Hotel Restaurant Magazine Kasim'13

Page 1








içindekiler

36 antre 08 Sektörden kısa haberler

gündem 20 Turizmciler, “kültür”ün sektöre katkılarını tartıştı 22 Turizmdeki gelişme otel satışlarını artırdı 24 İstanbul’un dijital platformu “howtoistanbul” yayında

46 34 Türklerin Balkanlara ilgisi yükseliyor! 36 Belek, golfün yıldızlarını ağırladı 38 “En İyi Açılış Ödülü”, Wyndham İstanbul Petek’in oldu

yeni yatırımlar 40 İstanbul’un en lüks oteli, Park Bosphorus İstanbul açıldı

26 Marmaris Turizm Tarihi görüşmeleri yapıldı

42 The Ritz-Carlton, Hindistan’daki ilk otelini açıyor

28 Alternatif Konaklama Derneği Başkanı Mehmet Ülkü: Alternatif konaklama öğrenci evleri ile karıştırılamamalı

44 Rescate Otel’de “Başbakanlı” açılış gerçekleşti

30 Turizmdeki rekabeti, ‘kalifiye personeli’ olan kazanacak 32 İstanbul için 10 Alternatif Tur Rotası belirlendi

46 Başbakan’dan Elite World Van açılışı 48 Armada Pera, resmen açıldı 50 İhlas Kuzuluk Termal Otel yenilendi

www.hotelrestaurantmagazine.com

70 yeni projeler 54 İstanbul’a Turgut Toydemir’den 3 yeni proje

iş’te kadın 56 Eresin Otelleri Genel Müdürü Müberra Eresin: Turizmi ideallerimden vazgeçecek kadar çok sevdim

yeni mekan 60 Lezzetin en ferah adresi: Ferahfeza Restaurant 64 Circle Restaurant, yeni tarzıyla sezona hazır 66 İş yemeklerinin yeni adresi, Tapasuma 68 Big Chefs, Nişantaşı’nda…

şef’in gözünden 70 “Zamansız, kontrollü ve cömert”: Haliç Kongre Merkezi Executive Chef İzzet Alparslan


40 dekorasyon 112 Meridyen Tekstil Pazarlama Müdürü Mine Münevver Kılıç: “Müşterilerimiz, önceliğimiz” 114 Duravit’ten bağlantıları gizlenmiş elektronik klozet kapağı: SensoWash C

60 gastro güncel 74 Hisar Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Erdoğan: 2014’te yeni ürünlerle büyümeye devam 76 Güral Porselen’den seçkin masalara özel “otel restoran koleksiyonu” 78 Unilever Food Solutions’tan gıda atığını önlemek için büyük adım 80 GezginDamaklar ile kültür ve lezzetin peşinde

gastro aktüel 82 Gastronomi sektöründen kısa haberler

etkinlik 88 Electrolux Profesyonel Türkiye, “Yetkili İş Ortakları” ile Sapanca’da buluştu 92 ACE of M.I.C.E. ödülleri sahiplerini buldu 94 Alfa Pastacı, ustaları ile Kayseri’de buluştu

116 96 Lezzet Haftası’nda ünlüler geçidi 98 850 aşçı, Öztiryakiler mutfağında yarıştı

yeni ürün 100 Fagor’dan yeni Cook & Chill konsepti

116 Oteller için seçkin çözüm: Grohe 117 Güral Vit “yeni Quare” ile kusursuz banyolar

otel-tech 118 Opera 9 Mobile ile otel operasyonlarında tablet dönemi 120 Kale Kilit ile dünyada bir ilk: Kale Alarmlı Silindir

hijyen 102 Park Bosphorus İstanbul’un çamaşırhane tercihi, Permak 104 Ecolab bir kez daha “Yılın En Yenilikçi Şirketleri” arasında

portre 106 Has Mimarlık Kurucu Ortağı Mimar Ayşe Hasol Erktin: “Yeşil tasarım, bir yeşil aldatmaca değildir”

122 Philips Hospitality TV müşterileri arasına NH Otelleri de kattı

sosyal sorumluluk 124 Hilton Worldwide Doğu

Avrupa, Rusya ve Türkiye Operasyonlarından Sorumlu Başkan Yardımcısı Essam

Abouda: Sosyal sorumluluk bilinci, DNA’mızda var

fuar 126 İnoksan şefi, dünya birinciliği ile döndü

ürünler 128 yeni ürünler


Turizm hızla dijitalleşiyor

r ö t i d E

Rekabet, turizm sektörünü geliştiren önemli bir unsur. Rekabet avantajının önemli olduğu alanlardan bir tanesi kuşkusuz dijital teknolojiler. Son yıllarda turizm sektörünün tüm segmentlerini hızla yörüngesine katan bu yeni nesil teknoloji döngüsü, bulut bilişim hizmetlerinden online uygulamalara, sanal gerçeklikten akıllı mobil cihazlara kadar her şeyiyle sektörü “dijitalleştiriyor.” İnteraktif iletişimin yoğunluk kazandığı bu döngüde insanlar sosyal medya iletişim kanallarında sıklıkla dirsek çürütüyor. Konaklama işletmelerinden tutun sivil toplum kuruluşlarına, tedarik firmalarından bireysel kullanıcılara kadar herkes bu yeni dünyanın kapılarını aralamış durumda. Dünyada yaklaşık 2.4 milyar insanın aktif internet kullanıcısı olduğunu düşünürsek, internet mecrası tartışmasız bir güç odağı. Öyle ki yurt içi ve yurt dışı seyahatlerin büyük bir kısmı internet üzerinden organize ediliyor. Tatile çıkmak isteyenler otel planlamasını arama motorundan başlatıyor. Oda gelirlerini arttırmanın yolu da internet, uçak ve konaklama gibi turizm ürünlerinin online rezervasyonlarını yaptırmanın yolu da… Aynı zamanda bir tanıtım aracı da, dijital dünya. Tıpkı, İstanbul’un ilk dijital platformu olan “howtoistanbul” gibi tek tıkla, şehri tüm dünyanın gözleri önüne serebiliyor. Bütün bunlar olurken, öte yandan düşünmüyor da değilim; insana hizmet odaklı bir sektör karşı konulmaz bir güçle dijitale dönüşürken acaba duygularımız da birgün sel olup dijitalleşir mi diye? Keyifli okumalar dileği ile…

Hatice Ünal Bilen

GRUP BAŞKANI H. FERRUH IŞIK İLETİŞİM MAGAZİN GAZETECİLİK MEHMET SÖZTUTAN SAN. VE TİC. A.Ş. ADINA İMTİYAZ SAHİBİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI AHMET KIZIL

KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ EBRU PEKEL ebru.pekel@img.com.tr REKLAM KOORDİNATÖRÜ EMİR ÖMER ÖCAL emir.ocal@img.com.tr SANAT YÖNETMENİ İSMAİL GÜRBÜZ ismail.gurbuz@img.com.tr

YAYIN DANIŞMANLARI Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ CONSEPT TASARIM RECEP ÜNAL Prof. Dr. MUHAMMET ARICI recep.unal@img.com.tr Prof. Dr. İSMAİL KAYA FOTOĞRAF EDİTÖRÜ HAKKI GÜNERKAN Doç. Dr. MEHMET ALİ ÖZBUDUN hakki.gunerkan@img.com.tr T. YÜCEL DEREYAYLA DIŞ İLİŞKİLER YUSUF OKÇU FİKRET ÖZDEMİR yusuf.okcu@img.com.tr YAYIN EDİTÖRÜ HATİCE ÜNAL BİLEN hatice.unal@img.com.tr web: www.hotelrestaurantmagazine.com

.

MUHASEBE ve MUSTAFA AKTAŞ FİNANS MÜDÜRÜ mustafa.aktas@img.com.tr ABONE ve DAĞITIM NURTEN DEMİR nurten.demir@img.com.tr CTP - BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna Bahçelievler/İSTANBUL Tel: 0212 454 30 00 İRTİBAT BÜROLARIMIZ BURSA +90.224 211 44 50-51 KONYA +90.332 238 10 71 ADRES 29 Ekim Cad. No:23 34197 Yenibosna, İSTANBUL/TÜRKİYE Tel.:+90.212 454 25 00 Faks:+90.212 454 25 98

e-mail: info@img.com.tr

hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır.



restaurant antre 8 hotel & hi-tech

Renaissance Polat Erzurum Hotel ile haydi kayağa… Türkiye’de kış sezonun en gözde merkezlerinden biri olan Palandöken’de kayak keyfini 5 yıldızlı bir kalite ile yaşamanız için Renaissance Polat Erzurum Hotel yeni sezona yenilikler ile başladı. Kayak keyfini tüm sezon süresince kesintisiz olarak yaşamanız için hizmete giren “Suni Karlama Sistemi” ile gündüz ve gece kayağı yapabileceksiniz. Kolay, orta ve zor kategorilerinde toplam 23 adet pist olna Palandöken’de 4 adette doğal pist bulunuyor. Uluslararası ve Akdeniz mutfaklarının servis edildiği restoranlarının yanı sıra yerel lezzetleri de tatmanız için bu sezon açılan Mangal Restaurant’da fasıl eşliğinde Erzurum’un ve bölgenin en lezzetli örmeklerinin tadına bakacaksınız. Kristalize kar dokusunda kesintisiz kayabileceğiniz 40 km’lik kayak pisti ile Kayak severlerin buluşma noktası olan Palandöken’de; Polat 1,2,3 lift çıkışlarından, gondoldan, Erzurum-havaalanı, otel havaalanı transferlerinden yararlanababilir; Sağlık Klübün’de hamam, sauna, kapalı havuz ve fitness keyfi yapabilirsiniz.

Skalite ‘Turizm’de Kalite’ ödüllerinde oylama başladı Skal International İstanbul Kulübü’nün Türkiye Cumhuriyeti’nin 75’inci yılında Türk turizmine hediye olarak başlattığı Skalite ‘Turizm’de Kalite’ Ödülleri’nin bu yıl 16’ncısı düzenleniyor. Skalite Ödülleri jüri özel yemeği 31 Ekim 2013 Perşembe günü Topaz Restoran’da düzenlendi. Skal Türkiye Başkanı Patrice Lepkovski, Skal Yönetim Kurulu üyeleri, 2010-2011 Skal International Dünya Başkanı Hülya Aslantaş’ın katıldığı yemeği, İstanbul Turizminden Sorumlu Vali Yardımcısı Kazım Tekin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı ve İstanbul Turizm Atölyesi Koordinatörü Tülin Ersöz de katıldı. Turizmde kaliteye yapılan katkıyı ödüllendirerek, Türk turizminin gelişimine katkıda bulunmak amacıyla düzenledikleri Skalite Ödülleri’nde oylama süreci ile ilgili bilgiler veren Başkan Lepkovski, “Skalite Ödüllerinde başvuru sürecimiz tamamlandı, oylama 17 Kasım tarihine kadar devam edecek. Oylama elektronik ortamda internet aracılığıyla yapılırken 7 kişiden oluşan jürimiz ödül kazanan adayları belirlemeye katkı sağlayacaklar. Kategorilerde en az 2 aday yarışıyor. Bu yıl da çok güçlü adaylar yarışıyor. Her bir adaya 1-15 arası puan verilecek; aynı kategoride yarışan adaylara farklı puanlar verilecek. Ve tüm adaylar puanlanacak.” dedi.

Güral Premier Tekirova’ya ‘Luxury Beach Resort’ ödülü Turizm profesyonelleri tarafından verilen, lüks segment otellerin en iyilerinin değerlendirildiği World Luxury Hotel Awards 2013 ödül töreni bu yıl Phuket adasında düzenlendi. Tüm dünyada 1000’in üzerinde otel, butik otel, resort ve özel adanın aday gösterildiği ve sadece en iyilerin değerlendirildiği bu organizasyonda Güral Premier Tekirova, ‘Luxury Beach Resort’ ödülüne layık görüldü. Benzersiz doğasıyla, yeşil ve mavinin birleştiği Antalya’nın en güzel koyunda, Tahtalı Dağı eteklerinde, 2010 yılından bu yana hizmet veren Güral Premier Tekirova, çam ormanlarının arasındaki konumu ve 200 bin metrekarelik geniş arazisi ile tatil severlerin tercihi oluyor.



restaurant antre 10 hotel & hi-tech

The Marmara Pera’dan İstanbul’u keşfe davet

Uluslararası ve Kültürlerarası Diyalog Enstitüsü toplantısı gerçekleşti Merkezi Berlin’de bulunan Uluslararası ve Kültürlerarası Diyalog Enstitüsü’nün ikinci toplantısı Antalya’nın turizm merkezi Belek’teki Gloria Verde Resort otelinde gerçekleşti. Toplantının ana başlıkları arasında “Kaliteli Turizme Doğru” ve “Kriz Bölgeleri’nde Turizm” yer aldı. Toplantıda konuşan Özaltın Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve IDI Kurucu Başkanı Nuri Özaltın, “Uluslararası ve Kültürlerarası Diyalog Enstitüsü’nü benim başkanlığımda kurduk. İlk toplantımızı 5 Mart 2013 tarihinde Almanya Federal Meclisi’nde çok sayıda din adamı, iş adamı, sanatçı ve turizmciler ile gerçekleştirdik. İlk toplantımızda dünya basının önünde dinler ve kültürlerarası ilişkilerin daha da artırılması için kamuoyunda çağrıda bulunduk. Bu ve benzer çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.

Otellerde maliyetler, enflasyonun 3,7 puan üzerinde arttı TÜİK tarafından açıklanan Ekim ayı verilerine göre; ülke genelindeki enflasyon %7,31 olarak gerçekleşti. Aynı dönemde, konaklama tesislerinde meydana gelen maliyet artışları ise %11,1 oldu. Böylece tesisler, fiyat artışlarının 3,7 puan üzerinde daha fazla maliyetle karşılaştı. AKTOB Ar-Ge tarafından yapılan, 12 aylık fiyat ve maliyet ortalamalarını dikkate alan hesaplamalara göre; konaklama tesislerindeki maliyet artışları, ülke enflasyonunun 3,7 puan üzerinde gerçekleşti. Ekim ayı itibariyle, tesislerde en yüksek maliyet artışları; %18 ile temizlik malzemelerinde, %14 ile enerji ve yakıt giderlerinde, %12 ile içeceklerde ve % 8 ile yiyeceklerde kaydedildi. Yalnızca teknik servis malzemelerindeki maliyet artışları enflasyonun gerisinde bir artış gösterdi.

Şimdi, The Marmara Pera’da konaklayanlar, İstanbul’u yeniden keşfediyor. The Marmara Pera, “İstanbul’u Keşfet” paketinde misafirlerine yarım günlük şehir turu imkanı, Pera Müzesi ve Galata Kulesi’ne giriş bileti sunuyor. Paket ayrıca açık büfe kahvaltı, terasta yer alan ısıtılmış havuzda sıcak çikolata ikramı ve müsaitlik durumuna göre erken giriş geç çıkış imkanlarını da kapsıyor. Paketten 2 Ocak tarihine kadar The Marmara Pera’da konaklayan misafirler yararlanabilecek.

Odeon Tours İç Pazar acenteleri ile buluştu Odeon Tours İç Pazar, 2013 yılında elde ettiği başarıda büyük pay sahibi olan satış acentelerine üstün başarıları için teşekkürlerini sunmak üzere Bodrum’da bir organizasyon gerçekleştirdi. Thor Luxury Hotel & Villas’ta gerçekleşen, Odeon Tours İç Pazar yöneticilerinin ev sahipliği yaptığı gecede, Türkiye’nin dört bir yanından acente sahipleri ve yöneticileri de hazır bulundu. 2013 yılının genel değerlendirmesinin yapıldığı gündüz bölümündeki toplantıda, Odeon Tours’un satış performansı, ürün ve hizmet yapısı, misafir memnuniyeti anket sonuçları ile Odeon Tours ürün ve hizmet standartlarının önümüzdeki yıllarda daha da arttırılması için planlanan çalışmalar ele alındı. Toplantıda 2014 yılı hedefleri de paylaşıldı.



restaurant antre 12 hotel & hi-tech

OTI Holding’in iştiraki Coral Travel, yurt dışındaki en büyük 3’üncü şirket OTI Holding ve iştirakleri; Capital Dergisi’nin, Türkiye’nin yurt dışında faaliyet gösteren en büyük firmalarını belirlemek amacıyla hazırladığı ‘Global 50 Türk Şirketi’ listesine damgasını vurdu. Turizm endüstrisinde uzmanlaşmış başka bir kurumun yer almadığı listede, OTI Holding, 2012 verileri ile “25 grubun yurt dışı cirosu” sıralamasında 3’üncü sırada yer aldı. OTI Holding’e bağlı ve Rusya’nın en büyük turizm şirketleri arasında yer alan Coral Travel, Capital’in sıralamasında 5. basamaktan 3. basamağa yükseldi.

D-Marin Göcek, ikinci kez ‘En Başarılı Marina İşletmesi’

Turizm sektöründeki yatırımları teşvik etmek ve sektöre katkı sağlamak amacıyla bu yıl dördüncüsü gerçekleştirilen ‘Türkiye’nin En Başarılı Turizm Yatırımları Araştırması’nın sonuçları, 26 Eylül Perşembe akşamı Esma Sultan Yalısı’nda düzenlenen görkemli bir törenle açıklandı. Büyük Ödül, 5 Yıldızlı Oteller, Kent Otelleri, Doğa Turizmi İşletmeleri, Spor Turizmi İşletmeleri, Marina İşletmeleri, Kıyı Otelleri ve Çevreci Oteller vb. kategorilerde ödüllerin sahiplerini bulduğu gecede, D-Marin Göcek ikinci kez ‘En Başarılı Marina İşletmesi’ seçildi.

Hilton Worldwide Doğu Avrupa, Rusya ve Türkiye Operasyonlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Essam Abouda oldu Hilton Worldwide Otelleri Essam Abouda’nın Doğu Avrupa, Rusya ve Türkiye (EERT) Operasyonlarından Sorumlu Başkan Yardımcısı olarak atandığını duyurdu. Abouda, 18 şehirdeki 28 yöneticiden oluşan bir operasyon ekibini yönetecek ve EMEA Başkanı Simon Vincent’e bağlı Avrupa Yönetici Ekibi’ne dahil olacak. Kariyerini 30 yılı aşkın süredir Hilton Worldwide Otelleri’nde sürdüren Abouda, yeni görevine, şirketin EERT portföyündeki 25 olan otel sayısının önümüzdeki üç yıl içerisinde iki katından fazlasına çıkmasının beklendiği heyecan verici bir dönemde başlıyor.

Pegasus’tan 4 yeni iç hat: Balıkesir/ Edremit, Şırnak, Erzurum, Mardin Yeni noktalarla uçuş ağını sürekli genişletmeye devam eden Pegasus Hava Yolları, Aralık ayından itibaren Balıkesir/ Edremit, Şırnak’a; Ocak 2014’ten itibaren ise Erzurum ve Mardin’e uçmaya başlıyor. Yeni satışa açılan dört iç hat ile Pegasus Hava Yolları’nın uçuş ağı yurt içinde 31, yurtdışında 45 olmak üzere toplam 76

noktaya ulaşıyor. Pegasus, 16 Aralık’tan itibaren haftanın dört günü Sabiha Gökçen’den Balıkesir/ Edremit’e ve Edremit’ten İstanbul Sabiha Gökçen’e karşılıklı seferlerle uçacak. Pegasus’un Şırnak uçuşları, 17 Aralık tarihinden itibaren haftanın üç günü karşılıklı seferlerle Şırnak’tan İstanbul Sabiha Gökçen’e ve İstanbul Sabiha Gökçen’den Şırnak’a gerçekleşecek. Pegasus misafirleri, 21 Ocak 2014’ten itibaren haftanın dört günü İstanbul Sabiha Gökçen’den Mardin’e ve Mardin’den İstanbul Sabiha Gökçen’e uçabilecek.



restaurant antre 14 hotel & hi-tech

Çırağan Palace Kempinski’ye Amerika’dan iki ödül Çırağan Palace Kempinski İstanbul’a Amerikalı seyahat severlerden iki önemli ödül geldi. Dünyanın en prestijli iki seyahat dergisi Condé Nast Traveler ve Travel + Leisure’un okurları oteli bir kez daha, pek çok efsanevi otelle birlikte dünyanın en iyileri arasında seçtiler. Çırağan Palace Kempinski, Condé Nast Traveler’ın Okur Seyahat Ödülleri’nde ancak tüm kategorilerde en yüksek puanı alan otellerin girebildiği “Dünyanın En İyi 100 Oteli” listesinde yer aldı. Yanı sıra, Doğu Avrupa kategorisinin, Yunanistan’daki bir otelden sonra ikincisi oldu. Ödüller 1988’den bu yana veriliyor.

Atatürk Havalimanı rekor kırdı İstanbul Atatürk Havalimanı Kurban Bayramı tatilinde tüm zamanların en yüksek yolcu ve uçuş trafiğini yaşadı. TAV Havalimanları’ndan yapılan açıklamaya göre, İstanbul Atatürk Havalimanı, 11 ile 20 Ekim tarihleri arasında tüm zamanların en yüksek yolcu ve uçuş trafiğini yaşadı. Bu tarihler arasında 10 bin 930 yolcu uçağı iniş ya da kalkış yaptı. Bayram tatilinde yapılan ek sefer sayısı 98’i dış hat olmak üzere toplamda 179’a ulaştı. Gerçekleşen ek seferlerde iç hatlarda Antalya ve Dalaman Havalimanları tercih edildi. En çok tercih edilen destinasyon iç hatlarda, sırasıyla toplam 28 sefer ile Antalya ve 10 sefer ile Dalaman olarak gerçekleşti. Dış hatlarda ise toplam 18 sefer ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin başkenti Lefkoşa, 10 sefer ile Almanya’nın Frankfurt ve 10 sefer ile Suudi Arabistan’ın Cidde kenti tercih edilen destinasyonlar oldu.

Thomas Cook Belçika Tailwind Havayoları İşbirliği 4 Yaşında!

Tailwind Havayolları’nın Thomas Cook Belçika ile olan iş birliği büyüyerek devam ediyor. 2011 yılında başlayan ve her yıl genişleyerek yenilenen iş birliğinde Antalya’da yapılan görüşmeler sonucu gelecek yıl Tailwind Havayolları 3 uçakla Belçikalı yolcuları Türkiye’ye getirecek. Antalya’da gerçekleşen görüşmelere Thomas Cook Belçika COO’su Jan De Keyser ve Tailwind Havayolları CFO’su Halim Aydın katıldı. Belçika COO’su Jan De Keyser; Tailwind Havayolları ile uzun süreli işbirliklerinin en önemli sebeplerinden birinin Tailwind’in farklı fikirlere ve yeniliklere açık, yolcu memnuniyetini ön planda tutan yaklaşımları olduğunu söyledi.

Blue Harmony SPA & Fitness ile kendinizi ödüllendirin İş dünyasının yeni parlayan yıldızı Wyndham İstanbul Petek, Blue Harmony SPA & Fitness, ile misafirlerinin beklentilerine en üst düzeyde cevap veriyor. Blue Harmony SPA&Fitness’da 2 veya 5 gün sürecek bakımlardan faydalanan misafirler terapiler esnasında duygusal bir yolculukla zaman zaman Uzak Doğu’ya, Baliye, Hindistan’a doğru yönelirken aynı zamanda vücutlarına esneklik, sıkılık ve canlanma katarak beden ve zihin uyumunu yeniden kazandırıyor.



restaurant antre 16 hotel & hi-tech

Martı Istanbul Hotel’de “Klasik Müzik Akşamları’nda Yıldızlar Geçiti” Martı Istanbul Hotel, geçtiğimiz yıl şehrin kültür ve sanat dinamiğine yeni bir soluk getiren “Klasik Müzik Akşamları” serisine bu yıl klasik müzik yıldızlarından oluşan iddialı bir program ile devam ediyor. Lila Müzik işbirliği ile Martı Istanbul Hotel’in bir klasik müzik sanatçısının dinletisine ve sonrasında klasik müzik sohbetlerine ev sahipliği yaptığı “Klasik Müzik Akşamları” serisi, bu sezon, dünyaca ünlü keman virtüözü Suna Kan’dan, arp sanatçısı Şirin Pancaroğlu’na, keman sanatçısı Ayla Erduran’dan Borusan Quartet’e klasik müziğin yıldız isimlerini müzikseverlerle buluşturacak.

Hilton HHonors’dan keyifli sonbahar kampanyası Hilton Worldwide’ın ödüllü konuk sadakati programı Hilton HHonors ‘Kazandıran Hafta Sonları’ kampanyası çerçevesinde Londra’da konaklayan misafirlerine cazip fırsatlar sunuyor. ‘Winning Weekends’ kampanyası kapsamında Londra’daki 30 Hilton ve DoubleTree by Hilton otellerinde hafta sonu iki gece konaklayacak Hilton HHonors üyeleri yüzde 25’e varan oranlarda indirim şansı yakalıyor. Hilton Worldwide’ın Londra’nın en önemli noktalarında bulunan geniş otel portföyü sayesinde, konuklar simgesel mekanlardan yılbaşı alışverişine, açık hava buz pateni sahalarından West End sahne şovlarına kadar Londra’daki pek çok aktiviteden faydalanabiliyor.

İstanbul Marriott Hotel Şişli’nin Satış Direktörü Gamze Büyüksarıyıldız Budumlu Marriott International’ın değişen yüzünün ilk temsilcilerinden biri olan İstanbul Marriott Hotel Şişli, konuklarına kapılarını güçlü bir kadroyla açıyor. Lüks ve rahatlığı bir arada sunan 260 odasını eşsiz Boğaz, şehir ve Haliç manzarasıyla tamamlayan İstanbul Marriott Hotel Şişli’de Satış Direktörlüğü görevine, Ege Üniversitesi Otel İşletmeciliği Bölümü mezunu olan Gamze Büyüksarıyıldız Budumlu atandı.Turizm eğitimine Anadolu Etiler Turizm Otelcilik Meslek Lisesi’nde başlayan Budumlu, 2000 yılında Ege Üniversitesi Otel İşletmeciliği Bölümü’nden mezun oldu. 2007-2011 yılları arasında İstanbul Marriott Hotel Asia’da Etkinlik ve Grup Satış Müdürü olarak görev alan Budumlu, ardından en son Radisson Blu Hotel İstanbul Şişli’de Satış Direktör Yardımcısı olarak çalıştı.

THY’nin yeni CIP Salonu: “Istanbul Arrival Lounge” Türk Hava Yolları’nın yeni özel yolcu salonu ‘İstanbul Arrival Lounge’ Atatürk Havalimanı’nda açıldı. Yurtdışından İstanbul’a gelen yolculara hizmet verecek olan salon, misafirlerin uçuşlarının ardından rahatça dinlenip günlerine zinde başlayabilmeleri için özel olarak tasarlandı. Salondan Türk Hava Yolları tarafından gerçekleştirilen dış hat uçuşlarda seyahat eden Miles&Smiles Elite Plus üyeleri ile Business Class yolcuları yararlanabiliyorlar. İstanbul Arrival Lounge’da zengin ikram çeşitleri, gazete ve dergi servisi, ücretsiz kablosuz internet, duş alma imkanı, elektronik aletler için şarj noktaları ve ütü hizmetlerinden faydalanılabiliyor. Dış hatlar geliş katında bulunan ‘İstanbul Arrival Lounge’ her gün 05:00 - 13:00 saatleri arasında hizmet veriyor.



restaurant antre 18 hotel & hi-tech

Etihad’ın aldığı Air Serbia ilk uçuşunu yaptı Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) ulusal havayolu Etihad Havayolları’nın Ağustos ayında, yüzde 49 hissesini satın aldığı Sırbistan’ın yenilenen ulusal havayolu şirketi Air Serbia yeni uçağıyla ve yeni uçuş güzergahlarıyla ilk uçuşunu gerçekleştirdi. Belgrad Nikola Tesla Uluslararası Havalimanı’ndan Abu Dabi’ye uçuş gerçekleştirmeye başlayan Air Serbia, 2013 yılının sonuna kadar ise Banja Luka (Bosna), Bükreş (Romanya), Ljubljana (Slovenya) ve Prag (Çek Cumhuriyeti) güzergahlarını da rotasına ekleyerek halihazırda uçuş gerçekleştirdiği 29 güzergahla birleştirecek. Air Serbia ayrıca, Ocak 2014 ve Nisan 2014 tarihleri arasında 7 yeni güzergahı daha rotasına katıp, uçuş planlamasını tekrar yapılandırarak Belgrad bağlantılı uçuşlarını zenginleştirecek.

Pegasus, 9 ayda 12,5 milyon misafir taşıdı Türkiye’nin öncü düşük maliyetli (Low Cost) havayolu şirketi Pegasus Hava Yolları’nın Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yer alan 2013 yılı Eylül ayı trafik verilerine göre; 2012 Ocak-Eylül döneminde 10,29 milyon olan toplam misafir sayısı, bu yılın aynı döneminde yüzde 22,3 artışla 12,58 milyona ulaştı. 2013’ün ilk 10 ayında; Belgrad, Saraybosna, Barselona, Doha, Tiran, Soçi ve Moskova olmak üzere yurt dışında 7; yurt içinde ise Muş, Denizli, Kahramanmaraş, Nevşehir, Amasya (Merzifon), Balıkesir/Edremit, Erzurum ve Şırnak olmak üzere 8 yeni uçuş noktasını uçuş ağına katan Pegasus, iç hatlardaki misafir sayısını yüzde 21,9, dış hatlardaki misafir sayısını yüzde 23 oranında arttırdı.

Haliç Kongre Merkezi’nde rüya gibi düğünler Haliç Kongre Merkezi, denize sıfır konumu, eşsiz manzarası, deneyimli personeli ve üst düzey hizmet anlayışı ile rüya gibi düğün organizasyonlarına imza atıyor. İstanbul’da açık alanda 4.000 kişiye kadar hizmet verebilen ‘tek mekân’ olma özelliği ile öne çıkan kongre merkezinde konuklara oturmalı ya da kokteyl düzeninde ağırlama imkânı sunulurken, deneyimli şefler ve servis ekibi düğün sahibinin tercihine göre, Türk ve Dünya Mutfağı’ndan seçme lezzetlerle, düğün menüsünü oluşturuyor. Genç çiftlerin hayatı boyunca hatırlayacağı bu en anlamlı gün için, dekorasyon da aynı özenle tasarlanıyor; masa süslemelerinden ışıklandırmaya, sahne teknolojileri ve ekipmanlarına kadar tüm detaylar Haliç Kongre Merkezi’nin uzman kadrosu tarafından planlanıyor.

47 bin yeni yatak geliyor Turizm sektörü 2013 yılının 9 aylık döneminde 262 proje için 3 milyar TL’lik yatırım teşvik belgesi aldı. Projeler içinde; komple yeni yatırımları öngören ve toplam bütçesi 2,9 milyar TL olan 223 adet yatırımla, toplamda 47 bin 238 yeni yatak üretilecek. Yeni yatırımlarla 11 bin 487 kişi de iş imkanı bulacak.AKTOB Ar-Ge tarafından derlenen verilere göre; gelecek 2 yıl içinde hizmete girmesi beklenen yeni yatırımlarda ilk sırayı 3,4 ve 5 yıldızlı tesisler alıyor. Yeni tesis yatırımlarının % 75’inin oluşturan bu otellerde 44 bin dolayında yatak hizmete girecek. 3,4 ve 5 yıldızlı tesislerde üretilecek yatak sayısı toplamın % 93’ünü oluşturuyor.



restaurant gündem 20 hotel & hi-tech

Turizmciler, “kültür”ün sektöre katkılarını tartıştı “Kültürel etkinlikleri, turizm ürünü olarak değerlendirmek” konulu sempozyum 11 Ekim Cuma günü Büyükada - Splendid Palace Hotel’de yapıldı. Üç oturumda gerçekleşen sempozyumda kültürel etkinliklerin turizme faydaları ele alınarak çözüm önerileri sunuldu.

K

ültürel etkinlikleri, turizm ürünü olarak değerlendirmek” konulu sempozyum 11 Ekim Cuma günü Büyükada – Splendid Palace Hotel’de gerçekleşti. İstanbul Kültür ve Turizm İl Müdürü Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu, Turizm Araştırmaları Derneği Başkanı, Turizm Eski Bakanı Bahattin Yücel ve İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) Değerlendirme Uzmanı Nesrin Bedeloğlu’nun açılış konuşmalarıyla başlayan sempozyumda kültürel etkinliklerin turizme sağlayacağı katkılar ele alınarak çözüm önerileri sunuldu.

konusunun sadece Adalar’ın değil, İstanbul ve Türkiye’nin de en önemli bir sorunu olduğunu işarete ederek, şehre ilk 9 ayda 8 milyona yakın turist geldiğini ve bunun %12.2’lik bir büyümeye tekabül ettiğini söyledi. “Turistlerin İstanbul’a kültür sanat etkinlikleri için gelmelerini istiyoruz. Bence en önemli sorun bu” diyerek sözlerine devam eden Bilgili, İstanbul’u bir paket olarak sunmanın gerekliliğine vurgu yaparak, “2010 Ajansı’yla bunu başaramadık, turizmcinin eline bir paket program olarak veremedik. Oysa bu potansiyele fazlasıyla sahibiz” dedi.

