III. Türkiye Lisansüstü Çalışmalar Kongresi (TLÇK) Bildiriler Kitabı [3. Cilt]

Page 221

III. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı II

cihetten bakıyorsa, illa ki tek bir ilim olmaları gerekmez. Örneğin doğa ilmi(ilmu’t-tabiî) ile matematik ilimlerinin her ikisi de cisimleri inceler. Fakat matematik ilmi, cisimleri ölçülmeleri yönünden incelerken doğa ilmi, cisimleri hareket etmeleri ya da madde olmaları bakımından inceler (Fârâbî, 2012, s. 40-41). Bir ilmin konusu, o ilimde açıklanmaz. Zira konu, o ilim için “elde var bir”(müsellem) kabul edilir. Zaten o ilmin konusu, kendisinden daha üstteki bir ilimde kanıtlanmıştır (Cürcânî, 2011, s. 48-50). İlimlerde incelenen şey, ilmin konusunun zatî arazlarıdır. Klasik eserlerdeki teorilere fazla girmeden ilimlerin konularının zatî arazlarından bahsedilme olayını şöyle somutlaştırabiliriz: Botanik ilminin konusu olan bitkilerden bir bitki olan “elma”yı ilme konu ettiğimizi düşünelim. Elmayı bir önermede özne yaparız, ardından elmanın zatî arazı yahut zatî arazının nev’ini özneye yükleriz. Bu işlemi de şu iki örnekle somutlaştırabiliriz: “elma kabukludur” ya da “elma, 0.1 mm’lik kabuğa sahiptir.” İşte, örnekte belirttiğimiz işlem, bir ilmin konusunun zatî arazlarından bahsedilmesidir. Yukarıda botanik ilmi için elmayı özne yaptığımız gibi, elmanın türlerini (örn.Amasya elması), elmanın kabuğunu, çekirdeğini, ekşi oluşunu veya yumuşak topraklarda dallarının büyüme davranışlarını da önermemizde özne yapabilirdik. Bu saydığımız öznelere, zatî arazlarını ya da onların nev’ilerini yüklerken tereddüdümüz varsa, artık bir “mesele”miz var demektir. İlim dediğimiz faaliyetin teorisinin bir bölümü böyledir. İlimlerin konusunu anlamak, ilimlerin tanımlarını kavrayabilmek için hayati önem taşımaktadır. Öğrenilecek olan ilmin konusu bilindiği zaman, ilme talip olan kişi, neyi inceleyeceğini bilmiş olacak ve konu üzerinde tefekkür edebilecektir. Her ne kadar gayeye yönelik bir tanımla da ilmi öğrenmeye başlayabilsek de öğrenci konuya hâkim olmadığı sürece tahsil ettiği şeyin farkına hakkıyla varamaz. Kısaca değinmekte yarar var ki ilimlerin fazileti ve şerefi, konularının değeriyle belli olur. Bu yüzden muhakkik âlimler en değerli ilmin kelam ilmi olduğunu söylemişlerdir. Zira kelam ilminin konusu, Allah’ın zat sıfat ve fiilleridir (Cürcânî, 2011, s. 53-54) (daha sonra konusu “mevcut” olmuş, son olarak “malum” olarak belirlenmiştir). İslam filozoflarına göre ise en değerli ilim “metafizik”(ilm-i ilahî)’dir. Çünkü metafizik, varlığı var olması açısından inceler, diğer ilimler ise varlığı farklı cihetlerden ele alırlar, var olması açısından ele almazlar. Kelamcıların çoğuna göre Allah’ın varlığı, kelam ilminin meselesi değilken metafiziğin meselesidir. Zira metafizik, varlığı incelemektedir ve Allah da zorunlu varlık olduğu için metafizikte onun da varlığı araştırılmaktadır.

Amaç (Gaye-Semere) Bir ilmi öğrenmeye koyulmuş kişi, amaçsız değildir. İlme talip olan kişi, o ilmi neden öğrendiğini, öğrendikten sonra hangi yarara ulaşacağını bilmek zorundadır. Bu sebepten dolayı, ilmi öğrenmeye başlanmadan önce o ilmin gayesini bilmek zorunludur (Cürcânî, 2011, s. 52). Kişinin boş yere uğraştığını düşünmemesi ve o ilmi tahsil ettiği süre zarfında perfor220


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.