TRAVEL&GOURMETS SAYI 35

Page 1

“TÜRKİYE’NİN EN İYİ LEZZETLERİ, OTELLERİ VE RESTORANLARI” KUTLU ÖZEMRAK

TRAVEL AND

GOURMETS

ONLINE YEME, İÇME VE GEZİ KÜLTÜRÜ DERGİSİ / NİSAN-MAYIS 2019 / SAYI 35

Sunumu ile göz dolduran

IÇECEKLER

ATINA’DA SIRMIONE +

+

MEKAN&LEZZET

HERKESİN SEVDİĞİ

PARIS - IZMIR

DENIZ ÜRÜNLERI

görülmesi gereken 10 yer


Kutlu Özemrak Genel Yayın Yönetmeni

Herkese merhaba. Güneşin etkisini daha çok hissetmeye başladığımız şu günlerde; artık daha çok dışarıya çıkıyor, yeme içmeye daha çok vakit ayırıyoruz. Bu da yeni lokasyonların, yeni mutfakların, keşfedilmemiş mekanların farkına varmamızı sağlıyor. Bahar sayımızda yine hoşunuza gideceğini düşündüğümüz şehir ve mekanları bulabilirsiniz. Ayrıca sunumu ile göz dolduran içecek tariflerine ve deniz ürünleri hazırlamanın püf noktalarına da sayfalarımızda yer verdik. Keyifli okumalar.

travelandgourmets tgdergi

travelandgourmets

0(232)


290 20 20


TRAVEL AND

GOURMETS WWW.TRAVELANDGOURMETS.COM

İMTİYAZ SAHİPLERİ KUTLU ÖZEMRAK kutluoz@gmail.com / ÖZGÜR KAYA ozgurkaya@gmail.com GENEL YAYIN YÖNETMENI KUTLU ÖZEMRAK kutlu@travelandgourmets.com Editör & Görsel Yönetmen KABİN EKİBİ REKLAM AJANSI DUYGU ATTİLA duygu@kabinekibi.com.tr Katkıda Bulunanlar :

Reklam :

Kenan Yıldırım Şebnem Demirel Müberra Bağcı Görkem Harmanda Mustafa Kutlu Serhat Saçkesen

0 (532) 604 30 34 dergi@travelandgourmets.com

Travel And Gourmets bir Doka Reklam, Turizm, İnsaat LTD. ŞTİ. markasıdır. Travel And Gourmets basın meslek ilkelerine uymayı kabul etmiştir. Reklamların sorumlulukları reklam verenlere, yazıların sorumlulukları yazarlarına aittir. YAZIŞMA ADRESİ 6436/2 No:4 D:1 Yalı Mh. Karşıyaka - İzmİr TEL: 0 (532) 604 30 34 MAIL: dergi@travelandgourmets.com


#BuradaMutluyum

SİZİNLE HARİKA BİR BAĞIMIZ VAR Çevre bilinci ve sürdürülebilir projeler konusunda birçok önemli ödülün sahibi olan Çeşme Marina; gücünü ve ilhamını siz değerli denizcilerden, yani ailesinden alıyor...

Örnek bir aile olmanın en önemli özelliği aile bireylerinin arasındaki sağlam bağda gizlidir. Daha fazla birlikte olabilmek için harika bir fırsat...

Yıllık bağlama sözleşmenize ek aylık bağlama hediyeleri Çeşme Marina’dan... 20m’ye kadar

+2 ay Yıllık bağlama sözleşmenizi yapın ya da uzatın, kazanın... Yıllık bağlama sözleşmenize ek aylık bağlama hediyeleri Çeşme Marina’dan... 20m’ye kadar olan teknelere +2 ay 20m - 25m arasındaki teknelere + 3 ay 25m ve üzeri teknelere + 4 ay

www.cesmemarina.com.tr 1016 Sk. No:2/24 35930 Çeşme - İzmir

0(232) 712 2500

20m - 25m

>25m

+3 ay +4 ay


Çevre dostu ve sessiz... Müziğini aç, hayatı doyasıya yaşa! İstediğin an istediğin yerde Hayata Mola Ver... Kişiye özel tasarım scooter, kask, aksesuar ve daha fazla model seni bekliyor...

0(541) 670 27 29



BUDDHA-BAR BEACH BODRUM İLE CARESSE BODRUM’DA FARK YARATACAK Caresse, a Luxury Collection Resort & Spa, Bodrum, bu sene Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek Haziran’dan itibaren Buddha-Bar Beach Bodrum ile seçkin misafirlerine şık bir restoran ve bar konsept deneyimi sunuyor.

RAMAZAN RUHUNU YANSITAN SOFRALAR Four Seasons Hotel Bosphorus ve Four Seasons Hotel Sultanahmet Ramazan ayı boyunca misafirlerini bereketli ve lezzetli iftar sofralarında ağırlıyor. Konuklar, Boğaz’ın benzersiz manzarasına karşı konumlanan Four Seasons Hotel Bosphorus’ta eşsiz bir deneyim yaşıyor.


DÖRT FARKLI ÇEŞİDİYLE ENFES PIZZETTA’LAR THE POPULIST’TE! Güçlü mutfağı ve farklı alternatiflerle hazırladığı menüsüyle misafirlerine her zaman eşsiz bir tadım deneyimi yaşatan The Populist, en sevilen lezzetlerinden biri olan Pizzetta’yı iştah kabartan bir sunumla dört faklı çeşitte servis ediyor. The Populist, geleneksel kokoreç anlayışını yeniden yorumlayarak hazırladığı Kokoreç Pizzetta’ya Köfteli, Peynirli ve Portobello çeşitlerini de ekleyerek dört farklı Pizzetta alternatifi ile damaklarda unutulmaz bir tat bırakıyor.