AHMET EMRE BİLGİLİ: İSTANBUL’U PAKET HALİNDE SUNMALIYIZ Toplantının açılış konuşmasını yapan İstanbul Kültür ve Turizm İl Müdürü Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, kültürel etkinliklerin turizmle ilişkilendirilmesi

MUSTAFA FARSAKOĞLU: İSTANBUL’A YAKIN AMA SAHİPSİZİZ Projenin çıkış sürecine ilişkin bilgiler vererek sözlerine başlayan Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu, Adalar’ın İstanbul’a çok yakın bir mesafede olmasına rağmen sahipsiz bırakıldığını


ifade ederek, ”Adalar eşsiz yerlerden biri. Açık hava müzesi, turizm ve kültürel değerleri ile ön planda ama maalesef ihmal edilmiş” dedi. Adalar Vakfı projeleri kapsamında projeye dahil olduklarını belirten Farsakoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden yeterli desteği göremediklerini dile getirerek, “Oysaki kamu hizmeti bir bütündür ve bu anlamda etkin bir işbirliğine ihtiyaç var” diye konuştu.

BAHATTİN YÜCEL: KÜLTÜREL ETKİNLİKLER TURİZMİN ÖNEMLİ BİR PARÇASIDIR Turizmin Türkiye için önemli bir yol ayrımı olduğunu belirten Turizm Araştırmaları Derneği Başkanı, Turizm Eski Bakanı Bahattin Yücel konuşmasında, “Tatmin edici rakamlar olmasa da turizm önemli bir sektör. Çünkü bugün baktığınızda 20-22 milyar dolar ülke ekonomisine katkı sağlayan bir sektör var karşımızda” dedi. Bu anlamda dünyada olduğu gibi Türkiye’de de farklılaşmaya gidildiğini kaydeden Yücel, kültürel etkinliklerin turizmin önemli bir parçası olduğunu anlatarak, İstanbul Kalkınma Ajansı’nın desteğinin bu noktada önemli olduğunu vurguladı.

NESRİN BEDELOĞLU: 20 MİLYON BÜTÇE İLE HAZIRLANDI İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) Değerlendirme Uzmanı Nesrin Bedeloğlu ise, ajans ile ilgili kısa bilgiler paylaşarak, projenin kapsamı hakkında geniş bir sunum yaptı. Bedeloğlu konuşmasını toplam 20 milyonluk bir bütçe ile hazırlanan projenin İstanbul turizmi için büyük önem taşıdığına vurgu yaparak sonlandırdı. Açılış konuşmalarının ardından üç ayrı oturumda devam eden sempozyumda ayrıca turizmciler “Dünyada Başarılı Örnekler”, “İstanbul, kültürel etkinliklere yerli-yabancı ziyaretçilerini çekebiliyor mu?” ve “İstanbul’da kurumsal çalışmalar, projeler üzerinden modeller ve deneyimler” konuları üzerine değerlendirme ve çözüm arayışlarını sürdürdüler. Yaklaşık yarım güren süren sempozyum soru ve yanıtlarla son buldu.


restaurant gündem 22 hotel & hi-tech

Turizmdeki gelişme otel satışlarını artırdı Son yıllarda yabancı ziyaretçinin Türkiye’ye gösterdiği yoğun ilgi, turistik tesis piyasasına da yansıdı. Türkiye’nin en büyük pazaryeri sahibinden.com’un verilerine göre, satılık tatil köyü fiyatları bir önceki yıla oranla %402 artarak, ortalama satış fiyatı 300 bin TL’den 1 milyon 500 bin TL’ye yükseldi.

S

ahibinden.com verilerine göre, 2013 yılında satılık turistik tesis sayısında %38 oranında artış yaşandı. En yüksek ilan adedi artışı %90’lık oranla butik otellerde yaşanırken, butik oteli %38 ile apart oteller ve %33 artışla tatil köyleri takip etti. Turistik tesislerdeki ortalama satış fiyatı ise 1 milyon 725 bin TL olarak kaydedildi.

MARMARİS’TE FİYAT %1.355 ARTTI Verilere göre, gözde tatil beldelerinden Marmaris’te geçen yıl ortalama 495 bin TL olan tesis fiyatları, bu yıl %1.355 oranında artarak 7 milyon 200 bin TL oldu. İlan adedi ise %200 oranında arttı. Antalya’nın Manavgat

ilçesinde de turistik tesis fiyatları %50 oranında artarak, ortalama 1 milyon 800 bin TL’ye yükseldi. Bakırköy ortalama 6 milyon 500 bin TL ile İstanbul’un en yüksek fiyatla turistik tesis satışının gerçekleştiği ilçesi oldu.

EN PAHALI BUTİK OTELLER İZMİR’DE Türkiye’nin son dönemde en çok ilgi gören tatil merkezleri arasında olan İzmir, butik otel fiyatlarıyla öne çıkıyor. İzmir’deki butik oteller ortalama 2 milyon 900 bin TL’den alıcı buldu. İzmir’i ortalama 765 bin TL ile Muğla takip etti. Otel fiyatlarında ise, Antalya ortalama 3 milyon 300 bin TL ile ilk sırada yer alırken, İstanbul’da ortalama otel fiyatı 3 milyon 200 bin TL olarak belirlendi. Apart oteller de Antalya’da ortalama 1 milyon 340 bin TL, Muğla’da da ortalama 937 bin 500 TL’den satışa sunuldu.



restaurant gündem 24 hotel & hi-tech

İstanbul’un dijital platformu “howtoistanbul” yayında İstanbul’un turizm sektöründe sürdürülebilir bir cazibe merkezi olmasını amaçlayan, turizm sektöründeki tüm kurum ve kuruluşları tek bir dijital platformda buluşturacak howtoistanbul.com internet sitesinin tanıtımı Kalyon Otel’de yapıldı.

İ

stanbul Valiliği tarafından İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ortaklığı, TÜRSAB ve İRO iştirakiyle hayata geçirilen, İstanbul turizmine büyük katkı sağlayacak “İstanbul’un Sürdürülebilir Bir Turizm Destinasyonu Olmasına Katkı için Dijital Bir Platformun Kurulması ve Tanıtılması Projesi” lansmanına İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Vali Yardımcısı Kazım Tekin, TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, İRO Başkan Vekili Sedat Bornovalı, TUROB Başkanı Timur Bayındır ve TYD Başkanı Murat Ersoy katıldı. İstanbul’un sanal dünyadaki görünürlüğünü arttıracak projenin finansmanı İstanbul Kalkınma Ajansı’ndan sağlandı.

HÜSEYİN AVNİ MUTLU: PLATFORMA SAHİP ÇIKILMALI Tanıtım toplantısında bir konuşma yapan İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, dijital çağda yaşadığımızı hatırlatarak, İstanbul’u tanıtmak amacıyla bu yönde bir çalışma yapmak gerektiği için herkesin el ele verdiğini belirtti. 9 aylık bir çalışma sonucunda ortaya çıkan İstanbul’un Dijital Platormu’na sahip çıkılması ve daha da geliştirilmesi gerektiğini söyleyen Mutlu, “howtoistanbul” projesinin temelde bir İstanbul Kalkınma Ajansı projesi olduğunun altını çizerek, bir cazibe merkezi haline gelen İstanbul’un bu yıl ilk defa 10 milyon turist hedefine çok yaklaştığını söyledi. Geçen yılın ilk 10 ayına göre, 2013 yılında İstanbul’a


“HOW TO İSTANBUL” NEDİR? İstanbul’un turistik, kültürel, sanatsal değerleri, sosyal yaşamı, güzellikleri ile ilgili detaylı bilgilere ulaşabilecek “howtoistanbul.com” internet sitesi üzerinden otel rezervasyonu, vize başvurusu yapılabilecek, uçak bileti ve müze kart alınabilecek, canlı hava durumu öğrenilebilecek. Ayrıca site üzerinde, İstanbul’daki tarihi mekânlar, kutsal yerler, hastaneler ve konuma bağlı bilgilere ulaşılabilecek. www.howtoistanbul.com web sitesi şu anda İngilizce yayın yapıyor.

gelen turist sayısında yüzde 12 artış olduğunu dile getiren Mutlu, bu sayının bu yıl 8 milyon 900 bini geçtiğini ve yılsonunda 10 milyon turist sayısını aşacaklarını söyledi.

TURİZMİN 2014 BÜTÇESİ, 20 MİLYON TL İstanbul Kalkınma Ajansı olarak, 2012 yılında turizm projelerine 10 milyon lira ayırdıklarını ve toplamda 16 ayrı projeyi desteklediklerini söyleyen Mutlu, kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve turizmcilere de çağrı yaparak, önümüzdeki yıl bu rakamın 20 milyon liraya çıkarıldığını belirtti ve yeni proje teklifleri beklediklerini ifade etti. Vali Mutlu, projede emeği geçen herkese teşekkür ederek, İstanbul’un dijital platformunun hayırlı olmasını diledi.

BAŞARAN ULUSOY: TANITIM, TANITIM, TANITIM! TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, İstanbul’un son yıllarda her alanda bir cazibe merkezi haline geldiğini ancak Napolyon’un “para, para, para” sözüne karşılık kendilerinin de “tanıtım, tanıtım, tanıtım” dediklerini söyleyerek “howtoistanbul” projesinin öneminin altını çizdi. “howtoistanbul” projesinin tanıtım toplantısı proje ile ilgili yapılan sunum ve gösterilen tanıtım filmi ile son buldu.

NEDEN “HOW TO İSTANBUL” İnternet sitesine isim bulma aşamasında, arama motorlarında İstanbul’a ulaşmak için en çok yazılan kelimenin “how to” olduğu tespit edildi. Arama motorlarında “how to” kalıbı ile yapılan arama sonuçları 25 milyon olduğundan, sitenin isminin “howtoistanbul. com” olmasına karar verildi.


restaurant gündem 26 hotel & hi-tech

Marmaris Turizm Tarihi görüşmeleri yapıldı Anadolu Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) kapsamında desteklenen Türkiye Turizmi Sözlü Tarih Araştırması’na Marmaris görüşmeleri ile devam edildi. 24, 25 ve 26 Ekim 2013 tarihlerinde Marmaris’te, Grand Yazıcı Mares Oteli salonlarında 24 kaynak kişi ile görüntü ve ses kayıtlı görüşmeler gerçekleştirildi.

A

nadolu Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) kapsamında desteklenen Türkiye Turizmi Sözlü Tarih Araştırması’na Marmaris görüşmeleri ile devam edildi. 24, 25 ve 26 Ekim 2013 tarihlerinde Marmaris’te, Grand Yazıcı Mares Oteli salonlarında 24 kaynak kişi ile görüntü ve ses kayıtlı görüşmeler gerçekleştirildi. Prof. Dr. Nazmi Kozak’ın yönetiminde Yrd. Doç. Dr. Çağıl Hale Özel, Yrd. Doç. Dr. Hilmi Rafet Yüncü, Yrd. Doç. Dr. Dilek Acar Gürel, Dr. Ebru Zencir, Arş. Gör. Ece Doğantan, Arş. Gör. Emrullah Tören’den oluşan araştırma ekibi tarafından üç günde 35 saatlik görüşme yapıldı.

190 KİŞİ İLE GÖRÜŞÜLDÜ Proje koordinatörü Prof. Dr. Nazmi Kozak, Türk turizminin yakın geçmişini kayıt altına alma çalışmalarına Mayıs 2012’de başladıklarını, bugüne

kadar 190 kişi ile yaklaşık 300 saatlik görüntü ve ses kayıtlı görüşmenin gerçekleştirildiğini söyledi. Kozak, önümüzdeki günlerde diğer destinasyonlar ile Turizm Bakanlığı, Turizm Bankası AŞ., Emek Otelleri, TUGEV, TUREM’ler, TUGEV-OTEM ile başlıca otel işletmelerinin kurumsal tarihleri üzerine yoğunlaşarak araştırmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.

500 KİŞİ HEDEFLENİYOR Anadolu Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri kapsamında, Tarih Vakfı ve Ekin Grubu’nun kurumsal danışmanlığında hazırlanan Türkiye Turizmi Sözlü Tarih Araştırması kapsamında Cumhuriyet Dönemi’ndeki turizm hareketlerinin sözlü tarih yöntemiyle kayıt altına alınmasının amaçlanıyor. Araştırma kapsamında 500 kişi ile 900 saatlik görüntü ve ses kayıtlı görüşmelerin yapılması öngörülüyor.



restaurant gündem 28 hotel & hi-tech

Alternatif Konaklama Derneği Başkanı

Mehmet Ülkü:

“Alternatif konaklama öğrenci evleri ile karıştırılmamalı!” Alternatif Konaklama Derneği Başkanı Mehmet Ülkü, son dönemde sıklıkla tartışılan kısa dönemli kiralık evler, apart oteller ve genel olarak alternatif konaklama sektörüne ilişkin bir bilgi karmaşası olduğunu ileri sürerek, “Öğrenci yurtları ve öğrencilerin barınma ihtiyaçlarını karşılayan özel tesisler ile alternatif konaklama mekânı olarak nitelendirilen günlük, haftalık ya da aylık sürelerde kiralanan evler gerek işlevsel gerekse sektörel olarak birbirlerinden tamamen farklı yapılardır” dedi.

S

on dönemlerde yazılı ve görsel basında sektör hakkında yapılan haberlerin bilgi kirliliğinden kaynaklanan spekülasyonlar doğrultusunda hazırlandığını belirten Alternatif Konaklama Derneği Başkanı Mehmet Ülkü, yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi: “Öğrenci yurtları ve öğrencilerin barınma ihtiyaçlarını karşılayan özel tesisler ile alternatif konaklama mekânı olarak bahsedebileceğimiz günlük, haftalık

ya da aylık sürelerde kiralanan evler gerek işlevsel gerekse sektörel olarak birbirlerinden tamamen farklı yapılardır. Alternatif konaklama, tüm dünyada yükselişte olan bir turizm çözümüdür. Ev sahiplerinin atıl durumda olan evlerini esnek vadelerde kiralamaları olarak tanımlayabileceğimiz alternatif konaklama sektörünün potansiyeli gelişmiş ülkeler tarafından fark edilmiş, sektörün işleyişi, standartları ve yapısı yasalarla güvence altına alınmıştır. Ülkemizde de alternatif konaklama sektörüne


ve sektörün kapsadığı mekânlara dair gerekli yasal düzenleme çalışmaları derneğimiz ile yasa koyucuların işbirliği ile önemli aşamalar kaydetmiştir. Söz konusu çalışmaların yapılıyor olması en başta bu sektörde katma değer üreten dernek üyelerimizi memnun etmektedir. Tamamen sektör standartlarının yasal zeminde güvence altına alınması ve sektörün topluma ve ekonomiye sunduğu katma değeri artıracak araştırmalar yapılmasını amaçlayan Alternatif Konaklama Derneği’ne mensup olan ev kiralama platformları, kiraladıkları evlerin güvenliği, sıhhi durumu, fiziksel imkânları ve kiracı güvenliği açısından bilinç sahibi olan ve müşterilerini de söz konusu şartların korunması açısından yönlendirmeyi bir görev olarak addeden ticari tüzel kişiliklerdir. Esnek sürelerde kiralanan evlere yönelik kayıt dışı ekonomi, vergi usulsüzlükleri, kaçakçılık, fuhuş ve diğer tüm suçlar en başta derneğimizin ve sektörümüzde faaliyet gösteren saygıdeğer şirketlerin mücadele alanı içerisindedir. Söz konusu suçların önlenmesine yönelik olarak güvenlik güçleri ile kurmuş olduğumuz işbirliğinin son derece sağlıklı ve verimli bir şekilde ilerlediğini tüm kamuoyunun bilgisine sunarız.

SON 8 AYDA %26 BÜYÜME SAĞLANDI Dünya Turizm Örgütü’nün verilerine göre Türkiye, son 8 ay içerisinde turizm gelirlerini artıran, dünyadaki ilk üç ülkeden biridir. Alternatif konaklama sektörü de bu gerçeğe paralel bir büyüme izlemekte ve uzun vadede Türkiye turizminin can damarlarından biri olma konumuna geleceğinin sinyallerini vermektedir. Dernek olarak, uluslararası bir şirkete yaptırdığımız araştırma, son 8 aylık süre içerisinde alternatif konaklama sektörünün geçen yıla oranla yüzde 26 oranında büyüdüğünü göstermektedir. Derneğimiz bu rakamın sene sonu itibarıyla yüzde 29 civarında olmasını öngörmektedir. İstanbul Valisi Hüseyin Avni

Mutlu’nun 7 Kasım tarihinde sosyal medya üzerinden paylaştığı gibi sadece İstanbul’a gelen turist sayısı son 10 aylık süre içerisinde yüzde 12 oranında bir artışla 8 milyon 949.815’e ulaşmış, 10 milyon barajı zorlanmaya başlanmıştır. Geleneksel otel konaklaması yerine kişisel zevk, ziyaretçi sayısı ya da kültürel sebepler temelinde turistlerin tercih ettiği alternatif konaklama mekânlarının bu artıştaki rolü büyüktür. Alternatif Konaklama Derneği olarak, Türkiye turizminde yaşanan bu büyümeyi büyük bir gururla takip ediyor ve sektörümüzün bugün olduğu gibi gelecekte de Türkiye turizmine katkı sağlamayı sürdüreceği görüşünü paylaşıyoruz.”


restaurant gündem 30 hotel & hi-tech

Turizmdeki rekabeti, ‘kalifiye personeli’ olan kazanacak İstanbul’da hızla artan yatak kapasitesiyle birlikte, rekabetin yoğunluk kazanmaya başladığını kaydeden BW Plus The President Hotel Satış Müdürü Fercan Başkan, “Turizmdeki rekabeti, ‘kalifiye personeli’ olan kazanacak” dedi.

İ

stanbul’da hızla artan yatak kapasitesiyle birlikte, rekabetin yoğunluk kazanmaya başladığını kaydeden BW Plus The President Hotel Satış Müdürü Fercan Başkan, “Son birkaç yıldır, açılan yeni otellerle, kentimizin yatak kapasitesi arttı. Devam eden yıllarda da, yeni yatak kapasiteleri ilave olacak. Artan yatak arzına paralel olarak, eğer iç ve dış pazardan turist talebi artmazsa, önümüzdeki birkaç yıl içinde, oteller arasında ciddi bir rekabet gözlenebilir. Turizmdeki rekabeti ise, kalifiye personeli olan kazanacak” dedi. Bir turizm tesisine, o tesiste çalışan insan kaynağının değer kattığını ifade eden Fercan Başkan, otel misafirlerini memnun etmenin ön koşulunun ise personeli memnun etmekten geçtiğini anlatarak, mutlu ve nitelikli personeli olanların sürdürülebilir turizm yapabileceğini belirtti.

ONLINE REZERVASYON ARTIYOR, SOSYAL MEDYA ÖNEM KAZANIYOR Akıllı telefonların artması, e-ticaretteki hızlı yükseliş ve özellikle turizm ürünlerinin (uçak-konaklama vb) internetten satın alınmasıyla, dünya genelindeki turizm endüstrisinde online rezervasyon oranının her geçen yıl katlanarak büyüdüğünü kaydeden Fercan Başkan, şunları söyledi: “İletişim ve bilgi çağındayız. Günümüzde tek taraflı değil, interaktif iletişim dönemindeyiz. İnsanlar, günün her saatinde facebook, twitter gibi sosyal mecralardan yaşadıkları olaylara ilişkin olumlu veya olumsuz bildirimde bulunmaktadır. Bu noktada işletmeler olarak, sosyal medyayı etkin şekilde takip edip,

yönetmemiz lazımdır. Diğer bir konu da bireyler, bir konaklama satın almadan önce, o tesise ilişkin yapılan yorumları da incelemektedir. O nedenle, tesislere gelen misafirlerin memnun ayrılmaları çok önemli bir konudur. Turizm sektörü; insanın, insana hizmet ettiği bir sektördür. O nedenle tesislerde çalışanlarının, hem kalifiye olmaları, hem de çalışırken mutlu olmaları gerekmektedir ki; otelde konaklayan misafirlere beklentilerinin üzerinde güler yüzle hizmet edilip, misafirlerin memnun şekilde otelden ayrılmaları sağlanabilsin” diye konuştu.

OTELLERDE, YATAĞI DEĞİL, HAYALİ SATMALIYIZ Dünya genelinde, turizm sektörünün yükselişini sürdüreceğini anlatan Fercan Başkan, insanların dünyanın dört bir yanını ziyaret ederek, yeni kültürler ve yeni deneyimler yaşamak istediğini belirtti. Bir ülkeye veya şehre gitmeden önce, o şehre ait değerlerin internetten okunduğunu, otel rezervasyonu yaptırmadan önce ise otelin ve hakkındaki yorumların incelendiğini kaydeden Fercan Başkan, konuşmasına şöyle devam etti: “Otellerde, sadece yatağı değil, hayali de satmalıyız. İnsanların hayallerindeki tatili yaşamalarında, verilen hizmetin kalitesi çok önemlidir. Misafirin, beklentisinin üzerinde bir hizmeti alması ise, kalifiye personel ile sağlanabilecektir. Özetle, günümüzde ve gelecek birkaç yıl içinde kalifiye insan kaynağının önemi daha ön plana çıkacaktır. Turizmdeki rekabeti de, kalifiye personeli olan kazanacaktır” şeklinde konuştu.



restaurant gündem 32 hotel & hi-tech

İstanbul için 10 Alternatif Tur Rotası belirlendi İstanbul Rehberler Odası İstanbul Kalkınma Ajansı’nın ve İstanbul Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü’nün desteğiyle gerçekleştirdiği “Sürdürülebilir Turizm için Alternatif Tur Rotaları” Projesi tamamlandı.

İ

stanbul Rehberler Odası İstanbul Kalkınma Ajansı’nın ve İstanbul Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü’nün desteğiyle gerçekleştirdiği “Sürdürülebilir Turizm için Alternatif Tur Rotaları” Projesi tamamlandı. Proje sonu turizm camiası ve kamuoyunu bilgilendirme toplantısı 30 Ekim 2013 tarihinde gerçekleştirildi. Toplantıya İstanbul Rehberler Odası yetkilileri, turizm camiası mensupları, turizm acenteleri yetkilileri ve basın mensupları katıldı.

İSTANBUL KÜLTÜR SANAT REHBERLİĞİ UZMANLAŞMA EĞİTİMİNE BÜYÜK İLGİ Toplantının açılış konuşmasını İRO İkinci Başkanı, Eğitim Programlarının koordinatörü Dr. Sedat Bornovalı yaptı. Bornovalı konuşmasında İstanbul turizminin sorunlarına, İstanbul’da rehberlik

yaparken dikkat edilmesi gereken hususlar ve rehberlerin bilmesi gereken konuların çokluğuna dikkat çekti. Üniversitelerin rehberlik bölümlerinde verilen eğitimler sonrasında rehberlerin kendilerini geliştirmek, bazı konularda uzmanlaşmak için kişisel olarak çaba sarfettiklerini, İstanbul Rehberler Odası’nın da rehberlerin uzmanlaşmaları, farklı konularda bilgi edinmelerini sağlamak üzere eğitim programları düzenlediğini anlattı. Gerçekleştirilen eğitim programlarından özellikle İstanbul ile ilgili “İstanbul Kültür Sanat Rehberliği Uzmanlaşma Eğitim Programı”nın büyük ilgi gördüğünü dile getirdi. Projeyi hazırlarken bu ilgiyi ve tüketici taleplerini göz önünde bulundurduklarını belirtti. Projeyi gerçekleştirilmesinde İstanbul Kalkınma Ajansı desteğinin önemine değinerek Ajansa ve zaman ayırıp toplantıya katıldıkları için katılımcılara teşekkür etti.


İSTANBUL’A 10 FARKLI TUR ROTASI SAPTANDI Dr. Sedat Bornovalı’dan sonra söz alan Proje Koordinatörü Bilgesu Güneş Yerli, Sürdürülebilir Turizm için Alternatif Tur Rotaları Projesi’nin amaçlarını; Kültür turizminin yaygınlaşmasına ve turizmde sürdürülebilirliğe katkıda bulunmak, turistlerin İstanbul’da kalış sürelerinin artması için alternatif seçenekler sunmak, turizm tüketicilerinin ilgi alanlarına yönelik seçenekler sunmak, turizmde sunulan hizmetlerin çeşit ve kalitesini arttırmak, turist rehberlerinin turizm tüketicilerinin ilgi alanları doğrultusunda uzmanlaşmalarını sağlamak olarak özetledi. Projenin 1 Kasım 2012 - 31 Ekim 2013 tarihleri arasında gerçekleştirildiğini ve proje kapsamında 10 ayrı konuda İstanbul’a ilişkin alternatif tur rotaları saptandığını belirtti.

“REHBERLER, KUŞ GÖZLEMCİLİĞİ KONUSUNDA BİLGİLENDİRİLMELİ” Proje koordinatörünün ardından eğitimlerde görev almış olan ve toplantıya katılan Kuş Gözlemciliği konusunda uzman rehber Kerem Ali Boyla ile Yüksek Mimar Rehber Adnan Özerler söz aldı. Kerem Ali Boyla konuşmasında özellikle İstanbul’da kuş gözlemciliği için tüketici taleplerine ve bu konuda bilgi sahibi olmanın rehberler açısından önemine değindi. Adnan Özerler de eğitim programında eğitmen olarak görev aldığı programlarda rehberlere çok kapsamlı bilgi verildiğini, gezilerde de geziye açık olmayan mekanların bile özel izinle gezildiğini, böylece rehberlerin bu konularda uzmanlaşmalarının ve turizm tüketicilerine sunulacak hizmetin kalitesinin yükseltilmesinin sağlandığını belirtti. İstanbul Rehberler Odası tarafından projenin sürdürülebilirliğinin uzmanlık eğitimlerinin kapsamının genişletilerek sürdürülmesi ve farklı rota çalışmaları ile sağlanacağı belirtildi.

İSTANBUL’A İLİŞKİN ALTERNATİF TUR ROTALARI 1) Bizans İstanbul’u 2) Osmanlı İstanbul’u 3) İstanbul’da İslam 4) İstanbul’da Hristiyanlık 5) İstanbul’da Musevi Mirası 6) İstanbul’da Su Yapıları 7) İstanbul’da Ticari Yapılar 8) İstanbul’da Yalılar 9) İstanbul’da Mimari 10) İstanbul’da Kuş Gözlemciliği


restaurant gündem 34 hotel & hi-tech

Türklerin Balkanlara ilgisi yükseliyor! Uluslararası seyahat arama motoru Skyscanner’ın verilerine göre, Türklerin Balkan ülkelerine ilgisi gün geçtikçe artıyor. 2013 yılında Türkiye’den Balkan ülkelerine yapılan uçak bileti aramalarında bir önceki seneye göre %73 artış görülürken, en fazla aranan ülke Makedonya oldu.

U

çak bileti, otel ve araba kiralama fiyatlarını aynı platformda karşılaştıran, uluslararası seyahat arama motoru Skyscanner’ın verilerine göre, Türklerin Balkan ülkelerine ilgisi gün geçtikçe artıyor. 2013 yılında Türkiye’den Balkan ülkelerine yapılan uçak bileti aramalarında bir önceki seneye göre %73 artış görülürken, en fazla aranan ülke Makedonya oldu. Makedonya’yı Sırbistan ve Arnavutluk takip etti.

İnternet sitesi ile olduğu kadar mobil uygulamalarıyla da dünyada seyahat etmek isteyenlerin hayatını kolaylaştıran ve en hesaplı alternatifleri sunan Skyscanner’ın verilerine göre Türklerin Balkanlara olan ilgisi artarak devam ediyor.

MAKEDONYA’YA ARAMALARDA ÜÇ KAT ARTIŞ Türkiye’ye vize uygulamayan Makedonya, tarihi ve doğal güzellikleriyle Türk seyahatseverlerin kalbindeki yerini gün geçtikçe daha da sağlamlaştırıyor. 2012’ye kıyasla Türkiye’den Makedonya’ya yapılan uçak bileti aramalarında %245 artış görülüyor. Sırbistan’a yapılan aramalarda bu yıl, geçtiğimiz yıla oranla %123 artış gözlemlenirken, Arnavutluk’a olan uçak bileti aramaları %115 artmış durumda.

2013’TE EN ÇOK ARTIŞ GÖRÜLEN BALKAN ÜLKELERİ 1. 2. 3. 4.

Makedonya Sırbistan Arnavutluk Kosova

%245 %123 %115 %9



restaurant gündem 36 hotel & hi-tech

Belek, golfün yıldızlarını ağırladı Dünyanın en önemli golf turnuvalarından biri olan European Tour’un üçüncü ayağı TurkishAirlines Open, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ve ünlü golfçü Tiger Woods’un katıldığı ortak basın toplantısıyla başladı.

7

-10 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek ve dünya starı Tiger Woods’un da yarışacağı PGA Eurapean Tour Final serisinin üçüncü ayağı Turkish Airlines Open 2013 Golf Turnuvası öncesinde düzenlenen basın toplantısında konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, sporun her türünün yaygınlaşmasını kültürel diplomasi hareketi olarak gördüklerini ifade ederek, “Türkiye son 10 yılda ekonomik, sosyal ve kültürel alanda önemli ilerlemeler kaydetti. 35.7 milyon ziyaretçi ile dünya

turizm pazarında 2012 yılında 6’ncı sırada yer alan bir ülke konumunda. Kuşkusuz buna bağılı olarak da farklı etkinlikler, büyük turnuvalar, büyük organizasyonlar ülkemizde gerçekleşiyor. 2013 yılının 9 aylık döneminde Türkiye’ye gelen ziyaretçi sayısında yüzde 10’luk bir artış yakalandı. Bu dünya ortalamasının 3 katı bir artış. Bu rakamlar doğrultusunda 2013 yılında toplamda Türkiye’ye ortalama 38 milyon ziyaretçi bekliyoruz.” diye konuştu.


Bakan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

BU BİR KÜLTÜREL VE İNSANİ DİPLOMASİ HAREKETİDİR “Turizm açısından baktığımızda, Türkiye turizm açısından sahip olduğu tarihi ve kültürel zenginlikleri ve sunduğu hizmet kalitesi ile dünyanın en önemli turizm merkezlerinden birisi konumunda. Ayrıca Dünya Turizm Örgütü’nün ilk 8 aylık raporuna göre; Türkiye yüzde 22’lik bir artış ile gelirini en fazla artıran üçüncü ülke oldu. Türkiye’nin demokrasisi, Türkiye’nin ekonomik başarıları, Türkiye’nin son 10 yılda gösterdiği performans bütün bu çerçevenin büyük hikayesini oluşturuyor. Golf turizmi, kongre turizmi gibi etkinlikler bu büyük hikayenin içinde giderek daha fazla ilgi gören etkinlikler haline geldi. Golfe olan ilginin giderek artması bizi çok fazla memnun ediyor. Golf, giderek bir genç sporu haline geliyor ve Türkiye’de giderek yaygınlaşıyor.

SPORU DESTEKLİYORUZ Organizasyonu Belek’te yapmamızın ikinci bir anlamı, Uluslararası Golf Tur Operatörleri Birliği, burayı 2008 yılında Avrupa’nın en iyi golf bölgesi seçmişti. Uluslararası alandaki başarıları artırmayı ve sporun

her türünü yaygınlaştırmayı aslında bir kültürel ve insani diplomasi hareketi olarak da görüyoruz. Bütün bölgemizde ve küresel düzeyde bu hareketliliğin artmasını destekliyoruz. Başta Tiger Woods olmak üzere ülkemize gelen tüm sporculara başarılar diliyorum.”

GAP, KAPADOKYA VE İÇ EGE’YE GOLF SAHALARI AÇILACAK Konuşmasının devamında golf sahalarını Türkiye’ye yaymayı hedeflediklerini açıklayan Bakan Çelik, GAP Bölgesi, Kapadokya ve İç Ege’nin öncelikli bölgeleri arasında yer aldığını ve yayma konusunda bir Bakanlık stratejisinin olduğunu kaydetti.

WOODS’A EL YAPIMI VAZO Basın toplantısının öncesinde Bakan Çelik, Woods’u kabul etti. Görüşmede Bakan Çelik Woods’a, Hükümetin bu tarz organizasyonları önemsediğini ve her türlü desteği verdiğini söyledi. Türkiye’nin golf sporuna verdiği önemden övgüyle bahseden Woods da, “Geçtiğimiz yılki turnuva da gerçekten son derece mükemmeldi. Katılımcı sayısı ve destekleyici sayısı son derece güzeldi” dedi. Bakan Ömer Çelik daha sonra konuğuna Ayasofya kapısından esinlenerek yapılan bir vazo hediye etti.


restaurant gündem 38 hotel & hi-tech

“En İyi Açılış Ödülü”, Wyndham İstanbul Petek’in oldu Temmuz 2013’de yaklaşık 120 milyon dolarlık yatırımla Güneşli’de açılan Wyndham İstanbul Petek, Wyndham Hoteller Grubu’nun 7.380 oteli arasından en iyi açılış yapan oteli seçildi.

