Hotel Restaurant Magazine Şubat'15

Page 1






içindekiler

42

62

98

antre

38 Rusya’dan umut veren

ulaşım

8 Sektörden kısa haberler

40 Bakanlık turizmde

60 Mercedes-Benz Türk

gündem 18 Bardağın sadece

yarısı doldu

20 Türkiye 2014’ü 36,8

açıklama

markalaşmak için “Turkey:Home” kampanyasını başlattı

yeni yatırımlar

2014’ü rekorla kapattı

61 Mercedes-Benz Türk Yeni

Sprinter 10+1 Minibüs’ü tanıttı

milyon turistle kapattı

42 Hilton Garden Inn

dosya

Turizmcinin kâbusu: 1 Euro=1 dolar

44 Divan Grubu, Bağdat

62 Yeşil Hijyen

46 The Leos Residence açıldı

iş’te kadın

48 Çanakkale ve Eskişehir’e

82 Önce ‘planladı’

22 Timur Bayındır:

24 Enis Akcan:

Sultanahmet’in ara sokakları Hilton’dan pahalı

26 EMITT, 19. açılışını

yaptı

30 Küçük oteller ‘Kır

Zincirlerini’ zirvesinde buluştu

32 Benelux umut veriyor 34 TUROB, FITUR Sonuç

Raporu’nu açıkladı

36 Ferzan Çelikkanat:

Türkiye şehiriçi otel yatırımlarının gözdesi oluyor

www.hotelrestaurantmagazine.com

Istanbul Airport açıldı

oteliyle büyümeye devam ediyor

50 Narven Termal Tatil

52 St. Regis İstanbul 1

hijyen

DoubleTree by Hilton geliyor

Kasabası Avrupa’ya uzanıyor Mart’ta açılıyor

54 Hyatt Regency İstanbul

Ataköy açıldı

56 W İstanbul yenilendi 58 The Ritz-Carlton, Bali

açıldı

sonra tanıttı Özgül Özkan Yavuz ile 19 yıllık turizm yolculuğu

86 Ustek, ‘yeniliği’ genlerine

RFİD ile kodladı

88 Buhar kazanlarında

meydana gelen kazaların nedeni ihmal mi?


117 Derin Design, Ankara’da 118 Somfy ile tüm

perdeler konfora açılıyor

otel-tech 120 Form, VRF dalında

Avrupa’da Yılın En İyi Distribütörü seçildi

121 LG inovatif çözümlerini

Innofest 2015’te sergiledi

122 Bosch Termoteknik’ten

enerji tasarrufu sağlayan çözümler

123 Güneş enerjisi 2015

yılında yükselecek

124 Andres Zapatinas

90

82 yeni mekan

gastro güncel

90 İstanbul’da dört mekan,

106 DB Positive Yaratıcı

tek adres; Izaka Restaurants &

92 Bar-Lounge İstanbul’un en yeni lezzet

Çözümler ve Proje Yönetimi Kurucusu Derya Babuç: Her şey insanla başlar

tasarladı, asansörler boyut atladı

fuar 126 CNR EXPO, gastronomi

şölenine evsahipliği yapacak

127 Açık büfenin farkı

‘İnoksdesign’

gastro aktüel

ürünler

94 BTA UNIQ İstanbul ile

108 Gastronomi sektöründen

128 Yeni ürünler

96 İstanbul’da bir ‘yeni

ürün

durağı; Casual Brasserie şehrin merkezinde özgün’; Prototype

kısa haberler

112 Eko-nomik ve eko-lojik

şef’in gözünden 98 Yannis Manikis: Mutfak

benim dünyam

etkinlik 102 Gastronominin kalbi 13.

Uluslararası İstanbul Mutfak Günleri’nde attı

104 Dünya Çikolata Ustaları

Paris’te yarışacak

113 Kahve İtalyan tasarımıyla

buluştu

proje 114 Lazzoni ilk otel projesinde

‘Ideal Standart’ dedi

dekorasyon 116 Ege Seramik Unicera’da

iddialı serileri ile boy gösterecek


r ö t i d E

Hijyenin rengi artık ‘yeşil’ Hijyen, otel ve restoranların vazgeçilmez bir kuralı artık. Şüphesiz son yılların bir önemli kuralı ve gerekliliği de, ‘yeşil hijyen kriterlerine uyum sağlamak.’ Odağına misafir memnuniyeti ve başarıyı koyan turistik işletmeler, oteller ve restoranlar hijyenik olmanın da ötesinde ‘yeşil’ olmak için yarışıyor. Çevreye dost ve tasarruflu ürün seçiminden atık su geri dönüşüm ünitelerine, personel eğitiminden malzeme seçimlerine kadar hemen her noktada önceliği ‘yeşil’ kriterlerin uygulanmasına veriyor, hijyeni ayrıcalıklı hizmet ve çözümleriyle sahipleniyor. Şubat sayımızda ‘yeşil hijyen’ konusunu dosyalaştırarak; ürünler, sistemler ve işletme ve yönetim politikaları çerçevesinde detaylı olarak ele aldık. Turizm yatırımları 2015’e hızlı bir giriş yaptı. Yeni açılan ve renovasyondan geçen otellere her gün bir yenisi daha ekleniyor. Üst sınıf segmentindeki DoubleTree by Hilton markasının Türkiye’deki portföyünü genişletme kararı alan Hilton Worldwide, Çanakkale ve Eskişehir’deki iki ayrı otelinin hazırlık duyurusunu yaparken, Garden Inn markasına bir yenisini de Yenibosna’da ekledi. Bir güzel yatırım haberi de Hyatt markasından geldi. Türkiye’de Hyatt markasını taşıyan üçüncü, Hyatt Regency markasına ait tek otel olan Hyatt Regency İstanbul Ataköy, 12 Ocak’ta kapılarını İstanbul turizmine açtı. Turizme değer katan tüm bu yatırımları, işletme sahipleri nezdinde tebrik ediyor, çalışanlarına “hayırlı turizm sezonları” diliyorum. Önce şehri planladı… Sonra ilmek ilmek turizmi, turizmde 19 yıllık başarılı kariyer öyküsünü. Bir şehir plancısı iken işi gereği aşındırdığı bakanlık kapılarında turizme gönlünü kaptırıp, soluğu Yatırımlar Genel Müdürlüğü’nde alan Özgül Özkan Yavuz ile ICVB’ye uzanan 19 yıllık turizm serüvenini, “enerji kaynağım” dediği İstanbul’u ve ona dair hayallerini yine bu sayımızda konuştuk. Keyifli okumalar dilerim.

Hatice Ünal Bilen GRUP BAŞKANI H. FERRUH IŞIK İLETİŞİM MAGAZİN GAZETECİLİK MEHMET SÖZTUTAN SAN. VE TİC. A.Ş. mehmet.soztutan@img.com.tr ADINA İMTİYAZ SAHİBİ VE SORUMLU GENEL YAYIN YÖNETMENİ YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ HATİCE ÜNAL BİLEN hatice.unal@img.com.tr

REKLAM KOORDİNATÖRÜ EMİR ÖMER ÖCAL emir.ocal@img.com.tr

MUHASEBE ve MUSTAFA AKTAŞ FİNANS MÜDÜRÜ mustafa.aktas@img.com.tr

REKLAM SORUMLUSU BİROL BEZEK birol.bezek@img.com.tr

ABONE ve DAĞITIM NURTEN DEMİR nurten.demir@img.com.tr

SANAT YÖNETMENİ İSMAİL GÜRBÜZ ismail.gurbuz@img.com.tr

CTP - BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna Bahçelievler/İSTANBUL Tel: 0212 4 30 00

CONSEPT TASARIM TARIK ŞÜKRÜ ORAL tarik.oral@img.com.tr

YAYIN DANIŞMANLARI Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ Prof. Dr. MUHAMMET ARICI Prof. Dr. İSMAİL KAYA Doç. Dr. MEHMET ALİ ÖZBUDUN T. YÜCEL DEREYAYLA FİKRET ÖZDEMİR

FOTOĞRAF EDİTÖRÜ HAKKI GÜNERKAN hakki.gunerkan@img.com.tr DIŞ İLİŞKİLER YUSUF OKÇU yusuf.okcu@img.com.tr

web: www.hotelrestaurantmagazine.com

.

İRTİBAT BÜROLARIMIZ BURSA +90.224 211 44 50-51 KONYA +90.332 238 10 71

e-mail: info@img.com.tr

ADRES 29 Ekim Cad. No:23 34197 Yenibosna, İSTANBUL/TÜRKİYE Tel.:+90.212 454 25 00 Faks:+90.212 454 25 98

hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır.



restaurant antre 10 hotel & hi-tech

Tourismo Group’tan sektörün öncülerine “Ahde Vefa”

İstanbul birinci, Prag ikinci…

Etkinlik yönetimi alanında 25’inci yılını kutlayan Tourismo Group, Türk turizmine damgasını vurmuş duayenlerin unutulmaması ve örnek alınması amacıyla kişisel ve kurumsal hikayelerin yer aldığı “İlkler&İzler” isimli bir kitap hazırladı. Kitabın tanıtımı ise dünyaca ünlü çellist Ana Rucner’in sahne aldığı gecede yapıldı. “Bizim işimizin okulu yok. Ne öğrendiysek büyüklerimizin ya da meslektaşlarımızın yaptıklarını görerek, izleyerek ve örnekleyerek yaptık” diyen Tourismo Group Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Kızıltan, “Geçen yıl 25 yıldır içinde yer aldığımız turizm sektörüne hizmet edeceğine inandığımız kitabımız sayesinde ayrıcalıklı bir proje gerçekleştirme kararı almıştık. Türk turizmine damgasını vurmuş ‘öncü ve duayen’ diye nitelendirebileceğimiz kişilerin unutulmaması ve örnek alınması amacıyla kişisel ve kurumsal hikayelerinin yer alacağı bir kitap hazırladık” dedi. Kitabın bir ahde vefa olarak değerlendirildiğine de dikkat çeken Kızıltan, “Uzun zamandır bu sözü duymamıştım, hatırlatması hoşuma gitti. Ahde vefa deyimi halk arasında “yapılan iyilikler, dostluklar kesinlikle karşılıksız bırakılmaz” sözünü betimlemek için kullanılır. Zaten, karşılık beklemeden birbirine destek olan kişiler de bizim hayattaki gerçek dostlarımızdır. İlker&İzler kitabında pek çok şeyi bir arada bulabilirsiniz.” dedi.

Orta ve Güneydoğu Avrupa şehirleri çapında, toplantı yapılan toplam 45 şehir arasından ‘’En İyi Toplantı Şehri’’ kategorisinde 5 üzerinden 4,71 puanla büyük başarı elde ederek İstanbul birinci, Prag ikinci oldu. 21 Ocak 2015’de Slovenya’nın başkenti Lübyana’da ‘Conventa Fuarı’nda gerçekleşen ödül törenine, TUGEV- Turizm Geliştirme ve Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bahadır Yaşık ve ICVBİstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu Genel Müdürü Özgül Özkan Yavuz katıldılar. Bahadır Yaşık yaptığı konuşmasında; “’Meeting Star Awards’ ödülüyle, dünyanın en önemli kongre ve toplantılarına ev sahipliği yapan İstanbul’un doğal güzelliği, kültürel zenginliği ve mekanları, 8500 yıllık tarihi ve hizmet anlayışındaki kalitesini bir kez daha duyurmuş olmaktan ve ’En İyi Toplantı Şehri’ ödülü ile taçlandırılmasından dolayı büyük mutluluk duyuyoruz.” dedi.

Dedeman’a yeni Mali İşler Direktörü Abdurrahman Toprak, Dedeman Otelleri’ne Mali İşler Direktörü olarak atandı. Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun olan Abdurrahman Toprak, profesyonel iş hayatına Topaz Dış Ticaret firmasında başladı. Mali işler ve yönetim departmanlarında deneyim sahibi olan Toprak sırasıyla; Mersin Hilton, Degere Foreign Trade, Adana ve Mersin HiltonSA otellerinde Mali İşler Direktörlüğü, Hilton Garden Inn Kütahya’da Genel Müdürlük görevlerini üstlendi. Son olarak Hilton Garden Inn Şanlıurfa’da Genel Müdür olarak çalışan Abdurrahman Toprak, yeni görevinde Dedeman Otelleri’nin Mali İşleri’nden sorumlu olacak.



restaurant antre 12 hotel & hi-tech

Atlasjet’te değişim başlıyor Four Seasons Hotel Bosphorus’a ‘Yılın Oteli’ ödülü İstanbul’un eşsiz boğaz manzarasına hakim konumuyla misafirlerini ağırlayan Four Seasons Hotel Bopshorus, turizm sektörünün guruları tarafından hazırlanan The Gallivanter’s Guide tarafından 2014 yılının en iyi oteli seçildi. Turizm sektörünün prestijli rehberlerinden The Gallivanter’s Guide, ödül alan Four Seasons Hotel Bosphorus ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Four Sesons Hotel Bosphorus’un en çok etkilendiğimiz yanı otelin Genel Müdürü Leonardo Baiocchi tarafından büyük bir özenle yönetilerek dünya standartlarında bir şehir oteli olarak olgunlaşmasıydı. Mezelerden terastaki içkilere ve İtalyan yemeklerine kadar, Sebastiano Spriveri’nin mutfağı olağan üstüydü. Özellikle Boğaz kenarındaki geniş terastaki ambiyans, size en iyi yerde olduğunuzu hissettiriyor” şekilde yorumladı. Otelin misafirlerine sunduğu lezzet ve kalitenin yanı sıra hizmetlerine de değinirken yorumlarda; “Otel kat hizmetlerinden ön büro çalışanlarına kadar tüm personel çok iyi bir motivasyona sahip; profesyonel ve ilgililer. Kentin diğer SPAlarını utandıracak güzellikteki Spa&Hammam, her ziyaretimizde daha da iyi bir hal alıyor” sözlerine yer verdi.

ACE of M.I.C.E. Exhibition 26 Şubat için gün sayıyor İlki 2014 yılında düzenlenen; ulusal ve uluslararası MICE profesyonellerini aynı çatı altında toplayan “ACE of M.I.C.E. Exhibition”, 26-28 Şubat tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Toplantı, kongre ve etkinlik sektörünün lider organizasyonu olarak bilinen fuarda içerik olarak birbirinden zengin sempozyum, konferans ve network aktiviteleri düzenlenecek. Fuar aynı zamanda sektörün ulusal ve uluslararası ölçekteki duayen isimlerini katılımcılarla buluşturacak.

2001 yılında kurulan ve tarifeli seferlere başladığı 2004 yılından bu yana yurt içi ve yurt dışı uçuşlarda kalite, güvenlik ve konforu bir arada sağlayan Atlasjet’te dönüşüm başlıyor. Atlasjet, yepyeni kurumsal kimliğiyle yakın zamanda müşterilerinin karşısında olacak. 2 uçak ile başladığı operasyonuna bugün 22 uçaktan oluşan global bir filoyla devam eden Atlasjet, uluslararası havacılık standartlarında verdiği hizmeti daha da genişletiyor. Bu nedenle “değişim başlıyor” mottosuyla tüketicilerin karşısına çıkmaya hazırlanan havayolu şirketi, çok yakın zamanda yepyeni kurumsal kimliği ve sürpriz gelişmeleriyle karşımızda olacak.

ICVB logosunu yeniledi İstanbul kongre turizmi, dünyada artık yeni logosuyla tanıtılacak. Kongre turizminde yenilenme dönemini başlatan ICVB'nin (İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu) yeni tanıtım çalışmalarının ilk ayağı olan logo çalışması tamamlandı. İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu-ICVB 1997 yılından bu yana kullanmakta olduğu geleneksel lale formlu logosunu, modern bir dokunuşla dizayn ettirerek, tanıtım çalışmalarına dinamik ve yenilikçiliğini simgeleyen yeni logosu ile devam edecek.



restaurant antre 14 hotel & hi-tech

Pegasus’a, Budapeşte havalimanı’ndan ödül Pegasus Hava Yolları, Temmuz 2014’ten bu yana uçtuğu Budapeşte Havalimanı tarafından bu yıl sekizinci kez düzenlenen ‘Macaristan Havacılık Ödülleri’nde, ‘low cost (düşük maliyetli havayolu)’ kategorisinde ‘2014 Yılının En iyi Çıkış Yapan Hava Yolu’ seçildi. Budapeşte’de düzenlenen ödül törenine Pegasus adına katılan Pegasus Hava Yolları Satış Müdürü Burcu Alın; “Budapeşte’ye uçmaya başladığımız Temmuz ayından 2014’ün sonuna kadar yaklaşık 23.000 misafirimizi Budapeşte hattımızla dilediği şehre ulaştırdık. Budapeşte – İstanbul Sabiha Gökçen karşılıklı seferlerimizle Türk Havacılık sektörünün yanı sıra Budapeşte pazarına da ekonomik ve kültürel ilişkileri geliştirecek katkı sağlıyoruz. Sunduğumuz uygun fiyatlar ve geniş transit uçuş ağı ile yakın zamanda çok daha fazla misafirimizin Budapeşte – İstanbul arası seyahat edeceğini öngörüyoruz.” dedi.

400’den fazla butik ve küçük otel, tek bir adreste toplandı www.kucukoteller.com.tr, “ev sahibi”nin dokunuşlarıyla hayat bulan, kişiye özel hizmet anlayışlarıyla birbirlerinden farklılaşarak tatil anlayışına standartların ötesinde değer katmaya çalışan 400’ün üzerinde butik ve küçük otelleri tek bir adreste topladı. Yalın veya gösterişli, tarihi ya da modern mimari tasarımlarıyla ister müthiş bir deniz manzarasına karşı, ister denize sıfır, doğanın içinde veya şehrin merkezinde ve bunun gibi sayısız belirleyici özellikleriyle konuklarına “unutulmaz”ı yaşatmak için KucukOteller.com.tr editörleri, tek tek bütün butik ve küçük otelleri geziyor ve seçiyor. Böylelikle, çok yıldızlı otellerin enerjisinden hoşlanmayan, kendisine özel bir hizmet anlayışı arayıp, konakladığı otelin bulunduğu yöreden izler taşımasını isteyen ziyaretçilerine en iyi hizmet verecek otelleri, KucukOteller.com.tr’e adresinde buluşturmuş oluyor.

Kemal Sinmez Hilton Kozyatağı’nın Yeni Genel Müdürü… Hilton Hotels& Resorts markasının İstanbul Anadolu Yakası’ndaki ilk oteli olan ve 9 Eylül 2014 tarihinde hizmet vermeye başlayan Hilton Kozyatağı’nın yeni Genel Müdürü Kemal Sinmez oldu. Eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde tamamlayan Kemal Sinmez, 20 yıldır süregelen profesyonel iş hayatında kongre ve turizm sektöründe önemli pozisyonlarda görev alan bir isim. Türkiye’nin en büyük fuar organizasyonlarından olan Autoshow’da fuar müdürlüğü yapan Kemal Sinmez, dünyanın en büyük fuar fiması Hannover Messe’nin Türkiye Müdürlüğü görevinde bulundu. Kemal Sinmez, turizm sektöründe ise Green Park, Polat Renaissance, The Marmara, Yazıcı Luxury Hotels, Ataköy Sheraton’da üst düzey yöneticilik yaptı. Sinmez son olarak Wyndham otel zincirinin Türkiye’deki ilk yatırımı olan Kalamış Wyhdham’da Satış Direktörlüğü ve Genel Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulundu. Kemal Sinmez ataması sonrası yaptığı ilk açıklamada ’’Hilton, otelcilik sektörünün küresel lideri konumda olan bir marka. Hilton İstanbul Kozyatağı ise bu zincirin lokasyon avantajı, sunulan ürün çeşitliliği, güçlü ekibi ve kısa sürede yakaladığı hızlı çıkış grafiği ile önemli bir halkası. Hedefim bu başarı grafiğini yükselterek, Hilton Kozyatağı’nı Anadolu Yakası’nda lider konuma taşımak’’ diye konuştu.



restaurant antre 16 hotel & hi-tech

Otelcilerden Şanlıurfa turizmine tam destek Turizmin yükselen yıldızlarından olan, ancak son dönemde bölgedeki gelişmelerin gölgesinde kalan Şanlıurfa, gözünü kongre turizmine de dikti. Dünya ve şehir kongrelerinde alternatif bir destinasyon olmak için Urfalı turizmciler çalışmalar yaparken, Urfa Kongre ve Ziyaretçi Bürosu’nun (Urfa CVB) faaliyete girmesi amacıyla da harekete geçildi. Bu amaçla ilk hazırlık toplantısı Medeniyet Turizm Araştırma Merkezi (URFAM) ve Nevali Otel işbirliğiyle Urfa’da gerçekleştirildi. Toplantıda, Şanlıurfa’yı ülkemiz turizminin önemli şehirlerinden biri ve kongre merkezi haline getirmek için Urfa CVB’nin sağlayacağı katkılar ve şehirdeki turizm alanında faaliyet gösteren KOBİ’lerin bu gelişmeden pozitif etkileneceği dile getirildi. Toplantıda ayrıca şehirdeki potansiyelin çok yüksek olduğu, spesifik toplantı ve organizasyonlarda Urfa’ya özgü bir modelin yaratılarak şehrin tanıtım ve markalaşmasının etkin bir şekilde sağlanabileceğine dikkat çekildi.

Sea Life İstanbul açıldı Dünyanın en büyük akvaryum markası Sea Life, bünyesinde barındırdığı 50 akvaryumun en büyüğü 30 milyon TL’lik bir yatırım ile Forum İstanbul AVM’de açıldı. İçerisinde barındırdığı 5 milyon litrelik su hacmi açısından dünyanın en geniş okyanus tanklarından birine sahip akvaryum, aynı zamanda Avrupa’nın en büyük köpekbalığı ailesine ev sahipliği yapıyor. İstanbul turizmine de önemli bir katkı sağlaması beklenen Sea Life İstanbul, Merlin’in Sea Life zinciri kapsamında barındırdığı 15 binin üzerinde deniz canlısını bünyesinde barındıracak. Deniz canlıları için en uygun koşullarda sağlamak adına dünyanın en büyük okyanus tankını inşa eden Sea Life, 83 metre uzunluğundaki Okyanus Tüneli, 270 derecelik panoramik Okyanus Odası ve 47 adet sergi tankına sahip 21 konseptli alanı ile su altı canlılarını deniz severlerle buluşturacak.

Turizm Karikatürleri Yarışması’na 60 ülkeden 778 eser geldi Turizm Gazetecileri ve Yazarları Derneği (TUYED) ile Anatolia-Turizm Araştırmaları Dergisi’nin işbirliği, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle düzenlenen 6. Uluslararası Turizm Karikatürleri Yarışması’na başvurular sona erdi. Bu yıl yarışmaya 60 farklı ülkeden 459 karikatür sanatçısı, toplam 778 eserle katıldı. Uluslararası Turizm Karikatürleri Yarışması Komite Başkanı Prof. Dr. Nazmi Kozak, yarışmanın bu yılki temasının ‘her şey dahil tatil sistemi’ olarak belirlediğini hatırlatarak, “Bu yıl karikatür sanatçılarına yarışmaya yetişkinler ve gençler olmak üzere iki ayrı kategoride eser yollama imkanı tanıdık. Yetişkinler kategorisine yarışmaya 60 ülkeden 356 çizerden 778 eser geldi. Gençler kategorisinde ise 4 ülkeden 133 genç çizerin 152 eseri yarıştı. Ödüle layık görülen eserleri Nisan ayında açıklayacağız” dedi.



restaurant antre 18 hotel & hi-tech

Jolly Tur Kıbrıs’ta acentalarıyla buluştu Turizm sektörünün yenilikçi ve müşteri memnuniyetine odaklanan ismi Jolly Tur, 6 Ocak 2015 - 9 Ocak 2015 tarihleri arasında yurt genelindeki acentalarıyla “değerlendirme ve motivasyon toplantısı” düzenledi. Jolly Tur yönetimi, Kıbrıs Acapulco Resort & Convention & SPA’da Türkiye genelindeki 320 acentasının temsilcileri ve aileleri ile bir araya geldi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Jolly Tur Yönetim Kurulu Başkanı Mete Vardar, 2014 yılı için belirledikleri büyüme, yatırım, müşteri memnuniyeti ve inovasyon hedeflerine ulaştıklarını vurgularken, 2015 yılı için belirledikleri yüzde 25’lik büyüme hedefine doğru satış acentaları ve 3.000 kişiyi aşkın Jolly Ailesi ile birlikte emin adımlarla ilerlediklerini söyledi. Bu ağın giderek büyüyeceğine dikkat çeken Mete Vardar, Türkiye’nin önemli noktalarına yeni acentalıklar vereceklerini ve yeni ofisler kuracaklarını açıkladı.

Richmond Nua’ya Mükemmellik Ödülü Booking.com, her yıl olduğu gibi bu yıl da başarılı tesisleri ödüllendirdi. Misafirlerin kişisel deneyim ve değerlendirmeleri ile yapılan oylamada Richmond Nua Wellness & Spa “Mükemmellik” ödülüne layık görüldü. Richmond International Kreatif Direktörü Belgin Aksoy “Dinlenmeyi sağlık ve huzur ritüeline dönüştürmenin yanı sıra Türkiye’de iyi yaşam kavramının geliştiricisi olmaya devam ediyoruz. Bireysel ve özgür oylarla yapılan bir seçim olması bizleri ayrıca memnun ederken, misafirlerimizle aramızdaki sıcak iletişimin neticesidir.” dedi.

Air France - KLM’de yeni atama 2009 yılından bu yana RedBull bünyesinde görev yapan Umut Çaynak, Air France - KLM Türkiye ailesine Satış Direktörü olarak atandı. Umut Çaynak İTÜ İnşaat Mühendisliği ve Bilkent Üniversitesi İşletme eğitimleri sonrasında Procter&Gamble’da Satış Temsilcisi olarak başladığı iş hayatına, yine Procter&Gamble bünyesinde Bölge Satış Müdürü olarak devam etti. Çeşitli üst düzey yöneticilik görevlerinde bulunan Çaynak, 2009 yılından bu yana RedBull Bölge Satış Müdürü ve son olarak da Ticari Pazarlama Kanal Müdürü olarak görev yaptı.

Küçük oteller, TripAdvisor 2015 ödüllerini topladı TripAdvisor 2015’de, ‘en iyi oteller’ ve ‘en iyi hizmet’ ödüllerini, küçük oteller domine etti. Dünyanın en popüler gezgin sitelerinden TripAdvisor, 2015 yılının çeşitli kategorilerdeki ilk 25’e giren otelleri açıkladı. ‘En iyi otel’, ‘en iyi hizmet’, ‘lüks’, ‘romantizm’ gibi 8 farklı kategoride, ülkemiz ve dünya çapında en iyilerini seçti. Tüm listelere, küçük oteller damgasını vurdu. Küçük Oteller Derneği Başkanı Ömer Faruk Boyacı, 2015 TripAdvisor En İyiler Ödüllerine ilişkin şunları söyledi: “Bilgi toplumunun otel tipi olan küçük otellerin giderek daha görünür, daha başarılı ve daha tercih edilir oluşu kaçınılmaz bir gerçek. Tüm dünyada trendler, bu yöne doğru gidiyor ve TripAdvisor gibi dünya çapında tüm gezginlerin kullandığı bir sitenin ödül listeleri de bu sonucu destekliyor. Örneğin, ‘en iyi hizmet’ kategorisine baktığınızda, 25 otelin yadırganamaz bir çoğunluğunun küçük otel olduğu göze çarpıyor ve listede büyük otellerin sayısı 5’i geçmiyor. Bu aslında, günümüz trendlerini açıklayan çok önemli bir veridir. Devir değişti, misafir memnuniyetini artık küçük oteller sağlıyor.”



restaurant gündem 20 hotel & hi-tech

Bardağın sadece yarısı doldu Türkiye 2014 yılını Avrupa’nın en düşük doluluk oranına sahip ülkelerden biri olarak kapattı. Türkiye otellerinde ortalama doluluk yüzde 2.2 düşüşle yüzde 62’ye geriledi.

T

oplumsal olaylar, Türkiye çevresindeki ülkelerde yaşanan sıkıntılar, Rusya’daki ekonomik krizin gölgesinde kalan turizmde 2014 yılının otel doluluk bilançosu belli oldu. Dünyanın önde gelen veri ve analiz şirketlerinden STR Global’in hazırladığı ‘2014 Ülke Perfomans Raporu’ açıklandı. 2014 yılında Türkiye’ye gelen turist sayısı yüzde 5.5 artışla 36.8 milyona ulaşmasına rağmen, otel dolulukları geçen yıl kan kaybetti. STR verilerinden hareketle Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği’nin (TUROB) yaptığı analize göre, yerli ve yabancı ziyaretçileri ağırlayan Türkiye otellerinde doluluklar bir önceki yıla göre yüzde 2.2 oranında düşüş gösterdi ve doluluk ortalaması yüzde 62’ye geriledi. Türkiye Avrupa genelinde en düşük doluluğa sahip ülkelerden biri olarak dikkat çekti. Düşüş sadece dolulukla sınırlı kalmadı. ADR olarak adlandırılan ortalama günlük satılan oda bedeli de Türkiye genelinde yüzde 3.7 düşüşle 105.9 Euro olarak gerçekleşti. Yılın son ayında, Aralık 2014’te ise otel dolulukları, 2013 yılının aynı dönemine oranla yüzde 2.6’lık bir artış ile yüzde 52.7 olarak kaydedildi. Aralık 2013’te bu rakam yüzde 51.4 olmuştu.

TURİST ARTTI AMA… Turizmin lokomotif kentlerine bakıldığında da aynı tablo ortaya çıkıyor. Bu yıl 11.8 milyonun üzerinde turist ağırlayan İstanbul’da bu artış doluluklara yine yansımazken, Ocak-Aralık 2014 döneminde İstanbul’da doluluk oranı ortalama yüzde 65 gibi düşük bir oranda seyretti. 2013 yılında bu oran yüzde 67’ydi. Yıl genelinde ortalama günlük satılan oda bedeli de geriledi. Bu rakam 2013 yılında 142.4 Euro olan ortalama fiyat 2013 yılında 133 Euro olarak kaydedildi. Aralık ayında ise İstanbul’daki doluluk oranı yüzde 0.5 ile çok hafif arttı. Yılın son ayında İstanbul’da doluluk oranı yüzde 55.9 oldu.

Türkiye ilk 10’da yok (%-2014) Ülke Otel doluluk

ANTALYA DA EKSİDE

İngiltere 77.2 İrlanda 74.6 Malta 74.3 Avusturya 71.3 Belçika 69.3 Almanya 68.6 İspanya 68.6 Hollanda 68.4 Macaristan 68.0 Çek Cum. 67.6

Bu yıl Rusya ekonomisindeki dalgalanma yüzünden bu ülkeden gelen turist sayısında olumsuz etkilenmesi beklenen Türkiye’nin en fazla turist ağırlayan kendi Antalya da yılı ekside kapattı. Ocak-Aralık 2014’ü kapsayan bir yıllık dönemde Antalya’da doluluk oranı yüzde 60.2 olarak gerçekleşti. 2013 yılında bu rakam yüzde 62.8 olmuştu. Antalya’da ortalama günlük satılan oda bedeli ise yükseldi. 2013 yılında bu rakam 81.2 Euro olan bu bedel geçen yıl 90.3 Euro’ya ulaştı. Antalya’da aralık ayında ise doluluk bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 3.5 artarak yüzde 41.9 oldu. Başkent Ankara’da hafif de olsa hem doluluklarını hem fiyatını artırdı. Ankara’da 2014 yılında doluluk oranı yüzde 60 oldu. Bu rakam 2013 yılında yüzde 59.5’ti. Ankara’da ortalama günlük satılan oda bedel ise 77.6 Euro olarak gerçekleşti. Bu rakam 2013 yılında 74.7 Euro olmuştu.


geliştirmeye devam etmemize ve yeni kaynaklar yaratma yönünde yoğun çaba göstermemize rağmen, kamu desteğine ihtiyacımız olduğu aşikar. 2015 yılının bu anlamda, sektörümüzün ülke ekonomisindeki önemi ve iş hacmi de göz önünde tutularak, farkındalık yaratacak bir yıl olacağını umut ediyorum” diye konuştu.

DOLULUK LİDERİ LONDRA 2014 yılı boyunca en yüksek doluluk ortalaması yüzde 77.2 ile İngiltere’yi işaret ederken, şehir bazında yıl boyunca en yüksek doluluk ortalaması yüzde 83 ile İngiltere’nin başkenti Londra’da kaydedildi. 2013 yılı ortalamasına göre en yüksek artış oranı ise yüzde 19.6 artış ile Atina’da gerçekleşti. Atina’da 2013 yılında yüzde 56.8 olan doluluklar 2014 yılında yüzde 67.9’a yükseldi.

BAYINDIR: TOPARLAYAMADIK Raporu değerlendiren TUROB Başkanı Timur Bayındır “Sektörümüz için zor bir dönem olarak adlandırdığımız 2013 yılını, 2014 yıl sonuna kadar toparlayamadığımızı, hatta küçük bir oran da olsa, daha da düşük bir düzeyde kapatmış olduğumuzu üzülerek gözlemliyoruz” dedi. Bu durgunluk ve gerilemenin temelinde, artan yatırımlar, alternatif konaklama hizmetleri ve büyük ölçüde de istikrarsız imaj yansımaları olduğunu kaydeden Bayındır “Yaklaşık 1.5 yıldır bunu dile getirmeye çalışıyoruz. Sektör olarak bu yönde planlama ve projeler


restaurant 22 hotel & hi-tech

Türkiye 2014’ü 36,8 milyon turistle kapattı Türkiye’ye 2014 yılında gelen yabancı ziyaretçi sayısı %5,5 artarak 34,9 milyondan 36,8 milyona çıktı. Türkiye bir önceki dönem %9,8 gelişme göstermişti.

G

eçen yıl Almanya’dan gelen ziyaretçi sayısı %4,1 yükselişle 5 milyondan 5,2 milyona çıkarken, ikinci sıradaki Rusya ise %5 dolayında büyüme ile 4,2 milyon kişiden 4,4 milyona ulaştı. Bu dönemde %3,6 büyüyen İngiltere’den gelenlerin sayısı ise 2,5 milyondan 2,5 milyona yükseldi. Öte yandan %1’e yakın gerileme kaydeden Hollanda, 1 milyon dolayında kaldı.

EN İYİ PERFORMANS İRAN’DAN 2014’te en iyi performansı gösteren İran ise %33 dolayında yükselişle 1,1 milyondan 1,6 milyona yaklaştı. Polonya da 2014’de %20 yükselişle dikkat çeken pazarların arasında yer aldı.

EN BÜYÜK GERİLEME NORVEÇ VE UKRAYNA PAZARLARINDA 2014’te gerileme yaşayan pazarlar içinde; Fransa, ABD, İtalya, İsveç, Ukrayna, Avusturya öne çıkarken en büyük gerileme % 20 ile Norveç, % 13 ile Ukrayna’da gerçekleşti.



restaurant gündem 24 hotel & hi-tech

Timur Bayındır

“Turizmcinin kâbusu: 1 Euro=1 dolar” TUROB’un 26 Ocak Pazartesi günü’Park Bosphorus Hotel’de gerçekleşen geleneksel öğle yemeğinde konuşan TUROB Başkanı Timur Bayındır, Euro kurundaki hızlı düşüşün fiyatlarını Euro’ya göre ayarlayan turizmcileri endişelendirdiğini kaydederek, “Euro’daki gerileme yüzünden gelirlerimiz epeyce düşecek gibi görünüyor. 1Euro=1$ olasılığı bizleri oldukça ürkütüyor.” dedi.

T

UROB’un geleneksel yemeğinde bir konuşma yapan Başkan Timur Bayındır, turizm açısından en önemli para birimi konumundaki Euro’da son günlerde hızlanan düşüşün sektörde kaygı oluşturduğunu söyledi. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Başkan Timur Bayındır “Türkiye’nin turizmde ana pazarları Avrupa ülkeleri. Yıllar önce Avrupalı misafirlerimiz için fiyatlarımızı Euro’ya çevirdik. Şimdi, her şeyin fiyatı yükselirken, Euro’daki bu gerileme dikkate alındığında gelirlerimiz de epeyce düşecek gibi görünüyor. Euro’nun, dolarla eşitlenmesi, yani 1Euro=1$ olasılığı bizleri oldukça ürkütüyor” diye konuştu.

“ÖDEMELERDE ZORLANMA OLABİLİR” “Bu durumda önceden yapılan planlamalar gereği bazı işletmelerin vergi, harç,

maaş gibi ödemelerde oldukça zorlanabileceğini düşünüyoruz” diyen Bayındır, bu nedenle işletmelerin revize planlamalarında bu konuyu göz ardı etmemesi gerektiğini ifade etti. Bayındır, konuyla ilgili alınabilecek tedbir ve önlemleri sektör olarak yapacakları bir toplantıyla masaya yatıracaklarını da dile getirdi. Bayındır, şunları söyledi: “Dünya ekonomisindeki gelişmeler her zaman olduğu gibi fırsat ve tehditleri beraberinde getirecektir. Tehditlere önceden alınacak tedbirlerde göğüs germek mümkün. Özellikle hükümetin olumsuz noktalarda alacağı tedbirler bizim de pozisyon almamıza yardımcı olacaktır. Netice olarak, turist sayısındaki istikrarı korumamız için kamu tarafından sektörümüzün ülke ekonomisindeki önemi, istihdama katkısı ve yarattığı iş hacmi de göz önünde tutularak gerekli adımların atılmasını bekliyoruz.”



restaurant gündem 26 hotel & hi-tech

Enis Akcan

“Sultanahmet’in ara sokakları Hilton’dan pahalı” Four Seasons veya Çırağan Palace Kempinski Hotel gibi bir elin beş parmağını geçmeyen marka otelleri bir kenara atarsanız İstanbul en pahalı otelleri ne Boğaziçi’nin o eşsiz kıyılarında ne de Nişantaşı gibi İstanbul’un lüks semtlerinde yer almıyor. Bu oteller sanılanın aksine Sultanahmet’in tarihi sokaklarında mütevazı bir heybetle misafirlerini karşılıyor. Sultanahmet’in ara sokaklarındaki bu küçük otellerin dünya çapındaki otel zincirlerini geride bırakmasının en büyük sebebi ise turistin kendini evinde hissetmesi.

