Halk Ulaşım Ağustos 2019

Page 1




İçindekiler

HERŞEY GÜZEL OLUYOR

6-7

editörden

S

ORTAKLARIMIZIN TEVECCÜHÜNE LAYIK OLACAĞIZ

14-15

iyasi söylemden öte bir başlık aslında. Toplumda seçimler sonrasına bir bahar havası eser oldu. Hemen her sektörde bir rahatlama ve umut yeşerdi. Sıkıntılar oysaki devam etmekte lakin inanç var oldu. Topluma can veren öncelik ümittir ve bu yeşerdi. Yönetenlere düşense solmadan büyütmektir… Toplu ulaşım sektörü de son dönemde alınan kararlar ile bir umut hissetti. Hem Ankara hem de yerel yönetimlerin atılımları ile sektör bir nebze olsun kendine geldi. Geleceği için umudu oldu. Temennimiz bu umutların baki kalması ve geçmişte olduğu gibi yeniden kırılmamasıdır. Artık sektör kandırılmak istemiyor. Hizmet sunduğu şehirden karşılığını bulmak istiyor. Dergimiz Halk Ulaşım’a yeni bir yazar katıldı. “ÜSTAD” mahlası ile yer alacak sektör uzmanını herkesin dikkatle takip etmesini tavsiye ederiz. Yazıları şirketlerimiz ve sektörümüzü doğru hedeflere taşıyacağına asla şüphemiz yoktur. Kendilerinin geçmiş çalışmaları ve şuan bulunduğu makam göz önüne alındığında, başarıları bizlere de yeni ufuklar açacaktır. Sektörümüze “ÜSTAD” olacak konumda ki böylesi değerli bir ismi sizlerle buluşturmak da bizler için büyük övünç kaynağı olmuştur. Kurban Bayramı’nın sektörümüz ve tüm insanlık için hayırlar sunmasını umar, hepinize iyi bayramlar dileriz. MURAT UZUN

GEÇMİŞE TAKILMAK YERİNE DERS ÇIKARACAĞIZ

İMTİYAZ SAHİBİ ve SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Murat UZUN

Halk Ulaşım Dergisi’nde yayımlanan fotoğraf ve yazıların tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz. Halk Ulaşım Dergisi “Basın Meslek İlkeleri” doğrultusunda yayın yapar.

YÖNETİM YERİ Adnan Kahveci Mahallesi Konak Caddesi Engin Sokak No: 2 D: 7 Beylikdüzü / İSTANBUL Tel : ( 0555 ) 553 20 72 – ( 0212 ) 361 45 29 E-mail: halkulasim@hotmail.com - halkulasim@gmail.com


11

8-9-10 MUĞLA’NIN ULAŞIM ÇÖZÜMLERİ

TÖHOB MİTİLİ ANKARA’YA ATTI

16-17

22-23-24

YENİ BÜYÜKŞEHİRLERE MODEL OLUYOR

TÜRKİYE ÖZEL HALK OTOBÜSLERİNİN EN ÖNEMLİ SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Yeni Yatırım ve Projeleri ile ZF, GELECEĞİ İNŞA EDEN MARKA

YAYIN DANIŞMA KURULU Naci Yağız // İstanbul Halk Ulaşım A.Ş. Sedat Şahin // Özulaş A.Ş. Ramazan Gürler // Mavi Marmara Ulaşım A.Ş. Mehmet Tekin // Öztaş Ulaşım A.Ş. Yalçın Beşir // Yeni İstanbul Halk Otobüsleri A.Ş. Ercan Soydaş // Ankara Özel Halk Otobüsleri Esnaf Odası Mustafa Kurt // Kocaeli Halk Otobüsleri Esnaf Odası Sadi Eren // Bursa Özel Halk Otobüsleri Esnaf Odası Şahin Demiral // Demiral Hukuk Bürosu Göksel Ovacık // İstanbul Halk Otobüsleri Esnaf Odası

GRAFİK TASARIM EYLÜL GRAFİK- Satı GÖKÇE (0212) 252 62 57

Basım Yeri ANKA Matbaacılık LTD.ŞTİ.

YAYIN TÜRÜ Yerel Süreli Yayın - Aylık




İSTANBUL HALK ULAŞIM A.Ş.

NACİ YAĞIZ Yönetim Kurulu Başkanı

ORTAKLARIMIZIN TEVECCÜHÜNE LAYIK OLACAĞIZ

“ 8

Şirketimizin 17 Temmuz’da yaşanan olağan genel kurulu, olağanüstü hızda geçerek şirket tarihimizde oy birliği ile seçilen ilk yönetim olduk. Böylesi bir güven ve sevgi ile gösterilen teveccüh omuzlarımızda ki yükü daha da artırdı. Böyle bir şirkete başkan olmak gerçekten onur verici. Esnafımız hak edenle etmeyeni ayırt eden, hakkını haklıya sunan, onurlu, liyakat sahibi ve doğru yolda gidene her türlü sahip çıkan bir anlayışta olduğunu herkese göstermiştir.


NACİ YAĞIZ Yönetim Kurulu Başkanı

İSTANBUL HALK ULAŞIM A.Ş.

S

ektörümüze kazandırdığımız yenilikler ile adımızı her daim ilerilere taşırken esnafımızın da ardımızda olması bizleri gururlandırmıştır. İstanbul Halk Ulaşım bu yönetim döneminde de hem ortaklarına hem de sektörümüze kazandırmaya devam edecektir. Seçimin atlatılması ile beraber ertesinde görev dağılımlarımızı sağlayarak çalışmalara başladık. Yerel ve merkezi yönetimden olan taleplerimizin hayat bulması amacıyla çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz. Yine esnafımızın tebriklerini kabul ederken bölge toplantılarımızı da yapmaya başladık. Şirket merkezimizde düzenlenen bölge toplantıları ile sahaya olan yakınlığımızı muhafaza ederek bölgesel sıkıntıları ele alıyoruz. Yaptığımız çalışmalar ile önümüzde ki 2 yılı da başarılar ile taçlandıracağımıza inancımız tamdır. Yeni Yönetimle Koordineli Çalışmalar Sürüyor 23 Haziran seçimleri ile beraber İstanbul halkı Başkanımı Ekrem İmamoğlu’nu göreve layık gördü. Bu değişim ile beraber ilgili makamlarda önemli değişimler başladı. Halen daha değişimler sürmektedir. Bu süreçte ise şirketimizin hem Büyükşehir hem de İETT ile çalışmaları aksamadan devam etmektedir. Kurduğumuz diyalog ortamı ile ortaklarımızın menfaatlerini en doğru şekli ile korumaktayız. Kadroların tam olarak oturması ile çalışmalarımız daha da hız kazanacaktır. Çünkü Başkanımız Ekrem İmamoğlu’ndan beklentilerimiz gerçekten büyük. Esnafımız umutlu ve özellikle seçim öncesi vaatlerinden ötürü de geleceğe umutla bakmaktadır. Şuan ki hali ile bile çok güzel bir çalışma ortamı kurduk. Kadroların oturması ile bu çalışmalar çok daha köklü ve kalıcı çözümlere odaklanacaktır. İstanbul’da ki şirket başkanlarımız ve Esnaf Odamız ile kurduğumuz işbirliği de bu sürece katkı sağlayacaktır. İstanbul Yeni Ödeme Sistemini Bekliyor Uzunca bir süredir zam alamadığımız artık herkesçe bilinmektedir. Fakat İBB Meclisi tarafından 6 ayda bir uzatılan sübvanseler ile sektörümüz önemli bir kazanım elde etmiştir. Lakin sektörümüzde yaşanan gelir kayıpları ve gider artışları artık bizlere yeni bir sistemin ihtiyacını hissettirmektedir. Ücretsiz taşımacılık ve ücretsiz günlerin artışı ile akaryakıt ve otobüs fiyatlarında ki yükseliş bu sektörün artık zamlar ile ayakta kalamayacağını göstermiştir. Bu doğrultuda halk otobüslerinin yükünü kamunun sırtlanması ihtiyacı doğdu. Bu sebeple 65 yaş ödemesi ve Büyükşehir sübvanseleri başladı. Fakat bu daha planlı yapılmalıdır. Bunun adı ise km’ye dayalı, performansa dayalı veya yolcu başı ücret olarak adlandırılabilir. Bu sayede esnaf ne kazanacağını bilir ve geleceğe daha umutlu bakabilir. Şuan ki durumdan ötürü otobüs değişimleri durmuş durumda. Sadece

bizler değil otobüs üreticileri de bu durumda mağdur. Alınan hak edişler araç senedi ödemeye yetersiz kalmakta. Bu sebeplerden ötürü kalıcı çözümler üretilmelidir. Başkanımız İmamoğlu’da seçim öncesinde sektörümüze bu müjdeyi vermişti. Doğru bir planlama ile bu sisteme geçmeyi arzu ediyoruz. Ankara’dan Çok Güzel Haberler Geliyor Son birkaç yıldır sektörümüzün üzerinde ki vergi yükünü hafifletmek için çaba sarf ediyoruz. Bu çabalar neticesinde önce KDV’de sonrasında da Gelir Vergisi’nde büyük bir başarı kazandık. Hasılat üzerinden KDV sistemi ile %1,5 gibi bir rakama düştük KDV’de. Gelir Vergisi’nde ise hasılatımızın %10’u kar kabul edilerek vergilendirmeye tabi tutulacağız. Özellikle tüm gelirlerimizin kayıt altına alınması ile sektörümüz çok büyük bir vergi yükü ile karşı karşıya kalmıştı. Oysaki bulunduğumuz sektör itibari ile ücretsiz ve indirimli yolculuklar yüzünden önemli gelir kaybına da sahip bir sektörüz. Bunlar göz önüne alındığında; hizmette kamu, vergi de ise sivildik. Yapılan düzenlemeler ile kamu hizmeti sunan sektörümüz vergi konusunda hak ettiği noktaya ulaşmıştır. Şirket ortaklarımız ve sektörümüze hayırlı olsun. Özlük Haklarımız İçin Tahdit İstiyoruz Yıllardır İstanbul’a konforlu toplu ulaşım hizmeti sunan sektör halk otobüsçüleridir. Geçmişten bugüne kadar dönemin ihtiyaçlarına yönelik sunduğu hizmet ile şehrimize hayat sunmuşuzdur. Özellikle tüm gelirlerimizin kayıt altında olduğu sektörümüz diğer taşımacı sektörlerden farklı konumdadır. Sektörümüzde adı konulmamış bir tahdit zaten mevcuttur. Araç kodlarımız ile tanımlanan otobüslerimiz ancak bu kodlar ile çalışma imkanı bulmaktadır. Başka bir aktörün sisteme girme imkanı bulunmamakla birlikte mevcut aktörlerinde farklı hatlarda olma imkanı yoktur. Bu sebeple tahdit kağıt üzerinde olmasa da sektörümüzde fiili bir tahdit zaten mevcuttur. Bu durum aynı 2918 sayılı yasada tanımımızın olamaması gibi bir olay. Fiilen var olan araçlarımız yasaya eklenmemişti ve bu düzenleme ne belediyelere ne de devlete en ufak bir külfet oluşturmadı. Şuanda tahdit de aynı bu şekilde. Fiiliyatta var olanın resmileştirilmesini talep etmekteyiz. Camiamız tahdide gerçekten önem vermektedir. Buna kim vesile olur ise sektörümüz için sonsuza kadar unutulmaz bir isim olacaktır. Bu amaçla bizim de çalışmalarımız sürmektedir. Her platformda bu dileğimizi dile getiriyoruz. Esnaf Odamız ve şirketlerimiz ile bu talebimizin yeni dönemde ardında olacağız. Hak ettiğimiz bir kazanımın sektörümüzden esirgeneceğini asla düşünmüyorum. Kurban Bayramı’nın sektörümüz ve ülkemize hayırlı olmasını diler, kutlu olmasını temenni ederim.


TOPLU ULAŞIM UZMANI

ÜSTAD

MUĞLA’NIN ULAŞIM ÇÖZÜMLERİ YENİ BÜYÜKŞEHİRLERE MODEL OLUYOR

Tarihler 12 Kasım 2012 yılını gösterdiğinde ülkemizi, şehirlerimizi, şehirlerde yaşayan insanlarımızı ve toplu taşıma esnafımızı ilgilendiren çok önemli bir kanun mecliste kabul edilmişti. Bu kanun; on dört ilde büyükşehir belediyesi ve yirmi yedi ilçe kurulması ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanun olan 6360 sayılı kanundu. O güne kadar ülkemizde 16 büyükşehir belediyesi vardı. Bunlar; İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana, Diyarbakır, Erzurum, Samsun, Konya, Kayseri, Antalya, Mersin, Eskişehir, Gaziantep, Kocaeli ve Sakarya. Bu kanunla 14 il daha büyükşehir statüsüne kavuşuyordu. Bunlar ise; Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Ordu, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van illeriydi. Artık 81 ilin 30’u büyükşehir belediyesiydi ve artık bu 30 belediyenin sınırları tüm il sınırlarını kapsayacak ve bu iller bütünşehir olacaktı.

