Haber Şehir Gazetesi Sayı 2

Page 1

r a l n O

ılar d r a ş a B a l r’

Çına

20

17

36

HUKUK

TIP

5

FİNANS

BOĞAZİÇİ

S 2012 LlY arı Sonuç

19

DİŞ HEK. ECZ.

33

MÜH.

www.cinarkoleji.k12.tr

DÜNYA'NIN YENİ ÇEKİM MERKEZİ BAŞAKŞEHİR

CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ FAİK TUNAY BAŞAKŞEHİR'DE Ezber bozan çıkışlarıyla çok farklı bir CHP Millevtekili portresi çizen Faik Tunay meclisin hem en genç hem de en çalışkan vekillerinden. O bir Özal hayranı. Sanki seçim varmış gibi durmadan seçim bölgesinde çalışıyor ve Başakşehir bölgesinde de gazetemizi ziyarete geldi kendisiyle düşünceleri ve CHP hakkında söyleştik...

Türkiye'nin ilk LİVİNG-LAB'ı Başakşehir'de Başakşehir, iş merkezleri, akademik ve ArGe ortamları ile modern yaşam alanlarını bir araya getirerek dünyanın yeni çekim merkezi olma yolunda. Başakşehir Living-Lab projesinin ilk ayağını oluşturan Başakşehir İnovasyon ve Girişimcilik Merkezi Başakşehir 5. etapta inşa edilmekte olan 3000 m2 lik bir alanda kurulacak merkez zemin + 2 kattan oluşuyor....

BAŞAKŞEHİR'E YENİ BİR STADYUM DAHA Başakşehir, Türkiye'nin en büyük stadyumu olan Olimpiyat Stadyumu'ndan sonra gözkamaştıran yeni bir stadyuma daha kavuşuyor. Yeni stadyum UEFA 2016 kriterlerine uygun olduğu gibi içinde de yok yok...

>> Haberi Sayfa 15’de

>> Haberi Sayfa 07’de

>> Haberi Sayfa 08’de

Fiyatı 1 TL’dir.

Eylül 2012 Sayı: 02

Mahmutbey gişeleri ne zaman kalkacak? Yıllardır süren trafik sıkıntılarına bir nebze çözüm için Başakşehirliler, Mahmutbey gişelerinin şehir dışına taşınmasını istiyor. Yıllar önce bu taşınma işlemine karar verilmesine rağmen halen uygulamanın devam etmesini Başakşehir sakinleri bir türlü anlayamıyor.

4+4+4 yeni eğitim yılı dönemi başladı Yeni düzenleme ile 5 yaşındaki çocuklar da artık okullu oldu. Anne babalarda varolan tedirgin bekleyiş yerini duygusal bir heyecana bıraktı. Sayfa 06’da <<

Devletin bu konuda kararı da var

Halbuki 8 Aralık 2006 tarihinde yapılan Ulaştırma Zirvesi'nde, Mahmutbey ve Çamlıca gişelerinin daha ileriye taşınması kararı alınmıştı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Kadir Topbaş bir açıklama yaparak gişelerin ötelenmesi Başbakanımızın da arzusu bu konudaki çalışmalarımızı belirli bir noktaya getirdik kendisine arz edeceğiz demişti. Ancak aradan geçen bunca yıla rağmen gişelerin ötelenmesi konusunda hiçbir gelişme olmadı.

İlçe sakinleri tepkili

Olan tek şey ise her geçen gün artan trafik yoğunluğu sebebiyle Başakşehirlilerin evlerine giderken her gün trafik çilesine devam etmesi oldu. Başakşehirliler gişelerin ötelenmesi için her türlü girişimde bulunacaklarını belirttiler. Sayfa 09’da <<

BahçeşehirEsenyurt TEM yolu törenle açıldı İstanbul Büyükşehir Belediyesi yatırımlarından olan Sarıyer-Çayırbaşı tüneli ile İstanbul genelinde yapımı tamamlanan 20 kavşak ve yol, Başbakan Erdoğan tarafından hizmete açıldı. Sayfa 09’da <<

Masaj; koruyucu bir tıbbi tedavi.

Başakşehir'de

hayırlı olsun ziyaretleri Saadet Partisi Başakşehir İlçe Başkanı Yusuf Güşen ve yönetim kurulu üyeleri Gazetemize hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. << Haberşehir Gazetesi olarak yeni Emniyet Müdürümüz Murat Başıbüyük’e hayırlı olsun ziyaretinde bulunduk. <<

Masaj, keyif veya lüks değil, tıbbi bir ihtiyaç ve düzenli aralıklarla alınması gereken bir koruyucu tıbbi tedavidir diyen Masaj Uzmanı Mustafa Oğuz'dan masaj hakkındaki bilgi aldık. Sayfa 10’da <<

Başkan Vekili Nihat Tunalı ile İOSB'nin Türkiye ve Başakşehir'e etkileri üzerine sohbet ettik... Sayfa 12’de <<

Ak Parti Başakşehir İlçe Bşk. Ayhan Özgürel ve Yön. Krl. Üyeleri Başakşehir İlçe Emniyet Müdürü ve İş-Kur’u ziyaret etti. Sayfa 02’de <<

Yeniden Merhaba Yusuf Taş

SAYFA: 04

Başakşehir Kültürü Mehmet Can SAYFA: 07

AK Parti ile MHP anlaşarak önümüzdeki yerel seçimlerin tarihini 27 Ekim 2013 olarak belirledi. <<

Başakşehirliler gibi bu metro istasyon tabelası da yıllardır metroyu beklemekten yorgun düştü...

Üçüncü köprü için ilk kepçe vuruldu İstanbul Boğazı'na kurulacak üçüncü köprü için Poyrazköy'de çalışmalar başladı. Ağaçlar kesildi, iş makineleriyle yol yapım ve genişletme çalışmaları sürüyor. Sayfa 09’da

Okul Fobisi

Fatih Kılıçarslan SAYFA: 08

Müslüman Gıybet Etmez

Mustafa Karataş SAYFA: 09

Başakşehir Belediye’sinin geleneksel toplu nikah töreni için kayıtlar başladı. Geleneksel nikah töreni ile evlenmek isteyenlerin, 3-28 Eylül tarihleri arasında başvuruda bulunmaları gerekiyor. Sayfa 03’de <<

Yerel seçimler 27 Ekim'de 2013'te

Türkiye'nin en büyük OSB'si...

Başakşehir Belediyesi evlendiriyor

Niyaz

Mehmet Ali Sel SAYFA: 11

Altınşehir-Kayabaşı yolunda altyapı çalışması İSKİ'nin bölgede devam eden atık su çalışmaları sebebiyle, Altınşehir-Kayabaşı yolunun bir bölümü trafiğe kapatıldı. Sayfa 12’de <<


02

<<<<<<< GÜNDEM >>

Başakşehir'de hayırlı olsun ziyaretleri

AK PARTİ BAŞAKŞEHİR İLÇE BAŞKANI AYHAN ÖZGÜREL’DEN EMNİYET MÜDÜRÜ'NE ZİYARET İlçe yöneticileri ile birlikte ziyareti gerçekleştiren Ayhan Özgürel görevine yeni atanan Başakşehir ilçe emniyet müdürü Murat Başıbüyük’ü tebrik ederek, yeni görevinin hayırlara vesile olması dileğinde bulundu. Başakşehir ilçemizin asayişinin görüşüldüğü ziyarette;“Bir bölgenin huzuru ve asayişi ancak o yerde yaşayan tüm insanların katkılarıyla gerçekleşebilir” anlayışıyla hareket edeceğini söyleyen Başıbüyük, bölgede huzur ortamında güzel günler yaşanacağını dile getirerek ilçe başkanına ve beraberindekilere teşekkür etti ve ziyaretten çok memnun kaldığını belirtti. <<

İŞKUR BAŞAKŞEHİR'E HAYIRLI OLSUN Ak Parti Başakşehir İlçe Başkanı Ayhan Özgürel İş-Kur’un Başakşehir Şubesi’ne hayırlı olsun ziyareti gerçekleştirdi. İşkur Başakşehir şubesi ziyaretine; ilçe başkanı Ayhan Özgürel ile birlikte ilçe yöneticileri de katıldı. İşkur Başakşehir şubesi müdürü Köksal Tanış’ı makamında ziyaret eden Ayhan Özgürel, hızlı bir şekilde gelişen Başakşehir’de açılan önemli kamu kuruluşlarından biri olan iş-Kur şubesinin hayırlara vesile olacağına inancını dille getirdi. Başkan Özgürel İş-Kur Başakşehir Şubesi Müdürü Köksal Tanış’a görevinde başarılar diledi.İş-Kur Başakşehir şubesi müdürü Köksal Tanış Ak Parti Başakşehir ilçe başkanlığı tarafından gerçekleştirilen ziyaret ile ilgili memnuniyetlerini dile getirerek teşekkür etti. <<

SAADET PARTİSİ'NDEN GAZETEMİZE ZİYARET

YENİ EMNİYET MÜDÜRÜNÜ ZİYARETETTİK

Saadet Partisi Başakşehir İlçe Başkanı Yusuf Güşen ve yönetim kurulu üyeleri Gazetemize hayırlı olsun ziyaretinde bulundu.

Haberşehir Gazetesi olarak yeni Emniyet Müdürümüz Murat Başıbüyük’e hayırlı olsun ziyaretinde bulunduk.

Öncelikle yerel basının önemini belirten Güşen halkın ve yetkililerin yerel basına gerekli desteği vermesi gerekir derken bir yandan da basının da tarafsız, adil ve herkese aynı mesafede olması gerektiğini söyledi. Başakşehir, İstanbul ve Türkiye gündemi hakkında sohbet şeklinde geçen ziyarette siyaset gündemi konuşuldu. Başkan Güşen ‘her ne kadar son seçimlerde çok az oy alsak da teşkilat olarak en güçlü ve seçime en hazır partiyiz dedi. <<

Daha önce İstanbul Emniyet Müdürlüğün Çocuk bürosunda görev yapan Başıbüyük böyle güzel bir ilçeye göreve geldiği için çok memnun olduğunu söyledi. Göreve başladıktan sonra ilçe halkı ve emniyet yetkilileri ile çok sıcak bir diyalog kurulmuş olduğunu gördüğünü belirten Müdürümüz bu sıcak ilişkinin kendi görev süresinde de devam etmesini dilediğini belirtti. Başakşehirin yeni kurulan ve hızla büyüyen bir ilçe olmasına rağmen asayiş açısından İstanbul’un

en güvenli ilçelerinden biri olduğunu anlatan Başıbüyük ‘bütün vatandaşlarımız bana ve emniyet yetkililerine 24 saat ulaşabilirler, ne zaman bize ihtiyaç duyarlarsa çekinmeden bana ya da diğer emniyet yetkililerine lütfen ulaşın. Kapımız 24 saat açık’ dedi. Güleryüzlü müdürümüzle ol-

dukça sıcak bir ortamda geçen görüşmede Murat Başıbüyük, çocukların ve gençlerin eğitiminin çok önemli olduğunu tekrar tekrar hatırlattı. Ve özellikle bu konuyla ilgili olarak bölgede bulunan STK lar ve muhtarlıklarla ortak programlar yapmayı arzuladıklarını söyledi. <<

CHP İstanbul 3. Bölge Milletvekilleri Başakşehir'de CHP İstanbul 3.Bölge Milletvekilleri Başakşehir’deki Resmi Yetkilileri ve İş Dünyası Temsilcilerini Ziyaret Etti. CHP İstanbul milletvekilleri TBMM Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve Süleyman Çelebi, Başakşehir’deki resmi kurum yetkililerini ve iş dünyası temsilcilerini

ziyaret etti. Ziyaretlerde milletvekillerine CHP İlçe Başkanı Özgür Karabat ve ilçe yöneticileri de eşlik etti. Ziyaretlerin ilk durağı Başakşehir İlçe Emniyet Müdürlüğüydü. Emniyet müdüründen ilçe hakkında bilgi alan milletvekilleri, emniyet mensuplarının özlük haklarının iyileştirilmesine yönelik meclis ve parti çalışmaları hakkında bilgi verdi. Daha sonra Başakşehir Kaymakamlığına geçen heyet Kaymakam Sn. Cevdet Can’dan ilçe hakkında bilgi

aldı. Kaymakamlıktan ayrılan heyet İkitelli Organize Sanayi Bölge Başkanlığının yeni hizmet binasında Başkan Vekili Sn. Nihat Tunalı ile buluştu. Yeni hizmet binasını hayırlı olması dileğinde bulunuldu. 30.000 işyerinin bulunduğu OSB’nin sorunlarını dinleyen heyet problemlerinin çözümü için gayret sarf edileceği sözünü verdi. Heyet daha sonra sırasıyla Triko Center, Deparko ve İstoç site yönetimleri ziyaret etti . Bu sitelerin yönetim kurulu başkanları Sn.

Zeynel Altunay, Sn. Mehmet Zengin ve Sn. Nihat Kemalbay sitelerinde yerleşik işyerlerinin sorunlarının yanı sıra ülke siyaseti ve CHP’den beklentileri konusunda bilgi verdi.

Ziyaretlerin son derece verimli geçtiğini söyleyen milletvekilleri daha sonra CHP ilçe başkanı Özgür Karabat tarafından ilçemizden uğurlandı. <<


03

<< GÜNDEM >>>>>>> Başakşehir Belediyesi'nde

yeni başkan yardımcısı

Başakşehir Belediyesi'nin kurulduğu günden beri Fen İşleri Müdürlüğü görevini başarıyla yürüten Sinan Bedri Gül, Fen İşleri Müdürlüğü ve Park-Bahçeler Müdürlüğü'nden sorumlu Başkan Yardımcılığı görevine getirilmiştir. Yeni görevinde başarılar dileriz. <<

Başakşehir Olimpa'da

Alışverişe Devam

İstanbul'a "bus line" geldi... İstanbul Büyükşehir Belediyesi toplu taşımayı rahatlatacak yeni bir uygulamayı hayata geçiriyor. Trafik yoğunluğunu azaltmak amacıyla dünyanın gelişmiş pek çok ülkesinde uygulanan "Toplu Taşıma Yolu", başladı. Belirtilen güzergâhlarda vatandaşlar zamandan büyük tasarruf sağlayacak. Uygulamanın vatandaşlar tarafından benimsenmesi halinde yaygınlaştırılacak. Toplu taşımayı rahatlatmak ve arttırmak için başlatılan uygulama için pilot bölge seçilen Aksaray-Millet Caddesi-Topkapı ve Şirinevler-Mahmutbey yolunda başlayan uygulama, daha sonra Topkapı-Aksaray-Taksim, Kızıltoprak-Bostancı-

Tuzla, Beşiktaş-Maslak ve Yenikapı-Başakşehir şeklinde genişletilecek. Hafta içi trafiğin yoğun olduğu 07.00-10.00 ile 16.00-20.00 saatlerinde yapılacak uygulama göre, toplu taşıma araçlarına tahsis edilen sağ şeridi yalnızca İETT ve Halk otobüsü, minibüs ve taksiler kullanacak. Bus line uygulamasını ihlal eden araçlar, Elektronik Denetleme Sistemi ile tespit edilerek para cezası ile cezalandırılacak. <<

Bakan Dinçer'den eğitim müjdesi

Başakşehir Belediyesi evlendiriyor..

Başakşehir Olimpa’da alışveriş kaldığı yerden hızla devam ediyor. Geçen günlerde Başakşehir Olimpa AVM de gece yarısı çıkan yangının yaraları çok çabuk sarıldı.Üç gün içerisinde toparlanıp tekrar kapılarını müşterilerine açan Olimpa AVM yetkilileri; başlarına gelen küçük çaplıda olsa yangından Allah’ın yardımıyla kurtulduklarını, zamanında fark edilmese ve itfaiye bu kadar kısa sürede olay yerine gelmese çok büyük bir felaket yaşanabilirdi derken, İBB İtfaiye ekiplerine çok teşekkür ettiklerini belirttiler. Ayrıca geçmiş olsun dileklerini ileten tüm dost ve müşterilerimize şükranlarımızı sunuyoruz, dediler. Bizde başakşehirmedya.com haber ailesi olarak Olimpa AVM ye geçmiş olsun dileriz. Allah daha büyük felaketlerden korusun. <<

Başakşehir Belediye’sinin geleneksel toplu nikah töreni için kayıtlar başladı. Geleneksel nikah töreni ile evlenmek isteyenlerin, 3-28 Eylül tarihleri arasında başvuruda bulunmaları gerekiyor. da başvuruda bulunmaları gerekiyor. Toplu nikah başvuruları, Başakşehir Belediyesi’nin süper hizmet masaları ile bağlı bulundukları muhtarlıklardan yapabilecekler.

Başakşehir'de Okullar İlaçlanıyor Başakşehir Belediyesi, 2012-2013 eğitimöğretim yılı öncesinde, ilçe sınırları içerisindeki devlet okullarında, sağlıklı bir eğitim-öğretim yılı geçirilmesi amacıyla periyodik ilaçlama ve dezenfeksiyon uygulaması başlattı. <<

Başakşehir Belediye’sinin geleneksel toplu nikah töreni için kayıtlar başladı.

Geleneksel nikah töreni ile evlenmek isteyenlerin, 3-28 Eylül tarihleri arasın-

Çiftlerin evlilikleri resmileşiyor Toplu nikah töreni için başvuruda bulunanlar arasında, bu mutluluğu ilk defa yaşayacak olan çiftlerin yanında, senelerdir birlikte yaşayan çiftler de bulunuyor. Çeşitli sebeplerle resmi nikahını yaptıramamış olan bu çiftlerin evlilikleri, toplu nikah töreni ile devlet güvencesine alınıyor. Başakşehir Belediyesi

yetkilileri, toplu nikah töreniyle ilgili yoğunluğu önlemek ve evrak eksikliği olanların işlemlerinin tamamlanması için, başvuruları günlere ve gruplara bölerek gerçekleştirecek. Başakşehir Belediyesi tarafından çeşitli nedenlerle resmi nikâhını ertelemek zorunda kalan çiftlere yönelik gerçekleştirilen “Toplu Nikâh Töreni” ile ilçede son üç yılda 610 çift evlendirildi. Vatandaşlar, toplu nikahla ilgili daha kapsamlı bilgiye, Başakşehir Belediyesi’nin çağrı merkezi numarası olan 444 0 669 numaralı telefonundan da ulaşabilecekler.<<

Başakşehir, Ramazan bayramlaşmasında yeni milli eğitim sistemiyle ilgili önemli açıklamalara ev sahipliği yaptı. Başakşehir Tunahan Camii’nde kılınan namazından sonra yeni eğitim-öğretim dönemiyle ilgili önemli açıklamalar yapan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, yeni eğitim sistemiyle ilgili müjdeler verdi. ‘’Çocukların seçtikleri bölümlerle ilgili ders saatleri arttırıldığını, hangi bölümü seçmiş ise o bölümle ilgi daha çok ders göreceğini söyleyen ve daha çok bilgi edinmiş olacağını da kaydeden Bakan Dinçer, ‘’ Tüm bu değişiklikten sonra çocukları sınavlardan kurtaracağız. Dershaneler kapanacak. Herkes istediği liseye gidecek. Dershane bağımlılığı kalmayacak. Üniversite sınavını da faklı bir mantıkla yaklaşıp sınavsız hale getireceğiz. Böylece tüm eğitim sistemimiz değişmiş olacak’’ diye konuştu. Bakan Dinçer, “Yeni sitemimiz ile insanlarımız tek tip olmaktan çıkacak. Farklı branşlarda başarılı insanlar yetiştireceğiz. Herkes istediği eğitimi ve yönelmek istediği mesleği en iyi şekilde küçük yaşlardan itibaren öğrenmeye başlayacak’’ dedi. Seçmeli dersler konusunda da açıklama yapan Bakan Dinçer, ‘’Müfredatımıza din eğitimi ile din dersi saatlerini arttırıyoruz. Öğrencilerimiz dersleri seçmeleri halinde din dersi alacaklar. Din eğitimi alıyor diye başka bölümlere geçemez durumu kalmayacak. İstediği bölüme geçebilecek, tercih edebilecek‘’ şeklinde konuştu. <<

Başakşehir İŞKUR Hizmet Birimi açıldı Başakşehir Atatürk caddesi üzerinde bulunan sicimoğlu iş merkezinde hizmete açıldı. Başakşehir İşkur hizmet biriminin şube müdürlüğüne Köksal Danış getirildi. Başakşehir İşkura 0212 407 07 95-98-99 numaralı telefonlardan ulaşılabilir. Adres: Organize sanayi Bölgesi Atatürk Bulvarı Sicimoğlu iş merkezi no:102 kat:1 <<

Başakşehir Final İle Siz De Kazanacaksınız rdiir” e l e aandüf değil h s r de rı tes

siiçbir başa i g r al de “h

S Y 2 L İZ

fin

1 0 2 B

I R A AŞ

M E T LİS

Listeye Yazamadığımız

280 Öğrencimize De Üniversite Eğitimlerinde Başarılar Dileriz BAŞAKŞEHİR 1.ETAP GİRİŞİ

486 10 86

ADI SOYADI

EMRE EKEN İPEK ALAN ECEGÜL AKTUĞ MEHMET BURAK ATEŞ MUZAFFER ESAD DİKİCİ ÖZNUR YUMURTACI ÇAĞLA AYDIN NİMET ASLAN FEYZA BAŞIBÜYÜK MUHAMMED Y. ÇETİNKAYA BATUHAN BÜRHAN ZÜLKÜF FURKAN AFŞİN BÜŞRA ÇALIŞ EBRU BOZ MİHRİBAN KARA ELİF ÖZÖNEL MUHAMMED Y. DEMİRCİ RUKİYE GÜREL ŞULE TOPÇU ESMEGÜL GÜRSES AYDIN KANAT ZEYNEP EBRAR KELLECİ PINAR YÜKSEK ILGAZ DÖNMEZ GÖZDE TAN YUSUF ÇELİK MUHAMMED ZEKİ GÖKAY HAZAL ASLAN YUNUS EMRE UÇAK AHMET CEMİL OKUR SİNAN KAHRAMAN MELEK DURSUN TUBA AYDIN ABDULLAH KEBAPÇI ECE KORKMAZ ÇAĞLANUR ÜNAL ALİ YEKTA KILIÇ ESRA SIĞIN HAYRİYE MELER FATMA ERKENDOĞDU GÜLSÜM GÖZDE KAMACI

KAZANDIĞI ÜNİVERSİTE

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ MARMARA KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ TRAKYA ÜNİVERSİTESİ NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNV. BEZMİ ALEM ÜNİVERSİTESİ BEZMİ ALEM ÜNİVERSİTESİ FATİH ÜNİVERSİTESİ BİLİM ÜNİVERSİTESİ MARMARA BEZMİ ALEM ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ YENİ YÜZYIL ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ ODTÜ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ MARMARA ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BAHÇEŞEHİR ÜNİVERSİTESİ FATİH SULTAN MEHMET ÜNİVERSİTESİ YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ BEYKENT ÜNİVERSİTESİ FATİH SULTAN MEHMET ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ BAHÇEŞEHİR ÜNİVERSİTESİ ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ MALTEPE ÜNİVERSİTESİ SABAHATTİN ZAİM ÜNİVERSİTESİ MARMARA ÜNİVERSİTESİ

