7deniz Dergisi Kasım-Aralık 2019 Sayısı

Page 1

Fiyat: 20¨ Yıl:7 Sayı: 42 Kasım - Aralık 2019

Zeki Tarakçı:

Yeni döneme hazır mıyız sorusuna yanıtımız “Evet”

Murat Kıran:

Sektörümüz, 2020’de de ülkemize gurur kaynağı olacak

Gürkan Kösemen:

Bizden ne beklenildiğini biliyoruz

Soner Esmer:

Üç kıtanın denizi:

Doğu Akdeniz




TRUST BASED SHIPPING

0 34

40

60

32

0

N

W

100

E

WN

300

80

NE

260

120

ES

SW

14

S

0 16

0

180

280

20

0

Chartering & Brokerage Agency Service Projects & Logistics Ship Repair Ship Management Ship Owning

0

24 200

220

PASİFİK LOJİSTİK GRUBU VE DENİZCİLİK A.Ş. Tuzla/ İSTANBUL- 0216 446 55 55 PASİFİK MAKİNA VE GEMİ SAN.TİC.A.Ş. Tuzla/İSTANBUL- 0216 446 33 61 PASİFİK GEMİ VE YAT ACENTELİĞİ TİC.A.Ş. Başiskele/ KOCAELİ- 0 262 335 50 65 Akdeniz/ MERSİN- 0 324 237 84 11 Tuzla/ İSTANBUL- 0 216 446 55 55 www.akartas.com.tr

www.pacifictr.com



İÇİNDEKİLER

20 Yönetim 7 Deniz Basın Yayın Reklam, Danışmanlık, Turizm ve Org. Tic. Ltd. Şti. adına İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Kocamış ibrahim@7deniz.net Genel Yayın Koordinatörü Derya Altuntepe Dilsiz derya@7deniz.net

28

20

Hazır mıyız sorusuna yanıtımız “Evet” süreli fiyat şoklarına 24 Kısa hazırlıklı olalım ne beklenildiğini 28 Bizden biliyoruz STK'lar STK’larımızdan; GİSBİR, KOSDER, GYHİB ve TAB’ın bu yıl içerisinde hangi çalışmaları yürüttükleri ve 2020’ye ait beklentileri yer almakta.

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Çimen Gümüş cimen@7deniz.net

33 36

Sektörümüz, 2020’de de ülkemize gurur kaynağı olacak Belirsiz bir hava oluştuğu aşikar

Editör Cengiz Tepebaş cengiz@7deniz.net

38

İnanıyorum ki 2020 tekrar atağa kalkacağımız yıl olacak Maliyetler 2021’de stabil hal alacak

Katkıda Bulunanlar Prof.Dr Soner Esmer Engin Koçak Çağatay Azaklı Av. Savaş İnandıoğlu

33

Görsel Yönetmen Polat Sarıgül polatsarigul@hotmail.com Yayın Danışma Kurulu Can Besev Kapt. Kubilay Ulucan, Kapt. Mustafa Can Prof. Dr. Ahmet Dursun Alkan, Prof. Dr. Güldem Cerit Semih Ege, Engin Koçak Prof. Dr. Soner Esmer Serhat Barış Türkmen Temsilcilikler ABD Temsilcisi: Kapt. Kubilay Ulucan,

38

Reklam ve Abone reklam@7deniz.net İletişim adresi Osmanağa Mah. Reşit Efendi Sok. No: 66/22 Kadıköy / İstanbul Tel: 0216 550 55 46 e-mail: info@7deniz.net CTP ve Baskı Armoni Basım Matbaacılık ve Ambalaj Sanayi Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi No:1NF12-16 Topkapı/İSTANBUL Tel: 0 212 612 47 34 Yayın Yerel - Süreli Yayın 7deniz Dergisi’nde yayınlanan tüm yazı ve fotoğrafların hakları, logosu ve isim hakkı 7 Deniz Basın Yayın Reklam, Danışmanlık, Turizm ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. İzinsiz hiçbir yerde kullanılamaz. Yayımlanan ilanların sorumluluğu sahibini bağlar.

40

40 42 46 50 54 58 64 70 74 76 78

Üç Kıtanın Denizi: Doğu Akdeniz Temsilcilik veren tek Türk survey firmasıyız Tüm riskleri omuzlayan tarafız Sülfür limiti regülasyonu kapsamında ortaya çıkabilecek muhtemel hukuki problemler Denklemde bilinmeyen sayısı ikiden fazla Mutlu ve gururluyuz Efesanport, 3 milyon ton yük elleçleme ve 300 bin araca hizmet kapasitesine sahip Türk Armatörler Birliği Deniz Taşımacılığı Gözden Geçirme Raporu 2019 Haliç Tersanesi’nde Deniz Çalıştayı Kış mevsiminin popüler cruise rotaları MSC Cruises, 2021 yaz sezonunda Türkiye’ye dönüyor


Quality is never a coincidence...

www


Editör

Kaçak akan musluğun suyu kesilince feryat figan ediliyor Değişen yönetmelikle birlikte sektördeki bazı dengeler de değişti kuşkusuz ama değişmeyen bazı gerçekler de var. Şimdi başlayalım o gerçekleri anlatmaya; Mevzuda adı geçen Marin Römorkör ve Kılavuzluk A.Ş’nin kuruluş tarihi 1998. Yani yeni Kılavuzluk ve Römorkörcülük Hizmetleri Yönetmeliği’nin yayımlanmasından 21 sene kadar önce kurulmuş. Birilerini suçlamak, zan altında bırakmak bu kadar kolay olmamalı

Kimse gocunmasın, ortada bileğinin hakkıyla kazanılmış bir izin var! Boşu boşuna öküz altında buzağı aramayın! Sektör bir süredir eksik ya da yanlış bilgiden kaynaklı dönüp dolaşan bir dedikoduyla boğuşuyor. Esasen her şey ortada ama ne yazık ki birileri gerçeği kabul etmemekte direniyor ya da kolaya kaçıyor ve bir “günah keçisi” seçip veriyor veriştiriyor. Gelelim mevzuya; Malum 31.12.2018 tarihinde Kılavuzluk ve Römorkörcülük Hizmetleri Yönetmeliği yayımlandı. Yönetmeliği eksik bulanlar da yanlış bulanlar da oldu. Bu apayrı bir konu olarak şöyle bir kenarda kalsın.

6 KASIM - ARALIK

Şirket kurulduğu günden bugüne çoklu ortaklık yapısını korumuş. Öyle 5-10 ortaktan da bahsetmiyorum. Bugün 63 ortaklı bir şirket Marin Römorkörcülük. En büyük hissedarı da ne Recep Düzgit ne de Tamer Kıran. Şirketin yüzde 27,95 hissesi Arkas Holding’e ait. Arkas’tan sonraki en büyük hissedar yüzde 7,30 ile Diler Denizcilik. Gelelim Kıran Holding’e; onunda hissesi yüzde 6,34. Peşi sıra yüzde 6,18’le Turkon geliyor. Merak edenler için sıralama şöyle devam ediyor: yüzde 5,90 Avna Denizcilik, yüzde 4,86 Kaptanoğlu ailesi, yüzde 4,76 ile Donatan Liman, yüzde 4,37 Deval ailesi, yüzde 3,34’le Kalkavanlar Deniz Nakliyat, yüzde 3,16 ile Nativrans Acentelik, yüzde 3,09’la Aydın Alaftan ve yüzde 3,03’le Recep Düzgit… Geriye kalan hissedarların payı yüzde 2’den düşerek azalıyor. Bu tablo çok net şu gerçeği gözler önüne seriyor: Öyle dedikodusu yapılan kişilerin ahım şahım bir hissesi yok! Dolayısıyla bu çok ortaklı yapısı itibarıyla da hiç bir kişinin, ailenin kontrolünde değil. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Ürkmez, İcra Kurulu Başkanı da Hukuk Yüksek Lisans bitirme tezini bile bu konuda yapmış olan


www.7deniz.net <

Recep Düzgit. Bu isimler kendilerine ait ciddi işleri güçleri olan kişiler... Geleceklerini 63 hissedarı bulunan Marin Römorkörcülük’ten düşecek kar payına bağlamış kişiler olduklarını da hiç sanmam. Gelelim Kıran’lara: 1.2 milyon DWT’lik gemi filosuna sahip Kıran Holding ki bu iş kollarından yalnızca biri, Marin Römorkörcülük’teki yüzde 6,34 hissesine mi bel bağlıyor? Buna gerçekten gülümsemekten öte kahkaha atabilirim. Bu durum Savunma Sanayinin önde gelen ADİK Tersanesi Başkanı Faruk Ürkmez için de geçerli. Keza Recep Düzgit için de… Herkesin kendi işi gücü var beyler! Çok güzel bir atasözümüz var bizim: “Öküz altında buzağı aramak” diye. Olmayacak bahaneler uydurup birilerini suçlamak, zan altında bırakmak bu kadar kolay olmamalı. Med Marine’in muamma yükselişi Çok uzatmayacağım ama bir noktayı da yazmadan geçmek istemem... Sadece bir kişi tarafından idare edilen ve sahip olunan Med Marine, 1996 senesinde yayımlanan bir yönetmelik değişikliği ile Türkiye Deniz İşletmeleri’nin rakibi olarak DEKAŞ ile konsorsiyum olarak sektöre giriyor. 1997 yılında çok enteresan bir şekilde TDİ AŞ’nin, İzmit ve İskenderun Körfezi’nde hizmetten çekilmesiyle tek kalıyor ve 1998’de yayımlanan yönetmelikle de tekel oluyor. Her ne kadar Kılavuzluk ve Römorkörcülük Teşkilat Hizmetleri Yönetmeliği 2004 yılında Danıştay tarafından iptal edilmiş olsa da, dayanağı, yani esasen geçerliliği bulunmayan İzin Belgeleri’nin süresi 2016 yılında dolmuş bulunsa da, 31.12.2018 tarihinde yeni yönetmelik yayımlanana kadar bu tuhaf düzen devam ediyor. 23 yıl boyunca Med Marine, İzmit Körfezi ve İskenderun Körfezi’nde gerçekleşen tüm römorkörcülük gelirlerini tahsil ettiği gibi ayrıca bugün 300’ün üzerinde emekçinin ortak olduğu DEKAŞ’ın aynı bölgelerdeki kılavuzluk gelirlerinin yani hasılatının yüzde 50’sini hiçbir giderini mahsup etmeden kendine almıştır. Bu oran tabii ki bugün mevzusu yapılan AN-

KAŞ’taki kar payı dağıtımının kat be kat üzerindedir. Gelelim Ambarlı’ya; Bilindiği üzere Ambarlı’da kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerini ARPAŞ yapıyordu. Yalnız yeni yönetmelik aynı hizmet sahasında hem kılavuzluk hem römorkörcülük hizmetinin aynı firma tarafından yapılmasını yasakladı. Sektörde Med Marine tarafından kurulduğu bilinen Avrupa Kılavuzluk A.Ş, ARPAŞ’ın tecrübeli 12 kılavuz kaptanının 8 tanesini transfer ederek, şirketin tüm dengelerini bozdu. Marin Römorkör ve Kılavuzluk A.Ş. ise yaklaşık 110 ehliyetli kılavuz kaptan ile sektörde en fazla kılavuz kaptanı bünyesinde bulunduran ANKAŞ ile işbirliğine giderek, izin başvurusunda hem mali gücü hem kılavuz kaptan kadrosu ile çok güçlü bir pozisyon aldı. Yani iş bilenin kılıç kuşananın … Buna karşılık ARPAŞ ise sahip olduğu beş adet modern römorkörü, hazır tecrübeli kadrosu ve hatta hiçbir teşkilatta bulunmayan römorkörleri ve botları için mendireği bulunan bağlama limanı olmasına rağmen Ambarlı Bölgesi için Römorkörcülük İzni başvurusunda hiç bulunmadı. Dolayısıyla İdare de bu bölgede başvurusu bulunan Uzmar firmasına römorkörcülük iznini vermek durumunda kaldı. Konuşulması gereken bir nokta daha var tabii... Marin Römorkör ve Kılavuzluk A.Ş’nin 31 Aralık 2018 itibarıyla yaklaşık 140 milyon TL değerinde 9 römorköre sahipken, yönetmelik gereği çok kısa bir sürede 200 milyon TL’lik ilave yatırımla 8 römorkör daha temin ederek, 200’ün üzerinde gemi adamı istihdam ediyor olmasını konuşabiliriz mesela... Burada tabiri caizse bileğinin hakkıyla kazanılmış bir izin var. Bence başka da konuşulacak tek bir mevzu yok ama takdir sektörün en nihayetinde… Yeni yılda her şey gönlünüzce olsun. Kalın sağlıcakla…

İbrahim Kocamış

KASIM - ARALIK 7


Kısa Kısa Pakistan ile gemi ihracatı anlaşması

Hurda gemilerden ekonomiye 180 milyon dolar katkı

İSTANBUL Tersanesi’nin Pakistan Deniz Kuvvetleri’nin ihtiyacını karşılamak için Pakistan Deniz Teknik Destek Servis Ajansı ile yeni sözleşme imzaladığı bildirildi. Taraflar, MTSS’nin daveti üzerine Pakistan Faaliyet Programı’na uygun olarak Türkiye’nin İslamabad Büyükelçisi İhsan Mustafa Yurdakul’un makamında bir araya geldiler. Pakistan Deniz Kuvvetleri’nin ihtiyacını karşılamak maksadıyla ortak çalışmalar yürütmek için imzalanan anlaşmayı MTSS CEO’su emekli Tümamiral Adnan Nazir ve SNR Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Şener’in imzaladığı öğrenildi.

ÇEVRE ve Şehircilik Bakanlığının kontrolünde bu yılın ekim ayına kadar 110 hurda gemi geri dönüştürülerek, ekonomiye 180 milyon dolar katkı sağlandı. Hurda gemiler Türkiye'de sadece İzmir'de yer alan tesiste dönüştürülüyor. Avrupa'dan ve dünyanın birçok yerinden gelen hurda gemiler başvuruların ardından sıkı takibe alınıyor. Söküm işlemi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından izin verilmiş 22 işletme tarafından gerçekleştiriliyor. Sökülmek üzere Türkiye'ye gelen gemilere öncelikle survey raporu ve görgü tutanağı hazırlanarak geminin içerisindeki yakıt, atık gibi maddelerin envanteri oluşturuluyor. Daha sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğü teknik elamanlarınca gemi yerinde inceleniyor ve söküm sahasının fiziki şartlara uyup uymadığı kontrol ediliyor. Notifikasyon (atığın yurt dışına ihracı için gereken izin belgesi) verilen gemilere İzmir'deki Aliağa Liman Başkanlığı tarafından söküm izni veriliyor ve gemilerin dönüşümü başlıyor.

TCG Trakya ne zaman bitecek?

8 KASIM - ARALIK

TÜRK Deniz Kuvvetleri yapımı devam eden TCG Anadolu'nun ardından TCG Trakya'nın inşaatının da programa alınmasını istedi. TCG Anadolu gemisinin inşası sürerken TCG Trakya gemisinin hangi aşamada olduğu merak ediliyor. Peki, TCG Trakya gemisinde son durum nedir, geminin özellikleri belli oldu mu? Türk donanmasından daha önce yapılan açıklamada “Türk Deniz Kuvvetlerinin bugüne kadar sahip olduğu en büyük gemi olacak LHD Sınıfının ilk gemisi olan ANADOLU’nun inşa faaliyetlerine Sedef Tersanesi’nde 30 Nisan 2016 tarihinde başlanmıştır. ANADOLU’nun 2020 yılında Türk Deniz Kuvvetlerinde hizmete girmesi planlıdır. İkinci LHD TRAKYA’nın da inşa faaliyetine yakın gelecekte başlanacaktır.” ifadelerine yer verilerek TCG Anadolu'dan sonra geminin ikincisi olacak olan TCG Trakya'nın inşa edileceği kaydedilmişti. TCG Anadolu gemisinin inşası devam ederken TCG Trakya için çalışmalar sürüyor. Ancak TCG Trakya için henüz saç kesme veya kaynak töreni düzenlenmedi. Yani, TCG Trakya için fiziki çalışmalar henüz başlamış değil.


ZF Marine, Denizlerde Güvenle İlerlemenizi Sağlar Yenilikçi ve güvenilir tahrik sistemlerinde öncü olan ZF Marine, geniş ürün yelpazesiyle dünya çapında motorlu yatlar, askeri gemiler, yüksek hızlı feribotlar, iş tekneleri ve ticari gemiler için en iyi performansı gösteren tahrik sistemleri ve bileşenleri sunmaktadır. ZF, müşteri memnuniyeti odaklı çalışan yaygın servis noktaları ve müşteri hizmetleri ekibiyle sizlere hizmet sunmaktan gurur duyar. Ziyaret edin: www.zf.com/marine

Kumanda Sistemleri

Pervaneler Azimut Pervane Sistemleri

Şanzımanlar

Sabit Kanatlı Pervaneler


Kısa Kısa

8 yılda 37 gemi YERLİ üretim gemiler Türkiye’yi Mavi Vatan’da daha güçlü hale getirdi. 2011 yılından bu yana 37 adet gemi, milli imkanlarla üretilerek Deniz Kuvvetleri’nde göreve başladı. 6 platformun yapımı ise sürüyor. MİLGEM korvetlerinin 4. ürünü olan Kınalıada, 29 Eylül’de göreve başladı. Kınalıada, ADVENT savaş yönetim sistemiyle ATMACA gemisavar füzesinin kullanıldığı ilk gemi oldu. Milli uçak gemisi TCG Anadolu ile dünya donanmaları arasında lig atlamaya hazırlanan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, envanterindeki yerli üretim platform sayısını artırıyor. 2011 yılından bu yana çeşitli sınıflarda 37 adet milli gemi Türk donanmasının hizmetine girdi. MİLGEM projesi kapsamında üretilen ‘Ada’ sınıfı 4 adet korvet, yerli gemiler arasında en dikkat çeken platformlar oldu. 2011’de TCG Heybeliada, 2013’te TCG Büyükada, 2018’de TCG Burgazada ve 2019 yılında TCG Kınalıada korvetleri donanma envanterinde yerini aldı. Çıkarma gemileri TCG Bayraktar ile TCG Sancaktar ise 2017 ve 2018’de ardı ardına hizmete sokuldu. Deniz Kuvvetleri envanterine 2012 yılında da toplam 8 adet Amfibi Çıkarma Aracı dahil edildi.

Sanmar, İtalya’ya yenilenmiş serisinin ilk örneğini inşa ediyor DÜNYANIN en büyük römorkör üreticilerinden olan Sanmar Tersanesi, Boğaçay serisinin yenilenmiş versiyonunun ilk örneğini olan Galluzzo isimli römorkörü İtalya merkezli Rimorchiatori Napolitani firması için inşa ediyor. Sanmar Tersanelerinin en çok satan seri olan Boğaçay serisi talep her geçen gün artıyor. 24 metre boyutundaki römorkör serisi Boğaçay’ın yenilenmiş versiyonunun ilk örneği olan Galluzo isimli römorkörü İtalya merkezli Rimorchiatori Napolitani firması için inşa ediliyor. 75 ton çekme gücüne çıkarılmış bu yeni model, 6 kişilik mürettebat için oluşturulan geniş yaşam mahali ile MLC 2006 kurallarına da tam uyum sağlıyor. Bu yeni römorkördeki önemli özelliklere İtalyan bayrak kurallarını karşılayacak şekilde eklenen kurtarma botu ve güverte kreyni örnek gösterilebilir. Yangın söndürme operasyonu esnasında en üst düzey manevra kabiliyetinin de devam etmesi amacıyla FiFi1 notasyonlu yangın söndürme sisteminin pompası gücünü bağımsız bir dizel makinadan alıyor. Römorkör ile özelikle konteyner gemilerinin baş ve kıç kepçelerinin altında sağlıklı bir operasyon yürütebilmesi için köprü üstünden hidrolik kontrollü katlanabilir direk de mevcut.

10 KASIM - ARALIK

TORGEM, Gana’ya inşa ettiği römorkörlerden ilkini teslim etti TORGEM, Gana Liman Otoritesi için inşa ettiği üç römorkörden ilkini teslim etti. Türkiye’nin en köklü gemi imalatçılarından TORGEM Tersanesi, Gana Liman Otoritesi’nden geçtiğimiz sene Kasım ayında siparişini aldığı 3 römorkörden ilkinin teslimatını yaptı. Firma, inşasını bitirdiği ve deneme seyirleri yapılan diğer iki römorkörün teslimatını ise yılsonuna kadar yapacak. 80 tonluk çeki gücüne sahip römorkörler limanlarda yanaşma, çeki gibi operasyonları yapıyor, aynı zamanda FiFi1 notasyona sahip ve yangın söndürme operasyonlarını da yürütebiliyor. İnşa edilen römorkörler, yağ bariyerleri ve tamburları sayesinde, denize yağ, yakıt kaçakları durumunda limanlarda temizleme ve kurtarma operasyonları yapabiliyor. TORGEM Tersanesi Üretim Müdürü Halil Ersoy Aytaç, Gana Liman Otoritesi ile yaptıkları işbirliğinden memnuniyet duyduklarını belirterek, teslimattan sonra yeni siparişlerinde geleceğini söyledi. TORGEM, Türkiye’den Gana’ya giden römorkörlerin personel donatımını ve sevkiyatını da sağlıyor.



Kısa Kısa Beşiktaş Tersanesi Yunanistan’da ofis açtı YALOVA’NIN Altınova ilçesinde bulunan Beşiktaş Tersanesi, resmi internet sitesi aracılığı ile Yunanistan’ın başkenti Atina’da bir ofis açtıklarını duyurdu. Tersane, bu sayede dünyaya açılmayı hedefliyor. Kuruluşundan bu yana bin 500’ün üzerinde gemiye bakım, onarım ve havuzlama hizmeti veren Beşiktaş Tersanesi dünyaya açılıyor. Atina'da bir ofis açan Beşiktaş Tersanesi, açılışını birçok ülkeden gelen davetlilerin katıldığı bir törenle gerçekleştirdi. Firma, yeni ofis açılışını resmi internet sitesi kanalıyla da duyurdu. Yapılan açıklamada, “Beşiktaş

tersane olarak 21 Kasımda Atina ofisi açılışını kutladık. Önde gelen nakliyat şirketlerinden 150 misafiri Alimos'daki yeni ofisimize kokteyl ile ağırladık. Kuruluşundan bu yana Beşiktaş Tersanesi bin 500’ün üzerinde

gemi bakım, onarım ve havuzlama gerçekleştirmiştir. Çalışan mutluluğu, iş güvenliği ve zamanında proje teslimi sayesinde tersanemiz dünyanın önde gelen denizcilik firmalarının ilk tercihi olmaya devam etmektedir” denildi.

neri ve fi ra ık rl la o d r 10 milya sisi petrokimya te

Peninsula Petroleum Grubu IMO 2020 için hazır GEÇTİĞİMİZ on yılda, lider bir küresel entegre deniz yakıtı tedarikçisi olan Peninsula Petroleum Group (PPG), daha fazla yatırım yaparak küresel fiziki arz ve yeniden satış kabiliyetine genişletmiştir. Bu, grubun ölçülü risk yönetimi üzerine kurulu olan uzun vadeli iş stratejisi ile aynı doğrultudadır ve bu da PPG'yi erkenden 2020 yılına hazır, etkili bir konuma getirmektedir. PPG temmuz ayından bu yana, Avrupa, Amerika ve Asya'daki müşteri tabanına VLSFO'yu başarıyla tedarik etmeye başladı. CEO John A. Bassadone, “Bugüne kadar Cebelitarık, Algeciras, Barselona, ARA, Kanarya Adaları, Malta, Panama, ABD Körfez Kıyısı ve Los Angeles'taki fizilsel tedarik limanlarımıza 300.000 ton VLSFO teslim ettik. 31 Aralık'a kadar müşterilerimize 600.000 tondan fazla teslimat yapılacak” dedi. PP'nin , tedarik zinciri kontrolü ve lojistiğinin önemi üzerinde durması grubun 2019’da stratejik küresel depolama pozisyonlarının artmasını sağlamıştır, günümüzde bunlar Avrupa'da 400.000 ve Amerika genelinde 370.000 metrik tonun üzerinde bir terminal kapasitesini kapsamaktadır. Grup ayrıca yakın zamanda kargo aktarması, yüzen depolama birimi ve kargo nakliyesinde işlevsel esneklik sağlayan ilk Panamax gemisini satın aldı.