10


TOPLU ULAŞIM UZMANI

B

ütünşehir kavramı ne demekti? Daha önce büyükşehir belediyeleri anakent merkezi ve 50 kilometre çapında bir alanda sorumluydu. Artık tüm büyükşehir belediyeleri il sınırlarının tamamında sorumlu olacaktı. Başka bir deyişle anakent kavramı ortadan kalkmış, ilin tüm sınırları şehiriçi kapsamına alınmıştı. Peki, İstanbul ve Kocaeli haricinde özellikle diğer büyükşehir belediyelerinde toplu taşıma esnafı açısından bu durum neyi getiriyordu? 1. İl trafik komisyonları artık olmayacaktı. 2. İl içerisinde köyden- ilçeye, ilçeden –il merkezine, ilçeden ilçeye vb. belediye mücavir alanı dışına çıkan D4 belgeli toplu taşımada D4 belgeleri kalkıyor, yetki il trafik komisyonu-ulaştırma bakanlığından büyükşehir belediyesi ve UKOME’ye geçiyordu. 3. İlçe merkezlerinde ilçe belediyesi ihalesi ya da yetki belgesiyle şehiriçi taşıma yapan araçlar da artık büyükşehir belediyesi ve UKOME denetimine geçiyordu. 4. D4 belgeli araçlar minibüs statüsündeydi, artık minibüs olarak devam edebilecekler miydi? 5. Cüzi miktarlara alınan D4 belgeleri yerini ihale ile belli süreli çalışan halk otobüslerine mi bırakacaktı? Esnafın plakası ve hattı elinden gidecek miydi? Tüm bu karmaşa ve sorular devam ederken 31 Mart 2014 yılı geldi ve 30 il bütünşehir oldu, bunların 14 tanesi büyükşehir kavramıyla henüz yeni tanışıyordu. Bürokrasi ve kurumlar ile toplu taşıma esnafı bu duruma hazırlıklı mıydı? Özellikle yeni büyükşehir olan ve toplu taşıma sistemi sadece anakent sınırları içerisinde kalmış olan illerde vatandaşlardan yoğun baskı ve talepler gelmeye başladı. Büyükşehir süreci ile paralel olarak hayatımızdaki yerini daha da sağlamlaştıran 65 yaş, engelli, engelli yakını, şehit ailesi, gazi, gazi yakını v.b. ücretsiz taşıma talepleri özellikle köyden - beldeden mahalleye dönüşen yerler, daha önce ücretsiz taşımanın olmadığı ilçe merkezleri ve ilçeler arası taşımada belediye yönetimlerinin önüne gelen ilk talepler olarak yerini aldı. Peki, belediyeler bu talepleri karşılayabilecek miydi? Mevcut minibüsler ile ücretsiz taşıma yapı-

ÜSTAD

labilir miydi? Minibüsler devam edecek miydi? Ücretsiz taşıma kanunen ya belediye otobüsleri ile ya da belediye denetimli özel halk otobüsleri ile yapılabiliyordu. Bu durumda minibüsler ile ücretsiz taşıma yapılamazdı. Ya belediye otobüs alıp minibüslerin hattın da beraber çalışacak, ya da bu hatlarda özel halk otobüsü ihale edecekti. Kanun, mevcut minibüslerin müktesep haklarının korunmasını da emrediyordu yani belediyeler minibüsleri iptal edemiyordu. Ücretsiz taşımayı sağlamak için ise bu hatlara belediye otobüsü veya belediye denetimli özel halk otobüsü koyması lazımdı. Bu da minibüs esnafının iflası veya gelirlerinin yarı yarıya azalması demekti. Tüm bu ikilemin içerisinde ilk çözüm önerisi Muğla’dan geldi. Muğla Büyükşehir Belediyesi ilk etapta 70 civarında otobüs alarak bir yandan vatandaşların taleplerini yerine getirmeye çalışırken diğer yandan minibüsçü esnafıyla görüşmeler yaparak, ildeki tüm talebi karşılamaya çalışmaları halinde belediyenin ya 1200 adet otobüs almak zorunda kalacağını ya da bu sayıda özel halk otobüsü ihalesi yapmak zorunda olduğunu, böyle bir hareketin de minibüsçü esnafının iflası demek olduğunu söyleyerek minibüs esnafına “gelin sizleri ihalesiz olarak halk otobüsüne dönüştürelim, ildeki taşımanın %90’ınını siz kalan %10’ u da biz yapalım” teklifiyle gitti. Diğer illerde olduğu gibi Muğla’da da vatandaştan ücretsiz taşıma ve düzenli sefer yapan denetlenebilir bir toplu taşıma sistemi ile ilgili yoğun talep geliyordu. İl trafik komisyonundan alınan listede 3500’e yakın minibüs görünüyordu. Bazı hatlarda araç yetersizliği varken bazı hatlarda da aşırı araç fazlalığından bir minibüse 5 günde tek sefer denk geliyordu. Zamanında bu plakalar tahsis edilirken ihtiyaca değil talebe göre hareket edilmişti. Dönüşüm projesiyle birlikte bu hatlarda analiz edildi ve kimi yerde 1/1 kimi yerlerde ise 1/5’e varan oranlarda dönüşüm oranı çıkarıldı. Bu şekilde de araçların her gün çalışmasının sağlanması hedeflendi. Ayrıca zamanında bir şekilde alınmış ancak herhangi bir araca takılmamış ve sadece rant amaçlı elde tutulan plakalar müc-

bir sebebi olan gerçek taşımacıları mağdur etmeyecek şekilde iptal edildi. Borçtan dolayı, sağlık sebebiyle vb. zorunlu olarak boşa çıkan gerçek taşımacı esnafına ise süre verilip plakalarını bir araca takmaları sağlandı. Bu yöntem birçok büyükşehir belediyesi tarafından da benimsendi. Sonuçta yerel esnafla sorun çözülüyor, belediye otobüs yatırımı yapmaktan kurtuluyor, hat ihalesi vb. yapılarak mevcut hatlara yeni taşımacıların girmesi ve beraberinde getireceği sorunlar ortadan kalkıyordu. Bu proje Transist kongresinde Muğla Büyükşehir Belediyesi’ne birincilik ödülü getirmişti. Tabi bu çözüm, hatları ihale edip yüksek paralar kazanacağını düşünen bazı belediyelerin hoşuna gitmemişti. Bu Durma Minibüs Esnafı Hazırlıklı Mıydı? Minibüsçü esnafı büyükşehir olmaya hazır değildi, Özellikle kırsal taşıma yapan esnaf merak edip büyükşehir sürecini takip bile etmemişti. Daha önce alacağı ücretten, çıkacağı sefer sayısından, aracının modeline kadar her konuda kendisine karışan bir otorite olmamıştı. D4 belgesini aldıktan sonra taşımacı sistemini kendi kuruyordu. Büyükşehir ile birlikte bu durum değişmişti. Şimdi birileri gelmiş, modern ve engelli erişimine uygun, denetlenebilir, ücretsiz seyahat hakkı olan vatandaşların taşınabildiği, planlanabilir, sürdürülebilir bir taşıma modelinden bahsediyor. Gelin bunu ya siz yapın ya da biz yapmak zorundayız diyordu. Bu güne kadar gelen düzen bir şekilde bozuluyordu. Durum minibüsçü esnafına rahatsızlık veriyordu ama başka illerde minibüs hatlarının yanına belediye otobüsleri konulduğu ya da aynı hatta özel halk otobüsü hatları açıldığı bilgisi de geliyordu. Peki, dönüşüme geçerek özel halk otobüsü olmak esnafa ne kaybettirecekti? Geçmezseler ne olacaktı? 1. Araçların otobüs niteliğinde araç olması isteniyordu? Minibüsünü 100.000 TL’ye satsa bir otobüs 400.000 TL’ydi. Esnaf bunu nasıl karşılayacaktı? 2. Halk otobüsü olunca KDV ve diğer vergi yükü çok artacaktı.

11


TOPLU ULAŞIM UZMANI

3. Bugüne kadar ücret karşılığı taşıdığı yolcunun bir kısmını ücretsiz taşıyacak ve bunun yükünü kendisi sırtlanacaktı. 4. Bir otoritenin denetimi altına girecekti. 5. Plakası ve hattı ileride elinden alınabilecek miydi? 6. Dönüştükten sonra belediye buraya başka otobüsler de gönderebilecek miydi? Tüm bu sorular ve sorunlar esnafın moralini bozuyordu ama dönüşüme geçmezseler de vatandaştan gelen yoğun talep dolayısıyla belediye hatlarına otobüs sürse iflas edeceklerdi. İşte tam bu noktada devreye büyükşehir belediye başkanı DR. Osman Gürün ve daha önce il trafik komisyonunda da görev yapmış olan, esnafın bu sorunlarını ve durumunu yakından bilen ulaşım daire başkanı devreye girdi. Büyükşehir Belediye Başkanı taşıma hizmetini kendi yerel minibüsçü esnafı ile yapmak istiyordu. İhale açıp şehri ve taşıma esnafını özellikle il dışından gelen yüklenicilere teslim etmek istemiyordu. Taşıma hizmeti mevcut şoför esnafıyla yapılmalıydı ve çözüm önerileri peş peşe gelmeye başladı. 1. Dönüşüm için ihale yapılmayacak, esnaftan ihale bedeli alınmayacaktı. Kanunen alınması gereken hizmet ve üstyapı kullanım bedeli meclis kararıyla %2 gibi temsili bir rakama çekildi. 2. Esnaf elindeki mevcut aracını üst yapı tadilatıyla otobüs niteliğine kavuşturabilecekti ve bu araçlar sisteme kabul edilecekti. 3. İlin ihtiyacı en fazla 7 metre segmentinde araçlardı, esnaf daha büyük araç almaya zorlanmayacaktı, 4. Marka tercihi esnafa bırakılacak, belediye bu konuda zorlama yapmayacak esnaf dilediği marka aracı alabilecekti, 5. Elektronik ücret sistemi takılacaktı ama esnaf bunun için yüksek bedeller ödemeyecek, % 3,5 gibi diğer illere oranla cüzi sayılabilecek bir komisyon ödeyecekti, 6. Halk otobüsüne dönüşen kooperatiflerin hatlarındaki belediye otobüsleri azaltılacak, temsili denilebilecek sayıya düşürülecekti. 7. Dönüşüm yolcunun yoğun ol-

12

ÜSTAD

duğu ve gelirin yüksek olduğu hatlarda başlayacak, yolcunun ve gelirin düşük olduğu kırsal alanlarda ise en sona bırakılacaktı. 8. Halk otobüsüne dönüşen hatlarda, ileride ilave araç ihtiyacı doğarsa öncelik o hattaki esnafın olacak, esnaf talebi karşılayamadığını beyan ederse belediye ilave araç koyabilecekti. 9. Esnafın plaka ve hat hakkı belediye tarafından güvence altına alınacak ve müktesebatı devam edecekti. Tüm bu olumlu gelişmelerden sonra halk otobüsüne dönüşüm hızlıca başladı. Tabi ki bazı hatlarda esnaf hiçbir şekilde dönüşmek istemiyordu ama birçok yerde belediyenin taahhütleri esnafa yeterli gelmişti. Törenlerle araçlar hizmete alınmaya başladı. Tehlike geçmişti, hatlarına başka taşımacı girmeyecekti. Sistem çalışmaya başlamıştı, ödemeler haftalık olarak esnafın hesabına yatıyordu. Üstelik esnaf araç validatörünü sistemden ve cep telefonundan görüyor, haftalık yatan parayla gerçekte ne kazandığını karşılaştırabiliyordu. Üstelik merkezi yönetimde ücretsiz yolculuk için aylık 750 lira sübvanse ödemeye başlamıştı. Yolcular yeni araçlardan ve sistemli çalışmadan memnundu. Esnafın hat değerleri artmaya başlamıştı, ama bazı sorunlar da beraberinde gelmeye başlamıştı. Bunlar; 1. KDV’den dolayı yüksek vergiler çıkmaya başlamıştı. 2. Ücretsiz taşıma oranları çok yükselmişti, bazı hatlarda bu oran yolcu sayısının üçte birine kadar ulaşıyordu. Bazı kişiler bu hakkı suiistimal etmeye başlamıştı. Gazete almak ya da çay içmek bahaneleriyle 100 kilometre uzağa gidiyorlar, günde 20 binişe varan kişi başı girişler yaşanıyordu. 3. Bazı hatlarda ücretsiz taşımalar çok düşükken (üniversite hattı) bazı hatlarda ise %40’a varıyordu. Hatlar arasında ücretsiz taşımada denge yoktu. Merkezi yönetimden gelen sübvanse bazı hatlarda ücretsiz taşınan yolcudan daha fazlaya denk gelip bu hatlarda çalışan araçlara ekstra gelir sağlarken, birçok hatta ise gelen para taşınan yolcuyu karşılamaktan çok uzaktı. 4. Ücretsiz taşımada kilometre sınırlaması yoktu. Bodrum’dan Fethi-

ye’ye kadar 260 km boyunca ücretsiz yolculuk yapılabiliyordu. 27 kişilik bir araçta 10 tane ücretsiz yolcu 400 lira demekti. Bu esnafın cebinden çıkıyordu. Gelen 750 lira 2 günde bitiyordu. 5. Sabah ve akşam yoğunluklarında ücretsiz yolculuk talepleri de eklendiğinde araç sayısı yetmediği zamanlar oluyordu. İlave araçlar boş dönmek zorunda kalıyordu. Bu sorunları belediye görevlileri de biliyordu ama elleri bağlıydı. Çünkü ücretsiz taşıma ile ilgili düzenleme kanun ile yapılmıştı ve belediyenin kanunu değiştirme yetkisi yoktu. Zaman kaybetmeksizin esnaf temsilcileri ile birlikte hem ziyaretlerle hem de yazılı olarak konu ilgili bakanlıklara aktarılmaya başlandı. Bu konular Türkiye Belediyeler Birliği yetkililerine iletilerek kanun değişiklik teklifleri hazırlanmaya başlanmıştı. Öneriler şunlardı; 1. Özel halk otobüslerine ödenen 750 lira yetersiz olduğu için esnafın başka yollarla sübvanse edilmesi. KDV indirimi sağlanması. 2. 750 TL sübvansiyonlarına zam yapılması ve paranın ödeme şeklini taşınan ücretsiz yolcu sayısına göre belediyece çok taşıyana çok, az taşıyana az ödeme yapılması. 3. Ücretsiz yolculuklara biniş sınırlaması getirilmesi, vatandaşların bu hakkı ayda en fazla 40 defa kullanabilmesi. 4. Ücretsiz yolculuklara saat sınırlaması getirilerek araçların yoğun olduğu saatlerde değil, görece boş olduğu saatlerde biniş yapılması. 5. Ücretsiz yolculuklara km sınırlaması getirilmesi, ilçeler arası ya da belirli bir mesafeyi aşan taşımalarda ücretsiz seyahat yapılmaması. 6. Akaryakıtta ÖTV indirimi yapılması. Yapılan baskılar neticesinde KDV %1,5’e çekildi. Bu durumda Gelir Vergisi sorununu ortaya çıkardı. Son çıkan mevzuatla bu durum da halloldu gibi görünüyor. Geriye kaldı 5 madde daha. Umut ediyoruz ki bu sorunlarda kanuni değişikliklerle çözülür ve özellikle yeni büyükşehir olan illerde taşıma esnafının yüreğine bir nebze su serpilir.


TÖHOB MİTİLİ ANKARA’YA ATTI

Tüm Özel Halk Otobüsleri Birliği’nde yönetim değişikliği ile beraber çalışmaların ardı arkası kesilmiyor. Başkan Soydaş ile şaha kalkan TÖHOB, artık mitili Ankara’ya attı. Tüm Türkiye’de ki halk otobüsçülerin genel sorunlarına umut ışığı olan değişim hareketi, sektörü TÖHOB çatısında birleştirdi.

K

urucu başkan İsmail Yüksel’den görevi devralan Başkan Soydaş’ın TÖHOB çalışmalarına yetişilemiyor. Gelir gelmez çalışmalara başlayan TÖHOB kısa zamanda Gelir Vergisi’nde halk otobüs sektörüne mutluluğu tattırdı. KDV indirimine ek olarak gelen Gelir Vergisi indirimi ile ulaşım sektörünün TÖHOB’a olan inancı daha da büyüdü. Hayal Gerçek Oldu TÖHOB Ankara’da Kurulduğu günden bu yana tüm illerin ortak talebi olan TÖHOB’un Ankara’ya taşınması Başkan Soydaş sayesinde gerçek oldu. 16 Temmuz’da açılışı yapılan TÖHOB Ankara Ofisi ile sektörün yıllardır beklentisi gerçeğe dönüştü. Tüm illerin ortak sorunlarına odaklanan TÖHOB bu vesile ile An-

kara merkezli çalışmalarını hızlandıracağı bekleniyor. Özellikle merkezi yönetimden talep edilen düzenlemeler için çalışmalarda Ankara’nın önemine dikkat çeken yönetim “bundan böyle misafirlerimizi ofisimizde ağırlarken, bürokrasiye de bu kadar yakın olacağız. Çözülemez denilen tüm sıkıntıları Başkent üzerinden sırasıyla çözüme kavuşturacağız” denildi. Ankara ofisinin açılışına tüm illerden katılım olduğu gözlenirken siyesilerden de yoğun protokol dikkat çekti. Açılışa; Eski Başbakan Yardımcısı ve Ak Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, Ankara Milletvekili Murat Erim, İyi

Par ti Genel İdare Kurulu Üyeleri, Bitlis, Ağrı, Adana, Niğde ve İstanbul Milletvekilleri ile çok sayıda davetli katıldı. Açılışta konuşan Başkan Soydaş “yeni ofisimizin sektörümüze hayırlar getirmesini diliyoruz. Ankara üzerinden yapılacak çalışmalar ile halk otobüs sektörümüzü daha iyi yarınlara çalışacağımıza inancımız tamdır. TÖHOB camiamızın bir üst kuruluşu olarak her daim var olacaktır” dedi.


