4 Mevsim Bahçeşehir Sayı 15

Page 78

POLİTİKA

Bu seçim, SADECE ‘seçim’ değil! 22 Haziran 2011 seçim sonuçları Erdoğan’ın başkanlık yolunu açmaya aday, ama istenilen sonuçları alamazlarsa MHP ve yine CHP iç sorunlarına dönecek

Bugün Türkiye tek ses. Cumhurbaşkanı, Meclis başkanı, Başbakan aynı partiden çıktı. Aynı partinin oluşturduğu hükümet, YÖK, ÖSYM, Merkez Bankası, Yargıtay, Danıştay gibi ülkenin neredeyse tüm kurumlarını yeniden şekillendirdi. Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AKP, 2002’den bu yana dört seçimden başarıyla çıktı. İki referandumdan “Evet” yanıtı aldı. Beşinci zaferini ise şimdiden ilan etti bile. Önemli olan kaç milletvekili çıkaracağı. 330 mu daha yukarısı mı? Hedef, tek başına anayasayı değiştirecek orana ulaşmak. Seçimlere bir aydan fazla var ve bugünlerde açıklanan anket sonuçlarına göre ulaşabilir de. Tayyip Erdoğan, 2002’den bu yana olduğu gibi, yine hedefi yüksek tuttu. Bu kez 2023’ü işaret etti. Yani diğer partilerin aksine, bir, iki dönem değil, “2023’e kadar ülke yönetimine talibim” diyor. Bu tarih ise Türkiye için büyük öneme sahip. Türkiye’nin 100’üncü yıldönümü ve toplum, böyle özel günleri her zaman heyecan ve coşkuyla karşılar. Yani Erdoğan hedefi 12’den vurmuş oldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, henüz AKP’yi kurmadan önce ‘dönüşüm’den, ‘yenilik’ten söz etti. Ama dikkat edilirse, özellikle siyasi yasağı kalktıktan sonra, ‘otorite’ diye görülen kesimlerle çatıştı. Bu, kimi zaman asker oldu, kimi zaman yargı. Gün geldi İsrail de payını aldı, AB de. Aslında bu bilinçli bir politika. Çünkü Türkiye halkı, ‘dik’ duranı, ‘kafa’ tutanı her zaman sevmiştir, tabii

76

MAYIS 2011

haklıysa ve mazlum durumdaysa. Ama Erdoğan, bir çıkış yapmadan önce zaten kamuoyu araştırmaları yaptırıyor ve halktan nasıl bir tepki alacağını bilerek, söyleyeceğini söylüyor. Bu da Türk siyasetindeki ana akımdan güç almasına neden oluyor. Bugüne kadar AKP hükümetinin en büyük kozu, ekonomi oldu. Bu konuda bilinçli hareket ettiği gibi şanslıydı da. Bilinçliydi, çünkü Kemal Derviş’in bıraktığı ekonomi politikasına sıkı sıkı sarıldı. Bu sayede ‘kriz teğet geçti’. Şanslıydı, çünkü özellikle 11 Eylül saldırılarından sonra dünya sermayesindeki hareketlilik Türkiye’ye aktı. Çünkü Türkiye 2001 krizinden yeni çıkmıştı ve ayakları yere daha sağlam basıyordu. Bu sayede ülkenin ihtiyacı olan paradan çok daha fazlası, Türkiye’de dolaşıma girdi. Hala da devam ediyor. AKP koalisyon partisi mi? AKP, her ne kadar “Biz o gömleği çıkardık” dese de İslam tandanslı bir

kökene sahipti ve doğal olarak sert muhalifinin birinci Aleviler, ikinci Kürtler olması gerekirdi. Ama olmadı. Özellikle 2001 krizinin yarattığı endişe, her iki kesimin bir kısmının 2002 seçimlerinde AKP’ye yönelmesine neden oldu. Buna Türk milliyetçilerini de eklemek gerekiyor. Her ne kadar 2007 seçimlerinde kısmi bir ayrışma yaşandıysa da, 2009 referandumunda üçünden de oy almayı başardı. AKP’nin koalisyon partisi olup olmadığını en iyi şimdi, yani 22 Haziran 2011 seçimlerinde göreceğiz. Çünkü BDP, 2002 ve 2007’den farklı olarak, Kürt oylarını yönlendiriyor gibi görünüyor. MHP ise oylarına sıkı sıkıya sarılmaya başladı. Anayasa referandumunda da AKP’ye kaptırdığı kimi milliyetçi oyları yeniden kendine çekmeye çalışıyor. Bakalım başarabilecek mi? Ama sert üslup hem AKP’ye hem MHP’ye ne kadar yarayacak, bunu şimdiden kestirmek zor. Sonuç itibariyle,


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.