kravat sokabileceğine inanıyordu. Eğer gümrükte birisi ken disine bir şey sorarsa işte bunu söyleyecekti. Sonra sıra kahvaltıya geliyordu. Saat 09.00'dan sonra yaşlılar 1. ve 2. mevkinin çay salonlarında toplanıyor, genç ler ise en üst güvertede güneşleniyorlardı. Geminin küçük ambarlarından biri havuz haline geti rilmişti. Sabahları deniz suyu ile dolduruluyor, akşam bo şaltılarak üstüne ağ geriliyordu. Öğle yemeği saat 12.30 - 13.30 arasında yeniliyordu. Yemekler Türk ve Batı mutfağı karışımı idi. Son derece yetenekli ahçılar tarafından hazırlanan yemekler büyük bir zevkle yeniyor, herkes yemeklerin bolluğundan yakını yordu. Önce bir çorba ya da soğuk meze tabağı veriliyor du. İkinci yemek et veya balıktı. Daha sonra bir zeytinyağ lı veya sebze yemeği, onun da ardından meyva veya tatlı sunuluyordu. Her yemekte mutlaka yeşil salata vardı. Ki lo almaktan korkanlar ekmek yemeği çoktan kesmişlerdi. Yine de gemideki kilo artışının bir kaç tonu bulduğu sa nılıyordu. Öğleden sonra yaşlıların büyük çoğunluğu 16.00 - 17.00'ye kadar uyuyordu. Gençler ise yine havuz başında idiler. Saat 17.00'de herkes çay salonlarında toplanıyordu. Bura da ücretsiz çay ve kek servisi yapılıyordu o saatte. Akşam yemeğine kadar zaman, kâğıt oyunları ve fal açmalar ile geçiyordu. Akşam yemeğinden sonra çoğunluğunu gençle rin oluşturduğu grup dans salonunda toplanıyordu. Gemi nin orkestrası ve şarkıcısı canlı bir uzunçalar plak gibiy di. Her akşam aynı şarkı ile başlayıp aynı şarkı ile prog ramı bitiriyordu. Böylesine bir tekdüzelik olduktan sonra 3 kişilik orkestra ve şarkıcısı ile birlikte 4 kişiyi gemide ağırlamanın, üstelik bunlara bir miktar da ücret ödeme nin nedeni bir türlü anlaşılamıyordu. Bunların yerine ge miye büyük bir plak alınsa aynı işi görebilirdi. Deneyimli yolcuların ve gemi personelinin söylediğine göre gemilerde her zaman bir yaş dengesi sorunu vardı. Ya yaşlılar çoğunlukta oluyor, gençler azınlıkta kalıyor-