A

vrupa, Ortadoğu ve Afrika’da, Wyndham Hoteller Grubu’nun 7.380 oteli arasından en iyi açılış yapan oteli seçilen Wyndham İstanbul Petek, “Newcomer of the year ödül” heyecanını 24 Ekim Perşembe günü basına yönelik gerçekleştirdiği toplantı ile paylaştı. Otel Genel Müdürü Özkan Alkan, Satış ve Pazarlama Müdürü Feryal Güzen ve Kurumsal İletişim Müdürü Burcu Şahin’in katılımı ile gerçekleşen toplantıda, otelin servis, hizmet standartları ile beraber 2014 hedefleri de konuşuldu.

ÖZKAN ALTAN: BİR BEŞ YILDIZLI OTEL AÇILIŞINA YAKIŞANI YAPTIK Toplantıda basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Wyndham İstanbul Petek Genel Müdürü Özkan Alkan, ödülle ilgili olarak, “Wyndham yetkilileri açılış öncesi ve sonrasında bize geldiklerinde “iyi ki bu ödülü size vermişiz. Çünkü sizden daha iyisi yoktu’ dediler. Bu da bizi çok mutlu etti. Çünkü bunu başarmak çok kolay


RAKAMLARLA WYNDHAM İSTANBUL PETEK Mimari projelendirme uygulamalarını Turgut Toydemir Piramit Mimarlık’ın üstlendiği Wyndham İstanbul Petek’te 241 misafir odası ve 27 suitin yanı sıra, uzun süreli konaklamalar için 39 daire bulunuyor. Otelde 586 metrekarelik bir Balo Salonu ve toplam alanı 1.970 metrekareyi aşan 14 toplantı salonu yer alıyor. 4.000 m2’lik SPA & Fitness salonu ve 500 araçlık otopark, sadece otel misafirleri için değil, bölgede çalışanlar ve yaşayanlar için de imkanlar sunuyor.

olmadı. Bir beş yıldızlı otel açılışında gerekli tüm servis ve hizmet kriterlerine sahip olduğumuz için bu ödüle layık görüldük. Wyndham’ın beş yıldız standardına uygun olarak zamanında ve doğru bir şekilde misafire sunulabilmesi çok önemliydi. Tüm uğraşılarımıza değdiğini görmek bizi ayrıca mutlu ediyor” diye konuştu.

ALIŞVERİŞ MERKEZİNE SAHİP TEK OTEL Wyndham markasının dünyanın en prestijli organizasyonları tarafından ‘En hayranlık Duyulan Şirket’ ve “Çalışılacak En İyi Şirket’ olarak seçildiğini belirterek, Wyndam İstanbul Petek’in Atatürk Havalimanı’na sadece 3,7 kilometre uzaklıktaki konumu, kongre ve fuar merkezlerine yakınlığıyla iş dünyasının ihtiyaçlarına en etkin şekilde cevap verdiğini söyledi. Alışveriş merkezine sahip tek otel olma özelliği ile farklı bir konsepti ortaya koyan beş yıldızlı otelin uzun vadeli konaklama imkanları ile de dikkat çektiğini anlatan Özkan, oteldeki 307 odadan 39’u rezidans tarzında, uzun dönemli konaklama sunduğunu belirtti.


restaurant yeni yatırımlar 40 hotel & hi-tech

İstanbul’un en lüks oteli, Park Bosphorus İstanbul açıldı CVK Group’a ait Park Bosphorus İstanbul Hotel, 300 milyon dolarlık yatırımla Taksim Gümüşsuyu’nda hizmete girdi. İstanbul’un en lüks oteli iddiası ile 25 Ekim Cuma günü kapılarını açan beş yıldızlı otel, sadece konaklamasıyla değil, yaşam alanlarıyla da İstanbul’da bir cazibe merkezi oluşturacak.

T

ürkiye’nin köklü yatırımcılarından CVK Group’un, yüzde 100 öz sermayesiyle; İstanbul’un merkezi Taksim Gümüşsuyu’nda, tarihi Park Otel’in arazisi üzerinde yeniden inşa ettiği Park Bosphorus İstanbul Hotel kapılarını açtı. 300 milyon dolarlık yatırım bedeli ile hizmete açılan otel; eşsiz manzarası, her biri özel olarak tasarlanmış odaları; exclusive suit”leri ile konaklamada ayrıcalıklı olanaklara sahip. Toplam 618 odalı otel, 137 bin metrekarelik arazi üzerinde toplam 4 bin 500 m2’lik teras, 6 farklı konseptte hazırlanan yiyecek içecek bölümleri, 8 bin 500 m2 SPA, Wellness ve Fitness merkezi ile otelcilik hizmet kalitesinin en üst sınırını simgeleyen “Delux Hotel” klasmanında hizmet verecek. 2011 yılında CVK Turizm Grubu’na geçen Park Bosphorus İstanbul Hotel, tarihi Park Otel’in 82 yıllık geçmişine sadık kalarak inşa edildi. Otel, sadece konaklama misyonuyla değil “yaşam alanlarıyla” da İstanbul’un cazibe buluşma noktası olacak.

GÜLŞAH ÇEVİK: DELUX OTELCİLİĞİ YENİDEN YORUMLUYORUZ Otelin basına yönelik gerçekleştirilen toplantıda bir konuşma yapan CVK Yönetim Kurulu Başkanı Gülşah Çevik, turizm alanındaki en önemli yatırımları olan Park Bosphorus İstanbul Hotel’in inşaatını tamamlayarak, Türk turizminin hizmetine sunmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirterek, şunları söyledi: “CVK Grup olarak, yıllardır atıl olan bir yapıyı 300 milyon dolarlık bir yatırımla, İstanbul’un siluetine uygun, çevresindeki tarihi dokuyla uyumlu, lüks bir yapıya dönüştürdük. Otelimiz ile Park Otel’in ruhu yaşatılmaya devam edilecek, tarihsel ve kültürel zenginliğimiz günümüze taşınacak. Otelcilikte hizmet kalitesinin en üst sınırını simgeleyen ‘Delux Hotel’ kavramını yeniden yorumlayan Park Bosphorus İstanbul Hotel olarak, odabaşına düşen en fazla hizmetli sayısı, özel VIP servisleri, seçkin hizmet kalitesi ile otelcilik anlayışına farklı bir bakış açışı


İSTANBUL’UN GURME KÜLTÜRÜNE YENİ BAKIŞ AÇILARI Doğu ve Batı mutfağının esintilerini eşsiz lezzetlere dönüştüren beş yıldızlı otelde geleneksel Anadolu yemeklerinden Lübnan mutfağının zengin lezzetlerine, Fas’ın vazgeçilmez tatlarından Batı mutfağı esintilerine kadar üç kıtada hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu’nun saklı lezzetleri, otelin asma katında yer alan “Gümüşsuyu Restaurant”ta hayat buluyor.

getiriyoruz. Park Bosphorus İstanbul Hotel de 560 kişilik istihdam sağlayarak, sektöre büyük oranda katkı sağlıyoruz.”

AVRUPA’NIN EN BÜYÜK OTEL SPA, WELLNES VE FITNESS MERKEZİ Türkiye’de ilk defa “ VIP SPA” konseptini geliştiren CVK Safira SPA, özel VIP alanlarıyla misafirlerine aynı anda birçok bakım hizmeti sunuyor. 8500 m2’lik yaşam alanında; özel dinlenme bölümleri, baybayan ve bayanlara özel fitness alanları, hamamlar, içerisinde jakuzinin de yer aldığı VIP masaj odaları, mevsimsel olarak açıp kapanabilen yüzme havuzu ve özel stüdyolar yer alıyor. SPA merkezi içinde yer alan Türk Hamamları ise Osmanlı gelenek ve ritüellerine uygun olarak tasarlandı. Yüksek gök kubbe ve mermer detaylar ile farklılaşan hamamlar, mimarisinin yanı sıra servisi ile de ön plana çıkıyor. CVK Safira SPA içerisindeki “Çeşm-i Hayat” Vitamin Bar, sunduğu taze sıkılmış meyve suları, özel hazırlanmış detokslar ve hafif atıştırmalıklar ile spor sonrası yorgunluğunu üzerinden atmak isteyenleri bekliyor.

TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK BAŞKANLIK SÜİTİ 22 ayar altın kaplamalı muslukları 512 m2 iç hacmiyle Türkiye’nin en büyük başkanlık süitine sahip olan Park Bosphorus İstanbul Hotel, dünya başkanlarını ve önemli iş adamlarını ağırlamaya hazırlanıyor.

Eski beş çaylarının piyano eşliğinde nostaljik bir hava estirdiği Park Patisserie&Lounge’ta günlük hazırlanmış kek, pasta ve kurabiye çeşitleri, özel trüf, pralin ve çikolata seçenekleri, dondurma çeşitleri ile İstanbul’un buluşma noktası olmaya hazırlanıyor. Sandviçler, salatalar, taze dilimlenmiş soğuk et ve peynir çeşitleri, alternatif keyifler sunan “Cafe Jardin” ise ara öğünlerin vazgeçilmez adresi olacak.

AVRUPA’NIN VE TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK OTEL TERASI 4500 m2 teras alanıyla, Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük otel terasına sahip olan Park Bosphorus İstanbul Hotel, 360 derece panoramik Boğaz manzarasıyla misafirlerini büyülüyor.

ÇEVRE DOSTU OTEL Park Bosphorus İstanbul Hotel’in yapımında, sürdürülebilirlik ve çevre dostu özellikleri ifade eden “Yeşil Otel” kriterlerinin büyük bölümüne azami özen gösterildi. Çevresindeki tarihi dokuyla uyumlu olarak yenilenen Park Bosphorus İstanbul Hotel’de, çevrecilik adına gerekli tüm çalışmaların yapıldı. Teknolojik alt yapısı, su ve enerji tasarrufu standartları, çevreye zararlı maddelerin ve atık miktarının azaltılması prosedürleri uygulanacak.


restaurant yeni yatırımlar 42 hotel & hi-tech

The Ritz-Carlton, Tientsin resmen açıldı Çin’in kuzeydoğusunun en yeni lüks oteli The Ritz-Carlton, Tientsin, heyecanlı bir bekleyişin ardından 18 Ekim Cuma günü resmi açılışını gerçekleştirdi.

U

zun zamandır heyecanla beklenen, Çin’in kuzeydoğusunun en yeni lüks oteli The RitzCarlton, Tientsin, “İmparatorluğun Limanı” Tientsin’e benzersiz lüks hizmeti ve konforu taşıyarak resmi açılışını 18 Ekim Cuma günü gerçekleştirdi. Art deco tarzı ile Çin’de bulunan lüks otel işletmeleri arasında 10. sırada yerini alan The Ritz-Carlton, Tientsin, Tientsin Binhai Uluslararası Havalimanı’na ve hızlı tren ile Çin’in başkenti Pekin’e 30 dakika uzaklıkta bulunuyor.

MİMARİDE 20. YY. ESİNTİLERİ Haihe Nehri kıyısında eski İngiliz tarihi yerleşim yeri ve modern iş merkezinin merkezinde konumlandırılan The Ritz-Carlton, Tientsin, Avrupa geleneklerine göre oluşturulan geniş avlu üzerine inşa edilen görkemli odaları ile mimaride 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkan neo klasik mimariden ilham alınarak tasarlanmış. Otel, 277 adet lüks art deco tarzı misafir odası ve 53 süit oda ile lüks misafirperverliğin tasarımcısı Pierre-Yves Rochon tarafından dizayn edilmiş. Otelin şamdanla donatılmış konforlu odaları ve birçoğu payandalı taş ile oluşturulmuş balkonları tatile ya da iş seyahatine çıkan misafirlere incelikli bir şıklık sunuyor. Tesis, ayrıca tasarlanmış yeni Ritz-Carlton Club konseptine göre gün boyunca beş defa yararlanılabilecek yiyecek ve içecek hizmetini özel yemek odası, samimi mekanları ve özel barı

aracılığıyla da konuklarının hizmetine sunuyor. The Ritz-Carlton Club Level hizmeti, özel oda görevlileri ve özel kayıt işlem seçeneklerini içeriyor.

DÜNYA MUTFAĞINDAN EN LEZİZ SEÇENEKLER Otelin dört adet restoranı birbirinden bağımsız olarak lezzet deneyimleri oluşturmak amacıyla tasarlanmış. Klasik tarzda tasarlanmış lobi salonunda, kokteyl ve beş çayı sunumunun yanı sıra Tian Tai Xuan restoranında özgün, modern Kanton yemekleri servis edilirken; Zest restoranı gün boyunca açık olan hareketli mutfağı sayesinde dünya mutfağını misafirler ile buluşturuyor. Kaliteli şaraplar, kokteyller, sushi çeşitleri ve Güney Asya’dan ilham alınarak hazırlanmış mezelerin servis edildiği, canlı DJ performanslarının gerçekleştirildiği son moda Flair tarzındaki bar ve salona özel şarap ve puro odaları eşlik ediyor. Tientsin’in en yeni lüks mekanı olan The Ritz-Carlton Spa, Tientsin’in meşhur Çin gülü kullanılarak özel olarak tasarlanan terapi çeşitleri ile de iddialı…



restaurant yeni yatırımlar 44 hotel & hi-tech

Rescate Otel’de Başbakanlı açılış gerçekleşti

Akay Grup’a ait olan ve 2011 Eylül ayında meydana gelen Van depremi dolayısıyla açılışını erteleyen Rescate Otel, 26 Ekim Cumartesi günü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile resmen açılışını duyurdu.

A

kay Grup yatırımlarından olan ve açılışını 2011 Haziran ayında gerçekleştiren Rescate Otel, resmi açılışını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile 26 Ekim Cumartesi günü gerçekleştirdi. Eylül 2011’de meydana gelen Van depremi dolayısıyla resmi açılışını erteleyen Rescate Otel’in açılış törenine Erdoğan’ın yanı sıra Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Gıda-Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Başbakanın eşi Emine Erdoğan ve kızı Sümeyye Erdoğan da katıldı. Açılışta, Rescate Otelleri Yönetim Kurulu Başkanı Kurtuluş Akay ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Umut Akay da hazır bulundular.

TAYYİP ERDOĞAN: RESCATE, TURİZME BÜYüK DEĞER KATTI Çeşitli açılışlara katılmak ve ziyaretlerde bulunmak üzere Van’a gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “STK


İLK AÇILIŞ ANKARA’DA

Temsilcileri Akşam Yemeği ve Toplantısı” na ev sahipliği yapan Rescate Otel’in açılışını gerçekleştirdi. Akay Grup’a ait olan ve Van - Edremit yolu üzerinde yer alan Rescate Otel hakkında Akay Grup Yönetim Kurulu üyelerinden bilgi alan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Van’a yapılan bu yatırımdan dolayı memnuniyet duyduklarını söyledi. Yapılan yatırımın turizme büyük değer kattığını belirten Erdoğan, Akay Grup yetkililerine teşekkür etti.

KURTULUŞ AKAY: VAN’DAKİ HİZMET KALİTESİNİ ARTTIRACAĞIZ Yıllardır Van’ın vergi rekortmenliğini koruyan Akay Grup Yönetim Kurulu Başkanı Kurtuluş Akay memleketi Van’da yaptığı yatırımlardan büyük mutluluk duyduğunu söyledi. Van’ın ilk beş yıldızlı otelini açtıklarını ifade eden Kurtuluş Akay, amaçlarının Van’daki hizmet kalitesini çok daha iyi noktalara taşımak olduğunu belirtti.

UMUT AKAY: VAN’A TATİL KÖYÜ YAPACAĞIZ Umut Akay yakın dönemde Van için büyük ve ses getirecek Van’ın Altınsaç bölgesinde doğal bir yaşam tatil köyü kurma projelerinin olduğunu ifade ederek, bu proje ile Van’ın doğal güzelliklerini tam anlamıyla yaşatacaklarını belirterek, “Bu sayede Van ve yöresinin dünyaya tanıtımını yaparak, turizme katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Bu sayede de birçok Vanlı hemşerimize iş olanağı sunmak istiyoruz” dedi.

Akay Grup Yönetim Kurulu Başkanı Vanlı işadamı Kurtuluş Akay’ın isminin, İspanyolca’sından esinlenerek bulunan Rescate Otelleri’nin ilki 2007 yılında Ankara’nın Çankaya bölgesinde butik otel olarak açılmıştı. Grup bu sektörde başarılı olmanın formülünü konuk ağırlama hassasiyetinde olduğunu kısa bir sürede idrak ederek, Ankara’da bulunan butik otellerinde başarıyı yakaladı ve sonrasında Van’ın ilk beş yıldızlı otelini 2011 yılında açtı. Akay Grup Rescate Otelleri ile zincir marka olma hedefini ile 2012 yılında İstanbul Anadolu yakasında da otel açtı.

94 ODALI Van’ın ilk beş yıldızlı oteli Rescate Otel, Van’ın 94 odası ve 700 kişilik balo salonu, toplantı salonları, restoran ve barı da bulunuyor. Rescate Otel Van’da ayrıca sağlık kulübünün yanı sıra tekne ve limuzin hizmeti de sunuluyor.


restaurant yeni yatırımlar 46 hotel & hi-tech

Başbakan’dan Elite World Van açılışı Van’ın dünya zincirine bağlı tek oteli 5 yıldızlı Elite World Van Hotel’in resmi açılışı, 27 Ekim 2013 tarihinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapıldı.

A

çılışı bir yıl önce 35 milyon dolarlık yatırımla Elik Ailesi tarafından gerçekleştirilen Elite World Van Hotel, resmi açılışını 27 Ekim Pazar günü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile gerçekleştirdi. Başbakan, eşi Emine Erdoğan, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ve üst düzey yöneticilerin katılımı ile gerçekleşen törende Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Van’ın turizm kapısı olması için, İran gibi sınır komşularının buraya gelip alışveriş yapılmalarını sağlamak adına Van’a büyük alışveriş merkezi yatırımlarının yapılması gerekli” dedi.

“VAN’A SAHİP ÇIKILMASI GEREKİR” “Elite World Van Hotel’in resmi açılış töreninin tüm girişimci Vanlı kardeşlerime ve Van halkına hayırlı olmasını Allah’tan temenni ederim” diyerek açılış konuşmasına başlayan Erdoğan, açılış öncesinde oteli gezerek, otel yönetiminden bilgi aldı. 26 Ekim Cumartesi günü Elite World Van’da konaklayan Başbakan, otelin anı defterini imzalayarak memnuniyetini belirtti. Doğu’nun bilim, sanayi ve turizm merkezi olan Van’da hizmete açılan Elite World Van Hotel’in Doğu’nun ekonomisine uluslararası düzeyde katkısı olacağını belirten Başbakan, Van’a sahip çıkılması gerektiğinin altını çizdi.

“VAN’A BÜYÜK AVM YAPIN” DEDİ Elite World Hotels zincirinin yeni yurt dışı yatırımlardan duyduğu memnuniyeti dile getiren Başbakan Erdoğan, “yurt dışında yerli zincirlerin ülkemizi bu şekilde temsil etmesi büyük önem arz ediyor” dedi. Van’ın turizme kapı olabilmesi için, İran gibi sınır komşularının gelip alışveriş yapabileceği büyük alışveriş merkezlerinin yapılması gerektiğini belirten Erdoğan, gerekli alışveriş merkezi yatırımları için iş dünyasına çağrı yaptı.



restaurant yeni yatırımlar 48 hotel & hi-tech

Armada Pera, resmen açıldı Tarihi Yarımada’nın seçkin otellerinden Armada Otel, Pera’daki yeni otelinin resmi açılışını 9 Ekim Çarşamba akşamı gerçekleştirdiği görkemli bir davet ile kutladı. 1 Şubat 2013 tarihinden bu yana misafirlerini ağırlayan 20 odalı butik oteli, Kasım Zoto’nun kızı Mira Zoto yönetiyor.

İ

stanbul’un tarihi bölgesi Sultanahmed’te 20 yıldır konaklama hizmeti sunan Armada Otel, halkasına bir yenisini de Beyoğlu’nda ekledi. 9 Ekim Çarşamba akşamı Armada Otel’in sahibi Kasım Zoto ve genç yönetici Mira Zoto’nun ev sahipliğinde gerçekleşen geceye sektörün de ilgisi yoğun oldu. Açılışa Parma Ailesi’nin son bireylerinden, Saray terzisinin küçük torunu Mario Parma da katıldı.

ÖZEL BİR HİKAYESİ VAR Armada Pera’nın özel bir hikayesi olduğunu anlatan Kasım Zoto, “Parma Apartmanı” olarak yaptırılan binanın Osmanlı Saray terzisi Paul Parma’nın evi olduğunu belirterek, yapımı 18. yüzyıla uzanan binayı restore ettirerek turizme kazandırmaktan büyük mutluluk duyduklarını söyledi.

MİMARİDE 19. YY. ESİNTİLERİ Osmanlı Saray Terzisi Paul Parma’nın evi ve 19. yüzyıl İstanbul’ununun Art Nouveau stilindeki yapılarından biri olan “Parma Apartmanı”,


restorasyonun ardından içi Armada Otel tarafından düzenlenerek “Armada Pera” kimliğiyle yeniden hayata geçti. 1 Şubat 2013 tarihi itibari ile misafirlerini ağırlamaya başlayan butik otel, Mira Zoto yönetiminde hizmet veriyor. 20 odalı butik otel, yürüyüş mesafesiyle İstiklal Caddesi’ne 3-4 dakika, Taksim Meydanı ve Tünel’e ise 10 dakika uzaklıkta bulunuyor.

ŞIK VE KONFORLU Beyoğlu’ndaki tarihi yapılar arasında özel bir yeri olan beş katlı Armada Pera Oteli, şık ve konforlu 20 adet odası ile konuklarını ağırlıyor. Odaların arasında tümüyle Art Nouveau stilde dekore edilen 5 suit oda yer alıyor. Tarihi yarımadada 20 yıla yakındır kimlikli duruşu ve İstanbul tarzı yaşamı korumasıyla tanınan Armada Otel’in Pera’daki kardeşi Armada Pera’nın bazı odaları Parma ailesinin de kullandığı türden antik mobilyalarla dekore edildi. Misafirlerine adeta zaman tünelinde geçmişe bir yolculuk hissi yaşatan odaları, görmüş geçirmiş Levanten Parma Ailesi’nin bir yakın konuğu imişcesine farklı bir estetik ve zaman boyutunda yaşıyor.


restaurant yeni yatırımlar 50 hotel & hi-tech

İhlas Kuzuluk Termal Otel yenilendi Türkiye’nin en kapsamlı termal komplekslerinden İhlas Kuzuluk Termal Otel yenilendi. Standart ve suit odalar başta olmak üzere toplantı, TV salonları ve çocuk oyun alanını baştan aşağı yenileyen termal otel, değişen yeni yüzü ile birlikte 2014’te %75 doluluk hedefliyor.

İ

hlas Holding’in bünyesinde Sakarya’nın Kuzuluk beldesinde 2004 yılında hizmete giren Türkiye’nin en kapsamlı termal komplekslerinden İhlas Kuzuluk Termal Otel, 2013 yılında başlattığı yenileme çalışmalarını tamamladı. Standart ve suit odalar başta olmak üzere toplantı, TV salonları ve çocuk oyun alanını baştan aşağı yenileyen termal otel, değişen yeni yüzü ile bölgedeki doluluk oranlarını 2014 yılında %75 seviyelerine çıkarmayı hedefliyor. İhlas Kuzuluk Termal Otel’de yürütülen yenileme çalışmalarını Otel Genel Müdürü Yılmaz Martin ile konuştuk.

Kuzuluk Termal Otel’den kısaca bahsederek, yenileme çalışmaları hakkında bilgi verebilir misiniz? İhlas Kuzuluk Termal Otel, 2004 yılında Turizm Bakanlığı’na bağlı olarak 3 yıldızlı bir tesis olarak hizmete girdi. Otelimizde 60 standart, 3 suit, 2 apart odası olmak üzere toplamda 65 oda ve 130 yatak

kapasitesi ile hizmet vermekteyiz. Bununla beraber 200 kişilik restoran, 150 kişilik çok amaçlı yemek salonu, 300 kişilik çok amaçlı açık yemek alanı, 90 ve 45 kişilik çok amaçlı toplantı salonları, çocuk oyun odası, 3 adet termal özel banyo, 2 adet masaj ünitesi, sauna, satış ünitesi, kuaför, çocuk oyun parkı ve otoparkımız da bulunuyor. Yenileme çalışmalarımız 60 standart ve 3 suit odalar, TV salonu, restoran, lobi, çocuk oyun alanı ve toplantı salonları olarak otelin genelini kapsıyor. Bu kapsamda oda içerisindeki tekstil ürünleri, ıslak zeminler, mobilya, halı, duvar kağıdı, kapı, cam, çerçeve ve oturma grupları olarak tamamen yenilendi.

Yenileme çalışmaları yaklaşık olarak ne kadar sürdü? Kiminle çalıştınız ve nasıl bir tarz ve konsept benimsediniz? 2013 yılı Ramazan ayı süresince otelimizi tamamen hizmete kapatarak, 30 günlük süre içerisinde yenileme çalışmalarımızı yaparak sürdürdük.


İhlas Kuzuluk Termal Otel Genel Müdürü Yılmaz Martin

Ramazan bayramında da tekrardan hizmete açıldık. Yenileme sürecinde fikir ortağımız, Müfit Home Collection oldu. Bütün yenileme çalışmalarımızda gerek mimarlık gerek mobilya ve mefruşat ihtiyaçlarımızın tamamı yine Müfit Home Collection tarafından sağlandı. Tarz olarak, daha çok sadelikten yana bir çalışma izleyerek, gözü yormayan daha modern ve daha konforlu bir tasarım uygulandığını söyleyebilirim.

Otelin ek yatırımlarla birlikte gelişen ve değişen yüzünü bize nasıl anlatırsınız? Otele ek yatırım çalışmalarımız aslında 2011 yılında başlamış ve yenilenme ile devam etmiştir. Müşterilerden gelen yoğun istek üzerine otelimize 3 adet termal özel banyo, 2 adet masaj ünitesi ve sauna hizmetlerimizi de ekleyerek müşteri memnuniyetini daha da yükseltmiş bulunmaktayız. Yakın dönemde yapmayı düşündüklerimiz arasında ise

buhar odası, Türk Hamamı, spor salonu ve tuz terapi odası bulunuyor. Bunların dışında engelli müşterilerimizin tatillerini kolaylaştırmak amacıyla iki odamızı engelli müşterilerimizin ihtiyaçlarına yönelik düzenlemeyi planlamaktayız.

Bu kimlik değişiminde siz kendinizi Kuzuluk Termal Oteli olarak nasıl konumlandıracaksınız? Otelimizde yaklaşık 10 yıldır hizmet vermekteyiz. Hem iş amaçlı seyahat edenlerin hem de sağlık amaçlı tatil yapmak isteyenlerin tercihi olduk. Özellikle sağlıklı tatil ve aile oteli olma özelliğimizi tercih edilme sıralamasında ilk sıralara çıkarmak arzusundayız.

2013 yılı doluluklar açısından nasıl geçiyor? 2014 yılına ilişkin beklentileriniz nelerdir? Özellikle tatil dönemlerinde %100 seviyesine ulaşan doluluğumuz yıl ortalamasında yaklaşık olarak %65


restaurant yeni yatırımlar 52 hotel & hi-tech

YENİLEMEDE TERCİH EDİLEN MARKALAR

Porselen Cam Ürünler Çatal – Bıçak Pencere Mobilya Tekstil Tasarım Bulaşık Makineleri Açık Büfe Ekipmanları

Güral Porselen Paşabahçe Hisar Pimapen Kenzel Müfit Home Collection Bal Mimarlık Fagor Zicco, Öztiryakiler, Paşabahçe, Güral Porselen Güvenlik Sistemleri Samsung TV Ora ve LG

verici. Kuzuluk Kaplıcaları, Selçuklular döneminden günümüze kadar Kuzuluk beldesine hayat vermiş ve sadece yöre halkının değil, Türkiye’nin pek çok yerinden gelen insanlara şifa kaynağı olmuştur. Sağlık turizmine yönelik ileriki dönemlerdeki hedeflerimiz arasında fizik tedavi, rehabilitasyon, kür merkezi ve spa üniteleri yapıp bünyemize katmayı planlıyoruz. Otelimiz, toplantı, seminer, kongre ve davet organizasyonları için de konuklarımıza elverişli olanaklar sağlıyor. 2004 yılından bu yana otelimizin ev sahipliğini yaptığı çok sayıda organizasyon bulunuyor. Bunda elbette lokasyonumuz kadar kullandığımız üst düzey teknolojilerin de etkisi büyük. Son teknoloji ürünleri ile donatılmış olan toplantı salonlarımızda sabit barkovizyon, perde, ses sistemi, flipchart, internet, telsiz, yaka mikrofonu, lazer pointer, bilgisayar, LCD ekran ve DVD player bulunmakta.

Kuzuluk Termal Otel, yeme içme konusunda ne tür ayrıcalıklara sahip?

seviyelerinde olmakta. Yenileme faaliyetlerimizin, otel tanıtımlarımızın ve müşteri tavsiyelerinin de etkisiyle bu oranın 2014 yılında minimum %75 seviyesinde olmasını öngörmekteyiz.

Otelinizin sağlık ve kongre turizmine yönelik hedeflerinden de bahseder misiniz biraz? Sağlık turizmi açısından mega kentlere olan yakınlığımız ve ulaşım kolaylığımız ile özellikle kısa süreli tatil dönemlerinde ilk olarak tercih edilen destinasyonlar arasında olmak bizim için memnuniyet

Otelimizin eşsiz mutfağı; kaliteli aşçıları ve güler yüzlü dinamik personeli ile hem göze hem de damak zevkine fazlası ile hitap edecek. Titizlikle hazırlanan zengin sabah kahvaltılarına, dünya mutfağı ile birleşen ve her damak zevkine hitap eden öğlen ve akşam yemeklerine ev sahipliği yapan restoranımıza ek olarak a la carte restoranımız ile de eşsiz lezzetleri hizmete sunacak.

Son olarak kurum içi hizmet kıstaslarınız ve hedeflerinizden de söz edebilir misiniz? Yenilenen yüzümüz ile bundan sonraki süreçte %100 müşteri memnuniyetini sağlamak için personele yönelik hizmet içi eğitim çalışmalarımız sürüyor. Güler yüzlü personelimiz ve kaliteli hizmet anlayışımız ile önceliğimiz otelimize gelen müşterilerimize Türk konukseverliğini hissettirebilmektir.



restaurant yeni projeler 54 hotel & hi-tech

İstanbul’a Turgut Toydemir’den 3 yeni proje Mimari projelendirme uygulamalarını Turgut Toydemir Piramit Mimarlık’ın yaptığı Shangri-La Bosphorus ve Wyndham Petek İstanbul otelleri görkemli açılışlarını yaptı. yarım asırlık mimarlık ofisinin 2014 yılı hedefinde İstanbul Marriott Hotel Şişli, Samsun Sheraton ve Özdilek Wyndham gibi yıla damgasını vuracak 3 dev proje daha var!

M

imarlık sektörünün öncü markalarından Turgut Toydemir Piramit Mimarlık, yurt içi ve yurt dışı mimari projelendirme faaliyetlerine Türkiye’nin en görkemli turizm projeleri ile devam ediyor. 2013 yılı itibari ile kapılarını açan, İstanbul turizminin en gözde turizm yatırımlarından ShangriLa Bosphorus İstanbul ve Whyndham İstanbul Petek Hotel’in ardından 2014 yılında işletmeye açılması planlanan İstanbul Marriott Hotel Şişli, Sheraton Samsun Oteli ve Özdilek Wyndham’ın projelendirme çalışmalarına doludizgin devam eden başarılı firma, projelerin tamamlanması ile birlikte otel uygulama projelerine 3 dev proje daha katmış olacak.

Whyndham İstanbul Petek Hotel


Özdilek Wyndham

İstanbul Marriott Hotel Şişli

Sheraton Samsun Oteli

2014’E DAMGASINI VURACAK MİMARİ PROJELER! Turgut Toydemir Piramit Mimarlık’ın yeni yılda ses getirecek mimari projelerinden bir tanesi, Levent’te inşaası halen devam eden Özdilek Wyndham. Özdilek Holding’in bir yatırımı olan ve otel projesinin yanı sıra ofis blogları ve AVM alanlarını da kapsayan Özdilek Wyndham’ın da 2014 yılında tamamlanarak hizmete açılması planlanıyor. Turgut Toydemir Piramit Mimarlık’ın turizm konaklama sektörüne yönelik mimari faaliyetlerinin devam eden bir diğer ayağında yatırımı Tanrıverdi Holding’e ait olan Sheraton Samsun Oteli bulunuyor. Starwood Grubu bünyesinde 220 odası ile hizmet verecek beş yıldızlı tesis yüksek katlı bir bina olarak inşa edilecek.