S

ultanhan Hotel’in Müdürü Enis Akcan, “Dünyada yeni trend butik oteller. Turist evindeki sıcaklığı otelinde de arıyor. Bu yüzden yüzlerce kişi ile birlikte kahvaltı etmek, konaklamak artık turistlere cazip gelmiyor. Özellikle zengin turistler gittiği bölgenin tarihi dokusuna uygun küçük otellerde konaklıyor” diyor.

“TURİST DEĞİL, EVE GELEN MİSAFİR” Terasındaki muhteşem Sultanahmet manzarası ile otel sakinlerini büyüleyen Sultanhan Hotel’in lobisi tarihi eserler ile dolu ferah bir sanat galerisini andırıyor. Otelin düşük sezondaki fiyatı 298 Euro’ya kadar çıkıyor. Bu rakam yüksek sezonda 310 Euro’yu buluyor. Tripadvisor’dan araştırıldığında bu rakamlar 5 yıldızlı otellerin çok üstünde bir rakam. Akcan, butik otellerde turistlere ‘eve gelen misafir’ konsepti ile yaklaşıldığını belirtiyor. Misafir sayısı nispeten az olduğu için turistlerle birebir ilgilenmek daha kolay oluyor. Hatta turist bir sorunu olduğunda resepsiyonistten otelin sahibine kadar tüm yetkililere ulaşması da gayet kolay oluyor. Güleryüz, yakın ilgi, tarihi

mekanlara kolay ulaşım ve oteldeki konfor turistin beş yıldızlı bir otel yerine kendilerini tercih etmelerinde etken olduğunu söylüyor.

“ENTELLEKTÜEL TURİSTLER” Akcan’a göre, bu tarz otellerde kalan müşteriler için otelin tarihi dokusu ve güleryüz oda fiyatından daha önemli. Ayrıca kalan müşterilerin yüksek bir entelektüel seviyesi olduğuna dikkati çekiyor. Otel misafirleri arasında çok sayıda siyasetçi, gazeteci, guide book ve ünlü blog yazarları olduğuna dikkati çekiyor. Sultanhan’ın zevkle ve ince ayrıntıları hesap edilerek dekore edilmiş odalarını göz önünde bulundurunca bu fiyatlar makul gelebiliyor.

“BEŞ YILDIZLILARDA FABRİKASYON MANTIĞI VAR” Sultanahmet bölgesinde çıtayı yükselten bir diğer isim de Ottoman Hotel Imperial. 1972 yılında hostel olarak açılan otel, 2004 yılında baştan aşağı yenilendi. Ayasofya’nın bitişiğinde bulunan tesis, 2006 yılından beri özel belgeli otel olarak hizmet veriyor. İç dekorasyonu ele alındığında Ottoman, tarzı olan bir butik otel. Kışın 120 Euro’yu bulan oda fiyatı yazın 400 Euro’ya kadar çıkıyor. Otelin açıldığı günden beri işletmenin başında bulunan Genel Müdür Serdar Balta’ya göre beş yıldızlı oteller fabrikasyon mantığı ile hizmet veriyor. Anahtarı aldıktan sonra otel ile bağınız kalmıyor ve kendinizi soyutlayabiliyorsunuz. Diğer taraftan butik otellerde ikinci günden itibaren görevliler size adınız ile hitap etmeye başlıyor. Dolayısıyla turist ile otel arasında zamanla bir bağ kuruluyor. Yine Balta’ya göre butik otelcilik bir detay işi. İşletmeci her detayı düşünmeli ve misafir ile direkt kontak kurmalı. Bu yüzden otele gelen müşteride Balta’nın cep numarası da var. Böylelikle misafirler acil durumlarda dahil olmak üzere her konuda, istediklerinde Balta’ya ulaşabiliyor. Balta “İşletmede misafir otelin sahibidir. Öncelikli hizmet alma hakkı ona aittir. Rast geldiğimde misafirin bagajını resepsiyona kadar ben taşıyorum. Çünkü butik otel misafir memnuniyeti ile ayakta durur. Ancak bütün bunların temelinde unutulmaması gereken bir diğer nokta da yönetim kurulu ile uyumdur. Eğer idareci ile işveren arasında vizyon sorunu varsa o işletme asla belini doğrultamaz. Böyle bir otelin ciddi başarılara imza atması da mümkün olamaz” şeklinde açıklıyor mesleğin püf noktalarını. Sultanhan ve Hotel Ottoman Imperial elbette ki Sultanahmet bölgesindeki tek örnek değil. Nitekim Sultanahmet bölgesindeki butik oteller birbirleri ile giriştikleri mesleki rekabette her geçen yıl standartları daha yukarıya çekiyor.



restaurant gündem 28 hotel & hi-tech

EMITT

Fotoğraflar: Hakkı Günerkan

ı t p a y ı n ı ş ı l ı 19. aç


Dünyanın en büyük turizm fuarlarından EMITT (Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı) 19. kez görkemli açılışını gerçekleştirdi. 71 ülkenin 4.500’ü aşkın kurum ve kuruluşlarının katılımı ile gerçekleşen fuar her bir standında renkli görüntülere sahne oldu.

D

oğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı (EMITT), 22-25 Ocak tarihleri arasında TÜYAP Fuar alanında 19. kez kapılarını açtı. Yaklaşık 4.500 katılımcı ve 71 ülkenin katılımı ile gerçekleşen fuar renkli görüntülere sahne oldu. Açılış konuşmasını Fuar Direktörü Hacer Aydın’ın yaptığı açılışa Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı, İstanbul Büyükşehir Belediye

Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Valisi Vasip Şahin, TYD Başkanı Murat Ersoy, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Emre Bilgili, TÜROFED Başkanı Osman Ayık, Turizm Atölyesi Direktörü Tülin Ersöz ve çok sayıda sektör temsilcileri katıldı. EMITT Fuarı’nın açılış töreninde konuşmacılar özetle şu konulara değindiler:


restaurant gündem 30 hotel & hi-tech

sahip, vizesiz, kolay ulaşımlı bir ülke olmasıdır. En önemlisi de Türkiye artık dünyada yeni parlayan ticaret merkezlerinden biridir.” diyen Ersoy, “Bize düşen bundan sonra imaja yönelik çalışmalar yapmaktır. Bunun en güzel yolu da EMITT gibi turizm fuarlarından geçiyor.” dedi.

ERSOY: TÜRKİYE İMAJINA DÖNMELİYİZ Programın açılış konuşmasını yapan TYD Başkanı Murat Ersoy, EMITT’in her yıl bir öncekine kıyasla başarıdan başarıya koşan bir fuar olduğunu belirterek, “Geçen yıl ki rakamlara baktığımızda EMITT, 140 binden fazla ziyaretçinin bir araya geldiği cazip bir turizm organizasyonu oldu. Türkiye neden her sene cazibe merkezi haline gelen bir ülke derseniz, bunun en önemli sebebi turizmde geldiği noktadır.” diye konuştu. “Bunun en önemli sebepleri arasında Türkiye’nin tüm dinlere hitap eden, dört mevsim turizm aktivitelerine imkan tanıyan, 200’den fazla noktaya uçuş olanağına

AYIK: YURT DIŞINA 10 BİNİN ÜZERİNDE TURİST GÖNDERİYORUZ Doğu Akdeniz fuarı olarak Türkiye’nin çok önemli bir noktaya geldiğini kaydeden TÜROFED Başkanı Osman


Ayık, bu gelişmede birkaç önemli noktanın öne çıktığını ifade ederek, “Türkiye bir yandan zenginleşiyor ama diğer yandan da 10 binin üzerinde ziyaretçiyi yurt dışına gönderiyor. Bu sebeple EMITT fuarının gelişmesi bizler için çok önemli.” dedi. Osman Ayık, turizmin farklı bir noktasına dikkat çekerek, sektörün bütün önyargıların yıkıldığı, farklı kültürleri buluşturan bir sihirli tarafının da olduğunu belirterek, “Bu da bizi gururlandırıyor. Buradan emeği geçen herkese teşekkür ederim.” Diye konuştu. büyük bir değişim süreci içinde olduğunun altını çizen Arıcı, buna paralel olarak turist sayısı ve turizm gelirlerinde de artış beklediklerini kaydetti. Arıcı, 2015 yılına dair olumlu beklentiler içinde olduklarını anlatarak, İstanbul’un dünyada önemli bir marka değeri oluşturduğunu belirtti. Bakanlık olarak Türkiye markasının yanında destinasyonların markalaşmasına yönelik çalışmalar da yaptıklarını dile getiren Arıcı, son olarak İstanbul’un kongre turizmindeki başarılarına değindi.

TOPBAŞ: DÜNYADA ARTIK ODAK ŞEHİRLER KONUŞULUYOR İBB Başkanı Kadir Topbaş konuşmasında şunları söyledi: “İstanbul bir dünya kenti. İmparatorluklar kenti, medeniyetler beşiği. Turizm artık insanlığın ortak lisanı. Bu şekilde insanların bir araya gelmesi farklı bir anlam taşımaktadır. İnanıyorum ki, bu birliktelikler dünya barışının sağlanmasında önemli bir mesafe sağlayacaktır.” Topbaş konuşmasının devamında dünyada artık şehirlerin ve ülkelerin yarışının konuşulmadığını ve yeni bir sürecin başladığını işaret ederek, “Odak şehirler var artık. Şehirler artık kendi oluşturdukları temalarıyla dünya platformunda öne çıkmaya çalışıyorlar.” dedi. İstanbul’a hak ettiği değeri kazandırmak için İBB olarak bir dizi çalışma yaptıklarını aktaran Topbaş, bundan sonraki dönemde paydaşlarıyla çok farklı adımlar atacaklarını da söyledi. Konuşmasında EMITT’in önemine de değinen Topbaş, sözlerini şöyle noktaladı: “EMITT sektör açısından çok önemli bir fuar. Dünyanın buluşması gibi görüyoruz. Gerek bölge ve ülke tanıtımlarımız gerekse dünyadaki olup bitenleri takip etme açısından önemli görüyoruz. Ben bu fuarın başarılı geçmesini diliyorum.”

ARICI: DESTİNASYONLARIN MARKALAŞMASI İÇİN ÇALIŞIYORUZ Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı yaptığı konuşmasında EMITT’in her yıl artan katılımcı ve ziyaretçi sayısıyla İstanbul tanıtımında önemli bir rol oynadığını söyledi. Türk turizminin dünya arenasında

ŞAHİN: TURİZMLE BARIŞI TEKRAR SAĞLAYABİLİRİZ Açılışta konuşan İstanbul Valisi Vasip Şahin ise, dünyada seyahat teknolojilerinin artması ile beraber turizmin de gelişme gösterdiğini anlatarak, sektörün bu anlamda bütün ülkeler üzerinde etkili bir güç olduğunu kaydetti. Türkiye’nin son 15 yılda geldiği başarılı noktaya dikkat çeken Şahin, “2000’de Türkiye ilk 15’e giremeyen bir ülke iken bugün 6. sıraya yükselmiştir.” dedi. Bunda turizme sağlanan teşviklerin önemli bir payının olduğunu aktaran Şahin, sektör olarak büyük gayretlerin sarf edildiğini söyledi. Turizmin dünyada barışı sağlayabilecek yegane sektörlerden biri olduğunun da altını çizen Şahin, buna rağmen dünyanın gün geçtikçe barıştan uzaklaştığını ifade ederek, “Bizler EMITT gibi fuarlar sayesinde turizmi tekrar barışa hizmet eden bir hale getirmeliyiz.” şeklinde sözlerini tamamladı.


restaurant gündem 32 hotel & hi-tech

Küçük oteller ‘Kır Zincirlerini’ zirvesinde buluştu Küçük Oteller Derneği’nin ülke genelindeki 200’ün üzerindeki üyesi, “Kır Zincirlerini” toplantısında, teknolojiden ekonomiye, misafir sadakatinden ağırlamaya, mutfakta yerelleşmeden slowcity’e kadar birçok konuyu masaya yatırdı.

T

ürkiye Küçük Oteller 2.Buluşması, 21 Ocak 2015 Çarşamba günü, Sirkeci’deki Hocapaşa Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Ana teması ‘Kır Zincirlerini’ olarak belirlenen buluşmaya, ülkemizin dört bir yanından 200’ün üzerinde küçük otellerin yetkilileri katıldı. Toplantıda; Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, Seferihisar’da uyguladıkları Slow City deneyimlerini anlattı. Ketchup Loyalty Agency Managing Partner Yalçın Onur, Yeni Dünya Düzenindeki satış-pazarlama-müşteri sadakati gibi konulara değindi. Ekonomist, Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Emre Alkin, 2015’de ekonomik açıdan sektörü etkileyecek gelişmeler hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. İntel İş Geliştirme Direktörü Koray Çandır, geleceğin teknolojisinin sektörü nasıl etkileyeceği hakkında

bilgiler verdi. İstanbul Yiyecek İçecek Grubu Kurucusu, Şef Mehmet Gürs, Mutfağı Yerelleştirmenin önemine değindi. Indus Danışmanlık Kurucusu Danışman M. Efsun Yüksel Tunç, turizmde takım çalışmasını anlattı. Yoldaolmak.com Seyahat Bloggerı Kemal Kaya, seyahatin felsefesini aktardı.

DÜNYADAKİ DEĞİŞİMİ ALGILAMAK VE UYUM SAĞLAMAK Dünyadaki değişimin algılanarak uyum sağlanması gerektiğine vurgu yapan Küçük Oteller Derneği Başkanı Ö. Faruk Boyacı, şunları söyledi: “Bu yıl 2.sini gerçekleştirdiğimiz ve ana teması “Kır Zincirlerini” olarak belirlenen toplantımızda, yine Türkiye’nin dört bir yanından gelen ve büyük ailemizin bir parçası olan otellerimizi ağırlamaktan çok mutluyuz. Farklı konu ve konuşmacılarla amacımız; otellerimizin dünyadaki değişimi algılamalarına ve ona uyum sağlamalarına katkıda bulunmaktır. Biz tüm bölge otellerimizin, çevrelerinde var olan değişimin belirleyici ve yönlendirici aktörleri haline gelmesini istiyoruz. Eminim ki; teknoloji, ekonomi, misafir sadakati, ağırlama, mutfakta yerelleşme, slowcity konularında konuşmacılarımızın


hareketini başlatmıştır. Seferihisar liderliğinde Türkiye’de gelişen Cittaslow hareketi günümüzde 9 kente yayılmıştır.” dedi.

TÜKETİCİLER, ASIL PATRONA DÖNÜŞÜYOR

sunumları; tüm konuklarımıza yeni ufuklar açacak, değişen dünyayı daha hızlı algılamalarını sağlayacaktır.” dedi.

YAŞAMI, YAŞAMAKTAN ZEVK ALINACAK HIZDA YAŞAYIN Seferihisar’daki Slow City deneyimlerini anlatan Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer şunları söyledi: “Küreselleşmenin etkisiyle şehirler hızlı çalışılan, hızlı yaşanılan ve üretmekten çok tüketen, kendi kendine yetmeyen yaşam alanları haline gelmiştir. Kentler, kuruluş amaçları olan insanların bir arada güven içinde yaşadıkları yerler olmaktan çıkmıştır ve insanların daha hızlı hareket etmeleri ve daha hızlı çalışmaları için tasarlanan mekanlara dönüşmüştür. İnsanların birbirlerinin sıcaklığına sığındıkları, sosyalleştikleri, el emeklerini birbirlerine sundukları sosyal korunaklar olmaktan gittikçe uzaklaşan kentler, insanların tüketim için yaşadıkları sahneler halini almıştır. Yaşamın hızlanması sonucu insanlar daha hızlı yemek yemek, daha hızlı alışveriş yapmak, gidecekleri yere daha hızlı varmak için belli bir tempo içinde koşturup durmaktadırlar. Tüketim odaklı hayatın, insanlara mutluluk ve huzur getirmediği, insanların farklı bir yaşam biçimi aramaları kentsel boyutta Cittaslow hareketini ortaya çıkarmıştır. Cittaslow felsefesi yaşamın, yaşamaktan zevk alınacak bir hızda yaşanmasını savunmaktadır. Cittaslow hareketi, insanların birbirleriyle iletişim kurabilecekleri, sosyalleşebilecekleri, kendine yeten, sürdürülebilir, el sanatlarına, doğasına, gelenek ve göreneklerine sahip çıkan ama aynı zamanda alt yapı sorunları olmayan, yenilenebilir enerji kaynakları kullanan, teknolojinin kolaylıklarından yararlanan kentlerin gerçekçi bir alternatif olacağı hedefiyle yola çıkmıştır. Seferihisar 2009 yılında, 30 ülkede 192 üyesi olan Uluslararası Cittaslow birliğine üye olmuş ve Türkiye’de Cittaslow

Klasik pazarlama paradigmalarının değişime uğradığı günümüzde, tamamen müşteri gereksinimlerine uyum sağlayarak şekillenen ‘yeni’ pazarlama anlayışının evrimini aktaran Ketchup Grup CEO’su Yalçın Onur, konuşmasında özellikle Y ve Z jenerasyonlarının yönlendirmesi ile değişime uğrayan güncel teknolojilerin gerçek ve sanal dünya arasındaki çizgileri giderek nasıl belirsizleştirdiği; bunun alışveriş, eğlence, seyahat ve diğer tüm tüketim alışkanlıklarını ne yönde değiştirdiği ve pazarlama anlayışındaki yeni seçeneklerin, zaman ve mekan kısıtlamalarına bağlı kalmadan, hedef kitlelere ne yollarla ulaşabileceğini dinleyicilerle paylaştı. Akıllı telefonlar ve lokasyon bazlı uygulamalar, Google Glass, Oculus gibi sürekli gelişim içinde olan teknolojilerin, kişiselleştirilmiş tüketim alışkanlıklarında ne denli önem taşıdığına da dikkat çeken Onur, küçüğünden büyüğüne tüm işletmelerin bu gelişmelere ayak uydurmak zorunda olduğunu ve istedikleri an tüm görsel ve içeriksel geri bildirime ulaşabilen kullanıcıların, günümüzün gerçek anlamdaki asıl patronlarına dönüştüğünü aktarırken, bu yeni dünya düzeninde işletmelerin tüketicileri kendilerine sadık kılmak için ne gibi yöntemler kullanmaları gerektiğine dair görüşlerini sundu.

MİSAFİRE AKILDA KALICI HİZMET DENEYİMİ YAŞATMAK Indus Danışmanlık Kurucusu Danışman M. Efsun Yüksel Tunç ise, misafire “Akılda Kalıcı ve Önerilir Hizmet Deneyimi Yaşatmak” için takım olarak yapılabilecekleri ele aldığı sunumunda, katılımcıların yaşayarak öğrenmesini hedeflemiştir. Takım hedefini bilen ve sahiplenen çalışanların motivasyonu yüksek bir şekilde hizmet sunmaları için gereken etkili takım iletişimi ve iş yönetimi becerilerinin ele alındığı sunumda, liderlikten zaman yönetimine, işbirliğinden stres yönetimine kadar pek çok konuya değinildi.

SOSYAL MEDYANIN SEYAHAT ALIŞKANLIĞINA ETKİLERİ Seyahat yazarı ve blogger olan Yoldaolmak.com Seyahat Bloggerı Kemal Kaya, dil öğrenmek için çıktığı bir yolculuktan, seyahat bloggeri olarak döndüğü, 22 ay süren seyahatinin ilginç hikayelerini de paylaştı. Blogların, günümüz turizm endüstrisindeki yeri, işbirliği fırsatları ve bloglarla nasıl çalışılması gerektiği konusunda da ipuçları veren Kaya, sosyal medyanın seyahat alışkanlıklarını nasıl etkileyebileceği konusundaki deneyimlerini de aktardı.


restaurant gündem 34 hotel & hi-tech

Benelux umut veriyor TUROB tarafından hazırlanan Utrecht 2015 Turizm Fuarı Sonuç Raporu’nda Rusya’da yaşanan gerileme ve pazar kaygıları neticesinde özellikle sejur yapan turizmcilerin Benelux ülkelerine yöneldiği belirtildi.

G

eçen yıl yaşanan yüzde 1’lik düşüşe rağmen Hollanda pazarı umut veriyor. Türkiye 2014 yılında 1 milyon 303 bin Hollandalı turisti ağırlarken, Hollanda’nın Utrecth kentinde 44. Kez düzenlenen Vakantiebeurs Uluslararası Turizm Fuarı, bu pazarın artı ve eksilerini ortaya koydu. Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği’nin de (TUROB) katıldığı fuar 13-18 Ocak tarihlerinde gerçekleştirildi. TUROB tarafından hazırlanan Utrecht 2015 Turizm Fuarı Sonuç Raporu’nda söz konusu fuarın Benelux bölgesindeki en büyük fuar ticari günü olarak kabul edildiği belirtildi. Türkiye’nin Hollanda’nın en popüler deniz turizmi ülkelerinin başında geldiği ifade edilen rapordu “Ancak, Türkiye tatilleri özellikle güneşdeniz-kum olarak tanımlanan turizm türüne yönelik olsa da son yıllarda, ülkemize yönelik kısa turlar, kültür turları, wellness tatil talebinde bir artış olduğu gözleniyor” denildi. Raporda önemli bir tespite de yer verildi: “Nüfusunun üzerinde turist sirkülâsyonu olan bir ülke olarak, yılda ortalama 2-3 kez tatile çıkan Hollanda, potansiyel bir pazar olarak varlığını koruyor. Rusya’da yaşanan gerileme ve pazar kaygıları neticesinde özellikle sejur yapan turizmcilerin Benelux ülkelerine yönelik tanıtım çalışmalarını arttırdığı gözlemleniyor.”

7’İNCİ BÜYÜK PAZARIMIZ Hollanda pazarının 2015 yılında da 2014 yılı rakamlarını yakalamasının beklendiği kaydedilen fuarda “Bireysel tatil planlaması ve bireysel turlara ağırlık veren Hollandalı turistler özellikle şehir/kültür seyahatlerinde bu yöndeki kolaylıklardan, online rezervasyon imkanları, şehir turları ve konaklamaları süresince faydalanabilecekleri akıllı şehir kartları hakkında bilgi talep etmektedir” değerlendirmesi yapıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verilerine göre 2014 yılında, ülkemizi ziyaret eden yabancı sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5.52 artış göstererek 36 milyon 837 bin kişi oldu. 2013 yılında yıl ülkemizi ziyaret eden Hollandalı sayısı 1 milyon 312 iken, bu yıl yaklaşık yüzde 1’lik düşüşle bu sayı 1 milyon 303 bin kişi oldu. Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçiler arasında Hollanda’nın pazar payı yüzde 3.6 oldu. Hollanda, 2014 yılında Almanya, Rusya, İngiltere, Gürcistan, Bulgaristan ve İran’ın ardından ülkemize en çok ziyaretçi gönderen 7. ülke oldu. 2014 yıl sonu verilerine göre İstanbul’a gelen Hollandalı turist sayısı da 298 bin .kişiye ulaştı ve bir önceki yıla göre yüzde 5’lik bir artış gerçekleşti.



restaurant gündem 36 hotel & hi-tech

TUROB, FITUR Sonuç Raporu’nu açıkladı TUROB, FITUR 2015 Fuar Sonuç Raporu’nu açıkladı. Buna göre, son dört yılda 300 bin bandında kalan İspanyol turist sayısında 2015 yılında da önemli bir değişim beklenmediği ifadelerine yer verildi.

I

TB Berlin ve WTM Londra Turizm Fuarlarından sonra Avrupa’da gerçekleştirilen en önemli 3. Turizm fuarı olarak gösterilen FITUR 2015 Turizm Fuarı, İspanya’nın başkenti Madrid’de 28 Ocak -1 Şubat 2015 tarihleri arasında 34. kez düzenlendi. 165 ülkeden bir önceki yıla oranla %12 artışla toplam 686 kurum/kuruluş, 9.107 firma stand alarak katıldığı fuarda stand alanlarında bir önceki yıla göre bölgeler göz önüne alındığında artış oranları; Ortadoğu %24, Asya Pasifik % 19, Amerika %17, Avrupa %9 ve Afrika %2 olarak kaydedildiği belirtildi. Bu yıl 200 binin üzerinde kişinin ziyaret ettiği tahmin edilen FITUR’un Madrid şehir ekonomisine yaklaşık 200 milyon Euro katkı sağladığı ( konaklama, gastronomi, alışveriş, ulaşım, eğlence vs.) şehir otoriteleri tarafından açıklandı. Oteller, tur operatörleri, seyahat acenteleri, IT ve online sistemler, medya temsilcileri, taşıma firmalarının yanı sıra turizm sektörüne yönelik çok sayıda kuruluşun katılım sağladığı fuarda bu yıl ilk defa Alışveriş Turizmi (FITUR SHOPPING) ve Sağlık Turizmi (FITUR HEALTH) bölümlerine yer verildi.

İSPANYA SON DÖRT YILDA 300 BİN BANDINDA KALDI Rapora göre, Türkiye’nin en istikrarlı büyüme gösteren pazarları arasındayken, 2009 yılı itibari ile ülkede baş gösteren ekonomik krize bağlı olarak, İspanya’dan Türkiye’ye gelen turist sayısının son dört yılda 300 bin bandında stabil olarak sürdüğü ifadelerine yer verildi. Raporda, 2014 yılında İstanbul’a

Yıllar itibari ile İspanya’dan ülkemize gelen turist sayıları; Yıl 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014

Türkiye 288.358 342.104 376.215 321.325 300.084 278.164 290.422 283.926

İstanbul 200.737 211.742 229.181 200.678 198.150 194.668 201.065 235.834

gelen İspanyol sayısında artış kaydedilmesine karşın Türkiye genelinde ise küçük oranda düşüş olduğu da kaydedildi.

İSPANYA ALIŞVERİŞ, SAĞLIK VE GASTRONOMİ TURİZMİ GELİRLERİNİ ARTIRMAK İSTİYOR Raporda ayrıca İspanya’nın gastronomi, alışveriş ve sağlık turizmi gelirlerine de dikkat çekilerek, ülkenin gastronomi turizminden 2014 yılında yaklaşık 8 milyar dolar gelir elde ettiği bilgilerine yer verildi. İspanya hükümetinin ülkede turizmden elde edilen geliri ve turist sayısını artırmak üzere mevcut turizm ürünlerine ilave olarak “Sağlık Turizmi” ve “Alışveriş Turizmi” alanlarında da özel programları hayata geçirdiği ve sağlık turizminin taşıdığı önem ve potansiyel dikkate alınarak bu turizm türünün geliştirilmesine büyük önem verildiği belirtilerek, turizm otoritelerinin bu alanda yıllık ortalama geliri %20 artırarak 2019 yılında 600 milyon Euro’ya çıkarmayı hedefledikleri açıklandı.


Aynı şekilde 2014 yılında İspanya’nın AB ülkeleri dışından gelen turistlerden 1.1 milyar dolar alışveriş turizmi geliri elde ettiği ve İspanya turizm otoritesi tarafından ülkeye alışveriş amacı ile gelen turist sayısında artış sağlanması için yeni çalışmalar da yürütüldüğü bilgileri paylaşıldı.

SONUÇ İstanbul Sabiha Gökçen-Barselona parkuru THY’nin İspanya’daki 7. uçuş noktası olarak seferler 25 Mayıs 2015 tarihinde başlayacak. Ekonomik kriz nedeniyle

Iberia Havayolları’nın ara verdiği Madrid-İstanbul seferlerinin 2014 yılı itibari ile tekrar başlaması turizm açısından yararlı olmuştur. Geçmiş yılların aksine bu yıl fuara ülkemizden az sayıda otelin stand alarak katılmış olması dikkat çekici olmuştur. Eresin Hotels, BW The President Hotel, Citadel Hotel, Titanic Hotels ile Renaissaince Hotels Türkiye bölümünde yer almıştır. “Türkiye Turizmi 2023 Strateji Eylem Planı” hedeflerimiz göz önüne alınarak, İspanya’nın düşük maliyetli havayolu şirketlerine sağladığı imkanlar (Low-Cost Carriers-LCC), gastronomi, alışveriş ve sağlık turizmi konularındaki atılımlarının dikkatle incelenip benzer hamlelerin tarafımızca da yapılması önemli ve yararlı olacaktır. İspanya’da mevcut ekonomik koşullar ve fuarda yapılan ikili görüşmeler dikkate alınarak 2015 yılında ülkemize gelecek İspanyol turist sayısında önemli sayıda değişim beklenmemektedir.


restaurant gündem 38 hotel & hi-tech

Çelikkanat “Türkiye şehiriçi otel yatırımlarının gözdesi oluyor” Türkiye’de Anadolu kentlerinin potansiyeli uluslararası otel zincirlerinin iştahını kabartıyor. Er Yatırım Turizm Genel Müdürü Ferzan Çelikkanat, dünyanın büyük otel zincirlerinin yatırım rotasını Türkiye’ye kırdığını söyledi. Türkiye’de ciddi bir iş oteli ihtiyacı olduğunu ve uluslararası otel zincirlerinin de bu segmentte yer almak istediklerini ifade eden Çelikkanat, “3 yıl içinde yatırımlar 10 milyar doları bulacaktır” dedi.

T

urizmin çeşitlendirilerek 12 aya yayılmasının sektöre ilgiyi artırdığını, yerli ve yabancı yatırımcıların 3 ve 4 yıldızlı şehir otellerine yatırım yapmaya başladıklarını ifade eden Er Yatırım ve Turizm Genel Müdürü Ferzan Çelikkanat, 3 yıl içinde bu alandaki yatırımların 10 milyar doları bulacağını söyledi. İşbirliği yaptıkları ve bünyesinde 9 farklı otel markasını bulunduran Starwood grubu da dâhil olmak üzere turizmin küresel devlerinin, büyük kentlerin ardından rotalarını Anadolu’ya çevirdiklerini dile getiren Çelikkanat, bu grupların üst grup markalarının yanı sıra 3 – 4 yıldızlı markalarını da Türkiye pazarına taşıma trendinde olduğunu söyledi. Çelikkanat, “Son 10 yıldır dünyadaki en büyük 10 otel zincirinden 9’u Türkiye’de gerek işletme anlaşması olarak gerek isim hakları olarak faaliyet göstermekte. Yatırımlar yeni markalarla birlikte artarak devam

ediyor. Bir otel yatırımı, yarattığı istihdamın yanı sıra inşaattan tekstile, porselenden cam eşyaya, gıdadan temizliğe kadar ellinin üzerinde farklı sektöre iş fırsatı yaratıyor” dedi.

ANADOLU’YA YENİ YATIRIMLAR İstanbul başta olmak üzere Kayseri’den Denizli’ye, Bursa’dan Samsun’a, Konya’dan Eskişehir ve Gaziantep’e kadar pek çok şehirde büyük grupların proje arayışı içinde olduklarını vurgulayan Çelikkanat, Anadolu’nun en az 15 kentinde yatırımcı grupların yeni otel yatırımları yaptığını ifade etti. Türkiye’nin bir transfer merkezi haline gelmesi, ticaret potansiyeli, kongre ve fuar hareketliliğine ek olarak Anadolu’da büyüyen kentlerde eğitimli ve yaşam standartları yüksek bir sınıf oluşmasının da bu yatırımlarda etkili olduğunu kaydeden Çelikkanat, “Şehir otellerinde yatırımın geri dönüşü daha hızlı oluyor” dedi. İstanbul’un çok önemli bir transfer noktası olduğunu hatırlatan ve 2016 yılında Londra, Paris’ten sonra en çok turist alan kentler arasına girmesinin beklendiğini kaydeden Çelikkanat, bu kitle içinde iş adamlarının da önemli bir yer tuttuğunu söyledi. Bu yıl şehir otellerine yatırım trendinin süreceğini belirten Çelikkanat, “Yatırım olarak yapacağımız otellerin tamamının 3 ve 4 yıldızlı iş otelleri olmasını istiyoruz. Bu otelleri ortalama 80 – 150 odalı şeklinde planlıyoruz” dedi. Ferzan Çelikkanat, İstanbul ve İzmir’deki otel yatırımlarının başladığını, Eskişehir, Konya, Mersin, Gaziantep, İzmit, Çanakkale, Adana, Mardin, Diyarbakır ve Trabzon’da da arazi geliştirmeye devam ettiklerini söyledi.


Size özel hazırlanmış pastörize sıvı yumurta


restaurant gündem 40 hotel & hi-tech

Rusya’dan umut veren açıklama Rusya’nın yaşadığı ekonomik kriz nedeniyle bu yıl Türkiye’ye gelen Rus turist sayısında yüzde 25-30 düzeyinde düşüş beklenirken, Rusya Federasyonu Turizm Federal Ajansı Başkanı Oleg P.Safonov’un açıklamaları umut verdi.

R

usya’da ortaya çıkan ekonomik gelişmelerin turizm sektörüne olası etkilerini yerinde incelemek üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından oluşturulan bir heyet Moskova’ya gitti. Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) yetkililerinin de yer aldığı heyet ilk olarak Rusya Federasyonu Turizm Federal Ajansı Başkanı Oleg P. Safonov ile görüştü. Son derece olumlu geçen görüşmede iki ülke arasında turizm alanında süregelen ilişkiler gözden geçirildi. Heyetin ziyaretinde açıklamalarda bulunan Başkan Safonov, son dönemlerde ülkedeki ekonomik gelişmelere karşın Rus vatandaşların tatil tercihini iki ülke arasındaki güçlü siyasi ilişkiler ve Türkiye’nin sunduğu yüksek nitelikli tatil olanakları dikkate alınarak Türkiye’den yana kullanacaklarını söyledi. Safonov, bu yıl Türkiye’ye gidecek Rus turist sayısında düşüş değil, artış olacağının beklendiğini söyledi.

“TÜRKİYE’DE EVİMDE GİBİYİM” Türkiye’de tatil yaptığı zaman tüm Rus vatandaşları gibi kendisini evinde hissettiğini belirten Başkan Safanov “Bu yıl Rusya’da döviz kurları nedeniyle iç turizmde önemli oranda hareket bekliyoruz. Bu anlamda Türk vatandaşlarını Rusya’da tatil yapmaya davet ediyoruz. Diğer yandan Rusya’nın turizm altyapısının geliştirilmesi için Türk Turizm Yatırımcılarına her türlü desteği vermeye hazırız. Rus turistler Antalya’da yapılan deniz turizminin yanında başta İstanbul ve Kapadokya olmak üzere kültürel turlara da büyük önem vermektedirler. Rusya’da bu yönde de tanıtım çalışmalarınızı artırmanızı öneriyorum, Türkiye ile turizm alanında her türlü işbirliğine açığız.” diye konuştu.

“İŞBİRLİĞİMİZ SÜRECEK” Türkiye heyetine başkanlık yapan Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürü İrfan Önal da Rusya’da bulunmaktan son derece memnun olduklarını, ziyarete katılan heyetin temsil gücünün Rusya’ya verdiği önemin bir göstergesi olduğunu, Rus turistlerin ülkemizde tatil yapmaları için her türlü yardım ve işbirliğine açık olduklarını belirtti. Önal “Aramızda süregelen üst düzey ilişkiler neticesinde komşumuz Rusya ile turizm alanında işbirliğimizi her geçen gün daha fazla pekiştiriyoruz. Kısa süre içerisinde iki ülke arasında ilişkileri daha fazla geliştirmek amacı ile karşılıklı olarak Kültür ve Turizm Yılı etkinlikleri düzenleyeceğiz. Bizler bugün de gösterdiğimiz bu olumlu işbirliğimizi daima sürdürmek arzusundayız” dedi. Moskova’da temasları kapsamında çeşitli tur operatörleri ve basın mensupları ile görüşmelerde bulunacak heyette Kültür ve Turizm Bakanlığı, Moskova Tanıtma Müşavirliği, TUROB, TUROFED, TÜRSAB ve TYD temsilcileri yer alıyor. Heyette TUROB’u Başkan Timur Bayındır ve Genel Müdür İsmail Taşdemir temsil ediyor.



restaurant gündem 42 hotel & hi-tech

Bakanlık turizmde markalaşmak için “Turkey:Home” kampanyası başlattı Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye’nin ‘Turizmde Markalaşma’ sürecinde öncü olan “Turkey:Home” kampanyasının değerlendirme toplantısını 23 Ocak Cuma günü Çırağan Oteli’nde gerçekleştirdi.

K

ültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye’de tanıtım alanında ‘Turizmde Markalaşma’ hedefine ilişkin stratejik bir adım olan Turkey:Home kampanyasının değerlendirmesini 23 Ocak Cuma günü Çırağan Palace Kempinski’de düzenlenen basın toplantısı ile yaptı.

DURSUN: KAMPANYAYA HERKESTEN DESTEK BEKLİYORUZ Tanıtım toplantısında konuşma yapan Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. A. Haluk Dursun şu sözleri kaydetti: “Turizm ekonomik

kalkınmadan kültürlerarası diyaloğa, teknolojik gelişmeden çevre ve tarihi mirasın korunmasına, uzlaşma kültürünün yayılmasından dünya barışına kadar pek çok alanda insanlığa büyük katkılar sağlayan bir sektördür. Marka olmak kalplere ve dolayısı ile insanlara ulaşabilmektir. Bu nedenle, Bakanlığımızca 2014


yılında başlatılan ülkemizin markalaşma projesini ülkenin tüm kurum ve kuruluşlarının, sektörümüzün ve hatta fertlerinin desteklemesi gerekmektedir. Çünkü insanlar seyahat ettikleri yerden çok gittikleri yerdeki insan hikâyelerini anımsamaktadır. 2023 hedeflerimizle turizmin vizyonuna hizmet eden ve ülkemizin markalaşma projesi olan Turkey:Home kampanyamıza diğer kurumlarımızın, özel sektör şirketlerimizin, sektör temsilcilerimizin ve basın mensuplarımızın ve elbette halkımızın desteğini ve katılımını bekliyoruz.”