12 KASIM - ARALIK

petrokimya VF), rafineri ve amacıyla (T nu Fo k rlı Va tılması TÜRKİYE et açığının azal ar tic dolar ş dı ki da alanın klaşık 10 milyar ine ya de in es ilç n ha Haz Adana'nın Cey tesisi kuracak. ve petrokimya onomi i Ek er ni fin ra Ye 2 la ım 02 yatır 2020-2 ın ın ığ nl veya ka ör Ba kt e el se ve Maliy ında, TVF'nin öz petrokimya, am ps ka ı m ra Prog dayanan etimi e iş birliklerine yabancı sermay yerli kaynaklardan elektrik ür ası ve al r ye m madencilik e yatırımlarında amacıyla ay rm se t bi sa alanlarında ığını azaltmak . Dış ticaret aç an fon, ilk yatırımını öngörülmüştü al e k. Söz ları gündemin stratejik yatırım petrokimya alanında yapaca n'ın ve i ey rafiner eksi, C ha okimya kompl tr pe ve i er fin define destek konusu ra erkezi olması he imya üssü ve m ji er en sı ra ra ulusla e petrok ojeyle, bölged ihtiyaç sağlayacak. Pr ebilmek adına tir liş ge i es m en el i m rekl altyapı kimya kü üretilmesi ve ge acak. Söz rin le de ad m m an i sağl duyulan ha yata geçirilmes 1,5 yatırımlarının ha , dış ticaret dengesine yılda . ın or iy ım en kl konusu yatır tkı sağlaması be milyar dolar ka



Kısa Kısa Asya Port iki yeni konteyner vinç yatırımı yaptı

TÜRKİYE’NİN en büyük transit konteyner limanı olan Asyaport yeni yatırım projelerinin gerçekleşmesiyle 4 milyon TEU/yıl kapasitesine ulaşmayı hedefliyor. Asyaport’un kapasite arttırımı planlaması uyarınca 2’si kesin, 3’ü opsiyonlu STS ve 24 yan liman vinci ve diğer yatırımların toplamı 600 milyon TL seviyesinde olacak. Bu yatırımlar ile bölgede ilave 400 kişilik istihdam yaratılacak. Bu kapsamda alınan 2 adet liman vincinin (STS) satış sözleşmesinin imzalanması için Çin’in dev vinç üreticisi CNBM’nin patronu Mrs. Li Xuhui Tekirdağ Asyaport’a bizzat geldi. CNBM’in Türkiye temsilciliği MARVEL tarafından yapılmakta. CNBM İtalya Gioia Tauro limanı dahil 180’den fazla ülkede konteynır ve dökme yük elleçleme vincini teslim etmiş bir devlet kuruluşudur. MARVEL yetkilisi Levent Karaçelik Asyaport’a verilen STS vinçlerinin benzerlerinin Asyaport’un büyük ortağı MSC’nin sahip olduğu İtalyan Gioia Tauro limanınada verildiğini ve 3 adet vinçin yolda olduğunu 2 adet ilave içinde imzanın haftaya atılacağını bildirdi.

Kumport Marmara'nın en fazla yük elleçleyen limanı oldu LİMANCILIK sektöründe faaliyet gösteren Kumport, 2019 yılının üçüncü çeyrek sonuçlarını açıkladı. Bu çeyrekte, Kumpot'un 71 bin 137 dolu TEU ile Marmara Bölgesi’nin en fazla ithalat yük elleçleyen liman olduğu belirtilirken, üçüncü çeyreğin toplam iş hacmi 342 bin 729 TEU’ya ulaştı. Türkiye’nin en büyük üç konteyner limanı arasında yer alan Kumport, 2019 yılının üçüncü çeyrek sonuçlarını açıkladı. Buna göre, üçüncü çeyrekte Marmara Bölgesi’nin en fazla ithalat yük elleçleyen limanı olduğu bildirilirken, liman ilk 9 ayda 161 bin 30 TEU ihracat dolu konteyner elleçledi, transit iş hacmi de 399 bin 917 TEU oldu. Yapılan açıklamada; 2019 yılının üçüncü çeyreğinde Kumport Limanı’na toplamda 666 konteyner gemisi, RoRo ve genel yük gemisi yanaştı. Temmuz ayında yapılan, 50 milyon dolarlık yatırımın önemli halkasını oluşturan saha ve rıhtım vincinin devreye girmesi ile birlikte operasyonel anlamda ciddi faydalar görülmeye başlandığı kaydedildi. 2 adet yeni 24 sıra rıhtım vinci ve 8 adet e-RTG ile operasyonel verimliliğini artıran liman, yeni vinçlerin operasyona katılmasıyla gemi performanslarında artış yakaladı.

14 KASIM - ARALIK

Türk Loydu’ndan çifte zafer TÜRK Loydu NSCA’nın (Uluslar Arası Askeri Gemi Klas Kuruluşları Birliği) Başkanı oluyor. NSCA (Naval Ship Classification Association) Uluslararası Askeri Gemi Klas Kuruluşları Birliği’nin 14 Ekim 2019 tarihinde Almanya’da gerçekleşen genel kurul toplantısında Türk Loydu bu dönem için başkan yardımcılığına, bir sonraki dönemde de başkanlık görevine seçildi. Uluslararası Askeri Gemi Klas Kuruluşları Birliği NSCA, NATO üyesi ülkelerin, askeri alanda çalışmalar yürüten klas kuruluşlarının koordinasyonunu sağlamak amacıyla 2001 yılında kurulan ve 2019 yılı itibarıyla Türk Loydu, ABS, DNV GL, LR‘nin de dahil olduğu yedi üyeden oluşmaktadır. Türk Loydu 2004’de katıldığı NSCA’nın aktif bir üyesi olup çalışma gruplarına ve geliştirilen askeri gemi kurallarına önemli katkılar sağlamakta. Türk Loydu adına; Türk Loydu A.Ş. Genel Müdürü Lütfü Savaşkan ve Kural Geliştirme ve Yasal Mevzuat Bölümü Müdürü Bekir Sıtkı Türkmen’in katıldığı NSCA Genel Kurulunda çevresel konulara NSCA’in hem birlik anlamında ve hem bireysel klas kuruluşları olarak katkıda bulunulması ve NSCA’in 2018 yılında INSA’ya sunduğu MARPOL ile ilgili yorumların genişletilmesi konuları görüşüldü.



Kısa Kısa Kapasite artışısına gidiyor: O ilçede kimyasal tank isyanı

DİLOVASI’NDA bulunan Altıntel Limanı kapasite artışına gidiyor. Limana, 20 adet petrol ve petrol türevi sıvı kimyasal madde depolama tankı yapılacak. Halihazırda Altıntel

Limanı'ndan bulunan 63 adet tanka, 23 bin 500 metreküp kapasiteli 20 tane daha ek tank yapılacak. Proje tamamlanınca liman, 83 tank kapasiteli bir bölge haline gelecek. 45 milyon

liraya mal olacak olan proje ile ilgili hazırlanan proje ile ilgili ÇED süreci başlatıldı. Şimdi de ÇED sürecine halkın katılımı toplantı düzenlenecek. Toplantı, 5 Aralık günü saat 10:00’da Dilovası Belediyesi hizmet binasında yapılacak. Bölge sakinleri ise bölgenin kimyasal tanklarla doldurulmasına karşı. Kimyasal tankların yapılması istenen Adatepe bölgesinin ise sosyal alan olarak düzenlenip, sanayiye kapatılması isteniyor. Yapılan çağrı şöyle; “Dilovası Adatepe Mahallemizin doğal yapısını kimyasal depolama tanklarını koymak sureti ile harap eden firma Adatepe' ye yeniden kimyasal depolama tankları inşa edebilmek için ÇED başvurusunda bulunmuştur.”

Mersin Limanı’na Avrupa’dan destek TÜRKİYE’NİN Ortadoğu’ya açılan kapısı Mersin Uluslararası Limanı’na Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan yeni yatırımların ve operasyonların finansmanı için 600 milyon dolarlık vadeli tahvil ihracına destek geldi. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Türkiye'nin en büyük limanı olan Mersin Uluslararası Limanı'nın operasyonlarının ve yeni yatırımlarının finansmanı için 600 milyon ABD Doları tutarında 5 yıl vadeli tahvil ihracına destek verdi. EBRD, Mersin Limanı'nın ihraç ettiği tahvillere 90 milyon ABD Dolar yatırım yaptığı ve Türkiye'nin içinde olduğu zorlu piyasa ortamında yatırımcıların bu tahvil ihracına çekilmesine yardım etti. Yapılan bu tahvil ihracı Mersin Limanı'nın 2013 yılında yaptığı Ağustos 2020 vadeyi tahvil ihracının yeniden finansmanına da yardım edecek. Türk uluslararası ticaretinin yüzde 85'inin deniz yoluyla taşınmasıyla, Türk sanayisinin ve tarımın Orta Doğu'ya açılan kapısı olan Mersin Uluslararası Limanı'nı geliştirmek ülke ekonomisi için hayati öneme sahip.

16 KASIM - ARALIK

Tersan, inşa ettiği balıkçı gemilerini teslim etti TERSAN Tersanesi, Ervik Grup şirketlerinden FROYANES AS ve VESTKAPP AS’ye 2 adet fabrika balıkçı gemisi teslimatını başarılı bir şekilde gerçekleştirdi. Marin Teknik tarafından tasarlanan 2 kardeş gemi, Atlantic’te balıkçılık operasyonları yürütmek üzere Tersan Tersanesi’nden ayrıldılar. İlk 3 gemi, başarılı bir şekilde balıkçılık operasyonlarını sürdürmeye devam ederken 54 metre uzunluğundaki yeni 2 gemi, Tersan Tersanesi’nin Ervik Havfiske için başarılı bir şekilde üretmiş olduğu 4. ve 5. gemi oldular. Ayrıca Tersan Tersanesi’nin 100., Ervik grup şirketlerinin ise 6. olan NB1100 fabrika balıkçı gemisinin inşası da Tersan Tersanesi’nde halen devam ediyor. Geminin 2021’in son çeyreğinde teslim edilmesi planlanıyor. Tersan Tersanesi İş Geliştirme ve Pazarlama Direktörü Şakir Erdoğan, Ervik Havfiske’ye başarılı bir şekilde 2 gemi daha teslim etmiş olmaktan çok mutlu ve onurlu olduklarını dile getirdi.



Kısa Kısa Teminat mektubu sorunu ihracat oranını düşürdü

AVRUPA Birliği’nin (AB) yeni düzenlemelerine uyumlu çevreci ve teknolojik donanıma sahip gemilere talebin hızlanması paralelinde Avrupalı tersanelerde sipariş defterleri dolarken, pazarın önde gelen üreticilerinden Türk gemi inşa sektörü oyun dışında kalma tehlikesiyle karşı karşıya. Uzun süredir çözüme kavuşturulamayan teminat mektubu sorunu, alınan sipariş sayısını sınırladı; ihracat da düşüşe geçti. Özel amaçlı tekne inşasında dünyada birçok ilke imza atan ve teknolojik gemi üretiminin adresi Norveç’te büyük pazar payı bulunan Türk gemi inşa sanayiinin ihracatı, sadece ekim ayında geçen yıla göre yüzde 67 düşüş kaydetti. Tersaneciler, büyüyen pastadan pay almak ve Avrupalı rakiplerine karşı rekabet güçlerini koruyabilmek için teminat mektubu sorununa alternatif acil çözüm bekliyor. Gemi ve yat ihracatı “teminat” krizi nedeniyle 2018 yılında düşüşe geçmiş, sektör ihracatı geçen yıl yüzde 26 gerileme ile 990 milyon dolarda kalmıştı. İhracatımızdaki düşüşün en büyük nedeni iş avansı karşılığı verilen Türk bankalarının teminat mektuplarının Avrupa bankaları tarafından kabul edilmemesiydi.

Yalova’da tersaneler 2022’ye kadar dolu YALOVA Altınova Tersane Girişimcileri Birliği Başkanı Şükrü Fazıl Uzun, gemi ihracatının yüzde 70’inin Yalova’dan yapıldığını belirterek, "Halen Türkiye'de ilk kez kruvaziyer yapılmakta ayrıca tersanelerimizden bazılarının yeni inşa sipariş defterleri 2022 yılına kadar doludur dedi. Yalova Altınova Tersane Girişimcileri Birliği Başkanı Şükrü Fazıl Uzun, gemi ihracatının yüzde 70’inin Yalova’dan yapıldığını belirterek, "Halen Türkiye'de ilk kez kruvaziyer yapılmakta ayrıca

tersanelerimizden bazılarının yeni inşa sipariş defterleri 2022 yılına kadar doludur dedi. Son açıklanan ihracat rakamlarına göre Kasım ayı verileri baz alındığında ihracatını en çok artıran il Yalova oldu. Yalova'nın ihracatını artırmasında ise tersanelerin önemli bir payı bulunuyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Yalova Altınova Tersane Girişimcileri Birliği Başkanı Şükrü Fazıl Uzun, tersanelerinin özellikle şehrin ihracat hacminde önemli bir rol oynadığına işaret etti.

Yasa Denizcilik Güney Kore’den iki tanker sipariş etti YASA Denizcilik, DSC ile iki tanker için anlaşma imzaladı. Yasa Denizcilik, Güney Kore merkezli gemi inşaatı ve gemi onarım hizmetleri veren Daehan Shipbuilding Corporation (DSC) ile 158. 000 DWT’lik iki

18 KASIM - ARALIK

tanker için anlaşma imzaladı. Şirket birim başına yaklaşık 61 milyon dolar ödeyecek. 274 metre uzunluğa ve 48 metre uzunluğa sahip olacak Suezmax tankerlerinin Ocak 2022'de teslim edilmesi planlanıyor.


Yatay Yaşam Hattı Horizontal Life Line GVR2457

Dikey Yaşam Hattı Vertical Life Line GVR44

CEN/TS 16415:2013 EN 795:2012

EN 353-1:2018 0158

JULI SLING CO.,LTD

0158

i n f o @ g o v e r. c o m . t r

g o v e r. c o m . t r

goverapp.com


Röportaj

Socar Türkiye Deniz Satış Direktörü Zeki Tarakçı

Hazır mıyız sorusuna yanıtımız “Evet”

15 milyar doları aşan yatırım büyüklüğü ile Türkiye’nin en büyük dış yatırımcısı olan Socar’ın Türkiye Deniz Satış Direktörü Zeki Tarakçı’yı ağırladık. Kendisiyle hem Socar’ı hem Türkiye yakıt piyasasındaki markası Socar Marine’yi hem de diğer yatırımları konuştuk. Ayrıca, uzun zamandır gündemimizde, yakın zamanda da hayatlarımıza dahil olacak olan IMO uygulamalarını masaya yatırdık. Bugün SOCAR Marine dediğimizde nasıl bir portreyi konuşmuş oluyoruz? İki kardeş ülke Azerbaycan ve Türkiye arasında artan ekonomik işbirliğinin bir simgesi olan SOCAR Türkiye, ülkenin en büyük şirketlerinden biri olma yolunda hızla ilerlerken hayata geçirdiği yatırımlarla Türkiye’nin uluslararası enerji platformlarında önemli bir güç haline gelmesine de yardımcı oldu. Bugün SOCAR Türkiye, ileri teknolojiye sa-

20 KASIM - ARALIK

hip, her biri kendi alanında dev şirketleri bünyesinde barındıran güçlü bir gruba dönüşmüş bulunuyor. Çatısı altında; Petkim, TANAP, STAR Rafineri, SOCAR Terminal, Petkim RES, Bursagaz, Kayserigaz, Enervis, Millenicom, SOCAR Dağıtım ve SOCAR Depolama gibi çok sayıda şirketi barındıran SOCAR Türkiye, Azerbaycan’ın şimdiye kadar tek bir ülkeye yaptığı en büyük çaplı yatırımları hayata geçiren şirket olma özelliğine de sahip. Bugün 15 milyar doları aşan yatı-

rım büyüklüğü ile Türkiye’nin en büyük dış yatırımcısı olan SOCAR Türkiye, yakın vadede bu rakamı 19,5 milyar dolar düzeyine çıkarmayı hedefliyor. Enerji alanındaki uzmanlığını denizcilik yakıtları pazarında SOCAR Marine olarak sürdüren şirketimiz, yüksek tecrübesi, güçlü müşteri ilişkileri, ihtiyaçlara hızla yanıt veren yapısı, üstün ürün ve hizmet anlayışı ile öne çıkmayı amaçlıyor. Türkiye’nin bu alandaki di-


www.7deniz.net < namiklerini harekete geçirmeyi hedefleyen şirketimiz, bölgemizi deniz yakıtları pazarında önemli bir konuma getirmeyi planlıyor. IMO’nun çevre konusundaki düzenlemelerinin yakıt piyasasına yansımasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu konudaki yatırımlarınızı ve hazırlıklarınızı öğrenebilir miyiz? Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından, 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren ‘%0,50 küresel kükürt üst sınırının uygulama kararı’ alınması, dünya denizcilik ve yakıt piyasalarında yeni bir dönemin de başlangıcı olacak. Bu uygulamanın hayata geçmesiyle gemiler tarafından kullanılan akaryakıtın kükürt içeriğinde önemli bir düşüş olacağından çevreye yayılan kükürt emisyon miktarı da büyük ölçüde azalacak. Dünyanın en büyük petrol ve doğalgaz şirketlerinden Azerbaycan devlet petrol şirketinin Türkiye’deki iştiraki SOCAR Türkiye’nin deniz yakıtları pazarında aktif olarak faaliyet gösteren markası SOCAR Marine, bu yeni uygulamaya tam olarak hazır durumda. Şirketimiz yeni uygulama kapsamında dünya yakıt piyasasında kullanılacak olan tüm yakıt tiplerini Türkiye’nin en büyük yakıt ikmal merkezi olan Marmara Bölgesi’nde ve aynı zamanda İskenderun Körfezi’nde müşterilerinin kullanımına sunacak. Diğer taraftan şirketimizin, Marmara bölgesinde düşük kükürtlü fuel oil (VLSFO) yakıt ikmali de bu yıl kasım ayı itibarıyla başlamış bulunuyor. Bu kapsamda Marmara Bölgesi’nde kullanmakta olduğumuz depolama tesislerindeki tank kullanım hacmi artırırken, Barge filomuzu da IMO 2020 yönetmeliğine uygun olacak şekilde optimize ederek özellikle VLSFO satışına uygun hale getirdik. Böylelikle, düşük kükürtlü deniz motorini (LSMGO), yüksek kükürtlü fuel oil (HSFO) ve 2020 yılından itibaren zorunlu olarak sektörde kullanılacak olan çok düşük kükürtlü fuel oil (VLSFO) ürünlerinin tamamını, ürün gamı içerisinde bulundurmak üzere hazırlıklarımızı tamamladık. SOCAR MARINE; Marmara Bölgesi limanları, Ege Bölgesi, Aliağa, İzmir, Çeşme gibi önemli yakıt ikmal noktalarında ve Akdeniz Bölgesi’nde İskenderun ve Mersin limanlarında yakıt ikmallerine devam edecek. IMO’nun bu regülasyonları yakıt fiyatlarına nasıl yansıyacak? Bu gelişme kısa ve uzun vadede nasıl bir değişimi beraberinde getirecek?

Yıllık 250 milyon ton olarak tahmin ettiğimiz dünya yakıt pazarını oluşturan yaklaşık 50 bin ticari geminin, 200 milyon ton fuel oil, 50 milyon ton deniz motorin tükettiğini değerlendiriyoruz. IMO 2020 sonrasında ise bu pazarın; 50 milyon ton yüksek sülfürlü fuel oil, 120 milyon ton çok düşük sülfürlü fuel oil ve 80 milyon ton deniz motorininden oluşmasını bekliyoruz. Tahminlerimize göre IMO 2020 uygulaması sonrasında VLSFO kullanımı ile beraber deniz motorini kullanımı da ciddi oranda artacak. 1 Ocak 2020’de yürürlüğe girecek olan %0,50 küresel kükürt üst sınırının uygulaması ile fuel oil fiyatlarında (HSvsLS) %70-75’e yakın bir artış olacağı da tahmin ediliyor. Deniz motorinindeki talep artışı sebebiyle, motorin fiyatlarında da yükseliş öngörülüyor. Uluslararası Denizcilik Örgütü’ne (IMO) göre dünyadaki tüm emtiaların yüzde 90’ı, zincirin bir parçasında deniz yoluyla taşınıyor. Maliyetler nedeniyle de global enflasyona artış olarak yansıyacağına kesin gözüyle bakılıyor.

“Gemi yakıt ikmal faaliyetlerimizle, Marmara, Ege ve Akdeniz bölgeleri ile Türkiye’nin her noktasında yakıt ikmali yaparak sektörün gelişmesine katkıda bulunuyoruz ve yeni bölgeleri dünya pazarına sunuyoruz” Yüksek sülfürlü fuel oil (HSFO) ile çok düşük sülfürlü fuel oil (VLSFO) arasındaki fiyat farkı 230- 250 dolar bandında seyrediyor. Yılda yaklaşık 250 milyon ton deniz yakıtı tüketildiği varsayımından hareketle, 0,5 kükürt etkisi, scrubber (yeni nesil teknoloji ile geliştirilen gaz yalıtım sistemi) amortismanları, motorin fiyatlarındaki artış da dâhil edilir ise yılda yaklaşık 45- 50 milyar dolara yakın ek maliyet ortaya çıkacağı söylenebilir.

KASIM - ARALIK 21


Röportaj

“Şirketimiz yeni uygulama kapsamında dünya yakıt piyasasında kullanılacak olan tüm yakıt tiplerini Türkiye’nin en büyük yakıt ikmal merkezi olan Marmara Bölgesi’nde ve aynı zamanda İskenderun Körfezi’nde müşterilerinin kullanımına sunacak” Alternatif yakıtlar arasında yer alan LNG ile çalışan gemilere olan artan talebin yakıt piyasasında nasıl bir değişikliğe neden olacağını düşünüyorsunuz? Türk denizcilik sektörü sizce bu konuda nasıl bir pozisyon almalı? Uluslararası deniz taşımacılığında, kısa sayılmayacak bir süre daha LNG, elektrik gibi alternatif yakıtlar, alternatif olarak kalmaya devam edecek. Ancak artan yakıt maliyetleri, alternatif yakıtları teşvik edici hale getirmeye başladı. Şimdiye kadar yapılan fizibilite çalışmalarında yüksek kükürtlü fuel oil ile LNG karşılaştırması yapıyorduk ve çıkan sonuçlar çok etkileyici değildi. Şimdi ise VLSFO ürünündeki genel arz problemi (çok ciddi seviyede görünmese de yüksek kükürtlü fuel oil gibi de değil) ve yüksek fiyat, LNG’li gemi yatırımını teşvik edici boyuta geldi. Mevcut çalışan gemilerin

