Elio D'Anna - Tanrılar Okulu

Page 53

Peder S. bir varoluş kapısıydı. Karşılaşacağım kişi bana varoluşun merdivenlerinde hak ettiğim yeri verecek bir Minos, yargıçların en sertiydi. Üstü kitaplarla dolu masanın arkasından, yaşlı bir adamın kel kafası göründü. Uzun bir süre beni izledi. Siyah gözleri gerçek olamayacak kadar genç görünüyordu. Nasıl olursa gözleri, yüzü biyolojik sürece boyun eğerken böylesine genç kalabilirdi? Bunu fark etmiş olduğumu anlamıştı. Yavaşça göz kapaklarını kapadı ve gözlerini tekrar açtığında, bakışları yaşlı bir adama aitti. Başka çelişkiler de vardı. Konuğunu törensel bir şekilde karşılamıştı fakat yüzünde çok sert bir ifade vardı. Bu görüntüsü, aramızdaki mesafeyi bana görüşmemiz boyunca anımsatmak üzere arka planda asılı kalmıştı. Ses tonu ve tavırları, görüşmemizin sınırlarını belirliyordu. Peder S’in görüşmemizin amacını belirlemek ve o sınırlar içinde tutmak istediği çok aşikârdı. Elini sıkınca, bakışlarındaki ifadenin aynısını hissettim. Peder S. beni inceliyordu. Gülümsemesiyle gizlese de, hakkımda bilgi toplamaya çalışıyordu. Konuğu meraklı bir akademisyenden çok, nadiren karşılaşacağı bir iş adamına benziyordu. “Hakkınızda tek bildiğim töresel felsefeyle ilgilendiğiniz ve yanılmıyorsam New York’taki bir üniversiteden geldiğiniz,” dedi, ‘tek’ sözcüğüne özellikle vurgu yaparak. “İş etikleri konusunda uzmanım,” dedim onu nazikçe düzelterek. Bir araştırmacı olduğumu gösteren Fordham Üniversitesi’nin mektubunu göstererek. Mektubu okurken yüzündeki ilgi ifadesi artıyordu. Lupelius hakkında araştırma yaptığımı ve onunla bu konudaki bilgilerimi genişletmek üzere buluştuğumu okuduğunda ise ilgisi yerini şaşkınlığa bırakmıştı. Bilindik bilimsel konulardan oldukça uzak bir konu seçmiş olmama şaşırdığını belirtti. Ona Dreamer’dan bahsetmedim. Sadece iş yönetimine yeni bir soluk getirmek amacıyla Lupelius’un düşüncelerinden faydalanmak istediğimi belirttim. Bu çalışmayla, Varoluş Okulu’nun ilke ve felsefelerini, modern iş yaşantısına taşıma niyetimden bahsettim. Lupelius’un özellikle yenilmezlik ve yıkılmazlık öğretilerinin, günümüzün ekonomik meselelerinin çözümünde kullanılabileceğini açıkladım. Onun ölümsüzlük üstüne yaptığı çalışmalar ve deneyler, günümüzün işletmelerine de uygulanabilirdi. Ekonomistler ve akademisyenler, dünya çapında endişe veren bir olay karşısında çaresiz kalmışlardı. “Şirketler uzun ömürlü olamıyor. Dünyanın her yerinde şirketler ancak birkaç yıl dayanabiliyorlar. Ekonomi sektörünün dev şirketleri, çok uluslu şirketler bile kırk yıldan fazla ayakta kalabilmek için büyük bir savaş veriyorlar,” diye açıklamada bulundum. Dreamer’ın görüşlerini sanki benimmiş gibi satıyor, uzun soluklu bir şirketin ancak ölümsüz olan, düşleyen bir kurucudan doğabileceğini anlatıyordum. Dreamer bir keresinde, sevgi ve korku kutuplaşması üstüne konuşurken, sevgi sözcüğünün gerçek anlamının ölümsüzlük olduğunu söylemişti. Aslına bakarsanız ölümsüz şehir Roma’nın da ‘amor’ sözcüğünün


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.