Yeni microsoft powerpoint sunusu pptx2

Page 1

TUZKÖY ORTAOKULU DERGİSİ YIL:1

SAYI:1

HİLYE Hilye: Süs, ziynet, Güzel Sıfatlar…

MART 2015


OKUL MÜDÜR Ü RESMİ

Ahmet COŞKUN Okul Müdürü

“Konuşmak bize mahsus, Olsa da bir güzel süs, Ya hayır de yahut sus, Dili incitme gönül.” BESTAMİ YAZGAN


 Hayrı söylemek için çıktığımız bu yolda

söyleyeceklerimizin hayır olması dileğiyle… Okullar sadece öğretim verilen yerler değildir. Öğretimle birlikte öğrencilerin milli ve manevi değerlerini öğrenmesi, geçmişini bilip geleceğe hazırlanması, çağın gerektirdiği donanımlarla bezenmesi gerekir ki bu değerlerde büyük oranda küçük yaşlardan itibaren okullarda verilmeye çalışılır. Dergiler de amaçların gerçekleştirilmesi için bir araçtır. Ancak biz okumaktan çok izlemeyi(bakmayı) seven bir millet olduğumuz için okunmadan alınıp atılacak bir dergi çıkarmak yerine dijital çağın insanlarına e- dergi çıkarmanın daha uygun olduğunu düşündük . Umulur ki devamlı ve faydalı olur.


TUZKÖY ORTAOKULU DERGİSİ Tuzköy Ortaokulu 2009 yılından bu yana yeni binasında eğitim-öğretimine devam etmekte olup taşıma merkezi bir okuldur. İlkokul ile birlikte 195 öğrenci ve 17 personeli bulunmaktadır. Fiziki şartları gayet iyi durumda olan okulumuzun teknolojik alt yapısını iyileştirme ve okulumuza güzel bir Z kütüphane kazandırma çalışmalarımız velilerimizin ve Başarıyı hayal eden ve halkımızın destekleri ile devam hayallerini gerçekleştirmek için gayret eden öğretmen ve etmektedir.. öğrencilerimizle geleceğe emin adımlarla yürümekteyiz


EĞİTİM KADROMUZ

Cemal SEVİÇ MÜDÜR YARDIMCISI

Özlem ATABEY OKUL ÖNCESİ ÖĞR

Tuğba KILIÇ

SINIF ÖĞRETMENİ

Cengiz KARAAĞAÇ MÜDÜR YARDIMCISI

Mihriban YATMAZ SINIF ÖĞRETMENİ

Adem UZUN SINIF ÖĞRETMENİ

İlker KÖKSAL SINIF ÖĞRETMENİ

Pembe TUNCER

MATEMATİK ÖĞRETMENİ


Ferat ÖZCAN TÜRKÇE ÖĞRETMENİ

Remzi ÖZMEN BEDEN EĞİTİMİ ÖĞRET.

Songül SERTKAYA İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

Burcu PEKTAŞ GÖRSEL SANATLAR ÖĞR.

Kenan BOZDAĞ SOSYAL BİLGİLER ÖĞR.

Tuğba EYİCİ FEN VE TEKNOLOJİ ÖĞRET.

ÖĞRETMEN BİR KANDİLE BENZER KENDİNİ TÜKETEREK BAŞKALARINA IŞIK VERİR.


SINIFLARIMIZ

ANA SINIFIMIZ

2/A SINIFIMIZ

1/A SINIFIMIZ

3/A SINIFIMIZ


SINIFLARIMIZ

4/A SINIFI

6/A SINIFI

5/A SINIFI

7/A SINIFIMIZ


8/A SINIFIMIZ

8/B SINIFIMIZ

İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, Sen kendini bilmezsen, Ya nice okumaktır.” Yunus Emre


BİR DESTANDIR ÇANAKKALE Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar... O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar, Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!


