Hotel Restaurant Magazine Ekim'13

Page 1












içindekiler

28 antre 14 Sektörden kısa haberler

gündem

58

dosya

38 İstanbul, gelen yabancı sayısında yüzde 12 artış yakaladı 42 Turizm istihdamı ülke genelinin 3 katı büyüdü

26 İstanbul’a 360 derecelik otel değerlendirmesi

44 Antalya ilk 9 ayda %7.8 artış yakaladı

28 İstanbul’da lüks turizmi, Fairmont Quasar ile yeniden yorumlanacak

46 Ortadoğu’ya ilgi %47 düştü

30 Ramada Encore Türkiye pazarına giriyor 32 BW PLUS The President Hotel, tanıtım faaliyetlerini BDT ülkelerine yoğunlaştırdı 34 Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan Ortadoğu hamlesi 36 Ramada İstanbul Taksim Hotel Genel Müdürü Ali İmdat Uçar: Talimhane otellerinde yüzler gülmeye başladı

www.hotelrestaurantmagazine.com

yeni yatırımlar 48 Türkiye’nin ilk Hipp - İş Oteli Workinn Hotel açıldı 52 The Ritz Carlton Hotel Company, İsrailde 54 Mövenpick Hotels & Resorts, Türkiye’deki otellerini dört’lüyor 56 Çukurcuma’da asırlık bina butik otel oldu, Corinne Hotel hizmette…

dosya 58 Endüstriyelde “açık tasarımlar”

54 iş’te kadın 86

“Büyük ev”in çocuk ruhlu sahibesi: Renaissance Istanbul Bosphorus Hotel Genel Müdürü Anıl Boydaş Tınaz

yeni mekan 90 Şehrin ortasında niş, seçkin ve yalın: Lasagrada Brasserie… 94 Morini: Zorlu Center’da bir “New Yorker” 96 Zeynel Nişantaşı’da 98 Moda Saklı Köşk ışıklarını açtı

şef’in gözünden 100 Beş yıldızın “amatör ruhlu” şefi: Martı Istanbul Hotel Executive Chef Eyüp Sabri Yunusoğlu


90

100

gastro güncel

yeni ürün

104 Yiyecek-içecek ve eğlence sektörünün duayenleri sektörün geleceğini çizdi 106 Fagor Advance serisi fırınları tercih etmek için 10 neden! 108 “Electrolux thermaline”dan en iyi şefler için özel bir tasarım

116 Öztiryakiler’den pratik ve hijyenik bir çözüm: Öztiryakiler Termo Trans

hijyen 120 Electrolux Profesyonel’den çamaşır yıkamada “kolaylaştıran” çözümler

portre gastro aktüel 110 Gastronomi sektöründen kısa haberler

etkinlik 114 Öztiryakiler Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi Tahsin Öztiryaki: Yabancı markaların takibindeyiz

122 B Design Kurucu/ Yüksek Mimar Bülent Ergin Güngör: 20 yılda ancak doğru dürüst bina yapabiliyorum

122 otel-tech 130 Hilton Istanbul Bomonti’nin şov mutfaklarında Electrolux Profesyonel Türkiye imzası 134 Pest kontrolün öncü markası Rentokil, Türkiye’de büyümek istiyor

fuar 138 FELDA IFFCO Gıda 2013’e damgasını vurdu 140 Kristal, yeni yüzüyle fuardaki yerini aldı 142 Üstün lezzet ödüllü Sunar’ı, üstün lezzet uzmanı ziyaret etti

dekorasyon 126 Derin Design’dan akıcı, çoğalabilen, zamansız bir bekleme ünitesi: Wave

ürünler 144 yeni ürünler


r ö t i d E

İlk 9 ayda turizmde memnun eden yükseliş Türkiye turizmi, Ocak ayından Eylül ayına uzanan süreçte hem gelen yabancı sayısında hem de istihdama sağladığı katkı oranında başarılı bir dönem geçirdi. 2013 yılı OcakEylül aylarında İstanbul’a gelen yabancı sayısı geçen yılın aynı dönemine göre %12 artış gösterdi. “Turizmin Başkenti” Antalya’ya yılın ilk 9 aylık döneminde gelen yabancı ziyaretçi sayısı ise %7,8 artarak 8,8 milyondan 9,5 milyona çıktı. Türkiye’de son dönemde yaşanan olumsuzluklara rağmen elde edilen bu sevindirici tablo AKTOB Ar-Ge Birimi’nin SGK’dan aldığı veriler ile yüzleri daha güldürdü. Turizmin ülke istihdamındaki payı, son 1 yılda %6,8’den %7,5’e yükseldi. Ocağı tüten bir mutfak sır değil artık, bir cam faunusun içinde avuçlarınızın tam ortasında duruyor. Pişeni de görüyorsunuz, pişirileni de… Bu ayki sayımızda endüstriyel mutfak sektörünün en görkemli “açık tasarımları”nı dosya konusu olarak haberleştirdik. Tasarımın güçlü elleri ve mutfağa can veren değerli şeflerinin yorum ve anlatımları eşliğinde elbette. Bu şık tasarımlı, fonksiyonel açık mutfak ve büfe ünitelerine bayılacaksınız. hotel restaurant hi-tech’te yenilikler bitmiyor! Dergimizi okumak artık daha keyifli! App Store’da iPhone ve iPad uygulamalarını yayına açan “İhlas Magazin Grubu”, aynı zamanda Android uygulaması ile cep telefonları, tabletler ve diğer akıllı telefonlar ile elektronik ortamlara taşındı. Türkiye’de de büyük rağbet gören bu yeni medya ortamının sunduğu tüm medya olanaklarını gönlünüzce kullanmanız dileği ile iyi okumalar dileriz…

Hatice Ünal Bilen

GRUP BAŞKANI H. FERRUH IŞIK İLETİŞİM MAGAZİN GAZETECİLİK MEHMET SÖZTUTAN SAN. VE TİC. A.Ş. ADINA İMTİYAZ SAHİBİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI AHMET KIZIL

KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ EBRU PEKEL ebru.pekel@img.com.tr REKLAM KOORDİNATÖRÜ EMİR ÖMER ÖCAL emir.ocal@img.com.tr SANAT YÖNETMENİ İSMAİL GÜRBÜZ ismail.gurbuz@img.com.tr

YAYIN DANIŞMANLARI Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ CONSEPT TASARIM RECEP ÜNAL Prof. Dr. MUHAMMET ARICI recep.unal@img.com.tr Prof. Dr. İSMAİL KAYA FOTOĞRAF EDİTÖRÜ HAKKI GÜNERKAN Doç. Dr. MEHMET ALİ ÖZBUDUN hakki.gunerkan@img.com.tr T. YÜCEL DEREYAYLA DIŞ İLİŞKİLER YUSUF OKÇU FİKRET ÖZDEMİR yusuf.okcu@img.com.tr YAYIN EDİTÖRÜ HATİCE ÜNAL BİLEN hatice.unal@img.com.tr web: www.hotelrestaurantmagazine.com

.

MUHASEBE ve MUSTAFA AKTAŞ FİNANS MÜDÜRÜ mustafa.aktas@img.com.tr ABONE ve DAĞITIM NURTEN DEMİR nurten.demir@img.com.tr CTP - BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna Bahçelievler/İSTANBUL Tel: 0212 454 30 00 İRTİBAT BÜROLARIMIZ BURSA +90.224 211 44 50-51 KONYA +90.332 238 10 71 ADRES 29 Ekim Cad. No:23 34197 Yenibosna, İSTANBUL/TÜRKİYE Tel.:+90.212 454 25 00 Faks:+90.212 454 25 98

e-mail: info@img.com.tr

hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır.





restaurant antre 14 hotel & hi-tech

Akfen GYO, 3. kez “Türkiye’nin En İyi Otel Geliştiricisi” Dünya genelinde iş çevreleri tarafından ilgiyle takip edilen Euromoney dergisinin düzenlediği Euromoney Gayrimenkul Ödülleri 2013’nin sahipleri belli oldu. Türkiye’nin ekonomik şehir otelciliği konseptine odaklı ilk ve tek gayrimenkul yatırım ortaklığı olan Akfen GYO, Euromoney Gayrimenkul Ödülleri 2013’de ‘Türkiye’nin En İyi Otel Geliştiricisi’ ödülüne layık görüldü. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Akfen GYO Genel Müdürü Vedat Tural, Akfen GYO’nun başarılı performansının dünyanın en saygın yayın grupları tarafından da takdir edilmesinin kendileri için büyük bir onur kaynağı olduğunu söyledi.

Hilton otelleri çalışanlarından TEGV’e büyük katkı

Hilton İstanbul, Conrad İstanbul ve Hilton ParkSA İstanbul otelleri çalışanları 7 Eylül Cumartesi günü Hilton in the Community Foundation’ın bir projesi olan “Dünyanın Çevresinde Bir Gün” etkinliğine katıldı. Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) yararına yapılan etkinlikten elde edilen gelirle 120’den fazla çocuğa eğitim desteği sağlandı. 18 ülkedeki 120’den fazla otelin çalışanları, etkinlik gününde sosyal sorumluluk partnerleri ve gönüllülerle birlikte çalışarak; hasta ve yardıma muhtaç çocuklarla, gençlerin eğitim ve istihdamına odaklanan hayır kurumlarına destek olmak için toplamda 40 bin 075 kilometre yol katederek dünyanın etrafını dolaşmayı hedefledi.

Dedeman Park Gaziantep’e yeni otel müdürü; Levent Kaya

Dedeman’ın ikinci markası olarak hizmet veren Dedeman Park’ın Gaziantep’te açılan yeni otelinin Otel Müdürü Levent Kaya oldu. Profesyonel çalışma hayatına 1992 yılında Hilton Ankara’da başlayan Kaya, otelde birçok görevde yer aldı. Görev yaptığı yıllar süresince sırasıyla Ön Büro Memuru, Ön Büro Süpervizörü, Grup Koordinatörü, Grup ve Etkinlik Satış Yöneticisi, Grup Satış Müdürü, Konferans ve Etkinlik Satış Müdürü ve Kamu Satış Direktörü olarak çalıştı. 2011 yılında Dedeman Ankara’da Satış ve Pazarlama Bölüm Müdürlüğü’ne geçen Kaya, Ağustos 2013 tarihi itibariyle Dedeman Park Gaziantep’e Otel Müdürü olarak atandı.

Çırağan . . Palace Kempinski’ye “En Iyi Denizaşırı Iş Oteli” ödülü Dünyanın önde gelen seyahat dergilerinden Condé Nast Traveller’ın İngiliz edisyonunun okurları, Çırağan Palace Kempinski İstanbul’u “Okur Seyahat Ödülleri 2013”de dünyanın en iyi otelleri arasında seçti. “En İyi Denizaşırı İş Oteli” kapsam olarak ambiyans/dekor, standartlar/ konfor, servis/çalışanlar, yemek/restoran ve iş hizmetleri/sistemleri gibi pek çok kriterden oluşuyor. Çırağan Palace Kempinski, tüm odalarında ve toplantı salonlarında ücretsiz kablosuz internet bağlantısından hepsi gün ışığı alan toplam 20 etkinlik odası ve tecrübeli ziyafet ekibine, her tür toplantı icin ideal çözümler sunuyor.



restaurant antre 16 hotel & hi-tech

İSG, Ağustos’ta 2 milyon yolcuyu aştı Dünyanın ve Avrupa’nın en hızlı büyüyen havalimanı olan İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı, Ağustos ayında toplam 2 milyon 38 bin 912 yolcuya ev sahipliği yaptı. Havalimanından bu yılın ilk 8 ayında ise toplam 11 milyon 957 bin 704 yolcu giriş-çıkış yaptı ve yolcu artışı geçen yılın ilk 8 ayına oranla yüzde 20 olarak gerçekleşti. Ağustos ayındaki yolcu artış oranı ise geçen yılın aynı ayına oranla yüzde 35 oldu. 2012 yılının ilk 8 ayında 6 milyon 612 bin 148 olan iç hat yolcu sayısı, 2013 yılının Ocak-Ağustos döneminde 7 milyon 683 bin 761 olarak gerçekleşti. Aynı şekilde 3 milyon 320 bin 975 olan dış hat yolcu sayısı 2013 yılı ilk 8 ayı itibariyle 4 milyon 273 bin 943 rakamına ulaştı. Bu sonuçlar iç ve dış hatlar toplam yolcu sayısı olarak analiz edildiğinde, 2012 yılının ilk 8 ayında 9 milyon 933 bin 123 olan toplam yolcu rakamı bu yılın ilk 8 ayında 11 milyon 957 bin 704 rakamına ulaştı.

Hilton Istanbul Bomonti üst düzey yönetim kadrosunu açıkladı 2014 başında Şişli’de açılması planlanan Hilton İstanbul Bomonti Hotel & Conference Center üst düzey yönetim kadrosunu açıkladı. Genel Müdür Remco Norden satış, otel ve kadro yönetimi, yiyecek ve içecek operasyonları, finans ve iş geliştirme bölümlerine liderlik edecek deneyimli bir üst düzey yönetici kadrosu oluşturmak için yedi yeni atama yaptı. Ekipte, Hilton Worldwide’dan gelen profesyonellere ek olarak, Türkiye pazarının en deneyimli isimleri de yer alıyor. Atanan yedi isim; Aykut Korkmaz, Barış Agaçbüken, Murat Kaplan, Vuslat Sivri, Doris Van Der Geeten, Yannis Manikis ve Tevfik Umurhan’dan oluşuyor.

Polimeks, Awaza Bölgesi’nin ilk marinasını hayata geçirdi Türkiye’nin en büyük yurtdışı müteahhitlik şirketlerinden Polimeks İnşaat’ın Türkmenistan’ın Awaza Bölgesi’nin ilk marinası Yelken Yat Kulübü’nü hayata geçirdi. Hazar Denizi kıyısında yaklaşık 1 kilometrelik sahiliyle benzersiz bir konumda yer alan Yelken Yat Kulübü, yaklaşık 90 milyon dolar değerindeki yatırım ile gerçekleşti. Türkmenbaşı Uluslararası Havaalanı’na 25 km mesafede bulunan, toplam 360.000 m2’lik geniş bir alan üzerinde kurulu tesiste, 200 m2’den başlayan büyüklüklerde 44 villa bulunuyor. Ortalama olarak bir kişiye 1000 m2 alan düşen Yelken Yat Kulübü; 13 binada bulunan toplam 66 apart oda; 15 m2 açık alan, özel telefon hattı ve yangın koruma sistemleriyle konforlu bir yaşam alanı sunuyor.

Pegasus’a Açıkhava Ödülü Pegasus Hava Yolları, ARVAK (Açıkhava Reklamcıları Vakfı) tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen A Awards Açıkhava Reklamları Yarışması’nda “En İyi Ulaşım Reklamı Ödülü” dalında “Tatilciye Yönelik İletişimde Açıkhava Kullanımı Kampanyası” ile birincilik ödülüne layık görüldü. Birçok markanın farklı açık hava projesiyle katılım gösterdiği ödül töreni, 9 Eylül Pazartesi günü Rahmi Koç Müzesi’nde gerçekleşti.



restaurant antre 18 hotel & hi-tech

Turizmin devleri The Marmara Taksim’de buluştu The Marmara Taksim, İstanbul’un ev sahipliği yaptığı Wordhotels Leadership Konferansı kapsamında dünyanın birçok ülkesinden İstanbul’a gelen CEO ve otel sahiplerini Türk ve dünya mutfağının seçkin örneklerini sunan Tuti Restaurant’da ağırladı. Avrupa ve EMEA (Europe, Middle East and Africa) bölgelerinden sorumlu yeni Satış ve İş Geliştirme Başkanı Sven Doliwa önderliğinde, ilgili bölgelerdeki portfolyoyu geliştirmeyi ve zincire lüks segmentte bağımsız ve seçkin yeni oteller katmayı hedefleyen Worldhotels Organizasyonu, Liderlik Konferansını İstanbul’da gerçekleştirdi. The Marmara Taksim Genel Müdürü Ata Eremsoy, Liderlik Konferansı’nın turizm sektörü için her yıl ilgiyle beklenen çok önemli bir organizasyon olduğunu ifade etti. Eremsoy, Tuti Restaurant’ın Türk ve dünya mutfağından örnekleri barındıran zengin menüsüyle böyle önemli bir davete ev sahipliği yapmasının çok önemli olduğuna dikkat çekti. Eremsoy ayrıca, ödüllü Tuti Restaurant mutfağının sektörün duayeni sayılan isimler tarafından da tam not aldığını sözlerine ekledi.

Wyndham Kalamış Marina Ödüle Doymuyor

TTNET Platin Lounge açıldı TTNET’in platin müşterilerine hizmet verecek “TTNET Platin Lounge” İstanbul Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali’nde hizmete açıldı. Türk Telekom Grup CEO Hakam Kanafani, Türk Telekom Grubu olarak, müşterilerine hayatın her alanında değer katacak hizmetler sunmaya çalıştıklarını belirterek, “TTNET Platin Lounge bu vizyonumuzun en güzel örneği” dedi. Özel yolcu salonunun işletmesini üstlenen TAV’ın CEO’su M. Sani Şener de havalimanına TTNET Platin Lounge’ın yeni bir soluk getireceğini vurgulayarak, “Atatürk Havalimanı’na TAV olarak yatırım yapmaya ve yolcu konforunu en üst seviyeye çekmeye devam ediyoruz. TTNET ile işbirliğimiz ile yolcularımıza ve TTNET’in özel müşterilerine çok özel bir alan oluşturduk” diye konuştu.

Uluslararası Wyndham Oteller Grubu’nun bu marka ile Türkiye’deki ilk yatırımı olan Wyndham Kalamış, ilk yılında prestijli ödüllerine bir yenisini daha ekledi. Bu yıl Las Vegas’ta düzenlenen Wyndham Global Conference’ta Avrupa, Afrika ve Ortadoğu bölgelerindeki tüm grup otellerini eleyerek “Yılın Oteli” ödülüne layık görülen Wyndham Kalamış Marina başarısını Türkiye ve dünya çapında kanıtlamış oldu. Ödülü alan Wyndham Kalamış Marina Genel Müdürü Alper Can Bulcum “Geçen ay World Travel Awards’ta aldığımız ‘Türkiye’nin En İyi İş Oteli’ ödülünün ardından bu ay da ‘Yılın Oteli’ ödülüne layık görülmek bizi çok mutlu etti. Hedefimiz en önemli organizasyonlara ev sahipliği yapan tüm dünya tarafından bilinen bir otel olmak” dedi.



restaurant antre 20 hotel & hi-tech

Wyndham Kalamış Marina’nın Yeni Satış ve Pazarlama Direktörü Kemal Sinmez

Dünya’nın en iyi TUI oteli ödülünün sahibi Gloria Verde Resort Hotel! Avrupa’nın en büyük tur operatörü TUI tarafından verilen bu yıl 20’incisi Hamburg’da düzenlenen TUI Holly ödülleri sahiplerini buldu. TUI’nin müşterileri arasında gerçekleştirdiği anketlerle en iyilerin belirlendiği Holly ödüllerine Gloria Hotels&Resorts layık görüldü. TUI Holly ödülünün yanı sıra aldığı TUI Çevre Ödülü ile Gloria otelleri geceye damgasını vurdu. Dünyadaki en iyi TUI otelleri arasında ilk 100 girdiklerini açıklayan Gloria Hotels &Resorts’un Satış Pazarlama Koordinatörü Uğur Akca, ödülle ilgili olarak şunları söyledi: “Bu ödül, aynı zamanda Türk turizmin dünya turizm çanağında hangi noktaya geldiğinin en güzel kanıtıdır. TUI tarafından geleneksel olarak her yıl düzenlenen TUI Holly ödüllerine layık görülmekten dolayı mutluluk duyuyoruz.“

Wyndham Kalamış Marina’nın yeni Satış ve Pazarlama Direktörü Kemal Sinmez oldu. Uzun yıllar sektörde birçok farklı pozisyonda görev alan Sinmez, mesleki kariyerine Wyndham Kalamış Marina’da devam etme kararı aldı. Eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde tamamlayan Kemal Sinmez profesyonel iş hayatına Satış Müdürü olarak CNR Uluslararası Fuarcılık’ta başladı. Ardından Rönesans Fuarcılık, Hanover Messe International ve ANFAŞ şirketlerinde görev alan Sinmez, daha sonra The Green Park Hotels & Resorts’te Satış Müdürü oldu. Polat Renaissance Otel, The Marmara Hotels, Yazıcı Luxury Hotels, Ataköy Marina Park Residences, Ataköy Marina Hotel ve Sheraton İstanbul Ataköy Otel’de üst düzey görevler üstlenen Kemal Sinmez profesyonel iş hayatına Wyndham Kalamış Marina ile devam edecek.

Anadolu Efes’ten yerel kalkınmaya sürdürülebilir turizm desteği Yazın enerjisini sağlıkla buluşturun The Istanbul Edition’da hizmet veren, dekorasyonu ve büyüleyici atmosferiyle muhteşem bir spa deneyimi sunan ESPA, bedeninizi yazın yıpratıcı etkilerinden arındırmak ve canlandırmak için sunduğu kişiye özel spa paketleri ve wellness hizmetleri ile dikkat çekiyor. Yaz mevsiminin enerjisi ve keyfi ile bedeninizi ihmal etmiş olma ihtimaliniz bir hayli yüksek. ESPA; wellness, güzellik, bakım ve sağlıklı beslenme konusunda uzman kadrosu, ihtiyaçlarınızdan fazlasını vaat eden paket seçenekleri ve lüksle buluşan hizmet kalitesi ile kış mevsimi öncesi hem bedeninize hem ruhunuza hayat katmak için kusursuz bir adres…

Anadolu Efes, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) işbirliğiyle ve Mikado Sürdürülebilir Kalkınma Danışmanlığı desteği ile hayata geçirilen Gelecek Turizmde Sürdürülebilir Turizm Destek Fonu Final Değerlendirme Süreci sona erdi. Sürdürülebilir Turizm Destek Fonu kapsamında, nihai değerlendirmelerin sonucunda Bursa, Misi Köyü’nden %100 Misia projesi, Mardin’de Kadınlar Liderliğinde Sürdürülebilir Turizm Girişimlerinin Yaratılması projesi ve İzmir’de Seferihisar’ın Geleneksel Mutfağı projesi eğitim, rehberlik ve iletişim desteğinin yanı sıra fon desteği almaya hak kazandı.



restaurant antre 22 hotel & hi-tech

Uluslararası Sağlık Turizmi Forumu son kez İstanbul’da düzenlenecek

Quasar’a Avrupa’dan 3 birincilik

B2B Encounters firması tarafından daha önce üç kez düzenlenen Uluslararası Sağlık Turizmi Forumu, Aralık ayında dördüncü ve son kez İstanbul’da düzenleniyor. Bundan sonra Türkiye dışında düzenlenmeye devam edecek olan etkinliğin İstanbul’dan sonraki durağı ise San Marino Cumhuriyeti olacak. B2B Encounters adına açıklama yapan Kurucu Genel Müdür Mert Akkök, organizasyonun artık yurt dışından da yoğun ilgi gördüğünü ve buna paralel olarak Türkiye dışına açılmak zorunda kaldıklarını belirtiyor. Önümüzdeki yıl Mayıs ayında San Marino Cumhuriyeti’nde yapılacak.

Viatrans A.Ş. - Meydanbey Ortak Girişimi’nin İstanbul’un merkezi Mecidiyeköy’de 2015 sonunda hayata geçecek Quasar İstanbul karma projesine, Avrupa Gayrimenkul Ödülleri 2013’te ödül yağdı. 24 Eylül 2013 tarihinde İngiltere’nin başkenti Londra’da gerçekleşen gala gecesinde Quasar İstanbul; ‘sosyal aktivite/ turizm yapısı mimarisi”, “iç mimari”, “çok üniteli yapı projesi geliştirme’ kategorilerinde hem Türkiye hem de Avrupa birincisi oldu. Quasar İstanbul, “yüksek yapı mimarisi”, “sosyal aktivite alanları/turizm proje geliştirme” dallarında ise Türkiye birincisi seçildi.

Bakan Çelik’ten Dünya Turizm Günü mesajı Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, 27 Eylül Dünya Turizm Günü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Bakan Çelik mesajında özetle şunları söyledi: “Dünya üzerindeki farklı kültürlerle karşılaşmada önemli rol oynayan turizm, yaşamları ve sınırları birleştiren, zenginleştiren evrensel bir güçtür. Dünyada giderek daha çok sayıda etnik ve dini çatışma ortaya çıkarken dünya halklarını kaynaştıran özelliğiyle önem kazanan turizm sektörü dünya barışı için anahtar bir role sahiptir. İnsanlığın ortak değerlerine hitap eden temalarla her yıl kutlanan “Dünya Turizm Günü” bu yıl da geleceğimizi oluşturan ortak paydaların önemine işaret etmektedir. 2013 “Dünya Turizm Günü” için belirlenen “Turizm ve Su: Ortak Geleceğimizi Koruma” teması geleceğimizin teminat altına alınması için insanlığa su kaynaklarının bilinçli bir yönetimle kullanması çağrısı yapmaktadır. Ülkemizin sahip olduğu bu değerleri koruyarak, gelecek nesillere aktarma çalışmalarımız çerçevesinde geliştirdiğimiz turizm planlamasında geleceğe yönelik çevreci politikalar büyük önem taşımaktadır. Bu hedef doğrultusunda Türkiye’nin uzun vadeli planlarını içeren, “Türkiye Turizm Stratejisi 2023”de de doğal, kültürel, tarihi ve coğrafi değerlerimizin koruma-kullanma dengesi içinde yaşatılması ve özellikle kültür turizminin sürdürülebilir şekilde geliştirilmesini hedefledik. Turizmin sürdürülebilirliği için çevreci bir yaklaşımla bu barış ağıda hizmet eden turizm sektörünün tüm paydaşlarına teşekkür ediyor, “27 Eylül Dünya Turizm Günü”nü kutluyorum.”



restaurant antre 24 hotel & hi-tech

Gloria, golf sahalarını yeniledi Özaltın Holding turizm yatırımı olan Gloria Hotels&Resorts’ün tüm golf sahaları Haziran ayı itibariyle yenilenmeye başlandı. İki adet 18 delikli, bir adet 9 delikli toplam 45 delikli golf sahalarıyla Türkiye’nin en büyük golf sahalarına sahip Gloria Golf Club, sahalarını tasarlayan ünlü mimar Michel Gayon kontrolünde yeniledi. Haziran ayı itibariyle 2,5 milyon euro yatırım miktarıyla golf sahalarını yenileme kararı aldıklarını açıklayan Gloria Hotels&Resorts Yönetim Kurulu Üyesi Elif Özdemir, Gloria’nın en iyi golf destinasyonlarından biri olduğunu ve sahaların yenilenmesiyle birlikte, bu öncülüğü sürdürmeye devam edeceğini belirtti.

“Türkiye’nin En Başarılı Turizm Yatırımları Onur Ödülü”, Oğuz Gürsel’in Ekonomist, Capital ve Burgan Bank işbirliği ile bu yıl dördüncüsü düzenlenen “Türkiye’nin En Başarılı Turizm Yatırımları Araştırması 2013”ün sonuçları, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı’nın da katıldığı bir tören ile Esma Sultan Yalısı’nda açıklandı. Turizm sektöründe yatırımları teşvik etmek ve sektöre katkı sağlamak hedefiyle gerçekleştirilen araştırmada, En Büyük Turizm Yatırımı, En Başarılı Havayolu Yatırımı, En Başarılı Kongre Oteli Yatırımı, En Başarılı Marina İşletmesi Yatırımı gibi 13 kategoride Türkiye’nin en başarılı turizm yatırımlarını yapan kurum ve kuruluşlar ödüllendirildi. Gecede Onur Ödülü’nün sahibi, sektöre yaptığı katkılardan dolayı KİSKA AŞ.’nin Kurucusu Oğuz Gürsel oldu. Oğuz Gürsel’in ödülünü, oğlu, İstanbul Turizm ve Otelcilik AŞ. Yönetim Kurulu Üyesi Kağan Gürsel aldı. Kağan Gürsel’e ödülü Burgan Bank Genel Müdürü Mehmet Sönmez ve Capital ve Ekonomist Dergileri Yayın Direktörü M. Rauf Ateş verdi.

Almira Hotel’den Vip Plus Card avantajı Çeyrek asırlık tecrübesiyle, 216 odası, farklı büyüklükte 12 toplantı salonu, ödüllü aşçıları, profesyonel kadrosu ve kusursuz sunumuyla her şeyin misafir memnuniyeti üzerine kurulduğu ayrıcalıklı bir dünya olan Almira Hotel... Konukları için dolu dolu bir kart hazırladıklarını söyleyen Almira Hotel Halkla İlişkiler Sorumlusu Şeyda Bilgin, Almira Vip Plus Card sahiplerinin bu kart ile otel içinde farklı aktivitelerde çok özel indirimlere ve ücretsiz kullanımlara sahip olacaklarını belirtti. Vip Plus Card sahiplerinin kendilerini gerçekten ayrıcalıklı hissedeceklerini de sözlerine ekledi. Sezon boyunca ücretsiz yüzme havuzu kullanımı, Superior Business Room’da iki kişilik konaklama, Hanzade Restaurant’ta iki kişilik kahvaltı, Rosso Brasserie’de iki kişilik pizza ve soft içecek, Kadife veya Alluna Havuzbaşı Restaurant’ta iki kişilik akşam yemeği (alkolsüz), doğumgünü kutlamalarında pasta-içecekler, Kadife veya Alluna Havuzbaşı Restaurant’ta akşam yemeğinde içecek otel ikramı, Blu Wellness Thermal SPA’da gün boyunca; kapalı yüzme havuzu, sauna, Fin Hamamı, şok havuzu, fitness center, VIP Türk Hamamı, Özel Almira Masajı kartın sağladığı ayrıcalıklar arasında geliyor.



restaurant gündem 26 hotel & hi-tech

İstanbul’a 360 derecelik otel değerlendirmesi TUROB ve Boğaziçi Üniversitesi Turizm İşletme Bölümü işbirliğiyle hazırlanan “İstanbul otellerinin 360 Derece Değerlendirilmesi” raporunun detayları açıklandı.

