Editie 239 240

Page 1

Sevgiye, Özgürlüğe, Adalete; Barışa...

Haziran-Temmuz/ 2018 yıl/jaar 19 sayı/editie 239-240

e-mail: dogus@dogus.nl www.dogus.nl

ınızı m a r “Bay ediyor, ik tebr lığın n insa luşuna u kur t olma” le ve s i i l i yo r u m d sını S 06

>> S 06

BUZLARI ERİTEN BULUŞMA

>>

TOPLUMSAL BARIŞIN TESISI IÇIN HERKESIN TERCIHI SANDIĞA YANSISIN

KARDESLIK KAZANSIN! 0

ÜLKE VE İNSANIMIZIN HUZURU, REFAHI ADINA OY’UMUZU KULLANALIM!

Foto: Doğuş Arşivi

Türkçe ve Hollandaca aylık enformasyon gazetesi / Maandelijks informatieblad in het Turks en Nederlands

>> S 02-07-31

>> Hollanda-Türkiye Hukuk Enstitüsü kuruldu... >> Memorial Hastaneleri, Avrupalı Türklerle buluştu... >> YTB, yurt dışındaki Türklerin seçime katılımı için atağa geçti... >> HOTİAD, Hollanda’daki başarılı Türkleri gün yüzüne çıkartıyor...

e Tatil nlara ve Çı k a c ü l e re Sürü ılar! Uya r 05 >> S "

z i ra n a H 24 leri m Seçi r ? N e l e ü r ü yo r nd Düşü 07 >> S

çimi e e S “Bu miz ’ v e ‘Ülk deşlik ’ ‘Kar nsın!” Kaza >> S

31

Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, manasına uygun olarak değerlendirilmesini ve bütün insanlığın kurtuluşuna vesile olmasını diliyoruz...

KURBAN KESİM SIRASI İÇİN ŞİMDİDEN BİZİ ARAYINIZ! Islamitische Slachterij New Atlas B.V. Badhuisstraat 7, 6827 AD Arnhem Tel: 026-3700034 - Web: www.newatlasbv.nl TÜRK ÜNİVERSİTELERİ TANITIM FUARI GERÇEKLEŞTİRİLDİ

S 04

NETUBA, TÜRK İŞ DÜNYASINA YÖNELİK PROGRAM DÜZENLEDİ

S 11

“EGEMENLER ÇOCUKLARIMIZI BİZDEN KOPARIYORLAR”

S 12

“ÇOCUKLARINIZI İKİ DİLLİ YETİŞTİRİN!”

“DİNÎ DONANIMLI HAFIZLAR YETİŞTİRMEK İSTİYORUZ”

S 28

S 35


02 yayın odası

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

redactie

Adnan Şahin

Yalnız Kalabalıklar... Değerli okurlarımız yeniden birlikteyiz, hepinizin Ramazan Bayramını kutlayarak başlamak istiyorum. Bayramınız mübarek olsun. Rabbimin selamı, selameti, ikramı ve bereketi hepinizin ve hepimizin üzerine olsun. Bu yıl ben kendi adıma dolu dolu bir ramazan idrak ettim, Rabbime sonsuz şükürler olsun. Ramazanda kilo vermek çok zor olmasına rağmen ilk kez 5-6 kilo kadar hafifledim. Umarım sizler de Allah’ın rızasına uygun, eşinizle dostunuzla güzel bir ramazan geçirmişsinizdir. Ramazanda bildiğiniz gibi televizyonlara özel sahur ve iftar programları düzenleyerek ayın daha iyi değerlendirilmesi konusunda ellerinden geleni yapmaktalar. Bilhassa devlet televizyonumuz TRT çok seçkin konuklarla insanlarımızın gönüllerine dokumaya çalışmaktalar. Bekir Develi’nin yaptığı iftar programında bir konuk günümüz meseleleri üzerinde konuşuyordu ve şu iki cümlesi ilginçti: “Teknolojinin yığınla yalnız kalabalıklar oluşturduğunu” söylüyordu. Bir de “akıllı telefonların kişilere, çok uzakları yaklaştırdığını ancak buna mukabil çok yakınlarını da uzaklaştırdığını” söylüyordu. Devam ediyor ve “aynı çatı altında yabacı gibi yaşayan ailelerin sayılarının arttığını” söylüyordu. Doğrusu çok çarpıcı tespitlerdi bunlar. Bilmem katılır mısınız? Şimdi durup düşünmeye ve “birkaç sene sonra durumumuz ne olacak acaba?” diye sormaya başladım. Allah sonumuzu hayırlı eylesin diye dua edelim hep birlikte. Ümitsizlik Müslümana yakışmaz. Değerli okurlarımız, gazetemiz elinize ulaştığı günlerde 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimi için oy kullanma vakti çok yaklaşmış olacak. Bu seçimin en

adnan@dogus.nl

Editör’den “öz cümleyle” memleketimiz için hayırlı olmasını dileyelim. Maalesef sosyal medyada olur olmaz şeyler paylaşılmaya devam ediliyor. Her iki cepheden de sert açıklamalar yapılıyor. Ortam gerildikçe geriliyor. Bizler Avrupa’da yaşayan insanlar olarak normal bir demokratik ülkede seçimlerin nasıl yapıldığını yıllardır görüp durmaktayız. Şehirlerin muhtelif yerlerine kurulan tahta panolar üzerinde tüm partilerin afiş ve sloganları dışında; seçimlerle alakalı aklınızda kalan başka bir şey var mıdır? Siz, bizdeki gibi burada sokakları afiş flama ve bayraklarla süslenen (ve büyük bir çevre kirliliği yaşayan) şehirleri dolaşıp miting yapan parti liderlerini hiç gördünüz mü? Buradaki seçim günlerinde televizyonlarda (daha çok reyting almak düşüncesiyle) her akşam parti liderlerinin birbirleriyle yarışan ağır suçlamalar ve hakaretler içeren sözlerinin seyircilere allanıp pullanıp sunulduğu programa ya da haberlere şahit oldunuz mu? “İyi de arkadaşım, bizim ülkemiz farklı. Biz âdeta bir ölüm kalım mücadelesi vermekteyiz. Dış güçler vesaire bir yığın etkenler var” dediğinizi duyar gibiyim. Elbette bu doğrudur. 15 Temmuz gibi bir garabet yaşadık. Bunu kimse görmezden gelemez. Ülkemiz korkunç bir felaketin eşiğinden döndü. Allah korusun Türkiye bir “Mısır” olmaktan kıl payı kurtuldu. Bunlar inkâr edilemez gerçekler elbette. Ülkemizi o hâle getirmek isteyenlerle tabi ki, mücadele edelim. Ancak birbirilerimizin yüzlerine bakamayacağımız kadar ağır hakaretler içeren yazı ve söylemlerden şiddetle kaçınalım. Şuan ülkemiz birbirine karşı iki blok hâline gelmiş durumda. Hepimiz, aynı kimliğe sahip vatandaşlar olarak birbirimizin mevcudiyetini kabul edip saygı duymak zorundayız. Ülkemizin daha iyi yerlere gelmesi için hep birlikte mücadele etmek zorundayız. Fikrî bazda, kalemle veyahut kelamla saygı sınırlarını

ihlal etmeden kıyasıya(!) mücadele edebilmeliyiz. Ama lütfen itidali elden bırakmayalım. Umarız bu seçim ülkemizin ekonomik bağımsızlığa ulaşması, eğitimde en iyi en güzeli yakalaması, kendi savunma sistemini kurarak düşmana korku, dosta güven veren bir ülke olma yönünde atılmış kocaman bir adım olur… Değerli okuyucularımız, bu sayımızla biz de sezon finali yapıyoruz. İki ay görüşemeyeceğiz. Bu zaman zarfında sıla-i rahim için yollara düşenlere hayırlı yolculuklar ve memlekette yakınları ile gönüllerince günler geçirerek hasret gidermelerini dilerken, burada kalanlara da güzellikler diliyoruz...

Recep Soysal’ın objektifinden...

Simitçi Dünyası ve Humanitas, yaşlıları onurlandırdı

Simitçi Dünyası, Humanitas Vakfı ile birlikte, yoksulluk sınırının altında, yalnız olarak yaşayan yaşlıları bir kahvaltı programıyla bir araya getirdi. İşletme sahibi Muhammed Koç, bu insanların izolasyonlarından kurtulmalarını, restoran ziyaretinin keyfini çıkarmalarını sağlamak için bu tür etkinlikleri düzenleyeceklerini ve kapılarının her zaman bu amaçla herkese açık olduğunu ifade etti.

Ülkemiz korkunç bir felaketin eşiğinden döndü. Allah korusun Türkiye bir “Mısır” olmaktan kıl payı kurtuldu. Bunlar inkâr edilemez gerçekler elbette. Ülkemizi o hâle getirmek isteyenlerle tabi ki, mücadele edelim. Ancak birbirimizin yüzüne bakamayacağımız ağır hakaretler içeren yazı ve söylemlerden lütfen kaçınalım

19 Mayıs, Hengelo’da coşkuyla kutlandı

Deventer Başkonsolusu Tuna Yücel Modrak, 19 Mayıs 2018 tarihinde Hengelo Türk Toplumu Çalışma Grubu tarafından Hengelo Barbaros Türk Futbol Kulübü tesislerinde düzenlenen 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Spor ve Gençlik Bayramı etkinliklerine katılarak, vatandaşlarla bir araya geldi. Çoşkulu ve sıcak bir ortamda ağırlanan Başkonsolos, gördüğü manzaradan hayli etkilendi.

Gazetemizle birlikte her yıl olduğu gibi bu yılda araba ile yola çıkacak olan kardeşlerimize yol haritası veriyoruz. Yani yola çıkarken yanınıza mutlaka bir Doğuş gazetesi alın ve uzaklardaki dostlarınıza Hollanda’daki hayattan bilgiler vermeniz konusunda çok işinize yarayacaktır. Ve tabi ki, yazarlarımızın çok değerli yazılarından istifade etmenizi temenni ediyoruz… Yeniden görüşünceye dek hep sağlık mutluluk ve güzellik üzere olun…

Sakarya BV, resepsiyonla kendini tanıttı

Resepsiyonda, kurumları ile alakalı bilgi veren şirketin kurucusu Havaşan Karakaş, Sakarya Thuiszorg, Sakarya Social Consult, Sakarya Event ve Sakarya Cosmetica birimleirni “Sakarya BV. çatısı altında topladıklarını belirtti ve amaçlarının, hizmeti vatandaşın ağağına götürmek olduğunu ifade etti.

Ramazan Bayramınınızı tebrik ediyor, esenlikler ve hayırlı yolculuklar diliyoruz...

Yenilikçi ve başarı odaklı hizmetler sunma anlayışıyla hareket eden Av. Dilek Sarıkaş ve Av. Ali Agayev, “Sarikas & Agayev Avukatlık Bürosu” birçok hukukî konularda avukatlık ve danışmanlık hizmet vermektedir. Hukuksal sorunlarınız için bizimle irtibata geçebilirsiniz!

Faaliyet alanlarımız: Oturum Davaları Mesuliyet İş Hukuku Sözleşme Hukuku Sosyal Güvenlik Hukuku Yabancılar Hukuku Kira Hukuku Vize Hukuku Aile ve Boşanma Hukuku


hukuk 03 juridisch

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

Şerife Süzen Akdemir:

“IND evliliğin veya ilişkinin bittiğinden haberdar olursa, bir karar hazırlayıp oturum iznini geriye dönük olarak sonlandırabilir.”

Çocuk üzerinden oturum hakkı (Chavez Kararı)

G

eçen yazımızda Avrupa Birliği’nin vermiş olduğu oturumla ilgili önemli bir kararı sizinle paylaşmıştım. Bunun üzerine geçtiğimiz günlerde bir çok soru geldi vatandaşlarımızdan. Bu kararın vatandaşlarımız tarafından hatta hukukçular tarafında bile çok fazla bilinmediğini tespit ettim. Sizden gelen sorularla bu karara biraz daha açıklık getirelim. 1. Bundan iki sene önce aile birleşimi sayesinde Hollanda’ya geldim. Geçen sene mayıs ayında bir çocuğumuz dünyaya geldi ve hemen akabinde eşim boşanma davası açtı. Şu anki oturum kartım 2021 senesine kadar geçerli. Çocuk üzerinden oturum başvurusu yapmama gerek var mı? Öncelikle şunu belirtmek isterim ki evliliğin bitmesi demek hatta tarafların farklı adreslerde kalması bile, aile birleşimi üzerinden alınan oturum izninin sona ermesi demektir. Oturum kartının arkasında 2012 tarihine kadar geçerlidir diye yazabilir ama bu bir şey ifade etmez. IND evliliğin veya ilişkinin bittiğinden haberdar olursa, bir karar hazırlayıp oturum iznini geriye dönük olarak sonlandırabilir. Bu durumda en kısa zamanda yeni bir oturum başvurusu yapılmalıdır. Bir yaşında çocuğunuz olduğu için, Chavez kararından faydalanıp bu oturum başvurusunu başarıyla yapabileceğiniz kanaatindeyim. Yalnız bu başvuruyu yapmadan önce çocuğunuzla görüştüğünüzü belgelemenizi tavsiye ederim. Boşanma davasında zaten buda

gündeme gelecektir ve taraflar bir ebeveyn planı hazırlayacaktır. Mahkeme kararını veya ebeveyn planını başvuruyla beraber IND ye vermenizi tavsiye ediyorum. Son olarak şunu da belirtirim ki, çocuğun Hollanda vatandaşı olma şartı vardır. Bu soruyu cevaplarken bundan yola çıktım. 2. Ben 2015 senesinden itibaren Hollanda’da ikamet ediyorum, oturum iznim yok. Geçen sene bir çocuğum oldu. Eşimle resmi evlilik yapmadık. Bir anne olarak Chavez kararından dolayı oturum izni alabilir miyim? Chavez kararından faydalanabilmek için resmi bir evlilik şartı yoktur. Yalnız çocuğunuz Hollanda vatandaşı olması gerekiyor. Eşiniz eğer Hollanda vatandaşı ise, çocuğunuz da Hollanda vatandaşı olabilir. 3. Eşimle resmi evlilik yapmadık ama iki çocuğumuz var. İlişkimiz sona erdi ve ben çocukların biyolojik babalarıyım. Belediyede baba olarak geçmiyorum. Çocuklar üzerinden oturum hakkim var mı?

Bu durumda Beyefendi çocukların biyolojik babası ama resmiyette baba olarak kayıtlı değil. Oturum başvurusu yapmadan önce, çocukların babası olduğunuzu ispat etmeniz gerekiyor. Bunun içinde eğer annenin rızası varsa belediyeye gidip çocukları tanıyabilir (erkennen). Eğer annenin rızası yoksa mahkeme ye başvuru yapıp babalık davası açabilir. Bu işlemler tamamlandıktan sonrada Chavez üzerinden başvuru yapılabilir. 4. Şu an Türkiye’de yaşıyorum. Eşim Hollanda’da iki yaşındaki çocuğumla yaşıyor. Türkiye’den Chavez kararına dayalı oturum başvurusu yapabilir miyim? Bu başvuru maalesef sadece Hollanda’dan yapılabilir ve bunu yapabilmeniz için sizin de Hollanda’da ikamet etmeniz gerekiyor. 5. Bundan 5 sene önce eşimden ayrıldım. İki çocuğumuz var. Eşim çocuklarımı bana göstermiyor. Ben burada şu an turist olarak kalıyorum. Çocuklarım üzerinden başvuru yapsam oturum kartı alabilir miyim?

Daha önceki yazımda da belirttiğim gibi çocuğunuzla aile bağının olması önemli bir şarttır. Zira Chavez kararı, bir çocuğun annesinden veya babasından ayrı kalmasının gelişmesini kötü yönde etkilediğini düşünülerek, verilen bir karardır. Bu durumda eğer 5 senedir çocuklarla görüşülmüyorsa zaten çocuklarla babanın arasında bir bağın olmadığını öne sürerek IND başvuruyu reddedilebilir. Bu başvuru yapılmadan önce çocuklarla olan bağın oluşmasıdır. Eğer bunu ispatlayabilirse başvurunun kabul olma ihtimali olabilir. 6. Bir kaç ay önce Hollanda’ya eşim ve çocuğumun yanına geldim. Eşim daha önce oturum başvurusunda bulundu ama geliri yeterli olmadığı için red geldi. Kendisi ek iş bulamıyor istenilen gelir şartına uymak için. Ne tavsiye edersiniz? Anladığım kadarıyla aile birleşimi için yapılan başvuru red edilmiş. Chavez üzerinden yapılan başvuruda gelir şartı yoktur. Eşinizin geliri yeterli olmasa da oturum izni alabilirsiniz. Yalnız bu başvurunun diğer başvurularla karıştırılmaması gerekiyor. Bu başvuruyu IND den bizzat kendiniz yapmanız gerekir. IND ye Randevu talebinde bulunduğunuz zaman Chavez kararından başvuru yapmak istediğinizi belirtmeniz yeterli olacaktır. Bu başvuru hakkında daha fazla bilgi almak için bizimle irtibata geçebilirsiniz. Şeirfe Süzen - Akdemir www.erasmusak.nl

«

Kısa haberler...

Emekli olurken para kaptırmayın Avrupa’da yaşayan vatandaşlar Türklerin başına şimdi de “Türkiye’den emekli olun” diyen simsarlar musallat oldu. Çeşitli televizyon reklam ve ilanlarla vatandaşların parasına göz diken simsarların vatandaşlardan 1000 ile 3000 Avro arasında para talep ettikleri öğrenildi. Avrupa’da kaldıkları süreleri geriye dönük olarak borçlanmak kaydı ile SGK’dan emekli olma hakkına sahip olan vatandaşlar hiç bir ücret ödemeden Avrupa’da bağlı bulundukları Başkonsoloslukların Çalışma Ataşeliklerinden yaptırabiliyorlar. Bu yüzden Avrupalı Türkleri sık sık uyaran yetkililer, hiç bir aracı kurumla çalışmadıklarını belirtiyorlar. Aracı kurum olduğunu söyleyen şahıslara itibar edilmemesi ve hiç bir ücret ödenmemesi konusuna da dikkat çeken yetkililer, bazı sözde aracı şahısların işlemleri hızlandırdığını, geriye dönük ödemeler için banka kredisi alacakları gibi aslı olmayan söylemlerle vatandaşların aklını çeldiklerini, bunlara itibar edilmemesinin belirttiler. Boşanma çilesine son! Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının boşanmaları yıllardır kanayan bir yara hâline gelmişti. Yurt dışımda yaşayan Türklerin yetkililerden istekleri başında gelen, yaşadıkları ülkelerin mahkeme kararlarının Türkiye’de de tekrar mahkemeye gitmeden tanınması sorunu nihayet sona eriyor. Yurt dışında boşanan eşler birlikte başvurmaları hâlinde, Türkiye’de de boşanmış sayılacak. Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı ve Yurt Dışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı harekete geçerek 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda yapılacak düzenleme ile yurt dışında boşanan Türk vatandaşlarına ilişkin boşanma kararları, eşlerin birlikte veya vekilleri aracılığıyla müracaat etmeleri halinde Türkiye tarafından da doğrudan tanınacak. Yurt dışında boşananların konsolosluklara birlikte başvurmaları halinde nüfus kütüğüne tescil yapılarak, bu kararlar Türkiye’de de geçerli sayılacak.

HUKUKSAL KONULARDA HER ZAMAN YANINIZDAYIZ! Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, esenlikler ve hayırlı yolculuklar diliyoruz...

Çalışma alanlarımız: Yabancılar Hukuku (Oturum, Vize sorunları) İş Hukuku (İşten çıkarılma, iş sözleşmeleri vs.) Aile Hukuku (Boşanma, nafaka, mal rejimi vs.) Kira Hukuku (Kira sözleşmeleri vs.) İcra Hukuku (Alacak-verecek, tahsil davaları) Sosyal Güvenlik Hukuku (işsizlik - hastalık ödemeleri vs.) Schiekade 560, 3032 AZ Rotterdam Tel: 010-4655115 Fax: 010-4657753 E-mail info@erasmusak.nl www.erasmusak.nl

mr. Ş. Süzen-Akdemir mr. M. Gümüş


maandblad/aylık gazete doğuş nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

04 haber nieuws

Mihenk

ortaummet_45@hotmail.com

İbrahim Turgut

Adil Olmak... “Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” (Nahl Suresi:90 ) Her zaman ”adil” davranmaktan söz ederiz, ancak adil davranmayı unuturuz. Bir türlü hayata geçiremediğimiz “adalet” kavramını, arzu ettiğimiz her an, kullanmaktan çekinmeyiz. Adalet, eşit davranmak demektir. Adalet, olaylar karşısında, gerek münferit ve gerek toplum ve devlet hayatında kendinden ödün verilmeyecek kadar önemli, toplumsal hayatın sigortası demektir... İşte orta yol budur... Adaletten vazgeçildiği zaman, yapılacak hizmetlerin bereketi ve insafı kalmayacaktır. Sistem bozulacak ve sadece kendi “egolarımızı” tatmine yönelik günü kurtarma peşinde hayatımızı idama etmeye çalışacak, kendilerinden sorumlu olduğumuz insanların hakkını istismar etmiş olacağız. Nisa suresi: 58’de: “Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” buyurmaktadır. Bu ilahî fermanı unutan etkin ve yetkin kişiler, Allah katındaki sorumluluklarını bir kenara bırakırlarsa, kendi davalarına ihanet etmiş olurlar. Zira onlara bu görevi tevdi edenler, onların “adil” davranacaklarına inanarak bu yetkiyi onlara vermişlerdir. Peygamberimiz (s.a) buyuruyor! Abdullah b. Amr b. Âs’tan nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Yönettikleri insanlara, ailelerine ve sorumlu oldukları kişilere karşı adaletli davrananlar, Allah katında, Rahmân’ın yanında nurdan minberler üzerinde ağırlanacaklar.” (Nesâî, Âdâbü’l-kudât) Dünyada “Adil” davrananlar, ahiret hayatında mükafatlarını böyle alacaklardır. Hadiste yöneticilere vurgu yapılmış olması, ayrıca mevzunun önemini nazara vermesi, bir sistemi idare edenlerin sorumluluk düzeyinin büyük olduğunu göstermektedir. Onların, yanlış yapma lüksü yoktur. “Ben unuttum, ben yanıldım, bir daha yapmam” deme hakkı yoktur. “Adalet” sadece devlet yönetimiyle ilgili bir kavram olarak alınmama-

Selman Arslanbaş:

“Biz insan kaynağı yetiştiriyoruz.”

lıdır. Bir Cemiyetin veya Teşkilatın idarecileri de, aynı sorumluluğu taşıdıklarını unutmamak gerekir. Yaptıkları her iyi veya kötü icraat, kendilerini o makama çıkaranlara yansıyacaktır. Evet... Adaleti yerine getirme, başta devlet Ricali (Adamları) ve aşağıya indikçe kişiler, Kurumlar, Sivil Toplum Kuruluşları vs. bütün bir toplumu, temsil yetkisine sahip her oluş sahipleri mesuliyetlerinin gereğini yerine getirme bilinciyle hareket etmek mecburiyeti vardır. Örnek verecek olursak, devleti bir aygıta benzetebiliriz. Onu idare edenler, bütün sorumluluğu yüklenirler. Hukukun gereği ne ise adaletle yerine getirmeyi, siyasi, Ekonomi ve haksızlıklarla mücadeleyi etkin bir şekilde yerine getirmekle mükelleftir. Devlet yönetimiyle ilgili Hadisi Şerif-in dikkat çektiği hakikat, bu günün insanlarının en çok muhtaç oldukları ve aradıkları “adaletle idare”ye nasıl parmak bastığını ve müminleri nasıl uyardığını görelim: Ebû HUreyre’den nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Devlet otoritesi en büyük hamidir. Haksızlıklarla onun vasıtasıyla (yani hukuk yoluyla) mücadele edilir ve onun vasıtasıyla (tehlikelerden) korunulur. Şayet bu otoriteyi kullanan(lar), Allah’tan sakınmayı emreder ve adaletle hükmeder(ler)se bu yaptıklarından sevap kazanır(lar). Bunun aksine davranır(lar)sa (vebalini) çeker(ler).” (Müslim, İmâre, 43) Toplumun refahı, idarecilerin doğru uygulamalarıyla orantılıdır. Tarih sayfaları, bütün bu gerçeklerle doludur. Onlar, keyfi değil, sorumluluklarını idareye yansıtırlarsa , “adalet” kendiliğinde tecelli edecektir. Biz İslam ümmeti olarak her daim Hulefa-i Raşidini kendimize model alır ve Hz. Ömer’in (r.a) uygulamalarını misal vererek, muhataplarımıza “adaleti” hatırlatırız. Bunu yaparken kendimizi unutursak, söylediklerimiz havada kalır, inandırıcı olmaktan öte, “kendi koltuğumuzu güvene alıyoruz” yanılgısına düşeriz ki, buna halk dilinde “günü kurtarma” denilir ki, hem kendimize ve hem de toplumun beklentilerine gölge düşürmüş oluruz! Ümmete ve insanlığa hizmeti esas alan ve kendilerinden ziyade toplumu düşünenler, hem Allah katında ve hem insanlar indinde şerefli mevkilerinin adamları olarak anılacaklardır!..

“Toplumun refahı, idarecilerin doğru uygulamalarıyla orantılıdır. Onlar, keyfi değil, sorumluluklarını idareye yansıtırlarsa , ‘adalet’ tecelli edecektir.”

Trucas Fuarında İAÜ Hollanda’yı ‘Aydın’lattı Rotterdam’da11. Türk Üniversiteleri Tanıtım Fuarı Türkiye’de yüksek eğitim yapmak isteyen gençlerin yoğun ilgisi ile gerçekleşti.

T

ürkiye’deki Üniversitelere uluslararası danışmanlık ve başvuru hizmeti sağlayan Trucas tarafından organize edilen fuarda, Türkiye’deki 22 değişik üniversite temsilcisi, üniversiteleri hakkında bilgilendirdi. Trucas Müdürü Serdar Yurtalan, fuarın amacı ile ilgili olarak basın mensuplarına yaptığı açıklamada Türkiye’de okumak isteyen öğrencilere Türk üniversitelerinin temsilcileri aracılığı ile bilgi verildiğini söyledi. Avrupa’da 5,5 yıldır, Hollanda’da da 1,5 yıldır düzenli olarak (her altı ayda bir) Türk üniversitelerini tanıttıklarını belirten Yurtalan, “Hollanda’da eğitim fırsatından yararlanamayan öğrencinin, Türkiye’de eğitim fırsatından yararlanma hakkı var. Türkiye’de alınan diploma Hollanda’da ve Hollanda’da alınan diploma da Türkiye’de tanınıyor.” dedi. İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) ilgi odağı oldu Daha önce İstanbul Aydın Üniversitesi’nde görevli şimdi ise Kıbrıs İlim Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı olan Selman Arslanbaş, T.C. Lahey Basın Müşaviri ve Eğitim Müşavir vekili Emrullah Akgündüz ile birlikte değişik basın yayın organları temsilcisi 15 basın mensubuna brifing verdi. Hollanda’da görev yapan Anadolu Ajansı temsilcisi

başta olmak üzere değişik Televizyon kanlarının temsilcilerinin de hazır bulunduğu brifing bir buçuk saat sürdü. Arslanbaş görsel grafikler ve sinevizyon eşliğinde yaptığı mukayeseli sunumda gelişmiş ülkeler yılda 30-35 milyar dolar yabancı öğrencilerden gelir elde ederken Türkiye’nin pastadan henüz bir milyar dolarlık bir pay aldığını belirtti. Son beş yılda Türkiye’ye artan bir ilgi olduğunu ifade eden Arslanbaş, Türkiye’de yüksek eğitim gören yabacı öğrenci sayısının 106 bin civarında olup, bunların da yüzde 85’inin devlet üniversitelerinde olduğunu söyledi. İAÜ Vakıf Üniversiteleri arasında açık ara önde Vakıf Üniversitelerini tercih eden yabancı öğrencilerin 4 bin 500’ünün İstanbul Aydın Üniversitesi’ni tercih ettiklerine vurgu yapan Selman Arslanbaş, diğer vakıf üniversitelerine göre açık ara önde olan İAÜ’nin toplam öğrenci sayısının da 46 bin civarında olduğu bilgisini verdi. Arslanbaş, Avrupa ülkelerinden Türkiye’ye eğitim için giden öğrenci sayısının 2011’de 700 civarında iken bu sene bu sayının, 5 binin üzerine çıktığını fakat yeterli olmadığını, bu yüzden bu tür fuarlara katılarak üniversiteleri hakkında bilgi verdiklerini söyledi. Bundan sonra görevine İAÜ’nin kardeş üniversitesi Kıbrıs İlim Üniversitesi Mütevelli Heyeti

Başkanı olarak devam edeceğini söyleyen Selman Arslanbaş, bir amaçlarının da Avrupa’da yaşayan Türk kökenli öğrencilere eğitim, burs, mastır, vb. gibi farklı alanlarda geniş yelpazede fırsat sunduklarını dile getirdi. “İlk mezunların sevincini yaşıyoruz” Daha önce İstanbul Aydın Üniversitesine 100’e yakın öğrenci götürdüklerine dikkati çeken Arslanbaş, “Bugün bu öğrencilerin başarılarını ve mezuniyetlerini görüyoruz. Dönüp burada hem ülkemiz hem vatandaşı oldukları ülke için çalışacaklar. Biz insan kaynağı yetiştiriyoruz.” diye konuştu. “Devlet masrafları karşılıyor” Hollanda devletinin Türkiye’de öğrenim gören öğrencilerin masraflarını karşıladığının özellikle bilinmesini isteyen Arslanbaş, ayrıca Türkiye’de kredi ve burs imkânı sağladığını belirterek; “Hollanda’da üniversite sayısı az ve iyi bölüme yerleşen öğrenci sayısında da ciddi eleme oluyor. Türk vatandaşlarının iyi bölümlere yerleşebilmeleri olasılığı çok düşük. Biz bu çocukları Türkiye ve Kıbrıs’a götürerek Avrupa standartlarında eğitim aldırıyoruz ve Avrupa Birliğince tanınmış diploma veriyoruz.” dedi. Haber: BaskaHaber.eu

«

Türk kökenli kadın politikacı Belediye Başkan yardımcısı oldu Gelderland bölgesinin en önemli turizim merkezi olan Heerde şehrine Yasemin Cegerek Belediye Başkan Yardımcısı olarak atandı. Cegerek, 2002 yılından bu yana aktif siyasetin her alanında görev aldı. Siyasete Enschede şehrinde belediye meclis üyesi olarak başlayıp, iki dönem Gelderland eyalet meclis üyeliği ve bir dönemde Millet Vekilliği yaptı. Cegerek partisinin teklifi uzerine tekrar siyaseyet arenasına yönetici olarak geri döndü. Eyalet meclis üyeliği yaptığı dönemde ekonomi, ulaştırma ve çevre bilinci konusunda önemli çalışmalara imza atan Cegerek, bu çalışmalarına parlementoda da

devam etti. Çevre, Devlet giderleri ve geri dönüşüm ekonomisi konusunda Milletvekilliği süresince Hollanda parlamentosunun Avrupa raportörü görevini de üstlendi. Raportör olarak uluslararası farklı konferansların haricinde Paris ve Marakeş Iklim Zirvesi’ne de katıldı. İşçi partisinin sandelye kaybına rağmen farklı şehirlerden belediye başkan yardımcılığı teklifi aldı. Heerde belediyesinin yaptığı teklifi kabul ederek Belediye başkan yardımcı oldu.


haklarımız 05 onze rechten

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

Kaza Avukatı

info@onuremre.nl

Recep Soysal’ın objektifinden...

Onur Emre

Tatilci ve Sürücülere Uyarılar: Sigortalarınızı kontrol ediniz!.. ‘Kaza Geliyorum Demez!’ Son zamanlarda Kaza Avukatı (ELFI ve Randstad Letselschade & Advies ortak kurumları) adına Kaza Avukatı mr. Onur ile yapılan söyleşi ve sigorta uzmanlarından alınan bilgileri siz tatilci ve sürücü okurlarımızla paylaşmak istiyoruz. Her riskinizi sigorta ettirmek, yani ‘Kaza Geliyorum Demez’ düşüncesiyle hareket etmek gerekir. Sizlere, sigorta hizmeti aldığınız kuruluştan mevcut sigortanızı kontrol ettirip, eksiklerinizi tamamlamanızı ve sigorta poliçelerinizi iyi okumanızı öneriyoruz. Rechtsbijstadverzekering (Hukuk Sigortası) Yurt içi ve yurt dışında yasal haklarınızın takibi için tüm masrafları karşılar. Çünkü avukat ücretleri bazen masraflı olabilmektedir. Avrupa Adalet Divanı’nın Avrupa ülkerini kapsayan kararına göre, 2013 Aralık ayından itibaren avukat seçme hakkı serbest bırakılmıştır. İnsanlar istedikleri avukatları tutabilir ve verilen hukuk hizmeti masraflarını bu hukuk sigortası karşılar. All Risk Verzekering (Kasko Sigortası) Tatil yollarında kaza yapma riski daha yüksek olduğu için, araba ile izine gidecek olanlara kasko sigorta

yapmalarını öneriyoruz. Elbette arabayı dikkatli kullanmak gerekir ama “Kaza geliyorum demez!”. Kasko sigorta ile araba hasarını sigortalamış olursunuz. Ongevallen Inzittenden Verzekering (OIV) Arabanıza ek olarak yapacağınız sigortadır. Kaza anında arabada bulunanların kalıcı hasar (blijvende letsel) ya da ölüm halinde, önceden anlaşılmış miktar tazminat olarak ödenir. Schadeverzekering Inzittenden (SVI) Kaza sonrasında arabanın içindekilerinin ‘letselschade’ kazada yaralanma ve incinme ile oluşan kaza tazminatını öder. Ayrıca bagaj hasarını da öder. Reisverzekering (Seyahat Sigortası) Hollanda’da sağlık sigortanız Hollanda içinde sizin masraflarınızı karşılar. Yurtdışında olduğunuzda ise sigortanın kapsama alanı azalır (minimale dekking). İstediğiniz hastane ya da doktora gidemeyebilir, hatta bazı ülkelerde sağlık sigortanız devreye girmeyebilir. İzinde yanınıza aldığınız bagaj, bir hasar ya da seyahat sigortası kapsamına girer. hırsızlık durumunda ‘inboedelverzekering’ kapsamından çıkar ve seyahat sigortası kapsamına girer. İki haftadan fazla tatil yapacaklara sürekli seyahat sigortası (doorlopend reisverzekering) yapmaları önerilir. Sigorta yaptırırken Avrupa diye seçtiğinizde Türkiye’de İstanbul’un Avrupa yakasını kapsıyor olabilir. Gideceğiniz yerlere göre Türkiye’nin tümünü kapsayan “Interculturele Letselschadeprak�jk” sigorta yaptırmanız önerilir. Sigortanın kapsama alanına göre yıllık sigorta primlerinde farklılıklar söz konusudur.

