyonu ile çalışmalarını sürdüren Platek, plakalı eşanjörde Dünya’nın önde gelen üreticilerinden olan Schmidt markasının Türkiye Genel Distribütörlüğü ’nü üstlenerek plakalı eşanjörde başta alüminyum olmak üzere birçok sektöre hizmet vermeye devam etmektedir. PLATEK’İN distribütörlüğünde Türkiye’de de faaliyet gösteren Schmidt’in eşanjör plakalarının kullanımı dünyanın birçok ülkesinde günden güne artmaktadır. Farklı uygulamalar için farklı geometrilerde dizayn edilen plakalar, her uygulamaya optimum çözümler sağlamaktadır. Schmidt, 40’ın üzerinde eşanjör plaka modelini 4 farklı seri altında müşterilerine sunarak uygulamalara özel çözümler getirmektedir. Schmidt, metal yüzey işlemlerinde, özellikle alüminyum malzemeler için eloksal banyo ve renk banyosu uygulamalarında asit korozyonuna karşı daha dayanıklı özel plaka malzemeleri üretmektedir. Böylece standart bir eşanjör çözümü yerine uygulamaya göre biçilmiş, özel yüksek verimli çözümler sunabilmektedir. Platek, müşteri odaklı bakış açısıyla alüminyum sektöründeki müşterilerine özel malzemelerden yapılan plakaları sunarak, asit korozyonundan meydana gelen plaka hasarlarının işletmeye verdiği zaman kaybını ve maddi kaybı sıfıra indirmeye çalışmaktadır. Schmidt eşanjör plakalarından SIGMA FIT serisi, bilgisayar tabanlı optimize edilen dağıtım alanı ile kendini diğer eşanjörlerden ayırıyor. Bu sayede homojen bir dağılım gerektiren tüm uygulamalarda hiçbir kısıtlama olmaksızın kullanılabiliyor.

48

yüksek ısı transfer katsayısını sağlar.

SIGMA X plakaların teknik özellikleri

SIGMA FIT serisi plakaların teknik özellikleri • Tüm sıvılar hatta iyi suspense olmuş katı parçacıklar içeren sıvılara uygun. • 2000 m³/h’ e varan kapasitelere kadar, • Balıksırtı dizaynında yumuşak ve sert akış plaka modelleri, • 2.5 ve 4 mm akış derinliğine sahip, • Yapıştırıcısız contalama sistemi SIGMAFIX veya yapıştırıcı ile yüksek performans contalarına uygun, • Geniş eşanjör plaka ve conta malzemesi seçme olanağı, • SIGMACOAT ‘a (PTFE kaplı SIGMAFIX elastomer conta) uygun. SIGMA X serisi ise sıcak ve soğuk taraf akışkanlarının sıcaklık farklılıklarının az olduğu uygulamalar için özellikle geliştirilmiştir.X serisinin daha ince plaka kalınlığı ve daha az akış derinliği, ısı transferinin daha kolay olmasını ve

• Temiz, homojen, katı partikül içermeyen sıvılara yönelik • Çok yüksek termal performans, • Patentli yumuşak ve sert balıksırtı akış modellerinde plakalar, • 2 ve 3 mm arasında değişen akış derinliği, • SIGMAFIX yapıştırıcısız contalama sistemi ile veya özel yapıştırıcılar ile contalanarak kullanabilme imkânı, • Geniş plaka ve conta malzemesi seçme olanağı. Son olarak SIGMA T serisi plakalar geniş akış kanalları geometrisi sayesinde büyük çaptaki katı partiküllerin kolayca geçebileceği bir dizayna sahiptir. Ayrıca çok düşük basınç kayıpları istenen özel uygulamalarda T serisi plakalar rakiplerine göre üstün özellikler sunar.

SIGMA T plakaların teknik özellikleri • • • • • •

Büyük partikül ve fiberler içeren akışkanlarda, Kir ve pislik bulunduran akışkanlarda, Buhar kondensasyonunda, Geniş aralıklı yumuşak ve sert balıksırtı akış modelleri, 4 – 6 mm arasında akış derinliği, Geniş plaka ve conta malzemesi seçme olanağı.



Ürün

Eryap, Bonuspan ailesini genişletti Yalıtım sektörüne yeni ürünler sunarak faaliyetlerine hız kesmeden devam eden Eryap, Bonuspan grubuna 4 yeni ürün daha ekledi. Eryap, sektörün ihtiyaçlarına yönelik geliştirdiği Bonuspan Platin 500kPa ve 700kPa, Bonuspro-D ve Bonuspan Klinker ile fark yaratıyor. 700 kPa (70ton/m2) basma dayanımına sahip XPS Levhaları’nın Türkiye’deki tek üreticisi olan Eryap, Bonuspan markası ile yapılara benzersiz yalıtım ve tasarruf imkanı sunmaya devam ediyor. Bonuspan ürün gamına eklediği Bonuspan Klinker (Klinker tuğla altı XPS Levhaları) ve Bonuspro-D (Embossingli XPS Levhaları) ile her türlü ihtiyaca çözüm sunuyor. Bonuspan Platin 700 kPa; 600 mm x 1250 mm ebatlarında, 5 -10 cm kalınlıklarında ekstrüde polistiren köpüğünden üretilen, maksimum basma dayanımı (>700 kPa) istenen uygulamalarda kullanılan, yüksek dayanımlı, pürüzsüz (zırhlı), oluksuz, binili ve binişiz ısı yalıtım levhasıdır. Toprak temaslı dış cephe yalıtımı, zemin, duvar, temel, ters çatı sistemiyle düz çatı yalıtımı, yol, köprü ve demiryolu inşasında donmaya karşı koruma ve buz

50

pateni pisti ve uçak bakım hangarları inşası, yeraltı suyu uygulamaları, ağır vasıta araç trafiğinin yoğun olduğu alanlarda çok yüksek noktasal basınçları kaldırabilecek dayanıklılığa sahiptir. Bonuspan Platin 700 kPa; her hava koşulunda duvar, çatı ve zeminde kolayca döşenebilen, enerji kayıplarını azaltarak, kullanım alanlarında enerji tüketim ihtiyacını belirgin şekilde düşürüyor. Çok yüksek basınca dayanıklı, nemi çekmeyen, dona karşı dayanıklı, bozulmayan ve çürümeyen yapısı ile Bonuspan Platin 700 kPa ile ideal ısı yalıtımı sağlanırken, karbondioksit (CO2) emisyonunu azaltmaya yönelik önemli faydalar sağlayarak

çevrenin korunmasına destek olurken, pasif evlere yönelik özel şartları da yerine getirebiliyor. Bonuspan Klinker, ısı yalıtım levhaları, binalarda zeminden çatıya kadar kesintisiz bir ısı yalıtımı sağlamak amacı ile klinker tuğlanın altında, tuğlanın tutuculuğunu artıracak şekilde dışa doğru kanallı olarak, 50-60-80 mm kalınlıklarında, 600X1250mm ebatlarında üretiliyor. Yüzeyinin pürüzlü ve dışa doğru kanallı özelliği sıva tutuculuğunu artırmakta, mükemmel bir uygulama sunuyor. BonusPro-D, ısı yalıtım levhaları, binanın cephesindeki duvar, kolon ve kirişlerinde dışarıdan, sonradan dübellenerek sabitlenen levhalardır. Yüzeyinin embossingli (kabarık baskılı) özelliği sıva tutuculuğunu arttırarak, mükemmel bir uygulama sağlıyor. Bonuspro-D ısı yalıtım levhaları 30 – 60 mm kalınlıklarında, 585mm x 1185 mm ebatlarında üretiliyor



Ürün

SFA Sanihydro WC Öğütücüleri ve pompaları WC Öğütücüleri bodrum katı, çatı katı ve gider borusuna uzak kalan yerlere, tuvalet veya banyo monte etme imkânı sunuyor. Dikey olarak 7 metreye, yatay olarak 110 metreye kadar atıkları pompalayabilen öğütücüler, ekonomik, pratik ve estetik bir çözüm sağlıyor. Atıkların tahliyesi 32 mm çaptaki PVC borular aracılığıyla yapılıyor. SFA öğütücüleri koku yapmıyor ve çok düşük seviyedeki sesle çalışıyor. Basit montaj yöntemi sayesinde, hızlı ve kolay uygulanabilir bir sistem olup, restorasyon ve tadilat işlemlerinde kullanıcılarına esneklik sağlıyor. Pompa grubu ise mutfak veya çamaşırhane gibi alanlarda kullanılıyor, ancak öğütücü özelliğine sahip değildir. Yine kanalizasyona uzak kalınması veya bodrum kat gibi kot farkı olan yerlerde, atık suların tahliyesini sağlıyor. 60-70 ºC sıcaklığındaki akışkanlara ve sabunlu sulara dayanıklı olarak üretildiklerinden, restoran, otel, iş yerleri gibi birçok alanlarda rahatlıkla kullanılabiliyor.

Dünya Ticaret Merkezi / İstanbul

Sanitive pompa teknik özellikleri Bağlanabilen Üniteler: Evye, bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, duşakabin, banyo küveti, bide, lavabo • Dikey pompalama: 5 m’ye kadar, • Yatay pompalama: 50 m’ye kadar, • Deşarj boru çapı: 32 mm, • Ortalama Atık su sıcaklığı: 35°C, • Besleme voltajı ve frekans: 220 – 240 V / 50 Hz, • Elektrik tüketimi: 400 W, • Boyutlar (g x d x y ): 412 x 185 x 280 mm.

52

SFA SANIHYDRO – WC Öğütücüleri ve pompaları

Mutfak evyesinin altına gizlenmiş Sanivite pompa

Ofis’te bulunan mutfak

Teknik Düzenleme



Makine Mühendisi Firma Sahibi

Sistemleri Danışmanlığı

Evren UYGUR

Mepro Mühendislik ve Yangın

Yangın

Sprinkler tipleri ve temel seçim teknik özellikleri

OTOMATİK sulu söndürme sistemlerinin başlıca akış ekipmanı olan sprinklerler; dizayn kullanım amacı, uygulama mahal ve tehlike sınıfı, yoğunluk ihtiyacı, konstrüksiyon, aktivasyon ve ortam sıcaklığı, tepkime süresi, depolama yüksekliği, mimari ve görsel talepler vb. birçok teknik gerekliliklere göre farklı tiplerde ve özelliklerde imal edilmekte ve kullanılmaktadır. Dizayn ve uygulamadaki bu talepler ve gereklilikler üzerinden seçilen sprinkler, ihtiyaç duyulan yangın kontrol, yangın bastırmasöndürme veya gerekli maksimum dizayn alanı koruma işlevlerinden herhangi birini doğru şekilde gerçekleştirmelidir. Dizayn üzerinden uygun özelliklerde saptanan sprinklerlerin aynı şekilde gerekli standartlara uygun montaj gerekliliklerin de kesinlikle uygunlanması gerekmektedir. Dizayn ve montaj şartlarının yanı sıra üretici tarafından sağlanan özellikler ve limit koşullar da göz ardı edilmemelidir. Sprinkler seçimlerinde baz alınan temel şartlar ve dizayna bağlı özellikler, ilerleyen kısımlarda da belirtilmeye çalışılmıştır. Konstrüksiyon tipleri: • Pendent ( Aşağı Bakan): Hertürlü tehlike sınıfında ve yapısal özellikte kullanılabilmektedir. • Upright ( Yukarı Bakan ): Hertürlü tehlike sınıfında ve yapısal özellikte kullanılabilmektedir. Kuru ve çift kilitleme öntepkimeli, donma riskli hava basıncı ile sabitlenmiş sistemlerde uygulanması zorunludur. • Duvar Tipi ( Yatay veya Düşey): Genel olarak düşük ve orta tehlike sınıfı mahallerde ve yüksek tehlike sınıfında uygulama onaylı özel tipler ile kullanılabilmektedir. Pendent sprinkler uygulama zorluğu bulunan alanlarda montaj kolaylığı sağlamaktadır.

