Bizim Şehirler Dergisi Ordu Sayısı

Page 1


YIL : 01 SAYI: 04 ISSN: 2528-9896 MAK DANIŞMANLIK (Mak Araştırma Değerlendirme Danışmanlık Müşavirlik Organizasyon İnşaat ve Tic.A.Ş.) ADINA SAHİBİ & SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Mehmet Ali KULAT HUKUK DANIŞMANI Av.Nuri POYRAZ www.nuripoyraz.av.tr (0312) 231 4820 GENEL YAYIN YÖNETMENİ ARGEDER GRAFİK TASARIM Gökçe ANADOL & M.Mete ORHON YÖNETİM YERİ - YAZIŞMA ADRESİ Sümer 2 Sokak Angora İş Merkezi 31/14 Kızılay - Çankaya / ANKARA www.bizimsehirlerdergisi.com bizimsehirler@gmail.com @bizimSehirler BASIM YERİ BAŞAK MATBAACILIK Merkez: Anadolu Bulvarı Meka Plaza No: 5/15 Gimat - Yenimahalle / ANKARA T: 0312 397 1617 - F: 0312 397 0307 www.basakmatbaa.com info@basakmatbaa.com

Ordu; 18 yaşında ilk gördüğümde güzelliğine vurulduğum şehrin adıdır. İlerleyen yıllarda samimi dostlarımın dostluklarımın çoğaldığı bir şehir oldu benim için... Fatsa, Ünye gibi sahil ilçeleri kadar Ordu il merkezi de, yaylaları köyleri de yazın ayrı, kışın farklı bir güzellik sunar... MAK Danışmanlık olarak 81 il için 81 dergi projemizin Ordu sayısını hazırlamak için tam 3 kere daha gittim Ordu’ya. Doğrusu beni Orduya çeken sadece dergi değil derginin ötesinde bu güzel şehrin büyüleyici cazibesi oldu. Son yıllarda büyüyen gelişen Türkiye’yi anlamak için büyük değişimiyle Ordu’yu görmek gerekir. Bu şehrin gelişmesi; dünyayla entegrasyonu adına yollarına yapılan yatırımlar Ordu’yu tüneller şehri yapmış. Merkezi hükümetin katkısı bir yana yerel siyasilerinde emeğini inkar edemeyiz. Kim ne derse desin herkes taş üstüne taş koyma konusunda hak sahibi bu şehirde... Bunu hem mevcut milletvekillerinin heyecanında hem de geçmişte siyaset yapanların anlattıklarından görmek mümkün... Mükemmel hastaneler, okullar, çok genç bir üniversite olmakla birlikte hızla gelişen üniversitesi, dünyada parmakla gösterilen denize dolgu ile yapılan havaalanı ilk dikkatinizi çeken etkileyici yatırımlar... Hızla gelişen turizmin izlerini peş peşe yapılan yıldızlı otellerden anlamak mümkün. Doğrusu hızla metropol olma yolundaki sahil şehirleri kadar bakir yaylaları ile Ordu; bizim gibi Ankara bozkırından gelenleri daha çok etkiliyor. Hırçın Karadeniz’in hırçınlığının izlerini entelektüel anlamda sanatında yaşatan Ordu’da farklı siyasi kanaatlerin sevgi ve hoşgörünün harmanlandığı bir yapı var. Bizim Şehirler Ordu sayısını hazırlarken özellikle Ordu siyasetine katkı vermiş, ulaşabildiğimiz herkesle görüşmeye gayret gösterdik. Sağ olsunlar mevcut vekillerin tamamı bu dergiye katkı sağladılar. Bu sayıda Ordu’yu çok yönlü bulacaksınız. Doğrusu bir derginin hacminin aciz kaldığı şehirlerden Ordu’yu anlamak için gitmek, görmek değil, Ordu’ yu yaşamak lazım...

Mehmet Ali KULAT

1


7

ORDU’

NUN KADERİ DEĞİŞİYOR

Enver YILMAZ Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı İrfan Balkanlıoğlu Ordu Valisi

Prof. Dr. Numan KURTULMUŞ Ordu Milletvekili Başbakan Yardımcısı

AZİZ KENT

ORDU

ORDU

SAKLI CENNET

2

16

4

DÖRT MEVSİMİ BİR KAREDE GÖRMEKTİR

ORDU

ORDU Metin GÜNDOĞDU Ordu Milletvekili

ORDU

Seyit TORUN Ordu Milletvekili CHP Genel Bşk. Yrd.

KARADENİZ’ İN NADİDE ŞEHRİ

43

KARADENİZ’ İN İNCİSİ

40

Ergün TAŞCI Ordu Milletvekili

40

46


37

27

ORDU

SİYASETTE

DUAYEN OLMAK

AYAĞA

KALKIYOR

Eyüp FATSA Ordu e. Milletvekili ve Ak Parti Grup Bşk. Vekili

OKTAY ÇANAK Ordu Milletvekili

İhsan ŞENER Cumhurbaşkanı Başdanışmanı

ŞEHR-İ HUZUR 3

34

Dergideki yazıların tüm hakları ve sorumluluğu yazı sahiplerine aittir. Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Aksi davranışlara karşın yasal işlemlere başvurulacaktır.

İsa DEMİRCİ Akkuş Belediye Başkanı

81

Av. Ahmet ÇAMYAR Ünye Belediye Başkanı

67

Servet ŞAHİN Ordu T.S.O. Başkanı

56

Hüseyin ANLAYAN Fatsa Belediye Başkanı

62

Engin TEKİNTAŞ Altınordu Belediye Başkanı

75

İzzet GÜNDOĞAR Aybastı Belediye Başkanı

78

Yrd. Doç. Dr. Ahmet FİDAN K. Doğa ve Çevre Derneği Bşk.

84

Çağrı Utku USTA

55

Sezer UYSUZ Judo Federasyonu Başkanı

73

Cavit DEMİR Ordu’ lu İşadamı

87

İLBANK

60


KARADENİZ’İN İNCİSİ

İrfan BALKANLIOĞLU Ordu Valisi

SAKLI CENNET 4

ORDU

Argon’nun Altın post ülkesine demirlediği yerlerden biridir Ordu. Şehir, Boztepe’nin eteklerine serilmiştir. Yüzyıllarca geçiş noktası haline gelen ve Doğu Karadeniz’in kapısı olarak da bilinen Ordu, doğa güzelliklerini ve kültürel zenginliklerini koruyan bir şehirdir.

Tüm doğal güzellikleri sinesinde barındıran, yeşil ile mavinin kucaklaştığı Ordu ili, turizm alanında kendine özgü bir yer ve değer taşır.Bu değerini hiç şüphesiz yazın oldukça sakin, kış aylarında bol köpüklü dalgalarıyla hırçınlaşan Karadeniz’e, geniş kumsallarına, benekli alabalıkların yer aldığı derelerine, eşsiz güzellikteki şelalelerine, oksijen deposu yayla ve ormanlarına borçludur. Zengin turizm potansiyeline sahip ilde, kıyı turizmine, yayla turizmine, eko-turizme, kültür turizmine, inanç turizmine, doğa sporlarına ve aktivitelerine imkan sağlayacak unsurlar mevcuttur. Şehir girişinde sizi karşılayan tarihi Kilise 1853 yılında inşa edilmiştir. Merkezdeki Osmanpaşa Şadırvanının gölgesinde suyunuzu yudumlarken esnafın güler yüzü ve sıcaklığı şehre olan aşkınızı bir kat daha arttıracaktır.


Bu cennet gibi şehirde doğuya yüzünüzü çevirdiğinizde antik Kurul Kale yerleşkesini göreceksiniz. Bayadı köyü sınırları içerisinde bulunan ve şehir merkezine 13 km. mesafede olan bu yerleşke alanı içinde yürüyüş parkurları, piknik alanları ve muhteşem zirvesiyle sizlere görsel şölen yapacaktır.

İl sınırları içerisinde Aybastı ilçesine 17 km. mesafede bulunan Perşembe yaylası, 908 yıldan buyana sürdürülen şenlik ve yağlı güreşlere evsahipliği yapmaktadır. Perşembe Yaylası, dünyada nadir görülen güzellikteki menderesleri ile de ünlüdür. Yine Çambaşı, Yeşilce, Topçam, Ericek yaylaları Ordu’nun gözde yaylaları olarak bilinmektedir. Günbatımı keyfi için Türkiye’nin 9 sakin şehrinden birisi olan Perşembe ilçesinin 15 km batısındaki Yason Burnu’na gitmelisiniz. Ayrıca burada 1869 yılında yapılmış olan Yason Kilisesini de ziyaret etmeyi unutmayın. Fatsa İlçesi’nin 10 km, güney doğusunda ve Örencik köyünün sınırları içinde bulunan Gaga Gölü, batısında ve 5 km. uzağındaki Görevi deresindeki tepenin üzerinde bulunan Cıngırt Kaya Mezarları, ilçeye 9 km. uzaklıktaki Bolaman beldesinde Haznedaroğlu Konağı ziyaret edilecek yerler içerisinde. Sahil ilçelerinden biride Ünye... Pırıl pırıl denizi, geniş kumsalları ve yeşilin binbir tonunu barındırdığı şehirde açık havada oturup Ünye Kalesini ve Müze Evi gezebilirsiniz. Yunus Emre’nin mezarı da ilçe sınırları içerisindedir. Karadeniz’in en büyük şelalesi olan Ohtamış şelalesi Ulubey ilçesine bağlı olan Ohtamış köyünde

bulunan bir şelaledir. 30 metre yüksekliğindeki şelalenin etrafı, dinlenme ve piknik alanı olarak uygun bir yerdir. Çiseli, Kapılı, Kuşuncal, Gerce Şelaleleri gezilip, görülmeye değer diğer şelalelerdir. BOZTEPE VE ORDU Ordu şehri Boztepe’nin yamaçlarına serilmiştir. Denizden 510 m. yükseklikte olup, ilimizin tüm güzelliklerini, Karadeniz’in muhteşemliğini, Ordu’yu, Kirazlimanı’nı, yeşil ile mavinin dansını, Ordu tepelerini Boztepe’den seyretmek doyumsuzdur. Boztepe’ye, İl merkezinden 6 km. asfalt yolla ulaşmak mümkündür. Ordu Merkez’den Minübüs seferleri mevcuttur. Yeme-içme ve dinlenme tesisleri bulunmakta, ayrıca, çamlık alan üzerinde ailece piknik yapmak mümkündür. Dilerseniz çevre yoluna yeni bağlantısı yapılan Oğmaca-Yaraşlı yolunu kullanarak Boztepe’ye ulaşabilirsiniz, dilerseniz Ordu manzarasını izleyerek 2300 m uzunluğundaki teleferikle de Boztepe’ye çıkabilirsiniz. PARKLAR VE DOĞA GÜZELLİKLERİ Boztepe, Kurul Yerleşkesi, Gelin Kayası, Ulubey ilçesinde Kadıncık köyü Ahuboğazı boğazı mevkiinde bulunan ve özel şahıs tarafından işletilen Uzay Gözlem Evi, Gaga Gölü, Gökgöl, Pösküden Şelalesi ve Mesire Yeri Kumru ilçesine 6 km mesafede bulunur.v

TARİHİ MEKANLAR Paşaoğlu Konağı (Etnografya Müzesi): Ordu Müzesi, il merkezinde Selimiye Mahallesinde (Boztepe yolu üzerinde) bulunmaktadır. İlimizdeki tescilli eserler arasında son derece zengin bir taş işçiliğine sahip konak 1896 yılında Paşaoğlu Hüseyin Efendi tarafından yapılmıştır.

5


KARADENİZ’İN İNCİSİ

İsmet Paşa İlköğretim Okulu: 1860 yıllarına burada yaşayan Ermeniler tarafından yapılmış, taştan, çok güzel mimariye sahip bir binadır. 6

Osman Paşa Şadırvanı: Aslen Ordulu olan Trabzon Valisi Hazinedarzade Osman Paşa tarafından 1842 yılında yaptırılmıştır. Taşbaşı Kültür Merkezi (Eski Cezaevi-Kilise): Ordu il Merkezi Taşbaşı Mahallesi, kentsel SİT alanı içerisindedir. Mesudiye Kilisesi: Mesudiye ilçe merkezinde bulunan kilise, 1912 yılında yapılmıştır. Çatısı ve neftleri ahşap olup yıkılmıştı. Düz Mahalle Kilisesi (OBKT Sahnesi) : Ordu Düz Mahalle Sinema sokakta yer almaktadır. 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra yapılmış, dikdörtgen planlı ve yuvarlak tonozla örtülü ve kesme taştan inşa edilmiştir. Girişi renkli taşlarla ve bir bordür ile çevrilidir. Restore edilerek Ordu Belediyesi 75. Yıl Cumhuriyet Sahnesi olarak kullanılmaktadır.

Atik İbrahim Paşa ( Orta Cami): Ordu’da ilk inşa edilen Camilerden biridir. 1770’li yıllarda deniz kıyısına inşa edilmiş deniz dalgalarından zarar görmesi üzerine şimdiki yerine yeniden yapılmıştır. Aziziye (Yalı) Cami: Sultan Abdül Aziz zamanında yaptırıldığı ve adının Aziziye Camii verildiği tahmin edilmektedir. Ahşap olduğu ve yıkılmaya başlayınca 1890 yılında Kadı Zade Hasan Efendi tarafından kesme ve moloz taş ile yeniden inşa ettirildiği bilinmektedir. MUTFAK Ordu’nun nam saldığı yemek kültüründe sebze ve hamsi ağırlıktadır. Pancar çorbası, Mısır çorbası, kabak çorbası, Mısır yarmalı aş sarması, kabak kavurması, sakarca kayganası, pancar diblesi, etli pancar sarması, pancar döşemesi. Hamsi buğlama, Hamsi köfte, Hamsi tava, İçli tava yöresel yemekleridir. Ayrıca turşuları da çeşitlilik göstererek farklı damak zevklerine hitap etmektedir.


KARADENİZ’İN İNCİSİ

Enver YILMAZ

Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı

ORDU’NUN KADERİ DEĞİŞİYOR

7

Ordu Büyükşehir Belediyesi; tamamlanan yatırımları, devam eden ve planlanan projeleriyle Ordu’nun çehresini değiştirmeye devam ediyor. Ordu gezimizde, Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz’ı ziyaret ettik. Yapılan ve yapılacak olan çalışmaların bir kısmını anlattı. Başkan Yılmaz; görevi devraldıktan sonra il genelinde irili ufaklı birçok proje gerçekleştirdiklerini, planlanan projeler de hayata geçtiğinde ilin kaderinin değişeceğini söyleyen Başkan Yılmaz: “İlimizde başlattığımız AVM Projesi, Boztepe Peyzaj ve Macera Park Projesi, Altınordu Kamyon Garajı, Altınordu Tenis Tesisleri, Dış Cephe Boya Projesi, 311 Konutluk TOKİ Projesi, Üç ilçede akıllı bisiklet uygulaması, Avrupa’nın en geniş Wİ-Fİ ağı projesi, dünyanın en tatlı projesi Çikolata Park, Karadeniz’in denize en yakın kayak tesisi projesi, Fatsa’da modern mezbaha, Türkiye’nin en büyük hayvan hastanesi projesi, Ünye Çamlık Projesi, Yunus Emre Kuruluş Kampı Projesi, Altınordu Rıhtım Projesi,


KKAARRAADDEENNİ İZZ’ ’İ İNN İ İNNCCİ İSSİ İ

Melet Kıyı Projesi, ilçelerde oluşturduğumuz ve projeleri devam eden meydan yatırımları, hanımlar lokalleri, kadınlar plajları ve sahil düzenlemeleri gibi projeler Ordu’nun kaderini değiştirecek. İrili ufaklı 191 projeyi tamamladık. 154 devam eden, 163 ise planlanan projemiz var. Tüm bu projelerimiz tamamlandığında Ordumuz, parmakla gösterilecek ve model bir Büyükşehir olacak” dedi. DENİZDEKİ İLK HAVALİMANI Avrupa’nın birinci, dünyanın 3. denize yapılan havaalanı olan Ordu-Giresun Havalimanına 2016 yılının 8 aylık diliminde 4 bin 144 uçak iniş kalkış yaparken, bu uçuşlardan 482 bin yolcu yararlandı. Ordu-Giresun Havalimanı’ndan iç hatlarda Ankara, İstanbul, İzmir ve Antalya’ya direkt uçuş yapılırken, dış hatlarda ise Suudi Arabistan ve KKTC direkt uçuşları gerçekleştiriliyor.

yapmaya başlamasıyla biletler de ucuzladı. Bu durum havalimanına olan ilgiyi daha da artırdı. Havalimanı bu beklentileri alt üst ederek başta biz olmak üzere herkesi şaşırttı. Bu havalimanı, işlevi ve görüntüsüyle Ordu’muza modern bir çehre kattı.” şeklinde konuştu. 1300 KM SICAK ASFALTLA BULUŞUYOR Göreve gelir gelmez, yol, su ve çöp sorunlarının çözümü için çalışma başlattıklarını belirten Başkan Yılmaz: “Şu anda 752 Km Sıcak Asfalt Yol projemize ek olarak Büyükşehir ekiplerimizce yollardayız. Sadece bu yıl 166 km asfalt yol yaptık. Tam 1300 km sıcak asfaltı Ordu ilimizle buluşturacağız” diye konuştu. 2016 Yılında 165 Km Yol Asfaltla Buluştu Başkan Enver Yılmaz, “Cumhuriyet tarihinde yerel

8

Uçakların doluluk oranlarının yüzde 95 seviyesinde olduğunu vurgulayan Başkan Yılmaz 22 Mayıs’ta resmi açılışı yapılan havalimanının yolcu sayısının her geçen gün arttığını belirterek: “Gurbette yaşayan Ordu ve Giresunlu sayısı hayli fazla. Bu havalimanı hiç kuşkusuz özellikle İstanbul ve Ankara’da yaşayan hemşehrilerimizin işine yaradı. Son dönemde Türk Hava Yolları’nın dışında başka firmaların da havalimanında sefer

yönetimler alanında tek seferde yapılan en büyük yol ihalesi olan 752 Km Sıcak Asfalt Yol Projesi kapsamında 2016 yılında toplam 165 km yolu asfaltla buluşturduk. Sıcak asfalt çalışmalarımız aralıksız devam etmekte olup, 152.50 km yolu asfalta hazır hâle getirdik. 2016 yılı sonuna kadar da asfaltını dökeceğimiz bu yolları hizmete sunacağız” diye konuştu.


KARADENİZ’İN İNCİSİ

SUYA 180 MİLYON LİRA YATIRIM Ordu Su ve Kanalizasyon İdaresi (OSKİ) Genel Müdürlüğü’nce, il genelinde su alanında büyük yatırımlara imza atıldığını belirten Başkan Enver Yılmaz, “Şu ana kadar 180 milyon lira yatırım yaptık. 2.5 yılda, 19 ilçede 15 adet su arıtma tesisi, 30 adet su alma yapısı ve 100 adet depo inşa ettik. Toplam 850 km içme suyu hattı ve 50 km kanalizasyon hattının yapımına imza attık. Sadece Altınordu ilçesindeki altyapı 18 bin kişiye göre ayarlanmıştı. Tam 34 milyon liralık projeyle Altınordu şehir merkezinin altyapısını yeniden oluşturuyoruz. On yılların sorunlarını çözüyoruz” şeklinde konuştu.

30 YILLIK ÇÖP SORUNU ÇÖZÜLDÜ Çöp sorununun çözümü için önemli hamleler yaptıklarını ve göreve geldiklerinin 13. ayında Altınordu ilçesindeki çöp alanının bertaraf edilerek problemin ortadan kaldırıldığını, Ünye Çimento’yla yapılan anlaşma sonrası ise 19 ilçede çöp sorununu tamamen çözdüklerini dile getiren Başkan Enver Yılmaz, “7-8 ay sonra Ordu’da çöp sorununun tamamını çözmüş olacağız. Hatta çevre illerin sorunlarına çözüm üretmek için yardımcı oluyoruz. Altınordu, Çamaş, Gölköy, Mesudiye, Gürgentepe, Kabataş, Aybastı, Korgan, Kumru, Çambaşı, İkizce ve Akkuş ilçelerinin ortak kullanacağı 6 çöp transfer istasyonu, Gülyalı ve Çaybaşı’nda düzenli depolama alanları, Altınordu ve Ünye’de Ayrıştırma Tesisleri ve Ünye’de kırma ve yakma tesisiyle çöp artık sorun olmaktan çıkmıştır” dedi.

Ordu Büyükşehir Belediyesi Çöpten Para Kazanacak Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, 30 yılı aşkın süredir çöp sorunlarıyla boğuşan Ordu’da uyguladıkları çevreye dost çözüm yolları ve modern tekniklerle çöp sorununu çözdüklerini, bundan sonra da çöp sorunu olan değil, çöpten para kazanan bir il olacaklarını söyledi. 19 ilçeden toplanan katı atıkların çevre ve insan sağlığına en az zarar verecek şekilde geri dönüşümü, ikincil hammadde hâline getirilmesi ve enerji kaynağı olarak kullanılması amacıyla gerekli olan sistem ve tesislerin kurulması için Büyükşehir Belediyesi Encümeni tarafından ihale yapıldı. Başkan Enver Yılmaz, kurulacak tesisler ve yapılacak işlemlerle ilgili de, “Öncelikle tüm ilçelerden toplanan katı atıkların işleme tesislerine aktarılması için 6 adet aktarma istasyonu kurulacak. Sonra bunlar Ünye ilçesi Eskikızılcakese Mahallesi’ne yapılacak olan mekanik ayırma ve transfer istasyonuna nakledilecek. Burada toplanan katı atıklar içerisindeki ekonomik değeri olanlar ve organik atıklar ayrılacak. Geriye kalanlardan ise atıktan türetilmiş yakıt elde edilerek, bu yakıtlar Ünye Çimento’ya satılacak. Organik atıklar, Çaybaşı’na yapılacak düzenli depolama tesisine nakledilerek bu sahada kurulacak biyometanizasyon (biyogaz) tesisinden ve çöp gazından (LFG) 4 MW elektrik enerjisi üretimi yapılacak” diye konuştu. ÇİKOLATA DENİLDİĞİNDE AKLA ORDU GELECEK Gülyalı’da yaklaşık 55 dönüm alan üzerine kurulmakta olan Çikolata Park projesi tamamlandığında buranın Türkiye’de çikolatanın merkezi haline geleceğini, dolayısıyla bölgemizdeki fındık satışı ve fındıklı ürün çeşitliliğini artırmayı hedeflediklerini söyleyen Başkan Yılmaz, “Fındık sektörünün temsilcileri de projenin tamamlanmasını sabırsızlıkla bekliyor. Özellikle fındık ürünleri satan firmaların ürettikleri her şey buradan yerli ve yabancı turistlere ulaştırılacak. Böylece fındıkta iç tüketim ciddi oranda artacak. Fındık ve çikolatanın birleşmesiyle burası Türkiye’nin çikolata merkezi olacak” diye konuştu.

9


KK AA RR AA D D EE N N İİ ZZ ’’ İİ N N İİ N N CC İİ SS İİ

10

Yıl Sonunda Hizmete Giriyor Yaklaşık 8,5 milyon lira maliyetindeki projenin bölgeye kazandırılmasının son derece önemli olduğunu belirten Başkan Enver Yılmaz, “Yıllık ortalama 200 bin tonla dünyada en çok fındık üretimi yapılan Ordu’da hayata geçirilecek proje, ilimizin en önemli tarım ürünü olan fındığa değer katacak. Çikolata Park’ta fındığın tanıtımını yapacak ve tüketimini artırmaya yönelik farklı uygulamalar geliştireceğiz. Fındıkta iç tüketimi artıracak havalimanının hemen yanındaki bu proje, inşallah yılsonunda hizmete girecek” şeklinde konuştu. Başkan Enver Yılmaz, Çikolata Park’ın çok yönlü olarak hizmet vereceğini de anlatarak, “Projede kapsamında müze binası, restoran ve kafeteryaları içeren kapalı alanların yanı sıra halı saha, tenis kortu, çok amaçlı spor sahası, temalı çocuk oyun alanları, bisiklet parkuru, yürüyüş yolları, amfi, gösteri alanları, seyir terasları ve geniş yeşil alanlar da yer alacak” dedi.

TÜRKİYE’YE ÖRNEK OLACAK PROJE Ordu Büyükşehir Belediyesi’nde Türkiye’de bir ilk olan “Kent Hayvanları Rehabilitasyon Merkezi Geçici Bakım Evi ve Pet Otel Projesi” hazırlanıyor. Başkan Enver Yılmaz’ın talimatıyla hazırlanan projeyle sokak hayvanları Büyükşehir’in koruması altına alınacak. Ordu Büyükşehir Belediyesi, hazırladığı proje ile sokak hayvanlarına gösterdiği duyarlılığı bir kez daha gözler önüne serdi. Başkan Yılmaz’ın talimatıyla hazırlanan proje, sokak hayvanları için yapılan projeler arasında Türkiye’de bir ilk olacak. Fatsa ilçesinde, 26 bin 197 m2’lik alanda uygulanacak proje hayata geçtiğinde sokak hayvanlarının bir evi, bir de tedavi olabileceği bir hastanesi olacak. Devrim niteliğinde sayılacak olan Türkiye’nin

ilk çevreye duyarlı, Kent Hayvanları Rehabilitasyon Merkezi Geçici Bakım Evi ve Pet Otel, 19 ilçedeki sokak hayvanlarının sorunlarına kökten çözüm olacak. Fatsa ilçesine bağlı Sudere Mahallesi’nde yapılacak ve 2018 yılsonuna dek tamamlanması planlanan proje kapsamında; serbest yürüyüş güzergâhları, hayvan oteli ve mezarlığı, mama deposu, hayvan mutfağı, hayvan sahiplendirme ve sosyalleştirme alanı, kedi evi, pitbull ve ilk gelen hayvanlar ünitesi, müşahede ünitesi, küçük, orta, büyük boy ve evden atılanlar ünitesi, hamile ve yavrulu anne ünitesi, uyuz ünitesi, zoonoz ünitesi, çift tırnaklı hayvanlar ünitesi ve midilli atları gezi alanı, engelli hayvan ve serbest dolaşım alanı üniteleri, araç yıkama ve araç arınık ünitesi, hayvan oteli ve ilk gelen köpek kontrol ünitesi gibi onlarca ünite, sokak hayvanlarına hizmet verecek.


KARADENİZ’İN İNCİSİ

TÜRKİYENİN 5. BÜYÜK KAYAK MERKEZİ ORDU’DA TÜRKİYENİN 5. BÜYÜK KAYAK MERKEZİ ORDU’DA BAŞKAN ENVER YILMAZ: “BU TESİSLE TURİZMDE ZİRVE YAPACAĞIZ” Çambaşı Kış Sporları ve Kayak Merkezi tamamlandığında Türkiye’nin ilk 5 kayak tesisinden biri olacağını vurgulayan Başkan Enver Yılmaz, “ Bu tesis ile Ordu, turizmde çağ atlayacak” dedi. Eksikliklerin tamamlanmasıyla kısa bir süre içerisinde tesisin hizmete açılacağını söyleyen Başkan Yılmaz, Çambaşı’nın Ordu’nun en önemli turizm cazibe merkezlerinden birisi olduğunu belirtti.

11


KARADENİZ’İN İNCİSİ

650 DÖNÜM ARAZİ ÜZERİNE İNŞA EDİLİYOR 650 dönüm arazi üzerine inşa edilen projenin tamamlanması ile Çambaşı’nın Ordu’da turizmin umudu olacağını söyleyen Başkan Enver Yılmaz, “Bu tesis, ülkemizde denize ve havalimanına en yakın merkez olacak. Kayak merkezi kompleksi içerisinde, dağ evi mimarisinde 8 adet yapı ve 2 adet telesiyej mekanik hattı bulunuyor. 1.750 rakımdan 2.000 rakıma çıkacak kayak sporuna ait yaklaşık 5 bin m uzunluğunda, 36 m genişliğinde parkur alanı oluşturulacak. Tesis içindeki binalarda; sağlık merkezi, bilet satışı ve kayak malzemeleri satış noktaları, alt ve üst istasyonda yeme içme tesisleri, 1 adet konuk evi ve 1 adet teknik altyapı binası bulunacak. Bu tesisin tamamlanmasının ardından Ordu, turizmde çağ atlayacak” şeklinde konuştu.

12

ÇAMBAŞI ORDU’NUN PARLAYAN YILDIZI OLACAK Öte yandan Çambaşı Yaylası’nın sürdürülen yatırımlarla daha da gelişeceğini dile getiren Başkan Yılmaz, “Devam eden 37 km’lik Kabadüz-Çambaşı arasındaki yol yapım çalışmalarının tamamlanmasıyla birlikte Çambaşı yayla trafiği rahatlayacak. Bunun yanı sıra Kabadüz - Altınordu arasında 17 km’lik mesafede yapılacak yol yapım çalışmalarının ardından Çambaşı - Altınordu arası, otoyol standartlarında bir yola kavuşacak ve ulaşım süresi sadece 45 dakikaya inecek.

Büyükşehir Belediyemiz bünyesinde yapımı devam eden ve tamamlandığında Türkiye’nin denize ve havalimanına en yakın kayak tesisi olacak Çambaşı Kayak Merkezi, yapımı devam eden oteller ve saydığımız tüm bu yatırımların tamamlanmasıyla birlikte Ordu’nun parlayan yıldızı olacak. Marka değerlerimiz daha da artıyor” şeklinde konuştu. BOZTEPE TERASINDAN EŞSİZ MANZARA Ordu Büyükşehir Belediyesi, adına türküler yakılan, her yıl yerli ve yabancı binlerce turistin ziyaret ettiği, 520 rakımlı Boztepe’ye 800 kişilik dev seyir terası kuruyor. Büyükşehir Belediyesi, şehri kuşbaşı gören ve her yıl binlerce turistin ziyaret ettiği Boztepe’nin cazibe merkezi olması için çalışma başlattı. Bu kapsamda Boztepe’de 48 bin 430 m2’lik alanda yılın her mevsimi ziyaretçilerin tüm gün keyifle vakit geçirebileceği projeleri hayata geçiriyor. Uygulanacak projeyle Boztepe’nin dünyada adından söz ettirecek bir eğlence ve seyir alanı olacağını belirten Başkan Yılmaz, “800 kişilik amfi-tiyatro ve seyir terasıyla ziyaretçiler, Altınordu’nun muhteşem güzelliğini doyasıya yaşayacak. Burada düzenlenecek etkinliklerle bölgeyi 7 gün 24 saat yaşayan bir alan hâline getirmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.


DOĞA DOSTU PROJE 48 bin 430 m2’lik alana kurulacak konsept projeyle ilgili bilgi veren Başkan Enver Yılmaz, “35 bin 838 m2’lik alanda macera parkı, dinopark, piknik alanı ve gazebolar yer alıyor. Macera parkı içerisinde 8 yaşından büyüklere ve yetişkinlere uygun 4 etaptan oluşan zipline parkuru ve 3-14 yaş arası çocuklar için ağ trambolin aktivitesi var. Kesinlikle mevcut dokuyu bozmadan doğa dostu bir proje olacak” şeklinde konuştu. ULUSLARARASI PARAŞÜT PİSTİ Paraşüt sporunun merkezlerinden biri olan Boztepe’de bu spor dalına gönül verenleri de unutmadıklarını ifade eden Başkan Yılmaz, “Paraşütçüler için uluslararası yeterliliği olan kalkış alanı tasarlıyoruz. Paraşüt kullanıcıları için nitelikli bir tesis de Boztepe’de uygulayacağımız konsept proje içerisinde yer alıyor” dedi. Başkan Enver Yılmaz, Boztepe’ye teleferik ulaşımının yanında yolla ilgili çalışmaların da devam ettiğini belirterek mevcut yolun standartlara uygun hâle getirilmesi için çalışma başlatıldığını sözlerine ekledi. BÜYÜKŞEHİR’DEN BİR MEGA PROJE DAHA Ordu Büyükşehir Belediyesi bir mega projeyi daha hayata geçiriyor. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) ile birlikte Altınordu ilçesinde kamyon garajının bulunduğu alana 18 ayda yapılması planlanan 311 konutluk Toplu Konut Projesi ihale edilerek ilk kazma vuruldu. Kentsel dönüşüm kapsamında yapılacak 311 konutluk projenin Altınordu ilçesinin marka değerlerinden biri olacağını belirten Başkan Enver Yılmaz, “Bu proje, Altınordu ilçemizdeki prestij projelerimizden biri olacak. Kentsel dönüşüme aldığımız kamyon garajında, toplam 4 blok ve 311 daireden oluşacak yeni bir yaşam alanı inşa ediyoruz. Proje kapsamında 62,9 m2 büyüklüğünde 26 adet 1+1, 113,1 m2 büyüklüğünde 101 adet 2+1 ve 137 m2 büyüklüğünde 184 adet 3+1 daire yapılacak” dedi. Başkan Yılmaz, çalışmaların başlamasıyla birlikte hızlı bir şekilde tamamlanacağını ve proje

dâhilinde yeni yeşil alanlar oluşturulacağını ifade ederek: “Yer teslimi yapılarak ilk kazma vuruldu. İnşallah herhangi bir aksaklıkla karşılaşmazsak 18 ay içerisinde projeyi bitirmiş olacağız. Proje uygulama alanının yarısından fazlasını yeşil alan olarak ayırdık. Bu alanlarda yürüyüş ve spor sahaları da olacak. 329 araçlık otopark, mescit, market ve 30 adet işyerinden oluşan bir de ticaret alanı yapılacak, tüm bunlar da şehre yeni, modern bir görünüm kazandıracak” diye konuştu.

