28 Ağustos 2014 Perşembe

Page 1

Yezidilerin sýnýr aþan yolculuðu sürüyor

I

rak Þam Ýslam Devleti'nin (IÞÝD) saldýrýlarýndan kaçýp günler süren yolculuðun ardýndan rahat bir nefes aldýklarý Mardin'deki çadýrkente yerleþtirilen Yezidiler yaþadýklarý sýkýntýlarý anlattý. Midyat'taki Baþbakanlýk Afet ve Acil Durum

Yönetimi Baþkanlýðý (AFAD) kampýnda kalan Basým Hadi, saldýrýlarýn baþlamasýyla binlerce kiþiyle daða kaçtýklarýný ancak aralarýnda yakýnlarýnýn da yer aldýðý çok sayýda Yezidinin IÞÝD tarafýndan rehin alýndýðýný söyledi. » Sayfa 3’te

‘Elektrik sorunu çözüm sürecine zarar veriyor’

M

28 Aðustos 2014 Perþembe

www.mardiniletisimgazetesi.com.tr

Yýl : 11 Sayý : 3037 Fiyat : 25 Kr

ardin Ziraat Mühendisleri Odasý (ZMO) Mardin’de yaþanan elektrik kesintileri ile ilgili bir açýklama yapýdý. Ziraat Mühendisleri Odasý Mardin il temsilcisi Mehmet Ali Dündar yaptýðý açýklamada, “Son 2 yýldýr bu elektrik sorunu ile ilgili sýkýntý ve çözüm önerilerimizi içeren onlarca raporu ilgililer ve kamuoyuyla paylaþmýþtýk”. » Sayfa 8’de

Çiftçiler ile DEDAÞ’ýn inadý vatandaþý maðdur ediyor Güneydoðu bölgesindeki sýk sýk yaþanan elektrik kesintileri yüzünden Mardin'de binlerce çiftçi Mardin, Þanlýurfa, Kýzýltepe Ceylanpýnar arasýnda bulunan Yolu trafiðe kapattý. Sýcaklýðýn 45 dereceye bulduðu Mardin, Þanlýurfa yolunda araçlarýnda mahsur kalan vatandaþlar zor anlar yaþýyor...

Çobanlar sertifikalý oldu

G

üneydoðu bölgesindeki sýk sýk yaþanan elektrik kesintileri yüzünden Mardin'de binlerce çiftçi isyan etti. Ýsyan eden çiftçiler 2 gündür Mardin, Þanlýurfa, Kýzýltepe Ceylanpýnar arasýnda bulunan tarihi Ýpek Yolu'nu trafiðe kapalý tutuyor. Jandarmanýn müdahalesine raðmen 48 saattir kapanan yolda yüzlerce araç ve vatandaþ mahsur kaldý. » Sayfa 2’de

G

ýda, Tarým ve Hayvancýlýk Bakanlýðý, Türkiye Ýþ Kurumu (ÝÞKUR) ve Milli Eðitim Bakanlýðý iþbirliðinde baþlatýlan 'Sürü Yönetimi Elemaný Benim Projesi' kapsamýnda Mardin’de eðitim alan 25 çobana sertifika verildi. Ýlçe Milli Eðitim Müdürlüðü toplantý salonunda gerçekleþtirilen törene Mazýdaðý Kaymakamý Sayýn Fýrat Çelik, Garnizon Komutaný J. Yzb. Murat Demir, Ýlçe Emniyet Müdürü Erdal Murat Balsu, Ýþ-Kur Müdür yardýmcýsý Abdürrahim Yalçýn Ýþ-Kur Þube Müdürü Aziz Özer, Ýlçe Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Müdürü Vural Mustafaoðlu, Ýlçe Halk Eðitim Merkezi Müdürü Nedim Üzen, çok sayýda kurum amiri ve kursa eðitici olarak görev alan veteriner hekim Betül Sönmez ile sertifika alacak kursiyer çobanlar katýldý. Törende konuþma yapan Mazýdaðý Kaymakamý Sayýn Fýrat Çelik, 1-17 Temmuz 2014 tarihleri arasýnda 'Sürü Yönetimi Elemaný Benim Projesi'nin Mardin bölgesinde ilk kez Mazýdaðý ilçesinde gerçekleþtiren eðitim programýnda 25 çobana sertifika verildiðini söyledi. Sürü yönetimi elemaný eðitimini alan kursiyerlerin, mesleki geçerliliði olan sertifikalarýyla çeþitli program ve projelerden yararlanmada öncelikleri olduðunu belirten Kaymakam Çelik, "Bakanlýðýn hayvancýlýk desteklemeleri içerisinde sertifikalý sürü yönetimi elemanýnýn çalýþtýrdýðýný belgeleyen 500 baþ ve üzeri küçükbaþ hayvan varlýðýna sahip olan iþletmelere yýllýk destek yapýlmasý planlanmaktadýr. Böylelikle küçükbaþ hayvancýlýkla uðraþan ya da uðraþmayý düþünen yetiþtiriciler için, sürü yönetimi elemaný bulmak bir sorun olmaktan çýkacak, atýl iþ gücü deðerlendirilmiþ olacak ve böylece küçükbaþ hayvancýlýðýn geliþmesine katký saðlanmýþ olacaktýr." dedi. Programda duygularýný paylaþan kursiyerler, bu program sayesinde daha bilgili ve daha bilinçli bir sürü yönetimi elemaný olduklarýný söyledi. Kursiyerler, sertifikanýn deðiþik istihdam kapýlarý açacak olmasýndan dolayý duyduklarý memnuniyeti dile getirdi. » Sedat Aslanaçier

Kutsal Kitaplarýn Yazarý ve Yapýsý

Þ

eyh Adî tarafýndan bizzat yardýmcýsý Þeyh Fahrettin'e dikte edilen Kitab-ý Cilve kitap toplam bir mukaddime ve beþ bölümden oluþuyor. Her bölümde Þeyh Adî'nin kendisi anlatýcý konumunda. Bu kitabýn esas nüshasýnýn Isya Joseph'e göre Beþika köyünde oturan Molla Haydar'ýn evinde bulunmakta.

» Sayfa 6’da

13 Yaþýndaki Süryani çocuk Ýlkokul 1'nci Sýnýfa Kaydedildi

S

uriye'deki iç savaþtan kaçarak 2012 yýlýnda Midyat’a yerleþen Süryani ailenin 13

yaþýndaki erkek çocuðu Kristiyan Ay, Nusaybin Ýlçesi'ne baðlý Üçköy Köyü Ýlkokulu 1'nci sýnýfýna kaydedildi. Oðlunun 1'nci sýnýfa kaydedilmesine þaþýran baba Kemil Ay, bu durumun düzeltilmesini istedi. » Sayfa 10’da

0 106311 220141


28 Aðustos 2014 Perþembe

2

Çiftçiler ile DEDAÞ’ýn inadý vatandaþý maðdur ediyor Güneydoðu bölgesindeki sýk sýk yaþanan elektrik kesintileri yüzünden Mardin'de binlerce çiftçi Mardin, Þanlýurfa, Kýzýltepe Ceylanpýnar arasýnda bulunan tarihi Ýpek Yolu'nu trafiðe kapalý tutuyor. Sýcaklýðýn 45 dereceye yükseldiði Mardin, Þanlýurfa yolunda araçlarýnda mahsur kalan vatandaþlar zor anlar yaþýyor.

G

üneydoðu bölgesindeki sýk sýk yaþanan elektrik kesintileri yüzünden Mardin'de binlerce çiftçi isyan etti. Ýsyan eden çiftçiler 2 gündür Mardin, Þanlýurfa, Kýzýltepe Ceylanpýnar arasýnda bulunan tarihi Ýpek Yolu'nu trafiðe kapalý tutuyor. Jandarmanýn müdahalesine raðmen 48 saattir kapanan yolda yüzlerce araç ve vatandaþ mahsur kaldý. Sýk sýk yaþanan elektrik kesintilerine dikkat çekmek amacýyla dün sabah erken saatlerden itibaren Mardin’in Derik ilçe merkezi ve köylerinden yüzlerce çiftçi, Derik, Þanlýurfa Viranþehir yolu üzerinde bir araya geldi.

Burada kendilerine günlerce elektrik verilmediðini, bu nedenle de mahsullerini sulayamadýklarýný belirten çiftçiler, tarihi Ýpek Yolu'nu çift yönlü olarak trafiðe kapattý. Sýcaklýðýn 45 dereceye yükseldiði Mardin, Þanlýurfa yolunda araçlarýnda mahsur kalan vatandaþlar zor anlar yaþýyor. Aç ve susuz kalan vatandaþlar yaþanan sýkýntýnýn çözülmesi için yetkililerden yardým bekliyor. Kapatýlan yol nedeniyle Kýzýltepe ve Viranþehir istikametinde karþýlýklý olarak seyir halinde olan araçlar 40 km yol boyunca uzun kuyruk oluþturdu. Çiftçilerin eylemi üzerine bölgeye sevk edilen asker ve polisler, çiftçilere, gaz

bombalarý, plastik mermi ve tazyikli su ile sýk sýk müdahale etti. Ancak eylemlerinde kararlý olan çiftçiler yolu tekrar trafiðe kapattý. Olaylarýn daha devam ettiði bölgede çatýþmalar devam ederken, çiftçiler elektriklerin verilmemesi halinde eylemlerine son vermeyeceklerini söyledi. Bölgede elektriklerin sýk sýk kesilmesi nedeniyle tarlalarýnda bulunan ekinlerin kuruduðunu ve maddi olarak büyük zarar gördüðünü belirten Mardin'in Derik ilçesine baðlý Dede köyü çiftçilerinden Hasan Kösen, 3 aydýr bölgede Dedaþ'ýn sürekli elektrik kesintisi yaptýðýný söyledi. Ýsyan noktasýna

geldiðini belirten Kösen, "Dünden beri çiftçiler Kýzýltepe-Derik arasýnda bulunan Þanlýurfa yolunu trafiðe kapattý. Bu durum çözümleyinceye kadar bu eylemler sürecek. Dedaþ çiftçi ile inatlaþýyor. Binlerce çiftçi var. Þu anda sulanamadýðý için ürünler tarlada kurudu. Bunun hesabýný kim ödeyecek. Hükümetten bu konuda hiçbir ses çýkmýyor. Siyasetçileri arýyoruz. Çözüm bulmakta aciz kalmýþlar. Biz kime güveneceðiz. Þu anda çiftçi isyan etmiþ durumdadýr." þeklinde konuþtu. Kýzýltepe Bözöyük köyü çiftçisi Murat Kahraman ise elektrik kesintileri yüzünden 150 dönümlük ekili arazisinin kuruduðunu söyledi. Kahraman, "Bölgede bir kaos ile karþý karþýya kalýyoruz. Vatandaþ ile asker çatýþýyor. Yaralý çiftçiler var. E5 karayolu 48 saattir kapalý durumdadýr. Devlet, hükümet bunu görmüyor mu? Neden müdahale etmiyor. Çiftçiler binlerce dönüm arazisi susuzluktan kurudu. Haklý olarak tepkisini gösteriyor." diye konuþtu. Mardin Ovasý'nda bulunan yaklaþýk 120 köye elektrik verilemediðini belirten eski Sulak köyü muhtarý

Þehmus Atay, insanlarýn 24 saat elektriksiz kaldýðý bir ortamda yaþadýklarýný söyledi. Atay, "Binlerce çiftçi maðdur edildi. Ekinlerimiz kuruyor. Bir inat uðruna milli servet olan binlerce dönüm ekili arazi kuruyor. Devlet buna bir el atmasý gerekir. Yüzlerce köy isyan noktasýna geldi. 80 yaþýndaki insanlarýmýz Ramazan ayýnda bile sahurlarýný yapamadý. Beddua ediyorlar. Yatalak insanlarýmýz var. Hangi çaðda yaþýyoruz. Hangi çaðdayýz ki elektriksiz yaþýyoruz." sözleriyle tepkisini dile getirdi. Antalya’dan Mardin’e gelen Mardin Gazeteciler Derneði Baþkan Yardýmcýsý Rýdvan Fidan, 20 saattir yolda mahsur kaldýklarýný ifade etti. Fidan, "2 gündür Kýzýltepe- Derik arasý çiftçilerin eylemi nedeniyle yol kapalýdýr. Þu anda biz de 20’ye yakýn engelli kardeþimizle birlikte yolda mahsur kaldýk. Yüzlerce araç yolda 20 saatten fazla bekliyor. Susuz ve aç olarak bekliyor. Ýnsanlar evine gidemiyor. DEDAÞ ve çiftçilerin inadý yüzünden insanlar maðdur ediliyor. Devlet bu konuda bir an önce hareket etmesi ve bu sorunu çözmesi gerekir." dedi. » M. Sait Çakar


3

28 Aðustos 2014 Perþembe

Yezidilerin sýnýr aþan yolculuðu sürüyor IÞÝD saldýrýlarýndan kaçýp günler süren yolculuðun ardýndan rahat bir nefes aldýklarý Mardin'deki çadýrkente yerleþtirilen Yezidiler yaþadýklarý sýkýntýlarý anlattý...

