105 lar, Ergenekon’dan çıkılan günü ve onun saatini bellediler. Her sene o günde ve o saatte bayram yaparlar. Bir parça demiri ateşe sokup kızdırırlar. İptida Han, bir âletle demiri tutup örse koyup çekiçle vurur. 01 günü gayet aziz tu tar lar. Bu âyîn, ilhanlık dininin en büyük ibadetidir.
9.
SAİR TÜRK MENKIBELERİ
Üstûreler, ilâhlara taalluk eden maceralardır. Menkı beler de kahramanlara yani nim ilâhlara isnat olunan ser güzeştlerdir. Gerek üstürelerin, gerek menkıbelerin iki İç timaî rolü vardır : Birincisi âyinî roldür. Yani bu üstûreler ve menkıbeler bir içtima esnasında manzum yahut mensur olarak, musiki ve raksla müterafık ve gayr-i müterafık olarak okunursa, hattâ bazan dinî bir trajedi halinde oynanırsa sihriyyen dinî bir tesir icra eder, yahut büyük bir sevap kazanılmış olur. İkinci rolü, itikadîdir. Bu rolde kıymet, menkıbenin mevzuun da ve manasmdadır. Menkıbenin naklettiği vaka, herhangi bir teşkilâtın yahut müessesenin ne suretle tekevvün etti ğini izah etmek ister. Menkıbelerin birinci rolünü. Dede Korkut Kitabı’nın Oniki Oğuznâme’sinde görüyoruz. Ozanı, bunları, Yirmidört Boybeği şölende hazır iken, hanlar hanına hitaben inşad eder, aynı zamanda kopuzunu da çalar. Müslümanlarda Meviid-i Şerif tilâveti nasıl âyînî mahiyeti hâiz se, bu Oğuznâmeler de, eski Oğuz Türkleri için öyle idi. Menkıbelerin izahkâr rolüne gelince, bunu bilhassa il hanlık dininde hakim olan il, Ak-Kemiic tanınıyor, diğerle ri Kara-Kemik itibar olunarak, bu ilin tâbiiyeti altına giri yorlar. Hâkim olan il’in Ak-Kemikliğini izah eden, işte bu menkıbelerdir. Yukarıda Dokuz - Oğuzların, Oğuzların ve Gök - Türklerin ne suretle ilâhî ve kudsî bir mâhiyeti hâiz