Hotel Restaurant & Hi-Tech Şubat 2016

Page 1






r ö t i d E

Turizmde ‘birlik’ sesleri yükseliyor Malumunuz 2015 zor bir yıl oldu, bunca ‘kırılgan’ bir sektör için 2016 da muhtemel enkazlarıyla birlikte çok da kolay geçmeyecek gibi görünüyor. Tüm bu yeni pazar arayışları, yeni söylemler, yükselen ‘birlik sesleri’ o yüzden... Turizmde Bakan’ından sivil toplum örgütlerine kadar her cepheden ‘tek çatı’ sesleri artık daha yüksek sesle telaffuz ediliyor. Sektör, “Türkiye ve dünyada krizler bitmeyecek, öyleyse birlik olma vaktidir” diyor, bu sese önemle kulak vermek gerek! “2007 yılından bu yana MICE MICE diye bağırıyoruz” diyor Turizm Medya Grubu Başkanı Volkan Ataman üstüne basa basa… Hatta “Bu olguyu Türkiye’de oturtan biziz” diye de iddia ediyor. Türkiye’de kongre, toplantı ve etkinlik sektöründe belli ki meyveleri toplama zamanı! Bir de şu güvenlik sorunu olmasa! Türkiye’de MICE gündemine dair tüm detaylar Turizm Medya Grubu Başkanı Volkan Ataman ile yaptığımız röportajımız ile sizlerle… Tek istediği iyi bir iletişimci olmaktı… Yola kültürlerarası iletişimle çıktı, okyanus ötesini aşarak Öğrenci Değişim Programı’na dahil oldu. Türkiye’ye dönüşünde yine “iletişim” dedi, kendini Şan Tiyatrosu’nda Egemen Bostancı’nın yanında sekreterlik yaparken buldu. İletişimin en keyif veren yıllarını ise otelcilikturizm sektörüyle yaşadı. İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı Genel Koordinatörü Güniz Atıs Azrak’ın gönül verdiği iletişim yolculuğunun devamı iş’te kadın sayfalarımızda… Bolulu bir aşçıydı. Baba lokantasına çırak olup kasaların üzerinde bulaşık yıkadı, uzun yağ kuyruklarında sıraya girdi, masalardan tabak topladı… Bavulunda sanatıyla Uzakdoğu’ya taşındı; yeri geldi keyifli açılışlar yaptı yeri geldi mesleğe küsüp marangoz atölyelerinde dirsek çürüttü. Ama bir türlü mutfağın büyülü dünyasına ömürlük restini çekemedi… Bu sayımızda Ramada İstanbul Asia Hotel’in Ecexutive Şefi Uğur Özkan’ın ustalık mutfağına konuğuz… İstanbul’daki otel yatırımlarına bir yenisi de geçtiğimiz günlerde Radisson Blu Hotel, İstanbul Ataköy ile eklendi. Yönünü inovasyon ve tasarıma göre belirleyen ikonik otel markası Radisson Blu’nun İstanbul’daki yedinci otelini turizme katkılarından dolayı tebrik eder, çalışanlarına başarılar dilerim. Keyifli okumalar dilerim.

Hatice Ünal Bilen İmtiyaz Sahibi

İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK İç ve Dış Tic.Ltd.Şti. Adına H. FERRUH IŞIK GENEL MÜDÜR MEHMET SÖZTUTAN mehmet.soztutan@img.com.tr SORUMLU MÜDÜR YUSUF OKÇU yusuf.okcu@img.com.tr

REKLAM KOORDİNATÖRÜ EMİR ÖMER ÖCAL emir.ocal@img.com.tr CONSEPT TASARIM FATMA DEMİRBAĞ fatma.demirbag@img.com.tr FOTOĞRAF EDİTÖRÜ HAKKI GÜNERKAN hakki.gunerkan@img.com.tr

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ HATİCE ÜNAL BİLEN hatice.unal@img.com.tr YAYIN DANIŞMANLARI Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ Prof. Dr. MUHAMMET ARICI Prof. Dr. İSMAİL KAYA Doç. Dr. MEHMET ALİ ÖZBUDUN T. YÜCEL DEREYAYLA FİKRET ÖZDEMİR

MUHASEBE ve MUSTAFA AKTAŞ FİNANS MÜDÜRÜ mustafa.aktas@img.com.tr ABONE ve DAĞITIM NURTEN DEMİR nurten.demir@img.com.tr CTP - BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna Bahçelievler/İSTANBUL Tel: 0212 454 30 00 İRTİBAT BÜROLARIMIZ BURSA +90.224 211 44 50-51 KONYA +90.332 238 10 71

Website

www.hotelrestaurantmagazine.com

e-mail

info@img.com.tr

ADRES Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B Blok No:1 Kat:4 Güneşli-Bağcılar/İstanbul Tel: +90 212 604 51 00 Faks: +90 212 604 51 35

hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır.



içindekiler

46

62

60 antre 12 Sektörden kısa haberler

gündem 22 TUROB İran’a tanıtım seferberliği

ilan etti

24 OR-Gi sadece uçakları değil,

yatırımları da uçuruyor

26 TUROB: 89 ülkeye vize başlıyor,

turizmciler endişeli

28 Konaklamada dolulukları artıracak

sistem Jolly Tur’den geldi

30 Ersoy birlik çağırısı yaptı, Bakan

Ünal tam destek verdi

34 Momondo’dan kayak tutkunları için

rota rehberi

40 Antalya kış turizmi için spor,

sağlık- fuarcılık ve kongrelere odaklanacak

42 Ataman: 2007’den beri ‘MICE

MICE’ diye bağırıyoruz

yeni yatırımlar 46 Radisson Blu Hotel, İstanbul

Ataköy kapılarını açtı

50 Park Dedeman Elazığ açıldı 52 Hampton by Hilton İstanbul

Ataköy açıldı

Boreas Butik Otel

56 IHG 5000. Otelini New York’ta açtı 58 Cloud 7 Otelleri, İstanbul’da 60 The Marmara Taksim 25. yaşına

38 TUROB geleneksel buluşması

iş’te kadın

hayatın içinde gerçekleşti

www.hotelrestaurantmagazine.com

66 Şef ve aşçılar hem tattılar hem

coştular

68 Çırağan Palace Kempinski’den

görkemli 25. yıl kutlaması

70 Wyndham Grand Otelleri’nden

en yeni kahve lezzetleri

şef’in gözünden 72 Lezzet sanatkarı: Şef Uğur Özkan

54 Alaçatı’da bir düşler ülkesi,

36 Down sendromlu gençler iş yerinde,

etkinlik

yenilenerek giriyor

gastro aktüel 76 Gastronomi sektöründen kısa

haberler

yeni mekan 82 Yemeğin iyisi, ortamın samimisi,

Central

62 Turizmin ‘gönüllü iletişimcisi’

84 Eataly’nin sağlık dolu yeni lezzet

Güniz Atıs Azrak

durağı, Insalateria


72 86 Nitelikli kahve deneyimi için,

Kahve Limanı

114 106 Yenilikçi ECOtour turizm

tesislerinin hizmetinde

İzmir’de…

90 n’fes cafe & kitchen Ataşehir’de

marka güncel 108 Sektör firmalarından kısa haberler

lezzet yaşattı

hijyen 94 Metin Tunç: GreenEarth Tanıtım

Günleri bu yıl son hız devam edecek

otel-tech 110 Protel’den anahtar teslim

e-dönüşüm

111 POS ve yazarkasalar akıllanıyor,

vergi denetimleri kolaylaşıyor

çamaşırhane çözümleri

dosya 98 Sevgililer günü özel

marka 104 Endüstriyel mutfak ve soğutma

projelerinde 43 yıllık deneyim; S2000

www.hotelrestaurantmagazine.com

sayıyor

118 Anfaş Fuarı’nın en çok konuşulan

markası, Öztiryakiler

dekorasyon/söyleşi 112 Otel ve restoran tasarımlarına

iki kadın eli, ‘Mot Contract hizmette’

dekorasyon 114 İç dizaynda online anahtar teslim

hizmet; marketim burada

içecek fuarı açılıyor

120 Galeri Kristal’den fuarlara modern

görsel efekt etkisi

12210 içmimar, 10 otel odasıyla

turizmcileri büyüledi

124 İSMOB, ihracat hedefinde 750

96 Stahl’dan profesyonel

119 Türkiye’nin en kapsamlı gıda ve

92 Köşebaşı, 2015’te 2 milyon kişiye

fuar 116 IBATECH 2016, nisan için gün

88 İki Satır muhabbet mekanı,

98

milyon doları cebe koydu

ürün 128 Yeni ürünler


Otelinize Özel

Karşılama Tepsileri

Welcome Tray

 İsteğe uygun ebat ve model seçenekleri  Meşe, ceviz, kayın masif ahşap veya lake  Çalınmaya karşı korumalı su ısıtıcı klipsi

 Bardaklarınıza ve su ısıtıcınıza göre ölçülendirme  Otelinizin logo veya ismini uygulama

Demo Dekorasyon Mobilya Üretim A. Ş.

Demo Dekorasyon Mobilya Üretim A. Ş.

Demo Decoration Furniture Production and Marketing Company İstanbul st. 16 34555 Hadimkoy, Istanbul Ph: + 90 212 771 3043 demo@demodek.com

www.demodek.com


Otelinize Özel

Masa ve Sehpalar

Tables and Stands Otellerin tüm mekanlarında kullanılabilen, işletmenize prestij katabilecek, özel tasarımlar..

Demo Dekorasyon Mobilya Üretim A. Ş.

Demo Dekorasyon Mobilya Üretim A. Ş.

Demo Decoration Furniture Production and Marketing Company İstanbul st. 16 34555 Hadimkoy, Istanbul Ph: + 90 212 771 3043 demo@demodek.com

www.demodek.com


“OTEL & SPA” ÖZEL TEKLİFİ

%100 MADE IN ITALY


OTEL & SPA PAKETİ FİYAT TEKLİFİ

19.950 *ex work İtalya

OTEL & SPA PAKETİNDEKİ ÜRÜNLER:

Panatta Sport Türkiye Dist: Miya Diş Tic.ltd İkitelli Osb Eski T.Ozal Cad No 31-1 Ikitelli Istanbul

Tel: 0(212)549 04 34

info@miya-spor.com

ww.facebook.com/panattasportturkiye


restaurant 12 hotel & hi-tech

antre

Ace of M.I.C.E. Exhibition 3.’sünü gerçekleştirecek ACE of M.I.C.E. Exhibition fuarı bu yıl 16 Mart tarihinde üçüncü kez kapılarını açacak. 3 gün boyunca B2B görüşmelerin yer alacağı fuarda içerik olarak birbirinden zengin sempozyum, konferans, etkinlik ve network aktiviteleri düzenlenecek.Tüm dünyadan MICE profesyonellerini aynı çatı altında toplayan “ACE of M.I.C.E. Exhibition” fuarı 2015 senesinde 25 ülkeden 269 katılımcı, 11.687 ziyaretçi ağırladı. Bu sene gerçekleşecek organizasyon ile çıtasını yükselterek devam eden fuarın ikinci gününde ise ACE of M.I.C.E. Kongre, Toplantı ve Etkinlik Ödül Töreni sektörün aslarını ödüllendirecek. Türkiye, Kuzey ve Latin Amerika, Avrupa, Ortadoğu, Afrika ve Asya ülkelerinden toplamda 656 satın alıcı ağırlayan fuarda MICE profesyonellerini yeni teknolojiler, sektörün merak ettiği konu ve konuşmacılar ile sürprizlerle dolu etkinlikler bekliyor.

CVK Park Bosphorus 2015’in en çok tercih edilen oteli oldu Türkiye ve Avrupa’nın en lüks oteli CVK Park Bosphorus Hotel, 2015’te ağırladığı toplam 250.000 misafir sayısı ile İstanbul’un en çok tercih edilen oteli oldu. Yıl içinde yüzde 90’ı aşan doluluk oranıyla hizmet veren CVK Park Bosphorus Hotel, Ortadoğu’dan Birleşik Arap Emirlikleri’ne, 28 AB ülkesinden Uzak Doğu ülkelerine kadar dünyanın her bölgesinden misafir ağırladı.Birbirinden farklı ve özel odaları ile her beğeniye hitap eden otel, 65 tanesi “Park Prestige Suites” formatında, 23’ü süit olmak üzere toplam 450 odası ile hizmet veriyor. 2015 yılında yerli ve yabancı olmak üzere toplam 250.000 misafir ağırlayan, yıl genelinde yüzde 90’ın üzerinde doluluk oranlarına ulaşan CVK Park Bosphorus Hotel, Türk turizmine katkı sağlamanın yanı sıra ekonomiye de hatırı sayılır düzeyde döviz kazandırdı.

Yerli turist uzak ülkelere seyahat etmek istiyor Seyahat arama sitesi momondo, 2015 yılı boyunca yapılan uçuş aramalarını ve 2016’ya yönelik aramaları inceledi. Buna göre 2016 için ilk favoriler arasında Bangkok ve New York geliyor. Liderleri Amsterdam, Paris ve Roma gibi Avrupa başkentleri izlerken Moskova liderlikten dokuzunculuğa düştü. Araştırma kapsamında 2015 yılının popüler rotaları da incelendi. Buna göre 2015 yılında en çok Moskova’ya yönelik uçuşlar araştırıldı. Moskova uçuşları için yapılan aramalar, 2014 yılına göre yüzde 57 oranında artış gösterdi. Geçtiğimiz yılın en popüler ikinci rotası her yıl çok sayıda Türk turisti ağırlayan Amsterdam olurken, Kuzey Kıbrıs’a yönelik uçuşlar listenin üçüncü sırasında yer aldı. Listenin dördüncü sırasında Bangkok, beşinci sırasında ise Kiev yer aldı. Yurt içi aramalarda ise en çok Antalya yükseldi.

Pera Palas’ın müzik tarihine yolculuk Açıklamalı Konser Kültür, sanat ve müzik hayatının önemli etkinliklerine ev sahipliği yapan Pera Palace Hotel Jumeirah, Cumartesi Konserleri’nde 20 Şubat Cumartesi saat 11.00’de piyanist Cana Gürmen ve keman virtüözü Cihat Aşkın’ı ağırlıyor. Müzik tarihçisi, besteci ve orkestra şefi Emre Aracı’nın eski gazeteleri ve anı defterlerini tarayarak bir araya getirdiği ipuçlardan repertuvarını oluşturduğu ve sunduğu bu açıklamalı konserde piyanist Cana Gürmen’in eşliğinde Cihat Aşkın’ın kemanıyla Pera Palas Oteli’nin müzik tarihine çok özel bir yolculuk gerçekleşecek.



restaurant 14 hotel & hi-tech

antre

Dinamik toplantılar için ibis Styles Taksim Fransız AccorHotels’in her katında renkli ve etkileyici bir tasarımla karşılayan Ofton İnşaat’ın turizmdeki yatırımlarının biri olan ibis Styles modern tasarımlı, donanımlı teknolojik altyapılı ve uygun fiyatlı toplantı odaları ile iş dünyasının tercihi oluyor. İstanbul’un kalbi Taksim’de konumlanan otel; Maçka Küçükçiftlik Park, Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi, Dolmabahçe Sarayı gibi kültür – sanat merkezlerinin yanı başında olmasının yanı sıra Beşiktaş, Şişli ve Beyoğlu gibi İstanbul’un önemli ilçelerine de çok yakın mesafesiyle bir adım öne çıkıyor.

Doğaya İksir’li dönüş Yarıyıl tatili geliyor. Bir dönem boyunca çalışan beyinler ve vücutlar, tatili özledi. Yenilenmek, yeniden enerji ile dolmak için İksir Resort Town, öğrencilere özel program hazırladı. 25- 29 Ocak 2016 tarihleri arasında 1.’ci dönem ile 1- 5 Şubat 2016 tarihleri arasında 2.’ci dönemi kapsayın ‘Doğal Olana Dönüş Sömestr Programı’ çocukları bekliyor. Çocuklar 2016 sömestr tatili sırasında; binicilik eğitiminden ahşap atölyesinde hediyelik eşya yapımına kadar, onlarca deneyim kazanarak, hem eğlenip hem öğrenirken, unutulmaz anılarla dolu bir sömestr tatili yaşayacaklar.

Mövenpick Hotel Istanbul’a yeni satış ve pazarlama direktörü Mövenpick Hotel Istanbul’un Satış ve Pazarlama Direktörlüğü görevine Giray Çınar getirildi. Bilkent Üniversitesi, Turizm ve Otel İşletmeciliği bölümünden mezun olan Çınar, profesyonel iş yaşamına 1997 yılında Ceylan Intercontinental’da Ziyafet Satış Yetkilisi olarak başladı. Son olarak İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda Satış ve Pazarlama Direktörü olarak görev alan Giray Çınar, 19 yıllık tecrübesini 7 Ocak 2016’dan itibaren Mövenpick Hotel Istanbul’da Satış ve Pazarlama Direktörü olarak hayata geçiriyor. Çınar, İngilizce biliyor.

Park Inn by Radisson Istanbul Atatürk Airport’a yeni genel müdür Türkiye’deki ilk Park Innn by Radisson otelinin Genel Müdürlüğü görevini, sektörün deneyimli isimlerinden Ahmet Arıkan yürütecek. Otelcilik kariyerine 1992 yılında İstanbul Mövenpick Hotel’de başlayan Ahmet Arıkan, Çırağan Palace Hotel Kempinski Istanbul, Intercontinental Istanbul, Radisson SAS Ankara, Radisson Blu Istanbul, Radisson Blu Baku, Park Inn by Radisson Baku, Staybridge Suites Baku ve Dedeman Hotel Istanbul gibi uluslararası otellerde genel müdürlük ve yöneticilik görevlerinde bulundu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde İngiliz Filolojisi ve Cornell University-School of Hotel Administration - New York’ta Otelcilik eğitimleri alan Arıkan, 1963 doğumlu, evli ve bir kız çocuk babası.



restaurant 16 hotel & hi-tech

antre

ACE of M.I.C.E.‘ta ödül alacaklar belirlendi MICE sektörün sürdürülebilir olmasını sağlamak, kalite standartlarının artırılması, sektör paydaşlarının bir araya gelmesinin sağlanması ve sektör bilinirliğini uluslararası ölçekte artırmak için Turizm Medya Grubu tarafından bu sene dördüncüsü gerçekleştirilecek olan ACE of M.I.C.E. Kongre, Toplantı ve Etkinlik Ödülleri’nin 84 finalisti 74 kişilik jüri heyetine 15 Ocak’ta Swissotel’de sunumlarını gerçekleştirdi. Türkiye’de MICE sektörünü bir araya getirerek ticari hacmini büyüten ve sektörü dünyaya açan Turizm Medya Grubu’nun bu yıl dördüncüsünü düzenlediği ACE of M.I.C.E. Ödülleri, 17 Mart 2016 tarihinde Türkiye ve global MICE endüstrisinden 2.500 kişinin katılımıyla Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde gerçekleştirilecek.

Köfteoğlu: “Turizm, Hasanların Hans’lar kadar gezmesidir” Bergama Ticaret Odası öncülüğünde, Bergama Amatör Fotoğraf Sevenler Derneği Başkanı Levent Karacaoğlu yönetiminde gerçekleştirilen toplantıda konuşan TUYED Başkanı Köfteoğlu, dünyada turizmde belli noktalara gelen ülkelerde iç turizmin ortalama yüzde 60’lar seviyesinde olduğuna dikkat çekerek, “İç turizm başka bir değişle yerli turist sektörün sigortasıdır. İç turizmi güçlü olan ülkeler krizlerden fazla etkilenmiyor. Krizler olsun veya olmasın bizim ülkemizde de gerçek bir turizm hareketinden söz etmek istiyorsak Hasanların Hans’lar kadar gezmesini sağlayacak girişimleri başlatmamız gerekiyor.” dedi.

Etihad Airways’e inovasyon ödülü

Birleşik Arap Emirlikleri’nin ulusal havayolu şirketi Etihad Airways, Travel Weekly Globe Travel Awards kapsamında “İnovasyon Ödülü”ne layık görüldü. Havayolu’nun The The Residence, ticari uçaklar arasında dünyanın tek özel üç odalı kabini olması ile ön plana çıkıyor. Devrim niteliğindeki bu kabin, Abu Dabi’de yer alan Etihad Airways Inovasyon merkezinde gerçekleştirilen yedi yıllık bir Ar-Ge programının sonunda ortaya çıktı. Havayolunun Airbus A380 filosunda yer alan yaklaşık 12 m2’lik The Residence, bir oturma odası, ayrı bir duş bölümü ve iki kişilik yatak odasından oluşuyor. Ayrıca, havacılık endüstrisinde bir başka ilk olan kabine özel uçuş görevlisi de The Residence’da sunulan hizmetler arasında yer alıyor.

Hilton İstanbul Kozyatağı’na Yeşil Yıldız Yatırım aşamasında en son teknolojiyi kullanarak çevre kirliliğini önlemeyi, enerji tasarrufu ile doğal kaynakları korumayı hedefleyen ve bunu başarı ile uygulayan Hilton İstanbul Kozyatağı, Yeşil Yıldız Belgesi ile ödüllendirildi. Hilton İstanbul Kozyatağı yetkilileri, “Yatırımcılar kadar turistler de, çevre dostu otellere yöneliyor. Bu konaklama sektörünü yeşil dönüşüm için tetiklerken, önümüzdeki yıllarda yeşil otellerde doluluk oranları ve sirkülasyon daha yüksek olacak.” dedi. Otel, misafirlerine sunduğu organik ürünler büfesi, çevreye duyarlılık konusunda çalışanlarına verdiği eğitimler, misafirlere ve kamuoyuna verilen mesajlarla da öne çıktı. Hilton İstanbul Kozyatağı, kısa mesafelerde bisiklet kullanılmasına teşvik, Dünya Çevre Günü’nde otelde konaklayan misafirler adına fidan dikilmesi, Dünya Saati uygulamasında ışıkları kısılarak enerji tasarrufu sağlanması gibi farklı aktivitelerde bulunarak çevreye duyarlı bir yaklaşım sergiliyor.



restaurant 18 hotel & hi-tech

antre

285 saniyelik Türkiye turu için kemerlerinizi bağlayın! Son yıllarda Avrupa ve Türkiye’de yaptığı büyük yatırımlarla adından sıkça söz ettiren Corendon Turizm Grubu bünyesinde faaliyet gösteren Corendon Airlines, yeni “Safety Demo” filminde uçuş emniyet kurallarını, Türkiye’nin eşsiz güzellikleriyle dolu görsel bir şölen içerisinde bir Hollywood filmi tadında anlattı. Corendon Airlines’ın 15 uçaklı filosuyla birlikte video paylaşım sitelerinden tüm dünyada eş zamanlı olarak yayınlanan film, daha ilk günden sosyal medya gündeminde yerini aldı. Corendon Turizm Grubu Kurucu Ortağı Yıldıray Karaer, “Şu anda, Türkiye’ye en fazla turist taşıyan havayollarından birisiyiz. Bu sebeple, Türkiye’nin tanıtımını kendimize misyon edindik. Bu film ile amacımız; Türkiye’nin güzelliklerini ön plana çıkarırken yolcularımızda Türkiye’ye yeniden gelme isteği uyandırmak” dedi.

İş seyahatlerinin en iyi havayolu Etihad Birleşik Arap Emirlikleri’nin ulusal havayolu şirketi Etihad Airways, Buying Business Travel Magazine tarafından düzenlenen 2016 İş Seyahati Ödülleri’nde (Business Travel Awards 2016) “İş Seyahati İçin En İyi Havayolu” seçilerek, ödül listesine bir yenisini daha ekledi. İş Seyahati Ödülleri, bağımsız bir jüri tarafından sektörde sıra dışı başarılara imza atan kurum ve bireylere veriliyor. Etihad Airways ise bu prestijli ödüle, Airbus A380 ve Boeing 787 Dreamliner uçaklarında bulunan devrim niteliğindeki kabin ve hizmetlerinin yanı sıra, modern Airbus A330/ A340 ve Boeing 777 ailesi ile almaya layık görüldü.

Park Dedeman Levent’e Leed Gold sertifikası Tüm projelerinde enerji verimliliği ve sürdürülebilir yaşamın geliştirilmesi konusunda azami hassasiyet gösteren Dedeman Grubu bünyesindeki Park Dedeman Levent, “Leed Gold Sertifikası”na sahip oldu. Müşterilerine konforun yanında sürdürülebilir bir gelecek sunan Park Dedeman Levent, ABD merkezli Yeşil Binalar Konseyi’nin geliştirdiği LEED sertifikasını, O+M Existing Buildings (Mevcut Binalar) kategorisinde aldı. Park Dedeman Levent Otel Müdürü Tunay Erdal, “Otel binamız, mimari tasarım ve inşaat süreçlerinde LEED kriterlerine göre projelendirildi. Su tüketimi, yapının geri dönüşüm aşamaları, kullanılan malzemeler ve iç mekan kalitesine kadar bir çok noktanın değerlendirilmesi sonucu sahip olunabilen sertifikayı almamız bizim için çok değerli.” dedi.



restaurant 20 hotel & hi-tech

antre

Crowne Plaza İstanbul Asia’dan İki atama bir transfer Uluslararası otel zinciri Intercontinental Hotels Group’un İstanbul Anadolu yakasındaki ilk oteli olan Crowne Plaza Istanbul Asia kadrosunu güçlendirerek yoluna daha güçlü devam ediyor. 2015 yılını yüzde 90’a yakın doluluk oranıyla geçiren Crowne Plaza İstanbul Asia 2016 yılına kadrosunu daha da güçlendirerek başladı. Turizm sektöründe çeşitli görevlerde bulunan Sinan Polat Otel Satış Direktörü görevine getirildi. Crowne Crowne Plaza İstanbul Asia’da Kurumsal Satış Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Songül Alkan Kurumsal Satış Müdürü görevine atanırken, Otel Satış Yetkilisi pozisyonunda görev yapan Çisem Efe ise Crowne Plaza İstanbul Asia’nın Banket Müdürü pozisyonuna getirildi.

Kışın yıpratıcı etkilerine CVK Safira SPA dopingi CVK Park Bosphorus Hotel’in ayrıcalıklı yaşam merkezi CVK Safira SPA, konuklarını kışa yenilenmiş olarak sokmak için özel bir bakım paketi hazırladı. Aromaterapi Masajı, bitki özlerinden elde edilmiş yağlarla hem bedeni hem de ruhu yüksek enerjide tutmaya yardımcı oluyor. Kokularıyla zihni, içerikleriyle de bedeni gençleştiren masaj, bitkilerin içerisindeki hayat özlerinin vücudu rahatlatmasını sağlıyor. Buharda damıtma yöntemiyle çıkarılmış bitki özleri ve yağlarının kullanıldığı Aromaterapi Masajında sandal, yasemin ve lanvanta kokuları tercih ediliyor.

‘Türkiye Turisti’ne ilk destek Çukurova GİAD’dan

Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu’nun terör olayları ve Rusya ile yaşanan gerilimin turizme olumsuz etkilerini dikkate alarak başlattığı “Bu sene Türkiye Turistiyiz” kampanyasına ilk katılım Çukurova GİAD’tan geldi. Çukurova GİAD Başkanı Ömer Faruk Sakarya konuyla ilgili olarak, “1 Kasım’ın ardından hükümetin aldığı kararlarla ülke olarak daha refah, daha huzurlu, daha güvenli bir Türkiye olacağına herkesin inancı vardı. Ancak, ülkemizde yaşanan terör olayları, ardından Rusya ile yaşanan sıkıntı özellikle turizmi olumsuz bir atmosfere soktu. Ülke turizminin yaşadığı sorunlu döneme TÜGİK olarak destek verebilmek amacıyla ‘Bu Sene Türkiye Turistiyiz’ çağrısı yaptık. Konfederasyonumuza bağlı GİAD’ların üyesi işadamlarından yıl boyunca iş seyahatleri dışındaki tatil amaçlı turistik gezilerimizi yurt içinde yapalım, çevremizdeki insanları da bu kampanyamıza destek vermeye çağıralım istedik. Bu çağrımız ve ülkemize vereceğimiz destek önemli” diye konuştu.

2015 yılı konuk bağlılığında The Ritz-Carlton, Istanbul Avrupa birincisi 30 ülkede 91 otel işleten The Ritz-Carlton Otel Şirketi’nin, bağımsız araştırma şirketi Gallup tarafından yürütülen 2015 “konuk bağlılığı” anketinin sonuçları bellli oldu. The Ritz-Carlton, Istanbul Avrupa’da yer alan oteller arasında Konuk Bağlılığı anketinde birinci sırada yer aldı. Kazakistan, İsrail, İspanya, Avusturya, Portekiz ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan uluslararası otel arasında “konuğun tam bağlılığı” skorunda aldığı puanla 3 yıldır birinci sırayı koruyan İstanbul’u, Almati, Herzliya, Barcelona, Viyana ve Portekiz’de bulunan Penha Longa Otelleri izledi.



restaurant 22 hotel & hi-tech

gündem

TUROB İran’a tanıtım seferberliği ilan etti Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB), İran’da tanıtım atağına kalkıyor.

İ

çinde bulunduğu sıkıntılı günleri aşmaya çalışan Türk turizmciler yeni pazar arayışlarını ve mevcut pazarlarını büyütme yönündeki adımlarını hızlandırdı. Rusya ile yaşanan sıkıntılar Türkiye’nin en büyük ikinci pazarı konumundaki bu ülkeden turist trafiğine darbe vururken, Sultanahmet saldırısının en büyük turizm pazarımız Almanya’yı da olumsuz etkileme ihtimaline karşı turizmciler harekete geçti. Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) bu iki büyük pazarda yaşanabilecek kayıpları ‘kısmen’ telafi edebilmek için İran’ı yakın markaja alıyor. Bu kapsamda TUROB, Türkiye’ye en fazla turist gönderen yedinci ülke konumundaki İran’da tanıtım atağına kalkıyor. Özellikle İran’a yönelik uluslararası ticaret ambargosunun resmen kaldırılması bu girişimde itici güç olurken, TUROB bu gelişmenin Türk turizmi için olumlu bir etki yaratmasını öngürüyor. NEVRUZ DÖNEMİNE OLUMLU KATKISI OLUR TUROB’un İran’a yönelik tanıtım atağının ilk adımında İranlı turizmcilerin Türkiye’de ağırlanması yer alıyor. Bu kapsamda Tahran, İsfahan, Tebriz’in aralarında olduğu 7 ayrı şehirden toplam 50 seyahat acentası ve tur operatörü bu hafta İstanbul’da ağırlanacak. TUROB ve Türk Hava Yolları işbirliği ile hayata geçirilecek olan organizyonun olumlu sonuçlarının İran’ın en büyük bayramı olan Nevruz döneminde, yani Mart ayında alınması bekleniyor. İstanbul destinasyonun pazarlanmasına ve İranlı turist sayısının arttırılmasını hedefleyen söz konusu seyahat programı kapsamında, şehrin turizm ürünleri İranlı turizmcilere tanıtılacak. Heyetin tamamı Eresin Taxim&Premier Hotel’de ağırlanacak. TUROB ayrıca gelecek ay Tahran’da gerçekleştirilecek olan turizm fuarına geniş bir katılım sağlayacak. Bu amaçla TUROB, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile temas kurarak, 1619 Şubat 2016 tarihleri arasında Tahran’da düzenlenecek olan TITE Turizm Fuarı’na Türkiye olarak geniş katılımda bulunulması yönünde çalışma başlattı.

BAYINDIR: “TURİZMDE ÖNEMLİ BİR PAZARIMIZ” Konuyla ilgili bir değerlendirme yapan TUROB Başkanı Timur Bayındır, TUROB olarak yeni pazar arayışlarına ve mevcut pazarları güçlendirme çalışmalarına hızla devam ettiklerini belirtti. Avrupa’nın yanı sıra İran pazarına yönelik de hızlı ve etkili bir tanıtımın Rusya’dan kaynaklanan kayıpları kısmen de olsa telafi edebileceğini kaydeden Bayındır, “Bize en fazla turist gönderen ülkelerden biri de İran. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir husus İran ile Rusya’nın bölgede aynı doğrultuda politika yürütüyor olması. Bunu da gözönünde bulundurmak gerekir” dedi. İran’a yönelik uluslararası ambargonun sona ermesinin birçok alanda olduğu gibi turizmde de ilişkilerin normalleştirilmesini de sağlayacağını ve iki ülke arasındaki turizm ilişkilerine de olumlu yansımasını beklediklerini söyledi. İRAN PAZARI YÜZDE 6.3 ARTTI Timur Bayındır şunları söyledi: “İran, turizmde bizim için çok önemli bir pazar. Bir dönem bu ülkeden gelen turist sayısı 2 milyona dayanmıştı. Söz gelimi 2010 yılında 1 milyon 885 bin İranlı turist ağırladık. 2012 yılında bu rakam 1 milyon 186 bine geriledi. Bunda ülkesinden pek turist çıkışı istemeyen İran’ın da etkisi var. Şimdi yeniden yükseltmenin yollarını arıyoruz. 2013 yılında 1 milyon 196 bin, 2014 yılında 1 milyon 590 bin İranlı turist geldi. Yani son iki yıldır yeniden yükselme eğiliminde. 2014 yılındaki yüzde 32’lik yükselme dikkat çekici. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre, bu yıl Ocak-Kasım döneminde Türkiye’ye gelen turist sayısı yüzde 1.3 oranında azaldı, ancak İran pazarında yükselme var. İran’dan 1 milyon 591 bin turist geldi. Bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6.3’lük yükselme gerçekleşti” diye konuştu. İranlılar’ın alışveriş turizminde de ülkeye en fazla gelir bırakan turist grupları arasında yer aldığına dikkat çeken Bayındır, istatistiklere göre Türkiye’de yaptığı alışveriş sonrasında en fazla vergi iadesini İranlılar’ın aldığına işaret etti.



restaurant 24 hotel & hi-tech

gündem

OR-Gi sadece uçakları değil yatırımları da uçuruyor! Geçtiğimiz mayıs ayında faaliyete başlayan Ordu-Giresun Havalimanı, Karadeniz’e yatırım talebini uçurdu. Hedef Ordu’ya birkaç yıl içinde 1 milyon turist çekmek!

A

vrupa ve Türkiye’nin deniz üzerinde inşa edilen ilk havalimanı Ordu Giresun Havalimanı Karadeniz’e yatırım talebini uçurdu. Bölgeye ulaşımın kolaylaşması sonrasında yerli yabancı yatırımcılar bölgede yatırım yapmak için sıraya girdi. CAMADAN: “MEYVELERİNİ TOPLAMAYA BAŞLADIK” Karadenizli İşadamları Derneği (KAİAD) Başkanı Murat Camadan, bölgeye ulaşımın kolaylaşması sonrası yatırımcıların ilgisinin ciddi şekilde arttığını söyledi. Özellikle turizm alanında yatırım yapmak isteyenlerin ön plana çıktığını ifade eden Camadan, “Bu anlamda yaylalarımız yatırımcıların çok ilgisini çekiyor. Yayla turizminin bölgede yaygınlaşmasıyla da bu alanlara yatırım yapmak isteyenlerin sayısı hayli artmış durumda” dedi. 45 dakikada İstanbul ve Ankara’dan Ordu’ya ulaşımın mümkün hale geldiğini de söyleyen Camadan “Daha önceki yıllarda buralara yatırım yapmak isteyenlerin en büyük çekinceleri ulaşımdı. Kimse havalimanı olmadığından dolayı Ordu’ya ya da Giresun’a gelmek istemiyordu. Şimdi bir yatırımcı işadamı günübirlik Ordu ve Giresun’a gelerek iş görüşmelerini rahatlıkla yapabiliyor. Ordu-Giresun Havalimanı’nın meyvelerini toplamaya başladık. Çok yeni olmasına rağmen yatırımcıların bölgeye sık sık geldiğini görüyoruz. Bu ziyaretler önümüzdeki günlerde yatırıma dönüşecek. Ondan sonra bu yatırımlar ise bölge halkına istihdam sağlayacak” diye konuştu. KONUT VE ARSA FİYATLARINI İKİYE KATLADI Ordu-Giresun Havalimanı’nın açılışından sonra bölgedeki konut ve arsa fiyatlarının da birden ikiye katladığını söyleyen Camadan “Ordu’nun Gülyalı İlçesi’nde Türkiye’nin ve

Avrupa’nın ilk deniz üzerine inşa edilen havalimanı olan Ordu-Giresun Havalimanı, kentteki arsa ve konut fiyatlarını ikiye katladı. Geçen mayıs ayında hizmete giren OrduGiresun Havalimanı kentte gayrimenkul fiyatlarını tavan yaptırdı. Havalimanı açılmadan önce Gülyalı ilçesinde 80 bin liraya satılan daireler 160 bin lirayı geçerken, metrekare fiyatı 100 lira civarında olan arsa birim satış fiyatı da 300 liraya kadar çıktı. Kent merkezi Altınordu İlçesi’nde havalimanı açılmadan önce 200 metrekare daire 200 bin lira civarındayken, havalimanı açıldıktan sonra 400 bin lirayı buldu. 200 liralık kiralık daire fiyatları da 350-500 liraya yükseldi” diye konuştu. ARSA SIKINTISI YAŞANIYOR Murat Camadan, havalimanının hizmete girmesiyle gayrimenkul sektöründeki canlılığın arttığını, yoğun talep nedeniyle konut yapmak için arsa sıkıntısı yaşandığını belirtti. Havalimanının eğitime de büyük katkısı olduğunun altını çizen Camadan “Havaalanın açılması ile Ordu Üniversitesi’nin hızla büyümesi sağlandı. Ders ve konferanslar için akademislerin ulaşımı çok kolaylaştı. Karadeniz-Akdeniz otoyolu ve Ordu Çevreyolu çalışmalarının sona yaklaşması da ilerleyen yıllarda emlak ihtiyacının daha da artıracağını gösteriyor” dedi. HEDEF ORDU’YA 1 MİLYON TURİST ÇEKMEK Bölgenin turizm açısından da çeşitlendiğini ve sadece Ordu’ya gelen turist sayısının birkaç yıl içinde 1 milyonu bulacağını belirten Camadan “Turizmimizi çeşitlendiriyoruz. Karadeniz’de yayla turizmi, kış turizmi, macera turizmi, eko turizm, su sporları, sağlık turizmi, av turizmi gibi alternatif turizm faaliyetlerinin geliştirilmesi için çalışmalar yapıyoruz. Son olarak Ordu Valisi Sn.İrfan Balkanlıoğlu’nun belirli dönemlerde 50 kişilik gruplar halinde değişik Arap ülkelerinden basın mensuplarını ağırlaması bölge turizmine katkı sağlıyor. Karadenizli İş Adamları Derneği olarak Turizm sektörünün çok boyutlu yapısının Ordu halkının yaşam standartlarını arttıracağını, yeni iş imkânları oluşturacağını düşünmekteyiz.” diye konuştu.



restaurant 26 hotel & hi-tech

gündem

TUROB: 89 ülkeye vize başlıyor, turizmciler endişeli! AB dışındaki 89 ülkeye vize uygulamasıyla ilgili konuşan TUROB Başkanı Timur Bayındır, “Türkiye vatandaşları için AB ülkelerine vizesiz seyahat son derece önemli bir adım. Ancak ülkemizin sağladığı vizesiz seyahat olanağı ile turizmde rekabet avantajı sağladığı birçok ülkeden gelecek turist sayısında önemli oranda düşüş kaydedilecektir” dedi.