ANA TEMASI “HOME” Hızla artan küreselleşme ile birlikte ülkelerarası bir rekabet haline gelen turizm dünyasında, Türkiye’nin hakettiği yeri alması için Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Turkey:Home projesi hayata geçirildi. Bu kampanya ile birlikte, Türkiye’nin turizm alanında oluşturduğu algı ve marka imajı, son derece titizlikle hazırlanmış bir plan ile profesyonel bir ekip tarafından yönetiliyor. Türkiye’nin uzun yıllar kullanabileceği, dünyanın her yerinde olumlu ve sıcak hisler uyandıran ve Türkiye’nin kolaylıkla sahiplenebileceği stratejik bir

kavram olan “Home”, kampanyanın ana temasını oluşturuyor. Tarih boyunca onlarca uygarlığa ev sahipliği yapan ve misafirperverliği ile tanınan insanların vatanı olan ülkemiz, ev ve yurt kavramları ile özdeşleştirilerek turizm dünyasında hedeflediği algıyı oluşturuyor.

TÜRKİYE DÜNYA SIRALAMASINDA 5. SIRADA Turkey:Home tanıtım kampanyası, dünyanın en önemli noktalarında kullanılan gazete, dergi ve açık hava reklamları gibi geleneksel mecralara ek olarak, çok kapsamlı bir dijital ve sosyal medya kampanyasını da içeriyor. Geç dâhil olduğu bu yolda Türkiye, tüm sosyal mecralar göz önüne alındığında, 1,5 milyon takipçi sayısını geçerek dünyada 5. sıraya yerleşti.

GENÇ TURİZMCİLER DERNEĞİ’NDEN TURKEY:HOME’A DESTEK Genç Turizmciler Derneği (GTD), Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürlüğü’nün Turkey:Home projesinin başarısını değerlendirdi. ‘’Genç Turizmciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Bulut Bağcı, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yeni projesi Turkey:Home’un, geleneksel mecraların haricinde, marka imajını sosyal medya çalışmaları ile öne çıkardığını söyledi. Kampanya kapsamının dışında gelişen teknolojiye ayak uydurmasından duyduğu mutluluğu dile getiren Bağcı, “Kampanya dünyanın en önemli noktalarında kullanılan gazete, dergi ve açık hava reklamları gibi geleneksel mecralara ek olarak, çok kapsamlı bir dijital ve sosyal medya çalışmasını da içeriyor. Facebook’ta 830 binden fazla beğeniye, Twitter’da 536 binden fazla takipçiye sahip Turkey:Home,Instagram ve YouTube’un haricinde LinkedIn ve Pinterest’te iletişimini sürdürüyor. Rakamsal olarak 1,5 yılda dijitalde 40 milyon görüntülenen verilerinin öne çıktığı kampanya sayesinde ülkemizin markalaşması adına ve 2023 vizyonunun desteklenmesi adına büyük önem taşıyor. Biz de GTD olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. A. Haluk Dursun’un yaptığı çağrıya destek veriyor ve teşekkür ediyoruz.’’dedi.


restaurant yeni yatırımlar 44 hotel & hi-tech

Hilton Garden Inn Istanbul Airport açıldı Türkiye’deki Hiton Worldwide otellerine bir yenisi eklendi. Hilton Garden Inn Istanbul Airport İstanbul, 30 Ocak Cuma günü Yenibosna’da hizmet vermeye başladı…

H

ilton Worldwide’ın ekonomik üst kalite segmentinin ödüllü markası Hilton Garden Inn, dünya genelinde 600’den fazla otelden oluşan portföyüne Hilton Garden Inn Istanbul Airport’u ekledi. Birbirinden güzel 217 odası bulunan Hilton Garden Inn Istanbul Airport, İstanbul Yenibosna’da kapılarını açtı. Hilton Garden Inn markasının Türkiye’deki yedinci mülkü olan Hilton Garden Inn Istanbul Airport, sahibi Saray Döküm ve Madeni Aksam Sanayi Turizm A.Ş. adına Hilton Worldwide tarafından yönetiliyor. Otel, uygun fiyatlı kaliteli konaklama imkanı ve konuklarına sosyalleşebilecekleri alanlar sunuyor. Hilton Garden Inn Istanbul Airport ayrıca toplamda 250 metrekarelik altı toplantı salonuna ek olarak 500’den fazla kişinin ağırlanabileceği 373 metrekarelik

bir balo salonunu da bünyesinde barındırıyor. Tüm Hilton Garden Inn’lerde olduğu gibi bu tesiste de misafirler ücretsiz Wi-Fi, 24 saat açık iş merkezi, spor salonu ve kapalı havuzdan yararlanabiliyor. The Garden Grille and Bar siparişe göre hazırlanan kahvaltı, akşam yemeği, kokteyller ve akşam oda servisi; 24 saat açık olan The Pavilion Pantry® ise tuzlu atıştırmalıklar, tatlılar, soğuk içecekler ve dondurulmuş ürünlerden oluşan bir seçkiyle hizmet veriyor.


KOLAY ULAŞIM Hilton Garden Inn Istanbul Airport Oteli Genel Müdürü İlter Türkmenoğlu şunları kaydetti: “Hilton Garden Inn İstanbul Airport, İstanbul Atatürk Havalimanı’na olduğu kadar Güneşli-İkitelli’deki iş ve sanayi bölgelerine de yakın. Ayrıca otelden fuar merkezleri ve civardaki AVM’lere ulaşım çok kolay. Bu özellikleriyle otelimiz yoğun programlı konuklarımız için ideal bir konuma sahip. Hilton Garden Inn İstanbul Airport otelimizde konuklarımızı ağırlayacak olmaktan ötürü son derece heyecanlıyız.” Hilton Garden Inn Global Başkanı Adrian Kurre ise şöyle konuştu: “Hilton Garden Inn otellerini İstanbul Atatürk Havalimanı gibi ekonomik, fakat kaliteli otel talebinin yoğun olduğu bölgelerde açıyoruz. Tıpkı Londra’daki Heathrow havaalanındaki son Hilton Garden Inn gibi, bu otel de yerli ve yabancı konuklara büyük kolaylıklar sağlayacak, Türkiye’deki son otelimizi hizmete sunmaktan büyük heyecan duyuyoruz.”

SEÇKİN LEZZETLER Tüm odalarda bembeyaz bir yorgan ve yepyeni bir çarşaftan oluşan markanın simgesi bir yatak, ergonomik sandalyesi ile birlikte geniş bir çalışma masası, bir mini buzdolabı, ayrıca ücretsiz su

ile çay ve kahve makinasından oluşan bir ‘ikram merkezi’ bulunuyor. Konuklar ayrıca siparişlerine göre hazırlanan kahvaltının, Garden Grille’nın leziz yemeklerinin, odalarında yemek yemenin ya da kokteyl yudumlamanın ve Garden Bar & Lounge’da rahatlamanın keyfini çıkarabilir.


restaurant yeni yatırımlar 46 hotel & hi-tech

Divan Grubu Bağdat oteliyle büyümeye devam ediyor Yurt içi ve yurt dışındaki büyümesine hız kesmeden devam eden Divan Grubu, yeni otelini 2018’in ilk çeyreğinde Bağdat’ta açmaya hazırlanıyor.

Y

urt içi ve yurt dışındaki büyümesine hız kesmeden devam eden Divan Grubu, yeni otelini Bağdat’ta açmaya hazırlanıyor. 2018 yılı ilk çeyreğinde bitirilmesi planlanan ve toplam inşaat maliyetinin 46 milyon dolar olması öngörülen otel ile birlikte, Bağdat’a Divan konforunun ve hizmet kalitesinin getirilmesi amaçlanıyor. Bu otelin hizmete girmesiyle birlikte, Divan Grubu’nun otel sayısı 24’e ulaşıyor.

YATIRIMI AL SADEQ GRUBU’NA AİT Türk otelciliğinde bir ekol olan Divan Grubu, Bağdat’ta hayata geçireceği otel projesiyle, yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da büyüme ivmesini hızlandırıyor.

Yatırımını, Al Sadeq Grubu’na ait Usul Al-Yaman Real Estate Investment LLC Şirketi’nin üstlendiği otelin işletmesini 15 yıllığına Divan Grubu üstleniyor.

2018’DE AÇILACAK 2018 yılı ilk çeyreğinde tamamlanması öngörülen Divan Bağdat’ın, 150 odalı bir iş oteli olması hedefleniyor. Toplam 46 milyon dolara mal olması planlanan beş yıldızlı otel, Bağdat Yeşil Bölge’ye 1,8 km mesafedeki Al Hurria Meydanı - Karada Kharidge Caddesi’nde konumlanıyor. Divan Bağdat ayrıca, Bağdat Üniversitesi’ne 1,2 km. ve Bağdat Uluslararası Havalimanı’na 15 km uzaklıkta bulunuyor.


Tesis içi Yıkama ve Kurutma Çözümleri için LG Ticari Çamaşırhane Ekipmanları

Oteller • Butik Oteller • Rezidanslar • Restaurantlar • Kreşler • Catering Firmaları • Temizlik Şirketleri

Standart Model

Kartlı Model

LG TİCARİ ÇAMAŞIRHANE EKİPMANLARI TÜRKİYE

Jetonlu Model

Stack (Altlı-Üstlü) Model

Miralay Şefik Bey Sok. No:5 D:7 34437 Beyoğlu - İSTANBUL • Tel: +90 (212) 244 63 10 (pbx) • Fax: +90 (212) 244 63 11 www.lg-turkiye.com • info@lg-turkiye.com


restaurant yeni yatırımlar 48 hotel & hi-tech

The Leos Residence açıldı The Leos Residence 2014 Aralık ayında İstanbul’un iş yaşam merkezi olan Gayrettepe’de yaklaşık 3 milyon yatırımla turizme kapılarını açtı.

T

he Leos Residence 2014 Aralık ayında İstanbul’un iş yaşam merkezi olan Gayrettepe’de kapılarını açtı. Yaklaşık 3 milyon TL yatırımla Leos Yatırım A.Ş. tarafından hizmete sokulan İstanbul’un yeni otel projesini The Leos Residence Genel Müdürü Onur Metin ile konuştuk.

The Leos Residence ne zaman açıldı? Projeye ne kadarlık bir yatırım yapıldı? The Leos Residence 2014 Aralık ayında İstanbul’un iş yaşam merkezi olan Gayrettepe’de açıldı. Leos Yatırım A.Ş.’nin ilk projesi olan The Leos Residence’ın projelendirilmesi ve kuruluşu toplamda 10 ay sürmüş olup yaklaşık 3 milyon Türk liralık bir iç yatırımla hazırlandı. The Leos Residence, Gayrettepe’deki merkezi konumundan dolayı öncelikli olarak iş dünyasına yön veren üst düzey yöneticiler, İstanbul’a turistik amaçlı yurt dışından gelen ve uzun konaklamak isteyenler, ev konforunu lüks içinde yaşamak ve kişiye özel hizmetlerden faydalanmak ve kısa süreli konaklamak isteyenleri profesyonel ekibinin sunduğu kusursuz hizmet ayrıcalıklarıyla buluşturmak istiyor.

Otel hakkında detaylı bilgi alabilir miyiz? Retro, Grunge ve Naturel olarak üç ayrı konseptte

dizayn edilen oda seçenekleri, 1+1 ve 2+1 olmak üzere; 75 m2’den 130 m2’ye kadar farklı konaklama seçenekleriyle geniş bir alan sunuyor. 31 adet daireden oluşan The Leos Residence’ın dairelerinde tüm eşyalar konfor ve lüks ile sunulurken sağlık, ergonomi ve teknoloji de misafirlerin tıpkı evlerindeki gibi The Leos Residence Genel Müdürü Onur Metin rahat etmesi için düşünülen diğer öğeler arasında. Konaklama hizmetinin dışında talebe özel toplantı hizmeti de sunan The Leos Residence; Yuvarlak masa düzeni (10 kişilik), U masa düzeni (10 kişilik) ve Sınıf düzenindeki (30 kişilik) toplantı odalarıyla konforlu bir çalışma ortamı sunuyor. Misafirler, toplantı odalarında bulunan Fiber Wi-fi, projeksiyon & perde, telekonferans sistemi, DVD oynatıcı gibi ekipmanları ve kişiye özel sekreterya hizmeti ile diledikleri zaman önemli toplantılarını The Leos Residence farkıyla organize ediyorlar.

Otelin sunduğu hizmetler hakkında bilgi verebilir misiniz? Misafirlerinin isteklerine 7/24 cevap veren profesyonel ekibiyle The Leos Residence; uyandırma, havaalanı transfer, kuru temizleme, 7/24 hizmet veren otopark & vale, güvenlik, 5 yıldızlı otellerde verilen resepsiyon ve concierge hizmetleri gibi daha birçok özel hizmetiyle iş dünyasının ikinci adresi olacak. The Leos Residence’ta misafirlerimizin sağlığını da önemsiyoruz. Tesisimizde Fitness ve plates salonumuzda spor yapabilme imkanı buluyor. Aynı zamanda rahatlamak isteyen misafirlerimiz spa hizmetimizden de faydalanabiliyor. Bunun dışında uzun dönem ya da kısa dönem konaklama yapan misafirlerimizin özel ihtiyaçlarını karşılıyor, memnun etmek adına kişisel isteklerini geri çevirmiyoruz.


MARKALAR

The Leos Residence’ın mimarisi hakkında kısa bilgi alabilir miyiz? The Leos Residence’ın iç mimarisi; konaklama yapacak olan misafirlerimize seçim yapma şansı vererek, özgür ve rahat hissedecekleri bir iç ortam yaratma fikrinden yola çıkarak; Naturel, Retro ve Grunge olmak üzere 3 farklı tarzda tasarlandı. Her tema için 3 farklı malzeme paleti kullanıldı. Her temada malzemeler renk, doku ve tarzı belirleyen çizgileri popüler oldukları dönemlere atıfta bulunacak şekilde oluşturuldu. İddialı bir ruh halini temsil eden Grunge konseptinde renklerimiz koyu, dokularımızda sıkça parlak mat kontrastı kullandık. Cam-ayna, deri-kadife kumaş, metaller ve koyu renkli doğal mermerler ve sertyumuşak, sıcak-soğuk, ışıklı-gölgeli gibi zıtlıklara vurgu yaparak mekanın iddialı ve karizma sahibi olması sağlandı. Malzemelerin dokularındaki kontrastlar özellikle iddialı tutulurken, mobilya ve objelerin tasarım hatlarının sade olmasına dikkat ettik. Bu şekilde çarpıcı ve duygusal bir tarz yakalandı. Aydınlık ve pozitif bir ruh halini temsil eden ve ilhamını doğadan alan Natural tarzda renkler doğadan gelen toprak ve güneş tonlarında kalır ve aydınlığı vurgulaması için açık ve pastel tonlar kullanılır. Natural tarzda hazırlanan dairelerimizde kontrast değil uyum ve tamamlama dizgisiyle hareket ettik. İç huzurumuza hizmet eden, dingin ve aydınlık bir tarz oldu. Geçmişin beraberinde getirdiği bilgelikle, geleceğe doğru kurulan sıkı bir bağ düşüncesiyle oluşturduğumuz Retro tarzında; 60’lı ve 70’li yılların vazgeçilmezi renk ve geometrik desenlerini ele alarak, günümüz ve gelecek modernizmine sadık kaldık. Geçmişin sıcaklığına, anıların güzelliğine göndermeler yapan, geleneğe saygılı, biraz melankolik ama gelecekle de iddialı bir bağ kuran, pozitif bir iç mekan kurgusu

İklimlendirme Sistemleri Hijyen Ürünleri Mobilya (Genel Alanlar) Kapılar Oda Mobilyaları Ses ve Işık Sistemleri Projeksiyon Sistemleri Televizyon Tekstil Minibar Oda Otomasyon Sistemleri Fitness Ekipmanları Yangın Güvenlik Ekipmanları Pos Sistemleri Cam Ürünler Ana Kapı Bina Otomasyonu Armatürler Seramikler Vitrifiye Misafir ve Servis Asansörleri İşletme Yönetim Sistemleri Endüstriyel Mutfak Halılar

Smallart Ecolab Tuğcu Mimarlık (Özel Tasarım) Brassco Koltuklar (Özel Yapım) Yataklar Dunlopillo Imperial Plus Zikmu Parrot by Stark & Aura Harman Kardon & Bosse & Beats Pill XL. Sony Samsung /IP TV: IRENIS Golden Goose (Yastıklar) Siemens Adeks Diesel Fitness Köse Yangın Söndürme sistemleri Yapı Kredi Ingenico Mobil Pos Paşabahçe Boon Edam Siemens Vitra Eczacıbaşı Artema Vitra Eczacıbaşı Vitra Eczacıbaşı ‘İstanbul’ Banyo Serisi Mitsubishi Etal Melco Opera Otel Yönetim sistemi Varenna Step

oluşturduk. Döneme uyum sağlayan parlak kumaşlar ve alkantaralar gibi gelişen malzemelere de vurgu yaptığımız, eğlenceli, oyuncu ve modernist bir tarz yakaladık. Uzun dönem ve kısa dönem konaklama yapacak olan misafirler için her cm2’nin verimli kullanılmasına, her iç mimari öğe veya elemanın bir fonksiyonu karşılamasına hem de kullanışlı olmasına dikkat ettik. Bu sayede kullanım verimliliği üst düzeyde mekanlar yaratmış olduğumuza inanıyoruz.

The Leos Residence’ın yiyecek – içecek hizmetlerine dair neler söyleyebilirsiniz? The Leos Residence’ta özel sunum ve titizlikle hazırlanmış kahvaltı ve oda servisi bulunuyor. Misafirlerimizin odalarına özel olarak istedikleri yiyecekleri temin ediyor ve onların damak zevkine uygun menüleri tercih ediyoruz. Önümüzdeki günlerde The Leos Residence’ta misafirlerimizin dinlenmek için vakit geçirebilecekleri ve ikramlarımızı servis edebileceğimiz bir alan oluşturmayı ve misafirlerin isteklerine özel hazırlanan tatları sunmayı planlıyoruz.


restaurant yeni yatırımlar 50 hotel & hi-tech

DoubleTree by Hilton 2017’de Çanakkale ve Eskişehir’de açılacak Hilton Worldwide, üst sınıf segmentindeki DoubleTree by Hilton markasının Türkiye’deki portföyünü genişletme kararı aldı. Çanakkale ve Eskişehir’de iki DoubleTree by Hilton oteli açılacak.

D

ouble Tree by Hilton Çanakkale ve Double Tree by Hilton Eskişehir otelleri, Hilton Worldwide ile Immotrust Gayrimenkul ve Alt Yapı Geliştirme Yatırım A.Ş arasında imzalanan franchise anlaşmasını takiben, 2017’de hizmete alınacak. Halihazırda, İstanbul, İzmir ve Kapadokya dahil olmak üzere, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yedi DoubleTree by Hilton oteli faaliyet gösteriyor. Hilton Worldwide Avrupa ve Afrika Geliştirmeden Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Patrick Fitzgibbon şöyle konuştu: “Yaygınlaşan sanayileşme ve artan milli geliri ile sürdürülebilir şekilde büyüyen Türkiye, gelişen bölgesel iş merkezleri ve alt yapı yatırımları ile birlikte iş seyahati sıklığını da arttırıyor. 60 yıldır varlığımızı sürdürdüğümüz Türkiye’nin pek çok şehrinde ve bölgesinde hem üst hem orta sınıf markalarımıza ait oteller açmaya devam ediyoruz. Bu iki yeni otelimizle Avrupa’daki DoubleTree by Hilton portföyümüzü genişletmekten heyecan duyuyoruz.” DoubleTree by Hilton Global Başkanı John Greenleaf ise şunları kaydetti: “2014 markamız için çok başarılı bir yıldı, DoubleTree by Hilton otellerimizin sayısını, Malatya ve İzmir’de açtığımız iki otelle artırdık. Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde büyümeye devam etmekten mutluyuz. Eşsiz hizmet anlayışımız ile ünlü DoubleTree by Hilton olarak, Çanakkale ve

Eskişehir’deki konuklarımızı imzamız niteliğindeki misafirperverliğimiz ve çikolata parçacıklı sıcacık kurabiyelerimizle karşılamaktan heyecan duyuyoruz.”

ESKİŞEHİR VE ÇANAKKALE’YE YENİ BİR SOLUK KATACAK 12 kata yayılan 93 odasıyla DoubleTree by Hilton Eskişehir, küçük toplantı odalarının yanı sıra büyük çaplı davetler için 485 metrekarelik bir balo salonu ile hizmet verecek. Kaplıcalarıyla ünlü Eskişehir’deki DoubleTree by Hilton’da konaklayanlar, otelin doğal termal spa’sından ve kapalı havuzundan da yararlanabilecek. Çatı terasında açılacak barın misafirleriyse, muhteşem şehir manzarasına karşı yemek yiyip içkilerini yudumlayabilecek. DoubleTree by Hilton Çanakkale ise içinde mağazalar, kafe ve restoran, ayrıca otel misafirlerinin faydalanabileceği bir spa’yı barındıran bir kompleksin çatısı altında yer alacak. Yeni otel, 201 üst sınıf oda, 560 metrekarelik balo salonu ve dokuz adet modern toplantı salonu ile hizmet verecek. 3 bin yıllık geçmişiyle önemli bir turizm merkezi olan Çanakkale, genç ve aktif nüfusu sayesinde gelişen bir iş merkezi haline geldi. İçdaş Çelik, İçdaş Elektrik ve Akçansa Çimento dahil olmak üzere, Türkiye’nin en büyük tarım ve sanayi üreticilerine de ev sahipliği yapıyor.



restaurant yeni yatırımlar 52 hotel & hi-tech

Narven Termal Tatil Kasabası Avrupa’ya uzanıyor Narven A.Ş’nin hayata geçirdiği, Bolu’nun turistik yatak kapasitesini ikiye katlayacak dev proje Narven Termal Tatil Kasabası, İstanbul Avrupa Bölge Müdürlüğü ile üç nesil, 4 mevsim tatil yapmak isteyenlere bir adım daha yaklaşıyor.

N

arven A.Ş., İstanbul, Tekirdağ, Edirne ve çevre illerden Türkiye’nin en kapsamlı termal tesisi Narven Termal Kasaba hakkında bilgi sahibi olmak ve yatırım yapmak isteyen müşterilere hizmet vermek üzere İstanbul Avrupa Bölge Müdürlüğü’nü 27 Ocak Salı günü Merter’de hizmete açtı.

HALİT YILDIZ: BÜYÜMEYE DEVAM EDİYORUZ Narven A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Ericek, İcra Kurulu Başkanı Halit Yıldız, Yönetim Kurulu Üyeleri Necip Çarıkcı, Fahri Nalçacı ve Şerafettin Nalçacı’nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen açılış töreninde konuşan Narven A.Ş. İcra Kurulu Başkanı Halit Yıldız, “Narven Ailesi olarak her geçen gün büyümeye devam ediyoruz. Projemize olan ilginin katlanarak artması, bizlere yeni sorumluluklar yükledi. Biz de buradan hareketle İstanbul’da Avrupa Bölge Müdürlüğümüzü bugün hizmete sokmuş bulunuyoruz. İstanbul ve civar illerde yaşayan müşterilerimize hizmet vermek üzere hayata geçirdiğimiz bölge müdürlüğümüz ile sağlam ve kaliteli hizmetler sunmaya devam edeceğiz”, dedi. Yıldız sözlerine şöyle devam etti: “Narven Tatil

Kasabası gerek konumu ve büyüklüğü gerekse konsepti ve ayrıcalıklı hizmetleri ile tamamlandığında, Bolu’ya ve bölge turizmine yepyeni bir soluk getirecek. Doğanın kalbinde, doğa ile uyum içinde büyüyen Narven, Türkiye’nin ve Bolu’nun değerine değer katacaktır. Üç nesil, 4 mevsim tatil yapmak isteyenlere özel kurgulanan proje, kasaba meydanı, villaları, rezidansı, oteli, fizik tedavi ve rehabilitasyon üniteleri, kongre merkezi ve sosyal donatıları ile konforlu bir yaşamın kapılarını aralarken doğanın


içindeki muhteşem konumu ile sağlık ve huzuru da beraberinde sunuyor.”

ARALIK 2015’TE İLK MİSAFİRLERİNİ AĞIRLAYACAK Kendi sektörlerinde lider yatırımcılar tarafından hayata geçirilen Narven Termal Kasabası, 450.000 m² alana 250 milyon dolarlık bir yatırımla inşa ediliyor. Türkiye’nin ilk tatil kasabası olma özelliği taşıyan proje, ‘Türkiye’nin En Büyük 500 Sanayi Kuruluşu’ listesinde ilk 100 içinde yer alan Erpiliç ile, Çarıkçı Grup, GLS Genel Lojistik A.Ş. ve Nalçacılar A.Ş. ‘nin ortaklığında hayata geçiriliyor. Hisseli gayrimenkul sistemi ile satışa sunulan Narven Termal Kasaba, misafirlerine eşsiz bir tatil deneyimi sunacak. Proje, Bolu’nun muhteşem doğasıyla iç içe bir tatil olanağı sunmasının yanı sıra çeşitli eğlence merkezleri, spor ve çevre etkinliklere yakınlığı sayesinde doğa aktiviteleri ile her yaştan misafirin keyifli zaman geçirmesini sağlıyor. Projede ayrıca,

Bolu’nun şifalı sularından yararlanabilmek için sosyal tesislerde termal havuzlar, Termal Havuzlu Türk hamamı, SPA ve Wellnes Merkezi’nde kneipp terapi havuzları, tuz odası, rasul terapi (çamur), vichy, herbal sauna, aroma terapili buhar odaları, relax room, macera duşları, cilt bakımı, masaj odaları, kar çeşmesi bulunuyor. Misafirlerini birer haftalık zaman dilimlerinde hisseli gayrimenkul sistemi ile ağırlayacak olan Narven, 1250 adet daire, 150 adet rezidans daire ve 230 otel odası ile toplamda 7200 yatak kapasitesine sahip olacak. Mimari projesi 2 etap olarak hazırlanan Narven’in ilk etabının birinci bölümü 2015 Aralık ayında misafirlerini ağırlamaya başlayacak.


restaurant yeni yatırımlar 54 hotel & hi-tech

St. Regis İstanbul 1 Mart’ta açılıyor Dünyanın en önemli otel gruplarından Starwood Hotels & Resorts’un en lüks markası St. Regis, Türkiye’deki ilk otelini 1 Mart 2015’de İstanbul’un en gözde noktası Nişantaşı’nda hizmete açmaya hazırlanıyor.

S

tarwood Hotels & Resorts ve Demsa Group ortaklığı ile açılacak olan St. Regis İstanbul, lüks konaklama anlayışına farklı bir boyut getiren ayrıcalıklarıyla konuklarına benzersiz bir deneyim yaşatacak. St. Regis İstanbul, misafirlerine St. Regis markasının tüm dünyada en yüksek standartlarda sunduğu St. Regis Butler Servisi ile konaklama öncesi başlayan ve konaklama süresince devam eden hizmetleriyle günümüzün en önemli gereksinimi olan “kendilerine ayırabilecekleri kaliteli zamanı” hediye ediyor. St. Regis İstanbul’un Maçka Parkı ve Boğaz manzaralı odalarının yanı sıra dört adet St. Regis Suite, dört adet Empire Suite, bir adet Caroline Astor Suite, dört adet Cosmopolitan Suite olmak üzere 14 suiti bulunuyor. 185 metrekarelik sıra dışı kral dairesi, eşsiz bir İstanbul manzarası sunan 62 m2’lik terası, çağdaş sanat eserleriyle donatılmış salonu, tavandan yere uzanan geniş pencereleri ile fark oluşturuyor.

SPAGO, İSTANBUL’A GELİYOR St. Regis İstanbul’un teras katında, şehre yepyeni bir lezzet kültürü getirecek olan, Oscar törenlerinin resmi aşçısı Michelin yıldızlı ünlü şef Wolfgang Puck’ın trendleri belirleyen ikonik markası Spago’nun Amerika dışındaki ilk restoranı olan Spago İstanbul yer alıyor. St. Regis İstanbul’un öne çıkan diğer mekanları arasında sofistike ambiyansı ve lezzetli menüsü ile Nişantaşı’nın yeni buluşma noktası olacak St. Regis Brasserie; lobide konumlanan ve ünlü kokteyl seçenekleri, yerli ve yabancı içki çeşitleri ile konuklarına eşsiz bir deneyim sunan Petit “O” Bar, konuklarına gerçek bir SPA deneyimi yaşatacak

Iridium SPA yer alıyor. Ayrıca otel bünyesinde business center, toplantı konseptine farklı bir bakış açısı getiren toplantı salonları ve bir balo salonu da bulunuyor. Ödüllü mimar Emre Arolat tarafından tasarlanan St. Regis İstanbul, 1920’lerin Türkiye’sinin ruhunu, Demsa Sanat Koleksiyonunu da içeren modern sanat enstelasyonlarının çeşitliliğiyle de dikkat çekiyor.



restaurant yeni yatırımlar 56 hotel & hi-tech

Hyatt Regency İstanbul Ataköy açıldı Türkiye’de Hyatt markasını taşıyan üçüncü, Hyatt Regency markasına ait tek otel olan Hyatt Regency İstanbul Ataköy, 12 Ocak’ta kapılarını İstanbul turizmine açtı.

B

ir Hyatt Hotels & Resorts kuruluşu olan 5 yıldızlı Hyatt Regency Ataköy’ün markanın uzun bir aradan sonra Türkiye’ye dönüşünü müjdelemesi açısından büyük önem taşıdığını ifade eden Otel Genel Müdürü Stefan Radstrom, otele dair şu bilgileri aktardı: “Otelimiz, konuklarını en iyi şekilde ağırlamak için tüm detaylar düşünülerek tasarlandı. Bölge halkı için de yeni bir çekim merkezi olmayı amaçlıyoruz. Bu amaçla otel bünyesinde benzersiz restoranlardan spa ve fitness merkezine kadar birçok özel alan oluşturuldu. Otelimiz, Atatürk Uluslararası Havalimanı ve şehrin kalbi olan Taksim’e çok yakın bir konumda bulunuyor. Bu özelliğiyle, hem iş amaçlı hem de turistik amaçlı seyahat eden misafirlerimiz

için oldukça cazip bir konuma sahibiz.” Konuklarına konforlu ve huzurlu bir atmosfer vaat eden Hyatt Regency İstanbul Ataköy, dünya kültürlerinin buluştuğu bir kavşakta yükseliyor. Genel Müdür Stefan Radstrom’un belirttiği gibi, otelde uluslararası mutfaklardan otantik lezzetlerin sunulduğu restoranlar, dinlenme alanları , kurumsal ve sosyal nitelikli buluşmalara ev sahipliği yapabilecek esnek toplantı alanları mevcut…

“DOĞU İLE BATININ BULUŞTUĞU YER” Çağdaş bir tasarımla inşa edilen Hyatt Regency İstanbul Ataköy’ün mimari çizgilerinde, İstanbul’un doğu ve batı medeniyetlerinin buluşma noktası


olma özelliği dikkate alındı. Tasarımda geleneksel ve bölgesel unsurların yanı sıra ülkemizin Osmanlı İmparatorluğu’na uzanan zengin ve köklü denizcilik mirasının da izleri görülüyor. Aynı zamanda binanın iç ve dış tasarımında, suyun doğal akışını yansıtan detaylar karşımıza çıkıyor. Hyatt Regency İstanbul Ataköy’de oldukça geniş ve aydınlık toplam 284 oda var. Bu odaların 30 tanesi süit oda niteliğinde. Odalar şehir ve deniz manzaralı. Konuklar, ihtiyaçlarına göre en küçüğü 31 metrekare, en büyüğü de 230 metrekare olan odalar arasında seçim yapabiliyor ve tüm odalarda 5 yıldızlı konaklamanın tüm unsurlarını sunuluyor. Odalarda ücretsiz İnternet bağlantısı, 42 inç HD televizyon, banyolarda hem küvet ve hem duş bir arada bulunuyor. Tüm süitlerde ise mutfak, salon ve yemek odası yer alıyor.

AYRICALIKLI KONUKLARA ÖZEL HİZMETLER Kişiye özel üst düzey hizmet ve ekstra olanaklar arayan konukların da beklentileri unutulmamış. Bu konuklar, Hyatt’ın “Regency Club” adıyla sunduğu “otel içinde otel” konseptindeki hizmetlerinden yararlanıyorlar. Regency Club oda ve süitlerinde kalan konuklara, kişiye özel check-in ve check-out hizmeti, toplantı odasını 1 saat kullanma imkanı, özel kahvaltı, 16. kattaki Regency Club Lounge’un sakin ve huzurlu ortamında günün her saatinde ücretsiz içecek ikramı yer alıyor.

RESTORAN VE BARLAR Lobi katında yer alan Brizo, konuklara hem açık havada hem de kapalı iç mekanda, Marmara Denizinin harikulade manzarası eşliğinde yemek yeme imkanı sunuyor. Brizo’nun menüleri, Doğu Akdeniz mutfağı ağırlıklı. Özgün pişirme yöntemlerine sadık kalınarak hazırlanan yemekler, taze ve mevsimlik seçeneklerle zenginleştiriliyor ve dinamik bir menü oluşturuluyor. İstanbul eğlence hayatına yeni bir soluk getirecek olan VUE Lounge & Bar ise açık terası , özel dekoru ve iddialı içki menüleri ile dikkat çekiyor. Otelin 17. katındaki VUE Lounge & Bar’da içecekler yudumlanırken hem içeride hem de terastan Marmara Denizi’nin eşsiz manzarasını izlemek mümkün. VUE Lounge & Bar’ın en önemli özelliği ise otantik Ceviche barı. Konuklar, dünyanın yeni gözdesi olan ceviche, Güney Amerika tapasları, fıçılarda yıllandırılmış alkollü içecekler ve kokteyller eşliğinde manzara ve müziğin tadını çıkarıyor.

ESNEK TOPLANTI VE ETKİNLİK MEKANLARI Otelde, her türlü toplantı ve etkinliğin

düzenlenebileceği, 2 ayrı katın tamına yayılmış toplam 3.500 metrekarelik esnek mekanlar bulunuyor. 1.000 metrekarelik kolonsuz balo salonunda 864 kişilik yemek veya 1200 kişilik resepsiyon daveti vermek mümkün. Marmara’ya bakan bir verandası da bulunan The Residence ise tamamı günışığı alan şık,zarif ve huzurlu rezidans tarzı tasarımı ile iş toplantılarına ve unutulmaz sosyal buluşmalara ev sahipliği yapıyor. Bunların yanı sıra The Garden, işlevsel bir bahçe niteliği taşıyor ve deniz kıyısında rüya gibi bir düğün yapmak isteyen çiftlerin hayallerini gerçekleştiriyor.

LEVANA SPA & FITNESS Otel konukları, yorgun bedenlerini ve huzursuz zihinlerini tazeleyip, kaybettikleri enerjiyi yeniden depolamak için Levana Spa & Fitness bünyesinde sunulan kişiye özel terapilerden ve geleneksel Türk hamamından yararlanabiliyorlar. Levana Spa & Fitness’ta kapalı havuzun mavisi camın ardındaki açık havuzun ve denizin mavisi ile bütünleşiyor . Levana Spa & Fitness’da yer alan son teknoloji ürünü ekipmanlarla donatılmış Fitness Center, konukların formlarını korumalarına ve şehrin koşuşturmasının verdiği yorgunluğu atarak yenilenmelerine yardımcı oluyor.


restaurant yeni yatırımlar 58 hotel & hi-tech

W İstanbul yenilendi Renovasyonu Mahmut Anlar tarafından gerçekleştirilen W Istanbul, yenilenen yüzünde şehrin şık ambiyansını ve kozmopolit kimliğini modern bir bakış açısıyla misafirlerine sunuyor.

W

Istanbul, yenilenen yüzü ile misafirlerini ağırlamaya başladı. Değişen girişi ile ilk andan itibaren iddiasını ortaya koyan otel, girişten W Lounge’a kadar uzanan ve bir mücevher kutusunu andıran etkileyici tüneli ile misafirlerine “hoş geldin” diyor. Renovasyonu Mahmut Anlar tarafından gerçekleştirilen ve ünlü mimarın ‘’Mücevher Kutusu’’ diye nitelendirdiği konsept ile yenilenen W Istanbul, şehrin şık ambiyansını

ve kosmopolit kimliğini modern bakış açısıyla yorumluyor.

‘MÜCEVHER KUTUSU’ KONSEPTİYLE YENİDEN TASARLANDI Otelin girişinde yer alan “Who’s Behind The Mirror/ Aynanın arkasında ne var?” enstalasyonu, renovasyon sonrası en çok dikkat çeken unsurlar arasında yer alıyor. Türk gelenekleri ile modernize edilmiş sanatın birleşimi aynalı duvarlar, ışık ve imaj oyunlarıyla W Istanbul misafirlerine büyülü bir atmosfer sunuyor.