T

uristik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB), Boğaziçi Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü işbirliğiyle hazırladığı “İstanbul Otellerinin 360 Derece Değerlendirmesi” projesini Sheraton Istanbul Ataköy Hotel’deki geleneksel toplantısında açıkladı. Toplantıya TUROB Başkanı Timur Bayındır’ın yanı sıra Boğaziçi Üniversitesi’nden Dr. Burçin Hatipoğlu, Doç. Dr. Maria D. Alvarez, Doç Dr. Kıvanç İnelmen ve Doç. Dr. Dilek Ünalan katıldı.

TİMUR BAYINDIR: İYİ BİR BAŞLANGIÇ YAPTIK Toplantının açılış konuşmasını yapan TUROB Başkanı Timur Bayındır, hızla gelişmekte olan İstanbul’un konaklama sektörünü 360 derecelik bir bakışla incelemek amacıyla “İstanbul Otellerinin 360 derece Değerlendirmesi” projesini başlattıklarını söyledi. Boğaziçi Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü akademisyenlerinden oluşan proje ekibiyle rastlantısal örnekleme yoluyla 40 TUROB üyesi otelin verileri doğrultusunda hazırlanan proje ile otellerde insan kaynakları, satış&pazarlama, finans, sürdürülebilirlik gibi yönetim uygulamaları, personel ve yöneticilerin işyeri tutumları ve eğilimleri, işyerindeki kuşak farklılıkları, misafir profilleri ve memnuniyetleri, rekabet unsurları gibi temel konulara ayna tutmayı hedeflediklerini söyleyen Bayındır, proje ile iyi bir

başlangıç yaptıklarını belirterek, emeği geçen herkese teşekkür etti.

BURÇİN HATİPOĞLU: REKABET EDİLEN ŞEHİRLERE YÖNELİK GELİŞTİRMELERE İHTİYAÇ VAR Timur Bayındır’dan sonra söz alan Boğaziçi Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü’nden Dr. Burçin Hatipoğlu, 2011 yılı itibari ile başlattıkları proje çalışması ile otellerin gelecekte sürdürülebilir bir büyüme yakalayıp yakalayamayacağı ile ilgili bir durum tespiti yapmayı amaçladıklarını söyledi. İşe fotoğraflar çekerek başladıklarını söyleyen Hatipoğlu, “İstanbul’a ilgili giderek artıyor. Bu süreçte otellerin gelişime, büyümeye ve yeni yatırımlara ne kadar hazır olduğu önemli bir konuydu. Bunun için TUROB işbirliği ile seçtiğimiz 40 otelden yola çıkarak çalışmamıza start verdik. Sektörün tamamını inceleyen bir araştırma değil bu” dedi. Otellerin yüzde 18.6’sının 5 yıldızlı, 35.6’sinin 4 yıldızlı, yüzde 20.6’sının 3 yıldızlı, yüzde 25.1’inin butik ve özel kategori otellerden oluştuğunu anlatan Hatipoğlu, gelen turistler açısından İstanbul otellerinden genel memnuniyet olmasına rağmen, rekabet edilen şehirlerle karşılaştırmada maliyet ve fayda dengesi, tesisler ile çalışanlar, geliştirilmesi gereken konuların ortaya çıktığını ifade etti.



restaurant gündem 28 hotel & hi-tech

İstanbul’da lüks turizmi, Fairmont Quasar ile yeniden yorumlanacak

Avrupa Gayrimenkul Ödülleri’nde 3 Avrupa, 5 Türkiye birinciliği yanında aldığı 2 özel takdir ödülü ile toplam 10 ödülle rekor kıran Quasar İstanbul, lüks turizmi ile de dünyanın en gözde lokasyonları arasında yer alacak.

T

ürkiye’nin ve dünyanın ilk metalüks gayrimenkul projesi olan Quasar İstanbul’un yaratıcısı Viatrans AŞ.-Meydanbey Ortak Girişimi, Türkiye pazarına ilk kez taşıdığı Fairmont Hotels ile birlikte 3 Ekim Perşembe günü bir basın toplantısı düzenledi. Quasar İstanbul Kültür Sanat Çadırı’nda düzenlenen basın toplantısına Viatrans AŞ.-Meydanbey Ortak Girişimi İcra Kurulu Başkanı Haydar Özkan ve Fairmont Hotels Avrupa Geliştirme Sorumlusu ve Başkan Yardımcısı Christophe Piffaretti konuşmacı olarak katıldı.

HAYDAR ÖZKAN: FAIRMONT’UN AYRICALIKLI DÜNYASINI SUNUYORUZ Viatrans AŞ.-Meydanbey Ortak Girişimi İcra Kurulu Başkanı Haydar Özkan yaptığı konuşmada, “Avrupa ve Asya’nın en iyi sanat, kültür ve lüks yaşam merkezi olacak Quasar İstanbul’da hayallerin ötesinde bir yaşam arzulayanlara Fairmont’un ayrıcalıklı dünyasını sunuyoruz. Fairmont Kiralama Sistemi ile İstanbullulara global bir kulübün üyesi olma fırsatını vaat ediyoruz. Dünyanın iki önemli stil simgesi Paris ve New York’un ilhamını İstanbul’a

taşıyacak Fairmont’tan daire satın alanlar, projenin bitimini beklemeden dünyada 71 noktada bulunan Fairmont rezidans ve otellerinden ayrıcalıklı olarak yararlanabilecek ve dairelerini diğer ülkelerdeki Fairmont sakinlerine kiraya vererek karlı bir yatırıma sahip olacaklar” dedi. Quasar İstanbul-Fairmont Hotels işbirliği ile İstanbul’un lüks turizminde de dünyanın en gözde lokasyonları arasında yer alacağını kaydeden Özkan, “Dünyada otelcilik konusunda 130 yıla varan uluslararası deneyimiyle en seçkin markalardan biri olan Fairmont’un dünyadaki ilk ofis işletmesi de yine Fairmont Quasar İstanbul Offices markasının içinde yer alacak ve 5 yıldızlı otel konforu ve hizmetini işyerinde yaşamak isteyenler için geliştirilen özel ofis yönetimiyle yeni bir çığır açacak” dedi.



restaurant gündem 30 hotel & hi-tech

Ramada Encore Türkiye pazarına giriyor Dünyanın önde gelen zincir otelleriyle yatırım ve işletmecilik alanında ortak projelere imza atan Ever Turizm, Wyndham Hotel Group işbirliği ile 30 yeni otel açacak. Dört yıldızlı Ramada Encore markası için yapılan anlaşma kapsamında Türkiye’deki ilk otel, İzmir Balçova’da hayata geçiyor.

O

telcilik sektörüne, 2006 yılında Ankara’daki Mega Residence Hotel ile adım atan Ever Turizm, Türkiye pazarına kazandırdıkları Ramada Encore markasıyla bu sektörde büyüme kararı aldı. Yatırım ve işletmecilik alanında dünyanın en büyük otel zincirleriyle işbirliklerine imza atan Ever Turizm, Wyndham Hotel Group ile 10 yılda 30 Ramada Encore açmak için anlaşma imzaladı. Wyndham Hotel Group ile ilk olarak 2012 yılında İzmir’de Ege Park Balçova’nın içindeki 22 katlı binayı otele dönüştürmek için bir araya geldiklerinden bahseden Ever Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Selen Ersü, “O günkü birlikteliğimiz, bugünkü işbirliğinin temellerini oluşturdu. Ramada Encore İzmir ile ilk adımını attığımız anlaşma kapsamında 2023’e kadar 30 otel açacağız” dedi.

TADİLATI İÇİN 25 MİLYON TL HARCADI 107 milyon Euro’luk bir yatırımın parçası olan Ramada Encore İzmir’in tadilatı için 25 milyon TL harcadıklarını dile getiren Selen Ersü, “40 yıllığına kiraladığımız ve İzmir’in en yüksek yapılarından olan otelimiz, 400 yatak kapasitesine sahip” şeklinde konuştu. Ersü, ayrıca Ramada Encore İzmir’in, çevre dostu binalara verilen Leed sertifikasını almaya hak kazandığını ve açacakları diğer tüm Ramada Encore’ların bu sertifikaya sahip olacağını belirtti. Yeni otellere uygun lokasyonlarda arsa, kaba inşaatı bitmiş bina ve otel için tasarlanmış yapıları kiralamak için araştırma yaptıklarından söz eden Ersü, Ramada Encore için turizm, sanayi ve ticaretin aktif olduğu şehirlere yönelmeyi planladıklarını belirtti.

2 YILDA 4 YENİ OTEL Selen Ersü, 2023 yılına kadar Türkiye’de işletmeye alacakları otel sayısının 33, yatak kapasitesinin ise 5000’e ulaşmasını hedeflediklerini de söyledi. 2013 yılı tamamlanmadan, İstanbul Avrupa yakasında bir otel projesi için imza atacaklarının altını çizen Ersü, “Bu otel 2014’te hayata geçecek. Devamında ise İzmit, Samsun ve Çanakkale’de üç ayrı konseptte oteli, 2015 yılında hayata geçirmeyi planlıyoruz” dedi.

“ANADOLU’YA YÖNELECEĞİZ” 2016 – 2023 hedefleri arasında potansiyeli olan Anadolu’daki şehirler olduğunu belirten Ersü, “Ever Turizm olarak yeni otel projelerimiz için Anadolu’ya yöneleceğiz. Şanlıurfa, Gaziantep, Çorum, Tekirdağ, Kayseri, Hatay, Eskişehir, İzmir – Aliağa, Sinop, Konya, Ordu, Van ve Malatya planlarımız arasındaki şehirlerden bazıları” diye konuştu.

“TÜRKİYE BİZİM İÇİN ÜÇ BÜYÜK PAZARDAN BİRİ” Wyndham Hotel Group CEO’su Eric Danziger işbirliğine yönelik “Türkiye’deki ilk Ramada Encore’u açtığımız için büyük heyecan duyuyoruz. Önümüzdeki yıllarda bu kavramı ülke geneline yaymak için sabırsızlanıyoruz. Türkiye’de Wyndham Hotels and Resorts isimli üç lüks otelimizin yanı sıra, bir orta segment TRYP Wyndham ve İstanbul, Ankara, Antalya, Bodrum, İzmit, Kahramanmaraş ve Malatya’da 17 tane Ramada otelimiz yer alıyor” diye konuştu.



restaurant gündem 32 hotel & hi-tech

BW PLUS The President Hotel, tanıtımını BDT’ye yoğunlaştırdı BW PLUS The President Hotel, tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinde rotasını BDT ülkelerine çevirdi.

T

arihi Yarımada’da bulunan BW PLUS The President Hotel, mevcut Avrupa ve Ortadoğu ülkelerinin yanı sıra, tanıtım ve pazarlama faaliyetlerini Rusya ve Ukrayna’nın aralarında bulunduğu Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkelerinde yoğunlaştırdı. Mevcut pazarların yanı sıra, hedef pazarlardan da turistleri ağırlamaya BW PLUS The President Hotel başladıklarını kaydeden Genel Koordinatörü Recep BW PLUS The President Arifoğlu Hotel Genel Koordinatörü Recep Arifoğlu, “Yeni pazarlar olarak, BDT ve Güney Amerika ülkelerini hedefliyoruz. Tanıtım ve pazarlama çalışmalarımızı, bu pazarlarda da arttırdık. Örneğin; son dönemlerde Rusya’dan, İstanbul’un tarihi ve kültürel zenginliğini gezmek için gelen turist sayısında ciddi bir artış yaşanıyor. Tarihi Yarımada’da yer alan otelimizde, dünyanın dört bir yanından başta kültür turizmi olmak üzere şehrimize gelen turistleri misafir ediyoruz” dedi. Dünyanın her yerinden gelen turist çeşitliliğindeki en önemli etkenlerin başında THY’nin birçok ülke ve şehre uçması olduğunu anlatan Recep Arifoğlu, THY’nin gittiği pazarlarda başarılı bir tanıtım ve pazarlama kampanyası yaptığını belirtti.

2014 YILI REZERVASYONLARI BAŞLADI 2014 yılının, bu yıldan daha başarılı olacağını

öngördüklerini ifade eden Recep Arifoğlu, şunları söyledi: “Gelecek yıla ilişkin, rezervasyonlar ve kontenjanlar alınmaya başladı. 2014 yılının özellikle NisanMayıs-Eylül-Ekim aylarına kesin rezervasyonlar da yapılmaktadır. Ülkemizde sıkıntılı bir durum oluşmaz ise; gelecek yılın, bu yıldan daha başarılı bir yıl olacağını gözlemliyoruz” diye konuştu. Otel olarak bu yıl %85 doluluk planladıklarını kaydeden Recep Arifoğlu, bu yılın ilk 8 ayını değerlendirdiğinde Temmuz ayı dışında hedeflerin yakalandığını belirterek, yılsonunda %85 doluluk hedefinin yakalanacağını söyledi.

ONLINE REZERVASYON %45’İ GEÇTİ Oteldeki online rezervasyonunun bu yılın ilk 8 ayında %45’i geçtiğini anlatan Recep Arifoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “İnsanlar artık kendi başlarına, herhangi bir şehre giderek, oradaki yerel hayatın renklerini keşfetmeyi istiyor. Tarihi ve kültürel zenginliğiyle İstanbul, 24 saat yaşayan yüzüyle renk cümbüşü sunuyor. Son yıllarda, toplu taşıma projelerinin başarıyla hayata geçmesiyle, turistler de, İstanbullular gibi şehrin bir noktasından diğer noktasına rahatlıkla seyahat edebiliyor. Özetle, akıllı telefonların artması ve yeni neslin işlerini internet ile yapmasıyla, online rezervasyon önümüzdeki yıllarda katlanarak büyüyecektir” şeklinde konuştu. Ülkemizdeki tesislerde Türk misafirperverliği ve güler yüz ile verilen hizmet kalitesinin çok başarılı olduğunu kaydeden Recep Arifoğlu, turizmde elde edilen başarının altında ‘hizmet kalitesinin’ yattığını belirtti.



restaurant gündem 34 hotel & hi-tech

Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan Ortadoğu hamlesi Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’in Avrupa’dan Asya’ya, Afrika’dan Amerika’ya büyük bir coğrafyada bizzat temaslarda bulunmak ve imaj çalışmaları yaparak, sektör temsilcilerini muhataplarıyla buluşturmak üzere görevlendirdiği bürokratların son durağı Ortadoğu oldu.

K

ültür ve Turizm Bakanlığı organizasyonuyla Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlenen çalışma toplantısında Türkiye ve Suudi Arabistan’ın turizm firmaları bir araya geldi. Türkiye’nin ortak kültür ve tarihi değerlere sahip olduğu Ortadoğu ülkeleri ile ilişkilerinin güçlendirilmesi amacıyla gerçekleştirilen TürkArap buluşmaları kapsamındaki toplantıya Bakanlık Müsteşar Yardımcısı Nihat Gül, Ortadoğu Direktörü Salih Özer, Türkiye’nin Riyad Büyükelçilik Müsteşarı Sadi Altınok ile Kültür ve Tanıtıma Müşaviri Hüseyin Es’in yanı sıra THY Riyad Müdürü Ersen Engin katıldı.

NİHAT GÜL: BURSA ARAP TURİZMİNİN ANA DESTİNASYONU Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Nihat Gül, Riyad’da düzenlenen çalışma toplantısında yaptığı konuşmada, son yıllarda Türkiye ile Körfez ülkeleri arasındaki hızla gelişen turizm ilişkilerine dikkati çekti. Arap Turizm Teşkilatı’nın, 2013 yılında da, Bursa’yı Arap turizminin ana turizm destinasyonu olarak seçtiğini hatırlatan Nihat Gül; ”Ortak bir kültür ve tarihe sahip olduğumuz Ortadoğu-Körfez ülkeleri ile Türkiye arasındaki dostane ilişkilerin güçlendirilmesi ve derinleştirilmesine yönelik olarak gerçekleştirilen etkinlikler çerçevesinde geçtiğimiz yıl Bursa’da TürkArap Turizm Buluşması’nın ilki yapılmıştı. Bu etkinlik çerçevesinde, Türk ve Arap turizm sektörünün değerli temsilcileri konuk edilerek, iki toplum arasındaki turizm ilişkilerinin daha da geliştirilmesi için ilgili sektörler bir araya getirilmişti. Arap Turizm Teşkilatı 2013 yılında da Bursa’yı Arap turizmi açısından ana turizm destinasyonu olarak seçmişti” dedi.

TÜRKİYE’YE SUUDİ TURİST AKINI Türkiye’yi ilk 8 aylık dönemde yaklaşık 200 bin Suudi turistin ziyaret ettiğini söyleyen Kültür ve Tanıtma Müşaviri Hüseyin Es ise Türkiye’nin Suudi Arabistan

pazarında hızla büyüdüğünü belirterek, geçen yılın aynı dönemine oranla, bu sene Türkiye’yi ziyaret eden Suudi turistlerin yüzde 114 oranında arttığına dikkati çekti. Suudi turistlerin ülkemizde genellikle İstanbul, Bursa, Trabzon, Yalova ve Antalya’yı tercih ettiklerini ifade eden Es’in ardından THY Riyad Müdürü Ersen Engin ise havayolu taşımacılığı ile ilgili bilgiler aktardı. Suudi Arabistan’da 2013 yılının ilk sekiz ayında havayolu taşımacılığının gelir olarak yüzde 2 ve bilet alan yolcu sayısının da yüzde 12 oranında artığını söyleyen THY Müdürü Ersen Engin konuşmasında, THY’nin gelir olarak yüzde 16 ve yolcu olarak da yüzde 26 oranında büyüdüğünü belirtti. Engin bu durumun daha uygun fiyata seyahat etme fırsatı bulan yolcuların Türkiye’ye olan ilgisinin artarak devam etmesinin gösterisi olduğunu sözlerine ekledi.



restaurant gündem 36 hotel & hi-tech

Ramada İstanbul Taksim Hotel Genel Müdürü

Ali İmdat Uçar: “Talimhane otellerinde yüzler gülmeye başladı” Eylül ayı ile birlikte Talimhane bölgesindeki otellerde yüzlerin gülmeye başladığını dile getiren Ramada İstanbul Taksim Hotel Genel Müdürü Ali İmdat Uçar, Gezi olaylarının öncesindeki, yoğun günlerine dönen bölge otellerindeki doluluk oranlarının yüzde %90’ları bulduğunu açıkladı.

E

ylül ayıyla birlikte iş dünyasının hareketlendiğini ve uluslararası kongrelerin yoğunlaştığını kaydeden Ramada İstanbul Taksim Hotel Genel Müdürü Ali İmdat Uçar, “Otellerimizde özlediğimiz doluluklar, geri geldi ve sektörün yüzü yeniden gülüyor. Yoğun ve hareketli bir Eylül ayına girdik. Bu yılın sonuna kadar, yoğunluğumuz devam edecek ” dedi.

“TALİMHANE, TİCARET TOPLANTI ÜSSÜ OLDU” Başka komşu ülkeler olmak üzere, bölgedeki ülkelerin ve uluslararası şirketlerin toplantı üssünün Talimhane bölgesi otelleri olduğunu anlatan Ali İmdat Uçar, şunları söyledi: “Avrupa’dan Ortadoğu’ya, Rusya’dan Uzakdoğu’ya birçok şirket, uluslararası toplantılarını yapmak için İstanbul’u tercih ediyor. Hem ulaşım açısından orta bir noktada olmamız, hem de sunduğumuz hizmet kalitesiyle yoğun talep almaya devam ediyoruz. Özellikle, Ortadoğulu işadamlarından ciddi bir talep var. Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, Lübnan, İran, Mısır gibi ülkelerin şirket toplantıları, şehrimizde oluyor. Özetle, bölgemizdeki ülkelerin, ticaret toplantı üssü, Talimhane bölgesi otelleri oldu diyebiliriz” şeklinde konuştu. Türk turizminde sürdürülebilirliğin sağlanması noktasında, Türk misafirperverliği eşliğinde güler yüzlü hizmet kalitesinin yanı sıra, son yıllarda çevreye duyarlı yaklaşımların da misafirlerden artı puan aldığını belirten Ali İmdat Uçar, olmazsa olmaz diğer bir konunun da farklı kültürel değerlerin ön plana çıkartılarak, gelen misafirlere sunulması olduğunu sözlerine ekledi.



restaurant gündem 38 hotel & hi-tech

İstanbul, gelen yabancı sayısında yüzde 12 artış yakaladı 2013 yılı Ocak-Eylül aylarında İstanbul’a gelen yabancı sayısı geçen yıla göre %12 arttı.

A

tatürk ve Sabiha Gökçen Havalimanları ile Haydarpaşa, Pendik ve Karaköy limanlarından alınan verilere göre; 2013 yılı Ocak-Eylül aylarında İstanbul’a gelen yabancı sayısı geçen yıla göre %12 arttı. İstanbul Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün açıkladığı verilere göre, Ocak-Eylül aylarına göre havayolu ile geliş %12,3, denizyolu ile geliş %10,7 arttı. 2013 yılı Ocak-Eylül aylarında 7.951.348 yabancı ziyaretçi gelirken, bunun 398.052 kişisi Karaköy limanına gelen günübirlik ziyaretçileri oldu. Havayolu ile gelen yabancıların %16’sı Sabiha Gökçen



Istanbul: Incoming tourists rised 12 percent

A

ccording to data obtained from both airports on the Asian and European side and from the ports of Haydarpasa, Pendik and Karakoy, number of tourists arrivals to Istanbul increased % 12 during January-September 2013 period. Disclosed by Istanbul Culture and Tourism Authority the data shows 12.3 percent increase in airports and 10.7 percent increase in seaports during the same period. Out of 7.951 million foreign visitors 398 thousands of them were on day trip that came to Karakoy port. 16 percent of visitors came through Sabiha Gokcen airpot, the data says.



restaurant gündem 42 hotel & hi-tech

Turizm istihdamı ülke genelinin 3 katı büyüdü AKTOB Ar-Ge Birimi’nin SGK verilerinden derlediği bilgilere göre; turizm sektörünün, ülke istihdamındaki payı, son 1 yılda %6,8’den %7,5’e yükseldi.

S

on bir yılda, Türkiye’deki sigortalı sayısı 621 bin kişi artarken, bu artışın yaklaşık %20’si turizm sektöründen kaynaklandı. Bu dönemde, konaklama sektöründeki istihdam artışı 40 bin dolayında gerçekleşti. Konaklama sektörünün ülke istihdam artışına katkısı ise %6,5 oldu. SGK’nın Haziran ayı istihdam verilerine göre; konaklama, yiyecek içecek, seyahat acenteleri, havayolu ve dinlence, eğlence işyerlerinde sigortalı sayısı %15 artarak 937 bin kişi oldu.


agenda

Tourism employment grew threetimes more than general According to the data AKTOB R&D compiled from the data of Social Security Institution (SSI), the share of the tourism sector in the country total has increased from 6.8% to 7.5%. The number of people registered for insurance in the last one year has increased 621 thousand people of whom 20% have been registered by the tourism sector. Employment increase in the hospitality sector in the same period became around 40 thousand. The contribution of the hospitality sector to the total employment of the country has become 6.5%. According to the June employment data of SSI the number of people insured jumped up to 937 with a percentage of 15% in hosting, food, travel agencies, airways and vacation and leisure businesses.


restaurant gündem 44 hotel & hi-tech

Antalya ilk 9 ayda %7.8 artış yakaladı

Antalya’ya yılın 9 aylık döneminde gelen yabancı ziyaretçi sayısı %7,8 artarak 8,8 milyondan 9,5 milyona çıktı.

A

KTOB Ar-Ge tarafından derlenen verilere göre Antalya, yılın ilk 9 aylık döneminde %18 büyüme gösterdi. Bu büyümede 3 milyon kişi sayısını aşan Rusya ilk sırada yer aldı. Almanya pazarı ise %0,7 gerileyerek 9 ayı 2,1 milyonda tamamladı. Antalya; Avusturya, Polonya, Fransa, Çek Cumhuriyeti, Romanya, Macaristan, İtalya, Yunanistan ve İspanya pazarları dışında genelde büyüme eğilimi içindeydi. Yeniden toparlanan İsrail pazarı %194’lük artışla 64 bini aşarken, İran pazarındaki düşüş devam etti. Bu pazar %48 daralarak 35 bine geriledi.

Antalya’ya Bazı pazarlardan Gelen Yabancı Ziyaretçi sayıları (Ocak-Eylül)


agenda

Antalya records 7.8% increase in first 9 months

Number of incoming tourists to Antalya jumped up from 8.8 million to 9.5 representing 7.8% increase in the first 9 months of the year.

A

ccording to the data of AKTOB R&D, Antalya recorded 18% growth in the first 9 months of the current year. Russia ranked first in this growth with a huge number of over 3 million tourists. Germany’s sending tourists to Antalya dropped to 2.1 million which marks 0.7% decrease. Antalya was on a growing trend in markets except Austria, Poland, France, Czech Republic, Romania, Hungary, Italy, Greece and Spain. Restoring the potential, Israel exceeded 64 thousand representing a 194% increase but Iran continued to decline to 35 thousand which marks 48% decrease.

Number of tourists coming to Antalya from certain markets (January-September)


restaurant gündem 46 hotel & hi-tech

Turistlerin Ortadoğu’ya ilgisi %47 düştü trivago’dan alınılan verilere göre turistlerin Ortadoğu’ya ilgisi %47 oranında azalırken en büyük düşüş %79 ile Lübnan’da yaşandı. Suriye’ye sınır ülkesi konumundaki Türkiye’deki düşüş ise %31 oranında gerçekleşti.

O

tel arama motoru trivago’nun topladığı verilere göre Suriye ve çevresindeki ülkelere olan turist ilgisi 2013’ün Eylül ayında 2012 Eylül ayına göre ortalama %47 düştü. Suriye’ye sınırı olan ülkeler içerisinde en büyük düşüş %79 ile Lübnan’da yaşandı. Trivago’ya göre önceki senenin Eylül ayına göre turist ilgisi Kıbrıs’ta %55, İsrail’de %38, Ürdün’de %32 ve Türkiye’de %31 oranında düştü.

İSTANBUL VE ANTALYA’DA ODA FİYATLARI DÜŞTÜ Bir önceki sene uluslarası turistlerin %85’inin ilgisini çeken bölgede bu sene hem fiyat hem de ilgi olarak büyük düşüşler yaşandı. Uluslararası turistlerin geçen sene bölgede en çok ilgi gösterdiği iki şehir olan İstanbul ve Antalya da bu düşüşten etkilendi. Eylül 2012’ye göre İstanbul’daki çift kişilik otel fiyatlarının tek gecesi %15 düşerek 130 Euro’ya geriledi. Antalya’da ise düşüş daha fazla. Çift kişilik odaların fiyatları tek gece için %28 düşerek 86 Euro’ya geriledi.

2012 yılının Eylül ayında bölgede en çok aranan turizm merkezlerinde ise fiyat düşüşleri şu şekilde oldu; Akabe’de %24 düşerek 95 Euro, Beyrut’ta %20 düşerek 124 Euro, Baf %15 düşerek 127 Euro, Tel Aviv %12 düşerek 145 Euro ve Amman %6 düşerek 100 Euro’ oldu.



Fotoğraflar: Hakkı Günerkan

restaurant yeni yatırımlar 48 hotel & hi-tech

Türkiye’nin ilk Hipp - İş Oteli Workinn Hotel açıldı Yatırımı Uyar Grup’a ait Workinn Hotel, 26 Ağustos 2013 tarihinde kapılarını açtı. Yaklaşık 14 milyon Euro’ya mal olan dört yıldızlı otel, Gebze ve Tuzla sanayi bölgesinde Türkiye’nin ilk Hipp- İş konseptine sahip oteli olarak hizmet verecek.

T

ürkiye’nin en büyük organize sanayi bölgelerinin kümelendiği Gebze ve Tuzla’nın tam kalbinde konumlanan Workinn Hotel, 26 Ağustos 2013 tarihinde iş dünyasına kapılarını açtı. Uyar Grup tarafından yaklaşık 14 milyon Euro yatırımla hizmete açılan dört yıldızlı otel, sanayi bölgesinde açılan ilk Hip - İş oteli olması özelliği ile değer taşıyor.Konforu, yeşilin dinginliğiyle başarıyla birleştiren sanayi bölgesinin ilk Hip –İş Oteli Workinn Hotel’i, Genel Müdürü Yıldıray Delice ile konuştuk.

Workinn Hotel’in bölgedeki konumu, çizgisi ve konsepti üzerine neler söyleyebilirsiniz? 26 Ağustos 2013 tarihi itibariyle misafir ağırlamaya başladık. Gebze ve Tuzla sanayi bölgelerindeki tüm

organize sanayilerin tam merkezi konumundayız. Sabiha Gökçen Havaalanı’na 13 km mesafede bulunuyoruz. Yine TEM otoyolu çok yakınımızda. İstanbul’un yoğun trafiğinden uzak, iş yerlerine yakın kolay ulaşılabilir bir noktada hizmet vermeyi planlayan bir oteliz. Hatta bölge otelleri arasında en merkezi tek otel olmak gibi bir iddiamız da var.

Ana hedef kitlenizde kimler var? Sanayi bölgesinde çalışan veya çalışacak firmalar ve kişiler ana hedef kitlemizi oluşturuyor. Otelimizde 7 farklı tipte odamız var. Bunlar her kategoride üst düzey yöneticiden alt personele kadar hitap eden odalar. Dolayısıyla herkese hitap ediyoruz demek daha doğru olur.


KİMDİR? Yıldıray Delice, 1969 yılında Ankara’da doğdu. Akdeniz Üniversitesi Turizm İşletmeciliği’nden 1989 yılında mezun olan Delice, Akdeniz ve İstanbul otellerinde farklı görevlerde yer aldıktan sonra 2011 yılında Workinn Hotel’in inşaat aşaması başlangıcında Uyar Grup bünyesinde Workinn Hotel’in Genel Müdürü olarak çalışmaya başladı. Yıldıray Delice, 26 Ağustos 2013’te hizmete açılan Workinn Hotel’de halen bu görevi yürütmektedir.