13


KKAARRAADDEENNİ İZZ’ ’İ İNN İ İNNCCİ İSSİ İ

ORDU’DA TARİH Ordu Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle Doğu Karadeniz Bölgesi’nin ilk arkeolojik kazısının devam ettiği 2 bin 300 yıllık Ordu Kurul Kalesi’nde, 2 bin 100 yıllık olduğu tahmin edilen 110 cm yüksekliğinde mermerden yapılmış, tahtında oturan Ana Tanrıça Kibele heykeli bulundu. Heykelin bu yıl Türkiye’de yapılan arkeolojik kazılar arasında en değeli şaheser olduğu bildirildi.

Başkan Enver Yılmaz, Altınordu ilçesi Bayadı Mahallesi sınırlarında devam eden Kurul Kalesi’ndeki kazı çalışmaları Büyükşehir olarak önemli ölçüde desteklerde bulunduklarını belirterek, gelecek sene Kurul Kalesi ve çevresinin, ortaya çıkarılan heykel ve eserlerle hem Türk turizmine hem de bölge turizmine kazandırılacağını belirtti. EŞSİZ MENDERESLER Kanalizasyon tehlikesi altında olan Ordu’nun Aybastı ilçesi Perşembe Yaylası’ndaki menderesler, Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz’ın

14

Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Süleyman Yücel Şenyurt başkanlığında 25 arkeolog tarafından kazı çalışmalarının sürdürüldüğü, Doğu Karadeniz’in ilk bilimsel arkeolojik kazısının yapıldığı Kurul Kalesi’nde yaklaşık 200 kg ağırlığında, 110 cm boyunda ve tahtında oturan Ana Tanrıça Kibele heykeli bulundu.

talimatıyla kurtarılıyor. Ordu’nun en önemli turizm ve cazibe merkezlerinden biri olan Aybastı Perşembe Yaylası’nda bulunan doğa harikası menderesler ve doğal gölet, kirlenme tehlikesinden kurtarılıyor. Yakınındaki yerleşim birimlerinin kanalizasyonundan olumsuz etkileneceği görülen menderesler ve doğal gölet için önlemler alınıyor. Muhteşem doğası, menderesleri ve doğal göletiyle ziyaretçilerini büyüleyen Perşembe Yaylası’nda 50 yıldır mendereslere ve gölete akan kanalizasyon için çalışma başlatıldı. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlayan Aybastı Perşembe Yaylası’nın doğal dokusu, Başkan Yılmaz’ın talimatıyla kanalizasyon tehlikesinden kurtuluyor.


BÜLBÜL DERESİ’NE KADAR YENİ PEYZAJ DÜZENLEMESİ Başkan Enver Yılmaz, hazırlanan projenin son aşamaya geldiğini belirterek, “Atatürk Parkı ile Ayışığı arasındaki alana oturacak şekilde bir proje hazırlanmasını istedim. Proje, bir tarafında Atatürk anıtı ve diğer tarafında şehitlik anıtı olacak şekilde hazırlanıyor. Bu alan 2 kat büyütülecek, protokol meydanı olarak da kullanılacak. Teleferik istasyonunun hemen yanına tamamen uluslararası standartlara uygun, paraşütçüler için de iniş noktası yapıyoruz. Bu projeyi de kısa sürede ihaleye çıkaracağız. Ayrıca kaykay pistiyle Bülbül Deresi’ne kadar olan alanı elden geçirerek yeni bir peyzaj düzenlemesi yapacağız” diye konuştu. Hazırlanan proje içerisinde bisiklet ve koşu yolu, ağaç altı oturma birimleri, sergi alanı, çocuk oyun alanı ve merdiven oturma basamakları yer alıyor. Rüsumat Gemisi’nin Ordu’yla bütünleşen hikâyesinin zeminde ışık tasarımıyla anlatıldığı projede meydanın bitimi heykel alanıyla sonlandırıldı. Geminin denize batırılıp tekrar yüzdürülmesi sürecinin de meydanın sağ ve solunda kurgusal olarak ifade edildiği projenin tamamlandığında büyük bir ilgi görmesi bekleniyor. ÜNYE ÇAMLIK PROJESİ Ünye’nin simgelerinden biri olan Çamlık bölgesi, Ordu Büyükşehir Belediyesi’nin

dokunuşuyla yeniden hayat buluyor. Yaklaşık 40 bin metrekare alan üzerinde yap işlet devret modeliyle hayata geçecek olan sosyal donatı alanı 15 milyon

liraya mal olacak. 5 bin 711 metrekaresi kiralanabilir birimden oluşan projenin Ordu ve Ünye için büyük kazanım olacak. Görselleri heyecan uyandıran proje hakkında bilgi veren Başkan Enver Yılmaz, “2018 yılı içinde standardı yüksek, hemşehrilerimizin gönül rahatlığıyla gidebileceği sosyal bir mekân hizmete sunacağız. Proje sadece Ordu’nun değil, çevre illerin de dikkatini çekerek bölgenin yükselen değeri olacak” dedi. Başkan Enver Yılmaz: “Proje kapsamında; mevcut dokuyla uyumlu, içerisinde mesire alanı, yeşil alanlar, kafe ve restoranlar, düğün salonu, mescit, yaya ve bisiklet yolları, macera parkı bulunan sosyal yaşam alanı inşa edeceğiz. Çamlık Projesi, bölgeyi hareketlendirecek bir yatırım olacak” diye konuştu. 2018 yılında hizmete sunulması hedeflenen tesiste çelik konstrüksiyonlu malzemelerin ahşapla kaplanarak çevreye uyumlu hâle getirileceğinin ve mevcut ağaçlara zarar verilmeyeceğinin altını çizen Başkan Yılmaz, başta Ordu olmak üzere çevre illerden, hatta yurtdışından gelen turistlerin ilgi duyacağı, bölgelinin yükselen bir değeri olarak cazibe merkezi olacağını ifade etti. Başkan Enver YILMAZ, bu yapılan ve tasarlanan projelerin Ordu’nun kaderini değiştireceğini, bunun emarelerinin şimdiden görülmeye başlandığını söyledi. Başkan YULMAZ; bu anlatılan projelerin bugünle sınırlı olduğunu, bu projelerle yetinmeyip Ordu’muzun ve halkımızın ferahı için gayretlerinin artarak, aynı azimle devam edeceğini ifade etti.

15


KARADENİZ’İN İNCİSİ

AZİZ KENT ORDU

Prof. Dr. Numan KURTULMUŞ Ordu Milletvekili Başbakan Yardımcısı

“Mega projelerle Ordu’yu Karadeniz’in incisi haline getireceğiz”

16

Bu aziz kente siyasi hayata adım attığım günden beri hizmet etmekteyim. 7 Haziran 2015’te Ordu milletvekili seçildikten sonra da hemşerilerime hizmetkarlık görevim resmileşti. Başbakan Yardımcısı olarak görevde bulunduğumuz süre içerisinde, Ordu’nun kamu yatırımlarından daha çok yararlanması için yoğun bir şekilde çalışmaktayım.

Bu hizmetler sırasında da bütün kamu kurum ve kuruluşlarının koordineli bir şekilde çalışması, bizim en önemli arzularımızdan birisidir. Hükümet Sözcülüğü ve hükümetin medyayla ilişkilerini yürütmekle görevli Başbakan Yardımcısı olarak medyaya ayrı bir önem verilmesini isteriz. Bir kenti ayağa kaldıran unsurlardan birisi medyasıdır. Güçlü şehirlere bakıldığında oradaki


KARADENİZ’İN İNCİSİ

medyanın da güçlü olduğunu görüyoruz. Buradaki hizmetlerin anlatılması hem de buradaki taleplerin yetkili yerlere aktarılması bakımından medya merkezi bir görev görüyor. 2015 yılından itibaren burada birçok hizmeti hayata geçirdik. Ordu’yu Karadeniz’in incisi haline getirmek için gece gündüz çalışıyoruz. AK Parti iktidarları döneminde Ordu ilimiz çok büyük hizmetler aldı. Eğitimden sağlığa, ulaşımdan orman ve su işlerine, tarımdan turizme kadar önemli hizmetlerin verilmesi hususunda bizzat ben ve çalışma arkadaşlarım büyük bir çaba sarf etmekteyiz. Bu rutin hizmetleri yapacağız. Ama rutinin dışında yapacaklarımız da çok fazla. Bir ilin hedeflerinin yüksek olması, hayallerinin güçlü olması lazım. Böylelikle de o şehir hep beraber motive olur ve ileriye doğru yükselir. Seçim kampanyasında dile getirdiğimiz beş mega proje de bundan dolayı paylaşılmıştır. Ordu’nun göç veren değil, göç alan bir şehir olmasını hedefledik. Her birisi iyi hazırlanmış, iyi çalışılmış, ön fizibiliteleri yapılmış projelerdir. Bu projeleri bugünden yarına hemen bitirmek kolay değil. Ama bunlar nihayetinde Ordu’ya vizyon katacak, vizyoner projelerdir. Bu projeleri takip

etmek gerçekleştirmek bazen elimizde olmayan sebeplerle aksıyor, bütün bu zaman kayıplarını da telafi ederek yolumuza devam edeceğiz. Mega projelerimizden bir tanesini örnek olması açısından ifade etmek istiyorum; Türkiye’nin Karadeniz-Akdeniz bağlantı yollarının yapılması, Sultan Abdülhamit zamanında planlanmış bir projedir. Bu projelerin, bu hayallerin peşinde koşmak durumundadır ilimiz. Limanıyla, teleferikleriyle, yayla turizmiyle, Arap turizmini geliştirmemizle, hızlı tren projesiyle inşallah Ordumuz çok güçlü bir il haline gelecek. Turizm alanındaki yatırımlarımız arttıkça ciddi bir ivme kazanacağımızı ümit ediyorum. Eğitim alanında çok şükür sınıflarda ortalama 24 öğrenci seviyelerine geldik. Bu önemli bir başarıdır. Ama şimdi eğitimin kalitesini artırmak için elimizden ne geliyorsa bunları yapacağız. Okullaşma oranı Ordu ilimizde arttı. Atanan ve atanacak olan yeni öğretmenlerle de bu alandaki eksiklikler de hızla tamamlanacak. Okullarımızdaki teknolojik donanımlar da Fatih Projesi kapsamında her geçen yıl giderek artıyor. Bu yıl itibarıyla okullarımızdaki etkileşimli tahta sayısı 4 bin 797 olurken dağıtılan tablet sayısı da 19 bin 734 olarak gerçekleşti.

17


KKAARRAADDEENNİ İZZ’ ’İ İNN İ İNNCCİ İSSİ İ

18

Bu yıl 156 derslik daha tamamladık ve şehrimizdeki derslik sayısı 291’e ulaştı. Bunların yanı sıra bu yılın sonuna doğru hizmete girecek eğitim yatırımlarımız. Yer teslimi aşamasında olan, inşaat çalışmaları süren okullarımız, yatırım programımızda olan dersliklerimizle eğitim alanındaki eksikliklerimizi hızla tamamlamayı sürdürüyoruz. Sağlık alanında çok önemli adımlar atıldı. Ordu ilimizde sağlık yatırımları hızla devam ediyor; daha modern ve konforlu tesislerle sağlık hizmetlerinde kalite arttı, koğuş sisteminden konforlu oda sistemine geçilmiş oldu. Bizim arzumuz, Ordu’yu sağlıkta öyle bir yere getirelim ki Türkiye’de hangi ameliyat yapılabiliyorsa, hangi sağlık hizmeti sunulabiliyorsa bu hizmetlerin tamamı burada sunulabilir duruma gelsin. Ordu için yatırım planına alınan, proje ve yapımı devam eden çalışmalarımız var. 2015 ve 2016 yıllarında Ordu ili ve ilçelerine yeni hekim atamaları yapıldı, bu alandaki eksiklerin de giderilmesi için sürekli gayret gösteriyoruz. Acil sağlık hizmetlerinde de Ordu’da çok önemli ivme kaydedildi.

Ordu ilimiz genelde yoğun yağış alan bir coğrafyada bulunuyor. Dolayısıyla da meydana gelen heyelanlar ve birçok derenin taşması neticesinde vatandaşımız mağdur oluyor, çevremiz de büyük zarar görüyor. En son bu yıl Ramazan Bayramı’nda vatandaşımız sel felaketinden dolayı büyük bir mağduriyet yaşadı. Bu zararlar AFAD Başkanlığımız tarafından karşılandı. Afetzedelere para yardımı yapıldı. Ayrıca AFAD Başkanlığınca Ordu Büyükşehir Belediye Başkanlığımıza 30 milyon lira ödenek gönderildi. Ordu ilimizde bir önemli sorunumuz ulaşımla ilgilidir. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanımızla bu konuyu konuştuk. Ordu’nun Gölköy yolu, Fatsa çevre yolu, Ordu çevre yolu il Ünye-Niksar karayolu olmak üzere ulaşımda çok acil atılması gereken adımlar var. Bu projelerin bir kısmı, heyelan vesaire dolayısıyla gecikti. Gölköy yolu hukuki sebeplerle gecikti. Bütün bunların hepsini hızlandırıp bu yolları da tamamlayacağız. Bunları da Ordu halkının hizmetine inşallah kısa sürede sokacağız.


Seçim kampanyası sırasında, “Fındıkta alan bazlı destek vereceğiz” dediğimiz zaman o günün koşulları içerisinde, bu imkansız gibi bir şeydi. Ama bunu söyledik. 7 Haziran’dan sonra kurulan hükümet iş başına geldiğinde ilk kararlarımızdan birisi fındıkta alan bazlı desteğin verilmesiyle ilgili hükümet kararını çıkarmak oldu. Şimdi bu alan bazlı destek meselesi hep konuşuluyor. Şimdi önümüzdeki dönemde bu desteklerin, fındık fidelerinin yenilenmesi alanına yoğunlaşması gerekiyor. Burada da bir bilinç oluşturulmalı. Ordu’daki fındık üreticimize 2015 yılında, 276 milyon 490 bin 541 lira destek ödemesi yapıldı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından 2016 yılında üreticilerimize dekara 170 lira destekleme ödemesi yapılacak. 2015 yılı desteklemeleri kapsamında değişik nedenlerle bu desteklemeden yararlanamayan 3 bin 500 üreticimizle ilgili yasal düzenleme de sonuçlandırıldı. Şunu mutlaka belirtmek isterim ki 15 Temmuz ile birlikte Türkiye yeni bir döneme girmiştir. 15 Temmuz, Türkiye topraklarının gördüğü en ağır ihanettir. Topraklarımızda nice ihanetler gördük. Bu millet, hep içeriden ihanetle sarsılmıştır. FETÖ de milletimize böyle alçakça bir saldırıda bulunmuştur. Bu ihanet, ülkemizin yükseldiği dönemde görülmüştür. Zaten ihanetin bu kadar haince olmasının nedeni bu… Güçlü bir Türkiye’nin önüne geçmek için bu taşeronları, bu hain adamları, bu şerefsiz çeteyi sahaya sürdüler. Sadece bunlardan ibaret değil. Nasıl ki PKK, bir kaç bin kişiden ibaret bir çete değilse, FETÖ de bir kaç on bin kişiden ibaret bir çete değildir. Arkasında nice güçlerin destekleri, himayeleri var. Allah’a çok şükür bunu milletimizin cesareti ve feraseti ile önledik. Şimdi bu millete bir can borcumuz var. Eğer bu adamlar 15 Temmuz’u başarsalardı belki bizlerin bir çukurda cesetleri bulunacaktı. Eğer şimdi görevlerimize devam edebiliyorsak mutlaka 15 Temmuz’da verilen o cesaretin gücüyle buralardayız.

Can borcumuzu ödemek için ciddiyetle, birlik ve beraberlik içerisinde dedikodudan, fitneden, fesattan uzak, birbirimizin ayağına çelme takmaktan uzak, birbirimize destek olarak, örnek bir takım oyunuyla Türkiye’de çok daha ileriye gideceğiz. Bizim sorumluluğumuz Ordu iliyle ilgilidir. Bu şehir için yaptığımız çalışmalarımızda birlik içerisinde olacağız, görüşlerimiz, yaşam tarzlarımız farklı olabilir ancak milli menfaatlerimizi önceleyecek güçlü, büyük Türkiye’nin kurulmasına katkıda bulunmak için Ordu’yu yücelteceğiz, güçlendireceğiz. Ordu’ya yapılacak bütün çalışmalara bizim destek olacağımızı açık bir şekilde ifade etmek isterim. Ancak hiçbir fitne, dedikodu, ayaklara çelme takma işinin içerisinde olmayacağımızı, desteklemeyeceğimizi, bu şekilde yapılan işlere de prim verilmeyeceğinin de bilinmesini isterim.

19


ORDU 26. DÖNEM MİLLETVEKİLLERİ Numan KURTULMUŞ Ordu Milletvekili Başbakan Yardımcısı

15 Eylül 1959’da Ordu Ünye’de doğdu. Baba adı İsmail Niyazi, anne adı Ayşe Güngör’dür. Akademisyen; İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesini bitirdi. Aynı üniversitede yüksek lisans yaptı. ABD’de Temple Üniversitesi School of Business & Management’da lisans üstü çalışmalarına devam etti. ABD’de Cornell Üniversitesi New York State School of Industrial & Labor Relations’da misafir öğretim üyesi olarak bulundu ve doktorasını tamamladı. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde doçent oldu. 2004 yılında profesör unvanını aldı.62. Hükümette Başbakan Yardımcısı olarak görev yaptı.İngilizce bilen Kurtulmuş, evli ve 3 çocuk babasıdır.

Metin GÜNDOĞDU AK Parti Ordu Milletvekili 1 Nisan 1973’te Ordu’da doğdu. Baba adı İsmet, anne adı Hatice’dir. İş Adamı; Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü ve Başkent Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde eğitimine devam etmektedir. Çeşitli dernek ve sivil toplum kuruluşlarında görev aldı. Ordu Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Üyeliği görevinde bulundu. 2002 yılında Büyük Birlik Partisi MKYK Üyeliği, 2007 yılında Genel Başkan Yardımcılığı ve Genel Sekreterlik görevlerini yürüttü. Yerli Düşünce Derneği Genel Başkanıdır. Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ve Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi Üyesi; Türkiye Türkmenistan Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanıdır. Gündoğdu, evli ve 3 çocuk babasıdır.

20

Ergün TAŞCI AK Parti Ordu Milletvekili 1 Ağustos 1974’te Ordu Fatsa’da doğdu. Baba adı Süleyman, anne adı Rahime’dir. Hukukçu, İlahiyatçı; Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesini bitirdi. TODAİE’de Kamu Yönetimi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Anayasa Hukuku alanında yüksek lisansını yaptı. Avrupa Toplulukları Araştırma ve Uygulama Merkezinde temel eğitim ve uzmanlık eğitimi alarak Avrupa Birliği Uzmanı oldu. Diyanet İşleri Başkanlığında Avukatlık, MEB’de Hukuk Müşavirliği, İlksan Yönetim Kurulu Üyeliği, Kamu İhale Kurumunda Müşavirlik ve Daire Başkanlığı; Ordu İli Kültür ve Sanat Vakfı Kurucu Üyeliği, Hukuk ve Demokrasi Kurumu Yönetim Kurulu Üyeliği, Güreş Federasyonu Disiplin Kurulu Üyeliği, FILA Uluslararası Güreş Federasyonları Birliği Etik Kurulu Üyeliği, Binicilik Federasyonu Denetleme Kurulu Başkanlığı, Halter Federasyonu Disiplin Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundu. Londra Olimpiyatları başta olmak üzere, spor organizasyonlarında yönetici olarak görev aldı. Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu ve Aile Bütünlüğünü Olumsuz Etkileyen Unsurlar ve Boşanma Olaylarının Araştırılması Komisyonu Üyesidir. İngilizce ve Arapça bilen Taşcı, evli ve 2 çocuk babasıdır.

Oktay ÇANAK Ordu Milletvekili 8 Şubat 1975’te Ordu’da doğdu. Baba adı Orhan, anne adı Emriye’dir. Avukat; Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Ordu Barosunda Yönetim Kurulu Üyeliği, Ordu Valiliği İnsan Hakları Kurulu Üyeliği, Ordu Barosu Adli Yardım Büro Başkanlığı, Ordu Barosu Başkanlığı, Türkiye Futbol Federasyonu Ordu İl Disiplin Kurulu Başkanlığı, AK PARTİ İl Yönetim Kurulu Üyeliği, İl Başkan Yardımcılığı ve İl Başkanlığı görevlerinde bulundu. Orta düzeyde İngilizce bilen Çanak, evli ve 2 çocuk babasıdır.

Seyit TORUN Ordu Milletvekili 1 Şubat 1968’de Ordu’da doğdu. Baba adı Ali Hikmet, anne adı Sahinur’dur. İktisatçı, İş Adamı ve Politikacı; Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümünü bitirdi. Almanya ve Hollanda’da belediyecilik konusunda akademik çalışmalarını sürdürdü. Sosyal ve kültürel amaçlı vakıflarda başkanlık yaptı. CHP Ordu İl Başkan Yardımcılığı görevini yürüttü. Ulubey Belediye Başkanlığı ve 2 dönem Ordu Belediye Başkanlığı yaptı. 25. Dönemde Ordu Milletvekili seçildi. İngilizce bilen Torun, evli ve 1 çocuk babasıdır


6 2

DP

10 4

3

4

3

3

2015

9

4

2015

CHP

7

2011

3

ANAP

2007

Ak Parti

2002

3

1999

2

1995

1977

4

1991

1973

4

1987

1969

2

1983

1965

AP

1961

1957

1954

1950

1946

SEÇİMLERE GÖRE ORDU İLİ MİLLETVEKİLİ DAĞILIMI

5

5

5

3

4

2

1

1

2

1

2

4

9 2

Demokratik P.

DSP 2

DYP

2

2

1

1

21

1

FP 2

HP MP MSP

1

MDP

1

MHP 2

YTP

1

2 1

BĞMSZ Toplam

1

9

8

9

10

8

8

8

8

7

6

7

6

8

7

7

7

6

5

5


KARADENİZ’İN İNCİSİ

ORDU ANKETİ Araştırmanın Kimliği

22

Bu çalışma 06 - 10 Ekim 2016 tarihleri arasında ORDU ve İLÇELERİ GÜNDEM ARAŞTIRMASI üst başlığı ile MAK DANIŞMANLIK tarafından Ordu Büyükşehir Sınırları içinde yaşayan seçmenin binde biri (508 kişi) ile CATI (Bilgisayar destekli araştırma) yöntemi ile yapılmıştır. Araştırmanın; finansmanını MAK Araştırma Değerlendirme Danışmanlık A.Ş. karşılamış olup; Araştırmanın analiz ve değerlendirme çalışmalarını MAK Araştırma Değerlendirme Danışmanlık A.Ş. bünyesinde faaliyet gösteren ARGEDER DÜŞÜNCE ENSTİTÜSÜ hazırlamıştır. MAK Danışmanlık olarak yaptırttığımız bu çalışmada toplumun sosyo-kültürel ortalamasına uygun doğru ve yeterli denek belirleme, bu deneklere bağlı olarak verilerin çoklu analizlerle ölçümlenmesinde LİKERT METODU kullanılmıştır. Saha çalışmasında

%1.3 yanılma / hata payı ile değerlendirme yapılmıştır. Araştırmada deneklerin belirlenmesinde %52.5 erkek, %47.5 bayan olmak üzere cinsiyet dengesi oluşturulmaya çalışılmıştır.

BAYAN 47,5

ERKEK 53,5

8 22 25 23 22 05

10

15

20

25

30

35


23

MAK DANIŞMANLIK ülke genelinde trend oluşturma amaçlı her ay yaptığımız saha araştırmalarında sürekli sorduğumuz “yarın seçim olsa oyunuzu hangi partiye verirsiniz?” sorusunu Ordu Büyükşehir kapsama alanındaki bölgelerde yaşayan seçmene sorduğumuzda kararsızların dengeli dağılımı Ak Parti’de mevcut durumun korunduğunu göstermesi bakımından önemlidir.

Bu çalışmanın yapıldığı günlerde ülkemiz büyük bir demokrasi sınavını başarıyla vermiş, siyasi anlamda rekabet yerini “konu vatansa gerisi teferruattır” boyutunda partiler üstü bir noktaya taşımıştı. Özellikle 15 Temmuz öncesi ciddi bir kan kaybı görülen MHP de hızlı bir toparlanma dikkat çekmektedir.


KARADENİZ’İN İNCİSİ

34 22

14 12

6

6

6

TER…R TERÖR

508 kişi ile yapılan bu kamuoyu araştırmasında Ordu’lu seçmen normalde Türkiye genelinde yaşanan sorunlarla paralel konuları ülkenin gündem sırasıyla ifade etmektedir. Bir Ordu’lu olarak size göre size göre en önemli gündem konusu nedir? sorumuza Orduluların % 34 ‘ü terör derken, % 22 FETÖ ile mücadele, % 14 işsizlik

ve ekonomik sorunlar, %12 Fındık fiyatları, % 6 Trafik cezaları, % 6 farklı boyutlarıyla ahlaki yozlaşmayı sorun olarak ifade etmektedir. Başka illerde yaptığımız araştırmalarda pek karşılaşmadığımız fındık fiyatları Ordu’ya özgü olarak dikkat çekerken, Ordu’da pilot uygulama olarak uygulanan elektronik trafik ceza uygulaması halkın ciddi bir şikayet konusu...

24

90 80 70 60 50 40 30

65,5

20

24,5

10 0

EVET

HAYIR

Bizim Şehirler Dergisi için yaptırttığımız saha araştırmamızın son günlerinde MHP liderinin yeniden gündeme getirdiği Başkanlık sistemi tartışmasını Ordulu seçmenlere de sorduk. MAK DANIŞMANLIK Türkiye geneli her araştırmamızın genel sorusu yaptığımız ve böylece toplumun Başkanlığa yaklaşımının trend olarak

10

KARARSIZ

yükseliş ve düşüşünü incelediğimiz bu konuya Ordulu vatandaşların da yaklaşımını anlamaya çalıştık. Seçmenlerin partilere göre dağılımı da dikkate alındığında ağırlıklı olarak Ak Parti seçmeninin ama bunu ötesinde kısmen de MHP seçmeninin Başkanlık referandumuna sıcak baktığı böylece ezici bir çoğunluğun Başkanlık sistemine destek verdiği görülmektedir.


90

88

80 70 60 50 40 30 20

66

10 0

HAYIR

EVET

İlk anda herkesin hayatımız zorlaşacak endişesi ile baktığı OHAL uygulaması FETÖ terör örgütüne karşı hızlı ve kararlı uygulamalar için anayasal bir düzenleme olarak hayata geçirildi. Hükümetin biz OHAL’i “milletimize karşı değil devletin etkin işleyişi için” sınırlı süreli getiriyoruz ifadesi ve OHAL uygulama sürecinde hükümetin

KARARSIZ

sözünde durması / duracağını göstermesi vatandaştan yüksek bir destek görmesini netice vermektedir. Hem geçmiş uygulamalar hem de uluslararası uygulama modelleri içinde sokaktaki insanlara yönelik hemen hemen hiç bir kısıtlamanın olmadığı bu uygulama özellikle yapısal değişimlerin hızlı işlerlik kazanmasında çok başarılı görülmektedir.

ORDU'DA BÜYÜKŞEHİR VE İLÇE BELEDİYELERİ'NİN EN BAŞARILI BULDUĞUNUZ TARAFI NEDİR?

25


KARADENİZ’İN İNCİSİ

Ordu’da Büyükşehir Belediyesi ve İlçe Belediyeleri’nin En Başarılı Bulduğunuz Tarafı Nedir? Şeklindeki sorumuza Ordulu vatandaşlarımızın %14 ü Belediyeleri her anlamda başarısız bulduğunu ifade ederken geri kalan % 76’nın % 35’ü Ordu Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerini her konuda başarılı bulduğunu ifade etmekte, % 30 luk bir kesim ise kısmi memnuniyet ifade etmekte, % 12 ise görüş belirtmemektedir. Ordu’da yaptığımız bu araştırmada büyükşehir ve ilçeleri bir kategoride değerlendirmemizin nedeni yaptığımız araştırmanın sayısal alt yapısı ile yakından

ilgilidir. İlçeleri mukayeseli değerlendirebilmek, büyükşehir ve ilçe sınır ve görev tanımlarının araştırmaya konu kişilerle konuşulması çok denekli ve çok sorulu demografik ön çalışmayı gerekli kılar. O tür araştırmalar her belediye için 3 yada 6 aylık zaman aralıklarında tekrarlanmak suretiyle trend oluşturma durumunda sorunlara ve çözümlere toplumun tepkisini ölçme imkanı da verir. MAK Danışmanlık olarak pek çok şehrimizde yaptığımız o tür çalışmalar müstakil saha araştırması ve çoklu analiz ister. Halbuki bu dergiye konu araştırma sadece özet bir perspektif tutma hedefine matuftur.

ORDU'NUN DAHA FAZLA KALKINMASI İÇİN SİZE GÖRE NE YAPILMALIDIR?

26

12

Ordu'da yaşayan vatandaşlarımıza Ordu'nun kalkınması için önerilerini sorduğumuzda belki başka hiç bir şehirde karşılaşmayacağımız bir talebin öne çıktığını görüyoruz. Bu talep aslında sadece bir başlık altında fındık başlığı altında toplansa bile fındık üretiminden pazarlanmasına işlenmesine kadar farklı

alt başlıklar karşımıza çıkmaktadır. Bu noktada bölge insanının yatırım beklediğini, bununda sırasıyla sanayi, turizm, ulaşım, tarım ve denizcilik üniversiteler, sektörlerine yatırım şeklinde sıralandığını, vatandaşın şehrin tanıtım eksikliğini sorun olarak gördüğünü belirtebiliriz.


ROPÖRTAJ

SİYASETTE

DUAYEN OLMAK KONUŞAN: Fatma Zehra FATSA

Herkesin hayatında iz bırakan insanlar vardır. Sözleriyle, tavırlarıyla, duruşlarıyla, fikirleriyle ve onları hayata bağlayan inanç ve davalarıyla. Babam (Eyüp Fatsa) benim hayatımda güzel olan her şeyin karşılığı olmuştur.