Mercedes-Benz Türk yetkili bayii Ulaşım Motorlu Araçlar’ın İkitelli Organize Sanayi’nde 7 gün 24 saat boyunca tam kadro hizmet verecek yeni otobüs servisinin açılışı gerçekleştirildi. Şehiriçi veya şehirlerarası tüm otobüslerin bakım, onarım, kaporta ve boya işlemlerinin tek bir noktada kesintisiz olarak yapılarak araçların serviste bekleme zamanları en aza indirilebiliyor.

MERCEDES-BENZ TÜRK ULAŞIM MOTORLU ARAÇLAR

İLE 7/24 SERVİS HİZMETİNE BAŞLADI

Mercedes-Benz Türk yetkili bayii Ulaşım Motorlu Araçlar, İkitelli Organize Sanayi’ndeki yeni otobüs yetkili servisi ile önemli bir hizmet ihtiyacını daha karşılıyor. Otobüsler için 7 gün 24 saat boyunca açık olacak servis, tam kadro hizmet vermesiyle ulaşım sektöründe önemli bir açığı kapatıyor. Şehiriçi ve şehirlerarası otobüsler için tüm bakım, onarım, kaporta ve boya işlemlerinin tek bir

noktada yapılacağı bu eşsiz tesis, konumu itibarıyla sadece İstanbul’daki otobüslere hizmet vermekle kalmıyor. 2.290 metrekare kapalı, 1.770 metrekare açık alana sahip olan Ulaşım Motorlu Araçlar Otobüs Servisi’nde 4 adet seyyar lift ile otobüslerin bakım ve onarımları gerçekleştirilecek. Otobüs servis sektöründe 7/24 tam kadroyla hizmet veren bu yeni yatırımın açılış tö-

renine Mercedes-Benz Türk Otobüs Pazarlama ve Satış Direktörü Osman Nuri Aksoy, Kamyon ve Otobüs Satış Sonrası Hizmetler Direktörü Can Balaban, Satış Sonrası Hizmetler Otobüs Pazarlama Grup Müdürü Özgür Taşgın, Kamyon ve Otobüs Bayii Ağı Geliştirme Grup Müdürü Mehtap Karakuş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanı Taylan Engin ile çok sayıda davetli


katılırken; törenin ev sahipliği Ulaşım Motorlu Araçlar’ın sahipleri Şaban Baka ve Remzi Baka tarafından gerçekleştirildi. Can Balaban: “Yeni Yatırım Hepimize İlham Veriyor” Açılış töreninde söz alan Mercedes-Benz Türk Kamyon ve Otobüs Satış Sonrası Hizmetler Direktörü Can Balaban, “Bugün burada Ulaşım Motorlu Araçlar’ın yeni yatırımının açılışında bir araya gelmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Özellikle halk otobüslerine verdikleri hizmetler ile otobüs sektörünün gelişimine katkıda bulunan Ulaşım Motorlu Araçlar, zor piyasa şartlarına rağmen yeni yatırımını gerçekleştirerek hepimize ilham veriyor, ülkemizin sürdürülebilir büyüme hedeflerine ortak olma gayesi ile yoluna devam ediyor. İkitelli Organize Sanayi bölgesinin stratejik konumunun yanı sıra 7 gün 24 saat tam kadro ile hizmetlerini sürdürecek olan bu yeni tesis sayesinde sektörümüzdeki önemli bir açığın kapanacağına, sektörün geleceğine güç katacağına canı gönülden inanıyorum.” dedi. Şaban Baka: “Toplu Taşıma Araçlarına Verilen Hizmet Kesintisiz Olmalı” Otobüs servis teknisyeni olarak sektöre adım atan, çekirdekten yetişmesiyle bilinen ve hizmet konusunda ilklere imza atan Ulaşım Motorlu Araçlar’ın sahiplerinden Şaban Baka, açılış töreninde yaptığı konuşmasında; “Sektörümüzde sınırsız hizmet anlayışıyla müşterilerimizin ihtiyaçlarına kulak veriyor ve gereken yatırımları aralıksız yapmayı sürdürüyoruz. Toplu taşıma araçlarına verilen hizmetin kesintisiz olması gerekiyor. Sadece İstanbul değil, tüm Türkiye ve hatta dünyanın pek çok yerine seyahat eden otobüsler hareket edebildikçe kazandırıyor. Gece-gündüz aralıksız hizmet veren otobüsler varsa, neden bunlara 7-24 servis hizmeti sunan bir yer olmasın diyerek ürettiğimiz bu fikir ile servisimizin temelleri atıldı. Otobüsler için tüm bakım, onarım, kaporta ve boya işlemlerinin tek bir noktada yapılacağı eşsiz bir yere sahip oluyoruz. Tüm şehir içi ve şehirler arası otobüs sahiplerinin ticari kaygılarını biliyoruz ve bu konuda kendilerine elimizden geleni en iyi şekilde yapacağımız garantisini veriyoruz.” dedi. Şaban Baka ayrıca; “Yanımızda Mercedes-Benz Türk gibi bir destekçimizin olduğunu biliyoruz. Başarıya ulaşırken Mercedes-Benz markasıyla beraber daha fazla yatırım yapabileceğimize inandık. Bizlere olan inançlarıyla, güvenleriyle ve destekleriyle her zaman yanımızda olduklarını hissettiren dost şirket Mercedes-Benz Türk ailesine çok teşekkür ediyorum.” diyerek sözlerini sürdürdü.


GÖKSEL OVACIK Yönetim Kurulu Başkanı

İSTNBUL ÖZEL HALK OTOBÜSLERİ ESNAF ODASI

GEÇMİŞE TAKILMAK YERİNE DERS ÇIKARACAĞIZ

İstanbullunun kararı ile seçilen Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu ile bu şehirde yeni bir dönem başlıyor. Bu süreçte şehrin toplu ulaşımında var olan bizler de doğru yapılanma ile halkımıza hizmet yarışında olacağız. Geçmişin hatalarını tartışmaktansa, o hatalardan dersler çıkararak yeni dönemi inşa etme yolunda ilerleyeceğiz.

16

G

eçmişi tartışmak doğrudur fakat ona takılı kalmak günü kaçırmaya sebep olur. Bazı hatalar oldu ve yaşandı lakin Esnaf Odası olarak birleştirici misyonumuz ise sektörümüze ufuk açmakta kararlıyız. Şirketlerimiz ile 2 toplantı düzenledik. Hem geçmişi masaya yatırdık hem de geleceği. Kısa ve uzun vadeli planlarımızı oluşturduk. Çünkü yeni bir dönem başlıyor, kadrolar yeniden şekilleniyor. Bu süreçte kendimizi nasıl tanıtırsak gelecek 5 yıl öyle gidecek. Tüm İstanbul olarak birlikte yürüyeceğimiz beraber mücadele edeceğimiz bir yol çizmeliyiz. Çünkü geçmişte bunun büyük acılarını hep birlikte yaşadık.


İSTNBUL ÖZEL HALK OTOBÜSLERİ ESNAF ODASI Esnaf Odası bu birliğin temelidir. Sektörün yasal manada ki temsilcisidir. Tüm esnafın temsil edildiği kurumdur Odamız. Bu misyonunun farkında olunarak yapılacak yol ile geleceği planlamalıdır sektörümüz. Esnaf Odası bunun için var. Buna dikkat edilmesi halinde ancak Büyükşehir’e doğru algı sunulur, gelecek 5 yıl doğru bir imaj ile yürütülür. Esnafın geleceği, bu birlik ve beraberlik ile güvenceye alınabilir.

ne olduğu bizleri çok da ilgilendirmeyecek bir model üzerinde planlama yapılacak. Bunun alt yapısını doğru biçimde belirleyerek yeni sistemi şekillendirmeliyiz. Özellikle bu iki konuda başarı göstermemiz halinde halk otobüs sektörünün sorunları neredeyse tamamen çözülmüştür diyebilir. Bu çalışmaların Esnaf Odası olarak arkasında olacağız. Şirketlerimizin de katkıları ile zenginleştirecek ve sektörümüze kazandıracağız.

Seçim Öncesi Vaatlere Odaklanılacak Seçimler öncesinde sektörümüz her kulvarda çalışmalar yürüttü. Esnaf Odası olarak birçok konuda bizlerin de girimleri oldu. Belki çok daha verimli kullanılabilirdi fakat yine de önemli kazanımlar da sağlandı. Sektörel birliğin sağlanması ile seçim öncesinde alınamayan birçok talep de bu yeni dönemde kazanılabilir. Özellikle Esnaf Odası olarak sektörün özlük hakları ve Plaka Tahdidi konusunda ısrarcıyız. Özlük haklarımız konusunda seçim öncesinde Başkanımız Ekrem İmamoğlu’ndan önemli bir söz de almıştık. Bu sözü plaka tahdidi ile taçlandırmak arzusundayız. Talebimiz sistemin oturması ile sunulacaktır. Şuan bir atama süreci devam etmekte. Bize de bu süreç içerisinde özellikle plaka tahdidi konusunda alt yapı çalışmalarını yapmak düşüyor. Çok daha önemli bir talebimiz daha var Büyükşehir Belediye Başkanımızdan. İstanbul’da esnafımızın aylık hakedişleri her ay daha da düşmektedir. Bunun en öncelikli sebebi ise artan ücretsiz yolculuklar ile ücretsiz günlerdir. Bunların artışı esnafımıza önemli kayıplar yaşatıyor. Şuanda Büyükşehir sübvanseleri ile bu kayıp telafi edilmiş durumda. Lakin gelir kayıplarının her geçen gün artışı esnafımızı endişeye sevk etmektedir. Bu yüzden sektörümüz kalıcı bir çözüm beklemektedir. Bu amaç ile sektörümüz yolcu başı ücret, km bazlı ödeme veya performansa dayalı hakediş modellerinin planlanması ve uygulamaya girmesini beklemektedir. Bu konuda da Başkanımız İmamoğlu’ndan seçim öncesinde söz aldık. Yani yeni dönemde bilet fiyatının

TÖHOB’da İşler Çok Hızlı Türkiye genelinde sektörümüzün temsilcisi konumunda ki TÖHOB’un bir seçimi oldu ve yeni bir yönetim kuruldu. Bizler de bu yönetimde var olduk. Orada da göreve gelir gelmez hızlı bir çalışma maratonunda kendimiz bulduk. Özellikle hükümet kanadında önemli görüşmeler ve çalışmalara imza atıldı. Geçmişte yapılan girişimler daha da aktif hale getirildi. Çok daha doğru kontaklar ile hedefe daha iyi odaklanmamız sağlandı. Kurumsal bir yönetim anlayışı ile hareket etmemiz sayesinde kurumlar bazında hızlı yol alındı. KDV konusunda sektörümüzün aldığı indirimi Gelir Vergisi ile taçlandırdık. Gelirin %10’unun kar olarak kabul edilip bu paydan vergi verilmesini öngören yasa ile sektörümüzün vergi yükü çok büyük oranda hafifletildi. Bu konuda ki çalışmalarımız da halen srmektedir. Ayrıca 2918 sayılı yasaya eklenen tanımımızın içi daha da doldurulmalıdır. Bu doğrultuda TÖHOB olarak çalışmalara başladık. Bu konuda bir mevzuat çalışması öngörmekteyiz. Önümüzde ki günlerde Kocaeli’de bir toplantı yapacağız. Burada yapacağımız çalışmayı neticesinde ilgili kurumlara sunacağız. Yine TÖHOB bünyesinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile görüşmelerimiz sürmekte. Özellikle ücretsiz biniş ödemelerinin sektörümüzce yetersizliği anlatılmaktadır. Özellikle 65 yaş ve üzeri yolculuklar için önerilerimiz Bakanlığa sunuldu. Önerilerimiz üzerinden bir çalışma yapılıyor. Olumlu sonuçlar alınacağına inanmaktayız. Çünkü bu konuda tüm illerde sıkıntılar yaşanmaktadır.

GÖKSEL OVACIK Yönetim Kurulu Başkanı


TÖHOB

ERCAN SOYDAŞ Yönetim Kurulu Başkanı

TÜRKİYE ÖZEL HALK OTOBÜSLERİNİN EN ÖNEMLİ SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

“ 18

Tüm Özel Halk Otobüsleri Birliği Yönetim Kurulu, önceki yönetimden devraldığı görevi geldiği noktadan daha ileriye taşımaya ve birleştirici ve sorunlara çözüm üretmeye yönelik adımlar atmaya kararlıdır. Camiamızın sorunlarını biliyoruz ve çözmek için elimizden geleni yapıyoruz, yapacağız. Birlik ve beraberlik içerisinde tüm sorunları aşacağımıza inancımız tamdır. İki önemli sorunumuz ve çözüm önerilerimize gelince; 1-Kanun ve mevzuat eksikliği 2-Ücretsiz Taşıma


ERCAN SOYDAŞ Yönetim Kurulu Başkanı

TÖHOB

• Kanun ve Mevzuat Eksikliği irçok il ve ilçede Özel Halk Otobüsü, özel toplu taşıma aracı, özel halk minibüsü isimleri altında 5 farklı statüde belediyeler tarafından özel toplu taşıma hizmeti yaptırılmaktadır. Belediyeler el değiştirdiğinde ise olumsuz yaptırımlar ortaya çıkmaktadır. Her belediyenin farklı uygulamalarla çalışma şartlarını belirlediği Özel Halk Otobüsleri belli bir standarda bağlanmadığı sürece hizmet kalitesi ve mesleki duyarlılık sağlanamamaktadır. Uzun yıllardır belediyelerin yükünü alan, toplu taşımada ciddi zararlar eden belediyelere direk ve dolaylı katkı sağlayan esnaflarımızın hakları korunmalıdır. Bu gerekçelerle; 5216 ve 5393 sayılı kanunlara yapılacak eklerle veya yeni bir çerçeve kanunla “Özel Halk Otobüsü işlettirmekte esas alınacak kriterler” başlığı altında Türkiye genelinde standart sağlayacak tedbirler alınmalıdır. 5 farklı statü; idari kararla ruhsat usulü, süresiz hat satın alma, minibüsten dönüştürme, imtiyaz devri ve hat kiralama yöntemiyle çalıştırma (ihale usulü) şeklindedir. Özel halk otobüslerinin gelecek belirsizliği ve endişesi vardır. Bu da hizmet kalitesini artırma, araç yenileme, yeni toplu taşıma teknolojileri ve modern toplu taşıma sistemine geçişlerde ciddi problemler doğurmakta, esnaflarımız uzun vadeli yatırım yapamamaktadır. (örneğin elektrikli otobüs, bakım ve depolama tesisleri, sosyal tesisler vb.) Yapılacak düzenleme ile ticari araçlar içerisinde tahdit kapsamına alınmayan ancak hiçbir ticari araçta olmayan, devir ücreti, durak katılım payı, yolcu başına pay gibi gerek Belediyelere yapılan ödemeler gerekse gerçek usulde vergiye tabi olan Özel Halk Otobüsleri tahdit kapsamına mutlaka alınmalıdır. Böyle bir işlemde ne devletimizin ne de belediyelerin bir kaybı olmayacaktır. Belediyeler yine özel halk otobüsü işletmelerine hakim ve dene-