54

• Kuru Tip: Soğutulmuş alanlarda kullanıma uygundur. Soğuk mahal ve bağlantı arasındaki mesafeye uygun boru uzunluğu ile sağlanmalıdır. • Açık Sprinkler ve Nozüller : Baskın sistem uygulamalarında kullanılırlar. Tepkime özellikleri: • Standart Tepkime: 5mm lik cam tüp veya uygun tip ergil lehimli imal edilmektedir. Genel kullanıma uygundur. • Hızlı Tepkime : 3mm lik cam tüp veya uygun tip ergil lehimli imal edilmektedir. Düşük ve Orta tehlike sınıfı mahaller ve standartların belirlediği spesifik özel tanımlı uygulamalarda kullanılmaktadır. Yüksek tehlike sınıfı mahallerde kullanılamaz. Su geçirgenlik katsayısı (K faktörü) ve bağlantı çapları: Yoğunluk ve uygulama basıncına göre değişen K faktörü, sprinkler tiplerine göre 20 ila 400 lit./dak./bar (1.4 ila 28 gpm/psi) arasında değişmektedir. Dizayna göre belirlenen yoğunluk ve K faktör değeri birbiri ile eşleşir ve uygun olmalıdır. Bağlantı çapları da, faktör değişikliğine göre minimum ½” ile maksimum 1” arasında olmaktadır. Sıcaklık duyarlılığı: Mahalin tavan sıcaklığına bağlı olarak veya güçlü aydınlatma armatürleri, buhar ekipmanları, ısıtıcılar, mutfak pişirici ekipmanları vb. ısı kaynaklarına yakın konumlanan sprinklerler, olağan tepkime sıcaklığının üzerinde seçilmelidir. 38C nin üzeri tavan sıcaklıklarında; orta, yüksek ve diğer üst sıcaklık sprinklerler kullanılmalıdır. Cam tüplü sprinklerler için sıvı rengi, tepkime sıcaklığına göre kırmızı, sarı, yeşil, mavi ve siyah renkler ile farklılık gösterir.


Özel sprinklerler: • Depo sprinklerleri: Dizayn kullanılacak metoda göre ( alan/yoğunluk veya bastırma ) seçilecek sprinkler tipleri aşağıda belirtilmiştir. Son yıllarda FM Global ve benzeri standartlarda; özel sprinkler tanımları ve isimleri haricinde yalnızca sprinkler K faktörü üzerinden çözüme yönelme olmaktadır. Bunu yanında aşağıda tanımlanan tüm tipler de kullanımaya devam etmektedir. a.1 – Extra geniş orifis (ELO) veya geniş düşümlü (LD) sprinklerler: Kontrol mod sprinklerler olup, geniş orifis ve K faktörü sağlayarak depo söndürme sistem uygulamalarında kullanılabilmektedir. K faktörleri 160 ila 240 lit./dak./bar (11.2 ila 16.8 gpm/ psi) arasında değişmektedir. a.2 – Kontrol mod özel uygulama (CMSA) sprinklerler: Kontrol mod sprinklerler olup, geniş orifis ve K faktörü sağlayarak depo söndürme sistem uygulamalarında kullanılabilmektedir. K faktörleri 160 ila 240 lit./dak./bar (11.2 ila 16.8 gpm/psi) arasında değişmektedir. a.3 – Erken bastırma hızlı tepkimeli (ESFR) sprinklerler: Bastırma tipi sprinklerler olup, geniş orifis ve K faktörü sağlayarak depo söndürme sistem uygulamalarında kullanılabilmektedir. K faktörleri 200 ila 360 lit./dak./bar (14,0 ila 25,2 gpm/psi) arasında değişmektedir. a.4 – Raf Arası (In Rack) sprinklerler: Raflar arasında ek koruma gerektiren durumlarda kullanılmaktadır. Uygulama ve dizayna göre standart veya hızlı tepkimeli seçilebilirler ve kontrol mod sprinklerlerdir. K faktörleri 115 ila 160 lit./dak./ bar (8,0 ila 11,2 gpm/psi) arasında değişmektedir. Mekanik hasara karşı koruma kafesli ve üst kademe sprinklerlerin akışından korunmaları için kalkanlar ile birlikte kullanılmaktadırlar.

• Konut (Residential) sprinklerleri: Özel olarak bu tarz bina ve mahaller için üretilen sprinklerler olup , düşük tehlikede ve özel olarak onaylı olmaları haricinde yalnızca ıslak sistemlerde kullanıma uygundur. Düşük tehlike sistemlerde hızlı tepkimeli standart sprinklerler yerine alternatif olarak kullanılabilir. • Geniş koruma alanlı sprinklerler (Pendent, Upright ve Duvar tipi : Standart sprinklerler ile koruma yetersizliği veya uygulama zorluğu oluşan mahal-bölgelerde ve tavan yapısal elemanlarının geniş engel yarattığı durumlarda kullanılmaktadır. Son yıllarda; yüksek depo tarzı mahallerde uygulama onaylı, özel konstrüksiyonlu ve yüksek K faktörlü tipleri de üretilmekte ve kullanılmaktadır. • Dekoratif ve özel mimari sprinklerler: Mimari açıdan görsel uygunluk istenen durumlarda çeşitli aksesuarları beraberinde dekoratif sprinklerler de kullanılmaktadır. Kapaklı (gizli) ve rozetli (yarı gizli) tipler en yaygın kullanılanlarıdır. Farklı tavanduvar kaplama malzemesi ve renklerine göre farklı renk ve alaşımda sprinklerler de üretilmekte ve kullanılmaktadır. Korozif ortamlara uygun balmumu kaplı, paslanmaz veya krom kaplama sprinklerler de bulunmaktadır.

Kaynaklar : • NFPA-13_Standart_for_the_Installation_of_ Sprinkler_Systems • FM Global-Property_Loss_Prevention_Data_ Sheets_2-0 • FM Global-Property_Loss_Prevention_Data_ Sheets_8-9 • Binaların_Yangından_Korunması_Hakkında_ Yönetmelik

55


Ulus Yapı Genel Müdürü

Okan SEVER

Makine Yüksek Mühendisi

Makale

Yüksek binalarda deprem ve titreşim yalıtımı ile ilgili önlemlere ASHRAE yaklaşımı

DÜNYADAKİ en aktif tektonik bölgelerden biri üzerinde yer alan ülkemizde 1999 yılında yaşanan Kocaeli depremi sonucunda meydana gelen büyük can ve mal kayıpları, deprem olgusunun yaşamımıza daha fazla girmesine yol açmıştır. Bu felaketin ardından toplumun her kesiminin deprem felaketine olan ilgisi ve bakış açısı farklı bir boyut kazanmıştır. Depremlerden sonra ortaya çıkan can kayıplarının ve maddi kayıpların boyutları ülke ekonomisine ağır bir etki yapmış, sadece deprem bölgesinde yaşayan insanları değil tüm ülke çapında toplumun tüm kesimlerini olumsuz yönde etkilemiştir. Depremler tüm dünyada milyonlarca kişinin can ve mal varlığı için bir tehdit olmaya devam etmektedir. Yıllardır Türkiye gibi depremler ile iç içe yaşayan ABD ve Japonya gibi ülkelerde de aynı sorunların yaşandığı, son yıllarda gerçekleşen depremlerden sonra görülmüştür. Ülkelerin depremler sonrasında yaşadıkları durumlar aynı olsa bile aralarındaki fark, meydana gelen hasarların ve ekonomik kayıpların boyutudur. Söz konusu ülkelerde deprem bilincinin tüm toplum kesimlerinde gerek düşünce gerekse uygulama açısından günlük yaşama iyice yerleşmiş olması, depremin bu ülkelerde yarattığı etkilerin Türkiye’de yaşadığımız etkilerden az olmasını sağlamaktadır. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte son yıllarda ülkemizde de yaygınlaşmaya başlayan yüksek binalar için deprem olgusu eskisine göre çok daha kritik hale gelmiştir. Üstelik genellikle çok lüks yapılar olan bu tip binalarda satılabilir alanlar çok kıymetli olduğundan ötürü, tesisatlar için gerekli hacimler asgariye indirilmeye çalışılmaktadır. Hal böyle olunca da titreşim ve gürültü sorunları da ortaya çıkmaktadır. Tesisatların deprem koruması ve titreşim yalıtımı konuları bir arada ele alınması gereken hususlar olduğundan ötürü, bu konuda

56

yaşanan sorunlar ve bunlara uygun çözümler gerek sektörde edinilen deneyimler gerekse yaygın olarak başvurulan ASHRAE kaynaklarına dayandırılarak bu makalede ele alınmıştır.

Depremin toplum üzerindeki olumsuz etkileri Değişen dünya ve gelişen teknoloji çerçevesinde toplumların depreme karşı olan davranışları her geçen yıl daha farklı bir boyut kazanmaktadır. Depreme karşı dayanıklı yapı tasarımı için geliştirilen yönetmeliklerde ilk yıllarda amaç yapının belirli bir deprem seviyesi altında yıkılmadan ayakta kalması ve yapı içerisindeki insanların deprem sonrası yapıdan sağ olarak çıkmalarını sağlamaktı. Deprem tehlikesi altındaki tüm ülkelerde temel amaç insanın deprem sırasında can güvenliğinin sağlanmasıdır; bu amaç ilk ve en önemli amaçtır. Bu amaca yönelik olarak ABD ve Japonya gibi ülkelerde çeşitli yönetmelikler hazırlanmıştır ve bunlar Türkiye’de de mevcut koşullara uyarlanarak kullanılmaktadır. Ayrıca bu yönetmelikler, zaman içerisinde yapılan araştırmalar ve yaşanılan depremlerden elde edilen veriler ışığında yenilenmektedir. Yapısal olmayan elemanlar, yaralanma ve can kayıpları yanında maddi kayıplara da yol açmaktadır. Bir deprem sonrasında yapısal olmayan elemanlardan kaynaklanan yangın, su baskınları vb etkilerden kaynaklanan maddi hasarlar çok ciddi boyutlara ulaşabilmektedir. Yine aynı araştırma sonucunda 1999 İzmit depreminden sonra hayatta kalanların yaşadığı maddi kayıpların %30’unun yapısal olmayan elemanlardan kaynaklandığı belirtilmiştir. Deprem sonrası yapısal olmayan elemanların doğrudan yarattığı maddi kaybın yanında söz konusu yapısal olmayan hasarın meydana geldiği



Makale

binanın işlevini bu hasardan dolayı yerine getirememesi sonucunda ortaya çıkan işgücü ve üretim kaybı da çok ciddi boyuttadır. Deprem sonrasında ilk kullanılması gereken hastane, haberleşme binaları, enerji sağlayan binalar, içme suyu ve atık su sistemlerinin bulunduğu yapılarda meydana gelecek yapısal olmayan hasarlar, bu yapıların kullanılamamasına ve dolayısıyla verdikleri hizmetlerin aksamasına neden olacaktır. Depremden sonra birçok sağlık kuruluşlarında, elektrik iletim merkezlerinde, haberleşme, temiz su ve atık su sistemlerinin bulunduğu yapılarda yapısal hasar olmamasına rağmen, binaların içindeki yapısal olmayan elemanlarda meydana gelen hasarlar, söz konusu binaların kullanılamamasına ve depremde meydana gelen kaybın daha da artmasına neden olmuştur.