Eyüp FATSA

Ordu E. Milletvekili ve Ak Parti Grup Bşk. Vekili

Vicdan sahibi olmanın, zor zamanlarda dik durmanın, vefa göstermenin samimiyetini öğretmiştir bana. İşte bu yüzden her zaman saygı duyduğum ve her zaman gurur duyduğum bir şahsiyettir benim için. Bu röportajı bir eğitimci, bir siyasetçi ve bir mücadele

27


DEEN NİİZZ’ ’İİN N İİN NCCİİSSİİ KKAARRAAD

insanın ötesinde bir baba-kız samimiyetinin tam ortasından kaleme alıyorum. Yeri geldiğinde benim de şahit olduğum o dönemleri bir kez daha babamdan dinlemek ve bir kez daha o dönemlerin zorlu taraflarının yanında geride güzel hatıralar bırakan bir film şeridi gibi gözünün önünden geçtiğini hissetmek bana bu röportajı yapmanın haklı onurunu yaşattı. Ben babamı hep örnek almam gereken bir kişi olarak benimseyip devam ettim yoluma. Büyüğe

28

saygıyı, küçüğe sevgiyi, ihtiyaç sahiplerine yardımı, sıla-i rahimi babamdan öğrendim. Okumayı, bir şeyler yazıp çizmeyi, araştırmayı, sorgulamayı babam sevdirdi bana. Bazı akşamlar Üstad’ın “Çile”sini açıp “Kırılır da bir gün bütün dişliler, Döner şanlı şanlı çarkımız bizim” dediğinde daha inançlı daha cesaretli ve daha umutlu bir genç olarak baktım hep ileriye. “Oku!” demiştir hep, araştır. Düşüncelerin şekillenip sana ait fikirlere dönüşünceye kadar durmadan oku. Kendi jenerasyonumda bulamadığım o ruhu hep babamdan dinleyip cesaretlenirdim. Babam Aliya derdi ben susup dinlerdim. Necip Fazıl derdi, Mehmet Akif, Sezai Karakoç, Cahit Zarifoğlu, Cemil Meriç bunları tanımadan olmaz derdi. Uzun yolculuklarımızda Neşet Ertaş, Ahmet Kaya bize eşlik ederdi. Şivan Perver’den Halepçe’yi açıp bu türkünün hikâyesini bil derdi. Dertleşirdik, yol kenarında sıcağın alnında bir şeyler satmaya çalışan, alın teriyle para kazanıp evine helal lokma götürme derdinde olan

amcaların, teyzelerin yanında soluklanıp sohbetler ederdik. Her yüzlerine bakışımda Adil Erdem Bayazıt’ın “Alınlar görmüşümdür ki vatanımın coğrafyasıdır. Her kırışığı sorulacak bir hesabı, her çizgisi tarihten bir yaprağı anlatır.” dizeleri dolanırdı zihnimde. Hayat hikâyelerini dinlerdik, hüzünlenirdik. İşte bu yüzden babamla çıktığımız yolculuklar hiç bitmesin isterdim. Babamı aylarca görmediğim günler olurdu. Her sabah kalktığımda evde onu görme umudum yerini uzun günlere bırakırdı. O zamanlar sadece babasına özlem duyan küçük bir kız çocuğunun penceresinden bakardım hayata. Şimdi ise o haklı davasını ve mücadelesini, gece gündüz demeden çalışmasına, koşturmasına şahit olan yetişkin bir birey olarak sizlere sunuyorum. Bize kendinizi kısaca tanıtır mısınız? 19.07.1961 tarihinde çiftçi bir ailenin 7 çocuğundan 5.si olarak Ordu Fatsa’da dünyaya geldim. İlk ve ortaokulu Ordu Kumru’da liseyi Ordu İmam Hatip Lisesinde tamamladım. 1982-1983 öğretim yılında Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden mezun oldum. Evli ve üç çocuk babasıyım. Çocukluk yıllarınız nasıl geçti? Aile onurumuzdan başka sermayesi olmayan ancak aile imkânlarıyla başkasına muhtaç olmadan hayatını devam ettiren bir çocukluk dönemi geçirdim.Babam mutlak manada okumamızı, ailemize, milletimize, ülkemize faydalı birer bireyler olarak yetişmemizi istiyor ve ailenin bütün fertlerinin ihtiyaçlarını karşılayabilmek için alın teri ve emeğiyle boğazımızdan haram lokma geçirmemeye büyük özen gösteriyordu. Ben de hep babamın ve ailemin koruması ve kontrolü altında o dönem zor da olsa bir hedef doğrultusunda belli bir istikamete doğru gittim. İlk ve ortaokul dönemim bu düşünce ve çabayla devam etti. Ya lise yıllarınız…? Babam eğitimimi dini eğitim ile beraber tamamlamamı istiyordu. Onun için İmam hatip lisesine gitmemi çok arzu etti ve nihayet 1974-75 öğretim yılında beni Ordu İmam Hatip Lisesine kaydettirdi.


KARADENİZ’İN İNCİSİ

O yıllar ortaokul ve liseden itibaren ideolojik ayrışmanın ve kamplaşmanın yoğun olarak yaşandığı yıllardı. Anarşik olaylar bütün okullarda, caddelerde, sokaklarda hülasa ülkemizin her köşesinde hayatın her alanında kendisini hissettiriyordu. Almış olduğum aile terbiyesi ve eğitimi ile İslami bir çizgideydim ve liseye başlar başlamaz kendimi bu ideolojik ayrımların içinde buldum. Akıncı Liseliler Derneği, Milli Türk Talebe Birliği ve Akıncılar derneklerinde aktif görevler ve sorumluluklar aldım. Fikir, düşünce, inanç ve ruh dünyam bu doğrultuda şekillenmeye ve netleşmeye başladı. Bu oluşumların üstünde o zaman Milli Görüş Hareketi ve Milli Görüş lideri merhum Erbakan hoca vardı. Daha lise yıllarımda merhum Erbakan hocayı tanıdım ve kendimi onun fikirleri, ülke ve dünya tahayyülleri doğrultusunda bir büyük mücadelenin içinde buldum. Hayatımın bundan sonraki bütün evreleri bu inanç ve istikamet çizgisinde devam etti. Üniversite yıllarınıza değinecek olursak toplumdaki siyasi hareketliliğin yoğun olarak yaşandığı bir dönemde üniversiteye başladınız. O dönemde üniversite okuyan bir genç olarak neler söylemek istersiniz? Üniversite yıllarımda toplumdaki bu ideolojik ve siyasi ayrışma gittikçe silahlı çatışmaya döndü. Çok sayıda arkadaşımız inandığımız bu dava uğrunda hayatını kaybetti. Peki, insanları hayatını verecek kadar fedakâr olmaya iten sebep neydi? İnsanların düşünce, inanç ve fikirlerinin baskı altında tutulduğu bir ülkede yaşıyorduk. İnsanlar inançlarından, fikirlerinden, düşüncelerinden dolayı takibata uğruyor, her kesimden insan zulüm ve baskı altında yönetilen bir ülkede yaşadığına inanıyordu. Bütün bu fedakârlıkların sebebi daha güzel daha mutlu daha huzurlu, kimsenin kimseyi inanç, fikir ve farklılıklarından dolayı sorgulayıp yargılamadığı, hep birlikte kardeşçe yaşayabileceğimiz bir Türkiye tahayyülüydü.

Birçok dernek ve teşkilatlarda aktif görevlerde bulunduğunuzu söylediniz. Eylemlere ve olaylara da aktif olarak katılıyor muydunuz? Kendini ne kadar dışarda tutmak istesen de ister istemez kendimizi bir takım olayların, eylemlerin, organizasyonların içerisinde buluyorduk. Ama hayalimizdeki Türkiye sevdası, gördüklerimiz ve yaşadıklarımız karşısında bizi korkutmuyor aksine cesaretimizi, inancımızı ve bir gün mutlaka hedefe ulaşacağımıza dair olan umudumuzu arttırıyordu. Üniversite yıllarımda o dönemde siyasi olarak rahmetli Erbakan hocanın, mefkûre olarak da rahmetli Üstad Necip Fazıl’ın yoğun etkisi altındaydım. Bir taraftan okulu bitirme mücadelesi verirken bir taraftan da ruh ve gönül dünyamı aydınlatanların göstermiş olduğu istikamet doğrultusunda arkadaşlarımla birlikte mücadelemize devam ediyor ve her gün hedefe bir adım daha yaklaştığımıza inanıyorduk. Biz bu mücadele ve kavga içerisindeyken bir de baktık ki ordu yönetime el koydu ve Türkiye’de 12 Eylül 1982’de bir darbe gerçekleşti.

29


KKAARRAADDEENNİ İZZ’ ’İ İNN İ İNNCCİ İSSİ İ

30

Sizin de şahit olduğunuz bu darbenin o dönem ülkemizde etkileri neler oldu ve sonrasında sizin hayatınız nasıl şekillendi? Bu benim yaşadığım ilk darbeydi. Her şey darmadağın oldu. Başta Anayasa olmak üzere bütün anayasal kurumlar lağvedildi. Siyasi partiler kapatıldı liderleri hapsedildi. Bütün dernek, vakıf ve sendikalar kapatıldı. Yöneticileri ve aktif üyeleri takibe alındı ve çok önemli bir kısmı tutuklandı. Bizim çatısı altında mücadele verdiğimiz Akıncılar ve Milli Türk Talebe Birlikleri kapatıldı yöneticileri hapsedildi ve ülke çapında büyük bir sürek avı başlatıldı. Ben de bundan kısa süreli de olsa nasibimi aldım. Gözaltına alındım, sorgulandım, yargılandım bir süre sonra da serbest bırakıldım. 1982-83 yıllarında üniversiteyi bitirdim. 1984 Kasım ayında bir öğretmenler gününde öğretmen olarak o zaman İstanbul’un bir ilçesi olan Yalova’da, Yalova İmam Hatip Lisesinde göreve başladım. 1985 yılının başında askere gittim ve 1986 yılının Mayıs ayında askerlik görevimi asteğmen olarak tamamlayıp tekrar öğretmenlik görevime döndüm. 1987’de siyasi yasaklar bir referandumla kaldırıldı ve eski siyasi liderlerin hepsi aktif siyasete geri döndü. 1988 yılının sonuna doğru Yalova’da bir eğitim kampında rahmetli Erbakan hocayla bir eğitim seminerinden sonra onun telkinleri ve tavsiyeleri doğrultusunda öğretmenlikten istifa edip aynı yıl yurtdışına (Almanya’ya) gittim. Başka bir ülkede başlayan yeni bir hayat… Türkiye’den sonra Almanya’da devam eden bu mücadele yıllarınızdan ve oradaki siyasi çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Almanya’da uzun yıllar o zamanki adıyla Avrupa Milli Görüş Teşkilatlarında üst düzey yönetici olarak görev yaptım. 1992 yılında dünya bir büyük savaşa ve soykırıma şahit oldu. Yugoslavya dağılmış ve Yugoslavya’yı oluşturan cumhuriyetler birer birer bağımsızlıklarını ilan etmişti. Sırbistan; Hırvatların, Slovenlerin, Boşnakların, Makedonların, Karadağlıların ve Arnavutların bağımsızlıklarını tanımıyor ve her

birine savaş açıyordu. Önce Hırvatlara sonra Boşnaklara sonrasında da Hırvatlarla birleşerek Boşnaklara savaş açtı. Bütün dünya bu vahşeti bu katliamı canlı yayınla seyretmekten başka hiçbir şey yapamadı. İşte tam bu zamanda Almanya’nın Freiburg şehrinde bir kısım idealist, yüreği yaralı üniversite gençleriyle bir araya gelerek İHH’yı (Uluslararası İnsanı Yardım Teşkilatı) Bosna’ya yardım etmek amacıyla kurduk. Ben başka bir aktif görevde bulunduğum için İHH’nın fikir planında yöneticileriyle beraber oldum ama yönetiminde yer almadım.

Kısa sürede İHH gerek Almanya ve Avrupa’da gerekse Türkiye’de büyük bir sempati ve güven kazanarak o dönemde Bosna’ya yardım etmenin tek adresi haline geldi. Bu yardımlar Avrupa ve Türkiye’deki bazı çevreleri rahatsız etti ve İHH büyük bir takibata ve baskıya maruz kaldı. Bir takım isnat ve iftiraların hedefi haline geldi. Hakkında davalar açıldı adeta hizmet etmesi engellendi. Bu şartlar altında daha fazla hizmetini devam ettiremeyeceğini gören İHH yetkilileri 1994 yılının sonunda İHH’nın tüzel kişiliğine son vermek suretiyle İHH’yı kapattı. 1995 yılında yapılan genel seçimlerde Refah partisinden Ordu milletvekili adayı oldum ve seçilemeyince tekrar Almanya’ya döndüm. Rahmetli Erbakan hocanın talebi üzerine bu sefer benim başkanlığımda Almanya’nın Frankfurt şehrinde İHH yeniden açıldı.


KARADENİZ’İN İNCİSİ

İHH’da genel başkanlık görevim 1999 genel seçimleriyle daha sonra anayasa mahkemesi tarafından kapatılan Fazilet Partisinden Ordu milletvekili seçilmeme kadar aktif bir şekilde devam etti. Ve sizin için 10 yıl süren yurtdışı mücadelenizden sonra yeniden Türkiye yılları… Bu sefer Fazilet Partisinden Ordu milletvekili seçilerek Türkiye’ye kesin dönüş yaptınız. Fakat o dönemde de parti olarak önünüze birçok engeller çıktı. Bize kısaca o dönemden bahseder misiniz? Refah Partisi kapatılmış Erbakan hoca yeniden siyasi yasaklı olmuştu. Yeni kurulan Fazilet Partisinin genel başkanı Recai Kutan olmuştu. Kısa süre sonra Fazilet Partisi hakkında da Anayasa Mahkemesinde laikliğe aykırı fiillerin odağı olma gerekçesiyle kapatma davası açıldı ve bu kapatma davasıyla beraber parti içerisinde temeli daha gerilere dayanan yenilikçi ve gelenekçi diye ayrışmalar başladı. Bir süre sonra Fazilet Partisi de kendinden önceki Milli Görüş partileri; Milli Nizam, Milli Selamet ve Refah Partisi gibi Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı. Biz 114 bağımsız milletvekili olarak kaldık. Bu kapatılma ile beraber parti içerisindeki bu yenilikçi ve gelenekçi ayrışması bir zaman sonra Ak Parti ve Saadet Partisi olarak ortaya çıktı. Bilindiği üzere Ak Partinin kurucular kurulu üyelerindensiniz? Peki, sizin yenilikçi tarafı seçmenizdeki etkenler nelerdi? 2001 yılında Türkiye’de cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik ve siyasi krizi patlak verdi. Ülke ve millet bütün cumhuriyet tarihi boyunca elde ettiği kazanımların büyük çoğunluğunu kaybetti. Milletimiz yaşanan bu krizin sorumluluğunu kurumsal olarak siyasete kesti. İktidar ve muhalefet ayrımı yapmadan bütün siyasi partileri mahkûm etti. Siyaset kuşatılmış adeta nefes alamıyordu. Bu kuşatılmışlığı yarmak için “ Erdemliler Hareketi” olarak görülen liderliğine Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülük ettiği yenilikçi hareketi umut olarak gördü. Ben de milletimizin beklentisine paralel olarak

tercihimi siyasi hareketine yeni başlamış olan Ak Parti’den yana yaptım ve partinin kurucular kurulu üyesi oldum. Partinin ilk MKYK’sında görev aldım. 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan genel seçimlerde Ak Parti %34 oy alarak parlamentoda %65’lik bir temsil imkânı elde etti. Ben de Ak Parti Ordu milletvekili seçildim. İki dönem Ak Partinin Başkanlık Divanı üyeliğini ve Grup başkanvekilliğini yaptım. Milletimiz yaşanan krizlerin faturasını 2001 öncesi iktidar ve muhalefet partilerine keserek hepsini parlamento dışı bıraktı ve Ak Partiyi tek başına iktidara getirdi. Yaşanan büyük bir kriz ve sonrasında halkın yeni kurulan bir partiyi bu kadar kısa bir sürede benimseyip tek başına iktidara getirmesi… Parti olarak çalışma süreciniz ve halka kendinizi tanıtmanız nasıl başarıyla sonuçlandı? 2001 yılı 14 Mayısında “Artık Türkiye’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” ilkesi doğrultusunda Ak Parti milletiyle beraber bir büyük medeniyet yürüyüşü başlattı. Ülke ve millet sevdasıyla dolu, idealist, fedakâr, vefakâr bu erdemli kadroların samimiyetine milletimiz inandı ve dört genel seçim üst üste Ak Partiye iktidar ve hizmet imkânı verdi. Bünyesinden iki cumhurbaşkanı, beş meclis başkanı, sekiz hükümet ve dört başbakan çıkardı. Ak Parti iktidarları cumhuriyet tarihinin en uzun soluklu iktidarları oldu.

Önceki dönemleri de yakından bilen bir siyasetçi olarak Ak Parti ile birlikte ülkemizde nelerin değiştiğini söyleyebilirsiniz? Öncelikle Ak Parti ile beraber siyaset kurumu ve parlamento yeniden büyük bir güven ve itibar

31


KKAARRAADDEENNİİZZ’ ’İİNN İİNNCCİİSSİİ

kazandı. Siyasi istikrar sağlandı. Ekonomide cumhuriyet tarihinin rekorlarına imza atıldı. Türkiye içerde ve dışarda büyük bir itibar kazandı. Tarihin en büyük yatırım projelerinde eğitimden sağlığa, ulaşımdan altyapıya, turizmden tarıma, uzay teknolojisinden milli savunmaya kadar adeta destanlar yazıldı. Ak Partinin bütün bu yaptıklarının yanında en büyük hizmeti ise demokratikleşme alanında olmuştur. Başta vesayet sistemi olmak üzere her türlü ayrımcılık, red ve inkâr politikaları Ak Parti iktidarları ile beraber son buldu. Farklı fikir, düşünce ve inanç üzerindeki baskılar kaldırıldı. Milletimiz Ak Parti iktidarlarıyla beraber adeta bir “bâ’su ba’del mevt”i yaşadı. Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla büyük bir mücadele verildi. Her türlü mahalle baskısıyla mücadele edilerek 79 milyonun kardeş olması sağlandı.

32

Milletimizin ülkesine ve devletine olan güveni arttırıldı. Topyekûn millet bu ülkenin vatandaşı olmanın haklı gururunu yaşadı Peki, her şey şu an anlattığınız gibi kolay mı oldu? Hayır, hiçbir şey anlatıldığı gibi kolay olmadı. Ak Parti birçok badireleri aşarak geldi. Ak Partinin başarısını ve hizmetlerini engellemek için siyasi cinayetler işlendi.(Danıştay

saldırısı, Necip Hablemitoğlu cinayeti, Malatya Yayınevi cinayeti, Hrant Dink cinayeti, Rahip Santoro cinayeti gibi…) İçinde benim de bulunduğum başta dönemin Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakanı şimdiki Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere çok sayıda parti yöneticisine siyasi yasak getirilmesi şartıyla Ak Partiye kapatma davası açıldı. Anayasa ve yasalar hiçe sayılarak Ak Partiye cumhurbaşkanı seçtirilmedi ve hatta bir e-muhtıraya muhatap edildi. Bu şartlar içerisinde Türkiye 22 Temmuz 2007 tarihinde yeniden genel seçime gitti ve benim de tekrardan Ordu milletvekili seçildiğim bu genel seçimde Ak Parti çok daha güçlü ve yüksek bir oy oranıyla tekrar tek başına iktidara geldi. Milletimiz bir kere daha sağduyusunu ortaya koyarak yaşanan bu ihanetlere asla prim vermediğini gösterdi. 2007 seçimlerinden sonra Ak Parti milletimizle yürüyüşüne ve hizmete devam ederken bu sefer Balyoz, Ergenekon, Askeri casusluk gibi farklı yapılanma ve ihanetlerle karşılaştı. 2011 seçimlerinde bir kere daha milletimiz bu kumpasları boşa çıkardı. Fakat ihanetler bunlarla da bitmedi. Gezi olayları, Mit krizi, 17-25 Aralık darbe girişimi gibi ihanetlerle karşı karşıya kaldı. Bütün bu ihanet ve kalkışma girişimlerinden Türkiye Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dirayetli liderliği sayesinde başarıyla çıktı. 7 Haziran 2015 genel seçimlerinde bu sefer tek iktidar çıkmaması sebebiyle uzun süren koalisyon görüşmeleri sonrasında 1 Kasım 2015’te tekrar seçim yapılmasına karar verildi. 7 Hazirandan 1 Kasıma kadar geçen süre içerisinde yaşanan sıkıntılar ve anlaşmazlıklar neticesinde Ak Parti bir kere daha milletimiz için umut olarak ortaya çıktı ve milletimizden tek başına iktidar vizesi aldı. Bu krizler sadece kendi ülkemizde değil aynı zamanda dış dünyada da geniş yankı uyandırdı. Ak Partinin karşılaştığı bu krizlerin asıl amacı ve hedefi neydi? Ak Partinin iktidara gelmesiyle beraber içerde başta vesayet sistemi olmak üzere Ak Parti sorgulanması gereken her şeyi sorguladı hatta


KARADENİZ’İN İNCİSİ

yargıladı. Dışarda da bütün güç odaklarını ( Birleşmiş Milletler, İslam Konferansı Teşkilatı, NATO, Avrupa Birliği gibi) sorguladı. İçerde sorgulananlarla dışarda sorgulananlar güç birliği yaparak Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsında Ak Parti hükümetlerini ve Türkiye Cumhuriyetini sorgulamak istediler. Kısacası içerde ve dışarda sorgulananlar kendisini sorgulayan iradeyi sorgulamaya hatta yargılamaya kalktı. 1 Kasım 2015 genel seçimlerinden sonra yeniden iktidara gelen Ak Parti bir taraftan milletimize hizmete devam ederken bir taraftan da terör ile mücadele ediyordu. Tam bu noktada tarihinin en büyük ihanetiyle karşılaştı. Daha önce zikrettiğimiz Gezi olayları, 7 Şubat krizi, 17-25 Aralık darbe girişimlerinin içerdeki asıl müsebbibi olan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ve uluslararası iş birlikçilerinin girişimiyle bir büyük ihanetin muhatabı oldu. Türkler tarihte 6’sı imparatorluk olan 16 devlet kurdu ve bu devletlerin hiçbirisi harici düşmanlar tarafından yıkılmadı iç ihanetlerle yıkıldı. 15 Temmuzda milletimiz tarihin tekerrür etmesine izin vermedi ve bu ihanete dur dedi. 15 Temmuz bizim kuşağın da şahit olduğu hain bir darbe girişimidir. Sizin bu konudaki değerlendirmelerinizi merak ediyorum. 15 Temmuz darbe girişimini ve sonrasında atılan adımları nasıl değerlendiriyorsunuz? Yaklaşık yarım yüzyıl milletimizin milli ve manevi değerlerini kullanarak sureti haktan görünüp başta Türk Silahlı Kuvvetlerine ve devletin bütün kurumlarına sinsice yerleşen FETÖ, daha önce Gezi olaylarında, Mit krizinde, 17-25 Aralık darbe girişiminde gerçekleştiremediğini 15 Temmuz 2016’da yerli iş birlikçileri ve arkasındaki uluslararası himayenin desteğiyle gerçekleştirmeye çalıştı. Üniformalı asker görüntülü FETÖ hainleri hükümeti ortadan kaldırmak, Türkiye’yi işgale ve iç savaşa açık hale getirmek için silahlı bir darbeye kalkıştı. Milletimiz ihanetin büyüklüğünü gördü daha önce de ifade ettiğim gibi tarihin tekerrür etmesine fırsat vermedi. Bu ihanet çetesi milletimizin sağduyu, basiret, bayrak, hürriyet, özgürlük ve vatan sevdasını hesaba katmayarak bir kere daha yanlış hesap yaptı. Milletimiz adeta bir gecede büyüyüp olgunlaşarak göğsünü bu ihanet girişimine siper etti.

Gözü dönmüş bu hainler başta TBMM olmak üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, askeri ve polis karargâhlarını pervasızca bombaladılar. Bu ihanete karşı direnen milletimizin üzerine tanklarla, uçaklarla, helikopterlerle ateş açmak suretiyle yüzlercesinin şahadetine binlercesinin gazi olmasına sebebiyet verdiler. Bu kalkışmayı da başta Cumhurbaşkanımızın, başbakanımızın, parlamentonun siyasi parti genel başkanlarının, silahlı kuvvetlerimizin vatansever mensuplarının, kahraman emniyet mensuplarının, sendika ve sivil toplum örgütlerinin, bütün görsel ve yazılı medya kuruluşlarının hülasa 79 milyon vatan evladının birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhu bertaraf etmiştir. Tarihe not düşerek bir kere daha büyüklüğünü göstermiştir. Yarım yüzyıllık bu yapılanma devlet kurumları içerisinden kolaylıkla temizlenebilecek mi?Görünen o ki bu çok kolay olmayacak. Devletimiz, hükümetimiz ve bütün anayasal kurumsal bu yapıyı, örgüt ile bağı olanları, örgüte destek verenleri devlet içerisinden büyük bir gayret, özveri ve samimiyetle temizlemeye çalışıyorlar. Milletimiz de bu mücadeleyi destekliyor. Aslında niyetimiz daha samimi bir röportaj yapmaktı ama yine uzun bir siyasi söyleme dönüştü. Baktığımızda sizin hayatınızdan kronolojik bir geçit yaptık. Siyasi hayatınız dışında sosyal hayatınızdan biraz bahseder misiniz? Son olarak da siyasetçi kimliğinizin yanında eğitimci kimliğinizle gençlere bulunabileceğiniz tavsiyeleriniz var mıdır? Hayat ileriye doğru devam eden bir süreçtir. Sosyal hayattan, ülke ve dünya meselelerinden hiçbir zaman kopmadım. Hala aktif olarak birçok sivil toplum örgütünde çalışmalarda bulunuyorum. Okuyorum araştırıyorum. Gençlere tavsiyem de mutlaka ülke meselelerine karşı duyarlı olmaları, okumaları, sosyal aktivitelerin içinde bulunmaları, farklılıklara karşı hoşgörülü olmaları, derin bir tarih bilincine sahip olmaları, bizi biz yapan değerlerden hiçbir zaman kopmamalarıdır. Ayakları yerden kesilmemeli, her zaman gelecek vizyonu taşımalı, ülke ve millet idealleri olmalıdır.

33


KARADENİZ’İN İNCİSİ

ŞEHR-İ HUZUR 34

Tarihi dokusu, denizi, yaylaları, dereleri, gölleri, kaplıcaları ve temiz havası ile dünyanın en güzel köşelerinden biri olan Ordu, tabiatın tüm renklerini içinde barındıran adeta bir günde dört mevsimi yaşayan ve konuklarına yaşatan bir şehirdir. Kökleri tarihin derinliklerine kadar uzanan Ordu, sahip olduğu büyüleyici özellikleri sayesinde her yıl binlerce turisti ağırlamaktadır. Boztepe’si, yaylaları, kıvrım kıvrım menderesleri, tarihi camileri, denizi… Sahip olduğu turizm değerlerinin sadece birkaçıdır. İlimizin ekonomisi büyük ölçüde fındık tarımına dayanmaktadır. Ordu tek başına Türkiye fındık üretiminin %25 ila %35’ini karşılamaktadır. Bu sayede fındık, nüfusun yaklaşık % 70’inin gelirini oluşturmaktadır. Yine fındık üretimine bağlı olarak çikolata fabrikaları da bu anlamda faaliyetlerine devam etmekte ve Türkiye ekonomisine katkı sağlamaktadır. Şehrimizde diğer bir geçim kaynağı olan balıkçılık ise her ne kadar fındık kadar olmasa da kayda değer önemli bir potansiyele sahiptir.

İhsan ŞENER

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı

Ordu’nun şehir ve halk olarak hiç şüphesiz sahip olduğu değerleri muhafaza edecek, yüceltecek bir konuma erişmesi gerekmektedir. Çünkü bu şehir ve bu halk bunu fazlasıyla hak etmektedir.


KARADENİZ’İN İNCİSİ

2002 yılından sonra kurulan AK Parti hükümetleri tarafından oluşturulan sosyal, siyasi ve ekonomik politikaların tümünde hükümetler merkeze insanı koymuştur. Bu çerçevede eğitimden sağlığa, insan haklarına, bireysel hak ve özgürlüklere, demokrasiye, ulaşıma, çevre politikalarına, enerji politikalarına kısacası halkın daha müreffeh bir hayat sürmesini sağlayacak birçok icraata bu dönem içerisinde kavuşulmuştur. Bu anlamda 2002 yılından günümüze kadar Türkiye genelindeki yenilenme hareketinden, gelişimden, dönüşümden şehrimiz olan Ordu da kayda değer bir pay almıştır. Havaalanı, üniversite, okullar, hastaneler, bölünmüş yollar, tüneller… Yapımına 2011 yılında başlanılan Ordu-Giresun havaalanı projesi bizim için son derece önemli, prestij projelerden biriydi. Ordu’ya 16, Giresun’a 29 km uzaklıkta Gülyalı mevkiinde bulunan havaalanımız Avrupa’nın ve Türkiye’nin denize dolgu olarak yapılan ilk havalimanı olmuştur.

Yaklaşık 350 milyon liraya mâl edilen havaalanımız, ayda 55-60 bin civarında yolcuya hizmet vermektedir. Bugün günde 16 uçağın inip kalktığı havalimanımıza sadece iç hat değil Arap ülkelerini de kapsayan dış hat uçuşları da gerçekleşmektedir. Ordumuz sahip olduğu tarihi ve doğal güzellikleri sayesinde her yıl ortalama 500 bin civarında yerli ve yabancı turiste ev sahipliği yapmaktadır. Bu sayının havalimanımız sayesinde bir milyonu aşacağı kanaatini taşımaktayız.

2002 yılına gelene kadar şehrimize sadece 50 km bölünmüş yol yapılmışken bu rakam bugün iki kat artarak 127 km olmuştur. Bu çerçevede 8 tanesi bölünmüş yollarda olmak üzere toplam 36 adet tünel inşa edilmiştir. Halen proje aşamasında 21 km bölünmüş yol çalışması da bulunmaktadır. 2002 yılı öncesinde sağlık alanındaki mağduriyetleri, randevu ve ilaç kuyruklarını hep birlikte yaşadık. Bugün ise sağlıktaki değişim, dönüşüm hamdolsun hepimizin içini rahatlatacak boyuttadır. Bu kapsamda hastanelerimiz son teknoloji tıbbi cihazlarla donatıldı. Ordu merkez ve ilçelerine 2002 yılından 2016’ya kadar 272 milyon TL kamu yatırım bedeli ile 28 sağlık merkezi yapıldı. Özellikle Fatsa ve Ünye’de yapılan 5 yıldızlı devlet hastaneleri hatırı sayılır bir nüfusun ihtiyacını karşılamaktadır. Halen proje aşamasında, ihale aşamasında ve yapımı devam eden merkez ve ilçe devlet hastaneleri, diş sağlığı merkezi ve eğitim araştırma hastanesi de bulunmaktadır. Kamu Özel Ortaklığı Modeli ile yapılacak şehir hastanesinin toplam proje bedeli ise 293 Milyon TL’dir. 2007 yılında başlatılan evde bakım hizmeti kapsamında 2007-2016 yılları arasında toplam 13.128 vatandaşımız engelli evde bakım hizmetinden yararlanmış ve bu kapsamda 365 milyon TL harcanmıştır. Sosyal ve ekonomik destek hizmeti kapsamında 2003 yılında 69 bin lira ödenekle 76 vatandaşımız yararlandırılırken, bugün bu rakam 2

35


KARADENİZ’İN İNCİSİ

KARADENİZ’İN İNCİSİ

36 milyon 40 bin TL ve 549 vatandaşımız nakdi yardım almaktadır. İlimizde son bir sene içerisinde yapılan doğum yardımı ise 3 milyon 966 bin TL’dir. Eğitim alanında Ordu merkez ve ilçelerinde Cumhuriyet döneminden 2002 yılına kadar yapılan derslik sayısı 3102 iken 2003 sonrası yapılan derslik sayısı ise 2493 olmuştur. Bu, tüm derslik sayısının %44’ünü oluşturmaktadır. Halen yapımı devam eden derslik sayısı 288’dir. Proje aşamasında ise 68 derslik bulunmaktadır. 2006 yılında kurulan Ordu Üniversitemizde 12 fakülte, 3 enstitü, 1 yüksekokul, 8 araştırma ve uygulama merkezi, 10 meslek okulu bulunmakta ve 21.000 öğrencisiyle ilimize artı değer katmaktadır. TOKİ öncülüğünde yapılan planlı kentleşme ve konut seferberliği kapsamında son 13 yıl içerisinde 518 milyon TL’lik kamu yatırımıyla 4.184 konut ve 45 sosyal donatı inşa edilmiştir.

Vatandaşımızın temiz hava ve kaliteli ısınma kapsamındaki ihtiyacını gidermek amacıyla şehrimiz doğalgaz ile tanıştı. 2002 yılına kadar Türkiye genelinde sadece 9 ilimizde doğalgaz bulunmakta iken bugün 74 ilimizde doğalgaz bulunmaktadır. Hâlihazırda bugün Ordu’nun yaklaşık %40’ının doğalgaz ihtiyacı karşılanmaktadır. Ordu ili ve ilçelerinde geçtiğimiz 14 yıl içerisinde toplamda 1340 yatırım projesi hazırlanmış ve biten proje sayısı 1031 olmuştur. Halen yapımı devam eden proje sayısı ise 309’dur. Toplam yatırım bedeli ise 12 milyar 297 milyon TL olmuştur. 2002 yılından sonra kurulan AK Parti hükümetlerinin ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN önderliğinde oluşan hareketin devlet şuuru, her zaman halkın emrinde ve hizmetinde olmak olmuştur. Bizim de amacımız devletimizin kaynaklarını sahiplerine, milletimizin hizmetine sunmak ve bu uğurda çaba harcamaktır.