I

rak Þam Ýslam Devleti'nin (IÞÝD) saldýrýlarýndan kaçýp günler süren yolculuðun ardýndan rahat bir nefes aldýklarý Mardin'deki çadýrkente yerleþtirilen Yezidiler yaþadýklarý sýkýntýlarý anlattý. Midyat'taki Baþbakanlýk Afet ve Acil Durum Yönetimi Baþkanlýðý (AFAD) kampýnda kalan Basým Hadi, saldýrýlarýn baþlamasýyla binlerce kiþiyle daða

kaçtýklarýný ancak aralarýnda yakýnlarýnýn da yer aldýðý çok sayýda Yezidinin IÞÝD tarafýndan rehin alýndýðýný söyledi. "Bir anne, ardýnda býrakmak için çocuklarý arasýnda tercih yaptý" Sýðýndýklarý Sincar daðýnda 9 gün kaldýklarýný ve orada çok sayýda kadýn, çocuk ve yaþlýnýn açlýk ve susuzluktan

öldüðünü iddia eden Hadi, þöyle konuþtu: "Susuzluktan ve açlýktan 3 kadýn ile 2 çocuðun yere düþtüðünü gördüm. Her birine bir avuç su verdim. Suya yetiþmek için yaklaþýk 10 kilometre mesafe kalmýþtý. Yoluma devam ettim. Bir annenin, taþýyamadýðý 3 çocuðundan birini sað olarak arkasýnda býraktýðýný gördüm. Anne, bir çocuðu kucaðýna aldý, birini ardýndan sürükledi. Ama diðer çocuðunu taþýyamadýðý için onu ardýnda býraktý. Çocuða yetiþtiðimde daha ölmemiþti. Avucumla iki defa aðzýna su býraktým. Ama yapacak bir þey yoktu. Çünkü, kendimizi zor taþýyorduk." Sincar Daðý'ýndan Türkiye'ye kadar yürüdüðünü bildiren Hadi, "Önce Suriye'ye geçtik, daha sonra yine Irak'a. Oradan da yaya olarak kaçak yoldan 6 saatlik yürüyüþün ardýndan Türkiye'ye sýðýndýk" ifadesini kullandý.

"Oðlum'dan haber alamýyorum" Halide Abdullah ise ailesinden birçok kiþinin örgütün eline geçtiðini belirterek, kendi canlarýný zor kurtardýklarýný söyledi. "Dayým ile ailesi, annem, ablam ve çocuklarý IÞÝD'in eline geçti. Onlara ne olduðundan haberimiz yok" diyen Abdullah, Sincar'dan Türkiye sýnýrýna kadar yürüdüklerini vurguladý. Sincar'dan baþlayýp Türkiye'de sona eren yolculukta ne kadar mesafe kat ettiklerini bilmediðini kaydeden Abdullah, "Oðlum Irak'ta kaldý ondan haber alamýyorum. Bir arada yaþamak

istiyoruz. Bir daha yaþadýðým yere dönmek istemiyorum" þeklinde konuþtu. "Yeni doðum yapmýþ bir halde kaçtým" Ðezal Haci Hudeda ise IÞÝD'in köylerine saldýrmasýndan iki hafta önce doðum yaptýðýný ve o halde kaçmak zorunda kaldýðýný ifade etti. Günler süren yolculuk sýrasýnda yaþadýklarý sýkýntýlarýn çok büyük olduðunu vurgulayan Hudeda, su ihtiyaçlarýný ancak dere ve su birikintilerden karþýladýklarýný sözlerine ekledi. » (AA)

Yazar kasalar yeni nesil olacak

M

aliye Bakaný Þimþek, yeni nesil sabit yazar kasalarýn test süreçlerinin tamamlanmak üzere olduðunu bildirdi. Maliye Bakaný Mehmet Þimþek, AA muhabirine açýklamalarda bulunan Þimþek, geçen yýl yeni nesil ödeme kaydedici cihaz uygulamasýný baþlattýklarýný, bu sayede mali bilgileri merkezden anýnda takip ettiklerini belirterek, böylece kayýt dýþý ile mücadelede ivme kazandýklarýný bildirdi. Bu uygulama ile Gelir Ýdaresi Baþkanlýðý'na düzenli veri aktarýlmasý ve toplanacak verilerin analizi yoluyla uzaktan denetim sisteminin yaygýnlaþtýrýlmasýný hedeflediklerini anlatan Þimþek, sistemin daha da

geliþtirilmesi için çalýþmalarýn devam ettiðini ifade etti. Bakan Þimþek, EFT-POS özellikli yeni nesil ödeme kaydedici cihazlarý kullanma mecburiyetinin 1 Ekim 2013'te baþladýðýný anýmsatarak, bugün itibarýyla 8 firmaya EFT-POS özellikli yeni nesil ödeme kaydedici cihaz onayý verildiðini söyledi. "Bankalara ait olan POS'larýn mülkiyeti mükelleflere geçti" Bu sayede daha önce bankalara ait olan POS'larýn mülkiyetinin de mükelleflere geçtiðine iþaret eden Þimþek, þunlarý kaydetti: "Mükelleflerin bu cihazlar için bankalara olan baðýmlýlýklarýný azalttýk. Mükellefler daha önce ödeme kaydedici cihazlar için bir çok banka POS'unu ayrý ayrý kullanýrken, EFT-POS özellikli yeni nesil cihazlarýn kullanýlmaya baþlanmasýyla banka POS'larý ile söz konusu cihazlar birleþtirildi ve mükellef tarafýndan kullanýlan cihaz sayýsý teke düþtü. Bu sayede tüm kartlý satýþlar tek bir EFT-POS özellikli cihazda gerçekleþtirilmeye baþladý. Böylece iþletmelerdeki banka POS'u kalabalýðý ortadan kalktý, mükelleflerin her bir POS için bankalarla ayrý ayrý görüþme zorunluluðu da bitti ve banka yazýlýmlarýnýn

yüklenmesini ödeme kaydedici cihaz firmalarý saðlar hale geldi. Öte yandan, ödeme kaydedici cihaz fiþleri ile banka fiþleri birleþtirildi ve mükelleflerin bir satýþ için müþterilerine cihazdan tek bir fiþ verme uygulamasý 1 Aðustos 2014 itibariyle yürürlüðe girdi. Bu sayede vatandaþlara hem satýþ, hem de banka fiþinin bir arada olduðu tek fiþi muhafaza etme imkaný saðlandý ve çok sayýda fiþ saklama külfeti ortadan kalktý. Bu kolaylýktan yararlanan mükellef sayýsý da 200 bini aþtý." Sýra sabit yazar kasalara geldi Halk arasýnda sabit yazar kasa olarak bilinen mevzuatta ise basit ve bilgisayar baðlantýlý yeni nesil ödeme kaydedici cihazlar olarak tanýmlanan cihazlara 1 Ocak 2016'ya kadar geçilmesi gerektiðini vurgulayan Þimþek, þöyle devam etti: “Þimdi sýra bu yazar kasalara geldi. Yeni nesil sabit yazar kasalarýn TÜBÝTAK ve TSE'de baþlatýlan test süreçleri de tamamlanmak üzere. Mükellefler, yakýn bir zaman içinde dönüþüm için çalýþmalarýný baþlatabilir. Maliye Bakanlýðý olarak da cihazlarýn test ve onay süreçlerinin kýsa sürede tamamlanmasý ve birden çok firmaya onaylarýn verilmesi hususunda gerekli tedbirleri alýyoruz. Mükelleflere, kanuni yükümlülükleri süresinde ve diledikler firmalardan cihaz almak suretiyle yerine getirmeleri hususunda gerekli imkanlar saðlanacak." » (AA)

Mardin’de yapý izin istatistikleri

M

ardin, Siirt, Þýrnak ve Batman'da 2014 yýlýnýn ilk 6 ayýnda yapý ruhsatý verilen daire sayýsýnýn 18 bin 886 olduðu bildirildi. Türkiye Ýstatistik Kurumu (TÜÝK) Siirt Bölge Müdürlüðü'nden yapýlan yazýlý açýklamada, ülkede yapý ruhsatý verilen yapýlarýn yüz ölçümünün yüzde 35,8,

yapý kullanma izin belgesi verilen yapýlarýn yüz ölçümünün yüzde 39,9 arttýðý belirtildi. Açýklamada, 2014 yýlý ilk altý aylýk dönemde yapý ruhsatý verilen daire sayýsýnýn Mardin'de 16 bin 235, Batman'da bin 559, Siirt'te 808 ve Þýrnak'ta ise 284 olduðu kaydedildi. » (AA)

Kýzýltepe’de bir iþyerinde Uyuþturucu hap ele geçirildi

K

ýzýltepe'de bir iþ yerinde yapýlan aramada 124 uyuþturucu hap ele geçirildi. Mardin Emniyet Müdürlüðü'nden yapýlan açýklamada, bir ihbar üzerine Kýzýltepe Yeni Sanayi Sitesinde bulunan iþ yerinde uyuþturucu madde bulunduðu bilgisinin verilmesi üzerine iþ yerinde yapýlan aramada, 124 adet uyuþturucu hap ele geçirildiði belirtildi. Ýþ yeri sahibi

A.Ö'nün yakalanmasý için çalýþma baþlatýldýðý, iþ yerini birlikte iþlettiði ve kardeþi olan Z.Ö'nün ise gözaltýna alýndýðý belirtildi. » (AA)


mardin

iletiþim

28 Aðustos 2014 Perþembe

4

Mazýdaðý Belediyesinden Rojava’ya 3 kamyonluk yardým Mazýdaðý’da Rojava halkýyla destek amacýyla baþlatýlan yardým kampanyasý kapsamýnda toplanan 3 Kamyon gýda maddesi bölgeye gönderildi...

M

azýdaðý Belediyesi tarafýndan Rojava halkýyla destek amacýyla

baþlatýlan yardým kampanyasý kapsamýnda toplanan 3 Kamyon gýda maddesi bölgeye gönderildi. Mazýdaðý Belediyesi ve Eðitim – Sen Mazýdaðý Temsilciliði, Rojava ve Þengal halký için kent merkezinde yardým toplama kapsamýnda seferber oldu. Mazýdaðý Belediye Baþkaný Necla Yýldýrým yaptýðý açýklamada, ilçede faaliyet gösteren Mazýdaðý Eðitim – Sen Temsilciliði desteðiyle yardým kampanyasý

kapsamýnda bir haftadan bu yana ilçede bulunan esnaf ve halktan yardým toplamak amacýyla kapý kapý dolaþtýklarýný söyledi. Baþkan Yýldýrým: "Bugün Þengal ve Rojava`da yaþayan halk zorlu bir süreçten geçiyor. Bir yandan IÞÝD terörü diðer yandan yaþam zorluðuyla mücadele diyorlar. Biz de Mazýdaðý halký olarak Rojava ve Þengal halký için yardým kampanyasý baþlattýk. Kampanyaya katký sunan tüm halkýmýza teþekkürlerimizi sunar, tüm kesimlerin destek vermesini bekliyoruz" þeklinde konuþtu. Belediye Meclis üyeleriyle birlikte esnafý dolaþtýklarýný bildiren baþkan Yýldýrým, isteyen yurttaþlarýn yardýmlarýný Mazýdaðý Belediyesi hizmet binasýnda kurulan yardým noktasýna da teslim edebileceklerini kaydetti. Daha sonra hazýrlanan 3 kamyonluk erzak ve giyim eþyalarý Nusaybin- Kamiþlo sýnýr kapýsýndan Rojava’daki yetkililere Baþkan Yýldýrým tarafýndan bizzat teslim » Sedat Aslanaçier edildi.

