7deniz Dergisi Ocak-Şubat 2020 Sayısı Çıktı!

Page 1

Fiyat: 20¨

Yıl:7 Sayı: 43 Ocak - Şubat 2020

Regülasyon sonrası yaşananlara kim ne dedi? Cihan Ergenç:

İbrahim Kontaytekin:

Celal Ersan:

Prof. Dr. Soner Esmer

Gemilerimizin hızını düşürelim

Güvenli ikmalcilerle işbirliğine gidin

IMO mantığı hiçe saydı

Gemiler azalıyor, yükler artıyor






İÇİNDEKİLER

19 Yönetim 7 Deniz Basın Yayın Reklam, Danışmanlık, Turizm ve Org. Tic. Ltd. Şti. adına İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Kocamış ibrahim@7deniz.net Genel Yayın Koordinatörü Derya Altuntepe Dilsiz derya@7deniz.net

38

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Çimen Gümüş cimen@7deniz.net Editör Cengiz Tepebaş cengiz@7deniz.net Katkıda Bulunanlar Prof.Dr Soner Esmer Murat Erişti Görsel Yönetmen Polat Sarıgül polatsarigul@hotmail.com Yayın Danışma Kurulu Can Besev Kapt. Kubilay Ulucan, Kapt. Mustafa Can Prof. Dr. Ahmet Dursun Alkan, Prof. Dr. Güldem Cerit Semih Ege, Engin Koçak Prof. Dr. Soner Esmer Serhat Barış Türkmen Temsilcilikler ABD Temsilcisi: Kapt. Kubilay Ulucan,

47 52

İletişim adresi Osmanağa Mah. Reşit Efendi Sok. No: 66/22 Kadıköy / İstanbul Tel: 0216 550 55 46 e-mail: info@7deniz.net

Yayın Yerel - Süreli Yayın 7deniz Dergisi’nde yayınlanan tüm yazı ve fotoğrafların hakları, logosu ve isim hakkı 7 Deniz Basın Yayın Reklam, Danışmanlık, Turizm ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. İzinsiz hiçbir yerde kullanılamaz. Yayımlanan ilanların sorumluluğu sahibini bağlar.

19 22 24 26 28 30 32 34

66

Gemilerimizin hızını düşürelim IMO mantığı hiçe saydı Enerjimizi mücadeleye değil uyuma verelim Birlik olup başarılı olabiliriz Yüksek fiyatlarda satış yapıldı İtirazların yararı olmayacak İlerde scrubber takanlar çökecekler DTO önderliğinde ortak bir çalışma başlatılmalı

Bunker

38 42

Güvenli ikmalcilerle işbirliğine gidin Bu şaşkınlığı hiç samimi bulmuyorum

Scrubber

47 48

Reklam ve Abone reklam@7deniz.net

CTP ve Baskı Armoni Basım Matbaacılık ve Ambalaj Sanayi Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi No:1NF12-16 Topkapı/İSTANBUL Tel: 0 212 612 47 34

DOSYA 2020 Sülfür Limiti Regülasyonu sonrasında yaşananlara kim ne dedi?

Scrubber taktırmak ütopik bir şey değil Scrubber ticareti zorlu

Yakit Sörvey raporları 50 Sörvey kritik derecede önemli

52

2019 yılında limanlarımız: Gemiler azalıyor, yükler artıyor…

60

Gemi acentelerinin verdikleri hizmetler ve KDV(*)

64

İstanbul cruise ile yılda 25 milyon turist ağırlayacak

66

Türkiye’ye yılda 25 milyon Euro getiriyoruz

70

2027’ye kadar 12 yeni gemi inşa edeceğiz

76

Her dört yolcudan biri bizim gemimizle seyahat ediyor


+90 216 688 37 56

operations@themaritimehouse.com

www

themaritimehouse.com /


Editör

Devlerin arasında ‘bende varım’ diyen Türk Loydu değil tabii hizmet verdikleri sektörde global anlamda büyük ve eski kurtlar var. Cem Başkanında işaret ettiği gibi 60 yıllık tecrübemizle 260 yıllık dünya devi rakiplerimizle yarışıyoruz. Sırf bu nedenle dahi büyük bir tebriki hak ettikleri kanaatindeyim. Hiç kolay olmasa gerek devlerin arasında “ben varım” diyebilmek… Sadece iddialı değiller

U

zun zamandır kaleme almak istediğim bir konu var. Açıkçası denizcilik gündeminin yoğunluğundan fırsat bulup iki lafı bir araya getiremedim. Ne diyebilirim, sanırım bu sayıya kısmetmiş… Hem biraz da iyi şeylerden bahsedelim artık değil mi? Hep sorun, hep eksik yazmaktan bende yoruldum aslında. Niyetinde sektörümüzde güzel işler, güzel başarılar, güzel olaylar da oluyor yanı başımızda… Geçenlerde Türk Loydu Başkanı Cem Melikoğlu ile bir araya geldik. Birazcık sektörü konuştuk, birazda Türk Loydu’nda neler olup bittiğini. Azıcık bende yarattıkları izlenimi paylaşayım sonrada neler olup bittiği kısmına değiniriz… Devlerle kapışıyorlar Çok çalıştıkları ve bir o kadar da yoruldukları her hallerinden belli. E kolay

6 OCAK - ŞUBAT

Bilenler biliyordur ama bilmeyenler için bir de ben yazayım isterim. Ülkemizin ve sektörümüzün önemli bir değeri olan Türk Loydu, 2015’ten beri hiç tutulma yaşamadan sıfır hatayla ilerliyor. Bu da sadece iddialı olmadıklarının hak ettikleri ivmede ilerlediklerinin önemli bir göstergesi. Paris MoU’nun Yüksek Performans Tablosunda 13 yıldır devam eden başarılı performanslarını 2019’da da sürdürerek ilk 8’e girmeyi başardılar. Bence bu, işi sadece profesyonel yapmak demek değil. İçinde başka kavramları da barındırmalı. Mesela; severek yapmayı, azmetmeyi, sebat etmeyi, hedefe kitlenmeyi… Türk Loydu belki henüz IACS üyesi değil ama çok değil bir yıl önce tarihi bir başarı sergileyip kuralları IMO tarafından doğrulanan IACS dışındaki ilk kuruluş oldu. Geriye sadece AB tarafından tanınır bir kuruluş olmak kaldı ki o da zamandan ibaret. Belki bugün veya yarın değil ama inanıyorum ki çok uzak da değil. Çünkü başında işine hakim ve bütün enerjisini kurumuna veren bir başkan var. Kanaatimce Türk Loydu’nun başına geldiği günden bugüne her adımında doğru kararlar almış ve engelleri başarıyla aşmış bir yönetici Cem Melikoğlu. Aynı zamanda alçakgönüllü olması, eleştirilere karşı pozitif yaklaşabilmesi de ekibini motive etme konusunda hayli etkili olmuş.

Gelelim 2019’da neler olduğuna…. Türk Loydu son birkaç yıldır savunma sanayi konusunda çok önemli adımlar atmakta. Bu alandaki ilerleyişi sadece ülkemiz sınırlarından ibaret değil. Pakistan donanmasına yapılacak olan dört adet MİLGEM korvetinin klaslama işi Türk Loydu’nda. Diğer taraftan uluslararası arenada stratejik hamlelerde yapıyor. Hem INSA (Uluslararası Askeri Gemi Birliği) konsey üyesi oldu hem de NSCA‘nın(Askeri Gemi Klaslama Birliği) bu yıl başkan yardımcılığını önümüzdeki sene de başkanlığını omuzlayacak. Eminim buralarda da ülkemizi başarıyla temsil edecekler ve uluslararası arenada bize gurur kaynağı olacaklar. Dünyada bir ilk! Dünyanın ilk pil beslemeli sıfır emisyon römorkörünün klaslama çalışmalarını yürüten Türk Loydu, bu proje tamamlandığında bu alanda dünyada bir ilki gerçekleştirmiş olacak! Tüm bunlar bizim sektörümüze aitti. Bir de farklı sektörlere yönelik yürüttükleri çalışmalar var. Bunlar büyük mega projeler; Çanakkale Köprüsü, Akkuyu Nükleer Santrali başta olmak üzere hastaneler, stadyumlar, uçak bakım hangarları gibi… Bahsetmek istediğim bir nokta daha var. Bu da Çin’de yürüttükleri faaliyetlerini ilerletmek adına kurdukları Türk Loydu Çin şirketi… Aslında daha yazacak pek çok şey daha var ama anca bu kadarını sığdırabildim. İşin özü, Türk Loydu bizim için bir değer. Ve ne kadarından haberdarız bilmiyorum ancak Türk Loydu her günü hakkını vererek devirmiş bir kurum. Bu yüzden başta Başkan Cem Melikoğlu olmak üzere her bir çalışanını tebrik ediyor, gurur duyduğumuz başarılarının devamını diliyorum. Kalın sağlıcakla…

İbrahim Kocamış



Kısa Kısa Toplam 1 milyar dolarlık gemi ihracatı

2019 yılında boğazlardan kaç gemi geçti? ULAŞTIRMA ve Altyapı Bakanlığı'ndan edinilen bilgilere göre, 2019 yılında, İstanbul ve Çanakkale Boğazlarından 84 bin 871 gemi geçiş yaptı. Gemilerden 41 bin 112'si İstanbul, 43 bin 759'u Çanakkale Boğazı'nı kullandı. Geçiş güzergahı olarak her iki boğazdan yararlanan gemilerden 18 bin 805'ini LNG, LPG, kimyasal ve ham petrol tankerleri oluşturdu. İstanbul Boğazı'ndan geçen gemilerin 26 bin 632'si, Çanakkale Boğazı'ndan geçenlerin de 21 bin 616'sı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünün kılavuz kaptan hizmetinden faydalandı. İstanbul Boğazı'nda 1'i Boğaziçi Bölgesi'nde olmak üzere toplam 15 gemi kazası yaşanırken, 141 gemi arızası meydana geldi. Çanakkale Boğazı'nda da 5'i Boğaziçi Bölgesi'nde olmak üzere 9 gemi kazası oldu, gemi arızası sayısı ise 222 olarak kayıtlara geçti. Transit gemi geçişleri sırasında verilen fener, tahlisiye, kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinden 2019'da 794 milyon 290 bin 800 lira gelir elde edildi. Öte yandan İstanbul Boğazı'ndan geçen 14 bin 974, Çanakkale Boğazı'nı kullanan 17 bin 575 gemi Türk limanlarına uğradı.

Kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinde usul ve esaslar belirlendi

2019 yılında, gemi ve yat sektörü toplam 1 milyar 42 milyon 326 bin dolar ihracat gerçekleştirdi. TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi) tarafından açıklanan istatistiklerden derlenen verilere göre, 2019 yılında gemi ve yat ihracatı 2018 yılana kıyasla 51 milyon 804 bin dolar yükseldi. Gemi ve yat sektörü 2019’da gerçekleştirdiği 1 milyar 42 milyon 326 bin dolarlık ihracatın sadece 369 milyon 973 bin dolarını Norveç'e yaptı. Norveç’e 2018'de 185 milyon dolar olarak gerçekleşen ihracatın 2019’da 2 kata yakın yükselmesi dikkat çekti.2019’da, gemi ve yat sektöründen yapılan toplam ihracatın yarısından fazlası 3 ülkeye gerçekleştirildi. En çok ihracat yapılan Norveç'in ardından, sektörün ikinci en fazla ihracat yaptığı ülke 84.3 milyon dolarla Marshall Adaları, üçüncü ise 77.3 milyon dolarla ile Malta’ya yapıldı. 2019 yılında Türkiye’de inşa edilen yat ve gemiler ABD, Meksika, Rusya, Seyşeller, Umman, Hindistan gibi dünyanın 136 noktasına satış yapıldı.

ULAŞTIRMA ve Altyapı Bakanlığının, Türk boğazları bölgesinde, kanallarda ve iç sularda kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerine ilişkin usul ve esaslar yönetmeliği resmi gazetede yayınlandı. Buna göre, askeri gemiler ve askeri tesisler yönetmelik kapsamı dışında olacak. Ancak yabancı bayraklı askeri gemilerin askeri olmayan kıyı tesislerine giriş ve çıkışları yönetmelik kapsamında kalacak. Türk boğazlarını kullanan gemilere Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından verilen kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetleri yönetmelik kapsamı dışında olacak. Kamu kurum ve kuruluşları tarafından işletilen kıyı tesisleri ile özelleştirme sonucu işletme/imtiyaz hakkı elde eden kuruluşlar tarafından işletilen kıyı tesislerine verilen kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetleri yönetmelik kapsamı dışında olup, Deniz ve İçsular Düzenleme Genel Müdürlüğünün (İdare) kontrol ve denetimine bağlı olarak verilmeye devam edecek. Yönetmelik kapsamında İdare tarafından belirlenen hizmet sahalarında kılavuzluk ve/veya römorkörcülük hizmeti verecek kuruluşlar, hizmet izin belgesi başvurusunda bulunabilmek amacıyla İdareden faaliyet lisansı alacak.



Kısa Kısa

Prof. Dr. Soner Esmer’e dekanlık görevi İSTE Barbaros Hayrettin Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanlığı görevine, Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Soner Esmer atandı.

İ

skenderun Teknik Üniversitesi (İSTE) Barbaros Hayrettin Konferans Salonu’nda yapılan göreve başlama törenine, İSTE Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli ile birlikte fakültedeki akademik kadro, idari personel ve öğrenciler katıldı. Dekanlık görevine başlayan Prof. Dr. Soner Esmer, İSTE Barbaros Hayrettin Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi’nin kısa sürede gerçekleştirmiş olduğu başarılarına ve hedeflerine değinerek, bu başarıların katlanarak devam edeceğine olan inancını belirtti. İskenderun’un sektördeki yerine de vurgu yapan Prof. Dr. Soner Esmer; önemli bir potansiyele sahip İskenderun Körfezi’nin, gelecekteki yatırımlar ve projeler sayesinde önemini daha da artıracağını ifade ederek, bölgenin Türkiye’nin ekonomisindeki rolünün ve öneminin katlanarak artacağının altını çizdi. İSTE Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli ise konuşmasında; “Alanında kendini ispat etmiş bir hocamızın Barbaros

10 OCAK - ŞUBAT

Hayrettin Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültemizin dekanlık görevini üstlenmesinin sevincini yaşıyoruz” diyerek, akademik çalışmalarının yanı sıra katma değerli projeler de üreterek kısa vadede ulusal ve uluslararası anlamda daha ön sıralarda yer alan bir fakülte olma hedefini işaret etti. Prof. Dr. Soner Esmer kimdir? 1976 Almanya doğumlu olan Prof. Dr. Soner Esmer, 2001 yılında lisans eğitimini Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz İşletmeciliği ve Yönetimi Yüksekokulu’nda tamamladı. 2003 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Denizcilik İşletmeleri Yönetimi Anabilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimini tamamlayan Dr. Esmer, doktora derecesini ise yine aynı anabilim dalında 2009 yılında elde etmiştir. Dr. Soner ESMER, 2010 yılında DEÜ Denizcilik Fakültesi’nde Yardımcı Doçentlik kadrosuna atanmış, 2012 yılında da Pazarlama alanında Doçentlik unvanını almıştır. Dr.

Soner Esmer 20 Şubat 2018 tarihinde Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Lojistik ve Ulaştırma Yönetimi Anabilim Dalı’na Profesör olarak atandı.2002-2019 yılları arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi’nde öğretim elemanı olarak çeşitli kademelerde görev aldı. Prof. Dr. Soner Esmer, Liman işletmeciliği, Lojistik ve Tedarik Zinciri Yönetimi alanlarında lisans ve lisansüstü düzeylerde dersler vermektedir. Özellikle Liman işletmeciliği konusunda çok sayıda ulusal ve uluslararası yayınlanmış eserleri bulunmaktadır. Prof. Dr. Soner Esmer ayrıca ulaştırma ve denizcilik ile ilgili olarak; TÜRKLİM Limancılık Sektörü Raporu, TÜSİAD Ulaştırma Sektörü Raporu, DLH Ulaştırma Kıyı Yapıları Master Plan Çalışması, DLH Turizm Kıyı Yapıları Master Plan Çalışması ve 11. Kalkınma Planı Denizyolu Alt Komisyonu Raporu ve benzeri gibi çeşitli ulusal rapor ve proje çalışmaları içerisinde yer almıştır.


Working together to deliver decarbonised shipping. Collaborate with us as a strategic partner to enable the transition to a cleaner, safer and more sustainable world. Engage with us at lr.org

Lloyd’s Register and variants of it are trading names of Lloyd’s Register Group Limited, its subsidiaries and affiliates. Copyright © Lloyd’s Register Group Limited, 2019. A member of the Lloyd’s Register group.


Kısa Kısa Düşük sülfür uygulamasında sigortacılık nasıl yapılacak? KUZEY Sigorta ve Reasürans Brokerleri tarafından düzenlenen, “Düşük sülfür yakıt kullanımının sigorta teminatları yönünden değerlendirilmesi” seminerinde yeni sistem ile armatör ve sigortacıların yaşadığı sorunlar ile çözüm yolları konuşuldu. Kuzey Sigorta ve Reasürans Brokerliği Genel Müdürü Emin Yaşacan, tekne makine sigortası ile P&I sigortasının en kolay ve güncel anlatımla araç kasko ve trafik sigortası olarak görülebileceğini belirterek, “İkisinin de ortak paydası gemi olmakla birlikte birinde geminin bedeli söz konusu iken diğerinde kusuru nedeniyle 3. şahıslara vereceği zararın üst sınırları esas alınmaktadır. Bir başka deyişle tekne makine sigortası bizim teknemizin, P&I sigortası ise sahip olduğumuz teknenin kusurlarından doğan zararların sigortasıdır” dedi. Tekne makine poliçelerinin; kısmi hasar, tam ziya, kurtarma yardım, müşterek avarya, dava say ve çatışma sorumluluğu olarak altı tazminat konusunu bir araya getirdiğini belirten Yaşacan, “Bu kavramların her biri sigorta bedeliyle sınırlıdır, bir başka deyişle tekne makine poliçeleri sigorta bedelinin 6 katı kadar tazminat ödeyebilir. Elbette bu bir ütopyadır. Bu risklerin her biri aynı gerçekleşemez. Ancak ödenecek tazminatın, sigorta bedelini aşabileceğinin de bilinmesi gerekir” dedi.

Liberya Bayrağı, gemi kayıt sürecini kolaylaştırıyor

İstanbul Boğazı’nda 13 yılda, 628 bin gemi geçti

ULAŞTIRMA ve Altyapı Bakanlığının Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü verilerine göre, İstanbul Boğazı’nda 2006 ile 2018 yılları arasında toplam 7 milyar 47 milyon groston ağırlığına sahip 628 bin 541 gemi geçti. Bu gemilerden 118 bin 720 tanesini LNG, LPG ve ham petrol tankerleri oluşturdu. 13 yıl içinde İstanbul Boğazı'ndan geçen gemilerin 323 bin 970 tanesi kılavuzluk hizmeti aldı. İstanbul Boğazı’ndan 2019 yılının 1 Ocak ile 30 Eylül tarihleri arasında ise toplam 467 milyon 137 bin groston ağırlığına sahip 30 bin 352 gemi geçiş yaptı. Bu gemilerin 6 bin 713 tanesini LNG, LPG ve ham petrol tankerleri oluştururken 19 bin 516 gemi kılavuzluk hizmeti aldı. İstanbul Boğazı’ndan 2006 yılında 54 bin 880 gemi geçerken, 2018 yılına gelindiğinde bu rakam her yıl kademeli olarak 41 bin 103’lere düştü. 13 yılda gemi sayısı azalırken taşıdıkları yük arttı. 2006 yılında gemilerin taşıdığı yük ile toplam ağırlığı 475 milyon groston iken 2018 yılında bu rakam 613 milyon grostona yükseldi. Verilere göre yıllar içinde İstanbul Boğaz’ından gemilerin geçişi azalırken taşıdıkları yükün arttığı görülüyor.

12 OCAK - ŞUBAT

LİBERYA bayrağı, gemi kaydettirme ve kayıt yenileme süreçlerini daha kolay hale getirme çabasının bir parçası olarak 1 Ocak 2020 itibariyle Hızlandırılmış Tescil Süreci (ERP) başlatacağını duyurdu. Bu yeni süreç, gereklilik sayısını azalttığından ve de meşakkatli idari işlerin yerini teknolojinin ve dijital dosyaların almasına olanak tanıdığından dolayı çok daha kolay. Yeni ERP, Liberya'nın gereksiz iş akışlarını azaltma, zamandan tasarruf sağlama ve müşterilere daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak üzere teknolojiden faydalanma taahhüdünün iyi bir örneği. Liberya Uluslararası Gemi ve Şirket Sicili'nin (LISCR) ABD merkezli COO'su Alfonso Castillero, konuyla ilgili şunları dile getirdi: "Bu kayıt süresinde 50'lik bir düşüş demek. Zaman çok önemli ve biz de rakiplerimizden daha hızlı ve çok daha kolay çözümler sunmak istiyoruz. Topladığımız veriler ve yazılımlarımız ile artık aynı bilgiyi iki kez sorarak müşterilerimize yük oluşturmamız da gerekmiyor. Diğerlerinden kendimizi ayrıştırmaya devam etme niyetindeyiz. Müşterilerimizin hayatlarını daha da kolaylaştıracağız.”



Kısa Kısa AVS’den Elazığ depremi mağdurlarına destek

ELAZIĞ’DA yaşanan deprem felaketi sonrasında vakit kaybetmeden harekete geçen AVS, bu süreci Kızılay ile birlikte yürüttü. Acil ihtiyaç malzemeleri ve gıda paketlerinden oluşan bir TIR dolusu ürün Elazığ depremi mağdurlarına ulaştırıldı. Depremzedelerin hem yaşadıkları

felakete hem de sonrasında zorlu kış koşulları nedeniyle karşılaştıkları sıkıntılara kayıtsız kalamadıklarını belirten AVS yönetimi, bu yardımı Türk denizciliği adına ve müşterilerinden de gördükleri destekle vazife bildiklerini ifade etti. Diğer yandan AVS çalışanlarının da

kayıtsız kalmadığı bu organizasyonda, herkes elinden gelen tüm desteği gösterdi ve deprem mağdurlarına el uzattı. AVS Sosyal İlişkiler ve Yardım Komisyonu konuyla ilgili olarak şunları dile getirdi: “Memleketimiz insanının başına gelen doğa felaketi elbette ki herkes gibi bizleri de derinden üzdü. Bu ülke vatandaşları ve Türk denizciliğinin bir neferi olarak ne yapabileceğimizi düşündük. Kızılay’la birlikte el ele vererek bir TIR dolusu acil yardım malzemesi ve gıda paketlerini depremzedelerle buluşturduk. Çalışma arkadaşlarımız da bizi yalnız bırakmadı. Dileriz, bir daha böylesi bir felaket yaşanmaz. Bu vesileyle tüm Elazığ halkına geçmiş olsun der, ailesini ve sevdiklerini kaybedenlere de başsağlığı dileriz.”

Sanmar’dan dünyanın ilk Hidrolik Hibrit römorkörü SANMAR Tersaneleri, bir ilke imza attı. Dünyanın ilk LNG ile çalışan römorkörü ile ilk otonom gemisini başarı ile teslim etmiş olan Sanmar, Advanced Variable Drive (AVD) teknolojisini römorköre entegre ederek bir hibrit römorkör inşa etti. Çevreci özellikleriyle ön plana çıkan römorkör Sanmar Tersanesi’nde yapılan bir törenle Türk denizcilik filosuna katıldı. Sanmar A.Ş Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Gürün, Boğaçay XXXVIII’in haklı gururunu yaşadıklarını belirtti. Gürün dünyanın ilk Hidrolik Hibrit römorkörünü inşa ettiklerini kaydederek, “Bu römorkör bizim ülkemizde çalışacak. Bizim için bundan büyük bir gurur olabilir mi? Çünkü sadece Türk gemi inşa sanayi ile denizcilik sanayi artık sadece dünyaya teknoloji üretip ihraç etmiyor. Bu teknolojiyi kendi limanlarımızda kullanıyoruz. Buna ek olarak bizi çok mutlu eden bir şey daha var. Boğaçay XXXVIII römorkörü filomuzda bulunan Boğaçay 31 römorkörünü değiştirecek. Çünkü Boğaçay 31 römorkörü de iki hafta içinde Meksika’ya ihraç oluyor. Dolayısıyla sektörümüz aynı zamanda sıfır ve yeni inşa gemileri değil aynı zamanda ikinci el gemileri de inşa ederek gelir sağlamış oluyor” dedi.