YARIM ASIRLIK LEZZETİN ADI ME MOŞ TANTUNİ Memoş Tantuni’nin Mersin’de bir barakanın kebapçıya dönüştürülmesiyle başlayan hikayesi bugün 7 şubesiyle devam ediyor. Her geçen gün farklı şehirlerden franchise talepleri alan Memoş 2020 yılında 25’i açık olmak üzere 30 şubeye ulaşmayı hedefliyor


MAGNUM ve BOBBI BROWN’DAN YAZIN EN CESUR İŞBİRLİĞİ

Dondurma ve çikolata dünyasının haz otoritesi Magnum ve kadınların doğal güzelliğini ön plana çıkaran ürünleri ile dünyanın en prestijli kozmetik markalarının başında yer alan Bobbi Brown, yazın ilham veren işbirliğini duyurdu. Magnum Yakut’un eşsiz lezzeti, Yasemin Özilhan’ın favori renklerinden oluşan Bobbi Brown Crushed Liquid Lip koleksiyonuna yansıdı.

GÜNÜN HER SAATİNDE CAFE CADDE

“Temiz Beslen, İyi Hisset” mottosuyla 25 yıldır en sağlıklı ve doğal ürünleri kullanarak hazırladığı yemeklerle Cafe Cadde; öne çıkamaya devam ediyor. Cumartesi ve Pazar günleri açık büfe kahvaltısı ile, hafta içi nefis kahvaltı seçenekleri, akşamüzeri çay saati lezzetleri ve tatlı alternatifleri de bulunuyor. Türk mutfağı ve Dünya mutfağı seçeneklerini bir arada sunan Cafe Cadde, etten balığa, risottodan hamburgere kadar her damak zevkine hitap ediyor.


ALAÇATI TATLICISI İMREN’DEN YENİ LEZZET

Son zamanların gözdesi Ruby Çikolata, Alaçatı Tatlıcısı İmren’in menüsünde yerini aldı. Bu yaz herkesi kendine hayran bırakacak Ruby Çikolata ile hazırlanan bu tatlıyı mutlaka denemelisiniz.

KAYSERİ PASTIRMASI MICHELIN YILDIZLI ŞEF NAGAYA’NIN GASTRONOMETRO ÖZEL MENÜSÜNDE!

Metro Türkiye tarafından hayata geçirilen Türkiye’nin ilk gastronomi keşif platformu Gastronometro, Asya ve Avrupa tekniklerini kullanarak geliştirdiği kendine özgü lezzetleriyle uluslararası üne sahip Michelin yıldızlı Japon şef Yoshizumi Nagaya’yı ağırladı. Türkiye’nin yerel tatlarına hayran kalan Nagaya, Gastronometro için özel olarak hazırladığı menüsünde Coğrafi işaretli Kayseri pastırmasının yanı sıra, Hatay kadayıfı, Çengelköy salatalığı, domates, patlıcan ve karabuğday gibi yerel ürünlere yer verdi.


ATINA’DA görülmesi gereken 10 yer

Kenan Yıldırım Gezi Yazarı

gezmelerdeyim.com gezmelerdeyim

İtiraf etmeliyim ki Atina beklediğimden güzel bir şehir. Gerek Atina yemekleri, gerekse Atina’da Gezilecek Yerler konularında hayli güzel noktalar kaydettim hafızama. Sebebine gelince; şehirde pek çok köklü yeme içme mekanı mevcut. Bunun yanında Yunanistan ile ilgili şu bilgiyi de paylaşmalıyım; Dünya’nın en çok arkeoloji müzesine sahip ülkesi.


Bunun yanında yılda 16 milyon civarı bir turist potansiyeli var ki bu ülke nüfusundan fazla bir sayı. Belirtmekte fayda var Atina; ülke nüfusunun %40’ından fazlasını barındırıyor yani 100 kişiden en az 40 tanesi Atina’da yaşıyor. Özellikle gençler ve orta yaştakiler İngilizce konusunda oldukça iyi. Şehirde İngilizce dil bilginiz ile rahatlıkla gezebilirsiniz. Hazır konusu açılmışken Yunanca’nın da Avrupa’nın en eski dili olduğunu söylemeden geçemeyelim.


Akropolis Şehirde ilk Akropolis’i ziyaret etmedim ama bence en önemli nokta burası. Millattan önce 5. yüzyıldan günümüze kadar ayakta kalabilen bir yapı düşünün. İşte o yapının adı Akropolis yani “Yukarıda Yer Alan Şehir” anlamına geliyor. Ayrıca Akropolis; demokrasinin doğduğu şehir olma özelliğini de taşıyor. Burada yazdığım birkaç cümle ile ifade etmek zor o yüzden siz de Akropolis’e girip şöyle havasını teneffüs edin hatta bir tur aracılığıyla girerseniz çok daha iyi bir bilgiye sahip olabilirsiniz. Benim bu yönde size tavsiye edebileceğim bir tur olan; Be A Greek ile irtibata geçebilirsiniz. Çeşitli turlardan birine katılıp hem tarihsel serüveni dinler hem de şehri yürüyerek gezme şansına sahip olursunuz. Tabii burada tercih sizin..




Akropolis Müzesi Her ne kadar çok müze ziyareti düşünülmese de; Atina’da Gezilecek Yerler listesinde Akropolis Müzesi de olmalı. Pek çok eser bu müzede sergileniyor ve görülmeye değer..