Workinn Hotel’i Hipp- İş Otel iddiası ile hizmete açtınız. Bu konudaki ayrıcalığınızı ne şekilde ortaya koyuyorsunuz? Türkiye’de Hipp -İş kavramını ilk kullanan oteliz. Otelimiz, dış cephe mimarisi itibari ile farklı ve sıra dışı çizgilere sahip. Binaya dışarıdan baktığınız zaman şaşırtmacalı bir yapısının olduğunu görürsünüz. Paralel çizgilerin dikey çizgilerle kesişmesi ile oluşan bir göz aldatmacasından söz ediyorum. Onun dışında bina sadece mimari olarak fark oluşturmuyor. Feng Shui öğretilerinden yararlanılarak yapılan otelimizde bütün ayrıntılar misafirlerin kendini iyi hissetmesi üzerine kurgulandı. Doğanın matematiğini insanların lehine kullanma yolu olan Feng Shui otelin sadece mimarisinde değil, dekorasyonunda da temel alındı. Yin ve yang enerji dengesi; lobi, restaurant, bar, pastane, toplantı odaları, spor ve SPA alanları gibi ortak mekanlarda ve odaların tamamında gözetilen otelimizde konukların kendilerini daha iyi hissetmelerine yol açacak doğa ile birlik hissini vurgulamaya çalıştık.

SANAYİ BÖLGESİNİN İLK GOLD LEED SERTİFİKALI OTELİYİZ Workinn Hotel, çevresel sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği sertifikası olan Leed ‘in en üst düzeyi

Gold Leed sertifikasına sahip sayılı otellerden. Çevreye duyarlı yeşil bina olarak inşa edilen otelimizde; yağmur sularının toplanarak kullanıma sokulmasından, lavabolarda kullanılan suyun filtre edilerek bahçe sulama için kullanılmasına, çıkan atıkların geri dönüşüme kazandırılmasından gün ışığından maksimum yararlanılmasına kadar binanın proje aşamasından uygulamasına kadar her alanda sürdürülebilirliğe maksimum düzeyde dikkat edildi. Workinn Hotel, “yeşil bina” olmasının yanında, “akıllı bina” olma özelliğiyle de ortaya çıkıyor. Çevreciliği ve


restaurant yeni yatırımlar 50 hotel & hi-tech

ile çevrelenmiş açık yüzme havuzu ile otel hem iş insanları hem de bölge sakinleri için bir cazibe noktası oluşturuyor.

Yeme içme hizmetleri konusunda ne kadar iddialısınız?

yüksek teknolojiyi harmanlayarak hem sürdürülebilir hem de kaliteli ve hızlı hizmet sağlıyor. Bunun yanı sıra TEM otoyoluna çok yakın bir mesafede olduğumuzdan, konuklarımıza kaliteli uyku sağlamak amacıyla yüksek ses izolasyonu ile ilgili çok detaylı çalışmalar yaptığımızı söylemeliyim.

Biraz da oda konseptlerinizden bahseder misiniz? Otelimizde, deniz ve orman manzaralı oda seçenekleri, 24 saat açık spor salonu, dünya mutfaklarından çeşitli tatların sunulduğu restoranı ve modern bahçecilik uygulaması dikey bahçeyle çevrili havuzuyla iş insanları ya da bölge sakinlerinin ihtiyacı olan tüm konforu sunuyoruz. Workinn Hotel, 105 Business Room, 26 Executive Room, 2 Handicap Room, 14 Junior Suite, 8 Premier Suite, 6 Apart Room ve 1 Presidential Suite’den oluşuyor. 24 saat açık spor salonu ve dikey bahçe

Otelimizde her gün değişen set menü, açık büfe kahvaltı, Türk ve dünya mutfaklarından oluşan geniş a la carte menü seçeneklerini sunan “W Restaurant”ımız mevcut. Misafirlerimize ayrıca özel yemek odaları ile yemekli iş toplantıları, küçük boyutlu özel organizasyonlar için farklı bir alternatif sunuyoruz. Bunun yanı sıra, pastanemiz ve “Ren Bar”ımızla da bölgemizde bir farklılık oluşturduğumuzu düşünüyoruz.

Yatırım maliyetiniz, istihdam sayınız, doluluk hedeflerinizle beraber otelinizi rakamlarla nasıl anlatırmısınız? Otelimiz yaklaşık olarak 14 milyon Euro’ya mal oldu. Şu an 60 kişiyle çalışıyoruz. Burada konsept itibari ile bina otomasyonuna çok önem verdik. Böyle düşünürsek, personeli daha verimli kullanabileceğimiz bir şekilde planladık. Dolayısıyla çok fazla personele ihtiyaç duymadık. Doluluk oranlarımıza gelirsek, henüz açılışın 3. haftasındayız ve yüzde 15 doluluğumuz var. Yılsonuna kadar yüzde 40-50 doluluklar hedefliyoruz. 2014 yılı için ise yüzde 70 hedefimiz var.


Otelinizin mimari ve tasarım algısına ilişkin neler söylemek istersiniz? Otel mimarisinde Çinici Mimarlık’tan Can Çinici, içmimaride Değer Mimarlık ve Feng Shui konseptinde ise Esra Koyuncu ile çalıştık. Ekip, otelimizi oldukça işlevsel ve amacına uygun bir şekilde tasarladı. Ortaya çıkan sonuçtan biz dahil tüm misafirlerimiz oldukça memnunlar. Hoş, aydınlık, ferah bir binamız var. Onun dışında binanın projelendirilmesinde ses ve ısı izolasyonları, enerji tasarrufu, otomasyon ve yeşil bir bina olarak doğru çözümlenmesi konuları öncelikli konularımız arasında yer aldı. Şu ana kadar ki geri dönüşüler bize ne kadar doğru adımlar attığımızı gösteriyor.

Son olarak sanayi bölgesinin turizm potansiyelini ve geleceğini nasıl görüyorsunuz? Bölgemizdeki yatak kapasitesi hızla artıyor. Bölgenin 3-4 yıl öncesine kadar büyük bir sorun olan konaklama ihtiyacı son 3-4 yıl içinde hızla artış göstermiş durumda. Ancak bu hıza aynı paralelde talep artmıyor. Arz artıyor, talep artmıyor. Bu rekabeti de doğuruyor. Baktığınızda bölgede ama çok fazla yatırım var, hem talep olarak hem arz olarak ilgi fazla. Eğer artış istediğimiz oranda olursa daha çok otele ihtiyaç olacak gibi görünüyor.


restaurant yeni yatırımlar 52 hotel & hi-tech

The Ritz-Carlton Hotel Company, İsrail’de… Dünyaca ünlü lüks konaklama lideri Ritz-Carlton Hotel Company, L.L.C., İsrail’deki ilk otelinin 2013’ün sonuna doğru açılacağını duyurdu.

D

ünyaca ünlü lüks konaklama lideri The RitzCarlton Hotel Company, L.L.C. 2013 sonunda İsrail’de açmayı planladığı yeni otel yatırımı ile lüks misafirperverliğini İsrail’e taşıyacağını duyurdu. Tel Aviv’in kuzeyinde, özel konuma sahip bir deniz kıyısı kentinde bulunan The Ritz-Carlton, Herzliya, ülkedeki ilk küresel lüks markalı otel olma özelliğine sahip. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Ritz-Carlton Başkanı ve Operasyon Müdürü Herve Humler, “Bu sıra dışı kıyı şehrini İsrail turizminin tarihi büyümesi ile paralel olarak açtığımız için mutluyuz. Artık dünyanın her yerinden gelen misafirlerimiz RitzCarlton’ın ödüllü hizmet ve deneyiminin keyfini çıkarabilecek, çünkü İsrail’e eksiksiz lüks deneyimini getiriyoruz. Ritz-Carlton efsanevi hizmet standartlarını İsrail’e taşıyacak ve dünyanın her yerinden gelen ziyaretçilerine Herzliya’da hem dinlenebilecekleri hem de işleriyle ilgilenebilecekleri bir mekan sunacak” diye konuştu.

İSRAİL’İN İLK ŞEHİR OTELİ Akdeniz’e nazır Marina’da yer alan otel, uluslararası üne sahip bir mimar ve tasarımcılar topluluğu

tarafından tasarlanmıştır. Rani Ziss Architects Ltd. 12 katlı binanın tasarımını yapmış, New York’ta bulunan iç tasarım firması Studio Gaia binanın içini tasarlamış ve İsrail’deki Gad Halperin stüdyosu da lobi ve restoran konseptlerini ortaya çıkarmıştır. 115 odalı binada tamamı deniz manzaralı ve balkonlu 82 süit bulunmaktadır. Otel, İsrail’deki ilk şehir oteli olma unvanına sahip olmasının yanı sıra dinlence imkanı tanıyan eşsiz bir sahil kenarı deneyimi de sunmaktadır.

4.500 m2 TOPLANTI ALANINA SAHİP İş amacıyla seyahat edenler için sunulacak tesislerde Marina manzaralı, iş ile ilgili ve sosyal etkinlikler için kullanılabilecek 4.500 m2’lik bir toplantı alanı ve bir iş merkezi de bulunmaktadır. Bunlara ek olarak, sahilin panoramik manzarasına sahip çatı katında yer alan havuzu da misafirlerin hizmetine sunulmaktadır. Ritz-Carlton Spa ve Fitness Merkezi, Akdeniz manzarasına ve açıkhava dinlenme teraslarına sahipken, otele kısa yürüyüş mesafesinde yelkencilik, sörf ve diğer su sporlarını yapma imkanı bulunmaktadır.



restaurant yeni yatırımlar 54 hotel & hi-tech

Mövenpick Hotels & Resorts, Türkiye’deki otellerini dört’lüyor Mövenpick Hotels & Resorts’ün Türkiye’deki dördüncü oteli Istanbul Golden Horn, 2014 yazında kapılarını açmaya hazırlanıyor. 40 milyon dolar bütçe ile açılması planlanan otelin yatırımcısı Akgün Grup’un iştiraklerinden Akgel Gayrimenkul Yatırım.

M

övenpick Hotels & Resorts, yatırımı Akgel Gayrimenkul Yatırım’a ait Türkiye’deki dördüncü oteli Istanbul Golden Horn’u 2014 yazında Haliç’te açmaya hazırlanıyor. Açılış öncesinde tanıtım lansmanını 3 Ekim Perşembe günü Mövenpick Hotel İstanbul’da Akgel Gayrimenkul Yatırım üst düzey katılımı ile gerçekleştiren Mövenpick Hotels & Resorts’ün Türkiye büyüme planında İstanbul, Antalya, Gaziantep ve Kayseri de var.

OLA IVARSSON: OTELİN YÜZDE 60’I DENİZ MANZARALI 2014 yazında açılması planlanan Istanbul Golden Horn’un yüzde 60’ının deniz manzarasına hakim olduğunu belirten Mövenpick Hotels & Resorts Operasyonlardan Sorumlu Avrupa Bölge Başkanı Ola Ivarsson, “Bu da İstanbul’da bir mekan için önemli bir vurgu. Otelimiz Haliç Kongre Merkezi’ne ve Havaalanı’na yakınlığı ile avantajlı bir coğrafi konuma sahip. Misafirlerimizi deniz taksisi ile de havaalanına ulaştırmayı hedefliyoruz” dedi. İnsan odaklı tasarım algısına hakim otelin diğer zincirlerden bir farkının da

sahip olduğu yerel mimari çizgiler olduğunu aktaran Ivarsson, sürdürülebilirlik kavramına da ayrıca önem verdiklerini belirtti.

JEAN GABRIEL PERES: DÜNYADA 80 OTELE ULAŞMAK İSTİYORUZ Mövenpick markasının Türk misafirleriyle iyi bir sinerji yakaladığını belirten Mövenpick Hotels & Resorts Başkan ve CEO’su Jean Gabriel Peres, Çin’de açılacak yeni otelle birlikte dünyada 80 otel sayısına ulaşmayı hedeflediklerini söyledi. 20142016 yılları arasında Tunus, Hindistan, Bangladeş, Endonezya ve Vietnam’da imzaları atılmış 6 yeni otel projesi olduğunu açıklayan Peres, Türkiye’de İstanbul, Antalya, Gaziantep ve Kayseri’de de yatırım öngördüklerini söyledi.

VOLKAN ÖNGEL: MÖVENPİCK, BİZE ÇOK TÜRK VE SICAK GELDİ Toplantıda konuşan Akgel Gayrimenkul Yatırım Yönetici Ortağı Mimar Volkan Öngel ise, yatırımı 40 milyon dolara mal olacak otel için Mövenpick Hotels &


Resort ile 15 yıllık işletme anlaşması imzaladıklarını belirterek, grubu neden tercih ettiklerini şu sözleriyle açıkladı: “Mövenpick’in gerek dünyadaki yatırımları gerekse yerel değerlere gösterdikleri hassasiyet bizim için önemliydi. Ortadoğu ve Avrupa’daki bilinirliği de yüksek olan grubun kişisel ilişkilerdeki başarısının da birlikte çalışma kararımızda öncelikli olduğunu söylemeliyim. Bir de Mövenpick isminin içindeki ö ve i harfleri bize çok Türk ve sıcak geldi” dedi. Bundan sonraki süreçte gayrimenkul yatırımcısı olarak kalacaklarının altını çizen Öngel, ayrıca Sütlüce’de arsaları olduğunu ve ofis binası yapmayı planladıklarını sözlerine ekledi.

HALİÇ’TEN ESİNLENİLDİ Bulunduğu bölgenin zengin tarihinden esintiler taşıyan çağdaş tasarımı, Haliç’e ve şehre bakan nefes kesen manzarası ile Mövenpick Hotel Istanbul Golden Horn parklarla çevrili ayrıcalıklı bir konumda yer alıyor. Dış cephe mimarisi Loft Architects tarafından, iç mekan tasarımları ünlü mimar Sinan Kafadar liderliğinde Metex Design Group tarafından yürütülen otel; Haliç’in tarihinden ve ruhundan ilham alınarak tasarlandı. Hem iş hem de tatil amaçlı seyahat eden misafirlerin tüm konforu düşünülerek tasarlanan, siyah-beyaz liman fotoğraflarının ve tarihi haritaların duvarlarını süslediği 32 m2’lik ferah odaları, Haliç sularından

Mövenpick Hotel Istanbul Genel Müdürü ve Türkiye Bölge Müdürü, Frank Reichenbach, Akgel Gayrimenkul Yatırım Yönetici Ortağı Mimar Volkan Öngel, Mövenpick Hotels & Resorts Başkan ve CEO’su Jean Gabriel Peres, Akgel Gayrimenkul Yatırım Yönetici Ortağı Ferruh Akgün, Mövenpick Hotels & Resorts Operasyonlardan Sorumlu Avrupa Bölge Başkanı Ola Ivarsson (soldan sağa)

esinlenerek kıvrımlı kaplamalarla dizayn edilen sağlık kulübü ve ahşap sarmallı bir tavana sahip olan restoranı otele farklı bir boyut kazandırıyor. Otelin ön plana çıkan bir başka yönü ise hiç kuşkusuz, Lobby Lounge & Bar’dan veya açık mutfağında yaratıcı uluslararası lezzetler, İsviçre klasikleri ve Türk spesiyaliteleri sunacak olan restoranın terasından görünen muhteşem şehir ve Haliç manzarası.


restaurant yeni yatırımlar 56 hotel & hi-tech

Çukurcuma’da asırlık bina butik otel oldu

Corinne Hotel hizmette… Mimar Kemalettin imzasıyla Beyoğlu, Çukurcuma’da bir asıra şahitlik eden 3’üncü Vakıf Han butik otel olarak hizmet vermeye başladı.


KÜLTÜR VE SANAT ETKİNLİKLERİNE DE EV SAHİPLİĞİ YAPACAK Tarihi geçmişiyle dikkat çeken “Corinne Hotel”in duvarlarındaki kiremitler üzerinde 1907 yılına ait damgaları görmek mümkün. Osmanlı döneminde kaliteli işçiliğin göstergesi olan bu damgaların yanı sıra binanın hiç değişmeyen en değerli parçası orijinal mermer merdivenleri ve tırabzanları. “Corinne Hotel”, konaklama, cafe ve restaurant hizmetlerinin yanı sıra kültür ve sanat camiasında ses getirecek farklı etkinliklere de ev sahipliği yapmayı amaçlıyor. Piyano resitelleri, sanat camiasının önemli isimlerini bir araya getirecek organizasyonlar, imza günleri, fotoğraf ve resim sergileri kısa bir süre sonra hayata geçirilmesi düşünülen etkinlikler arasında.

YUNANLI ŞEF VE EKİBİNDEN EŞSİZ LEZZETLER

A

vukat Suat Ballı’nın Beyoğlu’na ve tarihi binalara olan ilgisi ve sevgisi kısa bir süre önce Çukurcuma’da kaliteli, konforlu ve kişiye özel hizmet vermeye odaklanmış bir butik otele dönüştü. “Corinne Hotel”, adını Cumhuriyet döneminde Çukurcuma’da yaşamış ve milli mücadeleye destek olmuş hatta İngilizler yüzünden İtalya’ya geri dönmek zorunda kalmış ünlü ve saygın bir opera sanatçısı Madam Corinne’den alıyor. “Corinne Hotel”in bire bir aslına uygun restore edilen binası bugün 100 yaşında…

GERÇEK BUTİK OTEL SERTİFİKASINA SAHİP 1911 yılında, ulusal mimarlık akımının öncülerinden Mimar Kemalettin tarafından yüksek gelir ve prestij sağlamak amacıyla 3’üncü Vakıf Han olarak yapımına başlanan bina, 1913’de tamamlanıyor. Bu süreçten tam yüz yıl sonra, 2011 yılında butik otel olarak tasarlanan binanın tamamlanma yılı ise ilginç bir tesadüfle 2013. 100 önceki aslına ve amacına uygun olarak restore edilen “Corinne Hotel”de her biri farklı özelliklerde 39 oda bulunuyor. İstanbul genelinde sadece 6 otelin sahip olduğu gerçek butik otel sertifikasına sahip olan Corinne’nin cafe ve restaurant hizmeti de bulunuyor.

Corinne Cafe&Restaurant, sadece otel de konaklayanların değil asırlık tarihi binanın büyüsüne kapılan herkesin müdavim olduğu bir mekân. Yunanlı bir şef ve 4 aşçıdan oluşan ekibin hizmet verdiği restaurantta dünya mutfağından lezzetler sunuluyor. Yerli, yabancı misafirlerin ilgisini çeken “Corinne Cafe&Restaurant, gündüz saatlerinde cafe, gün değişimlerinde ise; restaurant olarak hizmet veriyor. Beyoğlu’nun ve Çukurcuma’nın mistik ve büyülü manzarasına hâkim teras bölümü de çeşitli etkinliklere ve organizasyonlara ev sahipliği yapacak.


Endüstriyelde “açık tasarımlar”


Fotoğraflar: Hakkı Günerkan

Dünyada yaygınlaşan yeme içme kültürü ile beraber endüstriyel mutfak sektöründe de hızlı bir dönüşüm yaşanıyor. Tıpkı kapılarını sonuna kadar aralayan açık tasarımlar ve şeffaflaşan hizmet algıları gibi… Ocağı tüten bir mutfak sır değil artık, bir cam faunusun içinde avuçlarınızın tam ortasında duruyor. Pişeni de görüyorsunuz, pişirileni de. Lezzete adanmış hünerli ellerin her bir kıpırtısını an be an izleyebiliyor, hatta arzu ettiğinizde o resimin içine bile girebiliyorsunuz. Endüstriyel mutfak sektöründe lezzettin sırları da önünüzde, hijyenin görünmeyen yüzü de, kalitesi de… Bu ayki sayımızda endüstriyel mutfak sektörünün en görkemli “açık tasarımları”nı dosya konusu olarak haberleştirdik. Tasarımın güçlü elleri ve mutfağa can veren değerli şeflerinin yorum ve anlatımlarıyla sayfalarımıza taşıyoruz.


ENDÜSTRİYELDE AÇIK TASARIMLAR restaurant 60 hotel & hi-tech

. Flamingo Istanbul Şef Ercan Erkan

“Makpa bize özel çözümler üretti”

M

akpa’yı tercih etmemizdeki en önemli etmen, mutfak işleyişimizi kolaylaştırıcı pratik ve kolay çözümler üretmeleri; esnek, üretken ve mekana ve bize özel çözümler üretmeleri idi. Mutfakta her ustanın kendine göre kurulu bir sistemi vardır. Bizler mutfakta işlerimizin kolaylığını sağlayacak düzen arayışı içindeyizdir hep. Bunu da Makpa’nın fazlasıyla karşıladığını düşünüyorum.


Makpa

Flamingo . Istanbul . . Flamingo Istanbul Şef / Işletmeci Emre Şen

“Makpa’dan çok memnunum”

R

estoranımız kurulum aşamasındayken konsepti açık mutfak olarak belirlemiştik. Mutfakla salonun bir ilişkisi olsun, misafirler mutfakta neler yapıldığını, nasıl çalışıldığını ve yoğunluktaki kıvılcımı görsünler istedik. Daha en baştan açık mutfak yapmak üzere yola çıkmıştık. Bu hedefimize ulaşabileceğimiz en doğru ve güvenilir adres, Makpa’ydı. İşinin ehli, kaliteli ve yenilikçi çözümler üretebilen bir çözüm ortağı. Mutfağı planlarken tam bir ekip ruhuyla çalıştık. Menü dizilimi, açık mutfağın yönlendirilmesi ve istasyonların kurulumu gibi noktalarda kararları birlikte aldık. Bunu yaparken de aslında görüntüyü çok fazla ön plana çıkarmadım. Projeyi tamamıyla fonksiyonellik üzerine oturtmak istedim. Bunu başardığımızda ise estetik ve görselliğin beraberinde geldiğini gördüm. Mutfağımızın şu anki fonksiyon ve görselliğe ulaşmasında Makpa’nın katkısı büyüktür. Bu sebeple çalışmalarından son derece memnum olduğumu söylemek isterim.


ENDÜSTRİYELDE AÇIK TASARIMLAR restaurant 62 hotel & hi-tech

Makpa Dış Ticaret ve Pazarlama Proje Müdürü Ercas Kurşun:

“Flamingo İstanbul projesinde hayallerden ilham aldık” Makpa Dış Ticaret ve Pazarlama Proje Müdürü Ercas Kurşun, Flamingo İstanbul mutfak projesini yapmaktan büyük heyecan duyduklarını belirterek, “hayallerden ilham aldığımız ve severek yaptığımız bir proje oldu” dedi.

1

984 yılından bu yana endüstriyel mutfak ve çamaşırhane sektöründe otel, cafe, pastane, üniversite, hastane, banka, fastfood zincirleri ve diğer kuruluşlara proje, satış, montaj, bakım ve satış sonrası servis hizmetleri sunan Makpa Dış Ticaret ve Pazarlama AŞ., teknolojik, yenilikçi ve kaliteli hizmetin öncü markalarından. Mutfak ve çamaşırhanelerde doğru sistemleri oluşturarak en yüksek verimi alacak şekilde sistemi kurmak ve bu sistemin, içindekileri mutlu edecek bir şekilde çalışmalarını sağlayacak ortamı oluşturmanın Makpa Proje Grubu’nun ana prensiplerinden biri olduğunu anlatan Makpa Dış Ticaret ve Pazarlama Proje Müdürü Ercas Kurşun, “Proje Grubu tarafından bu ana ilke doğrultusunda her türlü ortama uygun, verimlilik arttırıcı çok yönlü tasarımlar hazırlanmakta ve projelerin anahtar teslimi olarak yapımı taahhüt edilmektedir. Bugüne kadar yurt içi ve yurt dışında yapılan projeler firmamızın bu konudaki başarısının ve kalitesinin birer göstergesidir” dedi.

“SEVEREK VE HEYACAN DUYARAK YAPTIK”

Kurulduğu günden bugüne pek çok endüstriyel mutfak projesi gerçekleştirdiklerini söyleyen Ercas Kurşun, InterContinental Istanbul içinde bulunan Flamingo İstanbul Mutfak projesini yapmaktan büyük heyecan duyduklarını belirterek, projeyi şöyle anlattı: “Flamingo İstanbul, severek çalıştığımız bir proje oldu. Genç ve tutku dolu bir şef ile uzun soluklu bir çalışmaya giriştik. Restaurant İşletmecisi aynı zamanda da Şef’i olan Emre Şen, öncelikle bize hayallerini ve beklentilerini anlattı. Kendisini dikkatle dinledik ve projenin taşlarını döşemeye başladık. Açık mutfak olacaktı, misafirler istedikleri gibi inceleyebilecekti. Proje kapsamında hijyen ve temizlik için proje ve mekana özel çözümler ürettik. Beton baza üstüne ada tipi ana pişirme mutfağı kurduk. Hazırlık ve servis mutfakları da üst çalışma tablaları tek blok parça halinde yapıldı. Kesintisiz yüzeyler elde edildi. Özel kömür ızgara fırını ve Dryage steak

dolapları ile Dryage steak sunumu için altyapı sağlandı.

EKONOMİK, İŞLEVSEL ÇÖZÜMLER

Mutfak işlerinin aksamadan yürütülmesi için soğutucu dolapların neredeyse tamamına yakını çekmeceli olarak tasarlandı. Bu tercih hem kullanım kolaylığı hem malzemenin kontrolü hem de ekonomisi için gerekli bir tercihti. Bağımsız alana, pizza fırını yerleştirildi. Ayrıca mutfak servis hattının her iki yanına şarap kavı yerleştirilerek görsel zenginlik oluşturuldu. Servis hattının görsel zenginliğine tavandan sarkıtılan yemek ısıtıcı lambalar katkı yaptı. Bar, salonun ortasında üçgen bir formatta gösteri yapmaya uygun ferah bir mekan olarak tasarlandı.

DÜNYACA ÜNLÜ MARKALARIN DA DİSTRİBÜTÖRÜ

Makpa Dış Ticaret ve Pazarlama AŞ., İstanbul’da bulunan genel merkezinde; proje, pazarlama, ithalat, halkla ilişkiler ve muhasebe bölümleri ile hizmet veriyor. İstanbul ve İzmir’de ofis, teknik servis ve showroom’u bulunan Makpa, endüstriyel mutfak ve çamaşırhane sektörünün dünyaca ünlü lider firmalarının Türkiye distribütörlüğünü de yürütmekte.



ENDÜSTRİYELDE AÇIK TASARIMLAR restaurant 64 hotel & hi-tech

Electrolux Profesyonel

Ferahfeza Restaurant Karaköy


Ferahfeza Restaurant Karaköy Mutfak Şefi Özhan Şivetoğlu:

“Electrolux Profesyonel ile dar alanları en efektif şekilde kullandık”

M

utfağımız kurulurken bir açık mutfak konsepti oluşturulsun istendi. Bu konudaki çözüm ortağımız olarak da Electrolux Profesyonel’i tercih ettik. Ne derece doğru karar verdiğimizi mutfağı kullandıkça daha iyi anlıyorum. Çünkü biz burada müşterilerimize 160’ın üzerinde bir oturma kapasitesiyle hizmet sağlıyoruz. Öte yandan küçük bir mutfağımız var. Mutfağın dar olması, özellikle servis saatlerinde biz çalışanlar için çok büyük bir sorun olabiliyor. Electrolux Profesyonel’in dar alanları efektif kullanımı sayesinde bunun bizim için önemli bir sorun olmadığını söyleyebilirim. Açık mutfak konsepti aynı zamanda fonksiyonellik ve görselliği de beraberinde getiriyor. Firma sadece mutfak içi işleyiş olarak değil, mutfak ve ürün tasarımı konusunda da bize profesyonel çözümler üretti. Çünkü konsept açık olunca mutfağın içeriden olduğu kadar dışarıdan da estetik ve şık görünmesi gerekiyor. Electrolux Profesyonel, projelendirme çalışmasının dışında ürün kalitesi, servis olanakları, satış öncesi ve sonrası hizmetler konusunda da başarılı. Hepsini birleştirdiğinizde Electrolux Profesyonel ile iyi bir frekans yakaladığımızı söyleyebilirim.


ENDÜSTRİYELDE AÇIK TASARIMLAR restaurant 66 hotel & hi-tech


Öztiryakiler Duke Istanbul

Duke Istanbul Mutfak Şefi Şerif Özdemir

“Kurulum ve dizaynıyla başarılı bir mutfağa sahibiz”

Ö

ztiryakiler markası ile uzun yıllar dönem dönem çalışma fırsatım oldu. Her şeyden önce firmanın köklü geçmişinin açık mutfak uygulamamızda önemli bir referans teşkil ettiğini söyleyebilirim. Biz de mutfağımızın hem kurgulanması hem de cihaz temini konusunda Öztiryakiler firmasından destek aldık. Restoranımız gerek oturma gerekse mutfak içi çalışma alanları ile tatminkar metrekarelere sahip. Bu projelendirme ve cihaz dizilimleri konusunda bizim için önemli bir avantajdı. Her ne kadar bu olanaklara sahip olsak da tecrübeli ve donanımlı bir marka ile çalışmak çok daha olumlu sonuçlar verebilirdi. Sonuçta başarılı bir şekilde dizayn edilen mutfaktan daha çok verim elde etmek mümkündü ve bizim için bunun yolu Öztiryakiler ile çalışmak oldu. Cihazların uzun ömürlü, dayanıklı, kolay temizlenebilir olması dışında malzeme kalitesi ve kir tutmaz özellikleri önemli kriterlerdi. Aynı şekilde Öztiryakiler’i kullanım rahatlığı, fonksiyonelliği kadar tasarım ve görsellik anlamında da başarılı buluyorum. Burada önemli bir diğer nokta bence yaptığınız işin arkasında olmak ki, Öztiryakiler kurulum sonrası ortaya çıkabilecek sorunlar ya da cihaz arızaları konusunda bizi hiç yalnız bırakmadılar.