TZOB'dan çiftçilere son gün uyarýsý

T

ürkiye Ziraat Odalarý Birliði (TZOB), çiftçi kayýt sisteminde (ÇKS) bu yýl hem 2014 hem de 2015 yýlý kayýtlarýnýn yapýlacaðýna dikkat çekerek, 2014 kayýtlarý için son günün Cuma olduðunu hatýrlattý. Tarýmsal desteklerden yararlanabilmek için ÇKS'ye baþvurmak gerekiyor. Konuyla ilgili olarak Birlik Baþkaný Þemsi Bayraktar tarafýndan yapýlan yazýlý açýklamada, TZOB’un yazýlý giriþimleriyle, Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Bakanlýðý’nýn 30 Haziran 2014 tarihinde sona eren ÇKS baþvurularýyla ilgili süreyi, 29 Aðustos 2014 tarihine uzattýðý kaydedildi. Yoðunluk yaþanma ihtimali göz önünde bulundurularak çiftçilerin bir an önce ÇKS kayýtlarýný yaptýrmalarý gerektiðini vurgulayan

Bayraktar, üreticileri bu yýla mahsus iki ÇKS baþvurusu yapýlacaðý konusunda da uyardý. Yeni ÇKS yönetmeliðine göre, üreticilerin bu yýl hem 2014, hem de 2015 yýlý ÇKS baþvurularýný yaptýrmalarý gerektiðine dikkati çekti. Bayraktar, þunlarý aktardý: “Her iki baþvuru da süre uzatýmý nedeniyle tarih olarak neredeyse birbirleriyle çakýþýyor. Üreticilerimizin her iki baþvuruyu birbiriyle karýþtýrmamalarý gerekiyor. Çiftçilerimiz 29 Aðustos 2014 Cuma günü mesai saati bitimine kadar 2014 yýlý ÇKS baþvurularýný yaptýracaklar. Üreticilerimiz olasý sýkýþýklýklarý düþünerek son günü beklenmeden tarým il ve ilçe müdürlüklerine bir an önce baþvurusunu yapmalý. 2015 yýlý ÇKS kayýtlarý ise 1 Eylül’de baþlayacak, 31 Aralýk 2014 tarihinde sona erecek.” » CÝHAN

Emniyet resmen açýkladý: Ýsteyen özel güvenlikçi baþörtüsü takabilir

E

mniyet Genel Müdürlüðü Özel Güvenlik Dairesi Baþkanlýðý, özel güvenlik görevlilerinin baþörtüsü ile görev yapmalarýný engelleyen herhangi bir yasal düzenleme bulunmadýðýný duyurdu. Özel Güvenlik Dairesi Baþkanlýðý, özel güvenlik görevlilerinin yetkilerini kamuoyu ile paylaþtý. Özel güvenlik görevlilerinin toplantý, konser, spor müsabakasý, sahne gösterileri ve benzeri etkinlikler ile cenaze ve düðün törenlerinde kimlik sorma yetkisinin bulunduðu belirtildi. Açýklamada, özel güvenlik görevlilerinin, koruma ve güvenliðini saðladýklarý alanlara girmek isteyenleri duyarlý kapýdan geçirme, bu kiþilerin üstlerini dedektörle arama, kimlik sorma gibi yetkilerinin bulunduðuna dikkat çekildi. Özel güvenlik görevlilerinin yetkilerinden bazýlarý þu þekilde sýralandý: "Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 90’ýncý maddesine göre yakalama yapmak, görev alanýnda haklarýnda yakalama emri veya mahkûmiyet kararý bulunan kiþileri yakalama ve aramak, hava meydaný, liman,

gar, istasyon ve terminal gibi toplu ulaþým tesislerinde kimlik sorma, duyarlý kapýdan geçirme, bu kiþilerin üstlerini detektörle arama, eþyalarý X-ray cihazýndan veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirmek, genel kolluk kuvvetlerine derhal bildirmek þartýyla aramalar sýrasýnda suç teþkil eden veya delil olabilecek ya da suç teþkil etmemekle birlikte tehlike doðurabilecek eþyayý emanete almak." Özel güvenlik görevlilerinden gelen sorularý da cevaplandýran Emniyet Genel Müdürlüðü Özel Güvenlik Dairesi Baþkanlýðý, "Özel güvenlik görevlileri, baþörtüsü ile görev yapabilirler mi?" sorusunu deðerlendirdi. Baþkanlýk, özel güvenlik görevlilerinin baþörtüsü ile görev yapmalarýný engelleyen herhangi bir yasal düzenleme bulunmadýðýný açýkladý. Özel güvenlik görevlilerinin, sendikalara üye olmasýný engelleyen herhangi bir yasal düzenleme bulunmamasýna raðmen greve katýlamayacaklarýna dikkat çeken Özel Güvenlik Daire Baþkanlýðý, "Özel güvenlik görevlileri ücret ve özlük

haklarý ile ilgili þikâyetlerini nereye iletebilirler?" sorusunu da cevaplandýrdý. Özel güvenlik görevlilerinin, sosyal haklarýyla ilgili olarak Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakanlýðý ile bakanlýða baðlý bölge müdürlüklerine yazýlý olarak müracaat edebilecekleri kaydedildi. Özel güvenlik elamanlarýnýn soru, öneri, eleþtiri ve ihbarlarýný Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Ýletiþim Merkezi ‘ALO 170’ hattýna da iletebilecekleri vurgulandý. "Özel güvenlik

görevlileri iþçi sayýlýr mý?" sorusunu da deðerlendiren Emniyet Genel Müdürlüðü Özel Güvenlik Dairesi Baþkanlýðý, "Devlet memuru statüsünde çalýþanlar hariç, özel güvenlik

görevlileri iþ sözleþmesine baðlý olarak ücret karþýlýðý çalýþtýklarýndan iþçi sayýlýrlar ve Ýþ Kanunu hükümlerine tabidirler." açýklamasýnda » CÝHAN bulundu.

Kaçak cep telefonu operasyonu

M

ardin'de iki operasyonda bin 197 kaçak cep telefonu ele geçirildi Mardin Emniyet Müdürlüðü'nden yapýlan açýklamada, Kýzýltepe ve Nusaybin'de oluþturulan uygulama noktalarýnda 2 farklý araçta bin 197 kaçak cep telefonu ele geçirildiði belirtildi. Operasyonlarda, M.E.C (32) , F.C (53) ve M.Z.Z'nin (43) gözaltýna alýndýðý bildirildi. » (AA)


5

28 Aðustos 2014 Perþembe

Kullanýlmayan Mardin Otogarýna 2 bin Yezidî yerleþtirilecek Son günlerde artan Yezidî göçü üzerine Mardin Büyükþehir ve Artuklu belediyeleri iþbirliðinde, Mardin’e gelecek olan en az 2 bin Yezidî için Mardin merkez Artuklu ilçesinde bulunan otogara yerleþtirileceði açýklandý...

M

ardin Büyükþehir ve Artuklu belediyeleri, ÝÞÝD militanlarýnýn saldýrýlarý sonucu göç eden en az 2 bin Yezidî’yi Mardin otogarýna yerleþtirmek için hazýrlýklara baþladý. Irak Þam Ýslam Devleti (IÞÝD) çetelerinin saldýrýlarý sonucunda Sincar’da köylerini terk etmek zorunda kalan Yezidîlerin göç yolculuðu sürüyor. Binbir zahmetle ve engellemelere raðmen Irak’tan bölge illerine gelen Yezidîler için kamplar oluþturuluyor. Son günlerde artan Yezidî göçü üzerine Mardin Büyükþehir ve Artuklu belediyeleri iþbirliðinde, Mardin’e gelecek olan en az 2 bin Yezidî yurttaþ için Mardin merkez Artuklu ilçesinde bulunan otogara yerleþtirileceði açýklandý. Büyükþehir ve Artuklu belediyeleri Yezidîler için

otogar alanýný düzenlemeye koyduklarýný ve tüm ihtiyaçlarýn karþýlanacaðýný belirtti. Mardin Büyükþehir ve Artuklu belediyeleri bünyesinde çalýþan ekipler, henüz tamamlanmayan ve hizmete girmeyen otogar içinde ve bahçesinde, temizleme çalýþmasý baþlattý. Belediye ekipleri otogarýn su, elektrik ve çevre düzenlemesini tamamladýktan sonra, en az 2 bine yakýn Yezidîyi otogara yerleþtirmeye baþlayacak.

Mardin Büyükþehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Baþkaný Emin Dal ve Artuklu Belediyesi Baþkan Yardýmcýsý Mehmet Hadi Baran, otogar alanýnda yapýlan düzenlemeyi yerinde denetledi. Dal ve Baran, belediye iþçileriyle birlikte çalýþmalarda da yer alarak, otogar alanýnýn hazýrlanmasý için çalýþmalarýný sürdürüyor. Yezidîlerin Mardin otogarýna yerleþtirilmesi bekleniyor. » M. Sait Çakar

Çocuðunuza çanta seçerken dikkat! O

rtopedi ve Tramvatoloji Uzmaný Dr. Nurullah Ermiþ, okullarýn açýlmasýna kýsa süre kaldýðýný ve okul ihtiyaçlarý alýnýrken ailelerin birçok hassasiyete dikkat etmek zorunda olduðunu söyledi. Ermiþ, bunlar arasýnda en önemlisinin okul çantasý olduðunu ifade ederek, ailelerin çanta alýrken, çocuklarýnýn saðlýðýný ve ileride omurga saðlýðýný tehdit etmeyecek özelliklerde çanta alýnmasý uyarýsýnda bulundu. Yeni bir eðitimöðretim yýlýnýn baþlamasýna sayýlý günler kaldýðý bugünlerde velileri okul alýþveriþi telaþý sardý. Çocuklarýna okul alýþveriþi yapan ailelerin, özellikle çanta alýmý konusunda son derece dikkatli olmalarý büyük önem taþýyor. Hatalý çanta kullanýmýnýn uzun vadede duruþ bozukluklarýna neden olabildiðini belirten Acýbadem Kayseri Hastanesi Ortopedi ve Tramvatoloji Uzmaný Dr. Nurullah Ermiþ, çanta seçimi ile ilgili yaptýðý açýklamada þunlarý söyledi:

“Omurga saðlýðý ve duruþ bozukluklarýnýn önlenmesi adýna ergenlik oldukça önemli bir dönemdir. Omurgadaki eðriliklere verilen genel bir isim olan skolyoz, özellikle geliþme çaðýndaki çocuklarda görülüyor. Skolyoz hastalýðý, çocuklarda yanlýþ oturma, sürekli sýrtýn bir tarafýnda yük taþýma gibi nedenlerle ortaya çýkabiliyor. Bu hastalýða yakalananlarýn omurgalarý arkadan bakýldýðýnda C veya S þeklini alýyor. Boy kýsalýðýna, estetik görünüm bozukluðuna, akciðer kapasitesinin daralmasýna, psikolojik bozukluklara, ileri yaþlarda kireçlenmeyle beraber bel ile sýrt aðrýlarýna sebep oluyor.” Çocuklarýn taþýdýklarý sýrt çantalarýnýn doðru seçimi ve doðru kullanýmýnýn önemli hale geldiðini ifade eden Dr. Nurullah Ermiþ, “Sýrt çantasý, okul çaðý çocuklarýnda en sýk karþýlaþýlan yüklenme nedenidir. Aðýr sýrt çantasý taþýmak, okul çocuklarýnýn geliþmekte olan eklem, kas

ve ligaman yapýlarýnda zorlanmalara neden olarak, belde kas gerginliði mekanizmasýný tetikleyebilir, bozuk yürüyüþ, kötü duruþ ve ciddi kronik bel aðrýlarýna yol açabilir.” Dedi. "Okul çantasý tek taraflý takýlmamalý" Dr. Nurullah Ermiþ, çocuklarýn okul çantasý aðýr olursa veya tek taraflý omuz askýsý kullanýlýrsa kas zorlanmalarýna neden olacaðýný belirtti. Ermiþ, þunlarý söyledi: “Özellikle boyun hýzlý uzadýðý yaþlarda tek el veya tek omuzla taþýnan çantalar omurgada skolyoz gibi duruþ bozukluklarýna neden olabilir. Özellikle omurganýn aþýrý yüklenmesi ve çantanýn uygun olmayan pozisyonda taþýnmasý sonucu ortaya çýkan postür (duruþ) bozukluðu, sýrt ve bel aðrýsýna yol açar. Ayrýca aðýr yüklenme, vücuda uygulanan yükün pozisyonu, yükün þekli ve büyüklüðü, taþýma süresi, çocuðun fiziksel ve ruhsal durumu bir araya gelerek aðrýya neden olur.”

"Sýrta çantasý seçerken nelere dikkat etmek gerekir?" Dr. Nurullah Ermiþ, sýrt çantasý alýrken nelere dikkat edilmesi gerektiðini de þöyle sýraladý: Çantanýn üzerinde aðýrlýðý artýracak türde süslemeler bulunmamalýdýr. Omuz kýsýmlarý geniþ ve gerginliði yeteri derecede olmalýdýr. Omuz ve sýrt kýsmýnda mümkünse sünger desteði bulunmalýdýr. Dar aský, omuza baský yaptýðý için tercih edilmemelidir. Çantalarda bel kemeri kullanýlmalýdýr. Böylece yer deðiþtirmesi önlenir ve postür (duruþ) bozulmaz. Çantalarýn sýrt desteði olmalý, ancak bu destek çok sert malzemeden olmamalý, ortopedik sýrt

desteðine sahip çantalar tercih edilmelidir. Çantalarýn birçok bölme içermesine dikkat edilmelidir. Birden fazla bölme yük daðýlýmýnýn düzenli biçimde olmasýný saðlar. Sýrt çantalarý ve içindeki aðýrlýklarýn toplamý, vücut aðýrlýðýnýn yüzde 10 ile yüzde 15’ini geçmemelidir. Sýrt çantasý, her iki omuzdan asýlarak düzgün taþýnmalýdýr. Sýrt çantalarý uzun süreli taþýnmamalý, uzun süreli ayakta kalýnacaksa çýkarýlmalýdýr. Çantanýn taþýnma düzeyi kalça veya bel kemeri bölgesinde olmalýdýr. Günlük ders programý dýþýnda çantalara fazladan yük koymamak gerekir. Aðýrlýk uygun daðýtýlmalý; daha aðýr eþyalar sýrta, bele daha yakýna » CÝHAN konmalýdýr.