ORDU

OKTAY ÇANAK

Ordu Milletvekili

AYAĞA KALKIYOR Doğu Karadeniz Bölgesinin kapısı konumundaki Ordu, doğa güzellikleri, bitki örtüsü, mavi ve yeşilin kucaklaştığı kıyıları, koy ve kumsalları, hemen kıyı şeridinden başlayan dağları, yükseltilerindeki uçsuz bucaksız ve birbirinden güzel yaylaları ile tarihin yanı sıra kültür ve doğa turizminde de geleceği parlak bir şehirdir. 100 km.lik kıyı şeridi bulunan Ordu ili’nin 60 km.lik kıyı bölümü kumsallardan oluşur. Bu özelliği ile diğer Karadeniz illerinden farklı bir yapıya sahiptir. Yörenin dağlar ve ormanlar ile kaplı olması, zengin florası ve sukuneti ziyaretçiler için çekici bir özellik olarak kabul edilmektedir. Ordu ilinin sosyal

ve kültürel yapısı, turizmin gelişmesi için de oldukça uygundur. Henüz doğallığını koruyan ve diğer illere göre bozulmamış kıyılarımız, deniz turizmi potansiyelimizi oluşturmaktadır. Zengin turizm potansiyeline sahip ilde kıyı turizmi, yayla turizmi, trekking, yamaç paraşütü gibi etkinliklere imkan sağlayacak unsurlar mevcuttur. Yöresel mutfağımız oldukça zengindir. Böylesine güzel özellikleriyle sıraladığımız Ordu, ne yazık ki Cumhuriyet döneminde AK Parti hükümetinin iktidara gelmesine kadar olan zamanda istediği yatırımları alamayan, ekonomik ve sosyal yönden gelişme gösteremeyen, Samsun ile Trabzon arasına sıkışmış bir il konumunda idi. Ekonomik ve sosyal kalkınmanın temel taşı olabilecek yatırımlardan mahkumdu. Üniversite yoktu, havaalanı yoktu, en önemlisi yol yoktu. AK Parti’nin iktidara gelmesinin ardından tüm ülke genelinde başlayan kalkınma hamlesinden Ordu ili, son 14 yılda Cumhuriyet tarihinde aldığı hizmetlerden kat kat daha fazlasını bu dönemde aldı.

37


KARADENİZ’İN İNCİSİ

Ordu Üniversitesi kuruldu. Bugün 220 bini aşkın öğrencinin öğrenim gördüğü uluslararası bir üniversite olma yolunda hızla ilerlemektedir. Son 50 yıldır geçmiş siyasi hükümetlerin sürekli söz verdiği ancak gerçekleştirmediği Ordu Havaalanı, kader birliği yaptığımız Giresun ile elele

vererek Avrupa’da 1., dünyada 3. örneği olan denize dolgu yöntemiyle 3.5 yılda inşa edildi. Türkiye’nin en prestijli projelerinden biri olan Ordu-Giresun Havalimanı, coğrafyası sebebiyle yatırım yapmanın zor olduğu Karadeniz’de bölge insanının kararlı

38

duruşunu temsil etmektedir. Karadeniz’in coğrafi yapısı dağlık ve engebelidir. Bu sebeple sağlıklı ve geleceğe yönelik uzun vadeli yol yapmak zordur. Ancak zorlukları kolaya çeviren hükümetimizin kararlı duruşu sayesinde Ordu duble yollarla örülmeye devam edilmektedir. Türkiye’de toplam 145 km uzunluğunda 160 tünel bulunurken, 63 km uzunluğunda 40 adet tünele sahip Ordu, ülke genelindeki tünellerin yüzde 44’üne sahiptir. Ferhat misali dağlar, tepeler delinerek inşa edilen tüneller içerisinde 3 bin 820 metrelik uzunluğu ile Türkiye’nin halen en uzun kara tüneli olan Nefise Akçelik Tüneli de Ordu ili sınırlarında bulunmaktadır. Yine halen inşaatı devam eden, soğuk savaş döneminde NATO’nun bile özel ilgilendiği 140 yıllık bir hayal olan Ordu-Sivas bağlantısı adeta dağlar dize getirilircesine kararlı bir şekilde inşa edilmektedir. Türk mühendisleri tarafından adeta Ferhat gibi dağları delerek inşa edilen, Karadeniz’i İç Anadolu’ya bağlayacak en kısa yol olan tarihi Dereyolu sayesinde, halen 114 kilometre olan ve

tehlikeli virajlarla dolu Ordu- Mesudiye yolu 88 kilometreye düşecek,, 3.5 saat olan MesudiyeOrdu güzergahı da 1.5 saate inecektir. Güzergah üzerinde toplum uzunluğu 6 km olan 25 adet tünel bulunmaktadır. Yine bu 14 yıl içerisinde Ordu ili, engelli, evde bakıma muhtaç vatandaşlarımıza, yetim yavrularımıza, dul teyzelerimize, ihtiyaç sahibi her vatandaşımıza yönelik sosyal politikalarla, yıllarca sağlıklı evlerde oturma hayali içerisinde olan vatandaşlarımıza yönelik inşa ettiğimiz 5 bin konutu aşan toplu konut çalışmalarıyla, 2002’ye kadar 5 bin dersliği bulunurken son 14 yılda inşa edilen yeni okullarla 6 bin dersliği aşmış okullarıyla, ilçelere beş yıldızlı otel konforuna sahip yeni hastaneleriyle, zeki çevik ve ahlaklı genç nesiller yetiştirmek için inşa edilen yepyeni spor tesisleriyle, her geçen gün yükselen turizm potansiyeli ile Ordu geleceğe umutla bakan bir il olma yolunda ilerlemektedir. Bütün bu hizmetlerin yanı sıra Ordu Büyükşehir Belediyesi’nin hizmetlerini saymadan geçmek haksızlık olacaktır. AK Parti’nin yukarıda saydığımız onlarca büyük yatırımlarından en önemlilerinden biri Ordu’nun Büyükşehir

olmasıdır. 29 Nisan 20114 tarihinde faaliyetine başlayan Ordu Büyükşehir Belediyesi, son 2.5 yılda büyük bir kalkınma ve gelişme hamlesi başlatmış, Ordulunun geçmişten bugüne gelen talihsizliklerini bir bir ortadan kaldırmak üzere yoğun bir tempo göstermektedir. Ordu’nun 19 ilçesinin kara talihini ortadan kaldırmak isteyen Ordu Büyükşehir Belediye Başkanımız Enver Yılmaz, ilk iş olarak yol ve su sorununu kökten çözmek üzere kolları sıvamış durumdadır. 19 ilçenin kırsal alandaki tüm grup


yollarını Avrupai standartlarda inşa etmek için yoğun bir çalışma sergilenmektedir. Daracık patika yollar genişletilmekte, kale gibi istinat duvarları örülmekte, menfez ve su yolları gibi alt yapı çalışmaları gayet titiz ve özenli bir şekilde inşa edilmektedir. Bir dönem ineklerin, katırların dahi geçemediği yollar bugün otoban gibi asfalta sahip hale gelmiştir. Bunların yanı sıra ilçelerin sağlıklı su sorunu ortadan kaldırılmak üzere Ordu Büyükşehir Belediyesi Ordu Su Kanalizasyon (OSKİ) Genel Müdürlüğünce 19 ilçede müthiş bir çalışma vardır. Halen 15 ilçenin su arıtma tesisleri inşa edilmiş, yeni su alanları oluşturulmuş, alt yapıları döşenmiştir. 19 ilçenin tüm mahallelerinde ve köşe bucağında sürekli bir çalışma yapılmaktadır. Ordu Büyükşehir Belediyesi, Ordu’yu adeta şantiye haline getirmiş vaziyettedir. ‘İşimiz Gücümüz Ordu’ sloganıyla hizmet eden, Ordu’yu yılların sıkıntılarından kurtarmak için kararlı bir duruş sergileyen Ordu Büyükşehir Belediye Başkanımız sayın Enver Yılmaz’a Ordulular adına bir kez daha teşekkürlerimi ve şükranlarımı belirtiyorum. Sonuç olarak söylemek gerekirse, “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” ilkesinden hareketle ‘halka hizmeti hakk’a hizmet’’ olarak benimseyen bir siyasi hareketin mensupları olarak Ordu’ya, Orduluya, Türkiye’ye hizmet eden bir milletvekili olmaktan onur, gurur ve mutluluk duyuyorum. İşte Ordu’ya ve bu ülkeye hizmet etme sevdasında olan bizler, sayın Başbakan Yardımcımız Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, milletvekili arkadaşlarım Metin Gündoğdu, Ergün Taşçı ve Ordu Büyükşehir Belediye Başkanımız Enver Yılmaz ile hep birlikte Ordu’nun makus talihini yenmesi,

ekonomik ve sosyal yönden gelişebilmesi, önemli yatırım ve hizmetleri almak suretiyle geleceğe umutla bakan bir şehir haline gelmesi için birlik ve beraberlik içerisinde çalışmalarımızı yürüteceğiz. 15 Temmuz 2016 gecesi, yakın siyasi tarihimiz in en önemli kilometre taşlarından birini yaşadık. O gece hain ve taşeron FETÖ örgütü tarafından ülkemiz ele geçirilmeye, dış güçler adına işgale yeltenmeye çalıştı. Ancak kahraman milletimiz Allahın inayetiyle sokaklara meydanlara inerek, namluların, tankların, helikopterlerin, uçakların karşısına dikilme cesareti göstererek buna izin vermedi. 15 Temmuz gecesi bir kez daha istiklali ve istikbali için, canı pahasına ülkesini FETÖ’ye, işgalcilere teslim etmeyen aziz milletimizi en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle selamlıyorum.

39

Sonuç olarak; devlet ve millet olarak, 15 Temmuz darbe girişimini çok iyi analiz etmeliyiz. Sadece bu ihaneti gerçekleştirenleri değil, onların arkalarındaki güçleri, onları harekete geçiren saikleri de çok iyi değerlendirmeliyiz. Yakaladığımız bu birlik ve beraberlik ruhunu en iyi şekilde değerlendirmeli, 15 Temmuz’u daha güçlü, daha müreffeh Türkiye’nin inşası için bir milat haline dönüştürmeliyiz. Yakın tarihin vicdanları kanatan, kafalarda soru işaretleri oluşturan tüm sorunlu, sıkıntılı olaylarını yeniden masaya yatırarak, eksikleri, yanlışları ortaya koymalıyız. Selam ve muhabbetlerimle…


KARADENİZ’İN İNCİSİ

Seyit TORUN

ORDU

Ordu Milletvekili CHP Genel Bşk. Yrd.

KARADENİZ’ İN İNCİSİ

40

Ordu Karadeniz’in incisi. Gerçekten muhteşem kültürüyle, tarihiyle, turizmdeki avantajlarıyla, yaylalarıyla, masmavi sahilleri ile yemyeşil doğasıyla uçsuz bucaksız fındık bahçeleriyle, hem turizmde, hem de Türkiye ekonomisinde çok önemli bir konuma sahiptir. Biliyorsunuz, Türkiye, fındık üretiminde ve ihracatında dünyada belirleyici ülke konumundadır. Dünya fındık üretiminin yüzde 75’ini Türkiye, bunun yüzde 30’unu ise Ordu gerçekleştiriyor. Şehrimizin tarımsal üretimi tamamen fındığa dayalı bir yapıya sahip olduğu gibi ticaret ve sanayi de fındık odaklı olarak örgütlenmiştir. Yani Ordu’nun ekonomik hayatı fındığa endekslidir. En önemli geçim kaynağıdır. Ancak geçmiş yıllarda fındığa ve fındık üreticilerine yeteri kadar sahip çıkılmaması ve gerekli desteğin verilmemesi fındığın ülke ekonomisinde hak ettiği yeri alamamasına neden olmuştur. 2009 yılından beri ülkemizde fındık fiyatları serbest piyasa ekonomisi ile arz ve talebe bağlı olarak belirlenmektedir. Bu durumda fındık rekoltesi

yüksek olduğunda fındık fiyatları düşmekte, düşük olduğunda ise yükselmektedir. Bu durum geçimini fındığa bağlayan üreticiler için ciddi bir belirsizlik ve istikrarsızlık oluşturmaktadır. Oysa dünyada başka ülkelerde olduğu gibi stratejik bakımdan önemli olan ürünlerin üreticilerinin piyasa koşullarındaki olumsuz gelişmelere karşı korunması önemli bir devlet politikası olarak belirlenmektedir.


Ülkemizde de stratejik öneme sahip bir ürün olan fındık üretimi ve fiyatında istikrarın sağlanması ve üreticilerin bahçe bakımı, işçilik ve benzeri zorunlu giderlerini karşıladıktan sonra geçimini sağlayacak yeterli gelire sahip olması için desteklenmesinin ülkemizde Devlet politikası haline getirilmesi zorunludur.

Sadece üretici destekleme primleri beklenen sonuçları sağlamamaktadır. Türkiye fındık üretiminde lider olmasına rağmen uluslararası piyasa fiyatının belirlenmesinde hiçbir etkisinin olmaması ülkemiz için önemli bir eksikliktir. Bu eksiklik ülkemizde fındık üreticilerinin mağduriyetine ve uluslararası piyasaları etkileyen güçlerin insafına bırakılmasına neden olmaktadır. Bütün bu sorunların çözümü için ülkemizde yerli üretim fındığın “milli ürün” olarak kabul edilmesi ve ciddi bir şekilde koruma ve destek altına alınması gerekmektedir. Bununla ilgili geçen yasama yılında TBMM Başkanlığına bir kanun teklifi sunduk. Bu senede teklifimizi yineleyeceğiz ve konunun takipçisi olacağız. Ne yazık ki, diğer tarım ürünlerinin durumu da bundan farklı değildir. Çoğu ürünlerimiz zararına satılıyor. Buna karşılık maliyetler, çiftçilerimizin kullandığı gübre, mazot, ilaç, tohumluk fiyatları, işçilik ücretleri hızla artıyor. Üretici günden güne fakirleşiyor, yoksullaşıyor. Bir zamanlar tarımda “kendine yeterli” az sayıda ülkeden biri olmakla övünülürken şimdi dışa bağımlı bir tarım ülkesi yaratılmıştır.

Uygulanan politikalarla çiftçi tarımdan uzaklaşmış, üretim durma noktasına gelmiş, ihracat kısıtlanmıştır. Mevcut iktidarın yanlış tarımsal politikaları sonucunda, tarımda istihdam azalmış, kırsaldan kente göç hızlanmıştır. Bütün bunların sonucu ise hızla artan işsizlik olmaktadır. İşte bu eşsiz güzelliğe sahip Ordu’muzun en büyük sorunlarının başında da işsizlik ve göç geliyor. Bakınız, TÜİK’in son açıkladığı verilere göre açlık sınırı 1.386, yoksulluk sınırı 4.515 lira olmuştur. Bu rakamlar bile gerçeği yansıtmamaktadır. 6 milyon işsizin olduğu ülkemizde her sene ekonomimize bir milyon yeni iş gücü katılmaktadır. En az %5 büyümesi gereken ekonomimiz yüzde %3 büyüme seviyelerine düşmüştür. İşsizlik rekor seviyelere çıkmıştır. Her geçen gün işsiz ve yoksul sayısı çığ gibi büyümektedir. İhracat ve ithalat düşmüştür. En son Moody’s in açıkladığı karar vahimdir. Türkiye’nin yatırım yapılamaz bir ülke olduğunu, güvenlik riski ve kurumsal bir çöküntü yaşadığı gerekçeleriyle ortaya koymuştur. Güvenlik riskinin çok yüksek olduğu ülkeler arasında yer alıyoruz. Bu sene turizm sektörümüzde de 8 milyar dolara yakın bir ekonomik kaybımız var. Bu sene 7 milyon turist güvenlik riskiyle ülkemize gelmekten vazgeçti. Tabi bunun yanı sıra doğal varlıklarımızı da yeterince korumuyoruz.

41


KARADENİZ’İN İNCİSİ

42

Ordu Türkiye’nin cennet köşelerinden biri. Sahip olduğu doğal, tarihi ve kültürel değerler gözetildiğinde turizmin gelişmesine olanak sağlayacak tüm potansiyele sahip bir coğrafyada yer alıyor. Doğal zenginlikleri, tarihi dokusu, geniş ormanlık alanları, denizi, dereleri, yaylaları ile eşsiz bir coğrafya sunması, kendine özgü yerel yaşam tarzı ve gelenekleri, alternatif turizme uygunluğu (doğa turizmi, yayla turizmi, tarıma dayalı turizm, etkinlik turizmi) ilin turizminin güçlü olduğu noktaların hepsine sahip bir konumdadır. Ancak bu üstünlüklerini de ne yazık ki çok iyi kullanamıyoruz. Neredeyse her ırmağımızın üzerine, bölgenin ekosistemini geri dönüşsüz biçimde tahrip eden çok sayıda HES yapılıyor, yaylalarımızın doğallığı yapılan yol yapılan yol projeleriyle bozuluyor. Madencilik faaliyetleri hızlı bir şekilde artıyor. Yani her geçen gün turizm merkezlerinin içinde yer alabilecek konumdan hızla uzaklaşıyor. Oysa bütün bu planlamaların Ordu’da, bugünün ve geleceğin ihtiyaçlarını göz önüne alarak doğal kaynak değerlerin, sürdürülebilirlik, katılımcılık ve çevreye duyarlılık temel ilkeleriyle planlanarak yapılması gerekiyor. Maalesef Türkiye Cumhuriyeti hiç olmadığı kadar her alanda sancılı bir süreçten geçiyor. 15 Temmuz 2016 gecesi Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bir cuntanın demokrasimize, Cumhuriyetimize ve milli iradeye yönelik darbe girişimi ile yüz yüze gelinmiştir. Siyasi partilerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız, devlet kurumlarımız, medyamız, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin darbeye prim vermeyen onurlu çoğunluğu ve aziz milletimiz büyük bir azimle, kararlıkla ve cesaretle direnmiş, Türkiye`nin demokrasiye olan inancını ve yaşama isteğini ortaya koymuştur. Parlamenter demokrasinin tüm kazanımlarını özümsemiş halkımız direnme hakkını canı pahasına kullanmış ve bu haince darbe girişimini önlemiştir. Siyasi partilere önümüzdeki dönemde çok önemli sorumluluklar düşmektedir.

Benzeri olaylarla bir daha karşılaşmamamız için siyasi partilerin artık özeleştiri yapması kaçınılmaz bir zorunluluktur. Bundan sonra devleti yönetenlerin, siyasi iktidarın tarihsel sorumlulukla hareket etmesi gerekmektedir. Ülkemizin içinde bulunduğu durumdan kurtuluşunun tek çaresi güçlü bir demokrasidir, hukukun üstünlüğüdür. Atatürk ilke ve devrimlerinin ışığında yürümektir, “Yurtta Barış Cihanda Barış” ilkesidir. Cumhuriyetin değerlerine, Atatürk İlke ve Devrimlerine sahip çıkmakla mümkündür. Üstünlerin hukukuna değil hukukun üstünlüğüne, düşünce özgürlüğüne, medya özgürlüğüne, tarafsız ve bağımsız yargıya, güçler ayrılığına, din ve vicdan özgürlüğüne, hukuku ve demokrasiyi katledenlere karşı direnme hakkına da sahip çıkmakla mümkün olacağı asla unutulmamalıdır. Demokrasinin, barışın, hukukun üstünlüğünün, hesap verilebilir, şeffaf bir yönetim anlayışının olmadığı bir yerde güçlü bir ekonomi yaratmak mümkün değildir. Bu anlayışın hakim olmadığı bir devlet yönetimiyle sahip olduğunuz hiçbir avantajınızı kullanamazsınız. Son olarak şunu söylemek istiyorum. Benim sevdam “Ordu ve Ordu’lulardır. Benim sevdam Türkiye’dir.


KARADENİZ’ İN NADİDE ŞEHRİ

ORDU

Karadeniz’in nadide şehirlerinden olan Ordu 2013 yılında büyükşehir statüsü kazanmıştır. Türkiye’nin en kalabalık otuzuncu ili olan Ordu yaklaşık 750 bin nüfusa sahiptir. 19 ilçeye sahip olan şehirde 481 mahalle bulunmaktadır. Merkez ilçe olan Altınordu’nun Zafer Köyü’nden olan Metin Gündoğdu 2015 yılında yapılan genel seçimlerde AK Parti’den Milletvekili seçildi. Çeyrek asırdır siyaset ile iç içe olan Metin Gündoğdu, çeşitli STK ve derneklerde aktif görevde bulunmuş, bu görevlerdeki birinci önceliği memleketi Ordu’ya hizmet etmek olmuştur.

Metin GÜNDOĞDU Ordu Milletvekili

Milletvekili seçildikten sonra görev ve sorumluluklarının kat be kat arttığını belirten AK Parti Ordu Milletvekili Metin Gündoğdu “Milletimizin oyu ile seçilmek çok önemli bir lütuftur. Bu muhtarlarımız için de geçerli biz milletvekilleri için de… Milletimizin vekaleti ile TBMM’de bulunmanın ne kadar önemli olduğunu ve omuzlarımıza yüklediği sorumluluğun karşısındayız. Çalışmalarımızı da bu çerçevede ilerletiyoruz. Ordu’nun taleplerini, Ordulu hemşehrilerimizin ihtiyaçlarını merkez alarak bu ihtiyaçları karşılayacak politikalar üretiyoruz. Başbakan Yardımcımız Prof. Dr. Sayın Numan Kurtulmuş, Ordu Valimiz Sayın İrfan Balkanlıoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Enver Yılmaz, kaymakamlarımız, ilçe belediye ve parti başkanlarımızdan muhtarlarımız ve milletvekillerimize kadar herkes Ordu’nun iyiliği için ter döküyor.” “Senelerdir dilimden düşürmediğim bir cümle var; “Ben Ordu milliyetçisiyim.” Bu şuur ile yaklaşık 25 senedir Ordu’da basmadık yer bırakmadık. Merkez ilçesinden en uzak köyüne kadar her bir yerle temasımız oldu. Daima millette dokunmanın önemine inandık, Allah’ın selamının hikmetine bıraktık kendimizi.”

43


KARADENİZ’İN İNCİSİ

“Zorda kalan, başı sıkışan bir hemşehrimiz olduğunda yardımına koşmak bizim asli görevimiz. Milletvekili olmadan önce ne söylediysek, milletvekili olduktan sonra da hepsini uyguladık elhamdülillah. Telefonumuz da kapımız da daima açık olacak dedik ve açık tuttuk. Cevap veremediğimiz telefonların her birine geri döndük. Hemşehrilerimizden gelen taleplerle, ayrım gözetmeden ilgilendik. Bizim mottomuz ulaşılabilir olmak. Geride kalan bir senede de bunu gerçekleştirdiğimize inanıyorum. Kapımızdan dönen olmadığı gibi, telefonuna cevap alamayan da olmamıştır. Ordulu hemşehrilerimiz çok iyi biliyor ki Metin Gündoğdu telefonun ucunda. Tüm AK Parti kadroları bu şekilde çalışmaktadır.”

44

“Ordu’nun milletvekilleri olarak, memleketimizin genel sorunlarına dönük politikalar üretmekteyiz. Şehrimizden gelen talepler ve tavsiyeler doğrultusunda çözümler üretiyoruz. Muhtarlarımızdan, STK’larımızdan ve belediyelerimizden gelen, toplumsal konulardaki talepler, cevapsız bırakmıyoruz. Şayet bir bürokratik tıkanıklık söz konusu ise, millete hizmetin aksamaması için bunları aşmanın yollarına gidiyoruz.”

“Özellikle hastası olan kardeşlerimize yardımcı olmayı birinci görev edindik. Türkiye’nin neresinde olursa olsun, Ordulu olsun ya da olmasın, her kim yardım istemişse hastası ile ilgilendik. Doktorlarımızın takdiri ile, hastalarımızın helikopter ambulanslarla nakilleri konusunda yardımcı olduk. Bu konuda elimizden geleni yapmaya da devam ediyoruz.

“TBMM Genel Kurul çalışmaları dışındaki zamanlarımı Ordu’da geçirmeye gayret ediyorum. Resmi toplantıların olduğu günler haricindeki çoğu hafta sonunu Ordu’da ve ilçelerimizde geçiriyorum. Birebir görüşmek isteyen ve Ankara’ya gelemeyen kardeşlerimiz ile Ordu İl Başkanlığımızda bir araya geliyoruz. Basın mensuplarımızla ve STK’larımızla buluşarak Ordu hakkında istişarelerde bulunuyoruz. Başta da söylediğim gibi birebir temasa ve bunun getirdiği samimiyete inanıyoruz.”

“Başbakan Yardımcımız Sn Numan Kurtulmuş’un önderliğinde Ordumuza yapılacak büyük projelerin Ankara ayaklarını takip ediyoruz. Hızlı tren, raylı sistem, konteyner limanı, yaylalara teleferik ve Karadeniz- Akdeniz ulaşım yolunu birbirine bağlayan demiryolu hattı gibi tanıtımı yapılan projelerimiz mevcut. Bu 5 mega proje sadece Ordu için değil tüm bölge için büyük öneme sahiptir. Projelerin gerçekleşmesi tüm bölgenin kalkınması için büyük bir atılım olacaktır. Bunlar Ordu’yu merkez alan Türkiye’nin mega projeleridir.” “Yerel yönetimlerden gelen taleplere büyük önem veriyorum. Biliyorum ki belediyelerimizden gelen talepler bir ilçenin yani binlerce kişinin istek ve ihtiyaçlarından oluşuyor. İhtiyaç ve taleplerin çeşidine göre ilgili kurumlarımızla iletişime geçerek, söz konusu ilçede yaşayan kardeşlerimize hizmetin bir an önce gitmesi için çaba sarfediyoruz. Pastadaki payın adil ve hakkaniyetli bir şekilde dağıtılması için uğraşıyoruz. İlçelerimiz arasında hiçbir ayrım gözetmediğimiz gibi, tüm durumlarda Ordu’nun azami çıkarlarını hesaplayarak hareket ediyoruz.”


“Ordu’yu ve Ordu’nun değerlerini her fırsatta TBMM kürsüsüne taşımaya gayret ediyorum. Önemli günlerimizi, tarihi ve kültürel değerlerimizi tanıtmak için yoğun çaba sarf ediyoruz. Ordu’dan gelen ve Ordu ile özdeşleşmiş ürünleri TBMM’de milletvekili arkadaşlarımıza hediye ederek onları Ordu’ya davet ediyoruz.

ivedilikle çözülüp çalışmaların tekrar başlaması için uğraşıyoruz. Hedefimiz bu dönemde ilçe bağlantı yollarımızı Ordulu hemşehrilerimizin hizmetine açmak. İlgili kurumlarımız da bu konuda koordineli bir şekilde ilerliyoruz.”

Aynı şekilde basın mensuplarımıza Ordu’yu gezdirerek, önemli turistik destinasyonlardan canlı yayınlar yapılması hususunda çalışmalarımız oluyor. Türk-İslam coğrafyasından gelen öğrenci kardeşlerimizle yaptığımız buluşmalarda Ordu’nun tanıtımına dönük sohbetlerimiz oluyor. Ankara bürokrasisinde ve siyaset kulislerinde Ordu’muzu, özellikle fındığımızı ve balımızı anmadan geçmiyoruz.”

Hain FETÖ Örgütünün kalkıştığı darbe girişimine karşı milletimiz büyük bir mücadele vermiştir. Türkiye’nin dört bir yanında olduğu gibi Ordu’da da ciddi bir tepki ve direniş gerçekleşmiştir. Ordulu hemşehrilerimiz, hain kalkışmanın başladığı ilk dakikalardan beri sokaklara çıkmış ve iradesine sahip çıkmıştır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısından itibaren sokakları dolduran, 29 gün boyunca süren nöbetlere katılan Ordulu hemşehrilerimiz hain örgütün amacına ulaşmasına engel oldu. Parti ve görüş farklılıkları bir kenara bırakılarak ay yıldızlı al bayrağın altında birleşen tüm gönüldaşlarımızdan Allah razı olsun. Onların cesareti ve imanı ile ülkemiz bugünlere gelebildi. Her türlü iç ve dış tehdide karşı, terör örgütlerine karşı milletimizle birlikte mücadele vereceğiz. Ordulu olmak ve Ordu’ya hizmet etmek bizim için büyük bir şereftir.