Uluslararası yönetmelikler Uluslararası alanda geçerliliği en fazla olan deprem yönetmelikleri, dünya üzerinde yıkıcı depremlerin yaşandığı bölgelerin başında gelen ABD’de yayınlanmaktadır. Gerek bu ülkede gerekse dünyanın birçok bölgesinde halen en geçerli olan yönetmelik, Uluslararası Kod Konseyi (ICC – International Code Council) tarafından ilk defa 2000 yılında yayınlanan ve kendinden önceki en yaygın standartlar olan Tekdüze Bina Kodu (UBC – Uniform Building Code) 1997 ve BOCA 1996 ile birlikte Kanada kökenli Ulusal Bina Kodu (NBC – National Building Code) 1996’yı birleştiren Uluslararası Bina Kodu (IBC – International Building Code)’dur. Aradan geçen zamanda her üç yılda bir güncellenen bu yönetmeliğin günümüzde yürürlükte olan sürümü IBC 2009’dur. Yine büyük ve yıkıcı depremlerin yaşandığı bir ülke olan Japonya’da geçerli deprem yönetmeliği, Japon Standart Bina Yasası (The Building Standard Law of Japan) 2007‘nin içinde yer almaktadır. Ancak gerek Japon yönetmeliğine gerekse büyük depremlerin yaşandığı diğer ülkelerin (Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Amerika ülkeleri, İran ve Hazar Denizi bölgesi ülkeleri) yerel yönetmeliklerine, uluslararası projelerde geçerli yönetmelikler olarak pek rastlanmamaktadır. Ayrıca Avrupa kıtasının deprem tehlikesinden nispeten uzak olması, sismik önlemlerle ilgili teknik şartnamelerin gelişmiş Avrupa devletlerinin ilgi alanına girmemesinin sebebi olarak gösterilebilir. Buna karşılık yine de Avrupa Standartları arasında “Eurocode 8: Deprem” adıyla bir yönetmelik bulunmakta olup, dünya çapında depremlere karşı artan ilgiye bağlı olarak bu yönetmelik de gelişmektedir. IBC yönetmeliğinin yanı sıra, yine A.B.D.’de

58

deprem güvenliği konusunda faaliyet gösteren en büyük kuruluş olan Federal Afet Yönetim Kurumu (FEMA – Federal Emergency Management Agency) tarafından yayınlanan standartlar gelmektedir. Bunlar arasında “Mekanik Ekipmanlarda Sismik Sınırlandırma (FEMA 412)”, “Elektrik Ekipmanlarında Sismik Sınırlandırma (FEMA 413)” ve “Hava Kanallarında ve Borularda Sismik Sınırlandırma (FEMA 414)” gibi doğrudan tesisatlara yönelik olanlarıyla birlikte; “Sağlık Tesislerinde Sismik Tedbirler (FEMA 150)”, “İlk ve Orta Dereceli Okullarda Sismik Tedbirler (FEMA 149)” vb gibi bina kullanım amacına yönelik olanları da mevcuttur. FEMA, 356 numaralı şartnamesinde bir deprem anında ve sonrasında binalardaki ve tesislerdeki yapısal olmayan elemanlardan (tesisatlar vb) beklenenleri derecelendirmiş ve böylelikle 4 kademeli bir performans düzeyi sıralaması oluşturmuştur. Bunların açıklaması aşağıda kısaca yapılmıştır:

İşlevsellik performans seviyesi Yapısal olmayan elemanlarda işlevsellik performans seviyesi kısaca “yapının deprem sonrası hasar durumunda, yapısal olmayan elemanlarının (tesisatların vb) deprem öncesindeki fonksiyonlarını aynı şekilde devam ettirebilmeleri” durumu olarak tanımlanabilir. Bu performans seviyesi; yapıdaki acil durum, yangından korunma, aydınlatma, mekanik ve elektrik tesisatları ve bilgi işlem sistemlerinin büyük bir bölümünün işlevlerini yerine getirmeye devam ettiği veya bu sistemlere yapılacak küçük tamirat işlemleri ile eski durumlarına devam etmelerinin mümkün olduğu durumdur. Bu özel yapısal olmayan performans seviyesi yapı mühendislerinin ilgi ve uzmanlık alanına girdiği için söz konusu elemanların deprem sonrasında bu performans seviyesini göstermesi, ancak sismik koruma yapılmasıyla mümkün olacaktır. Özellikle kuvvetli bir yer hareketi sonrası hastane, haberleşme merkezleri, elektrik üretim merkezleri gibi ilk kullanılacak yapılarda bulunan elektronik ve mekanik sistemlerin deprem güvenliği için sismik koruma yapılması hayati derecede önemlidir. Özellikle hastanelerdeki sistemlerin deprem esnasında dahi işlevlerini yerine getirebilmeleri, tam bir can güvenliğinin sağlanması için gereklidir.

Hemen kullanım performans seviyesi Yapısal olmayan elemanlarda hemen kullanım performans seviyesi kısaca “deprem sonrasında yapıdaki giriş-çıkış kapıları, merdivenler, asansörler,



Makale acil aydınlatma sistemleri, yangın alarm sistemleri gibi sistemlerin genel olarak işlevlerini sürdürebilmekte olduğu durum” olarak tanımlanabilir. Söz konusu performans seviyesinde bazı camlarda küçük kırıklar ve bazı yapısal olmayan elemanlarda hafif hasar meydana gelebilir, ancak binada yapısal olarak hiçbir tehlike yoktur. Binada genel bir temizlik ve düzenleme yeterli olacaktır. Genel olarak bu performans seviyesinde, yapıdaki elektrik ve mekanik sistemler için önlemler alınmalı ve işlevlerini sürdürmeleri sağlanmalıdır. Ancak bazı sistemlerin doğrultularında ve konumlarında küçük değişmeler ve sistemlerin içinde küçük hasarlar meydana gelmiş olabilir. Konut tarzı yapılarda bulunan ısıtma, su tesisatı, doğal gaz ve haberleşme sistemleri işlev dışı kalabilir, ancak yapısal olmayan elemanlardan kaynaklanabilecek can kaybı riski oldukça düşüktür. Bu performans seviyesi özellikle hastaneler ve haberleşme merkezleri için yeterli güvenliği sağlayamayabilir. Ancak yüksek nitelikli ofis vb binalar için tercih edilebilir.

Can güvenliği performans seviyesi Yapısal olmayan elemanlarda can güvenliği performans seviyesi kısaca “deprem sonrasında binadaki yapısal olmayan elemanlarda hasarın meydana geldiği, ancak bu hasarın can güvenliğini tehlikeye atacak boyutta olmadığı” duruma karşılık gelmektedir. Söz konusu performans seviyesinde, binadaki yapısal olmayan elemanlar (tesisatlar vb) oldukça hasar görmüştür ve hasarın maddi boyutu oldukça fazladır, ancak yapısal olmayan elemanlar bulundukları yerlerden çıkıp düşmemiş ve binanın içinde veya dışındakilerin can güvenliğini tehdit edecek durumda değildirler. Binadaki hafif yapısal olmayan elemanların yarattığı enkazlar çıkışları kısmen kapatabilir; havalandırma, sıhhî tesisat ve yangın sistemleri zarar görebilir ve işlevlerini yitirebilir. Bu performans seviyesinde yapısal olamayan elemanlardan kaynaklanan yaralanmalar meydana gelebilir, ancak binada genel olarak can güvenliğini tehdit edecek riskler oldukça düşüktür. Yapıdaki yapısal olmayan elemanların yeniden işlevsel durumlarına getirilmesi zaman ve maliyet alan bir işlemdir. Bu performans seviyesi, ancak deprem sonrasında uzun süre kullanım dışı kalmasının mahsur teşkil etmeyeceği depo vb gibi binalarda tercih edilebilir.

olmayan elemanların, insanların çok bulunduğu yerlere düşmelerinin engellenmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Söz konusu performans seviyesinde, deprem sonrası yapısal olmayan elemanlarda oldukça ağır hasar meydana gelmektedir; ancak parapet, dış cephe panelleri, ağır kaplamalar, asma tavanlar, büyük raflar gibi düşme riski olan ve düştüklerinde insanların can güvenliğine bir tehdit olabilecek ağır elemanların düşmelerinin engellemesi için önlem alınmalıdır. Bu hasar seviyesinde amaç, tüm yapıdaki yapısal olamayan elemanlarda meydana gelen hasarları belirlemek değil, insanlar için tehlike oluşturabilecek yapısal olmayan elemanların belirlenmesidir. Dolayısıyla bu performans seviyesi, ancak hiçbir nitelik beklenmeyen en alt sınıf binalar için ve sadece deprem esnasındaki can güvenliğinin sağlanması açısından tercih edilebilir. Yukarıda bahsi geçen hemen tüm yönetmelikler, binaların yapısal ve yapısal olmayan bileşenleri için geçerli deprem mühendisliği konularını içermekle birlikte, yine hemen hiçbiri özel bir konu olarak yangından korunma tesisatlarını kapsamları içine almamaktadır. Gerçekten de bu yönetmeliklerin ve standartların birçoğunun giriş kısımlarında yangın konusu, geçtiğimiz yüzyıl boyunca ve günümüzde halen bu konudaki neredeyse tek otorite olan A.B.D. kökenli Ulusal Yangından Korunma Birliği’ne (NFPA – National Fire Protection Association) atıfta bulunulmaktadır. Her ne kadar son yıllarda Uluslararası Kod Konseyi (ICC) tarafından son sürümü 2009 olan Uluslararası Yangın Kodu (IFC – International Fire Code) yayınlanıyor olsa da henüz yeteri kadar yaygınlaşmadığı için bu standarda burada yer verilmemiştir.

Riski azaltılmış performans seviyesi Yapısal olmayan elemanların riski azaltılmış performans seviyesi kısaca “deprem sonrası hasar gören yapısal olmayan elemanların düşme tehlikesi meydana gelebilecek durumu” olarak tanımlanabilir. Bu durumda dış ortama yüksek zarar verebilecek olan yapısal

60

Şekil 7. Kolon borularında 4-yönlü sismik sınırlandırma (üstten görünüş)



Makale Yerel yönetmelikler Türkiye’de 2011 yılı itibariyle yürürlükte olan deprem standardı T.C. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nın 2006 yılı yayını olan Deprem Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik’tir. Bu yönetmeliğin 2.11 numaralı bölümünde mekanik ve elektrik donanıma etkiyen deprem yüklerinin nasıl hesaplanacağı anlatılmıştır. Ancak tesisatlar ve diğer yapısal olmayan bileşenlerin depreme karşı nasıl korunacağına dair yeterli bilgi bu yönetmelikte bulunmamaktadır. Bu açıdan bakıldığında 1997 tarihli Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik’ten hemen hiçbir farkı yoktur. Kayda değer tek fark, FEMA 356 standardına benzer şekilde, bir deprem anında ve sonrasında binalardan ve tesislerden beklenen deprem performanslarının üç kademede derecelendirmiş olmasıdır. Ancak bu performans değerlendirmesinde de yapısal olmayan bileşenlerden bahsedilmemiş olması, ülkemizde bu konuya verilen önemin halen çok yetersiz olduğunun bir göstergesidir.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi–yüksek binalar yönetmeliği Bu yönetmelik halen taslak halindedir. İçerik bakımından daha fazla bilgi barındırmakla birlikte tesisatların ve mekanik ekipmanların nasıl korunması gerektiği hakkında bir bilgi içermemektedir. Hesaplama yöntemi açısından IBC ile benzer formüller içermekte ve çoğu yerde IBC’nin de göndermeler yaptığı ASCE/SEI yönetmeliklerine atıfta bulunmaktadır.

yapısal olmayan bileşenlere etkiyecek sismik yüklerin belirli yönetmeliklere göre hesap edilmesine dayanır. Sismik yük hesabında belirlenmesi gereken asıl parametre deprem ivmesidir. İvme belirlendikten sonra Newton fiziğinin temel denklemi Kuvvet (F) = Kütle (M) x İvme (a) formülüyle deprem yükleri hesaplanır. Bundan sonra ise bu yüklerin yapılara ve yapısal olmayan bileşenlere olan etkileri tespit edilir ve bu etkilere karşı koyacak tasarımlar tekrar teknik şartname ve yönetmeliklere uygun şekilde yapılır. Mühendislik açısından ivme belirlendikten sonra şartname ve yönetmeliklere uygun projelendirme yapılmalıdır. Özellikle tesisat projeleri yapılırken bu yönetmeliklere uygunluk çok önemlidir. Örnek olarak IBC’ye ugun bir yangın tesisatının sismik koruması ile yine IBC’ye uygun ısıtma soğutma tesisatı yöntem ve hesaplama bakımınında farklıdır. Yangın tesisatı için NFPA yönetmeliği geçerli iken ısıtma soğutma tesisatı için ASCE/SEI yönetmelikleri geçerli olmaktadır. Ön projelendirme uygun bir şekilde yapıldıktan sonra ancak keşif özeti gerçekleri yansıtabilecektir. Bu sebeple ön projelendirme maaliyet analizi için önemli bir aşama olmaktadır. Genel olarak mühendislik aşamaları esnasında uygulamaya yönelik projeler hazırlanırken koordinasyon büyük önem taşır.