28 Aðustos 2014 Perþembe

6

Kutsal Kitaplarýn Yazarý ve Yapýsý Þeyh Adî tarafýndan bizzat yardýmcýsý Þeyh Fahrettin'e dikte edilen Kitab-ý Cilve kitap toplam bir mukaddime ve beþ bölümden oluþuyor. Her bölümde Þeyh Adî'nin kendisi anlatýcý konumunda. Bu kitabýn esas nüshasýnýn Isya Joseph'e göre Beþika köyünde oturan Molla Haydar'ýn evinde bulunmakta... Yorum-Analiz M. Sait Çakar

Þ

eyh Adî tarafýndan bizzat yardýmcýsý Þeyh Fahrettin'e dikte edilen Kitab-ý Cilve kitap toplam bir mukaddime ve beþ bölümden oluþuyor. Her bölümde Þeyh Adî'nin kendisi anlatýcý konumunda. Bu kitabýn esas nüshasýnýn Isya Joseph'e göre Beþika köyünde oturan Molla Haydar'ýn evinde bulunmakta. Y.S.Kartsov çevirmeni vasýtasýyla Yezidîlerin ruhanî lideri Þeyh Nasýr'a kutsal metinlerini sorduklarýnda da Yezidîler arasýnda bu metinleri okumaya yetkili tek kiþinin Molla Haydar olduðunu öðrendi.(Browski, L. E.) Theodor Menzel'e göre Molla Haydar bu kitabý yýlda iki kez Þeyh Adî'nin mezarýna götürmekte(Menzel, Theodor, 1911). verdiði bu bilgiler karþýn Mustafa Nuri Bey (Nuri Bey, Mustafa) bu kitaplarýn kaybolduðunu iddia ediyor. Mushaf Reþ'in yazarýnýn 14. yy. yaþamýþ Hasan el-Basrî olarak bilinir. Bu kitabýn esas nüshasýnýn Dicle nehrinin doðusunda bulunun Kasr-ý Ýzetttin adlý yerde Kahya Ali adlý birinde bulunuyor.(Joseph, Isya, 1909; Joseph, Isya, 1919; Menzel, Theodor, 1911) Fasýllara taksim edilmemiþ bu kitabýn daha çok Yezidî hikayelerini içermektedir. Yaratýlýþ, Cennetten kovuluþ, tufan, Yezit b. Muaviye'nin doðuþu anlatan hikayelerinin yanýnda bazý helal ve haramlarý, ibadetlerine dair bilgiler, sancaklara ve bayramlara dair bilgi içermektedir. Mevcut Kitab'ý Cilve nüshalarý arasýnda büyük farklar olmasa da Mushaf Reþ nüshalarýnýn arasýnda epey fark bulunmaktadýr. Bunun dýþýnda ekseriyeti Arapça bulunan nüshalar ile bir tek Kürtçe bulunan nüsha arasýnda da hem biçimsel hem de biçemsel farklarý bulunmakta. Ayrýca aktarýlan hikayelerin çoðu zaten Orta Doðuda bir çok toplulukça ortak bilinen hikayelerden baþka bir þey deðil. Tabiî olarak Mingana gibi kimi araþtýrmacýlar bütün bu piyasada dolaþan metinlerin aslýnda tek bir kiþi tarafýndan yazýldýðýný iddia etti ve bu þahýsta iþin baþýndan beri bütün el yazmalarýyla az çok iliþkili olan Þamnas Yeremiyas Þamir'di. Ona göre bu adam Alkoþ manastýrýndan kaçmýþ bir firarî. Mingana son olarak el yazmalarýn her ne kadar Arapça yazýlmýþ olsalar da cümle kuruluþlarý Süryanîce hatýrlattýðýný aktarýyor. Yezidîlerin Kutsal Metinlerinin Tarihi Kutsal Kitaplarýn tarihî aslýnda Orta Doðudaki tarihî kitaplarýn sömürüsüdür. Orta Doðuda bir çok eser Batýlý misyonerler tarafýndan kimi zaman alarak kimi zaman da çalarak baðlý bulunduklarý memleketlerindeki akademi veya

kütüphanelerine teslim ettiler. Bu baðlamda Yezidîlere dair araþtýrma yapan Batýlý araþtýrmacýlar Yezidîlerin kutsal metinlerini ülekelerine kaçýrdýlar. Yezidîlerin kutsal metinleri hakkýnda Batýlý araþtýrmacýlardan F.Forbes sehven adýnýn 'esved' olduðunu sandýðý bir kitaptan haberdardý. Bu kitabýn Yezidîlerin kanunlarýný içerdiðini düþünüyordu. (Forbes, Frederick) Diðer bir araþtýrmacý ise Mardin'deki bir Müslüman'dan 'celu' adýndaki bir kitabýn varlýðýný öðrendi. (Homes, Henry A.) A. Henry Layard Yezidîlerin Botan Emîri Bedirhan-e Kurdî'nin katliamýndan evvel daha fazla kitaba sahip olduklarýný ama katliam yýllarýnda kitaplarýnýn kaybolduðunu ya da yabancýlarýn eline geçmemesi için yok edildiðini sanýyordu. A. Henry Layard bu kitaplarýn en bir nüshasýnýn varlýðýndan emindi. Yezidîler Layard'ýn bu meraký karþýsýnda ona Þeyh Adî'nin ilahisinin yazýlý olduðu ve birkaç yýrtýk sayfadan oluþan bir elyazmasý gösterip onu teskin etmeyi amaçladýysalar da Layard fikrinden dönmedi. (Layard, A.Henry, Londra, 1849; Layard, A.Henry, Londra, 1853) A. Henry Layard'dýn dýþýnda G.Percy Badger 1850 yýlýnýn Nisan ayýnýn sonlarýna doðru Þeyhan ovasýnda katýldýðý Yezidîlerin yeni yýl kutlamasýnda sarhoþ bir Yezidî Badger'e halkýna ait bir þiir kitabýnýn varlýðýný haber verir. Badger'in ýsrarý sonucu kitabý Badger'e vermeyi kabul eder. Badger bir süre sonra bu metnin Þeyh Adî'nin ilahisinden baþka bir þey olmadýðýný ve de ayný metni zaten Layard önce görmüþtü. Yine de bir nüshasýný çýkartýp çevirisini yapmayý ihmal etmedi. (Badger, George Percy) Yezidîlerin kitaplarý Batýlý

araþtýrmacýlar tarafýndan bölük pörçük biliniyorsa kesin bir bilgiye ulaþamamýþlardý. Batýlýlar için kutsal metinlerin esas tarihi Yeremiyan Þamir ile baþlar. O.H.Parry notlarýnda dürüst olmayan bir þahsiyet olarak tarif ettiði Yeremya Þamir'i (Parry, O.H.) 1880 yýlýnda gören Alman araþtýrmacý E.Sachau da onun aslýnda Doðu literatürü hakkýnda pek bir þey bilmediðini anlatýyordu. Hatta ona göre kadim Süryanî dilini de bilmiyordu ama yine de bu adam Yezidî tarihinin mihenklerindendir. Yeremya Þamir döneminin kitap kaçakçýsýydý ve Batýlý kitap hýrsýzlarýna aradýklarý kitaplarý tedarik ediyordu. Yeremya Þamir 1883 yýlýnda E. Sachau'a 1872 Antlaþmasýný vererek güvenini kazandý. (Guest, S.John, 1993) Musul'a kaynak toplamaya gelen bir baþka araþtýrmacý olan Ernest A. Wallis Budge de Ýngiliz müzesi için çalýþýyordu. Doðu dilleri uzmaný olan Budge AramîSüryanî diline hakimdi. Budge için Yeremiyan Þamir kazanýlmasý gereken bir þahsiyetti. Budge onun kiþiliðinden çok marifetini istiyordu. Budge Yeremiyan'nýn vasýtasýyla Yezidîlere dair bilgi içeren bir el yazmasý satýn aldý. Daha sonra Yeremiya'nýn oðlu Cebrail Þamir tarafýndan Budge'ye Ýngilizceye tercüme edilerek teslim edilen bu eserin 9 sayfasý Yezidîlere dairdi. Ýlk beþ sayfada Yezidî inancýný ve ibadetlerini ve Osmanlý Antlaþmasýný ihtiva ediyordu. Ondan sonraki 4 sayfada ise Yezidîlerin kutsal metinleri olan Mushaf Reþ ve Kitab-ý

Cilve adlý kitaplarý ihtiva ediyordu. Son iki bölümde ise Yezidîlerin giyimleri ve gelenekleri hakkýnda bilgi veriyordu. (Guest, S.John, 1993) 1891'de Mardin'de oturan Amerikan Komisyonu baðlý Alpheus Andrus adlý misyonerin katkýlarýyla Amerikan Encyclopaedia of Mission adlý yayýnda 'Yezidîler' adlý bir makale yayýnladý. Bu makale Yezidîlere dair Batýdaki ilk yayýndýr. Bu makale için Alpheus Andrus Mushaf Reþ ve Kitab-ý Cilve'nin bazý bölümlerini tercüme etti. Her ne kadar sehven bütün metni Kitab-ý Cilve'ye ait olduðunu yazmýþsa da Yezidîlerin kutsal metinlerinin Arap versiyonun tümü böylece yayýnlandý. Ayný yýl Musul'a baðlý Beþika köyünde bulunan Tur Abidin'li Abdülaziz adlý bir Yakubî Paris Millî Kütüphanesine 150 Franka bir el yazmasýný sattý. Bu yazmanýn birinci yarýsýnda Yakubîlerin tarihi konu ediliyor ama ikinci yarýsýnda ise Nesturîler, el-Baðdadî adlý birin tarihçesi ve en önemlisi Yezidîler hakkýnda bilgiler vermekte. Karþunî olarak kaleme alýnan bu çalýþma daha evvel A.W.Budge'nin edindiði el yazmasýndaki benzer bilgileri paylaþýyordu. Her iki çalýþmada da 1872 Dilekçesi bulunuyordu. (Chabot, Abbé J. B., 1896; Chabot, Abbé J. B., 1896) Ama aralarýnda yine de önemli bir fark vardý. Yeremya Þamir tarafýndan Budge'ye verilen el yazmasý bütünüyle Arapça iken Tur Abidinli Abdülaziz tarafýndan Paris Kütüphanesine satýlan el yazmasýnýn Karþunî olarak yazýlmýþtý. Karþunî Arapçanýn AramîSüryanî alfabesi ile yazýlmasýdýr. Arap dilinin kullandýðý alfabe ile AramîSüryanî dilinin kullandýðý alfabeyle ayný kökene sahip olduðundan ve de Arap dilinin Aramî-Süryanî diline nispeten daha genç olduðundan (Baltacý, Cahit) Arapça metinleri Aramî-Süryanî alfabesiyle yazmak daha rahat olmakta. Tabiî olarak bu yolla yalnýzca Arapça deðil yerel dillerde de yazýlabilir. Örneðin Ermenilerin daha kendi alfabelerine sahip olmadan evvel kullandýklarý AramîSüryanî alfabesi ile yazdýklarý Ermenice metinlerde Karþunî olarak kabul edilebilir. Oswald Parry Musul'dan Mardin'e 1892 Kasýmýnda geçtiðinde beraberinde küçük bir el yazmasý götürdü. Bu el yazmasý 6 bölümden oluþuyordu ve bu eserin ikisi hariç 4 bölümü de Yezidîlere dairdi. Bu bölümler sýrasýyla birinci bölümde 'on vezirin öyküsü'; ikinci bölümde Yezidîlere dair bir açýklama metni; üçüncü bölümde bir fare, kedi ve köpeðe dair bir masal; dördüncü bölüm Yezidîlerin tarihine dair; beþinci bölüm 1872 Antlaþmasýna dair ve altýncý bölümde de Yezidîlerin