Monastiraki Meydanı Çantamı otele bıraktıktan sonra ilk gittiğim yer oldu burası. Gariptir ama ayaklarım götürdü beni bu meydana, daha doğrusu kalabalığa kapılıp burada buldum kendimi. Her daim kalabalık olan bu meydan şehrin en turistik noktalarından biri. Meydanda eski bir cami, kilise ve çeşitli tarihi yapılar bulunuyor. Tabii eski cami günümüzde işlevini yerine getiremiyor. Ziyarete de kapalı olduğunu belirtmekte fayda var. Meydan gerçekten hem renkli hem de pek çok şeyi içinde barındırıyor. Kahve içebileceğiniz mekanlar, meyve satıcıları ve olanca kalabalığı burada görebilirsiniz.


Plaka Monastiraki Meydanı’ndan sonra yine kalabalığa karışıp Plaka semtine gitmiştim. Semt ya da mahalle bilmiyorum ama şehirden çıkıp sanki yazlık bir adanın sokaklarını yürüyormuşsunuz hissini veriyor. Hem turistik hem de bir o kadar şehrin parçası bir mahalle gibi burası. Sokaklarını gezebilir sonrasında da oturup bir şeyler içebilirsiniz burada.




Ermou Caddesi İstanbul’a gelmiş ve İstiklal Caddesi’ni gezmiş herkesin benzettiği yer burası. Tabii nüfusa kıyasla biraz daha ufağı ama gerek mimarisi gerekse işlevi açısından aynı diyebilirim. Alışveriş yapabilir ya da sadece bu caddeyi benim yaptığım gibi boydan boya gezebilirsiniz.


Parlamento Binası Bu binanın önünü hiç boş bulamadım ben. Gece de gittim gündüz de ama yok. Her daim birileri var ve kıyasıya fotoğraf çekmek için yarışıyor. Gün içerisinde buraya gidecek olursanız; saat başından biraz önce gidip pozisyonunuzu alın derim. Özellikle nöbet değişimi hayli ilgi çekici ve güzel. Askeri üniforma ve tören düzeni de fotoğrafçıların gözdesi. Unutmamanız gereken kısım da; basamağın aşağısında durup fotoğraf çektirebiliyorsunuz yani askerlerle karem olsun derseniz buna dikkat edin. Aksi halde nöbetçi askerler tarafından uyarılırsınız.




Atina Milli Parkı (National Garden) Parlamento Binası’nın hemen yakınında bulunuyor bu park. Dinlenmek, şöyle gezip etrafı görmek adına güzel bir kaçış alanı. Ayrıca içeride çeşitli hayvanları da görme şansınız var. Günlük molanızı verebileceğiniz bir yer burası. Şehrin içinde ama pek şehirde değil gibi..


Bit Pazarı (Monastiraki Flea Market) Turunuza burayı da ekleyin derim. Hem şehre özgü hem de tam sevdiğim tarz şeyler var burada. Aslında tipik bir bit pazarı ama bunun yanında; salaş mekanlar, kafeler ve restoranları da bulmanız mümkün.




Kolonaki Şık Kolonaki de deniyor buraya. İstanbul’daki Nişantaşı gibi düşünün. Birlikte gezdiğim Yunan arkadaşların da benzetmesi bu yönde olmuştu. Şık tasarımlar, dünya mutfağından mekanlar, orta ve lüks ölçekli restoran ile kafelerin bulunduğu bir lokasyon burası. Belki farklı bir şeyler yemek ya da bu ortamı da görmek isterseniz diye listeye ekliyorum.


Atina İllüzyon Müzesi (Museum of Illusions Athens) Eğlenceli kareler çekmek, sosyal medya hesabınızı zenginleştirmek için güzel bir müze burası. Gençlerin ve öğrencilerin uğrak mekanı. Çeşitli alanlar var ve dilediğiniz kareleri çekip güzel anılarınızı saklayabilirsiniz. Ayrıca müze girişinde satılan çeşitli hediyeleri de almanız mümkün. Detaylı bilgilere ve ziyaret saatlerine; Museum of Illusions Athens internet sitesine girerek ulaşabilirsiniz.



Bonus! Poseidon Tapınağı (Temple of Poseidon) Atina’da Gezilecek Yerler listesinin bonusu olsun bu da. Şehir merkezine 70 km civarında bir mesafede bulunuyor. Bu sebeple tur ile anlaşmanızda fayda var. Ben Alternative Athens ile bir tur ayarlayıp hem rehberli destek aldım hem de tam zamanında yani gün batımında tapınağa ulaştım. Buraya kesinlikle gün batımından önce gelmelisiniz. Zaten gün batar batmaz tapınak ziyarete kapanıyor bu bilgi de aklınızda olsun.


Burası; Atinalıların askerleri uğurladığı, Kral Aegeus’un kendini denize bıraktığı bir nokta ve fotoğraflarda da gördüğünüz gibi en uç nokta. Manzarası ve gün batımı gerçekten emsalsiz. Rüzgar faktörünü düşünerek yanınıza bir ceket almayı ihmal etmeyin. Gerek mitolojide gerekse halk dilinde anlatılan efsanelerde bu tapınak ile ilgili pek çok bilgiyi görebilirsiniz. Antik çağlardan günümüze ulaşması bence en etkileyici kısımlardan. Tabii halk açısından önemi de öyle. Ufak bir de not iliştireyim; taş kütlelerinin oyulmasına dikkat edin. Norveçlilere ait yazıların bile olduğunu göreceksiniz. Poseidon Tapınağı korunmadan önce pek çok kişiyi de misafir etmiş.


