Pano Dergi - Aralık

Page 23

23

Söyleşi yapay olmadığımız gibi, sahne üzerinde de ortaya çıkan bir “rol yapma”, bir yapaylık durumundan bahsetmiyorum.. Karaktere ait içten gelen duygusal durumlarla, dışarıdaki kişilerin ya da durumların var ettiği kime hangi maskeyle, kime hangi egoyla yaklaşılacağını ustaca harmanlamak gerekir. Peter Brook’un Açık Kapı’da söylediği gibi: “Gerçek oyuncu, asıl özgürlüğün dışarıdan gelenle içten gelenin mükemmel bir bileşime ulaştığı anda oluştuğunu bilir.” Tiyatrolar adına Türkiye’de en başta değişmesi gereken şey nedir? Değişmesi gereken en önemli iki şey sansür ve ödenekler. Toplumun zihnine soru tohumları atılması, dünyaya baktığı pencerenin genişlemesi, olayların farklı boyutlarını görüp buna göre o olayla ilgili kendi görüşünü oluşturması. Bu, kendilerini inançlarımızın ve düşüncelerimizin kahyası addetmişler için korkutucu olabilir. Sansürden daha da korkunç olanı, sansür yaygınlaştıkça beraberinde otosansürü getirmesi. Yaratıcılığın ön plana getirilmesi için, insan algısını ileriye götüren yeni oyun metinlerinin yazılması için sansüre sonuna kadar karşı durulmalı. Yeni fikirlerin ortaya çıkması, söylenmek istenenlerin özgürce söylenilebilmesi için mücadele etmek lazım. Aslında benim bu röportajı cevaplarken de iki kere düşünmüyor olmam lazımdı. Söylemek istediğinizi özgürce söyleyebileceğinize, bu dünyaya eski-yeni kendi biricik fikrinizi atabileceğinize güvendikten

sonra da bu işin prodüksiyonu geliyor. Kuruluşlara, yapımlara, yazarlara desteğin oluşturulması gerekli. Tiyatronun bireysel girişimlere de, devlete de ekonomik olarak getiriden çok götürüde bulunduğundan bahsediliyor. Bu durum sebep gösterilerek köklü kuruluşlar, bizim tarihimiz olan kuruluşlar kapatılmaya çalışıldı. Ama zaten tiyatro rantsal bir oluşum değil. Tiyatrolar da ticarethane değil. Daha geniş kesimlere de ulaşabilmesi, her ekonomik düzeyden ailenin izleyebilmesi, daha oyuncaklı temsillerin yapılabilmesi için ödeneklere ihtiyaç var. Toplum içerisinde ataerkil ideoloji etrafında şekillenen düzenlerimiz ve rollerimiz var. Bu noktada ‘kadın’ bir birey olmaktan çıkıp bir obje/ nesne haline gelmenin yanı sıra duygusal, suçlu, fettan, seksi, zeki olmayan vb. sıfatlar üzerinden basma kalıp tanımlamalara maruz kalıyor ya da bedeniyle gündeme geliyor. Gerek sosyal normlar çerçevesinde, gerekse siyasi söylemler buna örnek olarak verilebilir. Sizce bu durumu tiyatroda nasıl değerlendirebiliriz? Tiyatroda izlediğimiz kadın karakterler bu söylemleri pekiştiriyor mu? Yoksa izleyiciye bundan farklı bir şeyler sunabiliyor mu? Tiyatrolar, izleyiciye bundan farklı bir şeyler sunması için büyük temenni. Ataerkil yapı her ne kadar her alanda varlığını sürdürüyor olsa da, toplumda kadının yeri

yıllar önce kabul edildiği gibi geri planda kalan, farklı statüde değerlendirilmesi gereken, şahitliği kabul edilmeyen bir yer değil. Yine de hala çok iyi olarak kabul edilen, sevilen çoğu tiyatro oyununda, kadının tektipleştirildiğine, sadece bir araç olarak, “kadın” imgesini var etsin diye kurgulandığına şahit oluyoruz. Kötü oyunlar olması da gerekmiyor. Mesela Martin McDonagh oyunları. Kadın genelde ortada kendi amacı olmayan, ama oyunun devam etmesi için çok önemli bir amaca hizmet eden bir olgu gibi dolaşır. Yine de severiz McDonagh oyunlarını. Hayatla ilgili pek çok zıtlığı, huzursuzluğu, yozlaşmayı ya da alışılagelmiş tuhaflıkları mizahi bir yönden anlatır. Mesele belki de varoluşu sorgulamak değildir. Olayların yaşanış biçmini “insan” yönünden incelenirken, farklı ya da aynı olma yönünden değil de, sadece “er” ve “erkek “üzerinden masaya yatırılması gereklidir. Kadınların da hem sorunlarıyla, yaşadıkları şiddetle, eziyetlerle ya da herhangi bir olayda hayata kattıkları renklerle/karanlıklarla, kadın bakış açılarıyla harmanlanmış oyunlarla da varolmalı. Canlandırılması keyifli kadın karakterler de böylece var olacak. Yazılı ve sosyal medyada zaman zaman kadın oyuncuların oynadığı roller yerine giydikleri kıyafetlerle örneğin; sahnede jartiyer giyilmesi ya da sahnede mini kıyafetlerle bacaklarının ön planda olmasıyla gördük. Bu noktada sizce tiyatro kadınlara yöneltilen rollerden biri olan ‘seks


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.