Çağdaş Yol Ağustos 1989 Sayı 8

Page 4

İ. KAYPAKKAYA VE DEMOKRATİK DEVRİM SORUNUNA BAKIŞ Mehmet YILMAZER GİRİŞ 12 Eylül sınıf savaşında önemli bir dönüm noktası oldu Öy­ le bir dönüm noktası ki, pek çok siyasi eğilimi yada partiyi ta­ nınmaz hale getirebildi, onları derin ideolojik, siyasi ve örgüt­ sel kriz içine itti, önem li dönüm noktalarında, özelllikle güçler dengesinde karşı devrimin kesin üstünlük kurduğu momentler­ de böyle siyasi- örgütsel krizler yaşamak bir bakıma kaçınıl­ mazdır.Hızla değişen koşullara ayak uydurma mücadelesi, o günle kadar gelen yapılar içinde ister istemez çok güçlü geri­ limler ve kopuşmalar yaratır. Ancak 12 Eylül'le öyle kaoslar yaşandı ki, siyasi eğilimlerin böylesinc derin ve köklü buhran­ lar yaşaması ayrı bir ilgiyi ve çözümlemeyi gerekli kıldı. Böyle güçlü anaforla sarsılan, eski ideolojik ve siyasi te­ mellerinden oldukça köklü biçimde kopuşan önlemli bir siyasi eğilim D. Yol oldu. Hala siyasi anlamda bir buhran yaşıyor, ne­ redeyse eski siyasi temellerini tümüyle inkar yoluna çıkan bu siyasi eğilim henüz bu evrimini noktalamamışlar. Hemen he­ men aynı derecede güçlü siyasi ve örgütsel krize giren bir diğer eğilim eski Partizan dergisi çevresi ya da daha resmi adıyla TKP/ML'dir. Bu siyasette 12 Eylül'dcn bu yana önemli kopuş­ malar yaşamış, ancak bütün bu gelişmelere rağmen bir durulma olmamıştır. En son İÜ. Konferansda bu gidişe bir son vereme­ miştir. Setóz yıiün siiien Varürşılidiada odak -noktası tc bis tiidii çözülemeyen sorunlar nelerdir? Ya da sorunu bir başka yönden ele alırsak, 12 Eylül sonrası sürekli siyasi çatlama üreten kay­ nak nedir? Bu sorunun cevabının siyasetin şu yada bu taktik ya­ nılgısında yattığmı sanmak konuyu cesaretle ele alamamakla eş anlamlıdır. Amacımız açısından, sorunun neredeyse tanınmaz hale ge­ len aşın saçaklanan detaylarına girmeden daha genel ve temel noktalarından hareketle bir yargıya varmak daha uygun görü­ nüyor. Konuya doğrudan girersek çıkış noktası olarak ele alman I. Kaypakkaya'nın görüşlerinin Türkiye gerçeklerine ne ölçüde uyduğu ve kendinden sonraki yaklaşık onbeş yıllık pratik içinde nasıl sınandığı ele almdığmda, yaşanan krizin en azından bazı temel kaynaklarına varılmış olur.

İbrahim KAYPAKKAYA

Çağdaş YOL/4

İLK ŞEKİLLENİŞ: AK AYDINLIK ZEMİNİNDEN KOPUŞMA l.Kaypakkaya'nın Ak Aydınlık yada "Şafak Rcvizyonizmi'nden kopuşması kesinlikle devrimci bir adımdır. MDD ha­ reketinin AK Aydınlık olarak ikiye bölünmesinde AK Aydınlık genel çizgisiyle daha gerici bir konumdaydı. Sınıf bakış açısını reddeden, işçi- köylü ittifakını değil, işçi ve köylülerin bir parti­ de birlik olmasını savunan AK Aydınlık (PDA), Kemalizmi de bu "milli cephe'nin bayrağı yaparak gerici yüzünü iyice açığa vurmuştu: "Biz niçin menfaatlerimizi temsil etmeyen partilere bölünelim ve niçin millet olarak bölük pörçük olalım? İki köy­ lünün veya iki işçinin aralarında hangi menfaat ayrılığı var ki ayrı ayrı partilere bölünüyorlar ? Bizim partimiz MİLLİ KUR­ TULUŞ CEPHESİ' dir . Bizim partimizin komutanı Mustafa Kemal'dir. Bizim partimizin üyeleri, Amerikan sümürücüleriyle ortaklık etmeyen büyük MİLLETTİR. "(lşçiKöylü,s.7)

İ. Kaypakkaya'nın tahlili iki bakımdan hatalıdır, ilki ,odönem MDD hareketine ege­ men olan, bütün olaylara “emperyalizmin işgali "açısından bakma, dolayısıyla sınıf zıtlıklarını da “milli ve gayri milli (işbirlikçi) sınıflar ” temeline indirgeme temeel mantı­ ğından k apam am ış olm asıdır 12 Mart kapıyı çaldığnda D. Perinçek liderliğindeki PDA çizgisi başlıca üç karekterislik görüşüyle özellenebilir: a)- Sınıfsız bakış açısı ve Kemalizmi bayraklaştırması, b) Önü­ müzdeki devrimi başlıca "toprak devrimi " olarak görmesi, c) Dünya Sosyalizmini," emperyalist" görerek ABD emperyaliz­ miyle eş tutulması (Sosyal emperyalizm tezi) I. Kaypakkava kopuşurken teorik planda esas olarak PDA'nın Kemalizm talih­ leriyle kopuşmuş, diğer iki temel görüşü kuvvetle savunma :■ sürdürmüştür. Elbette ki o günleri dikkate aldığımızda konuş­ manın yanlızca bir tek konu- üzerinde olmayıp, pek çok pr«A davranışa yansıdığı bir gerçektir. Olayların pratik akışında 15-16 Haziran işçi c'.a;. 1=-. : --­ bir yere sahiptir. Hcrçüz Mayıs 1970'dc 15-16 Hazirandan cc :e 1. Kaypakkaya şu teshilleri yapar: "Hareketimizi bir köy lü hare­ keti olarak görmek de başka bir hatadır. Biz işçi sınıfı d e .e s in ­ leriyiz. Nihai amacımız, her türlü sömürünün kalkması ve smfsız toplumun kuruluşudur. Köylülük, bu uğurda verilen m dclede işçi sınıfının müttefik olarak kazanacağı bir sosyal g_ç tür." "Eğer işçi sınıfının hegemonyası kendi kendimizi tamun konusu değilse onun hegcmonyasmı gerçekleştirmek için en te­ mel görevimizi proleter devrimci mücadele ile işçi sınıfı hare­ kelini bütünleme görevimizi yerine getirelim." (I. Kaypakkaya. PD Aydınlık, Mayıs 1970) Bu yazılarda, demokratik devrimoe işçi sınıfının konumu gerçeklere yakın olarak konabilmişim Fakat 15-16 Haziran olayları yaşandıktan sonra vanlan sonuç­ lar bambaşkada-. Çıkartılan olumlu derslerin yanında yapılan şu tesbit I. Kaypakkaya'nın daha sonraki yönelişinin temeli ol­ muştur. "15-16 Haziran direnişinin bastırılması devrimin ilk başlarda şehirlerde başarıya ulaşmayacağım, şehirlerde zaman zaman ortaya çıkacak işçi ayaklanmalarının kırlık bölgelere çe­ kilmediği takdirde bastırılmaya mahkum olduğunu, gösterdi


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.