ATINA’DA ULASIM Ben yürümeyi çok seviyorum ve şehri yürüyerek keşfetmeye de bayılırım. O yüzden Atina’da gideceğiniz yerleri haritadan işaretleme yapınca yürüyerek gezilebilecek bir yer olduğunu göreceksiniz. İşinizi kolaylaştırmak ve ulaşımı daha uygun bir hale getirmek için size; Yunanistan merkezli The Beat uygulamasından bahsedeyim.




Bizdeki taksi uygulaması şeklinde çalışıyor ve uygulamayı indirerek kullanabiliyorsunuz. Dilerseniz öncesinde de rezervasyon yapıp işinizi şansa bırakmamış oluyorsunuz. Havalimanı ve şehir merkezi arasında taksi kullanmak isterseniz bu şekilde taksi ayarlayabilirsiniz. Bunun yanında otobüs ve metro hattı da oldukça gelişmiş ve bir çok alana da yayılmış durumda. Özellikle metro oldukça ucuz. Seyahat sürenize ve rotanıza göre bir kart alabilir ve bu kartlarda bulunan günler ya da saatlik limitleri hesaplayarak seyahatinizi planlayabilirsiniz.


ATINA’DA KONAKLAMA Şehirde pek çok konaklama alternatifi mevcut. Yıllık gelen turist sayısı; gerek yaz gerekse kültürel turizm konusundaki yoğunluğu da göz önüne alınca seçeneklerin ardı arkası kesilmiyor. Hostel, otel, ev kiralama gibi pek çok seçenek mevcut. Ben size deneyimlediğim iki yerden bahsedeceğim. Bunlardan biri hostel ve aynı zamanda otel olarak hizmet veriyor. Diğeri de güzel bir otel. Başta belirtmemde fayda var; iki yeri de ayrı ayrı sevdim. Hem hizmet hem kahvaltı hem de lokasyon açısından oldukça iyiler.


Airotel Alexandros Yorumlarda herkes kahvaltıdan bahsediyordu ve deneyimleyince ne denli haklı olduklarını öğrenmiş oldum. Odaları, otel imkanları ve kahvaltısı gerçekten çok iyiydi. Airotel Alexandros‘un lobi kısmında bulunan ortak alan; genelde hostellerde bulunan ve kaynaşmak için insanların toplandıkları bir alan gibiydi. Ben çok beğendim ve çeşitli oyun alanları da bulunuyordu. Tabii film izleme ve çalışma alanları da mevcut. Buradan da dilerseniz metro ya da farklı ulaşım seçenekleri ile ulaşım mümkün.

City Circus Hostel Atina’ya geldiğimde yine burada kalırım dediğim yer, hatta uzo tadımlarına da keşke katılsaydım diye hayıflanıyorum. Hostel ama özel odaları da mevcut yani otel şeklinde de konaklayabiliyorsunuz. Çeşitli organizasyonları oluyor ve dekorasyonu harika. Hatta fotoğraf ufak bir ipucu da vermiş olacak size. Tavsiyem; günlük programa bakmanız. Bazen uzo tadımı, bazen hostel bünyesinde bir organizasyon; bazen de benim katıldığım gibi bir Yunan üzümlü içecek tadımına dahil olabilirsiniz. Üstelik bu tadımlar ve aktiviteler de hayli ucuz. City Circus Hostel‘in dekorasyonu kadar bulunduğu sokakta yer alan duvar resimleri de ilginizi çekecektir.


Herkesin damak zevkine hitap etmeyi başaran

DENIZ LEZZETLERI

Deniz ürünlerini tüketmeyi hemen hemen herkes sever. Bu lezzetlerle arası pey iyi olmayanların bile en azından bir tanesi kalbini çalmıştır. Deniz ürünlerini daha da lezzetli hale getirmek için püf noktaları bulunuyor. Evde kolaylıkla uygulayabileceğiniz pişirme ve marine etme önerilerimizi yazımızda bulabilirsiniz.



KALAMAR

Kalamar pişirilmeden önce soslanıp buzdolabında 1 gün marine edilmeli. Doğru bir sos hazırlamak için; 1 çay kaşığı karbonat, 1 çay kaşığı toz şeker ve 1 limonun suyunu bir tabağa alın, kalamarlarınızı iyice sıkarak yarım saat kadar yoğurun. En son 1 bardak sütü veya maden suyunu da bu karışıma ilave edin ve 1-2 dakika daha karıştırın. Daha sonra buzdolabına kaldırın.


Nasıl pişirilir? Marine ettiğiniz kalamarları yıkamadan un ve tuz karışımına bulayıp bol kızgın yağda 2 dakika kızartın.


FIRINDA SOMON

Fırında somon kuşkusuz en popüler pişirme yöntemi. Fırınlamadan önce balığı alüminyum folyoya sararsanız, somonun daha sulu olmasını sağlarsınız. 200 derecelik fırında yaklaşık 10 dakikada pişirebilirsiniz.


IZGARADA SOMON

Somonu ızgarada pişirmek istiyorsanız, pişirmeye derili kısmı aşağıda başlayabilirsiniz. Balık zaten yağlı olduğundan ekstra yağa ihtiyacınız olmayacaktır. Balığın her bir tarafını ızgaranın ısısına ve yapacağınız filetonun veya dilimin kalınlığına göre 4-7 dakika arası pişirebilirsiniz.


ISTAKOZ

Istakoz pişirmin püf noktası ıstakozu haşlayacağımız aromatik suyunda gizli. Soğan, kereviz, havuç, maydonoz sapı, taze kekik, tane karabiber, defne yaprağı, sirke, tuz, sarımsak, tereyağ, fesleğen, limon suyu ve kırmızı acı biber gibi malzemeleri kullanmak gerekiyor.