Yurtdışında Kaza Sonrası Ne Yapmalı? Maddi hasarlı kazalarda, kaza formunu (Europees Schadeformulier SAF) iki tarafın doldurması ve imzalaması hukuken geçerlidir; Türkiye için de geçerlidir. Bazı ülkelerde farklı kurallar söz konusu olabilmektedir. Yurtdışında geçerli olacak ‘groenekaart’ sigortanız olmalıdır. Önerilerimiz: - Alarm Merkezini (ANWB ya da SOS’u) arayın - Anlaşamama durumunda ANWB ya da SOS yurtdışı hizmetleri size yardımcı olacaktır. Genelde sigortaların kaza yaptığınız ülkelerde temsilcilikleri vardır. - Polis ya da güvenliğe haber verin; yaralanmalarda mutlaka polis raporu isteyin; - Okuyamadığınız, anlayamadığınız durumlarda formları imzalamayın; - Kaza yeri ve her iki aracın resimlerini çekin, hatta yaralanmaları da; - Tanıkların bilgilerini alın; - Hastaneden sağlık raporu isteyin; - Sigortanıza kaza haberini iletin; kayıt altına alınmayan durumlarda sigorta ödeme yapmaz; - Yaptığınız maddi harcamaların belgelerini saklayın; - Yaralanmalarda kaza haklarınızın aranması için zamanında başvuruda bulunun; - Sağlık kontrollerinizi ihmal etmeyin. Kaza Sonrası Haklarınız İçin Başvuruda Gecikmeyiniz! Yurt dışı kazalarında, yukarıdaki noktalara dikkat ederek gerekli belgeleri toplayın. Hollanda’ya 20 döndüğünüzde beklemeden; araba, yol seyahati sigortanız dışında, ayrıca kaza tazminatı (letselschade) konusunda Kaza Uzmanı www. kazaavukati.nl olarak bizimle bir an önce iletişim kurunuz. Ücretsiz danışmanlık hizmeti verir, gerekli hukuksal süreci hemen başlatırız.

www.kazauzmani.nl

HTİKDF yeni yönetimini belirledi

Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu yeni seçilen yönetim kurulu ilk toplantısını gerçekleştirdi. Kendi arasında görev taksimi aşağıdaki gibi yapıldı. Başkan Ömer Altay, İkinci Başkan Şerafettin Babacan, Sekreter Mehmet Safrantı, Sekreter Yrd. Yavuz Yıldırım, Muhasip Tekin Ateş, Üye İsmail Akyol, Üye Göksel Soyuguzel, Üye Huseyin Şimşek, Genel Kordinator Aydın Üre. Denetleme Kurulu’na ise Ali Mercimek, Yasin Bozacı ve Mustafa Karaduman seçildiler.

Hollanda Türk Federasyon iftarda buluştu

Hollanda Türk Federasyon Amsterdam Mescid-i Aksa’da iftar programı gerçekleştirdi. Düzenlenen iftara, Hollanda Türk Federasyon Genel Başkanı Murat Gedik ve icra kurulu, HTF genel idare, teşkilat başkanları ve aileleri ile medya temsilcileri katıldı.Programda, Mescid-i Aksa Teşkilat Başkanı Şuayip Koçak ve Hollanda Türk Federasyon Genel Başkanı Murat Gedik birer konuşma yaptılar.

TECRÜBE

Amsterdam Gençler Birliği Fırtına gibi esti...

ÜCRETSİZ DANIŞMA HATTI 0800 - 0815 OFİSLERİMİZ

www.letseladvies.nl

ROTTERDAM CENTRUM 010-766 00 35

ROTTERDAM ZUID 010-766 00 25

AMSTERDAM 020-410 94 94

UTRECHT 030 - 711 13 70

DEN HAAG 070-810 08 08

ROOSENDAAL 0165 - 39 15 65

TILBURG 013 781 00 13

rotterdamc@letseladvies.nl

rotterdam@letseladvies.nl

amsterdam@letseladvies.nl

utrecht@letseladvies.nl

denhaag@letseladvies.nl

roosendaal@letseladvies.nl

tilburg@letseladvies.nl

Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, esenlikler ve hayırlı yolculuklar diliyoruz...

1. Klasta 23. Maçında Velsen ile Karşılaşan AGB önemli bir galibiyet aldı. Hollanda 1. Klastaki temsilcimiz Amsterdam Gençler Birliği kendi sahasında zorlu rakibi Velsen karşısında sergilediği güzel başarılı futbolunu 3 golle süsledi. AGB bu sonuçla puanını 23 puana çıkararak moral kazandı.


maandblad/aylık gazete doğuş nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

04 haber 06 nieuws

Kutlama mesajı

Mehmet Erdoğan:

Haydin sandığa!

Millî Görüş Hollanda İslam Federasyonu Başkanı

“Bayramınızı tebrik ediyor, insanlığın kurtuluşuna vesile olmasını diliyorum”

B

iz Müslümanlar için yoğun bir ibadet dönemi olan ve bir ay boyunca sırf Allah rızası için mali ve bedenî ibadetlerimizle oruç tuttuğumuz, teravih kıldığımız, bol bol Kur’an-ı Kerim okuduğumuz, ayrıca zekât ve fitrelerimizi, sadakalarımızı da bu mübarek ayda kat kat sevabına nail olabilmek için vererek bir Ramazan ayını daha geride bırakmış olduk. Bu ayda kulluk bilincimizi en azami derecede yükselterek, nefis muhasebesi yaparak Allah’ın rahmet ve mağfiretini diledik. Sonunda sevinçle, neşe ile birbirimize kucak açıp sarılacağımız

Özlenen Tablo...

bir Ramazan Bayramı’na erişmiş bulunuyoruz. Bu vesile ile İslam dünyasının bu önemli gününü tebrik ediyor, Yüce Rabbimizden, barış, adalet ve hoşgörünün yaygınlaştığı bir dünya niyaz ediyoruz. Ortak yaşanamayan bayramların bayram olması mümkün değildir. Bunun içindir ki, bu bayramımızı huzurun, barışın ve kardeşliğin yeşerdiği, kin, nefret, dargınlık, düşmanlık ve husumetin yerini sevgi, saygı, muhabbet ve ziyaretleşmelerin aldığı günlere çevirmemiz gerekmektedir, Bayramların kaynaşma ve hatırlama günleri olmasını vesile kılarak aramızda olan mesafeleri kaldırıp, şefkat ve merhamet elimizi birbirimize uzatalım. Avrupa’da veya Hollanda’da bizler sağlık, afiyet ve güvenlik içinde huzur dolu bir bayram yaşarken; Suriye’de, Filistin’de, Doğu Türkistan’da, belki de adını dahi hiç duymadığımız sayısız nice ülkelerde, bayramı mahzun ve buruk geçiren milyonlarca kardeşimiz için de dualarda bulunalım. Bu kardeşlerimize teşkilatımız olarak ulaştırdığımız maddî yardımların yanı sıra onlara sunabileceğimiz en büyük zenginliğimiz dualarımız olacaktır, onlardan dualarımızı esirgemeyelim. Allah (cc) hepimizin yardımcısı olsun. Değerli kardeşlerim Ramazan Bayramı’ndan sonra izin dönemi içerisine girmiş olacağız, Peygamber Efendimiz (s.a.v) akraba ziyaretlerine önem vermiş bize de yapmamız için tavsiye etmiştir. Sıla-i rahim ihmal edilmemesi gereken önemli bir konudur. bu vesileyle Türkiye ye sıla-i rahim yapacak olan kardeşlerimize hayırlı sıla-i rahim yapmalarını temenni ediyor, salimen gidip salimen dönmenizi yüce Allah’tan diliyorum. Bu duygu ve düşüncelerle tekrar siz değerli Müslüman kardeşlerimizin Ramazan Bayramı’nı tebrik ediyor, tüm insanlığa hayırlar getirmesini diliyor ve dünya Müslümanlarının bayramı gerçek bayram olarak kutlayacağı günleri nasip etmesini yüce Allah’tan (cc) niyaz ediyorum. Bayramınız mübarek olsun. Sağlıcakla kalın. ◄◄

Peygamberimiz, “Birlikte rahmet ve bereket, ayrılıkta azap vardır” diye buyurmuş; öyleyse neden ayrıyız?

Amsterdam Camiler Platformu geleneksel iftarına yoğun katılım oldu

A

msterdam Camiler Platformu tarafından düzenlenen iftar yemeği bu yıl da yoğun katılımla gerçekleştirildi. Toplu düzenlenen İftar yemeği toplumun tüm kesimlerini bir araya getirdi. Amsterdam Camiler Platformu tarafından düzenlenen İftar yemeğine, T.C. Amsterdam Başkonsolos Muavin Akın Özden, Denk Partisi Milletvekili Tunahan Kuzu, Hollanda Türk Federasyon Genel Başkanı Murat Gedik, Amsterdam Camileri Platformunu oluşturan Mescid-i Aksa Camii, Ulu Camii/ Tükem, Nizam-i Âlem Süleymaniye Camii ve Kümbet Camii ile birlikte Sivil Toplum Kuruluşları temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. Süleymaniye Camii din görevlisi Yavuz Bahadır’ın sunduğu iftar programı Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Ulu Camii din görevlisi Fazlı Al, birlik beraberlik ve Ramazanı şerifin ehemmiyetiyle ilgili sohbet yaptı, daha sonra Mescid-i Aksa din görevlisi Bayram Yördem’in okuduğu kaside ve ilahîlerle program devam etti. İftar öncesi açılış konuşması yapan Amsterdam Camileri Platformu Başkanı Ayhan Alkan, açılış konuşmasında davetlileri selâmladıktan sonra: “Ramazan ayı birçok güzelliklerin bir arada yaşandığı, birlik beraberlik ve dayanışma gibi sosyal yönlerin ön plana çıktığı bir aydır. Bu mübarek ayda mazlum ve mağdur kardeşlerimizi unutmayalım. İftar geleneğini sekiz yıldır Amsterdam’da

YTB’den Seçime Katılım Atağı

2

4 Haziran’da yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekillerini belirlemek için yurtdışında oy kullanacak olan Türk vatandaşlarını bilgilendirmek amacıyla, Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Türklerin yoğun olduğu Almanya başta olmak üzere, Avrupa’da çalışmalarına hız verdi... Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili genel seçimlerinde, Yurtdışı seçmek kütüğünde kayıtlı Türk vatandaşları 5 kıtada, 60 ülkede 123 temsilcilikte kullanabilecek. Seçimlerle ilgili yurtdışı çalışmalarını yürütmek üzere Almanya’ya gelen YTB Başkan Yardımcısı Sayit Yusuf, Kanal Avrupa Televizyonunda Muhsin

Ümit Akbulut:

“Yüz kızartıcı ve yasa dışı olaylara karışmamış olan herkese kapımız açıktır”

B yaşatmaya çalışılıyoruz. Peygamberimiz hadis-i şerifinde “Birlikte rahmet ve bereket, ayrılıkta azap vardır” diye buyurmuş bizde birlik beraberlik içerisinde faaliyetlerimize devam edeceğiz. Cenab-ı Allah milletimizin, vatanımızın ve bütün İslam âleminin yar ve yardımcısı olsun diyerek iftar sofrasına teşrif eden konuklara teşekkür ederek konuşmasını tamamladı.” İftar programında T.C. Amsterdam Başkonsolos muavini Akın Özden ve Denk Partisi Milletvekili Tunahan Kuzu kısa birer selamlama ve teşekkür konuşması yaparak birlik beraberliğin önemine değindiler. Kümbet Camii din görevlisi Bican Yücel’in okuduğu ezan sonrası iftar yemeğine geçildi Amsterdam Camileri Platformu tarafından düzenlenen iftar, yapılan duanın ardından çay ve kahve ikramıyla son buldu Haber-Fotoğraflar: Ahmet Kılınç / Amsterdam ◄◄

Ceylan’ın programı Ateş Çemberi’nin konuğu oldu. YTB’nin program ve projeleriyle ilgili açıklamalarda bulunan Sayit Yusuf, program öncesinde, Kanal Avrupa’nın basın mensuplarına verdiği iftar yemeğine katıldı. 27 Haziran seçimlerinin Türkiye için önemine değinen YTB Başkan Yardımcısı Sayit Yusuf, “Avrupa’daki vatandaşlarımızın bu seçime daha fazla katılabilmesi için bilgilendirme faaliyetleri düzenliyoruz... Yurt dışından yaklaşık 3 milyon vatandaşımızın oy kullanacak... Bununla ilgili olarak, oy kullanacak vatandaşlarımızı bilgilendirmek amacıyla broşürler bastırdık... Avrupa’da yaşayan Türk seçmenlerin büyük oranda seçime katkıda bulunacaklarına inanıyoruz.” dedi. ◄◄

u yıl iftar davetlerine ve programlarına MÜSİAD Hollanda’da 4 şubesi ve Rotterdam Genç MÜSİAD ile farklı bir boyut getirdi. Yaklaşık bir yıl önce tek merkezden 4 şehirde bağımsız olarak Hollanda’da teşkilatlanan MÜSİAD Hollanda, Rotterdam, Den Haag, Amsterdam ve Utrecht şubeleri ile daha dinamik bir yapıya kavuştu. Başkanlıklarını Hamza Çelik’in yaptığı Den Haag, Ümit Akbulut Amsterdam, Ali Köklü Utrecht ve Elif Cansu Kaba Rotterdam Genç MÜSİAD olarak verilen iftar davetlerine yaklaşık bin 600 kişi katıldı. Çok sayıda davetlilerin büyük çoğunluğunu işveren konumunda Hollandalı Türklerin oluşturduğu iftar programlarında Hollanda’da görev yapan Başkonsolos Sadin Ayyıldız (Rotterdam) ve Tolga Orkun (Amsterdam) katılarak yaptıkları konuşmalarda birlik, beraberlik hoşgörü mesajları verdiler. Şube başkanlar Hamza Çelik,

Ümit Akbulut, Ali Köklü ise konuşmalarında şubeler olarak kısa sürede kuruluş ve yapılanmaların tamamladıklarını, bundan sonra yapacakları ticari, sosyal ve kültürel faaliyetler hakkında bilgi verdiler. Hollanda ve Türkiye yasalarına saygılı, yüz kızartıcı ve yasa dışı olaylara karışmamış herkese kapılarının açık olduğunu ifade eden başkanlar, Hollanda’nın da, Türkiye’nin de vatanımız olduğuna vurgu yaparak, iki ülke arasında kriz konusunda “Bir evde anne baba kavga eder, mağdur olan ve asıl sıkıntıyı çocuklar çeker, bizim durumumuz böyle” diyerek iki dost ülkenin kısa zamanda bu krizi atlatması için “Mağdur evlatlar” olarak ellerinden geleni yapacağını söylediler. Öte yandan Den Haag programında DENK Partisi lideri Tunahan Kuzu, Amsterdam programında Selçuk Öztürk, işverenleri başarılarından dolayı kutladı, Hollandalı Türklerin, Hollanda için bir katma değer, bir zenginlik olduğunu söylediler. Haber: BaşkaHaber.eu ◄◄


aktüalite 07 actualiteit

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

Ergün Madak

B

Analiz

ergunmadak@hotmail.com

24 Haziran Seçimleri Neler Düşündürüyor?

u makaleyi okuduğunuzda 24 Haziran 2018 seçimlerine çok az bir süre kalmış olacak, eğer Allah bize ömür verirse tabii ki. Gerek büyüme rakamları, gerekse GSMH rakamları gösteriyor ki ekonomik olarak Türkiye’nin durumu her yıl daha da iyileşiyor ve inşallah daha da iyileşmeye devam eder. Bunun yanı sıra yurt dışında yaşayan Türkiyeliler olarak tecrübe ettiğimiz bazı sorunları da dile getirmemiz gerekiyor ki düzeltilebilsin, düzeltebilelim. Bir önceki seçimlerden bu zamana kadar geçen sürede dikkatimi çeken bazı noktaları sizinle paylaşmak isterim. Dilerseniz, madde madde sıralayalım: • Başbakan Davutoğlu döneminde söz verilen, Türkiye’den emekli hakkını elde etmiş hak sahiplerinin yarı-zamanlı çalışma hakkının tanınması bir türlü yasa olarak çıkarılmadı. • Gümrük kapılarında yaz aylarında aşırı yoğunluğun olduğu günlerde lojistik hiç bir hizmetin verilmemesi: Yani ne WC, ne abdest ne de yiyecek içecek ihtiyaçları için Gümrük Bakanlığı tarafından bir hizmet maalesef yok. Manzara her sene yaşanıyor. Kilometrelerce perişan olan insanlar, hem gurbetçiler hem de o yolları sürekli aşındıran TIR şoförleri (20 Mayıs 2018, 30 km Kapıkule kuyruğunda mağdur olan TIR şoförleri haberi.) • Türkiye’ye Kapıkule giriş kapısı sürekli tek kapıya indirilirken, çıkarken sadece 2 kapıdan çıkış yapabiliyorsunuz. Hangi gerekçe olursa olsun, saatlerce sırada

beklemek zorunda kalınıyor. • 29 Nisan 2017 tarihinde KHK ile yayınlanan, yurtdışı boşanma kararlarının Türkiye tarafından tanınması, hala KonsoloslukNüfus İşlemleri birimlerinde uygulanmaya başlanmadı. Nüfus Genel Müdürlüğü ancak 1 yıl sonra mevzuatı yayınlayabildi (Şubat 2018). Fakat hala pratikte bir uygulama yok. • THY’den alınan biletlerde indirim: Aslında biraz da popülistçe yapılmış bir vaat değil miydi? Dileyen nereden istiyorsa oradan biletini zaten alıyor. Böyle bir vaadin yapılmasının pratikte ve serbest piyasa ekonomisinde bir karşılık bulamayacağını kestirmek zor olmasa gerekirdi. • 3 milyonu aşkın Türkiyeliler dünyanın her yerinde ve farklı sektörlerde yaşıyor ve hemen hemen her sektörde çalışan ve güncel bilgilere sahip bir insan potansiyeline sahibiz (işçisinden en üst düzey yöneticisine kadar). Şu ana kadar bu potansiyel, katma bir değer hâline getirilmedi. • Askerlik ücreti 1000 Euro’ya düşürüldü ama, en az 3 yıl, 1095 gün çalışma şartı getiriliyor. Bu işin istismarını önlemek için yapılmış bir önlem olduğunun farkındayım. Ama eğer doğma ya da büyüme çağını yurt dışında geçiren bir genç 20 yaşına gelince askerlik ücreti olan 1000 Euro’yu ödemek istediğinde, “1095 gün çalış gel, ondan sonra mı yatır” diyecekler? Mevzuatı okudum ve açıkçası ben çıkamadım işin içinden. Demem o ki, örneğin en az 15 yaşından itibaren yurtdışında bulunan gençler askerlik çağı geldiğinde istenen miktarı yatırması neden yeterli olmasın? Bu maddeleri çoğaltmak mümkün ve ifade edilen noktaların tek amacının, bağcıyı dövmek olmadığını söylemek gerek. Maksat sadece, hem yaşadığımız ülkelerde,

‘birbirini görme’ üzerine kurulu. Türkiye’ye yerleşen arkadaşlarla konuştuklarıma bu konuyu sorduğumda, onayladılar ve ‘oradaki ortamı, ilişkileri burada bulmak mümkün değil’ tesbitinde bulundular. Bu nasıl aşılabilir? Üniversitelerin Sosyal Bilimler ve Sosyoloji-Psikoloji hatta İlahiyat bölümleri araştırsın, derim. • Hemen bütün toplumlar heterojendir, yani zengin, orta hâlli ve fakir hemen her toplumda vardır ama belirginlik oranı toplumdan topluma göre değişiklik gösterebilir (oturdukları bölge, gelir düzeyi, bindikleri araçlar vs.) Türkiye gibi ülkelerde bu fark daha belirgin olmasına rağmen, bir de zenginliğin insanların gözlerine sokma gibi bir görgüsüz alışkanlık hemen her yerde göze çarpıyor. Her ne kadar Seçimlerden Sonra inandığınız değerlerin tam zıddı Türkiye’deki sosyo-kültürel olmasına rağmen ısrarla evlerini, değişimi gerek basın ve gerekse arabalarını, giyim kuşamlarını Türkiye’ye gittiğim ziyaretlerimde gözünüze sokarlar. Bu da toplumsal gözlemleyerek, sorular sorarak olarak yeni bir algı oluşturularak, anlamaya çalışıyorum. Gördüğüm yavaş yavaş kınanması gereken bir o ki, sosyal medyanın getirdiği kültürel dönüşüm temasıdır. değişim sadece Türkiye’ye özgü • Belli mevki sahibi olan kişilerin, bir değişim değil. Dünyanın bütün yine ısrarla konumlarının ağırlığını ülkelerinde gözlemleniyor. Türkiye için spesifik değişim, gelir seviyesinin hissettirmeleri. Geçenlerde gittiğim bir kursta, kursu veren Hollandalı yükselmesiyle doğru orantılı olan yaşam tarzının değişimi. Seçimlerden hoca, özellikle yabancıların idareci sonra sosyo-kültürel hatta ekonomik pozisyonuna geldiklerinde hiç değişim sürecinin nasıl ilerleyeceğini de ‘normal’ davranmadıklarını ve bir anda ‘ne oldum’ delisi ben de çok merak ediyorum. Fakat olduklarını söylediğinde hiç de bir neşter atılması gerektiğini şaşırmadım. Açıkçası Türkiye’de düşündüğüm bir kaç alan var: hâlâ, personeliyle yemek yiyen idarecilere, tabldotu eline alıp • Hangi sosyal, dinî, mezhebî yemekhanede sıraya giren aidiyete sahip olursanız olun, müdürlere hayret ile birlikte takdirle ticarî ilişkiler hep bir komisyonbakılıyor (bir kaç ay önce Türkiye avanta üzerine kurulu. Karşı taraf ziyaretimden anlatılan bir anekdot.) muhakkak bir beklenti içerisinde, Maddeleri çoğaltmak mümkün. siz de kendinizi bir anda zorunlu hissediyorsunuz. Hâlbuki, yurtdışında Allah’tan dileğim; önümüzdeki dönemde, sosyo-kültürel yaşayanlar olarak, en azından değişimlerin de gündemde yerini benim çevremde bu tür olaylarla alması ve yavaş yavaş fıtratına karşılaşmıyoruz, duyduklarımızı rücu eden bir toplum hâline en kısa ise ayıplıyoruz. Oysa Türkiye’de, zamanda dönmemiz. ◄◄ aile içinde de olsa sistem hep hayatımızın biraz daha kolaylaşıp, bürokratik sıkıntılardan kurtulmak, hem de “kendi memleketimize daha nasıl faydalı olabiliriz” düşüncesinin önünü açmak. Çünkü tarih gösterdi ki, çatışmalar gelişmenin önünü tıkayan en önemli unsur. O yüzden yukarıda anlatmak istediğim, metodolojik olarak, problem çözümlerinin birinci basamağını, yani problemlerimizin neler olduğunu tesbit ile başlamak idi. Eğer problemlerimiz varsa ki var, izlenecek yol haritası da özetle şöyle olabilir; problemleri ifade etmek (uitspreken), üzerinde görüşmek (bespreken), antlaşmak (afspreken) ve denetlemek (aanspreken). Biz de yukarıda biraz ifade ettik ve bazı maddeler üzerinde de görüş beyan ettik.

Kısa haberler...

Hollandalı televizyon programcısından çifte standart eleştirisi Hollanda’da ünlü televizyon programcısı Peter Rudolf de Vries, aşırı sağcı Özgürlükler Partisi (PVV) lideri Geert Wilders’in Müslümanlara yaptığı hakaretlere göz yumulurken, İsrail’in yaptığı katliamların eleştirilmesine tahammül edilemediğini söyledi. De Vries, katıldığı bir televizyon programında, ülkede uygulanan çifte standardı eleştirdi. Ülkede Müslümanlar ve İsrail söz konusu olduğunda çifte standart uygulandığına vurgu yapan de Vires, aşırı sağcı Özgürlükler Partisi (PVV) lideri Geert Wilders’in Müslümanlara yaptığı hakaretlere göz yumulurken, İsrail’in yaptığı katliamların eleştirilmesine bile tahammül edilemediğine dikkati çekti. De Vries, “Benim dikkatimi çeken, Geert Wilders’in Hollanda Parlamentosunda ‘Muhammed-karikatür yarışması’ yapmak istemesi normal görülüyor ama bu kadın (Program yapımcısı Sanne Wallis de Vries) böyle bir şey yaptığı için herkes üzerine gidiyor. Çünkü çifte standart uygulanıyor.” ifadesini kullandı. Hollanda kamu yayın kuruluşunda yayınlanan programda, 63. Eurovision Şarkı Yarışması’nı kazanan İsrailli sanatçı Netta Barzilai’nin “Toy” adlı şarkısının parodisine yer verilmiş, İsrailli şarkıcı taklit edilerek, arka planda İsrail askerlerinin Gazze şeridinde yaptığı katliamlar gösterilip orada yaşananlara vurgu yapılmıştı. Programın sunucusu ve yapımcısı Sanne Wallis de Vries ve söz konusu parodiye büyük tepki gösterilirken, İsrail’in Lahey Büyükelçiliği, programın yayınlandığı yayın kuruluşuna şikâyet mektubu göndermişti. Hollanda’da aşırı sağcı Özgürlükler Partisi (PVV) lideri Geert Wilders, Hollanda Parlamentosu binasında “Hazreti Muhammed” temalı karikatür yarışması düzenleyeceğini açıklayarak yeni bir provokasyon girişiminde bulunmuştu. ◄◄

Hollanda-Türkiye Hukuk Enstitüsü kuruldu Kısa adı NTJI (Nederland-Turkije Juridisch Instituut) olan Hollanda-Türkiye Hukuk Enstitüsü resmen kuruldu.

H

ollanda ve Türk hukuku hakkında, şirketlere, bireylere, kamu kurum ve kuruluşlarına ve adli makamlara bilgi ve tavsiye vermek için kurulan Hollanda-Türkiye Hukuk Enstitüsü kendisini tanıttı. Rotterdam’ın seçkin mekânlarından Schielandshuis’da yapılan lansman toplantısına hukukçu konuklar ve basın mensupları katıldı. Sunuculuğunu Avukat Alperen Doruk, organizasyonunu Gülşen Emre’nin yaptığı lansman

toplantısına Türkiye’den katılan Prof. Dr. Mustafa Serdar Özbek ve Avukat/ Arabulucu Kemal Ergün’de birer konuşma ve sunum yaptılar.

Açılış konuşmasını Türkiye-Hollanda Hukuk Enstitüsü başkanı Avukat Onur Emre ve Avukat Alperen Doruk yaptı. Başkan Emre, konuşmasında

bu Enstitüyü kurma gerekçelerini anlattı. Konuşmasında, iki ülke arasında hukuk bilgisinin ve rekabet edebilen kurum ve kuruluşların önemine vurgu yapan başkan Emre, bu alanda saygın ve tavsiyeleri dinlenebilir akademik bir enstitü olmaya çalışacaklarını söyledi. Türkiye’den konuk olarak katılan Prof. Dr. Mustafa Serdar Özbek’de ‘Türk Hukukunda Tahkim ve Arabuluculuk Yöntemleri’ konulu bir konuşma yaptı. Konuşmasında özellikle böyle bir enstitü kurma fikri

ve bu fikri hayata geçirme iradesinden dolayı kurucuları tebrik etti. Bu özel lansman toplantısında yine Türkiye’den Avukat ve Arabulucu Kemal Ergün’de ‘Türk Hukukunda Arabuluculuk Merkezleri’ konulu bir sunum yaptı. Konuşma ve sunumlar sonrası Hollanda ve Türkiye bayrak renklerinden oluşan kurdele, Başkan Onur Emre, Alperen Doruk, Prof. Mustafa Serdar ve Hollanda Türkiye Ticaret Odası Vakfı Başkanı Ethem Emre yaptı.erdi. Haber: sonhaber ◄◄


maandblad/aylık gazete doğuş nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

04 gündem 08 agenda

Bakış Açısı

elif_1705@hotmail.com

Elif Bayraktar

Hak Şerleri Hayr Eyler Teslim olmanın bir diğer adıdır, tevekkül etmek. Allah’a güvenip, olan hayrı da şerri de Allah’ tan bilip, sabır gösterebilmek ve şükredebilmektir. Olayların arkasındaki sır perdelerini bilemediğimiz için bazen çok çabuk pes edip, ümitsizliğe düşebiliyoruz. İşte tam böyle hayaller kurmuşken, dualar etmişken işler istediğim gibi gitmediği anlarda, hemen aklıma Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın en sevdiğim şiirlerinden biri gelir; ‘Hak şerleri hayr eyler / Zan etme ki ğayr eyler / Ârif ânı seyr eyler / Mevlâ görelim neyler / Neylerse güzel eyler….’ Kafamdaki tüm sorulara cevap, ve gönlümdeki kırıklıklara merhemdir bu söz. Rabbimiz yüce kitabında buyuruyor ya; “Siz bilemezsiniz Rabbiniz bilir.” diye. Öyleyse her işimizde elimizden geleni yapıp gerisini Allah’ a teslim etmek bizim için daha hayırlı olacaktır. Hırslar, ihtiraslar ve dünya zevkleri bazen bizi tevekkülden uzaklaştırıyor. Makam elde etmek, daha çok mal sahibi olabilmek adına göstermiş olduğumuz hırsı Allah’a teslim olma noktasında gösteremiyoruz ne yazık ki! Tevekkül etmek kadere teslim olmayı gerektirir. “Kadere iman” diyoruz ya, imanın şartlarını sayarken. “İman ettik” diyoruz ya; peki kaçımız, başımıza kötü bir olay geldiğinde, “bu Allah’tandır, O’ndan gelen her şey hoştur” diyebiliyoruz Bununla ilgili Hz. Mevlânâ ve oğlu arasında geçen diyalog çok anlamlıdır... Hz. Mevlânâ bir gün eve gelir ve oğlunu üzgün görür. Sebebini sorar. Oğlu; ‘hiç’ der. Hz. Mevlânâ dışarı çıkar. Kapıda asılı bir kurt postu vardır, onu alır üstüne giyer. Sonra ellerini havaya açıp ulumaya başlar. Oğlu babasına bakıp bu hâline güler. Hz. Mevlânâ; -Gördün mü evlâdım, der. “Dünya dertleri de işte böyle-

M. Ali Taşdemir:

“Türkiye’deki hastanelere gidecek olanlara bir yol haritası çizilecek”

dir. Kurt aslında korkutucu bir hayvandır. Ama sen o postun arkasında baban olduğu için korkmadın, güldün. İşte bütün dertlerin arkasında da Rabbin’in olduğunu bil ve ona güven”. Bediiüzzaman’ın da bu konuda güzel bir benzetmesi vardır. Sırtındaki yükle gemiye binen iki kişiyi örnek verir. Biri sırtındaki çantasını çıkarır ve gemiye koyup yolculuğa o şekilde devam eder. Diğeri ise uzun yolculuk boyu, ahmaklık yapıp yükü sırtında taşımaya devam eder. Yani dünya sıkıntılarını dertlenip içimizde taşımamız da bu ahmak kişinin yaptığı işin aynısı gibidir. Bize sıkıntıyı da veren geminin sahibi ise tüm yüklerimizi neden O’na teslim etmiyoruz ki? Bizi bizden daha iyi bilen başka kim olabilir! Evimizin geçim derdi, çocuklarımızın geleceği, aile problemleri, imtihanlar... Tüm olumsuzluklar beni buldu derken; yine Erzurumlu İbrahim Hakkı’ya kulağım ilişir; ‘Deme şu niçin şöyle, Yerincedir o öyle, Bak sonuna seyreyle, Mevla’m görelim neyler, Neylerse güzel eyler.’ Biz sadece şu ana odaklanıp, dar bir pencereden bakıyoruz adeta. Oysa gelecek zamanda bizim için şu an şer gibi görünenin hayr olabileceğini nerden bilebiliriz ki? İşte bu hislerle bugün Kudüs’ ün başına ve Müslüman âleminin başına gelenlerin de bir gün hayra dönüşeceğini ümit ediyorum. “Tevekkül etmek demek” tabi ki oturduğun yerden, ellerin boş vaziyette durmak demek değildir. Bize düşen de Kudüs’le ilgili yapmamız gerekenleri yapıp, gerekli mücadeleyi verip sonra takdiri Allahtan beklemektir. Garip bir diyar olan Kudüs’ümüz için siyası anlamda devletler boyutunda yapılacaklara belki gücümüz yetmeyebilir, fakat İsrail’i protesto etme anlamında gerekli gayreti gösterebiliriz. Hz. İbrahim’in ateşini söndürmek için su götüren karınca misali safımızı belli etmeliyiz. Yıllardır zulme maruz kalan kardeşlerimizin yanında olduğumuzu bugün gösteremezsek ne zaman yapacağız? Dünya böyle kargaşa altında devletler birbirleriyle güç gösterisi yaparken, biz insanlar kendi iç dünyamızda teslimiyeti bulup Allah’a dayanmaktan aciz kalıyoruz. Oysa her şeye gücü yeten Allah, Bedir’deki gibi melekleri ile yardım edecektir. Keşke gerçekten teslim olabilsek...

Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, esenlikler ve hayırlı yolculuklar diliyoruz... Software problemen in Windows verhelpen Componenten in uw computer vervangen bij upgrade Installeren van compleet ADSL of kabel internet pakket (UPC, KPN, Telfort, Ziggo enz.) Volledig thuisnetwerk installeren incl. backup functies Draadloos internet installeren of hulp bij storingen/klachten Antivirus Software DATA Recovery Online Backup LCD en Plasma TV reparatie Saratech PC Service geeft support aan alle versies van Microsoft: Windows 98/ME/2000/XP Vista/Windows 7 en Windows 8

SARATECH ICT Quintstraat 60 3083 JN Rotterdam Tel. +31 649 77 76 78 E-mail info@saratech.nl www.saratech.nl

ed spooed VVoooorr sp ku kunntt uu lenn!! elle /7 bbel 2244/7 76 77 76 49 77 06 06 -- 49

78 78

Memorial Hastaneleri’nden Hollanda’ya çıkarma Türkiye’de sağlık sektöründe tartışmasız bir yere sahip olan Memorial Hastaneleri Hollanda’da incelemelerde bulundu.

