Ayda bir ayvalik 34

Page 36

YOLU AYVALIK'TAN GEÇENLER Çağdaş edebiyatımızın usta ismi Oktay Rifat, emekli olduktan sonra yaz aylarını uzunca bir süre Altınova’da geçirdi. Yazlığının verandasında şiirler, romanlar yazdı. “Sizin için yaşayan en büyük Türk şairi diyorlar” dendiğinde, “Elli yıl sonra şiirimi okuyanlar, ‘Tam becerememiş ama meselenin farkına varmış’ desinler bana yeter!” karşılığını vermişti. Oktay Rifat’ın ölümünün üzerinden yaklaşık 30 yıl geçti ve kitaplarını okuyanlar, sanatçının meselenin farkına vardığı konusunda hemfikir!

“E

OKTAY RİFAT İLK ROMANI ‘BİR KADININ PENCERESİNDEN’İ ALTINOVA’DA YAZDI

ski tarihle 28 Mayıs 1330, yeni tarihle 10 Haziran 1914’te Trabzon’da doğdum. Babam oranın valisiydi. Çocukluğum ve ilk gençliğim Ankara’da geçti. Ankara Lisesi’ni ve Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirdim. Daha sonra hukuk doktorası yapmak için, devlet hesabına Paris’e gittim. Üç yıl kaldım. Savaş yüzünden hukuk doktoru olamadım.”

Süreyya Berfe’nin ‘Garip’ şiirinden üç dize:

Yıllar içinde bazı kamu kuruluşlarında çalışan ve serbest avukatlık yapan Oktay Rifat 1973’te Devlet Demir Yolları’nda birinci bölge avukatıyken emekli oldu. Artık kışları İstanbul’da yaşıyor, yaz aylarını Altınova’da, bugün kısaca ‘Profesörler Sitesi’ olarak anılan, ‘Ankara Üniversitesi Profesörler Kooperatifi’ndeki yazlığında geçiriyordu.

“Orhan Veli yetenek. Melih Cevdet zekâ şimşeği, disiplin ve kültür. Oktay Rifat dil mimarı, göz ve bakış değiştiren beyin.”

Şair, yazar, gazeteci, vali, milletvekili, müzisyen, Türk Dil Kurumu ilk başkanı, Güneş Dil Teorisi’ni yaratan tarihçilerden Samih Rifat’ın oğlu olan ve daha çok şair kimliğiyle öne çıkan yazar Oktay Rifat, yaşamının ilk dönemini bu sözlerle özetlemiş... Sonrasını edebiyat tarihleri yazıyor: Çok genç yaşlarda Orhan Veli Kanık, Melih Cevdet Anday ve Cahit Sıtkı Tarancı’yla yakın dostluklar kurdu. İlk şiiri 1936 yılında Varlık dergisinde yayınlandı. 1941’de aynı dergide yazıları yer alan Melih Cevdet ve Orhan Veli’yle birlikte ünlü ‘Garip’ kitabını çıkardı. Garip, gerçekten çok ses getiren bir ‘hareket’ti. Üç genç şair, şiirde yenilenmenin gereğini vurguluyor; Türkçeye daha bir kıvraklık kazandırmak ve halkın beğenisini şiirde egemen kılmak için kalıplaşmış biçimlerden, söylemlerden uzaklaşılmasını savunuyordu. Bir tür ‘başkaldırı’ olan Garip hareketi dalga dalga yayıldı ve yeni/farklı bir şiir akımının başlangıcını oluşturdu. YAZ AYLARINI ALTINOVA’DA, ‘ANKARA ÜNİVERSİTESİ PROFESÖRLER KOOPERATİFİ’NDEKİ YAZLIĞINDA GEÇİRDİ

36

Oktay Rifat, ozanlık dışında her işin kendisine ikinci derecede bir uğraş gibi göründüğünü söylemişti. Buna karşın ‘çok yönlü’ bir sanatçıydı. Avukatlık yaparak geçimini sağlarken şair, romancı, oyun yazarı, çevirmen, ressam, hatta marangoz, balıkçı ve gurme olarak da tanındı.

Cemal Süreya’nın, “Beş duyunun şairidir Oktay Rifat... Somut, dobra, düşünmeye elverişli, çağrışım ağı onarılmış ve yaşama sevinciyle etekleri zil çalan bir dile sahiptir” sözleriyle değerlendirdiği Oktay Rifat, Altınova’da, unutulmaz şiirlerin yanı sıra iki de roman yazdı. Bunlardan ilki, yalın anlatımıyla öne çıkan ve İstanbul’da, bir aydınlar çevresinde, üç çocuklu bir kadının genç bir devrimciyle yaşadığı aşkı anlatan ‘Bir Kadının Penceresinden’di. Edebiyat eleştirmeni Rauf Mutluay yayınlandığı dönemde ‘Bir Kadının Penceresinden’i şöyle değerlendirmişti: “Boğaziçi’nin rastgele bir köyünde, bir bodrum katının ev düzeninden başlayıp azar azar, toplumumuzu yer yer gösteren çok canlı bir ayna. Ve Oktay Rifat şairliğinin, onun şiir gücünün, insan ruhunun ve davranışlarının en küçük ayrıntıya kadar uzanan özelliklerini Türkçenin bütün güzelliğiyle anlatan güzel emeği... Kendini kendinden başkalarının


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.