ATOM KARINCALAR
2014-2015 2.DÖNEM 4-A
ŞÜKÜR Kİ BİR SENEYİ BİRLİKTE ÇOK YENİ ŞEYLER ÖĞRENEREK GEÇİRDİK. EVET ATOM KARINCALARIM VAN’DA BİR İLKE İMZA ATTINIZ. DAHA ÖNCE HİÇBİR İLKOKUL FANZİN DERGİ ÇIKARMADI. BUNU İLK SİZLER YAPTINIZ. EMİNİM İLK SAYIDA ÇOK KİŞİ SİZİ GÖRDÜ OKUDU. SİZDE NEDEN ONLARI İKİNCİ SAYIMIZDAN MAHRUM BIRAKALIM Kİ DEDİNİZ. YÜREKLERİNİZE SAĞLIK EVVELA.
KIYMETLİ ÖĞRENCİLERİM ŞUNU FARKETTİM; KALEMLERİNİZDEN ÖYLE ŞEYLER DÖKÜLÜYOR Kİ BÜYÜK İNSANLARI GÜNLERCE DÜŞÜNDÜRECEK CİNSTEN.
ATOM KARINCALARIM SİZLERİ YÜREKTEN SEVİYORUM. ÖZ İLE. SİZLER BENİM İLK ÖĞRENCİLERİMDİNİZ. İKİNCİ DÖNEMİN BİTMEMESİ İÇİN HEM BEN HEM SİZ DUA EDİYORDUNUZ AMA HERŞEY GİBİ O DA BİTTİ VE AYRILIK GELİP ÇATTI. ASLA SİZLERİ UNUTMAYACAĞIM.
ÖĞRETMENİNİZ –CİHAT ŞİT-
2014-2015 YILI 2. DÖNEM 4-A SINIFI
ATOM KARINCALAR VE ÖĞRETMENLERİ SAYI 2
SENİ SEVİYORUM Güven istersen eğer İnanacaksın sevgiye Sevgidir seni mutlu eden Güveni sana kazandıran Mutlu olmak istersen Sevgiyi anlamalısın Güven dolu bir hayat istersen Sevgiyi anlarsın Dünya bir gün bitmez mi? Kötülükler erimez mi? Sevgiyi bilenler İyiliklere sevinmez mi? Seni mutlu edeni bil Sana sevgiyi kazandıranı bil Sen bilmezsen eğer Nasıl anlarsın sevgiyi
NENEM Evet herkes ölür Seni özledim, ölünce Yüz göz yaşı döktüm Sen dönmeyince İki hece bu gece O da Nene Özledim işte
ADEM EKİNCİ
Çok eski zamanların birinde bir doktor varmış. Bu doktor çok sevgisizmiş. Aynı zamanda çok da başarılıymış. Hastalarına çok kötü bakarmış. Bakmak derken bakış, kötü bakış demek istedim. Bir bakışta hayat okuyan bir doktormuş. Bir gün yaşlı bir dede ve torunu gelmiş. Bu dede ve torunu çok sevgi doluymuş. Doktor bir bakışta, dedenin hastalığını anlamış elbette. Ona birkaç ilaç yazmış. Tam gideceklerken torun, doktora; “Doktor amca sen neden bu kadar sevgi yoksunusun”. Doktor; “Kaybooolllll” diye bağırmış. Küçük çocuk lunaparkta leopar görmüş gibi korkmuş. Bir kaç gün sonra tekrar gelmişler. Torun hemen muayane başlamadan yine soruvermiş. “Doktor amca sen neden bu kadar sevgi yoksunusun”. Doktor bu defa gülümsemiş. Ve torun bu dörtlüğü söylemiş. “Seni seviyorum Seni seviyorum Bunu söyleyince dünyayı Dünyayı değiştiriyorum”.