14 OCAK - ŞUBAT

Yılport, Huelva ile 50 yıllık anlaşma imzaladı

YILPORT Holding, Güney İspanya Huelva Limanı işletmeciliği için bir anlaşma imzaladı. Anlaşmaya göre, limanda yapacağı yeni yatırımla, 50 yıllık imtiyaz hakkına sahip olacak. Güney İspanya Huelva Limanı işletmecisi Yılport Holding ile Liman İdaresi (APH) arasında yapılan görüşmeler sonunda limanının genişletilmesine yönelik yeni bir anlaşma imzalandı. Bu kapsamda güney iskelesinin 50 bin m2’lik genişletilmesine ve rıhtım duvarının 750 metreden bin 250 metreye uzatılmasına karar verildi. Ortak plana göre, bu genişletme iki yıl boyunca 300 bin m2’ye kadar geliştirilebilecek. Ayrıca, intermodal tesislerinin de geliştirilmesi hedefleniyor. Yılport Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Yıldırım, yatırıma karşılık 50 yıllık imtiyaz hakkı alacaklarını belirtti. Yıldırım, yatırım tutarının ise henüz belli olmadığını söyledi. İspanya’nın güneyinde bulunan Yılport Huelva, grup tarafından 2015 yılında devralınmış 2016 yılında faaliyete başlanmıştı. Öte yandan Lloyd’s List, Yılport Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Yıldırım’ı konteyner taşımacılığı endüstrisinde dünyanın en etkili 10 kişi arasında ve denizcilikte ilk 100 arasında listeledi.



Kısa Kısa Türklim Genel ve Dökme Yük Limanlar Grubu Ceyhan’da toplandı TÜRKLİM genel ve dökme yük limanlar grubu 2020 yılının ilk toplantısını Ceyhan Toros Gübre limanı ev sahipliğinde gerçekleştirdi. Toplantıya HOPAPORT Genel Müdürü Meriç Burçin Özer, TÜRKLİM Kurumsal İletişim Müdürü Gülem Canbolat, TÜRKLİM danışmanlarından Doç. Dr. Ersel Zafer Oral, İskenderun Teknik Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Soner Esmer, Ege Gübre Limanı Müdür Yardımcıları Bülent Çiçek ve Murat Irmak, Borusan Limanı Genel Kargo Operasyon Müdürü Mehmet Ali Özkan, Ekinciler Liman Müdürü Vahdettin Erişen, MMK Liman Direktörü Gürol Çetin, OYAK Denizcilik ve Liman İşletmeleri Satış, Planlama, Pazarlama ve İş Geliştirme Grup Müdürü Edi Yapar, OYAK İsdemir Liman Müdürü Volkan Atlan, Yazıcı Limanı İşletme Şefi Murat S. Boğur, Yazıcı Liman İşletme Mühendisi Saygın Doğancılı, TorosPort Pazarlama Müdürü Hüseyin Bayraklı, Assanport Operasyon Direktörü Tarık Efe Kendir, Borusan Lojistik, İş Güvenliği ve Çevre Yetkili Uzmanı Işıl Uzun, Borusan Limanı İş Güvenliği ve Çevre Uzmanı Burkay Şahan katıldı. Türkiye dökme ve genel kargo yük limanlarındaki kapasite sınırlandırılması sorunları ve sektör içindeki mesleki yeterlilik konularının ağırlıklı olarak konuşulduğu ve bununla birlikte sektöre yönelik değişen yönetmeliklere uyumluluk konularının tartışıldığı toplantıda, Türkiye'deki genel ve dökme yüklerinin elleçlendiği liman yöneticilerinin buluştuğu ve TÜRKLİM koordinatörlüğünde gerçekleştirilen limanlarımızın sorunları ve çözüm yollarına dair düşünler dile getirildi.

Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nde görev değişimi KIYI Emniyeti Genel Müdür Yardımcılığı’na Halil Memiş’in yerine Okan Cıncık, Gemi Trafik Ve Kılavuzluk Hizmetleri Dairesi Başkanlığına da Kadir Türksoy getirildi. Kadir Türksoy da Okan Cıncık’tan boşalan yere getirilmiş oldu. Daha önce Halil Memiş de daire başkanıydı ve bakanlık görevlendirmesiyle bu göreve vekalet ediyordu. Okan Cıncık da daire başkanıydı ancak O da şimdilik bakan görevlendirmesi ile vekalet edecek. Kadir Türksoy da müdür olarak görev yapıyordu O da vekaleten Okan Cıncık’tan boşalan yere getirilmiş oldu.

16 OCAK - ŞUBAT

CEVAP/DÜZELTME METNİ 7deniz Dergisi Kasım-Aralık 2019 sayısı, 68’inci sayfada yer alan “İzmir’de yaşlı vapurlar SOS veriyor” başlıklı haber yanlışlıkla dergimizde yer almıştır. Söz konusu haber 2011 tarihli bir haber olup haber kaynağımız bizi şaşırtmıştır. Habere konu olan tüm özel, tüzel kişilere ve kamuoyuna duyurulur.

Uzmar ACT buzullara gidiyor

"HAREKETE GEÇ, GEZEGENİNİ KURTAR" diyerek Kuzey Kutbu seyahatine başlayan Uzmar ACT ekibi buzullarda dalış yapacak. Daha temiz, daha yeşil, mamksimum çevre korumacı çözümlerle gemi inşa eden ve liman hizmetleri veren Uzmar, Kanada’nın ilk IMO TIER III römorkörünü inşa ederek, karbon salınımı konusunda ortaya koyduğu çevreci politikalarını tüm dünyayla paylaşmak amacıyla, sizleri anlamlı bir yolculuğa tanık olmaya davet ediyor. Uzmar, düşük karbon salınımı konusunda ortaya koyduğu çevreci politikalarını tüm dünyayla paylaşmak amacıyla Uzmar ACT’i (İklim Aksiyon Ekibi) hayata geçiriyor. Uzmar ACT, “Dünyayı korumak bizim elimizde” mottosuyla, yolculukları boyunca “Harakete geç, gezegenini kurtar!” diyecek. Uzmar ACT, buzul dalışı sırasında Uzmar flaması ile Türk Bayrağı açacak ve buzul tırmanışı esnasında taşıdıkları Uzmar bayrağını zirveye dikecek. Uzmar ACT ekibi bölgede kış mevsiminde buzul dalışı yapacak ilk Türk ekip olmakla birlikte, ortalama sıcaklığım -45 derecelere düştüğü Grönland’ın kuzeyinde gerçekleştirecekleri zorlu aktivitelerle kuzey kutbunun küresel ısınma sonucunda uğradığı değişikliği gözlemleyecek.



i t i m i L r ü f l ü S 2020 a d n ı s a r n o s u n Regülasyo ? i d e d e n m i k yaşananlara

eldi. tabiri caizse hararet yüks de ör kt se da ın as nr so u yapıp gülasyon ksa gerekli hazırlıklarını yo IMO 2020 Sülfür Limiti Re a ld yo u ğr do ı m n ıra ları Scrubber takt bii bir de artan yakıt fiyat Ta l. Kafalar bir hayli karışık. ği de lli be la ıy m la an bu nan mı tam rı mevzu. Soru işaretleri ay ap düşük sülfürlü yakıt kulla i es lit ka tın kı ya de acağı, aki endişe ve e sorun yaratıp yaratmay rd ele ve yakıt bulma konusund in ak m cı ım rd ya ve lfür yakıtın ana man dengeye oturacağı, sü za kadarla da kalmıyor: yeni ne rle bi ta a şk ba r bi vapsız tacağı ya da çıkabileceği gibi pek çok ce r da fiyatların nereye kadar ar ka ye ye vi se ne rın la hem cağı ve ceza istedik ki tüm paydaşlara ca un kontrollerinin nasıl yapıla ol bu i em nd gü ün ör asaya eminde. Sekt e hataları ve doğruları m kt rli mevzu denizcilerin günd bi la rıy lla yo m zü çö lım hem de yaşadıkları sıkıntıları sora yatıralım. getirmeyi amaçladık. Bu a ay ar r bi ı rın la aş yd pa ına ün tüm tçılara, scrubber firmalar kı Dosyamız içerisinde sektör ya e, ler ör at m ar rı, la ru olan inde olan so lamamaktan hayli dertli bu yüzden sektörün gündem t kı ya ve n da rın la at nce yakıt fiy ve sörveylere yönelttik. Ö z: armatörlerimizle başlıyoru

endişe ve yükselmesi beraberinde ırı aş ın ın ar atl fiy kıt ya da asın miti Regülasyonu sonr zda nasıl? I. IMO 2020 Sülfür LiBu nı afı tar in siz m beraberinde ru du ılar kalıcı hale gelirse bu ınt sık kafa karışıklığı yarattı. t ye Şa z. nu rsu ler olmalı? yo ne rü er çici mi yoksa kalıcı mı gö atılması gereken hamlel an nd afı tar i ler hip sa i II. Mevcut sıkıntıları gektı m ni hazırlıksız r. Bu bağlamda ge yoksa bu sıkıntının nede u, hangi sorunları taşıyaca m su nu ko z sö ığı sıl u fırsata çevirme” ola III. Sizce ortada “durum nun çözümünde rlerin birlik olması soişrubir yakalanmak mı? atö m ar de sin ve liği çağrısında rçe çe ı atörlere ce bu sıkınt m siz ar n iz, na er ist Yu ak ri, ile rm ec so k etm ra rk gemi işl IV. Son ola rlendirirsiniz? IMO’ya tepki olarak Tü ı. Siz bu çağrıyı nasıl değe pt ya de ği rli Bi r etkili olur mu? Hattaıyı rle atö m Almanya Ar bulundu ve aynı çağr


www.7deniz.net <

Gemilerimizin hızını düşürelim Türk Armatörler Birliği Başkan Yardımcısı Cihan Ergenç

“Türk armatörleri olarak yeterince hazırlandığımızı düşünüyorum. Oysa diğer paydaşların da yeterince hazır olduklarını göremedim” ler yapmamız gerektiğinin çalışmalarını yaptık ve yol haritası belirledik. • 2019 başından itibaren gemilerimizdeki yakıt tanklarında yakıt temizleyici ve ıslah edici kimyasallar kullanmaya başladık. Böylece yakıt tanklarımızı temizledik ve de temiz tutmaya devam ettik.

I. Türk Armatörler Birliği olarak 2020 yakıt kükürt değişikliği ile ilgili birçok hazırlık yaptık ve tedbirler aldık. 2019 yılı içinde 3 eğitim seminerleri düzenledik. Uzmanlarla birlikte ne gibi tedbirler almamız gerektiği ile ilgili çalışmalar ya-

pıp, sektörümüzü aydınlatmaya çalıştık. Şirket olarak ise şöyle özetleyebilirim. • Önce uyarı ve tedbirlerle ilgili, klas kuruluşları, bayrak devlet uyarıları, IMO, ICS vb. uyarıları inceleyip & derleyip, ne-

• Şirket prosedürlerinde uygulamayla ilgili gerekli değişiklikler yaptık ve gemilere gönderip, gerekli koordinasyon ve eğitimler verildi. Bunlar üç aşamada konu ile ilgili gemilere 14-15 mail gönderildi, içerik olarak 300 sayfaya yakın bilgi, uyarı ve uygulamalardı. • Gemi zabitleri karada ve denizde eğitim ve gerekli koordinasyon sürekli yapıldı ve yapılmaktadır.

OCAK - ŞUBAT 19


IMO 2020 Sülfür

“Tüm armatörlere çağrı yapıyorum. İster protesto isterseniz de başka bir şey deyin ama gelin gemilerimizin hızını düşürelim, daha yavaş seyir yapalım” • Yakıt alımları, 2019 sonu yakıt kalmayacak şekilde planlandı ve eş zamanlı yeni uygun 0.5 % yakıtlar alındı. • Ana makina üreticileri ile istişare yapılarak gerekli teknik tedbirler alındı. Seperatör, yakıt sistemi, 10 mikron filitre, silindir yağlama yağı vb. tedbirler aldık. Biz şirket olarak silindir yağlama yağını 50 BN olarak kullanmaya karar verdik. Bu süreç üzün ve detaylı bir süreç ve çalışma gerektirdi. Hala sıkı takibatla işimizi ve süreci düzgün yürütmeye çalışıyoruz. Deniz hata kabul etmez. İyi hazırlanarak, sorunsuz ilerlemek ana hedefimiz. II. Denizcilikte sorunlar, sıkıntılar bitmez. Sürekli değişen kurallar beraberinde birtakım sorunları da getirmekte. Sürekli kendimizi hazır tutmalı ve konuların önünde olmaya gayret etmeliyiz. Bu sorunu sektör olarak ciddiye aldık. Hatta abarttık, iyide yaptık. Bu sorunlar geçici görüyorum. Çok iyi takıp, koordinasyon ve de iletişimle kısa sürede sorunsuz aşacağımızı düşünüyorum. Yakıt alırken güvendiğiniz yerlerden, iyi ön hazırlık ve şartlarla yani ne aldığınızı bilerek ka-

20 OCAK - ŞUBAT

liteli yakıt almak çok önemli. Sorunları baştan bertaraf etmeliyiz. Alınan yakıt mutlaka ayrı tanka alınmalı ve mutlaka analizi yapıldıktan sonra kullanılmalı. Artık yakıt fiyatı ve uygulama konusunda yapacak bir şey yok, tek şey kurallara uymak. Daha yavaş seyir yapmak bu süreçte önemli. Gemilerimizi 12 mil yerine 11 mil hızla gitmeye karar verdik. Herkese, teknik imkanları müsaade ettiğince aynı şekilde düşük hızla gitmelerini öneriyorum. Nihayetinde daha az yakıt yakacağız. Hem yakıt arz talebi hem de gemi arz talebi düzelecek. Böylece yakıt fiyatları normal seyrine gelecek ve piyasalar düzelecektir. Tüm armatörlere çağrı yapıyorum. İster protesto isterseniz de başka bir şey deyin ama gelin gemilerimizin hızını düşürelim, daha yavaş seyir yapalım. III. Her yeni kural, armatörlere hem finansal maliyet hem de operasyonel zorlukları beraberinde getirir. Alıştık diyorum artık. Bunlara zamanında uymak,uygulamak, dünya armatörü olmak ve rekabet edebilmek hiç kolay değil. Bence biz hazırlıksız yakalanmadık. Armatörler olarak yeterince ciddiye almadık. Türk armatörleri olarak yeterince hazırlandığımızı düşünüyorum. Oysa diğer paydaşların yeterince hazır olduklarını göremedim: Makina üreticileri, yakıt rafineriler, luboil şirketleri, vb. yeterince

hazır olmadıklarını düşünüyoruz. Tecrübeyi ve süreci hep birlikte yaşayarak geçireceğiz. IV. Kuralın değişmesi artık söz konusu değil. Bu konuda yaşanan sorunları, tecrübeleri en hızlı şekilde paylaşmalıyız. Armatör birlikleri olarak yapılan çağrılar son derece yerinde, ancak IMO nezdinde bir çözüm yaratacağını düşünmüyorum. Bu kötü piyasada teknik olarak mümkün olan en düşük hızla seferlerimize devam etmek, yakıt ve gemi piyasalarının düzelmesi için yapılacak tek şeydir. Şayet yavaş hızda seyir yaparsak hem yakıt fiyatları hem de navlun piyasalarının 3-4 ay sonra normalleşip düzeleceğine inanıyorum.

“Kuralın değişmesi artık söz konusu değil. Bu konuda yaşanan sorunları, tecrübeleri en hızlı şekilde paylaşmalıyız. Armatör birlikleri olarak yapılan çağrılar son derece yerinde, ancak IMO nezdinde bir çözüm yaratacağını düşünmüyorum”



IMO 2020 Sülfür

IMO mantığı hiçe saydı “IMO tarihinde armatörleri hiç bu kadar yalnız bırakmadı. Düşünebiliyor musunuz her standardı belirleyen, hem de en titiz ayrıntısına kadar düşünen IMO, bu kadar önemli bir konuda mantığı hiçe saydı, yakıt standartları belirlenmeden bizi ateşe attı”

Arkas Denizcilik Başkan Yardımcısı Ali İbrahim Kontaytekin

I. Pek sıkıntı yaşanmadı. Şöyle ki, filomuzda 60 gemi olduğundan, sayısal çoklukla başedebilmek için geçen sene Mayıs ayında hazırlıklara başlamıştık, bütün gemilerin tankları kimyasal temizlik yapılarak son ana kadar temizlendi, yakıtların birbirine uyum sağlayamayacakları farzından hareketle yılbaşından önce tüm gemilere compatıbility test kitleri sağlandı, en ince detaya kadar planlandı. Neden en ince detay diyorum ana makinelerde blower denilen sistemler vardır, düşündük ki gemiler esaslı artacak yakıt fiyatlarına karşı tek çare yol kesecek o zaman bu sistemler sürekli kullanılacak. Zira blowerlerslowspeed yapan makinelerde yetersiz kalan türbinlere yardım eden elektrikli sistemlere iş düşecek ki gerçekten öyle oldu. Bu sistemlerin ekstra bakımlarına başladık. Son olarak Klas’daImplemantation Plan onaylarını aldık. II. Su akar yolunu bulur, bu gerçekle bakarsak yavaş yavaş oturacaktır ki öyle oluyor zaten. İlk günlerde fahiş artan yakıt fiyatları bile düşmeye başladı. Abarttığımız kadarda büyük yakıt sorunları yaşanmadı. Belki sektör önceden hazırlık yaptığı için yaşanmadı.

22 OCAK - ŞUBAT

III. Hazırlıksız yakalandığımızı söyleyemem, zira aylar yıllar öncesinden bu süreç belli idi. Ama çoğu şirket de biraz son dakikaya bıraktı. IV. Bu tepki az bile... IMO tarihinde armatörleri hiç bu kadar yalnız bırakmadı. Düşünebiliyor musunuz her standardı belirleyen, hem de en titiz ayrıntısına kadar düşünen IMO, bu kadar önemli bir konuda mantığı hiçe saydı, yakıt standartları belirlenmeden bizi ateşe attı. Zaten her zaman söylerim armatörler

ve gemileri denizciliğin, en çok darbeye maruz kalan, en korumasız halkasıdır. PSC gelir ceza yazar, denizi kirlettin derler ceza yazarlar ki gerek ülkemizde gerek çoğu ülkede esas deniz kirliliği yaratan kaynak karasaldır ve görmezler. Sürekli kanun konur ama tek taraflıdır. Belki insani bir görüş ama bu kadar uygulama ve bürokrasi kondu, gemi adamlarına kızar ve neden istirahat etmedin derler, ama IMO ve Bayrak Devletleri Manning Sertifikalarına ilişmezler. Onlarca bürokrasi yaratıyorsun o zaman Manning sayılarını artmaya mecbur bırakılma gereğini düşünmezler. Bu yakıt regülasyonundan ayrı bir konu, ayrı bir platformda vurgulanacak bir konu ama ifade etmeden de geçemeyeceğim.



IMO 2020 Sülfür

Enerjimizi mücadeleye değil uyuma verelim III. İkmalci ve yakıt üreticileri tarafından her ne kadar hazırlık yapıldığı iddia edilse de yeterince hazır olunmadığı düşüncesindeyiz. Ancak gelinen noktada durumun da fırsata çevrildiği, yer yer motorin fiyatlarının üzerine çıkan fueloil fiyatları olduğu görülmektedir. Arz açığından dolayı VLSFO satış kar marjlarının MGO’ya kıyasla iki mislinden fazla olduğu duyulmaktadır.

Düzgit Group Yönetim Kurulu Üyesi Metin Düzgit

IV. Şahsen ben armatörlerin birlik olmasının pratikte kolay olmayacağını, herhangi bir işbirliği yapısının kurulmasının zaman alacağını, bu tip bir işbirliğine gidilmesine kadar taşların yerine oturacağını, en dayanıklıların ayakta kalarak (survival of thefittest) süreci atlatacaklarına inanıyorum. I. Filo olarak bizim yaşadığımız herhangi bir teknik sorun olmamakla birlikte, sektörde yaşanan genel sorunlar ve alınması gereken önlemler bize göre şu şekildedir: ULSHO ve VLSFO yakıtının kullanımına başlandıktan sonra karşılaşılan problemler: • Seperatörlerin kısa sürede kirlenmesi ve içinde ağır çamur oluşumu • Yakıtın tank içinde donması • Yüksek pourpoint • Aşırı parafin bulunması • Yakıt pompası, enjektör ve silindirlerde liner aşınmaları. Yaşanacak bu problemlerin etkilerini en aza indirmek için aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi gerekmektedir: • İmkanlar ölçüsünde yeni alınan yakıtı boş tanka transfer edip, farklı iki yakıtı karıştırmamak gerekmektedir. • İkmal edilen yakıtın özelliklerinin BDN’den takip edilmesi. • Her yakıt transferinde yakıt katkı maddelerini kullanılması. • Yakıt sistemi elemanlarının çalışma saatlerine dikkat edilmesi.

24 OCAK - ŞUBAT

• Yakıt seperatörlerinin performansı çok önemli, muhakkak yakıtları seperatörden geçirilmesi. • filtreleri’nin temizlik saatlerini düşürülmesi. • Yakıtın viskositesi çok önemli olup, yakıt analiz raporunda tavsiye edilen püskürtme sıcaklığına dikkat edilmesi. Teknik olarak yaşanan sorunlar bu konulara tam olarak dikkat edilmemesinden yada bilgi eksikliğinden dolayı oluşmaktadır. II. Bu teknik sorunlar konu hakkında bilgi arttıkça kontrol edilebilir seviyelere çekilebilecektir. Takibi yapılmaması, gerekli önlemlerin alınmaması durumunda ciddi makine hasarlarına ve daha büyük maddi kayıplara sebep olması kaçınılmazdır. Sektörün zaman içerisinde yeni tip yakıtların üretim, dağıtım, kontrol ve kullanımı konusunda tecrübe edineceğini düşünmekteyiz. Şüphesiz ev ödevine iyi çalışanlar bu süreci asgari zararla atlatanlar olacaktır.

2020’de dünyada en yüksek derecede rekabetin yaşandığı, optimizasyonun ayakta kalmak için kritik olduğu, öte yandan çok yüksek ve gittikçe artan bir çevre bilincine karşı sayıca az, sesi pek duyulmayan ve genel olarak imajı pek de olumlu olmayan armatör camiasının değişen regülasyonlara karşı vakitlice dersine çalışmaktan başka bu konuda yapabilecek pek şeyi olmadığına inanıyorum. Artan çevre bilincindeki dünyamızda enerjimizi regülasyonlarla mücadeleye değil en ekonomik ve teknik koşullarda uyuma vermeliyiz.

“Sektörün zaman içerisinde yeni tip yakıtların üretim, dağıtım, kontrol ve kullanımı konusunda tecrübe edineceğini düşünmekteyiz. Şüphesiz ev ödevine iyi çalışanlar bu süreci asgari zararla atlatanlar olacaktır”



IMO 2020 Sülfür

Birlik olup başarılı olabiliriz “Birlik oldukları takdirde armatörlerin başarılı olup daha iyi netice alabilecekleri birçok kalem var. Bu kesin ama yakıt o kadar kolay o kalemler arasına giremez. Çünkü herkesin kendisine özel, çok hassas bir kısmı da ellerinde olmayan dengeleri var”

Simge Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı Murat Er

I. Yeni yakıt kuralı konusunda kendimi kısmen şanslı sayıyorum çünkü sadece İstanbul’dan yakıt tedariki yaptığımız için genelde kaliteli yakıt alıyorum. Şu an sıkıntılı olan husus yakıt fiyatlarındaki dalgalanma. Henüz fiyatlar yerine oturmadı. MGO ile LSFO arasındaki makasın düzensiz açılıp kapanması ve yeni yakıtla ilgili teknik tecrübenin tam olgunlaşmamasından kaynaklanan bazı

endişeler yaşıyoruz. Diğer taraftan bu sıkıntının nedenlerinin tam anlamıyla bilindiği söylenemez. Armatörler nedense bu yakıtın yüksek maliyetini navlunlara yansıtmadı. Özellikle kuruyük armatörleri bunu yapmadı. Oysaki konteyner piyasalarında 1 Ocak’tan itibaren maliyet artışları fiyatlara yansıdı. II. Bu sıkıntıları geçici bir süreç olarak değerlendiriyorum. Zamanla taşlar yeri-

ne oturacaktır. Fiyat eğer yüksek kalırsa mutlaka zararı olacaktır ama o da en sonunda kendi doğal dengesini yaratacaktır. Yakıt bulunmaması sorununun da aşılacağını düşünüyorum. Bunun bir zaman meselesi olduğu kanaatindeyim. Aksi takdirde ülkemiz çevresinde yüksek maliyetli bir sektör olarak kalırız. Bunun da yansıması elbette ki olur. III. Gerçekten birileri “Durumu fırsata çeviriyor mu” bilemiyorum çünkü tam olarak kimin ne yaptığı hakkında bir bilgim yok. Tedarikçiler biraz daha fazla yakıt sağlasalardı yakıt bulamama diye bir durum yaşanmazdı ama belirttiğim gibi arz-talep dengesi oturacaktır. Oturmak zorundadır. IV. Birlik oldukları takdirde armatörlerin başarılı olup daha iyi netice alabilecekleri birçok kalem var. Bu kesin ama yakıt o kadar kolay o kalemler arasına giremez. Çünkü herkesin kendisine özel çok hassas bir kısmı da ellerinde olmayan dengeleri var. Bunları değiştirmek basit değil. Diğer taraftan Yunanlı armatörlere yapılan çağrıyı olumlu buluyorum. Hatta mümkünse tüm dünya armatörleri organize olabilse çok daha iyi olacaktır.