ŞİŞLİ MARRIOTT İÇİN GERİYE SAYIM BAŞLADI Marriott International bünyesinde, otel ve rezidans konseptinde 2014 yılında açılması planlanan İstanbul

Marriott Hotel Şişli’nin mimari projelendirme çalışmalarının altında da Turgut Toydemir Piramit Mimarlık’ın imzası bulunuyor. Binada imalat aşamalarının tamamlandığını kaydeden Turgut Toydemir Piramit Mimarlık Kurucusu Yüksek Mimar Turgut Toydemir, projede sona yaklaşıldığını belirterek, “Yeni nesil otel mimarilerine yeni yorumlar katacak projelerin içinde olmak en az yatırımcıları kadar bizi de heyecanlandırıyor. Firmamız olarak güçlü ve uzman kadromuzla turizme değer katacak mimari çalışmalar içinde olmaya devam edeceğiz” dedi.


Fotoğraflar: Hakkı Günerkan

restaurant iş’te kadın 56 hotel & hi-tech

Eresin Otelleri Genel Müdürü Müberra Eresin: “Turizmi ideallerimden vazgeçecek

kadar çok sevdim” “Otelcilik öyle bir meslek ki, içine girdiğiniz anda sizi büyülüyor ve ne olduğunuzu şaşırıyorsunuz. Bende de öyle oldu, turizmi ideallerimi bir köşeye bırakacak kadar çok sevdim...”


T

urizm emektir, gönüllülüktür, özveridir. Hep en iyiye koşmak, çalışmak, sevmektir turizm. Serilse de altın halılarla önünüze, en mükemmeli olabilmek için birgün, daha fazla mücadele edebilme tutkusunu yüreğinizde hissedebilmektir. Tıpkı, otelcilik sektörünün deneyimli isimlerinden Müberra Eresin’in turizmde başarıya uzanan örnek hikayesi gibi... Turizm sektöründe bir duayen markanın 2. kuşak temsilcilerinden Eresin Taxim ve Premier, Eresin Crown Genel Müdürü Müberra Eresin ile dünden bugüne turizm yolculuğunu samimi ve keyifli bir söyleşi ile sayfalarımıza taşıdık.

Müberra Hanım, turizm hikayenizi anlatır mısınız? Otelcilik sektörüyle nasıl tanıştınız? Liseden sonra Marmara Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi’ni kazandım ve ikinciden sonra okurken çalışmayı çok istedim ancak ailem biraz da muhafazakarlıktan belki, o dönem beni başka bir yerde çalıştırmak istemedi. O zamanlar ailem otelciliğin dışında bir de Sirkeci’de araba alım satım işleriyle uğraşıyordu. Bana “madem ekonomi okuyorsun, en iyisi gel bizim muhasebe bölümünde çalış, bize de yardımcı olmuş olursun” dediler.

Siz ne yaptınız peki? Aslında maliyet muhasebesini çok seviyordum. Hedefim, bir fabrikada üretim maliyeti üzerine çalışmaktı. “Geçici olarak gel çalış” denilince, sabah okula, öğleden sonraları Sirkeci’deki Eresinler Otomotiv’de muhasebede çalışmaya başladım. Bir süre sonra çok sıkıldım ve isyan ettim. O dönemde Topkapı’da küçük ama şirin bir otelimiz vardı, Özcan Hotel ve bir de BW Eresin Taxim vardı. En azından onlardan birinde çalışırım diye düşünmüştüm, zorlu bir ikna turundan sonra BW Eresin Taxim’de muhasebe’de çalışmaya başladım. Bir zaman sonra o da bana keyif vermemeye başladı. Ben daha çok işin maliyetler ve üretim safhalarında yer almak istiyordum. Otel muhasebesi belli bir rutin içindeydi ve o dönemler maliyet kontrolleri vs. çok daha yüzeyseldi, sıkıcıydı açıkçası. Öte taraftan üniversiteyi bitirene kadar başka bir yerde de çalışmama izin yoktu. Öyleyse resepsiyonda çalışayım dedim ama ona da ikna etmek çok kolay olmamıştı ailemi. O dönemdeki genel müdürümüz “Eğer resepsiyonda çalışmaya başlarsan bir daha otelcilik mesleğinden kopamazsın” demişti. Benimse turizm yapmak gibi bir düşüncem yoktu, üreten bir yerde çalışmayı istiyordum ve derken resepsiyonda çalışmaya başladım ve genel müdürümüzün de söylediği gibi turizmden bir daha kopamadım.

Turizmin en çok nesini sevdiniz? Otelcilik öyle bir meslek ki, içine girdiğiniz anda sizi büyülüyor ve ne olduğunuzu şaşırıyorsunuz. Bende de aynen öyle oldu. Otelcilik yaparken, insanlarla hep biraradasınız, farklı kültürden, farklı dil ve dinlerden yeni insanlarla tanışıp aslında dünyayı gezmeden de keşfedebiliyorsunuz. Hiç rutini yok. Her gün başka işlerle uğraşıyorsunuz. Sürekli aktifsiniz. O dönemlerde BW Eresin Taxim, bölgenin ilk otellerindendi. O zaman Taksim’de bir Hilton, bir Divan, bir Sheraton bir de biz varız sanırım. O kadar yoğun çalışıyoruz ki, sürekli over booking problemleri vs. Müthiş... Sıkılmaya hiç vaktiniz yok ve tabii çok keyifli. Sonuç, tüm idealleri bir köşeye bırakıp, artık otelcilik mesleğinde kalmaya karar verdim.

Otelci olmaya karar verdikten sonraki süreç nasıl gelişti? Bu kararı aldıktan sonra ilk işim üniversiteden mezun olur olmaz, yabancı dil eğitimi için İngiltere’ye gitmek oldu. Turizm ile uğraşacaksanız iyi bir yabancı dil olmadan zaten hedeflerinize ulaşmak imkansız. Ben aslında İngilizce için 3 ay diye gittim sonrasında ailemi de ikna ederek Hotel & Catering üzerine master yapıp, 3 yıl sonra döndüm. O süre zarfında farklı yerlerde, farklı departmanlarda çalıştım. İçlerinde beni en çok etkileyen Hotel Royal Cresent oldu, dekarasyonundan tutun da kişiye özel hizmetleri ve misafirle kurulan birebir ilişkileri, işleyişi çok farklıydı ve bana orada kalıp onlarla çalışmam için sözleşme teklif ettiklerinde, hayır derken gerçekten çok zorlandım ama şimdilerde orada izlediğim misafirlere yaşatılan, hissettirilen ayrıcalığı Eresin Crown Hotel’de kendi misafirlerimize hissettiriyor olmayı biz de başardık ve bu beni gerçekten çok mutlu ediyor. Master’ım bittikten sonrada bir süre daha orada çalışıp Surrey Univercity’e doktora başvurusu yaptım. Derken sınav, söyleşi ve kabul edildim, Hotel Management üzerine bir doktora programı vardı ona katılmak istemiştim ama maalesef bu defa aile engeline takıldım.


restaurant iş’te kadın 58 hotel & hi-tech

Ne yazık ki bu defa ikna olmadılar, tam o sırada Eresin Topkapı’nın inşaatı devam ediyordu ve bana ihtiyaç vardı. Oteli açalım sonra gidersin demişti ağabeyim ve ben de Surrey Univercity’deki hakkımı dondurdum. Sonrasında geri döndüm. Bir gün giderim diye, her yıl kayıt zamanı geldiginde tekrar dondurdum, ama maalesef 3.yıl dondurma hakkım sona ererken, ağabeyim “istersen artık doktora yapabilirsin” dedi. Fakat o da zaten artık gitmeyeceğimden çok emindi, üç yıl çalışıp bir şeyleri tam oturtmuşken bırakıp gitmeyi açıkçası bu defa da ben yapamamıştım.

sahibiz ve tercihler daha bilinçli yapılıyor. Ben buraya geldiğimde maalesef uzun bir süre o zorluğu yaşadım, günlük hayata adapte olmanın yanında bir de orada çalıştığınız kişilerle burada birlikte çalıştığınız kişiler arasında uçurumlar vardı. Neyseki şimdi çok daha iyi durumdayız. Son 4-5 yıldır turizm rakamlarımız çok daha iyi ve toplumun otelciliğe bakış açısı değişti, çalışanlar bilinçli seçimlerle işlerini daha çok sevip benimsiyorlar artık.

Elinizin altında hazır bir aile işi varken, siz zor olanı seçmişsiniz. Bunu yaparken aklınızda tam olarak ne vardı?

Türkiye’de şöyle bir imaj var, aile işinde çalışan aileden olan gençlere, her görev tepeden inme veriliyor gözüyle bakılıyor. Çevremde bu ithamlara maruz kalan birçok arkadaşım vardı ki, benzer bir durumu ben de yaşamak istemedim. O arkadaşlarım da çok profesyoneldiler, diğer çalışanlar kadar iyiydiler ve belki de daha fazla çalışıyorlardı ama yine de aileden oldukları için bu pozisyonda oldukları konuşuluyordu. Ben yurt dışında Maid’lik yaptım, garsonluk yaptım, resepsiyon, rezervasyon, satış, ön büro, tüm departmanlarda çalıştım ve sonuçta buraya döndüğümde her departmanda çalışabilecek haldeydim. Nitekim o şekilde de oldu. Resepsiyon, rezervasyon, satış derken, yönetici kadrolarına geçtim ve nihayet bu noktaya geldim. Tabii burada geçmiş dönem genel müdürlerimizin de emeğini unutmamak lazım. Hepsinin bana çok değerli katkılar sağladığının altını çizmem gerekir. Yurt dışında çalışma kararımın bir başka temel nedeni de, otelcilikteki işleyişin yurt dışında nasıl olduğunu öğrenmekti. Ve tabii diğer bir neden de, o yıllarda İstanbul’daki bir otelde çalışmak isteseydim, normal bir personel olarak çalışamayacaktım. Türkiye’ye gelseydim bu soyadla herhangi bir otelde çalışmak çok kolay olmayacaktı benim için. Ağabeyim Murat Bey ve kardeşim Salih Bey’le hatta bugün bile hala otellerin isimlerini değiştirsek de yeni nesillere öyle mi devretsek diye çok sık sohbetlerini yaparız. Otellerin soy isimimizle aynı olması durumu maalesef zor bir durum.

Yurt dışı deneyimi size otelcilik anlamında neler kattı? Türkiye’ye dönüşte adaptasyon sıkıntıları yaşadınız mı?

İngiltere’de insanlar işlerini hem çok severek hem de önemseyerek yapıyorlar. Ben bir master öğrencisiydim ve housekeeping departmanında çalışabiliyordum. Hatta benimle birlikte bu işi yapan bir Fransızca öğretmeni de vardı. Ama 90’lı yıllarda Türkiye’de turizm eğitimi çok fazla yoktu. Otellerde çalışan bazı arkadaşlar işlerini çok fazla benimseyememişlerdi. Şimdilerde tabii daha iyi. Okumuş, eğitimli kadrolara

Gelelim İngiltere’den Türkiye’ye dönüşünüze. Buraya gelince ilk neler yaptınız?

Yurt dışından döndükten sonra Best Western Eresin Taksim’de rezervasyon, ön büro müdürü, satış müdürü ve satış pazarlama direktörü olarak çalıştım. Satış pazarlama ile uğraşmak çok keyifli, hala çok severek yapıyorum. Hedeflerinize ulaşmaya çalışmak çok zevkli. Aslında genel müdür olmayı hiç istemedim ama bir şekilde oldum. Şu anda Eresin Taxim ve Premier ile beraber Eresin Crown’un da Genel Müdürlüğünü yapıyorum. Bu arada tabii satışla ile de direkt ilgileniyorum.

Genel müdürlük yapmayı neden istemediniz?

Operasyonda çok fazla içeridesiniz. Türkiye ve dünyadaki gelişmeleri takip edememek gibi bir korkum vardı sanırım. Neyse ki ben hep iyi bir ekibe sahip oldum. Bu bakımdan kendimi şanslı bir yönetici olarak gördüm hep. Ekibimden ve tabii ailemden çok büyük destek alıyorum ve aslında genel müdür olmanın da dünyayı takip etmeye engel olmadığını keşfetmiş oldum. Önemli olan ekip, ekibiniz gerçekten


sağlam ve güçlüyse zaten genel müdür olarak her işe yetişebiliyorsunuz. Bu arada satış ve pazarlamayla da yakından ilgilenebiliyorum. Dediğim gibi çok keyif aldığım bir iş. Günün sonunda otellere gelir sağlayan bir departman olması da cabası tabii.

Sektörde sert, disiplinli ve mesafeli bir duruşunuz var. Siz kendinizi bir yönetici, turizmci olarak nasıl tarif edersiniz?

Çok kolay bir yönetici olduğum söylenemez. Biraz fazla mükemmeliyetçiyim, çok çalışırım. Dediğiniz gibi genel olarak insanlar benden çok çekinirler. Yeni tanıştığım insanlara karşı mesafeli bir duruşum vardır. Ne zaman ki tanımaya başlarım, o zaman mesafeleri yavaş yavaş daraltırım. Söylediğim gibi ekip arkadaşlarım konusunda çok şanslıyım. Çok uzun yıllardır birlikte çalıştığım arkadaşlarım var. Birlikte geliştirdik, birlikte büyüttük. Elimizden geldiğince aile oteli konseptini yaşatmaya çalışıyoruz. Ne kadar büyürsek büyüyelim, bunu değiştirmemeye gayret ediyoruz, bizi birlikte mutlu eden bu. Çok klasik olacak ama inanın gerçek düşüncemdir ki; biz profesyoneliz ama amatör ruhla çalışıyoruz. Ekibimizle birlikte biz gerçekten büyük bir aileyiz. Çekirdek ailemde Murat Bey ve Salih Bey de en büyük destekçilerim tabii. Aramızda güzel bir iş paylaşımı var, sorumluluk alanlarımız farklı, herkes birbirine destek ama aynı zamanda herkes kendi sorumluluğuna da konsantre olmuş durumda. En önemlisi, daha önce büyüklerimizin yaptığı hataları yapmamaya özen gösteriyoruz. Kurumsallaşma yolunda hala kararlıyız ve bunu belli noktalarda başardık da diyebilirim.

Neydi o hatalar, biraz daha açabilir misiniz?

Büyüklerimiz geçmişte çok fazla iş ayırımı yapmamış. Bir şekilde herkes bu işi ben daha iyi bilirim kafasındaymış. Türkiye’de biliyorsunuz kurumsallaşmak çok zor. Biz de ciddi anlamda kurumsallaşmış bir otel zinciri değiliz. Ancak bunu sağlamak için büyük çaba sarf ediyoruz. Daha önce de belirttiğim gibi ben ve kardeşlerim arasında sorumluluk paylaşımları var. Kimse kimsenin uzmanlık ve sorumluluk alanına girmeyi tercih etmiyor. Bu konuda en büyük şansımız, birlikte çalıştığımız zincir grup kökenli idarecilerimiz ve tabii maalesef geçmişte ortaklık yaptığımız büyüklerimiz oldu sanırım. Genel müdürlerimizden olumlu katkılar sağladık ve geçmiş dönemde ortaklık yaptığımız büyüklerimizin hatalarından da iyi dersler çıkarttık diyelim. Bir de eski nesiller çok kişiselleştiriyorlardı sanırım. Yıllar önceden hatırladığım, henüz ortakken bir fikir ortaya attığınızda büyükler tarafından çocuk gibi görülüyordunuz. “Gittin turizm okudun da her şeyi mi öğrendin?” zihniyeti bahsettiğim. Tipik bir cümle bu ve o yıllarda bu cümleyi çok duydum. Fakat şimdi

öyle değil. Zaten kardeşlerimle aramda 2-3 yaş fark var. Aynı neslin çocukları olduğumuz için aramızda bir iletişim problemi yaşamıyoruz. Herkes birbirini iyi anlıyor ve gerektigi kadar hoşgorülü davranıyor. Şunu iyi biliyoruz ki, profesyonel yardım almadan hiçbir işi doğru düzgün götüremezsiniz! Tabii ki kendi fikirlerinizi geçmişten gelen tecrübe ve bilgilerinizle birleştiriyorsunuz. Bu bakımdan kurumsallaşma adına doğru adımlar attığımızı düşünüyorum. Ama yapılacak daha çok işimiz var.

Bundan sonraki iş ve gelecek planlarınızda neler var, biraz da onlardan bahseder misiniz?

Tabii yeni projeler, yatırımlar hep gündemde ve devam edecek ve sağlığım el verdiği sürece çalışmaya devam… Kadın veya erkek hiç fark etmez, inandığım şu, sağlığı ve koşulları el verdiği sürece kişi çalışmalıdır. Kaldı ki kişiyi ayakta tutan, hayata karşı motive eden de bu enerjidir. Etrafıma baktığımda insanların çalışmayı bıraktıkları gün yaşlandıklarını görüyorum ya da bana öyle geliyor. Henüz kağıt üzerinde bile emekli olmaya çok vaktim olsa da sonrasında daha uzun yılar çalışmayı planlıyorum. Ama herhalde bu kadar yoğun çalışmam, yeni arkadaşlarımız yetişiyor ve yavaş yavaş sonrakilere yükleri devretmek lazım. İlerleyen yıllarda kendime daha fazla vakit ayırarak bu işi yapmaya devam ederim. Yaptığım işi gerçekten seviyorum. Turizmde, özellikle otelcilik sektöründe yaptığınız işi sevmezseniz katlanabilmeniz de pek mümkün olmuyor.

Eresin Otelleri’nde neler oluyor, paylaşmak istediğiniz yeni projeleriniz var mı?

Aslında bizim için önemli gelişmeler oluyor tabii. Geçtiğimiz dönem Barcelo Eresin Topkapı’da ortaklığımız bulunan amcam Bircan Eresin Bey’le yollarımızı tamamen ayırdık ve artık Eresin Otelleri’nde kendisiyle herhangi bir ortaklığımız yok. Amcamın hisselerini almak çok da kolay bir iş değildi bizim için. Oldukça büyük bir yatırım, dolayısıyla şimdilerde ancak toparlanıyoruz ve yeni bir yatırım için hazırlanıyoruz. Tabii bu zorlu sürecin sonunda uzun zamandır daha rahatız, sevgili amcam Bircan Bey’le ortaklığımızı sonlandırdığımızdan bu yana sanırım hareket kabiliyetimiz arttı ve Eresin Otelleri şimdi tam da biz üç kardeşin istediği çizgide büyümeye devam edecek inşaallah. Yine İstanbul’da bir 4 yıldızlı otel projemiz var. Onunla ilgili proje çalışmaları devam ediyor. Biraz önümüzü görerek devam etmek istiyoruz, umarım en kısa zamanda bununla ilgili gelişmeleri de size aktarabilirim. Murat Bey ve Salih Bey bu konuda çalışıyorlar, yatırım kısmı onlarda ve ben genelde hazıra konuyorum. Ancak otelin açılış safhasında onlara destek veriyorum. İnşaat ve finansman gibi konular bende değil, bende olmadığı için de çok şanslıyım doğrusu. Gayet adil bir iş bölümü değil mi? En keyifli kısmı bende...


Fotoğraflar: Hakkı Günerkan

restaurant yeni mekan 60 hotel & hi-tech

Lezzetin en ferah adresi: Ferahfeza Restaurant… Bir tarafında Tarihi Yarımada, bir tarafında Galata Kulesi… İki teraslı, yüksek tavanlı, seçkin aynı zamanda özüne sadık. Karaköy’ün en yeni lezzet ve keyif duraklarından Ferahfeza Restaurant eski İstanbul’un orta yerinde hizmete açıldı.

K

araköy’ün en yeni lezzet ve keyif duraklarından biri Ferahfeza Restaurant. Açılışını Temmuz 2013’de gerçekleştiren dört ortaklı mekanın yatırımcı ortaklarından Ahmet Özbek ve Handan Özbek’i Beyoğlu’ndaki Leb-i Derya Restaurant’dan da tanıyoruz.

İSMİNCE “FERAH VE KONFORLU”… Adıyla adeta bütünleşmiş mekanın isim anası, gazeteci - yazar kimliğiyle tanıdığımız Ece Temelkuran. Mekana özgü bir isim arayışında iken bir sohbet esnasında Temelkuran’a kısaca konseptten bahsettiklerini anlatan Ahmet Özbek, gazeteci arkadaşımıza sadece “Bir tarafı Tarihi Yarımada’ya bir tarafı Galata’ya bakan, iki teraslı ve yüksek tavanlı bir mekan dedik ve ağzından bir anda ‘ferahfeza’ çıktı. O an nasıl heyecanlandık anlatamam. Tüylerimiz diken diken oldu” sözleriyle Ferahfeza’nın ismini nasıl aldığını anlatıyor. Ferahfeza’nın diğer iki ortağı, Gamze İneceli ve perakende sektöründen Selim Asena. İşin operasyonel kısmında Ahmet Özbek var. Mutfağından Gamze İneceli, bürokratik işlerinden ise Handan Özbek sorumlu.

HAYALLERE YOLCULUK… Beyoğlu’nda uzun yıllardır hizmet veren Leb-i Derya ile bölgeye fazlaca hakim olduklarını dile getiren Özbek, “Karaköy liman dokusu, eski tarihi zenginlikleri, merkezi konumu ve zanaat ruhunu yaşatan ambiyansı ile zaten ilgimizi çeken bir bölgeydi” diyor. Bölgenin yeme içmede önemli bir cazibe merkezi oluşunun da lokasyon kararında etkili olduğunu belirten Özbek, restoranın İstanbul’un iki farklı yüzünü yansıtan konumu ve iç mekan özelliklerinin de bu kararda etkili olduğunu söylüyor.

KARAKÖY RUHUNU YAŞATAN İÇ TASARIM İç mekan tasarımlarını i-am branding’in yaptığı mekana baktığımızda, konseptinde eski İstanbul’a ait pek çok ize rastlıyoruz. Bu gerek menü seçiminde gerek dekorasyonunda gerekse içmimarisinde kendini fazlasıyla hissettiriyor. “Büyük bir mekanı dekore etmek hiç de kolay olmadı. Bu anlamda i-am branding çok iyi iş çıkardı. Karaköy ruhuna uygun detaylara da önem verdiler. Hem Karaköy’ün hem de bizim tecrübelerimizi beraber harmanlayıp ustalık temasıyla bir dekorasyon oluşturdular ki, biz çok mutluyuz” diyen Özbek, mekanda iç tasarım kadar lezzetin de


Ferahfeza Restaurant Yatırımcı Ortağı Ahmet Özbek

öne çıkmasını istediklerini söylüyor. Bu konuda ekibe sonuna kadar güvendiklerini dile getiren Özbek, “Mutfak şefimiz Özhan Şivetoğlu ile zaten yıllardır Leb-i Derya’da çalışıyoruz. Kendisi oldukça genç ve dinamik. Operasyonun başında olması bizim için ayrıca bir rahatlıktı” diyor. Ekip seçiminde işletme açısından kreatif değerlerin önemine vurgu yapan Özbek, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Burası bir laboratuar gibi. Sürekli bir şey üretiyorsunuz, çeşitli kombinasyonlar deniyorsunuz. Bu açıdan biraz yenilikçi olmak da lazım. Bu anlamda iyi, yenilikçi ve araştırmacı bir ekip kurmaktan son derecece memnunuz.”

TÜRK VE AKDENİZ MUTFAĞININ MUHTEŞEM BULUŞMASI Ferahfeza, zengin menü seçenekleriyle iyi bir alternatif olarak karşımıza çıkıyor. Ağırlıklı Akdeniz mutfağından seçkilerin sunulduğu mekanda Türk yemek kültürüne ait izlere de rastlamak mümkün. Restoranda lezzetler paylaşımı üzerine menü hazırladıklarını belirten Özbek, restoran menüsüne dair şu bilgileri paylaşıyor: “Akdeniz’deki farklı kültür ve lezzet mozaiğini bir şekilde Türk coğrafyasındaki sınırsız yiyecek hazinesi ile birleştirdik. Türkiye’deki peynir, et ve tavukları Akdeniz’in değişik teknikleri ile sunuyoruz.” Restoran menüsünde özellikle acılı karides ile sunulan humusu, Çanakkale’nin Koşuburnu Köyü’nden özel olarak getirilen domateslerle

hazırlanan mücverini, Eceabat’tan getirtilen ve sunumu pekmezle yapılan yufkalı keçipeynirli ön sıcağını ve Antep fıstıklı somonunu mutlaka tatmanızı tavsiye ederiz.

AÇIK MUTFAK KONSEPTİNE SAHİP Yeni nesil restoran konseptinin yükselen trendlerinden biri hiç kuşkusuz, açık mutfak. Sofranıza gelen yemeğin hangi koşullarda ve kimler tarafından hazırlandığını açıkça görebiliyorsunuz. Siz masanızda yemeğinizi yerken bir diğer siparişinizin hazırlanışını gözlerinizle görüyor ve bir yandan da keyifli sohbetlerinize devam edebiliyorsunuz. Tıpkı Ferahfeza Restaurant’ta olduğu gibi. Açık mutfak


restaurant yeni mekan 62 hotel & hi-tech

kurmanın işletmenin kendine duyduğu güvenle ilişkili olduğunu belirten Özbek, “Restoranda açık mutfak kurmak çok riskli bir iş. Sonuçta bütün operasyon müşterinin önünde oluyor. Biz yemek kalitemize, hijyen değerlerimize ve personelimize bu anlamda çok güveniyoruz. Açık mutfak dediğiniz şey, izleyicisi olan ciddi bir tiyatro sahnesi ve siz orada her an bir oyun sergiliyorsunuz” diyor. restoranda açık mutfak kadar bar konseptiyle de öne çıktıklarını dile getiren Özbek, yenilikçi bar ekibi ve şarap kavları ile iddialı olduklarını söylüyor.

TURİZME KATKIMIZ ARTACAK Ferahfeza’nın müdavimleri arasında lokal müşteriler de var, yabancı turistler de. Bunda Karaköy’ün yeme içmede yükselen bir trend olmasının etkisinin büyük olduğunu vurgulayan Özbek, mekanın turizme katkılarına ilişkin sorumuzu şöyle yanıtlıyor: “Gastronomi, turizmin yükselen trendlerinden biri. Çünkü gelen müşteri sadece tarihi eser yolculuğu yapmak istemeyip, aynı zamanda kentin lezzet ve eğlence duraklarını da deneyimlemek istiyor. İstanbul zaten bu potansiyele fazlasıyla sahip. Biz de Ferahfeza


Restaurant olarak Türk gastronomisi üzerine üstümüze düşeni fazlasıyla yapmaya hazırız. Grup olarak ileriki dönemlerde yeni yatırımlarla turizme katkılarımız daha da artacak.”

YENİ YATIRIMLAR YOLDA… Grubun gelecek yatırımları sadece restoran projesi ile sınırlı değil. Bu ortaklık yapısı içerisinde ileriki dönemlerde cafe ve otel projesinin de hayata geçirilmesi planlanıyor. Yaklaşık bir yıl önce kurulan şirketin yeni yatırımları için tercih edilen bölge yine, Karaköy ve civarı. Çünkü grubun bölge yatırımlarından beklentisi büyük. Gelecek 2-3 yıl içinde Karaköy’ün Galataport gibi projelerle daha da hareketleneceğini anlatan Özbek, “Yabancı turistin bölgeye ilgisi çok yoğun. Yakın bir gelecekte eski İstanbul’un merkezinde olmasından da kaynaklı ilginin ve yatırımların daha da artacağına inanıyoruz” diyor. 18.00’de açılan mekan, hafta içi 2.00, hafta sonu 3.00 e kadar açık. Yakın bir zamanda öğle servisi ile de hizmetlerini devam ettirecek mekanın bir sürprizi de aktiveli pazar kahvaltıları!


restaurant yeni mekan 64 hotel & hi-tech

Circle Restaurant, yeni tarzıyla sezona hazır İstanbul’un en keyifli semtlerinden Yeniköy’de hizmet veren Circle Restaurant, lezzet tutkunları için kapılarını yeniden açıyor. Circle, şef Muammer Deniz’in hazırladığı seçkin menüsü ile Boğaz’ın huzurlu ortamında konuklarını ağırlamaya hazır…

B

oğaz’ın kıyısında 1999 yılından bu yana hizmet veren Circle Restaurant, yenilenen modern atmosferi ile kapılarını tekrar açıyor. İstanbul’un kalabalığından ve gürültüsünden uzaklaşmak isteyenler için huzurlu, sakin bir kaçış noktası olan Circle, Avrupa mutfağına modern yorum katan yemekleri ile lezzet tutkunlarını ağırlıyor.

U DESIGN TASARLADI Mimari konsepti U Design tarafından tasarlanan Circle, şef Muammer Deniz tarafından hazırlanan seçkin menüsü ve Online Mahzen işbirliği ile oluşturulan 600 şaraplık kavı ile misafirlerine lezzet ve huzuru bir arada vaad ediyor. Haftanın belirli günlerinde piyanodan gelecek caz melodileri, akşam yemeği öncesinde lezzetli kokteylleri ile İstanbul Boğazı’nın en güzel noktasında konuklarını ağırlayacak

olan Circle’ın kapıları haftanın her günü açık. Haftanın 7 günü boyunca 10:00-24:00 arasında faaliyet gösteren Circle Restaurant, Pazar günleri ise zengin kahvaltı menüsü ile bellini’ler eşliğinde konuklarına Pazar keyfi yaşatıyor.

“SAĞLIKLI AMA MUTLAKA LEZZETLİ” Yemekte “sağlıklı ama mutlaka lezzetli” ilkesini benimseyen Circle, öğlen menüleri ile iş yemeklerinin de vazgeçilmez mekanı. Mevsimlik özel ürünlerle (geyik eti, tavşan eti, yaban domuzu, keklik, oğlak eti gibi) ile hazırlanmış değişik yemekleri tatmak da mümkün olduğu Circle, şarapseverlere özel olarak hizmet veriyor. Zengin şarap kavından sommelier ile birlikte seçilebilen şaraplar, Circle müşterilerine özel fiyatlar ile satışa sunuluyor.



restaurant mekan 66 hotel & hi-tech

İş yemeklerinin yeni adresi, Tapasuma İstanbul’un “en lezzetli” adreslerinden Tapasuma, iş dünyasının profesyonellerine yönelik öğle yemekleri servisine başladı. Tapasuma’ye özgü tatları deneyimli Şef Gökhan Çakıroğlu farkıyla sofralara taşınıyor.

İ

stanbul’un lezzet hayatının en özel adreslerinden Tapasuma, iş dünyasının profesyonellerine yönelik öğle yemekleri servisine başladı. Benzersiz Boğaz manzarası eşliğinde günün yoğun temposuna kısa bir ara vermek ya da yemekli iş toplantılarınız için tercih edebileceğiniz Tapasuma’nın kendine ait teknesi, gün ortasında zaman kaybını engelleyip, trafiği de sorun olmaktan çıkartıyor.

ŞEF GÖKAY ÇAKIROĞLU FARKIYLA Deneyimli Şef Gökay Çakıroğlu ve ekibinin hazırladığı Business Lunch menü, a la carte menüye ek olarak 12.00-14.30 saatleri arasında servis ediliyor. Tapasuma klasiği olan “Soğuk Tapa Üçlemesi” ile başlayan ilk yemekte kuzu gerdan rulosu, marine levrek fileto ve vişneli yaprak sarma yer alıyor. Ardından “Levrek Izgara” ya da kırmızı et düşkünlerine baharatlı keşkek püresi, hurma, kayısı,

mürdüm eriği ve kekikli kuzu sos ile servis edilen “Fırınlanmış Kuzu İncik” servis ediliyor. Tatlı olarak da “Geleneksel Puding Üçlemesi” var. Gülsulu su muhallebisi, dondurmalı orman meyveleri peltesi ve sakızlı fırın sütlaç.



restaurant yeni mekan 68 hotel & hi-tech

Big Chefs, Nişantaşı’nda… Sabah kahvaltısından akşam yemeğine uzanan, farklı tatları ve birbirinden lezzetli seçenekleriyle Big Chefs, 17. şubesiyle artık İstanbul’un en prestijli yaşam merkezi Nişantaşı’nda.

E

kim ayı itibariyle 17. şubesini Nişantaşı’nda yer alan City’s Alışveriş Merkezi’nin en üst katında hayata geçiren Big Chefs, birbirinden lezzetli kışa özel yemek alternatiflerini, şıklıkla bütünleşen eğlencesini ve muhteşem teras keyfini bir arada sunuyor. İstanbul’un tüm renklerini, enerjisini ve keyfini içinde barındıran ve konuklarını her şubesinde farklı dokunuşlarıyla şaşırtan Big Chefs, City’s Alışveriş Merkezi’ne ve Nişantaşı’na yepyeni bir heyecan ve dinamizm katıyor.

BIG CHEFS’İN HARİKA LEZZETLERİ KİMLERİN ELİNDEN ÇIKIYOR? ‘Büyük Şefler’ şube girişinde birbirinden eğlenceli fotoğraflarıyla misafirleri karşılıyor. Misafirler, her sezon yenilenen ve farklılaşan menüdeki lezzetlere imza atan şefler ile fotoğraflar sayesinde tanışıyor.

