Golge e Dergi,Ocak 2011- Sayi:40

Page 25

Öykü gibi iki oğlu olan Zafer, bir tarafta ciddi bir ilişki kurma cesaretinden yoksun ben. Üstelik ne onun gibi doğru dürüst bir eğitimim vardı, ne de işim. “Dalga mı geçiyorsun? Şu dünyada gıpta edecek başka bir insan bulamadın mı?” “Öyle deme, bende olmayan her şeye sahipsin.” “Kim? Ben mi?” “Her şeyden önce özgürsün, kimseye hesap vermiyorsun. Canın o an ne istiyorsa onu yapıyorsun. Üstelik benim gibi sabah gidip akşam geldiğin son derece sıradan bir işin de yok.” “İnanmayacaksın ama sıradan olmayanı da yok bende.” “Kendini küçümseme, kurtlar sofrasında bileğinin gücüyle kendine bir yer bulmuşsun. Çoğu insan senin yerinde olmak için neler feda etmez, bir bilsen…” “Yanılıyorsun dostum, tüm bu anlattıkların bir meziyet değil. Sadece buzdağının görünen tarafına bakıp yorum yapıyorsun, bir de görünmeyen yönüne baksan; bırak yerimde olmayı bana selam vermekten bile kaçınırdın.” “Palavra. Seni çok iyi tanıyorum, kolay kolay fikrimi değiştiremezsin. Üstelik daha kadın olayına hiç değinmedim.” “Kadın mı? İşte şimdi tam saçmaladın. Görüyorsun ciddi bir ilişkim bile yok.” “Her gece bir çiçek, hatta birkaç çiçek birden kokluyorsun, söylesene insan bu hayatı bırakıp da evlenir mi?” “Çok isterdim dostum, gerçekten çok isterdim; ama korkuyorum.” “Korkmak mı? Haydi canım sen de?” “Yarını olmayan bir adam nasıl gönlünü kaptırabilir? Şunu sakın unutma dostum; sıradan bir yaşamın değerini ancak benim gibi olanlar bilir.” “Yine de canının her istediğini yapıyorsun. Beni örnek alalım mesela, yirmi yıllık evliyim ve eşim haricinde daha bir kadınla bile ilişkim olmadı.” “Ne güzel işte.” “Senin bakış açından, ama ben hiç de öyle düşünmüyorum. Bu dünyanın nimetlerinden hiç yararlanmadan ölüp gideceğim. Söylesene dostum doğru olan bu mu?” Olaya hiçbir zaman Zafer’in gözüyle bakmadığım için kafam karışmıştı. Ne cevap vereceğimi bilemenin sıkıntısıyla aklıma ilk gelen soruyu hiç düşünmeden sordum. “Madem bu kadar isteklisin o zaman neden bugüne kadar hiç denemedin?” “Birincisi; içimden gelen bir sesin beni engellemesi. Ne zaman niyetlensem, “Otur oturduğun yerde Zafer. Eşine haksızlık ediyorsun,” diye bağırıyordu. İkincisi ve daha önemlisi, bu işin nasıl yapılacağını bilmemem.” “Saçmalama dostum, hem de bu devirde? Çok kolay, sen iste yeter ki.” “Bu hayatı hiç bilmiyorum ki. Ömrüm hep çalışmakla geçti. Hem niyetlensem bile kesinlikle yüzüme gözüme bulaştırırım.” “Ama istiyorsun.” Sorumu canlı bir ses tonuyla, “Evet,” diye cevapladığında benden yardım istediğini anlamamam için gerçek bir aptal olmam lazımdı. Yine de beklediği cevabı vereceğime dilimin döndüğünce yanlış düşündüğünü anlattım. İkna olmuyordu. Anlaşılan bunu sabit bir fikir haline getirmişti. Sonradan çok pişman olacağım kararımı da işte bunu anlayınca verdim; madem arkadaşım yardım istiyordu, edecektim. “Demek bir kaçamak yaparsan kendini iyi hissedeceksin, öyle mi?” “Hem evet, hem de hayır. Bir yanım bunu deli gibi istiyor, ama diğer bir yanımda korkuyor.”

25


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.