KARİDES ÇORBASI

Lezzetli bir karides çorbası için ince kıyılmış pırasa, kereviz sapı, soğan ve domatesi tereyağda soteleyin. Sonra karidesleri sotelediğiniz sebzelere ekleyin. Sıcak su, defne yaprağı, tuz ve tane karabiberleri ekleyip 40 dakika pişirin. Başka bir tavada tereyağını eritip un ekleyerek kavurun ve çorbaya ekleyin. Yumurta sarısı ve kremayı birlikte çırparak çorbaya azar azar ilave edin.


KARİDES

Karides pişirirken dikkat etmeniz gereken en önemli husus, çok fazla pişmemesi gerektiği. Çok pişirirseniz suyu gider, lezzetsizleşir ve lastik gibi sert bir kıvam alır. Karidesin çiğken beyaz ve yarı saydam hali gidip pembe renk alana kadar 3-4 dakika pişirmeniz yeterli.


KARİDESLİ MAKARNA

Karidesin en çok yakıştığı yemeklerin başında makarna geliyor. Ispanak, havuç ve biber gibi sebzelerin eşlik ettiği peynirli makarnanızı karideslerle taçlandırabilirsiniz. Püf noktası ise; karidesler yoğun miktarda protein içerdiği için ısıyla teması kısa olmalıdır. Maksimum 6 dakikada ocaktan alınmalıdır.


AHTAPOT

Ahtapotu pişirdiğinizde yumuşak olması için tahta tokmakla döverek etini yumuşatabilir ya da pişirmeden önce birkaç gün derin dondurucuda bekletebilirsiniz. Aksi takdirde ahtapotun etki ne kadar iyi pişirseniz pişirin lastik gibi olacaktır. İşe öncelikle ahtapotunuzu sirkeli suda haşlayarak başlayın. Böylece ahtapotunuz yumuşar. Dokunaçları ayıklanmış ahtapotu zeytinyağı ve limon suyundan elde edeceğiniz hafif bir sosla söğüş olarak servis edebilir ya da sebze yemekleriyle birlikte aynı tabakta tüketebilirsiniz.


MİDYE

Öncelikle sağlık açısından midyeyi güvenilir yerlerden almalısınız. Midyenin sert olmaması için içindeki sakalları koparılmalıdır. Kabuklarını açmak için az miktarda haşlayabilir ya da sinirlerini kesebilirsiniz. Pilavda soğanın miktarı önemlidir. Ayrıca baharatların kullanımı lezzeti doğrudan etkiler. Pilavı soğuttuktan sonra doldurmak da bir diğer önemli püf noktasıdır.


PAR Åžebnem Demirel

www.berrydewblog.com berrydewblog

Me


RIS &

ekan Lezzet


G

üneşli bir Paris’ten merhabalar. Ben hemen Paris’in yeni gözdesi ve şu sıralar en trend mekanlarından biri olan Citron ile başlıyorum.


CAFE CITRON Jacquemus adını daha önce duymuş muydunuz bilmiyorum ama modaya ilgisi olan kadınlar kesin bilir :) Kendisi çok ünlü bir modacı ve özellikle son iki sezondur tasarladığı inanılmaz büyük ve inanılmaz küçük çantalarıyla adından sıkça söz ettiriyor. Jacquemus yeme içme sektörüne de el atmaya karar verip Şanzelize’deki yeni Galeries Lafayette’nin

içinde ilk mekanını açtı. Cafe Citron şu sıralar inanılmaz ilgi görüyor ve özellikle öğlen yemeği saatlerinde yer bulmak neredeyse imkansız. Cafe Citron’un ayrıca çok hoş işbirliği süprizleri de var. Ünlü havyar markası Caviar Kaspia, Paris’in en eski patisseriesi Stohrer, hatta ünlü pastry şefi Cedric Grolet (kendisi Cafe Citron için limon şeklindeki özel tatlısını hazırlıyor) ve daha birçok isim Cafe Citron için birbirinden lezzetli yiyecekler hazırlıyor. Dekor, cafenin manzarası, yiyecekler ve mekan harika sadece fiyatlar biraz yüksek, sizleri uyarmış olayım...


POISSONNERIE EBISU Japon mutfağını sevenler özellikle Sashimi’ye bayılanlar için bu mekan. Restaurant iki bölümden oluşuyor, giriş kısmı aslında bir balık pazarı ve gündüzleri açık oluyor, arka kısmı ise şık bir restaurant. Taze balıkların kalitesinden mi yoksa şefin marifetli ellerinden mi bilmiyorum ama Sashimiler inanılmaz lezzetli.


“Çiğ balık sevmiyorum ben” diyenler için de pişmiş karides çeşitleri mevcut. Şefin giriş, ana yemek ve tatlıdan oluşan özel bir menü seçeneği de bulunuyor. Gecenin finalini de mutlaka Matchalı Tiramisu ile yapmalısınız, bu lezzet tarif edilemez yaşanır ;)



CAFE DES BAINS Le Marais’in tam göbeğinde bir hamam ve SPA merkezi var ve bu hamamın da bir restaurantı. Ben hamam kısmına henüz gitmedim ama yemeğe düşkün bir aile olarak restaurantı hemen denedik :) Cafe des Bains bir İtalyan restaurantı. Çok lezzetli makarnalar, et yemekleri ve şarküteri ürünleri var. Ben özellikle ton balığına bayıldım ve trüflü ravioli de lezzetliydi. Menü mevsimsel ürünlere göre değişiyor. Le Marais’de keyifli ve damak tadımıza yakın lezzetler için gidilebilinecek güzel bir mekan önerisi.


