7deniz Dergisi Temmuz-Ağustos 2019 Sayısı Çıktı

Page 1

Fiyat: 20¨ Yıl:7 Sayı: 40 Temmuz - Ağustos 2019

Burak Alkoç

Milli projeleri vatani

görev olarak yapıyoruz Prof. Dr. Soner Esmer

Kuşak ve yol girişimi bir

ihracat kapısıdır

Adem Kocadağ

Envanter çalışması geleceğimize yön verecek

Dosya

Kadın denizcilerimiz gözünden Türk denizciliğinde cinsiyetçilik 2




TRUST BASED SHIPPING

0 34

40

60

32

0

N

W

100

E

WN

300

80

NE

260

120

ES

SW

14

S

0 16

0

180

280

20

0

Chartering & Brokerage Agency Service Projects & Logistics Ship Repair Ship Management Ship Owning

0

24 200

220

PASİFİK LOJİSTİK GRUBU VE DENİZCİLİK A.Ş. Tuzla/ İSTANBUL- 0216 446 55 55 PASİFİK MAKİNA VE GEMİ SAN.TİC.A.Ş. Tuzla/İSTANBUL- 0216 446 33 61 PASİFİK GEMİ VE YAT ACENTELİĞİ TİC.A.Ş. Başiskele/ KOCAELİ- 0 262 335 50 65 Akdeniz/ MERSİN- 0 324 237 84 11 Tuzla/ İSTANBUL- 0 216 446 55 55 www.akartas.com.tr

www.pacifictr.com


SHIP MANAGEMENT

A LIFE ON THE OCEAN WAVE WITH A SAFE COMPANY

Soğanlık Yeni, Teknik Yapi Uprise Elite Residence, Balıkesir Cad. Kat:34 No:292, 34880 Kartal, TURKEY Tel: +902165102019, Fax: +902165102021, E-mail: info@pearlnaval.com


İÇİNDEKİLER

20 Yönetim 7 Deniz Basın Yayın Reklam, Danışmanlık, Turizm ve Org. Tic. Ltd. Şti. adına İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Kocamış ibrahim@7deniz.net Genel Yayın Koordinatörü Derya Altuntepe Dilsiz derya@7deniz.net

24

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Çimen Gümüş cimen@7deniz.net Editör Atilla Aşkale atilla@7deniz.net Katkıda Bulunanlar Prof.Dr Soner Esmer Doç. Dr Sercan Erol Alex Tarazanov Erhan Esinduy Sim Gülle

26

Görsel Yönetmen Polat Sarıgül polatsarigul@hotmail.com Yayın Danışma Kurulu Can Besev Kapt. Kubilay Ulucan, Kapt. Mustafa Can Prof. Dr. Ahmet Dursun Alkan, Prof. Dr. Güldem Cerit Semih Ege, Engin Koçak Prof. Dr. Soner Esmer Serhat Barış Türkmen Temsilcilikler ABD Temsilcisi: Kapt. Kubilay Ulucan,

36

Reklam ve Abone reklam@7deniz.net İletişim adresi Osmanağa Mah. Reşit Efendi Sok. No: 66/22 Kadıköy / İstanbul Tel: 0216 550 55 46 e-mail: info@7deniz.net CTP ve Baskı Creative Basım Ltd. Şti. Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi ZD1 Topkapı-İstanbul Tel: 0212 709 75 25 Yayın Yerel - Süreli Yayın 7deniz Dergisi’nde yayınlanan tüm yazı ve fotoğrafların hakları, logosu ve isim hakkı 7 Deniz Basın Yayın Reklam, Danışmanlık, Turizm ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. İzinsiz hiçbir yerde kullanılamaz. Yayımlanan ilanların sorumluluğu sahibini bağlar.

58

20 24 26 30 34

Milli projeleri vatani görev olarak yapıyoruz Kuşak ve yol girişimi bir ihracat kapısıdır Envanter çalışması geleceğimize yön verecek Hazıra konmak sorunları derinleştirmekten öteye gidemez Tersanelerin vazgeçilmez tedarikçisi BMC Marin DOSYA Kadın denizcilerimiz gözünden Türk denizciliğinde cinsiyetçilik 2 Deniz Sütçü: Denizcilik sadece bir 37 Nil meslek değil, bir yaşam tarzıdır Tankal Turgut: Çalıştığım 40 Ceren departmanda tek kadın çalışan benim Erence: Eğitimini almadım ama 42 Büşra hep denizci olmak istemiştim Günay: Denizciliğin cinsiyetsiz 44 İpek bir meslek olduğuna inanıyorum Erdoğan: Gücümüze inanıp çalışmalı 45 Sıla ve asla pes etmemeliyiz 1. Zabit Elif Derya Kısacık: 46 Uzakyol 'Kadın politikası' kabul edilemez Yar: Hemcinslerimin ‘maalesef kadın 48 Selmin ile çalışmıyoruz’ demesinden utanıyorum Güler: Bence inatçılığımız hiç 52 Sevda küçümsenemeyecek avantajımız Kücü: Biz kadınlar gemideyiz ve 54 Ebru bütün algıları yıkacağız Şerbetçi Keser: Hem iş hem de 56 Ceren davranış olarak eşitsizlik var

58 62 66 70 76 78

İşimiz gereği titiz ve detaycıyız Kazanan kim oldu? Neslimizin gördüğü en büyük endüstriyel değişimle karşı karşıyayız 40 bin kilometrelik avantaj Milyarlarca dolarlık ‘emisyon’ dalgası geliyor Türk mühendisler güneş enerjisiyle giden tekne yaptı


Quality is never a coincidence...

www


Editör lu meselesini. Şimdi hepimizin bildiği bu olayda usul tartışması ve bazı yanlışların olduğu aşikar. Madem ortada bir disiplin dosyası var. O zaman nasıl davranılması gerekli idiyse öyle olmalıydı. Gerçi burada delil yetersizliği ve belge bulunamadığı iddiası vardı. Bir de tabii Muhtaroğlu’nun kıvrak zekasını kullanıp özür dilemesi de gidişatı çok etkiledi. Velhasılı kelam Muhtaroğlu kınama cezası almadı, mevzu Meclise sunuldu ve oy birliğiyle olay kapatıldı. Ama meclis üyeleri kısık sesle de olsa usulün yanlış olduğu dile getirildi. Gelelim Ali Deniz Eraydın meselesine… Verilen kınama cezası Temmuz toplantısında meclisi hayli germiş. Komisyon Başkanının rapor metnini uzun uzadıya okuması kimilerinde kafa karışıklığı yaratmış. Bence bu kadar uzun bir metne hiç gerek yoktu. Eraydın’ın WhatsApp grubundaki hakaret mesajının okunması yeterde artardı! Ama bir de tabii işin ilginç tarafları var. Onlar da şöyle;

Kaynayan kazan kapak tutmaz Ne güzel demiş atalarımız… Boşa değil bu atasözleri. Her biri zamanın izlerini bizlere taşımakla kalmıyor, hayat içinde değişmez bazı kaideleri de gözler önüne seriyor… Hepimizin dilinde; bir araya gelmek, işbirliği yapmak, birbirine destek olmak, omuz omuza durmak gibi gibi… Hepsi çok güzel duygular ama ne yazık ki hepsi sözde! Oysa yüreği denizde olan her denizci, yosunlu derinlikleri, sazlıkları, mavi düşler atlasını ve ufkun ötesini bilir… En azından kendimizi tarif ederken böylesi tanımları kullanmaktan geri kalmıyoruz. Ancak, her ne hikmetse durgun sularda seyretmesini beklediğimiz sektörümüzde kazan kaynıyor. Kaynadıkça da kapak tutmuyor. İçinde ne var ne yoksa taşıp duruyor. Böyle olunca da ne birlikten eser kalıyor ne de işbirliği yapmaktan… Tabii Başkanın tavrını ve kucaklayıcı söylem ve davranışlarını bir kenarda tutuyorum. Tamer Kıran, sektörü bir çatı altında tutmanın gayretinde. Eski defterleri kapamış ve açılan yeni sayfalara yaptığı ve yapacaklarını yazmaya çalışıyor. Tüm bunlar şüphesiz birilerini de rahatsız ediyor. Temmuz ayı meclis toplantısına tatilde olduğumdan dolayı katılamadım ama kayıt cihazını dinledim ve fark ettim ki gergin bir toplantı daha geride kalmış. Buraya değinmeden evvel bir öncesini konuşmakta yarar var. Hani şu Mustafa Muhtaroğ-

6 TEMMUZ - AĞUSTOS

Eraydın, üyesi olduğu Oda’da hakkında disiplin dosyası olduğu hafta Meclise gelmiyor. Neden? İnsanın aklına “Acaba o meclisi dikkate almıyor mu” diye geliyor. Disiplin komisyon başkanının gemisini bir hafta önce borcundan dolayı Mersin’de tutuklatması “Acaba olayı şahsileştirmeye mi çalıştı” diye düşündürtüyor. Öyle ya madem gemiyi borcundan dolayı tutuklattın peki neden avukatlarını gönderip 10 günlük zararı karşıladın? Şayet hayırseverliğin üzerinde değilse! Eminim hepsine vardır bir cevabı… Biz ülke olarak seçim kavramını anlayamadık. Neticede ortada bir kazanan bir de kaybeden taraf var. Ama bu demek değil ki kaybeden kazanana, kazanan da kaybedene saygı duymayacak ve düşman olacak. Bu sadece bir seçimdi. Bir başkan ve yeni bir yönetim dümene geçti. Ancak hepimiz yine denizden ekmeğimizi kazanmaya devam ediyoruz. Seçim geride kaldı diyoruz, bence geride kalmadı. Halen ‘bir’ olamadık. Biz, siz diye ayrıldığımız sürece seçim geride kalmış olsa da atmosferinin hala sürdüğü aşikar. Son olarak seçimi kaybeden “Beyaz Grup” sık sık bir araya geliyor, birlikte hareket ediyor, düzenli toplantılar ve aktiviteler yapıyorlar. Yakın geçmişte Çamlıca Musiki Derneğiyle işbirliği yaparak güzel bir konsere imza attılar. Davet edilmesek de sosyal medyadan izlediğim kadarıyla çok güzel bir hava yakalamışlar. Keza medeni cesaretleri de takdire şayan. Kendi meslektaşlarıyla haftalarca prova yapıp birlikte eğlenebilmeleri, iş dışında da bir arada olmaları gerçekten çok hoş. Gönül ister ki bu ortamda “Mavi Grup ”tan da birileri olsaydı. Hep birlikte eğlenilse, bir olunsaydı. Ama daha bugünlere var sanırım… Unutmadan; PRÜ Mütevelli Heyet Başkanlığına seçilen İMEAK DTO Başkanı Tamer Kıran ile birlikte Recep Düzgit, Ahmet Can Bozkurt, Kerim Kalafatoğlu, Dr. Özkan Poyraz, Cihan Ergenç, Yunus Can, Ümit Sandıkçı ve Ali Gürün’e yeni görevlerinde başarılar diliyorum. Kalın sağlıcakla…

İbrahim Kocamış



Kısa Kısa Gemilerin Türk Boğazları'ndaki bekleme süresi uzuyor

Gemi inşada ilk 5 ay 435.7 milyon dolarlık ihracat DÜNYANIN gemi yapım merkezine dönüşen Türkiye’deki gemi inşa sektörü yılın ilk 5 aylık döneminde 435.7 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Önceki yıl 990.5 milyon dolar ihracat geliri sağlayan sektörün bu yıl da hedefine ulaşması bekleniyor. Türkiye gemi inşa sektöründe adından söz ettiren başlıca iki tersane bulunuyor. Bunlar İstanbul Tuzla ve Yalova Altınova’da bulunuyor. Resmi verilere göre bu yılın ilk 5 aylık döneminde gerçekleştirilen ihracatın 161.8 milyon dolarlık kısmı Yalova Altınova Tersane Girişimcileri A.Ş’ye ait. Ancak üretim yeri esas alındığı zaman bu rakam yaklaşık 290 milyon doları buluyor. Altınova’da gemi inşa eden bazı şirketlerin merkezi İstanbul’da bulunuyor. İhracat gelirleri de firmaların kayıtlı bulunduğu kent esas alınarak hesaplanıyor. Bu nedenle aslında gemi ve römorkörlerin inşa edildikleri yer esas alındığında Altınova’daki tersanelerin ocak-mayıs arasındaki ihracatı yaklaşık 290 milyon dolara ulaşıyor. Bu da Türkiye gemi ihracatının yaklaşık yüzde 70’i ediyor.

ULAŞTIRMA ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, "Türk Boğazları'ndan uğraksız geçiş yapan gemilerin zorunlu gereksinimlerini karşılamak üzere bekleme sürelerinin 2 günden 7 güne çıkaracak mevzuat değişikliğinde sona gelmiş bulunuyoruz. Denizciliğin daha da gelişmesi, denizlerde sağlanan imkanların artması, kaynakların ekonomiye kazandırılması ve en etkin şekilde kullanılması hususlarına, büyük önem verildiğini belirten Bakan Turhan sektörün ekonomiye önemli katkı sağladığını ifade ederek, "Bunu da sektör temsilcilerimizle birlikte yapmanın gayreti içinde olduk. Elbette denizlerimizin genişliği, zenginliği ve stratejik üstünlüğü bizim için önemlidir. Önemli olan, bu alanda üreten, işleyen, ışıldayan sektörümüzün de güçlü olmasıdır. Çünkü denizcilik sektörü ve ekonomisi, dünya ticaretinde önemli bir role sahiptir. Uluslararası deniz ticareti, 2017 yılında yüzde 4’lük bir büyümeyle son beş yılın en hızlı büyümesini yakalayarak, 2018 yılsonu itibariyle 11 milyar tona ulaşmıştır” şeklinde konuştu.

Tamer Kıran PRÜ Mütevelli Heyeti Başkanlığı’na seçildi PİRİ Reis Üniversitesi (PRÜ) Mütevelli Heyet Başkanlığı’na seçilen İMEAK DTO Başkanı Tamer Kıran, belirlenen 8 üye ile birlikte yeni eğitim yılına hazır olduklarını belirterek, “Aldığımız bu bayrağı inşallah daha iyi taşıyarak görevimizi yapmak nasip olur” dedi. Tamer Kıran, PRÜ Mütevelli Heyeti Başkanlığı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Geçtiğimiz ay Mütevelli Heyet Toplantısı’nı gerçekleştirdiklerini dile getiren Kıran, görev süresi dolan 5 mütevelli heyet üyelerinden 3’ünün görev sürelerine devam etmek istemeyerek istifa ettiklerini söyledi. Metin Kalkavan Başkanlığı’nda yapılan toplantıda önümüzdeki yıl için PRÜ Mütevelli Heyet Başkanlığı’na seçildiğini kaydeden Kıran, “Bununla ilgili ardından görev süreleri dolduktan sonra yeni üyeler tespit ettik. Hem DTO hem de TÜDEV Yönetim Kurulu’nun teveccüh gösterip bana o yetkiyi vermesiyle 8 arkadaşımızı Piri Reis Üniversitesi Mütevelli Heyeti’ne atanmak üzere YÖK’e bildirdik” dedi.

8 TEMMUZ - AĞUSTOS



Kısa Kısa Cemre Tersanesi, Veronica balıkçı gemisi inşasına başladı

CEMRE Tersanesi’nin Atlantic Dawn için inşa edeceği balıkçı gemilerinden ilki olan Veronica için firma yetkililerinin katılımıyla çelik kesme töreni düzenlendi. Geminin 2021’in ilk çeyreğinde teslim edilmesi planlanıyor. Cemre Tersanesi ile İrlandalı Atlantic Dawn arasında iki balıkçı gemisi inşası için imzalanan anlaşma çerçevesinde ilk balıkçı gemisinin inşasının startını vermek için çelik kesme töreni düzenlendi. Gemilerden ilki olan Veronica için Cemre Tersanesi’nde düzenlenen törene iki firmanın yetkilileri katıldı. İlk balıkçı gemisinin 2021’in ilk çeyreğinde teslim edilmesi planlanırken ikinci geminin ise 2021’in üçüncü çeyreğinde teslim edileceği öngörülüyor. Gemilerin tasarımı Salt Ship Design tarafından yapıldı. Uzunlukları dışında tüm özellikleri aynı olan gemilerden Veronica’nın uzunluğu 63 metre, ikinci geminin uzunluğu ise 64 metre olacak.

Özata Tersanesi, 2019 yılının ilk yarısında üç yeni kontrat imzaladı ÖZATA Tersanesi, Norveçli armatörler ile üç farklı balıkçı gemisi kontratı imzaladı. Kontratlardan biri, NYE RADEK AS ile Norveç bayraklı olacak ve derin deniz balıkçılığı yapacak RADEK isimli gemi için yapıldı, geminin 2021 yılının üçüncü çeyreğinde teslim edilmesi planlanıyor. Diğer kontrat, ise VEA AS isimli şirket ile VEA isimli balıkçı gemisi için yapıldı, bu geminin de 2021 yılının üçüncü çeyreğinde teslim edilmesi planlanıyor. Üçüncü kontrat ise VIDJENES AS isimli şirketle Julie Pauline isimli gemi için yapıldı. Geminin teslim tarihi 2021 yılının ikinci çeyreği olarak açıklandı. Özata Tersanesi’nde günümüze kadar inşa edilmiş her geminin ayrı nitelikleri olması dolayısıyla; armatörlerin isteklerinin farklı olduğu, standartların dışında olan balıkçı gemileri bulunan Norveç pazarına yönelmek tersane yönetimi tarafından atılmış stratejik bir adımdı. Böylece daha da gelişmeyi amaçlayan tersane, her projede olduğu gibi, bu projede de güvenlik ve kaliteyi ön planda tutuyor.

Sefine Tersanesi’den Norveç’e bir canlı balık gemisi daha

SEFİNE Tersanesi'nin Norveçli Dess Aquaculture Shipping için inşa edeceği NB 41 Canlı Balık Gemisinin sac kesim töreni gerçekleştirildi. Norveçli Dess Aquaculture Shipping için yapımına başlanan NB 41 inşa numaralı gemi, NB-31, 32, 36, 37 ve 40 numaraları gemileri ile

10 TEMMUZ - AĞUSTOS

aynı tip olarak üretilen altıncı canlı balık taşıma gemisi oldu. Sefine Tersanesi’nin gelenekselleşen saç kesim törenleriyle vurgulanan, müşteri memnuniyeti, kalite ve çalışma disiplini, her zaman olduğu gibi Sefine Tersanesi’ni yaptığı tüm işlerde mutlak başarıya ulaştıran temel

etmenler olduğuna dikkat çekildi. Sac kesimi ile başlayan ve teslime kadar devam eden süreci yürütecek ekip, törenlerinde gelenekselleşen kutlamalarla yapımına başladıkları gemi için gerekli motivasyonu depoladı.



Kısa Kısa Çin limanlarından enerji alacak gemiler için yeni düzenleme

ULUSLARARASI Deniz Ticaret Odası (ICS) Çin limanlarında kıyıdan enerji alımı yapacak gemiler için yapılan yeni düzenlemeyle ilgili açıklama yaptı. 1 Temmuz 2019 tarihinden itibaren kıyıdan enerji almak için gerekli sistem ve ekipmanlarla donatılmış (tankerler hariç) herhangi bir geminin rıhtımda uygulayacağı değişiklikler açıklandı. Buna göre; rıhtımın, gemide kullanılan sistemle uyumlu bir kıyı enerji kaynağı sistemine sahip olması, limanın Çin hükümeti tarafından belirlenen bir Emisyon Kontrol Alanı (ECA) içinde bulunması, geminin 3 saatten fazla bir süre boyunca rıhtımda olması gerekiyor. Akü veya sıfır emisyonlu enerji kaynağı gibi eşdeğer sistemleri/önlemleri kullanan gemilerin düzenlemelerden muaf olduğu; gemilerin, Çin'deki rıhtımların kıyı enerji kaynağına sahip olup olmadığını öğrenmek bu tür sistemlerin teknik detayları ve temin edilen enerjinin ödeme düzenlemesi için liman acenteleri ile irtibat kurulması gerektiği bildirildi.

Maersk'ten kargo yüklemede dijital yenilik MAERSK, tedarik zincirini basitleştiren ve müşterilerine sabit fiyatla kargo yükleme garantisi sağlayan dijital hizmetini başladığını duyurdu. Dünyanın önde gelen nakliye şirketlerinden Maersk, sektörde var olan temel verimsizlerin bir kısmını ele alarak müşterilerine yardımcı olabilmek için yeniliğe gitti. Şirket, tedarik zincirini basitleştiren ve müşterilerine sabit fiyatla kargo yükleme garantisi sağlayan dijital hizmetin başladığını duyurdu. Maersk Okyanus Ürünleri Küresel Başkanı Silvia Ding açıklamasında, “Bugünün çevrimdışı süreci, ücret listeleri, şartlar ve ek ücretlere kadar sayısı 13’ü bulan işlem gerektiriyordu. Yeni sistem ile bu rakam çevrimiçi olarak beş bütünleşik basamağa indirgendi. Rezervasyon onaylandıktan sonra Maersk, operasyonun yürütülmesini taahhüt ediyor. Yeni sistem ile yüzde 30’a kadar çıkan kısmi çifte rezervasyon döngüsünün son bulması bekleniyor” şeklinde konuştu.

Çin, dünyanın en akıllı tanker gemisini inşa etti ÇİN'İN inşa ettiği New Journey adlı tanker gemisi, sevkiyat rotasını otomatik olarak hesaplıyor. Dalian Shipbuilding tarafından inşa edilen ve dünyanın en akıllı tankeri olarak lanse edilen ilki New Journey adlı petrol tankeri deniz denemesinin yanı sıra akıllı ekipman ve sistem testi dahil diğer testleri de başarıyla tamamladı. Tersane yetkilileri ikinci tankerinde bu yıl içinde teslim edileceğini açıkladı. Dalian Shipbuilding Pazarlama Müdürü Xue Xuekui: “Şu anda, dünyanın dört bir yanındaki ülkeler, deniz trafiğinin güvenliği, enerji tasarrufu, emisyonların azaltılması ve ekonomik verimliliğin geliştirilmesinde önemli rol oynayan gemiler için akıllı navigasyonu aktif olarak destekliyorlar” dedi. COSCO Denizcilik tarafından işletilecek akıllı tankerlerde; gemi navigasyon yardımcı otopilotu, akıllı sıvı kargo yönetimi, entegre enerji verimliliği yönetimi, ekipman işletme ve bakım, akıllı hizmet sistemlerinin ağ bilgi platformunu yapılandırarak tüm gemi kıyı iletişimi sağlanıyor.


Yatay Yaşam Hattı Horizontal Life Line GVR2457

Dikey Yaşam Hattı Vertical Life Line GVR44

CEN/TS 16415:2013 EN 795:2012

EN 353-1:2018 0158

JULI SLING CO.,LTD

0158

i n f o @ g o v e r. c o m . t r

g o v e r. c o m . t r

goverapp.com


Kısa Kısa Elkon, Kanadalı firmaya hibrit gemiler tasarlayacak DENİZCİLİK sektöröne alçak gerilim elektrikli ekipmanları ve otomasyon sistemleri tasarlayan, imal eden Türk firması Elkon, Romanya'da Hollandalı gemi inşa devi Damen Grubu'na ait Mangalia Tersanesi'nde Kanadalı feribot işletmecisi Seaspan için iki yeni feribot daha inşa edecek. Elkon, Kanadalı feribot işletmecisi için LNG yakıtlı ve batarya destekli elektrik tahrik sisteminin bir arada kullanıldığı hibrit gemileri tasarlayacak. 149 metre uzunluğunda ve 26 metre genişliğindeki iki hibrit feribot, 2021 yılında teslim edilecek. BV klasındaki iki feribot, daha önce Türkiye'de Sedef Tersanesi'nde yapımı gerçekleştirilen feribotların gelişmiş versiyonları olacak.

Hopa Port'ta yoğun hareketlilik KARADENİZ Bölgesi'nin en önemli limanlarından biri olan Hopa Port'a aynı gün içinde 5 gemi birden demir attı. Bölgenin ve ülkenin en önemli limanlarından biri olan Hopa Port'ta Ağustos ayı oldukça hareketli geçti. Limanda bir yandan yanaşan gemiler yüklerini boşaltırken, diğer taraftan başka gemiler limandan ayrılıyor. Tek gün içinde 5 geminin giriş yaptığı Hopa Port'a Çimento terminaline Arel 3 gemisi Uçucu Kül, Tahıl Terminaline Rıver Grace ve Makc Buğday, Akçansa Çimento Terminaline Kaptan Cevdet Çimento ve Ana Operasyon Terminaline Golden Lion Kömür ile giriş yaptı. Gemilerin boşaltma işlemleri ise devam ediyor. Hopa Port Genel Müdürü Meriç Burçin Özer, Limanın stratejik konumu, 7/24 her türlü olumsuz şartlara rağmen güvenli tahliye işlemlerinin rahatlıkla yapılabilir olması, kapalı ve açık depolama alanlarının genişliği ile tercih edilir konumda olduğunu ifade ederek “Hopa Port'a ciddi paralar harcayarak güvenliği en üst düzeye çıkarttık. Tüm terminallerde yangın söndürme sistemlerini komple yeniledik ve artık anında müdahale edilebilir noktaya geldik” dedi.