Arka bölümü Osmanlı kültüründen motiflerle süslenen aynalı duvarlar, döndüklerinde Osmanlı’dan kalma ve halen Istanbul’da bulunan ikonik tarihi eserleri W Istanbul’a taşıyor. W Lounge, renovasyon sonrası yenilenen yüzü ile şık ve keyifli bir ortam sunarken, ünlü organizasyonların, şık defilelerin ve unutulmaz Dj performanslarının vazgeçilmez mekânı olmaya devam ediyor. Mahmut Anlar tarafından bilgeliği temsil eden tarihi Ayasofya’dan ilham alınarak tasarlanan özel oturma grupları dikkat çekiyor. W Lounge genelindeki özel alanlarda separatör görevi gören farklı renklerdeki “W” sembolü, özel partilere tanıklık edeceğiniz Daily Bar’ın tavanında ise bar aksını tanımlamak için kullanılıyor.


restaurant yeni yatırımlar 60 hotel & hi-tech

The Ritz-Carlton, Bali açıldı Güney Bali’nin etkileyici kayalıkları ve el değmemiş kumsallarının tam ortasında yerel güzelliklerden ilham alan eşsiz ve lüks tatil yeri The Ritz-Carlton, Bali 2 Şubat’ta açıldı.

S

awangan, Nusa Dua’da bulunan The RitzCarlton, Bali önünde uzanan uçsuz bucaksız güzel ve bakımlı sahili ile kayalıkların üzerinde 12,7 hektarlık bir alana kurulu. Kayalıkların üzerinde okyanus manzaralı 34 villası ve 313 otel odası olan lüks tatil yeri, Nusa Dua’nın güney ucunda kıyı şeridi boyunca etkileyici bir konuma sahip. Akılda kalıcı birçok özelliğinden en çarpıcı olanı 70 metre yüksekliğindeki cam asansör ile 180 derecelik kesintisiz bir Hint Okyanusu manzarası. Cam asansör konukların sahile inmelerini sağlarken her yerden görülebilen yemyeşil tabiatı ve muhteşem manzarayı gözler önüne seriyor. The Ritz-Carlton, Bali bir yandan gerçek Hint-Bali misafirperverliğinin sıcaklığını ve maneviyatını birleştirirken diğer yandan markanın hizmete olan bağlılığını göstererek düğün ve balayı çiftlerinden gruplara, toplantı ve konferans misafirlerine kadar dünyanın dört bir yanından gelecek turistleri çekmeye hazırlanıyor.

LÜKS, OTANTİK Lüks tesis, otantik ve ahenkli deneyimler ve yerli tasarım öğeler ile The Ritz-Carlton’un hayatın en anlamlı yolculuklarına ilham verme kararlılığını pekiştiriyor. Tesisin yerel sembolizmi benimseyen ana temasını yerli halkın “Kalpataru” olarak bildiği güç, bilgelik ve güzelliği temsil eden “Hayat Ağacı” oluşturuyor. Hayatın güzelliğini tam anlamıyla takdir etmeye dayanan bu tema tesis alanının her yerinde görülüyor. Yerli ustalar ve çevredeki tabiattan etkilenen bir tasarımla birleşen “Anyaman” tarzı dekor rustik dekorasyon kadar zarif olağanüstü bir ortamoluşturuyor.

UNUTULMAZ LEZZET DENEYİMLERİ The Ritz-Carlton, Bali’nin altı farklı restoran ve yemek salonu oldukça yetenekli bir mutfak ekibinin

liderliğinde size en iyi yerel malzemeleri uluslararası etkiler ile birleştiren otantik bir gastronomi yolculuğu sunuyor. Gruplara ve bireylere özel hazırlanan programlar ile çok yakında hizmet verecek Endonezya restoranı Bejana’nın yanı sıra kıyı şeridinde yer alan Beach Grill, Hint Okyanusu’nun nefes kesen manzarası eşliğinde deniz ürünleri ve ızgara spesiyalleri sunuyor. Yenilikçi gıda ve içecek portföyü bir Japon Lounge & Barı Raku, en iyi çaylardan seçkiler sunan The Ritz-Carlton Lounge & Bar, tüm gün hizmet veren restoran Senses ile havuz kenarında hafif atıştırmalıklar ve tapas sunan Breezes Tapas Lounge ile tamamlanıyor.

YEMYEŞİL BİTKİLERLE ÇEVRİLİ SPA ALANLARI Bali’de unutulmaz bir aile tatili deneyimi için Ritz Kids genç gezginlerin hoş bir şekilde yarattığı, içinde oyun ve çalışma alanları ile özel havuzu olan ayrı bir binada yer alıyor. The Ritz-Carlton Club Level özellikle kulüp misafirleri için özel bir havuz ve güneşlenme terası içerirken, The Ritz-Carlton Spa gerçek anlamda özgün bir Bali wellness deneyimi sunmak amacıyla çok yakında açılıyor. Yemyeşil bitkiler ile çevrili spa, kapalı ve açık alanları kesintisiz bir şekilde birleştiren 14 sakin ve huzurlu arınma odasından oluşuyor. Pek çok kurumsal ve özel etkinlik amacıyla 200 civarında konuk ağırlama kapasitesi ile toplantı binalarının yanı sıra çarpıcı bir okyanus manzarasına sahip düğün şapeli, tesisi ada düğünlerinin tercih edilen mekânı haline getiriyor. The Ritz-Carlton, Bali Ngurah Rai Uluslararası Havaalanı’na 30 dakika mesafede ve Jimbaran Körfezi, Pecatu ve Uluwatu bölgesi ile Jatiluwih ve Ubud gibi kültürel alanlara sadece birkaç dakika uzaklıkta bulunuyor.



restaurant ulaşım 62 hotel & hi-tech

Mercedes-Benz Türk 2014’ü rekorla kapattı Sektörde 47. yılını dolduran Mercedes-Benz Türk, 2014 yılında tarihinin rekorunu kırdığını basına yönelik düzenlenen değerlendirme toplantısı ile duyurdu.

T

urizm taşıma sektörünün güçlü markalarından Mercedes-Benz Türk, 2014 yılının değerlendirmesini …. gerçekleşen bir basın toplantısı ile yaptı. Toplantıda şirketin 2014 yılını tarihinin rekoruyla kapattığını açıklayan MercedesBenz Türk Direktörler Kurulu Başkanı Rainer Genes, , şirket olarak yatırımların yanı sıra üretim, ihracat ve yaratılan istihdam ile Türkiye ekonomisine katkıda bulunmaya devam ettiklerini söyledi. Mercedes-Benz Türk olarak 2015’e hazır olduklarını ifade eden Rainer Genes, şirketin oluşturduğu stratejik plan ve projeleri ile 2015 yılında da pazar paylarını arttırıp daha da güçlenmeyi, tüm ürün gruplarındaki pazar konumunu geliştirmeyi, yatırımlarını sürdürmeyi, müşteri ve pazar beklentileri doğrultusunda ürün portföyünü geliştirip genişletmeyi ve bayi, çalışan, tedarikçi işbirliği ile her zaman olduğu gibi başarılı bir yıl geçirmeyi hedeflediklerini açıkladı.

OTOBÜS İHRACATINDA YÜZDE 6’LIK BÜYÜME Otobüs ürün grubunda, şehirlerarası ve şehiriçi otobüs satışı ile toplamda 752 adetlik satış rakamına ulaşan Mercedes-Benz Türk, yine en fazla tercih edilen şehirlerarası otobüs markası olmayı başardı. Bunun ötesinde şirket, otobüs ihracat rakamını geçtiğimiz yıla kıyasla % 6 oranında arttırarak başta

Batı Avrupa olmak üzere 3.000’i aşkın otobüs ihracatı gerçekleştirdi. Böylece şirketin bugüne kadarki toplam otobüs ihracat rakamı 33.000 adede ulaştı.

SPRINTER YENİLENDİ, YENİ VİTO PAZARA SUNULDU Hafif ticari araçlar ürün grubunda ise Mercedes-Benz Türk, 2014 yılını 7.825 adetlik satışla kapattı. Yenilenmesiyle birlikte personel, okul taşımacılığı ve turizm sektörlerinin lideri olan Sprinter, Mercedes-Benz Türk’ün sektördeki gücüne güç kattı. 2014 yılı sonunda pazara sunulan yeni Mercedes-Benz Vito ise, şimdiden segmentinin en ilgi çeken ve gerek fiyatı, gerek eşsiz güvenlik donanımları ile en çok tercih edilen aracı oldu. Mercedes-Benz Türk hafif ticari araçlar grubu da, 2015 yılında satışlarını ve pazar payını arttırmayı hedefliyor.


Mercedes-Benz Türk Yeni Sprinter 10+1 Minibüs’ü tanıttı

M

Mercedes-Benz Türk, Yeni Sprinter 10+1 Minibüs’ü 9 Şubat Pazartesi günü Ritz Carlton İstanbul’da düzenlediği toplantı ile İstanbullu turizm taşımacılarına tanıttı. Yeni Sprinter 10+1 Minibüs, çevreci ve ekonomik motor teknolojisi ile dikkat çekiyor.

ercedes-Benz Türk, müşterilerinin stratejilerini yakından takip ederek beklenti ve taleplerini yerinde dinlemeye, araç ve hizmetlerini İstanbul’da başta turizm olmak üzere hafifi ticari araç taşımacılığı sektörüne detaylı olarak anlatmaya devam ediyor. Mercedes-Benz Türk’ün, Yeni MercedesBenz Sprinter’ı yenilenmiş donanımları ve özelleştirilmiş boyutları ile tanıtmak üzere Ritz Carlton Hotel’de düzenlediği toplantıya, Mercedes-Benz Hafif Ticari Araçlar Pazarlama ve Satış Türkiye Müdürü Tufan Akdeniz, Satış Müdürü Serdar Yaprak, Filo Satış Müdürü Soner Gönültaş, Pazarlama Müdürü Onur Ahi ile Satış Sonrası Hizmetler Müdürü Kerem Akın katıldı. Başarılı ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez eşliğinde söyleşi ile devam eden organizasyonda, Mercedes-Benz Sprinter ürün gamının yeni 10+1 Minibüs turizm modeli büyük ilgi gördü.

AKDENİZ: KATEGORİSİNDE EN GÜVENLİ ARAÇ OLARAK TANIMLANIYOR Mercedes-Benz Hafif Ticari Araçlar Pazarlama ve Satış Türkiye Müdürü Tufan Akdeniz, organizasyon

sırasında yaptığı konuşmada, yeni Sprinter’ın başta 10+1 Minibüs versiyonu olmak üzere farklı versiyonları ile ilgili detaylı bilgi vererek, MercedesBenz Türk’ün geniş ürün gamının sektörün her türlü ihtiyacını karşıladığını ifade etti. Akdeniz; “Yeni Sprinter, turizm, personel ve servis taşımacılığı yapan şirketlerin beklentilerini eksiksiz olarak karşılıyor. Kendi sınıfında sensörlü elektrikli kayar kapıya sahip tek fabrika çıkışlı araç olan Sprinter Minibüsler, tüm standart güvenlik donanımları ile kategorisinde en güvenli araç olarak tanımlanıyor.” dedi. Mercedes-Benz Türk, dar sokaklardaki yüksek manevra kabiliyeti, bagaj hacmi, otomatik açılıp kapanabilen sürgülü kapısı, gruplar için ideal koltuk kapasitesi ve şehirlerarası seyahat etmek isteyen turistlerin ihtiyaçlarına yönelik hazırladığı Sprinter 10+1 Minibüs ile turizm sektöründe yıllardır devam eden hafif ticari araç liderliğini pekiştirmeyi hedefliyor. Kategorisinde en güvenli araç olarak tanımlanan Sprinter’da 9. nesil “Elektronik Dengeleme Programı” (ESP) olan “ADAPTIVE ESP” ve rüzgar savrulma asistanı standart olarak sunuluyor. Değişken yük ağırlığını dikkate alarak aracın ağırlık noktasını hesaplayan bu sistem, araç güvenliğini büyük ölçüde arttırıyor. Araç aynı zamanda BAS fren destek sistemini, ASR anti patinaj sistemini, ABS anti blokaj sistemini ve EBV elektronik güç dağıtım fonksiyonlarını da sunmasıyla güvenlik standartlarını daha da yukarıya taşıyor.


restaurant dosya 64 hotel & hi-tech

YEŞİL HİJYEN

Yeşil Hijyen


YEŞİL HİJYEN

Hijyen, otel ve restoranların en vazgeçilmez kuralı artık. Şüphesiz son yılların bir önemli kuralı ve gerekliliği de, ‘yeşil hijyen kriterlerine uyum sağlamak.’ Odağına misafir memnuniyeti ve başarıyı koyan turistik işletmeler, oteller ve restoranlar hijyenik olmanın da ötesinde ‘yeşil’ olmak için birbirileriyle kıyasıya yarışıyor. Çevreye dost ve tasarruflu ürün seçiminden atık su geri dönüşüm ünitelerine, personel eğitiminden malzeme seçimlerine kadar hemen her noktada önceliği ‘yeşil’ kriterlerin uygulanmasına veriyor, hijyeni ayrıcalıklı hizmet ve çözümleriyle sahipleniyor.

Şubat sayımızda ‘yeşil hijyen’ konusunu dosyalaştırarak; ürünler, sistemler ve işletme ve yönetim politikaları çerçevesinde detaylı olarak ele aldık. Bu kapsamda enerji verimliliğini arttıran tasarruflu, çevreye dost ve geri dönüşümlü hijyenik ürün ve sistemlerden Yeşil Yıldız belgeli işletmelerde uygulanmakta olan atık yönetimi, çevre yönetim sistemlerine, mevcut personel eğitimlerinden uygulamalar, programlar ve işletmelere sağladığı maliyet, işletme ve zaman avantajlarına kadar her bir detayı inceleme fırsatı bulabilirsiniz.


restaurant dosya 66 hotel & hi-tech

YEŞİL HİJYEN

Ekolojik kuru temizleme sistemleri ve kimyasalları artık Permak ile Türkiye’de Permak Makina, dünyanın önde gelen kuru temizleme sistemleri üreticisi GreenEarth Cleaning LLC ile imzaladığı temsilcilik anlaşması ile Türkiye’de doğaya ve insana saygılı yeni nesil kuru temizleme sistemleri dönemini başlattı.

P

ermak Makina A.Ş., dünyanın önde gelen kuru temizleme sistemleri üreticisi GreenEarth Cleaning LLC ile imzaladığı temsilcilik anlaşması ile Türkiye’de doğaya ve insana saygılı yeni nesil kuru temizleme sistemleri dönemini başlattı. Tasarruflu ve çevreci sistemler oluşumunu zaten Permak olarak bizlerin senelerdir uyguladığı bir politikadır. GreenEarth’ü Türkiye’ye sunmaktan gurur duyuyoruz. GreenEarth sizi, kıyafetlerinizi ve doğayı koruyan yeni nesil bir kuru temizleme sistemidir. GreenEarth ile birlikte, insan sağlığını tehdit eden kimyasallar yerine ekolojik yaşama saygılı, doğada saf halde bulunan silikon kumlardan yapılır. Silikon doğada oksijenden sonra en çok bulunan maddedir. Yıllardır, kişisel bakım ürünlerinden, biberonlara kadar birçok üründe ve endüstride kullanılmaktadır. Silikon çevreyi kirletmez ve insan sağlığına zarar vermez. Patentli silikon teknolojisini (D5) kullanan GreenEarth Temizlik Sistemleri insanı ve doğayı düşünür. Cilt dostudur. Cilde sürülebilir. Hiçbir kokusu yoktur.

GREENEARTH’E GÜVENİN GreenEarth’e güvenin! Abiye, kürk, ipek, kaşmir gibi

değerli kıyafetlerde bile özenli ve güvenilir bir temizlik sunar. GreenEarth sistemi diğer yöntemlerden farklı olarak kıyafetin dokuların zarar vermeden temizler. Tüm kumaş türlerinde, etkili ve hassas temizlik sağlar. GreenEarth’ün özel bileşenleri, kuru temizlemenin yanı sıra, kumaşa özen gösterir ve bakım yapar. Kumaşlarda yıpranma olmaz, böylece kumaşlar daha uzun süre, daha yeni gözükür. Solma olmaz, renkleri canlı kılar. Üstelik GreenEarth klasik kuru temizleme sistemleriyle eş fiyatlı ekipman maliyetine sahiptir.

HAYATIN KUMAŞINI KORUR GreenEarth, hayatın kumaşını korur. Kıyafetlerinize taze bir nefes aldırıyor. Biz, GreenEarth’ü Türkiye’ye sunmaktan gurur duyuyoruz. GreenEarth’te bir kuru temizleme sisteminden fazlasını bulacaksınız.



restaurant dosya 68 hotel & hi-tech

YEŞİL HİJYEN

Hilton Garden Inn İstanbul Golden Horn LEED sertifikası standarlarında hizmet veren Türkiye’nin ilk Leed Gold Sertifalı oteli, Hilton Garden Inn Istanbul Golden Horn, 210 odası ve çağdaş tasarıma sahip lobisi ile seçkin misafirlerini ağırlarken çevreye duyarlı bir politika izliyor.

D

ünyanın en güvenilir Yeşil Bina Sertifika sistemi olan LEED sertifikalı Hilton Garden Inn Istanbul Golden Horn, çevresel sürdürülebilirlik ve enerji verimliliğini alanında öne çıkmaktadır. Yeni bina inşasında veya mevcut bina renovasyonunda uygulanacak belli başlı sürdürülebilir tasarım kriterleri için geliştirilmiş bir puanlama sistemi olan LEED, Amerika Birleşik Devletleri Yeşil Bina Konseyi olan USGBCI ( U.S. Green Building Certification İnstitute) tarafından verilmektedir. LEED sertifikası standartlarında hizmet veren Türkiye’nin ilk Leed Gold Sertifalı oteli, Hilton Garden Inn Istanbul Golden Horn, 210 odası ve çağdaş tasarıma sahip lobisi ile seçkin misafirlerini ağırlarken çevreye duyarlı bir politika izliyor. Hilton Garden Inn İstanbul Golden Horn Hotel’i Genel Müdürü Mehmet Emin Kocaaliler, binanın yerleşimi ve mimari süreçten başlayarak çevresindeki doğa ve dokuya uygunluğu ile LEED kriterlerine göre projelendirildiğini belirtiyor. Mehmet Emin Kocaaliler: “LEED sertifikasını almaya ya da başvurmaya karar verdiğinizde zaten oteli sertifikanın istemiş olduğu

şartlara uygun inşa etmek durumunndasınız. Dolayısıyla bu inşaat aşamasından itibaren bu kriterleri gözeterek ötelimizi inşa ettik ve inşaat bittikten sonra sertifikamızı aldık.”

YEREL EKONOMİYE DESTEK Hilton Garden Inn İstanbul Golden Horn Hotel’de yerel ekonomiyi desteklemek ve yakıt tüketimi kaynaklı çevre kirliliğini önlemek için proje maliyetinin yüzde 30’u yerel malzemelerden tercih edilmiş ve inşaat maliyetinin yüzde 30’u geri dönüştürülmüş malzemelerden oluşturulmuştur.

ENERJİ VE SU TASARRUFU Binanın arsa şekline göre oturumu ve güneş ışınlarını alma açısı değerlendirilerek, çatı alanlarında konumlanan solar paneller sayesinde 6 ay boyunca sıcak su güneş enerjisi ile temin edilmekte, güneşten maksimum fayda sağlanmaktadır. Su tüketimini azaltmak için, peyzaj alanlarında az su tüketen yerel ve ortam koşullarına göre adaptasyon özelliği olan bitkiler tercih edilmiş, verimli bir sulama sistemi kullanılarak sulamada yüzde 67 oranında su tasarrufu sağlanmıştır. Bunun dışında odalara bırakılan kartlarla misafirlerimize havlu ve çarşafları tekrar kullanmak istediklerinde belirtme imkanı


YEŞİL HİJYEN

tanınmaktadır ve odalardaki havlu ve çarşaflar misafirlerimiz istediğinde değiştirilmektedir. Tüm otel personeli su ve enerji tasarrufu konusunda bilinçlendirilmiştir. Otel ekibi gereksiz yanan ışıkları söndürerek, kapı ve pencereleri kapalı tutarak, boş odalardaki klima ve ısıtıcıları takip ederek gereksiz enerji kullanımının nüne geçmekte ve bu sayede çevrenin korunmasına katkıda bulunmaktadır. Aynı şekilde düzenli bakım ve tamiratlarla binadaki tuvaletlerde ve diğer alanlarda oluşacak su ve enerji kaçaklarını da önlenmektedir.

DUMANSIZ HAVA SAHASI Dünyada ilk defa Hilton markasının uyguladığı “Yüzde 100 non smoking” yaklaşımı, Hilton Garden Inn İstanbul Golden Horn Hotel’inde de uygulanmaktır. Otelde sigara içilmiyor ve misafirlerin kullandiklari urunler ayristirilarak geri dönüştürülüyor ve bu sayede doğaya zarar vermiyor. Otelde aynı zamanda 24 saat açık bir iş merkezi, her yerde ücretsiz Wi-Fi internet erişimi, uzaktan yazdırma imkânı, Garden Sleep Sistemi yatakları ve Herman Miller tarafından tasarlanmış ergonomik Mirra sandalyeleri bulunuyor. En büyüğü 250 kişi kapasiteli, toplam 400 kişilik sekiz toplantı salonuna sahip olan Hilton Garden Inn Istanbul Golden Horn, toplantı salonlarında birinci sınıf görsel-işitsel (AV) hizmeti sunuyor. Otel içerisinde, dünya ve Türk mutfağından örnekler sunan Sumac Grill restoran dışında bir lobi bar ile sağlıklı atıştırmalıklar, tatlılar ve sıkma içeceklerle hizmet veren 24 saat açık Pavillion Pantry bulunuyor. Yine 24 saat açık olan fitness salonu dışında kendi odasında rahatça egzersiz yapmak isteyenler için de Hilton Garden Inn Stay Fit Kit opsiyonu mevcut.

LEED HANGİ KRİTERLERİ DESTEKLİYOR? Sürdürülebilir arazi ve alanlar: İnşaat sonunda oluşan kirliliğin giderilmesi, verimli toprak erozyonunun önlenmesi, projelerin toplu taşıma, park ve bisiklet alanlarına yakın konumlandırılması, doğal hayatın korunması. Su kullanımında verimlilik: Yağmur sularının kullanılması, Yüzde 40 su tasarrufu, tuvaletlerde az su kullanılması, kaynakların korunması. Enerji ve atmosfer: Yüzde 30-50 enerji tasarrufu, güneş enerjisinden yararlanılması, binanın güneş ışığı alabilme konumu ve tasarımı, HVAC sistemi, otomasyon sistemi kullanılması, enerji harcamalarının düşürülmesi, enerji verimliliğinin sağlanması. Malzeme ve kaynaklar: Kullanılan malzemelerin kaliteli ve doğal olması, geri dönüştürülebilir atıkların toplanması, kaynakların yeniden kullanılması, tüketimin en aza indirilmesi. İç mekan kalitesi: İç hava kalitesinin sağlanması, farklı termal konforların sağlanması, aydınlatma sisteminin ayarlanabilir olması. Tasarımda yenilikler: LEED kriterlerini geliştirebilecek tasarımlar, çevreye katkı sağlayabilecek yeni uygulamalara yer verilmesi.


restaurant dosya 70 hotel & hi-tech

YEŞİL HİJYEN

Akıllı tasarımla tasarruf ve hijyen

“Serel Smart Kanalsız Asma Klozet” Serel, yeni ürünü “Smart Kanalsız Asma Klozet” ile banyolarda yepyeni bir dönem başlattı. Serel’in inovatif tasarım ürünü “Smart Kanalsız Asma Klozet”, üstün yıkama fonksiyonları sayesinde kullanıcısına standart klozet özelliklerinin ötesinde, ideal temizlik ve hijyen çözümü sunuyor.

S

tandart ürünlerde suyun klozet kanalındaki deliklerden dağılması hem deliklerin hem de kanalın temizlenmesini zorlaştırarak, zaman içerisinde istenmeyen bakterilerin oluşmasına sebep olabiliyor. Serel; tüm bu sorunları göz önünde bulundurarak gerçekleştirdiği çalışmalar neticesinde, temizleme suyuna tam hükmederek, klozetin iç yüzeyinin yıkanmasını sağlayan ve de kanal kısmının temizliği sorununu ortadan kaldıran çözümü üretti. Serel Smart Kanalsız Asma Klozet’in suyu yönlendirebilme özelliği sayesinde, tüm iç yüzeyler hassas bir dağılımla yıkanarak; hızlı ve üstün temizlik sağlanıyor. Görünmeyen kısımların açık tasarımı sayesinde ise ürün detaylı ve kolayca temizlenebiliyor. Serel devrim niteliğinde bir yenilikte bu sorunların hepsine bir arada çözüm bularak, hem her detayı kolay temizlenen, hem de yıkanmama/sıçratma sorunu olmayan Smart serisi yeni Asma Klozet’i kullanıcısına sunuyor.

HİJYEN VE ANTİBAKTERİYEL YÜZEY TEKNOLOJİSİ İLE ÖNCE “SAĞLIK” Serel’in Smart Kanalsız Asma Klozet ile birlikte tüm kullanıcılarına sunduğu bir başka benzersiz çözüm ise ürünün, yine Serel’in sektörde çığır açan, %99

bakteriyel koruma sağlayan inovatif Serel Hygiene+ yüzey teknolojisiyle opsiyonel olarak sunulması. Hijyeni ilke edinen kullanıcılar bu sayede; konut, işyeri, okul, alışveriş merkezi, restoran gibi ortak yaşam alanlarında antibakteriyel Serel ürünlerini kullanma ayrıcalığı elde ediyor. Minimum doğal kaynak kullanımı ve maksimum tasarrufu prensip edinen Serel, Smart Kanalsız Asma Klozet için geliştirdiği özel yıkama fonksiyonu sayesinde, çok az suyla büyük temizlik sağlayarak doğa dostu kullanıcılarıyla buluşuyor.

TEKNOLOJİ VE KONFOR BİR ARADA Kullanıcı dostu Serel Smart Kanalsız Asma Klozet’in sunduğu bir başka avantaj ise temizliği son derece pratik, kolayca çıkarılıp takılabilen (Serel Easy Release) ve yavaş kapanma özelliğine (Serel Silent Close) sahip Serel Beta kapak ile kullanılabiliyor olması. Böylelikle Serel sadece teknolojiyi değil konforu da kullanıcısıyla buluşturuyor.


YEŞİL YEŞİL HİJYEN HİJYEN

Otellerde kişi başı su harcaması 3 kat daha fazla Dünyanın önde gelen sıhhi tesisat üreticisi Grohe’nin Türkiye’deki su kullanım alışkanlıklarını ve su ve enerji kullanımındaki tasarruf eğilimlerini belirlemek üzere TNS işbirliğiyle gerçekleştirdiği araştırmaya göre; Türkiye’de ürün satın alma konusunda sırasında elektrik ve su tasarrufu sağlıyor olması katılımcıların yüzde 85’ tarafından “önemli” görülürken, evinde su ve elektrik tasarrufu sağlayan bir ürüne sahip olanların oranı yüzde 45.

G

rohe tarafından küresel boyutta Türkiye’deki su kullanım alışkanlıklarını ve su ve enerji kullanımındaki tasarruf eğilimlerini belirlemek üzere TNS işbirliğiyle gerçekleştirilen araştırma, insanların kamuya açık ya da yarı açık otel ve restoran gibi mekanlarda su kullanırken su tasarrufuna evlerinde oldukları kadar dikkat etmediklerini ortaya koyuyor. Faturayı düşük tutmak kaygısıyla bir kişi kendi evinde 130 litre su tüketirken bu oran bir otelde 300-600 litre arasında değişebiliyor. 300 yataklı bir otelin tüm alanlarındaki su sarfiyatı geleneksel ürünlerin kullanılması durumunda günde 67.500 litre olurken, Grohe ürünleriyle bu miktarı 34.000 litreye düşürmek ve 33.500 litre su tasarrufu sağlamak mümkün. Tüm bu veriler Grohe’ye insanların su kullanımı sırasında tasarruf sağlanabilecek alanları ve dolayısıyla su tasarrufuna katkıda bulunmak için ne

tür ürünler geliştirilmesi gerektiği konusunda da ipuçları veriyor.

GROHE SU TASARRUFU TEKNOLOJİLERİ Geliştirdiği lavabo, duş, termostatik, mutfak bataryası ve gömme rezervuar gibi sıhhi tesisat ürünlerinde su tasarrufu teknolojilerine odaklanan Grohe, geliştirdiği zaman ayarlı bataryalarla, yılda yüzde 67’ye varan oranlarda su tasarrufu olanağı sunuyor. Geliştirilen teknolojiler sayesinde geleneksel bir bataryanın kullanıldığı ve dakikada 13 litre su akan bir lavaboda el yıkarken yılda yaklaşık 284 metreküp su sarfedilirken, Grohe’nin self closing (zaman ayarlı) özelliğine sahip Europlus E bataryası dakikada 6 litre ve yılda 94 metreküp su sarfediyor. Grohe EcoJoy özelliğine sahip bazı el duşları ise mükemmel su akışından taviz vermeden duş alırken dakikada sadece 5.8 litre su sarfediyor. Çift kademeli kumanda panelleri gömme rezervuar kullanımında harcanan suyu yarı yarıya azaltıyor. Grohe termostatik bataryalarda bulunan Grohe EcoButton özelliği sayesinde de su tüketimi yüzde 50 oranında azalıyor.

Grohe SilkMove ES özelliği ise enerjiden tasarruf etmenin diğer bir yolu. Geleneksel bir tek kumanda kollu batarya, orta pozisyondayken sıcak ve soğuk suyu karıştırır. Oysa insanlar ellerini yıkamak veya dişlerini fırçalamak gibi birçok durumda sadece soğuk suya ihtiyaç duyarlar. Grohe SilkMove ES özellikli yeni tek kollu bataryalarda kumanda kolunu orta konumdayken, soğuk su modunda açılıyor ve hiç sıcak su tüketmiyor, dolayısıyla da enerji tasarrufuna katkı sağlıyor.


restaurant dosya 72 hotel & hi-tech

YEŞİL HİJYEN

Hayat Kimya Temizlik Kağıtları Kategorisi Pazarlama Direktörü Aysel Aydın

Hijyenik çözümlerin adresi Focus “Hayat Kimya olarak, Focus markası ile amacımız sektörde hijyen konusunu sahiplenmek ve müşterilerimize kaliteli ve hijyenik ürünler, pratik çözümler sunmaktır. Müşterilerimizin ürünlerimizin kalitesine olan inancının tam olduğunu biliyoruz.”

H

oreca sektöründe hijyen oldukça önemlidir. Özellikle son yıllarda artan güvenli gıda üretimi uygulamaları, hijyen konusunda artan bilinç ve bu alanda uygulanan denetimler bu sektörde hijyen konusunun daha da önem kazanmasını sağlamıştır. Müşteri memnuniyeti kazanmak ve başarı sağlamak isteyen bir işletme için hijyen sağlayan ürün ve sistemler kullanma gereksinimi kaçınılmazdır. Hayat Kimya olarak, Focus markası ile amacımız sektörde hijyen konusunu sahiplenmek ve müşterilerimize kaliteli ve hijyenik ürünler, pratik çözümler sunmaktır. Müşterilerimizin ürünlerimizin kalitesine olan inancının tam olduğunu biliyoruz.

EKOLOJİK DENGEYE ZARAR VERMEYEN ÜRÜNLER Tüm Focus ürünleri %100 saf selülozdan üretilmekte ve ayrıcalıklı özellikleri ile rakiplerinden farklılaşmaktadır. Türkiye’de yapay beyazlatıcı kullanmadan üretime başlayan ilk temizlik kağıdı fabrikası olarak, optik beyazlatıcıda kullanılan kimyasallar ile ekolojik dengeye zarar vermediğimiz için gurur duyuyoruz. Ürünlerimizde kullandığımız selüloz, doğada tamamıyla yok olan ve asla çevreye zarar vermeyen bir maddedir. Focus markalı ev dışı kullanım ürünlerimiz Hayat Kimya San. A.Ş tarafından ISO 9001:2008, ISO 14001:2004, OHSAS 18001:2007 ve ISO 50001:2011 Belgelerine sahip tesislerde üretilmektedir.

EGZOZ GAZI KULLANIMI İLE MAKSİMUM ENERJİ VERİMLİLİĞİ Çevreye oldukça duyarlı olan firma olarak, Türkiye’de ve dünyada ilk defa gaz tribününden aynı anda

elektrik, buhar, soğutma havası ve sıcak hava üretimi yapmaktayız. Bu teknoloji, üretim esnasında doğal enerji kaynaklarının tüketimini minimuma indirmekte ve önemli bir enerji tasarrufu sağlamaktadır. Gaz tribününden çıkan egzoz gazı, kağıt makinelerinde kurutma enerjisi olarak kullanılmaktadır. Egzoz gazının kullanımı ile enerji kullanım verimliliği artmakta, dolayısıyla enerji maliyetleri konvansiyonel gaz tribünlerine göre daha düşük seviyede gerçekleşmektedir.


Ä°yi bir yemek, gĂśrsel davetle baĹ&#x;lar...

www.kristalendustriyel.com & info@kristalendustriyel.com 1015


restaurant dosya 74 hotel & hi-tech

YEŞİL HİJYEN

Türkiye’nin en çevreci beş yıldızlı oteli Renaissance Istanbul Bosphorus Hotel İstanbul Beşiktaş’ta Barbaros Bulvarı üzerinde hizmet veren Renaissance Istanbul Bosphorus Hotel, Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik (Leed) Altın sertifikasının sahibi. İstanbul’un en iddialı şehir otelleri arasında yer alan beş yıldızlı oteln hedefi, 2017 yılına kadar enerji tüketimini odabaşına %15 oranında düşürmek…

Y

aklaşık 100 milyon Avro’luk bir yatırımla inşa edilen bir “akıllı bina”da faaliyet gösteren Renaissance İstanbul, inşaat süreçlerindeki sürdürülebilirlikten başlayarak; doğal ışıktan maksimum faydalanma, efektif iklimlendirme, arttırılmış iç ortam kalitesi, çevre dostu malzeme kullanımı gibi pek çok kriteri içeren “yeşil bina” konseptiyle, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından verilen “Yeşil Yıldız”ın sahibi.

BOYDAŞ: “DAHA İYİ, SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇEVREYE ODAKLANIYORUZ” Renaissance İstanbul Bosphorus Hotel Genel Müdürü Anıl Boydaş Tınaz, dünyadaki mega trendleri göz önüne aldığımızda kişilerin ve kurumların çevre konusunda azami hassasiyet göstermesi gerektiğini ifade ederek şunları söylüyor: “Otelimizi optimum etkinlikle işletmeye gayret ediyor ve daha iyi, sürdürülebilir bir geleceğe odaklanıyoruz. Daha uzun süreli işbirlikleri sağlamak için tedarikçilerimizde sürdürülebilirlik

faktörünü geliştirmek önceliklerimiz arasında. Yeşil bina konseptimiz binanın inşa edildiği alanda sürdürülebilirlikten başlayarak; doğal ışıktan maksimum faydalanma, efektif iklimlendirme, arttırılmış iç ortam kalitesi, çevre dostu malzeme kullanımı gibi pek çok etkinliği içine alıyor. Yerel ve geri dönüştürülmüş içeriği olan malzeme kullanımına özen gösterdik. Keza otelimiz faaliyete başladıktan sonra da atıklarını ayrıştırmaya devam ediyor. Kendi elektriğimizi kendimiz üretiyoruz. Karbon ayak izimizi azaltıyoruz. Yeşil bir çevre için çalışanlarımızı ve misafirlerimizi çevreyi desteklemek ve korumak adına motive edebilmeyi misyonumuzun bir parçası olarak görüyoruz. Bugüne kadar olan çevreci çalışmalarımızı, bu alandaki yeniliklere yatırım yaparak sürdüreceğiz. Hedefimiz 2017 yılına kadar enerji tüketimini oda başına %15 oranında düşürmek.”

TÜRKİYE’NİN TRİJENERASYON SİSTEMİ OLAN TEK OTELİ Türkiye’nin trijenerasyon sistemi kullanan tek oteli olan


YEŞİL HİJYEN

Renaissance İstanbul, doğalgaz jeneratörü mantığına dayanan bu sistemle bina elektrik ihtiyacının acil durumlarda sağlanmasına ve ısıtma sistemine katkıda bulunmasına imkan sağlıyor. Sistem, standart binalara göre %35 verim sağlarken, Otel elektriğini kendi bünyesinde üretebiliyor. Otelde enerji tasarrufu sağlayan son teknoloji ürünü olan led ampuller, konvansiyonel akkor flamanlı ampullere göre hem %60-70’lere varan elektrik tasarrufu getiriyor, hem de kullanım ömrü diğer ampullere göre 10 kat uzun oluyor.

“GRİ SU SİSTEMİ İLE SUYU MİNİMUM TÜKETİYORUZ” Binamızda yararlandığımız bir diğer sistem ise “Gri Su Sistemi”. Gri su sistemi temel olarak otelimizdeki lavabo ve duşların gider sularının belli bölmelerde toplanılıp detaylı bir filtrasyondan geçirildikten sonra sadece wc giderlerine geri verilmesi sistemidir. Bu şekilde çok ciddi bir su tasarrufu sağlıyoruz. Otelde, lavabo ve duşların gider sularının belirli bölmelerde toplanıp detaylı bir filtrasyondan geçirilerek tuvalet giderlerine verildiği “gri su sistemi” sayesinde su tüketimini minimum seviyede tuttuklarını belirten Anıl Boydaş Tınaz, yağmur suyu ve gri su kullanımı ile oteldeki su tüketimini %30-40 oranında azalttıklarını belirtiyor.