“Ordu merkezinin, ilçelerle olan bağlantı yollarının tamamlanması için yoğun efor sarf ediyoruz. Karadeniz’in topoğrafik yapısından dolayı yol yapım çalışmaları uzun zaman alabiliyor. Bazen bu sürece ihaleler ve bürokratik işlemlerin süreleri de eklenebiliyor. Biz tüm bu yol yapım sürelerini kısalmaya çalışıyoruz. Çok şükür Korgan İslamdağ yolunun ihalesi yapıldı ve çalışmalara başlandı. Ordu Kabadüz yolunun çalışmaları başladı ve tüm hızı ile devam ediyor. Gölköy yolumuzla ilgili sorunların

15 Temmuz Demokrasi Destanı

45


KARADENİZ’İN İNCİSİ

ORDU

DÖRT MEVSİMİ BİR KAREDE GÖRMEKTİR

46

Karadeniz’in parlayan şehri Ordu, ülkemizin en kalabalık şehirleri arasındadır. Ordu, 2015 yılı itibarıyla 750 bin’e yakın bir nüfusa sahiptir. Karadeniz Bölgesinde yer alan Ordu’muzun kuzeyinde Karadeniz, güneyinde Tokat ve Sivas illeri, batısında Samsun, doğusunda Giresun ili vardır. Büyükşehir statüsüne geçen ilimiz, 19 ilçeden oluşmaktadır. Yüz ölçümü bakımından ülkemizin en büyük 57. İliyiz. Ordu’muzun tarihi çok ileri dönemlere dayanmaktadır. Ordu, Osmanlı döneminde, 1920 yılında, bağlı olduğu Trabzon Vilayeti’nden ayrılmış, 4 Nisan 1920 tarihinde il statüsüne kavuşmuştur. 2010 TÜİK verilerine göre ilde 19 ilçe ve 481 mahalle vardır. İl merkezinden doğuya gidildikçe Gülyalı, batıya sahil kara yolundan gidildikçe Perşembe, otobandan gidildikçe Fatsa ilçelerine ulaşıla bilinir. Ordu tarihi geçmişine baktığımızda M.Ö. 400 yılından önce şehir merkezinin 5 kilometre dışında olan halk arasında Bozukkale olarak bilinen bölgede ‘Kotyora’ (Kut Yöresi) adıyla kurulmuştur. Kotyora (Cotyora), “Kut Yöresi” anlamına gelmektedir. Kotyora kelime anlamı itibariyle Koto (Eski Lazca: Çanak, çömlek) + uri (Lazcada aidiyet belirtir) Kotoyuri, “çömlekçi; çanak, çömlek yapılan yer” anlamına gelir

Ergün TAŞCI

Ordu Milletvekili

Ayrıca 1831’de ise Fatsa sınırlarından itibaren Ordu, Ulubey, Gölköy yöreleri tamamen Mesudiye ve Aybastı ilçeleri Erzurum eyaletine bağlı Şarkikarahisar livasına, Fatsa’nın iç ve batı kısımlarıyla Ünye, Canik (Samsun) livasına bağlanmıştır. 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ve akabinde 2013 yılında çıkarılan 6447 sayılı kanun ile Ordu’da sınırları il mülki sınırları olan büyükşehir belediyesi kuruldu. 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesi çalışmalarına başladı. Ordu’muzun coğrafi yapısından bahsedecek olursak, Ordu il merkezi 41° kuzey paraleli ve 37° ve 38° doğu meridyenleri arasında, Karadeniz Bölgesi’nin, Orta ve Doğu Karadeniz bölümünde yer alıyor. İlimizin kuzeyini Kuzey Anadolu dağlarının kıyı sıraları kaplıyor. Kıyılara yakın tepelerle başlayan bu dağlar içeri doğru gittikçe yükselmektedir. Ordu, Giresun ve Sivas ilinin birbirlerine komşu olduğu kesimde 3.000 m’yi buluyor. İlimizin en yüksek tepesi Giresun sınırına yakın olan Aşut Obası’ndaki Gönderiç Tepesi’dir. Ordu Ulugöl, Gölköy ilçe merkezine 17 km. mesafede bulunan bir krater gölüdür. 26.5 hektar büyüklüğündeki alan, doğal Tabiat Parkı’dır. Doğal yapısı itibarıyla yüksek peyzaj değerine sahiptir. Özellikle güz mevsiminde yaprakların sararmasıyla oluşan renk armonisi


görenleri ilimizi bir tabloya benzetmektedir. Büyüleyici atmosferiyle kendine hayran bırakan bir il’dir. Alan içerisinde üç adet heyelan set gölü bulunmakla beraber göllerden birisi büyük diğer ikisi ise sazlıkla kaplı küçük yapıda göllerdir. Büyük gölde Abant Alası türü balık yaşamaktadır. Ordu’daki diğer doğal varlıklar ise, Perşembe Yaylası, Hoynat Adası, Ohtamış Şelalesi, Fatsa Gaga Gölü, Çambaşı Yaylası, Kabadüz Ablak Taşı, Çiseli Şelalesi ve Geçilmez Kanyonu ile Boztepe’dir. Ordu’muzun iklimi Karadeniz iklimi’dir. Ancak arkadan geçen dağ yükseltilerinin azalmasıyla kışın soğuk günlerin sayısı bir iki günle sınırlıdır. İlin iç kesimdeki ilçelerine yükseltinin artmasıyla beraber soğuk bu bölgelerde daha şiddetlidir. Kışın iç kesimlerdeki ilçelerde 6 ay boyunca kar yağar. Bunlara Çambaşı yaylası, Beşiktaşı yaylası ve Sarı obası yaylası örnek olarak gösterilir; kar buralarda mayıs ayına kadar erimez. FINDIĞIN BAŞKENTİ BİZİZ Ordu’nun Altınordu ilçesinden sonra en gelişmiş ilçesi Fatsa ve Ünye’dir. Ordu’nun ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayanmaktadır. Türkiye’nin fındık üretiminin %51’ini ilimiz sağlamaktadır. Nüfusun %70’inin geliri ise fındıktan karşılanmaktadır. Son zamanlarda fındık fiyatlarının 2000’li yılların bile altına düşmesinden dolayı alternatif tarım ürünü arayışları başlamıştır. Bu bağlamda kivi, soya gibi ekonomik değeri yüksek tarım ürünlerine yönelim başlamasına rağmen üreticilerimizin vazgeçilmezi her zaman fındık olmaktadır. Sanayimiz her geçen gün gelişmeye devam ederken, Türkiye’de en önemli çikolata firması Ordu’dan Dünya’ya açılmıştır. Bu firmamız adı SAGRA’dır. Ordu’da merhum Kahraman Sağra tarafından bir aile şirketi olarak kurulan ve Türkiye’nin ‘Tadelle’ markası ile ünlü ilk fındık işleme sanayi olan Sağra’nın hikayesi, bir ilin dünyaya açılma serüvenidir. SAGRA Çikolata ve Fındık Fabrikası çikolata sanayiinde tek sayılabilir. Bugün evlerimizde yediğimiz Sarelle, Sagra, Tadelle ve birçok çikolata ürünü burada üretilir. Ayrıca

fabrikada fındık yağı da üretilmektedir. İlde irili ufaklı fındık fabrikaları dağınık bir şekilde istihdama katkıda bulunmaktadır. Az da olsa çimento ve kağıt sanayii de istihdama katkıda bulunur. Ordu’muzun fabrikaları ise, “Sagra Çikolata Fabrikası - Dünyaya dağıtılan Sarelle, Tadelle, Gol, Gofy ve Sagra ürünleri burada üretilmektedir. Çamsan Poyraz Laminant Parke, Altaş Yağ Sanayi A.Ş. - Çotanak markalı fındık, mısır, kanola, ayçiçeği, soya ve ideal yağı üretilmektedir. Fabrika ayrıca temizlik ürünleri de üretmektedir. Doğus Çay, Şenocak Fındık, Gürsoy Fındık” seklinde sıralanırken, ilerleyen yıllarda bu büyük firmaların arasına girecek onlarca şirketler bulunuyor. Ordu’muzun kültür yapısını tek kelimeyle anlatmak istersek, ‘Sanatçı Ruh’ yapısına sahibiz. İlimizde birçok tiyatro ve sinema bulunmakla beraber, yılın her vakti düzenli kültürel etkinlikler düzenleniyor. Ordu her ne kadar coğrafya kitaplarında Orta ve Doğu Karadeniz bölgelerinde toprağı olan ve her iki bölgeye ait bir il olarak geçmekteyse de hemen hemen bütün kültürel özellikleriyle Doğu Karadeniz Bölgesi’ne ait bir ildir. Ordu halk müziği ve geleneksel halk oyunları çevre illerle benzerlikler göstermektedir. Bağlama, kemençe, davul-zurna, davul-klarnet (yöresel tabirle gırnata) gibi çalgıların bir arada kullanıldığı yöremizde oyunlar ilçeden ilçeye değişmekle birlikte karşılama ve horon ağırlıklıdır. Klarnet yani gırnata çalgısı davul ile birlikte daha çok Vona (Perşembe), Ordu Merkez, Gülyalı, Kabadüz, Ulubey ilçelerinde daha çok Ordu Karşılaması, Giresun Karşılaması, Giresun Sallaması, Gürcü Horonu, Perşembe Erkek Horonu gibi oyunlara eşlik etmektedir. Kültürel özellikler açısından Ordu ve ilçeleri benzer özellikler gösterse de pek çok farklılıklar da içermektedir. Horon daha çok kıyı ilçelerinin ve Ordu Merkez ilçenin güneyinde kalan Ulubey, Kabadüz, Gürgentepe, Gölköy, Mesudiye ilçelerinin halk oyunudur. Kıyı ilçeleri olarak da Ünye’nin bazı köyleri, Fatsa, Vona (Perşembe), Gülyalı ilçelerinde icra edilir. Karşılama oyunları Ordu ilinde en çok oynanan oyun türlerinden biridir. Bu oyunda da

47


KARADENİZ’İN İNCİSİ

daha çok Bolaman, Vona(Perşembe), Ordu Merkez, Gülyalı, Kabadüz, Ulubey, Gürgentepe, Gölköy, Mesudiye (kısmen) ilçelerinde çokça icra edilir. Karşılama ad olarak Ordu Karşılaması olarak bilinir ve figürleri Giresun karşılaması’ndan farklıdır. 33 ürün için coğrafi tescil başvurusunda bulunulmuştur. Türk Patent Enstitüsü’nde incelenmekte olan 22 adet ürünler ise şöyle: “Ordu Çakıldak Fındığı, Ordu Kestane Balı, Ordu Perşembe Ceviz Helvası, Ordu Kokulu Üzüm Şerbeti, Ordu Tostu, Ordu Melocan Kavurması, Ordu Sakarca Kavurması, Ordu Galdirik Kavurması, Fatsa Yalıköy Köftesi, Ordu Fırın Fasulyesi, Ordu İncir Reçeli, Ordu Kuru Yufkası, Ordu Kabağı Kavurması, Ordu Kivisi, Ordu Dut Pekmezi, Kumru Fındık Macunu, Ünye Taşı, Ünye Beyaz Bentoniti, Kabataş Helvası, Kabataş Köy Peyniri, Ordu Su Böreği, Ünye Pidesi” şeklinde sıralanır.

48

KARADENİZİN PARLAYAN YILDIZI ORDU Ordu’muzun turizm hamlesi son yıllarda devasa boyutlara ulaşarak, Arap turistlerin uğrak ve konaklama kenti olmuştur. Türkiye’de ve Avrupa’da deniz üzerine inşa edilen ilk ve tek havalimanı olma özelliğine sahip olan Ordu – Giresun Havalimanı yılda 3 milyon yolcu taşıma kapasitesine sahiptir. Ordu-Giresun yurt dışı uçuşları ilk olarak Suudi Arabistan’ın Başkenti Riyad’dan kalkan uçağın Ordu – Giresun Havalimanı Havalimanına inmesi ile Ordu’ya gelen Arap turist sayısın da artış yaşanıyor. Zengin turizm potansiyeline sahip ilimizde, kıyı, yayla turizmi, trekking, yamaç paraşütü gibi etkinliklere imkân sağlayacak unsurlar mevcuttur. Boztepe’nin güzelliği şiirlere konu, şairlere ilham kaynağıdır. ‘ Ordu’nun Dereleri Aksa Yukarı Aksa Vermem Seni Ellere Ordu Üstüme Kalksa Sürmelim Aman’ Türküsünün mısralarının konu olduğu bir çok hikaye alıp götürür sizi Ordu’nun Boztepe’sinden mavi ile yeşilin kucaklaştığı yere bakarken.

Boztepe’nin yanı sıra yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olan Yason Burnu’nun mitolojik geçmişi arkeologları hayran bırakıyor. Doğal güzelliklerinin yanı sıra Fatsa’da Cıngırt Kalesi, Ordu’da Kurul Kalesi bulunuyor. Bu noktada Kurul’da yapılan kazı çalışmaları sırasında 1300 yıllık tarihi geçmişi olan Kibele heykelinin bulunmasının ardından tarih turizminde önemli bir yere sahip olmuştur. Tarihi ve doğal güzelliklerinin bir arada harmanlanması ile ilginç karelere ev sahipliği yapan altın ilimiz Ordu gün geçtikçe açılan otelleri konaklama merkezleri ve seçkin restoranları ile sadece Türkiye’de değil tüm Dünyada ilgi odağı olmaya devam ediyor. Boztepe, bir tarafında Ordu manzarası bir tarafında uçsuz bucaksız Karadeniz manzarasına sahip, bir tarafında yemyeşil tepelere hakim, ziyaret edenleri büyüleyen bir yerdir. Her yıl binlerce turist ağırlar. Özellikle yaz aylarında insanlar sırf manzarayı görmek için bu tepeye çıkarlar. Boztepe’de yiyecek içecek gibi ihtiyaçları karşılayacak restoran vs. bulunmaktadır. Ayrıca çam ormanları arasında piknik alanları mevcuttur. Kış aylarında yağan kar Boztepe’ye güzel bir görünüm verir. Boztepe’de çoğunlukla yamaç paraşütü gibi aktiviteler yapılmaktadır. Yakın tarihte turizm açısından çok önemli yerlere geleceğine inanılıyor. Ayrıca Boztepe-Ordu arasında yapılmış bir teleferik de bulunmaktadır. Bu sayede Boztepe’ye teleferik ile çıkıp inilebiliyor. Eski adı Grekçe: “Κοτύωρα” Cotyora, Kotyora olan şehir, tarihte sırasıyla Kaşkaların, Medlerin, Perslerin, Pontus Krallığı’nın, Roma İmparatorluğu’nun, Doğu Roma İmparatorluğu’nun, Danişment Beyliği’nin, tekrar Doğu Roma İmparatorluğu’nun, Trabzon İmparatorluğu’nun, Anadolu Selçuklu Devleti’nin, tekrar Trabzon İmparatorluğu’nun, Hacıemiroğlu Beyliği’nin ve Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetiminde olmuştur. Osmanlı Döneminin büyük bölümünde önce Rum Eyaletine bağlı Karahisar-ı Şarkı sancağına, daha sonra Erzurum Vilayetine bağlı Karahisar-ı Şarkı sancağına bağlı kaza olarak yönetilen yöre, 16. yüzyılın 2. yarısında Trabzon Eyaletine bağlı bir kaza, 19. yüzyılın 2. yarısında kısa bir süre sancak oldu. 1920’de Trabzon Merkez sancağından ayrılan


Giresun sancağına bağlanan kent, 1921’de ayrı bir sancağın merkezi, 1924’te Ordu ilinin merkezi oldu. 20 Mart 2010 tarihinde bu projenin temeli atılmış ve 8 Temmuz 2011 tarihinde hizmete açılmıştır. Teleferik kalkış istasyonu çevre düzenlemesi; 317 araç kapasiteli otopark alanı ve insanların sürekli sirkülasyon yaptığı sokak şeklinde tasarlanmıştır. Bu alanda Teleferik istasyonu ve kabin depolama yapıları hemen deniz kenarında yer almaktadır. Bu alanda sokak şeklinde yapılan tasarımın deniz tarafında kafeterya, ana yol tarafında ise Turizm Danışma Bürosu, Kafeterya ve ürün satışı bölümlerini içeren bir yapı daha yer almaktadır. Yine bu alan içinde 6 adet el sanatları dükkanı, oturma grupları, çocuk oyun alanı ve deniz kenarında iskele de yer almaktadır. Arazi eğimine göre Boztepe varış istasyonunda yapılacak tesis tamamen coğrafi ve yöresel mimari anlayışla tasarlanmıştır. Burada 2 bölümlü olarak düşünülen tesisin 200 m²’lik Pide Salonu bölümü sol tarafta yer almaktadır. Sağ tarafta ana restoran bulunmaktadır. Ana restoranın alt katı 232 m² , üst katı ise 371 m² olarak 2 katlı olarak tasarlanmıştır. Maliyeti toplam 9 milyon 100 bin TL. Alt istasyon ile üst istasyon arasındaki yükseklik toplam 500 m. Teleferik, alt istasyondan üst istasyona kadar toplam 2350 m. hat uzunluğu ile 7 adet direkle geçilir. Proje, 8’er

kişilik oturaklı kabinlerle, saatte çıkışta 900 kişi, inişte de 900 kişi olmak üzere toplam 1800 kişiyi taşıyabilme kapasitesine sahip. Altın madeninden işlenmemiş bir altın gibi çıkan ordu her geçe gün giderek gelişmekte ve büyümeye devam etmekte. Türkiye’de ve dünyada denize dolgu üzerine yapılan ilk havalimanı özelliğine sahip Ordu-Giresun Havalimanından tutunda Ordu’ya dört mevsim her saat baktığın dillere destan olan ordu denilince akla ilk gelen ordunun simgesi Boztepe’ye yapılan konaklama merkezleri ile gelen turistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Son zamanlarda turizmde atağa geçen ordu Türkiye ve Dünya çapında ismini duyurmaya devam edeceğe benziyor. Doğal dokusu , tarihi mekanları, teknolojik gelişmeleri ,kolay ulaşım ağı ile Karadeniz’in gözde illerinden biri olma yolunda ilerleyen Ordu iline en büyük desteği ilçeleri vermektedir. Fatsa’dan tutunda Ulubey’e kadar gelişmekte olan il yapılan alt yapı çalışmaları, gelişen yol güzergahları ile ulaşım noktasında da kolaylık sağlamaya devam ediyor. 1990 yılında Sarp Sınır Kapısı’nın açılmasıyla birlikte Kafkasya coğrafyasına ulaşımı sağlayan Karadeniz Sahil Yolu’nun en kritik ve dar bölgesi olarak bilinen Ordu’da halen inşaatı devam eden çevre yolu en kısa zamanda çalışmalarının tamamlanması ile hizmete açılacak. Yolun açılmasıyla birlikte Karadeniz güzergahında trafik büyük ölçüde rahatlayacak.

49


KARADENİZ’İN İNCİSİ

ORDU 50

Türkiye’nin bir ili ve en kalabalık otuzuncu şehri Ordu; kuzeyinde Karadeniz, güneyinde Tokat ve Sivas illeri, batısında Samsun, doğusunda Giresun ili vardır. Büyükşehir statüsünde olan Ordu ili 19 ilçeden oluşmaktadır. Yüz ölçümü bakımından en büyük 57. ildir. Ordu ili MÖ 400 yılından önce şehir merkezinin 5 kilometre dışında olan halk arasında

Bozukkale olarak bilinen bölgede ‘Kotyora’ (Kut Yöresi) adıyla kurulmuştur. Kotyora (Cotyora), “Kut Yöresi” anlamına gelmektedir. Karadenizli Yazar Özhan Öztürk’e göre ise Kotyora adı bölgenin eski sakinleri olan Kolhislilerden (Tzan/Lazlardan) mirastır. Kotyora kelime anlamı itibariyle Koto (Eski Lazca: Çanak, çömlek) + uri (Lazcada aidiyet belirtir) Kotoyuri, “çömlekçi; çanak, çömlek yapılan yer” anlamına gelir. Bölgenin eski


sakinleri olan Tzan/Can/Zan (Lazların) Antik ve Orta Çağ kaynaklarıyla sabit varlığı ve bölgeye Canik (Tzanika/Zanik: Tzan/Can/Zan: Lazların eski ulusal isimleri + ika bölge, ülke, toprak = Tzan/Laz Bölgesi) ismini ve başka pek çok toponim bırakmaları şehre de Kotyora ismini verdiklerini destekler niteliktedir. Ayrıca 1831’de ise Fatsa sınırlarından itibaren Ordu, Ulubey, Gölköy yöreleri tamamen Mesudiye ve Aybastı ilçeleri Erzurum eyaletine bağlı Şarkikarahisar livasına, Fatsa’nın iç ve batı kısımlarıyla Ünye, Canik (Samsun) livasına bağlanmıştır. 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ve akabinde 2013 yılında çıkarılan 6447 sayılı kanun ile Ordu’da sınırları il mülki sınırları olan büyükşehir belediyesi kuruldu ve 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesi çalışmalarına başladı. Ordu ilinin ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayanır. İl Türkiye fındık üretiminin %51’ini sağlamaktadır. Nüfusun %70’inin geliri ise fındıktan karşılanır. Son zamanlarda fındık fiyatlarının 2000 li yılların bile altına düşmesinden dolayı alternatif tarım ürünü arayışları başlamıştır. Bu bağlamda kivi, soya gibi ekonomik değeri yüksek tarım ürünlerine yönelim başlamıştır. KÜLTÜR-TURİZM lde birçok tiyatro ve sinema bulunmakta ve düzenli kültürel etkinlikler düzenlenmektedir. Ordu her ne kadar coğrafya kitaplarında Orta ve Doğu Karadeniz bölgelerinde toprağı olan ve her iki bölgeye ait bir il olarak geçmekteyse de hemen hemen bütün kültürel özellikleriyle Doğu Karadeniz Bölgesi’ne ait bir ildir. İlde Türkmen/Çepni kültürü hâkimdir. Ordu halk müziği ve geleneksel halk oyunları çevre illerle benzerlikler göstermektedir. Bağlama, kemençe, davul-zurna, davul-klarnet (yöresel tabirle gırnata) gibi çalgıların bir arada kullanıldığı yörede oyunlar ilçeden ilçeye değişmekle birlikte karşılama ve horon ağırlıklıdır. Klarnet yani gırnata çalgısı davul ile birlikte daha çok Vona (Perşembe), Ordu Merkez, Gülyalı, Kabadüz, Ulubey ilçelerinde daha çok Ordu Karşılaması, Giresun Karşılaması, Giresun Sallaması,

Gürcü Horonu, Perşembe Erkek Horonu, Sarhoş Karşılaması gibi oyunlara eşlik etmektedir. Kültürel özellikler açısından Ordu ve ilçeleri benzer özellikler gösterse de pek çok farklılıklar da içermektedir. Horon daha çok kıyı ilçelerinin ve Ordu Merkez ilçenin güneyinde kalan Ulubey, Kabadüz, Gürgentepe, Gölköy, Mesudiye ilçelerinin halk oyunudur. Kıyı ilçeleri olarak da Ünye’nin bazı köyleri, Fatsa, Vona (Perşembe), Gülyalı ilçelerinde icra edilir. Karşılama oyunları Ordu ilinde en çok oynanan oyun türlerinden biridir. Bu oyunda da daha çok Bolaman, Vona(Perşembe), Ordu Merkez, Gülyalı, Kabadüz, Ulubey, Gürgentepe, Gölköy, Mesudiye (kısmen)

51

ilçelerinde çokça icra edilir. Karşılama ad olarak Ordu Karşılaması olarak bilinir ve figürleri Giresun karşılaması’ndan farklıdır. Ancak yörede Giresun Karşılaması da icra edilmektedir. Karşılama müzikleri genellikle Giresun ile aynı özelliklere sahiptir. Zengin turizm potansiyeline sahip ilde, kıyı, yayla turizmi, trekking, yamaç paraşütü gibi etkinliklere imkân sağlayacak unsurlar mevcuttur. Yason Burnu’nun yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağıdır. Zengin yöresel mutfağını tanımak ve Karadeniz’in lezzetli balıklarını tatmak için bu yöreyi mutlaka gezerek görmelisiniz. Eski adı Grekçe: “Κοτύωρα” Cotyora, Kotyora olan şehir, tarihte sırasıyla Kaşkaların, Medlerin, Perslerin, Pontus Krallığı’nın, Roma İmparatorluğu’nun, Doğu Roma İmparatorluğu’nun,


KARADENİZ’İN İNCİSİ

Danişment Beyliği’nin, tekrar Doğu Roma İmparatorluğu’nun, Trabzon İmparatorluğu’nun, Anadolu Selçuklu Devleti’nin, tekrar Trabzon İmparatorluğu’nun, Hacıemiroğlu Beyliği’nin ve Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetiminde olmuştur. Osmanlı Döneminin büyük bölümünde önce Rum Eyaletine bağlı Karahisar-ı Şarkı sancağına, daha sonra Erzurum Vilayetine bağlı Karahisar-ı Şarkı sancağına bağlı kaza olarak yönetilen yöre, 16. yüzyılın 2. yarısında Trabzon Eyaletine bağlı bir kaza, 19. yüzyılın 2. yarısında kısa bir süre sancak oldu. 1920’de Trabzon Merkez sancağından ayrılan Giresun sancağına bağlanan kent, 1921’de ayrı bir sancağın merkezi, 1924’te Ordu ilinin merkezi oldu. Boztepe

52

Boztepe, bir tarafında Ordu manzarası bir tarafında uçsuz bucaksız Karadeniz manzarasına sahip, bir tarafında yemyeşil tepelere hâkim, ziyaret edenleri büyüleyen bir yerdir. Her yıl binlerce turist ağırlar. Özellikle yaz aylarında insanlar sırf manzarayı görmek için bu tepeye çıkarlar. Boztepe’de yiyecek içecek gibi ihtiyaçları karşılayacak restoran vs. bulunmaktadır. Ayrıca çam ormanları arasında piknik alanları mevcuttur. Kış aylarında yağan kar Boztepe’ye güzel bir görünüm verir. Boztepe’de çoğunlukla yamaç paraşütü gibi aktiviteler yapılmaktadır. Yakın tarihte turizm açısından çok önemli yerlere geleceğine inanılıyor. Ayrıca Boztepe-Ordu arasında yapılmış bir teleferik de bulunmaktadır. Bu sayede Boztepe’ye teleferik ile çıkıp inilebiliyor. Teleferik 20 Mart 2010 tarihinde bu projenin temeli atılmış ve 8 Temmuz 2011 tarihinde hizmete açılmıştır. Teleferik kalkış istasyonu çevre düzenlemesi; 317 araç kapasiteli otopark alanı ve insanların sürekli sirkülasyon yaptığı sokak şeklinde tasarlanmıştır. Bu alanda sokak şeklinde yapılan tasarımın deniz tarafında kafeterya, ana yol tarafında ise Turizm Danışma Bürosu, Kafeterya ve ürün satışı bölümlerini içeren bir yapı daha yer almaktadır. Yine bu alan içinde 6 adet el sanatları dükkânı, oturma grupları, çocuk oyun alanı ve deniz kenarında iskele de yer almaktadır. Arazi

eğimine göre Boztepe varış istasyonunda yapılacak tesis tamamen coğrafi ve yöresel mimari anlayışla tasarlanmıştır. Burada 2 bölümlü olarak düşünülen tesisin 200 m²’lik Pide Salonu bölümü sol tarafta yer almaktadır. Sağ tarafta ana restoran bulunmaktadır. Ana restoranın alt katı 232 m² , üst katı ise 371 m² olarak 2 katlı olarak tasarlanmıştır. Maliyeti toplam 9 milyon 100 bin TL. Alt istasyon ile üst istasyon arasındaki yükseklik toplam 500 m. Teleferik, alt istasyondan üst istasyona kadar toplam 2350 m. hat uzunluğu ile 7 adet direkle geçilir. Proje, 8’er kişilik oturaklı kabinlerle, saatte çıkışta 900 kişi, inişte de 900 kişi olmak üzere toplam 1800 kişiyi taşıyabilme kapasitesine sahip. Kaleler: Ünye Kalesi Gölköy Kalesi Bolaman Kalesi Meletios Kalesi[26] Cotyora Kalesi Kurul Kalesi Fatsa Cıngırt Kaya Mezarları Göller Kalesi Kiliseler Perşembe Yason Kilisesi Taşbaşı Kilisesi Mesudiye Yason Rum kilisesi Mesudiye Rum Ortodoks Klisesi Mesudiye Samuga Ermeni kilisesi


Ordu Düz Mahalle Kilisesi Mesudiye Topçam Muzadere Rum Kilisesi Mesudiye Şaphane Klisesi Müze ve tarihî yapılar Paşaoğlu Konağı (Etnografya Müzesi) Paşaoğlu Konağı Osman Paşa Şadırvanı Bolaman Hazinedaroğlu Konağı Fatsa Hacı Hulusi Baba Camii Bolaman Yeni Pazar Camii

40. gün çocuk ve annesi kırk uçurma adı verilen gezmeye gider. Yeni doğan bebek diş çıkarmaya başlayınca “diş buğdayı” denilen yemek hazırlanıp, komşulara ve akrabalara ikram edilir. Sünnet: Yöremizde sünnet genellikle çocukları tek yaşlarında olduğu dönemlerde (1-3-5-7-9) yapılır. Sünnet kıyafetleri giydirilen çocuklar, sünnet olmadan önce arabayla konvoy eşliğinde gezdirilir. Evde sünnet yatağı hazırlanır. Sünnet olan çocuk için Kur’an okutulur ve konuklara ikramda bulunulur. Salonda yapılan sünnet düğünlerinde de eğlenceler yapılır.

Parklar ve mesire alanları Boztepe Yasonburnu Yarımadası Çaka Kumsalı ve Mesire Yeri Efirli Plajı Doğum: Yöremizde doğum olayı artık hastanelerde gerçekleştirilmektedir. Eskiden evlerde ebe yardımıyla yaptırılan doğumlar neredeyse bitmiştir. Doğumdan sonra 40 gün anneye iş yaptırılmaz.

Evlenme: Gerek sahil gerekse ilçe ve beldelerimizim büyük bir kesiminde görücü usulü ile evlenme unutulmaya yüz tutan adetlerimiz arasındadır. Erkek evinde veya şehir merkezinde salonlarda yapılan düğünlerden bir gece önde kız evinde yapılan kına gecesi gelenekselliğini sürdürmektedir. İlimizde kına gecelerinde bilhassa köylerde erkek 53

Ünye Kalesi

Osman Paşa Şadırvanı

Paşaoğlu Konağı

Bolaman Kalesi

Kurul Kalesi

Yasonburnu Yarımadası


KARADENİZ’İN İNCİSİ

evi kız evine kına, kız evi de erkek evine bohça adı altında çeşitli çeyiz eşyası ve hediye götürür. Kına gecelerinde kına yakma ve gelin ağlatma töreni yapılır. Düğün de düğün kahyası ve görevlendirilen bir başka kişi öncülüğünde davul, klarnet ve kemençe gibi çalgı takımı ile birlikte davetlilerin karşılanması, düğün evi baca ve saçaklarını hedef alan tüfek ve tabanca atışları, davetlilere başta keşkek olmak üzere yemek ikram edilmesi, mahalli oyunların oynanması, gelin almaya gidilmesi, gelin evinde karşılama, gelin evinde sandık ve kapı bahşişlerinin verilmesi, bahşiş almak için yol kesmeler, kurban kesme gibi bölümlerden oluşmaktadır. Askerlik- Gurbetlik: İlimiz genelinde Askerlik çağı gelmiş gençler; akrabalarında bulunan büyüklerin ellerini öpmek ve vedalaşmak için ziyaretlerine giderler. Askere yolcu etme töreninde davul zurna eşliğinde oyunlar oynanır, uğurlama arkadaşlar ve akrabalar eşliğinde yapılır. 54

Hıdrellez: 6 Mayıs Hıdrellez Kültür ve Bahar Bayramıdır. Halkımızın bu günle ilgili örf - adet, gelenek ve göreneklerini sergileyerek 7’den 70’e Hıdrellez kuşaktan kuşağa yaşatılmaktadır. Aynı zamanda bolluk, bereket, dileklerin kabul edileceği, Hızır ile İlyas’ın buluştuğu gün olarak da inanılan Hıdrellezin toplumumuzdaki yeri çok büyüktür. Halkımız çeşme başlarına su ve deniz kenarlarına, koruluklara v.b. yerlere giderek çeşitli şekilde eğlenirler. Mayıs Yedisi: Her yıl Mayıs ayının yirmisinde kutlanan “ Mayıs Yedisi” Hızır ile İlyas’ın birbirleriyle dalgaların kırıldıktan sonra deniz sularının karada temas ettiği noktada buluştuğu gün olarak bilinmektedir. Mayıs Yedisi de Hıdrellez bayramında olduğu gibi aynı inanç ve adetler etrafında toplanmaktadır. Ancak aralarında Miladi ve Hicri takvimlerden kaynaklanan gün farkı vardır. Bu günde, yedi dalgadan geçmenin son derece yararlı olduğuna, böylece o yılki hastalık ve bunalımlardan kurtulacağının inancı hâkimdir.

ORDU’DAN ESİNTİ Kahvaltıda turşu kavurması, pazarları pide yemeye gitmek, Melocan kavurması, Kaldirik kavurması, Bostan turşusu, Mısır yağlaşı, Kabak tatlısı, Sakarca, Pezük Bir hava tasviri: “Alamuk” Imık: sıcak, hopal: yavru köpek, goruk: içi boş fındık, hışır: eski, anca: şimdi, göden: kurbağa , sekmen: tabure , keleplemek: fırlatıp atmak , kelçük: meyvenin yenmeyen kısmı, pıtlak: patlamış mısır… Fındık para etmezse: “Andır galsin fındına fıstına” der geçilir. Şadırvan, buluşma noktası; yürüyüş güzergâhı, Fidangör caddesidir. Yamaç paraşütçüleri havada cirit oynarken, ; teleferikle çıkıp Ordu manzarasını seyretmeyeni döverler! Yukarı akan derelerden geçip Yason Burnuna giderken Hoynat Adasını görmek, Sonbaharda Ulugöl’de, baharda Yoroz Kent Ormanı’nda trekking, yazın Çambaşı Yaylasında havadan-sudan oksijen depolamak, Çaka ve Medreseönü’nde denize girmek, Çiseli Şelâlesi’nde suya dalmak… bakulak-Köyüne yerleştirildiler.