14 TEMMUZ - AĞUSTOS

MSC, Safi Port’u uğrak limanları arasına aldı MSC, Türkiye’deki liman uğraklarını çeşitlendiriyor. MSC Canberra gemisi Kocaeli Derince’deki Safi Port Limanı’ndaki ilk hareketini gerçekleştirdi. Dünyanın en büyük konteyner taşımacıları arasında bulunan MSC, İsrail Servisi’nde yeni düzenlemeye giderek uğrakları arasına Safi Port Derince’yi ekledi. Yeni düzenleme ile Tekirdağ Asyaport Limanı’ndan başlayan İsrail Servisi, Ambarlı, Derince, Gemlik, İzmir, Mersin, Haifa, Ashdod, Tekirdağ Asyaport rotasını takip ediyor. 4 Ağustos’ta Safi Port Derince’den AO931A sefer sayılı MSC Canberra gemisi ilk seferini gerçekleştirdi. MSC, rota düzenlemesine ek olarak servise eklediği 3’üncü gemi ile müşterilerine daha hızlı, düzenli ve kaliteli hizmet verecek.


Otelimiz siz değerli misafirlerimiz için incelikle tasarlanmıș olup; ailenizle birlikte dinlenebileceğiniz, A’la carte hizmet alarak hoș vakitler geçirebileceğiniz, çocuklarınızın Denizcilik Tarihi ile iç içe bir șekilde hem eğlenip hem de eğitici bilgiler ile beslenebileceği Butik temalı bir oteldir.

TOKOĞLU Grup Otelleri

Assos Hotel Behramkale Kadırga Mevkii Ayvacık Çanakkale / TÜRKİYE T. +90 286 721 70 71 +90 541 721 70 71 F. +90 286 721 71 77 M. info@assosbarbarossahotel.com W. www.assosbarbarossahotel.com assosbarbarossahotel assosbarbarossahotel

Behramkale Köyü İskele Mevkii Ayvacık Çanakkale / TÜRKİYE T. 0 286 721 70 16 G. 0 545 721 70 16 M. info@assosbehramhotel.com W. www.assosbehramhotel.com assosbehramhotel AssosBehramHotel

Balabanlı Köyü Sivrice Mevkii Çanakkale / TÜRKİYE T. 0 286 7234010 T. 0 286 7234008 G. 0 544 723 40 10 M. info@assoszeytinhanhotel.com W. www.assoszeytinhanhotel.com assoszeytinhanhotel zeytinhanhotelassos

Balabanlı Koyu, Sivrice mevki Ayvacık 01860 Ayvacık/Çanakkale/TÜRKİY T. 0286 723 40 48 assosdionysos_hotel assosdionysoshotel




Kısa Kısa ABD ile Çin arasındaki ek vergi restleşmesi Türkiye’ye yaradıiler

uladığı ek verg ABD’NİN Çin’den ithal ürünlere uyg ülke pazarlarına nedeniyle, ABD’li ithalatçılar farklı i yükümlülüklerinden yöneliyor. ABD’li ithalatçılar ek verg ettiği ürünleri Türkiye rik teda kurtulmak amacıyla Çin’den iye'den ABD'ye pazarından elde etmeye başladı. Türk Müdür Hasan Şafak, taşımacılık faaliyeti yürüten Genel ABD pazarında i “Taşımacılık işlerimizin dörtte birin bir işlem hacmi ik 15’l de gerçekleştiriyoruz. Yılda yüz de 50 civarını yüz yıl bu ece sad ak artışımız vardı. Anc arasındaki ek vergi görmeye başladı” dedi. ABD ile Çin i sorumluluğundan verg restleşmeleri Türkiye’ye yaradı. Ek ünü Türkiye’ye yön ılar latç itha kurtulmak isteyen ABD’li bir yıl içerisinde çevirdi. Bu durum sonucunda sadece leri yüzde 50 ABD’ye yürütülen taşımacılık faaliyet ’ye taşımacılık ABD oranında artış kaydetti. Türkiye’den Genel in etin şirk tik lojis faaliyetleri gerçekleştiren kları ürünlere aldı ’den Çin ’nin ABD k, Müdürü Hasan Şafa ıların latç itha ’li uygulanan ek vergiler sebebiyle, ABD edi. Türkiye pazarına yöneldiğini söyl

Mersin’de ihracat ilk 5 ayda yüzde 4 arttı MERSİN firmalarının 2019’un ilk 5 ayında gerçekleştirdikleri ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4 artarak 708 milyon dolar olarak gerçekleşti. Mersin’in Mayıs 2019’daki ihracat hacmi ise geçen yıla göre yüzde 12’lik artışla 145 milyon dolara ulaştı. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Aylık Göstergeler Mayıs 2019 bültenini yayınladı. Bültende yer alan verilere göre, 2019'un Ocak-Mayıs döneminde Mersin firmaları ihracat hacmi; yılın ilk ayından itibaren hızlı biçimde artış eğiliminde olan imalat sanayi sektörünün katkısıyla geçen yıla göre yüzde 4'lük artışla 708 milyon dolar olarak gerçekleşti. Yılın ilk 5 aylık döneminde ihracat hacmi artış hızının, 2018'in aynı dönemine kıyasla yavaşlamasında ise tarım sektörü etkili oldu. Yılın ilk 5 aylık döneminde Mersin’den 169 ülkeye ihracat gerçekleştirilirken; 117 ülkeden de Mersin’e ithalat yapıldı. İhracat yapılan ülke sayısı bir önceki yıla göre 15 adet artarken, ithalat yapılan ülke sayısı ise 7 adet azaldı.

18 TEMMUZ - AĞUSTOS

Yeşil Liman Sertifikaları sahiplerini buldu TÜRKİYE’DE faaliyet gösteren limanlarda hava kalitesinin artırılması, atıkların kabulü, enerji tüketimi ve gürültü kirliliğinin azaltılması amacıyla imzalanan “Yeşil Liman Protokolü” kapsamında çevre dostu limanlar “Yeşil Liman” sertifikası almaya hak kazandı. T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Türkiye Liman İşletmecileri Derneği’nin (TÜRKLİM) düzenlediği “Yeşil Liman (Green Port)” sertifika töreni sertifikaları dağıttı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Konferans Salonu'nda gerçekleşen Yeşil Liman Sertifika Töreni'ne Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, Bakan Yardımcısı Selim Dursun ve üst düzey bürokratlar katıldı. Yeşil Liman Sertifika Töreni ile YeşilEko Liman şartları ve kriterlerini yerine getiren, Altınel Limanı, Hopaport, Limaş Limanı, Limak İskenderun Limanı ve Mardaş Limanı bu yıl sektifika almaya hak kazanırken, Aksa Limanı, Bodrum Kruvaziyer Limanı, Borusan Limanı, Ege Port, Evyapport, Kumport, Limakport, Marport, Petkim Limanı ve Solventaş Limanı'nına yenilenen sertifikaları takdim edildi.



Röportaj

Milli projeleri vatani görev olarak yapıyoruz

ISGEM Group’un kurucu ortağı Burak Alkoç

20 TEMMUZ - AĞUSTOS

Yerli ve milli olma hedefiyle 2018’de kuruluşunu ilan eden ISGEM, bir yıl gibi kısa bir sürede çok sayıda projeye imza atarak, Türkiye’de geleceğin firmalarından biri olacağını kanıtladı. Kaptan Levent Akson ile birlikte yerli ve millileşmeyi kendine düstur edinen ISGEM Group’un kurucu ortağı Burak Alkoç “Biz bir Rus turist gelsin döviz bıraksın diye beklerken ayda milyon dolarlık maaş, yabancı personele gidiyor. Yönetim firması yabancı olduğu için personel, alımlar yabancı firmalar üzerinde yapılıyor. Diğer ülkelerde denizcilik alanında yabancı firmalar bu kadar kolay faaliyet gösteremiyor. Bizim amacımız ülkemizdeki tüm spesifik projelerin FSRU, sismik, DP kısmı dahi olmak üzere yerli ve milli olmasıdır” diyor.


www.7deniz.net < ISGEM geçen sene kuruldu ama çatı altında yer alan firmalarımız uzun zamandır sektöre hizmet veriyor. Diğer taraftan Türkiye’ye know-how getirme projemize istinaden kardeş ülkemiz Kore’den 8 adet çok önemli temsilcilikler aldık. Bu temsilcilikler ne ile alakalı? Hanla IMS Balast Water Treatment, balast suyu ıslahı ile ilgili, Marine Stellar Scrubber, Ilseung Sewage Treatment Plant-Fresh Water Generator, Talent LNG Tank & Piping, vb. gibi birçok kapsamlı ekipmanlar yelpazemizde bulunuyor. Bu ürünlerin servis, devreye alma ve yedek parça işlerini de yürütüyoruz. Temsilcisi olduğumuz firmalarla daha iyi diyalog geliştirmek için Kore’de de bir ofis açtık. Uzakdoğu’daki birçok firma ile tedarik, gemi işletmeciliği, personel tedariki, acentelik konularında Türk insanına yeni kapılar açmak, istihdam sağlamak üzere görüşüyoruz. 8 adet temsilcilik var dedik ama bunu kısa sürede 2 katına çıkaracağımızı düşünüyoruz. İş birlikteliği yaptığımız firmalarda güven, kalite ilkeleriyle seçici davranmaya azami dikkat gösteriyoruz. Daha çok Avrupa ve Kore ile çalışıyoruz. Hanla IMS Balast Water Treatment System ile ilgili fiyat politikanız nedir?

ISGEM’i “Yerli ve milli” sloganıyla 2018’de kurdunuz. O dönemden bugüne neler oldu? 2018 yılında kıymetli Ağabeyim Kaptan Levent ile bu yola çıktık. Amacımız, ülkemizde bu çok özel gemilerin offshore ve oil&gas ile ilgili sismik kısım da dahil olmak üzere millileştirilmesiydi. Bir yıl içinde epey yol kat ettik. Birçok projenin içinde yer aldık, danışmanlık yaptık. BOTAŞ, TPAO, MTA; bunların elinde bulunan gemilerin millileştirilmesi ile ilgili çalışmalarda bulunduk. Bunun yurtdışında kademeli olarak millileştirmeye yönelik birçok örnek mevcut. Modec, MOL, vb. Biz, LNG konusu ve bunların önemini uzun yıllar önce gündeme getirdik. Çalıştığımız firmalarda FSRU, LNG, drill ships, LPG ile ilgili yeni inşa dahi olmak üzere çeşitli projelerin içerisinde yer aldık. Kendi personelinizi yetiştirmenin ne kadar önemli olduğu artık açıkça görülmekte. Kendi geminizin olmasının ne denli önemli olduğunu da Doğu Akdeniz’de görüyoruz. Sondaj gemilerinin drill tarafından millileştirilmesi projesi ile de ilgilenmekteyiz. Bunlarla beraber nasıl yapılacağını resmi kaynaklara ilettik. Bu konuyla il-

gili ciddi farkındalık oluşturduğumuzu düşünüyoruz. Bu projelerin millileştirilmeleri noktasında Botaş, DTO’ya resmi kanallar ile görüşlerimizi yazılı olarak aktardık. Katıldığımız çalıştaylarda da konunun önemini vurguladık. BOTAŞ’ın Türkiye’ye güneye gelecek olan (Floating Storage and Regasification Unit) FSRU gemisinin inşası Kore’de Hyundai tersanesinde devam ediyor. Maalesef geminin denetimi yabancı bir firma tarafında yapılmakta. Bu geminin hem işletilmesi hem de 3 yıllık zaman zarfı içerisinde tamamıyla millileştirilmesi konusunda neler yapılacağı ile ilgili projemizi bulunuyor. Sigorta, bayrak, klas, majör oil şirketleri ile gerekli hazırlıklarımız, planlamamız hazır. Bunda uzun yıllardır gemi işletmeciliği yapmamızın da önemli katkısı bulunuyor. Yabancı firma ile mecburen kısmi olarak ilk iki sene ilerlemeniz gerekiyor. Sigorta, matrix konularına istinaden en az personelin 2 yıl LNGC’de çalışmaları ve Sigtto eğitimli personel hususu zaruri durumda oluyor. Şunu da belirtmek isterim ki biz ISGEM’i grup firması olarak kurarak mevcut firmalarımızı bir araya getirip aynı çatı altında toplamayı hedefledik.

Balast Water sistemleri piyasaya ilk çıktıkları dönemlerde özellikle 2010 yılında fiyatlar çok yüksekti. Ar-Ge ile fiyatların nasıl aşağı çekileceği konusu araştırıldı. Fiyatları oldukça aşağıya çekildi. Bizim sistemimizde üretici firma valf kontrol sistemi, seviye kontrol sistemini de birlikte paket olarak verdiğinden full garanti mevcut. Yani sistemde sorun olduğu zaman konuyu valf kontrol sistemi, seviye kontrol sistemi ya da balast suyu ıslah sistemi üreticisi ile çözmek yerine tek bir firma ile muhatap oluyorsunuz. Ayrıca uzun taksitli özel anlaşmalar da yapmamız söz konusu. Biz bu sistemde kullanılacak diğer ürünleri tedarik olan firmalarla da iş birlikteliği yaptığımız için turn key solutions dediğimiz tersane dahil her işi biz üstlenebiliyoruz. Anahtar teslim sistem montajı yapılmış oluyor. Bu 3D scanning’ten başlayıp devreye alma ve sertifikaların teslimi ve sonrasında garanti sürecinin takibi, şirket personeli eğitimi de dahil olmak üzere geniş bir hizmet. Fikir nereden çıktı, nasıl düşündünüz? Bizim kurulurken ki ismimiz İstanbul Gas Enerji ve Gemi İşletmeciliği A.Ş. olarak. Bu şekilde unvana sahip bir firma dahi Türkiye’de yok. Yıllardır üzerinde kafa yorup çalıştığımız konular üzerinde

TEMMUZ - AĞUSTOS 21


Röportaj Levent Kaptan ile beraber teşviki mesaimiz sonucunda beraber güç birlikteliği yaptık. Biz bu şekilde buradaki açığı, boşluğu gördük. Biz bu işleri ISGEM olarak yerli, milli yani vatani bir görev, hizmet olarak görüp yapıyoruz. Konuyu, ilgili makamlara, kurumlara, bürokrasiye anlattınız mı? Biz BOTAŞ, TPAO, MTA’dan ilgili tüm birimlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Konuya hakim olunca, projelendirince ilgili mercilerde konuya çözüme yönelik yaklaşıyorlar. Sektör, ülke olarak yabancı özentiliğimiz mi var? Maalesef var. Aslında mevzu yabancı firmaların pazarı bırakmak istemesi ve kolay yolun seçilmesi olarak özetlenebilir. Ama biz umutluyuz. Yabancı firmalar diyor ki, bütün sigorta kuruluşları, brokırlarımızla münasebetlerimiz en üst seviyede… Bunun formülleri var. Kimse sıfırdan LNG ya da FSRU işletmecisi olmuyor. Size diyorlar ki hiç LNG işlettiniz mi? Rakip firmalar diyor ki “Siz bunu yapamazsınız, matrixi var, sigorta onaylamaz sizi” gibi bahaneler öne sürüyorlar. Bu işe yatırım yapan holdingler, firmalar risk almak istemiyorlar. Risk almaktan ziyade burada bir milli mesele söz konusu. Hangi ülkede sizin personeliniz ya da geminiz kabotaj hatlarında çalışıyor? Yunanistan’a,

22 TEMMUZ - AĞUSTOS

Norveç’e bakın ya da herhangi bir ülkeye size ne kadar kapılarını açıyor? Sektör olarak sıkıntılı bir süreçten geçtiğimiz, işsizlik sorunuyla yüzleştiğimiz dönemde bu konulara daha yoğun eğilmemiz gerekiyor. Yabancı firmalardan işi layıkıyla yapan profesyonel kuruluşlarda var. Ben size başka bir şey anlatayım. Bizim kendimize çok daha fazla güvenmemiz lazım. Biz halen biz bu gemileri işletebilir miyiz, inşa denetimini yapabilirmiyizi konuşuyoruz. İşletiriz hem de daha iyi işletiriz. Burada özellikle gaz gemilerinin operasyonlarını yaptıktan sonra da tersanelerimizde inşa edilmeye başlanabilir. Diğer taraftan “DP kısmında kurs aldıktan sonra staj nerede yapacak, ehliyeti nasıl işlenecek konular var’’. Bugün ülkemizdeki gemilerde DP var. Ancak kurslar için Azerbaycan, Ukrayna’ya, gidip bunların eğitimini alabiliyoruz. Bunların eğitiminin Türkiye’de yapılması lazım. Bir inovasyon, simülatör eğitim merkezi yapılması gerekiyor. Kore, Brezilya bu yöntemle ilerledi. Pearl Naval kurulalı 3 yıl oldu. Bu 3 yılda nasıl bir yol izlendi? Pearl Naval, incimiz ilk göz ağrımız. Aynı şekilde Pearl Naval’a faaliyetlerimize devam ediyoruz. Türkiye’deki denizcilik fonu ile bizim de danışmanlığını yaptığımız 5 tane 64.000 tonluk ikinci el gemi alma projemiz var. Şu anda işletmemizde 5 gemi bulunuyor. Kasım-Aralık gibi 2 gemiyi daha filomuza katacağız. Yılbaşında ise 3 gemi daha gelecek. Bu 5 gemi anlaşması bu

şekilde gerçekleşecek. Hedeflerimizi büyüttük. ABD’de bu tarz denizcilik fonları mevcut. Denizcilikte kriz devam ederken şu anda navlun artıyor. Çin ve ABD’deki ticaret savaşları, İran’ın Hürmüz Boğazı’nda yaptıkları, Doğu Akdeniz’deki ülkemizin son derece kararlı attığı adımlar, stratejik hamleler, küresel olarak ekonominin iyi olması, Çin’in çok fazla büyümemesi, son dönemde Çin’in cevher talebi, stok tutma politikası navlun hareketliliğine yol açtı. Dökme piyasasında artış gözüküyor. Özellikle MR tankerlerde IMO 2020 düşük sülfürlü yakıt sebebiyle (scrubber sistem montajının bekle ve gör politikası ile azlığı) ‘’rafinerilerin kapasite artırmaları’’ sebebiyle tanker piyasası da hareketlenmeye başladı. Koreli armatörlerle görüşüyoruz. Diğer taraftan ISGEM’de Klass ve Survey konularına yönelik bir bölüm daha kurmayı planlıyoruz. Firmanızda kadın çalışan oranı nedir? Kadın istihdamı ile ilgili bizlere bilgi verebilir misiniz? Kadın istihdamı çok önemli. ISGEM’de 6 kadın çalışanımız var. Kiralama, operasyon, iş geliştirme ve muhasebe bölümlerinde görev yapıyorlar. Hatta biri de 1 Temmuz Kabotaj ve Denizcilik Bayramı günü işbaşı yaptı. Özellikle fakülte, üniversite mezunu kadınların denizciliğe girmesi, denizcilik örf ve adetini alarak yetişen kadınların daha fazla STK’larda, denizcilik şirketlerinde yer alması vizyon açısından ve farklı bakış açıları ile ilerleme açısından çok önemli.



Makale

Kuşak ve yol girişimi bir ihracat kapısıdır

Prof. Dr. Soner Esmer DEÜ Denizcilik Fakültesi soneresmer@gmail.com

24 TEMMUZ - AĞUSTOS

Türkiye AB pazarlarına yakınlığı ve üretim potansiyeli ile aslında Çin’in en önemli rakiplerinden birisidir. Stratejik açıdan Türkiye, AB için üretim üssü olarak Çin’e rakip olmalı, diğer yandan Çin’de gelişen tüketim pazarını bir fırsat olarak görüp Çin pazarında etkinliğini arttırmalıdır. Diğer yandan Türkiye’nin Kuşak ve Yol Girişimine resmi olarak dâhil olması, yenidünya düzenine uygundur ve Çin ihracatımızın gelişmesi yönünde bir avantajdır. Kuşak ve Yol Girişimi Türkiye’den Çin’e kadar uzanan ve girişime dâhil olan tüm ülkeleri kapsayan bir ihracat kapısıdır.


www.7deniz.net <

C

oğrafi keşifler sonrasında Uzak Doğu-Avrupa güzergâhında neredeyse 500 yıl süren bir Avrupa (sömürge) egemenliği başlar. İkinci Dünya Savaşı sonrasında aynı güzergâhta yapılan ticari mal taşımalarında “Batı” üstünlüğü devam eder. Uzak Doğu’dan tüketim pazarlarına taşınan tüketim mallarının miktarı (ters istikamete göre) hep fazla olmuştur. Ancak 80’li yıllardan itibaren Küresel Üretim Üssü olarak konumlanan Çin’den taşınan ürünün niteliği (geçmiş dönemlere göre) değişir ve ağırlıklı olarak endüstriyel ürünler taşınmaya başlar. 2001 yılında Dünya Ticaret Örgütü üyeliğine kabulü ile Çin, artık küresel ticaretin merkezi olur ve yaklaşık 15 yıl süren hızlı bir gelişim dönemine girer. 2010’lu yıllara gelindiğinde Çin, küresel dünyanın (IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü gibi) klasik kurumları ve küresel kabul görmüş tahammülleri yerine kendi kurumlarını ve kurallarını işletmek ister. Bu kurumlar ve kuralların kapsamı gün geçtikçe artar ve bazı küresel proje ve girişimler ile desteklenir. Kuşak ve Yol Girişimi, Çin’in

kurmaya çalıştığı bu yenidünya düzeninin lokomotifidir. Kuşak ve Yol Girişiminin 6 yılda geldiği nokta Kuşak ve Yol Girişiminin ticari hacmi her geçen yıl artıyor. 2019 yılı itibariyle 125 ülke ve 29 uluslararası kuruluş ile toplamda 173 işbirliği belgesi imzalandı, son 6 yılda Kuşak ve Yol’a dahil olan ülkeler arasındaki ticaretin hacmi toplamda 6 trilyon doları aştı. Sadece 2018 yılında ulaşılan ticaret hacmi 1.25 trilyon dolardı. 2019 yılının ilk 6 ayında (geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 9.7 oranında artış göstererek) 617 milyar doları geçmiş durumda. Hatta bu artış oranı Çin’in kendi dış ticaret gelişim oranının iki katından fazladır. Bu 6 aylık dönemde Çin’in dış ticareti, Kuşak ve Yol’a dahil olan bazı ülkelerde önemli artış oranları yakaladı. Yakın coğrafyamızda bulunan Rusya, Suudi Arabistan ve Mısır ile yapılan dış ticaret sırasıyla yüzde 11.5, yüzde 34 ve yüzde 11 oranlarında arttı. Çin 2018 yılında 18 Arap ülkesi ile Kuşak ve Yol Girişimi’ni birlikte inşa etmek adına anlaşmalar imzaladı. Yapılan ikili anlaşmalar ile Çin-Arap ülkeleri dış ticareti 2018 yılında yüzde 28 artış göstererek 244 milyar dolara ulaştı. Peki bizim Çin ile ticaret hacmimiz ne durumda? Hal böyleyken, havada uçan bu milyar dolarlar içinde bizim Çin ile aramızdaki ticaret hacmi ne kadar biliyor musunuz? 2018 yılı rakamları ile 20.7 milyar doları ithalat olmak üzere toplamda sadece 23.6 milyar dolar. Yani Çin’e sadece 2.9 milyar dolarlık ihracat yapabiliyoruz. Çin’e ihraç ettiğimiz ürünlerin önemli bir kısmı işlenmemiş doğal taş (blok mermer gibi) ve madenlerdir. Yani oldukça zengin sayılacak ihracat ürün gamımız ve zeytinyağı, fındık, incir gibi klasik ihracat kalemlerimiz olmasına rağmen Çin’e katma değerli ürünler satamıyoruz. Bu konuda ciddi emekler harcandı ama şu ana kadar çok az ilerleme kaydedildi. Bunun temel nedeni ise uluslararası markalar yaratamamaktır. Çin tüketicisi popüler markaları tüketiyor Neredeyse 30 yıldır süren hızlı ekonomik gelişim sonucunda Çin’de sayısı 300 milyonu geçen orta ve üst düzey ge-

lir seviyesine sahip bir tüketim toplumu ortaya çıktı. Bu yeni tüketim toplumu, Batının tüketim değerlerine ciddi bir sempati duyarken, Batının küresel markalarını taşıyan ürünlere sahip olma ya da tüketme eğilimindedir. Bu nedenle bu meşhur küresel markaların Çin’i (bir üretim üssü olarak görmelerine ilaveten) bir pazar olarak görmeleri ve pazarda yer bulmaları çok da zor olmadı. Çin pazarına kaliteli ve katma değerli ürünlerle girmekte zorlanan ülkeler küresel marka yaratamayanlar oldu. Bu dezavantajı bizler de yaşadık. Ancak halen geç değil. Sadece oyunu Çin’in kendi kurallarına göre oynamak gerekiyor. Bir başarı hikayesi olan kiraz ihracatımızda olduğu gibi. Kirazımız Çin pazarlarına etkili bir giriş yaptı Neredeyse 10 yılı bulan uğraşlar sonucunda kirazımız Çin pazarında yer bulmaya başladı. Bu uzun soluklu bir başarı hikâyesidir. Bu başarı hikâyesinin aktörleri kiraz üreticilerimiz, Ege ihracatçı Birlikleri, Tarım ve Orman Bakanlığı’mız ve Ticaret Bakanlığı’mızdır. Güzel bir iş birliği örneği ile elde edilen bu başarı, diğer başarı hikâyelerinin önünü açacaktır. Çin pazarına Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi ile girelim Türkiye AB pazarlarına yakınlığı ve üretim potansiyeli ile aslında Çin’in en önemli rakiplerinden birisidir. Stratejik açıdan Türkiye, AB için üretim üssü olarak Çin’e rakip olmalı, diğer yandan Çin’de gelişen tüketim pazarını bir fırsat olarak görüp Çin pazarında etkinliğini arttırmalıdır. Diğer yandan Türkiye’nin Kuşak ve Yol Girişimine resmi olarak dâhil olması, yenidünya düzenine uygundur ve Çin ihracatımızın gelişmesi yönünde bir avantajdır. Kuşak ve Yol Girişimi Türkiye’den Çin’e kadar uzanan ve girişime dâhil olan tüm ülkeleri kapsayan bir ihracat kapısıdır. Kuşak ve Yol Girişimi ayağımıza kadar gelen bir fırsattır. Bize bu fırsatı kullanacak ve geliştirecek cesur girişimciler lazımdır. Biliyorum ki “En başarılı insanlar ayrıcalıklarını yeni bir yeteneğe sahip oldukları veya kendilerine bir fırsat sunulduğu için elde etmemişlerdir. Onlar ellerindeki fırsatları geliştirmişlerdir (Bruce Barton)”. Zaman bu insanların zamanıdır.

