6 1 3 7 2
İSTANBUL SENİN - HALİÇ KIYILARI TASARIM YARIŞMASI
4 Dönem İzinin Alanda birer yapı ile temsiliyetinin olması, farklı açı ve yerleşimlerle kıyı şeridi içerisinde bağımsız yüzer yapılar olmasının kopukluğu ve eklektikliği, bu yapıların tekil ama bir arada olma kurgusu İstanbul mozaiği olarak düşünülmüş, önerilen fragman yaklaşımı için dönüşen mekanlara sürekli iz verecek, kullanıcıları içine çeken; yürüten, gezdiren, baktıran, deneyimleten değişen ve dönüşen kurgusu ile açık hava sanat üreteci, Haliç Kültür havzası üst misyonunun lokomotifi olacaktır. Haliç meydanı ile alana ilk erişim ardından dört yapı (Baba Cafer Türbesi, Zindan Han, Ahi Çelebi Cami ve İTO binası) arasında kurulan bağ doku mozaiği, farklı sanat ve sanatçılar tarafından yıl içerisinde farklı dönemlerde bienal gibi süreçlere ev sahipliği yapacak bir “fragman” alan olarak önerilmiş, Yarımada karakterini duyular aracılığı ile alan kullanıcılarına aktarması için dönüştürülmüştür. Alan içerisinde yer alan İTO’ya ait Üniversite yapısı HALİÇ MODERN “Sanat Üretim Alanı” olarak dönüştürülmesi önerilmiş, alanda üretim, kültür ve sanat faaliyetleri jeneratörü olarak çalışması düşünülmüştür. Dört farklı dönem temsiliyetinin yer aldığı bu alan arasında kurulan bağ; esnek, geçirgen, sınırlı ama tarifsiz bir izdir. Turizm potansiyeli çok yüksek bu alan için yeni
F R AG M AN
istanbul
Kıyı, kent ve su arasında “ara yüz/arakesit” oluşturur.
algıladığı, gözlemlediği ve/veya yaşadığı bir deneyim ile hafızasına
“Bir şehir, farklı türde insanlardan oluşur; benzer insanlar bir şehir
Arakesiti, bu iki farklı taraf üzerinden okumak ve
yerleştirdiği imge kolektif belleğin bir parçasıdır. Bu nedenledir ki; vapur
meydana getiremez.” Aristoteles
bir birbiri üzerinden kurduğu ilişkiye yön vererek
sesleri, balık ekmek kokusu, taş duvarın verdiği serinlik, Galata’nın yükselişi
Arada kalan ama arafta olmayan bir Haliç kurgusu için tıpkı çok kimlikli
tasarlamak kenti ve suyu şekillendirir.
hatırlanır hafızadan; görmeden resmedilir, hissedilir ve yeniden yaşanır
Tarihi Yarımada karakterinin bir mozaik gibi alana yansıdığı, özden kıyıya
Grosz, ara-mekânın, belirli bir sanallığın ve kimlikleri
anılardan. Haliç’in başladığı ve kentsel belleğin en önemli izlerinden biri
vurduğu; gelen ve giden, yaşayan ve ziyaretçi, gözleyen ve gözlenen gibi
oluşturan
tehdit
olan Eminönü Meydan ile başlayan tasarım alanı, girift yapısı, birbirine
farklı taraf ve bakışa olanak tanıyan, çeşitli deneyim ve hikayelerin birbirine
oluşturan olanakların mekânı olduğunu söyler. Ona
içine çözünmüş değerleri, iç içe geçmiş sorunları ve potansiyelleri ile hayli
kaynadığı dönüşen ve dönüştüren bir mekanlar bütünü önerilmektedir.
göre, “şeylerin arasında kalan mekân, yapılmamış
zor bir tasarım alanıdır. Tekil ve tek yönlü bir bakış ve çözüm ile alana
“Yer”, zemine ayak basan bir kişinin 5 duyusu ile algıladığı tat, koku,
şeylerin mekânıdır. Grosz, E., (2001)
bakmak alanın hafızasına, kıyı ara yüzünün potansiyeline ve kozmopolit
ses, görüş ve temas deneyimi bir Fragman gibi tüm Tarihi Yarımada
Eminönü Meydanı’na ayak basan bir kişinin karşılaştığı,
kentli yapısına karşı büyük bir haksızlık olur.
hikâyesinin özünü, heyecanını ve bilinmezliğini aktarır.