“AYDINLATMA KONTROLÜMÜZ ÇOK KUVVETLİ” Otelimizdeki aydınlatma armatürlerinin büyük bir çoğunluğunda led ampuller kullanılıyor. Yeni teknoloji

ürünü olan led ampuller konvansiyonel akkor flamanlı ampullere göre hem %60-70’lere varan elektrik tasarrufu getiriyor hem de diğer ampullere göre 10 kat uzun ömürlü oluyor.

ÇEVRE VE FARKINDALIK EĞİTİMLERİ Başlarken: Her çalışan işe başladıktan en geç 2 hafta içerisinde aldığı oryantasyon eğitimlerinde otelimizin çevre koruma ile ilgili yaptığı çalışmalardan haberdar edilmektedir. Devam ederken: Her çalışan işe başladıktan en geç 45 gün sonra Marriott Marka eğitimlerinden “In The Beginning” eğitimi kapsamında Marriott sosyal sorumluluk projeleri ile ilgili bilgilendirilmekte ve bu konuda ekip çalışmasına teşvik edilmektedir. Günlük 15 dakikalık eğitimlerde: Otelin marka eğitimleri kapsamında yer alan R – Ways değerlerinden geri verin ilkesi kapsamında periyodik olarak işlenmektedir. Vardiyalı personelimizde gerçekleştirilen 15 dakikalık eğitimlerde çalışanlarımıza çevre koruma, tasarruf gibi konularda ek bilgilendirme, hatırlatma yapılmaktadır. Çevre korumaya yönelik işlenen değer, 20 Marka ilkesinden biri olup, 4 farklı açıdan işlenmektedir. 20 değer hafta içi hergün değişmektedir. Çalışan o gün ilgili değerlerle ilgili düşünmeye ve uygulamaya sevk edilmektedir. Çevre koruma ayı: Nisan ayı olarak Marriott tarafından belirlenmiştir. Bu ay içinde her gün çevre koruma ile ilgili bir madde çalışana duyurulmakta ve farkındalığı arttırılmakta, süpervizörler aracılığı ile takip edilmektedir. Eğitimlerde esas olarak yöneticilerin liderliğinde “farkındayım, uyguluyorum ve uygulamaları kontrol ediyorum” bilinci ile çevre koruma bir yaşam tarzı haline hem otelde hem de çalışanların özel hayatında alışkanlık olarak benimsetilmeye çalışılmaktadır.


YEŞİL HİJYEN

restaurant dosya 76 hotel & hi-tech

Enerji tasarruflu akıllı tasarım Geberit DuoFresh Geberit’in yenilikçi koku giderme sistemine sahip DuoFresh gömme rezervuar sayesinde banyolarda temiz hava ile yaşam kalitesi yükseliyor. Havalandırma esnasında oluşabilecek enerji kaybını minimuma indiren DuoFresh gömme rezervuar, banyoları kötü kokulardan arındırırken enerji tasarrufu da sağlıyor.

Z

engin ürün portföyü ile kullanıcılarına ayrıcalıklı çözümler sunan Geberit, DuoFresh koku alma ünitesi ile banyoların havasını değiştiriyor. İstenmeyen kokuları klozet taşının içinden emerek, kokudan arındırıp, ortama temiz hava verme özelliğine sahip olan

DuoFresh gömme rezervuar ile banyo havası tertemiz kalıyor. Kullanıcılarına hem tasarruf hem de konfor sağlayan DuoFresh gömme rezervuar otel ve restoranların öncelikleri tercihleri arasında geliyor.

ENERJİ TASARRUFLU AKILLI TASARIM Geberit DuoFresh’in koku alma ünitesi, kumanda kapağındaki düğme ile kolayca çalıştırılabiliyor. Klozetin içindeki kötü hava, aktif karbon filtresinde temizleniyor ve ortama yeniden temiz hava veriliyor. İster otomatik olarak 10 dakika içinde duran, isterseniz manuel olarak kapatabileceğiniz sistem, sizi yormadan banyonuzda temiz hava akışının kontrollü şekilde dağılmasını sağlıyor. Banyoları kötü kokudan arınmak için havalandırırken oluşacak enerji kaybını minimuma indiren Geberit DuoFresh, bu sayede enerji tasarrufu da sağlıyor.

EKONOMİK VE HİJYENİK Yenilikçi ürünleriyle zarafeti banyolara taşıyan Geberit, IF tasarım ödüllü kumanda kapağı Sigma80 ile teknoloji ve tasarımı birleştiriyor. Çift kademeli deşarj sistemine sahip olan IF tasarım ödüllü kumanda kapağı Sigma80, büyük veya küçük ışığın önüne yaklaştırılan elin dalgası ile deşarj sürecini başlatıyor. Ekonomik ve hijyenik bir deşarj imkanı sunan Sigma80 Kumanda Kapağı kusursuz teknolojisi ve tasarımıyla banyolara modern ve sıra dışı bir şıklık sunuyor. Banyolarında kalite ve şıklıktan vazgeçemeyenler Geberit Sigma80 Kumanda Kapağını tercih ediyor. Siyah ve aynalı cam olmak üzere iki farklı yüzey seçeneği sunan Sigma80 Kumanda Kapağı, iki farklı boyda basma düğmesi yerine, iki farklı ölçüdeki ışıklı alana sahip. Ayrıca zevkinize uygun olarak tercih edebileceğiniz mavi, yeşil, turkuaz, lila ve turuncu ışık seçenekleri banyolarda gökkuşağı etkisi oluşturuyor.


YEŞİL YEŞİL HİJYEN HİJYEN

Otellerde Yeşil Yıldız devrimi NanoClear AG ürünleri ile her yıl yüzbinlerce misafir ağırlayan ve mikrop ile bakterilerin yanı sıra bulaşıcı hastalık riski altında olan otelleri tam hijyenik hale getirmek mümkün.

H

er yıl yüzbinlerce misafir ağırlayan otellerde hem müşterilerin hem de çalışanların hijyenini sağlayacak sağlıklı ve pratik çözüm, NanoClear AG’den geldi. Nano teknoloji içeren NanoClear AG ürünleri sayesinde otellerdeki tüm alanları tek bir uygulama ile 3 ay boyunca mikrop, mantar, virüs ve bakterilere karşı tam koruma altına almak mümkün… Otel çalışanlarının kıyafetlerine yapılacak sprey uygulaması ile de çalışanların hijyeni sağlanırken ter, sigara ve tüm istenmeyen kokular da bertaraf edilebiliyor. NanoClear AG yetkilileri, nano teknoloji ile hijyen sayesinde otellerin, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın başlattığı ‘Çevreye Duyarlı Konaklama Tesisleri’ projesi kapsamında, belirlenen kriterlere uymaları koşuluyla verdiği, mevcut turizm işletme

belgelerindeki yıldızların yeşil olarak gösterildiği ve plaketlerinin üzerinde çevreye duyarlı tesis ibaresinin yazıldığı çevre etiketi eko-label uygulamasına bir adım daha yaklaşabildiğini açıkladı.

HEM MİSAFİRLERİ HEM OTELİ KORUYOR Çevre dostu olması, kolay uygulanabilirliği ve uzun süreli koruma sağlaması nedeniyle NanoClear AG ürünlerinin aynı zamanda işletmelere maliyet avantajı da yarattığına dikkat çeken yetkililer, otel işletmecilerine şu çağrıyı yaptı: “Hem misafirlerinizi hem de işletmenizi her türlü virüs, mikrop, mantar, bakteri ile hastalıklara karşı korumak için NanoClear AG kullanın. Geleneksel temizleme yöntemleriyle hem sağlığınızı tehlikeye atmayın hem de giderlerini kontrol altına alın.”


restaurant dosya 78 hotel & hi-tech

Biyolojik ürünler ile hijyende yenilikçi çözüm Eczacıbaşı Profesyonel, portföyündeki Maratem Bio biyolojik ürün serisi ile işletmelere yenilikçi ve ‘yeşil’ çözümler sunuyor.

YEŞİL HİJYEN

E

czacıbaşı Tüketim Ürünleri Grubu şirketlerinden biri olan ve ‘Ev Dışı Tüketim’ sektöründe faaliyet gösteren Eczacıbaşı Profesyonel, portföyündeki Maratem Bio biyolojik ürün serisi ile işletmelerin bugüne kadar yaşadığı birçok probleme yenilikçi çözümler sunarak müşterilerinin çözüm ortağı olacak. Çevre dostu olan biyolojik ürünler, tuvalet ve banyo giderlerindeki kötü kokuları gidermek, kötü kokuların oluşumunu önlemek, temizlemek; yağ kapanları, foseptik ve pis su tanklarının bakımını sağlamak, kötü koku oluşmasını önlemek ve mekanik temizleme sıklığını azaltmak için geliştirilmiş ürünlerdir. Biyolojik ürünler Sınıf-1 mikroorganizma, bu

ETKİLİ

GÜVENLİ

ÇEVRE DOSTU


YEŞİL HİJYEN

mikroorganizmalardan biyoteknoloji ile üretilen biyolojik yüzey aktif madde (biyosürfaktan) ya da bunların karışımından üretilen ürünlerdir. Sınıf-1 mikroorganizmalar Avrupa Birliği 2000/54/EC Direktifi’ne göre “insanlarda herhangi bir hastalığa neden olmayan mikroorganizmalar” olarak sınıflandırılmışlardır. Bakteriler de tek hücreli mikroorganizmalardır. Yeryüzündeki her ortamda bakteri bulunur; toprakta, deniz suyunda, yer kabuğunda, insan vücudunda. Zararlı olan bakterilerin yanı sıra dünyadaki biyolojik döngü için varlığı çok önemli ve gerekli olan yararlı bakteriler de vardır.

ÇEVRE DOSTU, DOĞAL, YENİLENEBİLİR ÜRÜNLER

amacı ile kullanılır. Pisuarlarda oluşan kötü kokuları yok eden tablet kötü koku oluşmasını da önler. Üre taşı ve kireç oluşumunu önler. Pisuar giderlerinin tıkanmasını önleyen ürün aynı zamanda hoş bir koku bırakır. Tablet uzun düre dayanır. M252 Tuvaletler için Biyolojik Temizleyici ve Koku Önleyici Efervesan Tablet, klozet içindeki kireç, üre taşı ve organik kirlilikleri temizlemek ve birikimi önlemek amacı ile kullanılır. Tabletteki mavi katman kireci çözer, özel mikroorganizmalardan oluşan gri katman, üre taşını ve kötü kokuya sebep olan organik maddeleri biyolojik olarak parçalar. Ayrıca M252 efervesan tablet oluşabilecek tıkanmaları da önler.

Bakteriler yaşam döngüleri içinde beslenmek ve üremek için uygun ortam bulduklarında bir çeşit sıvı üretirler. Bu sıvı biyolojik yüzey aktif madde (biyosürfaktan) olarak adlandırılır ve bilinen konvansiyonel yüzey aktif maddelerden 500 kat daha etkilidir. Biyolojik ürünler yüksek etkinliğe sahip olmalarının yanı sıra tehlikeli kimyasallar sınıflandırmasına girmeyen ve kullanımı güvenli olan ürünlerdir. Hiçbir tehlike ve uyarı işareti içermezler. Aynı zamanda çevre dostu da olan biyolojik ürünler; doğal, yenilenebilir ve geri dönüştürülebilir hammaddeler ile üretilirler; geri dönüştürülebilir ambalaja sahiptirler; insana ve çevreye zarar vermeyen içeriktedirler; doğada %100 çözünen biyolojik yüzey aktif maddeler içerirler. Biyolojik ürünlerin içeriğindeki bakteriler, organik kirliliğin (yağ, selüloz, fekal madde vb) çeşidine göre özel olarak seçilir. Bu bakteriler organik kirliliklerin doğal elementlerine biyolojik olarak parçalanmasını sağlarlar.

M253 Kötü Kokular için Biyolojik Koku Önleyici, hava, tekstil yüzeyler, çamaşırhaneler, tuvaletler, restoranlar, spor salonları, arabalar, toplu taşıma araçları, tekneler, çöp toplama alanları, havalandırma kanalları, hayvan barınakları vb. gibi yerlerde kötü kokuları önlemek ve yok etmek amacı ile kullanılır. Üründeki bakteriostatik (bakteri üremesini engelleyici) özellik sayesinde kötü kokuya sebep olan bakterilerin oluşması önlenir. Kendine özgü hoş bir koku bırakır.

ECZACIBAŞI PROFESYONEL’İN BİYOLOJİK ÜRÜNLERİ

M255 Pis Sular ve Yağ Kapanları için Biyolojik Aktiviteyi Hızlandırıcı Ürün, foseptik, pis su tankı ve yağ kapanlarındaki selüloz, yağ gibi organik atıkları parçalamak, tıkanmayı ve kötü koku oluşumunu önlemek amacıyla kullanılır. M255 düzenli olarak kullanıldığında yağ kapanlarının mekanik temizlik sıklığını en az %50 azaltır.

M250 Tuvalet ve Banyo Giderleri için Biyolojik Temizleyici ve Koku Önleyici, klozet, pisuar, gider ve borulardaki kötü kokuları gidermek, önlemek ve temizlik sağlamak amacı ile kullanılır. Saniter alanlardaki kötü kokuları yok eden ürün aynı zamanda kötü koku oluşmasını da önler. Yüzeyleri temizler ve parlaklık sağlar. Yüzeylerde koruyucu bir tabaka oluşturur ve bu sayede kirlenmeyi geciktirir. Ayrıca kireç oluşumunu önler ve kullanıldıktan sonra hoş bir koku bırakır. M251 Pisuarlar için Biyolojik Temizleyici ve Koku Önleyici Tablet, pisuarlarda oluşan kötü kokuyu gidermek ve önlemek, pisuarların bakımını sağlamak

M254 Pis Sular ve Yağ Kapanları için Biyolojik Aktivatör, bakteri içeren M255 ve M256 ürünlerini uygulamadan önce bakteriyel etki için uygun ortamı hazırlamak ve ürünlerin etkinliğini artırmak amacı ile kullanılır. M254, ortam pH’ını optimize eder ve M255 ve M256 ürünlerindeki bakteriler için gerekli olan mineral tuzları ve besin maddelerini içerdiğinden bakterilerin etkinliğini artırır. Biyolojik aktivitenin başlamasını sağlayan ürün katı yağ ve katı atıkların yumuşamasını sağlar.

M256 Yağ Kapanları ve Borular için Biyolojik Temizleyici ve Koku Önleyici, yağ kapanları ve mutfak giderlerindeki yağ ve yağlı maddeleri parçalamak, tıkanmayı ve kötü kokuları önlemek amacıyla kullanılır. M256 düzenli kullanıldığında mekanik temizlik sıklığını en az %50 azaltır. Ürün sıvı formda olduğu için peristaltik dozaj pompası ile kolayca uygulanabilir.


YEŞİL HİJYEN

restaurant dosya 80 hotel & hi-tech

BİZ Cevahir Hotel “yeşil” kimliğini tescilledi Malzeme seçiminden atık su geri dönüşüm ünitelerine kadar birçok alanda çevreye duyarlı bir politika izleyen BİZ Cevahir Hotel İstanbul, İstanbul otelleri arasında ‘yeşil”e en sadık işletmelerden biri olarak biliniyor.

G

ayrettepe’de bulunan ve açıldığı günden bu yana sunduğu hizmet kalitesiyle bölgenin iddialı isimleri arasında yerini alan BİZ Cevahir Hotel İstanbul; malzeme seçiminden atık su geri dönüşüm ünitelerine, su ve enerji tasarrufundan deterjan ve atıklarına kadar birçok alanda çevreye duyarlı bir politika izliyor. İnsana ve doğaya duyduğu saygı çerçevesinde işletmesini şekillendiren otel çok yakın bir zamanda Yeşil Yıldız belgesinin de sahibi oldu. Sahip olduğu çevreci anlayışı Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan onaylanan BİZ Cevahir Hotel İstanbul’un Genel Müdürü İlke Demirbilek; bundan sonraki süreçte de yıldızlarını korumak için düzenli kontrollerini yaptıracaklarını ve teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek yenilikleri ilk gerçekleştiren otel olarak sektörde öncü konumuna gelmek istediklerini belirtiyor.

DETERJAN TÜKETİMİ Çamaşırhane sistemimiz ‘Ecolab’ tarafından dozajlama sistemi ile minimum kimyasal maksimum

temizlik sisteminde çalışmaktadır. Bu da yıllık deterjan tüketimimizi azaltmaktadır. Çamaşır yıkama ve kurutma makinaları ‘Temel Makine’ tarafından üretilmiştir. Tüm makinalar su ve enerji tasarruf sistemlidir. Bir otelin en yoğun enerji tüketimi yaptığı ve çevreye zararlı atık saldığı ünitesi olan çamaşırhanemizde akıllı makinalarla kısıtlamalara gitmekteyiz.

ATIK YÖNETİM SİSTEMİ Genel olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu kriterlerden ziyade; insana ve doğaya saygımızın ifadesi olarak gri su projesi diğer bir deyişle suyun tekrar dönüştürülüp rezervuarlarda kullanımı, çevre ve doğa adına inşaattan başlayarak bugüne kadar


YEŞİL HİJYEN

kullanılan malzemenin doğayla dost ürünlerin tercih edilmiş olması, çalışanlarımızın israfı önlemek adına gerekli eğitimlerden geçirilmesi, aynı zamanda misafirlerimizin de konuya ilgisinin çekilmesi için gerekli görsellerin hazırlanması, hem işletmenin karlılığını artıracak hem de çevre bilinci yerleşmiş bir kurum olarak özetle enerji başta olmak üzere hiçbir kaynağın israf edilmeyip verimli kullanımını misyon edindik. Su tasarrufu yapmak adına banyolarda ekstra özelliklere sahip ‘Viller Boch’ ve ‘Geberit’ aksam kullanıldı. Daha öncede bahsettiğim gibi

sistemdir. Ayrıca iç bina aydınlatma sisteminde ise fotosel sistem kullanılmıştır. Mutfak lavabo sistemleri tasarruflu lavabo ve dokunmatik sistem kullanılmıştır. Bina camları ‘Yıldız Cam’ tarafından üretilmiştir, güneş kontrol kaplamalıdır. Bina ısıtma ve soğutma sistemimiz merkezi ve bağımsız sistem olarak kurulmuştur. Bina dış cephesi fibro beton tarafından üretilmiştir. Bina dışı kaplamalar özel üretimdir. Bu özel üretim sayesinde daha az rüzgar alıp kış mevsimlerinde daha az enerji kullanarak daha fazla ısınma yaz mevsimlerinde ise güneş kırıcılarla daha az güneş alıp daha az soğutma kullanarak enerji

rezervuarlarımızda gri su kullanmaktayız. Gri su banyo ve lavobolarda kullanılan suyun arıtma işleminden geçirilerek rezervuarlarda kullanılmasıdır. Bu sayede her yıl binlerce ton su tasarrufu yapılabilmektedir. Bina içinde ve bina dışında tam denetim sistemi ile çalışan ayrışım merkezleri kurulmuştur. Dönüşüm olan malzemeler ilgili geri dönüşüm birimlere teslim edilmektedir. Kağıtlar, atık yağlar, piller, plastikler gibi bir çok ayrıştırılabilir malzemeyi geri dönüşüm birimlerine teslim etmekteyiz.

tasarrufu sağlamaktayız. Bina cam kapı sistemleri ‘Dekoral’ firması tarafından üretilmiştir ses ve hava geçirmez özelliği vardır. Hava geçirmez yapı enerji tasarrufunda etkilidir. Bina içi tüm misafir ve personel yönlendirmeleri bilgisayar sistemi üzerinde yapılmaktadır. Daha az kâğıt kullanımı için uyarılarımız sistem üzerinden yapılmaktadır. Aydınlatma da enerji tasarrufu sağlamak için fiberli led lambalar kullanılmıştır.

HİJYENİK ÜRÜNLER, SU VE ENERJİ TASARRUFLU ÜRÜNLER İnşaat malzemelerini seçerken özellikle kurşun içermeyen malzemeler tercih edildi. Binanın yapısı enerji tasarrufunu göz önünde bulundurularak yapılmış fibro beton kullanılarak da yalıtım açısından avantaj sağlandı. Binanın tamamına yakınında led aydınlatma kullanılıyor ayrıca uygun olan tüm noktalarda da sensör kullanıldı. Binamız tamamıyla otomasyon sistemiyle kontrol edilip, denetleniyor. Bu sistem enerji israfını engellemeye ve denetlemeyi sağlamaya yardımcı oluyor. Dış bina aydınlatma sistemimiz de zaman ayarlıdır bu da enerji tasarrufu sağlamaktır. Bu sistem güneş ışığına göre aktive olan akıllı bir

YEŞİLİ PERSONEL EĞİTİMLERİYLE DE DESTEKLİYOR Tüm bu bahsettiğimiz detaylar uzun vadeli bakıldığında işletme gelirlerini düşürmekte ve en önemlisi insana ve doğaya saygılı bir işletme olmamızı sağlamaktadır. Turizm sektöründe faaliyet gösteren kuruluşlar olarak önümüzdeki yıllarda baş göstermesi muhtemel çevre sıkıntılarını önlemek için kurumsal ve bireysel adımlar atmamız gerekmektedir. Biz bunun farkına en iyi şekilde varmış ve bu saygıyı içimizde taşıyan bir işletme olarak personelimizi de bu konuda üst düzeyde yetiştiriyoruz. Yukarıda bahsettiğimiz tüm tasarruf politikaları personelimize detaylı olarak anlatılmakta ve gelişmeler hakkında kendilerine şirket içi eğitimler verilmektedir.


YEŞİL HİJYEN

restaurant dosya 82 hotel & hi-tech

Çevreye duyarlı, teknolojik yıkama çözümleri Temel Makine’de “Çamaşırhanede hizmet veren makinelerde, tekstil dostu, uzun ömürlü, düşük maliyetli, yüksek yıkama kalitesi sağlanmalıdır. Kirli tekstilin en iyi şekilde temizlenmesi için su + ısı + kimyasal + mekanik kuvvet gerekmektedir. Profesyonel makineler bu dört faktörü birleştirerek hijyenik ve ekonomik yıkama kalitesi elde edecektir.”

T

urizm ve konaklama tesislerinde en önemli konular kalite, serviste özen ve maliyetler olmaktadır. Özellikle kısıtlı enerji kaynakları ve çevre faktörü göz önünde bulundurulduğunda işletmeci yatırım bedelini çok kısa sürede amorti ederken, yüksek hizmet kalitesi ve uzun tekstil ömrü sağlanacak, müşterilere verilen birinci kalite hizmetten de ödün verilmeyecektir. İleri teknoloji ürünü makinelerde, su ve enerji tasarrufu sağlanırken, tekstilde düşük nem oranı elde edilmektedir.

PROFESYONEL TEMİZLEME İÇİN; SU + ISI + KİMYASAL + MEKANİK KUVVET Çamaşırhane işletme giderlerinde

personel işgücü & enerji giderleri maliyetin %70’ini oluşturmaktadır. Tam otomatik, yüksek devirli, kullanımı kolay ve uzman personel gerektirmeyen profesyonel makineler ile yüksek verimli çamaşırhane kurulacaktır. Çamaşırhanede hizmet veren makinelerde, tekstil dostu, uzun ömürlü, düşük maliyetli, yüksek yıkama kalitesi sağlanmalıdır. Kirli tekstilin en iyi şekilde temizlenmesi için su + ısı + kimyasal + mekanik kuvvet gerekmektedir. Profesyonel makineler bu dört faktörü birleştirerek hijyenik ve ekonomik yıkama kalitesi elde edecektir.

“SU VE ENERJİ TASARRUFU KALİTEDEN ÖDÜN VERMEDEN YAPILMALI” Personel tasarrufu için kolay kullanımlı profesyonel makineler, uzun ömür ve güvenli kullanım için süspansiyonlu, yüksek devirli güçlü yapıda makineler, enerji kaynakları ve işletme verimi için tekstili en düşük nem oranında çıkaracak, ısıyı kayıpsız ekstra izolasyonla faydalı kullanan makineler en düşük işletme şartlarında en ekonomik çalışma sağlayacaktır. Kullanılacak enerji seçiminde çevreci ve ekonomik ürünler tercih edilmelidir. Su ve enerji tasarrufu, kaliteden ödün vermeden sağlanmalıdır.



Fotoğraflar: Hakkı Günerkan

restaurant iş’te kadın 84 hotel & hi-tech

Önce ‘planladı’ Sonra tanıttı

Özgül Özkan Yavuz

ile 19 yıllık turizm yolculuğu “İstanbul benim yaşam enerjim. Yurt dışında okurken de, yurt dışında çalışırken de hep İstanbul’u özledim... Benim kendime değil ama İstanbul’a dair hayallerim var…”

Ö

nce şehri planladı… Sonra ilmek ilmek turizmi, turizmde 19 yıllık başarılı kariyer öyküsünü. Bir şehir plancısı iken işi gereği aşındırdığı

bakanlık kapılarında turizme gönlünü kaptırıp, soluğu Yatırımlar Genel Müdürlüğü’nde alan Özgül Özkan Yavuz ile ICVB’ye uzanan 19 yıllık turizm serüvenini, “enerji kaynağım” dediği İstanbul’u ve ona dair hayallerini konuştuk.

Özgül Hanım, bize kendinizi tanıtarak, turizmle tanışma hikayenizi anlatır mısınız? Ben şehir plancısıyım. 1995 yılında Ortadoğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir Bölge Planlaması bölümünden mezun oldum. Daha sonra Yerel Yönetimlerle ilgili yüksek lisans yaptım, ODTÜ’de Araştırma Görevlisi olarak çalıştım. Arkasından Turizm Bakanlığı’na geçmeye karar verdim.

Bir şehir plancısı olarak turizme geçmeyi neden istediniz, biraz daha detaylandırır mısınız? Şehir plancıları aslında her sektörü biraz bilirler. Biz üniversitede okurken bütün bakanlıklara girip çıkardık. Bana göre onlar arasında en dinamik olanı


Turizm Bakanlığı olduğu için daha çok hoşuma gitti. Biraz da kişilik meselesi sanırım, hareketli bir sektör olması sebebiyle gönlüm turizme kaydı… Turizmin özel sektörle olan organik bağı kadar ülkenin en önemli ekonomik sektörlerinden biri olması cazipti. 1990’lı yılların ortasında turizm, gelişime en fazla açık sektörlerden biriydi. Dolayısıyla 1997 yılında sektöre tamamen kendi isteğimle ve bilinçli bir şekilde adım attım. Bir de şu var tabii, ben Turizm Bakanlığı’ndaki görevime yine kendi mesleğim olan Planlama bölümüyle başladım. İlk olarak Ankara’da Yatırımlar Genel Müdürlüğü Planlama Dairesi’nde göreve başladım. O yıllarda Alanya, Hatay ve Didim gibi çeşitli turizm alan merkezlerinin planlama ve turizm geliştirme faaliyetlerini yürütüyorduk. Bunların dışında Palandöken gibi kış spor merkezlerinin planlamalarını da yaptık.

Peki turizmin planlama işinden kopup, tanıtım pazarlama kısmına geçişiniz nasıl oldu? Ankara’dan sonra turizm master’ı yapmak üzere İngiltere’ye gittim. Avrupa Birliği’nin Jean Monnet bursunu bakanlığımız adına kazanmıştım. İngiltere’de Turizm Politikaları ve Yönetimi adında ikinci master’ımı da yaptım. Artık ayrılamayacak kadar turizmin içine girmiştim. Tabii bu arada turizmi de çok iyi öğrendim. Çünkü biz o yıllarda turizmi sadece otelcilik ve acentacılık faaliyetleri olarak düşünüyorduk. Ben turizmin aslında onun çok daha ötesinde olduğunu, hem devlet hem yerel yönetimler hem de özel sektör tarafında bir politikası ve stratejisi olması gerektiğini İngiltere’de öğrendim. Turizm, aslında dünyada önemli bir ekonomik faaliyet alanı, ekonominin önemli bileşenlerinden birisiydi… Sadece kendi içinde değil,

çevre ve kültür gibi başka alanlarla da son derece iç içe bir sektördü. Tüm bunları yurt dışı deneyimlerim sayesinde öğrendim ve bir daha da bu sektörden kopamadım.

Dünyadaki turizm algısını kavrayışınız, neticesinde Türkiye’deki turizm yaklaşımlarınıza ve ideallerinize ne şekilde yansıdı? Türkiye’ye dönüşünüzde neler yaptınız? İngiltere’den döndükten bir süre sonra evlenerek yaparak İstanbul’a yerleştim. Yaklaşık üç yıl boyunca İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nde görev yaptım. O dönemde ağırlıklı olarak seyahat acentalarından ve Beyoğlu turizm geliştirme projesinden sorumluydum. 2004 yılı başında Hollanda Kültür ve Tanıtım Ataşesi olarak yurt dışı göreve atandım. 3 yıl yurt dışında çalıştım. Orada Türkiye’nin ilk Hollandaca web sitesini yaptım. Amsterdam’a, Türkiye’nin 4 büyük müzesinden 270 adet eseri götürerek, o dönemin Turizm Bakanı Atilla Koç ile birlikte çok büyük bir sergi açtık. Açılışı Hollanda Kraliçesi ve dönemin Turizm Bakanı yaptı. Ziyaretçi rekoru kıran o sergi sayesinde ülkenin kültürel tanıtım faaliyetlerinde de aktif rol almış olduk. Şunu da ilave etmeliyim, o dönem Türkiye’de Kültür ve Turizm bakanlıklarının yeni birleştiği bir dönemdi. Biz o zamana kadar ağırlıklı turizm tanıtımları yapıyorken, bahsettiğim birleşmeyle kültürel tanıtım projelerine de ağırlık vermeye başladık. UTRECHT Fuarı bunlardan biriydi mesela. Çok yoğun ama bir o kadar da keyifli, bir dolu iz bıraktığımız bir yurt dışı görevi oldu.

Sonraki süreç nasıl devam etti? 2007 yılında Türkiye’ye döndüm. İstanbul, Avrupa Kültür Başkenti ilan edilmişti. Zaten ben de o


restaurant iş’te kadın 86 hotel & hi-tech

sonraki süreçte ben de bu bayrağı alıp, daha iyi noktalara taşıyacağım.

ICVB’ye hizmet en çok da İstanbul’a hizmet etmek, öyle değil mi? Bu şehir sizin için en çok neyi ifade ediyor? İstanbul benim için enerji kaynağı, yaşam enerjim. Ben yurt dışında okudum, yurt dışında çalıştım ama hep İstanbul’u özledim... Bu şehrin kozmopolit hayatını, çok kültürlülüğünü, kargaşasını, günlük telaşlarını ve her şeyini… İstanbul bana iklimi, doğal güzellikleri, kültürel ve tarihi mirası ile ayrı bir enerji veriyor. Sokakta yürürken Roma’dan, Osmanlı’dan izler görebilmek bence çok etkileyici. Keza Boğaz’ı ayrı bir güzellik. Şu pencereden Boğaz’a baktığınızda bu şehir için çalışılmaz mı diyor insan. Hatta arkadaşlarla “Bu şehir için çalışılmaz mı, hadi çalışmaya devam edelim” diyoruz. projede yer almayı çok istiyordum. Sonuçta bu bir kere olacaktı… 4 yıla yakın bir süre de İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesinin yurt dışı tanıtım direktörlüğünü yaptım.

Şu andan baktığınızda İstanbul AKB sizi tatmin eden bir proje midir? Bizce çok başarılıydı. Çünkü İstanbul o güne kadar sadece kültürel mirasıyla tanınan bir şehir iken proje sayesinde sanatı, kültürel aktiviteleri, modası ve tasarımıyla da öne çıkan bir şehir haline gelmiştir. Bizim için çok yorucu bir süreçti ama ben sonuçlarından memnunum. Yurt dışından aldığımız tepkiler de oldukça başarılıydı. Velhasıl, 2011 yılının başında projesi bittiği için İstanbul AKB ajansını kapattık. Ben bunun üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndaki görevime geri döndüm. 3 yıl boyunca İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcılığı yaptım. 2014’ün Temmuz ayına kadar bu görevim sürdü.

ICVB Genel Müdürlüğü görevi nasıl geldi? Yeni görevinizden ve 2015 yılına dair plan ve projelerinizden bahseder misiniz biraz? ICVB Yönetim Kurulundan “Düşünür müsünüz” dediler, “Onur duyarım.” dedim. Büyük de bir sorumluluk tabii, neticede İstanbul’u temsil ediyorsunuz. İstanbul kongre turizminde şu an dünya sekizincisi. Kuşkusuz İstanbul’un bu konuma gelmesinde ICVB’nin etkisi çok büyük olmuştur. Benden önceki arkadaşlarımın ve de ofiste çalışan herkesin bunda büyük bir emeği var. İnşallah bundan

Şu sıralar “yaşam enerjim” dediğiniz İstanbul için ICVB ne tür projeler yürütüyor? Buradan paylaşmak istediğiniz özel çalışmalarınız var mı? ICVB olarak şu anda 2022 yılına kadar olan dünyadaki bütün büyük kongre ve etkinlikleri takip ediyoruz. Burası proaktif olması gereken bir büro. Birileri soru sorduğunda ya da başvuru yaptığında cevap veren bir kurum değil asla. Gidiyor, araştırıyor, müşteri oluşturmaya çalışıyor. Kafasında İstanbul olmayan kurum ve kişilerin aklına İstanbul’u sokmaya çalışıyor ki, onların büyük kongre ve etkinliklerini kentimize getirebilelim. Bu yıl ki çalışmalarımız arasında yine kongre fuarları var. Bu fuarlara Türkiye’den diğer destinasyonların ve firmaların katılımlarını da biz sağlıyoruz. Avrupa ve Ortadoğu’da B2B workshoplarına katılacağız. 2015, haliyle yoğun bir yıl olacak. Bu sektörde durmak yok, biliyorsunuz. Bizim tempomuz da, rutinimiz de bu. Evet, uzun ve keyifli bir süreç. Bazen bir kongreyi İstanbul’a almamız 3-4 yılı bulabiliyor. Meşakkatli olduğu kadar heyecanlı da tabii ki. Dünya şehirleriyle yarışmak da, şehrinizi temsil etmek de gurur ve heyecan verici.

Söz İstanbul’un şehirlerle yarışına gelince, İstanbul çok kısa bir süre önce 45 dünya şehri arasında birinci geldi. Hatta o özel günde siz de vardınız. O ödülden ve arka planından da bahseder misiniz? Slovenya merkezli Kongres Magazine adında bir dergi var. Slovenya kökenli ama bütün Güneydoğu Avrupa’ya hitap eden bir yayın. Bölge son yıllarda oldukça aktif. Bölgesel etkinlikler yapıyorlar, bölgesel


yayınlarını çıkarıyorlar. Hatta bölgesel kongrelerini bile başlattılar. Dolayısıyla Türkiye için önemli bir yer ve o bölgeden ödül almak bizi çok mutlu etti. Bir de tabii ödülün metodolojisi de önemliydi. İstanbul’a 12 tane gizli müşteri göndermişler. Haberimiz olmadan yapılan kontroller ile gelen bir ödül olduğu için mutluluğumuz ikiye katlandı.

İstanbul’un başarıları, uluslararası kongre turizminde de mutlu ediyor, ne söylemek istersiniz? Kesinlikle öyle. 2013 yılında 146 kongreyle dünya sekizincisi olduk. Bu yıl daha açıklanmadı ama ilk 10 içerisinde olmayı bekliyoruz. Bu yıl fena geçmedi ama diğer şehirlerin durumları da önemli tabii. Hem kendimizle yarışıyoruz hem rakiplerimizle yarışıyoruz. İstanbul için ilk beşe girebilmek, ilk üçe girebilmek ve en nihayetinde dünyanın en fazla kongre alan şehri unvanını almayı istiyoruz artık. Bunun kolay bir yolculuk olmayacağı da ortada…

İstanbul’u konuşmak her yönüyle keyifli. Ama ben biraz da size dönmek istiyorum. Sizi ilk defa bir sektör toplantısında etkili söylemleriniz ve güçlü ifade yeteneğiniz ile tanıdım. Açık konuşayım, o esnada “Kim bu konuşan” diye de merak etmedim değil. Siz bize kendinizi nasıl tanıtırsınız, Özgül Özkan Yavuz nasıl bir yöneticidir? Turizm, dışsal etkenlerin çok fazla olduğu bir sanayi. Sektör olarak bizi her şey etkiler, özellikle kontrolümüz altında olmayan durumlardan çok fazla etkileniriz. Bunun için de birlikte davranmak kaçınılmazdır. Ben sektörde birlikte hareket etmenin önemine inananlardan biriyim. Grup çalışmasına çok yatkınım. Dolayısıyla turizmdeki birlikte çalışma zorunluluğu da bana fazlasıyla uyan bir kalıp. Birimizin batıp, diğerimizin çıkması gibi bir durum asla yok. Doğal olarak, turizmdeki bu birliktelik ruhu benim çok hoşuma gidiyor ve bunu hissedemediğim zamanlarda da sesimi yükseltebiliyorum. O gün gördüğünüz tam da böyle bir hissiyat ve tepkiydi. Bir de ben çok girişken, yerinde duramayan, proaktif bir kişiliğim. Olaylara manevracı değil, stratejik yaklaşmayı severim. Bu sebeple de turizm bana hep cazip gelmiştir. Turizmde proaktif olmanız gerekir. Bu sektörde gelişmelerin arkasından koşmak gibi bir lüksünüz olamaz, başarı için devamlı ön almalısınız. Her zaman bir stratejiniz olmalı. Turizmin tüm bu özellikleri kişiliğimle birebir uyuşmuş olmalı ki, neredeyse 19 yıldır bu sektörün içindeyim. Buna şöyle de bir ekleme yapabilirim, masanın farklı taraflarında olmak da benim için iyi bir deneyim oldu.