22 KASIM - ARALIK

LNG’ye dönüştürülmesi çok zor bir süreç olmakla beraber yeni yapımlarda en iyi seçenek olarak LNG karşımıza çıkıyor. Bizce en hızlı dönüşüm yurtiçi hatlarda başlayacak olup, global anlamda yayılması için ise daha zamanımız var. Açıkçası bu düzenlemeyle ilgili sektörün kafası hayli karışık. Bir yandan scrubber mı taktırsam yoksa düşük emisyonlu yakıt mı alsam diye düşünürken, diğer taraftan da scrubberın hayli maliyetli olması düşük emisyonlu yakıtın da kalitesiyle ilgili soru işaretleri mevcut. Bu konuda sizin değerlendirmelerinizi alabilir miyiz? Scrubber: IMO 2020 sonrasında gemilerin daha uygun fiyatı olan yüksek sülfürlü fuel oil kullanabilmesi için scrubber sisteminin gemiye takılması gerekiyor. Yaklaşık 45 bin ticari gemi HSFO kullanmakta olup bunların 25 bin kadarı ancak scrubber takılmaya uygun görünüyor. Son yapılan araştırma ve tahminlere göre 2020 itibarıyla ancak 2.7003.000 gemide scrubber sistemi olabilecek. Yıllık scrubber üretim kapasitesinin ise 5.000 adet olduğu düşünülüyor. ‘Scrubber takmalı mıyım’ sorusunun cevabındaki hesap detayını armatörlerimiz son derece incelikli bir şekilde yapıyorlar. Yüksek tüketim var ise ve geminizin ekonomik ömrü de buna müsaade ediyorsa cevap kesinlikle ‘evet.’ RO-RO ve konteyner gemileri iyi örnekler sayılabilir. Armatörlerimizin kendi işini yaparken yaşayacağı rekabet ortamı bir diğer önemli etken. Her yeni ürünün ilk uygulamala-

rında yüksek maliyetlerle karşılaşılıyor. Ballast Water Treatment sistemi buna çok iyi örnek. Zaman geçtikçe scrubber maliyetleri de uygun seviyelere gelecektir diye düşünüyoruz. Fuel oil: Genel olarak enerji sektörü ve özelinde denizcilik yakıtları konusunda değerlendirme yapmak gerekirse, fuel oil üretimi, rafineri upgrade’leri ile düşmeye devam edecek. Otoriteler tarafından verilen mesaj ise çok net: “Fuel oil için bir gelecek yok.” Burada şu soruyu sorabiliriz; ‘O zaman neden scrubber takayım?’ Çünkü geri dönüş süresi fuel oil’in piyasayı terk etmesinden çok daha kısa. Kalite: Çok düşük sülfürlü fuel oil yapabilmek için kullanılan ürünler sebebiyle kalite ile ilgili sorunların artması beklenebilir. Net olarak biliyoruz ki, VLSFO ürün direkt üretimden ancak düşük kükürtlü ham petrol işleniyorsa çıkabilir. Düşük kükürtlü ham petrol varlığı ise çok sınırlı. Bu sebeple VLSFO ürün talebinin küresel anlamda karşılanabilmesi için karışım ürünlerin kullanılması gerekiyor. Burada birincil önemdeki parametre ürünün stabil (dengeli) olması ve ikincil sırada ise karışması halinde compatibil (uyumlu) olmasıdır. Stability’den bahsettiğimizde, ürünü oluşturan farklı ürünler kendi içinde ayrışmaya sebebiyet vermemeli. Compatibility’de ise, özellikle VLSFO’da her ürünün birbiri ile uyum mümkün değildir. Bu sebeple iki farklı VLSFO ürünün prensipte birbirine karıştırılmaması esas olmalı. Eğer ka-


www.7deniz.net < rıştırılacak ise yaklaşık 1-1,5 saat süren compatibility testinin kesinlikle yapılması gerekir. Elinizdekinin ne olduğunu bilirseniz yönetmesi de kolay olacaktır. Yakıt maliyetleri: Son dönemde 1.000 ppm denizcilik motorini ile 10 ppm motorin arasındaki farkın azalması motorindeki fiyat artış trendinin devam edeceğinin göstergesi sayılabilir. Ancak VLSFO kalite kaygıları giderilebildikçe ve dünya çapında temini arttıkça, motorine yönelim düşecek. Diğer taraftan VLSFO ürün HSFO üründen 230-250 dolar daha pahalı ve fark azalacak olsa da HSFO fiyatı sebebiyle her zaman cazibesini koruyacak görünüyor. Son dönemde yaşanan bir diğer gelişme ise FOB-CIF farkları. Ortalama 10-12 dolar olan fark 22-30 dolar seviyelerine çıkmış durumda. Yani yakıt maliyetlerinden dolayı navlun maliyetleri de artıyor ve artacak. Sizce gerek Türk denizcilik sektörü gerekse de dünya denizciliği bu yeni döneme yeterince hazır mı? 2005 yılında Uluslararası Denizcilik Örgütünün (IMO) gemilerde kullanılan yakıtlardaki sülfür oranının düşürülmesi ile ilgili ilk kararından bu yana yaklaşık 15 yılı geride bırakıyoruz. Geçen 15 yıl içinde IMO kademeli olarak gemi yakıtlarındaki sülfür oranını önce 2008 yılında %4,5’ten, %3,5 seviyesine, sonrasında ECA bölgesinde 2015 yılında %0,1

seviyesine indirdi. En son 2016 yılında ise sülfür oranının %0,5’e indirileceği tarih 1 Ocak 2020 olarak teyit edildi ve bu kararın uygulama başlangıç tarihinin ertelenmeyeceği çeşitli defalar kamuoyu ile paylaşıldı. Ancak, dünya ekonomisindeki olumsuz gelişmeler, petrol fiyatlarının öngörülebilir olmaktan çıkması, artan rekabet koşulları ve navlun fiyatlarındaki dalgalanmalar gibi sebeplerle hem armatörler hem de gemi yakıt ikmalcileri alınması gereken yatırım kararlarını ve 2020 hazırlık planlarını ertelemek ya da son yıla bırakmak durumunda kaldı. Bu nedenle 2020 yılının ilk yarısında sektörün tüm paydaşlarının tam olarak hazır olması pek mümkün değil. Scrubber yatırımı, VLSFO kullanımına devam gibi kararların zaman içinde değişeceğini kesinlikle göreceğiz. İkmal tarafında bakıldığında biz SOCAR Marine olarak kasım ayı itibariyle VLSFO yakıt ikmallerine başladık ve her geçen gün satış rakamlarını arttırıyor. ‘Biz hazır mıyız’ sorusuna yanıtımız ‘evet’. Gelelim SOCAR Marine’nin yılı nasıl kapatıyor olduğuna ve 2020 ile ilgili hedeflerine… SOCAR Marine olarak, sektörün en genç oyuncusu olmamıza rağmen SOCAR Türkiye’nin yatırımlarına paralel olarak büyüyen ve lider konumunda bir

gemi yakıt ikmal şirketiyiz. Bugün bünyemizde bulunan STAR Rafineri, Petkim, TANAP, Bursagaz, Kayserigaz gibi şirketler ile bir enerji şirketi olmamızla birlikte, STAR Limanı, Petkim Limanı, SOCAR Terminal Konteyner Limanı, STAR Depolama Limanı ve bu limanlara gelen gemilere verdiğimiz hizmetlerle Türkiye’nin büyük denizcilik şirketlerinden biriyiz. Aynı zamanda gemi yakıt ikmal faaliyetlerimizle, Marmara, Ege ve Akdeniz bölgeleri ile Türkiye’nin her noktasında yakıt ikmali yaparak sektörün gelişmesine katkıda bulunuyoruz ve yeni bölgeleri dünya pazarına sunuyoruz. Mersin ve İskenderun bölgeleri buna çok iyi birer örnek. Uluslararası deniz yakıt pazarında büyümemize devam etmekle beraber, yakın zamanda iç piyasa gemi yakıt ikmallerine de başlayacağımızı buradan okuyucularınıza duyurmak isterim.

“Enerji alanındaki uzmanlığını denizcilik yakıtları pazarında SOCAR Marine olarak sürdüren şirketimiz, yüksek tecrübesi, güçlü müşteri ilişkileri, ihtiyaçlara hızla yanıt veren yapısı, üstün ürün ve hizmet anlayışı ile öne çıkmayı amaçlıyor”

KASIM - ARALIK 23


Makale

Kısa süreli fiyat şoklarına hazırlıklı olalım Uzun zamandır konuşulan büyük değişiklik sonunda geldi çattı. Hatırlamak gerekirse, Birleşmiş Milletler'in (UN) denizcilikten sorumlu kuruluşu Uluslararası Denizcilik Organizasyonu (IMO), 2020 itibarıyla tüm dünya genelinde sülfür oranı tavanının %3,5'ten %0,5'e indirilmesi yönünde karar almıştı. Bu mevzuat değişikliği, denizcilik sektöründe Birinci Dünya Savaşı zamanında kömürden petrol ürünlerine geçilmesinden bu yana yaşanacak en büyük değişim olarak görülüyor.

Çağatay Azaklı CFO-Unerco Petrol Ürünleri Denizcilik ve Ticaret AŞ

24 KASIM - ARALIK


www.7deniz.net < IMO 2020’ye bir kala yakıt fiyatları Günümüzde denizcilik sektöründe, 5 milyon varil civarında yakıtın günlük bazda tüketildiği tahmin ediliyor. Tüketilen yakıtların dağılımına baktığımızda, yaklaşık %70-80 oranında yüksek sülfürlü fueloil (HSFO) ve sadece %20-30 oranında gazoil (MGO) kullanıldığını görüyoruz. Rafinerilerin en ucuz çıktısı olan (hatta çöp olarak nitelendirilen) HSFO ürünü yerine, kalite olarak arabalarımızda kullandığımız damıtık ürünlere yakınsayacak pahalı bir ürüne geçiliyor olması denizcilik sektörü açısından soru işaretlerini beraberinde getiriyor. Mevzuat yürürlüğe girdiğinde ne değişecek? Bu değişimin boyutunu daha iyi anlamak için bazı sayısal verilere bakalım. Mevzuat yürürlüğe girdiğinde HSFO kullanım oranının %70’li seviyelerden %30’lara kadar düşeceği tahmin ediliyor.

Bu gerçekleşirse, MGO ve benzeri ürünlere olan günlük talebin 2 milyon varilden daha fazla artacağını; yani talebin bir anda 2 ila 3 katına çıkacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu boyuttaki bir değişim karşısında, yakıt fiyatlarının etkilenmemesi pek mümkün görünmüyor. Bu etki-

yi ölçmek için, finansal piyasalarda işlem gören vadeli kontratlara bir göz atalım. Tüm dünyanın takip ettiği Brent ham petrolü, varil fiyatı üzerinden işlem görüyor. Hesaplamalarda kolaylık olması açısından bu fiyatları varil fiyatından, denizcilik yakıtlarında kullanıldığı şekliyle metrik ton fiyatına çevirelim (1mt Brent ~ 7,33 varil). Şimdi buna göre ileri vadelerdeki kontratların fiyatlarını yeniden hesaplayıp, HSFO ve MGO ton fiyatlarıyla (Akdeniz FOB) bir kıyaslama yapalım. Fiyatlamalardan görüleceği üzere, HSFO fiyatları en düşük seviyelerini; MGO fiyatları ise en yüksek seviyelerini 2020’nin başında görüyor. Yüksek sülfürlü ürünlere olan talep neredeyse bir anda ortadan kalkacağı için, HSFO fiyatı şu anda MGO’dan neredeyse $400 daha ucuz hale gelmiş durumda. Vadelilere göre önümüzdeki dönemde bu fark azalsa da devam edecek. Diğer taraftan, düşük sülfürlü fueloil (VLSFO) fiyatları da umulduğu kadar ucuz olmayacak gibi duruyor, zira hali hazırda MGO fiyatlarının sadece $50 ila $100 altında işlem gördüğünü söyleyebiliriz. Mevcut fiyatlamalardan da anlaşılacağı üzere, denizcilik sektörü önceden hiç işlenmemiş ham petrolden dahi ucuz olan bir ürün kullanırken artık daha pahalı/premium bir ürün kullanır hale gelecek.

“2020'ye girdiğimizde kısa süreli fiyat şoklarına hazırlıklı olmak doğru olacaktır” KASIM - ARALIK 25


Makale

“HSFO fiyatı şu anda MGO'dan neredeyse $400 daha ucuz hale gelmiş durumda. Vadelilere göre önümüzdeki dönemde bu fark azalsa da devam edecek” Fiyatların gelişimine baktığımızda ise MGO fiyatlarının uzun zamandır belirli bir bantta hareket ederken; HSFO fiyatlarının (özellikle son beş ayda) resmen çakıldığını görüyoruz. Bu resme bakarak, talepteki azalışın HSFO fiyatlarına tam anlamıyla yansıdığı söylenebilir. Ancak MGO’daki talep artışının fiyatlara tam anlamıyla yansıdığını iddia etmek zor (özellikle ilk geçiş ayları için), damıtık ürünlerde ciddi bir sıkışıklık yaşanacağına dair henüz bir fiyatlama görünmüyor. 2008 yılında dünya genelinde benzer bir damıtık ürün sıkışıklığı yaşandığını görmüştük. İlgili dönemde, MGO-HSFO fiyat farkı $700’ün üzerine çıkmış; MGO fiyatları, HSFO fiyatının iki katına (hatta kısa bir süreliğine üç katına) erişmişti. Buna bağlı olarak, pahalı olan damıtık

26 KASIM - ARALIK

ürünleri üretmek adına tam kapasite çalışan rafineriler ham petrol fiyatlarının varil başına $150 seviyesine yaklaşmasına yol açmıştı. O dönemle aynı koşullar geçerli olmasa da (zira dünya ekonomisinde o zamanki gibi bir aşırı ısınma söz konusu değil, tam tersi yavaşlama emareleri görülüyor), 2020’ye girdiğimizde kısa süreli fiyat şoklarına hazırlıklı olmak doğru olacaktır.

“Rafinerilerin en ucuz çıktısı olan HSFO ürünü yerine, kalite olarak arabalarımızda kullandığımız damıtık ürünlere yakınsayacak pahalı bir ürüne geçiliyor olması denizcilik sektörü açısından soru işaretlerini beraberinde getiriyor”


We are at your service at all shipping requirements

Victoria River& Sea Transport Ltd. Istanbul Barbaros Mah. Mor Sümbüi Sok, Teknik Yapı Deluxia Palace No:5/A Office 433 Atasehir, Istanbul Turkey 34746 www.victoriariversea.com

Ph : +90 216 504 9972 Fax : +90 216-504 9628 Gsm : +90 545 792 2007 mail : transport@victoriariversea.com : victoria@victoriariversea.com


Röportaj

Bizden ne beklenildiğini biliyoruz

Zeymarine Gemi Acenteliği Kurucu Ortağı Gürkan Kösemen ve Kaptan Umut Çınar

Zeymarine Gemi Acenteliği Kurucu Ortağı Gürkan Kösemen “Her iş zor ama atacağınız adımları bildiğiniz sürece işler kolaylaşıyor. Biz hem armatör hem kiracı acenteliği yapıyoruz. Bazı durumlarda iki şapka takmamız gerekiyor” diyor. Firmanın diğer ortağı Kaptan Umut Çınar ise ekibi genişleteceklerini çünkü iyi servis hizmeti sunabilmek için iyi ve doğru insanlarla çalışılması gerektiğini vurguluyor.

G

ürkan Kösemen, “İyi servis hizmeti vermek istiyorsanız, bunu ancak iyi ve doğru insanlarla verebilirsiniz. Büyüdükçe işler karmaşıklaşıyor. İnsana yatırım yaptığımız gibi sisteme de yatırım yapıyoruz. Yeni yıldan itibaren yeni bir

28 KASIM - ARALIK

acentelik programıyla devam edeceğiz. Çünkü sayılar gerçekten arttıkça mevcut yapı bunu kaldıramaz hale geliyor. Biraz da bunlara yöneldik. Eğitimler ve hayatımızı biraz daha kolaylaştırıcı önlemler alıyoruz. Bunları sağladıktan sonra iyi bir pazarla-

ma stratejisi izlememiz gerekiyor” dedi. 2019 verimli bir yıl oldu 2019 yılında firma olarak emin adımlarla ilerlediklerini söyleyen Zeymarine Gemi Acenteliği Kurucu


www.7deniz.net <

Ortağı Gürkan Kösemen, “2019’da Delmar Safety firması ile bir ortaklık planlamamız vardı, onu hayata geçirdik. Önce Singapur sonra da Rotterdam ofislerimiz faaliyete başladı. Norden firmasının teknik departmanının acenteliğini yaklaşık 3 senedir yapmaktaydık. 2019 Şubat itibariyle firmanın operasyonunda tamamen Türk limanlarını da kapsayacak şekilde genel acenteliğe başladık.1 Haziran itibariyle de firmanın tüm Türk boğazlarından geçen gemilerinin acenteliğini aldık. Bu sene portföyümüze kattığımız Maersk Tanker firmasının koruyucu ve armatör acenteliği işleri var. Bu şekilde artarak devam eden bir portföy yaratıyoruz. Zaten amaç da buydu. Her ne kadar birinci sınıf müşterilere hizmet veriyor olsak da ticari olarak az sayıda müşteriye hizmet vermemiz yine bir risk oluşturuyor. Müşteri portföyümüzü ne kadar artırırsak riski o kadar dağıtacağımıza inanıyoruz. Buradaki en büyük handikap müşteri portföyünü artırırken şirketteki oluşumu da aynı şekilde büyütebilmektir. Verdiğiniz sözlere ve imzaladığınız sözleşmelere sadık kalabilmeniz için servis kalitenizi her zaman en yüksekte tutmanız gerekiyor. Bu zaten çalışan arkadaşlarımızın özverili davranışıyla oluyor” dedi. Merkez ofiste 14 kişi olduklarını belirten Kösemen, Tuzla ofisine ağırlık verdiklerini ifade ediyor: Çünkü balast suyu yönetim ve IMO 2020 regülasyonu alternatifi olarak scrub-

ber uygulamaları sebebiyle tersaneye gelen gemilerde bir artış söz konusu. Aynı yoğunluğu 2020 yılında da bekliyoruz. Tuzla ofisteki çalışan sayımızı arttırmayı düşünüyoruz. Türk tersaneciliğinin geldiği noktayı değerlendirmek için çalışıyoruz 2019 hedeflerini neredeyse tutturduklarını belirten Kösemen, “Tabii ki 2020 için de hedeflerimiz var” diyor ve şöyle devam ediyor; “Sonuçta Türk tersaneciliği dünyada çok iyi bir yere geldi. Hakikaten de çok talep edilen bir noktadayız. Bu avantajı, acente olarak kullanmak için elimizden geleni yapıyoruz. Sırf acenteler değil Türk tersanelerinin getirdiği bu katma değer sektördeki diğer kollara da yansıyor. Bu süreci maksimum fayda ile kapatmaya çalışıyoruz. 2020’de de hedeflerimiz var elbette. Müşteri portföyümüzü artırmak ve kadromuzu da bu paralelde geliştirmek istiyoruz. Servis kalitesini hiçbir koşulda düşürmemeyi hedefliyoruz”.

malarının sahip olduğu gemiler. Yani genel anlamda şahıs olarak armatör olmayan firmalar. Yatırımcıları olduğu firmalar “çevreci” firma görüntüsü ile yatırımları arttırabilmek adına Scrubber’ı tercih ediyorlar. Kendi parasıyla takmıyor çünkü, yatırımcıların parasıyla takıyor. Doğrudan halka arz olan bir firma nakit açısından finansmana daha kolay ulaşan firma, bunu yapıyor ama genelde armatör temelli firmalar bu maliyeti kolay kolay çıkarabileceğini düşünmüyorlar. O yüzden de düşük sülfürlü yakıtı kullanmayı, o aradaki farkın beklenenden daha düşük olacağını hesaplayarak bu yatırıma girmiyorlar” dedi.

IMO Regülasyonları ve yeni yakıt sistemleri Büyük filolara sahip armatörler arasında bir tartışma olduğunu söyleyen Kösemen, “Bir kısmı scrubber’a geçmek yerine yakıt fiyatıyla yüzleşmeyi tercih ederken kimisi de daha çevreci bir görüntü ile regülasyona uyum amacıyla Scrubber’a yöneliyor. Scrubber takanlar, aslında ya halka arz edilen şirketler ya da vakıf fir-

KASIM - ARALIK 29


Röportaj ana sponsorlar olarak mevcut ve potansiyel müşterilerimiz ile bir araya geldik. Bu tür başarılı organizasyonlarda yer alıp iş birliği yaptığımız çözüm ortaklarımızla beraber oldukça mutlu oluyoruz” dedi. Boğaz acentesi mi gemi acentesi mi?

2020’de yeni planlar Önümüzdeki yıl büyük grupların acenteliğini alma planları olduğunu kaydeden Kösemen, “Portföyü ne kadar genişletirseniz riski o kadar düşürmüş olursunuz. Bunun yanında getirdiği sorumluluk da artıyor. Devamlı kadroyu büyütmeye çalışıyoruz. Bugüne kadar şanslıydık, hep işinin ehli arkadaşlarla çalışıyoruz. Piyasada iyi ekip arkadaşı bulabilmek hiç kolay değil. Hem firma hem yönetim olarak iyi ve sözünde duran bir yönetimiz ki ekip arkadaşlarımız da özverili ve samimi olarak yaklaşıyorlar. Sonuçta biz burada bir ekibiz. Biz, yönetim olarak proje üretip, getiriyoruz. Ekip arkadaşlarımız da bu projeleri en iyi şekilde gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Elimizden geleni yapıyoruz. Şu ana kadar herhangi bir şikayet almadık, umarız bundan sonra da almayız” ifadesini kullandı. “Başarılı organizasyonlara katıldıkça mutlu oluyoruz” “Sadece yurtiçinde değil, yurtdışındaki organizasyonlara da dahil olup ismimizi daha çok tanıtma gayretindeyiz. Bu doğrultuda geçen sene olduğu gibi uzak doğuda sektördeki birçok firma ve çalışanı bir araya getiren organizasyonlarda sponsor olarak yer aldık ve almaya da devam edeceğiz. 16 Kasım Singapur’da düzenlenen “Mariners’ Nite” ve 22 Kasım Hong Kong’daki “Annual Ball”da

30 KASIM - ARALIK

“Sıkıntısız gemilerde sorun yok ama herhangi bir sorunla karşılaştığınızda yapılması gerekenleri bilmeniz gerekiyor” diyen Kösemen, “Her iş zor ama atacağınız adımları bildiğiniz sürece işler kolaylaşıyor. Biz hem armatör hem kiracı acenteliği yapıyoruz. Bazı durumlarda iki şapka takmamız gerekiyor. Bu armatör ve kiracıların kendi aralarında yaptığı ticari anlaşmalar sebebiyle oluyor. Biz her zaman geminin acentesiyiz. Kaptanın temsilcisiyiz. Müşterinin bizden ne beklediğini biliyoruz. Bir acente ne kadar proaktif olursa o kadar başarılı olur. Çözüm üretmeniz gerekir. Çünkü yabancı firma Türkiye’deki regülasyonu bilemez ve bilmek zorunda da değil. Bunu biz biliriz” ifadelerini kullandı. “Türkiye kaliteyi ucuza sunuyor” Gürkan Kösemen, “Geçen hafta Atina’daydım. Yunanistan’ın en büyük filolarından birinin merkezinde toplantım vardı. Orada bana söylenen şu, gemiyi Atlantik’ten veya Pasifik’ten balastlasak bile Türkiye’ye getiriyoruz. Bu maliyete değiyor mu diye sordum. Evet değiyor çünkü Çin’de istediğimiz kaliteyi ve performansı alamıyoruz, diyorlar. Avrupa’da zaten fiyatlar tamamen uçmuş. Türkiye tersaneleri bize hem kaliteyi hem fiyatı veriyor. Şimdi denizcilikte dünya devi olan bir Yunanistan var önümüzde ve en büyük filolardan biri bunu söylüyorsa bunu ciddiye almak lazım. Bu sektörümüz açısından gurur verici bir durum. Türkiye’deki denizcilik sektörü her sektör gibi siyasi ortamdan, konjonktürden etkilenebiliyor. Denizcilik sektörü en geç ve son etkilenen sektördür. İnsanların deniz taşımacılığına ihtiyacı var” dedi. 2020’de tersanelere ilginin devam etmesini diliyoruz “2020 tersanelere olan yoğun ilgi-

nin devam etmesini dilediğimiz bir sene olacak gibi görünüyor” diyen Kösemen, “Umarız 2019 gibi geçer. Biz de bu sırada hem var olan müşterilerimize hem de portföyümüze yeni katacağımız müşterilerimizle başarılı bir şekilde kapatmayı ümit ediyorum” dedi. Kaptan Umut Çınar: 2020 daha iyi olacak Şirket olarak son bir yılda çok önemli bir ilerleme kaydettiklerini söyleyen Zeymarine Gemi Acenteliği Ortağı Kaptan Umut Çınar, “Amacımız hiçbir zaman Türkiye’nin 1 numarası olalım, en iyi olalım değildi. Bizde butik hizmet vererek, iyi müşterilerle, doğru isimlerle iş birliğine gidelim düşüncesi var. 2019’da bunu bir adım öteye götürebildik. 2020’de de aynı düşünce, aynı yapıyla ilerlemeyi hedefliyoruz. Ekibi genişleteceğiz. İyi servis hizmeti vermek istiyorsanız, bunu ancak iyi ve doğru insanlarla verebilirsiniz. Büyüdükçe işler karmaşıklaşıyor. İnsana yatırım yaptığımız gibi sisteme de yatırım yapıyoruz. Yeni yıldan itibaren yeni bir acentelik programıyla devam edeceğiz. Çünkü sayılar gerçekten arttıkça mevcut yapı bunu kaldıramaz hale geldi. Biraz da bunlara yöneldik. Eğitimler ve hayatımızı biraz daha kolaylaştırıcı önlemler alıyoruz. Bunları yaptıktan sonra iyi bir pazarlama stratejisi izlememiz gerekiyor. Bunun yanında piyasanın iyi olmasını beklemek gerekiyor. Son birkaç yıldır eksi olan arz talep dengesi genel anlamda bu seneyle normale yaklaşmaya başladı. Yeni regülasyonların girmesiyle eski gemilerin maliyetlerinden dolayı piyasadan çıkabileceklerini öngörerek 2020’nin hem tanker hem dökmeci gemide çok daha sağlıklı olabileceğini düşünüyorum. Genel olarak 2020’ye olumlu yönde bakılıyor. Denizcilikten gelen insanlar bu işin zorluğunu çok iyi biliyor. Herkesin ister karada ister denizde farklı çabaları var. Hiçbirimizin işi kolay değil. Herkes bir uğraş içinde. Umarım 2020 tüm denizcilik camiası için 2019’da elde ettiklerimizden çok daha iyi bir sene olur” şeklinde konuştu.