26 OCAK - ŞUBAT



IMO 2020 Sülfür

Yüksek fiyatlarda satış yapıldı 2019 yılı sonuna doğru sefer planlamalarımızda, gemide bulunan mevcut HFSO stokunun bitirilmesi için planlar yaptık. Yukarıda bahsedilen teknik sebeplerden dolayı 2020 yılını gemilerimizde MGO sarfiyatı ile karşıladık. 2019 sonu itibari ile MGO–VLSFO yakıt arasındaki farklar yaklaşık 70-80 USD olarak hesaplanıyordu. 2020 yılı itibari ile İstanbul’da bu fark 20–30 USD bandında geziyor. Bazı limanlarda başa baş fiyatlar geliyor. 2020 yılını MGO ile karşılamamızın sebeplerinden biri de VLSFO – MGO fiyat farkının neredeyse kapanmasıdır. Yakıt piyasasındaki bu belirsizlik ve dengesizlikten dolayı, MGO fiyatları Ocak ayı itibari ile olması gereken değerlerden 100–150 USD daha pahalıya satılmaktadır. VLSFO da MGO fiyatlarının 20–30 USD altında satılmaktadır.

Armador Denizcilik Operasyon Müdürü Kaptan Cüneyt Özkan

I. IMO 2020 regülasyonları yürürlüğe girmeden önce sıkıntılarını hissettirmeye başlamıştı ve önümüzdeki süreçte belirsiz bir karanlık döneme gireceğimizi kestiriyorduk. 2020 yılına yaklaşırken, yeni yakıt regülasyonları ilk etapta teknik olarak bazı sıkıntıları beraberinde getirdi. VLSFO yakıtlarda mevcut katkı maddelerinin gemi ana makinelerinde ve yardımcı makinelerinde nasıl sorunlar oluşturabileceği çeşitli platformlarda halen tartışılıyor.Ayrıca yakıt ikmal bölgelerinde her bir ikmalcinin servis ettiği VLSFO yakıtın içerdiği farklı kimyasal bileşenler yüzünden, geminin yakıt tankında bulunan bir VLSFO yakıtın tamamına yakınının tüketilmeden yeni yakıt alınması tavsiye edilmiyor. Farklı özellikteki yakıtların aynı tankta karışması durumunda yakıtın özelliğinin kaybedilme riski var. Tüm bunlar, yakıt bağlantısından önce yakıt spesifikasyonlarının uzman bir teknik personel tarafından gözden geçirilmesi zorunluluğunu getiriyor. Gemi personeli de yeni yakıtın özellikleri hakkında çok az bilgi sahibi ve halen bizleri bekleyen durumun farkın-

28 OCAK - ŞUBAT

da değiller. Bu yüzden gemi personeline yeni regülasyonu devamlı olarak sirküler şeklinde ve yüzyüze yapılan mülakatlar ile anlatmaya çalışıyoruz. Yaptığımız her bir yakıt ikmali için, yapılması gerekenleri gemi personelimize her ikmal öncesi yazılı ve sözlü olarak izah ediyoruz. Teknik olarak bu sorunların varken, 2020 regülasyonları öncesinde yakıtın bulunabilirliği ve fiyatı ile ilgili daha büyük bir sıkıntı ile karşılaştık. Yakıt ikmalcilerinin yeni regülasyona hazırlık için, yakıt barçlarının ve tankerlerini hazırlamasından dolayı 2019 yılı sonlarına doğru piyasada HSFO ve MGO bulunabilirliği azaldı ve bu direk olarak yakıt fiyatlarına yansımaya başladı. Bazı limanlarda yakıt ikmali için 2–3 gün ilave beklemek zorunda kaldık. Ana ikmal noktası sayılan bölgelerde dahi HSFO ve MGO ikmali için beklemeler oldu. Daha kötüsü ana limanlarda yakıt bulunmadığı zamanlar oldu. Elinde yakıt bulunan ikmalcilerde arz-talep dengesinden yararlanarak yüksek fiyatlarda yakıt satışı yaptılar.

Yakıtın özelikle ana limanlarda dahi bulunabilirliğinin azalması da ayrıca bir stres kaynağı olmuştur.Sefer maliyetinin ana kalemi olan yakıt, 2019 yıl sonuna kadar ton başına HSFO maliyeti yaklaşık 300–350 USD iken, 2020 yılına girmemiz ile birlikte yakıt maliyeti 2 katına çıkmış ve 700–750 USD seviyelerine ulaşmıştır. Bu bir şok dalgası ve etkilerini önümüzdeki 2 ay sonra hissedeceğiz. Yakıt maliyetlerinin bu kadar yükselmesine rağmen, navlun seviyeleri halen yukarı yönlü hareket için ağır davranmaktadır. Kısa vadede bu yakıt fiyatları ile bu navlun seviyeleri sürdürülebilir olmayacaktır. Piyasa ortak bir noktada buluşmaz ise önümüzdeki süreçte havlu atan firmalar dahi olabilir. II. Mevcut durum, günümüz navlun seviyeleri ile sürdürülebilir bir durum değildir. Navlun seviyeleri yukarı seviyelere çıkmadıktan sonra bu yakıt fiyatları ile sefer hesabı tutturulabilir olmaz. Tabii dünya ticareti devam edecek ve su akıp yatağını bulduğu gibi yakıt fiyatları ve navlun seviyeleri belli bir düzeyde bulu-


www.7deniz.net <

“Hazırlıksız yakalanma durumu var ama bu kesinlikle armatör değil. Armatör elindeki HSFO yakıtları tüketti, elinde kalan HSFO yakıtı atık alım tesislerine verdi ve tanklarını yeni yakıt regülasyonu için temizledi, hazırladı. Üstüne düşen görevi yapmış oldu. Fakat piyasa koşulları gemilere yeni yakıt regülasyonu için gerekli olan %0,05 sülfürlü yakıtı uygun fiyatta ve bulunabilirlikte veremedi” şacaklar. Fakat ne kadar bir süre zarfında optimum noktasında buluşma olabileceğini zaman gösterecek. Bu zaman zarfında da birçok firma finansal problemler ile karşılaşacaklar ve daha kötüsü piyasadan çekilmek zorunda kalabilecekler.Önemli olan bu optimum noktasının yakalanmasına kadar, armatörlerin bu süreci atlatabilmesi. Bu yılın ikinci çeyreğine kadar

bir optimum noktası yakalanabileceğini düşüyoruz. Aksi halde hepimizin işi çok zor olacak. Üstelik armatörlerin şimdiden çekmiş olduğu bu sıkıntı, zamanla yük sahiplerine de yayılacak ve yükün taşıma maliyetlerinin artması sonucu dünya genelinde mal fiyatlarının artması sorununu beraberinde getirecektir. Yakıtın yüksek maliyetli olarak devam etmesi ve bulunabilirliğinin yine aynı şekilde zor olması durumunda, birçok firmanın bir bocalama süreci içine girebileceğini tahmin ediyoruz. III. Hazırlıksız yakalanma durumu var ama bu kesinlikle armatör değil. Armatör elindeki HSFO yakıtları tüketti, elinde kalan HSFO yakıtı atık alım tesislerine verdi ve tanklarını yeni yakıt regülasyonu için temizledi, hazırladı. Üstüne düşen görevi yapmış oldu. Fakat piyasa koşulları gemilere yeni yakıt regülasyonu için gerekli olan %0,05 sülfürlü yakıtı uygun fiyatta ve bulunabilirlikte veremedi. 2019 yılı ortalarında kimse VLSFO yakıtın MGO fiyatlarını yakalamasını ve beraberinde MGO fiyatlarını da yüksek seviyelere sürüklemesini beklemiyordu. Maalesef mevcut durumda bir fırsat yakalama durumu göremiyoruz. Eğer yakıt

fiyatları ve bulunabilirliği bu şekilde devam ederse, servisteki gemi sayısında bir düşme meydana gelebilir ve belki ayakta kalabilen armatörler biraz daha rahat nefes alma şansına kavuşabilir. IV. Birlikten kuvvet doğar ve mevcut sorunun ilgili makamlara anlatılabilmesi için mutlaka birlik halinde mevcut şikayetlerin IMO’ya iletilmesi gerekmektedir. Bu sorun sadece Türk armatörünün sorunu olmadığına göre diğer ülkelerdeki armatör işletmelerine de bu tepki zincirine dahil etmek daha bir gür sesin çıkmasına vesile olur. Umuyorum ki, şimdiden bu sorunlar ilgililerin ana gündem maddesi halini almıştır. Kural koyucunun da bu şeklide sert bir fiyat yükselmesi ve bulunabilirlik konusunda zorluk beklediklerini sanıyorum. Mevcut durum, kural koyucuyu da ters köşe yapmış olabilir. Deniz işletmelerini içine düştükleri bu durumdan çıkarmak için de üzerlerine düşen görevleri yapmak zorundalar.Kısa vadede yakıt tedarikçilerin VLSFO yakıtı daha uygun fiyatlarla ve daha nitelikli temin edebileceklerini temenni ediyorum. Aksi halde hepimiz için kara günler yakındır.

OCAK - ŞUBAT 29


IMO 2020 Sülfür

İtirazların yararı olmayacak

Devbulk Operasyon Müdürü Kpt. A. Koray Temir & DPA Müdürü Gökalp Sivrikaya

I. Regülasyon sonrası yaşanma ihtimali olan sıkıntıları teknik ve ticari sıkıntılar olarak ele almak gerektiğini düşünüyoruz. Teknik anlamda sorun yaşamamak adına gemilerimizin ana makine üreticileri ile birçok kez görüşme yapılmış ve gemi makinelerinde üretici tavsiyeleri doğrultusunda gerekli modifikasyonlar gerçekleştirilmiştir. Bunun yanında, ikmal edilen yakıtların specleride çok dikkatli bir şekilde incelenmekte ve riskli görülen yakıtlar ikmal edilmemektedir. Şu ana kadar teknik olarak bir sıkıntı yaşanmamıştır fakat uzun dönemde nelerle karşılaşacağımızı ancak zaman gösterecektir. Ticari olarak sıkıntı yaşamamak adına, düşük sülfürlü yakıtın bulunduğu ve ekonomik olduğu büyük limanlarda ikmal edilen yakıt miktarı maksimize edilmekte ve yakıtın bitmesi beklenmeden tekrar uygun bir liman uğrağı olduğu takdirde yakıt ikmali aynı şekilde yapılmaktadır. Yakıt ikmalcilerine erken ihbar verildiği takdirde ikmal sürelerinde herhangi bir sorun yaşanmamıştır. II. Bu kuralın yürürlüğe girmesi ile birlikte kalıcı olarak gördüğümüz sıkıntı; düşük sülfürlü (S<% 0,5) FO yapmak için karıştırılan, kimyasal işlem gören yakıtların gemi makinelerine, sistemle-

30 OCAK - ŞUBAT

rine vereceği hasarlardır. Bunun dışında, yakıt bulamama ile ilgili olarak başlangıçta yaşanan sorunların kalıcı olmadığını ve önceden öngörülemeyen sorunlar ortaya çıktıkça herkesin bu sorunları ortadan kaldırmak için kısa sürede yapıcı eylemlerde bulunacağını ve bir süre sonra her şeyin rayına oturacağını düşünüyoruz. Düşük sülfürlü yakıt fiyatlarının da yeni düzenleme ile piyasada oluşan panik havası sebebiyle şu an için olması gereken fiyatın üzerinde seyrettiğini ve zamanla bu fiyatın da belli bir seviyede istikrar kazanacağı kanaatindeyiz.Düşük sülfürlü yakıt fiyatının eski döneme nazaran yüksek olması sebebiyle bu fark direkt olarak navlunlara yansımıştır. Fakat birçok kiracı maalesef bu navlun artışını kabullenmemekte ve halen eski navlun bedelleriyle taşıma yapmayı arzulamaktadırlar. Bu noktada armatörlerin navlun indirimine gitmemeleri gerektiğini düşünüyoruz. III. “Hazırlıksız yakalanmak” tabirini doğru bulmuyoruz, zira söz konusu kural yıllar önce yayınlanmış ve yürürlüğe giriş tarihinin 01/Ocak/2020 olacağı yıllar önce duyurulmuştu. Sektör, kuralın gerçekten belirlenen tarihte yürürlüğe girebileceğini, uygulanabileceğini düşünmediğinden hazırlıkları ağırdan al-

mış, “nasılsa kural ötelenir” umudu ve zihniyeti ile hazırlıklara başlamamış, beklemiştir. Bu durumu fırsata çevirmeye başarmış olanlar belki Scrubber üreticileri, Scrubber montajlarını yapan tersaneler ve belki de Singapur gibi bazı kritik ikmal noktalardaki yakıt ikmalcileridir. Uzun dönemde yakıt fiyatlarının yüksek kalması sonucu navlun maliyetlerinin düşürülmesi için gemiler ekonomik sürat ile daha yavaş seyretmeye başlarsa bunun navlunlara pozitif olarak etki edeceğini ve dolayısıyla bu durumun armatörler için de bir fırsata döneceğini umuyoruz. IV. IMO tarafından alınmış olan böyle büyük ve kritik bir kararın çok daha uzun süren bir zaman dilimi içerisinde daha iyi müzakereler yapılarak ve daha sağlam bir alt yapı oluşturarak yürürlüğe girmesi gerektiği herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Birlik olmak tabii ki kıymetlidir lakin kural yürürlüğe girmiştir ve bu uygulamaya geçileceği, kuralın hangi tarihte yürürlüğe gireceği yıllardır belliydi. Dolayısı ile kuralın yürürlüğe girmesine az bir zaman kala oluşan birlikteliklerin ya da özellikle kuralın yayım tarihinden sonraki birlikteliklerin bir şey değiştirmeyeceğini düşünüyoruz. Artık kural yürürlüktedir; biz bundan sonrası için bu geçişin ve düşük sülfürlü, blend edilmiş yeni tip yakıtların gemilerimize en az teknik sorun yaratması ve olası sorun yaşanması halinde de oluşacak maddi kayıpların (gemi ve üzerindekilerin can, mal emniyeti, makine hasarı, onarımı ve geminin bu süreçte seferden men olması, zaman kayıpları vb) giderilmesi, zararların tazmin edilmesi vs. ile ilgili hukuki, teknik alt yapı geliştirmelerinde birliktelik çağrısı yapılmasının gerektiğini düşünüyoruz. Her türlü itiraza rağmen karar uygulamaya konmuş ve hizmet ettiği amacın hassasiyeti de düşünüldüğünde, yapılacak itirazların hiçbir yararı olmayacağını düşünüyoruz.



IMO 2020 Sülfür

Scrubber takanlar çökecekler III. Yeni yakıtın eskisinden daha iyi olduğunu düşünüyorum. Konuşmacı olarak katıldığım seminerlerde de söylerim. Biz denizcilik sektörü bugüne kadar yakıt konusunda çok cahilmişiz. Üniversitesinden en dibindekilere kadar çok cahilmişiz.

İnce Denizcilik Teknik Müdürü A. Yaşar Canca

I. 2020 IMO yakıt regülasyonu kapsamında erken çalışmalara başladık. Bunlar: a. Konunun ciddiyetini önce ofis personeline, sonra şirket yöneticilerine ve ScrubberIMO’nun ilk regülasyonları çıktığında geçici alternatif yollardan biriydi. Scrubber hiçbir zaman kalıp çözüm değildir. IMO hiçbir zaman bunu kalıp çözüm olarak görmemiştir. Geçiş dönemi için görmüştür. Belki 5 yıl sonra artık yeni inşa gemilerde scrubbertakamazsınız diyecek. Neden takamazsınız diyecek insanların unuttuğu bir şey var. Çünkü bu iş karbondioksit regülasyonuna geliyor. Scrubber daha çok karbondioksit çıkarmasına sebep oluyor. Oysa küresel ısınmanın ana nedenlerinden bir tanesi karbondioksit. Karbondioksiti hiç konuşmuyoruz. Türkiye’de de kimse konuşmuyor. Şu anda serum veriyorlar. Acil servisteki hasta gibi bakıyorlar oysa öyle değil. İlerde scrubber takanlar çökecekler. Başka çaresi yok. Çünkü scrubber dediğin şeyin kendisi bir maliyet. Takması bir maliyet. Keza tonajdan kaybettiriyorsunuz. İki senede parasını çıkarttırırız deniyor. Sorun parasını çıkartmak değil ki sonra ne yapacaksın.

32 OCAK - ŞUBAT

gemi personeline anlatan eğitimler verildi. b. Risk değerlendirmesi yapılarak risklere çözümler üretildi. En önemli hedef olarak kuralın başladığı tarihe HSFO olmadan girebilmek.Bunlar: • Sefer planlamalarının buna göre yapılması. Üzerinde fazla eski yakıt olan gemilere uzun seyirler, diğer gemilere kısa seyir yapacak şekilde planlanması. • Yeni yakıt ve yağ alımın kasım ayının ortasından itibaren başlanması. • Yeni yakıtın özellikleri araştırılarak olası makine problemleri yaşanmaması için, ekipmanların bakımları ve yedek parça tedarikleri yapıldı. • Şirket bünyesinde bir acil durum ekibi oluşturulup, yeni yakıtların etkileri analiz edilerek, gemilere seperatör çalıştırılmasında yakıt sıcaklıklarına kadar bilgi verildi. Aldığımız bu önlemlerle 01.01.2020 tarihine 13 gemide eski yakıt olmadan geçiş yapabildik. Geri kalanlar için kural yürürlüğe girmeden do alınarak blend edildi. II. Yaşadığımız ne büyük sıkıntı,yakıt bulunamaması ve pahalılığı oldu. Eğer bu yüksek fiyat ve yakıt bulunamama durumu devam ederse şu anda öngörülmeyen çareler düşünülebilir. Ancak biz şirket olarak scrubber’i düşünmüyoruz.

IV. Yaşanan sorunların temelinde rafinerilerin gerekli hazırlığı doğru yapmamalarından kaynaklanıyor. Bizdeki yönetim şekli “Kervan yolda düzülür”dür. Kimse planlama yapmadı. Ben planlamaya çok önceden başladım. Belki de Türkiye’de ilk başlayanlardan biriyim. Hem teorik olarak hem de pratik olarak tüm hazırlıklarımızı yaptık. Her düzeyde kişiye çok sayıda eğitim verdim. Hazırlıksız yakalanmaktan önce burada şöyle bir şey var. Mesela yakıtı anlatıyoruz. Yeni yakıtın 7 etkisi var. Ama aslında biz yeni yakıtın eski yakıtla farkını anlatmıyoruz. Yeni yakıtın özelliklerini anlatıyoruz. Bu dediklerimiz eski yakıtta da vardı. Bunu anlatırken eski yakıtta sanki bu yokmuş gibi değil. Bunların hepsi aynı ürün. Kullanılan ham petrol aynı. Rafineriler aynı. Krakingmetodları aynı. Barclar aynı. Değişen ise yakıtın içerisindeki kükürt oranının daha düşük olması gerekiyor. Bu nedenle daha hassas ölçülmesi gerekiyor. Yani bende dahil olmak üzere Türkiye’deki eğitim sektörünün tamamı bu konuda çok cahil. V. Armatörlerin birlik olması yakıt sağlayıcılar açısından fazla bir etki yaratacağına inanmıyorum. Gemiler durdurulamayacağına göre burada güç yakıtçıların elinde. Ancak yakıtçılarIMO’da değil ki. Bu çağrının muhatapları IMO değil ki. Böyle bir şeyden geri adım atmakla IMO inandırıcılığını kaybeder. Yapacaklarını düşünmüyorum. Boşuna uğraş. IMO şu anda diyebilir ki 1 Mart’a kadar üstündekileri yakabilirsin. Bunu dese daha etkili olur. Çünkü her şekilde arada bir şeyler kaldı. Örneğin 13 gemiden üçünde kaldı. Ben bunu ne yapacağım. Bana bunu ne yapacağımı da söylemiyor. Yakamazsın diyor, yakamıyorum. Orda boş bir alan var 1 Mart’a kadar.



IMO 2020 Sülfür

DTO önderliğinde ortak bir çalışma başlatılmalı

sı için DTO önderliğinde ortak çalışma başlatılması uygun olabilir.

Canbaz Shipping Group Filo Müdürü Kaptan Osman Gözoğlu:

I. Firma olarak öncelikli olarak engine üreticilerinin yayınladığı tavsiyeler doğrultusunda gereken zorunlu revizyonlar ve ekipmanların hazırlıklarını zamanında tamamlanmıştır. VLSFO kullanımı esnasında yakıtın speclerine göre sağlıklı tüketiminde yapılan ön çalışmaların yardımcı olduğu tespit edilmiştir. VLSFO yakıtın ekipmanlara servis edilmeden

“Ülkemizde IMO tarafından ilgili kural için yeterli zaman verilmediği yönünde fikir hakimdir. Bence yeterli zaman verilmiş olsa global anlamda finansman sorununu çözen sektörün gerisinde kalmış olabilirdik, şu an ise mevcut durumu fırsata çevirememiş eşit şartlarda aynı sorunun içinde bulunmaktayız” 34 OCAK - ŞUBAT

önce sağlıklı purifier/filter kullanımı sayesinde olası zararlar önlenebildiği tecrübe edilmiştir. Tespit edilen risklere karşı şu an için fiyat dezavantajı olmayan MGO %0.1 kullanımı seçilmektedir. II. VLSFO ikmal ve fiyat sorununun kalıcı şekilde devam edeceğini öngörerek hareket edilmeli, beraberinde navlun piyasalarında yakıt fiyat farklarının yansıtılması için toplu adımlar atılmalı eşzamanlı milli EGCS imkanı yaratılma-

III. Durumu fırsata çevirme olasılığı; casestudy olarak gemi ele alınmalıdır. Hali hazırda filomuzdaki 3 gemi için EGCS finansmanın geri dönüşümü pozitif görünmekte iken diğer 3 geminin MGO ile ticaretine devam etmesi daha doğru görünmektedir. Global anlamda handy size gemi armatörlerinde durumu fırsata çevirmek adına tıpkı ülkemizdeki gibi 2020 öncesi yatırım yapılmadığı görülmektedir. Hazırlıksız yakalanılmak firmamız için söz konusu olmadığını düşünmekteyim. IV. Ülkemizde IMO tarafından ilgili kural için yeterli zaman verilmediği yönünde fikir hakimdir. Bence yeterli zaman verilmiş olsa global anlamda finansman sorununu çözen sektörün gerisinde kalmış olabilirdik, şuan ise mevcut durumu fırsata çevirememiş eşit şartlarda aynı sorunun içinde bulunmaktayız. Buna istinaden Yunan ve Alman armatörler birliğine yapılan çağrı anlamlıdır, fakat kabul göreceğini sanmıyorum. Çünkü yeni kriterlere göre, önümüzdeki dönemde çevreci olamayana kredi imkanı sunulmayacağını öngörmekteyiz.



Malum IMO Sülfür Regülasyonu sonrasında artan yakıt fiyatlarıyla birlikte zan altında kalan ikmalciler oldu. Yaşanan bu süreci onların gözünden de değerlendirmek istedik. Hem armatörlerimizin yaşadığı sorunlara nasıl yaklaştıklarını hem de ne tür önlemler aldıklarını öğrenebilmek için ikmalcilerle de bir araya geldik.