T

ürkiye’den Hollanda’ya gelen Memorial Sağlık Yatırımlar A.Ş. İş geliştirme Müdür Yardımcısı HACİM Çarıklı ve Uluslararası hasta ilişkileri yöneticisi EBRU TOK ve Uluslararası danışmanları MEHMET ALİ TAŞDEMİR mihmandarlığında bir dizi ziyaret ve görüşmelerde bulundular. Heyet önce T.C. Deventer Başkonsolosluğuna nezaket ziyaretinde bulundu. Heyeti Başkonsolosluk binasında başkonsolos Tuna Yücel Modrak ve kıdemli memurlarından Hasan Şenocak karşılayarak Memorial heyetine memnuniyetlerini dile getirdiler. Heyetin ikinci durağı Hollanda’nın Deventer şehrinde bulunan Deventer Ziekenhuis’e (Hastane) olurken, Başkonsolos Tuna Yücel Moral de bu ziyarette heyete eşlik etti. Deventer Hastane yönetim kurulu üyesi Erik Kroon tarafından karşılanan Memorial heyeti ve Başkonsolos T. Y. Moral, hastane hakkında ve Hollanda sağlık sektörü hakkında bilgilendirildi Sıcak ve samimi geçen görüşmenin ardından Memorial heyetinin üçüncü durağı Amsterdam oldu. Amsterdam’da ise Amsterdam Slotervaart Ziekenhuis’de göevli

KBB (Kulak Burun Boğaz) uzmanı Mehmet Gönültaş, aile hekimi Ali Akyüz, Psikiyatrist Muzaffer Kurt ile kanal turu yaparak Amsterdam’ın muhteşem manzarasının tanıklığında sağlık konusunda bilgi alışverişinde bulundular. Grorinchem şehrinde bulunan Beatrix Zikenhuis yöneticilerinden Abdullah Ateş’i ise yerinde ziyaret ederek, lojistik, planlama vb. konularda detaylı bilgi topladılar. Memorial üçlüsünün bir güne sığdırdıkları ve dolu dolu geçen ziyaretlerinden birisi de Hollanda Temsilciler Meclis oldu. Hollanda Temsilciler Meclisinde Memorial heyeti DENK Partisi Lideri Tunahan Kuzu ve Parti Genel Başkanı Selçuk Öztürk tarafından karşılandı. Rotterdam KÖŞK Restoran’da bazı STK temsilcileri, Hollanda

Türk toplumun ileri gelenleri ile de bir araya gelerek Hollanda’da kaldıkları her saniyenin hakkını vererek Hollanda’dan ayrıldılar. Memorial Hastaneleri uluslararası danışmanı Mehmet Ali Taşdemir, sorduğumuz bir soru üzerine, “Bu bir fizibilite çalışmasıdır. Uzmanlarımız bir araştırma yaptılar ve Türkiye’ye döndüklerinde hazırlayacakları rapor üzerine genel kurulda Hollanda ziyareti değerlendirilecek. Çıkan sonuca göre tedavi için Hollanda’dan Türkiye’ye gidecek hastalar için neler yapılabileceği, Hollanda’da bir temsilcilik ya da bir klinik açılıp açılmaması yönünde karar verilecek. Bu yüzden temaslarımızı çok yönlü yaparak, her konuda hemen hemen bilgi sahibi olduk.” dedi. Haber-Fotoğraflar: Doğuş Haber Merkezi

«

Turgut Torunoğulları ödülünü Avrupalı Türklere ithaf etti 8’i Avrupa, 8’i de Türkiye’den olmak üzere 16 kişi ile birlikte 4 kişiye de Jüri Özel Ödülü verildi. TAVAK Vakfı ve internet gazetesi Brandday.net tarafından düzenlenen 2’nci Bosphorus Awards Ödül Töreni’ne Hollanda’dan ödüle layık görülen EDELSTAAL Group International Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları renkli kişiliği ve konuşması ile damgasını vurdu. Avrupa’da en başarılı iş adamı ödülüne layık görülen Turgut Torunoğulları, 6 milyon Avrupalı Türk’ün 60 yıllık serüvenini, ticari gelişimlerini, eğitim ve bulundukları ülkelere siyasi ve kültürel katkılarından örnekler vererek yaptığı konuşmada, davetlilerin

tüm dikkatini üzerine çekmeyi başardı. Konuşulan, yazılan medyada yer alan olumsuz onlarca habere rağmen bardağın dolu tarafına bakarak çizdiği Avrupalı Türk tablosu ile Türkiye ile bazı ülkeler arasındaki kara bulutların kısa zamanda ve ticari ilişkilerin artması ile düzeleceğine inandığını vurguladı. “İşimiz kolay değil imkânsız da değil” Kısa bir süre önce Hollanda’da yüz küsur STK temsilcisini bir araya getirerek yaptığı toplantı ile Hollanda ve Türkiye’de gündeme damgasını vuran Turgut

Torunoğulları, çıkışları ve olaylara yaklaşımı ile gündemdeki yerini korurken, “Biz önümüze bakalım, başarıları destekleyelim, kısır çekişmelerden kimseye fayda gelmez. Ülkeler arasında ticari ilişkiler iyi olursa siyasi ilişkilerinde iyi olacağına inanıyorum” dedi.


doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, esenlikler ve hayırlı yolculuklar diliyoruz...

09


maandblad/aylık gazete doğuş nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

04 spotlar 10 spotlight

Hollanda’da hayat...

Tandarts Praktijk, Rotterdam’ın en büyük diş kliniği oldu 1998 yılında Bergweg üzerinde iki odalı bir dişçi kliniği ile başlayan hikâye, şimdi Rotterdam’ın en büyük diş kliniği, hatta mini bir diş hastanesi olarak yoluna devam ediyor. Straatweg 36-A, 3051 BG Rotterdam adresinde faaliyetine devam eden ve her geçen gün hedefini yükselten Tandarts Praktijk Rotterdam, bu çalışmalarında geride bıraktığı

20 başarılı yılı kutladı. Tandarts Praktijk’in sahibi Diş Hekimi Ahmet Kaya 20 başarılı yılı geride bırakırken yaşadıklarını kısaca şu cümlelerle anlattı: “Benim için çok önemli bir konu bu seviyeye gelebilmek. Çok çalıştık ve iyi bir kapasite yakaladık. Yaptıklarımız yapacaklarımızın garantisi olacaktır. Buradaki topluma işimizi en iyi şekilde

I N A B A C C O U N TA N C Y

.

N L

Başbakan Mark Rutte, Leeuwarden kentindeki Ulusal Anma Programı’nda halkla bir araya geldi ve tören alanında kurtuluş meşalesini yaktı. Kutlamalar, başkent Amsterdam’da Kral Willem Alexander, eşi Kraliçe Maxima ve Başbakan Mark Rutte ile hükûmet üyelerinin katıldığı geleneksel klasik müzik konseriyle sona erdi. Nazi birlikleri, 10 Mayıs işgal ettikleri Hollanda’nın Kurtuluşu törenle kutlandı 1940’ta Hollanda’yı 5 Mayıs 1945’te terk etmişti.Ülkede, İkinci Dünya Savaşı’nda ve Hollanda’nın, İkinci Dünya Savaşı’ndaki Nazi işgalinden bugüne kadar savaş ve barış kurtuluşunun 73. yıl dönümü törenlerle kutlandı. Lahey, Rotterdam ve Amsterdam gibi büyük şehirlerin yanı sıra ülke operasyonlarında hayatlarını genelinde 11 kentte kutlamalar yapıldı. ilk kurtuluş meşalesi, kaybeden Hollandalı askerler her yıl olduğu gibi, İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda Almanya ve siviller, farklı etkinliklerle anıldı. (radyodeniz.com) ile ilk anlaşmanın imzalandığı Wageningen kentinde yakıldı.

“Muhasebe, Mali Müşavirlik ve Vergide zirve nokta”

De Koning Party en Events’e Hasene’den teşekkür 19 Mayıs 2018 Cumartesi akşamı Amsterdam’da De Koning Party en Events’te Hasene’nin düzenlemiş olduğu geleneksel iftarı vardı. Yaklaşık 1000 kişinin katıldığı iftarın masrafları, her yıl olduğu gibi bu yıl da salon sahipleri tarafından karşılandı. Hasene yöneticileri Murat Kurt ve Hüseyin Karataş salon sahiplerinden başta Mehmet Üresin ve kardeşleri olmak üzere tüm personele desteklerinden, misafirperverliğinden ve hizmetlerinden dolayı teşekkür etti.

• Muhasebe ve Vergi hizmetleri

YATILI YAZKURSU

• Mali Müşavirlik ve Denetim hizmetleri

• Muhasebe ve Finansal destek hizmetleri

• Vergi Beyannamesi hizmetleri

• Kurumsal finans

¸ Akyüz RA (Numan) drs. S.

• Yönetim danışmanlığı

. W W W

+31 6 21 38 83 57 numan@inabaccountancy.nl

yaparak en iyi şekilde hizmet etmek istiyoruz ve bunu başaracağız. Hiç bir klinikte bu kadar profesyonel bir ekiple tam kapasiteli bir çalışma yapan yer yok. Bu bize ayrı bir sorumluluk yüklüyor. Bana bu seviyeye gelmemde desteği olan başta ailem olmak üzere herkese teşekkür ediyorum.” Rotterdam Başkonsolosu Sadin Ayyıldız da “Sevgili Ahmet Kaya ve eşi Hülya Kaya burayı bu noktaya getirmek için büyük çaba sarf ettiler. Bunun bir diğer tarafında da Ahmet Kaya’nın ülkeye geldikten sonra diplomasının kabulü konularında yaşadığı sıkıntılı günler var. Biliyorum ki belli bir noktaya gelmek için çok çaba sarf ettiler. Buradaki vatandaşlarımızın böyle başarılı oluşlarından hem bir Başkonsolos olarak hem de bir vatandaş olarak gurur duyuyoruz. Ben bu kliniğin hayırlı olmasını diliyorum.” şeklinde duygularını ifade etti.. Randevu sistemi ile çalışan klinikte başta Diş Hekimi Ahmet Kaya (Yönetici), Hülya Kaya (Yönetici), Emine Kula (Yönetici), Diş Hekimi Tuncay Kalelioğlu, Kanal Tedavi Uzmanı- Diş Hekimi Olgu Koca, Kanal Tedavi Uzmanı- Diş Hekimi Vildan Mert, Diş Hekimi Burcu Altuner Satana, implant Uzmanı Bahadır Satana, Ortodonist Tuğçe Çelenk Koca ve Diş ve Çene Cerrahi Uzman Namık Kemal Ayhan ile 18 asistan görev yapmakta. (radyodeniz.com)

• Bordro hizmetleri

Yeminli Mali Müflavir (YMM)

Koningsweg 2-15 3762 EC Soest (NL)

• Risk yönetimi danışmanlığı

herşey dahil

€329,-

• Diğer hizmetler

Tarih

Yer

29.07.2018 - 19.08.2018 İskender Paşa

İnsulindestraat 236 3073BK, Rotterdam

Nif Guney Hollanda

İletişim eğitim@nifonline.nl 0617473854 0643751669 0104106290

Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, esenlikler ve hayırlı yolculuklar diliyoruz...

Bir Trafik kazası mı geçirdiniz?

Yaralanma ya da ölüm mü var?

www.kazaavukati.nl | info@kazaavukati.nl

Avukat ya da uzman ihtiyacınız mı var?

Avukatı

,

ve

Bize ulaşın, hukusal takibi başlatalım.

, bir EMRE International Holding B.V. kuruluşudur


toplum 11

samenleving

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

Turgut Torunoğulları:

“İki ülkenin ilişkilerini iyileştirmek için çabamız sürecek”

Genç Gözüyle Talha Yıldız

“Türk Milleti” üzerine Toplum hayatında sıkça dillendirilen “Türk milleti” kavramını, kimileri ırkçılık olarak değerlendirirken, kimileri ise bu kavramın toplumu birleştirdiğini öne sürmektedir. Bir kavram hakkında kanaat belirtmeden önce, bir kavramın neyi ihtiva ettiğini ve o kavramın mahiyetini doğru anlamak önem arz etmektedir.

“NETUBA Ortak Paydamız” NETUBA (Hollanda Türkiye İş Konseyi), İstanbul Polat Rönesans Otel’de Türk iş dünyasına yönelik bir program düzenledi.

T

oplantıya Hollanda ve Türkiye’den bazı Holding sahipleri ve iş dünyasının tanınmış isimleri katıldı.

Geçen yıl 17 Kasım tarihinde İstanbul Zorlu Center’de açtığı ofis ile ticari faaliyetlerini Hollanda’nın dışında ilk ülke olarak Türkiye’de de sürdürmeye başlayan NETUBA, yine Türk ve Hollandalı işverenleri bir araya getirerek, Türkiye’deki orta ve büyük ölçekli sektör temsilcilerine Hollanda’daki ticaret hayatı ile ilgili olarak detaylı bilgiler verildi. Sağlık, İnşaat ve Finans sektörüne ait firmaların yoğun ilgi gösterdiği toplantıda Türkiye’deki şirket ve markaların Avrupa’da konumlandırılması ve Türk iş adamlarının Hollandalı iş adamları ile buluşturularak karşılıklı yatırım imkânları için zemin hazırlandı. NETUBA’nın Başkanı Cor Bekker ve NETUBA üyesi AKD Avukatlık yetkilisi İnan Akdeniz, iki ülke arasındaki ticari anlaşmalar ve çifte vergilendirme ile hukuki prosedürler konularında açıklamalarda bulundular. Amsterdam Yatırım Odası Yetkilisi Mustafa Tanrıverdi ve firma yetkilisi

Erinç Çimen’in konuşma yaptıkları programda, Edelstaal/Orka Grup Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları, iki ülke ilişkilerinin bu lale kadar güzellik ve dostluk ile devam etmesi temennisinde bulunarak, Hollanda’da yaşayan işadamları ile Türkiye’de yaşayan işadamlarının ortak buluşma noktasının NETUBA İş Konseyinin olacağına inandığını ifade etti. Daha sonra Edelstaal/Orka Grup Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları ve Edelstaal CEO’su aynı zamanda Netuba kurucu üyesi Ertan Torunoğulları, Polat Holding ve Eğe Seramik sahibi İbrahim Polat’a günün anısına Hollanda’nın sembolü Hollandalı bir heykeltıraşın

yaptığı lale hediye ettiler. ANI Tur temsilcisi aynı zamanda Netuba Türkiye Halkla ilişkiler yetkilisi Nalan Özkan ve Polat Hukuk Bürosu sahibi Ali Ekber Polat’a, özverili çalışmalarından dolayı teşekkür edilirken, inşaat ve otomotiv sektörünün sayılı isimlerinden Tellioğlu Grup yetkilisi Sönmez Tellioğlu’na lale heykeli hediye edildi. Katılımcılar, toplantının son bölümünde Edelstaal CEO’su aynı zamanda Netuba kurucu üyesi Ertan Torunoğulları’nı tebrik ettiler. Haber-Fotoğraflar: BaskaHaber.eu

«

“Biz de anneyiz, onları en iyi biz anlarız” Gurbette üstelik bakım evinde anne olmak zordur. Günlerden bir de anneler günü ise, gözler nemli, yürekler buruk, hatıralar insanın içini kanatır. Bunların bilinci, duyarlılığı, üstelik kadın olmaları hasebiyle anneler gününde HTKD (Hollanda Türk Kadınlar Deneği) kendi anneleri kadar bakım evlerindeki yaşlı kadınları düşünerek en anlamlı anneler gününü kutladılar. HTKD yöneticileri, evde bakım şirketlerinden NEFES ve ZAHET temsilcileri ile birlikte ömürlerinin geri kalan kısmını bakıma muhtaç sürdüren anneleri ziyaret ederek ellerini öpüp, gönüllerini aldılar güllerle anneler gününü kutladılar. Bu ani ve planlanmamış ziyaret karşısında yaşlı annelerin sevinçlerine, mutluluk gözyaşları eklendi.

Dernek adına Feza Torunoğulları, Songül Torunoğulları, Birgül Aksoy, Elise Ayhan, Şefika Dalkaya bu anlamlı kutlama hakkında yaptıkları açıklamada, “Annelerimizin hakları ödenmez. Kadınlar olarak bunların bilincindeyiz. Çocuklarımızın doğumundan yetişmesine kadar anne emeğinin ne olduğunu bizler çok iyi biliriz. Çocukların bakımı zor olduğu gibi yaşlıların bakımı da daha çok zordur. Yaşlı insanlar çocuk gibilerdir. Kalplerini kırmadan anlayış içerisinde kendilerine sevgiyle yaklaşmalıyız. Arnhem’den NEFES, Nijmegen’den ise ZAHET adlı bakım hizmetleri veren şirket yetkilileri ise bu anlamlı

ziyaret için, “Bakım evlerindeki annelerimizi ziyaret ettik. Kültürümüzde yaşlılarımıza aileler kendileri bakarlar fakat şartlar bu durumu zorlamaktadır. Bu yüzden artık Hollanda’daki sistemlerden yararlanarak İslami kurallara göre günün 24 saati sağlıktan günlük ihtiyaçlarına kadar hizmet veren bakım evlerimiz var.” dediler.

talhayildiz_@hotmail.com

Arapça bir kelime olan “millet”, günümüzdeki anlamından farklı olarak insan topluluğunu değil, aksine bir topluluğun bağlı bulunduğu ilke ve prensiplere işaret etmektedir. Nitekim Kur’an’da “millet” kelimesinin din ve şeriat ile eşanlamlı kullanması, bunu teyit etmektedir (Bakara 2/135; Al-i İmran 3/95; En’am 6/161). Ancak 19. yüzyılda dünya çapında hız kazanan milliyetçilik akımı ve bu akımın doğurduğu “ulus devlet” düşüncesi, İslam dünyasını etkilemekle kalmamış, hatta İslam dünyasında ulus devletlerin kurulmasına yol açmıştır. Ulus devleti oluşturan ulus ise, Batı’da ‘nation’ kelimesiyle tanımlanmış ve bu süreçle birlikte millet kelimesi bizde ‘nation’ kelimesinin karşılığı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Dolayısıyla bugün “millet” denildiği zaman, özgün anlamıyla millet değil, Batı’da geliştirilen ‘nation’ kelimesinin kastedildiğini vurgulamak gerekir. Günümüzde farklı şekillerde tanımlanan “millet” kavramı, sosyolojik açıdan ırk ve kültürel birlik esasına dayanan insan topluluğunu ihtiva etmektedir. Bu birliktelik ortak dil ve inançtan kaynaklanabileceği gibi, ortak tarihî geçmiş ve birlikte yaşama arzusundan da kaynaklanabilir. “Millet” kavramına bu açıdan yaklaşıldığı takdirde, belirli bir etnik kökeni ifade edebileceği gibi, aynı inanca sahip olmakla birlikte, farklı etnik kökene sahip insanların siyasal birlikteliğini de ifade edebilir. Öte yandan “millet” kavramı, hukuki açıdan da etnik kökeni ifade eden bir kavramdan ziyade devletin bir unsuru olarak kabul edilmektedir. Bu anlamıyla millet, ülke ve egemenlik unsurlarıyla birlikte, devletin

kurulması ve süreklilik kazanmasını sağlayan bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Zira bir devletten söz edebilmek için, toprak parçası (ülke) üzerinde yaşayan insan topluluğunun (millet) varlığı zorunludur. Birlikte yaşamak zorunda olan insan topluluğunun toplumsal düzenini kuran ve ona süreklilik kazandıran en yüksek irade ise, egemen irade olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla hukuki açıdan millet, bir devlete hukuki ve siyası açıdan bağlı olan ve onun hukuk düzeni içerisinde yaşayan insanların tamamını kapsamaktadır. O devlet içerisinde hayatlarını sürdüren insan topluluğunun devlet ile olan ilişkisi ise, vatandaşlık ile belirlenmektedir. Bu çerçevede vatandaşlık ilişkisi, gerek devlet gerekse vatandaş açısından bazı hak ve vecibeler doğurmaktadır. Örneğin devlet, kendi vatandaşlarını gerek yurt içinde gerekse yurt dışında himaye etmekle sorumludur. Buna karşılık vatandaş, vatandaşı olan ülkenin kanunlara riayet etmek zorundadır. Keza vatandaşlık, birçok ülkede seçme ve seçilme hakkına sahip olmayı sağlamakta ve dolayısıyla kişilerin ülke siyasetine aktif katkı sunmasını sağlamaktadır. Yukarıdaki bilgiler ışığında denilebilir ki, gerek sosyolojik gerekse hukuki açıdan millet kavramı, ırkçılık ifade etmemektedir. Aksine millet, aynı kaderi paylaşan ve aynı hukuk düzenine tabii olan insan topluluğuna işaret etmektedir. Bununla beraber uygulamanın her daim teori ile uyumlu olmadığını ve bu sebeple uygulamada ayrımcılığa rastlandığı bilinmektedir. Ancak pratikteki uygulamanın teoriden farklı olması, o teorinin yanlış olduğunu ve bu nedenle ilga edilmesini meşrulaştırmamalıdır. Bunun yerine, pratikteki uygulamanın teoriyle uyumlu hâle getirilmesine gayret edilmesi, herhâlde en doğru davranış olarak karşımıza çıkmaktadır.


maandblad/aylık gazete doğuş nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

04 haber 12 nieuws

KALEMDÂR

oflaz-aliya@hotmail.com

Mehmet Şükrü Oflaz

Masa Etrafında Toplanan Garipler Masa etrafında toplanan garipler (garip dediğime bakmayın, evlerimizdeki sadece plazmaların bir tanesi bir asgari ücretten daha fazla), çay ve sigara eşliğinde sohbet ediyorlar. Ediyorlar dediğime bakmayın, bizde dâhiliz olaya. Allah’ın günleri hep aynı ve her yıl ramazan geldiğine göre, camilerde cemaatin azaldığı yönündeki şikâyetler neyin nesi. Masanın etrafında ki bizler, oturup kalktığımız ana kadar o kadar değişik konular hakkında konuşuyoruz ki aklınız hayaliniz durur. Müktesebatımız mükemmel. “Eski bayramlar başkaydı” diye başlayan sözler duyarız. Ne duyması bizde söylüyoruz. –Bu arada çay içmeye devam- Bu ve buna benzer sözler söyleniyor zira, özlediğimiz o zamanlarda biz müdahil değildik ama şimdi hayatla karşı karşıyayız. Bunun oluşturduğu korku -çaktırmıyoruzhâlini unutmak için eskilere sığınıyoruz. Kaçış. “Eski zamanlar” diyen bizlerin karşısına sihirli lambadan çıkan bir cin, tamam haydi eski zamanlara dese, “abi yav akıllı telefon yok, Facebook yok, araba yok, şu yok bu yok” diye mazeret belirtirdik. Bir teselli ver şurubu, bayilerde, ısrarla isteyiniz. Şimdi burada yaşıyorsak, aldığımız her nefes o çok özlediğimiz zamana tabi oluyorsa, bize düşen her an yeni bir yaratmada olan Allah’a ve her zaman diriliş muştulayan İslam’a rağbet etmektir. Bunu istemeliyiz. Allah’ın dinini öğrenmek için ne kadar zaman ayırdığımızdan samimi olup olmadığımızı görmek mümkün mesela. Şöyle bir söz de var; “eli işte gözü oynaşta”. Hatırlatmak isterim. Algılarımızın üstüne kalın bir perde çekildi. Kim çekti derseniz, bilmiyorum derim. Hayat deveran ediyor. Ölenler, hasta olanlar, doğanlar vs. bize bir şey diyemiyor. Oruç tuttuğu için nerdeyse bizi mihnet altına alacak olan insanlar, Gazze’de yaşayan insanlar da oruç tutuyorlar dediğimizde, köpürüyor. Köpür köpür bayım. Köpüklü ayran. Şu kanaate erdim, bilmem katılır mısınız... Modern zaman insanının üç başat özelliği var: Bir, çok konuşmak. İki, unutkan olmak. Üç, tüketmek. Modern insan dediğim zaman, “yani bizlerden bahsetmiyor ağa, boş ver” denilebilir. Bizlerde modern çağın insanıyız. Bu özellikler ile dönen veya döndürmeye çalıştığımız bir hayat var. Çok konuşan ve unutan ardından çok tüketen insanların semtinde Ramazan direkler arası eğlence idi eskiden, şimdi ise başka

başka şeyler oluverir. Masa etrafında bir elimizde sigara bir elimizde çay, vay dünya vay. Şimdi “eski ramazanlar” diyen, bir ayağı çukurda abimizin sebep olduğu ciddi havayı, masanın diğer ucundan bir başka ayağı henüz çukura girmemiş ağabeyimiz, izin hazırlıklarından ve güzergâhtan bahsederek dağıtıyor. Dağılıyoruz resmen. Alınan arabalar, yapılan planlar, gidilecek yerler falanlar, filanlar. – Buraya yazmak durumundayım yüksek müsaadelerinizle. Dünyada gururumuz olan Türk Hava Yolları’na, isminizin sadece hava kısmının hakkını verdiğinizi söylemeliyim. Başında Türk olan şirketiniz, sonunda da yolları olan muazzam kuruluşunuz Türkleri yolmak hususunda son dört beş yıl istikrarlı bir şekilde çalışıyor. Bir Türk olarak kınıyorum sizi.- Tabi izine gidecek insanlar hazırlık yapmalı normal. “İzine gideceğim” diyenlere her defasında izin değil efendi, “sıla-i rahim” diye kendini uyarmak mecburiyetinde hisseden bürokratlarımız var. Saklamaya gerek yok, izine gidiyoruz. Modern köleler olarak dört hafta efendilerimizin tasallutundan kurtulmak için gidiyoruz. İzinliyiz. Bir daha ki çalışma yılında kaldığımız yerden cihadımıza devam ederiz. “Müktesebatımız geniş” demiştim. Masanın etrafındakiler candırlar. Önceleri “amatörce can” idik ve güzel oluyordu. Araya parti purti işleri girince profesyonel dostluklar veya arkadaşlıklar kurmaya, tercihlerimizi bu şekilde belirlemeye başladık. Gelip gitmeler kesildi, mü’minler kardeştir rafa kaldırıldı, konuşurken edepli olmak iptal edildi vs. “İslam Milleti” denilince, mukabelesi bu yeni bir icat mı oluyor. Üzgünüm. Bu kadar sözü kimseyi incitmek için söylemedik, haşa. “Dertleştik” diyelim. Masanın etrafında biz garipler, yukarıda sıraladıklarıma daha pek çok konu ekledik. Bu ülkede bizleri nasıl bir gelecek bekliyor diye düşündükçe, iç açıcı bir cevap bulamıyorum. Bu benim eksikliğim olabilir. Kabul. İnşallah sonumuz hayır olur. O kadar kötü değildir diyenleriniz vardır. Mutlaka, bir masanın etrafında çay içebileceğimiz az da olsa insanlar var. Masanın etrafı boş kalmasın. Çok şükür imanımız var ve çok şükür çayımız var.

“Araya parti işleri girince profesyonel dostluklar veya arkadaşlıklar kurmaya, tercihlerimizi bu şekilde belirlemeye başladık. Gelip gitmeler kesildi, mü’minler kardeştir rafa kaldırıldı, edepli olmak iptal edildi”

Dr. Zafer Akıncı:

“Gurbetçi” modundan çıkarak normal

“Egemenler çocuklarımı çok rahat bir şekilde kop

Aile danışmanı Dr. Zafer Akıncı TRT dâhil çeşitli özel TV kanallarında yaptığı; “mutlu aile” konseptli programlarıyla bir anda geniş kitlelerin ilgi odağı oluverdi.

H

er ailenin bir yönüyle kendinden bir şeyler bulabildiği programlar ilgiyle izlenmeye devam ederken, Akıncı, programları esnasında pratik kolay uygulanabilir formüller sunarak klişeleşmiş sorunlara çözümler üretmeydi de ihmal etmiyor. Yurt dışında yaşayan insanlarımızın da ilgi odağı olan Zafer Akıncı Hollanda’nın Uden kentinde “Mutlu Yuva Mutlu Yaşam” başlığı ile düzenlenen bir salon programına katılarak salona gelen çok sayıda gurbetçiye hitap etti. Bir saati aşkın sahnede kalan Akıncı sürenin ilk yarısında kendi hazırladığı sunumu yaptı ve daha sonra seyircilerden sorular alarak onun üzerine konuştu. Konuşmasında sıkça, çözüm önerileri ve tavsiyelerde bulun-

du. Bilhassa onlara artık “Gurbetçi” modundan çıkarak normal yerleşik düzene geçmelerini ve hayatlarını ona göre idame ettirmelerini önerdi. Hiçbir şey göründüğü gibi değil Zafer Akıncı gençlere yönelerek onların; kendilerini cazip gösterilen kamuflajlı şeylerden uzak durmalarını önerdi. Evlilik hayatında bazen özellikle erkeklerin makyaj küpüne batırılmış bayanlara imrenerek baktıklarını ve kendi eşlerinin de böyle olmalarını arzuladıklarının altını çizerken aslında bunun büyük bir yanılgı olduğunu ekrana yansıttığı fotoğraflarla ortaya koymaya çalıştı. Bir filim ve dizi oyuncusunun makyajlı ve makyajsız hâllerini yan yana göstererek gerçeğin TV ekranlarında görülenden çok farklı olduğunu gösterdi.

“Egemenler çocuklarımızı bizden çok rahat bir şekilde koparıyorlar” Millî Görüş’ün Oss, Uden ve Tilburg teşkilatlarının birlikte düzenlediği programda organizatörler adına kısa bir selamlama konuşması yapan Oss cemiyetinden Eğitim Başkanı Fatih Şahin programa katılanlara teşekkür etti. Velilerin ve Millî Görüş Teşkilatının verdiği destekle böyle bir programı hazırlamaktan büyük onur duyduğunu dile getirdi. Şahin “Yangını görmek önemli ama onu söndürebilmek ayrı bir maharet istiyor” diyerek, yılda birkaç kez düzenledikleri benzer kültürel faaliyetlerle uzmanlar davet ederek sorunlara çözüm üretmeye çalıştıklarının altını çizdi. Sağlıklı ve mutlu bir yaşamın ancak doğru kılavuzların, rehberlerin ve liderlerin yol göstermeleriyle mümkün olabileceğini be-

de Optiek’ten herkes memnun ayrılıyor... Denemek ister misiniz? Biz burada, hizmetinizdeyiz... Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, esenlikler ve hayırlı yolculuklar diliyoruz...


görüş 13 opinie

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

yerleşik düzene geçin ve hayatınız ona göre idame ettirin”

Bu yazımızda Klasik dönem içinde (7.-11. asırlar) Ahlâk ilminin teşekkülü üzerinde duracağız. Bunu yaparken bu dönemde yaşamış ve eser vermiş olan Yahya İbn Adî’nin (ö. 973) ahlâk kitabına değineceğiz. Ayrıca kısa da olsa Yenilenme döneminde yazılmış olan başka bir ahlâk metnine değineceğiz. İslam medeniyetinde ahlâk ilmi birçok disiplin içerisinde ele alınmıştır. Kelamdan tasavvufa, felsefeden fıkha kadar birçok disiplin içinde farklı eserler şeklinde ortaya çıkmış ve ele alınmıştır. Siyasetnameler, Edepnameler, tasavvufî eserler ve tabii ki felsefî eserler. İnsanın tavır ve eylemlerini konu edinen ahlâk ilmi, tasavvufî kitaplarda insanın kemalini elde etmenin yolları şeklinde ortaya çıkarken, felsefî eserlerde “Erdemler Etiği” diye bildiğimiz ahlâk anlayışından hareketle şekil almıştır.

lirten Şahin doğru tercih yapmanın önemine işaret etti. “Yer yüzünde yaşayan, aynı kıbleye yönelen, aynı kitabı okuyan hatta aynı ülkede yaşayıp aynı dili konuşan, hiçbir toplulukta olmayacak ölçüde ortak noktaları olan Müslümanlar olarak neden coğrafyalarımızın fizikî ve fikrî işgaline bir çözüm bulamıyoruz? Neden aynı evde yaşadığımız eşimizle, kocamızla veya çocuğumuzla iletişime geçemiyoruz? Neden kardeşlik ve akrabalık ilişkilerini unutup birbiri-

mize yabancılaşıyoruz? Oysa ki, biz çocuklarımızla iletişime geçemezken egemenler çok rahat bir şekilde onları bizden koparıp alıyorlar.” diyen Fatih Şahin bu yaşadıklarımızın, Müslümanlar olarak bizlerin efendimizin yolunda layık-ı veçhile duramayışımızdan kaynaklandığının altını çizdi. Şahin, sözlerini tamamlarken, kaybolduğu vakit bir daha bulunamayacak olan ahlâkî değerimizi yani peygamber ahlâkını çok iyi muhafaza etmemizin önemine dikkat çekti.

Programda yer alan Tevazu ilahî grubu birbirinden güzel ilahîlerle geceye renk kattılar. Kum sanatı ustası Veysel Çelikdemir ise yaptığı kum sanatı gösterisiyle izleyenleri kendine hayran bıraktı. Oldukça akıcı bir şekilde İslami motiflerin birbirini takip ettiği şov ve ona eşlik eden müzikler, salondakilere unutulmaz dakikalar yaşattı. Haber - Fotoğraflar: Adnan Şahin/Uden

«

Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, esenlikler ve hayırlı yolculuklar diliyoruz...

muhammedakbas@gmail.com

Muhammed Akbaş

İlm-i Ahlâk Üzerine Değiniler

ızı bizden parıyorlar”

Rıhle

Bu teoriye göre insanın ahlâklı olması, onun erdemleri (faziletler) elde etmesi ve erdemsizliklerden (rezileter) uzak durmasına bağlıdır. Bu erdemler insanda huy, tavır, davranış ve fiil olarak tezahür eder. Bütün bunlar, klasik insan anlayışında kabul edilen nefsin üç farklı kuvvesinden/gücünden ortaya çıkar. Bilindiği üzere bu anlayışa göre insan nefsi, “düşünme gücü, öfke gücü ve arzu gücü” olmak üzere üç güce sahiptir. Bu güçler insanın huylarını belirler. Bu huyları itidal üzere tuttuğumuzda düşünme gücünden hikmet, öfke gücünden secaat ve arzu gücünden ise iffet diye bildiğimiz erdemler/faziletler ortaya çıkar. Yok eğer bu güçler itidal yerine ifrat veya tefrit üzere olurlar ise, bu sefer zulüm, korkaklık, iffetsizlik ve ahmaklık gibi erdemsizlikler/reziletler ortaya çıkar. Öfke ve arzu gücünün baskın olduğu insanlar, insandan çok (yırtıcı) hayvana benzerler. Bu ahlâk anlayışını birçok Müslüman filozofta görmek mümkün. İbn Miskeveyh (ö. 1030), Nasreddin Tusi (ö. 1274) ve dâhi bir Osmanlı âlimi olan Taşköprülüzade Ahmed Efendi’de (ö. 1561). İlk Müslüman filozof olarak kabul edilen Kindi’den itibaren ahlâk ilmi felsefî olarak temellendirilmeye çalışılmıştır. Ancak bahsettiğimiz erdemler teorisi Farabi’de, Hristiyan talebesi Yahya İbn Adî’de, ve özellikle İbn Adi’nin öğrencisinin öğrencisi olan İbn Miskeveyh’te görürüz. Yahya İbn Adî yazdığı Tehzibü’lAhlâk isimli eserde birbirinin karşıtı olan yirmi fazilet ve yirmi rezilet sayar. Bu faziletlere ulaşmak için öfke ve arzu gücünün eğitilmesi gerekirken, düşünme yetisinin güçlendirilmesi gerek. İbn Adî, arzu (şehvet) gücünün eğitilmesi için şu tavsiyelerde bulunur: “Âlim ve zahitler meclisinde çokça bulunmak, sarhoşluktan uzak durmak, şehveti tahrik edecek müzik dinlememek, bulduğu kadar yemek yemek ve sürekli ayık/ uyanık olmak. Öfke gücünün

eğitilmesi için ise insan, kendisini cezalandırmak istediği kişinin yerine koymalı ve böyle yaparak aşırı intikam almaktan uzak durmayı öğrenmeli. Düşünme yetisinin güçlendirilmesi için ise aklî ilimler öğrenilmeli, ahlâk kitapları okunmalı, erdemler ve faziletler üzerine çokça tefekkür edilmeli ve ilim ehlinin huylarını kendine huy edinmeli.” İbn Miskeveyh, İbn Adî’nin açtığı yolu devam ettirerek ve aynı isme sahip olan Tehzibü’l-Ahlâk isimli eserini yazarak ahlâk ilmini bağımsız bir ilim hâline gelmesini sağlayacaktır. Yenilenme Döneminde (12.-16. asırlar) bu eserden yola çıkarak birçok yeni ahlâk metni yazılacaktır. Buna iki güzel örnek, Adudüddin el-Îcî’nin (ö. 1355) el-Ahlâku’lAdudiyye isimli eseri ve Taşköprülüzade Ahmed Efendi’nin bu esere yazdığı şerhtir. Yenilenme dönemine ait bu eserler Klasik Dönem’deki ahlâk metinlerinden etkilenerek yazılmış olmakla birlikte bunların tekrarı değildir. Mesela Taşköprülüzade, Îcî’nin eserini şerh ederken ayet ve hadis içermeyen bu eseri birçok ayet ve hadis ile zenginleştirmiş, böylelikle kendi tabiri ile aklın gerektirdiğini ve sahih naklin hoşnut olacağı şeyler bir kitapta buluşmuş oldu. Sözün özü, İslam düşünce tarihinde Ahlâk ilmi diğer bütün ilimler gibi gereken ilgiyi görmüş, ismini bildiğimiz ve bilmediğimiz birçok eser ortaya çıkmıştır.