“Worldwide Marine Lubricants Service”


STK’lar

Yılı kapadığımız bu sayımızda istedik ki sektörün önde gelen yöneticilerinden değerlendirmeler alalım. Bir yandan geride bıraktığımız 2019’u konuşalım diğer yandan da 2020’ye ait beklentileri masaya yatıralım. STK'larımız; GİSBİR, KOSDER, GYHİB ve TAB bu yıl içerisinde hangi çalışmaları yürüttüklerini, temsil ettikleri sektörlere yönelik çalışmalarını, 2019’un sektörleri adına nasıl bir yıl olduğunu ve 2020’ye ait beklentilerini anlattılar.


www.7deniz.net <

Sektörümüz, 2020’de de ülkemize gurur kaynağı olacak 2019 bir önceki yıla göre hareketliydi Global kriz nedeniyle yeni gemi inşa talebinde yaşanan azalma, ağırlaşan rekabet şartlarında ortaya çıkan finansman sorunu, bunlara ek olarak bölgemizde yaşanan olumsuz ekonomik ve politik gelişmelerin direkt olarak ülkemizi etkilemesi, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da içinde yaşadığımız sorunların başında gelmekteydi. Ancak 2019 yine de bir önceki yıla göre sanayimiz adına çok daha hareketli oldu. Gemi inşa sanayimiz, bir taraftan denizcilik sektörünün son dönemde çok ilgi gösterdiği çevreci gemiler inşa ederken, diğer taraftan balast suyu arıtma sistemleri(BWT) ve baca gazı arıtma sistemleri (Scrubber) ile ilgili kuralların yürürlüğe girmesinden kaynaklanan retrofit projelerinde gösterdiği performans ile canlılık kazandı. Özellikle gemi bakım-onarım faaliyetleri konusunda maksimum kapasite ile çalışan tersanelerimiz, bakım-onarıma gelen birçok gemiye Ballast water treatment installation gerçekleştirmiş ve her geçen gün artan oranda yeni siparişlerle gerçekleştirmeye devam etmektedir. Scrubber system installation konularında, International Maritime Organization (IMO) tarafından 01 Ocak 2020 tarihinde dünyadaki deniz ticaret filosundaki yük gemilerinin tümünün düşük sülfürlü yakıt kullanma veya scrubber sistemi taktırma mecburiyetini getirmesi ile gemi sahipleri tarafından ülkemiz tersanelerine scrubber sistem montajı siparişleri 2019 yılında yoğunluk kazanmıştır. Dünya çapında bir markayız Green ship&eco-ship ve temiz ener-

ji, LNG gemi gibi konularda AR-GE çalışmalarına, tersanelerimizin çevreci ve inovatif inşa ettiği kaliteleri ile dünyada ilklerle anılan LNG ve elektrik yakıt sistemleriyle çalışan hibrit gemi inşaları, yabancı ortaklarla joint venture kapsamında işbirliklerinin geliştirilmesi, savunma sanayinde başarıyla gerçekleştirdiğimiz projelerde dış pazara doğru genişleme, oldukça ileri seviyede bulunduğumuz enerji gemileri alanında, özellikle Afrika ülkelerinde doğacak ihtiyaçları göz önüne alarak yol haritası belirleme gibi alanlarda faaliyetlerimize hız kesmeden devam ediyoruz. Bir gemi inşa ülkesi olan Türkiye’nin dünyada tanıtımı kapsamında GİSBİR olarak önemli yurt dışı fuarlara katılımlarımız olduğu gibi; ICS, IMO, EU vb. global çatı örgütlerin konferans ve etkinliklerinde sanayimizi tanıtmak ve sunumlar yapmak amacıyla bulunuyoruz. Bu anlamda Türkiye gemi inşa sanayimizin üyelerimizle birlikte dünya çapında bir marka değeri haline geldiğini söyleyebiliriz. Rakiplerimizle eşit şartlarda yarışmak istiyoruz Pazardan alacağımızın payın büyüklüğü, getirilen ve getirilecek yeni IMO düzenlemeleri kapsamında AR-GE ve inovasyona ayıracağımız pay ve gemi inşasında sağlanabilecek finansman kolaylıkları ile doğru orantılı olacaktır. Gemi inşa ve yan sanayinde kullanılan malzeme ve teknolojinin yerli olanaklarla karşılanabilmesine uygun altyapı olanaklarının oluşturulması teşvik edilmelidir. Özellikle finans sorunumuz bulunduğunu söylemeliyiz, çünkü rakip Uzakdoğu ülkeleri ile eşit şartlarda yarışmak istiyoruz. O ülkeler, uzun vadeli

GİSBİR Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kıran

finansman desteklerini uygun şartlarla sanayicisine sağlayabilmektedir. Bu durum, gemi inşa ettirmek isteyen armatörler için ciddi kolaylık sağlıyor. Bu avantajlara bizlerin de sahip olmasının yollarını bulmalıyız. Ülkemizde gemi inşa alanında sektör temsilcilerinin en temel problemi, finansman alanında yeterli desteklerin sağlanamaması olarak karşılarına çıkmaktadır. Bu sorunun özel sektör ve kamu kuruluşlarınca ele alınmasında yarar vardır. Özel sektör tersaneleri göz önüne alındığında problem, tersane genişletme ve modernleştirme yatırımlarının finansmanı, tersane işletme ve üretim faaliyetlerinin finansmanı, gemi inşa yatırımlarının finansmanı ve teşvik uygulamaları gibi başlıklar altında toparlayabiliriz.

KASIM - ARALIK 33


GİSBİR

“Gemi inşa sanayimiz, bir taraftan denizcilik sektörünün son dönemde çok ilgi gösterdiği çevreci gemiler inşa ederken, diğer taraftan balast suyu arıtma sistemleri(BWT) ve baca gazı arıtma sistemleri (Scrubber) ile ilgili kuralların yürürlüğe girmesinden kaynaklanan retrofit projelerinde gösterdiği performans ile canlılık kazandı” Amacımız uluslararası kurallara uyum sağlamak Ülkemiz, Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde pek çok ulusal mevzuatı AB ile uyumlu hale getirmiştir. Çevre ile ilgili mevzuat adaptasyonu da bunların başında gelmektedir. Gemi inşa sektörü çevre mevzuatı kapsamında yükümlülüklerin yerine getirilmesi noktasında Çevre İzin Belgeleri ile faaliyetlerini sürdürmekte gerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı gerekse de İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından sıklıkla denetlenmektedir. Atıkların yönetimi konusuna gelindiğinde ise; gemi inşa, tamir ve bakım süreçlerinde ortaya çıkan birçok atık geri kazanım/geri dönüşüm tesislerine gönderilerek ekonomiye geri kazandı-

34 KASIM - ARALIK

rılmakta veya bertaraf edilmektedir. Son dönemde üzerinde çalışmalar yaptığımız bazı mevzuatlarda, AB’nin bile üstünde gereklilikler içeren ulusal mevzuat düzenlemeleri ile karşılaştığımız durumlar oldu. Bu tip durumlarda ülkemiz ve sektörümüz ile ilgili gerekli değerlendirmeleri yaparak, bilimsel argümanlar ile devletimizin ilgili makamları ile görüşmeler gerçekleştirdik. Amacımız uluslararası kurallara uyum sağlamak ve aynı zamanda rekabette zor duruma düşmemek için dünyadaki gelişmeler ile paralel uygulamalar yapılmasını mümkün kılabilmektir. Gereken her türlü çabayı gösteriyoruz Bugün itibariyle yaklaşık 30.000 kişinin direkt istihdam edildiği gemi inşa sektörünün istihdama olan etkisi, yan sanayiye olan yaklaşık 150.000 kişilik ilave istihdam katkısı ile birlikte değerlendirilmektedir. Sektörümüzde, üretime yönelik olarak yerli ve kaliteli malzeme kullanımına azami önem verilmektedir. Biliyoruz ve inanıyoruz ki, üretimimizdeki yerliliği arttırdığımız oranda, sektörümüzün ülkemizin istihdamına endirekt pozitif etkisi artacaktır. Modern, teknolojiler bakımından gelişmiş ve uluslararası sertifikalara sahip Türk tersaneleri, farklı türde gemi inşa edebilme kapasitesine sahiptirler. Petrol tankeri, kimyasal tanker, handysize ve handymax tankerler, yük ve konteyner gemisi, ağır kaldırma donanımlı gemi, çok amaçlı gemi, platform destek gemisi, askeri gemi & sahil güvenlik gemisi,

balıkçı gemisi, araştırma gemisi, römorkör, mega yat, ikmal gemisi & offshore botları gibi niş market gemiler, Türk gemi inşa sanayinin uzmanlaştığı gemi tipleri arasındadır. Türk gemi inşa sanayinin diğer bir uzmanlık alanı olan askeri ve sahil güvenlik projelerine baktığımızda şunu gururla söyleyebiliriz ki; geçmişte ithal edilen bu gemiler şu an Türk tersanelerinde inşa edilmekte ve aynı zamanda bu gemilerden bazıları yurt dışına ihraç edilmektedir. Türkiye dünyada kendi askeri gemilerini inşa edebilen birkaç ülke arasında yer almaktadır. Özellikle, dünya gemi inşa sanayisinde, tersanelerimiz tarafından inşa edilmiş olan/inşa edilen, dünyada ilklerle anılan yarı otomasyon römorkörler, hibrit gemiler, yüzer elektrik santrali gibi gemiler, kaliteli gemi bakım-onarım faaliyetleri, her geçen gün artan siparişlerle gemilere montajını gerçekleştirdiğimiz Ballast Water Treatment ve Scrubber Sistemleri ve daha birçok başarıları ile 2020 yılında da sektörümüzün ülkemize gurur kaynağı olacağını ümit etmekteyiz. Son olarak 2020 yılının ülkemiz ve sektörümüz için hayırlı, uğurlu ve başarılarla dolu olmasını temenni ediyoruz. Sanayimizin her geçen yıl daha da ilerlemesi için gereken her türlü çabayı göstermekte olduğumuzu GİSBİR Yönetim Kurulu Başkanı olarak belirtmek isterim.



KOSDER

Belirsiz bir hava oluştuğu aşikar lar; yaşlı kosterlerimizin yenilenmesinin önü açacaktır. Bilindiği üzere; koster armatörleri ve işletmecileri, Karadeniz/Akdeniz ve Avrupa’da bölge denizciliğinin lokomotifi olmuştur. Ülke ekonomisine önemli miktarda döviz girdisi sağlayan kosterler; armatör ve işletmecilerimizin dünya deniz taşımacılığında aşama kat etmesine büyük oranda katkı sunmuştur. Türkiye’nin bölgedeki en büyük koster filosuna sahip oluşu, koster armatör ve işletmecilerinin gerek ülke ekonomisi gerekse sektör açısından ne denli önemli olduğunu gözler önüne sermektedir. KOSDER; bu sorumluluk ve bakış açısıyla üyelerinden aldığı destekle geçmişte olduğu gibi önümüzdeki dönemde de çalışmalarını sürdürecektir. Koster armatör ve işletmecileri entegrasyon sürecinde daha avantajlı

KOSDER Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Kocabaş

Uzakdoğu temaslarımız yaşlı kosterlerimizin yenilenmesinin önünü açacak Sivil toplum kuruluşları toplumsal ve ekonomik fonksiyonları nedeniyle her alanda olduğu gibi denizcilikte de daha etkin bir duruma gelmiştir. Kolektif ve faydacı bakış açısıyla sektöre hizmet etmeyi amaç edinmiş bir sivil toplum kuruluşu olan Koster Armatörleri ve İşletmecileri Derneği (KOSDER), her yıl olduğu gibi 2019’da da stratejisini bu yönde belirlemiştir. KOSDER yıl süresince, ‘Problem çözme ve bilgi aktarımı’ konusunda sektörel birlikteliği sağlayarak maksimum düzeyde sonuç elde etmeyi hedeflemiş ve Türk denizcilerini bir araya getirmiştir. Derneğimiz; gerçekleştirdiği çalıştay, sempozyum ve seminerlerle sektörümüzde etkin bir aktör olma rolünü bu yıl da üstlenmiştir. Sektör bileşenlerinin KOSDER organizasyonlarına

36 KASIM - ARALIK

azami oranda katılımları bu durumun en açık göstergesi olmuştur. Deniz taşımacılığında görülen teknolojik ilerlemelere rağmen insan unsuru ve bununla birlikte mesleki uzmanlık büyük önem taşımaktadır. Derneğimiz, düzenlediği kariyer günleriyle de sektörümüzün gelecekteki rotasını çizecek olan denizci öğrencilerimize katma değer sağlamayı hedeflemiştir. KOSDER’in kurulduğun günden bu yana hedeflerinin lokomotifi olan ‘Koster Yenileme Projesi’ geride bıraktığımız yılda olduğu gibi gelecekte de gayret sarf edeceğimiz konuların başında gelecektir. İdaremizin, uygulanması konusunda desteğini her platformda dile getirdiği ‘rüya proje’nin nihayete erdirilmesinde uzun vadeli finansal destek büyük önem taşımaktadır. Bu minvalde son dönemde Uzakdoğu’da gerçekleştirdiğimiz temaslar neticesinde aldığımız olumlu sonuç-

Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) 1 Ocak 2020’de uygulamaya koyacağı sülfür limiti kuralının gereklilikleri ve beraberinde getireceği yaptırımlar hem idare hem de sektörel bazda gerçekleştirilen toplantılar ve yayınlar aracılığıyla denizcilik sektörüne aktarıldı, aktarılmaya da devam edilecektir. Bu çerçevede Koster Armatörleri ve İşletmecileri Derneği de (KOSDER), konunun uzmanlarının katılımıyla gerçekleştirdi-

“Deniz taşımacılığının dış ticaretimizdeki hacmi göz önünde bulundurulduğunda sadece 2020 yılının değil akabinde gelecek diğer yılların odak noktasına denizcilik sektörünün alınması hayati önem taşımaktadır”


www.7deniz.net <

“Umut ediyoruz ki önümüzdeki dönemde Türkiye; gemi inşa sanayisi, limancılık faaliyetleri, maddi manevi tüm kazanımlarıyla istenilen ivmeyi yakalayacak ve ‘lider denizci ülkeler’ arasına girme yolunda büyük bir aşama kat edecektir” ği “2020 Sülfür Uygulamaları Semineri” ile yeni regülasyonun detaylarını sektör temsilcileriyle paylaşarak farklı çözüm önerilerini tartışmaya açmıştır. IMO’nun geri adım atmayı ya da ertelemeyi düşünmediği küresel kükürt üst sınırı uygulamasının sadece Türk denizcilik sektörünün değil dünya denizciliğinin tamamında belirsiz bir hava oluşturduğu aşikar. Uygulama kosterler açısından incelendiğinde ise; büyük tonaj gemi sahiplerine nazaran koster armatör ve işletmecileri entegrasyon sürecinde daha avantajlı bir konumda yer almaktadır. Ancak kuralın uygulanmaya başlanmasıyla birlikte, artan talebin yakıt fiyatlarında yukarı yönlü harekete neden olacağı beklentiler dâhilindedir. Bu durumunun gemi sahiplerinin ve işletmecilerin finansal planlamalarına doğrudan etki edeceği düşünülse de deniz

taşımacılığının potansiyeli dikkate alındığında uzun vadede istenilen ekonomik ivmenin yakalanacağı beklenmektedir. Gelecek diğer yılların odak noktasına denizcilik sektörünün alınması hayati önem taşıyor Rotasını denizlere çeviren medeniyetler sadece ekonomik alanda değil kültürel olarak da kazanımlarını artırmış denizciliği bir tutku haline getirmiştir. Ekonomik kalkınmanın en önemli unsuru olan denizcilik faaliyetleri, gelişmişlik düzeyinin belirleyici fonksiyonudur. Coğrafi konumu itibariyle ülkemiz, denizleriyle bütünleşen bir ulus olduğunu her dönemde ortaya koymuştur. Denizlerden elde ettiği kazanımlarla Türkiye;

büyüme stratejilerini bu yönde belirlemiş ve bölgesinde belirleyici ülke konumuna geçmiştir. Ancak yıllar itibariyle sahip olduğumuz avantajlar çerçevesinde; deniz taşımacılığında istenilen ivme yakalanamamış ve hedeflenen ekonomik büyümenin altında kalınmıştır. Bununla birlikte dünya denizciliğin çatı kuruluşu olan Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) aldığı kararlar rekabet düzeyini artırmakla beraber, gemi işletmeciliğinin kalite standartlarını üst seviyeye çıkarmıştır. Geride bıraktığımız 2019 yılında navlun piyasalarında bir bahar havası estiğini söylemek pek mümkün değildir. Dünya genelindeki yaşanan siyasi krizler ve üretim faaliyetlerinde görülen azalma eğilimi bu durumun başlıca nedenleri arasında yer almaktadır. Tüm bu gelişmelere rağmen, Türk denizcilik sektörü ve Türkiye ekonomisi ‘iyi geçmesini umut ettiği’ yeni bir yıla adım atacağı inancını taşımaktadır. Deniz taşımacılığının dış ticaretimizdeki hacmi göz önünde bulundurulduğunda sadece 2020 yılının değil akabinde gelecek diğer yılların odak noktasına denizcilik sektörünün alınması hayati önem taşımaktadır. Umut ediyoruz ki önümüzdeki dönemde Türkiye; gemi inşa sanayisi, limancılık faaliyetleri, maddi manevi tüm kazanımlarıyla istenilen ivmeyi yakalayacak ve ‘lider denizci ülkeler’ arasına girme yolunda büyük bir aşama kat edecektir.

KASIM - ARALIK 37


GYHİB

İnanıyorum ki 2020 tekrar atağa kalkacağımız yıl olacak

Gemi, Yat ve Hizmetleri İhracatçıları Birliği GYHİB Yönetim Kurulu Başkanı Cem Seven

2

019 yılının ilk 4 ayında sektör ihracatı 2018 yılına kıyasla oldukça yüksek seviyelerde başlamış, ilk 4 ayı 2018 yılına kıyasla %73 büyüyerek 160 milyon dolar daha fazla ihracatla tamamlamıştır. Yılın devam eden kısmında ise tam aksi bir seyir gerçekleşmiştir. Mayıs ve Haziran aylarında 2018 yılının Mayıs ve Haziran ayına kıyasla 150 milyon dolar daha az ihracat gerçekleştirilmiş ve iki yıl arasındaki toplam ihracat tutarında oluşan makas kapanmıştır. 2019 yılının tamamlanmasına çok kısa bir süre varken sektör ihracatımız 900 milyon dolar seviyesindedir. İhracatımızın yılsonu kesin tutarını 40 gün içerisinde gerçekleşecek olan gemi teslimleri belirleyecektir. Tersanelerimizin gemi teslimlerinde gecikmeler olmaz ve Ocak ayına ertelenmezse 1 milyar dolarlık sınırın aşılacağını tahmin etmekteyiz. Hedeflediğimiz rakamlara ulaştığımızı söylemek güç Birlik olarak ihracat tutarları açısından hedeflediğimiz rakamlara ulaştığımızı söylemek güç. Önceki yıllara kıyasla %50 büyüme ve 1.5 milyar dolarlık ihracat hedefleyerek yıla başlamıştık. Gözüken o ki rakamlar noktasında ih-

38 KASIM - ARALIK

racat hedefimize ulaşamayacağız ancak 1 milyar dolar seviyesindeki sektör ihracatına da pazarda ve ülke ekonomisinde yaşanan gelişmeleri ve karşılaştığımız zorlukları hesaba katınca çok da olumsuz gözle bakmıyoruz. Birlik olarak verimli bir yılı geride bıraktık Bizim sektör ihracat rakamımıza konu olan ana ihracat kalemleri gemi ve yat teslimleridir ve bu teslimler 1236 aylık dönemlerde gerçekleşiyor. Bu da yapılan çalışmaların sonuçlarını görmenin bazen yıllar sürdüğünü gösteri-

yor. Bu noktada Gemi Yat ve Hizmetleri İhracatçıları Birliği olarak 2019 yılının aslında bizler için çok verimli geçtiğini ifade edebiliriz. Birlik organizasyonu ile gerçekleştirdiğimiz etkinliklerin hem yurtiçinde hem de yurtdışında oldukça verimli geçtiği bir yıl oldu. Birçok kez sektörümüzü bir bütün halinde bir araya getirme misyonunu başarıyla yerine getirdik. Kazanımlarını yıllar içerisinde mutlaka alacağımız çalıştay organizasyonları, uluslararası fuar ve tanıtım organizasyonları, sektör sorunlarımızı devlet yetkililerine ve finans kuruluşlarına aktardığımız birçok toplantı ve buluşmalar gerçekleştirdik. Sektörümüzün geleceği konumundaki öğrencilerimiz için düzenlediğimiz yarışma ve buluşma etkinlikleri ile oldukça yoğun ve verimli bir yılı geride bıraktık. Bizler Gemi Yat ve Hizmetleri İhracatçıları Birliği olarak 1000’i aşkın üyemiz ile Türk gemi yat ve hizmetleri sektörlerinin bir bütün halinde hareket etmesi ve uluslararası rekabette daha güçlü olması hedefiyle faaliyetlerimize devam edeceğiz. 2020 yılının da sektörümüz için tekrar atağa kalkma yılı olacağına inanıyorum. Ancak yapılacak atakların kalıcı olması ve sektörümüzün ülke ekonomimize daha güçlü katkılar sağlaması adına dileğim; 2020 yılının, denizciliğin ülkemiz için devlet politikası olarak belirlendiği, kendi dinamiklerine uygun yasalar ve teşvik mekanizmalarıyla desteklenmeye başlayacağı yılların başlangıcı olmasıdır.


NAVATOM NEW GENERATION SHIP MANAGEMENT

STAY CONNECTED Navatom is a cloud based software for ship management. • 30 integrated modules • No need for installation • Automated monthly version releases • Automated and integrated analysis tools • Tailor fitted company views such as KPIs

www.navatom.com


TAB

Maliyetler 2021’de stabil hal alacak Türk armatörü olarak ortak akıl oluşturmaya çalıştık 2019 yılı genel anlamda global sulphur cap hazırlıklarıyla geçti diyebiliriz. Malumları olduğu üzere IMO’nun çevre ile ilgili çok önemli regülasyonlarından biri olan bu düzenleme ile armatörler kendilerine yüksek maliyetler doğuran bu düzenlemeleri etkin olarak nasıl yönetecekleri üzerine kafa yordular. Ve biz de Türk Armatörler Birliği olarak sektörümüze yön gösterici muhtelif toplantı ve çalıştaylarımızda Türk armatörü olarak bu konuda ortak bir akıl oluşturmaya çabaladık. Bu sene yaptığımız genel kurulumuz ile çok uzun seneler sektörümüze hizmet vermiş olan değerli yönetim kurulu üyelerimiz görevlerini yeni seçilmiş olan yönetim kurulu üyelerine devretmiş oldu. Çok değerli başkanımız Ahmet Bedri İnce’nin başkanlığı ve tecrübesinin yol göstericiliğinde genç ve dinamik bir kurul ile sektörümüzü geleceğe taşımak için kolları sıvadık. Sektörümüze etki yaratacak çok önemli projeler üzerinde görüşmeler yaparak değerlendirmelerde bulunduk ve bulunmaya devam ediyoruz. Doğal olarak projelerimizin en önemli bacağını bütçelendirme oluşturmaktadır. Projelere bütçe kaynağı yaratabilmemiz halinde önemli sektörel projelere imza atacağız. Ayrıca 2019’da Türk Armatörler Birliği olarak bir Mükemmeliyet Merkezi kurduk. Bu Mükemmeliyet Merkezi 9 kişilik bir icra kurulu ile yönetilmektedir. TAB Mükemmeliyet Merkezi İcra Kurulu Başkanı, aynı zamanda Yönetim Kurulu Üyemiz ve Arkas Denizcilik Başkan Yar-

40 KASIM - ARALIK

dımcısı Ali İbrahim Kontaytekin’dir. Bu Mükemmeliyet Merkezini Türk Armatörler Birliğinin profesyonel üst düzey yöneticilerinden oluşan kısmı gibi düşünebiliriz. Bu konuya ilişkin detaylı bilgiye WEB sitemizden ulaşılabilir. Sülfür ile ilgili çalışmaların tamamı Mükemmeliyet Merkezimiz tarafından yürütülmektedir. Yine sektörümüze katkı sağlayacak 5 çalışma grubu kurulmuştur. Bu çalışma grupları; Finans ve Yatırım Çalışma Grubu (Başkan: Metin Düzgit), Üye İlişkileri Çalışma Grubu (Başkan: Murat Er), Dış İlişkiler Çalışma Grubu (Başkan: Burak Akartaş), Kamu İlişkileri Çalışma Grubu (Başkan: Adnan Naiboğlu) ve Sosyal Sorumluluk Çalışma Gruplarıdır (Başkan: Orhan Aslan). Çalışma grupları başkanları yönetim kurulu üyelerimizden oluşmaktadır. Bu çalışma grupları üye firmalarımızın katılımlarıyla zenginleştirilecektir. Bu yıl tonaj 28.589.000 DWT

kapasitemiz

Türk Armatörler Birliği her yıl o yıla ilişkin bir gözden geçirme raporu yayınlamaktadır. Bu rapor 2019 yılında da yayınlanmıştır. Bu rapora göre genel olarak baktığımızda filomuzun taşıma kapasitesi bir önceki yıla göre değişmemiştir diyebiliriz. Bu yılki tonaj kapasitemiz 28.589.000 DWT’dir. Ancak gemi tipleri olarak baktığımızda bu yıl kuru yük taşıma kapasitemiz %2,4, genel kargo kapasitemiz %3,8, konteyner taşıma kapasitemiz %3,9, RoRo kapasitemiz %7,8 artmış, ham petrol ve ürünleri taşıma kapasitemiz %9,6, kimyasal ürün taşıma kapasitemiz %4,5 azalmıştır. 2019 yılı başı itibarıyla 391 adet gemi ikinci el alım-satımlarıyla filomuzda el değiştirmiş-