TEMMUZ - AĞUSTOS 25


Röportaj

Envanter çalışması geleceğimize yön verecek

“Türkiye'nin dünya denizciliğindeki payını görmek açısından hayati önem taşıyan envanter çalışması, DTO’nun vizyonu ve yakın, orta, uzun vadeli gelecek stratejileri, ülkenin ihtiyaçları, millileştirme ve yerlileştirme çalışmaları, sektörün ihtiyaçları gibi temel unsurların fikirlere dönüştürülmesini sağlayacak” diyen TMH bünyesindeki Esko Marine Genel Müdürü ve aynı zamanda DTO Denizcilik Sektörü Envanter Komisyon Başkanı Adem Kocadağ ile bir araya geldik.

T

The Mariteme House Kurucu Ortağı Adem Kocadağ

ürk denizcilik sektöründeki böylesi önemli bir boşluğu kapatmak için yaklaşık bir yıl önce kolları sıvayarak ciddi ve özverili çalışmalar yürüten TMH (The Maritime House) bünyesindeki Esko Marine Genel Müdürü ve aynı zamanda DTO Denizcilik Sektörü Envanter Komisyon Başkanı Adem Kocadağ, ‘yaşayan sistem’ diye ifade ettiği envanter çalışmasına ilişkin ola-

26 TEMMUZ - AĞUSTOS

rak, ‘’Denizcilikte ileri mi gittik, geri mi gittik, stabil mi kaldık? Nereye gidiyoruz göreceğiz. Sektör için 2019 milat olacak, sıfır noktası’ diyor. Gönüllü olarak yaptığı çalışmalarla ilgili ‘’Devrim Arabaları’’ benzetmesi yapan Kocadağ, ancak sonucun farklı olacağına inanıyor, herkesten manevi destek beklediğinin de altını çiziyor. Her kademedeki Türk denizcilerinden ve tüm paydaşlardan da projeye inanmalarını istiyor.

Denizcilikte envanter çalışmasının uzun zamandır devam eden bir çalışma olduğunu söyleyen Kocadağ, “Değişik dönemlerde. değişik çalışmalar yapılmış, maalesef hiçbiri arzu edilen bir sonuca ulaşamamış.” Denizci dostlarımız, finansal bilgilerini, projelerini, başkalarıyla paylaşmak istemiyor. Bunun da bazı haklı nedenleri ve kendilerine göre çekinceleri var. Yurtdışında bu işlerde her şey şeffaf durumda. Bu envanter çalış-


www.7deniz.net <

ması ile sektördeki ağırlığın belli oluyor. İlgili bürokratlarımızın yaptığı çalışmaya göre denizcilik sektörünün ülkemiz ekonomisine katkısı 17,5 milyar dolar olarak tespit edilmiş durumda. Bizim yaptığımız çalışma ile bu işler kapsamlı bir şekilde ortaya çıkacak. Denizcilik sektörünün çatı kuruluşu olan İMEAK DTO olarak ne kadar ithalat ne kadar ihracat yaptığımızı bilemezsek yönümüzü belirleyemeyiz. Bizim envanterden anladığımız sadece sayısal datalara ulaşmak değil, aynı zamanda denizcilik olarak SWOT analiz yapabileceğimiz kısa, orta ve uzun vadeli denizcilik stratejileri oluşturmak. Projemizi bitirdikten sonra gerçekleştireceğimiz çalıştaylarla sektörümüzde her bir ayrı alt bileşenler için yeni hedefler belirleyeceğiz. Envanter desteği ile denizciliğimize katkı sağlamış olacağız. Hem kendi sektörümüze hem de rakip diğer ülkelere bakmış olacağız, kendimizi doğru konumlandırabileceğiz. Genel bir kabulleniş var “Çin ile rekabet edemeyiz!” Rekabet edebiliyor muyuz, edemiyor muyuz diye bakacağız. Bu konuları araştırmak için uluslararası kuruluşlarla da dirsek teması halindeyiz” şeklinde konuştu.

Envanter çalışmasını kimler yürütüyor? Türk denizciliği için milat olacak envanter projesinde güven içinde çalışılacak firma seçimi prosesi ve diğer tüm aşamaları kendisi yürüten Kocadağ, “9 ayrı firma ile görüştüm. Görüşmeler öncesi zaten tüm kriterlerimizi belirlemiştik. Kırmızı çizgilerimiz, olmazsa olmazlarımız vardı. Teknik ve ticari olarak elenenleri yönetim ile gereksiz zaman

harcamamaları için, detaylarını paylaşmadık ancak elenme nedenlerini açıkladık kendilerine. Seçilen firmayı değişik toplantılara davet ettik. Çeşitli firmalarla, üniversitelerle çalıştığımız firmanın görüşmesini sağladık. 48 adet meslek komitelerimizi, 26 ana komite başlığında birleştirdik. 48 böylelikle 26’ya düştü. Komite başkanları ile seçtiğimiz firma, ilgili arkadaşlarla beraber toplantılar yapacak. Komite başkanları ve/veya komitenin görevlendirdiği kişiler seçilen firmaya

TEMMUZ - AĞUSTOS 27


Röportaj

envanter konusunda ne bekliyorlar? Sayısal ve sayısal olmayan hedeflere nasıl ulaşmak istiyorlar? Hedefleri nedir, ne gibi zorluklarla karşılaşıyorlar? Komiteler burada kilit nokta olacak. Sorumluluk onlarda, ondan sonra da büyüklüklerine ve sektördeki ağırlıklarına göre firmalarla yüz yüze görüşmeler yapılarak, her bir komitenin ayrı ayrı envanter projesinden beklediği kriterler sorulacak. Araştırma yapılacak. 26 Ana Komiteyle görüştükten sonra rakamlar belli olacak, SWOT analizi ortaya çıkacak. Bizim envanterimizin en büyük avantajı ve farklılığı web tabanlı olması ve daha da önemlisi “yaşayan” bir envanter projesi olması. Çünkü şu anda toplayacağımız tüm datalar her sene güncellenecek, böylece bu proje bittikten sonra tekrar bu kadar kapsamlı bir proje yapılmasına gerek kalmayacak. Kaynak israfını engellemiş olacağız. Buradaki yazılım kodu DTO olarak bize lazımdı bu kapsamlı projeyi gelecekte de güvence altına almak için. Yazılıma göre değişmekle beraber, 200 – 300 bin

28 TEMMUZ - AĞUSTOS

TL gibi rakamlardan bahsediliyor bu tip yazılımlar için. Çoğu kimse bunu bilmez ama, bu kodu şahsi gayretlerimizle ve ricamızla ücretsiz aldık. Devleti temsil ettiğimizi söyledik ve düzenlemeleri rahatlıkla yapabilmek için ricada bulunduk, kodu ücretsiz alabildik. Gururla sizlere söyleyebilirim. Gelecekte kendimiz de düzenlemeler yapabilmek için seçilen firma ile görüşme yapmak, onlara bağlı kalmak durumunda kalacaktık ki bunu çözdük. Site yayın hayatına geçince eklemeleri biz kendimiz yapabileceğiz. Sitemizde her kademenin ulaşabileceği datalar farklı olacak. Yönetim Kurulu veya Meclis Başkanı’nın görebileceği datalar ile diğer kullanıcıların görebileceği alanlar farklı olacak. Yönetim kurulundan gelen kararlara göre de sitede düzenlemeler yapabileceğiz. Sonuçta bireysel datalar bizi ilgilendirmiyor, bunlar bütünü oluşturmak için kullanılacak ama ilgisiz kişiler tarafından kesinlikle görülemeyecek. Biz tamamen bütüne bakacağız” ifadesinde bulundu.

Eskiden neden başarısız olduk? Kocadağ, “Rakibim beni görüp geçmesin veya yeni rakipler yaratmamalıyım mantığından dolayı üyelerimiz şüpheyle yaklaşıyordu. Bizim sistemimizde gizlilik ön planda olacak. Biz bu envanterle firmaların bütünlüğüne bakacağız. Komite bazında, alt sektörler bazında. Firmaların tekil olarak ne kazanıp kazanmadıkları bizi kesinlikle ilgilendirmiyor. O datalar zaten devletin ilgili kuruluşlarında var. Bizim yapacağımız çalışmaya göre firma kendi durumuna bakacak, sektörle kendini kıyaslayacak, yeni hedefler belirleyecek, bizim ise hedefimiz tamamen bütünsel. Gizli ve saklı hiçbir şey açığa çıkmayacak. Bu sebeple üyelerimizin çekinmesine gerek yok” ifadesini kullandı. Prosedür olarak bazı gecikmeler olduğunu anlatan Kocadağ, “Bu da tamamen bu projeyi tam anlamıyla hedefe odaklı, hiç eksiksiz, tam katılımlı, geride soru işareti bırakmayacak şekilde yapmak is-


www.7deniz.net < tememizden kaynaklanıyor. Firma araştırma, görüşmeler, firmaların seçimi, firmalarla pazarlık, tekrar görüşmeler, kontrat hazırlanması aşamaları zaman aldı tabi ki. DTO’nun hukuk birimi de tek tek proje detaylarını kontrat aşamasında incelediler. İmza aşamasına gelene kadar aşırı titiz bir çalışma yürütüldü. Nihayet bu aşamaları geçtik. Yüz yüze görüşülecek ve anket gönderilecek komitelere ait bilgileri firma ile paylaştık. Hangi komiteye gideceklerini, kimlerle görüşeceklerini biliyorlar. Ayrıca denizcilik sektörümüz ile ilgili 22 adet STK seçtik. Bu STK’larla da yüz yüze görüşmeler yapılacak. Bir de maalesef oluşan gecikmelerden dolayı projemiz yaz sezonuna kaldı. Bu durum projeyi tabi biraz geciktirecek ister istemez. Yaz tatili, bayram sezonu derken komitelerle, üyelerle görüşülmesi 1-2 aylık bir süre alacak. Şu anda yazılımımız tamamlanmış durumda, elde edilen dataların bilgisayar ortamına geçirilmesi var. Onların analiz edilmesi, rapor edilmesi ve yönetime sunum yapılması var. Yine gereken düzenlemeleri yaptıktan sonra sektörün bilgisine sunulması var” dedi. Geniş kapsamlı bir araştırma yaptık Çalışma yaptıkları ülkeler konusunda da bilgiler veren Kocadağ, “Kore, Japon-

ya, İngiltere, ABD ve Yunanistan’ı araştırdım, bağlantılarımı kullandım. Şimdi onlar envanter yapmış, sisteme girdiğin zaman ne kadar çalışan var, ne kadar dwt var, hepsi gözüküyor. Japonya’ya baktığında direkt denizcilik sektörünün ihracat, üretimi ne kadar, kaç kişi çalışıyor hemen gözüküyor. Ne kadar direkt ve indirekt katkı sağlıyor ülke ekonomisine görebiliyorsunuz. İngiltere’de UK Maritime 2050 Strategy, Strateji Belgesi hazırlandı. Bu çalışmaya internetten ulaşılabiliyor. 338 sayfalık çok geniş kapsamlı bir çalışma. Bizim zorluğumuz diğer ülkeler göre şudur; 10 bin üyemiz var. Bizim İMEAK Deniz Ticaret Odamız, diğer ülkelerdeki Deniz Ticaret Odaları gibi değil. Bizdeki gibi zannetmiyorum ki kompakt bir Deniz Ticaret Odası olsun. Biz çok bileşenli ve birçok bakanlığın iştigal konularıyla bağlantılı bir Deniz Ticaret Odasıyız. Ulaştırma Bakanlığı, Gümrük Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı gibi. Ayrıca bizde İngiltere benzeri bir hedef yok. Türkiye’nin 2023 – 2071 hedefleri var ancak, Türk Denizciliğinin bir hedefi yok. Projemizden sonra tüm bunlar da yerine oturacak, hedeflerimiz ortaya çıkacak” şeklinde konuştu.

Envanter çalışması ile üç tarafı denizlerle çevrili ve tarihinde büyük deniz başarıları olan ülkemizin deniz endüstrisi geliştirilerek, 5 bine yakın firmanın ulusal ve uluslararası rekabet güçleri ile karları maksimize edilecek. Ülke kalkınmasına katkıda bulunması ve üyelere doğru ve zamanında bilgi sunmanın sağlanacağı çalışmada, uluslararası ve ulusal mevzuatta deniz ticaretinin gelişmesine engel teşkil edici hususlara da yer verilecek. Envanter çalışmasının başlıca hedefleri arasında, verilerin toplanmasının yanı sıra, üyeler arasındaki iletişimin kuvvetlendirilmesi ve üyelerin paydaş olarak konumlandırılması, sistemsel eksikliklerin ve etkilerinin belirlenmesi, sektörel inovasyon fikirlerinin toplanması ve strateji üretimine zemin oluşturulması, DTO’nun daha çok bilinen bir oda haline gelmesinin sağlanması, deniz endüstrisinin gerçek potansiyelinin ve istihdam olanaklarının ortaya çıkarılması, sektörün stratejik geleceği hakkında senaryoların belirlenmesi ve ihtiyacı olan projelerin netleştirilerek kaynakların belirlenmesi, denizlerde dijitalleşme trendleri ile ülke ekonomisine 5-10-30 yıllık ufuktaki katma değerinin tespit edilmesi yer alıyor. Yazının devamına www.7deniz.net internet sitemizden ulaşabilirsiniz.

TEMMUZ - AĞUSTOS 29


Eğitim

Hazıra konmak sorunları derinleştirmekten öteye gidemez Her profesyonel işte olduğu gibi denizcilikte de yetişme ve yetiştirme aşamaları çok önem arz eder. Doğru yapıldığı takdirde çok iyi sonuçlar alınabileceği gibi yanlış yapıldığı takdirde de doğal olarak kötü sonuçlar ortaya çıkabilir. Konumuz iyi zabit yetiştirmek olduğuna göre bunun iki tarafına da bakmak lazım.

Erhan Esinduy ESKO Marine Trading Genel Müdürü

30 TEMMUZ - AĞUSTOS

B

ir tarafta yetişecek olan kişi yani “stajyer” diğer tarafta ise yetiştirecek olan “armatör”, bakın dikkatinizi çekerim okul demiyorum armatör diyorum. Neden? Cevabı çok basit. Çünkü şayet oturmuş bir işletme sistemi ve bununla birlikte bir uzun

soluklu personel politikası var ise bir denizcilik şirketinde dışardan hazır personel çok nadiren alınır çünkü genelde kendi personelini bu şirketler kendileri yetiştirirler zaman içerisinde. İşte bu noktada da stajyer konusu çok önem taşır. Öyle ki bu şirketler stajyer adaylarını daha lise son sınıftan itiba-


www.7deniz.net < ren kendileri seçerler ve seçtikleri adayların denizcilik eğitimlerini baştan sona kadar ve herhangi bir mecburi hizmet istemeksizin kendileri üstlenirler. Bu sebepten dolayı da yetiştiren taraf esasında denizcilik şirketinin kendisidir. Tabii yetişme aşamalarından biri de okuldaki akademik eğitim dönemleridir. Bunu da yine stajyerlere şirket kendi sağlar. En önemli yatırım insana yapılan yatırımdır Önce şirket tarafından başlayalım. Yukarıda bahsettiğim gibi lise son sınıftan itibaren şirketler kendilerine stajyer adayları seçer. Bunu yapabilmek için kara kadrosuna her sene gemilerinden bir 2. kaptan ve bir 2. mühendis alırlar. Bu kişilerin bir yıllık görevi hem liseleri gezip denizciliği ve denizdeki hayatı öğrencilere anlatmak, istekli olanlar ile mülakat yapmak ve aralarından ihtiyaç doğrultusunda adayları belirlemek hem de hali hazırda şirketin çeşitli denizcilik okullarında okuttuğu stajyerlerin gelişimlerini takip etmek. Aynı zamanda stajyerler ile belli aralıklarda görüşerek okul eğitim kadrosu ile stajyerlerin gelişimleri hakkında bilgi almaktır. Bu zaten kendi başına şirketin stajyere gösterdiği önemin göstergesidir ki zaten bir deniz-

cilik şirketi için en önemli yatırım insana yapılan yatırımdır bunu asla unutmamak gerekir. Gemideki yaşama uyum, en az işi bilmek kadar önemli İşin deniz kısmına geldiğimizde de tıpkı karada yani okulda gelişimleri sıkıca takip edildiği gibi gemilerde de 2. kaptanlar ve 2. mühendisler stajyerlerin gelişimlerini çok yakından takip ederler. Gelişim derken sadece iş ile ilgili değil aynı zamanda gemideki sosyal hayata uyum sağlama konusuna da çok önem verilir. Çünkü siz her ne kadar mükemmel bilgi ve beceriye sahip olursanız olun işinizi ne kadar iyi yaparsanız yapın gemi hayatına ayak uyduramadıktan sonra bunların pek anlamı kalmaz. Gemide olmaktan mutlu değilseniz, sosyal hayat size göre değilse, aileden uzak kalma konusunda duygusal sıkıntılar yaşıyorsanız -ki bu da direkt olarak yaptığınız işe yansır- zaten o iş size göre değildir. Bu da stajyerlerin gemideki sosyal hayata adapte olup olamamasından açıkça ortaya çıkar. Olamayanlar da doğal olarak bu işten vakit çok geç olmadan vazgeçerler. Staj dönemi tabii ki çok önemlidir. Çünkü bu dönemde deniz ile ilgili hiç bilgisi olmayan bir genç hem gün geçtikçe ve pratik yaptıkça bilgi sahibi olur

hem de stajyeri olduğu şirketin işletme politikasını, tabiri caizse, yoğurt yiyişini yavaş yavaş öğrenmeye başlar. Ağaç yaşken eğilir misali bu hem kendisi için hem de şirket için çok önem taşır ve staj döneminin sonunda yetiştirilen stajyer akademik süreci tamamladıktan sonra eline ehliyetini aldığında çalışacağı şirket gemilerinde zaten aynı sistem içerisinde yetiştirildiği için hiçbir şekilde yabancılık çekmeden başarılı bir zabit olarak görev almaya başlar. Denizcilik şirketlerinin en büyük sıkıntılarından birisinin kaliteli personel olduğunu kabul edersek, yukarıda bahsettiğim şekilde yetiştirilen personelin geminin emniyetli çalışması yine gemideki şirketin kurmuş olduğu emniyetli işletim sisteminin düzgün ve bilinçli bir şekilde işletilmesi açısından paha biçilmez önem taşır. Bundan da gerek şirket ve gerekse de kişi kesinlikle fayda görür. Denizcilik eğitiminde reform şart Gelelim yetişme kısmına yani stajyerin rolüne. Öncelikle hep bahsettiğimiz gibi denizde çalışmak herkesin harcı değildir. Denizi sevmek, evden uzak hayata adapte olabilmek, genç yaşta kendinden yaşça çok daha büyük kişilerle çalışıp, arkadaşlık edebilmek, zor koşullar altında

TEMMUZ - AĞUSTOS 31


Eğitim Her stajyer yeri geldiğinde gemideki zor şartları kontrollü bir şekilde mutlaka tecrübe etmelidir. Bunu yaşamalıdır çünkü stajı sonrasında gemide zabitlik yaparken mutlaka zor şartlar görecektir. Bu işin doğasında var. Onun içindir ki bu şartlara göre de eğitim alması ve bu şartları birebir yaşaması gerekiyor. Denizde hayat asla el bebek -gül bebek değil. Şayet işi yapmak istiyorsa bunu kabullenmesi gerekiyor. Mevcut durumdan ne şirket ne de stajyer faydalanabiliyor

gerektiğinde uzun saatler çalışabilmek gibi birçok zorluklara göğüs gerebilmeyi gerektirir. Yani kafaca mental olarak bunun altından kalkabilmek gerekir. Tabii bunu herkes başaramaz. Onun için de hep bahsettiğim gibi denizcilik eğitimde ciddi bir reforma gitmek gerekir ve bunun doğru yolu olan sandviç sisteminde eğitim verilmesi elzemdir. Sandviç derken okul / gemi / okul / gemi / okul şeklinde bir eğitim. Böyle olunca stajyer hem ilk sene sonunda denizdeki hayatın kendine göre olup olmadığına karar verebilecek. Buna göre de şayet bu hayatın kendine göre olmadığını düşünürse vakit çok geç olmadan vazgeçip başka bir dala yönelebilecek. Hem de ders olarak gördüğü her şeyi pratikte uygulamalı görme şansı yakalayabilecek. Dolayısıyla öğrenmesi daha kolay olarak çok daha kaliteli bir şekilde uygulayarak öğrenecektir.

32 TEMMUZ - AĞUSTOS

‘Her stajyer, gemideki zor şartları kontrollü olarak tecrübe etmelidir’ Gemi hayati hele ki 17-18 yaşında bu ise başlayan çocuklar için hiç ama hiç kolay değildir. Denize çıkmak isteyen gençlerin bir kere bunun çok iyi bilincinde olması gerekir. Günümüzde stajyerlerin konu olduğu birkaç çok ama çok üzücü olay yaşandı ve bunların tabii ki yaşanmasını asla kimse istemez. Ancak diğer taraftan baktığınızda iyi bir zabit olabilmek için staj dönemini çok sıkı geçirmek gerekir. Bu stajyerin köle gibi ucuz işçi olarak çalıştırılması anlamına tabii ki gelmez. Zaten şirket kısmında da bahsettiğim gibi şayet şirket insana yatırımı yapıyorsa ve bu kişiyi uzun yıllar bünyesinde çalıştırmayı hedefliyorsa bu kişinin yetiştirilmesi için de gerekli tüm önlemleri almalıdır ve bu şekilde stajyer yetiştiren şirketlerde zaten bunları yapıyorlar.