14

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

TÜRKİYE İÇİN

OY VAKTİ

HOLLANDA’DA YAŞAYAN VATANDAŞLARIMIZ CUMHURBAŞKANI VE 27. DÖNEM MILLETVEKILI GENEL SEÇIMINDE 15-19 HAZIRAN TARIHLERI ARASINDA 3 TEMSILCILIKTE, OYLARINI KULLANABILIRLER.

HAFTA İÇİ VE HAFTA SONU: Oy Kullanma Saatleri: 09.00-21.00 (Yerel Saat ile) AMSTERDAM | DEVENTER | ROTTERDAM

secim.ytb.gov.tr YSK SEÇMEN ÇAĞRI MERKEZI

+90 444 9 975

KONSOLOSLUK ÇAĞRI MERKEZI

+010 766 0007

ytb.gov.tr info@ytb.gov.tr /yurtdisiturkler

Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, esenlikler ve hayırlı yolculuklar diliyoruz...


hayat ve inanç 15 leven en religie

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

“Alıcı gözle bakan herkes, düşen yapraktaki manayı çözebildiği gibi, sönen her lambadan, geçen her cenazeden, devrilen her ağaçtan, batan her günden, ağaran her bir saç telinden, ayrılıklara yanan her damla göz yaşından bir ibret dersi çıkarır”

ZAMAN AYNAYA BENZER “

Deh rûze mihr-i gerdûn, Efsâne-est o efsûn/ Nîkî be-câyi yârân Furset şumâr yâra!”

“(Feleğin senin yüzüne kısa bir süre gülmesi geçicidir, iktidar ve servet efsane ve büyüden ibarettir. Ne var ki eline böyle bir fırsat geçerse, sevgililere (insanlara) iyilik yapmak, iyi ve güzel davranmak için bu fırsatı kaçırma ey sevgili! (Hâfız-ı Şîrazî)” Evet, zaman da, makam da, servet de geçici. Akıllı kişi zamanı iyi değerlendiren, insanlara iyilik eden ve arkasından iyi bir eser bırakandır. Kötü kişi de kendine de başkalarına da hayrı olmayan, kendine ve başkalarına zarar verendir. Zaman keskin bir bıçak gibidir. Sen onun değerini bilmezsen, o seni hissettirmeden, yavaş yavaş keser. Bir törpü gibi yavaş yavaş törpüler. Eski bir elbise gibi yıpratır, eskitir. Zaman insana verilmiş en önemli emanetlerden biridir. Kıymetini bilenlere “vefalı”, bilmeyenlere “vefasız” derler. Emânet ‘emin’ adam işi. Sen emin olmadıktan sonra, emâneti nasıl koruyacaksın ki? Öyle ‘emin’ ol ki, emânet sahipleri sana güvensinler. Hatta zaman bile senden yana pişmanlık duymasın. Nasıl ‘emin’ olunur? ‘Emin olma ahlâkı’ nereden öğrenilir? Artık onu da sen araştır. Onu bulacağından emin olmalısın.

Kişi yüklendiği her emanetten sorumludur. Zamanın hesabını da vermek zorunda. “Nerede harcadın?” diye... Zaman, ayna gibidir. Kişinin boyunu, posunu, iç ve dış görüşünü önüne koyar, ona kendini değerlendirme imkânı verir. “İşte sen busun, bu kadarsın, eserin karşında duruyor” dedirtir. Aynalar yalan söylemez. Kendisine bakmaya cesaret edenlere gerçeği olduğu gibi söyleyiverirler. Bir şeyi saklamaya çalışırsın, ya da görmezlikten gelmeye çalışırsın ama ayna onu sana gösteriverir. Zaman, senin hatıra defterini, hesap ve kitabını, kâr ve zararını önüne koyar. İstersen anlarsın, istersen es geçersin. Zaman, yürekteki servet gibidir. Yerinde ve zamanında harcanırsa hesapsız kazanç elde edilir. Ya da bilmem hangi yerin altında saklı değerli maden, kıymeti biçilemeyen hazine gibidir. Sen ondan gafil oldukça, ne istifade edebilirsin, ne de onun değerini anlayabilirsin. Zaman, bazen de rüya gibidir. Uyudun, uyandın, gelir geçer. Bir de bakarsın ki rüya bitmiş, sabah olmuş. ‘Yahu bu kadar hayatı ben mi yaşadım, bu kadar rüyayı ben mi gördüm’ dersin. Böyle dersin de ne geceyi, ne de gördüğün rüyayı, film gibi başa saramazsın. Zaman, kimi zaman da dalda duran kuş gibidir. Onu usta avcılar yakalar. Beceriksizler onu tutmayı

Hikmet Pınarı Hüseyin Kerim Ece kerimece@hotmail.com

akıl edemezler, akıl etseler bile ellerinden kaçırırlar. Sonra da uçan kuş için “şu kadar güzeldi, bu kadar alımlıydı” derler. “Ah şöyle olsaydı, böyle olsaydı onu yakalardım” diye gevezelik ederler. Zaman bir açıdan da sudaki balık gibidir. Aç insan için besin kaynağı, güzel manzaraya aşina gözler için ev süsü, sudaki hayatı merak edenler için bir araştırma konusu, çocuk için bir gülücük sebebi olabilir. Aç kişi becerip o balığı yakalayamaz. Sonra da çevresine ‘kaçırdığım balık şu kadar büyüktü’, ‘az kalsın tutuyordum’, ‘elimin üzerinden sıçrayıp kaçtı’ diye hikâye anlatır durur. Bilindiği gibi “kaçan balık her zaman büyük olur”. Hâlbuki zaman, bütün avazı ile haykıran bir tellâl –hoparlör mü demeliydim- gibi, her gün ya bir taşın üstünden, ya bir merdiven başından, ya bir minarenin şerefesinden, ya bir musalla taşından haykırıp duruyor: “Zamana/asra yemin olsun ki insan zarardadır. Yalnız sâlih amel işleyenler, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler hariç...” Celâleddin Rûmî der ki: “Güz mevsiminde ağaçlardan düşen sarı yaprakları sıradan yaprak zannetme. Onların her biri sana gelen bir mektuptur. O mektupları al oku. Göreceksin ki her birinde ‘ölüm var’ diye yazıyor.”

Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, esenlikler ve hayırlı yolculuklar diliyoruz...

Alıcı gözle bakan herkes, düşen yapraktaki manayı çözebildiği gibi, sönen her lambadan, geçen her cenazeden, devrilen her ağaçtan, batan her günden, ağaran her bir saç telinden, ayrılıklara yanan her damla göz yaşından bir ibret dersi çıkarır. Aynaya baktığı zaman beyazlayan saçlarının ne haykırdığını hâl diliyle anlar. Eldeki servet ve makam gözleri büyüleyen bir aldanış gibidir. Bunun bir rüya olduğunu unutanlar; onun peşine koşturur durur. Koşturur da, bir yandan akıl almaz kibre kapılır, bir yandan haddini aşacak denli şımarır, bir yandan da unutur. Yani vaktin gelip geçtiğini, zamanın insanı çepeçevre kuşattığını unutur. Başkalarına faydalı olmak yerine, onları kullanmaya kalkışır. Ne kendi rahat eder, ne de

diğerlerini rahat bırakır. Heyhat, bu gibiler ne iflah oldular, ne de fazilet listesinin başına yazıldılar. Çevremizdeki ihtiyarlardan biri sürekli; “Geçtiii, geçtiii” derdi. ‘Geçen ne?’ diye sorulduğu zaman, “Ah neler neler yapacaktım ya, zaman yetmedi. Şimdi keşke yirmi beş yaşımda olsaydım” diye cevap vermişti. Pek çoğumuzun aklından aynen böyle geçtiğini duyar gibiyim. Ama insana ömür, yani çabucak geçecek bir zaman, fâni bir dünya hayatı, kısa bir hayat veriliyor. Fazla değil, sonsuz da değil. Günü gelince de saat duruyor, vade tamamlanıyor ve elveda başlıyor. Zamanın değerini bilip değerlendirenlere selâm olsun.

TAZİYE...

Yazar/Bölüm Editörlerimizden ve yazar-şair Sevgili Hüseyin Kerim Ece’nin kıymetli ablasının vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhumeye Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyoruz.

◄◄


maandblad/aylık gazete doğuş nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

04 haber 26 16 nieuws

Huzur İklimi

info@compasscare.nl

Esma Küçük

Kederini Kucaklamak... Her insanın kederleri vardır. Örneğin: Kayıp için keder, acı için, veda, ölüm için, kavga, öfke ya da hayal kırıklığı yüzünden, keder yaşayabiliriz. Kısacası kötü bir şey yüzünden mutsuzluk hissediyoruz. Biri kendisini dolu dolu gözyaşlarıyla kendisini ifade eder ve diğeri ifade ettiğinde üzüntü hissi ve gözyaşları içinde kalır. Sonuç olarak, üzüntü dışarıya aktarılmıyor ve hiçbir işlem gerçekleşmiyor. Gerçek şu ki her insan üzüntüyü bilir. Sadece üzüntüyle başa çıkma yolları farklıdır. Sadece seçtiğimiz bu yol, değerli bir bilgi kaynağına dönüşebilir. Farkına varmadan kederinizi ve üzüntünüzü bloke etmeniz mümkündür. Böyle bir durumda bu, fiziksel şikâyetler, gerginlik ve stres, ama aynı zamanda iş akışı eksikliğiyle kendini gösterebilir. Kısacası, etki büyük olabilir ve bu yüzden kederle nasıl başa çıktığınıza dair düşünmeye değerdir. İfade etmek.. En son ne zaman ağladığınızı hatırlıyor musun? Belki bu dün oldu ya da daha uzun geri dönmek zorunda mısın? Hadi dikkatle düşünün. Bunun ne zaman olduğunu biliyorsanız, size bir sonraki soru: Neden gözyaşlarına boğuldunuz? O zaman sahip olduğunuz his neydi? Bu anı hatırlayın, son soru: Nasıl ağladınız? Onlar büyük üzüntü gözyaşları mıydı, yoksa çok fazla gözyaşı yuttuğunuz bir kısıtlanmış üzüntü müydü?

Hikmet Gürcüoğlu:

“Binlerce Türk asıllı ve farklı etnik kökenli iş adamı ülkeye milyarlarca avro katkı ve on binlerce insana iş imkânı sağlıyor”

Size küçük bir örnek vermek istiyorum: Kanepede bir dram filmi izlediğinizi ve eşinizin veya bir arkadaşınızın yanında oturduğunuzu ve duygularınızı kısıtladığınızı fark edebilirsiniz. Kendi duygularınızı bastırıyor olabilirsiniz “başkası hakkımda ne düşünür?” düşüncesinden dolayı. Bu sadece küçük bir örnektir, ancak gözyaşlarının özgür olmasına izin verirseniz ne kadar rahatlayıcı olur. Paylaşmak Kederinizi biriyle paylaştığınız zaman o kişiyle büyük bir bağ kurabilirsiniz. Çünkü böyle bir anda kendine ve paylaştığın kişiyle tüm şeffaflığınla geliyorsun. Bu durum başkalarını etkiler ve özel bir bağ ortaya çıkar. Kendini kederini ifade etmek için serbest alan verdiğin vakit, ne kadar güzel olur. İçsel acı hissinden, gözyaşlarınızın serbestçe akmasına izin vermeniz gayet doğal bir duygudur. Keder ve duyguda hayatın bir parçasıdır. Unutmayın ki, paylaşmak iyileşmek demektir. Bu aynı zamanda keder içinde gereklidir. Kedere yer vermek, aynı zamanda güçlü bir biçimdir. Yani üzüntülere ve kederine, göz yaşlarına yer vermek güçsüzlük değil, güçlülüktür. Kederinizle başa çıkmanın yaratıcı yollarını keşfedin Her ne kadar zor olsa da kederimizle sağlıklı şekilde başa çıkabilenlerimiz, duygularını içlerine atmak yerine, ifade etme yollarını arayıp buluyor. Kimileri dua ediyor, kimileri günlük tutuyor, kimileri spor yapıyor, veya hiçbir zaman okuyamayacağını bilse bile o kişiye mektup yolluyor, ve kimileri de el uğraşlarına dalıyor. Bu acı tecrübeden daha güçlü, hayata karşı daha anlamlı bir bakış açısıyla ve daha iyi bir insan olarak çıkmamız mümkün... Kederinizden kurtulup özgürleşmeniz dileğiyle.

Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, esenlikler ve hayırlı yolculuklar diliyoruz...

HOTİAD ve CMO, toplumlar arasında köprüler kuruyor HOTİAD ve Devlet ile Müslümanlar Arası İletişim Organı (CMO) tarafından gerçekleştirilen iftar programında birlik ve beraberlik vurgusu yapıldı.

H

ollanda Türk İşadamları Derneği (HOTİAD) ve Devlet ile Müslümanlar Arası İletişim Organı (CMO) tarafından gerçekleştirilen iftar programına Hollanda Hükûmetini temsilen bakanlık seviyesinde katılrken, üç büyük dinin temsilcileri, on dört değişik ülkenin büyük elçilerinin katılması dikkat çekti. Birlik ve beraberlik mesajlarının verildiği iftar programının teması, seçilen mekân başta olmak üzere her açıdan verilen mesajın yerine ulaşmasını sağladı. Lahey’de, Juliana Plaza’da (Türkler tarafından restorana Dönüştürülen tarihî kilise) “Köprüleri Kurmak” temalı “Ulusal İftar” programına Hollanda Sosyal İşler ve Çalışma Bakanı Wouter Koolmees, T.C. Lahey Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Alper Yüksel, T.C. Rotterdam Başkonsolosu Sadin Ayyıldız, DENK Partisi Milletvekili Tunahan Kuzu, Hollanda bakanlıklarından temsilciler ve 14 Müslüman ülkenin büyükelçilerinin yanı sıra farklı etnik kökenlerden sivil toplum kuruluşu yöneticileri ile birlikte Hristiyan ve Musevi din adamlarından oluşan yaklaşık 150 kişi iştirak etti. “Ön yargılar böyle yok edilir” CMO Başkanı Raşit Bal programın ev sahiplerinden biri olarak yaptığı konuşmada, programla köprü oluşturarak toplulukları birleştirmeyi hedeflediklerini söyledi. Kurum olarak toplumun ayrıştırılmasından rahatsız olduklarını dile getiren Bal, “Sadece ramazanda değil, tüm yıl boyunca daha çok birleştirmek için çaba sarf edeceğiz. Daha çok bir araya gelerek birlik ve beraberlik içerisinde olacağımıza inanıyorum.” dedi. Daha sonra Hollanda Sosyal İşler ve Çalışma Bakanı Wouter Koolmees davetlilere hitaben yaptığı konuşmasına teşekkür ederek başladı. Koolmees, “Bu günü iletişim için uzatılan bir el olarak görüyorum.” diye sürdürdüğü konuşmasında, “Buna kesinlikle ihtiyaç var. Çoğu göçmen kökenliler kendilerini artık Hollanda’da evinde hissetmediğini söylüyor. Bu yüzden bu akşam toplumlar arasında köprü kurmak ve birleştirmek için çaba sarf etmek tam yerinde olmuş. Ramazan’ın ilk günü sadece Müslümanları değil gayri müslimlerin de davet edilmiş olması, birlikte olmak, sohbet

etmek yemek yemek çok güzel . Bu mevcut ön yargıları yok etmek için büyük bir fırsat” dedi. “Hollandalı Müslümanlar da Hollanda için çalışıyor” Bakan Koolmees’in ardından bu yılın ilk ve anlamlı iftarının baş mimarı HOTİAD Başkanı Hikmet Gürcüoğlu, davetlilere Hollanda’da yaşayan Müslüman azınlığı Hollanda Toplumuna katkılarını anlatarak, “Hollanda’da yaşayan Müslümanların da bu ülkenin geleceği için çalışıyor, yatırım yapıyor, istihdam sağlıyor. İş, spor ve sanat gibi farklı dallarda Hollanda’ya katkıları bilinden daha çoktur. Ekonomiye katkıları ise milyarlarla ifade edilmektedir “ dedi. Filistin unutulmadı Özellikle Hollanda basınının yoğun ilgi gösterdiği iftar programında Filistin’de yaşanan olaylar unutulmadı. Gazze Şeridi’nde İsrail askerlerinin saldırıları sonucu şehit olan Filistinliler anıldı. Geceye damga vuran konuşmayı Ayhan Tonca yaptı. Tonca konuşmasında “Akşamın konusu bağlar kurmak. Sağlıklı ve uzun mutlu bağları kurabilmek için

taraflar eşit davranmalıdırlar. Filistin’de 60 kişi öldürüldü ve 2700 yaralı var. Müslümanlar bir saldırı veya bir olay yapsalar hükûmet buradaki kuruluşları çağırıp görüşme yapıyor ve kınadığını açıklıyor. Şimdi bu durumda hükûmet İsrail Büyükelçisini çağırıp kınama yapmayı reddediyor. Bugün iftarın birinci günü bu akşam tüm milletlilerden ve dinlerden kişiler burada birlik ve beraberlik, saygı ve huzur içinde. Bu tabloyu sadece burada değil tüm Hollanda’da girmeyi temenni ediyor ve arzuluyorum. Onu için bu günden itibaren çifte standardı kaldırmalıyız ve bir birimize daha sıkı bağlanmalıyız. Geleceğimiz için toplum ve dinler arasında. köprüler kurmalıyız” dedi. “Köprüleri Kurmak” temalı “Ulusal İftar Programı”nın konukları arasında bulunan, Müslüman, Hristiyan ve Musevi din adamları iftar programının teması ile ilgili birer konuşma yaparak, böyle bir buluşma ve iftar için başta HOTİAD ve CMO’yu tebrik ederek birlik ve beraberlik mesajları verdiler Haber-Fotoğraflar: Adnan Şahin

«


doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

İş başvurularında yabancılara ayrımcılık yapılıyor Hollanda’da bir araştırma, işverenlerin, iş başvurularında yabancı kökenlilere ayrımcılık yaptığını ortaya koydu. İnternet üzerinden özgeçmiş şablonları ve iş başvuru örnekleri sunan CVSter adlı kurumun yaptığı araştırmada, ülkede farklı branşlardaki 120 firmaya uydurulmuş isimlerle 480 iş başvurusu e-postası gönderildi. Araştırmaya göre işverenler, Türk, Faslı ve Surinamlı isimlerle gönderilen e-postaları, aynı sayıdaki Hollandaca olanlara oranla yüzde 9 daha az açtı. Araştırmada, ekte özgeçmişi bulunan yabancı isimle gönderilen e-postalarına ise yüzde 13 daha az bakıldığı ifade edilirken, yabancı isimle iş başvurusu yapanların yüzde 16 daha az iş görüşmesine davet edildiği kaydedildi. Gönderilen e-postaların ve ekteki özgeçmişlerin açılıp açılmadığının mail izleme yazılımıyla takip edildiği aktarıldı. Devlet Kamu Televizyonu NOS’da Ocak ayında yayınlanan Radar isimli programda, ülkedeki istihdam bürolarının yarısının işverenin isteği üzerine Türk, Fas ve Surinamlıları istihdam için saf dışı bırakmayı kabul ettiği ortaya çıkmıştı.

17 toplum 23

samenleving

Fotoğraflarla Hollanda gündemi...

Rotterdam camiler gençliği iftarda buluştu

Gençlik İftarda Buluşuyor’ programı çerçevesinde Rotterdam’da hizmet yürüten, Anadolu, Birlik ve Laleli Camii Gençlik teşkilatlarının yöneticileri ve üyeleri iftar programıyla bir araya geldiler. Düzenlenen programa 300’e yakın genç katıldı. İdareciler, kimlik sahibi, şuurlu bir gençliğin yetişmesi için kolları sıvamışlar.

Hollanda’da beş kişiden biri yabancı kökenli Açıklanan verilere göre Hollanda’da beş kişiden birisi yabancı kökenli. Yabancı kökenli vatandaş sayısının önümüzdeki yıllarda daha da artacağı belirtiliyor. Wetenschappelijke Raad voor het Regeringsbeleid (WRR) tarafından açıklanan verilere göre Hollanda genelinde beş kişiden birisi yabancı kökenli. Yabancı kökenli vatandaş sayısının önümüzdeki yıllarda daha da artacağı belirtiliyor. 1972 yılında yüzde 9,2 olan yabancı kökenli vatandaş sayısının 2016 yılında yüzde 22,1 olduğu açıklandı. WRR’in raporunda ebeveynleri veya anne ya da babası başka bir ülkede doğan kişileri yabancı kökenli olarak ele aldığı bildirildi. Daha önceki yıllarda yabancı kökenli vatandaşların daha çok Türkiye, Fas, Surinam ve Antiller’den geldiği şimdi ise ilk 15’te Polonya, Suriye, Bulgaristan, Çin, Hindistan, Almanya ve eski Sovyetler Birliği’nden yer aldığı aktarılıyor. Yabancı kökenli vatandaş sayısının belediyelere göre farklılık gösterdiği dikkat çekiyor. Urk belediyesinde neredeyse hiç yabancı kökenli vatandaş bulunmuyor. Westland’da Polonyalı ve Bulgarların sayısının oldukça yüksek olduğu belirtiliyor. Amstelveen ve Voorschoten’da dünya genelinden farklı ülkelerden gelenler öne çıkıyor. Amsterdam, Rotterdam ve Den Haag gibi büyük şehirlerde ise yabancı kökenli vatandaş sayısının oldukça fazla olduğu bildiriliyor. WRR raporunda yabancı kökenli vatandaş sayısının gelecek yıllarda daha da artacağını belirterek, bu durumun bugünden itibaren ülkeye yeni göçmenin gelmemesi hâlinde de değişmeyeceğini ifade ediyor. Farklı azınlık gruplarının çokluğunun çeşitli problemlere neden olduğuna değinen WRR, çevre sakinlerinin bu durumdan rahatsız olduğunu ve kendini evinde gibi hissedemediğini vurguluyor. Böyle düşünenler arasında yabancı kökenli vatandaşların da yer aldığı söyleniyor. Belediyelerin yabancı kökenli vatandaş sayısının çok olmasının toplumda neden olabileceği problemlerin ortadan kaldırılması için ◄◄ daha aktif olması istendi.

Eğitim gören öğrenciler ödüllendirildi

Hollanda Diyanet Vakfı ve Din Hizmetleri Müşavirliği ile birlikte düzenlenen ve HDV Camilerinde okuyan öğrencilerin katıldığı yarışmalarda bölgelerde ve Finallerde dereceye giren 117 öğrenciye ödülleri düzenlenen bir törenle verildi. HDV Ede Ulu Camiinde düzenlenen ödül törenine, Din Hizmetleri Müşaviri Prof. Dr. Yavuz Ünal, HDV yetkilileri, dereceye giren öğrenciler, öğrenci aileleri, din görevlileri ve şube yöneticileri katıldı.

Trafik cezalarındaki artış bu yıl da devam etti Hollanda’da kesilen trafik cezalarının geçtiğimiz yıla göre artmaya devam ettiği açıklanırken, özellikle de araç seyir hâlinde cep telefonu kullanımında ciddi artış gözlemlendiği bildirildi. 2018 yılının ilk dört ayında araç seyir hâlindeyken telefon kullanan 36.661 sürücüye trafik cezası kesildi. Bu sayının 2017 yılına göre yüzde 25 daha fazla olduğu belirtiliyor. Geçen yıl aynı dönem 27.029 sürücüye direksiyon başına telefon kullanmaktan trafik cezası kesildi. Adalet ve Güvenlik Bakanlığı tarafından yayımlanan rakamlara göre bu yılın ilk dört ayında totalde 3.084.414 trafik cezası kesildi. Bu rakam geçtiğimiz yıl 2.938.509 idi. Trafik cezalarında 2,56 milyon ile aşırı hız ilk sırada yer alırken, bisiklet lambası yanmayanların sayısının neredeyse yarı yarıya yükselmesi dikkat çekti. Hollanda’da kesilen trafik cezalarının sayısı her yıl ◄◄ artış gösteriyor.

Azerbaycan Kültür Derneği 25’inci yılını kutladı

Çeyrek asrı geçen bir süredir Hollanda’nın Lahey kentinde, sosyal, kültürel, eğitim ve spor alanlarında başarılı çalışmalar yürüten Hollanda Azerbaycan Kültür Derneği kuruluşunun 25’inci yılı dolayısıyla bir dizi etkinlikler düzenledi. Dernek Başkanı İlhan Aşkın “25 yıldır bir çok başarılı çalışmaya imza attık” dedi.

PEGIDA, Cami önündeki eyleminden yoğun tepki üzerine vazgeçti İslam ve göçmen karşıtı PEGIDA örgütü, cami önünde toplanan yüzlerce kişinin yoğun tepkisi üzerine domuz etli mangal partisi eyleminden vazgeçti. “Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar” olarak tanımlayan PEGIDA üyeleri, Rotterdam kentindeki Hollanda Diyanet Vakfına (HDV) bağlı Laleli Camii önünde yüzlerce kişinin toplanması üzerine eylemlerini yapmaya gelmedi. Cami önünde toplanan yüzlerce kişi, eylemin iptal edilmesi sonrası Türk bayrağı ve Fas bayrağı ile tekbir getirerek sevinç gösterisinde bulundu. Provokasyona karşı barışçıl Hollandalılardan da destek Kendilerini “Barış için 010” olarak adlandıran bir grup, Hollandalı eski siyasetçi Setkin Sies önderliğinde, PEGIDA’nın eyleminin planlandığı saat öncesinde caminin önündeki kaldırımlara barış ve sevgi ifadeleri yazdı, girişine de çiçekler bıraktı. Laleli Camii Başkanı Murat Özyürek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her kesimden insanın camiye destek amaçlı geldiğini ve bunun için çok mutlu olduklarını söyledi. Özyürek, “Komşularımız ve semt sakinleri camimizin etrafına çiçekler koydular. Çocuklarıyla gelerek tebeşirlerle caminin önündeki kaldırıma, yollara barışçıl ve sevgi dolu yazılar yazarak resimler çizdiler. Biz burada komşularımızın hepsiyle güzel bir şekilde yaşamak istiyoruz. Hiç kimseyle sorun yaşamak istemiyoruz.” ifadelerini kullandı. Caminin bulunduğu semtte yaşayan Hollandalı Jeroen Dekker, sabah televizyonda tesadüfen karşıt eylemin olacağını gördüğünü belirterek “Gördüğüm zaman hemen buraya destek verilmesi gerektiğini düşündüm. Hangi ırktan ve dinden olursa olsun birbirimize saygılı olmamız gerekir. Bu bir provokasyondur. ve ben buna tamamen karşıyım.” dedi. Başka bir semt sakini Madelon Grant da burada bulunan ve barışçıl eyleme destek verenlerin gücünün görülmesi gerektiğini kaydederek “Camideki insanları tek başına bırakmamamız lazım. Rotterdam’ın her yerinden ve bu semtten gelenlerle birlikte caminin kapısının kim olursa olsun herkese açık olduğunu göstermemiz gerekir.” değerlendirmesinde bulundu. PEGIDA, sosyal medya üzerinden Rotterdam, Utrecht, Gouda, Lahey ve Arnhem kentlerinde bu hafta iftar saatinde cami önünde domuz etli mangal partisi eylemi yapacağını duyurmuştu. Rotterdam’ın Fas asıllı Belediye Başkanı Ahmed Aboutaleb geçen ay, İslam ve göçmen karşıtı PEGIDA hareketinin iftar saatlerinde cami önlerinde yapmayı planladığı domuz etli mangal eylemine izin vermişti. Utrecht, Gouda, Lahey ve Arnhem belediye başkanları ise izin vermemişti. Laleli Camii yönetimi, PEGIDA’nın domuz etli mangal partisi eyleminin provokasyon amaçlı olduğunu belirterek herkesi ◄◄ sükunete davet etmiş, “provokasyona gelmeyin” çağrısı yapmıştı.

Hollanda Genç MÜSİAD mültecileri unutmadı

MÜSİAD Rotterdam’’n organize ettiği ve toplam 450 kişinin katıldığı iftar, bu yılın farklı iftarlarından birisi oldu. Hollandanın Katwijk şehrinde bulunan mülteci kampında verilen iftarda çocuklar da unutulmadı. Farklı bir konsept ve programla Genç MÜSİAD, mültecilerin gönüllerini fethetmesini bildi. Genç MÜSİAD Rotterdam Başkan Vekili Rabia Alkılıç ve Başkan Elif Cansu Kaba’nın yaptıkları konuşmaların ardından çocuklara çeşitli hediyeler dağıtıldı.

Adacams’ın 11. geleneksel iftarına yoğun katılım Hollanda da Güvenlik kamera sistemleri sektörünün güçlü isimlerinden Adacams sahibi Şahin Arabacı ve eşi Fatma Karaca Arabacı bu yıl 11. kez düzenledikleri geleneksel iftar yemeği organizesinde tüm dostlarıyla bir araya gelmenin mutluluğunu yaşadılar. Dua ve semazen gösterisi ile başlayan iftar organizesinde ev sahibi çift, davetlilerle teker teker ilgilendiler.


18

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, esenlikler ve hayırlı yolculuklar diliyoruz...


19

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

Fotoğraflarla Hollanda gündemi...

Cihan Gerdan: “Çocuklarımıza, geçmişleriyle gelecekleri arasında bir köprü kurmaya çalışıyoruz”

Hollanda Mehteran’dan ekip ve ailelerine iftar

2011 yılında kurulan ve 35 kişilik bir ekiple bütün Avrupa’yı dolaşan ve ecdat yadigarını tanıtan Hollanda Mehteran, çalışma arkadaşlarını ve ailelerini bir iftar programıyla bir araya getirdi.. Ailelerinin bu gönüllü hizmet

için bulundukları fedakârlığa teşekkür eden Mehteran Genel Sorumlusu Ünal Fırat, Amerika’dan Türkiye’ye kadar gösteri için davet aldıklarını ifade etti.

İslam ilkokullarının yükselişi sürüyor SIPOR yönetimi altında eğitim vermekte olan Al-Ghazali, İbn-i Sina, İkra ve Noen adlı okullar, bu yıl CİTO/DIA/IEP sınavlarında 6 öğrencisinin 550 tam puan almasıyla ve puan ortalamasında diğer okulları geride bırakmasıyla yeniden gündeme geldi.

B

u yıl da SIPOR’a bağlı olarak eğitim veren Al-Ghazali, İbn-i Sina, İkra ve Noen adlı İslam ilkokulu öğrencilerinden Jouairia Bouaiss, Selim van Noppen, Bilal Azaaj, Said Mirza Yalçınkaya, Sufyan Ed Dakhissi, Nada Boulghalegh 550 tam puan alarak okullarının adını Hollanda’ya duyurdu. 6 öğrencinin elde ettiği başarı NOEN okulunda düzenlenen bir törenle kutlandı. Kutlamada, SIPOR Müdürü Cihan Gerdan, IKRA Okul Müdürü Semi Salem, Ibn-i Sina Okul Müdürü Alâeddin Durmuş, NOEN Okul Müdiresi Fadime Koçak ve yüksek puan alan öğrencilerin aileleri hazır bulundular. Çocuklarla sohbet eden Gerdan, onlara çıkacakları yol alakalı bilgi verdi, hedeflerini ve ne olmak istediklerini sordu. Okumayı çok seven öğrencilerin çoğu, aile hekimi, doktor, veteriner ve büyük şirketlerde yönetici olmak istediklerini söylediler. Her yıl 550 tam puan alan öğrencilere bir ödül töreni düzenleyen SIPOR Müdürü Cihan Gerdan, bu yıl da 550 tam puan tutturan 6 öğrenciye ve ailesine özel bir başarı madalyası, SIPOR imzalı özel kalem ve birer buket çiçek takdim etti ve “Geçen yıl da 2 öğrencimiz bu puanı tutturmuştu, bu başarıyı hafızalara kazımak, çocukların ufkunu açmak ve motive etmek için madalya

ile ödüllendiriyoruz. Bu yıl ilk kez, bu öğrencileri bize kazandıran okul ekibine sembolik bir hediye çeki takdim ettik. Çalışmalarının karşılığı elbette daha büyük ama, beraber güzel bir gün geçirmeleri için böyle bir uygulama başlattık” dedi. SİPOR müdürü Cihan Gerdan yaptığı değerlendirmede “Son yıllarda okullarımızın başarısı CİTO sınavında da kendini göstermeye başladı. Daha önceki yıllarda benzer okullarla aynı seviyede sonuçlar alırken şimdi benzer okullardan daha iyi bir seviyedeyiz. Eğitim kalitesinin yükselmesi elbette velilerin de dikkatini çekiyor. Bu yüzden son beş yıl içinde okullarımızda okuyan öğrenci sayısı 1885 oldu. İki okul açacak kadar, 800’e yakın da bekleme listesinde olan talebemiz var. İşini seven, çok iyi yapan ve alanında uzman 205 elemanla kalite çıtamızı her yıl daha da yükseltiyoruz. “Bize taş duvarlar değil, geleceği kucaklayacak beyinler lazım” Bütün uğraşımız bu yöndedir. Çocuklarımız burada kendilerini evlerinde hissediyorlar. 550 puan alarak iyi bir eğitim alma fırsatı yakalayan bu öğrencilerimiz gittikleri okullarda inançlarının gereğini yaşadıklarından dolayı sürekli sorgulanacaklar. Bu durum onların içine kapanmasına ve özgüvenlerini

Oleander Semt Evi, semt sakinlerini buluşturdu

Bölge insanının, sosyal, kültürel etkinliklerinin yapılmasına zemin hazıralayan ve semt sakinlerinin buluşma mekânı olan Oleander Buurthuis, bünyesinde faal durumda olan farklı din ve etnik kökenden oluşan insanlara iftar verdi. İftar öncesi, semtin sorunları da dile getirildi.

yitirmesine sebep olacaktır. Aileleri olarak onları bu zorlu yolculukta destekleyecek ve yalnız bırakmayacaksınız. Bu okullarda bu gibi durumu yaşamadıkları için kendilerine olan güvenleri tamdı. Bu yüzden başarılı idiler. Bunun devamını sizler veliler olarak sağlayacak ve onların yanında olduğunuz onlara hissettireceksiniz. Çocuklarımıza, geçmişleriyle gelecekleri arasında bir köprü kurmaya çalışıyoruz. Onları, kendi tarihiyle, kültürüyle, sanatıyla ve değerleriyle buluşturarak geleceğe hazırlıyoruz. Buradan mezun olanlar bizim bu alanda elçilerimiz olarak dünyanın her bir yanına yayılacaklardır. Buna inanıyoruz. Onlar kendi kimliklerinden, kendi değerlerinden asla utanmayacaklar, o güzellikleri gizlemeyecekler ve tüm dünya insanlarıyla o güzellikleri paylaşacaklardır. Biz Allah’ı bilen bir vasıfsız bir işçiyi, Allah’ı tanımayan bir doktora tercih ederiz. Bizler, bu ülkeye faydalı birer yurttaş ve Allah’ını bilen birer insan yetiştiriyoruz” ifadelerini kullandı. Haber-Fotoğraflar: Doğuş Haber Merkezi

«

Türk Hava Yolları iftarı buluşturdu

Başkonsolos Modrak’tan destek ziyareti

Pegida’nın, cami önlerinde yapacağı domuzlu ızgara eylemi, Arnhem Ayasofya Cemiyet Başkanı Hüseyin Türkoğlu ve yönetim kurulunun, Belediye Başkanı ve Emniyet Teşkilatıyla yaptıkları görüşmeler neticesinde durduruldu. Bu eylemden dolayı T.C. Deventer Başkonsolosu Tuna Yücel Modrak Arnhem Ayasofya Camii’ni ziyaret ederek manevî destek verdi.

