TRAVEL AND GOURMETS - SAYI 34

Page 1

“TÜRKİYE’NİN EN İYİ LEZZETLERİ, OTELLERİ VE RESTORANLARI” KUTLU ÖZEMRAK

TRAVEL AND

GOURMETS ONLINE YEME, İÇME VE GEZİ KÜLTÜRÜ DERGİSİ / ŞUBAT-MART 2019 / SAYI 34

Mumbai

PANCAKE +

Romantik Şehir VERONA

+

MEKAN&LEZZET

DAYANILMAZ TAT

PARIS - IZMIR

KARAORMAN PASTA TARIFI


Kutlu Özemrak Genel Yayın Yönetmeni

Travel and Gourmets ailesi olarak büyük bir sevgiyle yürümeye başladığımız bu yolda, 2019 yılında da yine en iyi lezzetleri ve en iyi mekanları siz değerli okurlarımızla buluşturuyor olacağız. Sayfalarımızı okurken belki de yaşadığınız şehirde olduğu halde hiç bilmediğiniz lezzet durakları olduğunu keşfedecek, belki de dünyanın bir ucundaki şehrin tarihi dokusundan etkilenip gidip yakından görmeye karar vereceksiniz. Evet yeni sayımız dolu dolu... Keyifle okumanız dileğiyle... Sevgiyle kalın... travelandgourmets tgdergi

travelandgourmets

0(232)


290 20 20


TRAVEL AND

GOURMETS WWW.TRAVELANDGOURMETS.COM

İMTİYAZ SAHİPLERİ KUTLU ÖZEMRAK kutluoz@gmail.com / ÖZGÜR KAYA ozgurkaya@gmail.com GENEL YAYIN YÖNETMENI KUTLU ÖZEMRAK kutlu@travelandgourmets.com Editör & Görsel Yönetmen KABİN EKİBİ REKLAM AJANSI DUYGU ATTİLA duygu@kabinekibi.com.tr Katkıda Bulunanlar :

Reklam :

Kenan Yıldırım Şebnem Demirel Müberra Bağcı Görkem Harmanda Murat Yıldız Mustafa Kutlu İnci Bijan Gülhan Kara Serhat Saçkesen 0 (532) 604 30 34 dergi@travelandgourmets.com

Travel And Gourmets bir Doka Reklam, Turizm, İnsaat LTD. ŞTİ. markasıdır. Travel And Gourmets basın meslek ilkelerine uymayı kabul etmiştir. Reklamların sorumlulukları reklam verenlere, yazıların sorumlulukları yazarlarına aittir. YAZIŞMA ADRESİ 6436/2 No:4 D:1 Yalı Mh. Karşıyaka - İzmİr TEL: 0 (532) 604 30 34 MAIL: dergi@travelandgourmets.com


#BuradaMutluyum

SİZİNLE HARİKA BİR BAĞIMIZ VAR Çevre bilinci ve sürdürülebilir projeler konusunda birçok önemli ödülün sahibi olan Çeşme Marina; gücünü ve ilhamını siz değerli denizcilerden, yani ailesinden alıyor...

Örnek bir aile olmanın en önemli özelliği aile bireylerinin arasındaki sağlam bağda gizlidir. Daha fazla birlikte olabilmek için harika bir fırsat...

Yıllık bağlama sözleşmenize ek aylık bağlama hediyeleri Çeşme Marina’dan... 20m’ye kadar

+2 ay Yıllık bağlama sözleşmenizi yapın ya da uzatın, kazanın... Yıllık bağlama sözleşmenize ek aylık bağlama hediyeleri Çeşme Marina’dan... 20m’ye kadar olan teknelere +2 ay 20m - 25m arasındaki teknelere + 3 ay 25m ve üzeri teknelere + 4 ay

www.cesmemarina.com.tr 1016 Sk. No:2/24 35930 Çeşme - İzmir

0(232) 712 2500

20m - 25m

>25m

+3 ay +4 ay


Çevre dostu ve sessiz... Müziğini aç, hayatı doyasıya yaşa! İstediğin an istediğin yerde Hayata Mola Ver... Kişiye özel tasarım scooter, kask, aksesuar ve daha fazla model seni bekliyor...

0(541) 670 27 29



ORDU USULÜ BALIK BUĞULAMANIN İSTANBUL’DAKI TEK ADRESİ Nelipide Gurme, Ordu’ya özel doğal ürünlerle donatılmış serpme köy kahvaltısı ve lezzetli pide çeşitlerinin yanısıra menüsüne eklediği levrek buğulama ve hamsili içli tavayla da dikkat çekiyor.

WAFFLE DEDİĞİN... Waffle dediğin; kokusu cezbedecek, tam pişecek, ağızda eriyecek. Tüm bunların hepsini Arzum Waffy Max Waffle Makinesi sizin için lezzete dönüştürecek. Ağzının tadını bilenler için tasarlanan Arzum Waffy Max Waffle Makinesi ile rüya gibi bir lezzete hazır olun.


MEZZALUNA’DAN TOSKANA’YA LEZZET YOLCULUĞU!

Şehrin en iyi İtalyan restoranlarından Mezzaluna, Toskana’nın zengin mutfağından ilham alarak oluşturduğu yeni spesiyal menüsünü misafirleriyle buluşturuyor. İtalyan şef Fabio Brambilla’nın tecrübe ve yaratıcılığını ortaya koyduğu “Viaggio Nella’ Campagna Toscana” isimli menüde mevsimsel lezzetler öne çıkıyor.

BELÇİKA SOKAKLARINDAN TÜRK SOFRALARINA Yüzde yüz yerli ürünleriyle Türk denizlerindeki çeşitliliği dünyayla buluşturan Kocaman Balıkçılık, yerli denizlerden çıkardığı midyeleri Brüksel usulü hazırlayarak ulusal marketlerde müşterilerinin hizmetine sunuyor.


TCHIBO’NUN “TAŞINABİLİR YOĞURT KABI” YENİDEN SATIŞTA Geçtiğimiz yıl Tchibo’nun en çok satan mutfak ürünü olan Taşınabilir Yoğurt Kabı, 2019’da yeniden stoklara giriyor. Fonksiyonel özellikleriyle mutfağınızın yıldızı olacak bu şık tasarımlı ürün, www.tchibo.com.tr’de ve tüm Tchibo mağazalarında yer alıyor.

ÇOCUKLARA SEBZE SEVDİRMENİN 8 ETKİLİ YOLU Acıbadem Fulya Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Melike Şeyma Deniz sebzeleri kamufle ederek yedirmeye çalışmanın çocuğun o sebzeyi tek başına tanımamasına, tadını bilmemesine ve ilerleyen zamanlarda sebzeyi tek başına yemeyi reddetmesine neden olabileceği uyarısında bulunuyor.


