7deniz Dergisi Mayıs-Haziran 2017

Page 1

Fiyat: 20¨ Yıl:5 Sayı:27 Mayıs-Haziran 2017

Adnan Yıldırım:

Denizciliğimizi hak ettiği yere getirelim Our goal is to increase our support to Turkish maritime

Asburçe Onur:

Bayegan’ı denizcilik camiasında çok duyacağız Bayegan’s name will be heard a lot in shipping world

Kaptan S. Barış Türkmen:

Mira Marine DEW madeni yağlarının denizdeki tek iş ortağı

Mira Marine is the only business partner of “DEW” Marine Lubricants



w

w

w

.

m

a

r

d

i

n

-

s

h

i

p

p

i

n

g

.

c

o

m

.

Postane Mah. Rauf Orbay Cad. Rahman Sok. No:9 Tuzla / İstanbul / Turkey Tel: +90 216 582 00 72 • Fax: +90 216 582 00 73 • Mob: +90 532 247 26 97 spare@mardin-shipping.com.tr

t

r


İÇİNDEKİLER / INDEX

12 Yönetim 7 Deniz Basın Yayın Reklam, Danışmanlık, Turizm ve Org. Tic. Ltd. Şti. adına İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Kocamış ibrahim@7deniz.net Genel Yayın Koordinatörü Derya Altuntepe derya@7deniz.net

18

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Çilem Kocamış cilem@7deniz.net Editör Cengiz Tepebaş cengiz@7deniz.net Katkıda Bulunanlar Engin Koçak Doç. Dr. Soner Esmer Prof. Dr. Ahmet Dursun Alkan Görsel Yönetmen Polat Sarıgül polatsarigul@hotmail.com Yayın Danışma Kurulu Can Besev, Kapt. Kubilay Ulucan, Prof. Dr. Ahmet Dursun Alkan, Prof. Dr. Güldem Cerit, Kapt. Savaş Ercan, Semih Ege, Pelin Özkan, Engin Koçak, Mustafa Kemal Kırnak Temsilcilikler ABD Temsilcisi: Kapt. Kubilay Ulucan, İngiltere Temsilcisi: Tahsin Özalan İskandinavya Bölge Temsilcisi: Semra Dag Hınd

42 50

Reklam ve Abone reklam@7deniz.net İletişim adresi Osmanağa Mah. Reşit Efendi Sok. No: 66/22 Kadıköy / İstanbul Tel: 0216 550 55 46 0216 330 30 23 e-mail: info@7deniz.net CTP ve Baskı Özkan Basım Tanıtım Hizmetleri San. Tic. Ltd Şti. Yayın Yerel - Süreli Yayın 7deniz Dergisi’nde yayınlanan tüm yazı ve fotoğrafların hakları, logosu ve isim hakkı 7 Deniz Basın Yayın Reklam, Danışmanlık, Turizm ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. İzinsiz hiçbir yerde kullanılamaz. Yayımlanan ilanların sorumluluğu sahibini bağlar.

58

12

Birlikte çalışıp denizciliğimizi hak ettiği yere getirelim

18

Ülkemizin gurur kaynağı Bayegan’ı denizcilik camiasında da çok duyacağız

24

Gemak: Ro-Ro gemilerini U.N. Ro-Ro için uzatıyor

26

Koşulları ağır pazarlar Batservice’in işi

32

Hopa Port, SolonPort’un da katkılarıyla bir üst lige çıkmaya hazırlanıyor

36

Büyüyen ve gelişen Mardin Grup Mardin Grup şirketlerinden, Mardin Denizcilik sektöründeki 30.yılını kutlamaya hazırlanıyor…

42

Mira Marine DEW madeni yağlarının denizdeki tek iş ortağı

46

Türkiye’den bir “Bunker devi” neden çıkmasın?

50

SEMAR; farklılıklar ve yenilikler için değişim sürecinde

54

Sanal oyunlar, gerçek tehlikeler…

58

Römorkörün dünya üreticisi Sanmar

62

Denizcilik sektörünün doğru adresi MOSTLAB

66

Emerson çözümleri: “Zaman eşittir kazanç”

70

Fuarlar bize hangi dersleri verdi?

74

Lojistikte geç kaldığımız dijitalleşmeverdi?


“Worldwide Marine Lubricants Service”


Editör

D

Ya alnımızın akıyla yapalım ya da bırakalım şu fuar işlerini

enizcilik sektörü için önemli olan iki fuarı yakın zamanda geride bıraktık. Sözde, ikisi de uluslararası organizasyondu. Biri DTO tarafından desteklenirken, diğerine destek verilmediği gibi bunla ilgili dedikodular da aldı başınıyürüdü. Diğer fuara katılanların kara listeye alındığı, söylentisi bize kadar erişti. Doğru mu, yanlış mı, bilemeyiz ama sektörümüz için yaralayıcı olduğuna şüphemiz yok!

Acaba diyorum sektörümüz dernekleri, kurulmuş olmak için mi kuruldu? Fuar afişlerini süslemek veya masa, sandalyeden ibaret olan stant yerlerine sahip olmak mıdır amaç? Sanırım bir hırsla başlıyorlar bu işe. Lakin, gün geçtikçe görüyorlar ki, iş o kadar da basit değil. Emek istiyor, fikir üretmek, zaman ayırmak gerekiyor. İşte bu gerçekle yüzleşildiğinde ipin ucu kaçıyor…

İnsan düşünmüyor değil, bu sektör 15 gün ara ile iki fuarı kaldıracak güce sahip mi? İki yılda bir yapılan bu fuarların art arda olması ne kadar mantıklı? DTO, tarafsızlık misyonu gereği farklı yıllarda olmak kaydıyla her ikisini de desteklese fena mı? Bir de yaptığımız uluslararası organizasyonlardaki hava ne katılımcı, ne de ziyaretçi olarak pek de uluslararası görünmüyor. Uluslararası organizasyon diye lanse ettiğimiz fuarlarımız, 3-5 yabancı firmanın katılımıyla daha nereye kadar gidecek?

Lafım işini layıkıyla yapana değil elbette ama dernek başkanı olarak sektör adına demeç vermek, boy boy fotoğraf yayınlatmak inanın çok zor değil… İşin zor kısmı, sektörü bütünleştirici, fikir üreterek sektörün gelişimine katkı sunan, sektörle bir olup projeler üreten, sektörün sorunlarının çözümü için durmadan çalışan dernek ve dernek başkanı olmakta. Yoksa uzun yıllar o başkanlık koltuğuna sahip olmanın başarı anlamına gelmediğini eminim ki herkes biliyor…

Deneme yanılmayla başarıya ulaşılmaz. Bu mantaliteyle hareket etmeye devam edersek, fuarlarımızın boyunun uzamayacağı kesin. Dileriz kısalmasın diye de dua eder hale gelmeyelim. Fuarda basın organı olarak işimizi yaptık, gittik görüştük hemen hemen herkesle.

Sektörün hiç kazanmadığı, fuar şirketlerinin ise hiç kaybetmediği bir oluşumun sürekli olmayacağına eminiz. Aleni sormak istiyorum, fuarcılara para kazandırmaya neden bu kadar meraklıyız? Örneğin yat fuarlarımız kaç yıl sonra Monaco, Cannes veya Düsseldorf ’un yarısı kadar olacak!

Herkesin fikirlerini almaya çalıştık. Fuarın genel değerlendirmesini, fuar şirketine sorsan harika, katılımcıya sorsan facia! Gel de çık işin içinden! Gelin, eğri oturalım ama doğru konuşalım! Sektörümüz, dernek, kulüp açısından hayli zengin. Peki, bu yapıların kaçı gerçekten sektör için çalışıyor? Yakın geçmişte, Gemi İkmalcileri Derneği’ninde bir dönem başkanlık, iki dönem ise DTO Meclis Üyeliği yapmış Mustafa Muhtaroğlu, “8.Uluslararası İstanbul Bunker Konferansı’na gelmeyin” diye IBIA üyelerine mail atıyorsa buradaki sıkıntı gerçekten alarm düzeyindedir. Belki yasal olarak cezai bir yaptırım yapılamaz ama sektör olarak bir olup, bunun önüne geçemez miyiz? Mesela Deniz Ticaret Odası disipline edici cezai yaptırımlarını uygulayamaz mı? Bu tür konferansların ülke ve sektör için önemini göz önünde bulundurmamız gerekmiyor mu?

4 MAYIS - HAZİRAN

Çok kısa DENTUR’a değinmek istiyorum. Deniz Endüstrisini ve Denizciliği Geliştirme Derneğimiz, CNR Avrasya Boat Show partneri. Merak ediyoruz, bu STK’mız ne işle meşguldür şu aralar? Fuar açılışlarındaki boy göstermesini kenarda tutuyoruz tabii ki! Deniz endüstrisi ve denizciliğimizi geliştirmek için attığı adımları bizlerle paylaşsalar da biz de artık hem öğrensek, hem de yayınımızda bolca yer versek. Türk denizciliği için canla başla mücadele eden, hiç pes etmeyen, durmadan çalışan derneklerimiz elbette ki var. Onlara sonsuz saygı duyuyor ve Türk denizciliği adına teşekkür ediyoruz… Her şey gönlünüzce olsun!

İbrahim Kocamış





Kısa Kısa AB’den, Aliağa’da gemi sökümüne izin yok AB, yılda 2 buçuk milyon işlem yapılan Aliağa Gemi Geri Dönüşüm Bölgesi’ni dönüşüm yapılacak tesisler listesine almadı. Avrupa’da söküm kapasitesinin yetersiz olduğunu öne süren GEMİSANDER, kararın değişmesini bekliyor. Aliağa Gemi Geri Dönüşüm Bölgesi, Avrupa Birliği’nin (AB) gemi geri dönüşüm için 2016’da listesine aldığı 18 tesise dahil olamadı. AB ülkelerinden gelecek olan hurda gemilerin Aliağa’ya gelişi engellenmesi için alınan kararın gözden geçirilmesi için GEMİSANDER tarafından büyük çaba sarf ediliyor. Avrupa Gemi Geri Dönüşümcüleri Grubu’na (ESR) geçen günlerde dahil olan Aliağa Gemi Geri Dönüşüm Bölgesi’nin AB ülkelerinde hurdaya çıkacak gemilerin söküm işlemleri için onay alamaması şok etkisi yarattı. Yılda 2,5 milyon ton geminin dönüşümünün

8 MAYIS - HAZİRAN

yapıldığı Aliağa Gemi Geri Dönüşüm Bölgesi’nde ESR tarafından alınan kararın geri döneceği görüşü hâkim. GEMİSANDER Atık Yönetim Merkezi Yetkilisi Ersin Çeviker, geçen yıl AB

ülkelerinde gemi söküm kapasitesinin 1,1 milyon ton olması sebebiyle ihtiyacın çok altında kalacağını ve söküm için en uygun adayın Türkiye olduğunu söyledi.


We came to make a difference

www.konomar.com


Kısa Kısa Europort Turkey 2017 Fuarı’nı Semar Marine & Entech başarıyla tamamladı

EUROPORT Turkey Uluslararası Denizcilik Fuarı 5-08 Nisan 2017 tarihleri arasında Viaport Marina Tuzla’da denizcilik sektörünü buluşturdu. Via Fuarcılık’ın farklı bir bakış açısı ve organizasyonu ile denizcilik ve gemi inşa sektörü fuarına ev sahipliği yaptığı Europort Turkey’de ulusal ve uluslararası ziyaretçiler için üst düzeyde verimlilik sağlandı. Denizcilik sektörünün kalbi olarak bilinen Tuzla’da gerçekleşen Europort Turkey’de SEMAR MARINE & ENTECH standına profesyonel

ziyaretçilerden yoğun ilgi vardı. Fuarda, SEMAR MARINE & ENTECH, yetkili distribütörü olduğu Gali, German Lashing, OMC 2 Diesel, Gromex, Leutert, MAEM, VTE Filter, MARTECHNIC ve BOSCH ürünlerini sergileme fırsatı buldu. Stantta tedarik ettiği ürünlerin bir kısmını sergileyen SEMAR MARINE & ENTECH ziyaretçilerin beğenisini topladı. SEMAR MARINE Yönetim Kurulu Başkanı Semih Ege, “Tuzla'da böyle bir etki yaratmak ve bunun sıcak satışa dönüşmesi oldukça

zordur. İlk kez düzenlenmesine karşın sıcak satış ve anlaşmaların gerçekleştiği fuar, çok verimli geçti. 2015 yılından itibaren büyümeyi sürdürüyoruz. Pazardaki başarımızı, gerçek anlamda kalitemize, fiyatımıza ve müşteri memnuniyetimize bağlıyorum. Ciddi bir potansiyele sahip olduğumuz için 2018 yılı için de başarı hedefliyoruz” diye konuşurken ENTECH Genel Müdürü Adem Çakmak ise “ENTECH’in bakım onarım sektöründeki algıyı değiştiren yeni yapısını, yeni temsilciliklerimizi ve atölyemizdeki yenilikleri Europort Turkey fuar standımızı ziyaret eden müşterilerimize anlattık. Önümüzdeki yıl müşterilerimiz nezdinde aldığımız sorumlulukların farkındalığı ve ENTECH ekibinin yaratmış olduğu teknik farklılıklar neticesinde sektörümüzün önde gelen kuruluşlarına hizmet vermeye devam edeceğiz” diye konuştu.

CertAsig; Denizcilik Sektöründeki Güvenilir Sigorta Firmanız

CertAsig, istikrarlı bir şekilde sunduğu rekabetçi sigorta çözümleri ile denizcilik alanındaki risklerinizi teminat altına almaktadır. Ana ürünlerimiz içerisinde, Tekne & Makine Sigortası, Koruma & Tazmin Sigortası, Yük Sigortası bulunmaktadır. Güçlü Yanlarımız: • Teklif, Hasar Tespit & Tazmini gibi isteklere hızlı ve çözüm odaklı hizmet. • Bağlı olduğumuz güvenilir reasürans şirketleri ve firma ortaklarından aldığımız yüksek finansal gücümüz. • Londra pazarı ile aynı özelliklerde ve şartlarda hizmet veriyor olmamız. Lütfen bizimle tercih ettiğiniz broker aracılığı ile irtibata geçiniz. Bükreş - Şirket Merkezi Adres: 61B Nicolae Caramfil Street, 1st district, Bucharest, Romania 014142 Telefon: +40 311 91 04

Köstence Ofisi (Constanta) Adres: 251-253 Mamaia Blv. 2nd flor Constanta, Romania, 900546 Telefon: +40 241 64 52 66

İstanbul Ofisi Adres: Bebek Mah. Kucuk Bebek Cad. Emek Apt. No.30 D.2 Bebek 34342, Istanbul TURKEY Telefon: +90 212 257 10 72

Sofya Ofisi Adres: Bulgaria, Sofia, Bacho Kiro Str. 26-28-30, Platinum Business Center, block 2, floor 4, Sofia 1000. Telefon: +359 2 494 01 46

www.certasig.ro


AYRICALIK, BULUNDUĞUNUZ YERLE BAŞLAR! Ataköy Marina Mega Yat Limanı açılışına özel 1 yıl bağlamaya 6 ay hediye!

T : +90 212 560 42 70 W: www.atakoymarina.com.tr

1 Mayıs 2017 tarihinden itibaren yapılacak sözleşmeler için geçerlidir


Finans

Birlikte çalışıp denizciliğimizi hak ettiği yere getirelim

Türk Eximbank Genel Müdürü Adnan Yıldırım

Kuşkusuz ihracatımıza ivme katacak ve ihracatçılarımızı yarınlara taşıyacak en önemli kurum Türk Eximbank. Bugün Türk Eximbank’ın kaptan köşkünde bulunan Genel Müdür Adnan Yıldırım’la bir araya geldik. “Gemicilik sektörüne sağladığımız finansman desteklerini ve çeşitlerini artırmaya özel bir önem veriyoruz” diyen Yıldırım, Türk denizcilerinin her zaman yanında olduklarını da şu sözlerle ifade ediyor: Denizcilik ve gemi sektörümüzün önemli bir ihracat potansiyeline sahip olduğunu düşünüyoruz, bu kapsamda birlikte çalışarak sektörü dünyada hak ettiği yere getirebiliriz… 12 MAYIS - HAZİRAN


www.7deniz.net <

2016 yılı genelinde sektörlere sağlanan toplam Eximbank desteği ne kadardır? Aynı zamanda bu desteğin sektörel dağılımı nasıl bir seyir izlemektedir? Türkiye’nin tek resmi ihracat finansman kuruluşu olan Türk Eximbank, ihracatçılarımızı, döviz kazandırıcı faaliyetler ile ilgilenen firmalarımızı ve yurt dışında faaliyet gösteren müteahhitlerimizi nakdi kredi ve alacak sigortası imkanları ile desteklemektedir. Nakdi kredilerle firmalarımızın üretim sürecinde ihtiyaç duyacağı finansman desteği, gerek sevkiyat yapılmadan öncesi, gerekse sonrası dönem için sunulmaktadır. Ayrıca, satış sürecinde karşı tarafın finansman sıkıntısının yapılacak ihracatı engellemesinin önüne geçilebilmesi amacıyla alıcılara da finansman imkanları sunulmaktadır. Alacak sigortası desteklerimizle de ihracatçılarımızın, ticari ve politik riskleri düşünmeden mevcut ihracat pazarlarındaki rekabet güçlerini

artırmalarına ve yeni pazarlara girmelerine olanak tanınmaktadır. Ayrıca, vadeli satış işlemlerini teşvik etmek ve bu yolla ihracat hacmini artırmak, yeni ve hedef pazarlara girilmesini kolaylaştırmak amacıyla vadeli ihracat alacaklarını iskonto ederek de ihracatçılarımıza finansman desteği sağlanmaktadır. Kredi ve alacak sigortası işlemlerini aynı çatı altında toplamış olması, ihracatçı firmalara verilen hizmetlerde bir bütünlük oluşturulmasına imkân tanımaktadır. Eximbank, misyonu gereği her dönemde ihracatçıların finansman ihtiyaçlarını karşılama gayreti içerisindedir. Bu çerçevede Bankamız, kurulduğu günden bu yana 172 milyar doları nakdi kredi, 117 milyar doları sigorta/garanti desteği olmak üzere ihracata toplam 289 milyar dolarlık finansman desteği sağlamıştır. Bu desteği sağlarken herhangi bir sektör ayırt etmeksizin, imkânlarımızdan faydalanmak isteyen bütün sektörlere kapımızı aç-

“Türk Eximbank olarak Türkiye’nin önde gelen denizcilik firmaları arasında yer alan bir firmamızın Gabon’a gerçekleştirdiği römorkör ihracatına 5 yıl vadeli finansman desteği sağladık… İhracat Alacakları İskonto Programımız altında yapılan bu uygulama tüm firmaların kullanımına açıktır” maktayız. Önemli olan husus Türkiye’nin döviz ihtiyacının mal veya hizmet ihracı yoluyla karşılanmasıdır. Dolayısıyla, kredilerimizin sektörel dağılımı Türkiye ihracatının sektörel dağılımına oldukça yakındır.

MAYIS - HAZİRAN 13


Finans

Türk Eximbank olarak 2016 yılında ihracatçılarımıza verdiğimiz nakdi kredi desteğini %8,7 oranında artırarak 22 milyar dolara, sigorta desteğini ise %9,6 artırarak 11 milyar dolara yükselttik. Böylece toplam finansman desteğimizi %9 oranında büyüterek 33 milyar dolara çıkardık ki, bu ihracatımızın %23’üne karşılık gelmektedir. İhracatçılarımıza desteğimizi 2017 yılında da artırarak sürdürmeyi hedefliyoruz. Bu çerçevede 25,4 milyar doları nakdi kredi, 14,4 milyar doları sigorta/garanti

“Türkiye’nin gemi ve yat ihracatının 2016 yılında 972 milyon dolar olduğu göz önüne alındığında, sektörün ihracatının yaklaşık %10’unun sadece Türk Eximbank tarafından finanse edildiği görülmektedir. Bu desteğimizi daha da artırmak niyetindeyiz”. 14 MAYIS - HAZİRAN

imkânı olmak üzere toplam 39,8 milyar dolar destek vererek finansman desteğimizi %21 oranında artırmayı ve Türkiye ihracatının yaklaşık %26’sına finansman desteği sunmayı planlıyoruz. Türk denizcilik sektörünün Türk Eximbank kaynaklı kredi kullanımı 2016 yılında ne seviyede seyretmiştir? Bu rakamı 2015 ile kıyaslarsak ne durumda kalmıştır? Denizcilik sektörü, dünya genelinde zor bir dönemden geçmekle birlikte deniz

taşımacılığının küresel ticarette önemini ve ağırlığını her zaman koruyacağını düşünüyorum. Ayrıca denizcilik sektörü, özellikle gelişmekte olan ülkelerin sanayileşme süreçlerinde stratejik bir sektör olarak karşımıza çıkması nedeniyle de önem taşımaktadır. Güney Kore’ye baktığımızda gemicilik sektörünün geliştirilmesinin ulusal bir politika olduğunu görebiliriz. Türk denizcilik sektörü de 2016 yılında zorluklarla karşılaşmıştır. Ancak, yakın zamanda Hükümetimizin gerçekleştirdiği çok sayıda yasal düzenleme sayesinde


www.7deniz.net <

potansiyelini gerçekleştirmek için daha rahat adımlar atar hale geleceğine inanıyorum. Tersanelerin arazi tahsis sürelerinin 49 yıllığına uzatılması yabancı yatırımcıları ülkemize çekmek açısından önemli bir imkan olarak görülmektedir. Ayrıca, Kredi Garanti Fonu tarafından KOBİ’lerimizin ve diğer ihracatçılarımızın Hazine destekli kefalet sistemi kapsamında teminata ulaşmalarının kolaylaştırılması, finansman imkanlarından da daha rahat faydalanmalarına olanak tanıyacaktır. Böylece gemicilik sektöründe faaliyet gösteren firmalarımızın teminat sorunları hafifleyecek, Bankamız kredi programlarından da daha fazla yararlanabileceklerdir. Bankamız tarafından Türk denizcilik ve gemicilik sektörüne yönelik olarak 2015 yılında yaklaşık 12 milyon dolar tutarında kredi kullandırılırken, 2016 yılı içinde kullandırılan kredi tutarı önemli miktarda artırılarak 90 milyon dolara yükseltilmiştir. Bu tutarın çok büyük bir kısmı firmaların sevk öncesi ihtiyaçlarının kısa vadeli olarak kredilendirilmesine yönelik kullanılmıştır. Türkiye’nin gemi ve yat ihracatının 2016 yılında 972 milyon dolar olduğu göz önüne alındığında,

sektörün ihracatının yaklaşık %10’unun sadece Türk Eximbank tarafından finanse edildiği görülmektedir. Bu desteğimizi daha da artırmak niyetindeyiz. Bu çerçevede, sektörün de ihtiyaçları göz önüne alındığında kredi portföyünün vadesini uzatarak, ihracata ve ihracatçılara sunulan katkının yelpazesini genişletmeyi hedefliyoruz. Bu amaçla ihracata yönelmek veya mevcut ihracatını artırmak için finansmana ihtiyaç duyan firmaların kapasite artırıcı ya da yeni yatırımlarını 2 yıla kadar geri ödemesiz 7 yıla kadar vadeli İhracata Yönelik Yatırım ve İşletme Sermayesi Kredileriyle, yurt dışında marka alımlarını da 3 yıla kadar geri ödemesiz 10 yıla kadar vadeli Marka Kredisi gibi uzun vadeli krediler ile desteklemekteyiz. Orta- uzun vadeli krediler ile aynı zamanda katma değeri yüksek ihracatımızın artırılmasını da hedefliyoruz. Son yıllarda bu doğrultuda uygulanan programlar ile orta uzun vadeli kredilerin toplam kredi bakiyemiz içindeki payı 2014 yılında %24’ten, mevcut durumda %37’ye yükseltilmiştir. Bankamız kredi programları içerisinde sadece gemi inşa ve ihracatına yönelik olarak ayrı bir kredi programımız bulun-