ENDÜSTRİYELDE AÇIK TASARIMLAR restaurant 68 hotel & hi-tech

Öztiryakiler Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi Tahsin Öztiryaki:

“Endüstriyel açık mutfakta ‘kalite’ ön planda” Bugüne kadar çok sayıda endüstriyel mutfak projesi yaptıklarını belirten Öztiryakiler Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi Tahsin Öztiryaki, her birinin özel bir yerinin olduğunu belirterek, “Duke Istanbul’un mutfağı da gerek proje detayları gerek seçilen ürünler açısından seçkin projelerimizden biridir” dedi. BAR VE BANKET MUTFAĞI DA BİZE AİT

D

ünyada genel olarak gastronomi sektöründe sürekli bir değişim var. Ülkemizde de son yıllarda dışarıda yeme-içme kültürünün yaygınlaşmasıyla birlikte endüstriyel mutfak sektöründe hızlı bir gelişim ve dönüşüm yaşanıyor. Beklentiler artarken işletmeler, tüketicinin aklına gelebilecek bir takım soruları önceden hazırlanarak cevaplıyor. Açık mutfaklar bunun en büyük örneği. Kapalı kapılar ardında yapılıp gelen nefis bir yemek dahi aklımıza bazı soruları getirir. Mutfak ve aşçı hijyenik mi? Hangi malzemeleri kullandı? Yemeği nasıl pişirdi? gibi soruların cevabı Duke İstanbul gibi açık mutfağımızı tercih eden işletmeler için daha kolay. Var olan kaliteyi öne çıkarıyorsunuz, ürünlerinizle, personelinizle, cihazlarınızla. Açık mutfaklarda hijyen konusunda hassasiyet çok daha yüksek. Müşteri yemeği pişirirken sizi izliyor ya da önlüğü takıp pişirmek istiyor. Öte yandan yapılışını izlediğiniz, taze pişmiş ve dumanı üzerinde bir yemek her zaman iştah açar. Dolayısıyla işin marketing boyutuna da destek sağlanıyor.

Duke Istanbul’un açık mutfağının yanında barını, Türk ve dünya mutfağından nefis örnekler yapılan banket mutfağını da biz yaptık. Öztiryakiler markalı ürünlerimiz yanında firmamızın kalite ve güvencesiyle sunduğumuz ithal ürünlerimizin de yer aldığı Duke Istanbul’un a la carte mutfağındaki monoblok pişirme adası, birden fazla aşçının aynı anda ortak bir alanda çalışabildiği, işletmenin ve mutfağı birebir kullanan aşçıların ihtiyaçları göz önüne alınarak üretilen, paslanmaz çelikten imal özel bir üründür. Duke İstanbul için özel üretilen bu ürünümüz gazlı ve elektrikli olarak çalışabiliyor. Ağır yük kapasiteli tekerlekleri ile hareket kabiliyeti kazandırılmış, ergonomik, hijyenik, geliştirilmiş fonksiyonel tasarımlı Monoblok Pişirme Adası’nı makarna fritözü, indüksiyonlu ocak, fırın, bain marie, salamander, grill plate gibi çok farklı fonksiyonları olan değişik kombinasyonlar yapılabilecek şekilde üretiyor ve paket çözüm olarak sunuyoruz. Duke Istanbul’da aşçılarımızın kullandıkları Öztiryakiler markalı her bir cihazın enerji tüketimleri ve zaman tasarrufları verimlilik merkezli planlanmış olup, kullanılacak mutfağın kapasitesine göre özel olarak üretilmiştir.



ENDÜSTRİYELDE AÇIK TASARIMLAR restaurant 70 hotel & hi-tech

Evinoks

Istanbul Gönen Hotel


Istanbul Gönen Hotel Executive Chef Yener Yıldıran

“Bir yıl geçmesine rağmen, her şey ilk günkü gibi sağlam”

A

çık büfe ünitelerimizin projelendirme çalışmalarını ve ürün teminlerini Evinoks firmasından yaptık. Evinoks, uygulama çalışmalarındaki deneyimli yaklaşımları kadar ürün kalitelerine de değer veren bir firma. En basitinden ürünleri paslanma yapmıyor, kullandıkları boya ve cila ürünleri daha özel. İstenilen ortam ve şekle uygun değişimler yapılabiliyor, parçalar birbirine kolaylıkla oturtulabiliyor. Bununla beraber dayanıklılık oranları da çok yüksek. Çünkü İstanbul’da rutubetli bir atmosferde yaşıyoruz. Doğal olarak, bu ortam kullandığımız çelikleri de etkileyebiliyor. Aynı şekilde malzemeler hijyen amaçlı kimyasalları hemen kabul edebiliyor. Bu da çok önemli bir faktör. Otelimiz açılalı neredeyse bir yılı aşıyor, buna rağmen Evinoks ürünleri konusunda herhangi bir sorun yaşamadık, hepsi ilk günkü gibi sağlam duruyor. Firmanın bunlar dışında görselliğe gösterdikleri hassasiyeti de yerinde buluyorum. Malzemeleri üst üste bindirdiğimizde dahi ortaya koyduğu görsel zenginlik ve bütünlük bizim açımızdan son derece memnuniyet verici. Hatta artı bir dekorasyon çalışmasına da ihtiyaç bırakmıyor.


ENDÜSTRİYELDE AÇIK TASARIMLAR restaurant 72 hotel & hi-tech

Evinoks .Yönetim Kurulu Başkanı N. Coşkun Irfan:

“Açık Büfede ‘hijyen’ ön planda” Bugüne kadar çok sayıda otelin projesini yaptıklarını belirten Evinoks Yönetim Kurulu Başkanı N. Coşkun İrfan, her birinin özel bir yerinin olduğunu belirterek, “Gönen Otel’in açık büfesi de gerek proje detayları gerekse seçilen ürünler açısından seçkin projelerimizden biridir” dedi.

B

izi sektörde farklı kılan çevreci, yüksek verimli, yüksek enerji tasarruflu, modülerkolay kullanım ve bakım olanaklarına sahip, uluslararası patentle korunmuş tasarımlar, buluşlarla desteklenen üretim anlayışı ve bunu destekleyen genç, dinamik kadromuzdur. Demontable-Flexible ve modüler üretim teknikleriyle dünyanın dört bir tarafına sevkini sağlayan çok fonksiyonlu (Matrix Sistemiyle) üretim gerçekleştirmekteyiz. Tüm ürünlerimizde tasarım ve mühendislik ön plandadır. Dünyada genel olarak sürekli bir değişim var. Ülkemizde de dünyada olduğu gibi son yıllarda gastronomi sektöründe hızlı bir gelişim ve dönüşüm yaşanıyor. Tüketicilerin beklentileri artarken işletmelerin “uzmanlaşma”sı gerekmektedir. Açık büfeler buna güzel bir örnek. Yemeklerin sunumu yapılırken uygun derecelerde mi sunuluyor? Enerji tasarrufu sağlanabiliyor mu gibi soruların cevabı Gönen Otel gibi açık büfede bizi tercih eden işletmeler için sorun değil. Hatalara, çıkmazlara düşmemek ve başarılı olmak, kalitenizi ön plana çıkarmak için; teknolojiye, yetişmiş işgücüne yatırım yapılmalıdır. Açık büfelerde gıda güvenliği ve hijyen sektörün en

Hilton Bursa Convention Center & Spa

önemli sorunlarıdır. Öte yandan lezzetli bir yemeğin güzel bir sunumu olması her zaman iştah açar. Dolayısıyla açık büfelerde sunumun iyi olması, işin görselliğine de destek sağlamaktadır.

AÇIK BÜFE SİSTEMLERİNDE EVİNOKS FARKI

Gönen Otel’in açık büfesinin projesini biz gerçekleştirdik. Evinoks firmasının kalite ve güvencesiyle sunduğumuz ürünlerimizin yer aldığı Gönen Otel’in açık büfe restoranı, işletmenin ve müşterilerin ihtiyaçları göz önüne alınarak tasarlanmıştır. Sıcak servis bölümü, soğuk servis bölümü, nötr bölüm ve meze teşhir bölümlerinden oluşan açık büfe sistemlerinde değişik kombinasyonlar yapılabilecek şekilde üretilmiştir. Büfelerin tamamı dijital termostat kontrollüdür. Evinoks markalı her bir cihazın enerji tüketimleri ve zaman tasarrufları verimlilik merkezli planlanmış olup, kullanılacak restoranın kapasitesine göre özel olarak üretilmiştir.



ENDÜSTRİYELDE AÇIK TASARIMLAR restaurant 74 hotel & hi-tech

. Inoksan

Workinn Hotel


Workinn Hotel Executive Chef Halis Çiftçi

“A la carte restorana yakışır bir mutfak projesi oldu”

İ

noksanı tercih etmemizin sebebi kullanışlı ürünlerin olması, fırın ve ocaklarından iyi randıman almam. servislerde kolaylık sağlaması. mutfağı ala carte olarak kullanmayı düşündüğümüz için nasıl hızlı çalışabiliriz, hızlı serviste ihtiyacımız olan ocaklar nelerdir şeklinde düşündük. inoksan bu anlamda doğru bir çözüm ortağı oldu bizim için. cihazlar ve mutfak kurulumu tamamen inoksana ait. mutfağımızın açık olmasının sebebi, inoksan ürünlerinin düzgün gözükmesi, hijyenimizi ön plana çıkarmak oldu. servis esnasında olmasına rağmen mutfak hem temiz ve hijyenik gözüküyor hem de iyi bir tasarım sergiliyor. bu biizm için birinci nedendi. bizim güneydede golden key otelleri var, orada da inoksan markası ile çalışıyoruz. dolapların geniş hacimli olması, cihazların dayanıklı olması önemli. satış sonrası hizmetler konusunda da iyi bir hizmet verdiklerini düşünüyorum. Sonuç itibari ile keyifli bir mutfak oldu, Electrolux’un projesinden ve cihazlarından memnunum. Teknik destek konusunda da sorumluluklarını harfiyen yerine getiriyorlar.


ENDÜSTRİYELDE AÇIK TASARIMLAR restaurant 76 hotel & hi-tech

“Yeşil Bina Leed Gold” sertifikalı ilk otel Workinn’in mutfak tercihi İnoksan Endüstriyel mutfak sektörüne ışık tutan projelerin mimarı İnoksan, ilklerin ve en iyilerin tercihi olmayı sürdürüyor. Kocaeli Gebze’de inşa edilen ve Türkiye’de bir sanayi bölgesinin “Yeşil Bina Leed Gold” sertifikalı ilk oteli olma özelliğine sahip Workinn Hotel’in mutfaklarında da İnoksan imzası var.

İnoksan Genel Müdürü Esra Altay

kullanıldı. Feng Shui oteli olarak da adlandırılan otelde; Yin ve Yang’ın dengesini lobi, restoran, bar, pastane, toplantı odaları, spor ve spa alanları gibi ortak mekanlarda ve odaların tamamında hissetmeniz mümkün. Özellikle bulunduğumuz çevrenin ihtiyacı olan ve kendinizi daha iyi hissetmenize yol açacak doğa ile birlik hissi tüm alanlarda en etkili şekilde vurgulandı.

İNOKSAN PROFESYONELLİĞİNE GÜVENİLDİ

W

orkinn Hotel; 105 Business Room, 26 Executive Room, 2 Handicap Room, 14 Junior Suite, 8 Premier Suite, 6 Apart Room, 1 Presidential Suite’den oluşan toplam 162 adet birbirinden konforlu odalarıyla kaliteden ödün vermeden hizmet sunuyor. Otelin ana mutfak, bar, pastane, kafe mutfağı ve ileride açılmak üzere pişirici cihazlar hariç çatı katı banket mutfağı ve bodrum kat banket mutfağını biz projelendirdik. Böylelikle firmamız Türkiye’nin ilk Yeşil Bina Leed Gold sertifikalı oteli tarafından da tercih edilerek, mutfağın lideri olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu. Otelde Feng Shui öğretisinin temeli olan 5 element (ağaç, ateş, toprak, metal ve su) değişik formlarda, renklerde ve materyallerde dengeli bir biçimde

Açık mutfak konseptinin trend olduğu son günlerde, misafirlerin de açık mutfaklara olan ilgisi artıyor. Bu doğrultuda açık mutfak tercih eden Workinn Hotel, profesyonel mutfak tercihi İnoksan’dan yana kullandı. İnoksan’ın projelendirdiği Workinn Hotel açık mutfağı, misafirlerin önce göz daha sonra damak zevklerine hitap edecek bir yaklaşımla tasarlandı. Açık mutfakta gönül rahatlığıyla yemek yiyen misafirlerin taleplerini de göz ardı etmeyen Workinn Hotel, otelin diğer mutfakları gibi burada da İnoksan profesyonelliğine güvendi.



ENDÜSTRİYELDE AÇIK TASARIMLAR restaurant 78 hotel & hi-tech

Kristal Endüstriyel Titanic Business Bayrampaşa


Titanic Business Bayrampaşa Executive Sous Chef Mehmet Kayahan

“İstanbul’da bu tarz bir mutfak daha yok”

A

çık büfe ünitelerimizi Kristal Endüstriyel firmasından temin ettik. Kurumsal bir yapılanmaya sahip olmasının yanı sıra kaliteli, esnek ve çözüm geliştiren bir hizmet anlayışına sahip olmaları bunda etkiliydi. Bize özel sundukları pratik çözümleri de cabası… Biz açık büfe alanlarımızın mümkün olduğunca açık ve ferah olmasını istedik. Bu doğrultuda Kristal Endüstriyel de açık büfe alanlarını planlarken mekanın her bir noktasını verimli bir şekilde kullanmaya özen gösterdi. Misafirlerimiz bu sayede yemeklerini çok daha rahat ve ferah bir ortamda alabiliyorlar. Biz mutfak çalışanları için de alanın üretken kullanılması önemliydi. Servisin en yoğun saatlerinde bile herhangi bir sıkıntı yaşamıyoruz. Onun dışında mutfağın diziliminin ve büfe tasarımının ve şeklinin başarılı olduğunu söylemeliyim. Otelimizin açık mutfağı ile de İstanbul’da bir farklılık oluşturduğumuzu düşünüyoruz. İstanbul’da bu tarz bir mutfak daha yok. Ne yapıyorsak misafirin gözü önünde ve kuralınca yapıyoruz.


ENDÜSTRİYELDE AÇIK TASARIMLAR restaurant 80 hotel & hi-tech

Kristal Endüstriyel Genel Müdürü Ramazan Kaynakçı:

“Titanic Business Bayrampaşa’yı ‘ilklerimizle’ projelendirdik” Titanic Business Bayrampaşa’nın İstanbul’da şehir otelciliği anlayışına yeni ve farklı bir soluk kattığını dile getiren Kristal Endüstriyel Genel Müdürü Ramazan Kaynakçı, beş yıldızlı tesisin endüstriyel mutfak ve açık büfe sistemleri tercihleri ile de bu farklılıklarını ortaya koyduklarını söyledi.

T

itanic Business Bayrampaşa’nın şehir oteli anlayışında yeni ve farklı bir halka oluşturduğunu ve İstanbul otelciliğine farklı bir soluk kattığını anlatan Kristal Endüstriyel Genel Müdürü Ramazan Kaynakçı, projelendirme çalışmasına ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Titanic Grubu, endüstriyel mutfak ve açık büfe sistemlerinde bir kez daha bizi seçti. Tasarım çalışmalarının hayli uzun sürdüğü, detaylarla dolu projede açık büfe adına birçok yenilik göze çarpmakta. Büfelerimiz, dar mekanları ferah bir sunum alanı olarak yaşatmak için dizayn edildi. İlk kez Titanic Business Bayrampaşa’da uygulanan tavandan askılı nefeslikler mekana farklı bir yorum kattı. Corian üst tabla, üflemeli soğutma sistemi, açık ekmek işleme ve pişirme büfesi ile yeni bir konsept oluşturuldu.

BEŞ ANA BÖLÜMDE HİZMET VERİYORUZ

Kristal Endüstriyel’in Titanic Business Bayrampaşa’da

beş ana bölümü ile hizmet verdiğini belirten Ramazan Kaynakçı, “Kristal Endüstriyel; endüstriyel mutfak, soğutma, açık büfe, çamaşırhane ve teknik servis olmak üzere 5 bölüme ayrılmıştır. Endüstriyel mutfak bölümünde her türlü pişirme ekipmanları, tezgah ve raf grupları, soğutma bölümünde tezgah tipi, dik tip buzdolapları, bar dolapları, şok soğutucuların yanı sıra soğuk odalar imal edilmektedir. Açık büfe bölümünde ağırlıklı ahşap olmak üzere, granit ve akrilik uygulamaları da yapılmaktadır. Çamaşırhane bölümünde endüstriyel makine satışının yanı sıra, profesyonel çamaşırhane işletmesi yapılmaktadır. Teknik servis departmanında ise kendi üretimlerimizin yanı sıra, ithalatını yaptığımız ürünlerin yedek parça stokları tutulmakta ve servis hizmeti verilmektedir” dedi. Kaynakçı ayrıca grubun Antalya Belek’te hizmete açtığı Titanic Deluxe Belek endüstriyel mutfak ve büfe ünitelerini birlikte yaptıklarını sözlerine ekledi.



ENDÜSTRİYELDE AÇIK TASARIMLAR restaurant 82 hotel & hi-tech

Mile’den büfe üstü sunumlarına profesyonel çözümler 1996 yılından bu yana sofra ekipmanları alanında dünyaca ünlü markaları Türkiye pazarına sunan Mile, büfe üstü sunumları ile de sektöre profesyonel çözümler sunuyor.

A

vrupa’nın önde gelen markalarından Hepp, Schönwald, Zieher, Frilich, Revol, Mepra, Chilewich ve Burgess’in Türkiye distribütörlüğünü yapan firmanın sektöre yönelik faaliyetlerini ve ithal ettiği ürünlerini Mile Firma Sahibi Kenan Atabay ile konuştuk. Büfe üstü sunumların otellerin planlama aşamasında ihmal ettikleri alanlardan biri olduğunu belirten Kenan Atabay, “Halbuki büfe, otelin yiyecek içecek sunumunun vitrinidir, aynı zamanda güzel bir dekorun da önemli bir parçasıdır” diyor. “İyi oteller dahi alımlarını yaparken daha çok sofra üstü (porselen, cam, çatal bıçak takımları vb.) ürünlere yoğunlaşıp, seçmeye özen gösteriyor. Fakat büfe sunumları için sonrasında zorlama çözümler üretiliyor. Birbirine ve ortamın genel dekoruna pek de uymayan muhtelif

cam ve porselen gibi kaplar, rastgele yükseltiler ile açık büfede gıdalar sunuluyor. Sonuç itibari ile ortaya genellikle pek de estetiği veya bütünlüğü olmayan karmaşık bir görüntü çıkıyor. Tabii bu teşhir, alanı optimum kullanan, en rasyonel sunum olmaktan da çıkabiliyor” şeklinde sözlerine devam eden Atabay, yurt dışında büfe sunum malzemelerinin ayrı bir ürün grubu olarak ele alındığını belirterek, “Hatta sırf bu tip ürünlerin imalatını ve tedarikini yapan firmalar bile var” diyor.

BÜFE ÜSTÜ SUNUMLARIN DA İTHALATÇISI Mile olarak sofra üstü ürünlerin yanı sıra, özellikle büfe üstü sunumlara yönelik bazı markaların temsilciliğini de yaptıklarını söyleyen Atabay, ithal ettikleri ürünleri şöyle anlatıyor:


“Mile, sofra üstü ekipmanlarla beraber dünyaca ünlü büfe sunumlarına yönelik markaların da Türkiye temsilciliğini yapan bir firma. Almanya’dan ithal ettiğimiz Zieher, bunlardan bir tanesi. Aslında bir tasarım firması olan Zieher’in ürün gamı çok geniş ve çok çeşitli büfe sistemleri var. Özellikle farklı tarzlarda yükselti sistemleri mevcut. Bunlar genellikle “yap-boz” gibi, farklı şekillerde kurulabilen, farklı yükseklikler sağlayabilen, hem alandan tasarruf sağlayan hem de şık tasarımları olan sistemler. Bir diğer özellikleri, hepsinin kolaylıkla kurulup kaldırılabilmesi. Bu yükseltilerin hepsinde gıdaların teşhir etmek için kullanılabilecek cam, metal, porselen, ahşap, hatta doğal taş ürünler mevcut. Diğer yandan bu sunumların aydınlatılması için kullanılabilen led ışıklandırma sistemleri var.) Frilich de Almanya’dan ithal ettiğimiz bir ürün. Kahvaltı büfeleri için geniş bir ürün gamına sahip olan Frilich’de meyve suyu, süt dispenserleri, jel soğutmalı türlü yükselticiler ve sunum malzemeleri gibi ürün grupları yer alıyor. Fransa’dan ithalini gerçekleştirdiğimiz Revol ise, aslında bir porselen imalatçısıdır, ancak sofra porseleninden ziyade pişirme ve büfe sunum

porselenleri imal ediyor. Bütün porselenleri fırın ve mikrodalga uygundur. Son yıllarda çıkardığı Revolution serisinin önemli bir özelliği indüksyonlu ısıtmaya uygun olmalarıdır, dolayısıyla indüksyonlu ısıtma kullanan büfelerde klasik chafing dish’lere (reşo) göre çok farklı ve estetik bir alternatif sunuyor, ama bunlar her türlü ısıtma sistemine de uygundur.


ENDÜSTRİYELDE AÇIK TASARIMLAR restaurant 84 hotel & hi-tech

Güren Metal’den sektöre yenilikçi ve farklı ürün çözümleri 2000 yılından bu yana otel ve restoranlara 304 kalite paslanmaz çelikten açık büfe ve hazırlık ekipmanları üreten Güren Metal, bu yıl konseptine eklediği “çelik-cam ve çelik-ahşap” birleşimleri ile sektördeki “farklı” duruşunu bir kez daha kanıtlamış oldu.

G

üren Metal, 2000 yılından bu yana 304 kalite paslanmaz çelik hammadde kullanarak otel ve restoranlarda yer alan açık büfe ve hazırlık ekipmanlarında üretici firma kimliği ile dikkat çekiyor. Sektörde yer alan ‘farklılık’ ihtiyacı doğrultusunda üretici firma olmanın avantajını rahatlıkla kullanabilen üretici firma, tüketicinin özel istekleri doğrultusunda istenilen ebat ve modellerde de çalışma yaparak ‘butik üretici’ olma özelliğini koruyor.


REFERANS OTELLERİ Sherwood Grup Otelleri (Sheraton Istanbul Maslak Hotel, Sheraton Ataköy) Hilton Grup Otelleri Shangril-La Hotel Bosphorus InterContinental Istanbul The Marmara Taksim Marriott Grup Otelleri (The Ritz Carlton, Istanbul) Rezidor Grup Otelleri (Radisson Blu/Sefaköy, Pera, Şişli) Titanik Oteller Grubu CVK Hotels Taksim Maxx Royal Belek Golf & Spa Rixos Otel Grupları (Yurt içi, yurt dışı tüm otelleri-Soçi yeni açılış) The Grand Tarabya Kempinski Grup (Çırağan Sarayı) Polat Renaissance Hotel Dedeman Hotel Four Seasons Istanbul at the Bosphorus Kaya Otelleri (İstanbul-Antalya) Vertia Hotels Barut Grup Otelleri Viceroy Istanbul Crowne Plaza Otel Bursa-Harbiye-Laleli Elite World Taksim-Van-Florya

İŞLETME MALİYETLERİNE KATKI SAĞLAYICI MALZEME ÇÖZÜMLERİ Paslanmaz Çelik, cam ve porselenden daha dayanıklı, ahşap gibi malzemelerden de daha sağlıklı olması açısından en çok tercih edilen ürün grubu arasında geliyor. Kullanım sonrası zamanla oluşan deformasyonların kolaylıkla giderilebilmesi açısından işletme maliyetlerini de düşüren bu çözümlerin yanı sıra Güren Metal; üretimini yaptığı stantları ‘demonte’ olacak şekilde dizayn ederek taşıma kolaylığı ve gerektiğinde model/sunum değişikliğinin de uygulanabilir olmasına olanak sağlıyor.

ÇELİK-CAM VE ÇELİK-AHŞAP BİRLEŞİMLERİNİ DE KONSEPTİNE EKLEDİ Ürün modellerinde Sport, Class, Elegance ve Nostalji olmak üzere dört farklı seriye sahip olan ve gelen talepler doğrultusunda ürün gamını her gün yenileyen-büyüten Güren Metal, 2013’te Çelik-Cam ve Çelik-Ahşap birleşimlerini de konseptine ekleyerek müşterilerinin beğenisine sundu.


Fotoğraflar: Hakkı Günerkan

restaurant iş’te kadın 86 hotel & hi-tech


Otelcilik, bambaşka bir şey. Bu işi tek başına götürebilmek için eğitim kadar tecrübe de gerekiyor. Dedim ya, çok gençtim ve henüz tam olarak sektörle yoğurulmamıştım. İlk etapta turizmin profesyonel hayatına atılmak bana daha mantıklı geldi. 1985 yılında başlayıp 28 yıl boyunca süren turizm yolculuğumun ilk safhalarıdır bunlar.

“Büyük ev”in çocuk ruhlu sahibesi:

Anıl Boydaş Tınaz “Genel müdürlük hep hayalimdi ve beklenen zamanda geldi. Demek ki böylesine güzel bir otelin açılmasını bekliyormuşum.”

T

urizmci bir baba, otel lobilerinde geçen bir çocukluk, emek, özleyiş ve muhteşem dönüşün başkahramanı, Anıl Boydaş Tınaz. İçinde yaşattığı baba mesleği tutkusunu beş yıldızlı unvanlara taşıyacak kadar özverili, gönüllü, sadık ve işine aşık. Eşit, ilkeli ve adil… İyi bir ev sahibesi, güçlü bir yönetici. İstanbul Beşiktaş’ta Barbaros Bulvarı üzerinde bir yılı aşkın bir süredir hizmet veren Renaissance Istanbul Bosphorus Hotel’in başarılı genel müdürü Anıl Boydaş Tınaz ile sektörde 28 yıla uzanan kariyer yolculuğunu ve gelecek planlarını konuştuk.

Anıl Hanım, öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz? 1968 yılında doğdum. Kadıköy Kız Lisesi’ni bitirdikten sonra Strasburg’da turizm ve otelcilik üzerine üniversite eğitimi gördüm. Buradaki ana etmen, turizmci bir aileden geliyor olmamdı. Babam Bülent Boydaş, Kapadokya turizminin öncülerinden idi. Hatta Bodrum’da da otel işletmelerimiz vardı. Turizme yönelişim tamamen babamın teşvikleri ile olmuştur. Ancak vefatından sonra devam ettiremedik. İki kardeştik ve çok gençtik. Her ne kadar benim gönlüm turizmden yana olsa da kardeşimin ilgi alanları çok daha farklıydı.

28 yıl dediniz, bir ömür gibi. Profesyonel anlamda yaptığınız ilk işiniz ne oldu? İşe ilk olarak bir seyahat acentasında başladım. Amacım hem lisanımı geliştirmek hem de satış & pazarlama konusundaki tecrübelerimi arttırmaktı. Pazarlamayı çok seviyordum çünkü. O dönemler otel pazarlaması biraz daha arka plandaydı. Acentalar bireysel ve daha küçük organizmalar olmalarına karşın pazarlama kanadında daha aktif ve üretkendiler. Sanırım kendime o işi daha uygun gördüm. Bir yandan da otelciliği sevmiş olmalıyım ki bir şekilde beni kendine çekti. Yaklaşık 3-4 yıl seyahat acentasında çalıştıktan sonra 1995 yılı gibi otelciliğe kesin dönüş yaptım.

20 yıl öncesinden bahsediyorsunuz. Bugünden o günleri nasıl anlatırsınız? İstanbul’da otel sayılarının oldukça az olduğu dönemlerdi. Uluslararası marka anlamında belki de toplasanız iki elin on parmağını geçmeyen otel sayımız vardı. Conrad Oteli’nden Satış ve Pazarlama Direktörlüğü adına güzel bir iş teklifi aldım. İlk defa otelciliğe profesyonel olarak başladığım yerdir orası. Yaklaşık 3 yıl sürdü, ardından 1996 yılında Polat Turizm Grubu’na geçtim. Tam 18 yıl oluyor. Polat Renaissance Hotel’den sonra aynı grup içerisindeki Erzurum otelimizin de açılışını yaptım.

Bu süreçte genel müdürlük görevi hayallerinizi süsledi mi? İnsan bir zaman sonra hayatında farklı yollar takip etmek istiyor. İş ve mekanın rutinliğinden kopmak istiyorsunuz. Ne kadar rahat da olsanız, hep aynı noktada olmak sıkabiliyor, bu insanın doğasına da aykırı. Açıkçası ben bu süreçte kurumumu değiştirmeyi hiç düşünmedim ama yine de farklı bir şeyler yapma arzusuna da karşı koyamıyordum.


restaurant iş’te kadın 88 hotel & hi-tech

Bizim kurumumuzda aidiyet duygusu vardır. 15 yıla varan bir kurum ortalamasından rahatlıkla bahsedebiliriz. Sanırım bunun sırrı, gerçek bir aile gibi olabilmekte.

Polat Grubu’nda neler buldunuz, sizi en çok neyi cezbetti diye sorsam? Aidiyet duygusu vardır, bizim kurumumuzda. 15 yıla varan bir kurum ortalamasından rahatlıkla bahsedebiliriz, çalışanlar açısından. Sanırım bunun sırrı, gerçek bir aile gibi olabilmekte. Polat Ailesi’nin bana verdiği hissi size şöyle anlatabilirim, Polat size sanki kendi işinizi yapıyormuş hissini verir. Kendi işinizi yaptığınızı hissettiren bir ruhla çalışmak önemlidir, sonsuz bir özgürlük katar çünkü insana. İnsiyatifleri sonuna kadar kullanabilmek ve sonuç her ne olursa olsun günahı ve sevabıyla size ait olma durumu.