KARADENIZ İLE YENİDEN TANIŞMAYA HAZIR MISINIZ? Yaklaşık iki yıldır sayfa sayfa literatür taraması, her konunun uzmanlarının adım adım keşfiyle Doğu Karadeniz’in 8 şehrinin kültür envanteri çıkarıldı. Tescilli bazı varlıkların güncellenmediği için kaybolmuş, tescilli varlıkların %70 fazlasının da tescilsiz olduğunu belgeleyen envanter çalışmasıyla, Doğu Karadeniz’in doğa ve kültür varlıkları tümüyle kayıt altına alındı.

THE RITZ-CARLTON, İSTANBUL’DA GAZİANTEP YEMEK FESTİVALİ

The Ritz-Carlton, İstanbul’un Boğaz’a nazır restoranı Atelier Real Food, Gaziantep lezzetlerini İstanbullularla buluşturdu. Gastronomi dalında UNESCO “Yaratıcı Şehirler Ağı”na dahil edilmeye hak kazanan Gaziantep’in dünyaca ünlü mutfağı, konuk şef Doğa Çitçi’nin hazırladığı eşsiz tatlarla 11- 22 Şubat tarihleri arasında lezzet severlerle buluştu.


Soguk h tĂźketil

SEB


havalarda lmesi gereken

BZELER Mevsimine göre beslenmek

sağlıklı bir yaşam sürmek için son derece önemli. İşte sıcak havalar gelmeden önce bolca tüketmeniz gereken sebzeler ve faydaları...


Brüksel lahanası

Çok şık bir sunum için elverişli olan Brüksel lahanasının sağlık açısından birçok faydası bulunuyor. İçeriğinde bulundurduğu vitamin ve mineraller sayesinde adeta bir şifa kaynağıdır. A ve C vitaminlerini bolca içerdiğinden demir ve potasyum mineralleri bakımından yüksektir. Ayrıca Brüksel lahanası içeriğinde lif, 0 kolesterol, kalsiyum, fosfor, folik asit, beta karoten E vitamini, B6, B1 vitamini, Manganez ve Omega3 yağ asitleri, K vitaminini de bulundurmaktadır.


Ispanak

İçeriğinde A, C, D ve K vitaminlerini bulunduran ıspanak ayrıca demir, iyot, potasyum, sodyum, bakır, çinko, lutein, kalsiyum, protein ve folik asit açısından da oldukça zengindir. 100 gr. ıspanak günlük magnezyum ihtiyacımızın %20’sini karşılar. Ancak pişirildiğinde değerli minerallerinin %30-40’nı kaybeder. Ispanağı çiğ olarak tükettiğinizde bütün yararlı minerallerinden %100 faydalanmış olursunuz. Bunun için de ıspanak salatasını sofralarınızda mutlaka bulundurmalısınız.


Karnabahar

Karnabahar çok iyi bir yağ yakıcı olan C vitamini ve Folik asit açısından zengindir. Hücre bazında metabolizma hızının artmasını sağlar. İçinde fosfat, potasyum ve indol-3 adlı maddeler bulundurur. Bu maddeler nedeni ile meme, mide ve kalınbağırsak kanserine karşı koruyuculuğu vardır.


Kereviz

Kerevizin gerçekten birçok faydası var. Vücutta böbrek üstü bezlerini çalıştırdığı için sinir ve yorgunluğa iyi geliyor. Kanı arındırıyor, yüz bölgesi başta olmak üzere vücutta çıkan sivilcelerin giderilmesine de fayda sağlıyor. Karaciğerin şişliğini gideren kereviz, organın yorgunluğunu da alıyor. Sarılığın giderilmesinde de önemli rol oynayan kereviz, böbreklerin aktif olarak çalışmasını sağlıyor ve fazla suyu dışarı atıyor. Böbreklerde yer edinen kum ve taşı dökmeye yardım ediyor.


Mumbai Hindistan’ın kültür ve finans merkezi Mumbai, nam-ı diğer Bombay. Dünyanın en kalabalık ilk on şehrinden biri olarak gösterilen Mumbai; aynı zamanda ülkenin finans ve kültür merkezi. Hindistan film sektörünün merkezi ve kalbi Bollywood da burada bulunuyor. Okuyacağınız yazıda şehrin ilgi çekici yönlerine bol bol dikkat çekeceğim ama şimdi biraz bilgi zamanı. Şehir 1996 yılına kadar Portekizliler tarafından konan isim olan; Bombay ile anılıyor sonrasında İngilizlerin gelmesiyle Mumbai olarak değiştiriliyor. Portekizliler tarafından konulan isim Bombay; “Güzel Körfez” anlamına geliyor.

Kenan Yıldırım Gezi Yazarı

gezmelerdeyim.com gezmelerdeyim


Hint Okyanusu’na açılan şehir aynı zamanda yokluğun da başkenti gibi. Dünyanın en kalabalık şehirlerinden biri ve aynı zamanda dünyanın en kalabalık gece kondu mahallesine ev sahipliği yapıyor. Bollywood, şehirde bulunan Portekiz ve İngilizler tarafından yapılan tarihi yapılar, Hint kültürüne ait gözlemleyebileceğiniz mekanlar, dünyanın en büyük açık hava çamaşırhanesi ve daha fazlası bu şehirde görülmesi gereken yerlerden.


Mumbai’de Gezilecek Yerler Hindistan’ın giriş kapısı Şehrin en turistik yapısı ve sembolü. Meydana girerken üzeriniz aranıyor ve ücretsiz giriş yapabiliyorsunuz. Günün her saati yerli ve yabancı çok sayıda turist görmeniz mümkün. 26 metre yüksekliğinde olan yapı; 4 Aralık 1924 yılında İskoçyalı mimar George Wittet tarafından inşa edilmiş.




Dobi Ghat Dobi Ghat yani dünyanın en büyük açık hava çamaşır yıkama alanı. İlk etapta kulağa garip gelse de şehrin çamaşırı burada yıkanıyor ve kurutuluyor. Buna oteller, iş yerleri ve bireysel kullanım da dahil. Bu işleri yapan kişilerin bir müşteri ağı var ve belirli aralıklarla evlerden, adreslerden aldıkları çamaşırları temiz bir şekilde teslim ediyorlar. Milyonlarca insanın çamaşırları bir noktada yıkanıyor ve bu manzarayı görmek için günlük turistik turlar düzenleniyor. Ödüller almış güzel bir Hint filminin de bölgede çekilmesiyle, günümüzde bu popülerlik daha da artmış durumda. Filmlerden bir tanesinin adı Dhobi Ghat mesela.


Dharavi Şehrin en etkileyici yerlerinden biri. Nüfusu 1 milyonu bulan bir gecekondu mahallesi ve aynı zamanda Asya’nın en büyük gecekondu mahallesi. Hindistan’ın varoşları, yoksul halkın yaşam biçimi ve gelir dağılımdaki uçurumları görüp fotoğraf kareleri yakalamak için en güzel noktalardan. Bölgeye turlar düzenleniyor ancak kendiniz de girip gezebilirsiniz. Dışarıdan bakılınca güvensiz gibi görünse de; renkli insanlar ve karşılaştığınız gülücüklerden sonra güven duymaya başlıyorsunuz.