“Bankamız tarafından Türk denizcilik ve gemicilik sektörüne yönelik olarak 2015 yılında yaklaşık 12 milyon dolar tutarında kredi kullandırılırken, 2016 yılı içinde kullandırılan kredi tutarı önemli miktarda artırılarak 90 milyon dolara yükseltilmiştir” maktadır. Bu kredi programıyla gemi inşa ya da ihraç edecek Türk firmalarının gemi inşa aşamasındaki finansman ihtiyaçlarının karşılanması, rekabet güçlerinin desteklenmesi, yurtdışındaki müşterileri ve kreditör kuruluşlar nezdindeki kredibilitelerinin arttırılması hedeflenmektedir. Kredi programı kapsamında alıcı firma ile imzalanmış belli bir kontrat kapsamında, gemi inşa/ihraç edecek Türk firmalarının gemi inşa aşamasındaki harcamaları proje bazında finanse edilmektedir. Bunun yanı sıra, düzenlenecek teminat mektupları ile geminin finansmanı amacıyla inşa süresince alıcı firma, alıcının bankası/finansman kurumu tarafından yapılacak avans niteliğindeki ödemeler ve bunlara ilişkin doğabilecek faizler, proje konusu gemide kullanılacak makina ve ekipmanların vadeli ithalatı ile vadeli yurtiçi tedarik işlemlerine ilişkin ödeme yükümlülükleri, Türk Eximbank tarafın

MAYIS - HAZİRAN 15


Finans dan belirlenen limit çerçevesinde garanti kapsamına da alınabilmektedir. Firmalarımızın bu programdan da yararlanabileceklerini belirtmek isterim. Sektörün kullandığı kredi limitleri ve geri ödeme koşulları hakkında bilgi verir misiniz? Bankamız ülkemizde faaliyet gösteren firmaları iki şekilde kredilendirebilmektedir. İlki ülkemizde faaliyet gösteren mevduat ve katılım bankaları aracılığıyla kullandırdığımız Sevk Öncesi İhracat Kredisi’dir. Bu kredi programından faydalanmak isteyen firmaların kredi başvurularını Bankamızın limit tahsis etmiş olduğu diğer bankalar üzerinden yapmaları gerekmektedir. TL ve Döviz olarak kullandırılabilen bu kredi programında azami vade 540 gün olup, bir firma azami 25 milyon USD’ye kadar kredi kullanabilmektedir. Kredi kullandırıldıktan sonra her 180 günde bir anapara ve faiz ödemeleri alınmaktadır. Ayrıca, Bankamız tarafından doğrudan kullandırılan diğer kredi programlarımız da bulunmaktadır. Bu programlardan faydalanmak isteyen firmaların başvuruları doğrudan Bankamızca alınmaktadır. Kredinin vadesine, kullandırılış amacına, firmanın KOBİ durumuna göre ayrıştırılmış farklı kredi programlarının yaklaşık 11 tanesi denizcilik ve gemi sektörü firmalarının kullanımına uygundur. Her bir programın ayrı vade ve azami limiti bulunmaktadır. Firmalarımıza yardımcı olabilmek amacıyla öncelikle Bankamız ile iletişime geçmelerini öneriyoruz. Böylece onlarla birlikte çalışarak ihtiyaçlarını belirleyip, en uygun

16 MAYIS - HAZİRAN

ürünü/ürünleri önerebiliyoruz. Ayrıca, uyguladığımız kredi ve sigorta programları, bu programların özellikleri, program bazında gerekli başvuru şartları, evrakları ve iletişime geçilecek ilgililerin isimlerine Bankamızın internet sitesinde (www.eximbank.gov.tr) de ulaşılabilmektedir. Başvuru aşamasında ise Bankamız personeli izlenmesi gereken süreç hakkında firmalarımıza birebir yardımcı olmaktadır. Eklemek istedikleriniz… Burada belirtmek istediğim bir husus daha bulunmaktadır. Gemicilik sektörüne sağladığımız finansman desteklerini ve çeşitlerini artırmaya özel bir önem veriyoruz. Bu kapsamda, yurt dışındaki alıcıların finansman sıkıntılarına çözüm bularak gemicilik sektörünün ihracat potansiyelini artırmaya yönelik çalışmalarımız da bulunmaktadır. Nitekim, Şubat ayı içinde Türk Eximbank olarak Türkiye’nin önde gelen denizcilik firmaları arasında yer alan bir firmamızın Gabon’a gerçekleştirdiği römorkör ihracatına 5 yıl vadeli finansman desteği sağladık. Firmamızın Gabon’daki alıcısıyla yaptığı sözleşmeyi, alıcıyı değerlendirerek ticari ve politik risklere karşı sigortaladık. Daha sonra sigorta poliçesini teminat olarak kabul ederek vadeli alacağı bugüne iskonto edip ihracatçımıza ödemesini gerçekleştirdik. İhracat Alacakları İskonto Programımız altında yapılan bu uygulama tüm firmaların kullanımına açıktır. Bu program ile ihracatçılarımıza, ihracatı gerçekleştir-

dikleri ülkenin ve bu ülkedeki alıcıların risklerinden arındırılmış bir ortamda orta ve uzun vadeli satış yapma imkanı getirmekteyiz. Ayrıca, bilindiği gibi gemicilik sektöründe faaliyet gösteren ihracatçılarımızın Türk Eximbank’ın sunduğu imkanlardan faydalanırken yaşadığı en önemli sıkıntı teminat konusundaydı. Sigorta poliçemizin teminat olarak kabul edilmesi sayesinde bu sorunun çözümüne yönelik önemli bir adım attık. Bir başka ifadeyle ihracatçımızın uzun vadeli satışını teminat olarak kabul edebiliyor, ek bir teminat gerekmeden finansman imkanı sağlayabiliyoruz. Öte yandan, alıcılara orta-uzun vadeli ödeme imkanı sunulması suretiyle ihracatçılarımızın rekabet güçlerinin artırılmasına da katkı sağlıyoruz. Denizcilik ve gemi sektörümüzün önemli bir ihracat potansiyeline sahip olduğunu düşünüyoruz, bu kapsamda birlikte çalışarak sektörü dünyada hak ettiği yere getirebiliriz.

“2017’de 25,4 milyar doları nakdi kredi, 14,4 milyar doları sigorta/garanti imkânı olmak üzere toplam 39,8 milyar dolar destek vererek finansman desteğimizi %21 oranında artırmayı ve Türkiye ihracatının yaklaşık %26’sına finansman desteği sunmayı planlıyoruz”


www.7deniz.net <

Our goal is to increase our support to Turkish maritime Türk Eximbank General Manager Adnan Yıldırım says “we plan to increase our financing support by 21% and provide financing support to approximately 26% of Turkey's exports by giving $ 39.8 billion in total, including $ 25.4 billion in cash loans and $ 14.4 billion in insurance / guarantees in 2017”

In the year 2016, what was the amount of total support provided by Eximbank to all sectors? At the same period of time, how the sectoral distribution of this support has been realized? According to its mission, Eximbank is endeavoring to meet the financing needs of exporters in every period. In this context, our Bank has provided $ 289 billion financing support to exporters, including $ 172 billion in cash loans and $ 117 billion in insurance / guarantee support since the day it was founded. While providing this support, we open our doors to all sectors that want to benefit from our opportunities, without discriminating any sector. What is important is that Turkey’s foreign exchange needs are met through the export of goods or services. Therefore, the sectoral distribution of our loans is very close to the sectoral distribution of Turkey’s exports. As Türk Eximbank, we increased our cash loan support, which we gave to exporters in the year 2016, by 8.7% to 22 billion USD and increased our insurance support by 9.6% to 11 billion USD. Thus, we increased our total financing support

by 9% to 33 billion dollars, corresponding to 23% of our exports. We aim to increase our support for exporters in 2017. We plan to increase our financing support by 21% and provide financing support to approximately 26% of Turkey’s exports by giving $ 39.8 billion financing support, including $ 25.4 billion in cash loans and $ 14.4 billion in insurance / guarantees. What was the level of Turkish Eximbank borrowing by Turkish shipping industry in 2016? How was this figure compared to 2015? While approximately 12 million dollars of loans were given by our bank to the Turkish shipping and shipping sector in 2015, the amount of credits granted in 2016 was increased significantly to 90 million dolars. A large part of this amount has been used for short-term crediting of firms’ pre-shipment needs. Considering Turkey’s export of ships and yachts is 972 million dollars in 2016, it is seen that only about 10% of the sector’s exports are financed by Turk Eximbank. We intend to increase this support.

What you would like to add ... Here is another point I would like to mention. We attach special importance to increase the financing support we provide to the maritime sector, both in terms of quantity and variety. In this context, we have also worked to increase the export potential of the shipping sector by finding solutions to the financing difficulties of foreign buyers. As a matter of fact, in February, Türk Eximbank provided financing support to the tugboat exported to Gabon by one of the leading maritime companies in Turkey, with a term of 5 years. We have been insured the contract between the Turkish company and the buyer in Gabon against commercial and political risks by evaluating the buyer. Later, by accepting the insurance policy as collateral, we discounted the futures today and paid the exporter. We believe that the maritime and ship industry has an important export potential, and we can work together to bring the sector to where it deserves in the world.

MAY - JUNE 17


Petrol & Taşımacılık Bayegan’s Chartering Manager, Asburçe Onur

Ülkemizin gurur kaynağı Bayegan’ı denizcilik camiasında da çok duyacağız Bayegan Gemi Kiralama Departman Müdürü Asburçe Onur

Dünyada petrol ve petrokimya ürünlerinde adı geçen tek Türk şirketi Bayegan. Bu sebeple açık yüreklilikle diyebiliriz ki ülkemiz adına gurur duyduğumuz şirketlerimiz arasında. 2016’da Gemi Kiralama Departmanı’nı kuran Bayegan’ın Gemi Kiralama Departman Müdürü Asburçe Onur’u konuk ettik. Gördük ki Asburçe Hanım’ın sektördeki 18 yılı aşkın tecrübesi ve güçlü enerjisiyle, yakın gelecekte Bayegan ismini denizcilik sektöründe de çok sık duyacağız. 18 MAYIS - HAZİRAN

Sohbetimize Bayegan Grup’u tanıyarak başlayalım mı? Bayegan Grup, petrol ve gaz, petrokimyasal ürünler, kuru yükte ise sülfür, gübre ile ön planda olan bir firma. Bunları daha da detaylandırırsak; LPG propan, butan, etilen, propilen, methanol, CC4, EDC, gas oil gibi pek çok ürünü sayabiliriz. Uluslararası ticaret yapan bir firmayız ve dünya üzerinde şu an itibarıyla 20 tane ofisimiz bulunuyor. Ana merkezimiz ve bu ofislerimizle birlikte dünyanın birçok ülkesine petrol ve petrokimya ürünlerinin satışını gerçekleştiriyoruz. Sadece Türkiye ofisindeki çalışan sayımız

120. Bu rakam diğer ofislerle birlikte değerlendirildiğinde 150’yi aşıyor. Dünyaya ticaret yapan bir şirket olmakla beraber satışlarımızın çoğu Asya ve Ortadoğu ülkelerine gerçekleşiyor. Sonrasında Afrika ve Avrupa’yı da bu kategoriye dahil edebiliriz. Dünyada petrol ve petrokimya ürünleri satışı yapan tek Türk şirketi Bayegan. Bu başarı nasıl kazanıldı? Evet, dünyada petrol ve petrokimya ürünlerinde adı geçen tek Türk şirketiyiz. Bu nedenle ben de dahil olmak üzere tüm çalışanlarımız ülkemiz adına gurur duyuyoruz. İlk başta söyleyebili-


www.7deniz.net <

rim ki, şirket sahipleri Ercüment ve Rüya Bayegan’ın vizyonu ve Türkiye’yi petrokimya ihracatında hedef yapmak için çok çalışması sayesinde kazanılmış haklı bir başarı var. Tabii bu başarıda traderlar’dan operasyona ve finansa kadar herkesin aynı yöne bakması, hedefe kitlenmesinin katkısı büyük. Elbette doğru kadro da bu işin en önemli ayaklarından biri. Farklı bir ifadeyle şirket personelinin A’dan Z’ye aynı hedefe tüm enerjileri ile yönelmesi ve kaybedilmeyen motivasyonla birlikte çok çalışmak bugün Bayegan’ı bu noktalara taşıyan unsurlardır diyebilirim. Bayegan’ın Gemi Kiralama Departmanı kurulması nasıl oldu? 2016’da Gemi Kiralama bölümünü kurduk. Benim şirkete başlangıcım da o tarihtedir. Bu kadar büyük bir hacmi olan bir şirket için çok doğru bir karar olduğunu söyleyebilirim. Daha önce dökme gemi anlaşmalarının tamamı brokerler üzerinden yapılırken, gemi kiralama departmanın kurulmasıyla birlikte tüm taşımalar, anlaşmalar direkt şirket üzerinden yapılmaya başlandı. Bugün gemilerimizi kendimiz kiralıyoruz: LPG’de 6000 tondan 44,000 tona kadar,

etilende 22 bin CBM’e kadar, gübrede 5 bin tondan 25-30 bin tona kadar, sülfürde daha çok supramax ve panamax gemilerden bahsediyoruz. Tonajımızda büyük bir skala var. Bu departman kurulduktan sonraki ilk hedefimiz gaz armatörleriyle direkt çalışmaktı. Şu an bunu gerçekleştirmiş durumdayız. Artık birebir çalışıyoruz. Petrokimyasallarda bazen direkt, bazen de brokerlar vasıtasıyla çalışıyoruz ama en önemlisi şirketin kendi içinde tüm taşımaların kontrolünü yapan, hizmet alan ve hizmet veren dengesini ayarlayabilen bir konumdayız. Ticaretimizin çoğunu deniz yoluyla yaptığımız için Akdeniz, Marmara, Karadeniz, Afrika, Ortadoğu ve Uzakdoğu limanlarının hepsiyle çalışıyor durumdayız. Brokerlar’la uzun süre çalışmış bir yönetici olarak sizden genel bir değerlendirme alabilir miyiz? Bunu bir kiracı olarak söylüyorum, bizde brokerler bazen aracı olduğunu unutup farklı yönlere gidebiliyor. İşi aşırıya kaçırabiliyor. Bir tarafı korurken diğer tarafı öldürüyor. Hiçbir tarafı öldürmeden yapmak lazım. İşin sırrı orada. Bir tarafın dibe gittiği bir durumda sizin

de çok fazla kazandığınız söylenemez. Herkese kazandıran bir piyasa olmalı. Brokerler de buna daha fazla dikkat etmeli. Gelelim tekrar ürünlere: Bahsettiğimiz ürünler çok spesifik ve stratejik ürünler. Nasıl bir organizasyon ve dağıtım içerisinde gerçekleştirdiğinizi öğrenebilir miyiz? Varlığı bütün dünyaya yayılmış bir şirketi konuşuyoruz. Uzun yıllara dayanan deneyim ve tecrübe neticesinde oturmuş olan bir sistem elbette ki başarılı bir operasyon sürecini beraberinde getiriyor. Diğer taraftan kurumsallaşma yolunda atılan adımların şirkete katkısı da yadsınamaz. Başlıca tedarikçilerimize şöyle bir göz atarsak; Abu Dhabi National Oil Company’den (ADNOC) , TASWEEQ, ENOC’u sayabiliriz. Petrokimyasal ürünleri daha çok İzmit Körfezi üzerinden Türkiye’ye getiriyoruz. Gaz, daha çok Ortadogu’dan Uzakdogu’ya ve Karadeniz’den Afrika’ya taşınıyor.

MAYIS - HAZİRAN 19


Petrol & Taşımacılık Sülfür, Ortadoğu’dan Ürdün, Hindistan ve Uzakdoğu’ya gidiyor. Gübre ağırlıklı olarak Karadeniz’den Kuzey Afrika’ya ve Türkiye’ye taşınıyor. Yurt dışı yapılanması nasıl? 2010’da BGN Dubai, 2012’de BGN SA kuruldu. İşimiz uluslararası taşıma olduğu için BGN Dubai bu noktada oldukça aktif. Türkiye’deki son kullanıcılara direkt satışlarımız da mevcut. Bu noktada Bayegan Dış Ticaret, belirli kimyasalların Türkiye satışını gerçekleştiriyor. BGN International ve BGN SA’da uluslararası ticaret ve satın alma yapıyor. Genelde düzenli olarak part kargo bazında Türkiye’ye methanol, DINP, 2EH, hekzan, BUAC, Metac, VAM, WS gibi yükler getiriyoruz. Petkim ihalesini aldınız. Buna da bir değinelim mi? Petkim ihalesini 1 yıllığına aldık. Bu ihale gelecek yıl tekrarlanabilir. Taşımalarımız genelde ayda 2 kez ve 4-6-8 bin tonlar halinde olabiliyor. Aliağa’dan yükleniyor; gittiği yer, Avrupa, Amerika ya da, Uzakdoğu olabiliyor. Farklı tahliye limanları opsiyonlarımız var. Ona her yüklemeyle beraber bakıyoruz, karar veriyoruz. Taşımaların iyi gittiğini, şu ana kadar bir sorun çıkmadığını söyleyebilirim. Bizim için bu çok önemli. İstenilen zamanda o yükü kaldırmak çok önemli. O yüzden bu yönden kritik bir iş. Biz de buna elimizden geldiği kadar problemsiz bir şekilde yapmaya çalışıyoruz.

20 MAYIS - HAZİRAN

Türkiye’nin konumunun size kazanımları oluyor mu? Türkiye’nin konumu sadece bu şirket için değil ticaret yapan herkes için çok önemli. Yani Doğu Avrupa, Orta Asya, Orta Doğu, Kuzey Afrika… Bunlara kolay erişim sağlayan avantajlı bir pozisyondayız. Aynı zamanda her tarafa 4 saatlik bir uçuk mesafemiz var. Bu da demek oluyor ki müşterilerimize ve hedef kitlemize çok yakınız. Onlarla bağlantıyı daha çok sağlayabiliyoruz. Daha sıkı ilişkiler içerisinde olabiliyoruz. Ortaklarla ilişkileri daha sıcak tutabiliyoruz. Yeni müşterilere ulaşma açısından çok daha kolaylık sağlıyor bu durum. Bunun yanında petrolü üreten ülkelerle bu petrolü tüketen Avrupa ülkeleri arasında tam ortada bir köprü konumunda Türkiye. Özellikle de iş yaptığımız piyasalara bu kadar yakın olmamız, alacağımız bazı kararlarda da bize avantaj sağlıyor. Peki ya limanlarımız? Limanlarda yaşanan depolama sorunları konusunda konteynerde daha çok tanık oluyorum. Öncelikle bizim limanlarımızda multimodel taşımacılıkla ilgili yapılmış çok fazla ciddi çalışma yok. Bu anlamda gereken bir altyapı ve hazırlık bulunduğu söylenemez. Biz demiryolu taşımacılığından diğer ülkeler gibi çok fazla yararlanamıyoruz. Limanlar ve organize sanayi bölgeleri yapılırken demiryolu ağı hattı da hesaba katılmalı. Limanlarımızın çoğu şehrin içinde kaldığı için limanı geliştirebilme, liman arkasında bir depo alanı, bir sanayi alan

yaratabilme şansı yok. Bu konuda önerim, limanların yakınlarındaki bölgeler yeni bir düzenleme yapılarak multimodel taşımacılığa daya yatkın hale getirilebilir. Liman arkasında depolama alanları artırılabilir. Bazı limanlarda geç kalınmış olsa da bazı adımlar atılıyor bu konularda ama yine de multimodel taşımacılık için yeterli diyemeyiz. Son olarak 2016 değerlendirmesi alarak 2017 hedeflerini konuşalım mı? 2016 yılı ülkemiz açısından çok kolay bir yıl olmamasına rağmen Bayegan için ilerlemenin devam ettiği ve artı ile kapanan bir sene oldu. Ticaret hacmi istenilen oranda arttı. 2017’de hedef en az 7 milyon tona çıkmak. 2016’da kurduğumuz Gemi Kiralama departmanı ile hızla taşımaların en iyi navlunla ve en problemsiz şekilde gerçekleşmesini sağladık. Bayegan’ın kiralama yüzünü dünyadaki gaz ve tanker armatörlerine tanıttık. Düzgün bir database oluşturduk. Kişilerden çok, bir sistemin varolmasına çalışıyoruz. Bizimle aynı profesyonelliğe sahip armatörlerle işbirliği yapmaya başladık. Şirket hacmine yakışır şekilde, ekibe yeni kişiler de katarak kiralama departmanını büyütmek istiyoruz. Önceleri daha spotta kalarak taşımalarımızı yaparken, yakın zamanda Time Charter’a, periyoda gemiler alıp, bunları tamamen spesifik taşımalarımıza tahsis edebiliriz. Şirketteki büyümeyle eş zamanlı ve oranlı olarak Gemi Kiralama Departmanımızda gereken adımları atacağız.


www.7deniz.net <

Turkey’s pride Bayegan’s name will be heard a lot also in Shipping world Bayegan is the only Turkish company in the world that is mentioned in oil and petrochemicals. Therefore we can sincerely say it’s one of the companies we’re proud of. We talked to Bayegan’s Chartering Manager, Asburçe Onur, who established the Chartering Department in 2016. We’ve seen that, with her powerful energy and experience over 18 years, we’ll hear a lot about Bayegan also in maritime sector. Shall we start our conversation by knowing about Bayegan Group? Bayegan Group is mainly active in oil and gas, petrochemical products, Sulphur and fertilizers in dry bulk. We can detail these as LPG, propane, butane, ethylene, propylene, CC4, EDC and gas oil. We’re involved in international trade and we have 20 offices worldwide. By our headquarters and offices, we execute oil and petrochemical sales to many countries in the world. There’re 120 employees only in Turkey office. And with all offices, total employee number exceeds 150. As a company trading worlwide, our sales mostly materialize in Asia and Middle East countries, followed by Africa and Europe. Bayegan is the only Turkish company trading oil and petrochemical products worldwide. How was this success achieved? Yes, we are the only Turkish company with a solid name in oil and petrochemicals worldwide, therefore, all of the employees including me are proud of this. First and foremost, there’s a fair success which has been achieved by Ercüment and Rüya Bayegan’s vision and their hard-working in order to make Turkey a target for petrochemical exports. Of course this has also become possible by all employees’ dedication and focusing to the same direction. The

MAY - JUNE 21


Petroleum & Shipping importance of right staff can’t be denied. I can say that all the motivation and hardwork brought Bayegan to this point today. How was Bayegan’s Chartering Department established? We established the Chartering Department in 2016, same time with my participation to the company. It was a right decision to establish this Department for a company with such volume. When the fixtures were completely handled by the brokers before the existence of inhouse Chartering Department, we started doing the fixtures directly by. Today, we charter the vessels ourselves; variety of tonnages 6000 mt-44,000 mt in LPG, upto 22,000 cbm in ethylene, 5000 mt upto 30,000 mt in fertilizers and usually supramax and panamax vessels in sulphur. We have a big tonnage scale. Our first target after we establish Chartering Department, was to work directly with gas ship owners which we started doing pretty

22 MAY - JUNE

quickly. In petrochemical shipments, it depends on our preference but most importantly now we’re in a position to be the choose, decide and arrange the balance of service provider and service receiver. Since most of our trade is done by maritime transport, we work in all ports in Mediterranean, Marmara, Blacksea, Africa, Middle East and Far East. How is the overseas set-up? BGN Dubai was established in 2010 and BGN SA in 2012. Since our main job is international transport, BGN Dubai is very active. We have direct sales to end users in Turkey; Bayegan Foreign Trade execute sales of specific products to Turkey. BGN International and BGN SA makes international trade and purchase. Usually as a part cargo basis, we have regular shipments to Turkey, on cargoes such as methanol, DINP, 2EH, hexane, BUAC, Metac, VAM and WS.