B

timde aktif kuruluşlar olmaya, Devletimiz de vergi almaya devam edecektir. •Ücretsiz Taşıma Türkiye’de hiçbir özel sektöre ücretsiz hizmet yaptırılmamaktadır. Bütün giderlerini kendileri karşılayan Özel Halk Otobüsü esnafları özellikle 65 yaş üzeri ve engelli kartlarının oranının %40’a çekilmesiyle sayıları astronomik olarak artan ücretsiz taşıma nedeniyle son derece zor durumdadır. Devlet tarafından yaşlılar için aylık 800, 1000, 1330 TL. İllere göre değişen oranlarda gelir desteği vermektedir. Bu miktarlar günlük 16 binişe tekabül etmekte oysa bir araca günlük ortalama ücretsiz binen yolcu sayısı 175 – 325 arasındadır. Bu durumda gelir gider dengesini esnaflarımızın sağlaması mümkün değildir. Nitekim birçok esnafımız haciz ve icralarla mücadele etmektedir. Ayrıca bu kartların kullanımında ciddi suiistimaller tespit edilmiştir. Örneğin; 65 yaş kartı kullanan bir yolcumuzun elektronik sistemde yapılan tespitlere göre bir günde 32 defa toplu taşıma aracı kullandığı, engelli kartı kullanan yolcularımızın da koşarak gelip araca binerek engelli kartı gösterdikleri tespit edilmiştir. Hakkaniyet yönünden bakıldığında ise maddi durumu çok iyi olan ve milyonlarca liralık evlerde oturan serbest kart sahibi araçlarımızdan ücretsiz faydalanırken bu evlere temizliğe veya tamire giden işçilerden ücret alınmaktadır. Bu açıdan bakıldığında da uygulamanın çok adil olmadığı anlaşılmaktadır. Bu konudaki çözüm önerilerimiz; - Ücretli, ücretsiz ayrımı yapılmaksızın bütün binişlere tek tip ücret uygulanması ve belediyelerin aradaki farkı sübvanse etmesi (Bursa Büyükşehir Belediyesi Modeli) - Ücretsiz biniş kartı olanlar, kamu aracı olan illerde bu araçlardan faydalandırılmalı kamu aracı olmayan ve sadece Özel Halk Otobüsleriyle taşımacılık yapan illerde ise biniş başına destek verilmelidir.

- Gelir durumuna göre ücretsiz seyahat kartı verilmesi - Engelli Serbest Biniş Kartı alabilme oranının yeniden %60’a çıkartılması - Ücretsiz seyahat hakkı verilenlere makul bir biniş ücreti belirlenmeli ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı veya Belediyeler tarafından bu tutar karşılanmalıdır. - 65 yaş ve engelli serbest biniş kart sahiplerinin maaşlarına ulaşım desteği verilmeli ve yine belirlenecek makul bir ücretle seyahat etmeleri sağlanmalıdır. - Saat ve biniş kotası konulması - Türkiye’de yaşam süresi uzadığından gelir kriterine bakılarak 65-75 yaş arası, 75 yaş üzeri ise ücretsiz faydalandırılmalıdır. Yapılacak bu iki düzenleme ile sektörümüzde kalite artacak, uygulama bütünlüğü sağlanacak ve eğitim, teknolojik donanım, kalifiye personel konularında Türkiye genelinde belirli bir standart oluşturulmasının önü açılacaktır. Ayrıca istihdama küçümsenmeyecek derecede katkı sağlayan, bakım, akaryakıt, yedek parça vb. şekillerde ekonomiye katkı sağlayan sektörümüz artık ayakta kalamaz hale gelmiştir. Bunun son örneği Eskişehir'dir. Zira 166 olan araç sayısı iflas ve iptaller nedeniyle 49'a kadar düşmüştür. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları ile şimdiye kadar; Özel Halk Otobüsü tanımının Karayolları trafik kanununa eklenmesi, Gelir desteği, Belediyelerin ücretsiz ve indirimli taşımayı desteklemesinin önünü açan Kanun, hasılat bazlı KDV ve Gelir Vergisi düzenlemesi gibi camiamız ile ilgili yapılan düzenlemeler son derece önemli ve gelecek için umut vericidir. Bu nedenlerle başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, TBMM'de destekleyen diğer siyasi partilere ve emeği geçen herkese bir kez daha teşekkür ediyor, yukarıda açıkladığımız iki önemli sorunun da Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları ile çözüleceğine yürekten inanıyoruz.


OY BİRLİĞİYLE BAŞKAN YAĞIZ

“ İ

İstanbul Halk Ulaşım tarihinde Naci Yağız ve ekibi oy birliği ile seçilerek bir ilki başardı. Yapılan başarıların hakkını veren şirket ortakları oy birliği ile Naci Yağız ve ekibini 2 yıllığına yeniden seçti.

stanbul Halk Ulaşım'ın seçimli olağan 13. Genel Kurulu Bakırköy Botanik'te düzenlendi. Katılımın yoğun olduğu Genel Kurul'a TÖHOB Başkan Ercan Soydaş, İstanbul Özel Halk Otobüsleri Başkanı Göksel Ovacık, Yeni İstanbul Halk Otobüsleri Başkanı Yalçın Beşir ve ekibi, Özulaş Başkanı Sedat Şahin ile ekibi, Öztaş Başkanı Mehmet Tekin ve ekibi ile otobüs üretim firmaları

20

temsilcileri ile çok sayıda davetli katılım gösterdi. Petrol Ofisi'nin sponsorluğunu üstlendiği Genel Kurul'a katılım yüksek oldu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun çelenk ve telgrafı ile eşlik ettiği Genel Kurul'da TÖHOB Başkanı yaptığı konuşma ile büyük alkış aldı. İstanbul Halk Otobüsleri Esnaf Odası Başkanı Göksel Ovacık

da yaptığı konuşma ile gelecek dönemde bu yönetimle çalışacakları için memnuniyetlerini dile getirdi. Ovacık "İstanbulumuz'da özellikle seçimler öncesi önemli kazanımlar elde ettik. Bu kazanımları gelecek dönemde kurulması istenen birliktelik ile daha da taçlandıracağımızı düşünmekteyim. Esnaf Odası olarak şirketlerimize her türlü desteği sunmaya hazırız. Bu doğrultu da gele-


cek dönemde yeni yönetim ile daha büyük başarılara imza atacağız. Özellikle İstanbul'da Plaka Tahdidi konusunda ısrarcı olacağız ve inşallah başarı sağlayacağız. Daha birçok konuda projelerimiz mevcut. Şirket yönetimlerine de talepleri doğrultusunda tüm imkanlarımızı sunacağız" dedi. Genel Kurul'da Başkan Naci Yağız'ın söz alması ile salona büyük coşku hakim oldu. "Yaptıklarımız Yapacaklarımızın Teminatıdır" sözü ile başlayan Yağız, "2 yıl gibi kısa bir süre içerisinde Lütfi Oktay kardeşimizin de az önce okuduğu ve okuması bile böylesi uzun süren başarılara imza attık. Faaliyet Raporumuz sadece yaptıklarımızdan ibaret bir içeriğe sahipken yeni dönemde yapacaklarımızı siz düşünün. Çok kararlı ve çalışkan bir ekip ile yeni döneme aday oluyorum. Sizlerin takdiri ile seçilmemiz ha-

linde öncelikli çabamız; parklanma alanları, plaka tahdidi, Kentiçi Tolu Ulaşım Yasası, ücretsiz taşımalarda kişi başı ödeme ve Büyükşehir ile yeni bir ödeme sistemi gibi konular önceliğimiz olacaktır. Zaten diğer konularda ki başarılarımız artarak devam edecektir. Sizlerin bize güveni ile başaramayacağız bir şey olamaz. Özellikle TÖHOB ve Esnaf Odamızın destekleri ile bu çabalarımız daha hızlı şekilde hayata geçeceğine inancımız tamdır" dedi. Divan Başkanlığını Yıldırım Yılmaz'ın yürüttüğü Genel Kurul'da görev süresi oy birliği ile 2 yıl olarak belirlendi. Tüm maddelerin geçtiği Genel Kurul'da Divan'a tek liste sunuldu. Naci Yağız'ın listesi tüm katılımcılar tarafından oylanarak oy birliği ile seçildi.

İSTANBUL HALK ULAŞIM A.Ş. ADAY LİSTESİ YÖNETİM KURULU NACİ YAĞIZ YAŞAR GEYİK LOKMAN AKHAN MEHMET LÜTFİ OKTAY

AHMET KELKİTLİ ALİ ARAS HASAN DURGUN NEZİR ASLANHAN HASAN ALTUNKILIÇ

DENETİM KURULU CEM GÜNEŞ KENAN KURFEYİZ CEVDET TUNÇ

21


MercedesBenz Türk Hafif Ticari Araçlar, MayısTemmuz ayları arasında İstanbul, Bursa, Ankara, Antalya ve İzmir’de yer aldığı etkinlikler kapsamında, yeni MercedesBenz Sprinter’ı müşterileri ile buluşturdu.

YENİ MERCEDES-BENZ SPRİNTER, MÜŞTERİLERİ İLE BULUŞTU

Y

eni Mercedes-Benz Sprinter’ın Mayıs ayı itibarıyla satışa sunulmasının ardından Mercedes-Benz Türk Hafif Ticari Araçlar İcra Kurulu Üyesi Tufan Akdeniz, Satış Müdürü Serdar Yaprak, Pazarlama Müdürü Onur Ahi, 2. El Satış Müdürü Faruk Özer ve Satış Sonrası Hizmetler Müdürü Soner Gönültaş’ın katılımıyla İstanbul’da sponsor olduğu etkinliklerle başlayan organizasyonlar, Bursa, Ankara, Antalya ve İzmir ile tamamlandı. Mercedes-Benz Türk Hafif Ticari Araçlar, İstanbul’da Mayıs ve Haziran aylarında İSTAB (İstanbul Taşımacılar Birliği Derneği), TTDER (Turizm Taşımacılar Derneği) ve İSAROD’un (İstanbul Umum Servis Aracı İşletmecileri Esnaf Odası) düzenlemiş olduğu organizasyonların destekçisi olarak Yeni Sprinter’ı müşterilerinin beğenisine sundu. İstanbul’da düzenlenen ilk etkinliklerin akabinde Haziran ve Temmuz aylarında Bursa Mengerler bayii, Ankara Mengerler, Koluman Ankara ve Hasmer bayii, Antalya Hastalya bayii, İzmir Mengerler Egemer ve Has İzmir bayii ile birlikte düzenlenen etkinliklerde İstanbul dışındaki müşterilere de yeni nesil Sprinter tanıtıldı. Yeni Mercedes-Benz Sprinter Türkiye’de satışa sunulduğu 1996 yılından günümüze, hafif ticari araçlar sınıfında fark yaratan Mercedes-Benz Sprinter; Mayıs ayı itibarıyla yenilenerek “Sprinter Sana Yakışır” sloganı ile satışa sunuldu. Minibüs, Panelvan ve Kamyonet olmak üzere 3 ana seçenekte 1.700’ü aşkın farklı seçeneği sunulan yeni Sprinter, müşterilerin talep ve beklentilerini karşılamak üzere tasarlandı. Aracın temelini, maksimum seviyede modüler bir yapı konsepti oluşturuyor. Bu modüler yapı konsepti ile şehir içi ve şehir dışı yolcu taşımacılığı yapan, okul ve personel servisi hizmeti veren, nakliye ve kurye hizmetleri gerçekleştiren firmalar için yeni çözüm önerileri sunuluyor. Yeni nesil Sprinter Minibüs’te 13+1’den 22+1 kişiye kadar seçenekler Türkiye’deki 20 yılı aşkın Sprinter deneyiminin

22

ardından Yeni Sprinter Minibüs; ister personel, ister okul aracı olarak, 13+1’den 22+1 kişiye kadar sunmuş olduğu sınıfının en geniş ürün yelpazesi ve standart olarak sunduğu ayarlanabilir 3 noktalı emniyet kemerli yenilenen koltukları ile her koşulda güvenli bir ortam yaratıyor. Yeni Sprinter’da hem ön hem de yolcu bölümü için ayrı klima sistemi, yeni iç yan kaplamalar, arka hoparlörler, her koltuk sırası için USB girişleri ve telefon koyma yerleri ile de konforlu yolculuk deneyimi artıyor. Yeni Sprinter’ın 5 ton azami yüklü ağırlığa sahip araçlarda kalın teker seçeneği yer alıyor. Bu özellik sayesinde araçlar yüksek yolcu ve taşıma kapasitelerinde bile daha düşük bir yakıt tüketimi sağlıyor. Yeni Sprinter Minibüs, sahip olduğu elektrik destekli deri direksiyon simidi, süspansiyonlu sürücü koltuğu ve hız sabitleyici seçeneği ile sürüş konforunu artırırken; USB ve Bluetooth arayüzlü, yüksek çözünürlüklü, geniş dokunmatik ekranlı, akıllı telefon entegrasyonlu Mercedes-Benz multimedya sistemi ile de sürüş keyfine eğlence katıyor. Yeni Sprinter Minibüs modellerinde standart olarak sunulan multifonksiyonel direksiyon sayesinde, hem 5 inç ekrana sahip renkli gösterge panelindeki, hem de 10 inçlik yüksek çözünürlüklü dokunmatik multimedya sistemindeki fonksiyonlara erişim sağlanıyor.


MERCEDES-BENZ TÜRK, 15 YILDA 5 BİN KIZ ÖĞRENCİYE DESTEK OLDU

Mercedes-Benz Türk’ün, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile birlikte toplumda kadının her alanda hak ettiği güce kavuşması, kadınlara sosyal ve ekonomik hayatta fırsat eşitliği tanınması hedefiyle başlattığı “Her Kızımız Bir Yıldız” projesi 15 yıldır kesintisiz devam ediyor.