Mahatma Gandhi’nin Evi Şüphesiz Hindistan tarihinin en önemli ismi Mahatma Gandhi. Onun 1917 – 1934 yılları arasında yaşadığı ev de Mumbai’de görülmesi gereken yerlerden. Müze ve kütüphane olarak hizmet veren bu yapıyı ziyaret etmeden önce; Hindistan Bağımsızlık Hareketi’nin siyasi ve ruhani lideri olan Gandhi’nin düşüncelerini, yapmış olduğu eylemleri ve tuz yürüyüşünü şöyle gözden geçirmenizde fayda var.



Mumbai Sehir ICI UlaSIm Şehrin kalabalık olması büyük bir trafiği de beraberinde getiriyor. Özellikle iş çıkışı gibi saatlerde trafikte olmamanızı, çeşitli uygulamalar aracılığıyla trafik hakkında bilgi alıp öyle yola çıkmanızı tavsiye ederim. Şehrin bir bölgesinde bulunan tren hattı ile trafiksiz ancak zaman zaman kalabalık bir yolculuk yapabilirsiniz. Taksi ve araç kullanımı da günün herhangi bir saati trafik sebebiyle zorlayıcı olabilir. Kadınlar ile erkeklerin ayrıldığı toplu taşımalarda, kadınların toplu taşımayı kullanması nispeten daha kolay. Araçlar kalabalık değil ve dolayısıyla daha kullanılabilir boyutta. Bu ayrılma durumu; otobüs, tren ve metrolarda da geçerli. Bu toplu taşıma araçları içerisinde kadınlara ait bölümler bulunuyor.


Mumbai’de Ne Yenir? Genel olarak Hindistan’da yemek seçimlerinde dikkatli olmanız gerekiyor. Su kaynaklarının kirliliği ve hijyen algısının farklı olması çeşitli hastalıklara davetiye çıkarır nitelikte. Şehirde her bütçeye uygun çeşitli yeme içme alternatifleri var ama bunların içerisinde en güvenilir diyebileceğimiz; uluslararası zincir restoranlar ve orta üst sınıf lokal mekanlar. Sokak yemekleri, açık su ya da buz tüketimi hastalıklara davetiye çıkarmakla birlikte sindirim sisteminizi de ciddi derecede etkileyen faktörlerden. Hint yemeklerini tatmak isteyenlerin de; çeşitli restoranlarda hijyen kuralları gözetilerek yapılan lezzetleri denemeleri daha iyi bir alternatif olacaktır.




Mumbai’ye ne zaman gidilmeli? Şehirde, tropikal ve zaman zaman da kurak iklim hakim. Yıl boyunca ortalama sıcaklık 27 °C civarında ve muson yağmurları da görülüyor. Seyahat planı yaparken kasım ve şubat ayları arasında bir tercih yapmanız daha sağlıklı olacaktır. Bunun haricinde bir zaman diliminde Mumbai planı yaparsanız; yüksek nem ve muson yağmurlarına yakalanmanız olası. Özellikle nem ve yağmur da birleşince, yürüyüş ve ulaşım konuları hayli sıkıntılı bir hale dönüşüyor.


Günün en sevilen ögünü

KAHVALTI

Kahvaltının günün diğer öğünleri gibi çeşitlilik ve farklı yiyecek gruplarını içermesi gerekiyor.

Her gün kahvaltı etmek vücudunuzun bir gece boyunca kaybettiği enerjiyi telafi etmenizi sağlar. Acele ile ayaküstü hamurişi şeyler tüketen kişiler kahvaltı etmiş sayılmazlar. Hedefiniz, besin maddeleri bakımından eksiksiz bir kahvaltı olmalıdır ve bunun için günde mutlaka 15-20 dakikanızı ayırmanız gerekir.



Çeşitlilik yaşamın tadıdır. Her renkte, farklı lezzetteki besinleri her gün tüketmek sağlıklı bir bedene sahip olmanın temel kuralıdır. Bu yüzden günün en önemli öğünü olan kahvaltıda meyveden peynire, baldan yumurtaya kadar her şeyden azar azar tüketmeye özen gösterin.



Sabah aç uyanmıyorum, canım kahvaltı istemiyor, gibi söylemler, gece çok fazla yemek yemenin sonucunda oluşan olumsuz bir durumdur. Sabah kahvaltı yapmama, gece çok yemek yeme kısır döngüsü uzun sürdüğünde kilo alımı kaçınılmaz olur. Kısır döngüden kurtularak kilo kontrolü sağlamanın en kolay yolu ise güne sağlıklı bir kahvaltıyla başlamaktır.


Tabaklarda sanata dönüsen bir lezzet

YUMURTA

Yumurta anne sütünden sonra en kaliteli protein. Aynı zamanda uzun süre tok tutucu etkiye sahip. Dışarıdan vücuda alınması gerekli olan amino asitleri dengeli miktarda içermektedir. Bunun yanında, insan sağlığı için son derece gerekli olan A, B, D, E ve birçok vitamini yüksek oranda barındırmaktadır.


Meyvelerde, C vitamini ve potasyum gibi önemli mineral ve vitaminler mevcuttur. Mineral ve vitaminler vücudun düzgün işlev göstermesine yardımcı olurken, bazı hastalıklara ve sağlık problemlerine karşı korurlar. Kahvaltınıza lezzet ve çeşitlilik katmak için mevsim meyvelerini tercih edebilirsiniz.


Pratik ve lezzetli

Kahvaltıya uzun bir vakit ayırıp her şeyden yemek önemli ama o gün hiç vaktiniz yoksa ne yapmanız gerekiyor? Bir kâse yulafa dilediğiniz her şeyi ekleyerek pratik ve lezzetli bir kahvaltı yapmanız mümkün. Dilimlenmiş meyveler, fındık, fıstık, badem, kuru üzüm gibi çeşitlerle güne zinde başlayabilirsiniz.


PANCAKE Artık Türk kahvaltı sofralarında da yerini almaya başlayan pancake, lezzeti kadar görüntüsüyle de sofranın yıldızı olmayı başarıyor. Peynirli, zeytin ezmeli tuzlu çeşitleri yapılabileceği gibi çikolatalı, reçelli ve meyveli çeşitlerini de aynı tarifle kolaylıkla hazırlayabilirsiniz.



Pancake yapımı 1 yumurta 2 çay bardağı süt 1 paket kabartma tozu Aldığı kadar un (Akıcı bir kıvamı olcak) Hamurumuzun malzemelerini güzelce çırpın. Pancake tavanıza bir miktar tereyağını koyup eritin ve küçük bir kepçe ile pancake hamurumuzdan alıp tavanıza dökün. Pancakelerinizin üzeri göz göz olduğu zaman diğer tarafını da çevirip pişirin. Malzemeniz bitene kadar bu işlemi tekrarlayın. Pişen pancakelerinizi bir tabağın üzerine kat kat koyun. Her katın arasına çikolata ve ince ince dilimlediğiniz muz ve çilekleri ekleyin. Üzerine pudra şekeri serpin.