Gelelim ülkemizdeki duruma. Yukarıda bahsettiğim gibi bir şirket / stajyer ilişkisi bizim denizcilik şirketlerimizde şimdiye kadar pek görülmüş değil. Bizde öncelikle eğitim sistemi yanlış. Sonrasında bir iki şirket dışında şirketlerin oturmuş köklü bir stajyer politikaları yok. Çoğunlukla rica minnet tanıdıkların çocukları gemilere stajyer olarak gönderiliyor o da sadece kişinin staj suresini tamamlaması için. Yani ileriye dönük şirketin stajyeri değil gelip geçici birkaç aylık süre doldurmak için gemide geçirilen vakit olarak görülüyor staj. Tabii hal böyle olunca bundan ne şirket faydalanabiliyor ne de stajyer. Bu sistem değişmediği ve gerek eğitimde köklü bir değişim, gerekse de denizcilik şirketlerimizin personel ve stajyer politikalarında ciddi değişiklikler olmadığı sürece korkarım durum kötüden daha da kötüye gidecektir. Bizler hep hazıra konmaktan yana olursak, hep böyle bir sistemi ülkemizde nasıl işletebilirizi düşünmektense neden işleyemeyeceğinin sebeplerini ortaya çıkartmak için çaba göstermeye devam edersek burada sonuçlarından somut bir şey çıkmayan çalıştaylar yapmanın ötesine gidemeyiz diye düşünüyorum. Yabancı şirketler teşvik edilebilir Ama bir gerçek var ki Türkiye’de ciddi sayıda denizcilik eğitimi veren okullar var. Dolayısıyla da ciddi sayıda zabit çıkıyor. Belli ki bu gençleri en iyi değerlendiremiyoruz. O zaman alternatif olarak, yabancı şirketleri buraya çekebilirsek ve Türkiye’den zabit almaya teşvik edebilirsek, belki bu gençler stajlarından itibaren yabancı şirketlerde görev alabilirler. Bu da gençlerimizin önünü açmak adına alternatif bir yöntem olabilir.


Design approval Class transfer services

Pre-contract services Offshore structural integrity management

Offshore conditioning monitoring

Certification of systems

Fabrication survey

Renewal survey

RCM risk based maintenance

MARITIME

MANAGING COST IS EASIER WHEN YOU CAN SEE THE WHOLE PICTURE We provide a complete technical and regulatory overview of projects and operations, helping you to manage costs while enhancing safety and quality. Our team of classification experts guides you through the complexities of offshore regulations. With a comprehensive range of classification and related services, we assist designers, builders, owners and operators in ensuring the safety, reliability and high performance of their offshore units.

While drawing on a worldwide network of expertise, we offer specialist local advise. Our dedicated support across the asset’s life cycle delivers value beyond compliance and helps to differentiate operations in competitive environments.

Learn more at www.dnvgl.com/offshore


Gemi Yan Sanayi

Tersanelerin vazgeçilmez tedarikçisi BMC Marin “Güven her şeydir... Kalite, verimlilik, memnuniyet ve karlılık ödüllendirilir” şiarıyla yola çıkan BMC Marin, henüz 3 yaşında olmasına rağmen alanında lider olma yolunda hızla ilerliyor. BMC Marin Kurucusu Gürsel Yıldız, “Biz BMC Marine olarak enerji sektörüne yoğunlaşmıştık ama şimdi yüzümüzü tersane sektörüne çevirdik. Tersanelere teknolojik destek veriyoruz ve ekipman gönderiyoruz. Tersanelerin de teknolojik gelişmelere açık olması ve bunları beklemesi bizleri mutlu ediyor” diyor. BMC Marin Kurucusu Gürsel Yıldız, “Biz BMC Marine olarak enerji sektörüne yoğunlaşmıştık ama şimdi yüzümüzü tersane sektörüne çevirdik. Tersanelere teknolojik destek veriyoruz ve ekipman gönderiyoruz. Tersanelerin de teknolojik gelişmelere açık olması ve bunları beklemesi bizleri mutlu ediyor” şeklinde konuştu. Firmanın kuruluş serüveninden de bahseden Yıldız, “15 Temmuz 2016 tarihinde kuruldu. Üçüncü yılımızı da bitirdik. Gemi inşa sektöründe 30. yılımızı doldurduk. Daha önce tersanelerde çalıştık. 1989 yılında İTÜ Gemi İnşaat Fakültesini bitirdim. Okulu bitirir bitirmez iş hayatına atıldım. 2015’te yeni bir plan yaptım. En son çalıştığım yerden ayrılıp serbest çalışma planı yaptım. O dönem Gemi Mühendisleri Odası’nda yönetim kurulu üyeliği ve genel sekreterliği yaptım. Daha sonra 2016 yılında kendi şirketimi kurarak gemi sektörüne danışmanlık, proje yönetimi alanında hizmet vermeye başladım” ifadelerini kullandı. BMC Marin Kurucusu Gürsel Yıldız

G

emicilik alanında birçok hizmeti tek çatı altında toplayan BMC Marin hem denizcilik sektöründe hem de kara sanayi tesislerinde müşterilerine mühendislik, danışmanlık ve üretim işgücü hizmeti sunarak, çözüm üretirken, ayrıca temsilcisi olduğu firmaların ürünlerini de müşterileri için en uygun şartlarda temin ediyor. 30 yıllık birikimin ışığında sorunların çözümü ile ilgili ekipman sağlayan

34 TEMMUZ - AĞUSTOS

Verdikleri hizmetlerden söz eden Yıldız, “Proje yönetiminde armatör bize kontrat verecek biz de armatöre gemi vereceğiz. Projenin kontrat aşamasından teslim sürecine kadarki yönetimi; çünkü tecrübemiz bu yönde. Daha sonra geçmişte yaşadığımız paslanmaz boru kaynaklarının sorunlarının çözümünü bulmak için girişimde bulunma ihtiyacı ortaya çıktı. Bununla alakalı koruma gaz uygulamaları alanında İngiliz firmanın temsilciliğini aldık. Ondan sonra bu işler gelişmeye başladı. Biraz enerji sektörüne kaydık. Rafineri; petrol boru hatları, doğal gaz hatları gibi. Şu anda yoğun olarak boru kesme ve

“Tersanelerde en büyük sorun glipas. Buna da gelecekte çözüm bulma gibi bir girişimimiz olacak” kaynak ağzı açma ekipmanları, koruma gaz uygulamaları ile ilgili ürünler öneriyoruz. Tersanelerdeki taşlama sorununa çözüm olacak bir alet getiriyoruz” açıklamasında bulundu. Bu 30 yılın birikiminde gördüğü sorunların çözümü ile ilgili ekipman bulduklarını anlatan Yıldız, “Bunu alan firmalar da çok memnun. Bu nedenle hem biz mutluyuz hem de müşteriler mutlu. Tersanelerde en büyük sorun glipas. Buna da gelecekte çözüm bulma gibi bir girişimimiz olacak. Çünkü glipas ciddi anlamda çevreye zarar veriyor. Bunun daha pratik çözümlerini bulma yolları var. Bu konularda araştırmalarımız var. Malta’da glipas yasak. Biz de buna benzer bir çözüm üreteceğiz” dedi. 2008’de başlayan kriz maalesef tam daha atlatılamadı diyen Yıldız, “2008’de başlayan kriz bugünlerde yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Gördüğüm kadarıyla tersanelerde bir hareketlilik var. Yeni projeler var. En büyük problem finansman sorunu gözüküyor. Tersaneler ve armatörlerin iyi ilişkileri bu sorunların çözümünü oluşturacak. Karşılıklı güven ilişkisi ile bu sorun çözülecek. Geçmişte bazı taşeronların büyük bir firma haline geldiğini görüyoruz” ifadesinde bulundu.



Kadın Denizcilerimiz

Kadın denizcilerimiz gözünden Türk denizciliğinde cinsiyetçilik 2 Dile getirmekten vazgeçmeyeceğimiz konulardan bir tanesi de Türk denizcilik sektöründeki cinsiyet eşitliği. Bir önceki sayımızda ilk bölümünü yayımladığımız kadın denizcilerimizin ikinci bölümüne yer veriyoruz. İstedik ki bu konuda biz konuşup, yazmayalım. Çünkü konuşacak olan da yazacak olan da konunun muhatapları kadınlarımız… İşte onların gözünden Türk denizcilik sektöründe cinsiyetçilik.

Dosyamıza katılanlara yönelttiğimiz sorular: • Bizlere biraz kendinizden bahsedip hem eğitim hem de is hayatınızın bugüne kadar nasıl ilerlediğini anlatır mısınız? • İş hayatınız ve profesyonel kariyerinizi denizcilik sektöründe seçmenizin nedenleri nelerdi? • Bir kadın olarak hala erkek egemen

36 TEMMUZ - AĞUSTOS

Varsa anlatmak istediğiniz yaşadığınız bir anınızı öğrenmek isteriz.

• Sektörde kendinizi ifade edebildiğinizi düşünüyor musunuz? Ya da kadınlar sektörde kendini ifade edebiliyor mu?

• Sektördeki derneklerin/ birliklerin çalışmalarını, sektördeki kadınlara verdiği desteği nasıl değerlendiriyorsunuz?

• Çalıştığınız şirketin kadın çalışanlara yaklaşımıyla ilgili neler söylemek istersiniz?

bir sektörde çalışıyor olmanın avantaj ya da dezavantajlarını yasadınız mı?


www.7deniz.net <

Nil Deniz Sütçü: Denizcilik sadece bir meslek değil, bir yaşam tarzıdır

İ

stanbul Teknik Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Güverte (Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği) Bölümünden 2004 yılında mezun oldum. Mezuniyetin sonrasında, açık deniz eğitimlerimi tamamlamış olduğum Aksay Denizcilik’te, kimyasal tanker sınıfı gemilerde Güverte Zabiti olarak görev almaya başladım. Burada bir süre çalıştıktan sonra, oradan firmanın gemilerindeki yaşam mahallerinde ortak banyo ve tuvalet kullanımı sebebiyle ayrılarak Beşiktaş Denizcilik’te görev almaya başladım. Beşiktaş Denizciliğin kimyasal ve ham petrol sınıfı gemilerinde, güverte zabiti olarak yaklaşık 2 yıl süren çalışmam ardından I. Zabit olarak görev almak için firmadan ayrılmak durumunda kaldım. Cinsiyet konusunda sektörün kabullenme tartışmalarının devam ettiği bir zaman dilimiydi ve ne yazık ki, artık idareci görevlerinin de üstlenileceği için I. Zabitlik görevi için bir kadın atanması konusunda Beşiktaş Denizcilik’in içerisinde de bazı görüş ayrılıkları vardı. Genel Denizcilik ile devam ettiğim denizcilik yaşantımda I. Zabit görevi ile sadece Türk personel değil, tamamen Hintli personelle de çalışma deneyimini yaklaşık 2 yıl süresince edinme şansım oldu. Transal Denizcilik’in Turkuaz gemisinde ilk Kaptan’lık görevimi yaptıktan sonra tekrar Genel Denizciliğe dönüp kaptan olarak çalışmaya 2013 yılına kadar devam ettim. 2013 yılında Dekaş Kılavuzluk A.Ş.’de staj süremi tamamlayıp kılavuz kaptan olarak mesleğime devam

TEMMUZ - AĞUSTOS 37


Kadın Denizcilerimiz ettim. 2014 yılında hamileliğimden dolayı ara vermek zorunda kaldığım mesleğime tekrar başlayarak denizcilik yaşantımı sürdürüyorum. Evli ve bir çocuk annesiyim. • Meslek olarak denizciliği seçerken sınavından sonra denizcilik üniversitede ilk tercihimdi. Ama meslekten bir tanıdığım yok. Tercihlerimi kitapçıktaki meslek tanıtımlarını okuyarak yaptım. En büyük etken denizi çok sevmemdi. Seçimimde en büyük etkenlerden biri de aktif bir meslek istememdi. Deniz kenarında ve denizle iç içe geçmiş bir çocukluk geçirdiğim için benim için çok doğru bir seçim olacağını düşündüm. • Sektörümüzde, 2000’li yıların başında kadın çalışan sayısı çok azdı ve kadınların denizde çalışması çok nadir görülen bir durumdu. Buna bağlı olarak, herhangi bir tecrübeye değil tahmine dayalı tepkiler, yaklaşımlar ve tutumlar mevcuttu. Hatta firmaların kendi içlerinde bile net bir politika benimsenememiş olabiliyordu. Bilinmez olduğu ve çok örneği olmadığı için “kesinlikle çalışmamalı” bakış açısı veya çalışırken her türlü sorunu cinsiyete bağlayan tutumlar çok yaygındı ve hala da yaygın olduğunu düşünüyorum. Kendi tecrübeme dayanarak, zorluk çıkaran, yardımcı olmaya çalışan birçok tutumla ve kişiyle karşılaştığımı söyleyebilirim. Özellikle nasıl yapmaman gerektiğini anlatan beni bundan vazgeçirmeye çalışan birçok anlatım oldu. Devam etmemi sağlayan ise kendimi başarmak istediğim hedefe odaklamamdı diyebilirim. Şu an da çalışmaktan mutlu olduğum bir meslek yapıyorum. Denizcilik sadece bir meslek değil tabii ki, aynı zamanda bir yaşam tarzı. O yüzden herkese

38 TEMMUZ - AĞUSTOS

uygun olamayabilir. Birçok insan bunu yaparken zorlanıyor ve onun deneyimini siz de yaşayacakmışsınız gibi anlatıyorlar. Ortak noktalar var tabi ama herkesin bu konudaki hisleri farklı oldukça erkek egemen bir çalışma ortamı olduğu için daha sert genelleşmiş davranış kalıpları var. Fiziksel olarak zorlayıcı yaşam ve çalışma saatleri de mesleğin gerçekleri arasında. Kadın olarak ilk başlarda meslek hayatım boyunca bu işi yapmak istediğimi ve yapabileceğimi kanıtlamak zorunda hissettiğim ortamlarda bulundum açıkçası. Özellikle görev yükselmelerinde cinsiyetimin buna engel olmadığını kanıtlama ve anlatma zorunluluğu enerjimi tüketen bir etken oldu ve ruh halimi mutsuzluğa sürüklediği anlar yaşadım. Ama bunlar beni daha çok kamçıladı ve devam ettim. Umarım bu işi yapmak isteyen hemcinslerim bu gibi tutumlarla daha az karşılaşır ve işi yapma isteklerini tükenmez. Şu an gemilere çıktığımda beni gördüklerinde şaşıran birçok denizci görüyorum. Kaptanlığımda da bu gibi durumlarla diğer ülkelerde çok karşılaştım. Kaptan olduğuma inandırmak için uğraştıklarım bile oldu. O kadar inanılmaz görünüyor bazıları için. Yabancı ülkelerde Türk vatandaşı bir kadının kaptan olması da çok şaşırtıcı bulunuyor açıkçası. Onların da bizimle ilgili birçok önyargısı bulunuyor. Birçok yabancı ülkede ve limanda gemide çalışan bir kadınla karşılaşmak şirkete ve gemiye değer katan bir görüntü. Ben birçok denetçiden bunu duydum ‘Kadın çalıştırabilecek kadar iyi bir firma’ bakışı var. • Sektörde kadın ve dernek birliklerinin dayanışması içinde şu ana kadar pek yararlanamadım. Özellik-

le mesleğe ilk başladığım zamanlarda daha fazla destek ve bilgiye ihtiyaç duyuyor insan ve bu konuda o zamanlar hiçbir etkileri yoktu veya ben bilincinde değildim. Sayı çok azdı. Şimdi çalışan kadın denizciler en azından sosyal platformlarda destek olabiliyor birbirine. Sonuçta sizinle deneyimlerini ve tecrübelerini paylaşan biri çok faydalı olabilir. Birkaç senedir “Yakamoz” adı altında en azından varlığımızın anlatılması ve iletişim kurabilmek adına yapılan organizasyonlar var. Eskiye göre kıyaslarsak, giderek yaygınlaşan bir birlik duygusu ve iletişim görüyorum. Bu durum kadın denizciler arasında çok daha iyi. Tabii sektör değişirken ve gelişirken derneklerin ve birliklerin yeni gelenlerin sorunlarına göre destek alanlarını genişletilmesi daha verimli olur. Mesela kronik bir sorun haline gelen staj bulamama ve stajyerlerin çalışma koşulları ile şirketlerde bir politika ve bilinç oluşturulamaması gibi. Sonrasında Kadın denizcilerin bazı firmalarda kesinlikle tercih edilmeyeceği ile ilgili söylemlerin yarattığı umutsuzluk ve iş bulmalarındaki zorluklar, problemler arasında. Bu konuyla ilgili daha gelişme aşamasındayız. Umarım bunlarla ilgili daha faal olabilirler sektördeki birlikler ve dernekler. • Sektörde kendimi kısmen ifade ettiğimi düşünüyorum ama tabii ki daha çok kadın meslektaşımın kendini ve mesleğini yaparken ve geliştirirken katkılarını paylaşabilecekleri daha çok alan yaratılırken görmek isterim. Tüm denizcilikte kadınların daha ılımlı ve yumuşak bir hava yaratacağını umuyorum.



Kadın Denizcilerimiz

Ceren Tankal Turgut: Çalıştığım departmanda tek kadın çalışan benim

1

986 Kadıköy doğumluyum. Babam İTU YDO mezunu ve hala süvari olarak uzak yol kaptanlığına devam ediyor. İlkokula başlayana kadar ağabeyimle birlikte gemilerde büyüdük, lise bire kadar ailemle birlikte yaz tatillerimin bir bölümünü yük gemilerinde geçirdim. Denizci kökenli bir aileden geldiğim için Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Deniz İşletmeciliği ve Yönetimi bölümü tercihlerim arasındaydı ve deniz serüvenim aldığım eğitimle devam etti. Üniversiteden 2008 krizinde mezun oldum. İş bulmam düşündüğüm kadar kolay olmadı. Tersanede işe başladım ve ilk gün armatör, boya firması ve ben toplantıdaydık. Tek hatırladığım küfürler, el kol hareketleri. Çalışabileceğim bir ortam olmadığını düşündüm ve ayrıldım. Daha sonra konteyner taşımacılığı yapan kurumsal firmalarının birinde işe başladım. Çalışma ortamı çok güzel olsa da kendimi geliştiremediğimi fark ederek 2 sene sonra istifa ettim ve her zaman ilgimi çeken brokerlik mesleğine operasyondan başlayarak adım atma şansı yakaladım. Bu adımdan sonra şansım hep açık oldu çünkü çok doğru insanlarla iletişim kurdum. İşe başlar başlamaz aynı zamanda Wista Türkiye derneğinin kurucu üyesi olan müdürümün, Nuvara Uslu Erdönmez, vasıtasıyla Wista derneğine üye oldum ve denizcilik sektöründeki kadınlarla iş birliği, fikir alışverişi yapabildim ve nicesiyle

40 TEMMUZ - AĞUSTOS


www.7deniz.net <

dostluk, arkadaşlık kurabildiğim değerli bağlantılarım oldu. Kariyerimin başlangıcında kuru yük kiralama bölümünde çalıştım. Ben sektörde kadın olmanın çok büyük zorluklarını karada çalıştığım için yaşamadığımı düşünüyorum. Denizde çalışan kadın arkadaşlarımın “gemide kadın uğursuzluk getirir” hurafesini de çoktan yıktıklarını düşünüyorum. • Brokerlik yaparken bazı erkeklerin küçümseyici tavırlarıyla karşılaşsam da çalıştığım hiçbir firmada yöneticilerim tarafından bu konuda bir ayrım gördüğümü hatırlamıyorum. Şu an kimyasal tanker brokerliği yapıyorum ve kiralama departmanında çalışan tek kadınım. İstemeden de olsa zaman zaman kendimi erkek gibi davranırken yakaladığım oluyor. • Şikayetçi olduğum konu, sektörde kadın çalışan oranının düşük

olması. İstihdamın artması ve denizciliğin kadınlara daha çok tanıtılması gerektiğine inanıyorum çünkü kapasite olarak kadınların erkeklerden hiçbir farkı yok. Kimsenin ‘ah ben kadınım, oraya gidemem, bununla toplantı yapamam’ diyeceğini sanmıyorum. Çok çalışkan, çok özverili, işini hakkıyla yapan birçok kadın çalışan var sektörümüzde ve kesinlikle bu sayı artmalı ve kadınlar birbirlerini desteklemeliler. İşverenler de gerek gemide gerek karada kadın çalışanlara açık olmalılar. Deniz Ticaret Odası gibi sivil toplum kuruluşlarında da sektörümüzden kadınların sesi olabilecek daha çok kadın temsilci görmek isterdim. Ayrıca Deniz Ticareti ile Uğraşan Genç Girişimciler Derneği’nin (YSPistanbul ) kurucu üyelerindenim. Derneğimizde okullara yönelik çalışmalarımız bulunuyor. Öğrencilere meslek hayatlarıyla ilgili

yön göstermek için çaba sarf ediyoruz. 10 senedir iş hayatındayım ve kız öğrencilerle veya yeni mezunlarla daha güçlü bağ kurduğuma inanıyorum. Sanırım bu da benim ve kız arkadaşlarımın geçtiği zorlu yollar yüzünden yeni gelenlere el uzatmak isteğimizden kaynaklı. 7deniz dergisine kadınlara yönelik bu değerli çalışması için çok teşekkür ederim.

"Kimsenin ‘ah ben kadınım, oraya gidemem, bununla toplantı yapamam’ diyeceğini sanmıyorum. Çok çalışkan, çok özverili, işini hakkıyla yapan birçok kadın çalışan var sektörümüzde ve kesinlikle bu sayı artmalı ve kadınlar birbirlerini desteklemeliler. İşverenler de gerek gemide gerek karada kadın çalışanlara açık olmalılar"

TEMMUZ - AĞUSTOS 41


Kadın Denizcilerimiz

Büşra Erence: Eğitimini almadım ama hep denizci olmak istemiştim

2

015 yılında İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldum. Eğitimime devam ederken dünyaca ünlü bir konteyner gemi firmasıyla staj mülakatım olmuştu. Derslerimin yoğunluğundan pozisyonu ne yazık ki alamamıştım. Sektörle olan bu ilk selamlaşma uzunca süre aklımda kalmıştı. Aynı zamanda şu anda müşterilerimizden biri de olan büyük bir firmanın İzmir ofisinde çalışmak gibi etrafımdaki herkese aksettirdiğim bir hayalim de vardı. Kariyer anlamında

42 TEMMUZ - AĞUSTOS

bana faydalı olacağını düşündüğüm Dış Ticaret Uzmanlığı Eğitimi’mi alarak varmak istediğim noktaya yaklaştım. Mezuniyet sonrası 2015 yılının son günlerinde tamamen şans eseri olarak AVS ailesi kariyer sitesi üzerinden özgeçmişime ulaştı ve nihayet istediğim bu sektöre en doğru kapıdan giriş yaptım. • Denizcilik sektörü benim için eğitim alanım itibarıyla planlı bir adım olmasa da bahsettiğim gibi daima ilgimi çeken bir alandı. Aslında bu yalnızca bir kitabı bitirerek verdiğim

bir karar oldu. Lisans hayatımdayken okuduğum bir denizcinin hayatını konu alan “Martin Eden” kitabından oldukça etkilenmiştim. Bir edebiyat mezunu olarak da benim için hayal dünyamı dolduran bu kitap ile kariyerimi çizmek kaçınılmaz olmuştu. • Biz hem şirketimiz hem de müşterilerimiz bazlı olarak kadın çalışan olmanın dezavantajı ne yaşadık ne de yaşatmaktayız işin doğrusu. Bilhassa bu durum çoğu yerde orta yolu bulmakta daha kolaylaştırmakta. Bir anımı şöyle paylaşmak isterim. İşe


www.7deniz.net <

ilk başladığım aylardı. Yazılı olarak sürdürdüğümüz bir anlaşmazlık Süvari Bey’in beni araması ve sesimi duymasıyla olumlu bir havaya bağlanmıştı. Sanırım erkek egemen bu sektörde kadın çözümcülüğü ve akılcılığı yaşanan kimi gergin zamanlarda aranan kilit nokta oluyor. • Aktif olarak dahil olduğum kadın derneği bulunmamakla birlikte her yıl Dünya Kadınlar Günü’nde çeşitli derneklerin kutlamalarına ya da sempozyumlarına katılmaktayız. Buralarda hem denizci olan hem sektörden kadın arkadaşlarımızı görmek tanımak, her türlü deneyim paylaşımında bulunmak bizler için o günün daha anlamlı geçmesini sağlıyor. Kadın çalışan olarak daha güçlü ve bir-

likte hissediyoruz. Bu toplantılarda gözlemlediğim kadarıyla, istihdam anlamında destekleri çok büyük bir hareket oluşturuyor. • Şanslıyım ki sektörde kendimi ifade etme konusunda herhangi bir sorun yaşamadan kendim olarak kariyerimi sürdürmekteyim. Bu anlamda hem şirketimizin iç dinamikleri hem de iş ortaklarımızın tutum ve vizyonları elbette ki çok büyük rol oynadı. Kadınların son yıllarda tüm dünyada her yaşanan kötülüğe rağmen duruşlarının daha da çetinleştiğini, güçlendiğini ve büyüdüğünü görüyorum. Daha önceki kendini ifade etmekten çekinme ya da bu hakkın elinden alınması gibi sebeplerden doğan bastırılmışlık artık her sektör-

de “Biz de buradayız ve kararlarımızı mutlak doğruları unutmadan alıyoruz” gibi bir tutuma geldi. • AVS ailesinde kadın çalışan sayısı oldukça yoğun. Her pozisyondaki kadın çalışanımız verilen önemi ve eşitlik hissini eminim ki her gün hissetmektedir. Patronumuz Vahit Şimşek ve eşi Hülya Şimşek, henüz mülakata gelmiş bir adaya da yıllarını vermiş kemikleşmiş kadroya da aynı değeri göstermekte oldukça titiz ve samimidirler. Böyle bir ortamda da kadının pozitif ayrımcılıktan ne kadar faydalandığını burada beyan etmek bizler için yaptıklarının yanında onlara bir borcumuzdur.