KARADENİZ’ DE

ÇOCUK OLMAK

Doğup büyüdüğüm bu topraklar dünyanın en güzel coğrafyası benim için. Bir

tarafım mavi, bir tarafım yeşil. O kadar çok alıştım ki bu iki renge ne denizsiz nede ormansız yaşayamam sanıyorum. Bazı zamanlar ailemle seyahat için yolumuz kıraç topraklara, sarı, kahverengi bir dünyaya düşüyor. O zaman daha iyi anlıyorum yeşili, mavi. Bu iki rengi ne kadar sevdiğimi. Karadeniz bir cennet. Biz bu cennette yaşıyoruz. Kimi zaman aniden değişse de gökyüzü, denizimiz maviden siyaha dönse de her haliyle seviyorum bu toprakları. Bazen uzun uzun yağmurlar yağıyor. Sel felaketleri ile haberlere konu oluyoruz. Ama bu tabiî ki birazda bizim hatamızdan, yanlış şehirleşmeden kaynaklanan şeyler. Bir şair ‘ Bazıları yağmuru hisseder , bazıları ise sadece ıslanır’ diyor. Biz yağmuru hisseden insanlarız. Gök yüzünden boşalmışça sağnak sağnak yağan yağmur bir bakıma Karadeniz insanının gönlü gibidir. Onun duygularına tercüman olur. İnsanı da doğası gibi hırçındır Karadenizin. Karadenizin insanı bir kalıba sığmaz. Doğu Karadenizlisi, Orta Karadenizlisi, Batı Karadenizlisi farklı farklıdır. Biz yapmacıklığı hiç sevmeyiz. Çok doğal insanlarız. Dobra dobra konuşur, içimizden geçenleri hiç korkmadan söyleriz. Asla adam satmayız. Kimseye yanlış yapmayız. Doğru bildiğimizin arkasından gider yanlış bildiğimizle mücadele ederiz. Yani biz neysek oyuz. Bizi herkes böyle tanır. Bazen sinirli, gergin, hırçın olduğumuz söylense de biz içimizden geçen duyguları en samimi bir şekilde yaşayan insanlarız. Yapmacık tavırlarımız yoktur. Karadenizin insanlarını tanıyanlar bu insanları çok ama çok severler. Pratik çözümlerimiz vardır. Karadeniz insanı zekidir, hırslıdır.Bir de vatan, millet dedin mi duyguları kabarır. Kalbi göğsüne sığmaz olur. Vatanına, milletine, namusuna yan bakan oldumu artık o kalbi göğsüne sığmaz yerinden fırlar. Sahibinden önce gider kavgaya. Ben 14 yaşındayım. Bu topraklarda doğdum, bu topraklarda büyüdüm. Karadenizin hırçın dalgaları gibi içim kıpır kıpır. Karadeniz bana her zaman enerji veriyor. Denizin kıyısına gelip ufka baktığımda biz bu ülkenin geleceğiyiz, yapacak çok işimiz var diyorum. İçimi büyük bir enerji kaplıyor. İyi ki burada yaşıyorum diyorum. Karadenizli çocukların en önemli farkı nedir derseniz bunu son bir cümlede özetlemek istiyorum. Karadenizli çocuklar herkesin bildiği normal yollardan gitmezler. Kendi açtıkları yollardan giderek iz bırakırlar. Onları farklı yapan da budur. Çağrı Utku USTA

55


KARADENİZ’İN İNCİSİ

ORDU

EKONOMİSİ

56

Haneye dayalı son nüfus sayım raporlarına göre; 729.000 dolaylarında nüfusu olan ve nüfus yoğunluğu açısından ilk 35 il arasında bulunan Ordu şehri, Karadeniz’in güney ve güneybatısı denize dikey inen Canik dağları ile çevrilmiş olup çok uzun yıllar sahildeki dar bir karayolu ile Anadolu’ya bağlanabilen ve kendi interlandı içinde ekonomik faaliyetlerini sürdüren ve ana tarımsal ürünü, geliri fındıktan oluşan bir kent olarak 1990’lı yıllara kadar zor ekonomik şartlarda varlığını idame etmiştir. 90’lı yılların sonlarına doğru başlayıp 2000’li yılların 1. çeyreğinde ulaşıma açılan Karadeniz duble yolu ile Anadolu’ya ulaşımı kısmen kolaylaşan ve 1991 yılından sonra kuzeydoğu komşusu SSCB’nin liberal bir siyasal yapıya ve açık ekonomiye geçmesi

ile trans Kafkasya’nın bağlantı güzergahı üzerinde olma avantajı ile açık pazara ulaşabilme ve hitap edebilme imkanına kavuşmuştur. 2000’li yılların 2. çeyreğinde mevcut

Servet ŞAHİN

Ordu Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

hükümetin tahsis etmiş olduğu Ordu-Giresun Havaalanı ile turizm potansiyeli açısından yeni büyük avantajlara sahip olan kentimiz 140 yıllık bir proje olan Akdeniz Karadeniz duble yolunun 2017 yılında hizmete geçmesi ile yalçın Canik dağlarını aşarak kuzey güney aksında son derece önemli yeni bir ulaşım hattına kavuşacak ve Akdeniz, GAP bölgesinin Karadeniz pazarları ve trans Kafkasya pazarlarına bağlantısını sağlayacak önemli bir geçiş ve lojistik merkezi olma imkanına kavuşacaktır. İlin halen gayri milli safi hasılasının yaklaşık %25-30’u fındık istihsali ve buna bağlı ticaret, imalat sektörünün yarattığı brüt hâsıla ve katma değerden oluştuğunu görmekteyiz. Fındık üretim değerlerinin gerek miktar ve gerekse fiyatlar bazında düşük olması durumunda, daha çok kendi kırsalına ve iç pazarına dönük faaliyet yürüten hizmet ve ticaret sektöründe önemli talep ve gelir daralmaları gözlenmektedir. Doğa şartlarına son derece bağımlı olan fındık üretimi ilimizde ortalama 150-180 bin ton seviyelerinde kabuklu fındık olarak gerçekleşmekte ve bunun bugünkü rayiç değerler ile sağlayabileceği gayri safi brüt üretim hasılasının yaklaşık 2 milyar TL seviyelerinde oluşabileceği ve bunun da yaklaşık 700 milyon dolar seviyelerine tekabül edebileceği ön görülmektedir. Yani diğer bir deyişle fındık üretim faaliyetleri ile oluşabilecek gayri safi brüt üretim hasılasının kişi başı 960 dolar seviyelerinde


oluşabileceği görülmektedir. Ancak ekonomisinin geçmiş yıllardan bugüne kadar fındık istihsaline bağlı olmasına rağmen ve Türkiye fındık üretimini takriben %30’unu ve dünya fındık üretiminin yaklaşık %20’lerini üretmesine rağmen fındığın pazarlanması, fiyatının oluşturulması ve borsa değerleri yaratılması açısından ilimizin ve hatta ülkemizin etkin bir rolü ve yapısı bulunmamaktadır. Piyasa fındık fiyatlarının Ordu fındık üretici ve imalat sanayi sektörünün kontrolünde olmaması nedeni ile fındık arzının yüksek olduğu dönemlerde piyasa satış fiyatları düşmekte, tersine arzın düşük olduğu dönemlerde piyasa fiyatları göreceli olarak bir miktar artsa bile her iki halde de üreticinin geliri ve fındığın il ekonomisine sağladığı katma

Açılan havaalanı yakın sürede hizmete girecek. Akdeniz Karadeniz duble yolu ve hızla gelişen turizm işletme bilinci özellikle Arap turizmi açısından önemli bir yatırım ve gelir potansiyel alanı olarak ortaya çıkmaktadır. Keza; Ordu üniversitesinin hızla gelişmesi ve ilimizin güvenlik yaşam şartları ve sosyal aktiviteler açısından aileler ve üniversite öğrencileri bakımından huzurlu ve tercih edilebilir olması üniversite kontenjanlarının doluluk oranını %100’e çıkarmış ve diğer sosyal ve kültürel faaliyetler ile sektörün büyümesinde hızlı bir ivme gözlemlenmeye başlamıştır. İl ekonomisinin tarımsal yapısında son yıllarda ortaya çıkan üretim çeşitlemesi ile gelir kaybına yeni dengeleyici unsurların katılmasına

57

değer düşmektedir. Serbest piyasa şartlarının hakim olduğu ve destekleyici regülatör kuruluşların olmadığı fındık piyasasında fiyatları yurtdışı alıcılar belirlemekte oligopolist bir piyasanın etkinliği daha fazla hissedilmektedir. Fındık üreticisinin ve il ekonomisinin hak ve gelirlerini arttırmak için ya tam işlevini kazanmış fındık ürün ihtisas borsası oluşturulmalı ya da bu piyasa enstrümanı oluşturulana kadar fiyat dengelerini sağlayacak bir regülatör kuruluş hızla devreye sokulmalıdır. İl ekonomisinin son yıllarda ivme kazanan ve gelecek için ümitvar olduğumuz yeni ekonomik alanları turizm, kültür ve eğitim ile sağlık sektörü yatırımları olarak öne çıkmaktadır.

çalışılmaktadır. Özellikle son 10 yılda fenni kovanlı polenli bal üretiminde önemli gelişmeler sağlanmış, 8500 ton dolaylarında olan bal üretimi mevsimine ve çiçek durumuna göre 17-18 bin ton seviyelerine ulaşarak bal üretiminde Türkiye birincisi haline gelmiştir. Zaman zaman Muğla ili ile küçük tonajlı üretim sıralaması değişebilmektedir. Bal üretimi tarım sektöründe fındıktan sonra en önemli gelir kaynağı haline gelmiştir. 2015 ortalama satış değerleriyle 1900 TL ile 2200 TL arasında gayri safi brüt hâsılatı elde etme imkânı doğmuştur. Tarım sektöründe son yıllarda hızla artan bir üretim alanı da kivi meyve üretiminde ortaya çıkmış olup yaklaşık yıllık 6500


KARADENİZ’İN İNCİSİ

ton üretim ile Yalova ve Rize’den sonra 3. önemli üretim merkezi haline gelmiştir. Tarımsal ekonomi sektöründe Karadeniz’de en büyük ve düzenli deniz havuz balıkçılığı ilimizde olup özellikle somon ve levrek üretiminde başarılı sonuçlar alınmaktadır. Sanayi sektöründe ise ilk sanayi hamlesinin temsilcileri olan fındık kırma, işleme ve imalat sanayinin yıllar içinde daraldığını ve küçüldüğünü, buna karşılık ağaç, taş ve toprağa dayalı sanayi, gıda imalatı ile şekerleme ve pralin, çikolata imalat sanayinde yeni işletmelerin, yeni yatırımların ortaya çıktığı fındık sektöründe ise uluslararası sermayenin piyasada etkin konuma geldiği gözlemlenmektedir. Hammadde ve pazara uzak olma dezavantajına rağmen Sagra-Gürsoy-Çamsan-Turan Seramik-Ünye Çimento gibi uluslararası markalar ile Poyraz Poyraz-Şenocak-Karamex gibi ulusal bazda tanınan markalar oluşturulabilmiş ve İSO 500

58

sanayi kuruluşu içinden zaman zaman 4 ve 2016 yılı için 3 büyük işletmesini, 2. 500’e ise 4 işletmesini sokabilme başarısını da göstermiştir. Sanayileşmenin önündeki en büyük sorun uygun sanayi arsası yaratabilme sorunudur. Zira düz arazi açısından fakir olan tüm Karadeniz bölgesi gibi ilimizde de 3000-4000 dönüm sanayiye uygun toplu arazi imkânı bulunmamaktadır. Bu nedenle ilk OSB’ler Ordu Altınordu ilçesinde brüt 600 dönüm, Fatsa ilçesinde ise 500 dönüm olarak kurulabilmiş her iki OSB tamamen dolmuş olup Fatsa ilçesinde 1000 dönümlük genişleme revizyon alanı oluşturulmuş, Ünye ilçesinde yeni OSB alanı yeri tespit edilmiş ayrıca Altınordu ilçesinde de 1000 dönümlük yeni OSB alanı kesinleştirilmiş ancak hem Ünye hem de Altınordu ilçesindeki OSB yatırım faaliyetleri henüz başlatılmamıştır. İlimizde hemen her alanda güvenli ve modern

şartlarda sağlık hizmetleri verebilecek kamu ve özel sektör sağlık yatırımları il dışında tercihen ve özellikle ameliyatlı tedaviler bazında hasta talebinin oluşmasını ve artmasını sağladığı görülmektedir. Ordu ekonomisi alt yapı yatırımlarının tamamlanmasından sonra önümüzdeki 5 yıl içinde iktisadi ve sosyal alanda çok hızlı gelişebilecek ve bir marka kent olabilecek konumunu hızla ve güçlü olarak ortaya koymaktadır.

Ordu Ticaret ve Sanayi Odası olarak gelişen ticari ve sanayi faaliyetlere katkı sunabilmek, rehberlik edebilmek ve sorunların çözümünde icra organları, siyasi irade katında gerekli talep ve müdahaleleri yapabilmek için oda meclisimiz, yönetim kurulumuz ve her geçen yıl ihtiyaca göre geliştirmeye çalıştığımız personel kadromuz ile hizmetleri sürdürmeye çalışmaktayız. 1903 yılında kurulan ancak Balkan Savaşları nedeni ile 1909 yılında faaliyeti durdurulan Ordu Ticaret ve Sanayi Odası 1923 yılında yeniden kuruluşunu tamamlayarak faaliyete geçmiş olup Cumhuriyetle yaştaş olarak üyelerine hizmet vermeyi sürdürmektedir. Yapımına 1914 yılının 3. çeyreğinde başlanılan bodrum artı 5 kat ve toplam 6000 metrekare kapalı alan olarak inşaatı tamamlanan yeni hizmet binamız toplantı ve konferans salonları, meeting holler ile idari kat, hizmet katı ve kamu kurulları hizmet katı olmak üzere üyelerimizin pek çok alanda kurumsal hizmet alma imkânını sağlayacak şekilde faaliyetini sürdürmektedir.


Odamız üyelerimizin ticari pazarlara açılabilmesi için yurt içi ve yurt dışı fuarlara katılım sağlanmış ve stant açılarak ürünlerin tanıtılma imkânı yaratılmıştır. 2015 yılı 3. çeyreğinde ve 2016 yılında Batum Fuarı, Antalya Yörex Fuarı, Balkanlar Türk Ürünleri Fuarı (Kosova) ve Cidde fuarlarına iştirak sağlanmıştır. Bunun dışında hem bu ülkelerin hem de ilave olarak Almanya ve Fransa odaları ile çalışma ziyaretleri gerçekleştirilmiştir. Odamız üyeleri nezdindeki hizmetlerini genç girişimciler kurulu ve kadın girişimciler kurulu icra komiteleri vasıtasıyla sürdürmekte ve böylece girişimciliğin gelişmesi için aktif bir faaliyet göstermektedir. Eğitimin fevkalade önem kazandığı günümüzde TOBB başkanı Sayın Hisarcıklıoğlu ile yakın diyalog ve ilişkiler içinde ilimiz merkez ilçesi olan Altınordu ilçesinde Büyükşehir Belediye Başkanlığımızca temin edilen arsa üzerinde 32 derslikli ve atölyeleri ile birlikte olmak üzere bir teknik lise yapım faaliyetlerine başlanmış olup 2017 yılı içinde eğitime hazır hale getirilmesi planlanmıştır. Başkanlığımız özellikle proje üretilmesi hususunda son derece hassas davranmakta olup bu kapsamda bugüne kadar AB muhtelif bakanlıklar ve DOKA ajansından olmak üzere 8 adet (2015-2016 yıllarında) proje gerçekleştirmiş ve halen bu projelerden 3 milyon Euro tutarlı UR-GE projesi (Ekonomi Bakanlığı) ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile onaylanan 174 bin Euro’luk İş’te Kadınlar temalı butik çikolata üretimine dair proje ve DOKA ajansından sağlanan Akdeniz Karadeniz Ticari İş Birliğinin Sağlanması temalı 60.000 TL tutarlı projeleri yürütme faaliyetleri sürmektedir. Üyelerimizin finansmana ulaşmasına yardımcı olmak ve daha düşük faizli kredi imkânları yaratabilmek için başkanlığımızca düzenli olarak muhtelif bankalarla kredi protokolleri oluşturmaktayız. Ayrıca İŞKUR ve KOSGEB işbirliği ile ve bunun dışında dışarıdan sağlanan uzmanlar vasıtası ile girişimcilik MERSİS bilgilendirme, dış ticaret bilgilendirme, şirketlerin kurumsal

yapılanması gibi muhtelif konulardan eğitimleri odamızda yapmaktayız. Odamızın hizmetleri içerisinde önem atfettiğimiz bir faaliyet alanı da lobicilik faaliyetlerinin sürdürülmesidir. İlimizin hemen hemen tüm vekilleri ve Başbakan Yardımcılığı, Kültür Turizm Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, ilgili Genel Müdürlükler, Belediye Başkanlıkları, Valilik ve TKDK Kalkınma Ajansı gibi kurul ve kuruluşlarla ilimizin ve üyelerimizin sorunlarının çözümü için etkin ve samimi ilişkiler sürdürmektedir. Yönetim kurulumuz ve odamız kendi bütçe imkânlarından ve TOBB desteklerinden olmak üzere ramazan gıda yardımı, okul öncesi eğitim yardımı ile kurum ve kuruluşların ve öğrencilerin muhtelif ihtiyaç ve programlarının desteklenmesi ve karşılanması gibi sosyal yardım faaliyetlerini de bir sosyal sorumluluk hizmeti olarak her sene düzenli bir şekilde yerine getirmektedir.

59


ADVERTORIAL

KARADENİZ’İN İNCİSİ

İLLER BANKASINDAN

ORDU’YA BÜYÜK HİZMET

60

İller Bankası 2016 yılı içerisinde Ordu’ya yaklaşık 93.3 milyon TL kredi, 578 bin TL hibe olmak üzere toplam 93.9 milyon TL tahsis etti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ilgili kuruluşu İlbank, Ordu’ya yaptığı yatırımlarda 2016 yılını büyük bir başarı grafiği elde ederek hızla sonuçlandırmaya hazırlanıyor. Samsun Bölge Müdürlüğü tarafından dergimize yapılan açıklamada; İlbank’ın yatırım ve finansal alandaki başarılarının Bölge Müdürlüğü alanındaki belediyeler için de büyüme ve gelişmenin bir kanıtı

olduğuna dikkat çekildi. Bölge Müdürlüğünce Ordu ili için yapılan hizmetler ve projeler dergimizle paylaşıldı. Bölge Müdürlüğümüz, faaliyet alanındaki yerel yönetimlerin ihtiyacı olan tüm sektörlerde kanalizasyon, içme suyu, arıtma tesisi, derin deniz deşarjı, yol, kaldırım, raylı sistem, hizmet binası, seyir terası, spor kompleksi, harita ve imar planları gibi alanlarda hizmet vermektedir. Kanalizasyon, içme suyu ve belediye yapıları Bölge Müdürlüğü içerisindeki çalışmaların önemli bir


İlbank Ordu ilinde, 1’i büyükşehir olmak üzere 20 belediye ve 1 Su ve Kanalizasyon İdaresine verdiği hizmetle 730 bin vatandaşa ulaşmaktadır. Belediyelerin ihtiyaçlarını karşılamak için malzeme, iş makinesi ve araç-gereç alımında kullanılmak üzere 2016 yılında toplam 23,7 milyon TL kredi tahsis edilmiştir. Ordu Büyükşehir Belediyesinde asfalt ve üst yapı işleri için 309.8 milyon TL kredi tahsis edilmiş olup, 2017’de bitirilmesi planlanmaktadır. Sözleşme bedeli 4.83 milyon TL tutarındaki Altınordu Hizmet Binası İnşaatında da sona yaklaşılmıştır.

61

bölümünü oluşturmaktadır. Ordu ili dâhilinde altyapı sektöründe 16 adet, üstyapı sektöründe 3 adet, ulaşım sektöründe 15 adet ve imar planı sektöründe 10 adet olmak üzere tüm sektörlerde toplam 44 adet işimiz bulunmaktadır. Devam eden tüm sektörlerdeki işlerimizin sözleşme bedelleri toplamı 405 milyon TLdir. Bu işlerimizin sektörel bazda dağılımları; altyapı sektöründe 44,1 milyon TL, üstyapı sektöründe 7,2 Milyon TL, ulaşım sektöründe 352 Milyon TL ve imar planı sektöründe 1,6 milyon TL’dir.


KKAARRAADDEENNİİZZ’ ’İİNN İİNNCCİİSSİİ

FATSA

Hüseyin ANLAYAN

Fatsa Belediye Başkanı

62

YENİ FATSA BELEDİYESİ HİZMET BİNASI İNŞAATI HIZLA DEVAM EDİYOR Fatsa Belediyemizin yeni Belediye Hizmet Binası inşaatı başladı. Belediye Hizmet Binası Projesi Hükümet konağı karşısında belediye hizmet binası için tahsis edilmiş alana inşa ediliyor.


12 İŞ YERİ 12 TANE DE BÜRO TARZI OFİS VAR Belediye hizmet binamızın toplam alanı 12 bin 600 metrekare, bodrum da 3 bin 300 metrekare komple otopark olacağını belirten Fatsa Belediye Başkanımız Hüseyin Anlayan, “Zemin katında belediye ile beraber ayrıca işyerleri olacak. Zemin katı da 2.160 metrekare olacak, zemin katta hem belediye olacak hem de iki cephesinde 6 dükkan bir tarafta 6 dükkan diğer tarafta toplam 12 tane de iş yeri olacak. Bu her bir işyeri ayrıca galeri katlı olacak. Buradaki dükkanlar ticaretin rahat yapılabileceği büyüklükte olacak. En küçük dükkan metrekaresi galeri katı ile 200 metrekare en büyük dükkanın metrekaresi 287 metrekare olacak şekilde farklı büyüklükte dükkanlar olacak. Galeri katın üzerinde bir kat daha ticari ofisler olacak. Bu ticari ofislerde 12 adet olacak, ticari ofislerin en küçüğü 120 metrekare büyük ofislerde 140 metrekare olacak şekilde 12 tane ayrı ofis olacak diğerleri katların tamamında belediye olacak. Belediyenin toplam alanı 4 bin 800 metrekare olacak, şu andaki mevcut belediye binasının 2 katı büyüklüğünde dolayısıyla sadece belediyenin kendi hizmet alanı kullanımı olacak. Fatsa ilçemizin 50 yıl belki 100 yıl kullanabileceği bir hizmet binası olmakla birlikte modern bir belediye binası olacak.” dedi. “BELEDİYE BİNAMIZ SELÇUKLU MİMARİSİ TARZINDA TASARLANMIŞTIR” Binayı yaparken yapının genel görüntüsünü modern değil daha çok tarihi çalıştıklarını vurgulayan Fatsa Belediye Başkanımız Hüseyin Anlayan, “Selçuklu mimarisi modeli ile çalıştık, dolayısıyla bu belediye binamız Selçuklu mimarisi tarzında tasarlanmıştır. Fatsa’mızda da inşallah ilk olacak bir mimari tarz olacaktır. Bu binanın kaba yapım süresi 8 ay öngördük toplam bitiş süresi ise anahtar teslimi 24 ay öngördük.

Burada kamuoyu ile paylaşmak istediğim şey şudur. Bu Yapı içerisindeki 12 tane iş yeri 12 tane ofis vatandaşa satılarak bir gelir elde etmeyi hedefliyoruz ve bu binayı da buradan elde edeceğimiz gelirle yapmayı hedefliyoruz. İnşallah Allah bir kaza keder vermezse buradan elde edeceğimiz gelirler ile bu binayı yapacağımız için Fatsa Belediyemizin bütçesine hiç dokunmadan yepyeni bir Belediye hizmet alanı ve bir otoparkımıza kavuşmuş olacağız.” dedi. “BU BİNADA TİCARET YAPMAK İSTEYENLER, BÜRO TARZI İŞ YAPMAK İSTEYENLER MÜLK ALMAYA HAZIRLANSINLAR” Önemli bir konuyu da vatandaşlarımıza duyurmak istediğini belirten Başkanımız Anlayan, “Burada kim işyeri almak istiyor, ticaret yapmak istiyor ise kim ofis alarak büro tarzı iş yapmak istiyorsa buradan mülk almaya hazırlansınlar. Şu anda bodrum katında yoğun bir çalışmamız olacak zemin katına geldiğimizde vatandaşlarımızın mağaza katına çıktığını gösterdiğimiz andan itibaren de kat irtifakı kurarak satışlara başlayacağız. Satışlarda piyasa değeri neyse onun üzerinden olacak. Bu değer tespiti de piyasadaki emlakçılardan alacağımız fiyatla oluşturacağız. Fatsa’mıza hayırlı olmasını diliyorum.” şeklinde konuştu.

63


KKAARRAADDEENNİ İZZ’ İ’ İNN İ İNNCCİ İSSİ İ

64


SAĞLIKLI YAŞAM MERKEZİNİN KARADENİZ’DEKİ TEK ADRESİ FATSA BELEDİYESİ SPOR KOMPLEKSİ İNŞAATI HIZLA DEVAM EDİYOR Fatsa Belediyesi’ne bağlı Spor Kompleksi 2013 yılının Şubat ayından itibaren Fatsa ilçesinde hizmet veriyor. Kurulduğu tarihten itibaren sadece Fatsa ve çevresinde değil Karadeniz Bölgesi’nde de adından söz ettiren Fatsa Belediyesi Spor Kompleksi 2016 yılının Ekim ayında 133.730 kullanıcı girişleriyle hizmetine ara vermeden devam ediyor. Spor Kompleksi’nde bay ve bayan kullanıcılar için ayrı ayrı Türk hamamı sauna, buhar odası, fitness salonu, masaj odası bulunmaktadır. Yarı olimpik yüzme havuzu ortak kullanım alanı olmakla birlikte bay ve bayanlar için sadece havuz için bay ve bayan günleri ve saatleri mevcuttur. Spor Kompleksi’nde halk gününe özel

(Çarşamba) yüzde 50 indirim uygulanmaktadır. Spor Komplesi’nde yeni uygulamaya göre öğrenci kimlik kartı gösterme zorunluluğu olup tüm öğrencilere yüzde 50 indirim uygulanmaktadır. 0-6 yaş grubu ücretsiz 6-12 yaş yüzde 50 indirimlidir. Spor Kompleksi’nde üyelikler bireysel üyelik, aile üyeliği ve yıllık üyelik şeklinde sınıflandırılmaktadır. Fatsa Belediyesi Spor Kompleksi çocuk ve yetişkinler için kulüplerle iş birliği içinde yüzme kursu eğitimi vermektedir. Hizmete geçtiğinden bu yana yaklaşık 3 bin kişiye yüzme eğitimi verilmiştir. Çocuklu aileler çocuklarını güvenli bir ortama bırakabilecekleri çocuk oyun salonunda eğiticiler

65


KKAARRAAD DEEN NİİZZ’ ’İİN N İİN NCCİİSSİİ

66

eşliğinde gerekli ilgi ve alaka gösterilmektedir. Genç oyun salonunda bulunan langırt, masa tenisi, bilardo ve satranç gençler için hizmete günlük giriş ve ya üyelik yapmadan kullanılmaya imkan vermektedir. Spor Komplesi’nde restorant ve kafeterya bölümleri gerek kullanıcılara gerek dışarıdan gelen müşteriler tarafından hiç bir ayrım yapılmadan kullanılmaktadır. Kahvaltı ve çeşitli yemek mönüleriyle konuklara ilk günden bu yana hizmete devam etmektedir.

Spor Kompleksi’nde hafta sonu Pazar gününe özel açık büfe imkanı sunulmakta olup aileler burada kaliteli zaman geçirebilmektedir. Bunların yanı sıra tesisi kullanan kullanıcıların konforu açısından düşünülen güzellik salonu da hizmete sunulmakla birlikte bunun için günlük giriş ve üyelik yapmadan kuaför ve güzellik salonundan bütün bayanlar yararlanabilmektedir.


ROPÖRTAJ

BİZİM

ÜNYE

Av. Ahmet ÇAMYAR

Ünye Belediye Başkanı

Ordu gezimizde, Ordunun şirin ilçesi Ünye Belediye Başkanı Av. Ahmet ÇAMYAR ile keyifli bir sohbette Ünye’yi konuştuk.

İnsana Hizmet, Hakka Hizmettir Ünye Belediye Başkanı Av. Ahmet ÇAMYAR: “Bilinci açık, ufku geniş, iradesi sağlam ve idraki keskin bir şekilde size ve yaratıcıya hesap verme şuuru içinde bir sorumluluk anlayışı ve “insana hizmet, hakka hizmettir” düsturuyla, Ünyeli hemşehrilerime gelişim ve yenilikleri huzur içinde yaşatmak ideali ile çıktık yola. Belediye başkanlığı gibi ağır bir görevi bana veren hemşehrilerimize karşı sorumluluklarımızı en iyi bir şekilde yerine getirmeye çalışıyoruz.

Göreve başladığımda ekip arkadaşlarımla bir yol haritası çizdik. Birçok proje hazırladık. Bunların bir kısmı tamamlandı, altyapı ve yol çalışmalarımız hızla devam ederken, yapım aşamasındaki projelerimiz ve tasarlanmış projelerimiz var.” 30 Yıllık Hayal Gerçekleşiyor Başkan ÇAMYAR; “30 yıldır çaba harcanıp bir türlü mesafe alınamayan Organize Sanayi Bölgesi projesinde sona yaklaştık. Bilim Sanayi Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü tarafından 550 dönümlük arazi tescili yapıldı. Bölgemizin en önemli sorunlarından olan istihdam konusunda hemşehrilerimize nefes aldıracak OSB projesi gerçekleştiğinde bölge ekonomisinin hareketlenmesini sağlayıp Ünye’nin kalkınmasına önemli ölçüde katkı sağlayacaktır.” dedi. Seçim öncesi; yıllardır ihmal edilen Fevzi Çakmak Mahallemizi cazibe merkezi haline getireceğime dair verdiğim bir söz vardı. Bununla ilgili sosyal tesis projemizi Büyükşehir Belediyemize sunmuştuk. Yaklaşık 1 milyon TL’ye mal olacak proje, hanım kardeşlerimizin Halk Eğitim ile beraber eğitim faaliyetlerini yürütebileceği, sünnet ve

67


KARADENİZ’İN İNCİSİ

68

düğünlerin yapılabileceği, içerisinde kafeteryasının olduğu çok güzel bir tesis olacak. Mavi bayraklı Kırkevler Plajı, devam eden kaldırım çalışmaları, Otogarımız, yine yakın zamanda hayata geçireceğimiz ikinci el oto pazarı projesi, yine yapımı devam eden lise, tabakhane deresi ıslah çalışmaları, sahil bandından bulunan evlerimizin dış cephe giydirmesi gibi birçok proje ile Fevzi Çakmak Mahallesine yatırımımız 50 milyon Lirayı buluyor. Geçen sene başlattığımız açık hava Nostalji Sinema Günleri bu sene de Ünye Atatürk Park Amfi Alanındaki sinema gösterimlerine ilgi büyüktü. Ünye; kültür, sanat ve modern şehircilik anlayışı ile tüm bölgede örnek olmaya devam ediyor. Bu anlamda altyapının yanında bu tür etkinliklerle hemşehrilerimizin yaşam kalitesinin artmasına katkıda bulunduğumuzu düşünüyorum. Çevre kirliliğini önleme açısından da önemli bulduğum kâğıt, plastik gibi atıkların geri dönüşümü ile hem çevre kirliliği önlendi hem bunları ekonomiye yeniden kazandırdık. 1 ayda tam 115 ton atık toplandı. ‘‘Kültür Yolu Projesi’ Göz Kamaştıracak Ünye, kültür ve tarih açısından da çok önemli ve köklü bir şehir. Kültürel değerlerimize sahip çıkıp Ünye’mizdeki somut olmayan kültürel mirasımızı insanlarımıza anlatmak ve 250 yıllık Müze Evimize yeni bir hava katmak için burada ‘Yaşayan Kültürel Miras’ konsepti oluşturduk. Ziyaretçilerin bizim için

anlam ifade eden oyunlarımızın, deyimlerimizin hikâyelerini ve nereden geldiğini öğrenebilme fırsatı bulacağı bir konsept oldu.

