HBT-Dergisi-102__BanuOnaral_Söylesi

Page 1

Bilim Kadınları- Söyleşi

HBT Sayı 102 -9 Mart 2018

ÖNCÜ BİLİM KADINI BANU ONARAL

“Dava insanıyım, sabırlı ve dayanıklıyım” Ülkemizin yetiştirdiği değerli bilim insanı Prof. Dr. Banu Onaral ile bilimsel aydınlanma ve teknolojik kalkınma yolunda “fırsat eşitliğinin” ve “insan biliminin” önemi üzerine ufuk açıcı bir söyleşi gerçekleştirdik.

Gözde Kara Stuttgart

Sayın Onaral, ülkemizin yetiştirdiği önemli bilim insanlarından birisiniz. Dünyada kurulan ilk Biyomühendislik bölümünden ilk doktora unvanı alanlar arasındanız. Önemi giderek artan Biyomedikal Mühendisliği disiplininin akademik kurumlarda kabulünde önderlik yaptınız. Mesleğin en büyük kuruluşu olan IEEE EMBS’in Başkanlığını yürüttünüz. Drexel Üniversitesi’nde H. H. Sun Kürsü Profesörüsünüz. Kurucusu olduğunuz Biyomedikal Mühendislik, Bilim ve Sağlık Sistemleri adlı disiplinler arası fakültenin dekanlılığını yaptınız ve bir çok ülkede örnek olan bir model yarattınız. Birçok bilimsel ödülünüz var ve dünya çapında bir çok kuruluşla Ar-Ge ve yenilikçi teknoloji geliştirme işbirlikleri yürütüyorsunuz. Bu bilim aşkı nasıl başladı ve gelişti? Aslında bu tutkuya bilim aşkı demek doğru olmayabilir. Yaşamımın anlamı insanlığın bilimle aydınlanacağı ve yenilikçi teknoloji ile kalkınacağı inancına dayanıyor. Bildim bileli ben bir “bilimle kalkınma” gönüllüsüyüm. Bendeki irade etrafıma (çevreme) yararlı olma, çok konuşulan ama bir türlü yapılmayan şeyleri yapma güdüsü, kimsenin girmediği alanlara girme cesareti. Temel ve uygulamalı bilimde başarılı olabilmek için beni akranlarımdan ayıran belirgin bir özelliğim yok. Alışılmış ölçütlerle bakılırsa gayet sıradan bir insanım. Beni farklılaştıran yönüm sade bir dava insanı olmam. İnandığım yola, davaya kendini adayan birisiyim. Her koşul altında hedefe odaklı kalabiliyorum. Sabırlıyım, sebatlıyım, dayanma gücüm sonsuz. Dava her koşulda nefsimden önce geliyor. Aynı davayı benimseyen öğrencilerim, gözettiğim gençler, çalışma arkadaşlarımla yeniliriz, düşeriz, kalkarız. Birbirimize dayanışarak illa bir yeni strateji, bir yeni güzergâh, bir yeni çözüm buluruz ve nihayet

8

çilmez katkılar maddi zenginliklerle kıyaslanamaz. Bu yolda vazgeçilen meslek ve özel hayatımızdaki tavizlerin haddi hesabı olamaz. Bu boyutta çalışmalar manevi değerleri ön planda tutan insanlarda görülüyor. Dünya bu isimsiz yolcular sayesinde dönüyor.

Engelleri nasıl aştınız?