M.İHSAN EKİNCİ
İBRAHİM ETHEM (CAHİT ZARİFOĞLU-GÜLÜCÜK) Suya bir iğne attı deniz kıyısında yamalı giysiler içinde bir adam
bir ah çekti padişah
hemen kalktı yüzlerce balık ağızlarında birer iğne başlarını çıkardılar sudan
sarayı bıraktı
çıkardı sırma kaftanını bir padişahtı dünya padişahıydı denize gelmeden önce bir gün sarayında uyuyordu atlas döşeğinde
armağan etti bir çobana
fakir bir çoban gibi giyindi gitti denizlere
tam gece yarısı damda bir gürültü bağırdı padişah -kim var orada damda işin ne
şimdi yoksul kendi yamar giysilerini ama balıklar bulup getirir iğnesi düşse denize
dedi ki damdaki -devemi arıyorum -be adam dedi padişah damda mı aranır kaybolan deve -be hey gafil dedi adam padişaha ya hiç aranır mı allah sarayda atlas döşeklerde
Okuyup aktaran; Sema Yıldırım
GÜLCAN KÜÇÜKATALAY’IN ATOM KARINCALAR İÇİN KONYADAN ERCİŞE YOLLADIĞI ŞİİR. TEŞEKKÜRLER
HOŞGÖRÜ
EMİR DURSUN
Bir zamanlar bir köyde yaşayan bir çift varmış. Bu çift çok mutlu bir şekilde yaşarmış. Kadın kocası gibi dürüst temiz Allah’a inancı olan sevgi saygı nedir bilen birisiymiş. Adamın ismi mi? Ahmet emmi işte. Ahmet emmi bir gün tarlayı sürmek için yola koyulmuş. Yolda giderken bir toplulukla karşılaşmış. Selamün Aleyküm ağalar demiş. Aleyküm selam Ahmet. Buyurmaz mısın? Ahmet emmi “Sağolun işlerim var. Hadi Allah’a emanet olun.” Ahmet emmi yolda giderken arkasından komşusu “Hay bin yaşa Ahmet emmi, hem dürüst hem becerikli adam helal be.” Ahmet emmi tarlayı biraz sürer eker sular hasılı iş güçle uğraşır işte. Hanımının yolunu beklerken birden hanımı arkasından çıkmış. “Kolay gelsin bey sana yiyecek birşeyler getirdim şimdi yorulmuşsundur.” “Sağol hanım köyün ağasıyla, komşunun parasıyla yaşlanmak istemem. Herkesin buralarda bir nasibi vardır. İşte bu da bizim nasibimiz.” “Behey helal olsun sana bey. Allah başkasının parasıyla yaşamamızı değil hakkımızı almamızı istemiştir Ben artık gideyim bey. Evde yapacak işlerim var.” “Tamam hanım sağol”. Akşam karanlık çökene kadar çalışırmış bizim bu emmi hergün, böyle. Köyün ağası yokmuş komşular burada çok iyi kalbi yumuşak olan Ahmet emmi var hanımı Ayşe’yle tek oturuyorlar. Çok iyi insanlar bizce. Bu köyün ağası Ahmet olsun. Bütün diğer komşular bunu onaylamışlar. Ahmet emmiyi köyün ağası seçmişler. Hani bazı ağalar paragöz olurlar ya. Ahmet emmi böyle biri değilmiş. Ahmet emminin göz diktiği tek şey varmış o da; sevgi ve dürüstlüğü gönüllere ekip biçmek. Komşuları ee Ahmet emmi koskocaman ağasın. Senin yerin bu ev değil. Senin evin ağa çiftliği olsun diye diretmişler. Ahmet emmi