Devlette 18 yıl çalıştım. Fakat asla aynı işte kalmadım. Sürekli görev değiştirdim… Şehir değiştirdim… Ülke değiştirdim. Bu yüzden karşı taraftan ne istemem gerektiğini şimdi çok iyi biliyorum.

İleriye dönük yapmak istedikleriniz, idealleriniz, hayalleriniz var mı? Ben kendim için hiçbir zaman hayal kurmadım. Hayalci olmadım, daha doğrusu. Galiba biraz fazla gerçekçiyim. Adalet duygum çok yüksek. Eşitlikçilik aynı şekilde... Eşitliğe çok inanmıyorum ama eşitlikçilik, denge arayışım olmuştur hep. O yorucu da oluyor tabii. “Kendim adıma hiç hayal kurmadım” dedim ama İstanbul için hayallerim çok… İstanbul önü çok açık bir şehir. 19 yılda buna ufacık da olsa bir katkı sağlayabildiysem ne mutlu bana. Destinasyon tanıtımı işini seviyorum. Yurt dışı görevimdeyken de Türkiye için yapmıştım. Bu şehri temsil etmek ve onun için bir şeyler yapmak çok büyük bir gurur. Dedim ya, benim kendimden çok bulunduğum görev adına, İstanbul adına yapmak istediklerim, hayallerim var...

Nedir onlar, İstanbul için neyi düşlüyorsunuz mesela? Avrupa’nın en çok ziyarete edilen kenti, İstanbul. Bence 2023 hedefleri doğrultusunda çok iyi bir yerde olur. Ben rakam vermeyi sevmiyorum. Çünkü tuttuğu zamanlar da oldu, önüne geçtiğimiz zamanlar da… Aslına bakarsanız, rakamlar tek başına hiçbir anlam ifade etmiyor. Bence içerik daha önemli. İstanbul’umuz hem kongre hem de kültür turizmi anlamında şu andan çok daha iyi bir noktada olacak diyorum. Avrupa’da da iddialı duruşunu sürdürecek. 2023’de yine Avrupa’nın en çok ziyaret edilen şehirlerden bir tanesi oluruz. Hatta sıralamada Paris’i bile geçebilir. Bundan yıllar önce “Roma’yı geçeceğiz” dediğimizde bize kimse inanmamıştı. Ama bakın, Roma’yı geçtik. Öyleyse neden Paris’i de geçmeyelim? Bence o kadar da ulaşılmayacak rakamlar değil.

Son olarak, İstanbul’da en çok neleri yapmaktan hoşlandığınızı da anlatır mısınız? Özel zamanlarımda İstanbul’da neler yapmayı seviyorum, en çok eşimle dışarıda yeme içmeyi, yeni yerlere gitmeyi seviyoruz. Başta İstanbul Film Festivali ve caz festivalleri olmak üzere şehirdeki kültür ve sanat etkinliklerini takip etmeye çalışıyoruz. Yazın açık havada konserlere gidiyoruz. Beraber kitapçıları dolaşıyoruz, okuyoruz. Bir diğer zevkimiz de müze ve sergi gezmek. Tarihi yerleri gezmeyi çok seviyoruz. Sanata ve kültürel mirasa ilgiliyiz.


restaurant hijyen 88 hotel & hi-tech

Ustek, ‘yeniliği’ genlerine RFID ile kodladı Ustek, RFID ile tekstil takip konusunda yoluna doludizgin devam ediyor. Bugün firmanın 11 ülkede, birçok çamaşırhanede çipleri, cihazları ve yazılımı kullanılmakta, çamaşırhane sahipleri tarafından büyük beğeniyle karşılanmakta…

U

stek, RFID ile tekstil takip konusunda yoluna doludizgin devam ediyor. 2006 yılında Pak Çamaşır’ın insiyatifiyle başlayan ARGE çalışmaları, 2010 yılında büyük ölçüde tamamlandı. Yine aynı yılda İtalya’da gerçekleşen Expo Detergo Milano Fuarı’nda Ustek ürünlerini ve tekstil hijyeni sektöründeki bu öncü yaklaşımı Avrupa’daki müşterilerine gösterdi. Devrim niteliğindeki bu yenilik fuarda büyük ilgiyle karşılandı. O günden bugüne de bu yeniliğe hazırlık yapan çamaşırhanelere, Ustek cevap verebilmek adına altyapısını güçlendirdi. Bugün firmanın 11 ülkede, birçok çamaşırhanede çipleri, cihazları ve yazılımı kullanılmakta, çamaşırhane sahipleri tarafından büyük beğeniyle karşılanmakta…

PERFORMANS GARANTİLİ Ustek; çipin, cihazların ve yazılımın tek adreste üretildiği dünya çapında benzersiz konuma sahip olan bir firma. Diklemesine entegre yapısıyla ürününü küresel çapta pazarlayan Ustek’in üzerinde hassasiyetle durduğu konu, ürününün performansı konusunda tek yetkili olarak tüm sorumluluğu müşteri karşısında taşıyor olmasıdır. Başarılı bir tekstil takip sisteminin tüm komponentleri tek elden üretildiği ve yapılandırıldığı için performans garantisi

rahatlıkla verilebilmektedir. Bu durum Ustek firmasını eşsiz ve ayrıcalıklı kılmaktadır. Pak Çamaşır ile 2006’da başlayan RFTT (Radyo Frekanslı Tekstil Takip) projesi bugün itibariyle 8. yılını doldurmuş, her yurt dışı kurulumu ile daha da donanmış, son derece olgun ve denenmiş bir sistemdir. Ustek, RFTT yazılımını spot bir proje olarak görmeyip, ticari kaygılardan uzak bir şekilde, amatör bir ruhla sürekli geliştirmeye özen göstermektedir. Bu özelliği ile firma, standart sistem entegratör ve yazılım firmalarından ayrışmaktadır. RFTT sistemi Avrupa ve Amerika’da gıpta ile karşılanmakta ve birçok çamaşırhane sahibi tarafından talep edilmektedir.

2013’DE USTAG PERFORMER 70 İSİMLİ ÇİPİNİ PİYASAYA SÜRDÜ 2009 yılından beri kendi çiplerini üreten Ustek, 2013


Ocak ayında 4. Jenerasyon olan Ustag Performer 70 isimli çipini piyasaya sürdü. Yüzde 100 Türk malı olan bu çip, en zorlu çamaşırhane şartlarına dahi dayanım sağlamakta, 60 bar presse sahip olan firmalarda dahi rahatlıkla kullanılmakta. Çipteki geliştirilmiş anten yapısı sayesinde konteyner içerisinde tekstil okuma oranları da son derece yüksek. Daha evvelki versiyonları Avrupalı şirketler tarafından kopyalanınca, Ustek yeni dizaynını Avrupa’da tescil ettirdi. Ayrıca çip imalatında kullandığı bir teknik için de araştırmalı patent alarak 25 yıllık koruma sağladı. ARGE’ye ayrılan onca emeği ve yatırımı bu şekilde güvence altına almıştır. Ustek 2014 yılının Ekim ayında, EXPO DETERGO Fuarı’nda, tekrar müşterileri ile bir araya geldi. Kasım ayında da Hohenstein Enstitüsü’nün Bad Kissingen, Almanya’daki yıllık hijyen seminerinde baş konuşmacı olarak yer aldı. Çoğu Alman olan 200’ün üzerinde çamaşırhane sahipleri ile RFID konusundaki tecrübelerini, bilgi ve birikimlerini paylaştı ve büyük ilgi gördü. Hohenstein Enstitüsü, sadece Avrupa’da sınırlı kalmayarak, dünyanın birçok ülkesinde hijyen sertifikasyonu konusunda belge verme yetkisine sahip bir enstitüdür ve endüstriyel çamaşırhane sektöründe çok öncü bir yere sahiptir. Ustek’in bir Türk firması

olarak burada çoğunlukla Alman ve Hollandalı üyelere RFID ile tekstil takibi konusunda bilgi vermesi hepimizi gururlandıran bir gelişmedir. 2014 yılında Ustek, Karayipler’den tutun Almanya Hollanda gibi Avrupa’nın gelişmiş batılı ülkelerindeki köklü çamaşırhanelere kurulumlar gerçekleştirdi. Yapılan her kurulum ilgili bölgenin diğer çamaşırhaneleri tarafında ilgiyle takip edilmektedir. 2015 yılında özellikle yurt dışı talebinde bir patlama bekleyen Ustek, bu talebe cevap vermek üzere altyapısını güçlendirmek için yoğun çaba sarf etmekte. Önümüzdeki birkaç yıl içinde yaygın bir şekilde 5 kıtada ürünlerinin çamaşırhanelerce kullanılmasını hedeflemekte. Böyle yenilikçi ve girişimci firmaların ülkemizde yakından takip edilmesi ve desteklenmesi gerektiği kanaatindeyiz.


restaurant hijyen 90 hotel & hi-tech

Buhar kazanlarında meydana gelen kazaların nedeni ihmal mi? Sealed Air’in iş birimi Diversey Care, Divergard markasının altında bulunan ürünler ile hizmet verdiği otel, çamaşırhane, fabrika, ofis ve hastanelerin ısıtma/ soğutma sistemlerini ve su boru hatlarını temizleme ve bakım ihtiyaçlarını karşılıyor.

S

unduğu üstün çözümlerle, daha temiz ve daha sağlıklı bir gelecek için faaliyetlerini yürüten Sealed Air’in iş birimi Diversey Care, Divergard markasının altında bulunan ürünler ile hizmet verdiği otel, çamaşırhane, fabrika, ofis ve hastanelerin ısıtma/ soğutma sistemlerini ve su boru hatlarını temizleme ve bakım ihtiyaçlarını karşılıyor. Diversey Care, işletmelerin kullandığı bu sistemlerde özellikle buhar kazanlarının kullanımlarında karşılaşılan riskler ve alınması gereken önlemlere dikkat çekiyor. Buna göre Diversey Care; basınçlı kaplarda, basınç göstergelerinin periyodik olarak kontrol edilmesini ve bu kontrollerin yılda en az bir kez yapılmasını öngörürken, tüm basınçlı kaplarda; otomatik emniyet donanımları olmasının zorunlu tutulmasını ve bu donanımların kontrollerinin de yapılmasını tavsiye ediyor. Sıcak su kazanlarında mutlaka; termometre, termostat, hidrometre, gidiş-dönüş emniyet boruları, taşma havuzu, gözetleme deliği, patlama kapağı gibi emniyet donanımlarının bulunması gerekiyor. Buhar kazanlarında ise; presostat, manometre, en az iki adet su seviye göstergesi, en az iki adet emniyet supabı, emniyet düdüğü, kazan besleme cihazı gibi emniyet donanımlarının bulunması zorunluluk olarak gösteriliyor. Kazan imalatlarının standartlara uygun yapılmasının da önemini vurgulayan deneyimli marka, mevzuata uygun şekilde yetkili elemanlar tarafından, yıllık rutin periyodik kontrollerinin yapılmasının oldukça önemli olduğunu bildiriyor. Kazan üzerindeki etiketlerde; imalatçı firma, imalat tarihi, azami çalışma basıncı ve kazan numarasının bulunması da önemli etkenler arasında yer alıyor.

TESİSLERİN ALMASI GEREKEN TEDBİRLER NELERDİR? İşletmelerin bu konuya olan sorumluluklarının artması gerektiğini düşünen Diversey Care, alınması gereken tedbirleri ise şu şekilde özetliyor: Tesislerde; eski, yıpranmış ve aşınmış basınçlı kapların kullanılması oldukça tehlikelidir. Tüm basınçlı kapların periyodik kontrollerinin; mutlaka yılda en az bir kez ilgili mevzuatta belirtilen yetkili kişiler, Makine Mühendisleri Odası (MMO) ya da akredite bir firma tarafından yaptırılmasını öneriyor. Denetim sonucuna göre eksikler varsa, işletmeler tarafından akabinde giderilmeli ve bu eksikler giderildikten sonra, ilgili yetkili kişilerden “çalışmaya uygun” raporu alınarak çalışmaya devam edilmelidir. Basınçlı kapların; yetkili kişiler tarafından, emniyet kurallarına uygun kullanımı sağlanmalı ve bu görevlinin, kazancı operatör belgesine sahip olmasına da dikkat edilmelidir. Basınçlı kapların bakımı yapılırken aşınma ve yıpranma olup olmadığı kontrol edilmeli ve azami çalışma basıncının 1,5 katı ile yetkili kişiler tarafından teste tabii tutulmalıdır. Basınçlı kaplar üzerinde otomatik emniyet donanımlarının ve bununla birlikte üzerlerinde gazın sıcaklığını, basıncını ve seviyesini bildiren göstergelerin bulunduğundan emin olunmalıdır. Ayrıca kazanların temizliği ve bakımı için belirlenen temizlik periyodlarına ve programlarına uyulmalıdır. Geçtiğimiz dönemdeki buhar kazanlarında meydana gelen talihsiz kazalar da işletmelerin bu konuda alması gereken tedbirlerin önemini bir kez daha vurgulamaktadır. Sealed Air iş birimi Diversey Care, müşterilerine değer katmak ve onlara kaliteli hizmet sunmak için bu konunun hassasiyetini bilerek çalışanlarına; “basınçlı kapların güvenliği” başlığı altında verdiği eğitimleri sıklaştırdığını da bildiriyor.



restaurant yeni mekan 92 hotel & hi-tech

İstanbul’da dört mekan, tek adres

IZAKA Restaurants & Bar-Lounge açıldı Dört farklı lezzet mekanını bir noktada buluşturan IZAKA Restaurants & Bar-Lounge, Park Bosphorus Hotel’in teras katında açıldı. IZAKA, dünya mutfağından zengin örneklerin yanında, sunduğu eşsiz Boğaz manzarası ve seçkin müziklerle de misafirlerine eşsiz bir deneyim yaşatacak.

O

smanlıca’da ‘tattırma, tattırılma, lezzet ve zevk hissettirme’ anlamına gelen IZAKA’nın, İstanbullular için yeni bir anlamı var; o da, dünya mutfağı, balık ve sushi gibi farklı lezzetleri İstanbul’un muhteşem manzarası ve seçkin müziklerle buluşturan IZAKA Restaurants & Bar-Lounge… The Midd, Mezze Mare, Hitode Sushibar ve IZAKA BarLounge olmak üzere dört farklı markayı tek çatı altında toplayan IZAKA Restaurants & Bar-Lounge, Ocak ayı itibariyle kapılarını açtı. Taksim Gümüşsuyu’nda, tarihi dokuyu lüksle buluşturan Park Bosphorus Hotel’in muhteşem Boğaz manzarası sunan terasında hizmet vermeye başlayan IZAKA Restaurants & Bar-Lounge İstanbulluların lezzet ve eğlence anlayışını kökten değiştiriyor.

DÖRT MEKAN, TEK ADRES IZAKA Restaurants & Bar-Lounge sahip olduğu dört farklı mekan konseptiyle yeni lezzetler ve müzik deneyimi arayan tüm seçkin konuklara hitap ediyor. Bu dört mekandan birisi olan The Midd, Doğu ve Batı’nın otantik tatlarını harmanlıyor ve Mağrip

bölgesinin zengin yemek seçeneklerinden Ortadoğu’nun otantik lezzetlerine, Anadolu’nun geleneksel kebap çeşitlerinden Osmanlı Saray mutfağından örneklere kadar dünya mutfağından geniş seçenekleri misafirleriyle buluşturuyor. Akdeniz lezzetlerini modern dokunuşlarla sunan Mezze Mare ise yüzyıllar boyunca Akdeniz çevresinde yaşayan medeniyetlerin katkısıyla oluşmuş özgün balık kültürünü, Osmanlı, Rum ve Ermeni mutfağının en seçkin mezeleriyle bir araya getiriyor. Balık ve meze kültüründen vazgeçemeyen misafirlerin müdavimi olacağı Mezze Mare, Akdeniz lezzetlerini modern bir dokunuşla sunuyor. Sushi lezzetini her zaman tek geçenlerin yeni uğrak noktası Hitode Sushibar, zengin tatlardan oluşan özgün sushi çeşitlerini, mükemmelliğe saygı duyan yalın Japon zarafetiyle misafirleriyle buluşturuyor. Farklı lezzetlerle birlikte yaratıcı içkiler tatmak ve yeni deneyimler yaşamak isteyenlerin buluştuğu yer olan IZAKA Restaurants & Bar-Lounge, moleküler barıyla misafirlerine benzersiz bir deneyim sunuyor. Dünyada yeni ve popüler bir akım olan moleküler gastronominin örneklerinin yer aldığı bar, farklı lezzetleriyle şaşırtıyor.

EŞSİZ MANZARA EŞLİĞİNDE Tarihi Yarımada’dan başlayıp Boğaziçi Köprüsü’ne kadar etkileyici bir İstanbul manzarası sunan IZAKA Restaurants & Bar-Lounge; sadece dünya mutfağından zengin lezzetlerle değil, aynı zamanda seçkin müziklerle de misafirlerine farklı bir deneyim yaşatıyor.


Izaka Restaurants&Bar-Lounge’da gündüz saatlerinde Klasik Caz, Latin Caz, Etnik Caz ve Ambient müzik türleri hakim oluken aksam saatlerinde etnik ve vokal ağırlıklı müzikler eşsiz lezzetlere ve manzaraya eşlik ediyor. Gecenin ilerleyen saatlerinde ise eğlencenin ritminin yükseldiği IZAKA Bar-Lounge’da misafirler Disco, Triphope, Afro Latin, Jazzy House ve Vocal House gibi müzik türlerinin seçkin örneklerini dinleme ayrıcalığını yaşıyor.

OTANTİK ÇIZGİLERİN MODERN YORUMU 4 bin 500 metrekarelik alanıyla İstanbul’un en büyük terasında yer alan IZAKA Restaurants & Bar-Lounge, mimar Sema Türker tarafından tasarlandı ve otantik

İŞ YEMEKLERININ YENİ ADRESİ Izaka Restaurants&Bar-Lounge sahip olduğu lokasyon sayesinde, hem iş yemekleri hem de özel etkinlikler için de özel bir yere sahip. İstanbul’un en merkezi noktalarından birisi olan Taksim Meydanı’na 2 dakikalık yürüme mesafesinde olan IZAKA Restaurants&BarLounge’a Levent, Maslak, Beşiktaş, Karaköy gibi ofislerin yoğun olduğu noktalardan da ulaşım oldukça kolay. Şirketlerin tanıtım ve event organizasyonlarına, muhteşem bir İstanbul manzarası sunmanın haricinde de yenilikçi bir yaklaşım kazandıracak olan IZAKA Restaurant & Bar- Lounge; ayrıcalıklı hizmetleri ile benzersiz deneyimler vadediyor.

çizgilerin modern yorumuyla dekore edildi. Bin 200 metrekarelik restoran alanına sahip mekan, özel etkinliklerde 600 kişilik oturma düzeni veya Bin 200 kişilik ayakta ağırlama düzeni şeklinde tasarlanabiliyor. IZAKA Restaurants & Bar-Lounge ayrıca, Taksim’deki organizasyonlarda en çok yaşanan park sıkıntısını, sahip olduğu 700 kapasiteli otoparkıyla ortadan kaldırırken, ziyaretçilere İstanbul’un en lüks otelinde yer alıyor olmanın ayrıcalığını yaşatıyor.


restaurant yeni mekan 94 hotel & hi-tech

İstanbul’un en yeni lezzet durağı Casual Brasserie İstanbul’un lezzet haritasına yeni bir mekan daha katıldı; Anadolu Yakası’nda Tepe Nautilus Alışveriş Merkezi içinde hizmet vermeye başlayan Casual Brasserie Cafe & Bar…

Y

urt dışında ilk İstanbul Doors işletmesini Alper Eyüboğlu danışmanlığında Azerbaycan’da açan şirket, yiyecek içecek sektöründe önemli başarılara imza atan, hazırladıkları projelerle birçok ödül kazanan iki kuzen Serkan Demirel ve Gültekin Uluç tarafından kurulan “Casual” markasını İstanbul’un lezzet hayatına kattı. Bu üç isim deneyim ve birikimlerini önümüzdeki beş yıl içinde açmayı planladıkları diğer Casual Brasseire’lerle şehrin dört bir tarafına yaymayı planlıyorlar.

MENÜDE YOK YOK Köy kahvaltısından sağlıklı atıştırmalıklara, deniz ürünlerinden pizzalara, çocuk menüsünden pastalara kadar zengin bir a la carte menüye sahip mekanda Türk ve dünya mutfaklarından


örnekler sunuluyor. Casual Brasserie’nin mutfağı ise deneyimli Şef Durmuş Coşkunsu’ya emanet. Uzun yıllar mutfakta harikalar yaratan Coşkunsu, reçetesi kendinde saklı “Cafe de Paris Pizza” ve “Özel sosla

panelenmiş şinitzel” ile misafirlere lezzet sürprizleri sunuyor. Mekan, büyük porsiyonlar halinde servis edilen etleriyle de iddialı.

TATLILARIYLA DA İDDİALI Pastane Şefi ise genç ve yetenekli Fransız, Luca Eyüboğlu… Casual Brasserie’nin mutfağında Luca ve ekibi tarafından günlük olarak hazırlanan tüm pastane ürünleri şimdiden kendi müdavimlerini oluşturmaya aday. Özellikle Nutellalı Pasta ve Chocolate Bomba en çok tercih edilen pastalar olarak öne çıkmış durumda. Bu lezzetlere ise ev yapımı gazozlar, kahve ve alkol çeşitleri eşlik ediyor. Geniş bir terası da olan Anadolu yakasının bu yeni lezzet durağı haftanın her günü hizmet veriyor.


restaurant yeni mekan 96 hotel & hi-tech

BTA UNIQ İstanbul ile şehrin merkezinde Yiyecek-içecek sektörünün lider oyuncularından BTA, havalimanları ve denizyollarının ardından, Türkiye’nin yeni nesil kültürsanat ve yaşam merkezi UNIQ İstanbul’daki Foods in the Woods ile şehir merkezine adım attı.

T

AV Havalimanları’nın iştiraki BTA, önümüzdeki dönemde şehir merkezlerinde yer almayı hedefliyor ve bu yöndeki ilk adımını, Turkmall yatırımı ile Maslak’ta hayata geçen UNIQ İstanbul’da attı. Yedi ülkede 13 havalimanında faaliyet gösteren BTA’nın sunduğu lezzetler, İDO noktalarının ardından şimdi de Maslak’ta İstanbullularla buluşuyor. Yeni nesil kültür-sanat ve yaşam merkezi UNIQ İstanbul’daki Foods in the Woods konsepti altında Tadında Anadolu ve Cakes&Bakes gibi BTA’nın kendi markalarının yanı sıra Plus Kitchen, SushiCo ve Burger Lab’in de aralarında olduğu restoranlar bulunuyor.

CESUR: TURKMALL İLE YENİ İŞBİRLİKLERİMİZ SÜRECEK BTA İcra Kurulu Başkanı Sadettin Cesur, “Ses getiren etkinliklere ev sahipliği yaparak kısa sürede önemli bir çekim merkezi haline gelen UNIQ İstanbul’un şehirde eksikliği hissedilen bir boşluğu dolduracağına inanıyoruz. BTA olarak misafirlerimizin tüm

beklentilerine cevap verebilecek bir konsept oluşturduk. Anadolu ve dünya mutfağının seçkin lezzetlerini BTA standartlarında bir araya getirdik. Önümüzdeki dönemde bu yaklaşımı uyarlayarak Turkmall ile yeni işbirlikleri gerçekleştirmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.


EYÜBOĞLU: TÜM TÜRKİYE’Yİ HEDEFLİYORUZ Turkmall Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Levent Eyüboğlu ise şu bilgileri verdi: “UNIQ İstanbul ile sadece İstanbul’u değil, tüm Türkiye’yi yeni nesil bir kültür, sanat ve eğlence anlayışı ile tanıştırmayı hedefliyoruz. 100 milyon avroluk bir yatırımla hayata geçirdiğimiz UNIQ İstanbul, bünyesinde bulunan farklı konseptlerdeki konser ve performans salonları, müze, sergi salonları, galerileri ve mobil sahneleri ile kültür-sanat ve eğlenceyi günlük hayatımızın bir parçası haline getirecek. Her gün farklı bir etkinliğe ev sahipliği yapacak olan UNIQ İstanbul’da ziyaretçilerimiz ister kapalı mekanlarda olsun ister açık havada olsun, bir yandan dünya starlarını dinleyecek, UNIQ İstanbul’dan dünyaya açılacak sergileri gezecek, diğer yandan da Foods in the Woods restoranlarında keyifli vakit geçirecekler. UNIQ İstanbul, ailelerin de vazgeçilmez mekanı olacak.” dedi.

20’YE YAKIN LEZZET NOKTASI TEK ÇATI ALTINDA İçerisinde 20’ye yakın yiyecek-içecek noktası bulunan

Foods in the Woods’ta, BTA’nın markalarından Tadında Anadolu, Cakes&Bakes, Kantin ve TickerDaze’in yanı sıra Plus Kitchen, Rossopomodoro, Kivahane, Caffe Vergnano 1882, Kapta, SushiCo, New York Fries, Wine&More, Chill Box, Juice Box, Ortaköy Waffle Park ve Burger Lab gibi her biri özenle seçilmiş farklı markalar da yer alıyor. Müdavim yaratan konseptiyle ayrıcalıklı bir mola noktası oluşturan Foods in the Woods’un deneyimli ekibi misafirlerin rahat ve konforlu bir ortamda zaman geçirip şehrin stresini üzerlerinden atmalarına yardımcı olmak için büyük bir tutkuyla çalışıyor. Turkmall tarafından hayata geçirilen yeni nesil kültürsanat ve yaşam merkezi UNIQ İstanbul konser, sergi ve ofis alanlarını buluşturuyor. Merkez, doğayla iç içe mimarisi, iş merkezleri ve üniversitelere yakınlığıyla öne çıkıyor.


restaurant yeni mekan 98 hotel & hi-tech

İstanbul’da bir ‘yeni özgün’ Prototype Plazaların tam göbeğinde, Maslak’ta açılan “Prototype”, leziz yemeklerin, keyifli kahvelerin, ilgi çekici kitapların ve benzersiz workshopların bir arada bulunduğu yepyeni bir deneyim sunuyor…

C

offee Shop, Pasta Pizza, Plus Kitchen, Atelier ve Book Store gibi farklı mekanlara kendi içinde ev sahipliği yapan, Maslak No.1’de açılan Prototype, keyifli molalar için konuklarını bekliyor.

EN İYİ LEZZET, ALIŞVERİŞ, WORKSHOP DENEYİMİ İÇİN Akdeniz lezzetlerinin ön planda olduğu pizzaları ve makarnaları ile ilgi çeken Pasta Pizza misafirlerine damak tatlarına göre kendi pizzalarını ve makarnalarını yaratma imkânı da sunuyor. Aynı zamanda pizzalarını fırına verilirken ya da makarna hamurları yapılırken izleme olanağı da buluyorlar. Bir kahve dükkânından beklenen her şeyin bulunduğu ve bakır, emaye, cam sunumlarıyla fark oluşturan Coffee Shop sadece damak zevkine değil, göze de hitap ediyor. Book Store, özel ilgi alanlarına hitap eden kitapları, tasarım ürünleri ve aksesuarları ile özel bir alışveriş deneyimi yaşatıyor. Keyifli bir workshop alanı olan Atelier’de haftada

1 - 2 gün herkese açık workshoplar düzenleniyor. Bu workshoplar kimi zaman yemek sanatı ile ilgili, kimi zaman da yaşama dair ilgi çekici farklı alanlarda oluyor. Doğal yaşam kültüründen esinlenen ve sunduğu yemeklerden, kullandığı materyallere kadar her detayında bunu yaşatan Plus Kitchen sağlıklı ve lezzetli yemek, içmek isteyenleri bekliyor.



Fotoğraflar: Hakkı Günerkan

restaurant şef’in gözünden 100 hotel & hi-tech

Yannis Manikis “Mutfak benim dünyam” Restorancı bir aileden gelen Yannis Manikis, 13 yaşından bu yana mutfakta. “İlk başta ekonomik sebeplerle başlayan zoraki bir yolculuktu benimkisi” diyen Manikis; bulaşıktı, komilikti, yemekti derken mutfağı zaman içinde ‘dünyası’ olarak benimsediğini söylüyor. “Mutfak benim dünyam” diyor işin özeti…


Peki Yannis Manikis için ekonomik zorunlulukla başlayan mutfak yolculuğu nasıl oluyor da ‘dünyası’na dönüşüyor, şef sözlerine devam ediyor: “Restorancılığa başladıktan birkaç yıl sonra, 16-17 yaşımdayken, fark ettim ki ben gerçekten bu işte ilerlemek istiyorum. Çünkü mutfakta ortada hiçbir şey yokken yeni şeyler üretiyorsunuz. Beni de uzun yıllar mutfakta tutan bu yaratma kabiliyetinin verdiği heyecan ve tutku oldu.”

YUVADAN İLK KOPUŞ…

H

ilton İstanbul Bomonti Hotel & Conference Center’ın Executive Şefi Yannis Manikis, aşçılığa ilk olarak ailesinin Kanada’daki restoranında bulaşık yıkayarak başladığını anlatıyor. “Bu biraz da babamın hem okulu bırakmamam hem de iş hayatının zorluklarını görmem için uygun gördüğü bir yoldu. Ona rağmen zaman içinde mutfağa geçtim.” diyen Manikis, henüz bir öğrenciyken okulunu bırakacak kadar sorumluluk sahibi, zoraki bir seçimi ‘dünyası’ yapacak kadar cesur, tutkulu, hevesli ve azimli bir şef. Çocuk yaşlarında hem okula gidiyor hem de mutfakta çalışıyor çünkü…

Aslen Yunanlı bir aileden gelen ama kökleri üç kuşak Kanada’ya uzanan Yannis Manikis, 1991 yılında ilk kez adım attığı aile restoranını tam da bu duygularla bıraktığını söylüyor. “Hollywood filmlerinden de hatırlarsınız, o yıllar Kanada ve Amerika’da yemek anlayışının zirve yaptığı yıllardı. Ve ben o hazzı yaşadım. Ailemin karşısına geçtim ve kendi restoranımızın dışında başka dünyalar da görmek istiyorum dedim.” diyerek aşçılık serüvenini anlatmaya devam eden Manikis, akabinde Hollanda’ya, 2 Michelin yıldızlı bir restorana komi olarak geçtiğini söylüyor. “Kanada’da bir aile restoranından hiç bilmediği bir ülkede, üstelik 18 denebilecek kadar genç bir yaşta Michelin yıldızlı bir restorana geçmek hayli cesaret ve beceri gerektirir” diyor ve Hilton İstanbul Bomonti’nin profesyonel şefi Yannis Manikis ile söyleşimize devam ediyorum.


restaurant şef’in gözünden 102 hotel & hi-tech

MUTFAKTA KENDİNİ BULUYOR, ÖZGÜR HİSSEDİYOR Her zaman bu kadar cesur, kararlı ve azimli mi oldunuz diye soruyorum Manikis’e. Şu ana kadar mutfak şefliği dışında farklı bir sektörde çalışmadığını ve tüm hayatının restoranlarda geçtiğini dile getiren Manikis, “Bunu bir hobi olarak düşünebilirsiniz. Hani uzun zamanınızı alan bir hobi. Ben mutfak için çok büyük emekler harcadım. Size ne kadar uzun saatler çalıştığımı anlatamam bile. Buna tek başına risk almak diyemezsiniz ya da olay cesur kararlar almakla ilgili bir şey de değil. Benim mutfakta hissettiğim özgürlük aslına bakarsanız. Ben mutfakta kendimi bulduğumu hissediyorum. İşte asıl bunu anladıktan sonra tek yolum mutfak oldu, o benim dünyam...” Yannis Manikis için yemek pişirmek, paylaşmak. “Yemek pişirdiğimde insanların onu tatması ve mutlu olması bana büyük bir haz veriyor. Ben aslında bunun için de yemek pişiriyorum. İnsanlarla paylaşmak ve onları mutlu etmek için yemek pişiriyorum.” diyen Manikis, şefleri birbirinden ayıran en önemli özelliğin de bu olduğunu söylüyor. Ya nasıl bir şefsiniz, sizinle çalışmak keyifli mi? “Biraz zor biriyimdir aslında” diyerek kendini anlatmaya başlayan Manikis, “Ben çok sistemli ve disiplinli biriyim. Kendi kurallarımı, yollarımı hazırlarım ve bütün arkadaşlarımın da buna uymasını isterim. Benim mutfağımda her şey yerli yerinde ve temiz olmalıdır.” diyor.

“MENÜMDE GEÇMİŞİ VE MODERNİ EVLENDİRDİM” Yannis Manikis’le kariyer yolculuğuna kaldığımız yerden devam ediyorum. Yaklaşık 2 yıl boyunca Hollanda’da 2 Michelin yıldızlı bir restoranda çalıştığını anlatan Manikis, ardından Amerika’da lüks bir restoranda çalıştığını söylüyor. Chicago’daki deneyiminden sonra Montreal’e geri döndüğünü anlatan Manikis, 2002 yılında lüks bir restoran şefliğiyle ilk defa otel mutfağıyla tanıştığını söylüyor. Gelelim Şef Manikis’in Hilton İstanbul Bomonti mutfağına ve beraberinde bir şef olarak tarzı ve sunumuna… Şef, Hilton Istanbul Bomonti menüsünü hazırlamadan önceki ilgi çekici bir anını bizimle şöyle paylaşıyor: “Otel açılmadan önce dışarıdaki


merdivenlere oturdum ve bir sigara yaktım. Bir fabrikaya baktım, bir de otele... Fabrikaya baktığımda İstanbul’un tarihini gördüm. Otele baktığımda ise modern yüzünü. Neticede ben bu gördüklerimi mutfağımda evlendirmeye karar verdim.” Hilton Istanbul Bomonti mutfağının Akdeniz’e

yakın ama aynı zamanda şehrin geçmişini ve modern yüzünü yansıtan lezzetlerden oluştuğunu dile getiren Manikis, “Ama bir füzyon değil hiçbir zaman. Ben burada bir imambayıldıya asla soya sosu eklemiyorum” diyor ve ekliyor, “Yemeklerimizi en düz ve orijinal haliyle sunuyorum. Bizim farklılaştığımız en önemli noktamız da bu zaten.”

“BASİT TABAKLARI SEVİYORUM” Yannis Manikis için tabak bir sanat ve orada mümkün oluğunca basit olmaktan yana… Basitliğin aslında komplike bir zorluğu da beraberinde getirdiğinin altını çizen Manikis, bu fikrini Leonardo da Vinci’nin “Basitlik aslında en yüksek mertebedeki sofistiktir.” sözüyle pekiştirmek istiyor. “Ben öyle bir şefim ki, sırf moda diye künefeyi çilekli dondurmayla servis etmeyi sevmem. Benim için önemli olan orijinal haliyle sunmaktır ki, bunu da

en iyi peynir ve kaymaklarla yapabilirsiniz.” diyen Manikis, lezzetin arkasındaki tarihe ve geleneklere her zaman saygı duyduğunu ve bunu da tabaklarına en iyi şekilde yansıttığını söylüyor.

ANNEANNESİNİN KÖYÜNDE RESTORAN AÇMAK İSTİYOR

27 yılını mutfağa adayan Yannis Manikis’e son olarak “Hayalleriniz var mı?” diye soruyorum. Mutfağı asla bırakmayı düşünmediğini dile getiren Manikis, her daim önceliğinde mutfak olacağını yineleyerek, çok ileride, öz vatanı Yunanistan’da kendi restoranını açma hayalini şöyle paylaşıyor: “Anneannemin köyünde 20 kişilik bir restoran açmak istiyorum. Tamamen yöresel ürünlerin kullanıldığı, her gün değişen menüye sahip bir restoran olsun istiyorum. Dünyanın pek çok yerinden insanı kendi köyümde ağırlamak ve mutfağım sayesinde bu yemek yolculuklarıyla kendi topraklarımın bilinirliğini de arttırmak istiyorum.” Şu an 40 yaşında olan Yannis Manikis bu hayali için 12- 13 yıl sonrasını biçtiğini dile getirerek, söyleşimizi şu sözleriyle tamamlıyor: “Bir köye yerleşmek için daha çok gencim. Üstelik içimdeki hırs ateşim de hala sönmüş değil…”


restaurant etkinlik 104 hotel & hi-tech

Gastronominin kalbi 13. Uluslararası İstanbul Mutfak Günleri’nde attı Gastronomi dünyasının kalbi, 28-31 Ocak tarihleri arasında 13. Uluslararası İstanbul Gastronomi Festivali’nde attı. Tüyap Merkezi’nde 2.500’ü aşkın aşçının katılımıyla düzenlenen etkinlikte 32 ülkeden 300’den fazla şef aşçı da dünya lezzetleriyle boy gösterdi…

İ

stanbul Uluslararası Mutfak Günleri’nin 13.’sü 28-31 Ocak 2015 tarihleri arasında Beylikdüzü Tüyap Kongre ve Fuar merkezinde gerçekleşti. Türkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu (TAŞFED) ve Dünya Aşçılar Birliği (WACS) işbirliği ile düzenlenen organizasyona toplam 32 ülkeden 300’den fazla şef aşçı ve Türkiye’den de 2.500’den fazla aşçı katıldı. Türk ve yabancı şeflerin unutulmaz tatlarını en renkli şovlarıyla sergilediği etkinlikte, Türk mutfağının dünya mutfağı ile entegrasyonu sağlanırken, dünya lezzetleri de İstanbul’a taşındı… Dünyanın gastronomi alanında önde gelen ülkelerinin federasyonları ve dernekleri ile gerçekleşen 13. İstanbul Uluslararası Mutfak Günleri’ne bu yıl da geçmiş yıllarda olduğu gibi ilgi büyük oldu.