BÜYÜK ŞEFLER’DEN KIŞA ÖZEL LEZZETLER “Büyük şefler, Büyük lezzetler!” mottosuyla hizmet veren Big Chefs, Nişantaşı şubesinde ön plana çıkardığı birbirinden yetenekli şefleriyle bu kışın en lezzetleri yemeklerine imza atıyor. “Büyük Şefler”in öncülüğünde hazırlanan menü, enfes tatları ve denenmemiş alternatifleri ustaca bir ahenkle bir

arada sunarak sabah kahvaltısından akşam yemeğine uzanan muhteşem bir deneyim yaşatmak için konuklarını bekliyor.

RAHAT KOLTUKLARDA CHILL-OUT KEYFİ Günün her saati keyifli vakit geçirme imkanı sunan Big Chefs Nişantaşı, dekorasyonunda ön plana çıkardığı geniş oturma grupları ile en keyifli ve kalabalık buluşmalara ev sahipliği yapıyor. Oluşturulan konsept çerçevesinde gri, kahve ve toprak tonları hakimken, Big Chefs’in ‘imza’ kırmızısı farklı noktalarda dikkat çekiyor. Girer girmez göze çarpan büyük bar alanında ise birbirinden farklı kokteyller, tecrübeli ellerden masalara uzanıyor. Big Chefs Nişantaşı’nda, hem yaz hem de kış aylarında kullanılmaya uygun olarak tasarlanmış teras alanı, Nişantaşı’nın keyifli manzarasını da ayaklar altına seriyor. Big Chefs’in konseptine ve Nişantaşı’nın atmosferine uygun şekilde, günün her saatine özel olarak seçilen lounge ve chill-out tarzı müzikleri ise kahvaltıdan geceye kadar konuklara keyifli dakikalar vaat ediyor.



restaurant şef’in gözünden 70 hotel & hi-tech

“Zamansız, kontrollü ve cömert” Haliç Kongre Merkezi Executive Chef

Fotoğraflar: Hakkı Günerkan

. Izzet Alparslan İstanbul’da kongre turizminin en önemli adreslerinden biri Haliç Kongre Merkezi. Altınboynuz’un kıyısında, göz kamaştırıcı manzarası ve çok alternatifli kongre, toplantı ve etkinlik olanaklarıyla eşsiz bir turizm merkezi. Aynı zamanda Türk ve dünya mutfağının benzersiz lezzetlerinin sunulduğu iddialı bir gastronomi durağı da.


B

u ay kendisini Divan, Conrad ve Mövenpick otel mutfaklarındaki başarılı çalışmalarından da tanıdığımız deneyimli isim İzzet Alparslan’ın mutfağına konuğuz. 2013’ün Temmuz ayında Haliç Kongre Merkezi’ndeki görevine başlayan Alparslan, 20 yıllık otel restoranı deneyiminin ardından gelen yeni görevini şöyle anlatıyor: “Bu işe soyunurken, geçmişimde bir kongre merkezi tecrübesi yoktu. Ama daha önce 5 bin kişiye kadar banket uygulamaları yaptım. Belki aynı şey değil ama her ikisinin temelinde de bilgi var, tecrübe var, hız var, zaman kontrolü var. Bu işi yaparken en önemli dayanağım 30 yıllık tecrübem ve değerli ekip arkadaşlarım oldu. Haliç Kongre Merkezi’ne Yemek Danışmanlığı hizmeti veren Vedat Başaran ve Atilla Acet’in de ekip kurulması aşamasında büyük katkılar sağladığını belirten Alparslan, deneyimli çalışanlarla üst düzey bir kadro oluşturduğunu ve bunlardan birinin de Hilton İstanbul’un ilk başaşçısı ve şimdilerde kongre merkezinde Sous Chef olarak görev yapan Muzaffer Demirci olduğunu sözlerine ekliyor.

SABANCI KADAR CÖMERT… 1981 yılından bu yana mutfakta olduğunu dile getiren Alparslan, çalışma hayatında Bolu Mengenli olmanın

KİMDİR?

Daha önce Divan İstanbul Hotel ve Divan Kuruçeşme Executive Chef olarak görev yapan İzzet Alparslan, Haliç Kongre Merkezi’nde Temmuz 2013’te Executive Chef olarak göreve başladı. 1992 -2007 tarihleri arasında Executive Sous Şef olarak Conrad Hotel’de görev alan Alparslan’ın daha önceki görev aldığı yerler arasında Mövenpick Hotel, Nişantaşı Ziya Restoran ve Bebek Park Gazinosu bulunuyor. 25 Mayıs 1969 doğumlu olan İzzet Alpaslan evli ve iki çocuk babası.

birçok avantajını gördüğünü belirtiyor. “Ben bu mesleğe baba, ata mesleği olduğu için başladım. Fakat içine girdikten sonra çok sevdim. 3 kuşaktır bu işi yapıyorum ve mutfakta olmaktan büyük keyif alıyorum” diyen Alparslan, “Babam da, dedem de Sabancılar’a ait Atlıköşk’te çalıştılar. Ben de orada 3 ay kaldım ve çok şey öğrendim. Sakıp Sabancı, yemeğini personeli ve aşçıları ile birlikte büyük bir masada yerdi ve oldukça cömertti.” Sakıp Sabancı’nın yemek konusundaki cömertliği Şef Alparslan’a da fazlaca nüfus etmiş olacak ki, çekim sırasında tabaklar ardı ardına masamızdan eksilmedi. Lezzetine de tav olduk, elinin cömertliğine de… Şef’i biraz daha yakından tanıyarak söyleşimize devam ediyoruz. Alparslan, kendini biraz mükemmeliyetçi, biraz zamansız ve fazlasıyla mücadeleci olarak tanımlıyor. Her şeyin iyi ve sorunsuz olmasını istiyor


restaurant 72 hotel şef’in gözünden & hi-tech

Hilton Kongre Merkezi Sous Chef Muzaffer Demirci

ama asla agresif ve kırıcı olmadan! Şef için mutfak sadece profesyonel değil aynı zamanda keyif veren bir uğraş da. Fazla sık olmasa da ev mutfağında da yemek yaptığını söyleyen Alparslan, en çok geleneksel, anne yemeklerini yapmayı sevdiğini ve bunların başında da Tarhana Çorbası’nın geldiğini söylüyor.

LEZZET DE BİZİM İŞİMİZ, KÃRLILIK DA… Profesyonel bir mutfağın şefi iseniz, işiniz sadece yemek yapmak ve menü oluşturmak değil elbette. Lezzet kadar işletme maliyetlerine sağlayacağınız karlılık oranları ve yönetim beceriniz de sizi işinizde başarılı kılıyor. Bunlar Şef’in bizimle paylaştığı meslek tüyoları. “Menülerin hepsini ben yaptım derseniz buna kimse inanmaz. Bunlar bir beyin fırtınası. Sonuçta mutfakta herkesin bir branşı var. Biz şefler menüyü oluştururuz, sunumlarını yaparız. Reçeteyi oluşturduktan sonra sorumluluğunu başka bir arkadaşımıza verir ve işleyişi bu şekilde sürdürürüz.”

20 DAKİKADA 6 BİN KİŞİYE TABAK ÇIKARIYOR Peki nedir bu işin püf noktası? Ekibi koordine ederken, servis hızı ve kalitesini düşürmemenin temel yolları neler, Şef anlatmaya devam ediyor: “Bu türlü


organizasyonlarda masa başı çalışması ve planlama çok önemli. Bir başaşçı olarak neyin hangi noktada, hangi saatte çıkacağını bilmek zorundasınız. Bunun da yolu, güçlü bir altyapı çalışmasından geçiyor. Biz burada Ramazan ayında 20 dakikada 6 bin kişiye aynı anda yemek verdik.” Her bir course’un 20 dakika gibi kısa bir sürede servis edildiği bir hizmet şeklinde detaylar da ilgimizi çekmiyor değil. Profesyonel Şef, işin yöntemini de bizim için kısaca özetliyor: “4 farklı yere istasyon kuruyoruz. Her istasyon için de dört farklı hat oluşturuyoruz. Her istasyonda 200 kişiye tabak çıkarıyoruz. Gruplara servis yaparken menüye de ayrıca dikkat ediyoruz. Her istasyonun başına bir tane polis dikiyoruz.” Şef’in “polis” diye tabir ettiği, istasyonun sevk ve idaresinden birinci derecede sorumlu olan görevli ekip arkadaşı. Organizasyon boyunca bu kişiyle sürekli irtibatta olduğunu anlatan Alparslan, “başlayabilirsin, başlıyoruz, bitti” komutlarıyla sürecin kendisi tarafından an be an takip edildiğini de ayrıca ilave ediyor.

ARI GİBİ SERVİS… Profesyonel Şef’in dediği kadar da var hani. Bir servis anında tanık olduğumuz mutfak görüntüleri Şef’in ne kadar da abartısız konuştuğunun açık bir göstergesi gibi. Saniyeler içinde birbirine karışan eller, soluklar ve servisler yapılan işin ne denli hareketli, tempolu ve emek istediğinin kanıtı bizce. Servis ve hizmet kalitesini sayılarla çarpınca şefin ne anlatmaya çalıştığını daha da iyi anlıyoruz. Bir şef 30 yıla dayanan “leb-i derya tecrübesi”ni de konuştursa aynı anda binlerce kişiye yemek vermek ayrı bir ustalık ve profesyonellik olsa gerek.

HER DAMAĞA HİTAP Gelelim menü seçimine, “Oradaki hassas noktalar neler?” diye devam ediyoruz Şef’le yaptığımız keyifli söyleşiye. “Söz konusu uluslararası bazda kongre ve toplantılar olunca menü seçimleri de ona uygun hazırlanıyor” diyen Alparslan, kongre merkezi mutfağında herkesin damak zevkine hitap edebilecek menülere öncelik verdiklerin söylüyor. “Bunun içinde Fransız mutfağı da var, Uzakdoğu, İtalyan ve geleneksel Türk mutfağı da var” diyen Alparslan, “Bizim yaptığımız öğlen menüleri var. Onlar daha esnek ve üç course’ta bitirmeye çalışıyoruz.

YEMEK DE YAPARIM MİMİK DE Şefin yemek tarzı, sunumu ve yönetim anlayışı kadar özel zevkleri ve kendine has özellikleri de dikkatimizden kaçmıyor. “Operasyon esnasında çalışma arkadaşlarım tarafından farklı mimikler yaptığım söyleniyor” diyen Alparslan, “Çok farkında değilim ama bir şeye odaklandığım zaman mimik yapıyorum. Sanırım bu yemek yaparken hissettiğim tüm duygu ve düşüncelerin bir şekilde dışa vurumu gibi bir şey”.

TEK MABEDİM, MUTFAK Usta Şef İzzet Alparslan ile keyifli ve samimi söyleşimizi tamamlarken, son olarak kendisinden mutfakla bağını ve kendisine hissettirdiklerini öğrenmek istiyoruz. “Mutfak benim için adeta bir mabed, huzur ve mutluluk duyduğum bir yer. İşimi severek yapıyorum. Öyle ki her yerdeyim, her şeyin içindeyim. Otoparkta sigara içecek kişiye bile müdahale ediyorum. Ben de disiplin var biraz. Soluğumu hissettiriyorum bir şekilde.”


restaurant gastro güncel 74 hotel & hi-tech

Hisar . Yönetim Kurulu Başkanı

Ismail Erdoğan:

“2014’te yeni ürünlerle büyümeye devam…” “İthalatçı firmaların çokluğu ve ne yazık ki getirilen ürünlerin kalitesizliği sektörü olumsuz etkiliyor.”

T

ürkiye’nin güçlü sofra üstü malzemeleri üreticilerinden Hisar, 2006 yılından bu yana gastronomi sektörüne yaptığı yatırımları ile dikkat çekiyor. 2013 yılı hedefine %25’lik büyüme oranlarını koyan üretici firmanın 2014 hedeflerinde ise, yeni yurt dışı pazarlarına açılmanın yanı sıra gastronomiye yönelik yeni ürün modellerini katmak da var. Firmanın yeni yatırımlarını, gastronomi sektörüne yönelik hedef ve yatırım planlarını Hisar Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Erdoğan ile konuştuk.

2013 yılının bu son çeyreğinde, yılı üretim ve satışlar açısından nasıl değerlendirirsiniz? 2014 yılına ilişkin hedefleriniz nelerdir? 2013 yılında en az %25 büyümek istiyoruz. Önümüzdeki dönemlerde hedefimiz, sahip olduğumuz marka ve piyasa koşullarındaki liderliğimizi yukarı doğru artan bir ivme ile istikrarlı bir şekilde sürdürebilmek, gastronomiye uygun yeni modeller ile ürün gamımızı desteklemek ve yerli üretim anlayışımızdan ödün vermeden uygun fiyatlar ile sektörün lideri olarak ürünlerimizi pazara sunmaya devam etmek olacak.

Faaliyet gösterdiğiniz sektörün Türkiye’deki genel durumu hakkında neler söyleyebilirsiniz? Türkiye’deki sofra üstü ürünler pazarında nasıl bir dönem yaşanıyor? Son yıllarda pazarda ciddi bir arz fazlası oluştu. Bunda Uzakdoğu’dan ithalat yapan firmaların ciddi bir payı var. Bu nedenle geniş tabana hitap eden firmalar arasında kıyasıya bir fiyat rekabeti mevcut. Gelişen züccaciye sektörümüz yıllık 900 milyon dolar da ihracat yapıyor. Türkiye’ye yıllık zücaciye ürünü ithalatının ise 500 milyon dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. İthalatçı firmaların çokluğu ve ne yazık ki getirilen ürünlerin kalitesizliği sektörü olumsuz etkiliyor diyebilirim. Sektörde perakendeciliğin eskiye göre daha da önem kazanacağı ve pazarın büyüyeceğini düşünüyorum. Özellikle cadde mağazaları ve AVM’ler perakendeciliğin tüketicilerle buluştuğu cazip yerler olmaya devam edecek.

Üretim faaliyetleriniz, ürünleriniz, üretim modelleriniz ve hizmet anlayışınız ile Hisar’ı pazarda ne şekilde konumlandırıyorsunuz? 1968 yılından bu yana faaliyet gösteren


firmamız bugün 3000’e yakın ürün çeşidi ile Türkiye pazarında ayrıcalıklı ve öncü horeca ve ev eşyaları üretici, ihracatçı ve perakendecisi konumundadır. Kataloğumuzda yer alan ürünlerimizi çatal- kaşıkbıçak, çelik tencere- tava, ev tipi porselen setleri, cam sofra setleri ve aksesuar olmak üzere 5 ana grupta toplayabiliriz. Bu saydığımız 5 ana grup kapsamında 3.000’e yakın ürün çeşidimiz bulunuyor. İhtiyaca göre her kategoride yılda en az bir veya daha fazla sayıda yeni ürün tasarlıyor ve üretiyoruz. Tasarım ekibimiz sürekli yeni ürünler konusunda çalışmalarını sürdürüyor. Yeni dönemde de ürün gruplarımıza yeni ürünler dahil olacak. Ür-Ge departmanımız, dünyadaki sektörle ilgili yenilik ve gelişmeleri yakından takip etmektedir. Kullanılacak hammadde seçiminden mevcut modellerin gelişimine, ürün gamında olmayan ürünlerin Türk alışkanlıklarına göre yeniden tasarlanarak tüketiciye sunulmasına kadar pek çok işi başarıyla yürütmektedirler. Ür-Ge ye verdiğimiz önem ve bu önem doğrultusunda yapmış olduğumuz yatırımlar sonucunda ürün geliştirme konusunda tüketici beklentilerinin önünde gidiyoruz.

İhracat yapıyor musunuz? Toplam üretimimizin %15’ini ihraç etmekteyiz. Bugün 32 ülkeye ihracat yapıyoruz. Ortadoğu, Mısır, İspanya, Kuzey Amerika ve Türki Cumhuriyetler bizim için önemli bölgeler. Ayrıca Kuzey Afrika ülkelerinden Fas, Tunus ve Cezayir gibi pazarlara da girdik. Satış ve pazarlama faaliyetlerinde en çok hangi alanlara ve bölgelere odaklanıyorsunuz? Hisar olarak yurt genelinde sektörde en geniş satış ağına sahip marka biziz. Kendi mağazalarımız, konsept mağazalar ve bayilerle birlikte 800’ün üzerinde noktada tüketiciye ulaşıyoruz.

Horeca sektörü için ne tür bir çalışma yürütüyorsunuz? Hisar, 2006 yılında otel ve restoranlara daha profesyonel hizmet sunabilmek ve ihtiyaçlarını anında karşılayabilmek amacıyla Hisar Gastronomi bölümünü kurmuştur. Hisar Gastronomi, uzman kadrosu ve donanımıyla müşterilerinin taleplerine anında ve tam olarak cevap vermektedir.

Türkiye’de kaç otelle çalışıyorsunuz? Sizi tercih etmelerindeki nedenler neler? Türkiye’deki otellerin yaklaşık %40’ı Hisar ürünlerini tercih ediyor. Son

yıllarda, yeni açılan tesislerle birlikte gastronomi kullanımına özgü ürünleri tasarlamamız ve ihtiyaçlara uygun çözümleri sunmamızla bu oran hızla artmaktadır. Ürünlerimizin kalitesi, sık kullanıma karşı dayanıklılığı, 100 yıl garantisi ve tasarımları da tercih edilmemizdeki önemli etkenlerdendir.

Son olarak Hisar’ın tasarım algısından da kısaca söz eder misiniz? Günümüzde daha sağlıklı yemek pişirmek, çevreye daha duyarlı olmak önem kazandı. Genellikle mutfak dekoruna uyan ya da kullanırken neşelendiren renkli ürünler tercih ediliyor. Bu nedenle ürünlerin tasarımlarında fonksiyonel, çevreci, sağlıklı ve neşeli unsurları bünyesinde toplayan tasarımlar yer alıyor. Biz de Hisar olarak ürünlerimizi tasarlarken hedef kitlemizin beklentilerini göz önünde tutuyoruz.


restaurant gastro güncel 76 hotel & hi-tech

Güral Porselen’den seçkin masalara özel “otel-restoran koleksiyonu” Profesyonellerin ilk tercihi Güral Porselen, artık daha da zenginleşen otel-restoran ürün yelpazesi ile elit sofralara imzasını atmaya devam edecek.

G

üral Porselen, genişletilen yeni otel-restoran koleksiyonuyla tasarım ve ürün çeşitliliğinde Türkiye’de bir ilke imza atıyor. Profesyonellerin tüm ihtiyaçları düşünülerek tasarlanan bu ürünler, sofralarında göz alıcı sunumlar yaratmak, özel lezzetlere değer katmak isteyen tüm şefleri kendine çekiyor. Son olarak Panama serisi ile yepyeni bir kimlik kazanan koleksiyon, seçkin masalarda yepyeni bir zarafet rüzgarı estiriyor. Panama, gerek kullanım gerek görünüm olarak özenle tasarlanmıştır. Profesyonel mutfak banketleri için tüm ebatları mevcut olan seri okyanus dalgalarını mutfaklara taşıdı.

DÜNYA MUTFAĞINDAN ESİNTİLER Porselende kalitenin adı olan Güral Porselen otel serisi koleksiyonunda, Uzak Doğu’nun gizemli şehri Hong Kong‘tan, Rönesans sanatının doğduğu Floransa’ya, oradan tasarımın dünyaca ünlü merkezi Milano’ya kadar uzanan dünya mutfaklarından seçkin birçok tarzı profesyonellerin ayağına getiriyor. 2013 de serisine ilave ettiği Panama, zarif beyazlığı ve pürüzsüz dokusuyla büyük beğeni toplayarak profesyonellerin ilk tercihi olarak koleksiyonda yerini aldı.



restaurant gastro güncel 78 hotel & hi-tech

Unilever Food Solutions’tan gıda atığını önlemek için büyük adım Unilever Food Solutions ve Paloma Hotels, sürdürülebilir mutfaklar için “Gıda Atığını Önleyelim” projesinde buluştu.

T

ürkiye’de ev dışında her iki noktadan birine ulaşan Unilever Food Solutions, bu yıl ilkbahar döneminde başlattığı “Gıda Atığını Önleyelim” projesiyle, ev dışı tüketim sektöründeki gıda atığını azaltarak hem profesyonel mutfakları daha verimli hale getirmek hem de doğaya olan olumsuz etkiyi azaltmak için önemli bir adım atmıştı. Unilever Food

Unilever Food Solutions Türkiye Genel Müdürü Önder Arsan

Solutions, proje kapsamında doğaya saygılı otelleriyle dikkat çeken Paloma Hotels ile işbirliğine gitti. Paloma Hotels otellerinde ölçümler, Mutfak Üretim Alanları Geri Dönüşüm Gıda Atıkları, Açık Büfelerden Misafir Geri Dönüşüm Gıda Atıkları, Satın Alma ve Stoklamadan Kaynaklı Gıda Atıkları başlıklarında yapıldı. Paloma Grubu otellerinin Genel Müdürleri, Yiyecek & İçecek Müdürleri, Mutfak Şefleri ve Mutfak Koordinatörleri için ‘Atık Yönetimi’ eğitimi düzenlendi.

PALOMA GRUBU GIDA ATIKLARINDA %10 AZALMA KAYDETTİ Paloma Hotels, atık ölçümlerinin ilk sonuçlarına göre; grup otellerinden The Paloma Oceana Resort Hotel, Renaissance Antalya Beach Resort & SPA ve Sentido Perissia Hotel’de tabaktan dönen atıklarda günlük yaklaşık %10-12 arasında azalma oldu. Misafirlerin tüketim tercihleri ortaya çıktı. Örneğin, otel misafirleri açık büfeden genellikle garnitür karıştırılmış yemekler yerine daha minimal yemekleri tercih ediyor. Atık yönetiminin düzenli yapılması ve organik atıkların diğer atıklardan ayrıştırılmasıyla birlikte Paloma Grubu, hayvan barınakları ile işbirliği yapabilmeye başladı. Mutfaktan ve tabaktan dönen atıklar ölçüldüğü ve tek bir konteynerde biriktirdikleri için çöp torbası tasarrufu sağlandı. Otel başına günlük çöp torbası tüketimi yaklaşık 40-50 adet azaldı. Çöp torbası tüketiminin azaltılmasının, gruba yıl içinde maddi yönden sağladığı tasarruf yaklaşık 25.000-30.000 TL düzeyinde olacak.


ÖNDER ARSAN: GIDA ATIĞINI %20 ORANINDA AZALTMA Gıda Atığının Önleyelim Projesi ve Paloma Hotels işbirliği değerlendiren Unilever Food Solutions Türkiye Genel Müdürü Önder Arsan, “Gıda endüstrisi ve özellikle turizm sektöründeki işletmeler atık üretiminin yüksek olduğu sektörlerinin başında geliyor. Türkiye’de yaptığımız pilot araştırmalara göre, sektörde yıllık 325 bin ton gıda atığının olduğunu tahmin ediyoruz. Yaklaşık %20 dolayında gıda atığını azaltma, çoğu işletme için potansiyel olarak erişilebilir bir hedef. Bu yıl projeye başlarken ilk hedefimiz sektörü ‘Gıda Atıkları’nın doğru yönetilmesi için bilgilendirmek ve bu alanda bilinç oluşmasına katkı sağlamak yönündeydi. Gerçekleştirdiğimiz eğitim ve ölçümlerle gıda atık yönetimi konusunda bilinç oluşturuyoruz. Son olarak Paloma Hotels ile gerçekleştirdiğimiz atık ölçümleriyle de hem yüksek misafir memnuniyeti hem de karlı mutfak operasyonunun yakalanması için önemli bir katkı sağladık” dedi. Unilever Food Solutions, ajandasını Unilever’in sürdürülebilirlik ajandasıyla buluşturduğu “Gıda

Atığını Önleyelim” projesiyle, ev dışı tüketim sektörde gıda atık yönetimi konusunda bilinç oluşturmayı, profesyonel mutfaklarda gıda atıklarının iyi yönetilmesini sağlamayı ve işletmeler için minimum atık hedeflerini belirlemeye katkı sağlamayı hedefliyor.


restaurant gastro güncel 80 hotel & hi-tech

GezginDamaklar ile kültür ve lezzetin peşinde Yöresel lezzetleri ön plana çıkararak kültürel varlıkları ve doğal cazibe alanlarını keşfettirmek üzere yola çıkan GezginDamaklar, Anadolu mtfağının birbirinden iştah açıcı yemeklerinin yanı sıra bölgeleri her yönüyle keşfetmek amacıyla keyifli ve lezzetli tur programları sunuyor.

F

arklı lezzet arayışları üzerine kurgulanmış seyahatlerin gittikçe daha fazla ilgi gördüğünü belirten GezginDamaklar Seyahat Acentası Genel Müdürü Süha Alnıtemiz, Türkiye’de mutfak kültürünü çok ayrı ele almak gerektiğini belirtiyor. Alnıtemiz; “Her yöremize hatta köylere kadar değişen farklı lezzetlere sahibiz. Çok zengin bir mutfak kültürümüz var. Bizim gibi zengin mutfak kültürü olan bir ülkede yeme-içme turizmini “kitlesel ve her şey dahil” sisteminden farklı olarak ön plana çıkarmak gerekiyor” şeklinde değerlendiriyor.

EN ZENGİN MUTFAK: GAZİANTEP Türkiye’deki mutfak çeşitliliğine dikkat çeken Süha Alnıtemiz, zengin mutfaklarımızı değerlendiriyor. “Çeşit açısından Türkiye’nin en zengin mutfağına sahip ili Gaziantep... Gaziantep mutfağı tam 291 çeşit yemek, tatlı ve içecekten oluşuyor. Malhıtalı (mercimekli) köfte, yoğurtlu ufak köfte, yağlı

köfte, iç katması (kısır), tene katması, haveydi köftesi, omaç, sini köftesi, süzek yapması, cağırtlak kebabı, ayva kebabı, elma kebabı, lebeniye, öz çorbası, maş çorbası, şirinli çorba, beyran, topaç, Köse Sefer kabağı dolması, loğlazlı aş, çiğdem aşı, ekşili daraklık tavası, beyran, şiveydiz, acur oturtması, kakırdak böreği, loğlaz piyazı, yarpuz piyazı, at elması turşusu, çelem turşusu Gaziantep’in ünlü yemeklerinden bazıları...

ELAZIĞ, İKİNCİ SIRADA İkinci sırada Elazığ geliyor. Elazığ mutfağı tam 154 çeşit yemek, tatlı ve içecekten oluşuyor. Fasülye çorbası, lobik çorbası, anamaşı, kelecoş, taraklık, kındık köfte, küncülü köfte, muhaşerli köfte, işkene, sapan dolması, kibe dolması, çaypalası, pirpirim boranı, tavşan üfelemesi, kırmanlı pilav, simit pilav, nohut ekmeği, fodula, zarafat, patila, heside, dolanger, hürriyet kadayıfı, orcik, pilit ve gah, Elazığ’ın ünlü yemekleri arasında yer alıyor.



restaurant gastro aktüel 82 hotel & hi-tech

Çırağan Palace Kempinski İstanbul’un Yeni Yiyecek ve İçecek Müdür Yardımcısı, Ertan Karasakal oldu Çırağan Palace

Kempinski İstanbul, yeni Yiyecek ve İçecek Müdür Yardımcısı’nı içeriden seçti. Ekim 2010’dan bu yana, dünyanın en önemli davet ve toplantılarına ev sahipliği yapan Çırağan Sarayı’nın etkinlik alanlarının operasyonel yönetiminden sorumlu olduğu Ziyafet Operasyon Direktörü görevini başarıyla sürdüren Ertan Karasakal, Yiyecek ve İçecek Müdür Yardımcısı olarak atandı. Otelin beyin takımındaki Türk yöneticilerin sayısını artırmak istediklerini sözlerine ekleyen Çırağan Palace Kempinski’nin Yiyecek ve İçecek Direktörü Michael Braun, “Uluslararası tecrübesinin yanı sıra oteli çok iyi tanımasıyla, Ertan, hepimizin aklına gelen ilk isim oldu.” dedi.

The Marmara Pera’da iş toplantılarına “sokak lezzetleri”

The Marmara Pera, toplantılar için yepyeni, cazip bir menü sunmaya başlıyor. Bundan böyle The Marmara Pera’da düzenlenecek toplantılara “İstanbul’un Sokak Lezzetleri” eşlik edecek. İstanbul’un Sokak Lezzetleri menüsünde sabah ve öğleden sonra için, bir “coffe break” dahil olmak üzere farklı menü seçenekleri sunuluyor. İstanbul’un Sokak Lezzetleri menüsünde sabah saatleri için taze sıcak simit arasında kaşar peyniri, üstüne serpiştirilmiş pudra şekeri eşliğinde küt böreği, tatlı tuzlu kurabiye çeşitleri ile cam bardakta demleme çay ikramı var. Öğleden sonra menüsünde ise kıymalı çiğ börek, ıspanaklı ve peynirli kır pidesi, çikolata ve marmelat ile lezzetlendirilmiş kağıt helva, haşlanmış taze bütün süt mısır, sıcak salep ve yine cam bardakta demleme çay, kahve sunuluyor.

Dedeman Diyarbakır’dan benzersiz “balık keyf i” Türkiye’nin en eski şehirlerinden biri olan

Diyarbakır’da “Geleneksel Dedeman Misafirperverliği” ile hizmet veren Dedeman Diyarbakır, misafirlerine özel hazırladığı “RokaBalık” menüsü ile lezzetli sofralar kuruyor. Dedeman Diyarbakır Karacadağ Restaurant’ta 21 Ekim-29 Kasım 2013 tarihleri arasında sunulan “Roka-Balık” menüsü ile misafirler benzersiz bir akşam keyfi yaşarken, mevsimin en lezzetli balıklarını tatma imkânına sahip olacaklar.

Yemek tarif inden f inale Türkiye’nin ilk

Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü’ne ev sahipliği yapan Yeditepe Üniversitesi, Avrupa Birliği’nin Kültür Projesi “Grandma’s Design” kapsamında yapılan yarışmada finale kaldı. Amsterdam’da 16 Mayıs 2013’te yapılan yarı finalde, Yeditepe Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü adına proje yöneticiliğini üstlenen Yrd. Doç. Dr. Özge Samancı’nın kısa belgeselini çekmiş olduğu, Mahmure Yılmaz’ın Üzümlü Ekmek tarifinden esinlenerek Eva Zavodna tarafından kurgulanan “Community Bakery” adını taşıyan bir iç mekan tasarımı, Belçika, İtalya ve Hollanda ile birlikte sekiz aday arasından finale kaldı.


Mövenpick Hotel Istanbul’da Beyaz Trüf npick Hotel Istanbul’un İtalyan Mantarı Festivali... MövePiyem onte’nin mutfak dünyasına

Başaşçısı Giovanni Terracciano, İtalya a doğal olarak yetişen dünyanın sunduğu en özel hediye olan, toprağın altınd lanan lezzetleri çok özel en lezzetli ve değerli mantarı beyaz trüf ile hazır k 2013 tarihleri arasında bir menüde bir araya getirdi. 29 Kasım - 8 Aralı sunulan mozzarella fondü, ile trüf AzzuR Restaurant’ı ziyaret ederek beyaz oni makarna ve kestaneli rigat beyaz trüflü parmesanlı risotto, beyaz trüflü opini gibi lezzetleri scall polenta eşliğinde servis edilen beyaz trüflü dana keyifli bir akşam yemeğinde dilerseniz öğlen iş yemeklerinde, dilerseniz tadabilirsiniz.

Sheraton Bursa’da Çay Saati Bursa’nın yeni buluşma mekanı

Sheraton Bursa’nın keyifli mekanı Link @ Sheraton Cafe’de çay severler için Çay Saati uygulaması başladı. Sheraton Bursa’nın usta şefleri tarafından hazırlanan birbirinden lezzetli atıştırmalıkların sunulduğu Çay Saati’nde kek, tatlı - tuzlu kurabiyeler, sandviç ve zeytinyağlı çeşitleri bulunuyor. Sheraton Otelleri’nin Microsoft ile özel işbirliği sayesinde Link@Sheraton’la istenilen zamanda önemli ihtiyaçlar için internet bağlantısı kullanılabiliyor. Dokunmatik ekranlara sahip modern iş istasyonları, bilgisayar alanında ücretsiz WiFi internet bağlantısı, donanım ve konforlu bir ortam vaat ediyor.

Tarihi Sultanahmet Köftecisi Şanlıurfa’da Tarihi Sultanahmet Köftecisi,

Türk çikolata pazarına, dünya devi Barry Callebaut desteği

Türkiye ve komşu pazarlarda gelişme hedefleyen dünya lideri Barry Callebaut, ilk entegre üretim tesisini 2 Ekim Çarşamba günü Eskişehir’de açtı. Yüksek kaliteli kakao ve çikolata üretiminde dünya lideri olan İsviçre merkezli Barry Callebaut, Ekim 2012’de yatırımını duyurduğu, Türkiye’deki ilk çikolata fabrikasında ilk aşamada yılda 14.000 ton çikolata üretilecek. Türkiye’nin Orta Anadolu bölgesinde yer alan Eskişehir, mevcut ve potansiyel yeni çikolata pazarı müşterilerine yakın bir konumda bulunuyor. Eskişehir üretim tesisi, Barry Callebaut’un hızla büyüyen Türkiye çikolata pazarına girişi ve şirketin EEMEA bölgesinde yeni olanaklar yaratması için yerel üs görevi üstlenecek.