IZMIR Gรถrkem Harmanda gurme_avukat

&

Mekan


R

&

Lezzet


ELGANİ EZMECİZADE / KEMERALTI

K

emeraltının her sokağı başka bir lezzete çıkar. Benim diyen İzmirlinin bile yıllar sonra keşfedeceği lokasyonlar barındırır. Kemeraltının yerli esnafı neredeyse 3. kuşağını yetiştirmektedir. Aynı ticaret ahlakını sürdürmeyi amaçlayan bu esnaflar AVM’lerin samimiyetsiz ve soğuk ortamından uzak, kadir bilen insanlardır. Özellikle Kemeraltı’nın demirbaşlarından ELGANİ EZMECİZADE gibi köklü esnafların yeri benim için apayrıdır. Buranın ezme kültürü 1370’li yıllarda Osmanlı Mutfağına dayanıyor. Öyle ki Padişahların mutfaklarında uyguladığı ketum kurallar sebebiyle bu lezzetin halk ile buluşması uzun yılları alıyor. Padişahların değişmesi ile saray mutfaklarında çalışan ustalar da değişiyor. Bu sayede Osmanlı bünyesinde yaşayan halk “Ezme Kültürü” ile tanışıyor.


Elgani de günümüzde bu lezzeti köklü reçeteleri ile sürdüren işletmelerin başında geliyor. İçerisinde hiçbir katkı maddesi olmadığı gibi; Fıstık Ezmesini Boz Antep Fıstığından, Ceviz Ezmesini Guguklu diye tabir edilen yerli cevizden, Badem Ezmesini ise Datça’dan topladıkları Ak denilen en kaliteli çeşitteki bademlerden yapıyorlarmış. Ceviz Ezmesi çayın, Badem Ezmesi ise Türk Kahvesi’nin yanına çok yakışıyor. Açıkçası lezzeti kalitesini kanıtlar nitelikte.


BARBUN / TEKİR

G

eçen hafta Balıklıova-Manal koyundan denize açıldım. Barbun ve Tekir balığı açısından oldukça bereketli bir av oldu. Ben de sizlere biraz bu balıkları anlatmak istedim. Görsel sürekli gittiğim Urla/Özbek’teki @akinin_yeri ‘nde çekilmiştir. Öncelikle bilmeliyiz ki Barbun ve Tekir birbirleriyle çok karıştırılır. Bu balıkları ayrı türler olarak benimsemek yerine akraba tür şeklinde değerlendirmek daha doğru olacaktır. Barbunu Tekirden ayıran en önemli özellik başının daha dik oluşu ve sırt yüzgeçlerindeki harelerin şeffafa yakın oluşudur. Çok benzer özellikler gösterdiği için ben anlatımımı Barbun üzerinden devam ettireceğim. Bu balığın gerçek adı aslında Barbunyadır. Halk arasında Barbun olarak anılır. Ege ve Akdeniz gibi su sıcaklığı 21 dereceyi bulan ılıman sularda 10 yıl kadar yaşayabilmektedir. Kaya Barbunu, Kum Barbunu, Ot Barbunu ve Paşa Barbunu olmak üzere yaşam alanlarına göre 4 cins Barbun vardır. Aralarında en nadir görüleni Kaya Barbunudur. Eti en lezzetli olanı da ne tesadüftür ki yine Kaya Barbunudur. Bu cinsin pulları muadillerine göre çok daha kırmızıdır.


Renkçe sırt kısmı daha kahveye dönük olanlar kum barbunudur. Görseldeki kaya barbunlarının küçük boy olanlarıdır. Bunlara renklerinden ve boyutlarından ötürü Çilek Barbunu denmektedir. Açıkçası deniz ürünlerinin taçsız kralıdır çilek barbunu. Tüketilmesi için en uygun zamanlar Temmuz ve Ekim aylarıdır. Bu aylarda Barbun balığı daha yağlı olur. Izgarada, tavada veya fırında rahatlıkla yapabilirsiniz. Şimdiden afiyet olsun.


Sunumu ile göz dolduran

IÇECEKLER

Artık havalar güzelleştiğine göre hem göz dolduran hem de sağlık deposu içecekler hazırlamanın tam zamanı!

1

HİNDİSTAN CEVİZİ SÜTLÜ ÇİLEKLİ SMOOTHIE 5-6 adet çileği sap kısımlarını keserek bol su ile yıkayın ve smoothie makinası ya da blendera yerleştirin. Hindistan cevizi sütü, bal, keten tohumu ve buz ilave ederek karıştırın. Daha şık bir sunum için içeceğinizi hindistan cevizinin içine doldurup, üzerine çilek dilimleyerek pipetle servis edebilirsiniz.


2

YABAN MERSİNLİ ve CHIA TOHUMLU SMOOTHIE

Antioksidan özelliği bulunan yaban mersini, bağışıklık sistemimizi güçlendiriyor. Yaban mersini ile sağlık deposu bir içecek hazırlamak için; 2 yemek kaşığı chia tohumu, 2 su bardağı süt, 2 adet orta boy muz, 1 su bardağı yaban mersini ve 1 çay bardağı frenk üzümünü blendera alıp iyice karıştırın. Soğuk olarak servis edin.


3

BÖĞÜRTLENLİ SMOOTHIE

15 adet böğürtlen, 2 orta boy muz ve bir su bardağı yoğurdu blenderda pürüzsüz hale gelinceye kadar çekip geniş bir kaseye alın. 1 su bardağı Hindistan cevizi sütü ve bal ekleyip tekrar karıştırın. Buzdolabında yeterince soğuyan içeceğinizi bardaklara paylaştırıp böğürtlen ve nane yapraklarıyla süsleyerek servis yapın.