Otelcilikte bireysel başarının en önemli argümanları bunlar mıdır? Her şeyden önce turizm biraz amatör ruh gerektirir. Profesyonel çalışırken amatör ruhu hiçbir zaman kaybetmemeyi… Çünkü insanın insana hizmet ettiği bir sektördesiniz. Karşınızda bir makine veya madde yok ve hayal satıyorsunuz. Bunu gözünüzle görebiliyor ama hizmeti elinizle tutamıyorsunuz. Her şey çok soyut. İşte bu da hizmet, mutluluk, tatmin oluyor.

Turizm her gün yenilenen bir ruh gerektiriyor. Her ne yaşadıysanız yaşayın gülümsemelisiniz, üstelik samimiyetle. Kısacası modunuzu işinize yansıtamayacağınız yegane sektörlerden biridir, otelcilik.

Bu, profesyonel hayatın en zor yanlarından olsa gerek. İşinizi yaparken kendinizle çeliştiğiniz anlar oluyor mu hiç? Ben kendimi eleştirebilen biriyim, hatta bazen acımazsızca yaparım bunu. İşimi karakterimle çok fazla özdeşleştiriyorum. Çünkü biz burada ev sahibiyiz, işin yönetsel ve mesleki tarafını bir kenara koyuyorum. Burası bizim evimiz ve gelen herkes de konuğumuz. Buraya girdikleri andan itibaren her şeyleri bizim sorumluluğumuz altında. Burası çok büyük bir ev ve siz de bu evin sahibisiniz. Bu açıdan baktığınızda profesyonel anlamda çok da kendimle çeliştiğimi hissetmiyorum.

Peki evdeki “ev sahibesi Anıl” ile işteki “Anıl Boydaş Tınaz” aynı mıdır? Benim 4 ve 14 yaşlarında olmak üzere iki tane oğlum var. Domestik bir yapım olduğundan evimin tüm işleriyle kendim ilgilenmeye çalışırım. Bu düzende elbette zorlanıyorum. Bu koşullarda eve ayırdığım zaman da çok tatminkar olmuyor. Ama bunun işimizin


bir parçası olduğunu biliyorum. Ailem de biliyor. Ev sahibesi kısmına gelirsek, apayrıyım, alakam yok. Ben çok çocuğum evde.

Sorumuza tekrar dönecek olursak, genel müdürlük ne şekilde geldi, anlatır mısınız? Genel müdürlük hep hayalimdi ve beklenen zamanda geldi. Demek ki böylesine güzel bir otelin açılmasını bekliyormuşum. Otelimiz daha çok yeni, birinci yılımızdayız. Bense 2 yıldır bu otele bağlı çalışıyorum. Mevcut bir düzen üzerine değil, sıfırdan bir oluşumun içinde yer almak farklı bir duygu ve sorumluluk.

Otellerde genel müdürler ya ön bürodan ya da satış & pazarlama departmanlarından geliyorlar. Sizin kariyer tablonuzda ise satış & pazarlama direktörlüğü daha baskın. Bir genel müdür hangi birimden gelirse daha doğru bir adım olur sizce? Otel yapılarına genel olarak baktığımda, satış & pazarlama kökenli genel müdürlerin çoğunlukta olduklarını görüyorum. Bunu biraz da şuna yoruyorum, günümüzün ağır rekabet koşullarında satış ve pazarlama çok fazla öne çıkıyor. İşin mutfağından gelmek ve hızlı davranmak işleri sanki biraz daha kolaylaştırıyor. Fakat hiçbir şey tek başına yeterli değil. Bu görevi layıkıyla yapmak için bir genel müdür her şeyden anlamalı. Çünkü bu görev bitmeyen bir eğitim süreci gibi. Yönetim kademelerinde genç jenerasyonun olduğu bir sektör. Kendini an be an yenileyen ve yenilemek zorunda olduğunuz… Benim kişisel görüşüm, satış ve pazarlama müdürlüğü genel müdürlük görevi için büyük bir avantajdır. Fakat bunun yanı sıra operasyonun, finansın ve diğer farklı birimlerin de güçleri yadsınmamalıdır.

Bulunduğunuz pozisyonda kendinizi bir genel müdür olarak nasıl tarif edersiniz? Mümkün olduğunca eşit, ilkeli ve adilim. Bunu başarabilmek çok önemli. Herkese eşit uzaklıkta olabilmek önemli çünkü bir noktada pozisyonunuz gereği her şeyin ortasındasınız. Bu anlamda eşitlik ve ilkeli olmanız, karar verme sürecinde adil olmanız önemli değerler. Yapı olarak dışarıdan göründüğüm gibi sakin değilim, çok hareketli olabilirim. Gün içinde inen çıkan modlarım olabiliyor. Sonuçta hepimiz insanız.

Biraz da Istanbul Renaissance Bosphorus Hotel’den bahsedebilir misiniz? Bir yıl nasıl geçti, paylaşmak istediğiniz gelişmeler var mı? Yenilik olarak, Leed Altın sertifikamızı henüz aldık.

Bunun mutluluğu içerisindeyiz. Dediğim gibi otelimiz çok yeni, Ağustos ayında birinci yılımızı doldurduk. Baktığınızda yeni açılan otellerin İstanbul piyasasında yer edinmeleri oldukça meşakkatli bir süreç. Teknolojik üstünlüklerimiz, insana yaptığımız yatırımlar, lokasyon avantajlarımız, misafir memnuniyet programlarımız bizi ayrıcalıklı kılsa da sektörde farklılaşmak önemli. Bu anlamda kendini yenileyen ve geliştiren bir grup olduğumuzu söylemeliyim. Benzer konseptteki diğer otellerden önemli bir farklılık olarak, navigator uygulamasını örnek verebilirim. Nam-ı diğer concierge uygulaması. Otelimizde konaklayan misafirlerimize bu hizmet ile İstanbul’da yollarını bulmalarına yardımcı oluyoruz. İronik bir isimle bir navigatör görevi görüyoruz. Hatta bir adım daha öteye giderek navigator çekmecelerimizde misafirlerimiz için akbiller bile bulunduruyoruz. Çünkü yabancı misafirler bizler gibi taksiyi değil, toplu taşıma araçlarını kullanmayı tercih ediyorlar. Renaissance misafirleri bir kaşif olarak konumlandırılıyor. Çok farklı bir uygulama bu. Otelimizin bir farklılığı olarak da 17-30 yaş arası grubu kapsayan y jenerasyonunu kendine hedef aldığını söyleyebilirim. Bunu hem otel konseptimiz, dekorasyonumuz, hizmet algımız hem de personelimizde uyguladığımız üniformalar ile yapıyoruz. Bizim üniformalarımızda kravat kullanılmaz. Y jenerasyonu ile beraber z ve millenium da hedef misafirlerimiz arasında.

Çok keyifli bir söyleşiydi. Son olarak İstanbul turizmi ve geleceğine ilişkin öngörülerinizi de bizimle paylaşır mısınız? 2014 yılında çok büyük rakamların İstanbul turizm piyasasına girmesi bekleniyor. Bunun aramızda çok ciddi bir rekabeti doğuracağı kesin. Talepler de bu oranda arttığı sürece hiçbir sıkıntı yok. Fakat İstanbul destinasyonunun sürekli artan bir taleple gitmesi lazım. Kongre turizmi ise olmazsa olmazımız. Dünyadaki gelişen konjonktürde İstanbul her zaman önemli bir değer. Dolayısıyla şehre çılgınlar gibi bir pazarlama yapmamız lazım. Fuarlar dışında belli hedef seçilen ülkelere devlet ve özel sektör destekli çıkarma yapmamız da önemli. Çünkü destinasyon rakiplerimiz çok. Pazarlama çok uzun soluklu bir nokta, bir doyum noktası yok. Yatırımlar her daim devam edecek. İstanbul turizmindeki gelişime ve potansiyele kesinlikle çok pozitif bakıyorum.


restaurant yeni mekan 90 hotel & hi-tech

Şehrin ortasında niş, seçkin ve yalın:

Fotoğraflar: Hakkı Günerkan

Lasagrada Brasserie… İstanbul’un merkezi konumlu semtlerinden Osmanbey’de bir niş mekan, Lasagrada Brasserie. Halaskargazi Caddesi üzerinde, Rumeli Caddesi’nin hemen yanı başında günün her saati lezzeti ve keyifli sohbetleri taçlandırmak için hoş ve ideal bir seçenek…

Y

atırımı ve işletmesi oyunculuk sektöründen tanıdığımız Cenk Torun ve tekstilci bir işadamı olan Korhan Polatdemir’e ait olan Lasagrada Brasserie’de, birbirinden lezzetli menüleri şık ve nezih bir ortamda, uygun fiyat avantajları ile deneyimlemek mümkün. İşin mutfak ve idari kısmında uzun yıllar restoran işletmeciliği yapan Cenk Torun var. Mekanın finansal işlerinden de tamamen Korhan Polatdemir sorumlu. Cenk Torun, Marmara Üniversitesi Turizm Otel İşletmeciliği yüksek okul mezunu. Torun’un kariyerinde oyunculukla birlikte yürüttüğü işletmecilik titri de var. Bir dönem Galata’nın gözde lezzet duraklarından biri olan Le Felect onun mekanı örneğin. Ardından gelen 1-2 bar & restaurant tecrübesinden sonra işletmeciliği oyunculukla paralel

götüren Torun, yedi yıl önce aldığı bir kararla turizm, yeme ime sektörüne hızlı ve kesin bir dönüş yapmış. Housecafe Caddebostan’ın ardından Kızkulesi’nin de işletme müdürlüğünü yapan Torun’un son durağı, kendisinin de yatırımcı ortaklığını yaptığı Lasagrada Brasserie…

“İYİ YEMEĞİ ÇOK YE, AZ ÖDE” Osmanbey’in en dikkat çeken noktalarında konumlanan mekan, 17 Nisan 2013 tarihinden bu yana hizmet veriyor. Mekanın en büyük avantajı, Şişli-Osmanbey hattı üzerinde sıralanan alternatiflerinden hem konsept hem tasarım itibari ile farklılık oluşturması. “Osmanbey’de, özellikle akşamüstleri inanılmaz bir insan trafiği yaşanıyor, ciddi bir sirkülasyon var. Buna karşılık civarda lüks


görünümlü, uygun fiyata iyi yemek yiyebileceğiniz mekan ne yazık ki yok” diyen Torun, bunun işletme açısından hem bir avantaj hem de bir dezavantaja dönüşebileceğini söylüyor. Bu noktada yeni bir konsept oluşturmanın zorluklarına da değinen Torun, “Ama başardığınız zaman da birtakım şeylerin oyuncusu olabileceğiniz bir iş. Biz bu hedefle yola çıktık. Amacımız, insanlara uygun fiyatlara şık ve nezih bir atmosferde yemek yedirebilmek. Bu amaca yavaş yavaş da olsa ulaşmak bizi mutlu ediyor. İlk etapta insanlar dışarıdan baktıkları zaman ürküyorlar, acaba fiyatları çok mu yüksek diye. Ama geldikleri zaman bir o kadar da şaşırıyorlar. Çünkü bizde iyi yemeği çok ye az öde sloganı var.”

EKİP RUHUNA İNANIYORUM Cenk Torun, işin hem işletme hem de mutfak tarafında. Malzeme alımından mutfağına, personel idaresinden müşteri portföyüne kadar her şeyiyle birebir ilgilendiğini söyleyen Torun, “İşimi büyük bir özveriyle ve severek yapıyorum. An geliyor önlüğümü takıp mutfağa giriyorum, an geliyor müşterilerimizle aynı masada oturup birebir ilgileniyorum” diyor. Yaptığı işlerde ekip ruhuna da fazlasıyla önem verdiğini belirten Torun, sözlerine şöyle devam ediyor: “Benim için salt kendi kararlarım değil, ekiple birlikte aldığımız kararların da önemi büyük. Biz menüyü oluştururken 1 ay kadar yemekleri sürekli yaptık,

Lasagrada Brasserie Kurucu Ortağı ve İşletmecisi


restaurant yeni mekan 92 hotel & hi-tech

denedik, tattık. Bu işler ekip işi. Ekibiniz iyi olursa müşteriye de bunu en iyi şekilde yansıtıyorsunuz zaten. Biz dersimize iyi çalıştık, şimdi de sınavımızı veriyoruz. İyi notlar almak elbette hepimizi mutlu ediyor.”

ŞEFTE HEYECAN İSTERİZ Cenk Torun, gönül verdiği işinde haliyle ince eleyip sık dokuduğunu ve seçici olduğunu söylemekten çekinmiyor. Öyle ki mutfağını teslim edeceği şefi seçmesi bile çok kolay olmamış. Kendine has usullerle ekibi büyük bir titizlikle oluşturduğunu anlatan Torun, mutfak şefini nasıl seçtiğini ise şöyle anlatıyor: “Şeflerle yaptığımız mülakatlarda önlerine konseptte kullanacağımız tabakları koyduk. Her gelene bu tabakta ne yapmak istersiniz, ne hayal edersiniz diye birtakım sorular sorduk. Uzun seneler bu işi yapmış hatta üniversitelerde ders vermiş şefler bile bizde hayal kırıklığı oluşturabildiler. O kadar standart şeyler söylediler ki anlatamam. Bizim istediğimiz daha özel yaklaşımlardı. Daha fazla heyecan istedik. Fakat şu anki Mutfak Şefimiz olan Murat Çakıralp ile çok doğru bir karar verdiğimizi görüyoruz. Bize öyle özel bir şey söyledi ki tamam dedik.”


Başaşçı Murat Çakıroğlu

LEZZETE FARKLI YORUMLAR KATMAYI SEVİYORUZ Türk, İtalyan ve Fransız menülerinin en seçkin lezzetlerinin sunulduğu mekanda füzyon mutfağından birçok seçmeler bulmak mümkün. Örneğin Çökertme Kebabı, Mantı, Dana Kaburga ve Islak Köfte, Lasagrada Brasserie’in Başaşçısı Murat Çakıroğlu’nun elinden ustalıkla masalara servis ediliyor. Dana Kaburga’nın farklı bir pişirim ve sosla sadece Lasagrada Brasserie’de tadılabileceğini anlatan Torun, bu konuda oldukça iddialı olduklarını söylemekten çekinmiyor. Lasagrada Brasserie lezzetlerine damgasını vuracak tatlardan biri de, Fransız menşeili bir tatlı olan Balkabağı Tatin. Yolunuz düştüğünde mutlaka tatmanızı tavsiye edebileceğimiz diğer tatlı çeşitleri olarak ise Profiterol Tart’ı ve San Michele’i öneriyoruz.

ŞIK, KONFORLU VE SADE… İki kattan oluşan Lasagrada Brasserie’nin mekana yayılan dekorasyon algısında şık ve konforlu dokunuşların yanı sıra kendini evindeymiş gibi hissettirecek sadelik de hakim. Mekan dekorasyonunda şaraplıktan büyük masalara, duvarlardan ışıklı mermere kadar tüm fikrin kendilerine ait olduğunu belirten Torun, “Burada kendini iyi hissetmemek için hiçbir neden yok. İçimize fazlasıyla sinen bir mekan oluşturmaktan son derece mutluyuz” diyor.


restaurant yeni mekan 94 hotel & hi-tech

Morini: Zorlu Center’da bir “New Yorker” Michael White imzalı yemekleriyle New York’luların gözdesi haline gelen, Michelin yıldızlı Marea ve Ai Fiori, SOHO’nun hip ve popüler İtalyanı Osteria Morini’den sonra ilk Morini Zorlu Center Beymen içerisinde açılıyor. Morini’nin Zorlu Center’dan sonraki durağı Madison Avenue olacak.

N

ew York’un önde gelen restoran gruplarından AltaMarea Group’u, Merrill Lynch’in eski başkanı Ahmass Fakahany ile birlikte kuran Michael White, Zorlu Center’da açacağı restoranı “Morini” ile eşsiz yemeklerini İstanbul’la tanıştırmaya hazırlanıyor. Michael White imzalı yemekleriyle New York’luların gözdesi haline gelen, Michelin yıldızlı Marea ve Ai Fiori, SOHO’nun hip ve popüler İtalyanı Osteria Morini’den sonra ilk Morini Zorlu Center Beymen içerisinde açılıyor. Morini’nin Zorlu Center’dan sonraki durağı Madison Avenue olacak.

MÜDAVİMLERİ ARASINDA ANGELINA JOLIE DE VAR Esquire dergisi tarafından da New York’un en etkili Şef’lerinden seçilen Michael White İtalyan mutfağının en iyi uygulayıcıları arasında yer alıyor. Ortaya çıkardığı lezzetlerle tüm dünyayı peşinden koşturan Michael White’in yemeklerine hayır diyemeyen ünlüler arasında Catherine Zeta Jones, Brad Pitt, Angelina Jolie ve Heidi Klum ilk akla gelenler.

NEW YORK RUHUNU ZORLU CENTER’A TAŞIYACAK Dekorasyonundan servis kalitesine, bar programından üniformalarına kadar New York ruhunu Zorlu Center’a

taşımayı hedefleyen Morini, New York’lu ünlülerin Michael White favorilerini de menüsüne taşıyor. Morini’nin heyecanla beklenen menüsünde Sarah Jessica Parker’in favori makarnası, Heidi Klum’un vazgeçemediği levreği, stil ikonu Alexa Chung’in kokteylleri de yer alıyor. Yemek ve eğlence alanında şu an dünyanın en prestijli markaları arasında gösterilen Morini’yi Türkiye’ye kazandıran isimler ise, Başak Soykan, Yaprak S. Baltacı ve Aslı Sayar. Farklı sektörlerde yöneticilik kariyerlerinin ardından AltaMarea ile ortak kurdukları İstanbul Restaurant Venture şirketiyle sektörde yeniliklere imza atmayı hedefliyor.



restaurant yeni mekan 96 hotel & hi-tech

Zeynel Nişantaşı’da... İstanbul’un en gözde semtlerinden Nişantaşı’nda yeni şubesini açan Zeynel, iddialı mönüleri ile olduğu kadar ahşap ve mermerin şık ve göz alıcı dekorasyonu ile de görülmeye değer!

T

emelleri 1925 yılında Makedonyalı dondurma ustası Zeynel Usta tarafından atılan Zeynel bugün, bir restoran zinciri haline geldi. Üçüncü kuşağın yönetiminde büyüyen marka; Ankara’da ve İstanbul’da toplam 20 şubeye ve 250 çalışa ulaşmış durumda. Bu yılsonuna kadar 10 yeni şubeye ulaşmayı hedefleyen Zeynel, yaz başında Nişantaşı Teşvikiye Caddesi’nde bir şube açtı.

AHŞAP VE MERMERİN KEYİFLİ BULUŞMASI Geleneksel muhallebici ismiyle özdeşleşmiş, modern dokunuşlarla güncellenmiş ve tasarım öğelerinin kullanıldığı mekanının konseptini Tolan Mimarlık oluşturmuş. Mekandaki uygulamalarda ise Mert Gültekin imzası var. Ahşabın sıcaklığının mermer döşeme ile tamamlandığı Nişantaşı Zeynel’de, siyah, beyaz ve kahve tonları hakim. İnşaa aşaması 7 ay gibi bir sürede tamamlanan mekan, günün her saatinde, her yaş grubuna hitap edecek cafe-restoran konseptine sahip.

SORBESİYLE İDDİALI Mönüsüyle iddialı olan mekan; tosttan sandviçlere, salata çeşitlerinden böreklere, ana yemeklerden sütlü tatlılara kadar zengin bir seçenek sunuyor. Zeynel

kendine özgü tatları da müşterileriyle buluşturuyor. ‘Tavuk midye’, ‘Çilli kız’, ‘Tavuk lokum’ gibi yemekleri ile ‘Lezzet sefası’ ve ‘Süt pembe’ isimli tescilli tatlıları bunlar arasında yer alıyor. Mekanın geleneksel ürünlerinden tavuklu pilav ve tavuk göğsü kazandibinin yanı sıra dövme ve mevsime göre çeşitlenen sorbe dondurmalarının müdavimleri var. Mönüsüne yeni kattığı organik ürünleri de ilgi görüyor. Öte yandan yazın ev yapımı limonata, kışın sahlep ile özel harmanla hazırlanan çayı da beğeni topluyor. Güçlü bir kahvaltı menüsüne sahip olan Zeynel’de su böreğinden dövme dondurma çeşitlerine kadar pek çok lezzeti bir arada bulabilirsiniz. 14 çeşit salata, 20 çeşit tavuklu ürün ve 14 çeşit sütlü tatlının müşterilerin beğenisine sunulduğu mekan; sorbe, sahlep, boza ve limonatasıyla da iddialı.

GELENEKSELİ BAŞARIYLA MODERNİZE EDİYOR Zeynel, hazırlanışlarından sunumuna kadar tüm ürünlerinde gelenekselliği olabildiğince modernize ediyor. Ürünlerinde koruyucu katkı maddeleri ve renklendiriciler, lezzet artırıcılar kullanılmayan Zeynel, günlük taze süt ve şeker pancarından elde edilen beyaz toz şeker kullanıyor.



restaurant yeni mekan 98 hotel & hi-tech

Moda Saklı Köşk ışıklarını açtı Moda’nın semt lokantası Saklı Köşk, kapılarını ve ardındaki saklı lezzetleri İstanbullulara açtı.

1

909 yılında Romanyalı işadamı Miltiadi Patos tarafından kızı Mari için inşa ettirilen, daha sonra Osmanlı ve Cumhuriyet döneminin ünlü karikatüristi Cemil Cem ve ailesine 69 yıl konut olan Saklı Köşk, yerel ürünler ve modern pişirme teknikleri ile hazırlanan lezzetleriyle; konuklarını ağız tatlarına yakışır, özgün bir deneyime davet ediyor. Anadolu’nun binlerce yıllık kültür birikiminden bugüne süzülen birbirinden farklı saklı lezzetleri, füzyon mutfağının hüner ve estetiğiyle birleştirerek yeniden gün ışığına çıkaran mekanın kendine özgü hoş bir havası var.

BURASI MAHALLENİN KÖŞKÜ Moda’nın karakteristik apartmanlarının arasına gizlenmiş bu zarif ahşap köşk, gündüzleri kafe konseptiyle hizmet veriyor. A la carte öğle menüsünün yanı sıra günün sürpriz öğlen menüsü ise hem ağız tadına hem de uygun fiyatlarıyla her bütçeye hitap ediyor. Akşam yemekleri ise köşkün konuklarını bambaşka bir yolculuğa çıkarıyor. Saklı Köşk farklı bir atmosferle konuklarını ağırlarken, yemyeşil bahçede müziğin keyifli ritmi lezzetlere eşlik ediyor. Saklı Köşk’te gece hemen bitmiyor. Zengin bar menüsü, birbirinden renkli kokteyllerle geceyi uzatmak mümkün oluyor.

ZENGİN VE İLKLERLE DOLU MENÜ Menü, konukları Anadolu’dan Akdeniz’e bir lezzet yolculuğuna çıkarıyor. Yerinden yöresinden yerel ürünlerle oluşturulan menüde, ilk kez tadılacak özgün lezzetler de bulunuyor. Rize Celayir bölgesinin tuzlu tereyağında mühürlenmiş Trakya kuzu but, çalma pekmez, soğan çiçeği, kavun sirkesi, kuru baharatla yapılan Ferik (köy pilici), Uşak tarhanasıyla kaplanmış Saklı Köşk şnitzel, bademli pazı, kakule, yıldız anason, tereyağı, kök rezene püresiyle alabalık, Birecik patlıcanı, Cafe de Paris soslu dana bonfile, deniz ürünlü içli köfte, tahinli çıtır kabak menünün özel lezzetleri arasında yer alıyor. Saklı Köşk’te bu özel yemeklere eşlik eden zengin bir şarap kavı da bulunuyor.

SAKLI AMA ULAŞMASI ÇOK KOLAY Moda Caddesi’nden merkeze doğru ilerlerken nostaljik tramvay yolu takip edildiğinde,104 yıllık tarihi köşkün kırmızı kapısı konukları içeriye davet ediyor. yatırımı Zeynep Kakınç ve Gönen Orhan’a ait mekanın mutfak danışmanlığını ise Anadolu Halk Mutfakları Derneği Başkanı ve araştırmacı/yazar Adnan Şahin üstleniyor.



Fotoğraflar: Hakkı Günerkan

restaurant şef’in gözünden 100 hotel & hi-tech

Beş yıldızın “amatör ruhlu” şefi: Martı Istanbul Hotel Executive Chef

Eyüp Sabri Yunusoğlu Martı Hotels & Marinas bünyesinde 2012 yılından bu yana hizmet veren Martı Istanbul Hotel, konaklama hizmetleriyle olduğu kadar iddialı menüsü ve özgün tatlarıyla da ilgi görüyor. Mutfaktaki bu iddialı duruşun en önemli oyuncuları ise, usta Şef Eyüp Sabri Yunusoğlu ve onun profesyonel lezzet ekibi…

M

artı Istanbul Hotel içinde bulunan Restaurant&Bar Brass, usta şef Eyüp Sabri Yunusoğlu’nun muhteşem yorumlamaları ile adeta lezzeti keyfe dönüştürüyor. Sosyal yaşamı, şık ve keyifli bir ambiyans ile buluşturan Brass’ta dünya mutfaklarının en seçkin lezzetleri kadar mevsime özel sebze ve meyvelerle hazırlanan özel menüler de beğeni topluyor. Otel mutfağının bu başarısında lezzet ekibini yöneten Eyüp Sabri

Yunusoğlu’nun katkısı büyük. Kendi anlatımıyla adil, titiz ve planlamacı bir şef olan Yunusoğlu, son aşamaya kadar işin takipçisi çünkü. Eşitlikçi, dikkatli, sabırlı ve amatör ruhlu… Ona göre mutfakta fark oluşturmanın ana formülü, farklı düşünme becerisine sahip olmak kadar sabırlı olmaktan geçiyor. “Farklı düşüneceksiniz ama ilk denemede bir şeyler çıkmayabilir, tekrar deneyeceksiniz, bizim işimizde sabır ve hızlı düşünme yeteneği önemli” diyor.


Yunusoğlu’na yemek pişirirken en çok keyif veren şey, misafirin gözlerindeki memnuniyeti ve güleryüzü görebilme hayali. Uyum, görsellik, ana ve yardımcı yemeğin oranları şefin olmazsa olmazları arasında. Usta şef aynı zamanda farklı bir mutfağa ait bir reçeteyi yerli ürünlerle de yapmaya bayılıyor.

MENÜ, RESTORANIN FRAGMANI GİBİDİR Profesyonel Şef Eyüp Sabri Yunusoğlu’na göre menü restoranının fragmanı gibi ve misafir bu fragmana göre gelip gelmeyeceğine karar veriyor. “Kalan hizmet filmin tamamıdır” diyen Yunusoğlu,“Misafir eğer mutlu ayrılırsa hep gelir, değilse fragman güzel ama film berbat der ve gelmez, yani tüm aktörler; yemek ve şarap seçimi, servis kalitesi, yemeklerin lezzeti, beklendiği anda masada olması ve hak ettiğinden pahalı olmaması gerekir” sözleriyle doğru menü seçimlerinin önemine vurgu yapıyor. Menü planlamalarını misafir beklentileri doğrultusunda satılabilir yöresel ve mevsimsel ürünlerden seçerek yaptıklarını anlatan Yunusoğlu, her ürünün farklı formlarda birden fazla yerde kullanılması gerektiğini söylüyor.


restaurant şef’in gözünden 102 hotel & hi-tech

sevdiğini söyleyen Yunusoğlu, et ve kebapları ayda maksimum 3-4 defa tükettiğini söylüyor.

KAF DAĞI’NDAKİ BİR MALZEMEYLE YEMEK YAPMAYI SEVMEM!

DÜNYADA TÜM MUTFAKLAR BİRBİRİNE GİRDİ Kısa bir zamanda lezzet severlerin vazgeçilmez durağı haline gelen Brass’ta Türk ve dünya mutfaklarının en seçkin örneklerini tadabiliyorsunuz. Brass’ta önceliği gelen misafirlerin beklentilerinin oluşturduğunu söyleyen Yunusoğlu, “Burada belli bir misafir profilimiz var. Menümüzde hızlı yemek yemeyi tercih edenlere yönelik salatalar, sandviçler, ızgaralar olduğu gibi akşam menümüzde uzun oturuşlar ve keyifli lezzet saatleri için daha klasik menüler oluşturuyoruz” diyor. Brass’ta Türk mutfağından da özel tatlar var. Zengin bir ev mutfağı menüsüne sahip olduklarını belirten Yunusoğlu, tatlardaki orijinalliğe sadık kalarak, farklı sunumlar hazırladıklarını söylüyor. Şef’in Türk mutfağından en çok beğendikleri arasında ise; sulu yemekler, zeytinyağlılar ve balık geliyor. Balık yemek kadar servis etmeyi de

Brass’ın usta aşçısı Eyüp Sabri Yunusoğlu için lezzetin anahtarı, iyi ve kaliteli malzeme seçiminde saklı. Ürünün doğal tatlarıyla oynamadan, sadece lezzetlerini ön plana çıkaran marinasyonlar ve garnitürlerle yemeğin tabaktaki duruşuna göre bir servis şekli seçtiğini anlatan Yunusoğlu, mevcut malzemeleri kullanarak yemek yapmayı sevdiğini söyleyerek, “Tutup Kaf Dağı’ndaki bir malzemeyle yemek yapmayı sevmem” diyor.


KİMDİR? 1965 yılında Şanlıurfa’da doğdu. Profesyonel iş hayatına 1983 yılında Antalya’da Meltem Restaurant’ta başlayan Eyüp Sabri Yunusoğlu, Sürmeli Hotel ile başlayan kariyerine Klasis Hotel, The President Hotel, Crowne Plaza and Core Brand Istanbul Hotels, Düsseldorf Hilton, Crowne Plaza and Holiday Inn Istanbul Hotels, Radisson SAS İstanbul, Magic Life Djerba Mar, Magic Life Water World, Kempinski Hotel Barbaros Bay, W Hotel Istanbul, Divan Hotel Talya Antalya, Radissonblu Hotel Libya otelleri ile devam etti. Eyüp Sabri Yunusoğlu, Mart 2013’ten bu yana Martı Istanbul Hotel’de Executive Chef olarak görevine devam etmektedir.