Şanlıurfa’daki ilk şubesini Piazza Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde açtı. Mehmet Seracettin Efendi’nin 1920’de kurduğu, bugün bir İstanbul klasiği haline gelen tarihi işletme, Piazza şubesinde sunacağı klasik lezzet üçlüsü köfte, piyaz ve irmik helvasının yanı sıra, kuzu şiş, tavuk şiş, soslu tavuk gibi lezzetlerle de Şanlıurfalıların kalbini fethetmeye çalışacak.


restaurant gastro aktüel 84 hotel & hi-tech

Marie Antoinette Chocolatier’den kışa özel iki yeni tat Çikolatayı aşka

dönüştüren Marie Antoinette Chocolatier el yapımı çikolatalarına eklediği iki yeni özel tadı lezzet tutkunlarıyla buluşturuyor. Soğuk kış günlerinde içimizi ısıtan enerji kaynağı bitki çaylarından esinlenerek tasarlanan ‘Zencefil bal’ ve ‘Elma tarçın’ çikolatalar lezzet tutkunlarını şimdiden kışa hazırlıyor. Enerjiye daha fazla ihtiyaç duyulan, günışığından yoksun uzun kış günlerinde Marie Antoinette Chocolatier’nin bu iki çok özel çikolatası, çikolata tutkunlarının enerjisini ve moralini anında yükseltecek özellikte. Bu kış mutluluğa giden en kısa yol ‘Zencefil bal’ ve ‘Elma tarçın’ çikolatalardan geçiyor.

İnoksan, Kapadokya’nın mutfağını fethetti Türkiye Aşçılar

Federasyonu’na bağlı Kapadokya Aşçılar Derneği ve İnoksan işbirliğinde bu yıl 12.’si yapılan Kapadokya Geleneksel Yemek Yarışması bu yıl büyük bir coşkuyla gerçekleşti. Yarışmanın nabzının attığı profesyonel mutfaklar ise yine İnoksan’ın desteğiyle kuruldu. Yarışma alanına talepleri üst seviyede karşılayan endüstriyel mutfaklarıyla çözüm getiren İnoksan’a Nevşehir Valisi Mehmet Ceylan’dan teşekkür plaketi geldi. Yarışmanın ardından Kapadokya’daki şeflere İnosmart Fırın Ailesi’ni tanıtan İnoksan, şeflerden tam not aldı. Pişirme etkinliğinde İnoksan’ın Eğitmen ve Danışman Şefi Rıfat Sınmaz’ın Gazlı Kombi (Buharlı) fırın ile pişirdiği lezzetler misafirlere ikram edilerek, fırının pişirme performansı test edildi. İnosmart ile Kapadokya’ya özgü testi kebabı da pişirilen yemekler arasındaydı. Yapılan eğitim sonunda alınan sonuç ise hem lezzet hem zaman hem de kullanım kolaylığı açısından çok beğenildi.

Lipton’dan yepyeni bir lezzet: karışımından oluşan 10 Bitkili Lipton, 10 bitkininbeğ enisine sunuyor. yepyeni bir lezzeti, çay severlerin ilk olan Lipton 10 Bitki ve meyve çayı pazarında bir vazgeçilmezi olacak. Bitkili, lezzetiyle de çay severlerin yeşil çay, barut Lipton; biberiye, mate, funda otu, rezene, sinirli ot ağacı kabuğu, kekik, zeytin yaprağı, Bitkili ile bitkisel ve ısırgan otunun oluşturduğu 10 bir çay sunuyor. çay kategorisine yenilikçi ve lezzetli günlerde, Lipton 10 Bitkisel çay sezonunun açıldığı bu mezi olacak. eçil vazg Bitkili, bitkisel çay severlerin


Gourmet Stop’tan kışa özel zencef illi serie ve lezzet durağı çaylar Martı Istanbul Hotel’deki patis da, sağlıklı ve keyifli bitki

Gourmet Stop, birbirinden farklı tatlar li bir vitamin kaynağı ve çayları ile kışı karşılıyor. Kış aylarının önem efil ile hazırlanan mis etken maddesi bakımından zengin bitkisi Zenc r; ıhlamurlu ve adaçaylı kokulu tarçın çubukları ile servis edilen çayla içini ısıtıyor. Gourmet ın kların seçenekleri ile Gourmet Stop konu yanı sıra ev yapımı rının Stop’ta özel tarifler ile hazırlanan bitki çayla eksel lezzetleri gelen çikolatalar, makaronlar, özel ekmekler gibi im’de yer alan ve bir tatmak da mümkün. Istanbul’un merkezi Taks eki Gourmet Stop’ta çayınızı yudumlarken tasarım otel olan Martı Istanbul Hotel bünyesind i isteğinize özel pasta siparişi de verilebilirsiniz. leziz ev yapımı pasta ve tartları tadabilir, kend

İstanbul Marriott Hotel Şişli’ye Fransız dokunuşu Önümüzdeki günlerde

Fatburger’den iki dayanılmaz lezzet Müşterilerini tam 60 yıldır ilk

günkü lezzetine bağlı kalarak hazırladığı enfes burgerleriyle buluşturan Fatburger, menülerin vazgeçilmezi “Ev Yapımı Soğan Halkaları” ve “Chili Cheddar Soslu Fries” ile de damakları şenlendiriyor. Fatburger’in en sık tercih edilen yan ürünlerinin başında “Ev Yapımı Soğan Halkaları” ile “Chili Cheddar Soslu Fries” geliyor.Tüm ürünlerin günlük ve taze hazırlandığı Fatburger’de “Ev Yapımı Soğan Halkaları” da bu prensipten hareketle soğanların her gün taze taze kesilip özel karışıma bulanarak kolesterolsüz yağda kızartılmasıyla sofraya getirilen enfes bir lezzet.

konuklarını ağırlamaya başlayacak dünyaca ünlü Marriott International’ın değişen yüzünün ilk temsilcilerinden biri olan İstanbul Marriott Hotel Şişli mutfağını, dünyanın farklı noktalarındaki uluslararası otellerle çalışmış ünlü Fransız şef Hubert Bourdon’a emanet etti.Profesyonel kariyerine Fransa’daki restoranlarda başlayan ve ardından Mısır ve Ruanda’da Le Meridien, Azerbaycan’da Hyatt Regency Hotel, Dubai ve Tokyo’da Hilton, Çin’de Waldorf Astoria Shanghai gibi otellerde executive chef, mutfak danışmanı ve mutfak yöneticisi olarak görev alan Hubert Bourdon, Türkiye’de de Swissotel, Inter-Continental ve Divan Grubunda üst düzey görevlerde bulundu. Lüks ve rahatlığı bir arada sunan 260 odasını eşsiz Boğaz, şehir ve Haliç manzarasıyla tamamlayan İstanbul Marriott Hotel Şişli, konfor ve lüksün olduğu gibi lezzetin de buluşma noktası olacak.

İstanbul’un büyüleyici semtleri, Divan’ın yılbaşı sepetlerinde Divan Pastanelerinin bu yıla özel hazırladığı “İstanbul’un Semtleri” koleksiyonunda; tarihi ve kültürel özellikleriyle İstanbul’a değer katan semtleri simgeleyen yılbaşı setleri ve sepetleri bulunuyor. Şık ve zarif sepetler, geniş bir renk yelpazesiyle yılbaşı ruhunu yaşatıyor. Kırmızının en göz alıcısına bürünmüş Çengelköy, gümüş gibi ışıl ışıl Nuru Osmaniye, mor ve altın renginin asaletini ve gücünü simgeleyen Topkapı ile toz pembe çehresiyle sanatın ve modanın kalbi Cihangir, semtlerin kendilerine özgü karakterlerini yansıtıyor.


restaurant gastro aktüel 86 hotel & hi-tech

Asya’dan gelen lezzet yılbaşı sofralarında

Go Mongo’nun zengin menüsü birbirinden özel alternatifler sunarken, yılbaşı sofralarını da şenlendiriyor. Yemeklerinin lezzeti ve konseptiyle misafirlerine Moğolistan’daki geleneksel ziyafetlerin doyumsuz tadını yaşatan Go Mongo’nun menüsünde Moğol Barbeküsü’nün yanı sıra Teriyaki Tavuk, Garam Masala Soslu Bonfile, Kara Kuzu, Körili Kaju Tavuk, Tavuk Tikka Masala, Karides Nawabi Karidesli Çin Usulü Pilav, Sebzeli Acılı Pilav, Ananaslı Pilav, Krem Brüle, Yapış Yapış Çikolata, Mango Sufle ve daha birçok alternatif yer alıyor.

Dedeman Zonguldak’da kışın tadını doyasıya yaşayın Dedeman

Zonguldak, misafirlerini kış aylarının vazgeçilmez tadı kestanenin enfes lezzetini denemeye davet ediyor. Bölgenin enfes tatlarından kestaneyi farklı lezzetler ile birleştiren Dedeman Zonguldak’ta, kış aylarına özel kestane lezzeti eşsiz Karadeniz manzarasına hâkim Panaroma Restaurant’ta Kestaneli Sufle ile servis edilirken, tüm içecekler közde kestane ile misafirlere sunulacak. Dedeman Zonguldak’ta kestaneli pasta seçenekleri ise açık büfe olarak misafirlere sunuluyor. Kestaneli tatların sunulduğu “Kestane Günleri” Kasım ayında başlıyor ve Ocak ayına kadar devam edecek.

Kristal Yağları’na büyük ilgi

Her yıl Ayvalık’ta düzenlenen Zeytin Hasat Şenlikleri’nin 9. su bu yıl da 1- 3 Kasım 2013 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Muhtar Kent, Tuncay Özilhan gibi iş dünyasının önemli isimlerinin de katıldığı ve Egeliler’in yoğun bir ilgi gösterdiği şenliğe Kristal Yağları çeşitli aktivitelerle büyük renk kattı. Bu yıl yeni ambalaj tasarımlarıyla farklı bir sunumla piyasada bulunan, 75 yıldır tüketicilerine kaliteden ödün vermeden hizmet veren Kristal Yağları’nın sponsorluğunda gerçekleşen Sokak Şenlikleri’nde çok hareketli ve eğlenceli sahneler ortaya açıktı.

Le Meridien, sanat konseptini leziz in yeni nesil oteli Le hamburgerlere taşıdı Şehr gündüz kafe, akşam bar

Meridien İstanbul Etiler’in giriş katında yeni bir konsept olarak misafirlerine hizmet veren Latitude Bar taşıdı. rlere urge hamb ı şımın oluşturarak otelin sanat yakla lduğu Art sunu la ıcılık yarat Hamburgerin yeni bir bakış açısı ve er çeşidi burg ı farkl beş Burger konseptiyle birbirinden lezzetli inden palet boya sunan Latitute Bar’da burgerler bir ressamın n Tarka ran şefi çıkmış gibi masanıza geliyor. La Torre resto e çizgid i değerlerimizle aynı Özdemir, “Bir sanat oteli olduğumuz için, kend urger’i sanatı en iyi yansıttığını olacağını düşündüğümüz fikirleri; yani hamb düşündüğümüz paletlerde servis ediyoruz.


e yelken açıyor Doygun Ekmek Ege’ytam buğday ekmeğinin Türkiye’deki

Türkiye geneline yayılmaya başlayan dan Ege’ye yelken açmak için ilk üreticisi Doygun Ekmek, Ankara’nın ardın 75 artışa hazırlanan Doygun distribütör arıyor. Üretim kapasitesinde yüzde Ege’de konumlandıktan Ekmek, yeni bir distribütör firma aracılığı ile ra’yı Doygun lezzetleriyle sonra rotasını diğer bölgelere çevirecek. Anka lerini belirten Doygun Ekmek tanıştırdıktan sonra Ege’ye açılmayı hedefledik bölgesindeki distribütörlükler Pazarlama Müdürü Burcu Özcan, şu an Ege u Özcan, “Perakende ve ev için görüşmelerinin devam ettiğini belirtti. Burc iz ve günlük 40 ton üretim dışı kanalda 100’den fazla ürün çeşidine sahib planlanan iki yeni hat ile kapasitemiz var. 2014 yılında devreye alınması çıkaracağız” dedi. günlük kapasitemizi yüzde 75 artırarak 70 tona

Ali Ocakbaşı, City’s Mahalle’de Birbirinden lezzetli

tatlarıyla 7’den 70’e her kesime hitap ederken kebap ve et kültürüne modern dokunuşlarla farklı bir soluk getiren Ali Ocakbaşı, City’s Mahalle’de iştah kabartan menüsü ile göz dolduruyor. Özel tatları ile lezzet tutkunlarının vazgeçilmez adresi olan Ali Ocakbaşı’nın Nişantaşı şubesi, Mahalle’nin tarzına uygun olarak oluşturulan menüsüyle hizmet veriyor. Klasik Urfa ve Adana’dan farklı, özel olarak hazırlanan Ali Kebap, Patlıcanlı Kebap, Zırh Kebabı, Ali Köfte, Kaburga gibi birbirinden lezzetli kebap ve ızgara alternatifler bulunuyor.

g2m, 1. Ulusal Üniversiteler Arası Aşçılık Şampiyonası’nın ana sponsoru oldu Adnan Menderes

Üniversitesi, Dünya Şefler Birliği (WACS), Türkiye Aşçılar Federasyonu (TAFED) ve MCF Ajans ve Tanıtım’ın katkılarıyla bu yıl ilki gerçekleştirilen 1. Ulusal Üniversiteler arası Aşçılık Şampiyonası Üniversiade 2013, 2-3 Kasım tarihlerinde Aydın’ın Söke ilçesinde yapıldı. Türkiye’nin dört bir yanından genç aşçıların katıldığı yarışmalarla adeta yemek şölenine dönüşen etkinlik Dünya Şefler Birliği WACS akreditasyonu ile gerçekleştirildi. WACS Üyesi şeflerden oluşan 6 kişilik jüri ekibi, yarışmalarda genç aşçılara not verdiler.

Mövenpick Hotel Istanbul’dan zarif ve seçkin yılbaşı sepetleri Mövenpick Hotel Istanbul, iş

arkadaşları ve dostlarına yeni yılda ayrıcalıklı bir hediye vermek isteyenler için birbirinden leziz ikramların bulunduğu özel yılbaşı sepetleri hazırladı. İçerdiği eşsiz lezzet ve süslemelerle her zevke hitap edecek 6 farklı konseptte tasarlanan Yılbaşı sepetleri; ev yapımı çikolatalar, Noel kurabiyeleri, karışık drajeler, içecekler, göz alıcı yılbaşı süsleri ve deri kaplı kadehlerden zarif çerçevelere kadar daha pek çok sürpriz hediyeden oluşuyor.


restaurant etkinlik 88 hotel & hi-tech

Electrolux Profesyonel Dünya Başkanı Alberto Zanata Electrolux Profesyonel Türkiye Ülke Müdürü Semih Orcan

Fotoğraflar: Özgür Erkiten

Electrolux Profesyonel Türkiye, “Yetkili İş Ortakları” ile Sapanca’da buluştu Türkiye’de 25 yıldır hizmet veren Electrolux Profesyonel Türkiye, NG Sapanca Hotel’de gerçekleşen Yetkili İş Ortakları Toplantısı’nda Electrolux Profesyonel Dünya Başkanı Alberto Zanata ve Bölge Başkan Yardımcısı Thomas Pfeiffer’ı da ağırladı.

E

lectrolux Profesyonel Türkiye Yetkili İş Ortakları Toplantısı” 7-9 Kasım 2013 tarihlerinde NG Sapanca Hotel’de gerçekleşti. Türkiye’de 25 yıldır hizmet veren Electrolux Profesyonel Türkiye İş Ortakları Toplantısı’na Electrolux Profesyonel Dünya Başkanı Alberto Zanata, Bölge Başkan Yardımcısı Thomas Pfeiffer, Electrolux Profesyonel Türkiye Ülke Müdürü Semih Orcan’ın yanı sıra Electrolux Profesyonel’in yurt dışından gelen kategori ve ürün müdürleri de katıldı.

250 BAYİYE YENİ ÜRÜNLER TANITILDI Türkiye’nin tüm bölgelerinden 250 bayi ve servisin katıldığı toplantıda Electrolux Profesyonel’in yeni ürünleri tanıtıldı. air-o-steam Touchline Kombi Fırınlar, air-o-convect Touchline Fırınlar, yeni green&clean Giyotin tip Bulaşık Makineleri, ecostore Buzdolapları, thermaline Made-to-Measure ve Prothermetic Pişirme Grupları, XP 700&900 Pişirme Serileri, Dinamik Hazırlık Ekipmanlarından; BE5&BE8 Mikserler, yeni TRS sebze kesme makinesi ve


bıçakları, Cutter Mikser ve Bermixerler; Çamaşırhane Grubu’ndan da yeni 5000 Serisi yıkama ve kurutma makineleri tanıtıldı.

ORKESTRADA BU DEFA CEO’LAR VARDI Toplantı sonrası gerçekleşen Gala Gecesi’nde Seda Üren sahne alırken, Electrolux Profesyonel’in Türk ve yabancı CEO’ları geceye damgasını vurdu. Gecenin finalinde Electrolux Profesyonel Dünya Başkanı Alberto Zanata, Bölge Başkan Yardımcısı Thomas

Alberto Pezzutto

Pfeiffer ve Ülke Müdürü Semih Orcan, orkestranın yerine geçerek konuklara sürpriz yaptı. Başkan Zanata davul, Pfeiffer elektrogitar çalarken Orcan ise, baterinin başına geçip tüm hünerlerini gösterdi. Bu sürpriz karşısında şaşkınlığını gizleyemeyen sanatçı Seda Üren de CEO’lardan oluşan orkestraya şarkılarıyla eşlik etti. Firmanın iş ortakları ve çalışanları da CEO’larının yaptığı müzikle oynayıp eğlencenin tadını çıkardılar.

Bozan Karaca


restaurant etkinlik 90 hotel & hi-tech

2013’ÜN EN İYİLERİNE ÖDÜL Gala Gecesi’nde, farklı kategorilerde 2013 yılının en başarılı Electrolux İş Ortakları’na hediyeleri verildi. Electrolux İş Ortakları Toplantısı’na katılan tüm firmalara plaketleri dağıtıldı. Ayrıca, tüm katılımcılara Electrolux Beyaz Eşya Grubu’ndan küçük ev aletleri hediye edildi. Toplantının son gününde, tüm katılımcılar Ritm Worshop’una katılarak “Ruhun Gıdası Müzik ile” keyifli saatler geçirdiler. Öğle yemeğinde ise barbekü partisi eşliğinde günlerini noktaladılar. İrfan Saygınar

Electrolux Profesyonel Dünya Başkanı Başkanı Alberto Zanata: “Türkiye’de şimdilik yeni bir yatırım planımız yok”

Alessandro Mussato

T

oplantı sonrası bir araya geldiğimiz Electrolux Profesyonel Dünya Başkanı Alberto Zanata ile Electrolux Profesyonel’in Türkiye ve dünyadaki faaliyetleri, hedefleri, yeni ürün ve yatırım planları üzerine konuştuk. 2013 yılı sonuçlarından memnun olduklarını belirten Zanata, Türkiye’nin bu yıl içinde çok iyi bir çıkış yakaladığını ancak pazarda şimdilik bir üretim yapma hedeflerinin olmadığını söyledi. İşte Electrolux Profesyonel Dünya Başkanı Alberto Zanata’nın sorularımıza yanıtları:

Electrolux Profesyonel’in pazardaki yeri ve 2013 yılı performansı üzerine neler söylemek istersiniz? Ali Sözmen

Bülent Sevinçel

Aybars Şendur

2013 yılı Avrupa pazarının, yani batı pazarının düşüşüne tanık olduğumuz bir yıl oldu. Ama bu yıl boyunca yeni pazarlara yatırımlar yaptık. Özellikle de ticari restoran zincirleri gibi, ticari pazarlardaki


ürünlerle yaptık bunu. Bu güçlü bir şekilde büyüyen bir pazar. Ben sonuçlardan gayet memnunum, çünkü coğrafi pazarları değiştirmeyi başarmış bulunuyoruz. Türkiye, Kuzey Amerika ve özellikle de Rusya’da büyük ölçüde büyüme görüyoruz.

Electrolux Profesyonel Türkiye’nin cirosal büyüklüğünü bulunduğunuz diğer ülkelerle nasıl kıyaslarsınız? Türkiye’de üretim yapmak gibi bir düşünceniz var mı? Electrolux Profesyonel Türkiye, bu yıl oldukça iyi bir çıkış yakaladı. Diğer ülkelerle kıyasladığımızda genel sıralamada üçüncü sırada yer aldığını görüyoruz. Diğer sorunuza gelince, Türkiye üretim yapmak için çok ideal bir ülke. Bu mümkün.... Burası becerinin, sağlam altyapının ve rekabet dolu bir ortamın var olduğu bir ülke. Dolayısıyla her şey mümkün, ama şu aşamada yerel olarak üretim yapma ihtiyacımız bulunmuyor, çünkü Avrupa’da gayet etkin çalışan fabrikalarımız var. Yani ihtimaller çok yüksek değil, ama burasının çok çabuk büyümekte olduğundan hiç kuşkum yok ve Türkiye’deki rekabet de gerçekten fazlasıyla agresif. Yerel rakipler gayet agresif çalışıyorlar ve onlar da büyüyor. Dolayısıyla şu anda öyle bir projemiz yok, ama öyle bir ihtimali de dışlayamam.

Üretim teknolojilerinizi etkin ve ayrıcalıklı kılan özellikleri nelerdir? Öncelikli olarak şunu belirtmeliyim ki, Electrolux, farklı alanlarda ürün tasarlayan tek şirket, yani hem mutfak için, hem de çamaşırhane alanları için. Rakiplerimizin çoğu tek alana yönelmiş durumda. Sıcak ya da soğuk, ıslak ya da kuru. Bizim geliştirdiğimiz ürünler hem ısı için hem soğuk için hem ıslak bölüm için hem kuru bölüm için hem yıkama alanları için. Ama biz işimizde uzmanız, dolayısıyla müşteriye tek bir ürün değil de, bütün bir sistem sunabiliyoruz. Müşteri, mesela, sadece mutfak kurmak istiyor ve bunu yapmak için de buzdolabına ihtiyacı var. Ancak sadece buzdolabına sahip olması yetmiyor. Buzdolabının yanında pişirme yapmak için fırına, sebzeleri doğramak için hazırlık ekipmanlarına, dondurmak için derin dondurucuya ve buzlukta ‘saklamak’ için üretilmiş özel bölmeye de ihtiyacı var. Electrolux tüm bu ürünler için bir sistem sunabiliyor; bu sistem de başka bir rakibin sunduğu sistem parçasıyla karşılaştırılamıyor bile.

Ar-Ge’ye ne oranda yatırım yapıyorsunuz, ne tür stratejiler izliyorsunuz? Araştırma ve Geliştirme bu sektörde bizim için çok önemli. Biz net satışlarımızın %3-6’lık bir kısmını Ar-Ge’ye yatırım yapmak için kullanıyoruz. Bu yıl

satışlarımızın % 34’lük bir kısmı çamaşırhane ürünlerinde oldu; yeni ürünleri piyasaya sunduk. Mutfak sektörü alanındaki satışlarımızın %50’si tamamıyla yeni ürünler sayesinde gerçekleşti. 2015 yılına geldiğimizde çamaşırhane ürün yelpazesinin tamamı yenilenecek ve mutfak sektöründe de ürünlerin %70-80’i bütünüyle yenilenecek. Biz yeniliği, pazarda sunulanlar arasından sıyrılmanın yolu olarak görüyoruz.

Yeni çamaşırhane makinelerinizden L5000 hakkında da kısa bilgi verebilir misiniz? L5000 serisinin lansmanına yeni başladık. Profesyonel çamaşırhaneler için ideal cihazlar. Önümüzdeki aylarda avantajlı ürünlerimizi Türkiye pazarına daha etkin bir şekilde lanse etmeyi planlıyoruz.

Türkiye’deki endüstriyel mutfak sektörünü ve lokal üreticiler hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Türkiye’de de çok başarılı yerli üreticilerin olduğunu ve kaliteli ürünler ürettiklerini biliyoruz. Bu açıdan lokal üreticileri başarılı buluyorum. Yurt dışına ihracat yapan yerel üreticiler var. Üretimde rekabet ve kalite önemlidir. Böyle olduğunda biz de daha iyi ürünler üretmek için çalışmaya devam ediyor ve rehavete kapılmıyoruz.

Türk gastronomisi ile ilgili neler düşünüyorsunuz? New York, Tokyo, İstanbul ve Dubai gastronomi açısından dünyanın önde gelen şehirlerinden. Türkiye’nin gastronomi alanında hızlı bir büyüme içinde olduğunu düşünüyorum. İstanbul, uluslararası bir yer ve dolayısıyla farklı kültürlerle bir bağ var bu şehirde. Bu da burada farklı ihtiyaçların var olduğu anlamına geliyor. İstanbul’da açılan çeşitli zincirlere bir bakın. En lüks zincirler burada bulunuyor. Ve birden fazla şubeyle, birden fazla lokasyonla İstanbul’dalar. Bu büyüyen bir şehir, büyüyen bir ülke ve geleceği de çok parlak. Bundan eminim. Büyük şirketlerle dolu olan, büyüyen bir sanayi. Yabancı yatırımcılar Türkiye’yi keşfetti. Gelişmenin ilerleyen dönemlerde artarak devam edeceği görüşündeyim.

Türk mutfağı sizin için neyi ifade ediyor? Türk yemeklerini beğeniyor musunuz? Türk mutfağını çok beğeniyorum. Arap ve Avrupa mutfağı karışımı özel bir mutfağa sahip olduğunuzu düşünüyorum. Özellikle yemeklerinizde kullandığınız acı tatlar çok hoş. Anadolu Yakası’nda iyi bir balık restoranına gitmiştim, çok da memnun kalmıştım. Mısır Çarşısı’nın atmosferi de cezbediciydi…


restaurant etkinlik 92 hotel & hi-tech

ACE of M.I.C.E. ödülleri sahiplerini buldu Türkiye’nin bütün M.I.C.E. sektörünü buluşturan “Ace of MICE Ödülleri”nin 2.’si 22 Ekim Salı günü Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen görkemli bir geceyle sahiplerini buldu.

T

urizm Medya Grubu’nun M.I.C.E (Meeting, Incentive, Congress, Events) Sektörünü Hedef Kitlesiyle Buluşturduğu ACE of M.I.C.E. Ödülleri sahiplerine 22 Ekim Salı günü Haliç Kongre Merkezi’nde yapılan törenle verildi. Türk kongre, toplantı ve etkinlik sektörünün bilinirliğini küresel ölçekte artırmayı hedefleyen ilk ve tek organizasyon olan “Ace of M.I.C.E. Ödülleri” gecesinde büyük heyecan yaşandı.

46 kişiden oluşan ACE of M.I.C.E. ödülleri Jürisi, temel olarak yaratıcılık ve konsept çalışmaları, farklılaşan noktalar, referanslar, hizmet kalitesi, ülke tanıtımına sağladığı katkılar ve sürdürülebilir turizm için yapılan çalışmalar çerçevesinde değerlendirmeler yaptı. Gece sonunda ise 28 kategoride birincilikler belirlenerek ödüller sahiplerini buldu. Her yıl heyecanla beklenen yarışmanın birincileri, M.I.C.E. sektörünün yanı sıra; siyaset, iş dünyası ve sanat camiasından yaklaşık 3


bin davetlinin katılımıyla Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek görkemli gecede açıklandı.

KONUKLAR 5 YILDIZLI ŞEFLERLE AĞIRLANDI Haliç Kongre Merkezi ACE of M.I.C.E. Ödülleri gecesinde konuklarını yenilenen yeni yiyecek içecek hizmetleri ile ağırlamanın mutluluğunu da yaşadı. Dünyanın ve Türkiye’nin beş yıldızlı otel zincirlerinde görev yapan Executive Chef İzzet Alparslan ve Executive Sous Chef Muzaffer Demirci Haliç Kongre Merkezi’nin seçkin yiyecek içecek ekibinin liderleri olarak, ödül gecesinde 3 bin konuğa hizmet ederek hünerlerini sergilediler. Yiyecek içecek sunumlarıyla, 20 bin kişiyi aynı anda ağırlayabilen Haliç Kongre Merkezi, usta şeflerinin elinden çıkan çok özel lezzetlerle konuklarını yine en üst kalitede ağırladılar. Kapalı mekân, açık hava ve deniz kıyısı etkinliklerinin eş zamanlı yürütülebildiği Haliç Kongre Merkezi 102 bin metrekarelik bir alana kurulu olup 16 bin metrekare açık alana sahip.

KAZANANLAR En İyi Profesyonel Kongre Organizatörü (P.C.O.) - Vip Kongre En İyi Incentive Firması - Pronto M.I.C.E. En İyi Çıkış Yapan Toplantı Yönetim Firması - 1957 Design And Event En İyi Etkinlik Yönetimi Firması - Boogy The Event Company Akdeniz Bölgesi En İyi Toplantı Oteli - Maxx Royal Golf & Spa Ege Bölgesi En İyi Toplantı Oteli - Swissotel Büyük Efes, İzmir Ankara En İyi Toplantı Oteli - Ramada Plaza Ankara Anadolu Karadeniz Bölgesi En İyi Toplantı Oteli- Dedeman Konya & Convention Center Marmara Bölgesi En İyi Toplantı Oteli – Hilton İstanbul En İyi Etkinlik Mekanı - The Marmara Esma Sultan En İyi Butik Toplantı Hizmeti Sunan Tesis – Rixos Pera İstanbul En İyi V.I.P Taşıma Firması - Yaşaroğlu Limousine En İyi Turizm Taşimacılığı Firması - Türkkan Turizm Taşımacılık Onur Ödülü - Tav Havalimanları Holding İcra Kurulu Başkanı Dr. Sani Şener Başari Ödülü – THY Grup ve Kongre Şefi - Nesrin Güley Başari Ödülü – THY Pazarlama ve Satış Başkanı Halil İbrahim Polat


restaurant etkinlik 94 hotel & hi-tech

Alfa Pastacı, ustaları ile Kayseri’de buluştu Alfa Pastacılık Yağları tarafından hazırlanan ve tüm Türkiye’yi kapsayan Alfa-Usta buluşmalarının en son etkinliği Kayseri Hilton Oteli’nde gerçekleşti. Etkinlikler, 2014 yılı boyunca il il devam edecek...

T

üm Türkiye’yi karış karış gezen Alfa Pastacılık Yağları ekibi, en son etkinliğini Kayseri’de Hilton Oteli’nde gerçekleştirdi. Kayseri’nin ileri gelen pastanelerinin ustalarının katılımıyla gerçekleşen etkinlikte, Alfa Pastacı, Kayseri’li ustalarına gün boyunca çeşitli sürprizler yaptı.

İL İL DEVAM EDECEK Alfa Pastacılık Yağları bünyesinde bulunan 5 demo ustası ve bir de dekor şefi Fatma Özmen Metinel’in katkılarıyla gerçekleşen Türkiye turunda, Alfa Ustaları bölgelere özel düzenlediği birbirinden değişik tarifleri uyguladı ve bilgi birikimlerini ustaları ile paylaştı. Klasik bir eğitim programının dışında interaktif çalışmalar, mesleki bilgiler ve keyifli sohbetlerle taçlanan programda Alfa’cı Ustalarının keyifli anlar yaşadığı gözlemlendi. Alfa Pastacılık Yağları tarafından hazırlanan ve tüm Türkiye’yi kapsayan Alfa-Usta buluşmaları, 2014 yılı boyunca il il devam edecek.



restaurant etkinlik 96 hotel & hi-tech

Lezzet Haftası’nda ünlüler geçidi Türkiye’de ilk kez Le Cordon Bleu İstanbul ve Fransız Kültür Merkezi işbirliği ile Özyeğin Üniversitesi’nde ve Fransız Kültür Merkezi’nde gerçekleşen Lezzet Haftası, gastronomi dünyasının ünlü isimlerini bir araya getirdi.

1

990’dan bu yana geleneksel olarak Fransa’da yapılmakta olan ‘Lezzet Haftası’, Türkiye’de ilk kez Le Cordon Bleu İstanbul ve Fransız Kültür Merkezi işbirliği ile Özyeğin Üniversitesi’nde ve Fransız Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Değişen yeme içme alışkanlıkları, yiyecek içecek sektöründeki endüstriyelleşme nedeniyle kaybolan lezzet anlayışı ve unutulan yerel ürünler, gastronomi dünyasından ünlü konukların vereceği konferanslar, gastro-show’lar ve gastronomi ile ilgili filmlerle zenginleştirilmiş bir programla “Lezzet Haftası” tanıtıldı.