işlemlerin
bozulmasına
daima
f ra gma n
BÜTÜNCÜL YAKLAŞIM ÖNERİSİ: HALİÇ’İ TARİHİ YARIMADA İLE BİRLİKTE DÜŞÜNMEK VE DÜŞLEMEK
bir değer ve odak yaratacak bu bağ doku; meydanlardan gelen kullanıcı yoğunluğunu kıyı boyunca dağıtacak, kendini yenileyen bir sergileme süreci ile sanatın devingen yapısına beden olacaktır.
suyun şekillendirdiği yarımada. Haliç, İstanbul’un Avrupa yakasında, Boğaziçi’nin güney
coğrafyada ‘ria’ terimiyle ifade edilen ‘derin körfez’ (deniz
bölgedir. Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlaması, Karadeniz
Boğaziçi’nin Marmara Denizi ile birleştiği bölge ve Haliç Ekoton Ekosistem
Haliç’in en büyük zenginliği, coğrafyası ve tarihinin yanı sıra tüm
girişinde yer alan ve Sarayburnu ile Kağıthane ve Alibeyköy
istilasına uğramış vadi) olarak bilinir.
ve Akdeniz gibi iki önemli denizi birleştirmesi, kuzey – güney
Alanı’nın Boğaziçi ile birleştiği bölge hem oksijence hem de organik maddelerce
bu altyapıya eklemlenen insan çeşitliliği katmanıyla birlikte bir
derelerine kadar uzanan, yaklaşık 8 km uzunluğunda
Sahip olduğu stratejik gelişmeler ve topografik yapısıyla
trafiğinin denetlenebildiği korunaklı bir iç liman olması vb.
zengin, canlılık aktivitesi için uygun koşullar oluşturmaktadır. Bu durum
bütün olarak yaşayarak şekillenmiş ve şekillenmeye devam edecek
bir iç liman özelliğine sahiptir. Buzul çağının sonlarına
farklı dönemlere tanıklık eden Haliç için tarihin uzun
nedenlerle üç imparatorluk (Roma, Bizans. Osmanlı) için
hafızalarda yer edinen bellek değer olan Galata Köprüsü üzerindeki balıkçılık
bir kültür havzası olmasıdır. İnsan faktörüne ait fikir, yaşam ve
doğru Kağıthane ve Alibeyköy derelerinin deniz istilasına
yolculuğunda bize İstanbul’u, ilk yerleşimleri, sanayi ve
o dönemlerin vazgeçilmez bir odak noktası olmuş ve hızla
faaliyetlerinin nedenidir.
üretme biçimi çeşitlilikleri; üstünde yaşadığı çok katmanlı coğrafi
uğraması ile oluşmuştur. Haliç bu oluşum şeklinden dolayı
endüstrideki gelişmeleri takip etmemizi sağlayan rehber
gelişme göstermiştir.
ve tarihsel dokuya renk katarak onu besleyen bir dinamiktir ve bu kültür havzasının mekânsal biçimlenme ve dönüşümünde etkin bir rol oynar. Her ne kadar söz konusu çeşitlilik, değer ve
SU SİSTEMİ
SU HAVZALARI
SİSTEM EŞİKLERİ
katmanlar hem mekânsal hem de sosyolojik bağlamda zaman zaman dağılma ve erozyonlara uğramış olsa da içinde barındırdığı
KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
kültür mozaiği potansiyeli her daim açığa çıkmaya hazırdır. Bu
100 YILLIK SU YÜKSELMESİ PROJEKSİYONU h:100 cm OLDUĞUNDA.
potansiyel, “farkında olarak yaşayan” insanlar ve “korunarak yaşatılan” mekanlar sayesinde açığa çıktığında ancak sürdürülebilir olacaktır. Bu yüzden kullanıcının “duyulara dayalı” mekânsal algısı ve deneyimini güçlendirmeye yönelik mekânsal müdahale ilkeleri önem kazanmaktadır. Başka bir deyişle, geliştirilen tasarım prensipleri ile yaşadığı çevrenin farkına beş duyusu ile varan birey, onu koruyarak yaşatırken, olası “kültürel” erozyon tehdidinin önüne geçilmiş olacaktır. Böylece bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da kültürel mozaiğin üstüne yeni katmanlar eklenecek, İstanbul’un mikrokozmosu olan Haliç’in kültür havzası kimliği güçlenerek yaşamaya devam edecektir. Bu çerçevede proje alanı, öngörülen mekânsal müdahale ve tasarım ilkelerinin tüm Haliç ölçeğine yayılması açısından kıvılcım niteliğinde başlatıcı bir rol üstlenmektedir.
Haliç kıyı kullanımlarının tamamının tarihsel süreç içerisinde geçirdiği değişim ve dönüşümün bugünkü mekânsal işleyişe yansıması analiz edildiğinde, sanayi kullanımının ağırlıklı olarak kültür ve eğitime yönelik işlevlere dönüştüğü görülmektedir.