Pancakelere en çok yakışan lezzetler arasında bal-kaymak ve ekşi meyveler bulunuyor. Pancakelerinizi kendi damak zevkinize göre birbirinden farklı sunumlarla hazırlayabilirsiniz.


Karaorman Pasta Çikolatayla buluşan muhteşem krema ve vişne tanelerine hayır demek mümkün mü? En sevilen pastalardan biridir Karaorman. Almanya’nın aynı adı taşıyan bölgesinden çıkıp dünyaya yayılan pastanın lezzeti, bir fincan kahveyle müthiş bir keyfe dönüşür.

Gerekli Malzeme (6-8 Kişilik) Pasta keki için: 4 yumurta, 8 çorba kaşığı toz şeker, 9 çorba kaşığı un, 1 paket kabartma tozu, 1 paket vanilya, 3 çorba kaşığı kakao Pasta kreması için: 2 su bardağı süt, 3 yumurta sarısı, 2 çay bardağı toz şeker, 2 çorba kaşığı un, 1 çorba kaşığı nişasta, 3 çorba kaşığı kakao, 50 gr bitter çikolata Ara dolgu için: 1 kase donmuş vişne tanesi, 2-3 çorba kaşığı damla çikolata, Kekleri ıslatmak için: 1 kahve fincanı vişne suyu Dış kaplama için: 1 paket kakaolu/çikolatalı toz kremşanti, 1 su bardağı soğuk süt


Yapılışı • Yumurtaları toz şekerle beraber köpük köpük oluncaya kadar mikserle çırpın. Un, kabartma tozu, vanilya ve kakaoyu ilave edip yumurtalı karışıma yedirin. • 16-18 cm çapında yağlanmış çember kalıba hamuru boşaltıp önceden ısıtılmış 175 °C fırında 30 dk pişirin. 3-4 saat kadar soğumaya bırakın. • Kremayı hazırlamak için: Sütü bir kapta ısıtın. Yumurta sarılarını şeker, un ve nişasta ile çırpıp süte ekleyerek devamlı karıştırın. Kakaoyu ilave edip krema kıvamını alana kadar karıştırarak pişirin. Ocaktan alıp sıcak kremanın içine doğranmış bitter çikolatayı ekleyip eriyene kadar karıştırın. Kremayı soğumaya bırakın. • Vişne tanelerini süzgeçte bekletin. Çözülürken altına bir kap koyun. • Keki kalıptan çıkarıp enine eşit kalınlıkta 3 dilim halinde kesin. Fırça kullanarak kek dilimlerini çözülürken süzülen vişne suyu ile hafifçe ıslatın. Alt dilimin üzerine kremayı bir kat halinde sürüp vişne tanelerinden yerleştirin. Üzerine biraz damla çikolata serpin. Üzerine ikinci katı yerleştirip işlemi tekrarlayın. • Son keki kapatıp pastanın çevresini ve üzerini soğuk sütle çırpılmış kremşanti ile sıvayın. Buzdolabına koyup 1 saat bekletin. Bir kat daha şanti ile kaplayıp üzerini vişne taneleri ile süsleyin. Buzdolabında en az 2-3 saat bekletip dilimleyerek servis yapın. • Keki kalıptan çıkarıp enine eşit kalınlıkta 3 dilim halinde kesin. Fırça kullanarak kek dilimlerini çözülürken süzülen vişne suyu ile hafifçe ıslatın. Alt dilimin üzerine kremayı bir kat halinde sürüp vişne tanelerinden yerleştirin. Üzerine biraz damla çikolata serpin. Üzerine ikinci katı yerleştirip işlemi tekrarlayın. • Son keki kapatıp pastanın çevresini ve üzerini soğuk sütle çırpılmış kremşanti ile sıvayın. Buzdolabına koyup 1 saat bekletin. Bir kat daha şanti ile kaplayıp Gülhan KARA Yemek Yazarı / Danışman / Eğitmen Şef

üzerini vişne taneleri ile süsleyin. Buzdolabında en az 2-3 saat bekletip dilimleyerek servis yapın.


DOĞAYLA İÇ İÇE TATİL YAPMAK İÇİN DOĞRU ADRES;

TANZANYA

İnci Bijan laa_poupette


S

eyahat etmeyi seviyorsanız nereye gideceğinize karar vermenin ne kadar zor ama bir o kadar da heyecan verici olduğunu bilirsiniz. Kararsız kararsız, boş boş havalara bakıp düşünürken ya da oraya gitmek istiyorum ama buraya da gitmek istiyorum diye saçınızı başınızı yolarken size yardım edebilecek yegane şey çok dolaşan, çok gezen, çok gören ve doğru bilgi veren bir arkadaştan başkası olmuyor genelde. Ben böyle bir arkadaşa sahibim işte. Arkadaşım dedi ki ‘Sen iyisi mi Tanzanya’ya git. Hem ben sana orada yardımcı olabilecek birilerini de önerebilirim’. Sorun bir anda çözülüvermişti ve ben kendimi Tanzanya tatilimi planlarken buluvermiştim.


Tanzanya Afrika’nın doğusunda diğer birçok Afrika ülkesiyle sınırı olan bir ülke. Afrika’nın en geniş topraklara sahip ülkesi. Afrika’nın en yüksek noktası olan Klimanjero dağı da burada. Hatta bu dağa tırmanmak için her yıl bir çok turist Tanzanya’nın yolunu tutuyor. Tanzanya denilince akla ilk gelen vahşi hayvanlar olsa da aslında Tanzanya’da görülecek ve yapılacaklar listesi

oldukça kabarık ve renkli. Gitmeden önce iyi bir plan yapmak çok önemli. İnternetten bilgi bulmak oldukça kolay ama planlarınızı bir turizm acentası ile yapmak en doğrusu. Ben hem safariye katılmak hem de denizden faydalanmak istediğim için farklı ve birbirinden uzak destinasyonları içine alan bir güzergah çizdim kendime, daha doğrusu çizdik acenta ile.


İlk durağım Klimanjero havaalanına yaklaşık bir saat mesafede, yolu oldukça bozuk, engebeli, gözlerden uzak, yerleşimin olmadığı, Klimanjero dağına bakan küçük bungalov tarzı evlerden oluşan bir tesisti. Tesisin özelliği Tanzanya ve Kenya sınırları içinde göçebe bir hayat yaşayan ve Masai olarak anılan kabilenin yaşadığı bölgede olmasıydı. Şansıma o gün bölgede yaşayan Masai topluluğunun düğünü vardı ve bu düğüne ben de davetliydim. Kırsal bir alanda ufak çocuklar tarafından otlatılan keçi ve koyun sürülerinin arasından yürüyerek


kabilenin olduğu bölgeye ulaştık. Ben böylesine renkli ve değişik bir düğüne şahit olacağımı hiç düşünmemiştim. Kendilerine özgü dansları, kıyafetleri ve müzikleri ile eğlenen bu insanlar oldukça renkli görüntüler sergiliyorlardı. Masailer ataerkil bir topluluk. Kendi içlerinde bir çok kuralları var. Gelenek ve göreneklerine çok bağlılar. Genelde kırmızı rengin hakim olduğu, vücutlarını yarı açıkta bırakan kıyafetleri ve ellerinde sopaları ile dolaşıyorlar. Erkek egemen bir topluluk. Kırsal bölgede araba ile giderken Masailerle karşılaşmak çok olası. İzinsiz resimlerini çekmemekte, hatta rehber olmadan yanlarına yaklaşmamakta fayda var.