A

B ile imzalanan ‘Vize Serbestisi Diyaloğu ve Geri Kabul Anlaşması’ kapsamında Türkiye, Haziran 2016’dan itibaren AB dışındaki 89 ülkeye vize uygulamaya başlayacak. Bu uygulamayla Suriye, Afganistan gibi sadece yasadışı göçmen potansiyeli yüksek olan ülkeleri değil, Türkiye’ye önemli düzeyde turist gönderen ülkeleri de kapsıyor. Bu uygulamanın Türk turizmi için yeni bir riski barındırdığını belirten TUROB Başkanı Timur Bayındır, “Türkiye vatandaşları için AB ülkelerine vizesiz seyahat son derece önemli bir adım. Ancak ülkemizin sağladığı vizesiz seyahat olanağı ile turizmde rekabet avantajı sağladığı birçok ülkeden gelecek turist sayısında önemli oranda düşüş kaydedilecektir” uyarısında bulundu. EYLEM PLANINDA ÖNE ÇEKİLİYOR Vize muafiyetinin sağlanması için Türkiye’nin üçüncü ülkelere yönelik vize politikasının AB ile tam uyumlu hale getirilmesi öngörülüyor. Yani AB’nin vize uyguladığı tüm ülkelere Türkiye’nin de vize uygulaması gerekiyor. Geri Kabul Anlaşması sonrasında ortaya konan göç eylem planının en önemli adımı olarak kabul ediliyor. Böylece AB, yasadışı göçmen potansiyeli yüksek ülkelerle muhatap olmayacağı gibi, Türkiye üzerinden AB’ye vizesiz ve yasadışı yollarda giren göçmenleri geri iade edebilecek. Türkiye üzerinden AB ülkelerine geçen yasadışı göçmenlerin geri kabulüne, anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten üç yıl sonra, yani 1 Ekim 2017’de başlanması öngörülürken, vize muafiyetinin öne çekilmesine bağlı olarak bu uygulama da öne çekilerek Haziran 2016’da başlatılacak. TURİZMCİLER ENDİŞELİ Turizmciler konuyla ilgili endişelenirken, Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) uyarıda bulunarak, gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini açıkladı. Bu uygulamanın Türk turizmi için yeni bir riski barındırdığını belirten TUROB Başkanı Timur Bayındır, “Türkiye vatandaşları için AB ülkelerine vizesiz seyahat son derece önemli bir adım. Ancak ülkemizin sağladığı vizesiz seyahat olanağı ile turizmde rekabet avantajı sağladığı

birçok ülkeden gelecek turist sayısında önemli oranda düşüş kaydedilecektir” uyarısında bulundu. Bayındır, sürecin gerek Dışişleri Bakanlığı gerek Kültür ve Turizm Bakanlığı gerekse AB Bakanlığı tarafından şimdiden doğru olarak planlanması ve atılacak adımların gösterileceği yol haritasının hayata geçirilmesinin turist sayısındaki azalmayı ihtimalini asgari seviyede tutabileceğini belirtti. ÖNEMLİ BİR AVANTAJ SONA ERECEK AB’nin beklediği adımlar atılırsa söz konusu anlaşma ile kamuoyunda artık bir yıl içerisinde AB’ye vizesiz olarak gireceğimiz kanısının yaygınlaştığına işaret eden Bayındır, şunları söyledi: “Burada en önemli adım ‘Geri Kabul Anlaşması’ süreci. Anlaşma kapsamında Türkiye’den AB’ye herhangi bir şekilde gidecek 3. ülke vatandaşları gittiği ülkeye kabul edilmez ise kayıtsız-şartsız Türkiye’ye iade edilecek. Bu süreç dikkate alındığında turizm sektörü olarak en önemli avantajlarımız olan ‘ülkemize vizesiz seyahat’ dönemi birçok ülke için sona erecek. Bu ülkeler arasında Arnavutluk, Azerbaycan, Belize, Bolivya, Bosna-Hersek, Fas, Ekvator, Gürcistan, İran, Kazakistan, Kırgızistan, Kolombiya, Lübnan, Makedonya, Maldivler, Sırbistan, Ukrayna, Ürdün, Rusya Federasyonu, Moğolistan, Özbekistan, Peru, Tacikistan, Tunus ve Türkmenistan da bulunuyor.” VİZE OLMAMASI TURİZMİ HIZLANDIRDI Bu ülkelerin birçoğundan önemli sayıda turist geldiğini vurgulayan Bayındır, “Turist sayısındaki patlama bu ülkelerle karşılıklı vizelerin kaldırılması ile rekor oranda artmaya başladı. Örneğin, Rusya, İran, Gürcistan, Türki Cumhuriyetler ile Ortadoğu ülkelerini sayabiliriz. Kaldı ki vize uygulamadığımız ve vizesiz seyahat imkanı sağladığımız bu ülkelerin birçoğu Türkiye vatandaşlarına vize uyguladıkları halde, Türkiye AB’den bağımsız olduğu için kendi başına karar verebiliyordu. Örneğin karşılıklı olarak vizeleri kaldırdığımız Rusya 1 Ocak 2016’dan itibaren Türkiye vatandaşlarına tekrar vize uygulaması başlatırken, Türkiye ise Rusya vatandaşlarına vizesiz giriş uygulamasına devam edecek” diye konuştu.



restaurant 28 hotel & hi-tech

gündem

Konaklamada dolulukları artıracak sistem Jolly Tur’dan geldi 2016’da iç pazarı canlandırmaya odaklanan Jolly Tur, online satış ve kanal yönetim platformu HotelRunner ile işbirliği ve entegrasyon gerçekleştirerek Türkiye’deki tüm şehir ve butik otellerindeki dolulukları artıracak.

Y

enilikçi projeleriyle turizmin hemen her alanındaki konumunu 1 numaraya taşıyan Jolly Tur, 2016’ya hızlı bir giriş yaptı. 2016 için belirlediği hedeflerle iç turizmi canlandırmaya odaklanan ve bu yöndeki yenilikçi yapılanmasıyla dikkatleri bir kez daha üzerine çeken Jolly Tur’un en son yeniliği, tüm dünyada binlerce otel tarafından tercih edilen online satış ve kanal yönetim platformu HotelRunner ile işbirliği oldu. Jolly Tur’un HotelRunner teknoloji platformuyla gerçekleştirdiği işbirliği, 2016 planlamaları arasında yer alıyordu. “OTELLER SİSTEME DİREKT ENTEGRE OLACAK” Online satış ve kanal yönetim platformu HotelRunner ile gerçekleştirdikleri işbirliğini değerlendiren Jolly Tur Genel Müdürü Figen Erkan, şöyle konuştu: “Jolly Tur olarak 2016’da iç pazarı canlanmaya odaklandık. İşbirliğimiz bu yöndeki en önemli adımlarımızdan bir tanesi. Bu yönde farklı çalışmalarımız da söz konusu olacak. HotelRunner ile yaptığımız bu çalışmayla oteller, Jollytur.com üzerinden hızla satışa başlayıp fiyat ve kontenjanlarını anlık olarak güncelleyebilecekler. Bu sayede hem nihai tüketiciye ulaşacaklar hem de Jolly Tur satış temsilcilerinin kullandığı sisteme anında erişebilecekler. Bu konuda önceliği şehir otelleri ve butik otellere vereceğiz. Böylece anlık fırsat ve aksiyonları yansıtarak tüketicinin hızlı satışa karar vermesini sağlayacağız ve otellerin boşluklarını bu sistem ile iyi değerlendirerek doluluklara ciddi katkı sağlayacağız. Öte yandan kurumsal konaklama hizmetleri alanında da bu sisteme üye olan otelleri kurumsal müşterilerimize hızla sunacak ve otellere daha fazla rezervasyon olanağı sağlayacağız. Türkiye’nin önde gelen tur operatörü olarak şehir otelleri ve butik otellerin satışlarını ve doluluk oranlarını artırmak amacıyla bu önemli iş birliğine imza attık.”

“KONAKLAMA SEKTÖRÜ KÖKTEN DEĞİŞECEK” Jolly Tur ile gerçekleştirilen stratejik işbirliğini değerlendiren HotelRunner Kurucu Ortağı Arden Agopyan ise, “Jolly Tur ve HotelRunner’ın bir araya gelmesi, kısa sürede otellere büyük avantajlar sağlayacak. İşbirliği kapsamında HotelRunner platformundaki oteller de Jollytur.com üzerinden oda satışlarını gerçekleştirebilecekler” dedi.



restaurant 30 hotel & hi-tech

gündem

Ersoy birlik T çağırısı yaptı Bakan Ünal tam destek verdi

ürkiye Turizm Yatırımcıları Derneği Geleneksel Yıl Sonu Değerlendirme Toplantısı 6 Ocak Çarşamba akşamı Sheraton Ankara Oteli’nde gerçekleşti. Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Mahir Ünal ve TYD Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ersoy’un yanı sıra çok sayıda yatırımcının, işletmecinin, kamu ve özel sektör kuruluşları başkanlarının katılımları ile gerçekleşen toplantıda 2015 yılının değerlendirilmesi yapıldı, turizmi geliştirmek adına 2016 yılı ve daha ilerisi için kısa ve uzun vadeli kararlar görüşüldü. Açılış konuşmasında 2015 yılı değerlendirmesiyle beraber gelecek projelere dair bir sunum gerçekleştiren TYD Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ersoy özetle şu konulara değindi:

TYD geleneksel Yılsonu toplantısında konuşan TYD Başkanı Murat Ersoy, sektörü birlik olmaya çağırdı, Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal’dan destek geldi…

“KKTC’DE TEMSİLCİLİK AÇTIK” Konuşmasında TYD’nin ülke dışında yeni temsilcilikler açmaya devam edeceğini kaydeden Ersoy, ilkini KKTC’de hayata geçirdiklerini belirterek “Derneğimiz sadece İstanbul, Ankara ve Antalya gibi büyükşehirlerdeki yatırımları temsil etmediği için ülke dışında da temsilcilikler açma kararı aldık. Bunlardan ilkini geçen sene KKTC’de açtık. Orası yavru vatan olsa da yatak kapasitesinin yüzde 80’i ve en yüksek maliyetli yatırımlar Türk yatırımcılar tarafından gerçekleştiriliyor.” dedi. Çok yakın bir gelecekte Ada’da bir uzlaşma beklediklerini ifade eden Ersoy, beraberinde yatırımlara kapalı olan Maraş bölgesinin de tekrar yatırımlara açılacağını ifade ederek,


“Maraş’ta yatırım yapacak en büyük aday ülke, Türkiye. Muhtemelen de Türkiye’ye öncelik verilecek. Bu sayede 40 yıldır uzlaşmaya varılamamış sorunlarda çok daha fazla söz sahibi olan yatırımcı konumuna gelmiş olunacak.” diye konuştu. “UÇAK DESTEK PAKETİNİ HAYATA GEÇİRDİK” Rus pazarındaki yüzde 20 düşüşe önlem olarak TYD olarak Bakanlık desteğiyle geçen yıl ilk defa uçak destek paketini hayata geçirdiklerini söyleyen Ersoy, “Ayrıca Rusya krizinde en büyük oyunculara, tur operatörlerine krizi atlatmaları için yüzde 75 kredi denetlendirme fonu teminatıyla sekiz yıla varan finansman desteği sağlandı.” diyerek şu ana kadar üç operatörün paketten yararlandığını, 2016’da buna iki operatörün daha ekleneceğini kaydetti. “TURİZMİN EN BÜYÜK SORUNU, KENDİ KENDİNİ PAZARLAYAMAMAK” Turizmde en büyük sorunun kendi kendini pazarlamak olduğunu söyleyen Ersoy, 2016 için ana hedeflerinin kendi pazarlamalarına yönelmek olduğunu kaydederek sözlerini şöyle sürdürdü: “2015 sonunda Rusya’da yaşadığımız gelişmeler ve bunların 2016 yazına etki edecek yeni turizm gelişmeleri neticesinde bu hedefe yöneldik. Turizm üç yılda faizleriyle birlikte toplam 7 milyar dolarlık bir kaynak oluşturup kredi borçlanmalarını geri ödemesi gerekiyor. Şu anda Rusya krizinin bir sonucu olarak pazardan tahmini kaybımız 4.5 milyon kişi. Rusya’dan elde ettiğimiz toplam turizm geliri yaklaşık 4.5- 5 milyar dolar. Buna karşılık 2016 yaz sezonunda tahmini gelir kaybımız 7 milyar dolar olacak. Bu kayıp direkt turizm sektörünün karından siliniyor.” “BİRLİK OLMA ZAMANI GELDİ” Türkiye ve dünyada süregelen dönemde krizlerin bitmeyeceğini anlatarak konuşmasını sürdüren Ersoy, turizm yatırımcıları olarak her sene olabilecek krizlere karşı hazırlıklı olunması gerektiğine vurgu yaparak, “Önemli olan şu ki, geçen sene Rusya’da ekonomik kriz vardı. Bu sene aslında kabul etsek de etmesek de sadece Rusya’da uçak krizi yok. Bütün çevremiz kaynıyor, küçük çapta bir üçüncü dünya savaşı yaşanıyor. Sadece bizde de değil, bütün dünyada bir kriz var. Paris’te de bombalar patlıyor. Artık

bundan sonra krizlere adapte olmak zorundayız. Bugün Rusya krizi var, belki öteki sene Avrupa, Arap krizleri olacak” dedi. Bu sebeplerle ivedilikle önlem paketlerinin hazır hale getirilmesi gerektiğinin altını çizen Ersoy, “Biz ne diyoruz, TYD’nin kanunla düzenlenmiş birlik olma zamanı geldi diyoruz” diye konuştu. Birlik yapısıyla ilgili kısa bilgiler de paylaşan Ersoy, “Öncelikle altı ay süreyle bir ekip hazırlanacak, bu ekibin başkanı Sayın Bakanımız olacak. Birlik üyelerinin üç tanesi kamu temsilcisi, beş tanesi özel sektör temsilcisi, iki tanesi de turizm sektöründen olacak.” dedi. “2016 ZOR BİR YIL OLACAK” Konuşmasını tamamlarken krizlere rağmen yatırımların devam etmesi için devletle birlikte ortak bir strateji geliştirmenin önemine işaret eden Ersoy, “Biz yatırımcılar olarak buna hazır olduğumuzu dile getirdik. TYD olarak elimizi en az hükümet kadar taşın altına koymaya hazırız” dedi. 2016’nın sektör için zor bir yıl olacağını kaydeden Murat Ersoy sözlerini şöyle noktaladı: “Ama şunu da belirtmek istiyorum, Bakanımız, Kültür ve Turizm Bakanlığı görevini yeni üstlenmiş olmasına rağmen beklentilerimizin üzerinde çok hızlı bir şekilde adapte oldu. Sorunlarla ilgili hızlı kararlar alabildiğini gördük. Bu konuda kendimizi şanslı hissediyoruz. İnşallah bundan sonraki geleceğimizle ilgili önlemler almak için de kendisiyle çabuk yol alabileceğimizi düşünüyoruz.”


restaurant 32 hotel & hi-tech

gündem

ÜNAL: “ASIL MESELE SORUNU NASIL YÖNETTİĞİNİZDİR” Murat Ersoy’un açılış konuşmasının ardından konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, “Ersoy’un konuşmasında söylediği önemli bir nokta var” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye, bulunduğu coğrafyada 100 yıldan beri süregelen bir düzen arayışının bugünkü türbülanslarını yaşamaktadır. 2011 Arap uyanışı, Suriye toplumsal hareketi, Mısır ve Irak’ta yaşananlar özellikle son iki yılda ülkemize olumsuz bir etki etmiştir. Burada bütün mesele ne durumda olduğunuzdan çok, karşı karşıya kaldığınız sorunu nasıl yönettiğiniz ve çözdüğünüzdür.” “TÜRKİYE ARTIK BİR KONAKLAMA ÜLKESİ OLMAKTAN ÇIKIP TURİZM ÜLKESİ EŞİĞİNE YÜKSELMELİDİR” Turizmde son 13 yılda çok ciddi bir ivme kaydedildiğini belirten Ünal, Rusya krizine ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı: “Ben 40 gün içinde krizi bizzat yaşayanlardan biri olarak şunu gördüm, krizi telafi edici tedbirlerle çözmemiz zor. Daha çok yapısal tedbirlerle bundan sonraki eşikleri aşabiliriz. Türkiye artık bir konaklama-otelcilik ülkesi

olmaktan çıkıp turizm ülkesi eşiğine yükselmelidir. Gelen turistin niteliğini değerlendirdiğimizde daha çok Almanya ve Rusya’nın orta alt gelir grubuna hitap ediyoruz. Sektörde bir yapısal dönüşümle orta alt gelir grubundan orta üst gelir grubuna hitap edecek paradigma değişimi oluşumuna girilmelidir. Ya bu dönüşümle büyümemizi sağlayacağız ya da patinaja devam edeceğiz.” “TURİZMDE SEFERBERLİK İLAN ETMELİYİZ” Turizm sektörünün ortak bir çatı altında toplanması gerektiğini yineleyerek Murat Ersoy’un çağrısına desteğini açıklayan Ünal, “Bizim şu anda en fazla ihtiyaç duyduğumuz entegre, bütüncül, yüksek koordinasyonlu, tüm paydaşların birlikte hareket ettiği ve sektörün kesinlikle ortak bir çatı altında toplanma gerekliliğinin artık kaçınılmaz bir durum haline geldiği gerçeğiyle şu anda karşı karşıyayız” dedi. Turizmin bir bilinirlik sorununun olmadığını ifade eden Ünal, “Bizim güvenlik ve beğenir olmakla ilgili sorunumuz var. Bu yüzden turizmde bir seferberlik ilan etmemiz ve dünyanın her yerinde ulaşabileceğimiz herkesi harekete geçirmemiz gerekiyor” sözleriyle konuşmasını tamamladı.



restaurant 34 hotel & hi-tech

gündem

Momondo’dan kayak tutkunları için rota rehberi Kayak pistlerini özlediniz mi? Belki de sadece karda yuvarlanıp eğlenmek istiyorsunuzdur. İçinizden geçen hangisi olursa olsun, momondo’nun Avrupa kayak merkezleri rehberinde kendinize uyan bir yer bulacaksınız.

K

ayak tutkunları! Şimdi kalın giysilerinizi, eldivenlerinizi ve kayak gözlüklerinizi dolabın derinliklerinden çıkarma vakti. Çünkü pistleri ve renkli gece hayatıyla Avrupa’nın birbirinden güzel kayak merkezleri sizi bekliyor. Peki bu yıl hangi merkezi seçmeli ve bilet fiyatları ne durumda? Seyahat arama sitesi momondo açıklıyor: SERVET HARCAMAK İSTEMEYENLER İÇİN BULGARİSTAN / BANSKO Glazane Nehri’nin yanında yer alan Bansko, Bulgaristan’ın en gelişmiş ve en popüler kayak merkezi. Balkanların en eğlenceli ve güvenli pistlerini sunan bu kayak merkezi, Türkiye’ye yakınlığıyla bu yıl yine yerli turistlerin gözdeleri arasında yer alacak. Gece hayatıyla da dikkat çeken 925 metre yüksekliğe sahip Bansko’ya en yakın havaalanı ise Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da. Momondo’da İstanbul – Sofya uçuşlarını 99 euro’dan başlayan fiyatlarla bulmak mümkün. ŞIK VE TARZ SAHİBİ FRANSA / MÉRİBEL Fransa’nın ünlü kayak merkezlerinden Courchevel ve Val Thorens’in arasında yer alan Méribel, Les 3 Vallées kayak alanının tam ortasında bulunuyor. Avrupalı kayak tutkunlarının vazgeçilmezleri arasında yer alan bölgedeki pistlerin toplam uzunluğuysa 150 kilometreyi aşıyor. Bu merkez, her biri farklı ve eğlenceli etkinliklere üç köyden oluşuyor: Meribel Village, Meribel Centre ve Meribel Mottaret. Üstelik ücretsiz ring seferleri sayesinde köyler arasında dolaşmak da son derece kolay. İstanbul’dan Meribel yakınlarındaki Lyon’a uçuşlar ise 89 euro’dan başlıyor.

İTALYAN LEZZETLERİ EŞLİĞİNDE KAYAK İTALYA / DOLOMOTİ SUPERSKİ Dolomoti Superski, Doğu İtalyan Alpleri’nde bir dizi kayak merkezini birbirine bağlayan bir bölge. 1200 kilometrelik bir kayak ‘safari’si vaat eden bu bölgeyi rakiplerinden ayıran en büyük özellik ise İtalyan mutfağının en iyi örneklerini sunan restoranlara ev sahipliği yapması. Bölgeye en rahat ulaşım, İstanbul’dan uçuşların 89 euro’dan başladığı Venedik üzerinden gerçekleşiyor. HEM PİSTLERİ HEM DE TARİHİYLE BÜYÜLEYİCİ AVUSTURYA / KİTZBÜHEL 2015 yılı Dünya Kayak Ödülleri’nde “En İyi Kayak Merkezi” ödülünü alan Kitzbühel, ünlü bir kayak merkezi olmanın yanı sıra aynı zamanda çok iyi korunmuş bir ortaçağ kasabası. Hahnenkamm ve Kitzbühler dağları arasınaki kayak merkezi ise dünyada sadece iki noktada yapılan dünya kayak şampiyonalarına ev sahipliği yapıyor. Avrupa’nın en eski kayak merkezlerinden biri olmasına rağmen son teknoloji ile donatılmış tesislere sahip olan bölge, 168km’lik pistleri ile uzun yıllardır hala kayak tutkunlarının gözdesi konumunda. İstanbul’dan Kitzbühel’e en yakın havaalanı olan Salzburg’a yönelik uçuşlar ise 139 euro’dan başlıyor. SAKİN VE HUZURLU İsveç / Riksgransen Alpler’deki kayak merkezlerinin kalabalığından sıkılanlar, 2016’da İskandinavya’yu tercih edecek. momondo’nun önerisi ise İsveç’teki Riksgranden. Üstelik Kuzey Kutup Çemberi’nin ilerisinde yer alan Riksgransen’de neredeyse Haziran’a kadar kayak yapmak mümkün. Sakin ve dinlendirici doğasıyla kayak tutkunları için rüya gibi bir alternatif sunan Riksgransen’e en yakın havalimanı ise Kiruna. İstanbul – Kiruna uçuşları 280 euro’dan başlıyor.



Down sendromlu gençler iş yerinde, hayatın içinde Down Sendromu Derneği’nin üç yıldır başarıyla uyguladığı “Bağımsızım Çünkü Çalışıyorum” projesine turizm ve yeme içme sektörü de yeşil ışık yaktı. Hilton İstanbul Bomonti Hotel&Conference Center ve ISS Hazır Yemek Üretim ve Hizmet AŞ., projeye istihdam sağlayan işletmeler arasında geliyor.

D

own Sendromu Derneği’nin üç yıldır başarıyla uyguladığı, “Bağımsızım Çünkü Çalışıyorum” projesi, Temmuz ayından bu yana Sabancı Vakfı Hibe Programları desteğiyle devam ediyor. Üç yıldır 34 Down sendromlu gencin iş koçları ile özel sektörde istihdam edilmesinin sağlandığı, seçilen işyerlerinde çalışanlara farklılıklarla bir arada olmaya yönelik eğitimlerin verildiği proje kapsamında daha çok Down sendromlu bireyin iş hayatında yer alması hedefleniyor.

20 Down sendromlu gencin istihdam edilmesi, bu yolla onların aileleri ve onlarla beraber çalışacak yaklaşık 4 bin kişinin projeden doğrudan etkilenmesinin hedeflendiği proje şimdiden Türkiye’de bir örnek olma yolunda ilerliyor. Projeye istihdam sağlayarak destek veren kurum ve kuruluşlar arasında Bimeks, Big Chef’s, Ravago Petrokimya Üretim A.Ş., Hilton İstanbul Bomonti Hotel&Conference Center, Deichmann, Bantaş, ISS Hazır Yemek Üretim ve Hizmet AŞ. geliyor.

Proje 4 Bin Kişiyi Etkileyecek İstihdamın engelli bireylerin hayatın her alanına eşit şekilde katılımını sağlamadaki önemini vurgulayan Sabancı Vakfı Genel Müdürü Zerrin Koyunsağan, “Sabancı Vakfı olarak, engellilerin çözüm bekleyen öncelikli sorunlarından istihdam, eğitim ve hak temelli mücadele konularını gündeme getiriyoruz. Bu alanda yapılan projeleri de Hibe Programlarımız aracılığıyla destekliyoruz. Down Sendromu Derneği ile beraber de zihinsel engelli gençlerin iş hayatına katılımı için örnek teşkil eden bir model üzerinde çalışıyoruz. Derneğin bu konudaki uzmanlığının yanına hibe desteğimizi ve proje danışmanlığımızı koyarak bu yıl 20 gencin istihdamına ve İş Koçluğu modelini Türkiye’ye duyurmaya katkıda bulunacağız.” dedi.

İŞ KOÇLUĞU MODELİ TÜRKİYE’YE YAYILACAK Projenin tek hedefi iş koçu yetiştirerek, Down sendromlu bireyleri istihdam etmek değil. Bunun yanı sıra, projenin sonunda geliştirilecek İş Koçluğu eğitimi ve uygulama modelinin tüm Türkiye tarafından tanınması ve zihinsel engellilerin istihdamlarında kullanılması da derneğin amaçları arasında. “Bağımsızım Çünkü Çalışıyorum” projesi kapsamında, 20 Down sendromlu gencin daha işe yerleştirilmesi, işyerlerinin zihinsel engelli istihdamıyla ilgili beklentilerinin incelenmesi, yasalardaki engelli istihdamına yönelik uygulamaların geliştirilmesi için ilgili bakanlıklara ve eğitim merkezlerine sunulması aşamaları olacak.


easySteamPlus • Dokunmatik kontrol paneli İster fabrikada yapılmış programları kullanın, ister kendi programlarınızı yaratın, isterse manuel modla yaratıcılığınızı gösterin. • Lambda sensörü ile gerçek nem kontrolü Yiyecek miktarı ne olursa olsun her zaman eşit pişirme • Yüksek verimlilik, düşük gaz emisyonu Yüksek verimlilikte ısı eşanjörlü brülörler • İki fonksiyonlu fan Sıcak hava, eşit pişirme için fırın haznesinin her köşesine ulaşır. • Düşük ısıda pişirme • Otomatik temizlik sistemi www.kristalendustriyel.com

Merkez - Fabrika: +90 242 258 00 22 (Pbx)

www.zanussiprofessional.com

İstanbul Bölge Müdürlüğü: +90 212 297 00 06


restaurant 38 hotel & hi-tech

gündem

TUROB geleneksel buluşması Martı İstanbul Hotel’de gerçekleşti TUROB aylık toplantısında konuşan Başkan Bayındır, 2015 yılının beklenen şekilde zorlu geçtiğini belirterek, “2016 yılına moralleri yüksek tutarak başladık.” dedi; “Rus turizmine endekslenip Avrupa’yı unutmayalım”, “Terör artık sadece Türkiye’nin sorunu değildir”, “Bakanlık krize karşı ciddi önlemler almalıdır” mesajlarını verdi.

T

UROB Geleneksel Öğle Yemeği 26 Ocak Salı günü Martı İstanbul Hotel’de gerçekleşti. Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Nedret Apaydın, İstanbul Turizminden Sorumlu Vali Yardımcısı Kazım Tekin, TUROB Başkanı Timur Bayındır’ın yanı sıra çok sayıda sektör temsilcisi katıldı. 2015 yılı değerlendirmesinin yapıldığı yemekli toplantıda 2016 yılı için öngörüler, tedbirler ve önlem paketleri konuşuldu. BAYINDIR: “2015 ZOR GEÇECEK DEDİK, ÖYLE DE OLDU” Konuşmasına kısa bir süre önce aramızdan ayrılan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç’u anarak başlayan Timur Bayındır, “Ülkemize ve sektörümüze sağladığı değerli katkıları ve sayısız başarılarıyla her zaman saygı ve minnettar kalacağız.” dedi. Sözlerine 2015 yılı değerlendirmesi ile devam eden Bayındır, “2015 yılı biraz zor geçecektik demiştik, öyle de geçti. Bu arada Türkiye’de %1’lik bir düşüş olmuş. Fakat sektörle konuştuğumuz zaman bu oranının %25-30’lara vardığını anlıyorum. Gelirlerde ise daha büyük bir facia var. Çünkü mecburen fiyat kırmalar olduğu için biraz daha ödeme zorlukları içine girildiğini hissediyorum.” diye konuştu. “RUS TURİZMİNE ENDEKSLENİP AVRUPA’YI UNUTURSAK HÜSRANA UĞRARIZ” 2016 yılına moralleri yüksek tutarak başladıklarını ifade eden Bayındır, Türkiye turizminin belli bir sıkıntıya girdiğini

belirterek, “Güney bölgelerini ele alırsak Rus turizmi belli bir hasar bırakacak. Ama Sayın Bakan’a da anlattığım gibi tamamen Rus turizmine endekslenip bize 20 milyonun üzerinde yolcu veren Avrupa’yı unutursak hüsrana uğrarız.” dedi. Bu olumsuz etkilenmenin sonunda daha büyük bir etkilenmenin de seyahat gemileri konusunda yaşandığını kaydeden Bayındır, “Biliyorsunuz Galataport yeniden inşa edildiği için kapatıldı. Zannediyorum Harem’de bir yolcu salonu inşa ediliyor, Harem Limanı’na alınacakmış. Şu anda yaklaşık 450 bin cruise yolcusu iptal edilmiş durumda. Türkiye’nin süratle ederek Amerika’ya gidip daha güvenli hale geldiğimizi ve bu işi iyi bildiğimizi anlatmamız gerekiyor.” dedi. “TERÖR ARTIK SADECE TÜRKİYE’NİN SORUNU DEĞİL” Konuşmasında terör konusuna da değinen Bayındır, terörün artık sadece Türkiye’nin sorunu olmadığını belirterek, “Türkiye’de terör var, oraya gitmeyelim diye bir lafı asla kabul etmiyorum. Bundan sonra dünyanın hiçbir yerinde emniyette değiliz. Amerika çok mu aciz bir ülkeydi ki, ikiz kulelerin yıkılmasına mani olamadı. İngiltere’de silah taşımak, sokmak yasak. Fransa, İspanya… Her yerde olacak. Onların istediği de bu zaten; herkesin canı sıkılsın, kimse seyahat etmesin. Biz seyahat etmeye de devam edeceğiz, birbirimizi ziyaret etmeye de devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.


Terörün global bir sorun iken bunun hiçbir şey yapılmayacağı anlamına gelmediğini de sözlerine ekleyen Bayındır, “Biz tüm dünyanın sorunu diyerek elimiz bağlı oturmayacağız ve bunun üzerine bir kriz algısı içinde de bulunmayacağız. Çünkü biz eğer hadiseye krizdeyiz diye bakarsak, karşı tarafa etkisi de aynı olur. İçimiz kan ağlasa da atlatırız diye düşüneceğiz.” dedi. “BAKANLIK KRİZE KARŞI CİDDİ ÖNLEMLER ALMALI” TUROB olarak kriz algısı içinde olmadıklarını Bakanlığa anlattıklarının altını çizen Bayındır, buna karşın Bakanlığın da yapması gereken birtakım ciddi işlerin olduğunu bizzat aktardıklarını belirterek şunları söyledi: “Sektör istihdam konusunda olumsuz etkilenecek. Dolayısıyla bunun için süratle birtakım önlemler almak lazım. İşletmelerin istemleri dışında zorunlulukla faaliyetlerini sona erdirerek kapanmasının önüne geçilmesi lazım dedik. Zor zamanlarda müesseselerin üstüne gitmemek lazım. Bu arada sektörde sürdürülebilir kalite anlayışının yanında verimlilik artışının oluşturulması lazım. Dedik. Bir de kalifiye çalışanlar diğer sektörlere kayacak ve biz zaten bunları zor yetiştirdik, bir daha da yetiştirme şansımız olmayacak diye söyledik. Bunlar için bir dizi tedbirler alınmasını talep ettik. Aksi takdirde sektörün bir krize alt olacağını belirttik.” TURİZME TEŞVİK GELEBİLİR MÜJDESİ VERDİ Timur Bayındır geleneksel toplantıda sektöre bir müjde de vererek, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı ve Tarım Hayvancılık ve Köy İşleri Bakanlığı’nın bir araya gelerek teşviklerle ilgili bir toplantı yaptıklarını kaydederek, “İnşallah buradan da bizler için pozitif bir iki nokta çıkar ümidindeyim.” dedi. “İRAN AMBARGOSUNUN KALKMASI OLUMLU BİR GELİŞME” İran’a yönelik ambargonun kalkması ile ilgili görüşlerini de paylaşan Bayındır, “İran bizim için çok büyük bir pazar. Biz İran’dan 2 milyon rakamını yakalamıştık. Ambargo derken 1.300’lere düştü. Şimdi yeniden 1.500’e çıktı. Dolayısıyla bunu 2’ye çıkarmak için şansımız elimizde mevcut. Bunun için de İran’ın yedi farklı şehrinden 50 tur operatörünü İstanbul’a getirdik. İnşallah onlardan güleryüz ve samimiyetle bir şeyleri halledebiliriz.” diye konuştu ve TUROB olarak

Ortadoğu’ya yönelik tanıtım çalışmalarını da artıracaklarını sözlerine ekledi. DEMİRCAN: “HER SİYASETÇİYE BİR TURİZMCİ DANIŞMAN ŞART” Yemekli toplantıda bir konuşma yapan Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, turizmcilik ve belediye başkanlığının birbirine çok yakın iki meslek olduğunu belirterek sözlerine başladı. Demircan, “Biz turizmciler insan memnuniyetine fokuslandığımız için onu mutlu etmeye çalışıyoruz. İşte siyaset de böyle bir şey. Hele de belediye başkanlığı kesinlikle böyle bir şey. Bizler de vatandaşlarımızı memnun etmek için mekansal planlamalara önem veriyoruz. Dolayısıyla turizmciler başarılı bir siyasetçi olabilirler. Çünkü onlar için müşterinin ne olduğu önemli değil, memnuniyeti önemli. Bu yüzden her siyasetçiye bir turizmci danışman şart diye düşünüyorum.” dedi. “İŞLER KÖTÜ GİDİYOR, ONU BİLİYORUZ” “İşler kötü gidiyor, onu biliyoruz. Moral ve motivasyona ihtiyaç var. Timur Bey biraz önceki konuşmasında yatırımların koordineli olması gerektiğini ifade ederek bana da kinayeli bir şekilde bir gönderme yaptı. Aslında bir yerde dur de kardeşime getirdi. Benim şahsıma bütün yöneticilere bunu söylemiş oldu. Aslında memleketin gündemindeki siyasi tartışmaların en önemlilerinden biri de bu.” diyerek sözlerine başladı. Bir şehirde insanların beklentilerinin iş ve aş olduğunu ve dört tane hizmetin olduğunu ifade eden Demircan bunlardan birinin mekansal planlamalar olduğunun altını çizerek, “Belediyelerin asıl yetkisi de bu amaca yöneliktir” dedi. Buna karşın insanların insanların mekansal planlamalar dışında sosyal kültürel politikalar, eğitim ve ekonomi olmak üzere üç tane daha beklentilerinin olduğunu kaydeden Demircan, bir belediye başkanının ise seçilmişler olarak tek yetki alanının mekansal planlamalar olduğunu aktardı. Buna rağmen diğer konularda da destek vermeye çalıştıklarını ifade eden Demircan, “Tabii tedbirlerimizi mekansal tedbirlerden yana alacaksak oradan alalım. Servis kalitesi ya da mesleki eğitimse onda yana alalım. İşte tüm bu saydığım zihinsel hazırlıkları yapabilirsek zor zamanları da kolay aşarız diyorum.” sözleriyle konuşmasını noktaladı.


restaurant 40 hotel & hi-tech

gündem

Antalya kış turizmi için spor, sağlık - fuarcılık ve kongrelere odaklanacak Antalya Fuarları ve Kış Turizmi Tanıtım Komitesi, Antalya’da kış turizminin gelişmesi için 3 temalı makro plan istedi. Talebi değerlendiren Bakan Mahir Ünal, ilgili 6 bakanlıkta, müsteşarlar düzeyinde ortak bir çalışma başlatabileceklerini söyledi.