Lastly, shall we talk about your 2016 assessment and 2017 targets? Even though 2016 was not very easy for our country, Bayegan kept improving and closed the year with positive results. Trade volume has been increased as planned. Target in 2017, is to make at least 7 million tons. We managed to execute all shipments in the most effective way with best freight rates. We introduced Bayegan’s Chartering face to all gas and tanker shipowners in the world. We try to have a system and not just the people. We started cooperating with Owners that has the same professional level with us. By adding new employees, we’d like to expand the Chartering Department worthily to the company. When we usually make our shipments on spot basis, in the near future, we might consider vessels for Time Charter or period and dedicate those to our specific shipments. Concurrent with the company’s growth, we’re going to take necessary steps in our Chartering Department.


Kalite ve güvenin buluştuğu adres...

Axiom I M P E X

Türkiye Distrübütörlüğü

JULI SLING

YÜKSEK TONAJLI KİLİTLER VE POLYESTER SAPANLAR

YÜKSEK MUKAVEMETLİ ÇELİK HALATLAR

DNV-GL SERTİFİKALI GEMİ HALATLARI

GEMİ GÜVERTE KONTEYNER EKİPMANLARI

ÇELİK HALAT SOKET YAPIŞTIRICI WIRELOCK TÜRKİYE DİSTRÜBÜTÖRÜ

HLIFT KALDIRMA EKİPMANLARI

İŞ GÜVENLİĞİ EKİPMANLARI

GEMİ ÇAPA ZİNCİR VE EKİPMANLARI

JULI SLING CO.,LTD

0 850 466 08 18

info@gover.com.tr

Telefon : 0090 226 461 21 73-74-75 Fax : 0090 226 461 21 75


Gemi İnşa

Gemak: Ro-Ro gemilerini U.N. Ro-Ro için uzatıyor Uzun yıllardır en modern ve verimli Ro-Ro filolarından birini işleten U.N. Ro-Ro İşletmeleri A.Ş. filosunun kapasitesini ve verimliliğini arttırmak, aynı zamanda çevresel etkisini azaltmak amacıyla filosundaki gemileri uzatmayı değerlendirmeye aldı. Bu konuda açılan ve ileri gelen Avrupa tersanelerinin katıldığı ihalede, talep edilen bu zorlu projenin iş ortağı olarak Gemak Grubu seçildi.

G

emak tarafından yapılan açıklamaya göre; hızlı ve yüksek kaliteli imalat standartlarını tesis etmek amacıyla Gemak Grup’a ait birçok tesis bu projeye ayrılmış durumda. Boy uzatma dilimi ile ilgili tüm hazırlıklar ilgili tesislerde tamamlandıktan sonra dilimin oluşturulması en son aşamada Gemak TGE Tersanesi’nde tamamlanıyor ve boy verme işleminin süresini minimize etmek için komple donatılmış olarak denize indiriliyor. İlk geminin boy verme işlemi başarılı bir şekilde tamamlandıktan sonra Mart 2017’de U.N. Ro-Ro firmasına teslim edildi ve seferlerine başlandı. Hemen akabinde Nisan 2017’de ikinci gemi de tersaneye alınarak boy verme işlemine başlandı ve Mayıs 2017’de tamamlanarak U.N. Ro-Ro firmasına teslim edilmesi planlanıyor. Hem takviyelendirme, hem de MARPOL’a uygun modifikasyonlar yapılıyor Ayrıca, boy verme işinin yanı sıra Gemak, boy verme nedeniyle gemi üzerinde oluşan ilave yükler için mukavemet sağlayan ilave takviyelendirme işleri gerçekleştiriyor. Gemilerin baş tarafındaki HFO tanklarında ise MARPOL gerekliliklerine uygun olarak modifikasyonlar yapılıyor.

24 MAYIS - HAZİRAN

Gemak CEO’su Birol Üner

Teknik kabiliyet ve imkanlar ile coğrafi konum Gemak’ın avantajları oldu U.N. Ro-Ro’nun Gemak’ı tercih etmesindeki sebepler arasında; Gemak TGE Tersanesindeki teknik imkan ve kabiliyetler boy verme işleminin yapılacağı kuru havuz kapasitesi ve coğrafi konum öne çıkıyor. Gemi, havuza alındıktan sonra, tüm boy verme işlemleri kuru havuz koşullarında gerçekleştiriliyor. Birol Üner: Bu projelerle rekabet gücümüzü artırıyoruz Bu iş birliği sonrasında açıklama yapan Gemak CEO’su Birol Üner, “Boy verme diliminin kuru havuzdaki tüm hareketlerini kendi SPMT’lerimizle yapıyoruz. Daha zor ve heyecan verici kısmı, ağırlığı 4.000 tondan daha fazla olan geminin baş kısmının kesildikten sonra 30 metre boyunca taşınma operasyonudur. Bu operasyonun tamamı kendi Ar-Ge ekibimiz tarafından geliştirilen Skidding System kullanılarak yapılıyor. İlave olarak, yakın zamanda tamamladığımız Üçüncü Boğaz Köprüsü projesi için yine Ar-Ge ekibimizle kendi bünyemizde geliştirdiğimiz özel pozisyonerleri de kullanıyoruz. Bu hidrolik ve PLC kontrollü dona-

nım, U.N. Ro-Ro gemilerine boy verme amaçlı imal edilen dilimler gibi ağır tonajlı yükleri 1 mm’den daha düşük hassasiyetle pozisyonlamamıza olanak tanıyor. Bu, hem işimizi daha hızlı ve kolay yapabilmemizi, hem de daha hassas montaj ve yüksek kalite standardı elde etmemizi sağlıyor” diyor ve şöyle devam ediyor, “Bu gibi projeler, teknik yeteneklerimizi geliştirmemize ve rekabet gücümüzü artırmamıza yardımcı olmakta. Tesislerimizi kalıcı olarak geliştirme taahhüdümüze uymakta. Bu iki projeden sonra diğer gemi sahiplerinden de benzer işleri almayı bekliyoruz. Bu noktada çok rekabetçi fiyat ve süre teklif ediyor durumdayız.” Kapasite artırmak, yeni gemiden daha avantajlı Kapasite artırımının yeni gemiden daha avantajlı bir sistem olduğunu vurgulayan Üner, bunu şu şekilde ifade ediyor, “Eklediğimiz parçanın özelliklerine bakarsak; 1300 ton ağırlığında, 30 metre boyunda, 26 metre eninde, 18 metre yüksekliğinde olduğunu görüyoruz. Eğer bu işlemi 5-6 gemiye uygularsanız ortaya bir geminin maliyeti çıkar, kapasiteniz de bir gemi kadar artar. Ortada yeni bir gemi olmadığı için ilave işletme masrafınız yoktur ama aslında kapasiteniz ve dolayısıyla kazancınız bir gemi kadar artmıştır.”


www.7deniz.net <

Gemak: Expanding the length of Ro-Ro ships for U.N. Ro-Ro A U.N. Ro-Ro which operates one of the most modern and efficient Ro-Ro fleets for many years took into consideration the extension of the ships in the fleet to increase the capacity and efficiency and reduce its environmental impact. The leading European shipbuilders have participated in the tender held in this regard. Gemak Group was chosen as the business partner of this demanding project.

ccording to the statement made by Gemak, many facilities belonging to Gemak Group are reserved for this project in order to establish fast and high-quality manufacturing standards. After all the preparations for the length extension are completed in the related facilities, the formation of the slice is constructed at the latest stage at Gemak TGE Shipyard and the length of the process is minimized so that the ship is fully launched. After successfully completing the process of sizing the first ship, It was delivered to U.N. RoRo in March 2017 and its flights started. In April 2017, the second ship was taken to the shipyard and it is planned to be delivered to U.N. Ro-Ro in May 2017. Gemak: Both reinforcement and modifications to MARPOL are being made In addition to the sizing work, Gemak performs additional reinforcement work that provides strength for additional loads on the ship due to lengthening. HFO tanks at the head of the ships are also being modified to meet MARPOL requirements.

MAY - JUNE 25


Gemi İnşa

Koşulları ağır pazarlar Batservice’in işi Batservice, 1948 yılında Norveç’te kurulmuş bir şirket. O tarihten günümüze uzanan 69 yıllık süreçte, Norveç denizciliğinin gelişimine etki etmiş bir firma. Batservice Group Genel Müdürü Bjorn Fjellhaugen, Türkiye Genel Müdürü Affan Sözalan ve Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ünlü ile hem şirketin yurt dışı yapılanmasını, hem de Türkiye’deki gelişimini konuştuk. Batservice Group Genel Müdürü Bjorn Fjellhaugen, General Manager of Batservice Group

26 MAYIS - HAZİRAN

S

ohbetimize Batservice’in Genel Müdürü Bjorn Fjellhaugen ile şirketin tarihini konuşarak başladık. “Batservice, 1948 yılında Norveç’te kuruldu. O günden bugüne de Norveç denizciliğinin gelişim süreci içerisinde her zaman yer almış, o günün koşullarına uygun üretim yapmış bir firmadır. İlk zamanlar normal çelik gemiler ürettik. Sonra esas olarak alüminyum ve yeni olarak da carbon fibre gövdeli ve hızlı teknelere odaklandık. Grubun, gemi inşanın dışında başka faaliyet alanları da bulunuyor. Off-Shore endüstrisinde müteahhitlik, platformlarda bakım-onarım ve işletme işleri dışında elektromekanik gibi yan şirketleri var” diyen Fjellhaugen, Batservice’in şu anda yoğun olarak Ortadoğu’da iş yaptığını, Norveç dışında da tersane ve gemi inşa faaliyetlerinin olduğunu belirtiyor.

Ortadoğu tecrübemiz yıllara dayanıyor Türkiye’de Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ile de çalışmaları olduğunu söyleyen Batservice Türkiye Genel Müdürü Affan Sözalan, “Irak ve diğer Ortadoğu ülkeleri de bizim için önemli bir pazar. Koşulları çok ağır ve derin bilgi gerektiren bir pazardan bahsediyoruz. Bu pazarlardaki tecrübemiz 1980’lere dayanıyor. Bu sebeple iyi bildiğimiz bir pazar. Bunların dışında Afrika, Latin Amerika gibi ülkelerde de faaliyetlerimiz devam ediyor. Yakında bu bölgelere de ihracata başlayacağız” diyor. Batservice Türkiye’nin son dönemde Irak’a yoğunlaştığını belirten Sözalan, bu süreci şöyle özetliyor; “Irak, her anlamda zor bir pazar. İş bitirmek de gidip gelmek


www.7deniz.net <

Ahmet Şahap Ünlü (Merhum)

Mehmet Ünlü Affan Sözalan

de zor. Müthiş bir sabır istiyor. Burayı çok iyi anlamak ve iyi öğrendikten sonra iş yapmak gerekli. Yoksa ne iş biter, ne de sizde sabır kalır”. Amacımız; Batservice’in kalitesini göstermek Sözlerine, “Türkiye kalite olarak birçok ülkenin önünde yer alıyor. Tersaneler, kalite yönünden oldukça iddalı. Biz de Norveç tarafı olarak işbirliği süreçlerinde buna katkıda bulunmaya çalışıyoruz” diyerek devam eden Sözalan, amaçlarının Batservice’in Norveç’in uluslararası üne sahip kalite anlayışını, kendi birikimi ve tecrübeleri üzerinden müşterilerine aktarmak olduğunu ifade ediyor.

çalıştık. Batservice’in gelişimine büyük katkısı olmuştur” diyerek Ahmet Şahap Ünlü’nün şirkete katkılarının unutulamaz olduğunu vurguluyor.

Ağabeyimiz Ahmet Şahap Ünlü’yü asla unutmayacağız

Daha iyi olmak için durmadan çalışacağız

Batservice Türkiye’nin Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Şahap Ünlü’yü 11 Mart’ta 2017’de kaybettiklerini söyleyen Sözalan “Ahmet Bey benim için iş ortağımdan öte, çok yakın dostum, ağabeyim, kimi zaman baba gibi gördüğüm, benzersiz nitelikleri olan çok özel bir insandı. Kendisiyle Batservice döneminden önce de; 1982’den beri hep yakın

Batservice Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ünlü ise şirketin Affan Bey ve Ahmet Bey’in yönetimiyle bugünlere geldiğini belirtiyor ve şu açıklamaları yapıyor, “Ben de ikinci kuşak olarak işlerin daha ileriye gitmesi için gayret edeceğim. Daha çok Türkiye’de işlerin iç akışıyla ilgileniyorum. Tedarik konuları ve projelerimizi incelemeye

gelen müşteri temsilcileri ile tersanemiz arasındaki koordinasyonu sağlıyorum. Dış pazarlardaki işlerin alınması ve yapılandırılmasında Ahmet Şahap Bey ve Affan Bey’in gayretleriyle ulaştığımız seviyeyi geliştirerek devam ettireceğiz. Rahmetli babam Ahmet Şahap Ünlü 28 sene DEİK’te yöneticilik ve başkanlıklar yaptı. En son da Norveç Türkiye İş Konseyi Başkanı idi. Kendisinin denizcilik ve lojistik sektörlerinde hem şirketimize hem de ülkemize hizmetleri çoktur. Ben de Ahmet Şahap Bey’in arkasından elimden geldiğince ona layık olmaya çalışacağım”.

MAYIS - HAZİRAN 27


Shipbuilding

Markets with heavy requirements are Batservice's job

Batservice is a company founded in Norway in 1948. It is a company that has influenced the development of the Norwegian maritime for 69 years starting from the day it was founded. We interviewed Mr. Bjorn Fjellhaugen, General Manager of Batservice Group, Mr. Affan Sözalan, General Manager of Turkey and Mr. Mehmet Ünlü, Board Member, about the company's overseas structuring and its development in Turkey.

W

e started our conversation with Björn Fjellhaugen, Managing Director of Batservice, by talking about the history of the company. “Batservice was founded in Norway in 1948. Since then, it is a company that has always been involved in the development process of the Norwegian maritime industry and has made production in accordance with the conditions of the day. In the first years, we produced standard steel ships. Then we primarily focused on fast boats with aluminum and then carbon fiber bodies. The Group is also operating in some other fields other than shipbuilding. Batservice is also contracting in the offshore industry, and doing

28 MAY - JUNE

We will work determinedly to be better maintenance, repair, and operation on platforms. Besides this, there are subsidiaries in fields such as electromechanics.” Fjellhaugen also noted that Batservice currently works extensively in the Middle East, and it has shipyard and shipbuilding activities outside Norway as well. We have years of experience in the Middle East Batservice Turkey General Manager Affan Sözalan, who says that they also work with the Coastal Safety General Directorate in Turkey, states “Iraq and other Middle East countries are also important markets for us. We are talking about a market that has challenging conditions and requires extensive knowledge. Our experience in these markets dates back to the 1980s. Therefore it is a market we know very well. Apart from these, our business activities continue in some other regions like Africa and Latin America.”

Mehmet Ünlü, a member of the Batservice Turkey Board of Directors, said that the company has reached its current position under the management of Mr. Affan Sözalan and Mr. Ahmet Şahap Ünlü and continued: “As a member of the second generation, I will try to make things go further. I work mostly in the internal flow of work in Turkey. I ensure coordination between our shipyards with our suppliers as well as the coordination with the customer representatives who come to review our projects. We will continue to develop and improve the level we have reached with the efforts of Mr. Ahmet Şahap and Mr. Affan in foreign markets. My deceased father Ahmet Şahap Ünlü was the leader and the president of DEIK for 28 years. Most recently, he was the President of the NorwegianTurkish Business Council. He served extensively in the interest of both our company and our country in the maritime and logistics sectors. I will try to do my best to be worthy of Mr. Ahmet Şahap.”


SAR BOAT

DOUBLE ENDED PASSENGER FERRY

CARBON CATAMARAN PASSENGER FERRY

ÖZATA TERSANESİ Hersek Mah. Hersek Sok. No:65 Altınova 77700 Yalova/TÜRKİYE P: +90 226 461 24 96 (3 lines) F: +90 226 461 24 99 www.ozatashipyard.com / info@ozatashipyard.com


Kısa Kısa Avrupa Birliği'nin deniz taşımacılığı politikasındaki öncelikleri belirlendi

AVRUPA Birliği'nin 2020 yılına kadar deniz taşımacılığı politikasındaki öncelikleri belirlendi. Valletta Deklarasyonu kapsamında belirlenen önceliklerin, rekabetçilik, karbonsuzlaştırma ve dijitalleştirme olduğu ifade edildi. Deniz taşımacılığı hakkındaki Valletta Deklarasyonu, 28-29 Mart tarihlerinde AB'nin Malta Başkanlığı tarafından düzenlenen Bakanlık Paydaş Konferansı'nın sonunda kabul edildi. Rekabetçilik, dijitalleştirme ve karbonsuzlaştırma konularına odaklanan deklarasyon, AB'nin deniz taşımacılığı politikasındaki önceliklerini ana hatlarıyla çiziyor. Yakıt tüketiminde azaltmalar sağlanmasında, lojistikte verimliliğin artırılmasında ve yük akışlarının iyileştirilmesinde ve aynı şekilde AB deniz taşımacılığı sektöründe emniyetin ve çevresel performansın geliştirmesinde dijitalleşmeyi tamamlayan otomasyonun sahip olduğu potansiyelin farkındadır. Bu nedenle deklarasyon, daha fazla dijital çözümün ve ileri denizcilik teknolojisinin geliştirilmesine imkan tanımanın önemini vurgular.

Bermuda Şeytan Üçgeni'nin gizemi çözüldü GEZEGENİMİZİN en büyük gizemlerinden biri olan 'Bermuda Şeytan Üçgeni'nin gizemi çözüldü. Bermuda Şeytan Üçgeni'ni mercek altına alan ABD'li bilim insanları ülkenin Miami eyaletinin güneyinde bulunan anormal bölgenin varlığına olası bir açıklama getirdi. İngiliz Independent gazetesinde yer alan habere göre, bu bölgedeki anormalliğin nedeni bölgenin üzerinde 'uçak bombası' etkisi yapan altıgen bulutlar. 'Uçak bombası' etkisi yapan bu bulutlar okyanusa doğru düşen güçlü hava akışlarına sebep oluyor. Başka bir deyişle bugüne kadar yaşanan onca kaza ve kayıp haberinin nedeni bu ani hava değişimleri olabilir.

Dünyanın en büyük konteyner gemisini filosuna kattı DANİMARKA merkezli Maersk Line, dünyanın en büyük konteyner gemisini filosuna kattı. Japonya merkezli Mitsui OSK Lines (MOL) geçtiğimiz günlerde 20 bin 179 TEU taşıma kapasiteli M/V MOL Triumph adlı konteyner gemisiyle, dünyanın en büyük konteyner gemisini filosuna katmıştı. Ancak MOL'un bu ünvanı geçtiğimiz gün Maersk Line'a geçti. Daewoo Shipbuilding & Marine Engineering (DSME) tarafından Maersk Line için inşa edilen M/V Madrid Maersk adlı konteyner gemisinin taşıma kapasitesi Alphaliner'e göre 20 bin 568 TEU taşıma kapasitesine sahip. 399 metre boya ve 58 metre genişliğe sahip olan M/V Madrid Maersk 11 EEE Mark II sınıfı konteyner gemilerinin ilki. Serinin ikinci gemisi ise DSME tersanesinden 2018 yılının ikinci çeyreğinde denize indirilecek. 11 EEE Mark II sınıfı M/V Madrid Maersk, 20 EEE sınıfının tasarımı baz alınarak geliştirildi. 20 EEE sınıfına göre kapasitesi yüzde 12 artan M/V Madrid Maersk selefi gemilere göre bir sıra daha fala konteyner istifine sahip. Gelişen konteyner taşımacılığında M/V Madrid Maersk'ün ünvanıda M/V MOL Triumph gibi kısa sürecek. Samsung Heavy Industries'in Hong Kong merkezli OOCL için inşa ettiği M/V OOCL Hong Kong, Aplhaliner'e göre 21 bin TEU taşıma kapasitesine sahip olacak.