4

KİVİLİ, ÇİLEKLİ VE ANTEP FISTIKLI SMOOTHIE

1 su bardağı yoğurt, 3-4 adet çilek, 2 adet kivi, 1/2 su bardağı kabukları alınmış antep fıstığı, 1 yemek kaşığı bal ve 1 avuç taze nane yapraklarını blendera yerleştirin. Başlarken yavaş hızda sonra yüksek hızda karıştırın. Bekletmeden servis edin.


MERSIN MEKANLARI

Mustafa Kutlu mustigeziyor

SHERBETTO KÜNEFE

M

ersin’de harika bir lezzet noktası Sherbetto Künefe. Mekana girdiğiniz zaman burnunuza buram buram fıstık kokusu geliyor. Mekan sahibi Bedri Bey ile künefe üzerine tatlı bir sohbet ettik ve ardından harika tatlıların tadına baktık. Bedri Leylak’ın 40 sene önce ilkokul yıllarında tenefüs aralarında babasına kilolarca ağırlıktaki bakır tepsileri taşıyarak yardım etmesiyle seyyar arabada başlayan tatlıcılık serüveni; emeklerini, tecrübelerini bilgi ve donanımlarını bugüne titizlikle aktardığı yeni markası Sherbetto Künefe olarak sevenleriyle buluştu. Firma bünyesinde birçok usta çalışmasına rağmen, ilk günkü lezzeti korumak için büyük özveri gösteren Bedri Leylak, özellikle büyük tepsi künefesini hâlâ kendi elleriyle taze taze üretmektedir. Bedri Bey’e Künefeyi lezzetli yapan şey nedir diye sorduğumuzda; Kaliteli malzemenin bu konuda en önemli husus olduğunu vurgulayarak, peynirin Antakya’dan,


kullandıkları sade yağın ise Van Erçiş’ten geldiğini dile getirdi. Künefenin kısık ateşte, dinlenerek ve bakır tepsilerde pişmesinin lezzetini katladığını da ekleyen Bedri Bey “peynir sadece keçi sütünden üretilirse ağır bir tat bırakır, fakat az miktarda keçi sütüyle inek sütü karıştırılarak üretilirse asıl lezzet yakalanır. Bununla beraber dikkat edilmesi gereken bir diğer konu, ısı gören peynirin tabiri caizse sakız gibi sünmesi gerekmektedir. Bunun içinde tuzunun iyi alınması çok önemlidir.” diye ekledi. Mersin’e yolu düşenler burayı mutlaka denemeli.


ROCS COFFEE / MERSİN Mersin’de çiçeği burnunda bir mekan, henüz yeni açılmasına rağmen büyük ilgi toplayan ve kahve konusunda çok başarılı olan Rocs Coffee’yi herkese tavsiye ediyorum.


“Real-Original-Cool-Spirit” sloganıyla yola çıkan Mustafa Bey, mottosu sıkı kahve ve iyi müzik olan harika bir mekan açmış. Benim favorilerim Cortado ve Magnolia. Mersin’e yolunuz düşerse burada bir kahve molası verin derim.


SIRMI Müberra Bağcı

www.egedentarifler.com @egedentarifler

Sirmione, masalsı atmosfere sahip bir İtaly Garda Gölü’nün etrafında yer alan şirin kasa ya da Venedik varsa bu iki şehir arasında bu İlgi alanı ve seyahat beklentinize göre buras olabilir, birkaç gün geçirip kafa dinlemek, o


IONE

yan kasabası. İtalya’nın en büyük gölü olan abalardan biri. Seyahat planlarınızda Milano ulunan Sirmione’a da mutlaka uğramalısınız. sı sizin için birkaç saat geçirilecek bir yer de oradaki huzuru yaşamak da isteyebilirsiniz.


NE YAPILIR? İtalya’nın kuzeyinde yer alan Garda Gölü, büyüklüğü ve doğal güzelliği ile oldukça etkileyici. Gölün etrafında şirin kasabalar var, bunlardan bir tanesi de Sirmione. Gölün güneyinde bulunan Sirmione geçmişten beri Verona’da yaşayan zenginler tarafından tercih edilen bir tatil beldesiymiş. Aynı zamanda hali vakti yerinde İtalyanların emekli olduktan sonra yaşamayı tercih ettikleri yerlerden. Sirmione’un tarihi bölgesine araç girişi yasak olduğundan burayı yürüyerek rahat rahat gezebilirsiniz.




Sirmione’a dair ilginç bir bilgi de; geçmiş dönemde buradaki insanların çok uzun yıllar yaşadıkları ve hiç kalp krizi geçirmedikleri ile ilgili. Hatta bu durum doktorlar tarafından araştırılmış ve taşıdıkları genden kaynaklandığı tespit edilmiş. Bilimadamları konuyu genlere bağlasa da ben bu şirin kasabanın güzelliği, sakinliği ve huzuru insanların ömrünün uzamasına katkı sağlamıştır diye düşünüyorum.


Castello di Sirmione/ Scaligero Castle/ Scaligero Kalesi Verona’yı yönetmiş olan Scaligero ailesi Sirmione’u savunma amaçlı kullandığı için Sirmione’un girişinde heybetli bir kale bulunuyor. 13. yüzyılda inşa edilen kaleye çıktığınızda muhteşem bir Sirmione manzarası göreceksiniz. Üç tarafı su ile kaplı olan Sirmione’a tek giriş bu kaledenmiş. Bu devasa kale insana Ortaçağda olduğu hissi veriyor. Kaleyi pazar günü hariç 08.30-19.30 saatleri arasında gezebilirsiniz, giriş ücretli. Kaleye girmek için zamanınız yoksa etrafında dolaşmak da güzel fotoğraf kareleri yakalamanızı sağlayacaktır. Kalenin önündeki köprüden geçtikten sonra birbirinden güzel yapılarla çevrili dar sokaklar sizi karşılıyor.




