II. Türkiye Lisansüstü Çalışmalar Kongresi (TLÇK) Bildiriler Kitabı [4. Cilt]

Page 145

II. Türkiye Lisanüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı IV

larını ifade etmektedir (Cüveynî, 2003, s. 55). Cüveynî, bu açıklamaları ile Ebû Hanîfe karşıtı olmadığını, Ebû Hanîfe’nin tarihin kendisini konumlandırdığı yer bakımından anlaşılması gerektiğini söylemektedir. Cüveynî, kendisinin de yanlış anlaşılmaması gerektiğini belirterek kendisinin bir Şafii mutaassıbı olmadığını, aksine Hanefilerin Şafii’ye karşı taassupta bulunduklarını ifade etmektedir (Cüveynî, 2003, s. 106). Buna örnek olarak da Muhammed b. el-Hasan eş-Şeybânî’nin Şafii’yi Halife Harun er-Reşîd’e şikâyet ettiğini belirtmektedir. ‘Umare b. Zeyd’den rivayet edildiğine göre Şeybânî Halife’ye Şafii’nin kendisini halifeliğe daha layık gördüğünü sır olarak söylemiştir. Bu yüzden Halife’nin Şafii’yi sorguya çektiğini fakat Şafii’nin düşüncelerini öğrendikten sonra ona yapılanların bir iftira olduğunu anladığını aktarmaktadır (Cüveynî,, 2003, s. 106-108). Ancak Cüveynî, iddia ettiği üzere Hanefilerin Şafii’ye karşı taassubunu örneklendirme bağlamında sadece bu hikâyeyi nakletmekle yetinmez. Mehmet Kalaycı’nın da ifade ettiği gibi burada Cüveynî, asıl göndermesini mihne hadisesine yapmaktadır (Kalaycı, 2011, s. 126). Tuğrul Bey zamanında Nişâbûr’da Eş‘âri’leri minberden lanetleme ve dönemin önemli Eş‘ârilerini (İmâmu’l-Harameyn el- Cüveynî,, er-Reis el-Fûratî, Ebu’l-Kasım el-Kuşeyrî, Ebû Sehl b. el-Muvaffık) tutuklama, onları vaaz ve ders meclislerinden alıkoyma çabaları ve Şii-Mutezili eğilimli vezir el-Kündürî’nin İmam Şafii’yi karalama çabası sonucu Cüveynî, kendisi ile beraber bir grup âlimle Nisâbûr’u terk etmiştir (İbn Kesîr, 2004, II, s. 112). Kalaycı’nın ifadesine göre bütün Selçuklu sultanları Hanefi mezhebine mensuptular ve bu mensubiyetleri kimi zaman taassup boyutuna varmaktadır (Kalaycı, 2011, s. 128). Şüphesiz iktidarlar arasındaki siyasi mücadele sadece siyasi olmanın ötesinde aynı zamanda; şehirlerin medreselerini, vakıflarını, vaaz meclislerini, kadılıklarını ellerinde bulundurmaya çalışan mezheplerin de üstünlük mücadelesinin bir parçasıydı. Cüveynî,’nin Ebû Hanîfe karşıtlığını Eş‘arilere-Şafiilere yapılan baskılardan, mezheplerin üstünlük mücadelesinden, siyasal iktidarların hâkimiyet kurma çabalarından bağımsız değerlendirmemek gerekir (Kalaycı, 2011, s. 127). Özellikle Horasan bölgesi, Şafiiler ile Hanefiler arasında medreselerin, kütüphanelerin yakılmasına, toplu ölümlerin yaşanmasına sebep olacak kadar mezhepsel mücadelenin alanı hâline getirmişti. (Kalaycı, 2011, s. 130). Bu mücadeleye örneklik teşkil edecek hadiselerden bir tanesi Hanefi bir aile geleneğinden gelen ve uzun yıllar boyunca kendisi de Hanefi olup daha sonra hicri 467 yılında Şafii mezhebine geçtiğini ilan eden Ebu’l-Muzaffer es-Sem‘ânî’nin Merv halkı tarafından baskı, sindirme ve karalama kampanyası ile karşı karşıya kalmasıdır (İbn Kesîr, 2004, II, s. 66). Merv’de yaşamını sürdüremeyeceğini anlayan Sem‘ânî aralarında fakihlerin bulunduğu bir toplulukla beraber Nişabur’a gitti ve orada sevgi ile karşılandı, Nizâmülmülk dâhil Nîşâbur ehlinden ilgi gördü. Şafii medresesinde kendisi için bir zikir meclisi oluşturuldu ve orada vaazlar verdi. Daha sonra Nizâmülmülk onu Merv’de bulunan Şafii medresesine müderris olarak atadı (İbn Kesîr, 2004, II, s. 66). Sem’anî’nin yaşadığı bu hadiseler o dönemde mezhep taassubunun ne kadar ileri boyutlarda olduğunu göstermektedir. Bundan dolayı Şafii-Eş‘ârî çizgisinin önemli temsilcilerinden ve mezhepsel mücadelede açık bir şekilde taraf olan Cüveynî’den ders alması Gazzâlî’nin ilmî hayatına etki etmiştir diyebiliriz.

992


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.