30 MAYIS - HAZİRAN


Türk Loydu

Türk Loydu Endüstri

@TL_Industry

@Turk_Loydu


Liman

Hopa Port, SolonPort’un da katkılarıyla bir üst lige çıkmaya hazırlanıyor

Hopa Port Genel Müdürü - Meriç Burçin Özer, General Manager of Hopa Port Hopa Limanı ürün çeşitliliğini artırdı 2016’nın 2015’e kıyasla daha iyi bir yıl olduğunu dile getiren Hopaport Genel Müdürü Meriç Burçin Özer, “Maliyetlerimizin düştüğü, gelirlerimizin arttığı bir yılı geride bıraktık. 2016 yük çeşitliliğimizin arttığı bir yıl oldu. Bu da bizim hedeflerimizden biriydi. Geçmişte Hopa Limanı ağırlıklı olarak bir kömür limanıyken, şimdi kömür dışında birçok ürünü de elleçliyoruz. Şöyle bir tablo çizebilirim; 2011-2012 arasında toplam iş hacmimiz 500 bin ton ve bunun %70’lik kısmı da kömür iken bugün tonajımız 900 bin ton ve kömürün bu tonaj içinde-

32 MAYIS - HAZİRAN

Hopa Port Genel Müdürü Meriç Burçin Özer ile Hopa Port’u masaya yatırdık. Gördük ki Hopa Port, Özer’in tabiriyle bir üst lige çıkmak için durmadan çalışıyor. Bir yandan %15 büyümeyi hedeflerken, diğer yandan, hem limanda elleçlenen yük çeşitliliğini artmaya, yapımı yeni tamamlanan LPG terminaliyle kaliteli ve uygun fiyatlı hizmet sunmaya ve proje yük taşımacılığına yeni bir soluk katmaya hazırlanıyor. Bir diğer hedef ise Karadeniz’in ilk Yeşil Limanı olmak! Özer’in vurguladığı bir diğer nokta ise tüm bunları yaparken bilgi desteğini Solonport Liman Otomasyonundan aldıkları…

ki ağırlığı de %50. Tonajımızın bu şekilde olmasıyla birlikte riski dağıtmış olduk” dedi. LPG terminaliyle daha uygun fiyatla daha kaliteli hizmet verilecek “2016’da öncelik verdiğimiz projelerden biri de LPG terminaliydi. Maalesef ülkemizin içinde bulunduğu durumdan dolayı, hem prosedürler, hem de izinler biraz gecikti. Biraz gecikmeli de olsa inşaatı 2016’nın ikinci yarısında tamamladık. Şuanda LPG ihtisas gümrüğü ve LPG gemilerinin limanımıza yanaşması için gerekli olan her şeyi tamamladık. Sadece Denizcilik Müsteşarlığı ve Gümrük

Müsteşarlığından uygunluk belirten izini bekliyoruz” diyen Özer, gelecek onay sonrasında Hopa Limanının Türkiye’de üçüncü şahıslara açık tek liman işletmesi olarak LPG terminaliyle yurt dışından LPG imalatı yapan bölgelere, hem daha uygun fiyatla, hem de daha kaliteli hizmetle LPG ticaretinin başlayacağının altını çizdi. Aşkale Çimento ile 5 yıllık sözleşme imzalandı Yapımı geçen sene biten çimento terminalinin bir diğer projeleri olduğunu söyleyen Özer, bölgenin en büyük çimento fabrikalarından biri olan Aşkale


www.7deniz.net <

Hopa Limanı Hakkında:

“Karadeniz’in örnek limanı olmayı hedefliyoruz. Bu konudaki en büyük destekçimiz ve yardımcımız ise Solonport Liman Otomasyonu” Çimento ile 5 yıllık bir sözleşme imzaladıklarını söyledi. Özer, “Bu sözleşme kapsamında limandaki tüm siloların, işletilmesi ve kiralanması yöntemiyle Aşkale Çimento kendi terminalini Hopa Limanına kurmak için çalışmalarına başladı. Burada uçucu kül, çimento katkı malzemesi ve dökme çimento operasyonları başlayacak. Bu da limanımızdaki ürün çeşitliliğine katkı sağlayacak” dedi. Hopa Limanının güçlü tarafı proje yük taşımacılığı Proje yük taşımacılığı ve transit işlemleri alanında Hopa Limanının çok güçlü olduğunu vurgulayan Özer, Mart sonu Kasım ayları arasında Volga Kanalından Azop Denizinden Hazar Denizine Türkmenistan ve Kazakistan gibi ülkelere taşımaların başladığını ifade etti ve ilk proje gemisinin Nisan’da geldiğini açıkladı. Büyüme hedefi %15 2017 senesinden oldukça umutlu olduklarını ifade eden Özer, “Özellikle bekleyen projelerimiz hayata geçerse, hem çok memnun, hem de 2017’yi çok başarılı bir şekilde tamamlamış olacağız. Öncelikli olarak büyüme hedefimizi %15

olarak belirledik. 1 milyon ton barajını geçerek küçük ölçekli bir liman olmaktan çıkıp orta ölçekli bir liman olmaya adım atacağız. Farklı bir ifadeyle bir üst lige geçiş yapacağız” dedi. Bir diğer hedef ise “Yeşil Liman” olmak Özer, Hopa Limanının bir diğer hedefinin Yeşil Liman statüsüne çıkmak olduğunu vurguladı ve sözlerine şöyle devam etti: Bu yıl sonuna kadar entegre yönetim sistemlerini almış olan limanımızda, geri kalan bir iki süreci de tamamlayarak Avrupa Birliği kapsamında Greenport dediğimiz Yeşil Liman sertifikasını alarak Karadeniz’in ilk Yeşil Limanı olmayı hedefliyoruz. Solonport yazılım ile limanda olan her şeyi anında takip ediyoruz “Tüm bu bahsettiğimiz adımlar ve hedefler bizi ana hedefimizin olan Karadeniz’in örnek limanı olmaya taşıyacak. Bu konuda en önemli yardımcılarımızdan biri de kullandığımız yazılım; SolonPort Liman Otomasyonu, bize, gerek online takip, gerek raporlamaları ile dört dörtlük destek sağladığını belirtmek isterim. Biz, raporların elle tutulduğu dolayısıyla da kişilere bağlı olan veya alınan kayıtların eksik, raporlama ve geri bildirim göstergeleri bulunmayan bir liman değiliz. Hem kullanıcı, hem de yönetici

Hopa Limanı, Karadeniz’in Samsun ve Trabzon’dan sonra gelen en büyük üçüncü limanı. Hopa’nın hem hava, hem de kara, hem de deniz sınır kapısı bulunuyor. Bu da Hopa Port’a artı değer katıyor ve Hapo Port’u güçlü kılıyor. Ana mendireğinin 2 bin 150 metre olması ise yılın 365 günü her türlü fırtına ve dalgaya açık olmayan, barınaklı bir liman olmasını sağlıyor. Ayrıca bu özelliği Hopa Port’u her türlü yükleme, boşaltma ve gemiden gemiye operasyon yapma olanağı olan bir liman konumuna yükseltiyor. Tüm bunların dışında limanda her türlü yüke hizmet verilebiliyor. Bunun için de sıvı yük, petrol, akaryakıt, dökme, genel kargo, Ro-Ro, konteyner tahıl ve tarım ürünleri, çimento ve çimento muadili ürünlerin tahliyesi gibi her türlü yük limanda hizmet görebiliyor. olarak limanımıza dair her türlü bilgiye sahip olmayı oldukça önemli görüyoruz. Çünkü bu sayede hem önlem alabilecek, hem de iyileştirmeye gidebilecek durumdayız. Bu konuyla ilgili araştırma yaptığımız dönemde, önceki iş tecrübelerimiz, Solonport’un bu konudaki hizmeti ve Türk firması olması gibi kriterler neticesinde yazılımımızı bu firmadan kullanmaya karar verdik” diyen Özer, sözlerini şöyle bitiriyor; “Biz bir Türk limanıyız. Türk bilgisini yurt dışına ihraç eden bir firma Solonport. Ayrıca bizim haricimizde 12 Türk limanı da Solonport’la çalışıyor. Şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim ki, bizim düşündüğümüzden çok daha hızlı bir şekilde, yaklaşık 6 aylık sürede Solonport’un baştan sona yüklemesini, eğitimlerini, operasyonunu ve verilerini kullanmaya başladık. Bizim için en önemli noktalarından biri de kullanım rahatlığı oldu. Kullanıcı dostu, her eğitim seviyesine hitap eden, bilginin kolayca raporlanabildiği bir yazılım. Bizi cezbeden bir diğer noktası da yöneticilere has bir konsolda, cep telefonunuzdan veya tabletinizden o an yapılan işi takip edebiliyorsunuz. Yük miktarı, o gün kesilen fatura, çalışan sayısı, geminin boşaltılma hızı gibi o an limanda yapılan her türlü işi online izleyebiliyorsunuz”.

MAYIS - HAZİRAN 33


Port

Hopa Port is preparing to promote to the upper league with contributions of SolonPort We discussed Hopa Port with the General Manager of Hopa Port, Meriç Burçin Özer. During our conversation, we saw that Hopa Port is constantly working to promote to the top league as Özer says. While Hopa Port is aiming to grow by 15% on one hand, it is also preparing to increase the variety of freight handled by the port, to provide quality and affordable service with its newly completed LPG terminal, and to bring a new breath to the project freight transport. Another goal is to become the first Green Port of the Black Sea! Another point that Özer emphasizes is that they have received information support from Solonport Port Automation while doing all these... “We have left behind a year in which our costs have fallen and our income has increased”

affordable price and better quality of service.

Hopa Port increased its product range

Özer emphasized that Hopa Port is very strong in the field of project freight transport and transit operations. He also stated that transportation from the Sea of Azov to the Caspian Sea and the Volga Channel destined to countries such as Turkmenistan and Kazakhstan between March and November had begun and that the first project ship arrived in April.

Hopa Port General Manager Meriç Burçin Özer emphasized that 2016 was a much better year than 2015 and said: “We have left behind a year in which our costs have fallen and our income has increased. In the year of 2016, our freight diversity has been increased. This was one of our goals. In the past, Hopa Port was mainly a coal port. Now, we handle many products other than coal. “ LPG terminal will provide better quality service at a more affordable price Özer said: “One of the projects we prioritized in 2016 was the LPG terminal. We have completed everything necessary for the LPG specialized customs and the connection of the LPG ships to the port. We are only waiting for the declaration of conformity from the Undersecretariat of Maritime Affairs and the Undersecretariat of Customs.” Özer also underlined the fact that Hopa Port will be the only port facility in Turkey with an LPG terminal open to third parties after getting this declaration of conformity, and as a result of this feature of the port, LPG business from abroad will start with more

34 MAY - JUNE

The strength of Hopa Port is project freight transport

Growth target 15% Özer, who expressed that they are quite hopeful from the year 2017, said, “we will be very satisfied and will have completed 2017 very successfully, especially if our waiting projects realize.” Another goal is to be a “Green Port” Özer emphasized that another goal of the Hopa Port is to promote to the Green Port status and continued as follows: “All these mentioned steps and targets will take us to our main target which is to be the exemplary port of the Black Sea. One of the most important helpers in this regard is the software we use, SolonPort Port Automation. I would like to point out that this software has provided us excellent support with both online tracking and reporting. We consider it important to have all kinds of knowledge about

our port as both user and administrator. Thus, we are in a situation where we can take action and improve.” About Hopa Port: Hopa Port is the third largest port on the Black Sea after Samsun and Trabzon. Hopa has both air and land border gates, as well as a sea border gate. This adds plus value to Hopa Port and provides it a very strong position. The main breakwater with 2 thousand and 150 meters length makes Hopa Port a sheltered port against any storms and waves during the whole year. It also upgrades Hopa Port to a port which is capable of all sorts of loading, unloading and shipboard operations. Apart from all these, the port can serve all kinds of freight including liquid cargo, oil, fuel, bulk, general cargo, RoRo, containers of grain and other agricultural products, cement and cement equivalent products.

“We aim to be an exemplary port of the Black Sea. One of the most important helpers in this regard is the software we use, SolonPort Port Automation.”



Röportaj Mardin Enerji ve Mardin Gemi İkmal ve Donatım Hizmetleri Yönetim Kurulu Başkanı Nalan Bozdoğan, Chairman of Mardin Group

Hopa Port Genel Müdürü Meriç Burçin Özer

36 MAYIS - HAZİRAN

Hopa Port Genel Müdürü Meriç Burçin Özer ile Hopa Port’u masaya yatırdık. Gördük ki Hopa Port, Özer’in tabiriyle bir üst lige çıkmak için durmadan çalışıyor. Bir yandan %15 büyümeyi hedeflerken, diğer yandan, hem limanda elleçlenen yük çeşitliliğini artmaya, yapımı yeni tamamlanan LPG terminaliyle kaliteli ve uygun fiyatlı hizmet sunmaya ve proje yük taşımacılığına yeni bir soluk katmaya hazırlanıyor. Bir diğer hedef ise Karadeniz’in ilk Yeşil Limanı olmak! Özer’in vurguladığı bir diğer nokta ise tüm bunları yaparken bilgi desteğini Solonport Liman Otomasyonundan aldıkları…


www.7deniz.net <

Büyüyen ve gelişen Mardin Grup

Mardin Grup şirketlerinden, Mardin Denizcilik sektöründeki 30.yılını kutlamaya hazırlanıyor… Mardin Grup bünyesindeki; Mardin Denizcilik, Mardin Enerji ve Mardin Gemi İkmal ve Donatım Hizmetleri Yönetim Kurulu Başkanı Nalan Bozdoğan’ı Türk denizciliği için hazine değerini taşıyan ofislerinde ziyaret ettik. Yılların emeği, çabası ve birikimi ile her bir köşesi tarih kokan ofislerinde yaptığımız sohbetimizde, hem Mardin Denizcilik’i, hem diğer şirket projelerini, hem de sahip oldukları bu hazineyi sektöre nasıl kazandıracakları üzerine sohbet ettik…

Önce Mardin Denizcilik hakkında kısa bir bilgi alarak başlayalım mı? Mardin Denizcilik 1988 yılında Türk denizcilik sektörüne hizmet vermek için kurulmuş bir şirket. Bir süre sonra hizmet yelpazesine enerji santrallerini de ekleyen Mardin Denizcilik, savunma sanayi hizmetleriyle de Türk Deniz Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarını karşılamak için ağırlıklı olarak tersanelerle çalışmıştır. Şirketi, 2008’de kurucusundan devraldığımız günden bugüne aynı çalışma prensibi ve kalite anlayışıyla hizmet vermeye devam ediyoruz. Kuşkusuz bunda sonra da bu şekilde yol alacağız. Hizmetlerinizden bahsedelim mi? Müşteri kitlemiz, öncelikli Türk ve yabancı armatörler, denizcilik sektörünün içinde olan her bir paydaş ve acenteler, tamir ve bakım servisleri, tersaneler, enerji santralleri, Deniz Kuvvetleri, Sahil Güvenlik, Şehir Hatları olup; müşterilimiz için yedek parça, yardımcı makineler ve güverte donanımı anlamında hizmet veriyoruz. Ancak hizmetlerimiz sadece ürün temini ile sınırlı değil! Aynı

zamanda müşterilerimize danışmanlık ve teknik hizmet konularında da hizmetler sunuyoruz. Peki, ana hizmet sektörünüz olan denizcilik ile ilgili görüşlerinizi alalım mı? Aslında Mardin Grup içerisindeki her bir şirket; Mardin Denizcilik, Mardin Gemi İkmal ve Mardin Enerji denizcilik sektöründe hizmet vermektedir ancak global enerji ihtiyacından dolayı Mardin Enerji ekonomik krizi fark etmeden yoluna devam ederken diğer iki şirketimiz tüm dünyada olduğu gibi belli sıkıntılar yaşayabiliyor. Burada bahsettiğimiz sıkıntılar, bizim bölgemize veya ülkemize özgü olmayıp, dünya genelinde yaşanan sıkıntılardır. Son bir kaç yıl içerisinde yaşanan olumsuzluklara bağlı birçok yerli ve yabancı armatörün gemilerini paket halinde satarak sektörden çıkışları bu sektöre hizmet veren herkesi etkiledi. Ancak yine de bu krizin dünyada yarattığı etkiye baktığımızda bizleri teselli edecek çok önemli bir nokta var, bu da ülkemizin coğrafik konumu itibariyle gemilerin uğrak yeri olması ve çok faz-

“Şirketi, 2008’de kurucusundan devraldığımız günden bugüne aynı çalışma prensibi ve kalite anlayışıyla hizmet vermeye devam ediyoruz. Kuşkusuz bunda sonra da bu şekilde yol alacağız” la tamir tersanesine sahip olma özelliği ile nispeten ayakta kalan ülkelerden biri oluşudur. Bunun yanında, bazı devlet yatırımlarının sektörün kaybetmeye başladığı umudu ateşlediği de bir gerçek. Özellikle yeni inşa edilen büyük ülke projelerinde, yüzer dubaların inşası, blokların kaldırılması gibi konulara tersanelerin dahil olması ile piyasa bir nebze canlandı. Yurt dışında yürüttüğünüz projelerinizden haberdarız. Biraz bu konuda konuşalım mı?

MAYIS - HAZİRAN 37


Röportaj “Yeni inşa edilen büyük ülke projelerinde, yüzer dubaların inşası, blokların kaldırılması gibi konulara tersanelerin dahil olması ile piyasa bir nebze canlandı” Şirketi 2008’de devraldıktan sonra enerji santralleriyle ilgili çalışmalar yaptık. O tarihten beri de birçok projeye imza attık. Özellikle yurt dışında önemli projeler yürüttük. Ancak yürüttüğümüz en büyük projemizi soruyorsanız, bu sektörde önemli bir paya sahip Çin firmasına verdiğimiz yüzer santral danışmanlığı ve mühendislik hizmetimiz oldu. Projeyi 2014’te tamamladık. Gerçekten çok başarılı bir çalışma oldu. Gerek makine üreticileriyle, gerekse oradaki bir tersane ile çok verimli ve uyumlu bir çalışma yürüttük. Bu projenin bütün mühendislik ve danışmanlık hizmetlerini bir Türk firması olarak yürütmüş olmak bizim için çok önemli bir adımdı. Onun dışında birçok özel firmaya proje bazlı danışmanlık hizmeti verdik. Türkiye’deki enerji santralleri için, yedek parça tedariki konusunu Mardin Denizcilik, bakım ve onarım hizmetlerini ise Mardin Enerji üstlenmektedir.

38 MAYIS - HAZİRAN

Şirketi devraldığınız günden bugüne Mardin Denizcilik nasıl bir yol kat etti? Sürekli gelişerek ve iyileşerek temsilcilik ağımızı genişletiyoruz. Şu an sahip olduğumuz temsilciliklerimizin tamamı dünya markası firmalardır ve katılacak olan yenilerin de bu özellikte olmaları tek şartımız. Yakın gelecekte yürüteceğiniz projeler neler? Mardin Denizcilik olarak yürüttüğümüz savunma sanayi ile ilgili, ayrıca Mardin Enerji olarak Güney Asya ve Afrika ülkeleriyle yürüttüğümüz kimi inşa, kimi imza aşamasında olan birçok projemiz var. Bunların dışında ticari olmayan ancak sektöre çok büyük faydalar sağlayacağına inandığımız ve yaklaşık 4 aydır Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı’nın da desteği ile belli bir noktaya getirdiğimiz ve kısa bir süre sonra hayata geçecek bir projemiz var. Ve konu açılmışken hemen buradan D.U.H.B. Bakanımız Ahmet Arslan, Müsteşarlarımız ve Bakanlığımıza ait tüm birimlere; projelerimize, sorun ve sorularımıza göstermiş oldukları ilgi, tavsiye ve destekler için teşekkür etmek istiyorum. Bana göre denizciliğin şu son yıllarda yaşadığı onca olumsuzluğa karşı yüzümüzü güldüren en önemli konu, bağlı olduğumuz mercilerden gördüğü-

müz ilgi, anlayış ve destekleridir. Ofisinizi görüp, hayran kalmamak elde değil. Burası Türk denizciliği için bir hazine! İnanın bu konuda duyduğumuz güzel sözler, bizim tarafımızdan tüm bu yatırım ve emeğin geri dönüşümü olarak algılanması nedeni ile çok büyük bir değer taşıyor. Madem konu buraya geldi; bununla ilgili de kısa bir bilgi paylaşmak isterim. Burada gördüğünüz ürünlerin bir yerde değerlendirilmesi veya müzeye dönüştürülmesi konusunda neredeyse 5 yıldır büyük bir hayal ve bu hayali gerçekleştirmeye yönelik çalışmalarımız var. Tüm koleksiyonlar için söyleyemem, ancak mühendislik ekipmanları konusunda dünyanın 3 büyük koleksiyonundan birine sahibiz. Bu tespit, Amerika, Kanada ve İngiltere’de ki konu ile ilgili müzelere danışmanlık yapan ve bu konudaki en büyük arşiv bilgisine sahip olan bir İngiliz mühendis tarafından yapılmıştır.

“Mardin Denizcilik olarak yürüttüğümüz savunma sanayi ile ilgili, ayrıca Mardin Enerji olarak Güney Asya ve Afrika ülkeleriyle yürüttüğümüz kimi inşa, kimi imza aşamasında olan birçok projemiz var”


www.7deniz.net <

Growing and developing Mardin Group

Mardin Shipping, one of the Mardin Group companies, is preparing to celebrate the 30th anniversary in the sector... We visited Nalan BozdoÄ&#x;an, the chairman of Mardin Group companies Mardin Shipping, Mardin Energy, and Mardin Ship Supply and Equipment Services, at her office which is a treasure worthy office for Turkish Maritime sector. With years of effort and accumulation, all corners of their office is smelling history. In such an impressive office, we talked about Mardin Shipping and Mardin Group’s other companies as well as how they will gain this treasures to the sector. Let’s start by getting brief information about Mardin Shipping. Mardin Shipping was founded in 1988 to serve the Turkish maritime industry. Mardin Shipping, which also added power plants after a while to its service range, worked mainly with shipyards to meet the defense-industry needs of Turkish Naval Forces. Today, we continue to serve with the same working principle and quality understanding from the day we took over the company from its founder in 2008. Certainly we will go on to this in the future. Should we talk about your services? The customer base of our com-

pany includes all partners and agencies in the maritime industry, repair and maintenance services, shipyards, power plants, Marines, Coast Guard, City Lines, and primarily, Turkish and foreign shipowners. We serve for our customers in the fields of spare parts, auxiliary machinery and deck equipment. But our services are not limited to just the product line! At the same time, we also provide consultancy and technical services to our customers. We are also informed about the projects you are carrying out abroad. Can we talk about those projects too? Since we took over the company in 2008, we have been working on power plants. We have signed many projects

since then. During this period, we have carried out important projects especially abroad. But if you are asking about our biggest project, we have a floating power plant consultancy and engineering service for a Chinese company that has an important share in this sector. We completed the project in 2014. It was a really successful work. We have been working very efficiently and harmoniously with the machine builders and with a shipyard there. As a Turkish compan, it was a very important step for us to carry out all the engineering and consultancy services of such a project. Apart from that, we have provided project based consultancy services to many private companies. For the power plants in

MAY - JUNE 39


Interview Turkey, the supply of spare parts is undertaken by Mardin Shipping and maintenance and repair services is undertaken by Mardin Energy. How has Mardin Shipping progressed since the day you took over the company? We are expanding our representation network by constantly improving. All of the companies we are currently representing are world brand companies. It is also the only requirement of us from the companies which will join our representatives list in the future. What are the projects you will undertake in the near future? Mardin Shipping is currently undertaking some projects related to defense industry. Besides this, Mardin energy have many projects, some of which are being built and some are in

40 MAY - JUNE

“Mardin Shipping is currently undertaking some projects related to defense industry. Besides this, Mardin energy have many projects, some of which are being built and some are in the signature phase, carried out with the countries of South Asia and Africa.� the signature phase, carried out with the countries of South Asia and Africa. Apart from these, we have another project that is a non-commercial one, but we believe it will provide great benefits to the sector. We have been

working on this project for about 4 months and we have brought it to a certain point with the support of the Ministry of Transport, Communication and Maritime Affairs. This project also will be realized soon. It is not possible not to be impressed with your office. It is a treasure worthy place for Turkish Maritime sector. Believe me, all the good words we hear in this regard are of great value for us with the reason that we perceive them as a respond to our hardworking and all the investment we made. Since the subject came here; I would like to share a little about it. It is a great dream for us to evaluate all these products you see here by converting these collections into a museum and we have been working on realizing this dream for about 5 years. I can not say for all collections, but I can proudly say that we have one of the world’s 3 major collections of engineering equipment here. This evaluation was made by a British engineer who served as adviser on this subject for several museums located in the United States, Canada and the United Kingdom and had the largest archival knowledge on this subject.


