Deniz Gezmiş ile ilgili mevzularda Türk solu çok hassas. Gezmiş bir tip aziz mertebesinde anılıyor. Gezmiş etrafında mitolojik/dinsel bir hale var. Aynı şey küresel bazda `Che` simgesi için de geçerli. Sosyalist hareketlerin anlam dünyasında tüm olumlu özelliklerin onlara atfedildiği destansı kutsal kahramanlar bunlar... Hem azizler hem de şehit... O sebeple mesela Deniz`in kendi eliyle yazdığı kimi mektuplarını bile inkâr etmek isteyen bir eğilim oluşabiliyor. O mektuplardaki sözlerin `sahih hadis` olmadığı ispatlansın; uydurma olduğu biri tarafından kanıtlansın istiyor günümüz solcu ruh hali... O sebeple bana yine bir dolu mektup geldi. Telefonumu bulup arayan okurlarım oldu. Ki bunlar bana küfreden değil, genelde sempatiyle bakan okurlar... `Deniz kendine hiç Kemalist dememiştir, yok böyle şey` diyor birçoğu... Oysa bu konular bayağı yazıldı, konuşuldu. Fakat insan zihni istemediği şeyleri unutmak istiyor. Mayıs ayındaki yazımda alıntılamıştım. Anlıyorum ki ihtiyaç var. Deniz`in 16 Ocak 1971 tarihli babasına yazdığı mektubu yeniden alıntılıyorum. Mektup `sahih`tir... `Baba, sana her zaman müteşekkirim. Çünkü Kemalist düşünceyle yetiştirdin beni. Küçüklüğümden beri evde Kurtuluş Savaşı anılarıyla büyüdüm. Ve o zamandan beri yabancılardan nefret ettim. Baba biz Türkiye`nin 2. Kurtuluş savaşçılarıyız. Elbette hapislere atılacağız, kurşunlanacağız da. Tıpkı 1. Kurtuluş savaşında olduğu gibi. Ama bu toprakları yabancılara