TAB Genel Sekreteri Hüseyin Çınar

tir. Alım-satım yapılan gemi tonajı toplam 4.505.577 DWT’dir. Yine 12 adet, 29.752 DWT gemi bu yıl içerisinde hurdaya ayrılmışken, 25 adet, 287.980 DWT gemi yeni inşa olarak filomuza katılmıştır. Diğer ilginç bir rakam da son 10 yıl içinde dünya filosu taşıma kapasitesi olarak %75 büyümüşken Türk Ticaret Filosu %117’lik bir büyüme kaydetmiştir. Dünya genelinde bazı 2019 sıralamalarımıza bakarsak, Türk Ticaret Filosu (Buna Türk Bayraklı ve Yabancı bayraklı gemilerimiz dâhildir); • Tonaj taşıma kapasitesi açısından 15. • Adet açısından bakıldığında 8. • Bayrak sıralamasında 27. • Filosu en fazla azalan (-%0,9) ülkeler arasında 7.


www.7deniz.net <

• Filosunun yaş sıralamasına (gençten yaşlıya) 26. • Filosu yabancı bayrakta bulunma sırasına göre 14. • Filosunun varlık değeri sırlamasında (yüksekten düşüğe) 20.dir. Düzenlemenin uygulama esaslarındaki belirsizlikler çok rahatsızlık yaratıyor Tüm armatörlerimiz bu düzenlemelerin gerekliliğine inanıyorlar, ancak şunu görüyoruz ki, düzenlemelerin teknik içeriği ile teknolojinin hızı ve o düzenlemelerin uygulama esasları kısa sürede birbiriyle uyumlu hale getirilemiyor. Yani düzenlemenin uygulama esaslarındaki belirsizlikler çok rahatsızlık yaratıyor. Neredeyse son 2 yıldır sektörümüzün en çok konuşulan konularından birisidir diyebilirim, bir diğeri de bildiğiniz gibi Balast Water Management sistemleri olmuştur. Yaptığımız yuvarlak masa toplantılarında başlangıçta scrubber mı koysak, yoksa temiz yakıt mı kullansak diye başladık ve buralarda hep temiz yakıt ağırlık bastı, genel olarak scrubber %10 ağırlıkta kaldı diyebilirim. Örneğin bazı firmalarımız kiracıları zorunluluk yarattığından scrubber taktı, az miktardaki armatörümüz de kendi teknik değerlendirmeleri ve sefer bölgeleri bazında scrubber kullanmayı tercih etti. Bu düzenlemede en önemli karar bekle-gör kararı olmuştur. Bunu diğer bir şekilde ifade etmek gerekirse başlangıçta teknolojik olarak çıkan açık döngülü scrubberlar birçok ülke tarafından yasaklanmıştır. Son olarak Panama Kanal Otoritesi de bu yasağa uymuş ve açık döngülü scrubberı yasaklamıştır. Yani istenen regülasyonu karşılayacak teknolojik ekipman süratle geliştiriliyor ve fakat deneyimlemek mümkün olmadığından sonrasında çok mühim olumsuzluklar ortaya çıktığından maliyet konusunda zararlar katlanabiliyor. Ancak yeni düzenleme maliyetleri oldukça artıracak gibi gözüküyor. Gemi İşletmeciliği Komitesi Direktörümüz Harun Şişmanyazıcı’nın TAB Mükemmeliyet Merkezi İcra Kurulu Üyesi Müh. A. Yaşar Canca ile birlikte yaptıkları in-

celemelerde bu konuda şunu ifade etmektedirler. “MGO ve VLSFO (Düşük sülfürlü ve yüksek sülfürlü yakıtın belli oranlarda karışımı) yakıt doğal olarak HSFO’ göre daha pahalı olacaktır. Bunun sektöre maliyeti yılda ilave 60 milyar USD olacaktır. VLSFO ayrıca işletme maliyetlerini artıracak, muhtemel sorunlar yaratacaktır. Yakıtın kullanımına başlamadan önce birçok makine parçasının değişimine ihtiyaç duyulmakta ve yine işletim esnasında da bu yakıtları yeni kullanmaktan hâsıl olacak arızalar, parça değişimlerine ihtiyaç duyulacaktır. İnce filtre kullanımı (10mikron) ihtiyacı, kullanılan parçaların daha kısa sürede değiştirilmesi. Tankların ilk başta yıkanıp temizlenmesi vb, viskozimetre konması ya da olanların kalibrasyonlarının yapılması maliyeti. Sülfürde bulunan yağlama özelliğinin kaybı nedeni ile bunu telafi edecek yağ kullanımı maliyeti. Karter yağının değiştirilmesi, ya da içine ilave katkı maddesi konması maliyeti. 2020 den önce planlı bakım ile tüm değiştirilmesi gereken parçaların değiştirilmesi, makine durumu iyi değilse liner ve segmanların da değiştirilmesi seperatör ve ana makine yakıt devreleri ile ilgili ekipmanların yenilenmesi (barel plumper ve enjektör) Bunların toplam maliyeti 55.000 dwt’lik bir gemi için 80.000 -130.000 USD’dir. Buna gerekmesi halinde 1200 litre karter yağı değişimi maliyeti 36.000 USD dâhil değildir. Böyle bir geminin düşük sülfürlü yakıt kullanılması nedeni ile yakıt fiyatı farkı ortalama USD 200 pmt ve 240 gün çalışma günde 28m ton yakıt harcama esası ile 1.344.000 USD’dir. Türk Armatörler Birliği olarak bu konuda zamanında ve yerinde çok önemli bir farkındalık düzeyi yaratılmasını sağlayarak sektöre katkılarımızı doğru bir yönde sunduğumuzu düşünüyorum. Özellikle TAB Mükemmeliyet Merkezi bu konuda sektörümüze çok önemli katkılar sunmuş ve sunmaya devam edecektir. Yaptığımız çalışma bir ortak akıl yaratma çabasıdır. Bunları önümüzdeki aylarda gemi personeline vereceğimiz eğitim-

lerle daha da ileriye götüreceğiz. Yeni düzenleme maliyetleri oldukça artıracak 2020’de de deniz taşımacılığında yukarıda bahsettiğimiz regülasyon uygulamaları dışında çok fazla değişkenliklerin oluşmayacağını tahmin etmekteyiz. Deniz ticaretinde 20192024 yılları arasında yaklaşık %3,4’lük bir büyüme beklenmektedir. Ancak sosyopolitik ve jeopolitik gelişmeler ile ABD ile Çin arasındaki ticari çekişmenin etkisiyle bu rakamın 3’ün altına inebileceği tahmin edilmektedir. Her ne kadar taşınacak yükte çok fazla artış olmayacağını düşünmekle birlikte yeni regülasyonun yükleyeceği maliyetle navlunların yukarı yönlü olacağını tahmin etmekteyiz. Bu ifadeye paralel olarak işletme maliyetlerinin de artacağını söylemek isabetli olacaktır. Özellikle sülfür ve balast water regülasyonlarıyla dünya genelinde yaşlı olduğu kabul edilen genel kargo sınıfındaki gemilerde ve eski kuruyük gemilerinde hurdaya gidişlerin geçmiş yıllara göre biraz daha fazla olacağını değerlendirmekteyiz. Yeni gemi siparişleri ve el değiştirmelerle birlikte çok az da olsa bu sene 3 yıl aradan sonra taşıma kapasitemizin %2 civarında bir artış kaydedeceğini değerlendirmekteyiz. Sonuç olarak 2020 yılında yine sülfür cap regülasyonunu konuşmaya devam edeceğimizi değerlendirmekteyim. Bu bizim bu konudaki tecrübe yılımız olacak, işletme maliyetlerinin olağanın üstünde artacağı bir yıl olacak, ancak 2021’de bu maliyetlerde stabil bir hal almaya başlayacaktır.

KASIM - ARALIK 41


Makale

Üç Kıtanın Denizi: Doğu Akdeniz Prof. Dr. Soner Esmer DEÜ Denizcilik Fakültesi soneresmer@gmail.com

Milli imkanlarımızla kararlı bir şekilde dördüncü kez sondaj faaliyetlerine başladığımız ve 2020 içinde 5 sondaj kuyusu daha açmayı planladığımız Doğu Akdeniz’de bir rezerv keşfi yaparsak, bu keşfi üretime dönüştürmek gerekir. Ancak o zaman bu keşfin bir anlamı olacaktır…

“Bugün bölgede sınırı olmamasına rağmen ABD, Rusya, İngiltere, Fransa ve İtalya’nın uluslararası enerji şirketleri, çeşitli adlar ve oluşumlar ile Türkiye ve KKTC’yi sürecin dışına itebilmek ve bu zenginliğe paylaşmadan sahip olabilmek için resmi ve gayri resmi ittifaklar oluşturuyor. Ancak dünya artık tek kutuplu bir dünya olmadığı gibi, Türkiye ve KKTC’yi hariç tutacak bir oluşum pek de mümkün değil”

42 KASIM - ARALIK


www.7deniz.net <

T

arihin her döneminde Akdeniz’e hâkimiyet, imparatorlukların ve devletlerin ilk hedefini oluşturmuştur. Tarihte kurulmuş üç büyük imparatorluğun (Roma, Bizans ve Osmanlı) merkezi olan Akdeniz, sadece bu imparatorluklara ev sahipliği yapmakla kalmadı, çevresinde gelişen uygarlıkların da gelişmesi ve yayılmasında köprü vazifesi gördü. Akdeniz’in önemi hiçbir dönemde azalmadığı gibi çok az devlet Akdeniz’in tamamını kontrol edebildi. Bu devletler içinde Romalılar Akdeniz için “Bizim Deniz” anlamına gelen “Mare Nostrum” terimini kullanırken, Osmanlının ilk Kaptan-ı Deryası Barbaros Hayrettin Paşa Akdeniz’i uzun bir

“Milli imkanlarımızla kararlı bir şekilde dördüncü kez sondaj faaliyetlerine başladığımız ve 2020 içinde 5 sondaj kuyusu daha açmayı planladığımız Doğu Akdeniz’de bir rezerv keşfi yaparsak, bu keşfi üretime dönüştürmek gerekir. Ancak o zaman bu keşfin bir anlamı olacaktır”

dönem Türk gölüne çevirdi.19. Yüzyıl sonunda Uzak Doğu-Avrupa rotasını (Afrika Kıtasını baypas ederek) 7,000 deniz mili kısaltan Süveyş kanalının açılması, dünyada sömürgecilik faaliyetlerinin artması, 20. ve 21. yüzyılda bölgede ve yakın coğrafyada keşfedilen enerji kaynakları, dünyada artan enerji ihtiyaçları ve değişen enerji politikaları sonucunda Akdeniz’de, uzantıları günümüze kadar uzanan kısır döngülere girildi. Akdeniz, jeopolitik önemiyle dünyanın en önemli bölgelerinden biri olma niteliğini bugün de sürdürüyor. Super-Hub: Doğu Akdeniz Doğu Akdeniz, Tunus-Sicilya hattının doğusunda kalan deniz alanıdır. Bu alan 3 kıtanın kesişim noktasıdır ve kıyılarında Avrupa, Asya ve Afrika’dan birçok ülke yer alır (İtalya, Slovenya, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Karadağ, Arnavutluk, Yunanistan, Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Suriye, Lübnan, İsrail, Filistin, Mısır, Libya ve Tunus). Türkiye, Doğu Akdeniz’de en uzun kıyıya sahip ülkelerden birisi iken Kıbrıs, Doğu Akdeniz’in en büyük ve en önemli adasıdır. Kıbrıs stratejik bir öneme sahiptir çünkü Doğu Akdeniz’in merkezinde yer alan ada, kritik rotaların, enerji kaynaklarının ve enerji koridorlarının kesişim noktasındadır. Bugün Çinliler Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında Doğu Akdeniz’i bir “Super-Hub” olarak tanımlıyor, Kuşak ve Yol Girişiminin hem deniz hem de kara güzergahlarını Doğu Akdeniz’den geçiriyor. Ancak Doğu Akdeniz son yıllarda daha çok yeni enerji kaynakları ile anılıyor.

Doğu Akdeniz’e ulaşan petrol boru hatları ve potansiyel enerji kaynakları Türkiye’nin Doğu Akdeniz kıyıları, ilki 1977 diğeri 1987 yılında hizmete giren ve iki paralel hattan oluşan Irak-Türkiye Ham Petrol boru hattı vasıtası ile Kerkük petrollerinin, diğer yandan 2006 yılında hizmete giren BTC Ham Petrol Boru Hattı vasıtası ile Hazar Bölgesinde üretilen Azeri, Türkmen ve Kazak petrollerinin uluslararası pazarlara dağıtıldığı noktadır. Doğu Akdeniz, Basra Körfezi gibi dünyanın enerji dağıtım noktası olma yönünde ilerlerken, 2000’li yılların başında bölgede önemli keşifler oldu. 2009’da İsrail açıklarında keşfedilen 280 milyar metreküplük Tamar doğal gaz sahaları ile 2010’da yine aynı bölgede keşfedilen 620 milyar metreküplük Leviathan gaz sahalarına ilaveten Mısır’a ait Zohr doğal gaz sahasında keşfedilen 849 milyar metreküp doğal gaz, bölgedeki beklentileri oldukça yükseltti. Bu keşifler kadar önemli olmasa da Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin (GKRY) Afrodit sahasında 140 milyar metreküp ve Glaucus-1 isimli sahada ilk tespitlere göre 142 ile 227 milyar metreküp aralığında rezervler tespit edildi. Böylece tüm bu keşifler ile toplamda yaklaşık 2.3 trilyon metreküp rezerve ulaşılmış oldu. Amerikan Jeoloji Araştırmaları Merkezi tarafından 2010 yılında yayınlanan bir raporda, Doğu Akdeniz’in Doğu kıyılarında (Kıbrıs adası ile Suriye, Lübnan ve İsrail arasında) yer alan Levant Havzasında yaklaşık 3.5 trilyon metreküp hacminde doğal gaz ve 1.7 milyar varil petrol olduğu ifade edildi. Enerji kaynaklarına yönelik tahminler bunlarla da sınırlı değildir. Aramalar sürdükçe ilave

KASIM - ARALIK 43


Makale kaynakların bulunacağı yönünde beklentiler yüksektir, hatta toplamda 10 trilyon metreküp rezerve ulaşılacağı yönünde tahminler dile getirilmektedir. Tabi bu beklentiler Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarının paylaşımı konusundaki tartışmaları da beraberinde getirdi. Bugün bölgede sınırı olmamasına rağmen ABD, Rusya, İngiltere, Fransa ve İtalya’nın uluslararası enerji şirketleri, çeşitli adlar ve oluşumlar ile Türkiye ve KKTC’yi sürecin dışına itebilmek ve bu zenginliğe paylaşmadan sahip olabilmek için resmi ve gayri resmi ittifaklar oluşturuyor. Ancak dünya artık tek kutuplu bir dünya olmadığı gibi, Türkiye ve KKTC’yi hariç tutacak bir oluşum pek de mümkün değildir. Bu oldubittiye getirme gayretleri karşısında Türkiye kayıtsız kalmıyor, 2 sismik (Barbaros Hayrettin ve Oruç Reis) ve 2 sondaj gemimiz (Yavuz ve Fatih) bölgede gaz ve petrol gibi hidrokarbonları arama ve araştırma faaliyetlerini sürdürüyor. Bu faaliyetler sonucunda AB’nin üst düzey temaslarda ve mali yardımlarda kesintiye gitmek, Kapsamlı Hava Taşımacılık Anlaşması ve Gümrük Birliği müzakerelerini askıya almak gibi yaptırım girişimlerine karşılık Türkiye, uluslararası hukuktan doğan egemenlik haklarına dayanarak hidrokarbon arama faaliyetlerini sürdürüyor. Tekirdağ’daki doğal gaz keşifleri gibi Doğu Akdeniz’de yapılacak her keşif çok kritik olacaktır. Çünkü Türkiye yıllık 55 milyar metreküp üzerinde seyreden doğal gaz ihtiyacının yüzde 98’ini, başta Rusya olmak üzere, İran, Azerbaycan ve farklı ülkelerden ithal ediyor. 2018 yılında Türkiye’nin dış ticaret açığı 55 milyar dolar iken, enerji ithalatı için ödenen miktar, bir önceki yıla göre yüzde 16 oranında artış göstererek 43 milyar dolar oldu ve gelecekte bu miktarın 45 milyar dolar seviyesinde ilerlemesi öngörülüyor. Türkiye’nin doğal gaz ve petrolde dışa bağımlılığı ve bu enerji kaynakları için her yıl ödenen milyarlarca dolar dikkate alındığında, Doğu Akdeniz’deki bu enerji potansiyeli Türkiye için hayati önem taşıyor. Sadece enerji koridoru değil, kimya ve enerji endüstrisi kurmalı, gemi inşa ve lojistik merkezi olmalıyız… Siyasi ve askeri kapsamda jeopolitik çıkarlarımızı dikkate alarak aldığımız önlemler tek başına yeterli olmayacaktır. Bu önlemlere ilave olarak iktisadi mekanizmalar kurulmalı ya da mevcut yapı geliştirilmelidir. TANAP, BTC ve TürkAkım projelerinde enerji koridoru olarak görev alsak da bir adım daha ileri gitmemiz, koridorda yer alma avantajı-

44 KASIM - ARALIK

na ilave olarak katma değerli hizmetler üretebilme yeteneğine sahip olmalıyız. Doğu Akdeniz’de kimya ve enerji endüstrisine, gemi inşa sektörüne, lojistik ve limancılık yapılanmasına odaklanmamız gerekiyor. T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızın verilerine göre 2018 yılında Akdeniz’deki Liman Başkanlıklarımıza 13 binin üzerinde gemi uğrak yaptı, ki bu rakam aynı yıl Türkiye’deki tüm limanlara uğrak yapan gemi sayısının yaklaşık yüzde 20’sini oluşturmaktadır. Ayrıca Doğu Akdeniz, dünyanın en önemli ticaret rotalarından birisi olan Uzak Doğu-Avrupa rotasının üzerinde yer aldığından, limanlarımıza uğrak yapan gemilere ilave olarak bölgede çok ciddi boyutta bir gemi trafiği vardır. Doğu Akdeniz’de ticaret gemilerinin hizmet alacağı bir tersanemizin olmaması sadece ticari değil aynı zamanda stratejik olarak ciddi bir eksiklik ve önemli bir döviz kaybıdır. Tersane faaliyeti deniz taşımacılığının ayrılmaz bir parçasıdır. Bugün sürekli adını andığımız ve örnek aldığımız Rotterdam limanında en az 8 tersane bulunur. Diğer yandan Pire limanında 8, GKRY’de 2 tersane faaliyet göstermektedir. Bizim Doğu Akdeniz’e en yakın sivil tersanelerimiz ise 800 deniz mili ötede Tuzla-Yalova hattında yer alırken Gazi Mağusa’da 1 tersane faaliyet göstermektedir. Bundan tam 20 yıl önce, 1999 yılında Milli Güvenlik Kurulu’nun aldığı 449 sayılı tavsiye kararı, sonrasında aynı yıl alınan Bakanlar Kurulu kararına rağmen tersane alanı olarak tahsis edilen ve Taşucu limanı içinde yer alan 87 dönümlük arazi, zaman içinde birçok engelle karşılaştığı için halen tersane olarak faaliyete geçememiştir. Stratejik konumu ve bölgedeki önemi nedeni ile Taşucu’ndaki tersanenin faaliyete geçmesi Türkiye için artık ulusal bir zorunluluk haline gelmiştir. Bugün bölgede faaliyet gösteren askeri, sondaj ve sismik gemilerimizin bakım onarımı için en yakın tersanenin yüzlerce deniz mili uzakta olması deniz jeopolitiği çıkarlarımızla ters düşmektedir. İlave olarak bu gemilerin ikmali ve lojistik destek ihtiyaçları da bulunmaktadır. Bu nedenle gelecekte bu gemilere ve (keşifler ile kıyı ötesi/offshore faaliyetlerimizin artması ile) offshore gemilerine hizmet verecek limanlara ihtiyaç artacaktır. Sözün Özü Milli imkanlarımızla kararlı bir şekilde dördüncü kez sondaj faaliyetlerine başladığımız ve 2020 içinde 5 sondaj kuyusu daha açmayı planladığımız Doğu

Akdeniz’de bir rezerv keşfi yaparsak, bu keşfi üretime dönüştürmek gerekir. Ancak o zaman bu keşfin bir anlamı olacaktır. Bu durumda bölgede stratejik olarak bir gelişim alanına odaklanmak fayda sağlayacaktır. Avrupa’da Rotterdam limanın üstlendiği roller ne ise, Mersin-İskenderun hattının da benzer bir potansiyele sahip olduğu yönündeki haklı tespit her fırsatta çeşitli ağızlarda dile getirilmektedir. Doğu Akdeniz’de kimya, enerji, gemi inşa ve lojistik merkezi olmamız, gelecekte muhtemel kimya ve enerji üretim endüstrilerini destekleyecek lojistik ve limancılık alt yapımızı güçlendirmemiz, yük ve gemi trafiğini dikkate alacak tersaneleri inşa etmemiz, özellikle sıvı yüklere yönelik transit yük mevzuatını güncellememiz gerekiyor. Bu sayede bölgedeki gücümüz pekişecek, Türkiye’nin deniz jeopolitiği güçlenecek ve sürdürülebilir bir hale gelecek, hatta yeni fırsatlara ön ayak olacaktır. Kaynaklar •http://ankaenstitusu.com/turkiyenin-dogu-akdenizdeki-endustriyel-alt-yapi-ihtiyaci/ •http://www.hurriyetdailynews.com/easternmediterranean-gas-why-turkey-is-key-to-its-success-148668 •http://www.mediterra.org/mcri/anabilim-dallari/akdeniz-yeni-ve-yakincag-arastirmalari •https://shipyards.gr/shipyards/ •https://tr.euronews.com/2019/07/19/dogu-akdeniz-sondaj-faaliyetleri-bilmeniz-gereken-her-sey-dogal-krizi-turkiye-kibris-ab •https://www.aa.com.tr/tr/analiz/dogu-akdenizde-turkiyesiz-bir-denklem-mumkun-degil/1649605 •https://www.bloomberght.com/enerji/haber/2194843-enerji-ithalati-faturasi-2018-de-yuzde-15-6-artti •https://www.brtk.net/wp-content/uploads/2019/11/OTURUM-SONU%C3%87LARI-pdf. pdf •https://www.cnnturk.com/turkiye/dogu-akdenizde-neler-oluyor •https://www.enerji.gov.tr/tr-TR/Sayfalar/Petrol-Boru-Hatlari •https://www.haberler.com/turkiye-nin-dogalgaz-tuketimi-2018-de-yuzde-6-11638332-haberi/ •https://www.kibrisgenctv.com/kibris/degisen-dunya-duzeni-dogu-akdeniz-de-mavi-savaslar-h59478.html • ht t p s : / / w w w. s c i e n c e d a i l y. c o m / r e l e a ses/2010/04/100408132812.htm •https://www.sozcu.com.tr/2019/ekonomi/dogu-akdeniz-enerji-kiskacinda-5458417/ •https://www.virahaber.com/silifke-tasucu-tersanesine-onay-53397h.htm •https://www.yenisafak.com/gundem/dogu-akdenizde-sular-isiniyor-tasucu-tersanesininyapimi-yeniden-gundemde-3471952 •https://www.enerjiportali.com/donmez-milli-gemiler-ile-2020-de-5-adet-sondaj-kuyusu-acilacak/ •Dr. Cihat YAYCI. Doğu Akdeniz’de Deniz Yetki Alanlarının Paylaşılması Sorunu ve Türkiye.