Tanzanya denildiğinde akla ilk gelen tabii ki safari oluyor. Eğer belgesellerde izlediğiniz vahşi hayvanları yakından görmek, aslanların, leoparların, gergedanların resimlerini çekmek, zebraların, ceylanların göçlerine şahit olmak istiyorsanız rotanızı Tanzanya’ya doğru çevirmeniz gerekiyor. Tanzanya’da birçok milli park var ama şüphesiz dünyaca en ünlü olanı Serengeti. Masailerin dilinde sonsuz düzlük

anlamına gelen Serengeti parkında, Afrika’nın beş büyüğü olarak bilinen aslan, leopar, fil, gergedan ve bufaloları görmek mümkün. Beş büyükler dışında zürafa, sırtlan, su aygırı, babun, ceylan, devekuşu, kartal gibi belki de varlıklarından bile haberdar olmadığınız çok sayıda farklı canlıyı görebilirsiniz. Serengeti her yıl sulak arazilere doğru hareket eden binlerce hayvanın göçüne ev sahipliği yapıyor. Büyük göç olarak da bilinen


bu hareketlilik bir doğa harikası olarak kabul ediliyor. Her yıl binlerce antilopun ve onları takip eden zebraların ve ceylanların hayatlarını devam ettirebilmek adına çıktıkları bu yolculuğa şahit olmak için binlerce turist Tanzanya’nın yolunu tutuyor. Belgesellerde izlediğimiz bu manzaraları yakından görmek, günlük hayatta görmeye alışkın olmadığımız canlıları kendi ortamlarında, kendi topraklarında yakından izlemek, resimlerini çekmek, heyecanlanmak, belki biraz korkmak müthiş bir deneyim. Benim rotamda Serengeti dışında Manyara Gölü ve Ngorongoro Milli Parkı da vardı. Manyara Gölü sığ bir tatlı su gölü. Göl etrafında birçok yabani hayvanı barındırsa da


özellikle flamingolara ev sahipliği yapıyor. Ayrıca kuşları izlemeyi sevenler için de oldukça zengin ve renkli görüntülerin yakalanabileceği bir bölge. Ngorongoro Unesco Dünya Mirası listesinde bulunan koruma altına alınmış bir krater. Yaklaşık iki ya da üç milyon yıl önce büyük bir volkanın patlayıp çökmesi sonucu oluşan bu büyük çukur tam anlamıyla insanı büyüleyen bir doğa harikası. Kraterin etrafında yabani yaşamın izlerini ve vahşi hayvanları görmek mümkün olsa da bence en kaçırılmaması gereken sabahın erken saatlerinde güneşin Ngorongoro krateri üzerinden doğuşu. Yüzlerce alacalı renk, sonsuzluk hissi veren bir vadi ve o büyüleyici sessizlik insanı sanki başka bir boyuta taşıyor.


Safaride dört gün geçirdikten sonra artık sıra kendimi serin sulara atmaya gelmişti. Yaklaşık bir saat süren uçak yolculuğu sonrası Zanzibar’a gelmiştim. Zanzibar Tanzanya’ya bağlı iki büyük ve bir çok küçük adadan oluşan özerk bir bölge. Turkuaz denizi, bembeyaz kumluk plajları, tarihi dokusu, baharatları, tropikal bitki örtüsü ile oldukça renkli görüntüleri yakalayabileceğiniz Zanzibar kanımca mutlaka görülmesi gerekilen yerler listesinin başında.


Afrika, Arap, Hint ve Portekiz kültürlerinin farklı öğelerini barındıran Zanzibar’ın tarihçesi oldukça eskilere dayanıyor. Zamanında köle, karanfil ve deniz ticareti ile geçimini sağlayan Zanzibar’da halkın çoğunluğu Müslüman olsa da her dinden insanın uyum içinde yaşadığı bir ada Zanzibar. Merkezi ‘Taş Şehir’ anlamına gelen Stone Town.


Stone Town kolayca kaybolabileceğiniz adeta labirenti andıran daracık sokakları, kapılarda oturup sohbet eden esnafı, renkli yerel kıyafetleri ile etrafta dolaşan kadınları, beyaz sakallı erkekleri, sokaklarda koşan çocukları ve zengin kültürel tarihin tüm güzelliğini yansıtan tarihi binaları, oyma kapıları ile insanı büyüleyen bir atmosfere sahip. Unesco’nun Dünya Kültür Mirası listesinde bulunan Stone Town fotoğrafçılığa meraklı olanlar için adeta bir cennet. Bugüne kadar gördüğüm birçok yerden çok daha ilginç diyebileceğim kültürel bir dokuya sahip olan Stone Town’da ben hiç bir güvenlik sorunu yaşamadım. Sokaklarda yürürken sırnaşık diyebileceğim bir tavırla kadın turistlerin yanına yaklaşan erkekler yok değil ama yüz vermeyince geçip gidiyorlar ve tamamiyle lafta kalıyor.


Etraf pek hijyenik değil. Yemekler şöyle böyle, bizim ağız tadımıza pek uymuyor. Ama Stone Town öylesine değişik, öylesine büyüleyici bir yer ki bir iki günlüğüne bu havayı koklamak her şeye değiyor. Zanzibar’da turkuaz sularda yüzmenin yanı sıra daha işlenmemiş olan zencefil, kakao, köri, hindistan cevizi gibi birçok baharat hakkında bilgi edinebileceğiniz baharat turlarına katılabilir, bu yöreye özgü olan kırmızı Colobus maymunlarını görebileceğiniz Jozani ormanına gidebilir ya da yöreye özgü sokak yemeklerini satan satıcıların renkli görüntüler oluşturduğu gece marketine göz atabilirsiniz.


Atlarsam haksızlık etmiş olacağım bir diğer yer ise Hapishane Adası olarak bilinen Prison Island. Stone Town’dan tekneyle yarım saatte ulaşabileceğiniz bu adada dev kaplumbağalar sizi bekliyor. Yaşları 100 ile 200 arasında değişebilen bu kaplumbağalar öylesine büyük ki dikkat etmezseniz neredeyse altlarında ezilebilirsiniz.


Tanzanya’ya ya da Zanzibar’a giderken bilinmesi gerekenler listesinde ilk sırada şunlar yer alıyor; Vizeyi girişte alabilirsiniz. Para birimi Şilin ama her yerde dolar geçiyor. Eskiden zorunlu olan sarı humma aşısı artık zorunlu değil. Sıtmaya karşı koruyucu ilaç almakta fayda var. Ben aldım. Çeşmeden akan suyu kesinlikle içmemek gerekiyor. Dükkanlarda pazarlık şart. Kıyafet konusunda hiçbir sıkıntı yaşamadım. Yazlık askılı kıyafetlerle ya da şortla dolaşmak mümkün.