NASIL BAŞARILI OLDULAR? Başarı ödülü almış birisine sorarlar; başarını kime borçlusun diye. Soranların beklentisi “falanca öğretmenim, filanca danışmanım” iken “Annem” cevabını alınca şaşırırlar. “Annem, çünkü bütün çocuklar okuldan eve geldiklerinde annelerinin sorusu, bugün öğretmeninin sorduğu sorulara cevap verebildin mi iken benim annemin her günkü sorusu, evladım bugün okulda öğretmenine soru sorabildin mi? idi” der. [ Ahmet Akça- İnsan ve Hayat ]


BİR HİKAYE- EĞİTİMİN ÖYKÜSÜ Eski zamanlarda üç atlı kurumuş bir nehir yatağından geçerken, gaipten bir ses geldi. “Durunuz”. Hemen atlarını durdurdular. Ses daha sonra atlarından inmelerini söyledi: “Yerden bir avuç taş alarak ceplerinize koyunuz ve yolunuza devam ediniz.” Ses daha sonra dedi ki: “Emrettiğim gibi yaptınız , yarın güneş doğduğu zaman hem memnun olacaksınız hem de üzüleceksiniz.” Ne diyeceklerini bilemeyen atlılar yollarına devam ettiler. Ertesi sabah güneş yükseldiği zaman , ellerini ceplerine sokan atlılar ceplerindeki taşların elmas, pırlanta, inci ve diğer kıymetli taşlara dönüşmüş olduğunu gördüler. Seviniyorlardı çünkü sesin emrettiği üzere taşları ceplerine koymuşlardı. Üzüntülüydüler, çünkü ceplerine daha fazla taş almamışlardı.(Hayata Yön Veren Öyküler s.87) Evet, eğitim de tıpkı böyledir. Zamanında cebimize doldurduğumuz bilgiler ileride karşımıza değerli bir taş olarak çıkıp bizi sevindirirken boşa harcadığımız zamanlarımız için müteessir olacağız. Ne diyelim, ne mutlu ceplerini vaktinde dolduranlara…


BİLGİ KUTUSU TEKNOLOJİSİZ OKUL

Çocuklar teknolojinin içinde doğuyor. Biz ise ellerine aldıkları telefonla bir şeyler yapmalarına imreniyoruz. Oysa teknolojiyi kullanmakla zekanın doğru bir orantısı yok. Çünkü teknoloji herkes tarafından kullanılsın diye son derece basit üretiliyor. Geçen ay Amerika basınında yer alan ve dünya genelinde tartışılan bir haberde Silikon Vadisinin patronlarının kendi çocuklarını TEKNOLOJİSİZ OKULLARA gönderdikleri yazılmıştı. Teknoloji patronları ve yöneticileri çocuklarını içinde teknolojinin olmadığı, fiziksel ve kültürel aktivitelerin olduğu okullara gönderiyorlar. Hayatın içinden örneklerle deneysel eğitim metodunu uygulayan TEKNOLOJİSİZ OKULLARIN tercih edilmesinin sebebi ise çok basit; Asıl olan çocuğun DÜŞÜNMESİ, ÇALIŞMASI ve BAŞARIYA ULAŞMA AZMİ, teknoloji ise başarıya götüren araç. Google şirketinde üst düzey yönetici Alan Eagle «5. sınıfa giden kızım henüz Google kullanmayı bilmiyor. Bunun yerine diğer çocuklar gibi dikiş dikmeyi öğreniyor ve bir gün kendi çorabını dikebilmeyi hedefliyor» demektedir.


KİM KİMDİR? MEHMET AKİF ERSOY KİMDİR? Büyük fikir ve dava adamı. Yiğit bir vatansever. Gerçek bir Müslüman. Milletin derdini kendine dert edinmiş bir sanatçı. Dizeleri yumrukları gibi vurucu bir sporcu. Taassuba ve cehalete edebiyat silahıyla karşı koyan bir kahraman. Cesur, mert ve Çağının ilerisinde bir aydındır. O, topluma tepeden bakmayan, milletini hor görmeyen, Batıyı körü körüne taklit etmeyen, çağdaş bir Türk aydınıdır. Savaş, açlık ve sefalet yılları Onu çok etkiledi. Ancak en zor şartlarda ve günlerde bile asla ümitsizliğe düşmedi. Anadolu yollarına düştü. Halkı İstiklal Savaşına çağırdı, teşvik etti. Vaazları cephelerde bastırılarak dağıtıldı. Silahımız yoksa dişimizle savaşırız dedi. Bir destan güzelliğiyle geçen 63 yıllık ömrünü; ülkesine, milletine ve davasına adadı Dost ve düşman herkes, Onun doğruluğunu ve dava adamı oluşunu takdirle karşılamıştır. Akif'in Safahat isimli dev eseri; milletimizin bütün değerlerini dile getiren millî bir destandır. İŞTE ÖRNEK ALACAĞIMIZ İNSAN. M. AKİF ERSOY….