Röportaj

Temsilcilik veren tek Türk survey firmasıyız “En büyük hedeflerimizden biri dünyanın en iyi yakıt sörvey firmalarından biri olmak. Artık, Türkiye için kendime bir hedef koymuyorum. Avrupa’nın sayılı firmalarından biri olduğumuzu biliyorum. Dünyada yakıt sörveyinin devi olan 3 tane firma var. Dördüncüsü ise biziz. Keza biz, Türkiye’de kimsenin temsilcisi değiliz ama Türk firması olarak 4 ülkeye temsilcilik veren tek survey firmasıyız” diyen Sam Marine Genel Müdürü Ahmet Mirahor ile bir araya geldik. firmasından ortaklık teklifinde bulundu. Ben de çalıştığım yere karşı etik davranmak için açıkça söyledim… Çalıştığı yerden destek görmeyince…

P

Sam Marine Genel Müdürü Ahmet Mirahor

iri Reis Üniversitesi’nin TÜDEV olduğu dönemlerde, 2005 yılı Güverte Bölümü mezunu Ahmet Mirahor. Mezuniyet sonrasında yurtdışında üçüncü kaptan seviyesine kadar yükselmiş ve ülkeye dönmüş. Döndüğünde kendisine 2 aylık bir boşluk yarattığını söyleyen Mirahor: Yaz döneminde, dinlenme niyetindeydim. Bir aile dostumuzun sörvey firmasında işleri biraz

46 KASIM - ARALIK

yoğundu. Benimde karada olduğumu biliyordu. “Bir iş var ve seni gönderelim bu işe” dedi. Gittim ve yaptıktan sonra da raporları bıraktım. Aradılar beni, müşteri aramış güzel bir oran yakalamışsın dediler. “Bir işleri daha var. Denize çıkmak ister misin? Müşteri seni göndermek istiyor” diye sormalarının ardından yaklaşık bir yıl o firmada çalıştım. Galiba işimizi doğru yapıyoruz ki başkalarının da dikkatini çektik. Bir zaman sonra gözetim

“Açıkçası pek destek görmedim. Destek görmeyince kararımı tek başıma verdim ve başka bir firmada ortak olarak başladım. Daha sonra ortak olduğum o firma benim yapmak istediğim işler dışında hizmet vermeye başladı. Benim asıl ilerlemek istediğim yakıt sörveyiydi. Dünyada marka olabileceğimi düşündüğüm bir alandı. Oradan da ayrıldım ve tek başıma 2013 yılında Sam Denizcilik ve Danışmanlık Hizmetleri’ni kurarak kiracılara hizmet vermeye başladım. İşler hedeflediğimden farklı noktalara gidince ikinci şirket olan Sam Uluslararası Gözetim ve Denizcilik Hizmetlerini de kurdum. O günlerde söylediğim dünyada bir marka olma hedefim vardı. Şu anda bunu gerçekleştirmiş durumdayız. Ben yurtdışından hiçbir firmanın temsilciliğini yapmıyorken, yurtdışında benim temsilciliğimi yapan Avrupa’da ve Afrika’da 3-4 tane ofis var. Roterdam’da. Mısır’da, Las palmas’da ofisimiz var”dedi. Büyürken kaliteyi elden bırakmadık Şirketi kurduğu 2013’te bugünlere geleceğini hedeflemeyen Mirahor, “Hedefimde kontrollü büyümek var. Büyürken de kaliteyi elden bırakmamak çok önemli. Bunu iyi başardık. Şu anda bütün Danimarka piyasası tarafından tanınan ve iş alan bir firmayız. Biz özellikle dökme yük gemi kiracılarına hizmet


www.7deniz.net < veriyoruz. Biz, gemisi Türkiye’ye gelecek tahliye veya yükleme yapacak gemi kiralama firmalarının gözü kulağı oluyoruz. Yani onların burada zamandan kaybı yaşamamalarını, kullandıkları yakıttan tasarruf etmelerini, tahliye sürecinde geminin fiziki kondisyonunda herhangi bir kayıp yaşamamaları için varız. Onlara aldığımız paradan çok daha fazlasını kazandırıyoruz. Tahliye sırasında, özellikle hurda tahliyelerinde, geminin fiziki kondisyonlarının başlangıç ve tahliye aşmalarını takip ettiğimiz için gemideki çıkacak hasarların ve o kiracının gemiyi kullandığı zaman aralığındaki hasarların onarılmasını sağlıyoruz. Diğer zamanlarda yaşanan hasarların ve aksaklıkların kiracımıza ödettirilmesinin önüne geçiyoruz. Bu süre içerisinde geminin yakıt miktarını da kontrol ettiğimiz için kiracının yakıttan da zarar etmemesini sağlıyoruz” ifadelerini kullandı. Sahip oldukları belgeler hakkında da bilgiler veren Mirahor, “Bu işi ülkemizde Ekonomi Bakanlığı takip ediyor. Bakanlıktan uluslararası gözetim şirketi yetki belgesini aldık. Yeni çıkan yasa ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı da bu konulara dahil oldu. Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü’nün tekrar gözetim firmalarının bu işleri yapabilmeleri için bazı koşullar gerektiğini söyledi. Bunlar için yeni bir yasa tebliğ etti. Onları da tamamladık. Sörveyörlerimizin hepsi deniz kökenli oldukları için çok fazla zorlanmadık. İngiltere’den ve Hollanda’dan çeşitli eğitimler ve sertifikalar aldık. Piri Reis Üniversitesi’nden bir programla yakıt sörveyiyle ilgili personellerimize eğitimler verdirerek Türkiye’deki ilk yakıt sörveyi sertifikasını elde ettik. Yurtdışındaki güncel marine sörvey ile ilgili değişiklikleri takip ediyoruz. Oradan da bizim payımıza ne düşüyorsa oralara da katılıp belgelerimizi alıyoruz” dedi. Dolaylı yoldan verdiğimiz hizmetleri direkt yapacağız Mirahor, “Bizim sadece yakıt sörveyi ile hizmet vermeye başladığımız firmalar, onlara verdiğimiz hizmetin kalitesiyle bunun yanından şu hizmeti de senden alabilir miyiz diye sorduklarında, biz de o alanda yeni hizmet oluşturduk. Hizmet yelpazemizi gittikçe büyütüyoruz. Bundan sonraki hedeflerimizin gemi kiralayan firmalara danışmanlık hizmeti

vermek var. Bu konuda çalışmalara devam ediyoruz” diyerek geleceğe yönelik hedeflerini aktardı. Dünyada isim yaptık Bölgesinde değil dünyada isim yapmak isteyen bir firma olduklarını vurgulayan Mirahor, “Hedefe emin adımlarla ilerliyoruz. Tamamen denizden gelen, denizcilik geçmişi olan ekip arkadaşlarıyla çalışıyoruz. Operasyon kısmında denizden gelmese bile lojistik ya da satın alma tecrübesi olan arkadaşlarla sahibiz. İşlerimize kendimiz gidiyoruz. İşi A firmasından alıp B firması olarak yapacağımı temin edip C firması olarak o işi tamamlamıyoruz. Bizim sektörde rakip aslında çok güzel kelimedir. Birbirlerinin eksiklerini gösterip onarmaya çalışmaktır. Bizim çok iyi ilişkiler içinde olduğumuz rakiplerimiz de var. Tabii tam tersi uzak olduğumuz rakiplerimiz de var. En büyük hedeflerimizden biri dünyanın en iyi yakıt sörvey firmalarından biri olmak. Artık, Türkiye için kendime bir hedef koymuyorum. Avrupa’nın sayılı firmalarından biri olduğumuzu biliyorum. Dünyada yakıt sörveyinin devi olan 3 tane firma var. Dördüncüsü ise biziz. Bu üç büyük firma da bize Türkiye’de temsilcilik vermek istediler. Çünkü bizim bu işteki ünümüz Türkiye sınırlarının dışına ulaştı ve bizi taşeron değil Türkiye temsilcisi olarak dünyaya lanse ettiler” dedi.

“En büyük hedeflerimizden biri dünyanın en iyi yakıt sörvey firmaları arasında yer almak. Artık kendime Türkiye için bir hedef koymuyorum. Avrupa’nın sayılı firmalarından biri olduğumuzu biliyorum” Potansiyeli kullanmıyoruz Ülkemizin denizcilik alanında potansiyelini kullanamadığını vurgulayan ve bu söyleyeceklerim Türk deniz ticareti için acı bir noktadır diyen Mirahor, “Bizim ülkemizde gerçekten sörvey yapan çok iyi firmalar var. Bunun yanında sörvey firması kurup da daha önce gemiye çıkmamış adamalarla bu işi yapmaya çalışanlar da var. Onlara da saygı duyuyoruz. Umarız onlar da kendilerini geliştirip kaliteyi yakalarlar. Gemilere verilen servislerle ilgili olarak Tuzla ve Yalova çok özel bir alan. Tersanelerin olduğu yerler. Çok kaliteli ve bu işleri yapabilecek firmalar var. Müşteriye hizmet verdikten sonra büyük teşekkür alabilecek yeterlilikte firmalar mevcut. Ne yazık ki bizim ülkemizde insanların sektörde kendileriyle ilgili pazara kötü bıraktıkları intibalardan dolayı, maalesef ve maalesef ülkemize şu anda transit ge-

KASIM - ARALIK 47


Röportaj

çişler öncesi ve sonrasında, limanlardan kalktıktan sonra, Ukraynalı, Polonyalı ve Rus firmalar Türkiye’ye gelip bu işleri burada yapmaktalar. Bu aslında bizim için büyük kayıp. Biz maalesef diğer sektörlerde olduğu gibi rakiplerimizle bir centilmenlik durumunu sağlayamıyoruz. Biz rakiplerimizden bir şeyler öğrenmek yerine rakiplerimize zarar vermeyi tercih ediyoruz. Bundan dolayı pazarda bir boşluk oluşuyor ve bu boşluğu birileri dolduruyor. Bir makinenin özel bir arızası vardır, üreticinin gelip yapması gerekir onu anlarım ama diğer konularda bizde o kadar yetkili insan var ki, yurtdışına hiç ihtiyacımız yok. Bu bütün sektörler için geçerli diyebiliriz” açıklamasını yaptı.

48 KASIM - ARALIK

Çocuklarımıza daha temiz bir dünya için… Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO)’nun 2020 yılından itibaren gemilerde salınan kükürt oranının yüzde 0.5’e indirilmesi düzenlemesi hakkında görüşlerini açıklayan Mirahor, “Biz değişiklik için hazırlıklıyız. Araştırmalarımızı yaptık. Denizcilik sektöründen önce dünya atmosferinin ve deniz kirliliğini önleme amaçları da var. Bizi en çok heyecanlandıran da bu. Belki çocuklara daha temiz bir dünya bırakabiliriz. Bu yakıt regülasyonu sayesinde başka insanlar da ekmek yiyecek. O anlamda da mutluyuz. Çünkü bu tankların temizlenmesi gerekecek. Kimi firma kendisi yapacak, kimisi de dışardan hizmet alacak. Ülkemizde de bu işleri yapan çok iyi firmalar var.

“Biz, gemisi Türkiye’ye gelecek tahliye veya yükleme yapacak gemi kiralama firmalarının gözü kulağı oluyoruz” Onların da iş potansiyelini artıracaktır. Aslında bu şekilde olması başka işlerin açılmasıyla istihdamın da olmasını sağlıyor. Dünyada bu tür değişiklikler daha hızlı oluyor. Ben bu geçişin kolay olacağını düşünüyorum. Umarım deniz ticaretini daha iyi noktalara taşır” şeklinde konuştu. Şirket olarak 2019’da büyüdük “2019 şirket olarak büyümeyi en çok hissettiğimiz yıl oldu. Dünyada ticari bir savaş var, bunun farkındayız. Krizin bizi etkileyen ve avantajımıza olan noktaları oldu. Bunu inkar edemem. 2020 için sorarsanız inanın bir görüş bildirmek çok zor. Bu soruyu 2017’de sorsaydınız 2018’in nasıl geçeceği hakkında görüşümü söylerdim. Ya da 2018’de 2019 için yorum yapabilirdim ama 2020 için yorum dahi yapamıyorum. Ne olacağı konusunda hiçbir fikrim yok. Çünkü dünya genelinde çalışan, emek veren, bir noktaya ulaşmaya çalışan insanların tüm bu çabaları bazı yöneticilerin ağzından çıkacak iki kelime karşısında yok olabiliyor. 2020’de bu zamansız, twitt’lerin, mesajların ne boyutlarda olacağını bilemeyeceğim için 2020 için bir yorum yapamıyorum” diyen Mirahor şöyle bitirdi “Sadece endişeliyim”.



Söyleşi

Tüm riskleri omuzlayan tarafız “Her şeyi doğru şekilde yapmanın, aksi halde o işe hiç girişmemenin daha iyi olduğuna inanıyorum” diyen bir isim, Trader. Yevheniia Karyndzha. Kendisiyle, dünya gemi rotalarının hepsinde şubesi bulunan firması A/S Dan Bunkering’i konuştuk. Yağ bakım ve tedariki alanında hizmet veren Dan Bunkering’in müşteri ilişkilerindeki temeli şu cümleyle özetliyor Karyndzha: “Ufukta, yakıt planlama ve satın almanın yepyeni bir seviyeye ulaştığı görülebiliyor. Şimdi piyasadan yükselen sorular sadece ürünün fiyatıyla ilgili değil, aynı zamanda tedarik edilen ürünün kalitesiyle de ilgili… Ne olursa olsun, dün müşterilerimizle birlikteydik ve 2020'nin getirebileceği yeni zorluklarla en iyi şekilde yüzleşmek için ileriye doğru birlikte ilerliyoruz”

Trader Yevheniia Karyndzha Dan-Bunkering Bunker

50 KASIM - ARALIK


www.7deniz.net < Şirketinizin sektördeki konumunu ve sunduğu hizmetleri bize anlatabilir misiniz? Şirketimiz A/S Dan-Bunkering Ltd.1981 yılında kuruldu. Yılların yerel ve küresel tecrübesine aynı zamanda da bilgisine sahibiz. Bu bilgi ve tecrübemizi bireysel yaklaşımlarla harmanlıyor, en güncel hizmet ve araçlarla birleştiriyoruz. Biz, köklü tarihimiz ve her kıtada yer alan şubelerimizle dünya gemi rotalarında yer alan yağ bakım ve tedarikçisiyiz. Şirketimiz, 1987’de Kopenhag’da bir şube açtığında, Middelfart departmanı merkez şubeydi. O zamandan itibaren firmamız; Şangay’da (2004), Kaliningrad’da (2006), Singapur’da (2009), Monako’da (2011), Houston’da (2012), Pekin ve Dubai’de (2013), Valparaiso ve Stamford’da (2015) ve Sidney’de (2018) şubeler açtı.

Her bir müşterimizi eşsiz kabul ederiz. Özel gemilerin teknik gereklilikleri, kredi seçenekleri, gelecek tarihler için yakıtları sabitleme veya yakıt yönetimi sözleşmeleri gibi seçeneklerin içerisinden en iyi olanı müşterilerimizle karşılıklı belirleriz. Firmamız, bütün piyasayı analiz edip riskleri yok ederek her bir müşteriye özel çözümler sunar. Bu sebeple müşterilerimizin, temsilcilerinin ve partnerlerinin tüm riskleri omuzlanan yasal taraflarız. Dünyanın her yerinde birçok uygun çözüm sunuyoruz. Bilgimizi sürekli güncellemekteyiz. Sadece satış yapmadığımız için müşterilerimizle uzun süreli ilişkiler kurarız ve yakıt ve/ veya yağlama talebini oluşturduğu andan başarılı bir şekilde tedarik edilip geminin yola koyulduğu ana kadar herhangi bir soru veya talep halinde 24/7/365 hizmet vermeye hazırız. Danimarka’nın dünya yakıt pazarındaki payı ve konumu nedir? Bu konumu firmanıza nasıl yansıtıyorsunuz? Danimarka, tarihsel, coğrafi ve ekonomik olarak son derece güçlü bir deniz ülkesi ve bugünkü işimizde de bu geleneği devam ettiriyoruz. Mal nakliyesi yapan şirketlerden tanker gemisi tesislerine kadar dünyanın en büyük denizcilik şirketleri Danimarka’da yer alıyor. Merkez şubemiz Danimarka’da bulunuyor ve her şeyin başladığı yer de aslında orası. Danimarka dendiğinde akla gelen ilk şey, istikrar, güvenlik ve iyi hizmettir. Bizi seçtiklerinde müşterilerimize sunduğumuz şey de budur. Stratejik pozisyonumuz değişmeyecek. Yaptığımız işte en iyisi olmak için çalışıyoruz. Her müşteri için en iyisini seçen, dünyanın birinci sınıf bankaları, petrol ana şirketleri ve özenle seçilmiş kaynaklarla çalışıyoruz. Esasen yerel deneyimi işimize ustalıkla dokuduk. Hızlı hareket eden ve değişen dünyamızda, geçmişte, bugünde ve gelecekte doğru ortaklarla aynı düşüncede olmak son derece önemlidir. Her ülke nasıl başarılı olunacağıyla ilgili kendi geçmişine, zihniyetine ve tarifine; kendi başarılı olma yollarına sahiptir. Her yerde, işleri özel kılan tek bir şey vardır: İnsan. Danimarka’da meslek hayatı şunlar demektir: Pratiklik, iş dünyasında işe yarar bir soğukkanlılık, her şeyden önce mesleki beceri, ayrıntılara

“Yeni düzenlemelerin uygulanmasından sonra ortak bir çözüm bulmak ve ilişkilerimizi pekiştirmek için müşterilerimiz ve tedarikçilerimizle daha da yakınlaştık. Ne olursa olsun, dün müşterilerimizle birlikteydik ve 2020'nin getirebileceği yeni zorluklarla en iyi şekilde yüzleşmek için ileriye doğru birlikte ilerliyoruz” dikkat, hangi durumda olursa olsun sakinlik ve dostça kibar yaklaşım. Türkiye’de de çalışan bir meslek mensubu olarak iki ülkeyi karşılaştırdığınızda nasıl bir tablo ortaya çıkıyor? Türkiye’yi çok seviyorum; denizcilik anlamında oldukça gelişmiş bir ülke ve mühendislik, gemi yapımı, gemi onarımı, ulaştırma altyapısı, dünya çapında nakliye haritasında istikrarlı bir pozisyon yaratan lojistik gibi her şeyi kendi sağlayan az sayıda ülkeden biri. Türkiye’de çalışırken çok şey öğrendim. Genel olarak yakıt ve denizcilik endüstrisinde hızlı bir başlangıca ve derin bilgiye sahip olmamı sağlayan tüm denizcilik sektörlerinden insanlarla tanıştım. Bu ülkede etkili ve geniş bir alanda çalışmayı, kendine özgü kişisel yaklaşımlar uygulamayı ve geniş kapsamlı bağlantılar kurmayı öğrendim. Danimarka’da, yakıt dünyasında başka bir yaklaşım, başka bir yapı ve yönetim keşfettim. Türkiye ve Danimarka’da edinilen tecrübelerimi analiz ederek, işte kendi kişisel imzamı oluşturmak için iki tarafın da en iyi özelliklerini aldım. 2019 yılı yakıt piyasası ve firmanız için nasıl geçti? 2020 için beklentileriniz ve planlarınız nelerdir? 2019 yılı sektör için kesinlikle zorlu bir yıldı. IMO 2020 düzenlemesi arifesinde olduğumuz ve tüm denizcilik endüstrisinde kimsenin engelleyemeye-

KASIM - ARALIK 51


Söyleşi “Her bir müşterimizi eşsiz kabul ederiz. Özel gemilerin teknik gereklilikleri, kredi seçenekleri, gelecek tarihler için yakıtları sabitleme veya yakıt yönetimi sözleşmeleri gibi seçeneklerin içerisinden en iyi olanı müşterilerimizle karşılıklı belirleriz” ceği değişikliklerle karşılaşmak üzere olduğumuz için gerçekten emsalsiz bir yıl. Bu yıl boyunca piyasada, şüphesiz müşterilerimizi etkileyen ve hepimizi daha fazla etkileyecek olan petrol fiyatlarından, jeopolitik sorunlardan navlun maliyetlerine kadar birçok dengesizlik gözlemliyoruz. Yağmur sonrasında biten mantarlar gibi çoğalan gemi şirket-

52 KASIM - ARALIK

lerinin çoğunda, iyi ve kötü günlerinde müşterilerle kalacak ve işin içinde olan tüm tarafların önünde yüksek profesyonellik, güvence ve sorumluluk sağlayacak doğru meslektaşı seçmek son derece önemlidir. Yeni Marpol yönetmeliğinin deniz yakıtında izin verilen maksimum kükürt içeriği %0.5 ve bunun sonucu olarak da piyasaya VLSFO 0.5 isimli yeni bir ürün tanıtıldı. Ürün tüm büyük liman ve bölgelerde şu anda mevcut ve geçiş dönemi çoktan başladı. Ufukta, yakıt planlama ve satın almanın yepyeni bir seviyeye ulaştığı görülebiliyor. Şimdi piyasadan yükselen sorular sadece ürünün fiyatıyla ilgili değil, aynı zamanda tedarik edilen ürünün kalitesiyle de ilgili; çok hassas olan ve oldukça özel bir şekilde taşınması gereken VLSFO %0.5 ürününün ulaşılabilirliği, güvenilirliği ve uyumluluğu ile de alakalı. A/S Dan-Bunkering olarak gelecekteki zorlukları tamamen anlıyoruz.

Yakın gelecekte gerçekleşecek stratejimiz için de oldukça hazır: birinci sınıf bankaların konsolidasyonu ile kredi olanaklarımızı güvence altına alıyoruz, müşterilerimize faydaları için en verimli şekilde tavsiyelerde bulunmak için birçok pratik ve teknik eğitim aldık. Hatta en olağanüstü vakalarda yardımcı olmak için gayri resmi tecrübeleri olan teknik bir departmana bile sahibiz. Bizimle çalışmayı denedikten sonra, verdiğimiz danışmanlıkla beraber bütün gemilerine yakıt almakta bize güvenenler için özel araçlar hazırladık. Her şeyi doğru şekilde yapmanın, aksi halde o işe hiç girişmemenin daha iyi olduğuna inanıyorum. Yeni düzenlemelerin uygulanmasından sonra ortak bir çözüm bulmak ve ilişkilerimizi pekiştirmek için müşterilerimiz ve tedarikçilerimizle daha da yakınlaştık. Ne olursa olsun, dün müşterilerimizle birlikteydik ve 2020’nin getirebileceği yeni zorluklarla en iyi şekilde yüzleşmek için ileriye doğru birlikte ilerliyoruz.