kutsal metinlerini teþkil eden iki kitap olan Kitab-ý Cilve ile Mushaf Reþ bulunuyordu. Bu çalýþmanýn ilk iki bölümü Aramî-Süryanî ve diðer 4 bölüm de Karþunî olarak kaleme alýnmýþtý. Oswald Parry Yezidîlerin kutsal metinleri olan Kitab-ý Cilve ve Mushaf Reþ adlý kitaplarýn çevirisini daha sonra seyahatlerini kitaplaþtýrdýðý çalýþmasýna ekledi. (Parry, O.H., 1895) Ama iþin garip tarafý bu el yazmasý daha evvel Yeremya Þamir'ýn A.W.Budge'ye sattýðý elyazmasýndan pek farklý deðildi. Bu yazmada da 'on vezirin öyküsü' geçiyordu. Oswald Parry seyahat notlarýnda Yeremya Þamir'in bu metinleri nasýl elde ettiðini tam olarak anlatmadýðýndan epey hayýflandýðýný yazýyordu. Oswald Parry çalýþmasýnýn baþýnda Yezidîlere dair bilgilerini bunlarýn arasýnda 30 yýl yaþamýþ yaþlý bir Süryanî rahibinden elde ettiðini aktarýyordu. (Parry, O.H., 1895) Aslýnda bu yaþlý Süryanî rahibi Bartellalý Ýshak idi. Bu adam Yezidîlerin, Yakubilerin ve Süryanîlerin beraber yaþadýðý Musul'a baðlý Beþika köyünde Süryanî-Katolik rahipti. Bu rahip 1874'de Yezidîlere dair bir araþtýrma yapmýþtý. Üç bölümden oluþan bu çalýþmasýnýn birinci bölümünde Þeyh Adî'nin nesebini ve Laleþ'e geliþini anlatýlýyor ve diðer iki bölümde de sýrasýyla Sincar Daðlarýnda yaþayan Nesturî topluluklarýnýn nasýl Yezidîleþtiðini ile ve Yezidîlerin geleneklerini, inançlarýný ve bayramlarýný soru-cevap þeklinde anlatýlýyordu. Ýþin garip tarafý bu metin de A.W.Budge'nin ve O.Parry satýn aldýklarý el yazmalarýna benzemekteydi. (Bois, Thomas, 1967) Yeremya Þamir de Kitab-ý Cilve ve Mushaf Reþ'i nasýl elde ettiðini açýklamýyordu. Aramî-Süryanî dili uzmaný olan Rahip Samuel Cemil (Jamil) Yeremya Þamir'in A.W.Budge'ye verdiði el yazmasýný Tur Abidinli Abdülaziz'in Paris Kütüphanesine sattýðý elyazmasýyla karþýlaþtýrdýðýnda bu metinlerin birbirinden haberdar olarak yazdýklarýný iddia etti. (Guest, S.John, 1993) Bartellalý Ýshak'a ait çalýþmanýn Yezidîlere dair olan üçüncü bölümü kopya edilip tetkik edilmesi için Keldanî Patriðinin Vatikan'daki temsilcisi olan Rahip Samuel Cemil adlý bir AramîSüryanî dili uzmanýna gönderildi. Samuel Cemil bu metni “Sincar daðý: Meçhul bir halkýn hikayesi” adýyla Ýtalyanca yayýnlandý. Samuel Cemil bu topluluk hakkýnda yeterli bir bilgiye sahip olmadýðýndan çaðdaþlarýndan ne denli geri olduðunu ilk aþamada fark etmemiþti. Samuel Cemil ile birlikte Ýtalyan araþtýrmacýlarý da bu konuyla ilgilenmeye baþladýlar. Ardýndan Giuseppe Furlani ve M.A. Guidi gibi araþtýrmacýlar bu konuda daha ayrýntýlý çalýþmalar ortaya koydular. Devamý Edecek


7

28 Aðustos 2014 Perþembe

Cemil Gündoðan Ortadoðu'nun Ufalanma Süreci-4 Sosyalleþme sürecinin Etkileri Dünden devam uhakkak ki bu deðiþimin birden fazla sebebi vardýr. Burada bizi ilgilendiren sebep, sosyolojik plana ait olanýdýr. Ulus-altý düzeyde yaþanan ayrýþma ve kýrýlmalar, bu tür sembollerin, eskiden olduðu gibi, bütün ulusu kucaklayabilecek ortak tahayyüller yaratma gücünü kýsýtlamaktadýr. Sosyolojik sebep budur. Ve böyle olduðu içindir ki bir zamanlarýn efsanevi þarkýcýsý Þivan, müziðini sevsin veya sevmesin bütün Kürt ulusalcýlarýnýn ortak idolü olabilirken, bugün sadece kendi müziðini sevenleri dalgalandýrabilen normal bir müzisyene dönüþmüþtür. Türkiye Kürtlerinin bütün tarihleri boyunca yaratabildiði en etkili ve kapsayýcý sembol olan Apo ise Kürtlerin en az yarýsýnýn nefret nesnesi olmaktan kurtulamamaktadýr. Makro ve mikro düzeydeki bu örnekler, farklý cemaat mensuplarýnýn ulus'tan farklý þeyler anlamaya veya hissetmeye baþladýklarýný gösterir. Herkesin kabaca ayný þeyi anladýðý ve hissettiði eskinin mutlak ve elle tutulur somutluktaki ulusunun yerinde yeller esmektedir. Eski ulus tahayyülü zayýflamakta, buna karþýlýk cemaat tahayyülü güçlenmektedir. Bu, sosyalleþmenin eski çerçevesinin deðiþmekte olduðunu gösteriyor. ***

M

Bazý okurlar, Avrupai Türklerle Asyatik Türkler arasýndaki iliþkilere dair verilen örneklerin Türkiye'deki özel bir dönemde oluþmuþ geçici bir gerginliðin tezahürleri olduðunu, buradan sosyalleþme zeminleri ve çerçeveleriyle ilgili kalýcý sonuçlar çýkarmanýn yanlýþ olacaðýný düþünebilirler. Gerçekten de Türkiye'de deðiþik toplumsal gruplar arasýndaki iliþkilerin aþýrý biçimde gerginleþtiði dönemler olmuþtur. Demokrat Parti iktidarýnýn son yýllarýndaki kutuplaþma veya 1970'lerdeki sað-sol kutuplaþmasý gibi. Ancak bu kutuplaþmalarýn hiçbiri, ulusal düzeyde gerçekleþen bir gevþeme eþliðinde yaþanmamýþtýr. Bu nedenle o kutuplaþmalar, bugünkülerden farklý olarak birer iç çatýþma olarak kaldýlar, yani ulusal çerçevenin dýþýna taþamadýlar ve koþullarý ortadan kalkýnca da ya yok

oldular ya da oldukça zayýfladýlar. Buradaki farký anlamanýn en kolay yollarýndan biri, taraflarýn ulusal meselelerdeki reflekslerine bakmaktýr. Mesela bu kutuplaþmalardan birine denk gelen Kýbrýs iþgali sýrasýnda, Perinçek grubunun küçük karþý çýkýþý hariç tutulursa (ki bu grubun elli yýllýk karanlýklarla dolu tarihindeki iki onurlu iþten biridir; diðeri, 12 Mart mahkemelerinde Kürtlerin kendi kaderlerini kendilerinin tayin etme hakkýnýn varlýðýný DDKOlu sanýklardan bile daha açýk ve net bir þekilde savunmuþ olmalarýdýr) kutplaþmanýn iki tarafýnda yer alanlarýn ikisi de iþgali büyük bir hararetle destekledi. Kýbrýs'ý iþgal harekâtý esnasýnda askerlik þubelerinin önünde tertiplenen “Beni de askere al!” mitinglerinde hem saðcýlar hem de solcular yer alýrdý. Yalçýn Küçük gibi dönemin önde gelen solcularýndan birinin yazýlarýnda bugün bile Kýbrýs kahramanlýklarýný anlatarak ömür tüketmesi de ayný tecrübeyle ilgilidir. Kýsacasý, o günkü ayrýþmada, kamplaþmanýn taraflarý birbirleriyle kavga etseler de ulusal sorunlarda beraber hareket ederlerdi. Ulusal semboller iki taraf için de hâlâ baðlayýcýydý. Böyle olduðu içindir ki, o günlerde, mesela Rauf Denktaþ ve arkadaþlarýna Rumlara karþý sabotaj örgütlesinler diye silah taþýyan devlete ait bir týrýn önü, devlette etkin baþka bir Türk grubu tarafýndan kesilip deþifre edilmezdi. Böyle bir þey düþünülemezdi bile. Ama bugün, cemaatin biri Suriye'de Kýbrýs'takine benzer sabotajlar düzenlesinler diye Ýslamcýlara silah taþýrken, onun karþýsýndaki cemaat, silah taþýyan týrlarý deþifre etmek için hapis yatmayý bile göze alýyor. Dün Kýbrýs'ta Rum doðramak için “beni de askere al” diye hançeresini yýrtan güruh, bugün “Doðu'da askerlik yapmamak” için

sahte rapor alýrken, rüþvet verirken veya yurt dýþýna kaçarken izdihamdan birbirini çiðniyor. Bir örnek de Kürtlerden verelim isterseniz: Genel hatlarýyla Kurmanc-Soran ayrýmýna denk gelen Barzani cemaati ile Talabani cemaatinin, ya da Öcalan cemaati ile onun karþýsýndaki PKK düþmanlýðýyla karakterize olan Kürt milliyetçisi cemaatin “ulusal ihanet”ten ayný þeyi anladýklarýný söyleyebilir miyiz bugün? Oysa dün, “ulusal ihanet”, bu cemaatleri oluþturan insanlar açýsýndan tek bir manasý olan açýk bir kavramdý. Bugün, o eski mutlak anlamýný yitirmiþ olmasý nedeniyle, taraflarýn birbirlerini ulusa ihanet etmekle suçlarken sýraladýklarý argümanlar, ulusal ihaneti kanýtlamaktan çok, ulusal ihanet kavramýnýn eski mutlak anlamýný yitirdiðini kanýtlamaktadýr sadece. Örnekleri arttýrmak mümkündür. Bütün bunlar, günümüzün cemaatleþmelerini ve bunlara dayalý gerginlikleri, dün yaþanan bazý sert kutuplaþmalarla ayný nitelikte olgular olarak yorumlayamayacaðýmýzý gösteriyor. Özetle, ulus hâlâ sosyalleþmenin en güçlü çerçevelerinden birini oluþturmakla birlikte, bir pörsüme sürecine girmiþtir. Ulusun, bir çerçeve olarak, dünkü sert, mutlak ve buyurgan nitelikleri gevþemekte veya buharlaþmaktadýr. Buradan doðan boþluðu insanlarýn kendilerini içinde tanýmladýklarý veya hayal ettikleri baþka sosyal biçimler ve birimler doldurmaktadýr. Cemaat, bunlardan biridir ve onun eski ulusal çerçeveyle uyumu emredici olmaktan giderek uzaklaþmaktadýr. *** Peki, ulusun iþi bitti mi? Kesin olarak hayýr. Burada anlatýlan tarihselsosyolojik bir eðilimdir, her durumda dakik biçimde iþleyen bir kanun deðil. Bir eðilim demek, geniþ ölçeklerde gözlenme imkaný sunan nedensel bir mekanizma demektir. Dolayýsýyla mekanizmanýn öngördüðü iliþki, bazý yerlerde kâmile ererken, diðer yerlerde daha iþin baþlangýcýnda olabilir, daha baþka yerlerde ise henüz doðru dürüst belini doðrultmadan deðiþik kanallara sevk edilebilir. Ve bütün bu durumlarýn siyasi plandaki etkileri birbirlerinden farklý olur. Dolayýsýyla bir eðilimden, herkes ve her zemin için geçerli mutlak sonuçlar çýkarmak iþi karikatürleþtirmek olacaktýr.