TARİHİ KENT LEKESİ
Silahtarağa Elektrik Fabrikası Santral İstanbul’a dönüştürülerek
KIYI KULLANIM YOĞUNLUĞU DEĞİŞİMİ
Haliç’in tarihsel süreç içinde kimlik oluşumunda, Bizans
bağlamda kimliğe yansıyan işlevsel baskınlığın, Bizans
döneminde; doğa, doğal bir liman, surlar, yerleşim
döneminde doğal liman, Osmanlı döneminde eğlence
bölgesi, kilise ve sinagoglar, Osmanlı döneminde;
ve mesire, Cumhuriyet döneminde ise sanayi olduğu
camiler, silüet etkisi, sadabad-mesire alanı, farklı kültür
sonucuna varılabilir. Günümüzde ise tüm bu katmanlar
grupları iken, Cumhuriyet döneminde ise; sanayi,
mozaiğinde dönüşen işlevler ile baskın kimliğin “kültür”
gecekondu, kirlilik ve kentleşme rol oynamıştır. Bu
olarak ön plana çıktığını söylemek mümkündür.
OSMANLI DÖNEMİ (15-18 YY)
alana eğitim-kültür fonksiyonu yüklenmiş; yeşil alanın Miniatürk
OSMANLI DÖNEMİ (18-1923)
1923-1980 YILLARI ARASI DÖNEM
1980-2011 YILLARI ARASI DÖNEM
Kültür
Merkezine,
Sütlüce
Mezbahasının
Haliç
Kongre
Merkezine, Lengerhane fabrikasının Rahmi Koç Sanayi Müzesine dönüştürülmesi ile söz konu alanlara kültür işlevi yüklenmiş; proje alan sınırı dahilinde bulunan Cibali Tütün Fabrikası ise Kadir Has Üniversitesine dönüştürülerek yapının eğitim işlevi ile yaşamaya devam ettiği tespit edilmiştir. Bu bilgiler ışığında dönüşen kullanımların çoğu bir araya geldiğinde birlikte çalışan bir sistem oluştururken, uygulama aşamasında olan Feshane Tasavvuf müzesinin özellikle kuzey kesiminde çevre koridorlar ile ilişkisinin zayıf olduğu gözlenmiştir. Haliç kıyılarının kuzey kesitinde, Eyüp’ten başlayan ekolojik koridorun, Bahariye adalarının da kattığı değer ile birlikte Alibeyköy ve Kağıthane dereleri boyunca doğal niteliğinin güçlendiği görülmektedir. Ekolojik koridorun bu kesiti, Haliç kimliğinin baskın bir unsuru olması beklenen “Sadabad” kentsel belleğini canlandırıcı bir potansiyel taşımaktadır. Eğitim ve kültür İstanbul
odağı kimliği ile Santral İstanbul ise ekolojik koridorun iki dere
analiz edilmiştir. Yakın dönemde
Büyükşehir Belediyesi tarafından
ile kollara ayrıldığı noktada konumlanarak, Haliç Kültür Havzasını
günümüze yansıyan etkiler tespit
geliştirilen sanayisizleşme, kıyıda
dönüşümü “Kültür ve Sanat Vadisi”
sonlandırıcı bir rol üstlenmektedir. Miniatürk Kültür merkezi,
incelendiğinde; bölgenin sanayiye
edilmiştir. Bu doğrultuda, proje
rekreatif
endüstri
olarak adlandırılan Haliç yaklaşımı
açılmış olması, prestij ticaretin
alanına
yapılarının yeniden işlevlendirilmesi
göz önünde bulundurularak proje
DEVAMI BKZ. RAPOR
Haliç’ten uzaklaşması, kara yolu
çözümüne
şekilde
alanı senaryosu geliştirilmiştir.
Haliç
kıyılarının
mekânsal
öncelikli ulaşım politikaları, göz ardı
üst
şekillenmesinde etkili rol oynamış
edilen tarihi doku gibi sonuçları
plan, karar ve politikalar süreci
yansıyan yönelik
problemlerin stratejiler,
ölçeklerden
başlayarak
düzenleme,
özetlenebilecek
olumlu
politikalar
ışığında;
tarihe başkentlik yapan yarımada.
roadscape.
yarımadaya yarımadaya laflar. laflar.