Mühendislik Mühendislikte tasarım açısından temel yanlış depreme dayanıklılığın ifadesinde yaşanmaktadır. Depremin büyüklüğü ve şiddeti farklı terimlerdir ve her ikisi için de geçerli gerçek şudur; herhangi bir binanın belirli bir büyüklükteki ve/veya şiddetteki depreme dayanıklı olduğu ifade edilemez. Büyüklük, depremde açığa çıkan enerjinin bir ifadesidir ve çeşitli yöntemlerle farklı noktalarda yapılan ölçümlerin ortalaması alınarak belirlenir. Tanım olarak bir deprem anında yan yana duran iki binaya bile farklı büyüklükte enerji etkiyebilir. Şiddet ise depremin yeryüzündeki etkilerinin bir ifadesidir ve farklı binalarda deprem gerçekleştikten sonra olan hasarların gözlemlenerek ortalama bir değer ile belirlenip ölçeklendirilmesiyle oluşur. Bu sebeple yönetmelikler, standartlar ve özel şartnameler tasarımların belkemiğini oluştururlar. Bu yönetmelik ve şartnamelerde olası depremlerde yapının performans seviyesine göre elemanların işevselliğini sürdürebilmesi yada en az hasarı alması amaçlanmaktadır. Deprem mühendisliğinin ana uğraşısı, yapılara ve

62

Şekil 8. Koordinasyon şeması

Özellikle mekanik odalar gibi dar alanlarda bir de akustik önlemler alınıyorsa koordinasyon bir şart haline gelmektedir. Bu gibi durumlarda disiplinler arası görüş alışverişi ve toplantılar düzenlenmelidir. Toplantı sonrası alınan kararların şartnamelere uygunluğu göz önünde tutulmalıdır.

Titreşim yalıtımı Ekipmanlar ve tesisatlar için titreşim yalıtımı yapılması, başta gürültü kontrolü ve hassas cihazların doğru çalışması olmak üzere bir çok sebepten ötürü gereklidir. Titreşim yalıtımı yapılmamış bir binada konfor şartlarının sağlanması olanaksızdır.



Makale değişken devirli cihazda cihaz 2000 d/dak da çalışırken kauçuk izolatörler yeterli olmakta iken cihazın devri 900 d/dak ‘ya düştüğünde yaylı izolatörler kullanılması gerekmektedir.

a) Serbest halde kütlesiz yay

Şekil 9. Yalıtım yapılmış ve yapılmamış mekanlarda gürültü ve titreşim iletimi

Titreşim yalıtımı için sadece ekipmanların izolatör ile monte edilmeleri yeterli değildir. Borular, kanallar ve tüm tesisat hatlarında titreşim askıları kullanılmalıdır. Tireşim ve gürültünün ana kaynağı ekipmanlar olmakla birlikte, iletiminde en büyük rolü bağlı bulundukları tesisatlar oynar. Bu nedenle aranan konfor şartlarına göre tesisatlar için de titreşim önlemleri alınmalıdır. Özellikle hastaneler, oteller, ofis binaları ve AVM’ler gibi yaşam mahali ve mekanik hacimlerin iç içe geçtiği yerlerde titreşim yalıtımı büyük önem arz eder. Titreşim izolatörü seçiminde ana kriter, ekipmanın zorlayıcı frekansı ile izolatörün doğal frekansı arasındaki orandır. Doğal frekans ağırlıktan ve yay sabitinden bağımsız olarak sadece statik çökmenin bir fonksiyonudur. Buna göre izolatörün çökme kapasitesi arttıkça titreşim yalıtımı performansı da artacaktır. Zorlamalı frekans ise ekipmanın döner tertibatının çalıştığı en düşük devir olmalıdır. Çünkü devir azaldıkça titreşim iletimi artmaktadır ve izolatörler buna uygun olarak daha fazla çökmeye müsade edebilmelidir. Örnek vermek gerekirse 2000 devir/dakika’da çalışabilen bir

64

b) Yük altındaki yayda statik çökme

fn: Doğal frekans x: Statik çökme T: Titreşim iletimi

Akustik Akustik yalıtımı tesisatlar ve inşai olarak iki kısımda incelenmelidir. Tesisatlar daha çok mekanik grubun alanına girmekle birlikte yüzer oda akustik tavan gibi önlemler de inşai grubun alanında olmaktadır.

Tesisatlar • Döşemeye oturan ekipmanlar, kollektörler ve tesisatlarda titreşim izolatörü kullanımı • Asılı ekipman ve tesisatlarda titreşim askısı kullanımı • Çok katlı binalarda yüzer kolon • Tümden yüzer sistem

İnşai ve mimari • Yüzer döşeme (tesisat katları, mekanik odalar ve gerekli görülen mahallerde) • Akustik asma tavan • Akustik duvar • Tümden yüzer oda



Çiğdem TAŞ

B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı

İş güvenliği

Önlemek ödemekten daha

ucuzdur

GÜVENLİ bir işyeri, verimli bir çalışma ve yüksek kalitede iş yaşamının sağlanması için oldukça önemlidir. İş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliğini sağlamak çalışanlara, çalışanların ailelerine karşı duyulması gereken önemli bir sorumluluktur. Bunun yanında yasalar gereği yapılması gereken bir yükümlülüktür. Ayrıca işyerlerinde iş sağlığı güvenliğinin sağlanması işletmenin devamlılığını ve sürdürülebilirliğini arttırmaktadır. Yapılan araştırmalara göre, iş kazaları ve meslek hastalıklarının %88’i insan hatalarından, %10’u mekanik hatalardan ve sadece %2’si öngörülemeyen ve önlenemeyen nedenlerden kaynaklanmaktadır. Bu da gösteriyor ki iş kazaları ve meslek hastalıklarının %98’i önlenebilir durumdadır. Bu verilerin ışığında önlemek ödemekten ucuzdur mantığı ile hareket ederek işyerlerinde önleyici tedbirlerin bedelini karşılayıp, tehlike kaynaklarını ortaya çıkartıp bunlardan oluşabilecek riskleri kontrol altına alırsak kazaların büyük çoğunluğunu önlemiş oluruz. Önlenemeyen iş kazası ve meslek hastalıkları ise işyerine çeşitli maliyetler getirmektedir. İş kazası ve meslek hastalıklarından kaynaklanan maliyetler, direkt ve dolaylı maliyetler olarak incelenebilir. Direkt maliyetlere; tazminat maliyetleri, iş kayıpları maliyetleri, ekipman hasarları maliyetleri vb. sayabiliriz. Dolaylı maliyetler ise; İş gücünü kaybeden işçinin yerine yenisinin yetiştirilmesi için gereken maliyetler, verim kaybı sonucu oluşan maliyetler, kazanın ortaya çıkardığı moral bozukluğunun sebep olacağı yeni iş kazalarının maliyetleri vb. sayılabilir. İş kazası ve meslek hastalıklarının direkt maliyetleri, dolaylı maliyetlerin %25’i ile %50’si arasında bir oran teşkil etmektedir. Diğer bir deyiş ile direkt maliyetler buz dağının sadece görünen kısmını oluşturmaktadır. Ayrıca iş kazası ve meslek hastalıklarının makroekonomik boyutu ise doğrudan ülke refahını etkilemektedir.

66

İş kazaları ile ilgili basit bir örnek vermek gerekirse; işyerlerinde 60-70 lira değerindeki basit bir kişisel koruyucu ekipmanın temin edilmemesi sonucu yaşanacak iş kazasının işyerine maliyeti, yasal tazminat giderleri, ek maliyetler ve ciro kayıpları göz önüne alındığında yaklaşık 100.000 liraları bulmaktadır. Eğer çalışana kişisel koruyucu ekipman temin edilmiş olsa tüm bu kayıplar gerçekleşmeyecektir. Bunun sonucu olarak; İş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesi için yapılan tüm çalışmalar ve bunların maliyetleri hesaplandığında kazaları önlemek için alınacak tedbirlerin daha ucuz ve insancıl olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu bilgiler ışığında önlemenin ödemeye oranla daha ucuz olduğu felsefesi ile, tüm işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği kültürünü oluştururken proaktif yaklaşımların etkinleştirilmesi gerekmektedir. Bunun içinde yapılması gereken birincil uygulama, işyerlerinde tüm prosesleri, çalışanları ve çalışma ortamını dikkate alarak oluşturulan tehlike tanımlama ve risk değerlendirme çalışmalarının sistematik olarak gerçekleştirilmesi ve önlemlerin ivedilikle yerine getirilmesidir. Tehlike tanımlama ve risk değerlendirme uygulaması kadar önemli olan bir diğer uygulama ise kaza potansiyeli olan ancak herhangi bir zarara neden olmayan olaylar olarak tanımladığımız ramak kala olaylarının araştırılması ve nedenlerinin tespit edilerek önleyici tedbirlerin alınmasıdır. Ayrıca işyerlerinde uygulanacak iş başı eğitimleri ve periyodik eğitimler ve planlı ve plansız tatbikatlar ile çalışanların farkındalığının arttırılması da proaktif yaklaşımlı iş güvenliği kültürünün oluşturulmasında etkin rol oynamaktadır. Tüm bu çalışmalarda çalışanların aktif katılımı sağlanmalı ve bu şekilde işyerlerinde geniş tabanlı katılımlı iş sağlığı güvenliği kültürü oluşturulmalıdır. Kazasız günler dileği ile.



Makine Yüksek Mühendisi (YTU)

Halil KIZILHAN

ETNA Pazarlama Müdürü

Yangın

Türkiye yangınla mücadele mevzuatı ve

TSEN12845 standardı

YANGINLA mücadele, günümüzde bina tekniğinin temel ve ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Düzenlenen yönetmelik ve standartlar ile can ve mal güvenliğini maksimum seviyede korumak birincil hedef olarak baz alınmış olup, bu hususta mevzuat birlikteliğini hedeflediğimiz Avrupa normlarının ülkemiz için de referans niteliği taşıdığı görülmektedir. Ülkemizde yangınla mücadele konusundaki mevzuat incelendiğinde; • Bakanlar kurulunun 10.08.2009 tarih 2009/15316 sayılı kararı ile revizyonu gerçekleştirilen “Binaların yangın korunması hakkında yönetmelik” • Temmuz 2012 tarihinde son güncellemesi yapılan “TSEN12845+A2; Sabit yangın söndürme sistemleri, otomatik püskürtme sistemleri-tasarım, kurulum ve bakım “ isimli standart.

incelendiğinde; Pompa’ nın kararlı bir bir Q-H Q-H H eğrisine eğ ğrriissiinne sahip ssa ahhiip tiilmeekktteeddiir.r olması gerektiği belirtilmektedir.