AYŞECAN ÖZYEĞİN OKTAY: HAFTAYI, GELENEKSELLEŞTİRECEĞİZ Kurulduğu günden bu yana kendi alanlarında en iyileri yetiştirmeyi ve en iyilerle işbirliği yapmayı

misyon edinen Özyeğin Üniversitesi’nin, gastronomi mutfak sanatları alanında bir dünya markası olan Le Cordon Bleu ile işbirliği yaptığına değinen FİBA Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Ayşecan Özyeğin Oktay, “Özyeğin Üniversitesi olarak, Türkiye’de ulusal ve uluslararası birçok önemli kurumla işbirliği ve faaliyetler gerçekleştirdik. Türkiye’de geleneksel hale getirmeyi hedeflediğimiz bu haftada, yiyecek içecek sektöründeki endüstriyelleşme nedeniyle kaybolan lezzet anlayışı ve unutulan yerel ürünler hakkında bilgilendirme toplantıları, gastronomi dünyasından ünlü konukların vereceği konferanslar, gastro-show’lar ve gastronomi ile ilgili filmlerle zenginleştirilmiş bir programı Özyeğin Üniversitesi’nde gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.


Demircioğlu, Osmanlı Mutfak Kültürü üzerine yaptığı incelemeler ve çeşitli gazetelerdeki köse yazılarıyla tanınan akademisyen ve yazar Artun Ünsal, Türkiye’nin Gourmet Ödüllü en iyi sağlık ve beslenme kitabı “Beyaz Unsuz, Şekersiz Hamur İşleri”nin yazarı Arzu Aygen, yazar Nedim Atillla, yazar Ayfer Lavi gibi ünlüleri ağırladı. Lezzet Haftası kapsamında ayrıca yemek kültürü ve mutfak sanatıyla ilgili zihinlere yer etmiş Sarayın Lezzetleri, Julie ve Julia, Bras’lar Arasında, Büyük Restoran, Bir Tutam Baharat gibi dünyanın en önemli filmleri de gösterildi. Hafta süresince Gastronomiye ilgi duyan liseli öğrenciler interaktif ve tadımlarla zenginleştirilen sunumları izledi, workshoplara katıldı ve Le Cordon Bleu Şefleri tarafından yapılan gastro-show’ları izleme şansını elde ettiler.

FRANÇOIS MITTERAND’IN ÖZEL AŞÇISI DA KATILDI Lezzet alanında eğitimi desteklemek üzere düzenlenen Lezzet Haftası kapsamında, İstanbul Fransız Kültür Merkezi ve Le Cordon Bleu 5 Kasım 2013 tarihinde İstanbul Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterand’ın özel aşçısı Danièle MazetDelpeuch’ü ağırladı. Etkinlik, Fransız Başkonsolosu Muriel Domenach, FİBA Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Ayşecan Özyeğin Oktay’ın evsahipliğinde düzenlenen ve Fransız Eski Cumhurbaşkanlarından François Mitterand’ın Özel Aşçısı Mme Daniele Mazet-Delpeuch’nün ilham kaynağı olduğu “Saveur du Palais – Sarayın Lezzetleri” filmi özel gösterimli gala olarak gerçekleşti. 19:00’da gösterilen filmin ardından Danièle Mazet-Delpeuch, Le Cordon Bleu Master Chef’i Gilles Company ile birlikte katıldığı demodan sonra “Carnets de cuisine du Périgord à l’Élysée” adlı kitabını imzaladı.

GASTRONOMİ DÜNYASININ ÜNLÜLERİYLE BİR ARADA Her gün farklı liselerden gastronomiye meraklı öğrencilerin katılımıyla Özyeğin Üniversitesi Çekmeköy Kampüsü Le Cordon Bleu Tesisleri’nde gerçekleşen Lezzet Haftası, Türkiye’nin en büyük kahve ithalatçılarından Kivahan’ın kurucusu Özen


restaurant etkinlik 98 hotel & hi-tech

850 aşçı, Öztiryakiler mutfağında yarıştı İlki ve ikincisi endüstriyel mutfak sektörünün lider markalarından Öztiryakiler desteği ile gerçekleştirilen Alanya Altın Kepçe Yemek Yarışması bu yıl ki etkinliğini 25-27 Ekim tarihleri arasında düzenlendi. 850 aşçının katıldığı yarışmada Öztiryakiler, ulusal ve uluslararası yemek organizasyonlarına verdiği desteği bir kez daha gözler önüne serdi.

E

ndüstriyel mutfak sektöründeki 55 yıllık tecrübesi, 4.500’ü aşkın zengin ürün çeşitliliği, 105 ülkeye ihracatı, yaygın satış ve servis ağı ile bilinen Öztiryakiler, ulusal ve uluslararası yemek organizasyonlarına verdiği destek ile hem mutfağımızın zenginliklerinin gözler önüne serilmesine hem de Türk turizminin gelişmesine katkı sağlıyor.

ÖDÜLLERİ YALÇIN MANAV VERDİ Altın Kepçe Turizm ve Aşçılar Derneği tarafından organize edilen Alanya Altın Kepçe Yemek Yarışması’nın ilki ve ikincisi yine Öztiryakiler desteği ile gerçekleştirilmiş ve beğeniyle karşılanmıştı. Bu yıl

25-27 Ekim 2013 tarihleri arasında düzenlenen usta ve öğrenci 850 aşçının katıldığı yemek yarışması, Alanya Kültür Merkezi’nde yapıldı. Yarışmada ustalarda ‘Yılın Altın Şefi’ Kenan Evren Yener seçildi. Ustalar tavuk yemeğinde Hüsnü Öztürk, kuzu yemeğinde Kemal Kızılcık, balık yemeğinde Derya Okur tüm erkek rakiplerini geride bırakarak birinci oldu. Yöresel yemeklerde Zeynettin Kızılkaya, orijinal Türk yemeğinde Ali Güzel, tatlı tabağında Selçuk Uzun, sebze oymacılığı dekorunda da Ahmet Barış Cengiz birinciliği elde etti. Yarışmada kategorilerinde dereceye girenlere ödülleri, Tüm Aşçılar Federasyonu Başkanı Yalçın Manav tarafından verildi.



restaurant yeni ürün 100 hotel & hi-tech

Fagor’dan yeni Cook & Chill konsepti Fırın ve soğutma ekipmanlarında uzman Fagor Endüstriyel’den yeni bir çözüm; Cook&Chill... Yeni nesil kombi fırınlar ve şok soğutucular profesyonel mutfaklarda verimliliği ve üretkenliği optimize ediyor.

C

ook & Chill konsepti ile yemekler 65º den 3º ye çok hızlı olarak ulaştığından yemeklerde bakteri oluşumu engelleniyor ve yemeklerin tad ve koku moleküllerinin aynı kalması sağlanıyor. Cook & Chill konsepti, yiyeceklerin ihtiyaç duyulan ana kadar, mükemmel kontrollü bir şekilde gıda için gerekli olan ideal sıcaklıkta muhafaza edilmesini sağlıyor. Özellikle yemek servis hizmet sayısının yüksek olduğu yerlerde, yemeğin tekrar ısınması ile besin değerinin kaybolmasını engellediğinden yoğun profesyonel mutfaklar için giderek daha gerekli hale gelecek. Cook & Chill, yemeklerde bakterilerin oluşmasına engel olan, uzun gıda muhafaza süresi ile yemeklerin kurumasını engelleyen ve böylelikle yemeklerin lezzetini ve başarısını arttıran bir sistemdir. Fagor fırın ve blast chiller sisteminin birarada sunulması profesyonellere daha geniş ve esnek bir ürün yelpazesinin yanı sıra yemeklerinin kalitesini artırmaya olanak sağlıyor.

COOK & CHILL MODELLER Fagor markasının tarihinde ilk kez biraraya gelen fırın ve şok soğutma sistemi, bölümlerin ortak çalışması sonucunda ortaya çıkmıştır. Fagor Endüstriyel Cook & Chill konspeti ile kendini yeniden keşfediyor. Yeni konsept Advance Serisi altında 3 yeni sıcaklıkta hızlı soğutucu ile piyasaya sunuyor.

10 GN1/1 VEYA GN2/1 TEPSI Iki durumda, da iki cihazın mükemmel kombinasyonu çok belirgindir. Yan yana getirildiklerinde, simetrik tasarımı ve kullanım kolaylığını görmek mümkündür.

6 GN1/1 TEPSİ 2 cihazın üst üste konulması alandan da tasarruf etmeye olanak sağlıyor. Küresel doğa ile paralel olarak tasarlanan bu sistemin


önemini bir kez daha vurgulamak isteriz.

AKILLI HAREKET Kapı açıklıkları, bileşenlerin yüksekliklerine kadar her bir detay mutfak alanındaki hareketleri kolaylaştırmak ve daha güvenli olunabilmesi için tasarlanmıştır.

GENİŞ AKSESUAR YELPAZESİ Cook & Chill cihazlarına ilave olarak, her iki modelle de mükemmel uyum sağlayabilen geniş aksesuar yelpazesi sunuyoruz.

KOLAY DOKUNUŞ Kontrol panellerinin konumlandırma ve tasarım mantığı, Cook & Chill sisteminin birleşik programını gerçek yapar.

TASARIM Entegre sistemin bir sembolü olarak, 2 modelin paralel çizgileri profesyonel mutfaklar için tek bir yönetim sistemi oluşturma arzusunu yansıtmaktadır.

FAGOR, HOST 2013 FUARI’NDA YENI ÜRÜNLERINI TANITTI Türkiye’nin lider endüstriyel mutfak ve çamaşırhane ekipmanları üreticilerinden Fagor Endüstriyel, 18-22 Ekim 2013 tarihleri arasında Milano HOST fuarında ziyaretçilerini ağırladı. İtalya’da Fierro Milano fuar merkezinde her iki yılda bir düzenlenen HOST Fuarı’nda Fagor Endüstriyel yeni geliştirdiği Cook& Chill konseptini, yeni Symphony serisi monoblok sistem pişiricilerini, yeni nesil kombi fırınlarını ve yeni nesil bulaşık makinelerini sektörün beğenisine sundu. Ciddi yatırım ve arge faaliyetleri sonucu geliştirilen yeni ürünler fuar ziyaretçileri tarafından büyük ilgi gördü. Ayrıca Fagor Kurumsal Şefi Oier Bretxinaga tarafından gerçekleştirilen “ Fagor Cooking Experience” canlı pişirme şovları da büyük beğeni topladı. Fagor Endüstriyel Türkiye Genel Müdürü İniaki Ruiz “İki senede bir düzenlenen ve düzenli katıldığımız HOST 2013 Fuarı bizim açımızdan oldukça verimli geçti. Mevcut ve yeni çıkan ürünlerimizi sergilediğimiz fuarda, bizim için çok önemli bir pazar olan Türkiye, Türki Cumhuriyetler ve Ortadoğu’dan gelen misafirlerimizin ürünlerimize yoğun ilgi göstermesi bizleri ayrıca çok mutlu etti” diye belirtti.


restaurant hijyen 102 hotel & hi-tech

Park Bosphorus İstanbul’un çamaşırhane tercihi, Permak Açılışı 25 Ekim Cuma günü, CVK Turizm Grubu girişimiyle gerçekleşen Park Bosphorus İstanbul Hotel, komple çamaşırhane tesisi konusunda Permak Makina’yı tercih etti.

T

ürkiye’nin en köklü şirketlerinden biri olan CVK Turizm Grubu’nun girişimiyle hayata geçen, eşsiz manzarası, her biri özel olarak tasarlanmış, toplamda 600 odası ve 8500 m² SPA’sı ile şehrin en lüks oteli olma iddiasıyla TaksimGümüşsuyu’nda hizmete giren Park Bosphorusİstanbul Hotel’in, komple çamaşırhane tesisi konusunda tercihi Permak Makina AŞ. oldu.

YEŞİL OTEL KRİTERLERİNE UYGUN SİSTEMLER 570 kg/saat kapasitede buhar ile çalışan konvansiyonel

makinalardan oluşan çamaşırhane; doğru kapasite, maliyet ve verimlilik analizleri doğrultusunda ergonomik yapı ve az yer kaplama avantajlarına sahip Permak marka üniteler ile şekillendirildi. Park Bosphorus İstanbul Hotel’in çamaşırhanesinde kullanılan sistemde, sürdürülebilirlik ve çevre dostu özellikleri ifade eden “Yeşil Otel” kriterlerini karşılamasına katkıda bulunacak maksimum su ve enerji tasarrufu sağlanıyor. Otel ayrıca, bu kapsamda makine parkurunda seçtiği hidrokarbonlu kuru temizleme sistemi ile çevreye duyduğu önemi destekliyor.

40 YILLIK TECRÜBE Permak Makina, endüstriyel çamaşırhane ve kuru temizleme, tesislerinin planlanması, projelendirilmesi ve kurulması konularında 40 yıldır faaliyet göstermekte olup; Permak markası ile Türkiye başta olmak üzere 26 ülkede temsilcisi olduğu ürünlerin tam yetkili distribütörü olarak hizmet vermektedir. Permak, en son teknoloji kullanımı ile dizayn edilmiş modern yapıları, personel ve enerji tasarrufu sağlayan otomatik yapıdaki üniteleri, üstün kalite düzeyi ve deneyimli proje, montaj ve servis departmanları ile her türlü gereksinime cevap verecek çözümler üretmekte ve ihtiyaca uygun olarak yapılan doğru kapasite analizi ve makina seçimi ile işletme giderlerinde ve enerji tüketiminde %50’ye varan tasarruf sağlayacak sistemleri hizmete sunmaktadır.



restaurant hijyen 104 hotel & hi-tech

Ecolab bir kez daha “Yılın En Yenilikçi Şirketleri” arasında Ecolab Forbes dergisinin Eylül sayısında yayınlanan “Dünyanın En Yenilikçi Şirketleri” listesine girmeye hak kazanarak 100 firma arasında 33. sırada yer aldı.

S

öz konusu şirketler yeni yayınlanan “The Innovator’s DNA” isimli kitabın yazar ve araştırmacılardan oluşan ekip tarafından seçildi ve sıralandı. Bütün dünyadan ve tüm sektörlerden 3000 şirket arasından seçilenlerle oluşturulan listenin belirlenmesinde pazara sunulan yeni ürün ve servisler, sektör ve tüketicilere sağlanan değerlerin yanı sıra firmaların kurumsal değerleri, ciro ve kar büyüme oranları gibi ekonomik veriler referans alınıyor. Sıralama ise bir şirketin tahmin edilen veya beklenen yeniliklerine borsanın verdiği primi ölçen “yenilikçilik değeri” değerlendirilerek belirleniyor.

2012’DE AR-GE’YE 183 MİLYON DOLAR YATIRIM YAPTI Ecolab CEO’su Douglas M. Baker konuyla ilgili olarak, “Yenilikçilik başarımızın temel taşıdır ve dünyayı daha temiz, daha sağlıklı ve daha güvenli

bir yer haline getirme amacımız doğrultusunda büyük önem taşımaktadır. Kendimizi tüm dünyadaki müşterilerimizin karşılaştığı zorluklar için yeni ve daha iyi çözümler bulmaya adadık” dedi. Ecolab’ın Teknolojiden Sorumlu Başkanı Dr. Larry Berger ise, “Ecolab olarak inovasyon sürecimizde bir ürünün yaşam döngüsü boyunca çevresel, ekonomik ve sosyal etkisini bir bütün olarak ele alırız. Bu, müşterilerimizin sürdürülebilir hedeflerini gerçekleştirmelerine ve performanslarını arttırmalarına yardım edebilmemiz için temel yaklaşımımızdır. 2012 yılında araştırma ve geliştirmeye 183 milyon dolar yatırım yapan Ecolab’da 1600’den fazla bilim adamı, 16 Ar&Ge tesisinde su kimyasalları, antimikrobiyal bilim, petrol ve gaz proses teknolojileri, otomasyon ve dozajlama çözümleri konusunda global müşterileri için çalışıyor.



restaurant portre 106 hotel & hi-tech

Has Mimarlık Kurucu Ortağı

Mimar Ayşe Hasol Erktin:

“Yeşil tasarım, bir yeşil aldatmaca değildir” “Üretilen her projenin, gerek fiziksel gerekse doğal çevreden “almadan verme”si gerekiyor. Üzülerek belirtmeliyim ki bugün, devlet eliyle yapılanlar dahil üretilen pek çok yapı, değil “almadan vermek”, göz göre göre geleceğimizi çalıyor.”

T

ürkiye’de, BREEAM Yeşil Bina lisanslı değerlendiricisi ve Kanıta Dayalı Tasarım Akreditasyon ve Sertifikası (EDAC) olan ilk ve tek mimarlık firması olan Has Mimarlık kurucu ortaklarından Mimar Ayşe Hasol Erktin ile “yeşil tasarım” uygulamalarını, Türkiye ve dünyadaki işleyişini ve işletmelere sağlayacağı avantajları konuştuk.

Has Mimarlık’ı tanıtarak, turizm sektörüne yönelik projelerinden bahseder misiniz? Has Mimarlık, özellikle otel, hastane ve büro binaları için sayısız mimarlık ve içmimarlık projeleri gerçekleştiren bir firma. 1985 yılında kurumsallaşan firmamız şu anda 3. kuşak mimarlar tarafından yönetiliyor. Kesintisiz 27 yıllık bir yolculuktan bahsediyorum. Bildiğim kadarıyla, Türkiye’de bir ilktir.


Anadolu Titanic Hotel

Hyatt Regency Dushanbe

Anadolu Titanic Hotel

Firmamız aynı zamanda Türkiye’de, BREEAM Yeşil Bina lisanslı değerlendiricisi ve Kanıta Dayalı Tasarım Akreditasyon ve Sertifikası (EDAC) olan ilk ve tek mimarlık firması. Çalışmalarımız arasında uzmanlık gerektiren hastane ve otel projeleri özellikle ilgimizi çekiyor. Bu projelerde hem estetiği yakalamak hem de hayati işlevleri çözmek durumundayız. Ayrıca mühendislik projeleriyle kusursuz koordinasyon sağlanması ve çoklu uzmanlıkların projeye katılması gerekiyor. Bu projeler bize, kendimizi sınayabileceğimiz, sürekli kendimizle yarışabileceğimiz ortamlar sunuyor.

Otel projelerine ilk ne zaman başladınız? Bizim ağırlıklı otel maceramız, İzmir Efes Oteli ile başladı. Emekli Sandığı’na ait olan otel, Swiss Otel işletmesine ihale edildi ve biz kazandık. Belki de Türkiye’deki en doğru yapılmış otel ihalesi sistemiydi, çünkü bir ön yeterlilik sürecinden geçtik. Efes, bizim için bir sıçrama tahtası oldu. Daha sonra ara arda yurt dışı otel projeleri yapmaya başladık. Son dönemde tamamladığımız Minsk’teki President Otel’in yanı sıra Cezayir’deki El Aurassi Oteli ve Duşanbe’deki Hyatt Regency Oteli’ni yaptık. Bizim şansımız, yaptığımız tüm otellerin o şehrin yüzük taşı

Hyatt Regency Dushanbe

niteliğinde olması idi. Bu saydıklarımın dışında yine çok büyük bir zevkle, Anadolu Sağlık Merkezi’nin bulunduğu alana hasta yakınları için bir otel yaptık. Diğerlerine göre çok küçük bir proje olmasına karşın sağlık turizmine yönelik inşa edilen önemli bir proje oldu. Ben bunlara “ekstrem mimarlık” diyorum. Otel ve hastane mimarisi çok fazla uzmanlık gerektiren mimarlık alanları çünkü.

Swiss Otel

Otel ve hastane mimarlığını, “ekstrem mimarlık” yapan ana unsurları nelerdir, biraz daha açabilir misiniz?

Otel ve hastanelerdeki işleyiş konut projelerinden biraz daha farklı. “Pardon” deme şansınız olmayan, asla hata kabul etmeyen işler bunlar. Bu birincisi. İkinci olarak, sürekli akıllı binalar yapılıyor ama otel ve hastaneleri süper akıllı binalar olarak düşünmek lazım. Bu alanlarda diğer binalarda göremediğimiz ayrı uzmanlık alanları devreye giriyor ve çok kompleksler. Özellikle de elektronik sistemler. Bir binanın elektronik sistemlerine hakim olmak bile fazlasıyla uzmanlık istiyor. Bu sebeple turizm mimarlığını “ekstrem mimarlık” olarak tanımlıyorum. Uzmanlık gerektiren bu projelerde, hem estetiği yakalamak hem de yaşamsal işlevleri çözmek


restaurant portre 108 hotel & hi-tech

gerekiyor. Ayrıca mühendislik projeleriyle mimari ve içmimarinin uyumu sağlanmalı ve çok sayıda uzmanın katkısı alınmalı. Bu nedenlerle, otel –ve aynı zamanda hastane- projeleri, ancak deneyimli mimarların altından kalkabileceği projelerdir.

Son dönemde oteller yeşil bina uygulamaları ile öne çıkıyor. Yeşil binanın kısa bir tanımını yaparak, işletmelere sağlayacağı avantajları anlatır mısınız? Sürdürülebilirlik için önkoşul, gerek fiziksel gerekse doğal çevreden “almadan vermek”... Yani ortaya çıkan yeni projenin, eski mevcut durumdan daha iyi bir ürün olması; doğayı, teslim aldığından daha iyi bir durumda teslim etmesidir. “Yeşil tasarım” çoğunlukla yalnızca bir yönüyle ele alınıyor. Örneğin, yalnızca geri dönüştürülebilir malzeme yönünden veya yalnızca enerji tasarrufu yönünden ya da salt çevreye ve insan sağlığına etkisi yönünden... Oysa sürdürülebilir tasarım, bunların bütününü oluşturuyor. Örneğin, bir yapı malzemesinin yalnızca doğal veya geri dönüştürülebilir olması yeterli olamayabiliyor. O malzemenin üretilirken çevreye etkisi, ne kadar enerjiyle üretildiği, ne kadar fosil yakıt tüketerek ne kadar uzaktan taşındığı da aynı derecede önemli. Örneğin, binanın cephesinin veya çatısının bitkilendirilmesi ile ekolojik olunmuyor. İnşaat sırasındaki hafriyatı azaltmak, toplu taşım duraklarına yakınlık, mevcut arsadaki ekolojik canlı türlerine zarar vermekten kaçınılması da aynı derecede önemli. Örneğin, yalnızca enerji tasarrufu yeterli olamayabiliyor. Binanın yönlenmesi ve yalıtılmasıyla, enerjiye duyulan gereksinimi azaltmak, su kullanımını en aza indirgemek de aynı derecede önemli. ABD’de toplanan verilere göre, “yeşil” binalarda işletme maliyeti ortalama %8 oranında düşüyor. “Yeşil” binalarda oturmak isteyenler, %3 oranında daha fazla kiraya, %7 oranında daha fazla satış bedeli ödemeye razılar. Türkiye’de de sürdürülebilirlik belgesi alan binalar için zaman içinde bu veriler toplanınca, “yeşil” binalara talep artacaktır.

Siz kendinizi bu alanda nasıl konumlandırıyorsunuz? Mimarların, toplumun yaşam niteliğini belirlemek gibi bir misyonu var. Bu, çok ağır bir sorumluluk. Bu ciddi sorumluluğu bilinçli kullanmak gerekiyor. Üretilen her projenin, gerek fiziksel gerekse doğal çevreden “almadan verme”si gerekiyor. Üzülerek belirtmeliyim ki bugün, devlet eliyle yapılanlar dahil üretilen pek çok yapı, değil “almadan vermek”, göz göre göre geleceğimizi çalıyor.

Mimarlık bürolarının, mesleğin sürekli gelişimi için olağan projelerinin yanı sıra araştırma projeleriyle de ilgilenmeleri gerekir. Çevrenin ve teknolojinin azami uyumunu gerektiren “yeşil tasarım” araştırmageliştirme etkinliklerimizin başında yer alıyor. Bu, yalnızca mesleki bir araştırma değil, aynı zamanda insan ve çevre sağlığının korunması ile kısıtlı su ve enerji kaynaklarının verimli kullanımı açısından da sosyal bir yükümlülük niteliğinde.

Yeşil binalara yatırımcıların ilgisi ne boyutta? Son dönemde işverenlerimiz bu konuda bizimle birlikte heyecan duymaya başladı. Artık işverenlerimiz de binalarında “yeşil tasarım”ı dikkate almamızı talep ediyorlar. Yaptığımız her projede, işverene ek maliyet getirmeyecek “akılcı” önlemleri, tasarımlarımıza dahil ediyoruz. Bu önlemlerin dışında, yapının ilk maliyetini arttırmakla birlikte, uzun dönemde, daha az enerji ve su kullanarak, enerji giderlerini düşürebilen bazı “akıllı sistem” önerilerimiz de söz konusu olabiliyor. Bu durumda, mühendislik gruplarının da katkısıyla, gerek ilk yatırım maliyetini gerekse yıllık enerji kazancı ve ilk yatırımın geri dönüş süresini içeren bir “ekolojik maliyet tablosu” hazırlıyoruz. Bu tablo, “yeşil” yatırımın işveren tarafından ekonomik olarak da algılanmasına yardımcı oluyor. Önerilerimiz bu şekilde rakamlara dökülünce, çoğunlukla kabul görüyor. Türkiye’deki bu ilgiye karşın, LEED ve BREEAM belgelendirme sistemleri, hâlâ çok “elit” bir düzeyde kalıyor. Hem başvuru maliyetleri, hem belgenin İngilizce düzenlenmesi zorunluluğu, hem de enerji modellemesi masrafları nedeniyle, LEED sistemi her yatırımcının ulaşabileceği düzeyde değil. Şu anda Türkiye’de LEED belgesi alan proje sayısı 30. Belgeye başvurmuş proje sayısı ise 102. BREEAM belgesi almış olan 27 bina var. Bu sayıların Türkiye’deki bina yatırımlarına göre ne denli yetersiz olduğu açıktır.

Yeşil otelciliğin ana kriterleri, sertifikalandırma koşulları, ölçütleri nelerdir? Bu anlamada ne derece başarılıyız? “Yeşil” tasarımın, bir “yeşil aldatmaca” olmadığını kanıtlamak için elimizdeki tek olanak, tasarımı uluslararası kabul görmüş belgelerle ölçmektir. Projenin başında, uluslararası kabul görmüş “yeşil belgelendirme” kriterleri incelenerek, teknik ve ekonomik yönlerden olabilirliği tartışılıp karara bağlanmalı. Bunun en kolay yolu, LEED veya BREEAM için kullanılan kontrol listelerinin üzerinden geçilmesidir. Her 2 sertifikanın da bazı kriterleri bulunuyor. Kurul, başvurulan bina için belirlenen kriterler doğrultusunda bir inceleme yapıyor ve bu


KİMDİR? Harvard University Graduate School of Design mezunu olan Ayşe Hasol Erktin, Boğaziçi Üniversitesi’nden işletme yüksek lisansını, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden mimarlık lisansını almıştır. Ayşe Hasol Erktin, Urban Land Institute (ULI) Türkiye İcra Kurulu üyesi ve İstanbul Serbest Mimarlar Derneği Yönetim Kurulu üyesi olup, 2011-2013 döneminde Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği yönetim kurulu üyesi, 2000-2001 döneminde İstanbul Proje Yönetim Derneği başkanı, 1997-2002 döneminde Harvard Mezunlar Derneği başkan yardımcısı olarak görev yapmıştır. Ayşe Hasol Erktin, BREEAM Değerlendiricisi olup, EDAC Akreditasyonuna sahiptir. Erktin’in yazı ve konferansları, yaratıcılığın yönetimi ve tasarımın değeri üzerinde yoğunlaşmaktadır.

doğrultuda sertifika işlemi gerçekleşiyor. Dünyada, sürdürülebilirlik kavramını yayabilmek için, öncü rolü devlet üstleniyor. Oysa, Türkiye’de sistem, tersine işliyor. Örneğin, ABD’nin ekonimiyi canlandırmak için aldığı önlemler arasında, kamu hizmet binalarının “yeşil” sertifikalı olarak yenilenmesi için 9 milyar dolar, orta sınıf ailelerin evlerinin yalıtımı için 5 milyar dolar, toplu konut projeleri için 4 milyar dolar, federal yönetim binalarına 5 milyar dolar, “yüksek performanslı yeşil binalar” geliştirebilecek firmalara da 4,5 milyar dolar finansman veya vergi indirimi bulunuyor. Ülkemizde ise de –biraz de zorunluluktan- özel sektör, bu konuda daha girişken. Ancak, öncelikle devletin kendi yatırımlarında sürdürülebilirlik konusunda örnek olması gerekiyor. Yapılan bütün devlet binalarında sürdürülebilirlik önkoşulu getirilmeli.

İstanbul ve Türkiye’deki otellerin yüzde kaçı yeşil, bu sayı sizce yeterli mi? Türkiye’de bence oteller bu konuda sınıfta kalmış durumdalar. Ofisler fena değil. Bugün itibarıyla Türkiye’de toplam 49 bina LEED belgesi almayı başarmış. Bunların içinden 3’ü otel binası: Hilton Garden Inn Istanbul Golden Horn (30 Mayıs 2012), Work Inn Hotel (19 Haziran 2013) ve Renaissance Istanbul Bosphorus Hotel (6 Temmuz 2013). Öte yandan toplam 31 BREEAM belgesi alan bina içinde hiç otel binası bulunmuyor. Türkiye’de yaklaşık 60 bina yeşil bina sertifikası almış durumda. İki katı kadarı da başvurmuş durumda. Bunların içinde otel yatırımı yok denecek kadar az. Türkiye’de üretilen binalar arasında turizm yatırımları bu kadar az değil. Bunların dışında diğerleri belgeye başvurmuş; ancak henüz denetimden geçip LEED veya BREEAM belgelerini almış değiller. Gelişmiş ülkelerde devlet, gerek vergi avantajları, gerekse kredilerle ekolojik bina yapımını destekliyor. Türkiye gibi enerjisinin %75’ini ithal eden bir ülke,

acilen “yeşil” binalar için bir destekleme politikası oluşturmalı.

Bundan sonraki sürece ilişkin öngörüleriniz neler? Bence sayı daha da artacak. Hem olumlu hem olumsuz göstergeler bunlar. Kötü çünkü çok önemli bir yatırım furyasını kaçırdık. Son 5-10 yıllık dönemde maalesef turizm yatırımları diğer bina yatırımları kadar yeşil bina sistemine uyum gösteremediler. Ama bundan sonraki dönemde yapılacak yatırımlarda bence herkesin gözü açıldı, öncü oteller var. Diğerleri de arkasından gelecek. Ben bundan sonra yeşil bina kriterleri olmayan bir otel projesi yapılacağını düşünmüyorum. Bu sevindirici bir şey. Fakat benim üzüldüğüm, bundan önceki furyayı kaçırdık. Eski otellere şimdi güneş panelleri eklemeye başladılar. Bunun acısını hissediyorlar. Korkunç işletme giderleri gündemde. Turizm tesisine bir eklenti gibi yapılıyor. Halbuki bina tasarlanırken projeye entegre edilseydi çok daha bütünlüklü bir şey ortaya çıkacaktı.

Peki, Türkiye’deki mevcut mimarlık firmaları açısından durum nedir? “Yeşil tasarım” üretme konusunda mimarlık ofislerini ne derece yetkin ve yeterli buluyorsunuz? Diğer mimari ofislerde sayı elbette çok az. Yeşil bina danışmanları var, birlikte çalışabiliyorlar. Ama orada da bir kopukluk oluyor. Çünkü projeye başlanmış olunuyor, sonunda bir danışmanla çalışmaya karar verilmiş oluyor. Sonradan yapılan bir eklenti, makyaj izlenimi uyandırıyor. Bunun doğrusu, bu işi hakikaten iyi bilen, daha evvel bu konuda tecrübeleri olan ciddi bir kuruluşla yola çıkmak olur bence. Burada sizin mimara yüklediğiniz konu, statiker, makine mühendisi, elektrik mühendisi, peyzaj mimarı, yangın-güvenlik danışmanı bütün bunlardan gelen uyarıları projede dikkate almak zorundasınız. Bir de buna ilave olarak yeşil binalarda sürdürülebilirlikle ilgili şartları projede dikkate almak gerekiyor. Bu kadar çok bilginin bir arada toplandığı bir projeyi amatör ellere teslim etmemek lazım.




restaurant dekorasyon 112 hotel & hi-tech

Meridyen Tekstil Pazarlama Müdürü Mine Münevver Kılıç:

“Müşterilerimiz, önceliğimiz…” 2013 yılını üretim, satış ve hedefler açısından başarılı bir şekilde geçiren Meridyen Tekstil, 2014 yılında Türkiye ve dünyadaki marka bilinirliği ve gücünü daha da arttırmak istiyor.