M

ercedes-Benz Türk’ün 2004 yılında hayata geçirdiği “Her Kızımız Bir Yıldız” projesi 15. yılında tüm hızıyla devam ediyor. 15 yıl önce 17 ilde 200 kız öğrenciyi destekleyerek başlayan proje kapsamında, 2019 yılında 60 ilde 200’ü üniversite öğrencisi olmak üzere her yıl 1.200 Yıldız Kız burs alarak eğitimine devam ediyor. Mercedes-Benz Türk, Her Kızımız Bir Yıldız desteği ile eğitimini başarıyla tamamlayan kızlara istihdam olanakları da sunuyor. Bugün Mercedes-Benz Türk üretim tesislerinde çalışan kadınların %20’si “Her Kızımız Bir Yıldız” bursiyerlerinden oluşuyor. Her Kızımız Bir Yıldız projesi kapsamında desteklenen kız öğrencilerden bir grup, geleneksel bir etkinlik olan yaz buluşması için bu yıl da bir hafta boyunca İstanbul’da ağırlandı. Her yıl farklı illerden davet edilen öğrenciler, İstanbul’da bulundukları sürede İstanbul’un tarihi ve kültürel zenginlikleri ile tanıştı, çeşitli müzeleri ziyaret etti, Mercedes-Benz Türk Hoşdere Otobüs Fabrikası’na giderek üretim süreçlerini yakından görme, kendileri gibi eskiden bursiyer olan ve bugün fabrikada görev yapan çalışanlar ile tanışma fırsatı yakaladı. Mercedes-Benz Türk’ün proje kapsamında yaptığı yeniliklerin ve gelişmelerin aktarıldığı basın toplantısında; Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Ayşe Yüksel ve bugüne kadar proje kapsamında eğitimlere katılan, okul çağında burs alarak bugün iş hayatına katılmış olan Yıldız Kızlar konuşma yaptılar. Süer Sülün: “Toplumda kadının güçlenmesi adına gurur duyduğumuz bir proje” Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün basın toplantısında yaptığı konuşmada “Bugün, dünyanın gündeminde olan en önemli konulardan biri toplumsal cinsiyet eşitliği. Bu bağlamda kadınlara sosyal ve ekonomik açıdan fırsat

eşitliği sağlanması çok önemli. Kadınlar ve kız çocuklarının güçlendirilmesi çarpan etkisi yaratıyor; ekonomik büyümeyi ve her alanda gelişmeyi hızlandırıyor. Buradan yola çıkarak biz de üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeye çalışıyoruz. Her Kızımız Bir Yıldız projemiz, toplumda kadının güçlenmesi adına başladığımız ve gurur duyduğumuz bir proje.” dedi. Mercedes-Benz Türk olarak hayata geçirdikleri sosyal sorumluluk projelerinin faydasını derinleştirmeyi çok önemsediklerini, bu nedenle de projelerinin sosyal etkilerini ölçerek projelere yenilikler eklediklerini belirten Sülün, geçtiğimiz yıl Her Kızımız Bir Yıldız projesi için yaptıkları etki analizi sonuçlarını basın mensuplarıyla paylaştı. “Analiz sonuçlarında gördük ki projemiz bursiyerlerimizin hayatlarında önemli bir destek. Kızlarımızın birçoğu bursumuzu okul ihtiyaçlarında kullanırken bir kısmı sosyal etkinlikler için de bursumuzdan faydalanıyor. Bu da onların kendilerine güvenlerinin artmasında önemli rol oynuyor. Bu analiz ile kızlarımızın ihtiyaçlarını derinlemesine öğrendik ve hem kişisel gelişimlerine hem de istihdam edilebilirliklerine katkıda bulunmak amacıyla proje faaliyetlerimize yeni çalışmalar ekledik. Üniversite sınavına hazırlık paketi, İngilizce dil eğitimi, kodlama programı bunlardan sadece bazıları.” diye konuştu. Prof. Dr. Ayşe Yüksel: “Her Kızımız Bir Yıldız; kızların sadece eğitimine değil, kişisel gelişimlerine de yatırım yaparak istihdam edilebilmelerine katkı sağlayan çok değerli bir proje” Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Ayşe Yüksel ise basın toplantısında yaptığı konuşmada “Toplumsal cinsiyet eşitliğini temel alan projelerin ülkemiz ve parlak bir gelecek için çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Bu bağlamda Her Kızımız Bir Yıldız projesi hem 15 yıl gibi uzun soluklu bir proje olması, hem kızların sadece eğitimine değil, aynı zamanda kişisel gelişimlerine

yatırım yaparak istihdam edilebilmelerine katkı sağlaması açısından örnek olan yegâne projelerden biri. Bu projede Mercedes-Benz Türk ile uzun yıllar birlikte çalışıyor olmak ve kızlarımızın güçlenmesine katkıda bulunmak ÇYDD olarak bizler için de çok değerli. Bu proje ile sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden olan toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve herkes için nitelikli eğitim hedeflerinin yanı sıra eşitsizliğin azaltılması hedefine de destek sağlıyoruz.” diye konuştu. Her Kızımız Bir Yıldız Projesi gelişmeye ve güçlenmeye devam ediyor Bugüne kadar 30 şehirde 650’den fazla “Yıldız Kız”a kişisel gelişim eğitimleri verilen projeye kodlama programından İngilizce eğitimine bir dizi yenilik eklendi. Her Kızımız Bir Yıldız projesi için Mercedes-Benz Türk’ün yaptırdığı etki analizi sonucunda bursiyerlerin ihtiyaçları tespit edilerek, bursiyerlerin hem kişisel gelişimlerine hem de istihdam edilebilirliklerine katkıda bulunmak amacıyla proje faaliyetlerine yeni çalışmalar dâhil edildi. Yıldız Kızların üniversiteyi kazanma oranlarını artırmak için sınava girecek öğrencilere ihtiyaçları doğrultusunda soru setleri hazırlamak üzere “Bir Bilene Sor” girişimi ile iş birliği yapıldı. Bunun yanı sıra proje kapsamında 2018 yılında başlanan kodlama eğitimlerinin içeriği geliştirilerek eğitim, öğrencilerin sonunda projeler ürettiği bir programa dönüştürüldü. Bu program ile öğrencilere 21. yüzyılın gerektirdiği işlemsel ve analitik düşünme, problem çözme gibi becerileri kazandırmak, potansiyellerinin farkına varmalarını ve topluma faydalı bir ürün veya fikir ortaya çıkarmalarını sağlamak amaçlandı. Bursiyerlerin yaşadıkları en önemli bariyerlerden birinin de İngilizce bilgisi olduğunu tespit eden Mercedes-Benz Türk, bu doğrultuda lisede burs almaya başlayıp üniversite eğitimine devam eden Yıldız Kızlar için online bir İngilizce kursu açtı.

23


Yeni Yatırım ve Projeleri ile GELECEĞİ İNŞA EDEN MARKA

ZF,

Otomotiv sektöründe özellikle güç aktarım teknolojileri ile geçmişten günümüze ulaşan ZF, yeni yatırımları ve ARGE’si ile geleceğe uzanıyor. Cirosunun her yıl %6’sından fazlasını ARGE’ye ayıran ZF, son dönemde gerçekleştirdiği firma alımları ve yaptığı yatırımlar ile bambaşka alanlara yelken açıyor. Güç aktarım teknolojileri firması olarak geçmişte akıllarda yer edinen ZF’nin bu atılımları sonrası firmayı tanımlayıcı söz bulmak bile imkansız hale geldi. Geleceğin inşasında büyük adımlar atan ZF’nin ulaşacağı boyut ancak ileride anlaşılacak gibi…

Z

F Services Türk’ün Genel Müdürü Selim Aydınlıoğlu dergimiz Halk Ulaşım’a hem Türkiye’de ki ZF’yi hem de gelecekte ki ZF’yi özetledi. Yatırımları ve ARGE çalışmaları ile her geçen gün büyüyen ZF’yi “geldiğimizden bugüne ZF çok değişti” sözleri ile gelişimin farkını ortaya koydu. ZF’ye katılımınızdan bugüne neler yaşandı? 1 Şubat 2016 yılında ZF Türk ailesine katıldım. O günden bugüne baktığımızda

24

ZF gerçekten çok değişti. Örneğin TRW birleşmesi henüz gerçekleşmemişti. Artık entegrasyon tamamlanmak üzere. Şuan ise önümüzde WABCO entegrasyonu var. ZF bu büyük satın almalar ile yeni segmentlere giriyor, ve ürün gamına yeni geliştirdiği bir çok teknolojik ürünü katıyor. ZF geçmişteteknolojisini mekanik komponentler üzerine geliştiren bir firma olarak bilinirken, elektromekanik, ful elektrik ve otonom araç teknolojileri konularına inanılmaz ağırlık vermeye başladı.Pazar gelişen teknolojiyi yakala-

dıkça bu ürünler de yavaş yavaş hayatımıza girecekler. Şuanda Türkiye’de ki tüm otobüs ve kamyon ürticileri ile çalışıyoruz. Birkaç yıl öncesine dek Ecomat, EcoLife, Astronicgibi ZF şanzımanlarını konuşurken şimdi elektrikli aks, merkezi elektrikli motor sistemlerini konuşabiliyoruz. Geçen sürede ZF Türkiye cirosal anlamda çok büyük gelişmeler kaydetti. 2015 yılı sonunda 57 Milyon TL olan ciromuz, bu sene sonunda 150 Milyon TL’ye ulaşacak. TRW nun da katkısı ile toplam ci-


romuz 200 milyon TL’nin üzerinde gerçekleşecek. Ekibimiz 46 kişiden, 70 kişiye yükseldi ve yeni ekip arkadaşları ile daha daha büyüyeceğiz.Rakamlar haricinde iş modellerimizi çok değiştirdik.Örneğin değişen İETT şartnameleri 5 yıllık bakım onarım ihaleleri getirdi. Bu değişikliğe adapte olduk ve şartlara uygun hizmet vermeye başladık. Bu işlerle atölyemizde hem kadro hem de ciro olarak çok büyüdük. Yılda 1200 komponent onarır şekle geldik. Özellikle Halk Otobüsü esnafına sahada destek seviyemizi arttırmak amacıyla aktif dış servis personel sayımızı arttırdık ve gelen taleplere olan reaksiyon süresini düşürdük. Bununla beraber yetkili servis sözleşmelerini gözden geçirme ihtiyacı hissettik. Yetkili servis yapılanmamızı farklı yetkilere sahip olacak şekilde Partner ve Point konseptleri üzerine kurduk.Tam yetkili olarak ilk Partner noktamız olarak Bursa’da Mapar ile anlaştık. Sahada hizmet seviyemizi artırınca OEM pazarında da büyüdük. Türkiye’de bu açılımın sebepleri nelerdir? Açılım İle Riski Azalttık ZF Türkiye’ye geldiğimde gördüğüm en büyük risk; iş modelimizin ağırlıklı olarak otobüs odaklı olmasıydı!Bu sektöre iyi hizmet veriyorduk ancak Pazar sınırlı idi ve büyümek için farklı sektörlere de ağırlık verilmesi gerektiğine karar verdik. Kamyon pazarındaki işlerimizi artırdık. İş makinaları ve traktör pazarlarına girdik. Artık demiryolu sektöründe satış sonrası hizmetler su-

nabilir konuma geliyoruz. Çok dolu dolu günler geçirdik. Operasyon olarak çok geliştik. Herkesin birbiriyle açık iletişim kurduğu çok güzel bir ekip ruhu oluşturduk. Gelişime açık bir yapımız var ve bu sayede öğrenme hızımız arttı. İlk defa bir Uygulama Mühendisini bünyemize kattık. Daha önceleri bir OEM müşterimizin ürünümüzü aracına adapte etmesi için Almanya’dan mühendis arkadaşımız gelir ayarlamaları yapar ve onayı verirdi. Ama biz bu hizmeti yerlileştirmek için çalışmalarımıza başladık. Bu sayede hem bilgi birikiminin Türkiye’ye aktarımını, hem de müşteri memnuniyetini hedefledik. Daha önce bir arada olan satış ve pazarlama fonksiyonlarını ayırdık ve Pazarlama departmanımızı kurduk. Pazarlamanın marka yönetimi, reklam, PR ve etkinlik alanlarında tam zamanlı dedike personelle şirketimizin global vizyonunu Türkiye gerçeklerine uyarlamak üzere önemli adımlar attık. Bu atılım rüzgarı, girmek istediğimiz diğer işlere büyük katkı sağlıyor. Örneğin ilk defa geçen sene rüzgar türbiniyle ilgili hizmet gerçekleştirdik, ülkemizin ve dünyanın önde gelen havalimanı yangın söndürme araç üreticisi Volkan İtfaiye’ye ilk kez komponent şatışı gerçekleştirdik. Bu segmente ZF nin globaldeki de ilk uygulaması idi ve ZF ye büyük fırsatlar getirdi.Volkan İtfaiyenin tasarımını kendi gerçekleştirdiği 8x8 ve 6x6 itfaiye araçlarına ZF komponentine konuldu. Volkan İftaiye’ye bizleri tercih ettikleri için teşekkür ediyoruz.

Yeni alanlara girerken en fazla dikkat etmemiz gereken nokta mevcut iş alanlarımızın ve müşterimizin bu süreçte ihmal edilmemesidir. ZF’yi gelecekte nasıl tanımlayacağız? Geleceği Kovalamıyoruz, onu inşa ediyoruz. ZF kendini Next Generation Mobility yani “yeni nesil mobilite” şeklindeki bir sloganla tanımlıyor. Vizyonumuz ise “gör, düşün ve uygula”. Aks ve şanzıman ürün portföyü ile “uygulama” kısmı vardı ama görme ve düşünme kısımları yoktu. Son dönemde gerçekleşen TRW ve Wabco satınalmaları ile otonom sürüş, şerit takip asistanı, adaptif hız kontrol sistemi, acil fren destek sistemi, ve geçtiğimiz ay lansmanını yaptığımız dünyanın ilk harici hava yastığı gibi ileri sürüş güvenliği sistemleri (ADAS) alanında araçların hem görmesini hem de düşünmesini sağlayan komponent vede (işlemci ve yazılım gibi) destek unsurları ürün gamımıza eklendi. Bu otonom ve elektrikli sürüşkonusunda kendimize koyduğumuz hedef doğrultusunda basında yer almayan daha küçük satın almalar ya da birleşmeler de yaşanıyor. 2025 yılına geldiğimizde sektörümüzün ciddi değişimlere tanık olacağını öngörürsek, piyasadaki elektrikli araç parkı hissedilir derecede artmış olacak. Biz o dönem geldiğinde ana tedarikçilerden birisi olmayı hedefliyoruz. Sadece şanzıman ve aks değil, hem araç komponentleri hem de güvenlik teknolojileri ve sensörleri ala-

25


motiv sanayi, daha doğrusu ağır ticari araç üreticileri gerçekten güçlü. Son yıllarda yurtiçi satışlarda önemli düşüşler olsa da Türk firmaları büyük başarı sergilediler. Biz tüm otobüs üreticileri ile çalışıyoruz. Ülkede ki ekonomikkoşullar karşısında kendilerini ihracatçı noktasına getirdiler. İç pazarda ki daralma bizi bu nedenle negatif etkilemedi. Kamyon kısmında bir kayıp gördük,ama özellikle üreticiler şehiriçi otobüs ihracatında önemli başarılar sergilediler. ZF olarak Türkiye’de 2 tüzel şirketiz. ZF ve TRW olarak varız ama 2 şirketin yönetimleri aynı. 2018 yılında 192 Milyon TLkonsolide ciro yaptık. ZF’nin Türkiye pazarındanyaptığı toplam ciro ise 334 Milyon EURO. Bu farkın sebebi şu. Örneğin otobüsOEM’leri ile görüşmeler yapıyoruz, veürünlerimizin kullanımı için anlaşma sağlıyoruz. Fakat alıma karar verildiğinde fatura Almanya’dan kesiliyor. Türkiye’de 334 Milyon EURO’luk bir pazar yönetiyoruz. Şehiriçi otobüs segmentindeki pazar payımız akslarda 100%, şanzımanlarda %95, Kamyon segmentinde ise şanzıman payımız %41 seviyelerinde. Otomobilde ise %5’lik Pazar payına sahibiz. Özellikle 2018’de başlattığımız 2019’da devreye girecek iş makinası ve traktörde büyüme hedefimiz var. TL bazında bakılınca %25oranında bir büyüme sağladık. Sene sonuna kadar 205 Milyon TL ciroya ulaşacağımızı ön görüyoruz.