Yangınla mücadele konusundaki yasal zeminin omurgasını oluşturmaktadır. Bu çalışmamızda TSEN12845+A2 standardının, yangın ve yangınla mücadeleye komple bir bakış açısı getirdiği, söz konusu standardın “sabit söndürme sistemini-yangın pompasını” detaylı bir şekilde tarif ettiği hususlarına değinilecek olup, “Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelik” ile yasal mevzuat yönünden şahıs ve tüzel kişiliklere yüklenen sorumluluklar belirtilecektir. TSEN12845+A2 standardı; Avrupa Standartlar Komitesi’ nce(CEN) yayınlanan EN12845 standardının aynı şekilde kabulü ile ortaya çıkan bir Türk standardıdır. Standart Ek’ leri ile birlikte 20 bölümden oluşmakta olup, 10. Bölüm yangın pompası’ nı tarif etmektedir. 10. Bölüm

68

• Pompa; öngörülen debiye karşılık gelen basıncın %70’ inden az olmayan bir basınçta, debinin %140’ ını karşılayabilmelidir. • İki pompanın kurulumunun yapıldığı yerde, her bir pompa belirlenen debi-basıncı tek başına sağlayabilmelidir. Monte edilmiş 3 pompanın bulunduğu yerlerde, her bir pompa verilen basınçta verilen debinin %50’ sini sağlayabilmelidir. • Pompa gurupları, yangından korunma dışında hiçbir amaç için kullanılmayan, 60 dakikadan az olmayan bir yangın direncine sahip bir bölme içinde muhafaza edilmelidir. • Suyu emerek yukarı çıkarma(negatif koddan



Yangın

• •

emiş) ve dalgıç pompa düzenlemelerinden kaçınılmalı, ve yalnızca pozitif emme basıncı düzenlemesi uygulanabilir olmadığında kullanılmalıdır. Pompa emişinde egzantrik emiş kiti kullanılmalıdır. Pozitif basınç yükü şartlarında(yer üstü su tankından pompanın beslenmesi durumunda) emme borusunun çapı DN65’ den küçük olmamalıdır. Ayrıca pompa talep edilen azami yükte çalıştırıldığında borunun çapı 1,8 m/s’ lik su akış hızını aşmayacak şekilde olmalıdır. Negatif koddan emiş şartlarında çalıştırılması durumunda; emme borusunun çapı DN80’ den az olmamalıdır. Ayrıca pompa talep edilen azami yükte çalıştırıldığında boru çapı 1,5 m/s’ lik su akış hızını aşmayacak şekilde olmalıdır. Negatif koddan emiş yapılması durumunda her bir pompa için, “pompa çalıştırma tankı tesis edilmelidir.” Pompa çalıştırma tankının kullanılmasının nedeni; dip klapesinden sızıntı olsa dahi pompa emiş hattının sürekli su dolu kalmasını sağlamaktır.

Pompa koruma-kontrol panosuna dair elektriksel gereksinimleri incelendiğinde ; standardın 10. Bölümünde; • Elektrik besleme sisteminin sürekli olması gerektiği. • Pompa kontrol mekanizmasına yapılan elektrik beslemesi, sadece yangın pompa setinin kullanımı için olmalı ve diğer bütün bağlantılardan ayrı olmalıdır. • Bütün kablolar yangına ve mekanik hasara karşı korunmalıdır. • Kabloların doğrudan yangına maruz kalmasını engellemek için kablolar, bina dışından veya binanın yangın riskinin ihmal edilebilir olduğu bölümlerden, yangına 60 dakikadan az olmayan dayanıma sahip bir dayanım gösteren duvarlar, bölmeler veya döşemelerle, önemli yangın riskinden ayrılmış bölümlerden geçirilmeli veya bu kabloların yangından korunması için doğrudan koruma önlemleri alınmalı veya bu kablolar yer altına gömülmelidir. Kablolar ekleme yapılmamış, bir başka deyişle tek parça olmalıdır. • Pompa kontrol panosu içerisindeki sigortalar, 20 dakikadan az olmayan bir süre içerisinde pompayı çalıştıracak akıma dayanabilmelidir. • Pompa kontrol mekanizması basınç anahtarlarından bir sinyal aldığında otomatik olarak devreye girmeli • Elle harekete geçirildiğinde motor çalışabilmeli • Sadece elle harekete geçirildiğinde motoru durdurabilmeli. Görüldüğü üzere TSEN12845 standardı detaylı bir şekilde yangın pompası, koruma-kontrol panosu ve bunların tesis edileceği mekanın nitelikleri, elektriksel kablolamayı detaylı bir şekilde tarif etmektedir.

Yangınla mücadele mevzuatının diğer ayağını oluşturan “Binaların yangından korunması hakkındaki yönetmelik” hükümleri incelendiğinde; MADDE 1- (1) Bu Yönetmeliğin amacı; kamu kurum ve kuruluşları, özel kuruluşlar ve gerçek kişilerce kullanılan her türlü yapı, bina, tesis ve işletmenin, tasarımı, yapımı, işletimi, bakımı ve kullanımı safhalarında çıkabilecek yangınların en aza indirilmesini ve herhangi bir şekilde çıkabilecek yangının can ve mal kaybını en aza indirerek söndürülmesini sağlamak üzere, yangın öncesinde ve sırasında alınacak tedbirlerin, organizasyonun, eğitimin ve denetimin usul ve esaslarını belirlemektir.

70



Yangın MADDE 5- (1) Projeler, kanuni düzenlemeler yanında, yangına karşı güvenlik bakımından bu Yönetmelikte öngörülen şartlara uygun değil ise yapı ruhsatı verilmez. Yeni yapılan veya proje tadilatı ile kullanım amacı değiştirilen yapılarda bu Yönetmelikte öngörülen esaslara göre imalat yapılmadığının tespiti hâlinde, bu eksiklikler giderilinceye kadar binaya yapı kullanma izin belgesi veya çalışma ruhsatı verilmez. (2) Tasarımcılar tarafından, bu Yönetmelikte hakkında yeterli hüküm bulunmayan hususlarda ve metro, marina, helikopter pisti, tünel, stadyum, havalimanı ve benzeri kullanım alanlarının yangından korunmasında Türk Standartları, bu standartların olmaması hâlinde ise Avrupa Standartları esas alınır. Türk veya Avrupa Standartlarında düzenlenmeyen hususlarda, uluslararası geçerliliği kabul edilen standartlar da kullanılabilir. MADDE 6- (1) Bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasından; a) Yapı ruhsatı vermeye yetkili idareler, b) Yatırımcı kuruluşlar, c) Yapı sahipleri, ç) işveren veya temsilcileri, d) Tasarım ve uygulamada görevli mimar ve mühendisler ile uygulayıcı yükleniciler ve imalatçılar, e) Yapı yapılmasında ve kullanımında görev alan müşavir, danışman, proje kontrol, yapı denetimi ve işletme yetkilileri, görevli, yetkili ve sorumludur. (2) Yangın söndürme ve algılama, duyuru ve acil aydınlatma gibi aktif yangın güvenlik sistemlerinin yeterli olmamasından; projenin eksik veya hatalı olması veya standartlara uygun olmaması hâlinde proje müellifleri ve yapımın eksik veya hatalı olması veya standartlara uygun olmaması hâlinde ise müteahhit veya yapımcı firma sorumludur. Sistemin uygun çalışmaması işletmeden kaynaklanıyor ise, işletmeci kuruluş doğrudan sorumlu olur. Yangın güvenlik sistemlerinin yaptırılmasının gerekli olduğu yapı sahibine yazılı olarak bildirildiği hâlde, yapı sahibi tarafından yaptırılmamış veya standartlara uygun yaptırılmamış ise, yapı sahibi sorumlu olur.

72

(3) Bu Yönetmelik hükümlerine uyulmaması sebebiyle meydana gelen yangın hasarlarından dolayı; a) Yapı inşasında yer alan yapı sahipleri, işveren ve işveren temsilcileri, b) Tasarımda, uygulamada ve denetimde görevli mimar ve mühendisler, c) Yapı denetimi kuruluşları, ç) Müteahhitler, imalatçılar ve danışmanları, kusurlarına göre sorumludur. MADDE 96- (5) Yağmurlama sistemi tasarımının TS EN 12845’e göre yapılması gerekir.

Sonuç olarak; Yangın mevzuatımızın temelini oluşturan “TSEN12845+A2 standardı” ve “Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelik” hükümlerinin açık bir şekilde, ülkemizde yangın standardının aynı zamanda bir Avrupa standardı olan TSEN12845+A2 esas alınmasını emrettiği, Belli çevrelerce dile getirilen, TSEN12845+A2 standardının bir sprinkler standardı olduğu yönündeki tezin geçersiz olduğu, söz konusu çevrelerin bu tezi kullanarak TSEN12845+A2 standardını devre dışı bırakıp, NFPA20 normunu baz alan ve ilaveten UL&FM belgeli ürün kullanımı bir zorunlulukmuş gibi algı oluşturarak, bilinçli bir şekilde odak saptırması yaptıkları aşikardır. Böylelikle “yangın pazarı” direkt Amerikan ürünlerine veya onun bir uzantısı olan Amerikan sertifikalı ürünler ile domine edilmeğe çalışılmaktadır. Söz konusu odak saptırması ve NFPA20 normunu baz alan UL&FM belgeli ürün kullanıma yönelik algı oluşturulması çabası; gerek yasal mevzuat ile çatışmakta gerekse de yerli üretimin gelişmesini, ulusal test&gözetim mekanizmalarının oluşmasını engellemektedir. Kaynaklar ; TSEN12845+A2 : Sabit Yangın Söndürme Sistemleri-Otomatik Püskürtme Sistemleri-Tasarım, Kurulum ve Bakım.(Fixed-firefighting systemsAutomatic sprinkler systems-Design, installation and maintenance.) NFPA20 : Standart for the installation of stationary pumps for fire protection. Pomsad 8. Pompa&Vana Kongresi bildirileri.



Makale

Kondenstop kaçakları ile

oluşan mali kayıplar Serdar OCAKTAN Ayvaz A.Ş. Endüstriyel Ürünler Sorumlusu

BUHAR, borular içerisinden nakil olurken basınç düşümü sebebi ile sirkülasyon pompalarına gereksinim duymaz, bu nedenle uzak mesafedeki proseslere ısı iletiminde en çok kullanılan suyun gaz halindeki akışkan tipidir. Buhar; gıda, tekstil, kimyasal, enerji, ısıtma ve birçok endüstriyel tesisin yıllar içerisinde gelişmesine önemli katkıda bulunmuştur. Buhar kazanı adını verdiğimiz basınçlı kap içerisindeki su, ısıtılarak doymuş veya kızgın buhar haline getirilerek kullanım noktasına borular vasıtası ile taşınır. Oluşan doymuş ve kızgın buhar; basınç, sıcaklık, debi vb. özelliklerinin kontrol edilebildiği bir enerjiye dönüşür. Çok farklı sebeplerden dolayı buhar, ısı kaybına uğrar ve yoğuşarak ilk hali olan su fazına dönüşür. Oluşan bu su, kondens olarak adlandırılır. Proses veya ana nakil hatlarında oluşmuş kondensin tahliyesi kondenstoplarla yapılmaktadır. Kondenstoplar; hava, gaz ve kondensi (yoğuşan su) otomatik olarak tahliye eden fakat buharı tutan cihazlardır. Sürekli artan yakıt maliyetleri, rekabet koşulları, sağlık ve emniyet tedbirleri, çevreye karşı alınması gereken önlemler firmaları üretim maliyetlerini azaltmaya yönelik kontrol ve uygulamalara zorlamaktadır. Buhar sistemlerinde kondenstoplar sayesinde önemli enerji tasarrufu sağlanabilir. Sistem ve prosesin verimli çalışabilmesi için oluşmuş kondensin mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde prosesten alınması ve kayıpsız bir şekilde kondens toplama noktası olan kondens tankına iletilmesi gerekir. Ayrıca kondensle oluşan flaş buhardan ısı geri kazanılır ve flaş buhar tank sistemleri kurularak, bu enerji kullanma suyu, ısıtma, radyatör suyu, duş alma suyu vb. olarak kullanılmak üzere sıcak suya dönüştürülebilir. Kondenstoplar üç temel çalışma prensibine göre üretilirler; 1. Mekanik prensiple çalışan kondenstoplar: Buhar ile kondens arasındaki yoğunluk farkını algılar ve kondensi buhar sıcaklığında tahliye ederler. a) Ters kovalı kondenstoplar b) Şamandıralı kondenstoplar

74

2. Termostatik prensiple çalışan kondenstoplar: Buhar ile kondens arasındaki sıcaklık farklarını algılayarak kondensi buhar sıcaklığının altında tahliye eder. a) Denge basınçlı termostatik kondenstop b) Bimetalik kondenstop c) Sıvı genleşmeli kondenstop 3. Termodinamik prensiple çalışan kondenstoplar: Kondens ile flaş buhar arasındaki dinamik farkları algılar ve kondensi buhar sıcaklığına yakın tahliye eder.

