IV. Türkiye Lisansüstü Türkiye Lisansüstü Çalışmalar Kongresi (TLÇK) Bildiriler Kitabı [1. Cilt]

Page 121

IV. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı I

birlikte cemaatinin camiye ve avluya sığmadığı söylenmektedir. Hacı Bayram-ı Veli Camii biraz da modernizmin etkisi ile dönüşmüş/dönüşmektedir. Yapılan restorasyon çalışmaları buranın popülaritesini daha bir artırmıştır. Elbette ki uhrevî manasını görmezden gelemeyiz fakat insanlar burayı daha çok “bilindik mekân” olduğu için tercih etmektedirler. 27 Ocak 2006’da Hacı Bayram-ı Veli Camii’nde cuma namazı kılmak isteyen kadınlar kapı dışarı edilmişler. Bunun üzerine de kadınlara “pozitif ayrıcalık” tanınmış. Cuma namazlarını kılma hakkı verilmiştir. Burada camileri bir kamusal alan olarak görmekten öte giden bir şey vardır. Camiler geçmişte daha çok besleyici niteliklere önderlik etmekte iken günümüzde bazen siyasetin bazen şöhretin bazen de medyatik travmaların geçirildiği yerler olmaktadır. Dediğimiz gibi medyatik bir mekân haline getirilmekte olan Hacı Bayram-ı Veli Camii bu tarz haberlerle gündeme gelerek “değer” problemini ortaya çıkarmıştır. İnsanların bu camide ibadet etmeyi tercih etme sebeplerini sorgulamayı getirmiştir. Bir diğer dikkat edilecek husus ise caminin yanındaki Augustus tapınağının insanları çok da ilgilendirmediği mevzusudur. Genel olarak insanlar yabancıların camii ziyaretine olumlu bakmaktadırlar. Devamında modernleşen ve restore edilen bu mekânın aslında ruhuyla bütünleşmeyen bir noktası daha vardır. O da Hacı Bayram-ı Veli Camii havasına ve geleneğine uymayan abdesthane ve tuvaletlere inen yürüyen merdivenler. Geleneksel bir yanı olan ve günümüze bu etkisiyle damga vuran caminin içerisinde modern bir yapının oluşu bir yandan rahatsız edici bulunsa da pratiklik manasında yaşlı ve engellilere olanak sağlamaktadır. Modernleşmenin din alanında elbet iyi ve kötü birçok tesiri vardır. Bunlardan birisi de etraftaki kameralar ve güvenlik sistemidir. Bu güvenlik sistemi sayesinde dilencilere ve türbe istismarına izin verilmemektedir. Türbeye dokunmak, bez bağlamak, taş yapıştırmak gibi mahalle türbelerindeki, Türk-Müslüman halkın zihinsel hafızasında var olan ve onu bir şemsiye gibi kuşatan hurafe ve ritüeller burada görülmemektedir. Camii içerisinde, avlusunda dilencilere rastlanılmamasına rağmen onlar daha çok kitapçılar ve dükkânların olduğu yerlerde bulunmaktalardır. İnsanlar bir kontrol mekanizmasından haberdardırlar. Camii aslında orada durup duran bir şey değil birer hareket mekânıdır. Bu mekânların daha çok korunması gerekmektedir. Korunmaktan kasıt halkın bilinç sahibi olması ve caminin aslında bireylerin hayatlarındaki yere göre şekillendiği konusudur. Bireyler caminin gündelik hayattaki konumunu ve İslâm’ın insanlara öğütlediklerini anlamaya çalışarak birçok problemin üstesinden gelebilirler. Son zamanlarda Diyanet’in “Geç kalma Genç Gel” etkinliği ile camiyi gençlere sevdirme girişimleri elbette ki yararlıdır. Fakat daha çok duyarlılık gerekmektedir. Müslüman bir ülkede camii konusunda daha çok feraset sahibi olmak gerekmektedir. İnsanlar yapıların ruhlarını ayıklamamalı aksine daha çok beslemelidirler. Şeyh Edebalı’nın “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.” sözünde insanın ne denli önemli olduğunu anlatmıştır. Aynı minvalde bir okuma yaparak “insan hakkıyla ve bilinciyle yaşarsa eğer İslâm ve camii de yaşar” diyebiliriz. 120


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.