Denk Partisi oylarını ikiye katladı

Ülkede son yapılan kamuoyu yoklaması Tunahan Kuzu önderliğindeki DENK Partisi’nin büyümeye devam ettiğini gözler önüne serdi. “Hollanda’da bugün seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?” sorusuna DENK partisi seçmenlerden büyük destek gördü. Sonuç DENK’in oylarını ikiye katladığını ortaya koydu. Bugün seçim olsa DENK mecliste 6 sandalye elde edecek.

Oudenbosch HDV Barbaros Camii ek binası hizmette

Hollanda’da geleneksel hâle dönüşen Türk Hava Yolları iftar programı bu yıl Amsterdam’da yapıldı. Amsterdam Corendon Vitalty Hotel’de yapılan iftar propramına yoğun ilgi gösterildi. Çok sayıda davetli konuğun katıldığı iftar proğramına Hollanda’daki seyahat acentaları, Sivil Toplum Kuruluş temsilcileri, vakıf ve dernek başkanları, sanatçılar, yazarlar ve basın mensupları katıldı. İftar öncesi ve sonrası konuklar birbirleriyle görüşme ve sohbet imkânı buldular. THY Amsterdam Müdürü Cengiz İnceosmanoğlu, iftar öncesi yaptığı konuşmada, ‘Bir kez daha kavuşma mutluluğunu yaşadığımız Ramazan-ı Şerif ayınızı tebrik ediyor, bu

mübarek ayın tüm insanlık için hayır ve güzelliklere vesile olmasını niyaz ediyoruz’ dedi ve konuklarına katılımlarından dolayı teşekkür etti.

İftar yemeği, canlı olarak okunan ezan sonrası gecenin ilerleyen saatlerine kadar devam etti. Haber: Doğuş Haber Merkezi

Hollanda Diyanet Vakfına bağlı Oudenbosch HDV Barbaros Camii ek bina inşaatı tamamlanarak resmî törenle hizmete açıldı. 28 Nisan 2018 tarihinde düzenlenen açılış törenine Lahey Din Hizmetleri Müşaviri Prof. Dr. Yavuz Ünal, Rotterdam Başkonsolosu Sadin Ayyıldız, HDV Yönetim Kurulu Adına Recep Ayaz, Veghel Belediye Başkanı J. Vonk Vedder, Federasyon Başkanı Ömer Altay ile HDV şube yöneticileri ve vatandaşlar katıldı. Açılış Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı, daha sonra sırayla protokol konuşmaları yapıldı. Konuşmalardan sonra kurdele kesilerek cami ek binası hizmete açıldı. Oudenbosch HDV Barbaros camii ek binası 296.000 Avroya mal oldu.


maandblad/aylık gazete doğuş nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

04 tanıtım 26 20 introductie

İzin yolu haritası 2018

ve gazetede isimleri bulunan firmalar olarak iyi yolculuklar ve iyi bayramlar dileriz...

TUR-NED OLARAK HAYIRLI YOLCULUKLAR, İYİ BAYRAMLAR, İYİ TATİLLER DİLERİZ

Groothandelsmarkt 69-78 3044 HC Rotterdam info@tur-ned.nl www.tur-ned.nl +31(0)10 43 78 812

FİNMA OLARAK HAYIRLI YOLCULUKLAR, İYİ BAYRAMLAR, İYİ TATİLLER DİLERİZ...

Hakkımızda Tur-Ned International Trading firması, 1992 yılında kurulmuş, 26 yıldan beri etnik piyasaya kuru gıda gurubunda Türkiye’nin ve Avrupa’nın kaliteli markalarının marketlere tedarikini yapmaktadır. Bünyemizde bulundurduğumuz yaklaşık 60’a yakın marka ile ürün yelpazesini zenginleştirmiştir. Türkiye’nin önde gelen Ece, AKFA, ALTINDAMLA, BAŞHAN, ÇAYKUR, ECE, EYÜP SABRİ TUNCER, MARMARABİRLİK ZEYTİNLERİ, NUHUN ANKARA MAKARNASI, ORKİDE, ÖNCÜ, TUKAŞ VE VİKİNG TEMİZLİK ÜRÜNLERİ gibi Türkiye’nin kalitede öncü markalarını, Rotterdam toptancı halindeki 1500 m2’lik satış mağazasında ve günlük dağıtım ağıyla müşterilerinin hizmetine sunmaktadır. Bünyemizde bulunan markaların tamamı için markalar bölümüne bakabilirsiniz… Aynı zamanda haftanın 5 günü (Pazartesi-Cuma) Hollanda’nın tüm bölgelerine servisle ürünlerimiz ulaştırmaktayız. İş ortaklarımızın taleplerini yerine getirebilmek için yönetim, pazarlama ve depodaki ekibimizle en iyi tedarikçi olabilme prensibiyle çalışmaktayız.

Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, esenlikler ve hayırlı yolculuklar diliyoruz...

Birlikte yarınlara emin adımlarla...

Gentle Incasso OLARAK HAYIRLI YOLCULUKLAR, İYİ BAYRAMLAR, İYİ TATİLLER DİLERİZ...


Yol bilgileri için ww.silayolu.com adlı siteyi takip edebilirsiniz. Güncel bilgilere anında ulaşabilirsiniz...

doğuş aylık gazete/maandbla

nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

Tel: 0161 - 227892 - 06 27 28 39 79 www. lailabruidsjurken.com

Nişanlık - Abiye

Gelinlik -

reizen

seyahat 21

ve gazetede isimleri bulunan firmalar olarak iyi yolculuklar ve iyi bayramlar dileriz...


04 22

Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, esenlikler ve hayırlı yolculuklar diliyoruz...


samenleving

toplum 23

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

Murat Altun

Muştular

murat.7701@hotmail.com

Bekâ Sorunu Olmayan, Gerçek Hayat Ahirettir

V

da, zengin ve ünlüler dâhil, mevcut hâli iyi ve güvende olsa da, gelecek korkusu/endişesi yüzünden yaşadıkları ânın lezzetini alamıyorlar.

İşte bu güzelliğe erişmek için; hayatımızı, her türlü harama karşı imsak/oruç gibi tutarsak, vefatımız iftar/bayram, yâni cennet olur. Fakat, insanın ruhunu tatmin edecek en mühim şey, emniyet ve huzur hissine sahip olmasıdır. Zaten şeytan da bu gerekçeyle kandırıp, Adem babamızla, Havva annemizi cennetten çıkarmadı mı? “Rabbiniz size bu ağacı sırf melek olursunuz veya ebedî kalanlardan olursunuz diye yasakladı, dedi.” (Araf 20) Adem babamız, henüz imtihanını vermediği için, tek bir ağaçta olsa yasa(k) konmuştu. Ama dünyada kulluğunu hakkıyla ifa edenlere orada hiç bir yasak olmayacak. Ve daha önemli olan: “Onlara korku ve hüzün yoktur.” ayetidir. (1) Havf/korku: Gelecekte başa gelecek herhangi bir sıkıntı, hastalık, bela ve ölüm duygusu. Bugün yapılan araştırmalar

(2) Hüzün: Geçmişle ilgili pişmanlık, acı, hasret, keşkeler vs... Düşünebiliyor musunuz; cennete girmişiz mekân/manzara güzel, yeme-içme, şehvetle zevkin zirvesindesiniz fakat, birini kıskanıyor, sevmediğiniz birisiyle karşılaşıyor veya en sevdiğiniz insanları cennette göremiyorsunuz. Bu cennet cennet olur mu?.. Olmaz!.. Onun için, cennetin fizikî güzelliğinden daha çok bizim gönlümüz cennet kıvamında, emniyet ve neşe içinde sevdiklerimizle beraber olacaktır: “Biz o cennetliklerin kalblerindeki kinleri/ kıskançlığı çıkarır atarız. Hepsi kardeşler olarak sevinç içinde karşılıklı koltuklara otururlar.” (Hicr 47) Orası müminler için, kral/kraliçe hayatından daha muazzam, göz kamaştırıcı bir saltanatın diyarı: Tahtlar üzerine kurulmuş, altlarında su, süt, şarap ve bal ırmakları akan yüksek cennet sarayların da... Bugün dünyada, mesela İstanbul Boğazı’nda veya İzmir, Antalya gibi deniz kentlerinde kıyıdan bir saray almaya kimin gücü yeter. Hâlbuki fâni ve cennetin yanın da çöplük bile olamaz. Onun için Kur’an’ın onlarca ayeti: “ahiretin daha hayırlı/kaliteli ve bekâ sorunu olmayan ebedi bir âlem.” olduğunu haber veriyor. Yine burada bir elmas milyonlarca euro tutarken cennet saraylarının yapısı hakkında efendimiz (sav.): “Bir kerpici(tuğlası) altından, bir kerpici gümüştendir. Duvarların sıvası misktir. Çakıl taşları inci ve yakuttur. Oraya giren ebedileşir, hiç yaşlanmaz (gençlik ve güzelliği sürekli artarak devam eder.)” derken, oranın dünya ile farkını şu hadisle ortaya koymuş: “Cennette, yay kadar bir yer, Güneş’in üzerine doğduğu veya battığı şeyden (dünyadan) daha hayırlıdır.” (Kütüb-i Sitte-14, s. 429/2) Orada tekrar ibadet, emir ve yasaklar olmayacak. İş-güç kaygısı olmadığı için pazartesi sendromu da olmayacak. Hastalık, ölüm, ayrılık vs... ne ki negatif/olumsuzsa cennette olmayacak. Sürekli zevk ve eğlence içinde yorulmadan ve dolayısıyla uyumadan ebedi (ölüp yok olmadan) yaşayacağız. Tabii ki monotonluk, usanma da olmayacak, aşkların ve zevklerin doruğunda mutluluğu kaygısız ve kesintisiz yaşayacağız. Yaz sıcağı gibi bir sıcak ama yayılmış gölgeler altında (Yasin 56.Vakıa 30) dolayısıyla yakıcı bir güneş ve soğukta/zemheride olmayacak. (İnsan 13) Üzerinde yetmiş kat ipekten elbise ve her an yedi yüz renge dönen güzelliği ile bir de Allah’ın cemalini seyredince insan mest olacak. Ve cennet bile bu “güzelliğin” karşısında unutulacak.

aktinde hükümdarın biri, dillere destan muhteşem bir saray yaptırmıştı. Öyle ki, sarayın her odası ayrı bir güzellik sergisi, her köşesi ince tezyinatla işlenmiş ayrı bir sanat eseri gibiydi. Hükümdar veliyullahtan bir zatı, saraya davet etti ve sordu: “Efendim! Sarayı nasıl buldunuz? Bu hususta görüşlerinizi almak isteriz” Hükümdarın bu sualine karşılık o Hak dostu: “Sultanım! Sarayın dünyevî ihtişamı gerçekten de göz kamaştırıyor. Sadece bir eksiği var!” demiş. Bu cevabı hiç beklemeyen hükümdar ise birden şaşırdı ve sonra hayretle: “Allah Allah! Efendim, bu sarayın eksiği nedir?” diye sorunca, Hak dostu, hikmetli sözü söyleyivermiş: “Bekâsı yok bekâsı!..” Değerli dostlar, bu yazımızda, bu mübarek ayın rahmetinden istifade ederek, Allah’ın bir lütfu, mutluluk ve ebediyet yurdu (bâki olan) cenneti anlamak/ anlatmak istedik. Ancak, bizim cennet hakkında anlatacağımız sadece, bir kesit ve dünya nimetleriyle kıyaslayarak lafzın, tasavvurun dar kalıpları içinde meseleyi anlatma gayreti olacaktır. Çünkü Efendimiz (sav.) cennetteki sürprizlerden bahsederken: “Allah’ın salih kulları için ahirette hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı ve hiçbir beşerin kalbine gelmeyen bir takım nimetler vardır.” buyurmuş.(Ölüm-Kıyamet306/497)

Dalbastı dikensiz kirazlar ve muz ağaçları (Vakia 28-29.) gibi bin bir çeşit meyveler oturduğumuz yerde bize doğru salkıp, zahmet çekmeden alacağız. Sonra, canının istediği iştah verici kuş etleri...(56/27) İstediğinde koşarak gelen ve bir tarafı haşlama, bir tarafı da mangal olan geyik etleri. Özel tepsi ve kadehlerde sunulmuş beyaz şaraplar... Dünyada en çok sevdiğiniz yemek ve içecekte olsa, bol yiyip içtiğinizde lezzet kaybı ve karın ağrısına dönüşür. Ama cennette yedikçe-içtikçe iştah kapanmadığı gibi daha da açılacak ve “hitamuhû misk.” Sonu da en güzel misk kokusuyla tekrar bir rahatlamaya dönecektir. Orada pis koku gibi insandan çıkan kötü şeyler olmadığı için, tuvalet ihtiyacı da olmayacak. Yiyipiçtiklerimiz vücudumuzdan parfüm kokusu şeklinde ter olarak çıkacaktır. Meyve ve yemekle sıralanan lezzetlerin ardından, şahin gözlü huriler ki saklı inciler gibi (Vakıa 22-23) daha önce ne insan eli ne de cin dokunmuş, hem çekici hem güzel ve hem de bütün varlığını eşine adayan, onun mutluluğunu vazife edinmiş hurilerin güzelliğini ayetler ve hadislerde teferruatıyla görebiliriz. Tabii burada kadınlardan; “erkeklere hûri var da bize niye yok?” diye soranlarda çıkabiliyor. Şunu çok rahat bir şekilde söyleyebiliriz: Hiç bir kadına sevmediği bir kişiyle zevce olma mecburiyeti olmayacağı gibi, zevcesi olacak erkekte, onun gönlüne/zevkine en uygun ideal kişi olacaktır. Bu dünyadaki kocası olur veya başka falanca âşık olduğu kişi olur fark etmez. “Kişi sevdiğiyle beraberdir.” buyurmuş efendimiz (sav.) Orada ki genişlik ve rahatlık dünyadaki anlayış ve âdetlerin çok üstündedir. Tıpkı: “Orada deve, at olacak mı?” gibi sorularına Efendimizin (sav.): “Evet orada istersen deve de olacak ve kanatlı uçan atlar da olacak.” dediği gibi. İşte bu dünya da sabredip, Allah’ın rızasını arayanlara burada eksik, yasak/ haram ne varsa, hepsi mükafat, ikram ve hediye olarak orada verilecektir. “Gerçek şu ki, ebrar olanlar (iyiler, doğru olanlar), elbette nimetler içindedirler. Tahtlar üzerinde bakıpseyretmektedirler. Nimetin parıltılı-sevincini sen onların yüzlerinden tanırsın. Onlara mühürlü, katıksız bir şaraptan içirilir. Ki onun sonu misktir. Şu hâlde yarışmak isteyenler, bunun için yarışsınlar.” (Mutaffifin Suresi, 2) İşte Hz. Muhammed (sav.)!.. ahireti/cenneti çok iyi bildiği için dünyaya zerre kadar meyletmedi. Mekke fethedilirken dahi, tevazu ve haşyetinden mübarek alnı devesinin boynuna değecek kadar eğilmiş ve ağzından şu hikmetli yüce söz çıkıyordu: “Allah’ım gerçek hayat(dünya saltanatı değil) Ahiret hayatıdır.” ◄◄

Geleceğin mucitleri...

Öğrenci Eğitim Materyali Üretme Yarışmasında Ede Cemiyeti Birinci Oldu Hollanda İslam Federasyonu Eğitim Başkanlığının geçtiğimiz ay NIF’e bağlı cemiyetler arasında çocuklar için “Eğitim Materyali Geliştirme Yarışması” düzenledi. Yarışmaya 5 cemiyet katıldı. Cemiyetlerde eğitim veren öğretmenlerden çocuklara iman esaslarını anlatmak amacıyla materyaller geliştirmeleri istendi. Bunu yaparken bazı kriterlerin de dikkate alınması istendi. Konuyu çocuklara sevdirerek anlatmak, bilhassa korkutmamak, Allah’ın “gazap” sıfatından daha çok “rahmet” sıfatının ön plana çıkarılmasına dikkat edilmesi istenmiş. Ayrıca bu çalışmayla öğretmenlerin de ders verme teknikleri, metotları, çocuklara yaklaşımları gibi konularda dikkate alındı. Yarışmaya katılan her cemiyet kendilerine verilen temalar üzerinde materyal geliştirdiler. Geçen ay Schiedam’da düzenlenen eğitim fuarında cemiyetler ürettikleri eğitim materyallerini sergileyerek çocukların beğenisine sundular. Amacı eğitimde daha iyiye daha güzele ulaşmak olan bu çalışmanın sonucunca birbirinden ilginç ve güzel çok harika materyallerin ortaya çıktığı gözlendi. Hollanda İslam Federasyonu eğitim başkanlığınca bu materyaller şu şekilde derecelendirildi. Ede

Cemiyeti birinci olurken Oss ve Rotterdam İskender Paşa cemiyeti ikinci ve Rotterdam Ayasofya ile Tilburg üçüncü oldular. Yarışmada birinci olan Ede Cemiyeti “Peygambere İman” konusunu işledi. mızda bildirememiştik. ◄◄

Ramazan bereketiyle geliyor, uzaklar yakın oluyor...

Kuzey Hollanda Millî Görüş Federasyonu’nun Amsterdam’da verdiği iftarda bölge Başkanı Oktay Dalmaz ve IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün önemli mesajlar verdiler. Kemal Ergün, “İsminizin önündeki unvanınız ne olursa olsun. Azınlıkta yaşayan biz Müslümanların isminin önündeki en önemli paye “İslam davetçiliği” payesidir. Burada yaşayan Müslümanlar olarak, biz dinimizin temsilcisiyiz. “Ben dini yaşamıyorum ki, neyin temsilcisi olacağım” deme hakkına sahip değiliz. Değil mi ki “La ilahe illallah Muhammedurrasulullah” deriz. Değil mi ki, ismimiz Amine, Ayşe, Ahmet, Mehmet. Bu toplum, yaşamış olduğumuz bu coğrafya bizim yanlışlarımıza göre İslam’ı ve Müslümanları değerlendirecek, Müslümanlık ona göre değer bulacak veya eksi değer alacaktır. Onun için bu toplumda örnek rol modeller olmak zorundayız.” dedi.

AYASOFYA CAMİİ AÇILIYOR!..

T E V A D

İL Sİ

Z İ N

O

!

O

I


maandblad/aylık gazete doğuş nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

04 cemiyet 24 samenleving

Kemal Ergün:

“Müslümanlar olarak, biz dinimizin temsilcisiyiz. ‘Ben dini yaşamıyorum ki, neyin temsilcisi olacağım’ deme hakkına sahip değiliz.”

İftarda, Rotterdam Başkonsolosu Sadin Ayyıldız, İGMG Genel Başkanı Kemal Ergün, Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Ahmet Akgündüz, Amerika’dan üniversiteyi ziyarete gelen profesörler, DENK partisi Lideri Tunahan Kuzu, İGMG Hac ve Umre Sorumlusu Tahir Köksoy ve Eğitim Başkanı Abdülhalim İnam, CMO Başkanı Raşit Bal, Hasene Hollanda Sorumlusu Mehmet Yaramış, Saadet Partisi Hollanda Başkanı Bayram Başalan, Kuzey Hollanda Bölge Başkanı Oktay Dalmaz, ve daha bir çok kurum kuruluş, esnaf, iş adamı dernek temsilcisi ve cemiyet başkanları hazır bulundular.

Haber- Fotoğraflar: Adnan Şahin

“Oruç kalkandır ve bizi kötülüklerden koruyamıyorsa, vay hâlimize!”

Kısa adı NIF olan Hollanda İslam Federasyonu, Schiedam Yıldız Eğitim Vakfı salonunda verdiği iftarla çok sayıda STK temsilcisi ve teşkilat mensubunu bir araya getirdi

C

ehennemden Kurtuluş Ayı Program Kur’an tilavetiyle başladı. İftar öncesi ilk olarak ev sahibi sıfatıyla misafirleri selamlayan Hollanda İslam Federasyonu (NIF) başkanı Mehmet Erdoğan özetle şöyle konuştu: “Peygamber efendimizin ifadesiyle; Başı Rahmet ortası Mağfiret ve sonu Cehennem Azabından Kurtuluş olan bu aya kavuştuğumuzdan dolayı yüce rabbimize hamdolsun. Rahmet günlerini geride bıraktık mağfiret günleri içindeyiz cenabı Allah bizlere içinde Kadir Gecesi olan son on günü de bizlere idrak etmeyi nasip eylesin. Değerli kardeşlerim, Müslümanlar olarak bizler ramazan ayında oruçlarımızı tutarız, ibadetlerimizi sıklaştırırız, yüce rabbimize yakınlaşırız. O’nun vermiş olduğu sayısız nimetlerin şükrünü bu ayda daha çok yaparız. Bu ay içerisinde iç muhasebe yaparız. Bu ayda hem mali hem de bedeni ibadetlerimizde rabbimizin rızasına ulaşmaya çalışırız. Cenabı Allah bu ramazan ayını salimen idrak etmeyi hepimize nasip eylesin. Ramazan gönülleri fethetme ayıdır Ramazan ayı aynı zamanda sabır ayıdır, nefsi terbiye etmek için büyük bir fırsattır. Ayrıca bu ay kardeşliğimizin pekişmesine ve dayanışma içinde hareket etmemize vesile olur. Bu ayda özellikle gönüllere hitap etmek ve gönülleri fethetmek bizim için son derece önemlidir. Bizler hamdolsun İslam Toplumu Millî görüş Teşkilatları olarak buradaki insanımıza A’dan

Z’ye hizmetlerimizi yapmaktayız. Aynı zamanda dinî bir teşkilat olmamız hasebiyle insanlarımız için cami merkezli çalışmalarımızı da yapmaktayız. Bu vesileyle insanlarımızın yoğunlukla camilere akın ettiği bu ayda teravih ve mukabelelerle irşat çalışmalarımızı da sürdürerek rabbimizin rızasına ulaşmaya çalışıyoruz.” Bizler ramazan ayına sevinçle girdik. Ancak bir tarafımız buruk olarak girdik. Çünkü Gazze Şeridi’nde Müslüman kardeşlerimiz katledilmektedir. Biz onların dertleriyle ve sıkıntılarıyla dertlendik. Geçtiğimiz cuma günü onlar için gıyabi cenaze namazı kıldık ve o kardeşlerimize hayır dualarımızı gönderdik. Bizler her zaman dünyanın neresinde olursa olsun mazlumların yanındayız.” İhsan sohbetlerine katılalım Dört yıl önce Genel Başkanın inisiyatifi ile başlatılan, esnaf ve iş adamlarıyla bir araya gelerek düzenli olarak yapılan “İhsan Sohbetleri”nin sayısı her geçen gün artıyor. Bununla amacımız, esnaf ve iş adamlarını birbirleri ile tanıştırıp kaynaştırmak ve dinî duygular içinde bilgi paylaşımını sağlamaktır. İş adamlarımızı ve esnaflarımızı bu sohbet halkalarına katılmaya davet ediyorum. İslam âlemi birlikteliği zayıf Rotterdam Başkonsolosu Sadin Ayyıldız yaptığı selamlama konuşmasında şunları ifade etti: “Bu güzel organizasyonla bizi bir araya getirdiği için Hollanda İslam Federasyonuna teşekkür ediyorum.

“Oruç günahlara karşı, gıybete karşı, düşmanlıklara, aşırılıklara, aramızdaki kavgalara karşı kalkandır. Eğer oruç zulme karşı bize kalkan olamıyorsa, yer yüzünde zulüm gören insanlara bizi kalkan yapamıyorsa, kolera salgınından dolayı Yemen’de insanlara bizi ilaç yapamıyorsa, Suriye’de, Irak’ta Libya’da dünyanın birçok yerinde mazlum halklara; onların imdadına oruç bizi yetiştiremiyorsa o zaman vay bizim hâlimize!.. “ Ramazan-ı şerifimizin herkese tüm insanlığa, Müslümanlara ve Müslüman olmayanlara dahi hayırlar getirmesini diliyorum. Filistin’den başlayarak dünyanın birçok köşesindeki Müslümanlar çeşitli sıkıntılar çekiyor. Rabbim bu sıkıntıları sona erdirsin. Bu sıkıntılarla mücadele etmek için güç, kuvvet ve aynı zamanda birlik beraberlik akıl ve strateji geliştirmeyi nasip etsin. Hollanda İslam Federasyonunu takdir ediyoruz Hollanda Türk toplumu olarak, başta Hollanda İslam Federasyonu ve benzeri STK’ların millî ve manevî değerlerimizin yaşatılması konusunda önemli bir görevi yerine getirdiğini biliyoruz. Bundan gurur duyuyoruz. Takdir ediyoruz ve destekliyoruz. Yurt içinde olduğu

gibi yurt dışındaki STK’lar toplumu bir arada tutmak, yeni nesillere millî ve manevî değerleri aktarma ve diğer ortak sahalarda dayanışma ruhunu pekiştirmek bakımından samimiyetle gösterdiği her çaba Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de desteğine mazhardır. Bu geçmişte de böyle oldu gelecekte de böyle olacaktır. Hiçbir maddî beklentisi olmayan dinî kuruluşlar samimiyetle hareket etmekteler. Hollanda İslam Federasyonu, emsallerine örnek olan bir STK olarak bugünlere gelen yüz akıyla gelmeyi başaran yegâne kuruluşlardandır.” Hanımların rolleri çok önemli İş adamlarının katkılarıyla bazı faaliyetler dönüyordur ama hanımların el emeği göz nuru, onların çocukların üstüne titremesi

olmasa bir çok faaliyet layıkıyla yerine getirilemez. Maneviyatın ayakta kalması için dil çok önemlidir. Çocuklarımızın Türkçe dilini unutmaması, ona hâkim olması çok önemli. Zira bu kurumların sahipsiz, camilerin boş kalmaması için Türkçeyi unutmamış bir neslin yetiştirilmesi çok önemlidir. Bu anlamda hem ev ortamında hem de camilerde verilen dil kurslarına çocuklarınızı göndermenizi istirham ediyorum.” Essıyamu Cünnetün Programda, İslam Toplumu Millî Görüş Genel Başkanı Kemal Ergün de kapsamlı bir konuşma yaptı. Güney Hollanda Kur’an tilavet yarışması birincisi Selim Gökmen akşam ezanını okuyarak, katlımcıları iftar etmeye davet etti. ◄◄


mozaïek

mozaik 25

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

Ramazan’da iftar sofraları...

Bütün dünyada olduğu gibi Hollanda genelinde de düzenlenen iftar sofraları, kardeşliğin ve dayanışmanın tesisine neden olurken, Müslüman ve gayrimüslim toplumu bir araya getirdi. İşte, dostlarımızla kucaklaşmamıza vesile olan o manevî atmosferlerden kesitler...

Rotterdam İslam Üniversitesi

Hasene Yardımlaşma Derneği

Hollanda Yozgatlılar Federasyonu

Bade Fonds ve BeyazAy Derneği

Ankaralılar Eğitim ve Kültür Derneği

Güncel Haber - Gür Medya - Radyo Deniz

Avr. Sivaslılar Federasyonu Holl. Şubesi

Adil Karakaya Doetinchem Merkez Camii


maandblad/aylık gazete doğuş nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 201

04 haber 26 nieuws

Başbakan Rutte’den Trump’a eleştiri

Kemal Ergün: “Müslümanların aklıyla alay ediliyor”

Başbakan Rutte, “ABD’nin İran anlaşmasından çekilme kararı saçmalık.” dedi.Hollanda Başbakanı Mark Rutte, İran ile varılan nükleer anlaşmadan çekilme kararı nedeniyle ABD Başkanı Donald Trump’ı eleştirdi. Rutte, Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin liderlerini bir araya getiren gayriresmi akşam yemeği toplantısı sonrası Hollanda basınına açıklamalarda bulundu. “ABD kendi başına işler yapıyor” Mark Rutte, “ABD’nin İran anlaşmasından çekilme kararı saçmalık. ABD, başka konularda da müttefiklerini dikkate almadan kendi başına işler yapıyor. Bu iyi değil.” ifadesini kullandı. AB’nin, ABD’yi bu konuda ısrarla uyardığını belirten Rutte, “Cumhurbaşkanı (Emmanuel) Macron ısrarla yapmaması gerektiğini savundu, Almanya Cumhurbaşkanı Angela Merkel de ‘yapma’ demesine rağmen, iki gün sonra yine de bunu yapacağını söyledi.” diye konuştu. ABD Başkanı Trump, 8 Mayıs’ta ülkesinin, 5+1 ülkeleri ile İran arasında yapılan nükleer anlaşmadan çekilme kararını açıklamıştı. ................................................................................................................................... ................................................................................................................................... ...................................................................................................................................

İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Başkanı Kemal Ergün, yarım asırdan beri Batılı ülkelerde yaşayan Müslümanların artık bu toplumların bir parçası olduğunu vurgulayarak, “Yaşamış olduğumuz bu toplumda her türlü buhranın kaynağı Müslümanlar olarak tarif edilmesi bizleri rencide etmektedir” dedi. Almanya’nın Köln kentindeki IGMG Genel Merkezi’nde düzenlenen iftarda konuşan Ergün, Almanya ve Avusturya’da anaokulundaki çocuklara başörtüsünü yasaklama tartışmalarının, “Olmayan bir sorundan dolayı Müslümanların aklıyla alay etmek” olduğunu söyledi. Ergün, şöyle konuştu: “Bizler yarım asırdan beri bu coğrafyada yaşıyoruz. Almanya’da Hollanda’da, kıtaların ötesinde yaşıyoruz. Artık göçmen değiliz, göçmen olarak da kendimizi tarif etmiyoruz, bu toplumun yerli unsurlarıyız, asli unsurlarıyız, bu ülkenin vatandaşlarıyız. Bu ülkenin vatandaşları olarak bizlerin sorunların merkezi olarak gösterilmesi Müslümanlar olarak bizi üzmektedir. Yaşamış olduğumuz bu toplumda her türlü buhranın kaynağının Müslümanlar olarak tarif edilmesi bizleri rencide etmektedir.” – “Bayatlamış konuların sürekli gün yüzüne çıkarılması bizi üzmektedir” Almanya’da 14 yaşından önce, Avusturya’da anaokullarında başörtüsü yasağı getirilmesi tartışmalarını hatırlatan Ergün, “İnanın bu Müslümanların düşünceleriyle, akıllarıyla oynama, alay etme manasına geliyor. Müslümanların aklıyla alay ediliyor. Anaokulundaki bir kızın başörtüsü sorunu var mı? Anaokulundaki bir çocuğun başörtüsü meselesi mi var? Müslümanların zihinleriyle, inançlarıyla oynamak için bu tür meselelerin, bayatlamış konuların sürekli gün yüzüne çıkarılması bizi üzmektedir” ifadelerini kullandı.

Bayram Mesajı...

“Bayram, bütün insanlığa hayırlar getirsin!” Değerli kardeşlerim, idrak etmiş olduğumuz ve içerisinde huzur bulduğumuz mübarek Ramazan ayına veda etmek, bayrama erişmek ve ardından da sıla-i rahim için yollara düşmek üzereyiz. Hollanda’nın en köklü STK’larından biri olan, Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu olarak sizlerden özellikle istirham ediyoruz; vatana otomobiliniz ile yolculuklarınızda çok dikkatli olmanızı istiyoruz. Malum, bayramların amacı uzun zamandır görüşülmemiş eşi, dostu ve akrabayı ziyaret etmektir. Bayram ve kaza kelimelerinin yan yana gelmesini insan düşünemiyor. Sevilenlere kavuşmak acıya, hüsrana dönüşmesin, bayramda gülmesi gereken gözler yaşlara boğulmasın ve trafikte her zaman dikkatli olalım, tedbiri elden bırakmayalım. Mübarek Ramazan Bayramınızı sevdiklerinizle beraber sağlıklı ve huzur içinde geçirmenizi dileriz. Bayram, tüm insanlığa hayırlar getirsin! Saygılarımızla, Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu adına, ◄◄ Ömer Altay, Genel Başkan

MÜSİAD Rotterdam’dan İftar

MÜSİAD Rotterdam, Rotterdam Başkonsolosu Sadin Ayyıldız, MÜSİAD başkanları, üyeleri ve iş adamları ile siyasetçiler ve STK temsilcilerinin katıldığı bir iftar düzenledi. MÜSİAD Rotterdam Başkanı Mustafa Duyar’ın misafirleri kapıda karşılayarak tek tek ilgilendiği geceye 200 davetli katıldı. Misafirlere hoş geldin konuşması yapan MÜSİAD Rotterdam Başkanı Mustafa Duyar tüm davetlilere hoş geldin diyerek şunları söyledi “Biz MÜSİAD Rotterdam olarak gönüllere kardeşlik ve barışın egemen olmasını, birlik ve beraberliğimizin pekiştirilmesi adına böyle organizeler yapmayı kendimize aslî görev kabul ettik. Göreve geldiğimiz 2 Aralık 2017’den bu yana verdiğimiz tüm sözlerimizi yerine getirdik, üyelerimize faydalı olabilmek için elimizden geleni yapmaktayız.” Genç MÜSİAD Rotterdam Başkanı Elif Cansu Kaba çalışmalar hakkında bilgi verdi ve Katwijk’ta 450 mülteciye bir iftar programı, 16 Haziran’da da 180 Mülteci çocuğa bayram programı organize ettiklerini belirtti. Geceye katılan Rotterdam Başkonsolosluk Sadin Ayyıldız da yaptığı konuşmada, bu Ramazanın kendisinin ucunu Ramazanı olduğunu vurgulayarak “Müslüman ekonomik olarak güçlü olmalı. Sadece manevî anlamda değil maddî anlamda da güçlü olursanız uluslararası sahnede söz sahibi olursunuz. Bu anlamda MÜSİAD önemli bir görevi yerine getiriyor. Önümüzde seçim var, tüm vatandaşlarımızın vatandaşlık görevini yerine getirerek oylarını kullanmaya davet ediyorum.” dedi. Geceye katılan Denk partisi milletvekili Selçuk Öztürk te Hollanda’daki Türk iş adamlarına dikkat çekerek “sizler Hollanda’ya katkı sağlayan insanlarsınız. Hollanda bütçesine geçen yıl 8 milyar Euro bütçe fazlalığı var. Bu sizlerin ◄◄ katkılarıyla oluyor. Hollanda yabancılarla daha güzel.”dedi.

.................................................................................................................................................................................................................. .................................................................................................................................................................................................................. ..................................................................................................................................................................................................................