YETENEK, UYUM VE YÖNETİCİLİK Bir mutfak şefi olarak yetenek, yöneticilik ve uyum Yunusoğlu’nun değişmez kriterleri. “Ben birçok şef tanıyorum” diye başlıyor sözlerine Yunusoğlu. “Çok iyi ve yetenekli şefler bunlar. Çok iyi yemekler yaparlar. Gelin görün ki, iyi bir yönetici değillerdir” şeklinde sözlerine devam ediyor. Genelde bu tarz şeflerin küçük restoranlarda çalıştıklarını ve dört dörtlük yemek yaptıklarını anlatan Yunusoğlu, “Ama büyük operasyonları yönetmezler. Oysa bizim işimizde güzel yemek yapmak kadar yöneticilik, maliyet kontrolü ve beklentilere cevap verebilmek de önemlidir” sözleriyle bir otel mutfak şefinin sahip olması gereken ana kriterleri sıralıyor. ^ KAR MARJLARINA VE RİSK UNSURLARINA DİKKAT!

Şeften konsept oluşumunda gözettikleri ^ marjı ve risk unsurları konularındaki kar yaklaşımlarını da değerlendirmesini istiyoruz. Restoran konseptlerinin oluşumunda çevresel etkilerin önemine dikkat çeken Yunusoğlu, “Bu restoranda ve bu çevrede havyar sattığınızı düşünün, öyle bir talep yok. Bir restoran konsepti yaparken çevresel etkilere bakmak lazım. Sizi tercih edecek misafirlerin beklentilerine yönelik ana tema olmalı. Müşterilerinizin bütçeleri aslında sizin satabileceğiniz yemeği belirler. Ben burada tutup 100 gramlık havyarı 4 kişiye satıp 300 TL alamam” diyen Yunusoğlu, bunun çok da adil olmayacağını sözlerine ekliyor.


restaurant gastro güncel 104 hotel & hi-tech

Yiyecek-içecek ve eğlence sektörünün duayenleri sektörün geleceğini çizdi Avea, Capital & Ekonomist dergileri ve TOBB Genç Girişimciler Kurulu işbirliğiyle hayata geçirilen “Girişimci Kulübü”nün ikinci toplantısı “Yiyecek, içecek ve eğlence sektörünün geleceği” ana temasıyla 12 Eylül Perşembe günü The Ritz Carlton Hotel’de gerçekleştirildi.

1

2 Eylül Perşembe günü The Ritz Carlton Hotel’de, Girişimci Kulübü Başkanı Nevzat Aydın ve Capital & Ekonomist Dergileri Yayın Direktörü M. Rauf Ateş’in ev sahipliğinde gerçekleşen “Yiyecek, içecek ve eğlence sektörünün geleceği” ana temalı toplantının moderatörlüğünü Nord Holding Türkiye Başkanı Servet Topaloğlu yaptı. Toplantıda House Café Kurucu Ortağı Canan Özdemir, Eksen Group Yönetim Kurulu

Başkanı Erol Kaynar, D-ream CEO’su Levent Veziroğlu ve İstanbul Yiyecek & İçecek Grubu Kurucu Ortak & CEO’su Mehmet Gürs de konuşmacı olarak yerlerini aldılar.

ERKAN AKDEMİR: “GELECEĞİN RESTORAN MASASI İNTERAKTİF OLACAK” Toplantıda bir konuşma yapan Avea CEO’su Erkan Akdemir, yeme içme sektörünün en çok girişimci alan sektörlerin başında geldiğini sadece İstanbul’da yeme içme sektöründe 10 bin civarında işletme faaliyet gösterdiğini; Türkiye’de ev dışı yiyecek içecek sektöründe yıllık 17 milyar dolara varan bir cirodan bahsedildiğine dikkat çekti. Bu sektörün kaynak yarattığı turizm sektöründeki gelirlerin ise 30 milyar dolara ulaştığını söyleyen Akdemir, ayrıca yapılan araştırmalarda, restoranlardan büyük çaplı gıda firmaları ve küçük-orta işletmelere kadar yüzde 28’lik bir kısmın artık mobil hizmetlere geçtiğini ve geleceğin restoran masasının interaktif olacağını kaydetti.


SERVET TOPALOĞLU: TÜRKİYE’DE DIŞARIDA YEME İÇME KÜLTÜRÜ HIZLA GELİŞİYOR “Türkiye’de yiyecek, içecek ve eğlence sektörünün geleceği” ana temasıyla düzenlenen toplantının moderatörlüğünü yapan Nord Holding Türkiye Başkanı Servet Topaloğlu; toplantıya dair görüşlerini şöyle aktardı: Dünyayı keşfetmenin en güzel yollarından biri de dünya mutfaklarını ve farklı tarzları denemekten geçiyor. Bu keşfi kaliteli bir yemek ve eğlence kültürü etrafında birleştirebilmek için hem restorancılık anlamında hem de e-ticaret ve uluslararası alanlarda alınacak çok yol var. Türkiye’de dışarıda yeme içme kültürü, son yıllarda hızlı bir gelişmeyle şekillenmeye başladı. Bu anlamda girişimciliğin sürekli gelişen yiyecek-içecek ve eğlence sektöründeki fırsatları keşfetmesi büyük önem taşıyor.”

CANAN ÖZDEMİR: RESTORAN YÖNETİCİLİĞİ EN PRESTİJLİ MESLEKLER ARASINDA Toplantıda konuşan House Café Kurucu Ortağı Canan Özdemir, Türkiye’de son 10 yılda sektör genelinde büyük bir gelişme yaşandığını kaydederek, “Günümüzde, restoran işletmeciliğinin sektördeki en prestijli meslekler kategorisine girmesi mutluluk verici. Bizler içinse sevdiğimiz mesleği yapıyor olmamız başından beri önemliydi. Yiyecek içecek sektörü yapısı gereği çılgın, dinamik ve bir o kadar da eğlenceli bir sektör. Sürekli yaratıcılığa ve gelişime açık olmasının yanında ciddi bir finans kontrolü de gerektiriyor” dedi.

EROL KAYNAR: ÇILGIN GİRİŞİMLERE İHTİYAÇ VAR Sektördeki kar marjını hesaplama noktasında, yemeğin tabağa gelene kadar geçirdiği sürece bakmak gerektiğine değinen Eksen Group Yönetim Kurulu Başkanı Erol Kaynar, sözlerine şöyle devam etti: ”Ülkemizde sektör genelinde özellikle son yıllarda

yaşanan gelişmeyle birlikte; kurumsal yapıların sayısı da artmaya başladı. Bizim sektörümüzde hevesli, heyecanlı olmak ve girişimci ruhu taşımak önemli. Risk almak ve hedefi doğru tanımlamak da yolun seyrini değiştirecek diğer etkenler arasında yer alıyor. Ancak, tüm risklerine rağmen sektörün daha da büyüyerek gelişmesi ve kısır döngüye girmemesi için çılgın girişimcilere her zaman ihtiyacı vardır.”

LEVENT VEZİROĞLU: KURUMSALLAŞMA YARATICI RUHU KAYBETMEDEN YAPILMALI Türkiye’de hem genç nüfus hem de çalışan sayısının artmasıyla birlikte; yeme içme alışkanlıklarının da değişmeye başladığını belirten D-ream CEO’su Levent Veziroğlu; ”Artık dışarıda yemek yemeye ciddi bir talep var. Dolayısıyla, artan talebe paralel olarak sektör de büyümesini hız kesmeden sürdürüyor. Bu noktada, büyüme sürecinde, sektördeki işletmelerin hem rekabette avantajlı duruma gelebilmek hem de sundukları hizmeti geliştirebilmek adına yaratıcı bir bakış açısına sahip olmaları ve kurumsallaşma sürecine de girmeleri gerekiyor. Önemli olan sektörün yaratıcı ruhunu kaybetmeden, kurumsallaşmayı tamamlamak” dedi.

MEHMET GÜRS: SEKTÖR, ÖNEMLİ BİR İSTİHDAM KAYNAĞI Toplantıda yaptığı konuşmada restoran işletmeciliğinin yalnızca hesap-kitap işi olmadığını belirten İstanbul Yiyecek & İçecek Grubu Kurucu Ortak & CEO’su Mehmet Gürs; “Restoran işletmeciliği, tutkuyla yapılması gereken bir meslek. İşte bu, sahip olduğumuz girişimci ruhtan kaynaklanıyor. Adrenalini yüksek, farklı bir sektör. Yaratıcılık, ego ve kurumsallık denklemi üzerine kurulu. Öte yandan, toplumun her kesimi için aslında önemli de bir istihdam kaynağı. Örneğin, ABD’de en fazla istihdam yiyecek içecek sektörü tarafından sağlanıyor” dedi.


restaurant gastro güncel 106 hotel & hi-tech

Fagor Advance serisi fırınları tercih etmek için 10 neden! Profesyonel mutfaklardan en iyi şekilde yararlanabilmek amacıyla Fagor Endüstriyel’in ürettiği Advance Serisi fırınları tercih etmek için 10 nedeniniz var!

F

agor Endüstriyel’in ürettiği yeni nesil Advence serisi fırınlar, boyut ve performans açısından piyasadaki en geniş fırın dizilerinden biri. 30 farklı fırın çeşidi ile her profesyonelin ihtiyacına yönelik en uygun modeli bulmasına imkan sağlayan seri, tüm boyut ve seçeneklerde hem gazlı hem de elektrikli modellere sahip, üç farklı performans düzeyi için beş farklı boyutta piyasaya sunuldu. Advance Plus, Advance ve Advance Concept fırınlar. Tasarrufu, güvenliği, sade ve kolay kullanımı, şık tasarımı, sağlam ve dayanıklılığı ve zengin aksesuarları ile Fagor Advance Serisi fırınlar mutfaktaki en iyi çözüm olmaya devam ediyor. Advance Serisi fırınları tercih etmeniz için birçok nedeniniz bulunuyor.

2

Tüm fırınlar yeni tasarlanan daha ergonomik ve sağlam bir kapı koluna sahiptir. Her iki tarafa açılabilen yeni bir ikili sisteme sahiptir.

3

Kusursuz hijyen ve kesin güvenlik için Fagor Advance Serisi fırın. Combi Clean her profesyonelin ihtiyaçlarına uyarlanan 5 yıkama programına sahiptir.

1

Advance Serisi fırınların bağımsız ve pişirme haznesinden ayrı olan güçlü buhar jeneratörü tüm yiyeceklerin sululuğunu artırarak kusursuz kalitede pişirme için sürekli taze buhar teminini güvence altına alır.

4

Fagor profesyoneller için her türlü kolaylığı sunmaya devam ediyor. Yeni çıkarılabilir conta temizlik ve bakım işlemlerini geliştirdi.


5 9 Advance Serisi fırınlar drenajlı, daha sağlam ve fırın yapısı içerisine mükemmel şekilde entegre edilmiş yoğuşma ya da damlatma tepsisi içerir.

6

Fagor Touch sistemi sayesinde tek bir dokunuşla tüm seçenekler elinizde. Fagor Easy ve Fagor Cooking otomatik programlar profesyonellerin hayatını kolaylaştırıyor.

8 Enerji tüketimini azaltan bir çift camlı kapı ile tasarlanmıştır. Yeni kapı sayesinde ısı kaybı önlenir.

Yeni tutma ve açma kapı sistemi kapının istem dışı kapanmasını önlerken açarken de daha fazla kontrol sağlar.

7

Sınırsız sayıda tarifler yaratabileceğiniz ve bunları hafızda saklayabileceğiniz Fagor Cooking programı hayatınızı kolaylaştırırken zamandan da tasarruf sağlar. Fagor Multi –tray sistemi ile aynı anda farklı türde yemekleri pişirebilmeniz için her tepsinin sıcaklığını ve süresini bağımsız olarak izler ve kontrol eder.

10

Yeni fırın arabası ağırlık merkezini alçaltarak ve ona daha fazla manevra kabiliyeti kazandırarak yapıyı daha sağlam ve dayanıklı hala getirir. İkili tekerlekler kilitlenebilir ve sessizdir.

YÜKSEK PERFORMANSLI

Advance Plus, piyasadaki en iyi fırınlardan biri, hiçbir fonksiyondan vazgeçmek istemeyen profesyoneller için üretilmiştir. Piyasadaki en yüksek performansa sahiptir. Advance, buhar jeneratörlü fırınlarda paranızın en iyi karşılığını sunuyor. uygun fiyata kusursuz pişirme sonuçlarına güvenlik ve verimliliğe sahip olabilirsiniz. Advance Concept fırınlar ise sade, ekonomik, güçlü ve sağlam bir fırın arayan profesyonellerin kesinlikle vazgeçilmezidir.


restaurant gastro güncel 108 hotel & hi-tech

“Electrolux thermaline”dan en iyi şefler için özel bir tasarım:

M2M - Made to Measure Electrolux, beş yıldızlı oteller ve lüks restoranlar için ürettiği yeni thermaline M2M - Made to Measure serisi ile profesyonel mutfaklarda üstün teknolojik özellikleri, sağlamlığı ve işlevselliği öne çıkarıyor.

E

lectrolux, beş yıldızlı oteller ve lüks restoranlar için ürettiği yeni thermaline M2M - Made to Measure (Ismarlama pişirme blokları) serisini piyasaya sürüyor. Tüm şeflerin büyük bir tutkuyla bağlanacağı bu yeni seri üstün teknolojik özellikleri, sağlamlığı ve işlevselliği ile öne çıkıyor. Yeni thermaline M2M - Made to Measure (ısmarlama pişirme blokları) 40’tan fazla pişirme fonksiyonunun arasından; isteklere, pişirme tarzına ve uzmanlığa en uygun çözümleri sunuyor.

THERMALINE: İSVİÇRE MÜKEMMELLİĞİ Therma, İsviçre’de ilk kuzine imalathanesinin kurulduğu 1871’den bu yana mükemmelliğin peşinde koşuyor, müşterilerin beklentilerini sürekli olarak sıra dışı yenilikçi tasarımlarla karşılamaya çalışıyor. Sonsuz sayıda kombinasyon olanağı, üst düzeyde esneklik ve en yüksek kalite standartları ile thermaline Electrolux’ün İsviçre yapımı profesyonel pişiricilerinin adıdır. Geleneklerini en ileri teknolojilerle birleştirdiği Sursee’deki Üretim ve Yeterlik Merkezi’nde satış öncesi hizmetler, AR-GE departmanı, test laboratuvarları, müşteri hizmetleri merkezi, showroom, demo ve eğitim mutfakları bulunan Electrolux, yiyecek-içecek sektörünün tüm

aktörlerine anında hizmet vermek için aynı çatı altında toplanan bu fonksiyonlar ile ultra modern tesiste üretilen thermaline mükemmelliği simgeliyor ve profesyonel mutfaklar için yeni bir çağ açıyor.

GÜVENİLİR, YENİLİKÇİ VE YÜKSEK VERİMLİ Güvenilir ve yenilikçi serisi ile profesyonel mutfaklarda yeni bir çağ açan M2M - Made to Measure; entegre üç halkalı, yüksek verimli çiçek alevli brülörlere sahiptir. Optimal ısı dağılımı ve eşit pişirme sağlayan, yapışmaz Powertop yüzeyli Izgara, çok amaçlı pişirme için Aquacooker, patentli gazlı ısıtma sistemine sahip, yüksek güçlü Barbekü; pişirme ızgarasının her tarafı eşit sıcaklığa ulaşır ve tüm pişirme yüzeyinde mükemmel sonuçlar elde edilir. Free-Cooking Top ile direk veya indirek pişirme yapılabilir. Soğutucu/ Dondurucu alt dolaplar her türlü soğutma sorunlarına ilişkin en esnek çözümleri sağlar. Aynı zamanda yüksek verimlilik özelliğine de sahip olan seri, Ecoflam: Tava/tencere ocaktan kaldırıldığında brülörü kapatarak sadece pilot alevini yakar; böylece büyük bir enerji tasarrufu ve konforlu bir çalışma ortamı sağlar. Ecotop: Yüksek verimlilik ve üretkenliği garanti eden çok özel bir kaplamaya sahiptir.



restaurant gastro aktüel 110 hotel & hi-tech

Doygun’dan Ankara ve İzmit çıkarması Sektöre ilk giriş

yaptığı 1999 yılından bu yana İstanbulluları sağlık ve lezzet deposu ekmekleriyle buluşturan, tam buğday ekmeğinin Türkiye’deki ilk üreticisi ve isim babası Doygun Ekmek, şimdi Ankara ve İzmit’te… İstanbul’da 2 bini aşkın satış noktası ile tüketiciye ulaşan Doygun Ekmek, Türkiye geneline yayılmaya başladı. İlk olarak Ankara ve İzmit’i lezzetiyle tanıştıracak Doygun Ekmek, farklı illerde distribütörlük arayışına da devam ediyor. Ankara ve İzmit ile buluşmanın heyecanını yaşadıklarını belirten Doygun Ekmek Pazarlama Müdürü Burcu Özcan, hedefte farklı illerle devam etmek olduğunu ve yeni distribütörlükler için görüşmelerinin devam ettiğini belirtti.

Nestle, Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi’nde dünyada birincisi

Dünyanın lider beslenme, sağlık ve iyi yaşam şirketi Nestlé, kurumsal sürdürülebilirliğin en saygın değerlendirmelerini yapan Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi’nde (DJSI) “Sektör Lideri” oldu. “Çevresel ve Sosyal” kıstaslar baz alınarak yapılan değerlendirmede Nestlè, yüzde 88’lik bir skor elde ederek gıda endüstrisi kategorisinde birinci sıraya yerleşti. Nestlè aynı zamanda “Küresel 500 İklim Değişikliği Raporu 2013”de yayımlanan CDP (Karbon Saydamlık Projesi)’ne göre “Karbon Saydamlık Liderliği Endeksi” ile “Karbon Performans Liderliği Endeksi” sıralamalarında da en yüksek puanı elde eden gıda firması oldu.

Pera Palace Hotel Jumeirah’tan duyulara hitap eden lezzetler İstanbul’un incisi Pera Palace Hotel

Jumeirah içinde yer alan Agatha Restaurant’ta “Degüstasyon Menü” lezzetleri sonbaharla birlikte kaldığın yerden devam ediyor. Her ay, otelin Executive Şefi Arif Kemal Doğan tarafından a la carte menüye ek olarak hazırlanan bu özel yemekler hem göze hem damaklara hitap ediyor. “Yedi Bölge Tadım Menüsü” olarak belirlenen ekim ayı lezzetlerinde başlangıç “Ege Usulü Zeytinyağlı Enginar Dolması” ile yapılıyor. Ardından Karadeniz Bölgesi’nin vazgeçilmez lezzeti “Yoğurtlu Kara Lahana Çorbası” hamsi köfteleri ile servis ediliyor.

e Divan Pastaneleri, bayramı yeniliklerl eri; lokumları, çikolataları tatlandırıyor Divan Pastanel ları tatlandırmaya hazırlanıyor.

ve pralinleriyle bu bayram da ağız tleri, şık kutularının içerisinde Divan Pastanelerinin geleneksel lezze lı bir tat katıyor. Bayramın sunuluyor ve bayram sohbetlerinize fark aromalarına bir yenisini geleneksel lezzeti Divan lokumları, nefis an biri olan narla, fıstığın rınd daha ekledi. Sonbaharın en sevilen tatla i müdavimlerini kend t birleşiminden ortaya çıkan bu yeni lezze klı, fıstıklı, bademli, fındı sıra, oluşturuyor. Narlı fıstıklı aromanın yanı kahveli, zencefilli, güllü – naneli, portakallı, damla sakızlı, Türk kaplı güllü diğer çeşitleriyle limonlu, çikolata kaplı fıstıklı ve çikolata amayacağınız bir tat de Divan lokumları damaklarınızda unut bırakıyor.


ranıyla Çin me hazır Etiler’de açtığı ilk restodönü P.F.Chang’s yeni mevsitaşıy şü hiç an P.F.Chang’s China Bistro, şehre

mutfağının eşsiz lezzetlerini Türkiye’ye yor. Menüsünde yer alan 80’e yakın seçenekle olmadığı kadar keyifli ve lezzetli hale dönüştürü acılı hang’s’in özel lezzetleri; panelendikten sonra misafirlerine lezzetli alternatifler sunan P.F.C ı tarağ deniz es, karid alı arom harmanlanan, bol baharatlı sos ile mite Dyna n oluşa an ımınd ya da bunların karış Shrimp, çıtır pirinç çubukları üzerinde siyah mantar, yeşil soğan ve su kestaneleri eşliğinde sunulan “Wok” ta hazırlanan tavuk parçaları Chang’s Chicken Lettuce Wraps, baharatlı mustard vinaigrette ve taze karışık yeşillik ile soğutulmuş olarak servis edilen Seared Ahi tin Tuna ve P.F.Chang’s’e özel daha birçok lezze k. eyece silinm tadı damağınızdan

Cocoas Chocolat İstanbul’dan bayrama özel yepyeni lezzetler

İstanbul’un yükseklerinde uçan yüzü ve sembolü olan Şef Bay Martı ile tanınan, dünyanın en iyi çikolatalarını Türk tatlarıyla birleştiren, %100 gerçek Belçika çikolatası Cocoas Chocolat İstanbul, bayramda sevdiklerine ve müşterilerine el yapımı ve katkısız çikolata hediye etmek isteyenlere birbirinden özgün lezzetler sunuyor. Evrensel tatları, bol çikolata ve aroma ile bütünleştiren Cocoas Chocolat İstanbul, bayrama özel hazırlanan el yapımı artizan çikolataları, drajeleri ve Bay Martı kutu ürünleriyle çikolata severlere haz veren tatlar vaat ediyor.

. Sheraton Bursa’dan özel konukları ile “Şefın Masası”/ “Chef’s Table” Sheraton Bursa’nın özel restoranı Narr, usta şef Murat Eren’in liderliğinde

önemli isimleri bir araya getiren ‘Şefin Masası / Chef’s Table’ gecelerine ev sahipliği yapıyor. İlki 18 Eylül Çarşamba akşamı gerçekleşen ‘Şefin Masası’ etkinliğine, Sheraton Bursa & Aloft Bursa Otelleri’nin Genel Müdürü Valentin Schoubs ve baş şef Murat Eren’in ev sahipliği ile Bursaspor Teknik Direktörü Christoph Daum, Bursaspor Yardımcı Antrenör Rudi Verkempinck, Bursaspor Tercümanı İrfan Buz, Tofaş Kulübü Başkanı Efe Aydan, Almanya Fahri Konsolosu ve Ottomantur sahibi Sibel Cura, Lig TV yorumcusu Serkan Yetişmişoğlu ve Bursaspor Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Özge Yetişmişoğlu katıldı. Geceye katılanlara teşekkür eden Sheraton Bursa & Aloft Bursa Otelleri’nin Genel Müdürü Valentin Schoubs; “Bursa’nın yeni buluşma noktası olan Sheraton Bursa olarak düzenlediğimiz bu ilk etkinliğe katılan konuklarımıza çok teşekkür ederiz” dedi. Schoubs ayrıca “Bundan sonra da Bursa’nın ve Türk mutfağının yerel lezzetlerini farklı sunum ve yorumlarla konuklarına sunacaklarını” belirtti.


restaurant gastro aktüel 112 hotel & hi-tech

Ege yemekleri Holiday Inn İstanbul City’de Holiday Inn İstanbul City, sizi Ekim ayı boyunca Çarşamba ve Perşembe günleri lezzetli Ege mezeleri ile harika bir akşam yemeği için Naar Restoran’a bekliyor. İstanbul’da Ege yemeklerine hasret kalanlar için özel olarak hazırlanan menüde, radika otundan çipes otuna, kabak çiçeği dolmasından turp otu salatasına kadar birbirinden özel lezzetler yer alıyor. Naar Restoran’ın huzurlu atmosferinde zeytinyağlı enginar ve hardal otunun tadına bakarken kendinizi Ege sahillerinde hissedeceksiniz.

Vehbi Varlık’tan Dünya Turizm Günü kutlama mesajı Turizm

sektörüne Türkiye ve globalde endüstriyel mutfaklarıyla ivme kazandıran İnoksan, Dünya Turizm Günü’nü kutluyor.Hizmet verdikleri turizm sektörünün gelişmesi için ellerinden geleni yaptıklarını da belirten İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık: “Hizmet verdiğimiz turizm sektörünün tüm çalışanlarının başarılarını, Dünya Turizm Günü vesilesiyle kutluyorum” diyerek sözlerine şöyle devam ediyor: “Türkiye dünya turizm pazarından %2.7, Avrupa turizm pazarından ise %5.1 pay alarak dünya sıralamasında turist girişleri açısından 8.’inci, turizm gelirleri açısından 9.’uncu sırada yer alıyor. 2014-2018 kalkınma planıyla, Türkiye’ye gelen turist sayısının 4,6 oranında artarak 48 milyon 300 bine, yabancı turist sayısının 42 milyona çıkması öngörülürken, ziyaretçi başına ortalama harcamanın ise beş yıl içinde 2,3 artışla 932 dolara ulaşması bekleniyor. Turizm gelirinde ise hedef, 45 milyar dolar elde etmek. Üretim kapasitemizi de buna göre ayarlıyor ve hizmet verdiğimiz sektörlere adapte olarak projelerimizi sürdürüyoruz.”

Şahin Sucukları 2014’te yatırımlarını arttıracak Şahin Sucukları, 90. kuruluş yıldönümünü kutluyor. Kampanya doğrultusunda tüketicilerine 60 binin üzerinde çeşitli hediyeler dağıtan Türkiye’nin en büyük işlenmiş et ürünleri firmalarından Şahin Sucukları, 21 Eylül Cumartesi günü İstinye Borusan’da yapılan törenle kazanan 10 talihliye BMW ve Mini Cooper’larını teslim etti. Noter huzurunda yapılan çekiliş sonucunda belirlenen talihlilere araçları şirket Genel Müdürü Mustafa Demirpalta tarafından teslim edildi. Şahin Sucukları Genel Müdürü Mustafa Demirpalta, 2014’ün kendileri için yatırım yılı olacağını ifade etti. Demirpalta, “2014 yılında işlenmiş süt ürünleri ile pazarda yer almayı ve diğer şarküteri ürünleri ile de pazar payımızı arttırmayı ve büyümeyi hedefliyoruz ” dedi.

“Arda Türkmen ile Lezzetler” ev sahipliğinde gerçekleşti TefTefal al, Ramazan ayı süresince ‘Sofram ı Paylaşıyorum’ uygulamasına katılıp, sofralarının fotoğrafını yükleyen katılımcılarını 4 Eylül 2013 Çarşamba günü “Ar da Türkmen ile Lezzetler” etkinliğinde ağırladı. Mutfak Sanatları Akademisi’n de gerçekleştirilen workshop’t a katılımcılar Arda Türkmen eşli ğinde lezzetli yemekler hazırlayıp, sonrasında da bu yem ekleri tadarak, birlikte sürprizlerle dolu keyifli dakikal ar geçirme fırsatı yakaladı.


Falls In Galata’da Sefarad Sıcak detaylarla öne mutfağından seçmelerından uzak bahçesi ile

çıkan dekorasyonu ve şehrin karmaşas süne eklediği vazgeçilmez adres olan Falls in Galata, menü Mekan, Türk Sefarad mutfağından tatları ile dikkat çekiyor. klasiği, bayram, Sefarad mutfağının geleneksel Şabat akşamı anlı ve peynirli sünnet ve mevlit sofralarının vazgeçilmezi, patlıc Sefarad Türk or. turuy buluş “Borekitas”ı lezzet tutkunlarıyla rta ve yumu ni, sevile çok mutfağının baş yiyeceği balık ve en lezzet a’da Galat İn Falls ”, limonla terbiye edilmiş ekşili balık “Agristada severlerin ilk tercihi olmaya aday…

Chaine Des Rotisseurs üyeleri Mövenpick Hotel Istanbul’da buluştu World Travel Awards

tarafından 2012 yılında “Türkiye’nin En İyi İş Oteli” seçilen Mövenpick Hotel Istanbul’da, 6 Eylül 2013, Cuma akşamı düzenlenen etkinlikte Chaine Des Rotisseurs üyeleri bir araya geldi. Chaine Des Rotisseurs’ün Türkiye de dahil olmak üzere yaklaşık 25 farklı ülkeden 150 üyesinin katıldığı yemeğe, Mövenpick Hotel Istanbul’un Genel Müdürü ve Türkiye Bölge Müdürü Frank Reichenbach ve Chaine Des Rotisseurs Türkiye Başkanı ve Paris Yönetim Kurulu Üyesi Mohamed Hammam ev sahipliği yaptı.

Patisserie De Pera yenilendi

Pera Palace Hotel Jumeirah’nın içinde, kuruluşundan bu yana hizmet veren Patisserie de Pera, ünlü iç mimar Anouska Hempel’in tasarım anlayışıyla yeniden yorumlandı. Anouska Hempel’in; kendisini 100 yılı aşkın süredir pastaneyi ziyaret eden misafirlerin yerine koyarak, köklü tarihini hissederek yaptığı tasarımlar, Patisserie de Pera’yı bozulmayan ancak tazelenen dokusuyla kalbi çok daha sağlıklı atan bir lezzet mekanı haline getirdi. Patisserie de Pera’nın kendisi gibi lezzetleri de baştan yaratıldı. Kahveli, çilekli, vanilyalı makaronlar, ev yapımı çikolatalar; farklı reçetelerle hazırlanan ekler, opera kek, Parist Brest gibi eşsiz Fransız lezzetlerinin hakim olduğu pastalar Fransız geleneğinden gelen 121 yıllık deneyimle servis ediliyor.

