1 10
Hasta Toplumlar
rek çıkarlarını geliştirme arzusu nitel olarak birbirinden ayrı ol mayabilir. İnsanların başarılı adaptasyonuna genellikle bazıları nın harcanmasıyla erişilir �ocuklar, kadınlar, çok yaşlılar, az güçlüler. Rousseau, Schrnoller ve Marx dahil Avrupalı birçok akade misyen, bir toplumdaki insanların tümünün eşit olduğu bir dö nem olduğuna ve eşitsizliğin "uygarlığın" ortaya çıkmasıyla ge liştiğine inanmaktaydı. Antropologlar küçük ölçekli toplumlar daki insanlar arasında eşitlik olduğu konusunda genellikle muta bıktır fakat eşitlikten (ya da egaliteryanizm dedikleri muhtemel dir) kasıt ettikleri cinsiyet; yaş ve yeteneklere dayalı olanlar ha riç insanlar arasında önemli farklılıkların olmamasıdır.3 Bu fark lılıklar evrensel olarak mevcuttur. İlaveten bazı çok küçük top lumlar zenginlik, güç ve akrabalığa dayalı olarak farklılıklar üretmektedir. Birinci bölümde gördüğümüz gibi avlanmada kul lanılan ağlara sahip Mbutili erkekler ağı olmayan erkeklere bunu "kiralamıştır." Yine de bazı iktisatçı antropologlar küçük toplumlardaki in sanların ekonomik ihtiyaçlarını karşılayacak kaynaklarının her kese bol bol yetecek kadar var olmasından dolayı birbirlerini sömürme güdüsüne sahip olmadığına inanmaktadır. Stone A ge
Economics (Taş Devri Ekonomisi) isimli etkileyici kitabında Marshall Sahlins bile sömürünün mevcut olmamasının küçük beylikler gibi daha karmaşık bazı toplumlarda tipik olduğunu çünkü beylerin mal ve hizmetleri adil bir biçimde dağıtması eşit sizlikle değil toplum çapında mutabakatla sonuçlanmakta oldu ğunu tartışmıştır.4 Son araştırma Sahlin'in eşitlikçi görüşünü idealize ettiğini göstermiştir. Birçok küçük beylikte, belki de tamamında beyler kendi çıkarlarını daha düşük statülü halkın harcanması pahasına geliştirmiştir. Tek bir örnek alacak olursak her bir standarda göre küçük ölçekli bir toplum olan Batı Caroli ne Adalan'ndaki lfaluk Atolllar 500'den az nüfusa sahipti. lfaluk'ta ki kabile reisleri daha düşük statülü halka karşı karar laştırılmış bir avantaj a sahipti. Laura Betzig'in belirttiği gibi re-