T

urizm Çalıştayı vesilesiyle Antalya’ya gelen Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, Anfaş Hotel Equipment’i ziyaret etti. Ziyaret öncesinde Anfaş Fuarcılık’ın yaptığı çalışmalara ve fuarcılık sektörüyle kış turizminin geliştirilmesine yönelik bir toplantı gerçekleşti. Toplantıya, Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, Turizmden sorumlu Antalya Vali Yardımcısı Mestan Yayman, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, AK Parti İl Başkanı Rıza Sümer’in yanında Antalya Fuarları ve Kış Turizmi Tanıtım Komitesi üyeleri ile çok sayıda turizmci katıldı. BAKANLIĞA ORTAK ÇALIŞMA KOMİSYONU TEKLİFİ Toplantıda açılış konuşmasını yapan Anfaş Yönetim Kurulu Başkanı Sadık Badak, “Antalya’yı Kışın Keşfedin” (Discover Antalya In Winter) sloganıyla başlattıkları ‘Yurt dışı Roadshow Tanıtım Programı’na dikkat çekerek, Kültür ve Turizm Bakanlığı önderliğinde ve kamu-özel sektör işbirliği çerçevesinde Antalya’da kış turizminin sürdürülebilir olması için ilgili bakanlıklarla ortak bir çalışma komisyonu düzenlenmesini talep etti. Bakan Mahir Ünal da Anfaş’ın Antalya’da kış turizmini 3 tema altında desteklenmesi talebine karşılık, ilgili bakanlıklarla, müsteşarlar düzeyinde ortak bir çalışma başlatabileceklerini söyledi. KAMU-ÖZEL SEKTÖR İŞBİRLİĞİYLE KRİZ ATLATILACAK Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal yaptığı konuşmada

fuarın açılışına planladıklarını ancak fuarın açıldığı gün İstanbul’da yaşanan terör saldırısı nedeniyle gelemediklerini söyledi. Bakan Ünal açıklamasında, sektör olarak sağlıktan kültüre, spordan tarihe, konaklamadan, konaklama ekipmanlarına, gastronomiye kadar çok geniş bir alanı içinde büyük bir ekonomiyi temsil ettiklerini ifade etti. Bakan Ünal, bütün bu alanların yüksek bir koordinasyonla iyi bir şekilde yönetilmesiyle ve bu yönetimin sonuçlarında da Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak turizmin ülkeye çarpan çoğalan etkisinde katma değer sağlayabildiklerini söyledi. KRİZ ANTALYA’YI DOĞRUDAN ETKİLEDİ Angajman kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle düşürülen uçak sonrası Rusya ile yaşanan krizden Antalya’nın ve turizm sektörünün doğrudan etkilediğine dikkat çeken Ünal, “Antalya bizim turizmimizin başkenti. Dolayısıyla 24 Kasımdan itibaren Antalya’nın bu krizden etkilenmemesi sektörün zarar görmemesi için hemen Antalya’ya geldik ve sektör temsilcileriyle görüştük. Bu konuda neler yapılmalıdır, öncellikli tedbirler olarak telafi ettik. Hızlıca kısa vadede alınması gereken tedbirler nelerdir, bunları görüştük ve bu görüşme sonucunda bağımsız devletler topluluğunu içeren 6000 dolarlık yakıt desteğini tüm dünyaya çıkardık. Yani tüm dünyadan Antalya, Alanya, İzmir ve Muğla’ya gelen tüm uçuşlara 6000 dolar yaktı desteği veriyoruz” dedi. TURİZM ZARAR GÖRDÜ Ayrıca Bankalar Birliği ile görüşerek burada sektörle bankalar birliğinin bir araya gelmesi ve sektöre moral olması açısından bir toplantı yapıldığını da ifade eden Ünal, bu çalışmaların ardından fuarcılığa dair çalışmalara başladıklarını anlattı. Önümüzdeki hafta, Frankfurt, ondan sonra Madrid, daha sonra İngiltere, İsveç bütün tur operatörleriyle, seyahat acenteleriyle görüşerek Türkiye’nin önümüzdeki sezon turizm sektörünün herhangi bir şekilde etkilenmemesi için çalışma yürüttüklerini açıklayan Ünal, turizm sektörünün bu sorunlardan en az zararla kurtulması için çalışma yürüttüklerine işaret etti.


KRİZ YÖNETİMİ EXPO’YLA YAPILACAK Expo 2016 Antalya’ya ilişkin açıklama yapan Mahir Ünal, Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak Expo’nun kültür ve sanat etkinlikleri, tanıtımı ile ilgili toplantı yaptıklarını anlatarak, Expo 2016’ya katılan 40 ülkenin sayısını artırmayı hedeflediklerini dile getirdi. Buna bağlı olarak Antalya’da Nisan’da kapılarını açan Expo 2016 Antalya organizasyonuyla, önümüzdeki dönem ilk 6 ay içerisinde 3 milyon yerli, 5 milyon yabancı turist beklediklerini açıkladı. Ünal, Rusya’dan gelecek olan yaklaşık 3 milyon turistin gelmeme ihtimaline karşılık Expo üzerinden 1 yılı telafi edecek bir kriz yönetimi yaparak zaman kazanacaklarını vurguladı. 100 milyar dolarlık bir değere sahip olan sektörün yapısal tedbirlere ihtiyacı olduğunun altını çizen Bakan Mahir Ünal, “Tabii ki bu konuda sektörümüzün de üzerine düşen ciddi sorumluluklar var. Bunlar da sektörle düzenli olarak sistemli olarak iş birliği yapılarak görüşülerek aldığımız önlemlerle çalışmaları yürütüyoruz. Ben bu fuarın sektöre hayırlı olmasını diliyorum emeği geçenlere de buradan huzurlarınızda teşekkür ediyorum” diye sözlerini tamamladı. Antalya Kış Turizmi Yurt dışı Tanıtım Komitesi’nin kış turizmini 3 tema altında desteklenmesi talebini değerlendiren Bakan Mahir Ünal, ilgili 6 bakanlıkta, müsteşarlar düzeyinde ortak bir çalışma başlatabileceklerini söyledi. KIŞ TURİZMİ İÇİN 3 BRANŞA ODAKLANILDI Antalya Fuarları ve Kış Turizmi Tanıtım Komitesi Koordinatörü ve Anfaş Yönetim Kurulu Başkanı Sadık Badak ise, Antalya’nın, ekonomisi büyük ölçüde turizme dayalı bir şehir olduğunu hatırlatarak, şehrin sadece yaz döneminde turizmin unsurlarından istifade ettiğine dikkat çekti. Turizmin kış dönemindeki durumunu açıklayan Sadık Badak, “Kış döneminde turizm yüzde 90 oranında azalıyor. Şehre gelen turistin neredeyse 10 buçuk milyonu yaz döneminde 5-6 ay geliyor. Kış döneminde bu 1 milyona düşüyor. Bu düşüş Antalya ekonomisinde keskin kırılmalara yol açıyor. Kasım ayında 100 bini aşan işsizlik oluştuğu kaydediliyor” dedi. SPOR TURİZMİ SEÇENEKLERİ GENİŞLEYECEK Badak, bu nedenle Antalya’da ‘bu konuya nasıl bir çözüm bulabiliriz, kış turizmini nasıl ayakta tutabiliriz’ düşüncesiyle, Valilik, Büyükşehir Belediyesi ve 40 kurum-kuruluşla beraber Eylül ayında bir danışma kurulu oluşturup çalışma başlattıklarını söyledi. Kış turizmiyle ilgili Spor, Sağlık Fuarcılık ve Kongre turizmi olmak üzere 3 tema üzerine yoğunlaşıldığını ifade eden Badak, “Antalya Fuarları Roadshow” çalışmasıyla ilgili beklentilerini açıkladı. Badak, spor konusunda kamu ve özel sektörün gerçekleştirdiği pek çok spor tesisinin Antalya’ya kazandırıldığını aktararak, “Spor branşında her ay 10.000 yeni ziyaretçi getirmek için neler yapabiliriz? Sadece golf ve futbol değil, tenisten tüm salon sporlarına kadar kış döneminde yapılacak turizm aktiviteleri için katma değeri nasıl artırabileceğimiz üzerine çalışmalıyız” diye konuştu. TURİZMDE KIŞ DÖNEMİ CANLANACAK Sağlık turizminde de aynı durumun yaşanacağını dile getiren Badak, şöyle konuştu: “Sağlıkta da gerek kıyıda, gerekse arka kesimlerde, Gazipaşa’dan Kaş’a kadar modern, yüksek teknolojili her türlü sağlık hizmetini verebiliyoruz. Sizlerden beklentimiz kış döneminde özellikle 5-6 aylık süreçte, her ay 10.000 hasta rakamına eriştirmek. Bu da 6 ayda 60.000

ziyaretçi demek. Badak, sağlık branşında her ay yeni 10.000 hasta getirmek için nasıl bir yol izlemeliyiz?” Antalya bölgesinde 30.000 bin dolara gerçekleştirilebilecek bir tedavinin Avrupa’da 300.000 dolarlık faturalara mal olduğunu ifade etti. YURT İÇİNDEKİ 50 FUARIN YURT DIŞI FUARLAR DESTEĞİNDEN YARARLANMASI Sadık Badak, fuarlar içinse şu anda yurtiçinde yapılan 450 fuarın 50 tanesinin yurtdışı fuarlara verilen ölçülerle Ekonomi Bakanlığı’nca desteklendiği takdirde katma değerinin hem turizm hem de ihraç ürünleri ve işletmeler açısından çok daha yüksek olacağının kanaatinde olduklarını vurguladı.” Yurt dışından yeni fuar ziyaretçisi ağırlamak için ne yapabiliriz? Bu çizgide kış döneminde getireceğimiz toplam misafir 180.000 olacak. Bu rakamla, kış döneminde şu anda gelmekte olan emekli misafirlerin en az 10 kat üzerinde katma değer yaratacağını ifade edebiliriz” diyen Badak, oluşturulacak bakanlıklar arası çalışma komisyonunun sadece Antalya’ya değil; İstanbul, İzmir, Ankara, Gaziantep gibi birçok şehre de katkı sağlayacağını belirtti. ÇALIŞMA KOMİSYONU KURULMASI TALEP EDİLDİ Geçtiğimiz haftaki ziyaretlerini hatırlatan Badak, “Antalya’nın spor turizminde Mart ayında ITB Fuarı’nda bir çalıştay imkanı sağladığınız için teşekkür ediyoruz. Ayrıca Antalya Kamu Hastaneleri Birliği, şehrin sağlık imkanlarını Mayıs ayında Dubai’de yapılacak olan fuarda duyuracak” dedi. Sadık Badak, Kültür ve Turizm Bakanlığı önderliğinde, Maliye, Ekonomi, Gençlik ve Spor, Sağlık, Kalkınma bakanlıkları olmak üzere ilgili 6 kurumun katıldığı bir ortak çalışma komisyonu oluşturularak, “Kış döneminde Antalya turizmi için sürdürülebilir bir makro plan” hazırlanmasını talep ettiklerini kaydetti. Açıklamaların ardından Bakan Mahir Ünal, Vali Yardımcısı Mestan Yayman, Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ve beraberlerindeki heyet, fuar stantlarını gezdi, firmalardan ürünleriyle ilgili bilgi aldı.


restaurant 42 hotel & hi-tech

gündem söyleşi

Volkan Ataman “2007’den beri ‘MICE MICE’ diye bağırıyoruz!” “2007 yılından beri Turizm Medya Grubu olarak “MICE MICE” diye bağırıyoruz. Aslında bu olguyu Türkiye’de oturtan da biziz. İnsanlar bu sektörü fark ettiler ve yatırımlar hızla artmaya devam ediyor…”


Türkiye’nin tek kongre, toplantı ve etkinlik endüstrisi fuarı ACE of M.I.C.E. Exhibition Fuarı, Turizm Medya Grubu organizasyonunda 16-18 Mart tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi ve İstanbul Lütfi Kırdar ICEC’de üçüncü kez MICE profesyonellerini ağırlayacak. MICE sektörünün Türkiye’de gelişimini, 2016 yılı projeleriyle birlikte 2023’e dönük hedeflerini Turizm Medya Grubu Başkanı Volkan Ataman ile konuştuk. Öncelikle MICE sektöründe neler oluyor, biraz bahseder misiniz? Pozitiften başlayalım. MICE sektörünü bizler üç segmentte ele alıyoruz. İlki ‘mekanlar’ dediğimiz toplantı otelleri, kongre merkezleri ve etkinlik alanları. Bu alana yönelik Türkiye’de son yıllarda çok ciddi yatırımlar yapıldı. İkinci segmentte yer alan toplantı yönetim firmalarına bakacak olursak; kreatif etkinlik ajansları, kongre organizatörleri, incentive firmaları ve gerilla marketing firmalarının sayısı önemli ölçüde arttı ve bunların yaptığı iş kaliteleri de son yıllarda çok ilerledi. Öyle ki biz dünya çapındaki organizasyonları ülkemizde de yapar konuma geldik. Bir diğer segmentasyonumuzda ise servis sağlayıcılar yer alıyor. Orada da çok sayıda şirket mevcut. Servis sağlayıcılar alanındaki artışın sebebi de, mekanların ve organizatörlerin sayısındaki yükseliş oldu. Paralelinde onların servis sağladığı toplantı destek firma sayılarında inanılmaz bir yükseliş oldu. Sektördeki bu yükselişi neye bağlıyorsunuz? Sizce bu bilinç ve farkındalık düzeyi neye bağlı olarak gelişti? Biz 2007 yılından bu yana “MICE” diyoruz. Aslında bu olguyu Türkiye’de oturtan da biziz. O tarihten bu yana Turizm Medya Grubu olarak “MICE MICE” diye bağırıyoruz. Artık tur operatörleri bile MICE departmanlarını kendi bünyelerine katmaya başladı. ETS, Prontotour, MİKA ve Jolly Mice’ın içlerinde MICE departmanları bulunuyor artık. İnsanlar bu sektörü fark ettiler ve dolayısıyla yatırımlar da hızla yükselişe geçti. Özetle; sektördeki kar marjlarının daha yüksek olması, kaliteli delege profilleri ve kreatif işler sektöre ilgiyi arttırarak MICE’ı yukarılara taşıdı. Yıllar içindeki yükselişe vurgu yaparken yüzde kaçlık bir artıştan bahsediyorsunuz? Yüzdeyi şu an net olarak veremiyorum. Sadece şunu söyleyebiliyorum, Turizm Medya Grubu olarak 2007 - 2008 yılındaki database’imiz 1.000 firma seviyesinde iken şu anda 4.200’ün üzerinde firma mevcut. 2023 yılı için hedeflenen oranlar nedir? Onu da şu an bilmem mümkün değil. Çünkü büyümeyi engelleyecek çok çeşitli şartlar var. Ama tabii sektör yine büyüyecek. Çünkü Türkiye coğrafi olarak merkezi konumda bulunuyor. Ortadoğu, Avrasya, Balkanlar, Avrupa ve Akdeniz pazarlarının tam yanındayız. Uluslararası toplantı endüstrisinde şöyle bir gerçek var, hep belli destinasyonlarda toplantılar, kongreler organize edildiğinden dolayı delegeler de aynı destinasyonlardan sıkılmaya başladılar. Her defasında Barselona’ya gitmek ister misiniz mesela? Artık yeni destinasyonlar gerekiyor. Viyana, Barselona, Paris, Amerika hep üst sıralarda. Ama Türkiye özellikle İstanbul için konuşuyorum; Merkezi konumu, tarihi kültürel değerleri, Boğaz’ı, yeni teknolojili toplantı ve kongre merkezlerine sahip oluşu, hizmet kalitesinin üst seviyede olması dolayısıyla İstanbul toplantı delegeleri için cezbedici bir destinasyon. Keza fiyatlarımız da onlara göre çok daha düşük. Daha ucuza daha kaliteli hizmeti verebiliyoruz.

Negatif tarafları nedir diye sorsam? Yakın bir zaman önce Sultanahmet’te bir patlama oldu. 3-4 ay öncesinde de Ankara’da patlama oldu. Suriye’den 2.5 milyon insan geldi, halen de gelmeye devam ediyor. Doğuda çok ciddi bir terör var. Doğal olarak bunlar dış basında sürekli haber oluyor. Rus uçağının düşürülmesi sonucu yaşanan kriz ve diğer hepsi Türkiye’nin güvenli bir ülke statüsünden çıkmasına sebep oluyor. Güvenlik biliyorsunuz, MICE için en önemli konuların başında geliyor. MICE için güvenlik birincil öneme sahip. Ya alt yapısal sorunlar? O konuda İstanbul sınavı geçebiliyor mu, çözüm önerileriniz ile birlikte paylaşabilir misiniz? Elbette, direkt uçuş MICE’ta yine en önemli konuların başında geliyor. Bizim Türk Hava Yolları gibi bir avantajımız var. THY’nin İstanbul’a direkt 269 noktaya uçuşu var. Bu bizim için çok güçlü bir avantaj. Ama havalimanı kapasitesinin çok düşük olmasından dolayı da geç kalkmalar, şehrin üzerinde yarım saat - 40 dakika dolaşmalar gibi çok ciddi sarkmalar da olmuyor değil. Üçüncü havalimanıyla bu sorunların aşılacağını düşünüyorum. İstanbul gibi bir şehre üçüncü havalimanının yapılması alt yapı sorununu ciddi oranda çözecektir. Bir diğer önemli noktada şu ki, kongre vadisindeki otellerde yoğun kongre, toplantı sezonunda fiyatlar fahiş oranda yükseliyor. Paralelinde birçok toplantıyı da elimizden kaçırıyoruz. Bu sorunu bir an önce düzeltmemiz gerekiyor. “DESTİNASYON PAZARLAMASINI ÖĞRENMELİYİZ” Bunların yanı sıra asıl yapmamız gereken, destinasyon pazarlamasını öğrenmek. Biliyoruz, bu bir uzmanlık işi. Bizim bu alana hizmet eden İstanbul, Ankara, Antalya ve İzmir’de convention bürolarımız bulunuyor. Bunlar Ticaret Odası bünyesinde kısıtlı bütçelerle faaliyetlerini sürdürmeye çalışıyorlar. MICE fuarlarına evet katılıyorlar ama ben daha aktif olmaları gerektiğini düşünüyorum. Hedef ülkelerde ciddi bir pazarlama çalışmasının mutlaka yapılması gerekiyor. Tabii segmente dayalı olarak... Bir destinasyon pazarlamasından söz edildiğinde bundan ne anlıyoruz? MICE için doğru hedef kitlenin çıkarılması ve o kitleye doğru mesajların yıl içinde sürekli biçimde verilmesi gerekiyor. Stant açıyorsanız orada aktif olarak çalışacaksınız da. Hedef kitlenizi çok doğru belirleyeceksiniz ve ona nokta atışları yapacaksınız demektir. Şunu özellikle söylemek istiyorum, bizim çok daha profesyonel, niş, spesifik, MICE’a yönelik hedef kitlelerinin çıkarılarak doğru pazarlama stratejilerinin uygulanması zorunlu hale geldi. Çünkü bu konuda çok zayıf olduğumuzu düşünüyorum. Biraz da ACE of MICE’ın bu seneki içeriği hakkında bilgiler almak isterim. Bu yıl katılımcıları neler bekliyor? 2016 senesinde fuarımızı 8103 metrekarelik bir alana çıkartıyor ve yabancı katılımcılarla beraber 329 stand sayısına ulaşmış oluyoruz. Üç gün boyunca B2B görüşmelerin yer alacağı fuarda aynı zamanda kurumsal firmaların, MICE sektörünün, iş ve cemiyet hayatının önemli kadın simalarının ağırlanacağı “MICE’ın Kadınları” paneli, fuarcılık sektörünün geleceğinin tartışılacağı “Fuarcılık Sektörünün Geleceği, Sergileme ve Stand Tasarımcıları Derneği Çalıştay ve Zirvesi, sosyal medya, nöro marketing, hybrid toplantılar, greenmeeting, mobil etkinlik çözümleri, etkinlik teknolojileri ve daha pek çok farklı konudaki pek çok oturum meraklılarıyla buluşacak. Fuarın ilk gün akşamı Feriye Lokantası’nda gerçekleşecek AMEzing Network Parti gece boyunca dans şovları, müzik grupları, video mapping şov, dj performansı gibi etkinlikler ile unutulmaz bir geceye imza atacak. Fuar atmosferi


restaurant 44 hotel & hi-tech

gündem söyleşi

17 Mart gecesi Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde düzenlenecek ödül töreniyle yükselmeye devam edecek. Görkemli kırmızı halı seremonisi ile gerçekleştirilecek ACE of M.I.C.E. Kongre, Toplantı ve Etkinlik Ödülleri sahiplerini bulacak. MICE sektör profesyonellerinden oluşan 2 bin 500 davetlinin katılacağı ödülleri sahiplerine televizyon dünyasının ünlü isimleri takdim edecek. Üniversitelerin Turizm ve Pazarlama İletişimi öğrencileri ile sektör duayenlerinin bir araya geleceği keyifli söyleşiler bu yıl fuara renk katacak. Yüne fuar aktivitelerinden 18 Mart Cuma günü gerçekleşecek “MICE Cinleri” programını gençler Tourismo Group sponsorluğunda ücretsiz olarak takip edebilecek. Fuar birbirinden ilgi çekici aktivite, çalıştay ve öğretici buluşmasıyla bu sene de farkını ortaya koyacak. Bu yıl üçüncüsünü gerçekleştirecek olan yarışmanın turizm sektörüne katkıları ne olmakta? ACE of M.I.C.E. Türkiye’de MICE endüstrisinin varlığını, farkındalığını ortaya çıkarıyor. Türkiye MICE Endüstrisinin global MICE pazarında olmasına katkı sağlıyor, hosted buyer programıyla yeni kongre, toplantı ve etkinliklerin Türkiye’ye kazandırılmasını, sektörün sürdürülebilir olmasını, sektör paydaşlarının bir araya gelmesini, paneller ve seminerlerle sektör sorunlarını tartışabilme, çözüm yollarını bulabilmeye ve mesleki gelişime katkı sağlıyor. Gençler bu sayede MICE sektöründe doğru kariyer yapabilme konusunda yönlendiriliyor. ACE of MICE, dünya MICE endüstrisinin üçüncü büyük fuar-zirvesi ve dünya MICE endüstrisinin en büyük ödül törenidir. Kongre, toplantı ve etkinlik sektörünün büyüklüğü ve son yıllardaki performansı ile ilgili neler söyleyebilirsiniz? Türkiye MICE turizminin son zamanlarda parlayan yıldızı konumuna geldi. İstanbul ve Antalya’da bu alanda ciddi potansiyel bulunuyor. Türkiye Avrupa, Akdeniz, Orta Doğu ve Balkanlar’ın tam ortasında yer aldığı için bu konuda şanslı bir konumda bulunuyor. Hizmet ve servis kalitemiz, otel ve kongre merkezlerimizin yeni ve teknolojik oluşu, ülkemizin tarihi ve doğal güzellikleri, mevsimi, bulunduğu coğrafyanın merkezi olması, en önemlisi THY’nin 264 noktaya direk ulaşım sağlaması bizi MICE sektöründe öne çıkarıyor. Turizmde kaybettiğimiz pazarları, MICE ile kapatmamıza olanak sağlıyor. Sektörün, bu şekilde eski parlak günlerine kavuşabileceğini düşünüyorum. Ülke gündemindeki son durumun turizm sektörüne nasıl etkileri oldu? Bir kaç yerde MICE’ın turizmin kurtarıcısı olacağına dair söylemleriniz yer aldı. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Son zamanlarda yaşanan olumsuz gelişmelerin turizmde yol açtığı kayıplar, yılın 12 ayı sürdürülebilen kongre, toplantı ve etkinlik turizmi ile telafi edilebilir. Türkiye turizm gelirinin yüzde 40’ının MICE endüstrisinden kazanıldığını tahmin ediyoruz. MICE turizmi için Türkiye’ye gelen delegeler üst düzey gelir ve eğitim seviyesine sahip. Tatil turizminin Nisan ayında başlayıp Ekim’de sona erdiğini sezon dışı dönemde tesislerin kapandığını, otellerin düşük doluluk oranıyla faaliyetlerini sürdürdüğünü göz önünde bulundurursak tesislerin toplantı alanlarını kullanarak otelleri 12 ay boyunca açık tutabiliriz. Son zamanlarda Türkiye’de ve çevresinde yaşanan olumsuz gelişmelerin turizmde yol açtığı kayıpları, yılın 12 ayında sürdürebildiğimiz kongre, toplantı ve etkinlik turizmi ile telafi edebiliriz. Ancak kongre, toplantı ve etkinlik turizmine daha fazla odaklandığımız zaman bu boş geçen ayları organizasyonlarla doldurabiliriz.

Ödül töreninin kazananları yakın bir zaman önce belli oldu. Bu yıl için sürpriz isimler var mı? Sürprizlerimiz her zaman var tabii ki. 74 kişilik bir jüri heyeti birincileri belirledi. Bizde bu süreç çok sistemli ve programlı işler. Başvuruları alırız, jüri heyeti önceden onları online olarak puanlar. En yüksek puanları alanlar finale kalır. İçlerinden üç tanesi jürinin karşısına çıkar, birebir kendi etkinliğinin sunumunu yapar. Bu da noter huzurunda yapılan bir oylama olur. Jüri üyelerinin puanları sonucunda birinciler belli olur. Biz birinciyi her zaman gizli tutuyoruz. 17 Mart’ta da açıklayacağız. Bunu şundan dolayı sordum, siz de bilirsiniz ki pek çok ödül töreninde bir al gülüm ver gülüm olayı vardır. Biraz önce işleyişi anlattınız ama ACE of M.I.C.E.’ın güvenilirliğini daha nasıl anlatırsınız bize? Çok net anlatabilirim. Biz bu organizasyona sektörden 300’e yakın firmayla bir beyin fırtınası yaparak başladık. Biz standart bir ödül töreni olmayacağız; çok itibarlı, güvenilir, profesyonel bir jüri heyetinin olduğu, birebir jüri üyelerine sunumların gerçekleştirileceği, sunumların kameralar tarafından kayıt altına alınacağı ve noter huzurunda yapılacağı bir ödül töreni gerçekleştirmek istedik. Sistemi şöyle düşünün, siz en iyi etkinlik kategorisi için başvurduğunuz zaman zaten 10’larca firma başvuru yapıyor. Bunu kim seçecek? Etkinlik satın alma yapan kişilerin seçiyor olması lazım. Birincisi biz jüriyi doğru oluşturuyoruz. Doğrudan da kastım şu, Türkiye’deki büyük kurumların etkinlik, toplantı planlamasını yapan kişileri jüri heyeti olarak belirliyoruz. Bu zaten işin çok güvenilir olmasına imkan sağlıyor. İkincisi noter huzurunda yapıyoruz. Üçüncüsü tüm gün kameralar tarafından kayıt altına alınıyor. Bu işleyiş Türkiye’nin hiçbirinde uygulanmıyor. Biz dünya MICE endüstrisinde en büyük ödül töreniyiz. Hepsini gezdim gördüm. Bu kadar büyük çapta olanına rastlamadım. Turizm Medya Grubu’nun ACE of M.I.C.E. dışında yeni ödül törenleri veya farklı projeleri olacak mı? Var. Erken Rezervasyon Fuarı yapmayı planlıyoruz. Bu da Türkiye’de bir ilk olacak. Kasım sonu Aralık başı gibi düşünüyoruz. Biraz önce konuştuğumuz sıkıntılar vardı ya, bunlar tatil turizmini çok fazla vurdu. Şu anda Akdeniz ve Ege’deki oteller ciddi doluluk sorunu yaşayacaklar. Ben daha iki gün önce Almanya’daydım, CMT Fuarı’na gittim. Orada da Türkiye’den birçok katılımcı vardı. Herkes oteli açalım mı açmayalım mı derdindeydi. Biz Erken Rezervasyon Fuarı’nı şöyle planlıyoruz, fuarla oteller ve tatil satan acentalar stant açacaklar. Ciddi bir iletişim kampanyası yapılarak iç pazarın erken rezervasyon fuarı mantığıyla canlandırılmasını hedefliyoruz. Tamamen iç pazarın hedeflendiği bir fuar olacak. Bunun dışında yine MICE sektörü için düşündüğümüz bir e-ticaret portalı var. Şu an yazılımları başladı. Kurumsal satın almacılarla MICE endüstrisini buluşturacağımız bir web portalı olacak.



restaurant 46 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

Radisson Blu Hotel İstanbul Ataköy açıldı Radisson Blu, İstanbul’daki yedinci oteli olan Radisson Blu Hotel, İstanbul Ataköy’ü 18 Ocak Pazartesi günü hizmete açtı.

Yönünü inovasyon ve tasarıma göre belirleyen ikonik otel markası Radisson Blu, İstanbul’daki yedinci oteli olan Radisson Blu Hotel, İstanbul Ataköy’ün açıldığını duyurdu. Hem İstanbul’un cazibe merkezi olan tarihi yarımadaya hem de Atatürk Havalimanı’na ideal yakınlıkta konumlanan Radisson Blu Hotel, İstanbul Ataköy; misafirlerine Marmara Denizi’nin nefes kesen manzarasını sunuyor. Ayrıca otel, Ataköy Marina ve Bakırköy İDO iskelesine yürüme mesafesinde yer alıyor. YAKIN GELECEKTE SEKİZ YENİ OTEL, RESORT VE REZİDANS DA EKLENECEK Rezidor Otel Grubu Orta Doğu ve Türkiye Bölge Başkanı Mark Willis, otelin açılışıyla ilgili “Radisson Blu, üst segment otel markaları arasında İstanbul’da en çok otele sahip olan otel zinciri. Türkiye’deki portföyümüze eklediğimiz en son otel olan Radisson Blu Hotel, İstanbul Ataköy ise ülke çapındaki büyüme hedeflerimizi taçlandıran en yeni otelimiz. Yakın gelecekte bunların yanına sekiz yeni otel, resort otel ve rezidans eklemeyi planlıyoruz.” dedi.

133 ODALI Otelde bir adet kral dairesi, 7 adet tek yatak odalı süit, 13 adet junior süit ve 12 adet business class oda dahil olmak üzere toplamda 133 adet, günümüz konaklama trendlerini yansıtan misafir odası bulunuyor. Otelin tüm odalarında espresso makinesi gibi modern ek hizmetler ve Marmara Denizi’nin ışıltılı ve nefes kesen manzarası yer alıyor. Radisson Blu markası ayrıca tüm misafirlerine, otelin tüm alanlarında yüksek hızda ücretsiz internet bağlantısı hizmeti sunuyor. GENEL MÜDÜRÜ, EYLEM FINDIK Radisson Blu Hotel, İstanbul Ataköy’ün Genel Müdürü Eylem Fındık ise açılış ile ilgili görüşlerini “İstanbul’daki bu muhteşem oteli açıyor olmaktan büyük heyecan ve gurur duyuyoruz. Doğa ile bütünleşen tasarımı sayesinde ikonik, stil sahibi ve sofistike bir marka olan Radisson Blu’nun tarzını yansıtan otelde tüm çalışanlar olarak hafızalarda yer eden “Yes I Can!” hizmet felsefemizi tüm Türk ve yabancı misafirlere sunmaya hazırız.” sözleriyle ifade etti.


TÜRK MUTFAĞINDAN ÖZEL LEZZETLER Otelde bulunan Larder Restoran & Teras, Türk mutfağının lezzetlerini taze ve yerel ürünlerle harmanlayıp yaratıcı tariflerle menüsüne taşıyor. Misafirlerin taze ürünlerle hazırlanan yaratıcı kokteylleri tadabilecekleri Lobby Bar ise rahat iş toplantıları ve arkadaş buluşmaları için ideal bir alan olarak öne çıkıyor. Zamanı kısıtlı olan misafirler içinse adres; gurme atıştırmalıklar ve elde taşınabilen içecekler de sunan otel pastanesi. Sıcak yaz günlerinde ise otelin Havuzbaşı Bar’ında lezzetli içecekler ve hafif atıştırmalıklar misafirlerin tercihi olacak. TÜM İHTİYAÇLARA CEVAP VEREN TOPLANTI SALONLARI Otelin en son ses ve görüntü teknolojisine sahip ve tamamı gün ışığı alan 4 adet toplantı salonu, tüm katılımcılara yüksek hızda ücretsiz internet bağlantısı sunuyor. Otelin yaratıcı ve deneyimli toplantı ve davetler ekibi ise planlama aşamasından etkinlik sonrası sürecine kadar tüm ihtiyaçları karşılamak için misafirlerini bekliyor. ŞIK VE SEÇKİN SPA MERKEZİ Otelin şık ve seçkin spa’sı ve tam donanımlı fitness merkezi, misafir deneyimini her zaman ön planda tutan Radisson Blu markasının vaadini yerine getiriyor. Spa’da toplamda 4 masaj odası, bir özel spa odası, buhar odaları, saunalar, jakuzi

ve bay ve bayanlar için ayrı hamam ve dinlenme alanları bulunuyor. Spa’nın en çarpıcı noktaları ise 200 metrekarelik kapalı havuz ve etrafında bulunan rahat ve konforlu dinlenme alanları ile palmiye ağaçlarıyla çevrili bahçesinde bulunan 500 metrekarelik açık havuz olarak öne çıkıyor.


restaurant 48 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

MARKALAR İşletme Yönetim Sistemleri İklimlendirme Sistemleri Hijyen Ürünleri Mobilya Genel Alanlar Kapılar Hafele Oda mobilyaları Ses Ve Işık Sistemleri Projeksiyon Sistemleri Televizyon Tekstil Minibar Duvar Aksesuarları Karşılama Ekipmanları Oda Otomasyon Sistemleri Sofra Üstü Ürünler Fitness Ekipmanları Yangın Güvenlik Ekipmanları Pos Sistemleri Cam Ürünler Ana Kapı Bina Otomasyonu Bariyer ve Otopark Sistemleri Banket Ürünlerik Armatürler Mermer Natura Misafir ve Servis Asansörleri Halılar Kumaş ve Perdeler

Protel Daikin Diversey Mozaik / Atak Atea Mozaik / Atak RS ve Philips / Phare / Mozaık Panasonic LG Electronics BT Tekstil Dometic Designo BND / Gronde Berker WMF / Jumbo / Serax Life Fitness Finder Ingenico/Verifone Vitra Assa Abloy Souter Genius Mozaik Vitra Kibrid / Temmer Kone Step Halı Persan – Sevinç Kadife / Model Mefruşat



restaurant 50 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

Park Dedeman Elazığ açıldı Dedeman Grubu’nun iş dünyasının konaklama ihtiyaçlarına cevap vermek üzere hayata geçirdiği ikinci markası Park Dedeman konseptiyle Elazığ’da hizmete açıldı.