KAZANDIĞI BÖLÜM

ELEKTRİK-ELEKTRONİK MÜHENDİSLİĞİ (İNGİLİZCE) YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ KİMYA TIP TIP TIP TIP TIP TIP TIP(%50 BURSLU) TIP TIP TIP DİŞ HEKİMLİĞİ DİŞ HEKİMLİĞİ(TAM BURSLU) ECZACILIK ECZACILIK FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON KERE FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON MAŞALLAH ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ SİYASAL BİLİMLER HUKUK HUKUK HUKUK HUKUK(TAM BURSLU) HUKUK(%50 BURSLU) HUKUK(%50) HUKUK(%50 BURSLU) HUKUK HUKUK HUKUK HUKUK PSİKOLOJİ(%50 BURSLU) PSİKOLOJİ(%50 BURSLU) EKONOMİ(İNGİLİZCE TAM BURSLU) REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK(%50 BURSLU) REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK(%20 BURSLU) TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENLİĞİ

41


04

<<<<<<< TÜRKİYE >>

Acı üstüne acı; içimiz yanıyor

YENİDEN MERHABA... Rahmet ve Bereket dolu bir Ramazan geçirip ardından mutlu bir Bayrama kavuşmayı beklerken acılarla defalarca sarsıldık. Terör saldırıları derken kaza mı ihmal mi yoksa başka bir şey mi olduğunu henüz Yusuf TAŞ anlayamadığımız cephanelik patlayusuftash@yahoo.com.tr masıyla birlikte nefes alamaz hale geldik. Aynı gün insan kaçakçılarının teknesinde ölen insanlarla insanlığımızdan utandık. Maalesef devlet yetkilileri ve medyada yine aynı manzaralar sergilendi. Yine hamasi nutuklar, medyada her konuyu bilen (!) uzmanlar……. Ancak hayat devam ediyor. Bize de düşen olayları sağlıklı bir şekilde değerlendirip bu olayların bir daha tekrar etmemesini sağlamak olacaktır. Ülkemiz mazlumların umudu olduğu güçlü ve sorumlu devlet olma yolunda hızla ilerlemektedir. Bunun için gerekli tarihi arka plana sahibiz. Yeterli ve nitelikli nüfusumuz oluşmaktadır. Gerekli devlet tecrübesine sahip kadrolar yetişmektedir. Sanayimiz ve ekonomimiz yabancı etkilerden uzak olmamakla birlikte düzelme yolundadır. Ülke sınırları içine kapatan psikolojik engellerimizden kurtulduk. Büyük devlet olma psikolojisine sahibiz. Bu arada Türkiye’nin büyümesini istemeyenler ellerinden geleni yapacaklardır. Bunun için de en zayıf noktalarımızı kullanacaklardır. Bizim yapmamız gereken ise niye öyle yapıyorlar demek ya da tek şüpheli olarak terör örgütünü hedef tahtasına koymak olmamalıdır. Öncelikle en başta sayın başbakan olmak üzere hepimiz öfkeye kapılmadan, düşmanlıkları besleyecek konuşmalar yapmadan bizi “ümmet” olmaktan alıkoyan “zayıflatılmış” yönlerimizi kuvvetlendirmemiz gerekmektedir. “Bunun yolu 20’ler ve 30’larda inşa edilen siyasal yapılanmanın tüm ideolojik öncülleriyle, milliyetçi tercih ve referanslarıyla, merkeziyetçi yapısıyla ve tüm vesayet anlayışıyla aşılması, Türkiye’nin tam anlamıyla demokratik ve çoğulcu bir anayasal düzene kavuşmasıdır" . Büyük devlet olmanın göstergelerinden biri de bir planlama yapılırken hem uzun vadeli planlamanın yapılması hem de bu süreçte olabilecek gelişmelerin hesap edilerek tedbirlerin alınmasıdır. Bu devlet görevlilerinde olduğu gibi vatandaşlarda da geçerlidir. Maalesef bu açıdan baktığımızda sınıfta kaldığımız gibi geçmeye de pek niyetli olmadığımız görülüyor. Başakşehir de ilk konutlar yapıldığında gelecekteki trafik, park, sosyal problemlerin neler olacağı hiç düşünülmemişti. Hem de Tüm Türkiye’ye yeni şehirleşme de örnek olarak gösterilirken. Yaşam başladıktan sonra sürekli sorunlar çıktı ve ‘kervan yolda düzülür’ atasözüne sığınıldı. Ancak İstanbul’a yeni şehir merkezi sloganıyla yapılan Kayaşehir’de de hiçbir şeyin değişmediğini maalesef gördük. Ben böyle uygun gördüm siz de buna uymak zorundasınız mantığı ile yapılan konutlar, her gün kaza olması beklenen yollar, beş metre ilerideki site girişinize ya güvenli dönüş için iki kilometre yol gitmeniz gereken ya da beş metrede girmek için her an kazayı göze almanız gereken girişler. Ancak bir sorun olup insanlar ölünce kazılan, birkaç günlük alınan tedbirler…… Sanırım henüz işin ehillerini yetiştiremedik. Allah’tan gerçekten korkan, insan hayatına ve emeğine değer veren, sadece yapmadığı ibadetlerden değil işini hakkıyla yapıp yapmadığından dolayı da hesap vereceğini düşünen Müslüman görevli ve yetkililere kavuştuğumuz gün İnşaAllah büyük devlet olmaya başladık demektir. Bütün bu olumsuzluklara rağmen yine de ülkemiz büyük, güçlü ve dünyadaki mazlumların umutlandığı bir devlet olma yolundadır vesselam ... <<

FELAKETLER BİTMİYOR

2012 yılı şehit haberlerinin üst üste geldiği yıl oldu. Bu durum Ağustos ayında zirve yaptı. Terör şehitlerinden sonra Afyonkarahisardaki patlama ve en son olarak da Ege’de batan gemide ölen 61 mülteci büyük bir sosyal infiale neden oldu. 9 Ağustos 2012 Yer : İzmir

Foça’da PKK’lı teröristler askeri servis aracının geçişi sırasında saldırı düzenledi. 2 askerimiz şehit oldu, 11 asker yaralandı.

20 Ağustos 2012 Yer : Gaziantep

Gaziantep’te Karşıyaka Polis Merkezi’ne düzenlenen saldırıda siviller öldü. Çoğu çocuk 10 kişi öldü

21 Ağustos 2012 Yer : Uludere

Uludere’ye bağlı Gülyazı Köyünde askerleri taşıyan sivil minibüs şarampole uçtu 10 asker şehit oldu

2 Eylül 2012 Yer : Şırnak Beytüşşebap

PKK ilçeye saldırı düzenledi şiddetli çatışma sabaha kadar sürdü. 10 asker şehit düştü

07 Eylül 2012 Yer: Afyonkarahisar Askeri cephanelik patladı. 25 asker şehit, 5 asker yaralı

Allah bunları bize bir daha yaşatmasın. Ancak büyük, sorumlu ve güçlü bir devlet olarak da devletimiz sınırlarını gerektiği gibi kontrol edebilmelidir. Eylemler olmadan

önleyecek istihbaratını güçlendirmelidir. Sadece eylem yapan terör örgütü elemanlarına değil onları kullanan diğer devletlere de haddini bildirecek işler yapmalıdır.

Kendi görevlileri arasında da sıfatı ve görevi ne olursa olsun görevini ihmal ya da kötüye kullanan biri varsa derhal tesbit etmeli ve cezalandırmalıdır. <<

07 Eylül 2012 Yer: İzmir

Kaçak insan taşıyan gemi battı 61 ölü

Kilis'te, Türkiye-Suriye sınırına sıfır mesafede askeri tatbikat düzenledi: Gaziantep 5. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Kahraman Güneş’in komuta ettiği ve tugaydaki askeri birliklerin katıldığı tatbikat, Öncüpınar sınır bölgesinde gerçekleştirildi. Sınıra sıfır mesafede yapılan tatbikata, geliştirilmiş zırhlı personel taşıyıcılarıyla desteklenmiş tankçı birliği

katıldı. Tatbikatta tankların mühimmat yüklü, gece görüş özellikli termal kameralarla donatıldığı görüldü. Ağır silahlı tank ve füze rampaları var Kaideye monte edilmiş stinger (KMS) füze sisteminin bulunduğu atılgan araçlarının da yer aldığı tatbikat, yaklaşık

bir saat sürdü. Ayrıca 5’inci Zırhlı Tugay Komutanlığı’ndan Suriye sınırındaki Kilis Öncüpınar Sınır Kapısı’na tank, füze rampaları ve zırhlı muharebe araçları da sevk edildi. Daha önce de 5’inci Zırhlı Tugay Komutanlığı’na ait ağır silahların bulunduğu askeri konvoy Kilis ve Karkamış’a

sevk edilmiş ve bu bölgede konuşlandırıldı. Önceki gün de Suriye’nin Halep kentine en yakın havaalanı olan Gaziantep Sazgın Havaalanı’nda oluşturulan özel bölgeye hava savunma sistemi ve füzeleriyle donanmış bir askeri birlik yerleştirildi. <<

Yargıda sürpriz kadro Hakim vesavcıların angaryalarını üstlenmek için yardımcıları olacak

Hakim ve savcıların doğrudan yargılama ile ilgisi olmayan işlerini üstlenmek üzere “adli hizmet uzmanı” kadrosu oluşturulacağı duyuruldu Yargının hızlandırılması için Yargıtay’ın yapısında önemli değişiklikler yapan hükümet şimdi de yerel mahkemelerdeki hakim ve savcıların iş yükünün azaltılması için harekete geçti. Adalet Bakanlığı’nın AB (Avrupa Birliği) ile birlikte yürüttüğü ‘Türkiye’de mahkeme yönetimi sisteminin güçlendirilmesi projesi’ kapsamında, hakim ve savcıların doğrudan yargılama ile ilgili olmayan bazı işlerini üstlenecek “adli hizmet uzmanı” kadrosunun oluşturulması için çalışma başlatıldı. Yargısal olmayan işler Projeye göre, örneklerine Avrupa ülkelerinde sıkça rastlanan uygulamayla, adli hizmet uzmanı hâkimlerle işbirliği içinde çalışacak. Hakim ve savcıların yargısal faaliyetlere daha fazla yoğunlaşmaları için yargısal olmayan işlerini adli hizmet uzmanları yürütecek. Buna göre hukuk mezunu veya hukuk dersleri ağırlıklı fakülte mezunlarından alınacak olan adli hizmet uzmanları, bir tür “hakim ve savcı yardımcısı” olarak görev yapacak ve davaların ve duruşmaların hazırlığında hakim ve savcılara yardımcı olacak. Hakim ve savcıların kanunların Yargıtay’ca nasıl yorumlandığına ilişkin içti-

hatlarını da araştıracak olan adli hizmet uzmanları ayrıca mahkeme ve savcılıkla ilgili karar taslakları hazırlayacak. Hakim ve savcılara daha hızlı karar vermeleri için dava dosyaları ile ilgili rapor yazmaları da düşünülen adli hizmet uzmanları, büyük zaman kaybına neden olan dosyaya giren dilekçelerin havale edilmesi gibi işlerin yanı sıra yargılama giderlerinin hesaplanması ve infaz işlemlerinin yürütülmesi gibi işleri de üstlenecek. Böylece hakim ve savcılar sadece yargısal faaliyetlerle ilgili işleri yürütecekler. Hakim ve savcı açığı kapatılmadı - Hakim ve savcıların iş yükünün azaltılarak yargının hızının artırılması düşünülürken, hakim ve savcı açığı konusundaki sorunlar ise sürüyor. HSYK’nın Haziran 2012 verilerine göre, Türkiye genelinde 5 bin 147’si hakim, 4 bin 34’ü savcı olmak üzere toplam 9 bin 181 hakim ve savcı görev yapıyor. AB üyesi ülkelerde her 100 bin kişiye düşen hakim sayısı 1820 iken Türkiye’de bu sayı 10.5 olarak hesaplanıyor. Yine AB ülkelerinde her 10 bin kişiye 10 savcı düşerken Türkiye’de her 100 bin kişiye 5.3 savcı düşüyor. <<

Türkiye'nin gururu iki bilim adamı Avrupa’dan 3.5 milyon Euro fon alan Kerem Pekkan minik kalplere umut olacak, Mehmet Bayındır ise nanoteknolojiye yeni bir soluk getirecek. Avrupa’dan 3.5 milyon Euro fon alan Kerem Pekkan minik kalplere umut olacak, Mehmet Bayındır ise nanoteknolojiye yeni bir soluk getirecek. AVRUPA Birliği 7. Çerçeve Programı’nın bir parçası olan ve Avrupa’daki en iyi ve genç araştırmacıları destekleyen ERC programı, Türkiye’den iki projeye toplam 3.5 milyon Euro aktarıyor. Fonun 2 milyon Euro’luk bölümünü TÜBİTAK’ın desteğiyle alan Yrd. Doç. Dr. Kerem Pekkan, minik kalplere umut olacak. Fonun 1.5 milyon Euro’sunu almaya hak kazanan Doç. Dr. Mehmet Bayındır ise nanoteknolojide yeni bir üretim tekniği geliştirmeyi hedefliyor. Proje 5 yılda tamamlanacak ABD’de, doğumsal kalp hastalıklarının anne karnında önlenmesi için tavuk embriyoları üzerinde çalışan Yrd. Doç. Dr. Kerem Pekkan bu çalışmalarını artık Türkiye’de sürdürüyor. Geçtiğimiz yıl Koç Üniversitesi’ne transfer olan Pekkan’ın 5 yıl sürecek projesi başarılı olursa tıp dünyasında adeta bir devrim yaşanacak ve doğumsal kalp hastalığı ile dünyaya gelecek bebekler daha anne karnında, üstelik henüz bir aylık ceninken tedavi edilecek. “Bu ödülü kazanmak kolay ol-

madı” diyen Pekkan “Önce yazılı kısmı inceleniyor sonra sözlü yapılıyor. Nobel ödüllü bilim insanları benim sözlümü yaptı. İngiliz parlementosu gibi bir ortamdı. Fon Avrupa’da istediğim okula gitmemi sağlıyor ama ben Türkiye’de kalacağım. Türkiye’deki en iyi çocuk kalp cerrahları ve kardiyologları ile ortak çalışıyoruz” dedi. Fonun 1.5 milyon Euro’sunu almaya hak kazanan Bilkent Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mehmet Bayındır ise, nanoteknolojide yeni bir üretim tekniği geliştirerek sonsuz uzunlukta nanotel ve nanotüp dizileri üretmeyi hedefliyor. Kalp cerrahisi uzay mekiği Pekkan, 2003’ten beri üzerinde çalıştığı biyomühendislik, biyomekanik akışkanlar ve katı hal mekaniği alt yapısını kullanarak, embriyo damarlarının, cenin gelişirken nasıl şekil aldığı; nasıl büyüdüğünü bilgisayar ortamında simüle edecek araçlar geliştirecek. Embriyonik doku büyümesinin üç boyutlu tahminini sağlayacak. Kerem Pekkan projesini şu sözlerle özetledi: “Bu projeyle, ceninin kalp damarları daha 1-2 milimetre aşamasındayken müdahalesini sağlayacağız. Çocuk kalp cerrahisi çok teknolojik bir şey, uzay mekiği gibi.” <<

Ve Çocukların da bir akademisi var! Başakşehir'de Çocuk Akademisi ismiyle yeni bir okul açıldı. Biz de merak ettik, nedir çocuk akademisi? Kardem Çocuk Akademisi eğitim kurumu yöneticilerinden Hacer Demir’e sizler adına sorduk. Neden KARDEM ? KARDEM Çocuk Akademisi çocuklarımızın fiziksel, sosyo-duygusal, bilişsel ve dil gelişim alanlarının her birinde ihtiyaçlarını karşılamak ve onları çıkabilecekleri en üst seviyeye ulaştırmak için bütün ayrıntıları planlamıştır. Bu amaca en iyi şekilde hizmet edebilmek için; ulaşımın kolaylıkla sağlanabilmesinin yanı sıra merkezi bir mekânda trafiğe kapalı geniş oyun bahçeleri, hobi bahçesi, kapalı spor salonu ve yüz-

kurumumuzda velilerimize ve çocuklarımıza sunulacaktır. Binamızın güvenliğini en üst seviyede tutmak amacıyla 24 saat kamera sistemi ile izleme yapılmaktadır. Çocuklarımızın fiziksel gelişimlerini ve sağlıklarını kontrol etmek üzere periyodik sağlık hizmetleri Medipol Hastanesi uzmanlarından alınacaktır. Tüm bunlara ek olarak çocuklarımızın sosyal kültürel farkındalığını desteklemek için; ebru, satranç, bale, drama, folklor, jimnastik, sabun şekillendirme ve müzik gibi branş derslerimiz özel hazırlanmış atölyelerimizde uygulanacaktır. Profesyonelliğin başarısını aile sıcaklığıyla deneyimlemek isteyen tüm veli ve çocuklarımızı aramıza bekliyoruz. <<

Kardem Çocuk Akademisi

me havuzu içeren profesyonel binalarıyla eğitim alanında öne çıkacaktır. 0-6 yaştaki çocuklara yaş gruplarına ayrılmış şekilde nizami sınıflarda akıllı tahta eşliğinde interaktif eğitim olanakları sağlanmış ve Montessori sisteminde donanımlı öğretmenler eşliğinde 3-6 yaş karma gruba İtalyan kökenli eğitim modeli mimarı olan Maria Montessori’nin eğitiminin uygulandığı bir sınıf hazırlanmıştır. Çocuklarımızın tamamı üniversite mezunu uzman öğretmenler eşliğinde güzel Türkçe kullanımını desteklemenin yanı sıra gelecekteki akademik yaşamlarına bir adım olması amacıyla yabancı eğitmen gözetmenliğinde İngilizce dersleri uygulanacaktır. Rehberlik ve danışmanlık hizmetlerimiz tam zamanlı uzman bir psikoloğumuz eşliğinde

Yunus Emre cad. 4. etap 1. kısım No: 1/2 Başakşehir / İstanbul Tel: 0212 487 86 25 Fax: 0212 487 86 24 Gsm: 0533 512 24 97 www.kardemakademi.com info@kardemakademi.com .<< Bu bir reklam haberdir.


05

<< DÜNYA >>>>>>>

Almanya'nın kafası karışık

Almanya’dan Müslüman haklarına devlet garantisi Almanya’nın Hamburg eyalet hükümeti, Müslümanların yasal haklarını hukuki bir zemine oturtmak amacıyla Müslüman cemaatlerle bir ‘devlet anlaşması’ imzalayacağını açıkladı. Almanya’da Müslümanlarla böyle bir anlaşmanın ilk kez imzalanacağını söyleyen Hamburg Belediye Başkanı Olaf Scholz, Müslüman çocukların Ramazan ve Kurban bayramlarında okullarda

izinli sayılması, okularda İslam dini dersi verilmesi ve vefat eden Müslümanların İslami kurallara göre defnedilmesinin hukuki bir zemine oturtulacağını söyledi. Scholz: Onları resmen tanıyoruz DİTİB’den Dr. Zekeriya Altuğ, Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu’ndan Aziz Aslandemir, VIKZ’den Murat Pırıldar ve ŞURA’dan Daniel Abdin ile beraber dün basın top-

STK'ların tepkileri sonuç verdi: İsrail şarap festivali'ni camide yapmaktan vazgeçti. İsrail’de tarihi Beersheva Camisi’nin bahçesinde yapılması planlanan “Şarap Festivali” Türkiye'deki STK'ların yoğun

lantısı düzenleyen Scholz, “Hamburg olması gereken bir şeyi gerçekleştirdi. Müslümanların temsilcisi olan DİTİB, VIKZ, ŞURA ve Alevilerin temsilcisi AABF ile yaptığımız görüşmeler sonuçlandı. İslam’ın ve Aleviliğin de Hamburg toplumunun bir parçası olduğunu kent-eyalet olarak resmen tanıyoruz. Onlara diğer din ve inanç gruplarıyla eşit görüyoruz” dedi. Sosyal Demokrat Partili Belediye Başkanı

tepkileri ve hükümete baskıları neticesinde İsrail hükümetine geri adım attırdı. Türk hükümetinin baskıları neticesinde İsrail cami bahçesinde yapılacak içki festivalini başka bir mekâna taşıdı. 5 Eylül’deki festivale, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in ardından Bozdağ da tepki verdi. Bozdağ, cami bahçesinde şarap etkinliği düzenlemesini provakasyon olduğunu belirterek, İsrail’e “festivali düzenlemekten vazgeçin” dedi. Türkiye’nin bu

Yunanistan, adaları kiraya verecek... Yunan hükümetinin, ülkenin içinde bulunduğu mali krizin aşılmasına yönelik uzun vadeli kalkınma programı çerçevesinde Ege ve İyon Denizi'nde kamuya ait bazı ada ve adacıkları yatırımcılara açma kararı aldığı bildirildi. Yabancı yatırımcılara 40-50 yıllık sürelerle kiralanması kararlaştırılan 10 grup halinde belirlenen adaların yüzölçümlerinin 100 ila 3 bin 100 dönüm arasında

Olaf Scholz, Hamburg’ta Alevi dernekleri dahil, tüm Müslüman cemaatlerle 2007 yılından beri bu konuda görüşmeler yürüttüklerini hatırlattı. DİTİB Kuzey Almanya Başkanı Dr. Zekeriya Altuğ, “Devlet Anlaşması tüm Almanya’ya hatta dünyaya verilen bir mesajdır” dedi. Almanya’daki Katolik ve Protestan kilisesi, Hamburg eyaletinin Müslümanlarla yaptığı ‘devlet anlaşmasını’ saygıyla karşıladıklarını açıkladı.Anlaşma önümüzdeki ay mecliste oylanacak. Hamburg eyaletinde de 130 bin Müslüman bulunuyor.<<

değiştiği ve İyon Denizi, Kiklades Adaları, Mora Yarımadası'nın doğusunda yer alan Saronikos ve Argolikos körfezleri, Eğriboz (Eyvia) Körfezi ve Kuzey Ege bölgelerinde bulunduğu belirtildi. Milli güvenlikle ilgili kriterler, ulaşım kolaylığı ve ticari konumları göz önüne alınarak, uzmanlar tarafından hassasiyetle seçilen 30'un üzerinde adanın yabancı yatırımcıları Yunanistan'a yatırım yapmaya cezbederek ülkedeki atmosferi değiştirebileceği kaydedildi.<<

"Yetim" deme "Yettim" de! İHH, 2003 yılından bu yana dünyanın farklı ülke ve bölgelerinde yetimhaneler inşa etmekte, mevcutların tamir ve tadilatlarını yapmakta ve buralara yönelik dönemsel yardımlarda bulunmaktadır.