SECURISOHLEN PRIVATE MARITIME SECURITY Since 2008, We provide our clients with well appreciated peace and quite, so they can conduct their business in the HRA and focus on anything but security. DO NOT HESITATE TO CONTACT US Telephone

: +90 216 380 69 50

Fax

: +90 216 380 69 51

Mobile

: +90 533 448 91 66

Web

: www.securisohlen.com

Email

: info@securisohlen.com


Bunker

Mira Marine DEW madeni yağlarının denizdeki tek iş ortağı

Mira Marine Genel Müdürü / IBIA Member Captain S. Barış Türkmen

M

ira Marine Genel Müdürü Kaptan Barış Türkmen, Mira Marine’in; ana makine yağları, silindir yağları, sentetik yağlar, dişli yağları gibi bir gemide kullanılabilecek bütün yağları sağladıklarını söyledi. Türkmen, “Mira Marine müşteri portföyündeki gemilere, bütün dünya genelinde, DEW’in ikmal yapmadığı bütün limanlarda da yağ tedariki sağlıyor. O limanda hangi yağ markası bulunuyorsa, en uygun ve kaliteli hangisiyse onları sunuyor. Türkiye’de fiziksel ikmalciyiz, dünya genelinde de aracı kurum (Trader) olarak yağ ikmali yapıyoruz ” şeklinde konuştu. 2014 yılında Tuzla’da yeni bir fabrika daha satın aldıklarını ve bu fabrikada sentetik yağları, gresleri, hidrolik ve jeneratör yağlarını üretip deniz grubunu eski fabrikada devam ettirdikleri için üretim tonajlarının arttığını söyleyen Türkmen, “Armatörler çok fazla kredi istiyorlar. Sektör artık traderlerin sektörü olmaya başladı. Türkiye’de bu işi iyi yapan belli başlı önemli firmalar var. Bunlar kendi armatörlerine kredi açmaya başladılar. Üretim kapasitesi artınca, bizde Mira Marine olarak 2010 yılının ilk çeyreğinden itibaren DEW yağlarını dünyanın ve Türkiye’nin en büyük yağ ve yakıt

42 MAYIS - HAZİRAN

Traderlarına satmaya başladık. Tabii ki bizim ulaşamadığımız bir zümre vardı. Türk armatöre ve acenteye satıyorduk. 2009 krizinden sonra artık acenteler yağ yakıt işlerine karışmaz oldular. Geminin rutin evrak işleriyle uğraşıp yağ ve yakıt ikmallerini bıraktılar. Onların yerini traderler aldı. Traderler da bizden daha uygun fiyatlara ürünleri alarak yabancı armatöre kredi açarak satıyor” ifadesinde bulundu. Gemi ikmal sektöründe yaşadıkları sıkıntılar olduğunu ama ikmallerde sıkıntı yaşamadıklarını anlatan Türkmen, “En başta gümrük konusunda sorunlar yaşıyoruz. Ülke olarak senenin 365 gününün 190 gününe yakınını tatil olarak geçiriyoruz. Yani 200 gün ticaret yapamıyoruz. Bu büyük bir problemdir. Belki başka işlerde bu tatil olanakları olabilir ama İstanbul gibi stratejik bir ikmal bölgesinde ticareti artırmak açısından mesaili bir şekilde bunu daha fazla güne yayabiliriz. Devlet memurları da maaşlarının azlığından şikayetçiler. Mesaiye kalmaya çalışacak birçok devlet memurunun olacağını düşünüyorum. Çünkü biz özel sektör olarak mesai verip de eleman çalıştırmak istediğimizde insanlar artık seve seve çalışmak istiyorlar. Devlet memurlarının da bir kısmı normal prosedürün

Mira Marine Genel Müdürü/IBIA Member Kaptan S. Barış Türkmen, Mira Marine olarak ‘’DEW’’ yağlarının 8 senedir denizdeki tek deniz yağı bayisi olduklarını ve bu markanın Mira Marine için deniz yağları ürettiğini söylerken firmasının da ‘’DEW’’ markasıyla Türkiye’nin bütün limanlarında gemi yağ ikmali yaptığını anlattı. yürümesi açısından mesaili bir şekilde, uzun bayram tatillerinde çalışabilirler. Bunlar ticaretimizi artıracak etkenlerdir. Ayrıca ikmallerdeki prosedürlerimiz zor, bunlar da ticaretimizin azalmasına etken oluyor. Geçen seneki verilere baktığımızda birçok ürün satışı, kumanya, yakıt, teknik malzeme gibi… Bazıları artıp bazıları azalırken, Türkiye’nin genelinde yağ satışları %20 oranında azalmış. Diğer ürünler nerdeyse sabit kalırken yağ satışlarının azalması şunu gösteriyor, önündeki bürokratik engellerin olmasından da etkileniyor. Çünkü ekstra maliyetler biniyor. Bu ekstra maliyetler yüzünden de rekabet halinde olduğumuz ülkelerle başa çıkma konusunda sıkıntılar yaşıyoruz. Bu ekstra maliyetler yüzünden de fiyatlar artıyor; Buradaki işlerimiz de Rusya, Bulgaristan, Yunanistan, Cebelitarık, Süveyş gibi ikmal yerlerine kaçıyor” dedi. “Geminin, gümrüğün ve denizin olduğu her yerde ikmal yapabiliriz” Türkmen sözlerine şöyle devam etti: “Benim yaşım genç olduğundan okuldaki sınıf arkadaşlarımız yavaş yavaş önemli yerlere gelmeye başladı. Böyle olunca da ufak artıları oluyor. Başlıca filoların başında işletme müdürleri olarak, satın alma müdürleri olarak, kendileri müte-


www.7deniz.net <

şebbis olan arkadaşlarımız var. Onların tabii ki artıları oluyor. Ancak bizim başarımızdaki asıl önemli olan başka etkenler var. Öncelikle fiyatlarımız diğer markalara oranla yerli üretici olduğumuzdan ve dar bir kadroyla çalıştığımızdan daha uygun. Benim şuanda başında bulunduğum operasyon kadrosuyla başka bir markanın kadrosu arasında dağlar kadar fark var. Bu da maliyetlere çok fazla yansıyor. Ben sürekli operasyonun başında olduğum için hizmette operasyonel yönde çok kuvvetliyiz. Diğer markaların yanaşmadığı, önemsemediği, bilgisizlikten dolayı girmek istemediği bütün limanlarda ikmal yapıyoruz. Geminin, gümrüğün ve denizin olduğu her yerde ikmal yapabiliyoruz. Biz rakiplerimize oranla daha profesyonel ve yetkin bir kadroyla çalışıyoruz. Büyük markalarda bu kadrolar daha tecrübesiz ve denizcilik kültüründen olmayan elemanlardan oluştuğu için esneklik kabiliyetleri de az. O yüzden bizim için yağ ikmali yapılmayacak yer yoktur. Onlar sadece İstanbul ikmallerinde başarılılar. Alıştıkları yerlerin dışında ikmal yapamıyorlar veya yapmakta zorlanıyorlar. Oralarda biz devreye giriyoruz. Ana merkezimiz İstanbul’da ama bazı bölgelerde kara bayilerimiz var, bazen ikmallerde bölge bayilerini de kullanıyoruz. Türkiye’nin neresinde ihtiyaç varsa DEW olarak oraya hizmet götürebiliyoruz”. “Armatörün isteğine göre çözüm üretiyoruz” Biz denizcilik kökenliyiz ve 17 senedir ikmalcilik yapıyoruz diyen Türkmen, “Daha önce başka marka yağları da satmıştık. Hala dönem dönem satıyoruz. Burası butik bir patron şirketidir. Çözüm odaklı bir şirkettir. Global markalar gibi şirket içi prosedürlerden kaynaklanan

engeller burada yaşanmıyor. Burada armatörün isteğine göre çözüm üretiliyor. Kanunlara uyacak şekilde hızla ikmal yapıyoruz. Bir müşteri aradığında, fiyat, vade, teknik bilgi ve ikmal hakkında bütün bilgiye benden ulaşabilirler. Ama diğer firmalarda bu bilgilerin her birini çeşitli departmanlara iletiyorlar. İstedikleri bilgiye ulaşmaları biraz zaman alıyor. Benim telefonum 24 saat açık. İstedikleri zaman arayıp bilgi alabiliyorlar” ifadelerini kullandı. “Komşu ülkelerdeki sorunların çözülmesi bizi olumlu etkileyecek” Dünyada yaşanan krizden dolayı beklemede olduklarını söyleyen Türkmen, “Biz 2009’dan sonra hedef koymayı unuttuk. Çünkü bizim ticaretimiz global ticarete bağlı. Ülkelerin arasındaki ilişki iyi olacak ki ticaret olsun. Ticaret oldukça taşıma olacak, taşıma oldukça bizim gibi ikmalcilere ihtiyaç olacak. O yüzden pek fazla önümüzü göremiyoruz. Sadece umut ediyoruz. Rusya ile atılan olumlu adımlar, Suriye’deki krizin azalması bizi biraz umutlandırdı. Biz komşularımızla ticaret yapıyoruz. Onların iyi olması bizim işlerimizin de önünü açacaktır. Ticaretin referandumdan sonra artacağını düşünüyorum. Komşu ülkelerdeki sorunların çözülmesi bizi olumlu etkileyecek. Orada uzun süredir belirsizlik ortamı var. Bazı ülkelerle ticaretimiz durma noktasında. Yeni bir yapılanma olacak. İnşaatlar olacak, üretim artacak. Bu ticaretin yoğun yaşandığı yerler Karadeniz’dir. En kolay taşıma yolu denizyoludur. Armatörlerin nefes alacak olması, gemilerin çalıştığından dolayı ikmal ihtiyacının olması bizi de olumlu yönde etkileyecektir. Şuanda pek yatırım zamanı olduğunu düşünmüyorum. Bek-

“Geminin, gümrüğün ve denizin olduğu her yerde ikmal yapabiliyoruz. Biz rakiplerimize oranla Denizcilik alanında daha tecrübeli bir kadroyla çalışıyoruz” leme dönemi olarak görüyorum. O yüzden planlarımızı ve projelerimizi askıya aldık beklemedeyiz. 2018’de kafamızdaki projeleri hayata geçiririz” şeklinde konuştu. Gemi ikmal sektöründe rekabetin çok fazla yaşandığına dikkat çeken Türkmen,” Dünyanın hiçbir bölgesinde bu kadar çeşitli marka, madeni yağ, teknik malzeme, kumanya malzemesi, boya malzemesi yok. Türkiye’de çok fazla çeşitlilik var. Dünyada ortalama bir limana gittiğinizde 3-4 marka bulabilirken, Türkiye’de 12-13 markayı bir arada bulabiliyorsunuz. Durum böyle olunca rekabet çok artıyor. Bu fiyatlara da karlılık açısından olumsuz yönde yansıyor. Ama alıcı açısından baktığımızda da fiyat ve çeşitlilik açısından bir avantaj sağlıyor. Dünya limanları arasında bizim limanlarımızda en kaliteli hizmetlerden birinin verildiğini düşünüyorum. Hiçbir problem yaşamadan, bir eksiklik yaşanmadan ikmal yapılabiliyor. Çok sıkı bir denetim halindeyiz. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar sıkı denetim yapılan başka bir devlet kurumu yok. Çünkü Türkiye’de yakıtta ve yağda %47 gibi yüksek oranda vergi var. O yüzden de hem ürün kalitesi, hem de satış anlamında çok kontrol altındayız. Bu da kalite ve iyi hizmeti getiriyor” dedi.

MAYIS - HAZİRAN 43


Bunker

Mira Marine is the only business partner of “DEW” Marine Lubricants Mira Marine's Partner and General Manager, Captain S. Barış Türkmen explained that Mira Marine is the only company in the world to have DEW marine Lubricants in the sea for 8 years and that this brand produces marine lubricants for Mira Marine. He said that the company has also been supplying Marine Lubricants in all ports of Turkey with its DEW brand.

M

ira Marine General Manager Captain Barış Türkmen started that Mira Marine is providing all the marine lubricants that could be used on vessels, such as main engine oils, cylinder oils, synthetic oils, gear oils. He said “Mira Marine is also providing marine lubricants to customers in its customer portfolio, all over the world, even in all ports where DEW does not supply. In such cases, it is providing the best and the most quality alternative lubricant brand available in that port to its customers. We are a physical supplier in Turkey and we work as an marine lubricants trader all over the world.” Türkmen said, “since we are a domestic manufacturer and we work with a narrow staff, our prices are more compatative with other brands.” Türkmen has listed the advantages of Mira Marine

“We can supply everywhere as long as there is Vessel, the customs, and the sea. We are working with a more professional and competent staff than our competitors.” 44 MAY - JUNE

as follows:” There is a big difference between the cadres of the operation that I have at the moment and the staff of any other brand. This is reflected in costs too much. Since I am always in charge of the operation, we are very strong in terms of operation in the service we offer. We do supply in all the ports where other brands do not care or do not want to enter because of difficulties. We can supply everywhere as long as there is the vessel, the customs, and the sea. We are working with a more professional and competent staff than our competitors. Our headquarter is in Istanbul but we also have dealers in some areas. Sometimes we use regional dealers in replenishments. If there is a need in any place in Turkey, we can serve it as DEW.” “We produce solutions according to the wishes of the ship owners” Türkmen said “We are a maritime origin and we are doing supply business for 17 years” and continued: “We sold other brands of lubricants before. We still sell them time to time. This is a boutique company. It is a solution-oriented company. Unlike global brands, the obstacles stemming from in-house procedures do not exist here. Here, a solution is produced according to the wish of the

shipowner. We are providing a service of replenishment as fast as the law allows. When a customer calls, all information about price, maturity, technical information and supply can be obtained directly from me.” Türkmen emphasized that they are on standby due to the crisis in the world, and said: “We forgot to set a target after 2009. Because our business depends on global trade. Trade depends on the good relationship between the countries. As transportation increases, there will be a demand for replenishers like us. So, the future is not much predictable for us. We just hope.” He also said that “there is no such a variety of brands of marine lubricants, technical materials, foodstuffs, and paint materials available in any other part of the world. While you can find only 3 or 4 different brands in an average port in the world, yo can find 12 or even 13 different brands in any port in Turkey. There is intense control in the ports in Turkey. There is not a state institution that is so tightly regulated nowhere else in the world. Because in Turkey, there is a high tax rate of 47% in fuel and oil. So we are under control both in terms of product quality and sales. This brings quality and good service.”



Makale

Türkiye’den bir “Bunker devi” neden çıkmasın? G

emi Yakıt İkmalcileri Derneği, 2002’den beri düzenli olarak düzenlediği Uluslararası İstanbul Bunker Konferansı’nın sekizincisi yine derneğin klasına uygun şekilde müstesna bir mekânda, Ritz Carlton’da düzenleniyor. Derneğin, tam 15 senedir, gerek piyasaların iyi gününde gerekse kötü gününde böyle istikrarlı bir organizasyona imza atması; bu organizasyonu iyiden iyiye geleneksel hale getirmesi ve belli bir kalite standardını tutturarak markalaştırması bence takdire şayan bir husus ve tek başına bir makale konusu. Ama haddini bilen bir 7Deniz yazarı olarak o konuda yazmayı gemi yakıt ikmal sektörünün duayenlerine, derneğin değerli kurucularına bırakıyorum.

Engin Koçak ISTFIX Araştırma Müdürü ISTFIX – Research Director

46 MAYIS - HAZİRAN

Dergimiz bu ay 8. Uluslararası İstanbul Bunker Konferansı’na tesadüf ettiği için konumuz doğal olarak gemi yakıtları fakat genelde yaptı-

ğım gibi işe biraz “strateji” katmaya çalışacağım. Gemi yakıt sektörünün oyuncularının pek iyi bildiği ama armatörlerin çoğu zaman dikkatinden kaçan inceliklere değinip, dışarıdan bakan ama takdir eden biri olarak gördüğüm potansiyeli aktarmaya çalışacağım naçizane… Dışı yakıt tedariki, içi finans…

Gemi yakıt ikmal sektörü ya da bunkercilik konusunda armatörlerin ve gemi işletmecilerinin pek çoğunun bildiği ama muhtemelen hayatın akışında arka planlara attığı veya gözden kaçırdığı en önemli konu, sektörün özellikle şu zamanlarda bir finans evi haline gelmiş olması. Yurtdışındaki büyük tedarikçilerin bu işi bir enerji ticareti değil de “kredibilite ticareti” haline getirmiş olmaları hepimizin malumu. Yakıt, bir gider kalemi olarak armatörler için büyük bir finans kaynağı ve ikmal operasyonu yavaş yavaş


www.7deniz.net < son derece ciddi bir işletme sermayesi (working capital) finansı faaliyetine dönmüş halde. Gemilerin en büyük gider kalemi olan yakıt gerçekten uzun sayılabilecek vadelerle alınabiliyor. Kredibilitesi yüksek şirketler uzun vadeyi düşük maliyetle sağlayabiliyor, peşin alanlar zaten her zaman kârlı.

tilite) tavan yaptığı bir piyasada, denizcilik gibi doğası gereği riskli bir müşteri portföyüne, üstelik çoğu zaman belki de belli kredi maliyetleriyle alınmış yakıtı orta vadede bağlamak bu kadar kolay açıklanamaz. Büyük ve entegre gemi yakıt ikmal gruplarının yaptığı iş bence yatırım portföy yönetiminden farksız.

Ama gemi yakıt ikmalcileri nazarında bir kere imajınız sıkıntıya düştü mü, seyreyleyin o maliyetin artışını. Zaten marjları iyice daralmış olan yakıt ikmalcileri bir de vade riski ve batık riskiyle uğraşmak istemediğinden bu durum mantıklı görülebilir. Zaten sektör bu konulara çok aşina ama benim dikkati çekmek istediğim konu başka.

Ellerinde hepimizin dosyası var!

Aslında finansın ikincil olduğu bir iş kolunda, zamanla finansman prensipleri öne çıkmaya başladıysa, o işte de er ya da geç aynen finans sektöründe görülen prensipler, araçlar, stratejiler, hesaplar ve hatta kredi notları gibi mevhumlar sıklıkla görülmeye başlanır. Burada da öyle oldu, artık yakıt ikmal şirketleri armatörün ve operatörlerin en büyük kısa vadeli cari finansörleri haline geldi. Gemi yakıt şirketleri, armatörlere 30 ilâ 120 gün bazında ve kredibiliteleri ölçüsünde vadeli yakıt verebiliyor. Vadeli yakıt, yani bir nevi “veresiye defteri”… mi acaba? Petrol piyasası gibi oynaklığın (vola-

Yine muhtemelen çoğu armatör farkındadır ama ben tekrar dikkati çekmek istiyorum: küresel bazda gemi yakıt ticareti petrol ticaretinin mansap (downstream) ayağının sonlarında yer almakta. Ama petrol işinde “dış kapının mandalı” sayılsa da, gemi yakıt ikmali iş kolu petrol sektörüyle aynı dinamikler vasıtasıyla yönetilir ve armatörün her gün görüştüğü gemi yakıt brokerleri, aslında arka planda ciddi bir araştırma ve istihbarat ekibiyle desteklenir. Bu noktada da birkaç husus ve soru öne çıkıyor. İlk sorumuz şu: Armatör şirketleri kredibilite nezdinde profillerini iyileştirmeye ne kadar özen gösteriyor? İkinci sorumuz şu olabilir: Aynı şey Türk gemi yakıt ikmalcileri için de geçerli ise, yani dış tedarikçiler de benzer istihbarat sistemlerince hazırlanan raporlara göre yerel tedarikçilere destek veriyor ise, ikmalciler bu sistemi daha iyi kullanmak için neler düşünebilir? Ben Türk gemi yakıt ikmacilerinin profilinin hiç de kötü olduğunu düşünmüyorum. Hatta uluslararası alanda övgüye mazhar olduklarını da işitiyorum ama bu konuda naçizane başka bir fikrim var. O da şu: bizim müstesna gemi yakıt ikmal şirketlerimiz de bir istihbarat ve araştırma destek ağı oluşturabilir veya oluşturulmasına destek verebilir. Şu anda, küresel manada konuşursak, çok önemli şirketlerde ve çok kritik görevlerde Türk kredi müdürleri, brokerler hatta araştırmacı ve analistler çalışmakta. Tabii ki bu bahsettiğim istihbarat ve araştırma ağı sadece bu kredi müdürlerini ve analistleri işe almakla sınırlı olmayacak ve bir sistem oturtulması gerekecektir. Bu arada bununla doğrudan bağlantılı olarak şunu da söylemek gerekli, halihazırda dünyanın belki de en kaliteli gemi yakıtını yine dünyanın en sıkı kontrollerine tabi olarak satan Türk yakıt ikmalcileri işin finansman ve “trading” ayağında da öne çıkmaya bence bu sayede başlayabilir. Tabii ki bir anda olacak işler değil ama mantıklı çerçe-

vede kalındığı sürece bir ütopyadan da bahsetmiyoruz. “Engin… İngilizler, Danimarkalılar o işi senelerce önce halletmiş, geç bunları…” diyecekler de çıkabilir, olanları da saygıyla karşılamak lazım… Lâkin, İngiltere’de, Dubai’de koca koca şirketlerde o işleri şimdi Türkler, hem de “aslanlar gibi” yapıyor, merak edenler sorsunlar memnuniyetle birkaç isim veririm. Vermekteyiz, halihazırda, dünyaya şan… Yunanlı rakiplerimiz denizcilikte pek çok işte olduğu gibi bu işte de önümüze geçmiş durumda. Peki, ellerinde bizimkinden daha iyi petrol kaynakları ya da yüksek verimli rafinerileri mi var? Sadece Tüpraş grubunun yılık petrol işleme kapasitesi 27 milyon ton. Petkim de gelince 40 milyon tona yaklaşacağız, Yunanistan ise bunun ancak yarısında kalacak. Bir de 2020’yi ekleyelim resme… Rafinerilerimizde kapasite hususu olduğu kadar, giren petrolden elde edilen ürün dağılımının verimi de önemli. Yani birim ham petrolden en ince yakıttan petrokok kömürüne kadar her şeyi elde etmek ve artık yakıtı minimize etmek önemli. Türkiye’nin de çok düşük kükürtlü yakıtı Avrupa’daki rafineriler ayarında üretebileceğini düşünüyorum. Bu konuda danıştığım gemi yakıt tedarikçileri bu şekilde düşünüyor en azından. Bu daha az fuel oil daha çok ince yakıt demek olsa da, beraberinde belli oranda fırsatlar getiriyor. Özetle... Elimizde çok yoğun trafiğin geçtiği iki boğazımız, çok sağlam rafinerilerimiz, yurtiçi ve yurtdışında rüştünü ispat etmiş gemi yakıt ikmal uzmanı profesyonellerimiz var. İhtiyacımız olanlar ise, finansı ve bilgiyi öne çıkartan stratejik yaklaşım, ilgili araçlara hakim şirket yönetimleri ve bu yönetimlerin hem müşterilere hem de kendilerine katma değer yaratmanın yollarını araması. İkmal sektördekiler benden iyi bilir, arkasında büyük “trader” firmaların olduğu büyük yakıt şirketleri var. Haydi onlardan bir tane çıkartamayız diyelim, kabul. Ama onların kullandığı yaklaşımları kullanma kapasitemiz hem fiziksel hem de know-how olarak var, bu da ülkemizin olanaklarıyla ve konumuyla bölgesel liderler ortaya çıkartabileceğimizi bize söylüyor.

