Elio D'Anna - Tanrılar Okulu

Page 254

başladım. Söylediklerinin mantıklı ya da kabul edilebilir şeyler olmasına hatta anlayıp anlamadığıma bile artık aldırmıyordum. Önemli olan yazmaktı, her şeyi kaydetmekti. Bildiğim tek şey, bir sözcüğü, bir vurguyu bile değiştirmemem gerektiğiydi. Bir gün yeni baştan okuyacak ve anlayacaktım, ya da belki, Dreamer'ın sınırsızca vermekte olduğu ancak benim hazırlıksız yakalanmam nedeniyle almaya hazır olmadığım bu bilgileri ben de yeni nesil araştırmacılara aktarabilirdim. Dreamer sandalyesini nazikçe geriye çekerek ayağa kalktı ve çıkışa doğru yöneldi. Çayevinden üzülerek ayrılmıştım. Bu kısacık zamanda etrafımdaki her şeye bağlandığımı hissediyordum. Öyle ki, hiç adım atmayarak burada kalabilir, hatta köklerimi buraya salabilirdim. Bu saptamayı, üzerime bir gölge gibi çöken bu garip melankoliyi gözlerken, çoktan ahşap köprüye varmış olan Dreamer'a yetişmek için, adımlarımı hızlandırdığım sırada yapmıştım. Hemen yakınımda bekleyen birçok taksi vardı. Başka bir şeyi istememe fırsat kalmadan, kendimi beni otele götürmek üzere gelen eski bir limuzinin içinde buldum. Arabanın kapısını kapatıp pencereden dışarı baktığımda, O'nu gördüm ve bunun O'nu son görüşüm olmasından korktum. Fakat Dreamer beni yatıştırarak, ertesi gün yine orada ve aynı saatte buluşacağımızı söyledi. Taksi Şanghay sokaklarını kat ederek bu muazzam şehrin üst geçitlerini aşarken, O'nun sözleri hâlâ zihnimi meşgul ediyordu. Otele vardığımda karmaşık düşüncelerimi bir düzene koymaya çalıştım. İnanç saydığım her şey o gün altüst olmuştu. Dreamer'la olan karşılaşmanın ertesinde ulaştığım o müthiş sonuçla, yenik düşmüş bir şehrin surları gibi, benim eski zihinsel yapımdan geriye taş üstünde taş kalmamıştı. 5 Buda'nın babası Buluşmaya oldukça erken geldim. Beyaz yeşim taşından yapılma Buda'nın muhafaza edildiği Yufo Si Tapınağı'na, birkaç Batılı turist ile din adamından başka giren çıkan olmamıştı. Dreamer'ın bugünkü buluşma için belirlediği yer burasıydı. Ben de eski çarşının sokaklarında gezinerek zaman öldürdüm. Geniş kapının önünden geçerken, her an ortaya çıkacağı umuduyla kalabalık içinde O'nun yüzünü aradım. O'nu fark ettiğimde henüz benden oldukça uzaktaydı. Yanında ortalamadan daha uzun boylu ve ciddi görünümlü üç yaşlı kişiyle birlikte bana doğru yürüyordu. İçlerinden biri, ince altın çerçeveli gözlüklü ve seyrek saçlı olanı, başını eğerek iki eliyle Dreamer'a bir paket sundu. Sonra her birinin önünde eğildiğini ve O'nu saygıyla selamlayarak yanından ayrıldıklarını gördüm. Yalnız kaldığında yanına gittim. Kısa bir bakışmayla selamlaştık. Sur duvarlarına paralel uzanan sokak boyunca yürüdük. Adımlarını tapınağın girişine doğru çevirdiğinde ve merdivenleri çıkmaya başladığında, O'nun dinler hakkındaki sözleri beni şaşırtmıştı ama peşi sıra yürüyerek, O'nunla birlikte içeri girdim. Bir grup keşiş, köşedeki bir masada yemek yiyordu. Alışılmış olduğu üzere, iç avlunun ortasındaki dev mangalda tütsü çubuklarını yakarak, tanrının heybetli heykelinin


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.