1992 yılından bu yana dünyanın her yerine insani yardım götüren ve insanları yardıma muhtaç hale getiren meselelere insan hakları perspektifinden bakarak çözüm odaklı projeler geliştiren İHH İnsani Yardım Vakfı, yetim çocukların bakımını üstlenerek kendi ülkelerinde, aileleri veya akrabaları yanında ya da yetimhanelerde en iyi şekilde yetişmeleri için katkı sağlamaktadır. İHH yetim çocukları sürekli ve dönemsel yardımlarla desteklemektedir. Sürekli yardımlar; Sponsor Aile Sistemi ile yapılan yardımlardır. Dönemsel yardımlar ise ihtiyaç bölgelerinde üç, dört, altı ay veya bir yıl gibi belirli zaman dilimlerinde ya da Ramazan ayı ve kurban bayramı dönemlerinde yapılan; eğitim, sağlık, barınma vb. projeler kapsamında gerçekleştirilen yardımlardır. Yetim çalışmalarının amacı: Yaşamını tek başına idame ettirmeye gücü yetmeyen yetimlere kendi ayakları üzerinde duracak yeterliliğe ulaşıncaya kadar destek olmak, eğitimlerini sağlamak

ve onları aile şefkati ile hayata hazırlamak. Bütün çocuklar gibi yetim çocukların da temel hak ve hürriyetlerinin ihlal edilmemesine yönelik çalışmalarda bulunmak. Maddi ihtiyaçlarının yanı sıra manevi ihtiyaçlarının da karşılandığı güvenli ortamlar hazırlamak. İHH yetim çalışmalarını savaş bölgeleri, mülteci kampları ve savaşın etkisinin devam ettiği bölgeler ile doğal afet bölgeleri, kronik açlık ve yoksulluk bölgelerinde gerçekleştirmektedir. Güney Amerika’dan Uzakdoğu’ya 5 kıtada 135 ülke ve bölgede yetim/kimsesiz çocukların, barınma, eğitim, sağlık, gıda ve giyecek gibi yaşamsal ihtiyaçlarının karşılanmasına katkıda bulunmaktadır. İHH, 2003 yılından bu yana dünyanın farklı ülke ve bölgelerinde yetimhaneler inşa etmekte, mevcutların tamir ve tadilatlarını yapmakta ve buralara yönelik dönemsel yardımlarda bulunmaktadır. İHH’nın faaliyet halinde olan yetimhaneleri şunlardır; İstanbul Yetimhanesi (Endonezya/ Açe),

Haripur Eğitim Şehri (Pakistan), Msal Yetimhanesi (Pakistan), Rara Yetimhanesi (Pakistan) Daru’l-İman Yetimhanesi (Bangladeş-Arakan Mülteci Kampı), Togra Yetimhanesi (Bangladeş), Hacı Şerefoğlu Yetimhanesi (Filipinler/Moro), Şifa Yetimhanesi (Tayland/Patani), Konya Ayder Yetimhanesi (Tayland/Patani) Boğaziçi Yetimhanesi (Malavi) 1992 yılından bu yana devam eden yetim çalışmaları 2007 yılında Sponsor Aile Sistemi uygulamasının hayata geçirilme-

Suriyede on binlerce sivili katleden Beşar Esed'in kardeşi ve acımasız-zalim bir katil olan Mahir Esed bombalı saldırıda ağır yaralandı Rusya'ya götürüldü ancak kurtarılamadı. Acımasızlığı ve işkenceleriyle ünlü Mahir Esed dedelerinin doğduğu yer olan Lazkiye'de gizli bir törenle gömüldü.

New York polisinden

önemli itiraf

Radikalizm ile mücadelede Almanya'nın türban ayıbı Almanya İçişleri Bakanlığı’nın ülkede radikal hareketlere yönelik kampanya afişinde türbanlı bir kadın kullanması tepkilere neden oldu. Türkiye, kampanyanın derhal durdurulmasını istedi.

olaya yönelik tepkisini, İsrail ile ilişkilerin dondurulması nedeniyle diplomatik kanallar yerine medya aracılığıyla iletmesi de dikkat çekti.<<

Mahir Esed gizlice Lazkiye'ye gömüldü

Alman İçişleri Bakanlığı’nın radikal hareketlere yönelik kampanya afişindeki türbanlı kadın fotoğrafı hükümeti alarma geçirdi. Almanya ile Türkiye arasında sünnetten sonra şimdi de türban krizi patladı. Almanya Federal İçişleri Bakanlığı’nın radikal hareketlere yönelik kampanya afişindeki türbanlı kadın fotoğrafı hükümeti alarma geçiçiriken, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Almanya hükümetine kampanyayı durdurması, Almanya Başbakanı Angela Merkel’e de olaya el koyması çağrısında bulundu. Merkel’e ‘harekete geç’ çağrısı Almanya’da 21 Eylül’de billboard ve gazete ilanlarıyla start alması beklenen kampanya afişinde, türbanlı bir kadın fotoğrafıyla birlikte, “Bu bizim kızımız Fatma. Onu özlüyoruz çünkü artık onu tanıyamıyoruz. Her geçen gün daha da radikalleşiyor. Onu dini fanatiklere ve terörist gruplara tamamen kaybetmekten korkuyoruz” ifadelerine de yer verilmesi hükümetin tepkisini çekti. Yurtdışı Türklerden sorumlu Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Müslümanları rencide ettiği gerekçesiyle Almanya’dan kampanyanın durdurulmasını istedi. Yakın takibe aldırdığı kampanyanın durdurulması için Alman hükümeti nezdinde girişim de başlatan Bozdağ, Almanya Başbakanı Merkel’e de olaya el koyması için çağrı yaptı. Bozdağ, Alman İçişleri Bakanlığı bünyesinde oluşturulan ve kampanyayı organize eden Güvenlik İşbirliği İnisiyatifi’nde yer alan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne de bu çatı örgütünden ayrılması önerdi. ‘ANLAMSIZ’ AFİŞLER ALMAN DEVLETİNİ ALARMA GEÇİRDİ Almanya Federal İçişleri Bakanlığı’nın radikal hareketlere yönelik kampanya afişindeki türbanlı kadın fotoğrafı hükümeti alarma geçiçiriken, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Almanya’ya ‘ dost uyarısı’ gönderdi.<<

siyle yeni bir ivme kazanmıştır. Yetimlerin himaye altına alınmasını amaçlayan bu sistemde toplanan düzenli bağışlarla yetim çocukların gıda, barınma, giysi, sağlık ve eğitim masrafları karşılanmaktadır. Bir kişi istediği kadar çocuğa Sponsor Aile Sistemi kapsamında sponsor olarak sürekli yardımda bulunabilir. Bir yetimin aylık gideri 90 TL’dir. Düzenli olarak bir yetimin bakımını üstlenmeyip yaptığı yardımların yetimler için kullanılmasını isteyen bağışçılar da Yetim Fonu’na imkânları ölçüsünde bağışta bulunabilirler. Bir yetime nasıl sponsor olabilirim? Sponsor Aile Başvuru Formu’nu doldurup İHH’ya teslim ederek bir yetime sponsor olunabilir. (Sponsor formuna www.yetim. ihh.org adresinden ya da vakıf merkezini 0212 631 21 21 (dahili 209) numaralı telefondan arayarak ulaşılabilir.)

İHH’nın bu çalışmalarla hedefi; öncelikle açlık ve yoksulluk çeken bölgeler ile savaş bölgelerindeki yetim çocukları organ mafyalarından, insan tacirlerinden, misyonerlerin tehlikelerinden koruyarak güvence altına almak; onların yetişme çağında ihtiyaç duydukları güven ve sevgi ihtiyaçlarını bir nebze olsun karşılamaktır. Güvenlik sorunu olmayan savaş bölgeleri dışındaki yerlerde ise bu çocukların eğitimlerine destek olarak ülkelerinin ya da yaşadıkları bölgelerin geleceğine katkıda bulunacak nesiller yetişmesinde payımızın olmasını istiyoruz. Bu, insanlığa yatırımdır ve dünyamız için bir kazanımdır. İHH şu anda dünyada 38 farklı ülke ve bölgede 27.000 yetim çocuğa sürekli; 75.000 yetim çocuğa da dönemsel olarak bakmaktadır. Sponsorluk sistemi hakkında www.ihh.org.tr/yetim/tr adresine

New York Polisinden Önemli İtiraf New York polis teşkilatının 6 yıl boyunca şehirdeki Müslümanlara yönelik yürüttüğü gizli takip ve istihbarat çalışmalarında, soruşturmaya konu olabilecek tek bir terör vakası bile tespit edemediği belirtildi. New York polis teşkilatı bünyesinde kurulan ve uzunca bir süre varlığı inkar edilen gizli ‘Nüfus Birimi’nin 6 yılllık istihbarat takibinin terör soruşturması başlatacak tek bir veri bile bulamadığı, bir NYPD yetkilisinin mahkemeye yaptığı şahitliğin ardından ortaya çıktı. Associated Press haber ajansı tarafından ilk olarak yıl gündeme getirildiğinde NYPD, böyle bir birimleri olduğunu inkar etmişti. <<

Armstrong öldü Ay’a ilk ayak basanainsan olarak tüm dünyada tanınan astronot Neil Armstrong, 82 yaşında hayata veda etti. Armstrong’un ailesi tarafından yapılan açıklamada ağustos ayı başında kalp ameliyatı geçiren astronotun bazı komplikasyonlar nedeniyle öldüğü belirtildi.<<

İslam İşbirliği Teşkilatı'ndan önemli bir adım İslam İşbirliği Teşkilatı, üye ülkelerdeki insan hakları ihlallerinin giderilmesi yolunda önemli bir adım atıyor. Teşkilatın daha işlevsel hale gelmek için son dönemde gerçekleştirdiği reformların en önemli yapı taşlarından biri olan Daimi Bağımsız İnsan Hakları Komisyonunun Ankara›da yaptığı toplantıdan önemli kararlar çıktı. Komisyon, Türkiye önemli bir çağrı yaparak İslam coğrafyasında insan hakkı ihlallerinin yaşandığı yerlere İİT›nin raportör göndermesini ve bu rapora göre müeyyide uygulanmasını teklif etti.<<

girerek detaylı bilgi edinebilir, bu site üzerinden sisteme kayıt yaptırabilir ve online bağışta bulunabilirisiniz. Yetimlere kısa mesajla katkı sağlamak da mümkün. YETİM yazıp 3072’ye gönderilecek her bir SMS mesajı ile İHH’nın tüm dünyada yürüttüğü yetim çalışmalarına 5 TL’lik bağışta bulunulabilir. “Sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar De ki: Hayır olarak ne harcarsanız o, ana-baba, akraba, yetimler, fakirler ve yolda kalmışlar içindir Hayır olarak ne yaparsanız, gerçekten Allah onu en iyi bilir ” Bakara: 215 Peygamberimiz, şehadet parmağı ve orta parmağıyla işaret ederek şöyle buyurdu: “Ben ve yetimi himaye eden kimse Cennette böyle yakın olacağız.” <<


06

<<<<<<< EĞİTİM >>

Anaokulu Eğitimi Zorunlu Olmalı Yeni bir eğitim yılına girerken, tartışılan anaokulu meselesini sizin için uzmanına sorduk. Başakşehir'in tanınmış anaokullarından Altınbaşak Anaokulu Yöneticisi Uzman Pedagog Mehmet Teber cevapladı. Mehmet Bey, öncelikle sizi tanıyalım.

Kendimi çocuk ruh sağlığı alanında uzmanlaşmış bir eğitimci olarak tanımlıyorum. 1980 yılı İzmit doğumluyum. İşçi bir babanın oğluyum. 4 çocuk arasında en büyük çocuğum. İlk orta ve lise öğrenimini İzmit’te tamamladım. 1998 yılında kazandığım Boğaziçi Üniversitesi Rehberlik Psikolojik Danışmanlık Bölümü’nden 2003 yılında Onur derecesi ile mezun oldum. Yüksek lisansımı yine Boğaziçi Üniversitesinde eğitim bilimleri alanında yaptım. Şu an eğitim bilimleri uzmanı ve pedagog olarak görev alıyorum.

Sizi Haber 7’deki çocuk üzerine yazılarınızla ve çeşitli belediye çatısı altında verdiğiniz seminerlerle tanıyoruz. Evet Haber 7’de iki yıldır çocuk eğitimi üzerine makaleler yayınladım. Dediğim gibi

uzmanlık alanlarımdan birisi çocuk. Çocuk konusuna yönelmemin temel sebebi ise bir toplumu ihya etmenin yolunun çocukları iyi yetiştirmekten geçtiğini fark etmek. Çocuklarımızı iyi yetiştirdiğimizde daha sağlıklı bir gelecekle karşılaşacağımıza inanıyorum. Çocuklara ulaşmanın yolu ise annebabalara ulaşmak. Makaleler, kitaplar ve seminerler annebabalara ulaşmanın bir yolu. Diğer yollardan biri de özel görüşmeler. Ahenk adlı şirketimizde pedagog olarak sorunlu çocuklarla ve aileleri ile görüşüyorum. Ne kadar çok çocuğun hayatında iyileştirme yapabiliyorsam kendimi o kadar mutlu hissediyorum.

Birde Pedagoji Derneğinde Göreviniz var Mehmet bey birazda bu dernekteki görevinizden bahsedelim. Pedagoji Derneği çocuk

konusunda duyarlı arkadaşlarla kurduğumuz bir dernek. Çocuk konusundaki çalışmalarımıza resmi boyut kazandırdığımız bir çatı. Çocuk için üretilen her türlü çalışmayı, atılan her türlü adımı pedagojik açıdan değerlendirdiğimiz bir kurum. Ayrıca bu çatı altında annebabalara yol gösterici makaleler ve tavsiyeler de yayınlıyoruz. Anne-babaları ve çocuk konusunda duyarlı olan herkesi bu çatıya bekliyoruz.

Başakşehir’deki Altınbaşak Anaokulu’nun da sanırım yöneticileri arasındasınız.

Çocuklar üzerinde bu kadar çalışma yapıp da, tecrübelerimizi bir uygulama alanına aktarmamak olmazdı. İşte Altınbaşak Anaokulu tecrübelerimizin pratiğe yansımış hali. Eğitimcilerimizin seçimi, müfredatımızın belirlenmesi, eğitimcilerimizin sürekli eğitimi gibi tüm konularla yakından ilgileniyorum.

Altınbaşak eğitimcilerinin uzmanlığı ile zaten ün yapmış durumda. Ticari kaygıları ikinci planda tutup çocukların pedagojik olarak eğitimini ön planda tuttuğumuz bir çalışma. 8 yıllık bir birikime sahip. Öğretimden ziyade eğitim yaptığımız bir okul burası. Çocuk ruhunu ezmeden eğitimin yapıldığı bir okul üstelik. Eğitimin yanında anne şefkatini de verdiğimiz bir okul. Çocuklarımızın sosyalleşmesi sosyal bir çevre içerinde davranış ve kendilerini ifade etme becerilerini kazanmaları kurumumuz açısından önemlidir.

Sizi bulmuşken yeni 4+4+4 sistemi ile ilgili de görüşünüzü almak isteriz.

Okulların ilk, orta ve lise diye ayrıştırılması güzel. Birinci sınıfla ergenliğe girmiş 8. sınıfın aynı okulda olması sakıncalıydı. Bu açıdan olumlu. Ancak yaşın erkene alınmasını getirdiği sıkıntılar var. Okul sıraları, tuvaletleri, merdivenleri, sınıfların donanımı bu çocuklar için düzenlemedi ki. Hem müfredat bu çocukların zihinsel gelişimi için ağır. 5,5 yaş birinci sınıf olmak yerine zorunlu anaokulu olsa bence daha makul olurdu. Artık siste-

mi geri çevirmek zor. Burada velilere önemli görev düşüyor, o da okul yaşı erkene alındı diye hemen çocuğu okula kaydettirmemek. Çocuğun okula hazır olup olmadığını okul olgunluk ölçekleri ile kontrol ettirmek ve hazır olmayan çocukları bekletmek.

Mehmet Bey, röportaj için teşekkür ederiz. Ben teşekkür ederim efendim. Yayın hayatında size başarılar dilerim. << Bu bir reklam haberdir.

İmamhatiplere talep patlaması! 28 şubat sürecinde orta kısımları kapatılan ve lise mezunlarının da üniversite yolu büyük ölçüde kapanan imam hatip okulları öğrenci sayısı bakımından büyük sıkıntı yaşamıştı. Ak parti hükümeti tarafından yapılan yeni düzenleme ile imam hatiplerin önü açılınca bütün Türkiye’de imam hatip okullarına büyük teveccüh oldu. Başakşehirde de Sivil Toplum

Kuruluşlarının oluşturduğu Platformun öncülüğünde yürütülen çalışmalar neticesinde geçen yıl İmam Hatip Lise kısmı açılmıştı. Bu yıl da orta kısmı açıldı. Bu yıl hem orta kısmına hem de lise kısmına müthiş bir talep oluştu. Adeta bir talep patlaması yaşanıyor. Ortaokulun kapasitesi 600 kişi ve kapasite doldu ancak yetkililer başvuranları geri çevirmemek için

Okullarda kitap ticareti mi yapılıyor? Okullarda her yıl olduğu gibi bu yıl da yardımcı kitap satışı sıkıntısı yaşanması bekleniyor. Yeni eğitim ve öğretim yılı başladı. Yeni düzenleme ile artık 5 yaşında çocuklar da okullu oldu. Okulların açılması ile birlikte her sene tekrar eden bazı sorunlar da gündeme gelmeye başladı. Okul kitapları bedava dağıtılıyor ancak yine de yardımcı kitaplara ihtiyaç duyuluyor. Hemen hemen bütün öğretmenler çeşitli yardımcı kitapları öneriyor. Ve bunları kullanan öğrencilerin hem öğretmenleri ve hem de velileri genellikle sonuçlardan oldukça memnun oluyor. Ancak sorun da tam burada başlıyor. Her yıl öğretmenlerin çocuklara yardımcı kitaplar önerdiklerini söyleyen bazı veliler "öğretmenler listeleri biz veliler de gidip kitapçılardan satın alıyoruz. Ancak bazen ise kitapları okulda satın almak zorunda bırakılıyoruz. Bu durum da hem kitapların faturası alınmadığı için vergi kaybına yol açıyor. Hem de okulda ticaret yapılıyor algısını oluşturuyor. Bu da öğrencinin öğretmene ve okula olan güvenini zedeliyor" dedi. Konuyla ilgili olarak görüşlerine başvurduğumuz kitapçılar ise yardımcı kitap pazarının yaklaşık olarak bir milyar lira civarında bir cirosunun olduğunu söyleyerek faturasız satış halinde devletin ciddi bir vergi kaybına uğrayacaktır dediler. Zaman zaman uyanık satıcıların bazı öğretmenleri ikna ederek kitapları okulda doğrudan öğrencilere satıldığını söyleyen veliler bunun kesinlikle önlenmesinin gerektiğini belirterek yetkilileri uyanık olmaya çağırdı. <<

Eylül 2012 Sayı: 02

İmtiyaz Sahibi Başakşehir Medya Reklam Tanıtım Organizasyon Hizmetleri adına Fatih Mehmet YILDIRIM Genel Yayın Yönetmeni ve Yazı İşleri Müdürü Yusuf TAŞ Haber Sorumlusu Ahmet Salih TEZCAN Reklam Sorumlusu Nezih ZIRHLIOĞLU Görsel Yayın Yönetmeni Bülent ERGUVAN

Hukuk Danışmanı Av. Talha ÖZCAN Basım Yeri İhlas Yayıncılık A.Ş. Matbaacılık Tesisleri Fiyatı: 1 TL'dir. Başakşehir Mh. İstiklal Cd. No: 29/A Daire: 2 Başakşehir-İstanbul Tel: +90 212 486 22 22 www.habersehir.com habersehir@gmail.com facebook.com/habersehir twitter.com/habersehir Yazılan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.

4+4+4 artık başladı... Yeni öğretim yılı zili çaldı 5 yaşındaki çocuklar da artık ilkokullu oldu. Yeni düzenleme ile 5 yaşındaki çocuklar da artık okullu oldu. Anne babalarda varolan tedirgin bekleyiş yerini duygusal bir heyecana bıraktı. Zaman zaman gözyaşlarını tutamayan annelerin gözlendiği ilk günde velilerin heyecanlarını yenmeleri için toplantılar düzenlendi. Başakşehirde de bütün okullarımız yeni döneme hazırlanmış şekilde yeni öğrencileri karşıladı. <<

Başakşehir Belediyesi de yeni öğretim yılına hazırlandı Başakşehir Belediyesi, ilçe genelindeki okulların 2012-2013 eğitim-öğretim dönemini sağlıklı ve huzurlu bir şekilde sürdürülebilmesi için hazırlıklarını tamamlıyor. Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal’ın talimatıyla harekete geçen müdürlükler, ilçe genelindeki okullarda eksiklerin giderilmesi için çalışmalarda son aşamaya geldi. Konuyla ilgili olarak bir açıklama yapan Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, belediye birim müdürlüklerinin yaz tatilinin başlangıcından bu yana, yeni eğitim-öğretim dönemi hazırlıklarını sürdürdüklerini kaydederek, ‘’Yeni eğitim döneminde çocuklarımızın sağlıklı, huzurlu ve temiz bir ortamda eğitim-öğretim imkanlarını elde etmek için tatil boyunca çalıştık. Şimdiden öğrencilerimizi yeni eğitimöğretim dönemlerini tebrik ediyor, başarılar diliyorum’’ dedi.<<

ellerinden geleni yapacaklarını belirttiler. Lise kısmının ise sadece 200 kişi kapasitesi var. Fakat başvuru yaklaşık 500 kişi. Öğrenci velileri kayıt yaptırmak için heryere başvuruyorlar (!) Yetkililer ise yapılacak bir şey olmadığını öğrenci seçiminin karne notlarına göre yüksekten aşağıya doğru en başarılı 200 öğrencinin kaydının yapılacağını açıkladılar.<<

Başakşehir Ziyagökalp Mahallesinde açılan İmam Hatip Ortaokulu eğitime başladı...


07

<< GÜNDEM >>>>>>>

Milli birlik şuuru korunmalı Meclisin en genç milletvekillerinden olan Faik Tunay Özal hayranı olduğunu ve bundan dolayı siyasete girdiğini söyledi. Aynı zamanda meclisin en çalışkan vekillerinden olan Tunay gazetemizi ziyaret etti. sonra yerine gelen parti herşeyi yıkıyor ve kendi politikalarını uyguluyor. Biz bu yüzden ilerliyemiyoruz. Evet biz çok yol aldık ama bizim potansiyelimiz çok daha fazla. Biz çok daha iyi yerlerde olmalıyız. Size göre CHP sizin çizdiğiniz tabloda bir parti oldu mu ya da olabilecek mi? - Bir partinin yenisi ve eskisi olamaz. CHP dün de aynı bugün de aynıdır. Sadece daha fazla halka inen, daha fazla gence yer veren, daha fazla kadına yer veren millete rağmen değil milletle beraber siyaset yapma anlayışına sahip olma yolunda ilerleyen bir parti Kendinizi nasıl tanımlarsınız? - Teşekkür ediyorum bana bu fırsatı verdiğiniz için. Basını özellikle yerel basını çok önemsiyorum. Çünkü Türkiye’nin ana damarının hep yerel basın olduğuna inandım. Bugün Türkiye’de gazete okuma alışkanlığı ve sayısı belli. Herkes ulusal basını çok sıkı takip etmiyor fakat kendi ilçesinde yaşayan insan ilk olarak kendi yerel gazetesini tercih ediyor. Bu sebeple çalışmanızı önemsiyorum ve bundan sonra nice sayılarda beraber olmayı diliyorum. Ben Rumeli Balkan ve Trabzon kökenli bir ailenin ilk çocuğu olarak 1981 yılında İstanbul’ da doğdum. Marmara Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Ekonometri Bölümü’nden mezun oldum. Sonra dil eğititmi için yurtdışına gittim. Bugün ileri seviyede İngilizce, İtalyanca, İspanyolca, Boşnakça ve Hırvatça konuşmaktayım. Çeşitli iş tecrübelerimden sonra 1999 yılında siyasetteki adımıma Anavatan Partisi Beşiktaş İlçe Gençlik Kollarında başladım. Daha sonra partinin çeşitli kademelerinde görev yaptım. 2002 yılında yapılan seçimler bütün partilerin tasfiye olması, süreçten uzaklaşması ve benim yurtdışı eğitimimim için yurtdışına gitmem dolayısıyla siyasete ara vermek zorunda kaldım. Geldikten sonra Cumhuriyet Halk Partisinde (CHP) başlayan değişim dönüşüm ve partinin üst yönetiminden gelen davet neticesinde önce CHP›nin parti meclis üyesi oldum daha sonra 12 Haziran 2011 seçimlerinde İstanbul 3. Bölge 7. sıradan Milletvekili oldum. Bugün TBMM›nin en genç Milletvekillerinden biri olarak görev yapıyorum. Milletvekili görevimin yanında aynı zamanda TBMM Dışişleri Komisyonu üyesiyim. Bu da benim kısaca siyasi özgeçmişim.