D

edeman Grubu’nun 2016’daki ilk oteli Park Dedeman Elazığ, konuklarını ağırlamaya başladı. Dedeman Grubu, Ballıca Otelcilik ile Anadolu’nun en eski yerleşim merkezlerinden Elazığ’da, Park Dedeman Elazığ otel ile kapılarını açtı. Dedeman Turizm Yönetimi A.Ş. Genel Müdürü Emrullah Akçakaya, Park Dedeman Elazığ hakkında şunları söyledi: “Dedeman Grubu olarak yurt içi ve yurt dışındaki projelerimize hız kesmeden devam ediyoruz. Grup olarak 2016 yılına, Park Dedeman Elazığ otelimizin açılış heyecanı ile başlıyoruz. Park Dedeman konseptimiz ile Elazığ’da konuklarımızı ayrıcalıklı hizmetlerimizle ağırlamaya devam edeceğiz. Sahip olduğu tarihi ve kültürel değerleri günümüze taşıyan Elazığ’da, 1 Ocak 2016’da açılan yeni otelimizin hem şehre hem de ülke turizmine hayırlı olmasını diliyoruz.” ŞEHRİN KALBİNDE DEDEMAN KALİTESİ Şehrin merkezi yerinde konaklama imkânı sunan Park Dedeman Elazığ, otogara sadece 1 km, havaalanına ise 13 km uzaklıkta yer alıyor. Park Dedeman Elazığ, aynı zamanda Hazarbaba Kayak Merkezi, Harput Tarihi Eserler Bölgesi ve Park 23 Alışveriş Merkezi gibi şehrin çekim noktalarına rahat ulaşım sağlanacak merkezi bir konumda bulunuyor. YENİ LEZZET DURAĞI Dünya mutfağını ve Elazığ bölgesine özgü tatları bir araya getiren Amber Restoran, gurme lezzetleri ile sadece otel misafirlerine unutulmaz bir lezzet deneyimi sunuyor. Otelin lobisinde yer alan ve zengin içecek menüsü ile hizmet veren Lobi Bar’da, güne sıcak bir içecekle başlamak ya da günün yorgunluğunu güzel bir

kokteylle atmak mümkün. Ayrıca otelin SPA alanında yer alan Vitamin Bar’da ise doğal ve taze meyve sularının yanı sıra bitki çayları ile misafirlerin spor ve SPA keyifleri taçlandırılıyor. AYRICALIKLI KONFOR Park Dedeman Elazığ; birbirinden farklı konseptlerde 3 süit ve her biri özenle hazırlanmış 66 standart oda, 3 adet engelli odası ve sigara içmeyen misafirlere özel kat olmak üzere toplamda 72 oda ile konuklarını ağırlayacak. Otel bünyesinde Türk Hamamı, sauna, tuz odası, kapalı yüzme havuzu, dinlenme salonu, masaj ve cilt bakımı imkanları bulunan 700 metrekare üzerine kurulu SPA ve fitness center; restaurant ve iki bar bulunuyor. Her biri gün ışığı alan toplam 3 toplantı salonunda misafirlerinin ihtiyaçlarına uygun son teknolojilerle donatıldı. Ayrıca 470 metrekarelik alana sahip balo salonunda özel davetler ve düğün organizasyonlarına ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Otelde ayrıca; Unesco Dünya Kültür Mirası Temsili Listesi’ne de giren bir nevi halk eğitimi olarak tanımlanabilecek, Harput kültürünün bir parçası “Kürsübaşı” geleneği de “Meşkhane”de devam ettirilecek. YORGUNLUK ATMAK İÇİN SPA VE FITNESS MERKEZİ Bedenini zinde tutmak ya da günün yorgunluğunu geride bırakmak isteyen misafirler için Park Dedeman Elazığ, 700 metrekare kurulu SPA ve fitness merkezi ile hizmet veriyor. Son teknolojik aletlerin yer aldığı fitness alanında, hocalar eşliğinde günlük programlar uygulanırken, tuz odası, sauna, Türk Hamamı, kapalı havuz ve dinlenme alanından oluşan SPA alanında ise bedeni ve ruhu dinlendirici seçenekler bulunuyor.



restaurant 52 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

Hampton by Hilton İstanbul Ataköy açıldı Türkiye’deki portföyüne bir otel daha ekleyen Hampton by Hilton, 20 Ocak Çarşamba günü Ataköy’deki otelini hizmete açtı.

H

ilton Worldwide’ın orta fiyat segmentinde yer alan ve kaliteye önem verenlere yönelik küresel markası Hampton by Hilton, en yeni oteli Hampton by Hilton İstanbul Ataköy’ün açılışını gerçekleştirdi. 86 odalı Hilton Worldwide tesisi, 2 binden fazla Hampton by Hilton, Hampton Inn by Hilton and Hampton Inn & Suites by Hilton otelinin yer aldığı Hampton by Hilton ailesine katıldı. Hem iş hem turistik amaçlarla seyahat edenlere hitap eden Hampton by Hilton İstanbul Ataköy, İstanbul’un tarihi merkezine 20 dakika, Atatürk Havalimanı’ndan ise sadece 10 dakika uzaklıkta bulunuyor. Otelin konukları, Ayasofya’dan Kapalıçarşı’ya, şehrin birçok turistik noktasına kolaylıkla ulaşabiliyor. ‘ON THE HOUSE’ KAHVALTILI Hampton by Hilton İstanbul Ataköy Genel Müdürü Uğur Can, “Yeni otelimizde misafirlerimizi ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz” dedi ve ekledi: “Otelimiz, toplu taşıma bağlantı noktalarına yakınlığı ile mükemmel bir konumda bulunuyor. Ataköy, marinada keyifli bir akşam yemeğinden uluslararası bir spor arenasında müsabaka izlemeye kadar misafirlerimize pek çok imkan sunuyor.” Konuklar sabahları yumurta, yulaf ezmesi ve waffle’dan

oluşan ‘On the House’ kahvaltısı ile hafta içi sunulan, yanlarına alabildikleri enerji barı, muffin, elma, su ve nane şekerinden oluşan Hampton’s On the Run™ kahvaltı paketi arasında seçim yapabiliyor. %100 HAMPTON GARANTİSİ Hampton by Hilton İstanbul Ataköy bununla birlikte markanın imzası, 24 saat açık spor salonu, günün her saatinde hizmet veren atıştırma alanı ve özel otopark ile de hizmet veriyor. Tüm misafirlerin konaklamadan memnun kalacaklarını garanti eden %100 Hampton Garantisi (100% Hampton Guarantee), konuklamadan memnun kalmayan misafirlere ise ödeme yapmama hakkı sunuyor. Odalarda ayrıca 40 inç HD televizyon ve geniş bir çalışma alanı bulunuyor. Hampton Otelleri’nin alametifarikası ‘Hamptonality’ diye tabir edilen benzersiz misafirperverlik. ‘Hamptonality’, güler yüzlü hizmet, konukların ihtiyaçlarını önceden tahmin etmek, onlara civardaki görülmeye değer yerler, eğlenceli aktiviteler ve tarihi bilgeler konusunda yardımcı olmak anlamına geliyor. Ayrıca her otelde sergilenen, tesisin bulunduğu bölgeye ait fotoğraflar ve sanat eserleri, işletmenin bölgeyle ilişkisinin ve toplumlara verdiği desteğin göstergesi.



restaurant 54 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

Alaçatı’da düşler ülkesi

Boreas Butik Otel… Bir masalın içinde uyanmak, yazın gündüz düşlerini süsler. Güzel bir Ege tablosunu seyre dalar gibi insanı büyüler Alaçatı… Her detayıyla kendine çeken muhteşem sahil kasabasında yeni açılan Boreas Butik Otel, misafirlerini düşler ülkesine davet ediyor…

T

aş duvarları, bahçe duvarlarından sarkan begonvilleriyle güzel bir Ege türküsü düşer dilinize. Zamanın durduğu, romantizm rüzgarlarının estiği Alaçatı, bu güzel Ege türküsünün en çok dillendiği beldelerdendir. Yaz-kış aşıklarını ağırlar ve tatil vazgeçilmezleri arasındaki yerini korur. BİR MASALIN İÇİNDE UYANMAK İSTEYENLER İÇİN Bir masalın içinde uyanmak isteyenleri 2015 yazından bu yana Alaçatı’da yepyeni bir mekan ağırlıyor; Boreas Butik Otel. Konfor için tüm detayların düşünüldüğü; Lodos, Meltem, Samyeli, Zefir, Sirokko, Tayfun gibi rüzgar isimlerinin verildiği 21 çok özel odadan oluşan, Alaçatı müdavimlerinin yeni adresi Boreas Butik Otel, yörenin muhteşem rüzgarına, adıyla mitolojiyi ekliyor. Mavinin ve beyazın dingin ferahlığını, doğayla iç içeliği, Ege’ye özgü yerel tatların damak şölenini yaşatan yepyeni bir adres Boreas Butik Otel. ŞÖMİNELİ, CUMBALI, HAVUZLU, MANZARALI Altı adet balkonlu, dört adet şömineli, üç adet cumbalı ve sekiz adet bahçe-havuz manzaralı, geleneksel Alaçatı mimarisiyle tasarlanan ve her biri kendine özgü odaları, yaz-kış huzura kaçış için Boreas’ta konuklarını bekliyor. Boreas’ta Ege’nin sağlık deposu mutfağından en leziz kahvaltılarla güne başlanıyor…

İsteyen bahçesinde huzur dolu bir dinlence ve havuz keyfi yapıyor, isteyen Alaçatı’nın muhteşem çarşısına bir yürüyüş ve alışverişle keyifli anlara yaşayabiliyor. TÜM YIL AÇIK Tüm yıl açık olacak Boreas Butik Otel’de misafir konforu için de her bir detay düşünülmüş. Alaçatı’nın şirin butik otelinde LCD televizyon, ücretsiz wi-fi, klima, ısıtıcı, mini bar, çelik kasa, otopark hizmetlerinden faydalanmak mümkün.



restaurant 56 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

IHG

5000. otelini New York’ta açtı Dünyanın önde gelen otel zincirlerinden InterContinental Hotels Group, Hotel Indigo Lower East Side New York ile dünyadaki 5000. otelini dün hizmete açtı.

N

ew York’ta gerçekleştirilen dönüm noktası niteliğindeki açılışla birlikte, IHG’nin küresel büyüklüğü yaklaşık 100 ülkede 5000 otele çıktı. Bu büyük başarı, IHG’nin tüm dünyada milyonlarca konuk tarafından beğenilen lider marka portföyünün de gücünü temsil ediyor.

etken olmaya devam ediyor. ‘5000 Kulüp’ hedefimize ulaşmamızı sağlayan son dönemdeki açılışlarımız, aynı zamanda marka portföyümüzün ve dünyanın en önemli büyüme pazarlarında varlığımızı güçlendirme kabiliyetimizin ardındaki ivmeyi de gözler önüne seriyor” şeklinde konuştu.

MANHATTAN’IN EN GÖZ ALICI MAHALLESİNDE New York’ta açılan otel, IHG ile Brack Capital Real Estate (BCRE) ortak teşebbüsü olup, IHG’nin New York’taki üçüncü Hotel Indigo markası olma niteliğini taşıyor. Manhattan’ın en göz alıcı mahallelerinden birinde yer alan otel, otelcilik sektörünün en hızlı büyüyen segmenti olan butik segmentinde IHG’nin lider pozisyonunu güçlendiriyor.

2003’TEN BU YANA 1500 YENİ OTEL EKLENDİ IHG, Aralık 2003 itibariyle toplam otel sayısı 3500’ün üzerine çıktı. O günden bu yana portföye 1500 otel daha eklenerek IHG’nin kaliteyle yönlendirilen müşteri memnuniyeti de en üst seviyeye ulaştı. Holiday Inn markası için gerçekleştirilen, hizmet sektörünün bugüne kadarki en geniş marka yenileme çalışması kapsamında, binin üzerinde otel, markanın varlığından ayrılarak 3 bin 300 yeni yapı için start verildi.

SOLOMONS: “BU İNANILMAZ BİR DÖNÜM NOKTASI” IHG CEO’su Richard Solomons, “Hotel Indigo Lower East Side New York ile birlikte 5000. otelini açmış olmak, IHG için inanılmaz bir dönüm noktası. Bu başarı, köklü ve yüksek kaliteli büyüme stratejimizin ve farklı konuk ihtiyaçlarına ve etkinliklerine cevap verecek segmentlere odaklanan markalarımızın gücünün bir göstergesidir. “Zaman içinde lider otel markaları portföyümüzü önemli segmentlerde genişleterek büyüdük. Bu, mal sahipleriyle kurduğumuz ilişkiler ve güçlü dijital platform ağımız ile birlikte, etkili performans istikrarımızın arkasındaki kilit

TÜRKİYE’DE 2017’DE İKİ OTEL AÇILIYOR 5 bin otellik dönüm noktasına ulaşılmasına katkı sağlayan her bir açılış, IHG’nin “5000 Kulüp” hedefinin bir parçasını oluşturuyor. Türkiye’de projelendirilen iki otel de dâhil olmak üzere Avrupa’da imza atılan diğer projeler, IHG’nin bu dönüm noktasına ulaşmasında önemli destek sağladı. Türkiye’de açılması planlanan oteller arasında, Antalya’nın Lara bölgesinde 2017 yılı için öngörülen 140 odalı Holiday Inn bulunuyor. Ayrıca İstanbul’un Ataköy semtinde de 74 odalı Holiday Inn Express açılmayı bekliyor. IHG’NİN ‘5000 KULÜBÜ’


Hotel Van Zandt, bir Kimpton Oteli – Austin, Texas: Austin’in tarihi Rainey Caddesi’nde yer alan 319 odalı otel, Kimpton markasının; kentin hizmet sektörüne girişini temsil ediyor. Otelin tasarımı, Austin kentinin dünyaca ünlü müzik kültüründen ilham alan bir zarafet ve yenilikçilik sergiliyor. Even Hotels New York – Times Square South: Midtown Manhattan’ın kalbinde EVEN™ Otelleri’nin 150 odalı, mükemmel bir örneği. Bu otel, ABD’de üçüncü EVEN markası açılışımızı temsil ediyor. InterContinental London – The O2: Greenwich Yarımadası’nda O2 Arena’nın hemen yanında bulunan 453 odalı otel; bir sağlık spası, çok sayıda restoran ve 270 derecelik Thames Nehri ve Kanarya Rıhtımı manzarası sunan “Sky Bar” ile hizmet veriyor. Hualuxe Haikou Seaview: Hualuxe Haikou Seaview, Çin’de açılan 3. ve aynı zamanda bir tatil lokasyonunda hizmete giren ilk HUALUXE otelidir. Holiday Inn Express New Delhi International Airport Terminal 3: Hindistan’ın Indira Gandhi Uluslararası Havalimanı’nda yer alan 93 odalı “Holiday Inn Express New Delhi International Airport Terminal 3”, markanın Yeni Delhi’ye girişini temsil ediyor.


restaurant 58 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

Cloud 7 Otelleri İstanbul’da I-AM’in marka, iç mimari ve dijital tasarımlarıyla tamamlanan Cloud 7 Otelleri’nin İstanbul’daki ilk şubesi 1 Şubat’ta açıldı.


M

imarlar, endüstriyel tasarımcılar, iletişimciler ve grafik tasarımcılardan oluşan tasarım ve marka deneyimi ajansı olan I-AM, multi-disipliner yapısıyla marka, mimari ve dijital tasarım çözümleri sunuyor. Dünya standartlarında müşteri deneyimleri yaratırken önce derinlemesine araştırma ve analizler yürüten I-AM’in markalar ve müşterileri arasında güçlü duygusal bağlar kuran sıra dışı tasarımlarının gücü, kullandığı metotlardan kaynaklanıyor. Yeme-içme sektöründen bankacılık sektörüne kadar birbirinden farklı projeler ortaya koyan ekibi ile markalara yeni bir bakış açısı ve görünüm kazandıran I-AM, yaratıcı projelerine bir yenisini daha ekledi.

I-AM ve CLOUD 7 Hızlı yaşayan, spontane seyahat eden, sosyal, eğlenceli, sürprizleri seven ve teknolojiyi iyi kullanan yeni nesil genç konuklarına hizmet verecek olan bir şehir oteli olan Cloud 7’nin marka, mimari ve dijital tasarımları I-AM tarafından gerçekleştirildi. I-AM’in Kurucu Ortaklarından Emre Kuzlu, Cloud 7 projesiyle ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Müşteri deneyimi yaratma konusunda küresel deneyimimizle ve uzman ekibimizle sıfırdan oluşturduğumuz, mottosu ‘hayal et, keşfet, ilham ver, yaşa, tanış ve paylaş’ olan “the art of spontaneous living” konsepti için oldukça modern ve dünya çapında ses getirecek yeniliklere sahip bir otel yarattık. İç mimari unsurlardan marka oluşturmaya, dijital öğelerden çalışanların kıyafetine, kullanılacak basılı malzemelere kadar çok ince ve bütünlüklü bir çalışma sergiledik.” Cloud7, Michael O Shea’nın yatırım araçlarından olan Kerten firmasına ait. O Shea, Cloud7 ile ilgili olarak, 2020 yılı itibarıyla Doğu Avrupa, Kafkaslar ve Orta Doğu’da uygun maliyet, stil ve maceraya önem veren dijital yeniliklere açık olan konukların bir numaralı tercihi olmayı hedeflediklerini belirtti. AKILLI OTEL Cloud 7’nin konsept ve iç mimari tasarımında konukların diğer konuklarla ve çevreleriyle iletişim sağlaması için teknoloji ve iletişim imkanları ön planda tutuldu. Alışılmış resepsiyon, lobi alanı gibi tanımlı mekanlar yerine farklı modlara uyum sağlayabilen alanlar tasarlandı. Resepsiyon bankosu gibi bir otelde olmazsa olmaz gibi görünen unsurlar paylaşımlı masalar olarak tasarlandı ve otele ilişkin her türlü işlem (check in, check out) misafirlerin online olarak kendi başlarına yapabilecekleri şekilde teknolojik bir alt yapı ile kurgulandı. Otelin lobi/giriş katında genç, dinamik, eklektik ve eğlenceli bir tasarım dili benimsenirken, odalarda rahat/ konforlu, canlı ve ilham veren bir tasarım dili benimsendi. Otelde şaşırtıcı, ilham veren öğelerin kullanımına özen gösterildi ve tüm bunlar teknoloji ile birleştirildi. Örneğin, duvardaki bir sanat eserini cep telefonunuzdan satın almanız bile mümkün. SPONTANE MEKAN Hızlı şehir yaşamına ve seyahat tarzına spontane bir mekan ile cevap veren, sunduğu teknolojik ve erişim çözümleriyle “akıllı otel” olarak değerlendirilen Cloud 7, bölgedeki hesaplı ve üst sınıf konaklama ihtiyacını karşılamak amacıyla yeni 15 otelle büyümeyi hedefliyor. Bu nedenle I-AM konsepti global bir marka ve mimari tasarımı üzerine kurgularken, İstanbul’da olduğu gibi açılacağı her şehrin lokal özelliklerini taşıyacak unsurlara da yer verdi.

MARKALAR Mobilya Genel Alanlar : Parla Mobilya Ses ve Işık Sistemleri : Hedef Aydınlatma, Bilge Aydınlatma, Marcel Wanders Zepplin Duvar Aksesuarları : Dijital Baskı Duvar Kağıdı (Özel Desenli) Seramik : Bien Halı : Darbaz Halı, Desso Armstrong Halı


restaurant 60 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

The Marmara Taksim 25. yaşına yenilenerek giriyor Turizm sektörünün güçlü yerel oyuncularından The Marmara Taksim yenilendi. Lobisinden toplantı odalarına, Kral Dairesi’nden resepsiyonu ve havuzuna kadar tamamıyla renove edilen otel, 25. yaşına yepyeni hizmet anlayışı ve tasarımıyla giriyor.


İ

stanbul’un simge yapılarından The Marmara Taksim, bronz yılını karşıladığı bu yıl tamamıyla yenilendi. The Marmara Collection zincirinin en köklü üyesi olan otel, sanatsal bir yorumla renove edilen iç yapısının yanı sıra hizmet anlayışına da yeni bir yaklaşım getirdi. The Marmara Taksim, dünya çapında lider mimarlık şirketlerinden Wilson Associates bünyesinde yer alan; otel ve restoran tasarımında bir marka olan Dan Kwan imzasıyla yeni baştan yaratıldı. 2011 yılında başlayan renovasyon çalışmaları kapsamında ilk olarak otelin lobi alanı, toplantı odaları ve girişi yenilendi. 2014 yılı içerisinde otelin Gym ve Spa bölümleri yeni yüzüyle hizmet vermeye başladı. Kasım 2015 itibarıyla ise süitler, odalar ve toplantı salonlarının devamı yenilenerek süreç tamamlandı. Otelin revonasyon projesi için toplam 45 milyon dolar yatırım yapıldı. TÜRK SANATININ VİTRİNİ Yenilenen The Marmara Taksim, uluslararası zincirlerle rekabette öne çıktığı “yerli ve özgün” hizmet anlayışını yeni tasarımında da benimsiyor. Yerel motifler ile modern sanatı aynı çizgide buluşturan yeni dekorasyonu ile konumlandığı bölgenin canlı ruhunu yansıtıyor. Dan Kwan’ın tasarladığı lobi Osmanlı Kaftanları’ndan izler taşırken, ünlü tasarımcı Nahide Kaymakçı’nın hayat verdiği ve otelin girişinde yer alan avize, semazenlerden ilham alıyor. Ağırlıklı olarak yerel malzeme kullanılan projede; toprak, boğaz, Türk kahvesi, zeytin ağaçları, gün doğumu ve gün batımı renklerine yer veriliyor. GLOBAL KALİTEDE, YEREL GÜÇ Otelin sadece dekorasyonunun değil, hizmet içeriklerinin

de renove edildiğini ifade eden The Marmara Taksim Genel Müdürü Uygar Koçaş; 25 yıllık The Marmara Taksim başarısının arkasında, global platformlarda yarışabilen ve %100 yerli sermayeli bir yapının yattığını söyledi. Kahvaltıda beyaz ekmek servisi yapıldığını, konuklar ayrılırken arkalarından tasla su döküldüğünü belirten Koçaş, “Global kalitede yerel güç olmakla övünüyoruz” dedi. Koçaş ayrıca, başarılarını geleceğe taşıyabilmek için Y ve Z kuşakları üzerinde de çalıştıklarının altını çizdi. TEKNOLOJİK HİZMETTE ARTI DEĞER Otelde teknoloji kullanımının dikkat çekici bir noktaya ulaştığını vurgulayan Uygar Koçaş, “Otelimizde konaklayan misafirlerimizin resepsiyonla whatsapp üzerinden iletişebilmesi, 100 MBit hızında wi-fi sağlanması, iş insanlarının ve yaşça genç profildeki misafirlerimizin özellikle ihtiyaç duyduğu ve büyük övgüler aldığımız hizmetlerimiz arasında yer buluyor” dedi. Otelde 2016 yılı itibarıyla hizmete girecek “Handy” ürünü ile birlikte kağıt israfını azaltacak dijital anket ve kiosk sistemi ilgili de bilgi veren Koçaş şöyle konuştu: “Misafirlerimize yeni yılda da fark yaratan hizmetler sunmaya devam ediyoruz. Öncelikle, konaklama süresince yanlarında bulundurabilecekleri akıllı telefon ile misafirlerimiz, artı bir ücret ödemeden dünyanın her noktasıyla sınırsız telefon görüşmesi, mesajlaşma ve internet kullanımını gerçekleştirebilecekler. Bunun yanında kağıt anketleri kaldırarak dijital anket ve kiosk sistemine geçeceğiz. Bu sayede 10 yılda 50 bin adet kağıt israfının önüne geçmiş olacağız. Bu sistem misafirlerimize hızlı geri bildirim, bizlere de hızlı ve yerinde hizmet olanağı sağlayacak.”


restaurant 62 hotel & hi-tech

iş’te kadın

Turizmin ‘gönüllü iletişimcisi’

Güniz Atıs Azrak “Turizmin resmini çizseydim, içinde sadece doğa, deniz, güneş olmaz; kültür de olurdu. İçine bir de iş trafiğini katar farklı segmentleri bir tuvalde buluştururdum. Ama resmim mutlaka renkli olurdu çünkü turizm doğanın bütün renklerini hakedecek güzellikte keyifli ve değerli bir buluşma noktası..”

T

ek istediği iyi bir iletişimci olmaktı… Yola kültürlerarası iletişimle çıktı, okyanus ötesini aşarak Öğrenci Değişim Programı’na katıldı. Türkiye’ye dönüşünde yine “iletişim” dedi, bu defa kendini Şan Tiyatrosu’nda Egemen Bostancı’nın yanında sekreterlik yaparken buldu. İletişimin en keyif veren yıllarını otelcilik-turizm sektörüyle yaşadı. Ramada Laleli, Hilton İstanbul, Mövenpick Hotel Maslak, Polat Renaissance, Conrad gibi beş yıldızlı otellerden sonra İstanbul Modern’de ve şimdi de İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’na Genel Koordinatör olarak görevini sürdüren Güniz Atıs Azrak, iletişime odakladığı kariyer hikayesini samimi ve sıcak bir söyleşi ile paylaştı…

Güniz Hanım, turizmle ilk nasıl tanıştınız? Bugünden hatırınızda kalan ilk gün anıları ve hayalleri ile paylaşır mısınız? Üsküdar Amerikan Lisesi’nin son senesinde AFS (Öğrenci Değişim Programı) ile Amerika’ya gittim. Sene 1984’tü… O yaşımda değişim programının bana neler katabileceğini idrak edebilmişim demek ki, kendimi kültürlerarası bir etkileşim programının içinde buldum. Aslına bakarsanız asıl amacım iyi bir iletişimci olmaktı. Ama mesleki anlamda iletişime hangi koldan dahil olmam gerektiğini tam olarak bilmiyordum. Önüme bir yol çizildi, ben de o yola ilk kültürlerarası iletişim programıyla çıktım...


İletişime duyduğunuz o sempatinin kaynağı neydi, neden iyi bir iletişimci olmak istediniz? İnsanlarla beraber olmayı seviyorum herhalde. Ben çözüm odaklı çalışan biriyim. Şu an ki çalışma hayatım da öyle devam ediyor. Demek ki o dönemler de buna inanmışım ve iletişimle ilgili işler yapmak istemişim... Ama turizm iletişimi miydi yoksa farklı bir saha mıydı, dediğim gibi orası daha şekillenmemişti. Benim asıl kariyer hayatım Amerika’dan döndükten sonra başladı. Üniversite sınavlarını zaten kaçırmıştım. O dönemler Şan Tiyatrosu’yla ilgili bir iş ilanı gördüm ve çok ilginçtir, Egemen Bostancı’nın sekreteri olarak işe başladım. Gerçekten enteresan bir karar olmuş. Hem Şan Tiyatrosu hem de sekreterlik... Tiyatro eğlencenin bir dalı ama bir noktasından da iletişime dokunan bir sektör. Ben o sayede tiyatronun ne kadar canlı, heyecanlı ve farklı olduğunu gördüm; organizasyonların önemini en iyi o dönemde öğrendim. Başından beri iletişim düşündüğüm için de üniversite sınav dönemi geldiğinde Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu’na kaydoldum, bir taraftan da çalışma hayatıma devam ettim. Egemen Bey’in vefatından sonra da Şan Tiyatrosu kapanma sürecine girdi, ben de işe veda etmek zorunda kaldım. OTELCİLİKLE İLK TANIŞMA... Her veda yeni bir başlangıçtır aslında... Aynen öyle . Tiyatro kapandıktan sonra bir gün hoş bir tesadüfle iletişim fakültesinden bir arkadaşımla karşılaştım. Bana İstanbul’da çok yeni otellerin açıldığını, sektörün enteresan olduğunu ve tiyatroda öğrendiklerimi bir otelde çok rahat uygulayabileceğimi anlatarak beni, Allah rahmet eylesin, o zamanın duayenlerinden Aydoğan Hakman ile tanıştırdı ve Ramada Laleli Oteli’ne 1987 yılında, açılışla birlikte başlamış oldum.İlk olarak otelin personel ve eğitim bölümünde çalıştım. İşin içine girdikten sonra gördüm ki, ben daha çok organizasyonla ilgili yeteneğimi, insanlarla alakalı ilişkilerimi ve iletişimimi kullanmalıyım… Bu arada otelde Ziyafet Koordinatörü aranıyordu. Yiyecek içecek müdürüne gidip, o pozisyona geçmek istediğimi söyledim. “Neden seni alayım, tecrüben var mı?” diye sorunca “Aslında yok ama ben çabuk öğrenirim, onun da ötesinde satışa dönük biriyim ve bu pozisyonu çok istiyorum” dedim ve birim değiştirdim. “BAŞARI, İŞİN MUTFAĞINI BİLMEKLE GELİR” Evet, organizasyon yeteneğiniz var. Ama tabii işin özünü, mutfağını öğrenmeniz gerekiyor. Neyi sattığınızı, pazarladığınızı bilmediğiniz takdirde hiçbir işi başaramazsınız. Gündüzleri ofis işlerini takip ediyordum. Yine zaman geçtikçe gördüm ki, gerçekten işin mutfağını bilmezsem başarılı olamayacağım. O zamanlar, Allah rahmet eylesin, Raşit Usta’ya gittim ve akşamları kendisiyle çalışmak istediğimi söyledim. Saat 18.00’den 23.00’e kadar mutfakta

çalışıyordum. 23.00’den sonra da gece shift’ini devralarak, yine Allah rahmet eylesin, restoran müdürümüz Nabi Bey’den neyin nerede nasıl olması gerektiğini öğrendim. Hepsine çok şey borçluyum ve minnettarım… Büyük bir çaba, heves ve özveriyle yapmışsınız üstelik. Bütün bunlar iyi bir turizmci olmanın olmazsa olmazları mıdır aynı zamanda, siz ne söylemek istersiniz? Bu işleri layıkıyla yapmak istiyorsanız öncelikle turizmde kariyerinizi nereden yapmak istediğinize karar vermeniz lazım. Bu sadece turizm için de geçerli değil. Her meslek işin mutfağını öğrenmeyi gerektiriyor ki, aksi halde üst pozisyonlara geldiğinizde personeli idare edemezsiniz. Bunu isterseniz akademik bilgilerinizi tamamlayarak yapabilirsiniz, isterseniz tamamen alaylı olarak, işin mutfağında başarabilirsiniz. Bende ikisi el ele devam etti. Ziyafet bölümüyle teşrik-i mesainiz ne kadar sürdü? Devam eden süreci bize anlatır mısınız? Ramada Oteli’nde çalışırken Hilton İstanbul’un yeni Ziyafet Müdür Yardımcısı aradığını bana gelen bir teklifle öğrendim ve olumlu değerlendirdim. O sayede Ramada’da öğrendiklerimi daha büyük bir montanlı bir işte, farklı misafirlere karşı geliştirdim. İstanbul Hilton’da bir seneye yakın çalıştım. Yine o dönem, şimdiki Steigenberger Istanbul Maslak, Mövenpick Hotel olarak hizmet veriyordu. Satışla ilgili bir pozisyon açığı vardı ve oradan da bana bir teklif geldi. O güne kadar ziyafetle ilgili pek çok deneyimim olmuştu. Tabii şu da var, ben tüm o işleri yaparken bir taraftan da ister istemez satış yeteneğimi geliştirmiştim. Dolayısıyla Mövenpick Hotel’e Satış Şefi olarak geçebildim. BİTMEYEN TERFİLER, ATAMALAR, GEÇİŞLER... Sonrasında yiyecek içecek müdürümüz beni ziyafet bölümü tecrübelerimden dolayı birimin yöneticiliğine terfi ettirdi. Anlayacağınız benim kariyerimde satışla iletişim hep el ele kol kola devam eden bir süreç oldu. Yine bir süre sonra Polat Renaissance Otel’in açılışı gündeme geldi ve ben bu defa otele satış müdürü olarak atandım, akabinde satış & pazarlama direktörü oldum. Ardından bir 10 sene kadar Conrad Otelleri için çalıştım. İlk önce İstanbul Conrad’ın satış & pazarlama direktörlüğünü yaptım, ardından Kıta Avrupa, Amerika ve İngiltere otellerinin satış & pazarlama direktörlüğü olarak çalıştım. Lokalden çıkıp uluslararası bir göreve tayininiz nasıl bir deneyimdi sizin için, biraz bahseder misiniz? Conrad Otelleri o dönemde 150’yi değil, sadece altı oteli kapsıyordu. Benim için çok keyifli ama bir o kadar da yorucu bir görevdi. Hiç abartmıyorum, saydım, tamı tamına senede 280 gün seyahat etmişim. Öyle bir seyahat etmek ki, her gün farklı bir odaya uyanıyorsunuz. Ben artık nerede olduğumu hatırlamak için başucuma hangi şehirde olduğumu yazıyordum. Bir zaman sonra o tempo bana çok ağır gelmeye


restaurant 64 hotel & hi-tech

iş’te kadın

başladı. Conrad’larda bir süre daha genel müdür yardımcılığı yaptıktan sonra 10 senenin ardından “artık yeter” demeye başladım. Bu defa yeni bir otel açılışıyla kendimi 2004 senesinde açılışı gerçekleşen Ajia butik otelin genel müdürü olarak buldum. Bir nevi nadasa çekilme durumları yani. O tempodan sonra bir nevi kendinizi nadasa çekmişsiniz, benim anladığım o. Global pazardan sonra lokalde bir butik oteli işletmek iyi geldi mi bari? Hem de nasıl. Şöyle düşünün, büyük bir otelde sadece kendi konunuzla ilgilisiniz. Butik otelde ise görev tanımınızda işin teknik kısmı da var, hijyeni, mutfağı, misafir ilişkileri de var... Küçük bir işletmede işin her bir detayını A’dan Z’ye bilmek zorundasınız. 600 odalı bir otelde bir genel müdürün bütün misafirleri tanıması mümkün değil ama 16 odada hepsini tek tek tanımak zorundasınız. Çünkü ev sahibi sizsiniz. Bir bakıma kolay, rahatlatıcı bir bakıma zor ve meşakkatli bir iş. Neticede o da çok keyifli ve mesleğime değer katan bir iş oldu. Ardından yine bir tesadüf, İstanbul Modern açılıyor... Müzenin küratöryel ve sanat kimliğinin yanında bir de bina olarak işletmesi tarafı var. Dolayısıyla o alandaki deneyimlerim neticesinde sanat merkezine genel müdür olarak geçiş yaptım. Bir tarafta sanata bir tarafta bina işletmesine hakim iki başarılı kadın… Oya Eczacıbaşı ile birlikte çalışmak nasıl bir deneyimdi? Oya Hanım ile çok keyifli yedi senemiz geçti, unutamadığım çok özel bir dönemdir o. Bir bina işletmecisi olmanın da ötesine kişisel ve sosyal gelişimime kültür ve sanat adına pek çok değerler katmıştır. Ya otelcilik, turizm... Onlar nerede kaldı? Sektöre dönük

özlemleriniz olmadı mı hiç? Hiç Olmaz mı? Her şeyden önce turizmin hareketini özledim. Müzede her zaman bir aksiyon vardır ama turizm kadar yoğun değil, daha çok dönemseldir. Turizmin 12 aya dağılmış canlılığı ve hareketi bir müzede yoktur. İstanbul Modern ve değerli işletmecisi Oya Hanım ile çalışmak tabii ki çok keyifliydi ama ben de artık turizme dönmeliydim. O da İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı ile oldu. Bu defa bir otel iletişimi ile değil, kongre iletişimi ile turizme dönüş yaptınız. Bu kararınızın özel bir sebebi var mıydı? Bu sorunuza iki noktadan yanıt verebilirim. İlk olarak bunca senelik tecrübenin ardından gördüğüm, ben aslında çok rahat bir bina işletmecisiyim. Bu bir otel de olabilir, kongre merkezi, müze ve hatta hastane de olabilir. Üstelik doktor olmanız da gerekmiyor, bütün binanın işleyişine hakim olmanız yeterli. Dolayısıyla ben o özelliğimi farkettim ve turizme dönüşümü kongre merkeziyle yaptım. 2013 Şubat ayından bu yana İstanbul Lütfi Kırdar’ın Genel Koordinatörlük görevini yürütüyorum. Öyleyse sormak isterim, İstanbul Lütfi Kırdar’da neler oluyor? 2016 yılı için paylaşmak istediğiniz özel ve yeni projeleriniz var mı? İstanbul Lütfi Kırdar Türkiye’nin ilk uluslararası kongre merkezi. Çok enteresandır, burası 1946’dan itibaren ilk etkinlik mekanı. İlk fuarlar, müzik yarışmaları, basketbol maçları, İKSV’nin ilk etkinlikleri burada yapılmıştır. İlk kongre merkezi olmasının avantajı, çok tecrübeli bir ekibimiz var. Bu bakımdan kendimi çok şanslı hissediyorum. Fakat şöyle bir durum da hissettim, kurumsal bellek tüm uluslararası zincirler için önemli bir konu. Biz İstanbul Lütfi