Şef Yusuf Kızılırmak, Chaîne Des Rotisseurs ödüllü ilk Türk oldu

İstanbul’un her iki yakasına da hakim muhteşem manzarası ile dikkat çeken, şehrin yeni nesil oteli Le Meridien İstanbul Etiler’in yaratıcı şefleri başarılarıyla dikkat çekmeye devam ediyor. 20 ülkeden başarılı ve genç 20 şefin katıldığı, aşçılık dünyasının köklü ve saygın yarışması Chaîne Des Rotisseurs Dünya Genç Aşçılar Şampiyonası’nın 37.’sici bu yıl Türkiye’de düzenlendi. Yarışmada Türkiye’yi temsil eden Le Meridien İstanbul Etiler’in genç ve yetenekli şefi Yusuf Kızılırmak bronz madalya alarak Chaîne Des Rotisseurs’da ödül alan ilk Türk oldu.


restaurant etkinlik 114 hotel & hi-tech

Öztiryakiler Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi

Tahsin Öztiryaki:

Fotoğraflar: Hakkı Günerkan

“Yabancı markaların takibindeyiz” ‘3rd Annual Turkey Hotel Expansion Summit’e konuşmacı olarak katılan Öztiryakiler Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi Tahsin Öztiryaki, Türkiye’nin mutfak imalatında dünyada aranılan ülke konumuna geldiğini belirterek, yerli ve yabancı marka birlikteliklerinin sektör gelişiminde önemli bir rol oynayacağını kaydetti.


T

ürkiye’de konaklama sektörünün gelişimi, yarınları ve yatırım fırsatlarının değerlendirildiği ‘3rd Annual Turkey Hotel Expansion Summit’ 12-13 Eylül 2013 tarihleri arasında Titanic Business Hotel Europe’de gerçekleşti. Öztiryakiler’in sunum sponsorluğunu üstlendiği zirvenin 2. gününde bir konuşma yapan Öztiryakiler Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi Tahsin Öztiryaki, şu konulara değindi: Türk endüstriyel mutfak sektörüne ilişkin değerlendirmelerde bulunan Tahsin Öztiryaki, “Ülkemiz endüstriyel mutfak sektörünün ihracat büyüklüğü 3.9 milyar dolar. Bunun içinde 1.6 milyar dolarlık kısmı endüstriyelin. Türkiye bu konuda çok başarılı. Avrupa’ya baktığımızda, mutfak imalatının dört ana ülkesi arasında ülkemiz şu anda İtalya’dan sonra ikinci sırada geliyor” dedi. Bugün gelinen noktada, Türkiye’nin dünyanın her yerine endüstriyel mutfak ürünleri ihraç ettiğini kaydeden Öztiryaki, sektörde yaklaşık 300’e yakın imalatçı firma olduğunu, bunların 175 tanesinin bir dernek çatısı altında hizmet verdiğini ve kendisinin de Türk Mutfak Derneği’nin Yönetim Kurulu üyeliğini yaptığını söyledi.

“BAŞARILI BİR İŞİN İÇERİSİNDEYİZ” Türkiye’deki endüstriyel mutfakların yüzde 85’inin Türk markası olduğunu ifade eden Öztiryaki, konuşmasının devamında Türkiye turizminin tarihinden de notlar düşerek, Türkiye’deki mutfak endüstrisinin konumu ile ilgili açıklamalarda bulundu. Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile başlayan süreçte Türkiye turizminin önemli aşamalar kaydettiğini dile getiren Öztiryaki, “Geçtiğimiz yıllarda bir Ada’daki kadar yatak sayımız yokken, şu anda büyük bir yol kat ettik. Bu sebeple hem Türk hem de yabancı yatırımları kutluyorum” dedi. Sözlerine turizmdeki büyümeye dair rakamsal verilerle devam eden Öztiryaki, “Bu yıl ilk çeyrekteki 4.4’lük büyüme içerisinde otel ve restorancıların katkısı yüzde 14 civarında. Dolayısıyla başarılı bir işin içerisindeyiz” diye konuştu. Bu anlamda Türkiye’nin dünyada aranılan ve takip edilen ülke konumuna geldiğini belirten Öztiryaki, “Artık Türkiye’deki birçok mutfak imalatçısına yabancı yatırımcılar işbirliği teklifi götürüyorlar. Bu da bizim için önemlidir” dedi.

“SADECE İMALATÇI DEĞİL, İTHALATÇIYIZ DA…” Konuşmasına Öztiryakiler firmasına ilişkin genel bilgiler vererek devam eden Tahsin Öztiryaki, “Türkiye’nin 1980’li yıllardaki turizm hamlesinde firmamız bu açığı, eksikliği tespit edip Belek’le başlayan yaklaşık 9 otelin 7 tanesinin mutfağını yaparak işe başladı. O günlerde verdiğimiz emek hakikaten çok yüksekti. Biz bu işi hep beraber turizmcilerle birlikte yaptık. Fakat bizim bu işe hemen girmemizin altında aile geleneğimiz yatıyor. Biz dördüncü nesil olarak şu anda bu işin içerisindeyiz. Hatta bizlerin çocukları da işin içerisinde” dedi. Öztiryakiler’in sadece bir mutfak imalatçısı değil, aynı zamanda ithalatını da üstlenen bir firma olduğunu vurgulayan Öztiryaki, “Bugün yaklaşık 11 firma ile çeşitli sektörde hizmet veriyoruz. Ürünlerimizin yaklaşık yüzde 50’sini 100’den fazla ülkeye ihraç ediyoruz. Bununla beraber dünyanın çeşitli ülkelerine projeler de yapıyoruz. Aynı zamanda Türkiye endüstriyel mutfak sektöründe ilk Türk Quality markasını alan firmayız. Hatta geçtiğimiz günlerde bir ödül daha aldık, Türkiye’de ev dışı sektörü dışında en fazla patent alan firmayız” dedi.

“TÜRK VE YABANCI MARKA ORTAKLIKLARI ÖNEMLİ” Tahsin Öztiryaki, zirvedeki konuşmasına “Türkiye’de iyi yapılan ürünlere yabancı yatırımcılarımızın da yerli yatırımcılarıma güvenmesi çok önemlidir. Her beraber bu yolculuğa çıktık. 1980’de başlayan turizme yatırım yapan arkadaşlarımızın da söylediği gibi, turizm sektörünün gelişmesi işbirlikleri ile mümkündür. Benim dileğim, buradaki Türk ve yabancı markaların ortak işler yapmasıdır” sözleriyle son verdi.


restaurant yeni ürün 116 hotel & hi-tech

Öztiryakiler’den pratik ve hijyenik bir çözüm: Öztiryakiler Termo Trans Endüstriyel mutfaklara profesyonel ve yenilikçi çözümler sunan Öztiryakiler, yeni ürünü Öztiryakiler Termo Trans ile yemek çeşitlerini taşımayı hem hijyenik hem pratik hale getiriyor.

D

ünyaca ünlü mutfağınızın nefis tatlarının bir yerden başka bir yere taşınması sırasında karşılaşılabilecek hijyen problemleri, dökülme, soğuma gibi istenmeyen durumlar artık tarihe karışıyor. Öztiryakiler Termo Trans ile yemek çeşitlerini taşımak hem hijyenik hem pratik.

İŞLETME DOSTU İşyerlerinde ya da kokteyl, toplantı gibi özel organizasyonlarda hizmet alınan catering şirketlerinin yemek kalitesinin yanında en önemli konusu “hijyen”dir. Üretiminden servisine kadar son derece hijyenik koşullarda yemek alınabilecek firmaların kullandığı Öztiryakiler Termo Trans sayesinde gıdalar birbiri ve hava ile temas etmeden kolaylıkla taşınır. İşletme dostu bu özel ürün yemeklerin ısısını koruduğu için yeniden ısınma ve soğutma maliyetlerini ortadan kaldırır. Ayrıca sızdırmayan gastronom kaplar sayesinde dökülme riski bulundurmayan Öztiryakiler Termo Translar üst üste konulabilir ve bulaşık makinesinde yıkanabilir.

DOĞA DOSTU ISI YALITIMLI YEMEK TAŞIMA SİSTEMLERİ Sağlığa zararsız PP hammaddeden üretilen ve geri dönüşümlü, doğa dostu Termo Translar yurt içinde Öztiryakiler yurt dışında Ozti markası ile satışa sunuluyor.



restaurant new product 118 hotel & hi-tech

Practical and Hygienic solution from Oztiryakiler With its new product Termo Trans, industrial kitchen products producer Oztiryakiler makes food transportation both hygienic and practical.

C

arriage of foods is as important as their preparations. Spilling over and cooling are two major problems for serving delicious food. One of the industrial kitchen producers Oztiryakiler company produced a new product to solve both problems. Hygiene is another important catering problem for serving in cocktails and social events. Thanks to termo trans of Oztiryakiler foods do not contact with air and with other foods and it can be transport practically. Operator friendly product keeps heat inside and saves heating energy and costs. Vessels are insulated and food are protected from spilling. Termo trances can be put one on the other that saves space for storage. The product is also eco-friendly because it is made of PP and recycled materials and is sold in abroad under Ozti brand.



restaurant hijyen 120 hotel & hi-tech

Electrolux Profesyonel’den çamaşır yıkamada “kolaylaştıran” çözümler Electrolux Profesyonel, yeni 5000 ürün serisi ile çarpıcı, kullanımı kolay, verimli ve ekonomik çamaşır yıkama ve kurutma makineleri ile çamaşır yıkamayı hiç olmadığı kadar kolaylaştırıyor.

E

lectrolux Profesyonel, profesyonel çamaşırhane sektörünün en zorlu taleplerini karşılamak üzere tasarlanmış Line 5000 serisi ile, çamaşır yıkama ve kurutma makinelerini tüm dünyada piyasaya sürdüğünü açıkladı. 5000 Serisi, selfservis ve konaklama sektöründen sağlık sektörü ve ticari çamaşırhanelere kadar birbirinden farklı tüm profesyonel ihtiyaçlara yanıt vermek üzere üretiliyor.

KULANCILARINDAN İLHAM ALINARAK TASARLANDI Yeni 5000 ürün serisinin dünyanın dört bir yanındaki profesyonel çamaşırhane sektörü kullanıcılarının ve uzmanlarının katkılarıyla tasarlandığını dile getiren Electrolux Profesyonel Türkiye Çamaşırhane Sistemleri Satış Müdürü Bozan Karaca, “Profesyonellerle yakın işbirliğimiz, gerçek kullanıcıların ihtiyaçlarıyla örtüşerek tasarımımızı biçimlendirmemize yardımcı oldu. Yeni 5000 Serisi’nin her yıkamada en düşük maliyeti, müşterilerin ihtiyaçlarını karşılayacak rakipsiz bir güvenilirlik, dayanıklılık ve esneklikle sunabilmesini sağlayan yenilikler geliştirdik” diyor.

AKILLI, ÇEVRECİ VE EKONOMİK 5000 Serisi’nde yer alan tüm yıkama/sıkma ve kurutma makineleri teknolojiyi çevreye özenli


ve maliyet düşürücü unsurlarla birleştirir. Bu ekipmanlar Electrolux Profesyonel’in kesintisiz sürdürülebilirliğe olan tutkusunu temsil etmektedir ve %95 geri dönüştürülebilecek şekilde üretilmektedir. Enerjiyi verimli kullanan, dayanıklı, sağlam yapılar ve yüksek teknoloji kullanılarak yapılan imalat, üretim ve kullanımın her noktasında çevreye saygı gösterecek şekilde tasarlanmıştır. 5000 Serisi, profesyonel müşterilere üç temel alanda gerçek avantajlar ve iyileştirmeler sunar: dayanıklılık, daha fazla tasarruf ve esneklik...

DAYANIKLI 5000 Serisi, yıkama ve kurutma makineleri dayanıklılık baz alınarak üretilmektedir. Ağır iş bileşenleri daha az bakım gerektirir ve her türlü operasyon ve ortam için optimize edilmiştir. Electrolux Profesyonel’in yıkama/sıkma makinelerinde Power Balance (Güç Dengesi) özelliğine sahip, devrim niteliğindeki dengesizlik algılama sistemi, 5000 Serisi çamaşır makinelerinde optimum istikrar sağlar: bu daha sessiz, daha hızlı operasyonlar, daha iyi su tahliyesi ve daha düşük kurutma maliyetleri anlamına gelir.

TASARRUF YETENEĞİ YÜKSEK 5000 Serisi’nin eşsiz, yeni verimliliği yıkama ve kurutma programlarında daha az su ve enerji kullanımı demektir. Çamaşır makineleri için Otomatik Tasarruf Sistemi, su seviyesini çamaşırın ağırlığına göre ayarlar; böylece yarım yükte daha az su ve ısı nedeniyle enerji tasarrufu sağlar. Kurutma makineleri için Kalan Nem Kontrolü, tüm süreç boyunca tam nem içeriğini ölçerek, daha kısa kurutma süresi nedeniyle enerji tasarrufu sağlar. Verimli Dozaj Sistemi, uygun deterjan miktarının kullanımı kolay şekilde, otomatik hesaplanmasıdır; Otomatik Tasarruf Sistemi ile birlikte kullanılması önerilen Verimli Dozaj Sistemi işletme maliyetlerinde %50 tasarruf anlamına gelebilir.

MAKSİMUM ESNEKLİK Ergonomi, performans, güvenlik ve işgücü verimliliği Electrolux tasarımlarındaki temel faktörlerdir. 5000 Serisi’nin kullanıcı dostu yeni Compass Pro arayüzleri sezgisel, akıllı, kullanımı kolay ve 18 dilde sunulmaktadır. Kullanıcısına 15’i programlanabilir toplam 55 program sunar. Kullanıcıların en üst düzeyde hijyen ve temizliğe ulaşmak için tüm operasyonları kontrol etmesine ve belgelemesine olanak sağlayan, bir süreç izleme

sistemi olan Certus Management Bilgi Sistemi ile birleştirilmiştir.Compass Pro arayüzü ayrıca, en yeni yazılım güncellemelerinin kurulumunu kolaylaştıran bir USB portu da içerir. Müşterinin ihtiyaçlarına bağlı olarak, her türlü tekstilde en iyi yıkama ve kurutma sonuçlarını garanti eden Üçgen Teknoloji ile daha fazla esneklik elde edilir. Triangle Technology orta derecede kirli giysilerde maliyet tasarrufu, az kirli giysilerde daha hızlı program döngüleri ve zorlu lekelerde en üst düzeyde sonuçlar sunar. Kullanıcıların zamandan tasarruf etmesini sağlayan ve yüklerini hafifleten diğer bir avantaj, Evolution Bariyer Yıkama Makinesi Serisi’dir. Ergonomi, performans, güvenlik ve işgücü verimini en üst seviyeye taşımak üzere imal edilen Evolution serisi, çamaşırhane yönetiminde en üst düzeyde kontrol sunan yeni bir hijyen çağını temsil eder. Kapağı açmadan önce iç tamburun yükleme veya tahliye için her zaman doğru konumda olmasını sağlayan Otomatik İç Tambur Konumlandırma özelliğini içerir.

BAKIM VE SERVİS KOLAYLIĞI Güvenilir, küresel bir yapı: Electrolux Profesyonel, günlük işler için deneyimli, yetkili ortaklardan oluşan en kapsamlı servis ağını sağlar: kurulum (montaj), yedek parça ve bakım işleri. Bunların hepsi etkili bir müşteri hizmetleri ve hızlı teknik yardım sunar. Tüm dünyada, anında uzman 
tavsiyesi sunabilen küresel bir servis ağı.


restaurant portre 122 hotel & hi-tech

“20 yılda ancak doğru dürüst bina yapabiliyorum” “Turizm mimarı dediğin biraz rahat olur, gergin durmaz, itiraz etmez, çünkü evrensel bir iştir turizm. Kültürlü olur, her şeyi bilir, bilmese de iki lisan bilir. Bunların hiçbirini bilmeyenlere bina yaptırıyorlar.”

B

ülent Ergin Güngör, mimarlığa “ömür adamış” usta bir isim. Tavrında tasarım harikası mekanlarının üzerine çıkmayan hoş bir rahatlığı, gösterişsiz ve mütevazı bir duruşu var. Açık, dobra ve bir o kadar da sıra dışı ve keyifli. “20 yılda ancak doğru dürüst bina yapabiliyorum” diyecek kadar alçakgönüllü, “Büyük Millet Meclisi Başkanlığı konuk evi binasında koridor dar oldu, ayıp ettim” diyecek kadar özeleştirici. Sanırız onu turizm mimarlığında zirveye taşıyan da tüm bu değerleri... Mimarlığın usta isimlerinden Bülent Ergin Güngör ile gelişen turizm projeleri, sektör algıları ve yeni dönem projelerini konuştuk.

B Design, turizme ne kadar süredir proje üretiyor, anlatır mısınız? Ofisimizin kuruluşu çok eski, 1986 yılına dayanıyor. Üç ortaklı yapılanma bugün tek başına; otel, iş merkezi, ofis binası, alışveriş merkezi, gazino ve tatil merkezi gibi projelerle devam ediyor. Ve ne enteresandır ki ilk projemiz turizm. Çubuklu 29 bizim ilk profesyonel projemizdir. Sonraki süreç Antalya 29 ile devam etti. Ardından otel yapmaya başladık. Club Alantur’un ilk otelleri bize aittir. İlk turizm heyecanlarımızı yaşattığımız yıllardır, o günler. .


Turizm ve mimarlığa dair o dönemlerden hatırınızda neler kaldı? O zamanlar bir “ara kuşak turizmi” yoktu. Ya çok vasat turist gelirdi ya da çok yüksek müşteri profilleri… Çünkü ara kuşağa hizmet verebilecek kalitede otellerimiz yoktu. Ya zengin iş adamları geliyordu ya itfaiyeci ya da benzeri statüde insanlar. Kapasite yoksunluğundan orta sınıfa hizmet edemiyorduk. Rahmetli Turgut Özal, Güney Antalya projesini üretince, bilirsiniz kendisi çok girişimci bir insandı, Belek, Kemer ve bütün Antalya sahillerini işadamlarına açtı. Bunu büyük bir öngörüyle ve Dünya Bankası’ndan kredi alarak, küçük ihalelerle yaptı. O dönemler bu tip ihalelere ancak 3-4 firma girebiliyordu. Şu anda eminim Antalya bölgesinde 100’lerce otel vardır, o zamanlar sayı 4’leri zor buluyordu. Bizden büyük mimarlar vardı, biz küçüktük o zamanlar. Hatta beni turizmle tanıştıran Mimar Mehmet Konuralp’tir.

Sektörden ne umdunuz ne buldunuz peki? Turizmden çok şeyi bulduğumu söyleyebilirim. Çünkü şu anda kendi adıma işletmem var. O kadar dolmuşum ki sonunda kendime de bir otel açmayı becermişim. Rooms Galata’yı 3 yıl önce yaptık. 16 odalı butik otelin her odasını farklı bir tasarımla yaptık. 1800’lerin sonuna ait binada o dönemin ve Pera’nın havasını yakalamaya çalıştık. Oldukça modern malzemeler kullandık. Sonuçta bugünün insanları kullanacak, çok da ürkütücü olsun istemedik. Kullanıcı grubu çoğunlukla Avrupalı işadamı seviyesi; google, yandex kullanıyor. Daha çok iş amaçlı. Diğer otellerden farkı, bizim sistemde uzun dönemli konaklamalar da var, gecelik değil. İşin servis eden tarafındayız bir yönüyle de. Bugüne kadar çok sayıda bar ve restoran yaptığımız için o sektörü de çok iyi biliyoruz. Son yaptığımız Pera da bylo bistro bar var. Hatta o projemiz Europen Proper Awards aldı. Haftaya ödülümüzü almaya gidiyoruz. Bunlar da kazandıklarımız.

Otel yatırımlarına artan ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz, nedir bu talep fazlalığının nedeni, sizin de yatırımcı bir mimar olduğunuzu düşünürsek… Şöyle anlatayım, yatırımcı oteli bitirip işletiyor. Gayrimenkulde satar gidersin, başkası alır. Ama

Double Tree by Hilton Istanbul Old Town

otelcilik işinde öyle değil, her sabah uyanır bir kez daha satarsın. Sistem öyle çünkü. Benim yaptığım seviyenin Türkiye’de yayılması bence daha önemli. Ancak biz otelcilik yaparken konaklama hizmetini dört dörtlük yapıp diğer hizmetleri vermiyoruz. Bar, restoran yiyecek içecek hizmetimiz asla yok. Bunu yapmadığımız zaman da çevremizdeki lokantalar iş yapıyorlar. Karşımızdaki kahvaltıcı kahvaltı verebiliyor. Yukarıdaki restoran her gün dolup taşıyor. Dolayısıyla iş biraz daha yayılıyor. Şimdi her şey dahil diye bir sistem çıktı, adam otele giriyor, 7 gün sonra çıkıyor. Arada çok ciddi farklar var. Çok büyük yatırımlar olmadığı için bu sayede çevreyi de geliştiriyor. Özellikle eski kent merkezlerinde Beyoğlu gibi yapıların köhneliği bitip sokaklar güzelleşmeye başlıyor. Çünkü o zaman herkes bir yatırım yapabiliyor. Üstelik normal konut kirasından çok daha iyi bir geliri var. İşte bu sebeple önüne gelen herkes bu işe soyunuyor. Dünyanın eski kent merkezleri de böyledir.

Bir tarafta çevreyi güzelleştiren yapılar, bir tarafta siluete ters düşen yapılar. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Ülkenin muhakkak mass turizme de ihtiyacı var. Fakat onların lokasyonlarını iyi seçmek lazım. Geçenlerde bir binayı Başbakan bile vermedi, oysa


restaurant portre 124 hotel & hi-tech

kendi verdi iznini, “bunun üzerini keselim” diyor şimdi, Zeytinburnu’ndaki üç kuleden bahsediyorum. “Çirkin olmuş, çok yüksek olmuş bunlar” diyor. İstanbul çok büyük bir şehir ve gittikçe de ticaret merkezi haline dönüşüyor. Trafik ise hala en büyük sorunumuz. Bu yüzden havalimanı yatırımları da çok başarılı olacak diyorum. Yeni havalimanına büyük bir para yatırılacak ama ülke açısından çok başarılı bir adım olacak. Bizim aslında bu aralar anormal bir endüstriyel faaliyetimiz yok. Ülke olarak tamamen ticaretten kazanıyoruz. Bunun içinde turizm endüstrisinin önemi büyük.

Biraz da projelerinizden bahsedelim. Hangi konsept ve akımların etkisinde proje üretiyorsunuz? İşlerimiz arasında resortler de var şehir otelleri de. Her türlü otel yapıyoruz. Çok fazla iş seçme şansınız yok zaten, o kadar çok mimarlık ofisi var ki… Müşteri gelince de kaçırmak istemiyorsun. “Peki yaparım” diyorsun, gayet normal. Ben arkadaşımın kapısını da yaparım, hiç üşenmem mutfağını da yaparım. Bununla beraber beş yıldızlı otel de yaparım. Bu işten fazlasıyla zevk alıyorum çünkü.

Turizmde her şeyi yapmakla yapmamak arasındaki ince çizginin dengesi ne olmalıdır sizce? Her şeyi yapabilirsiniz tabii ama turizm mimarı başka bir şeydir. Turizm mimarı ayrıştırılabilir. Zaten mimara bakınca anlamanız lazım, turizmle ilgisi var mı yok mu diye. Bir şekilde belli keder kendini. Oturuşundan, kalkışından, konuşmasından anlarsınız. İnsanın yapısından belli olur.

Merak ettim, bir turizm mimarı nasıl olur? Turizm mimarı dediğin biraz rahat olur, gergin durmaz, itiraz etmez, çünkü evrensel bir iştir turizm. Ar Rass Otel

Kültürlü olur, her şeyi bilir, bilmese de iki lisan bilir. Bunların hiçbirini bilmeyenlere bina yaptırıyorlar. Sonuçta ortaya berbat bir iş çıkıyor. Sonra başka bir firma gelip bir daha yapıyor.

BG Design’ın turizme bakış açısı, tasarım algısı nasıldır? Nasıl bir kimlikten çıkışı ifade eder? Biz agresif yapılar yapmıyoruz. Çünkü sert ve gergin dururlar. Keskin hatları olan camlar, çelikler, sert geometriler... Biz tercih etmiyoruz onları. Mümkün olduğunca yumuşak, huzur veren, insanı rahatlatan, dinlenme eğlenme yapılarıdır bizimkiler. Çünkü karşımızdaki insanı düşünerek yaparız. Ben odada ne kadar rahat etmek istiyorsam, müşteriyi de o denli rahat hissettirecek konforu sağlamak isterim.

İşlerinizde hangisini daha çok düşünürsünüz; insanı mı, yatırımcının beklentilerini mi? Tabii ki insanı düşünüyorum. Çünkü yatırımcı benle beraber zaten, bunu biliyorum. En azından son 10 yıldır böyle. Ben 20 senede ancak kendime gelebildim, doğru dürüst bina yapabilmeye başladım. Başkalarını bilemem. Kötü bina örneğim yoktur ama.

Hiç mi? Açık konuşmak gerekirse, bir iki tane oldu. Yıldız’daki Büyük Millet Meclisi Başkanlığı konuk evi binasında koridor dar oldu, ayıp ettim orada. Fakat çok kısıtlı bir alandı. Biraz da imar problemi vardı.

Ya oteller arasında? İçime sinmeyen sadece Bodrum Cesars Hotel’dir. O da daha çok yatırımcı kaynaklıdır. Devlet arazisine diskotek yaptık, sonra yıktılar.

Turizm mimarisi en çok ne ister? Otel mimari ve tasarımlarında öncelikli konular neler olmalıdır sizce? Daha bugün en büyük açığımız enerjiye ödediğimiz para diye Bakan konuşuyordu. Enerji verimliliğini sağladığımız zaman acayip bir ülke olacağız. Bunun yolu da aslında mimari ve yapılardan başlıyor. Bunun için karbon salınımını azaltmak lazım. Bunu yapabilen çok yakın arkadaşlarım var, neredeyse sertifika verecek duruma geldiler. Aslında bu artık konuşulmaması, ilk sırada yapılması gereken bir konu.


KİMDİR? Bülent Ergin Güngör, 1956 yılında Çorlu’da doğdu. Lise eğitimini Belçika’da Brüksel Amerikan’da tamamlayan Güngör, 1979 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’ni bitirdi. 1988 yılında Ortadoğu Teknik Üniversitesi Restorasyon ve Koruma Ana Bilimdalında yüksek lisans eğitimini tamamlayan Güngör, Türkiye’nin başlıca tarihi binalarının restorasyon projelerinde görev aldı. 1997 yılında B Design’ı hayata geçiren Güngör, 2005 yılında Romanya’da halen faaliyette olan olan ICD Investments Design adı altında proje ve proje yönetim ofisini kurdu. Bülent Ergin Güngör, B Design bünyesinde birçok ulusal ve uluslar arası projede görev yapmaktadır.

Rooms Galata

Bunca yıllık sektör tecrübenize dayanarak sormak istiyorum, günümüz otellerindeki en büyük sorun nedir? Türkiye’deki esas problem, aydınlatma. Mimarlar aydınlatmacı değiller. Ne yazık ki Türkiye aydınlatma tasarımcısı yetiştirmiyor. Lambacı var, Bankalar Caddesi’nde yüzlercesine rastlarsınız. Armatürcüsü var… Ama aydınlatma tasarımcısı yok! Binaların bir gündüz bir de gece hayatı var ve gece hayatında mekanları anlatan ışıktır. Ancak ışığı doğru kullanan tasarımcıların yapıları güzel olur. Diğer türlü rahatsız olursunuz, hatta rahatsız olduğunuzdan bile haberiniz olmaz. Bir şey batar gözünüze ve o aslında tepedeki lambadır. Türkiye’de bu eksikliği doldurmak lazım. Biz B Design olarak bu alanda bir iki tane danışman firmayla çalışıyoruz.

Mimari ve şehir planlamaları açsından İstanbul’daki otelleri nasıl buluyorsunuz? 1990’lı yılların başında çok sıradan ve sıkıcı gittiler. Bu, ilk zincirlerin bize bir dayatmasıdır. Türkiye’ye geldiler, “benim tasarımım bu ve bunu yapacaksın” dediler. Çünkü ihtiyaç var, adamı istiyorsun, tamam diyorsun. Fakat öyle şeyler oldu ki artık iş keyifsiz ve sıkıcı bir hal aldı.

Mimarlık ve tasarım, zincirlerini nasıl kırdı?

İçlerinde sadece içmimari yaptıklarımız da var, mimari olanlar da ve bazen de hepsi. Bu ara hepsini yapıyor gibiyiz, öyle anlıyorum.

Büyük değişim 2000’li yıllarda başladı. Zincir gruplar markalarını geliştirmek zorunda kalarak alt başlıklar kurmaya başladılar. Hal böyle olunca bu defa da müşteriyi sıkamaz hale geldiler ve tasarımlarını serbest bıraktılar. Baktığınızda hiçbiri birbirine benzemez ama malzeme standartları sabittir. Onun dışına çıkamazlar ama istediğin her rengi kullanabilirsin. Bu sayede çok iyi tasarımcılar çıkıyor. En basitinden ben kendi kendime tuhaf bir otel yapabiliyorum, bir zincir oluyor sonra. Nihayetinde bunu başardık. Şu an Türkiye’de başarılı ve yetenekli olarak nitelendirebileceğim çok sayıda mimar var.

Doğru olan hangisi?

Şu anda hangi projeler üzerinde çalışıyorsunuz?

Projeleri anahtar teslim mi yapıyorsunuz?

Hepsini yapabilecek bir kadronuz varsa neden olmasın? Ofisin gelişmesi ile ilgili bir durum bu. Her ofis hepsini birden yapamıyor zaten. Öyle bir kadrosu oluşamıyor. Biz burada 18 kişilik bir ekiple çalışıyoruz. Ancak bu kadroyla biz her şeyi yapabilir durumdayız. 3 kişi yapamayız, çok zor.