Siz Siyasete Anap’la Başladınız. Nasıl Oldu da Oradan CHP’ye Geçtiniz? - İnsanların kafasında en çok merak uyandıran sorudur. Ben Turgut Özal hayranı olduğum için siyasete başladım. Ben ilk gün neleri söylüyorsam bugün de hep aynılarını söylüyorum. Benim çizgimde milim sapma yok.

Peki ben neden CHP’ye geldim? Türkiye’nin normalleşmesi gerektiğine inanıyorum. Keşke CHP içerisinde benim gibi merkez sağ geleneğinden gelen çok daha fazla insan yer alsa, aynı şekilde keşke Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) içerisinde daha fazla sosyal demokrat, daha fazla alevi vatandaşımız yer alsa böyle olduğu zaman Türkiye kamplaşmaz, bölünmez. Önemli olan sizin düşüncelerinizi değiştirmemenizdir. Siyasete başladığınız ilk gün neyi savunuyorsanız hangi ortamda olursanız olun onu savunmaktır. CHP’den bana bir davet geldi. Partinin değişim ve dönüşüm sürecine girdiği, partinin daha fazla halka açılma arzusu isteğinin olduğu söylendi, ben de kendi iç dünyamda, aileme, çevreme danıştığım zaman bu davetiyenin samimi olduğuna karar verdim ve bu sürece katkı sağlamak için CHP’nin bir üyesi oldum. CHP’nin üyesi olduktan sonra çalışmalarıma aynı hızla devam ediyorum. Anavatan Partisi zamanında neleri savunuyorsam bugün de aynılarını savunuyorum. Türkiye’nin normalleşmesi açısından Faik Tunay gibi örneklerin CHP’de çoğalması gerekiyor ama Ertuğrul Günay gibi örneklerin de AKP içerisinde çoğalması gerekiyor. O zaman Türkiye normalleşir, o zaman Türki›ye bölünmez diye düşünüyorum. Hakkınızda birçok iddialar, eleştiriler ve şikayetler var. Yeni dünya düzeninde Amerika Türkiye’nin bölgesinde yarı güçlü bir ülke olmasını istiyor ve bunun için iktidar ile muhalefetin ortak bir devlet mantığında hareket edebilmesi ve birbirine yaklaşması gerekiyor iddiası yer alıyor. Sizin de bu iddianın bir parçası olarak CHP’de yer aldığınız söyleniyor. Nasıl değerlendirirsiniz? - Benim hayatta bir alışkanlığım var. Bir Çin atasözü der ki: ‘’Bir insanın en güçsüz olduğu an aslında en güçlü olduğu andır.’’ Çünkü etrafınızda sizi hep öven, hep pozitif konuşan insanlar vardır ve bu sizi hataya yönlendirir. Başta farkedemezsiniz ama zamanla bir bakarsınız etrafınızdaki herkes olumlu konuşuyor, hep iyi yapıyorsunuz diyorlar ama siz yanlışa gidiyorsunuzdur. Ben onun için hep eleştirileri önemsemişimdir. Benim hakkımda en ağır yazıları bile okurum ve yazanlara da cevap veririm. Tabi bunlar komik iddialar. Eğer 31 yaşındaki bir Faik Tunay 90 yıllık bir Cumhuriyet Halk Partisini dönüştürmek için birileri tarafından buraya gönderildi deniyorsa ben demek ki çok güçlüyümdür, çok büyük kudret sahibiyimdir. Bırakın kişileri, kurumları dünyanın süper gücü dünyayı yöneten Amerika Faik Tunay ve Faik Tunay gibilerini CHP’ye kendi amaçları ve hedefleri için sokuyorsa demek ki Faik Tunay çok güçlü bir insan. Tabi ki bunlara katılmak mümkün değil. Siyaset her zaman somut verilerle yapılır. Tabi ki iddiaları dinleyeceğiz, iddialar üzerinden beyin fırtınaları yapacağız ama bunlara takılıp kalmayacağız. Bizim ülkemizdeki sıkıntı bir parti iktidara geliyor, ulaştırmadan milli eğitime içişlerine kadar kendi politikalarını uyguluyor, o parti iktidardan gittikten

olduğu için insanlarımız bunu eski yeni olarak değerlendiriyor. Hayır, siyasette bir kıstas vardır. Hangi partinin mensubu olursanız olun millete rağmen değil milletle beraber siyaset yapacaksınız. Benim partim ve diğer partiler bu gerçeği ne kadar kavrarlarsa o kadar başarılı olurlar. Dünya çok hızlı değişiyor. Değişmeyen tek şey değişimdir. Bu sözü kavrayamazsanız ne iş hayatında başarılı olabilirsiniz, ne siyaset hayatında ne de özel hayatınızda. Ben CHP’nin son dönemlerde çok daha fazla halka yaklaşma çabası gösterdiğine ve halkın değerleriyle daha fazla barışma çabası içerisinde olduğuna inanıyorum. Bu samimiyete inandığım için bugün CHP’ de siyaset yapıyorum. Benim söylediğim kıstaslara uymayan bir yapı ortaya çıkarsa tabi ki bunu savunmamız mümkün değildir. Eskiden CHP’ yi Sivas’ın ötesine geçemeyen bir parti olarak eleştirirlerdi. Şimdi hiç kimsenin ağzından bunu duyamıyoruz. Bugün Türkiye’yi karış karış gezen bir partidir. İleriye doğru gitmiş ve daha da ileriye gitmek zorunda. Şimdi CHP için yapılan eleştiriler farklı eleştirilerdir. Gençliğinizin verdiği dinamizimden olsa gerek çok aktifsiniz. Seçim bölgesinde seçim yokken dahi ve seçim sonrası hemen çalışmalara başlıyorsunuz. İstanbul’da doğdunuz ve büyüdünüz. İstanbul’u nasıl görüyorsunuz? - Beni kimse zorla milletvekili yapmadı. Ben kendim istedim. Partim bana şans verdi ve milletvekili oldum. Ben seçim bölgemde olmak zorundayım. Seçimler bitti ve ben hemen muhtarlarımı gezmeye başladım. Haftada bir gece 12:00’dan 04:00’a kadar taksi duraklarını geziyorum. Okul zamanlarında okulları geziyorum. Sivil Toplum Kuruluşlarını çok yoğun bir şekilde geziyorum. İstanbul’un ilk on nüfus sayımını çıkardım ve hepsinin federasyonlarını ziyaret ettim. Şimdi alt derneklerini gezmeye başladım. Bu benim vazifem, bundan çok mutluyum. Ben çalışmaya inanan bir insanım. Allah bana enerji ve güç verdiği takdirde benim aşamıyacağım hiç birşey yoktur. Gelelim İstanbul’a. Ben üç sene yurtdışında yaşadım. 40’ın üzerinde ülke gezdim inanın böyle bir şehir yok. Çünkü bu şehirde ruh var, tarih var, kültür var, kardeşlik var. Dünyada çok az şehir vardır ki iki imparatorluğa başkentlik yapmıştır. Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu. Bu

şehrin neresini kazarsanız kazın tarih kokar. İşte size bir örnek; Marmaray projesi. Neden beklendiğinden daha geç bir zamanda bitiyor bunun birçok nedeni var. Ana temel nedenlerinden bir tanesi yapılan kazılarda tarihin bulunması ve bu yapılan kazılarda tarihi inşa çalışmaları engellemesi. Bir tarafta Bizans, bir tarafta Osmanlı İmparatorluğu ve sonra Cumhuriyetle de önem kazanmış bir şehirdir. Maalesef biz İstanbul’u çok hor kullandık. İstanbul’a yanlış yaptık. Burası İstanbul, gelinlik giymiş bir kız iken çok kötü durumlara getirdik. Geç kalınmış bir durum aslında yok. Herkesin ortak bir ideal ve vizyonla İstanbul için mücadele etmesi gerekiyor. İstanbul’lu olmak bir ayrıcalıktır. Boğaz köprüsünden geçtiğiniz zaman bambaşka duygular içerisine giriyorsunuz. Dünyada başka bir şehir yok ki köprüyü geçiyorsunuz Avrupa kıtasına hoş geldiniz diyor, geri dönüyorsunuz Asya kıtasına hoş geldiniz diyor. İstanbul›da yaşayan herkezin bu şehre karşı bir sorumluluğu vardır. Biz plansız yapıyla, pislikle, trafikle bu şehri yaşanmaz hale getiriyoruz. Buradaki problem vizyon eksikliğidir. İstanbul›da son zamanlar güzel ve düzgün hizmetler yapılıyor ama yeterli değil, biz daha fazlasını istiyoruz. Mahmutbey Gişelerinin Kaldırılması Konusunda Neler Söylersiniz? - Bu konuda koordinasyon eksikliği var. Muhattap yok, çözüm yok. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti bölgesindeki lider ülke, ilerleyen bir ülke 240-250 bin aracın geçtiği gişeleri kaldırdığı zaman oradan gelecek gelire sahip olamıyor diye batıyorsa vay haline... Ben kanun teklifini verdim. Kamuoyu oluşturmaya çalıştım ve bunu başardım. Bir milletvekili tek başına yasa yapamaz, kanun çıkartamaz. Bir muhalefet milletvekilinin görevi, olumlu pozitif şeylerle iktidarın dikkatini çekmek, vatandaşı da arkasına alıp taleplerini toplayıp iktidarın önüne gerçek resmi koymaktır. Ben gişeler konusunda bunu yaptım. İnşaallah dinlerler, dinlerlerse hepimiz kazanırız. Benim söylediğim öneriyle sihirli deynek deymişçesine İstanbul trafiği bir günde rahatlamıyacak. Mahmutbey ve çamlıca gişelerinin kaldırılması teklifi gibi kilit 5-6 tane düzeltme, iyileştirme yaptığımız zaman İstanbul›un trafiği nefes alacak. Bunları yapmak zor değil. Elin Çinlisi, Amerikalısı, Fransızı yapıyor da benim Türk insanım neden yapamasın. Bunu yapacak gücü ve kuvveti var yeter ki koordinasyon sağlansın, yeter ki vizyon ön plana çıksın bunların hepsi yapılır diye düşünüyorum. Başakşehir kurulduğu zaman Tüm Türkiye’ye Yeni Yapılanmanın Yeni şehirleşmenin bir örneği olarak sunulmuştu. Sizce gerçekten böyle bir örnek olabildi mi? - Mesele Başakşehir meselesi de değil. Biz genel anlamda bir vizyon eksikliğine sahibiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kadar yasa yapan ama bunları doğru düzgün uygulayamayan başka bir ülke yok. Biz yasa yapmakta birinciyiz, plan proje yapmakta birinciyiz ama o planın alt projesini yapıp hazırlamakta, ölçmekte, tartmakta yirmi yılı, otuz yılı, elli yılı düşünmekte sonuncuyuz. Yeni şehirler kurduk Ataşehir’i, Başakşehir’i, Anadolunun değişik yerlerinde kurduk ama biz buranın tam anlamıyla alt yapılarını, metrolarını, eğitimlerini, ibadethanelerini, vatandaşı ilgilendiren şeyleri düşünmedik. Diktik binaları şimdi sıkıntı yaşıyoruz. Bir şeyi yapmadan önce iyi planlayacaksınız, araştıracaksınız, yerini iyi belli edeceksiniz. Yaptığınız yollar kırk sene sonra elli sene sonra size yetecek yollar olmalıdır. Bizim ülkemizde yolu yaparız, beş sene sonra o yollar bize yetmez çünkü yanlış yere kurmaktayız. <<

Başakşehir Kültürü Nedir?

Modern binalar, estetik yapılar, güvenlik kulübeleri, bakımlı bahçeler, yeni oluşan kamu yapıları, markalı işyerleri, bankalar ve yeni yatırımlar. Bu göstergeler İstanbul’un parlayan ilçesi olmak için yeterli diyorsanız, benim söyleyecek sözüm yok. Ancak gerçek ihtiyaçların, yaşam kalitesine katkısı gözardı edilmeyecekse, bölge sakini olarak paylaşmak istediklerim var. -Bakımlı bir parkın yeşil örtüsü üzerinde, Mehmet CAN mehmetcan@radyo7.com.tr “yün yıkama” seansları yapılıp günlerce kurumaya bırakılıyorsa, -Apartman önlerinde kadınlı erkekli grupların, yürümeye mani toplanmaları, sosyalleşme ihtiyacı olarak görülüyorsa, - Sakinler arasında, evler arası metrekare savaşları, otomobil modelleri yada çocukların okulları yarıştırılıyorsa, -Komşuluk ilişkilerine dini ve hukuki sınır hükmetmiyorsa, - Sakinler kendilerini kentin aktif katılımcısı olarak görmüyor ve otel olarak bakıyorsa, - Topluluk içindeki rol ve modelleri , çıkar söz konusu olduğunda buruşturup çöpe atıyorsa, -Sürü halinde gezen sürüngenlere, doğalın bir parçası gözüyle bakıyorsa, -Kentlileşme bilincinin oluşturulması için özverili ve sabırlı olmaları beklenen toplum yönlendiricileri, din adamları, yönetici ve aydınlar, “ az enerjili ve rant hedefli davranıyorlarsa, - Ve dahası bu, bölge sakinlerince fark ediliyor ama “ normal” kabul ediliyorsa, - Bir meclisin içinde “2. Kanaldan yayın ve konuşmanın” ayıp olduğu unutuluyorsa, - Merkez şehrin uzağında olduğu gerçeğiyle esnaf, niteliksizi nitelikli fiyatıyla satmaya kalkışıyorsa, - Şehir, dört bir yandan metro ağıyla örülürken, yeni inşa edilen astronomik ücretli evlere ulaşımın nasıl olacağı düşünülmüyorsa, - Metro’nun hangi geçerli doğru sebeple bölgeye hala hizmet etmediği anlatılmıyorsa ve bu talep edilmiyorsa, *** Üzgünüm ama modern bir şehir ve kentlileşme klütüründen değil, ancak köykentli bir nüfus kitlesinden bahsedilebilir... Vu bu kitle, kent kavramını algılayabilecek, irdeleyebilecek bilinç ve seviyeden çok uzaktadır... mehmetcan@radyo7.com.tr mehmetcan@hilaltv.net

Başakşehir'de Bedrettin Dalan ismine tepkiler...

Başakşehir’de Bedrettin Dalan ismi krizi. Başakşehir ilçesindeki sanayi içerisinde bulunan bulvarın isminin hala Bedrettin Dalan bulvarı olması rahatsızlık uyandırıyor. Bedrettin Dalan’ın halen aranan bir kişi olduğunu belirten ilçe sakinleri bu ismin bir an önce değiştirilmesini istiyorlar. Bu konuda Başakşehir Sivil Toplum Kuruluşları Platformu adına görüş bildiren Ali YENİYURT ‘’ Gerçekte bu proje rahmetli Turgut ÖZAL’ın projesiydi. Fakat İkitelli organize sanayi bölgesinin yapımına Bedrettin Dalan’ın belediye başkanlığı döneminde yapımına başlandı. Bu yüzden de bulvara ismi verildi. Ancak bugün maalesef kendisi interpol tarafından aranan kaçak . Hem de Türkiyenin başına bela olan Ergenekon davasında yargılanmaktadır. İstanbul Büyükşehir belediye başkanlığı yapan birinin kaçak durumuna düşmesi affedilir bir şey değildir. Dolayısıyla bu ismin Başakşehir caddelerinden artık kaldırılması gerekir’’ dedi. <<

SİZDEN GELENLER...

• Kuzey Marmara otoban ara bağlantı yolunu Başakşehir’in içinden geçiriyorlar, yola karşı değil güzergaha karşıyız. Esra Sungur 4. Etap • İstoç Başaksehir yolunu Büyükşehir Belediyesi perişan etti. Gelsin gören yokmu, Ya köprülü kavşak yapılsın ya da eski haline çevirsin.... İbrahim Sınay / İstoç Esnafı • Fenertepe’den ulaşım yok. Bu bizim için büyük bir sorun oluyor... Sami Turgut / Güvercintepe • Başakşehir Şair erdem Beyazıt İ.Ö.okulu ve Milli Eğitim ilçe Müdürlüğünün arkasındaki dev baz istasyonu çocuklarımızın sağlığını tehdit ediyor, bu baz istasyonu derhal kaldırılmalıdır, idarecilerimizden acil destek bekliyoruz. Ercan Sümer/ 2. Etap • Oyakkentin içerisinde bulunan beton santrali çevre sağlığını tehtid ediyor, kesinlikle konutlara bu mesafede beton santrali olmaz kaldırılması lazım. Cemal Türkan/ Onurkent


08

<<<<<<< GÜNDEM >> OKUL FOBİSİ...

Çocuğun okula başlaması, içinde yaşadığımız toplumda gelişimini sürdürebilmesi açısından çocuk ve ailesi için bir sorumluluktur. Okula başlama sadece çocuklar için değil aileleri için de önemli bir olaydır.. Çocuk ebeveynlerinden ayrışarak farklı akran ve yetişkin olan öğretmenleriyle iletişime girer. Okul, çocuk için yeni sosyal çevredir ve doğal olarak çocuğun uyum sağlamasını gerektiren çok sayıda farklı özellikleri ve ilişkileri içerir. Çocuğun okula başlaması ile birlikte, korku ve kaygı hissedebilir ebeveynlerinin ihmal edebileceğini düşünebilir. Yeni arkadaş grubu ile ilişkilerinde uyum sorunu yaşayarak kabul edilmemekten, öğretmenin tarafından onaylanmamaktan endişelenebilir. Çocuğun ve ailenin değişime hazırlanması gerekmektedir. Eğer değişim sağlıklı yönetilemezse kriz ve beraberinde çatışma faktörü olarak ortaya çıkar. Ebeveynler bu dönemde çocuklarının yanında olarak, duygusal yönden güven vererek okula başlama sürecini Fatih KILIÇARSLAN uyum ve davranış sorunlarına yol açfkilicarslan34@gmail.com madan atlatabilmelidirler. Eğer, ebeveynler desteğe ihtiyacı varsa; eğitim sistemi içersinde çocuk ve aileye uygun rehberlik hizmetleri verilerek, değişimin sağlık yönetilmesi hususunda yardım edilmelidir. Eğitim sürecinde çocuğun kişilik gelişimi için okul, öğretmen ve aile işbirliği verimli kılınmalıdır. Okula başlama anında çocukların gösterdikleri tepkiler, onların o ana kadar geliştirdikleri ilişkilerin bir sonucudur. Aile, çocuğun okul sürecinde kazandırılan bilgiyi uygulamasına rehberlik ederek toplumsal yaşam içersinde çocuklarının “tüketen değil, üreten bir değer” olmasını desteklemelidir. Aile ve çevresine faydalı bir kişi olmasına katkı sağlanmalıdır. Okula başlamadan önce edinilen alışkanlıklar, beceriler ve duygular açısından güçlü bir kişilik sergileyen çocuk, okulun sosyal ve akademik sorumluluklarını rahatlıkla yerine getirir. Çocuklar dinamik varlıklardır. Yaşamın en hızlı gelişimi ve değişimi erken çocukluk yılları ya da okulöncesi dediğimiz yıllarda yaşanır. Çocukların bu dinamikliğe uyum sağlaması, onun temel yaşamsal becerileriyle yakından ilişkilidir. Sağlam duygusal temeller üzerine kurulan kişiliklerde ki çocuklar, yaşamın bu yeni deneyimiyle baş etmeye hazırlanmış demektir. Kendine ve çevresine güvenen çocuklar, yaşam başarısı yüksek olmaya aday çocuklardır. Aksi durum, yani, bireysel gelişmesi için desteklenmemiş çocuklar “bağımlı” kişilikleriyle, okula başlamanın sorumluluklarıyla baş etmekte zorlanabilirler. Okula başlamanın, yeni sosyal çevrenin oluşturduğu stres karşısında çocuk, okula gitmek istemeyebilir aşırı direnç gösterebilir. Okul Korkusunda Ebeveynler Yaklaşımları Açık iletişim içersinde, çocuklarının yaşadığını ve hissettiğini ifade etmesi sağlanmalıdır. Çocukları suçlayıcı ve eleştirici tutumlardan kaçınılmalıdır. Çocuğa, bu durumun birçok çocukta görülebileceği anlatılmalıdır. Normal iz’e edilmelidir. Çocuğun benlik saygısını geliştirici, olumlu yaklaşımlarda bulunulmalıdır. Çocuğun okul devamlılığı sağlanarak, devamsızlık durumlarında kaygıyı arttırıcı yaklaşımlardan kaçınılmalıdır. Çocuğun yanında veli refakat ederek güven verici, destekleyici olmalıdır. Okul rehberlik birimince, çocuk ve aileye danışmanlık hizmeti verilmelidir. Çocukta ruhsal sorun oluşursa, profesyonel yardım alınmalıdır. Okul ve aile işbirliği Okul, eğitim sürecine aileyi aktif olarak katmalıdır. Çocuk ve aile merkezli eğitim yaklaşımları geliştirebilmelidir. Aile eğitimle, danışmanlık ve rehberlik hizmetleri ile desteklenmelidir. Ana-baba çocuğunun duygusal, zihinsel, kişilik ve sosyal gelişimlerine katkı sağlayarak çocuğunun bilgiyi kullanabilme, uygulamaya dönüştürebilme yönünü geliştirir. Aile, çocuğunun gelecekte güvenle yer alabilmesine en önemli desteği sunmuş olur. <<

Dünya'nın yeni çekim merkezi Başakşehir Türkiye'nin ilk Living-Lab'ı Başakşehir'de Başakşehir, iş merkezleri, akademik ve Ar-Ge ortamları ile modern yaşam alanlarını bir araya getirerek dünyanın yeni çekim merkezi olma yolunda.