Gelelim onlara neler sorduğumuza:

I. IMO 2020 Sülfür Regülasyonu sonrasında yakıt fiyatlarının aşırı yükselmesi beraberinde armatörlerde ciddi bir endişe ve kafa karışıklığı yarattı. Bu durum sizin tarafınızda nasıl? II. Düşük sülfürlü yakıt fiyatlarının bu denli pahalı olmasının arkasında esasen bu yakıtın elde ediliş yöntemleri mi yatmakta? Bize biraz bu yakıttan bahseder misiniz? III. Fiyat ve yakıt bulmada yaşanan sıkıntılara "geçici" diyebilir miyiz? IV. Gemi sahipleri tarafından kullanılması düşünülebilecek alternatif yakıtları önerebilir misiniz?


‘‛

.

.


Bunker

Güvenli ikmalcilerle işbirliğine gidin I. Öncelikle armatörlerin endişelerinde haklı olduklarını belirtmeliyim. Zira gelinen noktada eskiden 300-400 USD/mton’dan aldıkları fuel oili şu an 600/700 USD/mton seviyesinde satın alıyorlar. Bu, aslında aylardır ön gördüğümüz, uyardığımız bir durumdu ve şu an da bu değişim sürecinin en hararetli dönemlerini yaşıyoruz. Sebebi ise çok net; yeni ürün VLSFO’yu elde edebilecek rafineriler, dünyada henüz yeterli sayıda değil. Açıkçası hala bir arz problemi çok net olarak görünüyor. Bu ürünü blending yolu ile (motorin, bazı katkılar ve kimyasallar ile kükürtü düşürmek) yapmanın maliyeti de düşük değil. Açıkçası armatörler açısından çözüm dediğimiz ‘fiyatların gevşemesi ve oturması’ ise bu kısa vadede pek mümkün gibi görünmüyor. Hatta şu an son 2 ayda gözlemlediğimiz VLSFO ve gasoil, neredeyse benzer seviyede fiyatlara ulaştı. Bu kadar yakın fiyat seviyelerinde çoğu armatörün, haklı olarak yeni yakıtın tüm dünyada birçok teknik bilinmezliklerden kaynaklı riskini de üstlenmeyerek, VLSFO tüketmeyi tercih etmediğini ve gasoile yöneldiğini gözlemliyoruz. Bugünlerde armatörlere tavsiyemiz, en azından güvenli limanlarda ve güvenli ikmalciler ile işbirliğine gitmeleri. Bu süreci bir fırsat gibi değerlendirmeyecek, finansal açıdan arkasında soru işaretleri olmayan, operasyon ve

“Orta ve uzun vadede ürün arz dengesi oturunca, fiyatlar da biraz daha stabil hale gelecektir. Ama yeni üründeki farklılık nedeni ile, fiyat konusunda hiçbir zaman eski seviyeleri görmeyeceğiz” 38 OCAK - ŞUBAT

Petrol Ofisi Deniz Satışları Müdürü Celal Ersan

hizmetlerinin arkasında durabilen, güçlü ve kurumsal bunker şirketlerini tercih etmelerini öneriyoruz. En azından olası yakıt kalitesi sorunlarının önüne geçmek adına armatörler, ikmalci partnerlerini iyi seçmeliler. Zaten pazarda arz probleminden kaynaklı fiyatı yüksek yakıtı alıp bir de üzerine kalite problemi ile karşılaşmak, armatörler adına yaşanabilecek en büyük problem olacaktır. Bu dönemde müşterilerimiz bizden sürekli danışmanlık alıyorlar, dolayısıyla kaygılı olduklarını çok yakından hissediyor ve gözlemliyoruz. Fiyatların yüksek seyretmesi konusunda bir diğer neden olarak hali hazırda tüm dünyada global bir VLSFO arz problemi yaşanırken, buna ek olarak Türkiye’de hiçbir rafinerinin bu ürünü üretmiyor veya blend yoluyla elde etmiyor olması da İstanbul limanı özelinde problemi daha da büyütüyor. Şu an İstanbul maalesef VLSFO ürününü yüzde 100 ithal eder durumda. 4 Ekim 2019’da Türkiye’deki ilk VLSFO ikmali, tüm komşu ülke limanları-

mızdan dahi önce Petrol Ofisi tarafından gerçekleştirilmişti. Petrol Ofisi’nin denizcilik markası PO Marine, Vitol sinerjisi ve gücü ile bugün İstanbul’a kendi öz malı terminallere ve tanklarına minimum 30 bin tonluk kargolarla düzenli olarak VLSFO’u, getiren lider ve sürdürülebilir strateji uygulayabilen bir ikmalci konumunda. Ancak yerel rafinerilerin de İstanbul limanını güçlendirecek VLSFO arzını sağlamaları, ikmal güvencesi konusunda Türkiye için çok önemli bir konu. Armatörler ile sürekli iletişim halindeyiz gerek ticari gerek teknik anlamda en üst seviyede destek veriyoruz. Orta ve uzun vadede ürün arz dengesi oturunca, fiyatlar da biraz daha stabil hale gelecektir. Ama yeni üründeki farklılık nedeni ile, fiyat konusunda hiçbir zaman eski seviyeleri görmeyeceğiz. Çünkü bu çok daha fazla teknolojik yatırımlarla üretilebilen apayrı bir ürün. Gezegenimizi korumak ve daha temiz bir dünya için IMO’nun bu uygulaması kaçınılmaz bir


www.7deniz.net <

gerçekti. Bununla birlikte bu değişimin, dünya ekonomisine minimum 40 milyar dolar yük getirmesi bekleniyor. Ancak belki de IMO, düşük kükürtlü fuel oil ürünü şart koşmak yerine direkt gasoile geçiş alternatifini devreye soksa, sektörün tüm paydaşları bugünkünden daha az zorlanırdı görüşündeyim. Armatörlerimiz için olumlu olabilecek kısım ise bu yüksek maliyetler artık tüm dünya için geçerli. Bir şekilde bu artan yakıt fiyatları, er ya da geç navlunlara yansıyacaktır. Önemli olan, dünya ekonomisini 1 gecede çok olumsuz etkileyen Aramco saldırısı ya da uluslararası ticari ve jeopolitik gerilimler gibi gelişmelerin bu değişim sürecini hepimiz için çok daha zor bir hale getirmemesi. Bunun dışında denizcilik dünyası olarak, değişime bir şekilde uyum gösterip, mücadele ederek sürecin üstesinden geleceğimize inanıyorum.

her bir rafineride bu karışımların yapısına, miktarına göre yeni yakıtın density, viscosity, CCAI ve diğer önemli parametreleri de farklılık gösterebilecektir. Nihayetinde tüm bu zahmetli süreçler dekarşılığını fiyatlarda göstermektedir. III. Fiyatlar, son 3 ayda ürün hakkındaki çekinceler ile birlikte yeni VLSFO’nun bulunabilirliğinin çok sıkıntılı olması kaynaklı biraz yüksek seyrediyor. Fakat 2020 ortalarına kadar rafinerilerin ve ikmalcilerin ürün konusunda rahatlayacağını ve fiyatların daha stabil hale geleceğini öngörüyoruz. Fakat 0.5% kükürtlü yeni yakıt VLSFO’yu, asla 3.5 % kükürtlü HSFO fiyatları seviyesinde göremeyeceğiz. Bunun gerçekleşmesi çok zor. Şu anki brent petrol ve platts seviyesinin korunacağını düşünürsek arz artışı ile VLSFO, mevcut durumdan bel-

“Bugünlerde armatörlere tavsiyemiz, en azından güvenli limanlarda ve güvenli ikmalciler ile işbirliğine gitmeleri. Bu süreci bir fırsat gibi değerlendirmeyecek, finansal açıdan arkasında soru işaretleri olmayan, operasyon ve hizmetlerinin arkasında durabilen, güçlü ve kurumsal bunker şirketlerini tercih etmelerini öneriyoruz” ki 60-90 USD/mton seviyesinde aşağıya gelecektir. Ancak 3.5% kükürtlü HSFO fiyat seviyeleri artık pek mümkün değil diyebiliriz. Malumunuz dünyada 1 gecede dengeler değişebiliyor ve bunun ilk, en hızlı etkisi de petrol fiyatları üstünde oluyor. Bu gelişmeler de yakıt fiyatlarının seyrinde çok belirleyici bir etken. IV. Scrubber montajı ile %3.5 kükürtlü HSFO kullanımı: 2020’de scrubber montajı yaparak, yüze 3,5 sülfürlü HSFO kullanmak ve atmosfere zararlı gazları salmadan seyir de mümkün. Ancak scrubber teknolojisi, gemilerde ortalama 2-3 milyon Euro yatırım gerektiren bir teknoloji. Scrubber kullanacak olan gemilerin 2020 sonrasında HSFO yakıt tedarikinin ikmal güvencesini de iyi değerlendirmeleri gerekiyor. Bununla bir-

II. Yapılan araştırmalar, düşük sülfürlü fuel oil elde etmek için rafinerilerin iki yolu izlediğini görüyoruz. İlki, düşük sülfürlü ham petrolü işleyerek VLSFO elde edilmesi. İkincisi ise blending yolu ile; yani yüksek sülfürlü yakıtın defalarca damıtılması, gasoil ile karıştırılarak ve bazı kimyasallar eklenerek VLSFO yakıt elde edilmesi. İlk opsiyon, rafinerilerde ciddi yatırımlar gerektiriyor. İkinci opsiyon ise bu kadar yatırım gerektirmese de daha meşakkatli ve maliyetli bir süreç. Kısacası her iki üretim şekli de şu an oldukça maliyetli durumda. Dolayısıyla

OCAK - ŞUBAT 39


Bunker likte, gemi rotaları da ürün tedarikinde bir başka önemli belirleyici etken olacak. 2020’de dünyada 4.000 adet civarı gemide scrubber olması öngörülüyor. Ancak hala bazı armatörlerin scrubberları devreye aldığında ciddi teknik sorunlarla karşılaştıklarını da duyuyoruz. Ekonomik açıdan geri dönüşü şu anki HSFO fiyatları ile 3 yılın altında olan bu alternatifin denetimi ve sağlıklı işletilebilmesi ile ilgili hala gri alanlar var. Gasoil: Bu ürün alternatifinin arzında bir problem yok. Ancak tüm dünyada VLSFO bulunabilirliğinde yaşanabilecek zorluklar nedeniyle motorinin tüketiminin artacağına kesin gözüyle bakılıyor. Bu kapsamda tüm dünyada, karada veya denizde motorin fiyatlarının yükseleceğini söyleyebiliriz. Son 6 ayda tecrübelerimiz, armatörlerin gasoil kullanımına yöneldiğini gösteriyor. 0.5% Sülfürlü VLSFO: Bu ürünün bulunabilirliği ve arz güvenliği ile ilgili dünya limanlarında 6 ay önce ciddi soru işaretleri vardı. Bugün ise durumun artık çok daha iyimser olduğunu söyleyebiliriz, ama hala dünya rafinerileri istenen arzı sağlayamıyor. Kısa vadede fiyatlar dengeye geldiğinde ve VLSFO bulunabilirliği arttığında, gasoil ve VLSFO fiyat farklarının anlamlı yerlere oturmasıyla, armatörler VLSFO’ya daha fazla yönelecektir. Bununla birlikte armatörlere, farklı zamanlarda ve farklı kaynaklardan aldıkları VLSFO yakıtlarını hiçbir koşulda karıştırmamaları gerektiğini de önemle hatırlatıyoruz. LNG: LNG alternatifi, maliyet analizi ve çevreyi koruma açısından kendini ispatlayan bir yakıt türü olsa da dünyada kullanım oranı henüz %2’lere bile ulaşmamıştır. Daha çok yeni gemi inşalarında tercih edilmekle beraber, LNG’nin ikmal noktalarının azlığı ve zorluğu nedeniyle şu an için istenen seviyede kullanımı mümkün görünmeyen bir alternatif.

“Bazı armatörlerin scrubberları devreye aldığında ciddi teknik sorunlarla karşılaştıklarını da duyuyoruz. Ekonomik açıdan geri dönüşü şu anki HSFO fiyatları ile 3 yılın altında olan bu alternatifin denetimi ve sağlıklı işletilebilmesi ile ilgili hala gri alanlar var” 40 OCAK - ŞUBAT

2020’nin en büyük sorunlarından biri ise rafinerilerce farklı teknolojilerle üretilen yeni yakıt VLSFO ile ilgili karşılaşılabilecek teknik problemler ve bunların yaratacağı claimler olacağını çok önceden beri öngörüyor ve uyarıyoruz. Çünkü farklı yöntemlerle üretilen ve onspec olan VLSFO ürünler, karıştıkları zaman offspec hale gelebiliyorlar. Armatörlerin birçok alışkanlığını değiştirmesi ve kesinlikle farklı yerlerde ve zamanlarda aldıkları VLSFO yakıtları karıştırmamaları gerekiyor. Bunun gibi birçok bilinmez ve risklerin olduğu bir değişim sürecinde, Petrol Ofisi, PO Marine olarak dünyada ve Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdik. 1 Ağustos 2019 tarihi itibari ile istisnasız yüzde 100 tüm ikmallerimizde uluslararası ve akredite bağımsız gözetim/survey hizmeti vermeye başladık. Denizcilik Yakıtları Kalite ve Miktar Güvence Sistemi olarak adlandırdığımız Türkiye’deki ilk ve tek olan müşteri odaklı bu hizmet, PO Marine tarafından ücretsiz olarak sunulmaktadır. 365 gün, 7/24 gerçekleştirilen tüm PO Marine ikmallerinde bağımsız ve akredite gözetmenler gözetiminde ve sorumluluğunda gerçekleştirilen Denizcilik Yakıtları Kalite ve Miktar Güvence Sistemi’nde süreç şu şekilde işliyor: 1. Geminin ve barcın ikmal öncesi tank miktar ölçümleri yapılır, tam ve eksiksiz ürün teslim güvencesi sağlanır. 2. Tüm güvenlik önlemleri kontrolü sonrası gözetmen kontrolünde ikmale başlanır. 3. Gemi ve barc personeli gözetiminde bağımsız gözetmen tarafından damlama methodu ile numuneler alınır. 4. İkmal öncesi, esnası ve sonrasında tüm operasyon detayları kayıt altına alınır. 5. Şahit numuneleriniz akredite laboratuvarlarda 3 ay süre ile muhafaza edilir. 6. Gözetmen tarafından hazırlanan BDN’ler geminin ve barcın başmühendisleri ve kaptanları tarafından imzalanır. PO Marine olarak bu hizmeti Türkiye bunker sektörüne sunmaktan gurur duyuyoruz. Bunun şirketimize yıllık maliyeti milyonlarca lira ve bu bedeli müşterilerimize yansıtmıyoruz. Bu sistem sayesinde Petrol Ofisi’ni tercih eden armatörler, ne kalitede ve standartlarda ürün aldıklarını, ne kadar miktarda aldıklarını, şahit numunelerinin akredite ve bağımsız bir survey tarafından usulüne uygun alındığını ve bunların 3 ay akredite bir laboratuvarda uygun koşullarda saklandığını bilmekteler. Bununla birlikte kurduğumuz IT sistemi ile müşterilerimize ikmal gerçekleşmesinin ardından maksimum 2 saat içinde; - Yakıt Teslim Formu (BDN) - Gözetmen Raporu (Zaman çizelgesi, Tank iskandil ölçümü) - İkmal numune fotoğrafları - İkmal operasyonu fotoğrafları - Fatura Surveylerin el terminallerine kurulmuş bir applikasyon ile armatör ve müşterilerimize direkt e-mail olarak gönderilmektedir. Bu uygulamayı hayata geçirmemizle birlikte yurt içi ve yurt dışı müşterilerimizden oldukça pozitif geri bildirimler alıyoruz. Bu hizmeti sunan tek dağıtım şirketi olmaktan gurur duyuyoruz.


Bureau Veritas your reliable partner for ships classification and certification For further details please contact us: Bureau Veritas Bureau Veritas Deniz ve Gemi Sınıflandırma Hizmetleri Ltd. Şti. Esas Maltepe Ofispark, Altayçeşme Mah. Çamlı Sok., No: 21, Kat: 7, 34843-Maltepe / ISTANBUL Tel: +90 216 518 40 50 Fax: +90 216 518 39 05 Visit us at: www.bureauveritas.com.tr

Move Forward with Confidence


Bunker

Bu şaşkınlığı hiç samimi bulmuyorum

I. Fiyat konusu, 2019 başından beri tüm oyuncular tarafından çok net şekilde ortaya konmuştu. Benim çok iyi hatırladığım; Türk armatörler birliğince tertiplenen “Yuvarlak masa toplantısında” ülkemizin 2 rafinerisi ve tüm yakıt ikmalcileri vardı. Orada çok açık cümlelerle söylendi ki bu yakıt fueloilden biraz pahalı değil, gasoilden biraz düşük olacak. Bu nedenle ben bu şaşkınlığı ve karmaşayı hiç haklı hatta samimi bulmuyorum. Bu çok belli bir durumdu ve beklendiği gibi oldu. Hatta şöyle diyelim, scrubber takan gemilere ilişkin çalışmalarda tüm hesaplar ton başına 200/300 farka dayandırılıyordu şimdi yeni yakıt eskisine göre 2/300 dolar farklı olunca bu nerden çıktı denemez diye düşünüyorum.

Biz, 2019 yılında DTO Meclis Salonunda ocak ve mayısta 2 seminer yaptık. İşin uzmanları konuştu ve tüm ikmalciler ordaydı. İngiltere mukim fiyat indexi yayınlayan kuruluştan konuşmacı vardı. Orada bunlar tek tek hatta rakamlarıyla söylendi. Ardından Ekim 2019’da Çırağan Sarayında yaptığımız IBIA Convention’a dünyanın önde gelen yakıtçıları dahil 277 kişi katıldı. Orada bunlar aynen bu rakamlarla ifade edildi. Hal böyle iken “bu nasıl oldu” diyecek bir durum yok açıkçası. Bunu aynı şuna benzetiyorum; IMO genel sekteri 15.04.2019 da Türkiye’ye geldi Mare Forum’da konuştu ilk soruyu ben sordum uygulama ertelenecek mi diye, ardından sayın Binali Yıldırım’la beraber 8 saatini DTO’da bizlerle geçirdi. Orada çok açık söyledi ki bu kural ertelenmeyecek ama birçok kişi en son güne dahi erteleneceğini bekliyordu. Aynı onun gibi bu fiyat meselesinde bu gerçekliğe inanmak istememekten kaynaklanıyor. Bu konuda bir çözüm değil, hesabı gerçekçi yapma ihtiyacı vardır. Kaldıki ben bu süreci çok sağlıklı buluyorum. Tüm armatörlere sorun en memnun ol-

42 OCAK - ŞUBAT

Enerji Petrol Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Muhtaroğlu

dukları zaman yakıt fiyatlarının en yüksek olduğu zamandır. Hep duyarım, hep şikayet ederler “adam sanki yakıta para vermiyor gibi navlun teklif ediyor” derler. Evet doğrudur, bu vardı geç ödeme kolay ucuz yakıt alma söz konusu idi ama bu yeni yakıtla beraber bitecek ve yakıta erişim daha disiplinli ve kurallı olacak. Buda daha sağlıklı bir piyasa ortaya çıkaracak diye düşünüyorum. Bu çerçevede bir çalışma yaptım ve KOSDER Yakıt Semineri’ndeki konuşmamda sektörle paylaştım: Armatörler navlunların daha düşük olduğu dönemlerde daha pahalıya yakıt alarak yaşamışlar. 2012, 2013, 2014 böyle. BDI o zamanda 700/850 ve fueloil 650/680 hatta mgo 950/1000 dolarmış. Mesela 2012 yılı BDI ortalaması 885 puan ham petrol yıllık ortalaması 111.57 dolar ve fueloil yıllık ortalama fiyatı 668.75 mgo ortalaması 1011,67 dolar olmuş ama piyasalarda hiç bir şey olmadı neticede işler devam etti. Hatta gemi alanlar oldu ve sonuçta piyasa dengesini buldu. Böyle bakınca konuşulması gereken bir çözümden öte doğru hesap

yapma konusudur. Piyasalar yeni yakıtın fiyat oluşumuna göre şekillenecektir. Bu hususta daha önemli olan konu finansmandır. Piyasa bugüne kadar bir şekilde kendi içinde bunu halletti ama şimdi aynı miktar yakıt için iki katı para

“Piyasa çözümünü üretecektir. İlk başta yaşanan sıkıntılara tam anlamıyla bir geçiş dönemi denebilir ve geçici diye düşünülebilir ama şunu da unutmamak lazım bu yakıt bolca üretimi olan bir şey değil ve özellikle bizim bölgemizde güvenli ve düzenli kaynak sayısı oldukça az”


www.7deniz.net <

gerekiyor. Bu finansmanı kim sağlayacak, hangi koşullarla sağlayacak herkes bunun hesabını yapması lazım. Benim çok net bildiğim ikmalciler kredi limitlerini arttırmıyorlar, banka ve sigortacılar daha yüksek limit vermiyorlar, yani artık kimse için aynı yakıtı aynı şartlarla almak mümkün değil. Her şey yeniden oluşuyor. Kısacası fiyatı piyasa yapar ama finansmanı herkes kendi yapması lazım ve asıl çözüm gereken konu budur. Birçok anlamda belirleyici fark bu noktada ortaya çıkacaktır. Bu başlık altında son olarak şunu belirtmek isterim; başlangıçta çok endişe yaratan kalite konusunda şu anda bir rahatlama oluştu. Aslında Yaşar (canca) Ağabey ile ben KOSDER seminerinde aynı şeyi söyledik “Bu yakıtlar eskisinden iyi olacak”. 17.01.2020 Cuma akşamı bir rapor yayınlandı; genel olarak (kalite anlamında) sorunsuz bir geçiş sağlandığını, Yunanistan Armatörler Birliğinin ifade ettiği gibi deniz üstünde cana, mala zeval gelecek sorunlar yaşanmadığı belirtildi. Tabii ki ufak tefek şeyler var. Bunların çoğu kükürt oranının hafif limit üstü 0.51-53 gibi bulunması ki bu geçişte tolere edilebilecek gemi yakıt hatlarında temizlik ihmali gibi küçük meseleler olarak kaldı. Bir iki yüksek sediment olayı var ama facia bir durum yine aynı birliğin söylediği gibi bir “anarşi” olmadı, beklenenden daha iyi bir geçiş yaşanıyor.

