dı. Fakat bu arkadaşlar bir yandan ailelerinden gelen baskı
lar, öte yandan mahkeme heyetinin direnişi karşısında, ha zırhidıklan bu dilekçeleli mahkemeye verememişlerdir. Du ruşmalardaki
ifadelerinde
de,
dilekçelerde
yazdıklanru
vurgu layamamışlardır.
Askeri Darbelerin İki ÖnemU FaaUyet Alanı ı 930'lu
yıllardan beri önemli bir tartışma var. Acaba,
Doğu 'ya yol götürelim mi, okul götürelim mi, su götürelim mi? vs. Yol, okul, su. elektrik, fabrika götürürsek. kariıu hiz metielini yoğunlaŞtınrsak, ulusal uyanışı hızlandırmış o. .r muyuz? Acaba bunlar "uyuyan Kürtler"in bilincini açan et kenler mi olur? Bu kuşkular ve endişeler çerçevesinde. Tek Parti döneminde, Doğu'ya önemli bir yatırım yapılmadığını görüyoruz. 1 9 50'li yıllarda bu tartışmanın kısmen bir sonu ca bağlandığı da görülp.yor. Yol, okul. . . benzer kamu hizmet leri götüıiilmeye başlanıyor. Bunların yaratabileceği ulusal uyanış da asimilasyon politikalanyla engellenıneye çalışılı yor. Zaten gerek düşüncede, gerek uygulamada var olan asi milasyon daha yoğun, daha planlı, daha kapsamlı bir şekil de yürürlüğe konuyor. Askeri darbe dönemlerinden sonra, bu uygulamalar gözden geçiriliyor, daha güçlü bir şekilde uygulanmaya çalışılıyor. Şeyhlik. toprak ağalığı gibi kurum lar bu çerçeve içinde. asimilasyon kurumlarından biri olarak değerlendirilmelidir. kanısındayım. Türkiye'deki
�
askeri
darbelerden
sonra.
iki
konuya
rın Kürtçe bildikleri nereden aniaşı lacak? Örneğin, Türkçe'den Fransız ca'ya, Fransızca'dan Türkçe'ye tercüme yapan bir tercüman ın Fransız ca bildiği, üniversitelerin, Fransız Dili ve edebiyatı, Fransız Filolojisi bö lümünü bitirmiş olmasıyla anlaşılıyor. Bu, Ingilizce, Almanca veya diğer dillerden tercüme yapanlar için de böyle. Bu, mahkemelerin arad ığı bir şart. Çok önemli bir usul şartı. Çünkü, ancak, sağlıklı ve · doğru bir ter cüme, sanığın konuşmalarını, ifadelerini doğru-dürüst aksettirebilir. O bakı mdan, örneğin, Fransı�ca kon uşabilen herhangi bir kişinin tercü manlığı yeterli görülmüyor. Tercümanın filolojiden diplamalı olması iste niyor. Peki, Kürtçe tercü man olarak getirilanierin Kürtçe'yi bildikleri ne reden anlaşılacak? Kürtçe konuşabilen herhangi bir insanın tercüm anlığ ı yeterli kabul edilecek mi? Burada d a Kürt Filolojisi'nden diplamalı olmak koşulunu aramak gerekmez mi?
1 18