Ulus, kestirilmesi zor olan bir süre daha olaylarý sürükleyen çerçeve olmaya devam edecektir. Öte yandan, ulusun pörsümesi, bu pörsümeden doðan boþluklarýn mutlaka cemaat tarafýndan doldurulacaðý anlamýna gelmez. Cemaat, özellikle de kültürel ayrýlýklara denk gelen tarihsel cemaatler þu anda gözlediðimiz en baskýn alternatiflerdir, ama tek alternatif olduklarýný söylemek doðru olmaz. Dahasý, cemaatler de ulusa dönüþebilirler. Bunlar, biribirlerini mutlak dýþlayýcý çerçeveler olarak tanýmlanamaz. Nihayet, cemaatlerin söz konusu boþluðu doldurabilme kabiliyetleri farklýdýr. Örneðin, Gülenciler de, Þiiler de, Fenerbahçeliler de birer cemaattir. Fakat bunlarýn her birinin sunduðu sosyalleþme çerçevesi farklý olduðu gibi, ulusun pörsümesinden doðan boþluðu doldurma kabiliyetleri de büyük farklýlýklar gösterir. Çünkü anýlan kabiliyeti etkileyen çok sayýda faktör bulunuyor. Cemaatin politik alanda tuttuðu yer, önemli dýþ aktörlerle iliþkisi, cemaatin davasýný sürükleyen elitin niteliði, bu elitin sahip olduðu sermayenin Bourdieucu manada gücü ve bileþimi, bu elitin kazanmayý umduklarý ile bunun karþýlýðýnda ödemesi gereken bedel arasýndaki iliþki, cemaatin kendi dilini ve mücadele repertuvarýný oluþturabilme yeteneði ve mobilizasyon olanaklarý, cemaatin iç bütünlüðünü (yeniden) üreten yapýþtýrýcýlarýn gücü ve esknekliði, cemaatin toplumda var olan bazý strüktürel farklýlýklarý sömürebilme ve yenilerini yaratabilme olanaklarý ve nihayet cemaatin tarihsel bir sürekliliðe sahip olup olamamasý gibi çok sayýda etken burada rol oynar. Bu faktörleri göz önünde tutmaksýzýn, ulusun gerilemesiyle cemaatin onun yerine geçmesi arasýnda tek yanlý ve mutlak bir iliþki kurmak gerçeklerle baðdaþmaz. Yine ayný nedenlerle Ortadoðu'nun ufalanma eðilimini sosyalleþme süreçleriyle iliþkilendirmeye çalýþmam, olaylarý sadece strüktürel faktörlerle izah etme çabasý olarak yorumlanamaz. Bu tarz izahatýn yetmezlikleri, ikna edici biçimde gösterilmiþ durumdadýr. Benim yapmaya çalýþtýðým þey, bir komplolar denizinde yüzmekte olan Ortadoðu'ya iliþkin analizlere, konunun baþka boyutlarýnýn da olduðunu göstermeye çalýþmaktýr. Her þeyi strüktürel faktörlerle izah etmek nasýl sorunluysa, strüktürel faktörleri analizden dýþlamak da ayný ölçüde sorunludur. Tersine, strüktürel

etkenler çoðu kez iþin çýkýþ noktasýný oluþtururlar. Dünyadaki genel tarihselsosyolojik eðilimlerden soyutlanmýþ bir Ortadoðu deðerlendirmesi bu nedenle isabetli olmayacaktýr. *** Sonuç olarak, ulus-altý ölçeklerde yeni sosyalleþme çerçevelerinin belirginleþmekte olduðunu bilmek, Ortadoðu'da olup bitenler hakkýnda daha doðru deðerlendirmeler yapmamýzý mümkün kýlacaktýr. Çünkü bu durumda, Ortadoðu'nun ufalanmasýnýn sadece büyük devletlerin petrol veya nüfuz savaþlarýnýn ürünü olmadýðýný anlamak kolaylaþacaktýr. Bölgeyi tanýyan uzmanlarýn, “IÞÝD yenilgiye uðratýlsa bile Tikrit'in Araplarýyla Kerbela'nýn Araplarý kendilerini bir ve ayný ulusun kader ortaklýðý içindeki mensuplarý gibi hissedemeyebilirler”, demeleri bundandýr. Sorun, politik düzlemde þu veya bu örgütün ya da þu veya devletin varlýðýyla ve komplolarýyla vs. sýnýrlý deðildir. Bizzat sosyal dokuya kadar uzanan bir sorunla karþý karþýyayýz ve bu durum sadece Irak Araplarý için deðil, Türkler de dahil bölgedeki bütün topluluklar için geçerlidir. Bölgede uzunca bir süredir þahit olduðumuz þey, ulus-altý düzeyde ayrýþma ve kýrýlma sürecidir. Sosyal zeminlerde yaþanan bu ayrýþma ve kýrýlmalara Ortadoðu'ya yönelik güçlü dýþ müdahaleler de eklenince, Türkiye'nin, küçülmekten yalnýzca büyüyerek kurtulabileceðini vaz eden tezin ne kadar dayanaktan yoksun olduðu daha rahat anlaþýlýr. Zira mevcut koþullar altýnda Türkiye'yi dýþa doðru büyütmeye yönelik her giriþim, sadece yeni bir Suriye doðurmakla neticelenecektir. Bunun giderek daha açýk biçimde ortaya çýkmaya baþladýðý bir dönemde, yeni-Osmanlýcý yayýlmacýlýðýn sembol isimlerinden Davutoðlu'nun baþbakanlýða aday gösterilmesi ise tarihin bir ironisi olsa gerek. Cemaat bahsinden hâlâ yorulmadýysanýz, gelecek yazýda konunun küresel boyutuna bakalým. (*) Asyatik Türklerle kastedilen, Ýslamcý yeni egemenlerin öncülüðündeki, Ýç Anadolu merkezli gelenekselci cemaattir. Avrupai Türkler ise coðrafi olarak Sahil'le iliþkilendirilen, dünkü egemenlerin öncülüðünü yaptýðý modernist Türk cemaatini anlatýyor. Konuyla ilgili daha geniþ deðerlendirmeler Dönemeç Yazýlarý adlý kitabýmda var (Vate Yayýnlarý, Ýstanbul, 2011). cemil_gundogan@yahoo.se


28 Aðustos 2014 Perþembe

‘Elektrik sorunu çözüm sürecine zarar veriyor’ Mardin Ziraat Mühendisleri Odasýndan yapýlan açýklamada, Çiftçilerin Elektrik kesintileri yüzünden ekinlerinin kurumaya baþladýðý dile getirildi...

M

ardin Ziraat Mühendisleri Odasý (ZMO) Mardin’de yaþanan elektrik kesintileri ile ilgili bir açýklama yaptý. Mardin Ziraat Mühendisleri Odasýndan yapýlan açýklamada, Çiftçilerin Elektrik kesintileri yüzünden ekinlerinin kurumaya baþladýðý dile getirildi. Ziraat Mühendisleri Odasý Mardin il temsilcisi Mehmet Ali Dündar yaptýðý açýklamada, “Son 2 yýldýr bu elektrik sorunu ile ilgili sýkýntý ve çözüm önerilerimizi içeren onlarca raporu ilgililer ve kamuoyuyla paylaþmýþtýk. Elektrik sorununun çözümü için sayýsýz giriþim ve toplantý yapýlmasýna raðmen bir sonuç alýnamamasý taraflardan birinin samimiyetsizliðini ya da taraflarýn birbirini anlayamamasý nedeni ile açýklanabilir. Mardin Valimizin DEDAÞ ve üretici bileþenlerini ayný masa etrafýnda buluþturduðu toplantýlarda fiyatlandýrma konusu bir çözüme kavuþmamýþtýr. Bizimde katýldýðýmýz toplantýlarda elde edilen tek sonuç, Valimizin talimatý ile, sulama sezonu bitene kadar elektrik kesintilerinin yapýlmamasý idi. Ancak bu toplantýlardan sonra ilginçtir ki DEDAÞ kesintiyi artýrmakla beraber, topyekûn bölgesel elektrik kesintilerini devreye sokmuþtur. Bu bölgede yaþayan yüzbinlerce insanýn en temel kamu hakký olan elektrik enerjisinden mahrum býrakýlýyor. Bu nasýl bir ticari mantýktýr ki geçim kaynaðý çiftçilik olan yüzbinlerce insanýmýzýn ekonomik geleceði elinden alýnýyor? Ticari bir yaklaþým olarak savunmasý yapan DEDAÞ yetkilileri çiftçinin kuruyan ürünlerini hesabýný verebilecek mi, ya da DEDAÞ ‘la paydaþ yetkili ve etkili kesimler bu vebalin altýndan nasýl kalkacak? Özelleþen DEDAÞ sattýðý enerji bedelini tahsil etmek için bakanlar kurulundan her türlü yetki ve gücü almýþtýr. Her hâlükârda elektrik bedelini çiftçiden alabilecektir.. Aylardýr çiftçinin ürün desteklerine bloke koydurabilen bir firma bu güçle tahsilat sýkýntýsýný

yaþamayacaktýr. Ancak çiftçinin ekili ürününü koz kullanarak elektrik kesintilerini bir tehdit unsuru yapmasý insanlýkla baðdaþlanacak bir durum deðildir. Çiftçinin elektriðini keserek çiftçiyi farklý tepkiler sergilemeye yönlendirmek hangi ticari ahlaka ve kritere uymaktadýr? Son günlerde üreticilerimiz çaresizlikten demokratik tepkilerini ana yollarý keserek sergilemektedir. Bu eylemlerde çiftçiyle güvenlik güçleri karþý karþýya gelmekte ve nahoþ olaylar cereyan etmektedir. Tek tesellimiz bu eylemlerden þuana kadar korktuðumuz bir olay yaþanmamýþtýr. Bundan sonra büyük olaylarýn olmayacaðýnýn garantisini kim verebilir? Bir milyon dekara yakýn ekili arazimiz elektrik kesintilerinden dolayý kuruma tehdidi altýndadýr. Bugün itibarý ile yapýlan kesintilerden dolayý verim kayýplarýmýz %20-50 aralýðýnda gerçekleþmiþtir. Milli servet bir inat uðruna gözümüzün önünde heba olmaktadýr. Mardin Valisinin toplantýlarda kesin olarak kesinti yapýlmayacaðý talimatýna raðmen, kesintilerin DEDAÞ tarafýndan artýrýlarak devam ettirilmesi nasýl izah edilebilir? DEDAÞ bu gücü ve yetkiye kimden alarak devletin talimatlarýný bile dikkate almamaktadýr” dedi. ‘’Elektrik sorunu çözüm sürecine zarar veriyor” Çözüm sürecinin geniþleyerek devam ettiði bir dönemde elektrik provokasyonlarý sürece büyük zarar verdiðini dile getiren Dündar, “Bölge insanýnýn aþýna kast eden bir zihniyetin çözüm sürecine yaptýðý olumsuz katký göz önündedir. Sürekli dile getirdiðimiz gibi çözüm sürecine zarar veren herkim olursa bunun hesabýný veremez. Daha önceki açýklamalarýmýzda tarýmsal üretimin devamý için

yapýlmasý gerekenleri kamuoyuyla paylaþmýþtýk. Ancak bugün sorun toplumsal bir patlama noktasýna geldiðinden teknik detaylar önem taþýmamaktadýr. Sonuç olarak DEDAÞ uyguladýðý yanlýþ politikalardan biran önce vazgeçmelidir. Enerji ve Tarým Bakanlýðý baþta olmak üzere bu yanlýþa dur diyecek ilgililerin inisiyatif almasý gereklidir. Mardin Valisinin talimatýný bile hiçe sayan bir firmanýn toplum nezdinde inandýrýcýlýðý ve samimiyeti kalmamýþtýr. Bu sorun sadece DEDAÞ ile çiftçi arasýnda bir sorun olmaktan çýkmýþ, bir devlet sorunu halini almýþtýr. Yüzbinlerce insanýmýzýn geçim kaynaðý olan tarýmsal üretim devam etmek zorundadýr. Çözüm süreci , Kürd sorununun çözümü derken bazý kendini bilmezlerin yarattýklarý handikaplar toplumumuzun ajite etmektedir. Her türlü provokasyona açýk elektrik kesintilerinin doðuracaðý olumsuz sonuçlardan firmanýn kendisi sorumlu olacaktýr. Elektrik fiyatý ve tahsilatý konusu teknik durumlar olup, çözümü mutlaka bulunacaktýr. Ancak kasýtlý kesintilerden dolayý meydana gelen ürün kayýplarý telafisi zor bir durum arz etmektedir. Bugün itibarý ile Tarým Bakanlýðý yetkililerinin, kasýtlý kesintilerden kaynaklý çiftçinin zararýný tespit etmesi ve telafisi için çözüm üretmesi en büyük beklentimizdir. Üretici su istemektedir. Üretici elektrik lüksü peþinde deðildir. Üretimin devamý için GAP’ýn tamamlanmasýna kadar üreticilerimizin her þekilde desteklenmesi en büyük arzumuzdur. Elektrik sorununun sosyal bir patlamaya dönüþmemesi için ilgililerin saðduyulu olmasýný bekliyor, DEDAÞ ‘ýn uyguladýðý kasýtlý elektrik kesintilerini þiddetle kýnýyoruz”dedi. » Ýsmail Erkar

8

BASINDAN

H

Aðabeyleriniz bizi döver mi?..