Tanzanya ve Zanzibar ile ilgili anlatılacaklar o kadar çok ki bu köşeye sığdırmak mümkün değil. Umarım yakından gidip görme şansına erişirsiniz. Kesinlikle pişman olmayacağınıza ben şimdiden yüzde yüz eminim.


HOBO HOTEL STOCKHOLM

S

tocholm merkezinde tarzı olan bir otel HOBO. Biraz asi, biraz özgür, biraz hipi ama çok kaliteli bir otel. Yürüyerek merkezde heryere ulaşmanız çok kolay. Otel genel anlamda bir dizayn otel. Her köşesinde bir detay keşfediyorsunuz. Odaları çok konforlu ve temiz. Oda içlerinde aynı zamanda satın alabileceğiniz küçük aksesuarlar var ve bu aksesuarların daha fazlasını lobide bulunan butik bölümünden de almanız mümkün. Kahvaltı ve yemek için oteli tercih etmelisiniz çünkü zengin ve özel bir mutfağı var. Hobo aynı zamanda bir çok etkinliğe de ev sahipliği yapıyor duyurular için instagram sayfalarını takip edebilirisiniz; @hobosthlm


Otelin restaurant kısmı ise akşam ilerleyen saatlerde bir bar olarak hizmet veriyor. Burası şehrin en tarz barlarından. Dj performanslara ev sahibliği yapan Hobo’nun barında harika kokteyller tadabilirisiniz. Stocholm’e bir seyahat planınız varsa seçebileceğiniz otellerden birisi kesinlikle HOBO.


HOTEL C STOCKHOLM ISVEÇ

M

erkezin merkezinde bir otel desek tam doğru olur. Arlanda Hava alanından indiğinizde hızlı tren ile otelin kapısında iniyorsunuz. Üstelik çarşının tam ortasında bir otel. Oda genişlikleri gayet ideal. Odaları yeni ve aydınlık döşenmiş. Kahvaltı büfesi çok zengin ve taze. Otel çalışanları güleryüzlü ve size her konuda yardımcı oluyorlar. Hotel C Stockholm size geniş ve ferah alanlar sunuyor. Otel içinde bulunan Restaurant ise yemekleri ile oldukça başarılı.


Hotel C Stockholm turizm ve iş gezileri için çok tercih edilen bir otel. Ayrıca otelin içinde bulunan ice bar eşine rastlanmayacak kadar ilginç bir bar. Bu barı oluşturan her şey buz’dan. İçerisi -5 derece ve 40 ton buz kullanılarak yapılmış. Buzdan heykeller, koltuklar, bar hatta içtiğiniz içki bardağı bile buzdan. Eğer Stockholm’e geldiyseniz burayı mutlaka görmelisiniz. Hotel C Stockholm’de sizi çağıran bir çok şey var burayı mutlaka listenize almalısınız. instagram: @hotelcstockholm


PAR Åžebnem Demirel

www.berrydewblog.com berrydewblog

Me


RIS &

ekan Lezzet


Cafe Pouchkine Cafe Pouchkine Fransız tatlılarının Rus ihtişamı ile buluştuğu nokta. Hem şubelerinin sarayları andıran dekorasyonu hem de tatlılarının birer sanat eseri görünümünde olması sizi çok etkileyecek. Paris’in birçok noktasında şubesi bulunan Pouchkine’in bana göre en güzel yeri Madeleine’deki patisserieleri. Ben her gidişimde ne yiyeceğimi bir türlü bilemiyorum çünkü Pouchkine’de tatlı menüsü mevsime göre değişiyor. Her seferinde gözümü şenlendiren yeni yeni tatlılar yapmayı başardıkları için de seçmek çok zor oluyor. Pouchkine macaron konusunda da çok başarılı ;)


Carette Paris’in biraz da keyif köşelerini gezenler Place de Vosges’i iyi bilir. Başka şubeleri de bulunan Carette’in en sevdiğim mekanı hem evime yakın olması hem de keyifli bir meydanda bulunması nedeniyle Place de Vosges’deki yerleri. İsterseniz dışarıda parkta dolaşanlara veya gelip geçenlere bakarak ya da içeride mekanın tarihi atmosferini soluyarak oturun her ikisi de insanı çok mutlu ediyor. Carette’e adım attığınız an sizi rengarenk ve çok lezzetli tatlılar karşılıyor. Hangisini yesem diye bir türlü karar veremiyor insan. Benim favorim birçok tatlının minyatürünü seçebileceğiniz mini tart tabağı veya kırmızı meyveleri seviyorsanız çilekli veya frambuazlı tatlıları. Carette ufak bir çaykahve molası vermek için en uygun mekan ve burada acıkanlar için de birçok lezzetli seçenek bulunuyor.


Cafe Antonia Cafe Antonia Paris’in en lüks otellerinden biri olan Le Bistrol’un içinde bulunmakta. Şanzelize’ye yürüme mesafesinde bulunan bu otel şık dekorasyonu ve nostaljik atmosferi ile büyüleyici. Otel restaurant ve cafelerinin en sevdiğim özelliği kaliteli servisleri. Cafe Antonia’da da bunu hemen hissediyorsunuz. Paris’te kendinizi biraz şımartmak isterseniz bu güzel cafeye uğrayıp birbirinden güzel tatlılarını ya da benim yaptığım gibi lezzetli çikolatalarını mutlaka deneyin.



IZMIR Gรถrkem Harmanda gurme_avukat

&

Mekan


R

&

Lezzet


D

aha önceki yazılarımda bu lokantanın kendi suyuna kelle paça çorbasını ve zeytin yağlı kuru fasulyesini değerlendirmiştim. Yine çorba içmek için ziyaret ettiğim bir gün kararımı değiştirdiler. Çokça övünerek anlattıkları ve sadece cuma günleri yaptıkları tandır kokoreçlerini denememi söylediler. Kendimi çorba için hazırlamışken sabahın 11-11:30 sularında bu kokoreci önüme koyuverdiler. Açıkçası çok da iyi yaptılar. Kokoreci yumuşacık ve yağ oranı tam kararında. Özellikle yavaş yavaş kendi suyunda pişirmeleri hiçbir lezzet kaybına uğratmamış. Tabağınıza büyük büyük olan bu dilimlerden bir tane ve yanında da pamuk gibi patateslerden koyup üzerine kendi suyundan gezdiriyor. Doyulmaz bir tat. Bazı yerler sert bağırsakları saatlerce kaynatıp sonrasında pişiriyorlar. Evet belki kokoreç yumuşak oluyor ama tadını çokça kaybediyor.