Kondenstop buhar kaçağı kontrolü Hatalı seçim veya montaj, üretim hatası, proseste meydana gelen kimyasal veya fiziksel problemler vb. gibi birçok sebepten dolayı kondenstoplarda arıza yaşanabilir. Bu arızalar ilerleyen zamanlarda karşımıza canlı buhar kaçağı veya proses verimsizliği olarak çıkacaktır. Doğru kondenstop seçimi yapıldığında bununla beraber gerekli fiziksel ve kimyasal şartlar da sağlandığında sistemde önemli oranda enerji tasarrufu sağlanacaktır. Bu nedenle, kondenstopların üretim bandındaki diğer makinelerle aynı ciddiyette periyodik kontrol ve bakımı yapılmalıdır. Kondenstopların kontrolü, montajının yapılması kadar önemlidir. Kondenstoplar genellikle montajı


yapıldıktan sonra işletmeler tarafında bakımı ertelenen ürünlerdir. Buna karşılık mutlak surette arıza önleyici periyodik bakım programlarının içerisine dahil edilmelidirler. Bu periyodik bakım programlarıyla öncelikle kondenstoplar kaçak ihtimaline karşı ön kontrole tabi tutulmalıdırlar. Test yöntemleri; manuel, otomatik, ultrasonik ve uzman kişiler tarafından sıcaklık, ses ölçü aleti ile yapılan kontrollerdir. Manuel olarak kontrolde ilk olarak sistemdeki kondenstobun sonrasına 3 yollu vananın dağıtıcı prensibi ile çalışan AYVAZ KTV-10 monte edilerek vana kapalı duruma getirilir ve akışı atmosfere vermesi ile akışın gözle kontrolü yapılır. Manuel bir diğer kontrol yöntemi ise kondenstop sonrasına gözetleme camı koyularak, yine gözle akışın kontrol edilmesidir. Sistemde kondenstop öncesine monte edilecek olan kontrol gövdeleri sayesinde de yarı otomatik olarak kondenstop kontrolü yapılır. Ancak bu yöntemlerin hiç biri kondenstobun kaçak miktarına dair bilgi vermeyip yalnızca kaçak olup olmadığı bilgisini verirler. AYVAZ uzman personeli tarafından yapılan kondenstop kontrollerinde ise Dr TRAP adlı cihaz kullanılmaktadır. Dr TRAP, sıcaklık ve ses verilerini algılayıp, değerlendirerek sonuç bilgisini ekranında “az kaçak, orta kaçak veya çok kaçak” olarak derecelendirerek kaçak miktarını vermektedir. Kontrol sonucu oluşan tüm veriler cihazın kendine ait yazılımı ile bilgisayar ortamına aktarılır. Bu veriler grafikli olarak kondenstopların tipine, çapına ve bulunduğu bölgesine göre (buhar elde ediminde kullanılan yakıt birim fiyatı cihaza girildi ise) kondenstopların toplam kaçak maliyetini (günlük, aylık, yıllık) bilgisayar ekranınızda görebilirsiniz. Buhar kaçıran kondenstoplar ile ilgili oluşturulacak teklifteki birim fiyatları sonucunda, yapılacak yatırımın geri kazanım süresi ortaya çıkacaktır.

Örnek olarak; Arızalı ve buhar kaçıran 1/2” çapındaki şamandıralı kondenstop 6 bar basınçta, orifis tam çapında yaklaşık 18 kg/h buhar kaçırmaktadır. Günde 8 saat, haftada 5 gün ve yılda 50 hafta çalıştığını kabul edersek 36 000 kg/yıl buhar kaybı söz konusudur. Sanayi tesislerinde 1 kg buhar elde etmek için yaklaşık 0,077 NM3 doğal gaz tüketilmektedir. Bu durumda firma; 36 000 kg/ yıl x 0,077 NM3 = 2772 NM3/yıl doğal gaz zararına uğrayacaktır. Bugünkü sanayi doğal gaz satış fiyatı 1TL/NM3 olarak alırsak 2772 NM3X 1TL/NM3 = 2772 TL/yıl kayıp maliyet oluşacaktır. Diğer bir yöntemle; Kayıp Buhar Maliyeti= 36 000kg/yıl x 0,077 TL/KG =2772 TL/yıl’dır. Yukarıdaki zarar maliyet hesaplaması işletmedeki arızalı 1 adet kondenstop için yapılmıştır. Kaçak adetleri arttıkça ciddi enerji kayıp maliyetleri oluştuğu görülecektir. İşletmelere tavsiyemiz; buhar enerjisini tutmak için kullanılan kondenstop ürününü de, işletmenin en önemli makinesi gibi düşünüp “AYLIK-3 AYLIK-6 AYLIK-YILLIK” periyodik bakım programlarına dahil etmeleridir.

75


Makale

Apsis Proje Elektrik Mühendisi

Salih COŞKUN

Elektriksel sürdürülebilirlik Bina projelerinin estetik, konfor, dayanıklılık vs kriterlerinin yanı sıra, olmazsa olmaz bir yönü de güvenlik ve güvenliğin sürdürülebilirliğidir. Elektriksel açıdan bu sürdürülebilirliği sağlamanın en önemli şartlarından biri de kaynak transferlerinin sağlıklı biçimde yapılabilmesidir.

Acil durum panolarının misyonu; yangında oluşan ve nefes almayı zorlaştırıp, zehirlenmeye sebebiyet veren dumanın hızla tahliye edilerek insan hayatının tehlikeye girmesini önleyen duman egzoz fanlarının; otoparklarda araçlardan kaynaklı karbon monoksit gazının ve gene yangında oluşabilecek zehirli dumanı tahliye etmekle görevli jet fanların; sulu söndürme sistemlerine basınçlı su sağlayan yangın pompalarının; yangına müdahale ekiplerinin ve p ekipmanlarının üst ve alt katlara emniyetli olarak hızla taşınmasını ku sağlayan, kurtarma işlemlerini yapan ve bunlara ek olarak engelli insanların ttahliyesinde görev alan aacil durum asansörlerinin eelektriksel olarak beslenmesini sağlamaktır. Bu kadar yaşamsal öneme sahip bu cihazların sürekli çalışmasını sağlamak için iki ayrı kaynak kullanılmalıdır. Normal şartlarda bütün cihazların elektriksel yükü şebekeden beslenir. Ancak normalin dışında bir durum söz konusu olduğunda, şebekede bir elektrik kesintisi yaşandığında jeneratör devreye girmek durumunda kalır ve yükü besler. Şebeke tekrar yükü besleyecek duruma geldiğinde, yani durum normale döndüğünde yük tekrar jeneratörden şebekeye aktarılır. Bütün bu olaya “transfer işlemi” adı verilir. Transfer işlemi gerekli olduğu kadar, belli riskleri de barındırır. Enerji kaynaklarının (trafo – jeneratör) transfer işlemi cihazlara zarar verebilmektedir. Her türlü zorunlu kesinti para kaybına ve beslenen yükün zarar görmesine sebebiyet verir. Bu teknik ve mali zararları minimuma indirebilmek için otomatik transfer şalterinin kullanımı büyük bir önem taşımaktadır. Otomatik transfer şalter seçimi, elektrik mühendisliği uzmanlıkları arasında, bina ve insan güvenliği anlamında en önemli noktalardan

76

biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Kullanılan yüke göre otomatik transfer şalteri tipi belirlemek, en uygun geçişli transfer şalterini yüke en yakın noktaya yerleştirmek çok yaşamsal kararların sonucudur. Açık geçişli otomatik transfer şalterleri, en geç 100 mili saniye süresinde kaynak transferini tamamlamalıdır. Otomatik transfer şalterleri 4 kutuplu 2 adet alçak gerilim devre kesicisi ve otomatik kontrol ünitesinden meydana gelir. Yüksek kapama ve dayanma kabiliyetine sahip olan bu şalterler, bakım yapılırken kesintisiz çalışma yapma özellikleri ile de büyük fayda sağlamaktadırlar. Enerji kaynaklarını düşük ya da yüksek gerilim ve frekansa karşı da sürekli izleme özelliklerine sahiptirler. Tüm fazları ve yüke gelebilecek dengesiz gerilime karşı yükü korurlar. Yedek kaynağı (jeneratörü) belirli aralıklarla, yüklü ya da yüksüz olarak test ederler. Kaynaklar arasında geçiş gerçekleştirilirken motor vs gibi yüklerin dolaşan akımlarını takip ederler. Bütün bunların yanında, yüksek teknolojili ekranları ile; şebeke ve jeneratör kaynaklarının ayarlanmış değerlerde var olduğunu ve yükün hangi kaynaktan beslendiğini gösteren LED’ler ile izleme, Son transfer işlemlerinin neden, ne zaman ve nasıl yapıldığının görülmesi, kaynakların uygun olduğu toplam süre, toplam transfer sayısı, şalterin çalışma süresi, kaynak yokluğu yüzünden yapılan transfer sayısının izlenmesi- de sağlanabilmektedir. Aynı zamanda otomatik kontrol ünitesi yardımıyla gerilimin belirli bir değerin altına düşmesi ve çıkması durumunda da aynı fonksiyonu yerine getirmektedir. Yaşamsal önemdeki cihazların ve bu cihazların beslendiği panellerin çalışma sürekliliği binaların güvenirlik endeksini daima yukarıda tutacak, bu sürekliliği sağlarken cihazların zarar görmemesi ise ekonomik avantajları beraberinde getirecektir. Güven ve ekonomi ikilisinin bir arada yaşaması ise ancak otomatik transfer şalterleri ile olacaktır.



gezgin

Avrupa’nın renkli şehri

A mste e rda m 17. yüzyıl mimarisinin dikkat çeken örneklerinden biri olarak sayılan Amsterdam, dünyanın her köşesinden gelen insanların uğrak yeri. Tarihsel ve kültürel zenginliği, gece hayatındaki hareketlilik ve mekan alternatifleri ile Amsterdam, her geçen gün daha renkli ve eğlenceli bir kent haline geliyor. Kuzey Hollanda eyaleti olan şehir adını, Kuzey Denizi’ne dökülen Amstel Nehri’nden alıyor.

T

üm şehri dolaşan su kanalları ve 17. yüzyıl mimarisiyle dikkat çeken Amsterdam, tarih, kültür ve eğlence arayan her turistin mutlaka ziyaret etmesi gereken bir şehir. Merkezinde bir milyondan fazla insanın yaşadığı bu

78

şehir, Kuzey Hollanda eyaletindedir ve ismini şehrin güneydoğusundan gelip Kuzey Denizi’ne dökülen Amstel Nehri’nden alır. Amsterdam resmi olarak Hollanda’nın başkenti olmasına rağmen, hükümet Hollanda’nın bir diğer şehri olan The Hague’dadır ve kraliçe

de burada ikamet eder. Toleranslı yaşam tarzı ve hoşgörüsüyle dünyanın her yerinden insanı kendisine çeken Amsterdam’da belirli bir miktara kadar hafif uyuşturucular serbesttir ve fahişelik yasaldır. Yılın her dönemi ziyaret edebileceğiniz ve resmi dili


Görülecek yerler Hollandaca olan Amsterdam’da halkın büyük çoğunluğu Almancanın yanında İngilizce de konuşur. Gene de kışları soğuk geçen şehri gezmek için en güzel mevsim lalelerin açtığı ilkbahardır. Bu dönemde ayrıca her yıl 30 Nisan’da Kraliçe Günü (Koninginnedag) şehirde düzenlenen çeşitli etkinliklerle kutlanır. Amsterdam, Rijks Müzesi, Stedelijk Müzesi, Rembrandt Evi Müzesi gibi dikkat çekici müzelere sahip. Van Gogh’un tablolarından ve çizimlerinden oluşan en geniş koleksiyonun bulunduğu Van Gogh Müzesi ve Anne Frank Evi de sanatseverlerin uğrak yeridir.