MAYIS - HAZİRAN 47


Article

“Why wouldn't a "Bunker giant" emerge from Turkey?

F

uel is a major cost category for shipowners and the fuel replenishment operations are becoming an extremely serious activity to finance working capital. The fuel, which is the biggest expense of the ships, can now be purchased with payment schedules that can be counted as really long. Higher creditworthy companies are able to get a long-term payment plan at low cost. On the other hand, those who pay in advance are always profitable. But once your credit rating has fallen in the eyes of ship refuelers, there will be a serious cost increase. This may seem reasonable, as the refuelers, whose margins have already narrowed down, do not want to deal with the risk of the long-term payment plans and the non-paying receivables. I do not think the credit profile of Turkish ship refuelers is bad at all. Moreover, I am observing that they are being praised internationally. But I have another humble idea in this regard: Our exceptional refueling companies can also create an

48 MAY - JUNE

intelligence and research support network or at least can provide support to the creation of such a network. At this moment at the global level, Turkish credit managers, brokers and even researchers and analysts are working at very important companies and at very critical positions. Of course, the intelligence and research network I am talking about will not be created just by hiring all these credit officers and analysts, and a system will need to be established. In the meantime, in direct connection with it, it is necessary to say this: As my opinion, Turkish refuelers, who are already selling the world’s finest quality ship fuel under the most stringent control protocols in the world, may start to stand out in the financing and trading fields of this business thusly. Of course, we are not talking about something that can be succeeded at once. But as long as we continue to stay in a reasonable frame, we are not talking about an unattainable utopia either.

We have the straits with very heavy sea traffic. We also have wellappointed refineries and highly specialized ship refueling professionals who proven themselves at home and abroad. What we need is to develop a strategic approach which is putting forward finance and knowledge, and to develop a way of corporate management that have full knowledge of related tools, and to find the ways for these corporate managements to create value for themselves and their customers. As those who do business in the supply sector know much better than me, there are big fuel companies who are being supported by big trade companies. Let’s say we can not establish one like them, I accept that. But we have the capacity to use the approaches they use, both physically and as know-how. And this fact tells us that we are certainly able to create regional leaders through the possibilities and the position of our country.


WORLDWIDE MARINE CHEMICALS SUPPLIER

WORLDWIDE MARINE LUBE OIL SUPPLIER


Söyleşi

SEMAR; farklılıklar ve yenilikler için değişim sürecinde Semar Marine Yönetim Kurulu Başkanı Semih Ege ile yaptığımız sohbette Semar’ın sektördeki mevcut konumunu, hedeflerini ve bu hedefler doğrultusunda atılan adımları masaya yatırdık. “Hedefimiz hep daha iyisini başarmak ve sektörümüze yenilikler getirmek. Kurulduğumuz günden itibaren ticari kazançlarımızdan ziyade sektörümüze getirebilecek olduğumuz yenilikler üzerine yoğunlaşıyoruz. Çok daha fazlasını hak eden, hedefleyen ve başarabilecek olan bir sektöre sahibiz. Potansiyelimizin üzerine çıkmamız gerekiyor” diyen Ege, çok daha profesyonel yapılanma için bir değişim süreci başlattıklarının altını çiziyor. Bu yapılanma ise önümüzdeki günlerde Semar’ın, hem hizmetlerinde farklılıklar yaratacak, hem de yenilikler getirecek…

50 MAYIS - HAZİRAN

Semar Marine Yönetim Kurulu Başkanı Semih Ege, Chairman of The Board

Sektöre 2007 yılında adım atan Semar Marine, 2014’te Türkiye pazarının %90 ile çalışmaya başlamıştı. Hızlı bir büyüme süreci yaşayan Semar Marine ’in bu başarısının altında yatan faktörlerden biraz bahsedelim mi? Bir numaralı faktör sunduğumuz ürünün kalitesi. Bunun ayrıcalık olması gerçeği maalesef üzücü. İşimizin doğasında, risk faktörlerini de göz önünde bulundurduğumuzda kaliteye maksimum önem verilmesi gerçeği yadsınıyor sektörümüzde. Bu bağlamda, son yıllarda tüm yatırımlarımızı ve iş ortaklıklarımızı, orijinal imalatçılar üzerine yoğunlaştırdık. Tabii ki burada yatan başka faktörlerde bulunuyor. Bunlar içerisinde, gerçekçi hedefler koymak ve bu hedeflere giden yolda uygun pozisyonlar almak. Kalitemizden ödün vermeden, şirket politikamıza uygun hizmet vermemiz, güven temelli bir iş anlayışıyla hareket ediyor olmamız da Semar’a avantaj kazandıran faktörler. Biz, sektöre girerken bir vizyon edindik kendimize, o da altyapımız ve sistemimizin örnek alınacak kadar profesyonel olmasıydı. Kurulduğumuz günden bu yana, her bir hamlemizi Semar’a yakışır şekilde yapıyor ve yapacak olmamız, en temel hedefimiz

olan uluslararası bir grup olma yolunda bize çok büyük katkılar sağlayacak. Semar olarak 2016’yı nasıl kapatıp 2017’yi nasıl girdiğinizi öğrenebilir miyiz? Sürdürmüş olduğumuz politikalarımızın doğruluğunu onaylayan ve hedeflerimiz doğrultusunda geçirdiğimiz 2016 senesi ardından 2017 için beklentilerimizin çok yüksek olduğunu ifade edebilirim. Yılın ilk çeyreğinde, coğrafi olarak içinde bulunduğumuz tüm olumsuz ve belirsiz koşullara rağmen hedeflerimize ulaşmış bulunmaktayız. Denizcilik dışında enerji sektörüne ve endüstriyel üretim fabrikalarına da hizmet veriyorsunuz. Bu alandaki ilerleme nasıl bir seyirde devam ediyor? Enerji sektörü bizim için cazibesini koruyor. Denizcilik sektörüne kıyasla daha sakin bir politika izlemekteyiz. Bu sektörde atacağımız adımları, alacağımız pozisyonları, zaman ve bu zaman içerisinde kat ettiğimiz yolu, en sağlıklı şekilde geçirmek belirleyecek. Konuşmak istediğimiz bir diğer konu da Entech Optima. 2014’teki röportajımızda gemi onarım sektörüne hizmet sunmaya yeni başlamıştınız.


www.7deniz.net <

Entech’in temelleri bu vesileyle mi atıldı? Bakım onarım sektöründeki algıyı değiştirip, kalite ve garanti koşullarımız ile birlikte yenilikçi bir vizyon koymaya çalışıyoruz. Müşterilerimiz nezdinde aldığımız sorumlulukların farkındalığı ve ENTECH ekibinin yaratmış olduğu teknik farklılıklar neticesinde sektörümüzün önde gelen kuruluşlarına hizmet vermekteyiz. Peki, Entech’teki yenilikler neler? Gemi inşa sektörü ile ilgili planlama içerisindeyiz. Özellikle yeni inşa pazarında dizayn ve ekipman tedariki konusunda faaliyetlerimize kısa süre içerisinde başlayacağız. Anlaşmalarımız şuanda imza aşamasında, kısa süre içerisinde lanse edeceğiz. Atölye imkânlarımızı da günümüz teknolojisini takip ederek geliştirme ve yenileme çalışmalarımız sürmekte. Hali hazırda tüm imkânlarımızı

maksimum seviyede kullanıyoruz fakat kendimize görev edindiğimiz yenilikçi politikalarımızı sürdürmek adına yatırımlarımıza da devam ediyoruz. Bünyemizde bulunan ve ülkemizde alternatifi olmayan yakıt ekipmanı yenileme atölyemizi de güçlendirmek ilk adımımız olacak. Devamında ise, atölyemizde kullanmakta olduğumuz ve OEM üreticiler tarafından tavsiye edilen teknolojiler ile birlikte atölye imkânlarımızı daha kapsamlı hale getireceğiz. Önümüzdeki döneme yönelik var mı yeni planlar? Globalleşiyoruz. Global olarak rekabet ettiğimiz grupların hemen hepsi Türkiye pazarında faaliyetlerini sürdürüyor. Aynı şekilde, biz de global olarak hareket etme kararı aldık. Bu durum farklı riskler taşıyor. İlk yaklaşımlarda karşılaştığımız ön yargıyı kısa süre içerisinde değiştirebildiğimizi görme ise bizi ayrıca memnun ediyor.

Semar Marin ve Entech Optima, bugün kendini nasıl görüyor ve değerlendiriyor, yarınlar için ise nasıl hazırlanıyor? Hedefimiz hep daha iyisini başarmak ve sektörümüze yenilikler getirmek. Kurulduğumuz günden itibaren ticari kazançlarımızdan ziyade sektörümüze getirebilecek olduğumuz yenilikler üzerine yoğunlaşıyoruz. Çok daha fazlasını hak eden, hedefleyen ve başarabilecek olan bir sektöre sahibiz. Potansiyelimizin üzerine çıkmamız gerekiyor. Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı? Grup yapılanmamızı daha profesyonel bir hale getirecek bir değişim sürecine başlamış bulunmaktayız. Bu değişim, vermiş olduğumuz hizmetlerin tamamında farklılık yaratacak yenilikler getirecek.

MAYIS - HAZİRAN 51


Interview

SEMAR; In the process of change for differences and innovations We talked about the current position of Semar in the sector, its goals and the steps taken towards these goals with Semar Marine Chairman Semih Ege. He underlines that they are launching a change process for much more professional structuring and says “Our goal is always to achieve better and bring sector-wide innovations. From the day we were founded, we focus on innovations that we can bring to the sector rather than our commercial gains. We have a sector that deserves and targets much more. It can be succeeded, but we need to go over our potential.� This new structuring will create differences in Semar's services as well as innovations in the coming days... Semar Marine stepped in the sector in 2007 and started to work with 90% of the whole Turkish market by the year of 2014. Should we talk a little bit about the factors underlying this success of Semar Marine, which is experiencing a rapid growth process? The number one factor is the quality of the product we offer. The fact that it

52 MAY - JUNE

is a privilege is sad, unfortunately. When we consider risk factors, we see that the nature of the work we are doing requires maximum attention to the quality of the work. But this fact can sometimes be denied in the sector. To overcome this, in recent years we have concentrated all of our investments and partnerships in original manufacturers. Apart from maritime, you are also serving to the energy sector and industrial manufacturing factories. How is progress in these areas continuing? The energy sector keeps its appeal for us. We are pursuing a calmer policy than we did in the maritime sector. The steps and the positions we will take in this sector will be shaped in time. Another topic we want to talk about is Entech Optima. In our interview in 2014, you were just starting to serve the ship repair sector. Is Entech’s foundation laid on this occasion? We are trying to change the perception in the maintenance and repair sec-

tor and put an innovative vision together with our quality and warranty conditions. We provide service to the leading organizations of our industry in the light of the awareness of the responsibilities and the technical differences created by the ENTECH team. Are there new plans for the next year? We are getting globalized. Almost all the groups we compete globally continue to operate in the Turkish market. Likewise, we also decided to act globally. This poses different risks. We are also pleased to see that we could change the prejudice that we initially encountered in a short time. Finally, is there anything you want to add? We have started a process of change that will make our group more professional. This change will bring innovation that will make a difference in all of the services we have given.



Makale

Sanal oyunlar, gerçek tehlikeler… G

eride bıraktığımız sene içerisindeki yazılarımdan birinde yeni nesil yerden kumanda edilebilen, insansız hava araçlarının “Drone” gemiler için tehdit oluşturabileceğini, önde gelen küresel, büyük bir denizcilik şirketinin isteği üzerine Amerikan Sahil Güvenlik kurumu ile yaptığım toplantılar sonrasında Amerika’da dahi bu konuda kanunda açıklar olduğundan bahsetmiştim. Bu yıl içerisinde Türkiye bu konuya önem verdi ve birtakım kanunları hayata geçirdi. Bu kanunların denizcilik sektöründe incelenip gemilerin güvenlik manuellerinin güncellenmesi gerektiği, bir kaza veya saldırı olmadan önce bir kez daha önemle tekrarlıyorum. Kilolarca ağırlık taşıyabilen bu hava araçlarının güvenli şekilde indirilmesi veya tehlike arz eden hava araçlarının bertaraf edilme yöntemleri acil bir şekilde araştırılmalı ve uygulamaya geçirilmelidir.

Kubilay Ulucan GAC Shipping (USA) Yönetici Manager of GAC Shipping (USA)

54 MAYIS - HAZİRAN

Gelecek zamanın savaşları daha acımasız olacak Bu gözle görülebilen tehlikenin dı-

şında, bir de görünmeyen tehlikeler artık hayatımızda mevcut. Dünya tarihinde savaşlar, yakın tarihe kadar orduların göğüs göğüsse çatışmaları şeklinde cereyan etmişti. Yaşadığımız dünyada savaşları legal ülkeler, illegal ve hatta legal örgütler üzerinden maşalar kullanarak, kendilerini ve isimlerini hiç yıpratmadan yürütmekteler. Gelecek zamanın savaşları ise daha acıması bir hal alacak ve ülkeleri kendi insanları ile vurmaya başlayacaklar. Toplu halde, anlık kontrol ile hareket ettirilecek bu insan toplulukları kendi ülkeleri içerisinde dışarıdan kontrol edilerek, dilendiği şekilde yönlendirilecekler. Masumane kaynağı

oyunlar

tehlikenin

“Pokemon go” türü masumane oyunlar tam da bu tehlikenin kaynağını teşkil etmekte. Daha önce Farmville veya savaş oyunları modüllerinde kullanıma sunulan oyun çeşidi şuanda Pokemon go kullanımı ile beyin kontrol sisteminin son halini almış durumda. Bu masum görünümlü, şirin oyun ile insanların zihni kontrolünün yapılma testlerinin ilk aşamasını yaşıyoruz sadece. Yakın zamanda Çin, bu oyunun ülkede oynanmasını yasakladı. Sebep olarak, casusluk faaliyetlerinde kullanılmasını gösterdi. Casusluk bu tür oyunların üretilmesindeki amaçlardan sadece bir tanesi.


www.7deniz.net < Pokemon go oyununun ilk çıkış aşamasında, tüm televizyonlarda, gazetelerde, sosyal medyada, insanlarımıza pompalanması, daha çok kişiye ulaşmasını sağlamak içinde. Şuanda neredeyse çevremizdeki herkesin çocukları tarafından bu oyunlar oynanmakta. Zihninizde tehlikenin boyutlarını anlayabilmeniz için bu oyunun ilk çıktığı zamanlarda yaşanan bazı olayları sizlere aktarmak istiyorum. Amerika’da ulusal bir TV kanalında diğer stüdyodan canlı yayın yapılıyor olduğunun farkına varamayacak derecede hipnoz olmuş şekilde ve Pokemon avlamak için kameranın önünden elinde telefonu ile gözlerini dahi kırpmadan canlı yayın kameralarının önünden kendisinin yönlendirildiği yönde ilerledi! Bu olayı, canlı olarak tüm Amerika şaşkınlıkla izledi. Daha sonra bu olay birçok haber kanalında sadece komik bir an olarak aksettirildi. Amerika’da birçok kullanıcı Pokemon avlamaları için gece geç saatlerde gönderildikleri suç oranı yüksek bir mahallede saldırıya, hatta cinayete maruz kaldılar! Yerel polis daha sonra açıklama yaparak, oyun kullanıcılarından tehlikeli sokaklarda geç saatlerde bulunmamalarını istedi. Ancak bu çağrı etkili olmadı. Evlerinin arka bahçesine komşu olan parkta Pokemon avlayan insanların gece gündüz kargaşa yaratmalarından dolayı mahalle sakinleri polise başvurdu! Polis 24 saat izleme yapması gerektiğinden bu

konuda yetersiz kaldığını açıkladı. En son vereceğim örnek ise gözlerinizi en çok açacak olan bence. Bu hafta sonu beraber yemek yediğim bir arkadaşım, oğlunun ve aynı yaştaki arkadaşının başına gelen olayı anlattı bana. Bu iki genç yakınlarındaki bir polis merkezine izinsiz, nereye girdiklerinin farkında olmadan ancak polis tarından uyarılmalarından sonra dahi ısrarla girdikleri için gözaltına alınmışlardı! Polis merkezine girmelerinin çevremde yaşadığım çevremizdeki tanıdığımız insanların dahi zihninin anlık olarak etki altına alınabildiğinin en etkileyici ve ürkütücü örneği idi benim için de. İnsanlar oyun aracılıyla kendilerine verilen komutları almakta, istenilen yere gitmekte, o bölgeden fotoğraf göndermekteler. Bu tehlike zihnin kontrol oyununun ilk ayağı sadece. Pokemon go oyun kurgucuları oyunun sonraki aşamasında oyunu oynayanların ellerindeki Pokemonları savaştıracaklarını söylediler! Bu adıma geçirildiğinde yaşanacak olayları eminim zihninizde canlandırabiliyorsunuzdur. Oyunların zihin kontrol seviyesi çok yüksek Milyonlara ulaşan bu tür oyunlar sayesinde zihinlerimiz şizofren hale getirecek ve yakın gelecekte casusluk yapabilecek, iç karışıklıklar çıkartabilecek, iş savaş başlatabilecek, suikastlar yaptı-

rabilecek. Milyonların aynı anda oyun merkezinden aldığı komutla, sistemin düşman gösterdiği yerler, insanlar imha edebilecek. Oyunların zihin kontrol seviyesi o kadar yüksek ki kendi evladınızdan dahi şiddet ve saldırı görme ihtimali mevcut hale getirebilir! Bazılarımız “Ülkemizde zaten bu tip işler (iç ayaklanma, terör, suikastlar, savaş girişimleri casusluk), legal ve illegal örgütler, gazeteciler, dernekler tarafından yapılmakta buna ne gerek var diyecekler”. Halihazırdaki sistem çok uzun süreli altyapı çalışması gerektiren, masraflı ve sonunda deşifre olması kaçınılmaz bir çalışma. Bu bahsettiğimiz sistem ise anlık değişebilecek ve yönlendirilebilecek her an kullanımı hazır, maliyetsiz bir çalışma şeklidir. Oyunların masumane taraflarından bakanların “Bu kadarı da çok fazla kurgu” diyeceğini biliyorum. Amerika’da okullara yapılan silahlı saldırıların tamamında saldırganların silahlı savaş oyunları oynadığını mahkeme ifadelerinden belirtmiş olması gerçeği bu gerçek tehlikeyi algılamamıza yetiyor maalesef! Kendimizin, çocuklarımızın ve de ülkemizin güvenliği için bu tür zihin kontrol oyunlarının oynanmadan önce dikkatle incelenmesini tavsiye ediyorum. Sağlıklı bir zihin, güvenli yarınlar diliyorum.

MAYIS - HAZİRAN 55


Article

I

Virtual games, real danger...

wrote in one of my articles in the year we left behind that new generation, ground-based controllable, unmanned aerial vehicles could pose a threat to the ships. I have also mentioned that at some meetings which held at the request of a leading global maritime company, I realized that they are security holes about this issue even in the United States. During this year, Turkey gave attention to this issue and some laws passed by. I would like to repeat once again that these laws should be examined in the maritime sector and the safety manuals of the vessels must be updated before an accident or attack. The methods of safely putting these weight-bearing aircraft down or disposing of a dangerous aircraft must be urgently investigated and put into practice.

The wars of the future will be more cruel Apart from this visible danger, there

56 MAY - JUNE

are also invisible dangers in our lives. In the history of the world, wars had taken place in the form of conflicts between the armies in the battlefield. The wars of the future will become more cruel, and the countries will begin to be struck with their own people. These groups of human beings, which will be acted collectively upon by instant control, will be controlled from abroad and guided in the direction of the one who holding the control. Innocent games are the source of danger “Pokemon go” type innocent games are precisely the source of this danger. With this innocent-looking, cute game, we are just experiencing the first phase of testing people’s mind control. Recently, China has banned this game from being played in the country. The reason was its use in espionage activities. Spying is just one of the purposes of producing such games.

The mind control level of these games is very high These kinds of games, which are reaching millions, will make our minds schizophrenic. And in this regard, they will be able to spy, to make internal conflicts, to start a civil war, to commit assassinations in the near future. With the command that millions have taken from the game center simultaneously, places and people indicated as enemies by the system will be destroyed. The level of mind control of games is so high that it can make it possible to be attacked by from your own son! I know that those who see games as very innocent things will say “this is too much fiction”. In America, in all of the armed attacks on schools, the attackers told in court statements that they played gun-fighting games. This fact should be enough to see the danger! For the safety of ourselves, our children and our country, before starting to play, I recommend that these types of mind control games must be carefully examined. I wish you all a healthy mind and a safe future.