nında etkin olacağız. Yeni güvenlik teknolojileri, hava yastıkları, otonom sürüşle ilgili tüm ARGE’leri hesaba katarsak bunların yazılımsal geliştirmeleri gibi çok ciddi yatırımlarımız var. Tehditler ve Fırsatlar Dönemi Hibrit ve tam elektirkli araç tahrik sistem trendleri global otomotiv endüstrisinde kendilerini hissettirmeye başladı. Çin elektrikli araçlarda aldı başını gidiyor. Avrupa’da henüz o kadar yaygınlaşmadı. Amerika’da hareketlilik var, Türkiye’de de oranlar yüksek. Hibritin payı %4’e çıkmış durumda. Enteresan gelişmeler esasında, insanlar artık bunları konuşmaya başladı. Fuarlarda görüyoruz, motor ve şanzıman, aks üreticileri elektirkli tahrik sistemleri alanına evrimleşmeye çalışıyorlar. Hangilerinin başarılı olacağını zaman gösterecek. Bu konuda hazırlanmış bazı çalışmalarda, tam elektrikli sistemlere geçişle birlikte aracın üstündeki komponent sayısının hissedilir oranda azalacağı ve bunun da bakım maliyetlerinde %50 gibi bir düşüşe karşılık geleceği öngörülüyor. Mesela debriyaj merkezi gibi bir şey kalmayacak, yağ değiştirme gibi bir problem olmayacak. Enteresan bir şekilde satış sonrası sektörü büyüyecek. Lastik sektörünün çok büyümesi bekleniyor. Elektrikli ve otonom araçlarla beraber araç sahiplik oranının azalacağı, araç paylaşımlarının artacağından bahsediliyor. Küçülen araç parkında, araç başına yapılan km artacak, km artışı araçların ömrünü azaltacak gibi senaryolar görülmekte. Bu değişime 10 yıl kadar daha var. Biz bu esnada mevcut ürün gamımızı geliştirmeye de devam ediyoruz. Mesela küçük otobüslerde rekabet edebileceğimiz otomatik şanzımanımız yoktu. Bu ürününlansmanını yakında yapacağız. Türkiye’de ki otobüs ve kamyon sektörü dört gözle bunu bekliyor. Yanielektriğe giderken konvansiyonel ürünlerimizi öldürmüyoruz. 2016’dan bu yana özellikle ticari araçlarda baya bir düşüş var yurtiçi satışlarda. Bu sizi ne kadar etkiledi? Her Kötü, Yüzde Yüz Kötü Değildir Biz bu sıkıntıdan ciro olarak etkilemedik. Bence her kötü, yüzde yüz kötü değildir. Mutlaka iyi tarafları da vardır. Türk oto-

24

Satış sonrası hizmetlerde ne gibi yenilikler mevcut? Kuralları Yeniden Yazıyoruz Satış ve servis hizmetlerindebazı yeni standartlar belirledik. Partner veya Point olma şartlarımız var. Bazı servislerimizden hızlı yanıt geldi, bazı servislerimiz ile halen görüşmelerimiz sürmekte. Tablo yılsonunda netleşecek. Partner kavramında bizim için en önemli şey yetkili servisimizin test tezgahının olması ve garanti tamiratlarını yapabilmesidir. ZF Services Türk’ün şartı her ünitenin tamir edildikten sonra test edilerek müşteriye sunulmasıdır. Partnerlerimiz garanti tamiratlarını yapabilen servislerimiz olacak. Pointler ise garanti dışı tamirat hizmetleri verebilen noktalardır. Partner olarak ataması yapılan noktalar esasında ZF Services Türk ne yapıyorsa aynısını yapabilen noktalar olacak. Burada ki amaç ise müşteri memnuniyetidir. Çünkü o kadar çok alanda hizmet sunuyoruz ki memnuniyeti artırmak için bizimyetki ve kabiliyetlerimize sahip hizmet noktalarının sayısını artırmamız lazım. Bunun için de doğru Partner ve Pointler ile hizmet noktası sayımızı artıracağız.. Bizden isteyen herkes ücreti karşılığında eğitim alabilir. Partner veya Point olma zorunluluğu da bulunmuyor. Belki bizden hiç yedek parça almayacak. Fakat bizler müşterilerimizin yanında olmak zorundayız. Bu sebeple isteyen herkese bu eğitimlerimiz açıktır. ZF’nin Türkiye’ye yatırımları konusunda ne söylemek istersiniz? Türkiye Ekibi Olarak Bu Konuda Çabalarımız Var ZF, Türkiye’yi Raylı Sistemler sektöründe stratejik Pazar olarak belirledi. Bizim de bu doğrultudaTürkiye’de Raylı Sistemler konusunda montaj hattı kurma planımız var. Bu alanda ciddi emek harcadık. Biz hazırlıklarımızı yapıyoruz ama yatırım yapma mevzusu henüz net değil. Biliyorsunuz, Raylı Sistemlerde perakende satış imkanınız yok. Bu sebeple İstanbul’da ki metro hatları ve hafif raylı sistemlerin geleceğinin netleşmesi lazım. İhaleler devam edecek mi, yenileri ne zaman yapılacak? Biz bu konuda ciddi mesafeler kat ettik veyatırım çalışmalarını iyi bir noktaya getirdik. Eğer konjonktür ve şartlar izin verir ve biz iş planı olarak başarabilirsek ZF’nin Türkiye’ye bakışı değişecektir. Biz kendi açımızdan ön fizibiliteleri yaptık, servis hazırlıklarımızı tamamladık. Eğitimler ve yedek parça stokları tamamlanıyor ve test tezgahımız da devreye girecek.Bu ay sonu itibari ile bizim tesislerimizde raylı sistem şanzımanlarının bakım onarım revizyonlarını yapabilir hale geliyoruz. Sonrasında tek tek belediyeler ile görüşmelere başlayacağız.


SEDAT ŞAHİN Yönetim Kurulu Başkanı

ÖZULAŞ A.Ş.

15 TEMMUZ MUHTEŞEM BİR ZAFERDİR

Yüce Allah’ın yüreklerimize indirdiği sekinet, lütfettiği nusret ve zafer için milletçe hamdetme zamanıdır. Dünyadaki tüm mazlumların aziz milletimize yaptıkları duaları yad etme zamanıdır. Maneviyatımızın ve ahlakımızın gördüğü zarar için üzülme zamanıdır. 15 Temmuz; sonsuz merhametin ve yanılmaz adaletin yegane sahibine şükrümüzü eda etme zamanıdır. Dini hayatımızda açılan yaraları topyekün sarma, suçlular için adaleti tereddütsüz tecelli ettirme, masumlar için hak ve merhameti işler kılma zamanıdır.

1

5 Temmuz; tankların üzerine imanla yürüyen aziz şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi şükran ve minnetle yad etme zamanıdır. Zedelenen adalet ve merhamet için muhasebe etme zamanıdır. Bugün darbenin getirdiği kötülükleri geride bırakarak birlik ve beraberlik için dua zamanıdır. Kişiler gibi, milletlerin de karakteri vardır. Bizim milletimizin karakteri, gerçekten asalet ve cefa dolu erdemlerle donatılmıştır. Bu erdemlerden en önemlisi de, yeri geldiğinde vatanını korumak için canından vazgeçmeyi göze alabilmektir. Müslüman Türk milletinin bu yüksek ve asil karakterini yüzyıllara uzanan destansı tarihimizde çok kez görmüşüzdür. İşte bunların şimdilik sonuncusu, 15 Temmuz 2016'da tüm dünyaya millet olma dersini verdiğimiz bilakis, aziz kanlarla elde edilmiş o muhteşem zaferdir. Türk milletinin demokrasiyle yaşama özgürlüğüne, Türkiye Cumhuriyeti'nin içte ve dışta bağım-

sızlığına, ülkemizin huzur ve refahına göz diken hain çetelerin sıcak bir temmuz gecesinde yapmaya çalıştığı kalkışmayı, sokaklara dökülen genç yaşlı, kadın erkek, Müslüman Türk milletinden milyonların bastırdığı bir destandır 15 Temmuz. Üzerimizde hain emelleri hiç bitmeyen bazı batılı devletler, maşası olan yapılanmaları ile ülkemizde kaos ve kargaşa ortamı yaratmak isteyerek, bu milletin bağımsızlığına, demokrasisine, şerefine dün olduğu gibi o günde göz dikmişlerdi. Fakat millet olarak Çanakkale'de ki o asil ruhu, 15 Temmuz'da Türkiye'nin dört köşesinde yeniden gösterdik… Asil Türk Milleti Bir Karış Toprağını Bile Hainlere Teslim Etmez Herkes gördü ki, Müslüman Türk milleti asil kanlarıyla suladığı bu aziz vatan topraklarının bir karışını bile hainlere teslim etmez, etmeyecektir. Ve yine gördüler ki; imanına, şerefine ve vatanına göz diken

kanlı ellerin asla hâkimiyetine giremeyecektir bu necip millet… Basiretsiz alçaklar, aramızda çeşitli ayrılıklar yaratarak kirli emellerine ulaşmak isteyen zalimler, bir daha anladılar ki; Müslüman Türk milleti gerçekten büyük ve asil bir millettir… Bu duygu ve düşünceler ile; Aziz vatanımız uğurunda yaşamlarını hiç gören ve aşk'la o mukaddes canlarını vermekten çekinmeyen tüm cefakar tüm 15 Temmuz şehitlerimize vefatlarının 3. Yıl dönümünde her birine saygıyla anıyor, yüce Allah'tan rahmet ve ailelerine tekrar sabırlar diliyorum. Tüm gazilerimize de, acil şifalar diliyorum. Şüphesiz, 15 Temmuz şehitlerimiz tıpkı Çanakkale şehitleri gibi tarihin en şerefli sayfalarına adını yazdırarak ölümsüzleşmişlerdir. Ölümü de öldürüp, ölümsüzlüğü yaşayanlara selam olsun. Gün doğmuş, gün batmış, ebet; Bu aziz Müslüman Türk milletindir.

25


İSMAİL YOLCU Genel Müdür

ÖZULAŞ A.Ş.

Sektörümüzün İstanbul da ki unsurlarından İstanbul Halk Ulaşım A.Ş., geçtiğimiz haa için olağan Genel kurul toplantısını gerçekleştirdi. Bu toplantının gerek sektörümüz, gerekse İstanbul Halk Ulaşım A.Ş. ve ortakları açısından hayırlara vesile olmasını temenni ederken, 2 yıl süreyle tekrar görev tevdi edilen başta değerli Başkan Naci YAĞIZ olmak üzere tüm Yönetim Kuruluna başarılar diliyorum.

YANLIŞLAR VE YAPILMASI GEREKENLER K ongreye bende katıldım ve sonuna kadar da izledim. Kongre son derece sakin, huzurlu ve tam bir uzlaşma içinde geçti. Kongrenin tam bir mutabakatla ve tek liste ile geçmesi çok önemli ve anlamlıydı. Sektörde, en azından benim tanık olduğum ilkler yaşandı. Uzlaşma olunca nasıl problemlerin, kırgınlık ve dargınlıkların önlendiği, işlerin nasıl hızlı yapılabildiği net bir şekilde ortaya çıktı. Bir başka önemli bir şey ise sektörün üst Kuruluşları olan Esnaf Odası ve TÖHOB Başkanlarının konuşma yapmaları birlik ve beraberlik açısından önemliydi. Yaklaşık 5 yıldan beri Kongrelerde tek listenin neden önemli olduğunu bıkmadan usanmadan, her mahfilde ve sohbetlerde doğuracağı iyi sonuçlarla birlikte anlatmaya çalıştım. İnşallah İstanbul Halk Ulaşımın yaptığı tek listeli örnek Kongre diğer Kuruluşlara da sirayet eder ve emsal oluşturur. Halk Ulaşım ortaklarını işlerine sahip çıkarak ortak aklı, yani uzlaşmayı tercih ettikleri için tebrik ediyorum. İnşallah bu gelenek haline gelir ve devam eder.

Yanlışlar Ve Bunları Sürdürmede Israr Yaklaşık 1 asırdan beri İstanbul toplu taşıma sektöründe var olan Özel Halk Otobüsü sektörü, Belediyeye ait bir işi yaptığı, yine Be-

28

lediye tarafından yönetilip, denetlendiği için aşırı bağımlılık nedeniyle kişilik ve kimlik kazanmada problem yaşamıştır. İhtiyaçlarını karşılamada yetersiz olduğu için Annesine muhtaç çocuklar gibi Sektör de hemen, hemen her alanda Belediyenin eline ve gözüne bakmıştır. Bu nedenle de ergenleşememiş, olgunlaşamamış, tek başına iş yapabilme yeteneğini geliştirememiş dolayısıyla da sektörün geleceği açısından hayati öneme sahip sistem geliştirme ve dönüştürme konularında fikir ve proje üretememiştir. Bireysel işleticilik, vekaletle yönetim nedeniyle oluşan kısıtlı hareket alanı sektörde yanlış alışkanlıklara ve Kuruluşların profesyonelleşememesine neden olmuştur. Bu statikleşme zamanın mutlak etkisinin gözden kaçırılmasına neden olmuş, oluşan ihtiyaçlar ve sorunlar görülememiş ve tabi olarak sektörü geri bıraktırmıştır. Kuruluşların yönetiminde profesyonellik, yeterlilik, liyakat, ehliyet yerine, bölgecilik, hemşehricilik, siyasi görüş, etnik ve inanç farklılıkları gibi, oy gücüne dayanan son derece ilkel ve geri kalma nedeni olan unsurlar ön plana çıkmıştır. Yönetim kadrolarını oluştururken ve seçerken, sektörün, sorunları ihtiyaçları ve bu çerçevede yönetime talip olan ekiplerin

programları ve vaatleri yerine kişiler baz alınmıştır. İşi yapacak ekip iken Başkanlar tartışılmıştır. Bizim ihtiyaçlarımız nelerdir ve nasıl çözülür. Bunun için nasıl bir lider ve ekip gerekiyor yerine kim Başkan, kimler yönetici olsun fikri üzerinden yönetim tercihleri yapılmıştır. Yani Kuruluş seçimleri sektörün sorunlarını çözmek için değil kimleri yönetici seçmek için yapılmıştır. Yönetim bir bilim dalıdır ve Yöneticilik te belirli bir standart ve kriterlere dayanmaktadır. Kuruluşlar bu çerçeve de kendilerine bir standart oluşturamadıkları için yönetimde de yeterliliği sağlayamamışlardır ve aslında bu husus hiç de önemsenmemiştir. Yöneticilik, eğitim, vizyon, sektörel tecrübe, temsil kabiliyeti ve yetenek gerektirir. Bu ve diğer temel özellikleri taşımayan insanları yönetici seçtiğinizde verimsizlik kaçınılmaz olacaktır. Dolayısıyla da sektörün acilen bir yönetim ve yöneticilik standardı oluşturması şarttır. Yönetim Unsurları Arasında Uyum Sektörde şu anda 5 Şirket Esnaf Odası ve TÖHOB olmak üzere 7 Kuruluş mevcuttur. TÖHOB üst kuruluştur ve İstanbul’da ki sektör koordinasyonu açısından çok fazla ilgisi ve ilişkisi yoktur. Ancak İstanbul’u TÖHOB nez-