Kültür-Turizm anlamında birinci etap olarak belirlediğimiz kültür yolumuz Ünye’deki Yalı Kilisesi, Saray Hamamı, Saray Camii, Tarihi Çınar Ağacı, Süleyman Paşa Sarayı ve Surları, Ünye Yaşayan Kültür Miras Müzesi, Fazile Hanım Konağı, Kadılar Yokuşu, Eski Hamam, Bakırcılar Arastası, Orta Çarşı, Orta Camii, Çifte Hamam, Kefeli Han,


Ünye Kalesi, Kale Köyleri, Yunus Emre Türbesi, Ayanikola Kilisesi gibi tarihe ışık tutan birçok eser ‘Kültür Yolu Projesi’ ile göz kamaştıracak Kültür Yolu projesi şurada bitecek diye bir durum söz konusu değil, bu projeyi bütçemiz çerçevesinde etap etap hayata geçiriyoruz. Birinci etabı yaklaşık 1,5 km’lik bir alan üzerinde planladık. Yalı kilisesinden başladık ve restorasyonu bitti. Hemen yanında ki binaları kamulaştırdık ve yıktık, oraya bir muhtar eviyle beraber el sanatları satış reyonları inşa ediyoruz ve orayı bir aya kadar bitirmiş olacağız ve aynı zamanda Yalı Kilisesi çevresine oturup çay içilebilecek bir alanda yapacağız. Oradan başladığımız hattı İnönü İlkokulu’nun yanında geçirip Sebile Hanım Konağı’ndan Saray Hamamı’na bağlayacağız. Saray Hamamı’nda restorasyon çalışması başladı ve devam ediyor. 2017 Haziran ayı içerisinde tamamlanmış olacak ve bir eseri daha kurtarmış olacağız. Devamında yine Müze evimiz Yaşayan Kültürel Miras Müzesine dönüştürülerek Türkiye’de üçüncü, Karadeniz Bölgesinde ise tek müze haline getirildi. Kadılar Yokuşu ile Müze ev arasındaki bağlantı yolunu kamulaştırdık ve yol üzerinde ki 1 dönümlük bir kadı evini kamulaştırdık ve mülkiyetini Ünye Belediyesine aldık, şu anda proje çalışmaları devam ediyor. Kadılar Şehri Ünye Ünye’nin önemli Kadılar yetiştirdiğini ve bu çerçevede Turizm anlamında “Kadılar Şehri” sloganıyla yol çıkma kararı aldıklarını söyleyen Ünye Belediye Başkanı Ahmet Çamyar, “Ünye’de şu ana kadar tespit ettiğimiz toplam Osmanlı döneminde Kadılık yapmış 17 kadımız var. Onun için son zamanlarda bu sloganı ön plana çıkarttık. Ayrıca Kadılar yokuşuna bir çömlek satış yeri koyacağız, bunula ilgili de bir kamulaştırma gerçekleştirdik. Yine Bakırcılar Arastasına el attık. Devamında da yine Kefeli Han’ın mülkiyetini aldık ve 2017 yılı içerisinde restorasyonuna başlayacağız.” Sosyal Belediyecilikte ilerliyoruz “Aile Sosyal Politikalar İlçe Müdürlüğümüzde oluşturulan mütevelli heyetimizde muhalefet partilerimizden belediye meclis üyesi arkadaşlarımızla birlikte her Cuma toplanarak gayet şeffaf bir şekilde ihtiyaç sahipleri vatandaşlarımızı

bizzat evlerinde ziyaret ederek tespitini gerçekleştirip ihtiyaç sahipleri belirleniyor ve yardımlar ulaştırılıyor. Bu bağlamda ihtiyaç sahipleri için giyim mağazası açtık. Bu konuda çalışmalarımız hız kesmeden devam edecek. Tüm bunların yanında irili ufaklı birçok proje çalışmamız devam ediyor. Dünya değişir, yenilenirken Ünye’mizi de daha yaşanabilir bir şehir haline getirme sorumluluğu ile çalışmalarımız sürecek.” Son olarak Belediye Başkanı Ahmet ÇAMYAR; “Ülkemiz 15 Temmuzda büyük bir badire atlattı. Cumhurbaşkanımızın bir mesajıyla milletimiz büyük bir feraset göstererek bu badireyi atlattık. Tüm ülkede olduğu gibi Ünyeli hemşehrilerimiz de gerekli duyarlılığı gösterdiler. Allah bir daha o günleri yaşatmasın.” dedi. ÜNYE KALESİ Ünye-Niksar yolu üzerinde ve İlçe merkezine 7 km uzaklıktadır. Volkanik bir tepe üzerine kurulmuş olan Kalenin kesin olarak ne zaman yapıldığı belirlenememiştir. Ancak, Kalenin Pontus Krallığı döneminde kullanıldığı bilinmektedir. Kale’deki yer altına inen ve denize kadar ulaştığı rivayet edilen dehlizler, kaya mezarları ve sarnıçlar en fazla ilgi çeken yerlerdir. KAYA MEZARLARI Ünye çevresinde muhtelif yerlerde çeşitli dönemlerden kalma kaya mezarları vardır. Bunlardan Tozkoparan Kaya Mezarları İlçenin doğusunda, Çimento Fabrikasının karşısında, Kurma yolunun sağ tarafındadır. Kaya mezarlarının hangi dönemde yapıldığı bilinmemektedir. YUNUS EMRE TÜRBESİ Şiirlerinde insan sevgisini ve barışı ön plana çıkaran büyük tasavvuf Şairi Yunus Emre’nin

69


KARADENİZ’İN İNCİSİ

mezarı Ünye’dedir. İlçeye 2 km uzaklıkta, Kiraztepe mevkiindeki mezarın üstüne 1998 yılında Ünye Belediyesi tarafından türbe yaptırılmıştır. Hümanist hayat felsefenden dolayı bütün dünyada evrensel bir şahsiyet olarak tanınan Yunus Emre’nin Türbesi İlçedeki en önemli ziyaret yerlerindendir. AYA NİKOLA Halk arasında Ayanikola olarak bilinen, Ünye’nin kuzeybatısında, şehir çıkışında bulunan küçük bir yarımadadır. Üstünde, çevre duvarlarının kalıntıları ile kilise olduğu bilinen eski bir yapının kalıntıları vardır. Son yıllarda yapılan araştırmalar, Hıristiyan âleminde “Noel Baba” olarak bilinen Aya Nicholas (Aziz Nikola)’ın burada yaşadığını ortaya çıkarmıştır. Aynı araştırmaların sonuçlarına göre Aya Nikola, Oğuz Boyundan Türk bir ailenin çocuğudur. Sarı Saltık olan adı, 6 yaşlarındayken ailesinin Hıristiyan olmasıyla Nicholas (Nikola) olarak

yerlerindendir. Çünkü tarihi Ünye evlerinin en gösterişlileri buradadır. KİLİSE Ortayılmazlar Mahallesi sınırları içinde Yalı Mevkiindeki Kilise Kesme taştan yapılmış, çatısı kiremit örtülü, süsleme ve resim bulunmayan sade bir yapıdır. Ünye Belediyesi tarafından 1994 yılında restore ettirilmiştir HAMAMLAR

İlçede şehir merkezinde biri faal 3 tane tarihi hamam vardır. Şehir merkezinde Saray Caddesinde bulunan Eski Hamam ve Bakırcılar Arastası arkasında bulunan Çifte Hamam kullanılmamaktadır. Eski Hamam kısmen iyi durumda olmasına rağmen restorasyona ihtiyaç vardır. Roma döneminden kaldığı sanılan Çifte

70

değiştirilmiştir. Nikola büyüdüğünde, Yarımadadaki kilisede rahiplik yapmış, denizcilikle uğraşmıştır. ESKİ ÜNYE EVLERİ Tipik Karadeniz mimarisinin en güzel örnekleri eski Ünye evleridir. Şehir merkezinde bulunan tarihi evlerden yaklaşık 80 tanesi günümüze kadar ayakta kalabilmiştir. Mimari özellikleri ve süslemeleri ile ilgi çeken evlerden bazıları son yıllarda restore edilmektedir. KADILAR YOKUŞU Osmanlı İmparatorluğu döneminde Ünye’den çok sayıda ünlü kadı (hâkim) yetişmiş ve çoğunluğu bu kadılardan oluşan sakinlerinden dolayı bir sokağa “Kadılar Yokuşu” denilmiştir.

Şehir merkezinde, kıyıya dik olarak inen ve Cumhuriyet Meydanına bağlanan Kadılar Yokuşu İlçenin mutlaka görülmesi gereken

Hamam harabe halindedir. Cumhuriyet Meydanı, Kadılar Yokuşu başında bulunan Yeni Hamam ise halen faal olarak hizmet vermektedir. BAKIRCILAR ARASTASI Yüzyıllarca hem Ünye’nin hem de bütün yörenin en önemli alışveriş merkezi olan Tarihi Bakırcılar Arastası, geçmişteki canlılığını yitirmiş olsa da hala çekiç sesleri yükselen, otantik eşyaları


ile birer küçük müze gibi duran tarihi dükkânları gezip-görmek geçmişe yapılan yolculuk gibidir. SARAY SURLARI Cumhuriyet Meydanında Anıt çınarın önünden kuzeye giden yolun sol tarafında yükselen surlar bir saraya aittir. On dokuzuncu yüzyılın başlarında Sancak Beyi Süleyman Paşa tarafından. Deniz kenarında surlar üstüne yaptırılmış olan saray, aynı yüzyılın ortalarına doğru yanmış ve geriye bu surlar kalmıştır. Dönemin en önemli mimari şaheserlerinden biri olarak kabul edilen saray, batılı ressamlara esin kaynağı olmuştur. ANIT AĞAÇLAR Ünye şehir merkezinde çok sayıda yaşlı çınar ağacı vardır. .Bu ağaçlardan iki tanesi ise anıt ağaç statüsündedir. Cumhuriyet Meydanında bulunan tarihi çınar ağacının yaklaşık 500 yaşında olduğu hesaplanmıştır. Fatih Sultan Mehmet Caddesindeki Çınar ağacı da Cumhuriyet Meydanındaki ile aynı yaşlardadır. DİĞER TARİHİ YERLER VE YAPILAR Ünye ve çevresinde yukarıda sayılanlardan başka çok sayıda eski kale, han, hamam, konak, su değirmeni, çeşme, köprü, cami, şadırvan, mezarlık, kilise, ve yola rastlamak mümkündür. Gencağa Kalesi, Erenyurt Kalesi, Şahinkale, Kabadirek Camii, Kale Köyü Çeşmesi, Beylercedeki Hatipler Konağı, Ericek Yaylasından geçen Kral Yolu ve Kavaklardaki Osmanlı döneminden kalma mezarlık bunlardan bazılarıdır. Ancak, yörede bulunan tarihi yapıların tam bir envanteri henüz çıkarılamamıştır. ÇAMLIK İlçenin kuzeybatısında denizle sahil Karayolu arasında geniş bir alanda kurulmuştur. İçinde çocuk

parkı ve barbeküler vardır. Sadece Ünyelilerin değil çevre il ve ilçelerde oturan vatandaşların da en fazla tercih ettikleri piknik alanıdır. Çamlıkta ayrıca bir motel ve bir restoran bulunmaktadır. ÇAKIRTEPE İlçe sınırları içinde, kentin ve denizin kuşbakışı seyredilebildiği bir tepe üzerinde kurulmuş piknik yeridir. İçinde çay bahçeleri ve pide salonları vardır. Hem Ünye’de oturan insanların hem de Ünye’ye gelen yabancıların, özellikle yaz akşamlarında doyumsuz manzarayı seyrederek dinlenmek için en fazla tercih ettikleri yer Çakırtepedir. ÇINARSUYU Şehrin kuzeybatısında deniz kenarında Orman Bakanlığı tarafından kurulmuş piknik yeridir. Yemyeşil ağaçlar içinde piknik yaparak dinlenmek ve denize girmek isteyenler için ideal bir yer olan Çınarsuyunda kısa veya uzun süreli tatili düşünenler için kiralık evler de vardır. ASARKAYA MİLLİ PARKI İlçenin güneydoğusunda, şehir merkezine 5 km uzaklıktadır. Sahil Karayolundan ayrılan stabilize bir yolla ulaşılır. Kente ve denize hâkim bir tepe üzerine kurulmuş olan ASARKAYA Milli Parkı, tabiatla baş başa kalıp piknik yapmayı sevenler için ideal bir yerdir. AZKONAĞI MAĞARASI İlçeye 3 km mesafede Yazkonağı yolu üzerindedir. Beş yol önce keşfedilmiş olan ve 200 m uzunluğunda 3 ayrı galeriden oluşan mağaradaki sarkıt-dikitler ve benzerlerine az rastlanır

kubbeli odalar ilgi çekmektedir. Bilim adamları ve Turizm Bakanlığı yetkililerince incelemeleri tamamlandıktan sonra turizme açılmasına karar

71


KARADENİZ’İN İNCİSİ

72

verilen ve projesi hazırlanan Mağara, meraklılar tarafından fener, kask ve çizme gibi donanım ve malzemelerle gezilebilmektedir. YAYLALAR İlçe sınırları içindeki 2 önemli yayladan birisi Akkuş Yolu üzerindeki Argan Yaylası, diğeri ise Ünye-Kumru sınırındaki Ericek Yaylasıdır. Her iki yayla da temiz havası, zengin bitki örtüsü, tabii ormanları, akarsuları ve kaynak suları ile bakir kalmış ender yerlerdendir. Ericek Yaylasında bulunan şifalı kaynak suyu, çevre il ve ilçelerden insanların günübirlik ziyaret ettikleri önemli bir içmedir. Bunun dışında, yörenin birçok yerinde başka şifalı kaynak suları da vardır. PLAJLAR VE SAHİL Karadeniz Bölgesinin en geniş ve en temiz doğal plajlarını oluşturan kumsallar Ünye kıyılarındadır. Uzunkum, Kavaklar ve İnciraltı plajları bunlardan bazılarıdır. Dalgaların bilinmeyen zamanlardan beri sabır ve ustalıkla işleyip, garip şekiller vererek figürler çizdiği kayalıklar da, Ünye sahillerinde görülebilecek başka bir güzelliktir. Özellikle Çamlık kıyılarına gidenler, ilginç kaya şekillerini saatlerce seyretmekten kendilerini alamazlar. BİTKİ ÖRTÜSÜ (FLORA) Ünye Yöresi bitki ve yaban hayatı açısından da son derece zengindir. Yöredeki tabii ormanlarda en fazla görülen ağaç türleri meşe, kayın, gürgen, kestane, çam, köknar, kızılağaç, karaağaç ve kirazdır. Ormanlarda çok yıllık ağaçlarla birlikte zengin bir maki örtüsü de bulunur. Yöreye özgü bitki türlerinin yanı sıra Türkiye’deki ve Dünyadaki birçok bitki türü kırlarda ve ormanlarda yetişir. İlkbahar ve yaz aylarında her yeri saran bu bitki çeşitliliği çevreye egzotik bir görüntü ve hava verir. YABAN HAYATI (FAUNA) Ünye çevresindeki yaban hayatı da son derece zengindir. Yörenin kırları, ormanları ve sulak alanları kartal, şahin, atmaca, doğan, çaylak, kuzgun, karga, kumru, güvercin, karatavuk, serçe, saka gibi birçok kuş türünü barındırır. Ayrıca, birçok göçmen kuş da bu bölgeden geçer. Kuş türlerinden başka yaban domuzu, çakal, tilki ve porsuk gibi hayvanlar ormanlarda boldur. Özellikle

yaban domuzu sayısının son yıllarda iyice artması sebebiyle izinli olarak sürek avları düzenlenmeye başlanmıştır. Karaca, kurt, tavşan, sansar gibi hayvanlara ise nadiren rastlanır. Yöredeki akarsu ve göller de çeşitli tatlı su canlılarını barındırır. Tatlı su kefali, Alabalık, Kasnak (yöresel isim), ve bıyıklı (yöresel isim) gibi lezzetli balıklar akarsularda bolca bulunur. Bazı akarsularda nadiren su semenderi de vardır. ULAŞIM İlçeye hem karayolu hem de havayolu ulaşımı vardır. Çarşamba Uluslararası Havaalanının Ünye’ye uzaklığı sadece 40 km’dir. Havaalanından Ünye’ye veya Ünye’den Havaalanına karayolu ile günün her saatinde toplu kara taşıma aracı vardır. Şehir merkezinden geçen Sahil Karayolu, İlçenin doğu ve batı ile bağlantısını sağlar. İç Anadolu’yu Karadeniz’e bağlayan en kısa yol da Ünye-Niksar Karayolu (Tarihi İpekyolu)’dur. KONAKLAMA Ünye’de, 2’si yıldızlı 10 otel, 4 motel, 9 pansiyon ve 8 kamp işletmesi birinci sınıf hizmet vermektedir. Bu işletmelerde verilen kaliteli hizmete rağmen fiyatlar son derece düşüktür. Ünye’deki otel, motel ve pansiyonların diğer bir özelliği de müşterilerine geleneksel Türk konukseverliği ile hizmet vermeleridir. Konaklama tesisleri, özellikle yaz aylarında % 100 doluluk oranı ile çalışırlar.


ROPÖRTAJ Judo Federasyonu Başkanı

Sezer UYSUZ

Sezer bey bize Ordu’dan çıkıp alanında dünya çapında başarılara imza atan Milli Judo sporcusu Sezer Uysuz’u kısaca anlatır mısınız? 20/12/1977 yılında Karadenizin incisi Ordu’nun Ulubey ilçesinin Dura köyünde doğdum. İlkokul 4’cü sınıfa kadar köyde okuduktan sonra 5 sınıfı Hürriyet ilkokulunda bitirdim. Orta okulu Merkez orta okulunda, liseyi Ordu lisesinde bitirdim. 1996 yılında liseyi bitirdikten sonra aynı yıl Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Beden Eğitimi

Sezer UYSUZ

Judo Federasyonu Başkanı

öğretmenliği ve yüksek okuluna başladım. Herhalde sporla yakından ilgiliydiniz? Yoksa spor yetenek sınavları zordur? Elbette, ama doğrusu lise yıllarında branş olarak judo ya ilgim başlamıştı. Ama aslında o yaşlarda her genç gibi farklı spor dallarına da ilgiliydim. Bunda Karadeniz insanının sosyal hayatındaki hareketliliğinde sanırım etkisi olmuştur. Mezun olduktan sonra iş hayatınız nasıl gelişti? 2000 yılında mezun olduktan sonra 2007 yılında İstanbul Beyoğlu Fındıklı Lisesinde Beden Eğitimi Öğretmeni olarak göreve başladım ve su anda da ayni okulda öğretmen olarak devam etmekteyim. O zaman Judo eğitimi yada Judocu Sezer Uysuz’dan bahsetseniz... 1989 yılında Ordu Judo ihtisas kulübünde de judo sporuna başladım ve bu spor hayatımın değişim noktası oldu ve benim bu günlere gelmemi sağladı. 1993 yılında ümitler milli takımına seçilmemle birlikte milli takim serüvenim başlamış oldu ve

73


KARADENİZ’İN İNCİSİ

bundan sonraki 19 sene aralıksız milli takımın her kategorisinde bulundum bu dönemler içerisinde ülkemi uluslararası yarışmalarda temsil ettim. Biraz konuşalım...

74

da

bu

uluslararası

başarıları

Teşekkür ederim. Ülkemi; Balkan, Avrupa ve Dünya şampiyonalarında... Akdeniz oyunlarında ve sporcuların hayallerini süsleyen Olimpiyat oyunlarında iki kere temsil etme başarısını gösterdim. 2008 Pekin ve 2012 Londra Olimpiyatlarında ülkemi ve bayrağımı en güzel şekilde temsil ettim. Ve Londra olimpiyat oyunlarından sonra milli takımı bıraktım ve sadece kulüp maçlarında ve judo liglerinde yarıştım 2016 Ocak ayında Genç Erkekler milli takım baş antrenörü olarak görev yaptım ve judo sporunun en alt kademesinden başladığım bu güzel spora simdi de nasip olursa 22-23 Ekim 2016 yılında yapılacak olan judo federasyonu başkanlığına aday oldum. 30 yıllık tecrübemi de judo sporunun daha iyi hala getirmek için çok ama çok çalışacağım. Katıldığınız sayısız organize içinde uluslararası başarılardan bir demet sunmak istesek...

1995-1996-1997 Gençler Türkiye Şampiyonu 1999-2000-2001-2003-2004-2005-2006- 2009 - 2010 Büyükler Türkiye şampiyonu 2002-2003-2004 Balkan şampiyonu 2003 Askeri Oyunlar Dünya şampiyonası 2 2005 Akdeniz Oyunları 2. lik İspanya 2009 Akdeniz Oyunları 3. lük İtalya 2007 Dünya kupası 1 Rusya 2007 Dünya kupası 2 Gürcistan 2007 Dünya kupası 3 Polonya 2007 Dünya kupası 3 Romanya 2007 Dünya Şampiyonası 5 brezilya 2009 Dünya kupası 1 2010 Dünya kupası 1 20011 Dünya kupası 1 Estonya 2001 Dünya kupası 1 Samua

Ve daha birçok uluslar arası yarışmalarda dereceler aldım. Ülkemi ve bayrağımı en güzel şekilde temsil ettim inşallah bundan sonraki çalışmalarda da Türk sporuna katkı sağlamak genç kardeşlerimizin spora ilgisini artıracak çalışmalar sağlamak arzusundayım.


ORDU’NUN KALBİ

ALTINORDU Ordu’nun Büyükşehir olmasıyla birlikte Ordu merkezde kurulan 202 Bin nüfusuyla Karadeniz Bölgesi’nin en büyük 3’üncü ilçesi olan Altınordu İlçesi’nin Belediye Başkanı Engin Tekintaş, yaşam standardı yüksek bir ilçe inşa edebilmek için çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.

Engin TEKİNTAŞ

Altınordu Belediye Başkanı

GECE GÜNDÜZ ÇALIŞIYORUZ Başkan Tekintaş, 30 Mart 2014 Yerel seçimleri ile Altınordu halkının kendilerine yetki verdiğini bunun sorumluluğunu bilerek çalıştıklarını ifade ederken, “ Bu milletin güven ve desteği ile 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde göreve geldik. 2,5 yıllık bir dönemi tamamladık. Bu süre içerisinde bir çok projeyi hayata geçirdik. Gelecek yılında planlamasını tamamladık. Bize bu millet çok önemli bir görev verdi. Bu görevin sorumluluğu içerisinde gece gündüz demeden ekip olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz” HEDEF YIL SONUNDA 30 KM Ordu Büyükşehir Belediyesi ile birlikte ilçede önemli hizmetlerin gerçekleştirildiğinin altını çizen Belediye Başkanı Engin Tekintaş, “ Şehir Merkezi’nde 30 km sıcak asfalt çalışmasını büyük bir kısmını bitirdik, yıl sonu itibari ile tamamlayacağız. Şimdiye kadar 22 km’yi bitirdik, yıl sonunda hedefimiz olan 30 km’yi tamamlamış olacağız” HEDEFİMİZ; MİLLETİMİZİN AYAĞINI ÇAMURDAN TOZDAN KURTARMAKTIR Ordu’nun büyükşehir olmasıyla birlikte köy statüsünden mahalleye dönüşen 72 Mahallede beton yol çalışması yürüttüklerini belirten Başkan Engin Tekintaş, “Ordu’nun Büyükşehir olmasının ardından 72 köy mahalle dönüştü. Köylerimizde de

75


KARADENİZ’İN İNCİSİ

beton yol çalışmalarımız devam ediyor, 90 km’lik beton yolun sadece 1 km’lik bölümü kaldı. Bizim belirlediğimiz ve vatandaşlarımızında sıkıntılı gördüğü yerlere istinat duvarları yapmaya devam ediyoruz. Yağmur sularının yollara zarar vermeden menfezlere aktarılması için su kanallarını ile birlikte yolumuzu milletimizin hizmetine sunuyoruz. Hedefimiz; milletimizin ayağını çamurdan tozdan kurtarmaktır. Önümüzdeki yılda bu çalışmamıza devam edeceğiz”

76

MODERN KALDIRIMLAR İNŞA EDİYORUZ Yolları daha güvenli bir yapıya kavuşturmak için harekete geçen Altınordu Belediyesi yenilenen ve sıcak asfalta kavuşturulan mahalle yollarında baskı beton kaldırım çalışmalarına devam ediyor. Yapılan her çalışmanın milletin refahı ve mutluluğu için yapıldığını ifade eden Altınordu Belediye Başkanı Engin Tekintaş “ İlçemiz genelinde ekiplerimizin çalışmaları aralıksız devam ediyor. Bir yandan ekiplerimiz sıcak asfalt çalışmasını tamamlarken, diğer ekiplerimiz o mahalle ya da sokağımızda baskı beton kaldırım çalışmasının startını veriyor. Milletimize söz verdiğimiz çalışmalarımızın hiç birinden en ufak bir sapma olmadı. Milletimize layık olacak yollar ve kaldırımlar yapıyoruz. Biliyoruz ki bu millet her şeyin en iyisini hak ediyor” YENİ HİZMET BİNASI BİZİM İÇİN ÖNEMLİYDİ 30 Mart 2014 yerel seçimlerinin ardından 4 farklı binada vatandaşlara hizmet veren Altınordu Belediyesi yeni hizmet binasını yaparak vatandaşların tek bir noktadan hizmet alma imkanını sağladı.

12 TANE PARK YAPTIK Yeşil alan ve parklara önem verdiklerine değinen Belediye Başkanı Engin Tekintaş, “ 2,5 Yıllık dönem içerisinde 12 tane parkı da bitirmiş oluyoruz. Mahalle meydanları için çalışmalara başladık, kısa bir süre içerisinde mahallelerimize meydanlar kazandıracağız. “

Yeni Belediye hizmet binasının önemine değinen Başkan Engin Tekintaş,” Belediye binamız bizim için son derece önemliydi. Meydanıyla, camisiyle, iş merkeziyle, otoparkıyla ve çevre düzeniyle çok güzel bir alan oluşturduk. Çalışmalarımız tam olarak bittiğinde, milletimizin çok gözde bir mekanda hizmet almasını sağlamış olacağız.”


PROJELERİMİZ DEVAM EDİYOR Bir çok projeyi hayata geçirmek için çalışmaların sürdüğünü kaydeden Altınordu Belediye Başkanı Engin Tekintaş,”Engelli merkezi projesini ihaleye çıkartıyoruz. Yakın zamanda bitirip

engelli kardeşlerimiz için yeni bir alan oluşturacağız. Şirin Pazarı hazırladık, ihaleye çıkıyoruz. Projeyi tamamlayıp, Şirinevler, Karşıyaka, Eskipazar ve Karacaömer bölgesinde hizmete sunmuş olacağız. Pazartesi pazarı için yeni ihale yapıyoruz. Yeni hazırlıklar yapıyoruz çok özel bir projeyle tekrar milletimizin karşısına çıkmış olacağız. Özellikle okul ve milli eğitimle ilgili çok büyük çalışma yaptık. Okul alanlarında asfalt, çevre düzeni, oyun parkları,istinat duvarları özellikle de tel çitlerle ve ferforjelerle ilgili çok önemli çalışmalar yaptık. Eğitime katkı çerçevesindeki tüm projeleri sonuca ulaştırdık. Kamu alanlarına özel hizmetler vermeye devam ediyoruz. Temizlikle ilgili bugüne kadar kat ettiğimiz mesafe çok önemli, Bahçelievler mahallemizde evde geri dönüşüme geçtik. Şimdi Akyazı ve Durugöl’e de aynı hizmeti sunacağız. Bu yılki hedefimiz konteynırları yer altına alacağız. Yer üstündeki görsel çirkinliği ortadan kaldırmayı hedefliyoruz”

MOSTAR KÖPRÜSÜ PRESTİJ PROJEMİZ Altınordu Belediyesi’nin projelendirdiği Devlet Su İşleri tarafından yapılan Mostar Köprüsü’nün Altınordu İlçesi için önemli bir proje olduğunu belirten Başkan Tekintaş, “ Biz yeni kurulan bir belediyeyiz. Verdiğimiz sözlerin ne olduğunu bilerek, belli bir program çerçevesinde çalışmalarımıza devam ediyoruz. Projelerimiz kitapçığımızın içerisinde yer alan en önemli projelerden bir tanesini de Civil Irmağı’nın denizle buluştuğu noktada yaptığımız Mostar Köprüsü oluşturuyordu. Bu proje bizim için son derece önemliydi. Ben, ihale sürecinde emek ve katkılarını esirgemeyen Orman ve Su İşleri Bakanlığımıza, Büyükşehir Belediyemize, Altınordu Belediyemizin tüm çalışma ekibine teşekkür ediyorum. Biz sadece konuşma ile bırakmıyoruz, söz veriyoruz ve yerine getiriyoruz. Mostar Köprüsü şuanda vatandaşlarımızın hizmetine açıldı. Çevre düzenlemesi devam ediyor. Kısa süre içerisinde çevre düzenlemesini de tamamlayıp Altınordu sahilini bu köprü ile birleştirdik. Vatandaşlarımız trafik yoluna hiç uğramadan, Akyazı plaj mevkiinden Tayfun Gürsoy Parkına rahat bir şekilde geçiyor.”

77


KARADENİZ’İN İNCİSİ

AYBASTI BELEDİYESİ SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA EVİ HİZMETE AÇILDI

İzzet GÜNDOĞAR

Aybastı Belediye Başkanı

78

Belediye Başkanı İzzet GÜNDOĞAR; Aybastı Belediyesi olarak sosyal Belediyecilik hususunda il genelinde örnek bir ilçe olduğumuzu göstermeye devam ediyoruz. Geçtiğimiz yıllarda hanım kardeşlerimize rahat vakit geçirebilecekleri, sosyal etkinliklerini yapabilecekleri ortam oluşturmak suretiyle 3 adet hanımlar lokali açarak hizmete sunduk. Lokallerimize spor salonu ekleyerek sağlıklı yaşam konusunda hanım kardeşlerimize

yardımcı olduk, olmaya devam edeceğiz. Şimdi açılışını gerçekleştireceğimiz sosyal yardımlaşma evi ilçemizde bulunan ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın başvuruları veya belediyemizin tespitleri doğrultusunda gerekli incelemeler yapılarak ihtiyaçları giderilecektir. Tesisimizde bulunan malzemelerin temini iş adamlarımız, ilçe esnaflarımız, vatandaşlarımız ve belediyemizin katkıları ile sağlanacaktır. dedi.


PELİTÖZÜ MAHALLESİ EK HİZMET BİNASI VE SOSYAL TESİSİ HİZMETE AÇILDI Belediye Başkanı İzzet GÜNDOĞAR yaptığı konuşmada; Aybastı Belediyesi olarak imkanlarımız dahilinde vatandaşlarımızın düğün, nişan, davet gibi sosyal ihtiyaçlarını günümüz şartlarına uygun şekilde gerek onarım yaparak gerekse yeniden inşa ederek ilçemizin farklı bölgelerinde olduğu gibi Pelitözü Mahallemizde de hemşehrilerimizin hizmetine sunmanın mutluluğunu yaşamaktayım. Malumunuz üzere Büyükşehir Belediyesi olduktan sonra ilçemize bağlı 3 Belde Belediyesi ve 8 Köy Muhtarlığı ile toplamda 21 Mahalle olduk. İlçemizin diğer mahallelerinde de bulunan eğitime kapatılmış ve harabeye dönüşmüş eski okullarımızı onarıp çok amaçlı salonlar haline dönüştürmeye devam ediyoruz. Pelitözü Mahallemizde bulunan Belediye Hizmet Binası olarak inşa edilen ama Beldelerin kapatılmasıyla yapımı tamamlanamayan binamızın gerekli tüm eksikliklerini tamamlayarak sosyal tesis anlamında 9. tesisimizi Pelitözü Mahallemizde açıyoruz. Mahallelerimizde yürüttüğümüz sosyal tesis çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz.İnşallah önümüzdeki haftalarda açılışlarımıza devam edeceğiz. Pelitözü Mahallesine yaptığımız sosyal tesisimiz Aybastı Belediyemizin öz kaynaklarıyla yapılmıştır.Yapılan tesisin ilçemize mahallemize hayırlı olmasını diliyorum, dedi.

BETON YOL YAPIMI VE STABLİZE YOL ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR. Aybastı

Belediyesinin

öz

kaynaklarıyla

bu yıl yapılacak olan 7 km’lik beton yol yapım işine ilk olarak HİSARCIK mahallemizden başlanılacaktır. Belediye Başkanı İzzet GÜNDOĞAR yaptığı açıklamada; Hisarcık mahallemizde son incelemeleri yapıp çalışma startını verdik. Aybastı Belediyesi olarak başladığımız beton yol yapımı çalışmalarına devam ediyoruz. Çakırlı Mahallesi Cafarlı Mevkii ve Alacalar Mahallesi İmamoğlu ve Arpacılar Mevkiinde ekiplerimiz çalışmalarına devam ediyor. Hava şartlarının elverişli olduğu her anı değerlendiren ekiplerimiz inşallah çalışmalarını tamamlayacaktır. Belediyemiz öz kaynakları ile 2016 yılı içerisinde 10 km’ye yakın beton yol yapımı uygulanacaktır. İnşallah önümüzdeki yıllarda yapılacak beton yol işçiliği ile toplamda 50 km üzerinde çalışma yapılacaktır. Yapılmış ve yapılacak olan çalışmaların sonunda 21 mahallemizin mahalle merkezleri başta olmak üzere beton yol ile kaplanarak hemşehrilerimizin yağmurlu havalardaki çamurlu yol çilesi bitmiş olacaktır. dedi.

79


KARADENİZ’İN İNCİSİ

YAYLAYA YAPILAN CAMİİ RESMİ OLARAK İBADETE AÇILDI... Aybastı Belediyemiz Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri tarafından geçtiğimiz hafta havaların iyileşmesi üzerine; Uzundere, Alacalar, Sarıyer, Küçükyaka ve Yelve Yaylalarımızda bozuk ve çakıllanması gereken yollarda genişletme, silme, altyapı ve çakıllama çalışmaları başlatıldı. Bölgede yürütülen çalışmalar, ihtiyaç tamamlanana kadar devam edecektir.