Başakşehir Living-Lab projesinin ilk ayağını oluşturan Başakşehir İnovasyon ve Girişimcilik Merkezi Başakşehir 5. etapta inşa edilmekte olan 3000 m2 lik bir alanda kurulacak merkez zemin + 2 kattan oluşuyor.... Bu yıl başlatılan Başakşehir ICT City projesi kapsamında Türkiye’nin ilk ICT (Bilgi İletişim Teknolojileri) kenti Başakşehir olacak. İstanbul’un yeni yaşam merkezi olan Başakşehir, dünyanın gelişmiş ülkelerinde aynı sektörde faaliyet gösteren şirketlerin bir araya gelmesi ile oluşturduğu verimli çalışma ortamını Türkiye’ye getirmek için önemli bir projeye imza atıyor. Başakşehir Belediyesi, bölgenin ve ülkenin makro ekonomisine katkı sağlayacak proje kapsamında ICT sektöründeki yerel ve global şirketlerin geliştirme yapmalarını sağlayacak ICT Kenti Projesini programına aldı. Bu projeyle Başakşehir, İstanbul gibi dünyanın önde gelen bir kültür şehrinin sınırları içinde olmasının da katkısıyla, dünyanın yeni çekim mer-

kezi haline gelmeye aday olacak. Türkiye’nin ilk Living-Lab’i Başakşehir’de Başakşehir Belediyesi’nin teknoloji kullanımı ve yaratıcılıkta dünya şehirlerini örnek alarak geliştirdiği projesi Living Lab (Yaşam Laboratuvarı) ile Başakşehir dünya genelinde az sayıda bulunan dikkat çekici bir merkez kazandı. Başakşehir’de yaşayanlar ve çalışanlara en ileri ve hayatı kolaylaştıran teknolojik hizmetleri bulabilecekleri bir ortam sunacak olan Yaşam Laboratuvarı Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyor. Dünyada 318 Tane Var Başakşehir Belediyesi’nin alt yapı çalışmalarını uzun süredir devam ettirdiği ve birçok alanlarda inovasyon ve uygulama ortamı sağlaya-

cak olan Merkezden Dünyada 318, Avrupa’da ise 269 tane bulunuyor. Başakşehir Living-Lab projesinin ilk ayağını oluşturan Başakşehir İnovasyon ve Girişimcilik Merkezi Başakşehir 5. etapta inşa edilmekte olan 3000 m2 lik bir alanda kurulacak. Zemin +2 kat ve terastan oluşacak Merkezde vatandaşlar gelen ürünleri inceleyip deneyebilecekler. Başakşehir İnovasyon ve Girişimcilik Merkez’inde pek çok ana başlıkta projede geliştirilecek. Merkez kuurumlar dışında yaratıcı fikri olup yeterli kaynağı olmayan birey ve küçük işletmelere projelerini geliştirme imkanı sunacak. ICT Kenti, Organize Sanayi Bölgelerinden ve Teknokentlerden farklı olarak ‘yaşam’ konseptini içinde barındırıyor. İnsanla iç içe olması yönüyle inovasyona ve uygulamaya

dönük farklı bir çalışma ve yaşam şekli sunan ICT Kentleri, bu yönüyle ulusal ve global lider markaları ve üstün nitelikli insanları bu şehirlere çekme potansiyelini üzerinde taşıyor. Uluslararası alanda kentlerin rekabetinde ‘Akıllı Şehir’ olmaları büyük önem taşıyor. Akıllı Şehirler esas itibariyle 6 boyutta değerlendiriliyor. Buna göre kentler, akıllı ekonomi, akıllı mobilite, akıllı çevre, akıllı insanlar, akıllı yaşam, akıllı yönetim ve denetim (governance) faktörlerine göre yapılanmalı. Bu kentlerin en önemli rolü ise dünya toplumuna katma değer sağlayacak yaratıcı ürün ve hizmetlerin geliştirilmesi, gerçek ortamda uygulanması ve ticarileştirilmesi için gerekli ortamı sağlamak olacak. Merkez Nasıl Çalışacak? Türkiye’de ilk olacak olan sistem herhangi bir bilim dalında yapılan bir geliştirmenin, gerçek doğal ortamında, gerçek kullanıcılarla test edildiği, iyileştirildiği ve uygulandığı bir teknoloji ortamı olacak. Ürün ve hizmetin toplumda gerçek katma değerinin görülmesini sağlayan farklı bir araştırma ve inovasyon yöntemi ve tekrarlanabilir bir model olma özelliğiyle Living-Lab, bir gerçek ortam laboratuvarı oluşturuyor. 2023 İnovasyon Vizyonu Başakşehir Belediyesi çalışmalar kapsamında ‘’2023 Türkiyesi’nde İnovasyon ve Living-Lab’’ konulu bir konferans da düzenleyerek vatandaşlara Living-Lab’ı anlatacak. 12 Eylül 2012 tarihinde Bahçeşehir Üniversitesi’nde gerçekleşecek konferansa, Türkiye ve Avrupa kamu ve özel sektörden önemli liderler katılacak. Başakşehir Living-Lab, İnovasyon, Geliştirme, Akıllı şehirler ve Akıllı Belediye Hizmetleri için Living-Lab’lerin Rolü konusu ile 13-14 Eylül 2012 de İstanbul’da gerçekleştirilecek ‘’Dünya Akıllı Şehirler Zirvesi ve Fuar’ında’’ da yer alacak.<<


09

<< GÜNDEM >>>>>>>

Kalksın artık bu gişeler... Yıllardır süren trafik sıkıntılarına bir nebze çözüm için Başakşehirliler, Mahmutbey gişelerinin şehir dışına taşınmasını istiyor. Yıllar önce bu taşınma işlemine karar verilmesine rağmen halen uygulamanın devam etmesini Başakşehir sakinleri bir türlü anlayamıyor. daha uzak bölgelere giden araç yoğunluğu Başakşehir girişini tıkamayacağı gibi Bahçeşehir'e, Kayaşehir, Güvencintepe, Altınşehir, Şahintepe mahallelerine otobandan giriş verilerek hem kendi trafik çilelerini azaltıp hem de sanayinin ve Başakşehir etaplarının yoğunluğunu azaltacaktır.<<

Mahmutbey gişeleri sabah ve akşam saatlerinde Başakşehir sakinlerine trafik çilesi çektirmeye devam ediyor. Bilindiği gibi Başakşehir etaplar girişinden hemen sonra yer alan Mahmutbey gişeleri özellikle hafta sonra hafta içi akşam saatlerinde Başakşehir girişini tıkayacak şekilde Bazen Milliyet'e ve İkiz Kuleler'e kadar trafik yoğunluğuna sebep oluyor. Hemen herkesin kaldırılması gerektiğini söylediği halde nedense yıllardır bir türlü şehir dışına doğru taşınamıyor konu ile ilgili ilk olarak 2006 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Kadir Topbaş bir açıklama yaparak ulaşım koordinasyon

toplantısında Mahmutbey ve Çamlıca gişelerinin şehir dışına taşınması kararını aldıklarını ve yakın bir zamanda bu gişelerin kaldırılacağını söylemişti. Daha sonra Başakşehir sakinleri de bu konuda çeşitli dilekçelerle girişimlerde bulundular. Halen devam eden çeşitli yol yapımı çalışmaları da eklenince artık her gün Başakşehir'e gelmek bir eziyete dönüştü. Bugün 300 bin insanın yaşadığı ve sanayisine de günde 300 bin insanın girip çıktığı ve 1 milyon insanın yaşamasının hedeflendiği Başakşehir'e bilindiği üzere sadece bir giriş var ve bu giriş gişelerden hemen önce. Ayrıca yakın zamanda

250 bin nüfusu olması planlanan Kayaşehir, Güvercintepe, Altınşehir, Şahintepe'nin yolcularının da aynı gereksiz yere sanayi içersine aynı güzergahtan girerek hem sanayinin ciddi manada tıkanmasına, hem de Başakşehir'in trafik yoğunluğunun çileye dönüşmesine sebep vermektedir. İlçe sakinlerinin ayrıca sanayi mensuplarının neredeyse tamamı bu trafik çilesinden şikayet etmekte ve buna bir çözüm bulunmasını talep etmektedirler. Bütün bunların yanında Mall of İstanbul gibi büyük bir projenin de trafiğe getireceği yoğunluğu şu anda hesap edemiyoruz. Mahmutbey gişeleri şehir dışına taşınırsa en azından

Mahmutbey gişelerinin şehir dışına taşınması hakkında görüşler... Başak Mahalle Muhtarı ÖMER ÖZKAN Mahmutbey Gişeleri, Başakşehir sınırlarının hemen içinde. Bu gişeler ilçe içerisinde trafiği olumsuz etkiliyor. İnsanlar bu gişelere girmemek için Başakşehir’i yoğunlukla kullanıyor. Bu nedenle trafiğin içinden çıkılmaz hale geliniyor. Bahçeşehir Belediyesine giderken otobanı kullanıyoruz ve vatandaşlarımız burası ne olacak, nasıl yapılacak diye söylemler dile getiriyor. Bu anlamda ben bu gişelerin kesinlikle tamamen yerleşim bölgesinin dışına taşınması gerektiğini düşünüyorum. <<

Başakşehir Mahalle Muhtarı FATİH MEHMET YILDIRIM Mahmutbey gişelerinin kaldırılmasıyla alakalı biz zaten uzun zamandır görüşlerimizi dile getiriyoruz ve yetkililer nezdinde de resmi girişimlerde bulunduk. Mahmutbey gişeleri TEM'in trafik yoğunluğuna sebep olmaktadır.Aynı zamanda da bir yıldır yerleşime geçmiş ve yakın zamanda nüfusu 250-300 bine ulaşacak olan Kayaşehir ve yakın mahalle sakinlerini de Mahmutbey gişeleri yüzünden sanayiden giriş yaparak ciddi trafik yoğunluğuna sebep olduğu aşikardır. <<

İOSB Başkan Vekili NİHAT TUNALI Günlük 278 bin araç girip çıkıyor ve bu korkunç bir rakam. Mesai saatlerinde bu girişte çok tıkanma oluyor. Bununla alakalı MASKO ile demircilerin karşısına yeni bir yoğunlaşma geliyor. 3. köprüyle beraber yeni bir giriş çıkış söz konusu. Fakat bu da yükü kaldıramaz. Bizde bunu her platformda dile getiriyoruz. Metronun hayata geçirilmesiyle trafiğe büyük katkı sağlanacağının farkındayız. Gişelerin şehir dışına taşınması dahil yapılacak her türlü çözümler için girişimlerde bulunuyoruz. <<

CHP İstanbul Milletvekili FAİK TUNAY Bu konuda koordinasyon eksikliği var. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti bölgesindeki lider ülke, ilerleyen bir ülke 240-250 bin aracın geçtiği gişeleri kaldırdığı zaman oradan gelecek gelire sahip olamıyor diye batıyorsa vay haline... Ben kanun teklifini verdim. Benim söylediğim öneriyle sihirli deynek deymişçesine İstanbul trafiği bir günde rahatlamıyacak. Mahmutbey ve çamlıca gişelerinin kaldırılması teklifi gibi kilit 5-6 tane düzeltme, iyileştirme yaptığımız zaman İstanbul›un trafiği nefes alacak. <<

Üçüncü köprü için ilk kepçe vuruldu İstanbul Boğazı'na kurulacak üçüncü köprü için Poyrazköy'de çalışmalar başladı. Ağaçlar kesildi, iş makineleriyle yol yapım ve genişletme çalışmaları sürüyor.

Bahçeşehir-Esenyurt TEM Yolu Törenle Açıldı İstanbul Büyükşehir Belediyesi yatırımlarından olan Sarıyer-Çayırbaşı tüneli ile İstanbul genelinde yapımı tamamlanan 20 kavşak ve yol, Başbakan Erdoğan tarafından hizmete açıldı. Başbakan Erdoğan’ın, uydu bağlantısı ile gerçekleştirdiği açılışlardan biri de Bahçeşehirliler’in uzun zamandır beklediği BahçeşehirEsenyurt TEM ilave köprü ve bağlantı yolları oldu. Açılış törenine, Ak Parti İstanbul Milletvekili Harun Karaca, Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu, AK Parti İlçe Başkanı Ayhan Özgürel, Basaksehir Belediyesi Başkan Yardımcıları Mehmet

Şahin, Şenol Ercan, Yasin Kartoğlu, Bedri Sinan Gül ve vatandaşlar katıldı. Trafikte büyük rahatlık yaşanacak Bahçeşehir-Esenyurt TEM ilave yolları projesi ile BahçeşehirTEM bağlantı köprüsünün yanına 106 mt uzunluğunda 3 şeritli köprü, 2 altgeçit, iki bağlantı yolu ilave edilerek, oluşan aşırı yoğunluk giderildi. Ayrıca altyapı ve aydınlatmaları da yenilendi. <<

Köprünün ayakları için Avrupa ve Anadolu yakasına 48 sondaj yapılacak. 50 günde tamamlanması hedeflenen zemin etüdü çalışmaları devam ederken köprü karşıtları ağaç kıyımı yapıldığı gerekçesiyle tepkili. İstanbul Boğazı'na yapılacak 3'üncü köprünün zemin etüt sondaj çalışmaları başladı. Sarıyer Garipçe-Beykoz Poyrazköy arasında yapılacak köprünün etüt sondajının 50 gün içerisinde bitirilmesi

planlanıyor. İstanbul trafiğine çözüm olması planlanan 3. köprü için Boğaz'ın her iki yakasında iş makineleri ilk kepçelerini toprağa vurdu. Her iki yakada, toplam 48 noktada yapılan sondaj çalışması sonucunda, yer altından veriler alınarak zemin hakkında bilgi edinilecek. Elde edilen numuneler, özel sandıklarla üniversitelerde incelenecek. Bilim adamları, zeminden elde edilen numuneleri inceleyerek köprü

ayaklarının ve istinat duvarlarının konulabileceği noktalar hakkında rapor hazırlayacak. Köprünün zemininde sondaj çalışmaları devam ederken bir yandan da Orman Bölge Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, ağaç kesme çalışmalarına devam ediyor. 2015 yılında tamamlanması planlanan 3. köprünün, Kuzey Marmara Otoyolu ile entegre hale getirilerek Garipçe-Poyrazköy hattında geçiş sağlaması hedefleniyor. <<

MÜSLÜMAN GIYBET ETMEZ... ‘Ey iman edenler zannın bir çoğundan kaçının. Çünkü zannın bazısı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Sizden biri ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? ondan tiksinirsiniz değil mi? Allah’tan korkun şüphesiz ki Allah tövbeleri daima Kabul edendir, çok merhametlidir.’ Müslüman elinde delil olmadıkça kesin bir bilgisi olmadan bir olay hakkında sû-i zanda bulunmaz. Bu zan üzerinde hüküm bina edemez. Bize bir haber ulaştığında hemen inanmak ve kesin hüküm Mustafa KARATAŞ vermek yanlış olur. Halbuki haberin kaynağını inceDoç. Dr. - İlahiyatçı lememiz ve doğruluğuna kanaat getirdikten sonra hüküm vermemiz daha yerinde olur. Nitekim âyeti kerimede Cenabı Hakk, ey iman edenler size fasık birisi bir haber getirdiğinde onu araştırın hemen inanıp hüküm vermeyin. Bilmeden haksız yere bir kavme haksızlık edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.’ buyuruyor. Müslüman bir kardeşimiz hakkında kötü bir söz söylendiğinde, aleyhinde konuşulduğunda doğru değilse, O kardeşimiz böyle birşey yapmaz ben onu tanıyorum, diyerek gıybeti yapılan insanı gıyabında savunmamız kardeşlik gereğidir. Gıybet bir kimseyi arkasından hoşuna gitmeyecek şekilde anmaktır. Bazı zamanlar bir insanın kötülüklerini haber vermek zaruri hale gelebilir. Zaruretin ölçüsü ise dinimizde belirlenmiştir. Bir kişi din ve dindarlara düşmanlık yapıyorsa, müslümanları o tehlikeden haberdar etmek üzere onun durumu anlatılabilir. Fakat müslüman bir insan bir takım kusurlarından dolayı arkasından çekiştirilemez ve dedikodusu yapılamaz. Allah Teala gıybeti ölü kardeşinin etini yemeye benzetmiştir ki, çok büyük günahtır. Allah Rasulu ise, konuyla ilgili olarak şöyle buyurmuştur: ‘gıybet zinadan daha büyük günahtır.’ Bu sözü duyan arkadaşları hayretle şöyle sordular: Ya Rasulallah gıybet zinadan nasıl büyük günah olur? Rasulullah şu cevabı verdi: Şayet kişi zina eder sonra pişman olur tevbe ederse, Allah da onun tevbesini kabul eder, onu bağışlar. Fakat gıybetini yaptığı kişi, kendisinin gıybet suçunu bağışlamadıysa gıybetçi Allah tarafından bağışlanmaz (Mişkat, Âdab 1874). Hz. Aişe(r.a.) anlatıyor : Bir gün kumam Safiye’nin kısa boylu olduğunu peygambere ima ederek anlattım. Allah Rasulu Safiyenin hoşlanmayacağı şekilde anılmasını tasvip buyurmadı, böylesine bir sözün günahını açıklamak içinde şöyle buyurdu: Yâ Aişe! öyle günah söz söyledin ki o sözler deniz suyuna karışsaydı denizin suyunu kirletirdi (İbn Kesir, Tefsir, Hucurat 12,3/365). Ashab-ı Kiram (r.a) birbirlerine rastladıkları zaman birbirlerini güler yüzle karşılıyorlardı. Başkasının gıyabında konuşmayı münafıklık alameti sayarlardı. Ebu Hüreyre der ki: ‘Kim dünyada müslüman kardeşinin etini yerse ahirette ona o müslümanın eti yaklaştırılır ve kendine diri iken onun etini yediğin gibi ölü olduğu halde de ye! Denir. O da mecbur kalarak yer; böylece geveler, tiksinir, bağırır ve yüzünü buruşturur. Kadade derki: Bize anlatıldığına göre kabir azabı şu üç şey sebebiyle olur. Biri gıybet, biri nemime (laf getirip götürmek) biri de bevilden korunmamaktandır. Hasan-ı Basri (r.a.) de şöyle demiştir: Allah’a yemin ederim ki, gıybet mü’min kişinin dinini ifrad hususunda cüzzamın vucuddaki ifsadından daha da süratlidir. Âlimlerden bazıları ibadeti tarif ederken, oruç tutmak ve namaz kılmakdan öte dili tutmak derlerdi. Üç kişi iken iki kişinin aralarında gizli konuşması da gıybet sayılmıştır. Su-i zan gıybete sürükleyen en önemli hastalıktır. Bir çok dostluk ve kardeşlik önyargı sebebiyle zarar görmektedir. Ne yazık ki, insanoğlu başkasının gözündeki çöpü görürde kendi gözündeki merteği görmez. İnsanı Şeytan başkalarıyla meşgul ederek aldatır. Hep başkalarının ayıbını kusurunu araştırır. Ne mutlu kendi kusurlarıyla meşgul olmaktan başkalarının kusurunu araştırmaya vakti olamayanlara. Kendini düzeltmeden başkasına düzeltmeye kalkışmak nedeniyle daha çok gıybet yapılmaktadır. Halbuki salah olmadan ıslah olmaz. Başkalarının kusurları olabilir. Biz de bunları görmüş olabiliriz. Bunları düzeltmenin yolu gıybet ve dedikodu değildir. Kusurunu gördüğümüz kardeşimizin düzelmesini istiyorsak gıyabında konuşmak yerine şu hususlara dikkat etmeliyiz: 1. Kişiyi değil, davranışı eleştirmeli 2. Arkasından değil yüzüne söyleyebilmeli 3. Rencide etmeden ve incitmeden söylemeli 4. Başkalarının yanında söylememeli veya onu tanımayacakları şekilde söylemeli 5. İyi niyetli olup o kişinin hayrını ve düzelmesini istemeli <<

AltınşehirKayabaşı yolunda altyapı çalışması İSKİ'nin bölgede devam eden atık

su çalışmaları sebebiyle, Altınşehir-Kayabaşı yolunun bir bölümü trafiğe kapatıldı. Ulaşım, alternatif güzergahlardan sürdürülüyor.

İSKİ'nin bölgedeki atık su hatlarının düzenlenmesi için başlattığı çalışma, İBB tarafından alınan UTK2012/32-2 sayılı kararla geçici olarak kapatıldı. Başakşehir'de altyapı sorunlarının giderilmesi, herhangi bir arızaya sebebiyet vermeden uzun yıllar ilçeye hizmet verilebilmesi amacıyla İSKİ tarafından başlatılan çalışma, Altınşehir-Kayabaşı yolunun bir bölümünü kapsıyor. Çalışma 50 gün sürecek. <<


10

<<<<<<< SAĞLIK >>

Aileniz için Dermatoloji & Estetik Polikliniği yanınızda!

Başakşehir'de Lazer Epilasyon Özel Başakşehir Cerrahi Merkezi dermatoloji ve estetik birimi hafta içi hergün 09:00 ile 18:00, cumartesi 09:00 arasında çalışıyor. Lazer epilasyon ve estetik hizmetler uzman bir kadroyla yapılıyor. Cildiye Uzmanı Dr. Sibel Ceylan hanımefendi ile estetik hizmetleri ve özellikle lazer epilasyon çalışmaları üzerine

sohbet ettik. Doktor hanım, lazer epilasyonun ile büyük bir boşluğu doldurdunuz. Çalışmalarınız nasıl gidiyor? Öncelikle bize kendimizi iade etmek için fırsat verdiğinizden dolayı teşekkür ederim. Gerçekten lazer epilasyon burada çalışmaya başladığım zamandan beri bana en çok sorulan şeydi. Etkisi güçlü ve güvenilir cihaz ve ekip ile çalışmaktan dolayı mutluyum. Size öncelikle lazer epilasyon nedir diye sorarak bu işlemi okurlarımıza tanıtmak istiyorum. Nedir bu epilasyon? İstenmeyen kıllar, hem kadın hem de erkeklerin sıklıkla yardım aradığı yaygın bir problemdir. Bu sistem 800 nm dalga boyunda lazerle istenmeyen kılardan kurtulmanın en etkili yöntemidir. Bu lazerlerin özellikle kıl kökünde bulunan ve kılın rengini oluşturan

melanin maddesine tutunduktan sonra enerji ısıya dönüşür. Isı ise kökün etrafında bulunan ve kılı üreten hücreleri geri dönüşümsüz fonksiyon dışı bırakır. Lazer vücuda bir hasar verir mi? Lazer çoğu zaman radyasyon gibi değerlendirilip sağlığa zarar vermesinden gereksiz yere korkulmaktadır. Oysa lazer ile radyasyon arasında bir ilişki yoktur. Lazerin deriye uygulanması sırasında deri altındaki doku ve organlara herhangi bir etkide bulunduğuna dair bir bulgu da gözlenme-

miştir. Esasen, çok güçlü epilasyon lazerleri ile dahi, etkili dozlarda ancak kıl kökü seviyesine dek ulaşılabilir Kaç yaştan itibaren uygulanabilir? İster kız olsun ister erkek, erken yaşlarda özellikle ergenlik öncesi yapılan lazer epilasyon tedavileri dirençli olan tüyler oluşturmaktadır. Bu nedenle 15-16 yaştan önce uygulanmamalıdır. Lazerli epilasyon hangi bölgelerde uygulanır? Göz çukuru, burun içi ve kulak içi dışında vücudun her yerine rahatlıkla bütün vücuda uygulanabilir. Lazer Epilasyon Kaç Seans sürer? Tek bir seansta bütün tüylerin ışığı aynı biçimde emerek köke ulaştırmaları olanaksızdır. Büyüme, dinlenme ve dökülme evreleri biçiminde kılların 3 döngüsü mevcuttur. Lazer ışınları kılların büyüme evresine etkilidir. Bu nedenle lazer epilasyon ile istemediği-

miz tüylerden birden fazla seansta kurtulmak söz konusudur. Seanslar kökler büyüme fazına girdikçe 4 -6 haftalık aralarla ya da tüyler çıktıkça 5-7 seans tekrar edilir. Toplam seans sayısı vücut bölgesine göre değiştiği gibi, genetik faktörler, yaş, cinsiyet, hormonal profil gibi özelliklerinize bağlı olarak da farklılıklar gösterir. Bu konusunda uzman bir ekip tarafından yapılabilecek doğru bir değerlendirmenin sonunda ancak müşahade ile görülerek öngörülebilir. Lazer epilasyonda ideal hasta tipi açık renk derili koyu renk kıllı kişilerdir. Kimlere lazer uygulanmaz? Beyaz kıllara etkisiz olacağı için uygulanmaz. Akut deri hastalığı olanlarda uygulama ertelenmelidir. Hormonal bozukluk olup olmadığı da araştırılmalıdır. Lazer epilasyonu kimler uygulayabilir? Lazer epilasyon uygulamasının güvenli ve etkin bir şekilde yapılması için kişinin kıl ve cilt tipine göre değişen değerlerle yapılması büyük önem taşımaktadır. Güvenli, kalıcı, ve kısa sürede tamamlanan bir tedavi için cilde gönderilecek ışınının dokuya zarar vermeden kıl kökünde maksimum tahribat yapması gerekmektedir. Buna göre ışının jul cinsinden enerji değerleri ve milisaniye cinsinden gönderilme süresi ve sıklığı kişinin cilt rengi, kıl rengi, kalınlığı ve yoğunluğuna göre farklılık göstermektedir. Bu nedenle, lazer uygulamaları uzman hekimler tarafından veya kontrolünde yapılmalıdır. Sağlık Bakanlığımızda bu tip uygulamaları ancak sağlık kurumları bünyesinde ruhsatlandırmaktadır. Başka kurumlarda ve ruhsatsız uygulamalarda, dikkatsiz ve bilgisiz elllerde insan sağlığına zarar verilebileceği gerekçesi ile yasaklanmıştır. Bizi bilgilendirdiğiniz için biz teşekkür ederiz. <<