Lale soğanı satın alabilirsiniz Amsterdam’ın en ünlü alışveriş merkezleri Dam Meydanı etrafındaki Magna Plaza ve De Bijenkorf. Alışveriş merkezleri dışında Avrupa’nın ünlü pazarları da Amsterdam’da bulunuyor. Pazarda yiyecekten kozmetiğe, giyimden süs eşyasına birçok şey bulabilirsiniz. Waterloo pazarı ise daha çok bit pazarı havasında kullanılmış eşyalarıyla ünlü. Amsterdam’da satın alabileceğiniz il şey peynir. Pazarlardan alabileceğiniz gibi kentin birçok noktasında rastlayabileceğiniz süpermarketlerde çok büyük peynir reyonları mevcut. Satın alabilecekleriniz arasında ikinci sırayı geleneksel ayakkabılar alıyor. Aslen ahşap olarak tasarlanmış ve eskiden kullanılan geleneksel çarık tipi Hollanda ayakkabılarını her yerde bulabilirsiniz. Bu objenin magnet, anahtarlık gibi küçük örnekleri de mevcut. Amsterdam’ın bir diğer özelliği de laleler. Pazarlardan ve kendin çeşitli noktalarındaki çiçekçilerden farklı tarzlarda lale soğanları alabilirsiniz.

Dam Meydanı Avrupa’daki şehirlerde meydan kültürü çok gelişmiş durumda. Dam Meydanı da Amsterdam’ın en büyük meydanı. Rokin Caddesi ile DamStraat’ın kesiştiği yerde bulunuyor. Meydanda gecenin geç saatinde bile bir sokak sanatçısının ya da bir grubun gösterisini izleyebilirsiniz.

Kırmızı Fener Mahallesi (Red Light District) Dam Meydanı civarında, Amsterdam’ın açık ve hoşgörü kültürünün bir sembolü hale gelmiş olan bu bölgede şehrin genel evleri bulunuyor. Ancak bunlar bildiğiniz tarzın dışında vitrinler halinde sergileniyor. Buraya insanlar tamamen turistik amaçlarla gidiyor ancak gece yarısı bile sıra oluyor.

Leidseplein Amsterdam’ın en turistik ve en eğlenceli merkezi. Bu meydanda neredeyse her gün bir etkinlik var. Çevredeki birçok kafe ve restoranda keyfinize göre yiyip içebilir, canlı müzik ortamlarında güzel bir akşam geçirebilirsiniz.

Rembrantplein Leidseplein’den sonra şehrin diğer eğlence merkezi. Burada da yemek yiyecek birçok mekan, cafe, bar bulabilirsiniz.

Vondelpark Küçücük Amsterdam’da, İstanbul’da bulamayacağınız büyüklükte bir park Vondelpark. Yürüyüş yapmak ve bisiklet kullanmak için ideal.

Müzeler Rijks Müzesi Rijks Müzesi sadece Amsterdam’ın değil, Hollanda’nın en büyük klasik sanat müzesi. İçinde Frans Hals, Rembrandt gibi ünlü Hollandalı ressamların eserlerini bulabilirsiniz. Ayrıca müzede Hollanda tarihi ile ilgili eserler de sergileniyor.

Van Gogh Müzesi Van Gogh Müzesi’nde iki yüzden fazla Van Gogh eseri ile beraber Van Gogh hakkında çok detaylı bilgi edinme fırsatınız var.

Stedelijk Müzesi Stedelijk Müzesi Amsterdam’ın Çağdaş Sanatlar Müzesi.

Anne Frank Evi (Anne Frank Haus) Prinsengracht 267 numara adresindeki ev, hala II. Dünya Savaşı’nın atmosferini içinde barındırıyor. Anne Frank’ın günlüğünden alıntılar, tarihi belgeler, fotoğraflar ve film karelerinin yanı sıra orada saklanan ve onlara yardım eden insanlara ait eşyalar evde yaşananlara ışık tutuyor.

Hermitage Bu müze Rus Çarlığı dönemini tüm gösterişi ile sergiliyor. St.Petersburg’daki müzenin bir kısmının sergilendiği müze görülmeye değer.

Lale Müzesi(Tulip Museum) Amsterdam denince akla ilk gelen şeylerden birisi lale. Burası da kişisel çabalarla kurulmuş küçücük bir showroom havasında bir müze. Görmeye değer.

Madame Tussauds (Balmumu Müzesi) Dünyanın çeşitli yerlerinde görebileceğiniz ve aslında en ünlüsü Londra’da olan bal mumu müze zincirinin bir dalı da Amsterdam’da. Onlarca ünlü kişiyle beraber, girişte Hollanda tarihi hakkında bilgi almanız ve müzeyi gezerken interaktif oyunlara katılmanız mümkün.

79


Spor

Her yaşın sporu

Tenis

Her yaştan insanın oynayabileceği tenis, aynı zamanda eğlenceli bir spor. Teniste tüm kaslarınız ve beyniniz koordineli olarak çalışır. Formda kalırsınız, çünkü tenis yağ ve kalori yakımını maksimuma çıkarır. Kalp ve damar sisteminizi olumlu etkiler, atletik kondisyonunuzu yükseltir. İyi huylu kolesterol üretiminiz artar, bu da sağlığınıza olumlu etki yapar. Ayrıca kendinize güveniniz ve disiplininiz artar, sinirleriniz güçlenir. İyi maçlar…

İLK olarak İngiltere’de 1800’lerde oynanmaya başlanan tenis, öncelikle İngilizce konuşulan ülkelerde yaygınlaştı. Yorucu ve bir o kadar da eğlenceli bir spor olan tenise her yaşta başlanabilir. Tenis bugün bir olimpiyat sporu olup, her seviyeden, her yaştan ve her ülkeden oyuncusu vardır. Dikdörtgen düz bir yüzeyin üzerinde genellikle betonda, toprakta veya çimin üzerinde oynanır. Tekler maçlarında kort 9 metre uzunluğunda ve 8,23 metre enindedir. Kortun eni çiftler maçlarında 10,97 metreye çıkartılır. Kortların genişliğini belirleyen çizgilere sınır çizgileri denir. Kortların yüzeyinde kullanılan malzemeye bağlı olarak her topun yüzeye sekmesindeki hızı farklıdır. Bu da iki kişilik oyunlarda oyunun seviyesini etkileyebilir. Toprak kortlar,

80

yavaş olarak tanımlanır. Çünkü top rakete gelene kadar hız kaybeder, ondan sonra oldukça yükseğe zıplar ve yere çarptıktan sonra ani bir hızlanma olur. Toprak korttaki maçlar winner adı verilen sayı alan vuruşların daha zor olması sebebiyle daha uzun sürer. Sayılar genellikle oyuncuların basit hatalar denilen topun filede kalması ya da çizgilerin dışarı atılması sonucu alınır. Sert ve çim kortlar daha hızlı yüzeylerdir. Bu hız, yapıldıkları maddeye göre değişir. Bu yüzeylerin özelliği kısa sıçrayışlardır. Bu kortlarda sert servis atan ve vuruşları sert olan oyuncuların avantajı vardır. Çim kortlarda topun sıçrama miktarı, çimin ne kadar sağlıklı ve ne sıklıkta biçildiğini gösterir.


Bacaklar birbirine paralel ve hafif bükük olmalı Oyuncular veya çiftler nette karşılıklı bir biçimde durur. Bir oyuncu servisi uygular ve netin karşısındaki oyuncu(lar) alıcıdır. Her bir puan için, servis atan kişi sınır çizgisinin arkasında, orta işaret ile yan çizgi arasında durur. Alıcı onun tarafındaki netten istediği yerde durabilir ama genellikle servis kutusunun arkasındadır. Top eğer servis atarken dışarı çıkarsa aut olur ve servisi atan kişi puan kaybetmiş olur. Teniste iki tür vurma biçimi vardır. Bunlardan biri olan Fore-hand’de sağ kol raket tek elle tutulacak şekilde baş üstünden düzgün bir açıyla kol gergin bir şekilde geriye çekilir. Bu esnada bacaklar birbirine paralel olacak şekilde hafif bükük durulur. Top gelirken

raket aşağıdan giderek hafif bükülmüş dizin tam önünde topa vurulur. Topa vurulduktan sonra raket boyna çekilir ve çekilirken sol elle tutulur. Back-hand vuruşunda ise geriye iki elle raket çekilir. Raket geriye çekildikten sonra yüzü karşıyı göstermelidir. Raket çekilirken dizler paralel bir biçimde hafif kırılmalıdır. Topa dizin biraz önünde iki elle vurulmalıdır. Raket topa vurulduktan sonra iki elle boyna çekilmelidir. Haftada üç defa ders almak şartıyla, tenise ilk defa başlayan bir kişi iki ay sonra back-hand ve fore-hand vuruşları düzgün yapma becerisini kazanır. Dört ay sonra ise bir partnerle tenis oynamaya başlayabilir. Tenis oynamayı etkin şekilde ve süratle öğrenebilmek için sadece hocadan alınan derslerle yetinmemek iyi olur. Bu sporda da ne kadar çok pratik yapılırsa o kadar iyidir. Tenis öğrenen kişinin, topa koşarken nasıl koşup nasıl durulacağını öğrenmek için düz koşular yan koşular, ileri geri koşuları da çalışması gereklidir. Yavaş yavaş bütün vuruşlar öğrenildikten sonra, sıra maç tekniklerini öğrenmeye gelir. Ayrıca, antrenmanlarda sadece top yapmak yeterli olmayacaktır. Biraz ısındıktan sonra topu istenilen yere atabilmek için paralel, çapraz, smaç, servis ve file oyunlarını sürekli çalışmak gerekir.

Tenis terimleri Ace: Atılan servis topuna, rakip oyuncunun raketiyle dokunamaması. Atak topu: Fileye gitmek için kullanılan her türlü vuruş. Backhand: Sağ elle oynayan oyuncuların topa vücutlarının sol tarafında, sol elle oynayan oyuncuların topa vücutlarının sağ tarafında iken yaptıkları vuruş. Çapraz vuruş: Topun çapraz olarak sahanın bir köşesinden vurulup, fileyi geçtikten sonra diğer sahanın çapraz köşesine düşmesi . Uzun vuruş: Normal vuruş veya vole vuruşlarında, topların rakip oyuncunun arka çizgisi civarına veya servis atışlarında, servis çizgisi yakınına düşmesi. Çift oyunu: Her sahada iki oyuncu olmak üzere, dört oyuncu ile oynanan oyun şekli. Düz vuruş: Topa düze yakın çok az spin ile vurmak. Forehand: Sağ elle oynayanların vücutlarının sağ tarafından, sol elle oynayanların ise sol taraflarından topa vurma şekli. Game-oyun: Bir oyuncu veya bir tarafın, diğer rakip veya takıma en az iki puan ilerde olduğu durumlarda game tamamlanmış olur. Maç puanı: Maçın tamamlanmasına bir puan kalması durumu. Set puanı: Seti kazanmak için ihtiyaç duyulan son puan. Rally: Topun iki oyuncu arasında, hatasız gidip gelmesi. Let: Tekrar edilecek vuruş. Genellikle servis atışında olur.

81


Sağlık

Uzman D Diyetisyen Nazlı Acar kilo düşmanı besinler konusunda bilgi verdi. konusun ACAR, kefir kefir, tarçın, yeşil çay, maydanoz ve keten tohumunun zayıflamak için önemli besin kaynakları o olduğunu belirtti. Acar yaptığı açıklamada kilo düşmanı besinleri şöyle sıraladı;

Kefir Süt ve ürünle ürünlerinin yağ yıkımı arttırıcı özelliğini biliyoruz. Kefir de, süt ve süt ürünlerinden olup aynı zam zamanda zayıflama döneminde olası kabızlık problemleri için birebirdir. Kefirin kesin tadını sevmiyorsanız size nane ile blendır etmenizi öneririm. Hem yeşilimtırak görüntüsü ile göze hem de tadı ile damak zevkinize hitap edecektir.