O

tel, restoran ve hastane tekstil sektörünün lider isimlerinden Meridyen Tekstil, 2013 yılında yakaladığı üretim, satış ve büyüme grafiğini ArGe ve Ür-Ge’ye yaptığı yeni yatırımlarıyla 2014 yılında daha da arttırmak istiyor. Perdeden yatak örtüsüne, havludan çarşafa, masa örtüsünden peçeteye ve döşemelik kumaşa kadar uzanan geniş ürün yelpazesi ile mekanları yaşanır kılmayı öncelikli hedefleri arasına koyan firmanın tekstil sektöründeki faaliyetlerini, üretim esaslarını ve yatırım planlarını Meridyen Tekstil Pazarlama Müdürü Mine Münevver Kılıç ile konuştuk.

Meridyen Tekstil’i kısaca tanıtarak, otel ve restoranlara sunduğunuz ürünlerinizden ve üretim faaliyetlerinizden bahseder misiniz? Otel, restoran ve hastanelerin tekstil ürünleri gereksinimlerini karşılamak üzere 1995 yılında

kurulan firmamız, kuruluşundan günümüze yurt içi ve yurt dışında pek çok başarılı projenin tasarım uygulayıcısı olmuştur. Firmamız, koşulsuz müşteri memnuniyeti esaslı hizmet anlayışı ile sınırsız renk ve dokuda kumaşlar üretmekte, mekan-amaç ilişkisine uygun tasarımlar oluşturmaktadır. Perdeden yatak örtüsüne, havludan çarşafa, masa örtüsünden peçeteye ve döşemelik kumaşa kadar uzanan geniş ürün yelpazemiz ile mekanları daha da yaşanır kılmak öncelikli hedeflerimiz arasında gelmektedir. Üst Döşeme ve Linen olmak üzere iki ana kola ayırdığımız ürün yelpazemizdeki Üst Döşeme grubunda perde, perde mekanizmaları, yatak örtüsü, throw, baza eteği, dekoratif kırlent ve döşemelik kumaşlar yer alıyor. Linen grubunda ise alez, nevresim, yastık, yastık kılıfı, yorgan, havlu grubu ve restoran tekstilini sayabilirim.


Meridyen Tekstil’in tasarım stratejilerini nasıl kurguluyorsunuz? Dünyadaki tekstil trendlerini ne ölçüde kullanıyorsunuz?

Firmanızın yurt içi ve yurt dışı pazar payı nedir? Bu pay turizm işletmelerinde ne kadarlık bir pay oluşturmaktadır? Faaliyet alanımızın büyük bir bölümünü turizm sektöründeki oteller oluşturuyor. Dolayısıyla yaptığımız iş bire bir turizm sektöründeki hareketlilik ile doğru orantılı. Otellerdeki doluluk oranları arttıkça gerek yeni otel yatırımlarında gerekse yenileme çalışmlarında direkt yansımalarını hissediyoruz. Firmamız kurulduğu ilk yıllarda daha çok yerel faaliyet gösterirken şu anda Hem Türkiye genelinde hem de yurt dışında otel projeleri yapmaktadır. Birlikte çalıştığımız müşterilerimize bir otel projesinde akla gelebilecek her türlü tekstili A’dan Z’ye anahtar teslim sunduğumuzu da ilave etmek isterim.

2013 yılı üretim, satış ve hedefler açısından nasıl geçiyor? 2014 yılına dair planlarınız nelerdir? Bu yıl firmamız açısından oldukça parlak ve hareketli geçti. Bu dönemde özellikle hedeflerimizin üzerinde bir büyüme kaydettiğimizi söyleyebilirim. Önümüzdeki yıl içinde gerek yurt içi gerekse yurt dışıda pazarlama faaliyetlerimizi ve marka bilinirliğimizi daha da arttırmayı, ve satış hedeflerimizi büyütmeyi düşünüyoruz. Tekstil üretiminde ana kriterleriniz nelerdir?İyi bir tekstilin firmanız nezdinde tanımı ve karşılığı nedir? Kalite, estetik, kullanıma uygunluk ve fiyat başlıca ölçütlerimiz arasında. Bu kriterler arasında denge sağlanabiliyorsa zaten en iyiye ulaşmış olunuyor.

Bizim en önemli özelliğimiz, ürünlerimizin sunumunu yaparken aynı zamanda mekanı da tasarlıyor olmamız. Mekanın perdesinden yastığına, döşemelik kumaşına kadar belli bir uyum gözetmemiz sanırım müşteriye özel hizmet anlayışımızın önemli bir göstergesi. Bugüne kadar müşterilerimizin büyük bir kısmı beklentilerinin üzerinde bir hizmet ve tasarım aldıkları görüşlerini bizimle paylaştılar. Bizim de hizmet algımızın esas kaynağını müşteriye özel yaptığımız çalışmalar oluşturuyor. Bu doğrultuda ürünlerimizi daha estetik, konforlu ve genel kullanıma uygun sunmak için Ar-Ge ve Ür-Ge faaliyetlerine önemli ölçüde yatırımlar yapıyoruz. Buna örnek olarak, otellerde en fazla tercih edilen Blackout (karartma) perdelikte daha doğal ve keten dokulu bir kumaş geliştirdik. Nano micro elyaf dolgulu yastıkları otel kullanıma sunduk. Harmandan karışımlı iplikler kullanarak daha doğal dokulu ve uzun mürlü masa örtülük kumaşlar ürettik.

Genel olarak sektörü nasıl değerlendiriyorsunuz? Tekstil üretim satandartları dünyada ve Türkiye’de ne tür farklılıklar gösteriyor? Yurt dışı kaynaklı zincir otellerde daha fazla yanmazlık, sıvı geçirmezlik, leke tutmazlık gibi özellikler talep edilirken, yurt içi otellerde tercih edilen özellikler daha farklı olabiliyor. Biz Meridyen Tekstil olarak, gerek yurt içi gerekse yurt dışında yaptığımız tüm projelerde bizden talep edilen tüm standardizasyon sertifikalarını verebilmekteyiz.


restaurant dekorasyon 114 hotel & hi-tech

Duravit’ten bağlantıları gizlenmiş elektronik klozet kapağı: SensoWash C Duravit’in yenilikçi teknolojiye ve kusursuz bir tasarıma sahip ürünü SensoWash C, modern mimarisiyle otel ve restoran banyolarında her zamankinden daha fazla uyumlu…

Y

enilikçi teknolojiye ve kusursuz bir tasarıma sahip SensoWash C, modern banyo mimarisiyle her zamankinden daha fazla uyum gösteriyor. Gizli bağlantıları sayesinde Starck 2, Starck 3 ve Darling New serileriyle birleştirilebiliyor.

ÜÇ FARKLI TÜRDE YIKAMA İMKANI Üstelik montajı da oldukça kolay. Paslanmaz çelik sprey kolu üç farklı türde yıkama imkanı sağlıyor. Taharet fonksiyonu size temiz ve taze hissettirirken, Konfor fonksiyonu sprey kolunun titreşimli su jetiyle daha özenli yıkama yapıyor. Kadınların ihtiyaçları için özel hazırlanan Bayan yıkama fonksiyonu’nun su jeti ise nazikçe temizliyor. Özel bir LED gece lambası işlevi sayesinde karanlıkta güvenle yön bulunabiliyor. Ayrıca, SensoWash’da istenmeyen sıçramaları önleyen çocuk emniyeti özelliği de var.



restaurant dekorasyon 116 hotel & hi-tech

Oteller için seçkin çözüm: Grohe Grandera Grohe Grandera serisi, Almanya’da üretilen yüksek kaliteli tasarım ürünleriyle dünyanın en iyi otellerine seçkin çözümler sunuyor.

D

ünyanın en iyi otelleri, misafirlerini seçkin bir ortamda ağırlamak için büyük çaba harcarken onları kendi evinde gibi hissettirmek için dörtte üçü klasik ve zarif bir tarzı tercih ediyor. Bu tercih misafir banyoları için sunulan mükemmel ürün seçenekleriyle hayat bulurken, bu ürünlerde yapılan tercihler işletmenin kimliğini ortaya koyuyor. Birbirleri ile son derece uyumlu batarya, duş ve aksesuarlardan oluşan Grohe Grandera serisi Almanya’da üretilen yüksek kaliteli tasarım ürünleriyle eksiksiz bir portföy sunuyor.

MODERN VE NOSTALJİK UNSURLAR BİRARADA Grohe seçkin otel işletmecileri ve misafirlerinin beklentilerini her yönüyle karşılamak için piyasanın üst segmentinde yer alacak yeni tasarım koleksiyonuna odaklandı. Grohe danışmanlarının uluslararası otel projelerinde edindiği deneyim, evrensel bir tasarım çıkmasını sağladı. Modern zamanın ruhunu nostaljik unsurlar ile, feminen formları maskülen kenarlar ile bir araya getiren bu

tarz, çok geniş yelpazedeki iç dekorlara da kusursuz şekilde uyum sağlıyor.

EŞSİZ OTEL KONSEPTLERİ İÇİN ÇÖZÜMLER Grohe Grandera, sadece eşsiz tasarım yaklaşımı ile değil, aynı zamanda geniş model çeşitliliği, krom ve krom/altın kaplama seçenekleri ile de lüks otellerin banyo ve spalarının içerisinde mümkün olan en yüksek esnekliği sağlıyor. Seri, tek kumandalı ve klasik çift kumandalı lavabo bataryalarından, seramik tablalı banyo/duş bataryalarına, beş delikli tezgah üstü küvet bataryaları ve yere monte banyo bataryalarından termostatik bataryalara, tepe duşlarından el duşlarına kadar her şeyi içinde barındırıyor. Buna, yere ve duvara monte montaj seçenekleri sunan ürünlerin yanı sıra ankastre ve tezgah üzeri kurulum arasında seçim imkanı da ekleniyor. Farklı model ve tasarımlardan oluşan geniş çeşitlilik sayesinde, her tipteki otel banyosu mükemmel batarya ve donanımlar ile dizayn edilebiliyor.

UZUN ÖMÜRLÜ KALİTE Grohe EcoJoy, su deneyiminden taviz vermeksizin su ve enerji tasarrufu yapılmasını mümkün kılıyor. Tek kumandalı bataryalarda kullanılan Grohe SilkMove kartuş teknolojisi kumanda kollarının doğru ve pürüzsüz şekilde çalışmasını sağlıyor. Grohe TurboStat teknolojisi, sadece yanık riskine değil, aynı zamanda su basıncında meydana gelen değişiklikler yüzünden ortaya çıkan soğuk sürprizlere karşı da güvenilir koruma sağlıyor.


Güral Vit “yeni Quare” ile kusursuz banyolar Güral Vit, yeni ürünü Quare lavabo ile sadeliğin ve yumuşak çizgilerin birbirini tamamlamasına öncülük ediyor.

G

üral Vit’in banyo ve tuvaletler için tasarlanılan yeni ürünü Quare Lavabo, banyo mobilyası ve armatür aksesuarlar ile donatılmış. Otel ve restoran banyolarını zenginleştirecek olan Quare, lavaboda sade bir şıklık sunarken neredeyse düz görünümlü olan Nero asma klozet ve bide ile serinin zarifliğini öne çıkarıyor.

ŞIK, FERAH VE DAYANIKLI Quare lavabo, banyo aksesuarları ile bütünlük sağlayan Uno antrasit alt ve üst dolabı suya dayanıklı, yüzeyi çizilmeyen polimerk laminat kaplama, stoplu kapak ve çekmecesi ile banyoları ferahlık dolu bir yaşam alanını dönüştürmek için ideal seçenekler sunuyor.


restaurant otel-tech 118 hotel & hi-tech

Opera 9 Mobile ile otel operasyonlarında tablet dönemi Konuk ağırlama endüstrisine yönelik yazılım ve donanım çözümleri konusunda dünya lideri Micros, Opera Otel Yönetim Sistemi’nin yeni versiyonu Opera 9 ile mobiliteyi bir adım ileri taşıyor.

K

onuk ağırlama endüstrisine yönelik yazılım ve donanım çözümleri konusunda dünya lideri Micros, Opera Otel Yönetim Sistemi’nin yeni versiyonu Opera 9 ile mobiliteyi bir adım ileri taşıyor. Opera Mobile, mevcut Opera Otel Yönetim Sistemini tablete taşıyarak tüm personelin çok daha hızlı, verimli ve esnek şekilde çalışmasını sağlıyor. Kullanıcı dostu ve sezgisel ara yüze sahip Opera Mobile ile check-in ve check-out işlemleri, kat hizmetleri aktiviteleri, bakım onarım faaliyetleri, görev çizelgelerinin oluşturulması ve takibi gibi işlemler tabletler üzerinden mobil olarak gerçekleştiriliyor.

HIZLI VE VERİMLİ Opera Mobile, check-in ve check-out işlemlerinin resepsiyona bağlı kalmadan mobil olarak gerçekleştirilmesini sağlıyor. İster lobide ister toplantı odasında olsun, konukların işlemleri hızlı

şekilde gerçekleştirilerek onlara yepyeni bir deneyim yaşatılıyor. Son teknoloji kullanılarak geliştirilmiş Opera Mobile, konukların girişlerinden çıkışlarına kadarki süreçte gelir artış fırsatlarının optimize edilmesine, operasyonel etkinliğin ve verimliliğin artırılmasına ve memnuniyetin bir üst seviyeye çıkartılmasına yardımcı olur. Opera Mobile ön büro fonksiyonlarını zenginleştirmenin yanında; kat hizmetleri, oda yönetimi ve bakım onarım faaliyetlerini de basitleştirerek etkinliklerini artırır. Personel oda durumlarını açıklama ve direktifler de ekleyerek kolayca mobil olarak güncelleyebilir. Yöneticiler ise gerçekleştirilen görev ve faaliyetleri tablet üzerinden yine mobil olarak takip edebilir ve düzenleyebilir. Otel operasyonlarında kuralları yeniden tanımlayan Opera Mobile, otel personelinin iş yapış şekillerini ve konukların otel ile etkileşim kurma yollarını yepyeni bir boyuta taşıyor.



restaurant otel-tech 120 hotel & hi-tech

Kale Kilit ile dünyada bir ilk: Kale Alarmlı Silindir Yenilikçi ürünleri ve üstün teknolojisi ile sektörünün lider markası Kale Kilit, en yeni ürünü ‘Kale Alarmlı Silindir’i sektörün beğenisine sundu.

E

n çok kullanılan hırsızlık yöntemlerinden biri olan silindirin kırılmasıyla gerçekleştirilen hırsızlık olaylarına karşı geliştirilen Kale Kilit’in yeni ürünü Kale Alarmlı Silindir içindeki aktivasyon çubuğunun kırılmasıyla silindirin içindeki alarm devresini de tetikleyerek çıkardığı yüksek sesin yarattığı caydırıcılık özelliğiyle yaşam alanlarında yüksek güvenlik sağlıyor. Dünyada bir ilk olan Kale Alarmlı Silindir, Kale Tuzaklı Silindir’in geliştirilmiş bir versiyonudur. Silindirin kırılmasıyla kilide ulaşılmasının engellemesinin yanı sıra içindeki alarm sisteminin devreye girmesiyle de iki aşamalı koruma sağlıyor. Tuzaklı kısmı kırıldığında mekanik olarak kilide kolayca ulaşılması zorlaşırken, aynı anda çalan alarm ile art niyetli kişilerin başka açma yöntemlerini denemesi engelleniyor.

İKİ AŞAMALI UYARI SİSTEMİ Kale Alarmlı Silindir’in diğer güvenlik ürünlerinden en büyük farkı; hırsızın mekana girmeden sesli uyarı vererek mekanı korumasıyla dikkat çekiyor. Diğer alarm sistemlerinde, kapı açıldığında devreye giren mandal, kapı üzerine ve eşiğine bağlanan

manyetik anahtar vb. ürünler, art niyetli kişiler eve girdikten sonra devreye girerek koruma sağlarken, Kale Alarmlı Silindir ise henüz mekana girmeden yani kapı dışındayken aktif hale gelerek sesli uyarı vermesi ile benzersiz bir özellik sunmaktadır. Buna ek olarak bazı durumlarda yetkili kişilerin kapıyı açmaları durumunda bile zamansız bir şekilde devreye girerek rahatsızlık vermektedir. Kale Alarmlı Silindir’de ise silindir kırıldığında, yani gerçek bir hırsızlık girişiminde iki aşamalı (mekanik ve sesli) uyarı sistemi devreye girmektedir.

KOLAY DEĞİŞTİREBİLME İMKANI Üretim tarihinden itibaren yaklaşık 6 yıl pil ömrü olan alarm sistemi, pili bittiğinde mekanik olarak kullanılmaya devam ediyor. Kırılma sonrası ortaya çıkan 80 dbA şiddetindeki ses, yaklaşık olarak 30 dakika boyunca uyarıda bulunarak rahatsız ediyor. Ahşap ve çelik kapıya göre değişiklik gösterebilecek 80 dBA şiddetindeki ses seviyesi Tübitak - UME tarafından sertifikalandırılmıştır. Normal silindirlerin uygulandığı her kapıda kullanılabilen “Kale Alarmlı Silindir” Euro profil standartlarında sistem anahtar seçeneğiyle, satışta sunulmuştur.



restaurant otel-tech 122 hotel & hi-tech

Philips Hospitality TV müşterileri arasına NH Otelleri’ni de kattı Dünya çapında 400’e yakın otel işleten, iş otelleri sektörünün dev firması NH Oteller Zinciri, tek Hospitality TV tedarikçisi olarak TP Vision’ı seçti.

P

hilips markalı televizyonları dünyada ve Türkiye’de pazara sunan TP Vision, NH Otelleri’nin tek Hospitality TV tedarikçisi olacağını açıkladı. Dünya çapında 400’e yakın otel işleten Avrupalı iş oteli zinciri ile TP Vision arasındaki anlaşma; otel odaları ile konferans salonlarına yerleştirilecek yeni nesil hospitality TV’leri içeriyor. Tedarik sözleşmesine ek olarak, iki şirket gelecek iki yıl boyunca ortak pazarlama girişimleri yürütme taahhüdünde de bulundular.

FEDERICO GONZÁLEZ: EN ZENGİN TV İZLEME DENEYİMİ YAŞATACAĞIZ NH Otelleri CEO’su Federico González, “Misafirlere otel ziyaretleri sırasında eşsiz bir deneyim yaşatabilmek için en çok değer verdikleri şeyleri onlara sunabilmemiz hayati önem taşıyor” derken,

“TP Vision’ın sektördeki birikim ve liderliğinin yanı sıra Philips markasının geçmişten günümüze süregelen inovasyon öncülüğünü önemsiyoruz. TP Vision’un yardımıyla, misafirlerimize en zengin TV izleme deneyimini yaşatacağız” şeklinde konuştu.

CHRIS SLUYS: EKOLOJİK AYAK İZİ DAHA DA İYİLEŞECEK TP Vision Philips Hospitality TV’lerden Sorumlu Genel Müdür Chris Sluys ise özelliklere sahip Philips Hospitality TV’lerin hem otelcilerin hem de misafirlerin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak tasarlandığını vurguladı. Sluys, “A veya daha üstü Enerji Etiketi ile sertifikalandırılan Philips Hospitality TV’ler NH Otelleri’nin ekolojik ayak izini daha da iyileştirmeye yönelik çalışmalarına da katkıda bulunacak” dedi.



restaurant sosyal sorumluluk 124 hotel & hi-tech

Hilton Worldwide Doğu Avrupa, Rusya ve Türkiye Operasyonlarından Sorumlu Başkan

Yardımcısı

Essam Abouda:

“Sosyal sorumluluk bilinci, DNA’mızda var” ‘Küresel Hizmet Haftası’ için Türkiye’ye gelen Hilton Worldwide Doğu Avrupa, Rusya ve Türkiye Operasyonlarından Sorumlu Başkan Yardımcısı Essam Abouda, “Toplumların güçlendirilmesine zaman ayırmak, şirketimiz için kritik önem taşıyor”dedi.

H

ilton Worldwide’ın 6-12 Ekim tarihleri arasında kutlanan Küresel Hizmet Haftası (Global Week of Service) kapsamında, Hilton İstanbul, Conrad İstanbul, Hilton ParkSA İstanbul, Hilton Garden Inn Golden Horn, DoubleTree by Hilton İstanbul Avcılar ve yakında açılacak olan Hilton İstanbul Bomonti Hotel & Conference Center çalışanlarından oluşan yaklaşık 100 gönüllü, 8 Ekimde üç farklı projeye katılarak dünya çapında bir sosyal sorumluluk projesinin parçası oldu. İki ekip, Bağcılar Münir Nurettin Selçuk ve Üsküdar Sultantepe Ortaokulları’nda özel eğitim sınıflarını donatmak, çocukların kullanımına yönelik bir kütüphane kurmak ve anaokulu öğrencileri için açık bir oyun alanı oluşturmak için Türk Kızılayı ile birlikte çalıştı. Diğer gönüllü ekip ise TURMEPA/ Deniz Temiz Derneği’yle işbirliği yaparak Burgazada’da kıyı temizliği etkinliğine katıldı. Burgazada ve Üsküdar’daki gönüllü faaliyetlere katılarak destek veren Hilton Worldwide Doğu Avrupa, Rusya ve Türkiye Operasyonlarından Sorumlu Başkan

Yardımcısı Essam Abouda ile proje hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik. “Yaşadığımız, çalıştığımız ve seyahat ettiğimiz toplumların güçlendirilmesine zaman ayırmak, şirketimiz için kritik önem taşıyor” diyen Abouda Türkiye’de yapmayı planladıkları diğer kurumsal sosyal sorumluluk projelerinden de bahsetti.

Global Week of Service (Küresel Hizmet Haftası) Türkiye’de ve dünyada ne kadar zamandır kutlanıyor? Bu yıl ikincisi düzenlenen ‘Küresel Hizmet Haftası’ yaşadığımız, çalıştığımız ve seyahat ettiğimiz toplumlara hizmet etme tutkusunu paylaşmaya odaklanan bir proje. Geçen yıl, 600 tesis ve ofiste çalışan ekip üyeleri, dünya çapında 401 şehirde 800’den fazla gönüllü projeyi tamamladı. Bu yıl, bu toplumsal katılım sürecini geliştirmeyi ve gelecek yıldan da fazla projeyi tamamlamayı amaçladık. Kurumsal ofislerimizde ve 4 bin tesisimizde çalışan ekip üyeleri, değerlerimizi ve “dünyayı konukseverliğin ışığı ve sıcaklığıyla doldurma” vizyonumuzu ifade eden


geliyor. Yıllık hizmet haftamız, tüm dünyadaki Hilton Worldwide ekip üyelerini ve tesis sahiplerini hizmet kültürümüzü kutlamak için birleştiriyor. Bu yıl Türkiye’de Hilton İstanbul, Conrad İstanbul, Hilton ParkSA İstanbul, HGI Golden Horn, DoubleTree by Hilton İstanbul Moda, DoubleTree by Hilton İstanbul Avcılar ve Hilton İstanbul Bomonti Otel ve Konferans Merkezinde çalışanlarından oluşan 90’dan fazla gönüllü, üç farklı projeye katılarak toplumlarına destek sağladı.

İstanbul’da ne tür hizmetlerde bulunuldu?

bu küresel faaliyete katıldı. Her yıl ‘Küresel Hizmet Haftası’ için küresel çeşitliliğimizi temsil eden özel projelere ev sahipliği yapıyoruz. İstanbul’un da; Tokyo, Chicago, Frankfurt ve Dubai gibi şehirlerle birlikte bu yılki etkinliklerin bir parçası olmak için seçilmiş olmasından büyük mutluluk duydum.

Küresel Hizmet Haftası (Global Week of Service) projesinin Hilton Worldwide grubu için önemi nedir? Hilton’un kurucusu Conrad Hilton, seyahati dünyayı iyileştirebilecek bir araç olarak görüyordu. Dolayısıyla, KSS kurumsal kültürümüzün DNA’sında mevcut. Bugün, ekip üyelerimiz sorumlu davranarak ve şirketimizde ve yaşadığımız ve çalıştığımız toplumlarda olumlu bir etki yaparak bu mirası geliştirmeye gayret ediyor. Travel with Purpose (Amaçlı Seyahat) programı, küresel kurumsal sorumluluk stratejimizi oluşturuyor. Program, dört alana odaklanıyor – bireylerin tüm potansiyellerini hayata geçirmesi için fırsatlar yaratmak; Hilton Worldwide’ın faaliyet gösterdiği toplumları güçlendirmek; kültürleri ve seyahatin gücünü kutlamak ve şirketin doğal kaynak kullanımının ölçümü, analizi ve iyileştirilmesi yoluyla sürdürülebilir bir yaşam sürmek.

Projeye çalışanları dahil etmeniz önemli bir ayrıntı ve ‘Küresel Hizmet Haftası’nın diğer sosyal sorumluluk projeleriyle farkını ortaya koyuyor. Neden böyle bir yola gidildi? Çalışanlar konuya nasıl bakıyor? ‘Küresel Hizmet Haftası’ boyunca dünya çapındaki ekip üyeleri aynı hafta içinde farklı etkinlikler düzenliyor ve toplumlarına hizmet etmek ve hep birlikte olumlu bir katkı sağlamak için bir araya

Hilton Worldwide çalışanlarından oluşan iki ekip, Bağcılar Münir Nurettin Selçuk ve Üsküdar Sultantepe ilköğretim okullarında özel eğitim sınıflarını yeniden donatarak, çocukların kullanımına yönelik bir kitaplık oluşturarak ve anaokulu öğrencileri için açık bir oyun alanı oluşturarak Kızılay ile birlikte çalışacak. Diğer bir gönüllü ekip ise TURMEPA ile işbirliği yaparak Burgazada’da gerçekleştirilen sahil temizlik gününe katıldı.

Şu ana kadar ki en önemli KSS projelerinizden kısaca bahsedebilir misiniz? ‘Travel with Purpose’ (Amaçlı Seyahat) stratejimizin bir parçası olarak yürüttüğümüz her KSS projesine büyük önem veriyoruz. Bunun Türkiye’deki örneklerinden biri, ‘Toplumları Destekleme’ hedefimizi de destekleyen ‘Bir Günde Dünya Turu’ projemiz. Bu bağış toplama etkinliği, Hilton in the Community Vakfı (Hilton Worldwide’ın hayır işleri ortaklarından biri) tarafından TEGV yararına gerçekleştirildi. Bu etkinlikte toplanan bağışlar sayesinde 120’den fazla çocuğa eğitim desteği sağladık. Bu etkinlik, 18 ülkedeki 120’den fazla otelde çalışan ekip üyelerinin 7 Eylül tarihinde hayır işleri ortaklarımız ve toplumdan kişilerle bir arada çalıştıkları Avrupa çapındaki girişimimizin bir parçasıydı. Her birlikte, her bir otel tarafından ayrı ayrı seçilen ve hasta ve yardıma muhtaç çocukları ve gençleri hedef alan hayır kurumlarına yardım amacıyla 40.075,16 km katederek dünyanın etrafını dolaşmaya çalıştılar. Bu etkinlik sırasında, İstanbul’da da etkileyici bir performansla 112 km yol katedildi.

Türkiye’de başka hangi projeler yürütülüyor? Şu anda, Travel with Purpose stratejimizin temel noktalarını temsil edecek pek çok proje yürütülüyor. Tek tek sayamayacağımız kadar projemiz mevcut. Ancak, geçen yılki etkinliklerimizden bazı örnekler verebilirim. Sürdürülebilir yaşam, Toplumları güçlendirme, Fırsat Yaratma bunlardan bazılarıydı.


restaurant fuar 126 hotel & hi-tech

İnoksan şefi, dünya birinciliği ile döndü İnoksan Eğitmen ve Danışman Şefi Rıfat Sınmaz

İnoksan Eğitmen ve Danışman Şefi Rıfat Sınmaz, Host 2013 Milano’da düzenlenen uluslararası lezzet yarışmasında birinciliği kazandı. “Travel Chef” adlı yarışmada, dünyadaki 6 kıtayı temsil eden 6 şef, kendi ülkelerinden yöresel lezzetler sundu.

M

utfağa yön veren adımlar atan İnoksan, sektörün dinamiklerini belirlerken dünya çapında etkinlik ve fuarlardan da uzak kalmıyor. Horeca sektörünün en önemli ticari etkinliği olarak nitelendirilen Host 2013 Milano Uluslararası Konaklama Endüstrisi Fuarı, Fieramilano’da yapıldı. 1000’in üzerinde firmanın katılımıyla gerçekleşen fuarda katılımcılar son teknoloji ekipman ve ürünleri sergilediler. 14 ayrı salonda gerçekleşerek büyüklüğünü ispatlayan fuara, tadım aktiviteleri ve çeşitli organizasyonlar renk kattı. 19-21 Ekim arasında 6 şefin katılımıyla gerçekleşen

Travel Chef yarışmasında İnoksan Eğitmen ve Danışman Şefi Rıfat Sınmaz’ın hazırladığı Kapadokya usulü testi kebabı büyük ilgi gördü ve Sınmaz, birinciliği kazandı. Birincilik sonrası ödülünü alan Rıfat Sınmaz duygularını şöyle dile getirdi: “Türk mutfağını gerek Türkiye’de gerekse yurt dışında daha fazla tanıtmak ve bilinirliğini arttırmak için Türk aşçıları olarak elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Sektörün en önemli fuarı olan Host Milano’da Türk aşçılığı olarak ve Türk mutfağı olarak sesimizi duyurabilmiş olmamız bizim için büyük gurur” dedi.

İNOKSAN, ADANA MUTFAK FESTİVALİ’NE DAMGA VURDU Mutfak yarışmalarına sağladığı desteklerle her daim aşçıların yanında olan İnoksan, Adana’da mutfak kültürünün hatırlanması adına ilk kez düzenlenen ‘Adana Mutfak Festivali’ne sponsor oldu. 28-29 Ekim tarihlerinde gerçekleşen mutfak festivalinde ev hanımları yemek yarışması, engelsiz şeflerden yemek resitali, ünlü aşçılardan görsel şovlar gibi birbirinden lezzetli yarışmalar ve etkinlikler düzenlendi. İnoksan mutfaklarında pişen yemekler, yarışma sonunda değerlendirelerek günün şampiyonları belirlendi. Etkinliğe katılan şefler ve ev hanımları, yapılan festivalin Adana mutfak kültürünün gelişimine ve tanıtımına katkı sağlaması açısından önemli bir etkinlik olduğunun altını çizdi. Engelsiz şeflerin yaptığı yemek resitali ile mutfak kültürünün bambaşka bir duvarı da ortadan kaldırdığını gözler önünen seren festival, birbirinden ünlü aşçıların ustalıklarıyla görsel bir şölen havasında geçti.



restaurant ürünler 128 hotel & hi-tech

Bien’in LotusSerisi 3. ödülünü aldı Kıskandıran sadeliğiyle ilhamını Lotus çiçeğinden alan ve tasarımlarıyla göz dolduran Lotus Serisi, dünyanın prestijli kurumlarından Como Kültür Departmanı’nın düzenlediği A’Design Awards’da Platin ve Elle Decor Uluslararası Tasarım Ödülleri Yarışması’nda En İyi Tasarım ödüllerinin ardından, bu sene de ARKIMEET Ödülleri’nde, ‘Kullanıcı Konforunu Sağlamaya ve Gereksinimlerini Karşılamaya Yönelik Sistemler’ Kategorisi’nde, RAF Yapı Malzemesi Ödülü’ne layık görüldü. 3 farklı formda lavabo, farklı şekillerde tasarlanan 2 klozet, küvet ve estetik tavan armatürüyle Lotus Serisi, tam 7 parçadan oluşuyor.

Yüksek performanslı ve ekonomik: Toshiba E-CORE PAR30 16W Toshiba LED Aydınlatma ürünlerine yeni eklenen E-CORE PAR30, yüksek performans ve ışık kalitesi ile diğer ampullere göre büyük avantaj sağlıyor. Klasik ampuller ile aynı boyutta olan E CORE PAR30 40.000 saat kullanım ömrü sunuyor. E27 duylu olan bu ürünün 2700K, 3000K, 4000K, 6500K renkleri mevcutta bulunuyor. Sergi aydınlatmaları ve vurgu için olan aydınlatmalarda mükemmel ışık sağlamakla beraber düşük tüketimiyle de dikkat çeken Toshiba Led Aydınlatma ürünleri ile küresel ısınmayı azaltmak ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamak da mümkün.

Grohe Afrika’da büyümeyi sürdürüyor Dünya’nın önde gelen Alman sıhhi tesisat üreticisi Grohe, büyümesini sürdürerek ve herkese suyun saf keyfini ulaştırma taahhüdünü yerine getirerek Afrika pazarında elde ettiği kazanımları daha da pekiştiriyor. Ekonomide ve pazar segmentindeki çok düşük büyümeye rağmen, son dört yıl içinde Güney Afrika Cumhuriyeti’nde çift haneli büyüme rakamlarını yakalayan Grohe, sektördeki güvenilir ortakları ile işbirliği içinde istikrarlı büyümeye odaklanmayı sürdürüyor. Tüm dünyada yenilikçi teknolojileri, çığır açan tasarımları ve çevresel sürdürülebilirliğe olan inancı ve bağlılığı ile tanınan Grohe’nin 2014 yılının sonuna kadar 700’ü aşkın perakende satış noktasına ulaşması bekleniyor.




Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.