Kimyasal Peeling ile

Sağlıklı bir cilde kavuşun Özel Başakşehir Cerrahi Merkezi cildiye polikliniği hafta içi hergün 09:00 ile 18:00, cumartesi 09:00 arasında Kimyasal peeling ile hizmet veriyor. Kimyasal peeling cildin yıpranmış, tazeliğini ve parlaklığını kaybetmiş üst tabakasının soyulmasını ve dökülmesini sağlayarak daha sağlıklı ve canlı tabakanın ortaya çıkarılması işlemidir. Böylece peeling uygulaması sonrasında

cilt yüzeyi taze ve berrak bir görünüm alır. Matlığın giderilmesi ile canlı parlak bir ifade oluşur. Akne izleri azalır, tıkalı gözenekler açılarak cilt nefes alır ve yenilenir. İnce çizgiler azalırken dolgun bir görüntü oluşur. Güneş ve kalıtsal faktörlerin deride oluşturduğu kırışıklar, güneşe ve yaşa bağlı lekeler, çiller, kanser potansiyeli taşıyan kabuklu kızarıklık veya yüzdeki koyu renkli lekeler, tedavi ediliyor. Deride oluşturulan soyulmanın ardından yeni deri gelir ve yeni gelen cildin dokusu ve rengi daha düzgün, daha homojendir. <<

Bembeyaz ağızlarda, neşeli gülümsemeler... Özel Başakşehir Cerrahi Tıp Merkezi Diş Kliniğinden Diş Hekimi Sevinç Çetinkaya hanım diş ağrısında yapılmaması gereken şeyler olduğunu söyledi. Diş ağrısı başladığında vakit kaybetmeden bir diş hekimine gitmekte fayda vardır. Zira diş ağrısı nedenlerinden de anlaşılacağı gibi ağrı kendi kendine geçme özelliği genellikle göstermez ve tedavi gerektirir. dedi. Diş Ağrısı Tedavisinde bizim yapacağımız bir şeyler var mı? Ağrıyan diş üzerinde ve dişlerin arasında bulunan gıda birikintileri, diş fırçası ve diş ipi kullanılarak temizlenmeli

ve yarım su bardağına yarım çay kaşığı tuz ilave edilerek elde edilen tuzlu su ile ağız iyice çalkalanmalıdır. Kesinlikle ağrıyan diş üzerine ASPİRİN ya da herhangi bir ağrı kesici ilaç uygulanmamalıdır. Kimyasal yapıları nedeni ile bu gibi ilaçlar diş etinde ve çevre yumuşak dokularda tahrişlere neden olabilmektedir. Bu da diş ağrısının yanında ikinci bir ağrının oluşmasına neden olacaktır. Eğer iltihap nedeni ile yüzde şişlik oluşmuşsa o bölgeye soğuk kompres yapılmalıdır. Dişhekimine gitmeden önce bir ağrı kesici ilaç alınabilir. Diş üzerinde çürük nedeni ile oyuk oluşmuşsa buraya çok az karanfil yağı (eugenol) emdirilmiş pamuk koyulabilir. Eugenol

ağrının azalmasını sağlayacaktır. Ancak, bu işlemi yaparken eugenol fazla kullanılarak diş etine sızmasına neden olunmamalıdır. Çünkü karanfil yağı da

yumuşak dokuları tahrip edici özelliğe sahiptir. Bir an önce dişhekimine başvurulmalıdır. << Bu bir reklam haberdir.

Masaj bir koruyucu tıbbi tedavidir Masaj, keyif veya lüks değil, tıbbi bir ihtiyaç ve düzenli aralıklarla alınması gereken bir koruyucu tıbbi tedavidir diyen Masaj Uzmanı Mustafa Oğuz'dan masaj hakkındaki bilgi aldık.

Masaj Nedir Ne işe Yarar? Hasta yada yorgun bir organın tedavisi; yani yeniden eski durumuna dönebilmesi için organizmanın yüzeyine tatbik edilen sistemli ve belirli mekanik enerji ile derinlerde anatomik, fizyolojik, fonksiyonel en yüksek tesir meydana getiren manipulasyonlar topluluğudur. İnsanın yaratılışı ile birlikte masaj da insan hayatına girmiştir. Masaj, keyif veya lüks değil, tıbbi bir ihtiyaç ve düzenli aralıklarla alınması gereken bir koruyucu tıbbi tedavidir Masaj Hangi RahatsızlıklaraUygulanır Masaj, yara dokuları ve yapışıklıkların çözülmesi ve giderilmesinde, kas spazmı, tendon iltihabı, uykusuzluk ve nevrasteni durumlarında, kas krampları ve yaralanmalarda akut devreden sonra, migren, gerilim tipi ve hipertansiyona bağlı baş ağrılarında, ağrılı adet dönemlerinde, kabızlıkta ve ağrılı noktalarda uygulanabiliyor Masaj Esnasında Vücutta Neler Olur Masaj uygulamaları sırasında iki etki ortaya çıkar. Bunlardan ilki uygulama bölgesinde, bazı durumlarda tüm vücutta bazı durumlarda ise belirli bölgelerde ısı artışı ile oluşan kan dolaşımı hızlanmasıdır, diğeri ise, belirli bölgelere yapılan baskı ile vücutta bazı hormonların salınmasının artması ve bu hormonların düzenleyici etkiler göstermesidir. Masaj anında vena (toplar damar) sistemi 4 - 20 kat daha hızlı çalıştırıldığından dolayı kirli kanın kalbe ulaştırılması kolaylaştığından masajın kalbe ve toplar damarlara olan yardımı olağan üstüdür. Masaj ile lenfa sistemi ve hormonel sistem tetiklendiğinden, vücuttaki tedavi edici maddelerin masaj yapılan bölgeye iletilip çalışma yapması sağlanarak,

vücudun hastalıklara karşı direnci artırılmakta ve hasıl olan başlangıç aşamasında olan pek çok ciddi hastalıklar tedavi edilebilmektedir. Masajın belki de gerekliliğini vurgulayan en mühim nokta, masajın pek çok olası ciddi sağlık sorununun oluşmasını engelleyebilme özelliğidir. Masaj anında vücudun ürettiği doğal uyuşturucu olan ve morfinden daha etkili olan endorfin salgılanarak, masaj alan kişide olağan üstü rahatlama sağlandığından; psikolojik anlamda masajı yan etkisi olmayan bir antidepresan ve psikolojik terapi olarak görmek de mümkündür. Masaj Çeşitleri Klasik masajın sınıflandırmasında dinlendirme, tedavi ve spor masajı olmak üzere üç alt grubun tanımı yapılmıştır. • Dinlendirici Masaj: Günlük yorgunlukların çıkarılması ve toksinlerin atılması için ister sauna sonrası istenirse günün herhangi bir saatinde yapılan masajlardır. • Tıbbi Masaj : Tedavi amacıyla yapılan masajlardır.Bir doktor tarafından yönlendirilen ve eğitim almış masörler tarafından yapılan masajlardır. Avrupa’da masaj, doktor tarafından hastanın reçetesine yazılabilen ve sigorta tarafından karşılanan bir tedavi şeklidir. • Spor Masajı: Sporcuların fizyolojik ve fizik gelişmelerinde etken olan bir masaj şeklidir. Spor masajı, klasik masajın bilinen beş temel hareketinden farklı amaçlara dönük planlanmasıyla oluşmuş bir kavramdır. Bu yönüyle spor masajı, hazırlık masajı, sportif aktivite arası ve sonrası masajı olmak üzere üç grupta tanımlanabilir. Özel olarak ise çeşitli kültürlerden kaynaklanan ve farklı amaçlara yönelik İsveç (Klasik) Masajı, Thai masajı, Derin Doku Masajı, Refleksoloji, , Spor Masajı, Lenf Drenaj, Bölgesel Masajlar, Boyun ve Sırt masajı, Genel Masaj, , Yüz masajı vardır. Masaj denilince özellikle ülkemizde maalesef yanlış düşünceler akla gelmektedir. Dünyada yapılan araştırmalara göre sadece fantazi amaçlı alınan masaj %5 gibi ufak bir rakam iken,sağlık ve hastalık nedeniyle masaj alımı %70, turizm sektörü ise %20 gibi bir rakamdır. Avrupa›da masaj, doktor

tarafından hastanın reçetesine yazılabilen ve sigorta tarafından karşılanan bir tedavi şeklidir. Masajın Etkileri Faydaları Mekanik Etkileri 1-Terbezlerinin daha fazla çalışmasını sağlayarak üre ve diğer atık maddelerin atılımını sağlar, deriyi yumuşatır, elastikiyetini arttırır ve enfeksiyonlara direncini sağlar. 2- akciğerlerde mukusun çözülmesini sağlar. 3-sindirimi kolaylaştırır. kabızlık ve gaz problemlerini çözer. karın içi basıncı azaltır. Fizyolojik etkileri: Dolaşım sistemine etkileri 1- Kan akışını hızlandırır 2-Kalbin hızını yavaşlatır ve rahatlatır. 4-Kanın sulanmasına yardımcı olur. 5-Lenf direnajı artırarak ödemleri önler. Kas ve iskelet sistemine etkileri: 1-Kan dolaşımını artırarak kasların daha fazla besin ve oksijen almasını sağlar. 2-Yorgunluk ve ağrıları azaltır. 3-Kas atrofisini önler. 4-Atrofik kasların kanlanmasını sağlar. 5-Kaslarda biriken toksik maddelerin lenfatik ve venöz dolaşıma katılımını sağlar. 6-Laktik asitlerin kastan uzaklaştırılmasını sağlar. 7-Kramp ve spazmları çözer. 8-Kemiğin beslenmesine yardımcı olur. 9-Kireçlenmeleri önlemede etkilidir. Sinir sistemine etkileri1-Sedasyon etkisiyle gevşeme sağlar. 2-Otonom sinir sistemi ve endokrin sistem üzerinde refleks etkileri vardır. << Bu bir reklam haberdir. Sorularınız için: Masaj Uzmanı Mustafa OĞUZ 0537 880 39 22


11

<< KÜLTÜR-SANAT >>>>>>>

2. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali Başlıyor olarak belirlendi. Türkiye’de ‘’Darbeler’’ konusunu ilk defa Üniversite ve akademisyenler boyutuna taşıyarak ses getiren Festival 2. senesinde de kapsamlı akademik programı ve zengin film seçkisi ile sinemanın dilini kullanarak, çok sayıda sanatsevere ulaşacak. İstanbul’un kültür-sanat ve akademik yaşamına yeni bir soluk katan festival kapsamında bu yıl da paneller, söyleşiler, atölyeler, sergiler ve ünlü sinemacıların deneyimlerini aktaracakları sinema seminerleri düzenlenecek. Festival kapsamındaki filmlerin gösterimleri Nişantaşı CityLife Sineması, Beyoğlu Sinepop Sineması ve İ.Ü. Hukuk Fakültesi Doktora salonu ve 1. Amfi’de yapılacak.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Başakşehir Belediyesi işbirliğiyle düzenlenen; adaletsinema ilişkisini çok kapsamlı bir kültürel etkinlikle gündeme getirmeyi hedefleyen Uluslararası Suç ve

Ceza Film Festivali'nin ikincisi 27 Eylül - 4 Ekim tarihleri arasında İstanbul›da gerçekleşecek. Bu Yılki Tema Kadına Yönelik Şiddet Geçen yıl ‘’Darbeler’’ olan festivalin bu yılki teması, toplumumuzda ve dünyada en önemli sorunlardan biri olması nedeniyle, ‘’Kadına Yönelik Şiddet ve Ayrımcılık’’

Filmler ‘’Altın Terazi’’ İçin Yarışacak

Festival programı geçen yıldan farklı olarak bu yıl iki uluslararası yarışma ile genişletildi. Festivalin ana teması olan ‘’Kadına Yönelik Şiddet ve Ayrımcılık’’ ile bağlantılı 01 Ocak 2011 tarihinden sonra çekilmiş kısa filmlerin katıldığı ‘’Uluslararası Altın Terazi Kısa Film Yarışması’’na 80 kısa film başvurdu. En iyi kısa filme 6.000 USD para ödülü verilecek olan yarışmada uzun metraj kategorisinde ise en iyi filme 20.000 USD ödül alacak. <<

VELÎCE NİYAZ... İzninizle bu kez sadece dua etmek istiyorum efenim. Dileyen âmin der ve bende dilerim ki Allah tüm dualarımızı kabûl etsin, hayırla, hayırlısıyla, âmin…

Güvercintepe Bilgievi açıldı kayıtlar başladı Başakşehir Belediyesi, çocukların kültürel anlamda gelişimini sağlayan, sosyal kazanımlarını, özgüvenlerini yükselten, donanımlarını çoğaltarak hayata daha güçlü başlamalarına olanak sağlayan ilçe genelinde mevcut Bilgievleri’nin sayısını hızla artırıyor. Şu an ilçe de mevcut olan Şahintepe Bilgievi, Cevdet Kılıçlar, Cemil Meriç Bilgievlerine ilave olarak açılan Güvercintepe Bilgievi kayıt almaya başladı. 2012-2013 Eğitim –Öğretim döneminde hizmet vermeye başlayacak olan Bilgievi çok amaçlı konferans salonu, atölyeleri, sınıfları ve kütüphanesi ile bölge çocuklarına tamamen ücretsiz olarak hizmet verecek. Yine 2012-2013 Eğitim –Öğretim dönemine hazır hale getirilecek olan Fatih Caddesi ve Tuna caddesi kesişimin de yer alan Bayramtepe Bilgievi ise 70 kişilik 106 m2 lik çok amaçlı salona sahip. Kütüphanesi, bilgisayar odası, 4 adet sanat atölyesi ve 5 dersliğiyle hizmet verecek olan Bilgievi aynı zamanda velilere de rehberlik hizmeti verecek. <<

hocalar eşliğinde verilmesi planlanıyor. Program içeriğinde Manevi eğitimlerin yanı sıra, sportif, sosyal ve kişisel gelişime yonelik dersler yer almaktadır. Akademi çalışması Başakşehir'de çocuk eğitimine yeni bir vizyon getirmesi bekleniyor. 1 Ekimde başlayacak olan Akademi programı çocuklar ve veliler tarafından sabırsızlıkla bekleniyor. <<

Mehmet Ali SEL

memetalisel@gmail.com

Başka ilâh bilmem tanımam istemem Sen her şeye güç yetirensin ve hazinen geniş Senden her şeyin hayırlısını yine hayırla istiyorum. Hayırlı bir ömür ihsan et bana kalan yıllarımda Huzurlu bir aile ortamı nasip et Ve asla kul hakkı olmasın üstümüzde Helâlinden ve yetecek kadar rızk istiyorum senden Beni kimseye muhtaç etme yalvarırım Kimseyi de bana muhtaç eyleme Ey büyük ve güzel Allah'ım Sevgini lütfet bana âşkını nasip et Peygamberim Muhammed Mustafa (SAV)’in Ümmetim dediği kullarından eyle sadece Şânı yüce olan Allah’ım Benim ne ilmim ne kelâmım yetmez seni övmeye Kudretine her an artan hayretim ve muhabbetimle Şahidim şahidim şahidim Allah’ım arttır hayretimi Eksik etme muhabbetini gönlümden Evlâtlarıma hayırlı imanlı huzurlu bir ömür ver Rahmetli babamın mekânını cennet kabrini cennet bahçesi eyle Güzeller güzeli anneme sağlıklı sıhhatli ömür bağışla ve koru, sev Hem annemi hem kardeşlerimi sevdiğin kullar zümresinden eyle Dostlarımı komşularımı iş arkadaşlarımı hayırlı insanlardan et Hayırlı dualarını kabul et fark etmeyi ve kemâle ermeyi nasip et bir bir

AGD'den bir ilk: Gençlik İstikbal Akademisi... AGD Başakşehir Şubesi Genç İstikbal Akademisi ile eğitim sezonuna merhaba dedi. Yaz Okulu çalışmaları ile Başakşehirli velilerin beğenisini kazanan Anadolu Gençlik Başakşehir şubesi 4 yıl sürecek olan Genç İstikbal Akademi çalışmasının kayıtlarına başladı. İlköğretim 3. ve 4. Sınıfların kayıt yaptırabilecekleri akademi çalışması 10 kişilik sınıflarda uzman

Ey Allah'ım senden istemeye yüzüm yok Lâkin kapından başka gidecek kapımda yok

Rasim Özdenören Kütüphanesi okuyucu bekliyor Bu büyük yazarın adını taşıyan kütüphane Başakşehir 2. etapta bulunuyor. Yaklaşık 15 bin kitap ile hizmet veriyor. Hafta içi 09:00 - 17:30 ve cumartesi günü 09:00-18:00 arasında hizmet veren kütüphane ayrıca kitaplar için danışma hizmeti vermektedir. İsterseniz ödünç kitap servisi de bulunmaktadır. <<

Onuruyla, namusuyla, emeğiyle, alınteriyle çalışan tüm güzel insanlara Bol bol bereket ve saadet nasip et güzel Allah’ım koru onları Zâlime fırsat verme mazlûma cesaret akıl ve birlik ver Sevgileri âşkları hayırlı eyle Sevenlerin imtihanlarını kolay eyle Allah’ım Âmin âmin âmin ya Mûin…

İsmek'in yeni dönem kayıtları başladı: İSMEK'te 2012 – 2013 eğitim ve öğretim döneminin kayıtları, 3 Eylül 2012 tarihinde başladı. İSMEK’in ücretsiz sanat ve meslek eğitimlerinden yararlanmak isteyen ve ilköğretim yaşını doldurmuş kursiyer adaylarının İSMEK kurs merkezlerine kimlik fotokopisi ile başvurmaları yeterli oluyor. <<


12

<<<<<<< EKONOMİ-TİCARET >>

Türkiye'nin en büyük OSB'si Başakşehir İkitelli OSB, Türkiye’deki 268 OSB içerisinde sayısal veriler olarak en büyük bölgemiz. 30 bin işyerinden oluşuyor. 300 bine varan istihdamı var. İOSB'nin ikinci dönem Başkan Vekilliği görevine seçilen Nihat Tunalı ile İOSB'ninTürkiye ve Başakşehir'e etkileri üzerine sohbet ettik.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Türkiye İş Kurumu’nun özel sektörde çalıştırılmak üzere 100 bin kişi aradığını; ancak bulamadığını söyledi. Açık iş sayısının 100 bine ulaştığını belirten Çelik, “İş var, çalışan yok. Üstelik meslek danışmanlarının yönlendirmesiyle isteyenleri meslek sahibi yapıyoruz, üste para veriyoruz. İşsizlerimiz uzun süreli bir çalışma eğiliminde değiller.” dedi. Her iş ve meslek danışmanının elinde hem işveren hem de işsiz portföyünün bulunduğunu hatırlatan Bakan Çelik, “İşadamlarımızı ziyaret ederek onların talep ettiği iş gücünü belirliyorlar. Diğer taraftan da buna uyumlu işsizleri, bu işyerleriyle buluşturuyorlar. Bu çalışma iki aydır Türkiye’de yoğun bir şekilde devam ediyor. Ve hemen bunun neticelerini görmeye başladık. Şu anda açık iş sayısı Türkiye’de 100 bin. 100 bin açık iş var. Bunlar, işçi bekliyor. Onun için biz diyoruz ki iş var, çalışan yok. Sanayicimiz, aranan nitelik ve vasıfta elemanın olmayışından yakınıyor.” diye konuştu. İşsizliğin diğer Avrupa ülkelerinde artmaya devam ettiğini, Türkiye’de bu oranın yüzde 8,2’ye gerilediğine işaret eden Faruk Çelik, “2013 yılında işsizlik yüzde 8’ler dolayında kalacaktır’’ dedi. <<

Nihat bey kendinizi tanıtır mısınız? - Ben Nihat Tunalı olarak İkitelli Organize Sanayi Bölgesine yirmi yıl önce Tümsan Sanayi Sitesinin inşaatlarının başladığı andan itibaren geldim. Oradan bir iş yeri alarak maceraya başladım. İkitelli Org. San. Bölgesi’nde Tümsanın onaltı yıldır başkanlığını yapıyorum. Bu dönemden önceki dönemde yönetim kurulu üyesi olarak İkitelli Org. San. Bölgesi yönetimine girdim. İkitelli OSB’yi kısaca anlatır mısınız? İkitelli OSB’de çıraklık okulunu açtık. Geçen ay Endüstri Meslek Lisesinin temelini attık. İkitelli OSB olarak Endüstri Meslek Lisesinin OSB’deki ve Başakşehir›deki herkesin hizmetine sunmanın gururunu yaşamak istiyoruz. - İkitelli OSB Türkiye’deki 268 OSB içerisinde sayısal veriler olarak en büyük bölgemiz. 30 bin işyerinden oluşuyor. 300 bine varan istihdamı var. İkitelli OSB ‹ye büyük bir bölüm Başakşehir dışından gelip gitmektedir. Taşımada, trafikte sıkıntılarımız var. 25 yıl önce çevremizde tek bir konut bile yokken bugün dört bir tarafımız çevrildi. Atölye ve imalat gibi planlanmış olan yerlerin bugün itibariyle İkitelli’de yüzde elliye yakın kısmı ticarete yönelir. Mahmutbey Gişelerin sizin trafik probleminizle bağlantısı nedir?

