bkulliye44

Page 36

ermek ve affedilmektir. Burada Bâkiler’in, icat ettiği “tanrılar” vasıtasıyla insanı cenderesine hapseden ve onu Tevfik Fikret’te olduğu gibi (İnanmak İhtiyacı, Haluk’un Âmentüsü vb.) derin bir boşluk ve karanlık uçurumuna sürükleyen pozitivizm ve modernizmden kaçışını görürüz. Beni affeder misin Huzurunda bir sabah, Dilimde ismin Allah Ve yarım kalmış bir ah İle gözyaşı döksem Saatlerce diz çöksem Yansam, yakılsam, dursam “Hadi kulum” der misin? Beni affeder misin? (Yakarış, s.185)

Çok şükür aslım da, neslim de belli Türk’üm, Müslümanım o dağlar kadar (Büyük Destan, s.219) İslam dininin, Müslüman olmanın temel şartı olarak belirlediği bir tek Allah’a imandan sonra gelen meleklere, kitaplara, peygamberlere, öldükten sonra dirilmeye ve kadere olan iman esasları da Bâkiler’in dinî inanç ve duyarlılıkları arasında yer alır. Bunlardan kader inancını en açık biçimde “A…” ve “Yine Benim” şiirlerinde dile getirir. Şair inanır ki, sevgilisi A…, Hakk’ın alnına yazdığı “kader”dir ve ondan kaçması mümkün değildir. Anladım faydası yok uzak kalmanın artık Seni kader çizgisiyle alnıma yazan Hakk’tır. (A… s.131)

Başında sevdalarla dolaştığı gençlik yıllarında bir gün, okunan ezanla birlikte kendini Cebeci Camii’nde bulan Bâkiler, Kur’an sesinin hâkim olduğu cami atmosferinde, içindeki “benlik” duygusundan sıyrılarak âdeta derin bir vect hâli yaşar. Artık o, kimsenin görmediği gözyaşlarıyla dünyevî kirlerden temizlediği kalbinde tıpkı iri ve beyaz bir gül gibi açan şafakla, “Bir küçük güvercin”dir sanki. Bir küçük güvercin gibiyim şimdi Eridi içimdeki benlik Ne olur bitmesin bir ömür boyu Gönlümde yer eden serinlik… (Cebeci Camii, s.189)

Değişmiyor çizgisi büyük kaderin (Yine Benim, s.160) Ah bu kader demeyin, kısmet demeyin Anlatılmaz şimdi Küçük hanımın derdi. (Küçük Hanımın Kaderi, s.137) “Bir Ölünün Mektubu”nda, Allah’ın “bâkî” oluşuna vurgunun yanında (Bâkî olan bir tek Allah), insanın fâniliği ve buna bağlı olarak ahret inancı öne çıkar. Yaşamak güzel olsa da ölümü tevekkülle kabulleniş, Bâkiler’in şiirlerinde dikkati çeken hususlardan birisidir. Hazret-i Süleyman’a bile kalmadı dünya Bâki olan bir tek Allah Bütün günahları size bırakıp Ölmüşüz elhamdülillah. (Bir Ölünün Mektubu, s.172)

Şair, Yahya Kemal’in “Süleymaniye’de Bayram Sabahı” veya “Koca Mustapaşa” şiirlerindeki ruh hâlini hatırlatan şiirini, “Türk-İslam” olarak yaratılmış olmanın şükrüyle bitirir. Her gün yeni baştan iri ve güzel Bir beyaz gül gibi açan gönlümde şafak Ne güzel ya Rabbim; Rabbim ne güzel TÜRK-İSLAM yaratılmak… (Cebeci Camii, s.189)

“Ölmek” ve “Netice” şiirlerinde de aynı tavır dikkati çeker.

Bâkiler, “Türk-İslam” yaratılmış olmak veya “Türk” ve “Müslüman” olmaktan dolayı sık sık Allah’a şükreder. Söz konusu şükür, “Büyük Destan” manzumesinde şu mısralarda ifadesini bulur:

Allah’ın rahmeti yağacak üstünüze Avuç avuç, kucak kucak Ve sessiz sedasız yolculuğunuz Fatihalarla başlayacak… (Netice, s.181) Sağlam bir ahret inancına sahip olan Bâkiler, öldüğünde ardından ruhuna “Yâsin” okunmasını ister.

36

h az ir a n-temmuz-a ğustos 2 0 1 0


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.