er ne iþe yarýyorsa; Üçüncü Dünya Forumu'nun Direktörü, Mýsýr asýllý Marksist düþünür Samir Amin, çok da umurunuzda olmasý gereken birisi deðil. Dolayýsýyla söyledikleri dikkatinizi bile çekmemiþtir. Ancak, bu bölgenin insaný olmasýna raðmen, ýsrarla baþkalarýnýn þarkýsýný söyleyenler kategorisine tipik bir örnek... Türk Sosyal Bilimler Derneði ve Ortadoðu Teknik Üniversitesi tarafýndan düzenlenen Ortadoðu Çalýþmalarý Dünya Kongresi'ne katýlan isimlerden birisi olan bu kiþi; Cumhuriyet'e verdiði mülakatta, Türkiye'yi Mýsýr'la karþýlaþtýrarak, hatta düpedüz karýþtýrarak, birtakým yorumlarda bulunmuþ. Onur Konuðu olarak katýldýðý rivayet edilen kongrede, Mýsýr'da binlerce insanýn katledilmesiyle gerçekleþtirilen askeri darbe, ya da darbe rejiminin ülkeyi Ýsrail ve Batý'ya peþkeþ çekiyor olduðu hususlarýna deðinip deðinmediðini, bilmiyoruz. Ama: "Erdoðan Mursi gibi bir cumhurbaþkanlýðý yapacak olursa, Mýsýr’dakine benzer patlamalar Türkiye’de de gündeme gelebilir. Gezi Parký protestolarý gibi ama onlardan çok daha kitlesel sosyal patlamalar gündeme gelebilir" demiþ mesela. Mýsýr asýllý Marksist düþünür'ün 'sosyal patlama' zannettiði þey; menfaatlerine dokunan Mursi'yi iþbaþýndan göndermeye kararlý dýþ ve iþbirlikçi iç güçlerin tezgahladýðý ve bindirme kýtalarla yürütülen, sözde 2. Tahrir eylemleri... Düþünürlüðü Nasreddin Hoca'nýn hindisi misali olduðundan; ülkenin baþýna tebelleþ olan Hüsnü Mübarek'i gönderen gerçek Mýsýr Devrimi'ne olduðu gibi; Devrim'e ve oylarýyla iþbaþýna getirdikleri Cumhurbaþkanlarýna sahip çýkmak için Rabia Meydaný'nda, hem de 'ölümüne' toplanan milyonlarca Mýsýrlýya da Fransýz, Samir Amin... 'Mursi gibi cumhurbaþkanlýðý yapmak'tan kasýt; ülkenin kaynaklarýný ülkede yaþayan insanlar için seferber etmeye ve buralara uzanmýþ hortumlarý kesip atmaya; bu arada iþbirlikçilerin oyunlarýný boþa çýkarmaya çalýþmak gibi þeyler, anlaþýldýðý kadarýyla... Mursi, bunlarý yapmýþ ya da yapmaya çalýþmýþtý çünkü. Baþbakan iken de zaten bunlarý yapan Erdoðan, belli ki Cumhurbaþkaný olarak çok daha fazlasýný yapacak. Samir Amin, 'Mýsýr’dakine benzer patlamalar' sözüyle, Tahrir'e

toplanan 'bindirme kalabalýklarýn' sözde eylemleri gibi, Türkiye'de yeni Gezi Olaylarý tertipleneceðini kastediyor olmalý. Ya da düpedüz bunu ümit ediyor demek daha doðru. 'Mýsýr'daki patlama', Tahrir'deki gösterilerle sýnýrlý kalmamýþ ve güya oraya toplanan kalabalýk istiyor diye, kanlý bir askeri darbe de yapýlmýþtý, malum. Serde Marksistlik olduðu için olsa gerek; doðrudan: "Böyle devam edilirse, aðabeyler Türkiye'yi karýþtýrýr ve bu karýþýklýklardan faydalanarak, mýsýr'da olduðu gibi, kendi menfaatlerine aykýrý uygulamalar yapanlara derslerini verir" diyememiþ, Samir Amin. Türkiye'deki benzerleri aslýnda bu türden mesajlarý çok daha açýk açýk veriyor ve: "Sistemle uyum içerisinde yürümeyi, yani onlarýn istediðini yapmayý býraktýðýnýz için, baþýnýza bir sürü þey geldi. Böyle devam ettiðiniz takdirde, daha da gelecek!" diyorken; Mýsýr'a, Mýsýrlýya ve Mýsýr'ýn menfaatlerine bu kadar yabancý bir Mýsýr asýllýyý Türkiye'ye getirip ayný þeyleri tekrarlatmaya ne gerek vardý, bilinmez. Samir Amin'in Türkiye ile ilgili bilgileri acýnacak düzeyde. Ekonominin nerdeyse tümüyle silahlý kuvvetlerin kontrolünde olduðu Mýsýr'la Türkiye arasýnda kurmaya çalýþtýðý paralellikler, tek kelimeyle gülünç. Kurtuluþ için, siyasi devrimlerin gerektiðini söylemiþ, Amin: "Ulusal, halkçý ve demokratik hareketlerin yapacaðý devrimler." 'Ulusal, halkçý ve demokratik hareketler' derken; sistemin, arzularýna ram olmayanlarý yola getirmek için baþvurduðu provokasyonlardan bahsediyor, zahir... Mýsýr asýllý Marksist düþünür Samir Amin ve dahi onun gibi düþünen bizimkiler; 'aðabeylerimiz sizi döver' makamýnda sayýklamalardan vazgeçip, Türkiye'yi çok daha iyi izlemeli. Çünkü gerçekten devrim gibi geliþmeler yaþanýyor þimdilerde. Kelimenin tam manasýyla milli, halkçý ve demokratik... Ekrem Kýzýltaþ - Haber 7


9

28 Aðustos 2014 Perþembe

Kitap Köþesi Ýki Kültürü Aþmak

» Sayfa 8’de

nsan bilgisini, biri sosyal ve beþeri disiplinleri ima eden edebi, felsefi kültür, diðeri doða bilimlerini (ya da pozitif bilimleri) ima eden bilim kültürü diye ayýran "iki kültür" tabiri, C. P. Snow tarafýndan 1959'da icat edilmiþtir. Ortada iki kültür olduðu fikri, bütün bir insanlýk tarihi düþünüldüðünde çok yeni sayýlýr. Üstelik 1960'tan bu yana hem kavram hem de kavramýn iþaret ettiði olgularla ilgili þikâyet ve sorgulamalar giderek artmýþtýr. Akademi ve üniversitelerin örgütlenme biçimini, ders programlarýný, eðitimin yol yordamýný, ama bilgiyle iliþkimizin gündelik veçhelerini de çok yakýndan ilgilendiren bir ayrýmdýr bu. Araþtýrmalarýn ve eðitimin birbirinden çok farklý önkabullerle yapýlmasý ve kullanýmý yararlý ve doðru görülen yöntem ve ilkelerin iki farklý, hatta karþýt gruba toplanmasý demektir. Ýki Kültürü Aþmak bu ayrýmýn tarihselliðini araþtýrýyor. Kitabýn temel tezi, modern dünya sistemini önceleyen insan yaþamýnda böyle iki farklý bilgi biçiminin varolmadýðý, bugün "disiplin"

Ý

Derleyen: M. Sait Çakar

Daire 1303 Filmin Adý: Daire 1303 Filmin Türü: Korku Filmin Süresi: 1s 25dk Filmin Özeti: Eser Adý Yazar Adý Çeviren Orijinal Adý Cultures Sayfa Sayýsý Yayýnevi

: Ýki Kültürü Aþmak : Immanuel Wallerstein : Aysun Babacan : Overcoming the Two : 328 : Metis Yayýnlarý

diye adlandýrdýðýmýz kutucuklarýn, asýl olarak on dokuzuncu yüzyýlda yaratýldýklarýdýr. Dikkatli okurlarýmýz bu temayý Sosyal Bilimleri Açýn raporundan hatýrlayacaklar: Orada bir problem olarak tarif edilen ve sorgulanan konu, bir araþtýrma projesine dönüþtürülmüþ ve birçok yazarýn katkýlarýyla kapsamlý ve zevkle okunacak, eleþtirel bir bilim tarihi çýkmýþ ortaya.

Nusaybin ve Dargeçit’e 284 Yezidi geldi I

Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü & Ýnternet Editörü

M.M. Sait SaitÇakar Çakar

Vizyona Giren Filmler

rak’ýn Sincar (Þengal) bölgesinde IÞÝD saldýrýlarýndan kaçan 134 Yezidi Nusaybin’e geldi. Nusaybin Belediyesi Yezidi Kriz Masasý tarafýndan çoðunluðu çocuklardan oluþan 134 Yezidi, Þýrnak’tan alýnarak Nusaybin’e baðlý Çilesiz ve Güneli Yezidi köylerine yerleþtirildi. Aralarýnda Nusaybin Belediye Baþkaný Sara Kaya'nýn da olduðu Kriz Masasý görevlileri tarafýndan karþýlandý. Köylere yerleþtirilen Yezidiler için acil ihtiyaç duyulan yemek ve su ihtiyacý karþýlanýrken köylerde bulunan boþ evlere yerleþtirilen Yezidilerin saðlýk taramasýndan geçirileceði belirtildi. Nusaybin Belediye Baþkaný Sara Kaya, IÞÝD saldýrýlarý sonrasý yerlerinden edilen Yezidiler'in Nusaybin’e gelme ihtimaline karþýlýk vatandaþlarýn desteðiyle hazýrlýklar yaptýklarýný belirterek, Nusaybin’e gelen Yezidiler'le birlikte toplamda þuana kadar 200 civarýnda Yezidi'nin Nusaybin’e geldiðini söyledi. Öte yandan Irak Þam Ýslam Devleti (IÞÝD) saldýrýlarýnda kaçan 150 Yezidi Dareçit ilçesine geldi. Geçici olarak belediye bahçesine yerleþtirilen Yezidilere gýda ve acil ihtiyaç yardýmý yapýldý. Dargeçit Belediyesi baþkaný Zeynep Sipcik Yezidiler için yardým seferberliði baþlattý. Dargeçit Belediye baþkaný Sipcik, Dargeçit halkýnýn yardým elli uzatýlmasýný istediklerini, yardýmlarýn belediye bahçelerine getirilmesini istediklerini söyledi. » (AA)

Fiyatý uygun ve güzel bir ev bulup, özgürce kendi evine taþýnmak, þanstan çok lanet getirebilir. Annesinin baskýlarýndan yýlýp Detroit'in yüksek katlý binalarýndan birinde, 1303 no'lu daireye taþýnan Janet Slate huzur ararken, hiç ummadýðý biçimde kanlý ve karanlýk bir tarihe sahip olan evin geçmiþiyle yüzleþmek zorunda kalacaktýr. Apartmanýn serseri görünümlü kapýcýsý, garip komþularý ve duvarlardan gelen sýra dýþý seslerle onun aradýðý huzurdan ziyade ürkütücü bir havaya sahiptir. Sabahlarý çektiði baþ aðrýlarý ve bedeninde kendi kendisine oluþan garip morluklara raðmen evde kalmaya kararlý olan genç kadýnýn, yaþamý sevgilisi Mark ile geçirdiði bir gecenin ardýndan gitgide kötüleþecektir. Bir anne kýzýn birbiriyle

aþk/nefret iliþkisinin bir korku filmine dönüþmesini konu alan filmin yönetmenliðini Michele Taverna yapýyor ve baþrollerini de Mischa Barton, Rebecca De Mornay ve Julianne Michelle paylaþýyor. Kanada'da çekilen filmi, Kei Ôishi'nin orijinal hikayesinden yeniden uyarlayan ise yine yönetmen Michele Taverna.

Yem Filmin Adý: Yem Filmin Türü: Korku Filmin Süresi: 1s 34dk Filmin Özeti: Sakin bir Avustralya sahil kasabasýnda yaþayan yerli halk, tüm þehri yerle bir eden bir felaketle sarsýlýr. Kasabalarýný yýkým uðratan felaket tsunamidir ve sonuç hem maddi hem de manevi altýndan kalkýlabilecek gibi deðildir. Ýlk devasa dalganýn ardýndan hayatta kalan Josh, Kyle, Heather, Jaime ve Ryan kendilerini bir marketin içerisinde savunmasýz bir halde bulur. Kendilerini tehdit eden þey ise marketin taþmasý riskidir. Ancak, maðdurlarý bekleyen asýl felaket bu deðildir. Dev dalgalar sonrasýnda ortayan çýkan ölümcül köpekbalýklarý, sular yükseldikçe marketin içindeki

avlarýna biraz daha yaklaþmaktadýr. Grup üyeleri Josh'ýn saldýraya uðramasýnýn ardýndan bu felaketi alt etmek için takým halinde savaþmalarý gerektiðini fark eder. Kimble Rendall'ýn yönetmenliðindeki filmin baþrollerini Richard Brancatisano, Xavier Samuel ve Chris Betts paylaþýyor.


28 Aðustos 2014 Perþembe

10

KESK: Ortadoðu’da savaþý durduralým Mardin Artuklu Ýlçesi Karayollarý parkýnda KESK Irak’ta IÞÝD militanlarýnca yapýlan vahþeti kýnandý...