Kırdar olarak, dünyada yalnızca 28 kongre merkezinin sahip olduğu AIPC (The International Association of Convention Centres / Uluslararası Kongre Merkezleri Birliği) Kalite Standartları Ödülü’nü 2015 yılında almaya hak kazandık. Bu çalışmayı kendi içimizde yaptık, sertifikasyon ve ödül programı için başvurduk. Daha sonra bağımsız denetçiler geldi ve bizden habersiz denetimlerini yaptılar. Hakikaten gurur duyduğumuz bir projedir, biz kendi bölgemizde bu sertifikasyonu alan ilk kongre merkeziyiz. Dünyada bu sertifikasyona sahip olan 28 kongre merkezinden bir tanesiyiz. Bu bizim için durağan bir süreç de değil, sürekli geliştiriyoruz. Bu senenin yeniliklerinden biri buydu. “İSTANBUL LÜTFİ KIRDAR’I DİJİTALLEŞTİRDİK” 2015’de yaptığımız, 2016’da da devam ettirdiğimiz bir başka konu, ben ilk kez binaya geldiğimde şunu fark ettim. Tabii 40 bin metrekareye yayılan bir binadan bahsediyoruz. Doğal olarak misafirler kayboluyorlar. Bir kere her şeyden önce ciddi bir kağıt israfı var. İlk aşamada dijital yönlendirmeyle başladık. Akabinde İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA)’nın bir projesi açıldı ve İstanbul Lütfi Kırdar, ziyaretçilerine dijital çağın getirdiği tüm imkanları sunarak bir ‘ilk’i daha gerçekleştirmiş olduk. Yetinmeyip dijitalleşen yapısına yeni bir halka daha ekleyen İstanbul Lütfi Kırdar; geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiği Apple iBeacon teknolojisinin entegrasyonu ile ziyaretçilerine, mobil cihazlar üzerinden daha erişilebilir bir etkinlik deneyimi sunmaya başladık.Biz devamlı yenilenmeye odaklandık. İlerleyen süreçte aynı şekilde çalışmalarımız devam edecek. Burada siz, Haliç Kongre Merkezi’nde Handan Boyce, İstanbul Kongre Merkezi’nde Pervin Zeydanlı Yalazan… Bu tablodan en iyi bina işletmeciliğini kadınların yapabileceği sonucuna varabilir miyiz? Kadınlar iyi işletiyor, erkekler kötü işletiyor demek yanlış bir söylem olur. Kadınlar kötü işletiyor, erkekler çok iyi işletiyor demek de yanlış olur. Ancak kadınlar farklı ne katarlar dersek, bizler karşı cinse oranla daha detaycı bir algı ve yaklaşıma sahibiz. Kendimden de örnek vermem gerekirse, bir gün merak ettim ve ölçtüm, İstanbul Lütfi Kırdar içinde 11 km yürümüşüm. Nasıl bir detaycılık ve enerjiyleyse artık... Diğer bir özelliğimiz, değişime daha açık olmamız. Yenilikleri çok çabuk benimsiyor ve kolay adapte olabiliyoruz. Bunun da sektör adına bir artı olduğunu düşünüyorum. Bizim en önemli özelliklerimizden biri de, kişiler ile kurduğumuz duygusal bağımız. Kadınlar ekibinin gündelik yaşamlarını da iyi bildiği için empati kurmakta zorlanmıyor. Bu da beraberinde elbette ki gerçek bir ekip ruhunu ortaya koyuyor. Bunlar turizmdeki kadınların ortak özellikleri. Ya siz nasıl birisiniz? Bize iş hayatının dışında ev ve özel yaşantısıyla Güniz Atıs Azrak’ı kısaca anlatır mısınız? Ben insanları çok severim. Evimde misafir ağırlamayı, dost ortamlarında yemek yapmayı çok severim. Dolayısıyla dışa dönük bir yapım var. Hayatımda ailemden sonra arkadaşlarım ve ahbaplarım önemli yer tutar. Onun dışında bahçeyle, bitkilerle haşır neşir olmayı çok seviyorum. Bir süre resim dersleri almıştım. Maalesef onu da iş

yoğunluğumdan ötürü bir süreliğine askıya almak zorunda kaldım. Ama daha uzun vadede yeniden başlamak gibi bir isteğim de var. Bunu resim kabiliyetim olduğu için değil, bana farklı bakış açısı katan hocalarla bir araya getirdiği için istiyorum daha çok. Her defasında onlardan feyz aldığım bir gerçek. Peki turizmin resmini çizseydiniz, sizin perspektifinizden nasıl bir resim olurdu ve renkleri ne olurdu? Söylediğinizden ne düşündüm biliyor musunuz, madem doğadan, insanlardan, hayvanlardan bahsettik. Fakat dedim ki bunun içinde kültür de olması gerekiyor. Çünkü Türkiye turizmi olarak düşündüm ister istemez; sadece doğa, deniz, güneş değil… İçinde bir kültür çalışmasının da olmasını isterdim. Ve aynı zamanda o resmin içine işi de koymak isterdim. Neden? Çünkü turizmin bir iş trafiği de var, onu da sektörden ayrı tutamayız. Dolayısıyla farklı segmentleri olan bir resim çizermişim ve de kesinlikle renkli olurdu. Siyah beyaz asla olmazdı... Benim resmim mutlaka renkli olurdu çünkü turizm doğanın bütün renklerini hakedecek güzellikte keyifli ve değerli bir buluşma noktası..” Son olarak bundan sonra neler yapmak istiyorsunuz? Benim hep gerçekleştirmek istediğim bir hayalim var, uzun vadede emeklilik hayallerimden biridir aynı zamanda. Ben hayvanları çok severim. Bir dönem Afrika gibi bir ülkeye giderek ranger’lık yapmak istiyorum. Gerçekten vahşi doğanın içinde çalışan, hayvanları gözlemleyen bir oluşumun içinde yer almak en büyük arzum.


restaurant 66 hotel & hi-tech

etkinlik

Şefler, aşçılar

hem tattılar hem coştular TAŞFED- La Lorraine Bakery Group işbirliğinde düzenlenen İstanbul Şefler, Aşçılar buluşmasında mutfağın ustaları hem tattılar hem doyasıya eğlendiler…


İ

stanbul Şefler ve Aşçılar Buluşması, 24 Ocak 2016 Pazar günü The Green Park Pendik Hotel & Convention Center’da gerçekleşti. Avrupa’nın en büyük unlu mamuller şirketlerinden biri olan La Lorraine Bakery Group ve Türkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu (TAŞFED) işbirliğinde düzenlenen etkinliğe TAŞFED Başkanı Yalçın Manav ve La Lorraine Bakery Group Türkiye Genel Müdürü Burak Deniz’in yanı sıra mutfak dünyasından çok sayıda şef, aşçı katılım gösterdi. Gala yemeği ve program öncesinde La Lorraine ürünleri tadımının yapıldığı bir “hoş geldin kokteyli” ile misafirlere lezzetli anlar yaşatılan etkinlik ardından gala yemeği eşliğinde açılış konuşmaları, My Cabaret Show ve Demet Akalın Gala Konseri ile devam etti. DENİZ: “BEŞ YILDA BİR MİLYAR EURO CİRO HEDEFİMİZ VAR” Etkinliğin açılış konuşmasını yapan La Lorraine Bakery Group Türkiye Genel Müdürü Burak Deniz, şirket hakkında kısa bir bilgilendirme yaparak sunumuna başladı. 1939 yılında kurulan şirketin 58 yıldır ise ekmek ürettiğini belirtti. La Lorraine’nin 1981 yılı itibari ile yarı pişmiş donmuş teknolojisine başladığını söyleyen Deniz, “1982 yılından itibaren yatırımlarımız daha da gelişerek unlu mamuller sektöründe Panos markası altında sandvich mağazacılığa girdik ve bugün Avrupa’nın çok ülkesinde 300’ü bulan mağazayı bünyemize kattık.” dedi. Şirketin Avrupa’daki konumuyla ilgili bilgiler de paylaşan Deniz, “Bugün La Lorraine, Avrupa’nın 25 ülkesinde satış organizasyonu yapmaktadır. Şirketimizin satış cirosu 616 milyon Euro. Burada dikkatinizi çekmek istediğimiz bir nokta var ki bu Avrupa şirketlerinde görülmeyen bir şey. Son 12 yıllık ortalama büyüme oranımız 10,2. Bizim şirketimiz hızlı büyüme için gerçekten atletik bir yapıya sahip.” diye konuştu. İlk hedeflerinin global olarak 1 milyar Euro satış cirosuna sahip olmak olduğunu belirten Deniz, “Mevcut büyüme hızımızla bunu beş yılda gerçekleştirebileceğimizi düşünüyoruz.” dedi.

SÜREKLİ KALİTE, SÜREKLİ İNOVASYON Konuşmasına devam ederken La Lorraine’in ürün yapısı hakkında bilgiler veren Deniz, ekmek, çörek, yerel ürünler ve pasta olmak üzere dört ayrı kategoride ürünlere sahip olduklarını belirterek, “Ekmek kategorisinde 22 ayrı ürün çeşidimiz var. Kalitesine çok güvendiğimiz sekiz farklı çörek ürünlerimiz var. Pasta grubunda toplamda 11 çeşit pasta ve muffin’imiz bulunmakta. Yerel ürünler kategorisinde toplamda 10 tane ürünümüz var.” diyerek sunumuna devam eden Deniz, La Lorraine olarak sektördeki iddiasını ise şu sözleriyle aktardı: “Bizim en büyük amacımız, yüksek kalite standartlarında sürekli olarak kaliteli ürün üretebilmek. Sürekli kalite, sürekli inovasyon bizim odaklandığımız öncelikli hedeflerimiz. En çok güvendiğimiz özelliğimiz, inovatif olmamız. Şirkete baktığımızda son beş yılda satışlarımızın yüzde 20’si hep yeni ürünlerden geliyor.” diye konuştu. MANİSA’YA 85 MİLYON TL’LİK FABRİKA YATIRIMI İstanbul, Bursa, İzmir ve Antalya’da operasyonlarının başladığını, Ankara’nın çok yakında gruba dahil olacağını anlatan Deniz, “Birçok otel, restoran, fırın, catering şirketinde ürünlerimiz mevcut. Bunu söylemekten gurur duyuyorum, ülkemizde üstün teknolojinin Türk mühendislerinin ve Türk işçisinin çalışacağı mükemmel bir fabrika veriyoruz. Manisa La Lorraine fabrikamız yıl ortası ile resmen üretime başlamış olacak. Başlangıç itibari ile 85 milyon TL’lik bir yatırım söz konusu. İlerleyen üç yıl içinde bu iki katına kadar çıkacak.” şeklinde sözlerini tamamladı. Ayrıca Türkiye de Antalya, İzmir ve İstanbul da La Lorraine distribütörlüğünü yapan güçlü partneri Karsan şirketinin sahibi Mete Group adına Recep Ali Mete ye de plaket verildi. MANAV: “BİLDİKLERİNİZİ ÖĞRETİN, BİRLİK OLUN, ÇALIŞIN” TAŞFED Başkanı Yalçın Manav ise yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Buluştuğumuz için çok sevindim. İleride sektörümüzü daha ileri götüreceğiz. Hiç kimseden eksiğimiz yok, hiçbir ülkenin aşçısından da eksiğimiz yok, fazlamız var. Çünkü Türkler pratik zekaya sahipler. Barış içinde olun, birbirinize yardım edin, şefler öğrencilerine ve genç aşçılarımıza öğrendiklerinin tamamını versin lütfen. Prenses Diana’nın düğün pastasını yapan beyefendi rahmetli oldu. Bir konferansta bizim uluslararası yarışmamızda dedi ki, ‘Sizin şefleriniz öğrencilere ve gençlere bildiklerinin tamamını vermiyorlar. Beş yılda edindiğimi söylüyorum ve de çok üzülüyorum dedim. Sizleri çok seviyoruz. Hepinize başarılar diliyorum. Beraberlik diliyorum. Hep beraber Türkiye için çalışmayı istiyorum.”


restaurant 68 hotel & hi-tech

etkinlik

Çırağan Palace Kempinski İstanbul’dan zarif ve görkemli

25 yıl kutlaması Boğaz’ın göz alıcı ihtişamıyla yüzyıllardır kendine hayran bırakan tarihi yapısı Çırağan Palace Kempinski İstanbul, 25. yılını Sultan Süit’teki özel bir davet ile kutladı.


T

arihi 17. yüzyıla dayanan, sultanlara ev sahipliği yapmış Boğaz üzerindeki Osmanlı İmparatorluğu’na ait tek saray ve otel; zamansız zarafetin simgesi Çırağan Palace Kempinski İstanbul, Kempinski Hotels yönetimdeki 25.yılını 20 Ocak Çarşamba akşamı muhteşem Sultan Süit’inde özel bir davet ile kutladı. DAVETLİLER SULTAN SÜİTTE AĞIRLANDI Dönemin sultanlarına, kraliyet ailelerine ve dünyaca ünlü yıldızlarına ev sahipliği yapmış, tarihi Saray binasının ikinci katında yer alan cezbedici Boğaz manzarası ve dekorasyonu ile büyüleyen, Avrupa’nın en büyük süitlerinden biri Sultan Süit’te kutlanan bu özel davet; ülkemizin önde gelen caz piyanistlerinden Kerem Görsev’in performansıyla devam etti. Özel kutlama kokteylinde geceye iş ve cemiyet dünyasının önde gelen isimlerinden Osman – H. Candan Osmanoğlu, Aziz – Gonca Yıldırım, Arzu - Mehmet Kunt, Ceylan Pirinçcioğlu, Yasemin Pirinçcioğlu, Kerim Sipahiler, Ali Esad Göksel, Güneri Civaoğlu ve Brezilya, İspanya, Japonya, Kuveyt, Fas başkonsolosları da büyük ilgi gösterdi. SEMPATİK GENEL MÜDÜRDEN BAĞLILIĞA TEŞEKKÜR KONUŞMASI Çırağan Palace Kempinski İstanbul Genel Müdürü ve Kempinski Residences Türkiye Bölge Direktörü Ralph Radtke geceye damgasını vuran bu özel davete ilişkin; “Sektörün lideri olarak Türk turizminin dünyaya tanıtılmasında önde gelen temsilcilerinden olarak 25. yılımızı kutladığımız bugünlerde tüm konuklarımıza bize olan bağlılıklarından dolayı çok teşekkür ediyoruz” dedi. HEM DAVET HEM ANLAMLI DESTEK Çırağan Palace Kempinski İstanbul, aynı zamanda 25. yılına özel daveti vesilesiyle DenizTemiz Derneği/ TURMEPA’ya davet ettiği her bir misafiri adına bağış yaparak denizlerimizin mavi kalmasına büyük katkı sağladı. Bu özel gece için yaptığı çok özel bağış ile TURMEPA’nın yürüttüğü “Mavi Koylar” projesine destek vererek 180.000 litre deniz suyunun temizlenmesini üstlenen Çırağan Palace Kempinski İstanbul, bu anlamlı destek ile 10 kapalı yüzme havuzu kadar suyun veya 1.500 kişinin günlük ihtiyacı kadar deniz suyunun temiz kalmasını sağladı. 25 YILDIR ZARAFET, İNCELİK VE KALİTENİN SİMGESİ Eşsiz mimarisi, İstanbul Boğaz’ı üzerindeki benzersiz konumu ve kişiselleştirilmiş servisin en üst düzeyde, sektörün önde gelen yöneticileri liderliğinde sunulduğu, İstanbul’un ikonik oteli; açıldığı günden bu yana ülke başkanları, krallar ve dünyaca ünlü sanatçılar dahil olmak üzere sayısız önemli ismi ağırlamaya devam ediyor. Görkemiyle görenleri heyecanlandıran, görmeyenleri de meraklandıran Çırağan Palace Kempinski İstanbul 25 yıldır şehrin en saygın ve lüks konaklamalarına, etkinliklerine, toplantılarına ve düğünlerine ev sahipliği yapıyor.


restaurant 70 hotel & hi-tech

etkinlik

telleri O d n a r G m a h d n y W erini tl e z z le e v h a k i n e y En

gururla sunar!

azırladığı Wyndham Grand, h ı Brew özel kahve program rşembe günü Parlor’u, 14 Ocak Pe nbul Levent’te ta İs d n ra G am h d Wyn bir tadım düzenlenen keyifli etkinliğiyle tanıttı.

Wyndham Grand, müşterilerin soğuk demlenmiş kahveli içecekler eşliğinde dinleneceği, tanışıp kaynaşacağı ve bir araya gelip keyifli vakit geçireceği “Brew Parlor” programıyla geleneksel kahve kültürüne yeni bir soluk getiriyor. Wyndham Grand’in seçilmiş otellerinde uygulanacak bu program, ABD’li ünlü şef Stephanie Izard ve miksolojist Ivy Mix tarafından hazırlandı. Program, 14 Ocak 2016’da Wyndham Grand İstanbul Levent’te düzenlenen etkinlikle tanıtıldı. Brew Parlor programın merkezinde, tüm dünyada kahve severlerin giderek daha çok tercih ettiği soğuk demlenmiş (Cold Brew) kahve çeşitleri yer alıyor.


biberleriyle hazırlanan Café Olé; yıldız anason, rezene tohumu ve portakal kabuğuyla hazırlanmış şurupla bademli kremayı bir araya getiren Biscotti Coffee yer alıyor. Ivy Mix’in hazırladığı kahveli kokteyller de bu özel programda yer alacak. KAFEİN ŞEFİ STEPHANIE IZARD TANITTI Wyndham Grand’in “Kafein Şefi” Stephanie Izard, “Mükemmel hazırlanmış bir bardak kahveden daha güzel bir şey olamaz. Bir şef olarak, servis ettiğim kahvelere her zaman çok dikkat ederim. Wyndham Grand ile birlikte, yalnızca kendi başına lezzetli olmakla kalmayıp, yaratıcı, farklı lezzetlere temel oluşturabilecek bir kahve hazırladık” dedi.

PAZARTESİDEN CUMAYA COLD BREW LEZZETLERİ Kahve severler bundan böyle soğuk demlenmiş “Cold Brew” lezzetlerini Chicago (ABD), Doha (Katar), Shenzen (Çin) ve İstanbul’da Brew Parlor için pilot olarak seçilen Wyndham Grand otellerinde tadabilecek. Program, her hafta Pazartesi’den Cuma’ya kadar, 16.00-18.00 saatleri arasında uygulanacak. Programın merkezinde, soğuk veya oda sıcaklığındaki suda 1224 saat arasında demlenerek yoğun, akıcı ve dolgun bir aroma kazanan Cold Brew kahveleri yer alıyor. Ünü dünyada giderek yayılan Cold Brew kahvelerinin ABD’deki satışları, Mintel’in araştırmasına göre, bir önceki yıla oranla yüzde 115 artarak 7.9 milyon dolara ulaştı. Avrupa’da da giderek daha yaygın hale gelen Cold Brew, Euromonitor International’ın araştırmasına göre dünya çapında satışları en hızlı artan alkolsüz içecek konumunda bulunuyor. BROERS: “BREW PARLOR GİBİSİ YOK” Wyndham Hotel Group Orta ve Doğu Avrupa’dan Sorumlu Başkan Yardımcısı Edwin Broers, “İstanbul Cold Brew’ü çabuk benimsedi, ama Wyndham Grand’in Brew Parlor’undaki gibisini bulamazsınız. Kafeinli kokteyl saatimiz, yenilikleri lüks ve erişilebilir bir ortama taşıyor. Buradaki ortağımız Ministry of Coffee’den tedarik ettiğimiz en iyi kalitede karışımları kullanıyoruz. Wyndham Hotel Group’un bir parçası olarak Türkiye’de en hızlı büyüyen otel grubuyuz ve bu program da bu yıl getireceğimiz ve çok konuşulacak yeniliklerin yalnızca ilki” dedi. KOKTEYLLERDE, TATLILARDA, YEMEKLERDE Kahve tüm dünyada keyifle tüketilen bir içecek olmasının yanı sıra, kokteyllerde, tatlılarda ve yemeklerde giderek daha sık kullanılan bir ürün haline geliyor. Stephanie Izard tarafından Wyndham Grand’in Brew Parlor programı için özel olarak hazırlanan soğuk demlenmiş kahveli lezzetler arasında Tay biberi, tarçın, karanfil, yıldız anason ve şekerli konsantre sütle hazırlanan Five Spice Shaken Iced Coffee; siyah çikolata, kahverengi şeker, poblano ve guajillo

TÜRKİYE’DEKİ TEDARİKÇİSİ, M.O.C. Brew Parlor programına katılan Wyndham Grand otelleri, kendi pazarlarındaki kahvecilerle ortaklık kurarak Brew Parlor’da sunulan tarifleri yerel aromalarla buluşturacak. Wyndham Grand’in Türkiye’deki tedarikçisi, İstanbul’un Cold Brew üzerinde uzmanlaşan önde gelen kahvecilerinden Ministry of Coffee (M.O.C.) olacak.

Stephanie Izard Kimdir? ABD’nin prestijli aşçılık ödülleri James Beard’de “En İyi Şef”, Food & Wine tarafından ise “En İyi Genç Şef” seçilen Stephanie Izard, Chicago’daki Girl & the Goat ve Little Goat ve sırada bekleyen Duck Duck Goat’un Yönetici Şefi/ Ortağıdır. Michigan Üniversitesi ve Scottsdale Mutfak Enstitüsü’nden mezun olan Izard, Chicago’nun en seçkin mutfaklarından La Tache, Spring ve Vong’da çalıştı. Bravo kanalının sevilen programı Top Chefs’in dördüncü sezonuna katılıp yarışmayı kazanmadan önce, büyük övgü alan restoran Scylla’nın sahibiydi. Izard, evde kullanmak üzere satılan soslar ve sürülecek ürünleri içeren “The Flavor, By Stephanie Izard” grubunun da sahibidir. M.O.C. İstanbul Hakkında İlk şubesi tecrübeli kahve uzmanı ve barista eğitmeni Sam Çeviköz ve ortakları tarafından 2014 yılında Nişantaşı’nda açılan M.O.C., Wyndham Grand’in İstanbul’daki Brew Parlor programının tedarikçisidir. Cold Brew alanında Türkiye’nin öncü kuruluşları arasında yer alan M.O.C.’de, keyifli içeceklerin yanı sıra barista eğitimleri de sunulmaktadır.


restaurant 72 hotel & hi-tech

şefin gözünden

Lezzet ı r a k t a n a S

Şef

n a k z Ö r Uğu

Bolulu bir aşçıydı. Baba lokantasına çırak olup kasaların üzerinde bulaşık yıkadı, uzun yağ kuyruklarında sıraya girdi, masalardan tabak topladı… Ardından hiç bilmediği İstanbul restoranlarında aşçılık sanatının en ince ayrıntılarını işin erbaplarından öğrendi. Bavulunda sanatıyla Uzakdoğu’ya taşındı; yeri geldi keyifli açılışlar yaptı yeri geldi mesleğe küsüp marangoz atölyelerinde dirsek çürüttü. Ama bir türlü mutfağın büyülü dünyasına ömürlük restini çekemedi…

Fotoğraflar: Hakkı Günerkan


B

u sayımızda Ramada İstanbul Asia Hotel’in Ecexutive Şefi Uğur Özkan’ın ustalık mutfağına konuğuz…

Bolulu bir aşçı olan Uğur Özkan’ın mutfakla ilk tanışıklığı baba mesleği gereği aile lokantasında başlıyor. Daha 7-8 yaşlarında bir çocukken babasına ait iki ayrı Bolu Lezzet Lokantası arasında mekik dokuduğunu söyleyen Özkan, “Okuldan çıktığım zamanlarda ve tatillerde lokantaya gider babama yardım ederdim. Gün geldi kasaların üzerine çıkarak bulaşık yıkadım, gün geldi uzun yağ kuyruklarında sıra bekledim, masalardan tabak topladım” diyor. BABA LOKANTASINDAN ETİLER ŞAMDAN’A Anlattığına göre Özkan’ın komilikteki getir götür işleri 13 yaşına kadar devam ediyor. Yatılı okula yazılmasıyla Bolu Lezzet Lokantaları’na veda ettiğini söyleyen usta aşçı, aileden bağımsız ilk komilik deneyimini 16 yaşındayken Etiler Şamdan’ın mutfağında yaşadığını dile getirerek, “Ortam baba mutfağından çok farklıydı tabii. Önce biraz bocaladım ama sonra keyifli geldi, mutfağa ilgim ve sempatim arttı” sözleriyle o günleri bir kez daha yad ediyor. İLK OTEL MUTFAĞI, RAMADA LALELİ Etiler, Nişantaşı, Yeniköy Şamdan derken, Özkan, mutfak yolculuğuna Ramada Laleli ile devam ediyor. Ardından vatani görevi için profesyonel mutfaklara bir süreliğine ara verdiğini söyleyen deneyimli aşçı, bu defa İzmir Çınaraltı’nda 7 bin astsubay, 3 bin subaya yemek pişiriyor. İSTANBUL’A VEDA, TOKYO’YA MERHABA Askerlik dönüşünde Ramada Laleli Oteli’ndeki işine geri döndüğünü anlatan Özkan, aşçılık yolunda ikinci güzel adımı ise Çırağan Palace Kempinski mutfağıyla attığını söylüyor. 1991 yılında giriş yaptığı Tuğra Restoran’da Vedat Başaran ile beraber Osmanlı mutfağı çalıştıklarını söyleyen Özkan, ardından İstanbul’a da veda ederek soluğu Tokyo’da alıyor. Hem de ne almak… Profesyonel aşçı, mesleğinin tam 10.5 yılını Japonya’da, klasik Türk restoranlarında döner keserek, kebap pişirerek geçiriyor. Arada fire verdiği zamanlar da oluyor tabii… Ramada İstanbul Asia’nın değerli aşçısına Japonya’yı neden tercih ettiğini soruyorum. Tokyo’ya, aşçılara parasal anlamda iyi olanaklar sunduğunu bildiği için gittiğini belirten Özkan, “Şehir, maddi imkanlar olarak çok cömertti. Ama aynı cömertliği kendimi geliştirmem konusunda hissettiremediği için memleketime geri döndüm. Tokyo hiçbir zaman hayallerimi gerçekleştirebileceğim bir yer olmadı.”


restaurant 74 hotel & hi-tech

şefin gözünden

için sallıyor, kendine has üslubuyla. Hayal kırıklıkları derken unutmadan, Özkan’ın Tokyo serüveninde mutfağa küstüğü kısa bir dönemi de oluyor. “Orada da bilen bilmeyen herkes restoran açmaya çalışıyordu. Beni o noktaya getiren, en çok da insanların tutumları ve yanlış algıları olmuştu. O sebeple bir süre de olsa mutfaktan uzaklaşmak istedim.” diyen Özkan, o dönemi aşçılıkla hiçbir alakası olmayan bir alanda, marangoz atölyesinde geçirdiğini söylüyor. Ta ki bir arkadaşının baskısını üzerinde hissedene kadar hikaye böyle sürüp gidiyor… Özkan, 2004 yılında ailesi ile beraber Türkiye’ye kesin dönüş yapıyor. KENDİNİ EN ÇOK KORE MUTFAĞINA YAKIN BULUYOR Uğur Özkan, İstanbul’a dönüşünde altı ay kadar dinleniyor. Ardından yaklaşık 10.5 yıl boyunca özel bir ev için yemek pişirdiğini söyleyen Özkan, 2014 ??? yılından bu yana Ramada İstanbul Asia Hotel’in mutfağında babasından öğrendiklerini, İstanbul ve Tokyo restoranlarındaki tecrübelerine de katarak misafirlerine sunuyor. Anadolu Yakası’nda beş yıldır dekorasyonu, mimarisi ve hizmet anlayışıyla öne çıkan otellerinden Ramada İstanbul Asia’da neler mi yapıyor? Ağırlıklı Türk Mutfağı çalıştığını anlatan Özkan, menüde en çok ödüllü yemeği Ayvalı Kuzu Pirzola’nın ve Kıbrıs Köftesinin öne çıktığını belirtiyor. Türk lezzetleri dışında dünya mutfakları arasından Japon, Çin, İtalyan ve Fransız mutfaklarına da hakim olduğunu dile getiren Özkan, bunlar arasında kendini en çok Kore Mutfağı’na yakın bulduğunu da sözlerine ekliyor. “SPAGETTİ DÜKKANI AÇMAK İSTİYORUM” Neydi peki mutfağa dair o hayalleri, sıcağı sıcağına soruyorum Özkan’a. “Hayallerim pek çoktu ama bir o kadar da zorlardı. Dediğim gibi Japonya’ya büyük umutlarla gitmiştim. İstediğim paraları kazanırsam kendi yerimi de açabilirim diye düşünüyordum. Bir taraftan da diliniz yok… Öğrendik ama epey de zaman geçti. Çocuklar ilkokula başlayınca 2004 yılında Türkiye’ye döndüm.” sözleriyle yurt dışında yaşadığı hayal kırıklıklarını tüm içteniliğiyle paylaşıyor. Hazır yeri gelmişken Özkan’a ileriye dönük hayallerini de soruyorum. “Her ne kadar şu anda Türkiye’de yapılacak bir iş olmadığını düşünsem de zamanı geldiğinde bir spagetti dükkanı açmak istiyorum. Mesela 25 çeşit spagetti düşünün; fesleğenli, bolonez, napoliten ya da sade olabilir. Ucuz malzemeyi farklı konseptte, açık mutfakta ve garsonsuz vermek istiyorum.” sözleriyle hayalini kelimelere döküyor. “AŞÇILIĞA KÜSÜP MARANGOZ OLDUM” Uğur Özkan’ın hikayesine Tokyo ile kaldığım yerden devam ediyorum. Özkan, mesleki yolculuğunda birtakım hayal kırıklıkları yaşarken bu arada restoran açılışlarına da devam ediyor. Onlardan biri, 1997 yılında Japonya’da açtığı Türk Köyü… Profesyonel aşçı günde 350 kilo döneri Uzakdoğulu insanlar

“ELİMİN AYARINA GÜVENİRİM” Ya sunumu? Tabakta sade tasarımları tercih ettiğini söyleyen Özkan’a göre lezzetin püf noktası mevsimsellik, iyi ürün seçimi, hijyen ve el ayarı. Yemek yaparken bir teraziye ihtiyaç duymadığını belirten Özkan, “Elimin ayarına güveniyorum. Meksika restoranında da çalıştım. İyi bir sistem kurmuşlar,


bence en doğrusu da o. 10 gramsa 10 gram… 10 yıl sonra da gitseniz aynı tadı alıyorsunuz, şimdi de gitseniz aynı tadı alıyorsunuz.” diyor. SAKİN, SABIRLI, KANAATKAR Biraz da şefi tanımak istiyorum. Kişilik olarak benim sakin bir şef olarak nitelendirebileceğim Özkan, bu izlenimimi doğrular sözcüklerle kendisini sabırlı, sakin ve kanaatkar bir şef olarak tabir ediyor. Buna karşın mutfağın sert bir dili olmasını

gerektiğinin de özellikle altını çizen Özkan, “Ben Çırağan Palace Kempinski’de çalışırken mümkünü yok, birinden bir şey öğrenemezdin. Hep çalmak zorundaydın. Fırsat bulamazsın… Ustaya yaklaşman, kendini sevdirmen lazım. Ben de öyle yaptım. Saat aramazdım hiçbir zaman. 12 saat çalışırdım… 15 saat çalışırdım... 3 gün boyunca uyumadığım günleri de bilirim. Şimdiki nesil öyle mi?” sözleriyle keyifli söyleşimizi tamamlıyor.


restaurant 76 hotel & hi-tech

gastro aktüel

Türk bulguru Çin Seddi’ni aştı Çinlilere bulgur yedirmek için Çin’de tanıtım çalışmaları yapan Duru Bulgur, ülkenin en büyük 100 marketinin raflarına Duru Bulgur’u sokmayı başardı. Çin’deki Uluslarası Gıda Fuarı’na katılarak Türk Bulguru Duru’yu tanıtan Duru Bulgur’un usta aşçılara pişirttiği bulgur pilavı ve bulgurlu yemekler ziyaretçiler tarafından büyük beğeni topladı. 100 Zincir markette satılan Duru bulgur, Çin’in lüks restoranlarında da menülere girdi. Türk yemeklerinin ve Türk bulgurunun, Çin’deki yemek festivalinde ilk defa Duru Bulgur sponsorluğunda tanıtıldığını kaydeden Duru Bulgur Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Duru, 35 bin kişinin ziyaret ettiği fuarda Çinlilerin, Duru Bulgur’a büyük ilgi gösterdiğini söyledi.

Prototype ile çalışmaya lezzetli bir kahve molası Güne güzel başlamak, akşamları rahatlamak, dostlarınızla birlikte hoş sohbetlere eşlik edip, kitap okurken lezzetli bir şeyler içmenin tadına varabileceğiniz alternatifler sunan Prototype, üçüncü nesil kahvecisi Coffee Shop ile pek çok farklı kahve seçeneği ile misafirlerine damaklarda uzun süre kalacak enfes tatlar sunuyor. Haftanın her günü farklı bir kahve deneyimi yaşayabileceğiniz Coffee Shop’ta kahvenize eşlik edecek tatlıların da bulunduğu Prototype’ın her köşesi ayrı bir deneyim sunuyor.

Rotana’dan Osmanlı mutfağına özel tatlar Konuklarını ayrıcalıklı hizmet anlayışı ile ağırlayan, Burgu Arjaan by Rotana ve Tango Arjaan by Rotana Otelleri, Ocak ve Şubat aylarında Elements All Day Dining Restaurant’ta, Osmanlı mutfağının en seçkin örneklerini hazırlıyor. Mutfak kültürünü keşfetmek isteyenler, 15. yüzyıldan itibaren bilinen Osmanlı mutfağı lezzetlerini, kendilerini sultanlar gibi hissedecekleri bir atmosferde deneyimleme imkânı buluyor. Öğle ve akşam yemeği menüsüne eklenen Osmanlı mutfağının gözde tarifleri arasında badem ve gül suyunda pişirilmiş Zeytinyağlı Ayva Hakaniye; beğendi ile birlikte tarçın ve kayısı püresinde pişirilmiş kuzu incik ve pişmaniye eşliğinde sakızlı sütlaç yer alıyor.

Geleneksel salep lezzetine usta yorumu Geleneksel sütlü tatlıların ustası bu kış yine içinizi ısıtmaya devam edecek. Bolulu Hasan Usta’nın 33 yıllık deneyimiyle damaklarda leziz bir tat bırakıyor. Bolulu Hasan Usta’nın Burdur Bucak’tan getirdiği yabani orkide soğanları yıkandıktan sonra süt ile kaynatılarak gölgede kurutuluyor. Ardından değirmende öğütülerek toz galine getirilen salep Bolulu Hasan Usta’nın günlük olarak kendi çiftliklerinden topladığı süt ile kaynatılarak içime hazır bir hal alıyor. Bolulu Hasan Usta’nın salebi ayrıca 1 litrelik karton ambalaj içerisinde de tüm satış noktalarında sunuluyor. Birkaç dakika ısıtıldığında içime hazır hale gelen Bolulu Hasan Usta salebi kolaylıkla her yerde tüketilebiliyor.


Cakes&Bakes Medine’de BTA’nın sevilen markalarından Cakes&Bakes’in 13. şubesi Medine Havalimanı iç hatlar terminalinde hizmete açıldı. BTA İcra Kurulu Başkanı Sadettin Cesur, “BTA olarak misafirlerimizin beklentilerini ve ihtiyaçlarını yakında takip ederek buna uygun hizmetler ve konseptler oluşturuyoruz. Havalimanlarında her gün farklı kültürlerden on binlerce misafirimize hizmet verirken sektörün lider markaları arasına girmemizi sağlayan ciddi bir deneyim elde ettik. Bu kapsamda ilk olarak 2011 yılında İstanbul’da oluşturduğumuz Cakes&Bakes konseptimizi başarıyla yurtdışına da taşıyoruz. Makedonya, Tunus ve Umman’ın ardından Suudi Arabistan’da açtığımız Cakes&Bakes’i önümüzdeki dönemde dünyanın farklı ülkelerine de götürmeyi planlıyoruz. İslam dünyasının ikinci en önemli şehri olan Medine’deki operasyonumuzu Cakes&Bakes ile zenginleştirmiş olmaktan ayrıca mutluluk duyuyoruz” dedi.

Le Pain Quotidien’den kışa özel hafif lezzetler Taptaze organik lezzetleri, uzun ahşap masası etrafında sıcacık sohbetlerle buluşturan Le Pain Quotidien, size ve sevdiklerinize kışa özel lezzetler sunmaya devam ediyor. Doğal, taze ve eşsiz tatlardan oluşan Le Pain Quotidien, yeni sezon spesiyallerini beğeninize sunuyor. Le Pain Quotidien’in kışa özel hafif lezzetleri arasında; Kinoa Detoks Salatası, Maş Fasulyesi ve Buğday Salatası, Avakado ve Karides Tartine, Mantarlı Bonfile Sote yer alıyor.

Parlé’den kışa özel yepyeni lezzetler Güney Fransa ve Akdeniz mutfağından seçkin tatları kendine has yorumuyla sunan Parlé, menüsüne kış aylarına uygun birbirinden güzel lezzetler ekledi. Salatadan risotto’ya, balıktan ete kadar pek çok lezzetli seçenek sunan Parlé’nin menüsü, her damak tadına uygun tatlar sunuyor. Parlé’nin yenilenen menüsünde başlangıç olarak sunulan tatlar arasında beyaz kinoa, rezene, yeşil elma, avokado dilimleri ve somon havyarı ile servis edilen Somon Gravlex ve mini kapari, edamame, kurutulmuş domates, taze kekik, limonlu patates ve lime sos ile sunulan Ahtapot Izgara gibi lezzetler bulunuyor.

Tadında Anadolu’dan nefis tarhana çorbası Soğuk kış günlerinin sevilen lezzetlerinden biri olan tarhana çorbası, Tadında Anadolu mutfağında bir ziyafete dönüşüyor. Lezzetiyle ev yapımı çorbayı aratmayan Tadında Anadolu’nun tarhana çorbasını ve diğer tüm geleneksel lezzetlerini Ankara Esenboğa Havalimanı’nın yanı sıra Yalova, İzmir Adnan Menderes Havalimanı, İstanbul Atatürk Havalimanı, Yenikapı İDO Hızlı Feribot İskelesi, Bursa Güzelyalı İDO Hızlı Feribot İskelesi ve UNIQ İstanbul içinde yer alan Foods in the Woods’daki Tadında Anadolu şubelerinde tadabilirsiniz.


restaurant 78 hotel & hi-tech

gastro aktüel

Göçmen Börekçisi’nden İstiridye Mantarı lezzeti

Göçmen Börekçisi’nden yepyeni bir lezzet; İstiridye Mantarlı Börek… Börek denilince akla gelen isimlerden olan Göçmen Börekçisi, hamurunu kendi hijyenik tesislerinde özenle yoğurduğu, oklavayla sabırla açtığı ve doğadan toplanan en taze istiridye mantarlarını içine eklediği İstiridye Mantarlı Böreğini misafirlerinin beğenisine sunuyor. Göçmen Börekçisi’nin en yeni ürününü müdavimi olduğunuz şubelerinden herhangi birisinde, yine müdavimi olacağınız lezzetiyle tadabilirsiniz.

