IV. Türkiye Lisansüstü Türkiye Lisansüstü Çalışmalar Kongresi (TLÇK) Bildiriler Kitabı [2. Cilt]

Page 96

Temel Parametreler Çerçevesinde Türkiye’de Milliyetçilik İdeolojisinin Analizi

sonra düşüncelerini “End of History” teziyle dile getirerek, sıcak savaş olma durumunun artık sona erdiğini ve Kant’ın da bahsettiği “Kalıcı Barış” kavramının dünyaya egemen olacağı bir sistemin kurulduğundan söz etmişti. Bu düzen de, Bush’un bahsettiği “New World Order” kavramıydı ve bu sistemde ekonomik liberalizmin ilkelerine dayalı, evrensel bir tüketim kültürünün oluşması durumu söz konusuydu (2011, s. 151). Tüketim konusunda örgütlenmelerin oluşması durumu da mümkün olduğundan, hiçbir ülkenin sıcak savaşı göze alamayışı gibi bir davranış durumu da ortaya çıkmaktadır. Fukuyama’nın bu zamana kadar ki yanlış anlaşılan tutumlarından bir tanesi de budur. Kendisi tezinde, Ekonomik Liberal unsurların dönem içerisinde daha fazla yer alması ve devletlerin “çıkar” ilişkileri birbirine bağlı hale getirildiğinden hiçbir devletin, kendi bacağına sıkma gibi bir durumunun söz konusu olamayacağını dile getirmiştir ve söylemlerinde haklılık payı vardır. Bu yüzden artık hiçbir devlet, yaşanacak olan bir sıcak savaşı kesinlikle göze alamayacaktır çünkü bu durum, kendi ekonomisini etkileyeceği gibi diğer ekonomileri de doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyecektir ve Büyük Buhran olayındaki gibi bir felakete dönüş gerçekleşecektir. Dolayısıyla, böyle bir durumun gerçekleşmesi yerine devletlerin “Kalıcı Barış” ilkesiyle, tam manasıyla barış içerisinde olmaları daha mantıklı olacaktır. Fukuyama’nın tezi bu bağlamda bakıldığı zaman oldukça etkili görünmektedir. Lakin portresini çizdiği gibi bir barış durumu mümkün olmamış; tez yayınlandıktan sonra Doğu Timor’da, Çin’de, Rusya’nın Çeçenistan bölgesinde birtakım ayaklanma durumları yaşanmıştır. Bu dönem için düşüncelerini dile getiren Samuel Huntington, “Clash of Civilization- Medeniyetler Çatışması” tezinde ise olanlara Fukuyama’dan çok daha değişik bir bakış açısıyla yaklaşmış, bu durumdan ötürü her ikisi de “tezleri efsaneleşen iki isim” olarak tarihte yer almışlardır. Huntington’a göre; 1793 yılında, R. P. Paliner’in ileri sürdüğü gibi “Krallar arasındaki savaşlar bitti, milletler arasındaki savaşlar başladı.” Bu olay, devletlerarası çatışmayı temsil etmektedir yani, 19. yy, “Devletlerin Çarpıştığı” yüzyıldır ve bu, 1. Dünya Savaşı’na kadar devam etmiştir. 20. yüzyılda Rus İhtilali neticesinde milletler savaşı yerini; faşizm, Nazizm- Liberal Demokrasi ve sonrasında da komünizm-Liberal Demokrasi arasında seyreden bir “İdeolojiler Savaşı’na” bıraktı. Bu sebeple 20. yüzyılda “İdeolojiler savaşının olduğu” yüzyıldır. Soğuk Savaşın sona ermesiyle birlikte milletlerarası siyaset, Batılı ve Batılı olmayan medeniyetleri aktörü yaptığı için 21. yüzyıl; “Medeniyetlerin Çatışması” nı gösteren olaylar dizisini yansıtmaktadır (2006, s. 24). Dolayısıyla, tarih boyunca kaos ortamı sürekli olarak vardır. Bu, kaçınılmazdır. Şunu da dile getirebiliriz ki; “piyonların savaşı” dönemine girilmiştir denilebilir. Çünkü süper güçler, kendileri birebir savaşmak yerine çıkarları uğruna orta büyüklükte devlet olarak nitelendirdikleri ülkelerde savaş ortamı yaratarak rant sağlamaktadır. Bugün, Mısır, Tunus, Libya, Suriye gibi ülkelerde yaşananlar da bu tespite örnek teşkil etmektedir. Günümüzdeyse devletler artık, “Konstrüktivist Teori-Kimlik Politikası” kapsamında değerlendirme yapmaya yönelmişlerdir. Bu da beraberinde birtakım olayların tekrardan değerlendirilmesine sebebiyet vermiştir. Azınlıklar ile ilgili belirtilen olaylara binaen; geçmişten 95

S


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.