“First Hybrid DP-II SOV” Cemre Shipyard NB57 Wind Of Change


Deniz Hukuku

Sülfür limiti regülasyonu kapsamında ortaya çıkabilecek muhtemel hukuki problemler

Av. Savaş İnandıoğlu Tilegal Avukatlık Bürosu

54 KASIM - ARALIK

2020 yılına geri sayım yaptığımız bu günlerde uluslararası deniz taşımacılığı ve deniz hukuku adına yeniliklerin ve değişimlerin gündemde olduğunu ve gerek armatörler gerekse hukukçular tarafından bu düzenlemelerin ve sonuçlarının mercek altına alındığını söylemek mümkün. IMO (Uluslararası Denizcilik Örgütü) tarafından çevre kirliliğini azaltmak ve insan sağlığı açısından daha temiz bir ortam yaratmak adına 1973 yılında imzalanan MARPOL (Denizlerin Gemiler Tarafından Kirletilmesinin Önlenmesine Ait Uluslararası Sözleşme) kapsamında yakıtta izin verilen kükürt oranına ilişkin yapılan bir takım değişikliklerin 1 0cak 2020’de yürürlüğe girmesi ile birlikte uluslararası platformda deniz taşımasında doğabilecek sorunları ve mümkün olan çözümleri biz de makalemizde mercek altına alacağız.


www.7deniz.net <

1

Ocak’ta yürürlüğe girecek olan bu değişiklik özet olarak ECA (Emisyon kontrol alanı) dışındaki alanlar için yakıttaki kükürt oranının %3.5’ten %0.5’e inmesidir. Bu ufak gibi görünen değişimin pratikteki sonuçlarının milyar dolarlara varabileceğini söylemek hiç de abartı olmayacaktır. Bu denli büyük bir değişikliğe karşı armatörlerin ise ne yapacağı camiada tartışmalara sebep olmuştur. Pratikte armatörlerin izleyebileceği iki farklı yol olduğu söylenebilir. Bunlardan ilki; “scrubber” olarak bilinen ve geminin motorundan çıkan egzoz gazlarının içerisinden kükürt emisyonlarını ayıran bir aletin satın alınarak gemiye takılmasıdır. Bu yöntem ile dilenen yakıt kullanılabilmektedir fakat scrubber’ın çalışabilmesi için güçlü bir motor ve bazı gelişmiş teknik özellikler gerektirdiğinden gemide değişikliğe gidilmesi zorunlu olabilecektir. Scrubber’ın maliyeti 5- 10 milyon TL arasında değişiklik göstermekte olduğundan ve çalışabilmesi için yapılacak geliştirmelerle birlikte ortaya çıkan fiyat armatörler için göz korkutucu bir rakam olacağından tercih edilmesi uzak bir seçenek gibi gözükmektedir. İkinci seçenek ise kükürt oranı yeni standartlara uygun yakıtlar kullanmaktır. Bu yol; ağır fuel oil yerine marine gasoil gibi standartlara uygun farklı ya-

kıtlar kullanmayı tercih etmek ile sağlanabileceği gibi alternatif yakıtlar (LPG vb.) kullanmayı tercih ederek veya mevcut yakıtları karıştırma yöntemi ile yeni ve standartlara uygun oranlara sahip yakıtlar elde etmekle de olabilecektir. Fakat bu seçenekte de armatörler için sorunlar doğmaktadır. Standartlara uygun olan söz konusu yakıtların maliyetinin daha yüksek olmasının yanı sıra stoklarda bulunmadığından tedarik sorunu da gündeme gelebilecektir. Armatörler bu zararı en az hasarla atlatabilmek adına, masraf artışını yansıtabildiği ölçüde navlunlara yansıtacaktır . İdari problemler Mali artış ve tedarik zorluğu açısından armatörleri zorlayacak bu değişikliğin ayrıca hukuksal boyutlarda da sorunlar doğuracağı da beklentiler dahilindedir. Bu sorunlardan ilki idari problemler olacaktır. Bilindiği üzere uluslararası seyir halinde olan her türlü gemi denizcilik alanındaki uluslararası sözleşmelere ve düzenlemelere uymakla yükümlüdür. Bu düzenlemelere ve sözleşmelere uygunluğu ise kontrol edecek olan iki mekanizma mevcuttur. Bunlardan ilki bayrak devletlerinin yaptığı denetim, ikincisi ise yabancı devletlerin yaptığı Liman Devleti Kontrolüdür (PSC). Bu denetimler sonucunda ortaya çıkan uygunsuzluğun deniz, can, çevre ve mal emniyetini ne kadar ölçüde etkileyeceğine göre uygulanacak yaptırımın boyutu da değişmektedir. Söz konusu eksikliğin ehemmiyetine göre hemen giderilmesi, süre verilerek

“IMO, değişikliğin yakıt tedarik sorunu doğuracağını ön gördüğünden, uygun yakıtın bulunması için elden gelen tüm çabanın verilmesi ve bu çabanın ispatlanması halinde kaptan, donatan veya zaman çartererı tarafından hazırlanacak olan FONAR isimli raporla birlikte standart dışı yakıtın kullanılarak seferin devamının sağlanabileceği ve bunun sonucunda da herhangi bir yaptırımla karşı karşıya kalınmayacağını düzenlemiş ve bu konuya geçiş sürecinde kısmi bir çözüm getirmiştir” giderilmesi veya gemiyi alıkoyma benzeri yaptırımlar uygulanabilmektedir. IMO 2020 düzenlemesi de bu organlarca denetlenecek ve uygunsuzluk söz konusu olduğu takdirde idari yaptırımlarla karşı karşıya kalınabilecektir. Burada ayrıca IMO’nun FONAR (Fuel Oil Non Availability Report) adı verilen sisteminden söz etmek uygun olacaktır. IMO konumuz

KASIM - ARALIK 55


Deniz Hukuku iadesi veya teslimi aşamasında yapılması gerekenleri ve sorumlulukları kesin çizgilerle belirleyebilmek adına da bazı klozlar hazırlamıştır, bu klozlar taraflar dilediğinde kullanılarak sürecin daha kolay ve zararsız atlatılabilmesi sağlanabilecektir. P&I klüplerinde alınacak cezalar teminat altına alınacak mı, alınmayacak mı?

olan değişikliğin yakıt tedarik sorunu doğuracağını ön gördüğünden, uygun yakıtın bulunması için elden gelen tüm çabanın verilmesi ve bu çabanın ispatlanması halinde kaptan, donatan veya zaman çartererı tarafından hazırlanacak olan FONAR isimli raporla birlikte standart dışı yakıtın kullanılarak seferin devamının sağlanabileceği ve bunun sonucunda da herhangi bir yaptırımla karşı karşıya kalınmayacağını düzenlemiş ve bu konuya geçiş sürecinde kısmi bir çözüm getirmiştir. Zaman çarterı sözleşmelerinden doğacak problemler Diğer hukuki problemin ise zaman çarterı sözleşmelerinden doğması muhtemeldir. Bilindiği üzere zaman çarterı sözleşmelerinde yakıta ilişkin masrafları, yükümlülükleri karşılayan taraf çartererdir. Taşıma yapılan gemide scrubber olmadığı senaryosunda, alınacak yakıtın diğer yakıtlardan daha maliyetli olmasının külfeti ve her şartta yakıta ilişkin sorumluluklar çartererda olacaktır. Bu kapsamda yetkililerce yapılan kontroller sırasında yakıtın düzenlemedeki standartlara sahip olmadığı görülürse çarte-

56 KASIM - ARALIK

rer yaptırımla karşı karşıya gelecektir. Bu yaptırımın gemi üzerinde uygulanması halinde ise çarterer dışında armatör de bu yaptırımdan olumsuz etkilenecektir. Bu nedenle armatörlerin çarter sözleşmesi yaparken daha dikkatlli olması gerekmektedir aksi halde çartererın konuya ilişkin hatası, armatörleri de ciddi anlamda zarara sokacaktır. Bu riski öngören BIMCO (Baltık & International Maritime Council) armatörlerin bu geçiş sürecini daha az zararla atlatabilmeleri adına örnek kloz yayınlamıştır. BIMCO tarafından geliştirilen bu örnek klozda çarterer kendi ve yardımcı şahısları (yakıt veren firma ve yakıt surveyörü dahil olmak üzere) adına ilgili kurallara uyum sağlanacağını ve bu gerçekleştirilemediği takdirde donatanın uğrayacağı zarar ve her türlü olumsuz sonucun tazmin edileceğini taahhüt etmektedir. (BIMCO 2020 Marine Fuel Sulphur Content Clause for Time Charter Parties(b)). Böylece çarter sözleşmesi yapan armatörün riski azalmış olacak ve bu geçiş sürecini daha az zararla atlatabilecektir diyebiliriz. Ayrıca BIMCO bu geçiş süreci için standart dışında kalan yakıtın akıbetini, yeni düzenleme yürürlüğe girdiğinde geminin

Bir diğer hukuki sorun ise P&I klüplerin söz konusu standartlara aykırılık durumunda alınacak cezaları teminat altına alıp almayacağıdır. Öncelikle bu konuda şu anda kesin bir kural bulunmamaktadır. Her klüp konuya ilişkin bir karar verecek ve teminat kapsamı bu karara göre belirlenecektir. Ancak, International Group Of P&I’ın bu konuda hazırlamış olduğu sürküler değerlendirildiğinde uygun olmayan yakıtın yanlışlıkla kullanılması veya bulundurulması nedenli alınan cezaların P&I kapsamında olacağı düşünülmektedir. Kısacası, bu aşamada alınan cezaların Klüplerin yönetim kurullarının takdirine bağlı olduğu söylenebilmektedir. Son olarak “Off spec yakıt” Son olarak ortaya çıkabilecek bir diğer problem ise “off spec yakıt” sorunudur. Off spec yakıt; özellik dışı kalitesiz yakıt anlamına gelmektedir. Yeni düzenleme ile kükürt oranı, yapılacak yakıt sözleşmelerinde taahhüt niteliğinde olacak ve bu oran istenen düzeyde olmadığı takdirde alıcı tarafından yakıtın reddi sonucunu doğuracaktır. Bu durum satım sözleşmesi bakımından birçok tahkim, Bilirkişi Tespitleri ve yakıt ikmalcisine karşı hukuki talepler doğuracaktır. Yakıt alacağı da TTK m 1352/1 kapsamında deniz alacağı olduğundan, yakıta karşılık gelen tutar ödenmediği takdirde geminin ihtiyaten haczedilmesi riski gündeme gelecektir bu da elbette uyuşmazlıkların doğmasına neden olacaktır. Özetle, anlatmış olduğumuz nedenlerden dolayı söz konusu değişiklik farklı alanlarda bir çok probleme neden olabilecek ve bu geçiş sürecinde konuya ilişkin hukuki uyuşmazlıklar doğabilecektir.



Piyasalar

Denklemde bilinmeyen sayısı ikiden fazla Evvela tüm Türk denizcilik camiasına mutlu, sağlıklı ve belirsizliklerin azaldığı bir 2020 diliyorum. Koster armatörleri için bu dileklerimi misliyle tekrarlıyorum. Denizcilikte muhtemelen sadece akademisyenlerin ve araştırmacıların şahit olduklarına sevindikleri bir yılı geride bırakıyoruz. Ne de olsa tüm piyasaların oradan oraya savrulduğu bir yıl oldu ve her gemi tipi ve tonajda not edilecek pek çok “ders” ortaya çıktı. Bana sorarsanız hem tarifelerin küresel ticarete etkisi ve hem de politik belirsizliğin denizcilik piyasalarına etkileri konularında birkaç teze yetecek malzeme var. Engin Koçak ISTFIX Araştırma Müdürü ISTFIX – Research Director

58 KASIM - ARALIK


www.7deniz.net < Bu tezlerin biri de koster ticaretinin nasıl tarihi dipleri zorladığıyla ilgili olabilir… Son bir yıldır pek çok yazımda “belirsizlik” modasından bahsediyorum. Bu yazıda da belirsizliklerin bizi nereye sürüklediğini ve hangi belirsizliklerden kurtulursak nasıl ilerleyebileceğimizi irdeledim. Ne oldu ne bitti, bunu zaten herkes biliyor konuşuyor. Ben size yine de özet geçeyim ama sıkılmayın… Koster piyasası senenin başında başına gelecekleri biliyor gibiydi. 2017-2018 geçişinde işler güzel gitmiş, Noel sonrası ralli devam etmiş, normalde ocak ortasından sonra düşüşe girmek yerine şubat ayına kadar uzanan bu köprü yıkılmamıştı. Sonrasında işler biraz sert düzeltme yapsa da 2018-2019 geçişinde yine bir yukarı yüklenme olmuş fakat sonrasında biraz da konjonktürle beraber yükseliş yarıda kalmıştı. Haliyle kosterlerin gelirleri de bir önceki senenin Noel rallisine kıyasla yüzde 30 geride kaldı. Bu sene için ise, tek söyleyebileceğimiz az önce de bahsettiğimiz üzere, koster için tam bir kayıp yılı olduğu. Bir kere giriş takatsiz oldu ve yorgun endeks temmuz ayında tarihi dibi gördü. Tüm koster armatör ve brokerleri Nisan’dan son-

ra “2016 gibi olmaz diyorduk, 2016’dan kötü oldu” diyorlardı. Temmuz ayında ise zaten söz söylemeye gerek kalmadı. Bu yazı aralık ayının başında yazıldığı için elimizde kalan bir aydan kısa bir sürede -ki bunun da son haftası Noel ile geçeceğinden verimsiz olacaktır- Akdeniz ve Karadeniz’de ancak marjinal iyileşmeler olacaktır. Şimdi bu özeti kenarda tutalım ve ne oldu ve ne beklemeliyiz çeşitli konu başlıkları altında bakalım, hepsini kenarda tutun sonra birleştireceğiz. Ticaret savaşlarının tarihçesine kısaca göz gezdirelim. ABD’nin Çin’e uyguladı-

ğı ilk vergilerin duyurulması ve uygulanması Eylül 2018’de gerçekleşti. Detaylarına araştıran herkes ulaşabilir o yüzden girmiyorum ama bomba eylülde patladı, sonra da görüşme takvimleri sene sonuna kadar görüşülmeye başladı. Burada ilk sarsıntı geldi, çünkü gelişmiş piyasalarda bunun birincil ve ikincil sonuçları oldu. Gelişmiş piyasalar bunu genel bir liberalizm sorunu olarak algıladı. Haksız da sayılmazlar çünkü ticaret savaşı dediğimiz olay sadece ABD ile Çin arasında değil, ABD açık açık Avrupa’yı da tehdit etmekte. Bu inatlaşmanın sonucunda ortak para birimi Avro’nun en güçlü ekonomisi olan Almanya resesyonun eşiğine kadar geldi… Son saniyede ve kıl payıyla teknik olarak resesyona girmekten kurtuldu. Şimdi de genel olarak 2019’un neredeyse tamamını imalat sanayiinde daralma ile geçiren bir Avrupa ile karşı karşıyayız. Bunun sonucu olarak Karadeniz’den Avrupa’ya akışların yavaşlaması, Türkiye’nin en büyük ticari partneriyle olan ilişkisinin de duraklaması beklenebilirdi. Öyle de oldu ama burada ikili etki var. Çünkü bir de konuşmamız gereken ABD’nin çelik kotaları olmalı. Bu durum Mart 2018’de ortaya çıkmış, aynı yıl Türkiye’nin de içinde bulunduğu ülkelerin çelik ihracatı başka ülkelere ve başta da Avrupa Birliği’ne kaymıştı. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne ihracatı 2018 sonunda 5 milyon tonu aştı. 2019’un başına gelindiğinde ise artık kota konusu Avrupa’da konuşulmaktaydı ve Avrupa bu 5 milyon tonu 4’e çekmenin hesabını yaptı. Şimdi de hesabı uyguluyor. Aynı şey Ukrayna ve Rusya’ya karşı da geçerli. Bu konunun neden önemli olduğu zaten ortada: Türkiye’nin ve Karadeniz’in Avrupa’ya yaptığı çelik ihracatını önemli derecede sekteye uğrattı. Buna karşılık Avrupa içindeki hareketler görüldüğü

KASIM - ARALIK 59


Piyasalar

kadarıyla değişmedi. Son olarak Brexit belirsizliği de Avrupa’yı çok uzun süre meşgul ettiği için Avrupa’da da navlunlar ciddi biçimde düşük seyretti. Brexit belirsizliği ortadan kalkar gibi olur olmaz ise, şu anda da görüldüğü gibi oradaki navlunlarda diğer bölgelerle kıyaslanamayacak derecede iyileşmeler oldu ve olmaya devam ediyor. Şu anda Birleşik Krallık seçimleri konuşuluyor. Bu yazının yazıldığı hafta seçim vardı. O yüzden yorumumu buna göre değerlendiriniz. Şimdi bunları birleştirelim ve ileriye bakalım Eğer ABD ile Çin ve ABD ile Avrupa arasındaki ticaret düelloları özellikle ABD seçimleri öncesi hafiflerse, Brexit konusu sonucu net bir seçim sonrası tam anlamıyla çözülürse, genel olarak Avrupa ve Akdeniz’de bir talep artışı görülebilir. Bu arada özellikle Brexit sonrası Avrupa’daki bazı göstergeler hafif yukarıya dönmüş durumda ama ekonomiler hala daralma ve/veya resesyon bölgesindeler. Şimdilik sağlıklı bir yorum yapılması için erken. Birleşik Krallık seçim anketlerine de hiç güven duyulmuyor, bunu da not edelim. Öte yandan ABD seçimleri sonrası ne olacaktır bu bir belirsizlik ve bunun tesirini 2020’de göreceğiz. Donald Trump, Çin ile ilişkileri yumuşatırken Avrupa ile aynı tonda devam etmeyi seçerse hiçbir şey değişmeyecek demek olabilir. Ama şurası kesin, 2020’nin başıyla beraber Avrupa’da para politikasında yeni bir değişim bekleniyor. Yılların Avrupa

60 KASIM - ARALIK

Merkez Bankası başkanı, “Avroyu Kurtaran Adam” Mario Draghi geçen ay koltuğunu Christine Lagarde’a bırakırken giderayak Avrupa devletlerine “harcamaya başlayın” mesajı verdi. Christine Lagarde ise ilk önemli toplantısında aynı meşaleyi taşıyarak bunun sinyalini verdi. Genişlemeler gelebilir.

yakıt talebiyle düşük kükürtlü ağır yakıt talebinin bir müddet daha hemen hemen bu senenin sonunda yani şu aralar görülen dengede devam edeceğini düşünüyorum. Dengeyi VLSFO lehine bozacak olanlar scrubber takamayacak kadar küçük ama MGO’nun alternatif olmadığı orta boyutlardaki gemiler olacak.

IMO Kükürt sınırlamaları da öyle ya da böyle teknik bir belirsizlik. Benim piyasadan gördüğüm kadarıyla armatörler ilk 6 ay bekleyerek, düşük kükürtlü yakıt bulunabilirlik durumunu gözlemleyecekler. Armatörler birbirleriyle sürekli temas halindeler, kimi düşük kükürtlü fuel oile (VLSFO) geçiyor, kimileri de marine gas oil (MGO) ile bir süre devam edecek ama son anda fikirler değişebilir çünkü kafalar çok karışık.

Ben ayrıca MGO fiyatlarında gözle görülür bir artış olmasını muhtemel görsem de VLSFO ile MGO arasındaki makasın açılmasının piyasa arz/talep dinamikleri açısından mümkün olmayacağını düşünüyorum.

Bu arada MGO kullanımından dolayı navlunlarda dolar/ton cinsinden artışlar kaçınılmaz. Halihazırda brokerler ocak ayına sarkan taşımalar için navlun tutturmakta zorlanıyor. Çoğu kiracı durumun maliyetler üzerinde etkisinin armatörler kadar farkında değil. Bu dönem sonrasında da düşük kükürtlü yakıtların arz/talep dengesi bakımından dalgalı bir süreç bekleniyor. Aynı şey öteki tarafta MGO’da da geçerli. Belli bir tonajın üstü halihazırda baca gazı yıkayıcı (scrubber) taktırmış durumda veya taktırmak için sıra bekliyor ve bu tonaj senelik 350 milyon ton üzerinde olan yıllık küresel deniz yakıtları tüketiminin ana hissesini oluşturuyor. Bu yüzden ben yüksek kükürtlü ağır

Teknik olarak hipotezim şu: Bir emtianın arz talep dengesi özellikle arz tarafındaki yetersizlikten ötürü fiyatı arttıracak şekilde değiştiğinde, talep de buna göre düzeltme yapar ve fiyat ve buna tekabül eden talep yeni bir ortalamada buluşur. Bir emtiaya ikame olacak başka bir emtia varsa, her iki ürün de birbirinin fiyatını frenler ve yeni dengeyi kurmak çok daha kolay olur. Bu durumda da kosterler için VLSFO ve MGO birbirinin ikamesi ise, birine olan talep diğerine olan talebin “fiyat elastisitesini” yükseltecek, haliyle de birinin fiyatındaki artış diğerine kayışı arttıracaktır. Haklı olup olmadığımızı zaman gösterecek çünkü bu sefer gerçekten ikiden fazla bilinmeyenin olduğu bir denklemden bahsediyoruz. Tekrar hepinize mutlu bir 2020 dilerim.



Haber

Kardeşler Kepçe sektöre yeni bir ürün kazandırdı ve Alman rakibi tarafından beğeni mesajı da almış durumda. Firmadan yapılan açıklamada, çok önemli uluslararası ağı olan bir vinç firması da ürünü incelemiş ve tebrik mesajı göndermiş. ÜRÜNÜN ÖZELLİKLERİ: Birçok yönüyle dünyada ilk ve tek olma özelliği gösteren ürün 1 metreküpten 50 metreküp kapasiteye kadar üretilebilir şekilde dizayn edilmiş. Tek uzaktan kumanda üzerinden üç ayrı modda çalışabilme özelliğine sahip:

Türkiye’nin en köklü kepçe imalatçılarından Kardeşler Kepçe, uzun süredir AR-GE çalışmasını yürüttüğü ve piyasada ‘Uzaktan Kumandalı Kepçe’ olarak bilinen ürününü piyasaya sundu.

K

ardeşler Kepçe, dökme yük gemilerinin ilk tercihleri arasında yer alan tahliye kepçesi ile ilgili yapmış olduğu bu yenilik ile bir anda piyasada dikkatleri üzerine çekti. Kullanıcıya kolaylık sağlayan bu ürün ile yapılan işlerde hem daha güvenli ve daha hızlı tahliye sağlanırken, hem de ürün kullanım açısından daha kolay bir hale gelmiş durumda.

62 KASIM - ARALIK

Tek buton ile 3 hareket Geliştirilen bu ürün, tek buton ile zamanlanmış 3 hareketi birden yapıyor. Piyasada bilinen ürünlerde 2 veya 3 buton kullanılıp 3 hareket yapılırken, yeni ürün tek buton ile 3 hareketi yapmakta ve operatöre kullanım kolaylığı sağlıyor. Operatör hangisi açma- hangisi kapama butonu diye düşünmeyecek, tek buton ile zamanlanmış şekilde yavaş açma-hızlı açma ve kapatma işlemini yapabilecek. Bu ürün kullanım özelliği bakımından dünya da tek olma özelliğine sahip. Kardeşler Kepçe, yapmış olduğu bu Ar-Ge çalışmasını Türk Patent Enstitüsü başvurusu ile pekiştirmiş ve ürünü piyasaya sunmuş durumda. İlk siparişini BRK Taşımacılık’tan alan Kardeşler Kepçe, ürünü teslim etmiş ve BRK firmasındanmemnuniyet bildiren geri dönüşler de almış. Daha sonra Afrika ve Endonezya’dan sipariş alan ve ihracatını gerçekleştiren Kardeşler Kepçe, yapmış olduğu bu ürünü video yayın sitelerine yüklemiş

1) TAM OTOMATİK: Tek tuşla öncelikle yavaş, daha sonra hızlı açma ve kapatmaya hazırlanma. 2) YARI OTOMATİK: Tek tuşla öncelikle yavaş, daha sonra hızlı açma; kapatma için operatör komutu bekleme. 3) MANUEL: Üç ayrı tuşla manuel olarak açıp kapatma. Ayrıca, bu kepçe açma-kapatma sürelerini manuel olarak yapmanıza da olanak sağlamakta.


OU R SER VI CE S

SERVICES      

P&I SURVEYS IN INSURANCE COVERAGE HULL & MACHINERY SURVEYS IN INSURANCE COVERAGE YACHT SURVEYS LASHING SURVEY SHIP PURCHASE & SALES CONSULTING SERVICES SPECIAL / PROJECT CARGOES SHIP’S CONDITION & LOSS PREVENTION SURVEYS PRE-LOADING AND HATCH COVER SURVEY PRE-PURCHASING & PRE-HIRING SURVEYS ON-HIRE & OFF-HIRE SURVEYS BUNKER SURVEY SHIP & SHORE INSTALLATION DAMAGE SURVEY CARGO DAMAGE SURVEYS DRAFT SURVEYS

Altayçeșme Mah. Atatürk Caddesi Engin Sokak Maltepe Residence No: 3 Daire 11 Maltepe 34843 İSTANBUL / TÜRKİYE        

www.argemon.com.tr info@argemon.com.tr Tel: +90 (216) 693 0236 Faks: +90 (216) 693 0237 /argemonsurvey /argemonsurvey


Röportaj

Mutlu ve gururluyuz

Efesanport, 3 milyon ton yük elleçleme ve 300 bin araca hizmet kapasitesine sahip

Efesanport Liman İşletme Müdürü İlker Tuncer

“Türk denizciliğinin ve liman işletmeciliğinin gelişen Türkiye’deki öneminin artacağına inanan limanımız, daima daha verimli ve kaliteli hizmet vermek amacıyla, her alanda gelişme ve büyümeye açık bir anlayışla, mevcut kapasitesini artırmaya yönelik proje çalışmalarına devam etmektedir” diyen Efesanport Liman İşletme Müdürü İlker Tuncer ile Efesan’a dair her şeyi konuştuk. Efesanport Limanı kuruluşu ve konumundan kısaca bahseder misiniz? Demir çelik, döküm, talaşlı imalat, gayrimenkul geliştirme ve yatırım, inşaat, lojistik ve liman işletmeciliği gibi birçok sektörde 48 yıldır faaliyet gösteren Efesan Grup’a bağlı olan limanımız Dilovası’nda yer almaktadır. Bulunduğu lokasyon ile ulaşım açısından avantajlı ve tercih edilen bir konumda, D-100 (E-5) Karayolu’na 1 km, TEM Otoyolu’na 2 km uzaklıktadır. Hinterlandımızda bulunan büyük organize sanayi bölgeleri ile müş-