Gemi İnşa

Römorkörün dünya üreticisi Sanmar

Sanmar Tersaneleri, ihracattaki başarılı profilinden dolayı sektörün yakından tanıdığı firmalar arasında geliyor. Sanmar Tersaneleri Yönetim Kurulu Üyesi ve Projeler Direktörü Makine Mühendisi Ali Gürün ile bir araya geldik ve geçmişten günümüze uzanan bir sohbet gerçekleştirdik. Türkiye’nin ilk römorkörünü 1989’da yaptık “41 sene önce kurulan firmamız, 18 yıl boyunca BOTAŞ boru hatlarındaki römorkör hizmetini yaptıktan sonra, yeni inşa teknelerde teknik danışmanlık yaptı. Uzun yıllara dayanan şirket geçmişimize şöyle bir göz atarsak 89 yılında Türkiye’nin ilk özel römorkörünü yapan firma olduğumuzu gururla ifade etmek isterim” diyerek sözlerine başlayan Sanmar Tersaneleri Yönetim Kurulu Üyesi ve projeler Direktörü Makine Mühendisi Ali Gürün, özel klavuzluk ve römorkör hizmetlerine 1992 senesinde başladıklarını söylüyor. Dünyada LNG ile çalışan ilk römorkör de bize ait Bu tür hizmetlerin 1989’dan önce tamamen devlet firmaları tarafından verildiğini ifade eden Gürün, 20 sene boyunca özel gemiler inşa ettikten sonra tersane kurduklarını belirtiyor ve şöyle devam ediyor: “2012’de ofisimizi açtık, 2013 yılında ise Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikamızı faaliyete aldık. Dünyada LNG ile çalışan ilk römorkörü ise 2014’te yaptık ve Norveç’e ihraç ettik.” Profesyonel bir yönetim anlayışına sahibiz Özellikle 2000’li yılların başındaki hızlı büyüme süreci sonrasında Sanmar’ın 2015 yılında Altınova’da tersane kurduğunun altını çizen Gürün, “ Tersanenin ikinci kısmını 2016’da devreye aldık. Hala bir aile firması olmakla beraber çok profesyonel bir yönetim anlayışına sahibiz. Geçmişten günümüze çizdiğimiz bu başarılı tablonun arkasında da bu faktörün yadsınamaz etkisi olduğunu düşünüyorum” diyor. Dünyanın sayılı üreticilerinden biriyiz “En genç filoya biz sahibiz. Gemi ihracatında, 2009, 2010, 2014 ve 2015 yıllarında ikinci sırada yer aldık. 2013’te üçüncü en büyük gemi ihracatçısıydık. Bu sıralama ihracat bazında. Adetsel bazda büyük ihtimalle ilk sıra bize ait. Gururla ifade ede-

58 MAYIS - HAZİRAN

Sanmar Tersaneleri Yönetim Kurulu Üyesi ve Projeler Direktörü Makine Mühendisi Ali Gürün, Member of the Board of Directors of Sanmar Shipyards and Projects Director


www.7deniz.net <

bilirim ki dünyanın sayılı römorkör üreticilerinden biriyiz ve Türkiye’nin de en fazla römorkör üretimi bizde. 2014’te 25 gemi teslim ettik. Bu yaklaşık 15 günde bir gemi teslim etmek demek” diyen Gürün, Sanmar’ın aynı zamanda kılavuzluk hizmetleri, çevre kirliliği alanında acil müdahale hizmeti de verdiğini açıklıyor. Römorkörlerimizi dünyada denizci olarak bilinen ülkelere gönderiyoruz 16 römorköre sahip olan Sanmar’ın sahip olduğu römorkörlerin yaş ortalamasının 3’ün altında olduğunu söyleyen Gürün, “Bizim bildiğimiz kadarıyla 3 yaşın altında filosu olan başka bir firma bulunmuyor. Bu Türkiye dinamizmine çok güzel bir örnek. Dünyada denizci olarak bilinen ülkelere römorkörü biz ihraç ediyoruz. Türkiye’yi kenarda tutup, 2014 yılına şöyle bir göz atarsak, Norveç, Mozambik, Peru, İtalya, Avustralya’ya ihracat gerçekleştirdiğimizi söyleye-

bilirim. 2015’te ise Hollanda, Avustralya, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, İtalya ve Sri Lanka aklıma ilk gelen ülkeler arasında geliyor” diyor. Sanmar Hakkında: İnovatif ve kalite odaklı yapısı ile römorkör inşasında dünyanın en büyük 10 şirketi arasına girmeyi başaran Sanmar, sektöre giriş yaptığı römorkör işletmeciliği ve kılavuzluk hizmetlerinde de hızlı bir büyüme sürecinde bir şirket. Bugüne kadar 11 limanda romorkör ve/veya kılavuzluk hizmeti veren Sanmar, şu anda da Toros Tarım Ceyhan Terminali, Toros Tarım Samsun Terminali, Mersin Uluslarası Limanı, Eren Çatalağzı Zonguldak Limanı, TDİ Tekirdağ Limanı, Petkim Aliağa Limanı ve Yeşilovacık Limanı olmak üzere 7 ayrı limanda 16 römorkörle hizmet veriyor. Bunlara ek olarak Bulgaristan’da Varna Limanı, Almanya’da yine iki küçük limanda ‘joint venture’ yaptığı şirketlerle römorkör hizmeti sunuyor.

MAYIS - HAZİRAN 59


Shipbuilding

World-wide tugboat producer Sanmar Sanmar Shipyards are among the most well-known companies in the industry due to their successful export profile. We met with the Mechanical Engineer Ali Gürün, a member of the Board of Directors of Sanmar Shipyards and Projects Director, and we made a conversation from the past to today.

We built Turkey’s first tugboat in 1989. Ali Gürün, a member of the Board of Directors of Sanmar Shipyards and Projects Director started said “our company, founded 41 years ago, has been a technical consultant for newly built boats after 18 years of tugboat service on the BOTAŞ pipelines. I would like to proudly say that we are the company that built Turkey’s first private tugboat in 1989.” He says that they started their private guiding and tugboat services in 1992. The first tugboat working with LNG in the world belongs to us Gürün expressed that such services were provided entirely by state firms before 1989 and he stated that they have built a shipyard after building special vessels for 20 years. He continued as follows: “We opened our office in 2012 and our factory located at the Tuzla Organized Industrial Zone in 2013. We

60 MAY - JUNE

built the very first tugboat working with LNG in the world in 2014 and exported it to Norway. We have a professional management approach Gürün, underlining the fact that Sanmar established a shipyard in Altinova in 2015 especially after the rapid growth process in the early 2000s, says “we activated the second part of the shipyard in 2016. We are still a family business. But we also have a very professional approach.” We are one of the world’s leading producers “I can proudly say that we are the number one tug producer in Turkey and one of the leading producers in the world. We delivered 25 ships in 2014. This means delivering a ship about every 15 days” says Gürün, who also points out that Sanmar is also providing guidance services and emergency response services in the case of an environmental pollution.



Laboratuvar

MOSTLAB Laboratuvar Hizmetleri Genel Müdürü Tarık Durmuş

Denizcilik sektörünün doğru adresi MOSTLAB

Sanmar Denizcilik ve Armada Danışmanlık firmalarının iş birlikteliği neticesinde 2014 yılının Kasım ayında kurulan MOSTLAB Laboratuvar Hizmetleri, Türk Akreditasyon Kurulu tarafından akredite edilmiş bir laboratuvar. Denizcilik sektöründeki firmalara emisyon ölçümleri, iş güvenliği ölçümleri, deniz suyu analizlerinde yoğun olarak hizmet veren MOSTLAB Laboratuvar Hizmetleri Genel Müdürü Tarık Durmuş’u taşıdık satırlarımıza…

62 MAYIS - HAZİRAN


www.7deniz.net < Sahip olduğumuz en modern cihazlarla en hızlı hizmeti sunuyoruz MOSTLAB’ın Sanmar Denizcilik ve Armada Danışmanlık işbirliği ile 2014 yılının Kasım’ında kurulduğunu belirterek sözlerine başlayan Genel Müdür Tarık Durmuş, “ Türk Akreditasyon Kurumundan akredite olmuş, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan laboratuvar yetkisi almış bir kuruluşuz. Mevcut altyapısında kullanılan cihazların tamamı sektörün en iyi ve en modern cihazlarıdır. Ayrıca cihazların hepsinde otomatik örnekleyiciler mevcut. Bu şu anlama geliyor; 100’ün üzerindeki numuneyi peş peşe değerlendirebiliyoruz. Bu da bizim çok hızlı hizmet sunmamızı sağlıyor” diyor. Türkiye’de ilk 5’teyiz Durmuş, Denizcilik sektöründeki firmalara; emisyon ölçümleri, iş güvenliği ölçümleri, deniz suyu analizleri, atık ve atık yağ analizlerinde yoğun olarak hizmet verdiklerini ifade ediyor. “Türkiye’de ilk 5’te yer aldığımızı çok rahat söyleyebilirim. Öncelikle çok fazla alanda ölçüm yapabiliyoruz; emisyon, imisyon, su, atıksu, çevresel titreşim, deniz suyu, toprak, sediman, biota, arıtma çamuru, atık, atık yağ, izolasyon sıvıları, İSG gibi. Ayrıca, dönemsel olarak balık çiftliklerinin analizleri mevcut. Bu dönemsel çalışmalarda

da deniz suyu, sediman ve biota analizlerinde sektöre hizmet verebiliyoruz.” diyen Durmuş, Gebze Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü, Birlik Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü gibi ülkemizin güzide sanayi bölgeleri ile uzun süreli anlaşmalarımız bulunmakla beraber Türkiye’nin önde gelen kuruluşları da referans listemizde yer almaktadır” açıklamasını yapıyor.

ları ile çalışıyoruz. Esasen yeni bir firma için böyle kurumlarla çalışmak zor. Biz düzgün iş yaptığımızı kısa sürede kanıtladığımız için büyük firmalarla çalışıyoruz. Bunu da her ay başarı grafiğimizi bir basamak yukarı çekerek yapıyoruz. MOSTLAB olarak kendimizi denizcilik sektöründeki firmalar için en doğru adres ve en doğru tercih olarak görüyoruz”.

Akredite olmuş bir laboratuvarız Türk Akreditasyon Kurulu’ndan akredite olmuş bir laboratuvar olduklarının altını çizen Durmuş, “Bunun en önemli noktası; dünyaya hizmet edebilecek bir kuruluş olmamız. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Çalışma ve sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan aldığımız yetkilerle ulusal anlamda ölçüm analizleri zaten yapabiliyoruz. Bizim amacımız uluslararası alanda hizmet verebilmek. Bunun içinde yurt dışından gelen talepleri de değerlendiriyoruz. Görüşme aşamasında olduğumuz yurt dışı firmaları bulunuyor” diyor. İşimizi düzgün ve doğru yapıyoruz “Bizim için sektördeki firmaların çevre ölçümü veya iş güvenliği ölçümü yaptıracağını bilmesi yeterli. Onlardan bir parametre seçmelerini veya teknik detay vermelerini beklemiyoruz. Bu alandaki teknik ekibimiz gerekli tespitleri yapıyor” diyen Durmuş, henüz çok yeni bir kuruluş olmalarına rağmen doğru ve düzgün iş yapmalarının yansımalarını hissettiklerini belirtiyor ve şöyle devam ediyor “Şuanda ülkemizin önde gelen kuruluş-

MAYIS - HAZİRAN 63


Laboratory

The right address for the maritime industry is MOSTLAB MOSTLAB Laboratory Services, established in November 2014 as a result of the cooperation of Sanmar Shipping and Armada Consultancy, is a laboratory accredited by the Turkish Accreditation Board. We interviewed Tarık Durmuş, General Manager of MOSTLAB Laboratory Services, which is an intensive service provider in the fields of emissions measurement, business safety measurement and seawater analysis in the maritime sector. Tarık Durmuş, General Manager of MOSTLAB Laboratory Services

We provide the fastest service with the most modern devices we have General Manager Tarık Durmuş, who stated that MOSTLAB was established in cooperation with Sanmar Shipping and Armada Consultancy in November 2014, said “we are an institution accredited by the Turkish Accreditation Agency and a laboratory authorized by the Ministry of Environment and Urbanization and the Ministry of Labor and Social Security. All of the devices used in the existing infrastructure of our laboratory are the best and the most modern devices of the sector. There are also automatic samplers available on all devices.” We are in the top 5 in Turkey Durmuş emphasizes that they are serving intensively in the maritime industry in the fields of emission measurement, business safety measurement, sea water analysis, waste and waste oil analysis. “I can say very well that we are in the top 5 in Turkey. First of all, we can measure in a wide range of fields such as emission, imitation, water, wastewater, environmental vibration, sea water, soil, sediment, biota, sewage sludge, waste, waste oil, insulation fluids, OHS. We also periodically analyze fish farms.” Durmuş said, “we have long-term agreements with the leading industrial zones of our country like Gebze Organized Industry Zone Directorate and Birlik Organized Industry Zone Directorate. Moreover, Turkey’s leading organizations are also included in our reference list.” We are an accredited laboratory Durmuş underlined that they are an accredited laboratory from the Turkish Accreditation Board and said “we are working with big companies because we have proved in a short time that we do business properly. We do this every month by pulling our success chart one step up. As MOSTLAB, we regard ourselves as the right address and the right choice for companies in the maritime sector.

64 MAY - JUNE


“ÜLKEMİZİN HEM KARA, HEM DENİZ, HEM HAVA SINIR KAPISI OLAN TEK LİMANI”

HOPAPORT

“Biz ülkemizin geleceği için çalışıyoruz” 1346 M. RIHTIM KAPALI ALAN :18.220 m2 AÇIK ALAN :102.462 m2 TAHIL DEPOLAMA :10.000 ton TANK TERMİNALI :38.000 m3 ÇİMENTO TERMİNALİ :8.300 ton HER TÜRLÜ ELLEÇLEMEYE UYGUN MAKİNE PARKI

HOPAPORT PARK DENİZCİLİK VE HOPA LİMAN İŞLETMELERİ A.Ş. Ortahopa Mah. Liman Cad. 08600 - Hopa / Artvin • Tel:+90 466.3512259 • Fax:+90 466.3514791 E-mail:hopaport@hopaport.com.tr • Web: www.hopaport.com.tr • /Hopaport • /HOPAPORT


Bunker

Emerson çözümleri: “Zaman eşittir kazanç”

“Bunker sektöründe zaman eşittir kazanç. Bu formülü çok iyi biliyoruz. Bu sebeple sunduğumuz Emerson Akış Ölçüm Sistemleri’mizle müşterilerimizin yaptıkları işi doğru yapıp yapmadıklarına odaklanmıyoruz; bilakis onlara doğru yaptıkları işte teknolojinin maksimum faydalarını sunarak; zaman, iş potansiyeli ve güvenlik kazandırmayı hedefliyoruz.” diyen Emerson Satış Müdürü Cihan Hatipoğlu ile sektöre ve Emerson’un sunduğu çözümlere dair bir söyleşi gerçekleştirdik. Emerson Satış Müdürü Cihan Hatipoğlu

Sohbetimize Emerson’a ait genel bilgileri alarak başlayalım mı? Bilindiği üzere Emerson 1890’da St. Louis, Missouri’de kurulmuş, bugün ise New York borsasında işlem gören lider bir şirket. Bu büyümesindeki en önemli faktörlerden biri, kendi bünyesine kattığı inovatif markalardır. Örneğin marin sektöründe herkesin bildiği eski ismi ile Saab, yeni ismi ile Rosemount Tank Radar. Radar seviye ölçüm sistemini bulan firma olan Saab’ın Emerson bünyesine dahil

66 MAYIS - HAZİRAN

olması 1976’da gerçekleşmiştir. Benzer şekilde Emerson bünyesinde sayabileceğimiz daha birçok marka bulunmaktadır. Diğer taraftan 2016 yılı rakamlarına göre 14.5 milyar dolarlık satışı, 74 bini aşkın çalışanı, 155 farklı lokasyonda üretim fabrikası ve sadece 2016 yılında 1800’den fazla dünya çapında patent ile ödüllendirilmiş bir şirketi konuşuyoruz. Otomasyon dünyasına ait, karada, denizde, havada akla gelebilecek her türlü çözümleri sunan bir şirketiz.

Marine Solutions grubu, Emerson’da nasıl bir konumlandırmaya sahip? Son dönemde yepyeni bir yapılanmaya gidildi. Emerson bünyesinde önceden 5 ana birim varken bu rakam 2’ye indirildi. Bu yeni yapılanmanın temelinde müşterilerimize sunduğumuz kolaylık yatıyor. Farklı markalar, farklı isimler, farklı birimlerin müşteri nezdinde karışıklığa neden olduğu kanaati hakimdi. Bu sebeple iki birime ayrıldık. Biri Emerson Automation Solutions, diğeri de Emer-


www.7deniz.net <

son Commercial & Residential Solutions. Marine Solutions grubumuz ise Emerson Automation Solutions’ın önemli bir parçası. Peki, bu yeni yapılanma hangi avantajları beraberinde getirdi? Geçmişte farklı ülkelerdeki, farklı Emerson satış ofisleri marin sektörüne ait projelerde çalışıyordu. Ancak, bu bazı durumlarda işin doğası gereği bir takım sıkıntılara neden oluyordu. Örnek vermek gerekirse, Türk bir armatörün Uzak Doğu’da bir gemi yaptırdığını düşünün. O gemi dünyanın dört bir yanına seyir etti-

“Otomasyon dünyasına ait, karada, denizde, havada akla gelebilecek her türlü çözümleri sunan bir şirketiz”

ğinde o gemiyle “Uzak Doğu’daki Emerson ofisi mi ilgilenecek yoksa gemi seyir halinde hangi noktada ise oradaki Emerson ofisi mi ilgilenecek?” kısmı karışıktı. Yeni yapılanmayla birlikte bu sıkıntılar ortadan kalktı. Sektöre hizmet veren tüm birimler Marin Solutions grubu altında bir araya getirildi ve müşterilerimize sunduğumuz tüm çözümler tek bir merkezden yürütülüp, maksimum hızla yapılır hale geldi. Artık kararları çok daha hızlı alabiliyor, müşterilerimize çok daha iyi ve sağlıklı hizmet sunabiliyoruz. Ayrıca yeni yapılanmamızla birlikte çözümlerimize ait her türlü yedek parça ve servis hizmeti için global bir veri tabanı oluşturduk. Şu anda her çeşit gemi ve off-shore platformlarında akla gelebilecek her türlü otomasyon çözümümüz bünyemizde mevcut. Oldukça kapsamlı çözümler sunmanızın size kazanımları neler oldu? Emerson, çok uzun yıllardan beri fir-

“Bunker sektöründe zaman eşittir kazanç. Bu formülü çok iyi biliyoruz” ma imajı olarak elit bir kategoride yer alıyor. Sahip olduğu bu yeri de attığı adımlar, sektöre getirdiği yeniliklerle koruyor. Şirketin bakış açısı, vizyonu, stratejileri, farklı farklı alanlara hizmet sunmanın ötesinde… Konusunda uzmanlaşma, en iyi çözüm ve en iyi hizmeti sunma noktalarında sürekli kendini geliştiriyor. Biliyoruz ki otomasyon dünyasında odak nokta; sadece ürün satmaktan ibaret olursa, ufukta uzun vadeli bir gelecek düşünmek imkansız. Biz, sürekli yenilikçi çözümleri sunmayı ilke edinmiş bir şirketiz. Sektörü, en az müşterilerimiz kadar iyi bilmemiz gerektiğine inanıyoruz. Bu konuda sürekli bir uzmanlaşma çabamız var. Açıkçası ucu bucağı olmayan bir konudan

MAYIS - HAZİRAN 67


Bunker bahsediyoruz. Bu alanda öğrenmenin de bir sonunun olmadığının bilincindeyiz. Emerson’un Türkiye’de ilerleyişi nasıl bir seyir izliyor? Bu sorunuzu sektörde edindiğim izlenimler çerçevesinde cevaplayacağım; 2012 senesinden bu yana bunker firmalarına akış ölçüm sistemlerinin sağladığı avantajları anlatmaya çalışıyorum. 20122014 yılları arasında aldığım tepkilerle, 2014 sonrasından bugüne aldığım tepkiler arasında çok büyük farklar var. Açıkça ifade edebilirim ki, ilk başlarda aldığım tepkiler negatif yönlüydü. Zamanla, bu tepkiler daha olumlu hale gelmeye başladı. Şu an öyle bir noktaya geldik ki bakış açısı nerdeyse %100 pozitif ama yatırımı şimdi yapıp yapmama konusunda bir kararsızlık var. Türkiye’de akış ölçüm sistemini kullanmayı kendisi isteyen ve bu konuda ilk adımı atarak vizyoner bir profil sergileyen CYE Petrol oldu ama bu adımı atmaya yakın olan birçok firma daha olduğunu düşünüyorum.

68 MAYIS - HAZİRAN

Akış ölçüm sistemimizin müşterilerimize, müşterilerimizin de kendi müşterilerine sağladığı çok büyük avantajlar mevcut. Maliyet, göz önünde tutulan unsurlardan biri lakin, neye göre, kime göre yüksek? Bunlar bir ömürlük sistemler ve yatırım geri kazancı sayılı aylardan ibaret. Bu sistemi kullanan CYE Petrol’den 2014’ten beri tek bir şikayet bildirimi almadık. Bahsettiğimiz ölçüm prensibi 1977’de otomasyon dünyasına sunduğumuz, kendini kanıtlamış ve günümüzdeki en hassas ve güvenilir metottur. Karadaki projelerde çok uzun yıllardır kullanılmaktadır. Biz çözümümüzü anlatırken, 2010’lu yıllarında başında bunker sektöründe maalesef yanlış bir algı oluştu. “Ben dürüstüm, ben zaten işimi doğru yapıyorum.” tepkisi ile sisteme karşı negatif bir tutum sergilendi. Ancak mevzu asla bu değildi. Bizim sunduğumuz çözüm öncelikle çok ciddi bir operasyon zamanı ve güvenliği kazandırıyor. Bunker sektöründe zaman eşittir kazanç. Bu formülü

“Biliyoruz ki otomasyon dünyasında odak nokta; sadece ürün satmaktan ibaret olursa, ufukta uzun vadeli bir gelecek düşünmek imkansız” çok iyi biliyoruz. Bu sebeple sunduğumuz Emerson akış ölçüm sistemlerimizle müşterilerimizin yaptıkları işi doğru yapıp yapmadıklarına odaklanmıyoruz. Bilakis onlara doğru yaptıkları işte teknolojinin maksimum faydalarını sunarak; zaman, iş potansiyeli ve güvenlik kazandırmayı hedefliyoruz. Şunu da söylemeliyim ki bu algının kırılmış olması bizi en mutlu eden hususlardan biri. Umuyorum ki bu yatırımlar Türkiye’mizin bunker pazarında yakın gelecekte en çok tercih edilen global merkez olmasına katkı sağlar.



Değerlendirme

Fuarlar bize hangi dersleri verdi? Ü lkemizde denizcilik sektörümüzün iki senede bir yaptığı fuar ve tanıtım organizasyonları bu yılın ilk çeyreğinde gerçekleşti. Malumunuz, Mart ve Nisan aylarındaki iki önemli denizcilik organizasyonu, aralarında 10 kilometre mesafe bulunan Pendik ve Tuzla’da birer hafta arayla yapıldı.

Ömür Karataş Ortech Marine Genel Müdürü Mühendis Ortech Marine General Manager

70 MAYIS - HAZİRAN

Her iki fuarın katılımcılarına şöyle bir göz atarsak, yabancı ekipman temsilcilikleri ile yabancı marka satıcılarının katılımının ağır olduğunu görüyoruz. Yerli sanayi ve üreticinin yok denecek kadar az olması, her iki fuar organizasyonunun birbirini takip edecek şekilde yapılmasında kaynaklı. Fuara gelen ziyaretçilere ülke dışından getirilen makine ve ekipmanları gururla sergileyen yerli temsilci firmalar; yerli çalgı ve müzik eşliğinde yabancı konuk ve misafirlerini ağırladılar.