SAĞLIK MAHALLESİ SOSYAL TESİSİ HİZMETE AÇILD I8 ADET SOSYAL TESİS KAZANDIRILDI... Belediye Başkanı İzzet GÜNDOĞAR; Aybastı Belediyesi olarak mahallelerimizde bulunan eğitime kapatılmış ve harabaye dönüşmüş eski okullarımızı onarıp çok amaçlı salonlar haline dönüştürmeye devam ediyoruz. Yaptığımız tesislerin içerisinde 8.tesisi Sağlık Mahallesine yaparak vatandaşlarımızın hizmetine sunduk. Mahallelerimizde yürüttüğümüz sosyal tesis çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz. dedi KUTLU BABA TÜRBESİ AÇILDI Aybastı İlçesinde bulunan Kutlu Baba Türbesi Aybastı Belediyesi öncülüğünde iş adamı İlhan İbiş tarafından restore edilip yenilendi ve açılışı yapıldı.

80

MURATYERİ- BOĞMALIK SOSYAL TESİSİ AÇILDI Belediye Başkanı İzzet GÜNDOĞAR yaptığı açılış konuşmasında; Belediyemiz öz kaynakları ile yapılan ve yaklaşık 200.000.00 TL maliyeti olan tesis hizmet vermeye başladı. Mahallelerimizde eski okulları onararak sosyal tesis haline dönüştürüp mahalle sakinlerimizin hizmetine sunan Ordu ilimizde tek Belediye olmanın mutluluğunu siz değerli hemşehrilerimle yaşıyorum. Bu yaptığımız tesisin mahallemize ve ilçemize hayırlı olmasını diliyor, katılımınızdan dolayı teşekkür ediyorum. dedi.

KUTLU DOĞMUŞ / KUTLU BABA EVLİYASI Melik Gazi’ nin subaylarındandır. Halen türbesi Kutlular Mahallesinde Gölköy - Aybastı yolu üzerindedir. Melik Gazi’nin harekatı sırasında onun komutasında bulunan ve şimdiki anlamıyla harbin sevk ve idaresini yürüten subaylardan Kutlu Bey’e eriştiği şehitlik mertebesinden dolayı doğarken de şerefli doğdu anlamına gelen Kutlu Doğmuş adı verilmiştir. Bu zata bugün Kutlu Baba da denilmektedir. Türbesinde şahsına ait bazı eşyaları bulunmaktadır.


AKKUŞ

İsa DEMİRCİ

Akkuş Belediye Başkanı

81

Sorun Değil Çözüm Üreten Bir Yönetim Anlayışıyla Mutlu İnsanların Yaşadığı Bir Akkuş İçin “Hizmet Üretiyoruz“ Akkuş Belediye Başkanı İsa Demirci, göreve geldiği günden bu yana geçen 2 yılı değerlendirdi. Mutlu insanların yaşadığı bir Akkuş hedefi ile çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Belediye Başkanı Demirci, biten ve devam eden projelerle Akkuş’un her geçen gün çehresinin değiştiğini söyledi. “30 Mart 2014 tarihinde halkımıza hizmet için çıktığımız bu yolda 2 yılı geride bıraktık” diyen Akkuş Belediye Başkanı İsa Demirci, öncelikle ilk 1 yıl içinde Akkuş Belediyesi’nin durumunu tespit ederek, kurumsal planlamayı tamamlayıp yatırım

hedeflerini programladıklarını, söz verdikleri gibi merkezi hükümet, Büyükşehir Belediyesi ve Akkuş Belediyesi’nin yaptığı hizmetlerin 2 yılın sonunda ciddi manada hissedildiğini ifade etti. Araç Parkı Yenilendi Büyükşehir yasası ile birlikte İlçe Belediyesi’ne 5 belde belediyesinin de katılarak hizmet alanının genişlediğini belirten Başkan Demirci, “Belediyemizin yeni statüsü gereği norm kadroyu oluşturup 2 başkan yardımcısı ve 10 birim müdürü ataması yaparak çalışma ekibimizi kurmuştuk.


KARADENİZ’İN İNCİSİ

Bununla birlikte mülkiyeti belediyemize ait bir binada tadilat yaparak 50 kişilik meclis toplantı salonunu hizmetine açtık. Araç parkını yeniden dizayn ettik. Ekonomik ömrünü doldurmuş araç ve iş makinelerini satarken belediyemize yeni araç ve iş makineleri de kazandırdık. Sadece 2 yılda akkuş belediyesinin araç parkına 7 adet yeni araç ve iş makinesi katıldı” dedi. Önceliğimiz Yol Çalışmaları Oldu 2 Yılda birinci önceliklerinin yol çalışmaları olduğunu belirten Başkan Demirci, “2 km sathi kaplama asfalt, 86 km filler malzeme ile berkitme yol, 12 km bakım onarım (genişleme), 37 km tesviye yol açma , 282 km orman malzemesi ile bakım onarım, 245 km kanal temizliği ve reglaj, 10 bin 850 m2 parke yol, 1 adet 45 metre uzunluğunda köprü, 3

82

adet 85 metre uzunluğunda 4 metre yüksekliğinde taş duvar, 5 adet 50 metre uzunluğunda 4 metre yüksekliğinde betonarme istinat duvarı, 92 metre kutu menfez, 42 mahallede 2 bin 150 metre beton boru ve 2 bin 800 metre koruge tripleks boru kullanılarak yollardaki yağmur sularına önlem alındı. Bu rakamlar 2014 ve 2015 yılında yani 2 yılda sahadaki performansımızı yansıtıyor. 2019 yılına kadar önümüzdeki 3 yılda yol ve altyapı konusunda çalışmalarımız tüm hızıyla devam edecek” dedi. Kapalı Pazar Hizmete Açıldı Seçimden önce sözünü verdikleri ilçede ciddi anlamda eksikliği hissedilen kapalı pazarı Ünye Niksar yolunun kenarında modern bir şekilde halkın

hizmetine sunduklarını belirten Başkan Demirci, “Bu önemli ve güzel hizmetin keyfini hem bizler hem pazarcı kardeşlerimiz ve alışveriş yapan halkımız hep birlikte yaşıyoruz. Ayrıca yine seçimden önce söz verdiğimiz halkımıza sunulan hizmet kalitesini arttırmak için belediye hizmet binamızı iç ve dış yenileyerek modern bir hale getirdik” dedi. Hanımlar Lokali İle Önemli Bir Eksiklik Giderildi Akkuş’ta önemli bir eksik olarak gördüğümüz, hanımlar lokalinin hayata geçirildiğini belirten Başkan Demirci, “Hanım kardeşlerimizin ilçe merkezine geldiğinde istirahat edebileceği, çocuğunun bakımını yapabileceği, yağmurlu ve soğuk havalarda araç içinde ya da sokakta bekleyip üşümeyeceği, her daim kendi aralarında etkinlik yapabileceği bir alan burası ve hanım kardeşlerimizin hizmetine sunmuş olduk. Ancak bizim biten projelerimiz sadece bunlar değil. 2 yıl içinde çöp konteynırlarının yenilendi, Okul ve cami tadilatları yapıldı, 4 mevsim akkuş’un fotoğraflandırılması gerçekleşti, Belediyespor’un aktif hale getirilmesi biten projelerimiz arasında” dedi. Spor’da da Bir Adım Öne Çıktık Göreve geldiklerinde Akkuş Belediyespor kulübünün sadece kağıt üzerinde kurulmuş bir kulüp olduğunu hatırlatan Başkan İsa Demirci,“Şuanda belediyespor kulübünün sporcularının kalabileceği kulüp binası, antrenmanlarını yapabileceği bir spor kompleksi bulunmakta. Belediyespor kulübümüze bu tesisleri kazandırırken badminton, masa tenisi, güreş, boks ve voleybol takımlarını da hayata geçirdik” dedi. Karla Mücadele’de Tarihi Başarı Başkan Demirci, “Karla mücadele konusunda geride kalan 2 yılda tarihi bir başarı yaşanmıştır. Büyükşehir belediyemizin koordinatörlüğünde iş makineleri bir havuzda toplanarak karla mücadele tek elden yürütüldü. Tarihinde ilk defa Akkuş’ta 25 iş makinesi ile karla mücadele yapıldı. Karla mücadelede yapılan çalışma halkımız tarafından tam not almıştır”. Akkuş’u Halkımızla Birlikte Yönetiyoruz 2 Yılık çalışmaların sadece bunlarla sınırlı olmadığını dile getiren Başkan İsa Demirci,


“Geride kalan 2 yılda ayrıca, İlçemizde kamu kurumlarına yatırım yapmaları için 125 dönüm arazi kamulaştırması yaptık. Birlikte yöneteceğiz dedik ve öyle yapıyoruz. İlçemizdeki stk’larla iş birliği içinde çalışıyoruz. İş adamlarımız ve esnaflarla istişareler yapıyoruz. Mahalle muhtarlarımızla düzenli toplantılar yapıyoruz. Türkiye’nin değişik yerlerindeki derneklerimizle birlikte hareket ediyor zaman zaman ortak programlar yapıyoruz. Akkuş’un tanıtımı için yerel ve ulusal basında programlar yaptık. Dergi, broşür ve cd ortamında ilçemizin tarihi yerleri ve gezilecek, görülecek yerleri tanıtıldı. 2 Yılda yatırım ve hizmetlerin yanı sıra sosyal belediyecilik anlamında da yardım ve desteklerin devam ettirildi. Bu kapsamda ihtiyaç sahibi yaklaşık 600 aileye gıda yardımı yapıldı. İhtiyaç sahiplerine barınma yardımları yapıldı. Kadınlar günü programları ve diğer sosyal programlar yapıldı” dedi. Akkuş’a Şehir Kapıları 2016 yılında Akkuş’ta hayata geçirmeyi planladıkları bazı çalışmaları da anlatan Başkan Demirci, Küçük kertil restoran ve mesire alanı, Tekke tepesi mesire alanı, Argan yaylasına seyir terası, Akpınar ve Salman mahallesine halı saha, Çamalan acı su çevre düzenlemesi, MYO sosyal tesisi, Otogar, meydan dış cephe ve zemin düzenlemesi, spor kompleksi. Bu devam eden ve bazıları ise bitme aşamasında olan projelerimiz. Bunu yanı sıra Akkuş’ta şehir giriş ve çıkış düzenlemeleri, Şehir kapıları, Saat kule, Eski cezaevi kent müzesi, Atatürk ve istiklal caddesi peyzaj çalışmalarını da hayata geçirmeyi planlıyoruz” dedi. Kamu Yatırımları’nın da Takipçisiyiz Belediye hizmetlerinin yanı sıra kamu yatırımlarının da takipçisi olduklarını ifade eden Başkan İsa Demirci, “Bizlerin görevi sadece belediye hizmetlerini gerçekleştirmekle bitmiyor ayrıca ilçemize yapılacak kamu yatırımlarının da akkuş halkı adına takipçisiyiz.Bunlardan 2 tanesini hayata geçirdik. Atatürk Caddesi sıcak asfalt çalışması tamamlanırken, Tarım Kredi Kooperatifi hizmete açıldı. Ayrıca sağlık bakanlığı tarafından ilçe merkezine ve Akpınar mahallemize toplum sağlığı merkezi projeleri yapılacak demiştik geçen yıl

ihaleler yapıldı her iki projede de müteahhit firma çalışmalara başladı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından ilçe merkezine 200 kişilik kız öğrenci yurdu projesi yapılacak.Yine geçen yıl bu cümlelerle sizlerle paylaşmıştık ihalesi yapıldı müteahhit firma çalışmalara başladı. Sağlık bakanlığı tarafından Akkuş Devlet Hastanesi 2016 yatırım programına alındı. İller bankası genel müdürlüğü tarafından ilçe merkezi ve 4 mahallemizin haritasının yenilenmesi, jeolojik-etüt çalışması ve imar planı yapım çalışmaları yapılacak. Demiştik bu çalışmada başladı devam ediyor. Enerji ve tabii kaynaklar bakanlığı tarafından ilçe merkezine trafo merkezi yapılacak demiştik ihalesi yapıldı çalışmalar başladı. Spor Toto teşkilat başkanlığı tarafından ilçe merkezine kapalı halı saha projesi ve

83

Milli eğitim bakanlığı tarafından imam-hatip ortaokulu ve Anadolu lisesi de beklediğimiz projeler” dedi.Akkuş’u mutlu insanların yaşadığı bir kent yapmak için yoğun bir şekilde çalıştıklarını ifade eden Belediye Başkanı İsa Demirci, “Hedefimiz sorun değil çözüm üreten bir yönetim anlayışıyla mutlu insanların yaşadığı bir Akkuş. Bu hedef doğrultusunda geçen 2 yılda olduğundan daha fazla gayret göstererek her alanda gelişmiş, yatırımlardan hak etiği hizmetleri alan ve parmakla gösterilen bir Akkuş için hizmet üretmeye devam ediyoruz” diye konuştu.


KARADENİZ’İN İNCİSİ

Yrd.Doç.Dr. Ahmet FİDAN Ordu Üniversitesi Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Karadeniz Doğa ve Çevre Derneği Başkanı

KARADENİZ NEDEN KARADENİZ,

KAREDENİZLİ NEDEN PEMBE KİŞİLİK?

84

Bendeniz; Kara Deniz, KARADENİZ! Duru su saydamdır bilirsiniz. Denizler veya büyük göller çoğunlukla göğü yansıttığından mavidir. Peki neden Karadenize ‘karadeniz’ denmiş? Bazı kaynaklar, Karadeniz’in derinliklerinde fazla zehirli bileşen olduğu için daha koyu renkli görünmekte olduğunu söyleseler de, böylesi büyük ve açık bir deniz için böyle bir etken mantıklı değildir. Ayrıca, uzay haritalarında diğer denizlere göre Karadeniz’in diğerlerine göre daha koyu olduğunu hiç görmedim. Olmazları ortaya koyduktan sonra olur tarafından biraz da tarihsel açıdan incelediğimizde konunun daha çok sosyolojik bir neden olduğu görülmektedir. Karadenizin Tarihi Takası Gerek binlerce yıl önce buzul kütleleri erimeye başlamasından, gerekse sürekli olarak depremler, dünyanın dönme yönüne göre avrupa kıtasının Asya kıtasını sıkıştırmasıyla Marmara Bölgesi’nin çökmesi ve Marmara Denizinin ortaya çıkmasıyla Hazar Denizi gibi bir iç göl olan Karadeniz, Çanakkale ve Marmara boğazlarıyla Ege ve Akdeniz Sularıyla birleşmiştir. Karadeniz’in seviyesi Marmara’nın 110 metre altında olduğundan akıntı çok şiddetli olmuş ve gölün kenarında yaşayan insan toplulukları

Şekil: Arrianus’un mezar taşında, MS 2. yüzyıla ait bir Karadeniz teknesi.

tuzlu suların sahildeki yerleşim ve tarım alanlarını kapladığından dolayı daha yükseklere ve başka bölgelere göç etmek zorunda kalmışlardır diye rivayetler bulunmakta. Hatta Karadeniz’in Nuh Tufanı sonucu oluştuğu da kimi bilim adamlarınca iddia edilmektedir. Gerek Nuh tufanı diyelim, gerekse kuzey kutbundaki buzulların erimesi süreci diyelim, gerçekte bu günkünden 110 metre daha aşağıda olan Karadenizin su seviyesi hızlı bir şekilde yükseldiği söylenmekte. Bu süreci ABD’nin Colombiya eyaletindeki Lamond Üniversitesi’nden Bill Rayn ve Wolter Pitman adlı bilim adamlarının ortaya attığı ‘’Nuh


Tufanı sırasında suların, Marmara üzerinden 200 Niagara Şelalesi büyüklüğünde, 65 kilometre yükseklikten Karadeniz’e döküldüğü’’ tezinin, doğru olmadığının Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deniz Bilimleri Teknolojisi Enstitüsü Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Doğan Yaşar ve Kanada’da çalışan İzmirli bilim insanı Prof. Dr. Ali Engin Aksu başkanlığındaki ekip deklere etmişlerdir. Amerikalı bilim insanları, Marmara’nın suyunun Karadeniz’e döküldüğünü iddia ederken, Türk bilim insanlarının çoğu, Karadeniz’in sularının buzul erimesi ile Marmaraya döküldüğünü iddia etmektedir. Buzul döneminde Karadeniz’in su seviyesi, bu günkü seviyesine gore, 110 metre daha aşağıda olduğunu bilim insanlarının çoğu tarafından ortaya koymaktadır. Şu an için, Karadeniz seviyesi Marmara denizine gore daha yüksek ve bu ortalama yarım metre civarındadır. Tarih kitaplarında ise, buradan göç eden insanların daha sonra Mezopotamya’da Sümerler olarak tarih sahnesine çıktıklarını belirtmektedir. M.Ö. 3000 yılında yazıyı bulan bu insanlar çivi yazısı ile kil tabletler üzerinde kuşaktan kuşağa bu olayı anlattıkları söylenir. Bazı bilim adamları ise, bunu “Nuh Tufanı” olarak kabul ederler. Gerçekler ile tarihten bu yana söylenegelen rivayetler karşı karşıya geldiğinde, binyıllarca söylenenler yanlış ta olsa doğru olarak algılanmaktadır. Karadenizle ilgili şunları da belirtmek gerekir ki, gerek buzul erimeleri gerek tektonik ve sismik faktörlerle yer kabuğu hareketlenmeleri gerek Nuh Tufanı sonucu Karadeniz Gölü ve Marmara Gölü birbirine bağlanıp Ege ile birleşince denize dönüştüğü gibi, bu süreçte gerçekleşecek su hareketi, ya denizin eski seyiyesinden çok daha yüksek seviyelere çıkmasına, ya da Karadenizin buzul erimeleri veya tufan ile, sürekli dolarak, bu günkünden çok daha yüksek düzeylere çıktığı, daha sonra Marmara Denizi ile birleşmesi sürecinde bu günkü seviyesine düştüğünü ileri sürebiliriz. Bu savımıza, Karadenizin kimi dağlık bölgelerinde hatta bazı yaylalarında istiridye, midye, gemi bağlama halkaları vb. denizel kalıntıların bulunduğunu da ilave etmemiz gerekir. Gerçekler ne olursa olsun rivayetlerin egemenliği / eziciliği altında binyıllarca toplumlar bu denize karamsar bir anlam yüklemişlerdir. Grekler, KARADENİZ’e “dost olmayan” anlamında Pontos

Aexeinos demişlerdir. Aexeinos adının Persçe yani Farsça bir kelime olan “ahşaena”dan geldiği belirtilir. “Ahşaena”, “karanlık, zalim, uğursuz” gibi manaları içerir. Bölgedeki Türk hakimiyetinden itibaren KARADENİZ adıyla anılmaya başlanmıştır. Bu ad diğer dillere de, “KARA”nın “SİYAH” anlamıyla tercüme edilmesiyle, İngilizce Black Sea, Fransızca Ner Noire, Almaca, Scharz Meer, İtalyanca, More Nero, Rusça, Çernoya Nore, Yunanca, Mavro Thalassa, Bulgarca, Chernoya More, Lazca Ucha Zuğa Arapça, El-Bahrül esved, şekillerine dönüşmüştür. Öte yandan bazı kaynaklarda da “kara” kelimesi Orta Asya Türklerinde kuzey anlamındadır. Çin kaynaklarında verilen bilgilere göre, Türkler Kuzey’e kara, Doğu’ya yeşil, Batı’ya ak demişler, Güney’i de kızıl olarak tarif etmişlerdir. Sebebi ne olursa olsun, neticede deniz yükselmiş, kıyısındaki insanlara kasvetli günler yaşatmış bir kısmı kaçmış bir kısmı dağ yamaçlarına çıkmıştır. Karadenize, ister kasvetli günler yaşattığı gerçeğinden hareketle kara denmiş olsun, ister Türkler’in kuzey anlamında kullandıkları için olsun, Karadeniz’e kara deniz denmiştir. Deniz Karaysa Karadenizli Neden Pembe Kişiliklik? Bütün bu verilerden sonra bu sonucu çıkarmak zor olmasa gerek. Bir taraftan deniz kabarmış veya hırçın dalgalarıyla sürekli karaya saldırmış, bir taraftan da denize paralel yükselen sarp dağlar... Karadenizli deniz tarafına bakmış çare yok, dağa bakmış oldukça sarp, iki arada bir derede yaşamak zorunda kalmış. Karadenizin hızlı değişken iklim yapısı nedeniyle, hırçın, hızlı hareketli ve azgın denizi nedeniyle, çetin sarp ama sürekli yeşil dağ yapısı nedeniyle karadenizli çaresizlikler içinde kendi çaresini kendi üretmiş, en zor durumlara bile mutlaka çıkış yolu bulmuştur. Bu azgın doğal şartlara karşı yer yer kendine bakmış çevresine bakmış ve çoğu zaman da bu etkenlerden dolayı bunları kendi mizah anlayışıyla yoğurmuştur. Çevresine baktığında düm düz ova, dup durgun çarşaf gibi deniz, düzenli güneş görememenin olumsuz etkileri, sık sık yağan

85


KARADENİZ’İN İNCİSİ

yağmurun, denizin dalgasının, fırtınasının etkisiyle, denizden çıkardığı balığın, hamsinin kıpraşmasının etkisiyle kendine özgü kıvraklığına kavuşmuştur karadenizli. Karadenizlinin bu hali, asırlarca folklörüne medeniyet yapısına, düşünce yapısına yansımıştır. Bu nedenle kendi çözümünü diğer Anadolu medeniyetlerinden farklı olarak kendi üretmiş ve hayata bütün zorluklara rağmen toz pembe bakabilmiştir.Karadenizli deniz dalgalarının karaya çıkmaya inat etmesine baka baka, zorlu yamaçları çıka çıka, inat inat olduğu kadar da azimli bir insan tipi haline gelmiştir.

şartlar karadenizlinin üstüne üstüne gelmektedir. Bütün bunlardan sonra daha karadenizli nasıl kara denizli, pembe benizli ve bakışlı olmasın. Karadeniz, nasıl karadenizliyi üretmesin? Cevabı söylemeye gerek olmasa bile ben söylemekten zevk duyuyorum: Bendeniz, Kara Deniz, KARADENİZ

Denizin Künye Bilgisi Kıyıları: Kıyılarında başta Türkiye olmak üzere, Bulgaristan, Romanya, Rusya, Gürcistan ve Ukrayna devletleri yer almaktadır. Kıyı Şeridi: 8.350 km. Tuzluluk Oranı: 1.8 Yüzölçümü: 461.000 km2, en derin yeri 2200 metredir. Kuzey kıyılarında, 5 büyük nehir Karadenize dökülür. Tuna, Dinyeper, Dinyester, Don, Kuban (Rusya), Güney kıyılarından dökülen nehirler ise, Sakarya, Kızılırmak, Yeşilırmak ve Çoruh nehirleridir. Toplamda 19 büyük nehir Karadeniz’e dökülür.

86

Zorluklarla mücadelede kendi kendine uzmanlaşmış olduğundan, çoğunlukla kendi kendine yetmesini bilen insanlar olan karadenizliler bu özelliklerinden dolayı da oldukça gururludur. En zor ve değişken şartlarda bile çözüm üretebildiklerinden her zaman geleceğe dönük ve ümit doludurlar. Bu nedenle Karadeniz, kara kabuslarının ve tufanlarının etkisiyle zorlasa da, karadenizli bu karaltılarla nasır tutup çözümü, çareyi, ümidi, yeşilin yapıcılığı içinde pembeye çevirmiştir. Sıcak-soğuk, mavi-yeşil, yağmur-güneş, (dağlar ve vadiler arası) iniş-çıkış arasındaki tezatın sürekli ve hızlı değişimi ve de yine sürekli bu şartlarla iç içe oluş karadenizliye kendine özgü bir mizah yeteneği kazandırmıştır. Bilindiği gibi, mizahın kaynağı, dramatik aşırı tezatlardır. Karadenizli de bunu her gün her saat bol bol görmekte, dahası bu

2.200 mt. derinliğe rağmen sadece ve sadece 200 metreye kadar canlı yaşayabilmektedir. Son derece zehirli hidrojen sülfür (H2S) gazı çıkar ve 200 metrenin altında yaşamı engeller. Karadeniz dünyanın en büyük hidrojen sülfür rezervidir. 150-200 metre arasında değişen derinliklerin altında oksijen bulunmadığından yaşam yoktur. Karadeniz kıyılarının Samsun-Ordu sınırları içinde kalan bölümüne de CANİK-CANİT-CANET-CENİK denilmiştir. Bazen Kızılırmak’ın denize döküldüğü Bafra Ovası’na CANİK OVASI ve CANİK DENİZİ dendiği olmuştur. Canik adının, Samsun-Ordu arasında oturduğu ifade edilen Tzan-Çan-Can kavminin adından ileri geldiği belirtilmektedir. Bu adın tarif edildiği coğrafi alan genelde, Samsun-Ünye-Ordu’ya kadar ise de, bölgeye bazen Amasya illeri de dahil edilmiştir.


ROPÖRTAJ

BAŞARININ HİKAYESİ

Cavit DEMİR

Ordulu İşadamı

KARALASTİK AYAKKABIYLA BOLU’DAN ÇIKIP ORDU’ DA SAĞLIK SEKTÖRÜNÜN LİDERİ OLDU Ordu’da fındık işi ile uğraşan fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Cavit Demir, azmi, zekası ve başarıları ile bugün Bolu’da adından söz ettiren bir iş adamı oldu. Karalastik ayakkabısıyla çocuk yaşta memleketi Ordu’dan çıkan Demir’in şimdi bölgeye hizmet eden iki büyük hastanesi, uydu yayını yapan ulusal çapta bir televizyon kanalı, yerel gazetesi ve internet haber sitesi var. Karadeniz’in doğusundan batısına gelerek burada adını yediden yetmiş yediye herkese ezberleten Cavit Demir’in yokluktan varlığa doğru çıkan hayat hikayesini kendi ağzından dinleyelim: 500 KG FINDIK İLE GEÇİNİYORDUK 1968 yılında Ordu’nun merkez Günören Köyü’nde (eski adıyla Tepeköy) dünyaya geldim. Annemin adı Şaduman, babamın adı Mehmet. 5 kardeşiz. İlkokulu ve ortaokulu üç-dört sınıfın birleştirilerek eğitim- öğretimin verildiği Günören Köyü’ndeki okulumuzda okudum. Tüm okulda toplam 4 tane öğretmenimiz vardı ve bizim üzerimizde çok emekleri olmuştur. Ben sağlık memurluğu nedir, bilmiyordum. Öğretmenlerimiz ortaokul sonunda beni Sağlık Koleji sınava soktular. O dönem yatılı kolej okulları çok meşhurdu. Türkiye’de toplam 3 sağlık koleji vardı ve kontenjanı sadece 150 kişi idi. O sınavı kazandım. O dönemde elektrik de yoktu. Rahmetli babam çiftçi idi. Yılda

500 kg fındık ile geçinen bir aileyiz. Bugün itibari ile düşündüğünüzde yıllık 5 bin lira ile geçinen bir aileydik. O dönemler sıkıntılı dönemlerdi. ANNEM KARALASTİK AYAKKABILARIMI DİKERDİ Bingöl’deki sağlık kolejine başladım. Rahmetli babam Bingöl’e gittiğimizde bana takım elbise diktirdi. İlk defa takım elbisem oldu. İlk ayakkabıyı bana devlet aldı. O döneme kadar hep karalastik ayakkabı giydim. Yırtıldığında yenisi alacak gücümüz yok, annem arkasını diker öyle giyerdik. 3 yıl Bingöl’de okurken orada yeterli staj alanı olmadığı için son yıl bizi Kırklareli’ne gönderdiler. Kırklareli sağlık kolejinden 1987 yılında mezun oldum.

87


KARADENİZ’İN İNCİSİ

KÖY KÖY GEZEREK SÜNNETÇİLİK YAPTIM O dönemler sağlık memuruna çok ihtiyaç olduğu için mezun olur olmaz hemen atandık. Kütahya’ya tayinimiz çıktı. Bu ilin Gazelyakup köyünde bulunan sağlık ocağında göreve başladım. Sünnetçilik yapıyordum. Eşim Fatma Hanım ile orada tanıştım. Bolulu olan eşim orda ebelik yapıyordu. Evlilik olunca da Bolu’ya geldik. Bolu’da 17 metrelik bir sağlık kabini açtım. Burada da sünnetçiliğe devam ettim. Arabam yoktu, taksi tutup köy köy kasaba kasaba gezerek çocukları toplu şekilde sünnet yaptım. İnsanlar tavuk, yumurta veriyordu. Tabi zamanla iyi para kazanmaya başladım. Sünnetçiliği daha iyi koşullarda yapmak için çok güzel bir daire tuttum. Burada da güzel işler yaptık. Bu sırada dışarıdan üniversiteyi de bitirdim. SAĞLIK KABİNİ, POLİKLİNİK, TIP MERKEZİ, HASTANE..

88

İnsanlar bizi benimsemeye sevmeye başladı. Hükümetin de sağlıkta değişim politikası ile şartlar değişti. Hükümet dedi ki, ‘Ben özel hastaneye gidenin de muayene ücretini ödeyeceğim.’ Bu gelişmeden sonra sağlık ocağında çalışan iki doktor arkadaşıma ortak bir poliklinik açma teklifinde bulundum. Polikliniği açtık. Ama baktık zamanla poliklinik yetmemeye başladı. Sonra tıp merkezi açtık. Tıp merkezinde de çok güzel işler yaptık. Bir gün bir olay oldu. O beni derinden etkiledi. Bir kış günü kameralardan baktım acile bir hasta gelmiş, bütün doktorlar koşuşturuyor. Araştırdık baktık ki, Erpiliç’in sahibi Ali Eriçek Bey. Sayın Eriçek kaza geçiriyor yoldan geçen bir taksici vatandaş da en yakın sağlık merkezi diye bizim tıp merkezine getiriyor. Ama biz de yoğun bakım yok. O gün karar verdim. Bu işi yaparsam adam gibi yapacağım dedim. Onun için hemen hastane yapmaya karar verdim. Deprem sonrası yer aldım, inşaata başladık. Şuan hizmette olan Çağsu Hastanesini yaptık. Bu arada yine devlet, ‘Tıp merkezleri yeterli şartları karşılıyorsa bunların hastaneye dönüşümüne

müsaade ediyorum’ dedi. Bizim tıp merkezini de başka bir yere taşıyarak hastane haline getirdik. Adını eşimden esinlenerek Fatma Hatun yaptık. ‘ Çağsu nereden geliyor?’ diye soruyorlar. Büyük kızımın adı Çağla, diğerinin Cansu. Çağla’nın Çağ, Cansu’nun ise Su kelimelerini aldık. Çağsu oldu. MERKEZ TV YAYIN HAYATINA BAŞLIYOR Bu arada vatanımıza ve milletimize hizmet etmek için ve çalışmalarımızı duyurmak için dört yıl önce yerel bir gazete çıkardık. Daha sonra televizyon kurmaya karar verdik. 15 Temmuz darbe girişiminde doğru yazan basının ne kadar önemli olduğunu gördük. Merkez TV’yi kurduk. Buradaki şartlar birçok ulusal kanalda yok. İnşallah vatanımıza milletimize hayırlı olur. EN BÜYÜK HEDEFİM ÜNİVERSİTE AÇMAK En büyük hedefim ve hayalim eğitim yatırım yapmak. Ömrümüz yeterli olur mu, şartlar imkan verir mi bilemem ama en büyük hayalim bir üniversite açmak. Çünkü eğitimli insandan zarar gelmez. Bu ülkeye ne geldi ise eğitimsiz insandan zarar geldi. YA EN İYİSİNİ YAP YA DA HİÇ YAPMA İnsanlar başarımın sırrını soruyor. Bana göre, ne iş yaparsan yap en iyisini yap. Ya bir işi en iyi yapacaksın ya da hiç yapmayacaksın. Hep örnek veririm. Ayakkabı boyacısı isen adamın çorabını boyama kardeşim. Hedefin en iyisini yapmak olmalı. Hedefin para ise hiçbir şeyde başarılı olamazsın, ama hedefin başarılı olmak ise o kendiliğinden gelir. ORDULU OLMAK BİR AYRICALIK Ordu insanı ülkesine, vatanına çok bağlı. Ordulu olmak bir ayrıcalık. Gerçekten harika bir duygu ama Türkiye’nin her tarafı ayrı bir güzel. Ekmeğimiz burada imiş, şuan buradayız. Anne ve kardeşim Ordu’da olduğu için memleketime sürekli giderim. Yerimiz yurdumuz Ordu’da.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.