M

Zayi

ardin Artuklu Ýlçesi Karayollarý parkýnda KESK Irak’ta IÞÝD militanlarýnca yapýlan vahþeti kýnandý. KESK Eþ Dönem Sözcüsü Emel Oral yaptýðý basýn açýklmasýna KESK’li üyelerinin yanýsýra HDP Mardin Milletvekili Gülser Yýldýrým ve DBP Ýl baþkanlýðý da katýldý. Oral yaptýðý açýklamada Þengal bölgesinde halkýn IÞÝD çeteleri tarafýndan zorla asimilasyon ve soykýrým politikalarýna maruz kaldýðýný belirtti. Oral “Irak’ta Þengal bölgesinde IÞÝD çeteleri tarafýndan yapýlan saldýrýlar yaklaþýk bir aydýr sürmektedir. Bu süreçte; binlerce Yezidi kadýn ve çocuk katledildi, göç yollarýnda açlýk ve susuzluktan dolayý öldüler. Ele geçirilenler savaþ ganimeti olarak pazarlarda çarþaflarýn içine sokulup, zincirlere baðlanýp cariye/ köle olarak satýldý. Þengal Daðý’na sýðýnanlar ise açlýk ve susuzlukla terbiye etmeye çalýþýlmaktadýr. Bebekler, çocuklar, kadýnlar, hastalar ve yaþlýlar yerlerinden edilmekte, zorla asimilasyon ve soykýrým politikalarýna maruz kalmaktadýr. Ortadoðu’nun binlerce yýllýk kadim halklarýndan ve inançlarýndan olan Ezidilik, sözüm ona Ýslam’ýn gereði olarak eli kanlý çetelerce saldýrýlara uðramakta,kutsal mekânlarý yýkýlmakta ve yaþam alanlarý ortadan kaldýrýlmaktadýr. Çetecilerden kaçarak Þengal Daðý’na sýðýnan Yezidi kadýnlar ve çocuklar yiyecek ve su sýkýntýsý yaþamakta, sýðýnacak yer, aðaç gölgesi bulamamaktadýr. Þengal Daðý Ezidilerin kutsal daðýdýr. Bugün çetecilerin saldýrýsýna karþý binlerce Ezidi’nin dayanýlmaz sýcaðýn altýnda yaþam mücadelesinin mekâný haline dönüþmüþtür. Þengal Daðý’ndan daha güvenli olabilecek yerlere gitmek isteyen Ezidiler ise Rojava’ya, Erbil’e, Duhok’a, Uludere'ye ya da Silopi’ye ulaþabilmek için yüzlerce kilometrelik yolu yalýn ayak yürümek zorunda kalmaktadýr. Çocuklarýn oyun oynamasý, þarkýlar söylemesi gereken topraklarda mermiler, toplar, mayýnlar ve tanklarla karanlýðýn haritasý çizilmektedir. Çocuklarýn gelecekleri, gülümsemeleri çalýnmaktadýr. Anne karnýnda bebekler savaþýn soðukluðuna doðmakta; birkaç yýldýr hayatý tanýmaya baþlayan çocuklar silah seslerinin ayýrdýna varmaktadýr. Genç kadýnlar ve anneler IÞÝD çetelerinin eline canlý halde düþmemek için yanlarýnda býçaklarýný taþýmaktadýr. Tüm bu vahþetten kaçýp geride komþularýný, akranlarýný, sevdiklerini býrakarak Türkiye’ye göç eden bazý kadýnlar için ise en basiti küçük yaþta evlendirilmek, kuma gitmek, istemediði evliliklere zorlanmak baþta olmak

13 Yaþýndaki Süryani çocuk Ýlkokul 1'nci Sýnýfa Kaydedildi

S

üzere kadýn tacirlerinin eline düþmek, taciz, tecavüze maruz kalmak söz konusudur. Savaþtan kaçan kadýnlar kamplarda ve kamplarýn dýþýnda erkek devletin gazabýna uðramakta, hem de bin bir güçlükle sýðýndýklarý ülkelerde ucuz iþ gücü olarak kullanýlmaktadýrlar. Kadýn bedeni ve ruhuna yapýlan saldýrýlarýn en iðrenç biçimlerini uygulayanlar, IÞÝD çeteleri ve ona göz yuman devletlerdir. Türkiye Devleti de, Yezidi kadýnlarýn ve çocuklarýn yaþadýðý istismar, tecavüz ve katliamlarýn doðrudan içindedir. Çünkü: •AKP hükümetinin IÞÝD çetelerine destek verdiði bilinmekte, zaten aksini de iddia edememektedir. •Yakýn zamanda bu ülkenin baþbakaný olacak olan Dýþiþleri bakaný Ahmet Davutoðlu, bu katliamcý ve kadýn düþmaný çeteleri meþru gördüðünü her defasýnda çok rahat biçimde söylemektedir. •Sýnýrlardan ülkeye geçmeye çalýþanlarýn bir kýsmýna izin verilmemekte, hatta katledilmesine seyirci kalýnmaktadýr. •Metropollerde artan ýrkçýlýða sessiz kalýnmakta özellikle kadýnlarýn bir mal gibi satýlmasýna, fuhuþ yapmak zorunda býrakýlmasýna karþý önlem alýnmamaktadýr. Biz bu ülkede yaþayan, farklý halklar, inançlar, diller ve kültürlerden gelen kadýnlar olarak erkek egemen zorbalýða karþý mücadele içindeyiz ve olanlarýn farkýndayýz. Yezidi kadýnlarýn Þengal’de ve Türkiye’de maruz kaldýklarý insanlýk dýþý muameleyi derinden hissediyor, gözyaþlarý, aðýtlar ama her þeyden önemlisi isyanýmýzla savaþa karþý çýkýyoruz. Savaþla yoðrulmuþ bu topraklarda biz kadýnlar birbirimizi tanýyor, bize kader diye yutturulmak istenen katliamlara teslim olmuyoruz. Bizler; Yezidi Kürt, Hýristiyan, Þii Arap ve Þii Türkmen,Ermeni ve Keldani, binlerce yýldýr kültürleri, inançlarý ile bu coðrafyada var olan kadim halklara saygý duyuyoruz. Bizler farklýlýklarýmýzla bir arada yaþamýnýn hayatta en deðerli kazaným olduðunun farkýndayýz.

Olivetti marka OL-200MT Seri :2004126105039028 S 187360 nolu yazar kasa ruhsatnamesini ve Yazar kasa Vergi levhasýný kaybettim. Hükümsüzdür. Ýliye ÇÝFTÇÝ

Acýnýn ve öfkenin her türlüsüne maruz kalan Ortadoðulu kadýnlarýn bilinciyle; son dönemde Ýslam’ý kullanarak terör estiren çetelerin yok etmek istediði tüm deðerlere sahip çýkýyoruz. Buradan Ortadoðu’da yeni bir paylaþýmýnýn kurbaný olmayacaðýmýzý ilan etmek istiyoruz. Bu savaþta payý olan baþta AKP iktidarý baþta olmak üzere tüm dünya devletlerine sesleniyoruz. Birleþmiþ Milletler’in de aralarýnda olduðu bütün uluslararasý kurumlara çaðrýda bulunuyor, ‘katliamlara göz yummayýn’ diyoruz. Kadýnlarýn eþit ve özgürce yaþadýðý bir toplum inþa etmek ve yeni bir geleceði kurmak için her dilden, kültürden, inançtan ve halktan kadýnlar olarak birlikte direnmeye devam edeceðiz. Biz ,KESK DÝSK TMMOB VE TTB'LÝ kadýnlar olarak, Ortadoðu’da eþit ve özgür bir þekilde bir arada yaþamak için halklarýn verdiði mücadeleyi selamlýyor,erkek egemen zihniyetin kadýna reva gördüðü þiddet,tecavüz,katliam ve savaþa karþý 1 Eylül Dünya Barýþ Gününde tüm kadýnlarý alanlara çaðýrýyoruz.” » M. Sait Çakar

uriye'deki iç savaþtan kaçarak 2012 yýlýnda Midyat’a yerleþen Süryani ailenin 13 yaþýndaki erkek çocuðu Kristiyan Ay, Nusaybin Ýlçesi'ne baðlý Üçköy Köyü Ýlkokulu 1'nci sýnýfýna kaydedildi. Oðlunun 1'nci sýnýfa kaydedilmesine þaþýran baba Kemil Ay, bu durumun düzeltilmesini istedi. Suriye'nin Kamýþlý kentinden iç savaþtan kaçarak Midyat'a yerleþen Süryani Kemil ve Maria Ay'ýn 3 erkek çocuðundan ortancasý olan 13 yaþýndaki Kristiyan Ay, yarým býraktýðý eðitimini sürdürmek için Ýlçe Milli Eðitim Müdürlüðü'ne baþvurdu. Okullarýn açýlmasýna az bir süre kala Midyat Ýlçesi'nde ailesiyle birlikte yaþamasýna raðmen Kristiyan Ay'ýn, Nusaybin Ýlçesi'ne baðlý Üçköy Köyü Ýlkokulu 1'nci sýnýfýna kaydedildiði ortaya çýktý. Baba Kemil Ay, Suriye’nin Kamýþlý kentinde ikamet ettikleri sýrada çocuðunun ilkokul 6'ncý sýnýfa gittiðini, Midyat'a geldiklerinden sonra, oðlunun yarým kalan eðitimini tamamlamasý için okula baþvurduklarýný ancak ortaya çýkan sonuç ile þaþkýna döndüklerini anlattý. Baba Ay, Suriye'den denklik belgesini alarak Mardin Milli Eðitim Müdürlüðü yetkililerine verdiðini belirterek, "Þu an ne yapacaðýmýzý þaþýrmýþ durumdayýz. 2012 yýlýnda Midyat’a göç ettiðimde büyük

umutlarla gelmiþtim. Benim hem Türkiye, hem de Suriye vatandaþlýðým var. Çocuklarýmýn yarým kalan eðitimlerini tamamlamalarýný çok istiyorum. Ancak karþýlaþtýðým sorundan dolayý ne yapacaðýmý bilmiyorum. 13 yaþýndaki ortanca oðlum þu an Nusaybin Ýlçesi'ne baðlý Üçköy Köyü’nde ilkokul 1'nci sýnýfa kayýtlý görünüyor. Kim kaydetti, nasýl o okula kayýt oldu? Hiç bilmiyorum. Hem ben o köyde de hiç oturmadým. 13 yaþýndaki oðlum nasýl 1'nci sýnýf öðrencileriyle eðitim alacak. Yetkililerden bu soruna çözüm bulmalarýný istiyorum. Oðlumun naklini Midyat’a almak istedim ama yine de ilkokul 1'nci sýnýfa kaydolduðu için 1'nci sýnýf öðrencileriyle eðitim alacak. Oðlumun yaþýtlarýyla birlikte 7'nci sýnýftan itibaren eðitim almasýný istiyorum. Bu sorun çözülmeden oðlumu okula göndermeyeceðim. Özellikle Milli Eðitim Bakaný’ndan da bu sorunun çözümü için yardým bekliyorum" diye konuþtu. » Ali Edis

Okul yoluna kilitli parke taþý döþeniyor

A

rtuklu Belediyesi, Yeniþehir Mahallesinde bulunan Elif Ana Mehmet Konuþ Ýlkokuluna giden caddede 1200 metrekare kilitli parke taþý döþemelerine baþladý. Mardin’in merkez Artuklu ilçesinde, yol yapým ve onarým çalýþmalarý devam ediyor. Artuklu’da henüz yapýlmayan ve bozulan yollarýn düzeltilmesi için çalýþmalarýný aralýksýz devam eden Artuklu Belediyesi Fen Ýþleri Müdürlüðü ekipleri, Yeniþehir Mahallesi’nde bulunan Elif Ana Mehmet Konuþ Ýlkokulu’na giden sokakta kilitli parke taþý döþüyor. Belediye ekipleri, 1200 metrekare alaný kapsayan sokakta kilitli parke taþý döþemelerine baþladý. Artuklu Belediyesi Baþkan Vekili Hüseyin Doðan, Belediye

Baþkan Yardýmcýsý Ýsmet Birtek, Fen Ýþleri Müdürü Ýsmail Uðurlu ve Meclis Üyesi M. Ali Amak belediye ekiplerinin çalýþmalarýný yerinde denetledi. Yapýlan çalýþmalarý gözlemleyen ve çalýþmalar hakkýnda bilgi alan eþ baþkan vekili Doðan, belediye yönetimine geldikleri günden bu yana yol yapým ve onarým çalýþmalarýna yoðunluk verdiklerini, yurttaþlarýn taleplerini dikkate alarak hizmet yaptýklarýný söyledi. Doðan, Yeniþehir Mahallesinde henüz yolu olmayan ve bozulan

yollarda belediye ekiplerinin büyük bir özveri göstererek, kilitli parke taþý döþediklerini kaydetti. Doðan, Yeniþehir Mahallesine hemen hemen her gün yeni sokaklar eklendiðini, bu yüzden yüklerinin de gittikçe daha da aðýrlaþtýðýný belirterek, bütün cadde ve sokaklarda onarým ve yapým çalýþmalarýný yaptýklarýný söyledi. Doðan, son olarak 1200 metrekare alaný kapsayan ilkokula giden yolda kilitli parke taþý döþediklerini ifade » M. Sait Çakar etti.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.