II. Evet bu ürün eskisinden farklı. Örneğin bugün ham petrolün varili 65 dolarken düşük kükürtlü fueloil elde edebileceğiniz “heavysweetcrude” denen ham petrolün varili 100 dolar. Yani sadece ham madde maliyeti olarak ton başına 180/200 dolar daha pahalı. Libya’dan petrol çıkışına dair gelişmeler Akdeniz’de fiyatı daha da arttırıyor. 2020 öncesi kullanılan yakıt adı üstünde bir “artık” yakıttı. EPDK listelerinde dahi adı öyledir ve rafineriler bunun bir tonunu bir ton hampetrolden daha ucuza satarlardı. Yani bir üretici düşünün işlediği ham maddeden bir çıktıyı ham maddeyi aldığı fiyatının altına satıyor ve bu biliniyordu. Bu ne-

denle şu andaki durum bir sürpriz değil, yeni ürünün maliyet ve üretim yapısına dayalı yeni bir fiyat oluşumudur. İşin rafineri tarafı yanında düşük kükürtlü fueloil bir taraftanda harmanlama diyebileceğimiz kükürtlü düşük malzemelerle elde ediliyor. Bu sırada kullanılan ürünlerin fiyatı yüksek kükürtlü yakıttan daha pahalı olduğu için ortaya benzer maliyetler çıkıyor. Tüm bunların sonucunda piyasanın öngörüsü düşük kükürtlü fueloili standart gasoilden 50 dolar kadar ucuz olacağı yönündedir. Başlangıçta bir dengesizlik oluştu, bu birazda talebin ön görülememesinden

OCAK - ŞUBAT 43


Bunker oldu. Örneğin biz müşterilerimize her ay sorduk ne yakacaksınız ne talep edeceksiniz diye ancak net bir cevap alamadık. Herkes fiyatı, kaliteyi ve ürün bulma durumunu bekledi. Bu travma bence çok kötü atlatılamadı; aralık sonu ocak başı adeta kaos halini alan durum biraz sakinleşti. Çok sayıda armatör 3-5 ay için yani fiyat ve kalite dengesini görmek için motorin kullanımını tercih etti. Örneğin biz ana makinelerde yakılmak üzere 300500-700 ton motorin verdiğimiz oldu. Bu tabii motorin talep ve fiyatını arttırdı bu esnada yeterince düşük kükürtlü fueloil (vlsfo) bulunamayınca onun fiyatıda gasoile yetişti. Hatta bir kesitte belli yerlerde vlsfo fiyatı gasoili geçti. Birçok yerde sadece 10-20 dolar fark oluştu, işte aslında beklenen oldu. Sektör bunu yaşayacak ve dengeler böyle kurulacaktı. Tamamen bunu yaşıyoruz ve bir noktada piyasa dengesini bulacak. III. Düşük kükürtlü fueloilin 2020 kadar kullandığımız hsfo yakıt kadar bol ve kolay bulunamayacağı görünüyor. Rafinerilerin üretim yapıları ham petrol kullanım tipleri ve kaynakları belli yani bir mucize yok. Hatta çok sayıda kapanan rafineri var. Örneğin Türk rafinerileri bunu üretmiyor, üretemiyor ki eski dönemde Tüpraş önemli bir kaynaktı. O nedenle bir bolluk beklenmiyor ancak ben iktisat okudum. Öğrendiğimiz ilk

44 OCAK - ŞUBAT

şey “her talep kendi arzını yaratır” kuralıdır. Piyasa çözümünü üretecektir. İlk başta yaşanan sıkıntılara tam anlamıyla bir geçiş dönemi denebilir ve geçici diye düşünülebilir ama şunu da unutmamak lazım bu yakıt bolca üretimi olan bir şey değil ve özellikle bizim bölgemizde güvenli ve düzenli kaynak sayısı oldukça az. IV. Bence günde 5-10 ton yakan gemilerin hiç düşünmeden motorine geçmesi en doğrusudur. Temiz, sorunsuz, ısıtma istemez, yok çöktü yok ayrıştı yok aman dondu, onla karışır bunla karışmaz derdi yok. Bakın kosterciler bilir bizim bölgemizde çok sayıda kuzey Avrupalı koster armatörü çalışır onları hepsi gasoil yakıyor. Bu yazıyı yazmaya başlamadan yarım saat önce 10500 dwt 120 mt tam tipik bir kostere 300 ton gasoil sattık. Bence bu segmentte sorun yok. Kosterler içinde makine tipi nedeniyle fueloil yakması gereken gemiler sefer bölgeleri itibariyle vlsfo ikmalinde sıkıntı çekmezler ama fiyat gasoile yakın oluşabilir bunu hesaba katmak lazım. Sorunuz alternatif yakıtlarsa, zaten lng konusunda epey yoğun çalışma var. Geçenlerde bir Türk armatörü brifing almak üzere kuzey Avrupa’ya gittiğini söyledi. Ing’nin çok hızla genel gemi yakıtı olmasını beklemek çok gerçekçi değil, bazı bölgelerde düzenli kısa sefer yapan gemilerde kullanılabilir ama ben piyasa-

nın uzun bir süre daha başta VLSFO ve mgo olmak geleneksel yakıtlarla gideceğini hatta 300/350 doları bularak bazı gemilerde neredeyse 6 ayda geri ödeyen scrubber uygulamasının artarak zaman içinde hsfo’nunda kullanımının süreceğini düşünüyorum. Sevgili İbrahim öncelikle böyle bir dosya hazırladığın için sana teşekkür ederiz. Bilgi paylaşınca anlamlı, böylece herkes bildiğini paylaşıyor ve ortak akılla en doğru çözümler ortaya çıkıyor. İlave olarak söyleyebileceğim hem armatörler hem ikmalciler için artık yakıt işinin daha profesyonel daha disiplinli yapılma zorunluluğu. Mutlak ehil insanlarla çalışılmalı, sürekli takip ve bilgi alışverişi yapılmalı ve mutlaka yeni bir finans modeli kurulmalı. Özellikle uzun vadeli yakıt ikmal şartları çok değişecektir, değişmek zorundadır, aynı yakıtı sağlamak için 50-60 milyar daha fazla para konması gerekiyor, rafineriler bunu peşin ya da çok kısa vadeli satıyor. Bu arz nasıl sağlanacak herkes düşünerek hareket etmeli, süper market tipi bunker işi sürdürülemez. O nedenle tüm oyuncular bir tık yukarı çıkıp hem kalite güvenli ikmal ve fiyat hem finans konusunda daha etkin iş birlikleri üretmeliler.


NAVATOM NEW GENERATION SHIP MANAGEMENT

STAY CONNECTED Navatom is a cloud based software for ship management. • 30 integrated modules • No need for installation • Automated monthly version releases • Automated and integrated analysis tools • Tailor fitted company views such as KPIs

www.navatom.com


Sektörün gündeminde olan bir diğer mevzu da scrubber olunca dosyamız içerisinde bu konuya da yer vermek istedik. Gelin scrubber’a bu sistemin uygulayıcıları gözüyle bir bakalım….

Scrubber için hazırladığımız sorular: I. Malum IMO Regülasyonları sonrasında Türk armatörlerinin dile getirdiği en büyük sıkıntı yakıt fiyatlarındaki gelişme. Hem bu konudaki düşüncelerinizi alalım hem de maliyetli olarak değerlendirilen scrubber'in mevcut piyasa şartlarında maliyetli mi yoksa karlı bir yatırım mı olduğunu sizden öğrenelim? II. Hemen akabinde sormak isteriz ne kadar yakıt yakıldığında scrubber, düşük kükürtlü fueloil'e kıyasla kesinlikle tercih edilmeli/edilmeliydi? III. Türk armatörlerinden scrubber'e geçiş yapanların oranı sizce ne seviyelerdedir? Bu durum dünya denizcilerinde nasıl bir seyirde ilerlemekte? IV. Bu gelişmeler ışığında scrubber tercihinin öne geçeceğini düşünüyor musunuz? Yakıt fiyatlarındaki seviyeler bunu tetiklemeye başladı mı?


www.7deniz.net <

Scrubber taktırmak ütopik bir şey değil I. Yakıt fiyatlarında artış olacağı gerçeği zaten regülasyonlar masaya yatırıldığı günden itibaren mevcut. Yüksek olasılıklarda yakıt piyasasında dalgalanmalar beklenilmekteydi. Keza bizim takip ettiğimiz kadarıyla da ULSFO tedarikiyle beraber fiyatlarda hissedilir bir şekilde artış yaşandı. Gemi yakıtındaki artış dönem dönem öngörülenin de üzerinde seyir etti. Bu durum farkın az olacağına dair beklentileri olan bazı armatörleri de tedirgin etti haklı olarak. Zaten hepimizin de bildiği üzere denizciliğin gerek jeopolitik konumumuz gerekse uluslararası deniz ticaretinde oynadığımız önemli rol neticesiyle verilen eğitimler, seminerlerle konuya oldukça hakimiz. Birçok Türk armatörü regülasyon konusu gündeme geldiğinden bugüne değin “bekle-gör” politikası içerisinde. Yakıt fiyatlarında artış olacağını hepimiz biliyorduk. Şaşırtıcı bir durum değil. Ve bu konu öyle bir günde karar alınarak “Scrubber taktıralım gemiye” yada “düşük sülfürlü yakıt kullanalım” denilebilecek kadar basit bir mevzu değil. Bu şekilde düşünenler ve uzun vadeli projeksiyon yapmayanlar maalesef çok yanılırlar. Dünya devlerine baktığımızda gerekli çalışmalar, hesaplamalar yapılmış ve hangi yöntemin daha kar sağlayacağı aylar süren çalışmalarla neticeye varılmış. Zaten süreç içerisinde ülkemizde bulunan pekçok tersanede gerek yapmış olduğumuz ziyaretlerle gerekse kendi bünyemizde de scrubber sistemi(CR Ocean) bulunduğundan ötürü birçok araştırma yapıp gündemi çok yakından takip ediyoruz. Geçtiğimiz sene içerisinde de gördüğümüz üzere, dünyaca ünlü denizcilik şirketleri birçok tersanemizde scrubber kurulumu yaptırdı. Bunlar çok ciddi maliyetler tabii ki. Ülkemizin tersane sektörü için çok güzel bir pazar ve iş kaynağını da sağladığını düşünüyorum aynı zamanda. Ama bu demek değil ki her geminin scrubber taktırması gerekli. Bu sistem özellikle büyük tonajlı gemilerde kullanılması makul bir sistem. Bizim hesaplarımıza göre, senelik seyir aktivi-

tesine göre değişmekle beraber, 20 ton/ gün yakıt üstü gemiler için ideal ve fizıbıl kendini(yapılan tüm yatırımı) kısa zamanda ödeyen bir çözüm scrubber.Açık, Kapalı ve Hybrid sitem olmak üzere üçe ayrılmakta. Hangisi geminize uygunsa onu tercih edersiniz, yatırım maliyetlerinizi de tabiiki göz önünde bulundurarak. Kurulumu maliyetli fakat yatırımınızın geri dönüşünü yapılan hesaplamalarla makul senelere çekebilirsiniz. Örneğin bir VLCC gemi için bu süre 5 aya kadar düşebiliyorken, günlük yakıt tüketimi 40 ton olan bir gemide bu süre 10 ay olarak planlanabilir.Yatırımı geri aldıktan sonraki aylarda da iki yakıt arasındaki fiyat farkını günlük yakıt harcamanızı baz alarak ne kadar bu yatırımdan karlı çıkacağınızı kolaylıkla hesaplayabilirsiniz. II. Şöyle ki bunun hesabı her gemiye göre değişir. Dalgalanmalar olsa da yakıt fiyatları aşağı yukarı tahmin edilebiliyor artık. Geminizin seyir süresi ile seyir süresince yakıt maliyetlerinizi hesaplayıp scrubber sistemi maliyeti ve kurulum masraflarıyla beraber hesaplanarak bir tahmin ortaya konulabilir. Tabii gözardı edilmemesi gereken bir şey daha var; o da scrubber takılı olan bir geminin kira geliri açısından daha avantajlı bir durumda olması. Bu tip farklılıkları sektörden duymaya başladık bile.Dikkate alınması gereken çok önemli bir şeye daha değinmek isterim; ULSFO ve VLSFO kullanımıyla ana makine, yardımcılar, separatörler, yakıt devresindeki filtreler vs. teçhizatlarda meydana gelmesi olası birçok sorunla karşı karşıya da kalınabilir. Bu hem arızadan kaynaklı zaman kayıplarına, hem ekstra yedek parça masraflarına, sigortayla ve varsa kiracıyla sorunlara..ve daha birçok öngörülmeyen problemlere ve para kayıplarına sebep olabilir. Umarız böyle üzücü bir şey hiçbir armatörümüzün başına gelmez. Ancak maliyet hesaplamaları yapılırken bu gibi gemide scrubber bulunmaması kaynaklı ekstra maliyetleri de hesaba katmak gerekir diye düşünüyoruz ve bu düşüncemizi bulunduğumuz her ortam-

Makine Mühendisi Nergis Saka

da dilimizin döndüğü, bilgimiz dahilinde anlatmaya çalışıyoruz. Bütün bu olası riskleri de hesaplamalara katınca scrubber taktırmanın aslında çok da ütopik bir şey olmadığının kısa bir süre içerisinde anlaşılacağını umuyoruz. III. 2019 yılında global gemi sayısı 95.402 ile 2 milyar DWTkapasiteye ulaşmış ve taşıma kapasitesi bir önceki yıla göre %2,6 artmıştır. 2019 yılı baz alındığında Türk ticaret filosu 16. sıradadır. Ticaret filosunun değeri açısından da Türkiye 10.6 milyar USD değerlik filosu ile 20. sıradadır. Neden bu değerleri verdim çünkü bazı oranlardan bahsedeceğim şimdi; Bu rakamlarla beraber Türk bayraklı gemilerin %0,97’sinde scrubber bulunmaktadır. Tabii bu oranın yeni döneme girişimizle birlikte artacağını öngörmekteyiz. Dünyada ise bu oran %1,58. Yine aynı şekilde araştırmalarımıza göre şu anda halihazırda birçok önemli şirketin planlarında scrubber var. Bunlarla ilgili çalışmalar yapmaktalar. IV. Bizim en büyük isteğimiz armatörümüz için en uygun çözümü sunmak. Küçük tonajlı gemisi olan armatöre scrubber önermek ve kendi şahsi çıkarlarımızı gözetmek tabii ki de gülünç olur. Gerekli hesaplamaların yapılarak en uygun çözüme ulaştırılması bizim için en önemlisi. Bu durum eminim tüm Türk denizcilik sektöründe iş yapan sistem tedarikçisi arkadaşlarımız için de öyledir, yakıt tedarikçisi arkadaşlarımız içinde öyledir. Her geçen gün büyüyen ve deniz ticaretinde oldukça önemli bir konumda bulunan ve adını sürekli güzel haberlerle duyuran ülkemizin denizcilik sektörüne en uygun çözümü ulaştırmak en temel gayemiz ve aynı zamanda görevimiz. Umarız en doğru çözüme en az maddi kayıpla ulaşılır.

OCAK - ŞUBAT 47


Scrubber

Scrubber ticareti zorlu

Alfa Laval Denizcilik Bölümü Satış Müdürü Onur Yiğit

I. Bu konu her durumda farklılık göstermektedir. Scrubbera yapılan yatırımın geri dönüşü, gemi büyüklüğüne, gemini rotasına ve yakıt fiyatlarına bağlı olarak değişmektedir. Elbette gemi yaşı da bu yatırımın geri dönüşünde rol oynamaktadır. Genel olarak scrubber ticaretinin zorlu olduğunu söyleyebiliriz. Aynı zamanda gemiler için scrubber yatırımının geri dönüşü yukarıda faktörlere bağlı olarak 1-3 yıl arasında olduğu öngörülmektedir. II. Bu yakıt fiyatlarına bağlı olduğu gibi, geminin rotası ve gemi sahibinin stratejik seçimlerine de bağlıdır.

48 OCAK - ŞUBAT

DNV-GL ve Clarkson’un kaynaklarına göre, yakıt tüketimi daha fazla olan gemiler; örnek olarak büyük koteynır gemileri küçük gemilere göre daha fazla scrubber alımına sahiptir. III. Türkiye’de scrubber takılan ya da scrubber siparişi verilen gemilerin oranı %7 civarındadır. DNV-GL ve Clarkson’un raporlarına göre dünyada 4000 gemiye scrubber takılmış ya da siparişi verilmiştir. Bu globaldeki gemilerin yaklaşık %7’sine denk gelmektedir, bununla birlikte yakıt tüketimine bakıldığında bu oran daha yüksektedir.

IV. Gelecek hakkında böyle bir öngörüde bulunamayız. Elbette yakıt fiyatlarının ticaret üstündeki etkisi büyük, bu yüzden scrubberın tercih edilip edilmemesi üstünde de etkisi bulunmakta.

Elbette yakıt fiyatlarının ticaret üstündeki etkisi büyük, bu yüzden scrubberın tercih edilip edilmemesi üstünde de etkisi bulunmakta”



Yakıt Sörvey

Sörvey raporları kritik derecede önemli

Sektörün enine boyuna tartıştığı IMO 2020 Sülfür Regülasyonunu bir de Sam Marine Yakıt Sörvey Kaptan Ümit Kaplan’la masaya yatırdık. “Yakıt alımlarında ve kira dönemi başlangıç bitişlerinde sörveyörün atanması, doğru miktarın teslim edildiğinden ve gemi üzerindeki yakıtın doğru rapor edilmesi için miktarının hassas bir şekilde ölçülüp hesaplandığından emin olunması için gereklidir” diyen Kaplan, gerek ticari gerekse hukuki yönden bütün partileri koruyacak olan survey raporlarının kritik önem taşıdığını vurguluyor.

1

Ocak 2020 itibariyle yürürlüğe giren “Global Sulphur Cap 2020” yönetmeliği, deniz taşımacılığı tarihindeki en etkili ve çevresel düzenleme olmasının yanısıra, çok geniş teknik ve ticari sonuçlar doğurmuştur. Scrubber montajı, başlı başına dünyadaki tüm tersanelerin dengesini değiştirmiş, maliyeti ve olası mühendislik sorunları armatörleri oldukça kritik bir karar verme aşamasına getirmiş düşük sülfürlü yakıt arz talep dengesinin ve hatta fiyatlandırılmasının da tahmin edilememesi sektörü bileşenleri bilinmez bir küçük çaplı kaosa sürüklemiştir.

SAM Marine Kaptan Ümit Kaplan

Plan ve programını çok önceden yapanlar yara almadı İklim dengesizliğinin kendini gün geçtikçe gündelik hayatımızı, hayat kalitemizi etkilediği düşünülünce çevresel olarak memnuniyetle karşıladığımız düşük sülfür regülasyonundan plan ve programını çok önceden yapmış şirketler ticari olarak yara almadan çıktılar. Tersanelerde, hatta ve hatta lay-byberthlerde üzerindeki yüksek sülfürlü yakıttan kurtulmaya çalışan gemilerin sayısı gözönüne alındığında her armatörün süreci çok düzgün yönetemediği de aşikardır. Peki nedir bu Global Sulphur Cap 2020; Yeni küresel sınır altında, tüm gemiler, sülfür oksit miktarını azaltmak için mevcut %3,50 sınırına karşı % 0,50’den fazla olmayan kükürt içeriğine sahip yakıt kullanmak zorundalar. emisyon kontrol alanları (ECA’lar) ise mevcut kural olan %0,1 sülfür oksit standardında kalacaktır. Survey raporları kritik önem taşıyor Yakıt masrafının, bir geminin operasyo-

50 OCAK - ŞUBAT

nel maliyetlerinin en büyük kalemlerinden birini oluşturduğu düşünüldüğünde kiraya giriş çıkışlarda ve yakıt alımlarında gemi üzerindeki yakıtın miktarının doğru tespit edilmesi kritik önem taşır. Bu nedenle, yakıt alımlarında ve kira dönemi başlangıç bitişlerinde sörveyörün atanması, doğru miktarın teslim edildiğinden ve gemi üzerindeki yakıtın doğru rapor edilmesi için miktarının hassas bir şekilde ölçülüp hesaplandığından emin olunması için gereklidir. Gerek ticari gerekse hukuki yönden bütün partileri koruyacak olan sörvey raporları kritik önem taşımaktadır. Değişen ve dijitalleşen dünyada, massflowmeter(MFM) yani kütle akış ölçer cihazlarının kullanılmaya başlanması dahi konu MFM’lerin bir kalibrasyona tabi olduğu düşünüldüğünde, sörveyörün kritik görevini ve önemini ortadan kaldırmamaktadır. Yetkin bir sörveyör tarafından yapılan bir bunkersurvey ve/veya bun-

kerquantitysurvey, bir gemi sahibi veya işletmecisini doğru, gerçek zamanlı verilerle destekleyecek ve gerekirse hızlı bir şekilde harekete geçilebilmesini sağlayacaktır.

SAM Marine olarak, kurulduğumuz günden bugüne, yaptığımız işin kalitesinin en iyi reklam olacağı düşüncesinden hiç vazgeçmedik. En doğru işi, en doğru insanlarla ve en doğru ekiple yapılabileceğini kabul ettik. Bugün bünyemizde bulunan uzakyol kaptanları, uzakyolbaş mühendisleri, uzakyol ikinci mühendislerimizden oluşan sörvey kadromuzla “Trust is theBeginnig” felsefemizden ödün vermeden çalışmaya devam ediyoruz. Bilgi paylaşımına, deneyimlerin aktarılmasına ve müşteri geri bildirimlerine odaklanan kurum içi eğitim programları ile sörveyörlerimizin yeterliliğini sürekli olarak geliştirmeye odaklanıyoruz.



Makale

Prof. Dr. Soner Esmer İSTE Barbaros Hayrettin Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı soneresmer@gmail.com

52 OCAK - ŞUBAT

2019 yılında limanlarımız: Gemiler azalıyor, yükler artıyor…


www.7deniz.net <

T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının 2019 yılına ilişkin denizyolu istatistikleri açıklandı. Liman Başkanlıklarında ve bağlı bulunan liman ve terminallerde geçtiğimiz yıl gerçekleşen gelişmeler ana hatları ile şu şekilde: Tüm Yükler 2019 yılında Türkiye’deki limanlarda elleçlenen toplam yük, yüzde 5.2 oranında artış ile 484 milyon ton olarak gerçekleşti. Ülkemiz limanlarında yıl boyunca her ay ortalama 40.3 milyon ton yük elleçlenirken,yük yoğunluğunun zirve yaptığı aylar 43 milyon ton ile Mart ve Ekim ayları, en düşük olduğu ay ise 34 milyon ton ile Şubat ayı oldu. 2019 yılı ihracatımız yüzde 2 oranında artışla 180 milyar dolar, ithalatımız ise yüzde 9 azalışla 210 milyar dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaretimizdeki bu değişimeparalel olarak limanlarımızda elleçlenen ton cinsinden ihracata yönelik yüklerimiz yüzde 19 gibi önemli oranda artış gösterirken, ithalat yüklerimiz oldukça düşük bir oranda arttı (Yüzde 1.3).

Diğer bir yük rejimi olarak transit yükler yüzde 4.7 oranında artarak artış eğilimini sürdürürken sadece kabotaj yüklerimizde yüzde 5.8 oranında bir gerileme yaşandı. Limanlarımızda Elleçlenen Yükün Rejim Dağılımı (Ton) 2018 2019 Değişim İhracat 110,424,635 131,676,578 %19.2 İthalat 218,544,820 221,404,812 %1.3 Transit 71,628,260 74,974,298 %4.7 Kabotaj 59,555,845 56,112,724 %-5.8 460,155,578 484,170,431 %5.2

İlk 10 liman başkanlığı arasındaki gizli rekabet Kocaeli Liman Başkanlığı 72 milyon ton ile (yükünü yüzde 1.4azaltmasına rağmen) ilk sıradaki yerini korudu. BOTAŞ Liman Başkanlığı da yüzde 10.2 oranındaki yük artışı ve 66.9 milyon ton yük ilegeçtiğimiz yıl olduğu gibi 2. sırada yer aldı. Aliağa (faaliyete geçen SOCAR terminalinin etkisi ile) yüzde 21.9 gibi önemli bir yük artışı yaşayarak 65.8 milyon tonu gördü. Aliağa’daki bu hızlı artış karşısında İskenderun yüzde7.7 artış oranıve 62 milyon ton ile 4’üncü sıraya geriledi.