AŞÇILAR YARIŞTI, SEYİRCİLER MEST OLDU Geçmiş yıllarda yapılan başarılı organizasyonlarla üç yıl önce Dünya Aşçılar Birliği (WACS) tarafından “Kıtalar Arası (Continental) ” unvanı alan Uluslararası


TAŞFED BAŞKANI YALÇIN MANAV “FESTİVALİN GASTRONOMİYE KATKISI BÜYÜK OLACAK”

İstanbul Mutfak Günleri Türkiye’deki genç şeflere “Uluslararası” düzeyde yarışma imkânı sağladı. Fuar alanında Türk yeme-içme sektörünün önde gelen firmalarının yer aldığı etkinliğin en ilgi çekici yanı ise 73 kategoride düzenlenen bu aşçılık yarışmaları oldu. Bu yarışmalarda Türk ve dünya şefleri madalya alabilmek için kıyasıya mücadele ederek tüm hünerlerini de sergileme fırsatını buldular. Etkinlikte içlerinde 2 Michelin yıldızına sahip 25 yabancı jüri üyesi etkinlik boyunca konferanslar verip kendi özel şovlarını sergiledi. Organizasyon sırasında Avrupa’nın en saygın Michelin Yıldızlı iki şefi 13. İstanbul Uluslararası Şefler yarışmasında Alman Şef Mr. Martin Scharff ve İtalyan Şef Mr. Giorgio Diana yarışma süresince birer konferansla şeflerle birlikte oldular. Ayrıca Şef Giorgia Diana Work Shop ile yarışmaya ayrı bir renk kattı.

“Festival dört gün boyunca devam edecek. 32 ülkeden katılım oldu. 2 bin üzerinde şef aşçı, öğrenci ve genç aşçı katılıyor. 20 tanesi jüri başkanı dahil yabancıları getirdik. Başkanlık yapıyorlar ve sekretaryayı idare ediyorlar. Bizim da 49 tane Türk jüri üyemiz mevcut. Bunların çoğunu uluslararası jürilik kursunu bitirmiş arkadaşlarımızdan seçtik. Sponsorlarımız da bizi desteklediler. 14.’ye gelecek sene başlayacağız. Hareketli başladık, böyle de devam edecek. Festivalden beklentimiz çok yüksek. Yoğun bir katılımla tamamlanmasını umuyoruz. İnanıyorum ki, bu festival Türk ve dünya gastronomisine çok büyük katkılar sağlayacak.”

UNILEVER FOOD SOLUTIONS MUTFAK PROFESYONELLERİYLE BULUŞTU Türkiye’de ev dışı tüketim sektöründeki her iki işletmeden birine ulaşan Unilever Food Solutions, 13. Uluslararası İstanbul Mutfak Günleri kapsamında 28-31 Ocak 2015 tarihleri arasında Tüyap Beylikdüzü fuar merkezinde mutfak profesyonelleri ile buluştu. Unilever Food Solutions sponsorluğunda Mutfak Günleri kapsamında ‘Modern Türk Mutfağı’ ve ‘Yılın Altın Türk Şefi’ olmak üzere iki ayrı yarışmayla yerini aldı.

METRO, MUTFAK GÜNLERİ’NDE DE ŞEFLERİ YALNIZ BIRAKMADI Metro Toptancı Market, bu yıl 13. kez düzenlenen Uluslararası İstanbul Mutfak Günleri’nde Türkiye’nin dört bir yanından gelen yerel ürünleri sergilediği standıyla yer aldı. Metro aynı zamanda festival kapsamında gerçekleşen Grand Prix yarışmasına Black Box sponsorluğu ile destek verdi. Metro Toptancı Market, tüm dünyadan gastronomi profesyonellerini bir araya getiren İstanbul Mutfak Günleri’ne katılarak, şeflere verdiği desteği devam ettirdi. Festival boyunca sunduğu ikramlarla ziyaretçilerinin ağızlarını tatlandıran Metro, sanal mağaza turuyla da benzersiz bir deneyim yaşattı. Toplam 28 ülkeden 300 ve ülkemizden de 2.500’ün üzerinde şef aşçının katıldığı Gastronomi Festivali, Türk mutfağıyla dünya mutfağını aynı çatı altında buluşturdu. Metro standında konuklara, Türkiye’nin farklı köşelerinden gelen yerel lezzetler ikram edildi. Konuklar, sanal mağaza turu sırasında da çeşitli sürprizlerle karşılaştılar.


restaurant etkinlik 106 hotel & hi-tech

Dünya Çikolata Ustaları Paris’te yarışacak Cacao Barry, ‘Doğadan Gelen İlham’ temalı World Chocolate Masters Ulusal Seçmeleri’ni bu yılın Kasım ayında Paris’te gerçekleştirecek. İki yılda bir düzenlenen Dünya Çikolata Ustaları Yarışması’na katılacak Türk aday, 20-21 Şubat tarihinde İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde düzenlenen yarışma için belirlenecek.

Ç

ikolata profesyonellerinin ve potansiyel adayların kendilerini gösterme fırsatı bulduğu yarışmanın altıncısı, Kasım 2015’de, Callebaut ve Carma markalarının desteği ile Cacao Barry markası tarafından yine Paris’te gerçekleşecek. Bütünüyle çikolatanın yaratıcı şekilde kullanımına adanmış, benzersiz bir yarışma olan World Chocolate Masters (Dünya Çikolata Ustaları Yarışması); Callebaut, Carma ve Cacao Barry markaları tarafından 2005 yılından bu yana her iki yılda bir, Paris’te Salon du Chocolat (Çikolata Fuarı)’da düzenleniyor. Dünya

Finali’ne yaklaşık 20 farklı ülke bazında yapılan seçmeler sonucunda belirlenen finalistler ülkelerini temsil etmek üzere katılıyor ve kazanan ‘World Chocolate Master’ (Dünya Çikolata Ustası) unvanını elde ediyor. ‘Doğadan Gelen İlham’ konulu yarışmada, pastacıların ve çikolata ustalarının jürinin dikkatini çekmek için renkler, şekiller, kokular, dokular ile oynamaları bekleniyor. Pastacılık ve şekerleme, restoran ve catering sektörlerinde çalışan ya da profesyonel mutfak eğitmeni olarak görev yapan herkes, çikolata ve kakao temalı hikayelerini ve eserlerini paylaşarak yarışmaya katılabiliyor.

SEÇMELER 20-21 ŞUBAT’TA BİLGİ ÜNİVERSİTESİ’NDE Türkiye’de ilk kez 2013 yılında yapılan ulusal seçmelerde Yiğit Zeyneloğlu rakiplerini geride bırakarak birinci seçilmiş ve Türkiye’yi Paris’te temsil etme şansına sahip olmuştu. Bu dönem ikincisi düzenlenecek


olan 6. Cacao Barry World Chocolate Masters Ulusal Seçmeleri 20-21 Şubat 2015 tarihlerinde İstanbul Bilgi Üniversitesi santralİstanbul Kampüsü’nde Doyuran Grup (Profesyonel Gıda), Foodinlife, Bilgi Üniversitesi, Electrolux, Cebeci Gıda, Bengiz Uniforms, Rudolf Restaurant, BTA, Vista Turizm, Stoa Coffee, Sushico ve Erenil sponsorluğunda gerçekleşiyor. İki gün sürecek yarışmada adaylar ilk gün 3 saat boyunca çikolatadan heykel, 2. gün 5 saat boyunca pralin, günün pastası ve alıp gitmelik çikolata konseptini hazırlayacaklar.

ŞEFLERİN BECERİLERİNİ DÜNYAYA DUYURACAK İki gün sürecek yarışmadaki performans ve hazırlanan ürünler David Shipman (İstanbul Bilgi Üniversitesi Gastronomi Bölümü, Executive Chef), Erdem Dilbalı, (Tüyap Palas Oteli, Yiyecek İçecek Müdürü – Türkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu Milli Takım Direktörü), Ghislain Gaille (Four Seasons Hotel Bosphorus, Executive Pastry Chef), Mehmet Yücel (Giano Chocolate

‘TÜRKİYE ÇİKOLATA USTASI’ İÇİN ADAYLAR Ersin Taner – İzmir, Fame Chocolate, Pasta Şefi Gökhan Gökbayrak - İstanbul, Morgan Hotels Karaköy 10, Pasta Şefi Murat Yükseker - Adana, Sheraton Hotel, Pasta Şefi Mustafa Oztaş - Antalya, Maxx Royal Kemer, Kısım Şefi Serdar Çakır - İstanbul, Hilton Bosphorus Hotel, Çikolata Ustası

Kurucusu, Çikolata Şefi) ve Metin Kılıç (Metin Chef Danışmanlık Sahibi – Danışman)’tan oluşan 5 kişilik bir jüri tarafından değerlendirilecek. Jüri Onursal Başkanlığını Rudolf van Nunen (Rudolf Karaköy Restaurant, Executive Chef – Cacao Barry Türkiye Çikolata Elçisi), Ahmet Kır (Antalya Maxx Royal Oteli, Executive Pastry Chef - Callebaut Türkiye Çikolata Elçisi)’nin yapacağı yarışma şeflere meslek hayatlarında beceri ve yeteneklerini uluslararası platformda sunmak, Türkiye ve dünyadaki meslektaşları ile tanışmak, farklı deneyim ve yeni bilgiler öğrenmeleri için eşsiz bir fırsat sunuyor.


restaurant gastro güncel 108 hotel & hi-tech

DB Positive Yaratıcı Çözümler ve Proje Yönetimi Kurucusu Derya Babuç

“Her şey insanla başlar” Siz kendinizi nasıl tanımlarsınız bilmiyorum. Ben kendimi tanıtırken ekseriyetle aynı cümleleri kurarım. Derya; yemeği, içmeyi, gezmeyi, yeni yerler görmeyi ve yeni insanlar tanımayı seven biri.

H

al böyle olunca iş ve özel yaşamının vazgeçilmez mekanları arasında restoranlar, cafeler, lokantalar yer alıyor. Yeni mekanları keşfetmek, yeni lezzetleri tatmak ve “positive etkile”, “positive etkilen” mottası ile paylaşmak işimizin de bir parçası haline geliyor. Bazen bir toplantıya keyif katmak adına buluşma noktası, bazen bir organizasyonun gerçekleştiği özel alan restoranlara ve restoran işletmeciliğine gelin eğitim ve danışmanlık alanından, insan kaynakları bakış açısı ile bir göz atalım.

“YA EN İYİYİ BULACAKSIN, YA BULDUĞUNU İYİ YAPACAKSIN YA DA DUA EDECEKSİN” Restoran işletmeciliği; ister küçük bir kafe ister büyük bir lokanta ister şubeleşmiş zincir işletme olsun pek çok yatırımı gerektiriyor. Başlangıçta doğru yer seçimi, doğru konseptin bulunması, uygun iç mimari tasarımın yapılması, hedef kitlesi ile mekanın buluşturulması yatırım maliyetinin belki de ilk etaptaki en önemli noktaları. Ancak asıl yatırım ve müşteri devamlılığını sağlayan kadro oluşumu belki de işletmeye artı değeri katan en önemli unsur. Bugün yeme içme sektörüne yön veren şirketler insan kaynakları ve eğitim departmanlarını kurarak sektörünün gelişimine katkıda bulunmakta. Gelin bu süreci dünden bugüne bir analiz yaparak değerlendirelim.

NELER DEĞİŞTİ? ARTIK MARKALARIMIZ VAR... Bugün artık restoran sektöründe kurumsallaşma, markalaşma ve şubeleşmeden bahsedebiliyor, kurumsallaşma çerçevesinde bünyesine yeni ve farklı tarzlar katan öncü kuruluşlar aracılığı ile; Amerika ve Avrupa’nın önemli markalarını Türkiye’de görebiliyoruz. Sektörün genişlemesinde ve gelişmesinde büyük

rol oynayan kurumsallaşma ve markalaşma süreci hizmetin standartlarının ve bu standartları müşteriye sunacak olan kadroların profesyonellik ve kurumu temsil boyutunun artmasına neden olmuştur. Bu süreci profesyonel kadrolara emanet etmeyen işletmeler ise, insan kaynağının yönetilememesini sürekli personel değişikliği, mevcut personelin eğitim yetersizliği ve bilgi noksanlığının getirmiş olduğu servis-sunum hataları nedeniyle istedikleri seviyeye ulaşamadan maddi kayıplar yaşamak olarak hala deneyimlemektedir. Özellikle şubeleşme sürecinde olan restoran ve cafe zincirlerinde seçme ve yerleştirmenin bir diğer önemi “ortak hizmet kalitesinin” sağlaması açısından da önemlidir. “Ben x’i severim ama o şubesine gitmeyelim hizmet berbat” ya da tam tersi “burası ilk açılan şube, diğer yerleri daha şık ama buradaki kadro daha iyi” gibi yorumlarını söylemiş ya da duymuş olabilirsiniz. Yaratılmak istenen kurumsallaşma ve markalaşma süreci ile tamamen tezat algı yaratan bu unsur, hafife alınmayacak kadar önemlidir.

DOĞRU İŞE DOĞRU ADAY İnsan kaynakları pek çok sektörde para harcayan ya da harcatan bir maliyet kalemi olarak görülse de şirketlerin, kurumların, markaların karlılığına dolaylı yoldan etki eden en önemli departmandır. Restoran işletmeciliğinin sistemin önemli parçalarının bir araya gelebilmesi ve bu parçaların işler olabilmesi için


profesyonel İnsan Kaynakları departmanları; işe alım sürecini profesyonel değerlendirmelerle hızlandırmış, uygun adayların alacakları eğitimler ile de uyum süresini asgariye indirmiş durumdadır. Bugün restoran işletmeciliği sektör olarak eğitime en yoğun zaman ve bütçe ayıran sektörlerden biridir. Peki geçmişte bu süreç nasıldı? Bu noktada insan kaynaklarının yerinde yöneticilerin olduğunu söylemek sanırız yanlış olmaz. Bu yöneticilere teslim edilen işletmelerde işe alım sürecinde başvuru sahibinin yetkinliğini bilmeden ve ölçümlemeden, aracı kişilerin tavsiyesi ile mesleki eğitim kıstasları göz ardı edilerek tek yetkili olarak başvurularının değerlendirmesi sonradan yönetilmesi gereken birçok krize neden olmuştur. Son yıllarda bu alandaki yeni yapılanmalar, daha önce de belirttiğimiz gibi “doğru işe doğru insan” bakış açısı ile gerçekleştirilen yerleştirmeler, eğitimli yöneticilere teslim edilen projeler sisteme hareket getirmiştir. Özellikle belirtmek isteriz ki; genç, dinamik, eğitimli, yenilikçi kadrolar kurmayı planlayan İnsan Kaynakları yönetiminin restorancılık sektöründe var olması birçok değişikliğin ve gelişmenin önünü açacaktır.

BALIK BAŞTAN KOKAR Bir kurumun ya da kurumda bir sürecin başarısını tek bir kişi ya da departmana yüklemek kesinlikle doğru değildir. Sektörün üç ana kuralı olan KarşılamaAğırlama-Uğurlama sistematik ve bilinçli bir şekilde uygulanacak ekibi oluşturmakla olan İnsan Kaynakları’nın en büyük destekçisi ekibin yönetim ve gelişiminden sorumlu olan yöneticilerdir. Yöneticilerin öncelikle sektörü takip eden, kendini ve ekibini geliştiren, teknik beceriler kadar sosyal becerileri de güçlü kılması markaların ve restoran sektöründeki firmaların kendi marka elçilerini yaratmasını sağlamaktadır.

YÜRÜYEN VİTRİNLER Seçeneğin bol, rekabetin yoğun, müşteri profilinin çeşitli olduğu sektörde başarı her alanda “profesyonelleşme” yi sağlamakla mümkündür. Doğru işe doğru adayı yerleştirmenin bir diğer adımı o adayı doğru donatmaktır. Bugün pek çok işletmenin asıl sahibini, müdürünü tanımayız. Bizde markanın algısını yaratan ve yönetenler bize hizmet veren servisi sunan kişilerdir. Bu noktada belki de en önemli unsur bu kişilerin her zaman gözönünde oldukları, gözlemlendiklerini gerçeğini unutmamasıdır. Bazen bir kafede sıra bazen bir masada yemek beklerken tanık olduğunuz çalışanların biribiri ve işletme hakkında yaptıkları yorumlar, kendi aralarında yaptıkları ama size yansıyan çatışma ve kavramlar, zor bir müşterinin arkasından edilen dedikodular kötü

reklama ve negatif sonuçlara dönüşebilir. Yapılan araştırmalar olumsuz örneklerin hala olumlu örneklerden daha hızlı paylaşıldığını ortaya koyuyor. Size bununla ilgili yaşadığım bir örneği aktarmak isterim. İş arkadaşlarımdan biri ile gittiğimiz bir AVM de zincir kafelerden birine uğrayarak masa ayırtmak istediğimizi, oruçlu olduğumuzu, iftardan önce işlerimizi halletmek istediğimizi söylemiştik. Yetkili rezervasyon alamadıklarını, iftardan yarım saat önce gelmemizi önerdiğini bize belirtmişti. Belirtilen zamanda geldiğimizde ise; boş olan bir masaya oturmak istediğimizde masanın rezerve olduğu söylenmişti. Rezervasyon yapılmıyordu dediğimizde aldığımız cevap elle tutulur olmadığı gibi, süreçte yaptığımız konuşmalar diğer müşterileri de olumsuz etkilemişti. Çocukluğumun hatıraları arasında yer alan, ailece gittiğimiz Taksim büfelerinden biri ise tam tersi son derece olumlu örnekler sergilemişti. Garsonların bir-iki gidişten sonra ne sipariş vereceğimizi bilip, yemeğimizi gülümseyerek, “gerçi henüz siparişi almadık. Ama her zamankinden diye tahmin ettik. Doğru mudur?” diye servis yapmaları bunlardan biridir. Detayları da atlamayarak, hepimizin zevkine göre turşulu-turşusuz, bol yeşillikli-yeşillik yerine bol patates kızartmalı vb. gibi en sevdiğimiz şekilde servis yapmaları ise en büyük alkışları hak etmiştir. Bu Taksim büfesinin kuşaklar boyu büyüyerek, zincir marka olması ise hiç de şaşırtıcı değildir. Bu ve benzeri pek çok örneğin yaşanabileceği sektörde, sürekli gelişimi sağlamak adına çalışmalar yapmak hepimizin görevi. Bunun için de insana dokunan, kişiyi özel hissettiren, marka bağımlılığı yaratan dokunuşları son derece önemsemeliyiz. Detaylara eğilmeliyiz. Ve en önemlisi restoranımızı marka yapacak olan çalışanlarımıza yatırım yapmalıyız. Öncelikle onların işlerini severek yapmalarını, markaya bağımlılık duymalarını sağlamalıyız ki, onlar da aynı pozitif hisleri müşterilerimize yansıtabilsinler. Türk insanının zaten içinde olan misafirperverlik duygusunu “önce insan”, “önce eğitim” ilkeleriyle de taçlandırıp, restoran işletmeciliğinde ülke olarak örnek bir konuma gelmemiz, uluslararası marka olmamız hiç de hayal değil! Bunun güzel örneklerinin hızla artacağı günler dileklerimle...


restaurant gastro aktüel 110 hotel & hi-tech

Yıldız Holding Türkiye Pazarlama Başkanlığı’na Lale Saral Develioğlu atandı Yıldız Holding,

Türkiye Pazarlama Başkanlığı’na Lale Saral Develioğlu’nu getirdi. Develioğlu, yeni görevine 1 Mart 2015 tarihi itibariyle başlayacak. Develioğlu’nun Yıldız Holding’deki ana sorumluluğu, mevcut Ülker ve alt kategori markalarının globalleştirilmesinde pazarlama organizasyonunu muhafaza etmek, gözetmek ve organizasyona yol göstermek olacak.

Pazar’ı özel lezzetlerle karşılamak isteyenlere… Pazar günlerine farklı lezzet

deneyimleri yaşayarak giriş yapmak isteyenlere, The RitzCarlton İstanbul’un yepyeni restoranı Atelier Real Food özel bir seçenek sunuyor. “Sunday Roast” yemekleriyle dikkat çeken The Ritz-Carlton, İstanbul’un yepyeni restoranı Atelier Real Food, “roast” ve “brunch” konseptini bir araya getiren bu yemekleriyle, haftanın son gününe leziz bir başlangıç yapmak isteyenleri ağırlıyor.

Puratos’un lezzet harikası Türkiye’de de üretilecek Ustaların

büyük yardımcısı Puratos, geliştirdiği yenilikçi ürünler ile ekmek, pasta ve çikolata sektöründe fark yaratmaya devam ediyor. Son yıllarda tüketimi tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de katlanarak artan cheesecake, Puratos’un ‘Deli Cheesecake’ ile lezzetin zirvesine ulaşıyor. Puratos, tüm damak tatlarına uygun yapısıyla dikkat çeken ‘Deli Cheesecake’i artık Türkiye’de de üretecek.

Divan restoranlarında görme engellilere özel menü Divan Restoranları, görme

engelli misafirlerine daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla, her birimin kendi menüsünü Braille Alfabesi ile yeniden oluşturdu. Divan Brasserie Bebek, Divan Brasserie Beyoğlu, Divan Brasserie Kalamış, Divan Pub Erenköy, Divan Pub Ataşehir birimlerinin menüleri bu şekilde düzenlendi. Ayrıca, Rahmi M. Koç Müzesi bünyesindeki Halat by Divan, Cafe du Levant ve Bar Bar Rossa’nın menüleri de bu alfabeye uyarlandı. Hazırlanan menülerle görme engelli misafirlere sipariş verme ve hizmet alma aşamalarında kolaylık sağlanması hedefleniyor.


lezzetleri Brizo Restoran’da brunch Restoran, her Brizo eki

Hyatt Regency İstanbul Ataköy Oteli içind yiyecekler, titizlikle Pazar brunch günü düzenliyor. Menüdeki tüm eklerini tutkuyla belirlenmiş üreticilerden tedarik edilerek, mesl yapan şefler tarafından hazırlanıyor. an Brizo Restoran, Hyatt Regency İstanbul Ataköy Oteli içinde bulun ay Brunch” adıyla her pazar 12.30-16.00 saatlerinde “Brizo Sund yla icra eden, tutku ini ekler özel brunch günleri düzenliyor. Mesl ini farklı eriler müşt , şeflerin yönetiminde hizmet veren Brizo zor bulunacak eri benz mutfaklardan oluşan zengin mönüsüyle eşi bir lezzet yolculuğuna çıkıyor. birinci sınıf bir Brizo’nun mutfağında kullanılan tüm ürünler, yerel üreticilerden restoran titizliğiyle seçiliyor. Özenle seçilmiş riyle misafirlere tedarik edilen mevsimlik ürünler, en taze halle bir anlayışı sunuluyor. Yerel üreticiye büyük saygı duyan tedarik edilen zengin en cilerd benimseyen Brizo, sadece yerli üreti peynir büfesiyle de çok iddialı…

Norveç somonu ihracatı geçen yıl yüzde 32 arttı Norveç somonu ihracatı 2014

yılında en yüksek seviyesine ulaştı. Dünyaya 999 bin ton somon ihraç eden Norveç, Türkiye’ye olan ihracatını yüzde 32 artırdı. Dünyada 143 ülkeye deniz ürünleri ihracatı gerçekleştirdiklerini belirten Norveç Deniz Ürünleri Konseyi CEO’su Terje E. Martinussen, Türkiye pazarının stratejik öneme sahip olduğunu açıkladı. Martinussen, Türkiye’ye 2014 yılında yapılan tüm Norveç deniz ürünleri ihracatının yüzde 24 arttığını söyledi. Martinussen, bu rakamın 2013 yılına kıyasla ihracatın yüzde 7 artış gösterdiğini belirtti. Norveç deniz ürünlerine Türkiye’deki ilginin her geçen gün arttığına dikkat çeken Martinussen, somon ihracatının yanı sıra uskumru ihracatının da arttığını ve artış oranının 2014’te yüzde 20’ye ulaştığını ifade etti.

Balparmak, 2014’ü 7 ödülle tamamladı Altıparmak Gıda’nın ambalajlı bal

pazarının lider markası Balparmak, 2014 yılında ulusal ve uluslararası kuruluşlar tarafından 7 ödüle layık görüldü. Tek kullanımlık ambalajıyla balın, yiyecek ve içeceklerde kullanımını artırma amacıyla Balparmak’ın pazara sunduğu Balparmak Katla Balla, 2014 yılında 4 farklı organizasyondan ödüle layık görüldü. İnovatif ürün, Ambalaj Sanayicileri Derneği tarafından düzenlenen Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması’nın Gıda kategorisinde “Altın Ödül”, 4. Design Turkey Endüstriyel Tasarım Ödülleri’nin Ambalaj ve Hızlı Tüketim Ürünleri kategorisinde “En İyi Tasarım Ödülü”, Dünya Ambalaj Örgütü tarafından düzenlenen WorldStar organizasyonunda “WorldStar Ödülü” ve Asya Ambalaj Federasyonu tarafından verilen Asia Star ödülleri kapsamında tüketici ambalajları dalında “Excellence in Packaging Ödülü” aldı. Balparmak ayrıca, İsviçre merkezli uluslararası belgelendirme kuruluşu ICERTIAS’ın Türkiye’de geçtiğimiz yıl ilk kez gerçekleştirdiği QUDAL – Quality Medal araştırmasında tüketicilerin en kaliteli bulduğu bal markası oldu. Marka ayrıca Dünya İş Konfederasyonu’nun verdiği ve 1-2 Ağustos 2014’te Havai’de düzenlenen ödül töreninde “Business Excellence Award Ödülü”nü kazandı. 2014 yılında pazara sunulan Balparmak Özel Lezzetler Serisi: Monoflora ise International Taste&Quality Institute (ITQi) tarafından “Üstün Lezzet Ödülü”nün sahibi oldu.


restaurant gastro aktüel 112 hotel & hi-tech

“Baristo” ile hakiki İtalyan kahve keyfı

Baristo Kahveleri, özenle seçilmiş kahve çekirdeklerinin modern teknoloji ile donatılmış fabrikasında 100 yıllık İtalyan gelenek ve tecrübesiyle kavrulup harmanlanarak hazırlanıyor. Baristo kahveleri, İtalyan kahve uzmanları tarafından özenle dünyanın en iyi Arabika ve Robusta çekirdeklerini seçerek karakteristiklerine uygun bir şekilde harmanlıyor. İçim esnasında geleneksel İtalyan Espresso Kahvesinin benzersiz aromasını hissedebilir ve mükemmel tadına varabilirsiniz.

Efsina, pazara iddialı girdi Doğallık

isteyenlerin vazgeçilmez ürünleri arasına girecek olan Türkiye’nin yeni tuzu Efsina, perakende pazarına iddialı girdi. “Yaşam kristalleri” olarak adlandırılan tuzu en doğal haliyle sofralara getiren Lezzet Perisi Efsina’nın tanıtımı 4 Şubat Çarşamba günü düzenlenen bir basın toplantısıyla gerçekleştirildi. Performans Sanatçısı Ömer Faruk Elmas’ın “Tuz Sanatı” şovuyla renklenen basın toplantısında açılış konuşmasını Efsina Genel Müdürü Özgür Özdemir yaptı. Özdemir, Efsina’yı 1 yıldan uzun süren pazar araştırmaları, ürün, ambalaj ve marka geliştirme çalışmalarından sonra ortaya çıkardıklarını kaydetti.

Hilton Istanbul Kozyatağı aşçılarına ödül İstanbul Uluslararası Mutfak Günleri’nin 13.’sü

İstanbul Tüyap Fuar Merkezi’nde 28- 31 Ocak tarihleri arasında düzenlendi. Toplam 28 ülkeden 300’den fazla şef aşçı ve ülkemizden de 2500’den fazla aşçının katılımı ile gerçekleştirilen organizasyonda, 73 kategoride aşçılık yarışması yapıldı. Kıyasıya mücadele edilen yarışmanın kazananlarını, 2 Michelin yıldızına sahip 25 yabancı ve aralarında Hilton İstanbul Kozyatağı şeflerinden Fatih Açıkca ve Murat Güler’in de yer aldığı 25 Türk jüri üyesi belirledi. Hilton İstanbul Kozyatağı ekibinden Dilara Ayan, Elif Turgut ve Meltem Hayal, JPT1 Junior Pratik Gençler Ekip Yarışması’nda 3 altın madalya ve kupa aldı.

Kahvaltıların yenilikçi yüzü MND Gıda Bünyesinde bulunan Lokman markası ve kahvaltılık gıda

sektöründeki inovatif duruşuyla adından söz ettiren MND Gıda, tüketicilerini yeni lezzetlerle buluşturmanın peşinde. 300 çeşit kahvaltılığı 16.000’i kapalı olmak üzere 30.000 metrekarelik alanda, günlük 2 milyon adetlik kapasite ile üreten şirket, geleneksel lezzetleri sürekli olarak yenilikçi bakış açısıyla yorumlayarak ürün yelpazesini özgün ürünlerle genişletiyor. Ar-Ge çalışmaları ve inovasyona oldukça önem veren MND Gıda’nın üretim ekibinde 17 adet mühendis bulunuyor. Ar-Ge çalışmaları sonucunda piknik porsiyon zeytin üreterek Türkiye’de bir ilki gerçekleştiren şirket, geliştirdiği piknik bitter fındık kreması ve light reçel ile ürün skalasına yeni ürünler eklemiştir. Ayrıca, yeni helva soğutma tüneli ile üretimi yapılan helvanın beklemeden soğumasını ve el değmeden kesilmesini sağlayan firma, yine ürün geliştirme çalışmaları sonucunda fındık kremasını aromalandırarak karamelli, çilekli, sütlü ve kakaolu olmak üzere 4 farklı lezzeti aynı ambalajda buluşturarak tüketicilerine bir yenilik daha sunmayı hedefliyor.


Somonun en yeni halleri leriyle balık Dardenia’da Yenilikçi menüyenil enen menüsüyle

tutkunlarının favori adresi Dardenia, devam konuklarına farklı lezzet deneyimleri sunmaya lezzetini ediyor. Dardenia’nın sağlıklı ve hafif somon yeni menüleri an taşıy lara sofra ından Norveç’in soğuk sular ce balık sade , Köfte n Somo z Cızbı Norveç Somon Steak ve ni kalbi da n nları araya tutkunlarının değil farklı tatlar ı, mini tmas kızar es fethedecek. Izgarada hazırlanan, patat Somon eç Norv n edile salata ve pita ekmeği ile birlikte servis k. olaca isi favor n Steak, lezzeti ve sağlığı bir arada arayanları

Balık menüsünde bir yeni lezzet Cod balığı

Yönetim sistemleri alanında entegre anlayış İnoksan, ISO 9001 Kalite

Yönetim, OHSAS 18001 İş Sağlığı Güvenliği ve ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemleri’ni entegre ederek, yeni bir ilke daha imza attı. İnoksan Yönetim Kurulu Başkan Vekili Emre Varlık, “35 yıldır ödün vermeden benimsediğimiz kurumsal değerler, bizi, sektörün lokomotifi, değişime açık ve katılımcı bir firma yaptı. Kaliteli ürün ve kaliteli hizmet anlayışımız, İnoksan’ı her zaman ileriye taşıdı. Yaptığımız işlerde hep ‘en iyi’ olmak için çalışırız. Şimdi yönetim sistemleri anlamında 3’ü bir arada (ISO 9001, ISO 14001, ISO 18001) belgeli tek şirketiz. Bu alanda da sektörümüze örnek ve öncü olacak çalışmaları hayata geçirmekten dolayı mutluyuz” diye konuştu.

Own Coffee’den muhteşem bir lezzet İddialı menüsü ile kahve tutkunlarını kendine çeken

Own Coffee, içecekleri kadar yiyecek çeşitleriyle de konuklarını cezbediyor. Own Coffee için özel olarak hazırlanan Kahve, fındık ve çikolatanın dayanılmaz birlikteliğini sergileyen “İstanbul Cheesecake” damakları fethediyor. Türkiye’deki ‘coffee shop’lar içinde sadece Own Coffee’de bulunan Cascara “Kahve Kirazı” çayının da eşlik ettiği bu benzersiz lezzet kış günlerine enerji katıyor. Kahve toplandıktan sonra çekirdeğinden ayrılan meyve olan Cascara, çay gibi demlenerek sunuluyor.

Türkiye’deki balık çeşitlerine bir yenisi daha eklendi. Son derece sağlıklı ve lezzetli bir alternatif olan ‘Cod Balığı’ diğer adıyla “Soğuksu Morinası”, Alarko-Leröy aracılığıyla taze olarak tüketici ile buluşuyor. Türkiye’de restoran menülerinde yer alan balıklardan olan Cod balığı, artık zincir marketlerde kolay ulaşılabilir olacak. Avrupa ülkelerinde yıllardır geleneksel balık yemeklerinin başında yer alan Cod, Türkiye mutfağında yerini güçlendiriyor. Dünyadaki en yoğun popülasyonu Atlantik Okyanusu’nun kuzey bölümünde olan, Norveç’teki en yaygın ve ekonomik açıdan en önemli balık türlerinden biri.


restaurant ürün 114 hotel & hi-tech

Eko-nomik ve eko-lojik Tripa’nın ANGELO PO işbirliği ile pazara sunduğu yeni COMBISTAR FX fırın modelleri otel ve restoran mutfaklarına daha ekolojik ve daha ekonomik pişirme çözümleri getiriyor.

M

utfak cihazlarının su ve enerji sarfiyatlarındaki tutumu, günümüzde kullanıcı için sadece ekonomik bir tasarruf olmaktan çok öteye geçmiş bulunmaktadır. Artık bu tasarruf birimi sadece TL olarak değil, aynı zamanda atmosfere salınan CO2 değeri olarak da değerlendiriliyor. Uygulamadaki kalite kriterleri, ekipman üreticilerini tabii kaynakları daha verimli kullanmaya ve cihazların doğal çevreye olan etkisini asgariye indirtmeye sevk etmesi bir yana, üretici tarafındaki yükselen trend bu kriterlerin çok daha üstüne çıkıp küresel bir yatırımda pay almak doğrultusunda.

Özellikle fırının pişirme modlarına eklenen ECO seçeneğinin ortaya koyduğu fark bu tasarrufların belki de en gözle görülebilenidir. Fırın tamamen dolu olmadığı zamanlarda tek bir tuşla aktive edilen bu özellik, standart pişirme kalitesinden en ufak bir ödün vermeden 10% enerji tasarrufuna sebep olması gibi orta çapta bir restoran konu olduğunda atmosfere yılda 450 kg daha az CO2 salınımı anlamına da gelmektedir.

VERİMLİ, SERVİS MALİYETİ DÜŞÜK Fırın kabininin mükemmel ısı yalıtımı, iki adet sıcaklık sondası sayesinde ürünlerin hatasız ve dolayısıyla firesiz şekilde pişirilmesi, pişirme sırasında bilhassa oluşturulan yüksek kabin basıncının düdüklü tencere mantığında pişirme süresini ciddi boyutta kısaltması, verimli ve servis maliyeti düşük özel tasarımlı buhar jeneratörü, ısı alışverişinin en üst düzeyde gerçekleşmesini sağlayan aerodinamik fırın

DAHA EKOLOJİK DAHA EKONOMİK ANGELO PO da her lider üretici gibi senelerdir yürüttüğü araştırma ve geliştirme süreçlerini, bu uzun vadeli yatırımı desteklemek amaçlı daha ekolojik ve daha ekonomik cihazlar imal etme yönünde vakfetmiş durumdadır. Örnek olarak, yeni COMBISTAR FX fırın modelleri yapılan geliştirmeler sayesinde bir önceki nesil fırınlara oranla yüzde 20 daha az enerji sarf eder duruma gelmiştir. Bu tutum sadece cihazların çektiği enerji konusunda değil; kullandıkları su, deterjan, gıdadaki gramaj kayıpları, hatalardan kaynaklanan fire, işgücü ve zaman, personel eğitimi harcamaları gibi konularda da kendini gösteriyor.

iç geometrisi, ön karışımlı turbo brülörler gibi sıra dışı özellikler sayesinde FX kombi fırınları tabii kaynakları optimum derecede kullanma yönünde şeflerin en büyük yardımcısı konumuna gelmiştir. Önceden de değinildiği gibi, ISO14001 kalite belgesine sahip olmasının ötesinde ANGELO PO bu kalite standartlarının olabildiğince üstüne çıkmayı kendine hedef edinmiştir. Üretimde takip edilen süreçlerden başlayarak, en son aşama olan paketlemede kullanılan malzemelere kadar çevremize yapılan bu uzun vadeli yatırımda bir rol almak adına her ayrıntı dikkatlice belirlenmiştir.


Kahve İtalyan tasarımıyla buluştu Dünyanın en iyi kahve makinesi üreticilerinden De’Longhi, ESAM 6900M Kahve Makinesi’ni kahve tutkunlarıyla buluşturuyor. Tek tuşla beş çeşit kahve hazırlayabilen ESAM 6900M, damak zevkinize göre birbirinden farklı tatlar sunuyor.

G

üne zinde başlamanın ya da gün sonunda tüm yorgunluğu atmanın yollarından biri de kahve içmek. Dünyada kahve makineleri alanında dünya lideri olan De’Longhi’nin, ESAM 6900M Kahve Makinesi ile tek tuşla beş çeşit kahve hazırlamak mümkün. De’Longhi ESAM 6900M Tam Otomatik Kahve Makinesi, tek tuşla espresso, cappuccino, coffee latte, americano ve macchiato çeşitleri sunuyor. Sessiz kahve çekirdeği öğütücüsü bulunan De’Longhi ESAM

6900M Tam Otomatik Kahve Makinesi ile 13 farklı incelik ayarında çekirdeği çekip, her zaman taptaze kahveler hazırlayabilirsiniz.