TOPOĞRAFYA VE FİZİKSEL EŞİKLER
YAVAŞ HIZDA GERÇEK YARIMADA DENEYİMİ
MOTTO 1:
ODAKLAR VE ERİŞİLEBİLİRLİK
ÇEKİRDEK, SERVİS VE HUB’DAN OLUŞAN BÜTÜNCÜL BİR SİSTEM ÖNERİSİ
TARİHİ YAPILAR VE DEĞERLER
7 TEPE İSTANBUL
6 1 3 7 2
Ulaşım modu olarak veya rekreatif amaçlı bisiklet kullanımı, sürdürülebilir ve kaliteli bir kent yaşamı için kaçınılmaz olduğu kadar, projenin senaryosu açısından da ayrı bir önem ve anlam taşımaktadır. Farkındalığı yükseltmek adına hızı düşürmek kaçınılmaz olduğundan; Tarihi Yarımada’nın kalbi niteliğindeki proje alanında, “duyulara dayalı mekânsal deneyimi azami düzeye taşıma” hedefinin en etkin araçlarından biri de bisiklettir. İsbike’ın verileri İstanbul ölçeğinde incelendiğinde, mevcut bisiklet güzergahları ve duraklarının Tarihi Yarımada’da kesintiye uğradığı tespit edilmiştir. Bisikletin aktif bir ulaşım modu olarak çalışabilmesi için, üst ölçekte bütüncül bir bisiklet kurgusunun oluşturularak
Tarihi merkez alanını trafikten arındırmak, yaya ve bisiklet odaklı
rota devamlılığının sağlanması oldukça önemlidir.
dönüşümü sağlamak için ana bağlantı araç yollarına entegre olacak
Bu amaçla; öncelikle mevcut bisiklet güzergahlarına
stok araç parkları ve araçsız kent merkezine ulaşım için aktarma merkezleri ile entegre olacak bütüncül bir sistem önerilmiştir.
DEVAMI BKZ. RAPOR
SINIRLAR VE HAFIZA MEKANLARI SURLAR VE UNESCO KORUMA ALAN SINIRLARI
Böylece Atatürk köprüsü ve Avrasya Tünelinden alana araç ile ulaşımda Yenikapı dolgu alanı araç parkı olarak servis verecek,
HALİÇ SURLARI VE GÜNÜMÜZE ULAŞAN VE KAYBOLAN BÖLÜMLERİ
Aktarma merkezi üzerinden toplu taşım ile tarihi merkeze ulaşım sağlanacakıtr. Planlama sürecinin belli dönemlerinde geliştirilmiş ve etkisini hala sürdüren araç odaklı ulaşım politikalarının Tarihi Yarımadanın üstünde yarattığı yoğun kullanım baskısı, insan ölçeğini ezen, doğaya zarar veren bir sorun olmasının yanı sıra; insanlık tarihinin kültürel mirasını tehdit eden bir problemdir. Bu nedenle üst ölçekte geliştirilen bir diğer çözüm önerisi; Eminönü sahilinde yer alan arabalı vapur iskelelerinin (Eminönü ve İDO) Yenikapı’ya taşınmasıdır. Yenikapı iskelesinin Atatürk Bulvarı üzerinden
DEVAMI BKZ. RAPOR MOTTO 2:
Kamusal mekân kalitesine ilişkin en temel gereklilik ve öncelik yaya dolaşımının devamlılığı ve kullanım alanlarının bütünlüğüdür.
DÖNÜŞEN MEKAN ÖNERİSİ
Ancak yalın, engellerden arındırılmış ve yaya öncelikli bir alan kurgusu sağlandıktan sonra mekânsal müdahale ve tasarım ilkelerinin uygulanması mümkün olacaktır. Bu doğrultuda kıyı boyunca kamusal mekânı işgal eden, kıyı sürekliliğine engel teşkil eden tüm otoparklar ve İSPARK otopark alanlarının kaldırılarak, Atatürk köprüsü altında önerilen otopark alanına taşınması öngörülmüştür. Böylece yaya akışının devamlılığı, kıyı kullanım sürekliliği, kamusal alan kullanımın bütünlüğü sağlanacak; kullanıcının mekânsal deneyim kalitesi yükselecektir. Otoparklar, mekânsal akışa engel teşkil etmenin yanı sıra; görüntü ve gürültü kirliliği ile de kullanıcın mekanı duyuları aracılığıyla deneyimleme SAHIBINDEN.COM KULLANIM AYRIŞMASI
kalitesini
düşürmektedir.
Proje
senaryonun
hedeflerinden
biri de; bu değerli alanın okunurluğunu yükselterek atmosferi güçlendirmek, yapay ve doğal tüm çevresel öğeleri 5 duyu aracılığı ile deneyimleyerek, zihninde kalıcı izler bırakmasını sağlamaktır.
ulaşımın düğümü.