Robert Soeterik: “Büyük Dönüş Yürüyüşü’nde yaşananlar korkunç ve utanç verici” Hollanda Filistin Komitesi Başkanı Robert Soeterik “Büyük Dönüş Yürüyüşü’nde yaşananlar korkunç ve utanç verici. Silahsız barışçıl gösteri yapanlar, uluslararası medyanın önünde İsrail keskin nişancıları tarafından tavşan gibi vuruluyor” dedi. Hollanda Filistin Komitesi Başkanı Robert Soeterik, İsrail’in Gazze’de yaptığı katliamla ilgili olarak “Büyük Dönüş Yürüyüşü’nde yaşananlar, korkunç ve utanç verici. Hem Nekbe’nin 70. yıl dönümü olması hem de ABD’nin büyükelçiliğini resmen Kudüs’e taşıması nedeniyle Filistinliler, ağır ve zor bir duygusal dönem geçirecektir.” dedi. Soeterik, Filistinlilerin Nekbe (Büyük Felaket) olarak adlandırdıkları 15 Mayıs 1948’in 70. yıl dönümü ve İsrail’in dün Gazze’de yaptığı katliama ilişkin, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu. Zulmün aslında Nekbe’den önce başladığını ve sonrasında da devam ettiğini belirten Soeterik, “Önce siyonist güçler, daha sonra İsrail askerleri Filistinlilere büyük ölçüde şiddet uygulayarak göç etmeye zorlamış ve etnik temizlik yapmıştır. Bu arşivlerde deliller ile sabittir. Hem Nekbe’nin 70. yıl dönümü olması hem de ABD’nin büyükelçiliğini resmen Kudüs’e taşıması nedeniyle Filistinliler, ağır ve zor bir duygusal dönem geçirecektir.” ifadelerini kullandı.

”Barışçıl göstericiler tavşan gibi vuruluyor” Soeterik, “Silahsız barışçıl gösteri yapanlar, uluslararası medyanın önünde İsrail keskin nişancıları tarafından tavşan gibi vuruluyor. İnsanlarda derin ve ağır yaralar açan mühimmat kullanılıyor. Hollanda’dan Gazze’ye giden gönüllü bir yardımseverin, İsrail askerinin alaycı bir şekilde ‘bunları ev hapsine mahkum ediyoruz’ diyerek ateş açtığına şahit olduğunu duydum. Yaralananlar, hayatının büyük bir bölümünde evinde mahkum kalıyor.” diye konuştu. Hollandalı siyasetçilerin her seferinde İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu söylediğini vurgulayan Soeterik, “Neyin savunması bu? Bizim gözümüzde, dışarıdan gelerek bir bölgenin vatandaşlarını kovmuş ya da baskı altında tutmuş ve oradaki yönetimi ele geçirmiş bir sömürü düzeninin bariz savunmasıdır. Bizim ölçülerimize göre İsrail’in bunu savunmaya hakkı ◄◄ yok.” değerlendirmesine bulundu.

Hollanda’da ev problemi ciddi boyutlara ulaştı Hollanda’da ev probleminin ciddi boyutlara ulaşması hükümeti harekete geçirdi. Hükümet yeni konut yapımı için sanayi bölgelerini de değerlendirmeye aldı. Büyük şehirlerde ise evsizleri yerleştirecek ev bulunamadığı ve sayılarının giderek arttığı bildirildi. Hollanda’da özellikle Rotterdam, Amsterdam, Den Haag ve Utrecht gibi büyük kentlerde konut sayısının yeterli olmadığı ve yenilerinin de ya uygun zemin bulunamadığından ya da inşaatların ağır işlemesinden dolayı yeni konutların yapılamasının ciddi sorunlara sebep olduğu bildirildi. Hükümet konut yapımı için kullanılmayan veya uygun olan sanayi bölgelerinde zeminin inşaat için tasarlanıp tasarlanamayacağının incelenmesini istedi. Aynı zamanda konut kooperatifleri ile anlaşma sağlandığı açıklanırken, yeni konutların bir an önce yapılması için çalışmaların başlatılacağı bildirildi. Diğer yandan büyük şehirlerde yaşanan konut yetersizliğinin evsizleri de vurduğu ve onları yerleştirebilecek ev bulu◄◄ namadığı için sayılarının giderek arttığı bilgisi paylaşıldı.

Deventer’de dostluk rüzgârı esti Overijssel Eyaleti’ndeki yurttaşlarımızın yoğun bulunduğu Deventer kentinde düzenlenen geleneksel Çok Kültürlü Festivali’nde toplumlararası ilişkiler bir kez daha güçlendirildi. Hollanda Diyanet Vakfı’na (HDV) bağlı Merkez Camisi tarafından düzenlenen ve yurttaşlarımız ile Hollandalıların yanı sıra çeşitli uluslardan yabancıların da yoğun ilgi gösterdiği üç günlük festival boyunca zengin mutfağımızdan örnekler sunuldu, folklor ekipleri sergiledikleri oyunlarla Anadolu rüzgârı estirdi. Farklı etkinliklerin yapıldığı festivale Deventer Başkonsolosu Tuna Yücel Modrak, Deventer Belediye Başkanı Andries Heidema, Deventer Başkonsolosluğu Bölge Uzmanı Hasan Şenok, belediye yetkilileri, çeşitli kurum ve kuruluşlardan temsilciler de katıldılar. Festivalin açılışında bir konuşma yapan Deventer Başkonsolosu Tuna Yücel Modrak, “Bugün sizlerle olmaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Bildiğiniz gibi camilerimiz sadece ibadethane değil, aynı zamanda birer eğitim yuvası ve kültür merkezidir. Gençlerimizin kötü alışkanlıklardan uzak tutulması, topluma faydalı bireyler olarak yetişmeleri, kadınların sosyal hayata daha aktif katılımlarının sağlanması açısından da önemli rol oynayan mekanlardır. Camilerimiz ayrıca, İslam dininin temsil ettiği barış, hoşgörü, karşılıklı sevgi ve saygı gibi değerlerin aşılandığı yerlerdir. Camilerimizin kapısı tıpkı Türk insanının kalbi gibi herkese açıktır. Deventer Merkez Cami de bu anlayışla yararlı ve anlamlı birçok faaliyet gerçekleştirmektedir. Bunların arasında da her yıl düzenlenen kermesler önemli bir yer tutmaktadır” ◄◄ ifadesini kullandı.


27 panorama 23 uitzicht

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 201

Simitçi Dünyası’ndan Rotterdam’a bir şube daha Dünya markası olma vizyonuyla yurtdışında büyüme stratejisine hız veren Simitçi Dünyası, Hollanda’daki 7’nci mağazasını, Rotterdam Zuid bölgesinde açtı. Simit Dünyası’nın Rotterdam Zuid şubesinin açılışına Simitçi Dünyası Türkiye CEO’su Levent Yıldırım, Lahey Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri Tayfun Erkan ve Basın Müşaviri Emrullah Akgündüz, Denk Partisi Meclis Grup Başkanı ve Milletvekili Tunahan Kuzu, Simitçi Dünyası Hollanda CEO’su Demet Rençber ile bazı STK temsilcileri katıldı. Misafirlerin yüzünde tatlı bir tebessüm bırakmak kentin en işlek caddesine açıldı Simitçi Dünyası Rotterdam Zuid Beijerlandselaan AVM şubesi CEO’su Muhammed Koç, “Özellikle Rotterdam güney bölgesinde potansiyel olduğunu gördükten sonra burada bu iş yerini açmaya karar verdik. Öyle ki bu bölge başta Türk toplumu olmak üzere faslılar ve diğer etnik kökenden toplulukların yaşadığı farklı bir bölge. Bizim konseptimizin buraya gayet uygun olacağını düşünüp karar verdikten sonra adım attık. Vatandaşlarımızdan isteğimiz en azından gelip yerimizi mutfağımızı ürünlerimizi görsünler, tatsınlar karar versinler. Pişman olmayacaklarından eminiz. Burada özellikle hâlen eğitimine devam eden veya işsiz olan gençlerimize istihdam olanağı sağladık. Hâlen 25 kişilik profesyonel bir ekibimiz var. Özellikle doğum günü iş yemekleri veya diğer grup yemek programları için 125 kişilik yerimiz mevcuttur. Öncesinde rezervasyon yapma olanağı vardır. Avrupa’nın en büyük Simitçi Dünyası olmaktan son derece mutluyuz.” ifadelerini kullandı. ................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................. .................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

Manipülasyonda son nokta...

Hollanda’daki Türkler, 24 Haziran seçimlerini bekliyor Hollanda’da yaşayan yaklaşık 252 bin Türk seçmen, 3 bölgedeki 71 sandıkta Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekil Genel Seçimleri için oy kullanacak.

Ders kitabında Türkiye’yi kötüleyen ifadeler tepki çekti Hollanda’da ortaokul öğrencilerine verilen ders kitabında Türkiye’yi kötüleyen ifadelerin kullanılması Hollanda’da yaşayan Türk toplumu tarafından tepkiyle karşılandı. Malmberg yayınevine ait bir ders kitabında, Türkiye’nin AB üyeliği hakkında öğrencilere fikir vermesi gereken sayfadaki örneklerde, Mehran isimli bir karakterin çiziminin altında “Ben bir Kürdüm, Türk polisi Kürtlerden nefret ediyor. Biz nedensiz yere tutuklanıp işkence görüyoruz.” ifadesi kullanıldı. Aynı sayfada Mehmet adındaki diğer bir karakter ise ”İzmir’de bir arazi almıştım. Oraya yeni evimizi inşa edecektik. Ama inşaat ruhsatı verilmedi. Daha sonra araziyi sattım. Şimdi de o belediye başkanı o araziye bir ev inşa ediyor.” diyor. Türk kökenli bir dershane öğretmeni tarafından fark edilen, Türk devletini ve Türk toplumu hedef alan bu ifadeler Hollanda’da yaşayan Türk toplumunda büyük tepkilere neden oldu. Dershane öğretmeni Şenol Büyükbaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, söz konusu ifadeleri öğrencisinin kullandığı ders kitabında gördüğünde çok şaşırdığını ve şoke olduğunu söyledi. Büyükbaş, “Öğrencilere doğru olmayanı doğruymuş gibi göstererek küçük yaşta çocuklara Türkiye düşmanlığı empoze edilmeye çalışılıyor.” dedi. Türk İşadamları Derneği Rijland Bölgesi (TOVER) Başkanı Durmuş Doğan da ülkede Türkiye hakkında olumsuz bilgiler içeren bir ders kitabının varlığının Türkleri rahatsız ettiğini ifade etti. Doğan, “Öğrencilerin, Türkiye ve Türkler hakkında gerçek dışı bilgilerle eğitilmeleri, ülkede yaşayan Türk toplumunun buradaki varlığı için olumsuz bir girişimdir. Bu durum Türkleri olumsuz etkilediği kadar Hollandalıları da olumsuz etkiler.” diye konuştu. Bunu yapanların amacının iki ülke arasındaki bağları koparmak olduğuna dikkat çeken Doğan, “Derinlerden gelen emirlerle yapılan bu tür algı çalışmaları, Hollanda ile Türkiye arasındaki ilişkilere olumlu katkı sağlamaz. Hollanda Eğitim Bakanı bütün öğrencilerin bakanıdır. Bir toplum hakkında yanlış bilgiler verilmesine müsaade etmemelidir.” değerlendirmesinde bulundu. Hollanda Türk Federasyonu Başkanı Murat Gedik de Türklerin ve Türk devletinin toplum içerisinde küçük düşürülmek istendiğini ve bu durumun kendilerini üzdüğünü dile getirdi. Ders kitabında bulunan ifadelerin gerçekle hiçbir ilgisi olmadığını vurgulayan Gedik, şunları kaydetti: “Hükümet nezdindeki devlet görevlilerinin bu ders kitabı için girişimlerde bulunması lazım. Burada doğrudan Türk devleti ve milletine saldırı söz konusudur. Öğrencilerin bilinçaltına bir Türk düşmanlığı yerleştirilmek istenmektedir.” Malmberg Yayınevi Ürün Geliştiricisi Michiel Bugter, dersin öğrenciler tarafından daha iyi anlaşılması için verilen örneklerin uydurulduğunu fakat gelen tepkiler üzerine bir sonraki baskılarda bu tür hassas konulardaki ifadelere dikkat edeceklerini aktardı. Bugter, kitabın sadece bir sayfası için mevcut baskının yayından kaldırılmayacağını kaydederek olayın büyütülmemesi gerektiğini savundu. Hollanda Eğitim Bakanlığı Basın Sözcüsü Aicha Lubbinge de Bakanlığın ülkedeki eğitim müfredatı için temel hedefleri belirlediğini, okulların hükümetin belirlediği çerçeve içerisinde nasıl bir eğitim vereceklerine kendilerinin karar verdiğini ve hangi müfredatı kullanacaklarını kendilerinin seçtiğini ifade etti. Lubbinge, ders kitaplarında görülen yanlışlar için doğrudan yazar veya yayınevi ile irtibata geçilebileceğini belirterek hükümetin, ders kitabı yazarlarının, gerçekleri göstermek için çaba sarf ettiklerini umduğunu dile ◄◄ getirdi.

Hollanda’da yaşayan yaklaşık 252 bin Türk seçmenin 24 Haziran‘da düzenlenecek Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri’nde oy kullanması için temsilciliklerde çalışmalar son aşamaya geldi. Türkiye’nin Lahey Büyükelçiliği tarafından Hollanda’daki Türk seçmenlerin oy kullanmaları için ilgili makamlardan talep edilen onayın gelmesi ile başlayan çalışmalar neredeyse tamamlandı. Yurt Dışı Seçmen Kütüğüne kayıtlı vatandaşlar, Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri için Hollanda’da 15-19 Haziran’da, gümrük kapılarında ise 7-24 Haziran’da oy kullanabilecek. İkinci tur oylamaya kalınması durumunda ise dış temsilciliklerde 30 Haziran-4 Temmuz, gümrük kapılarında ise 30 Haziran-8 Temmuz 2018 tarihinde oy verilebilecek. 3 bölgede 71 sandıkta oy kullanılacak Hollanda’da seçmenler, Amsterdam, Deventer ve Rotterdam bölgelerinde kiralanan çok amaçlı salonlarda kurulacak 71 sandıkta oylarını kullanabilecek. Hollanda’daki seçmenler, daha önce 10 Ağustos 2014’te cumhurbaşkanlığı seçimi, 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 genel seçimleri ile 16 Nisan 2017’de yapılan Anayasa değişikliği referandumunda oy vermişti. Hollanda’daki Türk seçmenler, 24 Haziran’da Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinde oy kullanmak için 5. kez sandığa gitmiş olacak. En son seçim katılım oranı yüzde 46,8 Avrupa genelinde olduğu gibi Hollanda’da da yurt dışı seçmenlerin oy kullanmaya başladığı 10 Ağustos 2014’ten itibaren seçimlere katılım oranlarında ciddi artış yaşandı. Hollanda’da ilk oy kullanılan seçimde katılım oranı, gümrükler hariç yüzde 7,2 idi. Ancak daha sonra yapılan her seçimde, seçmenlerin sandığa katılım oranları arttı. En son 16 Nisan 2017 tarihli halk oylamasında katılım oranı ise yaklaşık yüzde 46,8 oldu. Yurt dışındaki vatandaşların oy kullandığı ilk seçim özelliği taşıyan 10 Ağustos 2014 cumhurbaşkanlığı seçiminde randevu sistemi ve konsolosluk görev bölgesi ayrımı bulunuyordu. Ancak bu iki madde daha sonra kaldırılarak seçmenin oy kullanması daha da kolaylaştırıldı. Bu esnekliğe örnek ise Amsterdam Başkonsolosluğu oldu. Amsterdam’da geçen sene yapılan halk oylamasında diğer başkonsolosluk bölgesinden gelen 40 bin 031 seçmen kendi bölgesi dışında oyunu kullandı. Seçmenler, kimlik kontrolünün ardından oylarını kullanabilecek. Seçmenlerin, oy kullanırken, üstünde T.C. kimlik numarası bulunan kimlik belgeleri veya pasaportlarını yanlarında bulundurması gerekiyor. “Daha önceki seçimlerde olduğu gibi yine bir demokrasi şöleni olacak” Türkiye’nin Amsterdam Başkonsolosu Tolga Orkun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 24 Haziran’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri için kendi bölgelerindeki bütün hazırlıkların tamamlandığını, gereken son onayları ve seçmeni beklediklerini söyledi. Orkun, vatandaşın en rahat şekilde oy kullanabilmesi için en iyisini yapmaya çalıştıklarını belirterek “Daha önceki seçimlerde olduğu gibi yine bir demokrasi şöleni olacak. Her defasında daha iyi oluyor ve bu sefer daha da iyi olacak. Amsterdam bölgesinde 16 sandık seçmenlerin hizmetine sunulacak.” ifadelerini kullandı. Oy kullanmanın hak olduğuna ve yükümlülük getirdiğine dikkati çeken Orkun, “Biz hepimiz demokratik ve demokrasiye inanan insanlar olarak bunu destekliyoruz. Bu bir ayrıcalıktır ve bu yüzden bu yıl da artış olacağını bekliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu. Deventer 20 sandık ile 71 bin seçmene hizmet verecek Deventer Başkonsolosu Tuna Yücel Modrak da seçim çalışmalarını tamamlamak üzere olduklarını ve kurulacak 20 sandıkta yaklaşık 71 bin seçmene hizmet vereceklerini kaydetti. Vatandaşların seçimlere çok yoğun ilgi gösterdiğini vurgulayan Modrak, bulundukları bölgenin küçük olmasından dolayı kalabalık ve trafik yönetimi için belediye ve emniyetle iş birliği içinde gerekli düzenlemelerin yapıldığını ifade etti. “Geçen sene yapılan halk oylamasındaki gibi büyük bir katılımla yüzde 50 civarında bir katılım bekliyoruz” Rotterdam Başkonsolosu Sadin Ayyıldız da, Rotterdam bölgesinde 35 sandığın kurulacağını belirterek “Geçen sene yapılan halk oylamasındaki gibi büyük bir katılımla yüzde 50 civarında bir katılım bekliyoruz. Ne kadar yüksek bir katılım olursa bizim için o kadar iyi olur. Bu şekilde demokratik katılım artmış olur.” ◄◄ diye konuştu.


maandblad/aylık gazete doğuş nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

04 tanıtım 26 28 introduction

Elisa Gielen:

“Uzaktan (online) logopedi sayesinde, hizmetin herkesin ayağına getirilmesi sağlanıyor. Çocuklar kendi ev ve odalarında hatta okullarında online (uzaktan) logopedi alabiliyorlar”

“Çocuklarınızı iki dilli yetiştirin” Hollanda’da ilk kez Türkçe Online Logopedi (konuşma terapisi) hizmeti veren TinyEYE, Hollanda başta olmak üzere Avrupa genelinde tanıtım kampanyası başlattı. Kurumun müdürü-logopedist Elisa Gielen ile iki dillilik ve online (uzaktan) logopedi hakkında ile kısa röportaj gerçekleştirdik. İlgiyle okuyacağınızı ve istifade edeceğinizi umuyoruz...

D

il’in insan için -bilhassa biz göçmenler içinönemi hakkında neler söylersiniz?

Dil bir iletişim aracı. Dilin düşünceye etkisi çok büyük. Sosyal gelişim için çok önemli. Bir gruba veya topluma ait olmanızda ve toplum içinde etkin birey olmanız dile bağlı. Hollanda’daki Türk çocuklarının dil yetenekleri genelde nasıl? Dilden bahsederken artikülasyon ve dil yeteneklerini ayrı ayrı ele almak gerekiyor. Artikülasyon: İki dilliliğin beraberinde getirdiği bir sonuç olarak, göçmen çocuklar anadillerinde kullanmadıkları, aşina olmadıkları seslerle karşılaşabiliyor ve kendi anadillerinin etkisi ile bu sesleri çıkartıyorlar. Bundan dolayı da Hollandalı çocuklardan farklı bir aksanla konuşabiliyorlar. Türkçede olup, Hollandaca’da olmayan ünsüz harfler var: ‘ç’ tıpkı s /t/ en ş. Ayrıca Türkçede farklı telaffuz edilen gramerler gibi ‘v’ tıpkı /w/, ‘g’ tıpkı /v/en y tıpkı /j/ (Koopman, 1982). Aynı şekilde ünlüler de farklılıklar var; Hollandaca’da 16 ünlü harf varken, Türkçe’de 8 ünlüler var. Buna mukabil uzun ve kısa ünlüler arasında da farklar var. Tüm bunlar dikkate alınca Türk çocukların Hollandaca konuşurken bazen karmaşa yaşamaları doğal.

Logopedi hizmetlerinin hepsini sağlık sigortaları karşılıyor mu, nasıl yararlanılır? Evet, online logopedi sağlık sigortalarının tüm temel paketlerinde var. Tüm sigortalar TinyEYE Online logopedi hizmetlerini tamamen karşılıyor.

Dil: İki dilli çocuklar arasında (4-6) yaşına kadar Hollandaca baskın dil değil, (Appel & Vermeer, 1998; Droop & Verhoeven, 2003; Verhallen & Schoonen, 1993) okula başlanılması ile beraber (Extra, Mol, & De Ruiter, 2001) durum değişmeye başlayabilir. Birinci ve ikinci gruptaki çocuklar özellikle Türkçe konuştukları için (Verhoeven, 1996) sadece Hollandaca konuşanlara kıyasla kelime hazineleri zayıftır (Dagevos, Gijsbers, & Van Praag, 2003; Mayo & Leseman, 2008). Türkçe Hollandaca’nın aksine en çok taransparant (yazı ve söylenişi aynı) dillerden biri. Bu bakımdan da yazma kabiliyeti açısından dil geriliği oluşabilir (Bosman, Vonk, & van Zwam, 2006; Durgunoğlu, 2006). Bu transparantlık dili kolay kılar ve Hollandacaya kıyasla Türkçeleri daha çok gelişir. Türk çocuklarının pasif olarak Hollandacalarının düzelmesi ise dört yaşından itibaren başlar. (kaynak: https://lib.ugent.be/fulltxt/ RUG01/002/350/249/RUG01002350249_2017_0001_AC.pdf Logopedi (Konuşma Tedavisi) nedir ve çocuklar bundan nasıl yararlanırlar? Logopedi konuşma ve dil kullanımına yönelik en yoğun tedavilerden birisidir. Logopedistler, çocukların okul

öncesi ve okula başladıkları dönemler için önemli rol üstlenirler. Logopedi seanslarının yoğunluğuna, logopedi ihtiyacına göre değişir. Sadece /S/ sesinin öğretilmesi gerekiyorsa bir kaç seans yeterli olabilir. Dil gelişimi ile ilgili bir sorun yaşanıyorsa haftalık 3-4 seans gerekebilir. TinyEYE nasıl başladı ve sizin mevcut logopedistlere göre artı değeriniz, farkınız nedir? TinyEYE hem çocuklara hem de yetişkinlere yönelik olarak 2011 yılında başladı. Misyonumuz, her kim olursa olsun logopedi ihtiyacı olan kimselerin bu hizmetlerden istisnasız yararlanmalarını sağlamak. Uzaktan (online) logopedi sayesinde, hizmetin herkesin ayağına getirilmesi sağlanıyor. Çocuklar kendi ev ve odalarında hatta okullarında online (uzaktan) logopedi alabiliyorlar. Veliler artık okul sonrası veya çarşamba öğlen logopedi muayenehanelerine gitmek zorunda değiller. TinyEYE Online (logopedi) çok popüler, çünkü TinyEYE konuşma ve dil oyunları (game) ile çalışıyor ve bu bilgisayar oyunları ücretsiz. Gizli ve güvenli şifrelerle her zaman kullanımı mümkün. ‘Anytime, anywhere.’

Çocuklarını iki dilli yetiştirmek isteyen velilere neler tavsiye edersiniz? • Anadilini (Türkçe)de en az ikinci dili (Hollandaca) kadar öğretmeye devam edin. • Bol bol okumalarla, sürekli çocuklarla konuşarak, şarkı-türkü söyleyerek daha zengin bir kelime dağarcığı için dil sunumunuzu, imkânlarınızı genişletin. Parolamız: ‘çocuğa ne verirsen onu alırsın’. • Çocuklar 2;5-3 yaşından itibaren diller arasındaki farkları ayırt edebilir, iki farklı dil konuşulduğunu kavrayabilirler. • Her iki dili bir birine karıştırarak öğrenmelerinin bir sakıncası yok. Bu her iki dillerini de geliştirdiklerinin bir işaretidir. Kendilerini öyle rahat hissetmektedirler. Dikkat edilirse bu davranışlarını kendilerinin de aynı iki dili (Türkçe ve Hollandaca) konuştuklarından emin oldukları (anne-baba, amca gibi) kimselerinin yanında konuşurlar. Örneğin dedeleri sadece Türkçe biliyorsa, onla konuşurken sadece Türkçe konuşulması gerektiğini bilirler. Doğuş Haber Merkezi

Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, esenlikler ve hayırlı yolculuklar diliyoruz...

vleeswaren Koç Et Mamulleri B.V.

Oz&Er FOOD B.V.

Rooseveltstraat 39 2321 BL Leiden

E-mail info@ozener.com Tel. +31(0)71 - 589 09 99 Fax +31(0)71 - 589 20 26 www.ozener.com

Hikmet Gürcüoğlu

Adres Productieweg 48 2382 PD Zoeterwoude İleti: info@sancak.nl - Web www.sancak.nl Telefon +31(0)71 581 00 30


29 hayat 23

het leven

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, esenlikler ve hayırlı yolculuklar diliyoruz...

Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, esenlikler diliyoruz...

.................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

Muhammed Çakır

ACI ve HÜSRAN...

Arkadaşlarımdan bazıları “neden Bade’ye ilik arayışımda yazdığım yazıları bir kitap veya bir blog hâline getirmediğimi” soruyorlar. Ben yazar değilim, şair de değilim ama hayatımda olan olayların bende iz bırakmış olanlarını en ince detayına kadar hatırlayan bir hafızam var sanırım. İki yaşımdan bile anılarım var aklımda ve aklımda kalanları en ince detayına kadar hatırlarım. Kaldı ki Bade’nin hastalığı süresince kuzum ileride iyileştiğinde “nasıl bir savaş vermiş olduğunu görsün” diye, ileride kendisine vermek için bir not defteri tutmuştum. Hatırlarsanız iyileştiğinde okuması için sizlere bir mail adresi de vermiştim bade@caki.nu Bu mail adresine de çok mailler yazıldı. Bu mailleri, benim tuttuğum not defterini, hastanenin vermiş olduğu ilaç çizelgesini, hepsini iyileşip anlayacağı yaşa geldiğinde kendisine verecektim, ama... Alın yazısı farklı yazılmış. Bir yerde yazmıştım ya, kaderi yazan Allah, biz kullar sadece kaderimizin bizim arzuladığımız gibi olması için dua ederiz ama kader yazılmış ve değişmezdir... değişmedi de. Dünyayı ayağa kaldırsan, milyonlar sesini duysa, yüzbinler koşarak yardıma gelse bile değişmezdi, değişmedi de.

savaştığını, hangi haberlere sevinip, hangi haberlerle yıkıldığını anlatmak istiyorum. Sağlıklı bir çocuğun burnu kanadığında nasıl telaşlanırız hepimiz... Ama kanserle mücadele eden çocuğunuzun burun kanamasına neredeyse gülüp geçtiğinizi, “yeter ki nefes alsın, yeter ki kalbi atsın, gerisi hiç önemli değil” diyecek duruma nasıl gelindiğini anlatmak istedim. Neden mi? Çünkü ilik bağışının ne kadar kolay olduğunu ama bulunmasının ne kadar zor olduğunu sizinle paylaşmak istedim. Neden mi? Bizim de çocuklarımızın da donör sayısı çok olan ülkelerin çocukları gibi yaşama hakkının bizim tarafımızdan ellerinden alındıklarını anlatmak istedim... Neden mi? Belki bu konuyu artık kökünden değiştirecek güce sahip olan yetkililerimizin bu konuya el atmalarını sağlayabilir diye sizinle paylaşmak istedim. Sözlerimde asla sitem olmayacak, olmaz da. Asla alın yazısına asi gelmedim, gelmem de. Yaratan kuluna, kaldıracağından fazlasını yüklemezmiş inancına sahip olan birisi olarak yazmıştım notlarımı.

Bade için aldığım notları, kendim için yazdığım satırları birleştirerek bir yazı hâline getirdim. Bu yazıları zaman zaman sizinle paylaşacağım. Neden mi? Kanser olan bir çocuk, günahsız, lekesiz, saf, temiz bir çocuk. Bu çocuğun adı bu hikâyede “Bade” ama bu hikâye her yıl binlerce defa yazılıyor ve her defasında isim değişiyor. Ama verdikleri savaş değişmiyor. Sizlere bir nebze olsun perde arkasında bu çocukların ve ailelerinin nelerle

Zaman zaman yazılarımı sizinle paylaşacağım, umarım faydası olur. Alıntı: www.facebook.com/muhammet.cakir.75

i ve r s i t e

t Ün

ch

ır t m a s o n nu

si

a şt

u

iz : R T L Tele v

yo

“İslam okulları Cito’da en başarılı, en iyiler”

ar

cu

De Stichting Islamitisch Primair Onderwijs Rijnmond

ve M a a s

tri

Bezoekadres: Paradijsplein 1 - 3034 SL Rotterdam www. sipor nl - T. (010) - 240 94 46

Al-Ghazali

Van Lennepstraat 17 3027 SP Rotterdam Tel. (010) - 415 21 67 E-mail nbelah@sipor.nl www.al-ghazali.nl

Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, esenlikler ve hayırlı yolculuklar diliyoruz...

Birlik Import-Export Adres: Overbuurtseweg 8, 2665 CA Bleiswijk Tel: 0105220928 - 06 24132458 web: www.birlikimportexport.nl

Ibn-i Sina

Zegenstraat 120 3082 XZ Rotterdam Tel. (010) - 428 25 90 E-mail adurmus@sipor.nl www.ibn-i-sina.nl

Ikra

Spirea 3 3317 JP Dordrecht Tel. (078) - 639 01 51 E-mail ssalem@sipor.nl www.ikra.nl

Noen

Paradijsplein 1 3034 SL Rotterdam Tel. (010) - 240 94 46 E-mail fkocak@sipor.nl www.ibsnoen.nl

Ibn-i Sina

(Dislocatie) Overijselsestraat 49 3074 VA Rotterdam Tel. (010) - 4484 87 50 E-mail aarabou@sipor.nl www.ibn-i-sina.nl

Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, esenlikler diliyoruz...

Koenendelseweg 1 5222 BG ‘s-Hertogenbosch Tel.: +31(0)73 6220025 www.sws-simtronic. com info@sws-simtronic.com


maandblad/aylık gazete doğuş nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

04 haber 30 nieuws

“Marifet iltifata tabídir”

HOTİAD, içimizdeki cevherleri ortaya çıkarıyor...

HOTİAD’dan, Hollanda’daki Başarılı Türklere Ödül

H

OTİAD bu yıl dördüncüsünü düzenlediği “Yılın Başarı Ödülleri” sahiplerini buldu.

Capelle Aan Den İjssel kentinde düzenlenen ve Rotterdam Başkonsolosu Sadin Ayyıldız ile Denk Partisi Grup Meclis Başkanı Tunahan Kuzu’nun da katıldığı törende “Yılın Öğrencisi” ödülünü Hüseyin Şen, “Yılın Kültür ve Sanat” ödülünü ses sanatçısı Aylin Sezer, “Yılın sporcusu” ödülünü FIFA kokartlı hakem Serdar Gözübüyük ve “Yılın Genç Girişimcisi” ödülünü ise Nilgün Şahin aldı. Törende konuşan Başkonsolos Ayyıldız, Türk toplumunun her alanda yaptığı katkıyla Hollanda’ya sahip çıktığını ve böylece bu ülkenin ayrılmaz bir parçası olduklarını ortaya koyduklarını söyledi. Ayyıldız, başarının sadece farklı dallarda alınan dereceler olmadığını belirterek, şöyle konuştu: “Başarı bir serüvendir, yolculuktur ama ulaşılması gereken son nokta değildir. Hayat boyu devam eder ve sınırı yoktur. Önemli olan o motivasyonu, iradeyi, gücü ve azmi kaybetmemektir. Yaşama olan bağlılığı insanlığa olan bağlılığı kaybetmemektir. Siz ne olursa olsun bu motivasyonunuzu kaybetmeden ülkeye katkı sağlama-

ya devam edin. Yeni nesli bu anlayışla bilinçli bir şekilde yetiştirin.” HOTİAD Başkanı Hikmet Gürcüoğlu ise iş adamları derneği olarak amaçlarının Türklerin elde ettiği başarıları sahiplenmek, alkışlamak ve ödüllendirerek daha fazlası için motive etmek olduğunu söyledi. Zor bir dönemde olduklarını, bir yandan populizm diğer taraftan İslam düşmanlığının ve birçok sosyal olumsuz etkenin var olduğunu vurgulayan Gürcüoğlu, “Kendimizi bu toplumun asli bir parçası olarak görüyor ve bu ülkenin problemlerinin çözümüne ortak olmak istiyoruz. Türk toplumunun başarılarını paylaşmak istiyoruz. Artık o acıklı göç hikayelerini unutacağız. Bundan sonra başarı yarışı ve kendini aşma hedefi var.” dedi. Denk Partisi Grup Meclis Başkanı Tunahan Kuzu da Türk toplumundaki başarıları ön plana çıkararak, topluma iyi örnek temsil edilmesi amacıyla düzenlenen törenin özellikle de gençlerin özgüven konusundaki problemlerini aşmalarına yardımcı olacağını kaydetti. Törende, Amsterdam Türk Halk Müziği Korosu da bir konser verdi. Haber: AA


politiek

siyaset 31

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

Pusula

ahmethulya@liva.nl

Ahmet Yıldırım

Mavera

recepsoysal123@hotmail.com

Recep Soysal

Adım adım 2023’e D

eğerli Doğuş okuyucularımız, öncelikle Ramazan ayının hayırlara vesile olması ve bu mübarek ay içinde yapılan tüm dua ve hayırlarımızın, oruçlarımızın kabul edilmesi dileğimle, bu ay yazımı sizlere sunuyorum. Hollanda’ya göç başlangıç tarihimiz 50 yılını doldurdu. Nesiller birbirini kovalıyor ve öyle veya böyle, iyi veya kötü, kâfi veya yetersiz, olumlu veya olumsuz, az veya çok Avrupalı Türkleriz işte! Bazen kendi inisiyatifimizle bazen de güçlü devletimizin desteğiyle bu süreç tamamlanıyor. 14 Mayıs’ta başlayan Hollanda genelinde sınav süreci, (Examens) tamamlanmış durumda, gençlerimiz bol bol ter döktüler… “Bu soruda nerde çıktı?” diye, zorlananlar da olmuştur. Öyle veya böyle sonuçlar 13 Haziran’da belli olacak. İnşallah gençler emeğinizin karşılığını alırsınız. Az emek, çok yemek değil… Az yemek, çok emek olsun, diplomalarınız hayırlı olsun. Bu sadece bir yeni bir başlangıç haberiniz olsun. Diplomasına ulaşamayan gençlerimize de bir

şans daha verin. Agresifliğin yeri yurdu değil bu zaman. Tavsiye edici ve yönlendirici olun emi babası, anası. Geçen yıl başlayan bir değişikliği sizlere aktardıktan sonra konumuza devam edelim: Eğer gençlerimiz Vmbo sınavlarında 1 veya 2 sınavı kazanamadıysa (yetersiz puan oluştuysa), eğitimine devam edebilmekte. İstediği okula ve eğitim dalına müracaat ederek, eylül ayında başlangıç yapabilir ve bir yıl içerisinde bu eksikleri tamamlayarak diplomasını alır ve okuluna, yoluna devam edebilir. Yani, hedefe ulaşmak için bu köprüyü kullanmayı göz ardı etmeyin, mutlaka gençlerle bu konuyu da masaya yatırın, öyle veya böyle… Önce eğitim! Ne kadar eğitime önem verirsek o kadar güçlü bir toplum, nesil, devlet oluşturabiliriz. Bakın, Türkiye Cumhuriyeti’mizin kuruluşunun (1923-2023) bir asırlık sürenin dolmasına 5 yıl kaldı. Zaman su gibi akıyor. Madem bu asır bizim asrımız olacak İnşallah, temeli, temennileri ve icraatları ona göre yapalım, inşa edelim. Kuru laflarla kendimizi oyalamayalım. Avrupa’nın genelini

bırakalım, Hollanda içinde bile çoğu zaman fikirlerimizi birleştirip de bir olamadık. Ayrı hesaplar, ayrıştırmalar, fikir ayrışmaları bu sürece engel oldu veya farklılık oluşturdu. “Renklilik; mozaik, zenginlik demekmiş de ben mi anlamadım?!” 2023 bir yıl değil, bir amaç değil, basbayağı bir başlangıç, diriliş, yenilikçilik, kendimizi ispat etme, Dünya’ya yeni bir atılım, hüküm, düzen getirecekse, vallahi ben de varım! Projelerin bir başı bir de sonu olur ya, bu bizim Avrupa’daki davamız, sadece bir projeden oluşmasın… Daim olsun, ebedi kalsın emi! Bayramınızı kutlar, izin döneminden sonra tekrar buluşmak ümidiyle, hoşça kalın. ◄◄

30 YILLIK TECRÜBENİN ESERİ ELEKTRİK TESİSATÇISI Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, esenlikler ve hayırlı yolculuklar diliyoruz...