64 KASIM - ARALIK

terilerimize geniş bir pazara erişim için olanak sunulmaktadır. Ülke sanayi ve ticaretinin kalbi konumundaki İstanbul’a 55 km, Kocaeli’ye 40 km uzaklıkta yer alan limanımızda Kocaeli Gebze Organize Bölgesi, Dilovası Organize Bölgesi, IMES Organize Bölgesi ve İstanbul Tuzla Organize Bölgesi gibi organize sanayi bölgelerinde yer alan firmalara da hizmet verilmektedir. Limanınızın yıllık elleçlediği yükler ve kapasiteleri nelerdir? Modern iş makineleri ve ekipmanları

yanında uzman ve deneyimli kadrosuyla 7 gün 24 saat müşterilerimize en iyi hizmeti vermek için çalışan limanımızda genel yük, dökme kuru yük, proje yükleri ve tekerlekli ve paletli araçlara tahmil/ tahliye ve depolama hizmetleri sağlanmaktadır. Yıllık 3.000.000 ton genel yük, dökme kuru yük, proje yükü ve 300.000 tekerlekli ve paletli araç elleçleme kapasitesine sahip limanımız; yükleme, boşaltma ve depolama operasyonlarının tamamını gümrüklü açık ve kapalı 155.000 m2’lik liman sahasında gerçekleştirmektedir. Limanımızda 50.000 DWT’a kadar


www.7deniz.net < gemilere, iskele ve rıhtımda aynı anda 3 Ro-Ro veya 7 yük gemisine rahatlıkla yanaşma, barınma ve tahmil/tahliye hizmetleri verilebilmektedir. Ayrıca, geri sahamızda yer alan 77.000 m2’lik çok katlı kapalı araç depolama ve operasyon alanımız ile Türkiye’de gerçekleşen araç ithalatının 1/3’ünden fazlasına (250.000’den fazla araca) elleçleme ve depolama hizmeti sağlıyoruz. Anlık olarak 7.000’den fazla araca tahmil, tahliye, gözetim ve depolama hizmetleri ile birlikte isteğe bağlı olarak otomobil yıkama, akü desteği ve su ikmal hizmetleri de verilebilmektedir. Efesanport ‘un sektörel konumu ve birlikte çalıştığı sektörler hangileri? Limanımız konvansiyonel yüklerde, ağırlıklı olarak bölge portföyünün yapısı gereği demir-çelik sektörü yanında alüminyum, orman ürünleri, asfalt, cam, paletli ve paketli yükler ve proje yüklerine hizmet vermektedir. Bakıldığında limanımız açısından yük çeşitliliği ve sektörel çeşitlilik oldukça fazladır. Sektörel olarak değerlendirildiğinde; inşaat, otomotiv, ev araç ve gereçleri, cam, ulaşım ve hızlı tüketim gibi birbirinden farklı ve önemli sektörlere hitap ediyoruz. Başka bir deyişle yeni aldığınız eviniz, arabanız ve ev eşyalarınızın size ulaşmasında bizim de imzamız var diyebiliriz. Limanda kullandığınız otomasyon ve güvenlik sistemleri hakkında bilgi verir misiniz? Efesanport operasyonlarını, tamamı öz malı olan ekipmanları, iş makineleri ve 100 tona kadar kaldırma kapasitesine sahip vinçleri ile gerçekleştirmekte; genel yük, dökme yük ve proje yüklerine elleçleme hizmeti vermektedir. Liman vinçlerimizin tamamında elektrik dönüşümü gerçekleştirerek vinçlerden kaynaklı emisyon miktarı en aza indirilmiştir. Vinçler ve iş makinelerimiz mesleki yeterlilik eğitimlerini tamamlamış, uzman ve tecrübeli vinç operatörleri tarafından kullanılmaktadır. EfesanPort, 2008 yılından itibaren altyapı yenileme, hizmet alanlarının geliştirilmesi, genişletilmesi ve sürdürülebilmesi çalışmalarına kurumsal ve gelişime açık bir anlayışla devam etmektedir. Sahamızın tamamı 24 saat izleme sağlayacak şekilde yerleştirilen modern kamera sistemi (CCTV) ile donatılmıştır. Güvenlik hizmetleri, Uluslararası Gemi ve Liman Tesisleri Güvenliği Kodu ve Uygulama Yönetmeliği (ISPS) gereklerine uygun eğitimleri almış tecrübeli güven-

lik personeli tarafından sağlanmaktadır. Yılın 365 günü 24 saat müşterilerine kesintisiz hizmet vererek ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamayı kendisine prensip edinen Efesanport, elleçlenen yüklerin anlık operasyon bilgilerini müşterilerine daha kolay ulaştırmak adına gümrük sistemine de entegre olabilen liman otomasyon yazılımı kullanmaktadır. Bu sistem ile müşterilerimize anlık olarak detaylı gemi ve yük takibi imkânı sunarken operasyonlara ait müşteri bilgi ve detaylarını veri merkezlerimizde yedekleyerek ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi Standartlarına uygun olarak güvenle saklamaktayız. Yeşil Liman/Greenport Projesi kapsamında Efesanport olarak çalışmalarınız var mı? Limanımız ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi ve ISO 45001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemleri standartlarına uygun olarak müşterilerine hizmet vermektedir. Ayrıca, hizmet kalitemizi ortaya koymak ve sürdürülebilirliğe verdiğimiz önemi belgelemek amacıyla ülkemizde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ve TSE iş birliği ile gerçekleştirilen Yeşil Liman Projesi için denetimlerimizi başarıyla tamamladık. Yapılan denetimler sonucunda Efesanport, Yeşil Liman/GreenPort belgesi ve unvanını almaya hak kazanmıştır. Bu konuda oldukça mutlu ve gururluyuz. Limanınızdaki İş Sağlığı ve Güvenliği ile Çevre uygulamalarını da öğrenebilir miyiz? 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve uygulama yönetmeliği kapsamında, önce insan ilkesinden hareketle

tüm personelinin hem mesleki hem de İSG kural ve uygulamaları ile ilgili eğitimlerinin eksiksiz yapılması konusunda hassasiyet gösteren Efesanport ’un vazgeçilmez ilkeleri; iş sağlığı ve güvenliği ve çevre kurallarıdır. “İş sağlığı ve güvenliği; eğitimli, bilinçli ve kaliteli iş gücünden başlamaktadır” ilkesiyle limanımızda konusunda uzman İSG kuruluşları ve İSG sorumlu personeli tarafından periyodik olarak saha kontrol ve denetimleri yapılmakta, tahmil/tahliye operasyonuna başlamadan önce ve operasyon sırasında gemide ve rıhtımda tüm emniyet kurallarının eksiksiz uygulandığı ve talimatların yerine getirildiği kontrol listeleri aracılığıyla titizlikle takip edilmektedir. Efesanport Limanı’nda, çevre duyarlılığı, enerji verimliliği, çevreci araçların kullanımı ve kirliliğin kaynağında önlenmesi konularına yönelik günlük ve planlı eğitimler ve gereklilikler doğrultusunda yılda 2 kez olmak üzere Deniz Kirliliğine Acil Müdahale tatbikatları gerçekleştirilmektedir. Deniz suyu ölçümleri ve emisyon ölçümleri düzenli olarak yapılarak etkiler izlenmektedir. Efesanport, çevre uygulamalarını, gelecek nesillere bırakmak istediği temiz bir dünya için sosyal sorumluluk bilinciyle ele almaktadır. 2019 yılında limanımızda kullanılan tüm pil atıkları yeniden kullanılabilir-şarj edilebilir pillere dönüştürülmüştür. “Piller çöp değildir, geri kazanmak için bir şansımız daha var.” ve “Doğaya bir iyilik yap!” sloganları ile hazırlanan çevre sorumluluk projemiz kapsamında kısa sürede çalışanlarımızın da desteği ile ofis alanlarımızda pil atıklarımız azaltılmıştır.

KASIM - ARALIK 65


Haber

Türk Loydu ile Havelsan arasında siber işbirliği Türk Loydu ve Havelsan arasında siber güvenlik alanında işbirliği protokolü imzalandı 4 Aralık 2019 tarihinde imzalanan protokol ile iki kurum, yıllardır süregelen işbirliklerini daha da pekiştirdiler.

T

ürk Loydu ve Havelsan faaliyet gösterdikleri; denizcililik, endüstri, belgelendirme alanında eğitim hizmetleri, danışmanlık, kural geliştirme, siber güvenlik, dijitalleşme, AR-GE inovasyon faaliyetleri kapsamında olası iş birliği konularında; standart tanımlama, siber güvenlik ürün ve hizmetleri sağlanması için çalışacaklar. Yaşamın her alanında kullanılan bilişim teknolojileri güvenlik problemlerini beraberinde getirmektedir. Güvenlik so-

runlarının aşılmasında önemli rol oynayan siber güvenlik sistemleri bilgi güvenliğini sağlamada kritik öneme sahiptir. İmzalanan iş birliği çerçevesinde Türk Loydu ve Havelsan uzmanları Siber Güvenlik teknolojilerinin geliştirilmesi için güç birliği yapacak ve birçok alanda ürün ve çözümler geliştirecekler. İmzalanan işbirliği protokolü sonrası açıklama yapan Türk Loydu Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Cem Melikoğlu ‘’Bilgi güvenliğinin çok önem kazandığı

günümüzde siber güvenlik konusunda gerekli tedbirlerin alınması çok kritiktir. Ülkemizin önemli milli kuruluşlarından olan Türk Loydu ve Havelsan arasında gerçekleştirilen protokol ile hem iki kurum arasındaki işbirliği pekiştirildi hem de siber güvenlik alanında Türk Loydu müşterilerine yönelik hizmetler geliştirilmesi ve projeler yürütülmesi açısından önemli bir adım atılmış oldu. Havelsan ile Siber Güvenlik konusunda birçok başarılı proje gerçekleştireceğimize inanıyoruz“ dedi.

VULKAN Turkey Engineering, Marine and Industrial Products Trading Ltd. Sti T: +90 216 6800535-36 | Kagan.hasircioglu@vulkan.com | www.vulkan.com



Haber

Türkiye'den 'Hayalet gemi' hamlesi Türkiye'de batan, karaya oturan, iflas ve haciz işlemleri nedeniyle kaderine terk 140 gemi bulunuyor. `Hayalet gemi´ olarak adlandırılan bu gemiler, haciz işlemlerinin sona erdirilmesi, onarılması ve diğer yöntemlerle deniz trafiğini ve çevreyi tehdit etmesi engellenecek. Deniz trafiğine kazandırılamayacak durumdaki 32 gemi ise hurda olarak satılacak. “Seyir ve çevre güvenliği için önemli bir hizmet” Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının 618 sayılı limanlar kanunun 7. Maddesinde yaptığı düzenleme ile ilgili olarak Oğuzgülgen, şunları söyledi:

U

laştırma ve Altyapı Bakanlığı, hayalet gemilerin oluşturduğu tehlikeler nedeniyle 618 sayılı limanlar kanununun 7. maddesinde değişiklik yaptı. Hayalet gemilerin uzun süre açıklarda kalmasının deniz trafiğini ve çevreyi tehdit etmesi nedeniyle yapılan kanun değişikliği sayesinde, 140 geminin 57´sinin haciz işlemlerinin sona erdirilmesi, onarılması ve diğer yöntemler yoluyla deniz trafiğini ve çevreyi tehdit etmesi engellenmiş olacak. Deniz trafiğine kazandırılamayacak durumdaki 32 gemi ise hurda olarak

68 KASIM - ARALIK

satışa çıkarıldı. Türk Boğazları Emekli Baş Kılavuz Kaptanı Saim Oğuzgülgen, “İstanbul Boğazı ve çevresi de deniz trafiği yönünden çok yoğun olduğu için, çok batık bulunuyordu. Bunlar zaman içinde terk edilmiş gemiler haline de gelmişlerdi. Her ne kadar sahipleri olsa bile, konu mahkemelere intikal ettiği için ve mahkemelerde de olaylar çok uzun sürdüğünden dolayı artık terk edilmiş gemiler haline geliyordu. Bu hem gemilerin seyir emniyeti hem de çevre emniyeti yönünden, çevre kirliliği yönünden de büyük risk oluşturuyordu” dedi.

“Tabii ki gemiler öncelikle batsın, diye inşa edilmezler ama bir şekilde batırılırlar. Ya kaza ile ya çeşitli nedenlerle. Bunların batırıldıkları veya battıkları yer, seyir ve çevre emniyeti yönünden sıkıntı doğurursa, o zaman bunlara bir şekilde müdahale gerekir. İstanbul Boğazı ve çevresi de deniz trafiği yönünden çok yoğun olduğu için, çok batık bulunuyordu. Bunlar zaman içinde terk edilmiş gemiler haline de gelmişlerdi. Her ne kadar sahipleri olsa bile, konu mahkemelere intikal ettiği için ve mahkemelerde de olaylar çok uzun sürdüğünden dolayı artık terk edilmiş gemiler haline geliyordu. Bu hem gemilerin seyir emniyeti hem de çevre emniyeti yönünden, çevre kirliliği yönünden de büyük risk oluşturuyordu. Son zamanlarda da devletimiz, 618 sayılı limanlar kanunundan aldığı güç ile, bir yasal düzenleme ile bunların çıkarılması ve bulundukları yerden sökülerek o bölgenin temizlenmesi yönünde ilgili liman başkanlıklarına yetki verdi.”


www.7deniz.net <

Türk Deniz Taşımacılığı 2030 Strateji Belgesi hazırlanacak Türk Armatörler Birliği, Türk deniz taşımacılığının gelecek 10 yılını şekillendirecek bir strateji belgesi hazırlayacak. Türk Deniz Taşımacılığı 2030 Strateji Belgesi 2020 yılı içinde tamamlanacak.

T

ürk Armatörler Birliği’nin Yönetim Kurulu Toplantısı’nda Türk deniz taşımacılığının gelecek 10 yılını şekillendirecek bir strateji dokümanı hazırlanmasına karar verildi. Türk Deniz Taşımacılığı 2030 Strateji Belgesi çalışmalarına başlanması için karar alındı. Bu stratejik dokuman Türk deniz taşımacılığının geleceğini şekillendirecek, uluslararası anlamda rekabet gücünü artıracak, yatırım kararlarımıza ve yeni finansman modellerimize ışık tutacak, yeni ekonomik destek modelleri sunacak, gelecek ihtiyaçlarıyla bağlantılı ola-

rak yeni insan gücü yetiştirme programları oluşturacak, teknolojinin dönüşüm ve gelişim gücünü deniz taşımacılığımıza yansıtacak, deniz taşımacılığıyla alakalı birçok projenin hayata geçirilmesine katkı sunacak, üniversiteler ve sektörü bir araya getirerek bilimsel uygulama

alanlarının şekillenmesini sağlayacak, Türk deniz taşımacılığını dünyaya tanıtacak ve daha birçok ihtiyacımızı planlı bir uygulama şekline dönüştürecek. Bu doküman bir ihtiyaç belirleme, sektörde orta akıl yaratma, planlama ve eyleme geçme süreçleri ile oluşturulacak.


TAB Rapor

Türk Armatörler Birliği

Deniz Taşımacılığı Gözden Geçirme Raporu 2019 Denizcilik sektöründe önemli sivil toplum kuruluşlarından biri olan Türk Armatörler Birliği, her yıl düzenli olarak hazırladığı Deniz Taşımacılığı Gözden Geçirme Raporunun 2019 yılına ait olan raporunu yayımladı.

Deniz ticaret filosuna ilişkin verileri birçok yönüyle analiz eden rapor gemilere ilişkin verileri, tonaja göre şirket sıralamalarını, şirketlerin adet bilgilerini, gemi inşa verilerini ve buna benzer birçok veriyi ele alıyor. Grafiklerle ve analizlerle anlaşılır bir şekilde aktarılan bilgilerle sektöre bilgi veren raporda, sektör hakkında önemli bilgilere edinilmiş oluyor.

70 KASIM - ARALIK


www.7deniz.net <

KASIM - ARALIK 71


TAB Rapor

72 KASIM - ARALIK



Haber

Haliç Tersanesi’nde Deniz Çalıştayı Haliç Tersanesi'nde düzenlenen çalıştayda konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu “Burası, Fatih Sultan Mehmet'in bize kadim İstanbul'u kazandırdığı zaferden iki yıl sonra kurulmasını sağladığı eserlerden biri" dedi.

İ

stanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), “Deniz Çalıştayı düzenledi. Haliç Tersanesi’nde düzenlenen çalıştayda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da konuştu. İmamoğlu, “Burası, Fatih Sultan Mehmet’in bize kadim İstanbul’u kazandırdığı zaferden iki yıl sonra kurulmasını sağladığı eserlerden biri. Bir kez daha kendisini minnetle anıyoruz. Yani, 564’üncü kuruluş yıldönümünü yaşadığımız Haliç Tersanesi’nin içindeyiz.

74 KASIM - ARALIK

İstanbul’umuzun, fetih sonrası ilk yapılarından birinin, dünyanın en eski tersanesinin içindeyiz dedi. “Boğaz, dünyanın en büyük nimetlerinden biri” İstanbul’un gemicilik tarihinden örnekler veren İmamoğlu, “Buradaki üretimlerin sonucu ki; Şirketi Hayriye vapurlarıyla, geçmişte 18 milyonun üzerinde yolcu taşıma kapasitesine ulaşılmış. Bu rakam da gösteriyor ki İstanbul’da deniz

taşımacılığı aslında hep önemli oldu diye konuştu. İstanbul Boğazı’nı “dünyanın en büyük nimetlerinden biri olarak niteleyen İmamoğlu, “Boğaz, İstanbul’umuza sadece doğal ve coğrafi güzellik katmadı, deniz ulaşımı ile de büyük değer kattı. Köprüler yapıldıktan sonra, 2000 yılına geldiğimizde dahi, şehir içi taşımacılıkta deniz ulaşımı hissedilir bir paya sahipti, yüzde 10’lar düzeyindeydi. Bugün ise oran yüzde 4’ler düzeyinde gibi çok düşük noktada. Bunun sonucu olarak da


www.7deniz.net <

bugün, günlük ortalamada sadece 800 bin civarında hemşehrimiz deniz yolu ile ulaşımı tercih etmekte. 25 yıl bu alanda hiçbir ilerleme kat edilmediğini, aksine gerileme yaşandığını söylemek durumundayım. Şimdi biz kendimize, yeniden yüzde 10 düzeylerine çıkmayı hedef koyduk, ilerliyoruz şeklinde konuştu. “Toplu taşıma entegre olmalı” İstanbul’da deniz ulaşımının yeterli düzeyde kullanılmadığını söyleyen Ekrem İmamoğlu, “Bir yanda dünyanın ilk

metrolarından biri olan Karaköy Tüneli bu şehirde hayata geçecek; ama diğer yandan 16 milyona ulaşan nüfusa yetecek metro ağına hala ulaşamamış olacağız. Elbette bu noktaya gelinmesinde ihmaller ve yanlış yatırımların etkisi büyük. Ama en önemlisi, eğer araçlara değil de insana öncelik verilmiş olsaydı, toplu taşımada çok daha ileri bir seviyede olurduk dedi. “Bugün hızlı, güvenilir, konforlu, ucuz ve ulaşılabilir bir toplu ulaşım sistemi

kurmaya çalışıyoruz diyen İmamoğlu, “Ulaşım projelerinin öncelikli olarak toplumun en düşük gelirli kesimlerinin koşullarını iyileştirmeye yönelik olması gerektiğine inanıyoruz. Bunun yolu da toplu taşımadan ve tüm sistemin birbiriyle entegre olmasından geçiyor. Otobüs, metro, tramvay ve deniz ulaşımı daha geniş çerçevede entegre olmak zorunda. Bunları yapmak için gereken tüm işlemleri en kısa sürede yerine getirmek durumundayız diye konuştu.

KASIM - ARALIK 75


Cruise

Kış mevsiminin popüler cruise rotaları Tatile çıkmak, seyahat etmek, yeni deneyimler yaşamak, yeni tatlar denemek ve güzel anılarla yurda dönmek herkesin ihtiyaç duyduğu bir şey.

H

er yıl olduğu gibi bu yıl da tatil planları yapılmaya başlandıysa size daha farklı bir tatil önerimiz olacak. Gemi ile seyahat etmek… Üstelik kış mevsiminde benzersiz deneyimler yaşayarak ve muhteşem yerler görerek seyahat etmek. Kimi zaman uzak ülkelere, kuzeye yolculuk yapacak kimi zaman ise Avrupa’nın en iyi korunmuş kentlerini ziyaret edeceksiniz. Ve bu kentleri klasiklerin dışına çıkarak nehirler üzerinde masalsı bir seyir ile yapacaksınız. Kış tatilinde farklı bir de-

76 KASIM - ARALIK

neyim ve ayrıcalık yaşamak istiyorsanız benzersiz gemi turları ile öne çıkan Cruise Planet’in 3 muhteşem rotasını listeye almalısınız. Gemi ile Kuzey Işıklarının Büyülü Rotası Seyahat etmeyi seven herkes için kuzey ışıklarını görmek olmazsa olmazlar arasında yer alıyor. Aurora ya da kutup ışıkları adıyla da bilinen kuzey ışıkları, hayatınız boyunca yaşadığınız en farkı deneyimlerden biri oluyor. Büyüleyici yeşil görüntüsü ve ışıkların dansı ile benzersiz bir doğa olayı olan kuzey ışıkları aslında güneşten dünyamıza ulaşmış ışık dalgaları değil, gökyüzündeki ışıktan çok daha yavaş şekilde ilerleyen parçacıklardan oluşuyor. Nehir Turları ile Noel Pazarları Keşfi Cruise turlarına alternatif deniz deneyimlerinden biri de nehir turları oluyor. Cruise konforunu birebir yaşayacağınız

özel nehir gemileri ile Avrupa’nın muhteşem duraklarında unutulmaz keşifler yapabilirsiniz. Üstelik noel zamanında gerçekleşen nehir turları ile rengarenk ve cıvıl cıvıl noel pazarlarını da ziyaret edebilirsiniz. Ekonomik ve Etkileyici Baltık Rotası Kuzey Avrupa, kışı tam anlamıyla hissedebileceğiniz ve etkileyici atmosferi ile sizi büyüleyecek bir rota olarak öne çıkıyor. Orta çağın en iyi konunmuş kentlerini bünyesinde barındıran Kuzey Avrupa’nın en önemli şehirlerini keşfetmek ise hem ekonomik hem de benzersiz oluyor.


®

“Sizi İleri Tașır” Deniz Yakıtlarında Farkı Bizimle Yaşayın Türkiye kara sularında ve dünyanın dört bir yanındaki limanlarda, en kaliteli yağı ve yakıtı güvenilir hizmetle sunuyoruz. • • • • •

ÖTV’li ve ÖTV’siz Motorin ÖTV’siz Fuel Oil-İfo ÖTV’li Deniz Dizel Yağları Transit Yakıt Transit Yağ

Guneșli Mah. 1333. Sk. Erdem İș Merkezi No:1 Kat:3 Bağcılar/İstanbul T. +90 212 551 53 43 • F. +90 212 552 28 03 W. www.erdempetrol.com.tr • E. info@erdempetrol.com.tr


Cruise

MSC Cruises, 2021 yaz sezonunda Türkiye’ye dönüyor MSC Cruises, 2021 yaz sezonunda, 2 gemi ile Türkiye limanlarına geri dönüyor. Ege&Adriyatik ve Doğu Akdeniz programlarını gerçekleştirecek olan gemiler ile hem İstanbul hem de Kuşadası, şirketin seyahat programında önemli birer iniş ve biniş limanı olarak belirlendi.

M

SC Fantasia, 25’er kez İstanbul ve Kuşadası’na uğrarken, MSC Lirica sezon boyunca 23 kez Kuşadası’nı ziyaret edecek. Gemi bu sürede Türkiye’ye ortalama 212.000 yolcu taşıyacak ve Türkiye’den 10.000 misafiri ağırlayacak. MSC Fantasia’nın 2021 Nisan ve Eylül ayları arasındaki 9 günlük programına göre, İstanbul, Efes Antik Harabeleri’nin yakınındaki Kuşadası, olimpiyatların doğduğu şehir Katakolon, misafirlerin kara turlarıyla Atina’ya ulaşabilecekleri Pire, Korfu Adası, İtalya’daki Bari ve Venedik’i kolayca ziyaret edebilecekleri Kuzey İtalya’daki Trieste Limanı, geminin İstanbul’a dönmeden önce uğrayacağı duraklar olacak. MSC Lirica, Mayıs 2021’den Eylül 2021’e kadar Kuşadası’dan Pire’ye 7 gecelik seyahatler sunacak ve seyahat programına göre Kuşadası’na geri dönmeden

Gemi Özellikleri Gemi Ad Brüt tonaj Maksimum yolcu kapasitesi Mürettebat sayısı Kabin Sayısı Uzunluk / En / Yükseklik Maksimum hız

MSC Fantasia 137, 936 GT 3,274 1,370 1,637 333.3 m / 37.92 m / 66.80 m 22.9 knots

önce Yunan adalarından Mikonos’a , İsrail’in Akdeniz kıyısında yer alan Haifa’ya , Kıbrıs’ta Limassol’a ve Yunan adalarından Rodos’a uğrayacak. MSC Cruises Yönetici Direktörü An-

MSC Lirica 65,591 2,679 721 992 274.9 m / 32 m / 53 m 21.7 knots

gelo Capurro, “Türkiye’ye geri dönmekten dolayı büyük bir heyecan duyuyoruz. Türkiye’ye yolcu getirdiğimiz dönemlerde, genel satış acentesi olarak faaliyet gösterirken, Şubat 2018 itibariyle oluşumumuzu MSC ofisi olarak yeniden yapılandırarak, Türkiye pazarında daha güçlü bir konuma gelmeyi başardık” dedi ve ekledi, “Halihazırda, seyahat acentelerinin taleplerini dikkate alarak hazırladığımız ve acentelerin rezervasyon adımlarını kolaylaştırdığımız, doğru ve etkin satış araçlarına sahibiz. Uzun yıllardır süregelen iş birliğimiz ile bir aile gibi olduğumuz acentelerimizin bireysel ve kurumsal satışlarımıza verdikleri desteğin giderek artacağına inanıyor, 2021 yaz döneminde, İstanbul ve Kuşadası’nı da kapsayan Ege & Adriyatik programlarında, hep birlikte başarılı bir yıl geçireceğimizi öngörüyoruz.”

78 KASIM - ARALIK



Free installation and shipping, No antenna investment No commitment. AgilePlans-Connectivity as a Service™ (CaaS) includes:

Global Broadband as Fast as 10 Mbps*

A Rugged, Proven Hardware Solution

Technical Support & Network Management

Critical Operations Content

Crew Welfare & Training Content

Free Shipping & Free Installation

ANKA Denizcilik Sanayi Ticaret Limited Șirketi Postane Mahallesi Rauf Orbay Caddesi Emir sokak No:7 34940 Tuzla / İstanbul - TÜRKİYE +90 (216) 392 66 96 anka@ankamarine.com www.ankamarine.com




Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.