TEMMUZ - AĞUSTOS 43


Kadın Denizcilerimiz

İpek Günay: Denizciliğin cinsiyetsiz bir meslek olduğuna inanıyorum

1

997 Gölcük doğumluyum. İlk ve orta öğretimimi Altınova Eğitim Merkezi Komutanlığı Piyale Paşa İlköğretim okulunda tamamladıktan sonra liseyi Yalova’da okudum ve birincilikle bitirdim. Hayatımın en güzel seçimlerinden biri olan Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik İşletmeleri Yönetimi bölümüne girdim ve Haziran 2019’da mezun oldum. Babam Almanya’da yaşadığı dönemde uzun yıllar Hamburg Süd gemilerinin makinelerinde çalıştı.

• Çocukluğum Denizcilikle iç içe olan Karamürsel’de geçti. Küçüklüğümden beri yelken yapan biriyim. Denize olan düşkünlüğüm çocukluğumdan geliyor. Her zaman ileride yapacağım mesleğin denizcilik ile ilgili olmasını istemiştim ve her zaman şuna inandım; Deniz, insanları, kültürleri, ulusları bir araya getirir. Biraz araştırma, biraz karakter analizi, birazda eşe dosta sormayla gemi brokerliğinin tam olarak benim istediğim bir meslek olduğuna karar verdim ve tek tercih yaptım. Üniversiteye ilk girdiğim 2014 senesinde de bu kararımdaydım, mezun oldum hala bu kararımla ile çıkıyorum tüm basamakları. Anlaşıldığı üzere sektördeki kariyer hedefim iyi bir gemi brokeri olmak. Bunun için okurken aynı zamanda İzmir’deki MMS Shipping’de çalıştım ve her geçen gün kendime yeni sektörel bilgiler eklemeye çalıştım. Ne kadar iyi sektörel bilgiye sahip olursan ol, aynı zamanda iyi bir yönetici olman gerektiğine, her iyi kötü durumu yönetmen gerektiğine inanıyorum. O yüzden bu eylülde

44 TEMMUZ - AĞUSTOS

İtalya’da Ca Foscari’ Üniversitesi Management bölümünde yüksek lisansa başlıyorum. Aynı zamanda şimdiden orada ki broker firmalarına iş başvurusunda bulunuyorum. • Benim yolum brokerlik diyen her kadının rol model aldığı kişidir; Şadan Kaptanoğlu. BIMCO’nun ilk kadın ve ilk Türk Başkanı! Dünya denizcilerinin başkanı oldu. • Henüz taze bir mezun olarak tam olarak kesin bir düşüncem olmasa da şu şekilde yorumlayabilirim. Kara tarafı olarak fırsat eşitsizliği olduğunu düşünmüyorum çünkü her kadın istediği sürece her şeyi yapabilir. Ben şu ana kadar asla bir eşitsizlikle karşılaşmadım. Özellikle liman tarafındaki egemenlikte bile artık kadın istihdam arttığı için varsa da bu eşitsizliğin giderek azalacağını düşünüyorum. Ama ben ne olursa olsun denizciliğin cinsiyetsiz bir meslek olduğuna inanıyorum. • Staj kaygım hiçbir zaman olmadı çünkü ben bir insanın bir şeyi yeterince istediğinde, peşinden gittiğinde ve o süreçte elinden geleni yaptığında istediğine ulaşacağına inananlardanım. İlk zorunlu stajımı Mediterranean Shipping Company’de, ikincisini ise D-Marin Turgutreis’te yaptım. Ek olarak gemi brokerliği bilgilerini bana katan MMS Shipping’de 1 yıl okurken staj yaptım. Mükemmel bir deneyimdi benim için. Son olarak; Eğitimimde, hayata atılmamda bana yardımcı olan herkese teşekkürü bir borç bilirim.


www.7deniz.net <

Sıla Erdoğan: Gücümüze inanıp çalışmalı ve asla pes etmemeliyiz önce staj yaptığım şirketlerde bu önyargılara kulak tıkayıp tamamen kendimi geliştirmeye odaklandım. Şu anda çalıştığım firma olan Pearl Naval Denizcilik şirketinde gördüğüm kadınlara yönelik pozitif yaklaşım sayesinde önyargılarımı kırabildim ve bu durum çalışma azmimi arttırdı.

• Piri Reis Üniversitesi Denizcilik İşletmeleri Yönetimi bölümü son sınıf öğrencisiyim. Ailemin yönlendirmesi ve desteği ile birlikte çocukluğumdan beri tutkunu olduğum denizcilikle ilgili bir mesleğin içerisinde bulunmaktan son derece memnunum.

• Bu bölümü seçmemin sebebi gelecek vaat eden ve önü açık bir bölüm olması. Fakat çevremde denizcilik geçmişi olan bir rol model olmadığından ötürü birtakım kaygılarım vardı. Denizcilikle iligili kalıplaşmış önyargılar ve kadının bu meslekte geri plana atılmış olması ne yazık ki bu kaygıları destekler nitelikte. Daha

• Ben bu işin kara ayağındayım fakat ne yazık ki denize çıkan hemcinslerimde başka mesleklere yönelim görüyorum. Kabul edelim erkek egemen bir sektörün içerisindeyiz. Ancak naçizane hatırlatmak isterim ki; bu geleneği bozmak ve kadının da bu sektörde başarılı olabileceğini göstermek bizim elimizde. Bu yüzden, biz kadınlar olarak daima kendi gücümüze inanıp çalışmalı ve asla pes etmemeliyiz.

VULKAN Turkey Engineering, Marine and Industrial Products Trading Ltd. Sti T: +90 216 6800535-36 | Kagan.hasircioglu@vulkan.com | www.vulkan.com


Kadın Denizcilerimiz

Uzakyol 1. Zabit Elif Derya Kısacık: 'Kadın politikası' kabul edilemez dı ve TÜDEV - Piri Reis Üniversitesi’ne (PRÜ) yüzde 75 burslu girdim. 2011 yılında mezun oldum. 2012 yılında stajımı tamamlayarak uzakyol zabit ehliyetimi aldım ve mesleğime 4.Kaptan olarak başladım.

B

ahçelievler İstanbul doğumluyum. İlk ve ortaokulu kolejde okudum. Aynı dönem eğitimimle birlikte motor sporları ve yüzmeyle ilgilendim. Lisanslı yüzücü ve aynı zamanda İstanbul Motor Sporları Kulübü’nde Karting yarışçısıyım. Lise eğitimimi Ziya Kalkavan Anadolu Denizcilik Güverte Bölümünde tamamladım. Küçük yaşlardan beri yüzmeyi ve denizi çok seviyorum. Lise eğitimim sonrası Karadeniz Teknik Üniversitesi’ni (KTÜ) kazandım. Ancak okul şehir dışında olduğundan ailem çok sıcak bakma-

46 TEMMUZ - AĞUSTOS

• Yüzmeyi ve denizi çok seviyordum. Tesadüfen bizim bölümümüzü gördüm, araştırdım ve denizci olmaya karar verdim. Ziya Kalkavan’da okurken, lise yıllarında 2006’da ilk staj deneyimimi yaptım. İlk seferimde o dönem savaştan yeni çıkmış olan, denizciler açısından pek sevilmeyen hatta duyduklarında inmek için dilekçe verdikleri ülke diye bilinen Sudan ve Etiyopya sınırında bulunan Eritrea’nin Massava şehrine gittim. Bunu 17 yaşımda deneyimledim. Oradaki durumu görmek benim hayata bakışımı çok olgunlaştırdı. Hatta bir aydınlanma yaşadım diyebilirim. Bu tecrübe bana mesleğimiz olan denizciliğin ufkumuzu ne denli genişletebildiğini göstermiş oldu. Sıradan bir meslek olmadığını bir yaşam biçimi olduğunu keşfetmemi sağladı. Bu mesleği yapabilir miyim diye (o dönem zorunlu olmadığı halde) uzak yola kendi isteğimle gitmiştim ve kararımı etkileyen büyük bir etken oldu. Sonrasında ise 12 ay stajımı tamamladım. Ardında 30 ay zabitlik hizmetimi başarıyla tamamlayarak, 1. zabitlik ehliyetimi aldım ve görevime 2.Kaptan olarak devam ettim. 5 yıldır çalıştığım şirketimde, 2. kaptan olarak kaptanlığa giden yolculuğum, annemin hastalığı sebebiyle farklı yollardan devam etti. Yaklaşık 1,5 yıl karada kaldıktan sonra annemin vefati sonrası kendimi hazır hissettiğimde tekrar gemiye dönmek için şirketime başvurdum. Şirketim-

den Ofiste görev almam için kariyerim açısından güzel bir başlangıç olacak olan bir mevki için teklif aldım. Karada kendimi daha çok geliştirebilmek adına imkanlarımın daha iyi olması sebebiyle bu teklifi olumlu değerlendirdim. Şu anda yardımcı enspektör olarak güverte ile ilgili kısımlarda ve gemi iç-dış denetimlerinde görev alıyorum. Ve ayrıca ISM ve Safety yardımcı müdürüm. Karaya geçmeden önce tek hedefim iyi bir kaptan olmaktı. Gemi bünyesini, çevreyi koruyarak bizlere emanet edilen insanları ve yükleri selametle taşıyıp, lojistiğin bize düşen kısmını özenle yerine getirmek, yöneticisi olduğumuz o yüzen adadaki insanlara huzurlu bir çalışma ortamı sağlamaktı. Bulunduğumuz ortamın mekanik bir atmosferde olmasına rağmen her zaman hümanist olmaya gayret ettim. Mesleğimin ilk senelerinde birçok (profesyonel şartlarda yaşanmaması gereken) zorluklar yaşadım ve yaşayan insanları da tanık oldum. • 2. kaptanlığımda, elimden geldiğince daha huzurlu, katlanılabilir bir ortam yaratmaya çalıştım. Karadaki denizcilikle ilgili hedefim ise şirketime sürdürülebilir büyümede katkı sağlamak, hem de denizciliğin gelişimi için bir şeyler yapmak. Türk denizciliğine elimden geldiğinde güzel ve faydalı yenilikler katmak istiyorum. Üretimin, inancın ve sabrın gücüne inanıyorum. Her günün sonunda ben bugün dünden daha iyi miyim diye sorgulayıp, ne ürettim nasıl bir katkı sağladım diye düşünüyorum. Bu benim çalışmadaki disiplinimi sağlayan temel motivasyonum. Denizciliğe ve bu sayede insanlığa hizmet etmek istiyorum.


www.7deniz.net <

Maalesef alenen cinsiyet ayrımcılığı yapılıyor. Bu durum Türk denizciliğinde örf ve adetlere dayalı hiyerarşik çalışma koşulları göz önüne alındığında, denizcilik etiğine aykırı kalıyor. Bir insanın doğarken seçemediği durumlar için asla yargılayamayız. Cinsiyetlerimiz de biz dünyaya gelirken kararlarımızın dışında gelişen bir durumdur. Nasıl tenimizin rengini, nerede kimin ailesinde büyüyeceğimi, hangi koşullarda okuyup hangi imkanlara sahip olabileceğimizi seçemediğimiz gibi varlığımızın temelini oluşturan temel farklılığımız olan cinsiyetimizi de seçemeyiz. Kaldı ki hangi cins olursak olalım bir mesleğe olan hevesimiz ilgi ve alakamız bizim elimizde olan ve geliştirilebilir süreçtir. Her meslekte başarısız, kötü niyetli mesleğini kötü kullanma eğiliminde bulunan insanlar maalesef mevcut. Ama bu durum belli bir cinsiyete, ülkeye yahut inançları doğrultusunda topluluğa mal edilmemeli. Bazı denizcilik şirketlerinde çok acıdır ki daha karşısındaki kişinin özgeçmişini görmeden baştan kadın olduğu için, “kadın politikamız var” diyerek karşısındaki insanı bu bir suçmuş (hükümlü, sabıkalı vb. gibi) itham etmesi son derece kırıcı, rencide edici bir durumda bırakıyor. Yaş politikası, eğitim politikası, sınavla-mülakatla alma politikası olabilir ancak “Kadın Politikası” diye bir politika son derece üzücü ve kabul edilemez. Bu kesinlikle gelişmemiş toplum davranışıdır. Uzun zaman gemide çalışmış bir kadın olarak, mesleğimizin cinsiyetlerimizden dolayı negatif yönde etkilenecek bir durumu söz konusu değildir ki öyle olsa zaten okullara alım aşamasında mülakatlarda belli yetenek sınavlarında bu durum ortaya çıkar ve kadın öğrenci alımı gözden geçirilirdi. Bir kadının tıp mezunu olup doktorluk yapamaması, aşçılık okulu bitirip mutfağa alınmaması gibi benzer kırıcı bir durumdur. • Genellikle gemilerde kadınlar kendilerini ispat etmek için bir erkekten çok daha fazla çalışıyor. Bilinç altımızdaki bu durum maalesef zaman zaman kendimize zarar vermemize bile sebep olabiliyor; ben de henüz tecrübesiz bir stajyerken erkek stajyerden farkım olmadığını göstermek

için onun taşıdığı damacanayı taşıyıp belimi sakatlamıştım. Sırf ondan farklı olmadığını ve mesleğimi yapabilecek güce sahip olduğumu ispat edebilmek adına. Halbuki yapmam gereken bir iş değildi. Kadınlar yapı gereği dikkatli ve titiz olduğundan dikkatsiz bir erkeğe oranla denizcilikte de çok daha başarı sağlayabiliyorlar. Gemi bünyesinde tek başına hiç kimse başarılı olamaz. Bütünlük sonucu bir iş başarılır, gemide iş yapmak takım oyunu ve tam bir ekip çalışmasıdır. Bu sebeple kadın denizcilerin fakültelere alınıp, eğitim verilip devamında gemide çalıştırılmamasının bir gerekçesi yok. • İşe giriş konusunda şu ana kadar böyle bir sıkıntı yaşamamış olsam da gemide kadın olduğum için yaşadığım (tecrübesiz ve mesleğimin ilk yıllarında) ve çok zorlandığım durumlar oldu. Staj yaptığım bir geminin 3. kaptanı sürekli olarak ters davranıyor, azarlıyor ve kafasına göre cezalar veriyordu. Bu süreç içinde böyle bir hakka sahip olmamasına rağmen, sebep olarak limanda haki kıyafetimin üzerine spor yelek giydiğim için bana ceza verdi ve diğer stajyerlerin normal giyinme zamanında ben seyir süresince yemeklere haki kıyafetlerle inecektim. Bu şekilde alay konusu olacaktım, aksi olursa yemek verilmeyecekti. Bu durum beni çok üzdü ve yemeklere inmedim kamaramda kalan bisküvileri yiyerek kendimi soyutladım. Başından beri sürekli azarlayıp baskı uyguladığı için bu son noktada sinirlerim dayanmadı ve kamaranın ortasında yerleri yumruklayarak hüngür hüngür ağladım. Daha sonra yine gemideki diğer stajyerlerden öğrendiğim kadarıyla bana bunları yapan 3.Kaptan onlara, “hiç sevmiyorum bu kadınları, kadın denizci olur muymuş, gemide ne işleri var, kadın stajyer istemiyorum bu gemide, bak görürsünüz onu bu gemiden göndereceğim” gibi bir konuşma yapmış. Bunu bana üzülmemem için aslında çalışkan ve disiplinli olduğumu sabretmem gerektiğini de söyleyip destek olan diğer stajyerler dile getirmişti. Kadın stajyerlerim, ben stajyerken kadın 3.kaptanım ve zabitken de 2. mühendisim kadın oldu. Çok güzel

bir diyaloğumuz vardı, erkeklerle olan iletişimimiz gibi onlarla da birbirimize destek olduk ve birbirimizi kolladık. Sektörde ve gemide kadınların biraz birbirine koruyan kollayan bir tutumu var. Gemide de kadın olduğu zaman ilave birbirine destek oluyor. • Sektörde kadın ve erkek idol olarak örnek aldığım çok değerli Kaptan abilerim ve ablalarım (okul göz etmeksizin) mevcut. Konumuz Kadın Denizciler olduğu için örneklerimi sınırlı tutacağım. Birlikte çalıştığım Zeynep Gülan Kaptan mesleğimin en başlarından beri örnek aldığım takdir ettiğim denizcilik örf ve adetlerini harfiyen uygulayan, gencecik yaşına rağmen eskilerin tabiriyle ‘beybaba’ denilecek olgunluğa sahip kaptanlarımdandır. Birlikte çalıştığı personeli ailesi gibi görürdü. İş zamanı disiplin ve azimli çalışma, işi başarıyla bitirince ailesi gibi görmek. Bu konuda tamamen onu örnek aldım. Yine şu an Baş mühendis ve harika bir anne olan 2.mühendisim Nilgün Çarkçım var. O da benim modelimdir. Çalışkanlığı, enerjisi, mesleğine saygısıyla kesinlikle iyi ki denizlerde denk gelmişim dediklerimden… • Mesleğimizi layıkıyla, merhamet çerçevesinde yapabilen her kıdemden kadın-erkek-denizci abilerimle, ablalarımla ve kardeşlerimle gurur duyuyorum. Mesleğe yeni başlayan herkesi ve bilhassa kadınları her zaman destekliyorum ve elimden geldiğince yardımcı olmak istiyorum. Denizcilik çok yönlü, gelişime değişime açık, ufku geniş hem mekanik hem de duygusallığı iç içe barındıran değerli, erdemli ve güzel bir meslek. Denizcilerin en kötüsünün bile bir şekilde iyi bir tarafı vardır. Herhangi birisi deniz örf ve adetlerini biliyorsa, negatif egosunu yenmeyi başarabiliyor ve insanların insani ihtiyaçlarına saygı duyarak yaşam ve çalışma alanları oluşturabiliyorsa, merhametli ve dikkatliyse iyi bir denizci adayıdır. Son olarak denizleriniz sakin, pruvanız neta olsun… Kulağınızdan dalga sesi, burnunuzdan yosun kokusu eksik olmasın... Şu an deniz üzerinde bulunan herkes için Allah selamet versin…

TEMMUZ - AĞUSTOS 47


Kadın Denizcilerimiz

Selmin Yar: Hemcinslerimin ‘maalesef kadın ile çalışmıyoruz’ demesinden utanıyorum

1

994 Trabzon doğumluyum. Öğrenim hayatım boyunca sırasıyla; Özel Gebze İlköğretim Okulu, Piri Reis Ortaokulu, Pendik Denizcilik Anadolu Meslek Lisesi ve son olarak Girne Amerikan Üniversitesi Denizcilik ve Ulaştırma Yüksekokulu’ndan 2018 Haziran’da mezun oldum. Babam ve annem Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden mezunlar. Babam okurken fark derslerini vererek Gemi Makineleri İşletme Mühendisliği bölümünü de bitirmiş ve zamanında Uzak Yol Vardiya Mühendisi olarak Deniz Nakliyat’ta hizmet vermiş. Evlendiğinden beri denize hiç çıkmamış ama annem ile birlikte denizcilik sektörüne Yartek Teknik Malzeme Sanayi ve Ticaret LTD. ŞTİ. olarak hizmet vermeye devam etmiş. 2008 senesinde de sektörden tamamen çekildiler. Babamın denizcilik sektörüne farklı şekillerde hizmet etmesi sebebiyle sektörün içinde büyüdüm. Denize gitmese bile içinde olan deniz tutkusunun bana en büyük mirası olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple liseye başlayacağım sene Pendik Denizcilik Anadolu Meslek Lisesi’ni tercih ederek denizcilik hayatıma adım attım. Mesleğin içine girmekle birlikte konuştuğum dilin farklı bir dünyaya ait olmasına ve taşıdığım üniformaya aşık oldum. Beni o üniformanın içinde gören insanların gözlerindeki

parıltı ve sözleri ile kendimle gurur duydum ve bir kadın olarak bu mesleği yapacak olmanın gururunu hep taşıdım. Aynı zamanda bir kız çocuğu olarak babamın mesleğini taşımak ve babamın benimle gurur duyduğunu bilmek paha biçilemez bir duygu. Meslekte kariyer hedefim kesinlikle var. Bugün olduğum kişi olabilmek için lise ve üniversite toplam 10 senemi verdim. En büyük hayalim bir gün kaptan olarak gemiye katılabilmek. Mesleğimi her zorluğa rağmen bir daha dünyaya gelsem yine seçecek kadar seviyorum. Bir kadın olarak sektörde fırsat eşitsizliği olduğunu düşünüyorum. Şahsen yaşadığım bir durum olmamakla birlikte kesinlikle fırsat eşitsizliği olduğunu düşünüyorum. Ben bu zamana kadar tüm tecrübelerimi farklı firmalarda edindim. Çünkü her seferinde önceki kapım kapandı ve sıfırdan birilerine kendimi açıklamak zorunda kalırken buldum. Zaten bizim bölümümüzde okuyanların staj bulabilmeleri artık çok zorlaşmaya başladı ve okulda nasıl bir öğrenci olduğumuz değil, sektörde kimin daha üst düzey tanıdığı olduğuyla ilgili bir konu haline geldi. Havaalanından stajyer çekilerek yerine daha torpilli bir stajyerin gönderildiğini bile bilirim. Başvuru yapmak için gittiğim şirketlerin kapısından orada çalışan hemcinslerimin maalesef bayan personel ile çalışmıyoruz demesinden


www.7deniz.net <

ben artık utanıyorum. O an birini görsem biz size ne yaptık diyecek oluyorum ama bir de peşimizden gelen bir izlenim ve sicilimiz var. Maalesef herkesin herkesten haberi var. Her zaman çiçek olmak zorundayız. Bu durum beni ne yazık ki vazgeçme anlamında etkilemektedir. Bir ara çok ümitsizdim. Herkes bu mesleği yapacak değil ya biz sevenlerin değil sevmeyenlerin dünyası burası diye sokak ortasında ağlamıştım. Allah yine duydu sesimi iyi bir firma kadın personel alımına kendini açtı ve son stajımı tamamladım. Kaptan Kate Mccue bu meslekte kendime en çok örnek aldığım insan. Yarattığı farkındalığa ve başarısına hayranım. Ben staj dönemimi neyse ki bitirdim ama size o dönemlerimden biraz bahsetmek isterim. Kısa stajımı yapmak için bir tanıdığımın yardımıyla hiç aramak zorunda kalmadan Türk bayraklı, personelin tamamı Türk bir kuru yük gemisine katıldığımda denizciliğe dair bildiklerim henüz çok azdı. Şirket senelerdir kadın personel ile çalışıyordu ve gemide çok güzel bir iki ay geçirmiştim. Oradaki pek çok kişiyle hala görüşürüm. Uzun staj dönemimde yine aynı firmaya gitme-

yi umuyordum ama ne olur ne olmaz diye sömestr tatilinde İstanbul’a gelip denizcilik firmalarının adres listelerini çıkardım ve hepsini tek tek gezdim. Bazıları bayan çalıştırmıyoruz dedi. Bazılarında güvenlik ile muhatap olup kapıdan içeri giremedim. Bazıları randevu ile çalışıyoruz dedi. Bazıları benim okulumdan stajyer kabul etmiyordu. Bazılarının kadrosu çoktan doluydu. Okuldan dönünce tarihi kesinleştirmek için ilk stajımı yaptığım şirkete uğradığımda gemiye göndermeyeceklerini öğrendim. Ben ne yapacağım diye düşünürken yine bir tanıdığım sayesinde başka bir firmaya girdim ve bu sefer istediğim gibi tanker gemisinde stajımı yaptım. Bu sürede personel yabancı olduğu için o sene en çok İngilizcem için verimli oldu. Yani gördüğünüz gibi buraya kadar hiç kendim olamadım, hep birilerinin tanıdığı olarak bir yerlere girebildim. Yani yapmaya çalıştığımın tam aksine. Mezun olduktan sonra yeterlilik sınavlarına girdim ve sınavlardan başarılı olarak Uzakyol Vardiya Zabiti unvanımı aldım. Staj yaptığım şirkete görüşmeye gittiğimde şirketin küçülmeye gittiğini, gemilerin satıldığını ya da kiralandığını, ellerindeki mevcut personeli bile döndürmekte zorlandıklarını öğ-

rendim. Personel müdürü “beklersen çok beklersin sen bu arada bir kontrat atmaya çalış” dedi. Herkes staj yaptığım firmada en az bir kontrat çalışıp kendi şirketlerine başvurmamı söylerken personel müdürümün bunu nasıl söylediğine şaşırmıştım. Sektörde olan her şeyi benden daha iyi bildiğine eminim. Benim en çok zoruma giden her seferinde başa dönüp birilerine kendimi açıklamak zorunda kalmak ve ufkun hiç gözükmediği bir süreç için çabalamaya başlamak. Stajlarım boyunca hiç kimyasal tankerde çalışmamıştım ki, sektörün iyi ve gelişmekte olan firmalarından biri isim değişikliğiyle birlikte kadın politikalarında değişiklik yaparak kadın personel alımına başlamaya karar verdi. Yine bu zamana kadar bana çok büyük destekler veren bir tanıdığım sayesinde o şirkettin kimyasal tanker gemisine staja çıktım. 4 buçuk ayın sonunda gemiden indiğimde benimle aynı dönemde gemiye katılan bir başka kadın stajyer arkadaşımın sıkıntı yaşadığını ve şirketin kadın çalıştırıp çalıştırmayacakları konusunda bir karar aşamasında olduklarını öğrendim. Gemiden geleli yaklaşık 4 gün oldu ve ben bugün de dahil gemiden geldiğim günden beri yine şirket şirket geziyor kendi-