3 yıllık bir deneyime sahip, Türk elektrik şirketi olarak 30 Her türlü elektrik tesisatı kurulumunda hizmetinizdeyiz! Uzman kadro ve geniş deneyimle Mart 2017’den beri “ÖZELEKTRİK” olarak yanınızdayız! Elektrik hizmetlerinin bakımı ve kurulumu konusunda danışmanlık hizmeti verilir... www.ozelektrik.nl - info@ozelektrik.nl +31 640 185 946

Bu Seçimleri Kardeşlik Kazansın.. Malumunuz 24 Haziran 2018 tarihinde Türkiye’de başkanlık seçimleri var. Türkiye’deki kardeşlerimiz gibi bizler de buradan, hem yeni başkanımızı hem de sayısı 600’e çıkarılan milletvekillerini seçmek ve parlamentoya göndermek için oy kullanacağız. Avrupa’da yaşayan bizler milletvekili adayı gösterme şansına sahip değiliz. Bu şu anlama geliyor: “Seçme hakkına sahibiz fakat ne hikmetse seçilme hakkına sahip değiliz”. Milletvekili olmak isteyenler Türkiye’ye gidecekler ve bir ilden aday olmak için çaba gösterecekler. Burada merak edilen soru şu: Avrupa’dan aday olamamamız, uluslararası hukuktan dolayı mı yoksa, büyüklerimizin takdiri ve tercihi ile mi? Eğer uluslararası hukuk gereği değil de sadece Türkiye’deki büyüklerimizin kararı ile seçilemiyorsak bu bizlere karşı yapılmış bir haksızlıktır, çarpıklıktır. 600 milletvekilinden oluşacak parlamentoya, 5 milyon civarındaki nüfusumuzla bizlerin de 20-30 milletvekili gönderebilmemiz lazımdı, Avrupa’ya mutlaka ve mutlaka kontenjan verilmeli idi. Çarpık Bir Seçim Sistemi Her seçimde olduğu gibi bu seçimde de doğal olarak herkes kendi partisinin kazanmasını ve iktidar olmasını istiyor. İşin üzücü tarafı da “hak eden kazansın” diyen yok. Ülkemizi en iyi yönetebilecek olanların seçilmesi ve kazanması kimsenin umurunda değil. Tek düşünce, “her ne pahasına olursa olsun benim partim seçimden birinci parti olarak çıksın, benim desteklediğim başkan adayı Başkan olsun”. Hak, hukuk, eşit şartlarda yarışma, adil bir seçim olması, maalesef bunlara bakan yok. “Olsun da, nasıl olursa olsun, benim adayım kazansın da isterse Türkiye batsın” düşüncesi maalesef birçok kardeşimizde hâkim. Sevgili kardeşlerim, şunu unutmayalım ki, Türkiye sadece bizlerin değil Ümmetin de umudu, 1,5 milyar Müslüman halkın da gözbebeği. Konuşurken, tartışırken, haksızlık yaparken, bunları da düşünelim, adımlarımızı ona göre atalım. Kim olursa olsun, hiç kimse kendi ikbali, kendi iktidar hırsı, koltuk sevdası uğruna ülkemize, Türkiye’mize haksızlık yapma hakkında sahip değil. Seçimler adil olmalı. Bu seçimlerde hazineden, yani fakir fukaranın

parasından AK Parti’ye 278 milyon lira, CHP’ye 142.2 milyon lira, MHP’ye 66.8 milyon lira ve HDP’ye de 60.4 milyon lira yardım yapılmış. Yani anlayacağınız bu yıl 821.1 milyon lira alan birkaç parti istediği gibi milletin parası ile kampanya yapacak, seçim yardımı alamayan partiler de imkânsızlıklar içinde kampanya yapacak ve ondan sonra bu seçimler “adil” olacak. Bana kalırsa bundan sonra seçimlerin daha adil olması için seçim yardımı kaldırılmalı!? Polemikler, Kara Propagandalar ve Sosyal Medya.. Her seçimde olduğu gibi bu seçimde de seviyeyi düşürenler, kraldan çok kralcılık yapanlar oluyor. Aslı olmayan videoları gerçekmiş gibi paylaşıp, Fotoşop’lanmış (Photoshop) fotoğrafları gerçekmiş gibi takdim edenleri hayretle izliyorum bazen. 24 Haziran’da seçimler bitecek ve 25 Haziran’da tekrar birbirimizin yüzüne bakacağız. Elbette sevdiğimiz partiyi savunma hakkına sahibiz. Elbette savunduğumuz partinin liderine methiyeler düzebiliriz fakat bunu yaparken diğer parti liderlerine de gereken saygıyı gösterelim. Eleştirme hakkına elbette sahibiz fakat suizan ederek iftira etmenin de kul hakkına tecavüz olduğunu unutmayalım. Gelin bu seçimlerde saygı çerçevesi dâhilinde konuşalım, tartışalım, şakalaşalım ve kimsenin etkisinde kalmadan oylarımızı hür irademizle kullanalım. Fotoşop’lanmış (Photoshop) fotoğraflara, montajlarla kesilip biçilmiş ve anlamı değiştirilmiş videolara itibar etmeyelim. Bizler çocukluğunda oyun oynarken bile hile yapmaktan kaçınan, haya eden bir milletin çocuklarıyız. Çocukluğumuzda güreşirken bile rakibimizi hak ederek yenmek için çaba gösterirdik. En ufak bir hile yapmaktan utanır haya ederdik. Şimdilerde hile yapmak, çarpıtmak, saldırmak, trol hesaplardan hakaret etmek bir erdem gibi algılanır oldu. Dedik ya, iktidar bizim olsun da ne olursa olsun düşüncesi hâkim. Unutmayalım ki, seçimler, iktidar, partiler geçici, kul hakkı, kardeşlik hukuku kalıcıdır. Aman ha, ömür boyu yüz yüze bakacağınız kardeşlerinizi dünya zevkleri için kırmayınız!


maandblad/aylık gazete doğuş nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

04 spotlar 32 spotlight

Hollanda’da hayat...

Saygıdeğer okurlarımız, bu sayfada yayımlanmasını istediğiniz, hem cemiyet haberlerinizi hem kendi fotoğraflarınızı, hem de ilginç bulduğunuz fotoğrafları yorumlarınızla birlikte paylaşabilirsiniz... Bekliyoruz...

“Sadece ticaret değil, kültür sanat projeleri de olmalı”

Nogay Türkleri Buluştu

Avrupa Girişimciler Birliği (EUBA) Geleneksel hâle getirilen üye, işadamı ve basın mensuplarıyla buluşmalarını bu kez de Den Haag’da hizmet veren ve işletmeciliğini Fevzi Camcı’nın yaptığı Nice Kebap & Alo Pizza adlı Restoran’da gerçekleştirdi. Kahvaltı sonrası yapılan sohbet ortamında EUBA yöneticileri çalışmalarıyla alakalı bilgi verirken katılımcılar da kendi gözlemlerini, düşüncelerini paylaştılar. EUBA Başkanı Hasan Aras, konuşmasında, özetle şunlara değindi: “Buluşmak, sorunlarımızı konuşmak, tecrübelerimizden istifade etmek asıl amacımız; kahve ve kahvaltı bahane. Bu toplantıların ufkumuzu açtığını, sorunlarımıza neşter olduğunu müşahede ediyoruz. Derneğimizin kuruluş amaçlarından biri de girişimcilerimize bu yola çıkarken yanlarında olduğumuzu hissettirmek, onlara yardımcı olmak, sorunlarını çözmek ve yaptıkları sektörde netwerk/iletişim ağını geliştirmek olduğunu bir kez daha hatırlatıyorum. Potansiyelimiz var ama örgütlenme yapımızdan kaynaklanan sıkıntılar bizim istediğimiz yere gelmemizi engelliyor. Her alanda başarılı

Türkiye’nin çeşitli illeri başta olmak üzere dünyanın değişik bölgelerinde ve Hollanda’da yaşayan Nogay Türklerini temsil eden Hollanda Nogay Vakfı tarafından “Türk-Nogay Tarihi Gençlik Buluşması” düzenlendi. Geleneksel Nogay kıyafetli gençler tarafından misafirlere Nogay Böreği ikram edildi. “Gençlik Buluşmasına” Türk Federasyon Genel Sekreteri Erim Uğurlu, Uygur Derneği Başkanı Sadık Saley, Türkevi Başkanı Veyis Güngör, Akademisyen Tarihçi ve Orta Doğu Uzmanı Drs. Yasin Sarı, Millî Eğitim Bakanlığı Eğitmeni Ömer Yıldırım, Erasmus Üniversitesi Öğretim Üyesi Emel Aktan Özaynacı, sivil toplum kuruluşlarının başkanları ve Nogay Türkleri katıldı. 2. Dünya Savaşı’ndaki Alman işgali sırasında hayatını kaybedenler için 2 dakikalık saygı duruşunun ardından bir selamlama konuşması yapan Hollanda Nogay Vakfı Başkanı Orhan Demirci, “gelenek ve göreneklerimizi genç nesillere imkânların elverdiği ölçüde aktarmaya çalışıyoruz. Bu vesile ile bir araya gelen Nogaylar, gelenek ve göreneklerimizden haberdar oluyor, tarihimizi öğreniyorlar. Hollanda’da yaklaşık 400 Nogay ailesinin yaşadığını ve onlar arasında köprü kurmayı amaçladıklarını” söyledi. (AmsterdamPostası)

bireylerimiz var ama toplum olarak aynı şeyi söylemek güç. Başarılı bireylerin toplumdan kopuk olarak yaşamaları ve bilinçli bir şekilde kendi toplumundan uzaklaştırılması, bu başarının topluma yansımasını engelliyor. Şu an en büyük eksikliğimiz kalifiye elemandır. EUBA gibi kurumlar, bu eksikliği gidermek için bu alana bir sektör gözüyle bakarak, eğitimli, donanımlı, kalifiye eleman yetiştirmesi noktasında hareket etmeliler. Türkiye kökenli girişimcilerimizin işyerlerine kontrol adı altında hukuksuz bir şekilde düzenlenen baskınlardan haberdarız. Bu gibi durumları lütfen bizlerle paylaşın. Avrupa Birliği fonlarında girişimcilerin önlerini açacak çok büyük kaynaklar var. Bu fonlardan yararlanmak isteyen üyelerimiz, bizlere girişimci planıyla başvursunlar. Onlar adına biz diğer başvuruları yapmaktayız. Grupları zenginliğimiz olarak görüyoruz ancak, birlikte nasıl bir sinerji oluşturabiliriz o konuda bir çalışmamız yoktur.” Katılımcılardan, Ali Odabaşı, Resul Özdemir ve Salih Dadak gözlem ve tecrübelerini paylaştılar.

Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, esenlikler ve hayırlı yolculuklar diliyoruz... Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, esenlikler ve hayırlı yolculuklar diliyoruz...

PARA TRANSFERi MÜBAREK AYLARDA FÍTRE, ZEKAT VE KURBAN PARALARINI EN HIZLI, GÜVENÍLÍR VE HESAPLI GÖNDERMENÍN TEK ADRESÍ HAVALEM.

Beklemeye son, havaleniz 10 dakikada Türkiye'de. İsme veya banka hesabına para gönderilir. Euro gönderin, Euro alınsın. Alıcı komisyon ödemez. Çeklerinizi ödeyebilirsiniz.

EN YAKIN ACENTAMIZA UĞRAMAYI UNUTMAYIN ! www.havalem.com | facebook.com/havalem

+31(0)78 655 16 50 | info@havalem.com


prizma 33 prisma

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

Haklarımız

Recep Soysal’ın objektifinden...

info@ibco.nl

Mehmet Yamaç

Türkiye’de SGK Emekliliği ile Geleceğiniz Güvencede! Bu sayımızda; Yurtdışı emeklilik şartları 2018 yılında nelerdir? 3600 gün ile yurtdışı borçlanması nasıl ve kimler olur? gibi konuları dikkatinize sunacağız. Yurtdışı emeklilik şartları 2018 nelerdir? Eğer bu sene yurtdışı emeklilik borçlanması ile Türkiye’den emekli olma gibi bir niyetiniz varsa Türkiye’deki emeklilik şartlarını bilmeniz gerekiyor. Türkiye’de en esnek emeklilik şartları 4a yani SSK kapsamında mümkündür. Dolayısıyla emeklilik için yurtdışı borçlanması başvurusu yapmadan önce Türkiye’deki son çalışmanızın SSK (4a) kapsamında olmasına dikkat edin. Eğer hala SSK çalışmanız yoksa TR’de izine gittiğinizde 1 gün bile sigortalı

çalışmanız yeterli olacaktır. Bu nedenle bu sefer izine gittiğinizde SSK başlangıcı için mutlaka bir tanıdığınızın yanında 1 gün çalışın. Bu yıl için yani; 01 Ocak 2018 tarihi ile 31 Aralık 2018 tarihleri arası yurt dışı borçlanma için ödenecek günlük en düşük tutar: 21,64 TL’dir. Artış ve zamlardan etkilenmemek için SSK başlangıcı için Türkiye’de bir günlük çalışma sonunda SSK üzerinden emekliliğinizi başlatabilirsiniz. Sonrasında, Türkiye’deki SSK Emeklilik işlemlerinizi Türkiye’ye gitmenize gerek kalmadan biz buradan hallediyoruz. İzin öncesi veya izinden döndükten sonra bize uğramanız yeterli olacaktır. Yurtdışı borçlanma 3600 gün ile nasıl olur? 3600 gün ile emeklilik 4a SSK kapsamında mevcuttur. Eğer sigorta ilk giriş tarihiniz 08.09.1999 tarihi öncesinde ise ya da borçlanma yolu ile bu tarih ve öncesine çekilebiliyorsa 3600 günle de emekli olabilirsiniz. 3600 gün ile emekli olma yaşı 15 yıllık sigortalılık süresi ve 3600 günü tamamladığınız tarihe göre belirlenmekte. Borçlanma yolu ile yapacaksanız borçlanma yaptığınız tarih bu şartları sağlamış olduğunuz tarih sayılacaktır. Dolayısıyla 2018 yılında 3600 gün yurtdışı borçlanma yolu ile başvuru yapacak kadınların emeklilik için 58 yaşı erkeklerin de 60 yaşı

tamamlamış olması gerekmektedir. 3600 günde SGK yurtdışı borçlanmasını bizi arayarak ta yaptırabilirsiniz. 3600 günden emekli olma yaşına geldiyseniz ödeyeceğiniz miktar 77.704 TL’dir. Bu günkü kur ile yaklaşık 14.000 Euro’dur. Ancak bunun için de ve hatta hemen emeklilik işlemlerinizi başlatmak istemiyorsanız bile, lütfen ilk fırsatta Türkiye’de SSK başlangıcı için bir gün SSK’lı olarak çalışın, ki böylece ilerde herhangi bir sorun olmadan müracaatınızı yapabilirsiniz. Unutmayın ki SSK’lı çalışma süresince memlekette olmanız gerekmektedir! Türkiye’ye Giriş ve çıkışlarınızda pasaportunuza mühür vurdurmayı unutmayınız, ID kart ile giriş yapanlar ise çıkışta mühürlü kağıdı almayı unutmasın! Sizden gelen sorular; Sizden gelen soruları isim vermeden diğer okurlarımıza da faydalı olur düşüncesiyle burada yayınlayacağız. Sorularınızı Mail veya WhatsApp yoluyla bize iletebilirsiniz. SSK emeklilik işlemlerinizi elbette Türkiye’ye giderek kendiniz de yapabilirsiniz ama isterseniz Türkiye’ye hiç gitmeden bütün işlemlerinizi sizin adınıza biz buradan başlatır ve takip edebiliriz. Daha geniş bilgi ve randevu için bizi arayabilirsiniz. Emeklilik Uzmanı & Konsoloslukta kayıtlı tercüman Mehmet Yamaç 06 222 056 33

NIF Üniversiteliler Biriminden kampüsde seminer

Afgelopen donderdag hebben wij als NIF studenten onze tweede lezing van het jaar georganiseerd. We zijn gestart met een mooie recitatie van Ali Riza Yaman en hebben daarna met onze 2 sprekers Ustadh Azzedine Karat en Shayk Said Mokadmi een mooie opkomst kunnen bemachtigen. We hebben een groter begrip gekregen over het onderwerp en hebben we op dit gebied veel kunnen leren. We danken iedereen voor hun komst en zullen volgende keer duidelijke richtingaanwijzers plaatsen.

Hollanda Diyanet Vakfı Eğitim Koordinatörlüğü, Camilerde din görevlilerine yardımcı olan fahri görevliler için bir yatılı seminer organize etti. Elspeet şehrinde organize edilen seminerde, camilerde eğitici olarak görev yapan fahri din görevlileri hizmet içi eğitime alınarak, iki gün boyunca pedagojik alanda tecrübelerini geliştirmek maksadıyla eğitime tabi tutuldu. Lahey Din Hizmetleri Müşaviri Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Camilerimizde hafta sonları çocuklara verilen eğitimin kalitesine önem verdiklerini, bu kaliteyi temin etmek üzere öncelikle eğiticilerin pedagojik bakımdan yeterli seviyede olmaları gerektiğini” söyledi.

Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, esenlikler ve hayırlı yolculuklar diliyoruz...


34

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, esenlikler ve hayırlı yolculuklar diliyoruz...

Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, esenlikler ve hayırlı yolculuklar diliyoruz...


panorama 35 uitzicht

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

Oktay Dalmaz:

“Bitkiler kökünden, insanlar kulağından sulanır”

Recep Soysal’ın objektifinden...

Ozan Çelebi’ye Kraliyet Nişanı verildi

“Biz dinî donanıma sahip hafızlar yetiştirmek istiyoruz.”

26 Nisan 2018 tarihinde Roermond şehrinde ikamet eden Erzurumlu Ozan (Dursun) Çelebi’ye Kraliyet nişanı verildi. Ozan Çelebi, Hollanda genelinde ve Avrupa’nın farklı ülkelerinde yıllardir birçok etkinliklere katılmış, bu etkinliklerde kültürler arası bağların kuvvetlenmesine katkı sağlamıştır.

Kuzey Hollanda Millî Görüş Federasyonu’nun dört şubesinde hafızlık eğitimi gören kız ve erkek öğrenciler, düzenlenen bir programla hafızlıklarını tamamladıklarını gösteren icazet belgelerini aldılar.

A

ltısı erkek dokuzu kız toplam 15 öğrenci program boyunca heyecanlı dakikalar yaşadılar. Hafızlık programının bölge sorumlusu Ahmet Kaya, öğrencileri Kur’an-ı Kerim’in değişik yerlerinden ezbere okutarak imtihanlar yaptı. Hafızlar, Amsterdam Selimiye, Amsterdam Mevlana, Amsterdam Caferi Sadık ve Zaandam Osmanlı şubesinden katıldılar. Program esnasında, şubelerin hafızlık çalışmalarıyla alakalı olarak hazırlanmış slaytlar gösterildi. Tanıtım sonrası aynı şubenin hafızları kısa birer aşır okuyarak şubelerini temsil ettiler. Programda taç giydirme ve cübbe sarık takma merasimi çocuklara hocaları tarafından yapıldı. Hafız ve Hafizelerin hediyelerini Bölge İrşad Başkanı Ali Kartal Hoca verdi. Bölge Başkanı Oktay Dalmaz yaptığı konuşmada şu mesajları verdi: “Hafızlık konusunda Kuzey Hollanda Millî Görüş bölgesi olarak “ilk’e” imza atmıştır. Hafızlık müessesesini geliştirmek için her yıl yeni atılımlar yapılacaktır. 2012 yılından beri sürekli yüksek sesle dillendiriyoruz, ‘Hafız olmak çok zor bir şey, ama daha merdivenin birinci basamağı. Bunu ne anneler anladı ne babalar anladı ne de hafızlarımız anladı. Birinci basamakta işi bıraktılar. Biz hafızları bunun için yetiştirmiyoruz. Biz Avrupa’da bir destan yazıyoruz, bunu hayata tatbik etmek ve devamlılığını sağlamak istiyoruz. Onun için biz diyoruz ki, hafızlıkla beraber çift kanatlı olabilmek için bu hafızlarımızın İslami ilimleri öğrenmesi yani dinî eğitimlerini alması gerekiyor. Yoksa sadece Kur’an’ı ezbere okumak kişiye ne de topluma bir şey kazandırmaz. Hatta, İslam’a birazcık uzak mesafede duran insanların dinden soğumalarına sebep olacak hatalar yaptırır. Çünkü bilgisizlik, insanı hata yapmaya müsait hâle getirir. Hâlbuki toplumun gözünde hafız çok büyük ve değerlidir. Ama o hafızlığın vakarının altını ilimle dolduramazsa işte bu hafızlık o zaman bir işe yaramaz. Hafızlarımızın dini eğitim almaları için biz bir proje başlattık, Hafızlık kurusuna gidenlerin sadece üçte biri katılıyormuş. Biz bölge olarak şu hafızlığa harcadığımız eforu hiçbir eğitim dalına harcamadık. Bu kadar önem vermedik bu kadar

Nevruz Özcan Kraliyet Nişanı ile ödüllendirildi

Roermond şehrinde ikamet eden, yıllardır burada Turk toplumuna gönüllü hizmetler veren Nevruz Özcan’a 26 Nisan 2018 tarihinde Roermond şehrinde Kraliyet nişanı verildi. Uzun Yıllar Roermond H.D.V. Fatih Camii başkanlığını yapmakta olan Nevruz Özcan, ayrıca 2 dönem HDV yönetim kurulu üyeliği de yaptı.

YTB’den Başarı Vakfı yöneticilerine ziyaret

Eğitimci Musa Bayram ve ekibinin, Ankara’dan YTB’den ziyaretcileri vardı. Başarı Vakfı adına Musa Bayram tarafından ağırlanan misafirler sorunları dinleidler. Türçe dersleri ve diğer projeler hakkında bilgiler sunuldu. Önümüzdeki eğitim ve öğretim yılında daha çok çocuğa ders verilecek.

öne çıkarmadık. Bakın şu anda altı tane hafızımız cübbe-sarık giydi. Ben istiyorum ki bunlar beş yıl içerisinde İslam Toplumu Millî Görüş Teşkilatlarının camilerinde imam–hatip olsunlar. Aksi hâlde bunların hiç birisinde bu hafızlığın kalmayacağından korkuyorum. Kur’an’ı ezberleyip de unutmak çok büyük bir günah ve vebaldir. Anne babalar size sesleniyorum: Yavrularımıza sahip çıkalım. Çocukların ezberlerini muhafaza edebilmeleri konusunda, sizlerin desteğine çok ihtiyaçları var. Onlara daha bu işin bitmediğini uygun bir şekilde anlatmanız gerekiyor. Aynı zamanda bu gün burada 9 tane Hafize kızımız icazetlerini aldılar. Biz bunların bölgemizde ve şubelerimizde görev almalarını, hoca hanım, hatibe olmalarını istiyoruz. Bu çerçevede başta şube başkanlarımız olmak üzere yöneticilerimize diyorum ki, “bunlara sahip çıkın” bunlara sahip çıkmaz isek bu da büyük vebaldir. Bu yavrularımız saat ücreti 2-3 euro alabilmek için süper marketlerde çalışmasınlar. Teşkilatlarda verin bunlara cep harçlıklarını, bunlar yardımcı eğitmen olarak kendinden alt sınıfta olanlara hocalık yapsınlar. Biz teşkilat olarak yetiştirdiğimiz yavrularımızı istihdam edelim ve onlardan istifade edelim istiyoruz. Bu yavruların elbette hepsi hoca olmayabilir, biz yine de teşkilatlarımızla bağlarının devam

etmesini istiyoruz. Çünkü; teşkilat ve cami ile bağı kopan bu toplumda kaybolur gider. Allah korusun. Bu yavruların mutlaka cami gölgesinde olması lazımdır. Hıfz dediğimiz şey tekrar isteyen bir şeydir. Tekrar etmediğiniz zaman kaybedersiniz. Bu aynen çiçeği sulamak, bitkiye su vermek gibidir. Onu vermediğiniz takdirde o bitkiyi kaybedersiniz. Bu yavruların sulanmaya ihtiyacı var. Mevlana’nın bir sözü var, diyor ki: “İnsan kulağından sulanır, bitki kökünden” Yani bu yavrular hak söz dinleyerek kulağından sulanması gerekir, İslami bilgileri hafızalarına yüklemeleri gerekir. Bilhassa erkek hafızları yetiştirelim ve istekli olanlarını Almanya’daki Mainz İlahiyat Meslek Okuluna gönderelim. Orada okusunlar ve imam hatip adayı olarak dönsünler. Kendilerine iş garantisi veriyoruz. 2 bin Euro net maaş vadediyoruz. Size bir müjde daha vereyim: Uluslararası Amsterdam Üniversitesinin imzasını attık ve Üniversitemizi kurduk. Biz, bu yavrularımızın üniversitede ilahiyat okumalarını da istiyoruz. Türkiye’ye veya bir başka yere gitmeye gerek kalmadan burada ilahiyat okusunlar. Hem Hollandaca hem Türkçe eğitim verilecek. İleriki yıllarda Arapça ve İngilizce bölümleri de olacak. Bu toplum bizden çok şey bekliyor.” Haber-Fotoğraflar: Adnan Şahin

NIF’ten ecdadın ayak bastığı diyarlara ziyaret

Hollanda İslam Federasyonu Millî Görüş Teşkilatı tarafından geleneksel olarak düzenlenen kültür gezileri çerçevesinde farklı illerden 30 civarında katılımcı ecdat diyarlarından Bosna-Hersek’e uğurlandı. Gezi, Teşkliatlanma Başkanı Muhammed Başalan koordinesinde gerçekleşiyor.

Halkın içinde, halk ile beraber olan bir konsolos

Deventer Başkonsolosu Tuna Yücel Modrak, bölge insanıyla buluşmk, onlarla tanışmak ve dertlerini ilk ağızdan dinlemek için büyük çaba sarf ediyor. Çağrıldığı davetlere büyük oranda katılmaya çalışan Modrak, 12 Mayıs 2018 tarihinde Enschede HDV Anadolu Camii tarafından düzenlenen hayır çarşısını ziyaret ederek, memleket havası teneffüs etti...


maandblad/aylık gazete doğuş nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

04 sanat ve kültür 36 cultuur & kunst

Spotlar Mehmet Şükrü Oflaz oflaz-aliya@hotmail.com Allah’ın adıyla başlarım... Şehr-i Siyam’dayız. Hem maddî hem manevî bir yücelişin fırsat olarak bu yılda bahşedildiği bir mübarek ay. Dünyanın keşmekeşine feda edilemeyecek kadar büyük fırsat. Değerlendirebilenlere aşk olsun. Ve bayrama ereceğiz Allah izin verirse. O ne derse o olur ve her olanda bir hayır vardır. Agâh olmak icab eder. Efendim 31. vefat yıl dönümünde ismi gibi zarif bir insanı, bir şairi Cahit Zarifoğlu’nu misafir ettik bu sayımızda. Rahmet olsun. Şairler var olduğu için hâlâ millet hayatımız ayakta. Ya da milletimizi ayağa kaldıran güç şiirdir. Şiirden uzak durdukça kemmiyet putu hükümfermâ oluyor hayatta. Akıllı telefonlar ile bir hayat kurduk kendimize. Hiç kimseye ihtiyaç duymadan, çok şey bilip çok şeyi anlamadan yol almaya çalışıyor insanlar. Evimize gelen misafirlerin ayakkabılarını hangi cihete çevireceğimizi unuttuk. Unuttuk zira artık misafir kabul etmiyoruz. Bununla beraber kaybettiğimiz şey berekettir. Efendim bereket Allah’ın lütfudur. Bu sayımızda “Misafir Kimindir?” başlıklı yazımız var okunası. Bayram ve sonrası izin. Sonra tekrar dünyaya döneceğiz. Gerçeklere döneceğiz. Bayramınız bayram olsun. Akan kan ve göz yaşlarına rağmen nasıl mümkün olacaksa. İyi yolculuklar dileriz bir de. Sadakayı çokça veriniz zira “Az sadaka çok belayı defeder” buyurmuş Efendimiz (AS). İyi okumalar dileriz. Görüşmek üzere, inşallah.

AY’IN KİTABI “ÜÇ KULHUVALLAHİ BİR ELHAM ÜÇ ZOR MESELE’NİN DİBACESİ işin işten geçmediği, Türkiye’de yapılacak şeylerin neler olduğu fikrine mahsus zeminin oluşmasına müsait vaktin işaretlerinin henüz belirebildiği inancıyla yazıldı. Bor’un pazarının geçtiğini kabul etmiyorum; dolayısıyla eşeğimi Niğde’ye sürme düşüncesinde de değilim. Üç Mesele’yi Zor Zamanda Konuşmak içinde erittim ve ortaya daha netameli ÜÇ ZOR MESELE çıktı. Niçin yaptım bunu? Her iki kitabın da müşterisi vardı. Yaptım, çünkü eşeğimi Niğde’ye sürmeğe rıza göstermiş olmak, her iki kitabın ikisinden de nasibini alamamış kıraat meraklılarına taviz vermekti. Paradoks her iki kitabın ikisinden de nasibini alamamışların her iki kitabın piyasaya çıkmasına sebep oluşlarındadır.” “Teknoloji, medeniyet, yabancılaşma adını verdiğimiz meseleler (Müslüman veya kâfir) bütün çağdaş insanların en önemli meseleleri olduğu için -sırf bunun için- ele alınıyor değildir.

HURAFATTAN HAKİKATE...

MİSAFİR KİMİN?

M

isafir” kelimesi Arapça “sefer”den geliyor; yani bir yerden bir yere giden, açıkçası “yolcu”. Türkçe’ye geçen kelime, “konuk” mânâsını dilimizde (bir anlamda, hayat tarzımızda) kazanmıştır. Buna göre misafir, görüşme, ziyaret gibi amaçlarla birinin evine, dükkânına, mekânına, oturduğu beldeye, köye gelen kimsedir. “Bizim kapı DOST kapısı Girene, canımız kurban Selâm muhabbet tapusu Verene, canımız kurban” Misafir, Cenab-ı Hakk’ın bize ihsan ettiği bir nimettir. Ona ne kadar saygı gösterip, hizmet edersek o kadar sevap kazanırız. Sadece güleryüz göstersek bile kâfidir. Çünkü güler yüz de bir tür sadakadır. Bazı kalın kafalı, kalbi kara adamlar “sadaka” lafından ürker, odun tabiatlı oldukları için; “Nedir ulan, dilenciye mi veriyorsun?” diye sorabilirler. Eh ne diyelim, ahlâk sahibi olmak zor. Hattâ daha ileri gidenler “ahlâk” sözü geçtiği zaman da kabalarına çuvaldız batırılmış gibi olurlar. Onlar için varsa “menfaat”, yoksa “menfaat”. Bu kafada olanlar “sevap” terimini de menfaat hanesine yazarlar. Bunlarla sakın ola ki laf yarıştırmaya kalkışmayın, içinizden “Allah hidayet versin!” diye dua edin. Aslına bakarsanız dünya insan için bir misafirhânedir. Cenab-ı Hak, âdemoğlunun bu misafirhânede rahat etmesi için nice nimetler halketmiştir. Kıymetini bilene… Dilimizin, şiirimizin, inancımızın, kültürümüzün piri, Anadolu toprağının ruhu, koca Yunus Emre bakın ne diyor: “Aşkın odu düştü cana, eritti yürek yağını Kesti hevasetin kökün, oda yandırdı bağını Kazdı kahır kazmasıyla, canda cefâ ocağını Çaldı nefsin boynuna himmet eri bıçağını

ÜÇ ZOR MESELE

40 HADİS - (14) ------------

Gâle’n-Nebiyyü’l-Muhtâr Aleyhi salâtü’l-ahyâr “Lâ kebîrate mea’l-istiğfâr” (Israrcı olmayan kimsenin küçük günahı yoktur) “İstiğfar eden kimsenin, büyük günahı yoktur” Rahmet suyu ile yudu, gönlüm evin ap arıca Hizmet kapısından, ana sundu şükür ayağını Her kim bize yanı yanar Hak dileğin versin ana Urmaklığu kasdedenin düşem öpem ayağını Kim bize taş atar ise güller nisâr olsun ona Çerağıma kasdedenin Hak yandırsın çerağını Miskin gönlün aşk elinden iki büküldü vücudu Tevbe kapısından sundum ona îman tayağını Gel îmdi miskin Yunus hevâseti elden bırak Çalabım rûzi eyle bize kanâat bucağını” Hevâset(a): Nefse uymak, kötülük, heva ve hevese kapılma Nisâr(a): Döküp saçma, düğünlerde saçılan para vs. Rûzî(f): Rızık, azık, nasib, kısmet. Tayak(t): Dayanılacak şey, eşya. İnsan vs. Epeyce bir zamandan beri nereden geldi ise (çünkü bizde yok) bir “öteki” lafıdır dilden dile dolaşıyor. Yahu kardeşim bırakın ötekiyi, bizim için “yabancı” dahi Tanrı misafiridir. Biz ona nasıl yan bakarız?! Kendini kardeşlerinden ayıran, kapısını onlara kapatan bilin ki ya kibir sahibidir ya da korku. “Yetmiş iki millete bir göz ile bakmayan bizden değildir”. İşte ölçü bu. Lakin elbette namuslu ile namussuz, yalancı ile doğru sözlü, cimri ile cömert bir tutulmaz. Fark, ahlâk farkıdır. Gönül sahibi olmak lazımdır. Gönül nedir? Gönül içimizde fenalığın bulaşmadığı tek yerdir.