“Dönüşen mekan” olarak kurgulanan Atatürk köprüsü altında önerilen otopark alanı, konum itibarı ile erişilebilirliği yüksek ve
Günümüzde
ulaşım
kentlerde ekolojik kriz üzerine çözümler üretmek adına;
ve turizm bölgesi olan bu bölgenin, bu açıdan büyük
Köprüsü (raylı, yaya) ve Atatürk (araç, yaya) köprüsü
üç bağlantı arasında bir hız değerlendirmesi yapılarak,
Atatürk köprüsünün en hızlı, Haliç metro köprüsünün
farklı ulaşım modlarına yakınlığı ile avantajlıdır. Araç girişi olarak
geliştirmesi,
Avrupa kentleri bisiklet akslarını odağına almış, bunları
eksikleri bulunmaktadır.
şeklinde üç farklı alternatif üzerinden sağlanmaktadır.
birbirine göre hızları derecelendirilmiştir. Hız düştükçe,
görece orta hızlı, Galata Köprüsünün ile en düşük hızda
çalışacak Atatürk köprüsünden gelen kullanıcılar, aracını hemen
Covid-19’dan sonra daha da güncel bir tartışma
geliştirmek üzere çalışmalara başlamıştır. İstanbul’un
KARAYOLU: Proje alan sınırı dahilinde, Haliç’in karşı kıyısı
Proje tasarım prensiplerinin temelinde “duyulara dayalı
duyulara dayalı deneyim yükselecektir. Buna göre;
olması gerektiği öngörülmüştür.
altına park ederek, alana yaya olarak katılabilir ya da toplu taşıma
haline gelmiştir. Özellikle taşıt trafiğinin yoğun olduğu
bisiklet haritasına bakıldığında, üstelik tarihi yarımada
ile bağlantı Galata Köprüsü (araç, raylı, yaya), Haliç Metro
deneyimi azami düzeye taşıma politikası” yattığı için, bu
Tarihi Yarımada’nın kalbi olan proje alanına girişlerde
DENİZYOLU: İdari, ticari, eğitim, kültür gibi alt odakları
alternatiflerine kolaylıkla ulaşabilir. Böylece, Tarihi Yarımada’nın
politikalarını
yoğun yaya
nüfuslu
odaklı
kentlerin,
çözümlerle
DEVAMI BKZ. RAPOR
üstündeki baskı ve araç dolaşım yoğunluğunu düşürme politikasına katkı sağlanmış olacaktır.
MOTTO 3:
Proje alan sınırı dahilinde, Haliç’in karşı kıyısı ile bağlantı Galata Köprüsü (araç, raylı, yaya), Haliç Metro Köprüsü (raylı, yaya) ve
GALATA KÖPRÜSÜNÜN ELE ALINMASI
Atatürk (araç, yaya) köprüsü şeklinde üç farklı alternatif üzerinden sağlanmaktadır. Proje planlama ilkeleri doğrultusunda; “duyulara dayalı deneyimi azami düzeye taşıma politikası” ile bu üç bağlantı arasında bir hız değerlendirmesi yapılarak, birbirine göre hızları derecelendirilmiştir. Çünkü hız düştükçe, duyulara dayalı deneyim yükselecektir. Buna göre; Tarihi Yarımada’nın kalbi olan proje alanına girişlerde Atatürk köprüsünün en hızlı, Haliç metro köprüsünün görece orta hızlı, Galata Köprüsünün ise en düşük hızda olması gerektiği öngörülmüştür. Bu senaryo doğrultusunda; Atatürk köprüsü motorlu araç giriş kapısı, Haliç Metro köprüsü
01.Mevcut Durum Karayolu Bağlantısı
02.Mevcut Durum Karayolu Bağlantıları ve Tramway
03.Önerilen Dolaşım ve Kamusal Alana Dönüşüm
FLICKR BIG DATA ANALİZİ ÇEKİM NOKTALARI
(durağı köprünün orta noktasında bulunması nedeniyle) yürüten dış kapı, Galata Köprüsü ise yürüyerek, bisiklet ya da tramvay ile geçilen, bir yaşam omurgası olarak çalışacaktır. Bu sınıflandırma sonucu; hızı düşürüp, mekânsal deneyim kalitesini yükseltmek amacıyla Galata Köprüsü’nün Eminönü yönü motorlu araç trafiğine tamamen kapatılmıştır. Bu karar aynı zamanda; Tarihi Yarımada’yı tehdit eden motorlu araç odaklı ulaşım politikalarının değişmesi için öncül olması hedeflenen, konum itibariyle de stratejik bir çözüm önerisidir.