I-AM’e Ethos Foods ile “Yılın En İyi Yeme ve İçme Mağazası” ödülü I-AM’in 2015’te yarattığı, vegan ve vejeteryanlara hitap eden konseptiyle Ethos Foods, RetailWeek Interior Awards’ta “Yılın En İyi Yeme ve İçme Mağazası” ödülünü kazandı. I-AM’in Kurucu Ortaklarından Emre Kuzlu, işbirliğine dair çalışmalarını şu şekilde ifade ediyor: “Londra’nın kalbinde yer alan vegan restoran Ethos için kusursuz bir müşteri deneyimi kurguladık. Markanın kurucusu Jessica Kruger ile yakından çalışarak şıklığın ön planda olduğu seçkin bir tasarım konsepti geliştirdik. Marka, iç mimari ve web sitesiyle tüm detayları incelikle düşünerek, sadelik ve lüksü birleştiren güçlü kimliğiyle modern bir restoran yaptık.” Ethos Foods COO’su Jessica Kruger ise konuyla ilgili “IAM ile birlikte çalışmak ilham verici bir süreçti. Dekorasyona ve marka konumlandırmaya bayıldım. Her detay Ethos’u birebir ifade ediyordu” sözleriyle I-AM ile gerçekleştirdikleri iş birliğinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Tatlı deyince...

Zeynel İş çıkışı güzel bir tatlıya ne dersiniz? Cevabınız evetse mutlaka Zeynel’e uğrayın. Çünkü temelleri 1925’te atılan Zeynel’de tatlı seçeneği oldukça fazla. Lezzet Sefası bunlardan biri. Sakızlı muhallebinin, kedi dilleri ve çikolata sosunun uyumlu bir birliktelik oluşturduğu Lezzet Sefası, birçok Zeynel müdaviminin favori tatlısı. Mekanın özel sütlü tatlılarından biri de Süt Pembe. Özellikle sütlü tatlı deyince akla gelen ilk adreslerden olan Zeynel’in cevizli, bol sütlü, az gül suyuyla tatlandırılmış güllaçları da oldukça ilgi görüyor.


Backhaus

artık tek tıkla kapınızda Her gün özenle ve taze olarak hazırlanan Backhaus spesiyallerine artık online sipariş seçeneği ile kolaylıkla ulaşılabiliyor. Backhaus, yenilenen web sitesi ile glütensiz ürünlerden ekmek çeşitlerine, pastalardan yemeklere kadar geniş ürün yelpazesini damak tadına düşkün olanlarla buluşturuyor. Backhaus’un, çölyak hastaları, glüten hassasiyeti olanlar ve beslenmesine önem verenler için hazırladığı glütensiz undan yapılan çeşitli ekmekler, Cevizli Brownie, muffin çeşitleri, glütensiz pasta ve tatlıtuzlu kuru pasta çeşitleri web sitesi üzerinden sipariş verilebiliyor. Online siparişlerde tüm ürünler İstanbul içine gönderilirken, glütensiz ürünler İstanbul’un yanında Marmara bölgesi, İzmir ve Ankara’dan da sipariş verilebiliyor.

Hafif ve geleneksel tatlılar

Hacıbey’de İstanbul Dönerciliği konsepti ile Ataşehir’de hizmet vermeye başlayan Hacıbey Döner Lokantası, tatlı mönüsünde geleneksel tadı korunan Acem Tatlısı, Çıtır Kabak Tatlısı, Peynir Tatlısı, Zerde ve Sütlaç ile dönerdeki ustalığını tatlılarda da kanıtlıyor. Tatlılarını uzun bir AR-GE sürecinden geçirerek kendine has reçeteler ile oluşturan lokanta, leziz dönerlerinin üzerine sunduğu ideal şeker oranına sahip tatlılarında yağ kullanmıyor ve masadan hafif kalkmayı sağlıyor. Beş çeşit tatlısı bulunan Hacıbey Döner Lokantası, tatlı sunumlarında kaymak, tahin ve ceviz sosu kullanıyor.

MSA’dan şubat şöleni Türkiye’nin lider profesyonel mutfak okulu Mutfak Sanatları Akademisi (MSA), Şubat ayında da en sevilen workshop’larını mutfak severler ile buluşturmaya devam ediyor. Mutfakta 8 Hafta, pastacılıkla ilgili her detayın işleneceği Mutfakta 8 Hafta Pastacılık ve yemek stilisti olmak için ilk adımın atıldığı Food Styling’e Giriş Şubat ayının eğitim programları arasında bulunuyor. MSA, yılın aşk dolu ayı Şubat’ın en özel günü olan Sevgililer Günü’nü de birbirinden keyifli workshop’lar ile kutluyor. Sevgililer Günü teması ile düzenlenecek Kahvaltı Keyfi – Sevgililer Günü Özel ve Sevgilim Menüm workshop’larına dilerseniz sevgilinizle veya sevdiğiniz birisiyle katılarak harika lezzetlerin tadına varabilirsiniz. Hatta bu workshop’ları sevgilinize veya sevdiklerinize hediye ederek güzel bir sürpriz yapabilirsiniz. Ayrıca Sevgililer Günü Cupcake’leri, Sevgililer Günü Hediyelikleri, Çikolata Aşkına ve Cooktail Aşkına workshop’ları da bu özel güne hazırlanmak isteyenler için ideal.


restaurant 80 hotel & hi-tech

gastro aktüel

Develi’ye ‘Özel Başarı Ödülü’ Bu yıl 15.’si düzenlenen Time Out İstanbul Yeme İçme Ödülleri, Zorlu Center PSM’de sahiplerini buldu. Kuşaktan kuşağa aktarılan lezzet hikâyesiyle Türkiye’nin güçlü restoran gruplarından biri olan, 104 yıldır misafirlerine ayrıcalıklı tatlar sunan Develi, 15. Time Out İstanbul Yeme İçme Ödüllerinde Özel Başarı Ödülü’nün sahibi oldu. Gecede ödülü Develi Restoranları adına Yönetim Kurulu Üyesi ve markanın dördüncü kuşak temsilcisi Nuri Develi aldı. Nuri Develi, “Bugün 1000 kişilik ekibimiz ile kocaman bir aileyiz. Bu ödülü tüm Develi ailesi adına gururla teslim alıyorum. 104 yıldır bizi tercih eden, bu ödülü almamızı sağlayan tüm Develiseverlere de gönülden teşekkürlerimizi sunuyoruz.” diye belirtti.

İstanbul’un en rafine İtalyan’ı Marly Ristorante & Bar, İtalyan mutfağının en seçkin lezzetleriyle hazırlanan zengin menüsü, rafine ve özgün dekorasyonu, ayrıcalıklı servis anlayışı ve keyifli kokteylleri ile şehrin en favori adreslerinden biri olarak ilgi görüyor. Misafirlerini adım attıkları ilk andan itibaren en ayrıcalıklı şekilde ağırlayan restoranın seçkin lezzetleri kadar İstanbul’un yoğunluğundan ve stresinden uzaklaştıran, ayrıcalıklı dekorasyonu da dikkat çekiyor. İtalyan mutfağının en seçkin tatlarıyla hazırlanan menüde çorbalardan başlangıçlara, salatalardan makarnalara, pizzalardan ana yemeklere ve tatlılara kadar uzanan oldukça çeşitli lezzetler yer alıyor.

‘Mevsiminde kalkan balığıysa’

Rudolf Karaköy! Bu yıl 15.’si düzenlenen Time Out İstanbul Yeme İçme Ödülleri, Zorlu Center PSM’de sahiplerini buldu. Kuşaktan kuşağa aktarılan lezzet hikâyesiyle Türkiye’nin güçlü restoran gruplarından biri olan, 104 yıldır misafirlerine ayrıcalıklı tatlar sunan Develi, 15. Time Out İstanbul Yeme İçme Ödüllerinde Özel Başarı Ödülü’nün sahibi oldu. Gecede ödülü Develi Restoranları adına Yönetim Kurulu Üyesi ve markanın dördüncü kuşak temsilcisi Nuri Develi aldı. Nuri Develi, “Bugün 1000 kişilik ekibimiz ile kocaman bir aileyiz. Bu ödülü tüm Develi ailesi adına gururla teslim alıyorum. 104 yıldır bizi tercih eden, bu ödülü almamızı sağlayan tüm Develiseverlere de gönülden teşekkürlerimizi sunuyoruz.” diye belirtti.

En iyi teras, Spago’nun İki Michelin yıldızlı şef Wolfgang Puck’ın ikonik restoranı Spago İstanbul, 14 Ocak 2016’da 15.’si düzenlenen Time Out İstanbul Yeme İçme Ödülleri’nde 2015’in ‘En İyi Teras’ ödülünün sahibi oldu. Spago İstanbul, Mekan.com’un düzenlediği 2015’in En İyi Mekanları Ödülleri’nde de 2015 yılının ‘En İyi Restoran’ı seçildi. Dünyaca ünlü şef Wolfgang Puck’ın Amerika dışında ilk kez İstanbul’da açtığı Spago, Time Out İstanbul Yeme İçme Ödülleri’nde, halk oylaması sonucunda ‘En İyi Teras’ ödülüne layık görüldü. 14 Ocak akşamı Zorlu Center PSM’de düzenlenen ödül töreni, 15. yılına özel 15 farklı kategoride gerçekleştirildi.



restaurant 82 hotel & hi-tech

yeni mekan

Yemeğin iyisi, ortamın samimisi

Central açıldı

Lezzetleri ve tarzıyla şehrin merakla beklediği Central, Nişantaşı’nda ‘Better Mood, Better Food, Better Music’ mottosuyla kapılarını açtı. Mekanın bir ‘en iyisi’ de Arda Türkmen ve iddialı ekibi…

M

erkezi konumuyla şehrin lezzet düşkünlerini de ağırlamayı hedefleyen mekân Önder Öztarhan, Arda Türkmen, Kaan Boyner, Okan Can Yantır ve İsmet Büyükyılmazel’in ortaklığında hayata geçti. Farklı zevklerin sahibi 5 ortağın ortak dokunuşları ile farklılaşan Central’ın doğuşu, 2015 başına uzanıyor. 2015’in ilk aylarında önce fikren doğan mekân, nisan ayında Nişantaşı Mim Kemal Öke Caddesi’nde 5 ortağın istediği mekânı bulmasıyla birlikte çalışmalara başladı. Rahat, sade, çağdaş bir anlayışla tasarlanan Central’ın mimarisinde Cisim Design, ARS Yapı, New York’lu tasarım firması Robin&Williams’ın imzası bulunuyor.

EN İYİ ATMOSFER Dekorasyonunda farklı ruh hallerine uygun oluşturulan farklı oturma alanlarıyla özgünlük ortaya koyan mekânda öncelik, tüm konukların kendilerini rahat ve konforlu hissetmeleri… Şehir yaşamının sosyal ortamının yaşandığı dış mekânı, acelesi olan iş yaşamının beyaz yakalılarına hitap eden ve hızlı servis alınabilen sediri, gün içerisinde bir kahve içerek kitap okuma fırsatı lounge alanı, iş yemekleri, özel buluşma ya da toplantılar için organize edilen locası ve büyük gruplar için paylaşım masası, herkes ve her ruh hali için farklı seçenekler sunuyor. Central’ı bir adım öne taşıyan ise, mekanın en görünür


yerinde konumlanan, gurme mutfak niteliğindeki “Chef Talks” Bölümü… “Chef Talks”, şeflerin yemeğin hazırlanması sırasında izlenebileceği, hatta onlarla sohbet edilebileceği, belki bir yemeğin püf noktasının onlardan öğrenilebileceği özel bir alan. Gün boyu makarna, ekmek ve günün tatlıları burada hazırlanıyor ve bu lezzet sanatı Chef Talks’un oturma alanında izlenebiliyor. Zengin içerikli peynir ve şarküteri çeşitleri de, yine Chef Talks’ta yer alıyor. EN İYİ YEMEK’ Arda Türkmen ve ekibinin iddialı mutfağıyla öne çıkan Central’ın menüsü, İtalyan ve Fransız ağırlıklı olmak üzere Akdeniz mutfağından oluşuyor. Mutfakta yapılan ve menüden verilen tüm siparişler, günlük ve taze olarak hazırlanıyor. Malzemeleri için olabildiğince dışarıdan alım yapmama felsefesine uyan Central’ın imza yemekleri arasında; Dana Kaburga, Carbonara, Ördek Konfi gibi lezzetler bulunuyor. Salatalardan Tahıl, tatlılardan ise Pavlova, şimdiden mekânın en çok tercih edilenleri listesine girdi bile! Metropol hayatının genellikle es geçilen öğünü kahvaltıyı, Central’da atlamanın imkânı yok. Hafta sonu 08.30’dan itibaren servis edilen uzun kahvaltılar yapmak mümkün… 10-12 çeşitten oluşan zengin serpme kahvaltıya, menüden seçilebilen 9 farklı yumurta çeşidi eşlik ediyor. EN İYİ MÜZİK Gün boyu farklı ve kaliteli müziğin, iyi yemeğe eşlik ettiği Central’da, sabah ve öğlen saatlerinde sohbeti etkilemeyecek bir müzik yayını devam ediyor. Akşam yemeğinin ardından eğlence, DJ performanslarının da gerçekleşeceği kabinin yer aldığı Central’da öne çıkıyor. Açık alanıyla 150 kişi kapasitesi olan mekanın kapalı alanı, 80 kişiye hizmet veriyor. Misafirlerini rezervasyonsuz ağırlayan Central’ın kapıları, 08.30-02.00 saatleri arasında açık ve vale hizmeti bulunuyor.

Arda Türkmen


restaurant 84 hotel & hi-tech

yeni mekan

Eataly’nin sağlık dolu yeni lezzet durağı Insalateria Dünyaca ünlü İtalyan restoran zinciri Eataly İstanbul, misafirlerini yeni açılan fit lezzet noktası Insalateria’da ağırlamaya başladı.

İ

yi, Temiz ve Adil yemek ilkesiyle hizmet veren Eataly İstanbul, sağlıklı yaşamın püf noktalarını sunmak için fit cafe konseptinde hazırlanan yeni lezzet noktası Insalateria’nın kapılarını açtı. Eataly’nin Executive Şefi Claudio Chinali ve ünlü spor hocası Murat Bür’ün hazırladığı özel menüsüyle Insalateria’da dileyen misafirler kendi tabaklarını diledikleri kombinasyonlarla kendileri hazırlayabilecekler. LEZZETLİ VE DÜŞÜK KALORİLİ TATLAR TEK MENÜDE Spor eğitmeni Murat Bür’ün içeriklerini hazırladığı vanilyalı yoğurt, kuru üzüm ve taze ananastan oluşan Eataly Granola, esmer ekmek arasında füme somon, roka, köz patlıcan ve sarımsaklı labneli sandwich Pane Nero, chia light süt, taze orman meyveleri ve sosu karemalize soğan eşliğinde servis edilen Budino Chia menüde yer alan seçenekler arasında. Insalateria lezzetten ödün vermeden sağlıklı beslenmeyi tercih edenler, formunu korumaya özen gösterenler ve spor önce/sonrası egzersizlerini bütünleyici alternatifler arayan kişiler için lezzetli ve düşük kalorili lezzetleri tek bir menüde topluyor. FİT BAR Insalateria menüsünden seçilecek salata içerisine marine tavuk, somon ya da bonfile eklenerek üzerine ek olarak taze/kuru meyve, kuruyemiş, sos, sebze ve peynir çeşitleri ilave edilebiliyor. Günün özel lezzetlerini denemek isteyen misafirler şefin günlük çorba seçimini tercih edebiliyorlar. Ayva reçelli karamelize cevizli yoğurt ve karışık meyve salatası da menüde yer alan lezzetler arasında.. Sağlıklı yaşamın vazgeçilmez lezzetlerinden Granola ve

müsli ister süt, istenirse de Eataly’nin günlük üretilen manda yoğurduyla hazırlanarak sunum yapılıyor. Menü içecek seçimleriyse taze sıkılmış meyve suları, Eataly manda yoğurdundan üretilen ev yapımı ayran ve detoks içeriklerinden oluşan Insalateria sağlıklı yaşamı destekleyen lezzetli seçenekleri misafirlerine sunuyor.



restaurant 86 hotel & hi-tech

yeni mekan

Nitelikli kahve deneyimi için;

Kahve Limanı… Alışıldık kahve deneyimini bambaşka bir boyutta, kahveye hak ettiği değeri veren bir limanda mı deneyimlemek istiyorsunuz? Öyleyse Kahve Limanı Trump Tower, Eminönü ve Eyüp şubeleri ile sizi nitelikli kahve içimine davet ediyor…

İ

lk şubesini Ocak 2015’te Trump Tower’da açan 20 yıllık kahve deneyiminin devamı niteliğindeki Kahve Limanı, Eminönü ve Eyüp şubeleri ile zincirini genişletmeye devam ediyor. Dünyanın en meşhur kahve çekirdeklerini bölgesinden getirten mekan, nitelikli kahveyi 3. dalga kahve akımıyla müdavimlerine sunuyor. NİTELİKLİ KAHVE İTHALATÇISI Kahve piyasasını yakından tanıyan donanımlı profesyoneller ve deneyimleri ile yola çıkan Kahve Limanı, nitelikli kahve ithalatı gerçekleştiriyor. Çeşitli coğrafyalardan yeşil olarak

getirtilen mikrolot çekirdekler mekanda profesyonel makinelerde her çekirdeğin kendi uygunluk derecesine göre kavruluyor, demleniyor ve müşterilere sunuluyor. BİLİNENLERDEN FARKLI Kahve Limanı’nda “demlenen” kahve türlerinin 3. dalga kahve akımını temsil ettiğini ifade eden Kahve Limanı Kahve Danışmanı Kemal Kitapçı, “Uyguladığımız yöntemler bilinen kahve yapma yöntemlerinden son derece farklı. Güney Amerika, Etiyopya ve Orta Amerika gibi dünyanın en ünlü kahve üreticisi ülkelerinden getirdiğimiz yeşil çekirdek


kahveyi, yine özel olarak getirttiğimiz makinelerde kavurduktan sonra, müşterinin tercihine göre ‘chemex’ yönteminden başka dripper, syphon gibi özel demleme teknikleriyle içime hazır en mükemmel hale getiriyoruz” diyor. YÖRESEL ÖZGÜN TATLARA SAHİP Kahve Limanı şubelerinde çalışan tüm personelin özel kahve eğitimine sahip olduğuna dikkat çeken Kitapçı, “Menümüzde latte, espresso, mocha gibi bilindik kahve çeşitlerinin yanı sıra yöresel özgün tatlara sahip kahveler de mevcut. Örneğin, kahve piyasasında özel bir yere sahip olan Etiyopya’nın yöresel kahveleri sidamo ve yirgacheffe’nin yanında, Guatemala, Brezilya ve Orta Afrika gibi kahve ülkelerinin bölgesel lezzetlerini de sunuyoruz” diye konuşuyor. EN ÜNLÜ ÇAY ÇEŞİTLERİ DE VAR Kahve Limanı şubelerinde Asya’nın en ünlü çay çeşitlerinin de yer aldığını kaydeden Kitapçı, “Asya’nın en meşhur içeceği çaydır. Sri Lanka ve Hindistan gibi çayıyla meşhur ülkelerin yöresel çayları da limanlarımızda bulunuyor. Ayrıca yiyecek menümüzde özel üretim sandviçlerimiz, kruvasanlarımız, turta ve pastalarımız da kahve tutkunlarını bekliyor” diyor.


restaurant 88 hotel & hi-tech

yeni mekan

İki Satır muhabbet mekanı İzmir’de… Birbirinden lezzetli ızgara et ve köfte çeşitleriyle lezzet tutkunlarının vazgeçilmez adresi olmayı başaran İkiSatır, yeni şubesini İzmir’de açtı.

M

isafirlerine Türk damak tadına uygun yiyecekler sunmayı ilke edinen Global Restoran Yatırımları’nın lezzet tutkunlarıyla buluşturduğu İkiSatır, yeni restoranını İzmir’de hizmete açtı. ‘Masada steakhouse, kasada esnaf lokantası’ parolasıyla lezzet sunan İkiSatır, misafirlerine, uygun fiyat-iyi hizmet dengesini koruyarak hizmet veriyor. Köfte, ızgara et ve salatanın yanı sıra menüsünde hamburger seçeneklerine de yer veren İkiSatır, misafirlerine hem lezzetli ikramlar hem de keyifli vakit geçirecekleri bir ortam sunuyor.

İKİ SATIR MUHABBET İÇİN İkiSatır markasını oluşturanlar konsepte karar verirken, hem insanların lezzetli ve kaliteli yemek yemesini hem de sevdikleriyle birlikte vakit geçirecekleri özel bir mekan yaratmayı hedeflediler. Misafirlerinin ‘sokaktan kopmadan’ İkiSatır muhabbet edebilecekleri bir mekan oluşturmak isteğinden hareketle de restoranın adını İkiSatır koydular. İkiSatır, sıcak sıcak servisi yapılan lezzetli etleri, dinamik ortamı, güler yüzlü personeliyle misafirlerine, İstanbul’daki Acıbadem, Viaport, Venezia ,Viamarina restoranlarının ardından, şimdi de İzmir’de hizmet sunuyor.



restaurant 90 hotel & hi-tech

yeni mekan

n’fes cafe & kitchen Ataşehir’de Şık ve klasik tasarımı ve dünya mutfağından seçilmiş menüsü ile hizmet veren n’fes cafe & kitchen, Master Chef Arif Aktürk mutfağından çıkan özel lezzetleriyle Ataşehir’de…

İ

stanbul Anadolu Yakası, yeni yılda yepyeni bir mekan daha kazandı. Şık ve klasik tasarımı ve dünya mutfağından seçilmiş menüsü ile hizmet veren n’fes cafe & kitchen hizmete girdi. Ataşehir Kaymakamı Zafer Karamehmetoğlu ve işletme sahibi Ejder Akarsu’nun gerçekleştirdiği kurdele kesme töreni ile başlayan açılışa çok sayıda davetli katıldı.


MUTFAĞINDA ŞEF ARİF AKTÜRK VAR Dünya Aşçılar Federasyonu’nda görev almış ve Master Chef ünvanına sahip, birçok ödül kazanan milli şef Arif Aktürk mutfağından çıkan lezzetler davetlilerden tam not aldı. Menüde yer alan yemekler, salatalar ve tatlıların tamamı doğal malzemeler ile n’fes mutfağında hazırlanıyor. YAZ KIŞ NEFES ALMAK İÇİN İYİ BİR ALTERNATİF n’fes Cafe & Kitchen; kültürel yapının izlerini taşıyan mimarisi, şık ve klasik tasarımı ile yaz kış Nefes alabileceğiniz, huzurlu ve keyifli ortamında misafirlerini ağırlayacak. Güne başlarken Türkiye’nin yöresel lezzetlerinden oluşan, özel olarak hazırlanmış farklı seçenekleri ile n’fes kahvaltı hafta sonlarının vazgeçilmezi olmaya aday.

NARGİLE SERVİSİ DE VAR n’fes Cafe’nin bir başka özelliği ise şu günlerde oldukça talep gören ve trend olan nargile servisi. N’fes nargileleri sadece nargile olsun diye menüye konulmamış. Hepsinin farklı özellikleri var. Nargilelerinin çeşitleri ve servisleri ile de oldukça çok adından söz ettirecek olan N’fes Cafe& Kitchen kısa sürede Anadolu Yakası’nın buluşma noktası olacak.


restaurant 92 hotel & hi-tech

yeni mekan

Köşebaşı 2015’te 2 milyon kişiye lezzet yaşattı Türkiye’deki misafirlerinin %40’ı yabancı turistten oluşan Köşebaşı, geçen yıl 2 milyon kişiyi ağırladı…

D

ünyanın en iyi 50 restoranı arasında yer alan Köşebaşı, 2015 yılını yine büyümeyle kapattı. Geçen yıl yeni açılan restoranlarla birlikte 9 ülkede 30 şubeye ulaşan Köşebaşı, tüm restoranlarında 2 milyon ziyaretçi ağırladı. Türkiye restoranlarında ise misafirlerin yüzde 40’ını yabancı turistler oluşturdu. İSTANBUL’DAKİ ŞUBE SAYISI 11’E ULAŞTI 1995 yılından beri geleneksel lezzetleri modern bir sunumla birleştirerek yemek kültüründe bir devrim yaratan Köşebaşı, geçen yıl bünyesine yeni şubeler ve konseptler katarak büyümesini sürdürdü. Mayıs ayında Köşebaşı Reina, eylül ayında Köşebalık, Kasım ayında da Köşebaşı Karaköy hizmete girdi. Karaköy ile birlikte Köşebaşı’nın şube sayısı

11’i İstanbul’da olmak üzere 9 farklı ülkede 30’a ulaştı. Köşebaşı Genel Müdürü Hasan Yeşilyurt yaptığı değerlendirmede “2015 yılında Köşebaşı, tüm restoranlarında 2 milyon misafir ağırladı. Türkiye restoranlarındaki misafirlerin yüzde 40’ı yabancı turistler oluşturdu. 3 kıtada, 9 farklı ülkede restoranı bulunan Köşebaşı’nın çalışan sayısı da artarak 15 farklı pasaporttan 1000’i aştı” dedi. EN ÇOK KUZU ETİ TÜKETİLDİ 2015’te Köşebaşı’nın mutfağında kebabın olmazsa olmazı kuzu eti en çok tüketilen ürünlerin başında yer aldı. Geçen yıl Köşebaşı’nda yaklaşık 350 ton kuzu eti, 150 ton tavuk eti, 1000 ton patlıcan, 1200 ton domates tüketildi.



restaurant 94 hotel & hi-tech

hijyen

Permak Group Genel Koordinatörü Metin Tunç “GreenEarth Tanıtım Günleri bu yıl son hız devam edecek” 2016’ya çok sayıda yurt dışı projesi ile hızlı bir giriş yapan Permak, yıla jetonlu/kartlı çamaşırhane sistemleri ile damgasını vurmaya hazırlanıyor.

2

014 yılında Türkiye’yi sağlıklı ve ekolojik kuru temizleme sistemi GreenEarth Cleaning ile tanıştıran Permak, 2016’da GreenEarth Tanıtım Günleri ile birlikte jetonlu/ kartlı çamaşırhane sistemlerine yoğunlaşacak… Türkiye’de kuru temizleme ve çamaşırhane sistemleri sektörünün güçlü temsilcilerinden Permak’ın yeni döneme ilişkin projelerini, sektörel değerlendirmeleriyle beraber Permak Group Genel Koordinatörü Metin Tunç ile konuştuk. Permak için 2015 yılı nasıl geçti? Geçen yıl endüstriyel pazarda hangi yeni ürün ve sistemlerle yer aldınız? Yılı hangi projeler ve yeniliklerle kapattınız? 2015 yılı, Türkiye’deki siyasal belirsizlikler sebebiyle turizmde yeni yatırımlar açısından beklentilerimizin altında gerçekleşmekle birlikte endüstriyel uygulamalardaki artışla seneyi planladığımız cirolarda kapattığımızı söyleyebiliriz. Yıl içerisinde komple çamaşırhane tesisi kurulumları arasında Ataşehir Sheraton Otel Projesi, Titanic Hotels, Polat Hotels ve Hilton Hotels gibi, dünyanın önde gelen otel gruplarıyla çalışmalar yaptık.

Bu yıla nasıl başladınız? Yeni dönemden beklentileriniz, hedefleriniz, projeleriniz nelerdir? 2016’da piyasaya sunmaya hazırlandığınız yeni ürün ve sistemler var mı? Bu yıla çok sayıda yurt dışı projemiz ile hızlı bir giriş yapmış bulunuyoruz. Yeni yıl içerisinde jetonlu/kartlı çamaşırhane sistemleri üzerinde yoğunlaşmayı planlıyoruz. Geçen yıl başlattığınız Green Earth uygulamasından detaylı olarak bahseder misiniz? Proje nasıl tepkiler aldı, bu yıl nasıl devam edecek? Türkiye’de yeni gelişmekte olan GreenEarth Cleaning, sektördeki en sağlıklı ve ekolojik kuru temizleme sistemidir. İnsan sağlığına zararlı kimyasalları içinde barındırmaz ve yıpranma riski yüksek olan değerli kıyafetlere zarar vermeden, özenli, güvenilir temizlik sunar. Geleneksel kuru temizleme sistemlerinin aksine; kıyafetteki renk ve doku canlılığını arttırır. 2014 yılında Türkiye’yi tanıştırmış olduğumuz GreenEarth Cleaning, mevcut müşterilerimiz ve potansiyel müşterilerden oldukça yüksek ilgi gördü. Permak showroomumuzda yapmış olduğumuz GreenEarth Tanıtım Günleri ile 60’dan fazla otel


ve kuru temizleme firmasını ağırladık. Tanıtım günlerinde müşterilerimizin getirmiş olduğu tekstillerle deneme yıkamaları yapıldı. 2016 yılı içerisinde de tanıtımlarımız son hız devam edecektir. Uluslararası arenada çamaşır yıkama sistemleri pazarında trendler nereye gidiyor? Otel ve restoranlarda hangi ürünler daha çok alıcı buluyor? Permak olarak siz kendinizi bu oluşuma ne şekilde entegre ediyorsunuz? Uluslararası standartlarda butik tip-ufak kapasiteli Çamaşırhane/Valet Sistemleri ilgi görmeye devam ediyor. Yüksek hacimli tekstil gruplarında ise, Outsourcing (dışarıda temizleme) daha fazla tercih edilen yöntem. Ancak ağırlıklı olarak alan, yatırım maliyeti gibi sebeplere dayalı. Üst kalite tekstil temizliğine ve hijyenine önem veren oteller hala bünyelerinde çamaşırhane tesisi kurmaya devam ediyor. Türkiye’de çamaşır yıkama sistemlerinin pazar büyüklüğü nedir? Permak ürün ve sistemleriyle pazarın ne kadarına hakim? Permak yeni dönemde satış hacmini arttırmak için Horeca sektörüne yönelik ne tür satış& pazarlama stratejileri planlaması yaptı? Türkiye’de yıllık 100.000.00 USD’e yakın bir düzeyde Çamaşırhane/Kuru Temizleme Makine ve Ekipman pazarı mevcut. Bunun içinde Kamu Kuruluşlarının da (Askeri Birlikler, Yurtlar, Kamplar vb.) ciddi bir ağırlığı mevcut. Permak Çamaşırhane ve Kuru Temizleme Makinaları pazarda üst temizleme kalitesi ve sağlam konstrüksiyonları ile ön plana çıkmakla birlikte; su, enerji ve işçilik tasarrufu sağlayan üst teknolojik yapıları ile kullanıcılara ciddi işletme maliyet avantajı da sağlıyor.Ekolojik hassasiyetlerin ve tasarruf bilincinin artmaya başladığı önümüzdeki dönemlerde bu unsurları da ön plana çıkaran pazarlama stratejilerimizi oluşturmaya başladık. Otel ve restoranlara yönelik uygulamalarınız arasında housekeeper’larla ne tür bir çalışma içerisindesiniz? Permak olarak kurduğumuz tüm tesislerde kullanıcılara gerekli eğitimleri vermeye özen gösteriyoruz. Ayrıca housekeeperlara, çamaşırhane müdürlerine, operatörlere her sene Permak Showroom’umuzda Makine/Kimyasal Eğitim günleri düzenliyoruz. Kurumsal iletişim mailing sistemimiz ile de her zaman değerli partnerlerimiz ile iletişim de kalıyoruz. Faaliyet gösterdiğiniz sektörün Türkiye’deki genel durumu hakkında neler söylemek istersiniz? Türkiye’de çamaşır yıkama sistemleri pazarı ne durumda? Çamaşırhane faaliyetleri temelde hizmet sektörlerine dayalı bir faaliyet dalıdır. Hizmet kalite anlayışı, temizlik ve hijyen anlayışı, çevre bilinci ve tasarruf hassasiyetleri arttıkça sektör de doğal olarak gelişiyor. Bugünkü anlayış düzeyi ile müşteriler tarafından hedeflenen çamaşırhane hizmetlerinin Avrupa’daki genel ortalamaya çok yakın olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Türkiye’de bu alana yönelik hijyen ve temizlik algısını işletmeler ve çalışanlar açısından nasıl değerlendiriyorsunuz? Onlara yönelik eğitim programları ve bilgilendirme toplantıları yapıyor musunuz? Tüm eğitim çalışmalarımızın temizlik ve hijyen algısını geliştirmeye yönelik olduğunu belirtmiştik. Bu kapsamda Türkiye’deki önde gelen kimyasal üretimleri ile de yakın işbirliği içindeyiz. Gerek yurt içi ve gerekse yurt dışında geçtiğimiz sene içinde birkaç kez ortak eğitim çalışmasını da bu amaçla organize ettik. Bu senede aynı faaliyetler artarak devam edecektir.


restaurant 96 hotel & hi-tech

hijyen

Stahl’dan profesyonel çamaşırhane çözümleri Çamaşır yıkama makineleri, kurutma makineleri, yataklı silindir ütüler, katlama ve besleme makineleri üretimiyle 1909 yılından beri endüstriyel sektöre profesyonel hijyen çözümleri sunan Stahl, 2016 yılında da kalitesi ve yenilikçi teknolojileriyle iddiasını ortaya koyacak.

S

tahl çamaşırhane çözümleri Alman menşeili çamaşırhane makineleri üreticisi Stahl, sektöre sunduğu ilklerle müşterilerine hijyen çözümleri sunuyor. Sadece genişlemeyle sınırlı kalmayarak, aynı zamanda Stahl Süper Yatak, Güç-Aktarım-Sistemi PTS, mikro işlemci kontrol ünitesi FREEpro veya hidro dinamik yıkama teknolojisi gibi sektördeki öncül teknolojileri geliştiren marka, hijyen bariyerli yıkama makineleri ve yataklı ütüleriyle kalite konusunda iddiasını sürdürüyor. DIVIMAT D 140–D 800 DIVIMAT serisi hijyen yıkama ve sıkma makineleri, ev, hastane ve benzeri sağlık ve bakım kuruluşlarında, yıkanacak tekstildeki özel problemlerle başa çıkmak üzere geliştirildi. Bakımevleri, hastaneler ve hijyen yıkama yapan işletmeler hastane tipi çamaşırları yıkarken, kirli ve temiz alan olarak çamaşırhane tesislerini bölmek durumundadırlar. Bu amaçla DIVIMAT D, bir bölme veya duvar içine monte edilebiliyor. Bariyerli makinelerde, çamaşırhanenin kirli tarafından yıkanacak tekstillerin yüklemesi yapılıyor ve tam karşısına denk gelecek şekilde çamaşırhanenin temiz bölümünde yer alan boşaltma kapısı açılarak temiz tekstil makineden boşaltılıyor.

Ergonomik ve kullanıcı dostu olarak tasarlanmış geniş kapılar ve kendini otomatik olarak kademede kitleyen tambur sayesinde yükleme ve boşaltma çok kolay şekilde yapılabiliyor. Makinenin özellikleri şu şekilde sıralanabilir: • Duvara montajı mümkündür. • Son derece stabil çift taraflı süspansiyon. • Geniş boşaltma valfi. • Yükleme ve boşaltma için geniş kapaklar. • Yükleme kapasitesine ve yıkanacak tekstile göre değişen otomatik akım ve su girişi. • Frekans dönüştürücü kontrollü PTS sürücü. • EDELSTAHL paslanmaz çelik tambur ve deterjan gözleri. • Etkili durulama sistemi. • Soğutma prosedürü. • Değişken sıcaklık kontrolü. • Pnömatik yay ve amortisör kombinasyonu sayesinde maksimum titreşim absorpsiyonu. • Değişken devir hızı. Ürün, tamburunun çift taraflı sabit yatağı, sürtünme absorblayıcı ve pnömatik yayların birleşimine dayanan modern vibrasyon absorbsiyonu ile dikkat çeker. Bu sayede yüksek g


faktörüne rağmen son derece sessiz yıkama işlemi gerçekleşir. Rahatlıkla yandan açılıp kapanan kapılar 180º’lik ergonomik açılışa sahiptir. Otomatik açılan silindir doğru açılma pozisyonunda durmakta ve tek elle kolayca açılabilmektedir. DIVIMAT D 14, 18, 22, 35, 40, 60 ve 80 kg.’lık kapasitelerde, DIVIMAT D-P serisi ise 2 bölmeli ve 35, 45, 60, 80 kg.’lık kapasitelerde, DIVIMAT D-Y serisi ise 3 bölmeli ve 120, 160 ve 200 kg.’lık kapasitelerde üretilmekte ve buhar, sıcak yağ devresi ve elektrikli ısıtma ile çalışmaktadırlar. MASTER SERİSİ YATAKTAN ISITMALI ÜTÜLER Master 1210, 1610 ve 2010 yataktan ısıtmalı ütü makineleri sağlam metal kapaklar ile donatılmıştır. Bu sağlam ve kullanışlı kapaklar, ısı yalıtımı ve sıcaklık kaybını minimuma indirmesi sayesinde enerji tasarrufu sağlar. Ütü yatağını temizlemek için kolayca kaldırılabilir. YÜKSEK PERFORMANSLI; STAHL SÜPER YATAK Daha uzun ütüleme yolu ile daha yüksek performanslıdır. Silindirden ütülenmek için geçen materyalin silindir altında 180 derecelik yol kat ederek, ütüleme yolunu arttıran, yataklı ütü teknolojisinde kesinlikle benzersiz bir özelliğe sahip olan yeni Stahl Süper Yatak bir Stahl yeniliğidir. Bu yeni teknoloji, silindirin basıncı altındaki ütüleme yolunu %20’ye varan oranlarda artırır ve bitirme hattındaki ürünlerin en iyi şekilde çıkmasını garanti eder. FREEpro MİKRO İŞLEMCİLİ KONTROL ÜNİTESİ Tüm fonksiyonlar merkezi FREEpro mikro işlemci kontrol ünitesi tarafından kontrol edilir. İyi tasarlanmış dizaynı sayesinde makinenin kolay çalıştırılmasını sağlar. Tekrarlanacak işlemler kaydedilebilir, çeşitli değerler

saklanabilir, son derece değişken ütüleme hızı gibi özellikler ekranda izlenerek, ütülenecek ürüne ve zamana göre değiştirilebilir. FREEpro bantlı ütü makinesi hatları için merkezi kontrol ünitesidir. AKILLI 3. NESİL POWER TRANSLATE UNIT Özel olarak geliştirilmiş PTS sürücü akıllı FREEpro mikro işlemci kontrol ünitesi ile elektronik performans unsurlarını birleştirerek ilgili momentinde, motorlarının enerji tüketimini kontrol eder. Bu sürücü teknolojisi ekonomiktir, az bakım gerektirir ve aşınma içermez. Zincirler veya V-kayışları gibi ekonomik olmayan ve yüksek bakım maliyeti olan enerji tüketim bileşenleri geçmişte kalır. TAHRİK KAYIŞININ EKSTRA FAYDALARI PTS sürücü besleme bantlarının hızının, silindir hızı ile senkronize olmasını sağlar. PTS teknoloji yardımıyla besleme bantları, ütülenecek parçaları bitirme alanına geçirmeden önce hizalamak için durdurulabilir ki, bu sonlandırma sürecini gerçek manada kesintiye uğratmaz. Dolayısıyla sonlandırma sürecindeki iş bölümlerinin akışı etkilenmez. İsteğe bağlı olarak, besleme alanı bir vakum sistemi tarafından desteklenebilir.


restaurant 98 hotel & hi-tech

sevgililer günü özel

Yılın en romantik anları için

Four Seasons Otelleri Yılın en romantik gününde sevdiğinizle unutulmaz dakikaları, Boğaz’ın eşsiz manzarasına sahip Four Seasons Hotel Bosphorus ve şehrin büyüleyici noktalarından Tarihi Yarımada’da konumlanan Four Seasons Hotel Sultanahmet’te yaşayabilirsiniz. Sevgililer gününde hafızalara kazınacak anlar 14 Şubat Pazar akşamı Aqua Restaurant’ta yaşanıyor. Four Seasons Hotel Bosphorus, sevdiklerine bu özel günde şık bir armağan sunmak isteyenler için de farklı seçenekler sunuyor.