Liman Başkanlıklarının 2019 Yılı Elleçlemeleri (Ton) İhracat Kocaeli 21,461,239 Botaş 4,468,588 Aliağa 21,006,802 İskenderun 16,545,933 Mersin 15,822,960 Ambarlı 11,059,288 Tekirdağ 2,735,666 Gemlik 5,524,433 Karabiga 2,017,648 Zonguldak 1,308,291 İlk 10 L.B. 101,950,848 Toplam Genel 131,676,578 Toplam İlk 10 L.B. %77.4 Pay (%)

İthalat Kabotaj Transit 2019 Toplam 2018 Toplam Değişim 39,116,118 10,619,691 999,367 72,196,415 73,234,029 %-1.4 5,880,429 3,792,502 52,803,525 66,945,044 60,730,436 %10.2 37,781,433 6,971,868 38,959 65,799,062 53,985,243 %21.9 38,245,693 6,525,118 850,969 62,167,713 57,715,999 %7.7 19,005,560 1,034,056 511,127 36,373,703 33,040,533 %10.1 11,471,867 2,586,796 9,531,533 34,649,484 35,168,246 %-1.5 13,493,613 3,662,026 10,042,672 29,933,977 25,816,303 %15.9 5,716,792 2,643,277 23,850 13,908,352 14,296,862 %-2.7 9,823,059 1,129,281 0 12,969,988 14,871,125 %-12.8 10,214,545 433,483 3,972 11,960,291 11,046,365 %8.3 190,749,109 39,398,098 74,805,974 406,904,029 379,905,141

%7.1

221,494,812 56,112,724 74,974,298 484,168,412

%5.2

%86.2

%70.2

%99.8

84%

460,153,560 %82.6

Mersin yüzde 10 artış oranı ile Ambarlı’yı geçerek 5. sıraya yükselirken Ambarlı’da yüzde 1.5 oranında bir gerileme gerçekleşti. Tekirdağ yüzde 15.9 gibi dikkat çekici bir artış oranı ile 29 milyon ton elleçledi ve 7. sıradaki yerini korudu. Gemlik, Karabiga ve (2018’de ilk 10 içinde yer almayan) Zonguldak

Liman Başkanlıkları ise 8, 9 ve 10. sırada yer aldı. İlk 10 sırada yer alan Liman Başkanlıklarımızın toplam içindeki payı 2019’da yüzde 82.6’dan yüzde 84’e yükseldi. Başka bir ifade ile ilk 10 Liman Başkanlığının toplam yük içindeki payı artmış oldu. Yükler Artıyor, gemiler azalıyor Küresel çapta gemi boyutlarındaki büyümeye paralel olarak gemilerin bir limana uğrak yaptıklarında bir defada limana boşalttıkları ya da limandan yükledikleri yükün miktarı her geçen gün artıyor. Bu değişim ülkemizde net bir şekilde gözlemleniyor. İlave olarak ithalat yüklerindeki azalmanın da etkisiyle 2019 yılında tüm limanlarımıza uğrak yapan ticaret gemilerinin sayısı (2018’deki 72 binden) 55 bin gemiye geriledi. En fazla gemi uğrağı olan ilk 10 Liman Başkanlığının 7’sinde gemi sayısında önemli azalmalar gerçekleşti. Diğer yandan Samsun Liman Başkanlığında bu eğilimin zıt yönünde ve ciddi bir oranda değişim yaşanarak uğrak yapan gemi sayısı yüzde 26.7 oranında arttı. Liman Başkanlıkları Bazında Gemi İstatistikleri 2019 (Adet) 2018 2019 Değişim Kocaeli 9,988 8,714 %-12.8 Aliağa 5,241 5,135 -2% İskenderun 4,791 4,259 %-11.1 Mersin 4,313 3,874 %-10.2 Ambarlı 4,083 3,815 %-6.6 Gemlik 3,932 3,49 %-11.2 Tekirdağ 2,555 2,481 %-2.9 Samsun 2,437 3,088 %26.7 Bodrum 2,021 2,026 %0.2 Çeşme 1,946 2,098 %7.8 İlk 10 L.B. Toplamı 43,325 40,999 %-5.4 Genel Toplam 72,36 55,302 %-23.6 İlk 10Pay (%) %59.9 %74.1

Nicelik mi nitelik mi? Sadece liman Başkanlıklarına uğrak yapan gemi sayısına bakarak, bir Liman Başkanlığının yük yoğunluğunu tahmin etmek yanıltıcı olur. Önemli olan uğrak yapan geminin niceliği değil niteliğidir. Örneğin Bodrum Liman Başkanlığına 2019 yılında uğrak yapan 2,026 geminin toplam gros tonu 770 bin iken, İzmir Liman Başkanlığına uğrak yapan 1,551 geminin toplam grosu 23 milyon tondur. Bu durumda (aslında bu tarz genel sıralamalar yerine) Liman Başkanlığı bölge-

OCAK - ŞUBAT 53


Makale sinin ticari yapısına göre sıralama yapmak gerekir. Benzer şekilde uğrak yapan geminin sadece kapasitesine göre değil, limana bıraktığı ya da limandan aldığı yüke göre de değerlendirme yapılabilir. Konteyner elleçlemeleri Bakanlık istatistiklerine göre Liman Başkanlıklarımıza bağlı olan konteyner terminallerinde elleçlenen konteyner, yüzde 6.9 oranında bir artışla 11.6 milyon TEU olarak gerçekleşti. Ambarlı Liman Başkanlığı yüzde 2 oranında azalma ile3.1 milyon TEU rakamına gerileyerek yine ilk sırada yer alırken, onu yüzde 11.5 ve yüzde 7.4 oranında önemli artışlarla Mersin ve Kocaeli Liman Başkanlıkları izledi. Bakanlığın web sitesinde liman/ terminal isimlerine göre bir sıralama yer almasa da liman bazında MIP (2018’de olduğu gibi) en fazla konteyner elleçleyen liman oldu. Bilindiği gibi Ambarlı’da konteyner elleçleyen 3 terminalden birisi olan ve 2005 yılından bu yana sektörde lider olan MARPORT, 2018’deliderliği MIP limanına bırakmıştı.

Başkanlıklarındaulaşılırken İstanbul ve Bodrum Liman Başkanlıklarında 10 bin yolcunun altında rakamlar gerçekleşti. RO-RO taşımaları Yurt dışı düzenli RO-RO hatlarımız ile(yüzde 7.5 artışla)275 bin araç (Tır, treyler ve vagon) yurda girerken, (yüzde

Liman Başkanlıkları Bazında Konteyner İstatistikleri 2019 (TEU) İhracat İthalat Kabotaj Transit 2019 Toplam 2018 Toplam Ambarlı 1,046,937 1,144,200 181,2 732,407 3,104,882 3,169,535 Mersin 921,595 863,83 34,569 34,318 1,854,312 1,662,360 Kocaeli 786,999 778,75 66,633 82,812 1,715,193 1,597,620 Tekirdağ 220,225 188,409 162,878 842,449 1,413,962 1,084,196 Aliağa 592,472 503,563 32,539 3,906 1,132,480 944,705 Gemlik 370,281 359,177 131,08 1,119 861,657 854,698 İskenderun 331,047 341,575 1,835 5,663 680,12 512,300 İzmir 253,586 261,207 26,886 0 541,679 610,908 Antalya 39,548 65,705 45,425 0 150, 678 190,841 Samsun 19,670 13,279 34,477 0 67,426 69,325 İstanbul 12,060 19,717 10,414 1047 43,237 55,556 Bandırma 2 127 18091 0 18,22 36,985 Trabzon 165 162 5,456 0 5,783 9,372 Marmara Ada 0 0 1,319 0 1,319 0 Karabiga 0 0 466 0 466 0 Yalova 45 330 0 0 375 41,726 Karasu 15.75 25 0 0 41 0 İğneada 0 7 0 0 7 Toplam 4,594,647 4,540,201 753,267 1,703,722 11,591,838 10,843,998

Kruvaziyerde 2017 yılı rakamları görüldü 2019 yılı kruvaziyer turizmi için beklentilerin yeniden filizlendiği bir yıl oldu. Sektörün doğası gereği beklentilerdeki artışın istatistiklere yansıması 2020 ve 2021’li yılları bulacaktır. Kruvaziyer yolcu sayısında 2018 yılına göre yüzde 40 gibi önemli bir artış oranı ile 300 bin yolcu rakamı yakalansa da sektör eski güzel günlerinden halen çok uzaktır. En azından 2019’da uzun zamandır aşağı yönlü ilerleyen rakamlarartmaya başladı. En fazla yolcu sayısına sırasıyla Kuşadası, Çeşme, Marmarisve Alanya Liman

54 OCAK - ŞUBAT

Değişim %-2.0 %11.5 %7.4 %30.4 %19.9 %0.8 %32.8 %-11.3 %-21.0 %-2.6 %-22.2 %-50.7 %-38.3 %6.9

1.9 gerileme ile)321 bin araç çıkış yaptı. Bu haliyle toplamda yüzde 2.2 oranında bir artışla 596 bin araca ulaşıldı. Avrupa yönlü taşımaların toplamı (yüzde 2.3 artış ile) 452 bin araç olurken, Karadeniz hatlarında yüzde 23.5 gibi önemli bir artış ile 72 bin araç taşıması gerçekleşti. Akdeniz Bölgesinde ise yüzde13.6 oranında bir gerileme yaşandı ve 69 bin araç taşıması yapıldı. En yoğun hatlar Avrupa hatları içinde171 bin araç ile Tuzla (Pendik)-Trieste, Karadeniz hatları içinde 32 bin araç ile Samsun-Tuapse ve Akdeniz hatları içinde 30 bin araç ile Mersin-Gazimağusa oldu.

Dış ticarete yönelik otomobil taşımaları Yurtdışı bağlantılı ve ihracat/ithalat amaçlı otomobil taşımacılığı toplamda (yüzde 14.7oranında gerileme ile) 1.5 milyon araç olarak gerçekleşti. Denizyolu ile Türkiye’ye ithal edilen araç sayısı (yüzde 38 oranında gerileyerek) 270 bin araç olurken, ihraç edilen araç sayısı (yüzde5.6 gerileyerek) 1,3 milyon araç oldu. Ford Otosan limanı 340 bin araçla en fazla otomobil elleçleme rakamına ulaşırken ikinci ve üçüncü sıralarda 266 bin araç ile Autoport ve 264 bin araç ile Derince Safi Limanı yer aldı. Son söz Liman rakamları ekonomik gelişimin doğrudan yansımasıdır. 2020 yılında küresel ve yerel ekonomik göstergelerin ivmelenmesi dileği ile.. Kaynaklar T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı İstatistikleri


“First Hybrid DP-II SOV” Cemre Shipyard NB57 Wind Of Change


Haber

"Günümüz Deniz Taşımacılığında Makina Hasarları, Çıkarılan Dersler ve Alınabilecek Önlemler" semineri yapıldı Cihan Ergenç

S

heraton Grand Ataşehir’de düzenlenen Seminere, DTO Başkanı Tamer Kıran, Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır, ClassNK Türkiye Temsilcisi Hiroshi Shibako, NK Research Institute’den Koordinatör Naoko Sugawara, MAN Diesel SE Denmark Yöneticisi Peter Nerenst, denizcilik sektöründeki sivil toplum kuruluşu temsilcileri, sektörün çeşitli alanlarındaki isimler ile birlikte çok sayıda kişi katıldı. Seminerin açılış konuşmalarını ClassNK Türkiye Temsilcisi Hiroshi Shibako ile Türk Armatörler Birliği Başkan Yardımcısı Cihan Ergenç yaptı. Ergenç: Bazen bir kelime, bazen de

56 OCAK - ŞUBAT

bir virgül bile yeterli oluyor Konuşmasına başlarken seminere gösterilen yoğun ilgiden dolayı teşekkür eden Cihan Ergenç, yapılan bu seminerin Türk denizcilik sektörünün yaşadığı sorunların çözümüne katkı sunmasının hedeflendiğini kaydetti. Sektörde, ülkede hatta dünyada yüzde 70 oranında benzer hatalar yapıldığına işaret eden Ergenç, “Hata bir kere yapılır. Aynı hatayı iki kere yapıyorsak bu artık hata değil. Demek ki biz dersimizi iyi çalışmamışız. Bir şeyleri yanlış yapıyoruz. Amacımız hatalardan ders çıkarmak olmalı. Katma değeri olan bu derslerden kendi şirketimiz ve eğitimimiz için bir bilgi düzeyi oluşturmak. Katma değeri olan eğitimler yapalım, bilgiler paylaşalım. Bazen bir kelime, bazen de bir virgül bile yeterli oluyor” dedi. Ne kadar az hata, o kadar büyük kazanç Deneyimlerin paylaşılması ve hatalardan ders çıkarılarak tekrarlanmaması durumunda Türk Denizcilik İşletmelerinin üst düzeye taşınacağını aktaran Ergenç, “Daha çok kazanmış oluruz. Biz ekip olarak Türk Armatörlerini ve Gemi İşletmecilerini daha ileriye taşımış oluruz. Bazen basit hatalardan dolayı 3-4 milyon dolarlık zararlara tanık oluyoruz. Dolayısıyla bu konu ciddiye alınması gereken, derinliğe irdelenmesi gereken bir konudur” diye konuştu.


www.7deniz.net <

Yaşar Canca

Tamer Kıran

12 fakülte ve 18 meslek yüksekokulunda toplamda 20 bin öğrencinin şu anda denizcilik eğitimi aldığını belirterek, okulların kapatılmasından daha ziyade kalitesinin arttırılması için çalışılması gerektiğini vurguladı. Kıran, “Eğitim kalitesini arttıracak eğiticileri nasıl bulacağımızın hesabını yapmamız lazım. Bunu başarabileceğimize inanıyorum. Çünkü eğitilmek için bekleyen hazır güç var. Fiziki olarak ihtiyaçlar tamam. Buradaki en önemli sıkıntı eğitici. Yatırımımızı bundan sonra bu konu üzerinde yoğunlaştırmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı. Kontaytekin: önemli

Canca: Eksiklikleri bulup kendimizle yüzleşmeliyiz Seminerde sunum yapan TAB Mükemmeliyet Merkezi İcra Kurulu Üyesi ve GEMİMO 2. Başkanı duayen denizci Yaşar Canca, 35 yıllık meslek hayatında edindiği tecrübeleri paylaştı. Türk Denizcilik sektöründeki şirketlerde yaşanan sorunların birbirine benzediğini ve temelde aynı sorunlar olduğunu belirten Canca, “Bizdeki temel sıkıntılardan bir tanesi bir olay olduğu zaman genellikle suçlu ararız. Suçluyu bulur yargılarız. Oysa bizim genellikle ana sebebi bulup tekrar ortaya çıkmasını engellememiz gerekiyor. Onun için de suçlayıcı kültürden uzaklaşarak daha çok analiz edip kendimizdeki eksiklikleri bulup kendimizle yüzleşmemiz gerekiyor” dedi. Kendi yaşadığı tecrübelerden birkaçını sunumunda aktaran Canca, “Sintine suyu seperatörü 15 ppm cihazı alarm sensör numune alma camının temizlik sırasında kırılması. Camı temizlemek için kullanılan ağaç parça ıslanarak şişmiş ve camı çatlatmış. Temizlik yapan personelin bu temizliği nasıl yapacağını bilmemesi. Yapılan değerlendirmelerde anlaşılmıştır ki temizlik yapılmadan önce sistem incelenmemiş. Hazırlık yapılmamış ve oluşabilecek riskler değerlendirilmemiş. En önemli ağaç parçanın şişebileceği düşünülmemiştir. Konu ile ilgili makine personeli eğitime alınarak bu tür hassas ekipmanların

bakım temizlik ve operasyonlarından önce ilgili üretici firmanın düzenlenmiş olduğu talimat ve resimlerin okunarak işe başlamadan gerekli hazırlıkların yapılması konusunda eğitim verildi. Ayrıca şirketin diğer gemilerine yayınlandı” diye konuştu. Kıran: Çözüm yolu eğitim Seminerde konuşan Başkan Tamer Kıran, yaşanan sorunların temelinde gemi insanlarının eğitim eksikliği olduğunu belirterek, “Bilgi, beceri, tecrübe eksikliği. Ve ofis çalışanlarının eksiklikleriyle bütünleşip ortaya bu sonuçların çıkması. Bunun üstüne bir de yöneticilerden kaynaklı hataları da koyabiliriz” dedi. Teknoloji gelişirken öngörülemeyecek sorunların da ortaya çıkabileceğini ancak önlenebilir sorunlar üzerine konuşulabileceğini aktaran Kıran, “Eğitim birinci konu. Dünya var olduğu sürece deniz taşımacılığı yapılmaya devam edecek. Deniz taşımacılığı için gemi insanlarına ihtiyaç olmaya devam edecek. Bunun bilincinde olarak biz bu işi bu insanlarla nasıl daha iyi götürürüz düşüncesini araştırmak lazım. Bunun da temeli eğitimden geçiyor. Bu eğitimleri liselerimizde, meslek yüksekokullarımızda ve üniversitelerimizde yapacağız” diye konuştu.

Kurumsal

hafıza

Seminerde sunum yapan TAB Mükemmeliyet Merkezi İcra Kurulu Başkanı ve Arkas Denizcilik Başkan Yardımcısı İbrahim Kontaytekin, sunumuna Türkiye’de denizcilik alanındaki eğitim kalitesinin düştüğüne dikkat çekerek başladı. Bu durumun kaliteli denizci yetişmesi konusunda sorun olabileceğini kaydeden Kontaytekin, “Bu kişiler 5-10 sene sonra gemi işletecekler, hem de teknolojik ağırlıklı gemiler” dedi. Sunumunun devamında kendi deneyimlerini aktaran Kontaytekin, gemi insanını uzun süre çalıştırmanın önemine dikkat çekerek, “Kurumsal hafıza dediğimiz şey kolay oluşmuyor ve çok önemli. O yüzden bu toplantıların devamının getirilmesini şiddetle öneriyorum” diye konuştu. İbrahim Kontaytekin

‘En önemli sorun eğitici sorunu’ Genel olarak deniz kültürünü aşılamak anlamında harekete geçilmesi gerektiğinin de altını çizen Kıran, 48 lise,

OCAK - ŞUBAT 57


Piyasalar

Navlunda tarihi düşüş Beklentilerin aksine an itibarıyla yakıt geçişinden kaynaklı maliyet artışı navlun piyasalarına yansımadı, çünkü yük arzı gemi sayısına göre düşük kaldı.

D

Gemi Brokerleri Derneği Başkanı Kaptan Semih Dinçel

ünya filosunun yaklaşık %85’inin scrubber takt ır madığ ınd an dolayı biz brokerler 2020 başlangıcıyla sefer giderlerinin en yüksek kalemi olan düşük sülfürlü fuel oil’in tonunda 300 doları bulan artışın navlunlara yükselme yönünde yansıyacağını bekliyorduk. Beklentilerin aksine an itibarıyla yakıt geçişinden kaynaklı maliyet artışı navlun piyasalarına yansı-

madı, çünkü yük arzı gemi sayısına göre düşük kaldı. Çin yeni tatiliyle birleşince bu da indekslere tarihi düşüş olarak yansıdı.

olmayacak. Future kontratlarda 2020’nin ikinci yarısının opex değerlerinin üzerinde hareket ettiğini görüyoruz.

Hali hazırda yüksek yakıt maliyetlerini armatör cebinden ödüyor. Bu sürdürülebilir değil, brokerler olarak düşüş trendinin yavaşlayacağını, Panamax’lardan başlayarak yakıt maliyet artışının navlunlara hızla yansıyacağını düşünüyorum. Altını çizmek istediğim bu artış armatörün kasasına giren bir artış

Yatırım yönüne gelirsek nominal faiz oranlarının enflasyon oranımızla hesaplandığında Dünya’da olduğu gibi ülkemizde de reel faizin negatif olduğu bir sürece giriyoruz. Bu sermayenin bankada faizde beklemesi yerine ertelenmiş yatırım ve tüketim talebinin artışı olarak sahaya yansıyabilir.

CAPE INDEKS

PANAMAX SUPRAMAX HANDYSIZE BALTIC DRY INDEKS INDEKS INDEKSI INDEKSI

27 Ocak kapanış

135

673

542

355

546

7 günlük ortalama

376

771

551

369

639

14 günlük ortalama 692

783

561

386

704

Yavaşlayan aşağı

Yavaşlayan aşağı

Yavaşlayan aşağı

Aşağı

Çok kuvvetli aşağı

58 OCAK - ŞUBAT



Makale

Gemi acentelerinin verdikleri hizmetler ve KDV(*) G erek Türk gerekse de yabancı bayraklı gemilere, acentelerince verilen hizmetlerde KDV konusunda uygulamada bazı tereddütlerin olduğu görülmektedir. 3065 sayılı KDV Kanununun; - 1/1 inci maddesinde, Türkiye’de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesindeki teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

Yeminli Mali Müşavir, İMEAK DTO ve GİSBİR Mali İşler ve Vergi Danışmanı Murat Erişti

60 OCAK - ŞUBAT

- 13/b maddesinde; deniz ve hava taşıma araçları için liman ve hava meydanlarında yapılan hizmetlerin KDV’den istisna olduğu, hüküm altına alınmıştır.

İstisna kapsamına, liman (yat limanları dahil, tersane limanları hariç) ve hava meydanlarında yük ve yolcuya verilen tahmil, tahliye ve benzeri hizmetler de dahil olmak üzere, deniz ve hava taşıma araçları için yapılan seyrüsefere ilişkin

her türlü hizmet girmektedir.

Mal teslimlerinde ise, Türk Bayraklı Gemiler için ise 2581 Sayılı Yasa hükmünden faydalanmaları ya da BüyükKabotajdaolmaları durumunda İhracat Beyannamesi açılması, Yabancı Bayraklı Gemiler için ise yine İhracat Beyannamesi Açılması ya da Ship in Transit rejimi dışında, KDV ‘siz mal teslimi yapılamamaktadır.


www.7deniz.net < Söz konusu istisnanın uygulamasına ilişkin usul ve esaslar KDV Genel Uygulama Tebliği’nin (II/B-2) “ Liman ve Hava Meydanlarında Yapılan Hizmetlere İlişkin İstisna” bölümü ile 60 No.lu KDV Sirkülerinin (3.2.2) bölümünde açıklanmıştır. KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/ B-2) bölümünde; söz konusu istisnanın uygulanabilmesi için hizmetin, liman ve hava meydanlarında, deniz ve hava taşıma araçları için yapılması gerektiği, liman ve hava meydanlarında yapılmayan hizmetlerin deniz ve hava taşıma araçları için yapılsa bile istisnaya tabi olmayacağı, liman ve hava meydanlarında yapılmakla birlikte deniz ve hava taşıma araçları için yapılmayan hizmetlere de istisna uygulanmasının mümkün bulunmadığı, istisna kapsamına, liman ve hava meydanlarında yük ve yolcuya verilen

tahmil, tahliye ve benzeri hizmetlerin de dahil olduğu, deniz ve hava taşıma araçları için yapılan seyrüsefere ilişkin her türlü hizmetin istisna kapsamında değerlendirildiği, istisna kapsamındaki liman ve hava meydanlarının sınırları alanlarının İdare tarafından belirlenmiş ve liman veya hava meydanı olarak tanımlanmış yerler olması gerektiği, bu kapsamda liman, sınırları İdare tarafından belirlenen, gemilerin güvence içinde yük ve yolcu alıp verebilecekleri veya barınabilecekleri, rıhtım, iskele, şamandıra demir yerleri ve yaklaşma alanları ile kapalı ve açık depolama alanlarını, atık alım tesislerini, idari ve hizmet amacıyla kullanılan bina ve yapıları veya bunların bazı kısımları ve bu bölümlerin hepsine girişin kontrollü olduğu yerleri, diğer tüm yapıları, kullanımlı veya boş sahaları içine alan bölümleri içeren doğal ya da yapay deniz yerlerini ifade ettiği, belirtilmiştir. Diğer taraftan, 60 No.lu KDV Sirkülerinin (3.2.2) bölümünde; istisna kapsamına liman ve hava meydanlarında deniz ve hava taşıma araçlarına verilen hizmetlerin girdiği, bu kapsamda, hava ve deniz taşıma araçları için liman ve hava meydanlarında verilen pilotaj, römorkaj, palamar, uçak ve gemilerin parkı gibi hizmetlerin KDV’den istisna olduğu, liman ve hava meydanlarında deniz ve hava taşıma araçlarının seyrüseferine ilişkin olarak araçların yük ve yolcusuna verilen tahmil, tahliye ve benzeri hizmetlerin de istisna kapsamına girdiği, bu hizmetlerin gemi ve yük sahibi firmaların acentelerine yapılması, liman ve hava meydanı işletmeleri dışında diğer gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmasının istisna uygulamasını etkilemediği, ancak Kanun’un 13/b maddesindeki istisna

uygulamasının tek safhalı olması nedeniyle, gemiye veya acentesine doğrudan verilen hizmetlerin istisna kapsamında değerlendirilebileceği, alt yükleniciler tarafından verilen hizmetlerin ise istisna kapsamında mütalaa edilmeyeceği, açıklanmıştır. Öte yandan, aynı Sirkülerin (3.2.2.1) bölümünde KDV Kanununun 13/b maddesindeki istisna kapsamına giren bazı hizmetler, (3.2.2.2) bölümünde ise söz konusu istisna kapsamına girmeyip vergiye tabi olan bazı hizmetler sayılmıştır. Buna göre, sınırları İdare tarafından belirlenen liman sahası içerisinde olması şartıyla, şamandıra demir yerlerinde demirleyen gemilere liman başkanlığı personeli, gümrük muhafaza memurları, gemi acenteleri ve gemi personelinin tekne ile taşınması hizmetinin de, deniz araçları için yapılan seyrüsefere ilişkin hizmetler kapsamında değerlendirilmesi, KDV Kanununun 13/b maddesi çerçevesinde KDV’den istisna tutulması gerekmektedir. Ancak söz konusu hizmetlerin, sınırları İdare tarafından belirlenmiş olan liman sahasının dışında demirleyen gemilere verilmesi halinde, genel hükümlere göre KDV’ye tabi tutulması gerekmektedir. Burada idarece belirlenen İSTANBUL LİMAN SINIRLARI içinde verilen hizmetlerde ise yine KDVK 13-B uygulaması mümkün bulunmaktadır. Ancak mevcut mevzuata göre Tali Acentelerin Asli Acenteye verdikleri hizmetlerde KDV Hesaplanması gerekmektedir.Asli Acente ise yine gemilere KDVK 13-B kapsamında KDV siz fatura düzenleyebilecektir.