Mahmut Usta gerçekten bu konuda da işinin ehli olduğunu bana bir kez daha kanıtladı. İtiraf etmek gerekirse ev yemeği yapan ve esnaf lokantası diye tabir edilen bu gibi yerlere ön yargılıydım. Bu ön yargımı gerçek bir esnaf lokantası olan Mahmut Öztaşdelen yıktı. Karı koca çalışan hem aile hem de bir esnaf lokantası. Kelle paça çorbalarını içtikten sonra müdavimleri olduğumu söyleyebilirim. Yine habersiz gideceğim bir gün balık çorbalarını deneyeceğim. Sonuç olarak fiyat/lezzet performansı normal olan Kemeraltı’ndaki Esnaf Lokantasını şiddetle tavsiye ederim. Gidin-götürün!


MERSIN MEKANLARI Murat Yıldız

yildizinrotasi

ENIS TANTUNI Mersin’den dünyaya açılan lezzet TANTUNİ! Mersin’in benzersiz yöresel lezzeti tantuni son yıllarda Türkiye’nin dört bir yanında, hatta yurtdışında bile karşımıza çıkmaya başladı. Rotasını Mersin’e çevirenler, yapılacaklar listesine ilk sıraya tantunicileri ekliyor. Aslında tantuni iki çeşittir. Et tantuni ve biftek tantuni.Fakat bazı yerlerde tavuk tantuni ile de karşılaşabiliyoruz. Et tantuni daha yağlıyken, biftek yağsız olmasıyla formuna dikkat edenlerin tercihi. Peki gelelim “en lezzetli tantuni nerede yenir?’’ sorusuna. İşte cevabım; 90 yılından bu yana aynı yerde hizmet veren ENİS TANTUNİ. Bir gün sizin de rotanız Mersin olursa, Çamlıbel’de ENİS TANTUNİ’ye mutlaka uğrayın derim. Tavsiye niyetine bir not: Tantuni, yöresinde üzerine limon sıkılarak yense de, ilk olarak yine bu işletmede gördüğüm ve Mersin’de adım attığınız neredeyse her yerde ağaçları bulunan Turunç meyvesini tantuni üzerine bolca sıkarak deneyebilirsiniz. Rotanız afiyet olsun.


ENJOY BURGER HOUSE Bir çoğumuzun hayır diyemediği fastfood dünyasında son zamanlarda handmade burger oldukça ilgi görüyor ve tüketiciler artık çok bilinçli. Antalya’da 1, Mersin’de 3 şubesi olan ENJOY BURGER HOUSE handmade burger konusunda oldukça başarılı. Marka sahibi Ekrem Er, el yapımı

burgerlerini Mersin’den başlayarak tüm Türkiye’ye yaymak istiyor ve bu konuda kendisine hak veriyorum. Burger severler bu lezzetten mahrum kalmamalı. Köftesinden ekmeğine kadar kullanılan bütün malzemeler kendi mutfaklarından çıkıyor. 17 çeşit burger menüsü var. Benim favorim special ürünleri olan Enjoy Burger. Rotanızı Mersin’e çevirirseniz Enjoy Burger yemeden dönmeyin.


MERSIN MEKANLARI TARSUS

Mustafa Kutlu mustigeziyor

KERVAN HUMUS Gastronomi ve tarih kenti Tarsus’ta neredeyse her yer lezzet noktası. Hangi sokağa girerseniz girin yıllardır hizmet veren salaş aile işletmeleri ile karşılaşabilirsiniz. Bunlardan biri ise 1950 yılından beri hizmet veren Kervan Humus. Ailesi 3 kuşaktır humusçu olan Bülent Döven; Kervan Humus’u günümüze kadar aynı lezzette devam ettirmeyi başarmış.


Envai çeşit humus yapıyor. Pastırmalı, sucuklu, tereyağlı, zeytinyağlı ve sade humus çeşitleri ile misafirlerine eşsiz lezzetler sunuyor. Benim favorim pastırmalı. Mersine yolunuz düşerse mutlaka Tarsus’a uğrayıp Kervan Humus’u denemelisiniz.


MESHUR KÜNEFECI SADIK USTA Gastoronomi konusun da geniş bir lezzet yelpazesine sahip olan tarihi kent Tarsus’ta 1981’den beri hizmet veren aile işletmesi Meşhur Künefeci Sadık Usta’yı sizler için ziyaret ettim.


Meşhur Künefeci Sadık Usta ve kardeşleri

Sadık Usta bu ince ve önemli püf noktaları

30 yıl boyunca kendi yaptıkları künefeyi

ile mükemmel bir lezzet yakalamış ve

seyyar arabada satmışlar. Tarsus’un

künefe adeta enfes olmuş.

vazgeçilmez bir sokak lezzeti haline gelmiş. Kendisi aynı zamanda müzisyen olan Sadik

Her gün saat 11:00’de tepsi künefesi

Cavunt son 3 yıldır damadı ve kardeşleri

hazır halde satış yapmaya başlıyor. Tepsi

ile birlikte butik bir mekan’da aynı lezzette

bitmeye yakın diğer tepsiyi pişirmeye

künefesini yapmaya devam ediyor.

başlıyor. En önemli detay ise müşterilerine taze taze künefe satışı yapıyor. Künefe çok

Künefe için özenle hazırlanan kadayıf

hafif ve çok lezzetli yerken bitmesini hiç

makinada inceltiliyor. Peynir Hatay peyniri

istemiyordum. Tarsus’a gidecek olanlar

ama Sadık Usta kendisi için sütün yağını

mutlaka meşhur Künefeci Sadık Usta’yı

aldırmadan özel bir peynir hazırlatıyor.

listeye eklemeli ve bu lezzeti denemeli.


Romanti

Müberra Bağcı

www.egedentarifler.com @egedentarifler

VERO


ik Åžehir

ONA



R

omeo ve Juliet’in şehri olarak da bilinen Verona, Kuzey İtalya’nın önemli turizm merkezlerinden bir tanesi. Şehrin mimari yapısı tarihi ve kültürel dokusunun yanı sıra düzenlenen fuar ve festivaller de turistlerin ilgisini çekmesine sebep olmaktadır. Verona’da şubat ayının ilk iki haftasında sevgililer günü kapsamında “Verona In Love” festivali düzenlenir. Festival kapsamında meydanlarda çeşitli konser ve etkinlikler sahnelernir. Bir diğer festival ise yaz döneminde haziran-eylül arasında düzenlenen opera festivalidir. Ayrıca Verona barındırdığı tarihsel yapılar dolayısıyla UNESCO Dünya Mirasları listesine dahil edilmiştir.


VERONA’DA NE YAPILIR? Piazza delle Erbe / Erbe Meydanı Şehrin en bilinen noktalarından olan Erbe Meydanı’nın etrafı şahane yapılarla çevrili. Etrafında bu güzel manzarayı izleyebileceğiniz kafe ve restoranlar da var. Kafelerden izlemek yerine burada bulunan Lamberti Kulesine çıkarak etrafı izlemeyi de tercih edebilirsiniz. Kule zamanın zengin ailelerinden Lamberti ailesinin gücünü simgeliyormuş. Kuleye çıkmak için ücret ödemek gerektiğini de hatırlatalım. Meydan Juliet’in evi, Lamberti Kulesi, Pietra Köprüsü, Verona Katedrali, Mazzini, Capello Caddeleri gibi önemli noktalara yakınlığı dolayısıyla da önemli.