82


Tarçın Tarçının tokluk hissi vermesi dışındaki en önemli özelliği tatlıya karşı eğilimi azalmasıdır. Tarçını bitki çaylarına ilave edebileceğiniz gibi yağ yıkımını hızlandıran süt ürünlerinde de kullanabilirsiniz. Yaz mevsiminin güzel meyvelerinden biri olan şeftaliyi, şeftali- yoğurt-tarçın kombinasyonu ile deneyebilirsiniz.

Yeşil çay Menopoz öncesi bayanlar günde 3 fincan yeşil çay içmeyi unutmayın. İçindeki kateşin ile zayıflatan ve metabolizmayı hızlandıran yeşil çayınızı tarçın ile de tüketebilirsiniz. Bir taşla iki kuş!

Maydanoz Ödem problemi yaşayanların ilk aklına gelen maydanoza, zayıflama döneminde de yer vermekteyiz. İçeriyor olduğu vitamin ve minerallerle antioksidan özelliği ile zayıflama programlarında bağışıklık sistemini güçlendirmek için de tercih edilmektedir. Maydanozu ananas elma kabak tarçın kombinasyonu ile de deneyebilirsiniz.

Keten tohumu Menopoz sonrası kadınlarda artan karın çevresi yağlanmaya düşman olan keten tohumu, metabolizmanızı hızlandırarak kilo kaybetmenize yardımcı olmaktadır. Aynı zamanda içeriyor olduğu elzem yağ asitleri ile zayıflama programınızı daha da sağlıklı kılar. Her gün keten tohumunuzu yoğurtlarınıza veya salatalarınıza 1 yemek kaşığı ilave edebilirsiniz.

Kırmızı biber Acı, vücut ısısını arttırarak metabolizmayı hızlandırarak kilo kaybına yardımcı olmaktadır. Hızlanan metabolizma ile beraberinde yapılan egzersiz ile fit bir vücuda sahip olabilirsiniz. Kırmızı biberi, yoğurt-semizotu-kepekli makarna ile karıştırarak lezzetli bir kombin yapabilirsiniz.

83


hayata dair

İbni Sina: Hekim Vizyon tarihi: 29 Ağustos 2014 Oyuncular: Ben Kingsley, Stellan Skarsgård, Tom Payne, Elyas M’barek, Olivier Martinez 11 yüzyılın İran’ında, İngiliz bir cerrahın, Hristiyanların kabul etmeyen bir okulda okumak için Yahudi gibi davranmasını konu alır.

Kaset işi Vizyon tarihi: 05 Eylül 2014 Oyuncular: Cameron Diaz, Jason Segel, Rob Corddry, Ellie Kemper, Rob Lowe Annie ve Jay iki çocuk sahibi, mutlu evlilik süren bir çifttir. Ama her uzun süreli ilişkide olduğu gibi cinsel hayatları durağanlaşmıştır, birbirlerine ilişkilerinin başındaki kadar yakın değildirler. Bir gün Annie, seks hayatlarına hareket katmak için sevişmelerini videoya kaydetmeyi teklif eder, Jay de kabul eder. Gece çok iyi geçer ama ufak bir sorun vardır: videoyu kaydettikleri tablet aynı programı kullanan diğer cihazlara da bu videoyu otomatik olarak yollar. Sabah uyandıklarında videoyu silmek için artık çok geçtir. Şimdi tek hedefleri videolarının yollandığı diğer insanların tabletlerini ne pahasına olursa olsun ele geçirmektir.

Ninja Kaplumbağalar 3D 2014 Vizyon tarihi: 05 Eylül oopi Goldberg, William Fichtner, Wh x, Fo n ga Me Oyuncular: Mos Def, Will Arnett rı Splinter Usta ile birlikte rında yaşayan ve hocala Manhattan’ın lağım kanalla konu alıyor. karşı verdikleri mücadele dünyayıdaki kötülüklere

84


Indila, 02 Eylül’de Suada Club’ta Tarih: 02 Eylül 2014 21:00 Yer: Suada Club-Galatasaray Adası, İstanbul Dernière Danse şarkısı ile yaza damgasını vuran Fransız şarkıcı ve söz yazarı Indila, 2 Eylül’de Suada Club’ta sahne alıyor. Haftalarca liste başı olan dünyaca ünlü yıldız Indila, Reina Premium Energy Drink sponsorluğunda Suada Club - Galatasaray Adası’nda hayranları ile buluşuyor.

Tim’ de Mavi temel gecesi yelken eğitimi Blues101 Brothers Tarih:31 Ağustos 2014 23:00 Yer: İstanbul Yelken Akademisi, İstanbul Türkiye’nin ilk profesyonel yelken okulu olan İstanbul Yelken Akademisi, yelkenle tanışmak, tekniklerini geliştirmek, tecrübe kazanmak veya sadece gündelik hayatın stresinden kaçmak isteyen herkesi yelken öğrenmeye davet ediyor. Hem de kentten hiç uzaklaşmadan... Kalamış Marina’da. Üstelik her yaş grubu ve her seviyeye uygun eğitim, bilgi ve malzemeleri sunarak.

Güldür g ldür 20:30 Tarih: 02 Eylül 2014 rkezi, İstanbul Me r Yer: Beşiktaş Kültü ayında BKM’de terisi Güldür Güldür, Eylül Ekranların beğenilen gös am ediyor. sevenleriyle buluşmaya dev leriyle izleyenlere eğlenceli skeçleri ve sürpriz Güldür Güldür birbirinden konularına farklı bir dan cak. Günlük hayatın sıra ata yaş am akş bir az unutulm şöhretten teknolojiye, ldür Güldür, aileden aşka, Gü an laş yak ile sı açı ış bak ah anlayışları ile yeni ok konuya yine kendi miz birç a, şlığ ada ark dan bol fut getirecek. yaklaşımlar ve çözümler

85


hayata dair

TÜRLERİN KÖKENİ Yazar: Charles Darwin Yayınevi: Gün Yayıncılık Charles Darwin’in organik evrim kuramı bilime yaptığı katkı kadar, getirdiği tartışmalarla da önemli bir kitaptır. Onun yaptığı beş yıllık araştırma gezisi sonunda bulduğu canlı ve fosiller, saptadığı canlı özellikleri, gözlemlediği insan toplulukları ve bunlara dayanarak vardığı sonuçlar bir anda kitaplaşmadı. Evrim kitabının kitaplaşması bu bilim adamının yirmi yılını aldı. Darwin’in evrim kuramı “canlıların ortak atalardan evrilerek çeşitlendiği” düşüncesine dayanır. 150 yıl önce tartışılan ve bilim insanlarının çoğunluğunca kabul gören bu görüş, günümüzde kimi çevrelerce din adına hâlâ reddediliyor. Bu reddedişte Darwin’in bir teolog olduğu da unutuluyor. Darwin’in doğumunun 200 Türlerin Kökeni’nin yayınlanışının 150. Yılındayız ve Türlerin Kökeni hem Türkiye hem dünya için yeni tartışmalar getirecek bir tazelikte.

86

OTOMATİK PORTAKAL

ÇANLAR KİMİN İÇİN ÇALIYOR Yazar: Ernest Hemingway Yayınevi: Bilgi Ormanda, çamların iğne yapraklarıyla kaplanmış kahverengi toprağa yüzükoyun uzanmış; çenesini, kavuşturduğu kollarına dayamıştı. Çam ağaçlarının tepelerinde, yükseklerde bir yel estirip duruyordu. Uzandığı yerden hafif bir eğimle inen dağın yamacı, aşağılarda alabildiğine dikleşiyordu. Geçit boyunca dolana dolana giden yolun yağlı karasını bile görebiliyordu yattığı yerden. Yolun kıyısında bir ırmak vardı; geçidin aşağısında, akarsuyun yanı başındaki hızarı; büğetten, yaz güneşi altında dökülen apak suları da görebiliyordu.

BÜLBÜLÜ ÖLDÜRMEK Yazar: Harper Lee Yayınevi :Altın Kitaplar Bu kitap Amerikan Kütüphaneciler Birliğince yüzyılın en iyi romanı seçilmiştir. Uzun süredir en çok aranan kitaplar arasında yer alan Bülbülü Öldürmek yeniden piyasada... “İstediğiniz kadar şakrak kuşu vurabilirsiniz ama bülbülü öldürmek günahtır, bunu asla unutmayın.” Amerikada 1930ların Güney Eyaletlerinden birinde bir zenci be-yaz bir kızın ırzına geçmekle suçlanır. Önyargılar, şiddet ve riyakârlıkla beslenen Güneyli erişkinlerin ırk ve sınıf ayrımı konusundaki mantıksız yaklaşımlarını Scout ve Jem Finch adlarındaki iki çocuğun ağzından keyifli bir dille bize aktaran roman, aynı zamanda kent hal-kının vicdanına karşı tek başına karşı koyan bir erkeğin mücadelesini de anlatıyor.

Yazar : Anthony Burgess Yayınevi:Kültür Yayınları Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna sistematik bir baskı uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum... Cockney dilinde (İngiliz argosu) bir deyiş vardır. “Uqueer as as clockwork orange”. Bu deyiş, olabilecek en yüksek derecede gariplikleri barındıran kişi anlamına gelir. Bu çok sevdiğim lafı, yıllarca bir kitap başlığında kullanmayı düşünmüşümdür. Bir de tabii Malezya’da “canlı” anlamına gelen “orang” sözcüğü var. Kitabı yazmaya başladığımda, rengi ve hoş bir kokusu olan bir meyvenin kullanıldığı bu deyişin, tam da benim anlatmak istediğim duruma, Pavlov kanunlarının uygulanmasına dayalı bir hikâyeye çok iyi oturduğunu düşündüm...


(

ı r a l u r o s a k e z i l e c n e l Eg vap verdi: a şöyle ce d n u ında ğ u ld yıl 14 yaş nü soru , gelecek doğumgü ım a d ğ y u a c d o ın ç Bir 11 yaş nceki gün Dünden ö an? . ü ne zam olacağım ru) oğum gün d n n için doğ u ü ğ g u ir c b e c e d a Sizce ço s a cevap yıld (İpucu: Bu

günü

1. Doğum

3. Sayılar

çgen

2. Kaç ü

ır?

pla

i şekilde to

Aşağıdak

izgi

4. 4 Ç

gen vard m kaç üç

mi yı kale gi Nokta 9 çiz i k 4 e Şekild kaldırmadan n ? a t iz kağıt ştirirsin ıl birle ile nas

Aşağıdaki sayılar belli bir kurala göre dizilmiştir. Soru işareti olan yerlere hangi sayılar gelmelidir? 1/2 , 2/5, 3/8, 4/?, ?/14, ?/?

5. Sporcu Saunaya girmek isteyen sporcunun elinde iki kum saati vardır. Biri 4 dakikalık, diğeri ise 7 dakikalık. Görevli sporcuya 9 dakikadan fazla kalmamasını tavsiye eder. Sporcu, 9 dakikalık süreyi sizce nasıl ölçmeli?

ters çevirir. başlatır. 4 dakikalık kum bitince hemen 5. Sporcu her iki kum saatini aynı anda i ikinci kez bittiğinde saatini ters çevirir. 4 dakikalık kum saat 7 dakikalık kum bitince de 7 dakikalık kum alık kum akmıştır. ü 7 dakikalık kum saatinde sadece 1 dakik 7 dakikalık saati tekrar ters çevirir. Çünk iş olur. Böylece 4+4+1=9 dakikalık zaman geçm 4. 1 iydi. soru çocuğa sorulduğunda ocak ayının 1. Çocuğun doğum günü 31 Aralık. Bu 2. 16 boşluklara sırayla 11,5,6 ve 17 gelmelidir kuralına göre dizilmiştir. Bu durumlarda 3. Sayılar a 3a-1




SAYI

MECHANIC DERGİSİ

AĞUSTOS 2014

PROFESYONEL ÇÖZÜMLER www.mechanic.com.tr

ÖMER KAYA YÜKSEK BİNALARDA DEPREM VE TİTREŞİM YALITIMI KONDENSTOP KAÇAKLARI

Ağustos 2014 • Sayı: 8

AVRUPAʼNIN EN RENKLİ ŞEHRİ

AMSTERDAM HER YAŞIN SPORU: TENİS


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.