da, sinir sistemi bakımından gelişmiş Homo sapiens'lerce gerçekleştirilmiştir. 35 bin yıl öncesine doğru, bu toplumlar... bugünkü anlamda dil ve kültürde uzmanlaşmışlardı". Başka bir deyişle White, modern Homo sapiens'lerle onların öncellerinin dil yete nekleri arasındaki farkın önemli olduğunu söylüyor. Dil yeteneklerindeki gelişme, yal nızca bir ya da iki yararlı nüansın eklenmesi gibi basit bir gelişme değildi. Tersine, bu günkü insanı ileri bir toplumsal ve kültürel ortamda, uzun bir öğrenme süreci gerekti ren zihinsel bir aygıtla donatan önemli bir evrimsel değişim gündeme geldi. Bu aygıt, işlevi doğrultusunda, gizilgücünü tümüyle harekete geçirebilecek bir yapıya sahipti. Whi te, kendine göre, Üst Paleoli tik'le eşzamanlı dilsel yetilerdeki çarpıcı ilerieme lere işaret eden yedi arkeolajik kanıt alanı sıralıyor. Bunlar belki de, 65 bin yıl önce ateş lenmiş ama yavaş yavaş yanan bir fitilin sonuçlarıdır. Bunlardan ilki, Neandertallerle başlayan, ama (ölüleri, eşyalarıyla birlikte gömme uygulamasıyla) yalnızca Üst Paleoli tik'te gelişen bilinçli ölü gömme geleneği; ikincisi, salt Üst Paleolitik ve Son Taş Dev ri'yle başlayan, imgeleme ve bedensel süslemeler biçiminde yansıyan sanatsal anlatım lar; üçüncüsü, teknolojik yeniliklerle kültürel değişimin hızındaki ani ivmeler; dördün cüsü, toplumsal sınırların bir belirtisi ve ürünü biçiminde yansıyan kültürel gelişmele re ilişkin ilk gerçek bölgesel farklılıklar; beşincisi, uzak yörelerle ilişkiler ve gruplar ara sında değiş tokuş edilen yabancı} nesnelere ilişkin güçlü kanıtlar; altı ncısı, yaşam alan larının önemli ölçüde genişlemesi ( karmaşık dilin, planlama ve eşgüdüm açısından bir önkoşul durumuna gelmesi ) ; yedincisi, temelde, hammadde olarak taşa bağımlı tekno lojiden, kemik, geyik boynuzu ve kil gibi diğer gereçlere doğru bir yöneliş. Gerçi bu unsurların bazılarının çok kısa sürede ortaya çıkışının, kimi bilim adam larınca sorgulanmakta olduğunu biliyoruz, ama insan etkinliklerindeki bu "ilkler"in bir likteliği etkileyici görünüyor. Whi te ve Richard Klein' la, Lewis Binford'u da kapsamak üzere, diğer birçoklarına göre bu kanıtlar, gerisinde karmaşık, tam anlamıyla modern konuşma dilinin ortaya çıkışının yer aldığı , tarihsel açıdan anlamlı bir değişimi doğru lamaktadır. Binford, Orta Paleolitik toplumlarda ileriye dönük planlamalara ilişkin her hangi bir kanı t bulunmadığını; bunların , gelecekteki olayları, etkinlikleri kestirip plan layabilmede Üst Paleolitik toplumların çok gerisinde kaldığını belirttikten sonra şunla rı söylüyor: " 'bu [ değişim] nereden kaynaklanıyor? ' diye sorulursa 'zeki' diyeceksiniz, evet, ama ondan da önemlisi, soyutlamayı olanaklı kılan, dil ve özellikle, simgeleştirme dir. Özünde, sağlıklı ve biyolojik bir temele dayalı bir iletişim dizgesinin dışında, bu
212