D-Resort Grand Azur’da

AŞK

mevsimi

Aşkını Marmaris koyunun benzersiz manzarasında yaşamak isteyen çiftler için, D-Resort Grand Azur, ilhamını aşktan alan bir program hazırladı. Sevgililer, otelin Azur SPA suitlerinde ruhlarını ve bedenlerini yenileyecek, bu özel gün için hazırlanan lezzetleri tadacaklar. Çiftler, Steak & Bar’da romantik bir akşam yemeğinde, aşk müzikleri eşliğinde unutulmaz bir Sevgililer Günü deneyimi yaşayacak. Marmaris’in masalsı güzelliğini D-Resort Grand Azur’da yaşamak isteyen çiftler, benzersiz deniz manzaralı odalarda, özel kokteyllerini yudumlayacak, dileyen konuklar için özel jakuzili Spa Suit’inde Aromatherapy masajı sunulacak.


Romantizmin yolu

Meal Box…

Türkiye’nin gurme ev yemeği zinciri Meal Box, Sevgililer Günü’ne özel menü seçenekleri ve sürprizleriyle romantizmi sofralarınıza taşıyor. Aşkın gününde sevgilisine romantik bir akşam yemeği hazırlamak isteyenler için özel bir menü oluşturan Meal Box, fırında dana tranç, patlıcanlı fettucine, zerdeçal soslu karışık sebze ve çikolatalı sufleden oluşan Sevgililer Günü menüsünü gül yaprakları, ikili kadeh takımı ve kırmızı runner ile süslüyor.

Ravouna 1906’da

aşk başkadır Tarihi dokusu, Boğaz manzaralı terası ve lezzetleri ile dikkat çeken Ravouna 1906, Sevgililer Günü’ne özel menüsü ve sürprizleriyle konuklarını ağırlıyor. İstanbul’un tarihinde çok önemli aşklara konu olan tarihi Pera’da günümüze kadar en iyi korunmuş Art Nouveau binalardan biri olan Ravouna 1906’ın 14 Şubat Sevgililer Günü programı, aşk temalı menüsü ve cazip konaklama paketinden oluşuyor. Konaklama paketinde ise; çift kişilik odada bir gece konaklama, sabah kahvaltısı, güne özel dekor edilen şık ve konforlu odalarda kalpli pasta ve şampanya ikramı sunuyor.


restaurant 100 hotel & hi-tech

sevgililer günü özel

Aşka beş yıldızlı dokunuş Taksim’deki Elite World İstanbul Otel ve Florya’daki Elite World Business Otel, aşkın dolu dolu yaşanabileceği, sürprizlerle renklenecek alternatiflerle farklı Sevgililer Günü paketleri hazırladı. Gala yemeği ve konaklamalı alternatifli paketler sunan 5 yıldızlı Elite World Otelleri’nde dilerseniz canlı müzik eşliğinde şiir gibi gala yemeğinin keyfine varabilir ya da hafta sonuna denk gelen Sevgililer Günü’nü gece konaklayarak daha da uzatabilirsiniz. Ayrıca Elite World İstanbul Otel Sevgililer Günü gala yemeğini tercih eden misafirler Executive Chef Mithat Yalçınkaya tarafından gerçekleştirilecek Sevgililer Günü Workshop’una ücretsiz katılabilecekler.

Sevgililer Günü’nü unutulmaz kılın Conrad İstanbul Bosphorus, 14 Şubat Sevgililer Günü’nde çok özel konaklama paketleri ile misafirlerini ağırlıyor. “Aşk haftasonu” özel paketinde, Sevgililer Günü’nü 13 Şubat Cumartesi akşamından eşsiz boğaz manzaralı Grand Deluxe Bosphorus Suite’te kutlamaya başlayan çiftlere, odalarında baş başa akşam yemeği ve 14 Şubat sabahı Manzara Restaurant’ta brunch hazırlanıyor. Nefes kesen Boğaz ve İstanbul manzarasına hakim konumu ile Hilton İstanbul Bosphorus Sevgililer Günü’nü caz esintileri ile kutluyor. 13 Şubat’ta caz triosu ve Executive Chef Andreas Scheuregger ve ekibi tarafından çiftlere özel lezzetlerle hazırlanmış romantik bir akşam yemeğinde buluşan çiftler dilerlerse, 14 Şubat’ı da yine caz triosu eşliğinde Sevgililer Günü Brunch’ı ile lezzetlendiriyor.

Pera Palace Hotel Jumeirah’da her gün daha fazla aşk Büyüleyici atmosferi ile İstanbul’un en romantik tarihi oteli Pera Palace Hotel Jumeirah Sevgililer Günü’nde, çiftlere eşsiz bir deneyim sunacak. Bu özel günde ise Pera Palace Hotel Jumeirah’ın sevgililer için alternatifleri çok. Hediye alternatifine çözüm bugüne kadar nice âşıkların buluşma noktası Patisserie de Pera’dan. Sevgililer, kalp şeklindeki makaronlar ve cup cake’lerle birbirlerine aşklarını ifade etmenin en tatlı yolunu olacak. Kubbeli Salonda’ki Sevgililer Günü çay saatine katılan çiftler; kristal çay bardakları, gümüş çatal bıçaklar ve aşk temalı zengin açık büfe ile İlham Gencer’in o güne özel söyleyeceği parçalar eşliğinde baş başa unutulmaz dakikalar geçirebilir, Agatha Restoran’ın romantik yemeği ile devam edebilirler.

Bir dilim aşk için Seyidoğlu… Yarım asrı aşkın süredir tatlarıyla insanların yüzünü güldüren Seyidoğlu, bu özel günde sevdikleriyle birlikte evde olmayı tercih edenler için hazırladığı çikolata ve pasta çeşitleriyle tüm sevgililerin sofrasına konuk oluyor. 14 Şubat’ ı kutlamanın keyfine Seyidoğlu’nun Sevgililer Günü tatlarıyla yaşayan çiftler, farklı damak zevklerine hitap eden pasta ve çikolata çeşitleriyle o özel günü ölümsüz kılmanın mutluluğunu yaşıyor.


Özel günleri daha da unutulmaz kılın 10 Karaköy A Morgans Original, 14 Şubat Sevgililer Günü’ne özel paketleriyle kutlama adreslerinin ilk sırasında yer alıyor. Bu özel gün için hazırlanan lezzetli menüler ve konaklama paketleriyle siz sadece aşka odaklanın, gerisini 10 Karaköy A Morgans Original’e bırakın. 14 Şubat Sevgililer Günü’nde ünlü şef Rudolf Van Nunen tarafından hazırlanmış Love Transmission menüsünde yer alan Uyumlu Çift, Sen ve Ben, Sevgili ile Tango ve Aşıkların Gökkuşağı gibi çok özel lezzetleri tadarak sevginizi lezzetli bir kutlamaya dönüştürün.

Çırağan Sarayı’nda romantik sevgililer günü Çırağan Sarayı destansı güzelliğiyle Sevgililer Günü’nde romantik bir gece geçirmek isteyenlere özel birbirinden cazip seçeneklerle çiftleri ağırlıyor. Sevgililer Günü’nde aşk dolu lezzetleri sevdiğiyle birlikte Boğaz’a karşı tadımlamak için dünyanın en romantik mekanlarından biri olarak önemli yayınlar tarafından tescillenen Tuğra Restoran özel bir menü sunuyor. 14 Şubat Pazar gününe özel sunulacak Sevgililer Günü Tuğra tadımlıklarıyla başlayan romantik yemek; şişte ıstakoz, kuzu bonfile külbastı, keklik Topkapı gibi enfes tatlarla devam edecek ve sonunda da özel bir tatlıyla çiftler lezzete ve romantizme doyacak.

Elysium Spa’dan özel bir teklif Piyalepaşa’nın ilk 5 yıldızlı oteli DoubleTree by Hilton İstanbul Piyalepaşa’da yer alan Elysium Spa, 14 Şubat Sevgililer Günü’ne özel hazırladığı paketler ile çiftlere eşsiz bir deneyim sunuyor. Şubat ayı boyunca kendini şımartmak isteyen çiftler için Elysium Spa, Sevgililer Günü’ne özel ayrıcalıklı bir teklif sunuyor. Elysium Spa’nın huzur veren atmosferinde 60 dakika aromatik masaj alan çiftlere 40 dakika geleneksel hamam bakımı hediye ediliyor. Misafirleri şehrin tüm stresinden arındıracak Elysium SPA, bünyesinde farklı masaj, SPA ve hamam ritüellerini barındırırken, Charme D’orient klasik, kombo, journeys, signatures olmak üzere geniş SPA menüsü ile dikkat çekiyor.

Yılın en romantik gününü unutulmaz anlara dönüştürün İhtişamlı Boğaz manzarası, sıcacık atmosferi ve eşsiz konukseverlik anlayışı ile misafirlerine bambaşka deneyimler sunan Shangri-La Bosphorus, Istanbul “Seni Seviyorum” demenin en güzel halini yaşatmak için Sevgililer Gününe özel birbirinden romantik programlar sunuyor. Aşk ile hazırlanmış lezzetler, benzersiz bir konaklama ve Uzak Doğu’nun rahatlatıcı bakım ritüelleri ile Sevgililer Günü, bu yıl adeta bir rüya gibi yaşanacak.


restaurant 102 hotel & hi-tech

sevgililer günü özel

Carluccio’s’tan 14 Şubata özel menü Carluccio’s, Sevgililer Günü’nde sevgilisine özel bir akşam yemeği ile sürpriz yapmak isteyen çiftler için Şubat ayı ve Sevgililer Günü’ne özel olarak tasarladığı menüsünde, tereyağı ve adaçayı sos ile hazırlanan balkabaklı tortelloni, fırınlanmış ricotta peyniri ile sunulan pırasa ve cevizli risotto, Sicilya usulü fırında kısık ateşte pişirilen kuzu incik ile sıra dışı ve gerçek İtalyan lezzetleri sunuyor. Ana yemeğe geçmeden önce dana carpaccio ve burrata peyniri ile harika başlangıç seçenekleri de sunan Carluccio’s’un bu özel ay için hazırladığı tatlı lezzetleri arasında ise fetta al mascarpone, parça çikolatalı ve meyveli pastası bulunuyor.

Aşkın en romantik hali Eataly’de Eataly İstanbul, 14 Şubat Sevgililer Günü’ne özel hazırladığı menüsüyle sevgililere tadına doyulmaz romantik bir akşam yemeği keyfi yaşatacak. Türkiye’de doğaçlama vokal yapan tek koro unvanını kazanan Martina Pavone yönetimindeki A Cappelle korosunun en güzel aşk şarkılarından oluşan performansı eşliğinde akşam yemeği keyfini muhteşem Boğaz manzarasıyla Eataly Bar Terazzo’da yaşayacak. Eataly Executive Şef’i Claudio Chinali tarafından Sevgililer Günü gecesi için özel hazırlanan menü geceyi doyumsuz lezzetleriyle unutulmaz kılacak.

Mövenpick Hotel Istanbul’da sevgilinizle çikolata yapın Mövenpick Hotel Istanbul’un İtalyan Başaşçısı Giovanni Terracciano ve TV yıldızı misafir şef Danilo Zanna, sevdiklerine leziz çikolatalar hazırlayıp, Sevgililer Günü’nde romantik bir sürpriz yapmak isteyenler için 5 Şubat 2016, Cuma günü çikolata yapımı kursu düzenliyor. 19.00-22.00 saatleri arasında uygulamalı olarak verilecek Sevgililer Günü çikolata kursuna katılarak ganaj, trüf ve lolipop çikolata hazırlamayı öğrenebilir, aşkınızı ifade etmenin en tatlı yolunu keşfedebilirsiniz.

Sevgililerin buluşma adresi Renaissance Istanbul Polat Bosphorus İstanbul’un nefes kesen Boğaz ve tarihi yarımada manzarası ile Sevgililer Günü’nü unutulmaz kılmak isteyenler Renaissance Istanbul Polat Bosphorus Hotel’de buluşuyor. Otelin roof katında yer alan 212 Restaurant Otel’in deneyimli şefleri tarafından hazırlanan Sevgililer Günü özel menüsü ile misafirlerini unutulmaz bir gece yaşamaya davet ediyor. Boğaz manzaralı deluxe odada konaklama, geç kahvaltı, odaya köpüklü şarap ve çikolatalı çilek ikramı, 212 Restaurant’ta Sevgililer Günü Özel Yemeği ile ücretsiz R Fitness & Spa kullanımının yer aldığı Renaissance Istanbul Polat Bosphorus Hotel Sevgililer Günü’ne özel konaklama seçenekleri çiftlere unutulmaz bir deneyim vaadediyor.


mastiha & fig

A ALINM

RU

MENŞE

AD

IN

M A A LT

Precious products of the Aegean

Değerli ve Eşsiz Ürünler

I•

•KO

Sakız ve Eğriboz adalarından üç kooperatif birliği olan Sakız Mastikası Yetiştiricileri Birliği, Kimi ve Mediterra S.A. Tarım Kooperatifleri ünlü ve nadide ürünlerinin reklamını yapmak amacıyla güçlerini, enerjilerini ve dinamiklerini birleştirdi: Sakız Mastikası ve Kimi İncileri. Üreticilerinin gösterdiği sevgi ve özenin yanı sıra kalite ve lezzet ile de kombinlenip geleneksel olarak üretilen ürünler.

AVRUPA BIRLIĞI VE YUNANISTAN TARAFINDAN FINANSE EDILEN KAMPANYA

www.mastiha-fig.gr


restaurant 104 hotel & hi-tech

marka

Endüstriyel mutfak ve soğutma projelerinde 43 yıllık deneyim

Sektörde 43 yıldır endüstriyel mutfak ve soğutma sistemlerine yönelik faaliyet gösteren S2000; uluslararası standartlara uygun olarak otel, restoran, bar, kafe - bar, pastane, fast food, market, tatil köyleri, fabrika, hastane, askeri birlikler ve okullar için verimli ve hijyenik komple mutfak & soğutma çözümleri sunuyor.


Kalite sistem belgesi ISO 9001 sertifikasına sahip olan S2000; otel, restoran, bar, kafe, pastane, fast-food, gross market, okul, hastane, fabrika, banka, askeri tesis ve benzeri işletmelere kaliteli ve profesyonel çözümler sunmaya devam ediyor. Hem dünyaca ünlü ithal ürünlerden hem de kendilerine has özel üretim ile komple mutfak ve soğutma cihazlarından oluşan geniş ürün gamına sahip olan firma, yıllık firma, proje uygulamalarında dünyaca ünlü markalar ile tüm işletmelere anahtar teslim hizmet vererek çözüm ortağı oluyor. 30 ÜLKEDEN 30 ÇEŞİT ÜRÜN TEDARİKİ Kuruluşundan bu yana endüstriyel mutfak sektörüne yön veren ve uluslararası pazarda da tercih edilen bir marka olduklarını ifade eden S2000 Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Aydın, dünyanın yaklaşık 30 ülkesinden 30 çeşit ürün getirdiklerini ve tüm bu ürünlerle anahtar teslim projelere imza attıklarını belirterek sözlerini şöyle sürdürüyor: “S2000 olarak yüzde 80 zincir markalarla ve tam kapasite çalışıyoruz. Yıl içerisinde 240’ı aşkın nokta bitiriyoruz. Şu anda devam eden projelerimiz arasında Mado (Afyonpark, Point AVM İzmir, Dhok Irak, 41 Burda AVM İzmit,One Tower Ankara, Airport AVM, Jumeriah Dubai), Sütiş (İmalathane), Midpoint (Bornova, Bağdat Caddesi), Welldone Kanyon Avm, Espresso Lab, Zahter Et Kebap, Pera Parma Otel, Kupon Cafe, İshakpaşa Konağı, Haribo Çook Şeker, Saray Muhallebicisi, Burger Lab Zorlu AVM bulunuyor.” 500’Ü AŞKIN ÜRÜN ÇEŞİDİYLE TAM KAPASİTE HİZMET S2000’in mutfakçı olduğunu belirten Aydın, “500’ü aşkın ürün çeşidiyle tam kapasite çalışıyoruz; hem dünyaca ünlü ithal ürünlerden hem de S2000’e has özel üretim ile komple mutfak ve soğutma cihazlarından oluşan geniş bir ürün gamımızdan söz etmek mümkün. Mutfak soğutma ekipmanları, buz makineleri, dondurma makineleri, pastane ekipmanları, fast-food ekipmanları, hamur makineleri, içecek ekipmanları (bar ekipmanları, şerbetlik, sıcak çikolata makinesi), espresso kahve makinesi, derin dondurucular, konveksiyon ve kombi fırınlar, pizza sistemleri ve fırınlar gibi geniş bir ürün yelpazesinin yanı sıra, özel olarak geliştirilmiş Dry Aged dolaplar, özel üretim teşhir dolapları ve mutfak servis ekipmanlarımız bulunmakta. ” diyor. NEO SYSTEM’İN TÜRKİYE DİSTRÜBÜTÖRÜ Sedat Aydın ayrıca dünyanın en önemli ve en ünlü markalarından biri olan Neo System’in Türkiye distribütörlüğünü yürüttüklerini belirtiyor ve ekliyor, “Neo System ürün gamında bulunan bulaşık makineleri,

600 Softline pişirme grubu, 700 Midline pişirme grubu, 900 Highline pişirme grubu, soğuk dolaplar, mutfak makineleri ile S2000; seçkin müşterilerinin her türlü mutfak ihtiyacını karşılamayı hedefliyor. ” 100 YILLIK HOBART’IN DA DİSTRİBÜTÖRÜ Bu yıl da 100 yılı aşkın deneyimiyle dünyaca ünlü endüstriyel mutfak markası Hobart ile anlaşmaya giderek, maksimum hijyen ve kusursuz yıkama garantisi veren Hobart Endüstriyel Deterjanlar ve tüm temizlik kimyasalları ile geniş ürün portföyünde çeşitlilik sağlayarak seçkin müşterisine en iyi hizmeti sağlamayı hedefliyor.

43 YILDIR SEKTÖRDE Müşterilerinin ihtiyaçlarını ve koşullarını göz önüne alarak onların deneyimleri ve kendi sektör tecrübelerini harmanlayarak en verimli sonuca ulaşmayı ilke edinen S2000, birçok ülkede önemli tesislerin büyük projelerinde yer alan ve komple mutfak ve soğutma konusunda hacmi ne olursa olsun her türlü işletmenin ihtiyaçlarını karşılayabilecek kapasiteye sahip. Sektöre 1973’te giren S2000 Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Aydın, firmanın 1993’te kuruluş tarihinden beri sektöre yön veriyor. İlk zamanlar buzdolabı ile çözüm ortağı olan S2000, daha sonra mutfağa başlamış. Firma kurulduğu günden bu yana en yeni projeleri gerçekleştirmesiyle rakiplerinin önünde hareket ediyor.


restaurant 106 hotel & hi-tech

marka

Yenilikçi

ECOtour turizm tesislerinin hizmetinde

KODECO bünyesinde üretilen, Türkiye’de Yenilenebilir Enerji Kategorisi’nin birincisi ECOtour, işletmelere ulaşımda çok fonksiyonlu, düşük malyetli, çevreye dost, çözümler sunuyor.

K

ODECO bünyesinde inovatif fikir ve ileri mühendislik çalışmaları sonucunda üretilen Ecotour, modern çağın yenilikçi ulaşım aracı olarak fark oluşturuyor. Diğer elektrikli araçlardan farklı olarak patentli tasarımına entegre ileri fotovoltaik teknolojisi sayesinde tükettiği enerjinin tamamını güneş enerjisinden geri kazanabilen bir araç olan ECOtour, bu özelliği sayesinde işletmelere çok düşük kullanım maliyeti yansıtıyor. ECOtour aynı zamanda gürültü ve emisyon kirliliği oluşturmayan çevre dostu bir araç özelliği taşıyor.

350 KG’A KADAR YÜK TAŞIMA KAPASİTESİ ECOtour, dört kişi taşıma kapasitesi yanında geniş bagaj alanına da sahiptir. Ayrıca açılır-kapanır arka koltuklar sayesinde bagaj ve yük hacmi kolaylıkla arttırılabilir. Araç, özel güç vitesi sayesinde 350 kg’ye kadar ağır yükü kolaylıkla taşıyabilmektedir.

ÖDÜLLÜ TASARIM Ödüllü gövde ve ergonomik tasarım sahip olan araç, yolcu kapasitesi ve arttırılabilir bagaj alanı gibi özellikleriyle ulaşım ve lojistik ihtiyaçlarını karşılayabilen etkin ve çok fonksiyonlu bir ulaşım aracıdır. Bu işlevleri sayesinde tatil köyü, fabrika, marina ve doğal yaşam parkı benzeri tesis ve kampüslerde kullanımı çok uygundur.

ECOtour dünyanın en büyük ve kapsamlı ‘Temiz Teknolojiler Girişimcilik Hızlandırma Programı’ kapsamında Türkiye’de Yenilenebilir Enerji Kategorisi’nde birinci oldu. Programın Silikon Vadisi bölümünde ise 8 ülke arasından da aynı kategoride birinci seçildi.

YENİLENEBİLİR ENERJİ KATEGORİSİNİN BİRİNCİSİ



restaurant 108 hotel & hi-tech

marka güncel

Form’dan sektöre ‘Duayenlerin Tanıklığında Türkiye Klima Sektörü’ kitabı 50. yılını kutlayan Form Şirketler Grubu, 50. yıl anısına sektöre ışık olacak çok değerli bir kaynak hazırladı. ‘Duayenlerin Tanıklığında Türkiye Klima Sektörü’ kitabı uzun süren titiz çalışmalar sonucunda ortaya çıktı. Form Şirketler Grubu’nun 50. Kuruluş yılında tarihe not düşmek amacı ile hazırlanan “kitap, Türkiye’deki klima sektörünün oluşumunu ve gelişimini belgeliyor. İklimlendirme sektörüne ve gelişimine ait bilgileri, sektöre hizmet etmiş önemli kişilerin ağzından aktaran, tanıklıklara dayalı bir araştırmanın ürünü olan kitap, sektör için öncü olması nedeniyle de önemli bir kaynak olarak dikkat çekiyor. Form Şirketler Grubu Yürütme Kurulu Başkanı Tunç Korun, “Gerek iklimlendirme, gerek temiz enerji sektörlerinde bugüne kadar pek çok ilke imza attık. Yaptığımız işlerde, şirket içinde, müşterilerimiz ve topluma sağladığımız faydalarda, her zaman verimliliği ön planda tutuyoruz. 50. yılımızda da sektöre bir armağan bırakmak, verimli bir kaynak oluşturmak istedik. Türkiye İklimlendirme Sektörünün başlangıcı ve gelişmesinin görsel ve sözel kayıt altına alınması için, profesyoneller ile bir çalışma yaptık.” dedi.

OTED ve Karcher konaklama sektörünü ağırladı OTED ve Karcher Türkiye “bugün misafir sizsiniz” mottosuyla düzenledikleri yeni yıl partisiyle konaklama sektörü çalışanlarını ağırladı. 9 Ocak’ta Antalya Cristal Sunrise Queen Resort Hotel’de düzenlenen etkinlik, konaklama sektöründe hizmet veren housekeeperlar, satın alma ve teknik müdürlerin katılımıyla gerçekleşti. OTED Türkiye Başkanı Sibel Cingöz’ün açılış konuşmasıyla başlayan etkinlik, Karcher Genel Müdürü Gökhan Gökmen’in konuşması ve Karcher Akdeniz Genel Müdürü’nün ürün sunumunun ardından, tiyatro ekibinin geceye özel hazırladığı gösterilerle devam etti. Latin dans grubunun gösterisiyle renklenen yeni yıl partisi, canlı müzik eşliğinde konuklarına keyifli bir yeni yıl başlangıcı yaşattı. Tüm yıl konuklarının memnuniyetini gözeten konaklama sektörü çalışanları için hazırlanan “bugün misafir sizsiniz” temalı gece, renkli içeriğiyle konuklarını eğlenceli bir şekilde ağırladı.

Sistem 9 20 binden fazla ekranı yönetiyor Ağırlıklı olarak perakende, restoran, ulaştırma, konaklama, ulaştırma, bankacılık, sinema ile kamu sektöründe dijital yayın ve bilgilendirme veya görsel bilgi ekranı hizmeti sunan Sistem 9’un yönettiği ekran sayısı hızla artıyor. Türkiye’nin 81 ili ve 11 farklı ülkede, perakende, restoran, ulaştırma, konaklama, ulaştırma, bankacılık, sinema ile kamu sektöründe dijital yayın ve bilgilendirme veya görsel bilgi ekranı hizmeti sunan Sistem 9’un yönettiği ekran sayısı 20 bini aştı. Görsel bilgi ve tanıtım ekranları alanında, Türkiye’de yüzde 75’lik paya sahip olduklarını hatırlatan Sistem 9 İcra Kurulu Başkanı Kaan Akın, yönettikleri 20 bin ekranı şöyle tanımlıyor: “Bu ekranlardaki bilgi ve görseller, anında güncellenebilme özelliğine sahip olduğundan dünyanın en esnek afişi olarak kabul ediliyor.”



restaurant 110 hotel & hi-tech

otel-tech

Protel’den anahtar teslim e-dönüşüm E-fatura, e-arşiv ve e-defter gibi farklı uygulamalardan oluşan e-dönüşüm için tek bir kanaldan hizmet almanın önemine dikkat çeken Protel Genel Müdürü Murat Sıcakkanlı, bu uygulamalara ek olarak özel entegratörlük de sağlayarak paket halinde hizmet sunduklarını söyledi.

K

onaklama ve ağırlama sektörlerine teknoloji çözümleri sunan Protel’in Genel Müdür Murat Sıcakkanlı, e-dönüşümde uçtan uca hizmet almanın önemine dikkat çekerek, yasal düzenlemelerin kayıt dışı ekonominin engellemesinde olduğu kadar, kurumlardaki teknolojik ihtiyaçları da tek adresten çözmeye yönelik bir anlayış getirdiğini söyledi. İŞLETMELERE MALİYET VE VERİMLİLİK AVANTAJI E-fatura, e-arşiv ve e-defter gibi farklı uygulamalar için tek bir kanaldan hizmet almanın işletmelere hem maliyet hem de verimlilik açısından önemli avantajlar sağladığını söyleyen Sıcakkanlı, “Protel olarak, bu e-uygulamalara ek olarak, özel entegratörlük de sağlayarak paket halinde bir hizmet sunuyoruz. Tümü birbiri ile yüzde yüz uyumlu çalışan bu alandaki tüm çözümlerimizin Gelir İdaresi Başkanlığı ve TÜBİTAK tarafından onaylanmış olması ve müşterilerimizin tüm soruları ile ilgili olarak karşılarında tek bir muhatabın bulunması, güvenlik konusundaki soru işaretlerini de ortadan kaldırıyor” dedi. “300’Ü AŞKIN OTELE E-DÖNÜŞÜM HİZMETİ SAĞLIYORUZ” E-dönüşüm alanında entegre ve anahtar teslim hizmet sunmaya odaklandıklarını ifade eden Sıcakkanlı, “Mevcutta Türkiye genelinde hizmet verdiğimiz 600’ü aşkın otelin yaklaşık

yüzde 50’si e-dönüşüm çözümlerimizi kullanıyor. Sağladığı avantajların kısa sürede anlaşılacağını ve yasal zorunluluk çerçevesi dışında kalan işletmelerin de sistemi kullanmaya başlayacağını düşünüyoruz. Bu yeni teknolojiyle birlikte Protel olarak, hizmet ettiğimiz sektörler itibariyle sunduğumuz çözümleri müşterinin ihtiyacına ve büyüklüğüne göre ölçekleyebiliyoruz. Yeni nesil cihazlarla birlikte, eski nesilde zorunlu olan bazı donanım ihtiyaçlarını tablet bazlı ürünlerle değiştirerek pazarımıza uygun fiyatlarla ürün sağlama imkanı yakaladık” dedi. “Ödeme Kaydedici Cihazlar ile birlikte, masada kesilecek hesaptan e-fatura sürecine kadar uçtan uca çözüm almanın önemli bir avantaj olduğuna inanıyoruz” diye konuşan Sıcakkanlı, teknik desteğin de Protel tarafından sağlanmasının, kullanıcı için tüm sistemin tek firma garantisi altında olması anlamına geldiğini ve operasyonun kesintiye uğramaması için büyük önem taşıdığını söyledi. 25 yılı aşkın bir süredir konuk ağırlama sektörüne hizmet verdiklerini anımsatan Murat Sıcakkanlı, “Bu sektörde yakaladığımız çözüm fırsatlarını özellikle gıda, giyim ve perakende sektörlerine de yayarak daha da genişletmek istiyoruz. Özellikle de bulut teknolojisiyle ve tablet bazlı çözümlerle değiştirerek rekabetçi bir fiyatla pazara sunmayı hedefliyoruz” dedi.


POS ve yazarkasalar akıllanıyor Vergi denetimleri kolaylaşıyor Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazlar Bilgilendirme Semineri, 21 Ocak 2016 Perşembe günü Holiday Inn Şişli Oteli’nde gerçekleşti. Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazlar ile şirket bilgilerinin banka kayıtları gibi doğrudan ilgili mali birimlere gönderilerek vergi denetimlerinin kolaylaştırılması planlanıyor.

R

estoran otomasyon sistemleri alanında öncü firmalardan Omni A.Ş. ile UFRAD’ın (Ulusal Franchising Derneği) işbirliği ile düzenlenen Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazlar Bilgilendirme Semineri’nde mevzuatla ilgili detaylar ve çözüm yolları konuşuldu. UFRAD Başkanı Dr. Mustafa Aydın, Omni Genel Müdürü Fırat Ertan, Profilo Genel Müdürü Tunç Sarıbay, Pavo Kurumsal Satış Direktörü Alper Uysaler’in konuşmacı olarak katıldığı seminerde sektörün önde gelen kuruluş temsilcileri bir araya geldi. AYDIN: “2017’DE 50 MİLYAR DOLARI AŞMAYI HEDEFLİYORUZ” Franchising sektörünün 200 bin kişi istihdam ile geçen yıl 43 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaştığını söyleyen UFRAD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mustafa Aydın, 2017 yılı hedeflerinin 50 milyar doları aşmak olduğunu ifade etti. Bu sektörde çalışanların teknolojik yeniliklere adapte olabildikleri sürece ayakta kalabileceklerini aksi halde yok olmaya mahkum olduklarını vurguladı. ERTAN: “MEVZUATA UYUMLU UZUN ÖMÜRLÜ ÇÖZÜMLER SUNUYORUZ” Omni A.Ş. Genel Müdürü Fırat Ertan seminerde yaptığı

konuşmada, restoranların ihtiyaçlarına yönelik özel tasarlanan POS sistemi ve arka ofis sistemleri için komple çözümler sunduklarını belirtti. Mevzuatla ilgili gelişmelere göre yeni nesil cihazların uyumlu hale getirilmesi ile ilgili çalışmalar hakkında bilgi verdi. Ayrıca Mini, Vario ve C Touch ürünlerinin Profilo ve Ingenico Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazlar ile entegrasyon çalışmalarını tamamladıklarını, yeni nesil geçişlerine hazır hale getirdiklerini ifade etti. Bu yıl yirminci yılını tamamlayan Omni A.Ş.’nin kuruluşundan beri POS sistemleri ve arka ofis sistemlerinde mevzuata uyumlu ve uzun ömürlü çözümlerle sektöre katkı sağlamaya devam ettiğini vurguladı. TÜRKİYE YENİ NESİL CİHAZLARIN UYGULAMASINDA ÖNCÜ ÜLKELER ARASINDA Seminerde Tunç Sarıbay ve Alper Uysaler, Türkiye’nin yeni nesil cihazlarda en son teknolojiyi yakalan öncü ülkelerin başında geldiğinin söyleyerek, yeni nesil teknolojilerle birlikte, gelir idaresine bilgilerin aktarılması, kazanç ve vergi denetimlerinin kontrolü daha sistemli olacağını vurguladılar. Yazarkasaların, şirketlerde banka kayıtları gibi, detaylı bilgileri düzenli olarak ilgili mali birimlere iletecekleri bilgisi de verildi.


restaurant 112 hotel & hi-tech

dekorasyon / söyleşi

Otel ve restoran tasarımlarına

iki kadın eli

‘Mot Contract hizmette’

Biri uzun yıllara dayanan mimari tecrübesiyle tasarlıyor, üretiyor; biri onları ustalıkla pazarlıyor, satıyor… Alanlarında uzman iki değerli ismin bu yılın başında kurduğu Mot Contract, otellere ve restoran tasarımlarına kadın gözüyle yepyeni bir soluk ve zarafet katmak için faaliyete başladı.

O

tellere ve restoranlara komple mobilya ve dekorasyon çözümleri sunmak üzere bu yılın başında kurulan Mot Contract, Ece Cun ve Duygu Türen ortaklığıyla hizmet vermeye başladı. İlk yıl için otel projeleriyle sistemini sağlamlaştırmak isteyen firmanın sektöre yönelik ürünlerini ve projelerini Mot Contract’ı yönetici ortaklarından Ece Cun ve Duygu Türen ile konuştuk. Mot Contract fikri nasıl doğdu? Firmanın kuruluşundan kısaca bahseder misiniz? Ece Cun: Mot Interior, aslında farklı bir yapıda iki senedir faaliyetini sürdüren bir şirket. Kurumsal iş hayatından

vazgeçtikten sonra yurt dışından çeşitli dekoratif ev aksesuarları getirmeye başladım. Halen bu ürünlerimizin çeşitli mağazalarda satışına devam ediyoruz. Mobilya/Dekorasyon sektörüne girdikten sonra tek elden farklı hizmetleri veren şirketlerin az olduğunu gördüm. Bu sektörde çok alanda faaliyet gösteren bir aileden geliyorum. Aile şirketlerinin sunduğu hizmetleri toparlayarak tek bir kontaktan sunulması gerektiğini düşündüm. Bu hizmetleri tamamlayacak şey de tasarım ve mimari destek verebilmekti. Duygu’nun biriktirdiği mimari tecrübesi çoğunlukla konut, otel ve mağazacılık üzerine. Böylelikle ikimiz Mot Contract macerasına başlamış olduk.


