III. Türkiye Lisansüstü Çalışmalar Kongresi (TLÇK) Bildiriler Kitabı [3. Cilt]

Page 73

Kız Çocuklarının Eğitimi Bu eserler çerçevesinde genellikle çocuğun ahlaki eğitimine dair vurguların erkek çocuk üzerinden yürüdüğü görülmektedir. Kız çocuklarının eğitimine dair bilgi karşımıza Tusî’nin Ahlâk-ı Nâsırî adlı eserinde çıkmaktadır. Tusî, kız çocuklarına da uygun ve onlara layık eğitimin verilmesi gerektiğini savunur. Kız çocukları eve bağlılık, örtünme, ağırbaşlılık, iffet, hayâ ve kadınlarla ilgili zikrettiğini söylediği diğer hususlar konusunda yetiştirilmeli, okuma yazmadan menedilmeli, kadınlar için beğeni gören hünerler öğretilmeli ve ergenlik çağına vardıklarında da kendilerine denk olan biri ile evlenmelidirler (Tusî, 2007, s. 215). Kınalızâde ise çocukların eğitimi konusunda zikrettiği bazı hususların kız çocukları için de olduğunu, fakat kız çocuklarının eğitimi konusunda dikkat edilmesi gereken bazı önemli hususlar olduğunu belirtir. Kız çocukları; hayâ, iffet, erkekten sakınma, hicap ve evde lüzumlu olan vasıflar konusunda özen göstermelidirler. Kız çocukları okumaktan menedilmemeli; sünnet ve ahkâm-ı şeriyenin lüzumlu yönleri ve özellikle kadınlara mahsus hâllerin hükümleri onlara öğretilmelidir. Hz. Aişe’nin (r.a.) ilmi ve nice şer’i hükmün onun rivayeti olduğu herkesçe malumdur ve böyle başka kadınlar da vardır. Ayrıca kız çocukları büluğ çağına erişince dengi olan münasip biriyle evlendirilmeli ve bu konuda acele edilmelidir. Damat olacak kişinin dinine, ahlak güzelliğine, şeref ve şanına bakmalıdırlar. Sadece mala mülke, soya, şeklî güzelliğe bakılmamalı, diğer hasletler yanında bunlar da olursa nimet kabul edilmelidir. Evlendikten sonra da damadın anne ve babasıyla güzel geçinmelidirler; tamamen zorunda kalmadıkça da ayrılmaya meyletmemelidirler (Köse, 1988, s. 5859). Anne Baba Hukukuna Riayet ve Onlara İtaat Bu konuyu ilk kez bir başlık altında inceleyen Nasîruddin Tusî olmuştur. Bu bahis de esere yazılışından otuz yıl sonra dönemin sultanının bu konunun önemine dikkat çekmesi ile olmuştur (Tusî, 2007, s. 222). Tusî, öncelikle anne babanın rızasını arama yolunun ve onların hukukuna riayetin Kur’an-ı Kerîm’in birkaç yerinde zikredildiğini söyler. Allah Teâlâ’nın nimetlerinden sonra çocuğa en fazla iyiliği dokunan anne ve babadır. İlk önce baba, çocuğun dünyaya geliş sebebidir. Sonra da onun yetişme ve yetkinleşme sebebidir. Çocuk babadan büyüme, gelişme ve beslenme adına cismani faydalar yanında edep, hüner, sanat, ilim ve geçim yolu gibi nefsanî faydalar da sağlar. Ayrıca baba birçok meşakkate katlanarak dünyalık ve rızık toplar; evladını da vefatından sonra yerine geçmeye layık görür. Daha sonra anne, çocuğun varlık sebeplerinden ikincisidir; çocuğu taşır, doğum sıkıntısı ve ağrılarına katlanır. Aynı zamanda çocuğa gıdasını ulaştıran, ona şefkat ve sevgi gösterip onun hayatını kendi hayatına tercih edendir. Bunlara binaen Yaratıcı hukukunu eda ettikten sonra hiçbir erdem anne ve babanın rızasını kazanmaktan daha üstün olamaz. Anne baba, evlatlarının kendilerine hizmet etmesine muhtaçtırlar (Tusî, 2007, s. 223-224).


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.