İSMAİL YOLCU Genel Müdür

ÖZULAŞ A.Ş.

dinde hangi Kuruluşun temsil edeceği ve koordinasyonu sağlayacağı elbette önemlidir. Esnaf Odası ise resmi olarak Sektörün İstanbul da ki üst kuruluşudur ve İstanbul Koordinasyonunun Oda çatısı altında olması gerekmektedir. Nitekim önceki yıllarda da bu şekilde yürütülmüştür. Şirket sayısının 5 ve hepsinin oluşum ve yönetim şekillerinin farklı olması koordinasyonu ve en önemlisi uyumu zorlaştırmaktadır. Bu nedenledir ki veriler bir havuzda toplanıp işlenememekte ve ortak siyaset, strateji ve hareket belirlenememektedir. Mutlaka Şirket sayısı azaltılmalı ve Oda bünyesinde tamamen profesyonellerden oluşan bir “Koordinasyon” ekibi tekrar oluşturulmalıdır. Böyle bir ekip olmaz ise sorunlar çok başlılık nedeniyle ortada kalmakta, sıkıntılar, problemler, talepler doğru ve objektif bir şekilde muhataba iletilememekte, dolayısıyla da çözüm gecikmektedir. Bu denli parçalı sektörü etkin ve yetkin bir Koordinasyon ekibi olmadan verimli ve başarılı bir şekilde yönetebilmek mümkün değildir. Sektör kuruluşları arasındaki uyum da çok önelidir. Kuruluş sayısının fazla olması elbette handikaptır ve hızlı karar almayı ve uygulamayı da önlemektedir. Ancak sayı azaltılıncaya kadar, belirli prensipler çerçevesinde ve alan paylaşımını öne çıkarmak suretiyle, biri diğerinin alanına sarkmadan, her Kuruluşun ayrı bir ekip tarafından ama Koordinasyona bağlı kalarak yönetildiği bir model oluşturmak şarttır. Bir kişi en başarılı bir şekilde bir görevi yapabilir. O kişiye birden fazla görev verilir ise eşyanın tabiatı gereği kişi dağılır ve üstlendiği bütün görevler ortada kalır, otorite boşluğu oluşur ve iş verimsizleşir. Dolayısıyla da doğru ve gerekli olanı Her Kuruluşu ayrı ekip ve Başkanın yönetmesi, ancak yönetim yapısı içinde unsurların alttan yukarıya güçlü destek vermesidir. Sektör çok etkin ve etkili bir koordinasyona sahip olmaz ise istek ve dertler doğru ve yalın bir şekilde anlatılamaz ve tabi olarak da çözüm zorlaşır. Ayrıca karşı taraf nezdinde güven ve itibar kaybı oluştuğunda sektöre bakış açısı farklı olur. Bu nedenle mutlaka ve mutlaka Koordinasyon problemi kalıcı bir şekilde çözülmeli ve sektör yönetim oluşumlarından ve değişikliklerinden bağımsız hale getirilmelidir. Finansman Problemi Sektörün en acil çözümlenmesi gereken problemi Finansmandır. Artık çok yolcu taşıyarak veya tarifeyi artırarak sürdürülebilir bir finansman sistemi oluşturmak imkansız hale gelmiştir. Hizmet edilen kesimler sosyal kesimlerdir ve bu kesimlerden alınacak yolculuk ücretlerinin üst noktası bellidir. Hizmet görenlerin maliyetleri ise sürekli artmaktadır. Dolayısıyla da maliyete göre tarife oluşturmak bu sektörde Dünyanın her yerinde imkansızdır. Tabi olarak da yerel ya da merkezi idareler bu faaliyeti icra eden kuruluşları sübvanse etmektedir. Başka bir ifadeyle sübvansiyon bu işin tabiatında vardır. Bütün mesele bu işi yapan özel müteşebbisin optimumu seviyede sübvanse edilmesidir. Bunu tespit etmek de zor değildir. Çünkü bütün maliyetler, maliyet tüketim alanları, birim başına çalışma süreleri ve performanslar %100 kayıt altındadır. En kolay ve optimumum maliyet tespiti bu sektörde yapılabilmek-

tedir. Çünkü yönetim, yürütüm ve denetim kamuya aittir. Ayrıca emsal olarak İETT maliyet rakamları ortadadır. Günde 16-18 saat süreyle ve 365 gün çalışan bir toplu taşıma otobüsünün maliyeti sana göre, bana göre değildir. Mevcut tarife sistemi mevut şartlarda iyileştirilse bile finansman ihtiyacını tek başına karşılayamayacaktır ve tabi olarak sübvansiyon sistemi devam edecektir. Ancak tarife sistemi yine de gelir unsurlarından birisi olarak devam edecektir. Tarife sisteminin mutlaka disipline edilmesi ve yeni bir sistem oluşturulması şarttır. Yine Seyahat Kartları ile alakalı usulsüz ve haksız kullanım problemi artarak devam edecektir. Bunun da önlemini almak zorunluluk haline gelmiştir. Sektörün tarife ve seyahat kartları sisteminden bağımsız ayrı bir finansman modeline acilen ihtiyaç bulunmaktadır. Maliyete göre ve performans esaslı yeni bir hak ediş sistemi oluşturmak artık zorunluluk haline gelmiştir. Bununla alakalı olarak başlatılmış ama gereksiz tartışmalarla yarım kalmış çalışma objektif şartlarda bitirilebilir ve bitirilmesi de gereklidir. Bütün mesele olaya taraf olarak değil nitelikli bir hizmetin gerekleri açısından bakmaktır. Nitelikli hizmet ihtiyacını merkeze koyduğunuzda zaten yapılması gerekenler bellidir. Alışkanlıklardan Ders Alarak Terk Etmek Gerekmektedir Sektör yanlış alışkanlıklarının adeta esiri olmuştur. Şu çok basit soruyu bir türlü kendine sormamaktadır. Şimdiye kadar yapılan yöntemler doğru olsaydı bugün bu sıkıntılar yaşanır mıydı? Sektör Kuruluşlarının sivil toplum kuruluşu gibi günlük siyasetin dışında kalması gerekirdi. Ama ne yazık ki profesyonellik olmayınca Kurumsal olarak herkese eşit mesafede durmak doğrusu yapılamamış, bu ise sektörün zararına olmuştur. Sektör yönetim unsurları olarak asgari müşterekler ve ortak menfaatler çerçevesinde olması gereken uyum bir türlü gerçekleştirilememiş, Kurumsal ilişkiler yerine kişi bazlı ilişki, tavır ve davranış yanlışı yapılmıştır. Sektörün geleceği yerine günü kurtarmak amaçlı basit işlerle uğraşılmıştır. Halbu ki bugün sektörün kurtuluşu değişim, dönüşüm ve yeni bir sistemdedir. Kamunun yaptığı tahsilatların azaltılması, KDV ve gelir vergisi düzenlemesi doğrudur ve elbette geçici olarak maliyetleri azaltarak bir rahatlama sağlayacaktır. Ancak temel problem bireysel işletmecilikten kaynaklanan yüksek maliyet, israf ve gelirin sürekli azalmasındadır. Hiç vergi alınmasa, İBB-İETT hiçbir ad altında tahsilat yapmasa dahi, ücretsiz ve indirimli yolculuklar nedeniyle oluşan ortalama yolculuk ücretinin sürekli düşmesi gelirdeki süratli azalmayı önleyemeyecektir. Sonuç olarak, başta yönetim sistemi olmak üzere ÖHO sisteminin sil baştan ele alınması ve Ülke şartlarına göre, Kurumsal ve Profesyonel yönetim-işletme anlayışına dayalı yeni bir işletme modeli oluşturulması kaçınılmazdır. Erken işe başlamak zararları en aza indirecektir. Aksi halde hizmetin zorunlu nedenlerle aksayacağı günlere doğru gidiyoruz. Herkese hayırlı tatiller diliyorum.


SAĞLIK

Uz. Dr. Burçak Bozdemir Aral

YAZIN TERLEME KABUSUNA KARŞI PÜF NOKTALARI

Terleme vücut ısısını ayarlayan önemli bir mekanizma olsa da özellikle yaz aylarında ve sıcak günlerde pek çok kişi için kabusa dönüşebiliyor. Kıyafetlerin ıslak görünmesine yol açarken, koku ve mantar gibi dermatolojik şikayetlere de neden olabiliyor. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Burçak Bozdemir Aral, çevre ısısından fiziksel aktiviteye, psikolojik nedenlerden bazı hastalıklara hatta fazla kiloya dek birçok etkenin terlemeye yol açabildiğini belirterek “Terleme artışı olan kişilerde, altta ciddi bir neden yatıp yatmadığı mutlaka araştırılmalıdır. Eğer herhangi bir hastalığa ya da ilaç kullanımına bağlı bir terleme yoksa kişi bazı basit kurallara dikkat ederek terlemenin önüne geçebilir” diyor. Dermatoloji Uzmanı Dr. Burçak Bozdemir Aral, terlemeye karşı 10 etkili önlemi anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Açık renk ve pamuklu giysiler giyin Yaz günlerinde açık renk giysiler tercih etmek, güneşin etkisini azaltacak etkenlerin başında geliyor. Vücudunuzu saran kıyafetlerden ve sentetik oranı yüksek giysilerden özellikle kaçının. Terinizi alabilecek pamuklu kumaşlar ve geniş dokunmuş kıyafetler tercih edin. Bol su için Sanılanın aksine bol sıvı tüketimi terlemeyi artırmıyor. Su vücut sıcaklığını dengede tutmayı sağlıyor. Terleme yoğun olduğunda, vücudumuzdan tuz kaybı da gerçekleşiyor. Bu nedenle sodyum düzeyini sağlığa uygun aralıkta tutmak için, çok su içmenin yanı sıra maden suyu da tüketin. Kafein ve alkol tüketmeyin Fazla miktarda kahve ve çay içmek, alkol tüketmek ise terlemeyi tetiklediği ve su kaybını artırdığından kafeinli içecekler ve alkolden uzak durun. Yediklerinize dikkat edin Çok sıcak, baharatlı ve yağlı gıdalar ile soğan ve sarımsak da terlemeyi artırdığından tüketirken dikkatli olun. Fast food ve ağır gıdalar yerine hafif ve sade yiyecekleri tüketin. Adaçayı için Dermatoloji Uzmanı Dr. Burçak Bozdemir Aral, “Adaçayı ve domates suyu da ter bezlerinin etkinliğini azaltan içecekler arasında yer aldığından aşırıya kaçmadan tüketebilirsiniz” diyor.

30

Fazla kilolarınızdan kurtulun Fazla kilolar terlemeye yol açan başlıca etkenlerden biri. Bu nedenle hem genel sağlığınızı korumak hem de terlemeyi azaltmak için sağlıklı bir diyetle fazla kilolarınızdan kurtulun. Gerekirse uzman desteği alın. Hijyeninize dikkat edin Günde en az bir kere banyo yapın. Banyodan çıkınca iyice kurulanıp terleme önleyici ürünler kullanın. Her banyodan sonra mutlaka çamaşırlarınızı ve giysilerinizi değiştirin. Bulunduğunuz ortamı havalandırın Bulunduğunuz ortamı, evinizi ve ofisinizi gün içerisinde sık sık havalandırın.

Hava sirkülasyonunu sağlamak bir nebze de olsa terlemeyi azaltıyor. Aşırı hareketten kaçının Fiziksel aktivite gerektiren işler terlemeyi artırdığından aşırı hareketten kaçının. Güneş ışınlarının dik geldiği öğle saatlerinde mecbur kalmadıkça dışarıya çıkmayın. İşiniz gereği sürekli dışarıda ve güneşin altında bulunmanız gerekiyorsa, uygun zamanlarda ara vererek dinlenmeye çalışın. Sıcak su ile duş almayın Sıcak su ile duş almak vücut ısısını yükseltiyor ve çok fazla terlemeye neden oluyor. Vücut ısısını dengede tutmak için ılık veya mümkün ise soğuk su ile banyo yapın.


SAĞLIK

Uz. Dr. Şirin Elmi

Yaz aylarında tatil keyfi; kumsalda geçirilen uzun saatler, güneşlenme, deniz ve havuz eğlencesiyle çıkıyor. Ancak büyük güvenle oturulan şezlonglar, akıntısı az olan deniz, kuma serilen havlu ya da kalabalık havuzlar bulaşıcı hastalıklara davetiye çıkarabiliyor. Tatilde alınabilecek bazı basit önlemlerle enfeksiyon risklerinden ve hastalıklardan korunmak mümkün olabiliyor. Memorial Antalya Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Şirin Elmi, yaz tatilinde enfeksiyon risklerinden korunma yolları ile ilgili önerilerde bulundu.

TATİLDE HASTALIKLARDAN KORUNMAK İÇİN 7 ALTIN KURAL 1.Yüzeyinde köpük olan denizden uzak durun: İyi temizlenmeyen ve sirkülasyonu fazla olmayan durgun havuzlarda birçok hastalık tehlikesi bulunmaktadır. Genital mantar enfeksiyonları, ishal, idrar yolu enfeksiyonu, Hepatit A, göz, kulak ve cilt enfeksiyonları havuz suyunun neden olduğu hastalıklardır. Deniz suyu tuzlu olduğu için hastalık yapıcı mikroorganizmaların yaşaması daha zordur. Ancak durgun, kirli ve yüzeyi köpüklü denizler de aynı havuzlar gibi enfeksiyon riski taşır. 2.Islak mayo ile durmayın: Genital mantarların en önemli nedeni nem ve ıslaklıktır. İyi temizlenmeyen ortak kullanım alanlarında bu hastalıklar çok daha kolay bulaşır. Sudan çıktıktan sonra ıslak mayo ile vakit geçirmemek, havuz sonrası duş alıp iyi kurulanmak ve yine aynı şekilde mayoyu değiştirerek güneşlenmek enfeksiyon riskini azaltacaktır. 3.Kalabalık havuzlara girmekten çekinin: Hepatit A, birçok ishal ve bağırsak paraziti etkeni ağız yolu ile bulaşır. Kirlenmiş

havuz ve deniz suyunun yutulmasıyla mikroplar sindirim sistemine ulaşmakta ve hastalıklar oluşmaktadır. Özellikle kapasitesini aşan havuzlarda ve çocuk havuzlarında bu risk çok fazladır. 4.Kurulandığınız havlu farklı olsun: Plajlar da deniz ve özellikle de havuz gibi ortak kullanım alanı olduklarından temiz ortamlar değildir. Kuma serilen havlu ile kurulanmak enfeksiyon etkenleri ile temas riskini artırır. Bu nedenle kurulanmak için kullanılan havlu ile şezlong üzerine ya da kuma serilen havlunun ayrı olmasına dikkat edilmelidir. 5.Minder ya da havlu bulunmayan şezlongda güneşlenmeyin: Tatilde enfeksiyon kapmamak için havuz çevresi, duşlar, soyunma kabinleri ve şezlongların temizliğine dikkat edilmelidir. Günde en az bir kez bu alanların temizliği yapılmalıdır. Şezlonglar da ortak kullanım alanında olduğu için direkt temastan kaçınılmalıdır. Mutlaka üzerine örtü veya havlu serilmeli, şezlong için kullanılan havlularla yüz ve vücut kurulanmamalıdır.