Şu anda üzerinde çalıştığımız DDF Oteli var. Vatan Caddesi üzerinde 105 odalı ve butik bir otel olması planlanıyor. Şu an kaba inşaatı sürüyor. Öyle tahmin ediyorum ki 2014 yılında açılacak. Onun dışında Talimhane ve Karaköy’de yine benzer konseptlerde devam eden projelerimiz var.


restaurant dekorasyon 126 hotel & hi-tech

Derin Design’dan akıcı, çoğalabilen, zamansız bir bekleme ünitesi:

Wave

Bir Aziz Sarıyer tasarımı olan Wave; formu, çoğalabilirliği ve yalın yapısı ile ürünün temel öğelerini akıcı bir biçimde çözümlüyor.

D

erin Design’ın iddialı ürünlerinden Wave, bir Aziz Sarıyer tasarımı. Formu, çoğalabilirliği ve yalın yapısı ile ürünün temel öğelerini akıcı bir biçimde çözümlüyor. Wave’in metal ayaklarının çizgisel yapısı, kalıpsal font ile kontrast oluşturarak ana formun estetiğini ön plana çıkarıp, ürünün karakterini ortaya koyuyor.

SONSUZLUĞA UZANIYOR Çoğalabilir bir oturma birimi olan Wave, farklı boyutlardaki mekanlara çoklu oturma seçenekleri sunan zamansız bir bekleme ünitesi. Kullanıcının isteğine bağlı olarak sonsuza dek uzayabilen bir yapıya sahip.

DÖŞEME SİSTEMİ İLE ÜRETİLDİ Döşeme sistemi ile üretilen Wave, malzeme seçiminin getirisi ile sade form ve detayları ortaya çıkaran, özenli bir tasarım ortaya koyuyor.

DERİN DESIGN HAKKINDA 1971 yılında Aziz Sarıyer tarafından kurulan Derin, 2000 yılında Derin Sarıyer’in de katılımıyla mobilya ve tasarım yolculuğuna dünyaya açılarak devam etti. Modern mobilya alanlarında uluslararası bir yer edinen Derin markası 2011’de 40. kuruluş yılına girdi.



restaurant dekorasyon 128 hotel & hi-tech

Duravit’ten banyolara belirgin sınırlar, eşsiz tasarım özgürlüğü Duravit’in görsel hafifliği ve basit biçimi sayesinde mimari ve iç mekanlarla etkili iletişim kurabilen benzersiz banyo serisi DuraStyle, Matteo Thun&Partners imzası ile banyolara taşınıyor.

D

uraStyle serisinin belirgin sınırları eşsiz bir tasarım özgürlüğü sağlıyor ve banyoyu neredeyse tüm uygulamalar için ilgi çekici hale getiriyor. İşte bu nedenle DuraStyle’ın iki versiyonu bulunuyor. İlki, proje sektörü için, ikincisi ise her uygulamaya ve bütün mimari koşullara göre etkileyici biçimde koordine edilebilen akıllı bir ürün serisi... Müşteriler için önemli olan özellikler arasında pratiklik, hijyen, temizliğin kısa sürmesi, hızlı ve kolay montaj ve proje gereklilikleriyle paralel fiyat yapısı sayılabilir.

HER ORTAM VE ZEVKE UYGUN DuraStyle kişisel alan söz konusu olduğunda, bireysel kombinasyonlarda büyük çeşitlilik imkanı sunar. Çok yönlü özellikleri sayesinde, her ortama ve her zevke uygun bir ürünü vardır ve mevcut boş alana en ideal şekilde uyum sağlar. Gelecekten gelen, klasik tarzın ılımlı ve zamandan bağımsız tasarımına sahip bu seri, hem sadelik hem de tasarım sevenler tarafından beğenilir. DuraStyle’a özgü hafiflik özelliği mobilyaya da yansımıştır. Açık ve kapalı yüzeylerden oluşan başarılı karışım; lavabo dolaplarına, konsol altında alt dolaplara ve boy dolaplarına sade ve şık bir görünüm verir. Açık ve koyu renk dekorların bileşimi ve ahşap tonları ayrıca ilgi çeker.

ZEKİ VE UYUMLU BİRLEŞİM Küvetin karakteristik özelliği, şampuan gibi banyo ürünlerini saklayarak ortamın düzenli görünmesini sağlayan küvetin arka kenarındaki küvetin yukarı doğru uzantısı olan şık bir tasarım detayıdır. Küvete girerken ve küvetten çıkarken de destek almak amacıyla kullanılabilen bu zarif detay tasarımın kullanımı destekleyen bir özelliğidir. Ayırt edici özelliklerine rağmen, unsurlarının tümü ön plana çıkarılamayacağından ya da çıkarılmaması gerektiğinden DuraStyle daha çok abartısız tasarımı vitrine koyar. Odak noktası, tüm unsurların zekice ve uyumlu birleşimidir.

DuraStyle, Iconic Award’da en iyiler arasında DuraStyle’ın banyo ürün yelpazesi, katıldığı ilk uluslararası yarışmada, mimari ve tasarımın etkileşimi sayesinde Iconic Ödülü’nü kazandı. Çok sayıda üstün kaliteli tasarım başvurusu alan ve Alman Tasarım Konseyi tarafından düzenlenen disiplinlerarası yarışma, standartlarını daha ilk turda yüksek tuttu. Mimarlık, iç mimarlık, tasarım ve marka iletişimi konularında tanınmış uzmanlardan oluşan jüri, en yüksek onur olan “Best of the Best” ödülünü Mimari, İç Mimari, Ürün, İletişim ve Konsept kategorilerinde 28 kere verdi.



restaurant otel-tech 130 hotel & hi-tech

Hilton Istanbul Bomonti’nin şov mutfakları Electrolux Profesyonel Türkiye imzası taşıyor Hilton Worldwide’ın Türkiye’deki en iddialı otel yatırımlarından Hilton Istanbul Bomonti Hotel & Conference Center şov mutfaklarını endüstriyel mutfak sektörünün lider firmalarından Electrolux Profesyonel Türkiye projelendirdi.

H

ilton Worldwide’ın Türkiye’deki en iddialı otel yatırımlarından biri olan Hilton Istanbul Bomonti Hotel & Conference Center, şov mutfaklarının projelendirme ve ürün tedariği faaliyetlerini endüstriyel mutfak sektörünün lider firmalarından Electrolux Profesyonel Türkiye yürüttü. Hilton Istanbul Bomonti Hotel & Conference Center mutfak projesini ana hatlarıyla Electrolux Profesyonel Türkiye Ulusal Satış Müdürü Bülent Sevinçel ile konuştuk.

Electrolux Profesyonel Türkiye’nin, Hilton Istanbul Bomonti Hotel & Conference Center’da gerçekleştirdiği mutfak projesini ana hatlarıyla anlatır mısınız? Proje mutfağın hangi alan ve cihaz ünitelerini kapsıyor? Electrolux Profesyonel, Hilton Woldwide otelleri ile Türkiye dahil dünyanın birçok ülkesinde mutfak projesi gerçekleştirdi. Dolayısıyla markanın dünyadaki bütün Hilton’larla yakın bir işbirliği söz konusu. Üstelik sadece Hilton Istanbul Bomonti de değil; Hampton, Doubletree, Garden Inn olmak üzere grubun diğer tüm alt markalarıyla çalışıyoruz. İstanbul Bomonti’de yakın bir zaman sonra açılmaya hazırlanan Hilton Istanbul Bomonti de onlardan bir tanesi. 229 odası, 85 suiti ve 2.500 kişilik konferans salonu ile Avrupa’nın en büyük 10 otelinden biri olan tesisin iddialı olduğu alanlardan bir tanesi de, şov mutfakları.


UZUN VE SAYGIN BİR GEÇMİŞ Molteni, 1923 yılında, aynı zamanda pişirme, merkezi ısıtma ve sıcak su için de kullanılan odun ve kömür sobaları “fourneaux bouilleurs” üreticisi olan Joseph Molteni tarafından kurulmuştur. Büyük Şef’lerin kişiliklerini ve çalışma biçimlerini dikkate alan Molteni, onların ihtiyaçlarına uygun eşsiz bir seri yarattı ve “fourneau ménage” böylece profesyonel hale geldi. Fransa - Saint Vallier’deki özel fabrika, 80 yıldan uzun süredir tıpkı bir sanatçının atölyesi gibi rakipsiz şaheserler üretiyor: profesyonel ve ev tipi kullanım için, endüksiyon ocaklar, teppenyaki ızgaralar, elektrikli ocaklar ve soğutucuların en yenilikçi pişirme çözümleriyle mükemmel bütünleştiği, yüksek kalitede, özel imalat pişirme grupları.

Hilton Istanbul Bomonti’nin mutfağını ayrıcalıklı kılan özelliklerini anlatır mısınız? Electrolux Türkiye olarak, projedeki iddianızı hangi ürün ve sistemler ile ortaya koydunuz? Hilton Istanbul Bomonti’nin şov mutfaklarında pişirme alanının Rolls Royce’u olarak kabul edilen Molteni grubu tercih edildi. 1992 yılından bu yana Electrolux Profesyonel’in bir parçası olan Molteni grubu, dünya çapında şöhrete sahip şeflerin de bir numaralı tercihi. Ürün serilerine gelince, hiçbir Molteni grubu diğerine benzemiyor ve her biri, dünyanın en ünlü restoranlarının ve lüks konutlarının mutfakları için özel tasarımlar olarak elle işleniyor. Her model ekstrem düzeyde sağlam ve neredeyse sonsuz bir kullanım ömrü sağlayan masif çelik bir yapıya sahip ve hiçbir model bir diğer modele benzemiyor. Molteni, standart ekipmanlardan farklı olarak sipariş üzerine dizayn ediliyor, müşteri isteklerini görsel ve işlevsel anlamda tatmin edecek bir tasarımla üretiliyor. İmalatı Fransa’da yapılan Molteni’nin hitap ettiği müşteri profilinde ise deluxe oteller ve üst düzey restoranlar var. Ürünlerin en önemli özellikleri; dayanıklı, kolay kullanımlı, dekoratif, hijyenik ve fonksiyonel olması Molteni ürünlerini şef istediği renk ve dekoratif seçeneklere uygun dizayn edebiliyor. Hilton Istanbul Bomonti’nin şov mutfağında üç adet Molteni grubumuz mevcut. Diğer ünitelerde ekipmanları yan yana koyabileceğiniz gibi sıralama yaparak da kullanabilirsiniz. Ancak Molteni de öyle bir şey yok, daha esnektir çünkü.


restaurant otel tech 132 hotel & hi-tech

Ürünlerin hijyen hassasiyetleri ne düzeyde? Projede tezgahlar dahil hepsi kendi ürünümüz ve yurtdışından geldi. Hijyen seviyeleri çok yüksek ve aynı zamanda dayanıklılar. Ne yazık ki Türkiye’de henüz bizim sektörün yapamayacağı ürünler bunlar. Avrupa’da hijyen çok önemli bir konu. Ülkemizde bu konuya çok fazla dikkat edilmiyor. Tüketicilerde bu bilinç oluşmuş ama yatırımcılarda henüz yok. Çünkü yatırımcılar daha çok fiyat endeksli hareket ediyorlar. Ancak zaman içinde bunun yavaş yavaş değiştiğini görüyoruz. Tecrübe arttıkça ürün konusundaki bilinç düzeyi de yükseliyor.

Hilton Istanbul Bomonti mutfaklarına hakim konsept ve tasarım algısına ilişkin neler söyleyebilirsiniz? Hilton Istanbul Bomonti’nin kendine özgü bir konsepti var. Şeflerin görüşleri doğrultusunda bir dizayn oluşturulmuş. Ekipmanların fonksiyonları ve özellikleri seçilerek üretim yapılıyor. Dünyada her iki Michenli şeften bir tanesi Electrolux Profesyonel ürünü kullanıyor. Bu yüzden Molteni, her şefin gönlünde yatan bir marka.

Hilton Worldwide’ın bir marka olarak sizi tercih nedenleri nelerdir? Türkiye’de son yıllarda iyi ve kaliteli mala talep artmaya başladı. Bunun çeşitli sebepleri var. Ülkemizde turizm sektörü özellikle 1980’li yıllardan sonra gelişti. O dönemki yatırım teşviklerinden dolayı insanlar birçok markayı ithal ettiler, birçok üreticinin malını kullandılar. Bugüne kadar da markalarla ilgili olarak tecrübe sahibi oldular. Bugün ürün alırken de bu tecrübelerini kullanıyorlar. Electrolux Profesyonel ise sektörde kendini ispatlamış firmalardan bir tanesi. Ar-Ge’ye çok fazla yatırım yapıyor. Uluslararası bir marka olduğu için Hilton,

yanına da aynı şekilde güvenilir bir marka arıyor. Bu da en iyi seçenek olarak Electrolux Profesyonel. Bununla beraber Electrolux Profesyonel, enerji verimliliği konusunda gerekli sertifikalara sahip. Çevreci ve ergonomik… Servis ve satış sonrası hizmetler konusunda da son derece yetkin ve donanımlı. Önemli olan ürün satmak değil sadece, bir ürünü endüstriyele sattığınızda bizim sektörde 15-20 yıl ürünle bağınız bitmiyor. Serisi, yedek parça temini gibi. 2.500 kişilik kongre var, en ufak bir problem karşısında ciddi mağduriyetler yaşanabilir. Bu nedenle ürünü doğru seçmek önemli. Electrolux Profesyonel, Türkiye’de en yaygın servis ağına sahip firmalardan bir tanesi.

Projede Molteni dışında hangi ürün grupları ile yer aldınız? Projede Electrolux Profesyonel’in üst düzey bir markası olan Therma’yı kullandık. Molteni, Therma’ya göre biraz daha klasik. İsviçre’de imal edilen ürün grubu Molteni’ye yakın bir ayarda ama teknolojik ürünler. Dayanıklı ve hijyen seviyeleri yüksek. Özellikle son yıllarda Türkiye’de ciddi oranda sattığımız ürün gruplarından bir tanesi olan Therma, mutfağın iç kısımlarında kullanılıyor. Onun haricinde mutfakta 15 tane sektörde en üst fırın segmentine sahip olan Touchline fırınlar, 60 adet akıllı smart buzdolaplarımız, 3 adet konveyörlü bulaşık makinesi kullanıldı.

Hilton Istanbul Bomonti dışında şu an devam ettiğiniz farklı projeler de var mı? Hilton gibi Türkiye’de birçok üst düzey projede çalışıyoruz. Adana Sheraton ve Zorlu Center’ın içindeki Italian Restaurant bunlardan ikisi.



restaurant otel-tech 134 hotel & hi-tech

Rentokil Türkiye Genel Müdürü Metin Acar, Rentokil MENAT Bölge Direktörü Richard Jones (soldan sağa)

Pest kontrolün öncü markası Rentokil Fotoğraflar: Hakkı Günerkan

Türkiye’de büyümek istiyor Dünyada 55 ülkede pest kontrol alanında hizmet veren Rentokil, 2011 yılından bu yana Türkiye pazarında. Otel, restaurant, cafe, fabrika, hastane, konut ve avm’lerde tüm haşere kontrol önlemlerini internet üzerinden çevrimiçi görebilme imkanı sağlayan firmanın hedefinde Türkiye’deki Pazar payını daha da arttırmak var.

D

ünyada pest kontrol sektörünün lider firmalarından Rentokil, 2011 yılında Türkiye pazarına girişinden sonra yaptığı atılımla pazar payını her geçen gün arttırıyor. İngiltere merkezli firma, sektörel deneyimini şimdi Türkiye pazarına aktarmak için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Firmanın otel sektörüne yönelik faaliyetlerini, hedeflerini ve yatırım planlarını Rentokil Türkiye Genel Müdürü Metin Acar ve Rentokil MENAT Bölge Direktörü Richard Jones ile birlikte konuştuk.

Rentokil’i kısaca tanıtarak; faaliyet alanlarını ve mevcut pazarları hakkında bilgi verebilir misiniz? Muhtelif kültürlere sahip 55 ülkede pest kontrol alanında hizmet veren, 68.000 kişiye iş imkanı sunan global bir firmayız. 1927 yılında İngiltere’de kurulan firmamız, Türkiye’ye 2011 yılında giriş yaptı. 80 yıldan

beri sürekli yeni metotlar, müşterilerin karşılaştığı sorunlarla ilgili faydalı olabilecek ürünler geliştirerek, pest kontrol alanında öncü olmuş bir firmayız. Otel, restaurant, cafe, fabrika, hastane, konut, market ve avm gibi hemen hemen bütün sektörlerde faaliyet göstermekteyiz.

Markanın Türkiye’ye geliş sürecininden de bahseder misiniz? Rentokil 2011 yılının temmuz ayında ilk şirket alımını gerçekleştirdi. NB ile başlayan bu süreç, 2012 yılının sonlarında Protek ile devam etti. Her iki firma da kendi alanlarında Türkiye’nin lider firmalarıydılar. Satın alma sürecinden sonra büyük bir pazar payına sahip olduk. Rentokil yatırımları ile kendi teknolojisini Türkiye’ye getirdi. Sektörde yeni teknolojiler ve ürünler ile farklı çözümler oluşturmayı hedeflemekteyiz.


Rentokil’in Türkiye’deki yatırımlarından söz ettiniz. Söz konusu bu yeni yatırım ve büyüme planlarınızdan bahseder misiniz biraz? Rentokil, sektörde nasıl bir gelecek gördü, pazardan beklentileri nelerdir? Rentokil ilk önce kendi patentli ürünlerini ve kendine özgün online raporlama sistemi olan Pest Net Online’ı Türkiye’ye getirdi. Bu sistemle tüm haşere kontrol önlemlerinizin raporlarını nerede ve ne zaman isterseniz internet üzerinden çevrimiçi görebilmektesiniz. Bu yeni yatırımlar ile birlikte gelecekte ülke pazarında daha büyük bir paya sahip olmak ve daha fazla müşteriye hitap etmek istiyoruz. İnsanlar artık zararlılar tarafından taşınan hastalıkların farkındalar. Dolayısıyla korunmak için artık pest kontrol firmalarına ihtiyaç duymaktalar. Markamız insanların bu ihtiyaçlarını karşılamak için en yeni yöntem ve teknolojileri kullanarak daha profesyonel hizmet vermeyi hedeflemektedir.

Bu tür fuarlarda pest kontrol firmalarını görmeye pek alışkın değiliz. Katılım amacınız nedir? Türkiye’de birçok otel gurubu ile hali hazırda çalışmaktayız. Rentokil olarak Türkiye’ye getirdiğimiz yeniliklerimizi, sektörümüzdeki son teknolojileri hem müşterilerimize hem de ileride müşterimiz olabilecek firmalara bilgilerimizi aktarmak istiyoruz. Ayrıca sektörün nabzını yakından takip ederek firmalardan aldığımız geri bildirimleri en olumlu şekilde değerlendirmek istiyoruz.

Otellerde pest kontrolün öneminden de bahseder misiniz biraz? Otellerde birden fazla giriş noktaları olduğu için istila riski yüksektir. İtibarları en önemli yerlerden biridir.

Haşere ile ilgili tahtakuruları en büyük sorunlarıdır. Ayrıca aynı çatı altında birden fazla haşere kontrol müşterileri bulunmaktadır; housekeeping, restaurant ve bar bölgesi, otel bakım departmanı ve bağlı olduğu arka ofis bölgeleri. Bu noktalara ayrı ayrı özen gösterilmesi gereklidir.

Basında “tahta kurusu”ndan söz ediliyor, özellikle ABD ve Avrupa’da. Nedir durum gerçekten? Tahtakurusu ABD ve Avrupa’da otel sektöründe ciddi anlamda bir problem oluşturmaktadır. Otel müşterilerini huzursuz eden ve hastalık yayan bir zararlıdır. Canlının yaşattığı problemler müşteri kaybına dolayısıyla ekonomik kayba ve prestij kaybına neden olmaktadır.

Otelleri tehdit eden diğer zararlılar nedir? Özellikle otelin gıda bulunan alanlarında hamamböceği ve sinek problemleri görülmektedir. Ayrıca otoparklar, depolar, teknik odalar ve dış alanlarında kemirgen problemlerine rastlamaktayız.

Son olarak satış ve pazarlama faaliyetlerinizden de kısaca bahseder misiniz? Profesyonel satış kadromuz ile tüm Türkiye de satış ve pazarlama faaliyetlerimizi düzenli olarak sürdürmekteyiz. Özel uyguladığımız kampanyalar, reklamlar, fuar katılımları ve sektörel toplantılar ile Rentokil’i geniş çevrelere tanıtmaya devam etmekteyiz.




restaurant fuar 138 hotel & hi-tech

FELDA IFFCO Gıda 2013’e damgasını vurdu FELDA IFFCO Türkiye, Iffco, Filza, Alfa ve Sunny markaları ile 0508 Eylül tarihlerinde gerçekleşen 21. Uluslararası Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı’nda, bu sene de en çok ilgi gören firma olarak Gıda 2013’e damgasını vurdu.

D

ünyanın en büyük palm yağı ihracatçılarından FELDA Global Group ve Merkezi Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan 21 değişik iş kolunda faaliyet gösteren lider markaların kurucusu IFFCO ortaklığı ile kurulan grubun Türkiye’deki operasyonu olan FELDA IFFCO Türkiye, bu sene de Iffco, Filza, Alfa ve Sunny markalarını müşterileri ile buluşturdu. Her sene olduğu gibi yine FELDA IFFCO standına yoğun ilgi olduğu gözlemlendi.

IFFCO BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ FELDA IFFCO Türkiye’nin üst düzey yöneticileri firmanın endüstriyel gıda sektörüne hitap eden Iffco markasına olan ilgiden oldukça memnun kaldı. Yüksek kalite anlayışına sahip profesyonel Ar-Ge ekibinin desteğiyle katma değerli endüstriyel katı ve sıvı yağlar üreten Iffco markası, aynı zamanda müşterilerinin özel taleplerini de karşılayarak çözüm ortağı olmuş bir marka olarak sektörde bilinirliliğini sürdürüyor.

FİLZA’NIN MARKA BİLİNİRLİĞİ ARTIYOR FELDA IFFCO Türkiye’nin ihracat yağ markası Filza ise Afrika, Ortadoğu ve Balkan ülkelerinden gelen müşterilerini memnuniyetle ağırladı. Özellikle son 1 yılda Afrika, Ortadoğu, Amerika, Uzakdoğu ve Balkan

ülkelerinde büyük bir çıkış gösteren Filza markasının sıvıyağda pazar payı ve marka bilinirliliği hızla artmaya devam etmektedir.

ALFA PASTACILIK USTALARINDAN ÖZEL ŞOVLAR Firmanın pastacılık ve ev dışı tüketim sektörüne hitap eden markası Alfa Pastacılık Yağları’nın sektörde yüksek bilinirliliğe sahip pastacılık ustaları, fuar boyunca hazırladıkları özel figürlü ürünler ve yaptıkları özel şovlar ile tüketicilerin takdirini topladı.

HELAL VE SAĞLIKLI ÜRÜNLER FUARI’NA DA KATILDI FELDA IFFCO Türkiye, Sunny, Filza, Iffco ve Alfa markaları ile 5-8 Eylül tarihlerinde gerçekleşen 4. Helal ve Sağlıklı Ürünler Fuarı’nda yerini aldı. Aynı fuar içerisinde Gimdes tarafından düzenlenen 6. Uluslararası Helâl ve Sağlıklı Ürünler Konferansında da Platin Sponsorluğu FELDA IFFCO üstlendi.



restaurant fuar 140 hotel & hi-tech

Kristal, yeni yüzüyle fuardaki yerini aldı Kristal Yağları sektörün devlerini bir araya getiren 21. Uluslararası Worldfood İstanbul Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı’na yenilenen ambalajıyla katıldı.

T

ürkiye’de Riviera tipi zeytinyağını ilk üreten marka olma özelliğini taşıyan ve birçok alanda zeytinyağı sektörüne öncülük eden Kristal Yağları sektörün devlerini bir araya getiren 21. Uluslararası Worldfood İstanbul Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı‘na yenilenen ambalajıyla katıldı.

CHRISTOPHER DOLOGH: “YENİ AMBALAJIMIZLA KATILDIK” Kristal Yağları Genel Müdürü Christopher Dologh “Bir doğa mucizesi olan zeytinyağını ambalajlamak için, maliyet farkı ortaya çıkarmasına rağmen, daha sağlıklı olan cam şişe ve teneke kutu kullanarak yeni ambalajımızla Worldfood fuarındayız. 75 yıldır zeytinyağı sektörüne öncülük eden marka olarak kıymetli Türk zeytinyağlarını tanıtmak ve en iyi şekilde temsil edebilmek için fuarda yerimizi alıyoruz” dedi. Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF) çatısı altında yer alan 23 dernek tarafından

desteklenen fuarda birçok gıda sektörünün profesyonelleri bir araya gelerek fuarda yerlerini aldı. Ayrıca yabancı şirketlere de ev sahipliği yaparak yeni pazarlara da imkan sağlayan Worlfood İstanbul, Türk gıda sektörünün ihracat kapısı görevini de üstleniyor.



restaurant fuar 142 hotel & hi-tech

Üstün lezzet ödüllü Sunar’ı, üstün lezzet uzmanı ziyaret etti Türkiye mısır yağı ihracatının üçte birini tek başına gerçekleştiren ve Çukurova’nın lider yağ markası olarak dikkat çeken Sunar, 5-8 Eylül tarihleri arasında, CNR Expo Fuar Merkezi’nde düzenlenen, 21. Uluslararası Gıda Worldfood İstanbul, Gıda Teknolojileri Fuarı’na damgasını vurdu.

S

unar Grup Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Çomu’nun da katıldığı fuarın ilk gününde ünlü şef Rafet İnce, müthiş bir şov eşliğinde mutfaktaki tüm hünerlerini sergiledi. Sunar Grup yöneticileri, İnce’nin hazırladığı kavurma, iç pilav ve damla sakızlı Türk kahveli irmik helvasının ikram edildiği öğlen yemeğinde, Azerbaycan’dan fuara katılan ve Sunar standını ziyaret eden, Chocolate Factory CEO’su Vusal Sharifov’u ağırladı. Bosna Hersek, Kırgızistan ve Azerbaycan Bakanları ve heyetlerinin standı ziyareti sonrası AzerbaycanTürkiye dostluk pastası kesildi. Mısır yağında pişen halka tatlıların ikramından sonra, Rafet İnce şovu konuklara renkli dakikalar yaşattı. Fuar boyunca standında farklı etkinliklere imza atılan Sunar standında, pastacılık sektörünün duayeni, Sunar Grup Demonstrasyon Şefi Sefa Sabırlı koordinasyonunda fuara katılan kadın konuklara yönelik düzenlenen yarışma hareketli ve eğlenceli geçti. Şans kurabiyelerinin dağıtıldığı fuar süresince, büyük ilgi gören yarışmalara katılan konuklara hediye olarak kep, yemek kitabı ve 2 lt’lik Sunar Mısır yağı verildi.

PROFESYONELLERDEN TAM NOT ALDI Türkiye’nin uluslararası üstün lezzet ödüllü gıda devi Sunar, Worldfood 2013 fuarında, uluslararası Lezzet ve Kalite Enstitüsü Başkan Yardımcısı Jean Pierre Goeseels’i de standında ağırladı. Merkezi Brüksel’de bulunan International Taste&Quality Institute’ün üstün lezzet ödülüne layık görülen mısır yağıyla yapılan Adana Halka Tatlısı’nı deneyen Başkan Yardımcısı Goeseels ve jüride yer alan Dünya Master Şefler Birliği Türkiye Başkanı Fikret Özde mir tatlıya tam not verdi. Sunar Grup standında ayrıca, konuk ülke Azerbaycan adına hazırlanan Türkiye-Azerbaycan dostluk bayraklı pasta büyük ilgi gördü.



restaurant ürünler 144 hotel & hi-tech

Seçkin mekanlara özel ‘GKS Led Mum’ çözümleri Restoran, cafe, açık hava ve beach gibi mekanlara sıra dışı aydınlatma çözümleri sunan GKS Led Mum’lar, seçkin mekanlara yönelik özel çözümleri ile fark oluşturuyor. Özellikle açık hava ve beach cluplar için ideal olan ‘GKS Led Mum’lar is kokusu olmadan, mum eridi, bir yere damladı endişesi taşımadan, kolay bir şekilde şarj edilebiliyor. Minimum 10 saat süre ile yanabilen led mumlar, titreyerek yanan görünümü sayesinde gerçek mum efekti veriyor. 12’li “GKS Led Mum”ların bir özelliği de oldukça ekonomik olması.

Otel misafirlerinizi Ada esintili sabunlar ile karşılayın Tanıtım Atölyesi’nin bir markası olan Natura Foam, otel misafirlerinin memnuniyetlerini arttırmak için özel tasarımlı el yapımı doğal zeytinyağlı sabun ve sabun setlerini otellerin beğenisine sundu. Gökçeada’nın doğal sızma zeytinyağları, keçi sütleri ve yağmur suları kullanılarak üretilen tamamen el yapımı sabunlar, otel misafirlerinin memnuniyetlerini arttırabilmek ve otelden hoş anılarla ayrılabilmelerini sağlayabilmek amacıyla; otelin konsepti ve müşteri portföyleri için özel olarak tasarlanıyor.

Toshiba’dan çevreci ve tasarruflu: Pack Omni Mini Led Aydınlatma Ürünleri Yeryüzü ile uyum içinde yaşamayı ve değer katmayı öngören bir yaklaşım içinde olan Toshiba çevreci ve yüksek enerji tasarruflu LED Aydınlatma Ürünlerine her gün bir yenisini daha ekliyor. Pack Omni Mini Led Aydınlatma ürünleri ailesinin yeni üyesi. Pack Omni Mini enerji verimliliği ve ışık kalitesi ile diğer ampullere göre büyük avantaj sağlıyor. Farklı renk sıcaklıkları ve ışık açıları ile alanlarınızı mükemmel aydınlatıyor. Değiştirilebilir ışık kaynağı sunan, geleneksel downlight ile de değiştirilebilen Pack Omni Mini, birçok uygulamada enerji tasarrufu için kolay ve geleceğe dönük bir seçim olmayı hedefliyor. Ürünün içinde sökülüp takılabilen E-Core GX53 led modül kullanılıyor.




Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.