Yerli üreticilerin kabusu, yabancı yatırımcı için ıslık niteliğinde Fuar kültürü, en çok endüstriyel sanayide iddia oluşturduğu halde deniz sanayinde sadece dışa bağımlı olmasının arkasında, uluslararası sıkı kural ve yaptırımların bilinememesinden kaynaklanmaktadır. Gemiler ve deniz araçlarında kullanılan ekipmanlar özel denetim ve sertifika içermediği sürece gemilere montajı ve kabulü mümkün gözükmediği düşünülmektedir. Bu yaklaşım standart ve tip onay sertifikaları ile doğrulanmaktadır. Bu nedenle yerli sanayici ürün ve ekipmanlarını deniz sanayinde satışında oldukça çekingen davranmaktadır. Özellikle yabancı üreticilerin makine ve ekipmanlarını sattıktan sonra keyifle ellerini ovuşturarak bekledikleri yedek parça ve servis hizmetleri bire bin kazandırdığı halde yerli üretici için kabus ve korkulu rüya haline dönüşmektedir. Yerli üreticilerin ise gemi; Gana ya gittiğinde orada nasıl servis veririm, servis veremez isem geminin bekleme masraflarını nasıl karşılarım, ömür boyu biriktirdiğim varımı yoğumu yatırdığım üretim tesisimi elimden alırlar korkusu, yabancı üreticiler için bir ıslık karşılığıdır.


www.7deniz.net < Servis organizasyonu dünya çapında kalktı Şöyle ki dünya çapında servis organizasyonu bile yapılmıyor artık. Lokal temsilci firmalara servis yetkisi bile vermiyorlar. Merkez ofislerinden tüm servis organizasyonlarını yönlendiriyorlar. Servise çıkmadan önce, yaklaşık bir hafta servis ücreti ve konaklama transfer masrafları karşılığı teminatı önceden ödetiyorlar. Servis mühendisi merkez ofisten çıktığı saatten itibaren servis saati yazmaya başlıyor. Uçak bileti, otel, araç ve yemek maliyeti servisi talep eden firmaya yazılıyor. Fazla mesai, hafta tatili (cumartesi dahil) iki misli alınıyor. Bütün bunların yanı sıra yedek parça için stokta yoksa üç ay süre istiyor, servis planlaması için acil kavramı yok, planlamada boşluk varsa gönderiyor. Gemi beklemiş yolda kalmış, garantiden onarımmış, hiçbir endişe ve telaşları yok! Gemi işletmecisi ya da teknik yönetimi; başının çaresine bakabilirse ne ala, aksi taktirde servis ve yedek parçayı beklemek ve oluşan masrafı ödemek zorundadır. Özellikle yabancı üreticiler, yerli üreticilerin korkulu rü-

yası olan servis organizasyonu ve yedek parçadan çok iyi para kazanmaktadırlar. Yerli sanayici sektöre ekipman üretmek istemiyor İkinci sorun ise, standart ve tip onay sertifikası; yerli sanayicilerde olduğu kadar gemi inşa sektöründe gemi işletmecisinde ve gemi sahibinde takıntı ve korku yaratarak, aman gemi yolda kalır sigortadan teminat alamaz kaygıları yabancı üreticinin ekmeğine yağ sürmektedir. Çin, Güney Kore, Hindistan, Bengladeş bile artık denizde kullanılacak ekipman ve teçhizatı güvenle sertifikası ile üretirken bizde oldukça sıkıntılı süreç içermekte yerli sanayici denize ekipman üretmek istememektedir. Yerli üreticiler, çok daha kaliteli ekipman üretse dahi Yabancı Survey kuruluşlarınca karşılarına çıkartılan sertifika maliyet ve dayatmaları; ekipman maliyetini misli misli aşmaktadır. Yerli sanayinin denizde boy göstermesi için destek şart Bu sorunları aşmak için yerli üretici firmalara denize yönelik sertifika ve servis hizmetleri için danışman ve tip onay sertifikaları için devletin ya da ticari organizasyonlarca hibe desteği verilmesi, yerli sanayinin denizde boy göstermesi için çok iyi bir başlangıç olacaktır. Yeri gelmişken bir anımı paylaşmak isterim: Konteyner taşımacılığı yapan bir firmanın gemilerine Tuzla’da bir tersanede bow thruster montajı yapılıyordu. Malzeme tedarik planlaması yapılırken küçük bir ayrıntıyı gözden kaçırmışlar, Bow thruster mahallinin sintine pompasının siparişini vermeyi unutmuşlardı. Telaşla bana gelerek Bow thruster mahalli için zorunlu olan sintine pompasını bulup bulamayacağımı sorduklarında, yarın gönderirim dedim. Kalitesini bildiğim yerli üreticiden alıp, gemiye gönderdim ve yerine monte ettiler. Plan onay uygunluğu için surveyör kontrolünde, pompa üzerindeki etiketteki okuyarak firmayı arayan Surveyor; üretici firma yetkilisine pompanın standardını sorduğunda üretici heyecanla pompasını başka markalar ile karıştırılmamasını kendi

ürettiği pompanın özel ve kaliteli olduğunu savunduğunu, beni arayıp pompayı nereden aldınız üretici pompanın standardından haberi yok dediğinde, bir şeylerin yanlış anlaşılmış olabileceğini söyledim. Üretici ile görüştüğümde, göndermiş olduğu pompa denizde kullanılmaya elverişli tüm özellikleri taşıdığı halde sadece sertifikasının olmadığı nedenle Surveyor firmadan imalatın ve proseslerin kontrol edilerek, sertifika işlemini tamamlanmasını istedim. Sertifikalı malzeme teminindeki olumsuz bir durumu fırsata çevirerek, Üretici ve Surveyor kuruluşu yaptığımız işbirliği çalışması neticesinde, denizde kullanılmaya elverişli sertifikalı yerli bir ürünü daha deniz piyasasına kazandırmış olduk. Çözüm için hep birlikte masaya oturmalıyız Gemi inşa planlamalarında yapılan ekipman listeleri tamamen sörvey kuruluşlarının onayı olmadan malzeme ve ekipman alımına gidilememektedir. Endüstriye yönelik iç piyasadaki ürünlerini, deniz piyasası ile buluşturacak ve sorunları ortaya dökecek bir çalıştay yapılması üretici firmaları ve kamu ve sivil toplum örgütlerini yapılabilirlik ve ihtiyaçlara yönelik analiz çalışmaları ile ekonomiye kazandırmak mümkün olacaktır. Ar-Ge’siz olmaz, olamaz Doksanlı yıllarda Türk endüstrisinde kalite imajını sanayiye yerleştirenler endüstri mühendisleri olmuştur. Bugünün sanayideki kaliteli çalışmaları onların analiz çalışmaları sonucu Ar-Ge kuruluş ve organizasyonlarını ortaya çıkarmıştır. Deniz sanayin de yok denecek kadar az olan Ar-Ge çalışmalarının geliştirilmesi; endüstri sanayindeki süreçleri yaşamadan tip onay sertifikalarının deniz endüstrisine uyarlanması için yapılacak çalışmaların desteklenmesi ve Ar-Ge kapsamına alınması Türk deniz endüstrisine önemli bir ivme kazandıracaktır.

MAYIS - HAZİRAN 71


Evaluation

What lessons did the fairs give us? T he fairs and promotional organizations that are being done biennially by the maritime industry in our country was held in the first quarter of the year. As you know, within two successive weeks in the months of March and April, two important maritime organizations were held in Pendik and Tuzla, 10 kilometers apart from each other.

If we take a look at the participants of both fairs, we see that the participation of foreign equipment representatives and foreign brand sellers is pretty high. The fact that the domestic industry and the producers are so few in these organizations is sourced from the fact that these two fair organizations followed each other. Local representative companies that proudly exhibit the machines and equipment brought from abroad to visitors coming to the fairs, hosted their foreign guests with domestic musical accompaniment. Although the fair culture is mostly an industrialized claim, the basic reason why the marine industry is totally dependent on abroad is that international strict rules and sanctions are unknown. It is considered that the equipment used

in ships and marine vehicles can not be installed and accepted unless they contain special certifications and pass special inspections. This approach is also confirmed by standard and type approval certificates. For this reason, domestic industrialists are very hesitant to sell their products and equipment in the marine industry. Local industrialists do not want to produce equipment for the sector The second problem is that domestic industrialists do not eager to produce equipment for the sea. Nowadays even China, South Korea, India, and Bangladesh are producing certified equipment to be used in the sea. On the other hand, our country is experiencing a very troublesome process in this field and the local industrialists do not want to produce equipment for the sea. Even if domestic producers produce much better quality equipment, the cost of the certificate issued by foreign survey organizations exceeds the cost of equipment. Support is required for the domestic industry to show up at the sea To overcome these problems, providing consultant support to domestic manufacturers for certification and offering financial support to them by the government or commercial institutions will be a great start for the domestic industry to show up at the sea. We must discuss the solution all together For the industry, a workshop should be held where problems will be revealed to promote the domestic products to the international maritime market. Thus, it will be possible for the domestic manufacturer companies and public and non-governmental organizations to join international maritime market by analyzing the feasibility and needs. It will not be done without research & development, can not! The development of research and development activities, which are still too small in the marine industry, supporting the processes of the adaptation of type approval certificates in the maritime industry, and the inclusion of these studies in the scope of R&D will give the Turkish maritime industry an important impetus

72 MAY - JUNE



Lojistik

Lojistikte geç kaldığımız dijitalleşme “Dijitalleşme” kavramını en basit anlamıyla, gerçek ve sanal dünyanın birbirlerine hizmet etmesi olarak tanımlayabiliriz. Bu hizmetin sağlanabilmesi için mobil ve yeni teknolojik aygıtların yardımıyla müşteriler nezdinde değer yaratılması gerekmektedir. Bu sayede, iş süreçleri gelişecek, değişecek ve hızlanacaktır. Zaten Endüstri 4.0 ile başlayan değişimin en önemli hedefleri; verimliliği arttırmak, rekabette bir kaç adım öne geçmek, müşteri ihtiyaçlarına daha hızlı cevap vermek ve karlılığını arttırmak olarak karşımıza çıkmaktadır.

Sefa Ezgin Gok-Bora Lojistik Pazarlama, Satış, CRM ve Forwarding (Nakliye Satınalma) Müdürü

74 MAYIS - HAZİRAN

İlk adımlar 1960’lı yıllarda atıldı İlk defa 1960 yılında ortaya çıkan internetin hayatımızın vazgeçilmezi olacağını nasıl bilebilirdik? İnternetin hayatımıza girmesi ile birlikte, Türki-

ye’deki kurumsal hayat da eş zamanlı olarak etkilenmeye başlamıştır. İlk yansımalar “muhasebe” alanında görülmüştür. O dönemde, muhasebenin iş süreçleri yoğun insan emeği ve dikkat gerektiren, dolayısıyla hata yapmaya uygun ve zaman kaybettiren bir yapı göstermekteydi. Bu yüzden, yeni kullanım ve uygulamalara en çok bu alanda gereksinim duyuluyordu. İlerleyen yıllarda, muhasebeden sonra yayılma kendisini, sırasıyla “üretim kaynak planlaması” (MRP Manufacturing Resources Planning) ve “kurumsal kaynak planlaması” (ERP Enterprise Resources Planning) alanlarında gösterdi. Böylelikle, planlama alanındaki gelişmeler beraberinde firmaların iç süreçlerini de dijitalleştirdi. Daha sonrasında, “e-iş” olarak bilinen, şirketin sadece kendi iç süreçlerini değil, aynı zamanda dışa dönük hizmet verdiği iş süreçlerini dizayn/restorasyon etmeyi sağlayan süreç başlamıştır. Lojistik sektörünün dijitalleşme hamleleri Türkiye’deki dijitalleşme üzerine yapılan araştırmalar incelendiğinde, “dijital değişime” en hızlı uyum sağlayan sektörlerin bankacılık, sigorta ve telekomünikasyon gibi hizmet sektörleri olduğu görülmektedir. Bu üç sek-


www.7deniz.net < törün dijitalleşmeye yaptığı yatırım ortalaması %55 iken, lojistik sektörünün dijitale yaptığı yatırım ortalamasının %16’larda kaldığı görülmektedir. Ancak, bu durum ülkenin ve ticaretin lokomotifi olarak gösterilen ve 100 milyar TL ile gayri safi milli hasıladan %13’lük pay alan lojistik sektörünün, dijitalleşme alanında henüz yolun başında olduğunu bununla beraber hızla gelişeceğini göstermektedir. Lojistik alanında atılması gereken dijital adımlar Lojistik alanındaki dijitalleşmeye ilişkin yapılan araştırmalar derinlemesine incelendiğinde, Türkiye’deki lojistik şirketlerinin, bu durumun önemini küresel şirketler kadar kavrayamadığı görülmektedir. Uzmanlar, lojistik şirketlerindeki süreçlerin dijitalleşmesine ilişkin dört konunun önemine vurgu yapmaktadır. Birincisi, dijital değişimden sorumlu C seviye görevlendirme-

“Gelecek on yıl içinde lojistik sektörü milyonlarca sevkiyatı birbirine bağlarken, operasyonel verim anlamında yeni seviyelere ulaşabilecektir”

lerinin (Chief Digital Officer - CDO) hızla yapılmasıdır. Böylelikle, dijital iş yapış şekillerinin normal iş yapış şekilleri haline getirilmesi hedeflenmektedir. İkincisi, hızla değişen ve gelişen organizasyonlarda, yetkinlik ve strateji açığı oluşmasının önüne geçmek amacıyla, gerekli eğitimlerin ve inisiyatiflerin sağlanmasıdır. Üçüncü konu, dijital stratejinin net ve anlaşılır olması gerekliliği şeklinde belirtilmektedir. Dördüncü ve en önemlisi, dijital değişimin bir lider vasıtasıyla yürütülmesi ve yönetim kurulunun tam desteğinin alınması şeklinde açıklanmaktadır. Dört maddenin birlikte uygulanması halinde, ileriki dönemlerin dijital süreçlerin yönetilmesinde kritik bir öneme sahip olduğunu söylenebilir. Bu bağlamda, gelecekte lojistik şirketlerinin dijital değişim süreçlerini nasıl yönetecekleri konusu kritik bir önem taşımaktadır. Söz konusu verimlilik ise vakit kaybetmemek önemli Avrupa ve dünya lojistik sektöründeki dijital dönüşüm incelendiğinde, dijitalleşmenin lojistik sektöründeki operasyonel verimlilik süreçlerinde çığır açacağı düşünülmektedir. Son dönemde, dijitalleşmenin getirdiği bir takım farklı uygulamaları benimseyen ve kullanmaya başlayan bazı uluslararası lojistik firmaları fark yaratmaktadır. Örneğin, akıllı gözlük ve artırılmış gerçeklikten (augmented reality) oluşan çözümü hayata geçiren şirketler, depo çalışanlarını kağıt listeler ve el cihazlarından tamamen kurtarmıştır. Bu sistemin, giydikleri akıllı gözlükleri sayesinde, merkezi sistemlerle daima iletişimde kalarak yapılacak iş listesi, depo içinde aranan siparişe en hızlı ulaşım güzergahı gibi bilgileri çalışanlara anında göstermektedir. Bu uygulama sayesinde çalışan verimliliğin %25 arttığı görülmüştür.

“Avrupa ve dünya lojistik sektöründeki dijital dönüşüm incelendiğinde, dijitalleşmenin lojistik sektöründeki operasyonel verimlilik süreçlerinde çığır açacağı düşünülmektedir”

“Bankacılık, sigorta ve telekomünikasyon sektörlerinin dijitalleşmeye yaptığı yatırım ortalaması %55 iken, lojistik sektörünün dijitale yaptığı yatırım ortalamasının %16'larda kaldığı görülmektedir” Şu anda, lojistik sektöründe kullanımı açısından başlangıç aşamasında olan bir diğer gelişme de “Nesnelerin İnterneti”dir. Nesnelerin interneti uygulamaları, sensörlerin tek tek erişilebilir olmasından başka, pek çok sensörün birleştirilerek değer üretmesi amacıyla kullanılmasıdır. Böylelikle, gelecek on yıl içinde lojistik sektörü milyonlarca sevkiyatı birbirine bağlarken, operasyonel verim anlamında yeni seviyelere ulaşabilecektir. Ayrıca, depolamada birbirine bağlanan paletler ve nesneler daha akıllı envanter tutma yönetimini olanaklı hale getirecektir. Bu durum, örneğin, stokta azalmakta olan veya son kullanma tarihi yaklaşmakta olan ürünlerin takibi, gerekli görülmesi durumunda tekrar sipariş verilmesi gibi tedarik uygulamalarına katkıda bulunacaktır. Yük taşımacılığında ise, izleme ve takip daha hızlı, doğru ve güvenli bir biçimde yapılabilecektir. Ayrıca, teslimat araçları, rota planlaması ve merkezi haberleşme teknolojisiyle birlikte gelecekte doğacak ihtiyaçlara da cevap verebilecek hale gelecektir. Bütün bu bilgilerin ışığında, lojistik sektörü, sahip olduğu potansiyel avantajı kullanarak, maliyet, hız, güvenirlik ve hizmet kalitesi parametrelerinin optimum bileşimini yakalayarak, dünyada en çok ekonomik fayda sağlayabilecek sektörler arasında yer alabilir. Bu nedenle, hizmet alanı ne olursa olsun tüm lojistik şirketlerinin hızla IT altyapılarını güçlendirmesi ve adaptasyon için adım atması gerekmektedir. Dijitalleşmenin pek çok alanda hakim olduğu bu yeni çağda; sürdürülebilirlik ve başarılı olmak isteyen herkesin, her kurumun içselleştirmesi gereken bir kavram, yaklaşım haline gelmiştir.

MAYIS - HAZİRAN 75


Kısa Kısa Milli Gemi TCG ANADOLU, yüzde 68 yerlilik oranına sahip olacak TÜRKİYE’NİN Gözbebeği Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi’nde Üretim Aşamasına Geçildi. Sedef Tersanesi Yönetim Kurulu Üyesi Orkun Kalkavan, Türkiye’de ilk kez inşa edilecek Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi’nde devam eden tasarım aşamalarına bağlı olarak üretime geçildiğini açıkladı. Kalkavan, yüzde 68 yerlilik oranına sahip olacak geminin Türkiye’den Amerika kıtasına hiçbir yere uğramadan gidip gelebilecek seyir kapasitesine sahip olacağını söyledi. Türkiye, askeri gemi inşa sektöründe kendi milli tasarımlarını üreterek öz kaynakları ile imal edebilen ve bu projeleri yurtdışına satabilen ülke konumuna yükseldi. Bugün Savunma Sanayii konusundaki belirlenen stratejiler doğrultusunda tersanelerde Sahil Güvenlik Arama Kurtarma Gemileri, Yeni Tip Karakol Gemileri, Süratli Amfibi Gemileri (LCT), Sahil Güvenlik Botları, Denizaltı Kurtarma Ana Gemisi (MOSHIP) gibi onlarca proje teslim edilirken, halen Lojistik Destek Gemileri (LDG), Tank Çıkarma Gemileri (LST), Kurtarma ve Yedekleme Gemileri (KURYED), Sismik Araştırma Gemisi, Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi (LHD) Projeleri devam ediyor.

Sektörün yeni tersanesi Doğruyol Tersanesi

Gemiler için suyu iten bir materyal üretildi SUYU iten mimariler özellikle denizcilik alanında olağanüstü bir öneme sahip olsalar da bu, onların yıpranmadığı anlamına gelmiyor. Lakin artık işler değişmek üzere. Doğanın kanunlarına meydan okuyan su itici kaplamalar, dışarıdan bakınca çok sağlam görünebilirler. Bununla birlikte doğanın bir kanunu var: Bir materyal, etkiye ne kadar çok maruz kalırsa o kadar zayıflar. Bu gerek giydiğimiz kıyafetler gerekse bir ticari gemi olabilir. Ancak araştırmacılar bu koşullara maruz kaldığında, kendini iyileştirebilecek bir çözüm buldular. Florlu poliüretan elastomer yapısı ile bu materyal, sayısız saldırıya karşı kendini "yüzlerce" kez iyileştirmeye başardı. Söz konusu materyal yangınlardan, kimyasal saldırılardan ve hatta ultrasonik patlamalardan kurtulabilecek kadar güçlü. Bir metal, cam veya basit bir plastik parçası bile bu materyalle kaplanabiliyor. Bilim insanları, teknolojiyi ticarileştirmeyi amaçlayarak HygraTek adında bir şirket kurdu. Eğer her şey yolunda giderse; gemiler su direncini düşürerek daha hızlı yol alabilir.

76 MAYIS - HAZİRAN

YALOVA tersaneler bölgesinde kısa süre önce hizmet vermeye başlayan Doğruyol Tersanesi, bünyesinde bulunan 140 metre boyunda, 31 metre genişliğindeki yüzen havuzla 8 gemiye hizmet verdi. Fiili olarak faaliyetlerine 1,5 ay önce başlayan Doğruyol Tersanesi 140x31 metre boyutlarında 5 bin ton kaldırma kapasiteli yüzer havuzuyla Yalova’da hizmet veriyor. Hizmete açılmasının üzerinden henüz 1,5 ay gibi kısa bir süre geçmesine rağmen 8 gemiye bakım ve onarım hizmeti veren Doğruyol Denizcilik Tersanesi Müdürü Mustafa Karaman önümüzdeki süreç için de 11 gemi için tamir

bakım anlaşması yaptıklarını belirtti. Özellikle havuz boyutları nedeni ile yerli koster filosunun adresi ve hedefi olma yolunda ilerlediklerini ayrıca yabancı armatörleri de tersaneye çekerek hem tersane müşteri portföyü açısından hem ülkemiz ekonomisine katkıda bulunmak adına kendi kapasitesi doğrultusunda pazarlama faaliyetlerine aralıksız devam ettiklerini belirten Mustafa Karaman, bu yıl ki hedeflerinin en az 40 gemiyi tamir bakıma almak olduğunu söyledi. Bu rakamın ilerleyen yıllarda tersanenin ve müşteri portföyünün oturması ile birlikte artması bekleniyor.



Bulmaca

Hazırlayan: Ahmet DÖNMEZ

Bulmacanın çözümü sayfa 80’de.


Huzur Yat

HAYALLERİNİZİ GERÇEKLEŞTİRİYORUZ

Adres: Evliya Çelebi Mah. Tersaneler Cad. Nuh Sanayi Sitesi A Blok No:3 Tuzla-İSTANBUL/TÜRKİYE Telefon: (+90 216) 395 29 30 • (+90 533) 500 76 93 / Fax: (+90 216) 446 68 48 E-Posta: info@huzuryat.com.tr • Web: huzuryat.com.tr


7Deniz Dergisi Abone Formu Name, Surname / Adı Soyadı: Title / Ünvan: Company / Firma: Address / Adres: Post/Zip Code / Posta Kodu: Country / Ülke: Vergi Dairesi ve No: Phone / Tel: E-Mail / E-Posta:

City / Şehir: Fax / Faks:

Yıllık Abonelik Ücreti olan 120 TL’yi aşağıdaki hesap numarasına yatırıp makbuz kopyasını bu formla tarafımıza ulaştırmanızı rica ederiz. HESAP BİLGİLERİMİZ İş Bankası - Yeldeğirmeni Şubesi Hesap No: 1061-0540427 IBAN TR910006400000110610540427 7 Deniz Basın Yayın Reklam, Danışmanlık, Turizm ve Org. Tic. Ltd. Şti. Osmanağa Mah. Reşit Efendi Sok. No: 66/22 Kadıköy / İstanbul Tel: 0216 550 55 46 • GSM: 0535 019 21 08 www.7deniz.net • e-mail: info@7deniz.net • 7denizdergisi@gmail.com

Hazırlayan: Ahmet DÖNMEZ

Bulmacanın Çözümü


Built for life

Turkey

Poyraz Sokak, Sadıkoğlu 1 İş Merkezi, Kat:3 No:79 Ziverbey, Kadıköy, İstanbul - Türkiye Tel: +90 216 348 49 59 Fax: +90 216 349 66 11 E-Mail: info@batservice.com.tr

Gismerøyveien 227 4502 Mandal – Norway Tel: +47 38 27 13 00 Fax: +47 38 26 45 80 E-Mail: post@batservice.no Website: http://www.batservice.no


TOPLAM

777 TON ÇEKME Ç EKME GÜCÜ


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.