bu zaten zor bela ağalık tekliflerini kabul etmişti. Ama bu ev teklifini kesinlikle reddetti. Ahmet emmi köyün bütün yoksullarını doyurmuş. Yiyecekten tutunda içeçek sularına kadar herşeyi herkese tedarik etmiş. Herkes Ahmet emmiden çok memnunmuş. Köye yeni bir adam gelmiş. Adamın adamı da Hasan. Hasan bey iyi biri değilmiş. Hele hiç tekin sayılmazmış. Köye gelir gelir gelmez tiksinti uyandırmış zaten. Hasan bellemiş ya kendisini köyün ağası olarak. Bir gün köy kahvesinde beyler otururken birden dalıvermiş içeriye. Ve masaya ödlek yüreğinin zımbırtısı yumruğunu vurup. “Bana çay çek kahveci” demiş. Hasan meğerse Ahmet emminin azılı düşmanıymış. Yani Ahmet emmi ve Hasan küçüklüklerinden beri biribirlerine rakiplermiş Zaten küçükken de bu Hasanı sevmezmiş. Bu yüzden Ahmet emminin ağa olduğunu duyunca hemen köye iştirak etmiş bu Hasan. Derdi ise ağalık. Derdi kibir olanın tuzağı bol olur tabii. Hasan bir evden çaldığı kıymetli vazoyu gizlice Ahmet emminin evine koymuş. Önceden arakladığı Ahmet emminin tesbihini de vazoyu aldığı
yere bırakmış. Sinsi tezgahtar Hasan öyle bir tuzak kurmuş ki halk kanmış bu tuzağa. Ahmet emmiyi sorup sorgulamadan ağalıktan def etmişler. Hasan’ın yılan hikayesi işe yaramış ve ağalığa talibim derken ağa da olmuş. Halk ne yaptığının farkında mı ki. Gücü olana güven kötüdür bilmezler ki. Teknolojinin gözünü seveyim. Köye de uğramış bu teknoloji. Hasan’ın müjde olarak telefondan haber verdiği tuzağını çekmişti biri telefonuna ve kaç gün sonra yine yeniden göstermişti eğriyi doğruyu haksızı ayıramayan halka. İnanın demişti hakka. Ahmet emmi yapmaz böyle bir hata. Ahmet emmi bu yapar mı? Hasan eşekten düşmüş ıslak tuz gibi çömeldi beyniyle. Zımparalanmış törpü tutmaz kalbiyle kaç büklüm olasıca. Bitti işte iyi olan yine kazandı.
ERCİŞ’İN EN İYİ TİYATRO EKİBİ
BEŞ GÜZEL ARKADAŞ Bir varmış bir yokmuş çok iyi beş arkadaş
Kitap okumak Okul okumak gibidir Hayale dalarsın Unutursun herşeyi
varmış. Adları Elif, Sema, Zelal, Derya,
Kitap sevgidir İnsan okumayı bilirse Kitap mutludur İnsan okuyabilirse
ayılar varmış. Tabii bizim beş güzel
Songül’müş. Bu arkadaşlar bir gün yine bir araya
gelerek
ormana
gitmeye
karar
vermişler. Gitmişler ve ormanın tehlikeli olduğunuda nihayet görmüşler. Kurtlar arkadaş
bunun
olacaklardı
ki?
nereden
farkında
Kendilerine
ormanın
ıssızlığını anlatan esrarengiz bir kitap almışlar. Bu kitabı okumuşlar ve şu yazı onları dehşetlere düşürmüş. Kaç litre ter dökmüşler,
az
kurutuyorlarmış. doğadaki
tehlike
kalsın
“Orman
ormanı
çocuklar
yuvalarından
için
biridir.