Teknik-Medeniyet-Yabancılaşma Kuşku yok ki birçok düşünce adamı, bu meseleleri, kendi bağımlı oldukları anlayışlar açısından ele almışlardır. Benim yaptığım burjuva, Marksist, yapısalcı vs. bakış açılarının yanı sıra meseleleri bir de İslâm noktasından ele almak değildir. Bu üç meselenin Müslümanları yeni bir dünyaya açılmaları bakımından birinci derecede ilgilendiriyor olması, beni bu konularda yoğunlaşmaya mecbur bırakmıştır.” “Bir meseleyi kökten kavramakla, o meseleye köklü bir çözüm getirmeye çabalamak birbirinden çok farklıdır. Kavrayıştaki köktenci tutumumuz bizim şükreden, hamdeden tarafımızdır. Buna karşılık bir meseleyi kökten bir çözüm önermek, bir rubûbiyet iddiasıdır. Gerçekte meseleyi kökten kavrayan kişi, o meselenin nihaî çözümünün elinde olmadığını da kavramış sayılır. Ancak meselenin radikal bir yaklaşımla kavranışı o mesele içinde erimek-

İsmet Özel

ten, o mesele dolayısıyla karşılaşılan belâlara, günahlara bulaşmaktan bizi alıkoyar. Kavrayışında radikal olmayan, istikametinde de isabetli olamayacaktır.” “Savaşmaya başlayan herkes gücüyle birlikte zaaflarını da ortaya döker, ama savaşa girişmeyenin henüz hiç açık vermemiş oluşu korkutucudur.” “Sanırız ki başka şartlarda elimize geçecek olan bazı avantajlar o kazançlara ulaşmadan önce sahip olduğumuz şeylerin üzerine eklenecektir. Oysa kazanılan her şey, kaybedilen bir başka şeyin karşılığında elimize geçer. Bu açıdan bakılırsa hiç kimse bir diğerinden mutlak manada “iyi” durumda değildir. Bütün mesele insanların kendi durumlarının hangi fiyata karşılık olduğunu bilmeleri ve neyi feda ederek başka bir şeyi ele geçireceklerinin şuuruna varmalarındadır.”“Türk toplumunun zihniyet itibariyle köklü bir değişikliğe uğradığının delillerinden biri de hoca Nasrettin’in gülünecek tuhaflıklar yapacak biri olarak anlaşılması, Yunus Emre’nin bir tür hüma-

Vicdanımız odur veya onun kumandası altındadır. Kötü ihtirasın zerresi ona ulaşmaz, aldatmak nedir bilmez, şehveti hiç tanımamıştır. İblisin tohumu onun toprağında asla kök tutmaz. Gönül, içimizdeki meleğin adıdır ve Yunus’un deyimiyle “gönül Çalabın tahtıdır”. Hz. Yunus bütün eserinde bizim bu en değerli yanımız olan gönlü yüceltmiştir. İnsanların ırkları, dinleri, doktrinleri, ahlâk anlayışları, hasılı her şeyi ayrı olabilir. Kimi zengin, kimi fakir, kimi zâhit, kimi zâni olabilir. Fakat kimler olursa olsun, insanın gönlü mukaddestir. Gönül gönüldür, olsa da göğsünde bir kahpenin Onu yıkan, gitmesin tavâfına Kâbe’nin... Çünkü o Allah’ın baktığı yerdir, masumdur. Çünkü o aftır, merhamettir, sevgidir. Günah onun değil nefsin eseridir. O yangınlar veren ateş değil, hayat veren sudur; inciten kahkaha değil, seven tebessümdür, ayıran bozgun ve fitne değil, birleştiren dostluktur. Şimdi böylesine “gönül ehli” olan kimsenin (yani esasen bizlerin) Tanrı misafirine kapısını kapaması düşünülebilir mi? Şunu unutmayınız: “Ben” deyince “öteki” ortaya çıkar. Oysa “ben” demek, ahlâkımızda terk-i edebdir. Günümüzde dünyayı zapteden kapitalist ahlâk tersini söylüyormuş. Varsın söylesin, “Yel kayadan ne aparır” Alıntı.... UMUT REHBERİ ---◄◄

TİYO YAYINLARI

nizm içine sokulmasıdır. Bu yaklaşım içinde Karacaoğlan Kazanova, Pir Sultan Abdal devrimci, Kaygusuz Abdal da sürrealist olur. Oysa gerçekte yukarıda andığım isimlerin hepsi ancak yaşadığımız topraklara mahsus ve içinden çıktığımız milletin mevcudiyetinde saklı hikmet ve hikmetlerin kavranılmasıyla ne yaptıkları, ne söyledikleri anlaşılabilecek kimselerdir.”

--◄◄

------------

“Israr edilirse küçük günahlar büyük günah olur, tövbe edildiğinde büyük günahlar affedilir. Demek ki, kulun tevbe etmesinin asıl sebebi, ısrârı terk etmesidir. O hâlde bizler günahta ısrar etmeyeceğiz. Yaptığımız bir hata küçük de olsa, tekrar tekrar yapmayacağız. Bir defa yapmışsak, hemen bırakacağız. Israrı bırakınca Allah tevbeyi nasib ediyor. Israr ederken tevbe olmaz…”

HEDİYELİ SORU

“Batının İslamla Kavgası”

adlı eserin yazarı kimdir? sorunun cevabını yukarıdaki mail adresine ulaştıran ilk 5 okurumuz arasında çekilecek kurada, adı belirlenecek olan talihli okurumuza

“Batının İslamla Kavgası” adlı kitap hediye olarak gönderilecektir.

FOTOĞRAFLAR DİLE GELSE...

.... En güzel, en aydınlık, en bahtiyar, en temiz, Ümitler içindeyim Çok şükür öleceğiz… (Ziya Osman SABA)


kültür ve sanat

doğuş aylık gazete/maandblad

göçtü kervan, kaldık dağlar başında

nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

D

, ER ER, . L ÜÇ DİL AR.. YE R K L KI

ivan edebiyatı devrinin kapanmasından sonra yüzünü tamamen Batıya çeviren Türk edebiyatının, özünden ve kültüründen uzaklaşması üzerine ortaya çıkan Yeni İslami Akım’ın temsilcilerinden Cahit Zarifoğlu, özellikle Sezai Karakoç’tan sonra bu akımın en önemli şairi kabul edilmektedir. Zaman zaman İkinci Yeni içerisinde de gösterilen Zarifoğlu’nun edebiyatı İslam çerçevesinde, fakat kendine özgü bir edebiyattır. “İslam asla bir ‘öğreti’ değil, onun dünyası, inanç ve güzellik âlemidir. Şair o dünyayı İslam’ın timsalleri, sembolleri ve çağrışımları ile doldurmaktadır.” Bir Müslüman şair olarak kabul gören Zarifoğlu, Türk edebiyatına bu alandaki en önemli şairlerden biri olarak ismini yazdırmıştır HAYATI Tam adı Abdurrahman Cahit Zarifoğlu olan şair, 01 Temmuz 1940 yılında Ankara’nın Hacı Bayram semtinde doğar. Babası Niyazi Zarifoğlu’nun, Orta Asya’dan üç yüz yıl kadar önce Kafkasya’ya, oradan da Kahramanmaraş’a gelen Zarifoğlu ailesine mensup olduğu bilinmektedir. Edebiyat, tasavvuf, fıkıh gibi konuları özümsemiş kültürlü biridir. Ortaokula da Ankara’da başlayan Zarifoğlu, birinci sınıfı burada okuyup ikinci ve üçüncü sınıfı Maraş’ta bitirir. Liseye de burada devam eder. Lise hayatında ilk önemli olay, Rasim ve Alaeddin Özdenören, Erdem Beyazıt, Akif İnan gibi isimlerle tanışmasıdır. Zarifoğlu’nun liseden mezun olduktan sonraki yeni hedefi, İstanbul’da yüksek öğrenime başlamak olur. İstanbul’daki arkadaşları, Cahit’in lisede Almanca okuduklarını bildiklerinden onun adına İstanbul Üniversitesi, Alman Dili ve Edebiyatına başvururlar. Zarifoğlu ilk başta tereddüt etse de, arkadaşlarının kendisine duydukları güveni sarsmamak adına bölüme girmeyi kabul eder. 1961 yılının Ekim ayında İstanbul’a gelir ve bölüme kaydını yaptırır. Artık Zarifoğlu için yeni bir dönem başlayacaktır. Şairin, “kendisi” olarak ortaya çıkışı, 1961’de Maraş’tan İstanbul’a; İstanbul Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı bölümüne öğrenci olarak gelmesiyledir. Buna göre, şairin ‘yoğun yaratıcılık dönemi’ olarak adlandırabileceğimiz süreç, 1961-1975 yılları arasını kapsamaktadır. Böylece Zarifoğlu’nun üniversite hayatı, onun asıl şairlik hayatı olacaktır. İstanbul’a okul dolayısıyla gelen şairin yeni hayatındaki ilk önemli olay, Sezai Karakoç ile tanışmasıdır. Karakoç’u kendisi için bir öncü olarak gören Zarifoğlu, bir konuşmasında şair için şu sözleri söyler: “Ağabeyin sohbetlerinden ve yazdıklarından çok şey öğrendik. Her anlamda bizim hocamızdı. Yetişmemizde çok büyük faydası oldu.” Karakoç’la bu tanışmadan kısa süre sonra Zarifoğlu, Karakoç’un aracılığıyla Necip Fazıl Kısakürek’le de tanışma şansını yakalar. Bu tanışmadan sonra Zarifoğlu, hem Karakoç’la ilişkisini derinleştirir,

37

ŞAİRLİĞİN KABINA SIĞMAYAN BİR ŞAİR:

A. CAHİT ZARİFOĞLU hem de Necip Fazıl’ı daha sık ziyaret etmeye başlar. Zarifoğlu’nun önceki yıllarında sahip olduğu karakteristik özellikleri, üniversite yıllarında daha da yoğunlaşır. Şair, genelde yalnızlığı, duygularıyla baş başa kalmayı yeğlemektedir. Bu yalnızlık duygusu, onu bütün hayatı boyunca meşgul edecek, kendisine bağlayacaktır. Kendine özgü bir kişiliği olan Zarifoğlu’nun yine kendine özgü bir dünyası vardır. Onun bu dünyası içinde ‘Ben’ fikri yoktur, aksine Zarifoğlu bu dünyada bir derviş gibi yaşamaktadır. ‘Bir Yunus Emre olmak isterdim,’ cümlesiyle de bu özelliğini itiraf eder gibidir. Dervişane görüşlerini şair şu şekilde açıklamaktadır: “Bu görüşün içinde ‘ben’ fikri âdeta yoktur. Bundan çok memnunum. Biri benimle şiirim yüzünden ilgilenirse ve hele beğenirse, çok sıkılırım. En çok da, bu anda konuşurken sıkılıyorum. Tepeleme bir şair gibi yaşarım. Ama şiir, hayatımda hiç yer almaz. Şiir yazdığımdan habersiz çok samimi arkadaşlarım vardır. Bilmelerini de hiç istemem, zira hemen tavır alırlar. Onlar bu yönde belli bir tavır alınca da benim şair yaşayışımı etkiler.”

Maddî ve manevî bütün sıkıntılarına rağmen bütün şiirlerini bir araya getirip derleyen Zarifoğlu, bu şiirleri 1967 yılında kitap hâline getirip ilk eserine “İşaret Çocukları” adını verir. Fakat basılması kadar kitabın dağıtılması da zor olur. Kitabın basılması için aylık gelirini matbaaya yatıran Zarifoğlu, ayın sonunu getirmekte zorlanırken, kitabın dağıtılması için de yeterli ilgiyi bulamaz. Bu duruma bir de şiirleri okuyucuların anlamaması eklenince kitabın satılması iyice zorlaşır. Bu eseriyle Müslüman şair kimliğini üzerine alan Zarifoğlu, ilk eserinin fazla okuyucu bulamamasını, hatta yeteri kadar dağıtılamamasını önemsemez, onun için şiiri yazmak önemlidir. Bu kitaptan zaten herhangi maddî bir kazanç beklememiştir. Bu kitapta topladığı şiirleri ve daha sonra çıkan “Yedi Güzel Adam” adlı ikinci eserindeki şiirleri, 1966 yılında Sezai Karakoç tarafından çıkarılan “Diriliş” adlı dergide okuyucuya sunar. 1960’larda sağ ve sol tarafların kesin olarak ayrılmaya başlamasından sonra bu dergi de kendi ideolojisi yolunda bir dergi olarak ortaya çıkmıştır. Bu yüzden Müslüman şair Zarifoğlu da bu dergiyi önemsemiş ve eserleri ‘ağabeyim’ dediği Karakoç’un ellerindeki Diriliş’te yayımlamıştır. Üniversiteden mezun olduktan hemen sonra doktora yapmayı isteyen Zarifoğlu, sınavlara girer ve fakültede doktora öğrenciliğine kabul edilir. Fakat okul için gerekli olan doktora bursunu bulamayınca

bu öğrencilik sadece cebindeki kimlik belgesi olarak kalır. Zarifoğlu’nun ikinci kez dil kursu için Almanya’ya gidişi ilkinden beş sene sonra, 1972 yılında gerçekleşir. Fakat bu Almanya macerası ilkinden farklı bir özellik taşımaktadır. Zarifoğlu, o cesur ve maceraperest karakterinin etkisiyle yeni bir serüvene atılır. Avrupa’nın diğer ülkelerine gitmeye kararlı olan Zarifoğlu, otostop yoluyla kıtanın birçok şehrini gezer. Fransa, İspanya, Finlandiya gibi ülkelere giden şair, buralardaki doğayı ve tarihî güzellikleri izlerken, kendi ülkesini ve güzelliğini de sık sık anar, onlara duyduğu özlemi artar. Bu düşüncelerini zaman zaman “Yaşamak” adlı günlüğünde dile getirmektedir. Avrupa’yı gördükten sonra, dil kursu aracılığıyla da Almancasını ilerleten Zarifoğlu, 1972-1973 okul döneminde özel bir kolejde Almanca öğretmenliği yapar. Öğretmenlik dönemlerine ait en büyük anısı hastalığıdır. Uzun süreden beri çektiği ağrılar sonucunda ilk olarak hastalığı bu dönemde ortaya çıkar. Pankreasındaki problemden dolayı artmaya başlayan ağrılarını belli etmemek için derslerde düşünürmüş gibi yaparak hastalığını kimseye belli etmez. Fakat şair, “onu ölüme götürecek hastalığa yakalanmış durumdadır.” Askerlik görevi bittikten sonra Ankara’da Makine Kimya Endüstri Kurumu’nda çalışır. Ardından TRT Genel Müdürlüğü’ne geçer ve bu görevde çok fazla kalmayan Zarifoğlu, TRT Basın ve Halka İlişkiler Müdürlüğü’nde çalışmaya başlar. Oradan da Ankara Radyosu’na geçer. Bir dönem de TRT Yayın Planlama ve Koordinasyon Daire Başkanlığı’nda görev yapar. Askerliği bitirmiş, artık iş sahibi de olmuş Zarifoğlu’nun şimdiki isteği bir yuva kurmaktır. Artık macera isteklerine bir son verilecek ve duyulan aile özlemi giderilecektir. Bu düşünceler sonucunda Zarifoğlu, Necip Fazıl’ın aracılığıyla Van’da köklü bir aileye mensup olan Van müftüsü Kasım Arvasi’nin kızı Berat Hanım ile 18 Ağustos 1976 tarihinde evlenir. Bu evlilikten Zarifoğlu’nun dört çocuğu olur: 1977 doğumlu Fatma Betül, 1978 doğumlu Ayşe Hicret, 1980 doğumlu Ahmet Fehim ve 1982 doğumlu Arife. Zarifoğlu’nun gizli bir şekilde ilerleyen hastalığı gün geçtikçe kendini hissettirmeye başlar. Pankreas kanserine yakalanan şair, 4 Mayıs 1987 tarihinde Cerrahpaşa Onkoloji bölümüne yatırılır. Hastaneye ziyaretine gelen arkadaşlarına sürekli öğütler vermeye devam eden şairin acıları neredeyse hiç durmadan devam etmektedir. Bu sebeple hastanenin değişik birimlerinde üç hafta boyunca aralıksız kalır. Fakat doktorların yaptığı bütün tahlil ve tetkiklerin sonucunda şair için ameliyat süresinin geçtiği görülür. Bu sebeple önce Şişli’deki evine gönderilir, buradan da kayınpederinin Sütlüce’deki evine götürülür. Bütün dostları ölüm döşeğindeyken yanındadır. Son günlerinde kendisini kıbleye çevirttirir ve sürekli kelime-i tevhid getirir. 7 Haziran 1987 tarihinde hayata gözlerini yumar ve Küplüce’de boğaza bakan bir

mezarlığa defnedilir. Zarifoğlu’nun hayatıyla ilgili en kısa ve doğru özetlemeyi Rasim Özdenören yapmıştır: “Hayatında acısız olarak ve bedelini ödemeden hiçbir şeye ulaşmadı ve hiçbir şey elde etmedi. Aşkın ve hayatın bedelini ACI ile ödedi. Yaşamak kitabında sürekli acılardan söz açması boşuna olmasa gerek. O, teşhis edilmemiş bir hastalıkla yaşamıştır. Bunu onun hayatını noktalayan hastalığına bakarak söylüyoruz. Hastalığının uzun bir geçmişi olduğunu anlamak için Yaşamak’ın satır aralarını okumak yeter. Acı çekti. Elde ettiği her ne varsa, bedelini acı ile ödedi. …” Şair, ölüm hakkındaki düşüncelerini “Yaşamak” adlı günlüğünde şu sözlerle açıklamış, belki de kendi ölümünü tarif etmiştir: “Ölüm keder doğurmaz, can çekişmelerin ortaya yaydığı bir sessizlik vardır ama, ölü toprağa sevgi ile verilir.” SANATINDAKİ YÖNELİMLER Askerlik döneminden sonra Zarifoğlu’nun, sanat anlayışında ve hayatında yeni bir döneme girdiği görülmektedir. Eski bohem ve serazat şairliğin yerine, artık toplumsal sorunlara daha çok eğilen, Müslümanların dertlerini önemseyen mücadeleci bir anlayışa geçmiştir. Şairin yeni dönemiyle ilgili hem bu düşüncelerinin daha net görüldüğü, hem de İslami edebiyatın daha etkin bir sesi hâline geldiğinin ispatı olan “Mavera” dergisinden söz etmek yerinde olacaktır. Mavera dergisinin kuruluşu bazı sebeplere dayanmaktadır. Sayesinde edebiyatın Müslümanlara tekrar açıldığı, Karakoç’un yönetimindeki Diriliş dergisinin aksaması ve şairin arkadaşlarının 1969 yılında çıkarmaya başladıkları Edebiyat dergisinin bazı sebepler dolayısıyla yayına ara vermesi sebebiyle Zarifoğlu ve bazı arkadaşları yeni bir dergi kurma isteğine kapılırlar. Zarifoğlu’nun arkadaşlarına verdiği cesaret sayesinde, Rasim Özdenören, Erdem Beyazıt, Akif İnan, Bahri Zengin, Nazif Gürdoğan ile birlikte 1976 yılının Aralık ayında Mavera dergisinin ilk sayısını çıkarırlar. 1980’li yıllara gelindiğinde Cahit Zarifoğlu’nun edebiyatında yeni bir tema görülür. Bu tema Afganistan ülkesidir. Afganistan’ın Ruslar tarafından işgal edilmesi, şairi derinden üzer ve sarsar. Müslüman kardeşlerin o topraklarda acı çekmesi üzerine Zarifoğlu duyarsız kalamaz ve Mavera’da Afganistan için özel bir sayı çıkarır. Afganistan sorununu Türk kamuoyunda duyurmak isteyen şair, Afganistan’da bir film çekilmesi için Mavera ekibini bizzat kendisi toplar ve bazı gazetelerde Afganistan üzerine yazılar yazar. Özetle Zarifoğlu, işgal altındaki Afganistan ülkesiyle ilgili çalışmaları ve duyarlılığıyla Türkiye’de pek çok kişinin, özellikle sanatçıların ilgilisini çekmeyi başarır. Zarifoğlu, bu dönemde sanatının yönünü çocuk edebiyatına çevirir. Çocuksu karakterinin de etkisiyle çocuklarla her daim iyi anlaşan şairin bu edebiyata geçişi, çocuklarına anlattığı masal ve öyküleri sayesinde gerçekleşir. Zarifoğlu bu durumu şu sözlerle anlatmaktadır: “Vesile olan bir dost

var. Ama benim de zaten masallarım vardı. Çocukluğumdan beri çocuklarla iyi anlaşırım. Selam verir, onlara büyük adamlara olduğu gibi, hal hatır sorarım. Ve her fırsatta masal anlatırım onlara. Fakat bir şey daha itiraf edeyim, büyük insanlara da çok masal anlattım.”

İlk dönem eserlerinde oldukça kapalı bir anlatımla, saf şiir anlayışı etrafında şiirler kaleme alan Cahit Zarifoğlu, zamanla bu bireysel ve yoğun imgelerle örülü dil zevkinden toplumcu şiire kayan bir anlayışa yönelmiştir. Nitekim Cemal Şakar, Zarifoğlu’nun şiiri için, “Hakkında yapılan yorumların ve çözümlemelerin hemen hepsinde, onun sanat anlayışı iki döneme ayrılmaktadır. Birincisi imajları alabildiğine özgürce/ biricik/ spesifik kullandığı saf şiir dönemi; diğeriyse İslami duyarlılığın/ tezin/ iddianın öne çıktığı; Akif İnan’ın, tabir caizse artık toplumcu bir Cahit Zarifoğlu vardı, dediği dönem.” değerlendirmesinde bulunur. Zarifoğlu, bu ikinci döneminde toplumcu şiir anlayışıyla kaleme aldığı eserlerinde İslam dünyasının problemlerine eğilmiş, Müslümanlara yapılan katliamları durdurmaya gücü yetmese dahi en azından kalemiyle onların sesini kamuoyuna duyurmaya çalışmıştır. O, bu konudaki görüşlerini şöyle dile getirir: “Sanatkârın çağının insanı olması ile, sanatı birtakım ideolojilere alet etmeyi birbirine karıştırmamalı. Afganistan şiirleri yazdım. Hama diye bir şiir yazdım. Bunları ben yazmayacaktım da kim yazacaktı?” Nitekim Zarifoğlu, Hama’da binlerce Müslüman bir gecede öldürülürken aşağıdaki mısralarla dünyaya haykıracaktır. Şair, “O sabah camimizde ezan sesi gelmedi Korktum bütün insanlar, bütün insanlık adına” diyerek, iki mısralık Hama 1982 adlı şiiriyle İslami olduğu kadar insanlık adına bir duyarlığı da dile getirmiştir. Bütün Müslümanların derdini kendisine dert bilmiş bir şair olan Zarifoğlu’nun bu anlayışla kaleme aldığı şiirlerinden birisi de “Daralan Vakitler”dir. Zarifoğlu bu şiirinde ise Beyrut’taki, Filistin’deki Müslümanların acılarına tercüman olmaya, onların yaşadığı gerçekleri haykırarak insanlığı uyandırmaya çalışır. ESERLERİ: Şiir Kitapları: İşaret Çocuklar; Yedi Güzel Adam; Menziller; Korku ve Yakarış Hikâye: İns Çocuk Hikayeleri: Serçekuş; Katıraslan; Ağaçkakanlar; Yürekdede ile Padişah; Küçük Şehzade; Motorlu Kuş; Kuşların Dili Çocuk Şiirleri: Gülücük; Ağaçokul (Çocuklara Afganistan Şiirleri) Roman: Savaş Ritimleri, Ana Günlük: Yaşamak Deneme: Bir Değirmendir Bu Dünya; Zengin Hayaller Peşinde Tiyatro: Sütçü İmam D. C. Tunç ---◄◄


maandblad/aylık gazete doğuş nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

04 bizim sayfa 38 ons pagina

Tebrik Taziye Şifa dileği

- Taziye... Rotterdam Birlik Camii üyelerinden Sevgili Lütfi ve Mustafa Çelikkaya’nın kıymetli ağabeylerinin vefat ettiğini duyduk. Merhuma Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyoruz. - Taziye... Erdoğan ve Rahime Konuksever’in kızı Sümeyye Konuksever’in vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhumeye Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz. - Taziye... Kayseri eşrafından ve Amsterdam sakinlerinden Sevgili Kadir Kemalettin Taş’ın vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz. - Taziye... Leerdam cemiyeti önceki başkanlarından Sevgili Mustafa Er’in ablasının vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. merhumeye Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyoruz. - Taziye... Leerdam sakinlerinden Aksaraylı Neşet Odabaş’ın vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. merhuma Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyoruz. - Taziye.. Rotterdam Versaar Derneği Başkanı Sevgili Mustafa Şenyürek’in dayısının oğlunun vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz. - Taziye... Utrecht sakinlerinden Kemal Şafaklıoğlu’nun vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz. - Taziye... Ede sakinlerinden Reşad Sürmeneli’nin vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz. - Taziye... Oss Mescid-i Cuma Camii üyelerinden Adil Tezcan’ın babası Ömer Tezcan’ın vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz. - Taziye... Leiden Türk İslam Kültür Derneği ve Mimar Sinan Camii’nin ilk kurucu ve Yönetim Kurulu Başkanı, aynı zamanda Leiden Türk toplumu ilk nesil insanımızın tercümanlarından Yusuf Küçükşen’in vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

Colofon Doğuş is een maandelijks informatieblad in het Turks en af en toe Nederlands o.a. kunst, cultuur, politiek, educatie, wetenschap, literatuur en filosofie. Uitgever/Sahibi Stichting Dogus/Doğuş Vakfı Hoofdredacteur/Yayın Yönetmeni Adnan Şahin Eindredacteur/Yazı İşleri Müdürü Oğuzhan Kılıç Art Directeurs/Görsel Düzenleme Ali Alemdar Advertenties/İlan- Reklam Servisi dogus@dogus.nl Afdeling Nieuws en Tips/Haber Dairesi M. Şahin Abonnement / Abone Servisi dogus@dogus.nl Yayın Kurulu/ Redactie Raad Adnan Şahin, Ergün Madak, Mehmet Şükrü Oflaz, Zeynel Abidin, Ercan Kuzu, Sezer Değmez, Recep Soysal Oplage/Tiraj 8.000 Verspreiding/Dağıtım Alanı Landelijk/Hollanda Geneli Adres Strevelsweg 700 unit 413, 3083 AS Rotterdam Tel. (010) 471 68 47 e-mail dogus@dogus.nl - website www.dogus.nl Met dank aan InterAjans.nl, SONHABER.nl, M.Ali Topcu, AA Verzonden artikelen vallen niet onder de redactionele verantwoordelijkheid. Alle auteursrechten van deze uitgave worden uitdrukkelijk voorbehouden. Druk/Baskı Rodi

- Taziye... İstanbul Fırını sahibi Sevgili Hasan Akbaş’ın amcası Kazım Akbaş’ın vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz. - Taziye... Ede sakinlerinden Sevgili Ali İhsan Sayılgan’ın kıymetli validesinin vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhumeye Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz. - Taziye... Güncel Haber Genel Yayın Yönetmeni Sevgili Mahmut Eröztürk’ün kıymetli dedesi Arslan Can’ın vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz. - Taziye... Hollanda Mehteran ekibinden Sevgili Süleyman Bingöl’ün anneanesinin vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhumeye Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz. - Taziye..., Üyelerimizden Sevgili Yunus Eker ve Nevzat Paltar, Hakk’ın rahmetine kavuşmuşlardır. Merhumlara Allah’tan rahmet, kederli ailelerine sabır ve başsağlığı dileriz. Yeni Çınar Vakfı - Taziye... Den Haag Mimar Sinan Camii İmam Hatibi Sevgili Ahmet Bodur’ın kıymetli validesinin vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhumeye Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz. - Taziye... Veenendaal Tevhid Camii üyelerinden Mehmet Cihan’ın eşinin vefatını öğrenmiş bulunmaktayız. Merhumeye Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

- Taziye... Okurlarımızdan Sevgili Kemal Baldan’ın (Foto Kemal) vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailelerine sabır ve başsağlığı dileriz. - Şifa dileği... Yazarlarımızdan Sevgili Halil Yanar’ın rahatsızlığı nedeniyle hastanede müşahede altına alındığını üzüntüyle duyduk. Hastamıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyor, dualarınızı bekliyoruz. - Şifa dileği... Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Sevgili Ahmed Akgündüz’ün rahatsızlığı nedeniyle bir operasyon geçirdiğini duyduk. Hastamıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyoruz. - Şifa dileği... Değerli iş adamlarımızdan ve Olde Beth B.V. sahibi Sevgili Adil Karakaya’nın rahatsızlığı nedeniyle hastanede müşahede altına alındığını duyduk. Hastamıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyoruz. - Şifa dileği... Hollanda’nın usta gazetecilerinden Sevgili Mustafa Koyuncu’nun rahatsızlığını teessürle öğrenmiş bulunduk. Hastamıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyoruz. - Şifa dileği... Okurlarımızdan ve Elfi Kaza Sigorta şirketi personelinden Sevgili Ali Durmuş’un bir operasyon geçirdiğini duyduk. Hastamıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyoruz. - Şifa dileği... Okurlarımızdan Sevgili Tuncer Ünver’in rahatsızlığı nedeniyle hastanede müşahede altında olduğunu duyduk. Hastamıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyoruz.

- Şifa dileği... Okurlarımızdan ve Mete Market Sahiplerinden Sevgili Rahmi Mete’nin bir ameliyat geçirdiğini duyduk. Hastamıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyoruz. - Tebrik.. Hoş geldin Eslem Nezahat.! Okurlarımızdan Sevgili Fatih ve Pınar Sungur çiftinin 3 Mayıs 2018 tarihinde Eslem Nezahat adını verdikleri bir bebeleri dünyaya geldi. Genç çifti ve dedelik, ninelik makamına oturan Mehmet ve İrfaniye Sungur’u tebrik ediyor, minik Eslem Nezahat’a dünyamıza hoş geldin diyor, sağlık ve mutluluk dolu uzun ömürler diliyoruz. - Tebrik.. Hoş geldin Barlas Erdal! Orka Club Hotel sahiplerinden Sevgili Ercan Torunoğulları’nın 17 Mayıs 2018 tarihinde Barlas Erdal adını verdikleri bir bebeleri dünyaya geldi. Genç çifti ve dedelik ve ninelik makamına oturan Turgut ve Erdegül Torunoğulları’nı tebrik ediyor, minik Barlas Erdal’a dünyamıza hoş geldin diyor, sağlık ve mutluluk dolu uzun ömürler diliyoruz. - Tebrik.. Hoş geldin Yusra! Yaşama sırası sende!.. Okurlarımızdan Sevgili Servet ve Merve Akdemir - Soner çiftinin 19 Mayıs 2018 tarihinde Yusra adını verdikleri bir bebeleri dünyaya geldi. Genç çifti ve dedelik makamına oturan Ömer Soner’i tebrik ediyor, minik Yusra’ya dünyamıza hoş geldin diyor, sağlık ve mutluluk dolu uzun ömürler diliyoruz.

Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, esenlikler ve hayırlı yolculuklar diliyoruz...

Abone


doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018

bilmece-bulmaca 39 puzzels - raadsels

Bulmaca

Hazırlayan: Mücahid Çeçen Soldan sağa: 1- Fotoğrafta görülen, Osmanlı Sultanlarının dördüncüsüdür. 1360 yılında doğup, 1403 yılında vefat eden Padişah. 2- Trabzon’da bir ilçe * Haber ajansımız * Er, onbaşı ve çavuşlara verilen genel ad. 3- Söz, lakırdı * (Tersi) bir av köpeği * Potasyumun simgesi * Hakan. 4- Beyaz renk * Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us * Bir yapıda iki döşeme arasında yer alan daire veya odaların bütünü * Geleceği öğrenmek, şans ve kısmeti anlamak amacıyla oyun kâğıdı, kahve telvesi, el ayası vb.ne bakarak anlam çıkarma, bakı. 5- Potasyumun simgesi * Binek hayvanı * Ermiş kimselerin gösterdiklerine inanılan, doğaüstü, şaşkınlık uyandırıcı davranış veya durum * Tirityumun simgesi. 6- Yaş, meslek, toplumsal durum vb. bakımından birbirine eşit olanlardan her biri * İş görmede beceri, ustalık * Karbonun simgesi. 7- Beyaz renk * Haber ajansımız * Yumurta ve irmikle yapılan, fırında kabarıp piştikten sonra üzerine şerbet dökülen bir tür tatlı. 8- Cennetle cehennem arasında olduğuna inanılan yer, Araf * Ağabey * Beyaz renk. 9- Yabancı * Uzaklık işaret eder * Erdemli. 10Boyut * Eksiklik, noksan, nakısa * içe dert olan şey. 11- Otomobil, tren, gemi, uçak gibi taşıma araçlarının ortak adı, nakil aracı, nakil vasıtası * Bir nota * Bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar * Trityumun simgesi. 12- Kükürdün simgesi * At’ın bir yürüyüşü * Aynştaynyumun simgesi * Bir nota. 13- Bir renk * Dernek, kuruluş, kulüp üyelerinin belli sürelerde, belli miktarlarda ödedikleri para, ödenti * Kuşların barınağı. 14- Maydanozgillerden, kokulu tohumu hamur işlerinde kullanılan bir bitki * Kur’an-ı Kerim’in altıncı suresi * Gözleri görmeyen. 15- Florun simgesi * Kısaca metre * . Kertenkelelerden, uzun vücutlu, sivri kuyruklu, çevik, böcekçil, küçük sürüngen hayvan. Yukarıdan aşağıya: 1- Dalkavuk * Kur’an’ın bölümleri * Kur’an-ı Kerim’in 61. suresi. 2- Bir komşu ülke * Sıkıntılı ve korkulu düş, kâbus. 3- Söz, lakırdı * Yaren * Boyun eğen, kendini başkasının buyruğuna bırakan. 4- Danimarka’nın plaka işareti * Cet, soy * Kükürdün simgesi * At’ın kısa adımlarla hızlı yürüyüşü. 5- Soğukla sıcak arası, ne soğuk ne sıcak * Hz. Muhammed’in niteliklerini övmek, ondan şefaat dilemek amacıyla yazılan kaside * Uzaklık işaret eder * Eski bir savaş aleti. 6- Allah’ın bütün yarattıklarına verdiği nimet * Düşüncesizce her işe atılan, cüretkâr * Ev, konut. 7- Alfabemizde on birinci harf * Minare, kubbe, sancak direği vb. yüksek şeylerin tepesinde bulunan, madenden yapılmış ay yıldız veya lale biçiminde süs, ayça * Eşsiz, benzersiz özellikler taşıyan * Alfabemizde yirmi birinci harf. 8- Donuk renk * Radyumun simgesi * Mutluluk. 9- Baryumun simgesi * Bazen, kimi vakit, bazı bazı * Uranyumun simgesi * Ballıbabagillerden, yaprakları sapsız, çiçekleri beyaz veya menekşe renginde, güzel kokulu, yaprakları baharat olarak kullanılan, çok yıllık ve otsu bir kültür bitkisi. 10- Argonun simgesi * Gemi odası * Bir nota * Güneş doğmadan önceki alaca karanlık, fecir. 11- Yemekten emir * Miras * Bir nota * (Tersi) kısaca kilometre. 12- Bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar * Birbirine uyma, uygun gelme * İtriyum elementinin simgesi * Aynştaynyumun simgesi. 13- İrade zayıflığı * Uzaklık işaret eder * Danimarka’nın plaka işareti * Soru. 14- Söz dinleme, boyun eğme, buyruğa uyma * Hz. Muhammed’in niteliklerini övmek, ondan şefaat dilemek amacıyla yazılan kaside * Hareket eden nesnenin kısa bir zaman içinde, hızında oluşan değişmenin bu zamana oranı. 15- Döteryumun simgesi * Hollanda’nın plaka işareti * Sakız * Haber ajansımız.

Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, esenlikler ve hayırlı yolculuklar diliyoruz...


32

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 239-240 - Haziran-Temmuz/Juni-juli 2018


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.