TEMMUZ - AĞUSTOS 49


Kadın Denizcilerimiz

mi insanlara anlatmaya çalışıyorum. Yine güvenlik görevlileriyle muhatap oluyor, bazen sadece formu doldurup biz sizi ararız sözleri eşliğinde ofislerden ayrılıyorum. Ben bugün acaba nerede zabitliğe başlayacağım kaygısını yaşıyorum. Staj yaptığımız firmalar bizlerin onlara nasıl bel bağladığımızı, onlar elimizden tutmadan zaten yarı yarıya şansımızın olduğu

sektörde nasıl zorlandığımızı görmelerini istiyorum. Aynı eğitimi alıp aynı bölümden mezun erkek meslektaşlarım her şirkete başvururken ben artık kadın çalıştırmıyoruz cümlesini kabul edemiyorum. Gemide hiçbir kadın biriyle ağız burun kavga etmedi. Gemide hiçbir kadın argo konuşmadı. Gemide hiçbir kadın limanda erkeklerle hoş sohbet edebilmek için

bir başkasına vardiya takmadı. Gemide hiçbir kadın limanda dışarı çıkıp gemiye sarhoş gelmedi. Gemide hiçbir kadın içip sızdığı için vardiyasına gidememezlik yapmadı. Biz de erkek meslektaşlarımız gibi aynı dersleri alıp, aynı eğitimlerden geçip, verilen görevlerde kendimizi kanıtlamak zorunda olduğumuz için erkek meslektaşlarımızın iki katı çaba harcıyoruz. “Kadın yapamaz, elinin hamuruyla sen karışma, kadın güverteden anlamaz ancak evrak tutar” cümlelerini akıllardan silmek için kendimizden çok daha fazlasını ortaya koyuyoruz, kendi sınırlarımızı aşıyoruz. Bu şartlar altında hala şirketlerin pek çoğunda kendimize bir yer bulamıyoruz. Bu nedenle en azından bizleri staja alan firmaların bir kontrat bile olsa ilk kontrat için bize imkan sağlamaları, diğer şirketlerinde kadın personele iş imkanı vermeleri gerekmektedir.



Kadın Denizcilerimiz

Sevda Güler: Bence inatçılığımız hiç küçümsenemeyecek avantajımız

Y

ıldız Teknik Üniversitesi Harita Mühendisliği bölümü mezunuyum. Daha eğitimimin ilk yıllarında bölüm seçimini doğru yapmadığımı farketmiş fakat yeni bir eğitim hayatı için atılım cesareti göstermemiştim. Bölümümü ne kadar başarı ile bitirmek için çalışsam da mezun olduğumda mesleğimi yapmayacağımı biliyordum. Zaten öyle de oldu. Bu sebeple okul hayatımı olabildiğince farklı alanlarda

52 TEMMUZ - AĞUSTOS

bilgi sahibi olmaya çalışarak, sosyal anlamda geniş bir çevre oluştururak ve okulumun sunduğu yurtdışı eğitim fırsatlarından yararlanarak geçirdim. Mezun olup mesleğime 1 yıl kadar şans verdikten sonra anlaşarak ayrıldık. Hayatım için önemli bir geçiş döneminin arifesinde, İngiltere’ye yeni bir eğitim için gitme hazırlığındayken (okuldan kabuller alnmış, evrak toparlama sürecindeyiz) askere gitmeden önce beni görmek isteyen ve o sırada 1 yıldır AVS’de Gemi İnşa-

at Mühendisi olarak çalışan arkadaşımın bir önerisiyle tüm dünyam değişti. İngiltere’ye gidene kadar birkaç ay çalışırım diye 2012 yılında işe başladığım şirketimde 7 yılımı devirmiş bulunmaktayım. “Gitseydim hayatım nasıl olurdu?” diye düşünme fırsatım olmadan yepyeni bir sektörde, istediğim şekilde yepyeni bir eğitim ve dolu dolu bir çalışma hayatı geçirdim ve AVS ailesindeki görevime Catering Manager olarak devam ediyorum.


www.7deniz.net <

• Denizcilik sektörü benim için bilinçli bir seçim değil, büyük bir şanstı. Ailemizde denizci olmasına rağmen eğitim alanı seçimi yaparken aklımın ucundan dahi geçirmediğim bir alandı. Fakat şu anki bilincimle tekrar bir seçim yapma şansım olsaydı, sektörde olmayı şansa bırakmadan Denizcilik okumak ve bir süre denizde olmayı deneyimlemek isterdim. Denizcilik sektöründe ve global bir şirkette çalışıyor olmak beni birçok anlamda eğitti ve özellikle “dünya insanı olmak” algımı yeniden oluşturdu. Bundan sonra da denizcilikte olan kariyerime devam etmeyi ve global olarak daha zorlu görevler alma fırsatı yakalamayı hedefliyorum. • Kadınlar halihazırda denizcilik sektöründe hem denizdeki ve hem de kıyıdaki mesleklerde çok az temsil ediliyor. Erkek egemen bir sektörde çalışmanın dezavantajını işin kıyı kısmında görev alan biri olarak yaşamadım. Aksine özellikle nezakete ve kullanılan dile daha çok özen gösteren, erkek egemenliğini hissetirmeden aynı bilgi ve güçle çalışmamı sağlayan çalışma arkadaşlarım oldu

hep. Fakat denizde görevi olan hemcinslerimin karşılaştığı zorlukları yakınen biliyor ve çok rahatlıkla empati kurabiliyorum. Denizciliğin kadın-erkek ayırt etmeksizin “zor” bir meslek olduğu düşünüldüğünde biz kadınların cinsiyet doğamız gereği güçlük ve zorluklarla daha mücadeleci bir yapıya sahip oluşumuz denizcilik mesleğini icrada avantaj da sağlayabiliyor aslında. Inatçılığımız da hiç küçümsenmeyecek bir avantaj bence. • Denizcilik gibi kadın sayısının az olduğu bir sektörde, başarılı bir şekilde kariyerimize devam edebilmek için birlik ve beraberlik sağlamanın önemi gerçekten çok büyük. Sektörde çalışan kadınların dayanışma yaratarak günlük sorunlarını, deneyim ve fikirlerini paylaşmalarını sağlayan ve sektörde daha fazla kadın istihdam yaratmayı hedefleyen dernek çalışmalarını çok başarılı buluyor ve takip ediyorum. Bir WISTA adayı olarak ilerleyen günlerde faaliyetler içerisinde de yer alarak bu güce destek olmak istiyorum. • Son yıllara baktığımızda sektörde kendimizi ifade etmekte güçlük yaşa-

dığımızı düşünmüyorum. Kadınların denizciliğin her alanında aldıkları her türlü sorumluluğun üstesinden gelmesi sektördeki kabul sorununu yıllar içerinde büyük oranda azalttı ve saygınlık kazandırdı. Geçtiğimiz ay “Nor-Shipping Fuarı’nda” denizcilik sektöründe küresel alanda başarı göstermiş 40 yaş altı genç kadın profesyonelleri seçildi. Bu etkinlik bile kadının sektördeki ifade gücünün ve başarılarının ne derece arttığının önemli bir göstergesi. Seçilen 10 başarılı kadın içerinde iki Türk kadının yer alması da ayrıca gurur verici idi. Şirketimiz kesinlikle kadın çalışanlar için pozitif ayrımcılık yapıyor. Bizlerin hassasiyet ve titizliklerine çok güvenen bir patronumuz ve gerektiğinde her türlü kolaylığı sağlayan çalışma arkadaşlarımız ve yöneticilerimizle kadın çalışanlar olarak gayet huzurluyuz. Patronumuz Abdülvahit Şimşek’in değerli eşi Hülya Şimşek önderliğinde, aktif faaliyet gösteren bir kadınlar grubumuz olduğunu da söylemeden geçmek istemem. Faaliyetlerimizin yakın zamanda örnek teşkil ederek sektörde de ses getireceğinden şüphem yok.

TEMMUZ - AĞUSTOS 53


Kadın Denizcilerimiz

Ebru Kücü: Biz kadınlar gemideyiz ve bütün algıları yıkacağız

1

998 Kayseri doğumluyum. Kayseri Fevzi Çakmak Lisesi’nde okudum. Karamürsel Denizcilik Meslek Yüksekokulundan mezun oldum. Aslında her şey 11 yaşında denizci olmayı isteyen bir çocuğun heyecanıyla başladı. Farklı olmayı, önde ol-

54 TEMMUZ - AĞUSTOS

mayı, izlenmeyi seven bir çocuktum. Hala da öyleyim ama öyle olmayı şunun için seviyorum; ne olursa olsun, dışarının ilgisini çekecek pozitif bir şeyler içimde en stresli zamanlarımda bile çıkıyordu ki, bu sayede görünüyordum ben de. Gücümün kaynağı budur ve içimde ki o çocuğu bir gün tanker gemisiyle tanıştıracağım. Denizciliği neden bu kadar çok sevdiğimi hiçbir zaman anlayamazsınız. Ben kadın bir denizciyim. Gemide 48 saat uykusuzluğa dayanabilirim. Makyaj yapmadan, elim yağa, pasa bulaştığında da kendimi kadın hissedebilirim. Evde oturup kurabiye, çay yapmak yerine gemide kadın olmayı seçebilirim. Gemide yemek yapabilirim. 15 mürettebatla çalışabilirim. 9 ay sevdiklerimden uzak kalabilirim. Biliyorum ki gemide benim evim

olacak. Biliyorum ki bu meslek bilek işi değil, gönül işidir. Biz kadınlardan denizci de olur. Biz kadınlar gemideyiz. Bütün algıları yıkacağız. Kadınlar denizcilik sektöründe erkekler gibi çalışabilirler. Deniz bizi kabul etti. Denizciliğin cinsiyeti yok. • Denizci olmaya kara verdiğimde 6.sınıfa gidiyordum. Bir zamanlar askeri sınav vardı. Okulun panosuna, karacı, havacı ve denizci öğrencilerin afişlerini astılar. Karacı ve havacı öğrenciler erkekti. Denizci olansa kadındı. Ben panodaki kadın denizci ile göz göze geldim. Ben direkt müdürün odasına gittim. Müdüre, “Ben denizci olacağım” dedim. Müdür de bana “Kadınlardan denizci olmaz” dedi. O odadan hayallerimden vazgeçip çıkabilirdim ama ben odadan hayallerimin peşinden giderek çıktım.


www.7deniz.net <

Sonra eve gittim. Odaya girdim. 1-2 saat odadan çıkmadım. Müdürden değişik tepki aldım. Sonra bizimkilere “Ben denizci olacağım” dedim. Sonra evdekiler bana güldü, kimse inanmadı. Sonra vazgeçmedim. Hayalimin peşinden hiç ayrılmadım. • Üniversiteyi seçerken de bazı sıkıntılar yaşadım. Karamürsel Denizcilik Okulu’nu seçtiğimde sınıfımdaki arkadaşlarımdan da zorluk çektim. 70-80 kişilik bir sınıftı. 8’i kız gerisi erkekti. Erkekler bana “Senden denizci olmaz, sen kadınsın, sen yapamazsın, bu meslek güce dayalı” dediler. Ben de “Bu gönül işi” dedim. • Denizcilikteki hedefim süvari olmak. Çünkü, ben o denizciliğin beyaz üniformasının arkasındaki zorlukları seviyorum. Çoğu insan gemi-

ye gidiyor 1-2 yıl çalışıyor sonra bu işi bırakıyor. Ben öyle yapmayacağım, sonuna kadar gideceğim. • Bir kadın olarak sektörde fırsat eşitliğinin olduğunu düşünmüyorum. Kadınlara karşı cinsiyet ayrımı çok fazla yapılıyor. Firmalarla görüştüğümüzde cinsiyet ayrımı yaşıyoruz. Bu sektörde erkek egemenliğinin olduğunu, kadının uğursuz olduğunu düşünüyorlar. • Staj ile ilgili her öğrenci gibi kaygı yaşıyorum çünkü mezun olan arkadaşlarımdan gördüm. Hepsi işsizdi. Özellikle kadın olan arkadaşlarım. Kadın arkadaşlarıma, firmalar; cinsiyet ayrımı yaptığı için elleri boş olarak geri dönüyorlarmış. Bu gerçekten çok üzücü. Okulda öğretmenlerimiz bize eşit davranıyordu.

Öğretmenler, kız öğrencileri teşvik ediyordu. Onların da yapabileceği bir şey yok şirket ile alakalı bir durum. Erkek ve kadın arasında ayrım yapan firmalar çoğunlukta. Görüşmeye gittiğimiz vakit erkek ile bayanın soruları farklı oluyor. Onlar sadece form dolduruyor. Bize, zorlayıcı soru sormayı tercih ediyorlar. Okulda bize verilen eğitimin teorik olarak da uygulama olarak da yeterli olduğunu düşünüyorum. Haftada 3 gün uygulamalı dersimiz oluyordu. Bu mesleği seçecek olan hemcinslerim, bu mesleği parası için değil sevdikleri için seçsinler diyorum. Ben 11 yaşında denizci olmaya karar verdim. Denizi ilk kez 19 yaşında, okulu kazandığım zaman gördüm.

Denizci olmaya kara verdiğimde 6.sınıfa gidiyordum. Bir zamanlar askeri sınav vardı. Okulun panosuna, karacı, havacı ve denizci öğrencilerin afişlerini astılar. Karacı ve havacı öğrenciler erkekti. Denizci olansa kadındı. Ben panodaki kadın denizci ile göz göze geldim. Ben direkt müdürün odasına gittim. Müdüre, “Ben denizci olacağım” dedim. Müdür de bana “Kadınlardan denizci olmaz” dedi

TEMMUZ - AĞUSTOS 55


Kadın Denizcilerimiz

Ceren Şerbetçi Keser: Hem iş hem de davranış olarak eşitsizlik var

1

993 İstanbul doğumluyum. Denizcilik sektörüne, mezunu olmaktan her daim gurur duyduğum Ziya Kalkavan Anadolu Denizcilik Teknik Lisesindeki eğitimim ile başladım. Üniversite eğitimimi Bahçeşehir Üniversitesi Deniz Ulaştırma ve İşletme bölümünde aldım. Mezuniyetimin ardından denizcilik sektöründe ticaret ve lojistiğin iç içe olduğunu görerek bu alanlara da hakim olabilmek adına Uluslararası Ticaret ve Lojistik Yönetimi bölümüyle devam ettim. Karadaki iş hayatıma

bir forwarder şirketinde çalışarak başladım. • Denizciliği seçen herkesin ilk nedeni şüphesiz ki deniz tutkusu. Benimde öyle oldu, deniz tutkum bunu bir yaşam biçimi haline getirebileceğimi düşündürdü, denizcilik lisesi seçerken en büyük dayanağım buydu. Tabi zamanla sektörü, çalışma alanlarını gördükçe ve tecrübe edindikçe, denizcilik alanında eğitim almak ya da çalışmak için birçok sebebim daha oldu. Bulunduğum noktada kariyer olarak daha iyisini yapabilmek doğrultusunda ilerliyorum. Sadece bir ofis çalışanı olarak denizcilik sektörüne katabilecekleriniz sınırlı, bu sebeple başka arayışlara girerek sektöre katkısı olacak işler yapmaya çalışıyorum. Son dönemde sektördeki kadınlara yönelik çalışmalar yapmaya başladım. Bir arkadaşımla aktif bir denizci kadınlar paylaşım platformu oluşturduk. Burada sektöre yıllarını vermiş ablalarımız ile henüz denizle yeni tanışan kız kardeşlerimizi bir araya getirdik. • Keşke aksini söylemek mümkün olsaydı. İş anlamında fırsat eşitsizliği olduğu gibi davranış anlamında da pozitif gibi görünen ama özünde negatif olan bir ayrımcılık söz konusu. Bence her ikisi de rahatsız edici. Kadın olduğum için bir işe alınmamakla, yine kadın olduğum için “sen onu yapamazsın dur, bir erkek yardım etsin” tavrı benim için aynı kefede. Bu konuda hemcinslerimin de hatası olduğunu düşünüyorum. Asla geri durmadan, atılgan bir şekilde mesleğimize dört kolla sarılmalıyız. Bu mesleği seçtiysek, iyisi ile kötüsü ile bütün getirilerini göğüslememiz gerek. Kimse bizim kapasitemizi görmek zorunda değil, biz onlara göstermek ve güçlü durmak zorundayız. Yapamayacağımız hiçbir iş yok ne denizde ne karada...

56 TEMMUZ - AĞUSTOS

• Sektördeki fırsat eşitsizliğine gelecek olursak, bizzat yaşadığım hadiseler oldu. İş arayış dönemimde eski ve köklü bir denizcilik firmasına operasyon departmanı için iş başvurusunda bulundum. Değerlendirme testlerini başarı ile sonuçlandırdım. Son görüşme aşamasında ise “her-şey olumlu ancak biz erkek çalışma arkadaşı arıyoruz.” cevabını aldım. Aradan 1 ay kadar bir süre geçti ve aynı firma beni tekrar aradı. Tekrar görüşmeye gelir misiniz diye? Onlarla bu tavırları yüzünden çalışmak istemediğimi açık açık söyledim. Sonradan öğrendim ki benim yerine tercih ettikleri “erkek” aday kısa bir süre sonra işi bırakmış. • Denizciler olarak ve özellikle de kadın denizciler olarak yaptığımız iş gerçekten her anlamda zor. Gerek deniz gerekse kara ayağının birbirinden farklı zorlukları var. Ve bu zorluğun alnının akıyla üstesinden gelen, yıllarını denize ve gemiye vermiş bütün meslektaşlarım bana ve diğer hemcinslerime iyi birer örnektir. Konum ya da isim olarak ayırmadan mesleğini hakkıyla yapan bütün kadınlarımızı kendime rol model olarak alıyorum. Türk denizciliğini ileriye taşınmanın yanında Türk denizci kadınlarını da sektörün en tepesine taşıyan ve taşıyacak olan her hemcinsimin destekçisiyim. • Sektörde her geçen gün staj bulmak zor hale geliyor. Gemilerde stajyerlerin yaşadıkları tatsız olaylarda bu durumu kamçılıyor. Armatör, stajyeri bir yük olarak görüyor. Staj bulmak bu kadar zor hal almışken üstüne birde kadın denizci iseniz vay halinize... Başvuruya gittiğiniz firmalar size ya kadın çalıştırmıyoruz diyerek konuşma fırsatı vermeden kestirip atıyor ya da başvurunuzu alsa da erkek bir aday varsa, siz yerine ona şans veriyor.


OU R SER VI CE S

SERVICES      

P&I SURVEYS IN INSURANCE COVERAGE HULL & MACHINERY SURVEYS IN INSURANCE COVERAGE YACHT SURVEYS LASHING SURVEY SHIP PURCHASE & SALES CONSULTING SERVICES SPECIAL / PROJECT CARGOES SHIP’S CONDITION & LOSS PREVENTION SURVEYS PRE-LOADING AND HATCH COVER SURVEY PRE-PURCHASING & PRE-HIRING SURVEYS ON-HIRE & OFF-HIRE SURVEYS BUNKER SURVEY SHIP & SHORE INSTALLATION DAMAGE SURVEY CARGO DAMAGE SURVEYS DRAFT SURVEYS

Altayçeșme Mah. Atatürk Caddesi Engin Sokak Maltepe Residence No: 3 Daire 11 Maltepe 34843 İSTANBUL / TÜRKİYE        

www.argemon.com.tr info@argemon.com.tr Tel: +90 (216) 693 0236 Faks: +90 (216) 693 0237 /argemonsurvey /argemonsurvey


Röportaj

İşimiz gereği titiz ve detaycıyız Omur Marine Genel Müdürü Ahmet Can Bozkurt, “Şirketimizin esas müşterisi yurtdışında yerleşik P&I sigortacıları ve kulüpleridir. Orada çalışan personelin eğitim seviyesi yüksek, meselelere yaklaşımı ise oldukça titiz ve detaycıdır. Ayrıca, elleçlediğimiz olayların rakamları yüksek, doğurduğu sonuçlar oldukça önemli. Dolayısıyla, müşterilerinizin memnuniyeti için bizlerin de şirket yapımızı ona göre dizayn etmemiz ayakta kalmamız için şart” diyor ve ekliyor “Türkiye’nin lideriyiz”. Omur Marine Genel Müdürü Ahmet Can Bozkurt

A

hmet Can Bozkurt, Konya doğumlu ama aslen Antalyalı olmasına rağmen babasının görevi nedeniyle Anadolu’nun çeşitli yerlerinde yaşamış, böylelikle küçük yaşlarda önemli sayılabilecek tecrübeler edinmiş bir isim. Bozkurt, Baba mesleği olan avukatlığı ilkokuldan itibaren hedefleyen ve netice olarak İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 96 yılında derece ile mezun olmuş. Aynı üniversitede yüksek lisans çalışmalarında bulunan Bozkurt, ayrıca London Metropolitan Üniversitesi’nde de daha spesifik bir alanda yüksek lisans çalışması yapmış. Bozkurt, deniz ticareti, deniz sigortacılığı ve bunlara dair hukuk alanlarında uzmanlaşmaya çalışmış bir sektör profesyoneli. Firmasının faaliyetlerinden ve sektördeki konumundan bahseden Bozkurt, “Şirketimiz, Omur Marine, bu sene 40. yılını kutlayan, P&I ve tekne makina sigortacılarının ülkemizde temsilciliğini yapan, alanında Türkiye lideri bir şirket. Özellikle Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlerin ömrünün ortalama 6-7 yıl olduğu ve şirketimizin ağırlıklı olarak yabancı müşterilere hizmet verdiği düşünülünce bu önemli bir başarı. Şirket çalışanları yıllar içinde değişmiş olsa da, şirketin yerleşmiş bir kültürü olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Yıllar içinde Türkiye’de oluşan felaket düzeyinde birçok kazanın sigortacılar açısından takibini başarı ile

58 TEMMUZ - AĞUSTOS


www.7deniz.net <

“Omur Marine, bu sene 40. yılını kutlayan, P&I ve tekne makina sigortacılarının ülkemizde temsilciliğini yapan, alanında Türkiye lideri bir şirket” tamamladığımızı ve Türkiye’de gerek kamu gerekse özel sektör paydaşlarımız arasında güvenilirliğe ulaştığımızı söyleyebilirim” dedi. Müşteri memnuniyeti ve satış sonrası hizmetler konusunda da bilgiler veren Bozkurt, “Şirketimizin esas müşterisi yurtdışında yerleşik P&I sigortacıları ve kulüpleridir. Orada çalışan personelin eğitim seviyesi yüksek, meselelere yaklaşımı ise oldukça titiz ve detaycıdır. Ayrıca, elleçlediğimiz olayların rakamları yüksek, doğurduğu sonuçlar oldukça önemli. Dolayısıyla, müşterilerinizin memnuniyeti için bizlerin de şirket yapımızı ona göre dizayn etmemiz ayakta kalmamız için şart. Biraz önce de bahsettiğimiz gibi, yıllar içinde oluşmuş şir-

ket kültürümüz ve tecrübemiz müşteri memnuniyetini zaten sağlıyor” ifadelerini kullandı. Sektörde Türkiye lideri olduklarını vurgulayan Bozkurt, “Bizler gibi bu işi yapan kıymetli şirketler var ve onların varlığı bizlerin çıtasını yukarı çekmek açısından oldukça önemli. Ancak bizim esas referans almak zorunda olduğumuz şirketler aynı işi yurtdışında yapan şirketler. Her ne kadar onlar doğrudan rakiplerimiz olmasalar da, müşterilerimiz P&I Kulüp sigortacılarımız açısından referans noktası onlar. Yani, Avrupa’da diyelim ki Hamburg’ta mukim bir ku-

lüp muhabiri ne hizmet veriyorsa sizden aynı kalite bekleniyor. Çeşitli vesilelerle katıldığımız toplantılarda ve ayrıca her şirketin kendi web sitesinde ilan ettiği örnek olaylara bakınca şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, elleçlediğimiz olaylar nitelik ve nicelik olarak onların fersah fersah önünde. Bizim şirketimizde çalışan en yeni arkadaşımızın alabildiği inisiyatif ve takip ettiği olay niteliği, Avrupalıların çok ilerisinde. Bunda pek tabi ki Türkiye’nin özellikle İstanbul’un bulunduğu konum nedeniyle karşılaştığımız olayların çeşitliliği ve sayısı etkili oluyor” şeklinde konuştu.