ZAHMETSİZCE TEMİZLENİR Toz ya da çekirdek kahve kullanma ayrıcalığı sunan De’Longhi ESAM 6900M Tam Otomatik Kahve Makinesi’nin kahve ve su miktarı ayarı ile istenilen fincan boyutunda kahve hazırlamak mümkün. İtalyan tasarımının en güzel örneklerinden ESAM 6900M, çıkarılabilir demleme ünitesiyle de en zor ulaşılan köşelerin bile zahmetsizce temizlenmesini sağlıyor.


restaurant proje 116 hotel & hi-tech

Lazzoni ilk otel projesinde ‘Ideal Standart’ dedi Turizm sektöründeki önemli projelere imza atmaya devam eden Ideal Standard, yenilikçi ve tasarım odaklı banyo çözümleriyle Lazzoni Grubu’nun dikkat çeken turizmdeki ilk projesi İstanbul Sütlüce’deki Lazzoni Hotel’in tercihi oldu.

M

ükemmel bir banyo için tüm tasarım alternatiflerini geniş bir ürün yelpazesinde sunan dünya devi Ideal Standard, tasarım ve hizmet alanındaki deneyimi ile Lazzoni markası tarafından özenle hayata geçirilen Lazzoni Hotel projesinin banyolarına, zarif ve şık tasarımlarıyla damgasını vurdu.

BANYOLAR ‘STRADA SERİSİ’ İLE MODERNLEŞTİ Lazzoni Grubu’nun ödüllü tasarımcıları tarafından benzersiz bir şekilde tasarlanmış ve döşenmiş olan, detaylardaki şıklığı ile dikkat çeken proje, klasik ve modern yapısıyla Avrupa Eklektik tarzını yansıtan bir şekilde dizayn edildi. 132 banyonun Ideal Standard tarafından dekore edildiği Lazzoni Hotel projesinde, yine eklektik tarzı temsil eden, geometrik şekilleri ve sade tasarımıyla banyolara modern bir hava katan StradaO Serisi asma klozetler ve Strada Serisi lavabolar kullanıldı.



restaurant dekorasyon 118 hotel & hi-tech

Ege Seramik Unicera’da iddialı serileri ile boy gösterecek Seramik sektörünün güçlü temsilcilerinden Ege Seramik, bu yıl 27. kez kapılarını açmaya hazırlanan Unicera Fuarı’nda iddialı serilerinden Spring Collection 2015’i ziyaretçilerin beğenisine sunacak.

B

u yıl 24-28 Şubat tarihleri arasında TÜYAP’ta 27. kez kapılarına açmaya hazırlanan Unicera Fuarı’nda özgün tasarımlarını ve iddialı serilerini Spring Collection 2015 koleksiyonu ile ziyaretçilerin beğenisine sunmaya hazırlanan Ege Seramik, koleksiyonunda tüm dünyada trend olan doğal taş dokulu, mermer dokulu ve ahşap dokulu ürünleri ile farklı ebatları ön plana çıkartacak. Fuar katılımları ve hazırlıklarıyla ilgili görüşlerini aktaran Ege Seramik Genel Müdürü Göksen Yedigüller, “Unicera Fuarı seramik firmaları için önemli bir organizasyon. Ege Seramik olarak Unicera Fuarı’na oldukça önem veriyoruz. Fuar çalışmalarımıza aylar öncesinden başlayıp ürünlerimizi en iyi şekilde tanıtmaya çalışıyoruz. Ürün geliştirme konusunda sektörün en hızlı hareket eden firmasıyız. Bu yılda standımızda 20’den fazla yeni ürünümüzü tanıtacağız.” dedi.

Ege Seramik Genel Müdürü Göksen Yedigüller

EGE SERAMİK’E 6 DALDA ÖDÜL Ege Bölgesi Sanayi Odası her yıl olduğu gibi bu yıl da başarılı olan firmaları ödüllendirdi. Seramik sektörünün lider markalarından Ege Seramik, Ege Bölgesi Sanayi Odası tarafından düzenlenen geleneksel ödül töreninde 6 dalda ödül alarak başarısını kanıtladı. Ege Seramik, 2013 yılı ‘Yarattığı Marka ile Üstün Satış Performans’ ve ‘Büyük Firma Vergi Üçüncülük’ ödülleri başta olmak üzere, 2013 yılı Toprak ve Seramik Mamulleri Sanayii’nde ‘Üretim Birincilik’, Yatırım Birincilik’, ‘İhracat Birincilik’, ‘İstihdam Birincilik’ ödüllerini aldı. Alınan ödüllerle ilgili görüşlerini aktaran Ege Seramik Genel Müdürü Göksen Yedigüller, “Ege Seramik olarak elde edilen başarı bizi gururlandırdı. Kazandığımız her ödül bizi motive etmekte ve yeni sorumluluklar yüklemektedir. Ülke ekonomisine katkımız ilerleyen yıllarda artarak devam edecektir.”dedi.

EGE VİTRİFİYE UNICERA FUARI’NA KATILIYOR Seramik Sağlık Gereçleri sektörünün lider markalarından Ege Vitrifiye, 24-28 Şubat tarihleri arasında Tüyap Kongre ve Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek Unicera Fuarı’na katılıyor. Fuara katılımlarıyla ilgili görüşlerini aktaran Ege Vitrifiye Genel Müdürü Merter Savaş, “27’ncisi düzenlenecek Unicera Fuarı’na her yıl olduğu gibi bu yıl da en iyi şekilde hazırlanıyoruz. Standımızda sergileyeceğimiz yeni serilerimizle bireysel tüketiciden, ithalatçıya, mimarlardan mühendislere ve sektörün ileri gelenlerine kadar herkese ulaşmayı hedefliyoruz.” dedi.

Ege Vitrifiye Genel Müdürü Merter Savaş


Derin Design Ankara’da Derin Design, Ankara’da açılan ilk mağazası ile modern mobilya tasarımı ve üretimi alanındaki başarılarını Başkent’e taşıyor.

T

asarımda sadeliği ve fonksiyonelliği ön plana çıkartan ürünleri ile Derin Design, 38 yılı aşkın süredir sektörde faaliyet gösteren Tekaral İnşaat firmasıyla gerçekleştirdiği işbirliği ile markaya yeni bir boyut katıyor. Ofisler, oteller, bankalar ve evler için mobilya tasarımlarını hayata geçiren Derin Design, mekanın ve kişinin ihtiyaçları doğrultusunda özel imalat mobilya üretimi de gerçekleştiriyor. İçmimar ve mimarlara çözüm ortağı olarak destek veren marka, güçlü üretim kapasitesiyle son dönemde gerçekleştirdiği büyük ölçekli otel, hastane, ofis ve konut projeleriyle adından sıkça söz ettiriyor. Derin Design bundan böyle Ankara’daki önemli yatırımlara değer katmak üzere Çankaya’da açılan mağazasıyla markanın etkinliğine ivme kazandırıyor. 2014 Koleksiyonu’na ait ürünlerin de görülebileceği Ankara mağazası, tasarım odaklı mobilyaya yönelik beklentileri karşılamak amacıyla ziyaretçilere kapılarını açıyor.

27 YENİ TASARIMLA BAŞKENT’TE Derin Design’ın 2014 koleksiyonunda Aziz Sarıyer, Arif Özden ve Derin Sarıyer’in yanı sıra Arni Aromaa ve Sauli Suomela tarafından kurulan, dünyanın önemli tasarım ofislerinden Finlandiyalı Pentagon Design’ın mobilya tasarımları yer alıyor. Fonksiyonellik,

modernizm ve sadeliğin ön planda olduğu Derin Design 2014 koleksiyonunda kendi içlerinde farklı boyutlarıyla 27 yeni tasarım bulunuyor. Koleksiyonda net hatlarıyla tasarımda sadelik ve fonksiyonelliğin ön planda olduğu, estetik, geometrik, rasyonel ve şiirsel, kimi zaman da heykelsi formlarla hayata uyum sağlayan, mekânlar ve insanlarla iletişim halinde olan mobilyalar yer alıyor.

Derin Sarıyer


restaurant dekorasyon 120 hotel & hi-tech

Somfy ile tüm perdeler konfora açılıyor Somfy, şimdi mekanlarda yüksek konfor için teknolojinin perdesini ardına kadar açıyor. Perdelerinizi tek tuşla açıp kapayabildiğiniz akıllı perde sistemleri ile hayat çok daha kolaylaşıyor.

T

eknoloji bugün hayatın her alanına konfor katıyor. Elbette mekanlar da teknolojinin getirdiği rahatlıktan olabildiğince yararlanıyor. Hatta birçok konuda çözüm, uzaktan kumanda sistemleriyle şimdi parmağın ucuna kadar geliyor. Bu konuda öncülük eden markaların başında da mekanlara hareket getiren kumanda ve motor sistemleri ile Somfy geliyor. Somfy, şimdi mekanlarda yüksek konfor için teknolojinin perdesini ardına kadar açıyor. Perdelerinizi tek tuşla açıp kapayabildiğiniz akıllı perde sistemleri ile hayat çok daha kolaylaşıyor. Sessiz çalışma özelliğine sahip Somfy akıllı perde sistemleri; dayanıklılığı ile de dikkat çekiyor, ayrıca çocuklar için risk oluşturan kablolar gerektirmediğinden son derece güvenli...

TEK BİR DOKUNUŞLA KONFOR Somfy’nin motorlu sistem teknolojisi ile şimdi bir düğmeye basarak perdelerin konumunu değiştirmek mümkün. Uzaktan kumanda üzerindeki düğmeye tek bir dokunuşla perdeler yana doğru sessiz bir şekilde açılıyor ve durdurulmak istendiğinde duruyor. Motorlu perdeler kumanda edilen bir yapıda ve hassas bir şekilde çalıştığı için güzel görünümlerini koruyor ve daha uzun süre dayanıklı oluyor. Bir ya da daha fazla sayıda perdeyi, aynı anda çalıştırmak için de koltuktan kalkmaya gerek kalmıyor. Uzaktan kumandaya basit bir dokunuşunuzla hepsini kolayca çalıştırmak mümkün.

FARKLI KUMANDA ALTERNATİFLERİ VE KİŞİYE ÖZEL SENARYOLAR Somfy’nin perde kumanda sistemlerinde birbirinden

farklı senaryolar için programlar bulunuyor. Örneğin haftanın her günü için farklı bir programlama yapılarak istenilen gün ve saatlerde perdelerin otomatik olarak açılıp kapanması sağlanabiliyor.



restaurant otel - tech 122 hotel & hi-tech

Form, VRF dalında Avrupa’da Yılın En İyi Distribütörü seçildi Form VRF Sistemleri bu yıl Tayland’da ilk kez düzenlenen Mitsubishi Heavy Industries toplantısında VRF kategorisinde Avrupa’da “Yılın En İyi Distribütörü” (Excellent Sales of the Year) seçildi.

1

2-13 Aralık 2014 tarihlerinde Mitsubishi Heavy Insdustries Tayland Fabrika Distribütörler Toplantısı düzenlendi. Tüm dünyadan 40 Mitsubishi Heavy Insdustries temsilcisinin katıldığı toplantıda Mitsubishi Heavy Industries VRF klima sistemlerinin Türkiye’deki tek yetkili distribütörü Form VRF Sistemleri, 2014 yılındaki yüksek satış rakamlarıyla “Yılın En İyi Distribütörü” ödülüne layık görüldü.

TELATAR: TÜRKİYE’DE YÜZDE 20 PAZAR PAYINA SAHİBİZ Toplantının sonunda gerçekleştirilen törende, ödülü Form VRF Sistemleri Genel Müdür Yardımcısı Selahattin Telatar aldı. Telatar, “Form VRF Sistemleri olarak ilk kez düzenlenen bu törende başarımızın ödüllendirilmesinden dolayı oldukça mutluyuz. Her alanda verimliliğe inanan bir firmayız. Bu sene

önemli satış rakamları elde ederek, Mitsubishi Heavy Industries’e de büyük oranda verimlilik sağladık” dedi. Merkezi ve VRF klima toplamında ciro bazında Türkiye’nin ikinci büyük firması olduklarını ve şu anda 5,000 adetin üzerinde VRF dış ünite satışları olduğunu ifade eden Selahattin Telatar, “Form VRF Sistemleri olarak VRF klima sistemlerinde Türkiye’de %20 pazar payına sahibiz. Türkmenistan, Kıbrıs, Kuzey Irak, Azerbaycan, Kazakistan ve Gürcistan gibi bölge ülkelerin de VRF servis ve satış noktaları Form VRF Sistemleri’ne bağlı. 2014 yılının değerlendirildiği toplantıda Mitsubishi Heavy Industries yetkilileri gelecek planlarını da aktardı. Buna göre 2017 yılının sonuna kadar VRF KX sistemlerinde (VRF) %7, ticari seri PAC sistemlerinde %9 ve ev içi seri RAC sistemlerinde ise %4 oranlarında pazar paylarında artış beklendiği paylaşıldı.


LG inovatif çözümlerini Innofest 2015’te sergiledi

PARK: YEREL PAZARLARDAKİ POZİSYONUMUZU GÜÇLENDİRİYORUZ LG Electronics İdari Başkan Yardımcısı Küresel Satış ve Pazarlama Bölümü Başkanı Wayne Park “LG, dünya çapındaki birçok yerel pazarda attığı önemli adımlarla endüstri liderliğindeki pozisyonunu güçlendiriyor. Yerel pazarlardaki müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılamak için tüm gücümüzle çalışırken LG InnoFest 2015 bu amacı gerçekleştirebilmek için bize mükemmel fırsatlar sunuyor.” şeklinde konuştu.

LG Electronics’in her yıl düzenlediği İnovasyon Festivali InnoFest, bu yıl “Innovation for a Better Life” sloganıyla Portekiz’in Lizbon kentinde bulunan Campo

2

013 yılından beri her yıl yapılan LG InnoFest, LG’nin yerel iş ortaklarına beyaz eşya ve tüketici elektroniği alanındaki yeni ürünlerini tanıtmak için eşsiz fırsatlar sunuyor. İnovatif teknolojileriyle yerel kullanıcıların ihtiyaçlarına eksiksiz şekilde cevap vermeyi amaç edinen LG, etkinliğin Ortadoğu ve Afrika ayağını gerçekleştirdi. Innofest 2015, Malezya ve Çin ayağından önce Avrupa’da da birçok izleyiciye hitap edecek.

SES VE GÖRÜNTÜ SİSTEMLERİNDE LG KALİTESİ InnoFest 2015’in öne çıkan başlıkları arasında üstün görüntü kalitesi, kusursuz renkleri, mükemmel siyahları ve sonsuz kontrast oranıyla LG’nin 4K OLED ürün gamının amiral gemileri 55, 65 ve 77 inçlik düz ve kavisli modeller yer aldı. Ziyaretçiler aynı zamanda üstün renk derinliği ve hayat kadar gerçek görüntüler sunan yeni ColorPrime serisini içeren ULTRA HD TV ürün gamını da inceleme imkanı buldular. LG’nin etkinlikte sergilediği iki yeni Wi-Fi Sound Bar ve taşınabilir Wi-Fi Hoparlörlerini de kapsayan yeni Music Flow Wi-Fi Series ürün gamının yanında Quad HD çözünürlüğe (3440x1440) sahip 34 inç UltraWide monitör de ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Etkinliğin özel konuğu olan Avrupa Ses ve Görüntü Birliği (EISA) Başkanı Jorge Gonclaves ise LG’nin en yeni görüntü teknolojileriyle ilgili bir sunum gerçekleştirdi.

LG Electronics İdari Başkan Yardımcısı Küresel Satış ve Pazarlama Bölümü Başkanı Wayne Park


restaurant otel - tech 124 hotel & hi-tech

Bosch Termoteknik’ten enerji tasarrufu sağlayan çözümler Bosch Termoteknik, Buderus ve Bosch markalı yoğuşmalı kombileri, ısı pompası, güneş kollektörleri ve LG Inverter klimaları ile enerji tasarrufu sağlayan ısıtma ve soğutma çözümleri sunuyor.

D

ünyada her geçen gün artarak önem kazanan enerji verimliliği, Bosch Termoteknik’in ajandasında da üst sıralarda yer alıyor. İş süreçlerinin temelini çevre odaklı yaklaşımlarla oluşturan Bosch, çevreyii koruma amacıyla atmosfere daha az karbondioksit salımı yapan ürünler geliştiriyor. Bu ürünlerin başında yoğuşmalı kombiler, inverter klimalar, güneş kollektörleri ve ısı pompaları geliyor.

YÜZDE 40’A VARAN TASARRUF YETENEKLİ; YOĞUŞMALI KOMBİLER Bosch Termoteknik ürün gamında bulunan Buderus ve Bosch markalı yoğuşmalı kombiler yüksek verimin yanı sıra tasarruf da sağlıyor. Buderus ve Bosch yoğuşmalı kombiler oda kumandasıyla birlikte kullanıldığında, klasik ısıtma sistemlerine kıyasla, yüzde 40’a varan oranda tasarruf sağlıyor. Bu tasarruf oranı, iklim, işletmeve bina şartlarına bağlı olarak değişebiliyor. Bosch Termoteknik, daha fazla kapasite ihtiyacına karşı, Buderus Yer Tipi Yoğuşmalı Kazanları ve yoğuşmalı kaskad sistemleri de tüketicilere sunuyor.

HIZLI ISITMA VE SOĞUTMA SİSTEMLİ; LG INVERTER KLİMALAR Pazara, Bosch Termoteknik tarafından sunulan LG Inverter klimalar, yazın hızlı soğutma özelliğiyle yaşam alanlarını konforlu hale getirirken, kış aylarında ise, üstün ısıtma performansıyla enerji tasarrufu sağlıyor.

Isıtma işlemini diğer klimalardan 4 kat daha hızlı gerçekleştiren LG Inverter klimalar, oda ısısını 5 dakikada 5 dereceye kadar değiştirebiliyor.

DAHA ÇEVRECİ ISINMA İÇİN; ISI POMPASI Bosch Termoteknik tarafından pazara sunulan hava kaynaklı ısı pompası, havadaki enerjiyi kullanarak kışın ısıtma, yazın soğutma ve sıcak kullanım suyu sağlayarak üç ihtiyaca çözüm üretiyor. Mevcut tesisatlara bağlanabilen ve yüksek verimle çalışan ısı pompası çektiği 1kW elektrik enerjisi ile 4 kW ısı enerjisi sağlayabiliyor.

YÜKSEK VERİMLİ SÜRDÜRÜLEBİLİR ENERJİ; BOSCH VE BUDERUS GÜNEŞ KOLEKTÖRLERİ Küresel ısınmanın etkileri artarken yenilenebilir kaynaklara duyulan ihtiyaç doğrultusunda çalışmalar yapan Bosch Termoteknik, yeni çevreci teknolojiler geliştirmeye devam ediyor. Yapılan araştırmalar güneş enerjisi sistemlerinin önümüzdeki dönemde daha da önem kazanacağını gösteriyor. Yüksek verim ve enerji tasarrufu sağlayan yenilenebilir enerjiler ve alternatif sistemler alanında sistem tedarikçisi ve üretici olarak lider konuma sahip Bosch, güneş enerjisi ürün gamıyla da farklılık yaratıyor. Bosch ve Buderus güneş kolektörleri yüzde 85’e varan yüksek verim özelliğiyle de dikkat çekiyor.


Güneş enerjisi 2015 yılında yükselecek Yingli Solar Türkiye Ülke Müdürü Uğur Kılıç, 2014 yılında yenilenebilir enerji yatırımlarının yarısının güneş enerjisi projelerine yapıldığını belirterek, “Güneş enerjisi sektörünün uzun zamandır beklediği gelişmelerin açıklanması çok umut verici. Ülkemizde güneş 2015 yılında yükselecek gibi görünüyor. Atılan adımlar ve yeni ihale haberleri heyecan veriyor” dedi.

M

erkezi Çin’de bulunan ve dünyanın en büyük güneş paneli üreticilerinden biri olan Yingli Solar’ın Türkiye Ülke Müdürü Uğur Kılıç, 2014 yılını ve 2015 yılına yönelik olarak güneş enerjisi sektörü ile ilgili beklentilerini değerlendirdi. Özellikle 2014 yılının son günlerinde, 25 Aralık tarihinde Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) tarafından açıklanan güneş enerjisine dayalı üretim tesisi kurmak üzere yapılan ön lisans başvurularına ilişkin 2’nci ve 3’üncü yarışma paketlerinin sektörde heyecan yarattığını dile getirdi.

DÜNYA YENİLENEBİLİR ENERJİ YATIRIMININ YARISI GÜNEŞE Uğur Kılıç, 9 Ocak 2015 tarihinde

yayınlanan Bloomberg Yeni Enerji Finansmanı (Bloomberg New Energy Finance - BNEF) raporundaki verilere göre 2014 yılında dünyada yenilenebilir enerji alanında yapılan yatırım miktarının yüzde 50’sinin güneş enerjisine yapıldığına dikkat çekti. BNEF raporundaki rakamlara göre 2014 yılında dünyada yenilenebilir enerji projelerine yapılan yatırım bir önceki yıla göre yüzde 16 oranında artış göstererek 310 milyar Amerikan doları oldu. 2013 yılında ise bu rakam 268 milyar Amerikan doları olarak gerçekleşmişti. Güneş enerjisi yatırımları 2014 yılında dünyada yüzde 25 oranında artarak 149.6 milyar USD olarak gerçekleşti. Güneş enerjisi yatırımları dünyada ilk defa yenilenebilir enerji çeşitleri arasında en büyük paya sahip oldu. 2014 yılında en fazla yenilenebilir enerji yatırımı yapan ülke 89.5 milyar USD ile Çin olurken, 51 milyar USD ile Amerika Birleşik Devletleri ikinci, 41 Milyar USD ile ise Japonya üçüncü sırada yer aldı. Kanada, Brezilya, Hindistan ve Güney Afrika sıralamaya giren diğer ülkeler oldu.

TÜRKİYE’DE GÜNEŞ 2015 YILINDA YÜKSELECEK Uğur Kılıç, “TEDAŞ verilerine göre, 2014 yılında Türkiye’de 50 MW’lık devreye alınan lisansız güneş enerjisi sistemi var. 2015 yılında bu rakamın ikiye katlanarak yüzde 100’lük bir büyüme olacağını tahmin ediyoruz. Ayrıca 2015 yılında gelecek yeni lisans ihale haberleri ile sektörün büyümesi hızlanacak” dedi. Kılıç şöyle devam etti: “Türkiye, global güneş enerjisi pazarında gelişmekte olan bir pazar olarak yerini aldı. Yavaş ilerlenmesine rağmen yasal alt yapının oluşturulup bürokratik engellerin azaltılmasıyla güneş enerjisi ivme kazanacak ve fark kapanacak, Türkiye bu alanda tüm yatırımcılar için cazibe merkezi olacaktır.”


restaurant otel - tech 126 hotel & hi-tech

Andreas Zapatinas tasarladı asansörler boyut atladı Kleemann, önde gelen otomobil markaları için yaptığı tasarımlarla dikkat çeken dünyaca ünlü endüstriyel tasarımcı Andreas Zapatinas imzalı asansör modelleri ile asansörde sınırları yeniden çizdi.

A

sansör sektöründe daha önce hiç yapılmamış bir atılım gerçekleştirmek, şaşırtıcı ve kalıcı bir iz bırakmak üzere dünyanın önde gelen endüstriyel tasarımcılarından Andreas Zapatinas ile birlikte çalışan Kleemann, sıra dışı tasarımlarla hedefine ulaştı. Kleemann Ar-Ge departmanının, Andreas Zapatinas önderliğinde gerçekleştirdiği 2 yıl süren araştırma ve geliştirme süreci sonucunda ortaya çıkan tasarımlar, asansörlerde kabinden kapıya, butondan panele birçok yenilik içeriyor. Zapatinas’ın doğal kıvrımlar, yaratıcı renkler ve fütüristik çizgiler taşıyan asansör tasarımları yepyeni bir deneyim vadediyor.

YUVARLAK HATLAR, ÇARPICI RENKLER Andreas Zapatinas’ın asansörlere yaptığı ilk dokunuşlar kabinlerin köşelerinde ve yan duvarlarında kendini gösteriyor. İnsanların asansörde kendilerini çok daha iyi hissetmeleri için kabin köşelerini yuvarlayarak yumuşatan ünlü tasarımcı, yine yolcuların kabinde ihtiyaç duydukları boşlukları artırmak üzere yan duvarlarda kavisler oluşturuyor. Bu kavis ve kıvrımlar, çarpıcı tonlarla birleşiyor. Böylece insanlar kendilerini renk büyüsü içinde hissediyor. Bir başka tasarımda ise Zapatinas, daha akıcı görünüme sahip farklı bir yorum ortaya koyuyor. İnsanların yolculuk süresince rahatlıkla yaslanabilecekleri bir form geliştiren tasarımcı, bu tasarımla güven hissi oluşturmayı hedefliyor.

İNOVATİF KAPI, BUTON VE BUTONYER TASARIMLARI Andreas Zapatinas, sadece kabinleri yeniden yorumlamakla yetinmiyor. Kapı ve butonlara da yaratıcılık getiriyor. Zapatinas kapılarda yaptığı değişiklikleri “Tasarladığımız asansörlerin kapıları, kendini gösteren kapılar olmalıydı. Böylece kapıların yorumunu değiştirdik ve modern tasarım duygusu veren kapılar yarattık. Sonra sıra butonlara geldi. Tasarımlara bütünüyle uyumlu butonlar ve kavislerden oluşan kabin butonyerleri geliştirdik. Butonyerlerde kullandığımız tüm elementlerin kullanıcıya rahatlık hissi verecek geçişlere sahip olmasını sağladık.” sözleriyle anlatıyor. Zapatinas, Kleemann için geliştirdiği tasarımları ise şöyle yorumluyor: “Kabine girildiği andan itibaren farklı formların ve kavisli yüzeylerin sunulması insanlara olağanüstü bir deneyim yaşatıyor. Her şeyden önce, bu tasarımlar yepyeni bir his yaratıyor. Tüm bu özellikler asansörlere daha önce hiç sahip olmadıkları bir karakter kazandırıyor.”



restaurant fuar 128 hotel & hi-tech

CNR EXPO, gastronomi şölenine evsahipliği yapacak CNR EXPO Yeşilköy’de düzenlenecek EDT EXPO 2015 Fuarı, 25- 28 Mart 2015 tarihleri arasında birbirinden renkli yarışmalara ev sahipliği yapacak.

C

NR Holding kuruluşlarından İstanbul Fuarcılık ve Ev Dışı Tüketim Tedarikçileri Derneği (ETÜDER) işbirliğinde, CNR EDT Expo 2015 -Ev Dışı Tüketim-Gıda Ürünleri, Sarf Malzemeleri, Ekipmanları Üreticileri ve Tedarikçileri Fuarı, 25- 28 Mart 2015 tarihleri arasında düzenlenecek. İstanbul İhracatçılar Birliği (İİB) ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın desteğiyle CNR EXPO Yeşilköy’de organize edilecek fuar, ev dışında vakit geçirilen mekanların tüm ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik hizmet veren öncü markaları bir araya getirecek. Gastronomi ve mutfak kültürü alanlarını, Türkiye’de daha ileriye taşıyacak EDT EXPO Fuarı, 45 bin metrekare alanda düzenlenecek. Almanya, Belçika, İngiltere, Fransa, Romanya, Rusya, İtalya, İspanya gibi çok sayıda ülkeden sektörün öncü markalarının katılım göstereceği fuarı, 55 bin kişinin ziyaret etmesi bekleniyor.

BLACK BOX’TA PROFESYONEL ŞEFLER YARIŞIYOR EDT EXPO 2015 Fuarı, birbirinden renkli yarışmalara sahne olacak. Fuar kapsamında CNR EXPO Yeşilköy’de düzenlenecek yarışmalarda Türkiye’nin seçkin otel, restoran ve pastanelerinin mutfak ekipleri ve üniversiteli şef adayları yarışacak. Bilinen tatların yanında, yeni tatların da ortaya çıkarılmasını sağlayacak yarışmalar, Gökmen Sözen Görsel İletişim Hizmetleri organizatörlüğünde yapılacak. Ünlü otel ve restoranların profesyonel şefleri Black Box Yarışması’nda bu yıl ikinci kez bir araya gelecek. Unilever Food Solutions ana sponsorluğunda, 25 Mart

2015 tarihinde gerçekleştirilecek yarışmada, gruplar üç farklı yemek hazırlayacak. Yasemin Ataman’ın başkanlığını yaptığı jüri, yarışmanın başarılı yemeklerini belirleyecek ve ödüller sahiplerini bulacak.

TÜRKİYE’NİN EN İYİ 8’İ ÇİKOLATAYA, PASTAYA DÖNÜŞECEK Pastacılık, çikolata, heykel ve unlu mamuller sektörlerinin gelişimine katkıda bulunmayı, Türkiye’deki ve dünyadaki trendleri yakalamak için şeflerin ufkunu açmayı, yaratıcılıklarını geliştirmeyi amaçlayan Gastrobosphorus Pastacılık Çikolata ve Unlu Mamuller Yarışması, 26 Mart 2015 günü organize edilecek. Ülker Eksper ana sponsorluğunda düzenlenecek yarışmanın teması Türkiye’nin 8 harikası olacak. 8 grubun katılacağı yarışmada, her grup pasta, pralin çikolata, heykel ve unlu mamuller alanlarında değerlendirilecek. Yarışmanın kazananlarını Niyazi Çapraz’ın başkanlığını yaptığı jüri belirleyecek ve ödüller sahiplerini bulacak.

OSMANLI MUTFAĞI FÜZYONA UĞRAYACAK Tarihi Osmanlı tatlarını füzyona uğratarak yemeklerine modern yorumlar getirecek Osmanlı Mutfağı Yarışması da 27 Mart 2015 tarihinde gerçekleştirilecek. CNR Holding ve Etüder ana sponsorluğunda düzenlenecek yarışmada, 8 takım başlangıç, ana yemek ve tatlı olarak üç yemek hazırlayacak. Gruplar ayrıca sofra düzeni, menü ve şerbetlerden de puan alacak. Yarışmanın kazananları, Vedat Başaran’ın başkanlık yapacağı jüri tarafından belirlenecek ve ödüller sahiplerini bulacak. Henüz eğitim gören genç yetenekleri sektöre kazandırmak, aynı zamanda şef adaylarının yaratıcılıklarını ve yeteneklerini geliştirmeleri amacıyla Şeflerin Düellosu Yarışması düzenlenecek. Tamamen lokal ürünlerin kullanılacağı yarışma, 28 Mart 2015 tarihinde gerçekleştirilecek. 8 grubun katılacağı Şeflerin Düellosu Yarışması’nda, her grup ana yemek ve tatlı olmak üzere iki yemek hazırlayacak. Mehmet Gök’ün liderliğindeki jüri, yarışmanın başarılı yemeklerini belirleyecek ve ödüller sahiplerini bulacak.


Açık büfenin farkı ‘İnoksdesign’ İnoksan, sektörün buluşma noktası olan Anfaş Hotel Equipment Fuarı’na İnoksdesign markasıyla katıldı. A’dan Z’ye açık büfe kuran, projeden montaja ve satış sonrası hizmetlere kadar müşterisinin yanında yer alan İnoksdesign, estetik ve fonksiyonel açık büfe ve servis hatlarıyla fuar katılımcılarından büyük ilgi gördü.

E

ndüstriyel mutfak ve açık büfe ürünleri üreticisi İnoksan, sektörün en önemli fuarlarından biri olan 26. Anfaş Hotel Equipment Uluslararası Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları İhtisas Fuarı’nda en yeni ürünlerini sergiledi. İnoksan fuarda, açık büfe ve servis hatları markası İnoksdesign ile yer aldı. Uzun yıllardır sektöre yön veren çalışmalara imza atan İnoksan’ın inovasyon anlayışının bir ürünü olan İnoksdesign, A’dan Z’ye açık büfe kuruyor, projeden montaja ve satış sonrası hizmetlere kadar müşterisinin yanında yer alıyor. İnoksdesign, yenilikçi tasarımları sayesinde, mekânlarına farklılık kadar fonksiyonellik katmak isteyenlerin de dikkatini çekiyor.

AÇIK BÜFEDE FARK OLUŞTURAN TASARIMLAR İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık, İnoksan’ın kurulduğu günden bu yana sektöre yön veren yenilikleri hayata geçirdiğini belirterek, bunun son örneğinin İnoksdesign olduğunu söyledi. Varlık, “İnoksan markasının gücü, teknolojisi ve sektöre hakimiyetini arkasına alan İnoksdesign, açık büfe alanında fark oluşturan tasarım ve çalışmalara imza atıyor. Müşterisinin ihtiyacı olan en doğru çözümü sunmak için çalışıyor. Kadromuzdaki iç mimar ve endüstriyel tasarımcıların imzasını taşıyan açık büfe ve stantlarımız, yine müşterimizin görüşleriyle son halini

alıyor. İnoksdesign, sadece otel ve restoranlara değil, birçok işletmeye farklı noktalarda uyarlanabilecek ürünler tasarlıyor.” diye konuştu. Varlık’ın verdiği bilgiye göre, İnoksdesign tarafından gerçekleştirilen uygulamalar arasında Kapadokya Cave Suites, Diyarbakır Hilton, Dubai Hyatt Regency, Letonya Belek, Kemer Pirates Beach, Antalya Hillside Suit, Süleymaniye – Highcrest Kawa Hotel (Irak) de bulunuyor. Bursa’dan çıkıp bir dünya markası olan İnoksan, İnoksdesign markası ile Avrupa pazarından daha fazla pay almayı hedefliyor.


restaurant ürünler 130 hotel & hi-tech

Viko Pro Dimmer serisi ile senerji kontrol altında Viko, şimdi herkesi konforlu bir yaşam için enerji verimliliğini ön planda tutan çevreye duyarlı ve inovatif elektronik ürünlerle tanıştırıyor. Avrupa standartlarına uygun olarak Türkiye’de tasarlanan ve üretilen Viko Pro Dimmer Serisi, konfor ve güvenliği bir arada sunuyor. Viko Pro Dimmer Serisi ile tüm mekanlarda ışığın seviyesini dilediğiniz gibi ayarlamak size kalıyor. İstenildiğinde loş bir ortam yaratılabilirken istenildiğinde tüm ışıkların seviyesi artırılarak maksimum aydınlık elde edilebiliyor. Aşırı yük ve kısa devre koruma özelliği ile birlikte tesisat ve aydınlatma kaynaklı hatalara karşı üstün koruma sağlayan VİKO Pro Dimmer Serisi’nde 4 farklı model bulunuyor. Seri, Push On-Off özelliği sayesinde tek tuşla açma-kapama kolaylığı ve kendinden Veavien özelliği ile dikkat çekiyor. Yük tanıma özelliği ile de tüm dim edilebilir lamba türleriyle uyum sağlanabiliyor.

Profilo Ödeme Sistemleri ‘güvenliğini’ tescilledi Profilo Ödeme Sistemleri, kartlı ödeme sistemlerinde dünyanın en önemli veri güvenliği standardı belgesi olan Ödeme Kartları Endüstrisi Veri Güvenliği Stardardı (PCI DSS) sertifikasını aldı. Böylece Profilo Ödeme Sistemleri, aldığı PCI DSS sertifikası ile TSM üzerinden kurduğu iletişimin güvenli olduğunu en güncel sertifika ile tescillemiş oldu. Profilo Ödeme Sistemleri IT’den Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ümit Karakaş, PCI DSS sertifikası ile ilgili şunları söyledi: “Yeni Nesil Yazarkasa mevzuatı gereği yazarkasa üreticileri ancak ‘Güvenli Hizmet Merkezi’ (TSM) üzerinden sahadaki yazarkasaları ile haberleşebilecekler. Söz konusu TSM’ler kendilerine bağlı yazarkasalar ile ilgili bilgileri Gelir İdaresi’ne bankalara aktarabilecekler. Profilo Ödeme Sistemleri olarak aldığımız bu güvenlik sertifikası ile kurduğumuz tüm bu iletişimlerin güvenli olduğunu belgelendirmiş olduk. Yatırımlarımıza devam edeceğiz.”

Bir Süper Marka Uğur Derin Dondurucu İngiltere merkezli uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Superbrands; Türkiye’nin 134 “Süper Markası”nı açıkladı. İş dünyasının önemli isimlerinden oluşan Seçici Kurul ve araştırma şirketi Nielsen’in ölçümleriyle belirlenen “Süpermarkalar” arasında Uğur Derin Dondurucu da yer aldı. Uğur Soğutma Pazarlama Departmanı tarafından yapılan açıklamada “Uğur Derin Dondurucu markamız bu yıl ilk kez listede yer aldı. Uluslararası bir otorite olan Superbrands’in Türkiye organizasyonunda listeye girmek bizim için büyük bir onur olduğu kadar büyük bir sorumluluk. Superbrands kriterleri değerlendirilirken, markaya yapılan yatırımın yanı sıra marka devamlılığı, sosyal sorumluluk ve çevre duyarlılığı gibi birçok ölçüt yer alıyor ve bu ölçütler listenin değerini daha da artırıyor. 2014 yılının Süpermarkaları arasında yer almak, yol haritamızda doğru ilerlediğimizi ve marka yolculuğumuzda aldığımız aksiyonların doğru olduğunu gösteriyor.” denildi.

Grohe’den yatlara özel koleksiyonlar Grohe, tasarım, konfor, fonksiyonellik ve inovasyonu birleştiren ürünleriyle uzmanlığını denizlere de taşıyor. Dünyanın en büyük sıhhi tesisat üreticisi olarak Grohe’nin yatlar için tasarlanan geniş ürün yelpazesi, en lüks banyo ve spa mekanlarından genel alanlardaki tuvaletlere kadar, yatlardaki tüm alanlarda kullanılabilen ürünlerden oluşuyor.




Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.