6.Kendi kişisel malzemelerinizi kullanın: Havuzlardan bulaşabilecek hastalıkların yanı sıra sauna, hamam gibi ortamların da temizliği ve bakımı uygun koşullarda yapılmadığında mantar gibi enfeksiyonlara zemin hazırlar. Bunun için havlu ve terlik gibi kişisel malzeme kullanımına dikkat etmek gerekir. Grip tehlikesi yazın da devam etmektedir. Farklı iklim, kalabalık, plajlar, klimaların da etkisi ile özellikle çocuklar, yaşlılar ve gebeler daha fazla risk altındadır. Buna sebep olan virüsler kışın görülen grip virüslerinden farklı değildir. Bu durumda bol sıvı tüketimi ve yatak istirahatı çok önemlidir. 7.Yediklerinizi sorgulayın: Tam pansiyon ya da her şey dahil otellerde açık büfelerde sunulan yiyeceklere dikkat edilmelidir. Uzun süre açıkta kalan özellikle sütlü, kremalı, mayonezli, etli yiyeceklerde sıcağın etkisiyle çoğalan bakteriler, gıda zehirlenmesi ve ishale sebep olabilir. Su tüketimine de özen gösterilmelidir. Kapalı kapaklı su şişeleri kullanılmalıdır. İçeceklere konulan buzların da temiz sulardan hazırlandığından emin olunmalıdır.

31


Dost Ve Müşterilerimizin, Taşıma Ve Halk Otobüs Sektörünün Kurban Bayramı’nı Kutlar, Sağlıklı, Huzurlu Ve Bol Bereketli Bayramlar Dileriz. Yeni İstanbul Halk Otobüsleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın BEŞİR

Tüm Dostlarımız Ve Halk Otobüs Camiasının Kurban Bayramı’nı Kutlar Hayırlara Vesile Olmasını Dileriz. Mavi Marmara Ulaşım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan GÜRLER

İyilik Ve Güzelliklerin Yeşerdiği Nice Güzel Bayramlara Sektörümüzle Kardeşçe Erişmek Dileğiyle, Tüm Halk Otobüs Camiasının Kurban Bayramı Kutlu Olsun.

Mübarek Kurban Bayramı’nızı Kutlar, Halk Otobüs Sektörümüze Bu Değerli Bayramın Hayırlar Sunmasını Dileriz.

Özulaş A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Sedat ŞAHİN

Öztaş Ulaşım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet TEKİN

32


Mübarek Kurban Bayramı’nın Sağlık, Mutluluk, Başarı ve Bol Kazanç Getirmesi Dilekleriyle, Hayırlı Bayramlar Dileriz.

Özel Halk Otobüs Esnaflarımız Ve Tüm Sektör Paydaşlarımızın Kurban Bayramı’nı Kutlar, Sağlıklı Mutlu Ve Kardeşçe Nice Bayramlara Erişmeyi Dileriz.

İstanbul Halk Ulaşım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Naci YAĞIZ

İstanbul Otobüs Özel Halk Otobüsü Sahipleri ve İşletmecileri Esnaf Odası Yönetim Kurulu Başkanı Göksel OVACIK

Bireysel ve kurumsal abonelik ile derginiz halk ulaşım sizlerle olmaya devam ediyor. Yıllık abonelik ücreti 250 TL Tüm Abonelerimizin ve Halk Otobüs Camiasının Kurban Bayramı’nı Kutlar Hayırlara Vesile Olmasını Dileriz. Halk Ulaşım Dergisi Murat UZUN

33


Türkiye’de üretime başladığı 1983 yılından bu yana birçok başarılı projeye imzasını atan Anadolu Isuzu, fabrikasında düzenlediği törenle 170 bininci aracını üretim bandından indirdi. Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, Anadolu Isuzu Yönetim Kurulu Üyeleri, Anadolu Grubu Otomotiv Grup Başkanı Bora Koçak ve Anadolu Isuzu Genel Müdürü Tuğrul Arıkan’ın katılım gösterdiği törenle banttan indirilen araç, aynı zamanda 17 bininci ihraç edilecek araç olarak da dikkat çekiyor.

ANADOLU ISUZU 170 BİNİNCİ ARACINI ÜRETTİ

T

ürkiye’nin ticari araç markası Anadolu Isuzu, 1983 yılından bu yana üretimini gerçekleştirdiği Isuzu marka otobüs, midibüs, kamyon, kamyonet ve pick-up araçlarıyla başarılı birçok projeye imzasını attı. Japonya haricinde Isuzu üretim kalitesini ifade eden IMM sertifikasına sahip tek fabrika olma özelliğini taşıyan Anadolu Isuzu fabrikası, 22 Temmuz 2019 tarihinde düzenlenen törenle 170 bininci aracını üretim bandından indirdi. Aynı zamanda ihracat pazarlarında son yıllarda yaptığı yatırımlarla dikkat çeken Anadolu Isuzu, düzenlediği törende banttan indirilen aracı ihraç ederek 17 bininci aracını ihraç etmiş olacak. Anadolu Isuzu’nun 170 bininci aracının üretilmesi adına düzenlenen törende bir konuşma yapan Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan; “Anadolu Grubu olarak, Japon iş ortağımız Isuzu ile 36 yıl önce çıktığımız yolculukta 170 bininci aracımızı üretim bandından indirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Bugünün bir diğer önemi de banttan indirdiğimiz otobüsümüzün yurt dışına ihraç edilecek olması. 1994 yılından beri ihracat yapıyoruz ve bu araçla

birlikte 17 bininci aracımızı yurt dışına ihraç edeceğimizi hepinize müjdelemek istiyorum.” dedi. Tüm ülkeye yayılmış başarılı teşkilatı ile iç pazarda güçlü olduklarını belirten Anadolu Isuzu Genel Müdürü Tuğrul Arıkan, konuşmasına “Son yıllarda büyüdüğümüz ihracat pazarlarındaki başarımızı her sene daha da perçinliyoruz. Anadolu Isuzu olarak bugün itibariyle 44 farklı ülkede faaliyet gösteriyoruz. Terzi isçiliğinde ve özeninde araçlar üretebiliyoruz ve dünya pazarlarında bu alanda rekabetçi bir pozisyona geldik. Her ülkenin kendi ihtiyacına göre farklı spesifikasyonlarda araç yapabilen, hızlı çevik ve ustalığı, birikimi yüksek dünya çapında bir ekip ve fabrikayız artık. Bu gurur hepimizin.” şeklinde devam etti. Ticari araçlarda 36 yıllık başarı 1983 yılından bu yana hem üretimde hem de ihracatta başarılı işlere imza atan Anadolu Isuzu, ticaretin yükünü çekerken aynı zamanda Türkiye’nin birçok yerinde yetkili servisleriyle hızlı çözümler sunarak müşterilerinin memnuniyetini en üst seviyede tutuyor. Ulaşım sektöründe sorunsuz

olarak bilinen Isuzu araçlarının sahipleri, araçlarını uzun yıllar kullanırken, satış sonrası hizmetlerden de maksimum seviyede yararlanıyor. Türkiye’nin 63 ilinde 102 yetkili servisle Türkiye’nin en geniş ticari araç servis hizmetini sağlayan Anadolu Isuzu, yurt dışı yapılanmasında ise 5 yıl önce aldığı kararla yeni yatırımlarıyla dikkat çekiyor. 2019 yılı ile birlikte 32 distribütörü ile 44 farklı ülkede hizmet veren Anadolu Isuzu, Otomotiv Sanayii Derneği (OSD)’nin 2019 yılı başında düzenlediği ödül töreninde İhracat Başarı Ödülüne layık görüldü. 1984 yılından günümüze farklı segmentlerde ürün çeşitliliğiyle dikkat çeken Anadolu Isuzu, bugüne kadar toplamda 85.913 adet kamyon, 32.602 adet kamyonet, 43.957 adet midibüs ve otobüs, 7531 adet de halen Türkiye’de üretilen ilk ve tek Pickup olma özelliğini taşıyan Isuzu D-Max üretimi gerçekleştirdi. 36 yıllık süreçte 170 bin araç üreten Anadolu Isuzu, ihracat pazarlarında son yıllardaki atılımlarıyla toplamda 17.110 araç ihraç etme başarısını gösterdi.


Gülmece Gülmece Yüzbaşı ir astsubay'la bir gözü takma yüzbaşı ayni bekar lojmanında birlikte kalıyorlardı. Yüzbaşı her gece yatmadan takma gözünü çıkartır su dolu bir bardağa koyar sabah tekrar yerine takardı. Sıcak bir yaz akşamı gece yarısı astsubay susadı,el yordamıyla sehpadaki bardağı kaptı. Bir dikişte yuvarladı oda ne..suyla birlikte gözü de yutmuştu. Astsubay farkına vardı ama artik iş işten geçmişti. Ertesi gün sabah sporundan sonra astsubay tuvalete gitme ihtiyacı duydu. Koşar adımla tuvalete gitti, pantolonunu sıyırdı, başladı ıkınmaya. Fakat mümkün değildi, bir türlü rahatlayamıyordu. Onun ıkınma sesini duyan tuvalet nöbetçisi er telaşlandı, nazikçe kapıyı tıklattı.. -Komutanım yardımcı olayım.. Astsubay can havliyle kapıyı açtı, -Bak oğlum şurada ne var bir türlü s...çamiyorum deyip er'e doğru döndü. Er eğilip bakar bakmaz hazır ola geçti ve selam durdu.bunu gören astsubay sinirlendi, - Ne selam durdun evladım diye bağırdı.. Asker yanıtladı; -nasıl selam durmayım komutanım içeriden yüzbaşım bakıyor.

B

Bakış Açısı atematik dersinde kadın öğretmen öğrencilere sorar: - Bir ağacın dalında 5 tane kuş var. Taş attım, iki tanesini vurdum. Geriye kaç kuş kalır? Öğrencinin biri parmak kaldırır ve cevaplar: - Hiç kuş kalmaz çünkü diğerleri korkudan uçup gider. Öğretmen gülümser: - Hayır. Doğru cevap üç olacaktı ama bakış açını sevdim. Öğrenci duruma çok bozulur ama pek göstermez. Ders devam ederken tekrar parmak kaldırır: - Bir soru da ben sorabilir miyim? Öğretmen izin verir. - Sokakta üç kadın dondurma yiyerek yürüyor. Biri dondurmasını yalıyor, diğeri ısırıyor, diğeri de emiyor. Kadınlardan hangisi evlidir? Öğretmen şaşırır, kızarıp bozarır ama cevap da vermek zorundadır: - Hmm...şey..yalayan? Öğrenci yanıtlar: -Hayır, parmağında alyans olan. Ama bakış açınızı sevdim.

M

Temel İngilizce Konuşursa... emel Amerika'ya gelir uçaktan iner pasaport olayı filan falan Göçmenlik Bürosu'na alırlar bunu memur sorar :

T

- What's your name sir? - Temel. - Surname? - Kaya. - Sex? Temel gayet sakin cevaplar: - 3 times a week. Memur şaşırır ve olayı toparlamaya çalışır... - Sir you understood me wrong... I mean male? or female? Temel yine hiç beklemeden cevaplar: - Doesn't matter.

-Bak gördün mü? Düz mantık buna denir işte... Temel çok etkilenir. Kitabı alır koltuğunun altına eve doğru giderken Dursun'u görür... Dursun sorar; -Temel o ne? -Düz mantık kitabı! -Nası bişey bu anlat bakiim... -Bak şimdi; sizin evde akvaryum var mı? -Yook! -O zaman sen i*nesin

Para ve Yahudiler ki Yahudi arkadaş bir katolik kilisesinin önünden geçiyormuş. Kilisenin duvarında, katolik olmayanlara hitap eden büyük bir afiş asılıymış: “ Bize gelip katolikliği kabul ederseniz hemen 30 bin dolar nakit para alacaksınız! ” Yürümeye devam eden iki arkadaş bu teklifin ciddi olup olmadığını tartışmaya başlamış. Bir hafta sonra, aynı kilisenin önünde yeniden buluşmuşlar ve biri diğerine sırrını açmış: “ O teklifin ciddi olup olmadığını hala merak ediyorum. ” Bunun üzerine arkadaşından küçümser bir tavırla şu cevabı almış: “ Ah siz yahudiler, aklınız fikriniz para! ”

Buzda Balık emel dünya turuna çıkar ve yolu Kanada'ya da düşer. Kırk yılda bir Karadeniz’de hamsi avlamaktan daha değişik bir fırsat çıktığını düşünerek buz tutmuş bir gölde, buzu kırıp balık tutmaya özenir ve işe koyulur. Tam buzu kıracakken, insanın içini titreten bir ses duyulur: - oğlum burada balık yok! Temel az öteye gidip yeniden buzu kıracakken ses yine gürler, - burada balık yok dedim sana... Temel’in eli ayağı titreyerek seslenir: - tanrım, sen misun yoksa? Ses yeniden duyulur, - hayır oğlum, ben buz hokeyi stadının spikeriyim.

İ

Düz Mantık emel bir yarışmaya katılır ve kazanır. Kendisine bir kitap hediye edilir. Kitabın adı da "Düz Mantık" tır. Temel hediyeyi alırken sorar; -Bu kitapta ne yazıyor? -Okuyunca öğrenirsin... -Ben onunla uğraşamam, anlat bakiim sen bana. -Pekala. Bak şimdi; senin evinde akvaryum var mi mesela? -Evet var... -O zaman içinde su da vardır? -Evet var... -İçinde su varsa balık da vardır? -Evet var... -Balık varsa hayvanları da seviyorsundur sen? -Evet... -Hayvanları seviyosan insanları da seversin herhalde? -Evet... -O zaman senin sevgilin de vardır? -Evet var. -Yaşlı görünüyorsun o zaman sen evlisindir? -Evet. -E karın olduğuna göre de, homoseksüel değilsindir? -Evet.

T

T

Siyasi ir papağan varmış gıcık mı gıcık..

B

Bir gün sokak önünde solcular gösteri yaparlarken papağan var gücüyle cama doğru bağırmış: "kahrolsun komünistler!" Bunu duyan komünistler evi taş yağmuruna tutup harabeye çevirmişler. Papağanın sahibi çıldırmış, eğer bir daha aynı şeyi yaparsa kendisini kümese kapatacağını söylemiş. Başka bir gün, bu sefer de sağcılar gösteri yapıyormuş sokakta. Bu sefer papağan "kahrolsun faşistler!" diye bağırmış ve yine olaylar gelişmiş. Papağanın sahibi çok sinirlenmiş ve papağanı kümese kapatmış. Tavuklar şaşkın şaşkın papağana bakmışlar, 5 dakika falan gözlerini alamamışlar. En sonunda papağan rahatsızlanıp tavuklara bağırmış: "ne bakıyorsunuz... spular! Ben siyasiyim sizin gibi fuhuştan yatmıyorum!"

35



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.