TEMMUZ - AĞUSTOS 59


Röportaj

2019 yılını sektörün nasıl kapatacağını ve önümüzdeki bir yılı denizcilik piyasası açısından nasıl gördüğünü aktaran Bozkurt, “Sektör yıllardır bir kriz içinde ve bu kriz herkesin bildiği gibi diğer krizler gibi başı sonu belli olan bir hal değil. Biz de ticaret sirkülasyonunun azalması nedeniyle işlerimizin nicelik olarak azaldığını hissediyoruz. Ancak, daha nitelikli işlere yöneldik ve durumu kompanse ettik. Bunda şirketimiz içinde hukukçu istihdam etmemizin de katkısı büyük. Önümüzde ki bir yıl açısından öngörüde bulunmak gerçekten çok zor. Ülkemizin ekonomik ve ticari geleceğini etkileyecek birçok faktör var. Özellikle, Doğu Akdeniz’ deki gelişmeler hayati öneme haiz. Devletimiz tarafından son zamanlarda atılan adımlar genel olarak doğru. Toplum olarak bu konuya duyarlılığımızın artması ise oldukça sevindirici. Bir denizci olarak mavi vatanın ne olduğunun, öneminin farkındayım ve kendi açımdan bu konuya özel olarak eğiliyorum. Araştırmalar yapıyorum. Sizlerin de bu konuya ileride daha fazla eğileceğinize eminim” dedi. Türk Deniz Eğitim Vakfı’ndaki görevinden ve vakfın yürüttüğü faaliyetler-

60 TEMMUZ - AĞUSTOS

den de söz eden Bozkurt, “Tüdev Türk denizciliği için oldukça önemli bir kuruluş. Tarihsel gelişimi, ortaya çıkış sebepleri incelendiğinde amacına amaçlarına ulaşmak için birçok atılım yaptığı; gelinen noktanın ilk yola çıkıldığında hayal dahi edilemeyeceği çok açık. Yeni yönetim olarak, öncelikle bu vakfın hukuki altyapısını daha sağlam bir zemine oturtmak için benzer başka vakıflar için de örnek teşkil etmesini istediğimiz çalışmalar yürütüyoruz. Esas hedefimiz kişilerden bağımsız bir vakıf yapısı oluşturmaya çalışmak. Bu konuda başkanımız Tamer Kıran’ın ve yönetimin samimi ve açık desteği var. Ayrıca, vakıf senedinde yer alan amaçlara yönelik faaliyetler de devam ediyor. Vakıf yönetim kurulu asil ve yedek üyelerinin heyecanı, motivasyonu ve katılımı gerçekten yüksek” açıklamasında bulundu. Koşuda profesyonele yakın bir durumdayım Özel yaşamında en büyük hobilerinden biri koşu olan Bozkurt, yoğun iş temposu içinde nasıl vakit ayırabildiğini de anlattı. Bozkurt, “Koşu benim yıllardır profesyonele yakın düzeyde yaptığım

“Şirketimizin esas müşterisi yurtdışında yerleşik P&I sigortacıları ve kulüpleridir. Orada çalışan personelin eğitim seviyesi yüksek, meselelere yaklaşımı ise oldukça titiz ve detaycıdır” bir hobi. Türkiye’de ve yurtdışında birçok maratona ve diğer mesafe koşularına katıldım, çeşitli kürsü başarıları elde ettim. Hatta kendi yaş kategorim içinde Türkiye’de hatırı sayılır bir yerdeyim. İş temposu içinde vakit ayırmak aslında hiç zor değil. Tamamen bir motivasyon meselesi. Esasında maraton hazırlığı ve yarışı fiziksel olmaktan ziyade zihinsel. Odak noktanızı değiştirmeniz gerekiyor. Gece 01.00 de yatıp sabah 08:00’da kalkmak mı yoksa 23:00’da yatıp 06:00’da kalkıp antreman yapmak mı? Benim tercihim ikincisinden yana. Antrenman yapmayıp pişman olmaktansa, antrenman yaparak acı çekmeyi tercih ederim” şeklinde konuştu.



Makale

Kazanan kim oldu?

ISL verilerine göre Türkiye, dünya deniz ticaret filosunda bayrak devleti sıralamasında 23. sırada iken, Türk sahipli gemi sıralamasında ise 15. sırada yer almaktadır. Türk sahipli gemiler içinde DWT bazında yabancı bayraklı gemilerin oranı da %73’tür. Diğer bir ifade ile Türk sahipli gemilerin sadece %27’si Türk Bayrağı taşımakta olup önemli bir kısmı yabancı bayrak altında işletilmektedir.

R

ekabetin yoğun, maliyetlerin etkin olduğu denizyolu taşımacılığı, finansal risklerle dolu uluslararası karaktere sahip bir sektördür. Anılan bu karakteristik yapı kendisini gemi mülkiyeti ile geminin taşıdığı bayrak konusunda da göstermektedir. Şöyle ki, gemi sahipleri ya da işleticileri, gemilerini kendi ülkelerinin bayrağı yerine başka bir ülkenin

Doç. Dr. Sercan Erol KTU Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi

62 TEMMUZ - AĞUSTOS

bayrağı altında çalıştırabilmektedir. Geminin başka ülkenin bayrağı altında işletilmesine “kolay bayrak” (Flag of Convenience-FOC) denilmektedir ve gemi sahiplerinin bunu tercih etmelerinde çok farklı etkenler rol oynamaktadır. Kolay bayrağın tercih edilme nedenleri: • Kolay bayrak devletlerinin resmi


www.7deniz.net <

prosedürlerinin daha basit olması ve sürecin daha hızlı işlemesi, • Finansman için gerekli fonları daha ucuz ve kolay elde edebilmesi, • Sosyal güvenlik, vergi ve diğer yasal yükümlülüklerden kaynaklanan maliyetlerin düşürülebilmesi, • Yabancı ve ucuz gemi adamı çalıştırabilmesi, • 3. şahıslara verilecek zararlar nedeniyle oluşabilecek tazminatlardan ötürü, gemi haricindeki servetlerinin korunmak istemesi, şeklinde özetlenebilir. Yukarıda ifade edilen gerekçelerle küresel rekabette maliyet avantajı sağlayabilmek ve sürdürülebilirlik açısından Türk donatanlar ya da işleticiler de kolay bayrak uygulamasını tercih etmektedirler. Nitekim bu durum ISL verilerinde (Shipping Statistics and Market Review, 2018) açıkça görülmektedir. Şöyle ki, ISL verilerine göre Türkiye, dünya deniz ticaret filosunda bayrak devleti sıralamasında 23. sırada iken, Türk sahipli gemi sıralamasında ise 15. sırada yer almaktadır. Türk sahipli gemiler içinde DWT bazında yabancı bayraklı gemilerin oranı da %73’tür. Diğer bir ifade ile Türk sahipli gemilerin sadece %27’si Türk Bayrağı taşımakta olup önemli bir kısmı yabancı

bayrak altında işletilmektedir.

yazımızda konuyu sadece sosyal güvenlik primi boyutuyla ele alacağız.

Personel seçimi yabancıdan yana Ancak Türk sahipli gemiler, kolay bayrağın nimetlerinden yararlanabilmek için yabancı bayrak altında çalıştırmasına rağmen bu gemilerde hem zabitan sınıfı hem de tayfa sınıfında personel ağırlıklı olarak Türk personelden oluşmakta. Ancak, son dönemde kolay bayrak kapsamında faaliyet gösteren Türk sahipli yabancı bayraklı gemilerde, tayfa sınıfında Türk personel yerine yabancı personel istihdam edilmeye başlanmıştır. Başka bir deyişle ülkemizin önde gelen donatan ya da işleticileri Türk personel yerine yabancı personeli tercih etmeye başlamıştır. Şüphesiz, yabancı personele geçişin pek çok gerekçesi olabilir. Biz bu

Gemiler taşımış oldukları bayrağın toprağı olarak kabul edildikleri için bayrak devletinin kamusal mevzuatına, vergi ve mali yapısına göre hareket etmek durumundadırlar. Bu nedenle Türk Bayraklı gemide çalışan personelin Türk mevzuatına sosyal güvenlik sigortalarının yapılması gerekir. Genel menfaatleri ilgilendiren ve zorunlu olan sosyal sigortada prim, sigortalının (burada gemi adamı) gelirine ve mesleğine göre belirlenmektedir. Bu kapsamda aşağıda tabloda bir gemide istihdam edilen tayfa sınıfı personelin maaşları ve bu personel için ödenmesi gereken SSK primleri görülmektedir.

Aylık tayfa sınıfı personel için ödenen ücret ve diğer yasal yükümlülükler Personel Adet Ücret Kur (USD)

Ücret (¨)

SSK Primi Muhtasar Toplam (¨) (¨) Maliyet

Yasal Yük. Oranı (%)

Gemici Reis Yağcı Lostromo Kamarot Aşçı Toplam

26.190,72 8.184,60 19.643,04 7.638,96 6.002,24 8.730,24 76.389,80

13.736,00 4.292,00 10.302,00 4.006,00 3.148,00 5.479,00 40.963,00

40,62 40,82 40,62 40,76 40,53 44,27 41,09

4 1 3 1 1 1 11

1200 1500 1200 1400 1100 1600

5,4564 5,4564 5,4564 5,4564 5,4564 5,4564

4.180,00 1.354,00 3.135,00 1.251,00 942,00 1.457,00 12.319,00

44.106,72 13.830,60 33.080,04 12.895,96 10.092,24 15.666,24 129.671,80

TEMMUZ - AĞUSTOS 63


Makale Sosyal güvenlik giderinin toplam maliyetteki payı %41 Tabloda görüldüğü üzere örnek bir gemide tayfa sınıfı personelin aylık ücret kazancı toplam 76.389,80 TL’dir. Ayrıca, tayfa sınıfı personelin SGK ve diğer yasal yükümlülüklerin toplamı Aylık 40.963,00 TL olup donatan ya da gemi işleticisine toplam maliyeti aylık 129.671,80 TL’dir. Sosyal güvenlik ve diğer yasal yükümlülüklerin toplam maliyet içeresindeki payı ise yüzde 41,09’dur. Hal böyle olunca donatanlar, sosyal güvenlik, vergi ve diğer yasal yükümlülüklerden kaynaklanan maliyetlerin düşürülebilmesi için gemilerini yabancı bayrak altında işletmeyi tercih edebilmektedir. Ancak, kulis bilgilerine göre Türk sahipli yabancı bayraklı gemide çalışan Türk personel içinde son dönemlerde SSK primlerinin ödenmesine dönük denetimler olduğu ifade edilmektedir. Buna gerekçe olarak Türkiye merkezli yabancı şirketlerde ülke mevzuatı kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmeleri gerekliliğidir. Dolayısıyla Türk donatanlar emeğinde küresel olduğu denizcilik sektöründe ilk etapta tayfa sınıfında Türk personel yerine yabancı personel çalıştırmaya başlamıştır. Hâlihazırda 60 civarında gemide tayfa sınıfında Türk personel yerine yabancı personel istihdamına başlandığı ifade edilmektedir. Bu durumda yukarıdaki Tablo 1 örnek alın-

64 TEMMUZ - AĞUSTOS

dığında yılık bazda 55.000.656 TL (60 gemi×12 Ay×76.389,80 TL Aylık Toplam Ücret) ücretin ülke dışına yabancı personele gittiği anlamına gelmektedir. Bu da yaklaşık 10.080.000 USD eder. Dahası donatan, yabancı personel çalıştırmaya başladığı içinde idarenin SGK prim tahsilatı da yoktur. Burada Yabancı bayraklı gemide çalışan Türk personel için sigorta yokmuş anlamı ortaya çıkmasın. Sigorta kavramının pek çok fonksiyonu olup, bu fonksiyonlar ülke mevzuatına göre şekillenmektedir. Yabancı bayrakta çalışan personelin şüphesiz sağlık sigortası vardır ancak bu sigorta ülkemizdeki sigorta sisteminde yer alan emeklilik için geçerli değildir. Yine kulis bilgilerine göre donatan ya da gemi işleticileri, zabitan sınıfında da yabancı personele geçmeyi tartışmaya başlamıştır. Zabitan sınıfının ücret düzeyleri dikkate alındığında Türk personelin yıllık bazda ücret kaybı kat ve kat artabilecektir. Denizcilik sektöründeki istihdama dönük bu durum, işsizlik seviyesinin arttığı, kişi başına milli gelirin ve döviz girdisinin düştüğü bu dönemde verilen mücadelelerle ters düşmektedir. Burada her taraf kendi açısından haklı olabilir. Amaç suçlu bulmak değil. Amaç mevcut durumu ortaya koyup gemi adamı istihdamından elde edilecek ücretin ülkemizde kalmasına dönük önlemlerin acilen alınmasıdır. Bu kapsamda tarafların bir araya gelmeli, donatanın yabancı

“Türk sahipli gemiler, kolay bayrağın nimetlerinden yararlanabilmek için yabancı bayrak altında çalıştırmasına rağmen bu gemilerde hem zabitan sınıfı hem de tayfa sınıfında personel ağırlıklı olarak Türk personelden oluşmakta” personel çalıştırmaya dönük eğilimlerindeki kök nedenler ortaya konulmalı ve bu sorunu en kısa sürede çözüme kovuşturmalarıdır. Diğer bir ifade ile gemi adamı arzında dünyada önde gelen Türkiye, ayrıca gemi adamında arz fazlası vermektedir. Gemi adamında arz fazlası verilen ülkemizde Türk sahipli yabancı bayraklı gemilerde donatan ya da işleticileri, Tük personel yerine yabancı personel çalıştırmaya zorlayan gerekçeler öncelikle ele alınmalıdır. Emek faktörünü de gözetecek nihai sonuca ulaşılmalıdır. Çünkü mevcut durumda tayfa sınıfı Türk personel işinden idare de SGK priminden olmuş ve Türk sahipli gemilerde yabancı personel çalışmaya başlamıştır. O halde kazanan kim oldu!


NAVATOM NEW GENERATION SHIP MANAGEMENT

STAY CONNECTED Navatom is a cloud based software for ship management. • 30 integrated modules • No need for installation • Automated monthly version releases • Automated and integrated analysis tools • Tailor fitted company views such as KPIs

www.navatom.com


Bunker

Neslimizin gördüğü en büyük endüstriyel değişimle karşı karşıyayız Unerco Petrol Ürünleri Denizcilik ve Ticaret A.Ş. yeni kurulmuş bir firma olasına rağmen kurucuları da bir o kadar uzun yıllardır sektörün içinde olan ve tecrübelerini ve birikimlerini firmalarına aktaran isimlerden oluşuyor. Unerco’nun CEO’su Ufuk Erinç, IMO 2020’nin bugüne kadar kendi nesillerinin gördüğü en büyük endüstriyel değişim olduğunu söyledi.

U Unerco’nun CEO’su Ufuk Erinç

66 TEMMUZ - AĞUSTOS

nerco Petrol Ürünleri Denizcilik ve Ticaret A.Ş. Üst Düzey yöneticisi (CEO) Ufuk Erinç firmasının kuruluş amacını aktarırken, “IMO 2020 gibi çok önemli bir endüstriyel değişikliğe daha dinamik ve tecrübelerimizi daha çok paylaşabileceğimiz bir ortam yaratabilmek. Müşterilerimizle birebir ilgilenebilmek, müşterilerimizin yakıt ikmal alımlarını daha sorunsuz yönetebilmelerini sağlamak istiyoruz. Bundan sonraki dönem, potansiyel problemleri de içermesi muhtemel bir dönemi işaret ediyor. Yakıtların pahalanacak olması, kalitenin ve müşteri kredilerinin daha


www.7deniz.net <

iyi yönetilmesi gerekliliğinin doğacağı bir dönem olacak. Her şekilde müşterilerimize en kaliteli yakıtı, en düzgün servis ve tecrübesi tartışılmaz bir ekiple sağlıyor olacağız” şeklinde konuştu. 2020 yılında sektörü bekleyen yeni yakıt uygulamaları hakkında da bilgiler veren Erinç, “Öncelikle IMO 2020 bugüne kadar bizim neslimizin gördüğü en büyük endüstriyel değişim. Bunun denizcilik sektörüne dair; yakıt kalitesi, kredi riski, navlun fiyatları gibi teknik etkilerini hep beraber göreceğiz. Biz UNERCO olarak öncelikle denizcilik alanında çalışan yakıt traderlarına, yakıt satın alan ve yakıtı kullananlara birebir bilgilendirme yapmak istiyoruz. Buna sizin gibi bu sektörün nabzını tutan medyayı da dahil etmek istiyoruz. Her müşterimiz kendi dinamikleri içinde bu değişimin ölçülebilir etkilerini görecekler. Değişen şartların gerek finansal anlamda, gerek teknik anlamda alıcı mı yoksa satıcı yanlısı mı olacağını kendilerine projekte edeceğiz. Tabii tüm bunlara şunu da eklemek gerekiyor, UNERCO 2019’un son çeyreğinden itibaren tank temizliğini yapmış firmalara bu yakıtı tedarik edecek. Burada önemli olan nokta aynı kalitenin sürekliliğini sağlayabilmek ve muhtemel bir arz daralmasına karşın taleplere olumlu

dönüşler yapabilmek olacak” ifadelerini kullandı. Bu değişikliklere daha güçlü girmeliyiz 30 bin metreküp terminal ve 3 bin 200 DWT barç kapasitesi ile hizmet vermeye başladıklarını ve müşterilerinin çeşitli isteklerine ve değişen yakıt çeşitlerine uyum sağlama konusunda aldıkları önlemler ve hazırladıkları yol haritası hakkında bilgiler veren Erinç, “Bugüne kadar ki tecrübelerimiz bu önemli değişikliğe daha güçlü girmemiz gerektiğini işaret ediyor. Yakıt tedarikinin sürekliliği ve operasyon kalitesi bunun sadece bir ayağı. Ancak öngördüklerimiz yönetmesi gerçekten tecrübe gerektiren durumlar olacak. Biz her müşterimizin -ki dünya çapında 300’den fazla denizcilik şirketiyle çalışıyoruzbir danışmanı olacağız. Sadece bizden yapılan ikmaller için değil aynı zamanda bu yakıtların başka limanlarda alınan benzer yakıtlarla nasıl bir etkileşim göstereceğini, finansal analizlerimizin yakın, orta ve uzak vadede nasıl bir etkileşim yaratacağını anlatacağız” ifadesinde bulundu. Birinci önceliğimiz Türkiye’nin isminin duyulması Firma kurucularının operasyon tecrübeleri ve uluslararası pazardaki

“Denizcilik sektörü üzerindeki yakın vadede en büyük tehdidin ticaret savaşları olduğunu görüyoruz. Küresel ekonomi, dünyanın en büyük ekonomilerinin dahil olduğu bir gerginliği şu anda kaldırabilecek durumda değil” güvenilir ilişkilerinin firmanın sektördeki konumunu nasıl etkileyeceği konusunda da görüşlerini aktaran Erinç, “İTÜ Denizcilik fakültesindeki öğrenim hayatlarımızı da kattığımızda yaklaşık 25-30 yıl arasında bir zaman dilimi mevcut bu sektörde geçirdiğimiz. Bu, içinde gemi hayatından, gemi işletmeciliğine ve yakıt ticaretine uzanan bir süreyi barındırıyor. Aramızda çok kıymetli takım arkadaşlarımız var. Finans sektöründe analiz ve fon yönetimi tecrübesiyle, satışta ve operasyonda mühendislik altyapısıyla her türlü soruyu farklı bakış açısıyla cevaplayabilecek oldukça tecrübeli arkadaşlarımız bulunmaktadır. Şöyle bir

TEMMUZ - AĞUSTOS 67


Bunker “Bizim bugüne kadar ki tecrübelerimiz, yakıt alımının gemi işleten şirketler tarafından doğru yönetilmediğini gösteriyor. Yakıt alımı bir satın almanın dışında verimliliğini ölçmenizde gereken bir maliyet” olmuştur. Hedefimiz aynen bu şekilde daha da büyüyerek devam edecektir. Bir konuya daha dikkat çekmek isterim ki içinde bulunduğumuz ekonomik ve jeopolitik risklere rağmen bu ekip yurtdışından bir sermayeyi ülkemize getirmeyi başarmıştır. Düşünün ki her şeyin daha da yoluna girdiği bir zaman diliminde neler yapıyor olacağız” şeklinde konuştu. baktığımda UNERCO ekibi İngilizce, İtalyanca, Almanca, Fransızca gibi yabancı dillere çok iyi derecede hakim ve kendilerini sürekli geliştiren arkadaşlarımızdan oluşmaktadır. Bu altyapı, iletişimde kolaylık sağladığı gibi yabancı haberlere ve kaynaklara rahatlıkla ulaşmamızı ve onları anlık yorumlayabilmemizi sağlamaktadır. Dolayısıyla UNERCO ekibi 360 derece değerlendirmeye ve bu sayede de müşteri ilişkilerinde bir adım önde olmaya önem veriyor. Bugüne kadar hem bilgi hem tecrübe hem güven açısından imajımız hep olumlu oldu. Arkas gibi bir okulundan yetiştik “Bildiğiniz üzere Arkas gibi büyük bir okulda yetiştik, oradan aldığımız görgü ve terbiye iş yapışımızı bu şekilde devam ettirmemizi gerektirir. Bizim gibi tüccar denizciler bir anlamda Türkiye’nin elçiliğini de yaparlar. Meslek hayatımızda en önemli önceliğimiz her zaman Türkiye’nin isminin duyulması, Türkiye’nin bizim çalıştığımız ve etki alanımızı genişlettiğimiz hususlarda lider olması

68 TEMMUZ - AĞUSTOS

Zaten dünya birincisi bir ülkeyiz Ufuk Erinç, “Operasyonunun ve ticaretinin her alanı sigortalarla garanti altına alınmış ender şirketlerden biriyiz. Ancak şunu da belirtmek isterim ki, Türkiye zaten denizcilik yakıtı ikmalinde kalite ve operasyon bakımından tartışmasız dünya lideridir. Gelecek dönem zaten çok satanın değil kaliteli hizmet ve ürün verenin kazandığı bir dönem olacaktır” dedi. Denizcilik sektörü ve özellikle bunker sektörünün 2019 yılını nasıl kapatacağı konusunda da görüşlerini aktaran Erinç, “Denizcilik sektörü üzerindeki yakın vadedeki en büyük tehdidin ticaret savaşları olduğunu görüyoruz. Küresel ekonomi, dünyanın en büyük ekonomilerinin dahil olduğu bir gerginliği şu anda kaldırabilecek durumda değil. Zira, bu gerginlikler olmadan dahi, gelişmiş ya da gelişmekte olan çoğu ülkenin ekonomik verileri halihazırda ciddi kırılganlık emareleri gösteriyor. Piyasa ve ekonomilerin tek tesellisinin, merkez bankalarının yeniden para musluklarını açmak zorunda kalacağına dair inanç olduğunu görüyoruz. Denizcilik de ekonomiler arasındaki ticaretin

aslında bir yansıması olduğu için şu anda o tarafta da bir belirsizlik olduğundan bahsedebiliriz. Küresel deniz ticareti ve dolayısıyla bunker piyasası büyümeye devam ediyor, ancak büyümenin hızında yavaşlama olduğu da aşikar. Bu gelişmelere ilaveten, IMO 2020 mevzuatı da hem denizcilik, hem de bunker sektörü üzerinde bir belirsizlik yaratıyor. Yakıt maliyet artışları nedeniyle denizcilikte dengelerin değişebileceğini, bunun kimileri için fırsat, kimileri için ise hayal kırıklığı olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz” şeklinde konuştu. Yakıt alımı doğru işletilmiyor Ufuk Erinç, “Bizim bugüne kadar ki tecrübelerimiz, yakıt alımının gemi işleten şirketler tarafından doğru yönetilmediğini gösteriyor. Yakıt alımı bir satın almanın dışında verimliliğini ölçmenizde gereken bir maliyet. Dolayısıyla sadece rekabetçi fiyat değil, fiyat performans hesabının da yapılması lazım. Bu performans kriterlerinin içine, seyirden atıl kalmak, finansal açıdan emanet ettiğiniz paranın ödenmeme riski, gemi teknik personeli için işletme kolaylıkları bunlardan sadece bir kaçı. Dolayısıyla ve ne yazık ki satın alanın farklı, kullananın farklı olduğu bir yapıdan ziyade işletenin ve gemi sahibinin konsolide olduğu bir yapı daha verimli ve daha güvenilir bir yapı olarak karşımıza çıkacaktır” dedi.