- Günlük 278 bin araç girip çıkıyor ve bu korkunç bir rakam. Mesai saatlerinde bu girişte çok tıkanma oluyor. Bununla alakalı MASKO ile demircilerin karşısına yeni bir yoğunlaşma geliyor. 3. köprüyle beraber yeni bir giriş çıkış söz konusu. Fakat bu da yükü kaldıramaz. Bizde bunu her platformda dile getiriyoruz. Metronun hayata geçirilmesiyle trafiğe büyük katkı sağlanacağının farkındayız. Yapılacak her türlü çözümler için girişimlerde bulunuyoruz. Hemen yanınızda eğlence merkeziyle, konutlarıyla olsun oldukça büyük bir yapılanma var. Yeterince trafik sıkıntısı olmasına rağmen böyle bir yapılanma sizi daha da çok sıkıntıya sokmaz mı? - Bunu biz de dile getiriyoruz. Bu konuda oldukça sıkıntılıyız. Bununla ilişkin geçidin etrafında yol çalışmaları yapılıyor. Tabi yoğunluk getireceği aşikar. Bu tür bizim dışımızdaki planlamalarda bizim herhangi bir etkinliğimiz olmuyor. İtiraz etmek istesek dahi kaale alınmıyor. Yaklaşık 30,000 işyerinden bahsediyorsunuz. Bu insanların ne kadarı Başakşehir’de ikamet ediyor? Yaptığımız tespitlere göre işyeri sahipleri ve çalışanların yaklaşık üçte biri Başakşehir ilçesinde ikamet ediyor. Ancak arzumuz daha çok insanımızın Başakşehirden buraya gelmesi. Bu birçok açıdan iyi olacaktır. Hem trafik sorunu azalacak hem de insanların daha verimli çalışmalarına katkıda bulunacaklardır. Geçenlerde Sayın Bakanımız Faruk Çelik bir demecinde 100 iş olduğunu ancak bu işlere uygun işçi bulunamadığından bahsetmişti. Bu durumla ilgili bilgi verir misiniz? Evet Türkiye’de önemli oranda işsizlik var. Ancak bir yandan da ciddi bir kalifiye işçi sorunumuz var. Türkiye’de iş arayanlar çoğunlukla herhangi bir

Avrupa'da artık hiçbir şey eskisi gibi değil Euro Bölgesi’nde artık eğitimden sağlığa, savunmadan sosyal güvenliğe kadar tüm alanları kapsayan tasarruf önlemleri halkın hayatını olumsuz etkiliyor. Psikolojik tedavi görenlerin sayısı hızla artıyor. Özellikle ismi krizle beraber anılan Yunanistan’dan dramatik haberler geliyor. Bu ülkede intihar olaylarının yüzde 24 arttığı belirtiliyor. Yoksulluk, bir yandan da dikkat çekici çözümleri beraberinde getiriyor. Önceden sadece yoksulların kullandığı bisiklet, başkent Atina’da en çok tercih edilen ulaşım vasıtası haline geldi. Avrupa borç krizi yaklaşık üç yıldır altüst olan borsalar, iflas eden bankalar ve yükselen faiz oranlarıyla gündemde. Krizle boğuşan ülkelerde hayatın birçok alanında meydana gelen önemli değişiklikler ise söz konusu rakamların hayata yansıması. Sosyal devlet anlayışında dünyaya örnek gösterilen Avrupa ülkelerinde eğitimden sağlığa, savunmadan sosyal güvenliğe kadar tüm alanları kapsayan tasarruf önlemleri halkın hayat standartlarını önemli ölçüde etkiliyor. Öyle ki aile hayatından yeme içme alışkanlıklarına ve eğitim hayatına kadar her şey gözle görülür bir değişim içinde. İşsizlik ve borç batağından bunalan halkta psikolojik tedavi görenlerin sayısında artış tespit edilen Yunanistan’dan gelen intihar haberleri durumun ciddiyetini ortaya koyuyor. Aç kalmamak için balık tutuyorlar. Bunlar hobi için değil hayatını sürdürmek için balık tutuyor.” diyor. Temel gıda masraflarında kesintiye giden Avrupalılar, kahve tüketimini de azalttı. Dünyada üretilen kahvenin yarısını tüketen Avrupa’da kafeler birer birer kapanıyor. Eski sömürgelerine yerleşiyorlar Yunanistan, İrlanda, İtalya ve Portekiz gibi borç krizinden etkilenen diğer Euro Bölgesi ülkeler gibi İspanya’daki genç kabiliyetler de evlerini terk ediyor. Bu kişiler sadece güçlü Avrupa ülkelerine değil Avrupa’nın sömürgesi durumundaki Afrika, Asya ve Amerika ülkelerine de gidiyor. İspanya gibi Portekizler de sömürgeleri olan Brezilya ve Angola’ya çalışmaya gidiyor. Dış göçün yıldan yıla arttığı diğer bir ülke ise borç batağındaki İrlanda. Geçen yıl 76 bin kişinin, yani nüfusun yüzde 1,7’sinin terk ettiği ülkeden 2008’den beri 200 bin kişi ayrıldı. Söz konusu göçmenlerin ise çoğunlukla tercih ettiği ülkelerin başında Avustralya, Kanada ve Amerika geliyor. Eğitimdeki tasarruf ‘beyin göçü’ başlattı Terk edilen bebek sayısı arttı İşsizlik çığ gibi büyüyor Yunanistan, Portekiz, İspanya ve İtalya’nın çökmesine sebep olan Euro krizinin bugüne kadar mali yükünü çeken Fransa ve Almanya’yı da kriz korkusu sardı.<<

Küresel Endeks Raporu ve Türkiye Türkiye, «rekabetçi ekonomi» olarak Rusya›nın çok önünde yer almaya devam ediyor. Dünya Ekonomik Forumu, 2012-2013 Küresel Rekabet Endeks raporunu açıkladı. Buna göre Türkiye 7 üzerinden 4,5 puanla 43. sırada yer alırken, Rusya 4,2 puanla 144 ülke arasında 67. sırada yer bulabildi. Türkiye geçen yılın raporunda 142 ülke arasında 4,3 puanla 59’uncu, bir önceki yılda 149 ülke arasında 4,2 puanla 61’inci olmuştu. Rapora göre 74,3 milyon nüfusa sahip olan Türkiye’nin gayri safi milli hasılası 2011’de 778,1 milyar doları buldu. Kişi başına düşen milli gelir ise 10,522 dolar. Ekonomik büyüklük açısından ABD 15 trilyon dolarla listede ilk sırada yer alıyor. 7,2 trilyon dolarla Çin’in ikinci olduğu listede Rusya 1 trilyon 850 milyar dolarla 18’inci, Türkiye ise 778 milyar dolarla 9’uncu sırada bulunuyor. Nüfus açısından Çin 1 milyar 367 milyonla ilk sırada. Hindistan’ın 1 milyar 250 milyonla ikinci olduğu listede, Rusya 147 milyonla dokuzuncu. Rapora göre Türkiye 74,3 milyon nüfusu ile listede 18’inci sırada yer alıyor. Kişi başına düşen gelir açısından Rusya’nın 52. olduğu listede, Türkiye 59. Dünya gayrisafi milli hasılasındaki payları açısından ABD 144 ülke arasında yüzde 19,13’le en büyük orana sahip. Çin yüzde 14,13’le ikinci olurken, Rusya yüzde 3’le altıncı. Türkiye ise yüzde 1,36 katkı ile 16. sırada bulunuyor.

Türkiye'de En Büyük Sorun Finans

Türkiye’de iş yapma açısından sorunlar listesinde yüzde 14,1 ile finans ilk sırada yer alıyor. Vergi oranları yüzde 13,2 ile ikinci sırada.

İşe Başlamak İçin Türkiye'de 6, Rusya'da 30 Gün Gerekiyor

Raporda ülkelerde işe başlama açısından geçirilen süre de değerlendirildi. Yeni Zelenda’da 1, Gürcistan’da 2 günün yeterli olduğu listeye göre, Türkiye’de işe başlamak için en az 6 gün gerekiyor. Rusya’da bu rakam 30 günü buluyor. Venezüella ise 141 günle listenin sonlarında yer alıyor. - Cihan

Satır satır tercüme edilen teşvik yabancı CEO’ların başucu kitabı 140 ülkeden 15 bin odanın oluşturduğu Dünya Odalar Federasyonu (WCF) Başkanı ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) İcra Kurulu Başkanı Rona Yırcalı, yabancı CEO’ların teşvik sistemini tercüme ettirerek, masalarının üzerine koyduğunu söyledi. Yırcalı, bazılarının Başbakan Erdoğan’ın teşvikle ilgili açıklamasını da deşifre ettirdiğini belirtti. Türk işadamlarının ‘mucize’ olarak nitelendirdiği teşvik paketi yabancı şirketlerin CEO ve patronlarının başvucu kitabı oldu. Yatırımlarda SGK primi muafiyetinden büyük vergi indirimlerine kadar geniş kapsamda destek veren teşvik paketinin yer aldığı Resmi Gazete’nin tercümesi uluslararası holdingleri yöneten CEO ve yönetim kurulu başkanlarının çalışma masalarının en görünür yerinde yer alıyor dedi. <<

vasfa sahip değildirler. Bu biraz eğitim sistemimizden kaynaklanmaktadır. Bu sorunu biz de yaşamaktayız. Bu yüzden biz de bölgemizde ihtiyaç duyulan kalifiye işçi yetiştirmek için Meslek lisesi kurma kararı aldık. İnşaallah hem biz de hem de Türkiye’de meslek liseleri çoğaltılarak bu sorun çözülecektir. Sanayi bölgesinde olduğunuz için bir takım şikayetler de geliyor. Gürültü kirliliği, hava kirliliği gibi sorunlara yol açtığınız iddia ediliyor. Bu sorunlar ile ilgili ne tür çalışmalarınız var? - 25 yıl önce burada devlet dökümcülere yer verdi. O zamanlar bir tane konut yoktu. Dökümcüler yatırımlarını yaptı ve dört bir yanımız konutlarla çevrildi. Doğal olarak dökümcülerden şikayetler alınmaya başlandı. Filitreler takıldı, gerekli denetimler yapıldı. Hükümetin İstanbul ile ilgili turizm ve finans kenti yapma stratejisi var. Bu stratejide büyük üretim tesislerinin İstanbul dışına taşınması var. Bu yüzden yeni fabrika açamıyoruz. Yine bu sebeplerden sıkıntı oluşturan işyerlerinin de taşınması gündemde. Tokiden yer talebimiz oldu. İki kez Bakan ve Bakan yardımcı-

sıyla toplantılar yaptık ve son aşamaya getirdik. İstanbul›a yakın bir çevrede bu yıl içinde onlara yapılacak yer tahsisinden sonra çevreye zarar verecek olan bölümlerinin buradan taşınmasının programlanması ve sağlanması çalışmalarımız hızla sürmektedir. Tabi burada şunu unutmamak gerekiyor. Elbette halkın yoğun yaşadığı yerlerde gürültü ya da hava kirliliği yapan işyerleri olmaması gerekiyor. Ama bir yandan da bu işyerlerinin istihdam sağladığını, ülkenin ihtiyaçlarını karşıladığını ve ekonomiye önemli katkılarının olduğunu unutmamak gerekiyor. Başakşehir sakinlerine vermek istediğiniz bir mesajınız var mı? - Başakşehir’li ile buradaki sanayici iç içe olmak zorunda. Onlar bizimle iç içe beraber ve bizim yolumuzdan gelip geçiyorlar, biz de onlarla birlikte burada çalışıyoruz. Dolayısıyla bir Başakşehir’liyle, İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’ni ayrı tutmak mümkün değil. İkisi birbirinin bütünü ve parçası şeklinde. Bundan sonrada daha koordineli bir şekilde çok daha iyi şeyler olabileceğini umut ediyoruz. <<


13

<< BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ >>>>>>>

Suriye ve İran'ı kandırdık mı? Türkiye’nin İran ve Suriye ile ilişkileri son 1 yılda adeta tepe taklak oldu. Dostluk ve işbirliği mesajlarının yerini tehdit ve çatışma dolu bir dil aldı. Hem Tahran, hem de Şam yönetimleri değişim konusunda Türkiye’yi taraf değiştirmekle suçluyor. Bazı Türk siyasetçiler ve yazarlar bile Türkiye’yi tamamen Batı’nın (hatta İsrail’in) yanına geçmekle itham ediyor. Bu bağlamda yeni Türk dış politikasının tutarsızlığından bahsedenler de var. Öncelikle Suriye ve İran politikalarının eleştirilebilecek yönleri olduğunu kabul etmek gerekir. Bazı haller var ki öngörmek gerekirdi. Ayrıca İranlıların iyi poliskötü polis oyununu ne kadar iyi oynadığını yeryüzünde en iyi bilmesi gerekenler Osmanlı’nın

çocuklarıdır herhalde. Diyeceğim o ki ne Suriye’deki çöküş, ne de İran’la ilişkilerde yaşanan samimiyet sorunları Türkiye için çok da sürpriz olmamalıydı, ihtiyat payı bırakılmalıydı. Ancak tüm bu gerçeklere rağmen yine de Türkiye’nin taraf değiştirdiğini, Türk dış politikasının bu iki ülke ile ilişkilerinde 180 derecelik bir sapma yaşadığını söylemek mümkün değildir. * * * Suriye ile başlarsak, Türkiye Suriye’yi Batı’nın hışmından koruyabilmek için ciddi riskler almıştır. Irak’tan sonra Suriye de Bush ordularınca işgal edilmemişse bunun en önemli nedeni Türkiye’nin Suriye’nin arkasında tavizsiz bir şekilde durmasıdır.... ...İran’a gelirsek, mevcut hükümet İran konusunda beni dahi hayrete düşürecek kadar sabırlı ve şefkatli davranmıştır. Türkiye,

İran’ı Batı karşısında nükleer çalışmalar konusunda hep korumuştur. Üstelik bu kadar riskli bir kollama İran’ın bu konudaki sözlerinde samimi olmadığını bilinmesine rağmen gerçekleştirilmiştir. Çünkü Türkiye İran’ı kazanmayı ve bölgesel işbirliğini İran’ın nükleer güç olmasından daha hayati bir konu olarak görmüştür. Türkiye, İran için risk almada o kadar ileri gitmiştir ki, BM Güvenlik Konseyi’nde bu uğurda Brezilya ile birlikte tüm dünyaya meydan dahi okunmuştur... ...Ancak asıl mesele barışa ve bölgenin birleşmesine bir şans verebilmekti. Türkiye bu şekilde Müslüman ülkelerin çatışma kültürüne bir son vermek istiyordu. Ne yazık ki ne İran, ne de Suriye bu şansı iyi kullanamadı ve döndük yeniden başa. Star - 16 Ağustos 2012 <<

LEVENT GÜLTEKİN:

Başbakan'ın siyasi özyıkımı, Türkiye'yi tuzaktan kurtarır mı? Başbakan Erdoğan terör olaylarının artması üzerine yaptığı açıklamalardan birinde “Bizi çekmek istedikleri tuzağa gelmeyeceğiz” diyerek bir tuzağın varlığına dikkat çekmişti. Türkiye’de aklıselim sahibi birçok aydın, yazar, bilim adamı da PKK terörünün son dönemdeki tırmanışını benzer bir gerekçeye, Türkiye’nin bataklığa çekilmek istenmesine bağlıyorlar. Ben de bu görüşü paylaşanlar arasındayım. Ortadoğu’da çeşitli hesapları olanların, Başbakan Erdoğan’ın direncini kırmak için Türkiye ile örtülü bir savaşa girdiklerini düşünüyorum. Fakat Başbakan Erdoğan’ın Çarşamba günü yaptığı konuşmayı dinleyince tuzağı kimin kime kurduğu konusunda kafam fena halde karıştı.

OSMAN CAN:

Terörün hedefi ya da Türklere de özgürlük!

Türkler de asimilasyon kurbanı Kürt sorunu özü itibariyle, milliyetçilik ve merkeziyetçilik sayesinde bir toplumsal iyiliği gerçekleştirmenin aracı olmaktan çıkarılıp bizatihi kendinden bir değere ve amaca dönüştürülen devletin ürettiği bir sorun. Bu devlet kendisine layık olduğuna inandığı bir “ulus”u laboratuvarda üretmeye kalktı. Bunun için asimilasyon şarttı. Hem Türkler, hem de Kürtler bu asimilasyon politikasının kurbanı oldular. Ancak yaratılmak istenen kimlik, yapay da olsa, son tahlilde “Türk” kimliği olduğundan, 90 yıllık milliyetçilik zehirlenmesi sayesinde

kendini Türk olarak kabul edenler, kaçınılmaz olarak devletin yedeğine çekilebildi. Katı laiklik uygulamaları nedeniyle muhafazakâr Türkler ara sıra yabancılaşma yaşasa da bu kural pek değişmedi. Devletin ürettiği totaliter, özgürlük ve demokrasi karşıtı özü, Kürt Kimliğini zehirlediği kadar, Türk kimliğini de zehirledi. Her iki kimliği kuşatan milliyetçilik, her ikisinin de vesayet altına alınmasını zorunlu kıldı. Bu durumdan doğan milliyetçilikler birbirinden beslendi, biri ötekinin varlık nedeni haline geldi. Türkler 100 yıldır vesayet altında Yani Kürt sorunu kadar aslında bir Türk sorunu da var ve bu, Türklerin “Kürtlerden nefret etmesi” ile ilgili olmayıp, Türklerin de vesayet altında olmasıyla, onların tarihsel gerçek-

liklerinin yüz yıldan beri esaret altına alınmasıyla ilgili... ...Elbette ki Kürt milliyetçiliğinin arzusu demokratik bir Türkiye değil. En azından buna inanmak için elde çok güçlü kanıtlar yok. Türk milliyetçiliğinin de demokrasi gibi bir arzusu yok. Bugün için demokrasiye yakın durmasında, ülke sınırları içinde çoğunluğa sahip olmanın rahatlığının etkisi oldukça yüksektir. Bu nedenle demokrasi talebi genellikle çoğunlukçuluğun ötesine taşamıyor... ...Çözüm:

Çoğulcu Anayasal düzen

Dolayısıyla Türkiye’nin demokratikleşmesi yalnızca Kürtlere değil, Türklere de özgürlük tanınmasıyla, onun kendi kültürünü, dilini, inancını özgürce yaşaması ve kendi tarihini

bilmesiyle ve onunla yüzleşmesiyle mümkündür. Bunun yolu 20’ler ve 30’larda inşa edilen siyasal yapılanmanın tüm ideolojik öncülleriyle, milliyetçi tercih ve referanslarıyla, merkeziyetçi yapısıyla ve tüm vesayet anlayışıyla aşılması, Türkiye’nin tam anlamıyla demokratik ve çoğulcu bir anayasal düzene kavuşmasıdır. Kürt Milliyetçiliği demokratik süreci baltalamakla Türk milliyetçiliğini palazlandıracağını, Türkleri devletin resmi söylemine itmekle bu imkânı ortadan kaldırabileceğini ve kendini kurtaracağını biliyor. Siyasal aktörlerin devletin resmi söylemine sarılmayla da başarılı olacağını biliyor. Bu menfur saldırılarla ilgili analizler yaparken, biraz da bu yönden bakmakta yarar var. Star - 22 Ağustos 2012 <<

Barışa en büyük tehdit İsrail'dir... NOAM CHOMSKY Arap ülkeleri ve Avrupa nezdinde, barışa en büyük tehdit, İsrail’dir. Arap ülkelerinde barışa tehdit sıralamasında ABD ikinci gelirken, ne kadar hazzedilmese de İran’dan daha az korkulmakta. Gün be gün bize sunulduğu şeklinden farklı olarak dünyayı görebilmek için insanın kendi derisinden soyunması kolay değil. Fakat denemekte yarar var. Haydi birkaç örneğe bakalım... İran ’la ilgili savaş davulları her zamankinden daha gümbürtüyle çalıyor. Bu durumu ters yüz edilmiş olarak tasavvur edin. İran , büyük güçlerin de katılımıyla, İsrail ’e karşı öldürücü ve düşük yoğunlukta savaş yürütüyor. İran liderleri, müzakerelerin hiçbir işe yaramadığını söylüyor. İsrail,

Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması’nı (NPT) imzalamayı ve nükleer denetimlere izin vermeyi reddediyor, tıpkı İran ’ın yapmış olduğu gibi.* İsrail , Ortadoğu ’nun nükleer silahlardan arındırılmış bölge olması yönünde uluslararası toplumun galebe çalan çağrılarına kulak asmamayı sürdürüyor. Tüm bunlar olurken, İran , süpergüç hamisinin desteğine sahip olmanın keyfini sürüyor. Bu sebepten İranlı liderler, İsrail ’i bombalama niyetlerini duyuruyor ve önde gelen İranlı askeri analistler, saldırının ABD başkanlık seçiminden önce gerçekleşebileceğini bildiriyor. İsrail keyfi güç kullanıyor İran , kudretli hava kuvvetlerinin yanı sıra Almanya ’nın gönderdiği, nükleer füze donanımlı ve İsrail sahili açıklarında demirli yeni denizaltıla-

rını da kullanabilir. Nasıl bir takvime uyulursa uyulsun, İran , süper güç destekçisinin saldırıya öncülük etmese bile katılacağına güveniyor. ABD Savunma Bakanı Leon Panetta, “Böyle bir saldırıdan yana olmasak da İran , egemen bir ülke olarak çıkarlarına en uygun biçimde hareket eder” diyor. Elbette bunları tahayyül etmek bile imkânsız ama gerçekte oluyor, sadece oyundaki karakterler tersi rollerde. “Teşbihte hata olmaz” derler, oysa böyle bir analoji İran ’a haksızlık oluyor. Hamisi gibi, İsrail de keyfi güç kullanıyor. Not: İran NPT’nin imzacısıdır ve nükleer denetimlere izin vermektedir. Ortadoğu ’da bunları kabul etmeyen tek ülke İsrail ’dir.) Radikal <<

Aleviler... PKK... Gerçekler...

