dilerle Mahmut Çavuş adında ve oranın müftüsünü de aramıza alarak beş kişilik bir heyet teşkil ettik. İngilizlerin de Gürcü ve Ermenilerin önüne düşerek Merdinik’ten, Kosor’a geldiklerini haber aldık. Derhal Mahmut Çavuş etrafına 300 kadar silahlı Narmanlı gençleri toplıyarak; silah ve cephaneleri de Halit Bey tarafından temin edilerek ve aynı zamanda muhabereci ellerde telefon hatlarını çekerek, Kosora gelinmeden (Avandur) boğazını gidip kestiler. Ben Oltu, Avandur Boğazındaki Mahmut Çavuşla ve bir de Tortum’daki Halit Bey’le muhabere ederek, Norm an’da 10 gün kadar kaldım, gelen muhacirleri Olto köylerine dağıttık ve yerleştirdik. Ben Narman dağlarında Oltu’daki şubemiz Reisi Şakirzade Ahmet Bey’le muhabere ediyordum. Bizim aldığımız tertibatı duyan Ermeniler Mardinik’ten ileriye geçmedikleri gibi, bir İngiliz subayı da O ltu’ya gelerek, oradaki halka ve ŞUramız üyelerini de “Burası Ermenilere verilmiştir, derhal teslim ediniz” diye söylemişse de, gerek halk, ve gerek Şûra azalarımız bu talebi reddetmişler, İngiliz subayı da erkanı ile geriye dönmüşlerdi. (Bu hususta Ahmet Bey’le yaptığımız muhabereler bir dosya halinde diğer dosyalarla Atatürk İnkılap Enstitüsüne 1946’da verilmiştir). Halit Bey beni telefonla Tortum’a çağırıyordu, sabahleyin Narman’dan ayrılarak akşamüstü Tortum’a vardım. Kendisinin buradan ayrılacağını Kâzım Karabekir Paşa’nm da İstanbul’dan ayrılıp Erzurum’daki ordusunun başına geleceğini, Kurmay Albay Hüseyin Hüsnü (Emir)’nün de İstanbul’a gittiğini söyledi, sabah
260