OCAK - ŞUBAT 61


Haber

Kılavuz ve Römorkörcülük hizmetleri kırmızı çizgimiz İMEAK DTO Şubat ayı Meclis Toplantısı’nda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürü Ahmet Selçuk Sert, “Boğazlarda Kılavuz ve Römorkörcülük hizmetinin kamu eliyle Kıyı Emniyeti’ne verilmesi kırmızı çizgimiz ve bu konuda zaman zaman söylendiğinin aksine idarenin kararlı bir duruşu var. Bunun aksi de düşünülemez” dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürü Ahmet Selçuk Sert

neler ve gemi inşa dahil yetki ve sorumlulukların o tarafa verildiğini ve Denize Elverişlilik Belgesi alındıktan sonra denizle ilgili tüm iş ve işlemlerin bir genel müdürlükte toplandığını aktaran Sert, “Bu sektör açısından bir koordinasyon ve iletişim kolaylığı sağlayabilir. Bürokrasiyi azaltabilir. Bizim açımızdan hem bir arada olmanın getirdiği bir sinerji ve yönetim kolaylığı açısından faydası olabilir” dedi. 2019’da Kılavuz ve Römorkörcülük cirosu 2 milyar 740 milyon lira

İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Şubat ayı Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır’ın başkanlığında gerçekleşti. Toplantıya Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürü Ahmet Selçuk Sert, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Özel Danışmanı Ali Kurumahmut, Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Durmuş Ünüvar, İMEAK DTO Şube Başkanları, Meslek Komite Başkanları ve üyeleri katıldı. Toplantıda söz alan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürü Ahmet Selçuk Sert, yeni yapılanma ile kurulan Denizcilik Genel Müdürlüğü’ndeki değişim ile ilgili “İş aynı iş, kişiler aynı kişiler, hizmet aynı hizmet… Dolayısıyla çok fazla bir değişim olduğunu düşünmüyorum. Deniz İçsular ve Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü kapandı, Denizcilik Genel Müdürlüğü adı altında yeni bir Genel Müdürlük kurulmuş oldu. Burada çalışan arkadaşlar bu Genel Müdürlüğün çatısı altında toplandılar” dedi. Sektör açısından Tersane ve Kıyı Yapıları Genel Müdürlüğü; limanlar, tersa-

62 OCAK - ŞUBAT

Kılavuz ve Römorkörcülük Hizmetleri Hakkında Yönetmelik’in yürürlüğe girdiğini hatırlatan Sert, “2019 yılında toplam Kılavuz ve Römorkörcülük cirosu 2 milyar 740 milyon lira. Bunun 893 milyon lirası yani yüzde 33’lük kısmı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından alınıyor. İdarenin en üstünden en altındaki arkadaşımıza kadar boğazlarda Kılavuz ve Römorkörcülük hizmetinin kamu eliyle Kıyı Emniyeti’ne verilmesi kırmızı çizgimiz ve bu konuda zaman zaman söylendiğinin aksine idarenin kararlı bir duruşu var. Bunun aksi de düşünülemez. Türkiye’nin mefaatleri düşünüldüğünde, Möntro düşünüldüğünde hiçbir zaman aksini düşünmedik. Hiçbir zaman da aksi yönde hareket etmedik. Bu yönetmelikte bu konu açıkça belirtildi. Cumhurbaşkanlığı Yönetmeliğinde Kılavuz ve Römorkörcülük Hizmetleri, Bakanlık adına Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından verilir. Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü, bu yetkileri devredemez hükmü yer almaktadır. Ayrıca Kılavuz ve Römorkörcülük Hizmetleri Yönetmeliği’nde ‘Türk boğazlarını kullanan gemileri Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından verilen Kılavuz ve Römorkörcülük hizmetleri bu yönetmeliğin kapsamı dı-

şındadır’ hükmü yer almaktadır. Bunun gibi Limanlar Yönetmeliği’nde de her mevzuatımızda bu konu çok açık olarak belirlenmiştir” diye konuştu. 9 bölgede 514 milyon kılavuzluktan, 496 milyon ise römorkörcülükten Tekil limanların 118 milyon liralık geliri olduğunu ifade eden Sert, “Yüzde 4’lük bir payı oluyor. Kamu limanları yüzde 11’lik payı alıyor. 309 milyonluk bir geliri var. Özelleştirme limanları, özelleştirmeden gelen hakları kullanıyorlar. Bunlar Kılavuz ve Römorkörcülükü birlikte yapabiliyorlar ve 279 milyon liralık bir pay oluyor” dedi. Sert, şöyle devam etti: “Tersaneler ve gemi söküm alanları 129 milyon ile yüzde 5’lik bir pay alıyor. Bu yönetmelikle düzenlemesini yaptığımız bölgesel sahalar, 9 bölge ise 514 milyon lira kılavuzluktan, 496 milyon lira römorlörcülükten. Yüzde 19 kılavuzluk ve yüzde 18 römorkörcülük payı almaktadır. Bu yönetmelikte 2019 yılındaki uygulamalarda geçmişe göre 2004’ten beri yönetmelik kapsamında yapılmayan yasal altyapıya kavuşmuş oldu. Bir diğer kazanım tüm dünyada örnekleri olduğu gibi özellikle yüzde 19’luk pay alan kılavuzluk faaliyetinde inisiyatif o bölgede çalışan kılavuz kaptanlarda. İdare bu konuda sıfır inisiyatif kullanıyor. O kılavuz kaptanlar hangi teşkilat bünyesinde teşkilatlanmışsa yetki o kılavuzluk teşkilatına devrediliyor. Üçüncü önemli değişiklik de yapılan düzenlemelerle sektörde daha geniş bir alana ve daha geniş bir tabana yayılmış oldu. Özellikle kılavuz kaptanların inisiyatifi geçmiş dönemde sadece İzmit Körfezi’nde böyle bir inisiyatif kullanma imkanları vardı. Şimdi dokuz bölgede de aynı uygulama yapılıyor ve önümüzdeki dönemlerde de uygulamalar bu şekilde devam edecek.”


OU R SER VI CE S

SERVICES      

P&I SURVEYS IN INSURANCE COVERAGE HULL & MACHINERY SURVEYS IN INSURANCE COVERAGE YACHT SURVEYS LASHING SURVEY SHIP PURCHASE & SALES CONSULTING SERVICES SPECIAL / PROJECT CARGOES SHIP’S CONDITION & LOSS PREVENTION SURVEYS PRE-LOADING AND HATCH COVER SURVEY PRE-PURCHASING & PRE-HIRING SURVEYS ON-HIRE & OFF-HIRE SURVEYS BUNKER SURVEY SHIP & SHORE INSTALLATION DAMAGE SURVEY CARGO DAMAGE SURVEYS DRAFT SURVEYS

Altayçeșme Mah. Atatürk Caddesi Engin Sokak Maltepe Residence No: 3 Daire 11 Maltepe 34843 İSTANBUL / TÜRKİYE        

www.argemon.com.tr info@argemon.com.tr Tel: +90 (216) 693 0236 Faks: +90 (216) 693 0237 /argemonsurvey /argemonsurvey


Cruise

İstanbul cruise ile yılda 25 milyon turist ağırlayacak Galataport Limanı’na ilk geminin 5 Nisan’da yanaşacağını söyleyen Figen Ayan, 1 yılda mürettebat dahil yaklaşık 1,5 milyon kruvaziyer yolcusunun İstanbul’u ziyaret edeceğini öngördüklerini belirtti. İstanbul, Akdeniz çanağındaki liderliğine kavuşacak

G

Galataport İstanbul Liman İşletme Genel Müdür Yardımcısı Figen Ayan

alataport İstanbul, 7 milyonu yabancı olmak üzere yılda toplam 25 milyon ziyaretçiyi ağırlayacağını anlatan Galataport İstanbul Liman İşletme Genel Müdür Yardımcısı Figen Ayan, bu ziyaretçilerin Türkiye turizmine katkısının ise 1 milyar dolar civarında olacağını tahmin ettiklerini anlattı.

Figen Ayan, “Sektörün hareketlenmeye başlamasını beklediğimiz 2020’de limanımıza yaklaşık 60 sefer ile 75,000 yolcu gelmesini bekliyoruz. 2021 yılı için ise 350,000 yolcu ile 180 sefer için rezervasyon almış bulunuyoruz. Limanımıza aynı anda 3 gemi yanaşacak ve günlük 15.000’e yakın yolcuyu ağırlayabileyeceğiz. 2022 yılı sonrasında yıllık gemi beklentimiz ise 400, kruvaziyer sezonunu uzatmak yönündeki planlamalarımız da devam ediyor” dedi. 200 yıldır halkın erişimine kapalı olan alanı açıyoruz Şu anda dünyada şehrin bu kadar merkezinde, en önemli tarihi ve kültürel yapılarına bu denli yakın bir liman daha bulunmuyor diyen Ayan, “Yine dünya-

64 OCAK - ŞUBAT

daki herhangi bir liman şehrinde tarihi bir liman sahasında benzer bir konsept ile geliştirilmiş başka bir karma proje daha bulunmuyor. Projemiz Tarihi Yarımada’nın bir uzantısı niteliğinde, bununla birlikte buradaki dönüşümle turistik açıdan çok önemli yeni bir destinasyonu da İstanbul’a kazandırıyoruz. Yaklaşık 200 yıldır halkın erişimine kapalı olan sahayı halka açarak İstanbul’u yaşatacak bir alana dönüştürüyoruz. Hali hazırda İstanbul Modern ile Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne bağlı, yapımı süren İstanbul Resim ve Heykel Müzesi ile bir kültür-sanat alanı haline gelecek olan bölgede, bu dönüşümü destekleyici çeşitli projeler planlanıyoruz. Bu alan İstanbul’un ilk müze meydanı olacak. 2020 içerisinde açılacak Galataport İstanbul ile şehir, bölgenin doğal dokusuna uyumlu, kültür-sanat kurumlarının, dünya standartlarında bir kruvaziyer terminalinin, seçkin bir otel zincirinin, farklı segmentlere hitap eden markaların, kafelerin, restoranların ve ofis alanlarının yer alacağı, yerli ve yabancı turistlerle İstanbulluların bir arada olacağı önemli bir yaşam alanına kavuşacak” şeklinde konuştu.

Ülkemizin turizm potansiyeline erişmesi için bu sektörün bütün oyuncularının el birliği ile çalışması gerektiği görüşünde olduklarını söyleyen Ayan, “Biz Galataport İstanbul olarak İstanbul’daki kruvaziyer turizmi için gerek kamu gerekse özel sektör ile çok yakın temasta çalışıyoruz, yurtdışında da çeşitli platformlarda hem İstanbul’un hem de Türkiye’nin kruvaziyer turizm potansiyelini yükseltmek yönünde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 2022 itibarıyla İstanbul’un Akdeniz çanağındaki lider pozisyonuna tekrardan geleceğini öngörüyoruz, bu da ülkemizdeki kruvaziyer turizmine ve genel anlamda turizme büyük katkı sağlayacaktır” dedi. Galataport İstanbul tüm “ana liman” özelliklerine sahip İstanbul’un bir dünya kenti olduğunu hatırlatan Ayan,“Galataport İstanbul ayrıca güçlü bir ana liman özelliği taşıyor. Bir kruvaziyer limanının “ana liman” olması için öncelikle coğrafi konum olarak gemilerin en çok uğrak yapan bölgelerinden birinde yer alması gerekir. İstanbul bu kıymetli özelliğe sahip. Ana limanın uluslararası bir havaalanına yakınlığı ve bu havaalanında hizmet veren farklı havayolu şirketlerinin olması da aranılan şartlardan birisidir. Limanın rıhtım uzunluğu, bavul operasyonuna uygunluğu, gerekli personel ve ekipmanı altyapısında barındırıyor olması da yine olmazsa olmaz şartlar arasında yer almaktadır. Kruvaziyer yolcularının konaklama yapmaları gerektiğinden, limanın yer aldığı şehrin çeşitli segmentlerde ve farklı hedef kitlelere yönelik otellere ev sahipliği yapması da gerekmektedir. Galataport İstanbul da bu anlamda tüm ‘’ana liman’’ özelliklerine sahiptir” dedi.


®

“Sizi İleri Tașır” Deniz Yakıtlarında Farkı Bizimle Yaşayın Türkiye kara sularında ve dünyanın dört bir yanındaki limanlarda, en kaliteli yağı ve yakıtı güvenilir hizmetle sunuyoruz. • • • • •

ÖTV’li ve ÖTV’siz Motorin ÖTV’siz Fuel Oil-İfo ÖTV’li Deniz Dizel Yağları Transit Yakıt Transit Yağ

Guneșli Mah. 1333. Sk. Erdem İș Merkezi No:1 Kat:3 Bağcılar/İstanbul T. +90 212 551 53 43 • F. +90 212 552 28 03 W. www.erdempetrol.com.tr • E. info@erdempetrol.com.tr


Cruise

Türkiye’ye yılda 25 milyon Euro getiriyoruz Ağırlığı Amerika ve Avrupa olmak üzere yılda 105 bin yabancı, 10 bin Türk yolcuyu gezdiren Avrupa’nın önde gelen cruise firmalarından birinin Türkiye temsilcisi Özgü Alnıtemiz, orta ölçekli iki gemiyle Türkiye ekonomisine yılda yaklaşık 25 milyon Euro döviz girdisi sağladıklarını söyledi.

K

aravan Turizm Cruise Direktörü, Celestyal Cruises Türkiye Direktörü Özgü Alnıtemiz, “Celestyal Cruises’un Türkiye temsilciliğini yapan, 50 yıllık kökleri olan Karavan Turizm olarak misyonumuz ülkemizde cruise bilinirliğini artırmak, daha çok insanı cruise ürünüyle tanıştırmak, kruvaziyer turizmiyle ülke ekonomisine katkıda bulunmak. Ayrıca Karavancruises. com cruise arama motorumuzla; dünya deniz ve nehirlerindeki bütün cruise gemileri ve rotalarıyla ilgili güncel bilgi ve programlara, kampanyalara erişim sağlıyor; rezervasyon yapma imkanı sunuyoruz” dedi. 2019 umut verici bir yıldı

66 OCAK - ŞUBAT

Karavan Turizm Cruise Direktörü, Celestyal Cruises Türkiye Direktörü Özgü Alnıtemiz

2019 yılı değerlendirmesi yapan ve 2020 yılından beklentilerini ve palanlarını anlatan Alnıtemiz, “2019 yılı sadece bizim açımızdan değil genel kruvaziyer sektörü için de umut verici bir yıldı. Büyük gemiler rotalarından Türkiye limanlarını çıkarırken biz Celestyal Cruises olarak aralıksız gelişlerimizi sürdürdük. Son birkaç yıldır Türkiye limanlarına en çok gelen gemi şirketi olarak pozisyonumuzu koruyoruz; 2019 yılında 104 kez Türkiye limanlarına uğrak yaptık. 2019 İstanbul’u yeniden rotamıza aldığımız bir yıl oldu, gerçekleştirdiğimiz 6 seferle düzenli olarak İstanbul’a gelen tek cruise firmasıydık aynı zamanda. Eclectic Aegean programımızla uğrak yaptığımız bir diğer limanımız da Çanakkale oldu. Kuşadası çıkışlı turlarımız yine devam etti.

2020’de Galataport’a gelen ilk cruise firması olacağız 2020 hedef ve planlarımız umut veriyor. İstanbul’da Galataport’a gelen ilk cruise firması olacağız. Düzenli turlarımız yine devam edecek; İstanbullular tarihi yarımadada bu sezon cruise gemilerini daha çok görecekler ve en çok yine bizi görecekler. Kara turları ve liman hizmetleriyle ilgili çalışmalar, cruise tur detayları, rehberlik, satış destek, pazarlama, gemi bakım onarım, mürettebat eğitimi gibi çok çeşitli alanda sezon hazırlık çalışmalarımızı tam gaz sürdürüyoruz. Mart ayında ilk turlarımız Kuşadası limanından çıkacak; Nisan ayında ise İstanbul çıkışlı turlarımız başlayacak” şeklinde konuştu.


www.7deniz.net <

Cruise Critic ödüllerinde en iyi hizmet ödülünün sahibiyiz Gemilerinin destinasyonları ve sunduğu imkanlar hakkında da bilgiler veren Alnıtemiz, “Gemilerimiz ağırlıklı olarak Yunan Adaları turları yapıyor. Popüler Yunan adaları Santorini, Mikonos, Rodos, Girit gibi adalar Milos, Patmos gibi az bilinen adalar ve Atina programlarımızda yer alıyor. Bunlara geçtiğimiz yıl eklenen bir destinasyon da Volos. Bu yıl yine bu limanları kapsayan Yunan Adaları turlarımız Eclectic Aegean, Idyllic ve İconic turları devam edecek. Bu saydığım turların avantajı Türkiye limanlarından biniş yapabilmek. 2020’de bir yeni rotamız da Adriyatik’e olacak. Romantik Adriyatik turları kapsamında gezip görülecek kentler arasında Venedik, Korfu, Patra, Kotor, Dubrovnik ve Split var. Biz 3, 4 ve 7 gecelik turlarla zamanda ve bütçede esneklik sunan her şey dahil programlar sunuyoruz misafirlerimize. Her şey dahil programların burada altını çizmek de yarar var; gemideki bütün yemekler, sınırsız içki paketi, kara turları, transferler, liman vergileri, Türkçe rehberlik hizmeti ve gemideki tüm eğlence

ve aktiviteler bu paket içinde yer alıyor. Bu da 7 gecelik turlarda 300 Euro’ya varan bir katma değer sağlıyor misafirlerimize. Türkiye limanlarından gemiye binmenin, İstanbul gibi bir metropolümüzden gemiye binmenin uçak ve diğer maliyet kalemlerini düşürerek bu bütçeye avantaj sağladığını da belirtelim. Ve gemilerimiz hakkındaki en önemli nokta

da şu; memnuniyet oranı çok yüksek bir cruise firması Celestyal Cruises. Cruise Critic ödüllerinde yıllardır değişmiyor; en iyi hizmet ödülünün sahibi oluyoruz. Gemilerimizde yaptığımız memnuniyet anketleri de bize gösteriyor ki Türk yolcularımızın yüzde 85’i ‘yeniden gelirim’ diyor” ifadelerini kullandı.

OCAK - ŞUBAT 67


Cruise

Türkiye kruvaziyer turizmi açısından sahip olduğu potansiyeli değerlendiren Alnıtemiz, “Denizlerle çevrili ülkemiz elbette ki çok önemli bir kruvaziyer potansiyeline sahip. Fakat liman ve altyapı yetersizlikleri nedeniyle bu potansiyel çok da değerlendirilemedi. Sadece bu sebepler değil biliyorsunuz başka makro sebeplerle de cruise gemilerinin Türkiye’yi rotadan çıkardığı birkaç yıl içinde sektör büyük ivme kaybetmişti. 2015’te gelen gemi sayısı 1450’lerdeyken 2018’de 247’lere kadar gerilemişti. Şimdi sektör için umut veren gelişmeler var. İstanbul’da Galataport açılmak üzere biliyorsunuz. Yenikapı limanı da yapılacak. Diğer önemli kent limanlarımızın da altyapı çalışmaları vs açılardan desteklenmesi ve geliştirilmesi; sektörümüzün bu potansiyeli kullanmasına zemin yaratacaktır. Şunu unutmamalıyız; dünya cruise turisti için Türkiye tarihi, kültürü, doğası ile çok cazip bir destinasyon. Hazır turizm politikalarımızda destinasyon odaklı tanıtım öne çıkarılırken; cruise turistine yönelik destinasyon tanıtımları da yapılabilir. Kuşadası, İstanbul, Çanakkale, Mersin, Trabzon bu açılardan bakınca gerçekten önemli limanlarımız. Yeni ekonomi planında kruvaziyer turizmine yönelik hedeflerin yer alması da

68 OCAK - ŞUBAT

umut verici” dedi. İstanbul’da limanların yeniden açılması, dünya cruise sektörünün yakın takibinde Türkiye’nin dünya kruvaziyer destinasyonları arasındaki avantajları ve dezavantajları hakkında görüşlerini belirten Alnıtemiz, özellikle İstanbul’un bu anlamda ön plana çıktığını söyledi. Alnıtemiz, “Türkiye Akdeniz çanağını besleyen en önemli limanları barındırıyor. Burada çok önemli bir turizm potansiyeli var. Son yıllarda Türkiye’nin rotadan çıkması, Akdeniz çanağına kaybettirdi. 4.5 milyon turist kaybı var. İstanbul sadece bizim için değil dünya kruvaziyer turizmi için de önemli bir destinasyon. Doğası, tarihi, kültür mozaiği, mistik ögeleriyle çok cazip, görülmeye değer bir nokta. Dolayısıyla hem turiste hem de turizme yatırım yapan firmalara, cruise firmalarına değer katan bir nokta. İstanbul’a gelen yolcu bu güzellikleri görmek istiyor ve yolcuların yüzde 85’i ekstra tur satın alıyor. Dolayısı ile bu sirkülasyondan hem ülkemiz turizmi kazanıyor hem de cruise firmaları kazanıyor. Bu nedenle İstanbul’da limanların yeniden açılması, bütün dünya cruise sektörünün yakın takibinde.

Bunu bizzat geçen sezon Ekim Kasım aylarında yaptığımız programlarda yaşadık. Sadece Türkler değil yabancı misafirlerimiz de bu tur kapsamında gemiye binmek için İstanbul’u seçti. Balkan ülkelerinden yaklaşık 5 bin yolcu toplam 6 seferimizde İstanbul’a gelerek gemiye biniş yaptı. Atina’dan değil İstanbul’dan biniş yaptılar gemiye. Yeni liman ve yeni havaalanıyla birlikte İstanbul gökyüzüyle denizin buluşma noktası olacak, önemli bir hub haline gelecek. Türkiye limanlarını sadece Celestyal Cruises değil dünya cruise sektörü dört gözle bekliyor. Özellikle uzak destinasyonlardan gelen yolcular için tercih sebebi olacak. Altyapı geliştikçe kruvaziyer sektöründe de yükseliş trendi artacaktır. Dezavantaj olan tek konu, biz İstanbulluların da çektiği trafik sıkıntısı. Sonuçta gemiyle gelen yolcuların herhangi bir limanda geçirdiği vakit kısıtlı ve çok değerli. Bu anlamda gemilerin tur başlangıç saatlerindeki bazı trafik düzenlemeleri veya sağlanacak kolaylıklar bu sorunu bir nebze de olsa hafifletebilir” ifadelerini kullandı.


Listen to the sea

Posidonia 1-5 June 2020

Metropolitan Expo, Athens Greece

The International Shipping Exhibition

Organisers: Posidonia Exhibitions SA, e-mail: posidonia@posidonia-events.com

www.posidonia-events.com


Cruise

2027’ye kadar 12 yeni gemi inşa edeceğiz "MSC Cruises’ın 5 yıl aradan sonra 2021 yılında gemilerinin Türkiye’ye dönecek olması, hem ülkemize tekrar turist getirebilmek hem de misafirlerimizi Türkiye limanlarından gemiye bindirebilmek bizleri çok heyecanlandırıyor" diyen MSC Cruises Türkiye Genel Müdürü Necla Tuncel, “Yeni yapılanmayla birlikte öncelikli olarak Türkiye limanları, global anlamda ise; Cenova, Marsilya, Barselona, Dubai gibi iniş ve biniş limanı olarak belirlendi. Artık dünyanın çeşitli ülkelerinde sayısı 50’yi bulan tüm MSC ofisleri, direkt sistemden İstanbul ve Kuşadası için satış yapabilecek. Böylece farklı ülkelerden gelecek yolcular, İstanbul ve Kuşadası’nı günübirlik gezmek yerine, Türkiye’ye uçarak, gemiye direkt buradan katılma imkanı elde edecek” dedi.