ÖĞRENCİLERİMİZDEN

ŞANLI TÜRK ORDUSU

Çanakkale sanki mahşer yeri, Yanıyor anaların yüreği. Mehmetçik elinde süngülerle, Yürüyor düşman üstüne.

Başladı çarpışma anı Savunuyordu kendini Türk Ordusu Yeniyordu düşmanı cesaretiyle Vermiyordu fırsatı düşman eline

İman gücüyle kaldırdı topu Seyit Onbaşı Çanakkale’de bir kınalı kuzu Düşmanı yenmek milletin tek arzusu, Çanakkale’de savaşan şanlı Türk Ordusu.

Çanakkale’yi vermedi Mehmet’çik Kağnısıyla mermi taşıdı küçük Elifcik. Çanakkale geçilmez,dedi Türk Ordusu Vermedi Mehmetçik güzel yurdumuzu İşte bu zorluklarla kazandık zaferi Bu zaferin adı Çanakkale zaferi Vatan sağolsun Mehmetçik. Vatan sağolsun yüce Türk Ordusu

Başladı oyuna İtilaf Devletleri Oyalıyordu Türk Milletini Cephanesi boldu düşmanın Tutuyordu ateş altında

Rabia ATICI 8/A Gülşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nce düzenlenen Çanakkale Savaşı konulu yarışmada 2. olan şiir.


GÜLÜ İNCİTME GÖNÜL Çiçeklerle hoş geçin, Balı incitme gönül, Bir küçük meyve için , Dalı incitme gönül. Konuşmak bize mahsus, Olsa da bir güzel süs, Ya hayır de yahıut sus, Dili incitme gönül. Sevmekten geri kalma, Yapan ol, yıkan olma, sevene diken olma, Gülü incitme gönül. Başın olsa da yüksek, Gözün engin de gerek, Kibirle yürüyerek, Yolu incitme gönül Mevla verince azma, Geri alınca kızma, Tüten ocağı bozma, Külü incitme gönül. Dokunur gayretine, Karışma hikmetine Sahibi hürmetine Kulu İncitme gönül….

Bestami YAZGAN


BİLMECE BULMACA 1-Bazı aylar 30, bazıları 31 çeker; kaç ayda 28 gün vardır? 2- Musa peygamber gemisine her hayvandan kaçar adet aldı? 3- Üç kedi, üç fareyi üç dakikada yakalarsa dokuz kedi, dokuz fareyi kaç dakikada yakalar? 4- Dörtnala giden ve dört nalından biri altın olan altı altın nallı atın kaç nalı altındır? 5- Padişah bir suçluyu asacakmış. Vezirine demiş: "Bir kağıda ölüm bir kağıda yaşam yaz. Bir torbaya koy. Suçlu hangisini seçerse o olacak." Vezir, suçlu düşmanı olduğu için ikisine de ölüm yazmış. Suçluda bunu biliyormuş. Ama veziri padişahın yanında suçlayamazmış. Soru şu: Suçlu nasıl kurtulur? 6- İki baba ve iki oğul, üç koltuğa, tek tek oturtulabilir mi? 1- 12 ayda 28 gün vardır. 2- Musa(a.s.) değil Nuh (a.s.) 3- 3 dakika 4- 6 nalı 5- Suçlu kağıdın birini yutarak diğerini açtırmış ve yuttuğum kağıt çektiğim kağıttır demiş,açılan kağıtta tabi ki ölüm yazıyor.. 6- Evet. Dede, baba ve oğul aynı anda oturabilir.


SEVGİLİ ÖĞRENCİLER: Televizyon seyrederek, Müzik dinleyerek, Yatarak, Bilgisayar başında, Hayaller kurarak, Biraz sonra bakarım diyerek, Masa üzerinde dağınık kaynaklar bulundurarak, Resimlere bakarak, DERS ÇALIŞILMAZ ve KİTAP OKUMA ALIŞKANLIĞI KAZANMADAN BAŞARIYA ULAŞILAMAZ…..


Okulumuzda oluşturulacak olan Z kütüphaneden


Okulumuzda oluşturulacak olan Z kütüphaneden görüntüler


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.