Biyomedikal mühendisliği konusunda öncü Ar-Ge çalışmalarınız var. İşlevsel beyin görüntüleme, ultrason ve optik yoğunluklu biyomedikal sinyal işlemciliği ile kompleks sistemler ağırlıklı bilgi mühendisliği üzerine akademik çalışmalar yapıyorsunuz. Bunların yanı sıra ürüne dönüşebilir araştırma ve girişimci teknoloji aktarımı akımının da öncülerindensiniz. “Bir kadın bilim insanı” gözlüğüyle bu süreçlere geriye dönüp baktığınızda kadın kimliğinizin karşınıza çıkarttığı engeller oldu mu? Olduysa bu engelleri nasıl aştınız? Yenilikçi bir işe kalkıştıysanız, hele alışılmışı değiştirmeye yeltendiyseniz, hem de başarılı iseniz, yerleşik düzen tarafından cezalandırılıyorsunuz. Bu doğanın kanunu. Her yaşayan organizmanın, yaratığın ve hatta insan toplumlarının bağışıklık sistemi sizinle mücadele ediyor. Kadın ya da erkek olmanızın bu noktada hiçbir önemi yok. Çünkü ilkleri, görülmedikleri yapıyorsunuz, olamaz sanılanların olabileceğini kanıtlıyorsunuz. İster istemez kurulu düzeni tehdit ediyorsunuz, mevut modelleri (ve oyunları) bozuyorsunuz. Birilerinin çıkarlarına ters düşüyor yaptıklarınız. Bu nedenle de size karşı çıkıyorlar. Karşınıza çıkartılan zorluklar belki hedefe gidiş yolunuzu değiştiriyor, belki yol uzuyor ama hedefin kendisi ve menzile varma iradesi değişmiyor. Yola devam etmenizi ve en sonunda başarmanızı sağlıyor. Artık açtığıbaşarırız. Yılmayan kişi (“yılmaz yolcu”) özelliğinin bilimnız yoldan diğerleri de yürüyebilir. Sizin hedefe varmanız sel, akademik ve toplumsal alanda önderliğin sırrı olduonları da gönüllendirir, onlar önde siz arkada yürüyebilirğunu düşünüyorum. Bilimsel öncülük yolu “uzun ve ince” siniz artık. ve pek çetin. Mesleğimizin amacı bilimin ve mühendisliBenimle çalışmaya başlayacak gençlere ve arkadaşlağin insanlığa sunduğu cankurtaran ve yaşam kalitesini arra ilk sorduğum şudur: “Zor bir işle uğraşacaksın (sağlık tıran yöntemleri ve ürünleri sağlık çözümlerine dönüştürsektöründe yenilikçi çözümlerin kabulü zorlu bir iş), akılmek, yani topluma fayda yaratmak, hatta ekonomiye delı ve stratejik olmak zorundasın. Bunu yaparken hiç teredğer kazandırmak. Tabi bu kişiliğin yanında aile ve çevre düt etmeden doğruları yapıp cezalandırılmaya hazır mıkoşullarının kişinin gelişimine uygun olması ve olanak tasın?” Evet diyenlerle birlikte yürümeye başlıyoruz. Kimisi nıması gerekiyor. Örneğin, içine doğduğunuz aile, yetişyolun ortasında zorlanıyor ve ne demek istediğimi anlıyor. tiğiniz çevre, arkadaşlarınız, evlendiğiniz kişi, yaşadığınız Ama böyle insanları desteklemeyi ve kent, hatta semt, öğrenim gördüğühedefe odaklı tutmayı başarırsanız, sizin nüz okullar, yolunuzun kesiştiği ve de başarılı olmanız kaçınılmaz! Uzun laBanu Onaral diyor ki: Ay- fın etkileşimde bulunduğunuz kişiler ve kısası, yeniliklerle uğraştığınız zaman özellikle öğrencileriniz kişisel gelişikadın ya da erkek olmanız pek fark etdınlanmayı başarabilmek minizde, elbette başarılarınızda bümiyor, doğa herkese aynı acımasızlıkta için olaylara uzak mesayük rol oynuyor. yanıt veriyor. Fakat ruhbirliği, akılbirliği, Bu şartlar varsa ve siz onlargüçbirliği ve elbirliğinin müthiş bir dayafeden bakmak şart! dan doğru şekilde beslenebilmişnıklılığı ve yenilmezliği var. Geç kalabiseniz başarılı olmak için temeliniz lirsiniz, yolda hasar da görebilirsiniz, nisağlanmış oluyor ama yetmiyor. hayet başarıyorsunuz. Siz başaramazsanız, sizinle birlikte Dava insanı iseniz, yaşamınızın anlamı onurlu ve yayürüyenler amaca ulaşır. rarlı bir iz bırakmak ise, içgüdünüz sizi yönlendiriyor. Kendimi daimi sorgulamışımdır: bir işe yaradı mı yapÜlkelerin zenginliği: Beyin tıklarım? Çabalarımdan bir yarar doğdu mu? Katkım kalıcı mı? İşte bu kişilik özelliği yaşamımı şekillendirdi. gücünden oluşan ortak aklımız

Bencilliğin cazibesi yok

Bir de belki şunu belirtmekte fayda var. Bireycilik, bencillik ve maddiyatın çekiciliğini kavrayamadım. Bir çok insanı cezbeden konular ilgimi çekmedi, öncelikli olmadı. Bugün başarılı bir bilim insanı olarak anılıyorsam bu özelliğimin de etkisi olduğunu düşünüyorum. Dünya ya da Türkiye çapında başarılı olarak anılan insanların özünde benzer yatkınlıklar görüyoruz. Türkan Saylan bu gerçeğin en ala bir örneği. Türkiye’de sağlık alanındaki özverili çalışmalarının sonucu olan başarıları ve kız çocuklarının öğrenime katılmasındaki gönülden öncülüğü ve eşsiz önderliği kendisi gibi sessiz ve sedasız dava insanlarının ilham kaynağı oldu. Bu paha bi-

Bilim insanı yetiştirmek ile ilişkili olarak özellikle kız çocuklarının STEM (Science, Technology, Engineering, Mathematics) eğitimi alması, bu dönemde sıklıkla vurgulanan bir konu. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Kanımca bir kavram kargaşası içindeyiz. Gerek gelişmiş, gerekse gelişmekte olan toplumlar endüstri çağından “Akıl Çağı”na geçtiğimizi idrak etmekte zorlanıyorlar. Bu geçiş, alışılmış modelleri sorgulamamıza ve kritik düşünmemize bağlı. Demek ki doğa bilimleri kadar insan-merkezli sosyal ve davranışsal bilimleri, tasarım ve sanatı (STEAM) öne çıkarmamızı gerektiriyor. Bu yeni çağın milli zenginliği yeraltı kaynakları değil,insan kaynakları. Her vatandaşın beyin gücününden oluşan ortak aklı. Kadın, erkek ayırt etmeden her çocuğun eğiti-


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.