Meydanın ortasında her gün kurulan pazar özellikle meyve çeşitliliği açısından beni çok etkilemişti. O an tüketmek için bir şeyler alabileceğiniz gibi hediyelik objeler ya da rengarenk makarnalar da siz ya da sevdikleriniz için güzel seçenekler olabilir. Meydanda dikkati çeken bir başka detay ise Madonna di Verona adlı mermer bir heykelin yer aldığı çeşme.


Arena di Verona / Verona Arenası Roma döneminden kalma Arena görünüş olarak Romanın ünlü Kolezyum’unu hatırlatır. Bra Meydanı’nda bulunan Verona Arenası’nda eski dönemlere ait pek çok eser yer alır. Arena’yı dışardan görüntüleyebildiğiniz gibi iç kısmını da gezebilirsiniz. Bunun yanı sıra yazın çeşitli etkinliklerin sahnelenmesi için de kullanılır. Bir zamanlar gladyatörlerin savaşlarına ev sahipliği yapan mekanın şimdilerle ünlü sanatçıları ağırlaması da ilginç değil mi?




Casa di Giulietta / Juliet’in Evi Verona denince akla gelen ilk yer sanırım Juliet’in Evi. Shakespeare’in ünlü eseri Romeo ve Juliet’in Verona’da geçmesi dolayısıyla bu isimler şehirle özdeşleşmiş. Sonuçta gerçek bir kişiden söz ediyor olmasak da Juliet’in bu evde yaşamış olduğuna inanılıyor. Hatta eserdeki meşhur serenat sahnesine uygun olması için eve sonradan balkon eklenmiş. İnsanların burada fotoğraf çektirmek için sıraya girdiğini söylememe gerek yok sanırım. Tabii evin içine girmek ve balkona çıkmak ücretli. Bahçede bir de Juliet heykeli yer almakta. Bu heykelin sağ göğsüne dokunup dilek tutmanın şans ve aşk getirdiğine inanılıyormuş. Buraya ait diğer ritüeller arasında ise duvara isim yazmak ve kilit asmak sayılabilir.


Ponte Scaligero / Scaligero Köprüsü Bir diğer adı Castelvecchio Köprüsü olan yapı zamanında kaleden kaçma amaçlı yapılmış. Köprünün orijinali yıkılmış, daha sonra aslına uygun olarak yeniden yapılmış.

Piazza dei Signori / Signori Meydanı Ortasında yer alan Dante heykeli dolayısıyla Dante Meydanı olarak da bilinen Signori Meydanı’nın etrafı da bahsettiğimiz diğer meydan gibi çok güzel yapılarla dolu. Bunlardan en dikkat çekeni Loggia del Consiglio.




Castel San Pietro / San Pietro Kalesi İlk olarak 14. yüzyılda yapılan kale daha sonra yıkılmış ve 18. yüzyılda aynı yere yenisi yapılmış. Kalenin içine girilemiyor. Dışardan görebilir ve buradan görünen güzel manzaranın fotoğrafını çekebilirsiniz.

Museo Archeologico al Teatro Romano / Roma Tiyatrosu ve Arkeoloji Müzesi Tarih ve arkelojiye meraklıysanız ilginizi çekecek bir başka yer de Roma Tiyatrosu ve Arkeoloji Müzesi. Burada eski dönemlerden kalma çeşitli cam eşyalar, mozaikler ve çömlekler görülebilir. Roma Tiyatrosu’nun üst kısımları manzara izlemek için de iyi bir nokta. San Zeno Maggiore Bazilikası, Sant Anastasia Bazilikası, Santi Apostoli Kilisesi, Porta Borsari, tarihi köprüler Verona’da görebileceğiniz diğer yerler arasında.


NE YENIR? NEREDE YENIR? Verona mutfağı Kuzey İtalya mutfağının özelliklerini taşıyor. Adriyatik Denizi’ne kıyısı olan Veneto Bölgesi’nde yer alması dolayısıyla deniz ürünleri ön planda. Yine Akdeniz mutfağının bir özelliği olarak taze baharatlar sık kullanılıyor. Deniz ürünlerinin yanı sıra hamur işleri, pizza ve makarna çeşitleri önem taşıyor. İtalyan üzümlü içeceklerinin lezzetli olması dolayısıyla risotto da oldukça güzel. Sevilen bir başka yiyecekleri polenta. Polenta mısır unu ve parmesanla hazırlanıyor ve genellikle et ya da balıkla servis ediliyor. İlginç gelecek size ama Verona’da at ve eşek eti yaygın.




Et yemeği seçerken buna dikkat etmek isteyebilirsiniz. Yemeğinizin yanına eşlik edecek içeceğinizin de Kuzey İtalya üzümlerinden elde edildiğini düşünürsek ayrı bir lezzet sahip. Erbe, Bra gibi meydanların etrafı hem şık hem şirin hem de nefis lezzetler sunan pek çok mekana ev sahipliği yapıyor. Osteria al Duca, Locandina Cappello yemek için önerebileceğimiz yerler. İtalya genelinde kahve ve tatlı çeşitleri de epeyce yaygın olduğundan Verona’da meydan ve sokak aralarında karşınıza çıkacak pastane ve kafeleri değerlendirin derim. Caffe Borsari, Caffe E Parole, Pasticceria Flego tatlı ve kahve keyfi için tercih edilebilir. Ve tabii ki tatmadan dönmemek gereken bir başka şey dondurma, Sirmione da olduğu gibi burada da son derece lezzetli. Bir şeyler içmek içinse Caffe Rialto hoş bir mekan.


NEREDEN NE ALINIR? Moda şehri İtalya’daysanız alışveriş konusuna kayıtsız kalmanız biraz zor. Giysi, çanta, ayakkabı, aksesuar.. Ünlü markalar kadar butik mağazalara da ulaşmak mümkün. Verona’nın en işlek noktalarından olan Mazzini Caddesi üzerinde pek çok ünlü markaya ait mağazalar bulunuyor. Alışveriş sevenler için çok cazip olan bu nokta trafiğe de kapalı olduğundan rahat rahat gezilebilir. Mazzini dışında Cappelo ve Porta Borsari de alışveriş için canlı noktalar. Gıda alışveişi için yukarda bahsettiğim Erbe Meydanı’nda kurulan pazarı ihmal etmemenizi öneririm. Verona’nın alışveriş için pahalı bir şehir olduğunu da belirtelim.


NEREDE KALINIR? Verona’yı günübirlik gezebileceğiniz gibi birkaç gün konaklayıp bu şirin şehrin tadına varabilirsiniz. Verona, mimari yapısı, etkileyici binaları, köprüleri, meydanları, hayat dolu caddeleri ve nefis lezzetleri ile birkaç gün zaman ayırmayı hak eden bir şehir.



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.