®

“Sizi İleri Tașır” Deniz Yakıtlarında Farkı Bizimle Yaşayın Türkiye kara sularında ve dünyanın dört bir yanındaki limanlarda, en kaliteli yağı ve yakıtı güvenilir hizmetle sunuyoruz. • • • • •

ÖTV’li ve ÖTV’siz Motorin ÖTV’siz Fuel Oil-İfo ÖTV’li Deniz Dizel Yağları Transit Yakıt Transit Yağ

Guneșli Mah. 1333. Sk. Erdem İș Merkezi No:1 Kat:3 Bağcılar/İstanbul T. +90 212 551 53 43 • F. +90 212 552 28 03 W. www.erdempetrol.com.tr • E. info@erdempetrol.com.tr


Dünya

40 bin kilometrelik avantaj “40 bin kilometre uzunluğunda” dendiğinde aklımıza ne geliyor? Bu büyük bir mesafe mi yoksa ne kadar ileri gidebileceğimizi mi gösteriyor? Haritaya baktığımızda Rusya Federasyonu kıyı şeridi uzunluğunun 40 bin kilometre olduğunu görürüz. Bu durum ülkenin dış ticaretinin büyük bir kısmının çeşitli deniz ve nehir limanları aracılığıyla denizyolu taşımacılığı üzerinden yapılmasını sağladı. Su kaynağını mümkün olduğunca değerlendirerek uluslararası arenada bir avantaj sağladı.

Marlin Denizcilik Kurucusu Alex Tarazanov

70 TEMMUZ - AĞUSTOS


www.7deniz.net <

S

ovyetler Birliği zamanlarında, Demir Perde koruması altında, modern gemi yapımının temelleri atılarak dünyanın geri kalanına tarımsal madde ve hammadde zenginlikleri tedarik edildi. 21. yüzyıl gemi yapımında ve tasarımında yeni bir dönemin kapılarını araladı ve yüksek teknolojilerle yeni ve modern teknolojilerin tanıtılması sayesinde eski çalışmaların ve işletmelerin modernleştirilmesini sağladı. Günümüzde Rus gemi inşa kompleksi, bir araya gelmiş ve birçok üretim alanına bağlı olan yaklaşık 150 sanayi birimini içermektedir. Yurtdışına açılım başladı 2000’li yılların başında yavaş yavaş uluslararası ilişkiler kurulmaya başlanmasıyla iç pazar yurt dışındaki gemi inşa

topluluğuna ve yatırımcılara adım adım açıldı. Ukrayna’nın doğusundaki askeri ihtilafın başlangıcı ve diğer ülkelerden herhangi bir teknolojinin ve ekipmanın satılmasını veya tedarik edilmesini yasaklayan müteakip ekonomik yaptırımlar gemi yapım endüstrisinin her yıl ürettiği gemi sayısında küçük bir düşüş yaşanmasına sebep olmuştur. Bu nedenle üretim büyük oranda askeri alanları güçlendirmeye odaklanmıştır. 2014’ten bu yana gemi inşasında baskın olan başlıca gemi tipleri askeri öneme sahiptir. 20112012 yılları arasında askeri amaçlı inşa edilen gemilerin payının %35-40’ı oluşturduğu düşünülürse, 2017-2018 yılları arasındaki yeni askeri gemilerin sayısı %70’i geçmiştir. 2010’dan 2018’e kadar olan sürede, Rusya Federasyonu’nda 1000’den fazla gemi ve diğer yardımcı deniz ekipmanı inşa edilmiştir. Siparişler esas olarak devlete ait işletmelerden ve özel şirketlerden gelmiştir. Uygulanan yaptırımlar, devletin teknik bileşenlerin ve ekipmanın sınırlı bir zaman dilimi içerisinde ithal edilmesine yönelik tedbirler ve yöntemler geliştirmesi için güçlü bir itici güç olmuştur. Sonuç olarak, sektör gemi inşa seviyesini muhafaza etmekte büyük zorluklar yaşamamıştır. 2020 yılına kadar teslim edilmesi planlanan 400 büyük gemi daha bulunmakta. Bunların %60’ı askeri amaçlar için üretilecek. Bir filo inşa etmenin değeri nedir Karadeniz havzasında bulunan diğer ülkelerdeki gemi inşasının özel teşebbüsler ve yerel ya da uluslararası bankalardan gelen özel yatırımcılarla geliştiği bir dönemde, Rusya Federasyonu her yıl “devlet finansmanı” ve “devlet destekli

programlar” çerçevesinde yerli gemi inşa sanayiini desteklemektedir. 2018 yılında, Rus devleti yerel tersanelerde yeni gemilerin inşasını desteklemek için 2 milyar ruble (yaklaşık 31.735.453 ABD doları) tahsis etmiştir. Tersaneler, hem bireylerden gelen hem de devletin verdiği siparişler için gemi omurgası oluşturma süreçlerini yönetmekle meşguldü. Yapılan yatırım 5,68 milyar dolar 2010-2018 arası dönemdeki gelişme aşamalarına baktığımızda, yeni gemi inşalarına ve yardımcı deniz ekipmanlarına yapılan yatırım miktarının 358 milyar ruble (yaklaşık 5,68 milyar ABD dolarıdır) tutarında olduğunu görüyoruz. Rusya ile bazı Avrupa ülkeleri ve ABD arasında gelişen karmaşık ilişkilerin yaşandığı mevcut dönemde, tüm yatırımların %17’si devlet ve yerel bütçelere, geri kalanı ise özel yatırımcılara düşüyor. Bununla birlikte, devlet yetkililerinden gelen tahmin ve bilgilere göre, devlet yatırımının payı gelecekte artacaktır. Hükümet tarafından sağlanan destek neticesinde, yerli tersanelerde çeşitli tiplerde 110 yeni gemi inşa edilmektedir. Yeni inşalar arasında RST25 ve RST27 projelerinin, 19614 projesinin tankerleriyle RSD 44 ve RSD 59’un’ün kuru yük gemilerinin yanı sıra kendinden itmeli ve kendinden itmeli olmayan mavna ve römorkörler vardır. Geri sayımın başlayışı Geçtiğimiz 50 yıl boyunca inşa edilen “nehir-deniz” gemilerinin genel durumunun ön analizinin sonuçlarına dayanarak, “eski filonun” hizmet dışı bırakma ve kullanma zirvesinin 2022’de olacağı görülmektedir.

TEMMUZ - AĞUSTOS 71


Dünya gulayabiliriz. Tahılların taşınması ve yük aktarması, sigorta şirketlerinin gemilerin kötüleşmesi ve gemilerin uygun olmayan ya da kötü şekillerde kullanılmasından dolayı 30 yaşın üzerindeki filolarla çalışmayı reddetmesi, ayrıca yeni ve oldukça pahalı balast suyu arıtma ekipmanının yeni ve eski gemilere zorunlu kurulumuna yönelik talep. Yükseltme teşvikleri

2022’de Deniz Mühendisliği Bürosu tarafından sağlanan ön verilere göre, bu tip gemiler için ihtiyaç en az 110-140 ünite olacaktır. Aynı zamanda, yaklaşık 50 ünite Volga-Don Max tipi tanker, kargo miktarı ve Kerç Köprüsünün altından geçme olasılığı bakımından, Rusya Federasyonu’nun Karadeniz limanlarından kargo elleçlemeleri için talep edilecektir. Bu açıdan bakıldığında, yeni inşa sayısının yıllık bazda artması için yeterli miktarda sebep bulunmaktadır. Eğer bu gerçekleşmezse, Karadeniz havzasındaki kargo taşımacılığında 2022 yılına kadar önerilen karışık deniz-nehir tipi gemilerde önemli bir düşüş bekleyebiliriz. Sonuç olarak, sevkiyatlar için navlun oranları, bu alanda mevcut olan tonajın bulunmaması nedeniyle istikrarlı bir şekilde yaklaşık iki kat artacaktır (2022 için zaman çizelgesinin tahmini yaklaşık 9-10 bin dolardır). Bu segmentin yerel ve uluslararası yatırımcılar için makul derecede cazip olabileceği ortadadır. Bu adımları inceleyerek, son birkaç yılda, dış faktörlerin etkisine rağmen, Rusya Federasyonu’nun hem sivil hem de askeri filoyu güncelleme sürecini başlattığı sonucuna varılabilir. Bir ayak gelecekte, bir ayak geçmişte Resmin tamamını gösterip anlayabilmek için, bazı önemli istatistiksel verileri gözden geçirmek zorundayız. 2000’lerin başında, Sovyetler Birliği’nden talep edilen tersanelerde tasarlanmış ve inşa edilmiş, karışık “deniz-nehir” tipinde 1717 seri kuru yük gemisi vardı. Günümüzde, yukarıda belirtilen gemilerin 687’si zaten

72 TEMMUZ - AĞUSTOS

yıkılmıştır (%40) ve 87 gemi (%13) kaybedilmiştir. Proje 3.000 tonluk bir kargo kapasitesine sahip olduğu için “üç binliler” olarak da adlandırılan Volgo-Balt ve Sormovsky gibi projelerin gemileri en büyük kayıplara maruz kalıyor. Bunlar sayıca en yüksek gemilerdi ve hurda metal gibi yük türlerinin taşınmasında kullanılıyordu, bu da metalin durumunun kötüleşmesini hızlandırıyordu. Böyle bir geminin yıkılması için yaş ortalaması 37,1’dir. 2.000 ton kapasiteli 141 gemi inşa edildi ve 108 ünite yani %77’si zaten yıkıldı. Yıkım için yaş ortalaması 36,7’dir. 163 adet ST ve STK tipi gemi birlikte yapılmıştır. Mevcut durumda tamamının %33’üne tekabül eden 54 gemi halihazırda yıkılmıştır. Yaş ortalaması 26,7’dir. Gemi inşasını teşvik eden nedenler Rusya’da gemi inşasını teşvik eden temel nedenler arasında aşağıdakileri vur-

Modern teknolojiler kullanılarak imalatın düzgün bir şekilde optimize edilmesiyle her proje başarıyla uygulanabilir. Rusya Federasyonu’nda yeni bir filonun inşası 2 ana faktör olmadan başarıyla uygulanamaz: devlet desteği ve modern teknolojilerin imalat süreçlerine entegre edilmesiyle dijitalleşme. İlk faktör netse, ikinci faktör daha ayrıntılı olarak tanımlanabilir. Peki, gemi inşasında dijitalleştirme nedir? Bu, tüm imalat sürecinin tüm imalat döngüsü boyunca-gemilerin tasarımından tam hazırlığa kadar tüm aşamalarının - dijital ortama “aktarılması” metodudur. Bu modernizasyon türü, imalatta kullanılan her bir parça için harcanan sürenin, kalite kaybı olmadan ve kullanılan malzemelerin ve ekipmanların en iyi şekilde hesaplanmasıyla azaltılmasını sağlar. Daha spesifik olmak gerekirse, bu tür bir çalışma, bölüm imalat alanı ve kaynak montajlı gemi donanımında, yan kısımlar ve ambar girişi montajlanırken maliyetin ve harcanan zamanın azaltılmasını sağlar. Yazının devamına www.7deniz.net internet sitemizden ulaşabilirsiniz.



Haber

Kişisel Verileri Koruma Kanunu neden önemli?

İMEAK DTO Ağustos ayı Meclis Toplantısı’nda “Kişisel Verileri Koruma Kanunu” isimli bir sunum gerçekleştiren Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Turhan Menteş, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun ihlali kapsamında çok ağır yaptırım ve cezalar olduğunu söyledi.

İ

MEAK DTO Ağustos ayı Meclis toplantısında Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Turhan Menteş, “Kişisel Verileri Koruma Kanunu” isimli önemli bir sunum gerçekleştirdi. Kişisel verilerin güvenliği konusunun dünyada ve Türkiye’de yeni bir konu olduğunun altını çizen Menteş, kanunlar yeni olsa da uygulamaların eski olduğunu kaydetti. Bir kişinin kimliğini belirlemeye yarayan her türlü bilgiye kişisel bilgi denildiğini dile getiren Menteş, en çok kullanılan kişisel bilginin ise TC kimlik numarası olduğunu kaydetti. Kişisel verilerin hayatın tüm alanlarında kullandığını ve kimsenin bunu sorgulamadığına işaret eden Menteş, “Bundan sonra sorulacak. Şu ana kadar sorulanlar var bundan sonra sorulacak olanlar var. Ama bundan sonra herkes dikkatli olmak zorunda çünkü artık kanunlar var. Ardın-

74 TEMMUZ - AĞUSTOS

Prof. Dr. Turhan Menteş dan bir de devamı var” dedi. İlk defa bir yasa bütün sektörleri ilgilendirecek şekilde çıktı Avrupa’da 1995 yılında kişisel verilerin korunması direktifini yayınladığını 38 AB ülkesinin kendisini buna göre uyarlaması gerektiğini belirttiğini aktaran Menteş, bu direktifin gereği olarak AB ülkelerinin çok yol kat ettiğini belirterek, “Biz 2000 yılından itibaren uyum yasası kapsamında bu kanunun çıkartılması için çalıştık. Ben 2003-2006 yılları arasında bizzat çalıştım. O yıllarda bu kanun meclise 3 defa gönderildi. Ve üçünde de kadük oldu. Meclis gündemine almadı. Ve hayata geçmedi. 2010 yılından 2016’ya kadar bu kanundan hiç bahsedilmedi. Uyum yasalarından herkes ümidini kesmişken, birden 2016 yılında biz bu yasayı çıkarttık. 2016 yılında hazırlanan yasa 2006 yılında hazırlanan yasadır. 10 yıl gecikmeli çıkmış

bir yasadır. İlk defa böyle bir yasa çıktı. Bütün kurum ve kuruluşlar bu kapsama alındı. İlk defa bir yasa bütün sektörleri ilgilendirecek şekilde çıktı. Ama çıkartılırken hiçbir uzmanı olmadan çıktı bu yasa. Cezalar var. Herkes ceza kısmıyla ilgileniyor” diye konuştu. Dünyadaki bütün ülkeleri ilgilendiriyor Yasanın temel mantığının bir kişinin kendi kişisel verisini nerde saklanıyorsa görme, düzeltme, silme, değiştirme, paylaşımını engelleme hakkına sahip olduğunu dile getiren Menteş, “Yasanın özü bu. Bunun en önemli kısmı da hiçbir kurum ve kuruluşun bundan muaf olmaması. İlk defa böyle bir yasa çıktı ve bu yasa şu anda dünyada bütün ülkeleri ilgilendiren yasa olarak geçiyor. Bunu herkes örnek alarak kendi ülkesinde de benzer yasaları çıkartmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.



Haber

Milyarlarca dolarlık ‘emisyon’ dalgası geliyor IMO’nun yeni emisyon regülasyonlarının 2020’de devreye girecek olması, global denizcilik sektöründe milyarlarca dolarlık yatırım hareketi başlattı. Bu gelişme büyük yerli armatörleri de harekete geçirdi.

U

luslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) deniz taşımacılığından kaynaklı sera gazı emisyonlarını azaltmak için belirlediği yeni regülasyonları 1 Ocak 2020’de devreye giriyor. 2016 yılında Londra’daki Deniz Çevresini Koruma Komitesi (MEPC) 70’inci toplantısında alınan karar doğrultusunda 2020 yılında gemilerde kullanılan yakıtlara yüzde 0.50 küresel kükürt üst sınırı zorunluluğu geliyor. Bu, halen mevcut yüzde 3.5 sınırından önemli bir azaltma öngörüyor. Kurala uymayan armatörleri ise yüksek cezalar ve büyük yaptırımlar bekliyor. Gemilerden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının 2050 yılında 2008’e oranla yüzde 50 azaltılması ve daha uzun vadede tamamen ortadan kaldırılması hedefleniyor. Bilindiği gibi IMO’nun verilerine göre denizcilikten kaynaklanan emisyon, dünyadaki toplam emisyon miktarının yaklaşık yüzde 3’ünü oluşturuyor. Global denizcilik sektöründe milyarlarca dolarlık yatırımı başlatan bu gelişme, Türk armatörleri de harekete geçirdi. Sabancı’nın Yasa’sı, Koç’un Ditaş’ı, Ciner ve Arkas gibi Türkiye’nin önde gelen armatörlük şirketleri eski gemileri satıp, daha çevreci gemilerle filoyu yenileme atağına geçti. Turkon gibi bazı

76 TEMMUZ - AĞUSTOS

armatörler ise filoyu yenilemek yerine maliyeti gemi başına 2 milyon doları aşan emisyon azaltıcı ‘scrubber’ gibi baca gazı yalıtım cihazı taktırmayı tercih ediyor. Öte yandan dünyada olduğu gibi Türkiye’de de birçok armatör yatırım yapmak yerine ‘bekle ve gör’ politikası izliyor. 2020’ye önlem almadan girecek olan bu armatörler, daha pahalı olan düşük sülfürlü yakıt kullanmak zorunda kalacak. Uzmanlara göre yeni regülasyonlar, deniz yakıtlarında büyük zamma neden olacak. DTO Başkanı Tamer Kıran: Armatörlerde ‘bekle ve gör’ eğilimi ağırlıkta Deniz Ticaret Odası (DTO) Başkanı Tamer Kıran, Türk sahipli gemi filosuna bakıldığında yeni devreye girecek regülasyonlar çerçevesinde, armatörlerin ağırlıklı olarak iki eğilim içinde olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Türk armatörlerin bir kısmı gaz yalıtım sistemi olan ‘scubber’ benzeri cihazlar taktırma yoluna giderken, bir başka grup da düşük sülfürlü yakıt kullanmayı tercih edecek gibi görünüyor. Bununda maliyeti ton başına 100 dolar daha fazla. Ancak bu fiyatlar regülasyonların devreye girmesi ve bu yakıtlara olan talebe bağlı olarak değişecek. Şu anda satılmış bir yakıt yok ama günü geldiğinde asıl fiyat ortaya çıkacak.

Uluslararası denizcilik örgütleri bu konuda armatörlere uyarılarda bulunarak, bu yakıtı alıp teknik olarak kullanmaya başlamaları tavsiye ediliyor. Çünkü bu armatörlerin 1 Ocak günü teknik sıkıntı yaşamasından endişe ediliyor. Gemilere scrubber benzeri cihaz taktırmak için iki ayrı maliyet kalemi söz konusu. Birincisi malzemenin kendisi, diğeri ise yaptırmak için tersanelere ödenen bedel. Bütün olarak düşündüğümüzde tipine göre değişmekle birlikte her bir gemi başına 1.5 milyon dolardan başladığını düşünebiliriz. Dolayısıyla bu birçok armatör bu yatırımı yapmak konusunda çekimser davranıyor.” TONAJA GÖRE İLK 20 ŞİRKET SIRALAMASI (OCAK 2019) SIRA ŞİRKET ADI

DWT

Adet %

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20

2132246 1932455 1516409 1333496 1168718 1131103 1123396 903422 867873 789460 760495 667972 468586 464835 381103 338409 331051 304799 262049 241470

26 25 20 60 36 8 17 6 15 15 13 24 6 74 6 9 7 11 5 48

Ciner Ship Management Ya Sa Shipping Industry Marinsa Denizcilik AS Arkas Holding AS Karadeniz Holding AS Advantage Tankers LLC Kiran Holding AS Gungen Denizcilik Ince AB Besiktas Shipping Group Densay Denizcilik TUPRAS Akmar Shipping Palmali Shipping & Agency Beks Denizcilik ve Ticaret Genel Denizcilik Kaptanoglu Holding AS Deval Transport AS ER Denizcilik Albros Shipping

8 7 5 5 4 4 4 3 3 2



Haber

Türk mühendisler güneş enerjisiyle giden tekne yaptı Türk Mühendisler uzun çalışmalar sonucu güneş enerjisi ile gidebilen tekne üretti. Güneş olmadığı zamanlarda standart seyir hızında bataryalarını kullanarak 6 saat gidebilen tekne sıfır karbon salınımı ile aynı zamanda doğa dostu.

Y

ıldız Teknik Üniversitesi Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisi, Kaan Gölçek ve Rahim Can Peker güneş enerjisiyle gidebilen tekne yaptı. Yıldız Teknopark’ta kurdukları şirket ile hayallerini gerçekleştiren Gölçek ve Peker, üniversite öğrencisiyken yurt dışında düzenlenen güneş enerjisi ile giden tekne yarışlarına katıldı. Yıllar içerisinde yarışmada kendilerini geliştiren genç mühendisler, 2018 yılında Hollanda’da düzenlenen “Solar sport one” yarışmasında dünya 4.’sü oldu. Şirket kurmak ve hayallerini gerçekleştirmek için maddi desteğe ihtiyacı olan gençler TÜBİTAK’a gidip projelerini kabul ettirdiler. Genç mühendisler Yıldız Teknopark’ta “Navarc” isimli şirketlerini kurup projeyi hayata geçirdiler. Daha sonra Güneş enerjisi ile çalışan tekneyi imal edip bir kamu ku-

78 TEMMUZ - AĞUSTOS

rumuna sattılar. Güneş enerjisi ile gidebilen tekne Geliştirdikleri tekne üzerinde bulunan güneş panelleri sayesinde, sadece güneş enerjisi ile seyredebiliyor. İçerisine yerleştirilen batarya ile de standart seyir hızında 6 saat kadar gidebilen tekne tam güç kullanıldığı zaman ise 2 saat boyunca seyredebiliyor. Bataryalar ve motor dışında bütün akmasının yerli üretim ile yapılan teknenin güneş panelleri Türkiye’de dizayn edilip düzenlendi. Geceleyin bataryaları kullanılarak seyir edebilen tekne güneşli havalarda hem bataryaları şarj edip hem de seyir edebiliyor. Hiçbir şekilde fosil yakıt kullanmayan tekne sıfır karbon salınımı ile aynı zamanda doğa dostu. ‘Güneş olmayan havalarda seyredebiliyor’

Yıldız Teknik Üniversitesi Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisi Kaan Gölçek, “2012 yılından beridir Hollanda’da düzenlenen yarışlara katılıyorduk. Oradaki grubumuzla güneş enerjisi ile çalışan 250-300 kilometrelik parkurları olan yarışlara katıldık. 2018 yılında kadar düzenlenen yarışlara katıldık. En son yarışlarda dünya’da 4. sıraya kadar yükseldik. 2017 yılında TÜBİTAK’a projemizi yazarak projeyi ticarileştirmeye başlamış olduk. TÜBİTAK projemizi kabul ederek bize destek verdi. Bizde şirketimizi Yıldız Teknopark’ta kurarak bu işe başladık. Teknemiz hiçbir şekilde fosil yakıt kullanmıyor, hibrit değildir. İçinde bulunan batarya sayesinde güneş olmayan havalarda seyredebiliyor. Teknemiz sadece güneş panelleri ile batarya kullanmadan seyredebiliyor” dedi.



Free installation and shipping, No antenna investment No commitment. AgilePlans-Connectivity as a Service™ (CaaS) includes:

Global Broadband as Fast as 10 Mbps*

A Rugged, Proven Hardware Solution

Technical Support & Network Management

Critical Operations Content

Crew Welfare & Training Content

Free Shipping & Free Installation

ANKA Denizcilik Sanayi Ticaret Limited Șirketi Postane Mahallesi Rauf Orbay Caddesi Emir sokak No:7 34940 Tuzla / İstanbul - TÜRKİYE +90 (216) 392 66 96 anka@ankamarine.com www.ankamarine.com




Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.