Mot Contract ile ağırlıklı hangi alanlara, bölgelere odaklanıyorsunuz? Otel ve restoran projelerini neye göre seçiyorsunuz? Otel, restoran gibi içinde yaşam olan her tür projeye komple bir hizmet vermek üzere yola çıktık. Komple hizmetten kastımız, mobilya, koltuk, döşemelik kumaş, perdelik kumaş ve duvar kağıdı üretimimiz ile birlikte ihtiyaç durumunda bunların nasıl bir araya geleceğini de sunmak. Özellikle küçük projelerde çok sık rastlanan bir durum iyi ürünlerin kötü bir şekilde bir araya gelmesi oluyor. Oda içindeki bütünlüğü sağlamak çok önemli. İlk sene için hedefimiz 100 odayı geçmeyen otel projeleriyle sistemimizi sağlamlaştırmak. Merdivenleri çifter çifter değil tek tek çıkmak istiyoruz. Mot Contract sektörde diğerlerinden hangi özellikleriyle ayrışacak, farklılığınızı nasıl ortaya koyacaksınız? Tedarik tarafında ürün kalitesi ve iletişim gücümüz bizi ön planda tutacaktır. Mot Contract ile odalarını yenileyen bir otel hiç bir tedarikçiyle ayrı ayrı ilgilenmek zorunda kalmaz. Müşteri sadece bizimle iletişime geçerek en kısa sürede tüm sorularına, taleplerine yanıt alabilir. Tüm üretim ağı aynı çatı altında olduğu için sorunları çözebilme gücümüz ve hızımız farkımız oluyor. Mimari tasarım tarafında ise güçlü bir birikime sahibiz. Bugüne kadar ürettiğimiz içinde bulunduğumuz projeler tarz olarak da işleyiş olarak da çok çeşitli. Birimizin tasarım kökenli, diğerimizin pazarlama kökenli olması da güzel bir denge oluşturuyor. Tüm bu birikimler farklı, dikkat çekici ve bütçeye uygun çözümler sunmayı mümkün kılıyor. Portföyünüzde yer alan contract ürünleriniz hangileridir? Bu ürünlerin teknik özellikleri nelerdir ve normal ürünlerden ayrılan üstünlükleri nelerdir? Projelere ürün olarak hareketli-hareketsiz mobilya, koltuk, duvar kağıdı, döşemelik kumaş, perdelik kumaş ürünlerini kendi bünyemizden sağlıyoruz. Tamamlayıcı öğeleri gerektiğinde projeye dışardan ekliyoruz. Mobilya olarak genel çalışma alanımız ahşap kaplama yemek ve yatak odası üzerine, aynı üretim bandından projelerin talebine göre farklı malzeme seçenekleri de sunabiliyoruz. Koltuk partnerimiz hali hazırda Türkiye’nin önde gelen markalarına sürekli üretim yapmakta, geçen sene Türk Hava Yolları Sabiha Gökçen CIP Lounge’unun koltukları bizim hattımızda üretildi. Projelere özel modeller üretebilme imkanımız oluyor. Döşemelik ve perdelik kumaşlarda projeler için geniş kullanım alanı ve daha uzun ömürlü ürünler sunmaya çalışıyoruz. Kumaş dokunurken ipliğe özel uygulama ile üretilen AquaClean markasının Türkiye temsilciliğini yürütüyoruz. Özel projelerde, lekelerin sadece su ile kolayca temizlenebilmesi ve kullanım ile bu özelliğini kaybolmaması önem taşıyor. Duvar Kağıdı markamızın lansmanını bu sene Frankfurt HeimTextil fuarında gerçekleştirdik. Projelere sunduğumuz çok geniş desen katalogumuz var. Non-woven olarak %100 kağıt ve vinil kaplama olmak üzere iki kalitede üretim gerçekleştiriyoruz,

baskıda kullandığımız boya Amerika Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) onaylı, yenilebilir derecede zararsız bir boya. Bizim katalogumuzdan desen seçimi yapılabileceği gibi istenen her türlü desen ve görseli hem duvar kağıdı hem de kumaş olarak üretebiliyoruz. Çok yeni bir firmasınız. Mot Contract’ın otel ve restoranlar için üretim, satış, pazarlama hedefleri neler? Sektöre dönük üretimlerinizi, ürün gamınızı detaylı olarak anlatarak, horeca pazarından beklentilerinizi, 2016 yılına dönük projelerinizden söz eder misiniz? Mot Contract olarak yeni bir firmayız, ancak partner firmalarımız halihazırda büyük hacimlerde iş yapan firmalar. Bu sebeple, yeni bir firmaya göre müşteri ağı anlamında çok şanslıyız. Horeca sektörüne özel tüm yapabildiklerimizi net olarak anlatan ve mimarların el atında bulundurmak isteyeceği şekilde kullanışlı bir katalog çalışmamız var. Yılın ilk yarısında mimarlık ofislerine bu kataloglarımızın dağıtımını ve kendi tanıtımımızı yapıyor olacağız. Pazarlamada doğru anda doğru noktada ürünlerinizin bulunması en önemli konu. Lansmanımızı Antalya Otel Ekipmanları Fuarı’nda yaptık, 2016 içinde Dubai ve Katar fuarlarında da katılımcı olarak yer almayı planlıyoruz. Piyasa işlerinden farklılaşmak isteyen tüm otel ve restoran projelerinin ürün ve tasarım partneri olmayı hedefliyoruz. Firmanızın tasarım algısını nasıl anlatırsınız? Duygu Türen: Çok farklı tarzlarda üretim potansiyeline sahip olduğumuz için tasarımsal gücümüz de çok yüksek. Mimarlıkta hangi tarz talep ile karşılaşacağınız belli olmaz. Ayrıca farklı tarzlardaki ürünlerin üretimini yapabildiğimiz ve tedariğini sağlayabildiğimiz için tasarım ve ürün yelpazemizi sınırlandırmak istemiyoruz. Ancak bir tercih yaparsak, modern tasarım alanında daha kuvvetli olduğumuzu söyleyebiliriz. Türkiye’de mobilya, tasarım, dekorasyon, iç mimari algısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu yönüyle firmanız sektöre neler katacak? Ülkemizde inşaat sektörü gelişmeye devam ediyor. Her gün yeni bir inşaata başlanıyor. AVM, toplu konut, mağaza, ofis, otel ve restoran projelerinin sayıları gün geçtikçe artıyor. Artık değişen yaşam biçimi sebebiyle insanların daha az mobilya ve alan, daha çok teknolojik ürün ve zamana ihtiyacı var. Maliyetler de buna göre şekilleniyor. Bu sebeple 5-10 senedir ağırlıklı olarak minimal çözümlü projeler üretiliyor. Projenin tarzına (klasik, modern, art deco, oryantalist, iskandinav vb.) göre, ürünlerimizden çözüm üretebildiğimiz gibi, istenildiği takdirde büyük ölçekli projelerden, küçük detay çizimlerine her ölçekte ve tarzda tasarım ve çizim hizmeti de sağlayabiliyoruz. Tasarımı yaparken işin bütçesini de göz önünde bulundurabiliyoruz ve müşteriyi bu konuda doğru yönlendirebiliyoruz. Bu anlamda ne sadece bu işin ticaretini yapan ne de sadece tasarım çözümüyle ilerleyen bir firma olmamız sektörde fark oluşturmamızı sağlayacaktır.


restaurant 114 hotel & hi-tech

dekorasyon

İç dizaynda online anahtar teslim hizmet

“marketim burada”

2009 yılından bugüne büyümesini sürdüren Platin Grup, “marketim burada” tescilli markasıyla otel ve restoranlara anahtar teslim iç dizayn hizmeti veriyor.

2009 yılından bugüne iç dizayn çalışmalarıyla büyümesini sürdüren Platin Grup, “marketim burada” tescilli markasıyla otel ve restoranlara proje imalat montaj sistemiyle raf sistemlerinden demir aksamı, reklam tabela işinden elektronik grup işleri ve ekipmanları satış pazarlama sistemine kadar geniş yelpazede anahtar teslim hizmet veriyor. YURT İÇİ VE YURT DIŞI ONLINE SATIŞ AĞI Türkiye’nin prestijli e-ticaret sitelerinden olan “marktimburada” web adresi üzerinden market ve mağaza ekipmanları satışını gerçekleştiren Platin Grup, kendi bünyesinden ve üretici firmalardan Türkiye ve yurt dışı

(Azerbaycan, Türkmenistan, Kıbrıs, İran, Almanya, Irak) gibi ülkelere satış yapıyor. İMALATI SERİK CADDESİ’NDE YAPIYOR İlk bayisini Erzurum’a veren firma, Antalya merkezde Şarampol Caddesi’ndeki showroom’unun yanı sıra 2015 Ağustos ayı itibari ile Serik Caddesi Aksu’da imalat çalışmalarını da başlattı. 2100 metrekarelik 3 katlı iş merkeziyle kapasitesini daha da artıran firma, 900 metrekare kapalı alanda, imalatta kullanılmak üzere makine ve ekipman takviyesi yaparak ahşap ve demir atölyesini de güçlendirdi.



restaurant 116 hotel & hi-tech

fuar

IBATECH 2016 Nisan için gün sayıyor

Ekmek, dondurma ve çikolatada bölgesinde rakipsiz; fırıncılıkta son teknolojiler İstanbul IBATECH 2016, 14 - 17 Nisan tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek.

B

ölgesinin tek ve kapsamlı, fırıncılık teknolojileri fuarı; Messe Stuttgart Ares Fuarcılık tarafından düzenlenen IBATECH 2016, 14 - 17 Nisan tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek. EKMADER Ekmek ve Unlu Mamül Makinaları Sanayicileri Derneği, GIDAKAT Gıda Katkı ve Yardımcı Madde Sanayicileri Derneği tarafından desteklenen fuarda 4 kıtadan 20 ülke firmalarının katılımı hedefleniyor. Ekmek, pasta, unlu mamuller, dondurma ve çikolata endüstrisinin son yeniliklerinin yer alacağı fuara şu ana kadar 250’nin üzerinde firmanın katılımı gerçekleşmiş olup, her yıl artan hall sayısı ile bu yıl 50.000m²’lik alanda geçmiş yıllardaki katılımcı firmaların dışında, yeni katılan firmaların sayısının artması amaçlanıyor. BU YIL ALMAN MİLLİ DA KATILILACAK Şu ana kadar Almanya, İtalya, Fransa, Yunanistan, Belçika, İsviçre, Japonya, Hollanda, Çin, İspanya, İran, Romanya, Ukrayna, Bulgaristan ve Lübnan’dan 30’un üzerinde firmanın doğrudan katıldığı fuara bu yıl ilk olarak Alman Milli Katılımı da bekleniyor. 4. YÖRESEL LEZZETLER BULUŞMASI IBATECH’TE TAŞPAKON Tüm Aşçılar ve Pastacılar Konfederasyonu’nun

düzenlediği klasikleşmiş 4. Yöresel Lezzetler Buluşması ile fuara farklı bir lezzet katacak. Doğu Anadolu, İç Anadolu, Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinin unlu mamul ve ekmek çeşitleri üretilecek, sunumları yapılacak. IBATECH ayrıca bu yıl; Euro-Toques Avrupa Aşçılar Birliği Türkiye Şubesi işbirliği ile düzenlenecek olan etkinlik Engelsiz Dünya Platformu Türkiye olarak bir sosyal sorumluluk projesine de imza atıyor.



restaurant 118 hotel & hi-tech

fuar

Anfaş Fuarı’nın en çok konuşulan markası

Öztiryakiler Anfaş Fuarı’nda hem ürünlerini sergileyen hem de geleceğin şefleri için buluşma ve yarışma ortamı sağlayan Öztiryakiler, sektöre olan katkılarıyla büyük beğeni topladı.

1

3 Ocak – 16 Ocak tarihleri arasında yapılan 27. ANFAŞ Hotel Equipment Uluslararası Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları İhtisas Fuarı’nda yer alan standında endüstriyel mutfaklar için sunduğu geniş ürün gamından örnekler sergileyen firmanın en çok ilgi gören ürünü işletmeler için enerji sarfiyatını minimize eden monoblok buzdolapları oldu. Pişiriciler, konveksiyonlu fırınlar, bulaşık makineleri, mikserler gibi profesyonel mutfakların vazgeçilmezi olan onlarca ürününü sektör profesyonellerine sunma imkanı bulan firmanın standı fuar süresinde yoğun ilgi gördü. ŞEFLERİN YANINDA Yurt içi ve yurt dışından binlerce şefin buluşma noktası olan ve bu yıl da mutfakları Öztiryakiler tarafından kurulan 8. Uluslararası Altınkep Aşçı Yarışması, renkli görüntülere sahne oldu. Firma, 14 turizm ve otelcilik lisesi, 26 üniversite olmak üzere yerli yabancı yüzlerce yarışmacının hünerlerini sergiledikleri 24 mutfak istasyonunu alana kurdu. Tezgahları başında birbirinden lezzetli yemeklerini hazırlayan ve seçkin bir jüri tarafından değerlendirilen şeflere tezgahın diğer tarafındaki destekçileri ise tezahüratlarla moral verdi. Finalde Öztiryakiler tarafından dereceye girenlere ödülleri verildi. Törende hazır bulunan Öztiryakiler A.Ş. Pazarlama ve Satış Koordinatörü Hakan Ceylani ve Öztiryakiler Akdeniz Bölge Müdürü M. Tufan Gürel yaptıkları açıklamada şeflerin

paylaşımda bulunmasına katkı sağlayan ve turizme destek olan bu ve benzeri faaliyetlerde yer almaktan memnuniyet duyduklarını ifade ettiler. TAHSİN ÖZTİRYAKİ YEMEK PİŞİRDİ Ayrıca Öztiryakiler tarafından kurulan show mutfağında 3 gün boyunca farklı tatları yöresel sunumlarla izleyicilerle buluşturan profesyonel şefler, gıda seçimi ve pişirme yöntemlerine ilişkin küçük tüyolar da paylaştılar. Öztiryakiler Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tahsin Öztiryaki’nin de pişirme showuna katıldığı organizasyon, keyifli söyleşilerin yapıldığı görsel bir sunuma dönüştü. ÖZTİRYAKİ: “KÖTÜ EKİPMAN BAŞARIYA GÖLGE DÜŞÜRÜR” Programda şeflerle bir arada, aynı önlüğü giyerek yer almaktan mutlu olduğunu belirten Öztiryaki, “Bir aşçı ne kadar başarılı olursa olsun eğer ekipmanları iyi değilse başarısına gölge düşecektir. Biz bunun ağırlığını taşıyarak Altın Kep’e ve yurdumuzun birçok yerinde düzenlenen aşçılık festivallerine destek oluyoruz. Başarısı ve becerileri her geçen katlanan aşçılarımızın imkanlar ölçüsünde her zaman destekçisi olacağız. Aşçılarımızın başarılarına katkı sağlamak için onlardan gelen geribildirimlere değer vermeye, Ar-Ge faaliyetlerimiz için sürekli yatırım yapmaya ve yerli üretimi desteklemeye devam edeceğiz.” dedi.


Türkiye’nin en kapsamlı gıda ve içecek fuarı açılıyor Anfaş Food Product, 10 – 13 Şubat 2016 tarihleri arasında Antalya Expo Center’da büyük bir katılımla gerçekleşecek.

H

er geçen yıl yükselen bir grafikle Anadolu, Avrupa ve Ortadoğu ülkelerindeki Oteller, Restoranlar, FastFoodlar, Barlar, Kafeteryalar, Pastane Zincirleri, Süper Marketler, Gıda Toptancıları, Üniversiteler, Okul Kantinleri, Resmi Kurumlar, Hastaneler, Yurtlar, Orduevleri, Öğretmenevleri, Vilayetevleri, Hakimevleri, Yemek Fabrikaları ve Tüm Yiyecek İçecek Profesyonellerinin iş bağlantıları kurmak için öncelikle tercih ettikleri uluslararası ihtisas fuarı Anfaş Food Product’a Almanya, Azerbaycan, Brezilya, Bulgaristan, Çin Halk Cumhuriyeti, Fransa, Gürcistan, Hollanda, Irak, İngiltere, İran, ABD, İtalya, Japonya, Katar, Kazakistan, KKTC, Kosova, Makedonya, Malezya, Mısır, Moldova, Pakistan, Romanya, Suudi Arabistan, Ürdün olmak üzere toplam 26 ülke, Ekonomi Bakanlığı tarafından alım heyetleri ülkeleri olarak fuarı ziyaret edecekler. Food Product’ın yaklaşık 45.000 sektör profesyonelini ağırlaması bekleniyor. KONUK ÜLKE, MALEZYA Yaklaşık 2500 markanın profesyonellere sunulacağı 23. Uluslararası Anfaş Food Product, bu yıl konuk ülke davet ederek bir ilke imza atıyor. Bu programla ülkeler arasındaki ticaret hacmini güçlendirmeyi amaçlayan Anfaş, konuk ülke olarak da Malezya’yı ağırlayacak. Fuara Malezyalı işadamlarının ve seçkin firmalarının katılması bekleniyor. Fuarda, Malezyalı firmalar ile ziyaretçiler arasında özel ikili iş görüşmeleri gerçekleştirecek. Ayrıca Malezyalı profesyonellerin de ziyaretçi olarak fuara gelmesi ve Türk firmalardan alım yapmaları amacıyla bir çalışma yürütülüyor. Bu görüşmelerde ise Türk ve Malezyalı firmalar arasındaki ticaret hacminin gelişmesi bekleniyor. Malezya’nın fuara katılması, 20 Şubat 2015 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Malezya Hükümeti Arasında imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması açısından büyük önem taşıyor. ÜLKELER STANTLARINA YOĞUN İLGİ Anfaş Food Product 2016 fuarında Libya ülke standı, Litvanya,

Moldova, Rusya, Etopya gibi ülkeler kendi firmalarının ürünlerini sergileyecekleri stantlarda çeşitli aktiviteler de düzenleyecek. Ürünlerini profesyonel ziyaretçilere tanıtacak olan ülke stantlarında Türkiye’den yeni iş birliklerine imza atmaları hedefleniyor. Almanya, Avusturya ve Hollanda Müstakil İşadamları Derneği (MÜSİAD) heyeti her türlü gıda maddesiyle ilgili bağlantı kurmak amacıyla fuarı ziyaret edecekler. İran heyeti ise süt ve süt ürünleri ile ilgili pazar araştırması yapmak üzere Anfaş Food Product ‘ı ziyaret edecek. Balkan ülkelerinden oluşan 60 kişilik heyet ve Irak heyeti de ikili görüşmelere girecekler. KKTC Restorancılar Birliği heyeti de fuarı ziyaret edecek gruplardan. BAKLİYATTAN HEYKELLER YAPILACAK Yine fuarda Türkiye Aşçılar Federasyonu (TAFED), Akdeniz Aşçılar Birliği ve Manavgat Aşçılar Derneği, geleneksel hale getirdiği ‘Bakliyatlı Ürünler ile 7 Bölge Lezzet Günleri’ni düzenleyecek. Birleşmiş Milletlerin 2016 yılını “Bakliyat Yılı” ilan etmesi dolayısıyla düzenlenen etkinlikte Türk mutfağından ve modern mutfaktan minimal tadımlıklar, yarışmalar gerçekleşecek ve görsel sanatlar da heykellerle görsel şov sahneleyecek. TÜRK BAKLİYATI DÜNYAYA TANITILACAK 7 bölgeden Türk Mutfağı Lezzetleri Etkinliği, Türk Bakliyatı’nın dünyaya tanıtılması ve yeni pazarların oluşturulması bakımından büyük önem taşıyan organizasyon etkinlikleri ise şöyle: Bakliyatlı ürünlerin öne çıkarılacağı yemek yarışması düzenlenecek. 7 farklı Bölgemizden seçilerek, Türk Mutfağının en seçkin bakliyatlı ürünlerin tanıtılacağı toplantılar organize edilecek. Mutfak sanatının görsel güzelliklerini sergilediği, yağ grubu çalışmaları kapsamında hamur işlerinin sergileneceği stantlar oluşturulacak. Alan araştırmacılarının vereceği seminer TV, medya kuruluşlarının temsilcilerinin katılacağı panel gerçekleşecek. Çikolata show, çikolata ve sebze dekor sergisi ile mutfak sanatının güzel örnekleri de özel showlarla sunulacak.


restaurant 120 hotel & hi-tech

fuar

Galeri Kristal’den fuarlara modern görsel efekt etkisi Antalya Expo Center’da düzenlenen “Uluslararası Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları İhtisas Fuarı”nı başarıyla tamamlayan Galeri Kristal, 2016 sezonunda da trend olma iddiasında!


D

aimi bir yenilenmenin ve dinamizmin ürün gamında izlendiği Galeri Kristal; elit, elegant, trend ve konsept geliştirici ürünleriyle tanınıyor. Bu doğrultuda her yıl katılım gösterdiği “Uluslararası Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları İhtisas Fuarı”nda sektör profesyonellerini ağırlamaktan son derece memnuniyet duyuyor. Katılım gösterdiği fuarda, ürün odaklı modern standına gösterilen yoğun ilgi, Galeri Kristal’in “yenilikçilik” misyonunu her defasında en yüksek seviyeye çıkartıyor. Bu da; Galeri Kristal Genel Müdürü Timur Ogan’ın daima altını çizdiği şekliyle, tedarikçi bir firma olarak sürekli yeni kalmak için “araştırmacı ve takipçi” bir disiplinle çalıştıklarının göstergesi oluyor. Turizm sektörünün satın alımlarında yatırımcısına proaktif bir yaklaşım sergileyen firma, ürün segmentini fiyat bazında oldukça geniş aralıklarda tutmasıyla, yatırımcılarına ekonomik anlamda da destek oluyor. Dünyanın en lüks konsept geliştirici ürünlerinden pişirme ekipmanlarına, açık büfe sunum aksesuarlarından dekorasyon öğelerine kadar her ürün Galeri Kristal kalitesi ve güveniyle sergileniyor. TASARIM DEĞERİ YÜKSEK, ESTETİK, MODERN, İŞLEVSEL ÜRÜNLER Genel Müdür Timur Ogan, turizm sektörünün ihtiyaç duyduğu her segmentten ürünü sezon koleksiyonuna aldıklarını ve dünya ile eş zamanlı hareket ettiklerini bildiriyor. Katılım gösterdikleri fuarlarda bu duruşu sergileme imkanı bulduklarını, sektör trendlerinde de belirleyici bir rol üstlendiklerini aktarıyor. SOFRALARIN EN DEĞERLİ YILDIZLARI SERGİLENDİ Sektör olarak yüksek tercih edilirlik oranına sahip Galeri Kristal, satışını gerçekleştirdiği dünyaca ünlü markaların en yeni tasarımları ve inovatif ürünleriyle dikkat çekerken, yemeiçme odaklı konseptlerde “fark yaratmak” iddiasına da karşılık veriyor. Öyle ki bugüne kadar showroom raflarında görülmeyen en yeniler bu fuarda görücüye çıkartılırken, mutfak şeflerine pişirme anında kolaylık sağlayacak, sunumlarına zarafet katacak ürünlerle de destek olunuyor.

ALTIN KEP AŞÇILAR YARIŞMASI’NIN ÜRÜNLERİ, GALERİ KRİSTAL’DEN Fuar sürecinde gerçekleştirilen ve Türkiye Aşçılar Federasyonu Antalya Mutfak Şefleri Birliği Derneği ve ANFAŞ iş birliğiyle gerçekleştirilen “Türkiye VIII. Altın Kep Aşçılar Yarışması”na ürün tedariği sunan firma, ürünlerin birebir deneyimlenmesi sağlıyor. Böylece hem ergonomik, fonksiyonel, elit ve hijyenik ürün tanımları için eşsiz bir deneyim platformu kurulmuş oluyor hem de ürünlerin birebir deneyimlenmesiyle oldukça etkili bir pazarlama süreci yaratıyor.. Galeri Kristal’in bu desteği, turizm sektörünün kaliteli hizmet algısında çıtayı yükselten etkinliklerden bir olarak da değerlendiriliyor.


restaurant 122 hotel & hi-tech

fuar

odasıyla turizmcileri büyüledi

Turizmin başkenti kabul edilen Antalya’da bu yıl 27. si gerçekleşen Hotel Equipment Fuar alanı içerisinde düzenlenen Hotel Design Show’da 10 içmimar, 10 otel odası ile turizmcileri büyüledi…

T

urizmin başkenti kabul edilen Antalya’da bu yıl 27. si gerçekleşen Hotel Equipment Fuar alanı içerisinde Antalya ve Türkiye’de ilki düzenlenen Hotel Design Show, turizm içmimarisi konusunda ünlenen 10 içmimarlık ofisini, her biri özgün tasarımlardan oluşan 10 farklı otel odası projesiyle ağırladı. Projem dergisi ve Anfaş’ın organizasyonuyla düzenlenen ‘çiçek’ temalı etkinliğe turizmcilerin ve sektör profesyonellerinin ilgisi yoğun oldu. ÜNLÜ İÇMİMARLIK OFİSLERİNE ÖZEL DAVET GÖNDERİLDİ Turizm içmimarisinde ünlenen ve yaptığı işlerle başta Antalya ve diğer iller olmak üzere Türkiye geneline yayılan çoğu zaman da uluslararası işlere imza atan içmimarlık firmalarına özel davetler gönderildi. Davet edilen 10 içmimarlık firması, daha önce hiçbir yerde uygulanmamış tamamen özgün tasarımlardan oluşan otel odası tasarımlarını uygulamasını başarı ile gerçekleştirdi. 4 gün süren Hotel Equipment Fuarı içerisinde Hotel Design Show katılımcılarının projeleri, yurt dışı tasarım fuarlarını aratmayacak nitelikte gerçekleşti. HER YIL YENİ BİR TEMA Her yıl yeni bir tema ile sürdürülecek olan Hotel Design Show organizasyonunu başarı ile gerçekleştiren Anfaş Fuarcılık ve Projem dergisi projenin başından itibaren İçmimar Burak Akay

10

içmimar otel

önderliğinde otel odalarında ve iç mekanlarında tasarımın ne kadar önemli olduğunu gözler önüne serdi. Uygulamalarda kullanılan yeni malzemeler ise ziyaretçi ve yatırımcıların ilgisini çekti. Etkinlik, Antalya’da fuar turizmine de farklı bir açı kazandırmış ve profesyonellerin tasarımlarıyla yeni trendlere dikkat çekilmesi sağlandı. Fuar katılımcıları ve ziyaretçilerine 4 gün boyunca gerçek bir tasarım şovu yaşatan Hotel Design Show içmimarları Anfaş Fuar Direktörü Arzu Yüngül ve Projem dergisi yayın Koordinatörü Müzeyyen Taşçı tarafından özel bir plaketle ödüllendirildi. KATILIMCI OFİSLER Mısırlıoğlu Mimarlık / İçmimar Cüneyt Darı Tuba Soner Design Office / Y. Mimar Tuba Soner Yeşim Karaca Interiors Works / İçmimar Yeşim Karaca Dual Interiors / İçmimar Mehmet Adsız Detay İç Mimarlık / İçmimar İlker Biner Ceos Group / Artus Design / Mimar Cemil Soyak Mimoza Mimarlık / İçmimar Buket Şanlılar Özcan Picco Architecture / İçmimar Ayça Verkaya Humay In. De. Co. / İçmimar Y. Burak Akay Dipteck / Endüstri Tasarımcısı / Atakan Horasan



restaurant 124 hotel & hi-tech

fuar

İSMOB

ihracat hedefinde 750 milyon doları cebe koydu İSMOB, Türkiye mobilya sektörü adına konulan 3 milyar dolarlık ihracat hedefinin yüzde 25’i olan 750 milyon dolarını gerçekleştiren başarılı organizasyonlardan biri oldu…

T

ürkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) ile TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. işbirliğiyle düzenlenen 12. İstanbul Mobilya Fuarı (İSMOB 2016), Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin de katılımıyla 12 Ocak Salı günü TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşti. 2016’nın ilk fuarı olma özelliğini de taşıyan İSMOB, Türkiye mobilya sektörü adına konulan 3 milyar dolarlık ihracat hedefinin yüzde 25’i olan 750 milyon dolarını gerçekleştirilen başarılı organizasyonla karşılamış oldu. 132.476 ZİYARETÇİ SAYISINA ULAŞTI Bu yıl yeni adresini TÜYAP olarak belirleyen 12. İstanbul Mobilya Fuarı-İSMOB 2016, açık kaldığı altı gün boyunca 30.100 yabancı olmak üzere toplamda 132.476 ziyaretçiyi ağırlayarak hedeflediği ziyaretçi sayısının üzerine çıkarak rekor kırdı. Avrupa’dan Asya’ya, Ortadoğu’dan Afrika’ya geniş coğrafyadaki mobilya profesyonellerini bir araya getiren mobilya fuarı; Gürcistan, Makedonya, Rusya, Moldova, Tunus, Arnavutluk, Kosova, Sırbistan, İtalya, İspanya, Fas, ABD, Angola, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bulgaristan, Cezayir, Fransa, Gana, Güney Afrika, Hollanda, İran, Irak, Tacikistan, Almanya, Türkmenistan, İngiltere, Kenya, Libya, Lübnan, Mısır, Nijerya, Romanya, Suudi Arabistan, Ürdün, Hindistan ve Yunanistan olmak üzere 37 ülkenin alım heyetlerinin katılımlarıyla gerçekleşti.

TÜRK MOBİLYA SEKTÖRÜNÜN PROFESYONEL ÜRÜNLERİ SERGİLENDİ TÜYAP’ta 120.000 metrekare sergi alanında ve 14 salonda katılımcı ve ziyaretçilerini ağırlayan İSMOB 2016, yaklaşık 200 ülkeye ihracat yapan Türk mobilya sektörünün en profesyonel ürün ve örneklerini sergiledi. Fuarda mobilyada çığır açan inovatif çalışmalarla adından söz ettiren Türk mobilya markaları, Türkiye’de markalı mobilya sektörünün her yıl geçtiğimiz yıllara oranla üzerine koyarak geliştiğini de kanıtlamış oldu. Teknolojik koltuklardan, terletmeyen ve kendi kendini temizleyen yataklara; vücut ergonomisi için özel üretilen oturma gruplarından, çocuklar için üretilen temalı yatak odalarına kadar her bir ürün fuarda göz kamaştırdı. Aylar öncesinden rezervasyonların yapıldığı ve stantların tükendiği İstanbul Mobilya Fuarı-İSMOB’un 13. organizasyonunun gelecek yılki adresi yine TÜYAP olacak ve önümüzdeki yıl 10-15 Ocak 2017 tarihleri arasında gerçekleştirilecek.



restaurant 126 hotel & hi-tech

ürünler

Graniser Seramik trend ürünleriyle Unicera’da Ürünleri dünya çapında beğeni kazanan Graniser Seramik, 23-27 Şubat 2016 tarihleri arasında düzenlenecek 28. Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı Unicera’da dünya vitrinine çıkıyor. Mevcut ürünlerinin yanı sıra fuarda yeni serilerini de sergileyecek olan Graniser Seramik, özgün koleksiyonlarını sektör profesyonelleri ve fuar ziyaretçilerinin beğenisine sunacak. Graniser Seramik’in üretiminin %60’ını ihracata yönelik gerçekleştirdiği ve 60’ı aşkın ülkeye aktif olarak ihracat yaptıklarını ifade eden Graniser Seramik Genel Müdürü Erol Hacıoğlu, 2016 yılının ikinci yarısında devreye almayı planladıkları 2,8 milyon metrekarelik sırlı porselen yatırımıyla %65-70’i ihracata yönelik ürünler üreterek ihracat rakamını 63-65 milyon dolar seviyelerine çıkarmayı planladıklarını ifade etti.

Hareket halindeki ofis ‘Regus Express’ Dünya çapında 106 ülkede, 900 şehirde yer alan 2 bin 600 merkezinde hazır ofis sistemleri sunan Regus, Regus Express adı verilen yeni bir konseptin öncüsü oldu. Konsepti ilk olarak Avrupa’da business lounge’larda uygulamaya başlayan firma, İngiltere ile havaalanlarında ilk defa uygulamaya başladı. Globalleşen dünyada sınırların kalkması ile birlikte iş yapış süreçleri, çalışma şekilleri ve insanların ofis taleplerinin de değiştiğini belirten Regus Türkiye Ülke Müdürü Hakan Atalay, “İnsanların yoğun iş tempoları içinde tren istasyonları, otoyol servis istasyonları, havaalanları ve alışveriş merkezlerinde çalışma istekleri Regus Express konseptinin doğmasını sağladı. Alışveriş merkezlerine kurulan ofis alanları ile kütüphaneler tren istasyonları, havalimanları, büyük otoyol dinlenme tesisleri, benzin istasyonları, üniversiteler ve hareket halindeyken işinizden uzak kalmayın.” diyor.

Tek teknoloji ile tasarım ve ses kalitesi bir arada Genel mekanlarda akustik düzenlemeye yardımcı olan ses panelleri ‘Snowsound’, tasarımı ve ses kalitesini tek bir üründe buluşturuyor. Geometrik formları ve renk alternatifleri ile modern dekorasyona tam uyum sağlayan paneller, gürültü kalabalığını engelleyerek ses akustiğini düzenliyor. Tek teknolojiyle birçok çözüm sunan Snowsound, Türkiye’de sadece Addo Furniture’da kullanıcısı ile buluşuyor. Tasarımın gücünü yansıttığı ofis mobilyaları ve aksesuar ürünleri ile öne çıkan Addo Furniture, görsel olarak mekanlarda özgün alanlar oluşturmasının yanında akustik ortamı optimize eden Snowsound ile dekorasyonunu tamamlıyor.

Victorinox’tan mutfaklara renkli bıçaklar Türkiye’deki distribütörlüğü Eyüboğlu’na ait Victorinox, özellikle canlı renk seçenekleriyle mutfaklara da ayrı bir hava veriyor. İsviçre’deki fabrikalarda özel ısıl işlem tekniklerinden geçen Victorinox bıçakları kaliteli birinci sınıf paslanmaz çelikten üretiliyor. Tüketiciye rahat bir kullanım vadeden Victorinox mutfak bıçakları, aynı zamanda kesim kalitesindeki mükemmelliğini de ürünlerine taşıyor. Kullanım koşullarının dikkate alınması durumunda ömür boyu paslanmaz çelik garantisi bulunan Victorinox bıçakları; konforlu, rahat ve hızlı kesmenin verdiği pratiklikle yemek yapmayı kolaylaştırıyor.



restaurant 128 hotel & hi-tech

ürünler

Dünyanın ilk taşınabilir espresso makinesi

Handpresso Kahve tutkunları için tasarlanan dünyanın ilk taşınabilir espresso makinesi Handpresso, istenilen her yerde her an lezzetli bir kahve deneyimi yaşatmak için üretildi. Yedi farklı uluslararası dizayn ödülünün sahibi Handpresso’nun kullanımı çok kolay. Sade ve kompakt bir tasarıma sahip. Lezzetli bir espresso için tek yapılması gereken, dahili pompası ile 16 bar basınç sağlayıp önceden termosuna koyduğunuz sıcak suyu eklemek. Çevre dostu tasarım pile ya da elektriğe ihtiyaç duymuyor ve istediğiniz her yerde kahve keyfi yapmaya olanak tanıyor.

Yine

çevreci teknolojik

Ideal Standard, geliştirdiği yeni teknolojilerle çevreye duyarlı çözümler üretmeye devam ediyor. Blue Responsibility çerçevesinde geliştirdiği teknoloji ve ürünlerle su ve enerji tasarrufu sağlayarak doğal kaynakların korunmasına ve kullanıcıların daha sağlıklı bir yaşam alanına sahip olmalarına katkıda bulunan Ideal Standard, Click teknoloji ile %50’ye varan su ve enerji tasarrufu sağlıyor. “BlueStart” teknolojisi ile batarya kolu orta konumda iken sadece soğuk su sağlayarak su ve enerji dolayısıyla da para tasarrufu sağlıyor ve çevreye duyarlı olmasının yanı sıra tüketicilerin bütçelerine de destek oluyor.

Doğadan aldığı ilhamla yaşam alanlarına fark katıyor Ürünleri ile sektörün dikkat çeken firması olmayı sürdüren Seramiksan, geniş ürün yelpazesinden Pamukkale Serisi ile doğadan aldığı ilhamı yaşam alanlarına taşıyor. Göz alıcı karolarla iç ve dış mekanlara uygun olarak üretilen Pamukkale Serisi restoran ve mağaza gibi yaya trafiğine daha fazla maruz kalan zeminler için kullanılabiliyor. Sırlı porselen ve mat olarak üretilen Pamukkale Serisi 60x60 cm ebatında beyaz ve dijital baskı teknolojisi ile motif desenli olarak üretiliyor.

TP-LINK’in yeni çok fonksiyonlu cep router’ı TL-WR810N TP-LINK, sık seyahat edenler için çok fonksiyonlu bir ağ ürünü olan TL-WR810N’i satışa sunuyor. Küçük boyutuyla her yere rahat taşınan ürün kablosuz yönlendirici (router), sinyal artırıcı, erişim noktası gibi farklı modlarıyla tam bir seyahat dostu ürün. 300Mbps kablosuz hıza sahip olan TL-WR810N küçük ve rahat taşınan bir boyuta sahip (85 x 75 x 28 mm). Kablosuz ağ konusunda gereken hemen hemen tüm ihtiyaçları karşılayabilen ürün, her yere taşınabildiği için özellikle seyahat edenler, sık yer değiştiren öğrenciler için ideal bir ağ ürünü. Birden fazla kullanım modu olan ürün sadece seyahatlerde değil, ev içi kullanım için de uygun.



hijyen, ekonomik ve güveninirlik...

NEO SYSTEM 2GW41

HOBART PREMAX FP 2013

NEO SYSTEM NSP80

NEO SYSTEM NSK03

NEO SYSTEM NS23

T. 0212 221 2620 F. 0212 222 5465 www.s2000.com.tr - info@s2000.com.tr Gürsel Mah. Şevketpaşa Cad.No: 20/2 80270 (Çağlayan Kavşağı) Kağıthane - İstanbul

HOBART PROFI FTNI


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.