MSC Cruises Türkiye Genel Müdürü Necla Tuncel

70 OCAK - ŞUBAT


www.7deniz.net < Dünya lideri olma yolunca ilerliyoruz MSC Cruises Türkiye Genel Müdürü Necla Tuncel, “Son yıllarda yaptığımız dev yatırımlarla dünyada lider kruvaziyer şirketlerinden biri olma yolunda ilerliyoruz. Avrupa, Güney Amerika, Körfez ve Güney Afrika Bölgesinde dünyanın en büyük kruvaziyer gemi şirketi olarak pazar lideri konumundayız. 15 yıldır Türkiye pazarında da faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Diğer gemi şirketlerinden farklı olarak, MSC Cruises’un yetkili satış acentelerinin yanısıra Türkiye’de kendi ofisi mevcut. Yolcular açısından bu oldukça önemli bir detay. Biliyorsunuz, seyahatlerin planlama aşamasında ve seyahat esnasında olduğu kadar seyahat sonrasında sunulan hizmet kalitesi ve erişilebilirlik de seyahatseverlerin öncelikleri arasında yer almaktadır” şeklinde konuştu. MSC Cruises her ne kadar Avrupa kruvaziyer turizminde lider olsa da mar-

ka olarak her zaman daha ileriye taşımak için çalışmaya devam ettiklerini kaydeden Tuncel, “2019’da MSC Grandiosa gemimizi hizmete soktuk ve 2027 yılına kadar yapılacak olan 13.6 milyar yatırım ile 12 yeni gemi daha inşa edeceğiz. Yatırımların yanı sıra 15. yılımızda uzun aradan sonra 2021 yılında gemilerimizin Türkiye’ye dönecek olması hem ülkemize tekrar turist getirebilmek hem de misafirlerimizi Türkiye limanlarından gemiye bindirebilmek adına bizleri çok sevindiriyor ve heyecanlandırıyor. Bu heyecanlı geri dönüşe hazırlık olarak ofisimizin yeni yapılanmasıyla birlikte Türkiye pazarındaki faaliyetlerimizi daha da güçlü bir şekilde sürdürebilmemiz için çalışmalarımızı tamamlamış olduk” ifadelerini kullandı. Filomuzda şu an 17 gemi var Gemilerinin destinasyonları ve sunduğu imkanlar hakkında da bilgiler veren Tuncel, “Filomuzda şu an için toplam 17 gemimiz var ve bu gemiler 12 ay bo-

yunca, 83 ülkeden hava ve deniz şartlarının en uygun olduğu bölgelere program yapıyor. Bizim için kış olan aylarda, gemiler Karayipler ve Güney Amerika başta olmak üzere sıcak bölgelere uğruyor. Yaz aylarında, daha serin bir iklim isteyen misafirlerimize de Baltık başkentleri ve Norveç Fiyortları gibi Kuzey Avrupa programlarını öneriyoruz. Yeni keşifler yapıp, deniz, kum, güneş üçlüsünden vazgeçemeyenler Ege Adriyatik, Akdeniz ve Karayip Adaları turlarını tercih ediyorlar. Bunun yanı sıra 117 günlük dünya turu programımız “World Cruise” ve transatlantik rotalı 30 günlük programımız “Grand Voyages” da dünyayı keşfetmek isteyenlere farklı alternatifler sunuyor” dedi. Tuncel, “Gemilerde bulunan dünya mutfaklarından hazırlanan açık büfe ve özel restaurantlar, barlar, açık-kapalı yüzme havuzları, çocuklar için özel eğlence alanları, yorgunluğunuzu atabileceğiniz SPA alanları, dünyanın ilk sanal

“Son yıllarda yaptığımız dev yatırımlarla dünyada lider kruvaziyer şirketlerinden biri olma yolunda ilerliyoruz. Avrupa, Güney Amerika, Körfez ve Güney Afrika Bölgesinde dünyanın en büyük kruvaziyer gemi şirketi olarak pazar lideri konumundayız. 15 yıldır Türkiye pazarında da faaliyetlerimizi sürdürüyoruz”

OCAK - ŞUBAT 71


Cruise kişisel seyir asistanı ZOE ve kabinden çıkmadan program yapmanıza olanak tanıyan “MSC For Me” uygulaması, her gece özel şovların sergilendiği tiyatrolar, fitness merkezi, casino, alışveriş mağazaları ilk akla gelen bir kaç özellik... Ayrıca 8 gemimizde bulunan “MSC Yacht Club” gemi içinde gemi konsepti ile şık salonu, gurme lezzetlere ev sahipliği yapan özel restoran alanı, 24 saat kesintisiz butler hizmeti gibi önemli özellikleriyle daha lüks ve kişiselleştirilmiş bir konaklama sunarak daha seçici olan konuklarına hizmet vermeye devam ediyor” ifadesini kullandı. Cruise sektörü 5 yıl içinde %50 büyüyecek Dünya cruise turizmi pazarının büyüklüğünün 40 milyar dolar olduğunu hatırlatan Tuncel, “Cruise turizminin Türk ekonomisine yıllık katkısı ise 2 milyar dolar. Öngörüler, sektörün 5 yıl içinde yüzde 50 büyüyeceği yönünde. Son 3 yıldır Türkiye limanlarından uzak kalan

kruvaziyer gemileri bu yıl rotayı yeniden Türkiye’ye çevirdi. Yeterli imkanlar, hizmetler ve altyapı sağlanırsa, Türkiye’deki sahil şehirleri ve potansiyel limanlar daha fazla kruvaziyer gemi turu çekebilir ve Türkiye’den daha fazla şehir gemilerin uğradığı destinasyonlara dahil olabilir” dedi. Tuncel, “Türkiye birçok şehriyle dünya kruvaziyer destinasyonları içinde kolayca popüler olabilecek nitelikte doğal güzelliğe, tarihe, kültürel mirasa ve zengin bir mutfağa sahip. Özellikle de İstanbul dünyanın her yerinden turistin ilgisini çeken oldukça gözde bir şehir. İstanbul’da yapılan liman sonrası artmasını öngördüğümüz gemi seferleri ile İstanbul’un kruvaziyer turizmi için önemi de giderek artacağına inanıyoruz” şeklinde konuştu. Karbon ayak izimizi azaltmak adına birçok çalışma yapıyoruz “MSC Cruises, sadece keyifli yolcu-

“İstanbul dünyanın her yerinden turistin ilgisini çeken oldukça gözde bir şehir. İstanbul’da yapılan liman sonrası artmasını öngördüğümüz gemi seferleri ile İstanbul’un kruvaziyer turizmi için önemi de giderek artacağına inanıyoruz”

72 OCAK - ŞUBAT

luklar sunmuyor. Doğayı korumak adına üzerine düşen görevleri üstleniyor vegeçtiği yerleri de güzelleştiriyor” diyen Tuncel, “Bunun en güzel örneği, Karayip sularında yer alan ve eski bir sanayi sitesi olan Ocean Cay’in şu anda geldiği muhteşem durum. MSC’nin Ocean Cay’i bir doğal güzellik haline getirmesi için büyük bir emek ve yatırım gerçekleştirildi. Sadece toprağın üstündeki tabiat değil, su altındaki dünyanın da baştan, eski doğal dengesine ulaştırılması için de büyük bir ekip çalıştı. Bu sadece şimdiki zamana değil, geleceğe dair de büyük bir hizmet demek. Dolayısıyla bizler için çok değerli ve önemli. Son yılların en önemli konularından biri olan çevre kirliliğine duyarlılık, neredeyse tüm faaliyetlerini denizlerde yürüten bir şirket olarak, bizim için hayati önem taşıyor. Karbon ayak izimizi azaltmak adına birçok çalışma yapıyoruz. Tabii ki sadece faaliyetlerimizi sürdürebilmek için değil, daha da önemlisi bu sorumluluğu gezegenimiz için taşıyoruz” ifadelerini kullandı.


smm-hamburg.com /trailer

the leading international maritime trade fair

53

°

ha 33´ 47 ˝ mb N, 9° ur 58´ 3 3˝ g E

setting a course 8 –11 sept 2020 hamburg

ace, e sp rs: r o m ye e pla mor E RIN MA IORS R INTE M in @SM B8 hall

linkedin.com/company/smmfair

twitter.com/SMMfair #SMMfair

facebook.com/ SMMfair

youtube.com/ SMMfair


Cruise

Amacımız herkes için cruise seyahati tasarlamak

Cruise Planet, global anlamda 40. yılını kutlayan ve dünya genelinde 540 ofisi olan bir HIS Travel markası. 7 kıta, tüm dünya denizleri ve nehirleri kapsayan geniş ürün yelpazesi ile 5 ve 6 yıldızlı gemilerinin yanı sıra, çok özel keşif gemileri ve nehir gemileri ile de hizmet vermekte. Cruise Planet Cruise Müdürü Onur Ovacık, firmasının sektördeki konumundan ve sundukları hizmetlerden söz etti. ediyor. 2019 yılının cruise turları açısından olumlu geçtiğini söyleyebilirim. Hatta 2019’da geçen yıllara oranla daha çok talep aldığımızı da belirtmeliyim. Bunun temel sebebi ise birçok kez ifade ettiğimiz üzere cruise turlarının aslında pahalı olmadığını duyurma çalışmalarımızdır. Yurt dışında herhangi bir yere gittiğinizde konaklama sabah öğle akşam yemeği için minimumda 100-150 Euro harcama olur. Buna rağmen biz günlüğü 89 Euro’ya gelen cruise turları yaptık. Bu rakam, tam pansiyon bir güney bölgesi otelinin verdiği fiyattan bile daha uygundur. Tüm çalışmalarımızı herkes için cruise seyahati tasarlamak adına uygun fiyat, alternatif rotalar ile planlıyoruz” ifadesinde bulundu. Uygun fiyat garantisi

Cruise Planet Cruise Müdürü Onur Ovacık “Cruise seyahati sadece bir seyahatten ibaret değil, başlı başına bir deneyim ve tarzdır” diyen Onur Ovacık, “Türkiye’nin ilk ve tek cruise arama motoru olan ve dünyayı denizlerden keşfettiren Cruise Planet, beş ve altı yıldızlı gemiler, nehir gemileri, çeşitli keşif gemileri ile cruise anlamında aradığınız her şeyi bulabileceğiniz bir buluşma noktası. En büyük hizmetimiz olan ve bahsettiğim cruise arama motoru fonksiyonunu taşıyan web sitemiz, onlarca farklı gemi şirketinin ürünlerini anında görüntüleyebileceğiniz bir platform. Aynı zamanda cruise tur fiyatlarını karşılaştırabileceğiniz ve tüm içeriğe en hızlı şekilde ulaşabileceğiniz biçimde tasarlandı” şeklinde konuştu. Geçtiğimiz yılı değerlendiren ve 2020 yılını kruvaziyer sektörü açısından ele alan Ovacık, “Cruise turlarına her geçen yıl daha çok talep geldiğini görmek bizleri memnun

74 OCAK - ŞUBAT

Gemilerinin destinasyonları ve sunduğu imkanlar hakkında da bilgiler veren Ovacık, “Gemilerimiz ve çizdikleri rota benzerlerinden ayrılan özelliklere sahip. Tam olarak bu noktada cruise turlarını bir deneyim olarak görmemizin çerçevesini de oluşturmuş oluyoruz. Farklı segmentlere özel, farklı rotalar ve hizmetler ile cruise turlarını organize ediyoruz. Aynı zamanda çeşitli deneyimlerle turları zenginleştirmek üzerine yoğunlaşarak plan yapıyoruz. Her destinasyonun en uygun dönemini tespit edip, yerel birtakım deneyimlerle zenginleştirerek maksimum keyif almalarını sağlıyoruz. Kesinlikle sabah en erken uçakla gidip akşam en geç uçakla geri döndürüyoruz. Fiyat da en büyük avantaj tabii. Uygun fiyat garantisi ile ürünlerimizi misafirlerimizin beğenilerine sunuyoruz” dedi. Türkiye’yi dünyanın cruise başkenti yapmak hedefi ile yola çıktık Türkiye’yi kruvaziyer turizminde sahip olduğu potansiyel açısından değerlendiren Ovacık, “Cruise Planet olarak, Türkiye’yi dünyanın cruise başkenti yapmak hedefi ile yola çıktık. Çünkü Türkiye’nin kruvaziyer potansiyelinin yüksek olduğunun farkındayız. Türk misafirlerinin seyahat

gereksinimlerine uygun aradıkları her şeyi bulabilecekleri bir cruise süpermarketi olarak, %100 müşteri memnuniyetiyle rahatlıkla seyahat organizasyonlarında tercih edebilecekleri bir oluşum haline gelmek istiyoruz. Uzun vadede ise, Türkiye’yi dünyanın cruise başkenti haline getirmek; tüm gemi şirketleri için uğrak noktası olmasını sağlamak var. Biliyorsunuz ki Türkiye, Akdeniz’in en iyi kruvaziyer destinasyonu ilan edilerek Avrupa’nın en iyi bölgesi seçildi. Bu da ülkemizin potansiyelinin ne kadar yüksek olduğunu ve cruise başkenti olabileceğini bir kez daha kanıtlamış oldu” ifadelerini kullandı. İstanbul dünyada eşine az rastlanan bir kent Ovacık, “İstanbul, sadece kruvaziyer turizminin değil turizmin hemen her kolunun öncelikli adresi. Konum olarak, global bir yüz olarak, tarihi ve kültürü ile dünyada eşine az rastlanan bir kent olan İstanbul, muhteşem boğazı ile kruvaziyer turizminin de en çok yakıştığı yer kuşkusuz. İstanbul ayrıca Avrupa’nın stratejik öneme sahip cruise limanlarından biri ve uzak destinasyonların kesişme noktası. Bu açıdan kruvaziyer için de oldukça önemli bir destinasyon. Bir cruise gemisi, İstanbul’a demir attığında misafirlerin gezebilecekleri o kadar çok şey var ki… Dünyanın açık hava müzesi konumundaki kentlerinden biri olan İstanbul’da demirleyen cruise gemilerinin yolcuları Tarihi Yarımada’yı kısa bir yürüyüş mesafesiyle gezebilir, boğazın keyfini sürebilir, tarihi yalıları keşfedebilir, İstanbul’un lezzetlerini tadabilir. Üstelik bunların hepsini efor sarf etmeden, valizini toplamadan çok kolay bir şekilde yapabilir. İstanbul, Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok yerinden gelerek, özel olarak görmek isteyen binlerce turistin cazibe noktası. Cruise turlarının destinasyonu olması da talebi ekstra olarak artıracaktır” dedi.



Cruise

Her dört yolcudan biri bizim gemimizle seyahat ediyor Royal Caribbean International Türkiye Temsilciliği Genel Müdürü Alper Taşkıranlar, firmanın sektördeki konumunu ve hizmetlerini anlattı. Alper Taşkıranlar, “5 yıldızlı ve üstü gemi şirketleri arasında pazar payımız %25, bu da her 4 yolcudan biri bizim gemilerimiz ile seyahat ediyor anlamına geliyor. Dünya denizlerindeki en donanımlı gemilere sahip olan şirketimiz ilklerin öncüsü olarak dikkat çekmektedir” dedi.

A

lper Taşkıranlar, “1968 yılında kurulan Royal Caribbean, kuruluşundan itibaren sektöre dinamizm katan her zaman yenilikçi ve diğerlerinden farklı oluşuyla cruise sever misafirlerin ilk tercihi olmaktadır. İlk yıllarda oteller ile rekabet halinde olan ve yüzen tatil köyleri inşa eden şirketimiz artık dünya metropolleri ile yarış halinde ve yüzen şehirler inşa etmektedir. Royal Caribbean önümüzdeki 8 yılda 8 yeni gemi ile cruise tutkunlarını sektörde çığır açan gemiler ile buluşturmaya devam edecektir. Yatırımlarımız sadece yeni gemiler ile sınırlı kalmayıp 900 milyon doların üzerinde bir bütçe ayırarak 4 yıl içerisinde toplam 10 gemimizi de tamamen yenileyerek bu anlamda da sektörel liderliğimizi sürdürmekteyiz. Sektörün inovasyon lideri olan Royal Caribbean gemileri aynı zamanda iş seyahatleri ve toplantı grupları için inşa edilmektedir. Firma ve çalışanlarını yılın 365 günü, dünya çapında birbirinden

Royal Caribbean International Türkiye Temsilciliği Genel Müdürü Alper Taşkıranlar

büyüleyici 275’den fazla farklı rotada, 28 farklı gemi ile dünya denizlerinde iş ve eğlencenin bir arada olduğu bir seyahate çıkarıyoruz. Royal Caribbean filosundaki gemilerimizin her biri büyük bir etkinlik alanı yelpazesine sahiptir.

Bu alanlar her grubun büyüklüğüne ve toplantı hedefine uygun olarak özelleştirilebilir. Dolayısıyla etkinliğinizi denizin üstünde gerçekleştirmek için mükemmel alanı bulmanız oldukça kolaydır. Tiyatro salonlarımız, çok amaçlı salonlarımız ve açık alanlarımız 25 kişilik küçük gruplar için olduğu gibi 1400 kişilik büyük gruplar için de hizmet vermektedir” ifadelerini kullandı. Dört mevsim cruise tatili Gemilerinin destinasyonları ve sunduğu imkanlar hakkında bilgi veren Alper Taşkıranlar, “Dört mevsim cruise tatili yapabilmek mümkün, gemilerimiz dünyanın tüm denizlerinden yılın her haftası önceden belirlenmiş rotalarını gerçekleştirmektedirler. Yaz aylarında; Akdeniz, Kuzey Avrupa, Britanya, Alas-

76 OCAK - ŞUBAT


www.7deniz.net <

ka programlarımız tercih edilirken, kış aylarında Uzakdoğu, Güney Amerika, Avustralya ve Yeni Zelanda destinasyonları tercih edilmektedir. Gemilerimizi dünya mutfaklarından farklı lezzetleri, dünyaca ünlü lisanslı broadway showları, animasyon ve spor aktivitelerini bir arada bulabileceğiz yüzen bir tatil köyü olarak tanımlamak mümkündür. Diğer yurtdışı tatilleri ile karşılaştırıldığında konaklama dışındaki diğer tüm giderlerin de (yiyecek-içecek) önceden ödemiş olduğunuz fiyatın içinde dahil olması, bütçe planlaması açısından da kolaylık sağlamaktadır. Gemi Tatili konsept olarak Türk tatil severlerin beklentilerine karşılık vermektedir, her sabah farklı bir limanda uyanırken hem yeni yerler keşfetmek hem de yeni kültürler ile tanışma fırsatı yakalarken hem de gemide sunulan eğlence ve aktiviteler ile tatillerini doyasıya yaşamaktadırlar. Gemi tatili son zamanlarda ekonomik fiyat avantajları ile tüketiciler ile buluşmaktadır. Gidiş-dönüş uçak biletleri, havalimanı–liman transferleri dahil, Türkçe rehber eşliğinde gerçekleşen bir haftalık gemi turları 5900 TL’den başlayan fiyat avantajları ile sunulmaktadır” ifadelerini kullandı.

da Dünya’nın En Yeni Gemisi Celebrity Apex, İstanbul’da Nisan ayında faaliyete girecek olan Galataport’a 3000 yolcusu ile gelecektir. Gemi şirketlerinin 2021 yılı planlamalarını yapıldığı bu günlerde, İstanbul için çok güzel haberler geliyor, 2021 yılı ülkemizde cruise adına çok önemli artışların yaşanacağı bir yıl olacak. Kurvaziyer turizmine yönelik teşviklerin sürdürülebilir olması gemi şirketlilerinin planlamalarında önemli bir yer tutmaktadır. Ülkemizde son yıllarda gelen turist sayısında artış gözlemlenmekte olup ancak maalesef turizm gelirlerinden aynı oranda artış bulunmamaktadır. Bu yüzden kruvaziyer turizmi çok önemli bir rol oynamaktadır. Ülkemize kruvaziyer gemileri ile gelen turistler ortalama kişi başı 300 USD harcama yapmaktadır. Bu sene sadece Royal Caribbean International şirketinin seferlerin ülkemize gelmesi beklenen kruvaziyer turist sayısı yaklaşık olarak 120 bin kişi öngörülmekte olup, 36 milyon USD gibi gelir yaratması beklenmektedir” şeklinde konuştu.

Taşkıranlar cruise tercih edenler için şu önerilerde bulundu: İlk kez seyahat edecek olan misafirlerimiz için uçaklı paket programlara katılmalarını önerebilirim. Paket program kapsamında; hareket limanına ulaşım (uçak biletleri), liman–havalimanı transferleri, Türkçe rehberleri hizmetleri dahil olduğundan rahat edeceklerini düşünüyorum. Gemi seyahatini ilk kez tecrübe edecekler için max 7 günlük bir seyahat uygun olacaktır ki bu seyahat süresince gemi hayatını daha yakından tanıyacaklar ve bir sonraki seyahatleri için kendilerine kılavuzluk edecek yeni tecrübelere sahip olacaklardır. Seyahate karar verirken; geminin rotasındaki denizde geçen günlerin yanıltıcı olmaması gerektiğini düşünüyorum; çünkü 7 günlük bir turda her gün farklı bir limana uğramak programı çok yoğun bir hale getiriyor ve yorucu olabiliyor o yüzden 1 veya 2 günün denizde geçmesi hem gemiden daha fazla keyif almak hem de seyahat sonunda fizikken ve ruhen dinlenmiş olmak için çok daha avantajlı.

Ülkemizi 36 milyon dolar gelir kazandıracağız Türkiye’nin kruvaziyer turizmi açısından potansiyelini ve destinasyonlar arasındaki avantajlarını değerlendiren Taşkıranlar, “Şirketimiz filosunda yer alan gemilerimizin 2020 yılında ülkemiz limanlarına başta Kuşadası ve İstanbul olmak üzere yaklaşık 40 adet planlanmış seferi bulunmaktadır. Temmuz ayın-

OCAK - ŞUBAT 77


Haber

DP World Yarımca 2020’ye hızlı girdi 2019’u güçlü bir büyüme rakamıyla kapatan liman, 2020’de küresel ticaretin önemli bir merkezi olarak hem kapasitesini artırıyor, hem de hizmetlerini çeşitlendiriyor.

DP World Yarımca CEO’su Kris Adams

T

ürkiye’nin en büyük tüketici piyasasının tam kalbindeki konumu ve bir süre önce hayata geçirdiği demiryolu yatırımıyla çok daha geniş ve güçlü bir erişim ağına kavuşan DP World Yarımca, ülkedeki yatırımlarında hız kesmeyerek milli ekonomiye önemli katkılar sağlamaya devam ediyor. Limanda son olarak yeni rıhtım vinçleri (STS) hizmete girdi. 2 adet her biri 80 ton kaldırma kapasiteli rıhtım vinçleri mevcut vinçlerden dört metre daha yüksek. Bu vinçlerle birlikte 6 RTG vinci ve 14 konteyner taşıyıcı (ITV) da limanın çevre dostu mevcut makina parkına eklendi. Böylece son gelen ekipmanlarla birlikte DP World Yarımca toplamda 8

78 OCAK - ŞUBAT

rıhtım vincine, 24 RTG vincine, 58 adet de ITV kapasitesine ulaştı. Saha ekipman kapasite de böylece yüzde 35 arttı. Küresel ticaretin ayrılmaz bir parçası olan DP World Yarımca, bu çevreci yaklaşımıyla da küresel tedarik zincirlerinin sürdürülebilir kılınmasında önemli rol oynuyor. Geçen yıl başlatılan 50 milyon dolarlık yatırım dahilinde rıhtım kapasitesi de bu yıl artacak ve DP World Yarımca aynı anda her biri 400 metre uzunluğunda iki ultra büyük konteyner gemiye hizmet verebilecek. Limanın istif kapasitesi de 900.000 TEU’dan 1 milyon 300 bin TEU’ya çıkıyor. 2019’da yüzde 7 oranında büyüme kaydettiklerini ve liman kapasitesinin

yüzde 70’ini kullandıklarını söyleyen DP World Yarımca CEO’su Kris Adams, “DP World Yarımca, küresel bir ticaret merkezi olarak Türkiye ekonomisinin desteklenmesinde çok önemli bir rol oynuyor. DP World Yarımca’yı en hızlı büyüyen, en modern liman ve lojistik merkezleri arasına sokan yatırımlarımıza devam ediyoruz. Dijitalizasyon çabalarımız sayesinde geleneksel liman operatörü rolünün çok fazlasını sunuyoruz. Geliştirdiğimiz uygulamalarla liman verimini ve güvenliğini Türkiye’de hiçbir terminalin görmediği boyutlara taşıdık” dedi. DP World Yarımca, geliştirdiği Kolay Rota (Easy Route) uygulamasıyla limana girip çıkan kamyon trafiğini çok daha etkili ve güvenli şekilde düzenliyor.


We are at your service at all shipping requirements

Victoria River& Sea Transport Ltd. Istanbul Barbaros Mah. Mor Sümbüi Sok, Teknik Yapı Deluxia Palace No:5/A Office 433 Atasehir, Istanbul Turkey 34746 www.victoriariversea.com

Ph : +90 216 504 9972 Fax : +90 216-504 9628 Gsm : +90 545 792 2007 mail : transport@victoriariversea.com : victoria@victoriariversea.com


Free installation and shipping, No antenna investment No commitment. AgilePlans-Connectivity as a Service™ (CaaS) includes:

Global Broadband as Fast as 10 Mbps*

A Rugged, Proven Hardware Solution

Technical Support & Network Management

Critical Operations Content

Crew Welfare & Training Content

Free Shipping & Free Installation

ANKA Denizcilik Sanayi Ticaret Limited Șirketi Postane Mahallesi Rauf Orbay Caddesi Emir sokak No:7 34940 Tuzla / İstanbul - TÜRKİYE +90 (216) 392 66 96 anka@ankamarine.com www.ankamarine.com




Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.