Ayılar kurtlar çocukları afiyetle yer”. Bu yazı beş güzel arkadaşa şunları dedirtmiş. Bir kağıt bir kalem Yeterdi halbuki bana Yaz dediler bana İçimden ne geldiyse Döktüm kağıtlara Kollarım yoruldu diyemedim Küçük bir sızlayış Beni herkesten kopartabilir Canımı yakabilirdi Derdimi sadece Kağıt kalem anladı Onlarda yorulmuş Halleri yoktur Ben hiç pes etmedim Devam ettim yazmaya Kalemimin ucu kırıldı Yüreğimi takarak yazdım
“Hadi eve topuklayalım” “Ama biz kaybetik ki evin yolunu” “Benim yanımda pusula var” Pusulayla eve dönmeye çalışmışlar ama Elif’in
ayacıkları
cumburlop
taşlara
endam
takılmış
olmuş
ve
yerleri
dudaklarıyla süpürmüş. Hemen arkadaşları Elif’e yardım eli uzatmışlar. Elif bu arada Hz. Pusulayı kaybetmiş. Songül çırpınarak “Şimdi hapı yuttuk, pusulamız da artık yok.” Sema öğretmenleri Cihat’ın kusursuz yön bulma teniklerinden ağaç yosunlarına bakarak kurtarmış.
arkadaşlarını Elif’e
acilen
ve bir
kendisini hikaye
yazmamız lazım demiş ve bu hikayeyi siz okuyasınız diye yazmış. ELİF DURSUN
MUTLULUK
SEVGİ
Mutlu olmak için Gülmek mi gerekir? Hayata başlamak için Herşeyi silmek mi gerekir?
Sevgidir insanı birleştiren Bizi güzelleştiren İnsanlığı güçlendiren Savaş kinden doğar Sevgi olmazsa insan ne yapar Kurtaracaksa sevgi kurtarır Bizleri ancak barış kuşatır Yolumuzu ancak o aydınlatır Saygısızlığı ortadan kaldırmalı Sevgiyi herkese anlatmalı Dünyayı ancak böyle kurtarırız Sevgi olmazsa biz ne yaparız
Sen mutlu ol Ben mutlu olurum demek Herşeyi siler mi? Mutlu günlerin geri gelir mi? Ben mutluyum demek Ama mutlu olamamak Mutlu etmek için Mutluyum demek mi gerekir? Mutluluk nerede Göremiyorum demek Sana neyi kazandırır Üzdürmekten başka Kazanmak mutluluğu Zordur deme Mutlu olacak olanın üstünde Mutlu eden biri vardır SEMA YILDIRIM SEVGİ NEDİR Sevgiyi Allah nimet olarak İnsanların kalplerine söyledi ki Sevinin sevindirin (Şükrolsun) SONGÜL DURSUN
DERYA YILDIRIM
SEVGİ Sevgidir cennet kapısını açtıran Sevgidir perdeyi kaldıran Baharlarda çiçek diktirendir sevgi İnsanları bir arada tutan Birliği emreden Saygıyı bilen Dürüstlük nedir bildirendir sevgi Güneşi açtıran Bulutları saran Yağmuru yağdıran Gölgeyi koyandır sevgi Cehennem ateşini söndüren Güzeli güzel yapandır İnsanı onu verendir Kalbini genişletendir sevgi ZELAL EKİNCİ
EĞİTİM SADECE DÖRT DUVAR ARASINDA DERS GÖRMEK DEĞİLDİR. BİLGİYİ ARAMAKTIR. KALP VE BEYİN İKİLİSİNİN MUAZZAM UYUMUDUR EĞİTİM. SİZE HER ZAMAN DEDİĞİM GİBİ EĞİTİMİMİZİ BEYNEN ALDIYSAK İLMİMİZİ AHLAKIMIZI DA KALBEN OTURTMALIYIZ GEREKTİĞİ YERE. EVET ATOM KARINCALARIM YAZMAK SİZİN EN BÜYÜK EYLEMLERİNİZDEN BİRİYDİ. BİR HAFTADA DOSYAMI YAZDIĞINIZ YAZILARLA DOLDURDUĞUNUZDA BEN MUTLU OLUYORDUM. YAZDIKLARINIZI DAHA UZUN SÜRE SAKLAYACAĞIM AMA BU DERGİDE ONLARI HEP TOPLU OLARAK GÖRECEĞİM. BU DERGİMİZ SİZİN SİZDEN HABERİ OLACAKLARA SELAMINIZDIR.