Dünya kontrolü kaybetti “Dünyanın, bütün cephelerde “Arap Baharı” karşısında kontrolü kaybettiği bir dönemden geçiyoruz.” Bu sözler, Sovyetler Birliği’nin “efsanevicasusu” ve bir numaralı Ortadoğu (Batı

Asya) uzmanı Yevgeni Primakov’a ait. Soğuk Savaş yıllarının bu önemli isminin Rossiyskaya Gazeta’ya yaptığı açıklamada, “Amerika’nın elinin Arap Baharı’nın üzerinde olduğu fikri saçmadır. Şu anda yaşanılanlar Amerika’nın çıkarlarını zorlar nitelikte. Mısır’da değişim yaşandıktan sonra Hillary Clinton’un bütün Arap ülkelerindeki Amerikan büyükelçilerini Washington’a çağırıp, raporlarınızı oturduğunuz yerden yazıyor, sokağa çıkmıyorsunuz diye azarlaması bunun işareti-

dir” demesi dikkat çekici. Primakov, bir noktanın daha altını çiziyor: “Arap ülkelerinde başlayan muhalefet hareketinin bu noktaya geleceğini hiçbir zaman düşünemedik!” Bu açıklama, Amerika ve Rusya gibi ülkelerin de bölgemizde yaşanılan gelişmelere hazırlıksız yakalandıklarını göstermesi açısından önemli. Her türlü sürprize açık olmalıyız!.. Bu ölçüde çok bilinmeyenin biriktiği, son derece stratejik bir bölgede, aramızdan, Alevi yurttaşlarımızla Suriyeli

Nusayriler’i“akraba”kılan, PKK gibi bir örgütü de“bölgesel aktör”konumunda gören“bazı beyinler”(!) çıkabilir... Oysa bugünlerin açık gerçeği ortada: Alevi dostlarımız üzerlerinde oynanan bütün oyunları boşa çıkaracak büyük bir olgunluk içindeler, kendi işi gücündeki Kürt kardeşlerimiz de PKK’nın son macerasını uzaktan seyrediyorlar. Tunceli’nin Aygün’e sahip çıkması, Şemdinli çatışmalarında Diyarbakır başta güneydoğuda yaşanılan“sokak sessizliği” anlamlıdır... Sağolsunlar... 16 Ağustos 2012 <<

Başbakanın konuşmasını dinlerken zihnim allak bullak oldu. İlk verdiğim tepki “Bu; ülkesine, halkına ve kendisine tuzak kurulan bir başbakanın yapacağı türden bir konuşma mıdır Allah aşkına?” oldu. Başbakan Erdoğan gücünün zirvesine çıktıkça daha müşfik, daha birleştirici, daha bağışlayıcı, daha kucaklayıcı, daha sorumlu olacağına daha fazla kızıyor, bağırıyor, eleştiriyor ve ötekileştiriyor. Zaman zaman tam da tuzak kuranların işine yarayacak bir ‘dil’e teslim oluyor. Sanırım, başbakan bu dil ile Türkiye’yi, tuzak kuranların istediği yöne ittiğinin farkında değil. Tamam, BDP’lilerin PKK’lılar ile kucaklaşması hepimizi sarstı. O fotoğraflar canımızı sıktı ve bütün ayarımızı bozdu. Buna rağmen BDP konusun-

da öfke ile atılacak adımın fazlasıyla zarara sebep olacağını düşünüyorum. Dokunulmazlıklarını kaldırıp BDP’lileri hapse atmak birçok kimseye iyi bir fikir gibi görünebilir. Fakat bu cezanın öfkeyi dindirmekten başka neye yarayacağını kimse bilmiyor. Başbakan Erdoğan gibi dirayet sahibi bir lidere yakışan, sıradan vatandaşın bile aklına gelen bir yöntemi uygulamak değil, sağlam argümanlar ve üzerinde düşünülmüş bir tutumla bu sorunun üstesinden gelmesidir. Çünkü Ortadoğu kan gölüne dönüştürülmüş durumda... ...İçeride durum daha vahim. Her gün onlarca genç ölüyor. Toplumun sinirleri harap oldu. Umutsuzluk had safhada. Kimse olayların nereye varacağını bilmiyor. İşte hem bu tablodan dolayı hem de Başbakan Erdoğan’ın

dikkat çektiği ‘tuzaklardan’ yüzünün akı ile çıkması için tatlı dilli, müşfik, merhametli, öfkesini değil aklını kullanan bir liderliğe ihtiyaç var. Türkiye’nin içinden geçtiği sürece, yaşadığı olayların vahametine bakınca, Erdoğan’ın siyasetine hakim olan bu dil ile siyasi anlamda intihar ettiği hissine kapılıyorum. Başbakan Erdoğan bilmeli ki kendisi siyaset sahnesini kırıp dökerek bu kaotik ortamdan geçip gidebilir. Ama Türkiye’yi belalardan kurtaramaz. Halbuki bu toplum ondan kendini değil ülkeyi kurtarmasını bekliyor. Bugün - Levent Gültekin <<

Osman Turhan - Zaman

SEDAT LAÇİNER:


14

<<<<<<< YEREL >>

Başakşehir'i tanıyalım yüz yıllık mahalle Altınşehir Tabi ki Muhtarı. Biz de Altınşehir mahalle muhtarımız sayın Abdullah Kenan TURHAN’a Altınşehir’i sorduk,

Başakşehir çok hızlı gelişen bir ilçe; öyle ki 2011 yılında yerleşime açılan Kayaşehirde altı ayda 10000 bin aile yaşama başladı. İstanbul gibi hayatın hızlı yaşandığı bir yerde insanlar yaşadıkları yeri tanıyamadan yaşıyorlar. Biz Başakşehirimizin her yerini bilmek ve tanımak istiyoruz. İlk olarak ismiyle çok müsemma olmayan ama Başakşehirdeki en eski yerleşim yerlerinden biri olan Altınşehir’den başladık. Mahalleyi en iyi kim bilir?

Sayın muhtarım, mahallenin genel yapısı hakkında neler söylersiniz? - Efendim, bizim mahallemizin bir asra dayalı çok uzun bir geçmişi var. Vukuat açısından emniyetten aldığımız bilgilere göre sorunsuz bir mahalledir. Mahallemizde çoğunluk olarak başta Karslılar olmak üzere Malatyalılar, Aksaraylılar, Niğdeliler yer alıyor. Ancak bir yandan da Türkiye’nin her yöresinden insanların yerleştiği bir yöredir mahallemiz. Belediyeden beklentileriniz nelerdir? Mahallenin sorunları hakkında bilgi verir misiniz? - Biz dört gelişmiş mahallenin tam ortasında bulunmaktayız. Biz bunlar gibi gelişmişlik düzeyine sahip deği-

liz. En azından sosyal imkanlardan yararlanmak istiyoruz. Altınşehir’i, ismine münhasır bir yer olacak diye umut ediyoruz. Bunun kolay oluşması mümkün değil. Altyapımızın büyük bir bölümü yeni başladı. Sosyal donatı açısından çok fakiriz. Biz uzun vadeli olarak diğer mahalleler olamasak dahi en azından onlara yaklaşacağımızı umut ediyorum. Dört mahallenin ortasında bulunarak kendinizi dışlanmış görüyor musunuz? - Altınşehir daha önce yöneticiler tarafından unutulan, programa dahi alınmayan bir bölgeydi. Başakşehir ile beraber Altınşehir’in önemi anlaşıldı. Şimdiye kadar Altınşehir’de ihmal edilen hizmetlerin bundan sonra ihmal edilemeyeceğini düşünüyorum. Çünkü E-5 in yanında, olimpiyat stadının dibinde, biraz önce saydığım dört yerin tam merkezinde, omurgasında yer alan bir mahalledir. Başakşehir Belediyesi de biliyor ki burası ihmal edilecek bir bölge değil. Nereye giderseniz gidin

Türkiye'nin en büyük stadı olan Olimpiyat Stadyumu, Altınşehir mahallesi ile Ziyagökalp Mahallesi sınırında yer alıyor.

İstanbul'un en eski insan yerleşiminin bulunduğu Yarımburgaz Mağaraları Altınşehir Mahallesi sınırları içerisinde yer alıyor. Günümüz öncesi 730 bin ile 130 bin yılları arasını kapsayan dönemde insanların buraları bir süre barınaklar olarak kullandıkları biliniyor. Ancak bu mağaralar henüz turizme açılmadığı gibi bölge halkı dahi bu mağaraların hem önemini, hem de kendi ilçelerinde olduğunu maalesef bilmiyor...

Kayaşehir’de olsun, Başakşehir’de olsun Altınşehir güzergahını kullanacaksınız. O halde Altınşehir'i süslemek zorundasınız. Kentsel dönüşüm hakkında neler düşünüyorsunuz? Sosyo-Ekomik faaliyetler olarak beklentiniz nelerdir? - Kentsel dönüşüm dediğimiz zaman bütün imkanlara sahip olan bir toplumun dönüşümünü konuşuyoruz. Okuluyla, kültür alanlarıyla, her şeyi ile. Kentsel dönüşüm uygulansaydı burada üniversite bile olurdu. Ne yazık ki okulumuz bile yok. Biz imar planını çok önemsiyoruz. Büyükşehirden bir onay gelmedi. Buranın üçte biri inşaat ustasıdır. Geri kalanı boyacı, cilacı vs. İş imkanı olarak burada ufak konfeksiyon dükkanları dışında başka bir imkanımız yok. Altınşehir’i kendi yazdığım şu dizelerle dillendireyim.

*Altınşehir seni nasıl anlatsam, Altınşehir seni nasıl tanıtsam, Terkedilmiş, unutulmuş, okunmayan bestemsin... Yazdığım daha nice şiirler var. Şunu da söylemeden geçmek istemem. * Hani benim garip sevgilim benden mehir ister, Başakşehir›de ağların, paşaların kızlarına sular vadisini vermişler, Bahçeşehir›e göleti, marinayı vermişler, Benim garip sevgilim benden mehir ister, Yoktur senin kelli felli zenginlerin... Orta Mahalle'nin suç oranının yüksek olduğuna dair birtakım söylentiler var mahallenizin asayiş durumu nedir? - İlçe Emniyet Müdürünün istatistiklerine göre burası en sorunsuz mahalledir. Altınşehir’de imkan-

sızlıklara rağmen burada çok güzel insan profili var. Belediye Başkanı, Kaymakam gibi üst makamlara iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı? - Başkanımız çok iyi insan. Etrafındaki insanlar her şeyin çok güzel olduğunu söylüyor. Bu nedenle başkanımız birçok olumsuzluğu göremiyor. Bir sokaktaki asfalt çalışması için iki sene beklemek zorunda kaldık. Belediyemize şikayetlerimizi iletiyoruz. Sonuç olarak bize süslü cevaplar geliyor. Orada şunu yapıyoruz, burada onu yapıyoruz vs. Lütfen başkanlarım, amirlerim etrafınızdaki çemberlere bakmayın, buyurun gelin kendiniz görün mahallemizi. Sayın Muhtarım bu sıcak sohbetiniz ve verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederiz. <<


15

<< SPOR >>>>>>>

Başakşehir'e yeni bir stadyum

Başakşehir, Türkiye'nin en büyük stadyumu olan Olimpiyat Stadyumu'ndan sonra gözkamaştıran yeni bir stadyuma daha kavuşuyor. Yeni stadyum UEFA 2016 kriterlerine uygun olduğu gibi içinde de yok yok.

Dördüncü etapta bulunan İETT otobüs son duraklarının arkasında kalan boşluğa yapılacak olan stadyum İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılacak.

Türkiye’nin ev sahipliğinde yapılacak 2013 U20 Dünya Kupası’nın Logo Lansmanı için İstanbul’a gelen FIFA Heyeti, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından ağırlandı. FIFA Heyeti, 2013 U20 Dünya Kupası’nda kapsamında İstanbul’daki müsabakalarının yapılacağı statlarda inceleme yaptı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü ev sahipliğinde hizmet verecek olan Başakşehir Stadyumu, 2013 U20 Dünya Kupası öncesi incelemelerde bulunmak üzere İstanbul’a gelen FİFA Heyeti’nden tam not aldı. FİFA Heyeti Saraçhane’de… FIFA Heyeti’nin ikinci durağı İstanbul Büyükşehir Belediyesi oldu. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis II. Başkan Vekili Göksel Gümüşdağ’ın hazır bulunduğu toplantıda, Başakşehir Stadyumu Projesi’nin sunumu

yapıldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü ev sahipliğinde hizmet verecek olan Başakşehir Stadyumu, 17 bin 8 seyirci kapasitesi ile Türkiye’de UEFA 2016 Kriterleri’ni sağlayan ilk stadyum olacak. Teknik altyapı UEFA 2016 Kriterleri’nde… Teknik altyapısı, UEFA 2016 Kriterleri ve en son teknolojik sistemler göz önünde bulundurularak projelendirilen stadyum, antrenman sahaları, otopark, yaya dolaşım ve ticaret alanlarının ayrı ayrı planlandığı 162 bin metrekare üzerine inşa edilecek. Alt ve üst olarak ayrılan tribünlerde toplam 34 loca ve 1.800 metrekarelik VIP ağırlama alanı bulunuyor. Bütün tribünlerde sağlık odaları, yeme-içme, dinlenme, genel ihtiyaç ve ibadet alanları yer alıyor.

İstanbul’da yapılan Türkiye’nin UEFA 2016 Kriterleri’ndeki ilk stadyumu göz kamaştırıyor. Başakşehir Stadı’nda yok yok…. Stadyum içerisinde UEFA/FIFA delegeleri için 2 oda, 2 hakem soyunma odası, içerisinde ısınma havuzu ve kondisyon salonu da bulunan 4 sporcu soyunma odası, toplantı odası, sporcu

sağlık merkezi, doping kontrol merkezi ve doktor odası da bulunuyor. Ayrıca flash röportaj alanı, karma röportaj alanları, 3 TV Stüdyosu, saha içi basın çalışma alanları, simültane çeviri de yapılabilecek 169 kişi kapasiteli basın merkezi, resmi ve özel güvenlik dinlenme ve bekleme alanları, gözaltı odaları ve seminer salonları, aydınlatmalı ve alttan ısıtmalı saha ile 3 antrenman sahası yer alıyor. Projede, stadyumun yanı sıra yaklaşık 6 bin 100 metrekarelik kapalı alana sahip, aynı anda tüm teknik kadro ve takımın konaklayabileceği 19 yatak kapasiteli konaklama tesisi, dinlenme salonları, yemekhaneler, TV ve oyun odaları, kondisyon salonu, soyunma odaları, teknik heyet ve yönetim ofislerinden oluşan kamp ve antrenman tesisleri binası da bir arada bulunuyor. Dünya Kupası Anadolu Şehirlerinde... FIFA’nın Dünya Şampiyonası’ndan sonraki en önemli etkinliği olan U20 Dünya Kupası, önümüzdeki yıl Trabzon, Antalya, Bursa, Gaziantep, İstanbul, Kayseri ve Rize’nin ev sahipliğinde yapılacak. 2013 U20 Dünya Kupası organizasyonunun FIFA tarafından Türkiye ve İstanbul’a verilmesinde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın daveti önemli ölçüde etkili oldu. <<

2012 Londra Paralimpik Oyunları Londra Paralimpik Oyunları'nda tarihinin en kalabalık kafilesiyle mücadele eden Türkiye, madalya sayısını da önceki oyunlara göre 5'e katladı.

29 Ağustos'ta başlayan Paralampik Oyunları'na 2'si davetli toplam 69 sporcuyla katılan Türkiye, 2 madalyayla ayrıldığı Atina 2004 ve Pekin 2008 Oyunları'na göre büyük bir çıkış yaptı ve madalya sayısını 10'a yükseltti.

Nazmiye'den rekorlar...

Oyunların ilk gününde milli halterci Nazmiye Muslu, tarihi bir başarıya imza attı. Kadınlar 40 kiloda mücadele eden Muslu, 109 kiloluk kaldırışıyla dünya ve paralimpik rekoru kırarak Türkiye'ye oyunlardaki tek altın madalyasını kazandırdı. Aynı gün milli atıcı Korhan Yamaç, 10 metre havalı tabanca kategorisinde altın madalyayı kılpayı kaçırdı ve Gümüş madalyanın sahibi oldu. 1995 yılındaki bir

operasyon sırasında mayına basması sonucu sağ ayağını kaybeden Yamaç, Atina 2004'te de altın ve bronz madalya kazanma başarısı göstermişti. Oyunların ikinci gününde kadınlar 44 kiloda podyuma çıkan Çiğdem Dede, 105 kiloluk kaldırışıyla Gümüş madalya kazanırken, kadınlar 57 kiloda mücadele eden milli judocu Duygu Çete de bronz madalyaya uzandı. Üçüncü günde madalya kazanan tek sporcu Nazan Akın oldu. Milli judocu, kadınlar artı 70 kilo finalinde Çinli Yanping Yuan'a yenilerek Gümüş madalyanın sahibi oldu. Milli halterci Özlem Becerikli, kadınlar 56 kiloda 118 kiloluk kaldırışıyla bronz madalyaya uzandı. Türkiye, halterde 1 altın, 1 Gümüş ve 1 bronz madalya kazandı. Milli sporcular, oyunların beşinci gününde okçuluk ve masa tenisinde kürsüye çıktı. Milli okçu Doğan Hancı,

makaralı yay kategorisinde bronz madalyaya ulaşırken, masa tenisinde de Neslihan Kavas, finalde Çinli Lina Lei'ye finalde yenilerek kürsünün ikincilik basamağında yer aldı.

Takım sporlarında ilk

Tarihinde ilk kez takım sporlarında Paralimpik Oyunları'nda temsil edilen Türkiye, golbol ve masa tenisinde kazanılan Gümüş ve bronz madalyalarla da yine bir ilk yaşadı. Finlandiya'ya 2-0 yenilerek finali kaçıran Golbol Milli Takımı, bronz madalya maçında Litvanya'yı 4-1 mağlup etti ve takım sporlarında Türkiye'ye ilk madalyasını kazandırdı. Neslihan Kavas, Ümran Ertiş ve Kübra Öçsoy'dan oluşan masa tenisi milli takımı da finalde Çin'e 3-0 yenilerek Gümüş madalyanın sahibi olurken, Türkiye takımlarda ikinci madalyasını elde etti. <<


Şaka değil anket sonucu: “Rusya’da halkın en mutlu olduğu yer” Çeçenistan imiş!

Uzaydan karıncayı izleyen (!) ABD: “burnunun dibindeki koca denizaltıyı görmemiş" ABD şokta: “Rus nükleer denizaltı Amerikan kıyılarında bir ay dolaştı, fark edilmedi” ABD, bir Rus denzailtısının yarattığı “güvenlik boşluğu”nu tartışıyor. Uzun menzilli füze kapasiteli Rus nükleer denizaltının Amerikan kıyılarında bir ay kadar dolaştığı, Amerikan Deniz Kuvvetleri’nin herhangi bir alarm durumuna geçmediği

iddia edildi. İnternet üzerinden yayın yapan Pentagon’a yakın Washington Free Beacon’da yer alan Bill Gertz imzalı habere göre, Meksika Körfezi ve Amerika’nın stratejik sularında bir ay kadar dolaşan Rus denizaltıdan bölgeden ayrıldıktan sonra haberdar olundu. 2009’dan bu yana ilk kez Amerikan kara sularına yaklaşan Rus denizaltının, Suriye

krizi ile birlikte Akdeniz’de artan Rus savaş gemileri ile eş zamanlı faaliyette bulunmasına dikkat çekiliyor. Rusya’nın en sessiz saldırı gücü Akula tip denizaltının Meksika Körfezi’nde Haziran ve Temmuz aylarında dolaştığı bilgisini doğrulayan Amerikalı yetkili, “Bu endişe verici. Bir ay boyunca radara yakalanmadan faaliyette bulunmuşlar” dedi. <<

Rusya’da yabancı evliliklerinde Türkler lider!

Bu haberi duyanlar çok şaşırdı: NewsEffector adlı araştırma şirketinin “mutluluk endeksi” araştırmasından ilginç bir sonuç çıktı. Buna göre Rusya Federasyonu’nda halkın en mutlu olduğu kent, Çeçenistan’ın başkenti Grozni. İnterfaks ajansının bildirdiğine göre, araştırmada Rusya’da halkın genel anlamda hayatından en mutlu olduğu kentler belirlendi. Başkent Moskova’nın 52’nci sırada yer aldığı listenin zirvesinde Grozni var. Bu kenti Tümen ve Tataristan’ın başkenti Kazan izliyor. Araştırmayı yürüten şirketin müdürü Sergey Moroz, “Bu oldukça beklenmedik bir sonuç. Bunun, son yıllarda Groznı’da yaşanan olumlu gelişmelere bağlı olduğunu düşünüyorum. Bunun nedeni, Grozni’nin son yıllarda ciddi şekilde değişerek modern kent haline gelmesi ile ilgili” şeklinde konuştu. Araştırmada, Moskova’nın ise başkentteki yüksek gelir ve kentsel refah seviyesine rağmen alt sıralarda yer alması, başta çevre kirliliği ve güvenlik gibi faktörlerin halkın mutluluğuna olumsuz yansıması gösterildi. Söz konusu araştırma Rusya’nın 100 kentinde ve 29 bin 600 kişi ile görüşülerek gerçekleştirildi. (İnterfaks, Cihan) <<başörtülü olduğu için

bugüne kadar kamera karşısında görünmediğini dile getirdi. Bakan Abdulmaksud başörtülü spikerleri eleştirenlere de şu şekilde cevap verdi: ‘Neden Mısır’da başörtüsünü beğenmiyorlar? Oysa Mısırlı bayanların yüzde yetmişi başörtülü! Arap kanallarında ve uluslararası kanallarda başörtülülerin spikerlik, sunuculuk yapıp da Mısır’da yapmaması ayıptır!’ <<

Moskova Merkez Evlendirme Dairesi (ZAGS) son 10 yılın verilerini açıkladı. Buna göre Moskovalıların BDT dışı ülkelerden evlendikleri yabancıların başında Türkiye vatandaşları geliyor. Son 10 yılda Moskova’da 10 bin 731 bin uluslararası evlilik yaşandı. Moskovalıların dünya evine girdikleri yabancı ülke vatandaşlarının başında Ukraynalılar (35 bin 774), Moldovalılar (9 bin 784), Ermeniler (8 bin 593), Özbekler (7 bin 50), Azeriler (6 bin 684) geliyor. Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) dışı ülkeler arasında ise bin 635 evlilik ile Türkiye lider. Almanya (bin 496), ABD (bin 294), İsrail (964) ve İngiltere (897) vatandaşları Moskovalıların en fazla eş olarak seçtikleri diğer yabancı ülke vatandaşları.<<

Mısır televizyonunda

ilk başörtülü spiker

Artık Mısır Televizyonu’nda ve Nil Haber Kanalı’nda yayınlanan haber bültenlerinde başörtülü spikerler göreve başlıyor. Spikerler aynı şekilde bazı tartışma programlarında da sunuculuk yapacak. Mısır Enformasyon Bakanı Salah Abdulmaksud başörtülülerin Mısır televizyonunda spikerlik yapmaları kararı aldığını açıkladı. Bakan yaptığı açıklamada Fatıma Nebil’in ilk başörtülü spiker olarak Pazar günü saat 12’deki haber bültenini sunacağını belirtti. Bakan kararın, 25 Ocak Devrimi’nin ruhunu teyit adına alındığını vurgulayarak her mağdura hakkının iade edilmesinin anayasal ve kanuni bir görev olduğunu belirtti. Ayrıca Nebil’in bundan önce haber sunumu için bir denemeden geçirildiğini ve birinci sırayı aldığını ancak sırf başörtülü olduğu için bugüne kadar kamera karşısında görünmediğini dile getirdi. Bakan Abdulmaksud başörtülü spikerleri eleştirenlere de şu şekilde cevap verdi: ‘Neden Mısır’da başörtüsünü beğenmiyorlar? Oysa Mısırlı bayanların yüzde yetmişi başörtülü! Arap kanallarında ve uluslararası kanallarda başörtülülerin spikerlik, sunuculuk yapıp da Mısır’da yapmaması ayıptır!’ <<

Rize’de ilginç sokak: ‘’Ölü Gezer’’ Rize’nin Çayeli İlçesi Karaağaç Köyü’nde, göç nedeniyle nüfusun azalmasına tepki gösteren 60 yaşındaki Gürhan Demir, evine giden sokağa, ‘Ölü Gezer Sokak’ yazılı tabela astı. Karaağaç Köyü Bozemirli Mahallesi’nde yaşayan Gürhan Demir, köylülerin ilçeye göç ederek yerleşmesi ile nüfusun azalmasına tepki göstermek amacıyla ilginç bir tabela hazırlattı. Demir, ‘Ölü Gezer Sokak’ yazılı tabelayı evine giden sokağa astı. Köy nüfusunun iyice azaldığını belirten Gürhan Demir, “Yeni nesil köye gelmiyor. Yaşlı insanlarımız da 15- 20 gün köyde durup gidiyor. Burası ölü gezer değil de başka ne olabilir? Köy eskiden olduğu gibi canlı değil. Köye gelenler de birçok yol ayrımı olduğu için aradıkları adresi bulmakta zorlanıyor. Bu tabela adres arayanlara da yardımcı olacak” dedi. Bu arada köye ziyarete gelenlerin tabela önünde hatıra fotoğrafı çektirmesi dikkat çekti.<<

Untitled-1 1

10.09.2012 15:45


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.