Via Vittorio Emanuele / Vittorio Emanuele Sokağı Vittoria Emanuele Sokağı üzerinde pek çok kafe, restoran ve dondurmacı yer alıyor, bir şeyler yiyip içmek ve alışveriş için çok seçenek olan bir cadde.

Piazza Carducci / Carducci Meydanı Bu küçük meydanın etrafında birçok restoran bulunuyor. Bir de küçük bir iskele var, fotoğraf çekmek ve manzara izlemek için güzel bir nokta.


Chiesa di Santa Maria Maggiore / Santa Maria Maggiore Kilisesi Santa Maria Maggiore Kilisesi, 15. yüzyıl mimarisini temsil eden önemli yapılardan biridir. Eski bir bazilikanın kalıntıları üzerine inşa edilmiştir. Bahçesinde bir kaide üzerine oturtulmuş oldukça büyük bir taş parçası detayı dikkati çekmektedir. Kalenin yakınlarında yer alan bu küçük kiliseyi zamanınız varsa ziyaret edebilirsiniz.

Parco Maria Callas / Maria Callas Parkı Yeşile düşkün olanların mutlaka görmesi gereken yerlerden biri. Yeşilin her tonunu görüp huzur içinde yürüyüş yapabileceğiniz park, en çok palmiyeleri ile dikkati çekiyor.




Gardaland Gardaland çok büyük bir eğlence parkı. İçerisinde bir de akvaryum var. Her ikisine de giriş ücretli. Özellikle çocukların ilgisini çekecek bir yer. İçindeki çocuğu kaybetmeyenlere de hitap edeceği kesin.


NE NEREDE YENIR? Sirmione’da yemek deyince İtalya’nın genelinde olduğu gibi akla önce pizza ve dondurma geliyor. Pizza için dört peynirli ve deniz ürünlü çeşitlerini tavsiye ederim. Sonuçta İtalya’dasınız nerede yeseniz ve hangi çeşidi seçseniz kötü bir lezzetle karşılaşmayacağınız kesin. Pizza yemek istemezseniz deniz ürünleri yiyebileceğiniz butik restoranlardan birini de tercih edebilirsiniz. Carducci Meydanı çevresi size pek çok seçenek sunacaktır.




Michelin yıldızlı La Rucola şık sunumları ile çok iddialı. Konum olarak kaleye yakın. Michelin yıldızlı bir başka restoran Risorgimento. Özel bir yerde farklı lezzetler tatmak istiyorsanız tercih edebilirsiniz. Scaligeri yine başta pizza ve makarnaları olmak üzere yemekleri ve kokteylleri ile dikkat çeken yerlerden. Trattoria Antica Contrada göl manzarasını da izleyebileceğiniz konumu ile en iyiler arasında adı geçen restoranlardan. Yine şahane bir manzaraya sahip bir başka restoran ise La Speranzina ve Al Pescatore. Merkezden biraz uzaktaki II Girasole makarna çeşitleri, deniz ürünleri, pizzaları ile tercih edilen mekanlardan. Daha uygun fiyatlı leziz bir yemek keyfi için ise Il Piatto Pronto ideal olabilir.


Meşhur İtalya dondurmasını yemek için doğru yerdesiniz. Sirmione küçük bir yer olmasına rağmen çok sayıda dondurmacı var ve hepsinin vitrini birbirinden çekici lezzetlerle dolu. Porsiyonları da bir hayli büyük. Külahların ve dondurma toplarının boyutu şaşırtıcı. Ben Gelateria Ai Cigni’nin dondurmalarını denedim, mükemmeldi. Özellikle çarkıfelek meyvesi ile hazırlanan çeşidin tadını hiç unutamayacağım. İtalya’da yediğim en lezzetli dondurma buradaydı desem sanırım abartmış olmam.




NEREDEN NE ALINIR? Sirmione turistik bir yer olması dolayısıyla çok şık ve davetkar mağazalara sahip. El yapımı ürünlerin satıldığı pek çok dükkan bulunmakla birlikte fiyatların da oldukça yüksek olduğunu belirtelim. Kartpostal, mutfak eşyaları, dekoratif meyveler hediye alınabilecek ürünlerden. El yapımı kuklalar da ilginizi çekebilir. Mutfakta kullanabileceğiniz seramik ürünler de bulabilirsiniz.


NEREDE KALINIR? Sirmione küçük bir yer olmasına rağmen turistik olması dolayısıyla yüzden fazla otel mevcut. Kale ve çevresi daha popüler olmakla birlikte yürüyerek pek çok yere ulaşmak kolay olduğundan merkezden uzaklaşmak da sorun oluşturmayacaktır. Bölge termal suları ile de ünlü, seviyorsanız burada bulunan termal otel seçeneklerinden birini değerlendirebilirsiniz. Terme Catullo, Terme di Sirmone... Bu otelleri konaklama için tercih edebileceğiniz gibi kaplıca kısmını günübirlik de kullanabilirsiniz.




Sirmione renkli evleri, dar sokakları, lezzetleri ve masalsı atmosferi ile çok keyifli bir yer. Burayı yarım günde rahatlıkla gezebileceğiniz gibi çeşitli aktivitelerle rahatlıkla birkaç gün geçirmeniz de mümkün. Tekne turları ile Lazise, Bordolino, Tremosine gibi göl kıyısındaki diğer kasabaları da ziyaret edebilirsiniz.



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.