Golge e-Dergi Ekim 2012 Sayi 61

Page 32

Tarihte

Tarihte

Bu Ay

Bu Ay

Yapım 1934’de Nazi idaresi başa geldiğinde yasaklanmıştı. Bir katilin peşine takılan huzursuz bir halkı resmeden hikaye katilin hastalıklı yönünü toplumun hastalıklı yönüyle kıyaslar nitelikte anlatmış ve adeta şunu dile getirmişti. Evet, o bir canavar peki ya siz? Siz ondan daha mı iyisiniz? Hikayenin en can alıcı yanı ise tabi ki Lang’in devletin adalet sistemini simgeleyen ve koruyan polis ile devleti yaralayan ve adalet sistemini çökertmeye çalışan suçluları aynı kefeye koyması idi. Yapım “Kara Film (film-noir)” türünün en güzel örneklerinden biridir. Yönetmeni Hollywood’a tanıtan ve başrol oyuncusunu komedi filmlerindeki küçük rollerden bir yıldıza dönüştüren film kendinden sonra beyazperdeye yansıyan bir çok yapıma da ilham kaynağı olmuştur. Başrolünde Peter Lorre’un yer aldığı ve katilin ıslığıyla bir nevi damgalanan seyrin ıslığı başrol oyuncusu çalmayı bilmediği için yine yönetmenine yani Fritz Lang’a aittir. Sinemada “leitmotif”(Leitmotif; belirli bir fikir, düşünce ya da şahısla özdeşleştirilen müzik temasının film boyunca tekrarlanması) adı verilen tekniğinde ilk kez kullanıldığı yapım ıslık melodisini Edward Grieg’in Peer Gynt süitinden In the Hall of the Mountain King adlı bölümünden alır. Fritz Lang’in oyunculara kök söktüren efsanevi tutumu bu yapımda da değişmemiş Peter Lorre bu tutumdan fazlasıyla payını almıştır. Film her daim IMDB’nin en iti 250 film sıralamasında baş sıralarda yer alır. “Ama elimde değil! Engel olamıyorum. Ne biliyorsunuz? Hem kimsiniz siz? Suçlular! Bundan gurur mu duyuyorsunuz? Kasaları açabilmek, hırsızlık ve kağıt oyunlarında hile yapabilmekten? Tüm bunlar bence iyi bir işiniz olsa veya doğru bir şeyler yapabilseniz ya da tembel ukalalar olmasanız yapmayacağınız şeyler. Ya ben? Bu benim isteğim dışında. Bu lanet içime işlemiş. Ateş! O sesler ve işkence… O hep orada, beni sokağa çıkmaya zorluyor, sürekli beni takip ediyor. O benim, kendimi takip ediyorum. Sessizlikte bile onu duyuyorum. Evet, kendimi avlıyorum, kendimden kaçmaya çalışıyorum ama yapamıyorum, kendimden kaçamıyorum. Beni yönelttiği yola dönmek ve kaçmak zorundayım. Dipsiz sokaklar… Bitsin, bitsin istiyorum!” M, ıslık çalarak öldüren bir katilin peşine düşen koca bir şehri anlatırken bizi de o katilin ve onun nezdinde görünmeyen ama adım adım yaklaşan başka bir katilin peşine düşürüyor. Seyrederken dikkat edin o ıslık sizi de yakalamasın…

62

SUPER-MAN “Bakın! Gökyüzünde! O bir kuş, hayır o bir uçak, hayır, hayır, o Süper-Man!” İnsanoğlu her daim kendinin altından kalkamadığı durumlar için bir kurtarıcı bekledi. Efsanelere tutundu önce, sonra o efsaneleri yazanları okudu. Bu da yetmeyince kendi hayal gücü girdi devreye. Kendi kahramanlarını kendisi yarattı insanoğlu. Elleriyle yıktıklarını telafi edebilmek için… Süper-Man o karakterlerden biriydi. Çizgi roman dünyasının en popüler, en güçlü, en insancıl insan olmayan karakteri… Kripton gezegeninden bizi kurtarmaya gelmişti. Aslında ilk başta pek de böyle olmadı. Süper-Man ilk oluşturulduğunda yıl 1933’tü. O dünyayı istila etmeye gelen kel, insanüstü güçlere sahip kötü bir karakterdi. Fakat yaratıcıları Jerry Siegel ve Joe Shurter bu konsepti satamadılar. 1938’e kadar kahramanımızın kostümü ve kişiliği değiştirilip durur. Haziran 1938’de Süper-Man halkın karşısına ilk olarak “DC Comics 1” dergisinde çıkar. Üzerinde o zamanlar sirkte gösteri yapan güçlü adamların giydiği bir tayt vardır. Taytın üzerinde ise neyi saklamayı amaç edindiği belli olan bir don! Kostümün renkleri Amerikan bayrağının renklerini hatırlatması için mavi-kırmızıdır. Yıllar boyunca birçok kahramanın kostümü değişikliklere uğramasına rağmen Süper-Man 71 yıl boyunca o donu ve taytı giymeye devam eder. Lakin kıyafetten ziyade simgeledikleri önemlidir. 1938’de bir üçgen içinde adının baş harfini simgeleyen “S” harfi vardır. Bu Amerikan polisine yapılan bir saygı duruşudur. Yıllar içinde o üçgen dünyanın en çok bilinen değerli madeninin şekline elmas şekline dönüşecektir. Kahramanımızın güçleri ise gelişen teknolojiye uygun olarak yıllar içinde arttırılır. Başlangıçta sadece çok güçlüdür, hızlıdır fakat uçamaz. Çok yüksek mesafelere kadar zıplayabilir. Zaman bize bir metalin içinde uçma lüksünü verince süper kahramanımızda bundan geri kalmaz. İnsanüstü olmanın verdiği ayrıcalıkla uçmaya

63


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.